Politik gündem
Borç ve faiz bütçesi Meclis’ten geçti
Politik gündem
Her y›l hangi kesimlerden ne kadar para toplanaca¤›n› ve bu paralar›n nerelere harcanaca¤›n› belirleyen bütçeler; iktidarlar›n siyasal-sosyal tercihlerinin en aç›k görüldü¤ü belgelerdir. Bu belgelerden biri olan 2008 bütçesi geçti¤imiz günlerde Meclis’e sunuldu ve onayland›. Sayfa 8
Vakit s›n›f sendikac›l›¤›n› aya¤a dikmenin vaktidir!
‹çinde bulundu¤umuz süreçte birbiri ard›na yap›lan sendika genel kurullar›, özellikle de Türk-‹fl’in geçti¤imiz günlerde yap›lan 20. Genel Kurulu, gözlerin bir kez daha sendikal harekete çevrilmesini sa¤lad›. Sayfa 9
Enternasyonal
iflflççi-köylü Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
www.iscikoylu.org umutyayimcilik@ttmail.com
Say›: 07
Nepal Ulusal Ba¤›ms›z Ö¤renci Birli¤i-Devrimci (ANNISUR) Baflkan›, Lekhanath Neupane taraf›ndan YKP(M-L)’nin gazetesi “Proletaryaki Simea-Proletarya Bayra¤›”na (1 Aral›k 07) özel olarak yaz›lan yaz›y› güncelli¤i nedeniyle okurlar›m›za sunuyoruz. Sayfa 10
*Y›l:1 * 28 Aral›k 2007-10 Ocak 2008 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN: 1307-878X
Yar›n› bulmak için! Afganistan, Lübnan, Suriye, Somali, Nijerya, Filistin, ‹ran ve Irak… Farkl› insanlar, ortak paydalar. Geldikleri yerin ac›s›n› çekmektense diasporada s›¤›nacaklar› kamp ve alacaklar› birkaç kuruflun yaflamak için kâfi olaca¤›n› düflünüyorlar. Sayfa2
19 Ocak günü Ermeni gazeteci Hrant Dink’in katledilmesiyle bafllayan 2007 y›l›na, egemen s›n›flar›n emekçi halka ve özelde de Kürt halk›na yönelik sald›rganl›¤› damgas›n› vurdu. Ancak 2007, egemenlerin sald›rganl›klar›n›n oldu¤u kadar direnifllerle de geçen bir y›l oldu. Hava-‹fl ve Telekom grevleri gibi iflçi s›n›f›n›n direnifllerinin yan› s›ra Kürt halk›n›n egemenlere karfl› direnifli, emperyalist projelere karfl› demokratik ve devrimci kesimlerin eylemleri ile 2007 y›l› emekçi halk aç›s›ndan da mücadele dolu bir y›l oldu. 2008’de egemenler cephesinde sald›r›lar›n boyutunun ve çap›n›n artaca¤›n› flimdiden söyleyebiliriz. Buna karfl› iflçi s›n›f› ve emekçi halk›n da direnifl bayra¤›n› daha yukar›lara kald›rmas›, bize ait olan›n onlardan al›nmas› için örgütlenerek mücadeleyi gelifltirmek görevimiz olacak!
Raporlarla F Tipi gerçe¤i Daha önce de hapishanelerle ilgili haz›rlad›¤› raporlarla ad›n› duydu¤umuz ‹zmir Ba¤›ms›z Ceza ve Tutukevleri ‹zleme Grubu (B‹G), yapt›¤› bas›n aç›klamas›yla 20007 y›l›nda hapishanelerde yaflanan sorunlar› ve çözüm önerilerini aç›klad›. Aç›klamada, hapishanelere yönelik denetim mekanizmalar›n›n ba¤›ms›z olmad›¤› belirtilerek, yaflanan sorunlarda bir azalma olmad›¤› vurguland›. ‹HD, T‹HV, ÇHD ve TMMOB ‹zmir fiubeleri’nden oluflan B‹G’in, haz›rlad›¤› rapordaki veriler hapishanelerde görüfl yasaklar›, haberleflme engelleri vb. çeflitli haklar›n kullan›m›n›n s›n›rlanmas›n›n yan›s›ra tutsaklar›n çeflitli iflkencelere de maruz kald›¤›n› gözler önüne serdi. Sayfa 7
Tekel’in sat›fl›na iflçi barikat›! Emperyalist patentli politikalar kapsam›nda özellefltirilmesi yönlü hamlelerin h›zland›¤› K‹T’lerden biri olan TEKEL’de iflçiler yeniden direnifl haz›rl›¤›nda. Bu kapsamda Cevizli ve Tokat TEKEL Sigara Fabrikas›’nda çeflitli eylemler örgütlendi. Sayfa 4
Halk sizi gözetliyor! S›n›r ötesi harekâta dönük 17 Ekim’de ç›kar›lan tezkere, emperyalistlerden güç-bela kopar›lan “izin”le birlikte geçti¤imiz günlerde “nihayet!” ifllevli hale getirildi. 16 Aral›k Pazar günü, Kandil Da¤›’na ve Irak Kürdistan› topraklar›na tonlarca bomba ya¤d›r›ld›. 4 saat süren bu ilk bombard›-
man›n maliyeti ise en az 20 Milyon Dolar. Bu maliyeti ödeyenlerin ülke emekçi y›¤›nlar› oldu¤unu söylemeye ise gerek bile yok. S›n›r ötesine dönük hava ve kara harekât› sürerken, s›n›r içi harekât da h›z›n› art›rd›. S›n›r içi operasyonlar asl›nda hemen tezkerenin
akabinde yo¤unlaflt›r›larak, DTP özgülünde hayata geçirilmesine h›z verilmiflti. 22 Ekim’de tam bir histeriye dönüflen linç sald›r›lar›, sonraki günlerde, DTP yönetici ve faaliyetçilerinin gözalt›na al›nmas›, tutuklanmas› biçiminde sürdü. DTP’ye dönük sald›r›lar›n son dönemdeki en üst boyutta ifadesi ise,
DTP Efl Baflkan› Nurettin Demirtafl’›n aç›k bir komployla, geçti¤imiz günlerde tutuklanmas› oldu. Demirtafl’›n tutukland›¤› günlerde, fiemdinli olay›nda ceza alan Büyükan›t’›n “iyi çocuklar›”n›n cezas›n›n Yarg›tay taraf›ndan bozulmufl olmas› da bir tesadüf olmasa gerek. Sayfa 3
Türkiye Kürdistan›’nda kad›n... Ülkede ve dünyada zulmün, sömürünün en katmerlisine kad›nlar maruz kalmaktad›r. Ülkemizde
‹flçi köylü’den 2007 y›l›n›n son ve 2008 y›l›n›n ilk gazetesiyle sizlerle birlikteyiz. 2007 y›l›n›n bu son günlerinde, geçti¤imiz y›l›n ayr›nt›l› muhasebesini yapmak ve yeni bir y›lda ataca¤›m›z ad›mlarda ç›kartt›¤›m›z dersleri hesaba katarak hareket etmek ve daha güçlü olmak durumunday›z. Sayfa 2
Sinan köylülerinin direnifli 4. y›l›nda
özellikle T. Kürdistan›’nda kad›n olmak, daha bir zordur. Burada kad›nlar sömürüyü, bask›y›, horlanm›fll›¤›, insan yerine konulmamay› daha yo¤un yaflarlar. En baflta da ulusal kimli¤inden, Kürt oluflundan dolay› bask›ya, sömürüye, zulme maruz kal›rlar. Faflist TC taraf›ndan dili, ulusal kimli¤i yok edebilmek için bask›lar›n en yo¤unu yaflat›l›r. Bölgede yürütülen Ulusal Kurtulufl
Mücadelesine karfl› TC taraf›ndan verilen haks›z savaflta da en a¤›r fatura Kürt kad›nlar›na kesilir. Burjuva-feodal zihniyete göre kad›n›n bedeni, ait oldu¤u ulusun “namusu” olarak görülür. Ve ilk sald›r›lar da kad›n›n cinselli¤ine yönelik olur. Bu anlay›fltan dolay› burjuvazi yürüttü¤ü savafllarda önce toplumsal de¤er yarg›lar›na vurmay› hedefler. Sayfa 12
S›n›fsal Yaklaflfl››m
Emekçinin Gündemi
Pusula
Evrensel Bak›fl
Komünist Manifesto ve Das Kapital
Sendikal Mücadelede okun sivri ucu
Ana görevlerimiz ›fl›¤›nda faaliyetimize yo¤unlaflal›m!
Geliflmeler zafere gebe!
Sayfa 3
Sayfa 4
Sayfa 11
Sayfa 13
Diyarbak›r Bismil’e ba¤l› Sinan köylülerinin a¤aya karfl› yürüttükleri mücadele 4. y›l›n› geride b›rakt›. Bununla ilgili bir bas›n aç›klamas› yapan köylüler, toprak talebi ile yürüttükleri mücadelenin sürece¤ini söylediler. Sayfa 5
Maoist tutsaklar firar etti Hindistan’da, HKP(M) önderli¤inde yükselen Halk Savafl›’n›n Hindistan egemenleri üzerinde yaratt›¤› panik havas› sürerken, geçti¤imiz günlerde Chattisgarh eyaletinde bulunan Dantewada Hapishanesi’nden 105’i Maoist olmak üzere toplam 299 mahkumun silahl› bir firar› bu panik havas› daha da artt›. 16 Aral›k 2007 gerçekleflen firar s›ras›nda üçü gardiyan toplam 5 güvenlik görevlisi de yaraland›. Sayfa 13
İşçi-köylü 2
Yaşamın İçinden
Afganistan, Lübnan, Suriye, Somali, Nijerya, Filistin, ‹ran ve Irak… Farkl› insanlar, ortak paydalar. Geldikleri yerin ac›s›n› çekmektense diasporada s›¤›nacaklar› kamp ve alacaklar› birkaç kuruflun yaflamak için kâfi olaca¤›n› düflünüyorlar.
“YARINI BULMAK” ‹Ç‹N! Birkaç hafta önce Seferihisar’dan Yunanistan’a götürülmek istenen mülteci dolu bir tekne alabora olmufl ve ellinin üzerinde insan hayat›n› kaybetmiflti. Ard›ndan ikinci olay Bodrum aç›klar›nda vuku buldu. Yaflananlar› burjuva bas›nda insanl›k dram› olarak okuduk. Söz konusu medya ba¤›ra ba¤›ra suçluyu ilan ediyordu: ‹nsan ticareti yapan flebeke… Oysa mültecilerin, bir yol güzergâh› olarak getirildikleri Türkiye’de yaflad›klar› görmezden gelinecek gibi de¤il. Burjuva bas›n›n ticarete ve bu ticareti yapan sivil insanlara odaklanmas› bir yana biz, mültecilerin Türkiye’de yaflad›klar› sorunlar› daha yak›ndan görmenin ve kamuoyu ile paylaflman›n daha do¤ru olaca¤›n› düflündük. Aral›k ay›n›n sonlar›na yaklafl›rken bir grup arkadafl Basmane’nin arka sokaklar›na do¤ru ilerlemekteyiz. Bir ay önce fark› kültürlerden binlerce insan›n doldurdu¤u bu sokaklar yak›n zamanda yaflanan talihsiz olay›n etkisi ile alabildi¤ine ›ss›z. Sessizlik, korkuyu yutuvermifl adeta. Bizler de tedirginiz. Yaflad›klar› sorunlar hakk›nda bilgi verip vermeyeceklerini bilmiyoruz. Mültecilerle rahat bir diyalog kurabilecek, arac› konumunda iliflkilerimiz de yok. Tek çaremiz samimiyetimizi göstererek güvenlerini kazanmak. ‹lkin birkaç esnaftan yard›m istiyoruz. Anlafl›lan onlar da durumdan rahats›z, temkinli davran›yorlar ve mültecilerle konuflmam›z› aç›ktan olmasa da yard›m etmeyerek engellemeye çal›fl›yorlar. Türkçe bilen mülteciler ar›yoruz. Ama nafile, mahallenin yerli insanlar› bizlere mülteciler aras›nda Türkçe bilenlerin olmad›¤›n› söylüyor. Önünden geçti¤imiz Belediye Semt Evi’nin yard›m edebilece¤ini düflünürken bayram dolay›s›yla kapal› oldu¤unu görüyoruz. Umudumuzun tükenmek üzere oldu¤u bir an, yolda Filistinli ve Lübnanl› olduklar›n› ö¤rendi¤imiz iki mülteci ile karfl›lafl›yoruz. Tek tük söylenen birkaç Türkçe kelime ve anlams›z cümleler… Daha fazlas› yok. Ard›ndan yanlar›na arkadafllar› geliyor. Birkaç›n›n aralar›nda Kürtçe konufltu¤unu fark ediyoruz. Heyecanla yanlar›na sokuluyor ve vakit kaybetmeden mültecilere selam verip sohbet etmeye bafll›yoruz. Benzersiz bir ironi… Anlayaca¤›n›z uluslararas› bir sorunun ‹zmir aya¤›n› deflifre etmeye çal›flt›¤›m›z ve okudu¤unuz yaz›n›n oluflmas›na katk›s› olan bilgiler Kürtçe yapt›¤›m›z görüflmeden Türkçe’ye çevrilmifl yaflanm›fll›klardan olufluyor. Mülteci sorunlar› hakk›nda sordu¤umuz sorulara uzun bir süre kulak asm›yorlar. ‹kna etmek noktas›nda ›srarl›y›z. Kamera ve foto¤raf çekimi yapmayaca¤›m›z›,
