Kriz, baflbakan› geçti, bizi geçmedi! Uzmanlar ekonomik kriz ve onun etkisiyle yükselmekte olan iflsizli¤in, önümüzdeki süreçte de artaca¤›n›, krizin y›llara varan etkileri olaca¤›n› belirtiyorlar. Bu öngörüye sahip olmak için
ekonomist veya akademisyen olmaya da gerek yok. Halk›n yaflad›klar›na bakmam›z yeterli ve en sa¤lam veri de bu olacakt›r. Bir yandan açl›k ve yoksulluk s›n›r› vb. araflt›rmalara iliflkin çarp›c› ve-
riler aç›klan›rken, di¤er yandan egemenlerin gündeminde rant kap›s› yerel seçimlerden baflka bir fley yok. ‹flçi-köylü Gazetesi olarak, yaflanan kriz ile birlikte artmakta olan iflsizlik ve halk›n sorunlar›na iliflkin söylefliler gerçeklefltirdik. ‹stanbul Aksaray’da “iflçi pazar›” ve Tophane’de bulunan ‹fiKUR önünde emekçilerle görüfltük. Görüfltü¤ümüz iflçi, emekçi ve ifl arayan iflsizlerin anlatt›klar› rakamlar›n so¤uk yüzünden ç›kart›p gerçeklerle yüzlefltiriyor. ❐ Sayfa 10
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
‹flçi-köylü
umutyayimcilik@ttmail.com
Say›:
36
*6-19 Mart 2009 *Fiyat›: 1.50 TL *ISSN: 1307-878X
Düzen partilerine oy yok! fiafl›rt›c› olmayan bir seçim dönemi daha, al›fl›lagelmifl argümanlar, iddialar, benzer sloganlar, vaat ve suçlamalar ile sürüyor. Bir yandan birbirinin pisli¤ini ortaya serme gayreti içinde, düzenin elbirli¤iyle teflhirine soyunulurken rejimin esaslar› ve özü konusunda tam bir mutabakat gösteriliyor. Di¤er yandan düzenin difllileri tam rand›manla çal›flmaktad›r. Tuzla Tersaneleri’nde seri katliam 120. kurban› olarak Cemil Akgül ile hapishaneler son bir y›lda tedavisi engellenerek ifllenen 39. cinayet neticesinde hasta tutsak Hasan Kert’i ölüme göndermifltir. ‹flsizlik konusunda TÜ‹K 16 fiubat’ta yeni bir çal›flma yay›nlam›fl ve buna dayanarak yap›lan gerçekçi bir tespitle, reel iflsiz nüfusun 6.3 milyon, oran›n ise yüzde 26’lara yükseldi¤ini kesinlefltirmifltir.
Seçim atmosferi her ne kadar kitleleri içine çekse de egemen s›n›flar aç›s›ndan esas s›k›nt› ekonomik krizin sosyal boyutlar›yla birlikte giderek a¤›rlaflacak faturas›d›r. Beklenen sosyal-siyasal patlamalar›n, asl›nda kendi beyinlerinde patlayaca¤›n›n bilincinde olan egemen s›n›flar, topyekun ve çok yönlü sald›r›lar›n start›n› çoktan vermifllerdir. fiimdi bu topyekun sald›r›lar› bofla ç›karman›n ve öfkemizi egemen s›n›flar›n beyninde patlatman›n zaman›d›r. Mart ay›n›n yüklü gündemleri ile birlikte Emekçi Kad›nlar Günü’nde yükselecek mücadele bayra¤›n›, 12 ve 16 Mart’lardan Newroz’a do¤ru geliflecek bir hatta tafl›yarak, yalanlar›na kanmad›¤›m›z›, krizin faturas›n› ödemeyece¤imizi gösterelim…
Direnen kad›nlar.... Deri-‹fl Sendikas›’na üye olduklar› için ifllerinden at›lan iflçiler mücadelelerine kararl›l›kla devam ediyorlar. Baflta iflçilere “üç befl çapulcu” gözüyle bakan patron, hiç ummad›¤› flekilde uluslararas› boyuta ulaflan bir muhalefeti karfl›s›nda görünce o “üç befl çapulcu” dedi¤i kesim gözünde bir anda büyüyüverdi.
S›n›fsal Yaklafl›m Son düzlükte, sonsuz enerjiyle ❐Sayfa 3
M
Y
K
✘ Yüzleflme BOTAfi kuyular›n›n aç›lmas›yla bafllar ’90’l› y›llarda lambalar kapat›ld›ktan sonra söylenebilen gerçeklerle yaflayan bölge insan›n›n sesi bugüne kadar F›rat’›n bat›s›na geçemedi. Ancak bugün Ergenekon operasyonuyla herkesin bildi¤i gerçekleri direkt failleri taraf›ndan dile getirilir oldu. Ancak kaç›r›p iflkence tezgâhlar›ndan geçirdikleri, sokak ortas›nda infaz ettikleri, asit kuyular›nda kaybettikleri binlerce insan›n aç›k adres vererek aç›lmas›n› istedi¤i BOTAfi kuyular›, Adalet Bakan› Mehmet Ali fiahin’in gündemine henüz girmifl de¤il! ❐Sayfa 6
yerden..
Krizin faturas› egemenlere!
C
Tuzla, bir emekçi bölgesi olman›n yan› s›ra, çeflitli illerden de yo¤un göç alan bir bölge. Deri ve Tersane iflkollar›n›n a¤›rl›kl› olarak bulundu¤u bölgenin giderek artan sorunlar› flu s›ralar, sadece krize ba¤l› iflsizlik ve bunun getirdi¤i yoksullu¤un ve sefaletin derinleflmesi de¤il. Birçok yoksul bölgede görülen ve özellikle de gençli¤i hedef alan yozlaflma, Tuzla’n›n birçok mahallesinde bafll›ca sorunlardan biri olmay› sürdürüyor. Sayfa 2 ❐S
anneleri kald›klar›
Krizin faturas›n›n ödetilmeye çal›fl›ld›¤› iflçi ve emekçiler, iflten atmalara, ücretsiz izinlere hay›r demek ve örgütlenme hakk›na sahip ç›kmak için direniyor!
Yalanc›n›n mumu yats›ya da kalmad› ❐Sayfa 2
karfl› tek yumruk
✘ Cumartesi
DESA Türkiye’de efline az rastlan›r bir flekilde, etkisini ülke s›n›rlar› d›fl›na tafl›yabilen bir direnifle sahne oluyor flu günlerde. Öyle ki, Mart ay›n›n ilk haftas›ndan bafllayarak uluslararas› eylem günleri düzenlenecek. ‹spanya, Fransa, ‹talya ve ‹ngiltere’de pefli s›ra eylemler düzenlenecek. Gerek ulusal gerekse uluslararas› boyutta oldukça etki yaratan DESA direnifline flöyle bir bakt›¤›m›zda mücadelelerinde kararl› ve militanca duran ve say›lar› topu topu 45 iflçiyi görürüz. O halde bu direnifli farkl› k›lan yanlar olmal›. Bu etkiyi anlamak aç›s›ndan DESA direniflçilerinin kimlerden olufltu¤una bakmak gerekiyor. ❐Sayfa 12
‹flçi-köylü’den
✘ Yozlaflmaya
Emekçinin gündemi S›n›f çal›flmas› ve demokrasi iliflkisi... ❐Sayfa 4
Pusula Pratik duruflumuz sürecin gerçekli¤ine yan›t olmal›d›r ❐Sayfa 11
13 Mart 1999 tarihinde 200. Haftada ara verilen Cumartesi eylemleri 2000-2001 y›llar›nda tutsak yak›nlar›yla yeniden gündeme gelmiflti. Galatasaray Lisesi bu kez de her Cumartesi F tipi hapishanelere, tecride karfl› mücadelede “evlatlar›m›z› öldürtmeyece¤iz” diyen tutsak yak›nlar›n›n eylem alan› olmufltu. Bugün de ‹HD ‹stanbul fiubesi’nin yeniden biraraya getirdi¤i Cumartesi Anneleri ara verdikleri eylemlerine kald›klar› yerden, 201. Haftadan itibaren devam ediyorlar. Diyarbak›r, ‹stanbul, Ankara, ‹zmir gibi illerde sokaklara ç›kan kay›p yak›nlar› kay›plar›n›n ak›betinin aç›klanmas›n› istiyor. ❐Sayfa 7
Evrensel Bak›fl Kuflatma geniflleyerek sürüyor ❐Sayfa 13
‹flçi-köylü 2
Yaflam›n içinden
6-19 Mart 2009
‹flçi-köylü’den
Ayd›nl› ve fiifal› gençler,
yozlaflmaya karfl› tek yumruk oldu! Tuzla, bir emekçi bölgesi olman›n yan› s›ra, çeflitli illerden de yo¤un göç alan bir bölge. Deri ve Tersane iflkollar›n›n a¤›rl›kl› olarak bulundu¤u bölgenin giderek artan sorunlar› flu s›ralar, sadece krize ba¤l› iflsizlik ve bunun getirdi¤i yoksullu¤un ve sefaletin derinleflmesi de¤il. Bölgedeki birçok mahalle ayn› zamanda “Kentsel Dönüflüm Projesi” kapsam›nda, y›k›m tehdidi ile karfl› karfl›ya. Ancak buradaki mahallelerin sorunlar› elbette sadece bunlarla s›n›rl› de¤il. Birçok yoksul bölgede görülen ve özellikle de gençli¤i hedef alan yozlaflma, Tuzla’n›n birçok mahallesinde bafll›ca sorunlardan biri olmay› sürdürüyor.
- Evet, Tuzla Gençlik Evi Derne¤i…
Yoz kültür gençleri köreltiyor, geliflmelerini engelliyor!
etmesi de, gençlerin örgütlenmesine yönelik tahammülsüzlü¤ü ortaya koyuyor.
Tuzla s›n›rlar› içinde bulunan Ayd›nl› ve fiifa mahallelerinin gençleri, kendilerine yönelik yozlaflt›rma sald›r›lar›n› fark etmekte ve buna karfl› tav›r almakta gecikmemifller. Bu yönlü çabalar, ilk önce Ayd›nl›l› gençler aras›nda ortaya ç›km›fl.
Bunun ötesinde nas›l bir hedefle ele al›nd›¤›n› ve de gençlerin yozlaflma karfl›t› faaliyetlerinin ayr›nt›lar›n› ise, çal›flmalar›n Ayd›nl› aya¤›nda yer alan arkadafllar›m›z›n, gecede fiifal› gençlerle yapt›¤› ve baflka bölgelerdeki gençlere de örnek olmas› amac›yla, afla¤›da yay›nlad›¤›m›z görüflmeden ö¤renelim.
‹lk etapta birkaç gencin biraraya gelerek bafllatt›¤› çal›flmalar, önceleri etraftan tepki alm›fl, kendi deyimleri ile. Baflar›ya ulaflaca¤›na kimse inanmam›fl. Ama onlar “üzerimizde oynanan oyunlar› bofla ç›karal›m” fliar›na sar›lmaya devam etmifller ve çabalar›n›n karfl›l›¤›n› almakta gecikmemifller. ‹lk bafllarda bir elin parma¤›n› geçmeyen say›larla yapt›klar› toplant›lara kat›lanlar›n say›s›, k›sa sürede onlarla ifade edilmeye bafllam›fl. Ve ard›ndan Tuzla Gençlik Evi’nin kurulufluna karar verilmifl. Gençler flimdi bofl zamanlar›nda burada toplanarak, sorunlar›n› tart›fl›yor, çözüm yollar› ar›yor ve önlerine bir dizi faaliyet koymaya çal›fl›yorlar. Ayd›nl›l› gençlerin, “gençli¤imizi körelten, geliflimini engelleyen yoz kültürdür” diyerek bafllatt›¤› çal›flmalar, bir süre sonra fiifa Mahallesi’nin gençlerince de örnek al›nm›fl ve benzer çabalar burada da gündeme gelmifl. Her iki mahallenin gençlerinin ayn› amaçla hayata geçirilen çabalar›, geçti¤imiz günlerde ortak bir etkinlikte etekemi¤e büründü. fiifal› gençler de Ayd›nl›’daki arkadafllar›n›n yolundan giderek, onlar da gençleri yoz kültüre karfl› örgütlemek üzere bir dernek açmaya karar verince, Tuzla Gençlik Evi’nin organize etti¤i bir gece düzenlenmesi gündeme gelmifl. Ayd›nl›l› gençler, gecede deneyimlerini paylaflmay› da ihmal etmediler ve geceye gönderdikleri mesajda flöyle dediler: “ …Tuzla ilçemizde, gençli¤imiz üzerinde oyunlar oynanmaktad›r. Bizler biraraya gelerek, buna bir çözüm yolu oluflturmak, birbirimizi ayd›nlatmak, gençli¤imizi, her gün giderek kirlenen çevreden, kötü al›flkanl›klardan uzak tutman›n, ancak ve ancak hep birlikte örgütlenerek, ben de¤il biz diyen bir durufl sergileyerek ve birlikte mücadele ederek mümkün olabilece¤ini düflündük.” 21 fiubat’ta yap›lan ve özellikle de gençli¤in yo¤un bir ilgi gösterdi¤i ve “Kötü Al›flkanl›klara Karfl› Tuzla Gençlik fiöleni” ad› alt›nda düzenlenen gece, hem örgütlenmenin daha genifl kesimlere duyurulmas›, hem de aç›lmas› düflünülen derne¤in maddi-manevi alt yap›s›n› oluflturmas› gibi hedefleri de kapsayacak içerikte ele al›nm›fl. Gece bittikten sonra polisin gençleri kimlik kontrolü vb. biçimlerde taciz
- fiöleni düzenlemekteki amaçlar›n›z ve beklentileriniz nelerdir? - Amac›m›z tek yumruk olup, sorunlara bireysel de¤il de topluluk halinde müdahale etmek. Çünkü bugüne kadar bireysel çal›flmalar›m›zla sesimizi duyuramad›k ve de böyle devam edersek duyuramayaca¤›m›z›, deneyerek de çok iyi anlad›k ve böyle bir çal›flma yürütme gere¤i hissettik. Bundan çok memnunuz. Asl›nda flu an fiifa’da tam bir kurum de¤iliz. fiimdilik bir tiyatro çal›flmas› yürütüyoruz. fiifa’da ba¤›ml›l›¤a yönelen bir yo¤unlu¤un oldu¤unu zaten görüyorduk ve gittikçe artt›¤›n› gördük. Art›k müdahale edilmesi gerekti¤ini düflündük ve müdahale ettik. Daha önce de müdahale etmifltik, ama bireysel çal›flmalar sonuç vermedi. fiu an ilk etapta bu tür çal›flmalar›m›zla net bir tav›r sergiliyoruz. Ve tam bir sonuca ulaflamasak da, olumlu bir yönde ilerliyoruz.
- fiölenden sonra fiifa’da dernek kurmay› düflünüyor musunuz? - Evet. Zaten amac›m›z kurumsallaflmak, Tuzla Gençlik Evi Derne¤i’nin bir flubesini açmak. Yani bu gecede sa¤lad›¤›m›z gelirle bir dernek açmay› hedefliyoruz. - Neden dernek kurma gereksinimi duyuyorsunuz? - Derne¤i kurarkenki amac›m›z, önümüzdeki sorunlara karfl› birleflik bir durufl sergilemek. Bunun için böyle bir çal›flma yapma gere¤i duyduk ve ço¤unlu¤un gençlerden olufltu¤u bir toplant› yapt›k. Herkesin bu sorunlara duyars›z kalmak istemedi¤i konufluldu. Biz kendi gelece¤imiz için bu çal›flmalara gereksinim duyduk.
-Çal›flmalar›m›zda olumlu yönde ilerliyoruz dediniz, bir örnek verebilir misiniz? - Ba¤›ml› arkadafllar› zorlayarak bu çal›flmalar›m›za dahil ettik. Enerjilerini bu yönde harcamalar› için ön çal›flma yapt›k. fiimdi hem arkadafllar›m›z memnun hem de biz bu gençleri kazand›¤›m›z için memnunuz. Bu bizim için bir ilk ad›md›. Ve biz inan›yoruz ki sadece bu ad›mla kalmay›p daha büyük ad›mlar da ataca¤›z. - fiöleni kimler düzenliyor? - Mimar Sinan Mahallesi’ndeki gençlik inisiyatifi çal›flmas› sonucu ortaya ç›kan bir flölen. Bu dönemdeki yozlaflmaya kirlenmeye karfl› ayakta duran, mücadele eden gençler düzenledi. Ayr›ca bir de Ayd›nl› ve Konafll›’daki arkadafllar da destek sundu. - Bu flöleni düzenleyenlerin bir ismi var m›?
- Mahalle iflçilerin-emekçilerin yo¤un oldu¤u bir yer mi? Ayr›ca insanlar geçimini nas›l sa¤l›yor ve mahalle en çok nerelerden göç alm›fl? - % 90’› iflçi. Bir kesim deri iflçisi, bir kesim tersane, büyük bir kesimi de iflsiz. Yani buras› emekçilerin bulundu¤u bir mahalle ve bunun için de insanlar geçimini eme¤ini pazarlayarak sa¤l›yor. En çok göç ald›¤› yerler ise, Bingöl, Tunceli, Erzincan, Çank›r›, Giresun, Kars ve Trabzon. - Peki mahallede yozlaflma ne zaman bafllad›, ne zamand›r daha da artt› ve bu art›fl› neye ba¤l›yorsunuz? - Mahallede yozlaflma hep vard› zaten. Ama son 5-6 y›ld›r daha da artt› ve bu süreçte kendini fazlas›yla göster-
meye bafllad›. Biz bu art›fl›n nedenini en baflta da tekelleflmenin artmas›nda görüyoruz. ‹flyerlerinin tekelleflmesi, iflsizlik, yoksulluk. Art›fl› tetikleyen en önemli faktörler bunlar. -Yozlaflmay› kimler tafl›yor mahalleye? - Devletin etkisi var. Zaten en büyük sebep devlet. Onlar›n izledikleri politikalar nedeniyle bu haldeyiz. - Halk bu çal›flmalar›n›za nas›l tepki veriyor? - Tabi ki ilk çal›flma yürüttü¤ümüzde olumlu tepkiler ald›k diyemeyiz. Çünkü ilk çal›flmalar›m›z bireysel olarak bafllad›. Ve bireysel olarak bir fleyler yapamayaca¤›m›z› anlay›nca, bir toplant› sonucu, toplu hareket etmeye karar verdik. Tek oldu¤umuzda tepkiler
al›yorduk, d›fllan›yorduk. Toplant› sonras› ald›¤›m›z kararlarla 1 iken 5 olduk ve flimdi 100’ü geçtik. Ve art›k tek yumruk olduk. fiimdi herkes olumlu bak›yor ve çal›flmalar›m›z› destekliyorlar. - Dernekleflme vb. örgütlenmelerle yozlaflman›n önüne geçilebilir mi? - Biz geçece¤imize inan›yoruz. Ancak tabi ki kökten çözümün yolu devrimdir, zaten bunun baflka alternatifi de yoktur. - Mahallede “Kentsel Dönüflüm Projesi” kapsam›nda bir y›k›m sorunu oldu¤unu da biliyoruz. Hatta geçen y›l y›k›ma karfl› ciddi bir direnifl yaflanm›flt›. Y›k›mlara karfl› nas›l bir önlem ve çözüm düflünüyorsunuz? - Bir bütün olarak mahalle halk›yla birlikte tek vücut olup karfl› duraca¤›z. - Son olarak söylemek istedi¤iniz bir fley var m›? -Biz bireysel hiçbir çaban›n bir sonuca varmad›¤›n› gördük. Sorunlar›n karfl›s›nda durmak istiyorsak toplu, tek vücut olarak hareket etmek gerekti¤ini anlad›k. Diyece¤imiz fley; hep birlikte hareket edersek, bir fleylerin karfl›s›nda durabiliriz. Biz bu çal›flmalar›m›zla herkese örnek olmak istiyoruz ve herkesi dernek çal›flmalar›m›za bekliyoruz. (Ayd›nl› ‹K okurlar›)
Yalanc›n›n mumu yats›ya da kalmad› Pratik, gerçeklerin a盤a ç›kmas›n› sa¤lar. Yan›lt›c›, aldat›c› olan her fley, gerçe¤in tokad›yla oldu¤u gibi ortaya ç›kar. Ve prati¤in a盤a ç›kard›¤› gerçeklerin gücü karfl›s›nda ikiyüzlülü¤ün, yalanlar›n yön verdi¤i hiçbir politikan›n gelece¤i olmaz. Di¤er bir anlat›mla aldatma ve yalanlar›n ömrü uzun olmaz. Ama tüm bunlar üzerinde infla edilen politikalar›n kitleler üzerinde yaratt›¤› olumsuz etkiler de görmezden gelinemez. Bu etkileri zay›flatmak, kitlelerin gerçekleri görmesini sa¤lamak için sürekli bir devrimci prati¤e, ajitasyon-propaganda faaliyetine ihtiyaç vard›r. AKP’nin son dönemdeki Kürt, Alevi “aç›l›mlar›”, TRT 6 vb. “ad›mlar›” yukar›daki anlay›fl çerçevesinde ele al›n›p de¤erlendirilmelidir. Ahmet Türk”ün Grup Toplant›s›’nda Kürtçe yapt›¤› konuflma, sistemin AKP vas›tas›yla uygulamaya koydu¤u “Kürtçe üzerindeki yasaklar›n kalkt›¤›” yalan›n› herkesin görmesini sa¤lad› ve egemenlerin ikiyüzlülü¤ünü belgeledi. K›sacas› yalanc›lar›, yalanlar›yla bafl bafla b›rakt›. Öyle ya! Bir yanda Kürtçe yay›n yapan TRT 6 öte yanda di¤er bir TRT kanal›nda Kürtçe konufltu diye konuflmas›n›n yay›nlanmas› kesilen Ahmet Türk. Bir yanda miting alanlar›nda bir kelime de olsa Kürtçe konuflan Tayyip, di¤er yanda Kürtçe konuflmalardan dolay› mahkemelik olan gazeteciler, politikac›lar vb. Kürt sorununa yaklafl›mda bu inkarc› zihniyet daha pervas›zca sürdürülmektedir. AKP Kürt illerinde seçim propagandas› için Kürtçe afifller as›yor, kendi Kürdünü yaratmak için açt›¤› TRT 6 kanal›nda sürekli Kürtçe yay›n yap›yor. Burada önemli olan devletin kanal›nda yap›lan resmi yay›na ra¤men, hala Kürt dili üzerindeki bask›lar›n devam ettirilmesi gerçe¤idir. Bu demektir ki; devletin amac› Kürt dili ve kültürü üzerindeki bask›lar› kald›rarak bu konuda özgür bir ortam›n yarat›lmas› de¤ildir. Tam tersine yap›lmak istenen, “tek devlet, tek millet” ›rkç› yaklafl›m›n›n Kürt dili arac›l›¤›yla yay›lmas›d›r. Deyim yerindeyse bir taflla iki kufl vurulmaya çal›fl›l›yor. Yani TRT 6’yla “özgürlük” demagojisi alt›nda ›rkç› politikalar sürdürülmek isteniyor. TRT 6’y› tek bafl›na bir seçim yat›r›m› olarak alg›lamak da yetersiz bir kavray›flt›r. TRT 6 genel olarak Kürt ulusunun hakl› ve meflru mücadelesini sistem içine endeksleme politikas›n›n bir parças›d›r. Egemen s›n›flar d›flta Irak Kürtleri ile iliflki gelifltirme çabas›n› sürdürürken, içte de bu ve benzeri “ad›mlarla” Kürt Ulusal Hareketi’ne karfl› bir kuflatma hareketi gelifltirmeye çal›flmaktad›r. Üniversitelerde Kürt dili ve edebiyat› bölümleri aç›lmas› yönündeki çabalar da sürdürülen bu ikiyüzlü politikalar›n bir parças›d›r. K›sacas› yerel seçimler sonras›nda AKP hükümeti ne TRT 6’y› kapatacak ne de baz› üniversitelerde açmay› düflündükleri Kürt dili ve edebiyat› bölümlerinin aç›lmas›ndan vazgeçecektir. Çünkü izlenen bu politikalar hükümetlerin politikas›n› aflan sistemin genel ç›karlar› do¤rultusunda belirlenen politikalard›r. Dolay›s›yla soruna daha genifl bir pencereden bakmal›y›z. Hedeflenen bu karfl› devrimci politikalar›n arkas›nda yatan gerçekleri genifl y›¤›nlara tafl›ma konusunda asgari düzeyde görevlerimizi yerine getirmeliyiz. Yerel seçimler vesilesiyle kitlelerin politikaya ilgilerinin daha da artt›¤› bu dönemde sistem ve burjuva-feodal partilerin ikiyüzlü siyasetlerini teflhir etmek için ortaya ç›kan bu f›rsatlar› en aktif flekilde de¤erlendirme göreviyle yüzyüzeyiz. Bu görevi yaln›z devrimci ve yurtsever adaylar› destekledi¤imiz bölgelerde de¤il, çal›flmalar›m›z›n oldu¤u her alanda yürütmeliyiz. Yay›nlar›m›z›, bildirilerimizi en genifl kesimlere iletmeye, yeni güçlerle iliflkiler kurmaya çal›flmal›y›z. Yani mevcut somut sorun üzerinde uzun vadeli bir çal›flman›n planlar›n› yürütme perspektifiyle hareket etmeliyiz. Propaganda-ajitasyon faaliyetlerimizde hem bölgelerin somut durumunu hem de tüm sorunlar aras›ndaki iliflkiyi do¤ru tarzda kurarak yürütmeliyiz. Egemen s›n›flar›n neden gündem de¤ifltirmeye çal›flt›klar›n›, halk›n gerçek gündeminden uzak sorunlar üzerinde daha çok f›rt›na kopard›klar›n› anlafl›l›r bir dille ortaya koymaya çal›flmal›y›z. Seçim çal›flmalar› sürecinde baz› alanlarda ortak platformlar içinde olmam›z, hedeflerimize uygun bir çal›flma yürütmemizin önünde engel de¤ildir. Propagandaajitasyon faaliyetlerinde serbestlik ilkesine uygun davranmal›y›z. Tabi bunu yaparken ortakl›¤›n üzerinde yükseldi¤i zemini zay›flatacak tutumlardan uzak durmal›y›z. Fakat her halükarda tüm ezilenlerin, tüm emekçilerin yaflad›¤› sorunlar›n ortakl›¤›, birlikte mücadele etmeleri gerekti¤i zorunlulu¤u üzerinde durmal›y›z. Pratik çal›flmalarda, tüm güçlerimizi ve yak›n çeperimizde duran güçleri harekete geçirme çabas› içine girmeliyiz. Mart ay›n›n takvimsel etkinlikleri de dikkate ald›¤›m›zda daha aktif, daha militanca bir çal›flman›n gereklili¤i ortadad›r. Hepimiz görevlerimize bu sorumluluk bilinci çerçevesinde yaklaflmal›y›z.
‹flçi-köylü 3
Politika-yorum
6-19 Mart 2009
Topyekün sald›r›lara karfl›, topyekun direnifl! Egemen s›n›flar aras›ndaki, “fillerin tepiflmesi” olarak nitelendirilecek kap›flma, h›z kesecek gibi görünmüyor. Daha dün can-ci¤er kuzu sarmas› olan ve ayn› çanaktan yiyenler, karfl›s›ndakinin ne kadar kirli çamafl›r› varsa ortaya dökmek için adeta birbiriyle yar›fl›yor. Bunun en son örne¤i, Do¤an Medya Grubu ile AKP aras›nda yaflanan kap›flmada kendini gösterdi. Özünde Do¤an Medya’n›n ihalelerinin önünün kesilmesi ve AKP yandafllar›na verilmesi vb. ç›kar iliflkilerinin zedelenmesi yatt›¤› söylenen kap›flmada, henüz “mutlu sona” gelinmifl de¤il! Son 10-15 y›ld›r hükümete gelenlerle ve bir bütün olarak da devletle yak›n iliflkiler kurarak, özellikle de, neredeyse TSK’n›n sözcülü¤üne soyunup, “Mehmetçik Bas›n” görevinin hakk›n› vermeye çal›flarak, ülkenin en zenginleri s›ralamas›nda en üstlere ç›kmay› “baflarm›fl” olan Do¤an ailesi, elbette bu ba-
direyi de atlatacakt›r! Bunun sinyalleri ise daha flimdiden al›nmaya bafllad› bile. Do¤an Grubu’na ait Radikal Gazetesi, AKP ile kap›flman›n t›rmanma e¤ilimi gösterdi¤i günlerde “önemli” bir transfer gerçeklefltirdi. Ad› Akif Beki olan bu transfer, belli ki uzun vadeli düflünülerek ve de “zedelenen iliflkileri” yerli yerine oturtmak amac›yla gerçeklefltirilmiflti. Çünkü bilenler bilir ki, Akif Beki Erdo¤an’a yak›nl›¤› bilinen ve uzunca süre hükümetin bas›n sözcülü¤ünü yapm›fl, yeri geldi¤inde Erdo¤an’a kendini siper etmifl bir kifliliktir. Ve bu iliflkisi hala sürmektedir ve belli ki Do¤an grubuna gelifli de daha çok bir “arabulucu” bir misyonuyla olmufltur. Nitekim Beki bu misyonunu hiç vakit kaybetmeden oynamaya bafllad› ve Erdo¤an’a “güzellemeler” yapt›¤› yaz›lar›, Radikal’de kendine ayr›lan köflede kaleme almakta gecikmedi. Bu yaz›larda ise ifli Erdo¤an’› “ezilenlerin gönüllü sözcüsü” yapmaya kadar vard›rd›.
Kürt düflmanl›¤› ortak payda Ne Kürtçe kanal›n aç›lmas›n›n ne de hala devam eden “sosyal yard›mlar”›n, Kürtleri aldatmaya yetmeyece¤i, her kesimden yap›lan kamuoyu yoklamalar›ndan da art›k çok net anlafl›lm›fl bulunuyor.
Seçimler-kriz-egemen s›n›flar aras› kap›flma ortam›nda, yine egemen s›n›flar cephesinde ve de onlar›n sözcülü¤üne soyunanlarda, tarihsel olarak de¤iflmeyen en belirleyici ortak paydan›n, iflçi-emekçi düflmanl›¤›n›n yan› s›ra, Kürt düflmanl›¤›nda s›n›r tan›mama oldu¤unu görüyoruz. Yine ›rkç›-floven dalgan›n da, bu ortak paydan›n t›rman›fl›na paralel olarak, olanca h›z›yla t›rmand›r›ld›¤›na flahit oluyoruz.
S›n›fsal Yaklafl›m SON DÜZLÜKTE, SONSUZ ENERJ‹YLE fiafl›rt›c› olmayan bir seçim dönemi, al›fl›lagelmifl üslup ve argümanlar, dosya ve iddialar, benzer tema ve sloganlar, vaat ve suçlamalar ile sürmektedir. Yine büyük bir riyakârl›k, seviyesizlik, yalan ve sahtekârl›k sergilenmekte, birbirinin pisli¤ini ortaya serme gayreti içinde düzenin elbirli¤iyle teflhirine soyunulmakta ama rejimin esaslar› ve özü konusunda tam bir mutabakat ile hassas bir durufl gösterilmektedir. Deniz Feneri ya da Mehmet Sevigen olay›ndaki “çok etik de¤il de de¤il” örne¤inde kristalleflti¤i üzere yolsuzluk, soygun ve rüflvet rezilli¤i karfl›l›kl› olarak alabildi¤ine kafl›n›rken, Ahmet Türk’ün Meclis gurubunda Kürtçe konuflmas›na karfl› ortak linç cephesi kurulmufltur. Di¤er yandan düzenin difllileri tam rand›manla çal›flmaktad›r. Tuzla tersanelerinde seri katliam 120. kurban› olarak Cemil Akgül’ü, hapishaneler son bir y›lda kasti tutumdan 39. cinayet neticesinde PKK’li hasta tutsak Hasan Kert’i ölüme göndermifltir. Ar›zal› durumlar da yaflanmaktad›r. Farkl› niyetle kald›r›lan tafllar kendi ayaklar›na düflmektedir. “Sözde” itirafç›lara, kontrgerillan›n katliamlar›n› deflifre etme bak›m›ndan “sözde” bakan (Adnan Ekmen) ve milletvekilleri eklenmifl; intihar etmek, kontra flefleri (Behçet
Oktay) için “gelenek” haline gelmifltir… Seçim atmosferi her ne kadar kitleleri içine çekse de egemen s›n›flar aç›s›ndan esas s›k›nt› ekonomik krizin sosyal boyutlar›yla birlikte giderek a¤›rlaflacak faturas›d›r. Sanayi üretimindeki çöküfl, imalat sektöründe fazlas›yla kendisini gösteriyordu. Ocak ay›nda TÜ‹K taraf›ndan saptanan rakamlar son 18 y›l›n en düflük oranlar›n› ortaya koydu. Geçen y›la göre yüzde 16.5 oran›nda meydana gelen düflüflte yüzde 78.3 oran›nda talep yetersizli¤inin rol oynad›¤› aç›kland›. Bir baflka çarp›c› veri tar›mda a盤a serildi. TZOB (Türkiye Ziraat Odalar› Birli¤i)’nin aç›klamas›na göre, 2008’de traktör üretimi yüzde 26, sat›fllar› yüzde 39 azalm›flt›r. Ayn› dönemde (fiyat› yüzde 98–154 pahal›laflan) gübre kullan›m› da yüzde 30 azalma göstermifltir. Nihayet iflsizlik konusunda TÜ‹K 16 fiubat’ta yeni bir çal›flma yay›nlad› ve buna dayanarak yap›lan gerçekçi bir tespit, reel iflsiz nüfusun 6.3 milyon, oran›n ise yüzde 26’lara yükseldi¤ini kesinlefltirmifl oldu. Tayyip Erdo¤an iflsizli¤e çözüm getirme flanslar›, daha do¤rusu niyetleri olmad›klar›n› Baykal ve Bahçeli’ye seçim meydanlar›ndan “çözüm öneriniz varsa aç›klay›n, derhal yerine getirelim”
Ancak bu t›rman›fl›n merkezinde duran Kürt düflmanl›¤›, ayn› zamanda birbiriyle çeliflen tutumlar› da gizlenemez biçimde ortaya sermekte, “kendine serbest, baflkalar›na yasak” zihniyetinin teflhir olmas›n› da beraberinde getirmektedir. Seçimlerin neredeyse art›k, “varl›k-yokluk derecesinin ölçütü” olarak ele al›nmas›, tüm pratiklerin de buna uygun gerçeklefltirilmesi ise, bu süreçte böyle bir tablonun ortaya ç›kmas›n› kaç›n›lmaz k›lmakta. “‹ktidara giden yolda her fley mübah” anlay›fl› içinde ele al›nan bu pratikler bilindi¤i gibi, Kürtçe kanal›n aç›lmas› ile bafllay›p, Kürt illerinde “sosyal yard›m” ad› alt›nda eflya da¤›t›m›na varm›flt›. Ancak ne Kürtçe kanal›n aç›lmas›n›n ne de hala devam eden “sosyal yard›mlar”›n, Kürtleri aldatmaya yetmeyece¤i, her kesimden yap›lan kamuoyu yoklamalar›ndan da art›k çok net anlafl›lm›fl bulunuyor. Egemen s›n›flar›n ve onlar›n temsilcilerinin, iktidar olma u¤runa halk düflmanl›¤›n› nerelere vard›rd›klar›n›n da teyidi olan bu yaklafl›mlar›n sürdü¤ü günlerde, egemenler cephesinde hayli “s›k›nt›” yaratacak olan bir baflka geliflme yaflan›yor ve bu geliflme bir kez daha, “Kürt aç›l›m›”n›n sahtekarl›¤›n› ortaya koyuyordu. Kürt düflmanl›¤›n›n egemen s›n›flar›n tüm kesimlerinde ne kadar üst boyutlarda bir seyir izledi¤i, Ahmet Türk’ün mecliste yapt›¤› Kürtçe konuflman›n yaratt›¤› infial üzerinden gözler önüne seriliyor, “Kürtçe aç›l›m” balonu da asl›nda böylece sönüyordu. “Kürtçe konuflulacaksa onu da ancak ben konuflurum ya da izin verdi¤im kadar konufltururum” olarak özetlenebilecek bir durumun varl›¤› art›k gizlenemiyordu. Ayn› günlerde Diyarbak›r’› ziyaret eden Erdo¤an ise, civar il ve ilçelerdeki afliretlerin ve AKP örgütlülüklerinin, gerek para vererek gerekse feodal vb. ba¤lar›n bask›s›yla tafl›d›¤› “haz›r k›talara” hitaben konuflmakla yetiniyordu. “Sahibinin sesi medya” ise , “Erdo¤an kalabal›k bir kitleye hitaben konufltu” derken, hem bu gerçekli¤i hem de Diyarbak›r’›n yerli halk›n›n ve de esnaf›n›n bu ziyarete hiç mi hiç ra¤bet etmedi¤ini, esnaf›n kepenk kapatarak halk›n ise seçim mitingine kat›lmayarak, gereken cevab› verdi¤ini gizlemek için özel bir çaba sarf ediyordu.
diye pervas›z bir üslupla aç›klarken, önümüzdeki dönemde yaflanacak daha zorlu günlerin haberini de vermifl olmaktad›r. Türk devletinin, Obama’n›n 789 milyar dolar “kurtarma” paketi ile azg›n sömürü cenderesine sokmak suretiyle iflsizli¤e el atmas› fleklinde geçici “çözümler” üretme flans› da yoktur. Reel sektörler, ucuz iflgücünü istihdam edecek kapasiteyi, tüketici talebindeki büyük düflüfl nedeniyle gösterebilecek durumdan yoksun hale gelmifltir. fiubat sonu rakamlar› bu konudaki düflüflün sürdü¤ünü ve enflasyondaki yükselifli frenledi¤ini göstermektedir (TZOB, 01.03.09). Onlar› desteklemeye, IMF’den seçim sonras› al›nacak kredi de yeterli olmayacakt›r. Zira IMF’nin hem öncelikleri farkl› hem de verece¤i yard›m miktar› s›n›rl›d›r. Birkaç ay önce seçimlerden birinci parti olarak ç›kamazsa b›rakaca¤›n› söyleyen Tayyip, art›k yüzde 47’yi aflma iddias›yla hareket eder noktaya gelmifltir. Yürüttükleri kampanyan›n baflar›l› oldu¤una getirdikleri kanaat ve kitlelere “güven” afl›lama bak›m›ndan AKP di¤erlerinden yine birkaç ad›m önde gitmektedir. Ülkenin her yöresine flu veya bu biçimde gidebilen, meydanlarda miting yap›p kitle toplayan tek parti konumundad›r. Bu yüzden di¤erlerini hakir görme ve yukar›dan konuflarak alayc› biçimde taciz etme tutumuyla “puan” toplamaktad›r. Hükümet, parlamento ço¤unlu¤u ve belediyelerin ezici bölümünde yönetimleri elinde bulundurman›n avantajlar›yla yüklenmek, AKP’nin iflini yine kolaylaflt›rmaktad›r. Ocak 2009’da (51.701 bin TL), 2007 y›l›n›n toplam› (55.580 bin TL) kadar “sosyal”
Kitleler “açl›kla terbiye edilmek” isteniyor Genel seçimler aç›s›ndan bir güven oylamas› niteli¤i tafl›d›¤› defalarca dile getirilen yerel seçim atmosferindeki geliflmeler, ortal›¤› toza-dumana katarken, emekçi y›¤›nlar aç›s›ndan hayati denebilecek meseleler ise, bu toz duman aras›nda, bir kez daha unutturulmaya/geçifltirilmeye çal›fl›l›yor, hatta yok say›lmak isteniyor. Oy istemek için önlerinde türlü taklalar at›lan iflçi ve emekçi y›¤›nlar›n, her geçen gün daha derin bir yoksullu¤a itilerek, “açl›kla terbiye edilmeye” çal›fl›lmas›, iflsizler ordusuna kat›lanlar›n say›s›n›n gün be gün 盤 gibi büyümesi, açl›k s›n›r›n›n alt›nda maaflla çal›flanlar›n bile art›k kendini “mutlu az›nl›k” olarak hissetmeye bafllamas›, gündemin en gerilerine ötelenmeye devam ediyor. ‹flçi ve emekçi y›¤›nlar›n en temel haklar› her geçen gün daha boyutlu sald›r›larla ellerinden al›n›rken, bu sald›r›lar uzunca zamand›r birçok ifl kolunda haklar› gasp edilen emekçiler taraf›ndan, daha çok da kendili¤inden geliflen iflgal vb. radikal eylemlerle cevaplanmaktad›r. Sar›-reformist sendikal önderliklerin ise, emekçilerin hak alma mücadelelerini, sistemi hedefleyen, s›n›fsal zeminde bir mücadeleye kanalize etmek yerine, iflçi ve emekçilere, yapt›klar›n›n “hukuksuz” oldu¤u vb. yönlü telkinlerde bulunarak, bu mücadeleleri pasifize etmeyi sürdürdüklerine flahit olunmaktad›r.
