POSTA212 - SAYI 32 - EK

Page 1

2014’te ZENGİN OLUN!

2013 Onları aramızdan aldı

■ Finansal terapist Bari Tessler, duygusal sorunları çözdükten sonra amaçlarınız doğrultusunda kendi para haritanızı oluşturabileceğinizi söylüyor. » 9’DA

Dövme mi yaptıracaksınız? ■ Eskiden sadece hippilerin ‘alemetifarikası’ idi. Şimdilerde artık her yaştan her kesimden kadın, erkek vücuduna, irili ufaklı dövme yaptırıyor. Demet Demirkaya’nın kaleminden New York’ta dövme yaptırma izlenimleri. » 15’TE

■ Bu yıl tiyatro, sinema ve televizyon dünyasından birçok sanatçı ve duayen gazeteci ile yazar birer birer aramızdan ayrıldı. 2013 biterken az olan tatlı anılar unutuldu geriye pek çok acı hatıra kaldı. » 8’DE

HAFTALIK ÜCRETSİZ

A M E R İ K A’ D A K İ

TÜRKLERİN

GAZETESİ

www.posta212.com • YIL 1 • SAYI 32

ÖZGÜRLÜKLER DARALIYOR

İnternete büyük baskı

En büyük gazeteci hapishanesi: Türkiye » 4’TE

Demokratikleşme paketlerinin havada kaldığı, özgürlüklerin her geçen gün daha da kısıtlandığı bir ülke haline geldi Türkiye. İnternet yasakları dünya sıralamasında en fazla gazetecinin hapiste olduğu Türkiye.

ARZU KAYA URANLI

5’TE

GÜLHAN AKŞİT

14’TE

HALDUN ARMAĞAN İLE VİZYON

15’DE

Emekli Amerikalıların yeni cennetleri ■ Emekli olan Amerikalılar artık daha rahat ve ucuz bir yaşam için yabancı ülkeleri tercih ediyor. İkinci baharlarını yaşayan Amerikalıların tatil tercihlerini sizler için belirledik.

» 6’DA

■ Ressam ve güzellik uzmanı olarak kariyerine ABD’de devam eden Aynur Sucu, üçüncü sergisini açmaya hazırlanıyor ve sergi gelirlerini kanserli çocukların tedavisi için bağışlıyor. » 2’DE

» 4’TE

» 4’TE

■ Amerikalılar için yılın en önemli günü Christmas, dini bir bayram olarak önemini koruyor ama tatil olarak algılayanların sayısı da hızla artıyor. » 7’DE 4’TE

Sergi gelirleri kanserli çocuklara

Türkiye sansür için Google’ı bıktırdı

Amerikalılar Christmas’ı nasıl yaşıyor?

25 Aralık 2013 Çarşamba

Türk kadınından ilham aldı ■ Türkiye ziyaretinde köylü kadınların yemenilerindeki oya işlerine hayran kalan Emily Johnson Kısa, ilham alıp tasarladığı eserlerini ABD’de satıyor. » 3’TE

Amerika’nın en iyi pizzacıları

■ Amerika genelinde en çok tüketilen yiyecekler arasında olan pizzanın en iyisi nerede? 1000 kişi arasında yapılan bir anket ile bu sıralama belirlendi. » 13’TE

Türk şarabını ABD’de tanıtıyor ■ Master yapmak için 20 yıl önce geldiği Amerika’da kendini bir anda Amerikan ticari pazarının içinde bulan ve birçok başarılı işlere imza atan Türk girişimci Sunay Ciner, ev eşyaları, hediyelik eşya işinden sonra girdiği restoran işinde Türk şaraplarının iyi tanınmadığı görünce kararını vermiş. » 5’TE

NURDAN YÜZBAŞIOĞLU İLE LIFE AND STYLE

14’TE

NEW YORK’TA ETKİNLİKLER

Gelirler düşüyor kiralar yükseliyor ■ ABD’de 2000 ve 2012 yılları arasında kiralar yıllık yüzde 6 arttı. Ancak, kiracıların gelirlerinde ise yüzde 13 oranında bir düşüş var. » 12’DE

Bu plaj sadece köpeklere ■ Güney Florida’da okyanus kıyısında ki bir sahil kasabası olan Hollywood’da alışagelmişin dışında bir uygulamaya imza atıldı. Bir kasabadan diğerine kadar uzanan bu geniş sahillerde artık köpeklere özel bir plaj bile var

» 16’DA


Toplum Yaşam

25 Aralık 2013 Çarşamba

Rochester’da Yılbaşı Partisi (ROCHESTER - POSTA212) Rochester Türk Cemiyeti (TCR-Turkish Society of Rochester) kolay kolay hafızalardan silinemeyecek bir yılbaşı partisi hazırlığında. Rochester Türk Evi’nde gerçekleşecek yılbaşı partisinde ünlü DJ Türk, davetlilere unutulmaz bir müzik keyfi yaşatacak. Giriş ücretlerinin üyeler için 15, üye olmayanlar için 30 ve 12 yaş altı çocuklar için 10 dolar olarak belirlendiği gecenin yemek menüsü İzmir köftesi, nohutlu sebzeli bulgur pilavı, salata ve gecenin sonunda ise işkembe çorbası olacak.

New Jersey’de ortak yılbaşı balosu (NEW JERSEY-POSTA212) Türk Amerikan Toplum Merkezi, Türk Hars Birliği, Türk Amerikan Giresunlular Derneği ve NJ Türk Kıbrıs Kültür Derneği ile ortak bir yılbaşı balosu düzenliyor. 31 Aralık’ta New Jersey’deki East Windsor bölgesinde gerçekleştirilmesi beklenen balonun başlama saati 20:00 olarak belirlendi. New Jersey’deki Türk derneklerinin ortaklaşa düzenlediği bu etkinlikte davetlilerin unutulmaz bir yılbaşı gecesi geçirmesi bekleniyor.

“İNSANLIK GÖREVİMİ YAPMAK İSTİYORUM” Ressam ve güzellik uzmanı olarak kariyerine ABD’de devam eden Aynur Sucu, açtığı iki sergiden elde ettiği bütün geliri kanserli çocukların tedavisi için bağışladı ğın bunu görmesi gerekiyor” diye konuştu.

(NEW YORK – POSTA212)

T

ürkiye’de okula gidemeyen çocukların elinden tutmak için açacağı üçüncü sergisine hazırlanan Sucu, “Hiç bir işimi insanlar takdir etsin diye yapmadım. Ben sadece insanlık görevimi yapmak istiyorum” dedi.

‘VAN`DAN 40 ÖĞRENCİ’ Şu an hazırladığı üçüncü sergisini Türkiye’deki eğitimi destekleme amaçlı açacağını belirten Aynur Sucu, “Türkiye’de yardım amaçlı bir sergi düşünüyorum. Van’dan 40 tane öğrenci seçtik. Yardıma muhtaç olan o kadar çok öğrenci var ki, keşke maddi imkanımız olsa da hepsine yardım etsek. Ama inanıyorum ki, biz birlikte olursak bunların hepsini aşarız. Önemli olan, toplumu bir araya getirmek ve bilinçlendirmek. Bir ülkenin kalkınması için eğitim şart” diye kaydetti.

“SANATTAN HİÇ KOPMADIM” 22 sene önce eşi ile birlikte ABD’ye gelen Aynur Sucu, çocukluğundan beri her yaz el sanatları kurslarına katıldığını, ve böylelikle el becerilerinin geliştiğini söyledi. Kendisi gibi ailesinde bir çok sanatçının olduğunu söyleyen Sucu, “Sanat hiç bir zaman kopamadığım bir yaşam stili” diye konuştu. ‘NİMETLER PAYLAŞILMALI’ Sucu, Türkiye’deyken de bir süre güzellik uzmanı olarak çalıştı. ABD’ye geldiğinde ise çeşitli eğitimler alarak bu mesleğine devam etti. Lancome ve Mac gibi dünyanın en büyük kozmetik şirketlerinde güzellik uzmanı olarak görev yapan Sucu, şu anda Christian Dior’da çalışıyor. Son yıllarda sanatçı kişiliğinin, asıl mesleği olan güzellik uzmanlığına daha ağır bastığını söyleyen Sucu, bu nedenle resim yapmaya daha fazla odaklanarak hayır amaçlı sergiler açtı. Bu sevdasını ise şöyle

açıkladı: ‘ÇEKİ ELİMİZLE TESLİM ETTİK’ “Hiç bir işimi insanlar takdir etsin diye yapmadım. Ben sadece insanlık görevimi yapmak istiyorum. Çünkü bu dünyada hepimizin üzerine düşen bir görev var. Allah’ın bize bahsettiği bir çok nimet var. Bu nimetleri başkalarıyla paylaşmak gerekiyor”

Özellikle kanser hastası çocuklara yardım etmeyi kendisine hedef belirleyen Sucu, şu ana kadar bir tanesi Paterson Müzesi’nde olmak üzere, kanser hastası çocuklar için iki tane sergi açtı. “Önemli olan başkaları için gelmeden başka şeyler yapabilmek. İlk sergide 48 tane tablom satıldı. Gelirlerin hepsini Memphis’teki St. Jude Children’s Research Hospital’a ba-

ğışlandı” dedi. Eşi ve çocukları ile birlikte bizzat hastaneyi ziyaret ederek kendi elleriyle çeki ulaştırdığını söyleyen Sucu, “Bizim yaptığımız sadece denizde bir damla ama o damlanın da çok büyük bir etkisinin olduğunu gördük. Oradayken çok üzülüyorsunuz, kalbiniz paramparça oluyor. O çocukların ve ailelerinin acısını içinizde hissediyorsunuz. Bütün insanlı-

TÜRK OCAĞI’NDA DERS New Jersey’de açılan Türk Ocağı’nda yakın zamanda güzel faaliyetlerin başlayacağının da haberini veren Suçu, kendisinin de el sanatları dersleri vereceğini söyledi. Sucu, “Oradaki amaç , hanımlarımızı bir araya getirerek, Türk toplumunda kültür, sanat ve estetik bilincini yaygınlaştırmak, kültürel zenginliklerimizi tekrar ortaya çıkartıp kadınlarımızı yeni bilgi ve beceriyle donatarak, onları tekrar sosyal hayata geçirmek, dayanışma ve güven duygusunu pekiştirmek ve boş zamanlarını bir şekilde kullanımını sağlamak” dedi.

18. Boston Türk Festivali sona erdi Bu yıl 18’incisi gerçekleştirilen Boston Türk Festivali sona erdi.15 Aralık’ta sona ermesi planlanan genç ressam Gizem Saka’nın Boston Üniversitesi’ndeki ‘Turkuaz Rüya’ isimli sergisi ise gördüğü ilgi üzerine 15 Ocak 2014’e kadar uzatıldı

Türk Kahvesi Gecesi’nde Ebru sanatı (OHIO-POSTA212) Ohio-Cleveland Türk Amerikan Cemiyeti (Turkish American Society of Ohio Cleveland – TASO Cleveland), ocak ayında bir ‘Türk Kahvesi Gecesi’ düzenleyecek. Çeşitliliğin desteklenmesi ve farklı kültürlerden gelen insanların bir araya gelip hoşça vakit geçirmelerinin teşvik edilmesi amacıyla Ohio, Lakewood’daki Türk Evi’nde her ay gerçekleştirilen ve o aya özel belirlenen konuya ilişkin bir sunum, eğlenceli etkinlikler, sohbetler ve lezzetli Türk yemekleri eşliğinde keyifli vakit geçirilen ‘Türk Kahvesi Gecesi’nin bu ayki konusu ise ‘Türk Ebru Sanatı’ olacak. Bu arada, 10 Ocak Cuma günü 19:00’da başlayıp yaklaşık 2 buçuk saat sürmesi beklenen etkinliğe katılmak isteyenlerin önceden turkishcoffeenight@gmail.com e-posta adresi üzerinden RSVP yapılması da isteniyor.

BOSTON - POSTA212

T

ürkiye’yi, kültür ve sanatını “Anadolu’nun Renkleri” temasıyla çeşitli yönleriyle Amerikalılara tanıtmayı amaçlayan festival programında konserler, sergiler, atölyeler, belgesel ve kısa film yarışması, Türk mutfağının tanıtımı gibi bir dizi etkinlik yer aldı. Her yıl festival programının Boston’da yaşayanların büyük ilgisini çektiğini ve yapılan tanıtım kampanyalarıyla geçen yıl olduğu

gibi bu yıl da altı haftayı aşan bir sürede hedefledikleri gibi 200 bin üzerinde kişiye ulaştıklarını belirten festival yöneticileri, gördükleri ilgiden ve festival programının beğeni kazanmasından memnun olduklarını belirtti. Festival direktörü Erkut Gömülü, festivalin ana sponsorları olan Türk Kültür Vakfı’na (TCF), Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, Türk Tanıtma Fonu’na, Türk Hava Yolları’na ve başta T.C. Boston Başkonsolosluğu, Boston Güzel Sanatlar

Müzesi, Boston Üniversitesi Howard Thurman Merkezi ve Boston Goethe Enstitüsü olmak üzere festivale destek veren tüm kurum ve kuruluşlar ile festivalde yer alan sanatçılara ve katılımcılara teşekkür ettiklerini söyledi. Festival direktörü Gömülü önümüzdeki yıl düzenlenecek olan 19. Boston Türk Festivali’nin programı ile ilgili hazırlıklara da başlandığını belirtti. Festival, 2014 yılında yine 29 Ekim -15 Aralık tarihleri arasında yapılacak.

SERA TOKAY CARNEGIE HALL’DA (NEW YORK-POSTA212) New York’ta faaliyet gösteren Amerikan Türk Kadınlar Birliği, ATKB, başarılı Türk kadınlarını desteklemeye devam ediyor. ATKB, şimdi de Ocak ayında New York’un dünyaca ünlü konser salonu Carnegie Hall’da konser verecek dünyanın sayılı kadın şeflerinden Sera Tokay’ın bu etkinliği için tanıtım çalışmaları yapıyor. Tokay’ın etkinliği 28 Ocak’da gerçekleşecek.


Toplum Yaşam

25 Aralık 2013 Çarşamba

Türk kadınlarından ilham aldı

KENDİ BUTİĞİNİ AÇTI Türkiye ziyareti esnasında köylü kadınların yemenilerindeki oya işlemelerine hayran kalan Amerikalı Emily Johnson Kısa, Minnesota’da açtığı “Kısa Collections Boutique”de Türk kadınlarından ilham alarak tasarladığı ürünlerini satıyor MINNESOTA - POSTA212

M

innesota doğumlu Emily Johnson Kısa, San Diego Devlet Üniversitesi’nde Güzel Sanatlar ve Heykel bölümünde eğitim görürken, bölüm danışmanının kendisine sürekli Türkiye’ye gitmesi konusunda tavsiyeler vermesi üzerine, 2007 yılında Türkiye’yi ziyaret etmeye karar verdi. Kısa, o günleri “Bu kararım hayatımı tamamen değiştirdi” diye anlatıyor.

‘ARKADAŞLARIM BİLE İNANAMADI’ Emily Kısa , Türkiye’ye gittikten sonra kısa bir süre içerisinde şimdiki eşi Çağlar Kısa ile tanıştı ve iki kız çocuğu dünyaya getirdi. Beş yıl yaşadığı Türkiye’de farklı farklı şehirleri ziyaret ederken, köylü kadınların taktığı yemenilerinin büyük ilgisini çektiğini söylüyor. Özellikle oya işlemelerine hayran kaldığını ve olabildiğince eski model yemeni aramaya başladığını belirten Kısa, “Daha sonra iğne oyası örnekleri bulmaya ve onları Amerika’daki arkadaşlarım için buraya getirmeye başladım. Onlara oyanın yapılış aşamasını anlattığımda duyduklarına

inanamadılar. Türk kadınları kendi yetiştirdikleri ipek böceklerinden elde ettikleri ipekle kendi iplerini yapıyorlar. Daha sonra onları elleriyle boyayarak küçücük bir iğne ile oya işlemesi yapıyorlar. Bu inanılmaz bir emek! Şu an Amerika’da da el sanatı tekrar canlanmaya başladı fakat oya işlemeciliği ve oluşturdukları çiçek motifleri tamamen Türkiye’ye özgü bir şey” diye konuşuyor. ‘TÜRK KADINLARI DA KAZANMALI’ Türk kadınlarından aldığı oya iğneleri ile yaptığı modellerin üzerine kumaş ve deri gibi uzun kolyeler yapması sağlayan aksesuarlar yerleştirerek kendi takılarını tasarlayan Kısa’nın en büyük hayallerinden biri Türkiye ile ortaklaşa

çalışarak, Türkiye’deki kadınların el işinden hakettiği parayı kazanmalarını sağlamak. ‘BUTİK SAYIMIZI ARTIRACAĞIZ’ Emily Kısa, Minnesota’da açtığı Kısa Collections Boutique’de kendi takılarının haricinde eşi Çağlar Kısa’nın bağlantıları sayesinde Türkiye’den getirdikleri en iyi kalitede giyecekleri müşterilerinin beğenisine sunuyor. Amerikalıların özellikle nazar boncuğunun ve hamsa el motifinin hikayesinden çok etkilendiklerini söyleyen Kısa, “Gelecekte butik sayımızı artırmak istiyoruz. Çok büyük bir ihtimalle Minnesota’da daha çok butik açacağız. Fakat Kaliforniya’da ve Seattle’da da bağlantılarımız var” diyor.

WASHINGTON’DA ARA GÜLER SERGİSİ Dünyaca ünlü fotoğraf sanatçısı Ara Güler’in, Washington’da açtığı sergi büyük ilgi görüyor. “Ara Güler’in Anadolusu” sergisi 2014 yılının Mayıs ayına dek sergilenecek (WASHINGTON-POSTA 212) Sanatçı Ara Güler’in, Anadolu’nun çeşitli arkeolojik ve tarihi mekanlarında çektiği fotoğraflarını içeren “Ara Güler’in Anadolusu” adlı sergisi, Washington şehrindeki Smithsonian Enstitüsü çatısı altındaki Freer and Sackler Galeri’de açıldı. “Ara Güler’in Anadolusu” sergisi 2014 yılının Mayıs ayına dek

sergilenecek. Anadolu’nun farklı noktalarından 21 parçanın yer aldığı serginin fotoğrafları Johns Hopkins Üniversitesi’ndeki bir grup öğrenci tarafından seçildi. 14 Aralık’ta açılışı yapılan sergi ile ilgili detaylı bilgiyi www.asia. si.edu adresinden edinebilirsiniz.

“Türkiye’yi fotoğrafla” Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği tarafından düzenlenen “Türkiye’yi Fotoğrafla” yarışmasının üçüncüsü başladı WASHINGTON - POSTA212

P

opüler fotoğraf paylaşma ve düzenleme uygulaması Instagram üzerinden yapılacak fotoğraf yarışması, 15 Aralık 2013 ve 31 Ocak 2014 tarihleri arasında gerçekleşecek. “Türkiye: Medeniyetlerin Kavşağı” temalı ve tüm Türk ve Amerikan vatandaşlarına açık olan yarışmaya katılmak isteyenlerin, Washington Büyükelçiliği’nin İnstagram’daki “turkishembassydc” isimli hesabına üye olmaları ve Büyükelçilik tarafından belirlenen temaya uygun resimleri yarışma için özel oluşturulan #PictüreTurkey sayfasına eklemeleri gerekiyor. Yapılan açıklamada katılımcıların yarışmaya istedikleri sayıda resimle katılabilecekleri belirtilirken, değerlendirme

kriterlerinin ise; 1. Instagram fotoğrafı, görsel olarak ne kadar ilgi çekici? 2. Instagram fotoğrafı, Türkiye’yi ne kadar iyi temsil ediyor? 3. Instagram fotoğrafı, temaya ne kadar uygun? Şeklinde olacağı

duyuruldu. Washington Büyükelçiliği yarışmada birinci gelen fotoğrafı ise, Instagram, Facebook ve Twitter sayfalarında Şubat 2014’te duyuracak. Yarışmada birinci seçilen fotoğraf büyütülerek Washington Büyükelçiliği’nde bir ay boyunca sergilenecek, ardından da fotoğrafın sihibine ödülü verilecek. Duyuruda ayrıca, yarışma hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyenlerin, Washington Büyükelçiliği’nin Facebook (www.facebook.com/ TurkishEmbassy) ve Twitter (https://twitter.com/TurkishEmbassy) sayfalarını ziyaret edebilecekleri ayrıca, Instagram fotoğraf yarışmasıyla ilgili sorularını da contact@turkishembassy.org adresine gönderebilecekleri ifade edildi.

Emily Kısa’nın ürünlerini www.kisacollections.com , facebook/kisacollections instagram @ kisacollectionsboutique ve twitter@ kisacollections’ dan ulaşabilirsiniz.

ABD’DE NAZIM HİKMET ŞİİR FESTİVALİ Nazım Hikmet Şiir Yarışması’nın 6’ncısı için başvurular başladı (NEW YORK-POSTA 212) Türk Kültür Vakfı (TCF), dünya çapında bir şiir yarışması ve festival oluşturmak adına düzenlediği ve önümüzdeki yıl 13 Nisan’da 6’ıncı kez gerçekleştireceği Nazım Hikmet Şiir Festivali kapsamında düzenlenen şiir yarışması için başvuruları kabul etmeye başladığını açıkladı. Güney Amerika’dan İran’a, Gürcistan’dan İrlanda’ya, İngiltere’den Hindistan’a kadar dünyanın dört bir yanından yediden yetmişe yüzlerce şairin katıldığı Nazım Hikmet Şiir Yarışması’nın son başvuru tarihini 31 Aralık olarak duyuran TCF, www. nazimhikmetpoetryfestival.org sitesinden de yarışma ve festival ile ilgili daha ayrıntılı bilgi alınabildiğini açıkladı.