sadece sohbet etmek istedi¤imizi söylüyoruz. Tedirginlikleri fark ediliyor. Sürekli etraflar›na bak›yorlar. Uzun u¤rafllar sonucunda konuflmaya ikna oluyorlar. Bu arada etraf›m›z› saran mülteci kalabal›¤›, meraktan olsa gerek gittikçe art›yor. Mülteciler kendi içinde iyi organize olmufl flebekelerin k›skac›ndalar. Avrupa hayaliyle ç›k›lm›fl yollara. Türkiye sadece transit bir ülke. Bütün Afrika ülkelerinden insanlar; Bangladeflliler, Irak Kürtleri, Pakistanl›lar, ‹ranl›lar, Afganlar bu yolu kullan›yor. Türkiye’ye kalmak için gelmiyorlar. Türkiye ile ilgili bir rüyalar› veya hayalleri yok. Ama Türkiye’ye gelip de ç›kamayan çok say›da mülteci var. Bu say› resmi olmayan rakamlara göre 200 bin ile 300 bin civar›nda. Yunanistan’a gitmek için iki yollar› var: Birinci yöntem, Meriç Nehri’nden geçmek. ‹kinci yöntem ise Bodrum ve Güney’den Yunanistan adalar›na; Midilli ve Kos Adas›’na geçmek. Az mesafe var. Bu kifliler, kaçakç›lara kendilerini götürmesi için para ödüyorlar. Afganl›lar, Pakistanl›lar, ‹ranl›lar, ‹ran da¤lar›ndan Van’a ulafl›yorlar. Buradan ‹stanbul’a geçip, baflka noktalara gidiyorlar. Van’da Birleflmifl Milletler Yüksek Komiserli¤i bulunuyor. E¤er komiserlik kendilerine baflvuranlar› mülteci kabul ederse, Amerika’da, Avrupa’da baflka ülkelerde kalabilecekleri yerler bulunmaya çal›fl›l›yor. Türkiye ve Yunanistan… Her iki ülke ayr› gibi görünse de uluslararas› bir organizasyonun birbirini tamamlayan parçalar› durumunda. Ülkesini terk etmek isteyen kifli kontak kurdu¤u arac›lar vas›tas›yla Türkiye’ye getiriliyor. ‹zmirBasmane ve ‹stanbul-Beyaz›t mültecilerin en yo¤un kald›klar› yerler. Basmane’de yaklafl›k iki bin mülteci yafl›yor. Pasaport ve kimlikleri ellerinden al›nan insanlar flebekenin önceden anlaflt›¤› otel ve evlerde al›konuluyorlar. Ortalama her mülteci bafl›na 5 ile 10 YTL aras› otel ya da ev sahibine para veriliyor. Gerek beslenme gerek yatma gerekse sa¤l›k aç›s›ndan son derece problemli bu yerleflkelerde çok say›da insan bulunuyor. Yatacak ve sadece aç kal›nmayacak kadar verilen günlük tahin d›fl›nda tüm özel ihtiyaçlar› kendileri karfl›lamak zorundalar. 1500 ile 3000 Dolar aras›nda Avrupa vaadi ile yap›lan bu ticaret bir mültecinin anlat›m› ile Guantanamo’da bulunmaktan pek de farkl› de¤il. Polis ve jandarma bask›s›, afla¤›lanma ve hor görülme ve nihayetinde baflar›yla sonuçlanaca¤› dahi belli olmayan bilinmez tekne yolculuklar›…
Farkl› insanlar, ortak paydalar Afganistan, Lübnan, Suriye, Somali, Nijerya, Filistin, ‹ran ve Irak… Farkl› insanlar, ortak paydalar. Geldikleri yerin ac›s›n› çekmektense diasporada s›¤›nacaklar› kamp ve alacaklar› birkaç kuruflun yaflamak için kâfi olaca¤›n› düflünüyorlar. Böylesi tehlikeli bir yolculu¤a ç›kmalar›n› sa¤layan nedenleri kendi deneyimlerimizden az çok ç›karabiliyoruz. Suriye’den gelen bir mülteci “berbat” bir durumda olduklar›n› söylüyor. “Yaflam güvencem yok” diyor. ‹zmir’e ilk geldi¤i günlerde polisin sabaha karfl› bir kuflluk vakti yapt›¤› bask›n sonras› yabanc›lar flubesinde çektiklerinin ard›ndan, kald›¤› otelde paras›n›n ve giyeceklerinin çal›nd›¤›n› anlat›yor. Para
E l e k t r i k l e t a n › fl a n e l l e r. . . kazanmak için birkaç kez çal›flm›fl, ancak mülteci oldu¤undan paras›n› alamam›fl. Filistin’den geldi¤ini söyleyen bir di¤eri Van’da yakalanm›fl. Filistinli oldu¤unu söyledi¤i halde güvenlik güçleri adeta alay edercesine “‹ranl›lara benziyorsun” deyip k›fl›n ortas›nda yürüyerek ‹ran’a gitmeye zorlam›fl. Devam› ise oldukça dramatik; “Hepimizi ‹ran’a yaya geri gitmeye zorlad›lar. K›flt›. Ne yapaca¤›m›z› bilemiyorduk. Dört arkadafl›m›z yolda so¤uktan öldü. Kara gömdük. fiimdi götürseniz nereye gömdü¤ümüzü hat›rlayamam.” Lübnan’dan gelen bir di¤eri ise ‹talya’ya gitmek istemifl. Paras›n› ve pasaportunu alm›fllar ve ‹talya diye ‹zmir’e getirip b›rakm›fllar. Halep’ten ailesi ile gelen bir mülteci Yunanistan’a geçmek için yapt›klar› ilk giriflimde teknelerinin batt›¤›n›, can kayb› yaflamad›klar›n›, efli ve çocuklar›n› ‹sveç’e
Mersin’de mülteciler ekmek ve süt istedi Mersin’de yaklafl›k 2 ayd›r bar›nan 67 Somalili s›¤›nmac›, pankart aç›p eylem yapt›. Somalililer, Mersin Sosyal Yard›mlaflma ve Dayan›flma Vakf› önünde pankart açarak, yaflam flartlar›n›n kötü oldu¤unu söylediler. Birleflmifl Milletler kanal›yla Mersin’de s›¤›nmac› olarak bulunan Somali uyruklu 37’si çocuk 67 mülteci,
daha iyi bir yaflam için eylem yapt›. Mersin’deki hayat flartlar›n›n kötü oldu¤unu söyleyen mülteciler, kucaklar›nda bebekleriyle ç›kt›klar› sokakta, ellerinde tafl›d›klar› pankartlarla, daha iyi hayat flartlar› oluflturulmas›n› istedi. Somalili eylemcilerin yapt›klar› eylemde istekleri ekmek ve süt’tü. “Biz Somalili mültecileriz,
hayat isteriz”, “Biz savafltan kaçt›k, ölmek istemiyoruz” ve “Vali bey bize sahip ç›k” yaz›l› pankartlar tafl›yan mülteciler, bar›nma ve yemek konusunda s›k›nt› çektiklerini söylediler. Yanlar›nda 3 günlük ile 6 yafl aras› çocuklar›yla soka¤a dökülen mülteciler, yetkililerden yard›m istedi. (Mersin)
gönderebildi¤ini, para bulunca kendisinin de gitmeye çal›flaca¤›n› söylüyor. Suriyeli bir göçmenin anlatt›klar› flafl›rmasak da tüylerimizi ürpertiyor. Sefaletten kaçarak Türkiye’ye gelen mülteci Vatan Caddesi Yabanc›lar fiubesi’nde yaflad›¤› gözalt› s›ras›nda elektrik verilerek “misafir” edilmifl. Bir di¤er Filistinli ise gözalt›nda kald›¤› dört gün boyunca sürekli dövülüp, afla¤›lanm›fl. Afrikal›lar en çok zorlananlar aras›nda. Yani açl›k s›n›r›nda yafl›yorlar. ‹stanbul Kumkap›’da 40 kifliyle ayn› odada yaflad›¤›n› söylüyor Somali’den bir göçmen. “Bir kaç yatak vard›. 4-5 saat nöbetleflerek uyuyorduk. Sürekli birileri kalk›p birileri yat›yordu.” Fakat di¤erlerine göre flansl› olanlar da yok de¤il. Mesela ‹ranl›lar… Türkiyelilere benzetildikleri için, daha çabuk sosyalleflip bir biçimde ifl bulabiliyor ve günlerini geçirebiliyorlar. Suriyeli bir mülteci Filistinlilerin kendilerine göre daha rahat mültecili¤e kabul edildiklerini söylüyor. “Neden?” diye soruyoruz. Çünkü Filistin alabildi¤ince boflalt›lmak isteniyormufl. Birleflmifl Milletler’in mülteci tarifine uymad›¤›n›z sürece hiçbir flans›n›z yok asl›nda. Bu tarif 1951 Cenevre Konvansiyonu ile ba¤lant›l›. Mültecilik için baflvuruda bulunan kifli, durumunu bu konvansiyona göre ba¤lant›land›rmas› ve kan›tlamas› gerekiyor. Befl ana temel var: Din, ›rk, siyasi bir politik aktivasyon, ya bir politik düflünceye sahip olmak ya da cins ayr›mc›l›¤›. E¤er bunlar› kan›tlayamazsan›z Birleflmifl Milletler ya da baflka bir ülke taraf›ndan mülteci olarak kabul edilmeniz imkâns›z. Türkiye, Avrupal›lar d›fl›nda hiçbir flekilde kimseye mültecilik hakk› tan›m›yor. Türk devleti konvansiyonu imzalam›fl. Ama bir de co¤rafi s›n›r flart› koymufl: Avrupa. Hatta ülkene döndü¤ün zaman ölüm tehlikesi içinde dahi olsan hiçbir flans›n yok. Hiç kimsenin isteyerek kendi ülkesinden ve ailesinden ayr›lmayaca¤›n› düflünüyoruz. Bulunduklar› yerlerde bar›nma, e¤itim, sa¤l›k, savafl, fliddet, cinsiyet gibi sorunlardan kaynakl› baflka ülkelere ç›k›lan yolculuklar ço¤u kez yaflamlar›na mal oluyor. ‹nsan Haklar› Evrensel Bildirgesi’nde insanlar›n baflka bir ülkeye gidebilme hakk› oldu¤u belirtiliyor. Meflru haklar›n› kullanamayan binlerce insan yasal olmayan yollarla, “insan tacirleri”nin eline düflüyor. Peki, bu durumu devletlerin önlemesi gerekmiyor mu? diye soruyoruz. Eller iki yana aç›l›yor. Boyunlar› bükülüyor…
Ben bir ölüyüm... Birkaç saati bulan görüflmenin art›k sonlar›na yaklafl›rken, göçmenler de çok dikkat çekti¤imizi anlat›rcas›na daha fazla konuflmak istemiyorlar. Bu davran›fl art›k yeter anlam›na geliyor. Hava da so¤uk. Parmak uçlar›m›zdan tüm vücudumuza yay›lan so¤uk bizi de k›st›r›yor. Kendilerini ziyaret edebilece¤imizi söylüyorlar. Tek tek sar›lmalar ve el s›k›flmalar›n ard›ndan yollar›m›z ayr›l›yor. Haberi haz›rlamak için tüm arkadafllar hat›rlayabildikleri konular› k⤛da yazmaya bafll›yorlar. Bir arkadafl›n yar›m saat önce yaflad›¤› deneyim etkisini flu paragrafla gösteriyor: Hayk›rsam! Sesimi duyar m›s›n›z? Hay›r! Duyamazs›n›z… Çünkü ben bir ölüyüm. Yo, yo toprak alt›nda de¤il, toprak üstünde. Bunu anlayan biri için ölü olmak yaln›z kefene sar›l›p üzerine bir kürek toprak at›lmaksa ve bu yetecekse yap›n gitsin. ‹flte o zaman der belki birileri; “Bak burada bir insan ölmüfl, gömüyorlar”. Ama ben istemedim insan olarak an›lmay› toprak alt›nda. De¤il mi ki toprak üstünde bir insan olarak yaflamak varken... (‹zmir)
28 Aralık 2007-10 Ocak 2008
işçi-köylü’den 2008, mücadelenin yükseltildi¤i y›l olsun! 2007 y›l›n›n son ve 2008 y›l›n›n ilk gazetesiyle sizlerle birlikteyiz. 2007 y›l›n›n bu son günlerinde, geçti¤imiz y›l›n ayr›nt›l› muhasebesini enine boyuna, getiri ve götürüleriyle, bask›s› ve direnifliyle, örgütlenmede yaflad›¤›m›z s›k›nt›lar ve att›¤›m›z olumlu ad›mlarla, yani k›sacas› hem egemenler hem de ezilen halk cephesinden tüm olumluluk ve olumsuzluklar›yla birlikte incelemek, de¤erlendirmek ve yeni bir y›lda ataca¤›m›z ad›mlarda ç›kartt›¤›m›z dersleri hesaba katarak hareket etmek ve daha güçlü olmak durumunday›z. Kuflkusuz böylesi bir de¤erlendirme bu köflenin s›n›rlar›n› aflacak bir de¤erlendirme olur. Bu nedenle her okurumuz bulundu¤u yerden böylesi bir de¤erlendirmeyi yap›p, önümüzdeki süreci örgütlemelidir. 2007 y›l›, emperyalist-kapitalist sistem aç›s›ndan –varl›¤›n›n da bir gere¤i olarak- emekçi halklara karfl› sald›r›lar›n› sürdürdü¤ü, iflgallerine yenilerini eklemedi¤i ama, halihaz›rda süren iflgallerini sa¤lamlaflt›rmaya ve buralarda bulunan direniflleri ezmeye yönelik planlar›n› yaflama geçirmeye çal›flt›¤›, bunun yan› s›ra, ‹ran gibi gündemleri sürekli çeflitli vesilelerle s›cak tuttu¤u bir y›l oldu. Kendi ülkelerinde, sosyal y›k›m projelerinin emekçilerin genel grevlerine çarpt›¤›, çeflitli ad›mlar atm›fl olsa da bu direnifller sonucunda istedikleri gibi yaflama geçiremediklerini görüyoruz 2007 y›l›na bakt›¤›m›zda. Ülkemizde de emperyalistlerin sald›r›lar›na paralel bir tak›m sald›r› ve karfl›s›nda önemli direnifllerin yafland›¤›n› görmekteyiz. Geçti¤imiz y›l içinde yaflanan ve de¤erlendirilmesi gereken önemli olaylardan biri kuflku yok ki, Genel Seçimlerdir. Seçime kat›lanlardan yüzde 47 gibi yüksek oranda bir destek alarak yola devam etmekte olan AKP hükümeti, efendilerinin planlar›n› kusursuz yaflama geçirmeye çal›flmakta, bir yandan da geçti¤imiz dönemin ac›s›n› ç›kart›rcas›na zam ya¤muru ile emekçi halk›m›za sefaleti dayatmaktad›r. Bunun yan›nda seçimlerden “güçlenerek” ç›kan AKP eliyle ekonomik ve siyasi projelerini yaflama geçirmek isteyen emperyalistlerin, ulusal sorunu gündemlefltirdi¤ini de görülmekteyiz. ABD emperyalizminin “sorun”la ilgili bütün güçlerle dolayl› veya dolays›z, bir biçimde ba¤› bulunmakta, Büyük Ortado¤u Projesi çerçevesinde att›¤› ad›mlarla geldi¤i noktadan daha ileri gitmek hedefiyle, tümü aras›ndaki belli bir uzlafl› içerisinde sorunun stabilize (düzleme, dengeleme) edilmesi amaçlanmaktad›r. Bu kadar karmafl›k ve ortak memnuniyetin yakalanamayaca¤› sorunlarda, tek ç›k›fl yolunun stabilizasyon oldu¤u gerçe¤iyle hareket eden ABD emperyalizmi, a¤›rl›¤›n› giderek hissettiren bir politika ile devrededir. Bu aç›lardan bak›ld›¤›nda bugün, devletin Kürt halk›na karfl› gelifltirdi¤i ›rkç›-floven sald›r›lara, baflta Ulusal Hareket ve di¤er örgütlü güçlerine yönelik katliam, imha ve terör hareketlerine karfl› koymak öncelikli görev durumundad›r. “Kürt sorunu”na iliflkin a¤lar böyle örülmeye; rejimin çarklar›n› onarmak ve bilemek amaçl› “yeni anayasa” çal›flmalar›na çekilen dikkat ve oyalaman›n gölgesinde; ekonomik sald›r›lar, çal›flma alan›na yönelik düzenlemeler eflli¤inde gündeme gelmifltir. 