POSTA212 - SAYI 41 - EK

Page 1

Manhattan’da 8 dolara tuvalet

■ Her türlü hizmetin en lüksünün bulunduğu Manhattan’da, kısa bir süre sonra tuvalete gitmek bile ‘çok özel’ olacak. New Yorklu bir şirket, Midtown’daki temiz, konforlu ve ses geçirmez lüks tuvaleti günlüğü 8 dolara açıyor ama buraya sadece 16’DA üye olanlar girebilecek.

Uzayın derinliklerine kaçamak ■ New York American Museum Of Natural’de sergilenen ‘Dark Universe’ ile birlikte uzayın derinliklerine kaçamak yapma şansını siz de yakalayabilirsiniz. Küre şeklindeki Hayden Platenerium’daki gösteri adeta uzayda gerçek bir seyahat 3’TE izlenimine kapılmanızı sağlıyor.

HAFTALIK ÜCRETSİZ

A M E R İ K A’ D A K İ 5’TE

GÜLHAN AKŞİT ŞENER

9’DA

TÜRKLERİN

SUNAY AKIN

14’TE

75 bin Türk’ün ABD’de evi var ■ Nova Group CEO’su Müjdat Güler'e göre, Türkiye’de yaşamasına rağmen ABD’de ev satın alan Türklerin sayısı giderek artıyor. Aralarında ünlülerin de olduğu bu kişilerin sayısı 75 bini geçti

12’DE

GAZETESİ

HALDUN ARMAĞAN İLE VİZYON

13’DE

www.posta212.com • YIL 1 • SAYI 41

26 Şubat 2014 Çarşamba

YEMEK BÜYÜCÜSÜ DİLARA ERBAY’DAN TARİFLER 14’TE NEW YORK’TA ETKİNLİKLER

15’DE

NURDAN YÜZBAŞIOĞLU İLE LIFE AND STYLE

YENİ ÜNİVERSİTELER İŞSİZ SAYISINI ARTIRDI... Türkiye’de son yıllarda birçok yeni üniversite açılıyor. Çoğu standartlara uymayan bu kurumlarda diploma dağıtılıyor

Türkiye’de AVM çılgınlığı ■ Türkiye’deki toplam AVM merkezi yüzölçümü sonunda KKTC’nin toplam büyüklüğüne ulaştı. AVM sayısında Avrupa ikincisi olan Türkiye, dünya genelinde de 14’üncü sırada yer alıyor ve bu çılgınlık hızla sürüyor. 4’TE

Bu üniversitelerin kütüphanelerinde bulunan toplam kitap sayısı ise Harvard’daki kitaplardan daha az

7’DE

Gaziantepli bir Amerikalı ■ Türkiye’de doğdu, adını bir Ermeni’den aldı. 6 yıldır da bizden biri oldu. Psikolog olarak Suriyelilerle kamplarda çalışıyor. Türk toplumunu bizden iyi tanıyor ama hala ‘Size göre yabancıyım’ diyor. Leyla Welkin, Türkiye’nin, 1980’lerdeki ABD’ye çok benzediğini savunuyor. 9’DA

Yiyeceklerde zehire dikkat! ■ Uzmanlan uyarıyor! Ambalajlı gıda ürünlerini satın alın ama ambalajın sağlamlığını da kontrol etmeyi sakın ihmal etmeyin. Ayrıca gıda ürünlerinde son kullanma tarihine 6’DA bakmayı da kesinlikle unutmayın.

Evsizleri unutmadı 16’DA

■ Macaristan’da piyangodan büyük ikramiye çıkan evsiz talihli hemen kendi gibi evsizlerin yardımına koştu

Soçi’nin kralı Rusya oldu ■ Çerkez soykırımının 150’nci yıldönümünde Çerkez kültürünün başşehri olan Soçi’de düzenlenen 2014 Kış Olimpiyatları, geçtiğimiz pazar günü düzenlenen görkemli 11’DE bir kapanış töreniyle sona erdi.

Mekanları dünyaya New York’tan tanıtan Türk Gripin geçti ■ Önce Stanford’da okudu. Ardından Microsoft’ta çalıştı. Genç yönetici Alper Tekin, şimdilerde Türkiye’nin mekanlarını dünyaya tanıtıyor.

Metroya Wi Fi müjdesi ■ Bu yaz New York Manhattan’da 11, Queens’de de 29 metro istasyonunda ücretsiz cep telefonu ve Wi-Fi bağlantısı hizmeti devreye girecek. 16’DA

Duvar resmine 575 bin dolar

■ İngiliz sanatçı Banksy’nin “Kissing Coppers” eseri, Miami’de açık artırmada astronomik bir fiyata satıldı. Öpüşen iki polisi gösteren grafitiyi 2’DE kimin satın aldığı açıklanmadı.

8’DE

Çatılardan bal damlıyor ■ Gökdelenlerin tepesinde arıcılık yapan Andrew Cote, ballarını Union Square’deki açık organik pazarda satıyor. Cote’nin Türkiye ile ilgili bir aşk hikayesi de var. 8’DE

Türk kahvesi ödül getirdi 2’DE

■ Gezici Türk Kahvesi Evi Direktörü Gizem Salcıgil White’a, İstanbul Rehberler Odası tarafından, ‘En İyi Kültürel Sürdürülebilirlik’ ödülü verildi. 3’TE


Toplum Yaşam

26 Şubat 2014 Çarşamba

Efsane Anadolu’da esti ABD Büyükelçiliği ve Adana Başkonsolosluğu katkılarıyla Türkiye’ye gelen1960’lı yılların efsanevi grubu Supremes’in solistlerinden Mary Wilson, seslendirdiği şarkılarla unutulmaz konserler verdi (İSTANBUL – POSTA212)

A

kademi İKSEV'in, Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçiliği işbirliği ile düzenlediği Mary Wilson Vokal Atölyesi, İzmir’de katılımcılara renkli dakikalar yaşattı. Piyanisti ve iki vokalisti ile birlikte gençlerle buluşan Mary Wilson, sanat yaşamına nasıl başladığını, kariyeri

boyunca siyahi bir kadın olarak göğüslemek zorunda kaldığı güçlükleri ve ulaştığı başarıları anlattı. ŞARKI TEKNİKLERİ "Yaşınız, evli olmanız, boşanmış olmanız, eğitim düzeyiniz, ekonomik durumunuz hiç önemli değil" diyen Wilson, "Önemli olan hedefiniz ve ona ulaşma mücadelenizdir" diye konuştu. Başarısının temelinde hayal kurmaktan asla vazgeçmemek olduğunu anlatan Wilson daha sonra kendisini The Supremes döneminde de yıldızlığa taşıyan şarkı söyleme tekniklerini örneklerle anlattı. İZMİR’DEN SONRA MERSİN Mersin Uluslararası Müzik Festivali ve ABD Adana Konsolosluğu işbirliği ile Mersin'de de sahneye çıkan 1960'lı yılların efsanevi grubu Supremes'in solistlerinden Mary Wilson, seslendirdiği şarkılarla hayranlarına unutulmaz bir

ABD’li sanatçı Mary Wilson, İzmir ve Mersin’in ardından Adana’da sahneye çıktı ve unutulmaz bir konser verdi

Öpüşen iki polis eseri 575 bin dolara satıldı ABD’li sanatçı Mary Wilson, Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda, ABD Adana Konsolosluğu ve Büyükşehir Belediyesi’nin organize ettiği konserde, sevilen şarkılarını seslendirdi. Konseri, ABD Adana Konsolosu John L. Espinoza (sağda) ile Adana Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zihni Aldırmaz da izledi.

gece yaşattı. Kültür Merkezi'nde düzenlenen konsere Adana Konsolosu John L. Espinoza, Mersin Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Süleyman Cengiz ile vatandaşlar katıldı. WILSON ADANA’YI ÇOK SEVDİ Adana Büyükşehir Belediyesi ve ABD’nin Adana Konsolosluğu’nun ortak organizasyonunda konser için Mersin’in ardından Adana’ya gelen ünlü şarkıcı Mary Wilson, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zihni Aldırmaz’ı ziya-

ret etti. ABD’nin Adana Konsolosu John Espinoza’nın da katıldığı ziyaret çok samimi bir ortamda geçti. Mary Wilson’un hiçbir enstrüman kullanmadan şarkı da söylediği ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Zihni Aldırmaz, “Kültür, sanat ve dolayısıyla müziğe çok önem veriyoruz. Müzik geçmişten günümüze tedavi amaçlı bile kullanılıyor. Müzisyenler de bizim için çok önemli” dedi. Mary Wilson da Türkiye ve Adana’yı çok sevdiğini söyledi. Şarkılarının aşka dair olduğunu belirten Wilson, “Dünyanın çok

yerini gezdim. Türkiye ve Adana’yı gezdiğim çok güzel yerler listesine eklemek istiyorum. Ayrıca Türk insanı çok sıcakkanlı. Sevgilerini hemen gösteriyorlar. Konserlerimde bunu hissediyorum. Bütün dünyaya sizden gördüğüm sevgiyi anlatacağım” diye konuştu. ABD Adana Konsolosu John Espinoza ise Adana Büyükşehir Belediyesi ile işbirliği yapmaktan dolayı mutlu olduğunu belirterek, Zihni Aldırmaz’a teşekkür etti. Ziyarette Mary Wilson’a kilim hediye eden Zihni Aldırmaz, konuk sanatçıya belediyenin tarihi binasını da gezdirdi.

Görünmeyen dünya belgeseli

NEW YORK (AA) İngiliz sanatçı Banksy'nin "Kissing Coppers" eseri, Miami’de açık artırmada astronomik bir fiyata satıldı. Öpüşen iki polisi gösteren grafiti’yi kimin satın aldığı açıklanmadı. İngiliz grafiti sanatçısı Banksy'nin bir eseri, ABD'nin Miami kentindeki açık artırmada 575 bin dolara alıcı buldu. Müzayede Evi, Sanatçının 2005'de İngiltere'nin Brighton kentindeki Prens Albert Barı'nın duvarına sprey boya ile yaptığı "Kissing Coppers" adlı eserinin, adının açıklanmasını istemeyen bir koleksiyoncu tarafından satın alındığını açıkladı. Eserin 500 bin ila 700 bin dolar arasında satılması bekleniyordu. Öpüşen iki polisi gösteren grafiti, Banksy'nin en önemli eserlerinden biri kabul ediliyor. Siyah beyaz eser, 2011'de barın duvarından çıkarılarak satılması için ABD'ye gönderilmişti. Gerçek kimliğini açıklamayı reddeden Banksy'nin "Slave Labour " adlı eseri, geçen yıl 1 milyon 250 bin dolara satılmıştı.

National Geographic tarafından hazırlanan ve çok özel tekniklerin kullanıldığı belgeselde, altının vücudumuzdaki yolculuğunu, pirenin üzerindeki parazit gibi görünmezleri izleme şansına erişeceksiniz… SERKAN KALFA NEW YORK- POSTA212

H

er sabah sizi uyandıran güneş ışığının 7 renginden, bütün yaz sizi deliye çeviren sivrisineklerden ya da çürüyen yiyeceklerin üstündeki kokulu küften bıktıysanız onlara biraz daha yakından bakma zamanınız gelmiş demektir. “Mysteries of Unseen World” belgeseli gördüğünüzü sandığınız bütün gerçekliği altüst etmek üzere. ÖZEL TEKNİKLER KULLANILDI American Museum of Natural History, sizleri hayranlıkla izleyeceğiniz bir dünyaya davet ediyor. National Geographic tarafından hazırlanan ve hem 3 boyutlu hem 2 boyutlu haliyle devasa bir ekranda sunulan belgesel, çok özel kamera teknikleriyle çekilen şaşırtıcı bir yapım.

TAVUKTA YUMURTA Yaklaşık 40 dakika süren bu belgesel, 4 bölüme ayılmış. “Görünmez Işık” bölümünde

Facebook’un çevreyle sorunlu milyarderi Parker

örneğin yürümekte olan bir tavuğun içinde büyüttüğü yumurtayı görüyorsunuz, ya da “Çok Yavaş” bölümünde bir çileğin çürüyerek yok olmasına tanıklık ediyorsunuz. Ayrıca bir yağmur damlasının su üstündeki dansını, bir pirenin üstünde yaşayan başka

bir paraziti veya altın damlalarının insan vücudundaki inanılmaz yolculuğunu da seyredebilirsiniz. EVRENE YAKINDAN BAKIYOR 29 Haziran’a kadar gösterimde kalacak bu belgesel, aslında dünyamızın ne kadar

bilinmez ve ne kadar renkli olduğunu bize bir kez daha anlatıyor. Evrene ne kadar yakından bakarsak, bilgimizi o kadar geleceğe taşırız temasını çok başarılı bir şekilde sunan yapım, gözlerimizi elektronik oyuncaklarımızdan kaldırıp dünyamıza bakmamız gerektiğinin altı-

nı büyülü bir kalemle çiziyor. Daha ayrıntılı bilgi ve tanıtım filmi için amnh.org sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Drom’da rock rüzgarı SERKAN KALFA - NEW YORK - POSTA212

N

ew York'un en sevilen mekanlarından biri olan Drom, geçtiğimiz günlerde iki Türk grubuna ev sahipliği yaptı. Özellikle 'Yalnızlığın Çaresini Bulmuşlar' adli albümleriyle hayran kitlesini büyüten ve çok sevilen Türk Rock Grubu Gripin sahne aldı. Aynı zamanda Gripin grubundan önce, Los Angeles tabanlı ve çok başarılı işlere imza atmış Türk Rock grubu Twenty7, dinleyecilere güzel bir gece yaşattı. Birbirinden güzel şarkılarını söyleyen iki grup, daha önce de Drom'un

5. yılı için yine bir araya gelip sahne almışlardı. Amerika turnesi kapsamında birlikte bir dizi konser verecek olan bu iki grup, 13 Mart'a kadar ABD’nin farklı şehirlerinde hayranlarıyla buluşacaklar.

(NEW YORK - POSTA212) Facebook’un kurucu ortağı milyarder Sean Parker, Greenwich Village 10. sokakta kaos yaratmakla suçlanıyor. Parker’ın komşuları, Parker’ın evinde internetin daha hızlı olması için fiber optik çalışmaları yapan kişilerin karları 10. sokağa attığını iddia ediyor. Facebook’un kurucu ortağı Parker ise, Daily News gazetesine yaptığı açıklamada bu olayla ilgisi olmadığını ve bir yıldan fazla bir süredir bu evde yaşamadığını söylüyor. Bu iddiaların bir fiyasko olduğunu belirten 34 yaşındaki Parker, “Bu evde yaşamıyorum bile. Bu nedenle fiber optik döşenmesini, internetin daha hızlı olmasını önemsemem mantıklı değil. Bu koşullar göz önüne alındığında iddialar oldukça saçma” dedi. Parker’ın kızgın komşuları ise, bir buldozerin Verizon FiOS çalışmalarını kolaylaştırmak için Parker’ın evinin etrafında bulunan kar yığınlarını sokağa attığını söylüyor. Parker’ın 20 milyon dolar değerindeki evinde 5 yatak odası 7 banyo, kapalı yüzme havuzu bulunuyor.


Toplum Yaşam

26 Şubat 2014 Çarşamba

Türk kahvesi ödül getirdi İstanbul Rehberler Odası tarafından, Amerika’da Türkiye’nin tanıtımı için yaptığı çalışmalar nedeniyle Gezici Türk Kahvesi Evi Direktörü Gizem Salcıgil White’a ‘En İyi Kültürel Sürdürülebilirlik’ ödülü verildi (WASHINGTON – POSTA 212)

W

ashington DC Türk Amerikan Derneği Başkanı ve Gezici Türk Kahvesi Evi Direktörü Gizem Salcıgil White İstanbul Rehberler Odası (IRO) ödülleri kapsamında verilen “En İyi Kültürel Sürdürülebilirlik” ödülünü kazandı. Başarılı girişimci White, IRO ödülüne layık görülmesi ile ilgili şöyle bir açıklama yaptı : “Gezici Türk Kahvesi Evi” isimli kültür tanıtım projesiyle, İstanbul Rehberler Odasının 2013 IRO Ödülleri kapsamında şahsıma verilen “En İyi Kültürel Sürdürülebilirlik” ödülünü kazanmış olmanın gurur ve mutluluğunu yaşıyorum.” 15 BİN AMERİKALI TATTI Türk kahvesinin 500 yıllık kültürel mirasımız ve baş tacımız olduğunu hatırlatan Salcıgil, “Türk kahvesi kültürünü tanıtmak amacıyla, gönüllü bir ekip tarafından hayata geçirilen ve kâr amacı gütmeyen bu kültürel diplomasi projesi sayesinde 15 bin Amerikalı ve Avrupalıyı Türk kahvesi kültürümüzle

tanıştırmayı başardık” dedi. Ödülü Washington Türk Amerikan Derneği’nin (ATA-DC) yönetim kurulu üyelerinden Laura Maddux teslim aldığına dikkat çeken Salcıgil, “Türk-Amerikan dostluğunun önemine ilişkin çok anlamlı bir mesaj vermiş oldu” diye konuştu. Bu gurur verici ödülü kazanmamızı sağlayan, ilk başta oyları ile bana destek verenlere, ülkemizin tanıtımı için büyük çaba sarf eden ve kültürel değerlerimizi en iyi şekilde temsil eden İstanbul Rehberler Odası’na, değerli başkanı Sayın Şerif Yenen’e, bu projenin hayat bulmasını sağlayan ve en büyük desteği veren Kurukahveci Mehmet Efendi firmasına, Turkayfe.org ekibine, ATA-DC ve ATAA derneklerine ve 2008 yılından beri ‘Türk Kahvesi. 500 yıldır Dostluğun Tadı’ mesajıyla bu yola benimle beraber başkoyan

Siyahların yaşamını anlatan filmler seviliyor

tüm gönüllü arkadaşlara çok teşekkür ediyorum. Umarım ilerde ABD ve Avrupa’dan sonra dünyanın diğer noktalarına da Türk kahvemizin eşsiz aromasını taşıyabilir ve zengin Türk kültürünü tanıtmanın yanı sıra yabancı toplumlarla dostlukları pekiştirebiliriz. Buradan herkese bugün sosyal yaşamı etkileyen kahve kültürünün bizim ülkemiz topraklarından tüm dünyaya yayıldığını ve milli değerimiz

Türk kahvesine hepimizin sahip çıkması gerektiğini de hatırlatmak isterim. Bu değerli ödülü, projede emeği geçen ve sevgiyle hazırlanan kahveleri yabancı toplumların beğenisi su-

Uzay boşluğunda gezinti SONER MEZGİTÇİ NEW YORK - POSTA212

İ

nsanoğlu uzay macerasına günden güne yaklaşırken bugünlerde New York American Museum Of Natural müzesinde sergilenen ‘Dark

Universe’ ile beraber uzayın derinliklerine kaçamak yapma şansını siz de yakalayabilirsiniz. Şehirde kulaktan kulağa yayılan bu gösteri bugünlerde New York’tak en popüler gösterilerin başında yer alıyor. Küre şeklinde dizayn edilmiş olan Hayden Platenerium sahnesinde sergilenen gösteri genç yaşlı her yaştan insanın ilgisini büyük oranda çekmiş durumda. Oval şeklinde bir oturma düzenine sahip olan salonun tavanında 180 derecelik bir perde ile sergilenen gösteri adeta uzayda gerçek bir seyehat izlenimine

Bilet fiyatları

Yetişkin : 22 do lar Öğrenci: 17 do lar Çocuk: 12.50 do lar Adres: Americ an Museum of Natural History Central Park W est Upper Wes t Side New York Cross Street: at 79th St

kapılmanızı sağlıyor. Evrenin sırlarını ve gezegenlerin oluşum şekillerinin yerçekiminin sırları ile ilgili bilgiler içeren gösteri süresince sonsuz evrenin an ve an bütün güzellikleri 3 boyutlu görüntüler eşliğinde izleyici ile buluşturuluyor. Yorucu bir hafta sonunun ardından yaşadığımız evreni daha yakından tanımakla ilgili eşsiz bir tecrübe edinmek istiyorsanız Hayden Plateneriumda sahlenen Dark Universe’ü mutlaka görmelisiniz.

nan gönüllerimize ithaf ediyor ve bu yaptığımız gönüllü çalışmanın genç neslimize örnek olabilmesini diliyorum.”

(WASHINGTON - POSTA212) Siyahlarla ilgi filmleri hem eleştirmenlerden iyi not alıyor hem de sinema hasılatı yapımcıların yüzünü güldürüyor Bu yıl, yönetmen Lee Daniels’ın sekiz Amerikan başkanına hizmet eden siyah bir uşağın hayatını anlattığı ‘The Butler’ ve Steve McQueen’in kuzeyli özgür bir siyah olan Solomon Northup’un köle olarak satılmasını konu alan tarihi dramı ’12 Years a Slave’ filmleri hem sinema eleştirmenlerinden tam not aldı, hem de çok sayıda sinemaseverin beğenisini kazandı. Peki, Hollywood’un siyahların yaşamlarını konu alan filmlere ilgisi nasıl doğdu? Cecil Gaines, 1950‘lerden 1980‘lerin sonuna kadar Beyaz Saray’da hizmet ettiği başkanları sessizce etkileyerek birçok sosyal değişimin öncüsü oldu. Uşak Eugene Allen’dan esinlenerek yaratılan Cecil karakteri, bir eylemci değil, saygı duyulan gururlu bir uşak. The Butler, hem başrol oyuncuları Forest Whitaker ve Oprah Winfrey, hem de yönetmen Lee Daniels için Oscar umudu taşıyor. Gişede de başarılı olan film, Amerikalı sinema izleyicilerinin siyahların hayatlarına dair hikayelere ilgi duyduğunun bir göstergesi. Oscar için adı geçen bir diğer film ise yönetmen Steve McQueen’in köleliğe dair cesur filmi “12 Years a Slave”. Film, özgür bir yaşam sürerken kaçırılıp köle olarak acımasız güneyli bir toprak sahibine satılan Solomon Northup’un hayatını anlatıyor. Solomon Northup’u canlandıran Chiwetel Ejiofor’un Oscar adaylığına kesin gözüyle bakılıyor. “Mandela: Long Walk to Freedom” adlı film ise Mandela’nın 27 yıl hapis yatmasına yol açan Güney Afrika’nın ırk ayrımcılığı politikası sırasındaki yaşamı konu alıyor. Broadway müzikaline dayalı “Black Nativity” adlı film ise siyahlarla ilgili filmlerin, belli bir döneme tanıklık etmeseler de, ilgi toplayabileceklerini gösteriyor.


Toplum Yaşam

26 Şubat 2014 Çarşamba

NEW YORK’TA 7 İSTANBUL’DA 117 AVM VAR

Türkiye’de AVM çılgınlığı Türkiye’deki toplam alış-veriş merkezi yüzölçümü KKTC’nin büyüklüğüne ulaştı. AVM sayısı açısından Avrupa ikincisi olan Türkiye, dünya genelinde de 14’üncü sırada yer alıyor ve hızla yukarı tırmanıyor alındı, şu anda projenin hangi aşamada olduğu devam edip etmeyeceği konusunda kesin bilgi yok. Yine tarihi bir mekan, Fatih Sultan Mehmet’in 1455 yılında kurduğu Haliç tersanesi de AVM’ye dönüşecek. Haliç Yat Limanı ve Kompleksi Projesi olarak adlandırılan; Aynalıkavak Kasrı, Taşkızak Tersanesi ve Divanhane binasının bulunduğu bölgeye kurulacak projede otel, AVM, sinema ve kongre merkezleri, restoranlar ve bir de cami yer alacak. Geçtiğimiz temmuz ayında açılan ihaleyi Rixos otelleriyle Sembol İnşaat Ekopark ve Fine Otel ile oluşturduğu konsorsiyum ile kazandı. Ancak tarihi Haliç tersanesi proje dışında kaldı. Tarihi üç binaya dokunulmayacak.