Sahte s›n›f önderleri misyonlar›n› oynuyor Bu sözde “s›n›f önderlerinin”, emekçilerin mücadelesini bo¤maya dönük pratiklerini son dönemde biraz daha ileri tafl›yarak, art›k aç›k aç›k sermayenin sözcülü¤ünü yapmakta oldu¤unu görmekteyiz. Son günlerde hayli art›fl gösteren bu yönlü aç›k pratiklerden biri, 25 fiubat’ta tersanelerde Dok Gemi-‹fl öncülü¤ünde gerçeklefltirilen ve özünü tersane patronlar›na devlet yard›m› talebinin oluflturdu¤u eylemde görülmüfltür. Bir di¤er pratik ise, Tekstil-‹fl Genel Baflkan› R›dvan Budak taraf›ndan sergilenmifltir. Budak 27 fiubat’ta bir televizyon kanal›nda
amaçl› yard›mlarda bulunulmufltur. 2008 toplam› ise 427.619 bin TL’dir. Bu seçim yat›r›mlar› ve rüflvetleri, fonlara yans›yan boyuttaki rakamlard›r. Yine de bu seçimler aç›s›ndan esas muharebe alan› konumundaki üç büyük kent ile Kürdistan bak›m›ndan AKP’nin durumu 2007’ye göre daha iyi bir görüntü vermemektedir. Ancak toplamdan hedeflerine büyük oranda ulaflarak ç›kaca¤› ve yoluna devam için “vize” alaca¤› kesin görünmektedir. Sorun, daha önce de vurgulad›¤›m›z gibi, Kürt illerindeki hesaplaflmaya yönelik kampanyan›n önemi ile genel olarak sürecin görevleri ve s›n›f mücadelesinin gerekleri do¤rultusunda konumlanmay› baflarabilmektedir. Hat›rlatmaya gerek yok ki yerel seçimler yoluyla belli mevzilerin elde edilmesi, kimi deneyler vas›tas›yla devrim mücadelesine önemli kazan›mlar sa¤lanmas› ve deneyimler biriktirilmesi için yürütülecek çal›flmalar yads›nmamaktad›r. Komünistler, ilerici, yurtsever ve devrimci güçlerin yürüttü¤ü seçim faaliyetleri cephesinde de flafl›rt›c› olmayan geliflmeler yaflanmaktad›r. Baz› bölge, mahalle ve ilçelerde olumlu-ilkeli ittifak ve eylem birlikleri kurulur, güçlü dayan›flma örnekleri verilir, birlikte kampanyalar yürütülürken, kimi alanlarda küçük hesaplarla eylem birlikleri kurulamam›fl, ayn› nedenle, kurulan birlikler bozulabilmifltir. Benzer durum hemen her dönem oldu¤u üzere, daha çapl›/merkezi düzeyde oluflturulan seçim ittifak›n›n bafl›na da gelmifltir. Yerel seçimlere iliflkin tavr›m›z› aç›klad›¤›m›z yaz›da,“Kemalist kli¤in terkisine yedeklenen revizyonistlerden, sos-
“kriz” konulu bir programa kat›larak, bafltan sona sermayeyi ac›nacak pozisyonda ve krizin gerçek ma¤duru olarak gösterdi¤i ve devletin sermayeye acil olarak destek vermesi gerekti¤i yönlü bir konuflma yapm›fl ve krizin bedelini gerçek ödeyenlerin ve hala da ödettirilmeye çal›fl›lanlar›n iflçi-emekçiler oldu¤unun gizlenmesi çabalar›na, kendinden beklenen katk›y› sunmufltur. Bunda elbette flafl›lacak bir fley yoktur ve benzer pratikler, yine benzer durufllara sahip olan çok say›da sendikal önderlik taraf›ndan, hatta konfederasyonlar›n yönetimleri düzeyinde hayata geçirilmektedir. Çünkü gidiflat en az egemen s›n›flar kadar onlar› da korkutmaktad›r. Emperyalistler ve onlar›n her türden uzant›lar›, küresel mali/siyasal krize ba¤l› olarak tüm dünyada sosyalsiyasal patlamalar yaflanmas›n›n an meselesi oldu¤unun fark›ndalar. Bunu hem kendileri hem de ideologlar› art›k s›kça dillendirmekteler ve buna dönük “önlemlerin” daha üst seviyelere ç›kar›lmas›na dönük çabalar içindeler. Bu patlamalar›n ba¤›ml› ülkelerdeki fliddetinin daha üst boyutlarda gerçekleflmesinin, ihtimalden de öte olmas›, hem bu ülkelerdeki hakimiyetleri tehlikeye girecek olan emperyalistleri hem de onlar›n yeminli uflakiflbirlikçilerini kara kara düflündürmektedir. fiu s›ralar ayn› kara düflünceler içinde olan Türkiye egemen s›n›flar› ve de onlar›n temsilcili¤ine soyunanlar da, tehlikeyi bertaraf etmenin aray›fl› içindeler. Bunun içindir ki, TSK’n›n, hükümetin ve de sistemden ç›kar› olan tüm kesimlerin, aralar›ndaki kap›flmalar› ertelemeleri ve baflta ilerici-devrimci güçler olmak üzere, tüm toplumsal muhalefete dönük, -iflçi ve emekçi y›¤›nlar› da daha genifl içine alacak- topyekun ve çok yönlü bir sald›r›ya geçmeleri kaç›n›lmazd›r. Beklenen sosyal-siyasal patlamalar›n, asl›nda kendi beyinlerinde patlayaca¤›n›n bilincinde olanlar, topyekun ve çok yönlü sald›r›lar›n start›n› çoktan vermifllerdir. fiimdi bu topyekun sald›r›lar› bofla ç›karman›n ve yoksul y›¤›nlar›n öfkesini egemen s›n›flar›n beyninde patlatman›n zaman›d›r. Bunun yegane yolu ise, egemenlerin topyekun sald›r›lar›na karfl›, emekçi y›¤›nlar›n topyekun direniflini örgütlemekten geçmektedir!
yal-flovenizmle malul oportünistlere kadar bir dizi parti ve çevrenin “emperyalizme karfl› olma, Kürt sorununa duyarl›l›k ve askeri vesayete tav›r” ekseninde baz› devrimci, yurtsever ve ilerici çevrelerle bir araya gelmesi ve DTP’ye aç›ktan destek sunmas› her fleye karfl›n olumludur. (…) Güçbirli¤i ‹ttifak›’n›n geçmifl y›llarda düflülen k›s›r çekiflmelere kurban gitmeden, oluflturduklar› platform ve destek hatt›ndan kopmadan süreci tamamlamas› yararl› olacakt›r.” fleklinde görüfl ve temennilerimizi belirtti¤imiz üç ayl›k süreci olan “proje” daha ilk ay›nda çat›rdamaya bafllam›fl ve yar› yola gelmeden büyük oranda iflasa sürüklenmifltir. Bunun temel nedeni, zemin ve koflullarda aranmal›d›r. ÖDP, EMEP, TKP gibi partiler ile benzeri gruplar her nas›lsa imzac›s› olduklar› böyle bir platform üzerinde bir bak›ma en çok bu kadar ayakta kalabileceklerini kan›tlam›fllard›r. Bunda ola¤an d›fl› bir durum yoktur. Kriz koflullar›, Kürt ulusunun isyanc›-direniflçi dinamizmi ile buluflacak bir iflçi-emekçi hareketini henüz ortaya ç›karamam›flt›r. Rüzgâr›n kuflatmad›¤›, sürüklemedi¤i durumda, ak›ma karfl› koymak ve egemen s›n›flara direnmek kolay de¤ildir. Bu konuda en tutars›z ve sorunlu çevrelerin ismi geçen yap›lar oldu¤u bilinmektedir. Ba¤›ms›z/tarafs›z tutum tak›nma ad›na, esas olarak bat›da CHP, Kürdistan’da AKP’ye kan tafl›ma anlam›na gelen tav›rlar, özellikle ittifaka dâhil olduktan sonra “iyi niyet” ve “hesap hatas›”n› sorgulatan bir noktay› iflaret etti¤i için, özel olarak sorgulanmaya muhtaçt›r. Bu ittifaka öznel de¤erlendirmelerde bulunmak suretiyle oldu¤undan
farkl› misyonlar biçen kimi devrimci yap›lar fena halde yan›lmaktad›r. Süreç yaln›zca s›n›f›n dinamiklerindeki yoksunluk aç›s›ndan de¤il, Kürt ulusal hareketinin yaklafl›m›ndaki sorunlar nedeniyle de belli eksikler ve zaaflarla birlikte yol almaktad›r. Bu hususlar do¤ru biçimde tespit edilmeden, baflka bir deyiflle nesnel durum gerçekçi bir biçimde tahlil edilmeden yap›lacak de¤erlendirmeler kitlelerde yanl›fl beklenti ve hayallerin yay›lmas›na hizmet eder ki bundan en büyük zarar› görecek olan mücadelenin bizzat kendisidir. Son düzlü¤e Mart ay›n›n yüklü gündemiyle girilmifl olmas›, devrimci görevlerin yerine getirilmesinde avantajlar›n katsay›s›n› büyütmektedir. Emekçi Kad›nlar gününde yükselecek mücadele bayra¤›, 12 ve 16 Mart’lardan Newroz’a do¤ru geliflecek bir hatta tafl›narak, yürütmekte oldu¤umuz kampanya faaliyetinin çok daha etkin ve kal›c› sonuçlar getirmesinde belirleyici rol oynayacakt›r. Bunun için k›r-flehir bütün bölgelerde ve iflçi, semt, gençlik bütün faaliyet alanlar›nda, seferber edilebilecek bütün güçlerimiz ve olanaklar›m›zla sürece yüklenmek, gündemleri ana çerçevenin içerisine ustal›kla yedirerek çal›flma yürütmek gerekmektedir. Önemli f›rsatlar›yla, tarihsel dönem itibar›yla günün getirdikleri, gücümüz ne olursa olsun muazzam bir hareket yaratma ve müthifl bir potansiyeli a盤a ç›karma flans› yaratm›flt›r. Bunu de¤erlendirmek, yaln›zca bizim elimizdedir, bize ait bir ifltir, unutulmamal›, ihmal edilmemelidir…
‹flçi-köylü 4 Çok özel
‹flçi/köylü
6-19 Mart 2009
Bu haberi baflka hiçbir yerde okuyamazs›n›z! “Çal›k Grubu kanunsuzluk yap›yor”
Evet, okuyamazs›n›z, ama biraz kula¤›n›z› kabart›rsan›z duyabilirsiniz. Nereden mi? Her Cumartesi, ‹stiklal Caddesi’nde meflaleli yürüyüfller düzenleyen grevci gazetecilerden. Yolunuz düflerse, Sefaköy’deki, Balmumcu’daki, ATV-Sabah binas› önündeki bas›n emekçilerinden de duyabilirsiniz... Bu haberi “okunamaz” k›lanlara gelelim. 2007 y›l›nda Türkiye Gazeteciler Sendikas›’nda örgütlenerek, hak arama mücadelesine giren, Turkuaz Dergi Grubu’nda çal›flan bas›n emekçisi dostlar›m›z anlat›yor.
Gündüz, sohbetimiz esnas›nda, grev süreçlerini bafl›ndan itibaren aktar›yor. ATV ve Sabah’a TMSF el koymadan önce, k⤛t üzerinde çok fazla flirketin oldu¤unu ve bunun da örgütlenmeyi engelledi¤ini söylüyor. “Yan›n›zdaki masada oturan arkadafl›n›z baflka bir flir-
Medya patronlar› kendilerine Centilmen Do¤an, Çal›k, Ciner vb. medyan›n tekelci patronlar› aras›nda imzalanan bir “centilmenlik” anlaflmas› oldu¤unu anlat›yor, ATV-Sabah grevindeki dostlar›m›z. Grevdeki Foto Muhabiri Arzu Gündüz: “Bütün medya patronlar›n›n kendi aralar›nda yapm›fl olduklar› bir ‘centilmenlik’ anlaflmas› var. Bu anlaflmaya göre, medya patronlar›n›n herhangi birisinin ifl yerinden, özellikle sendikal nedenlerden ötürü iflten at›lan bir iflçiyi, di¤er medya patronu kesinlikle ifle almayacak. Biz Çal›k Grubu’nda çal›fl›rken iflten at›ld›k, Do¤an Medya’da çal›flam›yoruz, çünkü bu durum büyük patronlar›n ‘centilmenliklerine’ ters düflüyor.” Dolay›s›yla da bu grevin haberini yay›nlamalar›n› beklemek de anlams›z olur.
kette çal›fl›yor, asl›nda ayn› iflyerindesiniz” fleklinde anlat›yor durumu. Bu çok parçal› flirketler grubu TMSF’nin el koymas›yla birlikte, grevcilerin de dedi¤i gibi, bir durgunluk sürecine giriyor. Bu f›rsattan yararlanan bas›n emekçileri, ATV ve Sabah’ta örgütleniyorlar. ‹lk olarak ATV salt ço¤unlu¤u sa¤l›yor ve yetkiyi al›yor. Sonras›nda Çal›k Grubu’na sat›lmas›yla birlikte, Çal›k, Turkuaz Dergi Grubu’nu tek flirket çat›s› alt›nda top-
Bas›n emekçileri yaln›z de¤ildir! 25 fiubat Çarflamba günü, gazetemiz ‹flçi-köylü’nün de aralar›nda bulundu¤u, devrimci ve sosyalist bas›n emekçileri olarak, ATV ve Sabah Gazetesi’nin Balmumcu’da bulunan binas› önünde, grevlerini sürdüren TGS (Türkiye Gazeteciler Sendikas›) üyelerine, dayan›flma ziyareti gerçeklefltirdik. Gazetemiz ‹flçi-köylü, At›l›m, Devrimci Demokrasi, Yürüyüfl, Kald›raç, K›z›l Bayrak, Odak, Proleter Devrimci Durufl ve Sosyalist Barikat emekçilerinin yer ald›¤› ziyarette “Atv-Sabah’ta grev var, bas›n emekçileri yaln›z de¤ildir” yaz›l› pankart aç›ld›. Devrimci bas›n emekçileri ad›na bir konuflma yapan Erdal Bektafl, yaflanan ekonomik krizin faturas›n›n iflçi ve emekçilere ödetilmeye çal›fl›ld›¤›n›, iflçilerin grevlerinin medya tekelleri taraf›ndan sansürlendi¤ini, devrimci bas›n olarak iflçilerin emekçilerin sesi olmaya devam edece¤imizi dile getirdi. (‹flçi-köylü çal›flanlar›)
luyor. TGS’nin ATV ve Sabah’ta T‹S (Toplu ‹fl Sözleflmesi) yetkisi oldu¤u için, kanunlara göre otomatikman, tek flirket çat›s›nda toplanan, Turkuaz Dergi Grubu’nun tamam›nda yetki sahibi olmas› gerekli. Ancak, Çal›k Grubu bu duruma itiraz ederek, “sadece ATV’yi kapsar” iddias›yla mahkemeye baflvuruyor. Gündüz’ün anlat›mlar›na göre, Çal›flma Bakanl›¤› bir yandan oyalarken, di¤er yandan da Çal›k Grubu taraf›ndan, “say›lar› yetersiz” fleklinde itirazlarla dava açarak, süreç uzat›l›yor. Al›fl›k oldu¤umuz patron oyunlar› çerçevesinde bafllayan T‹S görüflmeleri, bir süre sonra t›kan›yor. Bir taraftan sendika ile pazarl›k yapan Çal›k, di¤er yandan çal›flanlara, “centilmence” bask›lar›n› sürdürerek, sendikadan istifa etmeye zorluyor. Patronun sözcülerinden Ahmet Tezcan, yap›lan son görüflmelerde, “grev karar›n› tek tarafl› olarak kald›r›n, ondan sonras›na bakar›z” dedikten sonra, bir daha görüflme olmuyor. Tabi sendika bu durumu kabul etmiyor, çünkü tek tarafl› grev karar›n› kald›rmak demek, sendikan›n yetkisinin düflmesi anlam›na geliyor.
Ne kadar yanl› haber, o kadar ekmek! Gündüz, gazetecilerin haberlerini bahsedildi¤i gibi özgür bir flekilde yapamad›klar›n›, istenmeyen bir haber yap›ld›¤›nda geri çekildi¤i-
“Amac›m›z T‹S imzalamak”
Örgütlenme düflüncesinin, yaflanan mesleki “erozyon” ile do¤du¤unu belirten Güç, “Hak ve özgürlükleri kazanman›n yolu örgütlenmekten geçer. Örgütlü oldu¤umuz zaman tek bafl›m›za baflaramayaca¤›m›z fleyleri baflarabiliriz.” (‹stanbul)
Türkiye Gazeteciler Sendikas› Genel Baflkan› Ercan Özipekçi ile görüflerek, genel duruma iliflkin bilgi ald›k. Özipekçi, Çal›flma Bakanl›¤›’na baflvurduklar›nda TMSF’nin itirazlar› oldu¤unu, aç›lan davalar› kazand›klar›n› ve yetkiyi ald›klar›n› anlat›yor. 17 Aral›k 2008 tarihinde al›nan grev karar›n› uygulamak için, 60 günlük yasal sürenin tamam›n› kulland›klar›n›, sorunu masa bafl›nda çözmek için çaba harcad›klar›n› ifade ediyor. 13 fiubat günü fili olarak greve ç›kt›klar›n› belirten Özipekçi, “Sendikaya üye olmayanlardan bile istifalar geldi” fleklinde bask›lar›n boyutuna dikkat çekiyor. Greve ç›kan iflçilerin iflten at›lmas›n›n anayasay› ihlal etmek oldu¤unu vurgulayan Özipekçi, bu kanunsuzlu¤a karfl›n dava açt›klar›n› ifade etti. Özipekçi, 10 kiflinin greve ç›kmas›n›n patronda bir “rahatlama” yaratt›¤›n›, ancak geliflen destekler ile birlikte yan›ld›klar›n› fark ederek rahats›z olmaya bafllad›klar›n› anlat›yor. Sefaköy ‹flyeri Temsilcisi U¤ur Güç, Sinema Dergisi’nde Görsel Yönetmen olarak çal›fl›yor ve 18 y›ld›r gazetecilik yap›yor.
Grev ATV’de (g)izlenir! 21 fiubat Cumartesi günü grev önlükleri, dövizleri ve meflalelerle Tramvay Dura¤›’nda toplanan bas›n emekçileri, alk›fl ve ›sl›klar eflli¤inde sloganlar atarak yürüyüfle geçti. Galatasaray Lisesi önüne meflalelerle yürüyen gazetecilere, ‹stiklal Caddesi boyunca halk da alk›fllarla destek verdi. Lise önünde yap›lan aç›klamay› TGS ‹flyeri Temsilcisi U¤ur Güç okudu. Güç iki y›l öce anayasal haklar›n› kullanarak sendikalaflt›klar›n›, ço¤unlu¤u sa¤lad›klar›n› ve Turkuaz’da toplu sözleflme yetkisi ald›klar›n›, ancak patronun iflçileri sendikadan istifa ettirmek için birçok yola baflvurdu¤unu, bunun karfl›s›nda greve ç›kmaya karar verdiklerini dile getirdi. Yürüyüfl boyunca “Bu haberi baflka hiçbir yerde okuyamazs›n›z” fleklinde konuflmalar ve ajitasyonlar eflli¤inde “Grev Gazetesi” da¤›t›ld›. (‹stanbul)
Procter&Gamble iflçileri greve gitti Gebze Organize Sanayi içinde faaliyet gösteren Procter&Gamble Tüketim Mallar› Afi’de, Eylül 2008’den bu yana süren T‹S görüflmeleri t›kan›nca, sendika grev karar› ast›. Böylece D‹SK’e ba¤l› TÜMKA’n›n (Türkiye Tüm Ka¤›t Selüloz Sanayi ‹flçileri Sendikas›) örgütlü oldu¤u iflyerinde çal›flan iflçiler, 19 fiubat itibariyle greve ç›kt›lar. Grevdeki iflçiler, görüflmelerin, patronun ilk alt› ay için % 0, ikinci alt› ay içinse % 2 zam teklifi üzerine t›kand›¤›n› ve patronun flu süreçte tüm patronlar›n yapt›¤› gibi, kriz bahanesine sar›ld›¤›n› söylüyorlar. Grevdeki iflçilere sendikalardan ve çeflitli iflyerlerinden destek ya¤makta gecikmedi. Grevdeki iflçileri yaln›z b›rak-
mama ad›na yap›lan destek ziyaretlerinden biri de, grevin 8. günü olan 26 fiubat’ta gerçekleflti. D‹SK Genel Baflkan› Süleyman Çelebi’nin yan› s›ra, Lastik-‹fl, Genel-‹fl, Nakliyat-‹fl ve E¤itim-Sen üye ve yöneticileri taraf›ndan gerçeklefltirilen ziyarette, grevdeki iflçilere dönük konuflmalar yap›larak, krize de¤inildi.
Brisa ve Pireli üretime ara verdi Di¤er taraftan, patronlar›n kriz bahaneli uygulamalar›na her gün yenileri ekleniyor. Kocaeli Alikahya beldesinde kurulu bulunan Risa ve Pireli fabrikalar› da kriz bahanesine s›¤›narak, buralarda örgütlü olan Lastik-‹fl Sendikas›’n›n da onay›yla, üretimi durdurma karar› ald› ve toplam 2 bin 200 iflçiyi bir hafta izne ç›kard›. (Kartal)
Açl›k grevindeki iflçilere sald›r› ‹zmir Büyükflehir Belediyesi, kadrolu ifl talebiyle 2 aya yak›n süredir Belediye binas› önünde açl›k grevinde olan Vira-Kürflat tafleron iflçilerinin taleplerine gözlerini kapatmaya, kulaklar›n› t›kamaya devam ediyor. 7 Ocak 2009’da iflçiler sözleflmelerinin yenilenmesi ve kadrolu çal›flma talepleriyle dönüflümlü açl›k grevine bafllam›fl ve çeflitli eylem ve etkinlikler ile de taleplerini sürekli yinelemifllerdi. ‹flçilerin bu direnifli görmezden gelin-
Emekçinin gündemi S›n›f çal›flmas› ve demokrasi iliflkisi... Demokrasi sorununu kavramada, ülkemizde demokrasi mücadelesinin ve demokratik kitle örgütlerinin önemi konusunda çeflitli yanl›fllarla karfl›lafl›yoruz. Özellikle iflçi s›n›f› ve emekçiler içerisinde yürütülen çal›flmalar›n, baflka bir deyiflle s›n›f çal›flmas›n›n demokrasi mücadelesiyle iliflkisinde birbiriyle çeliflik görüfller tafl›yoruz. Ülkemiz siyasi yönetiminin faflist karakteri hemen hepimizce biliniyor. Ülkemizde faflizmi yaratan ve besleyen unsurlar›n bafl›nda; emperyalizme ba¤›ml› güçsüz ve geri bir ekonomik yap›n›n varl›¤› ile baflta Kürt ulusu olmak üzere, ezilen ulus ve ulusal topluluklar üzerindeki inkarc› siyasetiyle Türk ege-
ni aktar›yor. Gündüz, “Patronun istemedi¤i bir haber yaparsan›z sizi iflten atabilir. Bas›n özgürlü¤ü diye bir fley yok” sözleriyle yaflad›klar›n› dile getiriyor.
men s›n›flar›n›n flovenizmi bulunur. Bu temel gerçeklerde ciddi de¤iflimler olmad›kça ülkede demokrasinin varl›¤›ndan söz edilemeyece¤i aç›kt›r. Onun kadar aç›k di¤er bir nokta da ülkemizde gerçek anlamda bir demokrasinin gelifliminin Demokratik Halk Devrimi mücadelesinden ba¤›ms›z olamayaca¤›d›r. Özlüce söyleyecek olursak; ülkemizde demokrasi sorunu bir devrim sorunudur. Dolay›s›yla en ufak bir demokratik kazan›mdan bir bütün demokrasi mücadelesine dek her türlü mücadeleye devrim perspektifinden bakmak ve gerekli önemi vermek s›n›f siyasetinin vazgeçilmez bir gere¤idir. Konunun teorik k›sm› bu kadar net-
meye devam ediyor, ancak so¤uktan ve ya¤murdan korunmak için üstlerine gerdikleri naylon çad›r ve di¤er eflyalar› hala birilerinin gözlerinden kaçm›yor. Geçti¤imiz günlerde Belediye’nin “görüntü ve çevre kirlili¤i yarat›l›yor” flikayeti ile iflçilerin naylon çad›r›na ve eflyalar›na el konulmufl, ard›ndan da direnifli bitirmeleri söylenmiflti. Yaflanan bu müdahalenin bir benzeri de 24 fiubat 2009 akflam› 21.00 civar›nda tekrarland›.
ken pratik faaliyetimizde ayn› netlikte hareket etti¤imizi söyleyemeyiz. ‹flçi ve emekçiler içerisindeki çal›flmam›z›, onlar›n hak ve talep mücadelesini devrim mücadelesiyle ba¤lant›l› düflündü¤ümüzü ifade etsek de bu noktada sol ve kestirmeci yaklafl›mlara sahibiz. Demokratik hak ve kazan›mlar› art›rmay›, her türlü (s›n›fsal, ulusal, dinsel, cinsel…) bask› karfl›s›nda ülkede bir bütün demokrasiyi gelifltirme konusunda yeterince duyarl› ve aktif de¤iliz. Durum böyle olunca, demokrasi sorununu devrim sorunu olarak kavramada da tutars›zl›klar tafl›d›¤›m›z anlafl›l›r. Bu kavray›fl e¤er demokratik hak mücadelesini pratikte küçümseme sonucunu do¤uruyorsa teorimizle prati¤imiz aras›ndaki çeliflki aç›kt›r. Oysa bizim flu an özelikle kavramam›z gereken fley; her türlü demokratik mücadele ve kazan›m›n devrime hizmet edece¤i, onu gelifltirece¤i gerçe-
¤idir. Lenin’in sözleriyle ifade edecek olursak; “…demokrasi yaln›zca s›n›f savafl›m›n› daha do¤rudan, daha genifl, daha aç›k, daha belirgin hale getirir. Gerek duydu¤umuz fley de budur. (…) Yönetim sistemi daha demokratik hale geldikçe iflçiler, musibet kayna¤›n›n, hak eksikli¤i de¤il, kapitalizm oldu¤unu daha iyi anlayacaklard›r…” ‹flçi ve emekçiler içerisindeki faaliyetimize iliflkin “s›n›f çal›flmas›” yürütmek ile “demokratik çal›flma” yürütme/demokratik mücadele verme konular›nda ilginç(!) baz› karfl›tl›klar kuruldu¤unu görüyoruz. Yer yer bunlar›n karfl› karfl›ya konuldu¤una tan›k olsak da esas›nda demokratik çal›flmay› talide b›rakan, hatta küçümseyen yaklafl›mlar göze çarp›yor. Bu durum tam da ülkemizdeki komünist ve devrimcilerin temel zafiyetlerinden birine iflaret etmektedir. Demokratik alanlar›n önemsenmeyerek küçük bur-
Ayn› gerekçe ile gelen polis iflçilerin so¤uktan korunmak için kulland›klar› naylon çad›ra ve di¤er eflyalar›na el koydu ve fiili güç kullanarak iflçileri gözalt›na almak istedi. Vira-Kürflat tafleron iflçileri yaflanan bu sald›r›y› 25 fiubat günü Belediye önünde yapt›klar› bir bas›n aç›klamas› ile protesto etti. ‹flçiler ad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan Özkan K›l›ç, tüm bask›lara ra¤men mücadelelerinde sonuna kadar kararl› olduklar›n› duyurdu. (‹zmir)
juva reformistlere b›rak›lmas›, kitleselleflme konusunda yaflad›¤›m›z sorunlar›n da önemli bir aç›klamas› niteli¤indedir. Daha kötü olan ise bu olumsuz gerçekli¤in “do¤ru” kabul edilmesi, “s›n›f çizgisinin” bir gere¤i san›lmas›d›r. ‹flçilerin politik e¤itiminde sadece u¤rad›klar› ekonomik bask›lara dayal› bir ajitasyon ve propagandan›n onlara s›n›f bilinci tafl›maya yetmeyece¤ini biliyoruz. Ülkedeki her türlü bask› ve eflitsizli¤inin teflhirinin yap›larak iflçi s›n›f›n›n tutarl› ve kararl› bir demokrasi ruhuyla e¤itilmesi, burjuvaziye karfl› savafl›m›nda s›n›fa gerekli olan temel bir niteliktir. Özelikle de bizimki gibi ülkelerde bu çok daha geçerlidir. Demokrasi bilinci geliflmemifl, kendi s›n›f sorunlar› da dâhil toplumsal sorunlara bütünlüklü bakamayan bir iflçi s›n›f›n›n ekonomizmin, reformizmin ve flovenizmin etkisinden
‹ncirlik’te askerlere k›yak, iflçilere k›y›m! Adana ‹ncirlik Hava Üssü’ndeki villa inflatlar›nda çal›flan iflçiler maafllar›n› istiyor. 25 fiubat günü Adana ‹fiKUR önünde biraraya gelen iflçiler “Ücret hakt›r gasp edilmez” yaz›l› pankart açarak bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi. ‹flçiler, ABD’li Tusek flirketine çal›flan tafleron Makyal-Erka isimli firmadan 4 ayd›r maafllar›n› alamad›klar›n›, Ocak ay›nda ücretsiz izne ç›kar›ld›klar›n› dile getirerek tafleron firmalar›n suçu birbirlerine att›klar›n› söylediler. Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan 5 km yürüyerek MakyalErka firmas›n›n önüne gelindi. Bas›n aç›klamas› yapmak isteyen iflçileri flirketin güvenlik çal›flanlar› engellemek istedi ancak iflçiler buna ra¤men eylemi gerçeklefltirdi. ‹flçilerin avukat› ‹smail Hakk› Atav firma yetkilileriyle görüfltü. Yap›lan aç›klamada iflçiler haklar›n› alana kadar mücadele edeceklerini belirtti. (H. Merkezi)
kurtulabilmesi mümkün de¤ildir. Bu nedenle iflçi ve emekçilere demokrasi bilincinin yerlefltirilmesi kadar onlar›n demokratik mücadeleler ve çal›flmalar içerisinde e¤itilmesi mücadelemiz için stratejik bir öneme sahiptir. ‹flçi s›n›f› teorisinde aç›kt›r ki demokrasi; eflitlik anlam›na gelir. Biz bunu nihai olarak s›n›flar›n ortadan kald›r›lmas› olarak anlar ve fliar ediniriz. Bu anlamda demokrasi ya da eflitlik fliar›n›n çal›flmalar›m›z aç›s›ndan önemi tart›flmas›zd›r. Di¤er yandan biz, demokrasinin biçimsel bir eflitlik anlam›na geldi¤ini de biliriz. En geliflkin demokraside dahi s›n›flar›n henüz ortadan kalkmad›¤›, tam ve gerçek bir eflitli¤e ulafl›lamad›¤› do¤rudur. Fakat unutulmamal›d›r ki; özünde biçimsel bir eflitlik anlam›na gelen demokrasi hayata geçti¤indedir ki, ancak o zaman gerçek eflitli¤in de yolu aç›lm›fl olacakt›r.
Asil Çelik patronu iflçilerle oynuyor! Bursa Orhangazi ilçesinde kurulu olan Asil Çelik Sanayi Tic. A.fi.’de toplu ifl sözleflmesi görüflmelerinin sonuçsuz kalmas›n›n ard›ndan 30 Ocak 2009 tarihinden beri grevde olan Asil Çelik iflçileri, tüm zorluklara karfl›n mücadelelerini sürdürüyor. Ancak Asil Çelik patronu da bofl durmuyor. Kriz sürecini kendi lehine çevirmek için 24 fiubat günü sendikay› görüflmeye ça¤›rarak, s›f›r zam teklifini yineledi. Birleflik Metal-‹fl Sendikas›, Asil Çelik iflçilerinin aileleri ve Orhangazi halk›ndan yüzlerce kifli ile birlikte 24 fiubat günü Orhangazi Meydan›’nda bir bas›n aç›klamas› yaparak, patronun oyunlar›n› ve uzlaflmaz tutumunu protesto etti. Kitle ad›na Birleflik Metal-‹fl Genel Sekreteri Selçuk Göktafl’›n yapt›¤› aç›klamada “Biz zaten yoksuluz, bizim yoksullu¤umuzu kimse kullanmaya kalkmas›n” dedi. ‹flçiler sloganlar atarak halaylarla eylemde yerini ald›. Eylemin ard›ndan grevdeki iflçilerin grevle
“Bak postac› yürüyor!” Haber-Sen Genel Merkezi 25-27 fiubat’ta PTT emekçilerinin sorunlar›n› kamuoyuyla paylaflmak ve kendilerine yönelik sald›r›lar› protesto etmek amac›yla “Bak Postac› Yürüyor” fliar›yla iki koldan Ankara’ya yürüdü. 25 fiubat’ta ‹stanbul’da bafllayan yürüyüfl Gebze, Kocaeli’den sonra 26 fiubat günü Bursa’ya ulaflt›. Genç Osman PTT önünde karfl›lanan yürüyüfl kolu Bursa’n›n merkezi caddelerinde bildiri da¤›tt›. Saat 12.00’de Timartaflpafla otobüs duraklar›nda toplanan PTT emekçileri, Heykel PTT önüne kadar alk›fl ve sloganlarla yürüdü. Burada KESK MYK üyesi Akman fiimflek ve Haber-Sen Bursa fiube Baflkan› Orhan Çak›r birer konuflma yaparak AKP hükümetinin sald›r› politikalar›n› elefltirdi. Yürüyüfl kolu aç›klaman›n ard›ndan Eskiflehir’e hareket etti. Birçok bölgede yürüyüfller ve bas›n aç›klamalar› ile sorunlar›na dikkat çeken posta emekçileri son olarak Abdi ‹pekçi Park›’nda biraraya gelerek “Bak postac› geliyor hesap soruyor”, “Köle de¤il postac›y›z”, “PTT halk›nd›r sat›lamaz” sloganlar›n› hep birlikte hayk›rd›lar. “Kefalet sand›¤›ndaki paralar›m›z geri ödensin”, “Angarya çal›flt›r›lmaya son” yaz›l› dövizler tafl›yan PTT emekçileri sorunlar›n›n çözülmesini isteyerek PTT Genel Müdürlü¤ü’ne yürüdüler. Burada bir konuflma yapan Haber-Sen genel baflkan› Ali Y›lbafl›, postac›lar›n y›ll›k ve bayram izinlerini kullanamad›¤›n›, özellefltirmelerle çal›flma koflullar›n›n a¤›rlaflt›¤›n› dile getirdi. PTT emekçileri daha sonra son uyar› mektuplar›n› gönderdi. (H. Merkezi)
ilgili düflüncelerini gazetemizle paylaflmak istedik: - Sizi greve getiren süreçle ilgili düflüncelerinizi bizimle paylafl›r m›s›n›z? Hüseyin Gül: Biz bu greve toplu sözleflmede patronun uyuflmazl›k tutumu ve s›f›r zam dayatmas›ndan dolay› gittik. 8 y›l önce Asil Çelik kamuya aitti. Özellefltirildikten sonra dördüncü toplu sözleflme süreci yafl›yoruz. ‹lk toplu sözleflmede s›f›r zamma imza att›k, ikinci toplu sözleflmede greve gittik. Üçüncü toplu sözleflmede yine grev aflamas›ndan döndük. Dördüncü toplu sözleflmede yine patronun uzlaflmaz tutumundan dolay› grevdeyiz. Patronu masaya ça¤›rd›¤›m›zda gelmiyor, geldi¤inde s›f›r zamla geliyor. Yani bizimle dalga geçiyor. Patronun bu tutumu biz iflçilerin birlikteli¤ini olumlu yönde etkiliyor. Çünkü patronun art niyetli oldu¤unu görüyoruz. Ekonomik krizin had safhada oldu¤u bir dönemden geçiyoruz. Ama bu zor dönem söz konusu olsa bile hakk›m›z› almak için sonuna kadar
22 Aral›k 2008’den bu yana grevde olan Sinter iflçilerine verilen destek her geçen gün büyüyor. Hukuksal mücadelelerini de sürdüren ve açt›klar› davalardan birinin duruflmas› geçti¤imiz günlerde görülen Sinter iflçilerine verilen bu yo¤un destek, sadece ülke s›n›rlar›n› de¤il, uluslararas› alan› da kapsam›fl bulunuyor. ‹flçilere uluslararas› destek veren sendikalardan biri de Alman Metal ‹flçileri Sendikas› (IGM) oldu. 26 fiubat günü Sinter iflçilerini ziyaret eden IGM üyeleri, burada yapt›klar› konuflmalarda, enternasyonal dayan›flman›n güçlendirilmesi ça¤r›s› yapt›lar. Ziyaret s›ras›nda bir konuflma yaparak,
küresel kriz koflullar›nda iflçiler aras›ndaki dayan›flman›n art›k bir zorunluluk haline geldi¤ini belirten IGM Uluslararas› Dayan›flma Sözcüsü Klavas Trignetz, kendilerinin de dayan›flmay› büyütmek için yo¤un bir çaba içinde olduklar›n› vurgulad›. Sinter iflçilerinin direniflinin baflar›ya ulaflmas› için bir tak›m görüflmeler yapt›klar›n› da belirten Trignetz, bu giriflimlerin, Sinter Metal’in ifl yapt›¤› fabrikalarla görüflmeler fleklinde sürdü¤ünü belirtti. Sendikal haklar için verilen mücadelenin ayn› flekilde Almanya’da da sürdü¤ünü söyleyen Trignetz, örne¤in BMW ve Daimler Cruze fabrikalar›nda haklar› gasp edilen iflçiler için yo¤un bir çal›flma içinde olduklar›n› aç›kla-
d›. Birleflik Metal-‹fl yöneticilerinin de kat›larak, konuklara teflekkür niteli¤inde konuflmalar yapt›¤› ziyaret s›ras›nda hep bir a¤›zdan ve s›k s›k “Sinter iflçisi yaln›z de¤ildir”, “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›” sloganlar› at›ld›. Ziyaret alk›fllar aras›nda son buldu. (Kartal)
120 yetmez, daha fazla öldürün Tersanelerde krizle birlikte yaflanan iflçi k›y›mlar›n›n yan›s›ra, ifl cinayetlerinin de ard› arkas› kesilmiyor. Son iki ay içinde peflpefle gelen ifl cinayetlerine, 20 fiubat’ta bir yenisi daha eklendi. Böylece Tuzla Tersaneleri’nde ifl cinayetlerine kurban giden iflçi say›s› 120’ye ulaflt›.120. ifl cinayetinin kurban› ise Cemil Akgül adl› tersane iflçisi oldu. Bir kez daha ifl güvenli¤ine dönük tedbirlerin yetersizli¤i nedeniyle yaflanan bu son ifl cinayeti ise, 22 fiubat’ta yap›lan bir eylemle protesto edildi. Limter-‹fl Sendikas›’n›n örgütledi¤i eylemde, Cemil Akgül’ün yaflam›n› yitirdi¤i Çiçek Tersanesi önüne siyah çelenk b›rak›ld›. Ö¤len saatlerinde gerçeklefltirilen eylemde “120 Yetmez, Daha Fazla Öldürün” yaz›l› bir pankart aç›ld› ve Tersane
okurlar›n›n yapt›¤› eylemde “Direnifl! Grev! ‹flgal! S›n›f kinimiz büyüyor” yaz›l› pankart aç›ld›.
22 fiubat Pazar günü Gazi Mahallesi Partizan olarak dünyan›n birçok ülkesini sar›p sarmalayan yaflad›¤›m›z co¤rafyada da kendisini yak›c› bir flekilde hissettiren ekonomik krize yönelik Fevzipafla Caddesi Dörtyol’da bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdik. “Direnifl! Grev! ‹flgal! S›n›f kinimiz büyüyor” yaz›l› Partizan imzal› pankart›m›z› açarak gerçeklefltirdi¤imiz bas›n aç›klamas›nda; krizin egemenler taraf›ndan yarat›ld›¤› ve faturas›n›n zorla emekçi halka mal edilmeye çal›fl›ld›¤› ifade edilerek, halk›n kendi öz so-
grevde kararl›y›z. - Çal›flma koflullar›n›z› anlat›r m›s›n›z? - Ben 15 senedir burada çal›fl›yorum. 8 sene önce, özelleflmeden önce üretim 180 bin tondu. Özellefltikten sonra üretim 400 bin tona ç›kt›. 1800 derece ateflin içinde çeli¤e flekil veriyoruz, art› iflçilik maliyeti % 10’dan % 6’ya düfltü. Sürekli var olan haklar›m›z› da elimizden almaya çal›fl›yorlar. Bu grev de zaten bize dayat›lan bu kölece çal›flma koflullar›ndan dolay› ortaya ç›kt›. Ahmet Güllü: Arkadafl›n anlatt›¤› gibi biz flu an ma¤duruz. Patronun bask›s› tutumundan ve verilen sözlerin yerine getirilmemesinden dolay› ma¤duruyuz. Özelleflip güzelleflece¤iz diye bu hallede düfltük. Rekor düzeyindeki üretim yapan bir yerde, bir de bir kriz bahanesi ile kesildi. Bu arada ücretler de zaman›nda ödenmemeye baflland›. Tafleronlarda çal›flan arkadafllar iflten at›ld›. Onlar da ma¤dur edildiler. Biz hükümete derdimizi nas›l, ne flekilde iletebiliriz? Zaten adamlar iflçi s›n›f›n›
yok say›yorlar. 8 senedir hükümetler iflçi lehine bir yasa ç›karmad›lar, hep sermayeye yönelik yasalar ç›kar›yorlar. Tuzla’da yaflanan olaylar ortada. ‹nsana sayg› yok, eme¤e sayg› yok. Yine s›f›r zam dayatmaya çal›fl›yorlar. Yalç›n Sevimli: Ben de 22 y›ld›r Asil Çelik’te çal›fl›yorum. Fabrika özellefltirildikten sonra süreç bizim aleyhimize h›zla geliflti. Burada çal›flan iflçinin patron için hiç önemi yok. Bu nedenle birinci suçlu devlet, ikinci suçlu da patrondur. Biz iflçiler olarak bu fabrika devlet elindeyken de çok fazla bir fley istemedik. Fabrikay› alan kifliden de çok fazla bir fley istemedik. Biz sadece insanca yaflayabilecek bir ücret talep ettik. Onun için insanca haklar›m›z› alana kadar direnece¤iz. Yoksa insanl›¤›m›z› yitirece¤iz. (Bursa)
Sinter direnifliyle uluslararas› dayan›flma
Gazi Mahallesinde Partizan
Grev, direnifl, iflgal!
‹flçi-köylü 5
‹flçi/köylü
6-19 Mart 2009
runlar›n›n d›fl›na itilerek Ergenekon yalanlar›yla meflgul edildi¤i söylendi. Ayr›ca “yaklaflan yerel seçimlerle eli kanl› faflistler oy avc›l›¤›na ç›karak asl›nda daha çok katliam, iflkence, y›k›m, yoksulluk ve yozlaflmay› getireceklerini ifade etmektedirler” denildi. Aç›klamada ayr›ca, çürümüfl düzene karfl› örgütlü yaflam› ve s›n›f mücadelesini gelifltirmenin önemi belirtilerek yaklaflan bahar ay›nda isyan atefllerini büyütmek için 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü, 12 Mart Gazi katliam›nda Partizan saflar›nda hesap sormaya ça¤r› yap›lm›flt›r. Aç›klama s›ras›nda “Zafer direnen emekçinin olacak”, “Birlik mücadele zafer” sloganlar› at›ld›. (Gazi Mahallesi Partizan okurlar›)
önünde bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Aç›klamay›, Limter-‹fl Genel Sekreteri Kamber Sayg›l› yapt›. Tersanelerde iflten ç›kar›lanlar›n en baflta da ifl güvenli¤i uzmanlar› oldu¤unu da söyleyen Sayg›l›, aç›klamas›n› “bu olumsuz tabloya 2.5 ay içerisinde 7 arkadafl›m›z›n ifl cinayetine kurban gitmesi eklendi” diyerek “iflçi say›s›n›n azalmas› ile bir iflçinin üzerindeki ifl yükü artm›fl ve iflçiler bitkin düflürülmüfltür” fleklinde konufltu.
Dok-Gemi ‹fl patronlara destek eylemi yapt› Tersane patronlar›n›n, patron yanl›s› duruflu nedeniyle tersanelerde örgütlenmesi için yo¤un destek verdi¤i Dok-Gemi ‹fl, bu deste¤i karfl›l›ks›z b›rakmad›! 25 fiubat günü tersanelerde sözde kriz
bahaneli bir eylem örgütleyen sar› sendika, eylemde devletin patronlara kriz deste¤i yapmas›n› talep etti. Sedef Tersanesi önünde ve ö¤len yemek paydosu saatlerinde yap›lan eyleme, bu tersanede çal›flan iflçiler kat›l›rken, eyleme tersanenin beyaz baretli, yani patron temsilcisi çal›flanlar›n›n da yo¤un bir kat›l›m sa¤lad›¤› gözlendi. Türk-Metal Sendikas› ve Yol-‹fl Sendikas› temsilcilerinin de kat›ld›¤› eylemde, Türk-‹fl Bölge Baflkan› Faruk Büyükkucak bir konuflma yapt›. Eylemde yap›lan konuflmalarda ifl cinayetlerine neredeyse hiç de¤inilmeyip, bir-iki k›sa vurguyla geçifltirilirken, devletin sektöre sahip ç›kmas› gerekti¤i dile getirildi. (Kartal)
Sald›r›lar› geri püskürtmek, örgütlenmekle mümkündür! Binlerce emekçiyi yak›ndan ilgilendiren Toplu ‹fl Sözleflmesi görüflmeleri, birçok iflkolunda bafllam›fl bulunmakta. T‹S görüflmelerini sürdüren iflkollar›ndan biri kamu sektörüyken, bir di¤eri de Deri iflkolu. Deri ifl kolunda süren T‹S görüflmeleriyle ilgili Deri‹fl Genel Baflkan› Musa Servi’yle görüfltük. Servi, ilk önce küresel mali krizin gölgesinin, kaç›n›lmaz olarak T‹S görüflmelerine de yans›d›¤›n› söyledi. Ayr›ca iflveren cephesinin, uzunca zamand›r gerçeklefltirdi¤i hak gasplar›n›n ç›tas›n›, bu görüflmelerle birlikte daha da yükseltme e¤iliminde oldu¤unu aktar›yor. ‹flverenlerin bu yöneliminin çal›flanlar cephesindeki yans›mas›n›n ise birçok ifl kolunda, yeni haklar elde etmekten ziyade, mevcut haklar› koruma e¤ilimi olarak otaya ç›kt›¤›n› vurguluyor. Ancak kendilerinin bu yönlü bir e¤ilimde olmad›klar›n›, yeni haklar elde etme çabalar›n›n T‹S görüflmelerinde
de sürdü¤ünü belirtiyor. ‹flverenler derideki T‹S süreci daha bafllamadan, geçti¤imiz Aral›k ay›ndan bafllayarak, kriz var, iflçiler, ikramiye, sosyal haklar gibi haklar›ndan taviz vermeli yönlü yaklafl›m›n› her vesileyle dile getirmeye bafllam›fl. Bugüne kadar yap›lan iki T‹S oturumunda da, böyle bir fleyi kabul etmeyeceklerini aç›klam›fllar. Yapt›klar› temsilciler toplant›s›nda ise, durumu temsilcilere aç›p, önümüzdeki süreçte grevde dahil, bir dizi eyleme haz›rl›kl› olunmas› gerekti¤ini söylemifller. Servi son olarak, derideki T‹S görüflmelerinin sürdü¤ünü ve nas›l bir sonuç ç›kaca¤›n› önümüzdeki sürecin gösterece¤ini söylüyor ve “süreçteki kapsaml› sald›r›lar› geri püskürtebilmenin tek yolu, sadece sendikal alanda de¤il, s›n›f önderlerinin yaflam›n her alanda iflçi-emekçi y›¤›nlar› örgütleyip, harekete geçirmesiyle mümkündür” diye cevapl›yor. (Kartal)
Asil Çelik iflçileri tüm s›k›nt›lara ra¤men direnifllerine devam edeceklerini belirterek “zaten onlar›n gözünde iflçi s›n›f›n›n bir önemi yok” diyorlar.
Resmi tefecilik üreticinin ümü¤ünü s›k›yor! Son günlerde TMO (Toprak Mahsülleri Ofisi)’nin üreticiden alm›fl oldu¤u ürünün ücretini 15 gün içinde ödeyece¤ini bildirmesi ve 60 gündür ödememesi ile üretici “iki arada bir derede” kalm›flt›r. Tüccarlara güvenmeyen köylüler, devlet kurumu diye güvendikleri TMO’nun ücretlerini vermemesi ile tüccardan fark›n›n olmad›¤›n› bu vesile ile ö¤rendiler. 2008 y›l› içinde de ayn› prati¤i sergileyen TMO, sadece m›s›r de¤il, f›nd›k vb. ürünlerinde ödemesi için 25 günlük bir süre vermifl ve yine geciktirmifltir. Geciken her ödeme üretici bankan›n kredi faizine maruz kalmakta ve alaca¤›n›n ortalama iki kat bir borç ile karfl› karfl›ya kalmaktad›r. (H. Merkezi)
Devrimci güçlerden mücadele ça¤r›s› Bir süre önce Ankara’da Partizan, Al›nteri, BDSP, DHF, ESP, Odak ve Kald›raç’tan oluflan devrimci bileflenler, Ankara yerelinde sendika flubelerini, emek ve kitle örgütlerini biraraya getirip krizin iflçi ve emekçiler üzerindeki etkisine; iflten atmalara, yoksullaflt›rmaya, zamlara ve emperyalist yasalara karfl› birleflik güçlü bir mücadele örmek için çal›flmalara bafllam›flt›. Bu çal›flmalar dâhilinde çeflitli sendika, platform ve siyasi partilerle görüflen devrimci yap›lar gerçeklefltirdikleri bir bas›n aç›klamas›yla konuya iliflkin görüfllerini deklarasyon fleklinde kamuoyuna aç›klam›flt›. Bu kapsamda süreci tart›flmaya açmak ve güçlendirmek amac›yla 18 fiubat günü “Kriz ve mücadele” konulu bir panel gerçeklefltirildi. Panel öncesinde bileflenler ad›na yap›lan konuflmada süreçten k›saca bahsedilip as›l mücadelenin krizdeki düzene karfl› verilmesi gerekti¤i vurguland›. Ekin Sanat Merkezi’nde gerçeklefltirilen panele konuflmac› olarak Gazi Üniversitesi Ö¤retim Görevlisi Yüksel Akkaya, Tez Koop-‹fl Genel E¤itim Dan›flman› Volkan Yarafl›r ve SES üyesi Yusuf Özden kat›ld›. ‹lk konuflmay› yapan Yüksel Akkaya, kapitalizmin tarihsel gelifliminden, girdi¤i süreçlerden, kriz ve bunal›mlardan bahsetti. “K›rsal nüfusun yo¤un oldu¤u Türkiye’de köylüler krizden en fazla etkilenecek kesimlerdir” diyen Akkaya, tam da bu süreçte k›r yoksullar›n›n örgütlenmesi gerekti¤ini söyledi. Daha sonra sözü alan SES üyesi Yusuf Özden, genel olarak sendikal çal›flmadan bahsetti. Özden sendikalar›n süreci karfl›layabilecek durumda olmad›¤›n› ve iflçilerin gerisinde kald›¤›n› söyledi, yap›lan ifl b›rakma, iflgal ve direnifl eylemlerinde sendikalar›n eylemi örgütleyicisi de¤il k›smen destekçisi konumunda kald›¤›n› vurgulad›. Son konuflmac› Volkan Yarafl›r; iflçilerin fabrika iflgal ve direnifllerini örnek gösterdi, s›n›f›n mesaj›n› verdi¤ini devrimcilerin bu mesaja do¤ru cevap vermesi gerekti¤ini söyledi. (Ankara)
‹flçi-köylü 6
Denge Azadi
Yüzleflme BOTAfi’›n aç›lmas›yla bafllar
’90’l› y›llarda lambalar kapat›ld›ktan sonra söylenebilen gerçeklerle yaflayan bölge insan›n›n sesi bugüne kadar F›rat’›n bat›s›na geçemedi. Geçmek isteyenlerin de ak›beti suda yitip gitmek oldu. Ancak bugün, TC’nin özellikle bölgeye yönelik planlar çerçevesinde yeniden yap›lanmaya gitmek zorunda kalmas›yla “eski”yi tasfiye etme çabas›n›n ürünü olan Ergenekon operasyonuyla herkesin bildi¤i gerçekleri direkt failleri taraf›ndan dile getirilir oldu. Dalga dalga estirilen operasyon furyas› zaten bilinen eli kanl› katillerden devlet ad›na “hesap sorma” gibi söy-
‹HD’den DTP’ye yönelik sald›r›lara tepki ‹HD ‹zmir fiubesi yöneticileri yapt›klar› bir bas›n toplant›s› ile çeflitli illerde DTP’nin seçim bürolar›na yönelik sald›r›lara karfl›, yerel yönetim seçimlerinin adil ve demokratik bir ortamda yap›labilmesi için yetkilileri gerekli tedbirleri almaya ça¤›rd›. 24 fiubat günü ‹HD ‹zmir fiubesi’nde konuyla ilgili bas›n aç›klamas›n› ‹HD ad›na flube yöneticilerinden Av. Canan Uçar yapt›. Uçar, DTP’nin seçim bürolar›na yönelik birçok yerde tafll›, molotofkokteylli sald›r›lar oldu¤una dikkat çekerek, yetkili makamlar›n bu sald›r›lar› münferit ve vatandafl hissiyat› olarak niteleyerek hiçbir önlem almad›¤›n› söyledi ve DTP’ye yönelik sivil gibi görünen ve resmi olarak yürütülen tüm bu sald›r›lar›n hükümetten güç almaks›z›n yap›lamayaca¤›n› belirtti. Bas›n toplant›s›n›n ard›ndan söz alan ‹zmir Birlikte Baflaraca¤›z Platformu Büyükflehir Belediye Baflkan Aday› Av. Arif Ali Cang› da, Adalet Bakan› Mehmet Ali fiahin’in “hükümetle ters düflenler projeleri için deste¤i Ankara’dan alamaz” sözünü hat›rlatarak, DTP üzerindeki bask›lar›n fiahin taraf›ndan itiraf edildi¤ini belirtti. (‹zmir)
lemlerle “demokrasi bilincinin gelifltirilmesi” fleklinde kan›ksat›lmaya çal›fl›l›rken yüksek sesle söylenmek zorunda kal›nanlar hala devam eden devlet terörünün bir parças›n› sundu. Sunulan k›sm› da ulusal/devrimci bilinci geliflen bir halk›n yüzy›llard›r inkâr ve imha politikalar›yla yok edilmesi çabalar›n›n kanl› bilânçosunun tablosu oldu. “Yakalanan”, “ele geçirilen” Ergenekon elemanlar› ne hikmettir ki klasörlere s›¤mayacak “itiraflar”da bulunarak piflmanl›klar›n› dile getiriyor. Kaç›r›p iflkence tezgâhlar›ndan geçirdikleri, sokak ortas›nda infaz ettikleri, asit kuyular›nda
kaybettikleri binlerce insan›n aç›k adres vererek aç›lmas›n› istedi¤i BOTAfi kuyular›, Adalet Bakan› Mehmet Ali fiahin’in gündemine henüz girmifl de¤il! Kaybedilen binlerce insan›n fi›rnak’ta bulunan BOTAfi asit kuyular›n›n içerisine at›ld›¤›n› “itiraf” eden J‹TEM itirafç›s› Abdulkadir Aygan ve Ergenekon flarlatan› Tuncay Güney’in aç›klamalar›n› “yeterli delil” olarak kabul etmesinin “hukuken” mümkün olamayaca¤›n› söyleyen fiahin için, ak›beti “bilinmeyen” binlerce insan›n varl›¤› yeterli bir kan›t oluflturmuyor olsa gerek! Öldürürken hukukun olmad›¤› Kürt illerinde, hukuk “aray›fl›na” giren fiahin’in aç›klamalar›, devletin Ergenekon ad›yla ortaya serilenin, bahsedildi¤i gibi yüzleflme olmad›¤›n›n aç›k bir ispat› niteli¤indedir. Ergenekon operasyonuyla devletin kendi kendisinden hesap soramayaca¤›n› iyi bilen Kürt halk› ödenilen bedellerin hesab›n› soracak olan›n yaln›zca kendisi olaca¤›n›n bilinciyle bafllatt›¤› süreci devam ettirmekte kararl›. Y›llar süren ac›l› bekleyifllerinin son bulmas›, her kap› çal›n›fl›nda bekledikleri haberi alamaman›n yaflatt›¤› tedirginlikleri, kelimelerle ifade edileme-
yen duygular›n› paylaflmak için bir mezar isteyen aileler ‹HD ile birlikte aray›fllar›n› savc›lar› harekete geçirmekle sürdürdü. 2 fiubat’ta faili meçhul cinayetlerde yaflam›n› yitirenlerin ilk elden adresi olarak gösterilen Diyarbak›r J‹TEM Grup Komutanl›¤›’n›n ‹çkale’deki eski binas›na giderek buradaki hücreleri inceleyen aileler, hücre bölümlerinde yap›lan iflkencelerin izlerini bas›na gösterdi. Duvarda sallanan ve “ask›” olarak adland›r›lan iflkence aletlerinin hâlâ durdu¤u Diyarbak›r J‹TEM Grup Komutanl›¤›’n›n çevresi yeniden düzenlese de, o dönemin izleri silinemiyor. 18 fiubat’ta Silopi Cumhuriyet Baflsavc›l›¤› BOTAfi Karadeniz Elektrik Rafinerisi’nde inceleme bafllatt›. ‹ncelemeye al›nmayan kay›p yak›nlar› ve DTP Silopi ‹lçe Baflkan› Süleyman fiavluk ise rafineri önünde incelemelerin sonlanmas›n› bekledi. Gözalt›na al›nd›ktan sonra katledilen yüzlerce kiflinin BOTAfi’ta asit kuyular›na at›ld›¤› iddialar›na karfl› kuyular›n bir an önce aç›lmas›n› ve sorumlular›n yarg›lanmas›n› isteyen kay›p yak›nlar› ise 23 fiubat 2009 tarihinde Silopi’deki BOTAfi kuyular›n›n önüne giderek bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi. ‹HD MYK üyeleri ile ‹HD bölge temsilcileri, kuyular›n aç›lmas› için ilk olarak Silopi Cumhuriyet Baflsavc›l›¤› ile görüflmek istedi. Görüflme talebini önce reddeden Cumhuriyet Baflsavc›s›, daha sonra toplant›s› oldu¤unu ve kendisi ile görüflülmesi için önceden bir dilekçenin yaz›lmas› gerekti¤ini söyleyerek görüflmeyi yapmad›. Baflsavc› ile görüflemeyen ‹HD’liler BO-
Amed’de Cumartesi eylemleri 10 y›l aradan sonra ‹HD’nin ça¤r›s›yla bafllayan Cumartesi Eylemleri’nin 5.si Kofluyolu Park› Yaflam An›t› önünde gerçeklefltirildi. “Failler ve silahlar bulundu, kay›plar nerede!” kampanyas› çerçevesinde yap›lan bas›n aç›klamas›nda bir kay›p ailesi, yak›n›n›n kaybedilifl sürecini anlatt›. ‹HD flube yöneticileri, Bar›fl Anneleri ‹nisiyatifi ve kay›p ailelerinin kat›ld›¤› aç›klama 10 dakikal›k oturma eyleminin ard›ndan “Kay›plar bulunsun, hesap sorulsun”, “fiehit namirin” sloganlar›yla sonland›. Aç›klaman›n ard›ndan Diyarbak›r ‹HD fiube Baflkan› Muharrem Erbey, ‹HD öncülü¤ünde geliflen Cumartesi Eylemleri süreci ve bu konu özgülünde baflka çal›flmalar›n›n olup olmayaca¤›yla ilgili sorular›m›za yönelik flunlar› söyledi; “’90’l› y›llarda J‹TEM’in bölgedeki cinayetleri, Bolu Komando Tugay›’n›n k›rsal alanda de¤iflik bölgelerde insanlar› kurfluna dizip daha sonra yakmak suretiyle öldürmesi vb. olaylar zaten bizim gündemimizdeydi. O y›llarda burada ço¤unlu¤u J‹TEM olmak üzere hizbi-kontra veya di¤er karanl›k güçlerce öldürülen sendika yöneticileri, sivil toplum örgütü temsilcileri, ayd›nlar ve yazarlara iliflkin olarak ‹HD önemli çal›flmalar yürüttü. ‹ç hukukta bunlara iliflkin dava süreçlerini takip etti. Hukuk Komisyonumuz 100’den fazla olay›
‹nsan Haklar› Mahkemesi’ne tafl›d› ve bunlar Türkiye’nin mahkûmiyetiyle sonuçland›.” Erbey ayr›ca tüm bu giriflimlerin yarg›n›n ba¤›ms›z olmad›¤›n› ve Türkiye’nin bir hukuk devleti olmad›¤›n› bir kez daha gösterdi¤ini, tafl atan çocuklara 23 y›l ceza veren zihniyetin bu olaylar›n üstüne gitmemesinin de bunu kan›tlad›¤›n› belirtti. Ayn› zamanda Diyarbak›r Cumhuriyet Baflsavc›s›’n›n kay›plarla ilgili suçlamalara yönelik olarak: “Böyle bir fley yok, kan›tlayabilirseniz bana bir yer gösterin, kazay›m” demesinin ard›ndan fiube Baflkan› olarak bizzat kendisinin, tan›klara, ailelerin beyanlar›na ve Ergenekon itirafç›lar›n›n itiraflar›na dayanarak kaz›lmas›n› istedikleri yerleri gösterdiklerini; ancak baflsavc›dan ald›klar› cevab›n “ben bu kurumu tan›m›yorum” oldu¤unu ifade etti. J‹TEM itirafç›s› Abdülkadir Aygan’›n itiraflar›ndan sonra ‹HD Genel Merkezi olarak Cumartesi eylemlerinin bafllamas›yla ilgili ça¤r›da bulunduklar›n› ve “Failler ve silahlar bulundu, kay›plar nerede” kampanyas› çerçevesinde kay›plar›n ak›betinin a盤a ç›kmas› ve faillerin yarg›lanmas›n› talep ettiklerini belirten Erbey, BOTAfi kuyular›n›n aç›lmas›yla ilgili giriflimlerinin sonuç verdi¤ini ve kuyular›n kaz›lmaya bafllad›¤›n› ancak havan›n ya¤›fll› olmas›ndan dolay› kaz›ma flimdilik ara verildi¤ini de ifade etti. (Amed ‹K okurlar›)
Dünya Anadil Günü
Kürt dili, özgür Kürtlerle özgürleflir 21 fiubat Dünya Anadil Günü ‹stanbul’da Kürt Enstitüsü ve TZPKurdi üyeleri taraf›ndan yap›lan aç›klama ile kutland›. ‹HD ‹stanbul fiube binas›nda yap›lan aç›klamaya, ‹stanbul Kürt Enstitüsü ve TZPKurdi yöneticileri Mülaz›m Özcan, Mevlüt Aykoç, Xunav Altun ve ‹HD Yöneticisi Engin Do¤ru kat›ld›. Türkiye’deki temel sorunlardan birinin de “Anadil sorunu” oldu¤unu belirten Engin Do¤ru, Kürtçe’nin Cumhuriyetin kuruluflundan bu yana bir problem olarak görüldü¤ünü, aç›l›m söylemlerine ra¤men
6-19 Mart 2009
Türkiye’de Kürtçe probleminin tüm yak›c›l›¤›yla devam etti¤ini aktard›. ‹stanbul Kürt Enstitüsü Yöneticisi, Mülaz›m Özcan da, insanl›¤›n kat› asimilasyoncu, inkârc› ulus-devletler dönemini geride b›rakt›¤›n› ifade ederek, tehditlerin artmas› ile halklar›n kendi dillerine ve kültürlerine sahip ç›kma bilincinin geliflti¤ini söyledi.Kürtlerin son birkaç y›ld›r anadilde e¤itim talebi için sokaklarda oldu¤unu vurgulayan Özcan, “Dünya Anadil Günü anadilini anas›n›n ak sütü gibi do¤al bir hak olarak gören ve seven herkese kutlu olsun. Anadili annelerin ak sütü gibi temiz ve tatl›d›r. Kürt dili özgür Kürtlerle özgürleflir. Art›k yeter, ana dilimiz de resmi dil olsun” dedi. (‹stanbul)
TAfi önünde bas›n aç›klamas› yapt›. “Ölüm kuyular› aç›ls›n”, “Ölülerimizin kemikleriyle yüzlefleceksiniz”, “Ergenekon’un anas› Tansu Çiller babas› kim?”, “Kay›p tarihin
delikanl› yoldafllar›” pankartlar› aç›larak, kay›plar›n foto¤raflar› tafl›nd›¤› aç›klaman›n ard›ndan BOTAfi kap›s› önünde 10 dakikal›k oturma eylemi yap›ld›.
18 y›lda 4 bin kifli “yok” oldu T‹HV’in raporuna göre, 1991 y›l›ndan 2008 y›l›na kadar Türkiye’de yaflanan faili meçhul cinayetler 4 bin 122 kifliye ulaflt›. T‹HV’in düzenli tuttu¤u ve bir bölümü geçen Ergenekon operasyonu bafllad›¤› zaman “çal›nan” rapora göre, 1993 y›ll›, 696 kifli ile en fazla faili meçhul cinayetin yafland›¤› y›l olurken, T‹HV’in kay›tlar›n› tutmaya bafllad›¤› 1990 y›l› ise, 23 kifli ile faili meçhul cinayetlerin en az yafland›¤› y›l oldu. Ancak bu say› bir sonraki y›l 5 kat›na ç›karak, 1991’de 150 kifli’ye ulaflt›. Çat›flmalar›n gittikçe artt›¤› 1992 y›l›nda, yine faili meçhul cinayetler bir önceki y›l› 5 katlayarak, 663 kifliye ulaflt›. Faili meçhul cinayetlerin do¤ura ç›kt›¤› dönem ise 1993 y›l›nda oldu. Tansu Çiller’in baflbakan oldu¤u 50. hükümet döneminde, Türkiye tarihinin en fazla failli meçhul cinayetinin yafland›¤› y›l oldu. Genelkurmay Baflkanl›¤›n› Orgeneral Do¤an Gürefl’in de görev bafl›nda oldu¤u dönemde faili meçhul cinayet say›s› 696’ya ulaflt›. 1994’te T‹HV raporlar›na göre, 605 faili meçhul cinayet ifllen-
di. Yine bir sonraki y›l, faili meçhul cinayetlerin say›s›nda nispetten bir azalma yafland›¤› ve kay›plar›n say›s› 299 kifliye geriledi. Ancak bir sonraki y›l yani 1996 bu say› tekrar 314’e ç›kt›. Genelkurmay Baflkan› ‹. Hakk› Karaday› dönemi boyunca faili meçhuller yaflanmaya devam ederken, 1997 y›l›nda 215 kifli ve 1998 y›l›nda 168 kifli, 1999 y›l›nda 170 kifli, 2000 y›l›nda 128 kifli ve 2001 y›l›nda 118 kifli failli meçhul cinayete kurban gitti. Karaday›’dan sonra göreve gelen Hüseyin K›vr›ko¤lu’nun Genelkurmay Baflkanl›¤› döneminde ise, 2002 y›l›nda 94 kifli faili meçhul cinayete giderken, 2003 y›l›nda 84 kifli daha öldürüldü. Genelkurmay Baflkan› Hilmi Özkök’ün görev yapt›¤› 2004, 2005 ve 2006 y›llar›nda 248 kifli faili meçhul cinayet sonucu öldürüldü. ‹smi fiemdinli olay›nda gündeme gelen Genelkurmay Baflkan› Yaflar Büyükan›t döneminde de ise görev yapt›¤› iki y›l içinde 152 kifli failli meçhul cinayetlerde hayat›n› kaybetti. Toplam 4 bin 122 faili meçhul cinayetin % 90’› bölgede gerçekleflti.
Kad›n da olsa çocuk da olsa tutukland›lar çaplar›nda “önlemler” alm›flt›. PKK lideri Abdullah Öcapolisin atm›fl oldu¤u gaz bomlan’›n uluslararas› bir kompBuna ra¤men çocuklar›n bas›n›n gözüne isabet etmesi loyla yakalanarak Türkiye’ye derslere girmeyerek eylemsonucu 16 yafl›ndaki ‹.fi. sol getirilmesinin 10. y›ldönümünlerde yerini almas› Çevik gözünü kaybetti. Hastanelerin Kuvveti oldukça k›zd›rm›fl de baflta bölge illeri olmak kabul etmedi¤i ‹.fi. Diyarbak›r olacak ki h›rslar›n› yafllar› 11üzere pek çok yerde protesto Dicle Üniversitesi T›p Fakül17 aras›nda de¤iflen onlarca eylemleri yap›ld›. Genç-yafll›, tesi’nde gözünden ameliyat çocu¤u ceplerinde misket, elkad›n-çocuk binlerce insan›n olduktan sonra tedavisi yap›llerinde çamur oldu¤u için baÖcalan’a özgürlük talebiyle madan taburcu edildi. Gözüne y›lt›ncaya kadar döverek ç›kt›¤› sokaklar her 15 fiuisabet eden gaz bombas›n› gözalt›na ald›lar. Sokakta baflbat’ta oldu¤u gibi yang›n yerisaklayan ‹.fi.’nin ailesine pone döndü. Diyarlisler ise olayda arkabak›r, Batman, dafllar›n›n att›¤› tafllar Hakkari, Adana, sonucu gözünden yaraMersin, fi›rnak, Siland›¤›n› gördüklerini irt, ‹stanbul vd. ilsöylediler. Yemek yilerde yap›lan proyemeyen ve konuflatesto eylemlerine mayan ‹.fi. polis korkuizin verilmeyerek sundan geceleri uyuyaç›kan çat›flmalarda m›yor. yüzlerce insan göBatman’da yap›lan zalt›na al›narak ifleylemi izleyen Epilepsi kencelerden geçirilhastas› Sedat Ekmen di, hakaretler edilip yüzde 65 engelli rapoyaraland›. ru olmas›na ald›r›lma15 fiubat’› yas dan gözalt›na al›narak 1 5 fi u b a t g ö s t e r i l e r i n e k a t › l a n h e r k e s i n ilan eden Kürtlerin tutukland›. Ekmen’le anadilde e¤itim hakbirlikte gözalt›na al›evleri bas›larak terör estiriliyor... k›, kay›plar›n bulunnan 80 kifliden 40’› tumas›, ‹mral› Hapistukland›. Yerlerde sühanesi’nin kapat›lmas› vb. yönlayan, karakolda devam eden rüklenen analar›n da bulundulü taleplerinin de yer ald›¤› eyiflkenceler, durumlar› a¤›rla¤u tutuklananlar içerisinde 4 lemlere izin vermeyen valilikfl›nca hastaneye kald›r›l›ncaya de çocuk var. ler polisin “orant›l› güç” kulkadar devam ederken çocukAyn› görüntülerin yafland›lanma hakk›n› savunarak sözlar ç›kar›ld›klar› mahkemeler¤› Adana ve Mersin’de de göde diye tan›mlad›klar› halk›n de tutukland›lar. zalt›na al›nan 76 kifliden 40’› “can ve mal güvenli¤ine herçocuk. Adana’da ço¤unlu¤u fi›rnak ‹dil’de yap›lan eyhangi bir zarar gelmesini önleçocuk olmak üzere 24 kifli tulemde gözalt›na al›nan Mehdi”. Ancak bilanço bunun tukland›. Çocuklar›n tutuklanmet Fidan’›n kulak zar› pattam tersini gösteriyor. mas›na ceplerinden oyun oylat›ld›¤› halde tedavi edilmedi. Yine burjuva-feodal mednad›klar› misketlerin ç›kmas› Polis korkusundan doktorun ya taraf›ndan eylemlerde ve ellerindeki çamurlar gerekrapor yazamad›¤› Fidan, savc›kullan›l›yorlar denilen çoçe gösterildi. 15 fiubat protesn›n sordu¤u sorular› duymacuklar çat›flmalarda ön saflartolar›na kat›lanlar›n hala evlemas›na ve cevap verememesidaki yerini al›rken 15 fiurine bask›n düzenlenmekte ve ne ra¤men tutuklanarak Midbat’tan günler önce haz›rl›kla“kad›n da olsa çocuk da olsa” yat M Tipi Hapishanesi’ne ra bafllayan polis çocuklara evleri da¤›t›larak gözalt›na gönderildi. Yine ‹dil’de evinin “zarar gelmemesi” için çoal›nmakta ve tutuklanmaktabahçesinde çal›fl›rken 15 fiucuklara flirin görünerek kendi d›r. (H. Merkezi) bat protestolar›na sald›ran
‹flçi-köylü 7
Halk›n gündemi
6-19 Mart 2009
Cumartesi Anneleri kald›klar› yerden devam ediyor ’90’l› y›llar, Türkiye’de, Türkiye Kürdistan›’nda 12 Eylül sonras› geliflen toplumsal muhalefeti ve Kürt Ulusal Hareketi’nin mücadelesini bast›rmak için yarg›s›z infazlar›n, iflkencelerin, “kendisinden bir daha haber al›-
namad›” diye bafllayan gözalt›nda kay›p haberlerinin s›k s›k yafland›¤› y›llard›. Özellikle Türkiye Kürdistan›’nda yo¤unlaflan bu sald›r›lar, katliamlar, bizzat TSK’ya ba¤l› Özel Harp Dairesi taraf›ndan yürütülmüfl, operasyonlarda binlerce kifli katledilmifl, kaybedilmifltir. Bir süredir yürütülen Ergenekon davas› çerçevesinde yap›lan kimi itiraflar, bizzat J‹TEM taraf›ndan yap›lan katliamlarla kontrgerilla-devlet-ordu gerçekli¤ini yeniden gündeme tafl›d›. Özellikle J‹TEM üyesi itirafç› Abdülkadir Aygan’›n kay›plardan baz›lar›n› J‹TEM’in öldürüp gömdü¤ünü belirtmesi ve gömülen yerleri aç›klamas› üzerine yap›lan araflt›rmalarda ’90’l› y›llarda “kaybedilen” baz› kiflilerin ke-
mikleri bulunmufltu. T. Kürdistan›’nda kaç›r›larak katledilenlerin adresi olarak gösterilen Diyarbak›r J‹TEM Komutanl›¤›’n›n çevresi ve özellikle Silopi’deki BOTAfi kuyular›na iliflkin Abdülkadir Ay-
gan’›n itiraflar› zaten y›llard›r bilinen gerçekli¤in, bir de katillerin kendi dillerinden ifadesi oldu; “J‹TEM’e giren canl› ç›kmazd›. Kuflkuland›klar›m›z›, suçlu olsun, olmas›n J‹TEM’e çeker, sorgular, infaz ederdik. Sonra da yola atard›k…” Bu itiraflar, yüzlerce katliam›n, s›k s›k tekrarlanan bin operasyonun sadece küçük bir bölümü elbette. Silopi Cizre Karayolu üzerinde bulunan BOTAfi ve di¤er tesislere ait arazilerde yer alan asit kuyular›na birçok insan›n at›ld›¤›, oralarda toplu mezarlar›n oldu¤u ’90’l› y›llardan bu yana bölge halk›n›n gündeminde. Buralarda toplu mezarlar›n oldu¤u yönünde çok somut deliller oldu¤u halde kay›p yak›nlar›n›n araflt›rma yap›lmas› yönünde
y›llard›r yapt›klar› baflvurular da hep geri çevrilmiflti.
“Silahlar yetmez, sorumlular yarg›lans›n” Bütün bu geliflmeler, y›llard›r mücadele yürüten kay›p ailelerini yeniden harekete geçirdi. Ergenekon’un asl›nda devletin kendisi oldu¤unu söyleyen kay›p yak›nlar› baflta Türkiye Kürdistan› olmak üzere birçok ilde eylem yaparak kay›plar›n bulunmas›, sorumlular›n yarg›lanmas›n› istiyor. Daha önce ’9599 y›llar› aras›nda ‹stanbul’da her hafta Cumartesi günü Galatasaray Lisesi önünde “Kay›plar bulunsun, kaybedenler yarg›lans›n” diyerek 200 hafta eylem yapan kay›p aileleri, yap›lan kaz›lar sonucu ortaya ç›kan silahlar›, J‹TEM’in katliamlar›na iliflkin çok somut yap›lan itiraflar üzerine 9 y›l aradan sonra kald›klar› yerden devam ederek 201. Haftadan itibaren “Silahlar yetmez, kay›plar bulunsun, sorumlular yarg›lans›n” diyorlar. T›pk› Arjantin’de kendilerine Plaza De Mayo Analar› diyen, kaybolan k›zlar›n›, o¤ullar›n› arayan analar, anneannelerin May›s Meydan›nda kay›plar› için yürüttükleri mücadele gibi ülkemizde de kay›p aileleri mücadelelerini ’95 y›l›n›n May›s ay›nda her Cumartesi Galatasaray Meydan›’na tafl›m›flt›. 12 Mart 1995’te Gazi Direniflinin ard›ndan Hasan Ocak’›n 21 Mart’ta gözalt›na al›narak 55 gün sona iflkence edilmifl bedeninin kimsesizler mezarl›¤›nda bulunmas› üzerine di¤er kay›plar›n da bulunup sorumlular›n yarg›lanmas› talebiyle periyodik eyleme bafllad›lar. Her hafta Cumartesi günü saat 12.00’de bir araya gelen kay›p aileleri Cumartesi Anneleri olarak Galatasaray Lisesi’ni mücadelenin bir mevzisi haline getirdiler. Her Cumartesi Galatasaray Lisesi’nin önü kay›p
ailelerinin, tutsak yak›nlar›n›n, devrimci, demokrat ve yurtseverlerin randevu yeri olmufltu art›k. Her hafta bir kayb›n tan›t›ld›¤› ve ak›betinin soruldu¤u eylem, zamanla kitleselleflmifl, uluslararas› kamuoyuna da tafl›nm›fl, yurtd›fl›nda gelen heyetleri de konuk etmeye bafllam›flt›. Demokrasi mücadelesinde önemli bir mevzi haline gelen Cumartesi eylemleri, ‹stanbul’un d›fl›nda baflta ‹zmir Konak Meydan›, Ankara Yüksel Caddesi olmak üzere di¤er illere de yay›lmaya bafllam›fl, buralar eylemlerin merkezi haline gelmiflti. Bütün bunlar› hazmedemeyen devlet, çareyi bu eylemleri yasaklamakta buldu ve kolluk güçlerini, köpeklerini ailelerin
üzerine salmaktan çekinmedi. Özellikle son 7 ay boyunca aral›ks›z her hafta sald›r›ya u¤rad› ana, baba, efl, kardefl ve çocuklar… Yerlerde sürüklendiler, copland›lar, gözalt›na al›nd›lar, tutukland›lar. Bütün bunlara ra¤men üç kifli de olsa, tek kifli de olsa her Cumartesi ‹stiklal Caddesi’ne ç›kabilmenin türlü yollar›n› arayan Cumartesi Anneleri daha Galatasaray Lisesi’ne ulaflmadan caddeye ç›kar ç›kmaz, hatta kimi zaman dernekte gözalt›na al›nmaya bafllam›flt›. 13 Mart 1999 tarihinde 200. Haftada ara verilen Cumartesi eylemleri 2000-2001 y›llar›nda ise tutsak yak›nlar›yla yeniden gündeme geldi. Galatasaray Lisesi bu kez de her Cu-
Yüzlerce kez sordular; “Katiller nerede?” Kaybedilen yak›nlar›n› aramak için yola ç›kan Cumartesi Anneleri, 204. kez Galatasaray Meydan›’nda oturma eylemi yapt›. 21 fiubat’ta ayn› saatte ayn› yerde buluflan kay›p yak›nlar› bu kez ‹HD Elaz›¤ fiube Baflkan› Avukat Metin Can ve ‹HD Üyesi Doktor Hasan Kaya’n›n ak›betini sorarak, “J‹TEM’i korumaktan vazgeçin” ça¤r›s›nda bulundu. “Failler belli kay›plar nerede” pankart›n› açarak bir süre oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri’ne destek vermek için eyleme kat›lan Devlet Tiyatrolar› Sanatç›s› Seray Gözler, aç›klamay› yapt›. Gözler, Metin Can ve Hasan Kaya olay›n›n J‹TEM mensubu Abdulkadir Aygan’›n itiraflar›nda da anlat›ld›¤›na dikkat çe-
kerek, “Ancak devlet bugüne kadar hiçbir fley yapmad›” dedi. Cumartesi Anneleri, 28 fiubat 2009 tarihinde de 205. kez Galata-
saray Meydan›’ndayd›. Kaybedilenlerin foto¤raflar›n› tafl›yan kay›p yak›nlar›, “Failler belli kay›plar nerede?” yaz›l› pankart tafl›d›. Cumartesi Anneleri’nin eylemine Bingöl’den gelen kay›p yak›n› Fatma
Hasta tutsaklara tahliye öldükten sonra veriliyor Ergenekon soruflturmas› kapsam›nda tutuklanan katiller yaflad›klar› “sa¤l›k sorunlar›” dikkate al›narak GATA’ya sevk ediliyor, tedavisinin yap›lmas›n›n hapishane koflullar›nda mümkün olmayaca¤› yönünde düzenlenen raporlar sonucunda da tek tek sal›veriliyorlar. fiener Eruygur, Hurflit Tolon gibi isimlerin tahliyesinden sonra 24 Mart 2008’de tutuklanan ‹flçi Partisi Genel Baflkan Yard›mc›s› olan Ferit ‹lsever akci¤er kanseri bafllang›c› oldu¤u gerekçesiyle 29 A¤ustos 2008’de tahliye edilmiflti. Tahliyesinden sonra yap›lan tetkiklerde ise kanser olmad›¤› ortaya ç›km›flt›. En son Veli Küçük’ün de hastaneye kald›r›ld›¤›n› ö¤renince tahliye ihtimalini düflün-
Sivas’ta sald›r›lar sürüyor Sivas’ta geçti¤imiz aylarda aralar›nda gazetemiz okurlar›n›n da bulundu¤u 7 ö¤renci keyfi gerekçelerle tutuklanm›flt›. Ard›ndan ö¤rencilerin eylemlerine destek verdikleri ve sendika binalar›na ald›klar› belirtilen KESK’e ba¤l› E¤itimSen Sivas fiube Baflkan› Önder Do¤an ile Ba¤›ms›z Tafl›mac›l›k Sendikas› (BTS) Sivas fiube Baflkan› Necat Sezginer de gözalt›na al›nd›. Sivas Emniyet Müdürlü¤ü’ne götürülen sendikac›lar›n ifadelerinin al›nmas›n›n ard›ndan gece geç saatlerde Numune Hastanesi Acil
meden edemiyor insan. Devlet için kurflun s›kan bu “onurlu kahramanlar” için h›zl› iflleyen süreç devrimci ve yurtsever tutsaklar için ölümle sonuçlan›yor. Acilen tahliye edilerek tedavileri sürdürülmedi¤i takdirde ölümcül sonuçlarla karfl›lafl›lmas› kaç›n›lmaz olan 19 tutsak için yap›lan tüm giriflimlerden ise halen olumlu bir sonuç al›nabilmifl de¤il. En son karaci¤er kanseri olan ve tahliye edilmesi için kampanyalar bafllat›lan Ali Çekin Siirt Hapishanesi’nde 29 Temmuz 2008 tarihinde 77 yafl›nda öldü(rüldü)kten sonra d›flar› ç›kabilmiflti. Baflta ‹HD ve TUYAB olmak üzere hasta tutsaklar›n bir an önce tahliye edilmesi için düServisi’ne getirilerek, sa¤l›k kontrolünden geçirildi. Sa¤l›k kontrolünün ard›ndan sendika baflkanlar› Erzurum’daki yetkili Cumhuriyet Savc›l›¤›’na götürüldü. Konuyla ilgili aç›klama yapan KESK’li emekçiler Bask› ve Sald›r›lara Karfl› Örgütlenme Komisyonu; “Ekonomik ve politik krizde bo¤ulan faflizm, emekçilerin örgütlenmesine karfl› sald›r›larla ayakta kalmaya çal›fl›yor. Faflizmin öfkesi ne tarafa yönelirse hepimiz oraday›z. Baflta KESK olmak üzere, tüm sendikalar›, demokratik kitle örgütlerini ve tüm emek örgütlerini sald›r›lara karfl› tepkilerini dile getirmeye, dayan›flma eylemlerini örgütlemeye ça¤›r›yoruz” dedi. (H. Merkezi)
zenledi¤i kampanya devam ederken yeni bir ölüm haberi de 17 fiubat 2009’da Diyarbak›r D Tipi Kapal› Hapishanesi’nden geldi. “PKK’ye üye olmak ve üye kazand›rmak” gerekçesiyle 2.5 y›l önce tutuklanarak Diyarbak›r D Tipi Kapal› Hapishanesi’ne konulan ve hapishanende kan kanserine yakalanan Hasan Kert, hastal›¤›n›n ilerlemesi üzerine 15 gün önce Ankara Numune Hastanesi’ne sevk edildi. Hastanede yap›lan tüm müdahalelere ra¤men Kert’in yaflam› burada son buldu. 10 çocuk babas› 43 yafl›ndaki Hasan Kert, 19 fiubat 2009 tarihinde binlerce kiflinin kat›l›m›yla memleketi fi›rnak’›n Silopi ‹lçesi’nin Çardakl› köyünde topra¤a verildi. Araçlarda Kert’in dev posteri ve foto¤raflar›n tafl›nd›¤› cenaze Çardakl› (Xîrboê) Köyü’nde binlerce kifli taraf›ndan karfl›land›. Kad›nlar›n yo¤unlukta kat›ld›¤› cenaze töreninde cenaze köyün mezarl›¤›nda topra¤a verildi ve demokrasi mücadelesinde yaflamlar›n› yitirenlerin an›s›na bir dakika sayg› duruflunda bulunuldu. DTP Silopi ‹lçe Baflkan› Süleyman fiavluk yapt›¤› konuflmada “Ölümlerin sorumlusu AKP’dir” dedi.
Hapishanede bir kifli daha yaflam›n› yitirdi Bu haberin ard›ndan bir ölüm haberi daha gazetemiz yay›na haz›rlan›rken geldi. fi›rnak’›n Cizre ilçesinde 1.5 y›l önce "Örgüte yard›m ya-
martesi F tipi hapishanelere, tecride karfl› mücadelede “hücrelere izin vermeyece¤iz”, “evlatlar›m›z› öldürtmeyece¤iz” diyen tutsak yak›nlar›n›n eylem alan› oldu. Bugün ‹HD ‹stanbul fiubesi’nin yeniden bir araya getirdi¤i Cumartesi Anneleri ara verdikleri eylemlerine kald›klar› yerden 201. Haftadan itibaren her hafta bir kay›p dosyas›n› aç›klamaya ve katillerin teflhirini yapmaya devam ediyor. Kay›plar mücadelesinde daha önce de önemli bir ifllevi olan bu eylemler, bugün daha da çarp›c› bir flekilde a盤a ç›kan devletin katliamc› yüzünün teflhir edilmesi aç›s›ndan desteklenmeli daha da güçlendirilmelidir.
takl›k" iddias›yla tutuklanarak Mardin E Tipi Kapal› Hapishanesi’ne konulan, 1.5 ay önce de Diyarbak›r D Tipi Kapal› Hapishanesi’ne gönderilen böbrek yetmezli¤i ve hipertansiyon rahats›zl›¤› olan Beflir Özer yaflam›n› yitirdi. Özer’in cenazesi memleketinde defnedildi. (H. Merkezi)
PSKAD Yakac›k fiubesi’ne sald›r› protesto edildi Toplumsal muhalefete dönük sald›r›lar›n artt›¤› her dönemde oldu¤u gibi, ›rkç›-floven dalgaya paralel olarak yükselifle geçen sald›r›lar, çok say›da kurumu hedef almay› sürdürüyor. Bu sald›r›lardan nasibini alan kurumlardan biri de, Yakac›k’ta bulunan Pir Sultan Abdal Kültür ve Dayan›flma Derne¤i oldu. “Kimli¤i belirsiz” kifli veya kifliler, 22 fiubat gecesi derne¤e dönük bir sald›r› gerçeklefltirdiler. Can ve mal kayb›na yol açmayan, ancak halk muhalefetini sindirmeye dönük oldu¤u çok aç›k olan bu sald›r›, derne¤e dönük gerçeklefltirilen ilk sald›r› de¤il. Daha önceki dönemlerde de “h›rs›zl›k süsü” verilen
benzer sald›r›lara maruz kalan derne¤in üyeleri, bu sald›r›lar› protesto eden bir eylem gerçeklefltirdi. 24 fiubat akflam saat 19.00’da yap›lan eylemde “Bask›lara ve Sald›r›lara Boyun E¤meyece¤iz” pankart› açan dernek üyeleri ve eyleme destek vermek için gelen kitle ad›na bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Aç›klamada, dernek olarak, baflta inanç özgürlü¤ü ve kültürel haklar olmak üzere, demokrasi, insan haklar› ve özgürlükleri mücadelesi içinde yer al›nd›¤› ve al›nmaya devam edilece¤i vurguland›. Eylem at›lan sloganlarla sona erdi. (Kartal)
Morsümbül de kat›ld›. Oturma eylemi s›ras›nda k›sa bir konuflma yapan Morsümbül, 18 yafl›ndaki o¤lu Hüseyin Morsümbül’ün 12 Eylül Askeri Darbesi’nden 1 hafta sonra Bingöl’deki evlerinden dönemin askeri komutan› Dursun K›vrak taraf›ndan gözalt›na al›nd›¤›n› söyledi. Morsümbül’ün konuflmas›n›n ard›ndan 5 dakikal›k sessiz oturma eylemi yap›ld›. Oturma eylemi s›ras›nda bu haftan›n kay›p hikâyesini 1995 y›l›nda ‹stanbul’un Avc›lar ilçesinde ailesinin gözü önünde kaç›r›ld›ktan sonra kendisinden bir daha haber al›namayan Fehmi Tosun’un k›z› Jiyan Tosun okudu. Tosun gözalt›nda kaybedilenlerin dosyalar›n›n Ergenekon soruflturmas› kapsam›na al›nmas›n› istediklerini belirtti. (‹stanbul)
Devrimci tutsaklar yaln›z de¤ildir! Hapishanelerde disiplin cezalar› ad› alt›nda devam eden keyfi uygulamalarla tutsaklar› sindirme politikas› sürüyor. Revir baflvurular› geri çevrilerek kötü koflullar içinde tutsaklar hastal›klar› ile baflbafla b›rak›lmakta ve hastal›k süresince birçok sald›r›ya da maruz kalmaktalar. Hasta tutsaklar için ‹HD’nin bafllatm›fl oldu¤u “Tutsaklara mektup kampanyas›” eylemlerinin 12.si 19 fiubat Perflembe günü ‹stanbul, ‹zmir, Diyarbak›r, Elaz›¤ ve Ankara’da yap›lan bas›n aç›klamalar› ile gerçeklefltirildi. Bu aç›klamalarda Bak›rköy L Tipi Kad›n Kapal› Hapishanesi’nde bulunan Hediye Aksoy ile Elaz›¤ E Tipi Kapal› Hapishanesi’nde bulunan Yusuf Kaplan’a mektup gönderildi. Hapishanelerdeki sa¤l›k sorunlar›n› kamuoyuna ve yetkili makamlara anlatmak için böyle bir kampanya bafllatt›klar›n› aç›klayan ‹HD üyeleri, hapishanelerdeki hak ihlallerinin olmad›¤› söylemlerinin tamamen kand›rmaca oldu¤unu belirterek kamuoyuna seslendiler. (H. Merkezi)
‹flçi-köylü 8
Politika-gündem
6-19 Mart 2009
“Tar›ma haks›zl›k” etmeyelim, henüz “ölmedi”! Tar›m Kongresi Geçti¤imiz aylarda Tar›m ve Köy ‹flleri Bakan› M. Eker kat›ld›¤› bir toplant›da “tar›m›n ölmedi¤i”ni, “tar›ma haks›zl›k yap›ld›¤›”n› dile getiriyordu, tar›m politikalar›na yönelik gelen elefltirilere yan›t olarak. Tar›m Bakan› kuflkusuz ki devekuflu rolü oynamak ya da pembe dünyalarda dolaflmaktan çekinmeyebilir. Her 50 saniyede bir köylünün iflas etmesinden yüzü k›zarmayabilir. Bu onun s›n›fsal duruflunun gere¤ini yerine getirdi¤inin ifadesidir. Tar›mda yaflanan sorunlar›n esas kayna¤›n› “arazilerin çok küçük olmas›” fleklinde yorumlayan Bakan, her geçen y›l daha da artan d›fla ba¤›ml›l›¤› ve sorunlar›n esas kayna¤›n›n emperyalist politikalar oldu¤unu görmezden geliyor. Fakat tar›mda yaflananlar, madalyonun her iki yüzünü de gösteriyor.
telik tafl›yor. Neredeyse her y›l zeytin hasad› döneminde emperyalist flirketler ve yerli iflbirlikçileri taraf›ndan zeytinya¤› ithalat› gündeme getirilerek, zeytin al›m fiyatlar›na bask› uygulan›yor. Bu y›l 1 milyon 100 bin ton zeytin üretimi olaca¤› söyleniyor. Bunun 160 bin tonu ile zeytinya¤› üretilece¤i belirtiliyor. Zeytinya¤› iç tüketiminin 60 bin ton, ihracat›n ise 40 bin ton oldu¤u ülkemizde bu y›l zeytinya¤› üretiminde 60 bin ton üretim fazlas› olacak. Geçen y›ldan kalan 20 bin ton stok da eklendi¤inde bu rakam 80 bin tonu bulacak. Haliyle stokta fazlas›yla zeytinya¤› bulunuyorken; ithalat yapmak ya da gündeme getirmek için hiçbir neden yoktur. Fakat stokta fazlas›yla zeytinya¤›
Her ne kadar tar›mda hem sektörel bazda hem de tar›msal üretimde pembe tablolar çizilmeye çal›fl›lsa da, at›lan ad›mlar, ç›kar›lan yeni y›k›m yasalar› gidiflat›n rengini gösteriyor. Bugün tar›msal üretimde hemen her üründe ciddi s›k›nt›lar, sorunlar yaflan›yor. Bu ürünlerin içinde, ülke ekonomisine ciddi katk› sa¤layacak tar›m ürünleri (f›nd›k, tütün, fleker pancar› vs.) bulunurken, üretimde dünya s›ralamas›nda belli bir yere sahip olan ürünler de yer al›yor. Türkiye dün pamuk üretimi dünya s›ralamas›nda 5. s›rada yer al›rken, izlenen emperyalist politikalar sonucu bugün 7. s›raya gerilemifltir. Son 8 y›lda -ki bu AKP hükümetinin dönemine denk geliyorpamuk ekim alan› yüzde 33 oran›nda daralm›flt›r. Bu daralma sonucu pamuk üretimi iç tüketimi karfl›layamaz konuma getirilmifltir. Bugün iç tüketimi karfl›layacak ekim alan› ve verimli arazi varken tüketim için gerekli olan pamuk ithal ediliyor. Bu durum giderek pamukta d›fla ba¤›ml›l›¤› art›r›rken, di¤er yandan pamuk üreticisini olumsuz etkiliyor. Üreticiye karfl› ithalat bir tehdit unsuru olarak kullan›l›p hem taban fiyatlar› düflük aç›klan›yor hem de üretici, kötünün iyisine mecbur b›rak›l›yor. Üretici üretti¤i ürünün maliyetini karfl›layamazken, emperyalist flirketler kârlar›na kâr kat›yor. Pamuk üretimindeki sorunlar, hemen hemen di¤er ürünlerde yaflanan sorunlarla da benzer ni-
olmas›na ra¤men ithalat yaygaras› kopart›l›yor. Kopart›lan bu yaygaran›n amac› gün gibi ortadad›r. T›pk› pamukta oldu¤u gibi zeytin üretiminde de ç›karlar› gözetilen emperyalist flirketler ve onlar›n yerli iflbirlikçilerinin kâr›d›r. fieker pancar› üretiminde yaflananlar da “tar›ma haks›zl›k” edilmedi¤ini aç›kça gösteriyor. Dünyan›n en büyük tatland›r›c› üreticisi olan ABD flirketi Cargill’in ç›karlar› do¤rultusunda fleker pancar› üretiminde her geçen y›l kotalar düflürülüyor. Kota fazlas› üretim yapan üreticinin ürünü al›nm›yor, hiçbir masraf› da karfl›lanm›yor. Ayr›ca fleker pancar› üreticilerinin al›m güvencesi olan fleker fabrikalar› özellefltiriliyor. Tamam›yla emperyalist flirketlere devrediliyor. Hem kotalar›n düflürülmesi, hem de fleker fabrikalar›-
Tar›m sektöründe yaflat›lan s›k›nt›lar, so runlar üreticilere az geliyormufl gibi ç›kar›lan yasalarla emperyalist flirketler destekle niyor. Bu flirketler karfl›s›nda hiçbir güvencesi ve devlet deste¤i olmayan köylüler sa vunmas›z b›rak›l›yor. Kendi imkânlar›yla ya da tefecilere borçlanarak üretim yapan köylüler giderek yoksullafl›yor ve topra¤›ndan koparak büyük flehirlere göç ediyor.
n›n özellefltirilmesi demek; fleker pancar› ve fleker üretiminin emperyalist flirketlerin tekeline b›rak›lmas› demektir. Haliyle fleker pancar› üreticisinin de emperyalist flirketlerin insaf›na terk edildi¤ini anlamak için uzman olmaya gerek kalm›yor.
Yeni y›k›m yasalar› yolda… Tar›m ürünlerinde yaflat›lan bu s›k›nt›lar, sorunlar üreticilere az geliyormufl gibi ç›kar›lan yasalarla emperyalist flirketler destekleniyor. Bu flirketler karfl›s›nda hiçbir güvencesi ve devlet deste¤i olmayan köylüler savunmas›z b›rak›l›yor. Kendi imkânlar›yla ya da tefecile-
re borçlanarak üretim yapan köylüler giderek yoksullafl›yor ve topra¤›ndan koparak büyük flehirlere göç ediyor. Son y›llarda tar›mda gerçekleflen küçülmelere ra¤men M. Eker obezlerle ilgilenip demeçler veriyor, “tar›m›n ölmedi¤ini”, “da¤›t›m” sorunu oldu¤unu sözlerine ekliyor. Bu, Tar›m Bakan›’n›n hiçbir fley bilmedi¤inin, z›rcahil oldu¤unun de¤il aksine bilinçli bir politikay› hayata geçirdi¤inin göstergesidir. Eker, bu konuda üzerine düflen vazifeyi yerine getirirken, partisi AKP de ülke tar›m›n› emperyalist tekellerin istem ve ihtiyaçlar›na uygun hale getirmek için canh›rafl bir çaba sarf ediyor. Bunun son örne¤i AB ‹lerleme Raporu’nda ülke tar›m›na yönelik getirilen elefltirilerdir. Bu elefltiriler AB’ye üye olma kapsam›nda
de¤il, ülke tar›m›n›n Ortak Tar›m Politikas› (OTP)’na uyumlu hale getirilmesi kapsam›nda de¤erlendirilmelidir. Bilindi¤i gibi OTP, AB emperyalistlerinin kendi ç›karlar› do¤rultusunda oluflturduklar› bir politikad›r. AB’li emperyalistler bizim gibi yar›-sömürge ülke tar›m›na getirdikleri elefltirilerle AKP hükümetinden OTP’ye uygun ad›mlar›n at›lmas›n› istiyor. AKP hükümeti de AB’ye üye olma “sevdas›na” AB emperyalistlerinin isteklerini yerine getirmek için tereddüt etmiyor. Ulusal Program Tasla¤› ad› alt›nda ülke tar›m›n›, OTP’ye uygun hale getirmek için yeni taahhütlerde bulunuyor. Ülke tar›m›ndaki yap›sal sorunlara yama yaparak veya geçici “çözümler” sunarak sorunlar› geçifltirme gayretinde olan AKP hükümeti, emperyalist politikalarla tar›m› kalk›nd›raca¤›n› söylüyor. Bu söylemlerin beylik laflardan ibaret oldu¤unu köylüler, tarlada kalan ürünlerinden çok iyi biliyor. Emperyalist politikalar›n tar›m› çökertti¤ini Denizli-Gözler Beldesindeki üreticiler, daha önce tütüncülük yapt›klar›n›, bölgede tütüncülü¤ün bitirilmesiyle kekik üretimine bafllamak zorunda kald›klar›n›, bugün kekik üretiminde de durumun kötü oldu¤unu belirtiyorlar. Görüldü¤ü gibi emperyalist politikalar do¤rultusunda dayat›lan uygulamalarla ne sorunlar çözülüyor ne de bugüne kadar çözülmüfltür. Çünkü bunlar› yaparken esas al›nan tar›mdaki sorunlar›n çözümü de¤il, emperyalist flirketlerin ç›karlar›n›n korunmas›d›r. AKP hükümetinin bugüne kadarki icraat› da bu olmufl, ülke tar›m›n› emperyalist flirketlerin dünya pazarlar›nda satabilece¤i ürünlerinin üretildi¤i bir bahçe haline getirmifltir. Ülke tar›m›n›n gelifltirilmesi rekabet gücünün yükseltilmesi, altyap›s› oluflturularak teknolojik geliflime paralel modernize edilmesi yönünde at›lmas› gerekirken, AKP hükümeti tam tersi tar›m› çökerten politikalar izliyor. Bu politikalar sonucu tüm sübvansiyonlar kald›r›lm›flt›r. Sözleflmeli üretim, düflük taban fiyat›, kota uygulamas›na geçilmifltir. Tar›mda flirketleflme h›zland›r›lm›flt›r. Devlet deste¤inden yoksun olan, hiçbir güvencesi olmayan, küçük üretim yapan köylülük yok olmakla yüz yüze getirilmifltir. Köylüler yaflad›klar› bu sorunlar etraf›nda bir araya getirilmeli, bu sorunlar›n as›l kayna¤› gösterilmelidir. Çeflitli örgütlülükler (dernek, sendika vb.) oluflturulmal›, var olanlar daha aktiflefltirilmelidir. Küçük üreticiyi emperyalist politikalar karfl›s›nda ayakta tutacak güç, hakl› ve meflru olan örgütlü mücadelesidir.
köylüyü te¤et geçti Türkiye Ziraatç›lar Derne¤i (TZD) taraf›ndan 19 fiubat Perflembe günü Ankara Gürkent Otel’de gerçeklefltirilen Tar›m Kongresi’ne Tar›m ve Köy ‹flleri Bakan› Mehmet Mehdi Eker, eski cumhurbaflkan› Süleyman Demirel, çok say›da meslek örgütü temsilcisi ve köylüler kat›ld›. Saat 10.00’da bafllayan ve gün boyu süren kongrede bankalar›n, Tar›m Kredi Kooperatiflerinin, zirai kurulufl ve iflletmelerin sorun, istek ve önerileri tart›fl›l›rken köylülerin sorunlar› “unutuldu”. Tar›m ve Köy ‹flleri Bakan›, sorunlar›n› dile getirmek için söz almak isteyen köylüleri “yok öyle usul” diyerek uyard›. Kongrenin aç›l›fl konuflmas›n› TZD Baflkan› ‹brahim Yetkin yapt›. Yetkin; kriz ve dalgalanmalar›n en geç ancak en fazla tar›m sektörünü etkiledi¤ine de¤indi. Son y›llarda tar›mda istihdam›n artmas›na ra¤men krizden dolay› ürüne yönelik talepte azalma oldu¤unu söyleyen Yetkin, tar›m sektörünün bu krizden en az zararla ç›kabilmesi için yetkililerin acil önlem almas› gerekti¤ini vurgulad›. Yetkin’in ard›ndan kürsüye ç›kan Mehdi Eker, tar›m›n makineleflme ve teknik geliflmelerle birlikte önemli bir sektör haline geldi¤ini belirterek, finansal krizin bu alanda kendini henüz tam olarak hissettirmedi¤ini iddia etti. Eker, tar›msal verimin düflmesinin, köylünün üretemez, ekip biçemez hale gelmesinin, Türkiye’nin tar›m ürünlerinde ithalata yönelerek d›fla ba¤›ml› hale gelmesinin tek nedeni olarak 1997’de yaflanan “kurakl›¤›” gösterdi. Eker, Türkiye tar›m›nda ’97 y›l›na kadar üç y›l üst üste önemli bir büyüme yafland›¤›n› ancak sonras›ndaki gerilemenin nedeninin ’97 kurakl›¤› oldu¤unu savundu. “Son dört y›lda tar›ma en fazla biz destek verdik” diyen Eker “m›s›r üretiminde iki milyon ton art›fl yaflanm›flt›r, m›s›r iki milyon tondan dört milyon tona ç›km›flt›r” dedi. Ayr›ca çeltik üretiminin de 360 bin tondan 760 bin tona ç›kt›¤›n› ekleyen Eker, bunun bir rekor oldu¤unu savundu. Köylüye kredi olanaklar› da sunduklar›n› ifade eden Eker, Ziraat Bankas›’n›n 8 milyar 300 milyon lira kredi fonu oluflturdu¤unu bundan bir milyon köylünün yararland›¤›n›, kredilerde düflük faiz sübvansiyonlar› uyguland›¤›n› söyledi. “Çiftçiye yönelik 21 destekleme projesi gelifltirdik” diyen Eker; mazot deste¤i, tar›m sigortas› deste¤i, sertifikal› tohum ve fidan uygulamas› ve üretimde prim uygulamas›n›n bunlardan birkaç› oldu¤unu aç›klad›. Tar›mda uygulanan taban fiyatlar› ve kotalar yüzünden sürekli zarar eden ve üretemez hale gelen, iyice yoksullaflan köylünün durumunu görmeyen, tar›mdaki gerilemeyi “kurakl›kla” aç›klayan bakan Eker’e salonda bulunan köylüler tepki gösterdi. Üretici kan a¤larken “Türk tar›m›n›n ve çiftçisinin durumu daha iyiye gidi-
yor” diye Eker’i protesto eden Veysel M›hl› isimli köylü “kömür da¤›tt›¤›n›z› söylüyorsunuz, ben kömür istemiyorum, ifl verin. Biz bir evde on alt› kifli yafl›yoruz, yard›m ediyoruz diyorsunuz, hiçbir yard›m›n›z› görmedik” dedi. Bu¤day ve nohut üreticisi oldu¤unu belirten Erdal Yerden isimli köylü ise bakana “Çiftçiyi destekledik, flu kadar verdik diyorsunuz, ben ald›¤›m› bilirim” dedi ve bakan›n söylemlerinin inand›r›c› olmad›¤›n›, destek görmediklerini ifade etti. Kongrenin ö¤lenden sonraki program›, PANKOB‹RL‹K, TAR‹fi Pamuk Birli¤i, Marmarabirlik ve ALARA tar›m yöneticilerinin, flekerpancar›, pamuk, zeytin ve meyvecilik üretimindeki sorunlar ve çözüm yollar› üzerine sunumlar›yla bafllad›. Sonras›nda AB’den gelen konuflmac›lar›n kat›l›mc› oldu¤u “Avrupa Birli¤i ve Tar›m” konulu panel düzenlendi.
“Devlet bizi de¤il biz devleti destekliyoruz…” “Tar›ma en fazla biz destek verdik” diyen Eker’i rakamlar yalanl›yor. Tar›m Kanunu’nun 21. maddesi “Bütçeden ayr›lacak kaynak, gayri safi milli hâs›lan›n yüzde
Tar›m Kongresi’nde Tar›m ve Köy ‹flleri Bakan›, sorunlar›n› dile getirmek için söz almak isteyen köylüleri “yyok öyle usul” diyerek uyard›. birinden az olamaz” derken hükümet 2009 y›l› bütçesinden tar›msal destek olarak sadece 5.5 milyar YTL ay›r›yor. Yani hükümetin belirledi¤i tar›msal destek miktar›n›n milli gelire oran› % 0.49 (binde 49). Bu da kanunla belirlenmifl olan % 1’in yar›s› bile de¤il. 2009 y›l›nda toprak iflleme, ekim, ilaçlama, sulama, hasat, nakliye vb. iflleri için 9.5 milyar YTL mazot kullanmak zorunda kalan köylünün tüm bu ifllerini yaparken sadece mazot için ödeyece¤i toplam vergi miktar› 5.12 milyar iken tar›ma ayr›lan destek 5.5 milyar. Mazota, tohuma ve gübreye yap›lan zamlar da tar›m üreticisinin belini büküyor. Kompoze gübrede % 154, ürede % 123, amonyum nitratta % 122, amonyum sülfatta % 112 oranlar›nda zam yap›ld›. Tar›m üreticisinin % 0.49’luk destek oran›yla ayakta kalamayaca¤›n› söyleyen Çiftçi Sendikalar› Konfederasyonu yapt›¤› aç›klamada “‹laç, gübre, vb. al›rken, mal›m›z› satarken ödedi¤imiz KDV, ayr›ca stopaj ad› alt›nda kesilen vergiler, ürünümüzü satarken çeflitli fonlar ad› alt›nda di¤er verdi¤imiz vergiler yan›nda tüketici olarak ihtiyaçlar›m›z› karfl›larken ödedi¤imiz dolayl› vergilerimizle gerçekte biz devleti destekliyoruz” dedi. (Ankara)
‹flçi-köylü 9
Politika-gündem
6-19 Mart 2009
Abant’tan Hewler’e Kürt Sorununa emperyalist “çözüm” A. Öcalan’›n yakalanarak Türkiye’ye getiriliflinin 10. Y›ldönümü olan 15 fiubat’ta yine özellikle T. Kürdistan› illeri savafl alan›na döndü, protestolara kat›lan binlerce Kürt, devletin sopas›yla hizaya sokulmak istendi. Bu, 10 y›ld›r her 15 fiubat’ta yaflanan ve kazanan›n kesinlikle gaz bombas›, cop, panzer, silah sahiplerinin olmad›¤› protestolard›. Bu muharebelerin zaferinden söz edilecekse çocu¤uyla, yafll›s›yla, genciyle, kad›n› ve erke¤iyle serhildanlara kat›lan Kürt halk›n›n onuru ve direniflinden söz etmek gerekir.
lar›na bakmak, Platform’u daha iyi anlamay› sa¤layabilir. Zira Platform, bu toplant›da tüm meseleyi “anadilde e¤itim” ve “ekonomik kalk›nma” üzerine kurmufl ve “her türlü fliddeti mutlak olarak reddederek”, “yöre insan›n›n” fleref ve haysiyetlerinin hak ettikleri gibi yüceltilmesi dileklerinde bulunmufltu. Yani bildi¤imiz liberallerin “Kürt sorunu yoktur, bölgenin ekonomik geri kalm›fll›¤›” sorunu vard›r söylemine duygusal tiratlar eflli¤inde “anadilde e¤itim” meselesi eklenerek “farkl›l›k” ortaya konmufltur.
Di¤er yandan bu y›l 15 fiubat tarihinde yine Kürt meselesi ile ilgili bir baflka geliflme yafland›. Abant Platformu 18. Toplant›s›n› Kürdistan Bölgesel Yönetiminin baflkenti Hewler’de (Erbil) “Kürt sorunu: Bar›fl› ve Gelece¤i Birlikte Aramak” bafll›¤› alt›nda 15-16 fiubat tarihlerinde gerçeklefltirdi. Zamanlaman›n di¤er bir yan› da Ulusal Hareket’in gündeme getirdi¤i “Kürt Ulusal Konferans›” öncesine denk gelmesiydi. Yani planlanan konferans› bofla düflürme kayg›s›n› da yabana atmamak gerekir. Abant Platformu denilen ve bugün özellikle Kürt meselesinde devletin (bugün AKP’nin. Nitekim Platformun tüm toplant›lar›n›n koordinatörlü¤ü AKP’li devlet bakan› Mehmet Ayd›n taraf›ndan yap›lm›fl) “thinkthank” kuruluflu olarak çal›flan bir bileflim. Ayn› Abant Platformu geçti¤imiz y›l 4-8 Temmuz tarihlerinde Abant’ta gerçeklefltirdi¤i seminerin sonuç bildirgesi üzerine 13 Eylül’de Diyarbak›r’da tart›flma yürütece¤ini aç›klam›fl ancak Diyarbak›r Halk ‹nisiyatifi’nin (ki bu seminerin ‹lkbahar aylar›nda Diyarbak›r’da yap›lmas›na ve Abant’a tafl›nmas›na neden olan da benzer aç›klamalar›yd›) uyar›s› sonucu iptal etmek zorunda kalm›flt›. ‹nisiyatif, uyar›s›n› flu gerekçeler ve sözlerle ifade ediyordu: “Fetullah Gülen cemaati ve AKP nerede ‘düflkün’ ve ‘kaçk›n’ bir Kürt varsa, yan›na almaya ve sahte bir Kürt oluflumu yaratmaya çal›fl›yor. Dünyan›n hiçbir yerinde bir sorun, muhataplar›na ra¤men çözülememifltir. Kürt halk› ve onun temsilcisi olan siyaset kendi yol haritas›n› çizmifltir ve demokratik özerklik ilkesini benimsemifltir. AKP’nin temel anlay›fl› ‘Kürtler flöyle dursun, biz onlar›n sorunlar›n› çözeriz’ diyor. Bu nedenle, baflta AKP olmak üzere, onlar›n iflbirlikçi yan kurulufllar›n› uyar›yoruz. Ve hiçbir onurlu Kürt’ün, Abant Platformu benzeri tart›flmalara kat›lmamas› gerekti¤ini bir kez daha belirtiyoruz. Bunu organize eden kesimleri de uyar›yoruz ve Diyarbak›r’a gelmemeleri gerekti¤ini hat›rlat›yoruz. Tersi bir durumda her türlü meflru eylem hakk›n› Kürtler gelifltirecektir.”
Ancak bu benzeflmeden yola ç›karak Abant Platformunu ve “gelifltirdi¤i” fikirleri yabana atmamak gerekir. Zira F. Gülen cemaatinin bireysel bir ilgisi de¤ildir mesele.
Ve böylece Abant Platformu, ne semineri ne de sonuç bildirgesi toplant›s›n› Diyarbak›r’da yapabiliyordu.
Cemaatin Kürt ilgisi Abant Platformu’nun Hewler’deki toplant›s›na geçmeden önce 2008’deki toplant›n›n sonuç-
Toplant›n›n yerinin özelli¤i de bu noktada takip edenlere ipucu verir niteliktedir. Zira geçti¤imiz y›l Ba¤dat’ta bir araya gelen ABD, Irak ve TC yetkilileri bir tak›m ortak kararlara imza atm›fllar ve Kürt Ulusal Hareketi’nin tasfiyesi üzerine ortaklaflm›fllard›. Bu ortakl›¤›n en aç›k sonucu K›fl aylar›nda ABD’nin istihbarat› ve Ba¤dat kukla yönetiminin (ve de Kürdistan Bölgesel Hükümetinin) göz yummas›yla gerçeklefltirilen ancak yine de Ulusal Hareket karfl›s›nda hezimetle sonuçlanan s›n›r ötesi operasyonlar olmufltu. ‹flbirlikçi Kürt yönetimi bu süreçte s›n›rlar›na müdahale edilmesine ve sivil bölgelerin bombalanmas›na karfl› bir-iki göstermelik ç›k›fltan öteye gidememiflti/gitmemiflti. Bu ittifak düflünüldü¤ünde, yan› s›ra Irak Kürdistan›’ndaki Bölgesel Yönetimle TC’nin görüflmeleri s›klaflt›rmas› hesaba kat›ld›¤›nda meselenin cemaati (tüm gücüne karfl›) çokça
lahs›zland›r›lmas› olan bu Manifesto ile Kürt ulusunun Kendi Kaderini Tayin Hakk›’n›n emperyalist plan ve projelere devredilmesi amaçlan›yor.
Barzani’nin güvenli ¤inde toplant› Tekrar Abant Platformu’na dönecek olursak; Hewler’deki toplant›ya kat›lanlara bir göz atmak gerekir. F. Gülen’in Platform taraf›ndan düzenlenen toplant›lara ilk kez mesaj gönderdi¤i Hewler Toplant›s›, Platformun Yönetim Kurulu ad›na konuflan Mümtazer Türköne’ye (kendisi eski MHP’li olup, efli AKP milletvekilidir) “bugüne kadar yap›lan 18 toplant›n›n en önemlisi”. Toplant›ya Türkiye’den 100’e yak›n akademisyen, yazar ve siyasetçi kat›larak bu öneme uygun davrand›. Irak’tan ise 40’a yak›n kat›l›mc› haz›r bulundu. Barzani yanl›s› olarak tan›nan HAKPAR’›n Genel Baflkan› Bayram Bozyel ve eski baflkan› Sertaç Bucak’›n toplant›ya kat›lmamas› düflünülemezdi zaten. AKP, son anda milletvekillerinin toplant›ya kat›lmas›n› engellerken “sözcülü¤ünü” yapan Zaman, Star ve Taraf gazetelerinin a¤›r toplar›n›n orada bulunmas› da yeterli gelmifltir. Taraf, özellikle Genelkurmay’a yönelik sivri diliyle Kürt halk›n›n yan›nda yer al›yor ve demokrasi k›l›c› oldu¤unu iddia ediyor olsa da Kürt meselesine ABD’ci “çözüm” içindeki misyonu da a盤a ç›k›yordu. Kürt illerinde ücretsiz da¤›t›lan ve Kürt halk›n›n orduya yönelik nefret ve tepkisini kullanarak prim yapan Taraf Gazetesi’nin hiç de masum bir demokrasi havarisi olmad›¤›n› ve büyük plan›n küçük ama etkin bir parças› oldu¤unu bir kez daha görüyoruz bu toplant› sayesinde. Yurtd›fl›ndaki yaflam›n›
da eklemeden geçmeyelim. Y. Çongar’›n birçok gizli-aç›k ba¤lant›s› iddialar› ortada dolafl›rken, kendisinin de yak›n dostum dedi¤i Lehigh Üniversitesi Uluslararas› ‹liflkiler Bölümü Baflkan› Henry J. Barkey’in Obama’ya sundu¤u Kürt raporu tart›fl›l›yor. Bu raporun daha önce Bush’a sunulan rapordan farkl› olarak tüm Kürt parçalar›n›n yer ald›¤› ifade ediliyor ve ciddi bir dil fark› göze çarp›yor. Geçti¤imiz haftalarda Washington’da düzenlenen ve “Kürdistan Üzerine Çat›flmay› Önleme” bafll›¤›n› tafl›yan konferansa kat›lan Barkey, k›saca Irak’ta federalizmin güçlendirilmesini talep ediyor ve Kürtler’in merkezi hükümete ra¤men kendi kendilerini yönetmelerinden söz ediyormufl. Ancak Barkey, bunun Türkiye’nin deste¤i olmadan gerçekleflemeyece¤ini de söylüyormufl. K›sacas› Barkey, Türkiye’nin Barzani lehine Irak’a müdahil olmas›n› istiyormufl. Nitekim Irak Kürdistan›’ndaki Bölgesel Yönetimin son
Öcalan’›n Türkiye’ye getiriliflinin 10. y›ldönümünde, 15 fiubat’ta T. Kürdistan› illerinde devlet terörü yaflan›rken, Abant Platformu ayn› tarihte Hewler’de Kürt sorununa sözde çözümü tart›fl›yordu. Benzer bir tarih örtüflmesi Platformun kurulu flunda da var. Abant Platformu Öcalan’›n Suriye’den ç›kmaya zorland›¤› tarihte kuruluflunu ilan etmiflti...
aflt›¤› görülebilir. Ulusal Hareketi silahs›zland›rma (yani tasfiye etme) plan› çerçevesinde yürütülen çal›flmalar sonucu önümüzdeki ay Türkiye, ABD ve Irakl› yetkililerden oluflacak “üçlü komuta merkezi”nin faaliyete geçecek olmas› da yine ayn› plan›n bir parças› olarak gündeme giriyor. Meselenin bir de gündemde olan ve bölgedeki Kürt partilerinin kat›laca¤› bir konferansta “Kürt Silahs›zlanma Manifestosu”nun yay›mlanmas› yan› var. Esas›nda PKK’nin si-
b›rak›p, demokrasi mücadelesi için “bedel ödeyen”, “mahkemelerde sürünen” Y. Çongar han›m da, gazetenin mali masraflar›n› karfl›lamak için gece-gündüz ç›rp›nan Ahmet Altan da ne yapt›klar›n› gayet iyi biliyordur. ‹çlerinde bir-iki iyi niyet sahibi olsa da nihayetinde örne¤in mesele devrimcilik, silahl› mücadele oldu¤unda en hafifinden küçümseme, i¤renme, alay etme ifadeleri yap›fl›yor köflelerine. Taraf’› bir tarafa b›rakmadan önce bas›na yans›yan bir ayr›nt›y›
Irak seçimlerinde istedi¤i sonucu alamam›fl olmas› (kimileri bunu hezimet ifade ediyor), ABD’nin Irak’tan çekilmesinin gündemleflti¤i durumda flu anda derin tart›flmalar yaflad›¤› merkezi hükümetle karfl› karfl›ya kalacak olmas› iflbirlikçi Kürtleri TC ile uzlaflmaya iten en önemli faktörler aras›nda yer al›yor. Ancak meselenin esas yönünün ise ABD’nin bu iki ufla¤›n› planlar› do¤rultusunda bir arada tutmak üzerine kurulmufl oldu¤unu söylemek abart›l› olmayacakt›r.
“Sahi biz toplant›y› nerede yap›yorduk?! Meselenin Abant Toplant›s›yla ilgisi ise bu noktada daha bir netlefliyor. Ancak bu toplant›ya Irak Kürdistan›’ndan kat›lanlar Türkiye’den kat›lanlar aras›nda derin bir bak›fl farkl›l›¤› oldu¤unu söylemek gerekir. Toplant› sürecinde bu daha bariz olarak ortaya ç›km›flt›r. Zira toplant›da tart›flmalar›n özellikle ilk gün toplant›n›n yap›ld›¤› yerin ad› konusunda t›kand›¤›n› ö¤reniyoruz. Hem toplant› için Kürdistan Bölgesel Hükümetinin topraklar›na gideceksin hem de gitti¤in yerin ad›n› söylemekten imtina ederek Kuzey Irak, Irak’›n Kuzeyi gibi çocukça ifadelerle inkârc› yaklafl›mlarla bu ad› a¤z›na almayacaks›n. Üstelik de konumuz, Kürt Sorunu iken ve birlikte bar›fl› ve gelece¤i ararken! Herkesin gözünün önünde var olan ve ad› herkesçe bilinen bir gerçekli¤i yok saymak konusunda TC kadar pervas›z baflka bir devlet var m›d›r acaba? Varsa da bu kadar aç›ktan yapacak kadar ahmak m›d›r? Genifl bir araflt›rma konusu bu. Ancak Kürt sorununu “çözmeye” giden kafilenin TC’nin inkârc› politikalar›n› da çantalar›nda götürmüfl olmalar› herkese komik gelmiyor mu? Yine de meseleyi bir isimlendirme anlaflmazl›¤›ndan ibaret görmek s›¤l›k olur. Zira düne kadar Kürtler kart-kurt’ken “birden” televizyonlar aç›l›p, imha-inkâr ve asimilasyon politikalar›nda ders verebilecek bir devletin baflbakan› yar›m yamalak da olsa Kürtçe konuflabiliyorsa, yar›n öbür gün Kürdistan’a da Kürdistan diyebilirler. Mesele emperyalizmin politikalar› içinde yer almak ve bu do¤rultuda hareket etmekse tüm tabular› y›kabilecek kadar da dirayetlidir “bizim” yöneticilerimiz ve sözcüleri! ‹lk günün fiyaskosundan ve kat›l›mc›lar›n kendilerini evlerinde gibi hissetmelerine neden olan “Erbil güzellemelerinden” hariç, toplant›n›n bir sonuç bildirgesi dahi ç›karamamas› flafl›rt›c› olmasa gerek. Muhataplar›n bulunmad›¤› bir toplant›yla sorunu çözmek istemek eni sonu “edilen güzel sözler”, “iyi niyetli temennilerle” kardefl kentten ayr›lmay›
getirmifltir. Ve tabi ayn› gün T. Kürdistan› illerinde insanlar›n üzerine gaz bombalar› ya¤d›r›l›rken, insanlar›n gözleri kör edilirken, kad›nlar yerlerde sürüklenirken kapanan gözler Hewler’in güzelliklerini nas›l görmüfllerdir, bu da ayr› bir konu…
Hewler’de baflar› m› hezimet mi? Tüm bu anlat›mlara karfl›n Abant Platformunun bu toplant›s›n›n baflar›s›zl›kla sonuçland›¤›n› söylemek, bafltan beri anlatmaya çal›flt›¤›m›z büyük plan› görmemek demektir. Zira bu toplant› önemli, ancak plan›n (yani PKK’yi silahs›zland›rmak ve tasfiye etmek, hatta daha ötesinde Ortado¤u’ya yeniden bir flekil vermek) sadece bir parças›d›r. Geçmiflte Sovyetler Birli¤i’ne karfl› oluflturulan Yeflil Kuflak Projesinin bir benzerinin Kürt Ulusal Sorununda zaten epey bir süredir ›s›t›ld›¤›n› söylemek mümkün. Bugün için nas›l ki Ortado¤u projelerinde TC’ye AKP eliyle “Il›ml› ‹slam”, “Demokrat ‹slamc›” etiketleriyle misyon biçiliyorsa, Kürt meselesinde de yine AKP eliyle ‹slami de¤erler üzerinden bir “çözüm” aran›yor. 29 Mart’ta yap›lacak yerel seçimler de bu aray›flta önemli bir gösterge olacak. Bu seçimlerle de Ortado¤u’nun yaramaz çocu¤u Kürt Ulusal Hareketi’ne karfl› etki alan›n› görmek mümkün olacak. Tarihsel bir süreçten geçti¤imiz do¤rudur. Ad› yasakl› bir ülkenin insanlar›n›n dilinde üstelik de resmi televizyon bir kanal açabilirken, baflbakan› Kürtçe konuflurken, hatta Ahmet Türk’ün meclisteki Kürtçe konuflmas› belli çevreler d›fl›nda en az›ndan kendilerine lay›k bir tarzda (1991’deki DEP milletvekillerinin ak›betini hat›rlayal›m) tepki uyand›rmam›flken, Genelkurmay da bu senaryo içindeki yerini al›rken ve bu duruma göre flekillenirken her fleyin eskisi gibi olaca¤›n› iddia etmek anlams›zd›r. Bugün, dünkünden daha büyük, kapsaml› ve genifl bir tasfiye hareketiyle karfl› karfl›ya olundu¤unu söylemek gerekir. Bu harekete karfl› belirleyici unsur ise Kürt halk› ve Ulusal Hareketi’nin tavr› olacakt›r.
‹flçi-köylü 10
Söylefli
6-19 Mart 2009
“Kriz Baflbakan’› geçti, bizi geçmedi - Siz kriz tart›flmalar› ile ilgili neler
Uzmanlar ekonomik kriz ve onun etkisiyle yükselmekte olan iflsizli¤in, önümüzdeki süreçte de artaca¤›n›, krizin y›llara varan etkileri olaca¤›n› belirtiyorlar. Bu öngörüye sahip olmak için ekonomist veya akademisyen olmaya da gerek yok. Halk›n yaflad›klar›na bakmam›z yeterli ve en sa¤lam veri de bu olacakt›r. Bir yandan açl›k ve yoksulluk s›n›r› vb. araflt›rmalara iliflkin çarp›c› veriler aç›klan›rken, di¤er yandan egemenlerin gündeminde rant kap›s› yerel seçimlerden baflka bir fley yok. ‹flçi-köylü Gazetesi olarak, yaflanan kriz ile birlikte artmakta olan iflsizlik ve halk›n sorunlar›na iliflkin söylefliler gerçeklefltirdik. ‹stanbul Aksaray’da “iflçi pazar›” ve Tophane’de bulunan ‹fiKUR önünde emekçilerle görüfltük. ‹fiKUR’un kapanma saatlerine kadar gelen- gideni eksik olmuyor. ‹lk olarak Levent Y›lmaz’a yöneltiyoruz sorular›m›z›.
- Kendinizi tan›t›r m›s›n›z? Levent Y›lmaz: Aç›k Ö¤retim’de okuyorum, ayn› zamanda çal›fl›yorum. Geçinmek zorunday›m sonuçta. 5 ay özel bir flirkette çal›flt›m bilgisayar üzerine, iflten ç›kar›ld›m. Ben de ‹fiKUR’a baflvurdum. Kriz söylentilerinden sonra daha çok toplu ç›karmalar oldu. Biz evde 5 kifliyiz. Benim en az›ndan kendi masraflar›m› karfl›lamam gerekiyor. Krizin te¤et geçti¤ine inanm›yorum. Bat›’dan Do¤u’ya kadar herkes etkilendi. Bunu herkes görüyor. Daha önce çal›flt›¤›m 2–3 yer olmufltu. Hiç böyle zorlanmam›flt›m.
Zenginlere bir fley olmad› Lise ça¤lar›nda ifl arayan bir genç dikkatimizi çekiyor ve onunla sohbete bafll›yoruz. - Kendiniz tan›t›r m›s›n›z? Kriz sizi nas›l etkiledi? Emre Çelik: Esenler’de oturuyorum. 17 yafl›nday›m. Mardin K›z›ltepeliyim. Ben, babam, abim çal›fl›yoruz. Abim askere gidecek. fiu an çal›flt›¤›m ifl yerinin verdi¤i maafl çok az. Otel iflinde çal›fl›yorum. Tabi otel ifli de durgun, flu an krizde. Ben de baflka bir ifl ar›yorum. Borçlar›m›z birikti. Üst üste y›¤›ld›. Kriz bizi çok fena etkiledi. Bence kriz hiç te¤et geçmedi. ‹lk bizi vurdu. Zenginleri, Baflbakan’› vurmad›. Param olsa beni de vurmazd›. Kriz daha gelmeden biz etkilendik. Babam tek çal›fl›yordu. Bakt›k olmuyor. Ben de okulu b›rakmak zorunda kald›m. Param olsa ben de okurdum.
*** Devletin yetkili a¤›zlar› “krizden etkilenmeyece¤iz” demeçleri verse de hemen her ailede birkaç iflsiz oldu¤u bir gerçek. Ferhat Tosun da ailesinde yayg›n iflsizlik olanlardan biri. - Nas›l geçiniyorsunuz? Ferhat Tosun; Otogar’da hamall›k yap›yorum. Millet çal›flmay›nca yolculuk yapm›yor. Bizim de iflimiz olmuyor. Eflya tafl›yam›yoruz. Ayda 600 lira kira veriyorum. Tafl çatlasa 650–700 lira kazan›yorum. Babam da nakliyecilik yap›yor. Onun da hiç ifli yok. Burada duranlar›n ço¤u iflsiz, 2 tane kardeflim var, okuyorlar. Amcam iflsiz. Aç, susuz bekliyor. Ba¤c›lar’da oturuyorum. Kriz psikolojik de¤il, buna kat›lm›yorum.
Kriz en çok kad›nlar› vuruyor
Seçimlerin yaklaflmas› ile birlikte bafllayan “aç›l›m” furyas›, gündemi yo¤un bir flekilde meflgul eden iflsizlik tart›flmalar›na da s›çrad›. CHP Genel Baflkan› Deniz Baykal, büyük bir kurtar›c› edas› ile iflsizli¤e ve krize yönelik bir “çözüm reçetesi” önerdi. Seçim propagandas› kokan bu “aç›l›ma” göre; otomotiv ve dayan›kl› tüketimde KDV’nin 6 ayl›¤›na kald›r›lmas›, kur politikas›n›n gevfletilmesiyle ihracatç›n›n hareket alan›n›n geniflletilmesi, prim, sigorta, vergide 10’ar puan indirim yap›lmas›, bankalar›n kredi verebilmesi için Kredi Garanti Fonu oluflturulmas› öngörülüyor. Baykal’›n bu ç›k›fl› Amerika’n›n yeniden keflfinden öte bir anlam tafl›m›yor. Öyle ki sözü edilen önerilerin hepsi flu an AKP hükümeti taraf›ndan zaten uygulan›yor. CHP’nin bu noktada yeni bir fley söyledi¤i
‹flsizlik intihar ettirdi! ‹zmir’in Karaba¤lar ilçesi Yeflilyurt semtinde oturan 2 çocuk babas› inflaat iflçisi 58 yafl›ndaki Nuri Çakar yaklafl›k 6 ayd›r ifl bulamad›¤› için girdi¤i bunal›m sonucu, efli ve çocuklar›n›n evde olmad›¤› s›rada kendisini yakt›. Yak›nlar›n›n 6 aydan bu yana iflsiz olmas› nedeniyle s›k›nt›lar yaflad›¤›n›, kredi kart› borcu oldu¤unu ve ekonomik sorunlar nedeniyle intihar etti¤ini dile getirdikleri Çakar’›n cesedi eve gelen o¤ullar› taraf›ndan bulundu. Babas›n›n uzun bir süredir iflsiz oldu¤unu ve bu nedenle kimseyle konuflmad›¤›n› anlatan o¤lu M.Ç, “Bir y›l öncesine kadar babam›n ifli çok iyiydi. ‹flleri bozulmaya bafllad›ktan sonra, içine kapanmaya bafllad›. Bizimle,
yok. As›l mesele ise bu önlemlerin hepsi iflsizleri, emekçileri de¤il sermayenin ç›karlar›n› koruyor ve onlara kaynak aktar›m› yap›yor. Bu aç›klamalar ülkeyi AKP’den kurtararak düzlü¤e ç›karma nutuklar› atan CHP’nin özünde AKP’den farkl› bir icraat›n›n olmayaca¤›na iflaret ediyor. Tayyip Erdo¤an’›n buna karfl›l›k aç›klamalar› ise CHP’den afla¤› kal›r de¤il; “‹flsizli¤e çaresi olan varsa aç›klas›n, yapamazsam siyaseti b›rak›r›m.” K›sacas› iflsizli¤e biz de çare bulamay›z siz de!
“Kriz 2001’den daha büyük olacak!” Dünya Bankas› Türkiye Direktörü Ulrich Zachau, Active Academy taraf›ndan düzenlenen 3. Risk Yönetimi Zirvesi’nde Türkiye’de k›sa zamanda büyümenin yavafl-
do¤ru dürüst konuflmaz olmufltu… Bunun hesab›n› kim verecek? Kimlerden hesap soraca¤›z? Bilmiyorum” diye konufltu.
Evini su bas›nca... Bir kriz intihar› haberi de ‹stanbul Küçükçekmece’den geldi. Üç çocuk babas› emekli gardiyan ‹smail Aral (47), çat›da çamafl›r ipiyle kendisini asarak intihar etti. Seyyar arabas›yla temizlik deterjanlar› satan Aral’›n Alt›nflehir’de bulunan, yol alt›nda ve alt yap›s› olmayan iki katl› evi son iki haftad›r ya¤›fl nedeniyle su bask›n›na u¤rad›. Evindeki mobilyalar› kullan›lamaz hale gelen Aral’›n morali bu duruma oldukça bozuldu ve belediye yetkililerine müracaat etti. Ancak yerel yönetimlerden bekledi¤i ilgiyi göremeyen ‹smail Aral çat›ya çamafl›r ipini ba¤lay›p kendini ast›. (H. Merkezi)
‹brahim Ceyhan: Malatyal›y›m. Memleketin de¤iflece¤ine inanm›yorum. Kendimi bildim bileli böyleyiz. 8 senedir ‹stanbul’day›m. Kriz herkesi etkiledi. Tansu Çiller’de Mesut Y›lmaz’da kriz varsa ben kafam› keserim. Ben bir tatl› sat›yorsam flimdi 3’e 4’e bölüyorlar. ‹flsizlik alabildi¤ine gitmifl. Normalde 70–80 tane sat›yorsam yar› yar›ya düfltü. Bu gidiflatla düzelece¤ine inanm›yorum. *** Tafl› topra¤› ‹stanbul’a de¤iflik illerden gelen emekçiler krizle birlikte ifl bulmakta
✔ Yüzde 72.6’s› erkek. ✔ Yüzde 59.4’ü lise alt› e¤itimli. ✔ Yüzde 26.6’s› bir y›l ve daha uzun süredir ifl ar›yor. ‹flsizler s›kl›kla (yüzde 29.8) “efldost” vas›tas›yla ifl ar›yor. ✔ Yüzde 86.5’i (2 milyon 592 bin kifli) daha önce bir iflte çal›flm›fl. ✔ Daha önce bir iflte çal›flm›fl olan iflsizlerin yüzde 46.7’si “hizmetler”, yüzde 25’i “sanayi”, yüzde 18.8’i “inflaat”, yüzde 9.5’i ise “tar›m” sektöründe çal›flm›fl.
“iflçi pazar›”na gidiyoruz. ‹flsizlerin ifl aramak
bul’a gelenlerden.
Canan Tekin: Biz kendimiz ç›kt›k iflten, cinsel taciz nedeniyle. 48 yafl›nday›m, aflç›y›m ve iki çocu¤um var. F›nd›kzade’de bir ifl yerinde çal›fl›yordum, 70 yafl›na yak›n bir patronum vard›, onun tacizine u¤rad›m. Ben, k›z›m ve muhasebe bölümünde çal›flan bir arkadafl›m›z daha iflten ç›kt›k. Maddi ve manevi tazminat davas› açt›k. fiimdi kriz ortam›nda iflsiz kald›k, ifl de bulam›yoruz. Hasta bak›c›s›, yat›l›, ev temizli¤i gibi bir sürü ifle bak›yorum ama bulam›yorum, “40 yafl›n üstünde alm›yoruz” diyorlar. Canan abla ile sohbetimizin ard›ndan ‹fiKUR’un yak›nlar›ndaki say›sal loto bayisinin önünde uzanan kuyruk dikkatimizi çekiyor. Emekçiler umudu flans oyunlar›nda ar›yor. ‹brahim amca da bunlardan biri.
çal›fl›yorsunuz?
Yaflanan kriz ile birlikte gün afl›r› duydu¤umuz iflçi ç›kartmalar›na bir yenisi de Ege Çelik Fabrikas›’nda eklendi. ‹zmir’in Alia¤a ilçesinde kurulu bulunan Ege Çelik Fabrikas›’ndan 314 iflçi yaflanan kriz bahane gösterilerek iflten ç›kart›ld›. Fabrikada çal›flan iflçilere bir süredir a¤›r çal›flma koflullar› ve ayr›ca ücretsiz izin gibi hak gasplar›na raz› olmalar› dayat›l›yor ve bunu reddetmeleri halinde iflten ç›kart›lacaklar› söyleniyordu. Son olarak Ege Çelik patronu iflçilere “Dünyada ve ülkemizde yaflanan ekonomik kriz fabrikam›z› da etkile-
Kurumun aç›klad›¤› verilere göre iflsizle-
ayr›l›p Aksaray Fuar Otel’in yan›nda kurulan
- ‹fiKUR’a ne için geldiniz, anlat›r m›s›n›z?
‹flsizler ordusuna 314 kifli eklendi
Hizmet sektöründe iflsizlik rin,
için topland›¤› iflçi pazar›nda da ifller kesat.
lay›p, iflsizli¤in artaca¤›n› belirterek, “2001’deki krizden daha büyük bir kriz yaflanacak” sözlerini sarf etti. Ülkemizi bekleyen gelece¤e iliflkin “toplumu ayd›nlatan” Ulrich Zachau, her fleyin alt› ay içinde herkes için, Türkiye için de dramatik flekilde de¤iflti¤ini söyledi ve “Bu sadece risk de¤il art›k gerçek...” ifadesini kulland›. Daha düflük ekonomik büyüme olaca¤›n›, istihdam s›k›nt›s› yaflanaca¤›n›, iflsizli¤in artaca¤›n› ve 2001 krizinden daha büyük bir kriz yaflanaca¤›n› söyleyen Ulrich Zachau, 2009 ve 2010’da iflsizli¤in rekor k›raca¤›n› aç›klad›. Sözü edilen tabloya göre genç iflçilerin dörtte biri iflsiz kalacak. Ve bunun önünü almak da mümkün olmayacak!.
Türkiye ‹statistik Kurumu (TÜ‹K) Kas›m 2008’de önceki y›l›n ayn› dönemine göre iflsiz say›s›n›n 645 bin kifli artt›¤›n› aç›klad›. Buna göre iflsiz say›s› 2 milyon 995 bin kifliye yükseldi. 545 kifli sadece Kas›m ay›nda bir iflte çal›fl›rken iflsiz kald›. Genç nüfusta iflsizlik oran› da yüzde 20’den yüzde 23.9’a yükseldi. Kentlerde de k›rsalda da iflsizlik oran› yüzde 2.2 artt›; kentte yüzde 14.2’ye, k›rsalda ise yüzde 9.3’e yükseldi
büyük zorluk çekiyor. ‹fiKUR’un önünden
‹flsizlik en çok da kad›nlar› etkiliyor. Krizin olmad›¤› dönemlerde bile ifl bulmakta zorlanan emekçi kad›nlar›n ifli biraz daha zor. K›z› ile birlikte ‹fiKUR’a baflvuran Canan Tekin’le kriz ve yaflad›klar› üzerine sohbet ediyoruz.
Baykal, Amerika’y› yeniden keflfediyor!
Buz da¤›n›n görünen yüzü!
söyleyeceksiniz? Kriz halk› nas›l etkiledi?
Buraya sabah›n erken saatlerinde gelen insanlar ifl olmad›¤› için erkenden ayr›lm›fl. Urfa’dan ‹stanbul’a gelen fiemsilhak Macer T. Kürdistan›’ndan çal›flmak umudu ile ‹stan- Nerelisiniz? Kaç y›ld›r ‹stanbul’da fiemsilhak Macer: Urfa’l›y›m, 95’den beri ‹stanbul’da oturuyorum. Deri sektöründe çal›flt›k. Daha sonra ifller bozulmaya ve durmaya bafllay›nca iflsiz kald›m. fiimdi ise 15 günde bir ifle gidiyorum. Krizden önce ifller s›f›rdayd›, krizle birlikte ifller s›f›r›n da alt›na indi. Belediyeden ifl istedi¤imizde bizi özel sektöre veriyor. Özel sektör de seni alt› ay çal›flt›r›p bir ay sigortal› gösteriyor. Anlayaca¤›n›z vatandafl› ma¤dur ediyor. Bir senedir iflsiziz. Burada amele iflleri var. A¤ustos’tan
Küçük iflyerleri a¤›rl›kta Yine TÜ‹K verilerine göre ayn› dönemde istihdam edilenlerin, ✔ Yüzde 73.5’i erkek. ✔ Yüzde 59.5’i ücretli, maafll› ve yevmiyeli, yüzde 27.5’i kendi hesab›na ve iflveren, yüzde 13’ü ücretsiz aile iflçisi. ✔ Yüzde 59.5’i “1-9 kifli aras›” çal›flan› olan iflyerlerinde çal›flmakta. ✔ Yüzde 3.1’inin ek bir ifli vard›r. Yüzde 4.3’ü mevcut iflini de¤ifltirmek veya mevcut ifline ek olarak bir ifl aramakta.
bu yana bu ifllerde de düflüfl var. Bu yüzden ülkeyi terk etmeyi düflünüyorum. (‹stanbul)
Felaket senaryosu çizen Zachau’nun çözüm paketi ise hiç de sevimli görünmüyor: Daha esnek, yar› zamanl› ifllerle istihdam› art›rmak. Yani sendikal örgütlülü¤ün olmad›¤›, daha yo¤un ve dizginsiz bir sömürünün yafland›¤› bir çal›flma yaflam›… Bi-
ze önce ölümü gösteren sonra da s›tmaya raz› etmeye çal›flan Ulrich Zachau, baklay› a¤z›ndan ç›kararak niyetini de ortaya koyuyor. Emperyalistler daha fazla sömürü ve daha örgütsüz bir toplum istiyor. mifltir, ben de bu yüzden bu s›k›nt›y› aflana kadar ücretsiz izin ve di¤er uygulamalar› kabul ediyorum” içerikli dilekçeler haz›rlayarak imzalatmak istemifl, ancak iflçilerin bir k›sm› bu dilekçeyi imzalamay› reddetmiflti. Dilekçeyi imzalamayan iflçilere son uyar› olarak ise haz›rlanan dilekçeyi imzalamad›klar› takdirde 2 gün içersinde iflten ç›kart›lacaklar›n› söylenmiflti. Bu uyar›n›n üzerinden 2 gün geçmesinin ard›ndan 314 iflçi, yaflanan krizden zarar görmeden ç›kmaya yönelik uygun görülen “çözüme” uymad›klar› ve çözüm yolu b›rakmad›klar› gerekçesi ile 19.02.2009 tarihinde iflten ç›kart›ld›. Ege Çelik’te 2001 krizinde de benzer hak gasplar› yaflanm›fl, birçok iflçi iflten ç›kart›lm›flt›. (‹zmir)
Sosyal güvence yok, kad›n istihdam› yerinde say›yor Çal›flmas›na ra¤men bir sosyal güvenlik kurumuna üye olmayanlar›n oran› yüzde 44.5. Önceki y›la göre az bir düflüfl gerçekleflse de özellikle tar›m sektöründe 10 kifliden dokuzu sosyal güvenlikten yoksun çal›flt›r›l›yor. Halen her dört kad›ndan sadece biri çal›fl›rken erkeklerde iflgücüne kat›l›m oran› yüzde 71. E¤itim seviyesi yükseldikçe bu eflitsizlik de kapan›yor; yüksekö¤renim mezunu kad›nlar›n yüzde 71’i erkeklerinse yüzde 89’u çal›fl›yor. TÜ‹K’in bu aç›klamalar›n› yorumlayan iktisatç› Mustafa Sönmez’in Bianet’te yay›nlanan analizlerine göre, TÜ‹K’in aktif olarak ifl aramayanlar› dahil etmemesi nedeniyle, gerçek iflsizlik oran› aç›klananlar›n üzerinde. Sönmez’e göre iflgücü olarak saptanan 24.3 milyonun içinde yer almayan, “iflgücü” say›lmayan, gerçekte ise önemli bir k›sm› iflsiz say›lmas› gereken 3 milyonu aflan nüfustur. Bu nüfusun “iflgücü” olarak tan›mlanmamas›, gerçek iflsizli¤in boyutlar›n›n görülmesini de engelliyor. Sönmez; gerçek iflsiz say›s›n› görmek için, 3 milyona yaklaflan aç›k iflsizlere, “umudunu yitirmifl”, “ifl aramayan, ifl bulursa çal›flacak”, “mevsimlik”, “eksik istihdam” bafll›klar›ndaki iflsizlerin de eklenmesi gerekti¤ine dikkat çekerek, önümüzdeki süreçte sanayide daralma yaflanaca¤›n› ve iflsizlik art›fl›n›n hizmet sektörüne de yans›yaca¤› bunun da iflsizlik rakamlar›n› önemli oranlarda art›raca¤›n› belirtiyor. Krizin ülke gündemine girdi¤i ilk günleren bu yana TÜ‹K kamuoyuna birçok konuda araflt›rmalar›n› aç›klad›. TÜ‹K’in araflt›rmalar› uzmanlar taraf›ndan giderek daha fazla sorgulan›r hale geldi. TÜ‹K’in aç›klad›¤› rakamlar gerçek iflsizli¤in küçük bir boyutunu göstermekte. Baflbakan Tayyip Erdo¤a’n›n bütün dünyay› derinden sarsan kriz için “Bizi te¤et geçecek” sözleri ne kadar gerçekçi ise TÜ‹K’in aç›klamar› da o kadar inand›r›c› ama bu haliyle dahi tüyler ürpertici!
‹flçi-köylü 11
Kavga okulu
6-19 Mart 2009
Newyork’tan Karadeniz’e bir direnifl ezgisi;
Vard›k, var›z, varolaca¤›z! Yükseklerde bir y›ld›z yitip gittikçe Bizde bir militan ölümsüzleflir Kas›rgada yal›m alm›fl bir k›l›ç adab›nda Tarihin sat›r bafllar›na ‹zinsiz olarak düfleriz Yok olmak denince böyle biliriz Spartaküs’ten beri böyle ölürüz Yare yar A¤›zlarda tek fliar Hep t›rman›r›z .....
Ayfer Celep
Kemal Tutufl 8 Mart 1857’de ABD’nin Newyork flehrinde on binlerce kad›n iflçi sömürüye ve zulme baflkald›rd›. ‹flçi kad›nlar yüzy›llard›r ezilen, hor görülen kad›nlar›n birikmifl öfkesi ile geleceklerini istiyordu. Onlar› sömüren, kölece çal›flt›ran ve insan yerine koymayan patronlardan ve onlar›n düzeninden hesap soruyordu. Yüzy›llarca köle olarak sat›lan, bir eflya muamelesi gören kad›nlar kapitalizmle birlikte ücretli köleler olmufllard›. Ancak her fleye ra¤men yine de toplumun en fazla bask› gören, ayr›mc›l›¤a u¤rayan kesimini oluflturuyorlard›. K›sacas› kad›n›n kaderinde de¤iflen çok bir fley de olmam›flt›. ‹flte, emekçi kad›nlar›n karanl›klar içindeki bu dünyas›n› ayd›nlatan bir ›fl›k parlad› Newyork’ta. Kad›nlar, “Biz de var›z” diyerek sözünü söylüyor, geleceklerine kendisi yön vermek istiyordu.
Dokuma iflçisi kad›nlar, gelece¤e yürünecek yeni bir yol aç›yordu. Bundan sonra kad›nlar›n kurtulufluna gidenler bu ›rmaktan akacakt›. Her yeni bafllang›ç gibi bunun için de büyük bir bedel ödenmeliydi. ‹flçi kad›nlar›n gelecek düfllerine dikkatleri çeken bu iflaret fifle¤i yine kad›nlar›n bedeni ile yanacakt›. Emekçi kad›nlar›n özgürlük, insanca bir yaflam iste¤ine zalimlerin yan›t› t›pk› atalar› gibi korkunç oldu. 129 kad›n kapat›ld›klar› fabrikada can verdi. Özgürlük kavgas› can istiyordu. Emekçi kad›nlar gerekeni yapmaktan çekinmediler. Buzu k›rd›lar ve ard›llar›na yeni ufuklar açarak ölümsüzler kervan›na kat›ld›lar. Tohum topra¤a bir kere düflmüfltü art›k ötesi zaman ifliydi. Bunun için çok beklemeye de gerek kalmayacakt›. Aradan birkaç y›l geçmeden di¤erleri de yola düflmüfltü. Tohum filizlenmifl kar› deliyordu art›k. Newyork’lu dokuma iflçilerinin kavgas› bütün dünyay› saracak, gökyüzünü fethe ç›kanlara rehber olacakt›. Yar›na, güzel günlere sevdal› yürekler bu ateflten beslenecekti.
8 Mart’ta düflen üç Partizan yürek ... Yine bir 8 Mart ve yine iyi ile kötünün, güzel ve çirkinin, eski ile yeninin karanl›k ve ayd›nl›¤›n cenge durdu¤u bir an. Kufllar, a¤açlar, çiçekler susmufl,
Pusula Pratik duruflumuz sürecin gerçekli¤ine yan›t olmal›d›r Kavramak, uygulamakt›r. Uygulamak, kavray›flta derinli¤i, pratikte yöntem zenginli¤ini ve daha da önemlisi mücadelede ›srarl› bir çabay› zorunlu k›lar. Devrimci çaba, devrimci cesaret, sorunlar›n çözümü için at›lacak ilk ad›md›r. Her sürecin ihtiyaç duydu¤u kadro ve militanlar›n yarat›lmas› için, var olan zaaflar› do¤ru tespit etmek önemlidir. Söz gelimi, bugün aç›s›ndan faaliyetçilerimizde en göze çarpan olumsuz özelliklerden biri, görevlerimizi yerine getirmede gereken özveri ve fedakarl›¤› göstermememizdir. Bunun temelinde tabiî ki ideolojik sorunumuz vard›r ve sorunlar›n çözüm için pratik ad›mlar gerekir. Bu ad›mlar›n at›lmas›n› sa¤layacak olan da parti ruhunun yeniden kazan›lmas›d›r. Bugün s›n›f düflmanlar›m›z iktidarlar›n› sürdürmek için iflgaller, baflta iflçi s›n›f› olmak üzere, tüm ezilen halklara ve uluslara karfl› her türlü bask› ve sömürü politikas›n› uygula-
mada hiçbir s›n›r tan›m›yorlar. Yani, s›n›fsal ç›karlar› için yap›lmas› gerekeni yap›yorlar. Peki bizler, kendi s›n›fsal ç›karlar›m›za uygun bir durufl sergiliyor muyuz? Demokrasi, ba¤›ms›zl›k ve sosyalizm mücadelesini yürüten militanlar› koflullar›n zorlu¤una, sorunlar›n a¤›rl›¤›na bakmadan her flart alt›nda kazanma bilincine sahip olmal›d›r. E¤er devrimci militanlar baz› görevlerin yerine getirilmesinin imkans›z oldu¤una inan›rlarsa, orada zaten kaybedilmifl demektir. Çünkü; böylesi bir düflünüfl tarz›, böyle bir kavray›fl, do¤al olarak tüm planlar›n›, tüm enerjisini kazan›lamayaca¤› hesaplar› üzerine yapar. Tüm gerekçeler buna uygun olarak üretilir. Oysa öngörülen görevlerin yap›labilece¤i özgüvenine sahip olmak ise; tüm planlar›n, hesaplar›n kazanma sürecine hizmet edecek tarzda yap›lmas›n› sa¤lar. Devrimci bir prati¤in sergilenmesi, bir problemin çözülmesi için önce kafada kazanmak-çözmek gerekir
yeryüzü üç karanfilin toprakla buluflmas›na tan›k olmakta. Newyork’lu emekçi kad›nlar›n yakt›¤› atefli da¤lar›n doruklar›ndan tafl›yanlar bu defa ölümün kuca¤›nda. Gelece¤e tafl›nan bir ›fl›k olsun diye bedenini vermekten çekinmeyenler bu defa namlular›n hedefinde, düflman›n pususuna düflen üç Partizan, Newyork’lu kad›n iflçilerin kavgas›na harç olan, insan›n insan taraf›ndan sömürülmedi¤i, analar›n ve çocuklar›n a¤lamad›¤›, özgür bir dünya için yola ç›kanlar da¤lar›n yücesinden selaml›yor iflçi kardefllerini. Newyork’ta yükselen isyan ateflleri Karadeniz da¤lar›nda alazlan›yor. Tokat Çöre¤ibüyük köyü tarihsel anlam› olan bir cenge tan›k oluyor. Üç Partizan emekçi kad›nlar›n özgürlük kavgas›n› köylü kad›nlara, ezilenlere tafl›mak için yola koyulmuflken topra¤a düflüyor. Yüzy›llar önce emekçilerin yüre¤ine ekilen umut tohumlar› sahiplerinin kanlar› ile sulan›yor. Karadeniz da¤lar›nda umudun türküsünü söyleyen üç Partizan, a¤›r bir sürecin tüm zorluklar›na ra¤men dimdik ayakta. 8 Mart’›n tarihsel anlam›na denk düflen bir Partizan’›n sesi yank›lan›yor koyaklarda. “F›rt›nalar içinde b›çak s›rt›nda” örnek bir yaflam ile kavgay› ard›llar›na devrediyor Ayfer Celep. Kad›n›n zincirlerini k›rarak özgürleflmesinin en güzel örneklerinden, bir komutan, kavgaya özgürlü¤e sevdal› bir Partizan selaml›yor dünya emekçi kad›nlar›n›. Kad›n›n mücadele içinde sorumluluklar alarak geliflebilece¤ini, inisiyatif alabilece¤ini ve önder nitelikler kazanabilec¤ini gösterdi Ayfer Celep. Emekçi kad›nlara zulümden baflka bir fley vaad etmeyen bu düzene baflkald›ran bir kad›n. Halk düflmanlar›ndan, ihbarc›lardan hesap soran bir komutan. Yaflam› yoksulluk içinde binbir zorluklar içinde geçmifl Münire Sa¤d›ç’ta ses buluyor isyan 盤l›klar›. Abisi, yoldafl› Yaflar Sa¤d›ç’›n özlemlerini, kavgas›n› yükleniyor zay›f bedeni ile. Sessiz, derinden, gürül gürül akan bir ›rmak misali yata¤›na s›¤m›yor. Partizanlarla içi-
esprisinin anlam› da bu olsa gerek. Bu genel anlay›fl› bugün baz› komiteler veya bireyler flahs›nda somutlaflt›rmaya çal›flt›¤›m›zda birçok pratik görev karfl›s›nda hesaplar›n tersten yap›ld›¤›na tan›k olabiliriz. “Olmaz”, “çok zor”, “sürece b›rakmak laz›m”, “bunun için adam gereklidir” vb. gerekçeler dizisini ço¤altmak mümkündür. Elbette ki burada imkans›z olan görevlerden söz etmiyoruz. Bilakis yap›labilecek yani imkanlar dahilinde olan ama yaflanan k›r›lmalar›n yaratm›fl oldu¤u özgüvensizlikten dolay› imkans›z olarak alg›lanan görevlerden söz ediyoruz. Daha da olumsuz olan durum, imkans›zl›k konusunda insanlar›n kendi kendilerini ikna etmesi ve mevcut gidiflatla kavgal› de¤il, bar›fl›k olarak yaflamas›d›r. Kavgadan kast›m›z mevcut tablonun de¤ifltirilmesi için ortaya konulan devrimci çabad›r. Olmazlar› olur k›lmak için, proleter ideolojiye, temsil etti¤i s›n›f›n gücüne güvenmek flartt›r. E¤er güçlü bir ideolojik donan›ma, siyasal yetkinlik ve tarih bilincine sahip olunmazsa, emperyalist-kapitalist sistem ve onlar›n uflak tak›m›n›n yaratt›¤› ideolojik kirlenmelere karfl› ne sa¤l›kl› bir mücadele yürütülebilir ne de ezilen genifl y›¤›nlar›n kafalar›nda ya-
Kenan Demir
çe onlardan biri olma hayali ile büyüyor Münire Sa¤d›ç. Emekçilerin kurtuluflu, özgürlü¤ü ad›na sade, mütevazi bir miras b›rak›yor ard›llar›na. 1857’de erkek iflçilerle ayn› kaderi, umudu paylaflan ve ayn› düflleri kuran emekçi kad›nlar yine yoldafllar› ile birlikteydi. Haks›zl›¤a, zulme Münire Sa¤d›ç gencecik yafl›nda tav›r koyan Kemal Tutufl, 8 Mart’›n s›n›fsal özünü, kad›n-erkek mücadelenin ortakl›¤›n› hayk›r›yordu düflman›n surat›na. Genç yafl›na ra¤men zorlu süreçlerin insan› oldu¤unu ortaya koyuyordu prati¤i ile. Hukuk Fakültesi’ni kazanmas›na ra¤men emekçilerin kurtulufl kavgas›na daha fazla katk› sunmak bilinci ile solu¤u da¤larda alarak, kad›n yoldafllar› ile birlikte düzene meydan okuyanlardand›. Karadeniz halk›n›n ba¤r›na kök salan Partizanlar 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nde kavgay› büyütmenin ad› oldular. Onlar fabrikalarda, atölyelerde, eme¤i gasp edilen, töre-namus k›skac›nda can çekiflen, solu¤u, iradesi yok say›lan emekçi kad›nlar›n yükselen sesi oldular. Onlar, kad›nlar›n kurtuluflunun mücadelede, özgürlü¤ün bedel ödemeye cesaret etmekte oldu¤unu ö¤retti. Emekçi kad›nlar›n yaflad›¤› ›st›raplardan kurtuluflunun örgütlü bir yaflam oldu¤unu, mücadele edilmeksizin hiçbir fleyin kazan›lamayaca¤›n› gösterdi. 1857’de dokuma iflçilerinin, kad›nerkek el ele yaratt›¤› gelenek 8 Mart 1999’da yine omuz omuza bir mücadele ile bir tu¤la daha örüldü.
rat›lan soru iflaretleri do¤ru bir tarzda giderilebilir. Yine demokrasi, ba¤›ms›zl›k ve sosyalizm mücadelesini k›sa tarihsel dönemlere hapsetmek, erken zafer beklentileri içine girmek, bu gerçekleflmeyince de örgütlü yaflamdan, ezilenlerin mücadele cephesinden uzaklaflmak, gereken dönüflümü sa¤layamayan, sürece uygun olarak kendini sürekli yenilemeyen küçük burjuvalar›n ifli olabilir. Ama gerçek proleter devrimciler, mücadelenin uzun ve k›sa süresine bakarak tutum belirlemezler. Çünkü onlar, insanl›k tarihinin s›n›f mücadelesi tarihi oldu¤unun bilincindedirler. Ve dolay›s›yla s›n›flar› ad›na her koflulda dövüflmeyi bir görev olarak alg›larlar. Devrimcili¤in bir yaflam tarz› oldu¤u esprisinin pratik karfl›l›¤› da bu olsa gerek. Bu ifadeyi söylem olmaktan ç›kar›p içsellefltirmek olmazsa olmazd›r. Bu yönlü tart›flmalarda derinleflip, ileri düzeyde bir bilinç s›çramas› yarat›lamazsa, yenilgi ve gerileme süreçlerinde emperyalist burjuvalar›n kiral›k kalemflörleri, genifl y›¤›nlar›n mücadele bilinçlerini karartmak için her türlü demagojiye baflvururlar. Nitekim bu kiral›k beyinler, s›n›f savafl›m›n› inkar eden uyduruk teorilerle tarih sahnesinde yer almakta
Kavgada ölümsüzleflenler 2 Mart 1970 tarihinde Erzincan’da dünyaya gelen Kenan Demir, ilkö¤renimini burada tamamlad›ktan sonra ailesi ile birlikte ‹sviçre’ye yerleflir.1989 y›l›nda mücadele ile tan›flan Kenan Demir, 1994 y›l›nda darbecili¤e karfl› tav›r koyanlardand›. Basel’de yerel faaliyet yürüten ve çal›flkanl›¤›, dürüstlü¤ü ile tan›nan Kenan Demir, 5 Mart 1998’de bir görev için gitti¤i alanda karfl›-devrimci asalak bir çetenin sald›r›s› sonucu flehit düfltü
Kader Özgül K›l›ç 1974 y›l›nda Dersim Hozat Türktaner köyünde dünyaya gelen Kader Özgül K›l›ç, mücadeleye yak›n bir ortamda büyüdü. 1993 y›l›nda gerillaya kat›ld›. Kader Özgül K›l›ç (Y›ld›z) 1 Mart 1994’te Dersim Çemiflgezek’te düflmanla girdi¤i çat›flmada flehit düfltü.
H›d›r Y›ld›z 1968 Dersim Hozat Amutka köyü Gefltek mezras›nda dünyaya gelen H›d›r Y›ld›z, yoksulluktan kaynakl› ilkokulu bitiremeden ailesi ile birlikte hayvanc›l›k yapmaya bafllad›. ‹lk kez 14 yafl›nda bir komflusunun evinde Partizanlarla tan›fl›r. Gerilla ile iliflkisi zaman içinde derinleflir. Bir gün yak›n köylerde ç›kan çat›flmada Ali Karada¤, Aziz Süer ve Murat Diri’nin destans› direnifllerine tan›k olur. Bir süre milislik yapan H›d›r Y›ld›z, 17 yafl›nda solu¤u da¤larda al›r. 17 Mart 1985’te H›d›r Y›ld›z’›n da aralar›nda bulundu¤u birlik bir görev için gittikleri Hozat’a ba¤l› Mistiken köyünde düflman pususuna düfler. Çat›flmada yaralanan H›d›r Y›ld›z,
gecikmediler. Elbette ki s›n›f düflmanlar›m›z›n tüm çarp›tmalar›na ra¤men ezen ve ezilenler aras›ndaki savafl›m fliddet ve bar›flç›l yöntemlerle, örgütlü ve kendili¤inden kitle hareketleriyle sürüyor. En sessiz süreçler dahi içinde bir hareketi, bir çat›flmay› bar›nd›r›yor. Baflka türlü de olamaz. Çünkü; tarihin ilerleyifli z›tlar›n karfl›l›kl› savafl›m›n›n ürünüdür. Dolay›s›yla her ne gerekçeyle olursa olsun, s›n›f mücadelesinden, örgütlü yaflamdan yan çizenler, devrimcilerin yanl›fl bir yolda oldu¤unun de¤il, bu insanlar›n zorluklarla savaflma cesaretine sahip olmad›klar›n›n kan›t› olabilir. Hiç kimse, baflar›s›zl›klar›, kiflisel sorunlar› böylesi onurlu bir mücadelenin önüne ç›karma hakk›na sahip de¤ildir. Bu faktörleri gerekçe gösterip, ezilenlerin hakl› ve meflru mücadelesinin d›fl›na ç›kma, seyirci kalman›n s›n›f mücadelesi aç›s›ndan pratik bir de¤eri yoktur. Yanl›fllar› düzeltmek, baflar›s›zl›klar› baflar›ya dönüfltürmek için kurtulufla do¤ru akan nehrin içinde olmak gerekir. K›y›da kalarak ak›nt›lara dair fetva verenlerin sözleri hafif kal›r. Hafif söylemlerin dinlenme ve de¤ifltirme gücü zay›f olur. Oysa koflullar bize dinletme ve de¤ifltirme gücü yük-
yoldafllar›n›n onu almak istemelerine karfl›l›k birli¤in güvenli¤ini düflünerek bu talebi reddeder. Operasyondan bir sonuç alamayan düflmana yaral› olarak tutsak düfler. H›d›r Y›ld›z’› hemen sorguya çeken düflman hiçbir yan›t alamay›nca onu kurfluna dizer.
Niyazi Gündo¤du 1956 y›l›nda Sivas’›n Hafik ilçesinde dünyaya gelen Niyazi Gündo¤du mücadele ile ‹stanbul’da tan›fl›r. Bir süre Okmeydan› Kültür Ve Dayan›flma Derne¤i’nin (OkDer) baflkanl›¤›n› yürütür. ’77’de tutuklan›r. Hapishaneden ç›kar ç›kmaz askere al›n›r. Askerden sonra memleketine dönen Niyazi Gündo¤du, 16 Mart 1983’te gözalt›na al›narak bir gün sonra iflkencede katledilir.
Mustafa Akda¤ 19 Mart 1982’de Almanya’da geçirdi¤i trafik kazas› sonucu flehit düfltü.
Binali Yi¤it Do¤um yeri olan Dersim Pülümür’de zalim toprak a¤as› Ali fian A¤a’n›n topraklar›ndan kaçarak ailesi ile birlikte Konya’ya yerleflen Binali Yi¤it, bu kaç›fl›na önderlik eden Kali Baba’dan (Kali Durmufl) derin bir flekilde etkilenir. Onun yi¤itli¤i, fedakarl›¤›, zulme baflkald›r›s› Binali Yi¤it’in toprak a¤as›na karfl› duydu¤u nefretle birleflir. Ekonomik nedenlerle Almanya’ya gitmek zorunda kalan Binali Yi¤it, AT‹F’in örgütlenmesinde büyük çaba sarf eder. Almanya’dan memleketine dönerken 12 Mart 1979’da fiereflikoçhisar’da geçirdi¤i trafik kazas›nda yaflam›n› yitirir.
sek olan söylemleri dayat›yor. Yaz›m›z›n girifl bölümünde ifade etti¤imiz gibi, pratik duruflumuz sürecin gerçekli¤ine yan›t olmal›d›r. Di¤er bir söylemle, sürecin zorluklar›yla savaflacak militan bir flekillenifl ve zihinsel tembelli¤i yads›yan, bilimsel inceleme yöntemini kavrayan politik bir kimlik. Tüm bu nitelikler kan ve ter içinde kazan›l›r. Di¤er önemli bir nokta ise; sürecin zorluklar› ve bu zorluklar›n getirdi¤i a¤›r sorumluluklar› dikkate alarak faaliyetçilerimizin içine düfltükleri eksiklikleri giderme temelindeki elefltirilerimizde yap›c› ve yol gösterici ve daha da önemlisi birlefltirici bir yol izlemeliyiz. Yine gelen elefltirilere karfl› yaklafl›mda da ayn› sorumlu tutumu benimsemeliyiz. Sorumluluk yüklü elefltiriler, koflullar› hesaba katan, düflündüren ve düflündürdükçe de¤iflime sevk eden elefltirilerdir. Elbette ki tüm yetersizlikler devrimci e¤itimle, s›n›f bilincimizi sürekli yükseltme çabas›yla afl›l›r. Dolay›s›yla devrimci pratik üzerinde yo¤unlaflmak temel bir görevdir. Sürece yaklafl›mda ve bize dayatt›¤› görevleri yerine getirmede her zaman bu sorumluluk bilinciyle hareket etmeliyiz.
‹flçi-köylü 12
Gö¤ün yar›s›
Direnen kad›nlar Deri-‹fl Sendikas›’na üye olduklar› için ifllerinden at›lan iflçiler mücadelelerine ayn› kararl›l›kla devam ediyorlar. Baflta iflçilere “üç befl çapulcu” gözüyle bakan patron, hiç ummad›¤› flekilde uluslararas› boyuta ulaflan bir muhalefeti karfl›s›nda görünce o “üç befl çapulcu” dedi¤i kesim gözünde bir anda büyüyüverdi. DESA Türkiye’de efline az rastlan›r bir flekilde, etkisini ülke s›n›rlar› d›fl›na tafl›yabilen bir direnifle sahne oluyor flu günlerde. Öyle ki, Mart ay›n›n ilk haftas›ndan bafllayarak uluslararas› eylem günleri düzenlenecek. ‹spanya, Fransa, ‹talya ve ‹ngiltere’de pefli s›ra eylemler düzenlenecek. Gerek ulusal gerekse uluslararas› boyutta oldukça etki yaratan DESA direnifline flöyle bir bakt›¤›m›zda mücadelelerinde kararl› ve militanca duran ve say›lar› topu topu 45 iflçiyi görürüz. O halde bu direnifli farkl› k›lan yanlar olmal›. Bu kadar say›da direnen iflçinin yaratt›¤› etkiyi anlamak aç›s›ndan DESA direniflçilerinin kimlerden olufltu¤una bakmak gerekiyor. Ve bu direniflin yarat›c›lar› ve büyüteni olan kad›nlar›n direniflini özellikle ifllemekte ya-
rar var. DESA direnifli hem Düzce hem de Sefaköy olmak üzere iki fabrikada devam ediyor. Bu direniflin simgesi haline gelen Emine Arslan Sefaköy’de, di¤erleri ise Düzce’de fabrika önünde direnifllerine devam ediyorlar. Bir anne olan Emine Arslan’›n tek bafl›na fabrika önünde direnifle geçmesi birçoklar›n› sarst› elbette. Emine Arslan dosta ve düflmana mesaj›n› iletmeyi baflarabildi birçok yandan. Emine Arslan’›n mücadelesi sadece deri iflçilerinin mücadelesi olmaktan ç›kt› ve tüm ezilenlerin sesi olmay› baflarabildi. Bu manada Arslan’›n direnifli sadece DESA direnifli olmaktan da ç›km›fl durumda. Kendi deyimiyle “kafesteki kufl” olan Emine’nin özgürlü¤e do¤ru ç›rpt›¤› kanatlar› sadece bir iflçinin mücadelesi de¤il ayn› zamanda bir kad›n›n da özgürlük mücadelesi anlam›na geliyor. Emine’nin mücadelesi, toplumsal eme¤in içerisinde kad›nlar›n rollerinin giderek artt›¤› modern sanayide iki kat ezilen kad›n›n mücadelesi ayn› zamanda. Onu tek bafl›na direnmeye itebi-
lecek nedenlerin bafl›nda kad›n olmas› yat›yor. ‹flçi bir kad›n olmas› yat›yor. ‹flte sadece bir kad›n›n yapabildi¤i ve elinden geldi¤i kadar›yla verdi¤i mesaj bu oldu. O da direnmekti. Tek bafl›na da olsa sonuna kadar mücadele etmeyi ye¤ tuttu. ‹flte herkesi sarsan ve bu sistemin de¤iflmesinde hemfikir olan herkes için sorgulanmaya yol açan mesele de bu oldu. “Bir kad›n tek bafl›na direniyor” cümlesi zihinlerde yer ald›kça, hat›rland›kça, Emine Arslan ›srarla ve ›srarla devam ederek biricik ç›k›fl yolunu gösterdikçe bizlere karamsar olmamay›, kendisinin umudunu kaybetmedi¤ini, umudumuzu kaybetmemiz gerekti¤ini, beklemeyi de¤il harekete geçmek, dayan›flma içerisinde olmak, mücadele etmek gerekti¤ini sözleriyle de¤il yapt›klar›yla gösterebildi. Emine Arslan söylemeye kalksa, methiyeli sözcükleri birbiri ard›na s›ralasa de¤iflen pek bir fley olmazd›, gündelik hayat›n› yaflayan birçok insan
için. Ama o, bu gündelik hayat›n içindeki birçok insana farkl› bir mesaj vermeyi baflard›. Türkiye’nin en büyük deri firmas›n›n patronunun uykular›n›n kaçmas›na neden olan Emine Arslan elinden geleni yap›yor. Onun için on çevik kuvvet otobüsü gelse de tek bafl›na direnirken yan› bafl›na, o buna ald›r›fl etmiyor. Sadece Emine de¤il elbette. Düzce’deki Eminelerin mücadelesi de onunkinden farkl› de¤il kesinlikle. Orada da Emineler ayn› kararl›l›kla mücadelelerine devam ediyorlar. Kad›nlar›n bu direniflte etkileri tart›fl›lmaz bir durumda. Kad›nlar›n ço¤u muhafazakar bir kültürden gelmelerine ra¤men, kapal› giyinen baflörtülü kad›nlar, ileri diye görülen bafl› aç›k birçok kad›ndan daha ileride koflarken, flekilcili¤e aldananlara da mesaj› yolluyorlar. Baflörtülü kad›nlar için “neden dirensinler?” sorusu, yerini “nas›l direniyorlar?”a b›rak-
6-19 Mart 2009 m›fl durumda. Efllerinden dayak yiyerek, efllerinden boflanmay› göze alarak, aile bask›s›ndan kaçarak, flehrin, valinin, emniyetin, polisin, komutanl›¤›n, jandarman›n tüm bask›lar›na ra¤men direnifle geliyorlar baflörtülü kad›nlar. Hem de direniflteki erkek iflçilerden daha kararl› bir flekilde yürütüyorlar. Tek bafl›na bir erkek iflçinin direnifle geçmesinin çok daha zor oldu¤u, kendi içinde erke¤in seçeneklerini ço¤altabilece¤i ama bir kad›n iflçi için seçeneklerin çok daha az oldu¤u hatta tek bir yeri iflaret etti¤i koflullar içerisinde direniyor kad›n DESA iflçileri. ‹ki cins aras›ndaki toplumsal eflitsizli¤in mücadele boyutuyla direnifle yans›tt›¤› göstergeler bunlar. Mücadelenin kad›ns›z olmayaca¤›n›, devrime giden yolda kad›nlar›n, Paris Komünü’ndeki kad›nlar›n, Sovyet ve Çin Devrimi öncesi kad›nlar›n canla baflla mücadelesini, özgürlü¤e daha azimle koflmas› da do¤al bir sonuç. Son dönemlerde iflçi direnifllerinin bir bir patlak verdi¤i, fabrika iflgallerinin gerçekleflti¤i günümüzde mücadelede kad›nlar›n ön saflarda yer tutmas› iflaret etti¤imiz noktalar›n sadece DESA özgülünde yaflanmam›fl oldu¤u, aksine direniflin oldu¤u her alanda kad›n iflçilerin benzer flekilde davrand›¤›n› görebiliyoruz. Kad›n sorununun esasl› bir flekilde ele al›nmas› gerekti¤i ve bu de¤erlendirmeler sonucunda kad›n örgütlenmesine giden politikalar›n ve araçlar›n bu sayede gelifltirilebilece¤i aç›k. (Bir ‹K okuru)
Yorumsuzlar
❑ Küçük yaflta evlendirilen kad›nlar›n dram hikayelerine bir yenisi daha eklendi. fianl›urfa’da neredeyse çocuk yaflta evlendirilen 17 yafl›ndaki Han›m Demirdil, Karaköprü beldesinde oturdu¤u evin 4. kat›ndan atlayarak yaflam›na son verdi. Han›m Demirdil’in annesi Fadile Demirdil, k›z›n›n ailenin iste¤iyle 14 yafl›nda iken görücü usulü ile niflanland›¤›n› belirterek, 17 yafl›nda ise evlendi¤ini ve 6 ay evli kald›¤› efli Ahmet Özkaya ve ailenin di¤er fertlerinin fliddetine maruz kald›¤›n› söyledi. K›z›n›n maruz kald›¤› fliddet nedeniyle kendilerine s›¤›nd›¤›n› da dile getirdi. K›z›n›n intihar edebilece¤ini hiç tahmin etmedi¤ini söyleyen anne Demirdil, k›z›n›n gelenek ve göreneklerin kurban› oldu¤unu belirterek, “bizde afliretçilik yasalar› geçerli, bir kad›n evlendikten sonra art›k baba evine dönmesi yad›rgan›yor” diye konufltu.
❑ Dersim’de bir kad›n gördü-
Bacca’ya kaç kifli tecavüz etti? Dünya bar›fl›na dikkat çekmek için ‹talya’n›n Milano kentinden Tel Aviv’e gitmek üzere 8 Mart’ta yola ç›kan ve 31 Mart günü Gebze’de tecavüz edilerek öldürülen ‹talyan sanatç› Pippa Bacca’ya tecavüz etmekten yarg›lanan Murat Karakufl, ifadesini de¤ifltirerek, “Tehditle cinayeti üstlendim. 3 kifli beni bay›lt›p Bacca’y› öldürmüfl” dedi. Kocaeli 1. A¤›r Ceza Mahkemesi’nde görülen davan›n 5 duruflmas›na “A¤›rlaflt›r›lm›fl müebbet hapis cezas›” istemiyle yarg›lanan tek san›k MuP i p p a B a c c a d ü n - rat Karatafl (39), Pippa Bacca’n›n ablas› müflteki ya bar›fl›na dikkat Antonia Giuseppina Beçekmek için ‹tal atrice Pasgualina Di Maya’n›n Milano rineo ve avukat› Mehkentinden Tel met Eke kat›ld›. DuruflA v i v ’ e g i t m e k ü z e - mada, Adli T›p Raporu’na göre Bacca’ya birre 8 Mart’ta yola den fazla kiflinin tecavüz ç›km›flt›... etti¤i konusunda DNA örneklerine rastlanmas›n›n ard›ndan daha önce suçunu itiraf eden Karakufl, ifadesini de¤ifltirdi. Karatafl ifadesinde “Pippa Bacca’y› yolda gördüm. Elinde Ankara yazan tabela bulunuyordu. Kendisini arabama ald›m, otobana ç›kt›k, daha sonra tünele girdik. Arkam›zdan bir minibüs geliyordu, selektör yap›nca durduk. Minibüsten inen ve ellerinde tabanca olan 3 kifli yan›ma geldi. Gözümü açt›¤›mda ormanl›k alandayd›m. Bacca’da ç›plak vaziyette yat›yordu, a¤z› burnu kan içindeydi, ölmüfltü. Olay üzerime kalmas›n diye cesedini çal›l›klara b›rakt›m” dedi. Karatafl’›n tutuklulu¤unun devam›na karar veren mahkeme heyeti, duruflmay› erteledi. Mahkeme sonucu konuflan Bacca’n›n avukat› Mehmet Eke ise, san›¤›n ifadesini de¤ifltirmesini de¤erlendirerek, “Adli T›p raporunun gösterdi¤i hususlar ›fl›¤›nda bir tak›m giriflimlerimiz oldu. Adli T›p raporu çok detayl› bir rapordur. Herkesin dikkate almas› gereken bir evrakt›r. Biz bu evraka güveniyoruz. San›k bafltaki ifadelerinin tam tersi ifade vermeye bafllad›. Mahkemenin hüküm vermesini engelleyecek, geciktirecek ifadeler de¤il. Ak›ldan mant›ktan uzak sözler, inand›r›c› senaryolar de¤il” diye konufltu. (H. Merkezi)
8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü vesilesiyle, sendikalarda kad›nlar›n durumu üzerine, Türkiye Gazeteciler Sendikas› ‹stanbul fiube Baflkan› Rüya Özkalkan’dan, görüfllerini ald›k. - Sendikalar›n yönetim organlar›ndaki kad›n say›s› ne yaz›k ki çok düflük. Kad›n çal›flanlar›n yo¤un oldu¤u iflkollar›nda örgütlenmifl sendikalarda da durum farkl› de¤il. Bankac›l›k, turizm, e¤itim, büro-ticaret ve bas›n gibi belirli iflkollar› ve sektörlerde çal›flan kad›n say›s›nda hissedilir bir art›fl yaflanmas›na karfl›n, bu art›fl, kad›nlar›n sendikal örgütlerdeki temsiline ne yaz›k ki yans›m›yor. ‹flyeri temsilcili¤i ve k›smen de flube yönetimlerinde kad›nlar olsa da daha ileri yöneticilik kademelerinde kad›nlar› görmek zor. KESK d›fl›nda konfederasyonlar›n yönetim kurullar›nda ise kad›n üye yok. Kad›n çal›flanlar konfederasyon yönetimlerinde temsil edilmiyor. Türk-‹fl, D‹SK ve Hak-‹fl’e üye sendikalar aras›nda genel baflkan› kad›n olan sendika yok. Çal›flma Bakanl›¤›’na kay›tl› 96 sendikadan yaln›zca üçünün baflkan› kad›n. Sendikalar›n
Kad›nlar ve sendikalar… yönetim kurullar›nda da kad›nlar›n temsili son derece sembolik düzeyde: Türk-‹fl’e ba¤l› sendikalardan yaln›zca Hava-‹fl 2 ve Türkiye Gazeteciler Sendikas›’nda 1 kad›n genel merkez yönetim kurulu üyesi var. D‹SK’e ba¤l› 5 sendikada 11 kad›n yönetici bulunurken Hak-‹fl’e ba¤l› sendikalar›n genel merkez yönetim kurullar›nda ise hiç kad›n üye yok. Kamu çal›flanlar› sendikalar›nda durum görece daha iyi. Ama üç kamu çal›flanlar› sendikalar› konfederasyonu içinde yaln›zca KESK üyesi sendikalarda kad›n genel baflkan görüyoruz. Türkiye Gazeteciler Sendikas›’nda ise genel merkez yönetim kurulunda yaln›zca bir kad›n üye bulunuyor. fiubeler düzeyinde bakt›¤›m›zda ise ‹stanbul flubesinde 4 kad›n, An-
Her Cumartesi DESA’day›z DESA Direnifliyle Dayan›flma ‹stanbul Kad›n Platformu, DESA Deri’de iflten at›lan, Emine Arslan ile dayan›flma eylemlerine devam ediyor. 21 fiubat Cumartesi günü, DESA’n›n ‹stiklal Caddesi’ndeki ma¤azas› önünde buluflan kad›nlar, iflçi ve sendika düflman› DESA ürünlerini boykot etme ça¤r›s›n› yineledi. DESA ma¤azas› önünde, Platform ad›na aç›klama yapan Canan Ar›, krizi bahane eden DESA patronunun özellikle sendikal› iflçileri, en baflta da kad›nlar› iflten att›¤›n› ifade etti. Ar›, Düzce’deki fabrikada hamile kad›nlar›n dahi 12 saat çal›flt›r›ld›¤›n› söyledi. Aç›klaman›n ard›ndan kad›nlar, DESA patronunu uyarmak amac›yla ma¤aza önüne ayakkab›lar b›rakt›. (‹stanbul)
kara flubesinde 1 kad›n üye bulunurken ‹zmir ve Adana flubelerimizde kad›n üye yok. Kad›n›n toplumsal yaflamdaki temel rolünün efl ve anne olarak tan›mlanmas›, kad›nlar›n çal›flma yaflam›na kat›lmalar›n› engellemekle kalm›yor, ayn› zamanda çal›flma yaflam›ndaki konumlar›n›n belirleyicisi oluyor. Çal›flma yaflam›nda daha çok ev içi rollerin devam› olan hizmet sektörüne yönlendirilen kad›nlar, bu alanlarda ço¤unluk olufltursalar bile yönetim kademelerinde görev alma konusunda birçok engelle karfl›lafl›yor. Kad›nlar›n genel olarak iflgücüne kat›l›m oran›n›n düflüklü¤ü, e¤itim olanaklar›ndan yeterince yararlanamamas› gibi etmenler kad›nlar›n sendikal haklar›n› kullanma konusundaki tav›rlar›n› ve sendikal kat›l›mlar›n› da olumsuz yönde
etkiliyor. Sendikal etkinliklerde ve örgütlenmede kad›nlar›n göz ard› edilmesi, kad›na iliflkin geleneksel yarg›lar›n sendikalarda da sürüyor olmas›, do¤al olarak kad›nlar›n sendikadan uzak durmalar›na yol açabiliyor. Sendikalara üye olsalar da yönetim kademelerinde yer bulam›yorlar ve erkek egemen yap›lar haline gelen sendikalar kad›nlar için, içinde bulunulmas› zor yap›lar oluyor. Dünya Emekçi Kad›nlar Günü, belki bu sorunlar›n bir kez daha ele al›nmas› ve irdelenmesi için bir vesile olabilir ama art›k konuflup öneri üretmekten eyleme geçmek, flimdiye kadar ileri sürülen önerileri prati¤e dökmek gerekir diye düflünüyorum.
YDG’den Emine Arslan’a ziyaret Yeni Demokrat Gençlik (YDG), 24 fiubat günü Sefaköy’de direniflini sürdüren DESA iflçisi Emine Arslan’› ziyaret etti. YDG’liler burada yapt›klar› aç›klamada k›sa bir süre önce DESA iflçileri ile dayan›flma amaçl› küçük çapta bir yard›m kampanyas› bafllatt›klar›n› ve bugün de bu kampanyan›n ilk ziyaretini gerçeklefltirdiklerini belirttiler. Bu kampanyan›n, iflçiler ile ö¤renci gençler aras›nda yaflanan yabanc›l›¤›n giderilmesi ve gençli¤in de bu mücadele saflar›nda yer almas› için küçük ama önemli bir ad›m oldu¤unu vurgulad›lar. (‹stanbul)
¤ü fliddet sonucu gözünden oldu. Ev kad›n› olan Elif Özdemir, evlendikten sonra efli taraf›ndan bask›ya ve fliddete maruz kald›. Tek bafl›na iki erkek çocu¤unu büyüttü. Eflinden boflanan Özdemir, büyük emeklerle büyüttü¤ü 19 yafl›ndaki o¤lunun fliddetine maruz kald› ve sol gözünü tamamen kaybetti. O¤lunun iki gün sonra askere gidece¤ini belirten Özdemir, “Büyük o¤lum yan›m›zda de¤il. Ben küçük o¤lumu askere u¤urlamaya haz›rlan›rken, o da beni bu hale getirdi” dedi.
Üzmez “avratlarla” u¤raflmayaca¤›n› aç›klad› Geçti¤imiz haftalarda duruflma ç›k›fl›nda kendisine flemsiye ve yumurta atan kad›nlardan flikayetçi olmayaca¤›n› söyleyen Hüseyin Üzmez, “Avratlarla u¤raflmam, korktuklar› için bir daha gelmezler” diyerek yüzsüzlü¤ünü bir kez daha ortaya serdi. Üzmez flöyle dedi; “Bunlar›n bana yapt›klar›, benim için önemli de¤il. Önemli olan memleketim. Bunlar Anayasay› çi¤niyor, toplant› ve gösteri yürüyüflleri kanununa muhalefet ediyorlar. Anayasa onlara fikirlerini beyan etme hakk› verir ama vatandafla hakaret, sald›rma ve tehdit hakk› vermez. Bunlar onu yap›yorlar. Pankart aç›p sövüyorlar söylüyorlar. ‘Seni yaflatmay›z’ diyorlar. Ben flimdi onlarla m› u¤raflay›m, avratlarla m› u¤raflay›m? fiikayetçi olmak istemiyorum. Onlarla ne u¤raflaca¤›m Allah aflk›na! Yaflananlardan korktuklar› için art›k bundan sonraki duruflmaya geleceklerini düflünemiyorum.” Hat›rlanaca¤› gibi Üzmez, 10 fiubat’taki duruflmas›na kat›lmak için Adliye’ye gelirken Bursa Kad›n Platformu üyeleri taraf›ndan pankart ve slogan at›larak protesto edilmiflti. Üzmez duruflma sonras› Adliye’nin arka kap›s›ndan ç›kmak isterken, bu kez kad›nlar›n yumurtal› ve flemsiyeli protestosuyla karfl›laflm›flt›.