2003 y›l› bafl›nda 130.1 Milyar Dolar olan toplam d›fl borç, 2006 y›l› sonunda 206.5 Milyar Dolar› aflm›flt›r. Burada esas mesele, bu bedelin nas›l karfl›lanaca¤›d›r. Bu sorunun bizim cephemizdeki tek karfl›l›¤› emekçilerin al›nteri olmaktad›r. Di¤er sektörlerde de durum çok farkl› de¤ildir. Kamu emekçilerinin reel gelirleri de gerilemifltir. Bu tabloyu, iflasa sürüklenen, tasfiyeye u¤rat›lan tar›m sektörü de farkl› boyutlarda yaflam›flt›r ve yaflamaktad›r. Yine önemli sald›r›lardan bir tanesi de özellefltirmedir. Daha flimdiden 2008 y›l› için özellefltirme gelir hedefi 11 milyar 798 Milyon YTL olarak belirlenmifl, 2010’a kadarki program da haz›rlanm›flt›r. Özellefltirme vesilesiyle, büyük bir ya¤maya giriflilecek, yoksullaflt›rma, tensikat, sendikas›zlaflt›rma, asgari ücrete mahkum etme, tafleronlaflt›rma, hak gasplar› yaflanacakt›r. Geçen y›l giriflimleri yar›da kalan Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas› (SS-GSS) yasa tasar›s›n›n bu ay içinde Meclis’e getirilmesi ve 2008 May›s’›na kadar parça parça uygulamaya sokulmas› da egemenlerin hedeflerini aç›k etmektedir. Tüm bunlar›n yan›nda yaflanan direnifl ve mücadeleler de küçümsenmeyecek boyutlardad›r. Ve incelenmesi, dersler ç›kart›lmas› gereken önemdedir. Örne¤in bu y›l›n son ay›na kadar devam eden Telekom grevi sürecin önemli bir örne¤idir. Gerek kitlesel a¤›rl›¤›, gerekse de co¤rafi yayg›nl›¤› bak›m›ndan son 15 y›l›n en büyük direnifli olan grev, iflçi s›n›f› genelinde moral de¤erler, dayan›flma, mücadele gücü ve ruhu, s›n›fsal rol ve durum bak›m›ndan etki yaratm›fl, küçümsenmeyecek boyutta ses getirmifltir. Bu tür örneklerin parlay›p sönmemesi, eylem çizgisi halinde süreklileflmesi, s›n›f sendikac›l›¤›na do¤ru kanal aç›lmas› için önümüzdeki dönem f›rsatlar ço¤alacakt›r. fiu bir gerçektir ki, egemenler zulmü koyulaflt›rd›¤›, sald›r›lar› yo¤unlaflt›rd›¤›, sömürüyü katmerlefltirdi¤i oranda, s›n›f mücadelesini yükseltme yolunun tafllar›n› da döflemifl olmaktad›r. Bunun kendili¤inden gelme hareketleri tetikleyece¤i, reformist-revizyonist bentleri y›kaca¤›, aray›fllar› art›raca¤› durumda; devrimci, demokratik, yurtsever güçlerle birlikte ne kadar müdahil olunursa o kadar kazan›m elde edilebilecek, bugünden yar›na birikim yarat›labilecek, tafl üstüne tafl koyman›n alt yap›s› oluflturulabilecektir. Bunu yapabilmenin tek yolu kitlelere gitmek ve mücadeleyi gelifltirmekte hiçbir engel tan›mayan, zorluklardan y›lmayan, hiçbir güçlü¤e boyun e¤meyen bir tutumda gizlidir. Bu tutumun sahipleri olarak, 2008’i mücadelenin ve kazanman›n y›l› yapal›m.
İşçi-köylü 3
28 Aralık 2007-10 Ocak 2008 S›n›r ötesi harekâta dönük 17 Ekim’de ç›kar›lan tezkere, emperyalistlerden güç-bela kopar›lan “izin”le birlikte geçti¤imiz günlerde “nihayet!” ifllevli hale getirildi. 16 Aral›k Pazar günü, Kandil Da¤›’na ve Irak Kürdistan› topraklar›na tonlarca bomba ya¤d›r›ld›. 4 saat süren bu ilk bombard›man›n maliyeti ise en az 20 Milyon Dolar. Bu maliyeti ödeyenlerin ülke emekçi y›¤›nlar› oldu¤unu söylemeye ise gerek bile yoktur. S›n›r ötesine dönük hava ve kara harekât› sürerken, s›n›r içi harekât da h›z›n› art›rd›. S›n›r içi operasyonlar asl›nda hemen tezkerenin akabinde yo¤unlaflt›r›larak, DTP özgülünde hayata geçirilmesine h›z verilmiflti. 22 Ekim’de tam bir histeriye dönüflen linç sald›r›lar›, sonraki günlerde, DTP yönetici ve faaliyetçilerinin gözalt›na al›nmas›, tutuklanmas› biçiminde sürdü. DTP’ye dönük sald›r›lar›n son dönemdeki en üst boyutta ifadesi ise, DTP Efl Baflkan› Nurettin Demirtafl’›n aç›k bir komployla, geçti¤imiz günlerde tutuklanmas› oldu. Demirtafl’›n tutukland›¤› günlerde, fiemdinli olay›nda ceza alan Büyükan›t’›n “iyi çocuklar›”n›n cezas›n›n Yarg›tay taraf›ndan bozulmufl olmas› da bir tesadüf olmasa gerek. Hem s›n›r ötesi operasyonun bafllam›fl olmas›na, hem Demirtafl’›n tutuklanmas›na hem de özellikle fiemdinli’nin “iyi çocuklar›”n› aklamaya dönük Yarg›tay karar›na en fazla sevinenler ise bir kez daha sahibinin sesi medya oldu. Art›k onlar›n da bir savafl› vard›! Bugüne kadar ABD’nin Irak ve di¤er iflgal sald›r›lar›n› verirken yaflad›klar› “coflkuyu”, flimdi kendi savafllar›nda ve tabii ki daha büyük bir haz duyarak yafl›yorlard›. Nas›l coflkulanmas›nlard› ki? Füzeler, uçaklar, gördükleri (büyük ihtimalle bofl olan) ma¤aralarda “terörist” avlarken, ayn› BBG evlerinde oldu¤u gibi naklen izleyebilmenin “zevkine” var›l›yordu. Özellikle de emperyalistlerden ve ‹srail Siyonistlerinden ald›klar› milyonlarca Dolarl›k pilotsuz casus uçaklar›n›n, havada aral›ks›z 24 ya da 36 saat kalabiliyor olmas›, büyük bir “gurur” vesilesi oluyordu. Bu “kendi” savafllar›nda en çok
Politika gündem
! R O Y ‹ L T E Z Ö G ‹ Z ‹ HALK S
Bu harekât ülke egemenlerinin gelecek günlerden duyduklar› çok yönlü korkunun ürünüdür. tuttuklar› terim ise belli ki, faflist TSK’nin BBG evi benzetmesi olmufltu. En büyük manfletleri bununla ilgili at›yorlard›. BBG evi gibi, naklen her yeri gören “Mehmetçik”, ne yaz›k ki ayn› günlerde s›rra kadem basan üste¤meni bir türlü göremiyor, bulam›yor, çareyi “firar etmifltir” aç›klamas›nda görüyordu.
Eski generaller yine sahnede! Kandil Da¤›’na dönük hava bombard›man› ile bafllayan askeri harekâtla birlikte, emekli askerlerin televizyonlarda ve türlü bas›n kurulufllar›nda boy göstermesi de gecikmedi. Bunlar taraf›ndan yap›lan aç›klamalar asl›nda operasyonun hangi ruh hali içinde yap›ld›¤›na dair yeterli ipuçlar›n› da sunuyordu. Emekli Tümgeneral Arma¤an Kulo¤lu ayn› günlerde CNNTürk’te yapt›¤› konuflmada, bu operasyonun bir psikolojik savafl operasyonu oldu¤unu söylüyor ve “Operasyon PKK’nin moralini bozacak, Türk halk›n›n ise moralini yükseltecek” diyordu! Morali yükselecek olanlar›n kimler oldu¤u ise malum. Yükseltilen ›rkç›floven kampanyayla birlikte Kürt halk›na dönük imhaya h›z verilmesi
Harekât korkunun ürünüdür
S›n›fsal Yaklafl›m KOMÜN‹ST MAN‹FESTO VE DAS KAP‹TAL Tam 160 y›l önce, 1847 Aral›k ile 1848 Ocak aylar›n› buluflturan zaman diliminde Marks ve Engels yoldafllar taraf›ndan kaleme al›nan Komünist Parti Manifestosu; komünist ideolojinin tarihsel çözümlemelerle birlikte gelece¤e ait yarg›lar› mutlak biçimde ifadelendirdi¤i, evrensel ölçekte programatik altyap›y› flekillendirdi¤i, kamuoyuna yönelik ilk metni idi. Manifesto güncelli¤ini, bu manada ölümsüzlü¤ünü, hiç kuflkusuz komünizmin ruhunu tafl›yan içeri¤ine borçludur. Bunu bafltan afla¤›ya görmek mümkündür. Ama en çok ünlenen son paragraftaki flu sözler an›lmal›d›r: “Komünistler, kendi görüfllerini ve amaçlar›n› gizlemeye tenezzül etmezler. Hedeflerine ancak tüm mevcut toplumsal koflullar›n zorla y›k›lmas›yla ulafl›labilece¤ini aç›kça ilan ediyorlar.” Manifesto’nun birden çok amac› ve ifllevi vard›. 1882 tarihli Rusça bask›ya önsözde, Marks ve Engels, bu amac›,“burjuva mülkiyetinin yaklaflmakta olan kaç›n›lmaz çözülüflünü ilan etmek” fleklinde ifade etmifllerdi. Manifesto’daki burjuva mülkiyetin çözülüflünün tasviri ile beraber proletaryan›n tarih sahnesindeki rolünün tarifi, ayn› zamanda bir di¤er önemli vurgu
Hayata geçirilen emperyalist projelerdir
beklentisine giren, bu yönlü sab›rs›zlanan faflist güruhlar ve bunlar›n örgütleyicileri.
Uzunca zamand›r “oldu-olacak” denilen bu operasyon asl›nda Türkiye egemenleri aç›s›ndan çok yönlü bir ifllevle ele al›nmaktad›r. Bu operasyon bir yandan emperyalist projeler do¤rultusundaki bölgesel rollerini pekifltirmenin, ama daha çok da Kürt sorunu karfl›s›nda girilen acizli¤in, di¤er yandan ise iflçi emekçi y›¤›nlara dönük hak gasplar›n› boyutland›rman›n arac› olarak görülmektedir. Bir bütün olarak bak›ld›¤›nda ise, bu harekât ülke egemenlerinin gelecek günlerden duyduklar› çok yönlü korkunun ürünüdür. Emperyalistlere giderek daha fazla taviz vermek zorunda b›rakan bu korkunun bir yan›nda bölgesel roldeki önemi yitirme kayg›s› da var. Çünkü son y›llardaki iflgaller emperyalistlere yeni dayanaklar yaratm›flt›r. Gerek Kafkaslar’da, gerek Balkanlar’da gerekse iflgal bölgelerinde, ‹ncirlik Üssü gibi say›s›z üssün inflas› gündeme gelmifltir. Kürt Ulusal Hareketi’ne dönük
olan s›n›f mücadeleleri bak›m›ndan kavgaya davet ça¤r›s› içeriyordu. Komünist Parti Manifestosu’nun kaleme al›nmas›ndan 20 y›l sonra, burjuva mülkiyetine temel oluflturan kapitalist üretim biçiminin bütün flifrelerini çözen bir eserin 1. cildinin yay›nlanmas›yla, proletarya, rehber nitelikli bir yap›ta kavufluyor; Marks’›n ölümünden sonra Engels’in yay›ma haz›rlad›¤› 2. (1885) ve 3. ciltleriyle (1894) tamamlanacak olan Kapital, özel mülkiyetin ölüm çanlar›n› çal›yordu: “Bu dönüflüm sürecinin bütün avantajlar›n› sömüren ve tekellerine alan büyük sermaye sahiplerinin say›lar›ndaki sürekli azalmayla birlikte, sefalet, bask›, kölelik, soysuzlaflma, sömürü de alabildi¤ine artar; ama gene bununla birlikte, say›lar› sürekli artan, kapitalist üretim sürecinin kendi mekanizmas› ile e¤itilen, birlefltirilen ve örgütlenen iflçi s›n›f›n›n baflkald›rmalar› da genifller ve yayg›nlafl›r. Sermaye tekeli, kendisiyle birlikte ve kendi egemenli¤i alt›nda f›flk›r›p boy atan üretim tarz›n›n ayak ba¤› olur. Üretim araçlar›n›n merkezileflmesi ve eme¤in toplumsallaflmas›, en sonunda, bunlar›n kapitalist kabuklar›yla ba¤daflamad›klar› bir noktaya ula-
getirmesi için giderek daha fazla zorlamaktalar. Bu zorlaman›n meyvesini almakta ise gecikmediler. Ayn› günlerde yap›lan bütçe görüflmeleri, bir kez daha IMF ile TÜS‹AD’›n taleplerine cevap verecek biçimde flekillendi. Böylece, aylar öncesinden yükseltilen ›rkç›-floven dalga eflli¤inde gerçekleflen s›n›r ötesi harekât, iflçi-emekçilere dönük yeni hak gasp› sald›r›lar›n› perdelemeye de hizmet etmekte. Bu harekât ayn› zamanda CHP, MHP gibi faflist çevrelerin, sözde ABD karfl›tl›klar›nda a¤›z de¤iflikli¤ini de getirdi. ABD’nin PKK’yi nihayet “ortak düflman” ilan etmesini ve s›n›r ötesine izin vermesini “büyük bir memnuniyetle” karfl›lad›lar. ABD, Erdo¤an’›n kas›m bafl›ndaki ziyaretinde söz verdi¤i “an›nda istihbarat” vaadini tutmufl, operasyon için Irak hava sahas›n› açm›flt›!