Toplum Yaşam

25 Aralık 2013 Çarşamba

Arzu Kaya

Uranlı twitter@arzukayauranli

Türkiye’de kadın -2 Bir önceki makalede Türk kadının tarih ve sosyal gelişim içindeki yerini özetlemiş, problemlerin çesitlerini ve istatistiksel verileri değerlendirmiştim. Peki hal böyleyken çözüm için neler yapılıyor? 2012 Mart ayında, Türk Parlamentosu şiddete karşı kadını korumaya alan bir destek yasası çıkarttı. Ayrıca, kadınların politakada daha fazla varlık gösterebilmesi için de geçici kota getirildi ve pozitif ayrımcılık ilkesi benimsendi. Geçenlerde görüştüğümüz Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Birimi baş direktörlerinden biri olan Gülden Türköz-Cosslett’e göre, kadının güçlendirilmesi konusunda Türkiye son yıllarda BM ile inançlı bir şekilde çalışıyor. Türkiye’nin işleyiş kapasitesini arttırmayı hedefliyor, ulusal taahhütlerin izlenmesi ve belirli sektörlerde kadın erkek eşitsizliği mevzuatının aşılması için samimiyetle çabalıyor. Ancak problemler çok büyük ve köklü olduğu için çözüm de zaman gerektiriyor. Tabi üretilen çözümler ne kadar yararlı olursa olsun asıl önemli olan uygulama. Maalesef, gerçek hayatın bütün boyutlarına cinsiyet gözetmeksizin hak ve fırsat eşitliği getirilebilmesi için yasaların uygulanması ve bu uygulamanın toplumsal bir dönüşüme sebep olabilecek güce ulaşabilmesi için de sıkı bir şekilde denetlenmesi konusunda siyasi iradeye önemli bir görev düşüyor. Kadının kendi kendine yetebilen, bağımsız bir birey olabilmesi için en önemli başlangıç noktası ise eğitim. Bu noktada kız çocuklarının okutulması kadar erkeklerin cinsiyet eşitliği konusunda eğitilmesi de üstünde durulması gereken bir unsur. Resme geniş açıdan bakacak olursak toplum olarak üzerimize düşen özgünlüğü yakalayabilmekten geciyor. Yani Batı ve Doğu kültürleri arasında kendimizi ezilerek kaybolmaktan korumaya çalışmamız lazım. Maalesef, son zamanlarda yaşananlar Türk toplumu içinde hızla açılan uçlar olduğunun açık göstergesi. Ancak birbirimize sırt dönmek yerine yargılamadan, suçlamadan ve aşağılamadan, sadece anlamaya çalışarak kulak verebilirsek ve toplumsal gerçeklerimizle artık yüzleşebilsek, durumumuz çok da iyi olacak. Karşılıklı mentalitelerin ve değerlerin anlaşılması için güçlü bir iletişime girmemizin zamanı geldi de geçiyor. Haklı olduğumuzu ispatlamak için değil; birbirimizi anlayabilmek için samimiyetle dialoğa geçmemiz gerekli. Yoksa bugün olduğu gibi yüzyıllar boyu sahip olduğumuz geleneksel değerlerimiz ve batılı normlardaki yaşam tarzı içinde sıkışıp kalarak kimlik bunalımına düşmemiz kaçınılmaz! Türkiye’de “kadın problemi var” demek eksik olur. Zira, Türkiye’de şiddet sadece kadına yönelik değil. Toplumun her biriminde kendini gösteriyor. Eşitsizlik de ve eğitim de öyle! Türkiye’de çözülmesi gereken problem kimlik problemidir ve kültürel çatışma içinde oluşan kavram karmaşalarıdır. Daha da önemlisi demokrasinin hazmedilememiş olması toplumun en küçük birimi olan ailede de eksikliğini açıkça göstermekte ve karşımıza kız çocuklarının okutulmaması erken evlendirilmesi aile içi şiddet gibi dönüğümlerle kendini göstermektedir. Sözün özü, Türkiye’nin kadın problemlerini aşabilmesi için bir çok diğer konuda olduğu gibi demokrasiye ihtiyacı olduğu yadsınamaz.

’dan en çok sansür talep eden ülke Türkiye (NEW YORK- POSTA212) Google’ın Ocak 2013’ten Haziran 2013’e kadar dünya genelinden toplamda 3486 içerik silme talebi aldığı, bu taleplerin neredeyse yarısının Türkiye’den geldiği belirtiliyor. Rapora göre, yılın ilk altı ayında Türkiye’deki yetkililer Google’dan 1673 içerik silme talebinde bulunmuş. Bunun bir önceki altı aya kıyasla 10 kat civarında bir artışa işaret ettiği vurgulanıyor. Türkiye’nin içerik silme taleplerinin yaklaşık üçte ikisinin internet üzerinde ifadeyi sansürleyen 5651 sayılı internet yasasının ihlali iddiasıyla yapıldığı belirtiliyor. Raporda yer alan kaldırılan ve kaldırılmayan içerikle ilgili ayrıntılardan bazıları şöyle: Bir siyasi yetkili ve seks skandallarıyla ilgili arama sonuçlarını kaldırmamız için bir mahkeme kararı elimize ulaştı. Sonuçları kaldırmadık. Bir hükümet kurumundan Kürt partisi ve Kürt aktivistler hakkında bir blog sayfasını ve Kürdistan haritasını profil resmi yapan bir Google+ sayfasını kaldırmamız için iki talep aldık. Hiçbirini kaldırmadık. Bir savcının işinin kalitesini eleştirerek hakaret ettiği iddia edilen bir blog yazısının kaldırılmasını öngören üçüncü tarafa yönelik bir mahkeme kararı aldık. Blogu kaldırmadık. Birçok hükümet yetkilisinin telefon numaraları, şahsi e-postaları, banka hesap bilgileri gibi detayları bulunduran blog yazılarının kaldırılması için üçüncü taraflara yönelik üç mahkeme kararı aldık. Ürün politikalarımızı ihlal ettikleri için bu yazıların çoğunluğunu kaldırdık. Hükümet kurumlarından Atatürk’le ilgili eleştirel içerik barındıran 17 YouTube videosu ve 109 blog yazısının kaldırılması yönünde 37 talep aldık. Kendi ilkelerimizi ihlal eden 10 videoyu kaldırdık. EN ÇOK İÇERİK SİLME TALEBİ TÜRKİYE’DEN GELDİ ◗ Rapora göre, 2013’ün ilk altı ayında Google’dan en çok içerik silme talebinde bulunan ülkeler şöyle: ◗ Türkiye (12 bin 162 madde için 1673 talep) ◗ ABD (3887 madde için 545 talep) ◗ Brezilya (1635 madde için 321 talep) ◗ Rusya (277 madde için 257 talep) ◗ Hindistan (714 madde için 163 talep) ◗ Google, dünya genelinde içerik silme taleplerinin bir önceki altı aya göre yüzde 68 oranında artış kaydettiğini söylüyor. Şirket, kendilerine iletilen taleplerin üçte birinden azını uygulamaya geçirdiklerini belirtiyor.

Türkiye yine en büyük GAZETECİ HAPİSHANESİ

CPJ Avrupa ve Orta Asya Program Koordinatörü Nina Ognianova’ya göre, Türkiye son iki yıldır dünyadaki tüm diğer ülkelerden daha çok gazeteciyi hapsetti

P

armaklıklar ardındaki gazetecilerin sayısı 40; 2012 yılı Ekim ayındaki 61 gazeteciden ve 1 Aralık 2012’deki kayıtlarda görünen 49’dan daha düşük bir sayı olmakla birlikte, Türkiye’de hapis tutulan gazeteci sayısı İran, Çin veya Eritre’den daha yüksek. Ognianova, “Bir NATO üyesi ve bölgesel bir lider olan Türkiye’nin dünyanın en çok gazeteci hapsedenler listesinde yeri olmamalı” diyor. CPJ yetkilisi, “Ancak yasalarında anlamlı bir reform yapmayı başaramamasından tutun, Gezi Parkı protestolarının ardından gazetecilerin sayısındaki çok az bir düşüşün haricinde Türkiye daha baskıcı bir tutum sergiledi. Ekim 2012’den bu yana salınan gazetecilerin pek çoğu hala yargılanıyor” diye devam ediyor. CPJ’in bu yıl 2013 Uluslararası Basın Özgürlüğü Ödülü verdiği dört gazeteciden birinin serbest bırakılan gazeteci Nedim Şener olduğunu hatırlatan Nina Ognianova, Şener’in Ergenekon davasından suçlu bulunduğu taktirde 15 yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya kalacağını söylüyor. Gazetecileri Koruma Komitesi Kasım ayında Türkiye’de Adalet Bakanlığı yetkilileriyle görüştü ve kaygılarını iletti. CPJ Yönetim Kurulu Başkanı Sandra Mims Rowe, kurul üyesi John Carroll ve İdari Müdür Joel Simon’dan oluşan CPJ heyeti, Adalet Bakanlığı yetkilisi Kenan Özdemir’le görüştü. Görüşmede, hapisteki gazetecilerle ilgili olarak bilgi alışverişinde bulunmak üzerinde anlaşmaya varıldı. Adalet Bakanlığı CPJ’in talebi üzerine Kasım ayında CPJ’e bir belge gönderdi. Bu belgede, 54 gazetecinin nerede oldukları, hapsediliş tarihleri ve kendilerine yöneltilen suçlamalar bulunuyordu. Bunlar arasında yakın zamanda hapsedilenler de dahil pek çoğu terörle mücadele yasasına bağlı olarak içerideydi. CPJ, çeşitli belgeleri inceledikten sonra bu 54 gazeteci arasından 40

kişinin mesleki faaliyetlerinden dolayı hapsedildikleri yönünde bağımsız bir karara vardı. CPJ, diğer 14 vaka içinse, hapsedilmelerinin mesleki faaliyetten olup olmadığına karar vermek için yeterli bilgi olmadığı sonucuna vardı. CPJ bu vakaları incelemeye devam edeceğini bildirdi. CPJ Avrupa ve Orta Asya Program Koordinatörü Nina Ognianova, Türk hükümetine şu çağrıda bulundu: “Son birkaç yıl içinde Türkiye bölge için umut sayılan bir ülkeden bölgenin endişe yaratan ülkelerinden birine dönüştü; ifade özgürlüğünün giderek daraldığı bir atmosferle tanımlandı. Türkiye bir yol ayrımında; otoriterlik ve sansür yerine demokrasi ve hoşgörüye giden bir yolu seçmek için hala çok geç değil. Türkiye hapishanelerinde bulunan 40 gazeteciyi serbest bırakarak bir başlangıç yapabilir.” CPJ Direktörü Joel Simon da yayınladıkları yılsonu raporuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada şöyle dedi: "Yaptıkları iş yüzünden gazetecileri hapsetmek hoşgörüsüz ve baskıcı bir toplumun baş özelliğidir. Vietnam ve Mısır gibi ülke-

lerde hapsedilen gazeteci sayısının arttığını görmek elbette çok rahatsız edici. Ancak açıkçası Türkiye’nin iki yıl üstüste dünyanın en çok gazeteci hapseden ülkesi olduğunu görmek şok etkisi yaratıyor.” CPJ’in listesinde ilk 10’a giren ülkeler şöyle sıralanıyor: Türkiye, İran, Çin, Eritre, Vietnam, Suriye, Azerbaycan, Etiyopya, Mısır ve Özbekistan. Gazetecileri Koruma Komitesi’nin raporuna göre, 1 Aralık 2013 itibariyle dünyada 211 gazeteci hapiste. Suriye’deki tutuklu gazeteci sayısı 12’den 15’e çıkmış durumda. Ayrıca Suriye’de 30 gazeteci de kayıp. CPJ’in raporuna göre, 2013’te 52 gazeteci öldürüldü. Gazetecileri Koruma Komitesi Yayın Yönetmeni Elana Beiser’a göre, “Ankara, Tahran ve Pekin'deki hoşgörüsüz hükümetler, toplam 107 muhalif muhabir, blog yazar ve editörü susturmak için en çok devlete karşı işlenen suçlara dair suçlamaları kullandılar. Türkiye ve İran, 2013 dahilinde bazı gazetecileri serbest bırakmalarına karşın birinci ve ikinci sıradaki yerlerini korudular. Çin'de hapis tutulanlaların sayısında değişiklik olmadı.”

Beiser, 2012'de olduğu gibi, Çin'de 32 muhabir, editör ve blog yazarının hapiste olduğuna dikkati çekiyor. Elana Beiser’a göre, Kuzey ve Güney Amerika kıtalarında hapisteki tek gazeteci Amerika Birleşik Devletleri'nde. Yolsuzluk iddiaları ve Alabama eyaletinin Cumhuriyetçi çevrelerindeki skandallar üzerine yazan bağımsız blog yazarı Roger Shuler, iftira kaynaklı içeriğe dair bir mahkeme kararına uymayı reddetmesi sonucunda mahkemeye itaatsizlikten hapiste. Gazetecileri Koruma Komitesi’nin araştırmalarına göre: ◗ 211 hapis gazeteci, geçen yılın rekor sayısı 232'ye yakın. 2012 öncesinde CPJ'in yıllık hapishane sayımında kayıtlara geçmiş en yüksek sayı 1996 yılında hapiste olan 185 gazeteciden oluşuyordu. CPJ bu global araştırmayı 1990 yılından bu yana gerçekleştiriyor. ◗ Dünya çapında 124 gazeteci, hükumeti devirme veya terörizm gibi devlete karşı işlenen suçlar kapsamında hapiste. Bu, iftira veya hakaret gibi benzerleriyle kıyaslandığında tüm diğer suçlamalardan çok daha yüksek

bir oran teşkil ediyor ancak geçmiş yıllardaki devlete karşı işlenen suçlar oranıyla kabaca aynı düzeyde. 45 vaka kapsamında hapisteki gazetecilere hiçbir suçlama getirilmiş değil. ◗ Vietnam'da geçen yıl 14 gazeteci hapisteyken bu sayı yetkililerin ülkenin yegâne bağımsız medyasını oluşturan blog yazarlarına karşı operasyonları sıklaştırması sonucunda 18'e yükseldi. ◗ Vietnam'ın yanı sıra, hapistekilerin sayısının yükseldiği diğer ülkeler Etiyopya, Bahreyn ve Somali. • 2012 yılında hapiste hiç gazetecileri yokken 2013 sayımına dahil olan ülkeler: Ürdün, Rusya, Bangladeş, Kuveyt, Makedonya, Pakistan ve Kongo Cumhuriyeti; bunlara ek olarak Mısır ve ABD de var. ◗ Gazeteci zindancıları arasında Afrika'daki en kötü ülke Eritre. 2012'de 28 gazeteci hapisteyken bu sayı 2013 itibariyle 22. Eritre yasal prosedürü ihlal edenler arasında dünyadaki en kötü ülke; hapistekilerin hiçbirine karşı resmi olarak herhangi bir suçlama getirilmediği gibi, mahkemeye de çıkarılmadılar. ◗ İnternet gazetecileri 106 kişiyle toplam rakamın yarısını oluşturdu. 97 gazeteci yazılı basın çalışanı. ◗ Dünya çapındaki hapis gazetecilerin kabaca üçte biri bağımsız çalışan gazeteciler; geçen yıllara göre küçük bir farkla da az bir oran. 2012 yılında hapistekilerin %37'si bağımsız çalışan gazetecilerdi. ◗ CPJ gazetecilerin mesleklerini yaptıkları için hapsedilmemeleri gerektiğine inanıyor. ◗ Örgüt, gazeteci hapseden her ülkeye mektuplar göndererek ciddi endişelerini iletti. Geçtiğimiz yıl CPJ'in aktif desteği sonucunda en az 39 gazeteci erken serbest bırakıldı. (HÜLYA POLAT – Amerikanın Sesi Türkçe Haberler Servisi )

Türkiye’de internet baskı altında tutuluyor

T

oplam 7 başlık altında toparlanan raporda, ekonomik ve siyasi iktidarın İnternet ve yurttaşlar üzerinde tahakküm kurma girişimleri olan dijital gözetim, profilleme, veri eşleştirme, veri madenciliği olguları, ardından kişisel verilerin korunmasına dikkat çekildi. Raporda TÜİK 2013 verilerine göre, internet erişimi olan bireylerin yüzde 73,2'si İnternet’i, sosyal gruplara katılmak amacıyla kullandığı belirtiliyor. Araştırmada kentlerde bu oranın yüzde 72,1 iken, kırsalda bu oranın yüzde 78,3 olması dikkati çekiyor. Aynı araştırmada bir önceki yıla göre internet’i haber okuma, haber alma amaçlı kullananların sayısı giderek artıyor. 2012 yılında oran yüzde 72,5 iken 2013 yılında bu oran yüzde 75,6'ya çıktı. Türkiye sosyal medya ortamlarının kullanımı bakımından dünyada en üst sıralarda yer alıyor. Financial Times tarafından derlenen ve Webrazzi tarafından yayınlanan Twitter kullanım rakamlarına göre Türkiye, Twitter'ın İnternet kullanıcıları arasında en yaygın olduğu ülke. Türkiye'nin İnternet nüfusunun yüzde 31.10'u Twitter kullanıyor. İnternet nüfusunun 36 milyon 455 bin olduğu Türkiye'de Twitter kullanıcı sayısı 11 milyon 337 bin 505. Bu rakamlar Gezi sürecinde yaşanan sosyal medya savaşları ertesinde Twitter tarafından sahte, ya da 'yumurta' olarak tabir edilen hesapların silinmesinin ardından elde edilen veriler. TTNet tarafından yapılan araştırmaya göre de geçen yıl Şubat ayında Türkiye'de Facebook kullanıcı sayısı 32 milyonu aştı. Google+ kullanıcısı 1 milyon, Twitter kullanıcısı 6 milyon ve Linkedin kullanıcısı 1 milyon civarında.

Alternatif Bilişim Derneği 2013 yılının internet karnesini çıkardı. Gezi Direnişi ve etkisinin de tartışıldığı raporda sosyal medya geniş bir yer aldı

New York Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre, Gezi Parkı olaylarının alevlendiği 31 Mayıs Cuma günü saat 16.00 ile 24.00 arasında gösterilerle ilgili 2 milyon tweet atıldı. New York Üniversitesi Sosyal Medya ve Siyasi Katılım Laboratuvarı, eylemin yoğunlaştığı günlerde Türkiye’nin Twitter haritasını çıkardı. Buna göre, Türkiye’den sosyal medya kullanımı, benzer olaylarda diğer ülke yurttaşlarının sosyal medya faaliyetlerine kıyasla da yüksek. Türkiye’den gösterilerle ilgili Twitter kullanımının “olağanüstü” ve “benzersiz” olduğu belirtilen raporda, atılan tweet’lerin yüzde 90’ının Türkiye kaynaklı olduğu belirtildi. Alternatif Bilişim Derneği’ne göre, Türkiye’de yeni medya ortamları, kentte yaşayanlar tarafından yaygın ve yoğun olarak

kullanılıyor. Kentli nüfusun, özellikle de genç nüfusun sosyal medya ortamlarını yaygın kullanması hem ortamda kullanım pratikleri temelli bir takım sorunlara yol açtığı gibi, siyasi iktidarın tüm dünyada olduğu gibi bu ortamları da yönetme arzusunu kamçılıyor.

NEFRET SÖYLEMİ AYRI BAŞLIK

Alternatif Bilişim Derneği bu yıl yayınladığı raporunda sosyal medyada nefret söylemine de dikkat çekti. Raporda 2013'de farklı nefret söylemi türlerinde İnternet ortamında ne şekilde yansıdı örneklendi, çözüm önerileri sunuldu.

AĞ TARAFSIZLIĞI

Raporda İnternet servis sağlayıcılarının ve devletlerin İnternet politikalarının, tüm İnternet tabanlı verilere eşit şekilde davranması, buna bağlı verilere kısıtlama getirmemesi gerektiğine dikkat çekildi, Türkiye'de bunun ciddi bir ifade özgürlüğü sorunu olarak da yaşandığı vurgulandı. Engellemelere dikkat çekilen başlık altında yasal düzenlemelerin yanısıra beklentiler şöyle dile getirildi: "Dernek olarak, önceliğimiz, kullanıcı haklarının korunmasıdır ve bu yüzden ağ tarafsızlığını savunuyoruz. Önerimiz ise; kullanıcı haklarının savunulduğu, ağ tarafsızlığının ve en geniş haliyle ifade özgürlüğünün korunduğu yasal düzenlemelerin en kısa zamanda gerçekleştirilmesidir."

5651 SAYILI YASAYA ELEŞTİRİLER

Engelliweb rakamlarına göre Türkiye'de Ekim sonu itibariyle 33 bini aşkın internet sitesinin engelli olduğu belirtilen raporda, "2007 yılından beri son derece yanlış ve ek-

sik bir düzenleme olarak sivil toplumun tepkisini çeken 5651 sayılı kanun ve bağlı idari ve yasal düzenlemeler, yeni yapılan eklemelerle giderek ağırlaşmakta ve daha büyük problemler yaratmaya aday hale gelmektedir. Torba yasalarla yapılan özensiz değişikler sonucunda şans oyunları kapsamında özel kişilere site kapatma yetkisinin önü açılmıştır" denildi. 5651 hakkında verilen AİHM kararının da hatırlatıldığı raporda, sansüre dikkat çekilerek, "Erişim engelleme, suçla mücadele etmenin etkin bir yolu değildir. Basın ve terörle mücadele kanunları gibi ifade özgürlüğünü tehdit ettiği çok sayıda örnekle teyit edilmiş kanunlar aracılığı ile İnternet siteleri kapatılmamalıdır. Bunlar açıkça politik sansür anlamına gelmektedir. Ayrıca mahkemeler tarafından verilen koruma tedbiri kararları süresiz olduğu için cezaya ve nihayetinde kalıcı sansüre dönüşmektedir" şeklinde görüş belirtildi.

DİJİTAL GÖZETİM VE

Raporda geniş yer verilen başlıklardan biri de dijital gözetim konusu oldu. Dünyadaki izleme, dinleme skandallarına dikkat çekilen raporda, Türkiye'de TTNET-PHORM işbirliği hatırlatıldı. "Türkiye’de toptan gözetim paradigmasının yükselişi ciddi bir kamuoyu tepkisi toplamaktadır" denilen raporda, "Başta KCK ve Ergenekon davaları olmak üzere, bu gözetim çorbasına kepçe sallayıp delil üretmek gündelik hukuki skandallar haline geldi. Mahremiyet ve kişisel veri koruması bakımından ise hukuki düzeyimiz “Vahşi Batı” seviyesinde" denirken izleme, gözetlemeye karşı çıkmanın bir demokrasi mücadelesi olduğu belirtildi.

YASA 10 YILDIR MECLİSTE

Dijital Ortamlarda Kişisel Verilerin Korunması Hakkı da raporda ayrı bir başlık olarak yer aldı. Kişisel Verileri Koruma Yasası'nın 10 yıldır TBMM’de

beklediğine dikkat çekilen raporda, "Şeffaf olması gereken, devletler, iktidar odakları, kurumsal yapılardır, bireyler değil. Aksi takdirde demokrasiden söz edilemez. Özel alanımızı kendimizin belirleyebileceği, farklılıkları ve çeşitlilikleriyle zenginleşen bir açık kamusal alanda yaşamak için her türlü sivil inisiyatifle birlikte uzun bir mücadele bizleri beklemektedir" denildi.

NEFRET SÖYLEMİNE KARŞI

Raporda nefret söylemine de geniş yer ayrıldı. Örnek ve analizlerle sosyal medyadaki nefret söylemine dikkat çekildi. Dernek bu kapsamda şu önerilerde bulundu: ◗ Türkiye’de genellikle hedef alınan gruplara yönelik anahtar sözcüklerin belirlenmesi ve buna göre İnternet ortamlarının izlenmesi ve bu konuda bilimsel araştırmalar yapılması ◗ Nefret söylemi içeren içeriğin yayınlandığı siteye/şirkete/servis sağlayıcıya vb. şikayet bildirilmesi ancak bu şikayetlerin ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmesi ◗Yeni medya okuryazarlığı konusunda eğitimler verilmesi ve toplumsal farkındalığı arttırıcı kampanyalar yürütülmesi ◗ Nefret söylemi/suçu mağdurları ile dayanışma yapılması ve destek olunması ◗ Uluslararası işbirliği yapılması ◗ Akademik çevrelerin, STK’ların ve mağdurların taleplerinin dikkate alındığı yasal düzenlemelerin yapılması.

SOSYAL MEDYAYA BASKI

Sosyal medyada hükümetin baskısı da ayrı bir başlık altında incelendi. Alternatif Bilişim Derneği Yeni Medya Okuryazarlığı konusunun altını bir kez daha çizdi, bu konuda nasıl bir eğitim gerektiği sorusunun da yanıtı arandı. (VOA )


Toplum Yaşam

25 Aralık 2013 Çarşamba

TÜRK ŞARABINI ABD’YE TANITIYOR 20 yıl önce master yapmak için geldiği Amerika’da kendini bir anda Amerikan ticari pazarının içinde bulan ve birçok başarılı işlere imza atan Türk girişimci Sunay Ciner, başarı öyküsünü POSTA212’ye anlattı… ERTAN BEZEN NEW YORK - POSTA212

■ Ticarete atılmaya nasıl karar verdiniz Master yaptıktan sonra Amerika’da kaldım ve ağabeyimle birlikte ticaret hayatına atıldım. Kısa sürede ev aksesuarları ve hediyelik eşya satan 7 dükkanımız oldu. Ardından Long Island’da bir restoran tecrübemiz oldu. Restoranımız Long Island’ın en iyi 10 restoranı arasına girdi. Bu sayede Amerika’da iş hayatını öğrendik. ■ Şarap İthalat/İhracatı yapmaya ne zaman karar verdiniz, başladınız? Restoran işindeyken Türk şaraplarının yeterince tanıtılmadığının ve bilinmediğini fark ettip şarap işine girdik. 2007’de Kalara Vine’ı kurduk ve Türk şaraplarını ithal etmeye başladık. Daha önce yabancı firmalar üzerinden Türk şarapları Amerika’ya giriyordu. Şimdi ise bu işi yapan ilk Türk şirketi biziz. ■ Amerika’da Türk şaraplarına ilgi nasıl? Maalesef Amerikalılar Türk şarabına yabancı. Ancak deneyenler ne kadar lezzetli ol-

duğunu görüp sipariş veriyor. Dünyanın en büyük 6. üzüm üreticisi olan Türkiye’de üzümün sadece yüzde 2’sinden şarap yapılıyor. Amacımız Türkiye’den Amerika’ya gelen tek firma biz olmayalım istiyoruz ve diğer firmaları da teşvik etmeye çalışıyoruz. ■ Müşterileriniz arasında kimler var? Müşterilerimiz arasında Vine Shop’lar ve çeşitli eyaletlerden restoranlar var. New Jersey’de süper marketlerde satılıyor. Genellikle toptan olarak satışa sunuyoruz. Eyaletlerde distrübütörlere satış yapıyoruz. Eyaletlerin kendi yasalarından dolayı biraz yavaş ama sağlam adımlarla ilerliyoruz. ■ Kalara Wine olarak ileride şarap üretimi yapmayı düşünüyor musunuz? Öncelikli hedefimiz, Türk şarabını Amerika’ya tam anlamıyla tanıtmak ve buna paralel olarak tüketim yüzdesini arttırmak. Şarap üreticiliği çok kolay bir iş değil, bütün üretici firmalar özellikle örnek vereyim Sevilen 70 senelik, Kavaklıdere de 80 senelik bir firma. Bunlar 3-4 kuşaktır faaliyet gösteren firmalar. Fransız, İtalyan vb. diğer bütün firmalar kuşaklardır bu işin içinde. Üretip sat-

mak ve pazarlamakla üretmek arasında çok büyük farklılıklar var. Biz galiba satma pazarlama işini daha güzel yapıyoruz. İleride üreticilik işine girme konusunda şimdilik bir planımız yok. ■ Şarap dışında yine bize özgü lezzetleri getirmeyi düşünüyor musunuz?

Obezlik düşük kalorili yiyecek ve içecek pazarını büyütüyor. Tüm restaurant zincirlerinde light yiyecek ve içeceklerin satışları hızla artarken kalori bombası menülerin satışları ise yerinde sayıyor NEW YORK - POSTA212 ilim adamlarına göre son 20 yıllık sürede yetişkinler ve çocuklar arasında obezite artık salgın bir hastalık halini alıyor. Amerika’nın 39 eyaletinde yetişkinler arasında obez oranı yüzde 25’i aştı. Obezliğin topluma sağlık maliyetinin ise her yıl 147 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Obezliğin iş dünyasında işe gelmeme veya verimlilik kaybı gibi faktörlerle yarattığı kayıplar ise yılllık 73 milyar dolar olarak hesaplanıyor.

YENİ BİR PAZAR Hudson Institute’ın yaptığı bir araştırmada artık ‘salgın hastalık kategorisinde’ değerlendirilen obezliğe karşı tüm Amerikan toplumunun ayağa kalktığı belirtiliyor. Okul kantinlerinden restaurantlara daha sağlıklı, özellikle sebze tüketimini artırmayı hedefleyen menüler teşvik ediliyor. Amerika’da dışarda yeme alışkanlığı göz önüne alındığında bu hastalığın en büyük sorumlusu binlerce kalori içeren menüler. Bu durumu farkeden Amerika’nın 100 zincir restauantı son yıllarda menülerinde düşük kalorili yiyeceklere geçti. Kısa sü-

Gülhan Akşit Şener glhan07@hotmail.com

Evet, bu konuda çalışmalarımız var. İlk etapta zeytinyağı getirmeyi düşünüyoruz. Bir su firmasıyla görüşme aşamasındayız. Türkiye’deki üretici ve yatırımcı bu pazara nasıl gireceğini bilmiyor biz de bu konuda üreticilere destek olarak yeni yatırımlar yapmayı düşünüyoruz. Şu an için çalıştığımız 3 Türk firması var.

Obezite pazarında LIGHT PATLAMASI B

PSİKOLOG

rede zincirlerin karlarının hızla yükselmesi düşük kalorili yiyeceklerin ekonomik olarak çok büyük bir potansiyel taşıdığını gösteriyor.

DÜŞÜK KALORİYE GEÇEN KAZANIYOR Hudson İntitute’ın Amerikan restaurant sektöründe yaptığı araştırmaya göre, son yıllarda restaurant pazarında en hızlı büyüyen kategori düşük kalorili yiyecekler oldu. Hem satışlar, hem de restaurant trafiği ciddi bir şekilde arttı. Buna karşın geleneksel yüksek kalorili menülerde ısrar eden zincirlerin satışları azaldı. PATATES KIZARTMASI ‘OUT’ Özellikle fast-food restaurantlarının 3 milyar dolarlık bir ciroyla yüzde 20’lik gelirini oluşturan patates kızartması artık gözden düşüyor. Kalori bombası patates kızartmasında son yıllarda yüzde 2’lik bir gerileme var. Araştırmacılar bu trendin hızlanacağını öngörüyor. Patates kızartması gibi obezlikten sorumlu tutulan diğer kalem olan kola ve benzeri asitli içecekler de yerlerini light formlara bırakmaya başaldı. Son altı yılda geleneksel içeceklerin servis sayısı yüzde 4 büyürken, düşük kalorili light içeceklerde aynı oran yüzde 9,5 oldu.

■ Türk ürünlerinin tanıtımını yeterli buluyor musunuz? Üzülerek söylüyorum ki hayır. Bununla beraber ürünlerimizin Amerika ve Dünya pazarında doğru tanıtılmadığını görüp doğruyu göstermek için çalışmalar yapıyoruz. Mesela bir arkadaşınızın evine giderken Fransız şarabı değil de Türk şarabı götürmek bile kendi kültürümüzü tanıtma açısından önemli bir olay. Herhangi bir İtalyan ve Fransız restoranına gittiğiniz zaman sadece kendi şaraplarını sattıklarını görürsünüz, bu konuda da buradaki Türk restoranlarının da üzerine büyük iş düşüyor. Örneğin Florida da bir Türk restoran var, sahibi Amerikalı ve baştan aşağıya sadece Türk ürünleri ve içecekleri satıyor. Bunu bir Amerikalı yaparken biz neden yapmayalım? New York’taki Türk restoranlarımızda artık şaraplarımızı taşımaya başladılar. Amerikan restoranları da yavaş yavaş şaraplarımızı almaya başladılar. Geçenlerde Washington’a gittim. Orada Türkiye’yi seven Amerikalılar (Friends of Turkey) diye bir gurup var. Onlara bir wine testing yaptık biz buraya döndükten sonra Washington’daki distribütörüm aradı o guruptan çeşitli insanlar 5’er 10’ar kasa şarap alıp arkadaşlarına dağıtmışlar. Böyle şeyler duyunca bizim çok hoşumuza gidiyor, gururlanıyoruz. ■ İnsanlar size nasıl ulaşabilirler? www.kalaraimport.com adresinden ulaşabilirler.

PASTA YAPAN OBSESİFLER! MALESEF başımıza ne gelirse genellikle çocukluktan geliyor. Çocukken anne-babalarımız ¨en güzel çocuk benim çocuk ¨ duygusallığıyla bizde olup biteni bir türlü anlamıyorlar. Eşden, dosttan, akrabadan psikiyatrist veya psikolog birileri varsa çevrede şanslıyız, yoksa geçmiş olsun. Bugün bazı kişilerin başına bela olan, kendisinin bile farkında olmadığı ama çevreden “manyak mı” denilebilecek kadar farklı davranışlar sergileyebilen kişilerden bahsediyoruz. Çocukluk ve ergenlik çağlarından başlayıp, dikkate alınmayan davranış ve düşünce bozukluğu olan Obsesyon! Halk söylemiyle “Takıntı”. Nasıl bir şey Obsesif olmak ? Bazı kişilerde belirgin olarak görülen, anksiyete ya da sıkıntıya sebep olan, tekrar eden ve süreklilik arz eden düşünce ve dürtülere sahip olmaktır. Kişi kendi kendine bu sürekli devam eden düşünce ve dürtüleri ya bastırmaya çalışır ya da başka bir düşünce ya da eylemle etkisizliştirmeye çabalar (kompulsiyon). Aslında kişi kendini, kendinden korumak için ya da tepki olarak “alıkoyamadığı” yeni ve sürekli tekrar edebilen yeni davranışlar ya da zihinsel eylemler yapar. Her şeyi düzene sokmak, bazı sözcükleri sürekli içinden tekrar etmek gibi... Görülür ki Obsesif kişiler bazen kendini kontrol edemeyerek hem kendi yaşamlarına hem de çevrede birlikte yaşadığı kişilere ciddi zarar verebilirler. İçten gelen dürtü ve davranışların yerine başka davranış ve düşünce koymaya çabalayan kişinin aslında derdi, sadece kendisiyledir. Ancak bu sadece kendine zarar verdiğini zannettiğimiz Obsesif kişiler gün gelir, çevresinde ki her şeyi yakıp-yıkan kişiler de olabilir... Bu masum Obsesifleri daha iyi tanımakla elde edeceğimiz şey, onların yakabileceği ormanı kurtarmak olur. Ayrıntıyla o kadar uğraşırlar ki, ağaçla uğraşmaktan ormanı göremezler. Ama küçük bir ateşle koca bir orman kül olabilir.

ONLARI NASIL TANIRIZ? - Özellikle temiz-titizliği ile ön plana çıkarlar, kıyafetleri deterjan ve evleri çamaşır suyu kokar. - Her an kız istemeye gelinecek gibi düzenli evleri, yıkanmaktan iki ton rengi açılmış elleri vardır. - Dünyayı kurtaracakmış gibi süresiz çalışma azimleri ve 100 üzerinden 97 alırlarsa ağladıkları görülür. - Genellikle iyi niyetlidirler ve işkolik yapıları onları her zaman başarıya götürür. - Her konuda da aşırılıkları vardır. Mesela aşırı dua ederler, dünyevi işlerden tamamen kopup ahirete odaklanırlar. - Eğer obsesif kişi ev kadınıysa ya da iş hayatından bir dönem kopmuşsa evi incik boncukla süslemeye, yemek ve pasta yapmaya veya temizliğe aşırı düşkün olurlar. Bir çok Obsesif bu aşırılıklarının farkında bile değildir, ancak her gün pasta yapan ve yiyemeyip çevreye dağıtan bir arkadaşım vardı. Obsesif olduğunu biliyor ama neden bu kadar pasta yaptığını anlamlandıramıyordu. Üstelik bunun bir sorun olduğunu kabul etmiyordu. Oysa bu kontrolsüzlük dediğimiz “aşırılık” iş yaşamında azim ve başarı getirir ancak yaşamın diğer bölümlerinde özellikle ilişkilerde pek olumlu sonuçlar doğurmaz. Sinsice yaşamın her yerine yayılan “aşırılık “ zamanla yalnızlığı getirir. Obsesif kişi tanımlaması için daha bir çok sey söylenebilir. Kısa tanımlamalarla anlatmak istersek: Titiz ama gergin, mükemmelliyetçi ama sinirli, kusursuz ama kızgın, işkolik ama kararsız, dürüst ama esnek olmayan, kuralcı ama baskıcı. Onları belirleyen en büyük özellikleri küçük bir kusura, hataya dahi tahammülleri olmamalarıdır. İnatçılık yapmaktan da garip zevk alırlar. Hep bir gizli öfkeleri vardır, çünkü çevresindeki kişiler onun gibi düşünmüyor ve davranmıyorlardır. Çevrenin kendilerinden farklılığını anlamış gibi davranır ancak bir gün öç almak için beklerler. Aile kavgalarında ön sıradadırlar, suçlayıcı ve yargılayıcıdırlar. Hiç bir hatada sorumluluk almak istemez ve topu başkalarına atarlar. Her şeyi olumsuz tarafından düşünme stilleri merhamet ve bağışlama duygularını unutturur. Her şeye rağmen çok iyi niyetlidirler ama her şeye kızgınlık beslerler. Bir Obsesifle yaşamak için ne yapmalıyız ? İlk önce hatırlayın, fark edilen her şey tedbir aldırır! Onları çocuğumuz bile olsa tanımamız lazım. Sıkıntılarını size bulaştırmasına kesinlikle izin vermemelisiniz. Yoksa yönetemezsiniz... Onları sık sık övün, takdir edin ama abartmayın. Merhamet bağışlama gibi duyguları unuttukları için arasıra bunları hatırlatın.. Obsesif kişiden gelen yanlış bir eleştiriye sakın eleştiri ile karşılık vermeyin... Iyi niyetle söylenmiş bir şeyi yanlış anlama ve hakaret olarak algılayabildikleri için sır vermeyin. Ufacık bir olayı abartılı eleştirmeleri ve gülerken laf sokmaları ile çok meşhur olduklarını sakın unutmayın. Tuzağa düşüp karşılık vermeyin. Çünkü o haklı siz haksız olur ve nasıl olduğunu hiç bir zaman anlayamazsınız..... Ama en sonunda ve kesinlikle bir uzmana yönlendirin... Padişah sabrı dileklerimle.


Toplum Yaşam

25 Aralık 2013 Çarşamba

Haftalık Burcunuz KOÇ: İstediğiniz bir şeyi gerçekleştirme şansına erişebilirsiniz bu hafta, verilen emeğin ve gösterilen sabrın sonucunu almak diyebilirsiniz buna. Verimli olmak iş hayatında sizi yükseltebilir, sağlam adımlarla ilerleyebilirsiniz. Planlarınız ile çevrenizi birleştirebilirsiniz. Konuşmalar ve paylaşımlar ilişkilerinizi, sosyal hayatınızı canlı ve renkli tutabilir. BOĞA: Dolunayın enerjisi parasal konularda yeni adımlar atmanızı, düzenlemeler yapmanızı sağlayabilir. Geçmişle bağlantılı güzel bir fırsat karşınıza çıkabilir, kararları hayata geçirmek kolay olabilir. İyi bir çözüme, anlaşmaya varabilirsiniz. İnandığınız çerçevede oluşabilir olaylar. Bu da sizi kalben güçlü yapabilir. İlişkileriniz şans etkisi altında gelişebilir. İKİZLER: İkizler burcunda gerçekleşecek olan dolunay bu hafta sizi oldukça heyecanlı ve duyarlı yapabilir, olayların etkisinde kalabilirsiniz. Bu hafta size geçmişle bağlantılı çok bir güzel kazanç getirebilir, fırsatları değerlendirmeye açık olun. Ailenizden ve çevrenizden destek görebilirsiniz. İlişkilerinizi doğruların üzerine oturtturabilirsiniz, iyi anlamak isteyebilirsiniz. YENGEÇ: Geçmişle bağlantılı olay ve durumlar bu hafta aklınızı kaplayabilir. Net, somut bir takım gelişmeler hayatınıza büyüme ve rahatlık getirebilir. Güzel bir başarı açığa çıkabilir. Kendinizi adadığınız insan ve işlerde ise adil, doğru yaklaşımlar sayesinde isteklerinizi takip edebilirsiniz, iyi ve sağlam bağlar, diyaloglar kurabilirsiniz. Ev, aile içinde sabırlı olmanız gerekebilir. ASLAN: Sosyal hayatınız, arkadaşlarınızla ilişkileriniz bu hafta canlanabilir dolunay sayesinde. Kendinize ve sevdiğiniz şeylere zaman ayırabilirsiniz. Hayalini kurduğunuz bazı şeyler gerçekleşebilir, rahat bir biçimde ilerleyebilirsiniz. İmkanları doğru bir biçimde değerlendirebilirsiniz, bu, maddi durumunuza da olumlu etki edebilir. İletişim trafiğiniz yoğun olabilir. BAŞAK: İstediğiniz bir şeyi gerçekleştirme şansına erişebilirsiniz bu hafta, verilen emeğin ve gösterilen sabrın sonucunu almak diyebilirsiniz buna. Verimli olmak iş hayatında sizi yükseltebilir, sağlam adımlarla ilerleyebilirsiniz. Planlarınız ile çevrenizi birleştirebilirsiniz. Konuşmalar ve paylaşımlar ilişkilerinizi, sosyal hayatınızı canlı ve renkli tutabilir. TERAZİ: Doğrular üzerinde detaylıca durup düşünebilir ve de tartışabilirsiniz. Bu hafta size maddi bir yükseliş, güzel bir başarı getirebilir, net bir takım sonuçlar elde edebilirsiniz. İçsel gücünüzün artması ev ve aile yaşantınızı olumlu etkileyebilir, bağlılıklarınız size destek verebilir. İsteklerinizle bütünleşebilirsiniz. Savaşmaktan kaçınmayabilirsiniz. AKREP: Gelişmeler bu hafta sizi güçlendirebilir, hayatınızdaki şansı görmeniz mümkün olabilir, dileğiniz bir şey gerçekleşebilir. Yardımlaşmalar hayatınızı doldurabilir, insanlarla birlikte hareket edebilirsiniz. Zihniniz çok dolu olabilir, her şeyi kendi içinizde anlamaya çalışabilirsiniz. Parasal konularda detaylar üzerinde durabilirsiniz. Bağlılıklarınız sağlamlık kazanabilir. YAY: İnsanlarla ilişkileriniz canlanabilir bu hafta. Çok sağlam, kalıcı bir başarı, iş açığa çıkabilir, kendinizi böylece güvende hissedebilirsiniz. Çevrenizden destek görebilirsiniz. Olayları ve insanları akıllıca yönetebilirsiniz. Maddi açıdan ise hak ettiğiniz bir kazanç size gelebilir, adil bir biçimde yol alabilirsiniz. Sosyal hayatınız ve arkadaşlarınızla ilişkileriniz sizi aktifleştirebilir. OĞLAK: Yapılacak işler ve ayrıntılar bu hafta sizi çalıştırmaya, koşturmaya başlatabilir. Aşk hayatınızda çok güzel bir adım, gelişme sizi yükseltebilir. Hayal ettiğiniz bir şey gerçekleşebilir. İç dünyanızda geçmişi ve gerçekleri objektif bir biçimde değerlendirebilirsiniz. Pek çok konu ve işle yakından ilgilenebilirsiniz. İnandığınız çerçevede gelişebilir olaylar. KOVA: Aşk ve sevgi dünyanız canlanabilir bu hafta, duygularınızın daha fazla farkına varabilirsiniz. İş hayatınızda ise güzel bir şans ve başarı açığa çıkabilir. Yükselebilirsiniz. Yardımlaşmalar iç dünyanızda adil ve doğru yargılara varmanızı sağlayabilir. Arkadaşlarınıza ve sosyal hayatınıza zaman ayırabilir, planlarınız hakkında konuşabilirsiniz. BALIK: Planladığınız, dilediğiniz bir şey bu hafta gerçekleşebilir, somut bir takım gelişmelerle ilerleyebilir, şansınızı kollayabilirsiniz. Ev aile hayatınız canlılık kazanabilir. İnsanlara yardım etmeye gönüllü olabilirsiniz. Arkadaşlarınızla ilişkileriniz, sosyal bağlarınız sizi güçlendirebilir. Sorumluluklarınızı yerine getirmek sizi yoğun tutabilir. Verimli bir hafta geçirebilirsiniz.

Emekli Amerikalıların yeni cennetleri ABD’liler emekliliklerinde daha rahat ve ucuz bir yaşam için yabancı ülkeleri tercih ediyor. Amerikan hayat tarzını sürdürerek geçirmek isteyen emeklilerin tercihlerini POSTA 212 araştırdı

B

NEW YORK - POSTA212

irçok Amerikalının emekli olduktan sonra yaşamak için tercih ettiği ve Amerikan rüyasını da beraberin-

de götürdüğü Panama-Boquete, BelizAmbergris Caye-San Pedro ve MeksikaPuerto Vallarta emeklilik yıllarınız için eşsiz fırsatlar sunuyor. Bu yerlerde uygun fiyatlarda en iyi

sağlık hizmetlerini alabilir yaşam pahalılığından uzakta yeni maceralar yaşayabilirsiniz. Eğer istemiyorsanız İspanyolca öğrenmenize de gerek yok.

2SAN PEDRO, AMBERGRIS CAYE, BELIZE

1BOQUETE, PANAMA

Panama Boquete, 3.000 yabancının yaşadığı bir göçmenler şehri. Boquete’de 2016 yılında göçmenlerin sayısının 10.000 olması bekleniyor. Rengarenk dağlarıyla göz alan Boquete’i çekici kılan şeyler arasında olağanüstü doğası, güzel iklimi ve güvenilir emeklilik yasaları yer alıyor. Bu şehirdeki binalar ve evler ABD standartları ve stiliyle yapılıyor. Şehre gelen yabancı emeklilerin sayısının artmasıyla ABD tarzı restoranlar ABD menülerini sunuyor. Bu yerlerde İngilizce konuşan insanlarla tanışabilir İngilizce şarkılar dinleyebilirsiniz. Gününüze lezzetli bir kahve içerek başlayabilir, Perşembe günleri briç Pazar günleri de golf oynayabilirsiniz.

Özellikle “Baby Boomer” lar için efsane olan The Beatles, the Rolling Stones ve Janis Joplin gibi unutulmaz seslerin her yerde yankılandığı Beliz, Ambergris Caye adasında bulunan San Pedro’da geçmişin özgür zamanlarına dönebilirsiniz. “Baby Boomer” ların giderek çoğaldığı Ambergris Caye adasında yeniden kendi müziğinizi dinleyip saçlarınızı uzatabilirsiniz. Birçok kişinin emeklilik rüyası Karayip Adaları olabilir. Fakat sizin hayalinizde de akuamarin ve kızgın kumlar varsa tercihinizi Ambergris Caye adasından yana kullanabilirsiniz. Tıpkı Karayipler gibi burada da inanılmaz heyecanları içinde saklayan sularda dalabilirsiniz.

3PUERTO VALLARTA, MEXICO

Meksika kötü ününe rağmen iki uzun kıyısı, dağ kasabaları, yağmur ormanları, ırmakları ve gölleriyle insanları çekmeye devam ediyor. Bu nedenlerle Meksika’da emekli Amerikalıların sayısı her geçen gün artıyor. Maceralarla dolu bu ülkede, lüks sahil yaşamının tadını çıkarabileceğiniz bir yer arıyorsanız Puerto Vallarta tercih etmeniz gereken yerlerin başında geliyor. Bu büyüleyici şehir diğer yerlerden daha pahalı olsa da burada yaşam sadece rahat değil aynı zamanda kolay. Ortalama bir emeklilik bütçesiyle birinci sınıf marina, restoran ve mağazalarda lüks hizmetlerin tadını çıkarabilirsiniz.

2013’ün en popüler diyetleri Bu yıl kilo vermek isteyen kişiler, etkisiz ve çok tehlikeli diyetlerden biraz daha uzaklaşarak her şeyin başı olan sağlığı aradı

(NEW YORK –POSTA 212)

G

oogle’ın dünyada en çok aranan kelimelerin yer aldığı “Zeitgeist” listesine göre 2013 yılının en çok tıklanan diyeti, ‘sağlıklı yaşam rehberi’ olarak görülen Paleo Diyeti oldu. Öte yandan, uzmanlar en popüler diyetler arasında yer alan Meyve ve Sebze Suyu, Master Cleanse ve Ketogenic diyetleri konusunda uyarıyor.

1

PALEO DİYETİ: Bu yılın en çok aranan diyeti Paleo, hem genel olarak kabul görmüş yiyeceklerle beslenen hem vücut geliştiriciler hem de Crossfit yapanlar arasında popülerliğini koruyor. Bu diyetin temel prensipleri yediklerinizin işlenmemiş gıdalar olması. Şeker, un ve nişasta uzak durulması gereken yiyecekler. Yağın sakıncalı gıdalar arasında yer almadığı Paleo diyetinde; bol bol taze sebze, meyve, fındık, ceviz, badem, yumurta ve yoğurt tüketebilirsiniz. MEYVE VE SEBZE SUYU DİYETİ: Meyve ve sebze suyu diyetini, daha önce

2

yaptığınız hataların ağır bir bedeli olarak da düşünebilirsiniz. Çünkü 3 ila 14 gün aralıklarla sadece meyve ve sebze suyu içerek kilo veriyorsunuz. Tüm bilimsel iddialara rağmen bu diyet bir kür değil. Ayrıca, bu diyetin faydalı olduğunu kanıtlayan hiçbir araştırma yok. AKDENİZ DİYETİ: Her zaman en popüler ve sağlıklı diyetler arasında yer alan Akdeniz diyetinin temel prensibi; çoklu doymamış yağlar, taze meyve ve sebzeler, fındık ve fasulye gibi gıdaların tüketilmesi. Yapılan araştırmalar, düşük kırmızı et temelli Akdeniz diyetinin, üç ayda kalp hastalıkları riskini yüzde 15 düşürdüğünü gösteriyor. MASTER CLEANSE DİYETİ: Limonata diyeti olarak da bilinen Master Cleanse diyeti, ortaya atıldığı günden bu yana sağlık açısından zararlı olabileceği yönünde yoğun eleştiriler alıyor. Fakat, uzmanların uyarılarına rağmen birçok kişi uygulamaya devam ediyor. Beyonce,

3

4

Dreamgirls filmi için yaptığı diyet ile 10 kilo verdiğini açıkladıktan sonra popüleritesi iyice artan bu diyetle, 2 hafta boyunca sadece limon suyu içip hiçbir şey yemeyerek çok fazla kilo verebiliyorsunuz. KETOGENIC DİYET: Aslında epilepsi tedavisi için geliştirişmiş olan Ketogenic diyet, 2013 yılında sağlıklı kişilerin tercih ettiği en popüler diyetler arasında yer aldı. Yüksek yağ ve protein içeren besinlerin tüketildiği bu beslenme şekli bir diyet değil medikal tedavidir ve uzman kontrolünde yapılması gerekir. Yüksek kolestrol ve kronik kabızlık gibi komplikasyonlara neden olabiliyor. OKINAWA DİYETİ: Japonlar tarafından yaklaşık 100 yıldan bu yana uygulanan Okinawa diyetinde özellikle taze sebze ve meyve, soya ve yağlı balık tüketiyorsunuz. Bu diyette kilolarınızla birlikte sağlığınızı da kaybetmiyorsunuz. Okinawa, dünyada en uzun yaşayan insanların çoğunlukta olduğu bir yer. Bu kişilerde kanser ve kalp rahatsızlıkları da çok nadiren görülüyor.

5

6

Posta212 Bulmaca SOLDAN SAĞA: 1) Asil - imla 2) Oranlama - Bir bayan adı 3) Eski bir çalgı - Nuh Nebi tatlısı 4) Ummak - Yüce - Yatılı okullarda hafta sonu izni 5) Paramızın imi - Şanı olan 6) Mekke’ye saldıran Ebrehe ordusunu perişan eden kuşların adı - Alfabenin 3’üncü harfi - Bir bağlaç 7) Hayvan yiyeceği - Silahı ateşlemeye yarayan mekanizma 8) Avrupa’da bir yarım ada - Çehre - Bir kamyon markası 9) Eski dilde su - Eski harflerle yazılan bir yazı türü - Bir bağlaç 10) Kraliçe - Askeri bir rütbe 11) Kalsiyumun simgesi - Yemek - Fasıla 12) İstanbul’un bir semti Çıban 13) Duman çeker - Yassı demir 14) Koruyucu zerk - İskambilde bir as. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1) Köroğlu’nun düşmanı - Bir soru sözü 2) Anadolu dilinde kocam anlamında kullanılan bir söz - Çocuğu olan erkek - Aynı adı taşıyan 3) Uçurum - Öğrenci - Ağız yakan tat 4) Çinkonun imi - Kısaca Albay - Boya parlatır 5) At almaktan emir - Köpek - Bir nota 6) Bir bakanlık adı - Parsellenmiş arazi 7) Bir konserve markası - Tok olmayan 8) Erensiz yapamayan Eski dilde kırmızı - Kuyruk sokumu 9) Hıristiyan Kısaca kilo metre - Bir eğlence yeri 10) Kurucusu Enver Paşa olan gizli bir teşkilatın imi - Gelir getiren mülk - İskambilde birli 11) Dokunumlu olarak duade bulunmak.


Yaşam

25 Aralık 2013 Çarşamba

Amerikalılar Christmas’ı

NASIL YAŞIYOR?

Christmas Amerikalılar için en önemli gün. Hediye alışverişinden çam ağacına, bu özel güne hazırlanıyor tüm ülke. Ama değişimin hızı yavaş yavaş bu geleneği de değiştiriyor AHMET BUĞDAYCI NEW YORK - POSTA212

A

merikalıları Christmas heyecanı sardı. Hediye alışverişi son sürat sürüyor, tatil, kutlama planları çoktan yapıldı. Amerikalılar için yılın en önemli günü sayılan Christmas, dini bir bayram olarak önemini koruyor ama kültürel bir tatil olarak algılayanların sayısı artıyor, Christmas kartı göndermek gibi pek çok alışkanlık da zamanla değişiyor. KÜLTÜREL BİR TATİL Pew Research’ın “Din ve Kamu Hayatı” araştırmasına göre on Amerikalı’dan dokuzu Christmas’ı kutluyor ve yüzde 75’i İsa’nın bakire Meryem’den doğduğuna inanıyor. Ancak bu güçlü inanışa karşın sadece yarısı Christmas’ı dinsel bir tatil olarak görüyor, üçte biri için ise daha çok kültürel bir tatil. Dini inanışlara

göre bakıldığında kendisini Hıristiyan olarak tanımlayanların hemen hepsi (yüzde 96) Christmas’ı kutluyor ve bu grubun üçte ikisi bu günü dinsel bir bayram olarak görüyor. AİLELER BİRARAYA GELİYOR Amerikalıların yüzde 86’lık çoğunluğu için Christmas’ı kutlama anlayışı, ailelelerin bir araya toplanması ve aile üyeleriyle arkadaşlar için hediyeler almak. On yetişkinden dokuzu tüm çocuklukları boyunca Chirstmas’ı hep böyle algıladıklarını söylüyor. CHRISTMAS AĞACI GELENEĞİ DÜŞÜŞTE Tabii Christmas ağacı da ritüelin çok önemli bir parçası. Ancak şimdilerde Amerikalıların yüzde 79’ı Christmas ağacı dikerken, bu kişiler kendi çocukluklarında bu geleneğin çok daha yaygın (yüzde 92) olduğunu söylüyor.

Yakın zamana kadar Christmas deyince ailelere, arkadaşlara Christmas kutlama kartları postalamak bu ritüelin bir parçasıydı. İnternet’in yaygınlaşmasıyla bu gelenek terk ediliyor. Artık elektronik kutlama mesajları moda. KİLİSEYE GİDENLER AZALIYOR Araştırmaya göre Christmas’da ailelerin çocuklarıyla birlikte kiliselere gidip ilahiler söyleme geleneği de hızla azalıyor. Yakın geçmişte toplumun büyük çoğunluğu bu özel günde Kiliseye giderken, şimdi halkın yüzde 54’ü bu dini etkinliğe katılmayı planlıyor. Yaşa göre baklıdığında, 30 yaşın altındaki genç Amerikalılar Christmas’ı daha çok kültürel bir etkinlik olarak görüyorlar, kiliseye gitmeye pek gönüllü değiller. Bu da Amerika’da dinle pek ilişkili olmayan genç bir nüfusun yaygınlaştığını işaret eden bir dinamik. Tüm dini inanışlara rağmen Christmas’ı Amerikalılar arasında en popüler kılan şey ailelerin ve arkadaşların bir araya toplanma fırsatı.

NEOL BABA EVE GELİYOR Amerikalı çocukların büyük bir kısmı, 24 Aralığı 25 Aralığa bağlayan Noel akşamında (Christmas Eve) Noel Baba’nın evlerini bir hediye paketiyle ziyarete geldiğine inanır. Çocuklar sabah uyandıklarında, Noel Baba’nın getirdiğine inandıkları çeşitli hediyeleri, şekerleme paketlerini yataklarından bulurlar. Araştırmaya göre çocuklu ailelerin yüzde 69’ı Noel Baba evlerini gerçekten ziyaret etmiş gibi davranıyor. Daha ilginç olan ise çocukları olmayan ailelerin yüzde 21’i de, bu özel günde Noel Baba’nın hediye paketiyle evlerine uğradığına inanma taklidi yapıyor. EVDE YAPILAN HEDİYELER HALA YAYGIN Evde kendi hazırladıkları hediyeler hala yaygın. Amerikalıların yüzde 60 kendi elleriyle yaptıkları cookie veya el yapımı bir objeyi hediye olarak vermeyi plandıklarını söylüyor. Bu konuda kadınlar erkeklere kıyasla çok daha aktif.

ALIŞVERİŞ ÇILGINLIĞI Pek çok dini bayram gibi Christmas da tam bir hediye ve alışveriş çılgınlığına dönmesi pek çok Amerikalıyı rahatsız ediyor. Amerikalıların üçte biri dini tatil günlerinin ticarileşmesinden hoşnut değil.

‘ÇİRKİN KAZAK’ PARTİLERİ YIKILIYOOOR! New York’un aralık ayındaki en büyük eğlencelerinden birisi de Ugly Sweaters (Çirkin Kazak) partileri. Öncelikle en klişe, en çirkin bir kazağı bulmanız bu partilere katılmanız yeterli. Amaç; kasılmadan, kendini olabildiğince komik göstermek NEW YORK - POSTA212

A

merika sürekli yeni bir temaya sahip parti konseptleri üretiyor. Bunlar arasında zamanla en popüler olanları Halloween, St. Patrick’s Day, Cinco De Mayo gibi etkinlikler. Artık ulusal çapta gelenekselleşen bu etkinliklerin yanı sıra, Amerikalılar sürekli olarak sınırsız bir yaratıcılıkla kendi parti konseptlerini de üretmekten geri kalmıyor. ARALIK’TA PARTİLER ZİRVEDE Aralık ayı ise partilemenin zirveye çıktığı bir dönem. Tabii geleneksel Christmas partilerini bunlardan hariç tutmak lazım. Başka yaygın bir konsept olan Hanukkah adı verilen etkinlikler de eğlenceli, ama bu partiler kapalı bir network içinde dönüyor. Bu nedenle bu partilerin içine girmek o kadar da kolay değil. Diğer bir popüler parti konsepti olan gösterişli Kwaan-

zaa partilerini düzenlemek ise çok büyük bir fiziksel emek gerektirdiği için adece bir avuç elit bu işe girişebiliyor. EN POPÜLERİ UGLY SWEATER Dini bir havası olmayan ama Christmas’la da bir ilişkisi olan etkinlik arayışı ‘Ugly Sweater’ ‘Çirkin Kazak)” partilerinin ortaya çıkmasına neden oldu. İlk olarak Kanada’da 2001’de ortaya çıkan partiler, kısa zamanda tam bir kültürel fenomen haline geldi. KAZAĞIN EN ÇİRKİNİ MAKBUL Parti kostümü olarak birbirinden çirkin kazaklar giyiliyor.

Amaç herkesin eşit derece gülünç, sıradan, rahat ve kasıntısız gözükmesi. Hatta bazı partileri düzenleyenler konuklara ‘en çirkin kazak’ ödülü veriyor. Kazağın üstünde kımızı, yeşil renklerle kardan adam, ağaç, kardan adam veya çan varsa, tamam, parti için doğru çizgiyi yakaladınız. EN TRENDY PARTİLER NEW YORK’DA Konsept o kadar popüler oldu ki, aralık ayında ikinci ele giyim eşyası satan dükkanlar kazak stoklarını bir anda eritiyor. Hatta en klişe görünümlü kazak satışı yapan online siteler bile mevcut. Bir süre aksadıktan sonra şimdilerde çok popüler olan bu partiler, aralık ayının New York’da en aranılan etkinlikleri arasında yer alıyor. Genellikle giriş ücretlerinin düşük bir seviyede olması, partilerin her kesimden New Yorklu’nun ilgisini çekmesine neden oluyor.


Güncel

25 Aralık 2013 Çarşamba

Ferdi Özbeğen Toktamış Ateş Mehmet Ali Birand

Alev Susuri Savaş Ay Şenay Yüzbaşıoğlu

Osman Gidişoğlu

İsmet Kür

Metin Kaçan

Macide Tanır

AYSEL TAPAN HABER MERKEZİ - POSTA212

B

u yıl tiyatro, sinema ve televizyon dünyasından birçok sanatçı ve duayen gazeteci ve yazar birer birer aramızdan ayrılarak sevenlerini yasa boğdular. İşte Mehmet Ali Birand’dan Tuncer Kurtiz’e Metin Serezli’den Nejat Uygur’a 2013 yılında hayatını kaybeden değerli isimler: w ŞENAY YÜZBAŞIOĞLU Bu yılın ilk kaybı 4 Ocak’ta “Sev Kardeşim” şarkısıyla hafızalara kazınan Türk pop müziğinin önemli ismi Şenay Yüzbaşıoğlu (62) oldu. w METİN KAÇAN Ünlü mizahçı Hasan Kaçan’nın kardeşi ve “Ağır Roman” kitabının yazarı Metin Kaçan (51), 6 Ocak’ta Boğaz Köprüsü’nden atlayarak intihar etti.

İsmet Hürmüzlü

w İSMET HÜRMÜZLÜ 72. Koğuş ve Vuslat gibi önemli yapımlarda yer alan Devlet Tiyatroları sanatçı ve rejisörü İsmet Hürmüzlü (75), 19 Ocak’ta hayata veda etti. w ALEV SURİRİ Tiyatro ve sinema sanatçısı Alev Sururi (84), 12 Ocak’ta geçirdiği rahatsızlık sonucu tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. w MEHMET ALİ BİRAND Takvimler 17 Ocak’ı gösterdiğinde ise Mehmet Ali Birand (71), hayatını kaybetti. Gazeteci, yazar, köşe yazarı, haber sunucusu, televizyon yapımcısı Birand, 32. Gün programıyla kariyerinin zirvesine ulaştı. w AHMET METE IŞIKARA Kamuoyunda “Dep-

UĞURSUZ 2013

Acısıyla tatlısıyla bir yılı daha geride bırakıyoruz. 2013’ten hatırlarımızda kalan pek çok anı var. Ama bu anıların büyük çoğunluğunu acı hatıralar oluşturuyor rem Dede” olarak bilinen Kızılay Başdanışmanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara (72), 20 Ocak’ta yaşamını yitirdi. w TOKTAMIŞ ATEŞ İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Toktamış Ateş (68), çoklu organ yetmezliği sebebiyle 19 Ocak’ta hayatını kaybetti. 30’dan fazla kitap yayınlayan Ateş, 10 yılı aşkın bir süre boyunca CumhuSavaş riyet gazetesinde yazdı. Akova Ateş, son olarak Bugün gazetesinde yazarlık yapıyordu. w SADUN TANJU Hürriyet, Milliyet ve Cumhuriyet gibi pek çok gazetede sayısız haberlere imza atan gazeteci Sadun Tanju (89), 20 Ocak’ta hayatını kaybetti. w İSMET KÜR Türk edebiyatına hem öğretmen hem yazar olarak değerli katkıları olan İsmet Kür (96) ise 21 Ocak’ta edebiyat dünyasını yasa boğdu. w SAVAŞ AKOVA Oyuncu ve yönetmen Savaş Akova (65), 23 Ocak’ta yaşamını yitirdi. Akova; “Kuyucaklı Yusuf”, “Alişan”, “Kanun Savaşçıları”, “Dağınık Yatak” isimli önemli sinema filmlerinde rol almıştı. w FERDİ ÖZBEĞEN Türkiye’nin ilk piyanist sanatçısı Ferdi Özbeğen (72), yoğun bakımda olduğu hastanede 27 Ocak'ta hayatını kaybetti. w MACİDE TANIR Türk sineAhmet Mete Işıkara

ma ve tiyatro dünyasının ünlü ismi Macide Tanır (91), 6 Şubat’ta hayatını kaybetti. Tanır, sanat yaşamı boyunca sayısı 50’yi aşan dünya tiyatro edebiyatının seçkin eserlerinin başrollerini oynadı. w TEKİN AKMANSOY Kaynanalar dizisinde Kayserili uyanık işadamı “Nuri Kantar” tiplemesi ile tanınan Tekin Akmansoy (89), 12 Şubat’ta vefat etti. w OSMAN GİDİŞOĞLU Tiyatro ve seslendirme sanatçısı Osman Gidişoğlu (68), geçirdiği kalp krizi sonucu 23 Şubat’ta hayatını kaybetti. w ÇETİN AKCAN Tiyatro yönetmeni ve oyuncusu Çetin Akcan (64), aniden fenalaşarak geçirdiği kalp krizi sonucu 5 Kasım’da hayatını kaybetti. w NEJAT UYGUR Efsane tiyatro sanatçısı Nejat Uygur (86), tedavi gördüğü hastanede 18 Kasım günü yaşamını yitirdi. Uygur 2007’den beri tedavi görüyordu.

Nejat Uygur

Tekin Akmansoy

w DİNÇER ÇEKMEZ Karaciğer, böbrek rahatsızlığı ve lösemi tanısıyla 2 yıldır tedavi gören usta oyuncu Dinçer Çekmez (73), 15 Mart’ta hayatını kaybetti. w TUNCEL KURTİZ Usta oyuncu Tuncel Kurtiz (77), 27 Eylül’de sabah sporundan döndükten sonra evinde düşmesiyle geçirdiği beyin travması sonucu hayatını kaybetti. Kurtiz’in ani ölümü tüm Türkiye’yi yasa boğdu. w TOMRİS OĞUZALP Tiyatro sanatçısı, si-

Tuncel Kurtiz

Tomris Oğuzalp

Müslüm Gürses

w MÜSLÜM GÜRSES Arabesk müziğin güçlü sesi Müslüm Gürses (59), 4 ay tedavi gördüğü hastanede 3 Mart’ta yaşamını yitirdi. Gürses, 12 Kasım´da by-pass ameliyatı geçirip ve yoğun bakıma alınmıştı. w METİN SEREZLİ Usta tiyatrocu Metin Serezli (79), 2.5 yıl kanser tedavisi görmesine rağmen kurtarılamadı ve 10 Mart’ta yaşamını yitirdi. w SAVAŞ AY A Takımı’nın kaptanı televizyoncu, muhabir ve gazeteci Savaş Ay (59), 9 Kasım’da hayatını kaybetti. Savaş Ay, 1.5 yıldan beri gırtlak kanseri tedavi görüyordu.

nema ve dizi oyuncusu Tomris Oğuzalp (81), 28 Ekim’de vefat etti. Genellikle “kötü kadın” karakter rollerinde yardımcı oyuncu olarak rol alan Oğuzalp, aynı zamanda başarılı bir seslendirme sanatçısıydı. w AYTUNÇ ALTINDAL Gazeteci yazar ve araştırmacı Aytunç Altındal (68), 18 Kasım’da yaşamını yitirdi. 27 kitabı ve 400’den fazla makalesi olan Altındal, kanser tedavisi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Metin Serezli


Yaşam

25 Aralık 2013 Çarşamba

2014’de zengin olabilirsiniz Yeni yılda daha zengin olmaya hazır mısınız? 2014’de harcamalarınızı ve satın alma alışkanlıklarınızı gözden geçirerek banka hesabınıza daha fazla para yatırabilir istediklerinize kavuşabilirsiniz

Sunay Akın @sunayakin62

VAN GOGH VE CEMAL SÜREYA VAN Gogh’un, Hollanda ve Belçika’da yaptığı tablolarında egemen olan sarı değil, koyu renklerdir Van Gogh’un bir tablosunda Türkiye bayrağı vardır! Ressam, 1888 yılının Eylül ayında yaptığı “Millet’in Portresi” adlı resmin sağ üst köşesine, bayrağımızdaki ay ve yıldızı kondurmuştur. Yıldız beş köşelidir ve hilalin şefkatine sığınmıştır. Tabloya adını veren Millet, Türk olmadığı gibi, üstünde de Fransız ordusunun üniformasını taşımaktadır. Ay ve yıldız, Fransız piyadelerinin sembolüdür. Zaten, Van Gogh’un resmini yaptığı bu asker ile dostluğu uzun sürmeyecek, Millet 1 Kasım 1888’de Cezayir’e gidecektir. Cemal Süreya, “Ahmed Arif” adlı denemesinin bir yerinde sözü Van Gogh’a getirir: “Hollanda’ya gittiğimde orada Van Gogh’un sarılarının kaynağını bulmuş ve daha çok sevmeye başlamıştım Van Gogh’un resimlerindeki sarıları. Çünkü Hollanda’daki coğrafyanın, yeryüzü şekillerinin, bitki örtüsünün sarıları, Van Gogh’u içimde somutlamış bir yere oturtmuştu. Onun çalışmasını gözümde daha da büyütmüştü.”

YANILGI NEREDE?

tailMeNot gibi uygulamaları kullanarak kuponlardan, indirimlerden hemen haberdar olabilirsiniz. Böylelikle alışveriş yaparken uygun fiyatlı ürünler alabilirsiniz.

(NEW YORK –POSTA 212)

ncelikle işe para hakkında olumlu duygular hissetmekle başlamalısınız. Parayla ilgili geçmişte yaşadığınız kötü deneyimler yeni yılda devam etmeyebilir. Finansal terapist Bari Tessler, birçok insanın mevcut finansal yaşamlarını geliştirmek için sorun yaşadığını çünkü geçmişteki hatalarına odaklandıklarını söylüyor. Para konusundaki duygusal sorunları çözdükten sonra amaçlarınız doğrultusunda kendi para haritanızı oluşturabilirsiniz.

Ö

ARACINIZA DİKKAT EDİN Araba kullanma konusunda beklenmedik maliyetlerden uzak durmalısınız. Kendi arabanızla yolculuk yapma kullanışlı ve rahat olmasının yanı sıra sürpriz maliyetler de yaratabiliyor. Hiç hatanız olmadan bir kazaya karışabilirsiniz. Düzenli olarak yapılan bakım-

ların ve park cezalarının da maliyetini unutmamak gerekiyor. TEHLİKELİ ÜRÜNLERDEN KAÇININ Tüketici Ürün Güvenliği Komisyonu her yıl 400’den fazla ürün için uyarılarda bulunuyor. Ama bunların hepsini takip etmek mümkün değil. Bu uyarılar için e-mail alarmı oluşturabilirsiniz. Bu bilgilendirmeler sayesinde ürün satın alırken daha doğru tercihler yapabilirsiniz. YENİ ALIŞVERİŞ ARAÇLARI KULLANIN İnternet üzerinden alışveriş yapmanın yanı sıra RedLaser, Shopular ve Re-

Amerika’da erkek patron egemenliği Amerikan otomotiv sektörünün devlerinden General Motors’a ilk kadın CEO olmayı başaran Mary Barra dikkatleri ne kadar çok çekse de bu yükseliş ABD şirketlerindeki kadınların temsil oranını değiştirmeyecek. Çünkü, kadın yöneticilerin sayısı artsa da iş dünyasında ezici bir erkek egemenliği hüküm sürüyor NEW YORK -POSTA 212) Mary Barra ile bir-) likte Fortune 1000 listesinde yer alan şirketlerde kadınların yönetimindeki şirket sayısı 46’ya yükseldi. 10 yıl öncesinde ise sadece 16 kadın CEO vardı. Hala Amerika’nın en iyi şirketlerindeki en iyi pozisyonların sadece yüzde 5’ine ka.dınlar getiriliyor Yönetim kurullarında da bu tablo çok farklı değil. Kadınlar sadece üst düzey yönetici pozisyonlarının yüzde 14.6’sını ellerinde tutuyor. Bu yılın Fortune 500 listesine göre de müdür pozisyonlarının sadece yüzde 16.9’unda kadınlar çalışıyor. Bu rakamlar geçen yıl sırasıyla yüzde .14,3 ile yüzde 16,6 olarak gerçekleşmişti Pew Araştırma Merkezi tarafından yapılan bir araştırmaya göre kadınların yüzde 10’u kendilerini patron ya da üst düzey yönetici olarak tanımlarken erkeklerin yüzde 16’sı “Ben patro.num” diyor

SİYAH VE HİSPANİK KADINLAR DAHA HIRSLI Kadınlar patron olmayı da erkeklerden daha az istiyor. Kadınların yüzde 38’i “ Bir gün patron olmak istiyorum” derken erkeklerin yüzde 52’si patron olmak istediklerini söylüyor. Fakat siyah ve Hispanik kadınlar beyazlara oranla iş hayatında daha hırslı. Beyaz kadınların sadece yüzde 29’u patron olmak isterken; siyahların yüzde 53’ü, Hispaniklerin ise yüzde .51’i patron olmak istediklerini belirtiyor Öte yandan, 18-32 yaş arasındaki milenyum kadınlarının yüzde 61’i patronluk koltuğu için erkeklerle yarışmak istiyor. X kuşağı da denilen 33-48 yaş arasındaki kadınların ise yüzde 41’i, 49-67 yaş aralığındaki Baby Boomer kadınlarının da yüzde 21’i iş dünyasının zirve.lerinde yer almayı hedefliyor

TASARRUF ORANINIZI YÜKSELTİN Otomatik talimatlarla tasarruf yapmak her zaman daha kolay bir yöntemdir. Vergi öncesi emeklilik hesabınıza doğrudan maaş çekinizden para aktarabilirsiniz ya da vergi son-

rası tasarruf hesabı oluşturabilirsiniz. GELİRİNİZİ ARTIRIN Tasarruf yapmanın yanı sıra gelirinizi yükseltmeniz de daha zengin olmanızı sağlayabilir. Birçok Amerikalı için az kazanç büyük bir sorun fakat üstesinden gelinebilir. Neler yapabileceğinizi düşünün ve yeni yılın size sunacağı fırsatları değerlendirin.

2013’ÜN EN İYİ ALBÜMLERİ (NEW YORK –POSTA 212)

B

u yıl Justin Timberlake’den Bruno Mars’a Katy Perry’den Lady Gaga’ya birçok yıldız dünya genelinde en çok satan albümler çıkardı. Fakat müzik eleştirmenlerine göre bu albümler, tüm gösteriş ve çarpıcılığına rağmen müzik severleri derinden etkileyemedi. Hatta Katy Perry ve Lady Gaga en kötüler arasında gösteriliyor. Ünlü müzik eleştirmeni Jim Farber’e göre, 2013’ün en iyi albümleri ve en kötü şarkıları şöyle: EN İYİ 10 ALBÜM Natalie Maines

1. Natalie Maines “Mother”: Dixie Chicks’in ünlü vokalisti Amerikalı şarkıcı ilk solo albümü olan “Mother”, eleştirmenlerden ve müzik severlerden tam not aldı. “Mother” hem müzik kalitesiyle hem de duygusal yansımalarıyla ruhun derinliklerinde yerini alan bir albüm. 2. Kanye West “Yeezus”: Rapçi hip hop prodüktörü Kanye West’in 6. solo albümü olan “Yeezus” bu yıl Grammy’de “En İyi Rap Albümü” kategorisinde aday gösteril-

di. West, bu albümüyle bir klasik yarattı. 3. Dawes “Stories Don’t End”: Amerikan rock grubunun lideri Taylor Goldsmith, 60’ların sonunda Laurel Canyon’un en önemli edebi sözleri ve folk-rock melodilerini güncelliyor. 4. Sallie Ford & the Sound Outside “Untamed Beast”: Rock grubunun vokali Sallie Ford’un sesi bu albümlerinde de nefes kesici bir şekilde meydan okuyor. 5. The Wild Feathers “The Wild Feathers”: Sadece değerlerini korumaya değil aynı zamanda gelişmeye kendini tamamen adamış Nashville’nin The Wild Feathers grubu bir Amerikan geleneği. 6. Kings of Leon “Mechanical Bull”: Son albümü ile kötü tökezleyen Kings of Leon, 6. albümlerinde en iyi ezgilerle geri döndü. 7. Macklemore & Ryan Lewis “The Heist”: Amerikalı rapçi Macklemore veya asıl adıyla Ben Haggerty, geçen yıl çıkan single ile 2013 yılında parladı. Albüme eğlenceli vuruşlar ve yeni anlayışlar hakim. 8. Midlake “Antiphon”: Grup baş vokalistini ve söz yazarını kaybetmesine rağmen bu albümleri, folk ezgiler gibi hoş, progressive rock gibi maceracı. 9. Laura Marling “Once I Was an Eagle”: Marling’in akustik sesi sanki bir ormanda yankılanıyor gibi. Şarkı sözleri son derece zeki bir şekilde dengelenmiş. 10. Junip “Junip”: Jose Gondelez’in vokalisti olduğu grup, 2. albümlerinde tropicalia, Krautrock ve İngiliz folk tarzını birleştirerek şarkılarını duygusal bir dokuyla söylüyor.

Katy Perry

2013 ÜN EN KÖTÜ BEŞ ŞARKISI 1. Miley Cyrus “We Can’t Stop”: Uyuşturucu kullanımına gönderme yapmasının yanı sıra şarkı sözleri kurallarının hiç birine uyulmamış. 2. Taylor Swift “I Knew You Were Trouble”:The pounding chorus hook stops the rhythm dead. 3. Imagine Dragons “Radioactive”: Bloated pop posing as alt-rock. 4. Katy Perry “Roar”: Bir ilahi bir koro değildir. 5. Lady Gaga “Dope”: Overwrought, oversung. Just over.

Oysa şair yanılmaktadır. Aman, hemen baştan söyleyelim, Cemal Süreya gibi bir dehanın yanılgısı, yıllar süren bir birikimin ardından, Ay’da yürümeyi başarmış Neil Armstrong’un, Dünya’ya döndüğünde ayağının tökezlemesinden farksızdır. Yanılgı nerede mi? Biraz daha okuyalım ustamızı: “Van Gogh’un sarısı Hollanda toprağının baskın renklerini taşıyor, bir yerde onlara katkıda bulunuyordu, onların arasında açılmış çılgın, sanrılı çiçekler gibiydi.” Vincent Van Gogh’un, Hollanda ve Belçika’da yaptığı tablolarında egemen olan sarı değil, koyu renklerdir. Eleştirmenler tarafından “karanlık dönem” olarak adlandırılan o yıllarda Van Gogh, “Dokumacı”, “İncilli, Şamdanlı ve Romanlı Natürmort”, “Şehir Borsası”, “Fırtınada Scheveningen Sahili” ve “Patates Yiyenler” gibi koyu, iç karartan, karanlık renklerin egemen olduğu tablolara imza atmaktadır. Cemal Süreya’nın sözünü ettiği sarı renk, ressamın babasının ölümünün ardından, 1886 yılının Mart ayında Paris’te yaşayan kardeşi Theo’nun yanına gittikten sonra yaptığı resimlerde boy gösterecektir. Daha doğrusu, sarının gücü 1888 yılında, Paris’ten ayrılarak tarlalarını, derelerini, ışığını çok sevdiği Arles, Provence, Saint Remy ve Auvers-Sur-Oise gibi yörelerde çıkacaktır ressamın karşısına. Buraları da Hollanda değil, Fransa toprağıdır. Bu değişimde, Paris’ten satın aldığı Japon resim sanatının örneklerinin de payı büyüktür. Cemal Süreya’nın tek yanılgısı keşke yalnızca bu olsaydı. Lokman Hekim’in kendine 80 yıl yaşadığı sanılan 7 kartalın ömrünü art arda yaşamayı seçmesinden etkilenerek, Cemal Süreya da, 7 kırlangıcın hayatını kendi yaşam süresi olarak belirler. Kırlangıçların 9 yıl yaşadığını öğrenince şairimiz bozulmadı dersek, yalan olur. Ne yazıktır ki, Cemal Süreya 63 yaşına 4 basamak kala, 59’unda ayrılır aramızdan. Kırlangıç çünkü, şair de göçebe bir hayat sürmektedir. Rakam olarak 7’yi seçmesinin nedeni, Lokman Hekim’e gönderme olmasının yanı sıra, şiirlerinin altına yazdığı soyadıyla da ilgilidir. Asıl soyadı “Seber” iken, sonradan bir y harfini atacağı “Süreyya”yı benimser. Süreyya, Boğa burcundaki Ülker takımyıldızının bir diğer adıdır ve 7 yıldızdan oluşur! Van Gogh, Cemal Süreya’nın şiirinde de çıkar karşımıza. “Dalga” adlı şiirin ilk kıtasını okuyoruz: Bulutu kestiler bulut üç parça Kanım yere aktı bulut üç parça İki gemiciynen Van Gogh’tan aşırılmış Bir kadının yüzü ha ha ha Bunlar da, kulağını kesen Van Gogh’un kardeşi Theo’ya yazdığı mektuptaki bulutlar: Hişşşt, okumadan önce kulağınıza fısıldayalım; bu mektubu “sarı” tabloların uzağında, 1883 yılında Hollanda’da yazmıştır. Okuyun, zaten iç karartıcı renklerden anlayacaksınız: “Gökyüzü tanımlanması olanaksız incelikte, uçuk bir eflatuni beyaz. Koyun postlarına benzeyen ak bulutlar yoktu şurada burada, çünkü bu bulutlar çok daha sıkı sıkıydı ve tüm gökyüzünü kaplıyordu, bir yandan da az çok parlak, göz yakan eflatunlar, griler…” Üstadımızı andık 9 Ocak, Cemal Süreya üstadımızın ölüm yıldönümüydü. Ustamızı, bir denemesinde hafif eğri duran bir tabloyu düzelterek andık. Ne de olsa, öğrenme aşkını, araştırma, okuma sevdasını, sanatın ve bilimin enstrümanlarıyla bir senfoni orkestrası kurmayı ondan öğrendik. Çabamız, onun çırağı olmaya layık olabilmektir. Anısı önünde, kütüphanemdeki tüm kitapları saygıyla açıyorum!.. Diyor ki, “Dalga” şiirinin son kıtasında: İki gemiciynen Van Gogh’tan aşırılmış Bir kadının yüzü kaçıyordu yetişemedim

Miley Cyrus

Ben ömrümde aşk nedir bilmedim Süheyla’yı saymazsak ha ha ha


10

Seri İlanlar

25 Aralık 2013 Çarşamba

A M E R İ K A’ D A K İ

TÜRKLERİN

DETAYLI BİLGİ İÇİN İLAN DANIŞMA HATTINI ARAYINIZ: 347 730 42 36 GIFT SHOP İÇİN SATIŞ ELEMANI ARANIYOR

İlanınız Burada Yayınlansın

Yatılı ya da yatısız kalabilecek, yoğun bakım deneyimli, Türk bayan hemşire aranıyor. Mineola, New York Telefon: 516 581 4848

8AM-4PM ve 4PM-11PM arasında 2 ayrı shift bulunmakta olup iki ayrı shift için de personel alımı yapılacaktır.

$50

ŞOFÖR ARANIYOR

İlgilenenlerin resumelerini e-mail atmaları rica olunur.

New Jersey’de oturan, şirket arabasıyla ekmek dağıtımı yapabilecek arkadaş aranıyor.

E-mail: gustotrading@aol.com

Telefon: 862 200 8070

Çocuk Bakıcısı Aranıyor 3.5 yaşındaki oğluma hafta içleri 8 AM – 7 PM arası bakabilecek, mümkünse yatılı, sigara kullanmayan ve çocuk bakımı konusununda deneyimli bayan çocuk bakıcısı arıyorum. İlgilenenler, kendileri ve talep ettikleri ücret hakkında bilgi veren bi e-mail ile bana koseokur@gmail.com adresinden ulaşabilirler.

İngilizce’yi iyi bilen, çalışma izni olan bay ya da bayan eleman aranıyor.

Binghamton, New York’ta bulunan, 3 yıllık çalışan Turkish restaurant uygun fiyata satılıktır.

Clifton’da cafe için bayan garson aranıyor.

Tecrübeli Busboy Aranmaktadır

Telefon: 201 888 8852

Sunnyside, Queens’teki restaurantımız için haftanın 3-4 günü full time çalışabilecek tecrübeli busboy arkadaşlar aramaktayız. Detaylı bilgi için 718-392-3838 no’lu telefonu arayabilirsiniz.

$40

Manhattan, Upper West Side bulunan Pasha Restaurant’ta çalışacak; bartender, garson ve busboylar aranmaktadır.

Özel günlerinizde sizlere hizmet vermekten gurur duyarız. Davet yemekleri siparişleri alınır. Telefon: 646 730 7856

İlanınız Burada Yayınlansın

Müracaat: Kemal Binici Telefon: 917 902 1385

E-mail: kerimbugdayci@gmail.com

Marketimizde, 8:00 am - 4:00 pm aralığında, çalışma izni olan bayan eleman ihtiyacımız vardır.

Lakeview Ave, Clifton’da oturduğum evin kulanmadığım 2 odası kiralıktır. Bay, bayan farketmez… Gaz ve elektrik bana ait.

718 213 8652 numaralı telefondan Murat Bey’den randevu alarak görüşmeye gelebilirsiniz.

Telefon: 201 667 8031

Astoria, New York

6 ay veya daha kısa süreliğine kiralık ev 4 yatak odalı, 2 banyolu, geniş bahçeli evimiz en fazla 6 ay olmak üzere eşyalı olarak kiralıktır. Bulaşık ve çamaşır makinesi, kurutma makinesi mevcut. Park yeri mevcut. Manhattan Times Square 25 dakika messafede. otobüs evden yürüme mesafesinde. İlgilenenler e-mail atabilirler. New Jersey, $1,800 E-mail: asliambrosio@gmail.com

Seri İlanlar Kazandırır!

İNŞAATTA ÇALIŞACAK ELEMAN ARANIYOR

SERİ İLAN Emlak, Eleman, Vasıta, Alım/Satım, Çeşitli İlanlar

Maryland şubemizde çalışacak eleman aranıyor. İşimiz yağmur oluklarının kesim ve montaj edilmesi üzerine.

SOSYAL İLAN Kutlama, Anma, Teşekkür, Doğum, Vefat İlanları

İlgilenenler ve daha detaylı bilgi almak isteyenler bana e-mail yoluyla ulaşabilirler. Kalacak yer konusunda yardımcı olurum.

Telefon: (347) 730 4236 E-mail: seriilan@posta212.com

Çalışma bölgemiz; DC-Maryland civarlarında oluyor. E-mail: lokman_1980@hotmail.com

Telefon: 570 582 5208

Başvurularınızı nyeleman2013@gmail.com adresine gönderebilirsiniz.

RESTORAN ELEMANLARI ARANIYOR

Bayan Eleman Aranıyor

TİCARİ İLAN Ürün Tanıtımı, Kurul, Bilanço İlanları

ELEMAN ARANIYOR

Devren satılık Türk restaurantı

New York’ta turizm firmasına

İlanınız Burada Yayınlansın

$20

Günlük Eleman Aranıyor Boston’da evin temizliğini ve yemeğini yapacak günlük eleman aranıyor.

POSTA212 Seri İlan Sayfaları USAilan.com ile ortak hazırlanmaktadır...

Türk Bayan Hemşire Aranıyor

Manhattan, Midtown’da büyük bir hotelin Gift Shop’unda çalışabilecek, sorumluluk sahibi bay-bayan personel alınacaktır.

GAZETESİ

Devren kiralık studyo daire Yılbaşında Türkiye’ye kesin dönüş yapacağımdan evimi tüm eşyaları ile devretmek istiyorum. Mecbur olmasam evimi burakmak istemem. Çok nezih bir bölge, temiz güvenli, Kings Highway’e, Sheepshead Bay’e, Türk restaurantları ve marketlerine yakın. Tren iki blok uzaklıkta. Cadde üzeri, birinci kat, harika bir yer (stüdyo) iki kişi de kalabilir. İlgilenenler designernewyork@hotmail.com ya da 347 444 99 63 numaralı telefondan bilgi alabilir. İki odalı evimin 1 odası titizliğe önem veren bayan için kiralıktır. Telefon: 201 668 4872

Sheepshead Bay’de Kiralık Oda

Türk cafe, bakkal ve restauranların yakınında bulunan 2 oda 1 salon, yeni yapılmış evimin bir odasına oda arkadaşı arıyorum. Q ve B trenine yakın olup Manhattan’a 45 dakika uzaklıktadır. Odada queens boy double yatak ve gardrop mevcut olup kiraya elektrik, gaz, internet, kablo dahildir. Ev tamamen modern mobilyalı ve Amerikan mutfaklıdır. Kira $850. Ali Bora 718 753 7313

ELEMAN ARANIYOR Warehouse’ta görevlendirilmek üzere, daha önce shipping/receiving tecrübesi olan, dikkatli, düzenli ve ayrıntılara önem veren takım arkadaşları alınacaktır. Başvurularınızı cem@cibovita.com adresine gönderebilirsiniz. Fair Lawn, New Jersey 2 yaşındaki çocuğumuz için haftanın 5 günü full time çalışacak, tecrübeli, Amerika’da oturma izni olan bakıcı arıyoruz. New York. E-mail: bebekbakimi@hotmail.com

Çocuk Bakıcısı Arıyoruz 2 yaşındaki kızımıza bakacak, hafif ev işleri ve yemek konusunda yardımcı olabilecek, kötü alışkanlıkları olmayan, 40 ile 50 yaş arası yatılı bir bayan arıyoruz. Evimiz, kalacak bayan için uygun olup kendisine ait oda, tuvalet ve banyosu olacaktır. Evimizde internet, televizyon ve telefon servislerimiz mevcuttur. İlgilenenler 973 769 8766’dan ulaşabilirler. Morris County, New Jersey

İtalyan restaurant için ORTAK ARANIYOR Newton, New Jersey’de işlek bir cadde üzerinde bulunan, ciddi gelir potansiyeline sahip bir İtalyan restaurant için; güvenilir, iş ahlakına sahip ortak aranıyor. Ciddi düşünen yatırımcıların Ahmet Bey ile görüşmesi rica olunur. Telefon: 862 222 0003

GEREKLİ TELEFONLAR... GEREKLİ TELEFONLAR... GEREKLİ TELEFONLAR... GEREKLİ TELEFONLAR... GEREKLİ TELEFONLAR... AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ’NDEKİ BAŞKONSOLOSLUKLAR T.C. ATLANTA FAHRİ BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon Faks e-Posta Adres

+1 (404) 848-9600 +1 404 848 9600 mdiamond@honturkishconsulga.org Chairperson, The American Turkish Friendship Council 1266 West Paces Ferry Rd. NW Suite 257 Atlanta, GA 30327 Web sitesi www.honturkishconsulga.org T.C. BALTIMORE FAHRİ BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon Faks e-Posta Adres

+1 (410) 889-0697 +1 (410) 889-0697 czkiratli@bcpl.net 313 Wendover Road, Baltimore, MD 21218

T.C. BOSTON BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon e-Posta Adres

+1 857 250 47 00 consulate.boston@mfa.gov.tr 31 Saint James Avenue,Suite #840, Boston, MA 02116 Web sitesi boston.bk.mfa.gov.tr T.C. DETROIT FAHRİ BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon Faks e-Posta Adres

+1 (248) 701-1050 +1 (248) 626-8279 nurten@turkishconsulategeneral.us P.O. Box 986, Farmington, MI 48332-0986

T.C. FLOWOOD FAHRİ BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon Faks e-Posta Adres

+1 (601) 936-3666 x128 +1 (601) 939-5685 ejones@mmiemail.com 1000 Red Fern Place, Flowood, MS 39232

T.C. HOUSTON BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon

+1 713-622 58 49 +1 713-622 03 24 +1 713-622 32 05 +1 713-622 32 76 Faks +1 713-623 66 39 e-Posta consulate.houston@mfa.gov.tr Adres 1990 Post Oak Boulevard Suite 1300, Houston, Texas 77056-3813 U.S.A Web sitesi http://houston.bk.mfa.gov.tr

T.C.KANSAS FAHRİ BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon Faks e-Posta Adres

+1 (816) 415-8325 +1 (816) 415-8325 emruerten@gmail.com 812 N. Woodridge Lane, Liberty. MO 64068

T.C.LOS ANGELES BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon

+1 (323) 655-8832 +1 (323) 655-8039 +1 (323) 655-8056 +1 (323) 655-8329 Faks +1 (323) 655-8681 e-Posta consulate.losangeles@mfa.gov.tr Adres 6300 Wilshire Blvd.,Suite 2010, Los Angeles, CA 90048 Web sitesi losangeles.bk.mfa.gov.tr T.C.NEW YORK BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon

+1 (646) 430-6560 +1 (646) 430-6590 (Konsolosluk Çağrı Merkezine 1-888-566-76-56 numaralı telefondan 7 gün 24 saat ulaşılabilmektedir) Acil Sağlık konuları için: Prof.Dr.Adnan Çinal E-mail:acinal@gmail.com Faks +1 (212) 983-1293 e-Posta consulate.newyork@mfa.gov.tr Adres 825 3rd Avenue, 28th Floor, New York, NY 10022 Web sitesi newyork.bk.mfa.gov.tr T.C.SAN FRANCISCO FAHRİ BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon Faks e-Posta Adres

+1 (707) 939-1437 +1 (707) 939-1433 bonnie@kaslan.com 1281 Oak Creek Drive, Suite A, Sonoma, CA 95476

T.C.SEATTLE FAHRİ BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon Faks e-Posta Adres

+1 (206) 662-8234 +1 (425) 739-6722 john.gokcen@boeing.com 12328 NE 97th Street, Kirkland, WA 98033

TC WASHINGTON BÜYÜKELÇİLİĞİ Telefon Adres

+1 (202) 612-6700 2525 Massachusetts Ave NW Washington, DC 20008

T.C.ŞİKAGO BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon

+1 312 263 06 44 +1 312 263 12 95 Faks +1 312 263 14 49 e-Posta consulate.chicago@mfa.gov.tr Adres 455 N. Cityfront Plaza Dr., (NBC Tower), Suite:2900, Chicago, IL 60611 - USA Web sitesi sikago.bk.mfa.gov.tr BAĞLI BİRİMLER BASIN MÜŞAVİRLİĞİ Telefon (202) 612.6807 Faks (202) 319.1087 e-Posta trpressoffice@verizon.net DİN HİZMETLERİ MÜŞAVİRLİĞİ Telefon 202-612-6816 Faks 202-332-1841 EĞİTİM MÜŞAVİRLİĞİ Telefon (202) 612-6810 Faks (202) 319-1538 e-Posta education@turkishembassy.org egitim@turkishembassy.org EKONOMİ MÜŞAVİRLİĞİ Telefon (202) 612.6790 Faks (202) 238.0627 e-Posta washingtoneco@verizon.net EMNİYET MÜŞAVİRLİĞİ Telefon 202-612-6809 e-Posta washington@egm.gov.tr GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ Telefon 202 612 6794 Faks 202 518 4116 e-Posta gtbusa@gtb.gov.tr KÜLTÜR TANITMA MÜŞAVİRLİĞİ Telefon (202) 612.6800 Toll free: (877) FOR TURKEY Faks (202) 319.7446 e-Posta dc@tourismturkey.org SİLAHLI KUVVETLER ATAŞELİĞİ Telefon (202) 612.6770 Faks (202) 238.0623 e-Posta adminattache@wtska.com defensesec@wtska.com wska@wtska.com milattache@wtska.com navalattache@wtska.com TİCARET MÜŞAVİRLİĞİ Telefon (202) 612.6780 Faks (202) 238.0629 e-Posta vasington@dtm.gov.tr dtvas@verizon.ne

HAVAYOLLARI TÜRK HAVA YOLLARI Telefon 1-800-874 8875 Web sitesi www.turkishairlines.com DELTA HAVAYOLLARI Telefon 800-221-1212 Web Sitesi http://www.delta.com UNITED AIRLINES Telefon 1-800-864-8331 Web Sitesi http://www.united.com

ACİL TELEFON VE YARDIM HATLARI Yangın İhbar Polis İmdat Ambulans Zehirlenme Kontrol Merkezi Tecavüz Kriz Merkezi Adsız Narkotikler Adsız Alkolikler Aile İçi Şiddet Yardım Hattı Kriz Hattı Kayıp Ve İstismar Edilen Çocuklar Ulusal Merkezi

911

(212) 7647667 (212) 267-7273 (212) 929-7117 (212) 647-1680 (800) 621-4673 (212) 219-5599 (800) 843-5678

DEVLET KURUMLARI ABD Vergi İdaresi (IRS) Sosyal Güvenlik İdaresi (SSA) Federal Soruşturma Bürosu (FBI)

(800) 829-1040 (800) 772-1213 (212) 384-1000

ULAŞIM REHBERİ Amtrak Demiryolu New York La Guardia Havaalanı Uluslararası Newark Havaalanı Uluslararası New York J.F.K. Havaalanı (JFK) Metropolitan Ulaşım İdaresi (MTA) Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu

GEREKLİ TELEFON NUMARALARI

(800) 872-7245 (718) 533-3400 (973) 961-6000 (718) 244-4444 (866) 743-3682 (888) 352-9886 (888) 352-9886


Spor

25 Aralık 2013 Çarşamba

New Yok’un

Ömer Aşık piyangosu kime vuracak?

bitmeyen çilesi ADNAN ONARAN NEW YORK - POSTA212

K

imileri dünyanın başkenti der New York için hatta Times Meydanı nedeniyle ‘Evrenin Merkezi’ diyenler de bulunur. Wall Street, Rockefellar Binası, Empire State, Central Park ve niceleri gibi modern zamana damga vurmuş New York yapılarının, şehri dünyanın en popüler, havalı ve zengin coğrafyaları arasına soktuğu kesin. New York aynı zamanda ABD sporunun da en gözde şehirlerinden. Ancak bu şehir son zamanlarda; özellikle de 2013 senesinde büyük hayal kırıklıklarının “sıfır” noktası oldu. Devam etmekte olan NBA, NHL ve NFL’de aktif 6 takımı bulunan ‘Işıklar Şehri’ tüm takımlarıyla başarısız bir dönemden geçiyor. NBA – Brooklyn Nets, New York Knicks Sezon başında Boston’dan Kevin Garnett-Paul Pierce-Jason Terry üçlüsünü getiren Nets için kağıt üzerinde ya da video oyunlarında başarı çok kolay gözüküyordu. Ancak realitede işler ‘Jerry Springer’ programına döndü. Kaos ve her kafadan çıkan bir başka ses. Sezonun yarısına yaklaşırken Nets maçlarının sadece %34’unu kazanabildi… Nereden bakarsanız bakın büyük bir fiyasko… Nets’in durumu oldukça acıklı ve manşet olmaya aday. Tabii şehrin diğer takımı New York Knicks tamamen bir şaka olmasa… Knicks zaten 2000’li

Kimilerine göre dünyanın başkenti olan New York, sporda bu yıl hayal kırıklıklarının “sıfır” noktası haline geldi

yılların NBA’deki en büyük espri konusuydu bu sezon da bu geleneği sürdürmekte oldukça kararlılar… Madison Square Garden gibi Amerikan spor tarihinin en önemli spor arenasını işgal eden ve yaşanılan tüm hayal kırıklıklarına rağmen takıma bağlı bir taraftara sahip olan Knicks tam anlamıyla bir yönetimsel fiyasko…. Knicks 2000’den bu yana takımla beraber maçlara çıkmayan toplamda 7 oyuncusuna 110 milyon doların üzerinde para verdi. Şu anda da tamamen kadro kargaşası içinde olan takım maçlarının sadece %30’unu kazanabildi. Nets ile Knicks’in oyuncularına verdiği rakam 187 milyon $ ama toplamda elde ettikleri galibiyet sa-

yısı oyuncularına 53 milyon $ veren Phoeniz Suns’tan daha az… NFL – New York Jets, New York Giants Giants özelinde olaya bakılırsa durum biraz “Perfect Storm’u andırıyor. Birçok olayın (Sakatlık, formsuzluk, yanlış oyuncu seçimleri) birleşmesi sonucunda facia bir başlangıç… O başlangıca rağmen Giants sezonu 6 galibiyet 3 mağlubiyetle sürdürse de şehirdeki hayal kırıklığı modasına uymuş durumda… Özellikle 2 Super Bowl şampiyonluğu bulunan Eli Manning’in 30 INT’la rekorlar kitabına tersten girdiğini de belirtirsek Giants için hiç de parlak bir sezon olmadığını anlamak zor olmaz. Giants’in galibiyet

yüzdesi %40. New York Jets bir anlamda Knicks’in NFL şubesi. Taraftar desteği ve iyi bir geçmişe sahip olmasına rağmen harcanan tüm paralara karşın her sezon başarı yerine başarısızlığın beklentisine giren bir camia… Bu sene Jets için bir başka kayıp sezon oldu. Kayıp derken Jets’in hala play-off şansı sürüyor. Tabii biraz zorlu bir bekleyiş olacak bu; Jets son maçta Dolphins’i yenecek ve Baltimore, San Diego ve Pittsburgh’un yenilmesini bekleyecek. O da kesin değil sonrasında daha başka hesaplamalar gündeme gelecek. Şu an için konuşmak gerekirse Jets’in galibiyet yüzdesi %44… NHL – New York Rangers, New York Islanders NHL’de sezonun ilk yarısı biterken New York takımları playoff tablosundan uzak bir görüntü çizdi. Rangers tüm bu kötü gidişata rağmen playoff tablosunda yer almak adına mücadele etse de Islanders ligin dibinde yer alıyor. Stanley Kupası’nı 1993-94 sezonundan beri kazanamayan Rangers bu sezon maçlarının sadece %47’sini

kazanabilmiş durumda. Islanders ise %33’lük galibiyet oranıyla sadece NHL sonuncusu Buffalo Sabres’tan daha fazla galibiyet kazandı. MLB – New York Yankees, New York Mets New York’un en popüler sporu olan beyzbol ve en popüler takımı olan New York Yankees de şehrin yüzünü güldüremedi. Oyuncularına verdiği 200 milyon $’in üzerindeki maaşla MLB ve tüm Amerikan profesyonel spolarının en fazla para harcayan takımı olan Yankees maçlarının sadece %52’sini kazandı ve geride kalan sezonda play-off yapamadı. Daha mütevazı bir bütçeye sahip olan şehrin üvey çocuğu Mets ise beklentilerin üzerinde bir sezon geçirse de New York Spor lanetinin etkisinde maçlarının sadece %47’sini kazanıp play-off dışında kaldı. Dünya’nın başkenti hatta kainatın merkezi denen New York için belki de işinin ehli spor adamlarının transfer vakti çoktan geldi belki de. Dip not vermek gerekirse tüm bu takımlar geçtiğimiz sezon içerisinde kar açıkladılar. Yani sportif olarak çökmüş New York takımları maddi anlamda yine de kardalar. Ve karar zamanı: Ya spor, iş adamlarına bırakılmayacak kadar değerlidir diyerek sportif başarı peşinde koşulacak ve kar amacı geri plana itilecek, ya da taraftarlar kar payı ortaklığında yer alarak sportif başarıyı ekstra olarak görecekler. Çünkü anlaşıldığı üzere New York’ta hem sportif başarı hem de iş başarısı olmuyor…

DÜNYANIN EN BÜYÜĞÜ 2013'ün tek nağmağlubu Vakıfbank (ISTANBUL-POSTA212) Geçtiğimiz sezon 5 kupa kaldıran Dünya ve Avrupa Şampiyonu Vakıfbank Kadın Voleybol takımım 2013 yılını namağlup bitirdi. Hem Denizbank Kadınlar Şampiyonlar Ligi’nde hem de Acıbadem Bayanlar Voleybol Ligi’nde yoluna yenilgisiz devam eden Vakıfbank son olarak Şampiyonlar Ligi C grubundaki son maçında Belçika’nın Bent takımını 3-0 yendi. Grubunu lider tamamlayan Vakıfbank, galibiyet serisini de 69 maça çıkardı. VakıfBank Antrenörü Giovanni Guidetti “Artık çok yüksek bir seviyedeyiz, Dünya’nın en güçlü takımlarından biriyiz sürekli kazanıyoruz ve kazanmaya doymuyoruz. Kazanmak böyle bir şeydir. Hep daha fazla daha fazla kazanmak istersiniz ve hiçbir zaman yorulmazsınız. Bu yüzden motivasyonumuz hiç düşmüyor hep bir sonraki maçı kazanmanın hesaplarını yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

Ronaldo’dan PS4 şartı! (NEW YORK-POSTA212) Real Madrid'in dünyaca ünlü yıldızı Cristiano Ronaldo'dan sanatçıları aratmayacak kapris... Yıldız oyuncu, Brezilya'daki Dünya Kupası için Portekizli yetkililere iki şart koştu. Biri konaklayacakları Sao Paulo'nun 100 kilometre uzağındaki Palm Resort Oteli'nde özel banyo diğeri de odasına Play Station 4. 28 yaşındaki futbolcunun, oyun konsolu ile boş vakitlerinde futbol oyunları oynamaktan büyük keyif aldığı için bu isteğini özellikle ilettiği bildirildi. Federasyon yetkilileri otel ile temasa geçerek bu isteği iletti. Deneyimli futbolcu, milli takımda Real Madrid'den takım arkadaşı Pepe ile aynı odada kalacak.

BAYERN MÜNİH!

(NEW YORK-POSTA212) NBA takımlarından Houston Rockets’ın formasını giyen daha doğrusu son zamanlarda giymeyen milli basketbolcu Ömer Aşık’ın yeni yilin ilk günlerinde takasla başka bir takıma gitmesi bekleniyor. Takas için ise 6 takımın adı geçiyor. Philadelphia, Atlanta, Charlotte, Boston ve Celeveland’a son olarak Brooklyn Nets eklendi. 3 takımın dahil olacağı takaslar gündeme gelirken, Houston Rockets Genel Menajeri Daryl Morey’nin yedek soyunacak bir pivot ve 2014 birinci tur draft hakkı istediği belirtildi. All-Star pivot Dwight Howard’ın Teksas ekibinin formasını giymeye başlamasıyla birlikte ilk önce dakikaları azalan, daha sonra da ilk 5 dışında kalan Ömer, takımdan ayrılmak istediğini kulüp yönetimine bildirmişti. Milli basketbolcu sakatlığı nedeniyle Houston’ın oynadığı son 6 maçta forma giymedi.

Şike davasında sona yaklaşıldı (NEW YORK-POSTA212) Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin, 3 Temmuz süreci ile ilgili kararını tetkik hakim ön inceleme raporundan sonra 1 hafta içinde açıklayacağı belirtildi. Türk futbolunu yakından ilgilendiren “Şike Davası”nda sona yaklaşıldı. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi; aralarında Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın da bulunduğu 48 sanığı, “çıkar amaçlı suçörgütü kurmak”, “örgüte üye olmak”, “şike”, “teşvik”, “tehdit” ve “rüşvet vermek-almak” gibi suçlardan belli sürelerde değişen hapis cezasına çarptırmıştı. Yargıtay 5. Ceza Dairesi, temyiz incelemesi yapılması için gönderilen dosyayı düzeltmelerin yapılması ve eksiklerin giderilmesi için yeniden İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermişti. Dosyadaki eksiklikler giderildikten sonra evraklar geçen ay yeniden Yargıtay 5. Ceza Dairesi’ne gönderilmişti. Yargıtay Başkanı ise cezanın yıl sonuna doğru açıklanabileceğini Antalya’daki bir panelde ifade etmişti. Tetkik hakiminin ön inceleme raporu hazırladığı davada raporun bitimiyle Yargıtay 5. Yargıtay 5. Ceza Dairesi dosyayı alacak ve 1 hafta içinde karar verecek. Bu sürecin 2013’ün son günlerinde veya yeni yılın ilk günlerinde bitmesi bekleniyor. Türk futbolunu yakından ilgilendiren “Şike davası”nda tetkik hakimin ön inceleme raporu sonrasında Yargıtay 5. Ceza Dairesi cezayı onamazsa bu kez yeni bir süreç başlayacak. Fenerbahçe’nin yeniden Avrupa kupalarına dönüş yolu açılabileceği gibi, tazminat davaları da tekrar devreye girebilir.

NEW YORK - POSTA212

F

IFA Dünya Kulüpler Kupası Finali’nde Bayern Münih, Fas’ın Raja Casablanca takımını 2-0 mağlup ederek kupayı müzesine götürdü. FIFA Dünya Kulüpler Kupası’nın finalinde Bayern Münih ile Raja Casablanca karşı karşıya geldi. Bayern yarı finalde Çin’in Guangzhou takımını eleyip finale çıkarken, Casablanca ise Ronaldinho’nun formasını giydiği Atletico Mineiro’yu saf dışı bırakmıştı. Bayern Münih Dante ve Thiago Alcantara’nın kaydettiği gollerle ilk yarıyı 2-0’lik skorla önde tamamladı. Maçın ilk bölümünde elde ettiği skor avantajını son dakikalara kadar koruyan Bayern Münih, sahadan 2-0 galip ayrıldı ve FIFA Dünya Kulüpler Kupası’nı müzesine götürdü.

DJOKOVIÇ’E ŞAMPİYON KOÇ NEW YORK - POSTA212

E

rkekler dünya sıralamasında kusursuz geçirdiği 2012 sezonunun ardından 2013’u 2. sırada tamamlayan Novak Djokovic yeniden zirveye dönmekte kararlı. Bu doğrultuda Sırp tenisçi antrenör grubunun başına Alman tenisçi Boris Becker’i getirdi. Novak Djokovic'in internet sitesinden yapılan açıklamaya göre, 1999 yılında veda ettiği tenis kariyerine 49 tekler şampiyonluğu sığ-

dıran Boris Becker, Sırp tenisçinin, Marian Vajda, Miljan Amanovic ve Gebhard Phil-Gritsch'ten oluşan antrenörler ekibinin başına getirildi. Eski dünya 1 numarası Becker, 15 yıllık profesyonel tenis kariyeri süresince 6 “Grand Slam” şampiyonluğu kazandı. 17 yaşında Wimbledon'ın şampiyonluk kupasını kaldırarak, “En genç Wimbledon şampiyonu” unvanını hala elinde bulunduran Alman tenisçi, 1992 Barcelona Olimpiyatları'nda çiftlerde altın madal-

yanın sahibi olmustu. 46 yaşındaki Becker, Djokovic'i, 13 Ocak'ta başlayacak sezonun ilk “Grand Slam”i Avustralya Açık'ın yanı sıra Dubai, Miami, Monte Carlo, Roma, Fransa Açık (Roland Garros), Wimbledon, Cincinnati, ABD Açık, Şanghay, Paris ve Londra turnuvalarına da hazırlayacak. Djokovic'in, 2006'dan beri birlikte çalıştığı Marian Vajda ise 26 yaşındaki raketin, Indian Wells, Madrid, Toronto ve Pekin turnuvalarındaki hazırlıklarından sorumlu olacak.

NBA’de sakatlık kabusu sürüyor (NEW YORK-POSTA212) NBA'de sakatlık kabusu giderek büyüyor. Derrick Rose'un 1 yıl aradan sonra döndüğü parkelerde henüz 2. Ayını tamamlamadan yeniden sakatlanmasının şokunu yaşayan NBA’de bir büyük hayakl kırıklığı da Kobe Bryant severler için geldi. Geçtiğimiz sezonun mart ayında asıl bölgesinden sakatlanan ve hızlı bir iyileşme sürecinin ardından sahalara dönen Kobe Bryant bu kez de dizinden sakatlandı. Kobe, gectigimiz hafta oynanan Memphis maçında dizinden sakatlanmış ancak oyuna devam etmişti. Kulüpten yapılan açıklamada, 35 yaşındaki yıldız oyuncunun sol dizinde kırık olduğu ve 6 hafta forma giyemeyeceği açıklandı.

ERSAN DA SAKATLANDI Milwaukee Bucks forması giyen milli basketbolcu Ersan İlyasova da sağ ayak bileğindeki sakatlık nedeniyle parkelerden bir süre uzak kalacak. Ersan, bu sezon sadece 5 galibiyet alan Milwaukee Bucks'ın deplasmanda Cleveland ile oynayacağı maçın kadrosuna sakatlığı nedeniyle alınmadı.


Emlak

25 Aralık 2013 Çarşamba

24 ay sıfır faizle daireler satışta

Gelirler düşerken kiralar yükseliyor Kişilerin gelirleri ile kira giderleri arasındaki uçurum, milenyumun başından bu yana giderek büyüyor (NEW YORK –POSTA 212)

Şua İnşaat’ın İstanbul Atakent’te inşa ettiği Elite City projesinde hemen teslim son daireler satışa sunuldu. Yüzde 95 oranında satışın gerçekleştiği projede kalan son 40 daire ile home - office’ler özel kampanya ile 24 ay vadeye 0 faizle, 120 aya kadar vadeye ise yüzde 0,69 faizle satışa sunuldu. Geçtiğimiz Aralık ayında yaşamın başladığı Elite City’de, 1+1, 2+1 ve 3+1 seçeneklerindeki son dairelerle çeşitli büyüklüklerdeki home - office’lerin satışı devam ediyor. 320 BİN LİRADAN BAŞLAYAN FİYATLARLA Yüzde 95’inin sahiplerini bulduğu projede 1+1 daireler 320 bin TL’den, 2+1 daireler 469 bin TL’den, 3+1 daireler ise 701 bin TL’den başlıyor. Home - office’lerin fiyatları ise 325.000 TL’den başlangıç gösteriyor. Geniş sosyal yaşam ve spor alanlarının sunulduğu projede açık ve kapalı yüzme havuzları, fitness center, oyun alanları, alışveriş birimleri, kreş ve 24 saat özel güvenlik bulunuyor. ÜCRETSİZ SOSYAL TESİSLER Elite City’nin bölgenin en gözde konut projelerinden olduğunu belirten Şua İnşaat Satış ve Pazarlama Koordinatörü Ahmet Sarıcalı; “Elite City projemizle Atakent bölgesinin en çok tercih edilen projelerinden birine imzamızı attık. Mimarisiyle ve donatılarıyla çevresine değer kazandıran bir proje olarak konumlandı. Şuan son 40 daireyi ve home - office’leri satışa sunduk. Bununla birlikte Pendik’te inşaa ettiğimiz Elite Side projemizde de teslimlere başladık. Şua İnşaat olarak sektördeki yatırımlarımıza ara vermeden devam edeceğiz.” dedi. Benzer birçok markalı konut projesinin aksine Elite City’de sosyal tesisin kullanımı tamamen site sakinlerine tahsis ediliyor ve ek bir ücret talep edilmiyor. Türkiye’nin köklü vakıflarından Türk HAVAK tarafından işletilen sitenin kreşi de yalnızca site sakinlerine hizmet veriyor.

32 milyonluk malikane (NEW YORK-POSTA 212) Frick Müzesi’ne komşu olan bir malikane 32 milyon dolara satıldı. Mağaza patronu Walter N. Rothschild ve karısı için 1929’da inşa edilen ve Lehman Bahçeleri olarak bilinen özel bahçeleriyle göz kamaştıran malikane için 40 milyon dolar istenmişti. Tuğla ve kireç taşından yapılan ve 11.256 metre kare olan malikane, 1958 ve 2012 yılları arasında Century Vakfı’na aitti. Görkemli malikanenin en üst katı ofis olarak kullanılıyordu. Malikanenin bahçe ve oturma odası; resepsiyon, kütüphaneler ve mutfakla aynı katta yer alıyor. Arka bahçesinden sonra malikanenin en çok dikkat çeken özelliği ise pencere sayısının çok fazla olması.

Emlak sayfası A M E R İ K A’ D A K İ

TÜRKLERİN

GAZETESİ

emlak sohbetleri

www.emlaksohbetleri.com

işbirliğiyle hazırlanmaktadır. Sayfada yer almasını istediğiniz proje bilgilerinizi bize gönderebilirsiniz.

e-mail: erdal@emlaksohbetleri.com

K

iralar, 2000 ve 2012 yılları arasında yıllık olarak yüzde 6 artarken, kiracıların gelirlerinde ise yüzde 13 oranında bir düşüş kaydedildi. Harvard Üniversitesi Konut Araştırmaları Merkezi tarafından yapılan bir çalışmaya göre 2011 yılında, kiracıların yaklaşık yüzde 28’i, gelirlerinin yarısından fazlasını kira giderleri için

harcadılar. Kiracıların yarısından fazlası (yüzde 50.8) gelirlerinin yüzde 30’undan fazlasını kiraya ayırıyor. Finans uzmanları ise genellikle kiracıların gelirlerinin yüzde 30’undan fazlasını harcamamayı tavsiye ediyor. Ancak, kiraya verilen mülk sayısının artmasıyla, gelirlerin kira giderlerinin sadece yüzde 30’unu karşılaması bile olumlu bir durum olarak görülüyor. Şu an kiralık ev arayan kişiler de makul fiyatlarda ev bulmakta zorluk yaşıyor. Normal bir daire için istenilen aylık brüt kira bedeli ortalama 861 dolarken yeni bir dairenin kira ücreti 1.090 dolar.

FHA sigorta limitini düşürüyor Amerikan konut pazarını düzenleyen FHA, 2007 emlak kriziyle üstlendiği riskleri azaltmaya karar verdi. Federal Housing Adminisration (FHA) düşük ön ödemeleri mortgage’nin sigorta limitlerini aşağıya çekti ğu bölgelerde mevcut limitlerini koruyacağı ve gelir seviyesi dah düşük kişilerin ev satın alma opsiyonlarına odaklanacağı belirtiliyor.

(NEW YORK –POSTA 212)

F

ederal Housing Adminisration (FHA), konut pazarında üstlendiği riskleri azaltmaya karar verdiğini açıkladı. Açıklama finans çevreleri tarafından konut pazarının güçlendiğine dair somut bir işaret olarak yorumlandı.

2008 LİMİTLER YÜKSELTMİŞTİ FHA, konut krizinin patladığı 2008 yılında, tüketicilere destek çıkmak için ön ödemesi düşük mortgage kredilerinin sigortalanma uygulamasında limitleri yükseltmişti. Bu durum da FHA’nin finansal aktivitelerinin bu süreden günümüze dört misli artmasına neden oldu. Ayrıca batmakta olan Fannie Mae ve Freddie Mac gibi dev kuruluşları devralarak piyasanın iyice çökmesine engel oldu.

PAZARIN İSTİKRARINI SAĞLIYOR FHA bankaların ve özel finans kuruluşlarının konut kredilerini düzenleme amacıyla hareket eden bir kuruluş. FHA özellikle mortgage kredilerini sigortalayarak mortgage pazarının istikrarını sağlıyor ve aldığı riskle dengeleyici bir rol üstleniyor. FHA mortgage kredisi vermiyor ama tüketicilerin yüzde 3.5 gibi çok düşük ön ödemeyle kredi alabilmesinin önünü açıyor. LİMİTLERİ DÜŞÜRÜLDÜ Bankaların düşük ön ödemeli mortgage kredilerini sigortalayan FHA, bu tür kre-

dilerin üst limitlerini sınırlayarak özellikle ev fiyatlarının yüksek olduğu bölgelerde geri çekiliyor. Yeni yılda, kuruluşun sigortaladığı kredi miktarı bu yerleşim bölgelerinde 729,750 dolardan 625,500 dolara düşürülüyor. Kararın 650 yerleşim bölgesini kapsayacağı belirtiliyor. FHA’nin konut fiyatlarının düşük oldu-

Bloomberg’in 12 yıllık dönüşüm karnesi New York Belediye Başkanı Michael Bloomberg yönetimi, görev süresinin dolmasına sayılı günler kala 12 milyar dolar değerindeki yeni inşaat projelerini kabul etti. Belediye Başkanı Michael Bloomberg 12 yıllık görev süresi boyunca, New York’un yaklaşık yüzde 40’ını dönüştürdü (NEW YORK –POSTA 212)

Y

apı ve gayrimenkul sektörü ve yetkililer, Bloomberg görevden ayrılmadan önce “eski projelerin” kamu değerlendirmelerini bitirme konusunda kararlı görünüyor. Projeler yeni Belediye Başkanı Blasio’nun göreve gelmesinden sonra başlayacak. 1.2 milyar dolarlık Hud-

son Yakası Ofis Kulesi ve 1.7 milyar dolar değerindeki Hunter College ve Memorial Sloan-Kettering Kanser Merkezi gibi projeler durdurulmayacak veya değiştirilmeyecek. Bloomberg’in yakın olduğu gayrimenkul yatırımcılarının Blasio’nun gündeminin erken sinyallerine dikkat edeceği belirtiliyor. Blasio’nun sözcüsü Lis Smith,

vergi ödeyenler için maksimum düzeyde uygun fiyatlı evler ve iş yerleri için her projenin gözden geçirilebileceğini söylemişti. Bloomberg yönetimi aynı zamanda kritik içerikleri olan birçok küçük girişimi bir sonraki yönetime bırakıyor. Konsey son olarak 124. Ozone Park dönüşümünü onayladı.

DÜŞÜK GELİR GRUBU Ancak bu gelişmeler, doğal olarak kuruluşun finansal risklerini de artırdı. Geçtiğimiz Eylül ayında kuruluş Kongre’den bütçesini finance edebilmek için 1.7 milyar dolarlık bir ek kaynak talebinde bulundu. FHA sözcüsü Carol Galante yaptığı açıklamada, sigortalanacak mortgage kredilerinin üst limitinin düşürülmesiyle özel sekörün konut pazarında kriz önceki payına geri döneceğini, böylelikle gelir seviyesi düşük kişilerin ev sahibi olma misyonlarına konsantre olabileceklerini söyledi.


Food & Dining

HER DERDE DEVA KUZU HAŞLAMA Havaların artık giderek soğumasıyla birlikte yeme içme düzenimiz de iklime göre değişiyor. Artık daha sıcak ve yağlı yemek yeme zamanı

K

ışın soğuğu kendini gösteriyor. Karın yağmaya başlaması sadece mevsimin değiştiğini göstermiyor, aynı zamanda bedenimiz için de bir uyarı işareti. Artık daha fazla sıcak, yağlı yiyeceklere ihtiyacımız var. Bu yüzden kışın çorbalar çok önemli. Ama aynı zamanda mevsimin sebzelerinin vitaminleriyle de vücudumu-

Dilara Erbay

om y@gmail.c dilaraerba

zu güçlendirmemiz lazım. Size bu soğuk kış gününde tam bir vitamin bombası ısırgan çorbasını öneriyorum. Isırgan ispanaktan bile daha yoğun bir antioksidan aynı zamanda. Tabii kuzu haşlama da geleneksel bir kış yemeğimiz. Eskiler boşuna dememiş, kuzu haşlama kışın hem lezzetli bir yemektir, hem de her derde devadır. TARİF Bu benim en pratik, lezzetli protein yemeğim. 5-6 bardak suyla kuzu parçalarını bir tencerede kaynatıp üzerindeki köpükleri alırız. Kapağı kapalı biraz yumuşar, 3-4 parçaya kestiğim havuçları ve bütün soğanı atarım, sonra patatesi en son limon suyu, kereviz, baharatlar ve tuzu ekler, hepsi güzelce pişer, hem içer hem yeriz. MALZEMELER

● 1 kuzu kol, 5-6 pa

rçaya kesilmiş ● 1 kuru soğan ● 1 kereviz ● 1 havuç ● 1 patates ● 1 limon suyu ● 2 tek karanfil ● 5 top karabiber ● Bir çimcik deniz tuz u

ISIRGAN OTU ÇORBASI

TARİFİ Tencerede küp küp soğanları zeytinyağında çevirirken, havuçları eklerim, sonra yulaf ezmesini ve suyu. Hepsi beraber biraz kaynadıktan sonra sütü ve ısırgan otunu veririm, ot rengini kaybetmeden tencereyi ocaktan alır, içindekileri blender’dan geçerim, sıcakken yumurta sarısıyla terbiyelerim.

MALZEMELER

● 1 demet ısırgan otu ● 1 soğan ● 1 havuç ● 2 çorba kaşığı zey tinyağı ● 2 çorba kaşığı yu laf ezmesi ● 2 bardak su ● 1 bardak süt ● 1 yumurta sarısı ● Taze çekilmiş karab iber ● Deniz tuzu

25 Aralık 2013 Çarşamba

AMERİKA’NIN EN İYİ PİZZALARI CALIFORNIA PIZZA

Amerikalıların günlük yaşamında çok önemli bir yere sahip olan pizza en iyi nerede yenir

P

California Pizza Kitchen’ın resmi olarak da Amerika’nın en iyi pizza zinciri olduğunu iddia ediyor. 1985’te Beverly Hills’de kurulan Kaliforniya Pizza Kitchen, barbekü tavuk pizza gibi yaratıcı pizzalarıyla biliniyor. Menüleri Thai Chicken, Habanero Carnitas ve Kaliforniya Club gibi gurme pizzalarla dolu.

NEW YORK - POSTA212

izza Amerika genelinde en çok tüketilen yiyecekler arasında yer alıyor. Pizza konusunda gurme olan Amerikalılar, ülkenin en iyi pizza zincirini belirlediler. Huffington Post gazetesinin yaklaşık 1000 kişinin katılımıyla yaptığı bir ankette, katılımcılar ürünlerin tazeliğini, sunulan hizmeti, menü çeşitlerini ve yiyeceklerin lezzetlerini değerlendirdiler. Buna göre Amerika’nın en iyi pizza zinciri Kaliforniya Pizza Kitchen oldu.

LEDO PIZZA

Öncelikle Virginia ve Maryland’da bulunan Ledo Pizza’nın, şu an hemen hemen her yerde şubesi var. Farklı pizzalar; ince hamuru, kalın dilimlenmiş sucuk ve tatlı soslarıyla lezzetlendiriliyor. Bu pizzaların gulutensiz çeşitleri de mevcut. Pizzanın garsonlar tarafından servis edildiği Ledo Pizza’nın geniş menüsünde aperatifler, salatalar ve özel makarnalar yer alıyor.

PIZZA HUT Dünya genelinde en yaygın pizza zinciri olan Pizza Hut, Dan ve Frank Carney kardeşler tarafından 1958’de Kansas Winhita’da kuruldu. P’Zone, the Cheesy Bites Pizza gibi yeni pizzalar yaratmaktan çekinmeyen Pizza Hut, zengin menüsüyle göz dolduruyor. Pizza Hut genellikle şuana her yerde olan Stuffed Crust Pizza gibi lezzetleriyle 12’den vuruyor.

DOMİNO’S PİZZA

UNO CHICAGO Uno Chicago Grill, 1943 yılında Chicago’da kuruldu ve şuan 24 eyalette ve tüm dünyada 140’dan fazla şubesi var. Uno Chicago Grill, tereyağı, peynir, sos ve diğer pizza malzemelerinin bir saatten fazla pişirilmesiyle Chicago tarzı bir pizza yarattı. Uno Chicago Grill, pizzanın yanı sıra aperatifler, steak, sandviç, burger, deniz mahsulleri de sunuyor.

ABD’nin en iyi ikinci pizza zinciri Domino’s Pizza, aynı zamanda Pizza Hut’tan sonra dünya genelinde en çok yaygın olan pizza zinciri. 1960’ta kurulan Domino’s Pizza, dikdörtgen “Artisan”

pizzalarının yanı sıra çok çeşitli malzemelerle pizzalarını sunuyor. Ayrıca; sandviç, peynirli ekmekleri, kanat ve kendi makarnanı kendin oluştur seçenekleriyle de müşterilerini çekiyor.


Kültür Sanat & Etkinlikler

25 Aralık 2013 Çarşamba

SEZONUN AĞIR TOPLARI SİNEMALARDA İçinde bulunduğumuz Christmas haftası ile yaklaşan Oscar ödülleri heyecanı eşliğinde Hollywood yapımları arasında en iddialı ve parlak kadroya sahip olanların birer birer izleyiciyle buluşma zamanı geldi. Bu haftanın özelliği de dikkate alınarak pek çok film 27 Aralık yerine iki gün öncesinden gösterime giriyor. Macera ve aksiyondan, Samuray savaşçılarına hikayeler; Meryl Streep ile Julia Roberts'ı bir araya getiren ve yılın en başarılı

VİZYON

HALDU

N ARM

AĞAN

filmlerinden biri olmaya aday "August: Osage County" bu haftaki seçenekler arasında. Leonardo DiCaprio'nun oynadığı ve New Yorklu bir borsacının gerçek hayat hikayesinden uyarlanan "The Wolf of Wall Street" filmi ise bu yılın en başarılı oyunculuk gösterilerinden biri olarak tanımlanıyor.

LONE SURVIVOR Afganistan'da geçen bir Taliban operasyonuna Hollywood yorumu: 2005 yılında "Red Wing” adı verilen operasyon için seçilen dört kişilik SEAL ekibi, Taliban lideri Admad Shad'ı ölü ya da diri ele geçirmek zorundadır. Afganistan'ın Kunar bölgesine gönderilen askerler, kendilerine oldukça güvenseler de operasyon bekledikleri gibi ilerlemez. Taliban üyeleri tarafından başlatılan bir kuşatma sırasında ekipteki askerlerden üçü ağır yaralanır ve sadece biri

kurtul abilir. Hayatta kalan asker, köylülerin evlerine sığınarak kendisini bulacak bir kurtarma timini beklemeye koyulur. Ancak geride bıraktığı üç arkadaşının başına gelenlerin yarattığı psikoloji ile hayat dayanılmaz bir hal almaya başlar. Filmin yönetmen koltuğunda Hancock filminin yönetmeni ve aktör Peter Berg, başrollerinde ise Mark Wahlberg, Taylor Kitsch ve Eric Bana bulunuyor. GÖSTERİM TARİHİ 25 ARALIK

AUGUST: OSAGE COUNTY Tracy Letts tarafından kara komedi tarzında yazılmış özgün bir tiyatro oyunudur. Oyunun dünya prömiyeri Chicago, Illinois’daki Steppenwolf Theatre Company’de 28 Haziran 2007’de oynandı. Bu gösterim 26 Ağustos 2007’ye kadar sürdü. Broadway gösterimi 4 Aralık 2007 tarihinde Imperial Theater sahnesinde başlayan oyun 29 Nisan 2008’den itibaren Music Box Theatre sahnesinde oynandı. Oyun 2008 yılında en iyi oyun dalında Tony ve drama dalında Pulitzer ödülleri kazandı. Şimdi Meryl Streep, Julia Roberts ve Ewan McGregor gibi A sınıfı bir kadro eşliğinde sinema uyarlamasını izleyeceğiz. Filmin yönetmeni John Wells, yapımcısı ise George Clooney. GÖSTERİM TARİHİ 27 ARALIK

etkinlikleri

TOO MUCH, TOO MUCH, TOO MANY

ORIGAMI HOLIDAY TREE

(TİYATRO) Yaşlı baba (James Rebhorn) trajik bir şekilde ölünce, karısı (Phyllis Somerville) kendisini bir odaya kilitler ve buradan çıkmayı reddeder. Ailenin yetişkin kızı (Rebecca Henderson) borderline sendromları göstermeye başlar. Bu umutsuz atmosfer genç ama bilge bir papazın hayatlarına girmesiyle yavaş yavaş değişmeye başlar. Papazın da onlardan öğrenecek şeyleri vardır… Bilet fiyatları: 20 $ Mekan: Roundabout Underground Adres: 111 W 46th St, Midtown West www.roundabouttheatre.org

(MÜZE) Japon kağıtlarla şekiller oluşturma sanatı Origami bu yıl Christmas ağacına ilham veriyor. New York’un en ünlü müzelerinden National History Museum’da 500’den fazla elle katlanarak yapılmış kağıt ağaçlar sergisi haftasonu için çok güzel bir alternatif. Giriş için bilet gerekmiyor. Ama yetişkinle için 22, yaşlı ve öğrenciler için 17, 2 ile 12 yaş arasındaki çocuklar içinde 12.5 dolarlık bir bağış yapılması öneriliyor. Ocak 5’e kadar sergiyi gezmeniz mümkün. Mekan: American Museum of Natural History Adres: Central Park West, Upper West Side www.amnh.org

BLUE MAN GROUP

rı milyon dolarlarlra ulaşır. Ancak hepsini bir gecede harcayabilir. Profesyonel hayatının yanı sıra uyuşturucu, fahişeler, son derece pahalı lüks fantezilerle dolu kirli bir oyun içine girince, çöküşe giden yola girmiş olur. Yönetmenliğini Martin Scorcese’nin üstlendiği film Amerikan borsasında komisyoncu olan Jordan Belfort’un biyografisinin bir uyarlaması. Filmin başrolünde Leonardo DiCaprio yer alırken kadroda Jonah Hill, Kyle Chandler ve Jean Dujardin kendisine eşlik ediyor. GÖSTERİM TARİHİ 25 ARALIK

planının peşine düşerler. Bu yolculukta yalnız olmayan ikilinin yanında, korkunç hesaplar peşinde olan Kira’nın yok olmasını isteyen kalabalık bir grup da katılır. 47 Samuray savaşçısı, hayatlarını geride bırakarak dünyanın en tehlikeli insanı Lord Kira’nın kalesine doğru ilerlemeye başlar. Carl Rinsch’in yönetmen koltuğuna oturduğu filmin başrollerini Keanu Reeves, Hiroyuki Sanada ve Ko Shibasaki paylaşıyor. GÖSTERİM TARİHİ 25 ARALIK

(VİDEO SERGİ) Her yaştan video oyun meraklıları için kaçırılmayacak müthiş bir fırsat. Bir zamanların meşhur video oyunu Dig Dug, Frogger and Pole Position günlerinden şimdi 66 milyar dolarlık dev bir sektöre dönüşen video oyunların Nintendo’nun Wii, Sony’nin Play Station platformlarında izle-

nilen oyunlarından tüm zamanların en iyi, en popüler 25 oyunu tüm yönleriyle tanıtılıyor. Bilet fiyatları: Yetişkinlere 12, yaşlı ve öğrencilere 9, 3-6 yaşındaki çocuklara 6 dolar. Mekan: Museum of the Moving Image Adres: 36-01 35th Ave, Astoria, Queens www.movingimage.us

(TİYATRO) Mavi renkli üç adamın, uzaylı imajlarla gerçekleştirdiği şov hem çok zekice hem de çok komik. Üç adam sahnede hiç rahat durmuyor, seyircileri tuvalet kağıdı deniziyle kaplıyor, boya tüplerini açıyor, duvarlara çocuklara gibi sıçratıyorlar. Eğlence ve aksiyon hiç durmuyor. 2012’den beri gösterimde olan oyun 5 Ocak’ta bitecek. Bilet fiyatları: 75-99 $ Mekan: Astor Place Theatre Adres: 434 Lafayette St, East Village www.blueman.com

GEORGE BALANCHINE’S THE NUTCRACKER (DANS) Bale dünyasının en önemli klasiklerinden “Fındıkkıran” Amarika’da ilk defa 1954 yılında sahneye koyuldu. Ama asıl büyük çıkışını ünlü Rus balet Mikhail Baryshnikov’un televizyonlarda yayınlanan performansının Amerika’da tam bir hit olması ile yaptı. Kareograf

47 RONIN 47 Ronin adlı Samuray çetesinin ustası öldürülünce ekip dağılır ve hepsi işsiz kalır. Rakip çetenin lideri Kira tarafından işlenen suç karşılıksız kalmayacaktır. 47 Ronin’in sadık elemanları Oishi ve Kai bir araya gelerek kanunsuz ve acımasız bir intikam

New York binbir türlü kültürel, sanatsal, eğlence etkinlikleriyle dolup taşan 24 saat uyumayan müthiş dinamik bir kent. Gidilecek, gezilecek, görülecek çok şey var

“INDIE ESSENTIAL: 25 MUST-PLAY VIDEO GAMES”

THE WOLF OF WALL STREET Leonardo DiCaprio’dan yine başarılı bir oyunculuk gösterisi: Jordan Belfort 24 yaşında genç ve hırslı bir adamdır. Para kazanma hırsıyla Wall Street borsa dünyasında önce komisyoncu, daha sonra bir yatırımcı firmada çalışır ve zengin olmak için her şeyi yapmaya hazır bir CEO olur. 1990’lar New York’unda geçen hayatı onu bir anda imkansız kelimesinin yer almadığı ortamın cazibesine sürükler. Önemsiz tahvillerle birçok yatırımcıyı aldatan Jordan, kısa zamanda bir para makinesine aynı zamanda bir harcama makinesine dönüşür. Bir günde hesapla-

NEW YORK’TA

George Balanchine’ın sihirli kareografisine sadık kalınan oyun New Yorkluları bir kez daha büyülüyor. Mekan: David H. Koch Theater (Lincoln Center) Adres: 20 Lincoln Center Plaza, Upper West Side www.nycballet.com

“KEEP YOUR EYE UPON THE DONUT”

CHERI (DRAMA) Ünlü Fransız yazar Colette’in 1920’de yazdığı romanından uyarlanan oyun Martha Clarke tarafından yönetilmiş ve kareografisi yapılmış. Bir saatlik oyun usta dansçılarla bir dans performansı şeklinde yorumlanmış. Dansçıların kostümleri ve kareografi üst düzeyde. Oyun 29 Aralık’ta gösterimden kalkıyor. Bilet fiyatları: 25 $ Mekan: Pershing Square Signature Center Adres: 480 W 42nd Street, Midtown West www.signaturetheatre.org

(MÜZE) New York’un vazgeçilmez hamurlu tatlısı Donut’un tarihi 1673 yılına kadar gidiyor. Bu tarihte çevresinde “Büyük Donut” olarak adlandırılan 112 kg. ağırlığındaki Anna Joralemon downtown’da kızarttığı kekleri satmasıyla donut fenomeni başlamış oldu. Şimdi bu şekerli atıştırmanın tarihi City Reliquary müzesinde görücüye çıkıyor. Müzede donutla ilgili belgeseller, metinler, postcardlar, tabaklar, kupalar ve fotoğraf sergilerinden oluşuyor. Ailece ziyaret edebileceğiniz etkinlik için bilete ihtiyaç yok. Sadece 5 dolarlık bir bağış yapmanız öneriliyor. Mekan: City Reliquary Museum Adres. 370 Metropolitan Ave, Williamsburgh Brooklyn www. cityreliquary.com


Life & Style

25 Aralık 2013 Çarşamba

Melissa Odabash Türk asıllı olan Melissa Odabash, plaj kıyafeti tasarımcısı olarak adını dünyaya duyurdu. Kate Moss, Cindy Crawford, Elle Macpherson, Uma Thurman, Cathe-

Nurdan Yüzbaşıoğlu

Miami

nurdanusa@gmail.com

Tatile çikmayı sevmeyen var mıdır? Sanmıyorum. Varsa da diyecek birşey yok, bu yazı tatil planı yapanlar için yazılmıştır. Önümüzdeki en yakın tatil olan Christmas tatili geldi çattı. Seyahat planı yapanlar rotalarını çoktan belirlemiştir. Bu soğuk, karlı New York günlerinden sonra en güzeli kemiklerimizi ısıtacak bir yerlere kaçmak. Neresi olabilir? Mesela Miami. Uzun yıllar yaşadığım bu güzel sıcak şehir hakkında sizi biraz bilgilendirmek istiyorum. Henüz Miami’yi tanımayıp da kısa bir seyahat planlıyorsanız, size bir nebze rehberlik edebilirsem ne mutlu bana. Uçak biletlerinizi çoktan almış olduğunuzu varsayarak o bölüme hiç girmiyorum. Ben direkt otelden çıkışta yapılacaklar listesine geçiyorum. Miami’nin en hareketli bölgesi olan South Beach’de kaldığınızı düşünürsek; bu bölgede herkese her keseye göre eğlence mevcut. Meşhur Ocean Drive öncelikle gezilmesi gereken yerlerden birisi. Bir tarafı okyanus ve sahil, bir tarafı da sayısız restoran, bar, mağaza ve sanat galerileri ile çevrili harika bir cadde burası. Yanınızdan patenleri ile geçen veya bikinisiyle salına salına yürüyen model kıvamında kızlar görürseniz sakın panik yapmayın. Kocanızı, sevgilinizi kıskanmıyormuş gibi en cool tavrınızı takının, zira bunlardan çok göreceksiniz, baştan tatili zehir etmenin alemi yok. Önümde vurularak öldürülen Gianni Versace’nin evi, bu caddenin en bilindik yeri. Hemen yanındaki yine Versace’nin yaşarken sürekli kahvaltı ettiği News Café ise en popüler mekanlardan. Sabah turist kalabalığı bastırmadan erken saatte gidip kahvaltı etmenizi öneririm. Bu cadde oldukça turistik bir caddedir, burada lokal insanlara pek rastlamazsınız. Ocean Drive’a paralel olan diğer caddeler ise Collins Avenue ve Washington Avenue de gezinebileceğiniz yerlerdir. Collins Ave’de bulunan pek çok mağaza alışveriş için güzel seçenekler sunar. Mağazaların arasında mola verdiğinizde sandvic gibi hesaplı şeyler atıştırabileceğiniz bir iki yer de mevcut. Burada aynı zamanda en güzel oteller de yan yana dizilmiştir. Miami denildiğinde ilk akla gelen Delano Hotel, Collins Avenue üzerindedir. Raleigh, W, The Ritz Carlton, Shore Club bu uzun cadde üzerinde bulunan diğer popüler otellerdir ve bunların hepsinin de gündüz ve gece havuzları, barları sürekli doludur. Hemen paralelindeki Washington Ave. de ise daha çok turistik eşya satan bir düşük segmentli mağazalar ve second hand’ciler mevcut. Bir göz atmaya değer. Bu avenue’leri dikine kesen caddelerden biri olan Lincoln Road ise Miami Beach in en popülar sokağı. Trafiğe kapalı olan bu sokakta herşey bulabilirsiniz. Günün her saati kalabalik olan Lincoln Road’un en popular mekani ise Segafredo Café dir. Ogleden sonra kalabalıklaşmaya başlayan

bu café gece geç saatlere kadar aynı yoğunluğunu korur. Buradaki bir diğer ünlü yer ise kocaman menüsüyle Nexxt Café’dir. Menüde seçenekler sonsuz, porsiyonlar ise dev gibidir. Bir porsiyonla 3 kişi rahat doyar dersem abartmış olmam, giderseniz ona gore sipariş verin. Spris, Balans, Sushi Samba, Van Dyke Café, Quattro gibi pek çok restoran ve café ismi sayabilirim Lincoln Road’la ilgili tavsiyelerim arasinda. Alışveriş için de farklı seçenekler mevcut. Erkekler icin cok cool ve unique kıyafetler satan Base’i özellikle öneriyorum. Çocuklar icin de harika dondurmacılar ve Dylan’s Candy Bar Lincoln Road’da tavsiye edeceğim yerler arasında. Çocuğunuz varsa South Beach’e 10 dk uzaklıktaki hayvanat bahçesi Jungle Island’ı da gezmenizi tavsiye ederim. Sanat turu icin ise Miami Beach’deki Bass Museum of Art, The Wolfsonian-FIU, World Erotic Art Museum , ArtCenter / South Florida, Jewish Museum Of Florida , Miami Beach Botanical Garden’ı ziyaret edebilirsiniz. Alışveriş için en pahalı markaların olduğu yeri merak ediyorsanız tek adres var: Bal Harbour. Miami Beach’e 1520 dk uzaklıktaki bu şahane açık hava shopping mall’unu birşey almaya niyetiniz yoksa dahi görmenizi tavsiye ederim. Dunyanın en iyi markalarının toplandiği Bal Harbour’da mağaza tutabilmek icin yıllarca sıra bekleyenler olduğunu söylersem durumu anlarsınız sanırım. Buradaki Carpaccio restoran ise günün her saati doludur ve herkes moda dergilerinden fırlamışçasına hoştur. Ancak son dönemde bu Mall’un kiralarının yuksekliğinden kaçan markalar da var. Hem de Cartier bile bunlardan biri. Nereye mi kaçtı derseniz, yeni popüler olan bölge Design District’e. Yine 15-20 dk mesafede olan bu bölge de görulmeye değer yerlerden birisi. Art Basel’in kalbinin attığı Design District son yıllarda sadece sanat merkezi olmaktan çıkıp ünlü markalar ve restoranlarıyla farklı bir kimliğe büründü. En ünlü markaların mobilya ve ev aksesuarlarının satıldiğı mağazaları gezmenizi kesinlikle öneririm. Son zamanlarda bu kadar güzel parçaları bir arada görmemiştim desem yeridir. Pucci, Prada, Hermes, Chanel ise buradaki mağazalardan sadece birkaçı. Aralarda yeni yeni açılmaya başlayan restoranlar ise şimdiden popüler olmuş ve nerdeyse her aksam dolular. Miami’ye kadar gitmişken yakın çevreyi de dolaşmak isterseniz maksimum 1.5 saat mesafedeki Palm Beach, daha yakın yerler olan Boca Raton ve Coconut Grove da gezebileceğiniz güzel bölgeler. Okyanusta fazla açılmayın, köpekbalığı tehlikesi her daim mevcut! Size iyi tatiller…

rine Zeta Jones, Jessica Biel, Jennifer Lopez ve Beyonce, Odabash’ın tasarımlarını tercih eden isimlerin yalnızca birkaçı. Öncesinde mayo mankeni olan Melissa Fransa ve İtalya maceralarinin ardından Amerika’ya yerlesmis. Mankenlik yaparken istedigi gibi mayo ve bikini bulamayan eski model sonunda kendi istediği modelleri tasarlamaya karar vermiş. Naomi Campbell’in tasarımlarından birini giymesiyle adı duyulan tasarımci daha sonra kariyer basamaklarını hızla tırmanmaya baslamiş. Simdi tasarımları dünyanın en ünlü department storlarında satılıyor ve onu herkes tanıyor.

Seyahat dostunuz Rimowa Seyahate çıkarken nasıl stil sahibi gözükürüm diye merak ediyorsanız işe ilk olarak valizden başlamalısınız.

Havaalanı terminallerindeki yolcuları incelerseniz bazı kimseler önce valizleriyle stillerini konuştururlar. Bu kişilerin sosyo ekonomik durumları valiz seçimleriyle kendini gösterir. Bu valizler bazı ünlü markaların modelleri olabilir. “Her valizin bir hikâyesi var”dır reklam sloganını kullanan Rimowa ilk akla gelen markalardan. Gerçekten de lüks tüketim kategorisinde valiz denilince 1898 yılından bu yana akla ilk gelen markalardan biridir Rimowa. En güzel Rimowa ise dünyanın çeştli ülkelerine gitmiş ve üzerinde tüm bu ülkelerin sticker’larını taşıyan eskimiş Rimowa’lardir. Eskidikçe değerlenen bu valizler sahibine stilin yani sıra statü de katar. 100 seneden fazla bir geçmişe sahip, el sanatı ile yüksek teknolojinin buluştuğu Rimowa valizlerinin üretim süresi yaklaşık 2.5 aydır. Dünyanın en dayanıklı ve en hafif valizleri olan Rimowalar kaliteden kesinlikle ödün vermezler. Özel materyellleri sayesinde (polikarbon ve alüminyum) ısıya, soğuğa ve darbeye dayanıklıdır.

‘Acaba bir dövme mi yaptırsam?’

Önceleri daha çok hippilerde görürdük. Şimdi artık her yaştan her kesimden kadın, erkek vücuduna, irili ufaklı dövme yaptırıyor. Demet Demirkaya’nın kaleminden New York’ta dövme yaptırma izlenimleri

istediği yeri traşlıyor, “hiçbir tüy, kıl engel olmamalı çizime” diyor. Ardından bölgeye dezenfektan sıkıyor. Model renkli resmin siyah beyaz örneğini çıkarıyor çizimle. Sonra bu çıkartma şeklindeki resmi dezenfektan ve hafif

nenin daha rahat kaymasını sağlıyor. “Rahat ol, korkma” diyor, ama kadının tedirginliği yüzünden okunuyor. Aşağı yukarı bir saat süreceği söylenen bu sanat eserini ve bu resmi ömrünün sonuna dek taşımaya kararlı bu bayanı bırakarak dükkanın içindeki di-

DEMET DEMİRKAYA NEW YORK - POSTA212

V

ücut derisine iğne gibi sivri bir araçla çizilerek, içine renk veren maddeler yoluyla yapılan yazı ve resme dövme deniyor. Dövme, kimi zaman bir harf, isim ya da sembol olarak yapılıyor. Bir çeşit vücut süsleme sanatı, kimilerine göre de bir çeşit kendini ifade etme şekli. GEÇİCİ DÖVME MÜMKÜN Kimi bir küçük sembolle yetinirken, kimileri de tüm vücudunu kaplatıyor. Amaç belki biraz da dikkat cekmek, bir nevi “hey bana bakın, buradayım” mesajını vermek. Ama kişiden kişiye değişiyor dövme yaptırma nedenleri. Duygusal, anlık kararlarla buna yönelenler var, sevgiliye ilanı aşk amacı güttüğü gibi, kaybedilen bir sevilen için de alınabiliyor bu karar. Eskiden aldığınız bu kararla ömrünüzün sonuna dek yaşamak zorundaydınız, ama şimdi bu mecburiyet yok artık. Artık yapılan eskı dövmeler lazer veya çeşitlı tıbbi müdahalelerle silinebiliyor. ‘DÖVMECİ DÜKKANINA GİRİYORUZ’ Tattoo Lou’s eski bir dövme stüdyosu. Çalışanların hepsinin tüm vücudu baştan aşağı dövmelerle kaplı. Dövme sanatçı-

sı Alecia bana hemen kol, omuz, hatta sırtına kadar kaplı bu ilginç ve farklı anlamlar taşıyan desenleri gösteriyor. Her bir artistin ise ayrı portfolyosu var. Kimin eserlerini beğendiyseniz ya da kim hangi çizimde daha ustaysa isteğinize o cevap veriyor. İLK KEZ DÖVME YAPTIRAN KADIN… O sırada stüdyoya gelmiş bir çift çekiyor dikkatimi. 50’li yaşlarındaki kadın pazarlık yapıyor. Dinliyorum.Yanında getirdiği ve onun için kimbilir ne anlamı olan kırmızı alev desenli bir ayakkabı fıgürü bu. “Bunu omuzuma kaça yaparsınız? Çok acır mı? Ne kadar sürer?” gıbi soruların ardından başlamıştı pazarlığa. Kadınla Ray ilgileniyor, O’nun da kolları, boynu baştan aşağı dövmeyle kaplı. 180 dolara anlaşıyorlar fiyatta. Ama bu rakamlar asla sabit değil. İçindeki renklerin çeşidi, çizimin ne kadar komplike olduğu gibi şartlar belirliyor fiyatı. İŞLEM BAŞLIYOR Ray önce kadının dövmeyi yaptırmak

yapıştırıcı sıkılmıs bölgeye bastırarak resmin omuza geçmesini sağlıyor. Artık kadının omuzunda sade bir çizimle ‘ateşten ayakkabının’ resmi var. Yepyeni bir kağıt örtüyle kaplı masaya bir kağıt havlu üzerine biraz vazelin koyuyor. Sonra boyaları seçiyor, bir yandan elindeki resmin aslına bakarken… Rengarenk boyaları sıra sıra küçük boya kaplarına koyduktan sonra, iş şimdi bu resmi derinin altına taşıyacak olan iğneyi makinaya yerleştirmekte. Ambalajından yepyeni iki iğne çıkarıyor. ‘Sharps’ adı verilen bu iğneler uzun ince tüplerle bir makinaya bağlı iğne yuvasına yerleştiriliyor. Tüplerden ara ara istediği renkteki boyaları bu tüplere vakumlayarak işe koyuluyor Ray. 1 SAAT SÜRÜYOR Vazelin arada hem kanayan hem de kuruyan cilde sürülerek boyanın ve iğ-

ğer dövme çizimlerine bakıyorum. Biraz daha fotoğraf çektikten sonra New York’un diğer bilinen tanınmış Tattoo stüdyolarına doğru yola koyuluyorum. EN ESKİ DÖVME DÜKKANLARI Authentic Arts ve Liberty Tattoo bu işi en az 30 - 35 senedir yapan köklü yerlerden. Duvarlara asılmış, resimler yağlıboya tablolar hep kendilerinin eserleri. Her gördüğünüz çalışmayı, kelimenin tam anlamıyla vücuda geçirmek mümkün! Bence egzantrik bu artistler poz verirken bile kendilerine ait değişik sembollerle gülümsüyorlar kamerama. Vücudun her bir karesine yapılabilecek bu sanat eserlerini yapan artistlerin her birinin inanılmaz yeteneklerine, çalışırken hijyene gösterdikleri önem ve dikkatin yanı sıra özgür çalışma stillerine hayran kalarak ayrılıyorum yanlarından.


Köpeklere özel plaj Deniz, güneş, kum, sahil… Bir köpek başka ne ister? Florida’da Hollywood kasabası sahillerinde köpeklere özel bir plajdayız

H

mek ve o koskoca sahilde güneşlenecek yer bulmak sanki imkansız.Trafik altüst, restoranlar full ve sahil cıvıl cıvıl. Ama tüm bu kalabalığa rağmen haftanın 3 günü cuma, cumartesi ve pazar günleri tüylü sadık dostlarımız güneşleniyor bu sahilde! Onlar öncelikli müşteri oluveriyor. Saat 3 ile 7 arası bu sahil, bu sular onların..

HAFTANIN 3 GÜNÜ KÖPEKLERE Turistlerin akın ettiği bu bölgenin en popüler zamanları Easter ve Christmas zamanı. Cumartesi pazar günleri araba parket-

GİRİŞ ÜCRETİ 5 DOLAR Hollywood kasabasında yaşayan insanlarla köpekseverler derneğinin ortak çalışması ile bu özel 3 gün için izin alınmış valilikten. 2006 senesinden beri Custer so-

DEMET DEMİRKAYA FLORIDA - POSTA212

ollywood, Güney Florida’da sahil kasabalarından biri. Okyanus kıyısında bir kasabadan diğerine kadar uzanan bu geniş sahiller haftanın hergün binlerce insanı ağırlıyor.

www.posta212.com

kağını ve sahilini köpeklerin keyfine ayırmışlar. Hollywood’ta yaşıyorsanız, yani orada ikamet ettiğiniz için köpeğiniz 5 dolara, eğer orada ikamet etmiyorsanız 10 dolara denize girip, sahilde istediği gibi koşup, diğer köpeklerle arkadaşlık yapabiliyor. 6 aylık üyelik imkanınız da var. Saat 3 dediniz mi Hollywood Parks &Recreation yani Parklar Müdürlüğü bir arabasını sahilin girişine park ediyor ve tezgahını kuruyor. Arabanın arkasına ‘Dog Beach Köpek Plajı’nın kuralları ve ücretinin yazılı olduğu levhalar takılıyor. Bir masa ve üstünde bir not defterine herkes köpeğinin ve sahibinin adını giriyor. Bu veriler istatistiki amaçlarla kullanılıyor.

VE KÖPEKLER SUYA DALIYOR… Gelen giden sayısı bu anlamda önemli. Park görevlisi herhangi bir aksaklık ya da ihtiyacınız olabilecek temizlik ürünleriyle arabanın yanında izliyor ortalığı.Torba, kürek, içi su dolu kaplar ve hatta acil yardım malzemeleriyle halihazır bekliyor. Ücreti ödedikten sonra tasmaları çıkarıp özgür bırakılınca herbiri sabırsız başlıyorlar sağa sola koşturmaya. Suyu nasılda seviyorlar! Atılan top ve frizbee’leri getirmek için dalgaların arasına öyle gözü kara dalıyorlar ki. Herkes kendi köpeğinden sorumlu, diğer köpeklerle geçimsiz ya da söz dinlemeyen köpekleri bir daha getirme şansınız olmuyor. Köpeğiyle sahil keyfi yapmak isteyen herkes burada. Bazen sadece diğerleriyle sosyalleşebilsin diye getirilen köpekler, suyu sevdiği için gelenler, köpeğiyle yüzmek isteyenler ya da kumsalda güneşlenirken köpeği de güneşten faydalansın, yanında olsun isteyenler, buranın müdavimleri.

25 Aralık 2013 Çarşamba

• YIL 1 • SAYI 32

Altın küre adayları açıklandı Oscarların habercisi Altın Küre Ödülleri’ne aday olan isimler açıklandı

NEW YORK - POSTA212

B

u yılki Altın Küre Ödülleri’ne, İngiliz yönetmen Steve McQueen’in imzasını taşıyan ve Chiwetel Ejiofor’un başrölünü oynadığı “12 Years A Slave” (12 Yıllık Esaret) filmi damga vuracak gibi. Amerika’da köleliğe zorlanan bir kişinin hayatını konu edinen film, en iyi dram filmi dahil olmak

üzere 7 dalda aday gösterildi. “12 Yıllık Esaret”, en iyi dram filmi dalında şu filmlerle karşı karşıya geliyor: “Captain Phillips” (Kaptan Phillips), “Gravity” (Yerçekimi), Rush (Zafere Hücum) ve “Philomena”. McQueen, “American Hustle” filminin yönetmeni David O Russel ile en iyi yönetmenlik ödülü için yarışacak. En iyi oyuncu dalında ise Ejiofor ile birlikte aday

gösterilenler arasında, Güney Afrikalı efsanevi lider Nelson Mandela’nın hayatını perdeye taşıyan “Long Walk to Freedom” (Özgürlüğe Giden Uzun Yol) filminin yıldızı Idris Alba da var. Bu ikilinin dişli rakipleri arasında Robert Redford, Tom Hanks ve Matthew McConaughey gibi Amerikalı aktörler yer alıyor. Ejiofor ve Elba aynı zamanda, “Dancing on the Edge” ve “Luther” yapımlarındaki performanslarıyla da en iyi dizi oyuncusu

ödülüne aday. İkilinin bu daldaki rakipleri de güçlü: Michael Douglas, Matt Damon ve “Phil Spector” karakteriyle Al Pacino. Ejiofor, ödülleri veren Hollywood Yabancı Basın Birliği’ne teşekkür ederek şöyle dedi: “ ‘12 Yıllık Esraet’ ve ‘Dancing On The Edge’ kamuoyundan ve medyadan yoğun takdir aldı ve buna çok minnettarım. Bu projelerin bir parçası olmak bile başlı başına bir lütuf.”

GOLDEN GLOBE AWARDS SİNEMA ÖDÜLLERİ ADAYLARI EN İYİ TELEVİZYON DİZİSİ - KOMEDİ The Big Bang Theory / Brooklyn Nine-Nine / Girls / Modern Family / Parks and Recreation

EN İYİ DRAM FİLMİ 12 Years A Slave / Captain Phillips / Gravity / Philomena / Rush EN İYİ MÜZİKAL VEYA KOMEDİ American Hustle / Her / Inside Llewyn Davis / Nebraska / The Wolf Of Wall Street EN İYİ YÖNETMEN Alfonso Cuaron - Gravity / Paul Greengrass - Captain Phillips / Steve McQueen 12 Years a Slave / Alexander Payne - Nebraska / David O Russell - American Hustle EN İYİ AKTÖR - DRAM Chiwetel Ejiofor - 12 Years a Slave / Idris Elba - Mandela: Long Walk to Freedom / Tom Hanks - Captain Phillips / Matthew McConaughey - Dallas Buyers Club / Robert Redford - All is Lost EN İYİ AKTÖR - MÜZİKAL VEYA KOMEDİ Christian Bale - American Hustle / Bruce Dern - Nebraska / Leonardo DiCaprio - The Wolf Of Wall Street / Oscar Isaac - Inside Llewyn Davis / Joaquin Phoenix - Her EN İYİ AKTRİS - DRAM Cate Blanchett - Blue Jasmine / Sandra Bullock - Gravity / Judi Dench - Philomena / Emma Thompson - Saving Mr Banks / Kate Winslet - Labor Cate Day Blanchett EN İYİ AKTRİS - MÜZİKAL VEYA KOMEDİ Amy Adams - American Hustle / Julie Delphy - Before Midnight / Greta Gerwig - Frances Ha / Julia Louis-Dreyfus - Enough Said / Meryl Streep August: Osage County EN İYİ YARDIMCI AKTÖR Barkhad Abdi - Captain Phillips / Daniel Bruhl - Rush / Bradley Cooper - American Hustle / Michael Fassbender 12 Years a Slave / Jared Leto - Dallas Buyers Club

Barkhad Abdi

EN İYİ YARDIMCI AKTRİS Sally Hawkins - Blue Jasmine /

Jennifer Lawrence - American Hustle / Lupita Nyong’o - 12 Years a Slave / Julia Roberts August: Osage County / June Squibb - Nebraska EN İYİ SENARYO Her - Spike Jonze / Nebraska Bob Nelson / Philomena - Jeff Pope, Steve Coogan / 12 Years A Slave - John Ridley / American Hustle - Eric Warren Singer, David O Russell EN İYİ ÖZGÜN MÜZİK Alex Ebert - All Is Lost / Alex Heffes - Mandela: Long Walk To Freedom / Steven Price - Gravity / John Williams The Book Thief / Hans Zimmer - 12 Years A Slave EN İYİ ÖZGÜN ŞARKI Atlas - Hunger Games: Catching Fire (Chris Martin, Guy Berryman, Jonny Buckland, Will Champion) Let It Go - Frozen (Kristen Anderson Lopez, Robert Lopez) Ordinary Love - Mandela: Long Walk to Freedom (Bono, The Edge, Adam Clayton, Larry Mullen, Brian Burton) Please Mr Kennedy Inside Llewyn Davis (Ed Rush, George Cromarty, T Bone Burnett, Justin Timberlake, Joel Coen, Ethan Coen) Sweeter Than Fiction - One Chance (Taylor Swift, Jack Antonoff) YABANCI DİLDEKİ EN İYİ FİLM Blue is the Warmest Color Fransa / The Great Beauty İtalya / The Hunt - Danimarka / The Past - İran / The Wind Rises - Japonya EN İYİ ANİMASYON YAPIMI The Croods / Despicable Me 2 / Frozen EN İYİ TELEVİZYON DİZİSİ - DRAM Breaking Bad / Downton Abbey / The Good Wife / House Of Cards / Masters Of Sex

EN İYİ MİNİ DİZİ American Horror Story: Coven / Behind The Candelabra / Dancing on the Edge / Top of the Lake / White Queen Bryan Cranston

EN İYİ DİZİ AKTÖRÜ - DRAM Bryan Cranston - Breaking Bad / Liev Schreiber - Ray Donovan / Michael Sheen - Masters of Sex / Kevin Spacey - House of Cards / James Spader - The Blacklist EN İYİ DİZİ AKTRİSİ - DRAM Julianna Margulies - The Good Wife / Tatiana Maslany -

Helena Bonham Carter

Orphan / Taylor Schilling Orange Is The New Black / Kerry Washington - Scandal / Robin Wright - House Of Cards

Jason Bateman

EN İYİ DİZİ AKTÖRÜ KOMEDİ Jason Bateman - Arrested Development / Don Cheadle House of Lies / Michael J Fox The Michael J Fox Show / Jim Parsons - The Big Bang Theory / Andy Samberg - Brooklyn Nine-Nine EN İYİ DİZİ AKTRİSİ - KOMEDİ Zooey Deschanel -New Girl / Lena Dunham - Girls / Edie Falco - Nurse Jackie / Julia Louis-Dreyfus - Veep / Amy Poehler - Parks and Recreation EN İYİ MİNİ DİZİ AKTÖRÜ Matt Damon - Behind the Candelabra / Michael Douglas - Behind the Candelabra / Chiwetel Ejiofor - Dancing on the Edge / Idris Elba - Luther / Al Pacino - Phil Spector EN İYİ MİNİ DİZİ AKTRİSİ Helena BonhamCarter - Burton and Taylor / Rebecca Ferguson - White Queen / Jessica Lange - American Horror Story: Coven / Helen Mirren - Phil Spector / Elisabeth Moss - Top of the Lake EN İYİ MİNİ DİZİ YARDIMCI AKTÖRÜ Josh Charles - The Good Wife / Rob Lowe - Behind the Candelabra / Aaron Paul - Breaking Bad / Corey Stoll - House of Cards / Jon Voight - Ray Donovan EN İYİ MİNİ DİZİ YARDIMCI AKTRİSİ Jacqueline Bisset - Dancing on the Edge / Janet McTeer - White Queen / Hayden Panettiere - Nashville / Monica Potter Parenthood / Sofia Vergara Modern Family


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.