FİGEN ONUR İSTANBUL - POSTA212

A

VM yani alışveriş merkezi sayısında Türkiye son on yılda inanılmaz bir patlama yaşadı. AK Parti hükümetinin iktidarda olduğu döneme denk gelen bu süreçte 62 olan AVM sayısı, bugün 333’e ulaştı. 10 yılda yüzde 400’ü aşan inanılmaz bu artışla AVM’lerdeki toplam kiralanabilir alan ise 9.2 milyon metrekare oldu. Bu rakam, Filistin, Lüksemburg, Kıbrıs Rum Cumhuriyeti gibi birçok ülkenin yüzölçümünün üstünde... Hatta Türkiye’de tam olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yüzölçümü kadar AVM alanı var. 2014 yılında toplam AVM sayısının 368 ulaşması bekleniyor. Bu yıl 1,5 milyon metrekarelik yeni bir kiralanabilir alan daha eklenmesi anlamına geliyor. Bu yıl yapılacak yatırım ise yaklaşık 7 milyar dolar olacak.

SICAK PARA GİRİŞİ SAĞLIYOR Geçtiğimiz yıl AVM’ler 60 milyar lira ciro yaptı. Bu rakamın 2014 yılında 75 milyara ulaşacağı tahmin ediliyor. Alışveriş Merkezleri Yatırımcıları Derneği (AYD)’nin verilerine göre, Aralık 2013’te ciro endeksi önceki yıla oranla 19.17 oranında arttı. Geçtiğimiz yıl, AVM’leri 1.6 milyar kişi ziyaret etti ve bunların yüzde 63’ü alışveriş yaptı. Kişi başına yapılan ortalama alışveriş 105 lira. Yine AYD’nin verilerine göre, 2013 yılında AVM’lere 45 milyar dolarlık yatırım yapıldı. Bunun 14 milyar doları ise direkt yabancı sermaye… 2013 yılında açılan yeni AVM sayısı ise 27 oldu. 2014 yılında kapılarını açacak olan yeni yerlerle birlikte AVM’lerde sağlanan toplam istihdamın ise 400 bin civarına ulaşmış olacak. HAFTA SONU DOLUP TAŞIYOR Son yıllarda özellikle çocuklu ailelerin adeta eğlence mekanı haline gelen AVM’lere giden toplam ziyaretçilerin yüzde 77’si

hafta sonunu tercih ediyor. Cinsiyet açısından bakıldığında kadınlar yüzde 63 ile önde. Son bir yıl içinde genç sayısında da artış oldu ve gençlerin AVM’ye gitme oranı 5,6'dan 6.5'e yükseldi. Yine en uzun süre gençler AVM’de zaman geçirmeyi tercih ederken, AVM'de kalma süresi de arttı ve 2,3 saatten 2,6 saate çıktı. Gençler AVM’lerde daha çok giyim alışverişi, fastfood mağazaları ve sinemayı tercih ediyor. Yetişkinler ise ayakkabı, giyim, elektronik eşya, kozmetik alışverişi yapıyor.

AMERİKA DÜNYA İKİNCİSİ ABD’de ilk AVM 1916 tarihinde açıldı. Minnesota, Morgan Park’ın içindeki Lake View Store, ABD’nin ilk AVM’sidir. 20. yüzyılın ortalarında ise, ABD’de banliyö ve otomobil kültürünün yükselişi ile alışveriş merkezleri şehirden uzak yerlere yapılmaya başlandı. ABD’de binin üzerinde AVM var. GÖZDEN DÜŞTÜLER Ancak, artık ABD’de AVM’ler yavaş yavaş gözden düşüyor. AVM’lerdeki alışveriş hacmi tarihinde ilk kez düşüş yaşadı. Geçen yıl ABD’deki AVM alış-verişleri yüzde 3 düştü. Uzmanlar bunun online satışın artmasından kaynaklandığını ve bu düşüşün devam edeceği görüşünde. Amerika’da AVM’lerin en çok

ziyaretçisi kadınlar. Amerikan halkının yüzde 40’ı her gün mutlaka bir alışveriş merkezine uğruyor.

GENÇLERİN PİYASA YERİ Youth Republic ile Synovate işbirliği ile gerçekleştirdiği “Yeni Nesil Gençlik Araştırması”nın sonuçlarına göre AVM’ler gençlerin bir numaralı alışveriş noktasını oluşturuyor. Öte yandan lise ve üniversite öğrencilerinin okul sonrası veya okul saatlerinde zaman geçirmeyi tercih ettikleri yerlerin başında yine AVM’ler geliyor. Gelir düzeyi yüksek olan gençler AVM’leri sadece alışveriş için tercih edip, daha az süre geçiriyor. Orta ve düşük düzeyli gençler ise sinema ve fastfoodu tercih ediyor.

TARİHİ MEKANLARDAN AVM’YE Eski Topçu Kışlası’nın olduğu yere AVM yapılacağı haberleri 2012 yılında medyada yer alsa da pek üzerinde durulmamıştı. Ancak Taksim’deki gezi Parkı’ndaki ağaçların kesilmesiyle başlayan gezi olaylarının ardından dikkatler bir anda burada yapılması planlanan AVM’ye çevrildi. Gezi olaylarının çığ gibi büyümesi ve tüm Türkiye’ye dalga dalga yayılmasının ardından geçtiğimiz temmuz ayında yürütmeyi durdurma kararıyla son nokta konuldu. HAYDARPAŞA GARI SIRADA Yine 2012 yılında tarihi Haydarpaşa Garı’nın da otel ve AVM olması planlanıyordu. Ancak gezi olayları sonrasında bu projede askıya

New York’a 40 yıl sonra Moda AVM’si açılıyor

En son 1973’te Queens Center’da bir moda AVM’si açılmıştı. 40 yıl sonra bu konsept Bronx’ta The Mall at Bay Plaza’da yaşayacak NEW YORK - POSTA212

Y

aklaşık 40 yıldan sonra New York’ta moda AVM’sinin açılışı için geri sayım başladı. New York’un en büyük alışveriş merkezi Bay Plaza’ya eklenen AVM’nin ağustos ayında açılması planlanıyor. New York’ta en son 1973 yılında Queens Center açılmıştı. The Mall at Bay Plaza’da, 100’e yakın mağaza ve restoran hizmet verecek. New York’un 40 yıl aradan sonra açılan ilk AVM’sinin kiracıları ise moda sektörünün ünlü

markaları olacak. AVM’de açılacak markalardan bazıları şunlar: H&M, Victoria’s Secret, American Eagle, The GAP, Aeropostale, Zumiez, House of Hoops, Michael Kors, Pandora, Champs, Kay Jewelers, Swarovski, Old Navy. AVM’nin 1.700 kişiye istihdam sağlaması bekleniyor. Kuzey Bronx’ta 1984 yıllarında inşa edilen Bay Plaza alışveriş merkezi, zamanla genişletilerek 120 bin 774 metrekare (1.3 milyon square feet) büyüklüğüne ulaştı ve New York’un en büyük alışveriş merkezi haline geldi.

İstanbul dünya beşincisi

Türkiye’de en fazla AVM olan il İstanbul. İstanbul’da 117 AVM var. New York’ta ise sadece 7. İstanbul dünyada en çok AVM açılan 5’inci şehir. Ankara ise İstanbul’dan sonra en fazla AVM’ye sahip ikinci şehir konumunda. Türkiye genelinde 33 ilde ise hiç AVM yok. Türkiye’de AVM furyasının bir 10 yıl daha devam edeceği tahmin ediliyor.


Toplum Yaşam

26 Şubat 2014 Çarşamba

100 yaş için 10 altın kural

Günlük hayatınızda yapabileceğiniz çok basit değişikliklerle 100 yaşına kadar yaşamanız mümkün. Öncelikle sağlıklı beslenme ve spor, günde en az 6 saat uyku yaşamı uzatan etkenler arasında yer alıyor AYSEL TAPAN NEW YORK - POSTA212

U

zun ve sağlıklı bir ömür sürmenin formülünü bulmaya çalışan birçok araştırmacı genetik ve çevresel faktörler üzerinde duruyor. Bazı araştırmacılar genlerin gücüne bazıları da yaşam tarzının ve alışkanlıkların önemine dikkat çekiyor. Genetik bilimciler, uzun ömürlü insanlar üzerinde yaptıkları incelemeler sonucunda “uzun yaşam geni” bulduklarını müjdeliyorlar. Yaşlanma konusunda çalışan uzmanlar ise basit yöntemlerle 100 yaşına kadar yaşamanın mümkün olduğunu söylüyorlar. Genetik faktörlerin insan sağlığı üzerinde etkisi yadsınamaz bir gerçek fakat dünyada uzun yaşayan insanların belli yaşam tarzları ve alışkanlıkları var. İşte yapılan bazı araştırmalara göre uzun yaşamın formülleri: EMEKLİ OLMAYIN: İstatistikler, emekli olup çalışmayı birden bire bırakan kişilerin yaşadığı toplumlarda obezite ve kronik hastalıkların çok daha fazla görüldüğünü kanıtlıyor. Bu nedenle emekli olsanız da aktif olarak çalışmaya devam etmek, gönüllü hizmetlerde bulunmak hem sosyal hem de fiziksel ve ruhsal açıdan hayat kalitesini yükseltiyor. HERGÜN DİŞ İPİ KULLANIN: Düzenli olarak diş fırçalamak ve diş ipi kullanmak atar damar sağlığınızın korunmasına yardımcı olabiliyor. New York Üniversitesi’nde 2008 yılında yapılan bir araştırma, günlük diş ipi kullanımının ağızda diş eti hastalıklarına neden olan bakterinin üremesini azalttığını gösteriyor. Bu bakteri, kalp hastalıkları riskinin en önemli faktörleri arasında yer alıyor.

9

10

1

2

daha yüksek olduğunu gösteriyor. Evcil hayvanlar sahiplerinin de hayatını belli bir düzene koyar. Çeşitli araştırmalar, hayvanların sahiplerini mutlu ederek morallerini düzelttiğini de kanıtlıyor. CİNSEL HAYATINIZI ÖNEMSEYİN: Mutluluk hormonu gibi birçok kimyasalın salgılanmasını sağlayan cinsellik, sağlıklı kalmanın en önemli koşullarından biri. Araştırmalar, sevgi ve güven ortamında düzenli bir cinsel yaşamın insan ömrüne 7 yıl katabildiğini gösteriyor. Prof. Dr. Mehmet Öz, hafta iki kez cinsellik yaşama nın ömrü 3 yıl uzattığını söylüyor. Amerikan Tıp Birliği gazetesinde yayınlanan bir araştırmaya göre düzenli cinsel yaşam, erkeklerde prostat kanseri riskini azaltıyor. EVHAMLI OLMAYIN, GÜLMEYİ UNUTMAYIN: Stresle dolu bir yaşamın bir sürü hastalığa davetiye çıkardığı bilinen bir gerçek. Bu nedenle stresten uzak kalmak için meditasyon yapabilir ya da hiç olmazsa arada derin bir nefes alabilirsiniz. Ayrıca sevdiklerinizle zaman geçirmek, eğlenmek ve gülmek stres hormonu seviyesinin azalmasına neden oluyor. Biraz gamsızlık ve hayata pembe bir gözlükle bakmak kalp hastalıkları riskini azaltıyor.

3

SPOR YAPIN: Araştırmalar spor yapmanın bedensel sağlığın yanı sıra ruhsal ve zihinsel sağlığı da koruduğunu gösteriyor. Esneme hareketleri duruş yapınızı koruyup kas ağrılarını engelliyor. Harvard Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre günde 15 dakika kardiyo yapmak ölüm riskini yüzde 23 azaltıyor. Spor yapmak insan hayatını ortalama 7 yıl uzatıyor. EN AZ 6 SAAT UYUYUN: Yapılan araştırmalar, erken saatte uyuyup sabahları da erken saatte uyanmanın ve yeterli uykunun vücut dengesini koruduğunu kanıtlıyor. İyi bir uyku stresi azaltırken kalp krizi ve diyabet riskini de azaltıyor.

4

5

YETERLİ VE DENGELİ BESLENİN: Uzun yaşamın formülleri arasında belki de en önemlisi beslenme. Bu işin kilit noktası ise vitamin desteği almadan her gıda türünden ölçülü miktarlarda düzenli olarak tüketmek. Güne iyi bir başlangıç yapmak çok önemli. Özellikle sabah kahvaltısında tahıl ürünleri tüketmek kan şekeri düzeyini koruyor. Kahvaltıda lif yönünden zengin mısır gevreği tüketebilirsiniz. Mucize besin olarak ün yapmış besinlerden bazıları ise şunlar: Yoğurt, yaban mersini, enginar, kırmızı biber, sarımsak, brokoli, kara lahana. YEDİĞİNİZİN TADINA VARIN: Az çiğnemek hem bir takım hastalıklara hem de daha fazla ka-

6

lori almanıza neden olur. Yapılan araştırmalar, lokmaların en az 15-30 defa çiğnenmesi gerektiğini gösteriyor. OKUYUN: Her gün gazete, dergi ya da kitap okumak, bulmaca çözmek beynin daha aktif kalmasını sağlıyor. Neurology dergisinde yayımlanan araştırmalar kitap okumanın ve diğer benzeri beyin uyarıcı aktivitelerle uğraşmanın yaşlılıkta zihinsel gerilemeyi yüzde 32 oranında yavaşlattığını kanıtlıyor. HAYVANLARI SEVİN: Yapılan araştırmalar evcil hayvan sahiplerinin kalp krizini atlatma şanslarının

7

8

Bu beş vitamini mutlaka kullanın Bilinenin aksine her vitamin bize yararlı değil. Özellikle A, C ve E vitaminlerinin fazlası yarar değil zarar veriyor. İşte mutlaka almamız gereken vitaminler

PSİKOLOG

Gülhan Akşit Şener glhan07@hotmail.com

NEDEN BOŞANIR OLDUK! TÜRKİYE - Amerika arası artan seyahatlerimden, yorgunluğumun yanı sıra asla vazgeçemediğim bir keyif alıyorum. İki farklı kültürü aynı anda yaşamanın getirdiği en büyük kazanç, insana ait tüm sorunların kaynağının aynı olduğunu daha net görebilmek ve kıyaslayabilmek. Meksikalı, Koreli,Türk, Amerikalı fark etmiyor. Konu evlilik ve boşanma olduğunda, ilk akla gelen KÜLTÜR olur her zaman. Kesinlikle de doğrudur ama yeterli değildir. Ben, insanı ve sorunlarını konuşurken, derine inmeyi ve amaç sorun çözmek ise, ilk önce insanın kendini adam akıllı tanıması gerektiğine inanıyorum.

BİLDIĞİMIZ AMA ANLAMADIĞIMIZ BILGİLER...

Bildiğimiz ve sıklıkla duyduğumuz ancak, “acaba bunu nereye bağlayacağız şimdi? diye hiç düşünmediğimiz kadim sözler, aslında en güzel rehberdir bizlere, bir yerlere bağlayamasak da farkındalığımızı artırmak için aklıma gelen, muhteşem sözler den bazıları: Başkalarını yenen kişi güçlüdür, kendini yenen kişi ise kahramandır (Lao Tse) . Delphoi tapınağının öğüdü de şudur, ¨ kendini bil ¨. Kendini bilen Rabbi’ni bilir ( Hz. Muhammed ). ilim ilim bilmektir ; ilim kendini bilmektir, sen kendini bilmezsen ; ya nice okumaktır (Yunus Emre ). Alem Hakk’ın gölgesidir (Ibn-i Arabi ). Gerçek olan Bir’dir, İnsan bu Bütün’ün bir Cüz’ü dür ( Hallac-i Mansur ) İnsan Tanrı’dır, Tanrı insan değildir (Enel Hak ). Kendini bil, bu yolla Tanrılar alemini de bilirsin. Tanrı’ya ancak kendi çabanla ulaşırsın (Pisagor ). Sen, kendini ufak bir nesne sanırsın, halbuki sende koca bir cihan dürülmüştür ( Hz. Ali ). Alimi, bilim adamı, Peygamber’i söylemiş, taşların üzerine kazınmış, Müslüman’ı, Hristiyan’ı, Budist’i ısrarla tekrar etmiş günümüze kadar, KENDİNİ BİL derken, bir bildikleri olmalı sanırım.. Oysa, günümüzde o kadar ¨ akıllı ¨ insanlar var ki, bu bilgilerin üstünde fikir beyan edebilecek kadar. Düşünüyorum da, Matematik bilgimiz kadar, ¨insan olmanın ¨ manası ve bilgisi de olsaydı elimizde, bugün bu niye başıma geldi dediğimiz şeyleri, kadere yükleyerek açıklamak zorunda kalmayabilirdik. Ben özellikle, kaderde neyin nesi, ben çok zekiyim diyen insan grubunu çok severim. Dostlukları çok eğlencelidir...Sıkıcı değildirler ve her an gülünecek bir espriyle karşınızda dururlar....Vaktin nasıl geçtiğini anlamazsınız... Ancak yaşamın hep eğlenceli tarafıyla ilgilenirken, ¨kendini bilme¨ bölümü hep atlanır bu grup tarafından. Karşılaşılan sorunları başkalarında bulmayı seven bu grup, yaşamları darma- dağın olduğu halde, hiç bir şey olmamış gibi zevk ve sefaya dalmadan da yaşayamazlar. Çünkü öğrenilmiş tek bu vardır ellerinde...Vazgeçemezler... Bu zevk- sefa’ya dalma hallerinin altında, Psikiyatrist ve Psikolog olmadan bile herkesin bildiği gerçeği, tekrar yazacağım.. Kendini bulmaktan kaçış. Dağılmış bir evliliğin sebeplerini doğru görebilmek, yanlız kalma korkusunu dürüstce ifade edebilmek, yaşlanma korkusunun ve her an ölüneceğinin yüzleşmesini yapabilmek için, çokca cesaret ve kendini bulmak için bir şeylerden vazgeçebilmek gerekli elbette.. İnsanoglu neden var olduğunu anlamadan, neden var olmayacağını da anlayamayacaktır hiç bir zaman...Var olduğu günden, yok olacağı süre arasında yaşayacakları da, kendiyle ilgili bildiğinden ibarettir. Bildigi kadar mutlu ve huzurlu, bilmediğin kadar da dağılmış ve mutsuz yaşar insanoğlu.

BEDEL ÖDEMEK NEDEN GEREKLİ

S

mithsonian dergisinden Joseph Stromberg’in yazısına göre son zamanlarda tıp makalelerinde bu konuda yayınlanan birçok araştırmada varılan ortak bir nokta var: Vitamin ve mineral katkılarının büyük bir çoğunluğu bir işe yaramıyor. Bu konuda yazan çok kişi de halkı uyararak, vitamin ve minerallere daha fazla para harcamamaya çağırıyor. Yapılan araştırmalar, yararlı olduğunu düşündüğümüz birçok vitamin ve mineralin aslında pek de faydalı olmadığını ispatlıyor. Ör-

neğin, multi vitaminlerin kanser ya da kalp rahatsızlıkları riskini azaltmadığı, antioksidanların da kansere karşı etkili olmadıklarını gösteriyor. Halk arasında yaygın olan, C vitamininin soğuk algınlığına iyi geldiği kanısı da yanlış. Bu konuda yapılan tüm araştırmalar da bunu kanıtlıyor. Uzmanlar, C vitamini hakkındaki bu kanının 1970’li yıllarda yapılan teorik bilimsel açıklamadan kaynaklandığını belirtiyorlar İnsan vücudunun her ne kadar bu vitaminlere ihtiyacı olsa

ÇİNKO Soğuk algınlığına karşı C vitamininden daha da faydalı olan çinkonun, grip ve soğuk algınlığına neden olan virüslerin çoğalmasını önlediği belirtiliyor. Uzmanlar, soğuk algınlığı ya da gripten korunmak için gereksiz oranda C vitamini almaktansa, çinko takviyesi yapılmasının çok daha faydalı olduğunu belirtiyor.

da, gelişmiş ülkelerde yaşayanlar bu vitaminleri tükettikleri gıdalar yoluyla fazlasıyla alıyorlar. Uzmanlar, özellikle A, C, E ve beta karoten vitamin ve minerallerinin fazla dozda alınmasının vücuttaki antioksidanları arttırdığı için, kansere ve diğer rahatsızlıklara yol açma riskinin olduğunu belirtiyor. Fakat insan sağlığına faydalı olan bir grup vitamin ve mineral var. Uzmanlar, bu vitamin ve minerallerin belli ihtiyaçları olan kişiler için son derece faydalı olduğunu belirtiyor. (VOA)

NİYASİN B3 vitamini olarak da bilinen Niyasin, her derde deva olarak bilinir. Fakat istenilen sonucu almak için genelde reçete dozajlı alınması gerekiyor. 2010 yılında yapılan bir araştırmaya göre reçetesiz olarak satılan Niyasin’in genelde kalp rahatsızlıklarına karşı etkili olduğu ve düzenli olarak alınmasının felç ve kalp krizi riskini önlediği belirtiliyor.

D VİTAMİNİ Vitaminler grubunda en faydalı vitamin olarak bilinen D vitamininin, ömrü uzattığı laboratuvar deneylerinde ispatlanmış. Kemik sağlığı için son derece önemli olan D vitaminin ayrıca çocuklarda grip olma riskini azalttığı da belirtiliyor.

PROBİYOTİKLER Vücudumuzda, özellikle de sindirim sistemimizde yaşayan belli bakterilerin sağlığımız için ne kadar önemli bir rol oynadığını ispatlayan uzmanlar, bu bakterilerin antibiyotiklerle yok edilmesinin son derece sakıncalı olduğunu belirtiyorlar. Bu nedenle antibiyotik kullanımından sonra ya probiyotik takviyesi yapmayı ya da yoğurt yemeyi tavsiye eden uzmanlar, bu sayede kaybedilen faydalı bakterilerin geri kazanılabileceğini söylüyorlar. Fakat her probiyotiğin aynı etkiyi göstermediğine de dikkati çeken uzmanlar, probiyotiklerin düzenli olarak her gün alınması gerekmediğini belirtiyorlar.

SARIMSAK Hoş olmayan kokusuna rağmen, sarımsağın yüksek tansiyona karşı son derece etkili olduğu belirtiliyor. 2008 yılında yapılan kapsamlı bir araştırmaya göre düzenli olarak sarımsak hapı alan ya da tüketenlerin tansiyonunun düştüğü belirlenmiş. Sarımsağın kansere karşı da etkili olduğuna dair inanışlar var. Her ne kadar sarımsak tüketenlerde kanser riskinin azaldığı belirlenmiş olsa da, uzmanlar elde edilen bu sonuçların farklı etkenlere bağlı olabileceği konusunda uyarıyor.

İyi bir süzgeçten geçirirsek yaşamımızı, aradığımız ve sahip olmak istediğimiz her şey için, bedel ödemeyi göze alırız. Ait olduğum topraklardan her ayrılışımda, nelerden vazgeçtiğimi düşünürüm uçakta geçirdiğim saatlerde. Amerika’ya gelmek için ülkemi terk ediyorum, terk ederken sevdiklerinden vazgeçiyorum, okyanusu aşarken uçağın düşme ihtimalini kabul ediyorum, yani her tercih, aslında bir vazgeciş oluyor. Her arayışın bedeli ödeniyor ve bunu kabul ediyoruz da, kendini aramak yolunda nasıl bu kadar inat edebiliyoruz...Bana göre çok önemli olan bu sorunun cevabı, kısa ve tek kelime: İdraksizlik.... Yine tanıdık ve sıkça kullandığımız idrak kelimesinin derinine indikçe kendi içinde gitgide büyüyen ve asıl meseleye ulaşmamızı sağlayabilecek bir güce sahip. Asıl meselemiz de, kendimizi anlamadan başkalarını anlamaya çalışma hali. Bu idraksizlik, nasıl olur da, koskoca okyanusun iki ucunda ki insanların ortak sorunu olur. Hatta, tüm insanlığın. Kendini aşan ve büyük cümleler konu olduğunda ¨ben yapmam ve de sevmem¨ desem de, ¨yapmam¨ dediğim bir çok şeyi arasıra da olsa yapıyorum, şimdi olduğu gibi. Yazacağım şeyler, beylik cümlelerdir. Hislerime ve tecrübelerime ait öngörüler. İçinde tabi ki bilim de var. Ancak, kuracağım ‘’ beylik cümlelerimin ‘’his-tecrübe-bilim arasında hangi oranlarda dağıldığını merak ederseniz, yanıtını da merak edeceksiniz. Çünkü ben de bilmiyorum. Genç, eğitimli, entellektüel ve başarılı kadın ve erkek dostlarım teker teker boşanmış son yıllarda. Karıncayı dahi incitemeyecek, insan sevgisiyle yoğrulmuş, zeminde çok sağlam ahlak ve terbiyeyle büyütülmüş olmaları, üstelik hiç bir iş başarısızlığı yaşamadan, mesleklerinde en iyi olmaları dahi, evliliklerini sürdürmeye yetmemiş. Yanlız anne ve baba olmanın tüm yorgunluğu omuzlarında, gelecek ve yaşlanma kaygısının ‘’farkındalığı’’ içindeler. Tüm gençliklerini büyük bir aşkla birlikte yaşayıp, yarı yolda yanlız ilerlemek kader mi ? Yoksa, gerçekte sorun kendini bilmemek mi ? Bu sorunun cevabını haftaya kadar sizlerle birlikte bulmak istiyorum... Mail adresime, düşüncelerinizi yazarsanız ve izniniz olursa burada paylaşmak istiyorum...


Toplum Yaşam

26 Şubat 2014 Çarşamba

Haftalık Burcunuz Koç: Bu hafta sonunda görev duygunuz ön planda. Kendi istekleriniz yerine başkalarının ihtiyaçlarına öncelik verecek ve bir anlamda başkalarına hizmet edeceksiniz. Partneriniz ve arkadaşlar sizi harekete geçirecek. Boğa: Bu hafta sonu sevdiğiniz konulara zaman ayırabilir ve zevk aldığınız şeyleri yapabilirsiniz. Annenizle ilişkiniz ön planda; önemli konuşmalar yapabilir, haberler alabilir ya da onu görmeye gidebilirsiniz. Aynı zamanda otorite pozisyonunda olacaksınız ve günlük işleriniz de rahat ilerleyecek. İkizler: Yurt dışından haberler alabilirsiniz, yabancılarla bağlantınız artabilir, İnternet ve yayıncılık, medya gibi alanlarda daha aktif olabilirsiniz. Aynı zamanda hafta sonunuz eve odaklanarak geçecek. Yengeç: Hafta sonununuz hareketli geçecek. Şehir dışına kısa gezilere çıkabilir, yakın akrabalarınızla beraber olabilirsiniz. Aynı zamanda evinizle ilgili hareket de var. Siz gitmezseniz, yoldan gelenleri ağırlayabilirsiniz. Aslan: Karşı tarafın yani eşinizin, ortağınızın, rakiplerinizin ve birebir ilişkiniz olan herkesin söyleyecek pek çok şeyi olacak. Önemli konuşmalar yapabilir ve haberler alabilirsiniz. Kısa seyahatler ve günü birlik geziler gündeme gelebilir. Başak: Bu hafta sonunda burcunuzda bulunan Ay’ın enerjisiyle dominant ve başkaları için özveride bulunmak yerine kendi isteklerinizde ısrarcı olacaksınız. Çıkacağınız kısa geziler eğlenceli geçecek. Terazi: Eski sevgilinizden haber alabilirsiniz veya şimdiki sevgilinizle aranızdaki eski bir mesele yeniden gündeme gelebilir. Bu defa kendinizi en iyi şekilde ifade edecek ve geri planda kalmayacaksınız. Meselelerden ve sorunlardan kaçmak yerine üzerine gidebilirsiniz. Akrep: Hafta sonu kalabalık yerlerde ve arkadaşlarla birlikte geçebilir. Diğer yanda ev, mülk ve yaşam tarzınız hakkında ya da babanızla konuşmalar yapabilir ve haber alabilirsiniz. Bu konulardaki eylemleriniz şimdilik gizli kalmalı ve planlarınızı da herkese duyurmamalısınız. Yay: Sosyal hayatınız her zamankinden daha hareketli olacak ve hayatınıza heyecan katmaya devam edecek. Arkadaşlarınızla seyahat programları programları yapabilir ve pek çok haber alabilirsiniz. Hafta ortasından itibaren başlayan başka bir eğilim ise eve konsantre olmanıza neden olacak. Oğlak: Güçlü bir konumdasınız ancak bu eğilim aynı zamanda çok mücadele etmenize ve otorite figürleriyle zaman zaman çatışmanıza neden oluyor. Kariyerinizdeki sağlam duruşunuz ve çok çalışmanız, maaşınızla ilgili bir meseleyi çözmenize yardımcı olacak. Kova: Hareketli bir dönemdesiniz, pek çok konuşma ve yazışma yapıyor ama bir türlü ilerleyemiyor ve aynı konuları yeniden konuşuyor olabilirsiniz. Yurt dışı, üniversite, İnternet, medya ve yayıncılıkla bağlantılı işleriniz olabilir. Vize, pasaport ve çalışma izni gibi işlerle uğraşabilirsiniz. Balık: Perşembe günü burcunuza geçen Güneş doğum günü döneminizi başlatarak enerji ve zindeliğinizi artıracak. Kontrol size geçecek ve başkalarının etkisinde olmayacaksınız. Ama önce bu hafta sonunda partnerinizi dinlemeniz ve karşı taraf ile işbirliği yapmanız gerekiyor. Ayrıca gizli görüşmeler yapabilir, ortak para konularında gelişmeler yaşayabilirsiniz.

Ambalajlı ve etiketli yiyecek alın Gıda ürünlerini alırken dikkat! Ambalajlı ürün satın alın ama ambalajın sağlamlığını kontrol edin. Son kullanma tarihine bakmayı da unutmayın DEMET DEMİRKAYA NEW YORK - POSTA212

Y

iyecek alırken nelere dikkat ediyorsunuz? Fiyatı markası bir yana her şeyden önce sağlıklı olması önemli. Biyolog Dr. Çiğdem Akdemir Akgün ile gıda üzerine konuştuk. n Güvenli Gıda ne anlama gelir? Güvenli gıda aslında sağlıklı gıda anlamına gelir. Diğer bir ifadeyle “Güvenli Gıda” her türlü bozulma ve bulaşmaya yol açan etkenden arındırılarak insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde tüketime uygun hale getirilmiş gıdadır. n Peki, gıda güvenliği ile ilgili ne gibi riskler bulunmaktadır? Gıda maddeleri, tarlada-çiftlikte üretimlerinden son tüketimlerine kadar her aşamada insan sağlığını ciddi olarak tehdit edebilen pek çok risk barındırır. Tüm bu aşamalarda gıdanın sağlıksız hale gelmesi anlamına gelen kirlenmeler meydana gelmektedir.

KORUYUCU VE BOYA MADDELERİ n Gıdalarda ne tür kirlenmeler meydana gelebilir? Aslında, en genel ifadeyle gıda güvenliğini tehdit eden riskleri kimyasal ve biyolojik kirlenmeler olarak iki gruba ayırabiliriz. Kimyasal kirlenme olarak ifade ettiğimiz kirlenmelere tarım ilaçları, gıdanın içinde bulunduğu ambalaj malzemelerinden geçen tehlikeli kimyasallar, insan sağlığına zararlı gıda katkı maddeleri ve koruyucular, çevresel bulaşanlar (fabrika atıkları, arabaların egzozlarından çıkan gazlar vb.) ile mikroorganizmalar tarafından üretilen doğal toksinler neden olur. Örneğin, kontrolsüz üretilen gıdalarda maliyeti düşürmek için doğal renklendiriciler yerine, insan sağlığına zararlı boya maddeleri kullanımı, ürünün raf ömrünü uzatmak için yüksek oranda koruyucu maddelerin gıda-

ya katılması, sağlığımızı tehdit etmektedir.

KANSEROJEN MADDE İÇERİYOR Yine kötü koşullarda (uygun olmayan nem ve sıcaklık gibi) kurutulan ve depolanan kırmızıbiber, fındık, fıstık, ceviz ve kuru meyvelerde küflenme sonucu meydana gelen ve kanser yapma etkisi ispatlanmış olan alfatoksin ve okratokin gibi toksik maddeler ciddi sağlık sorunlarına neden olabilmektedir. Biyolojik kirlenmelere ise; beşinin bileşiminde doğal olarak bulunan zehirli maddeler (yeşillenmiş ve filizlenmiş patates, zehirli bal, bazı mantar türleri) besinlerin uygun koşullarda saklanmaması veya hijyenik koşulların sağlanamaması sonucu hızla üreyen mikroorganizmalar (küfler, bakteriler ve virüsler, bazı parazit canlılar) neden olurlar. DONDURMAYA DİKKAT! Örneğin, açıkta satılan dondurmalarda hızla gelişebilen Listeria, yine kötü koşullarda saklanan ve tüketime sunulan beyaz et ürünlerinde gelişebilen Salmonella bakterileri gıda zehirlenmelerine yol açmaktadır. İşte bu nedenlerle ambalaja girmiş, üzerinde ürüne ait bilgileri içeren, üretici firma adı ve üretildiği yer bilgilerini taşıyan gıda denetimi yapılmış ürünleri kullanmak bu tür risklerden korunmamız açısından önem arz etmektedir. n ABD’de gıda güvenliği hangi kurumlarca sağlanmaktadır? ABD’de gıda ile ilgili resmi düzenlemeler; federal, eyalet ve yerel olmak üzere üç düzeyde yapılmaktadır. Birleşik Devletler Tarım Bakanlığı (USDA) ile Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) gıda işletmelerinin

kontrolünden sorumlu iki federal kuruluştur. USDA et ve et ürünleri, süt ürünleri, yumurta ve yumurta ürünlerinin kalitesi ile meyve ve sebzelerin kontrolünden sorumludur. FDA, bitkisel ürünlerin kontrolünden ve aynı zamanda gıda muhafaza sertifikasyon eğitimlerinin temelini oluşturan gıda kodlarının yazılmasın da sorumludur. Yerel gıda hizmetleri ise; eyalet düzeyinde restoranların kontrolü için yazılı düzenlemeler oluşturulması ve eyalet sağlık birimleri aracılığı ile kontrollerin yürütülmesinden sorumludur. Ayrıca 4 Ocak 2011 tarihinde Başkan Obama tarafından imzalanan kanunla yürürlüğe giren Gıda Güvenliği Modernizasyon Hareketi (FSMA) son 70 yılda ABD’de gıda güvenliği ile ilgili atılmış en büyük adım olarak nitelendirilmektedir. Bu hareket, FDA’nın kontrolü altında tüm ülke çapında daha etkin ve daha geniş kapsamlı bir gıda güvenliği sistemi oluşturmak için başlatılmıştır. Buna ek olarak, USDA ve FDA’a ait resmi web sitelerinde ABD’de piyasaya sürülmüş ancak sağlığa zararlı olduğu tespit edildiğinden geri toplanan ilaç ve gıda ürünlerin güncellenmiş ilanlarına ulaşmak mümkün olmaktadır. Bununla ilgili bilgilere http://www.fda.gov/Safety/Recalls/default.htm ve http:// www.fsis.usda.gov/wps/portal/ fsis/topics/recalls-and-public-health-alerts/current-recalls-andalerts web adreslerinden ulaşabilirsiniz. n Tüketici olarak üzerimize düşen görevler nelerdir? Evet, önemli bir hususta tü-

ketici olarak bizim bu kontrol sistemlerinin doğrulukla ve etkin bir şekilde yürütülmesine yardımcı olmamızdır. Açıkta, sokakta, pazar yerlerinde dökme olarak satılan, üreticisi ve özellikleri belli olmayan ürünler satın alınmamalıdır. Mutlaka ambalajlı, etiketli, üreticisi ve markası belli olan ürünler satın alınmalıdır. Ambalajlı ürünler satın alınırken, yırtılmış, bozulmuş ve koruyuculuğu kalmamış ürünler satın alınmamalıdır. n Doğru ve güvenilir kaynaklar konusunu biraz daha açabilir misiniz? İnternet ortamında ve sosyal medyada yer alan pek çok bilgi, tüketicileri yanlış yönlendirmektedir. Bunların bir kısmı ticari amaçlı bir ürünün kullanımını işaret etmek ya da spekülasyon yaratarak anlamsız bilgilerle kişilerin kafasına karıştıran haberler yapma amacı gütmektedir.

AÇIKTA SÜT SATIŞI Bu konuda yakın zamanda Türkiye’de konuşulan ve kutu sütlerinin kanser yaptığı ve sokak sütü olarak tanımlanan açıkta satılan sütlerin tüketiminin daha sağlıklı olduğu konularındaki asılsız iddialar basın gündemini günlerce meşgul etti. Oysa ki yüksek sıcaklıklarda işlem görmemiş süt ve sütlerden üretilen peynir, tereyağı, krema gibi ürünlerin insan sağlığını tehdit eden zararlı mikroorganizmaları içerme olasılıkları çok yüksektir. TAVUKLARI ÖLDÜRDÜLER Yine 2005 yılında H5N1 virüsünün oluşturduğu ve öldürücü etkisi olan kuş gribi tüm dünyayı etkisi altına almıştı. Bu sırada basının da yanlış yönlendirmeleriyle tam bir risk yönetimi krizi yaşanmış ve pek çok kuş ve kümes hayvanı katledilmiş ve beyaz et endüstrisi kötü yönde etkilenmişti. Oysa kuş gribi bir gıda ile değil canlı hayvanla temas sonucu bulaşabilen bir hastalıktır.

Dr. Çiğdem Akdemir Akgün 2001-2009 yılları arasında Türkiye’de Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı eski adıyla Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü Halk Sağlığı Daire Başkalığı’nda, Gıda Güvenliği ile ilgili konularda Biyolog olarak çalıştı. 20092012 yılları arasında Ankara Üniversitesi Biyoteknoloji Enstitüsünde Laboratuvar Kalite Yönetimi ve Akreditasyonu konusunda görev yaptı. Yüksek Lisansını Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Biyokimya Ana Bilim Dalında doktorasını yine aynı Üniversitede Eczacılık Fakültesi Toksikoloji Ana Bilim Dalında tamamladı. Ayrıca SAFEFOODNET, EUROFİR gibi Avrupa Birliği Projelerinde yer aldı. Türkiye’de Ulusal Gıda Referans Laboratuvarı kurulması projesinin koordinasyonunda aktif görevler yaptı. Çeşitli bilimsel dergilere gıda güvenliği konularında yayınlar hazırladı. Halen New York’ta gıda güvenliği konularında araştırmalar ve bazı bilimsel dergilerde hakemlik yapmaktadır. akdcigdem@gmail.com

n Tüketici olarak nelere dikkat etmeliyiz? Evimizdeki saklama ve pişirme koşullarının da önemlilik arz etmesi nedeni ile güvenli gıda konusunda bize de görevler düşmektedir. Evimizde gıdaları sakladığımız buzdolaplarının temizliği ve hijyenik koşullarının sağlanması önemlidir. Yine evlerde yemek pişirme sırasında dikkat edilmesi gereken bir konuda tavuk ve balık gibi hızla zararlı mikroorganizma gelişebilen ürünleri sakladığımız kapların deterjanla yıkanıp bol suyla durulandıktan sonra çığ sebze ve meyvelerin saklanması için kullanılmasıdır.

Posta212 Bulmaca Soldan Sağa: 1) Eski dilde sultanlar - Bir ilimiz 2) Çıban - Oruç ayı 3) Afganistan’ın başkenti 4) Bursa’da ünlü bir ilçe - Sual 5) Roman asıllı bir türkücü 6) Havadaki uğultu - Üye 7) Kısaca Ankara Toplu Taşıma - Eden, eyleyen 8) Çinkonun simgesi - Yük taşıyan 9) Bire bir, tıpkı - Bir erkek adı 10) Bir göz rengi - Rütbesiz asker - Uzaklık anlatır 11) Bir olumsuzluk ön eki - Kar sisi 12) Ün, san - Nobran 13) İlk harfimiz - Kükürdün simgesi - Beşinci harf - Ayran yapma gereci 14) Büyük köy - Üye. Yukarıdan Aşağıya: 1) Başrolünü Fikret Hakan’ın oynadığı ünlü bir film Bir organımız veya yabancı Milli ajansımız 2) Erkek kişi - İnleyen 3) Herkesin oyuncağı - Bir şaşma sözü - İsyankar 4) Ortadoğu’da bir yarım ada - Kısaca kilometre 5) Eski dilde tıp - Bir bayan adı - İlave 6) Simgesi tas anlamında bir sözcük - Kısaca, Hanım nazı - Grek alfabesinde bir harf 7) Bazıları uğur sayar - İki yüzlü - Esmek - Kısaca Yüz Yıl 8) Bir nota - Bir ülke 9) Mayo üreticisi - Ayakkabı yapımında kullanılır 10) Ekmek yapımında kullanılır - Kepazelik - Bir saraç aleti 11) Başlıca içeceğimiz - En kısa zaman Fakire verilir.


Güncel

26 Şubat 2014 Çarşamba

Türkiye’de üniversite sayısı patladı Türkiye’de 3 milyon öğrenci

Amerika’da 14 milyon öğrenci

179

5,700

üniversite

üniversite

Türkiye’de her şehirde, derken her ilçede bakkal dükkanı gibi üniversiteler açıldı. Şu anda 3 milyon öğrenci 179 üniversitede öğrenim görüyor. Bunun sonucu olarak da 600 bin işsiz üniversite mezunu var AYSEL TAPAN POSTA212 - HABER MERKEZİ

E

ğitim sisteminde istikrarsızlıkların alıp başını gittiği Türkiye’de, son 10 yılda üniversite sayısı yüzde 100 arttı. Türkiye’de 179 üniversitede yaklaşık 3 milyon üniversite öğrencisi ve 6 milyona yakın üniversite mezunu bulunuyor. Türkiye’deki üniversite sayısı nicel olarak artsa da hatta bu sayı birçok ülkeye göre çok az olsa da nitelik noktasında büyük sorunlar var. APARTMAN ÜNİVERSİTELERİ Beş altı katlı binalarda açılan üniversiteler adeta diploma dağıtıyor. Türkiye’deki üniversitelerin kütüphanelerinde bulunan toplam kitap sayısı Harvard Üniversi-

tesi’nde bulunan kitaplardan daha az. Üniversite mezunlarının yaklaşık 600 bini iş bulamıyor. Bazı uzmanlar, AKP hükümetinin her şehre üniversite politikasının sadece üniversiteli işsizler ordusu yarattığını savunuyor. TÜRKİYE’NİN DİPLOMALI İŞSİZLER ORDUSU BÜYÜYOR Türkiye’de üniversite eğitimini tamamlayan ama iş bulamayan gençlerin çoğunun KPSS sınavına girip devlet memuru olma peşine düşmesi çok bilindik bir hikaye. Kalkınma Bakanlığı Aylık İstihdam Değerlendirme Raporu’na göre işsizlik oranında en çok artış yükseköğretim mezunlarında görülüyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2013 yılı Kasım döneminde ülke genelinde işsizlik oranı geçen yılın aynı dönemine

göre 154 bin kişi artarak 2 milyon 784 bin kişiye ulaştı. Bu rakama çalışabilecek durumda olup ama umudunu kaybederek iş aramayan 1 milyon 955 bin kişi dahil değil. OKUR-YAZAR DEĞİLSEN İŞ BULUYORSUN Aynı dönemde yüksek öğretim mezunu işsizlerin oranı yüzde 10.5, iş gücüne katılım oranı ise yüzde 79.5 olarak kaydedildi. Türkiye’de 581 bin üniversite mezunu işsiz var. İşsizlik oranı en yüksek yüzde 12.4 ile lise mezunlarında kaydedildi. İşsizlik oranı; mesleki veya teknik lise eğitiminde yüzde 10.7, lise altı eğitimlerde yüzde 9.4, okuryazar olmayanlarda ise yüzde 4.8 seviyesinde gerçekleşti. Son zamanlarda ABD’nin eğitim sistemi her ne kadar eleştirilse de hem nice-

lik hem de nitelik açısından dünyanın en iyi üniversiteleri ABD’de bulunuyor. The Times Higher Education World University Rankings 20132014 verilerine göre, dünyanın en iyi ilk 50 üniversitenin 31’i ABD’de. ABD’de yaklaşık 5 bin 700 üniversitede öğrenim gören öğrenci sayısı 14 milyonu buluyor. ABD’de üniversite mezunu olanların işsizlik oranı ise yüzde 3.2. ABD Çalışma Bakanlığı (Bureau of Labor Statistic U.S Department of Labor) 2014 Ocak dönemi verilerine göre, işsizlik oranı 6.6 olarak kaydedildi. ABD’de şu an 10.2 milyon işsiz var. ABD’de üniversite ve daha yüksek okullardan mezun olanların yüzde 3.2’si işsiz. Lise seviyesinden aşağıda olanların işsizlik oranı

yüzde 9.6, lise mezunlarının işsizlik oranı ise yüzde 6.5. TÜRK ÖĞRENCİLER ABD’YE AKIN EDİYOR Türk öğrencilerin neredeyse yüzde 50’si iyi bir eğitim almak ve tüm dünyada geçerli bir diplomaya sahip olmak için ABD’yi tercih ediyor. New York merkezli Uluslararası Eğitim Enstitüsü’nün (Institute of International Education) 2013 Kasım ayında açıkladığı rapora göre, Türkiye, 11 bin 278 öğrenci ile ABD’ye en fazla öğrenci gönderen 10’uncu ülke. Rapora göre, ABD’ye yurtdışından gelen yabancı öğrenci sayısı, 2012 yılına göre yüzde 7.2 oranında artarak 819 bin 644 ulaştı. Amerika’ya en çok öğrenci gönderen ülkeler Çin ve Hindistan.