kapsaml› imha harekât›n›n bir di¤er yan›n› ise, ülke egemen sermayesinin beklentisi içine girdi¤i büyük ekonomik kriz oluflturmaktad›r. Geçti¤imiz aylarda ABD’de patlak veren ve k›sa sürede AB ülkelerine ve oradan da tüm dünyaya yay›lan emlak kriziyle ortaya ç›kan ekonomik krizin, ülkede her an büyük bir ekonomik çöküntüye dönüflmesi art›k an meselesidir. Bunun içindir ki, halk›n dikkatini s›n›r ötesi harekâta yönlendirdikleri flu günlerde, özellefltirme hamlelerine h›z verilmifltir. Birbiri ard›na zamlar hayata geçirilmekte, elektrik baflta olmak üzere, daha bir dizi zam da yoldad›r. Her an büyük bir kriz beklentisi içinde olan TÜS‹AD gibi sermaye çevrelerinin art›k sabr› kalmam›flt›r ve sular›n iyice bulan›klaflt›¤› flu s›ralar, hükümeti vaatlerini yerine
fl›r. Böylece kabuk parçalan›r. Kapitalist özel mülkiyetin çan› çalm›flt›r. Mülksüzlefltirenler mülksüzlefltirilirler.” (Cilt 1, sf. 782) Çanlar›n çalmas›, koflullar›n olgunlaflt›¤›na ve s›ran›n proletaryaya geldi¤ine iflaretti. Nitekim tarihin ak›fl› da o yönde seyretmifl, proletarya önderli¤inde birçok ülkede devrim mücadeleleri yürütülmüfl, halk savafllar› verilmifl, büyük zaferler kazan›lm›fl ve sosyalist iktidarlar kurulmufltu. Bu iktidarlar›n sürdürülememifl olmas›, elbette ki çanlar›n emperyalist-kapitalist sistem için çalmakta oluflunu engelleyen bir durum yaratm›yordu. Yine bu geri dönüfller, sosyalizmin kapitalizme alternatif yegâne sistem oldu¤u gerçe¤ini de de¤ifltirmiyor ve fakat söz konusu ülke deneylerinden ç›kar›lmas› gereken çok önemli dersler oldu¤una iflaret ediyordu. Bu derslere de¤inmeden önce sorunun esas›yla bafllayal›m; Manifesto ve Kapital’de tarihi materyalist bir diyalektik çözümleme ile tasvir edilen ekonomik ve toplumsal koflullar›n devam›nda, bugünün dünyas›nda da, proletaryan›n rolü ve görevi devam etmektedir. Çözülüfl sürecine giren, Lenin yoldafl›n deyimi ile “can çekiflme” evresi olan emperyalizme ulaflarak daha da azg›nlaflan ve çok daha vahfli bir süreç/ça¤ bafllatan kapitalist sistemin y›k›lmas› görevi, sonuna kadar devrimci tek s›n›f olan proletaryan›n omuzlar›ndad›r. Ne var ki MLM ideolojinin ustalar› yaln›zca proletaryaya bu rol ve görevi biçmekten söz etmediler. Onlar›n bu vurgu kadar dikkat çektikleri di¤er hususlar, bilinç ve eylemdi. Her iki olguyu da birbiriyle ba¤lant›l› olarak ele al›yorlar ve s›n›f
Yoksa emperyalistler bir kez daha ç›karlar› gere¤i Kürtleri gözden ç›kard› m›? S›n›r ötesi harekât›n Irak yönetimine bildirilmemifl olmas›, ABD emperyalizmi ile Türk egemen s›n›flar›n›n PKK’yi bahane ederek, Irak Kürdistan›’na dönük sald›r›larda ortak hareket etmesi ak›llara böyle bir soruyu da getiriyor. Ayn› günlerde sürpriz bir Irak ziyareti gerçeklefltiren Rice’›n yapt›¤› aç›klamalara bak›l›rsa, ABD emperyalizmi bölgeye dönük projelerinde bir tak›m de¤ifliklikler peflinde. Bu de¤iflikliklerin Kürt politikas›na da yans›yaca¤›n› ise Rice’›n Kerkük özgülünde sorulan bir soruya, Kerkük’ün, Irak’›n gelece¤i aç›s›ndan, ancak tüm halk gruplar›n› içine alan, demokratik bir Irak aç›s›ndan, önemli bir flehir oldu¤u yönlü cevab›nda görmek mümkün. Bu harekâtla birlikte birçok varsay›m gündeme gelse bile, kesin olan tek fley bölgedeki tüm geliflmeler gibi, bunun da emperyalist ç›karlara hizmet etmesidir. Faflist Türk egemen s›n›flar›,
bilincinin, kendi için s›n›f olma olgusunun, mücadele içerisinde kazan›laca¤›ndan bahsediyorlard›. Bunun için d›flar›dan bilinç tafl›ma faktörü de di¤er boyutu oluflturuyordu. Marks ve Engels’in Alman ‹deolojisi’nde temellerini att›¤› hususlar, Lenin taraf›ndan Ne Yapmal›’da gelifltirildi. S›n›f mücadelelerinin nesnel bir gerçeklik olmas›, kendili¤inden biçimde devrimleri koflullayamaz. Ayn› flekilde, proletaryan›n tarih sahnesindeki rolünü oynayabilmesi için de kendili¤inden bir ak›fl›n getireceklerinden yarar beklenemeyece¤i aç›kt›r. Bilinç ve eylemin kaynaflt›¤› ve süreklileflti¤i noktada devreye girecek olan örgüttür. Bu örgüt, elbette ki iflçi s›n›f› partisidir. Parti, s›n›f bilinçli iflçileri örgütleyen ve devrimci mücadeleye her cephede önderlik etmek üzere yola koyulan bir lokomotif gibidir. Onsuz hiçbir yere var›lamayacakt›r… Manifesto ve Kapital, proletaryan›n kurtulufl yolunu çizmek ve ona rehber olmakla büyük bir 盤›r açt›lar. Komünizmin sönmez meflalelerini ellerine alan uluslararas› proletarya önemli ifller baflard›. Ancak s›n›f mücadelesinin komünizme ulafl›lana dek sürdü¤ü gerçe¤ini kavramakta sürekli s›n›fta kald›. Lenin yoldafl›n devam›nda, konunun üzerinde özellikle Baflkan Mao durmufl; soruna Büyük Proleter Kültür Devrimi ile kurumsal yap›lanma oluflturma ve gelenek yaratma hedefiyle müdahale etmiflti. Ancak, onlarca kültür devriminin yetmeyebilece¤ini bizzat Mao yoldafl söylüyordu… Bu, hiç kuflkusuz geri dönüfllerin kaç›n›lmazl›¤› anlam›na gelmiyordu. Anlafl›lmas› gereken, s›n›f mücadelesinin varl›¤›, sorunun ciddiyeti, hassasl›¤›, mücadelenin zor-
PKK’ye dönük sald›r›larda verdikleri destek karfl›l›¤›nda, emperyalist projelere daha fazla ba¤lanmay› taahhüt etmifl olmal›lar. Nitekim, ilk olarak ‹ngiliz The Economist gazetesinde yer verilen ve TC ile ABD aras›nda 5 Kas›m’da yap›lan görüflmelerde gizli bir anlaflma yap›ld›¤› haberleri tart›fl›lmaya bafllanm›fl bulunuyor. Irak Kürdistan›’ndaki yönetimin tan›nmas› ve PKK için “daha liberal bir aff›n” ç›kar›lmas› taahhüdünü ABD’ye veren TC’nin s›n›r ötesi operasyon yapmas›na izin verildi¤i söyleniyor. fiartlar bunlar m›d›r, ya da sadece bunlar m›d›r flimdilik bilinmeyebilir ama gerçek olan bir fley varsa o da zaten ba¤›ms›z olmayan bir devletin ba¤›ms›zl›¤›ndan taviz vermesi olanaks›z oldu¤u ve bu durumda TC’nin ABD emperyalizmine bir kez daha biat ederek, ba¤›ms›zl›k iliflkilerini daha da s›k›laflt›rd›¤›d›r. Kürt Ulusal Hareketi’ne dönük bu kapsaml› sald›r›n›n s›n›r ötesiyle s›n›rl› kalmayaca¤›, s›n›r içinde aylar öncesinden bafllat›lan sald›r›lar›n dozunda da hayli art›fl olaca¤› kesin. Kesin olan bir di¤er nokta ise, bu sald›r›lar›n sadece Kürt Ulusal Hareketi’ni kapsamayaca¤›, iflçi-emekçi y›¤›nlar›, devrimci-komünistleri, k›sacas› tüm toplumsal muhalefeti içine alacak biçimde geniflleyece¤idir. Buna dönük pratiklerde yaflanan art›fl, önümüzdeki süreçte gerçekleflebilecek daha kapsaml› sald›r›lara da ›fl›k tutmaktad›r. Kürt halk› üzerine ya¤d›r›lan bombalar›, oturduklar› yerden BBG evini gözetler gibi gözetlediklerini söyleyenler, s›n›r içindeki sald›r›lar›n genifllemesini de eminiz ayn› flevkle izlemeyi dört gözle beklemektedirler. Ancak unuttuklar› bir fley var; o da gözetlerken gözetlendikleridir. Çünkü gerek Kürt halk› gerekse ülkenin iflçi-emekçi y›¤›nlar› da onlar› gözetlemektedir. Her ayr›nt›, ileride hesab› sorulmak üzere, emekçi y›¤›nlar›n bilincine kaz›nmaktad›r. Bunun içindir ki, at›lan bombalar› BBG evi tad›nda gözetleyenler, sak›n ola unutmay›n; Kürt, Türk, tüm milliyetlerden emekçi halk da sizi gözetliyor!
lu¤u, süreklili¤i ve tabii ki proleter kültür devrimlerinin gereklili¤i idi. Çok zorlu koflullarda baflar›lan bir devrim, devam› kolay gibi gözüken flartlarda yürütülememifl ve burjuvazi iktidar› yeniden ele geçirerek “sosyalist/komünist” argümanlar› kullanmaya devam etmek suretiyle kapitalizmi yeniden infla edebilmiflti. T›pk› Sovyetler’de oldu¤u gibi, ç›kar›lmas› gereken en önemli derslerden birisi, devrimi baflarmaktan çok daha zorlu olan›n, proletarya diktatörlü¤ü alt›nda s›n›f mücadelesine hükmetmek oldu¤uydu. Burjuvazi, yaln›zca bütünüyle tasfiye edilememifl küçük üretim vas›tas›yla kendini var eden bir tür görünen s›n›f konumunda de¤il; saflar›m›zda, hatta partinin içinde, dahas› kendi bünyemizde/beynimizde, s›n›flar var oldukça yaflayan bir olgu biçiminde kabul edilmeliydi. Ancak bu gerçeklik sayesinde onunla mücadele etmek mümkün olabilir, ona karfl› zafer elde edilebilirdi. Manifesto ve Kapital, 1.5 as›r öteden günümüze ve gelece¤e ›fl›k tutma özelliklerini; iflçi s›n›f› önderli¤inde insanl›¤›n kurtulufluna iliflkin, s›n›fs›z toplumu hedefleyen tezlerine borçludur. Bu tezlerin sa¤laml›¤›, do¤rulu¤u, y›k›c› ve yap›c› gücü, bilimsel olmalar›ndan geliyor. Onlara bilimsellik kazand›ran, diyalektik materyalist bak›fl aç›s›yla yap›laflt›r›lm›fl olmalar›d›r. Tezlerin ve görüfllerin kavranmas›, rehber edinilmesi kadar, Marks ve Engels yoldafllar›n bu bilimsel yönteminin edinilmesi de yaflamsal önemdedir. Bu husususun alt› da önemle çizilmek durumundad›r. Komünist ideolojiyi flekillendiren bu ölümsüz eserler yolumuzu her daim ayd›nl›k k›l›yor!
İşçi-köylü 4
İşçi/köylü
28 Aralık 2007-10 Ocak 2008
Emperyalist tekellere son peflkefl: TEKEL
Emperyalist patentli neo-liberal politikalar kapsam›nda özellefltirilmesi yönlü hamlelerin h›zland›¤› K‹T’lerden biri de TEKEL. TEKEL’in özellefltirilmesi daha 1990’l› y›llar›n ilk yar›s›nda, Akhisar Sigara Fabrikas› ile TEKEL’e ait iki önemli sigara markas›n›n isim hakk›n›n, bir yabanc› çokuluslu flirketle kurulacak ortakl›¤a devredilme giriflimi ile gündeme gelmiflti. Akhisar fabrikas› için bafllat›lan bu giriflim, o günlerde yap›lan etkili eylemlerle geri püskürtülmüfltü. Bu eylemlilik sürecinin sonunda, fabrikan›n sat›fl› durdurulmufl, ancak bu kez TEKEL’in tamam›n› kapsam›na alan bir özellefltirme plan› gelifltirilmiflti. Neo liberal politikalar›n hayata geçirilmesi çabalar›n›n ürünü olan bu plan, 1970’li y›llar›n sonlar›ndan itibaren dünya piyasalar›nda yaflanan geliflmelerle paralellik arz ediyordu. Çünkü bu geliflmeler ayn› oranda Türkiye’ye de yans›maktayd›. Bu dönem, çokuluslu sigara tekellerinin gerçeklefltirdi¤i küresel düzeydeki faaliyetlerinin yükselifle geçti¤i bir dönem-
di. Baflta Philip Morris, BAT (British American Tobacco), Rothmans gibi ‹ngiliz, Amerikan ya da ‹ngiliz-Amerikan ortakl› flirketler ve JTI gibi Japonya flirketleri olmak üzere uluslararas› sigara tekelleri, bu süreçte pazar paylar›n› büyütmüfllerdi.
TEKEL, ülkenin en kârl› iflfllletmelerinden biridir 12 Eylül’le birlikte neo-liberal politikalar›n önü aç›lan Türkiye’de de, 1986 y›l›nda, tütünde devlet tekelinin kald›r›lmas› ve yabanc› sigara flirketlerinin ülke içinde serbest üretim izni almalar› gibi geliflmeler yaflanm›fl. TEKEL’i özellefltirmenin altyap›s› da iflte bu süreçte haz›rlanmaya bafllanm›fl ve 80’li y›llar›n sonlar›na kadar TEKEL’in yat›r›mlar› durdurulmufltu. O dönemde gerçekleflen tek yat›r›m faaliyeti, 1989 y›l›nda üretime bafllayan Tokat Sigara Fabrikas›’d›r. Tokat Fabrikas› ile ilgili, özellikle üretici köylülük aç›s›ndan en önemli nokta, fabrikan›n faaliyete geçmesi ile birlikte TEKEL’in ilk kez tama-
men yerli tütünlerden üretilen markalar›n d›fl›nda yabanc› tütün harmanl› sigara üretmeye bafllamas›d›r. Bu son ad›m›n ard›ndan, yat›r›mlar neredeyse tümüyle durmufl, fabrikalara tek bir çivi bile çak›lmadan TEKEL, uluslararas› sigara tekelleri karfl›s›nda çöküfle terk edilmifltir. 143 y›ll›k bir kurulufl olan TEKEL, asl›nda en kârl› K‹T’lerin bafl›nda geliyor. Ayr›ca TEKEL kaya tuzu, flarap, a¤›r alkollü içkiler piyasas›n› da önemli oranda elinde tutuyor. TEKEL tuz üretiminin % 100’ünü elinde tutuyor. Rafine tuz fabrikalar›n›n tümü kaya tuzunu TEKEL’den sat›n al›yor. fiarap piyasas›n›n ise % 20’si, a¤›r içkilerin % 95’i TEKEL taraf›ndan yap›l›yor. Sigara sat›fl›n›n % 62’sini de TEKEL sigara ürünleri oluflturuyor. TEKEL’in 2002 y›l›nda toplam sat›fl tutar› 1.2 katrilyonu aflt›. Fonlara ak›tt›¤› kayna¤›n d›fl›nda sadece 2002 y›l› kâr› 318 trilyon olarak ilan edildi.
‹flflççiler direniyor! Bu tablo sermayenin ifltah›n› fazlas›yla kabart›yor. Ancak TEKEL iflçileri bir dizi hak gasp›n› da beraberinde getirecek olan bu özellefltirme sald›r›s›n› geri püskürtmekte kararl› olduklar›n› her f›rsatta ortaya koymakta, sald›r›lar› bofla ç›karmaya dönük bir dizi eylem gerçeklefltirmekteler. Bu eylemlerden sonuncusu ise, özellefltirme kapsam›nda yer alan, Cevizli TEKEL fabrikas›nda gerçeklefltirildi. 18 Aral›k günü saat 12:00’de fabrika bahçesinde toplanan iflçiler, ellerinde dö-
Tersane gerçe¤i aç›kland› “Tuzla’da önlenebilir, seri ve ölümlü ifl kazalar› yaflflaan›yor: Neden?”
Tuzla Tersaneleri’nde ardarda gerçekleflen “ifl cinayetleri”ni araflt›rmak için oluflturulan Tuzla Tersaneler Bölgesi ‹zleme ve ‹nceleme Komisyonu taraf›ndan haz›rlanan rapor 16 Aral›k’ta kamuoyuna aç›kland›. Birleflik Metal-‹fl Genel Merkezi salonunda yap›lan bir bas›n toplant›s› ile aktar›lan rapor, tersane iflçilerinin karfl› karfl›ya kald›¤›, tafleron, ifl güvenli¤i, örgütlenme hakk› ve sigortalanmama gibi sorunlar›n yan› s›ra, bunlara ba¤l› “ifl cinayetleri”nin nas›l ve hangi koflullarda gerçekleflti¤i üzerinde yo¤unlafl›yor. D‹SK’e ba¤l› Limter-‹fl Sendikas›, TMMOB, ‹stanbul Tabip Odas›, ‹stanbul ‹flçi Sa¤l›¤› Enstitüsü ve akademisyenlerden oluflan komisyonun aç›klad›¤› rapor, yap›lan araflt›rma ve in-
celemelere iliflkin ilk verileri kaps›yor. Bas›n toplant›s›n›n aç›l›fl konuflmas›n› Limter‹fl Genel Baflkan› Cem Dinç yapt›. “Tersaneler denilince akla ilk olarak iflçi ölümlerinin geldi¤ini söyleyen Dinç, tersanelere ait bilimsel araflt›rmalar›n s›n›rl› oldu¤unu söyledi. Bas›n toplant›s›,“‹flçiler, gemiler, tersaneler nereye” isimli sinevizyon gösterimi ile devam etti. Komisyon taraf›ndan haz›rlanan raporun sunumunu ise, Bilgi Üniversitesi Ö¤retim Üyesi Asl› Odman yapt›. Odman, raporun Tuzla’daki iflçi, iflyeri hekimi, mühendis ve avukatlar›n tan›kl›klar›na dayand›¤›n› söyledi. Yan›tlanmas› gereken ana sorunun “Tuzla’da önlenebilir, seri ve ölümlü ifl kazalar› yaflan›yor: Neden?” sorusu oldu¤unu belirten Odman, gemi infla sanayinin h›zla büyüdü¤ünü, art›r›lan çal›flma saatlerinin a¤›r ve tehlikeli sonuçlar do¤urdu¤unu belirtti. Raporda ayr›ca tafleronlaflman›n boyutlar›na da dikkat çekilirken, yaflam›n› yitiren iflçilerin büyük bölümünün tafleronda çal›flan iflçiler oldu¤una yer verilerek, tersanelerdeki sa¤l›k hizmetlerinde ve t›bbi donan›mdaki eksikliklere de¤inildi. ‹fl cinayetlerinin önemli nedenlerinden birinin de iflçilerin örgütlenmesinin ve taleplerini dile getirmesinin önündeki engeller oldu¤unun alt› çizilerek, üretimin parçal› durumu ve tafleron iflçileri örgütleyen sendika üzerindeki bask›lar örnek olarak gösterildi. (Kartal)
Emekçinin Gündemi Sendikal mücadelede okun sivri ucu kendi içine yönelmelidir! S›n›f mücadelesinde baflar›n›n ilk koflulu ideolojik netliktir. Çünkü ideoloji, yaflam›n her alan›n› etkilemekte ve bizim baflar›lar›m›z› ve baflar›s›zl›klar›m›z› belirlemektedir. Bundan kaynakl› da burjuva ideolojisine sahip olanlar ya da burjuvalar, iflçi s›n›f›na “ideolojilerin öldü¤ü” propagandas›n› yapmaktad›r. E¤er ki iflçi s›n›f› kendi ideolojisinden ar›n›rsa burjuva ideolojisi iflçi ve di¤er bütün ezilen kesimler içinde tek ideolojik güç olarak kalacakt›r. Böylece burjuvazi kendi s›n›f ç›karlar›n›, hiçbir engele tak›lmadan rahatça uygulamaya geçirecektir. Özellikle son 20 y›l içinde çeflitli geliflmelerin etkisiyle s›n›f›n ç›karlar›n› savunan di¤er bir deyiflle iflçi s›-
n›f›na ve onun ideolojisini benimsemifl olanlar, burjuvazinin bu söylemlerinden etkilenerek kendilerine burjuva ideolojisini rehber edinmifltir. Dünya genelinde oldu¤u gibi ülkemizde de neo-liberal politikalar fazlaca direnifle maruz kalmadan rahatça uygulanm›flt›r/uygulanmaktad›r. Burjuva ideolojisini rehber alanlar›n, iflçi s›n›f› ve ezilenler ad›na ya da ç›kar›na politika gelifltirmesi ya da iflçi s›n›f›n›n örgütlerini gelifltirmeye dönük çaba harcamas› zaten mümkün de¤ildir. Bu yüzden diyoruz ki; ideolojik netlik yaflam›n her alan›nda belirleyici bir niteli¤e sahiptir. Türkiye sendikal mücadele tarihine bakt›¤›m›zda, sendikalar›n bafl›nda
vizleriyle, az sonra yap›lacak olan aç›klama için yerlerini alm›fllard›. Aç›klamay› beklerken “Ölmek var, dönmek yok!”, Birlik mücadele zafer!”, “‹fl ekmek yoksa bar›fl da yok!”, “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›!” gibi sloganlar atan iflçilerin say›s›, kortejler halinde gelenlerle birlikte, giderek artt›. Çok say›da parti ve kurumun da destek verdi¤i aç›klama, Tek G›da-‹fl 2 No’lu fiube Baflkan› Yunus Durdu taraf›ndan yap›ld›. Aç›klamada, TEKEL’in özellefltirilmesi için yeni bir hamle bafllat›ld›¤›na, ancak Tekel iflçisinin ifline ve afl›na sahip ç›kaca¤›na vurgu yap›ld›. Devam›nda ise, özellefltirmeyle birlikte, ülke genelindeki 108 iflletmede çal›flan yirmi bine yak›n insan›n ve bir buçuk milyona yak›n tütüncü aile-
sinin geçim kayna¤› ortadan kald›r›lacakt›r denildi. Öyle görünüyor ki, TEKEL iflçisi özellefltirme sald›r›s›n› geri püskürtmekte kararl›. Çünkü hepsinin kaybedece¤i çok fley var. Özellefltirmenin burada çal›flanlar için ne anlama gelece¤ini, iflçilerin neden bu kadar kararl› oldu¤unu ise, 10 y›l› aflk›n süredir Cevizli-TEKEL’de çal›flan ve eylem bafllamadan önce görüfltü¤ümüz bir iflçi flöyle anlat›yor. “‹flçiler özellefltirmeyi engellemekte kararl›. Çünkü özellefltirmeyle birlikte birçok hakk›m›z elimizden al›nacak. ‹flten ç›karmalar›n yan› s›ra, çal›flanlara 10 ayda bir girifl ç›k›fl yapt›racaklar, maafllar 500 milyon YTL’yi geçmeyecek, ikramiye kalkacak. Herkes vas›fs›z iflçi olarak, her iflte çal›flt›r›lacak.” (Kartal)
‹flçiler fabrikaya sahip ç›kt›! 13 Aral›k’ta Tokat TEKEL Sigara Fabrikas›’n› sat›n almak isteyen LAMEK firmas› temsilcileri iflçilerin barikat› ile karfl›laflt›. Fabrika önünde toplanan yaklafl›k 1000 iflçi ad›na aç›klama yapan Tek G›da- ‹fl Tokat fiube Baflkan› Suat Karl›kaya; TEKEL’in pazar pay›na göz diken uluslararas› tekellerin fabrikalar› talan etmek istedi¤ini dile getirdi. ‹flçilerin tepkisi üzerine fabrikay› gezmekten vazgeçen flirket yetkilileri bayram› f›rsat bilerek bayramda yeniden fabrikaya geldi. Bunu ö¤renen iflçiler de fabrika önünde topland›. Ancak polis iflçilerin
fabrikaya girmesine izin vermedi. ‹flçilerin içeri girmek istemesine karfl›l›k polis gaz bombalar› ile iflçilere sald›rd›. “Amerikan itleri satt›rmay›z K‹T’leri” sloganlar› ile sald›r›y› protesto eden iflçiler Tokat-Amasya anayolunu trafi¤e kapatt›. Ancak bu defa da Özel Harekât Timleri iflçilere sald›rd›. Uzun süren çat›flman›n ard›ndan heyetin havaalan›na gitti¤ini ö¤renen iflçiler de havaalan›nda topland›. Burada “TEKEL’i satt›rmayaca¤›z” pankart› açan iflçiler direniflte kararl› olduklar›n› dile getirdi. (H. Merkezi)
Mehmet ustan›n iste¤i sadece insanca yaflamak Ülkemizde önemli say›daki inflaat iflçisinin yaflad›¤› sorunlar bitmek bilmiyor. Kalacak yerden tutal›m da paralar›n›n ödenmemesine kadar onlarca sorunla bo¤uflan iflçilerden biri de Mehmet usta. Teleferik ‹K okurlar› olarak Mehmet ustan›n dilinden yaflad›klar›n› gazetemize aktar›yoruz. “Emperyalistlerin uflaklar› taraf›ndan yönetilen bu ülkede yaflayan 2 çocuk babas› bir inflaat iflçisiyim. Hayat›n yükünü omuzlayan, ezilen sömürülen bir emekçiyim ve buna ra¤men ayakta kal›p direnerek, yoklu¤a karfl› mücadele ediyoruz. fiimdi size soruyorum. Sizin hiç 22
YTL’niz yok diye çocu¤unuza ilaç alamad›¤›n›z oldu mu? Kar ya¤arken çocu¤unuzu bir kazakla okula gönderdiniz mi? Ben bunlar› yafl›yorum ve isyan ediyorum. Hiçbir sosyal güvencemiz yok. ‹nflaatlarda sigortas›z çal›fl›yoruz. So¤ukta hastalansak ilaç almaya param›z olmuyor. Devaml› ifl bulam›yoruz 50 YTL yevmiye, o da yol, yemek derken 35 YTL’ye düflüyor. Çocuklar›n çad›rlarda donarak ve açl›ktan öldü¤ü bu ülkede yaflamak ve bunlar› görmek beni kahrediyor. Halk›m›z unutmas›n ki bu sistemi y›kmak ellerimizde. Çözüm örgütlü mücadelede...” (Teleferik’ten bir ‹K okuru)
Toptanc› Hali’nde iflçi eylemi Mersin Büyükflehir Belediyesi’ne ba¤l› Toptanc› Hali’nde ambalaj iflçileri, ücretlerinin art›r›lmas› için eylem yapt›. Sabah saatlerinde haldeki ifl yerlerine girmeyen yüzlerce ambalaj iflçisi, 30 YTL olan günlük yevmiyelerinin 40 YTL’ye ç›kar›lmas›n› istedi. Y›llard›r mesai ücreti almadan çal›flt›klar›n› belirten kad›nl›-erkekli yüzlerce hal
olanlar›n iflçi s›n›f›n›n ideolojisi do¤rultusunda de¤il, burjuva s›n›f›n›n ideolojisi do¤rultusunda hareket etti¤ini görürüz. Tam da bu yüzden, sendikal mücadelede okun sivri ucu sendikalar›n içine, kendine do¤rultulmas› zorunludur. Son y›llarda iflçi s›n›f›n›n direnifllerine bakt›¤›m›zda daha çok tabandan bir hareketlenme oldu¤unu yöneticilerin ise bu hareketlenmelerin önünü kesmek için çaba harcad›¤›n› görüyoruz. Nerede burjuvazinin sald›r›lar›na karfl› bir direnifl ortaya ç›ksa iflbirlikçi sendika a¤alar› bu direnifllerin önünü kesmek veya direnifle son vermek için çaba harcamaktad›r. Bunlar tesadüfi olgular de¤ildir. Zira mevcut sendika yöneticilerinin çok az bir k›sm›n› d›fl›nda b›rak›rsak adeta bir burjuva gibi davrand›¤›n› görürüz. Uzun zamand›r sendikalar›n bir kriz içinde oldu¤u belirtilmektedir. Krizin nedeni sendikalar›n bafl›nda olan iflbirlikçi sendika a¤alar›d›r. Zira onlar orada oldu¤u müddet-
iflçisi, “Hiçbir sosyal güvencemiz olmadan çal›fl›yoruz. 1 y›ld›r ayn› ücreti al›yoruz. 10 YTL art›r›lmas›n› istiyoruz” dediler. Hal’de bu statüde çal›flan yaklafl›k bin kiflinin bulundu¤unu belirten iflçiler, istedikleri ücret verilmedi¤i takdirde çal›flmayacaklar›n› da sözlerine eklediler. (Mersin)
çe, sendikalar›n krizden ç›kmas› mümkün olmayacakt›r. ‹flçiler kendi sendikalar›na sahip ç›kmad›kça da esasta burjuvazinin ideolojisiyle donanm›fl sendika a¤alar› oradan inmeyeceklerdir. Sendikalar içindeki demokratik mücadelenin geliflmesi ve iflçi s›n›f›n›n ideolojisinden beslenen ve onun ç›karlar›n› savunan iflçilerin yönetime gelmesi zorunludur. ‹flçiler kendi örgütlerine karfl› duyars›z olursa kararlar› burjuva ideolojisiyle donanm›fl iflbirlikçi sendika a¤alar›na b›rak›rsa sendikal mücadelenin silkinip kendine gelmesi mümkün de¤ildir. Sendikal mücadelenin geliflmesi burjuvaziye karfl› her alanda verilecek mücadeleyle mümkündür. Bunun en önemli ayaklar›ndan biri hatta belirleyici olanlar›ndan biri s›n›f›n kendi örgütü içinde yer alan burjuvalara karfl› verilecek mücadeledir. ‹flçiler kendi içlerindeki burjuva ajanlar›n› temizlemedi¤i müddetçe sendikal mücadelenin geliflmesi, güçlenmesi iflçi
ve ezilenlerin ç›kar›n› korumas› ve gelifltirmesi mümkün olmayacakt›r. Çünkü bu burjuva ajanlar› iflçi s›n›f›n›n ve sendikalar›n her direniflini ve mücadelesini baltalayacakt›r. Bu yüzden iflçiler üyesi olduklar› sendikalara sahip ç›kmal›, onlar› her aç›dan denetlemeli, hesap sormal›d›r. Sendikal› olmayan iflçiler ise sendikal› olmak için harekete geçmelidir. ‹flçiler sadece baz› sorunlar ç›kt›¤›nda sendikalarla görüflmek yerine, sendikalar› yaflamlar›n›n en önemli parças› haline getirmelidir. Di¤er sendikal› ya da sendikas›z iflçilerle olan iliflkilerini gelifltirerek iflçilerin birli¤ini güçlendirmelidir. Sendikal örgütlenmelerin çat›s› alt›nda kültür-sanat ve daha baflka sosyal faaliyetler gelifltirilmelidir. Örne¤in sendikalarda amatör tiyatro topluluklar›n›n kurulmas› vb. etkinliklerin örgütlenmesi sendikalar›n iç bütünlü¤ünü ve birli¤ini güçlendirecek araçlar olacakt›r. Bu tür araç-
Deri iflçisi yine direniflte Tuzla Deri Organize Sanayinde bulunan DEMSAfi deri fabrikas›ndan at›lan 21 deri iflçisi direnifle geçti. Mazisinin 80-90 y›la vard›¤› söylenen ve 1990’lar›n bafl›nda Kazl›çeflme’den Tuzla’ya tafl›nan DEMSAfi’ta çal›flan iflçiler, bayram arifesinde iflten ç›kar›l›nca, fabrika önünde direnifl bafllatt›lar. Deri-‹fl Sendikas›n›n örgütlü oldu¤u fabrikada, ço¤unlu¤u 15- 20 y›ll›k iflçilerden, 15 y›ld›r bu fabrikada çal›flan ve flu an direniflte olan Müslüm Sar›gül’e direnifle gitme nedenlerini sorduk. Sar›gül, patronun 14 Aral›k’ta fabrikaya bir ilan ast›¤›n›, bu ilanda, fabrikay› feshedece¤ine, bu nedenle de iflçilerin ifline son verdi¤ine yer verdi¤ini söyledi ve: “Biz de bu durumu kabullenmeyerek, bayramdan önceki iki gün (17 ve 18 Aral›k günleri) fabrika kap›s› önünde beklemeye bafllad›k” dedi. (Kartal)
Çocuklara da biber gaz› 5 ayd›r iflsiz kald›klar› için belediye binas›na girmek isteyen floförlerle polis aras›nda arbede ç›kt›. Polisin s›kt›¤› biber gaz›ndan babalar›na destek olmak için onlarla gelen çocuklar da etkilendi. Gaziantep Büyükflehir Belediyesi, 5 ay önce otobüs iflletmesini ihale ile Kevser Turizm’e devretmifl, belediye otobüs iflletmesinde çal›flan 250 floförün kadrosu da bu flirkete b›rak›lm›flt›. Ancak, Kevser Turizm, yükümlülü¤ünü yerine getirmedi¤i gerekçesiyle sözleflmesi feshedilince iflsiz kalan 250 floför, ailesiyle birlikte Büyükflehir Belediyesi’ne yürüdü. Büyükflehir Belediye Baflkan› AKP’li As›m Güzelbey’e seslerini duyurmak isteyen iflçi ve ailelerin belediye binas›na girifline polis izin vermedi. fioför ve aileleri, içeri girmekte direnince çevik kuvvet ekipleri, biber gaz› kulland›. fioförlerin eflleri de tepkilerini ba¤›rarak dile getirdi. Yaflanan arbede sonras› Belediye Baflkan› ile görüflme sözü alan floförler “Baflkan istifa” sloganlar› atarak Belediye’den ayr›ld›. (Mersin)
Hatay E¤itim Sen’den
ek ders ücreti eylemi 18 Aral›k günü tüm Türkiye genelinde yap›lan “Ek dersime dokunma”, “Ek ders ücretleri hakt›r” konulu eylemler Hatay’da da gerçekleflti. Merkez Ulus Meydan›’nda gerçekleflen eyleme yaklafl›k 200 kifli kat›ld›. Çeflitli sloganlar›n at›ld›¤› eyleme birçok DKÖ ve devrimci kurum da destek verdi. (Hatay ‹K okurlar›)
lar ayn› zamanda iflçilerin e¤itim, bilinç ve kültür seviyesini gelifltirecek araçlard›r. Buna benzer faaliyetlerin örgütlenmesi sendikalar›n içindeki burjuvazinin alan›n› daraltarak onlar›n d›fllanmas›n› sa¤layacakt›r. Zira iflçi gibi olmayan iflçi gibi davranmayanlar iflçiler taraf›ndan daha rahatça görülebilecektir. Sonuç olarak; sendikal mücadelenin geliflmesi sendikalar›n içinde köfle bafllar›n› tutan iflbirlikçi sendika a¤alar›n›n uzaklaflt›r›lmas›nda yatmaktad›r. Bunun gerçekleflmesi anl›k bir hareket olarak de¤il, iflçi s›n›f›n›n bilinçlenmesi -ki bu direnifl ve bu do¤rultuda oluflturulacak do¤ru politik hatla mümkündür- yeniden örgütlenmesi ve kendi sorunlar›na daha fazla sahip ç›kaca¤› bir süreçle mümkün olacakt›r. Bir kez daha vurgulamakta yarar var ki, iflçi s›n›f›n›n ç›karlar›n› savunan en genifl kitlenin ortak mücadeleyi gelifltirmesi son derece gerekli görevlerden biridir.
İşçi-köylü 5
28 Aralık 2007-10 Ocak 2008
“Sinan köyü kazanacak, a¤al›k y›k›lacak”
Sinan köylüleri direnifllerinin 4. y›l›nda bir bas›n aç›klamas› yaparak toprak talebi ile yürüttükleri mücadelenin sürece¤ini söyledi. “Sn: Adalet Bakan›, a¤aya kredi köylüye ceza adalet bu mudur?”, “Sinan köyü kazanacak a¤al›k y›k›lacak” yaz›l› pankart›n aç›ld›¤› eylemde konuflan Halil Duru; 4 y›ld›r tarlalar›n› ekemediklerini bu yüzden aç ve aç›kta kald›klar›n› söyledi. Köylüler a¤a Reflit Sinanl›’n›n köylülerin s›rt›ndan zenginleflti¤ini dile getirdi. Eylemde “Topraklar bizimdir bizim kalacak”, “Sinan köyü kazanacak a¤al›k y›k›lacak” sloganlar› at›ld›.
Köylüler bal›k çiftli¤i istemiyor
‹zmir’in Karaburun ilçesine ba¤l› Küçükbahçe köyünde kurulmak istenen bal›k çiftli¤i köylülerin tepkisini çekiyor. Küçükbahçe köyünde Güven Bal›kç›l›k firmas›na verilen y›lda 2 bin ton üretim kapasiteli bal›k çiftli¤ine tepki gösteren köylüler bal›k çiftliklerinin çevreyi afl›r› derecede kirletti¤ini dile getirdi. Yar›m Ada Çevre Platformu ile birlikte sorunlar›n› flirket temsilcileri ile tart›flan köylüler oldukça öfkeli. Küçükbahçe köyünde yap›lan belediye baflkanlar›n›n da kat›ld›¤› toplant›da, flirketin çal›flmalar›nda ›srar etmesi ve denizi temizlemek için hiçbir giriflimde bulunmamas› köylülerin tepkisini çekti. fiirket bal›k çiftliklerine karfl› ç›kan köylüleri ve çevre örgütlerini ölümle tehdit ediyor. (H. Merkezi)
Çevreciler, Kazda¤lar›’n› ziyaret etti
Çeflitli illerden bir araya gelen Do¤a Sporcular› ve Çevre Gönüllüleri, alt›n arama flirketlerinin gözde mekan› olan Kazda¤lar›’n› ziyaret etti. ‹zmir, ‹stanbul, Antalya gibi illerden gelen çevreciler, Kazda¤lar›’nda yürütülen alt›n madencili¤i faaliyetlerden etkilenecek olan Küçükkuyu ve Bahçedere Köyü halk› ile bayramlaflt›. Çevreciler, maden karfl›t› faaliyetleriyle sesini duyuran ‹mece Evi ve Kazda¤› Koruma Giriflimi ‹rtibat Bürolar›’n› da ziyaret ederek, dayan›flma ve destek mesajlar›n› iletti.
İşçi/köylü
Sinan köylülerinin direniflflii 4. y›l›nda Diyarbak›r Bismil’e ba¤l› Sinan köylülerinin a¤aya karfl› yürüttükleri mücadele 4. y›l›n› geride b›rakt›. Köylüler tüm sald›r›lara ra¤men dedelerinden kalan ve yaklafl›k 300 y›ld›r üzerlerinde yaflad›klar› topraklar›n› geri istiyorlar. Hat›rlanaca¤› gibi a¤a Reflit Sinanl›, köylülere ait bütün tapular› kendi ad›na geçirerek, köylülerin binbir emek ve al›nteri ile ekip biçtikleri topraklara el koymufltu. Bu gerçe¤i Do¤rudan Gelir Deste¤i almak için baflvuru yapt›klar›nda ö¤renen köylüler, bunun üzerine topraklar›n› geri almak üzere mücadeleye bafllam›flt›. Yapt›klar› birçok eylemle seslerini kamuoyuna duyurmaya çal›flan köylüler, topraklar›n› alana kadar mücadele etmekte kararl›. Köylülerin topraklar›na el koyarak kendi ad›na geçiren a¤a Reflit Sinanl› ise köylüleri “nankör” olmakla suçluyor.
Topraklar›n› istemek nankörlük! Köylülerin topraklar›na el koyan Reflit Sinanl›’n›n hikâyesi çok eskilere dayan›yor. 1920 y›l›nda köye göçebe olarak gelen Sinanl› ailesi 1956’da Tapu ve Kadastro ifllemleri yap›l›rken tüm topraklar› üzerine geçirmifl. Ayhan olan soyad›n› da Sinanl› olarak de¤ifltirmifl. A¤an›n Sinanl› köyü d›fl›nda Bademli, Yenisazl›k ve Yeniköy bölgesindeki toplam 55 bin dönüm arazisi mevcut. Köylülerin topraklar›n› gasp eden a¤a Reflit Sinanl›, muz ithalat›ndan sonra flimdi de, hava tafl›mac›l›¤›na bafll›yor. “Dayen Hava Tafl›mac›l›¤›” adl› bir flirket kuran Si-
Koza Alt›n ‹flletmeleri, y›l›n en baflar›l› sanayi kurulufllar› ödül töreninde iki birincilik, bir de ikincilik ald›. Koza Grubu’nun tüm “yasal” izinleri yeniden alarak May›s 2005’te üretime bafllad›¤› Ovac›k Alt›n Madeni, k›sa sürede bölgenin “devleri” aras›na girdi. Koza Alt›n ‹flletmeleri, Maden ‹stihraç Sanayi Meslek Grubu’nda “En Yüksek ‹hracat” ve “En Yüksek Yat›r›m” dallar›nda birincilik ödülü al›rken, “En Yüksek ‹stihdam” dal›nda da ikincilikle ald›. Türkiye Odalar ve Borsalar Birli¤i (TOBB)’un da kat›ld›¤› törende ödülleri Koza Alt›n ‹flletmeleri Genel Müdür Yard›mc›lar› Hayri Ö¤üt ve Cemalettin Çetin ald›. Yapt›klar› propaganda ile çevreyi kirletmedi¤ini iddia eden flirket, devletin de deste¤i ile çal›flmalar›na tüm h›z›yla devam ediyor.
Sonuç ortada; Bergama Bergama’da yaflanan çevre felaketine topraklar›n ve sular›n zehirlenmesine, do¤an›n tahrip edilmesine ra¤men flirket en baflar›l› flirket ödülünü alabiliyor. Bergama köylülerinin yaklafl›k 15 y›ld›r birçok bedel ödeyerek yürüttü¤ü onurlu mücadele sonucunda kapanan, ancak bir süre sonra isim de¤ifltirerek faaliyetlerine devam eden flirket, devletin ç›kard›¤› maden yasas› ile birlikte çal›flmalar›n› daha rahat sürdürüyor. Mahkemenin verdi¤i karara ra¤men 2004 y›l›nda yeniden alt›n aramaya bafllayan flirket, Bergama halk›n› zehirlemeye devam ediyor. Bergama köylülerinin yürüttü¤ü mücadele sonucunda ismini Koza Davetiye olarak de¤ifltiren flirket, siyanürle alt›n arama çal›flmalar›na h›z verdi. fiirketin yaratt›¤› tahribata göz yuman devlet, buna karfl› mücadele eden köylülere ise say›s›z dava açm›flt›r. Örne¤in kesinleflmifl mahkeme kararlar›na ra¤men yasad›fl› bir flekilde alt›n üretimine devam eden Normandy flirketini protesto etmek için geçti¤imiz May›s ay›nda
Köylülerin s›rt›ndan servet yapan Reflit Sinanl›, eylemlere kat›lanlar› nankörlükle suçluyor. nanl›, 17 Milyon Dolara 10 kiflilik Cessna Citation Sovereign marka özel bir jet sat›n ald›. Sinanl›’n›n 500 bin YTL sermayeli flirketinde yüzde 50 payla orta¤›, eski AKP Batman Milletvekili Nezir Nas›ro¤lu’nun kuzeni Muzaffer Nas›ro¤lu oldu. Reflit Sinanl›, eski Fenerbahçe yöneticisi Hakan Bilal Kutlualp’le yine hava tafl›mac›l›¤› için bir ortakl›k kurmufltu. “Reflit A¤a”, tekstil, g›da ve d›fl ticarette büyümeyi hedeflerken Romanya’da 12 tekstil ma¤azas› açm›fl durumda. Öte yandan ABD’de Dayen America adl› bir flirket kurmufltur. New York’tan bafllayarak Boston, Atlantic City ve Miami’de marketler kurmay› da planlamaktad›r. Köylülerin s›rt›ndan servet yapan Reflit Sinanl›, eylemlere kat›lanlar› nankörlükle suçluyor. A¤a ailesi olmalar›na karfl›n “a¤al›¤a, beyli¤e ve feodal kurumlara babalar›n›n sa¤l›¤›nda bile karfl› olduklar›n› yöre halk›n›n da çok iyi bildi¤ini” söyleyen Sinanl›, protesto ey-
lemlerinin “‹lkö¤retim Okulu Projesi”ne katk› için devlete ba¤›fllad›klar› arazideki, kaçak evleri y›k›lanlar›n örgütledi¤ini iddia ediyor. “Aile olarak hiçbirimiz a¤al›ktan, beylikten, ve yöremizdeki feodal kurumlardan yana de¤iliz. Hazine arazilerinin, o arazileri kullanan köylülerce kiralanmas›n› ya da sat›n al›nmas›na iliflkin karar› da, sonuna kadar destekliyoruz. Bu karar›n ç›k›fl› sonras›nda, köylüleri kand›rarak, tapulu arazilerimizi hazine arazisi olarak gösterip para toplayan 5 kiflinin örgütledi¤i olaylar, medyaya yans›d›¤›ndan oldukça farkl›d›r. Bismil Kaymakaml›¤›’n›n Sinanl› köyündeki ‹lkö¤retim Okulu Projesi’ne katk›da bulunmak için verdi¤imiz araziye yapt›klar› kaçak evleri y›k›lanlar, köylülere Kuran-› Kerim üstüne birlikte davranma yemini ettirerek karfl›m›za ç›karm›fllard›r” diyen Reflit Sinanl›, “Bugüne kadar tasarrufumuzda olan topraklar› kullanan ve kendi vicdani ölçüleri ile belirledikleri, y›ll›k ürün gelirlerinin yüzde onunu, kendileri için en uygun olan zamanda bize veren, ço¤unlukla
da geciktiren köylülerle hiçbir sorunumuz olmam›flt›r. Aile olarak y›lda bir kez bile gidip ‘ne yapt›n›z’ demeyiz. Biz istesek de, örf adetlerimiz izin vermez” sözleri ile topraks›z kalan binlerce köylüyü yalanlamaya kalk›fl›yor.
‹zmir-Çanakkale karayolunu trafi¤e kapatan binlerce köylüden 133’ü hakk›nda dava aç›ld›. Yol kapatma eylemi s›ras›nda jandarman›n sald›r›s›na da maruz
kurulufllar› bask› alt›na alabilmek amac›yla bugüne kadar söylenen yalanlara Normandy Madencilik A.fi.’nin b›-
mücadeleyi kendilerince sapt›rmak istemektedirler. Ülkenin dört bir yan›nda
Köylüler topraklar› için eylemde! 300 y›ld›r kendi topraklar›n› iflleyen köylüler flimdi birdenbire topraklar›nda köle durumuna düfltü. Sürdükleri, çapa yapt›klar›, emek harcad›klar› topraklar a¤an›n eline geçti. Köylüler de ›rgat oldu. Reflit a¤an›n nankörlükle suçlad›¤› ve topraklar›na el koydu¤u köylüler a¤an›n servetinin kayna¤›n› soruyor? Köylülerin al›nteri ve emeklerini sömürerek büyük flirketler kuran a¤a, tüm bunlar› da yalanlarla gizlemeye çal›fl›yor. Binlerce köylünün topraklar›n› gasp eden a¤a, hiçbir fley olmam›fl gibi direnifle önderlik edenleri suçluyor. “Emek bizim, ekmek a¤an›n” pankart› ile a¤an›n servetinin nas›l büyüdü¤ünü anlatan köylülerin
! l ü d ö e r e l n e y e l r i h e Halk› z
kalan Çamköy, P›narköy, Tepeköy ve Narl›ca köylülerinden 133’ü hakk›nda Bergama Cumhuriyet Savc›l›¤›, Bergama Asliye Ceza Mahkemesi’nde 2911 say›l› Toplant› ve Gösteri Yürüyüflleri Kanunu’na muhalefetten dava açt›.
Bergama, Kazda¤›, Efemçukuru... Bergama’da yaflanan çevresel, bilimsel, hukuksal kirlenme artarak devam ederken, geride b›rakt›¤›m›z on y›l içerisinde baflta Bergama köylülerinin topra¤›na ve gelece¤ine sahip ç›kmalar› ad›na y›lmadan verdikleri onurlu mücadele Bergama yerelinden ç›k›p tüm ülkede hatta dünyada örnek bir hareket olmufltur. Bergamal›lar›n bu örnek direnifli bugün Uflak-Eflme, Artvin-Cerattepe, Çanakkale-Kazda¤›, TunceliOvac›k, ‹zmir-Efemçukuru bölgelerindeki insanlar›n direnifllerine bayrak olmufltur. Bergama’da at›lan ilk ad›mlar, ülke genelinde yaflam hakk›na, topra¤›na ve gelece¤ine sahip ç›kan insanlar için örnektir. Ancak bugün gelinen noktada büyük mücadele ve fedakarl›klarla elde edilen kazan›mlar ve yarg› kararlar› yerli bir flirket arac›l›¤› ile çi¤nenmek istenmektedir. Yarg› kararlar›n›n hiçe say›larak verilen izinle Normandy Madencilik A.fi. (18 A¤ustos 2004 tarihinde tekrar kapan›ncaya kadar) iki y›l içinde geceli-gündüzlü çal›flarak bir anlamda madenin kayma¤›n› yurtd›fl›na götürmüfltür. Yabanc› flirket, 18 A¤ustos sonras› Bergamal›lar›n kararl› mücadelesi sonucu yön de¤ifltirerek hisselerini ve yaratt›¤› kirlili¤i yerli bir firma olan Koza Davetiye’ye devretmifltir. Nitekim, Koza Davetiye’nin ilk ifli kamuoyunu yan›lt›p ilgili kurum ve
direnifli çetin bir yolda devam ediyor. Köylerinde yapt›klar› birçok eylemde gözalt›na al›nan, jandarman›n sald›r›s›na u¤rayan köylüler, yine de mücadeleden geri ad›m atmad›. Kendi topraklar›nda köle gibi çal›flan köylüler seslerini yetkililere duyurmak için Ankara’ya gitmifl ve Abdi ‹pekçi Park›’nda çad›r açm›flt›. Milletvekilleri ile görüflmeye çal›flan köylülerin derdini dinleyen olmam›flt›. Kad›nlar›n bileziklerini, ailenin koyunlar›n› satarak bir umutla Ankara’n›n yolunu tutan köylüler elleri bofl dönmüfltü. ‹stanbul Taksim Meydan›’nda bir bas›n aç›klamas› yapan ve 22 Temmuz seçimlerinde seçimleri boykot eden köylüler “A¤alar Meclis’te, köylüler sokakta” sloganlar›n› hayk›r›yor. A¤aya karfl› yürüttükleri mücadele boyunca giderek politikleflen köylüler, topraklar›n› almak için ne gerekiyorsa yapmakta kararl›! Gazetemizi ziyaret eden ve birçok kez söyleflilerine yer verdi¤imiz Sinan köylülerinin toprak sorunu sadece onlarla s›n›rl› da de¤il. Çevre köylerle birlikte a¤an›n topraklar›na el koydu¤u binlerce insan olmas›na ra¤men flu anda buna karfl› tepki gelifltiren sadece Sinan köylüleri. Di¤er köyler Sinan köylülerinin mücadelesinin sonuçlanmas›n› bekliyor. Diyarbak›r Bismil d›fl›nda T. Kürdistan›’n›n birçok bölgesinde benzer sorunlar yaflan›yor. A¤alar köylülerin topraklar›na el koyarak onlar› kendi topraklar›nda köle gibi çal›flt›r›l›yor. Sinan köylülerinin mücadelesi, direnifli tüm bölgedeki köylüler için ayn› zamanda bir umut kayna¤› oluflturuyor!
siyanürle alt›n iflletmecili¤i yapacak di¤er yabanc› flirketler, çal›flmalar›na bafllayabilmek için bu mücadelenin sonucunu dört gözle beklemektedirler.
rakt›¤› yerden devam etmek olmufltur.
Koza Davetiye’nin bu giriflimi yabanc› flirketin bafllatt›¤›, A‹HM taraf›ndan verilen karara ra¤men, faaliyetlerine yeniden bafllayabilmek için, yarg› kararlar›n› yok sayma çabalar›n›n devam›d›r. Ve Anayasa’da teminat alt›na al›nan, halk›n “sa¤l›kl› ve dengeli bir çevrede yaflama hakk›”n› ellerinden alma çabas›d›r. Hukuk d›fl› yollarla siyanürle alt›n iflletmecili¤i yapan bu iflletmeyi yerli paravan bir flirkete devrederek
Siyanürlü alt›n aramaya tepki 24 Aral›k Pazartesi günü Dersim’in Ovac›k ilçesinde Munzur’da yap›lmak istenen barajlara ve siyanürlü alt›n aramaya karfl› bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirildi. Saat 12.00’de Ovac›k Turistik Otel’in önünde toplanan kitle, sloganlar eflli¤inde Ovac›k çarfl› merkezine yürüdü. Burada yap›lan aç›klamada siyanürlü alt›n araman›n bölgeye verece¤i zararlar üzerinde duruldu ve Dersim halk›n›n bu çevre sald›r›s›na karfl› örgütlü, birleflik mücadeleye ça¤r›lmas›yla ve siyasi parti temsilcilerinin aç›klamalar›ndan sonra eylem sonland›r›ld›. Siyanürlü alt›n aramayla ilgili yapt›¤›m›z röportajlarda görüfltü¤ümüz kifliler gazetemize flunlar› söyledi: Ovac›k Kültür Derne¤i Baflkan› Deniz Balk›: Dersim do¤al bir güzelli¤e sahiptir. Siyanür ve barajlar ülkemizin do¤as› aç›s›ndan y›k›md›r. Biz Ovac›kl›lar olarak bu do¤a sald›r›s›na karfl› tepkimizi art›rarak sürdürece¤iz. Maden iflletmesinin kurulaca¤› bölgede kimi ç›kar rant çevreleri bu
do¤a katliam›n› destekliyor. Yaln›z Ovac›k halk›n›n bu konuda detayl› bir bilgisi olmad›¤›ndan da¤›n›k, örgütsüz bir durum yaflan›yor. Bizler bundan sonra yapaca¤›m›z eylem ve etkinliklerle halk› bu yönlü bilinç tafl›maya a¤›rl›k verece¤iz. Siyanürlü alt›n arama ile ilgili düflüncelerinizi alabilir miyiz? Sizce olumlu bir getirisi olacak m›? Ovac›k yöre halk› için olumlu bir getirisi olaca¤›n› inanm›yorum. Çeflitli bitki ve hayvan türleri bu felaketin olmas› durumunda yok olacaklard›r. Do¤am›z oldu¤u kadar insan sa¤l›¤› da ciddi bir tehlike ile karfl› karfl›ya kalacakt›r. Topraklar›m›z, sular›m›z, insanlar›m›z zehirlenecektir. Do¤am›z› ve insanlar›m›z›n sa¤l›¤›n› koruyabilmek için toplumdaki duyarl›l›¤› yükseltip devam ettirmemiz gerekiyor. Toplumdaki duyarl›l›k nas›l art›r›labilir? Bu konuda yöre derneklerine ve demokratik sivil kurulufllar›n sorumlu ve bilinçli hareket etmesi gerekiyor. Ortak hareket edilmesi,
halk›n sürekli olarak bilinçlendirilmesi yönlü çaba ve çal›flmalar içerisinde olunmal›. Tersi durumda flu ak›llardan ç›kar›lmamal›d›r. Örgütsüz toplum, örgütsüz bir yaflam da¤›lmaya ve yenilmeye mahkumdur. Sürekli halka gitmemizle do¤am›za ve insanlar›m›za yönelik bu sald›r› püskürtülebilir. Sizin bu gündemle ilgili düflüncelerinizi alabilir miyiz? Ovac›k’tan Sertan: Rio Tinto adl› flirket geçmifli olumlu olan bir flirket de¤ildir. Bu flirketin ülkemizde ciddi zarar verdi¤i bölgelerden biri de Bergama’d›r. En yal›n haliyle Bergama’dan Rio Tinto’yu tan›maktay›z. Bulundu¤u ülkelerin yeralt› ve yerüstü zenginli¤ini ya¤malayan sular› topraklar› zehirleyen insanl›k aç›s›ndan tehlikeli bir kurulufltur. Bu flirketin insanlara y›k›mdan baflka herhangi bir getirisi olmam›flt›r. O halde bu sorun sadece Dersim/Ovac›k halk›n›n sorunu de¤ildir? Evet do¤ru. Bu sorun sadece biz Dersimlilerin sorunu de¤ildir. Bu ayn› zamanda tüm ülkemizin sorunudur. Bundan dolay› bu duyarl›l›¤› ülkemizin her alan›na yaymal› ve yükseltmeliyiz. Dersim ‹flçi-köylü
İşçi-köylü 6
Dengê azadî
TKP/ML militanlar›ndan eylem Elimize e-posta kanal›yla ulaflan bir habere göre 11 Aral›k 2007 tarihinde TKP/ML militanlar›n›n Gazi Mahallesi PTT Müdürlü¤ü olarak bilinen kamu binas›n›n duvar›na akflam saatlerinde “Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakk› engellenemez-TKP/ML” yaz›l› pankart asm›flt›r. Bildiride eylemi baflar›yla gerçeklefltiren militanlar›n kay›p vermeden eylem yerinden ayr›ld›¤› da belirtiliyor. Bildiri “Kürt halk› yaln›z de¤ildir”, “UKKTH engellenemez”, “Kahrolsun emperyalizm, feodalizm ve komprador kapitalizm”, “Yaflas›n Partimiz” sloganlar›yla son buluyor.
Karaduvar’da üst geçit eylemi Karaduvar Mahallesi D–400 karayolu üzerinde, ö¤rencilerin “üst geçit” talebiyle yapt›¤› yol kapatma eylemine çevik kuvvet gaz bombalar›yla sald›rd›. Daha önce de birçok kazaya sebebiyet veren yolun yine bir kazaya yol açmas› ö¤rencilerin tepkisine yol açt›. Yetkililerin sürekli olarak yerel medyaya verdikleri “her mahalleye eflit davran›yoruz” demeçleri yalanla son buldu. Ö¤rencilerin istekleri kazalar›n olamamas› ve herkese eflit davran›lmas›yd›. Fakat isteklerini dile getiremeden yap›lan sald›r› bu söylemlerin niteli¤ini göstermifl oldu. Ö¤rencilerin üzerine at›lan gaz bombas› ve coplarla sald›ran çevik kuvvetin ard›ndan ö¤renciler eylem alan›n› terk ettiler. (Mersin)
Nurettin Demirtafl’›n tutuklanmas› protesto edildi 19 Aral›k Çarflamba günü içlerinde DTP, EMEP, DKD, DHP, ESP ve bizlerin Partizan olarak destekledi¤i bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirildi. Bas›n aç›klamas›nda Nurettin Demirtafl’›n tutuklanmas› protesto edilirken devletin I. Kürdistan›’na yönelik askeri operasyonuna da dikkat çekildi. Devletin bu tür s›n›r ötesi operasyonlar› son 20 y›l içinde 25 kez yapt›¤›n›n, ama Kürt sorununun çözümünde bir ad›m bile iler gidilmedi¤inin, sadece kay›plar›n, bask›lar›n, ac›lar›n artt›¤›n›n vurgusunun yap›ld›¤› eylem, “AKP’nin bu gerici tutumlar›na ve Türkiye’nin ABD’nin stratejisine ba¤lanma giriflimlerine karfl› mücadeleye ça¤›rmaktay›z” denilerek sonland›r›ld›. (Dersim ‹K okurlar›)
Mersin’de korsan miting
DTP Mersin ‹l Baflkanl›¤›’n›n düzenlemek istedi¤i mitinge Mersin Valili¤i izin vermeyince, 15 Aral›k günü ‹HD önünde DTP taraf›ndan bir bas›n aç›klamas› yap›ld› ve mitingin iptalini k›nad›. 16 Aral›k’ta ise DTP’liler Yeni Pazar Mahallesi’ndeki DTP Akdeniz Belde Baflkanl›¤› önünde bir yürüyüfl düzenleyerek bas›n aç›klamas› yap›laca¤›n› duyurdu. Sabah›n erken saatlerinde yaklafl›k 800 kiflilik kitle, halaylar çekerek sloganlarla topland›. Toplant›ya kat›lan S›rr› Sak›k, kitleye hitaben bir konuflma yapt› ve çifte standart uyguland›¤›n› belirterek, MHP Genel Baflkan› Bahçeli’nin ‹zmir’de miting yapabildi¤ini ancak DTP’ye ne ‹zmir’de ne de Mersin’de izin verilmedi¤ini söyledi. Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan sokakta toplanan kitle sloganlar atarak yürüyüfle geçti. Daha sonra kitle mahallede korsan bir yürüyüfl gerçeklefltirdi. Bu arada, çevre illerden de gelen çevik kuvvet ekipleri ile birlikte Mersin polisi, bölgede genifl “güvenlik” önlemleri ald›. (Mersin)
28 Aralık 2007-10 Ocak 2008
Operasyona tepkiler yükseliyor S›n›r ötesi operasyona karfl› ülkenin dört bir yan›nda protesto eylemleri gerçeklefltirildi. Devletin s›n›r› aflarak Kandil da¤›n› bombalamas›n› k›nayan binlerce kifli devletin savafl 盤›rtkanl›¤› yaparak Kürt halk›na yönelik imha ve inkâr politikas›n› sürdürdü¤ünü söyledi. S›n›r ötesi operasyon s›ras›nda köyleri bombalayan devlet, alt› köyü yerle bir etti. Binlerce insan yurtlar›ndan göç etmek zorunda kald›. Bir süredir gelifltirilen flovenist dalga ile birlikte operasyon için haz›rl›k yapan devlet, Kürt halk›n›n üstüne bomba ya¤d›rd›. Operasyonda 5 gerilla flehit düfltü.
Kandil’e uzanan eller k›r›l›r! * Devletin Kandil’e yönelik sald›r›s›n› ve DTP Eflbaflkan› Nurettin Demirtafl’›n tutuklanmas›n› protesto eden binlerce kifli, 22 Aral›k günü fi›rnak’›n Silopi ve Diyarbak›r’›n Silvan ‹lçesi’nde eylem yapt›. Aç›klamada, “Kandil’e uzanan eller k›r›ls›n”, “Cudi’ye ç›kar›z hesab›n› sorar›z” sloganlar› at›ld›. Diyarbak›r’›n Silvan ‹lçesi’nde de DTP örgütü taraf›ndan bir yürüyüfl gerçeklefltirildi. DTP binas› önünde bir araya gelen yaklafl›k bin 500 kifli Gazi Caddesi’nde yürüdü.. Yürüyüfl s›ras›nda gençler “Edî Bes e uyuma Kürt gençli¤i uyuma” yaz›l› pankart ve “Halklar›n düflman› tetikçi medya”, “F-16’lardan ya¤an bombalar bar›fl ve kardeflli¤e at›lm›flt›r”, “AKP ateflle oynama” ve “Yafla ve yaflat” dövizleri tafl›d›. * 22 Aral›k’ta Üsküdar’da DTP binas› önünde toplanan kitle, s›k s›k, “Kürtlere uzanan eller k›r›ls›n”, “DTP üzerindeki bask›lara son” sloganlar›n› att›. Kitle ad›na aç›klamay› okuyan DTP ‹lçe Baflkan› Nusrettin Barak, operasyonun sorumlusunun AKP Hükümeti oldu¤unu belirtti. * Zeytinburnu Adliyesi önünde bir araya gelen DTP Zeytinburnu ‹lçe Örgü-
tü üyeleri bir bas›n aç›klamas› yapt›. Kitle ad›na aç›klamay› okuyan DTP ‹lçe Baflkan› Mehmet Boztemir, s›n›r ötesi operasyon ile Kürtlerin imhas›n›n hedeflendi¤ini söyledi. * DTP Kartal ‹lçe Örgütü de parti binas› önünde yapt›¤› bas›n aç›klamas›yla operasyonlar› protesto etti. Eylemde, Kürt halk› üzerindeki bask› ve imha politikalar›n›n son bulmas› istendi. * DTP Eminönü ilçe binas› önünde bir araya gelen DTP’liler de s›n›r ötesi operasyonu ve Demirtafl’›n tutuklanmas›n› protesto etti. DTP’liler ad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan ‹lçe Baflkan› Halil Do¤an, s›n›r ötesi operasyon ile Kürtlerin imhas›n›n hedeflendi¤ini söyleyerek, devletin Kürtlerin en makul taleplerini görmezden geldi¤ini, DTP ve Kürtler üzerindeki bask›lar›n bunun sonucu geldi¤ini vurgulad›. * DTP Gaziosmanpafla ‹lçe Örgütü taraf›ndan Gazi Mahallesi Lokali önünde s›n›r ötesi operasyonu protesto etmek amac›yla yap›lan bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan mahallede sloganlar atarak yürüyüfle geçen kitle mezarl›¤› ziyaret etti. * DTP Fatih ‹lçe Örgütü üyeleri, il binas›nda Kürtçe aç›klama yapt›. ‹lçe Baflkan› Mehdi Tanr›kulu, Türkiye’de
yaflayan bütün vatandafllar›n çat›flmal› süreçten etkilendi¤ini ve zarar gördü¤ünü belirtti. * DTP fiiflli ve Okmeydan› örgütleri, DTP Beyo¤lu ‹lçe binas› önünde toplanarak ortak aç›klama yapt›. “Operasyonlara hay›r” sloganlar› atan kitle ad›na aç›klama yapan DTP Beyo¤lu Yöneticisi Ekrem Aç›fl, Türkiye’de yafla-
nan siyasi geliflmelerden Kürtlerin ve bütün demokratik kamuoyunun endiflelendi¤ini vurgulad›. Aç›klamada kitle “Êdî Bes e” ve “Operasyonlara hay›r” sloganlar› att›. * Bar›fl Anneleri ‹nisiyatifi üyeleri de Aksaray’da bulunan bürolar›nda aç›klama yapt›. ‹nisiyatifi ad›na aç›klama yapan Sultan Bozkurt, çocuklar›n› her
S›n›r ötesi eylemine tahammülsüzlük! * DTP Esenler ‹lçe Örgütü, s›n›r ötesi operasyonu protesto etmek amac›yla AKP Esenler ‹lçe bina-
s› önünde bas›n aç›klamas› yapt›. “Söz konusu özgür ve onurlu bir yaflamsa gerisi teferruatt›r”
yaz›l› pankart›n aç›ld›¤› eyleme, ESP, SDP, ODAK ve Partizan da destek verdi. S›k s›k “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Êdî Bes e” sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemde konuflan DTP ‹lçe Baflkan› Faysal Tafl, operasyonlara onay veren AKP Hükümeti’nin Kürtlere bomba ya¤d›rd›¤›n› söyledi. Aç›klama devam ederken Esenler ‹lçe Emniyet Müdürlü¤ü’ne ba¤l› sivil ve resmi polisler Faysal Tafl’a müdahale etti. Polisin tutumunu protesto eden DTP’liler, AKP tabelas›na yumurta att›.
Kürt halk› gerillalar›n› sahiplendi... S›n›r ötesi operasyon sonucunda flehit düflen gerillalar›n sahiplenilmesi katliama devlete verilen bir yan›t oldu ayn› zamanda. Kandil Da¤›’na yönelik gerçeklefltirilen hava sald›r›s›nda flehit düflen HPG’li Abdulmenaf Tekme için aç›lan taziye çad›r›n› ziyaret eden bini aflk›n kifli, “Katil Erdo¤an”, “‹ntifa, ‹ntifa” sloganlar›n› atarak, yürüyüfl yapt›. Tekme için ailesi taraf›ndan Adana’n›n fiakir Pafla Mahallesi’nde 22 Aral›k günü mevlit verildi. Mevlit öncesi Sal› Pazar›’nda bir araya gelen kitle, daha sonra taziye çad›r›na do¤ru yürüyüfle geçti. fi›rnak’›n Gabar Da¤›’nda faflist TC ordusunun düzenledi¤i operasyon sonucu flehit düflen HPG’li Hasan Kaya için aç›lan taziye evine de ziyaretler sürüyor. TSK’nin 1-4 Aral›k tarihleri aras›nda fi›rnak’›n Gabar Da¤›’nda düzenledi¤i operasyon sonucu yaflanan çat›flmada flehit düflen 8 HPG’liden 1986 fi›rnak do¤umlu Serdem fiahin kod adl› Hasan Kaya için Siirt’in Kooperatif Mahallesi’nde taziye evi aç›ld›. 20 Aral›k’ta bir taziye ziyareti düzenlendi. Hava bombard›man› sonucunda katledilen HGP’li Fatih Bordo¤an’›n ailesine de taziye ziyareti gerçeklefltirildi.
Ziyarette bir konuflma yapan DEP eski Milletvekili Selim Sadak, “Halk›m›za bir müjde vermek istiyorum. Bu operasyon da fiyasko ile sonuçlanm›flt›r. Bu olayda Kürtlerin birlik ve beraberlikleri daha çok güç-
lenmifltir” dedi. DTP’liler taziye evinin önünde zafer iflaretleri ve “fiehit nam›r›n” sloganlar› ile karfl›lan›rken, taziye ziyaretinde DTP fi›rnak Milletvekili Sevahir Bay›nd›r da k›sa bir konuflma yapt›. Operasyonun sivil vatandafllara yönelik oldu¤unu belirten Bay›nd›r, “AKP toplumun sorumlulu¤unu hissetmeyen, Türkiye’nin gelece¤i konusunda hiçbir kayg›s› olmayan, politikalarla halk›n de¤erlerini çarçur etme d›fl›nda hiç geliflme sa¤layamam›flt›r” dedi. “fiehit Namirin”, “Gerillaya uzanan eller k›r›ls›n” sloganlar› ile köy ç›k›fl›na kadar yürüyüfl yapan kitle HPG’li Fatih Bordo¤an (Rohat Rihanî) ile ayn› operasyonda yaflam›n› yitiren HPG’lilerin foto¤raflar›n› tafl›d›. Operasyonda flehit düflen 1982 Batman do¤umlu (Baver Batman) kod isimli Fuat Özekinci için de taziye evi kuruldu. Ailesi taraf›ndan Batman’›n Narîkîye Köyü’nde aç›lan taziye evi 21 Aral›k günü yaklafl›k 300 kifli taraf›ndan toplu olarak ziyaret edildi. fi›rnak’›n Gabar Da¤›’nda yaflanan
çat›flmada flehit düflen HPG’li Hasan Kaya ile Resul Dayan için kurulan taziye yerine kitlesel olarak sessiz bir yürüyüfl düzenlendi. DTP Siirt il binas›nda bir araya gelen yaklafl›k 500 kifli, buradan sessiz bir flekilde HPG’li Kaya ve Dayan için kurulan taziye evine do¤ru yürüyüfle geçti. HPG’li Resul Dayan’›n evinin önüne kadar sessiz bir flekilde yürüyen kitle burada, alk›fl ve z›lg›tlar “fiehit namir›n” sloganlar›n› att›. Burada yap›lan ziyaretin ard›ndan HPG’li Hasan Kaya için Kooperatif Mahallesi’nde ailesinin kurdu¤u taziye ziyaret edildi Suruç Belediye Baflkan› Ethem fiahin ve DTP’li yöneticiler de, 1–4 Aral›k tarihleri aras›nda Gabar Da¤› ve Ç›rav bölgesinde ç›kan çat›flmada yaflam›n› yitiren 8 HPG’liden biri olan Abdullah Karatafl’›n Têzxerab (Karatafl) