Demokratik Halk İktidarı İçin İşçi-Köylü Sayı 12

Page 1

fi‹‹ SÖYLEfi

POL‹T‹K-GÜNDEM Ordunun sesi medya

POL‹T‹K-GÜNDEM

Bahar› militanca karflfl››layal›m!

Rejim, dinci gericili¤e ihtiyaç duyar Eskiden komünizm insanl›¤›n kurtuluflu için gerekliydi. fiimdilerde bizzat insanl›¤›n varl›¤›n› kurtarmak için gerekli... Zira insanl›k ve uygarl›k ciddi bir tehdit alt›nda... ❐Sayfa 10

Türk ordusu taraf›ndan Irak Kürdistan›’na yönelik bafllat›lan operasyonda burjuva-feodal medya yine performans› ile dikkatleri üzerine çekmeyi baflard›. ❐Sayfa 9

Önümüzdeki sürecin görevlerini en iyi flekilde yerine getirmek için “örgütlenerek örgütleme” anlay›fl›na uygun olarak hareket etmeliyiz. ❐Sayfa 9

iflflççi-köylü Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin

www.iscikoylu.org umutyayimcilik@ttmail.com

Say›: 12

*Y›l:1 *7-20 Mart 2008 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN: 1307-878X

Harekat›n süresini gerilla ve Türkiye Kürdistan›’ndaki halk direnifli belirledi

Her yer operasyon, her yer direnifl alan›! Köylüler toprak reformuna hücum etti!

Sald›r›lara karflfl›› örgütlenip birleflfliik mücadeleyi örelim!

Emekçiler sald›r› dalgas›yla karfl› karfl›ya ✔ Tuzla’da ifl cinayetlerinin gözlerden gizlenemez boyutuyla sürmesine karfl› devlet, bir yandan sorunu çözmek ister gibi flov yaparken, di¤er yandan gerçek yüzünü gösterdi. ✔ TEKEL iflçileri de özellefltirmeye karfl› yapt›klar› eylemlerde sald›r›lardan pay›n› ald›. ✔ Gecekondu sakinleri, Kentsel Dönüflüm’ün ne demek oldu¤unu en son Bafl›büyük Mahallesi’nde gördü. Halk›n evini bafl›na y›kmak isteyenler direniflle karfl›laflt›. ✔ Kara harekat›n›n bitiminin hemen ard›ndan yap›lan gösterilere sald›ran polis, Mersin’de, Van’da, ‹stanbul’da terör estirdi. Panzerlerle, tazyikli suyla, coplarla sald›ran devlet güçleri, onlarca kifliyi yaralad› ve gözalt›na ald›. ✔ Bu sald›r›lar›n bununla kalmayaca¤› aç›kt›r. Sald›r›lara karfl› örgütlenip birleflik mücadeleyi örelim!

Urfa’da toprak reformu yap›ld›¤› haberi üzerine köylüler ça¤r›ya ak›n etti. fiubat ay›n›n ortalar›nda Urfa’da hazineye ait arazilerin köylülere da¤›t›ld›¤› haberinin yay›lmas› üzerine binlerce köylü Urfa’da bulunan Toprak Reformu Bölge Müdürlü¤ü’nün önünde kuyru¤a girdi. Köylüler, müdürlü¤ü haberin as›ls›z oldu¤u aç›klamas›na ra¤men toprak sahibi olma umudu ile dilekçe verdi. fianl›urfa, Gaziantep, Mardin, Ad›yaman, Kahramanmarafl ve Adana’dan 30 bin’e yak›n köylü, müdürlük binas›n›n önünde uzun kuyruklar oluflturdu. 650 YKr’luk pulun karaborsada 5-6 YTL’ye sat›ld›¤› izdihamda köylüler tar›m iflçili¤i ve mevsimlik iflçilikten kurtularak toprak sahibi olmay› hayal ediyor. Urfa’da ortaya ç›kan bu tablo özellikle T. Kürdistan›’nda toprak sorununun ne kadar yak›c› oldu¤unu bir kez daha göstermifl oldu. ❐Sayfa 5

Gizlenemeyen bir uflakl›k öyküsü TSK, ABD Savunma Bakan› Gates daha aya¤›n› ülkesine basmadan, talimat› yerine getirdi...

Çok zor bir süreçten geçmekteyiz. Sürecin zorluklar› bize hem var olan mevcut durumun

1857 y›l›nda Amerikal› kad›n tekstil iflçilerinin yakt›klar› meflaleyi alazland›rmak için, cinselulusal-s›n›fsal sömürüye dur demek için

9 Mart’taKad›köy’deyiz! Tarih: 9 Mart 2008 Pazar Saat: 14.00 Toplanma Yeri: Tepe Natilius önü

PART‹ZAN TEKEL emperyalistlere peflkefl çekildi!

✔ ABD Savunma Bakan› Gates’in ve ABD Baflkan› Bush’un “k›sa sürede çekilme” talimat›n›n ard›ndan apar topar bitirilen operasyon, ülke içinde her yerde sürüyor...

Köylüler, müdürlü¤ün haberin as›ls›z oldu¤u aç›klamas›na ra¤men toprak sahibi olma umudu ile dilekçe verdi.

‹flçi köylü’den

Emekçi Kad›nlar Günü mitinginde buluflal›m

do¤ru analizini ve hem de bu analizler sonucunda ortaya ç›kan devrimci sonuçlara uygun olarak militanca bir prati¤in izlenmesini dayat›yor. ❐ Sayfa 2

5 Kas›m 2007 tarihinde TC Baflbakan› Erdo¤an’›n ABD ziyaretinde Bush ile nelerin “pazarl›¤›n›n” yap›ld›¤›, ard›ndan geliflen süreçle birlikte tek tek ortaya ç›kmaya devam ediyor. Övünüle dövünüle “stratejik ortaklar›” ABD ile olan iliflkilerinin geliflim seyri üzerine onca propagandas› yap›lan görüflmelerde sözde restler çekilmifl, ABD dize getirilmifl ve PKK’ye karfl› ortak hareket etme kararlar› al›nm›flt›. Tüm süreç boyunca yaflanan geliflmelerden apaç›k olan

S›n›fsal Yaklaflfl››m Çözümü merhamette arama, da¤lar merhem olur yarana!

Sayfa 3

gerçekleri göremeyenler, en sonunda I. Kürdistan›’ndan çekilmenin “zamanlamas›” ile birlikte bir kez daha bulutlar›n üzerinden inmek ve üç-dört ay sürmüfl olan rüyadan uyanmak zorunda kald›lar. Neydi bu “ac›” gerçek; Türk egemen s›n›flar›n›n baflta ABD olmak üzere emperyalizmin karfl›s›nda her zaman uflak pozisyonunda oldu¤u ve ancak onun izin verdi¤i ölçüde “ba¤›ms›z” olabilece¤i… ❐Sayfa 3

Emekçinin Gündemi Emperyalizm ve uflaklar›n›n korkular›n› büyütelim! Sayfa 4

IMF patentli özellefltirme sald›r›lar›n›n önemli halkalar›ndan biri olan TEKEL’in özellefltirilmesine iliflkin süreç, 18 fiubat’ta, jet h›z› denebilecek bir sürede gerçeklefltirilen ihaleyle tamamland›. ❐Sayfa 2

Hasta de¤ilsin! F Tiplerinde son dönemlerde artan keyfi uygulamalar›n son örne¤i Sincan Kad›n Kapal› Hapishanesi’nde yafland›. ❐Sayfa 7

YDG Genç kad›n buluflmas› gerçekleflti YDG Genç Kad›n Buluflmas›, Ankara’da 2 Mart’ta kad›n sorunlar›na dair yo¤un gündemlerle gerçeklefltirildi. ❐Sayfa 12

Arçelik iflçisi sendikal haklar›n› istiyor Arçelik’te çal›flan 160 iflçi, Nakliyat-‹fl bünyesinde sendikal örgütlenmeye gittikleri için iflten ç›kar›lm›fllard›. Direniflin 60’l› günlerinde görüfltü¤ümüz Arçelik iflçileri, direnifllerini ilk günkü kararl›l›klar›yla sürdürdüklerini ve sendika haklar›n› ve ifllerini geri alana kadar direnmekte kararl› olduklar›n› söylüyorlar. ❐Sayfa 4

Pusula

Evrensel Bak›fl

Tart›flmalar›m›z› pratik

Halklar›n ç›kar›

üzerinden yürütmeliyiz!

devrimci de¤iflimdedir!

Sayfa 11

Sayfa 13


İşçi-köylü 2

Yaşamın İçinden

TEKEL emperyalist tekele peflkefl çekildi! Kuruluflu 1862 y›l›na dayanan, 1932 y›l›nda devlet kurumu kimli¤ini kazanan TEKEL Sigara da özellefltirildi. TEKEL’in özellefltirilmesi ihalesinde en yüksek teklifi, 1 milyar 720 milyon dolarla British American Tobacco (BAT) verdi. BAT ihalede teklif etti¤i bedeli peflin olarak ödeyece¤ini aç›klam›fl. Böylelikle bir kamu kuruluflu daha emperyalist tekellere peflkefl çekilmifl oldu. Bu emperyalist flirket, TEKEL’in özellefltirilmesine dönük 2003 y›l›nda gerçekleflen ilk ihaleye de kat›lm›flt›. 18 fiubat’ta yap›lan son ihaleye ise, BAT’›n d›fl›nda, Limak- PI Turkey Ortak Giriflim Grubu, Strand Investment, ve CVCI-Do¤an-TÜTSAB Ortak Giriflim Grubu da kat›ld›. ‹hale sonucunun, Rekabet Kurulu ve Özellefltirme Yüksek Kurulu taraf›ndan onaylanmas› durumunda, BAT’nin Türkiye pazar›nda % 7’nin üzerinde olan pay› da % 36’ya yükselmifl olacak. Dünya sigara pazar›nda Kent, Dunhill, Lucky Strike ve Pall Mall marka sigaralar›yla tan›nan BAT, 180 ülkede faaliyette. Türkiye’de ise, merkezi ‹stanbul’da olan ve ‹zmir’in Tire ilçesinde üretim yapan bir sigara fabrikas› bulunmakta. BAT yöneticileri, ihaleyi kazand›klar› gece, yanlar›na, K‹T’leri emperyalist tekellere peflkefl çeken ülke egemenlerinin temsilcilerini de alarak, Reina, Laila gibi, ülke komprador burjuvazisinin ve onlar›n fl›mar›k çocuklar›n›n her türden yozlu¤u içeren yaflamlar›n›n bafl mekânlar›n› gezmifller. Buralarda sadece e¤lenmemifller, ayn› zamanda bu mekânlar›n sahipleriyle, bir dizi sigara sat›fl anlaflmas› gerçeklefltirmifller. (Hat›rlanacak olursa, bundan birkaç ay öncesinde kapal› mekânlarda sigara içmeyi yasaklayan ve kapsam› daha da geniflletilmek istenen bir yasa tasar›s› vard› ve bu tasar›dan nedense son günlerde hiç söz edilmez oldu.)

Efendilere ve uflaklara kutlama, iflçilere tazyikli su ve cop! TEKEL iflçisinin, özellefltirme hamlesine h›z verilmesinden bu yana sürdürdü¤ü direnifl, ihale günü de sürdü. Çorum, Tokat, Samsun, Adana, Diyarbak›r, Bitlis gibi illerden Ankara’ya gelen binlerce TEKEL iflçisi, ihalenin yap›ld›¤› saatlerde Özellefltirme ‹daresi önünde toplanarak eylemlerine devam ettiler. Eylem s›ras›nda s›k s›k “TEKEL vatand›r, sat›lamaz!”, “Ankara, Ankara duy sesimizi, bu gelen TEKEL’in ayak sesleri!”, “Ölmek var dönmek yok!”, “Hükümet TEKEL’i al bafl›na çal!”, “‹flçilerin birli¤i sermayeyi yenecek!” gibi sloganlar atan iflçiler, Özellefltirme ‹daresi’ni çevreleyen demirlere yüklendiler. Özellefltirme ‹daresi önündeki kitle ö¤leden sonra daha da artt›. Gelenler sadece TEKEL iflçileri de¤ildi. Ayn› zamanda, Türk-‹fl’e ba¤l›, Harb-‹fl, Haber‹fl Genel Merkezi, Petrol-‹fl, TÜMT‹S,

Tez Koop-‹fl, Türk Metal, Liman-‹fl, Çimse-‹fl, Tes-‹fl, Belediye-‹fl, A¤aç-‹fl gibi sendikalar›n yan› s›ra, yine Türk-‹fl Ankara fiubeler Platformu, KESK ve Et Bal›k Kurumu iflçileri de TEKEL iflçilerini desteklemek için eylem yerine gelmifllerdi. Kitleye dönük ilk konuflmay› Tek G›da-‹fl Genel Sekreteri Mecit Amaç yaparken, iflçiler Amaç’›n konuflmas› s›ras›nda s›k s›k “Türk-‹fl uyuma iflçine sahip ç›k!”, “Hükümet istifa!” vb. sloganlar hayk›rarak, tepkilerini dile ge-

ra da devam ediyor. ‹haleden sonraki günlerde kendilerini fabrikalara kapatan iflçiler, Rekabet Kurulu ve Özellefltirme Yüksek Kurulu’nun ihaleyi onaylamas›n› engellemekte, kazan›lm›fl haklar›n› gasp ettirmemekte kararl› olduklar›n› hayk›rmay› sürdürüyorlar. Fabrikalar›n içinde süren eylemlere dönük polis ablukas› da devam ediyor. Örne¤in Cevizli TEKEL fabrikas› bahçesinde 24 saat konuflland›r›lan çevik kuvvet polisleri, girifl ç›k›fllar› sürekli denetleyerek, bir yandan d›flar›dan gelecek deste¤i kesmeyi, di¤er yandan da iflçiler üzerinde psikolojik bask› kurarak, gözda¤› vermeyi hedefliyorlar. Bas›n›n, özellikle de devrimci bas›n›n haber almas›n› engellemeye dönük çabalar oldu¤u gözlemlenirken, iflçilerin bas›nla görüflmesine ambargo konmaya, eylem kamuoyunun gündeminden uzak tutulmaya çal›fl›l›yor. Özellefltirmeyi daha bafltan kabullendi¤i bu süreçte iyice a盤a ç›kan ve ihale günü polisle iflçiyi “bafl bafla” b›rakan bürokrat-sar› sendika yönetimi ise, göstermelik ç›k›fllar›n› saymazsak, “suskunlu¤unu” koruyor!

Adana’da iflçilere sald›r›

tirdiler. Öfkeli iflçilere dönük konuflma yapan bir di¤er isim ise Tek G›da-‹fl Sendikas› Genel Baflkan› Mustafa Türkel’di. Her iki sendika bürokrat› da yapt›klar› konuflmalarda “fabrikalar› kurtaraca¤›z” sözü veriyorlard›. Oysa ayn› saatlerde ihale bitmek üzereydi ve büyük olas›l›kla birkaç saat önce yapt›klar› görüflmelerde sonuca iliflkin bilgileri de vard›. Çünkü Türkel, “Allah›n üzerine yemin ettik. Bu fabrikalar› beraber koruyaca¤›z!” sözleriyle bitirdi¤i konuflmas›ndan sadece birkaç dakika sonra, kitleyi da¤›tmaya çal›flacakt›. Çok aç›k ki, iflçiler bir kez daha sendikal ihanete u¤ram›fllard›. Ancak aç›k bir s›n›f düflman› tutum içinde olan sendikac›lar›n kitleyi da¤›tma giriflimleri baflar›ya ulaflmad›. Sendikac›lar›n ihaneti karfl›s›nda öfkeleri daha da artan ve “Biz yola bafl koyduk, bedel öderiz!” slogan›n› hayk›ran iflçiler, Özellefltirme ‹daresi’nin demirlerine yüklenerek, sallamaya bafllad›lar. Çok geçmeden, sendikac›lar›n da¤›tamad›¤› eylemi da¤›tmak üzere çevik kuvvet devreye girdi ve iflçileri kalkanlar›yla eylem yerinden uzaklaflt›rmaya çal›flt›. Polisin bu giriflim pek baflar›l› olmad›, çünkü iflçiler eylemi sürdürmekte kararl›yd›. Bir yandan sendikac›lara öfkelerini dile getirmeyi, sendikac›lar› teflhir etmeyi sürdürürken, di¤er taraftan da, “Biz kefenleri giydik!” diyerek, “Gemileri yakt›k geri dönüfl yok!” sloganlar› eflli¤inde kürsünün önünde oturma eylemi bafllatt›lar. Bu süre içinde polisin iflçileri eylem alan›ndan uzaklaflt›rma çabas› artarak sürerken, iflçiler

Ça¤r›m›zd›r! Devrimci ve sosyalist bas›na yönelik engellemeler çeflitli biçimlerde devam ediyor. Yasaklama, toplatma, da¤›t›m›n› engelleme gibi yöntemlerle devrimci ve muhalif bas›n›n sesi k›s›lmaya çal›fl›l›yor. Egemenler, emekçilere umudu ve direnifli tafl›yan gerçeklerin gücüyle kuflanan bizlerin halka ulaflmas›ndan korkuyor. Son olarak Do¤an Da¤›t›m taraf›ndan kabul edilemeyecek bir anlaflma ile bu sürece yeni bir halka eklenmifl oldu. Ancak devrimci ve sosyalist bas›n, okurlar›n›n, emekçilerin, ezilenlerin sahiplenmesi ile bu engelleri aflacak güçtedir. Gerçeklerden, iflçi s›n›f›n›n ve emekçilerin, ezilenlerin örgütlü gücünden korkanlar›n korkular›n› hep birlikte büyütelim!

tepkilerini sloganlarla dile getirdiler. Öfkelerini yenemeyen iflçiler, bir süre sonra Kurtulufl yolunu trafi¤e kapat›nca, polisin ablukas› da daralmaya bafllad›. Bunun üzerine “‹flçiye de¤il IMF’ye barikat!” slogan› atan iflçilerle polis aras›ndaki gerginlik t›rmand›. Eylem alan›n› çoktan terk etmifl olan sendikac›lar ise, iflçilerin hakl› öfkesinin hedefi olmaya devam etti. Bu süre içinde eylemcileri taciz etmeyi sürdüren polis, iflçilerin da¤›lmayarak direnifli sürdürmeleri karfl›s›nda, gaz

Tüm okurlar›m›z› yay›nlar›m›za abone olmaya, yeni abonelere ulaflmaya, gazetemizi emekçilere, iflçilere ulaflt›rabilece¤imiz yeni kitapevleri, bayiler bulmaya davet ediyoruz. Sesimiz iflçi ve emekçilerin, ezilen milyonlar›n bilinçli, örgütlü sesidir! Sesimize ses kat›n, gerçeklerin ›fl›¤›n› milyonlara ulaflt›ral›m!

Abonelik koflullar›m›z; ‹flçi-köylü 6 Ayl›k; 20 YTL 1 Y›ll›k; 40 YTL Yeni Demokrat Gençlik 6 Ayl›k; 10 YTL 1 Y›ll›k; 20 YTL Partizan 6 Ayl›k; 15 YTL 1 Y›ll›k; 30 YTL

bombalar› ve tazyikli su eflli¤inde sald›r›ya geçti. Çok say›da iflçi bu sald›r›larda yaralanmas›na karfl›n, yerlere yatarak, direnifllerini kararl›l›kla sürdürdüler. Böylece iflçiler sendikal ihanete ra¤men, militanca bir durufl sergileyerek, bir yandan sendikal bürokrasiye bir ders verirken, di¤er yandan da iflçi s›n›f›n›n mücadelesine küçük de olsa bir deneyim katm›fl oldular.

Direnifl fabrikalarda sürüyor TEKEL iflçilerinin, fabrikalar›n›n sat›lmas›na karfl› mücadelesi ihaleden son-

Di¤er yandan 2 Mart günü Adana’da düzenlenen “Tekel Adana Sigara Fabrikas›na Sahip Ç›k” yürüyüflü s›ras›nda iflçilerle polis aras›nda arbede yafland›. Arbedede 3’ü polis 6 kifli yaraland›. Yürüyüfl ve miting için ‹nönü Caddesindeki Türk-‹fl 4. Bölge Temsilcili¤i önünde toplanan iflçiler, Tekel Sigara Fabrikas›na do¤ru yürüdü. Karayolunu trafi¤e kapatmak isteyen iflçilere polisin sald›r›s›na iflçiler ellerindeki bayrak sopalar›yla karfl›l›k verdi. Yürüyüfl boyunca gerginlik devam ederken polis zaman zaman biber gaz›yla iflçilere sald›rd›. Fabrika önünde de yolu kapatmak isteyen iflçilere sald›ran polis 3 iflçiyi yaralad›. Olaylar›n ard›ndan miting gerçeklefltirildi.

Tekel iflçisi yaln›z de¤ildir!

24 fiubat 2008 Pazar günü Adana’da direniflte bulunan TEKEL iflçilerine bir ziyaret gerçeklefltirildi. Bir araya gelen D‹SK, KESK, TMMOB, TTB, ‹HD, Partizan, Halkevleri, EMEP, ÖDP, SDP, SHP, TKP, Alevi Bektafli Birlikleri, Al›nteri, Ça¤r›, ATAK, BDSP ve DHP Adana TEKEL fabrikas›nda bir bas›n aç›klamas› yapt›. “Kurtulufl yok tek bafl›na ya hep beraber ya hiç birimiz”, “TEKEL iflçisi yaln›z de¤il-

Abone olabilmek için ödeme yapt›ktan sonra banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n ya da posta yoluyla ulaflt›r›n. Abonelik bedeline posta ücreti dahildir. Adres: Gureba Hüseyin A¤a Mahallesi. ‹mam Murat Sok. No: 8/1 Aksaray/Fatih ‹STANBUL Tel: (0212) 521 34 30 Faks: (0212) 621 61 33

Hesap Numaralar›m›z; Yurtiçi: Selma fiahin Ziraat Bankas› Aksaray ‹stanbul fiubesi 48209849-5002 Yurtd›fl›: Euro hesap numaras› Selma fiahin Ziraat Bankas› Aksaray ‹stanbul fiubesi 48209849-5001 Vak›flar Bankas› Aksaray ‹stanbul fiubesi Euro Hesab› 00158048000527074

dir”, “TEKEL iflçisi direniflin simgesi”, “Y›lg›nl›k yok direnifl var” vb. sloganlar›n at›ld›¤› bas›n aç›klamas›nda okunan bas›n metninde; “TEKEL sigara fabrikalar›n›n özellefltirilmesine iliflkin planlar özellefltirme sevdal›s› AKP hükümeti döneminde uzun bir süredir uygulanmak isteniyordu. 22 fiubat 2008 itibar›yla bu ad›m›n at›lm›fl oldu¤unu ö¤renmifl bulunuyoruz. … Dün Adana TEKEL’in ve SEKA’n›n yak›n zamanda Telekom iflçilerinin, YÖRSAN iflçilerinin, Ankara sokaklar›nda 18 fiubat’ta Türkiye’nin her yerinden gelen Tekel iflçilerinin ortaya koyduklar› tutum bizler aç›s›ndan ö¤reticidir. Haydi, o zaman TEKEL iflçileri ile dayan›flmaya. Haydi, birleflik mücadeleyi örmeye” ifadelerine yer verildi. Eylem at›lan sloganlarla son buldu. (Adana)

Gazetemizi bulabilece¤iniz kitapevleri; Ozan Kitapevi Hal Cad.19/1 Band›rma- Bal›kesir Tel: (0266) 714 39 11 Faks: (0266) 713 67- 70 Cep: 0536 475 00 36 Ad›mlar Kitapevi Hoflnudiye Mah. Doktorlar Cad. Bayrak Sok. No: 9 (Akbank aral›¤›) Eskiflehir Tel: (0222) 221 62 29 Ferda Kitapevi Yeniflehir Mah. 19.Sok No: 11 ‹skenderun- Hatay Tel: (0326) 614 42 90 Merdiven Kitapevi Meflrutiyet Mah. Turhan Sok. No: 5/A Zonguldak Tel: (0372) 252 51 58

7-20 Mart 2008

işçi-köylü’den Geneli güncelle birlefltirerek, pratik görevlerimizi yerine getirelim! Çok zor bir süreçten geçmekteyiz. Sürecin zorluklar› bize hem var olan mevcut durumun do¤ru analizini ve hem de bu analizler sonucunda ortaya ç›kan devrimci sonuçlara uygun olarak militanca bir prati¤in izlenmesini dayat›yor. Egemenler ve ezilenler cephesindeki tüm geliflmeleri ve de¤iflimleri izlemeyi, do¤ru ve yanl›fl, gerçek ve yalan olan›n aras›ndaki ayr›m› net olarak ortaya koymay› ve bu yönlü bir ayd›nlatmay›, militan›, emekçi olmay› dayat›yor. Bunun da ilk ad›m›, örgütlenmeyle ve örgütlemeyle bafllar. E¤er biz sorgulama-inceleme gücünden yoksun kal›rsak, çevremizde olan bitenlerin nedenlerini anlamam›z, egemen s›n›flar›n ideolojik cephede yaratt›¤› zehirlenmeyi, yapt›¤› demagojileri bofla ç›karmam›z, bu yönlü kitleleri ayd›nlatmam›z mümkün olmaz. Çünkü sorgulamadan, ayd›nlanmadan, ne ezilenler sorgulamaya ne de ayd›nlatmaya sevk edilemez. Burada flunu gözden kaç›rmamal›y›z ki; bizlerin bu gerçekleri görmesi tek bafl›na bir anlam ifade etmez. Önemli olan, bizlerin gördü¤ünü kitlelerin de görmesini sa¤lamakt›r. Bu da ancak yo¤un bir devrimci propaganda ve ajitasyon faaliyetiyle, militanca bir yürüyüfl temposuyla sa¤lanabilir. Demek ki bizler zorlu koflullara teslim olmadan, gerçekleri b›kmadan-usanmadan genifl y›¤›nlara tafl›ma ve bu u¤urda savaflma gücünü, özgüvenini kazanmal›y›z. Bunun önemli ayaklar›ndan biri de gazetemizdir daha genel anlam›yla yay›nlar›m›zd›r. Örne¤in türban tart›flmas› temelinde yaflan›lan ya da yaflat›lmaya çal›fl›lan saflaflma takti¤i, asl›nda yeni bir taktik de¤ildir. Osmanl›’n›n y›k›nt›lar› üzerine kurulan TC, kuruldu¤undan günümüze kadar egemenler aras›nda süren iktidar savafl›n› perdelemek için her zaman kitleleri oyalayacak, aldatacak bir düflman yaratm›flt›r. Bugün bu oyalama takti¤inin bafl argüman› “türban”d›r. Öyleyse bu konudaki gerçekleri ve bizlerin tutumunu en genifl kitlelere ulaflt›rmak önümüzdeki sürecin önemli çal›flmalar›ndan biridir. Baflbakanl›k’a ba¤l› bir Diyanet ‹flleri Bakanl›¤›’n›n ve ona ba¤l› 80 bine yak›n din görevlisinin oldu¤u, din derslerinin halen zorunlu oldu¤u, devletin gözetiminde yaz›l› ve görsel medyada sürekli din propagandas›n›n yap›ld›¤›, hakim mezhep d›fl›ndakilerin yok say›ld›¤›, asimile edilmeye çal›fl›ld›¤›, her türlü özgürlü¤ün k›s›tland›¤›, yasakland›¤› ülkemizde egemenlerin “türban bir özgürlük meselesidir” 盤l›klar›n›n gerçek yüzünün gösterilmesi ve genifl kesimlere ulaflmas›n›n yolu genifl ajitasyon ve propagandadan geçer. fiuras› aç›k ki, Kürt halk›na bombalar ya¤d›ranlar, özellefltirme ad› alt›nda ülkenin kurulufllar›n› emperyalist tekellere peflkefl çektirenler, baflta iflçi s›n›f› olmak üzere tüm emekçileri IMF’nin reçeteleriyle yoksullu¤a mahkûm edenlerin özgürlükten-demokrasiden, hak-hukuktan söz etmeleri gülünçtür. Tüm bu gerçekleri kitlelere anlatmak, kitleleri kendi ç›karlar› için aldatmaya çal›flanlar›n ikiyüzlülü¤ünü teflhir etmek güncel bir görevdir. Yukar›da da de¤indi¤imiz gibi bunun önemli araçlar›ndan biri de yay›nlar›m›zd›r. Gazetemizin bu köflesinde uzun bir süredir alt›n› çizmeye çal›flt›¤›m›z gibi devrimci yay›nlar›n bu noktadaki önemi vazgeçilmezdir. Yine hepimizin bildi¤i gibi, söz konusu yay›nlar üzerindeki devletin bask›s›, terörü de süreklidir. Bunun örneklerini son süreçteki toplatma ve kapatmalarda, bask›nlarda ve Yay-sat üzerinden da¤›t›mlar›n engellenmesinde görmekteyiz. Genifl halk kitlelerine yönelik ciddi sald›r›lar› arka arkaya uygulayan, en küçük eyleme, direnifle azg›nca sald›ran egemenlerin bir yandan devrimci ve sosyalist bas›n› engelleme çabalar›, di¤er yandan ise burjuva-feodal bas›n› nas›l kulland›klar›n› gözlemlemek bu konunun önemini bize gösterecektir. Özellikle s›n›r ötesi operasyonlar s›ras›nda boyal› bas›n›n oynad›¤› misyon ortadad›r. Bizler bugün bir yandan devletin tüm sald›r›lar› karfl›s›nda emekçi halk›m›z›n saflar›nda yerimizi al›rken, di¤er yandan da onlara yay›nlar›m›z› götürmeli, sistemin teflhiri üzerinde yo¤unlaflmal›y›z. Öncelikli görevimiz yaklaflan Mart gündemleri ile birlikte devletin bafllatt›¤› imha plan›na karfl› mücadele etmektir. Devletin imha plan›n› bozmak demek, bulundu¤umuz her alanda tüm pratik eylemlerin aktif öznesi olma görevini yüklenmek demektir. Önümüzde 8 Mart, 12 Mart, 16 Mart, 21 Mart gibi önemli tarihler bulunmaktad›r. Tüm bu tarihsel günleri somut sald›r›lar ile birlikte ele alarak, genifl kesimleri sürece dahil etmek için propaganda ve ajitasyon faaliyetlerine h›z vermeliyiz. Di¤er bir ifadeyle, günceli, genelle birlefltirmeliyiz. Genelin, bugünkü güncel sorunlar içindeki önemini ve anlam›n› ortaya koyarak pratik görevleri saptamal›y›z. Ülkemizin birçok yerinde yap›lacak olan bu tarihsel etkinliklerde bizler de yer almal›, öznesi olmal› ve bu eylem ve etkinliklerimizi gazetemiz sayfalar›na tafl›yarak yay›nlar›m›z›n misyonunu oynamas›na vesile olmal›y›z.


İşçi-köylü 3

7-20 Mart 2008

Politika gündem

Gizlenemeyen bir uflfla akl›k öyküsü daha sona erdi 5 Kas›m 2007 tarihinde TC Baflbakan› Erdo¤an’›n ABD ziyaretinde Bush ile nelerin “pazarl›¤›n›n” yap›ld›¤› ard›ndan geliflen süreçle birlikte tek tek ortaya ç›kmaya devam ediyor. Övünüle dövünüle “stratejik ortaklar›” ABD ile olan iliflkilerinin geliflim seyri üzerine onca propagandas› yap›lan görüflmelerde sözde restler çekilmifl, ABD dize getirilmifl ve PKK’ye karfl› ortak hareket etme kararlar› al›nm›flt›. Tüm süreç boyunca yaflanan geliflmelerden apaç›k olan gerçekleri göremeyenler, en sonunda I. Kürdistan›’ndan çekilmenin “zamanlamas›” ile birlikte bir kez daha bulutlar›n üzerinden inmek ve üç-dört ay sürmüfl olan rüyadan uyanmak zorunda kald›lar. Neydi bu “ac›” gerçek; Türk egemen s›n›flar›n›n baflta ABD olmak üzere emperyalizmin karfl›s›nda her zaman uflak pozisyonunda oldu¤u ve ancak onun izin verdi¤i ölçüde “ba¤›ms›z” olabilece¤i…

Kara de¤il, psikolojik harekât Hedefin PKK oldu¤u, üzerine bas›la bas›la bildirilen ve (ABD ve Irak yönetimine) güvence verilen s›n›r ötesi kara harekât›, bahar aylar› beklenmeksizin, “bask›n” gerçeklefltirebilmek amac›yla erkenden bafllat›lm›flt›. Ancak daha önce 24 kez daha oldu¤u üzere 25. seferde de sahte 盤l›klar›n ötesinde bir “zafer” elde edemedi TC egemenleri. Çat›flmada yaflam›n› yitiren bir uzman çavuflun, Kürt halk›n›n yoksullu¤unu yüzümüze çarpan ç›plak ayakl› çocu¤unun ad›n›n verildi¤i harekâtta her fley kötü yaz›lm›fl bir senaryonun ötesine geçmedi. Anlafl›lan öylesine ani bir bask›n yapmay› planl›yorlard› ki, figüranlar›na rolleri ezberletilememifl, herkes bildi¤ini okur vaziyette b›rak›lm›flt›. Hava s›cakl›¤› uydurmalar›ndan tutun (“-45 derecede günefl do¤du”), çat›flma bölgelerinin tespitine kadar herkes kendi duydu¤unu kendince yorumlad›, aktard›. Canl› yay›nda olmasa da, arfliv görüntüleriyle 24 saat flovenist e¤itime tabi tutulduk, general eski-

lerinin bilirkifli pozisyonunda yorumlar›n› dinledik operasyonun sürdü¤ü 8 gün boyunca. Ama ne var ki, kerameti kendinden münhas›r “terör ve askeri” uzman generallerin, harita ve grafiklerle Zap’› zapt eden askerlerin Kandil’e yöneldi¤ini anlat›rken, askerlerin “evin yolunu” tuttu¤unu ö¤rendikleri andaki yüz ifadeleri mutlaka görmeye de¤erdi. 21-29 fiubat aras› 8 gün boyunca çeflitli milliyetlerden halk›m›za çektirilen çileydi bu. Bu yorumlar› dinlemek istemeyenler ise, türban soslu laik-fleriat tart›flmalar›na gömülmeye çal›fl›ld›. Zira kara harekât›n›n bafllad›¤› gün türban yasas› da Cumhurbaflkan› Gül’den imzay› al›vermiflti. “Hiç fl›k olmad›” yorumlar› gereksizdi. Zira Osmanl›’dan günümüze devlet iflleri hep böyle yürütülürdü.

bahsetmeyin bana... Hangi onur?” (Hürriyet, Y›lmaz Özdil) diyenlerin yan›nda, “sa¤duyulu” davran›p durumu kabul etmeye ve ettirmeye çal›flanlar da vard›: “Ortada besbelli ki, kocaman bir ‘yanl›fll›k’ söz konusu. … ‘yanl›fll›k’ geri çekilmede de¤il, geri çekilmenin zamanlamas› ve fleklinde.” (Cengiz Çandar, Referans) Ne hiddete gerek var, ne de onurdan bahsetmeye! NATO’ya girme karfl›l›¤›nda Kore’ye asker gönderen de bu ülkenin egemenleri de¤il miydi? Afganistan’da Türkiye askerlerinin ne ifli var? Irak’a gitmemeyi “hata” telakki edip, iflgalcilere her türlü yard›m› yapan, bugün onurdan bahsedenlerle ay-

“Zaten inecektik” Operasyon bafllad›¤›ndan itibaren sürekli bunun s›n›rl› bir operasyon olaca¤› egemenler ve sözcüleri taraf›ndan dillendiriliyordu. Zira Irak’› iflgal alt›nda tutan ABD emperyalizminden al›nan izin bu kadard›. Bunun s›n›r› günlerle ifade edilmemifl olsa da, TC’nin yapt›¤› görüflmelerde operasyonu “s›n›rl› ve k›sa” tutaca¤›na dair taahhütleri emperyalist efendileri ve kendileri taraf›ndan aç›klanm›flt›. Operasyonun bafllamas›ndan itibaren de gerek ABD olsun, gerek ‹ngiltere, BM Genel Sekreteri ve di¤er müdahiller olsun bir yandan sald›r›ya göz yumarken, di¤er yandan süresi ve s›n›rlar› konusunda sürekli uyar›da bulunmay› ihmal etmemifllerdi. Öncesinde anlafl›lm›fl bir konunun bu kadar s›kl›kla gündeme getirilmesinde kukla Irak hükümetinin ve Irak Kürdistan›’ndaki iflbirlikçi Kürt Yönetimi’nin bask›s› önemli bir rol oynam›flt›r. Yoksa TC’nin söz dinlemez bir pozisyona girmesi çok da beklenir bir durum de¤ildir. Yine de zamanlama konusunda TC devleti en kötüsünü yapm›flt›. ABD Savunma Bakan› Gates’in yapt›¤› görüflmelerde “k›sa süre içinde çekilme”nin gerçeklefltirilmesi iste¤ini aç›kça ifade

S›n›fsal Yaklafl›m Ölümü dayat›rlar s›tmay› raz› ederler sana,

Çözümü merhamette arama, da¤lar merhem olur yarana! ABD’nin Kandil’i de kapsayacak boyutta büyük çapl› bir harekata izin vermedi¤i/vermeyece¤i kestirilebiliyordu ama, 21 fiubat’ta bafllayan iflgal/kara harekat›n›n süresini HPG’nin direnifli ile beraber Türkiye Kürdistan›’ndaki halk direnifli belirledi (Tali de olsa Irak Kürdistan›’ndaki halk muhalefeti ve iklim koflullar›n› anmak gerekir). Önce bu gerçekli¤i tespit etmeliyiz. “Operasyon” boyunca sözü geçen otoritelerin a¤z›ndaki süre azami iki haftayd› ve sald›r›ya sevk edilen güçlerin durumu da bunu do¤rulamaktayd›. Da¤l›ca bask›n› sonras›, Erdo¤an’›n Kas›m ‘07 Bush görüflmesinde PKK’ye yönelik oluflturulan plan gere¤i bafllat›lan hava sald›r›lar›na, s›n›rl› bir kara operasyonunun eklenmesi sürpriz de¤ildi. S›n›rl› olmas›, ABD’nin Irak’ta KYB ve KDP ile kurdu¤u stratejik ittifaktan kaynaklan›yor, bu durum sürecin bafl›ndan itibaren TC ile bu güçler aras›ndaki iliflkiler bak›m›ndan ABD’yi hassas bir politika izlemek zorunda b›rak›yordu. ABD iflgali alt›ndaki topraklara, esas iflgalcinin oluru ile bir baflka devletin ordular› ile harekât düzenlemesi de elbette ki yeni biçimiyle de olsa “iflgal” say›lmal›d›r. Ancak burada sorun, bunun iflgal olup olmamas›ndan öte neden yap›ld›¤›, daha do¤rusu yapt›r›ld›¤› üzerinden tart›fl›lma-

etmesinin ard›ndan, baflta Y. Büyükan›t olmak üzere devlet erkân›n›n efelenmeleri, sonras›nda düfltükleri rezil duruma komedi havas› verdi. “K›sa süre izafidir. Bir y›l da olabilir, bir gün de. Amerikal›lar, Afganistan’da terörizme karfl› y›llard›r savafl›yorlar” aç›klamas›n› yapan Büyükan›t’a göre (izafen) k›san›n aç›l›m› me¤er tam bir gün bile de¤ilmifl. Çünkü Gates’in aç›klamas›n›n üzerinden bir gün bile geçmeden geri çekilme bafllay›verdi. Zaten Gates de, ülkesine dönüflte uçakta “san›yorum Türkler mesaj›m›z› ald›” diyordu. Evet Türkler mesaj› alm›flt›. Gates bu sözleri söylerken, Bush da kameralar›n kar-

l›d›r. Zira, 25. kez gerçeklefltirilmifl olan bu s›n›r ötesi harekatlar bafll› bafl›na özel bir inceleme konusu haline de gelmifltir. Sorunu, “ABD (AKP) askeri çözümsüzlü¤ü göstermek için bunu yapt›” diye tart›flmak isteyenler oldu¤u gibi, “Türk devleti iç ve d›fl kamuoyunun tepkilerini ölçmek istedi, bölgeyi tamamen temizleyene kadar bunu s›k s›k yapacak” diyenler de vard›r. Yorumlar› çok genifl bir düzlemde yayarak çeflitlendirmek mümkündür ama emperyalistlerin planlar› ile örtüflen ve Türk hakim s›n›flar›n›n politikalar›na denk düflenin ne oldu¤unu anlamak için mevcut konjonktür ve parametreler içerisinde neler olup bitti¤ine bakmak laz›m gelir. Tekrar pahas›na olsun; ABD emperyalizminin Irak’ta bata¤a saplanan iflgal gemisi, Afganistan’da batmak üzeredir. Nitekim 44. Münih Güvenlik Konferans›nda ABD Savunma Bakan› R. Gates müttefiklerin Afganistan’a takviye kuvvetleri göndermemeleri durumunda NATO’nun sonunun gelece¤ini belirtmifltir. Bu talep Türk devleti için muharip güçler ba¤lam›nda “emir” olarak telakki edilmektedir. Konu, Erdo¤an, Gül ve Büyükan›t’la “müzakere” edilmifltir! Irak’ta Kürtler d›fl›ndaki müttefiki/iflbirlikçisi fiiiler olan ABD iflgal gücünün alt› ‹ran taraf›ndan oyulmakta-

fl›s›na geçerek stratejik ufla¤›na verilen direktifi yineliyordu: “H›zla hareket ederek amaçlar›n› elde etmelerini ve ard›ndan mümkün olan en k›sa sürede ç›kmalar›n›” istiyordu. Gazetecilerin “ne kadar çabuk?” sorusuna yan›t da netti; “mümkün oldu¤unca çabuk”. Yani en k›sa süreyi Bush daha net ifade ediyordu; Mümkün olan en k›sa süre… Anlafl›ld›… Yar›m gün! Bu talimat karfl›s›nda gere¤inin yap›lmas› baflta medya olmak üzere tüm operasyon destekçilerinde derin bir k›r›lma yaratt›. Öfkeyle kendini kaybedip “Sak›n ola, onurdan monurdan

d›r. Di¤er yandan ‹ran, Körfez’de, Lübnan (Hizbullah) ve Filistin (Hamas) bölgesinde de etkin bir konumdad›r. ‹ran’a yönelik Irak benzeri nükleer silah üretimiyle iliflkilendirmeden yola ç›k›larak gelifltirilecek bir sald›r› plan›, “aklama raporu”nun ard›ndan flimdilik geri b›rakt›r›lm›flt›r. Raporun bu yönde ç›kmas›n›n, bu aflamada ‹ran’a sald›r›y› göze alamayan ABD aç›s›ndan “hay›rl›” olmas› baflka bir gerçekliktir. Bu durumda, bölgede dengelerin ABD lehine kurulmas› için di¤er faktörlerin devreye girmesi gerekmektedir. Bu faktörler ise bölgesel, yerel ve etnik güçlerdir. ABD emperyalizmi bu s›k›flm›fll›k ve kuflatma alt›nda, hem Müslüman kimli¤i hem de askeri gücünün tecrübesi ve potansiyeli ile sad›k ufla¤› Türk devletini, bu cephede de elbette ki tepe tepe kullanacakt›r. Bunun için Irak’›n gelece¤ine iliflkin hesaplar ile Kürt ulusuna gerek Türkiye gerekse de Irak’ta uygun bir konumlan›fl aramaktad›r. Bu konumlan›fl Irak’ta belli ölçüde flekillenmiflse de Türkiye’deki durum belirsizli¤ini korumaktad›r. Türk hâkim s›n›flar›, CHP ve MHP’nin temsil eder pozisyonda durdu¤u “vur-kurtul”cu kesimler hariç, bask›n bir ittifakla “siyasi çözüm”den yanad›r. Ne var ki herkesin a¤z›na dolad›¤› “siyasi çözüm” farkl› oldu¤u için bunu açmakta fayda bulunmaktad›r. ABD’nin AKP ve TSK’ya uygulatt›¤› operasyonlar›n, AB’nin destek verdi¤i plan›n gelip dayand›¤› noktada, sözünü etti¤imiz bu “siyasi çözüm” vard›r. Fikret Bila’n›n general eskilerine söyletti¤i, AKP’li kimi bakanlar›n aylard›r telaffuz etti¤i, para-medyada bir dizi köfle yazar›n›n parça-bölük dile getirdi¤i bu

n› s›n›flar de¤il mi? K›saca durumda bir yanl›fll›k yok. Gerekenler gerekti¤i gibi yap›lm›flt›r. Uflak, tabi ki uflakl›¤›n› kabul etmeyecektir. Bunun için de efle¤inden düflen Nasrettin Hoca gibi “zaten inecektim” aç›klamalar› yapacakt›r. Operasyonun daha fazla devam etmemesinin esas nedeni elbette bu de¤il. Irak Kürdistan› topraklar›nda PKK aç›klamalar›na göre 125 askerini ve ciddi oranda teçhizat›n› kaybetmesi, buna karfl›n gerillalar›n ciddi direnifli ve baflta T. Kürdistan› olmak üzere tüm ülkedeki baflkald›r› ve eylemler, çekilmenin önemli bir nedenidir. Bu kadar

“çözüm plan›”nda; kademeli k›smi aftan, daha uzun süreli televizyon yay›n›na, seçmeli dil dersinden, yerel yönetimlerdeki düzenlemelere; daha ötesi, anayasada bireysel kültürel haklara uzanacak boyutta aç›l›mlardan söz edilmektedir. Bu çözüm plan›, Ulusal Hareket’in –silahs›zland›r›larak- iradesinin k›r›lmas› eksenine oturmaktad›r. Asimilasyonu Avrupai versiyonu ile merkeze alan bu plan›n amac›, ulusal haklar›n bireysel kültürel kodlara indirilmek suretiyle yozlaflt›r›lmas› ve ulusal kimlik hedefinden uzaklafl›lmas›d›r. Ayr› devlet, federasyon, özerklik vb. haklar›n niteli¤i ve kapsam› bir yana, kendi kaderini tayin hakk› ile “siyasi çözüm” düzeyinde en ileri boyutta telaffuz edilen tüm hususlar aras›ndaki özlü ve temel fark, birincisinde iradenin yaln›zca Kürt ulusu taraf›ndan kullan›laca¤›, di¤erinde ise buna hiçbir hakk› olmayan iradelerin de kar›flaca¤›d›r. Tam da bu noktada gerek emperyalistler gerekse de Türk hakim s›n›flar› aç›s›ndan esas sorun, bu çözüme çok da uzak bir mesafede durmayan Ulusal Hareket’in tam teslimiyet çizgisine çekilmesidir. ABD aç›s›ndan kullan›lacak en önemli güç, iflbirlikçileri KDP ve KYB’dir. Onlar›n bask› ve telkinlerinden yarar umulmaktad›r. Türk hâkim s›n›flar› ise AKP eliyle Türkiye Kürdistan›’nda daha fazla güç kazanma peflindedir. Diyarbak›r baflta olmak üzere bölgedeki yerel yönetim seçimleri stratejik önemde de¤erlendirilmektedir. Erdo¤an’›n henüz süreç taze iken hem de Newroz haftas›nda Diyarbak›r dâhil Kürt illerine gezi planlamas› dikkate de¤er görülmelidir. Bu ba¤lamda, askeri operasyonla-

fazla asker cenazesinin gizlenemeyece¤i aç›kt›r. Cenaze törenleri flovenizm flovuna dönüfltürülürken, Bülent Ersoy’un “evlad›m olsa askere göndermem” sözlerine ciddi bir tepkinin geliflmemifl olmas› halk içinde bu flovlar›n çok da ifle yaramad›¤›n› göstermekte. Askere göndermelerde yaflanan bayram havas›n›n da korkular›n ve kayg›lar›n gizlenmeye çal›fl›lmas›ndan, mezarl›ktan geçerken ›sl›k çalmaktan baflka bir anlam› yoktur. Kendilerinin olmayan ve inanmad›klar› bir savafla evlad›n› vermek hiçbir annenin gönlünün raz› gelece¤i bir fley de¤ildir çünkü.

Büyük Ortado¤u’da Türkiye 5 Kas›m Bush-Erdo¤an görüflmesinde tam olarak nelerin konufluldu¤u, yap›lan anlaflma ve pazarl›klar, Kürt meselesinde çizilen planlar gizli tutulmufl, tahminler yürütülmüfltü. ABD, Türkiye’yi Büyük Ortado¤u Projesi içinde daha iyi konumland›rmak için daha iyi planlar yaparken Türk hâkim s›n›flar› da bölgeden kendilerine düflebilecek pay üzerinden Ortado¤u halklar›na zulümden baflka bir fley getirmeyecek olan projeye dahil olmaya çal›fl›yor. ‹ran’la dostlu¤unu her daim dile getiren ve iliflkilerini gelifltiren TC’nin D›fliflleri Bakanl›¤› sözcüsü Levent Bilman’›n 26 fiubat tarihinde (kara harekât›n›n 5. gününde) yap›lan “… son dönemde ‹ranl› yetkililerin ‹srail’e yönelik baz› yap›c› olmayan ifadeleri üzüntüyle müflahede edilmektedir” aç›klamalar› ilgi çekicidir. ‹ran her daim ‹srail’e olan tepkisini en sert ifadelerle dile getirirken, bunun flimdi fark edilmifl (!) olmas›, zamanlama aç›s›ndan dikkat çekiyor. ABD emperyalizmi taraf›ndan hedef tahtas›ndaki ilk isim olan ‹ran’a karfl›, üstelik ‹srail’in yan›nda olundu¤unun göstergesi olan bu sözler, operasyon karfl›l›¤›nda nelerin gündeme geldi¤ini ortaya koymaktad›r. Afganistan’da iyice s›k›flan ABD emperyalizminin TC’den daha fazla asker istedi¤i ise zaten aç›ktan tart›fl›lan bir olgudur. Ek bir bilgi olarak bu operasyon sürerken

r›n PKK’yi bitirmek ya da teslimiyete sürüklemek gibi bir ham hayal tafl›d›¤›n› düflünmek safl›k olacakt›r. Bunun iç ve d›fl kamuoyuna mesaj veren yan tafl›d›¤›, psikolojik üstünlükle ilgili oldu¤u, muhtemel askeri eylemleri önleyici ve belli mevzileri bertaraf edici özelli¤i bulundu¤u elbette do¤rudur ama daha büyük foto¤raf/hesaplar aç›s›ndan oluflturdu¤u yeri yukar›daki çerçeveye ba¤l› okumak gerekmektedir. Burada mesaj› ve ayn› zamanda ça¤r›y› iki ayr› adrese yapmak gerekmektedir. Birincisi Ulusal Hareket’e dönüktür. Çeyrek as›rd›r yürüttü¤ü savafl neticesinde oluflan birikimin dinamizmi, mevzileri ve muazzam halk deste¤i sayesinde düflmana korku salmakta, ancak izlemekte oldu¤u politikalar nedeniyle de emperyalist-faflist koalisyona cesaret vermektedir. Bu politikalar› tart›flmak bu yaz›n›n konusu de¤ildir. Bilinir ki, bin bir emekle yarat›lan en büyük ve muhteflem de¤erler, proleter devrimlerin en görkemli an›tlar› bile tuzla buz oldular. Yaratmak kadar zor olan yaflatmak, yeniden ve yeniden üretmek, ço¤altmak ve ileri tafl›makt›r. Hele ki tamamlanmam›fl olan bir süreç varsa bunu sonuca ulaflt›rmay› baflarabilmektir… S›n›fsal yap›lar› ve dolay›s›yla ideolojik yönelimleri nedeniyle Ulusal Hareket’ten sonuna kadar tutarl› bir durufl beklentisi içerisinde olunamayaca¤› gerçe¤i, onlar›n emperyalizme ve faflizme karfl› do¤ru bir tutum almaya ça¤r›lmayaca¤›n› gerektirmez. Yine bu durum, ulusal sorunun çözümünü onlar›n gelifltirmekte oldu¤u hareketin kollar›na terk etmek ve onlardan beklenti içerisine girmek anlam›na hiç gelmez. Aksi halde, “tav›r-

“Dünya Bankas›’n›n, stratejik iflbirli¤i çerçevesinde, Türkiye’ye 6.2 Milyar Dolar kredi verilmesini onaylamas› da” bu sürecin bir ürünü olarak karfl›m›za ç›kmakta. Ancak, I. Kürdistan›’nda sa¤lad›¤› istikrar› kaybetmek istemeyen ABD emperyalizmi Irak ve Kürt yönetimi ile TC egemenlerini yak›nlaflt›rmak için çaba harcamakta. ‹ki ufla¤›n› da uygun biçimde konumland›rma kayg›s›yla ama ileriye dönük olarak tamamen yak›nlaflmalar›n› da engelleyerek iki ülke aras›ndaki iliflkilerin gelifltirilmesi bölgeye dönük, (özellikle de ‹ran gündemi ile ilgili) planlar›nda önemli bir yer tutuyor. Bu planlar içinde PKK’ye bir rol verilip verilmeyece¤i ise önümüzdeki süreçte net olarak görülecektir.

Sald›rganl›k s›n›r içinde devam edecek! S›n›r ötesi kara harekât› k›sa süreli bir macera olarak sona ererken, bu sald›r›lar›n sürece¤i kesindir. Nitekim, operasyonun sona ermesinin hemen ard›ndan yap›lan “s›n›r ötesi harekat karfl›t›” eylemlere devletin dizginlerinden boflan›rcas›na sald›r›s› da bunun göstergesidir. Hem yaflad›klar› yenilginin ac›s›n› s›n›r içindeki yurtsever, devrimci ve demokratik kesimlerden ç›karmak ve hem de ülke içindeki muhalefeti kabul edilebilir bir düzeye getirmek için sald›r›lar sürecektir. Kara harekat›n›n sonland›r›lm›fl olmas›, her fleyin bitti¤i anlam›na gelmiyor elbette. Hem bu harekatlar›n tekrarlanmas› ve hem de yukar›da da belirtti¤imiz gibi ülke içindeki muhalefete dönük sald›r›lar sürece damgas›n› vuracakt›r. Operasyonlar sürecinde bir araya gelen devrimci, yurtsever ve demokratik kurumlar ve çevrelerin bu birlikteliklerini sürdürmeleri için gerekli nedenler varl›¤›n› korumaktad›r. Kürt ulusunun demokratik taleplerini sahiplenirken, devletin karfl› sald›r›lar›na ortak duruflu örgütlemek ihtiyac› devam ediyor. Çeflitli milliyetlerden Türkiye halk›n›n bu sald›r›lara karfl› örgütlü mücadelesi devleti bozguna u¤ratacak tek güçtür.

s›z” kalan, “yenilsin/ezilsin” düflüncesinde olanlar ya da “uzlafls›n” diyenler için de baflka beklentiler/hesaplardan söz etmek gerekecektir (ki belli bir bölümü için gerekir de!). ‹kinci ça¤r›m›z, yaz›m›z›n bafl›nda da sözünü etti¤imiz ve yaklafl›k iki haftal›k planlanan iflgal/kara harekat›n›n yar›da kesilmesinde bafl rollerden birisine sahip Kürt ulusundan halk›m›zad›r. Diyarbak›r’dan bafllay›p di¤er Kürt illerine yay›larak süren serh›ldanlarla alanlar› ve sokaklar› kuflatan tepki dalgas›, muazzam bir etki yaratm›flt›r. Madalyonun bir yüzünde da¤larda silah elde çarp›flan, uçak, tank, top deste¤iyle yüklenen on binlerce Türk askerini püskürten gerilla güçleri varken; di¤er yüzünde yafll›, çocuk, kad›n, erkek her meslekten, her kesimden Kürt ulusuna mensup halk›m›z›n “AKP flafl›rma, bizi da¤a tafl›rma!”, “PKK halkt›r, halk burada!” sloganlar›yla alanlar› zapteden iradesi vard›r. AKP, son seçimlerde bölgede Kürt postu giymifl, ayak oyunlar› düzenlemifl, afliretlere s›¤›nm›fl, dilenci ekonomisinden beslenmifl ve ciddi bir oy art›fl› sa¤lam›flt›. fiimdi, bir yandan yerel seçimler için daha büyük hesaplarla yüklenecek, ama daha da önemlisi “siyasi çözüm” hesab› için kitle deste¤i aray›fl›na girecektir. Kürt halk›, ölümü gösterip, “çözüm” için s›tmaya raz› eden bir politika ile kap›s›na dayanacak olan katillere ve onlar›n (dolayl›-dolays›z) iflbirlikçili¤ine soyunan bilumum kalpazanlara ald›r›fl etmemelidir. Hiçbir gücün kendisini büyük bedellerle elde etti¤i mücadele kazan›mlar› üzerinden, bireysel kültürel haklar u¤runa teslimiyete zorlamas›na, “modern” kölelik boyunduru¤u takmas›na izin vermemelidir!


İşçi-köylü 4

İşçi/köylü

7-20 Mart 2008

Arçelik iflçisi sendikal haklar›n› istiyor

Direniflin 60’l› günlerinde görüfltü¤ümüz Arçelik iflçileri, direnifllerini ilk günkü kararl›l›klar›yla sürdürdüklerini ve sendika haklar›n› ve ifllerini geri alana kadar direnmekte kararl› olduklar›n› söylüyorlar.

Yaklafl›k iki ayd›r grevde olan Arçelik iflçileri, bir dizi eylemle sorunlar›n› kamuoyuna duyurmaya çal›fl›yorlar. Arçelik’te çal›flan 160 iflçi, Nakliyat-‹fl bünyesinde sendikal örgütlenmeye gittikleri için iflten ç›kar›lm›fllard›. Direniflin 60’l› günlerinde görüfltü¤ümüz Arçelik iflçileri, direnifllerini ilk günkü kararl›l›klar›yla sürdürdüklerini ve sendika haklar›n› ve ifllerini geri alana kadar direnmekte kararl› olduklar›n› söylüyorlar. Görüfltü¤ümüz iflçilerden, 20 y›ll›k Arçelik iflçisi Bekir Ünal, Arçelik’teki çal›flma koflullar›n› flöyle aktar›yor: “Buras› toplama kamp› gibi. D›flardan bakan da ad›n› duyunca koflullar›n rahat oldu¤unu düflünür. Oysa günde 16 saate varan çal›flma koflullar› var ve de yeni-eski iflçi ayr›m› olmaks›z›n, hepimize en fazla 490

Mersin Liman›’nda yine ayn› manzara 19 fiubat günü bir iflçinin ölümü ile kendini gösterdi. Bir gemi boflalt›m› s›ras›nda gemiden mal al›rken, a¤›rl›¤a dayanamayarak kopan vinç parças›n›n bir temizlik iflçisinin üzerine düflmesiyle iflçi olay yerinde ölmüfltür. “Kazan›n” nedeni limandaki ifl araçlar›n›n bak›ms›zl›¤› ve kontrol ihmalkârl›¤›d›r. Sorun ise milyon dolarla sat›lan liman›n hiçbir bak›m ve tertibata gerek duymadan çal›flt›r›lmas›, iflçilerin sa¤l›k ve can güvenli¤i hiçe say›larak faaliyete bafllamas›d›r. Devletin aç›klad›¤› resmi rakamlara göre Türkiye iflsizlik s›ralamas›nda dünya ikincisiyken, ifl kazalar› ve ölümlerin nedeni yeterli iflçi kadrosunun olmamas›d›r. Kütahya’daki tren kazas› da, Tuzla’daki ifl kazalar› ve ölümleri de, Mersin liman›ndaki iflçi ölümleri de iflçi yaflam›n›n ne kadar ucuz oldu¤unu bizlere göstermektedir. (Mersin)

Güzelbey’i protesto etti

Gaziantep Büyükflehir Belediyesi taraf›ndan yap›lan toplu tafl›ma ihalesini alan Kevser Turizm’in belediyeye olan borcunu ödemedi¤i gerekçesiyle iflten at›lan iflçiler, ifle geri al›nacaklar› sözünü veren AKP’li Büyükflehir Belediye Baflkan› As›m Güzelbey’in sözünü yerine getirmemesini protesto etti. Bal›kl› Park›’nda 21 fiu-

bat günü bir araya gelen iflçiler ve aileleri AKP Gaziantep ‹l Baflkanl›¤›’na do¤ru “‹flçi k›y›m›na son, ya¤maya hay›r” pankart›n› açarak yürüyüfle geçti. ‹flçiler yürüyüfl s›ras›nda, “Güzelbey bitirdi Antep’e el Fatiha”, “AKP ya¤mal›yor, vekiller bak›yor”, “AKP’yi istemiyoruz” dövizlerini tafl›yarak, “AKP flafl›rma, sabr›m›z› tafl›rma”, “AKP istifa” sloganlar›n› att›. Yürüyüfle çevreden geçen araç floförleri korna çalarak, halk da alk›fllarla destek verdi. Yürüyüfl s›ras›nda TÜMT‹S yöneticileri ile polisler aras›nda k›sa süreli tart›flmalar yafland›. AKP ‹l binas› önünde bas›n aç›klamas›n› okuyan TÜMT‹S Genel Baflkan› Kenan Öztürk, iki y›ld›r Gaziantep’in gündeminde olan ulafl›m sorununun bir türlü giderilmedi¤ini hat›rlatarak, “Bizim hak aray›fl›m›z sonunda Ankara’da AKP’li Belediye Baflkan› Asim Güzelbey ve Gaziantepli Milletvekilleriyle iflçilerin ifllerine geri dönmesi

noktas›nda protokol imzalad›k. Ama protokol imzas›n›n ard›ndan iki ay geçmesine ra¤men hiçbir sonuç alamad›k. AKP imzas›na sahip ç›kmayarak ikiyüzlü tutum sergilemifltir” fleklinde konufltu. Güzelbey’in ve AKP’nin yandafllar›na ihale açt›¤›n› iddia eden Öztürk, flunlar› belirtti: “Ocak ay›n›n 15’inde yap›lan ihale sonucunda, Güzelbey kendi yandafl› olan bir firmaya ihaleyi vermifltir. Ve ihaleyi alan firma 400 YTL’ye iflçi çal›flt›rarak, haks›z yere iflten ç›kar›lan iflçileri almam›flt›r. Belediye ise ihaleyi alan firmaya ayda iflçi bafl›na bin 300 YTL ücret ödüyor. Hem ifle al›nan floförler haks›zl›¤a u¤ruyor, hem de iflten ç›kar›lan iflçilerin haklar› verilmiyor. Bu AKP ve yerel yönetiminin nas›l ikiyüzlü oldu¤unun somut göstergesidir. Bu halk bu ikiyüzlü yaklafl›m› mahkûm edecektir” diye konufltu. (H. Merkezi)

OLEY‹S ifl flç çileri: “Sendikadan bafl flk ka arac› tan›may›z!” Kocaeli Üniversitesi’nde çal›flan OLEY‹S üyelerinin yeni y›l öncesi bafllatt›klar› direnifl, patronun tüm grev k›rma çabalar›na karfl›n kararl›l›kla sürüyor. Grevin 59. gününde görüfltü¤ümüz iflçiler, patronun bask›lar›n›n azalmadan sürdü¤ünü söylediler. Hala resmi bir görüflme yap›lmad›¤›n› da söyleyen iflçiler, sorunun arac›lar üzerinden çözülmeye çal›fl›ld›¤›n› belirtmekteler. Görüfltü¤ümüz iflçilerden, 3 y›ld›r Üniversite bünyesindeki Derbent Uygulama Oteli çal›flan› Niyazi Kuzgun, son 25 gündür jandarman›n engellemesi sonucu direnifl yerlerine giremediklerini, direnifli d›flar›da sürdürmek zorunda kal-

Emekçinin Gündemi

Emperyalizm ve uflaklar›n›n korkular›n› büyütelim! Yarat›lan “türban” polemikleriyle (bir taflla birkaç vurma) genel olarak iflçi, emekçi ve Kürt halk›na sald›r›lar› örtbas etme hedefiyle hareket eden egemen s›n›flar›n sald›r›lar›n› katmerlefltirmesi, esas›nda içinde bulundu¤u ç›kmaz›n ve göreceli üstünlü¤ü kaybetmeme telafl›ndan baflka hiçbir fley de¤ildir. S›n›f mücadelesinin süreç dâhilinde zay›fl›¤›ndan kaynakl› ard›fl›k gündemler ve sald›r›lar› devreye sokan ülkemizdeki emperyalizmin çanak yalay›c›lar› s›n›flar, efendilerinin talimatlar›na harfiyen uyarak uflakl›klar›n› pekifltirmek için canla baflla çal›fl›yorlar! Öyle ki son 7 ayda 22 tane iflçinin öldü¤ü, çok a¤›r koflullarda ve düflük ücretle iflçilerin çal›flt›r›ld›¤› Tuzla Tersanelerinde güvenli çal›flma koflullar› ve yüksek ücret taleplerini kabul ettirmek için üretimden gelen güçle-

Metal-‹fl’e üye yapmak istemesi oldu¤unu söylüyorlar. Direniflteki 5-6 iflçi bask›lara dayanamayarak, sendikadan istifa etmifl ve iflbafl› yapm›fllar. Ancak direnifli sürdüren iflçiler, “6 ay da sürse 1 y›l da sürse, direnmekte kararl›y›z” diyorlar. (Kartal)

‹fl flç çiler Gaziantep Büyükfl fle ehir Belediye Bafl flk kan›

Yine mi ihmalkârl›k? K›sa bir süre önce Kütahya’da meydana gelen tren kazas›nda devlet ve medya arac›l›¤›yla ihmalkârl›k sonucu olan kazan›n sorumlusu iflçiler olmufl ve yarg›lanmaya kadar götürülmüfltü. Fakat sorunun özünün bak›ms›zl›k ve yeterli iflçi kadrosunun bulunmay›fl› oldu¤u bizlerce nettir. Devlet az iflçiyle çok ifl yapma derdine düflmüflken iflçilerin ise canla baflla ifl yapt›klar› ortadad›r. Ayn› ihmalkârl›k bu kez Mersin Liman›’nda kendini gösterdi. Mersin Liman›’n›n özellefltirilmesinden bu yana birçok ifl kazas›n›n oldu¤unu, ço¤u iflçinin ise can ve sa¤l›k güvenli¤i olmadan çal›flt›r›ld›¤›n› ve iflten at›lmalar›n yafland›¤›n› biliyoruz.

milyon maafl veriyorlar” diyor. Y›lda en fazla 10-15 milyonluk bir art›fl oluyormufl maafllarda. ‹flten at›lan iflçilerin tümü tafleronda çal›fl›yormufl. Ve iflyerinde büyük bir ayr›mc›l›¤a tabii olduklar›n› söylüyorlar. “Mesela” diyor bir iflçi, “zaman zaman yemekli toplant›lar yap›l›yor. Ancak tafleron iflçiler bir kenarda izliyor. Gözümüzün önünde yiyorlar, ancak tafleronday›z diye bize yedikleri yemekten bile vermiyorlar. Servislerde ayakta gitmek zorunda kal›yoruz.” Yani tafleron iflçilere fazla çal›flt›r›l›p, az ücret ödenmesinin yan› s›ra, tam bir üvey evlat muamelesi yap›l›yor. ‹flten ç›kar›lmalar›n›n bafll›ca nedeninin, patronun örgütlü olduklar› sendikay› istemeyip, kendilerini sermayeye yak›n, gerici bir sendikal örgütlenme olan, Türk

Ben çelik Arçelik reklam›n› b›rak, iflçiye bak!

rini fiili ve meflru haklar› olan “grev” ilan ederek “art›k yeter” diyen tersane iflçilerine azg›nca sald›r›yor. Üstelik konunun en yak›n muhatab› olan hükümetten Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakan› F. Çelik “sorumlular› cezaland›rmayan namerttir” aç›klamas›n› yaparak, esas›nda kimin “mert” kimin “namert” oldu¤unu da göz önüne sermifl oluyor. Bu arada bir dipnot olarak AB’den demokrasi ve insan haklar› konusunda hala medet umanlar›n bofl bir hayalden öte olmad›¤›n› da bir kez daha polisin müdahalesi ironik bir flekilde göstermifl olmal›! Özellefltirme sald›r›s›n›n en kapsaml› alanlar›ndan olan TEKEL’in ülkenin de¤iflik yerlerinden gelen iflçilerin 18 fiubat’taki Ankara eylemindeki sald›r› sistemin en küçük hak talep etmeye ta-

d›klar›n› söylemekte. Ancak engelleme çabalar› sadece bununla s›n›rl› de¤il. ‹flçiler, “Valinin emri ve bölge çal›flma müdürlü¤ü ve jandarman›n iflbirli¤i ile grev k›r›c›l›k yap›lmaya çal›fl›l›yor” diyor. Bunun hangi yöntemlerle gerçekleflti¤i sorusu üzerine ise flunlar› aktar›yor: “Rektör direniflteki iflçilerin evlerine adam gönderiyor. Ya ev sahibi ile ya da o kiflinin ailesi ile görüflüyor gidenler. Ev sahibine ‘kirac›n greve ç›kt›, çal›flm›yor, kiran› ödeyemeyecek’ diyorlar, aileye ise ‘eflin çal›flmazsa kiran›z› nas›l ödersiniz, aile nas›l geçinir’ vb. biçimlerde bask› uyguluyorlar.” Ancak tüm bu bask›lara ra¤men grevi sürdürmekte kararl›

hammülünün son s›n›rlar›n› gösteriyordu. Öyle ki Anakara’da Tek G›da-‹fl Sendikas› yöneticilerinin iflçilere ihanetine ve devlet terörüne ra¤men eylemde kararl› olan TEKEL iflçileri halen yerellerde eylemliliklerine devam ediyorlar. 2 Mart’ta Adana TEKEL iflçileri ve ilerici devrimci-demokrat kurumlar›n özellefltirme karfl›t› yürüyüfllerine yine polis azg›nca sald›rd›. Burada görülmesi gereken iki noktadan birisi; Türk-‹fl’e ba¤l› Tek G›da-‹fl’in iflçileri eylem alan›nda yaln›z b›rakmas› ve baz› illerde eylemlilikleri iflçileri pasifize edici, öfkesini daha geri düzleme indirgeyen eylem biçimleri seçmifl olmalar›d›r. ‹kinci ve olumlu olan nokta ise Ankara eyleminin de gösterdi¤i gibi iflçilerin sendikan›n ihanetçi yüzünü daha aç›k görmeleri, buna tepki vermeli ve sendikal bürokrasiye ra¤men militanca eylemde ›srarl› olmalar›d›r. Yine iflten at›lan yaklafl›k 400 Yörsan iflçisi ve 200 Arçelik iflçilerinin sendikalaflma mücadelesindeki ›srar kayda de¤er notlard›r. Milyonlarca iflçi ve emekçinin nice

olduklar›n›, bafll›ca taleplerinin ise, örgütlü olduklar› OLEY‹S Sendikas›n›n tan›nmas› oldu¤unu vurguluyorlar. Çünkü patronun esas sorunu sendikay› tan›mamak. Bunun için de sendikay› muhatap almak yerine, arac›larla anlaflma olanaklar› ar›yor. ‹flçiler ise “sendikadan baflka arac› tan›may›z ve tan›n›ncaya kadar da grevi sürdürmekte kararl›y›z” diyorlar. (Kartal)

bedeller ödeyerek kazand›¤› haklara olan sald›r›lar›n en kapsaml›lar›ndan birisi olan Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas› Yasas›n› (SSGSS) ç›karmak için egemenler son rötufllar› yapmaktad›r. Yasay› ç›karmak için hiçbir engel tan›mad›klar›n› dillendiren AKP hükümeti için yasay› ç›karmak ne kadar önemliyse iflçi ve emekçiler için de en az o kadar önemlidir. Emperyalizmin uluslararas› yap›sal krizinin derinleflmesini engelleme ve “sa¤l›k ve sosyal haklar›n piyasalaflmas›” temelinde haz›rlanan yasa karfl›t› hareket (Herkese Sa¤l›k ve Herkese Güvenli Gelecek Platformu) daha genifl halk kitlelerini örgütleme ve harekete geçirme hedefli politika ve eylemlilikler gelifltirmelidir. Öyle ki SSGSS yasas› gündemi, ilerleyen günlerde daha ateflli çat›flmalara ve daha ciddi sald›r›lara gebedir. Tüm DDSB’liler bu noktadan hareketle bulunduklar› her alanda azami ölçüde SSGSS karfl›t› çal›flmalara destek vermekle kalmamal› bizzat eylemin örgütleyicisi olmal›d›rlar. Gerek Tuzla Tersanelerinde gerek

Ankara’da, Adana’da gerekse co¤rafyan›n dört bir yan›nda estirilen adeta terör havas› aç›kt›r ki sistemin; s›n›f mücadelesinin yükselmesinden duydu¤u derin kayg› ve korkunun boyutunu ifade etmektedir. Görece üstünlü¤ünü korumak ve krizini dengede tutmak için iflçi ve emekçilere yönelik ekonomik, askeri ve faflist sald›r›lar›n› art›raca¤›n› dillendirmekten çekinmeyen emperyalizmin çanak yalay›c›lar›na karfl› oluflturulacak mücadele hatt›n›n anti-emperyalist, anti-faflist içeri¤ine dikkat edilerek örülmesi önemlidir. Her ne kadar güncel iflçi eylemleri sendikalar›n ideolojik duruflundan kaynakl› siyasal bir niteli¤i bar›nd›rmasa da (baz› sendikalar hariç) tazyikli suyun alt›nda yerde öfkeyle ba¤›ran, her ne kadar hala geri bir noktada özellefltirmeye baksa da “s›k›ysa gelsin sats›nlar” diyen Adana TEKEL’de çal›flan kad›n iflçisi yaflayarak ö¤reniyor. ‹flçiler kendili¤inden harekete geçiyorlar. Egemenler, korktuklar› kadar sald›r›yorlar. Öyleyse örgütlenerek, örgütleyerek korkular›n› büyütelim!

Arçelik iflçileri, 23 fiubat günü Taksim’de yürüyüfl düzenledi. Gezi Park›’nda bir araya gelen iflçiler, “Arçelik’te iflçi k›y›m›na son, Yaflas›n Arçelik direniflimiz” yaz›l› pankart açarak, Koç Holding’e ait Divan Hotel’in önüne yürüdü. Yürüyüfl boyunca s›k s›k “Ben çelik Arçelik, reklam› b›rak soka¤a att›¤›n iflçiye bak”, “Yaflas›n s›n›f mücadelemiz” vb. sloganlar at›ld›. Divan Oteli önünde iflçiler ad›na konuflan Nakliyat-‹fl Genel Baflkan› Ali R›za Küçükosmano¤lu, flimdiye kadar Koç Holding’e ait bütün kurulufllar›n önünde eylem yapt›klar›n› hat›rlatarak, eylemlerine devam edeceklerini söyledi. (‹stanbul)

‹lbek Tekstil iflçileri direniflte!

‹lbek Tekstil’de iflçiler 15 fiubat tarihinden bu yana direniflte. Gaziosmanpafla’da kurulu bulunan ‹lbek Tekstil’de iflçiler 15 fiubat tarihinden bu yana haklar› için direniyor. ‹flçiler patronun fabrikay› kapatmas›, iflçi ücretlerini ödememesi ve makineleri kaç›rmaya çal›flmas› üzerine fabrika önünde direnifle geçti. ‹çerde kalan alacaklar›n›, k›dem ve ihbar tazminatlar›n› almak amac›yla fabrikan›n önünden ayr›lmayan iflçilere ra¤men patron ‹lyas Bektafl fabrikay› devretti. ‹flçiler 20 günlük ücretlerini almak amac›yla direnifli sürdürürken patron makineleri TIR’larla tafl›mak istedi, ancak direniflle karfl›laflt›. ‹flçiler TIR’lar› engelleyerek makineleri yeniden fabrikaya indirdi. Bu olay›n ard›ndan fabrika önünde nöbet tutmaya bafllayan iflçiler günde 11 saat çal›flt›klar›n›, sosyal haklar›n›n gasp edildi¤ini, fabrikada tuvalete gitmenin bile paral› oldu¤unu ve maafllar›ndan kesildi¤ini dile getiriyor. (‹stanbul)

K›dem tazminat› kald›r›l›yor ‹flçilerin kazan›lm›fl hakk› olan k›dem tazminat›n›n yasalarla gasp edilmesi amaçlan›yor. Hükümetin haz›rlad›¤› SSGSS yasas›na göre yasa maddeleri içerisinde yer alan ‘k›dem tazminat›’ yerine, her çal›flan için, çal›fl›rken ald›¤› maafl tutar›n›n üzerinden yap›lacak kesintiye göre bir fon oluflturulacak. ‹flçilerin kazan›lm›fl hakk› olan k›dem tazminat›n›n yasalarla gasp edilmesi amaçlan›yor. Çal›flan›n iflsiz kalmas› durumunda bu fondan para almas› sa¤lanacak. Hükümet “k›dem tazminat›” yerine yeni bir düzenlemeye gidiyor. Bir tür “iflsizlik bankas›” oluflturulacak. Bu düzenleme, emekçilere yönelik önemli bir sald›r›d›r. (Mersin)


İşçi-köylü 5

7-20 Mart 2008

Cargill için hukuk de¤ifliyor!

Uluslararas› m›s›r tekeli Cargill’in ihtiyaçlar› do¤rultusunda bir kez daha yasa ç›kar›ld›¤› ortaya ç›kt›. ‹flgal etti¤i verimli arazileri betonlaflt›ran Cargill için 9 fiubat 2007 y›l›nda ç›kar›lan bir yasa ile af getirildi¤ini ve faaliyetleri için Bursa Valili¤inden izin al›nd›¤›n› kamuoyuna aç›klayan Ziraat Mühendisleri Odas›, ülke topraklar›n›n talana aç›ld›¤›n›n alt›n› çizdi. Mahkeme kararlar›na ayk›r› yat›r›mlara af getirilmesini sa¤layan yasa 14 fiubat günü Meclis Tar›m, Orman ve Köyiflleri Komisyonu’nda kabul edildi. Ziraat Mühendisleri Odas› ç›kart›lan yasan›n Anayasa Mahkemesi, Dan›fltay ve ‹dare mahkemelerince verilmifl olan yarg› kararlar›n› yok sayd›¤›na dikkat çekerken bir tüzel kiflili¤e yarar sa¤lamak için yasan›n de¤ifltirildi¤ini belirtti. (H. Merkezi)

M›s›r üreticilerinden m›s›r ithalat›na tepki Adana Tah›l Üreticileri Birli¤i’nin ev sahipli¤i yapt›¤› “2007-2008 M›s›r piyasas› de¤erlendirme toplant›s›” Seyhan Oteli’nde yap›ld›. Toplant›ya, TMO Genel Müdürü ‹smail Kemalo¤lu, Tar›m ‹l Müdürü Abdullah Keskin, Çiftçiler Birli¤i Baflkan› Cumali Do¤ru, Çukurova Tah›l Üreticileri Birli¤i Baflkan› Nur Özkan, yem ve niflasta sektörü temsilcileri ile çok say›da m›s›r üreticisi kat›ld›. Toplant›n›n aç›l›fl konuflmas›n› yapan Nur Özkan, hükümetin m›s›r ithal edece¤ine iliflkin duyumlar edindiklerini belirterek, yerli üreticinin üretti¤i m›s›r› piyasaya sürdü¤ü bir dönemde m›s›r ithal edilmesinin yerli üreticiye zarar verece¤ini söyledi. Gübre fiyatlar›n›n yüzde 100 artt›¤›na iflaret eden Özkan, resmi olarak kabul edilmeyen “Tarla kiras›” maliyeti ile birlikte üretim maliyetlerinin üreticinin alt›ndan kalkamayaca¤› boyutlara ulaflt›¤›na iflaret etti. Hükümeti m›s›r konusunda popülist politikalar yapmakla elefltiren Özkan, “Seçim döneminde verilen 6.7 kuruflluk prim, seçimden sonra 2 kurufla düflürüldü” dedi. Üretimin artmas› için Geneti¤i De¤ifltirilmifl (GDO) m›s›r tohumlar›n›n Türkiye’ye giriflinin serbest b›rak›lmas› gerekti¤ini iddia eden Özkan, aksi takdirde verimin düflük olaca¤›n› savundu. Toplant› aç›l›fl konuflmas›n›n ard›ndan bas›na kapal› devam etti. (H. Merkezi)

Köylüler toprak reformuna hücum etti! Urfa’da toprak reformu yap›ld›¤› haberi üzerine köylüler ça¤r›ya ak›n etti. fiubat ay›n›n ortalar›nda Urfa’da hazineye ait arazilerin köylülere da¤›t›ld›¤› haberinin yay›lmas› üzerine binlerce köylü Urfa’da bulunan Toprak Reformu Bölge Müdürlü¤ü’nün önünde kuyru¤a girdi. Köylüler, müdürlü¤ü haberin as›ls›z oldu¤u aç›klamas›na ra¤men toprak sahibi olma umudu ile dilekçe verdi. fianl›urfa, Gaziantep, Mardin, Ad›yaman, Kahramanmarafl ve Adana’dan 30 bin’e yak›n köylü, müdürlük binas›n›n önünde uzun kuyruklar oluflturdu. 650 YKr’luk pulun karaborsada 5-6 YTL’ye sat›ld›¤› izdihamda köylüler tar›m iflçili¤i ve mevsimlik iflçilikten kurtularak toprak sahibi olmay› hayal ediyor. Urfa’da ortaya ç›kan bu tablo özellikle T. Kürdistan›’nda toprak sorununun ne kadar yak›c› oldu¤unu bir kez daha göstermifl oldu. GAP ile birlikte bölgenin kalk›nd›¤›, feodalizmin çözüldü¤ü ve köylülerin toprak sahibi oldu¤u iddia edilse de Urfa’da yaflananlar gerçe¤in böyle olmad›¤›n› gösteriyor. GAP kapsa-

Köylüler, müdürlü¤ün haberin as›ls›z oldu¤u aç›klamas›na ra¤men toprak sahibi olma umudu ile dilekçe verdi.

m›nda köylülerin topra¤› büyük toprak a¤alar›n›n eline geçerken, köylüler de mevsimlik iflçilik yap›yor. Bölgede binlerce insan topraklar›ndan olurken çareyi büyük flehirlere göç etmekte bulmaktad›r. Yap›lan araflt›rmalara göre bölgede yaflayan halk›n büyük bir ço¤unlu¤unun topra¤› yok. Toprak bir avuç a¤an›n elinde birikmifl durumda. Bölgedeki topraks›z köylü aileleri, toplam nüfusun yüzde 40’› kadar. Bu oran Diyarbak›r ve Siirt’te yüzde 45,

Urfa’da yüzde 42. Öte yandan GAP genelinde 1000 dekar ve daha fazla araziye sahip aileler toplam aile say›s›n›n binde 6’s›n› olufltururken bunlar›n elinde bulunan arazi, toplam arazinin yüzde 17,5’ini oluflturuyor. T. Kürdistan›’n›n hemen hemen her bölgesinde köylülerin topraklar›na el koymufl olan toprak a¤alar›na rastlamak mümkün. Bir süredir kamuoyunda kendine yer bulan Diyarbak›r Bismil Sinan köylülerinin mücadelesi de toprak sorununun ya-

k›c›l›¤›n› gösteriyor. Köylüler sadece Sinan köyüne yak›n onlarca köyün ayn› ak›beti paylaflt›¤›n› dile getiriyor.

Topraklar›ndan olan köylüler ›rgatl›k yap›yor! Köylüler büyük zorluklar ve sefalet içinde yaflamlar›n› idame ettirmeye çal›fl›rken ayn› oranda da örgütsüzlük yafl›yor. Di¤er bölgelerdeki köylüler a¤aya karfl› koymak için Si-

SSGSS’ye karfl› tepkiler... SSGSS Yasa Tasar›s› karfl›t› çal›flmalar›n› sürdüren “Herkese Sa¤l›k Güvenli Gelecek” Platformunun çal›flmalar› yerelleri de kapsayarak sürüyor. Kartal SSGSS Yasa Tasar›s› karfl›t› çal›flmalar›n› sürdüren “Herkese Sa¤l›k Güvenli Gelecek” Platformunun çal›flmalar› yerelleri de kapsayarak sürüyor. Platformun Kartal aya¤›, bu çal›flmalar kapsam›nda bir bilgilendirme toplant›s› gerçeklefltirdi. 22 fiubat tarihinde Hasan Ali Yücel Kültür Merkezi’nde yap›lan etkinlik çok say›da yasa karfl›t›n› bir araya getirdi. Etkinlik, saat akflam 19.00’a do¤ru, GSS içerikli bir sinevizyon gösterimi ile bafllad›. Sinevizyonun ard›ndan, son günlerde gelen art arda ölümler nedeniyle, baflta tersanelerde yaflam›n› yitiren iflçiler olmak üzere, insanl›k yürüyüflünde flehit düflenler ad›na sayg› duruflu yap›ld› ve Kartal Platformu ad›na bir konuflma gerçeklefltirildi. Konuflmada, SSGSS sald›r›s›n›n emperyalizmin iflçi-emekçi y›¤›nlara dönük genel sald›r›s›n›n bir parças› oldu¤una vurgu yap›ld›. Konuflma, bu kapsaml› soysal y›k›m sald›r›s›n›n, s›n›r ötesi operasyon, türban tart›flmalar› vb. gündemlerle üzerinin örtülmeye, gündem sapt›r›lmaya çal›fl›ld›¤›n›n vurgulanmas›yla sürdürüldü. Etkinlik, ‹stanbul Tabip Odas›’ndan Dr. Güray K›l›ç’›n yapt›¤› “Genel Sa¤l›k Sigor-

tas› ve Sa¤l›k hakk›na etkileri” bafll›kl› dia gösterimi eflli¤inde sürdü. Kürsüden yap›lan konuflmalar›n ard›ndan forum bölümüne geçildi. Bu bölümde çok say›da kat›l›mc› söz alarak, yasayla ilgili düflüncelerini dile getirdi. Ayn› saatlerde özellefltirmeyi protesto etmek için fabrikalar›na kapanan TEKEL iflçilerinin de selamland›¤› etkinlik, forum bölümündeki konuflmalar›n ard›ndan sona erdi.

Kad›köy Platformun yasa karfl›t› eylemlerinden biri de, 28 fiubat’ta Kad›köy’de gerçeklefltirilen kitlesel bas›n aç›klamas›yd›. Yaklafl›k befl bin kiflinin kat›ld›¤› eylem, Haydarpafla Numune Hastanesi önünde bafllad›. Burada bir araya gelen kitle, hastane bahçesi içinde bafllatt›klar› yürüyüflü, Kad›köy ‹skele Meydan›’na kadar, coflkulu bir biçimde sürdürdüler. D‹SK, KESK, Türk-‹fl’e ba¤l› sendikalar›n ‹stanbul fiubelerinin ve çok say›da devrimci, demokratik kurumun kitlesel bir kat›l›m sa¤lad›¤› eyleme, grevde olan Tersane iflçileri de kat›ld›. Grevin bitiminden sonra trenle toplu olarak

Tüprag Alt›n Madencilik Afi’nin yarg› yorumu Siyanürle alt›n arama sab›kal› Tüprag Alt›n Madencilik’e ait internet sitesinde, Dan›fltay 6. Dairesi’nin ÇED Olumlu Belgesi’nin iptali ve yeniden düzenlenmesi karar›n›n kald›r›ld›¤›n›n ileri sürülmesi, çevrecilerin tepkisine neden oldu. Avukat Arif Ali Cang›, 10 fiubat’ta sitede yer alan aç›klaman›n düzeltilmesi için Çevre ve Orman Bakanl›¤› ile Tüprag Genel Müdürlü¤ü’ne baflvurdu. Haber çevrecilerin “Tüprag yarg› kararlar›n› tersten okuyor” yorumlar›na neden oldu. Dan›fltay 6. Dairesi’nin 6 fiubat 2008 tarihinde maden ile ilgili ÇED Olumlu Belgesi’nin iptaline, bilirkifli heyeti oluflturularak, yeniden düzenlenmesine karar verdi¤ini hat›rlatan Cang›, “Bu karar›n Tüprag taraf›ndan yürütmeyi durdurma karar›n› da ortadan

İşçi/köylü

“Bu karar›n Tüprag taraf›ndan yürütmeyi durdurma karar›n› da ortadan kald›racak flekilde yorumlanmas› flirketin hisse sahiplerini yan›ltma giriflimidir” kald›racak flekilde yorumlanmas› flirketin hisse sahiplerini yan›ltma giriflimidir” dedi. Cang›, ‹dari Yarg›lama Usulü Kanunu’nun 28. ve 52. maddelerine göre, Yarg›tay 6. Dairesi’nin verdi¤i karar›n devam etti¤ini söyledi. Kanadal› bir flirket olan Eldorado’nun yapt›¤› aç›klaman›n Kanada Ceza Kanunu’na göre de suç oldu¤una dikkat çeken Cang›, “Söz konusu yaz› internet sitesinden kald›r›lm›fl. Ancak biz düzeltilerek, yeniden yay›nlanmas›n› istiyoruz. fiirkete yapt›-

¤›m›z yaz›l› baflvuruda bunu dile getirdik ve konuyla ilgili bir aç›klama bekliyoruz” diye konufltu. Madenle ilgili geliflmeler ile hukuki sürecin takipçisi olacaklar›n› belirten Cang›, flunlar› söyledi: “Bergama örne¤i halen haf›zalar›m›zda. Al›nan her türlü yarg› karar›na ra¤men maden faaliyetleri durdurulamam›flt›. Eldorado da her türlü yarg› karar›na ra¤men, sanki iflletme her an faaliyete geçecekmifl gibi altyap› tesislerini kurmaya devam ediyor. Bilindi¤i gibi bizim yöneticilerimizin bir k›sm› madencilerle dost. Eldorado da bu dostlu¤a dayanarak faaliyete geçmek isteyebilir. Bunu durdurman›n tek bir yolu var. O da ‹nay köylüsünün kutsal mücadelesinin devam› ve bu mücadeleye sahip ç›kmakt›r.” (‹zmir)

Haydarpafla’ya gelen, Limter-‹fl Sendikas› yöneticileri ve tersane iflçileri, buradan, “Grev Grev Grev!” sloganlar› eflli¤inde, SSGSS karfl›t› yürüyüfl kortejiyle buluflmak üzere yürüyüfle geçtiler. Kad›köy ‹skele Meydan›’na gelindi¤inde, Platform ad›na bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Aç›klamay› yapan KESK dönem sözcüsü Dursun Y›ld›z, hastanelerde kuyruklar›n devam etti¤ini, ilaç tekellerinin ve özel sa¤l›k iflletmelerinin gün geçtikçe daha çok palazland›¤›n› ve h›zla büyüyen bir hastane patronunun AKP’li olmas›n›n bu durumdan kimlerin nemaland›¤›n› gösterdi¤ini söyledi.

Kocaeli Kocaeli Herkese Sa¤l›k ve Güvenli Gelecek Platformu, Meclis gündemindeki SSGSS’ye karfl› 20 fiubat günü protesto yürüyüflü gerçeklefltirdi. Kocaeli Devlet Hastanesi önünde bir araya gelen platform üyeleri ad›na aç›klamada bulunan Kocaeli Tabipler Odas› Sekreteri Nilay Etiler, AKP döneminde sa¤l›k harcamalar›n›n h›zla artmas›na ra¤men sorunlar›n çözülmedi¤ini belirtti. Platform üyeleri bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan çeflitli sloganlar atarak bildiri da¤›tt›.

nan köylülerinin mücadelesinin seyrini takip ediyor. Sadece bu örnek bile bölgede yaflanan toprak sorununa, köylülerin toprak talebine dair yeterince veri sunuyor. Köylü-a¤a iliflkilerinde ciddi de¤iflimler yaflansa da tar›m›n yap›ld›¤› köylük bölgelerde topraklar›n önemli bir bölümü büyük toprak sahiplerinin elinde. Köylüler bir zamanlar kendilerine ait olan bu topraklarda flimdi ›rgatl›k yap›yor. Çukurova Bölgesi’nde yo¤un olarak bulunan mevsimlik iflçilerin önemli bir kesimi de topraklar›na el konulmufl topraks›z köylülerden olufluyor. Urfa’da köylülerin Reform Müdürlü¤ü’ne ak›n etmesi son y›llarda artan tar›m›n tasfiye sald›r›lar› ile birlikte köylülerin nas›l yoksullaflt›¤›n› da ortaya koyuyor. IMF ile yap›lan anlaflmalar önümüzdeki süreçte bu tasfiye ve yoksullaflman›n artaca¤›na iflaret ediyor. Tar›m›n yayg›n bir flekilde yap›ld›¤› Ege Bölgesi’nde yap›lan kitlesel köylü eylemleri, Karadeniz’de düzenlenen mitingler köylülü¤ü zor günlerin bekledi¤ini gösteriyor. Bölgelere göre önemi de¤iflse de özellikle T. Kürdistan›’nda toprak, köylüler için hala büyük bir umut.

Mersin 20 fiubat Çarflamba günü saat 13.00’te KESK’in örgütledi¤i bir eylem gerçekleflti. Yaklafl›k 150 kiflinin kat›ld›¤› eylemde s›k s›k “SS ve GSS yasa geri çekilsin”, “Sa¤l›k hakt›r sat›lamaz” sloganlar› at›ld›. Bununla beraber bas›n metninde; “ülkenin her yerinde sa¤l›k kurumlar› özellefltirilmektedir. Halk›m›z art›k en do¤al hakk› olan sa¤l›k hakk›ndan tamamen mahrum b›rak›lmaktad›r” vurgusuyla beraber eylem alk›fl ve sloganlarla son buldu. Eyleme Halkevi, DHP, HÖC, 78’liler Derne¤i ve Partizan destek verdi.

Ankara Ankara’da 20 fiubat’ta yap›lan eylemin adresi Sa¤l›k Bakanl›¤›’n›n önüydü. Numune Hastanesi’nde bir araya gelen SGGSS karfl›tlar› hastane bahçesinde “Sa¤l›kta ve sosyal güvenlikte y›k›m GSS geri çekilsin” pankart› açarak bir süre burada sloganlar eflli¤inde bekledi. Saat 12.00’de kortejler oluflturularak Mithat Pafla Caddesi’nde bulunan Sa¤l›k Bakanl›¤›’na do¤ru yürüyüfle geçildi. Polisin kitleyi kald›r›ma s›k›flt›rma çabas›na karfl›n yürüyüfl, yol trafi¤e kapat›larak devam etti. Sa¤l›k Bakanl›¤› önüne gelindi¤inde burada bas›n aç›klamas› gerçeklefltirildi. Aç›klamay› Adana Tabip Odas› Baflkan› Önder Okay okudu. Eyleme birçok sendika, dernek ve devrimci kurum kat›ld›.

Bursa SSGSS’ye karfl› birçok yerde oldu¤u gibi Bursa’da eylem yap›ld›. 20 fiubat günü D‹SK, Türk-‹fl ve KESK’e ba¤l› sendikalar TTB, Difl Hekimleri Odas›, Eczac›lar Odas› ve TMMOB Ünlü Caddesi’nde biraraya gelerek belediye binas›na kadar “Sa¤l›k hakt›r sat›lamaz”, “Direne direne kazanaca¤›z” sloganlar› ve alk›fllarla yürüdü. Bursa Tabip Odas› Y›lmaz Özen kurumlar ad›na bir bas›n aç›klamas› yapt›. Aç›klamada reform olarak sunulan düzenlemenin iflçi emekçilerin haklar›n› iyilefltirmedi¤i yerli ve yabanc› sermayenin iste¤i do¤rultusunda yap›ld›¤› dile getirildi.

Yürüyüfl yapmak isteyen köylülere engelleme ‹zmir’in Beyda¤ ‹lçesi’nde geçen y›l yaflanan kurakl›k, birçok köylünün zarar etmesine neden oldu. Köylüler, ‹lçe Tar›m Müdürlü¤ü’nden gönderilen Dünya Bankas› fonlar›n›n adaletsiz da¤›t›ld›¤›n› belirterek isyan etti. Beyda¤’da da¤›t›lan 453 bin YTL’lik kurakl›k fonundan yararlanmak için 800 üretici baflvuru yapt›, ancak sadece 141 üretici fondan yararlanabildi. Köylüler, tespitlerin masa bafl›nda ve tarafl› flekilde yap›ld›¤›n›, fondan faydalanacak kiflilerin listelerinin as›lmas›ndan dahi haberdar olmad›klar›n› ifade etti. Baz› köylüler ise, yapt›klar› itirazlar›n yasal süresi doldu¤u gerekçesiyle reddedildi¤ini belirtti. Ayr›ca baz› köylülerin gelirinin fazla gösterilerek, fondan ya-

Beyda¤’da da¤›t›lan kurakl›k fonundan yararlanmak için 800 üretici baflvuru yapt›, ancak sadece 141 üretici fondan yararlanabildi. rarlanmas›n›n önüne geçildi¤i iddia edildi. Bunun üzerine köylülerin, zararlar›n›n karfl›lanmas› ve fonlar›n adaletsiz da¤›t›lmas›n› dile getirmek için 20 fiubat günü yapmak istedikleri yürüyüfl, kaymakaml›¤a tak›ld›. Beyda¤ Kaymakam› Serdar Kartal’›n makam›na ça¤›rd›¤› köylülere, “Biri aran›za girer, PKK bayra¤› açar. Hem ceza al›rs›n›z, hem de Beyda¤ bir daha yard›m göremez” dedi¤i iddia edildi.

Beyda¤ Ziraat Odas› Baflkan› Ünal ‹çmesu ise, fonlar›n da¤›t›m›nda uygulanan kriterleri uygun bulmad›klar›n› söyledi. Da¤›t›mda uygulanan kriterlerin eksik oldu¤unu belirten ‹çmesu, köylülerin flikayetlerini Tar›m ve Köyiflleri Bakanl›¤› ile Ziraat Odalar› Genel Merkezi’ne yaz›l› olarak ilettiklerini kaydetti ve flunlar› söyledi; “Kimi çiftçilerin baflvurular› traktörü var, inekleri var gibi gerekçelerle reddedilmifl. Kurakl›k nedeniyle zarar gören çiftçi, bu zarar›n› traktörünü satarak, ine¤ini satarak karfl›lamak zorunda de¤il” dedi. Aksakl›klar›n giderilmesi için çaba harcayacaklar›n› dile getiren ‹çmesu, olayda kas›t olmad›¤›n› ifade etti. (H. Merkezi)


İşçi-köylü 6

Dengê azadî

S›n›rd›fl› operasyon protesto edildi ADANA

26 fiubat Sal› günü ö¤le saatlerinde Irak Kürdistan›’na düzenlenen operasyonu protesto etmek amac›yla ‹nönü Park›’nda bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Eyleme kat›lan kurumlar ad›na bas›n metnini ‹HD fiube Yöneticisi Mustafa Ba¤çiçek okudu. Okunan bas›n metninde “Operasyon halklar›n kardeflli¤ini ciddi bir tehlike ile karfl› karfl›ya b›rakacak, toplumda yeni ac›lar yaratacak ve nefret duygular›n› da körükleyecektir. ‹nsanca ve onurlu yaflamdan yana olan bütün kurumlar›, ölüm, kan, gözyafl› ve y›k›mdan baflka bir sonuç yaratmayacak olan s›n›r ötesi harekâta dur demek için bir araya gelmeye ça¤›r›yoruz” ifadelerine yer verildi. Eylem Partizan, Adana Bar›fl Meclisi, ‹HD, E¤itim-Sen, SES, DTP, ESP, SDP, ÖDP, EMEP, D‹P-G, TÖP, DHP, Halkevleri, Odak, Al›nteri, Y.S.K.M. Kurtulufl, ÇHKM, Tekstil-Sen, 78’liler Giriflimi ve Tay-Der taraf›ndan ortak olarak örgütlendi.

BURSA 21 fiubat’ta bafllat›lan s›n›r ötesi operasyon DHP, ESP, BDSP, ‹HD, DTP, SDP taraf›ndan yap›lan bir bas›n aç›klamas› ile protesto edildi. 1 Mart günü Bursa Büyükflehir Belediyesi binas› arkas›nda biraraya gelen kurumlar burada bas›n aç›klamas› okudu. Aç›klamay› ‹HD fiube Baflkan› Abdulaziz Akyol okudu. Akyol “bugün 1 Mart tezkeresinin y›ldönümü. ABD emperyalizminin Irak iflgaline emekçi yoksul çocuklar›n katledilmesine karfl› yüz binlerin alanlara ç›karak hay›r dedi¤i gün. Ayn› kararl›l›¤› bugün yerli uflak ve iflbirlikçilerine karfl› da göstermelidir” dedi ve imha ve inkar›n Kürt sorunun çözümüne katk› sunmayaca¤›n› söyledi.

‹STANBUL

Türk devletinin 20 fiubat günü Irak Kürdistan›’na yönelik gerçeklefltirdi¤i s›n›r ötesi kara harekât› sona erdi. S›n›r ötesi hava harekât›ndan sonra gerillan›n haz›rl›ks›z yakalanmas› ve imhas› hedefi ile yap›ld›¤› aç›klanan operasyon, Kürt halk›n›n birçok yerde yapt›¤› eylemlerle de protesto edildi. Türk hâkim s›n›flar›n›n ABD ile yapt›klar› “diplomatik” görüflmelerin ard›ndan gelen ve “zafer naralar›” eflli¤inde gerçekleflen operasyon iddia edildi¤inin aksine fiyasko ile sonuçland›. Yaklafl›k 9 gün süren operasyonda Türk ordusu Irak Kürdistan›’n›n altyap›s›n› yok etmek amac›yla bölgedeki sivil yerleflim yerlerini de bombalad›. Köprüleri ve köyleri bombalayan Türk ordusu, 250 gerillan›n öldürüldü¤ünü iddia etti. Ancak operasyon devam ederken Türk ordusundan kamuoyuna yans›yan bilgilerin bir süre sonra yalanlanmas› aç›klanan say›lar›n güvenilirli¤ini de tart›fl›l›r hale getiriyor. Operasyon devam ederken Türkiye’yi ziyaret eden ABD Savunma Bakan› Gates, Türk devletinin operasyonu bir an önce durdurmas›n› istemifl, bu aç›klaman›n hemen ard›ndan operasyon sona ermiflti. Operasyonun sona erdi¤ini ve Türk ordusunun geri çekildi¤ini Irak kaynaklar›ndan ö¤renen kamuoyu bundan Baflbakan›n bile bilgisi olmad›¤›nda ö¤renmifl oldu. Türk hâkim s›n›flar› operasyonu büyük bir baflar› olarak de¤erlendirirken gerçekte yaflananlar ise bunun tam aksi oldu. Yaflanan kay›plarla birlikte ciddi hiçbir baflar› kazanamayan, ABD’nin emriyle çekilmekle de daha fazla prestij kaybeden Türkiye için operasyon tam bir fiyasko oldu. Milyonlarca dolar harcanarak gerçeklefltirilen operasyonda devlet, gerilla karfl›s›nda aciz kald› ve iddialar›n

7-20 Mart 2008 mayaca¤›n›, süren çat›flmalar›n ölümlere sebebiyet vermekten baflka hiçbir niteli¤inin olmad›¤›n› söyledi.

S›n›r ötesi fiyasko!

Mersin

“Operasyonlara so n Kürt halk›na özgürl ü

k”

aksine bozguna u¤rad›. Türk hâkim s›n›flar› operasyon için milyonlarca dolar harcarken harekât›n maliyeti ise yine emekçilerin cebinden karfl›lanacakt›r. Bu durum önümüzdeki günlerde yeni zamlar›n yap›laca¤›na da iflaret etmektedir. Operasyon sürürken Kürt halk› da sokaklara, alanlara ç›karak operasyona karfl› tepkilerini gösterdi.

Binler alanlarda! * 29 fiubat günü DTP K›z›ltepe ilçe örgütü önünde biraya gelen kitle “AKP flafl›rma bizi da¤a tafl›rma”, “Katil Erdo¤an”, “Münaf›k Erdo¤an” sloganlar› ile AKP ilçe örgütü önüne do¤ru yürüyüfle geçti. Siyah bir çelengi AKP önüne b›rakmak isteyen kitlenin önü polis taraf›ndan kesildi. Yaflanan gerginli¤in ard›ndan DTP ‹lçe Baflkan› Reflat Kaymaz bir bas›n aç›klamas› yapt›.

2 Mart günü saat 13.00 ’te Galatasaray Lisesi önünde bir bas›n aç› klamas› yapmak isteyen aralar›nda DTP, ESP, BD SP ve Partizan’›n da bulundu¤u, s›n›r ötesi opera syonlara karfl› oluflturulan birliktelik polis terörü ile karfl›laflt›. “Operasyonlara son Kürt halk›na özgürlük” yaz›l› pankart›n aç›ld›¤› eylemde bas›n aç›klamas›n›n yap›lmas›n› engellemek isteyen polis kitlenin biraraya gelme sini engellemek amac›yla ‹stiklal Caddesi’nin tüm ara sokaklar›na barikat kurdu. DTP milletvekille ri S›rr› Sak›k ve Bengi Y›ld›z’›n da kat›ld›¤› eyl emde “Savafla hay›r” sloganlar›n› hayk›ran kitlen in Taksim’e yürümesine izin vermeyen polis, kitlenin Tünel’e do¤ru yürümesi üzerine sald›r ›ya geçti. Gaz bombalar› s›kan ve havaya atefl eden polis 10 kifliyi gözalt›na ald›. Da¤›lan kitle Do lapdere’ye do¤ru çekilir ken birçok yerde polisle çat›flmalar yafland›.

* Siirt’te 29 fiubat günü yap›lan eylemle s›n›r ötesi operasyonlar› protesto eden kitle polisin sald›r›s›na u¤rad›. * Dersim’de s›n›r ötesi operasyonlara karfl› bir aç›klama yapan kitle “Katil Erdo¤an” sloganlar›n› hayk›rd›. 28 fiubat günü Sanat Soka¤›nda biraraya gelen kitle, “S›n›r ötesi operasyonlara hay›r, ›rkç›l›¤a ve flovenizme karfl› yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” yaz›l› pankart açarak “Operasyonlar durdurulsun” sloganlar›n› da hayk›rd› ve AKP il binas›na yürümek istedi. Kitlenin bir süre yürümesine izin veren polis barikat kurdu. Yaflanan gerginli¤in ard›ndan polis, barikat›n› geriye çekti. Burada bir bas›n aç›klamas› yapan DTP il baflkan› Murat Polat; 24 kez denenmifl bir yöntemin yeniden denendi¤ini ve uluslararas› hukukun

ayaklar alt›na al›nd›¤›n› dile getirdi. * Beyo¤lu Halk ‹nisiyatifi ise operasyonlar› protesto etmek için DTP Beyo¤lu ‹lçe Örgütü’nde 4 günlük açl›k grevi eylemi gerçeklefltirdi. * Kocaeli’de Sabri Yal›m Park›’nda yap›lan bir eylemle operasyonlar›n çözüm getirmeyece¤i dile getirildi. 27 fiubat günü gerçeklefltirilen DTP, SDP, EMEP, EHP, E¤itim-Sen ve Tüm Bel-Sen’in aralar›nda bulundu¤u sendika ve demokratik kitle örgütlerinin kat›ld›¤› bas›n aç›klamas›nda “Edi bese” pankart› aç›ld›. Burada DTP Kocaeli ‹l Baflkan› Kadriye Alptekin taraf›ndan yap›lan bas›n aç›klamas›nda s›n›r ötesi operasyonlar›n ve kara harekât›n›n Kürt sorununun çözümüne katk›da bulun-

Gündo¤du Mahallesi’nde operasyonlar› protesto etmek amac›yla yürüyüfle geçen binlerce kifli, polis panzerleri taraf›ndan gaz bombas› kullan›larak da¤›t›ld›. Akdeniz ve Toroslar beldesine yay›lan olaylarda 20 kiflinin gözalt›na al›nd›¤› bildirildi.

Adana * Barbaros Mahallesi Newroz Caddesi’nde bir araya gelen yüzlerce genç, TSK’n›n operasyonunu protesto etti. “Gerillan›n iflgale onurlu direniflinde, zafer gerillan›n. Her genç bir Zap gerillas›d›r. Zap Gençlik ‹nisiyatifi” yaz›l› pankart açan eylemciler, mahalleyi ablukaya alarak sald›ran polise, molotofkokteyli ve tafllarla karfl›l›k verdi. * fiakirpafla Mahallesi’ndeki Sal› Pazar› Caddesi’nde bir araya gelen gruplar atefl yakarak halaylar çekti. “PKK halkt›r halk burada”, “Katil Erdo¤an”, “Buras› Zap’t›r buradan geçit yok” sloganlar› atan kitleye polis panzerlerle sald›rd›. Gaz bombalar›n›n kullan›ld›¤› sald›r›ya kitle de tafl ve molotofkokteylleriyle karfl›l›k verdi. Sokak aralar›nda bir süre devam eden çat›flmalar›n ard›ndan mahalle abluka alt›na al›nd›. * Gülbahçesi Mahallesi’nde ise Gülbahçesi-Karasu Kavfla¤›’nda 100 genç, havai fiflek patlatarak atefller yakt›.

Batman DTP Batman ‹l Örgütü taraf›ndan düzenlenen s›n›rötesi kara operasyonu protestosuna binlerce kifli kat›ld›. Yürüyüfl esnas›nda s›k s›k “Katil Erdo¤an”, “Münaf›k Erdo¤an” slogan›n› atan kitle, operasyonu protesto eden pankartlar tafl›d›.

Yahya Menekfle, polis panzeri alt›nda can verdi! Abdullah Öcalan’›n Türkiye’ye getiriliflinin y›ldönümünde yap›lan eylemlerde polis Yahya Menekfle isimli genci panzerle ezmiflti. fi›rnak’›n Cizre ilçesinde 15 fiubat’›n y›ldönümünde yap›lan eylemlere sald›ran devlet, kitleye gaz bombalar› ve panzerle sald›rm›fl 40 kifliyi gözalt›na alm›fl, onlarca insan› yaralam›fl, Yahya Menekfle’yi de ezerek öldürmüfltü.

Olay›n ard›ndan yap›lan aç›klamalarda Menekfle’nin kafas›na çarpan taflla hayat›n› kaybetti¤i iddia edilmiflti. Yahya Menekfle’nin a¤abeyi Orhan Menekfle polislerin önce “Sivil bir arac›n alt›nda kalarak öldü” ard›ndan da “Yahya taflla öldürüldü, farkl› söylerseniz bafl›n›z belaya girer. Bu olay kapans›n” dedi¤ini aç›klam›flt›. Devletin Me-

nekfle’nin öldürülmesinin gerçek nedenini gizlemek için kamuoyuna yapt›¤› bu aç›klama, haz›rlanan Adli T›p raporu taraf›ndan da yalanland›. Adli T›p Kurumu haz›rlad›¤› rapor ile Yahya Menekfle’nin ezilerek öldü¤ünü tespit etti. Raporda; “Kiflinin ölümünün etraf kemik k›r›klar› ile müterafik genel beden travmas›na ba¤l› kafatas› parçal› k›r›¤› beyin doku harabiyeti

beyin kanamas› ve iç organ y›rt›lmalar›ndan geliflen iç ve d›fl kanma sonucunda meydana geldi¤i kanaatindeyiz” denildi. Devlet, demokratik haklar›n› kullanan Kürt halk›na yönelik fliddet ile teslim alma politikas›n› sürdürüyor. Yükseltilen flovenizme ile Kürt halk›n›n üzerine bomba ya¤d›ran

egemenler Kürt halk›n›n direnifl dinamiklerini k›rmak istiyor. Kürt halk› 15 fiubat’ta oldu¤u gibi bedeller ödeyerek direnifl gelene¤ine sahip ç›kmaya devam edecektir. Devletin gerçekleri gizleme çabas›na ra¤men Kürt halk› sorumlular› çok iyi bilmektedir. (H. Merkezi)

Polisler suç ifllemeye, yasalar da korumaya devam ediyor! 23 fiubat Cumartesi günü Tarlabafl›’ndaki DTP ‹l Baflkanl›¤› önünde “S›n›r Ötesi Operasyona Hay›r” pankart› açan kitle operasyonlar› protesto etti. Dövizler ve çeflitli sloganlarla bina önünde toplanan kitle ad›na aç›klama yapan Partinin ‹stanbul ‹l Baflkan Yard›mc›s› Dursun Y›ld›z, “s›n›r ötesi harekât›n çözüm yerine çözümsüzlük getirece¤ini ve telafisi mümkün olmayacak sonuçlara neden olaca¤›n›” belirtti. Aç›klamada “Kürtlere yönelik sald›r›lar sadece s›n›r ötesinde olmad›¤› gibi, sadece askeri operasyonlarla s›n›rl› de¤il. Daha bu operasyon bafllamadan evvel operasyona karfl› tepkisini ifade eden kitleler kurflunland›… Sald›r›lar sadece Kürtlere veya onlarla dayan›flma içinde olanlara da de¤il. Bir yandan da elektri¤e, benzine, do¤algaza, suya üst üste zamlar yap›lmakta, özel tüketim vergisi yükseltilerek her türlü temel ürünün fiyat› artt›r›lmaktad›r” denilerek tüm halka yönelik sald›r›lara vurgu yap›ld›. Eylem, polisin uyar›s›yla olays›z sona ererken, bu s›rada dergi da¤›t›m› yapan DTP Üsküdar ‹lçe Baflkan› Nusrettin Barak gözalt›na al›narak k›sa süre çevik kuvvet polisine ait otobüste bekletildikten sonra serbest b›rak›ld›.

Abdullah Öcalan’›n Kenya’da uluslararas› komplo sonucu yakalan›p Türkiye’ye iade edildi¤i tarih olan 15 fiubat, tüm ülke genelinde oldu¤u gibi Mersin’de de protesto edildi. Her y›l oldu¤u gibi yap›lan gösterilere bu y›l da kolluk kuvvetleri azg›nca sald›rm›flt›r. Önceki y›llarda Mersin’de polis taraf›ndan katledilen Ümit Gönültafl ve Murat Demir’de oldu¤u gibi fi›rnak Cizre’de de 15 yafl›ndaki Yahya Menekfle polis panzeri alt›nda ezilerek katledilmifltir. Burjuva bas›n taraf›ndan sözde eylemcilerin atm›fl oldu¤u taflla öldürüldü¤ü öne sürülse de halk taraf›ndan gerçek ortaya ç›kar›lm›flt›r. Mersin’in Çilek Mahalle-

si’nde yap›lan gösterilere ise polis azg›nca sald›rm›flt›r. Polisin Mahalleye gelme amac› eylem esnas›nda ortaya ç›km›flt›r. Mahalledeki birçok genç polisin sald›rgan tutu-

muna maruz kalm›fl, mahalledeki kad›nlara sözlü tacizde bulunulmufl ve küçük çocuklar ç›r›lç›plak soyularak sokak ortas›nda polis taraf›ndan copla dövülmüfltür. Ay-

r›ca çocuklar›n k›yafetleri sokak ortas›nda yak›lm›fl, evlerine ç›r›lç›plak gönderilmifl ve ço¤u gencin de kimlikleri yak›lm›flt›r. Burjuva bas›nda yer alan polisin “flirinlik” gösterilerinden çok farkl› olarak mahallede polis gerçek yüzünü bir kez daha göstermifltir. Bizler çok iyi biliyoruz ki Ümit Gönültafl’›, Murat Demir’i, Yahya Menekfle’yi katledenlerle Çilek Mahallesi’nde halka azg›nca sald›ranlar aras›nda hiçbir fark yoktur. Bir yandan halk›n e¤itim ve sa¤l›k haklar›n› çalarken di¤er yandan da kolluk kuvvetleriyle halka fiziksel olarak sald›rmaktad›r. Bizler halka yönelik yap›lan sald›r›lara karfl› tüm kesimleri duyarl› olmaya ça¤›r›yoruz. (Mersin YDG)

Operasyona gitmek istemeyen 60 korucuya gözalt› ›rnak’›n Beytüflflebap ‹lçesi’nde s›n›r ötesi kara harekât›na kat›lmak istemeyen yaklafl›k 60 korucu, Beytüflflebap ‹lçe Jandarma Karakolu taraf›ndan gözalt›na al›nd›. Mamxuran ve Jirki afliretlerine mensup korucular, ‹lçe Jandarma Karakolu’na ça¤r›ld›. Burada kendilerine kara harekât›na kat›lacaklar› bilgisi verilen Jirkî afliretine mensup korucular, operasyona kat›lmayacaklar›n› belirtirken, Mamxuran afliretine mensup korucular ise, operas-

fi

yona gönüllü olarak kat›lacaklar›n› bildirdi. Mamxuran aflireti baflkan› ve ayn› zamanda Mezra Beldesi Belediye Baflkan› Hüsnü Timûr’ûn kardefli Nesîm Timûr’ûn korucu bafl› olarak operasyona kat›ld›¤› belirtildi. Afla¤› Dere (Gelîyê Jêr) Köyü’nde görev yapan 60 korucunun kesinlikle operasyona kat›lmayaca¤›n› belirtmesi üzerine Beytüflflebap ‹lçe Komutanl›¤›’na ba¤l› askerlerce gözalt›na al›nd›¤› ö¤renildi.

60 korucu 23 fiubat günü serbest b›rak›ld›. ‹ddia göre, gözalt›ndayken operasyona kat›lmak istedi¤ini belirten iki korucu ise operasyon bölgesine götürülmedi. 2 korucuya, “Size ihtiyac›m›z yok, operasyon dönüflünde hepinizle bir bir görüflece¤iz” denildi¤i iddia edildi. Korucular›n, kendi aralar›ndan ikifler kifliyi seçip operasyonlara gönderdikleri de öne sürüldü. (H. Merkezi)

‘Bar›fl’a bir ses

‹HD Genel Merkezi’nin ald›¤› bir kararla ‹HD’nin tüm flubeleri, TSK’nin s›n›r ötesi operasyonunun son bulmas› için 24 saat boyunca “Bar›fl için nöbet eylemi” düzenledi. Mersin’deki bar›fl nöbeti eylemi öncesi ‹HD önünde bir araya gelen üyeler ve kat›l›mc›lar, yakalar›na beyaz kurdele takt›. “Bar›fla bir flans ver” yaz›l› pankart aç›lan eylemde “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” vb. sloganlar at›ld›. Bas›n aç›klamas›n› yapan ‹HD Mersin fiube Baflkan› Celal Sonuvar, Türkiye’nin temel sorununun insan haklar› ve demokrasi oldu¤unu, bu temel sorunun en önemli halkas›nda da Kürt sorununun yer ald›¤›n› ifade etti. (Mersin)


İşçi-köylü 7

7-20 Mart 2008

Eksen Yay›nc›l›k’a polis bask›n› protesto edildi ‹stanbul Haseki’de bulunan Eksen Yay›nc›l›k Merkez Bürosu polis taraf›ndan bas›larak talan edilmifl ve büroda bulunan Eksen Yay›nc›l›k çal›flan› Ferdi Özmen’i darp ederek gözalt›na alan polis bürodaki eflyalar› da talan etmiflti. Polis Ferdi Özmen’in ayakkab›lar›n› bile giymesine f›rsat vermeden fiehremini polis karakoluna götürmüfl ve Özmen, burada iki saat tutulduktan büroya uzak ›ss›z bir yerde serbest b›rak›lm›flt›. Eksen Yay›nc›l›k’a yönelik polis bask›n› 19 fiubat günü yap›lan bir bas›n aç›klamas› ile protesto edildi. Galatasaray Lisesi önünde biraraya gelen K›z›lbayrak, Devrimci Hareket, EHP, Kald›raç, Odak, Yürüyüfl, Barikat ve ‹flçi köylü çal›flan ve okurlar› “Bask› terör sansür. Devrimci bas›n susturulamaz” pankart› açarak “Sansüre geçit vermeyece¤iz”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma” sloganlar›n› hayk›rd›. Yap›lan bas›n aç›klamas›nda sosyalist bas›n›n emekçilerin mücadelesini yans›tmaya devam edece¤i ifade edildi. Eylemde Tersane ‹flçileri Birli¤i Derne¤i baflkan› Zeynel Nihadio¤lu da söz alarak yeni bir ifl cinayetinin duyurusunu yapt›. (‹stanbul)

Hrant Dink davas› yerinde say›yor!

“Evlerimizi y›kt›rmayaca¤›z!” Bafl›büyük’te, uzunca zamand›r devam eden y›k›m gerginli¤i, geçti¤imiz günlerde y›k›m ekiplerinin, yüzlerce polis eflli¤inde mahalleye gelmesiyle, bir kez daha hayata geçirilmeye çal›fl›ld›.

Sulukule, Ayazma, Tuzla-fiifa Mahallesi baflta olmak üzere, Kentsel Dönüflüm Projesi kapsam›nda, çok say›da evin y›k›lmaya çal›fl›ld›¤› mahallelerden biri de ‹stanbul Maltepe’deki Bafl›büyük Mahallesi. Bafl›büyük’te, uzunca zamand›r devam eden y›k›m gerginli¤i, geçti¤imiz günlerde y›k›m ekiplerinin, yüzlerce polis eflli¤inde mahalleye gelmesiyle, bir kez daha hayata geçirilmeye çal›fl›ld›. Ancak 27 fiubat’ta, sabah›n erken saatlerinde bölgeye gelen çok sa-

y›da çevik kuvvet polisi ile mahalle halk› aras›nda çat›flma ç›kt›. Mahalle halk›n›n “Bafl›büyük halk›nd›r, halk›n olacak!”, “Evlerimizi y›kt›rmayaca¤›z” sloganlar› aras›nda gerçeklefltirdi¤i direnifl gece yar›lar›na kadar sürdü. Polisin coplar ve gaz bombalar› eflli¤inde gerçeklefltirdi¤i sald›r›lara barikatlar kurup, tafl atarak yan›t veren mahalleliler “Evlerimizi y›kt›rmamakta kararl›y›z!” diyorlar. Çat›flmalarda çok say›da kifli yarala-

n›rken, birçok insan da gözalt›na al›nd›. Çat›flman›n ard›ndan bir kez daha mahalleden geçici olarak çekilen y›k›m ekipleri, önümüzdeki günlerde tekrar geleceklerini söylediler. Bundan birkaç ay önce de mahallede, yine y›k›m giriflimleri nedeniyle çat›flmalar yaflanm›fl ve çat›flmalar›n akabinde polis çekilmek zorunda kal›rken, y›k›mlar ertelenerek, TOK‹ flantiyeleri kurulmak istenmiflti. Son y›kma girifliminde 19 evin y›k›lmak ve bu evlerin yerine TOK‹ binalar› infla edilmek istendi¤i ö¤renildi. Ço¤unlu¤u 20 y›l› aflk›n süredir mahallede oturan mahalle sakinleri, Maltepe Belediye Baflkan› Fikri Köse’ye de büyük bir öfke duyduklar›n›, çünkü ken-

dilerine tapu sözü verdi¤i halde, bugün evlerinin y›k›lmas›yla karfl› karfl›ya olduklar›n› söylemekteler. ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi ile TOK‹ ve Maltepe Belediyesi aras›nda daha önce Bafl›büyük Mahallesi’nin gecekondu dönüflümüyle ilgili protokol imzalanm›flt›. Protokole göre, mahallede yaklafl›k 90 hektar› kapsayan parseller, kentsel yenileme alan› olarak belirlendi. Mahalle halk› y›k›m ekipleri ve polis yetkililerinin kendilerine evlerin boflalt›lmas› için 20 gün süre tan›nd›¤›n› söylemekteler. 20 gün sonras›nda olacaklar için gözler Maltepe’ye ve TOK‹’ye çevrildi. Mahallede gerginlik devam ederken, y›k›m ekiplerinin de kendilerine ve-

Belediyeleri böl-parçala-birlefltir-yönet politikas› Önümüzdeki y›l yap›lacak olan yerel seçimler öncesi yeni bir hamle yapan AKP, kimi yerlerde nüfusu 2 binin alt›nda olan çok say›da belde belediyesini kapat›rken, kimi yerlerde ise ya belediyeleri bölüyor ya da birlefltiriyor. Bu bölme-kapatma-birlefltirme uygulamas› ise bunun hayata geçirilmeye çal›fl›ld›¤› bölgelerde daha flimdiden tepkileri de getirmifl bulunmakta. Belediye olma statüsünden ç›kacak olan beldelerin halk›, böylelikle mahalleye dönüflecekleri ve art›k alt yap› vb. hizmetlerden ya-

rarlanamayacaklar› kayg›s› tafl›makta. Belde belediyesi olan ve ilçe yap›lmas› düflünülen 300 bin nüfuslu Esenyurt sakinlerinin kayg›lar› ise daha farkl›. Bu durumda nüfusun yar›m milyonu bulaca¤›n› ve yerel yönetimlerin zaten hizmet götürmekte zorland›¤› (ya da götürmedi¤i) bölgenin hizmet sorununun daha da büyüyece¤ini, bu yaklafl›m›n özde ideolojik oldu¤unu düflünüyorlar. Bahçeflehir ve K›raç halk› da yine Esenyurtlular gibi, ayn› kayg›larla bu birleflmeye karfl›lar ve birleflme olmamas› için imza toplama

karar› alm›fllar. Haz›rlanan yeni tasar›ya göre Eminönü ilçesi Fatih’e ba¤lanacak, Kad›köy ve Gaziosmanpafla ikiye bölünecek, Samand›ra, Esenyurt ve Sar›gazi beldeleri ise ilçe olacak. Belediyelere iliflkin bu yeniden yap›land›rma giriflim sadece ‹stanbul’u kapsam›yor. Adana, Antalya, ‹zmir, Diyarbak›r ve daha çok say›da ilde benzer giriflimler söz konusu. AKP’nin yerel seçimler öncesi bu giriflimi, “hangi ilçeyi bölsem, hangisini birlefltirsem de kazansam” telafl› olarak adland›r›l›yor.