Guadeloupe’dan Martinique’e, Martinique’ten Réunion’a... Guadeloupe’da haftalard›r süren genel grev, aday› adeta felç etmifl durumda. Okullar, benzin istasyonlar› ve büyük marketler kapal›; elektrik yok, tüm kamu sektörü durgun... “fiehirlerde, kasabalarda ve köylerde, iflçiler, köylüler, ö¤retmenler ve tüm emekçiler, sokaklar› iflgal edin” ça¤r›s›yla biten grev bildirgesinin 146 taleple birlikte yay›nland›¤›ndan bu yana Guadeloupe sokaklar› isyanc›lar›n sesiyle yank›lanan yürüyüfllerle inledi. “Bu sorun bugünün sorunu de¤il, tarihsel bir sorundur” diye itiraf eden devlet yetkilileri, “tarihsel sorunlar›n do¤urabilece¤i sonuçlar› göz önünde tutarak” adaya silahl› kuvvetlerini y›¤m›flt›. LKP Kolektifi (Vurgunculara Karfl› Toplanma Kolektifi) sözcüsü ve bir sendika baflkan› Elie Donota, 15 fiubat Pazar günü “gün gelecek Guadeloupe’lular yürümekten b›kacaklar” diyerek öfkenin düzeyine dikkat çekmiflti. Bu, grevin yeni bir aflamaya geçti¤inin ilan›yd›. Ertesi günün flafa¤› söktü¤ünde, direniflçiler Pointe-à-Pitre’e yak›n bulunan Gosier ekonomik ve ticari merkezine giden ana yollar› barikatlarla kapatt›lar. Nitekim genel grev, 27. günü olan 16 fiubat Pazartesi sabah› çevik kuvvetlerle ilk çat›flmas›n› yaflad›. Yollarda barikat kuran grevcilere karfl›,
Baflbakan Fillon’un “geçifl özgürlü¤ünü sa¤lamak için göreve” direktifine uyan çevik kuvvet 8 stratejik barikat noktas›na sald›rd›. Sald›r›da 80’in üzerinde gözalt› yafland› ve bunlardan 15’i hala tutuklu. Grev dalgas›n›n bafllang›c›ndan itibaren yer alan sendika temsilcisi Alex Lollia, polis fliddetinden hastanelik oldu. Akflama do¤ru hastaneden ç›kan Lollia, Vali’nin “grevcilerin taflla sald›rmalar› üzerine polisler kendilerini korumak durumunda kald›lar” yalan›n› teflhir ederken bir kez daha alt›n› çizerek ifade etti: “Kavgam›z sürecek...” Devlet yetkililerinin “sa¤duyu” ça¤r›lar›na Guadeloupe halk› kulak vermiyor. Gece boyunca araçlar yak›larak barikatlar oluflturuldu, çevik kuvvetle fliddetli çat›flmalar yafland›. Elie Donota, yapt›¤› aç›klamada, “devletin fliddeti bizim fliddete baflvurmam›z› teflvik ediyor. Devlet, sorunu bu flekilde çözemez. Ancak hangi yönteme zorlan›rsak zorlanal›m, meflru gördü¤ümüz taleplerimizin karfl›lanmas› için verdi¤imiz mücadelenin de bir o kadar meflru oldu¤u herkes taraf›ndan bilinmelidir” diyerek devleti sa¤duyu-
‹syan yarg›lanamaz! Aral›k isyan› esnas›nda veya sonras›nda yap›lan eylemler sonucu gözalt›na al›nan ve tutuklananlarla dayan›flma için, 14 fiubat 2009 Cumartesi günü Atina ve Selanik’te eylemler gerçeklefltirildi. Atina eylemi, içinde birçok parti ve demokratik kurumun bulundu¤u “Aç›k Komite” taraf›ndan organize edildi. Kitle saat 13.00’te Propilea Meydan›’nda toplanmaya bafllad›. Polisin yo¤un “güvenlik” önlemi ald›¤› eylemlere en kitlesel kat›l›m› anarflist grup olan ‹ktidar Karfl›t› Hareket gerçeklefltirdi. YKP(M-L) de pankart› ve kitlesi ile eylemde yerini ald›. Bildirilerde ön plana ç›kan ortak nokta ise “isyan›n
yarg›lan›p tutuklanamayaca¤›, tutuklu olanlar›n derhal serbest b›rak›lmas›” oldu. Kitle Meclis’e do¤ru yürüyerek, devlet ve mahkeme terörünü protesto etti. Meclis’e ulafl›lmas› ile bir süre beklendi. K›sa bekleyiflin ard›ndan kitle tekrar bafllang›ç noktas›na do¤ru yürüyüfle devam etti. Bu s›rada polisin kortejlerin etraf›nda belirmesi üzerine kitle hep bir a¤›zdan “Polis yürüyüflten d›flar›” slogan›n› att›. Bunun üzerine polis, yeniden ara sokaklara çekilmek zorunda kald›. Yürüyüfl meydana ulafl›lmas› ile son buldu. Geride kalan anarflist gruplar bir süre polisle çat›flt›ktan sonra da¤›ld›lar. (Yunanistan ‹K okurlar›)
Evrensel Bak›fl Kuflatma geniflleyerek sürüyor Emperyalist iflgal savafllar›n›n ve de eski Do¤u Blo¤u ülkelerdeki “renkli devrimlerin” en büyük finansörlerinden biri olan George Soros, geçti¤imiz günlerde küresel krizle ilgili bir aç›klama yapt› ve krizden ç›kman›n yak›n gelecekte mümkün olmad›¤›n› söyledi. Bu krizin geçti¤imiz yüzy›l›n bafllar›nda yaflanan krizden daha a¤›r oldu¤unu vurgulamay› da ihmal etmeyen Soros, art›k gizlenemez bir gerçek halini alan flu itirafta bulundu: “Dünya finans sisteminin iflas›na flahit olmaktay›z!” ‹flas eden elbette salt finans sistemi de¤il. Gerçek iflas bir bütün olarak, emperyalist-kapitalist sistemde yaflanmaktad›r. Bunun içindir ki, sistem sahipleri ve uzant›lar›, sömürü-ya¤ma sisteminin yeniden organize edilmesine dönük hummal› bir çaba içine girmifllerdir. Bu oldukça “zorlu” çaban›n baflar›-
‹flçi-köylü 13
Dünyadan
6-19 Mart 2009
ya ulaflma flans›n›n, sistemin zorba yüzünü yeni bir makyajla kaplamadan oldukça düflük oldu¤unun ise fark›ndalar. Ancak dünya emekçi halklar›, bundan birkaç on y›l önce bafllayarak, 90’l› y›llar boyunca daha da yo¤un bir biçimde hayata geçirilen “Yeni Dünya Düzeni” ve “Küreselleflme” makyaj›n›n nas›l k›sa sürede döküldü¤üne flahit olmufllard›. Uzunca y›llar sistemin gerçek yüzünü maskelemeye hizmet eden bu kavramlar›n yerini, halklara karfl› topyekun savafl›n ad› olan “Terörle Mücadele” konseptinin almas› uzun sürmedi ve emperyalist-kapitalist sistemin, katliamc›-ya¤mac›-talanc› yüzü tüm ç›plakl›¤› ile tekrar a盤a ç›kt›. Emperyalistler, sistemin krizinin gözle görülür biçimde derinleflti¤inin en güçlü sinyallerinin de al›nd›¤› 2000’li y›llar›n bafl›ndan itibaren, askeri sald›rganl›k politikalar›na daha s›k› sar›lma
Frans›z sömürgelerinde direnifl büyüyor! ya ve ak›ll›ca hareket etmeye ça¤›rd›. Di¤er yandan, b›rakal›m “sa¤duyu”nun sa¤lan›p sa¤lanmamas›n›, Guadeloupe’u kas›p kavuran direnifl atefli Fransa’n›n di¤er sömürgelerine de yans›d›. Guadeloupe gibi Karaibler’de bulunan Martinique adas› ile Afrika’n›n güney do¤usundaki Réunion adas›nda da tepki büyüyor. 11. felç gününe giren Martinique’deki grevciler, 85 benzin istasyonundan sadece 28’ini aktif halde tutturuyorlar. Geçti¤imiz hafta sonu açmak
isteyen küçük istasyonlar› uyaran ve tekrar kapatt›ran grevciler, adadaki geliflmelere vak›f ve hakim olduklar›n› göstermifl oldular. Yine Fort-DeFrance’da (Martinique baflkentinde) 27 bin kiflinin (bu rakam Martinique adas›ndaki di¤er kat›l›mlara k›yasla ol-
dukça büyüktür) hayat pahal›l›¤›na karfl› sokaklara inmesi Denizafl›r› Devlet Bakan› Yves Jégo’yu tedirginlefltirdi. Jégo, buna karfl›l›k 39 maddeli bir teklifte bulundu. Sendikalar, her bir madde için bir de¤ifliklik önergesiyle karfl›l›k verdiler. Adada en çok tepki çeken, 1978’de oluflan ba¤›ms›zl›kç› hareketin önderi Alfred Mariejeanne’in ihanetidir. Öyle ki Mariejeanne, devletin, Bakan Jégo’nun ve patronlar›n k›smi düzeyde geri ad›m att›klar› bir ortamda “yeni” bir ça¤r› yapt›, ça¤r›s›nda dile getirdi¤i talepler bölgedeki UMP’nin (hükümette olan partinin) milletvekilinin ayn›s›yd›. Bu da devlet yetkililerinin durumunu güçlendirdi ve görüflmelerde flantaj olarak kullan›ld›. Ayn› dalgan›n Réunion’da sergilenmesi, bir an önce sorunun çözülmesi için hareket edilmesi gerekti¤ini hat›rlatm›fl oldu. Bunun üzerine, 27 günden beri sessizli¤ini koruyan Cumhurbaflkan› Sarkozy, 18 fiubat’ta Guadeloupe’›n grev temsilcileriyle görüflece¤ini duyurdu. Yaln›z 17 fiubat’ta Guyana’dan gelen haber, 18 fiubat’ta Guadeloupe’daki grev temsilcileriyle de¤il, do¤rudan tüm Denizafl›r› Devlet
temsilcileriyle görüflme yapaca¤›n› duyurdu. Öyle ki Frans›z Guyanas›’nda, bir kolektif oluflturuldu¤unu ve hayat pahal›l›¤›na karfl› greve gidilece¤ini duyuran ça¤r› yay›nland›. Emperyalist Frans›z devletinin bu sorunlar karfl›s›ndaki kayg›s› sürpriz de¤ildir. Zira 17 fiubat’ta Denizafl›r› Devlet Bakan› Yves Jégo’nun “hayal kurulacak bir durum yok. Bu sorunu çözmek, kriz sorununu çözmek anlam›na gelmez” cümlesi ülkenin girdi¤i ç›kmaz› ifade etmektedir. Yine ayn› kabineden baflka bir yetkili, ayn› gün devlet radyosunda sarf etti¤i flu sözler dikkati yumuflak bir dille emperyalist karakterli bir devletin ç›karlar›na çekiyordu: “Bunlara taviz verilse, yar›n bizden ba¤›ms›zl›klar›n› isteyecekler. Haydi diyelim ki istediler! Bu, halk›n iradesini temsil etmiyor ve bu durum kimsenin yarar›na olmaz zaten. Birincisi bu. ‹kincisi, talep özgürlü¤ünü tafl›mak ve bu hakk›n› kullanmak devletimizi kamuoyu karfl›s›nda iflgalci ilan etmeyi gerektirmez. Bu taraf›m›zdan hofl görülmemelidir ve hükümetimizin tedbirlerini bu temelde anlay›flla karfl›lamak gerekir.” fiu bir gerçek ki ezen devlet bürokrasisi bunu anlar, ancak bask›ya maruz kalanlar devlet bürokratlar› de¤il, yoksul halklard›r. Onlar ise bunu anlamazlar ve anlamayacaklar.
Berlin Havaalan›’nda uyar› grevi Berlin Havaalan› personelinin 23 fiubat günü gerçeklefltirdi¤i uyar› grevi, hava trafi¤ini alt-üst etti. Greve havaalan› itfaiyesi çal›flanlar› da kat›ld›. Sabah saat 6.00 ile 9.30 aras› gerçeklefltirilen uyar› grevi nedeniyle uçaklar›n inifl ve kalk›fllar› yap›lamad›. Grev 300 havalan› çal›flan›n› kapsayan T‹S görüflmelerinde uzlaflmaya var›lamamas› üzerine gerçeklefltirildi.
ihtiyac› duydular. Baflta Ortado¤u olmak üzere, Afrika ve daha birçok bölgede, iflgallerin yan› s›ra, karfl›tl›klar k›z›flt›r›ld› ve bölge ülkeleri iç savafllar›n efli¤ine getirildi. Ancak askeri sald›rganl›k politikalar›na dayal› bu pratikler, emperyalist-kapitalist sistemin düze ç›kmas›n› getirmedi/getiremedi. Ve sistemin krizi bugünkü noktaya, yani içinden ç›k›lmaz bir düzeye ulaflt›. ‹flte yüzünü yeni bir makyajla kaplama zorunlulu¤unu do¤uran da sistemin krizinde ulafl›lan bu düzey oldu. Makyaj›n ise elbette buna en fazla ihtiyaç duyan güce yap›lmas› gerekiyordu. Ve bu güç tabii ki ABD emperyalizminden baflkas› de¤ildi. ABD emperyalizmi son y›llarda halklar nezdinde yerle bir olan ve halklar›n düflmanl›¤›n› art›ran imaj›n›, Obama ile yenileyerek, dünya halklar›n› aldatma girifliminde yeni bir evre bafllatm›fl oldu. Baflta AB emperyalistleri olmak üzere, di¤er emperyalist güçler ve de emperyalizmin tüm uzant›lar› ise, koro halinde, bu aldatmacadaki yerlerini almakta gecikmediler. Fakat tüm bu çabalar, yap›lan makyaj›n, yüze sürülen
✔
Maoistler hapishane inflaat›n› havaya uçurdu Hindistan’›n Bihar Eyaletine yaklafl›k 150 Maoist gerilla, inflaat halindeki hapishanenin duvarlar›n› havaya uçurdu. Edinilen bilgilere göre, Maoistler inflaat› süren hapishaneye gelerek içeride çal›flan iflçileri d›flar› ç›kard›, tüm iflçilerin d›flar› ç›kmas›yla hapishane duvar› bombalama suretiyle y›k›ld›. Hapishane inflaat›n›n tamamen y›kan Maoistler, sald›r›n›n ard›ndan olay yerini terk ettiler. Polis bölgede operasyon bafllat›rken, Maoistlerin iki gün önce de, hapishaneye gidecek olan yolu infla eden araçlar› yakt›klar› duyuruldu. (Kaynak; Solun Do¤usu)
yeni renkte savafl boyalar› oldu¤unun ortaya ç›kmas›n› engelleyemedi. Ve Obama’n›n kimli¤inde cisme bürünen yalanlar bir bir a盤a ç›kmaya bafllad›. Bu süreçte imaj yenilemeye dönük öne ç›kan argümanlar›ndan (yalanlar›ndan) biri de, iflgal savafllar›nda esir al›nanlar›n tutuldu¤u Guantanamo’nun kapat›laca¤› yönlü oland›. Buran›n kapan›p-kapanmayaca¤› tart›flmalar› sürdü¤ü günlerde, Guantanomo’da tutulan esirlerin avukatlar› bir aç›klama yap›yor ve müvekkileri üzerindeki iflkence ve bask›lar›n, Guantanamo kapat›lacak söylemlerine paralel olarak daha da üst seviyelere ç›kt›¤›n› söylüyorlard›. Bu bask› ve iflkencelerin baz›lar›n› ise, tutsaklar›n kol ve bacaklar›n›n k›r›lmas›, açl›k grevindekilere dönük zorla beslenmenin daha yo¤un bir biçimde hayata geçirilmesi vb. uygulamalar olarak getiriyorlard›. ‹flgallerin ürünü iflkence hapisanelerine dönük bir di¤er aldatmaca ise, Irak’taki Ebu Garip Hapishanesi özgülünde yaflanmakta. Hapishane bilindi¤i gibi, bundan birkaç y›l önce burada iflgal güçleri taraf›ndan yap›lan in-
sanl›k d›fl› iflkencelerin görüntüleriyle gündeme gelmiflti. Irak kukla rejimi “Ba¤dat Merkez Hapishanesi” ad› alt›nda yeniden aç›lan hapishaneye iliflkin verdi¤i bilgilerde, hapishanede, mahkumlar›n kullan›m›na sunulan, bilgisayar, kitapl›k, spor aletleri ve daha bir dizi donan›mdan söz ediyor. Ebu Garip ve Guantanamo özgülünde yaflananlar, asl›nda tüm dünyadaki hapishaneler gerçe¤inin de bir yans›mas›d›r. Hapishaneler sistem sahipleri aç›s›ndan, geçmifle oranla daha bir önem kazanm›flt›r. Gerek emperyalist ülkelerde gerekse ba¤›ml› ülkelerde, hapishane say›s› önemli ölçüde artt›¤› gibi, koflullar› da giderek a¤›rlaflmaktad›r. Çünkü hapishaneler tarih boyunca sistem muhaliflerini sindirmenin-teslim alman›n, alamad›¤›n› ise en vahfli yöntemlerle imha etmenin en önemli araçlar› olagelmifllerdir. Sisteme muhalif olanlar›n say›s› ise tüm dünyada h›zl› bir yükselifl göstermektedir. Bunun içindir ki, tüm hapishaneler kapasitesinin çok çok üzerinde doludur. Bunlar›n mimari yap›lar› ise birbiriyle ortak özelliklere sahiptir. Bu
FRANSA
Üniversite ö¤rencileri, hükümetin yapmak istedi¤i reformlara karfl› ç›kan ö¤retim görevlilerine destek vermek amac›yla, Paris’te bulunan Sorbonne Üniversitesi’ni iflgal ettiler. 18 fiubat gecesi gerçekleflen iflgale kat›lan 200 ö¤renci, daha sonraki saatlerde polis zoruyla üniversiteden d›flar› ç›kar›ld›. Üniversite ö¤rencileri ve ö¤retim görevlileri, ayn› zamanda iflgalin gerçekleflti¤i gün Paris’te 30 bin kiflinin kat›ld›¤› bir yürüyüfl düzenlemifllerdi. ✔
‹TALYA
‹talyan hükümetinin, Lampedusa Adas›’nda bulunan “Göçmen Karfl›lama Merkezi”ni “Kimlik Belirleme ve S›n›rd›fl› Merkezi”ne dönüfltürme çabalar›, adada bulunan mültecilerin isyan›na neden oldu. ‹syan s›ras›nda göçmen merkezi yanarken, polisle çat›flmalar yafland› ve 60 kifli yaraland›. Mülteci ayaklanmas›, 107 Tunuslu mültecinin s›n›rd›fl› edilece¤inin aç›klanmas›n›n ard›ndan geliflti. ‹flgal savafllar›n›n ve de eperyalist ya¤ma ve talana ba¤l› olarak yoksulluk ve sefaletin dünya ölçe¤inde art›fla geçmesi, baflta Afrika ülkeleri olmak üzere, birçok ülkeden insan› mültecili¤e zorlamakta, mülteci olmak üzere ülkesini terk etmek zorunda kalanlar›n say›s› her geçen gün artmakta. Labpedusa Adas› da bu art›fltan pay›n› al›rken, sadece geçti¤imiz y›l adaya gelen mülteci say›s›n›n, önceki y›llara oranla % 32’lik bir art›fl göstererek, 32 bini geçti¤i bildirilmekte. ✔
Kamuda grev Kamu çal›flanlar› da, 25 fiubat’ta, Almanya genelinde kamuda süren T‹S görüflmeleri kapsam›nda birçok ilde, greve gittiler. Greve binlerce kamu çal›flan› kat›l›rken, greve gitmeleri yasak olan devlet memurlar›n›n da eylemlere yo¤un kat›l›m sa¤lad›¤› gözlendi. Di¤er taraftan, iflyerleri tasfiye edilmek istenen Opel otomobil farikas›n›n ve yine Opel’in ba¤l› oldu¤u Amerikan General Motor’un çal›flanlar›, iflten ç›kar›lma tehdidine karfl› kitlesel eylemler gerçeklefltirdiler. Avrupa’n›n birçok kentinde gerçeklefltirilen eylemlere binlerce iflçi kat›l›rken, Almanya/ Rüsselheim’da yap›lan eyleme 15 bin Opel çal›flan› kat›ld›.
Dünyadan k›sa k›sa
‹RLANDA
‹rlanda’n›n baflkenti Dublin, 21 fiubat’ta, 1980’lerin bafl›ndan bu yana gerçeklefltirilen en kitlesel eyleme sahne oldu. Yaklafl›k 200 bin emekçi, hükümetin küresel krizle birlikte hayata geçirmeye çal›flt›¤› uygulamalar› protesto etmek için soka¤a ç›kt›. ‹rlanda Sendikalar Birli¤i’nin (ICTU) ça¤r›s› ile gerçeklefltirilen eylem, hükümetin kamu çal›flanlar›n›n maafllar›nda % 7 oran›nda bir kesinti yapmak istemesine karfl› ç›kman›n yan› s›ra, küresel krizle birlikte birbiri ard›na patlak veren kredi skandallar›n› protesto etmeyi de içermekte.
ortak özelli¤in ad› “yüksek güvenlik”tir. “Yüksek Güvenlik” kavram›n›n önemi, egemen s›n›flar aç›s›ndan özellikle de son y›llarda hayli artm›flt›r. Zirvelerde, yapt›klar› iç-d›fl ziyaretlerde de öne ç›kan “Yüksek Güvenlik”, asl›nda duyduklar› “yüksek güvensizlik” hissinin ürünüdür. Çünkü mali ve siyasal krize paralel olarak ald›klar› hiçbir önlemin ve de baflvurduklar› hiçbir aldatmacan›n kendilerini ezilen halklar›n öfkesinden koruyamayaca¤›n›n çok iyi fark›ndalar. T›pk›, tüm dünyay› aç›k bir hapishaneye çevirmeye ve böylelikle halklar› kuflatmaya çal›fl›rken, gerçekte kendilerini halklar›n kuflatmas› alt›na hapsettiklerinin ve bu kuflatman›n her geçen gün geniflleyerek sürdü¤ünün fark›nda olduklar› gibi! Halklar›n kuflatmas›n› fark›nda olmalar›n› sa¤layan geliflmeler ise somut yans›mas›n›, ezilen halklar›n dünyan›n dört bir yan›nda sisteme karfl› verdikleri ulusal-sosyal kurtulufl mücadelelerinin yükseliflinde, iflçi ve emekçi y›¤›nlar›n, emperyalist metropolleri felç eden grev vb. eylemlerinde bulmaktad›r!
‹flçi-köylü 14
Tarihten sayfalar
6-19 Mart 2009
8 Mart’ta inad›na isyan, inad›na özgürlük 1857 y›l›nda ABD’nin Newyork flehrinde bir tekstil fabrikas›nda çal›flan 40 bin dokuma iflçisi kad›n, insanca bir yaflam amac›yla greve ç›kt›.12 saatlik çal›flma süresine ve ücretlerin düflük olmas›na tepki gösteren kad›nlar sokaklara döküldü. Emekçi kad›nlar›n talebini kabul etmeyen burjuvazi, bununla yetinmeyerek fabrikan›n kap›lar›n› iflçilerin üzerine kapatt›. Bu s›rada ç›kan yang›n büyük bir katliama dönüflür. Yang›na ra¤men kap›lar› açmayan patronlar ço¤u kad›n 129 iflçiyi katleder. Erkek iflçilerle birlikte omuz omuza mücadele eden ve bunun bedelini yaflamlar› ile ödeyen kad›n iflçiler için bu olay, haf›zalarda unutulmaz bir iz b›rak›r. ‹flçilerin bu onurlu mücadelesi büyük yank› uyand›r›r. Gerçeklefltirilen cenaze törenine 100 binden fazla insan kat›l›r. Emekçi kad›nlar›n mücadelesi giderek büyümektedir. 1908 y›l›nda Newyork’ta 15 bin kad›n iflçi çal›flma saatlerinin k›salt›lmas›, ücretlerin yükseltilmesi, oy hakk› ve do¤um izni için eylem yapar. Tarihe düflülen bu not unutulmayacakt›. 26-27 A¤ustos 1910’da Danimarka’n›n Kophenang kentinde toplanan 2. Enternasyonal Uluslararas› Sosyalist Kad›nlar Konferans›’nda Alman Sosyal Demokrat
Tarihten k›sa k›sa... ☛ 18 Mart 1871’de Paris Komünü kuruldu. Komün 2 milyonluk Paris’te tarihin ilk iflçi devletinin nüvesi say›labilecek bir prati¤e giriflti. Zorunlu askerlik kald›r›ld›, fabrikalar iflçiler taraf›ndan yönetildi. Frans›z burjuvazisinin Komün’e düzenledi¤i sald›r›da 50 bin Parisli katledildi. ☛ 10 Mart 1879’da ‹stanbul Yap› iflçileri greve ç›kt›. ☛ 10 Mart 1965 tarihinde Zongul-
Partisi önderlerinden Clara Zetkin taraf›ndan yap›lan öneri ile tekstil iflçisi kad›nlar›n mücadelesine atfen 8 Mart’›n “Dünya Emekçi Kad›nlar Günü” olarak kutlanmas›na karar verilir. 1857 y›l›nda Newyork’ta yaflam›n› kaybeden kad›n iflçilerin mücadelesi böylece onurland›r›l›r. 1921’de Moskoava’da gerçeklefltirilen 3. Uluslararas› Kad›nlar Konferans› ile de 8 Mart’ta kutlanmas›na karar verilir. Kophenang karar›ndan sonra 8 Mart ilk kez 19 Mart’ta Avusturya, Danimarka, Almanya ve ‹sviçre’de kutland›. Emekçi kad›nlar alanlarda; oy verme, seçme seçilme, meslek edinme ve mesleki e¤itim görme haklar›n› istediler. 1917 y›l›nda Rus emekçi kad›nlar “Ekmek ve bar›fl” için grev yapt›lar. 1. ve 2. Emperyalist Paylafl›m Savafllar› s›ras›nda kutlanmas› birçok ülkede yasaklanan 8 Mart, 1960’l› y›llardan itibaren yeniden kitlesel bir flekilde kutlanmaya baflland›. Türkiye’de 1870’lerde kad›nlar söz hakk›, e¤itim hakk›, aile içinde sayg›n bir yer edinme hakk› için mücadele etmeye bafllad›lar. Paylafl›m savafl› y›llar›nda kad›nlar üniversitede okuma, devlet dairelerinde memur, fabrikalarda iflçi olarak çal›flma hakk›n› kazand›. Bu y›llarda kad›nlar oy hakk› için mü-
cadeleyi yükseltiyordu. Ancak kad›nlar›n bu mücadelesi Cumhuriyetin kurulmas› ile birlikte fliddetli engellerle karfl›laflt›. Kad›n hareketi Cumhuriyet Halk F›rkas›’n›n kontrolü alt›nda giderek ezildi ve Kemalist bir karaktere büründürüldü. 1960’l› y›llara kadar Türkiye’de ciddi bir kad›n hareketi göze çarpmaz iken bu y›llardan itibaren yükselen kitle hareketleri emekçi kad›nlarda da bir uyan›fl› beraberinde getirdi. 8 Mart ilk defa 1975 y›l›nda alanlarda kutland›.
16 Aral›k 1977 tarihinde Birleflmifl Milletler Genel Kurulu 8 Mart’›n “Dünya Kad›nlar Günü” olarak kutlanmas›n› kabul etti. 8 Mart’› tarihsel özünden kopararak ve Newyork’lu kad›n iflçilerin yaflad›klar›na de¤inmeden, emekçi kad›nlar›n sermayeye, yoksullu¤a ve sömürüye karfl› mücadelesinin bir simgesi oldu¤u gerçe¤ini çarp›tarak tüm dünyada “Kad›nlar Günü” olarak kutlanmaya baflland›. Emekçi kad›nlar›n mücadelesine engel olamayan burjuvazi, bugünü tüm kad›nlar›n günü ilan ederek çarp›tmaktad›r. Kad›nlar›n yaflad›¤› sorunlar›n kayna¤› olarak sistemi
görmeyen bu bak›fl aç›s› hakim k›l›nmaya çal›fl›lmaktad›r. S›n›fsal zemininden kopuk bir flekilde, kad›n kimli¤i üzerindeki bask›lar öne ç›kar›larak “kad›n olma” temelinde tüm kad›nlara ça¤r› yap›lmaktad›r. Oysa bugün dünyada ezilen, eme¤ine el konulan, ana dilini konufltu¤u için bask›lara maruz kalan tüm kad›nlar de¤il emekçi kad›nlard›r. Fabrikalarda düflük ücretle çal›flt›r›lan, feodal de¤er yarg›lar›n›n a¤›na hapsedilen, cinsel sömürüye maruz kalan emekçi kad›nlard›r. ‹flgallerde tecavüze u¤rayan, öldürülen, “namus” ad›na yüzüne kezzap at›lan egemen s›n›f mensubu kad›nlar de¤il emekçi kad›nlard›r. Kürtçe konufltu¤u için polisin, askerin gardiyanlar›n k›sacas› devletin fliddetine maruz kalan emekçi Kürt kad›nlar›d›r. Emekçi kad›nlar›n bu mücadelesi ayn› zamanda eme¤in özgürleflme mücadelesinin de önemli bir parças›n› oluflturmaktad›r. Bunun yolu ise emekçi kad›nlar› da içine alan emperyalist-kapitalist sistemin ülkemizdeki temsilcilerine kar-
dak’ta 1.500 maden iflçisi greve ç›kt›. ☛ Anadolu Ajans› çal›flanlar› 10 Mart 1969’da greve ç›kt›. ☛ 20 Mart 1971’de Batman’da miting yapan köylüler “aç›z” diye ba¤›rd›. ☛ 16 Mart 1977’de Beyaz›t Meydan›’nda faflistler taraf›ndan at›lan bomba sonucu Hukuk ve ‹ktisat Fakültesi’nde okuyan 7 T‹P’li ö¤renci yaflam›n› yitirdi, 52 ö¤renci yaraland›. ☛ 13 Mart 1982’de TKEP üyesi Seyit Konuk, Necati Vardar ve ‹brahim Ethem Coflkun iki kifliyi öldürdükleri iddias› ile ‹zmir Buca Kapal› Hapishanesi’nde idam edildi. ☛ 7 Mart 1983’te Zonguldak Kandilli
Armutçuk’taki maden oca¤›nda büyük bir grizu patlamas› oldu. Bu s›rada Ocak’ta 406 iflçi bulunmaktayd›. Kazada 102 iflçi öldü. ☛ 16 Mart 1988’de Halepçe kasabas›na Irak Devlet Baflkan› Saddam Hüseyin’in emri ile kimyasal gaz at›ld›. ABD’nin himayesinde Kürt halk›na karfl› giriflti¤i bu sald›r›da Saddam Hüseyin, 5000 kifliyi katletti. ☛ 21 Mart 1992’de fi›rnak ve Cizre’de Ortado¤u halklar›n›n direnifl ve isyan günü Newroz’da soka¤a ç›kan Kürt halk›n›n üzerine atefl aç›ld›. 57 kifli katledildi. ☛ 12 Mart 1995’te Alevi inanc›ndan
emekçilerin gitti¤i üç kahve otomatik silahlarla tarand›. Bir kifli öldü, 20 kifli yaraland›. Sald›r›y› düzenleyenler gasp ettikleri taksinin floförünü öldürerek taksiyi atefle verdi. Olay› protesto etmek amac›yla biraraya gelen Gazi halk›, karakola do¤ru yürüyüfle geçti. Polis kitlenin üzerine atefl açt›. Ertesi gün yapt›klar› eylemlerle sald›r›lar› protesto eden Gazi halk›n›n üzerine polis yine atefl açt›. Aç›lan atefl sonucu 15 kifli polis kuruflunu ile öldürüldü. Yüzlerce kifli yaraland›. Sald›r›lar› protesto etmek amac›yla Ümraniye 1 May›s Mahallesi’nde toplanan kitlenin üzerine aç›lan atefl sonucu 4 kifli yaflam›n› kaybetti.
8 Mart emekçi kad›nlar›n günüdür!
fl› mücadele etmekten, bu düzene isyan etmekten geçmektedir. Son y›llarda daha s›k gündeme gelen 8 Mart’lar›n “erkeklerin kat›l›m›” ile veya “erkeksiz” kutlanmas› tart›flmas› da bu çerçevede ele al›nmal›d›r. Ayr›flma noktas› “erkeklerin kat›l›m›” sorununu aflan bir içeri¤e sahiptir. Söz konusu olan “erkeksiz” ya da “karma” tart›flmas› de¤il 8 Mart’›n devrimci, s›n›fsal özünden kopar›lmak istenmesidir. 8 Mart emekçi kad›nlar›n, emekçi erkeklerle, elele, omuz omuza sömürüye zulme, her türlü bask›ya karfl› sermayeye, egemenlere isyan bayra¤›n› dalgaland›rd›¤› gündür.
Katliam› gerçeklefltirenlerin J‹TEM elemanlar› oldu¤u, Ergenekon operasyonlar› s›ras›nda kamuoyuna aç›kland›.
☛ 20 Mart 2003 tarihinde ABD Irak’› bombalayarak iflgale bafllad›. ABD iflgali ile geçen 6 y›l içinde 4.5 milyon Irakl› evsiz, 5 milyon çocuk yetim kald›, 1 milyonu aflk›n insan öldürüldü. Tüm bunlara ra¤men Irak halk›n›n ABD’ye karfl› yürüttü¤ü direnifl sürüyor.
☛ TKP/ML militanlar› Gazi katliam›n›n 4. y›ldönümü olan 12 Mart 1998’de katliam›n hesab›n› sormak amac›yla Ümraniye MHP il binas›n› bombalad›.
Kültür-Sanat
Irkç› Sar› Gelin’in iç yüzü “Sar› Gelin, Ermeni meselesinin iç yüzü” filminin Milli E¤itim Bakanl›¤› taraf›ndan (MEB) ilkö¤retim okullar›nda izletildi¤i ortaya ç›k›nca yüzlerce duyarl› insan Baflbakan’a gönderdikleri mektupla filmin gösteriminin durdurulmas›n› istedi. Yönetmenli¤ini ‹smail Umaç ve Ahmet Çelenk’in yapt›¤› “belgesel” film yay›nlan›r yay›nlanmaz birçok kifliden hakl› bir tepki toplad›. ‹flte gazetelere yans›yan bir örnek; Doktor Serdar Kaya, 11 yafl›ndaki k›z›na okulda izlettirilen “Sar› Gelin”in çocu¤unun psikolojisini olumsuz yönde etkilemesi nedeniyle film hakk›nda Üsküdar
‹HD’den protesto ‹HD ‹stanbul fiubesi üyeleri, “Sar› Gelin Belgeseli”ni protesto etti. Taksim Postanesi önünde biraraya gelen ‹HD’liler, “M.E.B’in çocuklar›m›za fliddet ve düflmanl›k afl›layan ‘Sar› Gelin Belgeseli’ genelgesi geri çekilmelidir” pankart› tafl›d›. Kitle ad›na aç›klamay› okuyan ‹HD ‹stanbul fiube Baflkan› Gülseren Yoleri, uzmanlar›n çocuklar›n
Cumhuriyet Savc›l›¤›’na suç duyurusunda bulundu. Kaya, “K›z›ma tüm insanlar›n kardefl oldu¤unu telkin etti¤im halde, k›z›m›n psikolojini bozan, kin ve düflmanl›¤› ortaya ç›karan bu belgeselin k›z›m› emanet etti¤im okul taraf›ndan gösterilmesi, ailem aç›s›ndan sald›r› niteli¤i tafl›maktad›r” dedi. Soyk›r›m› kabul etmeyen ve as›l soyk›r›m›n Ermeni çeteleri taraf›ndan Türklere yap›ld›¤›n› savunan resmi görüfl her f›rsatta bu gerçe¤i Türk ve dünya kamuoyuna “bilimsel araçlar” ve “belgelerle” kan›tlamak için ç›rp›n›p dururken, nefret, düflmanl›k ve ›rkç›l›kla dolu tezlerini ilkö¤retim okullar›na kadar götürdü.
duygusal ve zihinsel geliflmelerinde büyük tahribatlara neden olaca¤›n› belirtti¤i belgeselin yaklafl›k 12 milyon ö¤renciye izletilece¤ini vurgulad›. DVD’de toplu mezarlar, kemikler, a¤layan yafll› insanlar ve onlar›n a¤z›ndan anlat›lan fliddet olaylar›na yer verildi¤ini belirten Yoleri, “Bu belgeseli izleyen çocuklarda kal›c› düflmanl›k, kin duygular› geliflebilecektir” dedi. Yap›lan aç›klaman›n ard›ndan ‹HD yöneticileri konuya iliflkin taleplerinin yer ald›¤› mektubu, Taksim Postanesi’nden MEB’e gönderdi. (‹stanbul)
Sar› Gelin, Ermeni çetelerinin 1915 y›l›ndan önce Türk köylerini basarak insanlar› vahflice öldürdüklerini, evleri yak›p mallar›na el koyduklar›n› anlat›yor. Konuflmac›lar eflli¤inde toplu halde ya da teker teker öldürülmüfl insanlar›n görüntüleri yer al›yor. “Belgesel”, soyk›r›m konusundaki tezlerine 1980 sonras›nda ASALA’n›n Türkiye’de ve Avrupa’da Türk vatandafllar›na ve konsolosluk yetkililerine yönelik eylemleriyle bafll›yor. 7 A¤ustos 1982 tarihinde Esenbo¤a Havaalan› sald›r›s›, kanlar içinde yerde yatan insanlar›n görüntüleri Ermeni teröristlere lanetler okunarak gösteriliyor. Filmin, “Türk soyk›r›m” tezini kan›tlamak için neden 1980 sonras›ndaki eylemlerden yola ç›kt›¤›ilerleyen k›sm›nda anlafl›l›yor. Asl›nda belgesel denemeyecek bu film, ›rkç› ideolojiyi sosyo-psikolojik bir paradigmayla, izleyenlere afl›lamaya çal›fl›yor. Masum insanlara yönelik silahl› eylemleri kimsenin kabul edemeyece¤i, lanetleyece¤i gerçe¤i, Esenbo¤a ve Paris Orly Havaalan› gibi sivil insanlar›n zarar gördü¤ü ve ASALA taraf›ndan gerçeklefltirildi¤i iddia edilen eylemin kan ve gözyafl› görüntüleriyle bafllay›p biraz daha gerilere giderek Taflnak Sutyun örgütünün Türklere yönelik “iflkence ve katliamlar›”na, buradan da mesele-
nin göbe¤ine; Ermeni ulusunun Osmanl› despotlu¤una baflkald›r›fl›na gelip oturuyor. Ermeniler, Osmanl›n›n dara düflmesini f›rsat bilip huzursuzluk ç›kar›p ayaklanmalar tertip etmifllerdi! Ayaklanmac›lar›n önderleri yakalan›p zindanlara at›l›rken “belgesele” göre, bu ayaklanmalar s›ras›nda bir tek kiflinin burnu bile kanamad›! Belgeselin iddialar› bununla da s›n›rl› de¤il. 1. Emperyalist Paylafl›m Savafl› s›ras›nda Osmanl› Devleti Ermeni bölgelerindeki halka zarar gelmemesi için güvenlik önlemleri alm›fl, Ermenilere Türk halk›ndan daha fazla önem verilmifl! Tehcir konusunda ise “belgesel”de flöyle deniliyor; “Osmanl› devleti, Rus iflgali alt›nda bulunan bölgelerde yaflayan Ermenilerin savafltan etkilenmemeleri için tedbirler ald›. Yer De¤ifltirme ve ‹skân Kanunu ile Ermeniler, Osmanl›n›n en güzel flehri Halep’e yerlefltirildi-
ler.” Oysa resmi ideoloji kendi tezleriyle çelifliyor. “Soyk›r›m yalan, onlar kendili¤inden öldüler” deyip bu tehcir s›ras›nda “on binlerce Ermeninin salg›n hastal›ktan öldü¤ü” tezi de unutulmufl olmal›! “Ermeni çetelerinin cinayetlerini” anlata anlata bitiremeyen Sar› Gelin, 1980’den sonra Ermenilere karfl› oluflturulan bafl›n› Abdullah Çatl›’n›n çekti¤i cinayet timlerinin eylemlerinden hiç bahsetmiyor. Cebine para konulup Avrupa’ya gönderilen Çatl› ve ekibi burada Türk ‹ntikam Tugaylar› ad›yla Ermeni ve Kürt vatandafllar›na yönelik say›s›z bombalama, suikast eylemi gerçeklefltirmiflti. Ermeni komünist Nubar Yal›myan’›n da 5 Kas›m 1982 tarihinde ayn› ekip taraf›ndan öldürüldü¤ü Ergenekon iddianamesinde yer alm›flt›. Bu derecede ›rkç›, faflizan, halklar› kin ve düflmanl›kla mayalamaya çal›flan Sar› Gelin, Milli E¤itim Bakanl›¤› talimat›yla ilkokul ö¤rencilerine izlettiriliyor. Üstelik gelen tepkiler üzerine da¤›t›m› durdurulan belgesel ile ilgili yap›lan aç›klama da tüyler ürpertici… fiöyle ki MEB, Genelkurmay taraf›ndan haz›rlanan filmin asl›nda tarih ö¤retmenleri için haz›rland›¤›n›, 2008’deki üç hizmet içi seminerde tarih ö¤retmenlerinin “materyali e¤itim aç›s›ndan nas›l kullanabilecekleri hususunda bilgilendirildi¤ini” söyledi.
30. y›ldönümünde TAR‹fi direnifli TAR‹fi direniflinin 30. y›ldönümünde ‹zmir 78’liler Derne¤i, Konak Metro içinde direnifl haberlerinin ve foto¤raflar›n›n yer ald›¤› bir sergi açt›. TAR‹fi’te devlet eliyle yaflama geçirilmeye çal›fl›lan faflist kadrolaflmaya karfl› iflçiler direnifle geçmifl, 22 Ocak 1980’de devlet asker ve polis ile direnifli k›rmak için iflçilere arama ad› alt›nda büyük bir sald›r› bafllatm›flt›. Yaflanan sald›r› sonucu 50 iflçi yaralanm›fl, 600 iflçi gözalt›na al›nm›fl, sald›r›n›n ard›ndan TAR‹fi iflçileri, ifl ve can güvenli¤inin sa¤lanmas›, gözalt›na al›nan iflçilerin serbest b›rak›lmas› talepleriyle yeniden direnifle geçmifllerdi. ‹zmir 78’liler Derne¤i, Halkevleri, D‹SK Birleflik Metal-‹fl ‹zmir fiubesi, KESK ‹zmir fiubeler Platformu taraf›ndan düzenlenen “TAR‹fi etkinlikleri” kapsam›nda aç›lan sergide de ‹zmir’de, 1980’in Ocak ve fiubat ay›nda yaflanan TAR‹fi direniflinin sürdü¤ü günlerde ç›kan gazete manfletleri ve foto¤raflar› yer ald›. ‹zmir 78’liler Derne¤i aç›lan sergide direniflin yo¤un bir mücadele sonucu kan ile bast›r›ld›¤›n› bir kez daha hat›rlatarak, sergiyi açmalar›n›n amac›n›n gelecek nesillere geçmiflte yaflananlar› ö¤retmek, hat›rlatmak oldu¤unu söyledi. (‹zmir)
‹flçi-köylü 15
Gençlik/okur
6-19 Mart 2009
YDG 19. Kongresi: “Anti-emperyalist mücadeleyi yükseltelim!” AT‹K-Yeni Demokratik Gençlik iki günlük kongre ile bir dönemi daha geride b›rakt›. Merkezi olarak 19.’sunu geride b›rakan YDG’nin gündeminde uluslararas› planda ticarileflen e¤itim sistemi vard›. Toplam 43 delegeden 42’sinin yan›s›ra çok say›da dinleyicinin kat›ld›¤› 19. kongrede bu alana iliflkin yo¤un tart›flmalar yafland›. Delege tespiti ve sayg› duruflu ile bafllayan kongrede divan seçiminin ard›ndan “Paras›zDemokratik E¤itim Hakk› ve YDG’yi Büyütmek ‹çin; Enternasyonal-Birleflik Mücadeleyi Gelifltirelim!” konulu siyasi taslak yaz›s› tart›flmaya sunuldu. Taslak üzerinde yap›lan tart›flmalarda önerge ve elefltirilerin yan› s›ra; Bologna projesi ile sunulan e¤itim projesinin önümüzdeki süreçte de ele al›nmas›, arka plan›n›n halk gençli¤i içerisinde daha fazla teflhir edilmesi gerekti¤i vurguland›. Genelde tüm gençli¤i ilgi-
lendiren bu sorun karfl›s›nda özelde Türkiyeli göçmen gençli¤e yönelmek gerekti¤i vurguland›. Birçok delege taraf›ndan dile getirilen bir di¤er sorun ise, YDG’nin salt ö¤renci gençli¤e yönelik politik aç›l›mlar sunmas› oldu. Meslek
bu eksikli¤in önümüzdeki süreçlerde giderilmesi gerekti¤i üzerinde duruldu. Oldukça uzun süren tart›flmalar›n sonucunda, yaz›l› önergeler do¤rultusunda oylamalar yap›larak birinci gün son erdi. Birinci günün sonunda Grup Mozaik taraf›ndan bir
AT‹K-Yeni Demokratik Genç lik iki günlük kongre ile bir dönemi daha geride b›rakt›.
liselerinde kay›tl›, iflçi veya iflsiz gençli¤e yönelik perspektif sunulmamas›na vurgu yap›ld› ve
dinleti sunuldu. Coflkulu halaylar›n ard›ndan ilk gün bitirildi.
‹kinci gün yap›lan tart›flmalar›n ard›ndan, 18. Dönem Merkezi Yürütme Kurulu taraf›ndan faaliyet raporu sunuldu. Bir y›ll›k faaliyetin de¤erlendirilmesinin yap›ld›¤› gündem maddesinde merkezi faaliyetlerin yan›s›ra, örgütsel durum ve YDG’nin bas›n yay›n politikas› ele al›nd›. Anti-emperyalist mücadelenin yükseltilmesinin önemi üzerinde duruldu. Tart›flmalar neticesinde, her y›l geleneksel olarak yap›lan gençlik kültür-sanat festivaline iliflkin bir komisyon oluflturuldu. Yine YDG yay›n organ› olan Solution dergisi redaksiyon kurulu yeniden belirlendi. Yap›lan önergeler do¤rultusunda, NATO’nun 60. y›l kutlamalar›na karfl› örgütlenen eylemliliklere merkezi kat›l›m›n sa¤lanmas› ve YDG’ye ait bir slogan da delegelerin oylar› ile belirlenmifl oldu. Kongrede ayr›ca bir tüzük maddesi yenilenerek, ülke gençlik komitelerinin bileflen tan›mlamas› eklendi. Kongre’ye AT‹K Konseyi, UPOTUDAK, Yeni Kad›n, Birkar-Gençli¤i, ADGH ve Red Block’tan temsilciler kat›larak mesajlar›n› sundular. ‹ki gün yaflanan yo¤un tart›flmalar›n ard›ndan kongre at›lan sloganlarla sona erdi. (AHM-AT‹K Haber Merkezi)
Özgürlük gezginlerinin öyküsü…
S›n›f savafl›m›n›n en zor koflulda eflitsiz dengesiz yürütüldü¤ü alanlardand›r gerilla alan›. Bu alanda yaflam kendine özgü çetin, sert ve zorlu özellikler gösterir. Dolay›s›yla burada faaliyet yürüten özgürlük savaflç›lar›n›n kiflilik özellikleri ve nitelikleri de savafl alan›ndaki özelliklere uygun olarak flekillenir. Do¤a ve iklim koflullar› en baflta yenilmesi, alt edilmesi gereken zorluklar ve engellerdir. K›fl›n zorlu ve so¤uk koflullar›, bahar›n bol ya-
¤›fll› ve nemli ortam›, yaz›n a¤›r s›cak ve bunalt›c› koflullar› bafll› bafl›na afl›lmas› gereken birer engel olarak gerilla yaflam›n›n önünde durur. ‹klimsel koflullar›n sertli¤i ve zorlu¤uyla birlikte do¤a koflullar›n›n sertli¤i bafll› bafl›na birer “do¤al” engel olarak durur gerilla yaflam›nda. Ancak her fley kendi z›dd›n› ba¤r›nda tafl›r. Do¤an›n ve iklimsel koflullar›n sert ve zorlu yap›s› birer h›rç›n engel olarak orta yerde duruyorsa her mevsimin kendine özgü eflsiz güzelli¤i ve avantajlar› da z›t bir özellik olarak mevcuttur. Her bir kar›fl gerilla savafl topra¤› ayn› zamanda geçmifle ait tarihsel dokunun gizemli s›rlar›yla doludur. Ma¤aralar, terk edilmifl köyler, y›k›nt› halindeki evler, eski köprüler, çeflmeler, y›k›k kiliseler geçmiflin farkl›, ulusal dokunun say›s›z izlerini tafl›r. Her bir kar›fl toprak, geçmiflin tarihsel mozai¤ini yans›t›r. Her bir yafll› ç›nar a¤ac›, ifllenmifl kaya parças› sonu belli olmayan yaz›lmam›fl aflklar›n, dile gelmeyen sevgilerin gizli s›rr› olur. Do¤aya ait bütün canl› hayvanlar (vahfli ve evcil kufllar, yabani hayvanlar) adeta yaflam›n zorluklar› içinde eflsiz güzellikler olur. Yeflilin, kahverengi ve grinin onlarca tonu
ve inceli¤i do¤an›n mevsimlik örtüsü olur. Süreç içinde gerilla do¤a ve tarihin do¤al bir parças› ve onun vazgeçilmez hayran› haline gelir. Do¤a ve tarihin derinliklerini keflfetmek, onlar hakk›nda bilgiye sahip olmak gerillan›n güçlü bir tutkusu olur. Topra¤a ve gökyüzüne en yak›n yaflamd›r gerilla yaflam›, ayn› zamanda halka da en yak›n yaflamd›r. Her bir yafll›-genç, kad›n-erkek, çoluk-çocuk yaflam› farkl› renkteki kültürel-inançsal dokunun ayr› özelliklerini bar›nd›r›r. Kap›s› çal›nan her bir köy evi, halka ait önemli bilgilerin birer parças›n› tafl›r. U¤ran›lan her bir köy ayn› zamanda bölgenin tarihsel-toplumsal özellik parças›n› tafl›r. Bundand›r ki at›lan her bir ad›m, yan›ndan geçilen her bir kaya parças›, ç›nar ve incir a¤ac› halk›n ac›s›n› ve çilesini sus-pus ba¤r›nda saklar. Ac›s›n› ve çilesini saklad›¤› gibi kendi özgürlük gezginlerini, gerillay› da s›r gibi saklar. Ça¤dafl özgürlük gezginleri olan gerilla tarihe ve halka ait ac› ve çile dolu s›rlar› a盤a ç›kartarak kendi kurtulufl yolunun güzergâh› yapmaya çal›fl›r. Ac›s› derin, çeliflkisi keskin olan halk›n yaflam güzergâh›, gerillan›n
“ Birlikte olursak, gelece¤imizi kazanabiliriz!” de de¤inen Arslan, düzen partilerinin böylesi dönemlerde oy avc›l›¤› yapt›klar›na vurgu yaparak, bunlar›n art›k kitlelere güven vermedi¤inin alt›n› çizdi. Arslan konuflmas›n›, “birlikte olursak aflamayaca¤›m›z hiçbir sorun yoktur, güç olursak, birlikte olursak, kazanabiliriz” sözleriyle noktalad›.
Sar›gazi’de (yeni ad› Sancaktepe) bir süre önce faaliyetlerine bafllayan Munzur Kültür Derne¤i, 1 Mart tarihinde bir dayan›flma gecesi yaparak, bölge halk›n›n karfl› karfl›ya bulundu¤u, yoksulluk, sefalet, yozlaflma ve y›k›m tehdidine karfl› birlik ve dayan›flma ça¤r›s› yapt›. Munzur’u yaflanmaz k›lmak ve de insans›zlaflt›rmak amac›yla hayata geçirilmeye çal›fl›lan çevre katliam›na karfl› bir durufl sergilemeyi de içeren geceye oldukça yo¤un bir kat›l›m oldu. Akflam saat 19.00’a do¤ru
bafllayan gecede ilk olarak, devrim ve demokrasi flehitleri an›s›na bir dakikal›k sayg› duruflu yap›ld›. Ard›ndan, dernek yönetim kurulu ad›na söz alan Necati Arslan, gecenin önem ve anlam›na dair bir konuflma yapt›. Konuflmas›na, memleketlerinden, köy yakma ve boflaltmalar gibi, çeflitli nedenlerle geldiklerine de¤inerek bafllayan Arslan, konuflmas›na, kendilerini burada da, iflsizlik, yoksulluk, yozlaflma, kentsel dönüflüm gibi a¤›r sorunlar›n karfl›lad›¤›n› söyleyerek devam etti. Seçim sürecine
Etkinlik program›, tan›klar›n Dersim katliam›n› anlatt›¤› bir sinevizyonla devam etti. Oldukça coflkulu geçen gecede, P›nar Sa¤, Metin Kahraman, Cevdet Ba¤ca, Grup Donan, Aliyar Nihan da sahne alarak, birbirinden güzel ezgiler seslendirdiler. Özellikle de P›nar Sa¤, ‹brahim Kaypakkaya’y› anmaya ve seçim sürecinde düzen partilerini teflhir etmeye dönük konuflmalar›yla kitlenin yo¤un ilgisiyle karfl›land›. Geceye, seçimlerde aday olan Arif Sa¤ gibi isimler de kat›larak, konuflma yapmak istediler. Ancak hiçbir adaya konuflma yapt›r›lmayaca¤›n› ö¤renince, k›sa süre kalarak, salondan ayr›ld›lar. (Kartal)
savafl ve direnifl güzergâh› olur. Onun en fazla u¤rak yeri olur yoksul Kürt damlar›. Yoksul köy ve zorlu da¤ yaflam› gerillan›n vazgeçilmez yaflam› olur. Onu solur, onu düflünür, onun kurtulufl yolunu örgütler. Ve onu bu mücadelenin gerçek sahibi yapmaya çal›fl›r. Bu mücadeleyi örgütlerken düflman› gözetlemeyi, izlemeyi asla akl›ndan ç›karmaz. Düflman faktörü gerilla yaflam›n›n önemli a¤›rl›¤›n› oluflturur. Onun so¤uk solu¤unu, sinsi nefesini her zaman hisseder. Ona yabanc› ve duyars›z kalamaz, t›pk› yoksul ve çile dolu yoksul halka duyars›z kalmad›¤› gibi. Gerillan›n duyars›z ve ilgisiz kalamayaca¤› birbirine z›t iki kutbun bir bafl›nda halk, di¤er bafl›nda düflman vard›r. Sömüren ve sömürülen, bask› ve zulüm uygulayan bask› ve zulme maruz kalan iki z›t güç; Halk ve düflman. Bu iki temel güç gerillan›n en fazla ilgi alan›n›, düflünsel içeri¤ini oluflturur. Sömürü ve zulümden kurtulufl mücadelesi say›s›z zorluklarla ve ciddi engellerle doludur. Gerilla mücadelesinin zorluklar› ve engelleri sadece düflman faktörünün eflitsiz dengesiz güçle ilgili olmas›ndan de¤ildir. Ayn› zamanda do¤aya
Antep’te polis terörü Sanayinin en yo¤un oldu¤u ve iflçi s›n›f›n›n en çok sömürüldü¤ü bölgelerden biri Antep’tir. Son dönemde krizi bahane olarak gösteren patronlar, iflçi emekçi s›n›f›na sald›r›lar›n› en had safhaya ç›karm›flt›r. ‹flçi ve emekçi s›n›f›n›n isyanlar› büyürken, yeni direnifller boy verirken devrimci ö¤renciler bu süreci devrimin lehine çevirmek için çal›flmalar›n› s›klaflt›rm›fllard›r. ‹flçi s›n›f›na ve ezilen halk›m›za devrimci bilinci tafl›mak u¤runa her türlü fedakarl›kta bulunan ö¤renciler, bunu yaparken sermayenin bekçileri taraf›ndan bir çok tehdit ve kötü muameleyle karfl›lafl›yoruz. Genellikle psikolojik olarak bask› kurmaya çal›flan sermayenin bekçileri okul idaresiyle iflbirli¤i yapmay› da ihmal etmiyor. Biz ise ‹flçi-köylü okurlar› olarak hiçbir bask› ve gözda¤›n›n bizi y›ld›rmayaca¤›n› söylüyoruz. Antep ‹flçi-köylü okurlar› olarak diyoruz ki; devrimci ö¤rencilere yap›lan tehditler ve gözda¤›na karfl› saflar›m›z› s›klaflt›ral›m. Burjuvazin›n ve sistemin her geçen gün büyüyen korkusunu kabusa çevirmek için devrimci ö¤renciler olarak iflçi ve emekçi s›n›f›n›n yan›nda gerek politik gerekse teorik anlamda var olan bütün devrimci bilincimizi pratikte göstererek flu anda içinde bulundu¤umuz krizi derinlefltirerek devrim olanaklar› için mücadele edelim. (Antep ‹K okurlar›) ba¤l› ve onsuz asla olmayan, onsuz düflünülmeyen zorlu ve engelli yaflamd›r. Saatlerce bazen günlerce yürünen yollar, bazen hiç dinlenmeden, bazen k›sa aral›klarla verilen molalarla bitmek bilmeyen engebeli araziler. Afl›lmas› gereken geçit vermez sarp da¤lar, h›rç›n nehirler, uçurum dolu dar patikalar… Ya¤mur alt›nda, kar içinde çamurlu tozlu yollar… ‹z yapmadan, ses ç›karmadan, görüntü vermeden geçilmesi gereken bol ›fl›kl› çevresi ayd›nlat›lm›fl karakol görüntülü patikalar. Bazen çobanlara bile görünmeden, alçak yoksul köy daml› ›fl›klar›na, çoban fenerlerine tak›lmadan dostlara bile selam vermeden geçilen/geçilmesi gereken köy yollar›, patikalar… Ancak zorluklarla dolu bu yaflam nas›l ki bütünü de¤ilse gerillan›n ayn› zamanda anlat›lmaz düzeyde özgürdür onun onur ve direnç doludur öyküsü. Ne kadar zorluysa bir o kadar da kolayd›r. Ne kadar zorluysa bir o kadar onurlu ve sayg›nd›r. Ne kadar zorluysa bir o kadar ve hiçbir yaflamda var olmayacak kadar özgürdür.
(Dersim’den bir gerilla)
Yaflamlar›m›z on bin dolardan de¤erlidir! Ça¤›m›z›n sundu¤u birçok teknolojik ve bilimsel geliflme yaflam›m›z›n vazgeçilmez birer parças› haline gelmifltir. Ancak bu geliflmeler ve teknolojiye ulaflman›n da bir bedeli olacakt›r elbette. Bilgi, bilim ve teknoloji egemenlerin elinde bulundurduklar› ve bedelini ödemeden faydalanman›n, ulaflman›n imkâns›zlaflt›¤› bir noktada durmaktad›r. Yaflad›¤›m›z co¤rafyada bu gerçekli¤in yans›malar› daha farkl› ve çarp›k bir geliflim seyri izlemektedir. 1990’lar›n ortalar›ndan itibaren yaflam›m›za giren cep telefonlar› bizler için günlük yaflam› kolaylaflt›ran, iletiflimde 盤›r açan birer arac› ifade etti ilkin. Ancak gelinen aflamada bizlerin yerini tespit eden, özel yaflanlar›m›z›n baflkalar› taraf›ndan takip edilmesini kolaylaflt›ran, daha da kötüsü mezarlar›m›z› kazan birer canavara dönüfltü. Örne¤in daha iyi hizmet vermek kapsama alan›n› ve etkisini güçlendirmek için yaflad›¤›m›z flehirlerin yüksek mahallelerinde mantar gibi birçok baz istasyonu türedi. Yüksek binalar›n çat› ve duvarlar› çeflitli büyüklük ve çaptaki antenlerle doldu. Yaflad›¤›m›z mahalle ve evler yerel birer nükleer santrale dönüfltü. Radyasyon dalgalar› hepimizi etkilemeye ve garip bir flekilde kanser vakalar›nda ve buna ba¤l› ölümlerde az›msanmayacak oranda art›fllar görülmeye baflland›. Bu gerçekler ›fl›¤›nda halk aras›nda
oluflan tepkilerden dolay› baz istasyonlar› gizlice kurulmaya ve bina sahiplerine hat›r› say›l›r y›ll›k kiralar ödenmeye bafllad›. Bahsetti¤imiz baz istasyonlar›ndan bir tanesi de semtimizde kuruldu. Baz istasyonunun gelmesinin ard›ndan ayn› binada yaflayan ve baz istasyonuna yak›n olan binalarda yaflayan üç kifliye kanser teflhisi konuldu. Bu da yetmezmifl gibi baflka bir operatör ayn› binaya baz istasyonunu gizlice kurdu. Halk aras›nda yaflanan ve giderek artan tedirginlik bu gidiflata bir dur demek için bizleri harekete geçirdi. ‹lk olarak bu sorun üzerine Kocasinan Mahallesi’nde yaflayan ve bu duruma tepkili olan mahalle sakinleriyle bir toplant›
gerçeklefltirdik. Toplant›da mücadele biçimlerinin neler olabilece¤i üzerine tart›flt›k. Bu sorun özgülünde bir halk komitesi oluflturduk. ‹lk olarak ifle baz istasyonlar›n›n nas›l geri dönülmez zararlara neden olaca¤›n› anlatan bir bildiri haz›rlay›p da¤›tmayla bafllad›k. Bu bildiriyle birlikte tek tek kap› kap› dolaflarak bildirimizi insanlara ulaflt›rd›k ve mücadeleye davet ettik. Ayn› zamanda imza föyleri oluflturduk ve imza kampanyas› bafllatt›k. Bu çal›flmay› bir kampanya tarz›na dönüfltürerek ilerleyen günlerde daha da yo¤un ve aktif bir çal›flmaya dönüfltürece¤iz. (So¤anl›-Kocasinan Mahalleleri ‹K okurlar›)
Gazi Katliam›n› Anma Program›: ✔ 10 Mart, saat 20.00’de Cemevi’nde panel ✔ 11 Mart, saat 14.00-20.00 aras› Gazi Nalbur Dura¤›’nda sokak etkinli¤i, ayn› gün saat 20.00’de Nalbur Dura¤›’ndan bafllayarak taranan kahveye devam edecek yürüyüfl ve sinevizyon ve sergi gösterimi ✔ 12 Mart sabah saat 08.00’de temsili Alibeyköy Mezarl›¤› ziyareti. Saat 9.30’da Nalbur Dura¤›’na karanfil b›rakma, saat 10.00’da Eski Karakol’da yürüyüfl için toplanma, 11.00’de yürüyüfl ve mezarl›kta bas›n aç›klamas›
Gazi 12 Mart Platformu (Partizan, BDSP, DTP, ESP, PDD, DHF, DH, MB PLTF)
BÜROLAR
Umut Yay›mc›l›k ve Bas›m Sn. Ltd. fiti.
‹flçi-köylü
Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mh. ‹mam Murat Sk. No: 8/1 Aksaray-Fatih/‹stanbul Tel: (0212) 521 34 30 Faks: (0212) 621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL Bask›: SM Matbaac›l›k Adres: Çobançeflme Mh. Sanayi Cad. Altay Sk. No: 10 A Blok Yenibosna Bahçelievler ‹stanbul
B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
Tel: 0212 654 94 18
Kartal: ‹stasyon Cd. Dörtler Ap. No: 4/2 Tel: (0216) 306 16 02 Cep: 0 537 270 75 60 Ankara: S›hh›ye Mh. Süleyman S›rr› Sk. Yunt Ap. No: 19/7 Çankaya Tel: (0312) 430 67 65 Cep: 0 543 453 89 84 ‹zmir: 856 Sokak, No: 48/203 Kemeralt› Konak, Tel: (0232) 446 78 07 Cep: 0 555 561 04 03 Malatya: Dabakhane Mh. Turgut Temelli Cd. Bar›fl ‹flhan› Kat: 3 No: 94 Erzincan: Ordu Cd. Ordu ‹flhan› Kat: 3 Tel: (0446) 223 67 18 Cep: 0 536 697 94 19 Bursa: Selçuk Hatun Mh. Ünlü Cd. Sönmez ‹flsaray› Kat: 2 No: 185 Heykel, Tel: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 Mersin: Silifke Cd. Çavdaro¤lu ‹flhan› Kat: 3 No: 1/8 Cep: 0 545 685 25 27 Avrupa Büro: Weseler Str 93 47169 As-Druck Duisburg-Almanya Tel: 0049 203 40 60 958 Faks: 0049 203 40 60 959
Seçimler yerel, yalanlar evrensel! Devlet AKP a¤z›yla aldatmaya devam ediyor Yerel seçimlere bir aydan az bir süre kalm›flken, egemenler bölgede ve bilhassa Amed’de AKP eliyle temsilini buluyor. Yeni “aç›l›m”lar eflli¤inde yeni bir aldatmaca ata¤› bafllat›l›yor. fiüphesiz her yeni hamle, seçime dönük bir yat›r›m anlam›na gelse de bununla s›n›rl› olmad›¤› aç›k. Hamleler özellikle zamanlama aç›s›ndan yerel seçimlere yat›r›m ifllevi görüyor. Devlet, Kürt ulusal sorununda “yeni” bir sürecin iflaretlerini çoktan vermifltir. Bu “yeni”lik, elbette fliddetin geri plana at›laca¤› anla-
m›na gelmiyor. Faflizmin fliddeti sürecek, ancak savafl taktiksel bir zenginlik kazanacak sadece. Görünen odur ki, süreç, daha güçlü aldatmaca ve manipülasyon araçlar› devreye sokularak iflletilecektir. TRT 6’n›n 24 saat -akademik dilden uzak olsa da- Kürtçe yay›na bafllam›fl olmas›, üniversitelerde Kürdoloji Enstitü ve bölümlerinin kurulacak olmas› faflizm aç›s›ndan “büyük bir ad›m” olarak de¤erlendirilebilir. Elbette bu hamle, sadece Kürt dilinin gelifliminin önündeki engelleri dahi kald›rmaya yetmez. Keza böyle bir hedeften söz etmek mümkün de¤ildir. Nitekim, özgün e¤itim kurumlar›nda, Kürtçe’nin anadil olarak müfredata dahil edilmesi mevzu bahis de¤ildir. Halen hapishanelerde Kürtçe konuflulmas›, yaz›flmalarda kullan›lmas› çeflitli flekillerde engellenmektedir. Halen seçim propagandas›nda Türkçe’den baflka bir dilin kullan›lmas› yasakt›r. Ancak bu haliyle bile, devlet kendisini iffla etmifltir. Kürtçe ko-
nuflulmas›n› bölücülük olarak lanse edip, bat› illerinde linçleri örgütleyen bu devletin samimi olmamas› bir yana, meseleye iliflkin argümanlar›n›n da bir safsatadan ibaret oldu¤u görülmüfltür. Kürt sorunu aç›s›ndan en etkili olabilecek di¤er bir hamle de, Ergenekon operasyonuyla beraber yeniden gündemleflen kay›plar ve “faili meçhuller” iken devlet, bu konuda da ikiyüzlülü¤ünü aç›ktan sergilemektedir. Mesele devrimcileri, yurtseverleri tutuklamak olunca, olanca çevikli¤ini sergileyen yarg› mekanizmas›, BOTAfi kuyular›n›n aç›lmas›n› bile ancak 15 y›l sonra savc›l›k düzeyinde gündemine alm›fl bulunmaktad›r. TC yarg›s›n›n adalet anlay›fl›n›n flüpheye yer vermeyecek derecede yerlerde sürünüyor olmas›, soruflturman›n ne kadar güdük ele al›naca¤›n›n bariz iflaretidir. Sahnelenen senaryo tamamen devleti aklamaya dönük olacakt›r. ‹flkenceyi, gözalt›nda katletmeyi münferit sayan devlet, insanl›k d›fl› bütün icraatlar›n›, kendinden ba¤›ms›z göstermeye çal›flt›¤›, sözde kontrol edilemez bir çeteye yükleyerek aklanmaya çal›flman›n, güven tazelemenin derdine düflmüfltür. 29 Mart yerel seçimleri, Kürt sorununda girilen yeni süreç bak›m›ndan büyük önem tafl›maktad›r. Egemen sistem
Dersimliler AKP’nin beyaz eflya da¤›t›m›n› protesto etti Bursa Tuncelililer Kültür ve Dayan›flma Derne¤i 22 fiubat Pazar günü Setbafl› Mahfel Cafe önünde yapt›¤› bas›n aç›klamas›yla AKP’nin elektriksiz, susuz köylere yapt›¤› beyaz eflya yard›m›n› protesto etti. Dernek üyeleri “Zam, zulüm, iflkence; Kömür, buzdolab›, kanepe; ‹flte AKP” pankart›n› açarak “Suyu olmayan köye çamafl›r makinesi elektri¤i olmayan köye buzdolab› iflte sosyal devlet mant›¤›”, “Dersim halk› sat›l›k de¤ildir”, “Dersim onurdur, onuruna sahip ç›k” yaz›l› dövizler açt›. Kitle ad›na bas›n metnini okuyan Dernek Baflkan› Özkan Arslan “Seçimlerden seçime sosyal devlet söylemiyle karfl›m›za ç›kanlar bu seçimlerde de suyu olmayan köye çamafl›r makinesi elektri¤i olmayan köye buzdolab› vererek sosyal devlet mant›¤›n› ortaya koymufllard›r” dedi. Bas›n aç›klamas› sloganlar eflli¤inde sona erdi. Ayn› gün akflam saatlerinde AKP bakan ve belediye baflkan›n›n Tuncelililerin de yo¤un olarak yaflad›¤› Teleferik semtine Akça¤layan Derne¤i
Cemevi taraf›ndan davet edildi¤ini ö¤renen Tuncelililer Kültür ve Dayan›flma Derne¤i yöneticileri bunun üzerine teleferik semtine giderek toplant›ya kat›ld›. Burada söz alan Dernek Baflkan› Özkan Arslan konuflmas›nda “Dersim’i, Dersim insan›n› sat›n almak için elinizden geleni yap›yorsunuz. Ama alamayacaks›n›z” dedi. Ve ard›ndan da toplant› terk edildi. (Bursa ‹K okurlar›)
Partizan okurlar› Dersim’de bildiri da¤›tt› Dersim’de yerel seçimlerle ilgili bildiri da¤›tan Partizan okurlar› aç›klamada emekçi halk›n gündelik yaflam›n›n her geçen gün daha da çekilmez hale geldi¤i, ancak bunu görmezden gelen AKP hükümetinin emekçilere % 3 gibi komik rakamlarla ifade edilen zam yapt›¤›, özellefltirmelere h›z verdi¤i ve ard›ndan da yüzsüzce “kriz psikolojiktir” vb. söylemlerde bulundu¤una vurgu yap›larak “yaflam›m›z›n daha da çekilmez hale geldi¤i flu günlerde, Mart ay›nda gerçekleflecek olan yerel seçim sürecine dair yaflan›lan tart›flmalar tüm yak›c›l›¤› ile devam etmektedir” denildi. “AKP hükümetinin ‘Dersim’i istiyorum’ aç›klamas›ndan sonra harekete geçerek Valilik arac›l›¤›yla kömür yard›m›, flimdi de beyaz eflya da¤›t›larak halk›n yaflad›¤› yoksulluktan faydalanarak düflkünlefltirilip, dilencilefltirilerek sadaka kültü-
C
M
Y
K
rüne al›flt›r›p onurunu sat›n alman›n hesab›n› yapmaktad›r” fleklinde devam eden bildiri “bizler biliyoruz ki hakim s›n›flar çok yo¤un bir çaba içerisine girerek Dersim’i ele geçirmek istemektedirler. Bunun için Dersim’de AKP ve CHP gericili¤ini devreye sokmakta ve bu gerici güçlere her türlü deste¤i sunmaktad›rlar. Mevcut sürecin gerçekli¤inden hareketle parçal› bir duruflun hakim s›n›flar›n yo¤un deste¤iyle AKP ve CHP gerici¤inin ifline yarayaca¤›n› görmeliyiz. Hakim s›n›flar›n Kürt illerinde AKP flahs›nda tek güç olarak DTP karfl›s›na ç›kmas› anlaml›d›r. AKP’de cisimleflen imha ve inkar siyasetine karfl› Kürt halk›n›n onurlu direnifline kay›ts›z kalmak, sadece sözde bir destek sunmak soruna dair samimi bir pratik olmayacakt›r. Kürt halk›n›n her türlü demokratik talebini bask›, zulüm ve iflkence ile sustur-
aç›s›ndan mesele, tek bafl›na bölgede birkaç belediye kazanman›n oldukça ötesindedir. Bölgede AKP, DTP’yi geçmelidir ki, devletin bölge halk› üzerinde meflrulu¤u sa¤lanabilsin. Böylelikle Kürt ulusunu temsil iddias›n› tafl›yan DTP özgülünde Kürt Ulusal Hareketi’nin nüfuz alan› daralt›ls›n. Devlet, Kürt sorununda halka gitmeyi ciddi bir flekilde ele alacakt›r. Bilmektedir ki, önce halk› kazanmak gerekiyor. Ancak sistemin halka verece¤i hiçbir fley yoktur. Bilakis halktan alaca¤› vard›r ki, bunun için de onu kand›rmay› tercih edecektir. Elinde ciddi bir ekonomik çözüm paketi olmamas›na ra¤men, egemen s›n›f temsilcileri, ›srarla Kürt sorununu yoksulluk ve e¤itimsizli¤e ba¤lamaktad›r. Üstelik bunun propagandas› yap›l›rken, yoksullu¤umuzun yegane sebebinin bu köhnemifl düzen oldu¤unu unutturmaya çal›fl›yorlar. Yoksullu¤umuzu katmerlefltiren ekonomik-ticari politikalar› kendilerinin hayata geçirdi¤ini unutturmaya çal›fl›yorlar. Diyelim ki, Kürt sorunu, salt ekonomik bir sorundur. Öyle olsa bile, bu devlet gerçekten halk için nerede proje gelifltirmifltir ki, Kürt illerinde gelifltirsin! Elbet, aldatmaya devam edecek onlar. Kazanan ise gerçekleri halka anlatanlar olacak. (Bir ‹K okuru)
“Sadaka de¤il, topra¤›m›za dönmek istiyoruz” Dersim köy dernekleri, Dersim’de siyanürle alt›n aramay›, köy boflaltmalar› ve köye geri dönüfllere konan engelleri protesto etmek için 16 fiubat Pazartesi Ankara’ya gelerek ‹çiflleri Bakanl›¤›’yla görüfltü. Ankara Tunceliler Derne¤i önünde toplanan Dersimliler “Sadaka de¤il, topra¤›m›za geri dönmek istiyoruz” pankart›n› aç›p buradan Yüksel Caddesi’ne do¤ru yürüyüfle geçti. Kitle ad›na bas›n aç›klamas›n› Mercan Yar›mkaya Köyü Derne¤i Baflkan› Sevgi Çaresiz okudu. Çaresiz, terörle mücadele ad› alt›nda köylülere uygulanan ambargonun köylüleri ciddi maddi zararlara u¤ratt›¤›na de¤inerek, bu nedenlerden ötürü köylerini terk etmek zorunda kald›klar›n› belirtti. Seçilen heyetin ‹çiflleri Bakanl›¤›’yla görüflmesinden sonra tekrar dernek binas›na yürüyen kitle eylemini burada sonland›rd›. Eyleme Munzur Çevre Derne¤i, Ziyaret Köyü Derne¤i, Mercan Yar›mkaya Köyü Derne¤i, Hanufla¤›, Topuzlu ve Sö¤ütlü Köy Dernekleri, Karatafl Köyü Derne¤i, Yenikonak Köyü Derne¤i, Gemlik Tuncelililer Derne¤i, Gebze Tuncelililer Derne¤i, Gevizlidere Köy Derne¤i kat›l›m sa¤lad›. (Ankara)
maya çal›flan hakim s›n›flar kendi aras›ndaki it dalafl›n› bir kenara b›rakarak Kürt illerinde AKP isminde tereddütsüzce anlafl›yorlarsa, bu sald›r› dalgas›na karfl› Kürt halk›n›n destans› direnifline sessiz kalmak ‘baflkan aday›’ tart›flmas›yla aç›klanacak bir durum de¤ildir. Biz Partizan olarak devrimci sorumlulu¤umuz gere¤i Kürt halk›n›n her türlü demokratik talebini bast›rmaya çal›flan, imha ve inkar› dayatan devlet ve onun temsilcisi olan bütün düzen partilerine karfl› Dersim’de yerel seçimlerde DTP ile birlikteyiz” fleklinde sona eriyor. Yine bir aç›klama yapan Partizan okurlar› “Demokratik Haklar Federasyonu(DHF), Dersim Demokratik Halk Dayan›flmas› ad› alt›nda çal›flma yürüterek yerel seçimlere ba¤›ms›z aday ile girme karar› alm›flt›r. Yürüttükleri seçim çal›flmalar›nda kendilerinin Partizan oldu¤unu ya da Partizan’›n da kendilerini destekledi¤ini ifade eden aç›klamalarda bulunmaktad›rlar. DHF ya da DDHD’nin bu tutumu devrimci bir yaklafl›m tarz› de¤ildir. Kendilerine
ait olmayan bir ismi kullanmalar› faydac› bir yaklafl›md›r” dediler. (Dersim Partizan)
Konak’ta aday da yok, oy da Malatya’da merkeze ba¤l› belde iken al›nan kararla mahalle yap›larak merkeze ba¤lanan Konak Beldesi’nde yaflayan halk bir yürüyüfl ve miting yaparak bu durumu protesto etti. AKP’yi protesto etmek için mahallenin her yerine siyah bayrak asan halk, yerel seçimler de oy kullanmayacaklar›n› ve aday ç›karmad›klar›n› belirttiler. Halk›n görüflü al›nmadan yap›lan bu düzenleme ile kendilerine sunulacak hizmetlerden yararlanamayacaklar›n›, emlak vergilerinin artaca¤›, otobüs seferlerinin aksayaca¤›n› ve inflaat ruhsatlar›n›n da fiyat›n›n artaca¤›n› söyleyen halk tepkilerini dile getirirken bile jandarman›n buna engel oldu¤unu belirtti. (Malatya)
Bahçelievler’de çal›flmalar sürüyor
*18 fiubat Çarflamba gecesi So¤anl›’daki seçim irtibat büromuza faflistlerce sald›r›ld›. Büromuzun camlar› k›r›larak tahrip edildi. Bu sald›r› üzerine, bölgemizde bulunan devrimci, demokrat ve ilericiler ile birlikte Perflembe günü saat13.00’te bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdik. DTP, ESP, Köz, Partizan, May›s’ta Yaflam Kooperatifi ve Halkevi’nin bulundu¤u bas›n aç›klamas›na yaklafl›k 200 kifli kat›ld›. Bahçelievler DTP’den bir arkadafl›n konuflmas›n›n ard›ndan Belediye Baflkan Aday› Ayfle Yeter söz alarak, bu sald›r›n›n Kürt halk›na yönelik oldu¤unu, kad›nlar, devrimci, demokrat ve ilericileri sindirme amac›yla yap›ld›¤›n› belirtti. Yeter’in ard›ndan DTP 3. Bölge milletvekili Sebahat Tuncel de bir konuflma yaparak “bizler buradan gitmeyece¤iz, seçim çal›flmam›z› yürütece¤iz” dedi. Tuncel’in konuflmas›n›n ard›ndan bas›n aç›klamas› sona erdi. Gerginlik mahallemizde dinmedi. Akflam saatlerinde köfle bafllar›nda toplanan faflistler, saat 22.00’de, 150-200 kiflilik bir grup oluflturarak, Türk bayra¤› aç›p, sloganlar eflli¤inde büromuz önünde yürüdüler. (So¤anl› Partizan) * 22 fiubat Pazar günü, Birlikte Kazanaca¤›z Platformu’nun Bahçelievler seçim irtibat bürosu aç›l›fl› gerçeklefltirildi. Aç›l›fl, yerel sanatç›lar›n kat›l›m›yla ve çekilen halaylarla bafllad›. Birlikte Kazanaca¤›z Platformu ad›na yap›lan konuflman›n ard›ndan Bahçelievler Belediye Baflkan Aday› Ayfle Yumli Yeter söz ald› ve mevcut yerel yönetim anlay›fl›n› elefltirerek, halk›n iradesiyle yönetilen, demokratik bir yerel yönetim oluflturacaklar›n› ifade etti. Yeter’in ard›ndan, DTP ‹stanbul Büyükflehir Belediye Baflkan Aday› Ak›n Birdal da bir konuflma yaparak Yeter’e destek ça¤r›s› yapt›. Partizan’dan Duygu Kaçmaz’›n sunuculu¤unu yapt›¤› aç›l›fl, Ozan Reber ve Koma Awaza Gunda’n›n verdi¤i müzik dinletisi eflli¤inde devam etti. Aç›l›fl›n bitti¤i s›ralarda, ara sokakta toplanan bir grup sivil faflist, çevik kuvvet polisleri taraf›ndan k›flk›rt›larak provokasyon yarat›ld›. Faflistler ellerinde, sopa, demir çubuk ve tafllarla ›rkç› sloganlar atarak küfür etmeye bafllad›lar. Polisin alk›fl tuttu¤u k›flk›rtmalara, aç›l›fla kat›lan gençlerin cevap vermesi üzerine çat›flma ç›kt›. Polis seçim bürosuna biber gaz› atarak ortam› iyice gerginlefltirdi. Bunun üzerine ara sokakta da¤›lan faflistler, cadde üzerinde bir kere daha toplanarak yürüyüfl yapmak istedi. Yap›lan görüflmeler sonucunda faflistler da¤›t›ld› ve çat›flma sona erdi. Çat›flman›n sonras›nda ve sonras›ndaki günde, bu durumu bahane eden polis, seçim bürosunun önündeki bekleyiflini ve seçim bürosuna giren ç›kan› “koruma” ad› alt›nda takip etmeyi sürdürdü. So¤anl› Meydan›’nda iki çevik kuvvet arac› ve bir panzerini sürekli olarak bekleten polis seçim bürosuna gelmek istenler üzerinde ürkütücü bir gürünüm oluflturuyor ve insanlar›n gelip gitmesini engelliyor. Böylece seçim bürosundan, çevredeki halk› yal›tmay› amaçl›yorlar. (‹stanbul)
DTP Mezitli seçim bürosuna sald›r› Mersin DTP, Mezitli seçim bürosuna gece yap›lan sald›r›y› k›namak amac›yla 25 fiubat 2009 tarihinde bas›n aç›klamas› yapt›. Mezitli seçim bürosuna düzenlenen bu sald›r›n›n 2. kez yafland›¤› sald›r›n›n provokasyon ortam› yaratmak amaçl› yap›ld›¤› belirtildi. Toplumun düflünce özgürlü¤ü oldu¤u, bu tarz eylemlerin demokratik anlay›fl› zedeledi¤ivurguland›. DTP’nin de düflüncelerini siyasi bir parti olarak belirtebilece¤i, bu seçimlerde kimin kazanaca¤›n› halk›n kendisinin seçim sand›klar›nda verece¤i vurguland›. Aç›klamaya Mersin Büyük fiehir DTP Belediye Baflkan aday› Alaaddin Erdo¤an, Akdeniz Belediye Baflkan aday› M. Faz›l Türk, Toroslar Belediye Baflkan Aday› Filiz Y›lmaz da kat›ld›. (Mersin)