İşkolik Amerikalılar (ATLANTA-POSTA212)

Y

HASTAYKEN KOVULMA TEHLİKESİ Şuanda çalışanlara ücretli hastalık iznini sağlamak için herhangi bir federal gereklilik bulunmuyor. Washington’daki Kadın ve Aile Ulusal Ortaklığı (National Partnership for Women and Families) kurumuna göre yaklaşık 40 milyon ABD çalışanı hastalık izni ücreti almıyor ve yetişkinlerin yaklaşık üçte biri, hastalıktan dolayı izin aldığında işini kaybetme ya da kovulma tehlikesi yaşıyor. Amerikan işçilerin hemen hemen yüzde 42’si eksik sürelerden duydukları korku nedeniyle hastayken işe gitmeye devam ettiklerini söylüyor. Çalışanların yüzde 37’si ise finansal meseleler ya da haftalık maaşlarını kaybetme endişesiyle hastayken işe gittiklerini belirtiyor. Ayrıca, araştırmaya katılanların üçte biri patronlarının çalışanlar hastayken de işe gelmesini beklediğini ifade ediyor.

Ülke adı Hindistan Filipinler Arjantin İspanya Meksika Bangladeş Endonezya Japonya Fransa Çin Rusya İran Kore Güney Kore Vietnam Mısır Tayland

Sayı 8.407 2.060 1.705 1.415 1.341 1.268 1.236 1.223 1.062 1.054 1.108 343 322 209 173 158

Jennifer Lopez’den TV dizisi

Yeni yapılan bir araştırma Amerikalıların işkolik olduğunu ortaya çıkardı. Amerikalılar, işlerini kaybetmekten, kendileri yokken yerlerine bakacak kişilere güvenmedikleri için ağır hasta olmalarına karşın da işe gidiyorlar eni bir araştırma, Amerikalıların yüzde 25’inin hasta olduğu zaman da işe gittiğini gösteriyor. Halk sağlığı şirketi NSF International tarafından yapılan çalışma ayrıca, Amerikalıların üçte birinin evde dinlenmek için hastalık semptomları tamamen ortaya çıkıp kötü bir duruma gelene kadar beklediğini ortaya çıkarıyor. NSF yetkililerinin CBS News’e yaptığı açıklamaya göre, çalışanların sadece yüzde 16’sı, hasta işe gelen iş arkadaşlarının bencil ve diğer iş arkadaşlarının sağlığını önemsemediğini düşünüyor. Amerikalı çalışanların yüzde 13’ü ise hasta çalışanların, kendileri yokken işleri yürüten iş arkadaşlarına güvenmediği için işe geldiğine inanıyor.

Ülkelerdeki üniversite sayısı

NEW YORK - POSTA212

Ü

nlü şarkıcı ve oyuncu Jennifer Lopez, sürekli yükselişte olan kariyerine şimdi de bir televizyon dizisi ekliyor. Latin yıldız, NBC’nin yeni polisiye dizisi “Shades of Blue”da oynayacak. “Amerikan Idol” jürisi Lopez, dizinin hem yapımcı kadrosunda hem de başrolde yer alacak. Dizi, büyük bir olasılıkla Jennefer Lopez’in sarsılmayan gücünden dolayı deneme bölümü istenmeden NBC’den 13 bölümlük ilk sezon siparişini

aldı. Ryan Seacrest imzalı yeni dizide Lopez, Harlee McCord adıyla bekar bir anne ve FBI dedektifi olarak karşımıza çıkacak. Kızını büyütmeye çalışan McCord, yolsuzluklara karşı yürütülen gizli bir operasyonda görev alacak. Bu karmaşık polisiye dizinin senaristliğini ise, Kevin Coster’ın başrol oynadığı ve bu yıl vizyona giren “3 Days to Kill” ve John Travolta’nın rol aldığı “From Paris With Love” filmi ile tanınan Adi Hasak yapacak. Dizinin, 2015 yılının sonbahar sezonunda ekranlara gelmesi bekleniyor.

UNICEF’ten çarpıcı rapor B

irleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu UNICEF’in “Çocuklar İçin İnsani Çalışmalar 2014 Raporu”nda Suriyeli çocuklara sağlanması amaçlanan yardımlar da dahil olmak üzere 2014 hedeflerine yer verildi. Buna göre, Türkiye’de 238 bin 500 çocuğun eğitim alması, 103 bin 500 çocuğa da psiko-sosyal destek verilmesi öngörülüyor. Türkiye’deki Suriyeli sığınmacı çocuklar da dahil olmak üzere 1,3 milyon çocuğa çocuk felci aşısı yapılması planlanıyor. SURİYE’DEKİ DRAMA DİKKAT ÇEKİLDİ UNICEF’in 2013’teki 260 bin 100 çocuğa psiko-sosyal destek hedefinden yalnızca 16 bin 171 çocuk yararlanabildi. Türkiye’deki Suriyeli sığınmacı çocuklar da dahil olmak üzere 382 bin 500 çocuğa eğitim hedefinden ise 75 bin 711 çocuk faydalanabildi. Raporda özellikle Suriye’deki duruma işaret edilerek, ülkedeki çatışmalardan nüfusun

yarısının etkilendiği ve yaklaşık 4 milyon çocuğun çatışma ortamının etkisi altında olduğu vurgulandı. Aralık 2013 itibarıyla bir milyondan fazla çocuğun aileleriyle Türkiye, Lübnan, Irak ve Ürdün’e sığınmak zorunda kaldığı belirtilen raporda, sığınmacı konumundaki çocukların yüzde 68’inin okula gidemediği bilgisine yer verildi. UNICEF, 2014 yılı Suriye bölgesel kaynak ihtiyacı listesinde 613 milyon dolara ihtiyacı olduğunu duyurdu. Türkiye’de özellikle de kamplarda kalan çocuklar ve aileleri için harcanması planlanan rakam 64 milyon 958 bin 235 dolar olarak belirlendi.. Ayrıca, diğer bölge ülkelerindeki kamplarda yaşayan Suriyeli çocuklar ve aileleri için harcanmak üzere Lübnan’da 250 milyon dolar, Ürdün’de 170 milyon dolar, Irak’ta 105 milyon dolar ve Mısır’da 16 milyon dolara ihtiyaç olduğu kaydedildi. (AA)


Yaşam

26 Şubat 2014 Çarşamba

Manhattan çatılarında bal SERKAN KALFA NEW YORK - POSTA212

Y

olunuz çarşamba ya da cumartesi günü Union Square’de kurulan açık organik pazara düştüğünde, birbirinden güzel ve sağlıklı yiyeceklere ulaşma şansınız olur. Satın alacağınız her şey ya işinin uzmanları tarafından tarlalarda üretilmiştir ya da evde el emeğiyle yapılmıştır. Ama bunların içinde biri var ki, çoğu insanın korkulu rüyası olan arıları Manhattan’ın çatılarına çıkartıyor ve orda inanılmaz ballar üretiyor. Andrew Cote, çocukluğundan beri arıcılık işine gönül vermiş bir adam. Hem Connecticut’ta hem de Manhattan’da birçok kovanı olan Cote, kendi ürettiği balları ve onun ballarından üretilmiş ürünleri Union Square pazarında yıllardır satmakta. Martha Stewart Show dahil birçok programa konuk olarak çağrılan Andrew ile Manhattan’daki kovanlarından, New York’a ulaşmak üzere olan Zombi arılara ve Türkiye macerasına kadar bir çok konuda konuştuk. PROFESÖRDÜ ARICI OLDU n Manhattan’da yıllardır arıcılık yapıyorsunuz. Nasıl başladı ve zorlukları nedir? Aslında Connecticutlıyım ama New York’ta yaşamayı ve çalışmayı çok seviyorum. Hatta bir üniversitede edebiyat profesörüydüm. Arılar için mesleğimi bıraktım ve yıllar önce kovanların bir kısmını burada kurdum. O zamandan beri de çatılarda arıcılık yapıyorum. Genelde yüksek çatıları seçiyorum. Çünkü şehrin tozu dumanı hem arıları hem de üretilen balın kalitesini etkiliyor. Bunun en zor tarafı elinizde inanılmaz ağır kovanlar ya da bal petekleriyle günde en az 10 defa merdiven inip çıkıyorsunuz. Bazen bu yangın merdivenleri bile olabiliyor. Ama her şeye rağmen yaptığım işi çok seviyorum. Arılar bana gökyüzünden tatlı bir aşkı getiren sevgili gibiler.

n Herkesin merak ettiği bir konu var. İyi bir balı nasıl anlarız? Üzülerek söylemeliyim ki, iyi bir balı renginden, kokusundan ya da tadından anlayamazsınız. Laboratuvarda test edilmesi gerekir. Test edebileceğiniz kısmı da içine şeker, glikoz şurubu ya da koruyucu maddeler katılıp katılmadığıdır. Raflara konmuş gıdalara çok güvenmemenizi öneririm. Muhteşem paketlenmiş ürünleri çantanıza koyduğunuzda önce bir düşünün acaba o kadar renk ve süsle neyi örtbas etmeye çalışıyorlar diye. Yapabildiğiniz kadar halk pazarlarından alışveriş etmeye çalışın. Halk pazarlarında da mümkün olduğunca önce tatmak isteyin. Bizler zaten siz istemeden çoğunlukla ikram ediyoruz.

“Bir Türk’e aşık oldum” n Dükkanınızın önünde birçok dilde bal yazıyor. Bunlardan biri de Türkçe. Türkiye’de bulundunuz mu? Türkiye’ye defalarca gittim. Bunların ilki 2000 yılındaydı. Bosna Hersek’de ders veriyordum ve oradan İstanbul’a geçtim. Yerel balları tatmak için birkaç şehir dolaştım. Gerçekten çok güzel ballar var ülkenizde. Bir de şaraplarınız çok güzel. Taksim’de şarap tatmak için bir çok bara gittim. Hatta orada avukat bir kadınla tanıştım ve büyük bir aşk yaşadık. Sürekli beraber gidiyorduk her yere. Şu hayattaki en büyük pişmanlıklarımdan biri onunla ilişkimi devam ettirmemem. Eğer ettirmiş olsaydım, bu sohbeti Türkçe yapıyor olabilirdik. “Asıl tehlike şirketler” n Arılarla ilgili çok farklı efsaneler var. Bir aralar topluca oluyorlar ya da ortadan yok oluyorlardı. Şimdilerde ise “Zombi Arılar” haberleri görüyoruz. Neler oluyor? Yeryüzünden arılar silinirse dünyanın sonu gelir diye ortak bir inanış var. Çünkü insanlar polen taşıyan arıların yok olmasıyla,

Yüksek binalarının çatılarında arı kovanları olabileceği hiç aklınıza gelir miydi? Gökdelenlerin tepesinde arıcılık yapan Andrew Cote, arıların ona gökyüzünden tatlı bir aşk getirdiğine inanıyor

Andrew Cote

Genç ve başarılı Türk

Amerika’da girilmesi zor olan Stanford Üniversite’sinde okudu, ardından pek çok gencin hayalindeki Microsoft’ta çalıştı. Yıldızı parlayan genç yönetici Alper Tekin, şimdilerde Türkiye’nin mekanlarını dünyaya tanıtıyor Tekin Amerika’da geçirdiği yaklaşık 10 yılı anlattı. İSTANBUL-POSTA212 n Amerika’ya nasıl gittiniz? Alman Lisesi’ni bitirdim. enüz 35 yaşındayken 2013 Ben 1978’liyim. Ben okulu biFortune dergisinin 40 Yaş tirdiğim yıllarda o kadar popüAltı 40 listesine iş dünyasının ler değildi yurt dışında okumak. genç yıldızları arasında yer aldı. Araştırma yaptım, başvurucu Üniversite okumak için geldiği sürecinden sonra evraklarımı Amerika’da dünyanın en büyük hazırladım Stanford Üniversiteşirketlerinden Microsoft’a giresi’ne yazıldım. Endüstri Mühenrek iş hayatına adım attı. Türkidisliği ve Almanca çift diploye’de ortağı ve CEO’su olduğu mayla mezun oldum. Almanca mekanist.net eğitimi ikinci seneden sonra felsitesine sefe ağırlıklıydı. O yıl Stanford’a Silikon kabul edilen 3 Türk öğrenciden Vadibiriydim. si’nden n Adaptasyon süreci nasıldı? sermaİlk başta biraz sıkıntı çektim. ye de Ama çok uzun sürmedi. Adapalan tasyon süreci uzun sürmedi. başarın İngilizce zorladı mı? lı ve genç Alman Lisesi’nde ikinci dil girişimci İngilizceydi. Ama daha çok oyAlper nadığım bilgisayar oyunlarından öğrendim diyebilirim. O zaman youtube filan yoktu. Şimdi gençler İngilizce’yi youtube’dan internetAlper Tekin ten öğreniyor. İlk üç ay İngilizce dersi aldım sonra toparlandım.

bitki örtüsünün sonunu geleceğine inanıyor. Bu tamamen yanlış bir bilgi. Çünkü doğada polen taşıyan canlılar sadece arılar değildir. Kelebekler, bazı kuş türleri ve rüzgar polen taşımaya devam edeceklerdir. Arıların yok olmasının en kötü tarafı masalarımızdan bazı gıdalar eksilecek ya da nadir bulunur hale gelecektir. Bu da fiyatların çok artmasına sebep olur. Fakat şu günlerde arıların başında başka bir felaket var. Bir tür parazit… Bu parazit arıya bulaştığında arının istemsizce uçuşmasına, sağa sola çarpmasına en sonunda da ölmesine yol açıyor. Bu yüzden bu tür arıya halk arasında “Zombi Arı” deniyor. Bu sadece parazitlerin bir türü. Doğada arılara musallat olmuş daha birçok virüs ve parazit var maalesef. Bunun sebebi de bana göre Monsanto ve DuPont gibi gıda kaynaklarımızı zehirleyen, genleriyle oynayan ve gezegenimizin sonunu hazırlayan şirketlerin varlığına izin verilmesi. Bu şirketlerin işlenmiş, paketlenmiş ve kimyasal katılmış ürünlerini sadece bizler tüketmiyoruz. O toprağın içinden çıkan ürünler başta arılar olmak üzere birçok hayati canlıyı etkiliyor. Onların yok olması yakın bir zamanda tek bir elmayı örneğin 20 dolardan almanız anlamına geliyor. Gezegen üstündeki asıl tehlike bu. Yoksa doğa kendi kendine yetebilecek harika bir tasarım.

FİGEN ONUR

H

Alper Tekin, ABD’ye gitmeden önce de Mor ve Ötesi grubunun basgitaristiydi

n Okul bitince? Okul bittikten sonra Amerika’da kalmaya karar verdim. Girişimcilik benim çok ilgimi çekiyordu. Mesela öğlen yemeği için basit bir Çin restoranına gittiğimizde iş yemeğine çıkan adamların birbirlerine milyon dolarlık çek verdiğini görüyorduk. Ben okuldan mezun olduğum zamanda Amerikan ekonomisinin büyük çöküşü başladı, birçok şirket yok oldu. Yani okuldan mezun olduğumda Amerikan ekonomisi depresyondaydı. Tutunabilen şirketler ayakta kaldı. Sağlam bir şirkette çalışayım dedim. Mikrosoft’a girdim. Stanford’dan Seattle’a taşındım. Normalde Standford’dan mezun olanlar vadide çalışmak istemez, kendi işini kurmak ister ama Microsoft ve Google ekonominin depresif halinden dolayı yüklenme olmuştu. Mikrosoft’un iş ortaklarını yöneten grubun içinde çalıştım.

IBM, Apple gibi firmalar vardı. Yani Microsoft’ta teknik işlerden daha çok business tarafından çalıştım. 4 yıl kadar çalıştım Microsoft’ta. n Sonra? Benim kafamda bir düşünce vardı. Kendime hedef koymuşum demek ki. 30 yaşına gelince CEO olacağım diyordum. Oradan Londra’ya geçtim. Microsoft’ta tanıştığım arkadaşlarımla Danimarkalı bir şirketin ofisini açtık. Esprili geldi bana. 4 yıl da orada kaldım. İki yıl başladığımız işi 25 kişiye ulaştık. n Türkiye’ye dönüş nasıl oldu? Mekanist kurulduğunda ortaklarındandım. Yatırımcılar benim yönetmemi istedi. Hiç beklemediğim bir anda askerlik yaptım ve Türkiye’ye taşındım. Aniden oldu her şey, 3 ay içinde. 2 yıldan fazladır Türkiye’deyim.

Meteorlar dünyayı tehdit ediyor NEW YORK - POSTA212

D

epremler, tsunamiler, yanardağlar. İnsanlığı ve gezegendeki tüm canlıları tehdit eden doğal afetler listesine bir de astroitleri ekleyin. Amerika’nın Sesi muhabiri Adam Phillips, bu devasa uzay kayalarını ve dünyaya çarpmalarını engellemek için neler yapılabileceğini araştırdı. Deep Impact ve Armageddon gibi filmler sayesinde izleyiciler, göktaşlarının yolaçtığı felaketleri oturdukları yerden keyifle seyrettiler. Ancak, 15 Şubat’ta Rusya’nın Chelyabinsk bölgesinde yaşayanlar, göktaşı tehdidinin ne kadar gerçekçi olabileceğini yaşayarak gördü. Bölgeye düşen meteor binden fazla insanı yaraladı. Ancak bu meteor, 5 milyon yıl önce dinazorları yok eden ya da elli bin yıl önce Arizona bölgesine çarparak San Fransisco’yu içine alabilecek kadar büyük bir krater oluşturan ya da 1908 yılında Sibirya üzerinde infilak ederek iki bin kilometre kare ormanı yok eden diğer meteorlarla karşılaştırıldığında çok küçük kalıyor. TEHDİT DEVAM EDİYOR Ancak daha büyük meteorlar hala dünyayı tehdit ediyor. Tahminlere göre güneş sistemi yörüngesinde

on binden fazla meteor bulunuyor. Uzmanlara göre bu rakam güneş sisteminde bulunanların milyonlarca meteorun sadece yüzde 1’i. New York Doğal Tarih Müzesi’nden Astrofizikçi Neil deGrasse Tyson, göktaşlarının hala dünyaya çarpabileceklerini ya da atmosferde infilak edebileceklerini belirtiyor. Eski astronot ve Asteroid Bilimcisi Thomas Jones, asteroidlerin ne kadar büyük bir faciaya yol açabileceklerini belirterek, “Yaşanacak olası bir patlama sadece insanları öldürmekle kalmayıp, dünyada tarımı da yok ederek milyarlarca insanı açlıktan ölüme sürükleyebilir. Küçük me-

teorlar bir şehri yok edebilir, yüzbinlerce insan hayatını kaybedebilir” diyor. Meteorlar yüksek derecede mineral içeren ve güneş ışığını yansıtmayan kayalar, o nedenle dünyadan saptanmaları zor. Ancak uzayda konumlandırılacak kızılötesi ışın içeren bir teleskop,

meteorların güneşten aldıkları ısıyı algılayabilir. Bu da kızılötesi sensörlerin yanı sıra haritalama ve iletişim cihazları ile donanmış Sentinel Derin Uzay Teleskobu’nun işi olacak. Sentinel, eski astronot Edward Lu’nun ve meteor tehlikelerini en aza indirgemeyi amaçlayan B612 kuruluşunun fikri. Sentinel, 2018 yılında uzaya fırlatılacak. Teleskopun hassasiyetindeki teknolojiye dikkati çeken Edward Lu, Sentinel’in New York Los Angeles arasındaki mesafenin on katı uzaklıktan bir kömür parçasını gece karanlığında bile algılayabileceğini belirtiyor. Meteorlar belirlenip, yörüngeleri hesaplanınca, dünyaya yaklaşanları uydu yansıtıcıları sayesinde ya da hızla hareket eden başka bir cisim ile kısmi olarak yörüngesinden saptırılabilir. Nükleer silahlarla da havaya uçurulabilir. Tıpkı Hollywood’un 1957 yapımı bilim-kurgu filmi “The Day the Sky Exploded – Gökyüzünün İnfilak Ettiği Gün” filminde olduğu gibi. Ancak uzaydaki meteorlar hala gerçek dünyayı tehdit etmeye devam ediyor.


Yaşam

26 Şubat 2014 Çarşamba

Antep doğumlu Amerikalı Türkiye’de doğdu, adını bir Ermeni’den aldı. Son 6 yıldır Türkiye’de bizden biri oldu ve psikolog olarak Suriyelilerle kamplarda çalışmaya başladı. Türk toplumunu bizden iyi tanıyor ama hala ‘Ben size göre yabancıyım’ diyor

Uzmanlığı kadına yönelik şiddet ve taciz olan Welkin’e göre Türk ve Amerikan toplumlarındaki en önemli fark, ABD’de cezanın daha fazla olması. Welkin, Türkiye’nin, 1980’lerdeki ABD’ye çok benzediğini savunuyor

DUYGU GÜVENÇ ANKARA - POSTA212

L

eyla Welkin, 1959’da Gaziantep’te doğan bir Amerikalı. Adını, ebesi olan, 1915 tehciri sırasında ailesini kaybeden ve ismini değiştirerek Leyla Sevinçli kimliğine bürünen bir Ermeni hemşireden almış. Doğduğundan bu yana Türkiye ile bağını hiç koparmadı. En son 2008’den bu yana Türkiye’de yaşıyordu ama nisan ayında bir kez daha Türkiye’de bavulunu toplamaya karar verdi. Bir psikolog ve şu anda BM Nüfus Fonu’nda, Suriyeli göçmenler için Cinsiyet Temelli Şiddet Danışmanı olarak görev yapıyor. Uzmanlık alanı aile içi şiddet ve taciz. Ama o da şiddete ve tacize uğramış bir kadın; hem Türkiye’de, hem de ABD’de… İşte O’nun 1915’e uzanan hikayesi… ■ Nerede başlıyor hikayeniz? Türkiye’de Gaziantep’te bir Amerikan Hastanesi’nde doğdum. Babam 1957’de Türkiye’ye annem ve ağabeyim ile geldi. Ben de Türkiye’de doğdum. Annem ve babam idealist insanlardır. Babam bu hastanede dahiliyeciydi. Ben 5 yaşımdayken ayrıldık babam psikiyatri okumaya karar verdi. Biz 1971’de yeniden Türkiye’ye geldik, aynı hastanede çalıştı. Ben de Türkiye’de okudum. Döndük ben psikoloji okudum; sonra birçok defa çeşitli değişim programlarıyla Türkiye’ye birçok defa geldim ve Amerika’ya döndüm. Son olarak 2008’de geldim. ■ Neden Türkiye’ye geldiniz? Küçük oğlum da üniversiteden mezun olduktan sonra ‘Ne yapmak istiyorum’ dedim, ve Türkiye’ye gitmek istediğime karar verdim. 2008’e kadar Türkiye’de hiç psikolog olarak çalışmamıştım. Bu hayaldi. ABD’de yaptığım grup terapiyi Türkiye’de yapmak istedim. 20’den fazla yere araştırma teklifi gönderdim ve çoğundan cevap dahi gelmedi. Sadece Gazi Üniversitesi’nden yanıt gledi. Ama Türkiye’ye gelince çalışma izni çıkmadı. Biz de araştırmamızı serbest olarak yaptık, kendi cebimden destekledim, zamanla bir fon bulduk ve bulduğum fonlarla Türkiye’de kalabildim. ■ Suriyelilerle çalışmaya ne zaman başladınız? Sadece son 1 sene. Mart’ta bitiyor, Nisan’da döneceğim. Annemin şu an bana çok ihtiyacı var, ona bakmak istiyorum. Niyetim yine gelmek ve eğitim vermek ama devamlı burada kalmak değil. ■ Ne zaman döneceksiniz? Biraz para kazanmam gerek artık öğrenci değilim. Para bulunca yine gelirim “ŞİDDET VE TACİZ GÖRDÜM” ■ Hiç bir erkekten şiddet gördünüz mü?