“Hasta De¤ilsin” Ermeni gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesi davas›n›n 4. duruflmas› görüldü. Befliktafl 14. A¤›r Ceza Mahkemesi’nde görülen duruflma bir öncekinde oldu¤u gibi san›klar›n rahat davran›fllar›na ve hakaretlerine sahne oldu. Hrant Dink’i katleden Ogün Samast, Dink’in avukatlar›na sözlü sataflmada bulunurken azmettirici oldu¤u iddias› ile yarg›lanan Yasin Hayal’in avukat› Fuat Turgut Ermenilere ve Dink ailesine hakaret etti. Duruflmada Hrant Dink’in efli Rakel Dink, k›z› Delal ve kardeflleri Orhan ve Lervant haz›r bulundu. Duruflmaya tutuksuz yarg›lanan BBP eski MYK üyesi Halis Egemen ve BBP Trabzon eski il baflkan› Yaflar Cihan da kat›ld›. Duruflma s›ras›nda san›klar›n rahat davran›fllar› ve Dink ailesine hakaretleri mahkeme heyeti taraf›ndan görmezden gelindi. Avukat Fuat Turgut’un Ermenilere yönelik söyledikleri de hâkim taraf›ndan “duyulmad›”. Mahkeme davan›n ilerlemesi için müdahil avukatlar›n Ogün Samast’›n kemik yafl›n›n 19 oldu¤unun kabul edilmesi, Hrant Dink’le ‹stanbul Valili¤i’nde görüflen istihbaratç›larla ilgili valilikten tekrar yaz› istenmesi, Trabzon ve Samsun’daki davalar›n ana davayla birlefltirilmesi, Yasin Hayal ile Mustafa Öztürk’ün kay›tlar›n›n istenmesi ile ilgili taleplerinden sadece sonuncusunu kabul etti. Ogün Samast’›n 18 yafl›n›n alt›nda oldu¤u gerekçesiyle görülen duruflmas› bas›na kapal› gerçeklefltirildi. Hrant Dink davas›n›n görüldü¤ü s›rada Befliktafl Meydan›’nda biraraya gelen kitle “Hrant için, adalet için” yaz›l› bir pankart açarak adalet talebinde bulundu. Yap›lan aç›klamada bir y›l› aflk›n bir süredir devam eden davada hiçbir ilerleme kaydedilemedi¤ini ifade edildi. (‹stanbul)

Halkın gündemi

F tiplerinde hak ihlalleri son dönemlerde artarak devam ediyor. Keyfi uygulamalar, yay›n yasaklar›, disiplin cezalar› ve sa¤l›k sorunlar›… Yaflanan sa¤l›k sorunlar›na her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Bunlar›n en sonuncusu Sincan Kad›n Kapal› Hapishanesi’nde tutuklu bulunan Resmiye Vatansever’in yaflad›¤› sa¤l›k sorunu. Duruflmaya getirilirken askerler taraf›ndan fliddete maruz kalan ve Adliye alt›ndaki hücrelerde ›slak zeminde saatlerce bekleyen tutsaklar ciddi sa¤l›k sorunlar› yaflamaktalar. Bu yaflanan sorunlar çerçevesinde bir bas›n toplant›s› yapan ‹HD Ankara fiubesi yaflanan sorunlara dikkat çekmek istedi. Yap›lan aç›klamada; “Tret-

man ve tecrit her geçen gün hapishanelerde a¤›rlaflt›r›larak devam etmekte, yaflam hakk› dedi¤imiz en kutsal hak bile Adalet Bakanl›¤› taraf›ndan keyfi bir flekilde geri al›nmaktad›r. Hastaneye giden tutsaklar hapishane idaresi ve askerin keyfi uygulamas› (kelepçe açmama, ayakkab› ve üst aramas›) sonucunda tedavi olmadan üstelik gidifl-gelifllerde fliddete maruz kalarak geri dönmektedir. Hapishane idaresi ve askerin çeflitli yalanlarla tutsaklar› revire ç›karmama ya da hastaneye sevk etmeme tavr› ciddi bir sald›r› olarak önümüzde durmaktad›r” denildi. Aç›klaman›n devam›nda; “derne¤imize yap›lan son baflvuruda Sincan Kad›n Kapal› Hapishanesi’nde tutuklu bulunan Resmiye Vatansever rahats›zl›¤› nedeniyle revire ç›kmak istemifltir. Ayakta dahi durmakta zorlanan Vatansever hücre arkadafllar› taraf›ndan revire tafl›nmak durumunda kalm›flt›r. Kar›n a¤r›s›, gözlerde ve tende sararma, halsizlik, yorgunluk hissi ve bunlar›n yan›nda ciddi bel a¤r›s› flikâyetleri bulunmaktad›r. Revire ç›kar›lan Vatansever yerde yatmas›na karfl›n doktorun ‘hasta

kim?’, ‘senin hastal›¤›n psikolojik’ diyerek tedavi etmemifl ve hücresine geri yollam›flt›r. Rahats›zl›¤› artan Vatansever’in 3 gün sonra hastaneye sevki yap›lm›fl fakat Sincan Devlet Hastanesi Nöroloji bölümü doktorunun kelepçeyi açt›rmamas› ve gerekçe olarak da ‘sen bana ya sald›r›rsan’ demesi. Resmiye Vatansever özgülünde yaflanan bu sorun ve sald›r› ne münferit bir durumdur ne de bireyseldir. Zira son süreçte Sincan Hapishanesi’nin tümünde adli ya da siyasi ayr›m› yap›lmaks›z›n hasta tutsaklar hastaneye götürülmemektedir. Örne¤in daha önce de Hepatit B hastal›¤› nedeniyle defalarca gündeme getirilmeye çal›fl›lan Yaflar ‹nce’nin kula¤› iltihaplan›p kanama bafllam›fl olmas›na karfl›n, bu iltihab›n Hepatit hastal›¤› üzerinde de olumsuz etkide bulunaca¤› bilinmesine karfl›n ‘asker yok’ denilerek hastaneye götürülmemifltir” denildi. Aç›klamadan sonra Resmiye Vatansever’in kardefli Gülgün Vatansever de görüflte yaflad›klar› s›k›nt›lar› ve ablas›n›n sa¤l›k durumu ile ilgili bilgi vererek endiflelerini dile getirdi. (Ankara)

Kawalar›n direnifliyle bahara merhaba… Teleferik Kültür ve Sanat Merkezi olarak 1 Mart’ta düzenledi¤imiz Bahara Merhaba fienli¤i tüm bask›, tehdit ve y›ld›rma çabalar›na ra¤men coflkuyla gerçekleflti. fiubat ay› içerisinde düzenledi¤imiz yöresel yemek gününden sonra bir iç etkinlik yapmaya karar verdik. Yerimizin yetersiz olmas›ndan kaynakl› bu flenli¤i bir salona tafl›mak istedik ve çal›flmalara bafllad›k. Semtimizde bulunan ‹flgir ‹lkö¤retim Okulu ile salonlar› için görüfltük. Bizzat okul müdüründen olumlu cevap ald›k. Okul müdürü durumu ‹lçe Milli E¤itime bildirip salonun ücretsiz verilmesini istedi. Milli E¤itim salonu vereceklerini, fakat ücretli olaca¤›n› bildirdi. Bizler de bunu kabul edip protokol imzalad›k. Mahalleye duyurular›m›z› ast›k, davetiyelerimizi da¤›tt›k. Etkili¤e üç gün kala

okuldan ça¤r›ld›k. Yapt›¤›m›z görüflmede okul müdürü okulu veremeyeceklerini, üstten emir geldi¤ini dile getirip bizden özür diledi. Bizler de bu engellemeden sonra yeni bir yer aramaya bafllad›k. Ve mahallede bulunan Çam Dü¤ün Salonunu tuttuk. Yine bir engelleme olur diye sözleflme yapt›k. Yeniden ilan bas›p davetiye da¤›tt›k. Ev ev dolafl›p etkinlik yerinin de¤iflti¤ini haber verdik. Etkinli¤e bir gün kala dü¤ün salonu sahibi bizi arad›. Polisin kendilerini tehdit etti¤ini öne sürerek salonu veremeyece¤ini bildirdi. Biz de önce emniyete gidip izin ald›k ve oradaki Güvenlik fiube yetkililerine neden gidip salonlar› tehdit ettiklerini sorduk. “Biz yapmad›k, yapsayd›k size izin vermezdik” dediler. Ard›ndan salona gidip sahibini ikna et-

meye çal›flt›k. Sahibi önce çeflitli bahaneler öne sürse de sonra “Ben de Kürdüm, birileri beni aray›p tehdit ediyor, masraf›n›z neyse karfl›lar›m, ama ben buray› veremem. Siz bir kurumsunuz. Bunlara karfl› durabilirsiniz, ben duramam” deyince bizler de yeni yer aramaya bafllad›k. Vakit dar hava bozuktu. Üstelik mahallede baflka yer de yoktu...

Ferman padiflah›nsa sokaklar bizimdir! Son çare olarak etkinli¤imizi Kültür Merkezinin bulundu¤u Bademli Sokak’ta yapmaya karar verdik. ‹nsanlar›n kat›l›m sa¤lamas› bizim için çok önemliydi. Üst üste salonlar›n iptal edilmesi semtte farkl› alg›lanmalara yol açm›flt›. ‹zinli bir flenlik, illegal bir havaya sokuluyordu. Üstelik polisin etkinli¤e müda-

Yeni rant alanlar› aç›l›yor Ülke genelinde baz› beldelerin kapat›lmas›na ve yeni ilçelerin kurulmas›na iliflkin bu yaklafl›m, TBMM ‹çiflleri Komisyonu’nun geçti¤imiz günlerde yapt›¤› toplant›da ele al›nd›. Komisyon bu toplant›da, “Büyükflehir Belediyesi S›n›rlar› ‹çerisinde ‹lçe Kurulmas› ve Baz› Kanunlarda De¤ifliklik Yap›lmas› Hakk›nda Kanun Tasar›s›”na iliflkin görüflmeleri tamamlad›. Tasar›, 43 yeni ilçe kurulmas›n›

rilecek y›k›m emrini bekledikleri, y›k›m emri ald›klar›nda tekrar mahalleye girecekleri ö¤renildi. Polis ise mahalleye girifl ç›k›fllarda kimlik kontrolü yaparak, gerek mahalleliyi gerekse bölgeye gelenleri taciz etmeyi sürdürüyor. Di¤er taraftan, polisin gaz bombalar› ile gerçeklefltirdi¤i sald›r› s›ras›nda, olaylar› evinin balkonundan izleyen 17 yafl›ndaki Erdal Bak›rc›’n›n, polisin att›¤› gaz bombas› ile a¤›r yaraland›¤› ö¤renildi. Gaz bombas› aln›nda patlayan Bak›rc›’n›n, kafatas›n›n çatlad›¤› ve beyin kanamas› geçirdi¤i bildiriliyor. Yo¤un bak›mda tutulan Bak›rc› sürekli uyutuluyor. Polisten flikâyetçi olmaya haz›rlanan aile ise, polisin kendilerine bask› yapt›¤›n› söylüyor. (Kartal) ve çok say›da beldenin kapat›lmas›n› öngörmekte. Tasar›, önümüzdeki günlerde Genel Kurula gelecek. Bu giriflim, AKP’nin yerel yönetimlerdeki etkisini art›rmay› hedefledi¤i kadar, yeni yandafllar ve rant alanlar› yaratma giriflimi olarak da yorumlan›yor. Örne¤in, köy veya mahalleye dönüflecek olan beldelere bundan böyle “Köylere Hizmet Götürme Birlikleri” olarak adland›r›lan ekiplerin hizmet götürmesi planlanmakta. Bu ekiplerin, söz konusu rant ve yandafllar yaratma çabalar›nda büyük iflleve sahip olabilece¤i ve bu amaçla görevlendirilecek olmalar› ihtimali ise oldukça yüksek.

“S›n›rl› bir yaflam› s›n›rs›z bir davaya adayanlara” Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri’nin flehitlerimizin mezarlar›n› yapt›rmak için bafllatt›¤› kampanya çerçevesinde 1 Mart Cumartesi günü Ankara’da Ekin Sanat Merkezi’nde bir etkinlik yap›ld›. fiehit ve tutsak ailelerinin kat›l›m›n›n oldu¤u etkinlik Parti ve devrim flehitleri için yap›lan sayg› durufluyla bafllad›. PfiTA ad›na yap›lan konuflmada flehitlerin mücadelesine sahip ç›k›lmas› vurgulan›rken bunun yolunun örgütlü mücadeleden geçti¤i söylendi. “Umudun Atefl Toplar›” isimli sinevizyon gösteriminin ard›ndan Ozan Ormani’nin türküleriyle destek verdi¤i etkinlikte Sincan’da tutsak edilen Partizanlar›n flehit ve tutsak ailelerine gönderdi¤i resimler Özgür Kemal Karabulut’un annesi Sultan Karabulut, Ali ‹hsan Özkan’›n annesi Hayriye Özkan, Gökçe fiahin’in babas› Bayram fiahin ve Cengiz Kahraman’›n akrabas› Handan Yaz›c›’ya hediye edilirken, ailelerin yapt›¤› konuflmalarda bugün sahiplenmenin, mücadele etmenin zorunlulu¤u anlat›ld›. fiiirlerle ve içerden d›flardan gönderilen mesajlarla renklenen etkinlikte Nimet Y›ld›z/H›d›r Çelebi ve Yavuz Capolat türküleriyle müzik dinletisi sundu. 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’ne yap›lan ça¤r›yla sonlanan etkinlikte “Analar›n öfkesi katilleri bo¤acak”, “Devrim flehitleri ölümsüzdür”, “Önderimiz ‹brahim ‹brahim Kaypakkaya” sloganlar› at›ld›. (Ankara)

hale edece¤i söylentisi kulaktan kula¤a yay›l›yordu. Sabah erkenden çal›flmalara bafllayacakt›k. Sabah kalkt›¤›m›zda s›cak bir günefl evlerimizin camlar›ndan içeri girmiflti. Önce belli haz›rl›klara bafllad›k. Semtin ortas›ndaki trafoya ve etkinli¤in yap›laca¤› soka¤a Teleferik Kültür ve Sanat Merkezi imzal› afifller ast›k. Daha sonra megafonlarla sokak sokak dolafl›p etkinli¤e ça¤r›m›z› yineledik. Etkinlik saati gelmiflti, gün boyu süren güneflli hava yerini hafif, ›l›k bir rüzgâra b›rakm›flt›. “Bugün rüzgar bizden yana esiyordu!” ‹nsanlar bizimleydi. Her fleye ra¤men bizimle… Bunca yorgunlu¤a de¤erdi. Aç›l›fl konuflmas›ndan sonra davul zurna eflli¤inde halaylar çekildi. Rüzgâr h›z›n› git gide art›r›yordu. Toz toprak içinde kalm›flt›k. Buna ra¤men yafll›s›ndan gencine kadar herkes bizimleydi. Daha sonra Kültür Merke-

zimizin kurucular›ndan Bursa Tuncelililer Derne¤i Baflkan› Özkan Arslan k›sa bir konuflma yaparak halk› selamlad›. Ard›ndan Teleferik Kültür ve Sanat Merkezi halk oyunlar› ekibi sahneye ç›kt›. fiiir dinletisinden sonra sahneyi Tuncelililer Derne¤i müzik grubu “Grup Ekim” ald›. Rüzgâr›n iyice artmas›yla programa Kültür Merkezinde devam edildi. 38 Belgeseli gösterildi. Sonlara do¤ru elektrikler kesilince program sona erdirildi. Bizler için zorlu ve yorucu bir etkinlikti. Yapmak için adeta savafl vermifltik. Mutluyduk çünkü dostlar›m›z bizleri yaln›z b›rakmam›flt›. Mutluyduk çünkü amac›m›za ulaflm›flt›k... Etkinli¤e kat›l›mlar› ve mesajlar›yla destek veren baflta Tuncelililer Derne¤i, DTP, Partizan ve Yeni Demokrat Gençlik okurlar›na teflekkürlerimizi sunuyoruz. Teleferik Kültür Sanat Merkezi


İşçi-köylü 8

Politik gündem

7-20 Mart 2008

Munzur’da barajlar ve siyamürlü alt›n aramac›l›¤› “Son ›rmak kurudu¤unda, son a¤aç yok oldu¤unda, son bal›k öldü¤ünde, beyaz adam paran›n yenmeyen bir fley oldu¤unu anlayacak” (K›z›lderili Atasözü)

Munzur’da baraj projesi

Devletin o kadar katliam›, köy yakmalar› baraj projeleri yetmezmifl gibi flimdi de siyanürle alt›n ç›kartarak Dersim’i yok etmeye çal›flmaktad›r.

Dünyan›n say›l› milli parklar›ndan biri olan Munzur Milli Park› devlet taraf›ndan kendi yasalar›n› da çi¤neyerek neden yok etmek istemektedir? Gerçek amaç barajlar yap›p elektrik üretip burada kar elde etmek midir? Tabi ki hay›r. Bilim adamlar›n›n yapt›¤› araflt›rmaya göre Munzur Milli Park›nda yap›lacak olan barajlardan elde edilecek gelir barajlar›n yap›m maliyetini dahi karfl›lamaya yetmemektedir ve Türkiye’de barajlar›n ömrü 50 y›ld›r. O halde devlet MVMP da neden baraj yapmakta bu kadar ›srar ediyor? Bunun nedeni 1935 y›l›ndaki Dersim kanununa dayanmaktad›r. M. Kemal 1935 y›l›nda mecliste yapt›¤› bir konuflmada “Dersim ç›banbafl›d›r bu ç›banbafl›n› kopar›p atmad›¤›m›z sü-

dundan sürmüfl birçok aileyi metropollerde yoksulluk ve sefalet içinde yaflamaya mecbur etmifltir. TC Devleti Osmanl›dan devrald›¤› katliamc› gelene¤ini sürdürmektedir. Faflizmin mant›¤› kendisinden olmayan veya kendisine karfl› gelen, boyun e¤meyen herkesi yok etmek ve ortadan kald›rmakt›r. Dersim ta Anadolu Selçuklular›ndan, Osmanl›dan günümüze kadar hiçbir otoriteye boyun e¤memifl defalarca k›y›ma u¤ram›fl ama yine de teslim olmam›flt›r. Katliamlarla ve sürgünlerle yokedilemeyen Dersim insan› son y›llarda esrar, bali ve fuhuflla yozlaflt›r›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Dersim’in üstünde bu kadar durulmas›n›n sebebi Dersim halk›n›n muhalif olmas›ndan, devrimci bir potansiyel tafl›yarak s›n›fsal ve ulusal harekete destek vermesinden ileri gelmektedir. Sistemin amac› denizi kurutup bal›¤› avlamakt›r. Barajlar›n yap›lmas›yla birlikte il merkeziyle ilçeler aras›nda ba¤lant› kopacak ve bölge halk› göç etmek zorunda b›rak›lacak ve bölge insans›zlaflt›r›lacakt›r. Barajlar›n yap›lmas›yla gerillan›n geçifl alanlar› kesilecek, gerilla hareketsiz k›l›nacak ve böylelikle imha edilmesi hedeflenecektir. Barajlar›n üzerinde bu kadar önemle durulmas›n›n sebebi budur. Barajlar›n yap›lmas›yla birlikte iklim ›l›manlaflacak ve bundan kaynakl› birçok canl› türü yok olacakt›r. ‹klimin ›l›manlaflmas›yla birlikte kar ya¤mayacak ve Munzur suyu ciddi oranda azalacakt›r. Çünkü Munzur suyu kardan beslenmektedir. 21 yy’da petrol savafllar›n›n yerini su savafllar› alaca¤› aflikârken emperyalistler flimdiden su havzalar›na hâkim olmaya çal›fl›rken ve insanlar dünya üzerinde içmeye temiz su bulamazken ve binlerce insan kirli su içmekten ölürken, böyle önemli bir kayna¤›n kurutulmas›n›n hiçbir mant›¤› yoktur. Munzur Milli Park›’n›n yan› s›ra Hasankeyf, F›rt›na Vadisi, ALL‹NONA‹ (Bergama) gibi önemli yerler de tehlike alt›ndad›r.

Dersim üzerine yeni seferin ad›: Siyanürle alt›n arama

Dünya üzerinde yaratt›¤› tahribatlarla sicili bozulan Rio Tinto’nun Dersim topraklar›ndaki faaliyetlerinin burjuva medyada yer bulmamas› katliam seyircili¤ini ele vermektedir.

rece bize rahat yok” demifltir. Dersim kanununa göre Ovac›k ve Pülümür Erzincan’a, Nazimiye ve Mazgirt Bingöl’e, Pertek, Çemiflgezek ve Hozat Elaz›¤’a ba¤lanacak sadece ortada küçük bir alan kalacakt›r. Amaç bölgeyi ve insan›n› yok etmektir. Nitekim 1937–38 y›llar›nda köylüler vergi ödemiyor ve isyan ediyor bahanesiyle katliama bafllanm›fl ve 60 bin insan vahflice katledilmifltir. Kalanlar›n ço¤u da ‹ç Anadolu ve Bat›ya sürgüne gönderilmifltir. Buna ra¤men bölge insan› sindirilememifl ve boyun e¤dirilememifltir. ‘38 katliam›yla Dersim’i yok edemeyen devlet 1993–94 y›l›nda yeni bir katliama giriflmifl yüzlerce köyü yakarak binlerce insan› köyünden yur-

Devletin o kadar katliam›, köy yakmalar› baraj projeleri yetmezmifl gibi flimdi de siyanürle alt›n ç›kartarak Dersim’i yok etmeye çal›flmaktad›r. Madencilik; bafll› bafl›na su havzalar›n› ve topra¤› yok eden bir faaliyettir. Maden aramada kullan›lan siyanür gibi zehirli kimyasallar suyu ve topra¤› zehirlemektedir. Ya¤›fl alan e¤imler üzerinde yap›lan madencilikle toprak kaymalar› ve heyelanlar yaflanmakta, dere ve nehirleri yataklar› molozlarla dolmaktad›r. Çok genifl alanlarda maden arayan flirketler afl›r› miktarda büyük hacimli kaz›lar yap›p milyonlarca metreküp kayay› yerinden ç›kar›p toz haline getirmektedir. Alt›n iflletmelerinde bir ton alt›n ç›karabilmek için 0,5–3,5 milyon aras›nda kayan›n ç›kar›lmas› gerekmektedir. Arsenik, siyanür, asit gibi zehirli kimyasallar a¤›r metallerle ifllenmifl kaya ve topraklara, su kaynaklar›na s›zacak ç›kar›lan kayan›n cevhersiz bölümleri zehirli y›¤›nlar halinde depolanacakt›r. Borular›n patlamas›, siyanür havuzlar›n›n taflmas› gibi büyük ölçekli kazalar meydana gelmese bile hiçbir depolama tekni¤i zehirin sulara ve topra¤a kar›flmas›n› tamamen engelleyememektedir. Madencilik nedeniyle yeralt› ve yüzey sular›na kar›flan arsenik, kobalt gibi kanser yap›c› maddelerin ölümcül etkileri Munzura baraj yap›ld›¤› takdirde kat be kat artacak, e¤er siyanürlü alt›n arama faaliyetleri durdurulamazsa Dersim topraklar›nda ge-

nifl kraterler kalacakt›r. Bunlar›n içi kimyasal sularla dolarak hastal›k üreten çukurlar haline gelecektir. Bergama’dan Hakkâri’ye, Artvin’den, Munzur’a, Kaz Da¤lar›na, Uflak Eflme’ye ülkenin dört bir yan›n› adeta istila eden maden flirketleri neden bu kadar rahat hareket edebiliyorlar? Bergama köylüleri Eurgold firmas› hakk›nda açt›klar› onlarca davay› kazand›klar› halde mahkeme taraf›ndan alt›n arama lisans› iptal edildi¤i halde hiçbir yasa tan›madan siyanürle alt›n ç›karmaya devam ediyor.

Rio Tinto flirketi kimdir? Dünyan›n dört bir köflesinde talanla, gaspla, ölümle birlikte an›lan Rio Tinto’nun alüminyum, bak›r, kömür, uranyum, alt›n endüstriyel mineraller ve demir cevheri alanlar›nda maden ç›karma ve mineral iflleme ifli yapan Rio Tinto, bugün dünyan›n en büyük maden firmas› ve tek bafl›na dünya maden üretiminde %12.5’lik pay ile birinci s›radad›r. 40 ülkede 60’tan fazla faaliyeti bulunuyor. Madencilik yapt›¤› alanlarda yerli halka uygulad›¤› zulüm, sendikalaflmaya karfl› koyuflu ve do¤a tahribat›yla, Rio Tinto kanl› ismini gizlemek için ço¤u zaman yerel flirketleri tafleron olarak kullanarak, yeni alt flirket kurarak ya da küçük maden flirketlerinden topraklar› sat›n alarak ifl yap›yor. Dersim’de de Kanada ve ABD borsalar›nda yer alan Anadolu Madenleri Gelifltirme LTD. flirketini kullan›yor. YAMAfi adl› flirket üzerinden Dersim de 82.000 hektarl›k ruhsat alan›na sahip olan AMDL Tunceli merkez ile Ovac›k aras›nda Bak›r ve Alt›n yata¤› aramaya Sin ve K›z›lviran köylerinde 600 m. derinli¤inde sondaj çal›flmas› yaparak bafllad›. fiirket Jardine Matheson firmas›n›n afyon ticaretinden kazan›lan paras›yla 1873’te ‹berya’n›n Andalusia -Rio Tinto (renkli nehir) bölgesinde maden ç›karmak için kuruldu ve ad›n› bu bölgeden ald›. Birçok iflçi kar›n toklu¤una çal›flt›r›ld› ve 1877–78 aras›nda yüzlercesi silikoz gibi akci¤er hastal›klar›ndan hayatlar›n› kaybettiler. 1936–39 ‹berya Anarflist Devrimi s›ras›nda Rio Tinto bölgesindeki maden havzas› Faflist Franko’nun askerleri taraf›ndan korunuyordu. Rio Tinto’nun Baflkan› 1937’de flirketin genel kurul toplant›s›nda flöyle demiflti: “Maden bölgesi General Franko taraf›n zaptedilmifl durumda oldu¤undan iflçilerle problem yaflamad›k. Sorun ç›karan iflçiler Askeri Mahkeme’ye ç›kar›ld› ve öldürüldü.” Bu politika, daha sonra flirketin G. Afrika’daki ›rkç› yönetimle fiili diktatörü Pinochet ve Endenozya diktatörü Suharto ile kurduklar› iliflkiler için örnek teflkil etti.1984’te Rio Tinto’nun Baflkan› katil maden flirketlerinin ve baraj inflaatç›lar›n›n bak›fl›n› ortaya koyarak flöyle demiflti: “Topraktaki hak onu elde tutma gücünden gelir.” Bu yaklafl›m do¤rultusunda Rio Tinto bazen do¤rudan fliddet uyguluyor; ya da faflistlerle ifl birli¤i yaparak onlar› koruyor, bazen de faaliyetlerine karfl› ç›kan yerli halk›n içinden gruplarla tek tek görüflüyor ve sat›n al›nabilinecek gruplar› halk›n gerçek temsilcisi kabul edip di¤erlerini tan›m›yor ve böylece birli¤i bozuyor.

Bergama’dan sonra s›ra Dersim’de Bu politikay› Eurgold Bergama’da uygulad›, kimilerini para ile kimilerinide ifl vadiyle sat›n ald›. Alt›n aramaya karfl› ç›kanlar›, Bergama köylülerini ise burjuva bas›n arac›l›¤›yla bunlar Almanya’dan para ald›,

bunlar Alman ajan› diye karalamaya çal›flt›. Bugün Dersim’de siyanürlü alt›n ç›karmaya gelen firma da ayn› argümanlar› ve yöntemleri kullanmaktad›r. Özellikle bölge halk›n›n yoksullu¤unu, iflsizli¤in had safhada oluflunu varl›klar›n› sürdürmek için bir gedik olarak görmektedirler. Yoksullu¤un ve iflsizli¤in girdab›nda yüzen, siyanürle alt›n arama çal›flmas›n›n bölge halk› aç›s›ndan nas›l bir y›k›m yarataca¤›n›n bilincinde olmayan baz› Dersimlilerin küçük ekonomik ç›karlar u¤runa flirketin çal›flmalar›na yedeklenmeleri, destekçisi olmalar› kabul edilebilir de¤ildir. Dersim ve siyanürle alt›n arama çal›flmas›n›n yap›ld›¤› bölge halk›n›n karfl›tl›¤›n› referans almayan flirket ekonomik ç›kar amaçl› kendisine yedekledi¤i bölge insan›n› halk›n gerçek temsilcileri olarak görmekte ve çal›flmalar›na devam etmenin gerekçesi olarak ileri sürmektedir. Buradan hareketle bölgedeki yozlaflman›n vard›¤› boyutu anlamak olanakl› olmaktad›r. Özellikle flirketin faaliyetlerine ekonomik ç›kar amaçl› s›cak bakan insanlar›n bilinçlendirilmesi, kazan›lmas›, halk›n toplumsal ç›karlar›n› ve Dersim’in do¤as›n› esas alan bir tav›r almalar›n› sa¤layacak çal›flmalar›n yürütülmesi gerekmektedir. Mevcut karfl›tl›¤›n bilinçli, iradi ve örgütlü bir harekete dönüfltürülmesi ise flirketin faaliyetlerinin Dersim topraklar›ndan sökülüp at›lmas› için olmazsa olmaz bir yerde durmaktad›r.

Yer Dersim olunca burjuva medya suskun… Dünya üzerinde yaratt›¤› tahribatlarla sicili bozulan Rio Tinto’nun Dersim topraklar›ndaki faaliyetlerinin burjuva medyada yer bulmamas› katliam seyircili¤ini ele vermektedir. Bu gün Dersim’de siyanürle alt›n ç›kar›lmas›na karfl› verilen bölgesel tepki d›fl›nda kamuoyunda yaprak k›p›rdamamaktad›r. Bugün burjuva medya Kaz Da¤lar› için aya¤a kalkarken neden Munzur’da çevresel tahribattan tek bir sat›rla bahsetmemektedirler. (Kaz Da¤lar› için oluflan duyarl›l›¤a tabi ki karfl› de¤iliz) Yaz aylar›nda artan orman yang›nlar›na karfl› medya ve burjuva çevreler o kadar ilgi gösterirken ve bir an evvel ormanlar›n söndürülmesi için seferber olurken devletin Dersim’de yakt›¤› ormanlardan tek sat›rla bile bahsedilmemektedir. Bunun nedeni Dersimi di¤er bölgelerden ay›ran muhalif özelli¤i-

dir. Sosyal ve toplumsal olaylara karfl› duyarl› bir halk›n›n olmas› en büyük sebeptir. Osmanl›dan bu yana Dersim üzerine yap›lan seferlerin devam etmesindendir.

Son olarak; * Çeflitli bilimsel disiplinlerde (biyoloji, çevrebilim, arkeoloji, co¤rafya, sosyoloji vb.) oluflan bir bilimsel heyet taraf›ndan acilen ÇED raporu düzenlenmelidir. * Baflta devrimci-sosyalist bas›n olmak üzere görsel ve yaz›l› bas›n arac›l›¤› ile bölge insan›na dayat›lan sosyal ve çevresel y›k›m kamuoyuna tafl›nmal›d›r. * Baflta Dersim yöre dernekleri olmak üzere, çevre örgütlerini ve tüm duyarl› tüm duyarl› kesimleri bir araya getirerek soruna karfl› ortak hareket etmenin zemini yarat›lmal›d›r. * Konunun uzman› bilim adamlar› ve akademisyenlerle paneller ve söylefliler düzenleyerek bölgede oluflacak vahim sonuçlar hakk›nda baflta yöre halk› olmak üzere tüm halk›m›z bilgilendirilmelidir. * Baflka bölgelerde, siyanürlü alt›n ç›kar›lmas›na karfl› oluflturulan platformlarla ve çevre platformlar›yla görüflülerek mücadelenin ortaklaflt›r›lmas› örülmelidir. * Bölge halk›n› harekete geçirmek için Dersim’de acilen siyanürlü alt›n aramaya barajlara karfl› bir platform oluflturulmal›d›r. Ekono-

mik ç›kar amaçl› flirketin faaliyetlerine yedeklenmifl insanlar›n bilinçlendirilmesi ve tavr›n› de¤ifltirmesi için çal›flmalar kurulan bu platform üzerinden yürütülmelidir. Alan›nda uzman› akademisyenler bölgeye götürülerek siyanürün insan ve çevre üzerindeki etkisi anlat›lmal›d›r. * Konuyu uluslar aras› kamuoyuna tafl›mak için baflta Dersim’de olmak üzere özellikle Dersimlilerin, yaflad›klar› yerlerde soka¤a ç›karak tav›r al›fl içerisine girmeleri gerekmektedir. * Dünya üzerinde at oynatan, çeflitli ülkelerde iflçi ve emekçilerin katledilmesinde eli bulunan, çevresel katliama yol açan, faflist diktatörlüklerle birlikte iflçi ve emekçilerin örgütlenmesine ve mücadelesine azg›nca sald›ran Rio Tinto’nun tafleron olarak kulland›¤› AMDL’ye karfl› örgütlü ve birleflik bir mücadele yürütülmesi zorunludur. Kaynak: Partizan dergisi 35–36. say›, Çevre Bakanl›¤› 2006 y›l› raporu, Munzur Çevre Derne¤i bülteni, ‹flçi köylü gazetesi arflivi


İşçi-köylü 9

7-20 Mart 2008

Politik gündem

Ordunun sesi Türk medyas›! Türk medyas› televizyon ve yayg›n da¤›t›m a¤lar› sayesinde genifl kitlerle ulafl›rken ideolojisini de götürüyor. Milliyetçili¤i flovenizmi yükselten halk›m›z aras›nda nefret tohumlar› ekmeye çal›flan medya muhalif bas›na ulaflamayan genifl bir kesimi peflinden sürüklüyor.

Türk ordusu taraf›ndan Irak Kürdistan›’na yönelik bafllat›lan operasyonda burjuva-feodal medya yine performans› ile dikkatleri üzerine çekmeyi baflard›. 21 fiubat günü büyük bir gürültü ile bafllat›lan kara harekât›nda silah› ilk kuflanan yine tahmin edilece¤i üzere medya oldu. Türk medyas› komutanlar›n›n emir telakki etti¤i sözleri ile teyakkuza geçti. K›sa bir zamanda bölgenin haritas› ç›kar›ld›, konunun anl› flanl› uzmanlar› kara harekât›n›n kamuoyuna aç›klanmayan gizil s›rlar›n› televizyonlardan deflifre etti. Hemen her konuda bir uzman bulma ve söz söyleme kabiliyetine ve ‘özgürlü¤üne’ sahip Türk medyas› yine üzerine düfleni fazlas› ile yapt›. Öyle ki bu kadar›n› Genelkurmay Baflkan› bile beklemiyordu. Harekâttan k›sa bir süre sonra “baflkomutanl›k” medyaya nota vererek aç›klamalar›n›n gerçeklere uygun olmas›n›, “objektif” habercili¤in yap›lmas›n› istedi. Genelkurmay’›n bir süredir üzerinde çal›flt›¤› ve uygulamaya soktu¤u “Baflar› umudunun k›r›lmas›” olarak tan›mlanan psikolojik savafl›n en önemli aya¤›n› oluflturan burjuvafeodal medya bas›n eti¤i konusunda hiçbir s›n›r tan›mad›. Operasyonun bafllad›¤› ilk günden “Karak›flta günefl do¤du”, “K›fl

uykusunda bask›n”, “Temizlik bafllad›” manfletlerini atan medya, savafl› bafl›ndan kazanm›flt›. Ancak harekât›n üzerinden k›sa bir süre geçmeden medyan›n yalanlar› da bir bir ortaya ç›kmaya bafllad›. Türk medyas› gemi az›ya iyice al›rken s›n›r› geçen asker say›s› için resmi bir aç›klamay› bekleme ihtiyac› bile duymad›. Kimi yay›n organlar› 10 bin derken kimisi bu say›y› Genelkurmay’›n aç›klamalar› sonras› 3 bine kadar düflürdü. Türk medyas› her asker görüntüsünü flanl› Türk ordusunun meziyetlerini dökmeye gerekçe yaparken bölgede gerçek durum hakk›nda ise inand›r›c› en ufak bir bilgi vermiyordu. Operasyonun -30 derecede yap›lmas›n› bile bir övünç kayna¤› olarak takdim eden Türk medyas› haritaya esasl› bakma zahmetine bile katlanmad›. Kimi kanallar›n Çukurca’da s›f›r noktas›ndan yay›n yaparak “en s›cak” geliflmeleri vermesi ise aymazl›¤›n boyutlar›n› gözler önüne serdi. Türk medyas› Genelkurmay’›n “hedeflere ulafl›ncaya kadar devam edece¤iz” aç›klamalar›na tekmille yan›t verirken hedeflerin ne oldu¤unu sormak ise kimsenin akl›na gelmedi. BBG evi gibi izlendi¤i iddia edilen bölgede hava operasyonlar›ndan sonra yerinde keflif yap›lmak istenmesinin mant›-

¤› sorgulanmad›. “Yastan cepheye”, “Bin terörist namlunun ucunda” manfletleri ile savafl borular› çalanlar›n her biri baflka bir bölgede savaflt›. Kimi bas›n, yay›n organlar› gerillan›n kaçt›¤›n›, da¤›ld›¤›n› iddia ederken Zap bölgesinin Çukurca’n›n karfl›s›nda oldu¤unu savundu. Kimisi Zap’tan 30–40 kilometre ileri gitti. Gerillan›n kay›plar› konusunda da medya yine s›n›r› aflt›. Baz›lar›na göre gerilla 400 kay›p verirken kimilerine göre 300 kay›p verdi. Bilgilerin neye dayand›¤›, nas›l edinildi¤i ise hiçbir zaman aç›klanmad›. Ana haber bültenlerinde PKK gerillalar›n›n arkas›na bile bakmadan kaçt›¤›, büyük darbeler ald›¤› tespitleri yap›l›rken ayn› saatlerde Roj TV’de gerillan›n düflürdü¤ü helikopterin görüntüleri yay›mland›. Medyan›n yalan, ikiyüzlülük ve aldatma üzerine kurulu haber ve yay›n anlay›fl› bir kez daha deflifre oldu. Ölen asker ailelerini konuflturarak duygular›n› sömüren medya ailelerin tepkilerini ise hiç yans›tmad›.

Medya gerçekleri gizliyor! Burjuva-feodal medya operasyonun perde arkas›n›, yap›lan pazarl›klar› ise kamuoyundan gizliyor. Baflbakan Erdo¤an’›n ve Genelkurmay ikinci baflkan›n›n ve Cumhurbafl-

kan› Abdullah Gül’ün ABD ziyaretlerinden hemen sonra gerçekleflen operasyonda ne tür pazarl›klar›n yap›ld›¤› bilinçli bir flekilde gizlendi. ABD’nin operasyon iznini neyin karfl›l›¤›nda verdi¤i aç›klanmad›. Afganistan ve Irak’ta iyice ç›kmaza giren ABD’nin bu bölgelere yönelik Türkiye halk›na yeni ac›lar getirecek projeleri vatan-millet-Sakarya 盤l›klar› alt›nda bo¤uldu. Gates’in aç›klamalar› ile birlikte b›çak gibi kesilen operasyonda Türk medyas› kuyru¤u yine dik tuttu. Türk ordusunu efendilerinin ufla¤› oldu¤u ve çizdi¤i s›n›rlar› geçemeyece¤i sat›r aralar›nda kendine yer bulmad›. Kara harekât›nda yaflananlar medyan›n ilk vukuat› da de¤il.1992 y›l›nda gerçeklefltirilen operasyonda Genelkurmay kay›plar›n say›s›n› çok yans›tmak amac›yla köylü ve korucular› gerilla k›l›¤›na sokarak foto¤raflar›n› çekmiflti. Hürriyet gazetesinde yay›nlanan bu haberler yine tahmin edilece¤i gibi flanl› Türk ordusunun zaferi olmufltu. Hakkâri Da¤l›ca’da 8 askerin esir edilmesi s›ras›nda Genelkurmay

yine medya arac›l›¤› ile askerlerden haber al›nmad›¤›n› kamuoyuna aç›klam›flt›. Oysa askerlerin canl› görüntüleri ekranlara yans›m›flt› bile.

Apoletli medyaya karfl› muhalif bas›n! Son y›llarda gelifltirilen konsept ile psikolojik savafltaki rolü giderek artan medya halk› manipüle ediyor. Türk hâkim s›n›flar› bir yandan muhalif bas›n› engellemek için yeni yasalar ç›kar›rken öte yandan medyaya yat›r›m yap›yor. Gündem gazetesinin yay›nlanmam›fl say›lar› bile toplat›l›rken televizyon ve yay›n organlar› kin kusuyor. Milliyetçi dalgan›n yükseltilmesinde çok etkili bir konumda olan ve görsel bas›n ile desteklenen burjuva-feodal medya gerçekleri halktan gizliyor. Tüm bu yaflananlar dikkatleri medyan›n, bas›n, yay›n organlar›n›n üzerine çekiyor. Sosyalist, devrimci, muhalif bas›n› engellemek için her gün yeni bir yasa ç›karan egemenler, halk›n gerçeklere ulaflmas›n› engelliyor. Ekonomik olarak ablukaya almaya çal›flt›¤› muha-

lif bas›n›n sesinin halka emekçilere ulaflmas›n› engellemeye çal›fl›yor. Yaflanan bu psikolojik savafl ortam›nda gerçekleri ö¤renmek, haber alma hakk›na sahip ç›kmak daha bir anlam kazan›yor. Türk medyas›n›n, ordunun sesi yay›nlar›na yalan ve ikiyüzlü haberlerine karfl› gerçekleri halk›n gelece¤ini ve umudunu resmeden muhalif yay›na ulaflmak acil bir görev olarak önümüzde duruyor. Türk medyas› televizyon ve yayg›n da¤›t›m a¤lar› sayesinde genifl kitlerle ulafl›rken ideolojisini de götürüyor. Milliyetçili¤i flovenizmi yükselten halk›m›z aras›nda nefret tohumlar› ekmeye çal›flan medya muhalif bas›na ulaflamayan genifl bir kesimi peflinden sürüklüyor. Bunun engellenmesi muhalif bas›n›n kitlelere yayg›n bir flekilde ulafl›m›n› sa¤lamak gelifltirilecek araçlar ile gerçeklerin ›fl›¤› ile donatmak olmal›d›r. Abone kampanyalar› sesli ajitasyonlar merkezi da¤›t›mlar vb. araçlar muhalif bas›n›n Türk medyas›n›n milliyetçi flovenist çemberini k›rmada önemli ad›mlar olacakt›r.

Devrimci bas›na tahammülleri yok Mersin Üniversitesi’nde son zamanlarda Mersin Üniversitesi Rektörlü¤ü üniversitedeki devrimci, demokrat, yurtsever ö¤rencilerin okuduklar› ve tan›t›m›n› yapt›klar› devrimci yay›nlar› illegal yay›n sayarak örgüt propagandas› yapt›klar› gerekçeleriyle birçok ö¤renciye soruflturma açt›. Son zamanlarda artan ›rkç› floven gösteriler ile savafl 盤›rtkanl›¤› yap›lan döneme denk bir flekilde ö¤rencilere yönelik sal-

d›r›lar›n da ard› arkas› kesilmiyor. 27 fiubat tarihinde Mersin Üniversitesi yerleflkesi içerisindeki Cumhuriyet alan›nda, üniversitede okuyan YDG, SGD ve Yurtsever Gençlik Hareketi’nden ö¤renciler bir bas›n aç›klamas›yla yaflanan geliflmeleri, soruflturmalar› ve operasyonlar› protesto ederek sosyalist yay›nlar› elden ele da¤›tarak bir eylem gerçeklefltirdi. Yaklafl›k 100’ü aflk›n ö¤rencinin kat›ld›¤› protesto

eyleminde polis ve idare provokasyon yaratmak istedi. Fakat ö¤renciler eylemlerini alk›fllar ve ›sl›klar ile devam ettirdi. Bas›n aç›klamas›nda son zamanlarda operasyonlara ve birçok yasadaki sald›r›lara de¤inilerek, operasyonlar›n ve sald›r›lar›n durdurulmas› talep edildi. Yap›lan bas›n aç›klamas›nda s›k s›k “YÖK, polis, medya bu abluka da¤›t›lacak”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” vb. sloganlar at›ld›. (Mersin)

B a h a r › m i l i t a n c a k a r fl fl›› l a m a n › n z a m a n › d › r ! Egemenlerin parlamentodaki siyasi sözcülerinin türban eksenli bafllatt›klar› “demokrasi”, “özgürlük”, “laik cumhuriyet” vb. gündemli tart›flmalar›n gündemde oldu¤u, ezilen halk kitleleri aras›nda düflmanl›k tohumlar›n›n ekilmeye çal›fl›ld›¤› bir süreçten geçiyoruz. Bunlar egemen s›n›flar›n tarihte s›kça baflvurduklar› yöntemlerdir. Çünkü onlar, emekçilerin birli¤ini parçalamak, ezilenlerin tepkilerini s›n›rlamak, öfkelerini farkl› kanallara ak›tmak için bu ve benzeri hileli yaklafl›mlardan asla vazgeçmemektedirler. Her fleyden önce, egemen s›n›flar bu tür gündemlerle hem emekçi s›n›flar› bölüyorlar hem de emperyalist efendilerinin ç›karlar›na uygun olarak halk kitlelerini arkalar›ndan sürüklüyorlar. Emekçilerin, ezilenlerin, ezilen Kürt ulusunun ve az›nl›k milliyetlerin ekonomik, demokratik, dahas› en s›radan insani taleplerine kulaklar›n› t›kayanlar, üzerlerine militarist güçlerini sürenler, milyonlar karfl›s›nda “demokrasi”, “özgürlük” nutuklar› at›yorlar. Tam da bu yüzden iki yüzlülüklerini teflhir etmek için tarihi ve güncel sorunlar› iç içe ele alacak temelde devrimci pratiklere yönelmek kaç›n›lmaz bir görev olarak karfl›m›zda durmaktad›r. Ve önümüzdeki aylar da, böylesi devrimci görevlerin tereddütsüzce yerine getirildi¤i a¤›r bedeller ödenerek kahramanl›klar›n yarat›ld›¤› aylard›r. Bu aylarda yarat›lan devrimci de¤erleri sahiplenmek, s›radan pratik tutumlarla olmaz. Bunun için yaflanan tarihsel olaylar›, güncel sorunlarla birlefltirecek bir kavray›fl ve bu kavray›fla paralel olarak, koflul-

lara uygun militanca bir durufl sergilemek flartt›r. Her birimiz, sürece bu bilinç ve tarihsel sorumlulukla yaklaflmal›y›z. Mart ay› içinde varolan bu tarihsel olaylar› güncel sorunlarla birlefltirecek tarzda ele alarak ortaya koyaca¤›m›z devrimci militanca durufl, önümüzdeki süreçte belirledi¤imiz devrimci görevleri yerine getirmenin özgüvenini de yaratacakt›r.

Mart ay› uyan›fl›n ve baflkald›r›n›n simgesidir Mart ay› sömürü ve zulme baflkald›ran emekçi kad›nlar›n özgürlük-eflitlik 盤l›¤›n›, militanca durufllar› içeren tarihsel ve özgün bir süreci, k›y›ma u¤rayan halklar›n isyan›n›, ac›lar›n›, idealleri u¤runa kahramanca yarat›lan direniflleri içeriyor. Dolay›s›yla bugün bu tarihsel eylemlerden ö¤renme ve günün bize dayatt›¤› görevleri en üst düzeyde yerine getirme sorumlulu¤uyla yüz yüzeyiz. Bu sorumluluk bize 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nü, 21 Mart Newroz’u, 12 Mart Gazi Direnifli’ni, 31 Mart K›z›ldere Direnifli’ni alanlarda, ruhuna uygun olarak, militanca kutlamay›, 16 Mart Halepçe katliam›n›n sorumlular›n› lanetlemeyi emrediyor. fiimdi görev, bu tarihsel sorumluluklar›m›z› militanca yerine getirmektir. Her devrimci militan Mart, Nisan ve May›s aylar›n› bu bilinçle karfl›lamal›d›r. Bahar›n s›cakl›¤›yla kavgan›n s›cakl›¤›n› birlefltirmek için, 8 Mart Dünya

Emekçi kad›nlar Günü’nü militanca kutlama çal›flmalar›m›z› yo¤unlaflt›rmal›y›z. 8 Mart ezilenlerin kurtulufl mücadelesinde s›n›fsal, cinsel, ulusal bask› alt›nda olan töre cinayetlerine kurban giden, iflsizlikle bo¤uflan, yaflam›n her alan›nda ikinci s›rada an›lan emekçi kad›nlar›n isyan›n›n, özgürlük 盤l›¤›n›n ad›d›r. Bu bilinçle da¤ bafllar›nda, zindanlarda, sokaklarda erkek yoldafllar›yla, kavga dostlar›yla omuz omuza savafla-

rak flehit düflen tüm devrimci, yurtsever ve komünist kad›nlar›n pratikleri, hangi yolda nas›l yürünmesi gerekti¤inin somut ve e¤itici kan›tlar›d›r.

Newroz isyand›r, isyan sürüyor! Newroz, ezilenlerin zulme ve zorbal›¤a baflkald›rmas›n›n ad›d›r. “Böyle gelmifl böyle gider” anlay›fl›n›n reddidir. Aradan bin y›llar geçti. Ama her yeni y›l, Demirci Kawa’lar ile zalim Dehak’lar aras›nda süren savafl›m›n somut ifadesi oldu. Di¤er bir ifadeyle zalimlerin zulmü, karfl›s›nda hep ezilenlerin öfkesini gördü. Ve tarih de, bu çat›flmalar üzerinden yol alarak ilerledi, ilerleyecektir de. Evet, kavga sürüyor. Ve ça¤›m›z›n zalim Dehak’lar› da emperyalistler, iflbirlikçileri ve uflaklar›d›r. Bugün Newroz bayram›n› kutlayacak olan Ortado¤u halklar› emperyalistlerin kuflatmas› alt›ndad›r. ‹flgalciler böl-yönet politikalar›yla halklar› birbirlerine bo¤azlat›yorlar. Yoksulluk, sefalet, sürgün ve göçler bölge halk›n›n günlük yaflam›n›n bir parças› haline geldi. Bu durumu tersine çevirmenin yolu, “demokrasi”, “özgürlük” ad›na bölgeyi iflgal eden sömürü ve zulüm politikas›nda hiçbir s›n›r tan›mayan emperyalistlere ve bölgedeki iflbirlikçilerine ve uflaklar›na karfl› her milliyetten emekçilerin birli¤ini sa¤lamaktan geçer: E¤er bu birlik sa¤lan›rsa, ça¤›m›z›n yeni Dehak’lar›n›n ak›beti öncekilerden farkl› olmayacakt›r. Bu aç›dan bak›ld›¤›nda Newroz’un içeri¤ini boflaltmaya çal›flan her türlü anlay›fla karfl› da mücadele etmeliyiz. Newroz isyand›r ve O’nu özüne uygun kutlamak, Irak topraklar›nda iflgalcilere suç ortakl›¤› yapmay› de¤il, savaflmay› emreder.

Newroz ezilenlerin kardeflli¤idir; zalimlerle ayn› sofrada oturmay› de¤il, ezilen halklarla ac›lar›, sevinçleri paylaflarak savaflmay› zorunlu k›lar. Yaflad›¤›m›z topraklarda Newroz bayram›n› kutlamak, uluslar›n kendi kaderini tayin hakk›n› kay›ts›z-flarts›z savunarak, TC’nin içerde ve d›flar›da Kürt halk›na dönük yürüttü¤ü imha ve inkar politikas›na karfl› mücadele etmektir. Bu tarihsel sorumlulukla ›rkç›l›¤a, flovenizme, imha operasyonlar›na karfl›, Kürt halk›n›n somut taleplerini içeren pankartlar›m›zla, sloganlar›m›zla alanlara ç›kal›m.

K›z›ldere direnifli devrimci dayan›flman›n ve bafl e¤mezli¤in tarihidir! 31 Mart K›z›ldere direnifli; düflman›n kuflatmalar›na, “teslim ol” ça¤r›lar›na karfl› “biz buraya dönmeye de¤il, ölmeye geldik” diyen devrimci bafl e¤mezli¤in fliar›n› hayk›r›yordu. Di¤er bir ifadeyle, katillerin ça¤r›lar› direnifl duvar›na çarparak parçalan›yordu. K›z›ldere; yaln›z direniflin de¤il, ayn› zamanda devrimci dayan›flman›n da en güzel örneklerinden biridir. Deniz, Hüseyin ve Yusuf’lar›n idamlar›n› engellemek için THKP-C ve THKO önder kadrolar›, militanlar› hayatlar›n› seve seve feda ettiler. Devrimci militanl›¤›n, devrimci dayan›flman›n, yoldaflça ba¤l›l›¤›n zay›flad›¤› günümüz koflullar›nda bu tarihsel pratikten ö¤renmek bir görevden öteye, zorunluluktur. Bu kahraman devrimcileri bugün anman›n anlam› da yarat›lan de¤erleri sahiplenmekten geçer. Bu de¤erlerden uzak bir duruflla ne K›z›ldere an-

lafl›l›r ne de an›l›r. Çünkü K›z›ldere’yi anlamak küçük hesaplar›n de¤il, büyük davan›n militan› olmakt›r. Sonuç olarak; bu özgün sürecin görevlerini en iyi flekilde yerine getirmek için “örgütlenerek örgütleme” anlay›fl›na uygun olarak hareket etmeliyiz. Güçlerimizi örgütlemeden, kolektif bir hareketi yaratmadan ne yeni güçlere ulaflabiliriz ne de da¤›n›k ve hareketsiz olan güçlerimizi harekete geçirebiliriz. Ayn› zamanda harekete geçmeden, örgütlenmemizi de sa¤lamlaflt›ramay›z. Çünkü; bu pratikler karfl›l›kl› olarak birbirini besler ve güçlendirir. Bu tarihsel günlerin ileri kitlelerin haf›zalar›nda önemli bir yer tuttu¤unu biliyoruz. O halde bu dönemlerde planl› bir kitle çal›flmas›nda yo¤unlaflmal›y›z. Daha genifl kesimleri alanlara, anma toplant›lar›na katmak için, genel ça¤r›larla yetinmemeliyiz. Somut görevlendirmeler, geçici özgün örgütlenmeler yaratmal›y›z. Bu örgütlülükler vas›tas›yla her tarihsel günün anlam› ve bugün bize yükledi¤i sorumluluklar üzerinde tart›flmal›y›z. E¤er bu de¤erlendirmeleri güncel görevlerle bütünlefltiremezsek, yetersiz ve eksik kalaca¤› aç›kt›r. Çünkü sorun yaln›z yaflanan› hat›rlama de¤ildir. Daha da önemlisi, tarihi tecrübeleri bugünkü görevlerimizi baflarmak için güçlü bir silaha dönüfltürmektir. Görevlerimize bu bilinç ve sorumlulukla yaklaflt›¤›m›zda her fleyin var olandan daha iyi olaca¤›n› yaflayarak görece¤iz. Buna inanmal›y›z. Ve bu inançla çal›flmalar›m›z› yo¤unlaflt›rmal›y›z.


İşçi-köylü 10

Söyleşi

7-20 Mart 2008

Rejim, dozunu kendi ayarlad›¤› dinci gericili¤e ihtiyaç duyar S Ö Y L E fi ‹ - Emekçi halk y›¤›nlar›n›n yoksullaflmas›na, kazan›lm›fl haklar›n ellerinden al›nmaya baflland›¤›, kitlelerin s›n›rötesi operasyona kilitlendi¤i bir dönemde ortaya ç›kan ve egemen kliklerin çat›flmas›yla gündeme oturtulan türban meselesinin böylesi bir dönemde tart›fl›lmas›n› nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Bir kere hangi zemin üzerinde durdu¤umuz, neyi tart›flt›¤›m›z, neden bahsetti¤imiz konusunda kafam›z›n aç›k olmas› gerekir. Sürekli bir türban sorunu var ama tart›flma son dönemde alevlenmifl durumda. fiimdi bu tart›flman›n taraflar› var. Bir tanesi hükümet, bir tanesi YÖK, bir tarafta rektörler vs. Bir kere bu türban› savunanlar bizzat kad›nlar›n kendisi de¤il. Onlar ad›na erkekler konufluyor do¤al olarak. Bu kad›nlar ad›na konuflanlar›n özgürlük diye bir problemi yok. Birincisi bu, ikincisi üniversite denilen kurumlar›n, rektörlerin bilimle bir ilgisi yok. Hükümetin demokrasi ve özgürlükle ilgisi yok. Fakat türban› araçlaflt›ran siyasal ‹slamc›lar›n da esas olarak dinle bir ilgisi yok veya dinle iliflkileri retorik düzeyde kal›yor... As›l sorunumuza gelirsek, bu tart›flmalarla ne kotar›lmak isteniyor. Kim burada neyi hesap ediyor. fiöyle bir parantez açmak laz›m. Rejimin dozunu kendi ayarlad›¤› bir dinci gericili¤e her zaman ihtiyac› oldu. Dolay›s›yla ortada laik bir rejim hiçbir zaman olmad›. Fakat laiklikten çokça bahsediliyor. Türkiye laik de¤ildir, dinin ifllevi, konumu Osmanl› ‹mparatorlu¤undakinin bir benzeri, bir varyant›d›r ki o dahi Bizans’takinin bir varyant›d›r. Yani din devletin tam da göbe¤indedir ve iktidar taraf›ndan araçlaflt›r›l›yor... Dini araçlaflt›r›yor çünkü rejim kendi ideolojisine dayanarak yönetemez. Kitleleri aldatma yetene¤i yetersiz kal›yor. O zaman modernist ideolojiye dinin efllik etmesi gerekiyor(…) Bu flu demek devlet dine bu kadar kar›fl›rsa istesen de istemesen de din de devlete kar›fl›r... Fakat bunu da aflan bir fley daha var: Söz konusu olan politik ‹slam’d›r. Yani iktidara aday olan siyasi amaçlar› olan bir ekip taraf›ndan din araçlaflt›r›l›yor. Yani dini laikçi cephe kendi amaçlar› için araçlaflt›r›rken di¤er taraf, Politik ‹slamc›lar da ayn› dini iktidara gelmek üzere araçlaflt›r›yor... Daha kapsay›c› bir flekilde araçlaflt›r›yor. Dolay›s›yla bir taraf laik de¤il. Öbür taraf›n da dinle bir iliflkisi tamamen söylemden ibaret yani. Dinin as›l kaynaklar›na gönderme yapt›klar› yok. Bir iktidar mücadelesi var arada. Bu durum gözden kaçarsa, tart›flmalar›n da yanl›fl bir mecraya sürüklenmesi kaç›n›lmaz hale gelir, nitekim öyle oluyor. Kendine laik diyen cepheyle türban› araçlaflt›ran cephe aras›ndaki mücadele bir rant ve iktidar kavgas›. Fakat bunu bir taraf özgürlük olarak sunarken bir taraf da diyor ki bu laikli¤e ayk›r›d›r. ‹flte laiklik de cumhuriyetin temelidir vs. vs. Bu tart›flma bafll› bafl›na toplumda bir yan›lsama yaratmakla birlikte son zamanlarda bunun gündeme gelmesi baflka bak›mlardan birçok fleyin üstünü örtmek, birçok fleyi geri plana atmak veya tart›fl›lmas› gereken birçok fleyin gözden kaçmas›n› sa¤lamak amac›na hizmet ediyor. Veya sonuç itibariyle durum

Ülke gündemi, bir yandan Kürt halk›na yönelik s›n›r ötesi ve içi askeri, politik vb. sald›r›larla yo¤unken di¤er yandan Türk hakim s›n›flar› aç›s›ndan iktidar-rant kavgas› durumundaki türban tart›flmalar›yla ilerliyor. Araflt›rmac›-yazar Doç. Dr. Fikret Baflkaya’yla, gündemdeki sorunlar› konufltuk ve görüfllerini ald›k...

budur. Demokratikleflmeden, özgürlükten, insan haklar›ndan bahsediyorlar. Ben de diyorum ki Tuzla Tersanelerine bak anlars›n. Daha onun gibi say›s›z örnekler var. Bu rejim tamamen kompradorlaflm›flt›r. Rejimin kompradorlaflmas› demek o rejimin o topluma ve onun sorunlar›na külliyen yabanc›laflmas› demektir. Yani emperyalist oligarflinin bir parças› olan yerel oligarfli tamamen kompradorlaflm›fl durumdad›r ve baflka türlü olmas› da mümkün de¤ildir. Velhas›l bu ülke insan›na ve onun sorunlar›na yabanc›laflm›fl bir rejim demeye geliyor. Dolay›s›yla sorunu tart›fl›rken çok daha kapsay›c› bir bütün içine oturtmak gerekir. O zaman bu kay›kç› kavgas›n›n kimin için ne anlama geldi¤ini anlamak kolaylafl›r... - Önceki senelerde Genelkurmay Baflkanl›¤›’n›n AKP’nin yürürlü¤e koymak istedi¤i yasalar karfl›s›nda kulland›¤› söylemler oldukça sertti. Ancak türban sorunuyla ilgili Genelkurmay Baflkanl›¤› taraf›ndan difle dokunur bir aç›klama olmad›¤› gibi o cephede sessizlik hâkim. Bunu nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Cumhurbaflkanl›¤› seçimi arefesinde biliyorsunuz Genelkurmay taraf›ndan kendi internet sitesine bir bildiri konulmufltu. O bildirinin yay›nlanmas›ndan sonra ikinci günde Dolmabahçe’de Baflbakanla Genelkurmay Baflkan› ikili bir görüflme yapm›fllard›. San›yorum o toplant›da Genelkurmay’la

hükümet anlaflt›. Genelkurmay hükümete dedi ki “siz türban konusunda istedi¤inizi yapabilirsiniz. Fakat Kürt sorunu konusunda da herhangi bir dahliniz olmas›n”. Tabi bu Amerika’n›n istekleri ve siyasetiyle örtüflüyor. Bu bir NATO ordusu. Netice itibariyle Amerika hilaf›na bir fley yapma flans› yok. Hükümet zaten Amerika’n›n paketleyip sundu¤u bir hükümet. Bunlar› yan yana koydu¤unuz zaman durum netlefliyor... Dolay›s›yla Genelkurmay’›n tavr› anlafl›l›r hale geliyor. Genelkurmay Kürt sorununu bana b›rak dedi¤i zaman bunu çözece¤i anlam›na gelmiyor. Böyle bir amac› yok. Tam tersine çözmemek için bana b›rak diyor. Çünkü Kürt sorununun çözümü ordu bak›m›ndan çok büyük bir flans›n kaybedildi¤i anlam›na gelir. Çözülmesin demezler ama onlar›n çözümü kendi kafalar›ndaki çözümsüzlüktür... - Türban›n serbest olmas› ya da olmamas› konusuna siz nas›l yaklafl›yorsunuz? Üniversite’de türban diye bir fleyin tart›fl›l›yor olmas›, onun üniversite olmamas›ndan ileri geliyor. Üniversite denilen kurumlar esas itibariyle 12 Eylülde dizayn edilmifl yar›-askeri kurumlard›r ve bilimle pek ilgileri oldu¤u söylenemez. Bunlar sivil elbiseyle askerlik yap›lan kurumlar gibi... 12 Eylülle birlikte Türkiye’deki yüksek ö¤retim kurumlar› militarize edildi. Rektörler laiklik için kazan kald›rd›¤›nda as›l kayg›lar› kendi statülerini, ayr›ca-

l›klar›n›, iktidarlar›n› korumakt›r. Yoksa bilim, laiklik gibi kayg›lar› yok ve olamaz... Dolay›s›yla üniversite, üniversite olmad›¤› için baflörtüsü sorunu gündeme geliyor. O zaman yap›lacak fley türbandan önce üniversiteleri tart›flmakt›r. Üniversiteleri siz gerekti¤i gibi tart›fl›rsan›z türban da önemsiz bir ayr›nt› haline gelir... Dolay›s›yla burada da bir kafa kar›fl›kl›¤› var. Mesela k›zlar için imam hatip okulu açarsan›z bafllar› kapal› olursa, üniversite kap›s›na geldi¤inde kafan› aç demek abes olur... O zaman yap›lacak fley, devlet gerçekten laik bir devlet gibi davranacak ve asla din alan›na kar›flmayacak. Yani siyaset hiçbir dini ifllev görmeyecek. Din de hiçbir siyasi ifllev görmeyecek. Böyle oldu¤u zaman bu tür tart›flmalara gerek kalmaz. Ben üniversiteye bilimin girmemesinden dolay› bu tür tart›flmalar›n yap›ld›¤›n› düflünüyorum(…) Onun için bu kurumlar›n kendisini tart›flmadan k›yafeti, baflörtüsünü tart›flmak abesle ifltigal. - Türban sorunu, s›n›r ötesi operasyon, SSGSS gibi emekçilere dönük sald›r›lar›n ve kriz söylentilerinin artt›¤› gündeme yönelik son olarak söyleyecekleriniz nelerdir? Krizden söz etti¤iniz zaman herkesin krizi kendine asl›nda. Sermaye için ifade etti¤i anlamla, iflsiz olan ve ifl bulma umudunu yitirmifl olan iflçi ya da üretti¤ini yok pahas›na satmak zorunda kalan köylü için farkl› anlamlara

sahiptir. Türkiye’nin büyüme konusunda 2002’den sonra harikalar yaratt›¤› söyleniyor. Bu söylemi irdelerseniz o kadar da parlak fleyler olmad›¤› görürsünüz. Finans oyunlar›yla mesela daha yüksek bir büyüme rakam› ilan edebilirsiniz. Bunu yap›yorlar. O zaman fluna bakacaks›n›z. Bu zaman zarf›nda ne kadar insan yeni ifl bulmufl, bu zaman zarf›nda insanlar ne kazanm›fl, gelirlerindeki art›fl ne kadar olmufl, ne kadar esnaf iflas etmifl. Dolay›s›yla ekonomik büyüme kalk›nma de¤ildir. Sermayenin büyümesinin de toplumsal refahla bire bir iliflkisi yoktur. Bir tak›m rakamlar›, finansal ak›mlar› fliflirerek s›cak paraya yüksek faiz vererek vaziyeti kurtard›lar. fiimdi yavafl yavafl denizin kurumakta oldu¤unu görüyorlar. Zaten bu sadece Türkiye’de de¤il d›flar›da da böyledir. Baflta Amerika olmak üzere tabii. Yani bundan sonra bu aç›dan dahi problemli bir döneme girilece¤i anlafl›l›yor. Rejim bu aflamada bask›c› gücünü daha da art›racakt›r. Devlet terör rejimi daha da tahkim edilecektir. Niyetleri o, baflka bir fley yapamazlar. O yüzden emekçileri bekleyen tablo önümüzdeki dönemde daha da kötüleflebilir. Fakat tabi flöyle bir fley var. Sald›r› olan yerde karfl› sald›r› da vard›r. Bu eflyan›n do¤as›nda olan bir fleydir. Tarih bilinci bize bunu gösteriyor. Sald›r› an›nda bir karfl› sald›r›yla karfl›laflmayabilir. Biraz gecikebilir ama bu sald›r› karfl›l›ks›z kalmayacakt›r. Karfl›l›ks›z kalmamas› emekçi s›n›flar aç›s›ndan mutlaka ayd›nl›k bir yere yol ala-

bilir mi bu ayr› bir tart›flma konusu ama o zaman sizin daha fazla haz›rl›kl› olman›z laz›m. Tutarl› bir politik sosyal ekonomik program›n›z›n olmas› laz›m. Yani bir umut oda¤› haline gelmifl olman›z laz›m ki, sonuç emekçi s›n›flar lehine çevrilebilsin. Dolay›s›yla bir kriz olur otomatik olarak buradan siz kârl› ç›kacaks›n›z diye bir kaide yok. Tarihte de böyle. Bu sald›r› karfl›s›nda insanlar sessiz ve tepkisiz kalmaz, kalmayacak. Bu demek de¤ildir ki, bunun sonucunda bunak burjuva düzenini aflacak bir rotaya girilecek. Böyle bir kesinlik yok. Muhalefet bölük pörçük ve hiç birinin do¤ru dürüst bir politikas› yok. ‹nand›r›c› bir toplum projesi, insanlara umut verecek bir yan› yok. Ama buna ra¤men mücadele tabii ki devam edecek. Küreselleflme denilen emperyalist sald›r›, kapitalizmin tarihindeki en büyük sald›r›lardan biri. Dolay›s›yla karfl›l›ks›z kalmayacak. Ancak bu sefer ilave bir fley var: Durum bu sefer çok daha vahim, çok daha ciddi ve çok daha tehlikeli. Sermaye uygarl›¤› sadece sosyal kötülükler yaratmakla kalm›yor. Ekolojik kötülükler de yarat›yor. Yaflam›n kayna¤›n› yok etme yönünde h›zla yol al›yor. Bu da flunu gösteriyor, vakitlice hareketi geçip, elimizi çabuk tutup bu süreci önce durdurmak sonra da tersine çevirmek... Eskiden komünizm insanl›¤›n kurtuluflu için gerekliydi. fiimdilerde bizzat insanl›¤›n varl›¤›n› kurtarmak için gerekli... Zira insanl›k ve uygarl›k ciddi bir tehdit alt›nda...

Kürt sorununu çözmek için s›n›rlar› aflmaya gerek yok

Bu tart›flmalar›n ortas›nda PKK’ye yönelik oldu¤u söylenen S›n›r ötesi operasyon gerçeklefltiriliyor. Bu operasyon Ortado¤u projesini hayata geçirmek olarak m› görülmeli. Bu operasyonda ABD’nin rolü nedir? S›k s›k diyorlar ki Türkiye Amerika’n›n stratejik orta¤›. Dünyada birçok yalan var ama bu kadar› zor bulunur. Emperyal bir gücün stratejik orta¤› olmaz. Sadece vasali, uydusu, kuklas› olur ama asla stratejik orta¤› olmaz. Amerika gibi bir güç ne yaps›n stratejik ortakl›¤›. Ne yaps›n Türkiye’nin stratejik ortakl›¤›n›. Sadece seni kullan›r ve atar. B›rak›n emperyal Amerika’n›n Türkiye stratejik orta¤› olmas›n› ‹ngiltere bile onun stratejik orta¤› olamaz. Çünkü bu imparatorlu¤un mant›¤›na ters bir fleydir. Durup dururken karfl› tarafa niye angaje olsun. Gerekti¤inde kullanabilece¤iniz

bir taraf varsa kullan›rs›n›z. Amerika’n›n, bir dünya hegemonya projesi var. Ad› Ortado¤u Projesi olsa da, baflka fley olsa da fark etmez, yar›n ad› de¤iflir bunun bir önemi yok... Ama Amerika’n›n Ortado¤u’yu denetlemeye oradan muhtemelen baflka ülkeleri, ‹ran’›, Çin’i, Hindistan’› kuflatmaya ihtiyac› var. Amerika’n›n global ç›karlar› aç›s›ndan Ortado¤u’ya ihtiyac› var. fiimdi buna Büyük Ortado¤u Projesi deniyor. Daha önce bir Ortado¤u ‹slam Ortak Pazar› vard›. Mant›¤› ayn›yd›. Amerika’n›n 21. yy’da planlad›¤› yüzy›l›n kendi yüzy›l› olmas›n›n yolu Ortado¤u’dan geçiyor. Yani niyet bu. Orada en güvenilir olarak Irak’›n kuzeyi olan Kürtlerin yaflad›¤› bölge var. fiimdi oray› kullan›yor ama ilerde de kullanmak üzere orada bulundu¤u belli. Yani çekilirse orada konumlanmak istiyor. Dolay›s›yla Kürtlerle iyi geçinmesi laz›m. Fakat Türkiye’nin bu

proje bak›m›ndan baflka önemi var (asker yollamak vb). O nedenle Türkiye’yi de gücendirmeyecek ara bir yol bulmas› gerekiyor. Mesela diyor ki siz PKK ile mücadele için hava operasyonu yapabilirsiniz ben de size istihbarat temin ederim. Ondan sonra gerekirse s›n›rl› bir kara operasyonu da yapabilirsiniz. Ondan sonra Irak Kürtlerine de siz biraz anlay›fll› olun diyor. Bir taraftan da bir denge politikas› söz konusu. Hem bu taraf› idare etmek hem o taraf› idare etmek. Yüzy›ll›k Kürt tarihine bakt›¤›m zaman Kürt hareketine önderlik edenlerin maalesef siyaseten son derece basiretsiz oldu¤unu söyleyebilirim. Yani emperyalist bir güce dayanarak bir fleyler kazanmak bu dünyada olacak bir fley de¤il. Eflyan›n tabiat›na ayk›r› olan bir fley. Tabi buna raz› olanlar›n s›n›fsal durumuna bakmak laz›m. Emekçi Kürt halk›n› m› temsil ediyorlar yoksa kendilerini mi? Bu ayr› bir sorun ama önemli bir sorun. Türkiye aç›s›ndan bakt›¤›m›z zaman ne hava ne de kara operasyonu Kürt sorununu çözmek için yap›lan bir fley de¤il. Baflka amaçlar›n hizmetinde olan bir operasyon bence. Çünkü Kürt sorununu çözmek için s›n›rlar› aflmaya gerek yok. E¤er gerçekten böyle bir niyeti olsa, sorunu kayna¤›nda ele al›r... Fakat sakatl›k daha sorunun ad›n› koyarken bafll›yor. Çözüm için ne öneriyorlar? ‹flte oraya yat›r›m yap›ls›n, oraya daha çok kaynak aktar›ls›n. Kürt sorunu böyle mi çözülür?

Hiçbir zaman bu kafayla çözüm olmaz... Fakat içe yönelik bir operasyon oldu¤unu söyleyebilirim ayn› zamanda. Böylece kamuoyunu rahatlat›yor. PKK’nin kökünü kaz›yoruz, terörle mücadele ediyoruz diyorlar... Tabi bunun ayn› zamanda toplumu militarize eden, ordunun konumunu da takviye eden bir ifllevi var. Daha çok ekonomik kayna¤›n ordu taraf›ndan kullan›lmas› anlam›na da geliyor. Durum budur. Hava operasyonu olsun kara operasyonu olsun bence içe dönük yan› daha önemli. Kamuoyunu etkilemek üzere bu tür operasyonlara ihtiyaçlar› var... Önce toplumda bir milliyetçi histeri yarat›yorlar. Kendi yaratt›klar› histeriyi bahane ederek baflka fleyler yap›yorlar. Netice itibariyle devletin bask›c› karakterini takviye için bir f›rsat ele geçiriliyorlar... Bir tak›m bask›c› yasalar› dayatmak için zemin yarat›yorlar. Bir kere bu rejimin niteli¤i hakk›nda kafalar›n net olmas› laz›m. Egemenlerin oluflturdu¤u ve dayatt›¤› gündemlerin d›fl›nda kendi gündemimizi yarat›r bir duruma gelmemiz gerekiyor. Türkiye’nin ABD’nin ‹ran’a sald›rmak için gerekçeler yaratt›¤› dönemde ‹ran’la yapt›¤› dostane ziyaretlerden sonra son yapt›¤› ‹ran’› elefltiren ‹srail’i destekleyen aç›klamalar› düflündü¤ümüzde yap›lan ABD ziyaretlerinde uzlaflmaya var›lan anlaflmalar›n bugün ortaya ç›kt›¤›

ve uygulanmaya bafllad›¤›n› söylemek mümkün mü sizce? Kuruldu¤u günden beri TC devleti ‹srail’in en yak›n destekçisi oldu. Bölge halklar› ne zaman Siyonizm’le çat›flmaya girse, hep Siyonizm’in yan›nda yer ald› Türkiye. Tabi bunu her zaman aç›kça ifade etmedi ama bu hep böyleydi. Bugün de¤iflen bir fley yok. fiimdi her zamankinden daha çok Siyonist rejimin destekçisi. ‹srail de zaten tipik bir bölge devleti olmaktan çok emperyal gücün Ortado¤u’ya taflm›fl bir versiyonu. Tuhaf bir devlet. Amerika size istihbarat imkan› sa¤lad›¤›nda onu bedava yapmaz. Dolay›s›yla BOP denilen projenin çerçevesinde buna izin veriyor. Ve bir tak›m fleyler karfl›l›¤›nda tabii. Türkiye’nin ‹ran’la iliflkilerini kesmesini, Afganistan’a daha çok asker, baflka fleyler istiyor. Her zaman verilen tavizler emekçi halka fatura edilmek flart›yla... Yani Amerika durup dururken size hava operasyonu yap demiyor. fiunu yap ama karfl›l›¤›nda da bunu yap diyor. Dikkat ederseniz müthifl bir trafik var. D›fliflleri Bakan› gidiyor. Baflka birisi geliyor. Amerika Baflkan Yard›mc›s› gelecek, vs. Ki, zaten bu trafik son bir buçuk senedir oldukça yo¤un. Hayra alamet bir durum olmas› mümkün de¤il bu trafi¤in. Türkiye’de önümüzdeki günlerde daha fazla insan›n yaflam›n› ve gelece¤ini angaje eden daha netameli fleyleri beklemek sürpriz olmamal›. Süreç yol al›yor, o kadar uzak ihtimal de¤il. Çok k›sa zamanda bir bir ortaya ç›kacak.


İşçi-köylü 11

7-20 Mart 2008

Kavga okulu

Parti de¤erlerini sahiplenmenin ad›d›r Ahmet Muharrem Çiçek Her yoldafl›m›z farkl› özellikleriyle var olmufllard›r s›n›f savafl›m›nda. Her biri bugün eksiklerimizin ve yetmezlerimizin ortadan kald›r›lmas›nda bizlere ›fl›k tutacak birer meflale olan bu özellikleri sahiplenmek ve onlar› yaflama geçirmek son derece önemlidir. Bu olgu ayn› zamanda pratikten ö¤renmektir.

A. Muharrem Çiçek Parti ve devrim flehitlerinin ideallerini kuflanmak kuflkusuz çok önemli bir olgudur. Ancak sürekli yaz›lan, vurgulanan bir gerçek vard›r ki, o da flehitlerimizi sahiplenmenin onlar›n kavgalar›n› devralmadan, kavgalar›n› bizlere devrettikleri yerden sürdürmenin bilincini a盤a ç›karmadan ve bunu prati¤e uygulamadan bu sahiplenmenin en önemli aya¤›n›n eksik oldu¤udur. Bizim için as›l ve önemli olan bu noktay› kavramadan flehitlerimizi sahiplenmek duygusal bir sahiplenmekten öte bir anlam ifade etmemektedir. fiehitlerimizin son anlar›nda hayk›rd›klar› sözleri hat›rlad›¤›m›zda hep bu gerçeklikle karfl›lafl›r, flehitlerimizin de bizlerden bunu bekledi¤ini görebiliriz. Bu konudaki en somut örnek Halil Çak›ro¤lu yoldafl›n “Partiyi güçlendirin, sizlere gü-

Ustalardan mücadelemize ›flfl››k tutan sözler ✔Dünya ilerliyor, gelecek ayd›nl›kt›r, tarihin bu genel ak›m›n› hiç kimse de¤ifltiremez. Halk›n zafere güvenini sa¤lamaya yard›m etmek amac› ile dünyan›n geliflmesi ve parlak gelece¤i hakk›nda halk aras›nda durmadan propaganda yapmal›y›z. Mao, Seçme Sözler, s. 46 ✔Nereye giderlerse gitsinler, yoldafllar›m›z y›¤›nlarla iyi iliflkiler kurmal›d›rlar, y›¤›nlarla ilgilenmelidirler ve karfl›laflt›klar› zorluklar› yenmeleri için onlara yard›m etmelidirler. Halk y›¤›nlar›yla birleflmeliyiz ve ne kadar çok kifliyle birleflirsek, o kadar iyi olacakt›r. Mao, Seçme Sözler, s. 89

veniyoruz” fliar›nda somutlanmaktad›r. Bu fliar asl›nda tüm flehitlerimizin bizlerden bekledi¤i görevlerin hayk›r›lmas›d›r. Bu anlamda bizlere düflen görev de bu gerçekli¤e uygun hareket etmektir. Çünkü s›n›f mücadelesinin engin denizinde yaflam›n› feda edenler ancak s›n›f mücadelesinin kabaran dalgalar›nda yaflat›labilirler. Bizlerin flehit yoldafllar›m›z›n yaflamlar›n› ele al›rken üzerinde durmam›z gereken en önemli olgu, yaflamlar›n› feda edebilecek kadar ba¤l› olduklar› kavgada öne ç›kan özelliklerini ileriye tafl›mak ve onlardan ö¤renmesini bilmektir. Her yoldafl›m›z farkl› özellikleriyle var olmufllard›r s›n›f savafl›m›nda. Her biri bugün eksiklerimizin ve yetmezlerimizin ortadan kald›r›lmas›nda bizlere ›fl›k tutacak birer meflale olan bu özellikleri sahiplenmek ve onlar› yaflama geçirmek son derece önemlidir. Bu olgu ayn› zamanda pratikten ö¤renmektir. ‹flte bu anlamda her yoldafl›m›z gibi Ahmet Muharrem Çiçek yoldafl›m›z›n da bizlere devretti¤i büyük bir gelenek vard›r. Muharrem yoldafl Proletarya Partisi’nin sokak çat›flmas›nda flehit düflen ilk savaflç›s› ve üyesi olmas›n›n yan› s›ra parti de¤erlerinin korunmas› ve sahiplenilmesinin de en önemli örne¤ini sergileyerek ölümsüzleflti. Çiçek, TKP/ML üyesi ve ‹stanbul bölgesi gerilla komutan› olarak 19 Mart 1973 tarihinde ‹stanbul fiehremini’de ölümsüzler kervan›na kat›ld›. “... ‘Teslim ol’ devrimci sloganlarla y›rt›l›yordu Kaflgarl› Mahmut Soka¤›’n›n boyun e¤mifl suskunlu¤u. Bir an geldi ki silahlar sustu. Belli ki yeni bir taktik deneyeceklerdi. ‹lhan’›n yan›na kofltu Apo (A. Muharrem) ‘nas›ls›n ‹lhan arkadafl’ dedi, gözlerini açam›yordu ilhan, ‘iyiyim merak etme beni’ diye zorlukla yan›tlad› Onu. Devam etti Apo; ‘‹lhan arkadafl ben galiba burada ölece¤im, öyle görünüyor. Göreyim seni iflkenceden bafl›n dik ç›k ve hakk›n› helal et.’ Bu bir veda an›yd›. ‹ri sözleri yoktu ki söyleyecek. Hem sevmezdi de böylesini Apo. Paylafl›lan ortak de¤erleri, kavgay› emanet etmeyi, birlikte dökülmüfl al›nterini ve yaflan›lan güzellikleri s›¤d›racak baflka sözcük bulamam›flt›… Nihayet camlar k›r›ld›, içeri dolmufllard›. Yaral› Apo’yu öldürdüler. Kafas›na ard› ard›na iki kurflun s›kt›lar.” Böyle anlat›yordu ayn› evde yakalanan Kutsiye Bozoklar, Ahmet Muharrem’i. Son mermisine kadar düflmanla girilen çat›flmada mermisi bittik-

Pusula Tart›flmalar›m›z› pratik üzerinden yürütmeliyiz! S›n›f mücadelesinde genel anlamda geliflmelerin ana yönünü ve ortaya ç›karaca¤› sonuçlar› tespit etmek tek bafl›na bir anlam ifade etmez. Yap›lan bu belirlemelerin anlam kazanmas› için, bu geliflmelere uygun olarak çok yönlü ve kapsaml› pratik ad›mlar atmak gerekir. Çünkü bu ad›mlar, bizim sorunlara daha çok vak›f olmam›za, tart›flmalar› akademik düzeyden ç›kararak daha somut noktalar üzerinde yo¤unlaflt›rmam›za vesile olacakt›r. Bugün aç›s›ndan bakt›¤›m›zda neredeyse her devrimci yap›, devrimci saflardaki yozlaflmadan, önderlik sorunundan, mücadelenin ve koflullar›n zorlu¤undan söz ediyor. Elbette ki bunlar›n tart›fl›lmas›na yol açan bu sorunlar›n varl›¤›d›r. Dolay›s›yla sorunlar›n varl›¤›na dikkat çekmek, bu yönlü tart›flmalar yürütmek gereklidir. Ama daha da gerekli olan ortaya ç›kar›lan sonuçlar do¤rultusunda pratik ad›mlar

atmakt›r. Prati¤in önemi, prati¤in belirleyicili¤ine dair yap›lan vurgular›n nedeni de budur. Aç›k olan flu ki; tespit edilen olumsuzluklar›n, somut pratikler üzerine tart›fl›lmas› daha e¤itici ve kavrat›c› olur. Örne¤in yozlaflmadan söz ediyoruz. Bu yozlaflman›n ideolojik planda, çal›flma tarz›nda, özveri ve fedakârl›k noktas›nda, kolektivizm sorununda, birey veya bireyler üzerinde kendisini nas›l gösterdi¤ini net olarak ortaya koymal›y›z. Ama tüm bunlar› diyebilmek için yukarda alt›n› çizdi¤imiz konulara dair genel anlamda MLM bir bak›fl aç›s›na sahip olmam›z gerekir. E¤er bu konularda yeteri kadar bir birikime ve pratik tecrübeye sahip de¤ilsek, de¤erlendirmelerimizde subjektivizme düflebiliriz. Bu anlam›yla günümüz koflullar›nda kolektivizme, özveri ve sorumluluk olgular›na s›kça vurgu yaparken, kolektif

ten sonra düflmana sa¤lam hiçbir de¤erin geçmemesi için silah›n› parçalad›¤› çat›flmada yoldafllar›na parti de¤erlerinin korunmas› ve düflmana teslim edilmemesi konusunda önemli bir gelenek b›rakt›. Bugün belli noktalarda bulan›kl›k yaflanan parti de¤erlerinin korunmas› ve sahiplenilmesi Ahmet Muharrem’de somutlaflmaktad›r. Neydi onu silah›n› k›r›p düflman›n eline geçmesini engellemeye iten bilinç ve pratik? Bu, Parti de¤erlerinin kan ve can bedeli kazan›ld›¤›n› bilince ç›karmakt›r. ‹flte bu de¤erleri korumak ve sahiplenmek de bazen kan ve can bedeli olabilir. Ahmet Muharrem Proletarya Partisi saflar›nda

tam da 8 Mart günü silah elde topra¤a düflmeleri daha da bir anlamlaflt›rm›flt›r 8 Mart’›n özünü. Onlar yaflamda edilgenlefltirilmeye çal›fl›lan, ikinci s›n›f muameleye ve çifte sömürüye maruz kalan kad›nlar›n s›n›fs›z toplumlar oluflturulmadan kurtulamayaca¤›n› anlatt›lar yaflamlar›yla. 8 Mart’ta Tokat Ba¤dere’sinde erkek yoldafllar›ndan Kemal Tutufl’la birlikte karfl›larken ölümü kad›n›n kurtulufl türküsünü de yazd›lar bir kez daha. Ve 8 Mart’ta tüm emekçi kad›nlara yaflamlar›n› arma¤an ederek u¤urland›lar ölümsüzlük diyar›na. S›n›rl› yaflamlar›nda bir kad›n›n neler yapabilece¤ini, kad›nlar›n maruz kald›¤› her

ihbarc›s›n› cezaland›rma eyleminde teti¤e basarak. S›n›f mücadelesi içerisinde yer alan birçok kad›n yoldafl›n edilgenlik yaflad›¤› koflullarda o bir komutan olarak bir kad›n›n neler yapabilece¤ini somutlam›flt›r. 1990 y›l›nda tan›flt›¤› Proletarya Partisi saflar›nda 8 Mart 1999’da flehit düfltü¤ünde TKP/ML üyesi ve T‹KKO’nun komutanlar›ndand›. Abisi Yaflar Sa¤d›ç da Proletarya Partisi flehidi olan Münire Sa¤d›ç ‹stanbul Ümraniye’de tan›flm›flt›r devrimci düflüncelerle. ‘93 y›l›nda TMLGB iflçisemt alan›nda faaliyet sürdürmeye bafllayan Münire Sa¤d›ç ‘95 y›l›nda yap›lan

KAVGADA ÖLÜMSÜZLEfi fiE ENLER B i n a l i Y‹⁄‹T: Dersim Pülümür do¤umludur. Yoksulluk nedeniyle Almanya’ya gider. Burada örgütlü mücadelenin önemini kavrayarak militan bir örgütleyici olur, AT‹F’in örgütlenmesinde büyük çaba harcar. Almanya’dan dönerken 12 Mart 1979’da fiereflikoçhisar yak›nlar›nda geçirdi¤i trafik kazas›nda yaflam›n› yitirir.

Münire Sa¤d›ç-Kemal Tutufl fl--Ayfer Celep

Mustafa AKDAL: 19 Mart 1982’de Almanya’da geçirdi¤i bir trafik kazas›nda hayat›n› kaybetti. Niyazi

Prangalar›n› parçalam›fl kad›nlar›n

türlü fliddetin al›n yazg›s› olmad›¤›n› ve bunlar›n çözümünün de yine kad›n›n kendi ellerinde s›n›f mücadelesinde somutlaflt›¤›n› gösterdiler Zilanlar, Sabolar, Barbaralar, Meraller ve ad›n› sayamad›¤›m›z yüzlerce, binlerce devrim flehidi kad›nlar›m›z gibi. Özellikle Proletarya Partisi saflar›nda yüklendikleri görev ve sorumluluklar›n bilinciyle hareket ederek kad›n partizanlar› mücadelenin her alan›nda öne ç›karma, aktiflefltirme politikalar›na güçlü bir yan›t olmufllard›r Ayfer Celep ve Münire Sa¤d›ç. Onlar hemen her gün burjuva medyada yüzü boyal› metalar haline getirilmeye çal›fl›lan kad›nlar›n aksine elde silah emekçi kad›nlar›n kurtulufl yolunu iflaret etmektedirler. Ayn› zamanda T‹KKO’nun kad›n komutanlar›ndan olmas› nedeniyle bir tak›m statükolar› parçalaman›n ad› da olmufltur Ayfer Celep. Proletarya Partisi saflar›nda örgütlendikten sonra her türlü görevi kabul etme noktas›nda tereddüt yaflamayan Ayfer Celep hesap sorma bilincinin de önemli bir prati¤ini yaflam› geçirmifltir, Özgür Kemal Karabulut yoldafl›n

bir operasyon s›ras›nda gözalt›na al›nm›flt›r. ‹flkencehanelerde ser verip s›r vermeme gelene¤ini sürdüren Sa¤d›ç iki y›l kald›¤› hapishane yaflam›n›n ard›ndan bir süre daha TMLGB bünyesinde faaliyet sürdürür. 1998 y›l›nda Karadeniz’deki gerilla faaliyetine kat›lm›flt›r. Kemal Tutufl ise Tokat’ta lise y›llar›nda tan›flm›flt›r Proletarya Partisi düflünceleriyle. Küçük yafl›na ra¤men 17 yafl›nda yerini alm›flt›r gerilla saflar›nda. Kemal Tutufl gerilla faaliyeti s›ras›nda gerek askeri gerekse de siyasal aç›dan pratik süreç içerisinde geliflim gösteren özelli¤iyle dikkat çekmifltir. 8 Mart’›n yaklaflt›¤› bugünlerde Münire ve Ayfer’in 8 Mart 99’da hayk›rd›klar› kavga fliarlar›n› tafl›mal›y›z kitlere. 8 Mart çal›flmalar›m›zda çald›¤›m›z her kap›da, yapt›¤›m›z her konuflmada, da¤›tt›¤›m›z her bildiride, yapt›¤›m›z her afiflte, 8 Mart günü alanlarda att›¤›m›z her sloganlarda bu fliarlar› hayk›rmal›y›z. Hayk›rmal›y›z ki “Kad›n›n kurtuluflunun devrim olmadan, kad›n olmadan da devrimin olmayaca¤›n›” anlatabilelim.

bir çal›flma prati¤i içinde bireyin rolünü de ortaya koymaktan geri durmamal›y›z. Elbette ki kolektif çal›flmay› pratik olarak yads›yan bireyci yaklafl›mlarla s›n›f mücadelesinde bireyin rolü gerçekli¤ini asla birbirine kar›flt›rmamal›y›z. Bunlar tamamen farkl› fleylerdir. Yine sorumluluk, disiplin, zorluklarla mücadele vb. tüm de¤erlendirmeler ideolojik durufltan, ideolojik kavray›fltan ba¤›ms›z olgular de¤ildir. fiuras› aç›k ki, devrimci mücadelede, örgütlü yaflamda her bireyin önemi vard›r. Her birey dönen çark›n bir difllisidir. Difllinin birinin bozulmas› makinenin iflleyiflini direkt etkiler. Burada iki fley oldukça önemlidir. Birincisi, bireyin kendi rolünü ve önemini objektif olarak kavramas›. ‹kincisi bu çark›n difllileri olan her bireyin do¤ru yerde görevlendirilmesi. E¤er çarka uygun bir diflli de¤ilse, oynamas› gereken rolü oynayamaz. Ve makinenin ifllerini direkt olarak etkiler. Daha da somutlayacak olursak, örgütlü mücadelede herkesin mutlaka yapaca¤› bir ifl vard›r. Yani “hiç kimse gereksiz de¤ildir.” Tüm mesele bireyin yapaca¤› o ifli do¤ru tespit edip, a盤a ç›karacak bir önderlik, bir yönlendir-

me noktas›nda dü¤ümlenmektedir. Yetenekleri a盤a ç›karmak, pratik bir çal›flma, pratik bir denetim ve bütünün ifllerini-ihtiyaçlar›n› asgari düzeyde kavramakla mümkün olur. Önemli bir di¤er nokta da, her devrimci militan›n zorluklar ve sorumluluklar›n bilincinde olmak zorunda oldu¤udur. Zorluklar› teorik düzeyde bilmek ile onlarla birebir yüzleflmek ve bu yüzleflme neticesinde onlarla savaflmay› bir yaflam tarz› haline getirmek aras›ndaki fark› do¤ru kavramal›y›z. Sorunlarla yüzleflmek, çözüm gücümüzü, s›n›f savafl›m›n›n bir öznesi olmay› ne ölçüde içsellefltirdi¤imizi test eder bir niteli¤e sahiptir. E¤er devrimcili¤i bir yaflam tarz› haline getirmiflsek, bu zorlu s›navda baflar›l› oluruz. Ama bu konuda zaafl› bir durufl içindeysek, zorluklar karfl›s›nda direnme-de¤ifltirme gücünü gösteremeyiz. Çünkü o direnmeyi gösterecek bir flekillenifle, tarihsel sorumlulu¤a sahip de¤iliz. “Özgürlük zorunlulu¤un bilincine varmakt›r” zorluklarla mücadele ise, tarihsel sorumluluk bilincinde olmakt›r. Dolay›s›yla bu iki olgu aras›ndaki iliflkiyi, diyalektik ba¤› do¤ru kurmal›y›z. fiöyle ki, s›n›f müca-

delesinde yenilgilerin, imkâns›zl›klar›n dahas› her bak›mdan kuflat›lm›fll›klar›n olabilece¤i gerçe¤ini kavrayanlar, bunun s›n›f mücadelesinin bir parças› oldu¤u tarihi bilincine sahip olanlar, tüm bu zorluklar karfl›s›nda diz çökmezler. Bilakis bu zorluklarla savafl›lmas› gerekti¤i tarihi sorumluluklar›n› hat›rlayarak ileriye at›lma cüretini gösterirler. Hiç kuflkusuz günlük sosyal yaflam›m›zda s›kça kulland›¤›m›z “sorumlu davranma, sorumluluk alma, sorumluluk alt›na girme” vb. tüm bu söylemlerin bir karfl›l›¤›, bir bedeli vard›r. ‹flte bu eme¤i, bu bedeli ödemek için onun gereklili¤ine inanma, o sorumlulu¤u tafl›mak bir ön kofluldur. E¤er bu noktalarda problemli bir durum söz konusu ise, sorumlulu¤a dair söylenen tüm bu söylemler anlams›zlafl›r. Çünkü sarf edilen sözcüklerin pratik karfl›l›¤› yoktur. Ve sadece söylemden ibarettir. Oysa s›n›f mücadelesinde-partili yaflamda sorumluluk ve disiplin olgular›, tüm örgütlü güçler taraf›ndan kavranmak zorundad›r. Burada sözünü etti¤imiz mekanik de¤il, bilimsel sorumluluk ve disiplindir. Bilinçli sorumluluk, at›lan her ad›m›n, yap›lan tüm ifllerin sorumlulu¤unun bilincinde olmak anlam›na gelir. Ayn› durum disiplin için

bu gelene¤in yarat›lmas›nda mütevaz› bir ad›m atm›flt›r. Ve bu gelenek daha sonra t›pk› “Ser verip, s›r vermeme” gelene¤i gibi flekillenmifltir saflar›m›zda da. Ve Mehmet Demirda¤ yoldafl›n dedi¤i gibi “Partinin her türlü malzemesini gözbebe¤imiz gibi koruyal›m” ifadesi bu gelene¤in devamc›s› olmufltur. Kuflkusuz Parti bilincini a盤a ç›karmadan parti de¤erlerini koruma ve sahiplenmede de sorunlar yaflan›lmas› kaç›n›lmazd›r. Bugün böylesi bir gerçeklikle karfl› karfl›yay›z. Belli noktalarda yaflanan bulan›kl›klar bizlerin parti de¤erlerine yeterli önemi veremememizi de beraberinde getirebilmektedir. fiu soruyu hepimizin kendisine sormas› laz›m. Birilerinin can ve kan bedeli sahiplendikleri parti de¤erlerini bizler ne kadar sahipleniyoruz. Bu soruya verdi¤imiz yan›t ne ise asl›nda Muharrem flahs›nda flehitlerimizi de o boyutta sahipleniyoruz demektir.

8 Mart bir kez daha anlamlaflt› onlarla!

GÜNDO⁄DU: 1956 y›l›nda Sivas Hafik’te do¤du. ‹stanbul’da mücadele yürüttü. Okmeydan› Kültür ve Dayan›flma Derne¤i (Ok-Der) baflkanl›¤› yapt›. 1977’de gözalt›na al›narak tutukland›. Hapishaneden ç›k›nca askere al›nd›. Memleketine döndü¤ünde 16 Mart 1983’te tekrar gözalt›na al›narak bir gün sonra iflkencede katledildi. H›d›r YILDIZ: 1968 Dersim Hozat Amutka köyünde do¤du. Yoksulluk nedeniyle okuyamad› ve hayvanc›l›k yapmaya bafllad›. Gerillayla iliflkisi küçük yafllarda bafllar ve aralar›na kat›lmak için can atar. 17 yafl›ndayken gerillaya kat›l›r. 17 Mart 1985’te içinde bulundu¤u birlik Hozat Mistiken’de pusuya düfler. Burada vurulur ve yaral› olarak düflman›n eline geçer. Düflman sorguda kendisinden bir fley alamay›nca kurfluna dizerek katleder.

de geçerlidir. Devrimci çal›flmalar›m›zda birileri söyledi¤i için disipline uymuyoruz. Devrimci çal›flmada disiplin zorunlu oldu¤u için uyuyoruz. Devrimcili¤i bir yaflam tarz› haline getiren her militan disiplin ve sorumluluk bilinci noktas›nda ciddi sorunlar yaflamaz. Bu iki olgu böylesi niteliklere sahip olan militanlar için su ve hava gibidir. Bencil-bireyci-anarflist tutumlar›n temelinde sorumluluk de¤il, sorumsuzluk vard›r. Sorumsuz tutumlar, kolektifin yaflam›, kolektif hareket tarz›n› yads›r, onlar için her fleyin temelinde önce “ben” olgusu vard›r. Bu da her koflulda bencilli¤i, bireycili¤i körükler. Burjuva feodal egemenlik sistemin sürekli bencilli¤i bireycili¤i, yabanc›laflmay› körüklemesi tesadüfî bir durum de¤ildir. Tam aksine s›n›fsal konumlan›fl›na uygun bir tutumdur. Proletaryan›n s›n›fsal konumlan›fl› ise tam bunun karfl›t›d›r. Onun temelinde emek var, emekçiler vard›r. Ezilen y›¤›nlar›n kurtuluflunu sa¤layacak kolektif sorumlu bir s›n›fsal bak›fl aç›s› vard›r. Bu bak›fl aç›s›nda ben de¤il, biz vard›r. Bireyin rolü “biz”in içinde anlam kazan›r. Biz’i yads›yan, onu d›fllayan her yaklafl›m proleter bak›fl aç›s›ndan uzak bir tutumdur.


İşçi-köylü 12

Göğün yarısı

7-20 Mart 2008

YDG kad›n buluflflm mas› gerçekleflflttirildi

YDG Genç Kad›n Buluflmas›, Ankara’ da 2 Mart’ta kad›n sorunlar›na dair yo¤un gündemlerle gerçeklefltirildi. Yaklafl›k 3 ayd›r YDG’nin gündeminde olan buluflma, kad›n sorununun temellerine, günümüzdeki flekillenifline, buna dair yap›lmas› gereken çal›flmalara, mücadelenin flekline dair tart›flmalarla flekillendi. Baz› alanlardan gelen arkadafllar›n buluflmaya program saatinde yetiflememifl olmalar›ndan ötürü gecikmeli bafllamam›z, ilk bölümün dura¤an, az tart›flmal› geçmesi buluflman›n baz› olumsuzluklar›yd›.

‹lk gündem, YDG’nin genç kad›n sorununa bak›fl› ve de¤erlendirmeleri üzerine oldu. Kad›n sorunlar›n›n sistemin bir uzant›s› oldu¤una de¤inip, çözümü için anti-emperyalist, anti-faflist, anti-feodal bir kad›n örgütlülü¤üne olan ihtiyaç vurguland›. Kad›nlar›n genelde s›n›fsal tabanda sömürüldüklerini, özeldeyse cinsiyetlerinden ötürü sömürüldüklerini ve yarat›lmas› gereken kad›n mücadelesinin bu bak›fl aç›s›yla flekillendirilmesinin ve ezilmiflliklerinin, toplumdan soyutlan›fllar›n›n, kimliksizliklefltirildiklerinin bu temellerde al-

g›lanmas›n›n gereklili¤i üzerinde duruldu. Toplumun ataerkil yap›s›n›n getirisinin sadece kad›nlar›n erkekler taraf›ndan bask› ve denetim alt›nda tutulmas› olarak görülmemesi gerekti¤i vurgulanarak, egemenlerin her türden bask› ve denetimi meflrulaflt›rmak için bir araç olarak görülmesi gerekti¤ine de¤inildi. Kad›n sorununun özelinde bir örgütlülü¤ün var oldu¤u ve bu örgütlülü¤ün, devletin faflizan yap›s›ndan ötürü anti-faflist oldu¤u, verilmesi gereken mücadelenin anti-emperyalist olmas› gerekti¤i üzerinde duruldu. Töre cinayetleri, aile bask›s› gibi gerici anlay›fllar›n devam etti¤i günümüzde, feodaliteye karfl› verilmesi gereken mücadele vurguland›. Bu sunumun ard›ndan, YDG’nin bu süreçte önünde duran kampanya tart›fl›ld›. Ç›kar›lan emperyalist yasalar, bunlara karfl› verilmesi gereken mücadele, bu mücadelenin yönünün, üniversiteli ö¤rencilerin üniversite yönetiminde, yurtlarda bar›nan ö¤rencilerin yurt yönetiminde, iflçiler sendikalaflarak patronlara, ev emek-

Ezilen s›n›f›n en fazla ezilen, en fazla sömürüye maruz kalan, biz emekçi kad›nlara, dostlara… Günümüzde emekçi kad›nlar çok büyük sald›r›lar görmektedir. Bence kad›nlar flu anda sadece yaral› bir kufl. Ben inan›yorum ki, yaras›n›n uyufluklu¤u geçtikten sonra ac›s›yla beraber iyileflip uçmaya bafllayacak. Kad›nlar›m›z da öyle de¤il midir? Eme¤iyle, çabas›yla iyileflip uçacak, isyankârlaflacak, iflte o zaman gökyüzü bambaflka bir gökyüzü, dünya ise bambaflka bir dünya haline gelecektir. Sizce biz emekçi kad›nlar gerçek bir hayat yaflayabiliyor muyuz? Yoksa kendi hayat›m›z›n d›fl›nda uyufluk bir yaflama m› al›flt›rd›lar bizi? Töre cinayetleri bunlara en güzel örnektir. Gençler, kad›nlar, isyan ettikleri için mi töre cinayetleri oluyor? Kendi yaflam›n›, hayat›n› istedikleri için birçok fleye maruz kal›yorlar. Bugün kad›nlar gerek yolda, gerek arabalarda s›rf kad›n olduklar› için gerekse de iflyerlerinde her türlü tacize u¤ruyorlar. Yabanc› eller vücutlar›m›za de¤iyor. Bu ellerin k›r›-

l›p, yak›lmas› yerine o ellerden sadece ve sadece 57 YTL istiyorlar. Bu mudur kad›n› korumak?

Emekçi, isyankar kad›nlar›m›z!

Siz ne patron ne devlet ne de koca veya yabanc› erkekler taraf›ndan ezilmeye, sömürülmeye mahkûm de¤ilsiniz. Korkmaya, kaçmaya, gizlenmeye, bir kenara çekilip susmaya hiç

Güldünya Tören unutulmad›! Güldünya Tören, ad›na “namus” denilen bir cinayetle yaflamdan kopart›l›fl›n›n 4. y›ldönümünde unutulmad›. Onun ismi töre ve namus cinayetlerinde bir simge haline geldi. 25 fiubat 2004’te, ‹stanbul Bak›rköy Devlet Hastanesi’nde 21 yafl›ndayken, kardeflleri taraf›ndan katledilmiflti. Teyzesinin k›z›n›n kocas› taraf›ndan tecavüze u¤ray›nca intihara zorlanan ama bu yazg›y› kabul etmeyen Güldünya kurtulufl umuduyla gelmiflti Bitlis’ten ‹stanbul’a… Büyük flehir onu da içine al›r, korurdu belki. Tecavüz sonucu hamile kalm›fl ve do¤urdu¤u o¤lunun ad›n› Umut koymufltu. Belki de en hasret oldu¤u isimdi bu onun için. Umudunu yitirmek istemiyordu. Ama töreler onu burada da rahat b›rakmad›. Küçükçekmece’de sokak ortas›nda vuruldu. Kald›r›ld›¤› hastanede, kap›da polisin durdu¤u bir odada yar›m kalan “ifl” tamamland›. ‹stanbul’un orta yerinde iki kurflunla hiç yaflayamad›¤› yaflam›na son verildi. Baflka Güldünyalar olmas›n diye verilen bir mücadelenin ifadesi olarak Bitlis’te kurulan Güldünya Kad›n Derne¤i, onu ölüm y›ldönümünde unutmad›. Dernek binas›nda düzenlenen anmada konuflan Dernek Yöneticisi Mine fierefhano¤lu, kad›nlar olarak Güldünya Tören’in an›s›n› yaflatmak için Güldünya Tören’in ad›n› derneklerine verdiklerini söyledi. fierefhano¤lu, amaçlar›n›n bölge kad›nlar›na uygulanan vahfleti engellemek ve Türkiye toplumunun bölge kad›n›n›n yaflad›¤› bu trajediye duyarl›l›¤›n› sa¤lamak oldu¤unu da dile getirdi. fierefhano¤lu’dan sonra söz alan kad›nlar, kad›na yönelik fliddetin önüne geçme yöntemlerini tart›flt›. 3 saat süren toplant› sorular›n yan›tlanmas›yla son buldu.

mahkûm de¤ilsiniz, de¤iliz. Ben henüz 16 yafl›nda olup korkmuyorsam, küçüklerime, gençli¤e örnek, siz büyüklerimize de yeni fikir, yeni bir ders olmak isterim. Elimde Dilek’ten, Barbara’dan, Zilan’dan, Nergiz’den ald›¤›m hala gür bir alevle yanan meflalem, meflalemiz var. Benim meflalem topra¤a kadar yani ölüme kadar yanacak. Bir tünel vard› eskiden, korkunç ve karanl›k. Dilanlar, Zilanlar, Nergizler, Barbaralar meflaleleriyle o tüneli ayd›nlatt›lar ve tünelin sonunda da bizleri bekliyorlar. Emekçi s›n›fdafllar›m›zla beraber tüneli tamamen ayd›nlatal›m. Meflalelerimiz hiç sönmesin. 8 Mart’lara ve daha nice tarihlere sahip ç›kal›m, meydanlara inelim. Tünelimizi ayd›nlatal›m ki meflalemiz gür yans›n. Nice emekçi yoldafllar›m›z o meflalelerde alevlensinler. Art›k tünele meflale tafl›ma s›ras› bizlerde, örgütlenmede. Haydi kad›nlar, genç yoldafllar! (Gazi Mahallesi’nden ‹K okuru bir genç kad›n)

GSS haklar›m›z› buduyor!

Bugüne kadar gerçekleflen en kapsaml› sosyal y›k›m sald›r›s› olarak adland›r›labilecek SSGSS Tasar›s›’na karfl› oluflturulan Platform taraf›ndan gerçeklefltirilen çok say›da eylem ve etkinli¤in yan› s›ra tek tek kurumlar da yapt›klar› eylemlerle yasay› protesto ediyorlar. SSGSS karfl›t› eylemlerden biri de, 22 fiubat’ta, EKD Kartal fiubesi taraf›ndan gerçeklefltirildi. Saat 13.00’de, Kartal Sa¤l›k Oca¤› önünde toplanarak, üzerinde “GSS haklar›m›z› ellerimizden al›yor” yazan bir pankart açan EKD’li kad›nlar, tasar›n›n kad›nlara dönük büyük hak gasplar› içerdi¤ine vurgu yapan bir aç›klama yapt›lar. Yasan›n, kad›nlar›n emzirme hakk›ndan, krefl hakk›na kadar bir dizi hakk›n› elinden ald›¤›na vurgu yap›lan aç›klamada, ayr›ca sa¤l›ktan k›s›lan paran›n, savafla harcand›¤›na da de¤inilerek, Kürt Ulusal Hareketi’ne dönük flu süreçte gerçeklefltirilen s›n›r ötesi harekâta da vurgu yap›ld›. (Kartal)

çilerinin ev içinde yapt›r›m›n›n olmas›, k›saca; söz, yetki, karar haklar›m›z›n savafl›m›n› vermemiz gereklili¤i belirtildi. Sunumlar›n ard›ndan, serbest kürsü bölümüne geçildi. Zaten kat›lacak arkadafllar›n haz›rl›kl› gelmelerinden ötürü bizler aç›s›ndan oldukça olumlu geçti. Buluflma serbest kürsüdeki konuflmalar›n ard›ndan yap›lan yorumlarla, eklerle eksikliklerin giderilmesi fleklinde devam etti. ‹kinci bölüm ‹stanbul YDG’den kurulan müzik grubunun müzik dinletisiyle bafllad›. Ard›ndan örgütlü kad›n sunumuyla YDG’nin örgütlü kad›ndan beklentileri, verdi¤i s›n›f mücadelesinin yan›nda, özelde kad›n sorununa dair çözüm aray›fl›nda bulunmas› gerekti¤i üzerinde duruldu. Ataerkil toplum bilincinin sadece erkeklerde bulunmad›¤›, kad›nlar›n da bu bilinçle yetifltirildikleri gerçekli¤iyle kendi içindeki devrimin ›fl›¤›yla mücadelenin yolunun aç›labilece¤i vurgusu yap›ld›. Program›n son k›sm›nda,

YDG’nin bir önceki say›s›nda yay›nlanm›fl olan, Kad›n Komisyonu Tasla¤› tart›fl›ld›. Baz› ekler ve düzeltmeler tart›fl›l›p, onayland›. Öneri üzerine oylama yap›larak, “8 Mart’› Dünya Emekçi Kad›n Günü olarak kabul eder ve 8 Mart’›n ücretli resmi tatil olmas› için çaba harcar” maddesi eklendi. Oylama bitiminin ard›ndan Türkiye Kürdistan›’ndan gelen arkadafl›n Kürtçe ve Türkçe parçalardan oluflan müzik dinletisi yap›ld›. Yaflanan bu tecrübe, YDG’nin kad›n mücadelesine bak›fl›n› netlefltirmifltir. “Kad›n olmadan devrim olmaz, devrim olmadan kad›n kurtulmaz” söyleminin bizler taraf›ndan daha fazla bilince ç›kart›lmas› gerekti¤i, bu bilincin egemenlerde geliflmiflli¤ini kad›na yönelik tüm sald›r›lar›ndan anlafl›ld›¤›, bu yönüyle kad›nlar›n ve erkeklerin mücadeleyi büyütme, her türden hak aray›fl›na sahip ç›kma ve hatta bunun öncüleri olabilme vurgusuyla sonland›. (‹stanbul’dan bir YDG’li)

Eflfliit iflflee eflfliit ücret! “2008 8 Mart’› yaklafl›rken yaflam›n her alan›nda bask›y› yaflayan, sömürüyü iliklerine kadar hisseden, ezilen, horlanan, afla¤›lanan emekçi kad›nlar›n çaresiz ve çözümsüz olmad›¤›n› bir kez daha hayk›raca¤›z”

Fabrikada, atölyelerde azg›nca sömürülenler… Her gün yoksul semtlerin çamurlu sokaklar›ndan zengin semtlerine gündeli¤e gidenler… Ev ifllerinin, çocuk bak›m›n›n de¤iflmez kölesi olan, emperyalist savafllarda açl›¤a, yoksullu¤a mahkûm edilen, tecavüze u¤rayan, yaflam› dört duvar aras›na hapsedilenler, Kürt oldu¤u için kimli¤i inkâr edilen, dilini kullanamayan, tacizlere ve tecavüzlere u¤rayan, evde sokakta iflyerlerinde gözalt›nda fliddete maruz kalan kad›nlar! Al›nteri, BDSP, DHD, HÖC, Kald›raç, Odak ve Partizan 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nde yapacaklar› eylemi Yüksel Caddesi’nde yap›lan bir bas›n aç›klamas› ile duyurdular. Bas›n aç›klamas› 8 Mart gibi onu do¤uran koflullar›n da dünde kalmad›¤›n›n vurgulanmas›yla bafllad›. Aç›klamada “8 Mart 1857’de 40 bin dokuma iflçisi kad›n›n insanca çal›flma koflullar› için yükseltti¤i mücadele bugünde

emekçi kad›nlar›n kurtuluflu için yol göstermeye devam ediyor. 1857 y›l›nda Amerikal› tekstil iflçisi kad›nlar›n ‘Eflit ‹fle Eflit Ücret’, ‘8 Saatlik ‹flgünü’, ‘Sendika Hakk›’, ‘‹nsanca yaflam’ gibi taleplerle aya¤a kalkmas›ndan bugüne emekçi kad›nlar›n sömürüsü ve ezilmiflli¤i artarak devam etmekte” denildi. Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nün tarihsel ve s›n›fsal özüne vurgular›n yap›ld›¤› aç›klamada “2008 8 Mart’› yaklafl›rken yaflam›n her alan›nda bask›y› yaflayan, sömürüyü iliklerine kadar hisseden, ezilen, horlanan, afla¤›lanan emekçi kad›nlar›n çaresiz ve çözümsüz olmad›¤›n› bir kez daha hayk›raca¤›z” denildi. Bas›n aç›klamas› 8 Mart Cumartesi günü düzenlenecek eyleme yap›lan ça¤r› ile sonland›r›ld›. Bas›n aç›klamas›nda “Yaflas›n 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü”, “Cinsel, ulusal, s›n›fsal, sömürüye son”, “Kad›n›n kurtuluflu devrimde sosyalizmde” sloganlar› at›ld›. (Ankara)

“Özgürlük ve eflfliitlik için bir ad›m ileri” Emekçi Kad›n Komisyonlar› taraf›ndan düzenlenen “Emekçi Kad›n Kurultay›” 24 fiubat’ta Birleflik Metal-‹fl Sendikas›’n›n Bostanc›’da bulunan toplant› salonunda gerçeklefltirildi. Saat 11.00’de, salonda bulunanlar›n “Emekçi Kad›nlar özel mülkiyetin boyunlar›na takt›¤› prangalar› k›r›yor! Yüzy›llard›r hüküm süren karanl›k, sömürü cehennemi ve sefalet koflullar›, kad›n emekçilerin ad›mlar› ile sars›l›yor. Evde fabrikada tarlada köle ilan edilenler, efendilerinin taht›n› y›kmak için bir kez daha sahneye ç›k›yorlar!” sözleriyle

selamlanmas›n›n ard›ndan bafllayan Kurultayda, kad›n›n kurtuluflunun kad›n-erkek omuz omuza mücadeleden geçti¤i vurgusu öne ç›kt›. Kürsüden yap›lan konuflmalarda a¤›rl›kl› olarak, kad›n›n üzerindeki çifte sömürüye, eflitsizli¤e ve çok yönlü bask›ya vurgu yap›larak, emekçi kad›nlar mücadeleye ça¤r›ld›. S›k s›k 8 Mart vurgusu yap›lan ve 8 Mart’›n önemine de de¤inilen konuflmalar, çeflitli ifl alanlar›ndan kat›lan kad›nlar taraf›ndan gerçeklefltirildi. Çal›flan kad›nlar›n yan› s›ra, ev emekçisi kad›nlar›n da, kendi

Yorumsuz...

✔14 yafl›ndaki k›za tecavüz iddias›: Samsun’da oturan 14 yafl›ndaki H.K. adl› k›za tecavüz ettikleri öne sürülen 3 zanl› yakaland›. ✔Tecavüzcü katil ve sevgilisi yakaland›: Eskiflehir’de’de 43 yafl›ndaki Seniha Özsakç›’y› 52 yerinden b›çaklayarak öldürüp 16 yafl›ndaki k›z› A.Ö.’ye tecavüz eden 27 yafl›ndaki Gülbey Nadi Gölpek ile bofland›¤› efli 20 yafl›ndaki Sevgi K›z›lda¤’›n polis taraf›ndan ‹zmir Narl›dere’de yakaland›¤› bildirdi. 15 fiubat 2008 tarihinde meydana gelen olayda Seniha Özsakç›, eski kirac›s› Gülbey Nadi Gölpek taraf›ndan b›çaklanarak öldürülmüfl k›z› A.Ö.’de tecavüze u¤ray›p fare zehiri içirtilerek öldürülmek istenmiflti. 2 gün annesinin cesediyle ayn› evde kal›p, polisler taraf›ndan yar› bayg› ve flok geçirmifl halde bulunan lise ö¤rencisi A.Ö.’nün halen Eskiflehir Osmangazi Üniversitesi T›p Fakültesi Hastanesi’ndeki tedavisinin sürdü¤ünü bildirildi. ✔Kendisini döven kocas›n› tüfekle öldürdü: ANTALYA’n›n Badema¤ac› Köyü’nde yaflayan 36 yafl›ndaki 2 çocuk annesi Esma Oktay, kendisini sürekli dövdü¤ü gerekçesiyle 41 yafl›ndaki efli Osman Oktay’› av tüfe¤iyle vurarak öldürdü. Çocuklar›n›n gözü önünde kocas›ndan dayak yiyen Esma Oktay, iki çocu¤unu uyuttuktan sonra yeniden eflinin fliddetine u¤rad›. Genç kad›n yatak odas›nda bulunan av tüfe¤ini alarak evin oturma odas›nda alkol alan kocas›n› vurdu. Kimseye haber vermeyen Esma Oktay, tüfekle birlikte Da¤beli Jandarma Karakolu’na giderek teslim oldu. ✔Fuhufla zorlanan kad›nlardan biri AIDS’li, di¤eri 6 ayl›k hamile: Mu¤la Emniyet Müdürlü¤ü ekipleri, Fethiye ‹lçesi’nde düzenledi¤i operasyonda, ço¤unlu¤u Rus ve Ukraynal› yabanc› uyruklu kad›nlara zorla fuhufl yapt›rd›¤› belirlenen 10 kifli yakaland›. Kad›nlardan birinin AIDS hastal›¤›na yol açan HIV virüsü tafl›d›¤›, di¤erinin ise 6 ayl›k hamile oldu¤u belirlendi. Çetenin, ifl bulmak için Türkiye’ye gelen yabanc› kad›nlar› havaalan›nda, Rusça ‘Çocuk bakmak ister misiniz?’ yaz›l› tabelalarla karfl›lay›p a¤›na düflürdü¤ü belirtildi.

sorunlar›n› dile getirdi¤i Kurultayda bir de sinevizyon gösterimi gerçeklefltirildi. Tersane iflçileri ad›na da bir konuflma yap›lan kurultay›n birinci bölümü, “Kad›nlar›n örgütlenme ve mücadele sorunu!” bafll›kl› tebli¤in sunumuyla bitti. Kurultay›n ikinci bölüm ise, 8 Mart üzerine yap›lan bir konuflmayla bafllad› ve sinevizyon gösterimi ile devam etti. Partizan, Demokratik Kad›n Hareketi, Emekli-Sen Kartal fiubesi, Novamed iflçileri taraf›ndan gönderilen mesajlar›n da okundu¤u Kurultay›n son bölümdeki konuflmalara, mücadele deneyimlerinin aktar›lmas› a¤›rl›¤›n› vururken, Kurultay bir müzik dinletisi ile sona erdi. (Kartal)


İşçi-köylü 13

7-20 Mart 2008

Dünya Almanya

Gazze fi fie eridi’nde binlerce kifl fliilik insan zinciri Siyonist ‹srail’in Gazze’ye dönük sald›r›lar› olanca h›z›yla sürüyor. Roket ve füzelerle gerçekleflen son sald›r›larda, ço¤unlu¤u bebek ve çocuk olmak üzere, çok say›da Filistinli yaflam›n› yitirdi. Filistin direnifli ise, bir yandan bu sald›r›lara karfl› bir dizi askeri eylem gerçeklefltirirken, di¤er yandan kitlesel eylemler düzenliyor. En son kitlesel eylem, Gazze’de yaflayan Filistinlilere dönük kuflatma-ambargo eksenli gerçekleflti ve Gazze’yle Dayan›flma Günü ilan edilen 23 fiubat’ta hem dünyada hem de Gazze’de çok say›da eylem yap›ld›. Gazze fieridi’nde “Ablukaya Karfl› Halk Komitesi” taraf›ndan örgütlenen “insan zinciri”ne ise 40 bin civar›nda Filistinli kat›ld›. Bu insan zinciri ayn› zamanda dünyada bugüne kadar oluflturulan en büyük insan zinciri olma özelli¤i tafl›yor. Eyleme özellikle okullardan ç›kan ö¤renciler yo¤un bir kat›l›m sa¤lad›. Eylemde tafl›nan çok say›da dövizin

üzerinde “Abluka bizi sadece güçlendirir”, “Dünya Gazze’yi ölüme mahkûm etti” ve “Gazze’yi kurtar›n” gibi yaz›lar bulunurken, eylemde bir konuflma yapan “Ablukaya Karfl› Halk Komitesi” Baflkan› Cemal El Kudari, “Bu protesto çok önemli. Filistin halk› yasal olmayan bir abluka alt›nda ve bundan büyük ac› çekiyor. Protestonun amac›, ablukan›n kald›r›lmas› için ‹srail’e bask› yapmakt›r” dedi. Eylemciler abluka kalk›ncaya kadar eylemlerini sürdüreceklerini aç›klad›lar. Eyleme aktif bir kat›l›m sa¤layan FHKC, Filistin halk›n›n ambargoya karfl› birleflti¤ini söyledi ve tüm Filistin direniflinde de ayn› flekilde birleflme ça¤r›s› yapt›. Gazze fieridi’nde oluflturulan insan zincirinin yan› s›ra, Filistin’in birçok yerinde de çok say›da eylem gerçekleflti. Ayr›ca dünya genelinde de 90’dan fazla flehirde eylemler yap›larak, Filistin halk›yla dayan›flma fliarlar› hayk›r›ld›.

AB’deki her befl çocuktan biri yoksul! fiu süreçte dünyan›n birçok ülkesinde oldu¤u gibi, AB ülkelerinde de ›rkç›-faflist politikalar eflli¤inde gerçekleflen sosyal y›k›m›n sonucu olarak ortaya ç›kan yoksullaflmadan en fazla çocuklar etkileniyor. AB-Sosyal Komiserli¤i taraf›ndan yap›lan bir araflt›rman›n sonuçlar›, AB ülkelerinde yaflayan her befl çocuktan birinin yoksul oldu¤unu göstermekte. Araflt›rma sonucu, bu say›n›n alarm verici oldu¤u kadar, Avrupa’daki toplumsal sorunlar›n ne kadar büyük oldu¤una da iflaret etmekte. Almanya ise yoksulluk oran› en yüksek ülke ise Almanya. Almanya’daki çocuklar›n % 12’si yoksulluk s›n›r›n›n alt›nda yafl›yor.

Ülke grevlerle sars›l›rken, yoksullu¤un faturas› göçmenlere ç›kar›l›yor Alman emperyalizminin temsilcileri ise, bu büyük yoksullaflmay›, iflsizli¤i ve sosyal y›k›m› burada yaflayan göçmen iflçilere fatura etme çabalar›n› sürdürüyorlar. Bu çabalar›n bir parças› olarak hayata geçirilen ›rkç›-floven politikalara ba¤l› kundaklama vb. olaylara ise her gün yenileri ekleniyor, birbiri ard›na yeni yang›n vakalar› yaflan›yor. Genifl y›¤›nlar›n dikkati ›rkç› sald›r›lar ve halk›n ç›karlar›ndan uzak gündemlerle meflgul edilirken, Siemens, BMW, Ver Di, Nokia gibi büyük sermayeye ait iflyerleri, bir yandan kârlar›n›n her y›l artt›¤›n› ilan ediyor, di¤er yandan da birbiri ard›na iflyerlerini tasfiye ederek, binlerce iflçiyi soka¤a at›yor. Ancak, bu sald›r› dalgas›n› geri püskürtmeye çal›flan iflçi-emekçiler, Almanya’n›n dört bir yan›nda gerçeklefltirdikleri grevlerle, Alman emperyalist sermayesine zor günler yaflatmaya, onlar›n korkulu rüyas› olmaya devam ediyorlar.

nist ordu, Ebu Ali Mustafa Tugaylar›’n›n üst düzey komutanlar›ndan biri oldu¤unu iddia etti¤i Majdi Mabrouk’u gözalt›na ald›.

FHKC iki önder kadrosunu yitirdi Filistin halk›n›n emperyalist-Siyonist ablukaya karfl› direniflini sürdürdü¤ü günlerde, Filistin davas›n›n öncü güçlerinden FHKC, bir yandan ‹srail’in

Fransa ifl flg galler ve grevlerle sars›l›yor Dünyan›n önde gelen otomobil lasti¤i üreticisi Michelin’in, Fransa’n›n Toul kentinde bulunan fabrikas›n› kapataca¤›n› aç›klamas› üzerine, fabrikada çal›flan 826 iflçi fabrikay› iflgal etti. Fabrikay› iflgal eden iflçiler ayr›ca 2 fabrika yöneticisini de rehin ald›lar. Fabrikaya girifl ç›k›fllar› da engelleyen iflçiler, giriflleri yakt›klar› lastiklerle kapatt›lar. ‹flgal eylemi 4 gün boyunca sürdü. Bu radikal eylemin ard›ndan iflçilerle anlaflmaya yanaflan Michelin yöneticileri, iflçilere çal›flt›klar› her y›l için 2600 Euro tazminat vermeyi veya fabri-

kaya ait baflka ifl yerinde çal›flmaya devam etmelerini kabul etti. Bir baflka iflçi eylemi ise, Paris’in en lüks restoranlar›ndan La Grande Armee-Nine’de kaçak çal›flt›r›lan iflçiler taraf›ndan gerçeklefltirildi. ‹flçilerin çal›flt›klar›n›n tespit edilmesiyle birlikte, s›n›r d›fl› edilme karar› al›nmas› üzerine 5 gün boyunca restoran› iflgal ettiler. ‹flçiler s›n›r d›fl› edilmelerinin engellenmesinin yan› s›ra, afl›r› çal›flma saatlerinin kald›r›lmas›n› ve ödenmeyen fazla mesai ücretlerin ödenmesini talep ettiler.

Hamburg’da Har(a)çs›z bir e¤itim için yürüyüfl Yaklafl›k 500 üniversiteli, ö¤renci ve aile 21 fiubat günü har(a)çs›z bir e¤itim için yürüdüler. Yürüyüfl boyunca konuflmac›lar sosyal d›fllanma yerine sosyal dayan›flma noktas›nda s›k s›k vurgu yapt›lar. Hamburg e¤itim politikas›n›n sosyal olmad›¤› da s›k s›k dile getirildi. Üniversiteden konuflan bir temsilci; ö¤renci harçlar›n› boykot ettikleri için okuldan at›lan ö¤rencilerin CDU (H›ristiyan Demokrat Birlik) Partisi için bir anlam tafl›mad›¤›n› söyleyerek “Bunun için 24 fiubat Pazar günü yap›lacak seçimlerde, senatonun e¤itim politikas›n›n yanl›fl oldu¤u görülecektir” dedi. K›sa bir süre önce s›rf merkezi Hamburg Üniversitesinde harç ödeyemedikleri için yaklafl›k 1000 ö¤renci okuldan at›ld›. Geçen y›l da yaklafl›k 2000 ö¤renci har(a)ç paras› bulamad›¤› için okuldan at›lm›flt›. S›k s›k “Herkese har(a)çs›z e¤itim”, “Biz buraday›z ve sesimiz gür ç›k›yor, çünkü e¤itim hakk›m›z› çal›yorlar” sloganlar›n at›ld›¤› yürüyüflte Hamburg YDG olarak da yerimizi ald›k. Haz›rlam›fl oldu¤umuz “Belediye baflkan›n› ve e¤itim senatörünü üniversiteden at›n!”, “Har(a)çlar› kald›r›n!” YDG imzal› dövizlerinin yan› s›ra AT‹K ve ILPS bayraklar›yla yürüyüfle kat›l›m sa¤lad›k. AT‹K YDG

Evrensel Bak›fl Halklar›n ç›kar› devrimci de¤iflimdedir Emperyalist k›flk›rtmalar sonucu büyük bir kaos ortam›na sürüklenen, iç savafl›n efli¤ine gelen Pakistan, geçti¤imiz günlerde genel seçimlere gitti. Bu seçimler, ABD ile yap›lan anlaflma sonucu ülkesine dönen Benazir Butto’nun, geçti¤imiz y›l›n sonlar›na do¤ru bir suikastle öldürülmesinin ard›ndan t›rmanan çat›flmalar nedeniyle ertelenmifl ve ancak 18 fiubat’ta gerçeklefltirilebilmiflti. Seçimler ABD kuklas› Müflerref aç›s›ndan tam bir hezimete dönüfltü. Seçimlerden zaferle ç›kanlar ise, Butto’nun Halk Partisi ile Nevaz fierif’in Müslüman Ligi oldu. Her ikisi de egemen s›n›flar›n temsilcisi olan bu partilerin, bugüne kadar sürdürülen emperyalist patentli politikalardan bir kopuflu getirmesi ise beklenmiyor. Seçim sonuçlar›n› dikkatle izleyenle-

Filistin halk›na uygulanan ambargo kapsam›nda gerçekleflen elektrik kesintisi uygulamas› ise, M›s›r, Lübnan ve Filistin baflta olmak üzere, yine dünyan›n birçok yerinde Filistin yerel saatine göre sekizde befl dakika süreyle elektrikleri kapatma ve mum yakma biçiminde protesto edildi. Bu eylemlerin gerçekleflti¤i gün Bat› fieria’n›n kuzeyindeki Nablus kentinde bulunan Ayn Beyt Alma mülteci kamp›na bir bask›n düzenleyen Siyo-

sald›r›lar›na karfl› eylemlerle cevap verirken, di¤er yandan da iki önderini daha kaybetti. FHKC Gazze fieridi Merkez Komitesi üyesi Abdelazim Audeh Khader ‘Anees,’ Siyonist ‹srail taraf›ndan tedavisi engellendi¤i için 18 Mart’ta Gazze’de yaflam›n› yitirdi. Uzunca zamand›r hasta olan Khader, Gazze’den ayr›lmas› engellendi¤i için yaflama gözlerini yumdu. Kendisi 1969’da ilk kez tutuklanarak, 12 buçuk y›l Siyonistlerin hapishanelerinde kald›. Serbest b›rak›ld›ktan sonra ise, ‹srail taraf›ndan M›s›r’a, M›s›r hükümeti taraf›ndan da Suriye’ye sürgün edildi. Bir di¤er FHKC önderi olan, Abdel Rahim Mallouh ise, Filistin’de, Abbas yönetimindeki Filistin hükümetine ba¤l› bir hapishanede, flüpheli bir biçimde yaflam›n› yitirdi. Yapt›¤› aç›klamada Mallouh’un ölümünden Abbas yönetimini sorumlu tutan FHKC, bu flüpheli ölümle ilgili bir araflt›rma komisyonu kurulmas›n› talep etti.

rin bafl›nda ise ABD geliyor. Pakistan’da birçok gizli-aç›k askeri operasyon gerçeklefltiren ABD emperyalizminin en büyük kayg›s›n› ise, bu operasyonlar› bundan böyle rahatl›kla sürdürüp-sürdüremeyece¤i vb. kayg›lar oluflturuyor. Özellikle de Afganistan s›n›r›ndaki bölgelerde gerçeklefltirilen bu operasyonlar ayn› zamanda Pakistan hükümetinin bilgisi dâhilinde gerçeklefliyordu. Ancak seçimlerden zaferle ç›kan ve özde ABD karfl›t› olmayan her iki partinin de, Müflerref’i seçim kampanyalar› boyunca ABD kuklas› olarak niteleyerek, halktan oy toplamas›, yap›lan kamuoyu yoklamalar›nda Pakistan halk›n›n % 90’lara varan bölümünün ABD karfl›t› oldu¤unun ortaya ç›kmas›, hem bu iki partinin hem de ABD’nin iflini zora sokacak gibi görünüyor. fiimdi, resmi aç›klamalar›nda

Bir di¤er grev ise, Carefour’un Grand Littoral’de bulunan ifl yerinde çal›flan iflçiler taraf›ndan gerçeklefltirildi. Burada çal›flan iflçiler 16 gün boyunca sürdürdükleri grevin sonucunda ücret art›fl›, haftal›k çal›flma saatlerinin azalt›lmas› gibi taleplerini kabul ettirdiler. Buradaki grev s›ras›nda iflçiler iki kez polisin sald›r›s›na u¤ram›fl ve çok say›da iflçi yaralanm›flt›. Bu grev ve direnifllerin yan› s›ra, otobüs floförleri, ulusal matbaa iflçileri ve L’oreal, Air France ve Air Senegal iflçileri de ücret art›fl› ve daha bir dizi taleple greve gittiler.

Tekstil ifl flç çileri yüksek ücret için alanlarda M›s›r’›n Mahalle bölgesindeki çal›flan 27 bin tekstil iflçisi hem ekonomik taleplerini dile getirdikleri hem de ABD güdümlü Mübarek rejiminin son bulmas›n› hayk›rd›klar› bir eylem yapt›lar. Ortado¤u’nun en büyük fabrikas› olan tekstil fabrikas›n›n iflçileri geçmifl dönemlerde de güçlü eylemler yaparak, hükümete taleplerini kabul ettirmifllerdi. Bu son eylemde kitlesel olarak fabrikadan ç›kan iflçiler, “Kahrolsun Mübarek” sloganlar› atarak yürüyüfle geçtiler. ‹flçilerin yürüyüflüne halktan da yo¤un bir destek gelirken, en az 10 bin kifli iflçilerin kortejine kat›larak, destek verdi. Eylem fabrika içinde gizlice ve solcular taraf›ndan örgütlenmiflti. Eylemle birlik-

ABD karfl›tl›¤›n› kullanan bu partilerin, bu söylemlerine uygun hareket edip-edemeyece¤i, bu süreçten sonra Pakistan’›n politik yaflam›nda uzun süre kalabilmenin tek yolu olan, halk›n büyük ço¤unlu¤unun e¤ilimini dikkate al›p almayacaklar› merakla bekleniyor. Buradaki iktidar de¤iflikli¤ini kendi lehine bir de¤ifltirime dönüfltürme çabas› içinde olan ABD emperyalizmi için Pakistan’›n önemi hala oldukça büyük. Çünkü burada kendi aleyhine oluflabilecek bir istikrars›zl›¤›n, baflta Afganistan ve Irak olmak üzere, bir bütün olarak Ortado¤u’daki iflgal politikalar›nda, bugün yaflanandan daha büyük bir istikrars›zl›¤› getirece¤ini biliyor. Bunun içindir ki, Pakistan’da ortaya ç›kan “de¤iflimi” olabildi¤ince kendi lehine çevirmeye çal›fl›yor. Emperyalistlerin son dönemde kendi lehlerine bir “de¤iflim” beklentisine girdikleri bir di¤er ülke ise Küba. Küba Devlet Baflkan› Fidel Castro geçti¤imiz günlerde tüm görevlerinden çekildi¤ini aç›klad›. Castro’nun görevden çekilme karar› tüm dünyada yank› bulurken, bu durumu

en yak›ndan izleyen ülke hiç kuflkusuz yine ABD emperyalizmi oldu. ABD, Castro’nun çekildi¤ini aç›klamas›n›n hemen ard›ndan “Küba’n›n demokrasiye geçifline yard›mc› olmaya haz›r oldu¤unu” aç›klad›. Ancak Küba halk› ABD’nin “demokrasi”den neyi kast etti¤ini çok iyi bilmekte. Çünkü ne 1961’deki iflgal denemesini ne on y›llard›r süren ambargoyu ne de ülkeyi istikrars›zl›¤a sürükleme ad›na, CIA taraf›ndan Castro’ya dönük gerçeklefltirilmeye çal›fl›lan, say›s›z suikast giriflimini unutmufl de¤iller. fiimdi Castro’nun çekilmesi, AB emperyalistlerinin Küba’ya dönük ifltah›n› da kabartm›fl bulunuyor. Küba ile iliflkileri zaten öteden beri ABD kadar kötü olmayan bu güçler de “Küba’da de¤iflim bafllad› ve Avrupa, bundan böyle ülkeyi yönetecek olan politik önderlere, bar›flç›l bir de¤iflime geçmek üzere yard›mc› olmaya haz›rd›r” türünden aç›klamalar yapmakta gecikmediler. fiunu vurgulamak gerekiyor ki, Castro ve Che Guevara bundan 50 y›l önce adadaki yönetimi ele geçirdiklerinde

te patron polis ça¤›r›rken, eylemciler patronun üzerine yürüyerek, polisi de geri püskürttüler. M›s›r’da son dönem artan iflçiemekçi eylemleri ise, sadece M›s›r hükümeti taraf›ndan de¤il, emperyalist güçler taraf›ndan da tedirginlikle izleniyor. Çünkü geçti¤imiz haftalarda ambargoya karfl› ayaklanan Filistinliler, M›s›r’›n s›n›r duvar›n› havaya uçurarak, buraya geçtiklerinde M›s›rl› emekçiler Filistin halk›yla dayan›flma eylemleri yapm›fl ve s›n›r› geçen Filistinlilere dönük fliddete baflvuran Mübarek hükümeti geri ad›m atarak, Filistinli direniflçilerle görüflmek zorunda kalm›flt›.

Diktatör Batista ifl bafl›ndayd›. Ada Batista döneminde zengin Amerikal›lar›n seks cenneti ve büyük toprak sahiplerinin kitleler üzerindeki zulmünün had safhada oldu¤u bir yerdi. Küba devrimiyle birlikte halk›n günlük yaflam›nda, ifl güvencesi, ücretsiz sa¤l›k hakk›, e¤itim, bar›nma gibi konularda kazan›mlar oldu. Ancak reformistlerin iddialar›n›n aksine, Küba hiçbir zaman sosyalist olmad›. Burada sosyalizm ad›na hâkim olan en fazla, Sovyetlerde 1956’da SBKP’nin 20. Kongresiyle birlikte bafllayan, modern revizyonizmin ya da bir baflka deyimle, kapitalizmin restorasyonu sürecinin, yans›malar› oldu. Bu süreçte RSE’ne ba¤›ml›l›k ortaya ç›kt›. Küba halk› on y›llar boyu bu ba¤›ml›l›¤›n faturas›n› ödemek zorunda kald›. Ekonomik ve toplumsal çöküntü bürokratik-kapitalist kamp›n (modern revizyonizmin) çökmesinden sonra da sürdü. Küba halk› eskiden oldu¤u gibi, flu anda da çok fakir. Örne¤in hastanede çal›flan herhangi bir psikoterapistin ayl›k ücreti 260 Peso, yani 10 dolar. S›radan bir iflçinin ayl›k kazanc› ise 160 Peso. Bu pa-

Faflist Türk devletinin haftalard›r hava sald›r›lar›yla devam ettirdi¤i iflgal ad›mlar›n› bir ad›m daha büyüterek geçti¤imiz hafta içinde kara harekât›na bafllamas› Ulm’de yap›lan eylemle protesto edildi. Bu amaçla bir yürüyüfl düzenlendi. Oluflturulan komitede yer alan Yek Kom. AT‹F, AG‹F, ADHF ve MLPD ortaklaflt›rd›klar› etkinlik sonucu 1 Mart Cumartesi günü Ulm’de yüzlerce insan›n kat›l›m›yla yürüyüfl düzenlendi. Konu ile ilgili aç›klamalar›n, Almanca ve Türkçe ortak bildirilerin ard›ndan bafllayan yürüyüfl at›lan canl› ve öfkeli sloganlar eflli¤inde son buldu. Ulm AT‹K

Filipinler Filipinler halk›, ABD güdümlü Filipinler Baflkan› Gloria Macapagal Arroyo’ya karfl› öfkesini giderek yükseltiyor. Son günlerde s›k s›k düzenlenen ve binlerce kiflinin kat›ld›¤› sokak gösterilerinin en sonuncusu 25 fiubat’ta, baflkent Manila’da gerçekleflti. Arroyo’ya karfl›, seçimlere hile kar›flt›rmak, yolsuzluk, rüflvet gibi suçlamalar getiren genifl y›¤›nlar eylemlerde “Bizi bu fieytandan kurtar›n!” diye hayk›rd›lar.

Porto Riko Karayipler’de bulunan Porto Riko adas›ndaki 42 bin e¤itim emekçisi, s›n›flar›n küçük olmas›n› ve okul binalar›ndaki tadilatlar› protesto etmek, e¤itim plan› ç›karmak için daha genifl zamana sahip olmak ve ücretlerinin art›r›lmas› gibi taleplerle grev karar› ald›lar. Porto Riko ABD’ye ait olmas›na karfl›n, buradaki ö¤retmen maafllar› ABD’dekinden 1/3 daha düflük. Grev genifl bir kat›l›mla hayata geçirilirken, okul yönetimleri greve kat›lan olan ö¤retmenleri iflten atmakla tehdit ettiler.

‹spanya Correos posta idaresine ba¤l› binlerce postac›, ‹spanya’n›n baflkenti Madrid’de bir araya gelerek, daha iyi çal›flma koflullar› ve ücretlerinin art›r›lmas› için kitlesel bir eylem gerçeklefltirdiler. Posta çal›flanlar›, ifl koflullar›n›n giderek a¤›rlaflmas›ndan, buna karfl›n ald›klar› ücretin en fazla 900 Euro olmas›ndan flikâyetçiler.

Venezüella Venezüella’daki Ternium Sidor Çelik iflletmesinde çal›flan binlerce çelik iflçisi daha iyi bir ücret tarifesi için greve ç›kt›lar. ‹flçilerin greve ç›kmas›yla birlikte tüm üretim durdu. Devlete ait olan iflletme Venezüella’n›n en büyük çelik üreticisi ve y›lda 4,5 milyon ton ham çelik üretiyor. ‹flletmede 5.400 kadrolu ve 9 bin sözleflmeli iflçi çal›fl›yor. Sözleflmeli iflçiler 350 küçük flirkete da¤›t›lm›fl durumdalar.

rayla yaflamak ise mümkün de¤il. Bunun içindir ki çok say›da Kübal› ek ifllerde çal›flmak zorunda kal›yor. Küba sadece Rusya ile iyi iliflkiler içinde olmad›. Örne¤in Çin’e olan ekonomik ba¤›ml›l›¤›n giderek artmas› söz konusu. Bugünlerde, Castro’nun görevden çekilmesiyle birlikte ortaya ç›kan durumdan yararlanmaya çal›flan baflta ABD ve AB emperyalistleri olmak üzere, emperyalist güçler, t›pk› Pakistan gibi, burada da “de¤iflim” olarak adland›rd›klar› bu süreci, kendi lehlerine çevirmek için tüm güçlerini seferber edeceklerdir. K›sacas›, söz konusu “de¤iflim” süreçleri, ne Pakistan halk›n›n ne de Küba halk›n›n ç›karlar›na dönük bir “de¤iflim” olmayacakt›r. Gerçekte de zaten hiçbir fley de¤iflmeyecektir. Gerçek ve halklar›n ç›karlar›n› gözeten bir de¤iflim, ancak köklü ve toplumsal bir alt-üst yaratacak olan, devrimci bir de¤iflimle mümkündür. Bu devrimci de¤iflimi yaratacak olan ise, ezilen halklar›n, baflka hiçbir gücün üstünlük sa¤layamayaca¤›, örgütlü gücü olacakt›r!


İşçi-köylü 14

Tarihten sayfalar

“O zaman geldi¤inde, Hiç bir ailenin Çocu¤u olmayacak ç›plak ayaklar›n› Çaputlar içinde sürüyen. Herkesin biraz ekme¤i olacak, Bir ifli, iyi flarab›. Yaflas›n Komün! Çocuklar! Yaflas›n Komün!” Proletaryan›n burjuvaziye karfl› giriflti¤i ilk iktidar denemesi olan Paris Komünü; bugün de uluslararas› proletaryan›n ve onun önderli¤indeki ezilen dünya halklar›n›n sosyal ve ulusal kurtulufl mücadelelerinin ilham kayna¤› olmakta ve bu mücadelenin yolunu ayd›nlatmaktad›r. Marks’›n; “‹nsan neslini s›n›f egemenli¤inden ebediyen kurtaracak büyük sosyal devrimin flafa¤›” olarak tan›mlad›¤› Paris Komünü 18 Mart 1871’den 23 May›s’a kadar geçen 73 gün yaflam›flt›r. Komünü ortaya ç›karan zemine bakt›¤›m›zda karfl›m›za belli bafll› iki gücün var oldu¤u bir Fransa ç›kmaktad›r: Çökmekte olan, bunal›m içindeki imparatorluk rejimi ve yükselmekte olan iflçi s›n›f›! Difle difl verilen mücadele ile 18 Mart günü Paris’te devrim gerçeklefltirilmifl, akflama do¤ru bütün devlet kurulufllar› ele geçirilmifl, belediye binas›na ve savafl bakanl›¤›na devrimin simgesi flanl› k›z›l bayrak çekilmiflti. Merkez Komite, 19 Mart günü Parislilere ne yapmak istedi¤ini bir programla bildirdi. Komite bir hükümet olma iddias›nda de¤ildi. Yaln›zca ihanet eden bir hükümeti görev bafl›ndan uzaklaflt›rmak ve komün seçimlerini haz›rlamak istiyordu. Merkez Komite seçimler öncesinde yay›mlad›¤› bir baflka bildiride de; düzeni yeni temeller üstüne kurman›n ilk koflulu olarak, eme¤in yeni bafltan örgütlenmesi gereklili¤ini, bununsa ancak özgürlük, eflitlik ve dayan›flmayla sa¤lanaca¤›n› aç›kl›yordu. 26 Mart 1871 günü seçimler gerçeklefltirildi. “Mülksüzlefltirenlerin mülksüzlefltirilmesini hedef alan” Komün Meclisi üyelerinden yaln›zca biri Marks’ç›yd›. Yönetimde Jakobenler, Proudhoncular, Blanquiciler, federalistler ve sosyalistlerle birlikte burjuva e¤ilimli olanlar da vard›. Komün on komisyondan olufluyordu. Bunlar›n aras›ndan

P r o l e t e r d e v r i m i n fl a f a ¤ › : Paris Komünü

çal›flma komisyonunun amac›, emekle ücreti eflit k›lmak ve toplumcu ö¤retileri yaymakt›. Ayr›ca komün diyanet ifllerine ayr›lan bütçenin kald›r›lmas›n› ve kilise mallar›na el konulmas›n› emretti. Okullardan dinsel e¤itim kald›r›ld›. Öncelikli olarak, e¤itim ve adalet dâhil, bütün yönetim mekanizmalar›nda çal›flanlar›n seçimle ifl bafl›na gelmesi kararlaflt›r›ld›. 18 Mart’›n ard›ndan Vercailles hükümetinin ve ordusunun durumu zay›ft›. Ama Ulusal Muhaf›z Komiteleri bu durumdan yararlanamad›. Komünün gösterdi¤i bu gevflek ve zay›f tav›rdan yararlanan Thiers,

hükümete sad›k kalan tüm birlikleri Paris’ten Vercailles’e ça¤›rd›. Fransa bankas›ndaki paralar Vercailles’e kaç›r›larak maddi ve askeri güçler bu flekilde sa¤land›. 20 May›s günü Vercaillesliler kente sald›r›ya geçti. Bir hain onlara k›lavuzluk ediyor ve Komünün zay›f yanlar›n› gösteriyordu. Karfl› güçler 21 May›s’ta Paris’e girmeyi baflard›. Komüncülerin ilk ifli Parislileri savafla ça¤›ran bildiriler yay›mlamak oldu. Ama Versaillesl› birlikler aral›ks›z sald›rmakta, önemli noktalar› ele geçirmekteydi. Baz› sokaklarda birden bire direnmelerle, barikatlarla karfl›lafl›l›yor, Paris halk›, kad›n›yla erke¤iyle mücadele ediyordu. Komüncüler en amans›z savafllar›n› iflçi mahallelerinde verdiler. Burada çocuklar bile savafla kat›lm›fllard›. Barikatlarda çarp›flan iflçi say›s› 10.000’i buluyordu. 21’inden 28’ine uzanan haftada Komüncüler kendilerini siper ederek Versaillesliler’e karfl› amans›zca çarp›flt›lar. Vercaillesliler ele geçirdikleri bütün tutsaklar›, sorgusuz sualsiz kurfluna diziyorlard›. Paris halk›n›n düzenli birliklerce katliam›na karfl› Komün, 24 May›s’ta aralar›nda Paris Baflpiskoposu Darboy’n›n da bulundu¤u 52 rehineyi kurfluna dizerek yan›t

‹flçi s›n›f›, tarihsel rolünü oynama yetisine sahip oldu¤unu henüz tarihinin bafllar›nda ola¤anüstü bir giriflkenlikle göstermifltir.

verdi. 27 May›s günü Komüncülerin s›k›fl›p kald›¤› çember iyice daralm›flt›. Son Komüncüler de çarp›fla çarp›fla can vermekteydi. Direnmenin son dayanak noktalar›ndan biri 200 Komüncünün topland›¤› Pére-Lachaise Mezarl›¤›’›yd›. Vercaillesl›lar, mezarl›¤›n kap›s›n› k›rd›larsa da Komüncüler savafllar›n› sürdürdüler. Sa¤ kalanlar, mezarl›¤›n duvarlar› dibinde kurfluna dizildi. 28 May›s günü, iflçi mahallesinde ayakta kalan son barikat da düfltü. Tüm çabalara karfl›n 28 May›s 1871’de komün y›k›lm›fl oldu. Karfl› devrim zafer kazanm›flt›. Binlerce insan›n öldü¤ü bu sokak savafl› da tarihe “Kanl› Hafta” olarak geçmifltir.

Komün’ün ö¤rettikleri… “Paris Komünü’nde yaflanan yenilgiyi pek çok nedene ba¤layabiliriz. Öncelikli olarak pek çok aç›dan Fransa 19. yy.da 18. yy’› yafl›yordu. Kapitalizmin evrimi sürüyordu ve geliflmifl bir iflçi s›n›f›ndan söz etmek olanaks›zd›. Fransa daha çok bir küçük burjuva ülkesi statüsündeydi. Nesnel koflullar ve halk›n örgütlenmesi bir devrim yapacak nitelikte de¤ildi. “‹flçi s›n›f›n›n Partisi yoktu; iflçi s›n›f›n›n ne haz›rl›¤›, ne de uzun al›flkanl›¤› vard› ve y›¤›n olarak görevleri ve bunlar› gerçeklefltirme amaçlar› üzerinde çok aç›k bir düflüncesi bile yoktu. Proletaryan›n ne ciddi siyasal örgütlenmesi vard›, ne de y›¤›n sendikalar› ya da kooperatif birlikleri…” ( Marks, Engels,

7-20 Mart 2008 Lenin/Paris Komünü Üzerine). Komün üyeleri aras›nda görüfl ortakl›¤› yoktu. Ayr›ca Komün ne k›rsal bölge halk›yla ne de di¤er bölgelerin komünleriyle iliflkide de¤ildi. Bunlara ek olarak, Komünün yapt›¤› pek çok hata da kendi sonunu haz›rlayan nedenler aras›nda yer al›yordu. Daha Komün düflmeden 1.5 ay önce onun muhtemel yenilgisinin fark›nda olan Marks, bunu flu flekilde aç›kl›yor: “E¤er onlar yenilirse, kabahat sadece onlar›n ‘iyi tabiatlar›’nda olacakt›r. Derhal Vercailles üzerine yürümeleri gerekirdi. fianslar›n›, vicdanlar› el vermedi¤i için yitirdiler. ‹kinci hata; Merkez Komitesi Komün’ün icraat yapabilmesine imkan verebilmek için iktidar› çok erken teslim etti. Yine çok onurlu bir vicdanl›l›k yüzünden!” (Marksizm ve Devlet Üzerine). Bütün bunlar göz önünde bulunduruldu¤unda Paris Komünü’nden ç›kar›lacak pek çok ders bulunmaktad›r.

Paris Komünü tarihe ait de¤ildir Bir masal gibi inan›lmaz derecede güzel, zamans›z ve mekâns›z bafllayan bir anlat› de¤ildi Paris Komünü. Dünyan›n tüm sömürücü s›n›flar› için bir karabasan ve dünyan›n tüm sömürülen s›n›f ve ezilen halklar› için kollar› s›vamaya ça¤›ran, kurtuluflun yolunu gösteren bir aya¤a kalk›flt›. Yüzy›llar›n ezilmiflli¤inden, horlanm›fll›¤›ndan, boyun e¤dirilmiflli¤inden, kör cahilli¤inden silkinip bendini y›karak patlamal› bir ak›flla özgürleflerek düzlediler özgürlük yolunu. Komün geçmifl, tarihte kalm›fl de¤ildir. Tarihsel olan›n tarihte kalmad›¤›n› ve bugüne nas›l tafl›nabilece¤ini gösterir bize. Paris Komünü’nün öznesi proletaryad›r, Paris’in emekçi halk›d›r. Komünün kahramanlar›, bu s›n›f›n, bu halk›n kahramanlar›d›r. Emekçi halklar, tarihin uzun dönemlerinde sadece yoksul de¤illerdir, sefaletle birlikte cehaletin de içerisine itilirler ve düflürüldükleri batakl›kta uzun zaman onlar› burada yaflamaya mahkûm b›rakanlara beyinlerini ve ruhlar›n› teslim ederek yaflarlar. Fakat flu da çok iyi bilinmelidir ki, hiçbir tarih onlars›z yaz›lamaz. Piramitleri de yapan onlard›r, devrimleri de! Ne sefalet, ne de cehalet onlar›n tercihleridir. Piramitleri yaparken, fabrikalarda boyun e¤mifl, birbirine düflmüfl çal›-

fl›rken köle olan onlar, isyan atefllerini yakt›klar›nda, devrimleri yaparken özgürdürler. “Devrimler, tarihin lokomotifidirler.” Devrimlere bu gücü kazand›ran ise kitlelerdir. Her devrim ancak ve ancak onlar›n eseri olabilir. Bundan dolay› da, önderlik kavray›fl› olarak da devrim bilinci, soyut ve genel bir bilinç de¤il, devrimin kitlelerin eseri olaca¤› gerçe¤iyle birlikte proletaryayla özdeflleflen bir bilinç olmal›d›r. Ve bu bilinç, politika ve stratejisiyle oldu¤u gibi yöntemleriyle de bugünkü çal›flmalar›m›z› belirlemelidir. S›n›f mücadelesinin bugünkü geri koflullar›nda kitle inisiyatifini gelifltirici, harekete geçirecek yöntem ve araçlar›n gelifltirilmesini, bunlarda ›srar›, sadece gelece¤e dönük yeni bir kültürün oluflturulmas› sorunu olarak de¤il; kitleleri mücadeleye çekmenin, onlardaki güven ve özgüven sorununu çözmenin anahtarlar›ndan biri olarak görmeliyiz. Komün bilinci, s›n›f bilincidir. ‹flçi s›n›f›, tarihsel rolünü oynama yetisine sahip oldu¤unu henüz tarihinin bafllar›nda ola¤anüstü bir giriflkenlikle göstermifltir. Bununla birlikte, komün bilinci iktidar bilincidir. Her devrimin temel sorununun iktidar sorunu oldu¤unu, bir s›n›f›n sadece ezilmesini sona erdirmek ve sömürülmemek için de¤il, bunlar dahil yapmak istediklerinin çok az›n› dahi yapabilmesi için, iktidar› ele geçirmesinin flart oldu¤unu Komün gösterdi. Onlar ve daha sonra Sovyet ve Çin iflçi ve köylüleri iktidar› al›p yeni bir yaflam› kurmaya giriflerek ve kurarak bize yepyeni bir yaflam›n olabilece¤ini gösterdiler. Köhnemifl ve eskiye ait olan› korkusuzca y›kabilme bilinci, ayn› zamanda yeniyi kurma bilincidir. Dolay›s›yla, komün bilinci ayn› zamanda tarih yapma, gelece¤i kurma bilincidir. Üstelik henüz tüm koflullar›n oluflmad›¤› bir dönemde ola¤anüstü bir giriflkenlikle tarih yapmaya giriflen bir bilinç. ‹flte bugün en çok da gelece¤i yaratma cüretini kuflanan bu bilinç üzerine düflünmeliyiz. Ola¤an koflullar›n davran›fllar›m›z› belirledi¤i bir hareket tarz›m›z m› olacak, di¤er bir deyiflle koflullar m› bize hükmedecek, yoksa koflullara biz mi hükmedece¤iz; ad›mlar›m›z›n sa¤laml›¤›n› ve h›z›n› belirleyecek olan ne? Koflullara boyun e¤meyen dönüfltürücü bir atakl›k gösterebilecek miyiz?

Kültür -Sanat

Günümüzde sinema ve kitaplarda fantastik teman›n yeri Son y›llarda film ve kitaplarda estirilen fantastik rüzgar›n›n “duayeni” olarak lanse edilen Harry Potter, serisinin son kitab›yla birlikte serinin 5. filmi izleyici ve okurlar›n›n “be¤enisine” sunulmufl, haberlerde ve gazete köflelerinde Harry Potter “ç›lg›nl›¤›” ifllenmeye bafllanm›fl, sonras›nda kitab› sat›n alabilmek amac›yla oluflturulan kuyruklar, çocuk ve gençlerin sevinç 盤l›klar› kitab› bilen-bilmeyen herkesin kafas›na yerlefltirilmiflti. Kitab›n “çekici” ya da “etkileyicili¤i” bir yana, oluflturulan reklam ablukas›; yar›m, tam sayfa ilanlar, köfle bafllar›nda billboardlar, Harry Potter oyuncaklar›, filmde kullan›lan k›yafetler, H. Potter resimli bardaklar vs. daha kitap piyasaya sürülmeden ve filmi gösterime girmeden hayat›m›za girmiflti. Harry Potter serisi de di¤er benzer örnekleri gibi beraberinde kimi tart›flmalar› gündeme getiriyor. Bu derece reklam ve propagandas› yap›lan, çekilen filmleriyle beraber milyon dolarlar›n konufluldu¤u bir konunun tart›fl›lmas› do¤ald›r da. Fakat bu tart›flma kitab›n içeri¤i ve edebi yönünden daha çok neden bu kadar öne ç›kar›ld›¤› üzerine odaklanmal›d›r. Ancak o zaman kitab›n masum, masal›ms› bir kurgu gibi gelen içeri¤inin, kitlelerin uyuflturulmas› ve yönlendirilmesi bak›m›ndan nas›l bir rol tafl›d›¤› anlafl›labilecektir. “Her kültür belli bir toplumun siyaset ve ekonomisinin, ideolojik yans›s›d›r.” (1) Bu ideolojik yans›ma egemen s›n›flar›n yaflam›n her alan›nda bizlere empoze etmeye çal›flt›¤› burjuva-feodal, gerici ve yoz kültürde de alabildi¤ine görülmektedir. Bizlere empoze edilmeye çal›fl›lan bu yoz kültürün en

sinsi ve fark edilmez aya¤› kuflkusuz ki yaz›l›-sözlü, görsel-iflitsel sanat ve edebiyat alan›d›r. Egemen s›n›flar›n sanat ve edebiyata yükledikleri misyon kendi ideolojisini, siyasetini benimsetmek, kan emici-sömürücü yönünü hakl› ve meflru göstermektir. Sanat bunun bir arac›d›r ve bundan öteye gitmemektedir. Bu ba¤lamda egemen s›n›flar›n “usta romanc›lar›”, “usta yönetmenleri-senaristleri” yani “has adamlar›”n›n kulübü olan Hollywood ifl bafl›nda görevini “lay›k›yla” beyaz perdede yerine getirmektedir. Milyon dolarlar harcanarak has›lat rekorlar› k›ran filmler ard› arkas›na gözümüze sokulurken, her birinin tafl›d›¤› misyon; iflledi¤i konu itibar› ile do¤ald›r ki egemen s›n›flar›n çark›na su tafl›maktad›r. Mesela bir bilim kurgu gibi gözükse de düflüncenin maddeye üstünlü¤ünü iflleyen Matrix filmi ve serisi her sahnesinde idealizmin kitlelere sunulmas›ndan baflka bir fley de¤ildir. Egemen s›n›flar›n “ustalar›” son döneme damgas›n› vuran fantastik temal› filmlerle de (ki bu filmleri üst üste seri halinde yay›mlayarak) flirin ve masum bir flekilde çocuklar›, gençleri ve yetiflkinleri “farkl› dünyalar”da gezindirmektedir. Farkl› dünyalarda gezindi¤ini ve dertlerinden s›k›nt›lar›ndan bir an uzaklaflt›¤›n› düflünen izleyici-okur, bu haliyle tam da istenilen k›vamda oluyor. Örne¤in; medeniyeti, ilerici-güzel dünyay› istila etmek için toplanan “kötüler” ve onlara karfl› birleflmek zorunda olan ve kahramanca savaflarak dünyay› kurtaran “iyiler” olarak izledi¤imiz Yüzüklerin Efendisi film ve serisi fantastik filmde bize s›radan basit bir kurgu ile Bat›n›n, Do¤u medeniyeti ve halklar› üzerindeki

hâkimiyetinin de propagandas›d›r. Filmdeki “kötülerin” vahfli karakterlerle Do¤uyu temsil etmesi; “iyilerin” ise bütün cihan› kurtarmalar› ve Bat›y› temsil etmeleri tesadüf de¤ildir. Emperyalistkapitalist sistem görsel-iflitsel, yaz›l›sözlü sanat ve edebiyat alan›nda, özellikle de 7. Sanat olarak kabul edilen sinema alan›nda, korku, macera, fantastik türlerde çekilen hemen hemen her filmde ifllenen “Do¤u” düflmanl›¤› (örne¤imizde de oldu¤u gibi) ile kitlelere kendi hakl› ve meflrulu¤unun propagandas›n› yapmaktad›r. Görüldü¤ü gibi, “farkl› dünya” diye tabir edilen fantastik filmler, verdi¤i mesajlar, kullan›lan simgeler-semboller, karakterleriyle gerçek yaflam›n ta kendisi olmaktad›r. Görsel efektler, ilginç ve korkunç yarat›klar›, sisli ve gizemli kurgular›yla, gerçekle-hayali dünyan›n iç içe verilmesiyle, gerçek olan› fantastik alg›lay›p gerçek yaflamdan kopmam›z› sa¤lamaktad›r. Böylece fantastik film ve kitaplar, kiflileri etkisi alt›na al›p onlara e¤lenceli bir düfl dünyas› sunmaktad›r. Art›k egemen s›n›flar›n “usta” yönetmenlerinin, yazarlar›n›n etkisinin alt›ndas›n›zd›r. Mesela “ilgi çekici” diye ortalama 1 saat 40 dk çekilen Harry Potter serisinden bir tanesini izledi¤inizde, size e¤lenceli bir düfl dünyas›n›n arkada egemen s›n›flar›n zorla kabul ettiremeyece¤i faflist ideolojiyi kolayl›kla ve estetik bir flekilde bulabilirsiniz. Yrd. Doç. Dr fiükran Kara’n›n deyimiyle “faflist ideolojinin ele ald›¤› konu ve motifler ile Harry Potter kitap ve filmleri aras›nda flafl›rt›c› benzerlikle göze çarpar… Faflist ideolojinin kulland›¤› komplo saplant›s›, kuflat›lm›fl-

l›k, yabanc› düflmanl›¤›, ortak iradeyi tek bir kiflinin belirlemesi, farkl› olana karfl› duyulan korku, ak›l ve bilimi yads›ma günümüz fantastik çocuk ve gençlik kitaplar›n›n ve sinemalar›n›n kulland›¤› temel unsurlard›r.” (2) Mesela Harry Potter Zümrüdü Anka Yoldafll›¤› filminde; Haywards Büyücülük okulunun baflkanl›¤›n› ele geçiren kötülere karfl› iyi kahraman ve seçilmifl kifli olan Harry Potter etraf›ndan Dumbledore’un ordusu adl› gizli bir örgüt kurulup mücadele veriliyor. Ya da filmin ana karakterlerinden olan karanl›k güç Lort Voldermord’a karfl› durabilecek tek kiflinin Harry Potter olmas›. Her iki örnekte de tek bir kifli ortak iradeyi belirliyor ve her iki örnekte de “kötüler” taraf›ndan kuflat›lm›fll›k söz konusu. Bafl›ndan sonuna kadar emperyalist kültürün ürünü olan bu filmler bir yandan örtülü ve estetik bir flekilde, kötü, vahfli, barbar olarak yans›t›l›p bilinçli bir flekilde kitlelerde korku uyand›rarak Do¤ulu halklar›n hatta göçmenlerin fliddete maruz b›rak›labilece¤i, öldürülebilecekleri düflüncesi oluflturuluyor. Böylece insanlar›n bu fliddet ve katliamlar›n do¤al-gerekli görmeleri sa¤lan›yor. Fantastik çocuk ve gençlik film ve kitaplar›, kiflileri gerçek dünyadan kopart›p oradan oraya sürüklerken ayn› zamanda onlar› d›fl ortamdan kopartarak asosyalleflmelerine, çevresine yabanc›laflmalar›na neden ol-

maktad›r. Mesela insan›n ya da bireyin do¤al gereksinimi olan ilgi, sevgi, yak›nl›k, güven duygusu vb. gereksinimle-

rin her fleyin parayla ölçüldü¤ü toplumsal yap›da karfl›lanmamas›, kendini bu film ya da kitap kahramanlar›na özenti ve orada ifade etme fleklinde d›fla vurabiliyor. Ve do¤al olarak da aranan bu fantastik ürünlerde bulunmufl oluyor. Böylece yavafl yavafl çevresinden, de¤erlerinden, kültüründen kopmalar bafl gösteriyor. Bu da yabanc›laflman›n ta kendisi oluyor. Fantastik çocuk ve gençlik filmi-kitab› ad› alt›nda bizlere seri seri sunulan yap›tlar bafltan afla¤› egemen s›n›flar›n kendi çirkefli¤ini manüpile etme arac›d›r. Burjuvazinin her f›rsatta sald›rd›¤› ezilen emekçi kitleleri, çocuklar›m›z›, herkesimden insanlar›m›z› emperyalist kültüre göre flekillendiren bu filmlerden uzak

tutmaya çal›flmal›y›z. Ama kesinlikle “izlenmesin” demek bu durumda do¤ru bir yöntem olmayacakt›r. Önemli olan bilinçli bir flekilde izlenmesini veya ders ç›kar›labilmesini sa¤lamakt›r. Kültürel alandaki sald›r›lar ayn› zamanda ideolojik sald›r›lard›r. Burada da ideolojik mücadelenin araç ve yöntemleri esas al›nmak zorundad›r. S›n›fl› toplumlarda egemen kültür hâkim s›n›flar›n kültürüdür. Egemen s›n›flar›n kültürel hegemonyas› toplumsal düzen bir devrimle de¤iflmedi¤i sürece bu kültürel hegemonya çeflitlenerek ve yo¤unlaflarak kendini devam ettirecektir. Buna karfl› mücadelenin de sürekli olmas› kaç›n›lmazd›r. Bu mücadelede y›kma ve infla etme iç içedir. Teflhir ve propagandan›n yan› s›ra alternatif kültürün sunulmas›, çeflitli araç ve yöntemlerle hayata geçirilmesi bir zorunluluktur. Egemen kültürü, alt ve üst yap›y› iktidarlaflt›kça de¤ifltirebilece¤imiz aç›kt›r. Bu ba¤lamda kültür alan›nda da halk›n düflüncesinde iktidarlaflma mücadelesi, bilinci verilmesi gerekmektedir. Ki ancak bu flekilde halk›n burjuva gerici kültürden daha az etkilenmesi, egemen kültüre göre flekillenmesi engellenebilir. (1) Kültür Sanat ve Edebiyat Üzerine, M. Zedung Sf: 19) (2) Harry Potter’›n fiiddet Büyüsü” Yrd. Doç. Dr. fiükran Kara, Evrensel 20.08.07)


İşçi-köylü 15

7-20 Mart 2008

Okur

Yeni Demokratik Gençlik 18. Ola¤an Kongresi Bafl fla ar›yla Sonuçland›r›ld›

23-24 fiubat 2008 tarihlerinde, Almanya’n›n Frankfurt flehrinde 18.si gerçeklefltirilen YDG Kongresi’ne, Almanya, Avusturya, Hollanda, ‹sviçre, Belçika, Fransa ve ‹ngiltere’den kat›lan YDG’liler ve delegelerin yan›nda Türkiye Yeni Demokrat Gençlik’ten bir temsilci de kat›ld›. Bunun yan› s›ra Avrupa’n›n çeflitli ülkelerinden dinleyici ve misafir olarak kat›lan onlarca kat›l›mc›n›n yer ald›¤› Kongre, 2 gün boyunca yo¤un tart›flmalar sonucu baflar› ve coflkuyla sonland›r›ld›.

(23 fiubat Cumartesi) Kongre saat 12.00’de, bir saatlik gecikmeyle bafllat›ld›. 17. Dönem YDG- MYK’s› ad›na aç›l›fl› yapan arkadafl, özelde ILPS kurucu üyelerinden El-Hakim Arap Ulusal Hareketin kurucusu ve FHKC lideri Dr. George Habbas, genelde ise ülkemizde ve dünyadaki demokrasi ve devrim mücadelesinde flehit düflenler için kitleyi sayg› durufluna davet etti. Ard›ndan sözü 17. Dönem YDG-MYK’s› ad›na konuflma yapmas› için bir baflka arkadafla b›rakt›. Genelde kapitalist-emperyalist burjuvazi-

Kongrenin 1. Günü

Süreci do¤ru kavrayarak pratik ad›mlar atal›m Merhaba; ‹çinden geçti¤imiz süreçte ülkemiz topraklar›nda gitgide sertleflen s›n›f mücadelesi daha da boyutlanarak sürmektedir. Özellefltirmelere karfl› TEKEL iflçilerinin militanca direnifli, SSGSS yasa tasar›s›na karfl› geliflen kitle eylemleri, AKP hükümetinin Alevi mezhebinden olan halk›m›z› sisteme yedekleme çabalar› ve Alevi halk›m›z›n bu oyunlar› bofla ç›kararak verdi¤i tepkiler, Kürt Ulusal Sorunu karfl›s›nda burjuva-feodal faflist diktatörlü¤ün Kürt halk›n›n temsilcilerine karfl› uygulad›¤› imha ve inkâr operasyonlar› tüm h›z›yla sürüyor. Bunlar›n yan› s›ra yeni y›lla beraber hayat pahal›l›¤›n›n artmas›, elektrik, do¤al gaz, su, ulafl›m ve yiyecek fiyatlar›n›n zamlarla beraber daha da boyutlanarak sürmesi, iflsizli¤in, yoksullu¤un açl›¤›n her geçen gün artmas› iflçilerin asgari ücretlerine yap›lan komik zamm›n IMF taraf›ndan çok görülmesi, kotalarla gitgide köylünün yaflam›n›n daha da yaflanmaz hale gelmesi, ayd›nlara-ilerici insanlara yönelik uygulanan linç kampanyalar›, üniversitelerin özellefltirilme çabalar› vb. durumlar kitleleri kendili¤inden de olsa eylemlere itmesi hiç de küçümsenecek bir durum de¤ildir.

Proletarya Partisi’nin 1 y›l önce yapm›fl oldu¤u 8. Konferans›’nda s›n›f hareketinin geliflece¤ini, kitle eylemlerinde art›fl›n olaca¤›n› vb. nedenlerin ve de süreci iyi tahlil etmesiyle yap›lan bu tahlillerin pratik yaflamda hayat bulmas› önemli geliflmelerdir. Bir Komünist Partisinin uza¤› görebilme yetene¤i her zaman olmas› gereken bir durumdur. Bu kendili¤inden de olsa geliflen eylemleri do¤ru bir kanala ak›tabilmek ve de kitlelerin daha örgütlü, daha politik hale gelebilmesi için Maoistlere çok büyük görevler düflmektedir. Sürece müdahale edebilme noktas›nda yenilmez ideolojimiz olan MLM biliminin bize yol göstericili¤inde, merkezi halkay› unutmadan, esas-tali yönleri unutmadan, halk kitlelerinin sorunlar› etraf›nda kitleleri örgütleyerek mücadeleyi daha ileri mevzilere tafl›mak oldukça önemlidir. MLM’lerin bu sürece kendilerini iyi haz›rlamalar›, ideolojik, politik olarak yetkinleflmeleri, de¤iflirken de¤ifltirme ve k›sacas› devrimin kaderinin Maoistlerin elinde oldu¤unu unutmamak gerekir. Önemli olan ak›l ve cesaretimizi birlefltirerek, kendi bulundu¤umuz alanlarda gerilla gibi düflünerek, yaflayarak ve de en önemlisi cüret ederek kal›c› baflar›lar sa¤lamakt›r. Bu cüret Maoistlerde her zaman vard›r. Mehmet Demirda¤ yoldafl›n dedi¤i gibi gerçekler devrimcidir ve de devrimci olan her fley yine cüret ister. (‹kitelli’den bir ‹K okuru)

nin kâr amac›yla dünya halklar›na ve emekçi y›¤›nlara vahflice sald›r›lar›n› art›rarak, isçi s›n›f›n›n bilinçsizli¤i ve örgütsüzlü¤ünden faydalanarak bugünlere geldi¤ini belirten arkadafl özelde ise kapitalist emperyalistlere uflakl›k etmekte tereddüt ve kusur etmeyen faflist Türk devletinin ezilen Kürt ulusuna yönelik bafllatm›fl oldu¤u kapsaml› operasyonlar›n kan ve barutla sürdü¤üne dikkat çekti. Böylesi bir süreçte YDG’li olman›n ayr›cal›¤›na de¤inen arkadafl›m›z, ezilen dünya halklar›n›n saf›nda olmakla, halk gençli¤inin özlemlerini ve hayallerini gerçeklefltirme mücadelesini yükseltmekle devrimcileflebilece¤imize de¤inerek sözlerini bu y›lki perspektif yaz›s›n›n görev sorumluluklar›m›z› yerine getirmemiz gerekti¤i, eksik ve yanl›fllar›m›z› a盤a ç›kararak tart›flmam›z, bilince ç›karmam›z ve çözümler üretmeye çal›flmam›z gerekti¤ine vurgu yaparak tamamlad›. Divan, 17. Dönem YDG- MYK’s› taraf›ndan Kongreye sunulan 11 maddelik gündemleri delegelerin onay›na sunarak, gündemlerin delegeler taraf›ndan kabul edilmesi üzerine siyasi perspektif yaz› tasla¤›n›n sunulup tart›fl›lmas› öncesinde geçmifl dönem Faaliyet Raporu tart›flmaya aç›ld›. Ayn› gün faflist Türk devletinin sald›r›lar›n› k›namak için Frankfurt’ta düzenlenen mitinge YDG’liler yo¤un bir flekilde kat›l›m sa¤layarak, Kürt halk›n›n yaln›z olmad›¤›n› pratikleriyle göstermifllerdir. Kongre faaliyet raporunun sunulup tart›-

fl›lmas›ndan sonra ikinci gündem olan “YDG’nin mevcut durumu ve ileriyle tafl›nmas›n›n araçlar› neler olmal›d›r?” bafll›kl› siyasi perspektif yaz›s›n›n tasla¤›n›n tart›flmas›na geçildi. Bu gündem de oldukça yo¤un bir biçimde ele al›nd›. Bunun ard›ndan, Türkiye Yeni Demokrat Gençlik’ten Kongreye kat›l›m sa¤layan arkadafl Bologna sürecine iliflkin bir sunum yap›p, emperyalist sald›rganl›¤›n e¤itim hakk› üzerindeki izdüflümlerine de¤indi. Bu sürecin emperyalist yan›na vurgu yapan arkadafl›m›z, ç›kar›lan bu yasalar›n karfl›s›nda durman›n önemli oldu¤unu, gündemden kopuk ele al›nmamas› gerekti¤ini, genifl kesimlerle antiemperyalist sald›r›lar› püskürtmek hedefiyle bu yasalara karfl› durman›n gereklili¤ini belirtti.

Kongrenin 2. Günü (24 fiubat Pazar) ‹kinci gün bir y›ll›k siyasi perspektif yaz›s›n›n tart›fl›lmas›na serbest kürsü bölümünde devam edildi. Daha sonra 17. Dönem YDGMYK’n›n mali raporu delegeler taraf›ndan oylanarak kabul edildi. Bu gündemin de ard›ndan sunulan Denetim Kurulu raporundan sonra, yeni organlar›n seçimleri izledi. Merkezi Yönetim Kurulu ve Denetim Kuruluna kendilerini öneren ve önerilen arkadafllar delegelere sunularak, yeni organ seçimleri de son buldu. Kongre YDG Almanca dergi redaksiyonu için de 10 kiflilik bir ekip seçti.

Merhaba… Ben Sar›gazi’den, ‹flçi-Köylü Gazetesi’nin yeni bir okuruyum. Tekstil iflçisiyim. ‹flyerinde yaflad›klar›m› sizinle paylaflmak istiyorum. ‹flyerinde yakacak odun-kömürümüz olmad›¤›ndan iflçiler hastalan›yorlar. Ben de hastaland›m, 2 gün ifle gidemedim. Patron 4 günlü¤ümü kesti. Ben yapt›klar›n›n haks›zl›k oldu¤unu söyledim, onlar “bizi ilgilendirmez” dediler. Bu nas›l bir adalet oluyor ki? Yaz›hanelerinde oturup, elektrikli sobayla ›s›n›yorlar. Biz iflçiler ise çok so¤ukta çal›fl›yoruz. Bu adalet mi? Bizim gibi zor koflullarda çal›flan iflçi arkadafllara flunu söylemek istiyorum. Haks›zl›¤a u¤ruyorsak, haks›zl›¤a karfl› direnmek gerekiyor. Bu bizim en do¤al hakk›m›z. E¤er bu bilinçle hareket edersek, yani örgütlü hareket edersek, kazan›r›z. Kazanmak umuduyla... Sar›gazi’den bir tekstil iflçisi

Tarih: 10 Mart Pazartesi Toplanma yeri: Eski Karakol’dan Cemevine meflaleli yürüyüfl Toplanma Saati: 19:30 Tarih: 12 Mart Çarflamba Toplanma yeri: Eski Karakol Toplanma saat: 10.00 Yürüyüfl saati: 11.00

PART‹ZAN 1 May›s Mahallesi flfleehitlerini an›yoruz Tarih: 15 Mart Cumartesi 19:30- Mezar ziyareti 12:00- Yemek Yer: Pir Bultan Abdal Derne¤i ve Cemevi 14:00- Yürüyüfl Yer: Cennet Dü¤ün Salonu

PART‹ZAN Bunlar› biliyor musunuz? Cam neden saydamd›r?

Umut Yay›mc›l›k kad›n emekçilerinin 8 Mart Dünya Emekçi Kad›n günlerini kutluyor, cinsel bask› ve sömürüye karfl› yürütülen mücadelede kalplerimizin kalplerinizin yan›nda oldu¤unu ifade ediyoruz. Sevgilerimizle Sincan F Tipi Hapishanesi Tutsak Partizanlar

Bu yay›nlar› dernekte bulunduramay›z “Bizim insanlar›m›z veya bizimle iliflkiye geçme ihtimali olan insanlarla dahi iliflkiye geçmenize izin vermeyiz. Gidin cemaatçilerin Kemalistlerin içinde faaliyet yürütün. Sadece bizi bilen, bizden baflkas›n› tan›mayan insanlarla da görüflmenize izin vermeyiz. De¤il sizinki gibi bir hareketin burada faaliyet yürütmesine, herhangi bir Kürt devrimcisinin dahi burada faaliyet yürütmesine izin vermeyiz.” Bunlar›n hepsi protokol b›rakmak için gitti¤imiz demokratik kitle örgütü olmas› gereken fakat bundan çok daha uzak bir konuma gelmifl olan YÖDER’deki (Yüzüncü Y›l Üniversitesi Ö¤renci Derne¤i) sorumlu arkadafllar›n bize söyledikleridir. Bu söylenenler demokrasi, düflünce özgürlü¤ü ve benzeri kavramlar için yola ç›kan bir kurumun yapmamas› gereken fleyler oldu¤u gibi her alanda dayan›flma ça¤r›lar› yapt›¤›m›z, her zaman yard›m edece¤imiz ve yard›m alabilece¤imiz Yurtsever Gençlikle aram›z›n aç›lmas›na sebep olmufltur. fiunu da belirtelim bu durum sadece Van için geçerlidir. Fakat bugün burada yapaca¤›m›z elefltiri YÖDER’in durumu de¤il Yurtsever Gençli¤in farkl› kurumlar›n gençli¤i ile ideolojik bir tart›flmaya girmeme ve insanlar›n› bir odaya kapat›r gibi onun farkl› düflünceleri görmesini

Gazi Mahallesi flfleehitlerini an›yoruz

ve tan›mas›n› engelleme çabas›d›r. Tarihi ilerleten çeliflkiler, devrimcilerin geliflmesine ve kendilerini ideolojik anlamda ilerletmesine yard›mc› olmaktad›r. ‹deolojik tart›flmalar devrimci kurumlar aras›nda da belli ilkeler çerçevesinde her zaman olmas› gereken bir olgudur çünkü devrimcilerin yarar›nad›r, halk›n yarar›nad›r. Türkiye devrimci hareketi de bunun örneklerini tarihinde bar›nd›rmaktad›r. Bunun en güzel örne¤i de Do¤u Perinçek revizyonizmine karfl› ideolojik tart›flman›n ürünü olan Proletarya Partisi ve bu süreçte komünistlik s›fat›n› kazanan ‹brahim Kaypakkaya’d›r. Bugün Yurtsever Gençli¤in belirtti¤imiz tutumu ancak ideolojik anlamda kendilerine güvenmemekten kaynaklanmaktad›r. Partizan saflar›nda mücadele yürüten insanlar olarak, kurumlar›m›za gelen di¤er devrimcileri olumlu bir yaklafl›mla karfl›l›yor olmam›z ulaflt›¤›m›z ideolojik bilinçten ve kültür haline gelmifl olan “iyiyi al kötüyü at” yaklafl›m›ndan kaynaklanmaktad›r. Partizan, ilkeli elefltirilere her zaman kendini açm›flt›r ve bu bütün devrimci kurumlar›n da yapmas› gereken bir özelliktir. Hatalar ancak ideolojik tart›flmalarla ortaya ç›kar ve yine ideolojik çal›flmalarla ortadan kald›r›l›r. Komünistler tüm ezilenleri kendi saflar›nda birlefltirmek için

çal›fl›rlar. Bugün T. Kürdistan›’nda ve di¤er alanlarda faaliyet yürütmemiz gerekmektedir, çünkü bu Demokratik Halk Devrimi’nin bir zorunlulu¤udur. Biz kimseyi baflka bir devrimci kurumla iliflkisi olabilme ihtimali veya sadece bir kurumu biliyor diye hedef kitlemiz d›fl›na ç›karmay›z. Ama flöyle bir gerçek de vard›r; bugüne kadar pek çok kurum farkl› kurumlar›n kitlesini hedef alm›fl ve halka

gitmektense di¤er devrimci kurumlara yönelmifltir. Fakat bu konuda Partizan her zaman örnek olmufl ve halka yönelmifltir. ‹stanbul 1 May›s Mahallesi 2 Eylül direniflinde, Dersim’de ve daha pek çok alanda da bu özelli¤ini göstermifltir ve Partizan’› tan›yan her insan da bunu bilmektedir…

Bugün tarihten ders ald›k ve daha kararl›, daha inançl›y›z. Çeflitli milliyetten halk›m›z bizim temel kitlemiz ve dayana¤›m›zd›r. Komünist kararl›l›k halk için ölmeyi gerektirir ve yine komünist kararl›l›k düflünceleri için ölmektir. Önderimiz ‹brahim Kaypakkaya bu konuda bir örnektir. (Van’dan bir Partizan okuru)

Cam flafl›lacak derecede basit bir maddedir. Dünyan›n her köflesinde rahatça bulunabilen kum, kuvars ve sodadan meydana gelmifltir. Fakat cam›n as›l flafl›rt›c› özelli¤i ne tam bir s›v› ne de gerçek bir kat› olufludur. Asl›nda s›v›ya daha yak›nd›r, çünkü atomik yap›s›ndaki düzen s›v›lardaki rastgele düzeni and›r›r. Kat›lar›n atomlar›n›n kristal yap›s› ise düzgündür. Kat› bir cisimde atomlar›n bir dizilifl düzeni vard›r. Yani bu dizilifl düzeni belli aral›klarla kendini tekrarlar. Camda ise bu özellik yoktur. Çok kuvvetli mikroskoplarla yap›lan incelemelerde bile cam›n yap›s›nda hiç bir kristal oluflumuna rastlanmaz. Arada s›rada görülen baz› kristaller ise camdaki kusurlard›r. Cama çok a¤dal› bir s›v› diyebiliriz. O kadar a¤dal›d›r ki, normal d›fl etkenlerde bile fleklini de¤ifltirmez. Bir s›v›da iç s›n›rlar bulunmad›¤›ndan cam›n içinden geçen bir ›fl›k demeti k›r›lma ve yans›maya u¤ramaz, do¤rudan geçer. Bu nedenle bir cama bakt›¤›m›zda arkas›ndakileri oldu¤u gibi görürüz. Ifl›k sadece cam›n yüzeyini aflarken hafifçe k›r›l›r. Cam saydamd›r, su da saydamd›r, öyleyse donmufl su olan kar taneleri niçin beyazd›r ve niçin kar örtüsü saydam de¤ildir? Bir cismin üzerine gelen ›fl›¤›n tümünü yans›tt›¤›nda beyaz, hepsini tutup hiçbirini yans›tmad›¤›nda siyah renkte göründü¤ünü biliyoruz. Cam saydamd›r ancak k›r›ld›¤›nda, tuzla buz oldu¤unda yerdeki küçük cam parçalar› y›¤›n› beyaz renkte görünür, çünkü her bir cam parças› ›fl›¤› de¤iflik yönde geçirmektedir.

Merhaba, Devletin eli kanl› kolluk gücü polisle direngen Kürt gençli¤i aras›nda Van’da çat›flma ç›kt›. S›n›r ötesinde ve ülkenin di¤er alanlar›nda özelde Kürt ulusal hareketi olmak üzere genelde tüm devrimci kurumlara bir sald›r› dalgas› gerçeklefltirilmektedir. Tüm bu sald›r›lara karfl› olarak da Van’da

DTP’nin düzenledi¤i bas›n aç›klamas›ndan sonra Cumhuriyet Caddesi’nde toplanan gençlikle polis aras›nda çat›flma ç›kt›. Dokuz kiflinin yaraland›¤› eylemde 4 polis de kendini Kürt gençli¤inin öfkesinden kurtaramad›. Ayr›ca eylem s›ras›nda aniden bafllayan tafll› sald›r›da polislerin kaç›flt›¤› da görüldü. Olay sonras›nda tüm çarfl› polis ablukas›nda ve panzerler çarfl› içinde bekliyor. Ayr›ca ara sokaklardaki esnaf da kepenk kapatt›. T. Kürdistan›’nda gerçek yüzünü saklayamayan faflizm karfl›s›nda her zaman direnen Kürt gençli¤i art›k bir tak›m sorunlar›n katillerle diyalog yap›larak çözülemeyece¤ini anlam›fl ve her alanda Serh›ldanlara yönelmektedir. ‹flte böyle bir süreçte temel yönelimimiz gerilla savafl›n› örgütlemek ve güçlendirmek olmal›d›r. Bunun için de stratejimiz olan Halk Savafl› T. Kürdistan›’nda daha çok dillendirilmeli ve söylemlerimize uygun bir pratik izlenmelidir. Bölgede etkin bir güç olman›n yolu bundan geçmektedir. (Van ‹K okurlar›)


iflçi-köylü Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin

www.iscikoylu.org

B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R

UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:8/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL Tel: (0212) 521 34 30 FAKS: (0212) 621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426 63 30-580 63 80

e-mail: umutyayimcilik@ttmail.com

BÜROLAR KARTAL: ‹STASYON CAD. DÖRTLER APT. NO: 4/2 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 537 270 75 60 ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT: 3 DA‹RE: 32 ÇANKAYA TEL: (0312) 430 67 65 Cep: 0 535 562 33 72 ‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TEL: (0232) 446 78 07 Cep: 0 555 561 04 03 MALATYA: ‹SMET‹YE MAH. N‹YAZ‹ M‹SR‹ CADDES‹ ERSOY APT. NO:9 TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0 542 216 48 00 ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: (0446) 223 67 18 CEP: 0 536 697 94 19 BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 MERS‹N: S‹L‹FKE CAD. ÇAVDARO⁄LU ‹fiHANI KAT: 3 NO: 118 MERS‹N Cep: 0545 685 25 27 AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 AS-DRUCK DUISBURG-ALMANYA TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959

Gemilerde talim yok, grev var! h›z kazanana dek. Ayn› günlerde peflpefle yap›lan eylemler, kamuoyunda tersanelere iliflkin duyarl›l›kta da bir s›çrama yaratm›flt›. D‹SK Genel Merkezi ayn› günlerde, olgunlaflan bu zemin üzerinden, 27 fiubat tarihinde 1 günlük grev karar› al›yordu. D‹SK’in grev karar›na paralel olarak, tersanelerdeki sorunlar› kamuoyuna duyurma çabas›n› aral›ks›z sürdüren Limter-‹fl Sendikas› da, 27-28 fiubat’ta grev yapaca¤›n› duyuruyor ve tersane iflçisi “art›k yeter!” diyordu.

Engelleme çabalar›, gözalt›lara ra¤men bofla ç›k›yor Türkiye’de tersanecilik 610 y›ll›k geçmifle sahip. ‹lk tersane Osmanl› ‹mparatorlu¤u döneminde, 1390’da Gelibolu’da kurulmufl. Temelleri 1455’de at›lan Haliç Tersanesi, 16’›nc› yüzy›lda “dünyan›n en büyük tersanesi” olarak adland›r›l›yormufl. Ancak sektör sonraki y›llarda geliflmesini sürdüremeyince, 1969 y›l›nda Bakanlar Kurulu karar› ile Tuzla’ya tafl›nmas›na karar verilmifl. Tuzla Tersanelerine ilk yat›r›mlar, 70’lerin ikinci yar›s›ndan itibaren gerçekleflmifl, bütünüyle tafl›nmas› ise, 1980’lerin ikinci yar›s›ndan sonra olmufl. Tuzla tersanelerinde 1995’te yaln›zca 17 gemi infla edilirken, 2004’te bu rakam 113’e yükselmifl. Bugün infla edilen gemi say›s› bu rakam›n da çok üzerinde. Türkiye gemi inflas›nda birinci derecede etkili olan iklim koflullar› da sektör aç›s›ndan oldukça uygun bir ülke. ‹nfla edilen gemiler ise, baflta Avrupa ülkeleri olmak üzere, Polonya, ABD, Rusya, Ukrayna ve Romanya’ya sat›l›yor.

Tafleronluk sistemi rekabeti kolaylaflt›r›yor Tuzla’da faaliyet gösteren tersanelerin say›s›, kay›t d›fl› çal›flmadan dolay› tam olarak bilinmiyor. Bu konuda haz›rlanan çok say›da rapor birbiriyle çelifliyor. Devlet Planlama Teflkilat› raporundan hareketle söyleyecek olursak, Tuzla’daki tersane say›s› 48. Bunlar›n 41 tanesi G‹SB‹R (Gemi ‹nfla Sanayicileri Birli¤i) üyesi. Bu 41 iflletme biraz daha yak›ndan incelendi¤inde, bunlar›n esas olarak 7 aile aras›nda paylafl›ld›¤› görülüyor. Bunlar Kalkavan, Yard›mc›, Sad›ko¤lu, Torlak, Bayrak, Çiçek ve Üner aileleri. Türkiye’deki tersanelerin dünyan›n di¤er bölgelerindeki tersanelerle rekabetini kolaylaflt›ran en önemli nedenlere gelince, bunlar›n bafl›nda, çal›flma temposunun h›zl› olmas›, ucuz iflgücü ve de düflük maliyet geliyor. Ancak tersanelerde rekabeti kolaylaflt›ran esas unsur tafleronluk sistemi. 12 Eylül AFC sonras›nda, neo-liberal politikalar›n ülkede hayata geçirilme çabalar›n›n ürünü olarak özel sektör teflvik edilmeye bafllanm›fl ve bunun yans›malar› tersanelerde de ortaya ç›km›flt›. Bu süreç ayn› zamanda tafleronlar›n da tersanelerde a¤›rl›k kazanmaya bafllad›¤› bir süreçti. Böylece tersanelerdeki çal›flman›n % 90’dan fazla bir bölümü tafleronlar üzerinden yap›lmaya bafllad›. Maliyeti ve de üretime iliflkin riski asgariye indiren tersane patronlar›n› giderek dünyayla rekabet edebilecek pozisyona getiren de iflte buydu.

Patronlara ucuz emek cenneti, iflçiye cehennem Maliyeti düflürme vb. kâr amac› güdülerek getirilen tafleronluk sistemi, iflçiye normalin çok üzerinde çal›flma saatleri, ifl güvenli¤inden ve de güvencesinden yoksunluk, düflük ücret vb.

biçimlerde yans›man›n yan› s›ra, iflçinin yaflam hakk›n› elinden alan bir boyut almakta gecikmiyor. Ve böylece patronlara ucuz emek “cenneti” olan tersaneler, iflçiye “cehennem” olmaya bafll›yor. ‹nsanl›k d›fl› çal›flma koflullar›, iflçilerin birbiri ard›na ifl cinayetlerinde yaflam›n› yitirme sürecini bafllat›yor. Tersanelerde kay›tl› ilk ifl cinayeti 1985 y›l›nda gerçeklefliyor. Tuzla Turizm A.fi.’de çal›flan fiükrü Gülgeç isimli iflçi, boru patlamas› sonucu yaflam›n› yitiriyor. Ve ölümlerin arkas› kesilmiyor. ‹fl cinayetlerinde bugüne kadar yaflam›n› yitirdi¤i tespit edilebilen iflçi say›s› 83. Tespit edilememifl ya da nas›l öldü¤ü mu¤lâk olan çok say›da ölüm vakalar› oldu¤u düflünülüyor. Bunun en son örneklerinden biri de geçti¤imiz y›l yaflanm›fl. ‹flten eve dönmeyen Sadi Üstünbafl isimli iflçinin cesedi tersanede bofl bir odada, bütün kemikleri k›r›lm›fl halde bulunmufl.

Tersane iflçisi “art›k yeter” dedi Tersanelerdeki ifl cinayetlerinde

grevde olan OLEY‹S üyelerinin yan› s›ra, KESK, TMMOB, TTB, TekstilSen, Alman Sendikalar Birli¤i, Petrol‹fl Sendikas›, Nakliyat-‹fl Sendikas›, Emekli-Sen, Kristal-‹fl Gebze fiubesi, TÜMT‹S, ÇHD gibi kurum ve sendikalar ve de çok say›da devrimci çevre de destek için oradayd›. Destek için gelen sendika ve kurum temsilcilerinin yapt›¤› konuflmalar›n yan› s›ra, grev alan›na gelen Grup Yorum da k›sa bir dinleti verdi. Grevci iflçiler ise, Limter-‹fl Sendikas›’n›n açt›¤› ve üzerinde “‹fl cinayetlerinin sorumlular› yarg›lans›n; ‹fl güvenli¤i, iflçi sa¤l›¤› tedbirleri al›ns›n; Gurbetçiler için sa¤l›kl› bar›nma evleri, soyunma dolaplar›, kaliteli yemek; Tafleronluk sistemi kald›r›ls›n, tersanelerde sendikam›za temsilcilik açma hakk› verilsin” gibi taleplerin s›raland›¤› pankart›n arkas›nda toplanm›fllar ve s›k s›k “Art›k ölmek istemiyoruz”, “Susma sustukça s›ra sana gelecek”, “Grev grev grev”, “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›” gibi sloganlar hayk›r›yorlard›. Bu sloganlar grev süresince at›lmaya devam edecekti. Tersane iflçilerinin bu onurlu direniflinden nemalanmaya çal›flanlar da o gün oradayd›. Bunlardan en öne ç›kanlar ise, DSP Genel Baflkan› Zeki Sezer ve sahibinin sesi medyadan, Tuncay Özkan gibi isimlerdi.

Grevin yap›laca¤› 27 fiubat sabah› Limter-‹fl Sendikas› yöneticileri ve bir grup iflçi saat 6.00’dan itibaren tersanelere giden yolu keserek, ifle giden iflçileri greve katmaya çal›flt›lar. ‹flçilerin say›s› giderek art›yordu. Bu s›rada sendikac›lar ve tersane iflçileri tersane bölgesinin girifl yollar›n› kesmifller ve iflçilere hitaben, onlar› greve kat›lmaya ça¤›ran konuflmalar yap›yorlard›. Bu geliflmeler üzerine, yine erken saatlerden itibaren bölgeye y›¤›nak yapm›fl olan çevik kuvvet, sendikac›lar› ve iflçileri engellemek üzere harekete geçti. Böylece tersane iflçileri ile çevik kuvvet ekipleri aras›nda gerginlik bafllad› ve polis sendikac›lar› ve iflçileri gözalt›na almaya çal›flt›. EylemciGrev, gemi patronlar›n› ler bunun üzerine birbirlerine kenetdize getiriyor lenerek, oturma eylemine bafllad›lar Gözalt›na al›nanlar›n akflam saatleve polise karfl› direnifllerini sürdürdürine do¤ru b›rak›lmas›yla grev coflkuler. Bu direnifl karfl›s›nda coplarla eysu daha da art›yor. Serbest b›rak›lan lemcilere sald›ran polis, 80 civar›nda sendikac›lar kitleye hitaben konuflmaiflçi ve sendikac›y› gözalt›na ald›. lar yap›yorlar. Destek ziyaretleri ve Gözalt›na al›nanlardan biri de 3 destek için gelenlerin konuflmalar› gey›ll›k tersane iflçisi Önder Ça¤lar. ce geç saatlere kadar sürüyor. HalaySerbest b›rak›ld›ktan sonra görüfltülar çekiliyor, sloganlar at›l›yor… ¤ümüz Ça¤lar, yaflad›klar›n›, oldukça Greve kat›lan iflçilerle konufltu¤ucoflkulu bir biçimde ve flu sözlerle akmuzda, hepsinin grevden umutlu oltar›yor: “Sabah önce yolu kestik ve duklar› gözleniyor. Ve de oldukça k›sa sürede kalabal›klaflmaya bafllacoflkulular. Patronun iflten atma olad›k. ‹flçiler üçer-befler kat›l›yordu bize. Büyük bir grup da yolun di¤er taraf›nda birikmifl ve bir: zim yan›m›za gelmeye çal›fl›revden notla G as› nedeyordu. Bunu fark eden polis ›n yüksek olm ›m t›l ka ve re G tersanede gücümüzü bölmek ve iflçilere s›nca birçok niyle, grev s›ra gözda¤› vermek için sald›rd›. üretim aksad›. u ziyaretin Bir arkadafl›m›z›n kafas›nda cop ci yap›n›n, topl - Birçok devrim lünde ç›kark›r›ld›. Bizi otobüslerde de döve sorunu özgü d›fl›nda, tersan . meye devam ettiler.” Tuzla Ka¤›tt›¤› gözlendi d›¤› bildirileri da rmek için di rakolu’na götürülmüfller ve kaeri de¤erlen - G‹SB‹R talepl labal›k olduklar› için bahçede tutedi. bir hafta süre is eve kat›ltulmufllar. “Bizi bir ara Vatan’dak say›da iflçi gr ço a t’t ba fiu 29 ld›. ‹flten ki Emniyet’e götürmek istediler, iyle iflten ç›kar› d›klar› gerekçes or. ancak biz karfl› ç›kt›k. Çünkü bir rdü¤ü söyleniy ç›karmalar›n sü yet, inbi en oluflan r he an evvel d›flar› ç›k›p, greve kat›lnd ri lle ki ve et ill -M a bölgemak istiyorduk ve baflard›k, flimdi üzere 29 fiubat’t celeme yapmak buraday›z” diyor gözlerinin içi güye geldi. bat’ta ve DTP 29 fiu lerek. P S E , n za ti - Par eklefltirdi. ek ziyareti gerç Limter-‹fl’e dest

Greve destek ya¤›yor

en büyük art›fl 2007 y›l›nda yafland›. Sadece A¤ustos 2007’de, bir ay içinde 8 iflçinin yaflam›n› yitirmesiyle birlikte, Tuzla Tersaneleri gerçe¤ini kamuoyunun gündemine daha yo¤un olarak girmeye bafllad›. Bu süreçte bir dizi eylem yapan tersane iflçileri seslerini duyurmak için yo¤un bir çaba içine girdiler. Bu çabalara karfl›n, ölümler dur-durak demeden sürüyor, tersane patronlar›, ülke egemen s›n›flar›ndan ve de onlar›n temsilcisi hükümetten ald›klar› güçle, iflçilerin feryatlar›na kulak kapamay› sürdürüyordu. Ancak, iflçilerin feryatlar›na kulak t›kayan sadece patronlar ve de bir bütün olarak egemen s›n›flar de¤ildi. Sendika konfederasyonlar› da, özellikle de D‹SK Genel Merkezi, bölgede yaflanan had safhada sorunlara karfl› üretimden gelen gücünü kullanmak yerine, bu süreçte destek eylemleri ile yetiniyordu. Ta ki, Ocak 2008’de ölümler iyice

Sabah saatlerinde yaflanan bu gözalt›lar, grevi engellemeye yetmemifl, aksine direnifli ve de deste¤i art›rm›flt›. Grev alan› yap›lan Tuzla Gemi önü giderek dolup-taflmaya bafllam›flt›. Yine erken saatlerde greve kat›lmak üzere tersanenin ara yollar›ndan birinde toplanan T‹B-DER’liler ve çok say›da iflçinin yolu çevik kuvvet taraf›ndan kesilmifl ve iflçilerin sloganlar eflli¤inde ve de halaylar çekerek karfl› koymalar› karfl›s›nda polis barikat› kald›rmak zorunda kalm›flt›. Grev alan›na toplanan eylemciler, D‹SK yöneticilerinin gelece¤i saat olan 11’e kadar eylemlerine konuflmalar ve sloganlarla devam ettiler. SES, Emekli-Sen Kartal fiubesi, Deri-‹fl Tuzla fiubesi ve daha çok say›da sendika, günün ilk saatlerinden itibaren, destek amac›yla grev alan›na gelmifller ve kitleye hitaben konuflmalar yap›yorlard›. Ve greve ak›n ak›n destek gelmeye devam etti. Direniflteki Arçelik iflçileri ve Kocaeli Üniversitesi’nde

s›l›¤›n› bile flu sözlerle karfl›l›yorlar: “‹flten atarlarsa ats›nlar. Zaten ne insanca yafl›yoruz ne de insanca çal›fl›yoruz. Neredeyse her gün bir arkadafl›m›z ölüyor.” En zor koflulda olanlar, ço¤unlu¤u Urfa’dan gelmifl olan, gurbetçi iflçilermifl. ‹flçiler “Kald›klar› yerleri bir görseniz, insan›n yaflayaca¤› gibi de¤il” diyorlar. 28 fiubat sabah›, destek için gelenlerin konuflmalar›, at›lan sloganlar eflli¤inde sürüyordu. En önemli geliflme

ise, G‹SB‹R’in görüflmeyi kabul ederek, D‹SK Genel Baflkan› Süleyman Çelebi ve Limter-‹fl Genel Baflkan› Cem Dinç ile görüflme masas›na oturmas›yd›. Üretimden gelen gücün üstünlü¤ü bir kez daha kan›tlanm›fl ve yine direnenler kazanm›flt›. Görüflme sürerken, grev coflkusu da artarak devam ediyordu. Grev saat 11.00’de bitirildi. Oradan toplu olarak Kad›köy’de yap›lacak olan SSGSS eylemine gitmek üzere yola ç›k›ld›. (Kartal)

Belediye iflçilerinden Tuzla’ya destek eylemi! Tuzla Tersanelerinde yaflanan ifl cinayetlerini protesto etmek ve iflçilerin direnifline omuz vermek amac›yla bir yürüyüfl gerçeklefltirildi. 27 fiubat Çarflamba günü Saraçhane’de bulunan Belediye-‹fl binas› önünde biraraya gelen iflçiler “Patronlar›n kâr h›rs›na kurban ediliyoruz” yaz›l› Belediye-‹fl 1, 2, 3 No’lu fiubeler imzal› bir pankart açt›. “Kaza de¤il cinayet”, “Birlik mücadele zafer” yaz›l› dövizler tafl›yan iflçeler “Tuzla iflçisi yaln›z de¤ildir”, “‹flçi k›y›m›na son” sloganlar›n› hayk›rd›lar. Belediye-‹fl binas› önünden yolun bir fleridini trafi¤e kapatarak Unkapan›’nda bulunan ‹stanbul Çal›flma Bölge Müdürlü¤üne yürüyen iflçilerin coflkusu dikkat çekti. Belediye iflçilerinin eylemine

destek veren Gaziosmanpafla’da bulunan fabrikada sendikalaflt›klar› için iflten ç›kar›lan ‹lbek Tekstil iflçileri de “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›” sloganlar›n› hayk›rd›. Burada bir konuflma yapan Belediye- ‹fl 2 No’lu fiube Baflkan› Hasan Gülüm ölümlerin durdurulmas› için bir an önce çal›flma bafllat›lmas›n› istedi. Yürüyüfl boyunca iflçiler, SSGSS ile birlikte k›dem tazminatlar›n›n kald›r›lmas›n› da protesto ettiler. (‹stanbul)

Kaza de¤il cinayet!

Önce Davutpafla’da sonra da Tuzla Tersanelerinde üst üste yaflanan ifl cinayetleri Ankara’da Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Ba-

kanl›¤› önünde yap›lan bir bas›n aç›klamas› ile protesto edildi. Eylemde “Bursa’da yand›k, Davutpafla’da patlad›k, Tersanelerde her gün ölüyoruz” yaz›l› pankart açan Al›nteri, BDSP, DHD, EHP, ESP, Kald›raç, Partizan Bakanl›¤›n önüne kadar yürüdü. Bakanl›¤›n önünde yap›lan aç›klamada; “Tersane havzas› bir iflçi ö¤ütme merkezi. 8 ayda 20 iflçi ifl cinayetine kurban gitti” denildi. (Ankara)

“Tuzla tersane direnifl fliini selaml›yoruz!” ‹zmir Emek ve Demokrasi Güçleri, 28 fiubat’ta Kemeralt› giriflinde yapt›klar› bas›n aç›klamas›yla, Limter-‹fl Sendikas›’n›n öncülü¤ünde greve ç›kan Tuzla tersane iflçilerini selamlad› ve “Tuzla tersane direniflini selaml›yoruz, ifl cinayetlerine son” dedi. Kemeralt› giriflinde bir araya gelen KESK ‹zmir fiubeler Platformu, D‹SK/Genel-‹fl Sendikas› 3 ve 5 Nolu flubeler, ESP, DTP, ‹HD, Partizan, Devrimci Demokrasi, Yenikap› Tiyatrosu, Tekstil-Sen ‹zmir fiubesi gibi kurumlardan oluflan Emek ve Demokrasi Güçleri, “Tuzla tersane direniflini selaml›yoruz, ifl cinayetlerine son” pan-

kart› ve “Çal›flma Bakan› Faruk Çelik istifa”, “‹fl cinayetlerine son”, “Tuzla’da ifl cinayetlerinin katili tafleronlaflt›rmad›r” dövizleri açt›lar. BES ‹zmir fiube Baflkan› Rahmiz Sa¤lam, kurumlar ad›na yapt›-

¤› aç›klamada, Limter-‹fl üyesi iflçilerin iki gündür sürdürdü¤ü direniflin kazan›mla sonuçland›¤›n› duyurdu ve “Tuzla iflçilerinin zaferi, iflçi s›n›f›n mücadelesi bak›m›ndan önemli bir kazan›md›r” dedi. (‹zmir)


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.