Leyla Welkin

■ Kimden? Ben çocukken aile dışında cinsel taciz yaşadım; ABD’de ve Türkiye’de. Yetişkin bir kadın olarak fiziksel şiddet de gördüm. Ama benim işim bana çok şey öğretti. ■ Nasıl mücadele ettiniz? Destek çok önemli. Ben destek buldum psikologlardan... Ve bunlar çocukken oldu. Ondan sonra da ben psikologluk eğitimine girdim ve bu eğitim çok faydalı oldu. TÜRKİYE’NİN GERİSİNDELER ■ Yani Suriyelilerde kadına yönelik şiddet daha mı çok? Bu tamamen kültür ile bağlı bir konu. Ve savaş döneminde herkes şiddet yaşıyor. Kaos içinde herkes biraz daha katı davranmaya başlıyor, kaygılar uç noktaya gidiyor ve bundan dolayı da daha fazla şiddet oluyor. Meseleye sadece tecavüz veya dövme diye bakmamalıyız. Daha çok toplumun yapısına bakmalıyız. Bu sadece bir- iki kişinin meselesi değil, toplum anlaşması. Ve toplum izin veriyor, tahammül ediyor. Şiddet uygulayan insanlar kötü, diğerleri iyi algısı tamamen yanlış. Çünkü biz izin veriyoruz veya vermiyoruz. Hepimiz zaten şiddet uygulayabiliriz. Herkes aynı zamanda fail veya mağdur olabilir. Kadın-erkek dahil; erkekler daha çok ama kadınlar da çocuklara şiddet uyguluyor. ■ Kadınların şiddet uyguladığı erkekler de var... Tabii sadece cinsiyet ile ilgili değil. Ama erkekler toplum içinde daha çok onay görüyorlar. En çok cinsel tacizde bulunan babalar veya üvey babalar. Ama anneye daha ağır ceza veriyoruz. ■ Kampta şiddet ve taciz çok mu? Şu an ça-

lıştığım grup çok muhafazakar. Toplumun yapısı temel. Bir kız 13 yaşında evlendiriliyorsa ve 18 yaşında çocuk sahibi oluyorsa bu şiddettir. Bu o toplum içinde normal görülüyor ve savaş bunu arttırıyor. ■ Savaş nasıl etkiliyor? Bir toplum baskı ve zorluk çekiyorsa, korunmak için en katı geleneklere dönebilir. ‘Kızı evlendirelim daha düzenli ortama geçer, biz de bu evlilikten biraz faydalanabiliriz’ diyenler var. Bu aileleri suçlamıyorum çünkü bu ailelerin tanıdığı dünyada bu iyi bir şey. ■ Çok eşlilik çok mu kamplarda? Evet tabii ki. Bir kadın yalnız ise bunu tercih edebilir, korunmak için. ■ Kamplarda ihbar oluyor mu? Evet tabii ki. Yapıyorlar ama bu zor bir konu çünkü herkes birbiriyle çok yakın oturuyorsa eğer ihbar etmek istemeyebilir. ■ İhbar ettiklerinde cezası ne? Kamptan kampa değişebilir. Yasalar var ama zor uygulanıyor. “HEP YABANCIYIM” ■ Amerikalı mısınız, Türkleştiniz mi? Ben iki kültüre de çok yakın hissediyorum ama Türkiye’de herkes beni bir yabancı olarak gördüğü için ‘yabancıyım’ demek zorunda kalıyorum. Türkiye’de yabancılık ilginç bir şey. Mesela birisi ABD’de doğduysa o zaman onlar ABD’li olur; Türk-Amerikan, Bangladeş Amerikan ama Türkiye’de katılaşmış bir şey var. Bir gün bir kadın ile konuşurken, bana Türk olmamamın nedenini ‘kan meselesi’ ile açıkladı. Bu ne demek? Tartışılmaz bir kavram var ve ben orada bırakıyorum. Yani hep yabancıyım. ■ Türk vatandaşlığınız var mı? Ben yakınlık hissediyorum ve bu hükümet ile bağlı bir şey değildir.

@sunayakin62

MERDİVEN 40’A DAYANIR MERDİVEN bir kurtarıcıdır her şeyden önce. Öyle olmasaydı, üstlerinde merdiven taşıyan kırmızı renkli arabalara, trafikte geçiş önceliği tanınır mıydı? Harflerle çıkarız sözcüklerin katına. Oradan da tümcelere... Bu yüzdendir ki, bir merdiven görünümündedir, “Harf” sözcüğünün ilk harfi. Bir oyun alanıdır merdiven. Efendim, basamakları geniş olanlar için bu düşüncemin doğru olduğunu mu söylüyorsunuz!? Ama ben, basamaktan değil, tırabzandan söz etmek istiyorum. Tırabzan ki, kaydırağıdır, annelerinin oyun parkına götürmediği çocukların... Ve tahta bir merdiven kızak oluverir çocukların altında, karlı bir kış gününde. Tırabzandan kayan çocuk neşe içinde gülümserken, yanından hızla geçtiği adam, üç dört basamakta bir durmakta ve soluklanmaktadır. Ne de olsa çocuk, merdiven dayamamıştır yaşlılığa. Merdiven dayamak!.. Bir insanın yaşı sorulduğunda yanıt olarak kullanılır bu deyim: “Ellime merdiven dayadım...” Yirmime merdiven dayadım, denmez oysa. Ya da otuzuma!.. Kırk!.. Evet, kırk yaştır, merdiven dayamak deyiminin kullanıldığı alt sınır. Türkçe deyimlerin güzelliğine borçlu olduğumuz şiirlerden biri de, Ahmet Haşim’in “Merdiven” adlı şiiridir: Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak...

Duygu Güvenç

Tabii.

Sunay Akın

ZAMAN MAKİNESİNDE GİBİ ■ Türkiye ve ABD arasındaki farklara gelirsek, sığınma evlerinde en büyük sorun ne? Elemanlara yetişmesi için destek, eğitim ve denetmenlik verilmiyor. Barınma ve terapi farklı şeyler. Her şeyi aynı anda aynı kişiden alamayız almamalıyız da. ■ ABD’deki şiddet ve taciz ile Türkiye arasında nasıl bir fark var? Belli farklar var ama çok değil. İnsan insandır ve biz farklarımızdan çok daha fazla birbirimize benziyoruz. Şu an Türkiye’de erkeklere yaptırım uygulanmıyor. ABD’de cezalandırma daha çok. Buraya gelince sanki zaman makinesine girdiğimi ve 20-30 sene önceye döndüğümü hissettim. Türkiye şu an 1980’lerdeki ABD’ye çok benziyor. ■ Kadına koruma verilmesi erkek şiddetinden korumak için yeterli mi? Tabii ki kadınlar korunmalı ama sadece korumayla amaca ulaşılmaz. Eğer erkekler için ce-

zalandırma ve terapi yoksa neden şiddetten vazgeçsinler ki? ■ Öncelikle çalışılması gereken kadınlar mı, erkekler mi? Erkekler. Ve gençken başlamak zorundayız. HERKES TACİZCİ OLABİLİR ■ Nasıl aşılır? Konuşarak. Mesela 2008’de geldiğimde bu konuları konuşmak yasaktı, zamanla konuşabildik. Sessizlik, konuşmamak, tacizi ve şiddeti artırıyor. Hüseyin Üzmez ya da Sierra cinayetinde olduğu gibi. Konuşunca hepimiz rahatsız oluyoruz ama birçok kişi bunun yanlış olduğunu anlıyor. Faillere kimse karşı çıkmazsa yapmaya devam ederler. Burada sadece psikopatlar yok; normal kişiler de yapabilir ama tahammül edersek bu sürer. Faillerin en önemli ortak noktası, ‘başkaları da benim yaptığım gibi yapıyor’ diye düşünmeleridir. Küçük bir kısım gerçekten hasta ama pek çoğu normal adam, belki biraz öfkeli-kaygılı ama en önemli ortak nokta başkaları yapıyor ben de yapayım.

1915’e uzanan bir isim... Leyla’nın hikayesi Leyla Welkin, adını aldığı ebesi, Leyla Seviçli’nin hikayesini şimdi yazmayı hedefliyor. O hikayede ırk, din, kadın, toplum, vefa ve tutku var…. “1915’te tehcir sırasında Leyla 13 yaşındaydı. Ailesi ile Erzurum civarında yaşıyordu. Tehcir sırasında ailesini Suriye sınırında kaybetti.Erkek kardeşiyle yolda kaldı yolda. Ama onun izini de kaybetti, çok sonra buldu. Ve o dönemde olanlar bugünden çok farklı değildi. Yalnız kalmıştı. Bir erkek, Mardin’de onu karısı olarak aldı. Birkaç yıl onunla kaldı. Çocuğu olmadı. Benim inancım, çocuğu olmayınca adam sinirlendi. Adamdan Gaziantep’e kaçtı. Okuma yazma bilmiyordu ama Amerikan Hastanesi’ne geldi. Okuma yazmayı, Amerikalı doktorun karısı öğretti ve onu hemşirelik okuluna yerleştirdi. Hemşire oldu. Leyda Sevinçli adını aldı. Babam Türkiye’ye gelince genç bir doktordu ve tecrübesi yoktu ve genç bir doktor olan babama çok yardımcı oldu. Benim ebem oldu. Bana adını koydular. Onun en

sevdiği iş, hastanenin girişinde danışma bölümünde çalışmaktı. Bir gün hastaneye bir adam geldi. Adam zaten ölüme yakındı. İnsanlar eski zamanlarda hastaneye kolay gelmiyordu; son nokta olarak görüyorlardı. Ve o adam onun eski kocasıydı. Kadın kendisi bakmak istedi, ikna etti ve son günlerine kadar baktı. Böyle bir hikayeyle annem ve babam bana bu ismi koydu. Bu kadın zaten bana ikinci bir anne gibi. Onun ismini ve hikayesini taşıyarak mesleğimi de bundan dolayı seçtim. Ben şimdi o hastaneye gidiyorum ve hala kapıdaki o yazıyı görüyorum; “Bütün günahları affeden ve bütün hastalıklara şifa veren Allahtır” Bu kadın o sözün arkasında oturuyordu ve çocukluktan beri onu görüyorum.”

Son basamağında ölüme çıkılan tek merdiven idam sehpasınınkidir. Amerika’nın Leavenworth hapishanesindeki bir mahkûm, kaldığı tek kişilik hücrenin penceresinden kendisi için kurulan idam sehpasının yapılışını seyreder. Marangozun birkaç basamaklı merdivenin tırabzanını büyük bir itinayla zımparaladığını görünce de sorar: “Bunu neden yapıyorsun?..” Marangoz alaylı bir şekilde gülümser: “Eline kıymık batmasın diye...” Annesinin çabası sonucu cumhurbaşkanı tarafından idamdan kurtulan mahkûmun adı Robert Stroud’dur. Ama siz onu “Alcatraz Kuşçusu” olarak tanırsınız. Merdivenli sokakları olan kentleri severim. Çocukluğum, Trabzon’un “Merdivenli Sokak”ında geçti ne de olsa. Ne de güzel sokak adları var İstanbul’un: Merdiven Sokağı, Merdiven Yokuşu, Merdivenli Bayır, Merdivenli Çeşme, Merdivenli Hamam Çıkmazı... Kocaman bir kasabaya dönüşen İstanbul’un “Merdivenköy”ü bile vardır. Ama, eski İstanbul kartpostallarında gördüğümüz Yüksekkaldırım’ın basamakları, dar bir şerit halinde, otomobillere açılan yolun iki yanına sıkışıp kalmıştır... Rıfat Ilgaz, çantası dolu olarak Yüksekkaldırım’ı çıkan postacı İlhami Efendi’yi anlatır “Bu Merdivenlerden” adlı şiirinde: Bir düşün, ne demiş Haşim Amcan, Vermiş de tatarböreğini gövdeye, Ağır ağır çıkacaksın demiş, bu merdivenlerden, Böyle soluk soluğa değil! Rıfat Hoca’nın, dizelerinde Ahmet Haşim’i alaya aldığı şiirinin yanı sıra, İrlandalı yazar Bernard Shaw’un da, Hollywood filmlerini eleştirirken merdiven kullandığı görülür: “Hollywood’da bir filmin yüzde doksan beşi, merdivenlere tırmanıp inmekten ya da arabalara girip çıkmaktan oluşuyor. Oyunlarım, onların çok ilgi duyduğu merdivenlerde geçmiyor. Böyle olunca da, sinema sanatından anlamadığım söyleniyor.” Merdiven çıkarken bir başkasının önüne geçmek uğursuzluktur. Merdiven altından geçmeye kalkışmak da öyle!.. Bunun nedeni, merdivenlerin Tanrılara uzanan yollar olduğu inancıdır. Bu inançlar günümüzde varlıklarını sürdürseler de, basamakların tahtadan yapılması inancı terk edilmiştir. Demirden basamak yapılmaz. Tanrılar, yeraltından maden çalan insanlara kızabilir ne de olsa!.. “Maazallah” deyip, kulağımızı çekerek tahtaya vurmalı üç kere. Ne asansör, ne de “yürüyen”lileri pabucunu dama atabilmiştir merdivenin!.. Daha doğrusu atmıştır da, o kendisini duvara dayayıp çıkıp almıştır her seferinde. Merdiven, güvenilir dostlarından biridir insanlığın. Başımızın sıkıştığı anda yardımımıza koşar merdiven. Unutmayın, binalarda “yangın asansörü” değil, “yangın merdiveni” vardır!.. Bu yazının sonuna da Sunay Akın’ın şu dizeleri ne de yakışır: Ah! Şu benim şair yalnızlığım bir yangın merdiveni gibidir umut apartmanının arkasında pas tutarken yüreğim ayakta duruyorum yıkılmadan çocukların kayacağı bir tırabzanım olmasa da


10

Seri İlanlar

26 Şubat 2014 Çarşamba

A M E R İ K A’ D A K İ

TÜRKLERİN

DETAYLI BİLGİ İÇİN İLAN DANIŞMA HATTINI ARAYINIZ: 347 730 42 36 İlanınız Burada Yayınlansın

SATILIK TERZİ DÜKKANI Manhattan’ın Upper East Side bölgesinde 24 yıllık terzi dükkanı satılıktır. İletişim için Kegan : 212-794-48-93

$50

Manhattan’da bir avukatlık firmasında çalışacak İngilizce ve Türkçesi düzgün sekreter aranmaktadır.

Bu Alana İlan Vermek İçin Arayınız 347 730 4236

Telefon: 212 387 0600

Delivery Elemanı Aranıyor Türk restaurantına araçlı delivery elemanı aranmaktadır. New York Telefon: 347 610 7112

Ortak Aranıyor Yeni açılacak olan Türk-Italian-Greek restaurantımız için ortak aranıyor.

POSTA212 Seri İlan Sayfaları USAilan.com ile ortak hazırlanmaktadır...

Bayan Eleman Aranıyor New York, Upper East Side’daki bayan giyim mağazasında part time/full time çalışacak, satış tecrübesi olan bayan eleman aranıyor. Telefon: 201 394 2429 Rose Hanım

SEKRETER ARANIYOR

Posta 212’ye verdiğiniz seri ilanlar 1 ay boyunca USAilan.com’da ÖZEL İLAN olarak yayınlanır

New York Telefon: 347 654 6930

Çocuk Bakıcısı Aranıyor Edison Township, NJ’de yaşıyorum. Beş ve yedi yaşındaki oğullarımı okuldan alıp onlarla ilgilenecek, araba kullanıp onları aktivitelerine götürebilecek birini arıyorum. Birinci önceliğim çocuklarla iyi iletişim kurulması. Çocuklar gelmeden önce evin toparlanıp yemek yapılmasını da bekliyorum. Hafif günlük ev işleri sadece. Full time veya part time olabilir. Araba kullanıyorsanız yatılı da düşünebilirim.

Brooklyn’de bulunan Türk restaurantına tecrübeli bayan garson (waitress) ve erkek komi (busboy) alınacaktır. Telefon: 646 284 1239 Yakında 3 yaşına girecek kızıma part time-full time bakıcı arıyoruz.

$40

Bebek ve Çocuk Bakımı

NY’a 20 dakika mesafede, 1 yatak odalı kiralık daire Lyndhurst, NJ’de 1 yatak oda, salon ve mutfağı olan daire acil kiralıktır. Çamaşır makineleri basementta. $1100 kiraya yakıt dahildir. NYC’ye otobüs ve tren vardır. Telefon: 201 281 6435 NJ’de yeni yapılanan Italian Restaurantımıza Pizza ve İtalyan usulü makarna yapabilecek ayrıca lunch time için yemek yapabilecek ustalar aranıyor.

Jackson Heights, NY Telefon: 347 527 1130

HAFTA SONLARI TEMİZLİK Hafta sonları sadece Cumartesi günleri temizlik işi arıyorum. Long Island ve çevresine, New Jersey ve çevresine gidebilirim. Ücret $80. Evin büyüklüğüne göre fiyat değişir.

Şefkatli çocuk bakıcısı

Henna Tattoo yapacak eleman Mart ve Nisan aylarında Key West, Florida’da Henna Tattoo yapacak Türkler arıyoruz.

Bu Alana İlan Vermek İçin Arayınız 347 730 4236

Telefon: 914 327 6273

Telefon: 425 516 9805

New York’ta Night club ve lounge icin; Cuma ve Cumartesi çalılşabilecek, profosyonel bodyguard aranıyor.

Tecrübeli Busboy Aranıyor

SERİ İLAN Emlak, Eleman, Vasıta, Alım/Satım, Çeşitli İlanlar

Pazartesi, Cuma günleri arası, saat 1 ile 5 arasında dağıtım, haftada $1300 ile $1400 arasında kazanç sağlayan yolumu kesin dönüş sebebiyle satıyorum.

SOSYAL İLAN Kutlama, Anma, Teşekkür, Doğum, Vefat İlanları Telefon: (347) 730 4236 E-mail: seriilan@posta212.com

TİCARİ İLAN Ürün Tanıtımı, Kurul, Bilanço İlanları

Depo New Jersey’de, dağıtım yeri ise Delaware’de. Telefon: 609 817 5400

Carlstadt, NJ’de 2 yatak odalı bir dairenin, müstakil bir odası kiralıktır. İkinci katta, salon, mutfak ve banyo diğer yatak odasındaki (erkek) kiracı ile ortak kullanılacaktır. NYC 25 dakika ve otobüs durağı bir sokak mesafededir. Kira $600, yakıt hariç.

Telefon: 631 662 30 87

New York Telefon: 347 480 9867

Text: 718 559 9390

Telefon: 425 516 9805

East Rutherford, NJ Telefon: 201 281 6435

White Plains, New York’ta Türk mutfağına usta aranıyor.

Seri İlanlar Kazandırır!

58 yaşındayım, New Jersey ve civarında çocuk bakımı için yatılı olarak iş arıyorum. NJ’de oturuyorum ve yasalım.

Manhattan’a 25 dakika mesafede kiralık oda

İlanınız Burada Yayınlansın

$20

Uğur: Telefon: 407 668 3511

Long Island’da garsonlar aranmaktadır. 864 612 7729’dan Şahin ya da 631 855 6165’den Aydener’i arayabilirsiniz.

5 senedir Amerika’da çeşitli yerlerde değişik yaşta çocuklar baktım. Green Card’im var. Uzun süreli, karşılıklı saygı ve güvene önem veren bir aile yanında iş arıyorum.

Usta Aranıyor

Manhattan Mall ve Jersey Garden Mall’de full time veya part time satış elemanlarına ihtiyacımız var.

Telefon: 732 892 4220

Pedogojik eğitim almış üniversite mezunu emekli hemşireyim. Bebek ve çocuk bakımı, büyütüm ve eğitim konusunda destek bekleyenlerin telefonlarını bekliyorum.

Bu Alana İlan Vermek İçin Arayınız 347 730 4236

Satış Elemanları Aranıyor

Özel günlerinizde sizlere hizmet vermekten gurur duyarız. Davet yemekleri siparişleri alınır. Telefon: 646 730 7856

Telefon: 484 354 2560

İlanınız Burada Yayınlansın

GAZETESİ

İlgilenenler ogugu@hotmail.com adresinden bana ulaşabilirler.

Sunnyside, Queens’teki restaurantımız için tecrübeli ve okul sorunu olmayan full-time busboy arkadaşlar aramaktayız.

Seri İlan Sayfaları

Detaylı bilgi ve görüşme için 718 392 3838 nolu telefonu arayabilirsiniz.

Kedi Bakımı

www.usailan.com

Tatillerinizde ve seyahatlerinizde kedinize evimde bakabilirim. Referans verilir.

ile ortak hazırlanmaktadır

New Jersey E-mail: laykademet@yahoo.com

Detaylı bilgi için ilan danışma hattını arayınız: 347 730 42 36

GEREKLİ TELEFONLAR... GEREKLİ TELEFONLAR... GEREKLİ TELEFONLAR... GEREKLİ TELEFONLAR... GEREKLİ TELEFONLAR... AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ’NDEKİ BAŞKONSOLOSLUKLAR T.C. ATLANTA FAHRİ BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon Faks e-Posta Adres

+1 (404) 848-9600 +1 404 848 9600 mdiamond@honturkishconsulga.org Chairperson, The American Turkish Friendship Council 1266 West Paces Ferry Rd. NW Suite 257 Atlanta, GA 30327 Web sitesi www.honturkishconsulga.org T.C. BALTIMORE FAHRİ BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon Faks e-Posta Adres

+1 (410) 889-0697 +1 (410) 889-0697 czkiratli@bcpl.net 313 Wendover Road, Baltimore, MD 21218

T.C. BOSTON BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon e-Posta Adres

+1 857 250 47 00 consulate.boston@mfa.gov.tr 31 Saint James Avenue,Suite #840, Boston, MA 02116 Web sitesi boston.bk.mfa.gov.tr T.C. DETROIT FAHRİ BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon Faks e-Posta Adres

+1 (248) 701-1050 +1 (248) 626-8279 nurten@turkishconsulategeneral.us P.O. Box 986, Farmington, MI 48332-0986

T.C. FLOWOOD FAHRİ BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon Faks e-Posta Adres

+1 (601) 936-3666 x128 +1 (601) 939-5685 ejones@mmiemail.com 1000 Red Fern Place, Flowood, MS 39232

T.C. HOUSTON BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon

+1 713-622 58 49 +1 713-622 03 24 +1 713-622 32 05 +1 713-622 32 76 Faks +1 713-623 66 39 e-Posta consulate.houston@mfa.gov.tr Adres 1990 Post Oak Boulevard Suite 1300, Houston, Texas 77056-3813 U.S.A Web sitesi http://houston.bk.mfa.gov.tr

T.C.KANSAS FAHRİ BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon Faks e-Posta Adres

+1 (816) 415-8325 +1 (816) 415-8325 emruerten@gmail.com 812 N. Woodridge Lane, Liberty. MO 64068

T.C.LOS ANGELES BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon

+1 (323) 655-8832 +1 (323) 655-8039 +1 (323) 655-8056 +1 (323) 655-8329 Faks +1 (323) 655-8681 e-Posta consulate.losangeles@mfa.gov.tr Adres 6300 Wilshire Blvd.,Suite 2010, Los Angeles, CA 90048 Web sitesi losangeles.bk.mfa.gov.tr T.C.NEW YORK BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon

+1 (646) 430-6560 +1 (646) 430-6590 (Konsolosluk Çağrı Merkezine 1-888-566-76-56 numaralı telefondan 7 gün 24 saat ulaşılabilmektedir) Acil Sağlık konuları için: Prof.Dr.Adnan Çinal E-mail:acinal@gmail.com Faks +1 (212) 983-1293 e-Posta consulate.newyork@mfa.gov.tr Adres 825 3rd Avenue, 28th Floor, New York, NY 10022 Web sitesi newyork.bk.mfa.gov.tr T.C.SAN FRANCISCO FAHRİ BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon Faks e-Posta Adres

+1 (707) 939-1437 +1 (707) 939-1433 bonnie@kaslan.com 1281 Oak Creek Drive, Suite A, Sonoma, CA 95476

T.C.SEATTLE FAHRİ BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon Faks e-Posta Adres

+1 (206) 662-8234 +1 (425) 739-6722 john.gokcen@boeing.com 12328 NE 97th Street, Kirkland, WA 98033

TC WASHINGTON BÜYÜKELÇİLİĞİ Telefon Adres

+1 (202) 612-6700 2525 Massachusetts Ave NW Washington, DC 20008

T.C.ŞİKAGO BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon

+1 312 263 06 44 +1 312 263 12 95 Faks +1 312 263 14 49 e-Posta consulate.chicago@mfa.gov.tr Adres 455 N. Cityfront Plaza Dr., (NBC Tower), Suite:2900, Chicago, IL 60611 - USA Web sitesi sikago.bk.mfa.gov.tr BAĞLI BİRİMLER BASIN MÜŞAVİRLİĞİ Telefon (202) 612.6807 Faks (202) 319.1087 e-Posta trpressoffice@verizon.net DİN HİZMETLERİ MÜŞAVİRLİĞİ Telefon 202-612-6816 Faks 202-332-1841 EĞİTİM MÜŞAVİRLİĞİ Telefon (202) 612-6810 Faks (202) 319-1538 e-Posta education@turkishembassy.org egitim@turkishembassy.org EKONOMİ MÜŞAVİRLİĞİ Telefon (202) 612.6790 Faks (202) 238.0627 e-Posta washingtoneco@verizon.net EMNİYET MÜŞAVİRLİĞİ Telefon 202-612-6809 e-Posta washington@egm.gov.tr GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ Telefon 202 612 6794 Faks 202 518 4116 e-Posta gtbusa@gtb.gov.tr KÜLTÜR TANITMA MÜŞAVİRLİĞİ Telefon (202) 612.6800 Toll free: (877) FOR TURKEY Faks (202) 319.7446 e-Posta dc@tourismturkey.org SİLAHLI KUVVETLER ATAŞELİĞİ Telefon (202) 612.6770 Faks (202) 238.0623 e-Posta adminattache@wtska.com defensesec@wtska.com wska@wtska.com milattache@wtska.com navalattache@wtska.com TİCARET MÜŞAVİRLİĞİ Telefon (202) 612.6780 Faks (202) 238.0629 e-Posta vasington@dtm.gov.tr dtvas@verizon.ne

HAVAYOLLARI TÜRK HAVA YOLLARI Telefon 1-800-874 8875 Web sitesi www.turkishairlines.com DELTA HAVAYOLLARI Telefon 800-221-1212 Web Sitesi http://www.delta.com UNITED AIRLINES Telefon 1-800-864-8331 Web Sitesi http://www.united.com

ACİL TELEFON VE YARDIM HATLARI Yangın İhbar Polis İmdat Ambulans Zehirlenme Kontrol Merkezi Tecavüz Kriz Merkezi Adsız Narkotikler Adsız Alkolikler Aile İçi Şiddet Yardım Hattı Kriz Hattı Kayıp Ve İstismar Edilen Çocuklar Ulusal Merkezi

911

(212) 7647667 (212) 267-7273 (212) 929-7117 (212) 647-1680 (800) 621-4673 (212) 219-5599 (800) 843-5678

DEVLET KURUMLARI ABD Vergi İdaresi (IRS) Sosyal Güvenlik İdaresi (SSA) Federal Soruşturma Bürosu (FBI)

(800) 829-1040 (800) 772-1213 (212) 384-1000

ULAŞIM REHBERİ Amtrak Demiryolu New York La Guardia Havaalanı Uluslararası Newark Havaalanı Uluslararası New York J.F.K. Havaalanı (JFK) Metropolitan Ulaşım İdaresi (MTA) Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu

GEREKLİ TELEFON NUMARALARI

(800) 872-7245 (718) 533-3400 (973) 961-6000 (718) 244-4444 (866) 743-3682 (888) 352-9886 (888) 352-9886


Spor

26 Şubat 2014 Çarşamba

Aslan ve Trabzon’a Avrupa mesaisi

SOÇİ’NİN KRALI RUSYA Güvenlik tartışmalarıyla ve teknik sorunlarla 7 Şubat’ta başlayan 2014 Soçi Kış Olimpiyatları, geçtiğimiz pazar günü düzenlenen görkemli bir kapanış töreniyle sona erdi ADNAN ONARAN POSTA212 - HABER MERKEZİ

Ç

erkez soykırımının 150. yıldönümünde Çerkez kültürünün başşehri olan Soçi'de düzenlenen 2014 Kış Olimpiyatları tüm güvenlik endişeleri ve Olimpiyat Köyü'ndeki teknik sorunlara rağmen Soçi 2014, sporcular açısından güvenli ve sorunsuz bir Olimpiyat olarak geride kaldı. Rus hükümetinin oyunlar öncesinde çıkarttığı 'anti-gay' yasalara rağmen atletlerin güvenliği ve konforu 'geçer' not aldı. 2008 yılında "0" adet dünya standartlarında tesisi olan Soçi 6 yılda yaklaşık 50 milyar $ harcana-

rak 2014 Kış Olimpiyatları'na hazır hale getirildi. İki hafta sonunda oyunların ev sahibi Rusya en fazla altın ve toplamda da en fazla madalya toplayarak oyunların her anlamda galibi oldu. POSTA 212, okuyucuları için 2014 Soçi Kış Olimpiyatları'nın unutulmaz anlarını sizler için derledi. İnatçı Olimpik Halka ABD basınında oyunlarla ilgili en çok yer eden ve spekülasyona yol açan olay açılış töreninde yaşandı. Açılış töreninde büyük ölçüde animasyona dayanan Rus yapım ekibi, Olimpik halkalardan birinin açılmamakta ısrar etmesiyle zor durumda kaldı. Ancak ABD basınında olaylardan sorumlu kişinin 'ölü' bulunduğuna dair spekülasyonlar çıkartılması konunun daha da büyümesine sebep oldu. Hatta olaylar Rus tarafından gayriresmi bir yalanlanma yayınlanmasına dahi puan alırken, sebep oldu. Rusya'dan ilk altın Garip ama gerçek... Buz pateninde önemli bir yeri olan Rusya kadınlarda ilk kez Soçi'de altın madalyanın sahibi oldu. Takım yarışmasındaki Schindler'in Listesi filmindeki müzik eşliğinde ve kırmızı elbisesiyle tüm izleyenleri büyüleyen Yulia Lipnıtska-

ya Ruslar'ın en büyük altın ümidi olarak kadınlarda kısa programına başladı. Takım yarışmasındaki kusursuzluğunu aratan Lipnıtskaya lider Yuna Kim'in 9 puan gerisinde kaldı. Son Dünya ve Olimpiyat şampiyonu Yuna Kim kısa programda 74.92 puan alırken, 17 yasındaki Rus Adelina Sotnikova 0.28 puan gerisinde kalıp madalya iddiasını ortaya koydu. Serbest programda ise 7 adet üçlü deneyen Sotnikova 6 adet üçlü deneyen Yuna Kim'den 5 puan daha fazla puan toplayarak kadınlarda Rusya'ya ilk buz pateni altın madalyasını getirmiş oldu. Güney Koreli Yuna Kim gümüş madalyada kalırken, 27 yasındaki İtalyan Carolina Koştner ise bronz madalyanın sahibi oldu. İşte Olimpik ruh bu Belki de madalya yarışında pek olmadığımızdandır ama Türk sporseverler olarak özellikle de Olimpiyat severler olarak 'Olimpik Ruh' kavramına oldukça hakim sayılırız. İşte Soci'de de öyle iki olay yaşandı ki, oyunların ne rekabetler ne de kazanmayla alakası olduğunu bir kez daha anladık. İlki; Rus sporcu Anton Gafarov'un 'cross-country' yarışında geçirdiği kaza sonrasında kırılan kayağı nedeniyle yarışmaya geride kalan Rus sporcunun yardımına Kanadalı 'cross-country' koçu Justın Wadsworth koştu. Kırılan sol kayağı nedeniyle karda ilerlemekte zorlanan Gafarov tam pes edecekken, Wadsworth kendisine ayrılan yerden koşarak 26 yaşındaki sporcunun yanına geldi sol kayağını değiştirdi ve kayakçının Olimpiyatlar'ın en önemli ögesini; yarışı tamamlamasını sağladı. Olimpik ruhun tavan yaptığı bir diğer an ise yine 'cross-country' yarışlarında yaşandı. 15 km.

klasikte altın madalya kazanan İsviçreli Dario Cologna yarışmayı son sırada tamamlayan Perulu Roberto Carcelen'in elini sıkmak için tam 28 dakika finiş çizgisinde bekledi. Olayı daha da ilginç kılan ise Cologne altın madalyayı 38 dakika 29 saniyede tamamlayarak kazanmasıydı. Yani İsviçreli sporcu rakibinin elini sıkmak için neredeyse yarış süresi kadar bir müddet bekleyerek adını unutulmazlar arasına yazdırdı. Efsane artık tarihe geçti Daha Soçi'ye gelmeden Ole Ainar Bjorndalen Olimpiyat tarihinin en önemli atletlerinden biriydi zaten. 40 yaşındaki sporcu 2014 Kış Olimpiyatları'nda da kazandığı iki altın madalyayla oyunlar tarihindeki toplam madalya sayısını 13'e yükseltti. Bununla beraber Bjorndalen bu alanda rekoru eline geçirmiş oldu. Bjorndalen'den önce en fazla madalya kazanan isim bir başka Norveçli atlet Bjorn Daehlie idi. En genç şampiyon ShIfrIn Alp Disiplin'i karakter olarak tecrübeli sporcuların hakimiyetinde bir branş olarak bilinir. Henüz 18 yaşındaki ABD'li kayakçı Mikaela Shifrin slalomda tüm tecrübeli rakiplerini geride bırakarak 18

yaşında altın madalyanın sahibi oldu ve adını tarihe yazdırdı. Shifrin, oyunlarda Alp Disiplin'i slalomda şampiyonluğa ulaşan en genç sporcu oldu. Yaz-Kış fark etmez ABD'li atlet Lauryn Williams ikili 'bobsled' kategorisinde gümüş madalya kazanarak 2004 Yaz Olimpiyatlarında elde ettiği başarının yanına ekledi ve tarihte hem yaz hem de kış olimpiyatlarında madalya kazanan 5. atlet oldu. Yaz-Kış Oyunları'nda madalya kazanan diğer 4 atlet ise şunlardı: Eddie Eagen (ABD, Boks-Bobsled), Jacob Tüllin Thams (Norveç, Kayakla atlama-8 metre Yat), Christa Luding-Rothenburger (Doğu Almanya, Hız Pateni-Bisiklet), Clara Hughes (Kanada, Bisiklet-Hız Pateni) Buz HokeyinDe Kanada Kanada'nın buz hokeyindeki dominantlığı Soçi'de de devam etti. Kanada hem kadınlarda hem erkeklerde altın madalyanın sahibi olarak şampiyon uvanını korudu. Kanada böylece kadınlarda üst üste 4. kez erkeklerde ise 2. kez altın madalyanın sahibi olurken, kadınlarda finalde, erkeklerde ise yarı finalde ABD'yi mağlup etti.

Kış Olimpiyatları 2014 Madalya Tablosu Ülke 1. Rusya 2. Norveç 3. Kanada 4. ABD 5. Hollanda 6. Almanya 7. İsviçre

Altın 13 11 10 9 8 8 6

Gümüş 11 5 10 7 7 6 3

Bronz 9 10 5 12 9 5 2

Toplam 33 26 25 28 24 19 11

EURO 2016 elemelerinde çetin rakipler

(İSTANBUL-POSTA212) Süper Lig'de yarış kızışırken Galatasaray ve Trabzonspor Avrupa'da kader mücadelelerine çıkacaklar. Üst üste ikinci kez Şampiyonlar Ligi'nde gruplardan çıkma başarısı gösteren sarı-kırmızılılar, 26 Şubat Çarşamba günü Chelsea'yi sahasında ağırlayacak. Maç, D-Smart platformundan yayınlanacak. Galatasaray bu önemli maç öncesinde de ligde Beşiktaş derbisini 1-0 kazanarak moral depoladı. Trabzonspor ise perşembe günü Juventus ile UEFA Avrupa Ligi ikinci tur rövanş maçına çıkacak. Bu mücadele Trabzon ekibi için tamam ya da devam anlamında. Temsilcimiz, UEFA Avrupa Ligi 2. Tur ilk maçında İtalyanların güçlü ekibi Juventus’a deplasmanda 2-0 yenilmiş ve tur şansını zora sokmuştu. Trabzonspor, Juventus’u elerse 3. turda EsjbergFiorentina maçının galibi ile karşılaşacak. O eşleşmede de Fiorentina ilk maçı deplasmanda 3-1 kazanmayı başardı. İkinci tur rövanş maçları 27 Şubat 2014 tarihinde oynanacak. Doğu saati ile 15:05’te başlayacak karşılaşma NTVSpor'dan naklen yayınlanacak.

Avrupa'da derbisi Fenerbahçe Ülker'in (İSTANBUL-POSTA212) Turkish Airlines Euroleague'deki Türk derbisinde gülen taraf Anadolu Efes'i 71-63 mağlup eden Fenerbahçe Ülker oldu. Fenerbahçe Ülker böylece 7. maçında 3. galibiyetini elde etti. Fenerbahçe Ülker ayrıca rakibi karşısındaki 18 yıllık Avrupa rövanşını alırken, 'Top 16' gruplarında iddiasını sürdürdü. Efes ise 7. maçta 5. yenilgisini alırken son 8'e kalma yolunda büyük yara aldı. Öte yandan Euroleague'deki diğer temisilcimiz Galatasaray Liv Hospital ise deplasmanda Partizan'ı 78-70 yenip 3. galibiyetini elde etti.

United'dan Rooney'e haftada 840 bin dolar (LONDRA-POSTA212) Manchester United'in golcüsü Wayne Rooney klübüyle beş buçuk yıllık sözleşme yeniledi. Yeni sözleşmeye göre Rooney haftada 504 bin sterlin kazanacak. Bu sözleşme 28 yasındaki yıldızını Haziran 2019'a kadar kulübünde tutacak. Rooney önümüzdeki yıl dolacak olan eski anlaşmasında haftada 250.000 sterlin alıyordu. Rooney, Ağustos 2004 yılında Everton'dan Manchester United'a katılmıştı. Everton'daki hocası şu anda United menajeri olan David Moyes idi. United'in eski yıldızı Bobby Charlton'ın toplam 249 gollük rekorunu geçmesine yalnızca 42 gol var. Rooney, şu ana kadar Manchester United formasıyla 430 maçta 208 gole imza attı.

Euro 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası grup eleme kuraları Fransa'nın Nice kentinde çekildi (PARİS – POSTA212)

Brezilya’da dinmeyen ‘Dünya Kupası’ tepkisi

ğımız Çek Cumhuriyeti ise 2. torbadan rakibimiz oldu. A Milliler’in hemen alt klasmanında yer alan torbadan ise 2004 Portekiz hayallerimizi playoff turunda suya düşüren Letonya geldi. Grubun belki de en uzak olduğumuz 5. torba ekibi İzlanda ile ise en son 1995 yılında mücadele eden Ulusal Takım rakibi karşısındaki kötü karnesini düzeltmenin peşinde. Brezilya 2016 Dünya Kupası şansını play-off’ta kaybeden İzlanda ile toplam 7 kez oyna-

yan A Milliler bu maçlardan sadece 1’ini kazanırken, 2 beraberlik ve 4 yenilgi aldı. Son torbadan gelen Kazakistan ile de Euro 2012 elemelerinde aynı grupta yer alan Türkiye rakibine karşı 2 maçını da kazanmıştı. Gruplarını ilk iki sırada bitiren 18 takım ve en iyi grup üçüncüsü finallere yükselecek. Arda kalan 8 grup üçüncüsünün ikili olarak eşleşeceği play-off maçlarından sonra, 4 takım daha finallerde oynayacak.

Gruplar

B

rezilya’daki 2014 Dünya Kupası’na kalamayan A Milli Futbol Takımı, geride bıraktığı başarısız dönemi telafi etmek için tanıdık yüzleri geride bırakması gerekecek. Ulusal Takım, 2016’nin elemelerinde A Grubu’nda Hollanda, Çek Cumhuriyeti, Kazakistan, İzlanda ve Letonya ile mücade edecek. Fransa ise tarihte ilk kez 24 takımla düzenlenecek finallerde direkt olarak yer alacak. Nice’teki Acropolis Kongre Salonu’nda çekilen kurada, Fransa dışındaki 53 takım, elemeler için 5 takımlı 1 grup ile 6 takımlı 8 grup olmak üzere toplam 9 gruba ayrıldı. Kuraya 3. torbadan katılan A Milli Futbol Takımı; henüz 2014 Dünya Kupası elemelerinde aynı grupta yer aldığı Hollanda’yı ilk torbadan çekti. EURO 2012 çeyrek finalinde son anlardaki Semih’in mucize golüyle penaltılara taşıdığımız maçta saf dışı bıraktı-

A GRUBU: TÜRKİYE Hollanda Kazakistan İzlanda Letonya Çek Cumhuriyeti

C GRUBU: İspanya Makedonya Lüksemburg Belarus Slovakya Ukrayna

B GRUBU: Bosna Hersek Andorra Güney Kıbrıs Galler İsrail Belçika

D GRUBU Almanya Gürcitan Cebelitarık İskoçya Polonya İrlanda Cum.

E GRUBU: İngiltere San Marino Litvanya Estonya Slovenya İsviçre F GRUBU: Yunanistan Faroe Adaları K.İrlanda Finlandiya Romanya Macaristan

G GRUBU: Rusya Liechenstein Moldova Karadağ Avusturya İsveç H GRUBU: İtalya Malta Azerbaycan Bulgaristan Norveç Hırvatistan

I GRUBU: Portekiz Arnavutluk Ermenistan Sırbistan Danimarka

(NEW YORK-POSTA212) Brezilya'da Dünya Kupası tarihi yaklaşırken halkın kupaya karşı protestolar giderek artıyor. Futbolla yatıp-kalkan Brezilya halkı yolsuzluklara olan öfkesini haziran ayında düzenlenecek olan Dünya Kupası'na ayrılan olağanüstü bütçe nedeniyle turnuvadan çıkartıyor. Son olarak Sao Paulo'da düzenlenen "Dünya Kupası protestosu" sırasında polis ve göstericiler çatıştı, 200'den fazla kişi gözaltına alındı. Kent merkezinde toplanan bin kadar kişiden bazılarının polise saldırdığını, civardaki banka ve mağazalara zarar verdiğini bildiren polis, göstericilere göz yaşartıcı gaz ve ses bombasıyla karşılık verdiklerini bildirdi. Olaylar sırasında 5'i polis, 7 kişinin yaralandığını belirten polis, gözaltına alınanların sayısının 230 civarında olduğunu kaydetti. Kamu hizmetlerinin yetersizliğinden ve yolsuzluktan yakınan, aylardır düzenledikleri gösterilerle seslerini duyurmaya çalışan protestocular, Brezilya'nın bu yaz ev sahipliği yapacağı 2014 Dünya Kupası'na haddinden fazla bütçe ayrıldığını düşünüyor.


Emlak

26 Şubat 2014 Çarşamba

Ünlülerle komşuluk için 15 bin dolara ev DİLEK ESKİ BEZİRKAN - POSTA212

C

onnecticut ve New England’da her keseye uygun evler alıcı buluyor. Üstelik orta gelirlilerin de ev sahibi olabildiği bölgede Mel Gibson, 50 Cent, Joan Rivers, Rene Zellweger, Katharine Hepburn, Regis Philbin, Mia Farrow, Daniel DayLewis gibi ünlüler de kapı komşunuz olabilir. Berkshire Hathaway Homerservises New England Properties’ten Emlak Danışmanı Dee Dilaver Ceylan, bölgelerinde 20-30 bin dolardan milyonlarca doları bulan evlerin söz konusu olduğunu belirterek, “Bölgede en yüksek ev fiyatı Şaşco Hill Road, Fairfield’de 62 milyon dolar, en ucuz ev ise Granfield Avenue, Bridgeport’ta 15 bin dolara alıcı bekliyor” dedi.

Türklerin ABD’de ev alma sevdası

Türkiye’de yaşamasına rağmen ABD’de ev satın alan Türklerin sayısı giderek artıyor. Son rakamlara göre 75 bin Türk ABD’de ev sahibi oldu DİLEK ESKİ BEZİRKAN NEW YORK-POSTA212

N Mel Gibson

EVLER 40-50 YILLIK Bölgede genelde son 40-50 yıl içerisinde yapılmış evlerin çoğunlukta olduğunu kaydeden Ceylan, “Bölgemizdeki konutlar genellikle 2-4 yatak odalı, bir veya daha fazla (tercihen) banyolu olup, değişik tarz ve stillerde yapılmıştır” dedi. Söz konusu evlerin çoğunlukla fuel oil ile ısıtıldığını ve pencere ve duvar soğutucularının yanında merkezi soğutmanın da gittikçe yaygınlaştığı bilgisini veren Ceylan, “Çoğunlukla yalıtım malzemeli, dışı ahşap, plastik/naylon, alüminyum kaplıdır. Bazen nadiren sıva, taş veya tuğla binalara da rastlanabilir. New England’daki en popüler yapı tipleri Colonial, Raised Ranch, Cape ve Ranch’tır” diye konuştu. Bölgedeki birçok ünlünün ev alıp sattığını kaydeden Ceylan, “Hali hazırda Mia Farrow Bridgewater’da, Daniel Day-Lewis ise Roxbury’de yaşamaktadır. Bu profildeki emlak müşterileri, büyük, prestijli, özel karekteristik unsurları yani tarihi, yapısal, mimarı olan hem fonksiyonel hem de gösterişli evleri tercih ediyorlar” dedi.

ova Group CEO’su Müjdat Güler, kaçak göçmenlere çıkacak bir yasa ev fiyatlarını, açılan piyasanın ise ev satışlarını artıracağını kaydetti. Türklerin 1980’li yıllardan itibaren Amerika’dan ev alımlarının hızlandığı bilgisini veren Güler, “Bu ülkede 500 bin Türk yaşadığını düşünürseniz ve aynı zamanda burada yaşamadığı halde ev alanları hesaplarsak mevcut ev sayısının ülke genelinde 75 bin olduğunu söylersek yanılmış olmayız” dedi. Türkler alıcıların genel olarak kendilerini sakladıklarını belirterek, “Alıcı doğal olarak kendini saklıyor. Emlak komisyoncuları da alıcı bilgilerini kimseyle paylaşmaz. Çünkü bu bilgiler onların özeline girer. Ama şöyle bir rakam abartılı değil, artık Türkler Amerika’dan sadece oturmak için ev almıyor, alıp satmak için de çok büyük rakamlarda evler alındı. Yatırım için de alındı. En çok iş olduğu yıl geçen yıldı. Bu

yıl çok ama çok daha fazla iş olacak. Nedeni Amerika’da fiyatlar değerinin altında ve fiyatlar yukarıya doğru seyir ediyor” dedi. Kaçak göçmenlere çıkacak bir yasa değişikliğinin ev fiyatlarını yukarı çekeceğini savunan Güler, “FED bankalara sıfır faizle büyük paralar verdi ve şimdi o paraları geri alıyor. Bankalar el koydukları gayrimenkulleri pazara sunmayarak fiyatlarını yukarı çektiler. Ama şimdi sıcak paraya onların da ihtiyaçları var ve fiyatlarda özel indirimler uyguluyorlar. Türk yatırımcısı bu pazarı öğrendi ve alıp satmak için yatırım yapacaktır. Bu yıl daha fazla bir beklenti var” diye konuştu. 10 YILLIK GETİRİ Amerika’da 173 milyon konut olduğunu ve her yıl 5 milyon civarında konutun el değiştirdiğini ifade eden Güler, “Bunun dışında Amerika ticari binada, arsa ve arazide en büyük gelir getiren yatırımların yapılacağı bir ülke” dedi. Türkiye’de yatırım amaçlı bir gayrimenkulün 10 yıl içinde geri dönüş yapmasının ideal olduğunu, ancak

böyle bir gayrimenkul bulmanın çok zor olduğunu kaydeden Güler, “Ama Amerika’da bu rakamları bulmak çok kolaydır. Yatırım amaçlı bankaların elindeki malları almak çok avantajdır. Piyasada da yatırım amaçlı çok iyi gelir getirecek ürünler Amerika’da şu anda rahatlıkla bulunur” diye konuştu.

KoruFlorya'da yüzde 1 KDV’li daireler Aydınlı, Metal Yapı Konut, Arke ve Vizyonlife ortaklığının TOKİ işbirliğiyle İstanbul Florya'da konumlandırılan KoruFlorya projesinde KDV oranı yüzde 1'lere çekildi KoruFlorya genel özellikleri

EV FİYATLARINDA ARTIŞ BEKLENTİSİ Geçen yıl bir önceki yıla göre ev satışlarında yüzde 18 artış olduğunu belirten Ceylan, son iki yılda canlanan piyasanın yardımıyla bu yıl ev fiyatlarında yavaş ama düzenli, aynı zamanda sabit şekilde artışın sürmesinin beklendiğini ifade etti. Ceylan, şöyle devam etti: “Faizlerin uzun yıllardır süregelen yüksek seviyelerden yüzde 4– 4.5’lara inmesinin de etkisini inkar etmemek gerekir. Eyalet çapında ev fiyatları yüzde 2.8 artarken, bizim bölge için bu durum yüzde 5 civarında olmuştur. Ortalama ev fiyatları 2012 yılında 465 bin dolar iken, bu rakam 2013 yılında 485 bin dolar olmuştur. Bu durum yerel şehirlerde ve kasabalarda yüzde 19.2’lere çıkarken, bazı yerlerde bu durum, yüzde -10 olabilmiştir.” 1978 yılından daha yaşlı evlerde iç ve dış cephe boyalarında veya su tesisatında kurşun içermesine de dikkat edilmesi gerektiğini kaydeden Ceylan, bir başka dikkat edilmesi gereken konunun da yaşlı evlerde gelişebilecek asbest (kanserojen madde) tehlikesi olduğunu sözlerine ekledi.

l Proje alanı: 42 bin 245 m2 l Toplam inşaat alanı: 280 bin m2 l Rezidans: 86 bin m2 l Sosyal alan: 3 bin m2 l Otopark: 850+70 (misafir) = 920 araç l Toplam peyzaj: 20 bin m2 l Toplam konut: 298 l 52 adet farklı daire tipi l Sosyal tesis l Otopark alanları l Yaya yolları ve yeşil peyzaj alanları l Yeşil alanlar için otomatik sulama sistemi l Her daire için tahsis edilmiş yeterli sayıda

İSTANBUL - POSTA212 50 Cent

Emlak sayfası A M E R İ K A’ D A K İ

TÜRKLERİN

EV VATANDAŞLIK GETİRMİYOR ABD’de ev almak için vatandaş olma ya da bu ülkede yaşama şartının olmadığını kaydeden Güler, ev alarak vatandaş olmanın mümkün olmadığını söyledi. Sadece ‘Regional Center’larda satılan EB5 programına göre alınan condolarla vatandaş olunabileceği söyleyen Güler, şöyle devam etti: Ancak bunların da çok sınırlı olduğunu söyleyebiliriz. www.amerikayatirim. com adlı web sitesinden konuyla ilgili ayrıntılı bilgi alınabilir. Ayrıca kaçak göçmenler, bugüne kadar rahatlıkla ev alıyorlardı ve hiç bir sorun yaşamıyorlardı. Ancak zamanla Cumhuriyetçilerin önce ehliyet almalarını engellemeleri, ardından denetimleri sıklaştırmaları kaçak göçmenleri tedirgin etmeye başladı. Demokratlar ise Göçmenlik Reformu’nu çıkaramaya çalışıyor. Henüz ev alamazlar diye bir sorun yok. Kaçak göçmenler için yasal bir sıkıntı olmasa da kendi adına ev alıp başını derde sokmak istemiyor. O yüzden şirket kurup şirketin adına ev alıyor veya yakınları adına alıyorlar.”

A

ydınlı, Metal Yapı Konut, Arke ve Vizyonlife ortaklığının TOKİ işbirliğiyle hayata geçirdiği ve Florya’nın son büyük konut projesi olma özelliğini taşıyan KoruFlorya, yeni bir projeden ev satın almak isteyenler için yüksek KDV maliyetini ortadan kaldıran yüzde 1 KDV’li daireleri ile

dikkat çekiyor. KoruFlorya 150 metrekarenin altında sınırlı sayıdaki yüzde 1 KDV’li daireleriyle ev sahibi olmak isteyenlere de avantaj sunuyor. Kullanışlı iç mimarisi, orman, deniz ve göl manzarası ve ana ulaşım yollarına olan yakınlığı ile dikkat çeken projeden ev sahibi olmak isteyenler, yüzde 1 KDV avantajıyla lükse ve konfora daha uy-

gun fiyata sahip olabilecek. 280 bin metrekarelik alan üzerinde yükselen projede 3+1’den 7+2’ye kadar 52 adet farklı daire tipi bulunuyor. Projede satışa çıkan dairelerin tamamı KDV dahil fiyatlarla sunuluyor. Projede anlaşmalı bankalar aracılığıyla yüzde 30 peşin 36 ay 0 faiz, yüzde 45 peşin 48 ay 0 faiz seçeneği de sunuluyor.

otopark alanı ve 1 adet depolama alanı Sosyal donatılar l Lobby Cafe l Ortak aktivite ve toplantı salonları l Çocuk oyun alanları l KoruFlorya Sağlıklı Yaşam Merkezi l Fitness Center l Çok amaçlı (pilates / yoga) stüdyolar l Kapalı yüzme havuzları l Hamam / sauna / buhar odaları l Masaj odaları Güvenlik l Yayalar ve araçlar için ayrı olmak üzere kontrollü noktalardan siteye giriş-çıkışlar l Site girişinde, müracaat ve güvenlik kulübeleri ile giriş-çıkış bariyerleri l Giriş güvenlik kulübesi ile bütün daireler )arasında haberleşme sistemi (intercom l Açık alanlarda aydınlatma elemanları l Kameralı güvenlik sistemi Yapı l Konvansiyonel kalıp l Radye temel l C35 beton sınıfı - ST III donatı çeliği

GAZETESİ

ABD’de konut satışlarında düşüş emlak sohbetleri

www.emlaksohbetleri.com

işbirliğiyle hazırlanmaktadır. Sayfada yer almasını istediğiniz proje bilgilerinizi bize gönderebilirsiniz. e-mail: erdal@emlaksohbetleri.com

ALİ SİRET DİNÇ - WASHINGTON (AA) - ABD’de ocak ayında konut satışları düşüş göstererek, beklentilerin gerisinde kaldı. Ulusal Emlakçılar Birliği (NAR) verilerine göre, ABD genelinde inşa edilmiş (ikinci el) evlerin satışı ocak ayında yüzde 5,1 düşerek yıllıklandırılmış olarak 4,65 milyonluk beklentinin al-

tında 4,62 milyon düzeyinde kaldı. Bu sonuçlar, Temmuz 2012’den bu yana en yüksek düşüşe işaret ediyor. Aralık ayı satışları revize edilmeyerek yıllıklandırılmış 4,87 milyon düzeyinde kaldı. Ocak ayında ABD genelinde hava şartlarının alışılmışın ötesinde soğuk ve karlı olmasının ev satışlarındaki düşüşte etkili olduğunu belirtilirken uzmanlar, elverişsiz hava şartlarının

devamı nedeniyle şubat ayında da ev satışlarının düşük düzeyde kalmasını bekliyor. Analistler, işgücü piyasasındaki gelişmeler ve alım gücünün artmasına bağlı olarak konut piyasasına canlılık gelebileceği değerlendirmesini yaptı. 2008’deki konut krizinden sonra uzun süre alt düzeyde seyreden konut satışları ekonominin toparlanma işaretlerine paralel olarak bir süredir yükseliş eğilimi gösteriyordu.


Food & Dining

New York’ta tavuk kanadı nerelerde yenir?

Döneri evde yapın:

‘Dönmeyen döner’ Bu kez en sevdiğimiz iki yemeğimiz, döner ve dolmaya el atıyoruz. Dönmeyen döner İstanbul’da çok beğenildi. Dolmanın tavuklusu da Antep’ten.

İ

stanbul’daki şeflik serüvenim sırasında bir ara aklımı dönere taktım. Klasik döner tezgahını şık bir restorana koyma imkanı yoktu. Ben de döneri tavada yaptım. Çok beğenildi ve benim

New York’un kendine özgü “Buffalo Wing” veya “Hot Wing” olarak adlandırılan tavuk kanadının en iyi 8 adresi

Dilara Erbay

dilaraerbay@gm ail.com

hit yemeklerimden biri haline geldi. Dönmeyen döner evde döner hasretinizi karşılayacak sürprizli bir reçete. Yapması hiç zor değil, deneyin beğeneceksiniz.

26 Şubat 2014 Çarşamba

NEW YORK - POSTA212

T

avuk kanadı bir zamanlar sadece stok için kullanılır, çoğunlukla da çöpe atılırdı. Mart 1964’te Teressa Bellissimi adlı bir kadının, tavuk ka-

nadını kızartarak bir atıştırmalık haline dönüştürmesiyle menülerde boy göstermeye başladı. O zamandan bu yana tavuk kanadı hem ucuz restoranlarda hem pahalı akşam yemeklerinde karşımıza çık-

maya başladı. Türkiye’de mangalda pişirilen hali tercih edilmesine karşın Amerika’da “buffalo wing”, “hot wing” gibi adlar alan tavuk kanadı, kızgın yağda kızartılıyor ve sirke bazlı ceyanne acı sosu ve tereyağıyla servis edili-

yor. Farklı baharatlarla ve soslarla modern versiyonlarına rastlansa da New York’ta hala tavuk kanadının tereyağlı acı sosla barbekü edilmiş klasik hali çok beğeniliyor. En iyi tavuk kanadı bulabileceğiniz yerler ise şunlar:

OLD TOWN BAR Manhattan’ın en eski kanatçılarından Old Town’ın özelliği eski usullerle “buffalo kanadı” pişirmesi. Tamamıyla geleneksel bir formülle hazırlanıyor. Tıka basa doyurucu barbekü tabağı 10.25 dolara servis ediliyor. 45 E 18th Broadway ve Park Ave South arasında (212-529-6732). DÖNMEYEN DÖNER Beğendi, terayağlı pide lokmaları, manda yoğurdu ile MALZEMELER ● Yarım kg bonfile ● 1 adet rende soğan ● 1 çorba kaşığı soya sos ● 2 diş sarımsak ● 1 tatlı kaşığı kırmızı toz biber ● 1 çay kaşığı kaya ya da deniz tuzu ● 1 çay bardağı süt ● 1 tatlı kaşığı toz kimyon ● 1 adet portakal suyu ● 1 fincan zeytinyağı ● 2 su bardağı manda yoğurdu SOS İÇİN ● 2 çorba kaşığı tereyağ ● 1 tatlı kaşığı paprika ● 1 çorba kaşığı domates salçası ● 1 fincan su

TARİF: Bu tarifimim İstanbul’un gözde restoranlarında taklitlerini bulabilirsiniz:) Bonfileyi bütün olarak dondururuz ve donunca çok keskin bir bıçakla ince ince keseriz. Rende soğan, dövülmüş sarımsak, süt, kırmızı biber, tuz, kimyon, zeytinyağ ve soya sosu ve portakal suyunu karıştırırız. Döner parçalarını bir tepsiye dizip üzerine bu karışımı döküp 200 derece fırında ızgara seçeneğinde pişiririz. Pideleri tereyağıyla soteleriz üzerine etleri dizeriz. Tereyağ, salça, kırmızı biber ve suyu bir sos tenceresinde pişirip etlerin üzerine serperiz, yanında yoğurt ile servis ederiz.

BONCHON CHICKEN

DINOSAUR BAR B-QUE

2002’de ilk restoranı açılan Güney Kore zinciri, kente birinci sınıf “Hot wings”in lezzetini tattırdı. İki kez düşük ısıda kızartılan kanatlar, gochugaru adlı toz kırmızı biberle çok lezzeti bir acı tada ulaşıyor. Bu Güney Kore stili kanatların bir porsiyonu 11.95 dolar. 207 W 38th St Seventh ve Eight Ave arasında. (212-221-3339).

Tamamıyla ateşin dumanıyla işlenmiş et ürünlerinden oluşan bu barbekü restoranının menüsündeki en ünlü kalem, Wango Tango tavuk kanadı. Kanatların çıtırlığı, kalın sosunun kattığı lezzet ve uyumlu baharatlarıyla gerçek bir lezzet şöleni sizi bekliyor. Üç parça kanat 3.95 dolar. 700 W 125th St, Twelfth Ave üzerinde, (212-694-1777). 694 Union St Third ve Four Ave arasında, Gowanus, Brooklyn, (347-429-7030).

WOGIES BAR & GRILL

BLIND TIGER ALE HOUSE Gerçek kanat meraklıları bazen çok koyu olabilen sosu tavuk kanadının gerçek tadını örttüğünden şikayet ederler. West Village’in tavuk kanadı cenneti olarak anılan Blind Tiger Ale House, eti tam anlamıyla sulu oluncaya kadar tuzlu bir damacanada salamura ediyor. Daha sonra kanatlar fırınlanıyor ve ateşle tutuluyor. 12 dolara kendinize ziyafet çekebilirsiniz. 281 Bleecker St, Jones St’de. (212-462-4682)

ANTEP’TEN TAVUK DOLMASI Bu tarifi seneler önce Antep’de öğrenmiştim, şimdi sizlerle paylaşıyorum: TAVUK DOLMASI MALZEMELER ● 5 tavuk budu ● 2 bardak pirinç ● 100 gr tereyağ ● 4 patates ● 2 havuç ● 100 gr badem ● 100 gr Antep fıstığı ● 1 çay kaşığı tarçın, (isteğe göre

1 kaşık yedi türlü baharat) ● 1 çay kaşığı toz karanfil ● 2 çay kaşığı pul biber ● 5 parça 30/30cm kesilmiş folyo kağıdı ● 2 çorba kaşığı salça ● 2 çorba kaşığı yoğurt

TARİF: Tavuk budu kemiğinden ayrılarak bir mermer üzerinde, streç film içinde dövülerek açılır, üzerine tuz karabiber serpip bekletilir. İç pilav için; fıstık ve bademin haşlanarak kabukları soyulur. Bir tencerede tereyağıyla kavrulur, üzerine pirinç eklenir. Karanfil tarçın ilave edilir. Kısık ateşte pilav pişirilir. İç pilav soğuyunca, 30/30 cm kesilen folyo kağıdınin üzerine açılan tavuk içle sarılır. Daha sonra folyo kağıdıyla da sıkıca sarılır. Ayrı bir tencerede tavuğun kemikleri, patates, havuç, tuz, 45 dakika kaynatılır, kaynayan suya folyo içinde dolmalar haşlanır, süzülür. Folyodan çıkarılıp karıştırılmış yoğurt, salça ve pulbiber sürülüp 20 dakika orta ısıda fırınlanır. Dolmanın üzeri kızarınca dilimlenip, haşlama suyu, patates ve havuç üzerine oturtulur.

ATOMIC WINGS New York’un en eski tavuk kanadı mekanlarından Atomic Wings, 1989’da Adam Lippin tarafından kurulumuş. Lippin Buffalo Wing’i yaratan Anchor Bar’da ustalaşmış. Tabak fiyatı 9.95 dolar. 528 Ninth Ave 39th ve 40th St’ler arasında., (212-760-9090)

LANDSDOWNE ROAD Tavuk kanadının artık New York’ta klasikleşmiş yerlerinden. Scruffy Duffy adını verdiği kanatların reçetesi ise kardeş mekan Scruffy Duffy’den alınmış. Kanatların tek kusuru biraz fazla kızartılmış olması. Bir servis tabağı 9.95 dolar. 599 Tenth Ave, 43 ve 44.cü St arasında. (212-239-8020)

Wogies Bar & Grill’in “Krazy Kate’s Buffalo Wings” adlı tavuk kanadı büyük beğeni toplayarak bir New York spesiyalitesi haline gelmiş durumda. Her lokmada, çıtır çıtır kızartılmış tavuğun hafif sulu etini hissediyor, acılı sosuyla doymak bilmiyorsunuz. 39 Greenwich Ave, Charles St üzerinde. (212-229-2171)

BAYARD’S ALE HOUSE West Village’in bu meşhur pubunda buffalo tavuk kanadının pek çok farklı şekli servis ediliyor. Mekanın farklılığı olan sosların malzemelerinin de barbekü edilmesi. Bu yüzden soslar özellikle çok başarılı. Pazartesi günleri saat 15.00 ile 19.00 arasında bir kanadı 50 cente yemeniz mümkün. Normalde bir tabak 9.95 dolar. 533 Hudson St, Charles St üzerinde (212-989-0313)


Kültür Sanat & Etkinlikler

26 Şubat 2014 Çarşamba

Bu haftanın vizyon filmleri Haftanın Filmleri: Hazreti İsa’nın hayatından, AmerikanFransız ortak aksiyonu, üç boyutlu Rus filmine kadar çok değişik seçenekler...

VİZYON

etkinlikleri HALDU

New York binbir türlü kültürel, sanatsal, eğlence etkinlikleriyle dolup taşan 24 saat uyumayan müthiş dinamik bir kent. Ve bu şehirde gidilecek, gezilecek, görülecek çok şey var

N ARM

AĞAN

THE SON OF GOD

Geçen yıl televizyonda gösterilmek üzere “İncil” başlıklı bir mini seri hazırlayan History Channel bu kez televizyon filminde yeralamayan sahnelerin eklenmesi ve ses düzeninin sinemalara uygun hale getirilmesiyle ortaya yeni bir

NEW YORK’TA

TİYATRO Katil kim? Bir cinayetin aydınlatılmaya çalışıldığı ve baştan sona aklınızı kullanmanızı gerektiren bir müzikal olan ‘Murder For Two’, izleyiciyi bu soruyu sormaya zorluyor. Oyuncu kadrosunda sadece iki kişi bulunan, ama bir karakterin kılıktan kılığa girerek farklı tiplere büründüğü bu oyun, izleyiciye heyecanlı, gizemli ve komik bir müzikal sunuyor. Özellikle polisiye romanları sevenlerin kaçırmaması gereken bir oyun. Mekan: New World Stage Adres : 340 W 50th St Hell’s Kitchen New York Fiyat : 87 – 117 dolar murderfortwomusical.com

MURDER FOR TWO

sinema filmi çıkartıyor. Tamamen dini bir film olan “The Son of God” İsa Peygamber’in dünyaya gelişi, öğretileri ve hayatı üzerine bir çalışma; Hz. İsa rolünde Roma Downey oynuyor. GÖSTERİM TARİHİ 28 ŞUBAT

NON-STOP Bir ABD-Fransa ortak yapımı olan filmde yönetmen Jaume Collet-Serra ile aksiyon sineması yıldızlarından Liam Neeson yeniden buluşuyor. “Non-Stop” havada ge-

çen aksiyon dolu bir macera. Kimin suçlu kimin masum olduğunun belirsizliğini koruduğu Alfred Hitchcock stilinde bir aksiyon olarak nitelenen filmde Liam Neeson, Hava Kuvvetleri emeklisi bir askeri canlandırıyor ve uçakta bulunan 200 yolcunun hayatını korumaya çabalan hava polisi Bill Marks rolünde. Karşısında ise her 20 dakikada bir uçaktaki birisini öldürmekle tehdit eden esrarengiz bir suçlu var! Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı herkesin potansiyel suçlu kabul edildiği bu durum Bill Marks’ı baş etmesi güç bir macera ve gerilime sürüklüyor. GÖSTERİM TARİHİ 28 ŞUBAT

STALINGRAD Stalingrad çok kısaca tanımlamak gerekirse, “büyük bir savaşın arka planında gelişen dramatik bir aşk hikayesini” beyazperdeye taşıyor, üstelik üç boyutlu! Filmin konusu 1942 yılında Alman birliklerinin Volga Nehri kıyısını işgal ettiği dönemde geçiyor. Volga’yı geçerken ve Alman ordusuna karşı saldırı başlatırken başarısızlığa uğrayan Sovyet birlikleri geri çekilmek zorunda kalır. Ancak birkaç asker düşmanın bulunduğu kıyıya ulaşmayı başarır. Sayıları az olan askerler bir evde saklanır ve orada bir kızla tanışırlar. Almanlar bu kızın evini de işgal etmiştir. Bu nedenle cephe hattından ayrılma fırsatı olmamıştır. İnsanlık tarihindeki en kanlı savaşın arka planında bir aşk hikayesi doğar ve o andan itibaren askerler ne olursa olsun bu kızı korumaya söz verir. Stalingrad tüm ödüllere layık olanlar için bir bakıma hem cehennem hem cennet olmuş-

tur. Ancak bu insanların aldığı tek ödül sevgidir. Nasıl kazandıkları, nasıl mağlup edilmedikleri, kim oldukları ve sokağın diğer tarafında kimin olduğu, beraberlerinde hangi sırları götürdükleri bu filmde anlatılıyor. Filmin bir başka özelliği daha var: Tamamen Rus sermayesiyle çekilip uluslararası piyasada rekabet eden ilk Rus 3D filmi. GÖSTERİM TARİHİ 28 ŞUBAT

Kill Shakespeare OYUN Farklı Shakespeare öykülerinin başka evrenlerde anlatıldığı, fantastik bir çizgi roman olan Kill Shakespeare, yeni bir anlatım tarzıyla izleyiciyle buluşuyor. Büyük projeksiyonlar yardımıyla sahnelenecek olan görseller canlı olarak yapılacak seslendirmeler ve efektlerle hayat bulacak. Klasik ve modern sanatın harmanlanarak sunulduğu bu ilginç yapım, hem Shakespeare sevenlerin hem de çizgi roman tutkunlarının keyifle izleyeceği bir görsel şölen. Tarih: 1-5 Mart 7 pm Fiyat: 15 dolar http://here.org/

MÜZE Halka açık bir sanat merkezi olan Micro Museum, Brooklyn’in en ünlü müzelerinden biri. Dışardan bakıldığında ne olduğu anlaşılmayan bu müzenin kapısını araladığınızda sizi bambaşka, çılgın bir dünya bekliyor. Tuhaf video gösterileri, bilgisayar oyunların-

dan yapılmış sanat eserleri, ses tabanlı oyunlar, özel efektler ve müzikli showlar farklı katlarda izleyiclerin aklını çelmeye yetiyor. Hem de ufak bir bağış karşılığında. Adres: 123 Smith Street Brooklyn, NY 11201 Fiyat: 2 dolar www.micromuseum.com

How to Be a New Yorker OYUN ‘How To Be A New Yorker’ aynı zamanda lisanslı tur rehberi olan iki komedyenin kısa yoldan nasıl ‘New Yorker’ olabileceğimizi anlattığı muhteşem bir komedi. Değişik tiplemelerle ve kostümlerle her gün sokaklarda rastladığımız olayları hicvederek anlatan ikili, Planet Hollywood sahnelerine konuk oluyorlar. Akşam yemeğini de içeren komedi, bildiğimiz New York’u başka bir şekilde izlemek için güzel bir fırsat. Mekan: Planet Hollywood Adres: 1540 Broadway Midtown West Fiyat: 59 dolar (Akşam yemeği dahil)

HAIRBRAINED Üstün zekalı olmasına rağmen Harvard’a kabul edilmeyen Eli, en sonunda mecburiyetten Whittman College öğrencisi olur. Burada hayata tersinden bakan ve tamamen kendisinin zıt karakteri olan Leo (Brendan Fraser) ile tanı-

Micro Museum

şır. Biri 14, diğeri 41 yaşında olan bu ikilinin yarattığı sinerjiden ise yepyeni şeyler doğacaktır. Billy Kent’in yönetmenliğindeki film komedi tarzı arayanları memnun edecek bir seçenek. GÖSTERİM TARİHİ 28 ŞUBAT

WindowsWear VİTRİN TURU Alışveriş yapmanın en keyifli taraflarından biri de vitrin gezmektir. Özellikle Manhattan’da, özel günler öncesinde mağazaların rengarenk camları önünde saatler geçirilebilir. Peki ya birbirinden ünlü markaların vitrinlerini bir rehber

eşliğinde gezmek ister misiniz? Yaklaşık iki saat süren bu tur sizi pencerelerden modanın merkezine bir seyahate çıkaracak. Mekan: Manhattan Fiyat: 25 dolar tours.windowswear.com

NYC Beer Week 2014 BİRA FESTİVALİ İnsanoğlunun ürettiği en eski içeceklerden biri olan bira, kimilerine göre herşeyin keyfini kat kat attıran bir dost. Özellikle ev yapımı biraların lezzeti bir başka oluyor. İşte bu sebeple her yıl NYC’de bira haftası düzenlenir. Bir hafta boyunca yerel üreticilerin biraları değişik noktalarda ve farklı etkinliklerle tanıtılır, sevenlerle buluşturulur. Değişik aromalardaki biraları tadabileceğiniz bu lezzetli festivali ajandanıza not edin. Mekan: Manhattan newyorkcitybrewersguild.com


Life & Style

26 Şubat 2014 Çarşamba

CYNTHIA ROWLEY Nurdan Yüzbaşıoğlu

nurdanusa@gmail.com

Yaşasın bahar

S

izi bilmem ama benim için bahar başladı. Her ne kadar büyüklerimiz “Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır “ deselerde 1 Mart demek benim için baharın ilk günü demektir. Bu soğuk şubat günleri bile benim bu heyecanımı söndüremez. Modayla az buçuk ilgilenenler bilirler, artık yaz ortasında kürk kış göbeğinde mayolar satılıyor mağazalarda. Sizde benim gibi yaparak kıştan yaz yazdan kış look’unuzu belirleyecek parçaları tek tük satın alarak sezona hazır olarak başlayabilirsiniz. Sezon başladığında birden kredi kartı limitlerinizi zorlayacağınıza aylar öncesinden üstelikte mevsiminde almadığınızdan hesaplı olacağından gardrobunuz zenginleşmiş olur. Bakalım bu sezon vitrinlerde neler var.. Bu sezonun trendleri benim ayaklarımı yerden kesti. Neden derseniz hemen hemen sevdiğim herşey moda. Uzun zamandır sadelik ve minimalistlikten sıkılmış birisi olarak yazı müjdeleyen çiçek böceğe sarılaşım var.

rin yanı sıra mor, beyaz, mavi, turuncu, kırmızı tüm can alıcı renkler sezonda emrimize amade. Takılarda ise püsküllü çiçekli saç aksesuarları, geometric modeller, inciler, zincirler, kristaller, altın bilezikler, tasma kolyeler, marjinal küpeler göreceğiz. Figür olarak yıldız ön planda olacak gibi görünüyor. Çantalarda yılan ve krokodil baskıların yanısıra yine püskül var. Spor giyimin yükselişe geçmesiyle birlikte sırt çantaları da tekrar ortaya çıkıyor. Minik el çantalarının yanısıra baskılı bez çantalar, etnik modeller, torba çantalar, hasır ve şeffaf modellerde revaçta

B

ugünlerde elimi neye atsam karşılaştığım bir marka var Newyork'da; Cynthia Rowley. Şekerden, sandalyeye, takıdan kıyafete, tabak çanağa her türlü ürünün üzerinde rastlayabilirsiniz bu markaya. Bu çok ciddi bir başarı ve sanırım çalışmayla birlikte biraz da şans işi. Amerika'da çizginin diğer tarafına geçmek an meselesi anlayacağınız. İlk elbisesini 7 yaşında dizayn eden tasarımcı The School of the Art Institute of Chicago'dan mezun. Daha okul yıllarında ilk ful koleksiyonunu sunan Cynthia Rowley doğal yeteneğini eğitimiyle de birleştirince ortaya başarılı bir sonuç çıkmış. İlk koleksiyonu hemen satın alınınca da New York'a taşınmak için çok geçerli bir sebebi olmuş. Rowley'in ismi Johnson & Johnson, and Procter and Gamble ile yaptığı işbirlikleri ile daha da hızlı büyüdü. CFDA ödüllü tasarımcı Project Runway, Oprah, David Letterman, The Today Show, America's next Top Model yarışmalarında da stil otoritesi olarak yer almıştır. Cynthia Rowley dünyanın çeşitli ülkelerinde 60'dan fazla butik ve pek çok department store'un yanısıra online olarak da başarılı bir satış grafiğine sahip.

olacak. Bu ne demek, kendi tarzınızı oluşturmak için seçeneğiniz bol demek. Her ne kadar trendler çeşitlilik olarak zengin de olsa size yakışanı bulmak en önemlisi. Paramızla rezil olmak yerine, yakıştırarak mutlu olalım. Yeni aldığınız veya alacağınız parçaları önceki sezonlarda aldıklarınızla kombinlemeyi unutmayın. Paracıklarınızı moda uğruna sokaklara saçmayın. Hepimiz için en güzel ilkbahar olmasını diliyorum..

NELER Mİ TREND? Dantel, transparan, kocaman çiçekler, kısa sweatshirtler, jeanler, minik ceketler, pililer, baskılar, bollar, darlar, püsküller hepsi. Dolgu topuk ayakkabılar, dantellisi, bağcıklısı, bilekte biteni, kafeslisi, parlağı, kısa topuklusu, mimarı topuklusu, 3D çiçeklisi.. Görünen o ki şaşkın ördek gibi dalacağız reyonlara. Saçlar bile çeşit çeşit renk renk. Romantik örgüler, yumuşak dalgalar, kabarık kıvırcıklar, düz fonler, ıslak görünümler ne ararsanız var. Özellikle at kuyruğu çok moda. Renkler ise başımızı döndürecek kadar güzel. Altın ve metalik renkle-

Belkin Kitchen cabinet mount C

anımız Ipad’ımızı korumanın yollarından birini paylaşmak istiyorum bu hafta sizinle. Belkin marka bu aparat sayesinde mutfakta o birbirinden şahane yemeklerinizi yaparken dahi Ipad’ınızı kullanabileceksiniz. Üzeri-

ne yağ sıçradı, un döküldü korkusu olmaksızın ister yemek tariflerine bir göz atın, ister istediğiniz video’yu izleyin Ipad’ınız pırıl pırıl kalacak. Benim gibi en iyi bildiği neredeyse her hafta pişirdiği yemek için dahi bir kere daha tarife bakma gereği duyanlardansa-

nız bu aparat hayatınızı kurtaracak. Veya soğan kavururken tüm dedikoduları da takip edebileceksiniz. Üstelik vida çivi gibi bağlantı gereçlerine de ihtiyacınız yok, sadece istediğiniz dolaba veya rafa asarak kullanabilirsiniz. Ne süper bir buluş!

Haydi Norveç’e.. G

elişmiş ülke deyince ne anlıyorsunuz? Herkesin markalar giydiği, son model arabaların cirit attığı, çok pahalı restoranların olduğu bir yer mi? Yoksa eğitim seviyesinin, insanı gelişme endeksinin yüksek olduğu, görgüsüzlüğün en az seviyede olduğu, ekonomik olarak genelin refah içinde olduğu ve bu yüzden herkesin sağlıklı ve dingin olduğu bir ülke mi? Mantık olarak ikincisi daha akla yatkın geliyor. İşte bu gelişmiş ülke örneğine en uygun ülkelerden birisidir Norveç. Aynı zamanda Avrupa Birliği’ne girmeye tenezzül etmeyen, sosyal devlet anlayışının da tavan yaptığı bir ülkedir. Tatil için cazip olmasının başlıca nedenlerinden birisi ise doğal gü-

zelliklerinin inanılmaz oluşudur. Kayağın beşiği sayılan güney bölgesi aklınızı başınızdan alacak kadar etkileyicidir. Dünyanın en uzun fiyortu Soğnefjord'un yanı sıra Unesco'nun bir dünya mirası olarak kabul ettiği Naroyfjord'da bu fiyordun bir kolu olarak yine Norveç'tedir. Batı tarafı ise uzun beyaz plajlarla kaplıdır. Ülkenin kuzeyinde güneşi neredeyse 24 saat görebilirsiniz. Burada tabiatın sunmuş olduğu farklı ışık oyunları sizi büyüleyecektir. Avrupa'nın İsviçre ile birlikte en gelişmiş ülkesi olan Norveç' de uzun yaz günleri de doyumsuzdur. Gösterişten uzak şehirlerinde harika balıkçı köylerinde eşsiz doğada çok kaliteli zaman geçirebilirsiniz. 8. ve 11. yüzyıllar arasında

‘Modada New York ve Palm Beach yarışır’ Türk modacı Ayşe Altın’a göre ABD’de moda çok hızlı değişiyor ve bu iki şehir modanın merkezi haline geliyor NEW YORK - POSTA212

T

Vikingler kavminin hüküm sürdüğü Norveç, 19. yüzyılın başlarında İsveç tarafından yönetilmiş ancak isyan ederek 1905'de bağımsızlığını ilan etmiştir. 1949 yılında ise NATO'ya üye olmuştur. Biraz pahalı olan ama suç oranının çok düşük olduğu, kışın kayak yazın su sporlarının ve doğal güzelliklerinin muhteşem olduğu bu ülkeyi bir ziyaret etmek gerekir bence.

ürk modacı Ayşe Altın iş bağlantıları nedeniyle gerçekleştirdiği Amerika ziyareti esnasında Posta 212’ye konuştu. ABD’de modanın en hızlı değiştiği şehirlerin New York ve Palm Beach olduğunu söyleyen modacı, İstanbul’da açtığı “AYS Butik” adlı butiğinin diğer şubelerini Miami’de veya Palm Beach’de de açmayı planladığını söyledi. 2004 yılında dil öğrenmek için New York’a gelen Altın, Beyaz Saray dahil olmak üzere, ABD’nin en ünlü ve prestijli isimlerinin katıldığı davetlerde yer aldı. Dekorasyon ve el sanatları eğitimi alan ve Soho’da bir tekstil firmasında ürün tedarikçisi olarak bir süre hizmet veren başarılı modacı, eğitimi ile söz konusu davetler esnasında gerçekleştirdiği gözlemlerini harmanlayarak İstanbul’da “AYS Butik” adlı mağazasını açtı. “NEW YORK ÇOK HIZLI BİR ŞEHİR” Dünyanın en popüler markalarının buluştuğu kadın ve erkek ürünleri satan butiği ile son modayı müşterilerinin ayaklarına getiren Altın, modayı çok sevdiğini ve işinden çok keyif aldığını söyledi. Başarılı modacı, New York’un çok hızlı bir şehir olduğunu, çalışan ve modayla ilgilenen grupların birbirinden çok ayrı olduğunu belir-

terek, “Bu anlamda New York’ta moda o kadar hızlı ilerliyor ki, zamanla yarışıyorsunuz” diye konuşuyor. New York’un yanı sıra, Florida eyaletindeki Palm Beach bölgesin-

de yaşayanların görüntülerine çok önem verdiklerine de değinen Altın “ Modanın son noktası Palm Beach diyebilirim. Herkes giyimine ve görüntüsüne çok önem veriyor. Erkekler hiç bir renk ayrımı yapmıyorlar” diyor.


20 yıldır oynadığı aynı numara zengin etti Robert Winburn, 20 yıl boyunca hep aynı numaralara oynadı ve sonunda 1 milyon dolarlık Powerball ikramiyesini kazandı NEW YORK - POSTA212

I

owa eyaletinin Urbandale kentinden Robert Winburn isimli şanslı kişi, 20 yıl boyunca lotoda hep aynı numaralara oynadı ve sonunda tam 1 milyon dolarlık Powerball ikramiyesini kazandı. Kazandığını bir gün sonra öğrenen Winburn, kazandığına inanamayarak biletini defalarca kontrol ettiğini söyledi.

20 yıl boyunca bir gün lotoyu tutturacağına inanan 49 yaşındaki Winburn, 1 milyon dolarla neler yapacağını çoktan planlamış. Winburn, kendisine yeni bir

araba satın aldıktan sonra gayrimenkule yatırım yapacağını söyledi. Wilburn’ın aynı rakamları oynama stratejisi daha önce de 100 dolar kazandırmış. ABD loto tarihinin en büyük altıncı ikramiyesi olan 425 milyon dolar değerindeki Powerball büyük ikramiyesi,Kaliforniya’dan satın alınan bir bilete çıkmıştı.

Powerball talihlisi hala ortada yok NEW YORK - POSTA212

P

owerball, tarihinin en büyük ikramiyelerinden biri olan 425 milyon dolar sadece bir bilete isabet etti. Powerball büyük ikramiyesi, Kaliforniya’dan satın alınan bir bilete çıktı. Fakat bileti satın alan kişiye ilişkin henüz bir bilgi bulunmuyor. Kaliforniya loto yetkilileri, biletin Milpitas’taki Dixon Landing Chevron benzin istasyonundan satın alındığını açıkladılar. Talihli bileti sattığı için benzin istasyonunun sahibi de 1 milyon dolar kazandı. Powerball yetkilileri, 425 milyon doların isabet ettiği biletin kazanan nu-

EVSIZ ZENGIN OLUNCA! www.posta212.com

Macaristan’da bir evsiz, büyük ikramiye kendisine vurunca, parayı kendi lüksüne harcamak yerine sokaklarda yatan evsizlere yardıma koştu

P

• YIL 1 • SAYI 41

NEW YORK - POSTA212

iyangoda büyük ikramiye döner dolaşır bir evsize çıkarsa ne olur? İnanılmaz gibi gözüken bu olay Macaristan’da gerçek oldu. Alkolizmden kurtulmak için bir süredir bir terapi merkezinde kalan evsiz Laszlo Andraschek, yolda şeytana uyarak cebinde kalan son parayla bir piyango bileti satın aldı. Kötü talihinden hayat

maraları tutturan tek bilet olduğunu belirttiler. Kazanan kişi, ABD loto tarihindeki en büyük ikinci ikramiye olan 425 milyon dolarlık büyük ikramiyenin nakit ödenmesi tercih ederse 242.2 milyon dolar alacak. Yapılan çekilişin kazanan numaraları ise 1, 17, 35, 49, 54 ve Powerball+34.

26 Şubat 2014 Çarşamba

boyu şikayet eden evsiz Andraschek’in biletten umudu yoktu, ama 2.8 milyon dolar tutarındaki büyük ikramiyeyi kazandığını öğrenince tam anlamıyla şok geçirdi. HOSTEL’E BAĞIŞ YAPTI Daha da şaşırtıcı olan ise 55 yaşındaki evsizin kazandığı parayı, yat, kat, han, hamam almak için değil kendi gibi evsizlere yardım için harcayacağını açık-

Laszlo Andraschek

laması oldu. İlk olarak evsizler için bir hostele büyük bir bağış yapan Andraschek, uyuşturucu, alkol bağımlıları ve tacize uğrayan kadınlara yardım amacıyla bir merkez oluşturma çalışmalarına başladı. Macaristan hükümeti sokakları evsizlerden temizlemek için geçen yıl bir yasa çıkartmıştı. Ülkedeki evsizler, bu yüzden, tüm parasını evsizlere harcamaya başlayan Andraschek için “Hızır gibi yetişti” diyorlar.

Harward’a rekor bağış Eski bir mezunu, Harvard’a tarihinin en büyük hediyesini verdi. Harvard’tan 1989’da mezun olan işadamı Kenneth Griffin, okuluna 150 milyon dolar bağışladı

NEW YORK - POSTA212

C

itadel hedge fon yönetim şirketinin milyarder kurucusu, ABD’nin ve dünyanın en iyi üniversitelerinden Harvard’a 150 milyon dolar bağışta bulundu. Dünyanın en zengin üniversitesi olan Harvard, yapılan bağışın her yıl yaklaşık 800 üniversite öğrencisine burs olarak verileceğini açıkladı. Yatırım kariyerine yurt odasında başlayan ve 1989’da Harvard’tan mezun olan Kenneth Griffin, kısa bir

süre sonra Citadel şirketini kurdu. Şirket, bir yıl içinde dünyanın en büyük finans kuruluşlarından birisi oldu. Griffin, “Bu bağış geleceğin liderlerine yapılmış bir yatırımdır” dedi. Forbes dergisine göre Griffin’in serveti, geçen yıl 4.4 milyar dolardı. Harvard Üniversitesi Başkanı Drew Gilpin Faust, Griffin’in yaptığı bağışın öğrenciler için daha canlı bir eğitim ortamı yaratacağını belirterek, “Ken Griffin’in olağanüstü hayırseverliği, ekonomik durumları önemli olmadan dünyanın en yetenekli öğrencilerine Harvard’ın kapılarını açıyor” diye konuştu.

Manhattan’da 8 dolara tuvalet Temiz, konforlu ve ses geçirmez lüks tuvalet, çok yakında günlük 8 dolara Manhattan’da açılıyor ama sadece üye olanlar girebilecek NEW YORK - POSTA212

H

er türlü hizmetin en lüksünün sunulduğu Manhattan’da, çok yakın bir zamanda tuvalete gitmek de çok özel olabilir. New Yorklu bir şirket, Midtown’daki bir tuvaleti kullanmak isteyen kişilerden günlük 8 dolar istiyor. Tuvalette lüks ve konfor arayanlara üzücü bir haber: 8 Haziran’da açılacak olan bu özel tuvaleti sadece sınırlı sayıda üye kullanabilecek.

Grand Central Terminal yanına açılacak tuvalette, ahşap döşemelerin ve koltukların bulunduğu lobi, sensörlü ışıklar ve musluklar, son teknoloji olan el kurutucuları olacak. Şirket aynı zamanda, kadınlar için bebek emzirme istasyonu hizmeti verecek. Bu konfora yıllık 15 dolar aidat ile birlikte günlük 8 dolar ya da 10 günlük 60 dolar ödeyerek sahip olabileceksiniz.

Metro’da internet keyfi

Bu yaz Manhattan’da 11, Queens’de 29 metro istasyonunda cep telefonu ve Wi-Fi bağlantısı olacak. Wi-Fi ve cep telefonu hizmetinin ücretsiz olacağı açıklandı NEW YORK - POSTA212

A

rtık daha çok New Yorklu, yerin altında da telefonuyla konuşup maillerini kontrol edebilecek. New York’ta metro, otobüs, feribot, köprü ve tünellerin idaresinden sorumlu olan The Metropolitan Transportation Authority (MTA), metro istasyonlarında uyguladığı Wi-Fi projesinin alanını genişletiyor. MTA ve Transit Wireless ortaklığıyla yürütülen Wi-Fi projesiyle, bir çok New York metro istasyonlarında ücretsiz cep telefonu ve Wi-Fi bağlantısı hizmeti sunulacak. Transit Wireless, gelecek ay Grand Central Terminal, 34. caddedeki Herald Square ve Bryant Park metro istasyonlarında cep telefonu ve Wi-Fi bağlantısı sağlamaya başlayacak. Transit Wireless, çalışmaların 2017 yılına kadar 277 metro istasyo-

nunda tamamlanacağı sözünü de veriyor. Bu yaz Manhattan’da 11, Queens’de 29 metro istasyonunda cep telefonu ve Wi-Fi bağlantısı olacak. Mart ayında başlanması planlanan projenin haziran ayında bitmesi bekleniyor. MTA, Wi-Fi projesi planını Ekim 2012 tarihinde açıklamıştı. 2013 yılında ise Manhattan’da Times Meydanı, Rockefeller Merkezi ve Columbus Meydanı’nın dahil olduğu 26 metro istasyonunda Wi-Fi ve cep telefonu bağlantısı vardı. Transit Wireless CEO’su William Bayne Jr., “Bu, her gün New York’a gelen ziyaretçiler ve turistler için çok büyük bir olanak. Biz Queens ve Manhattan’daki metro istasyonlarında sadece kendi ağımızı genişletmiyoruz, New York kentinin metro sisteminde geleceğin yeniliklerini sunuyoruz” dedi.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.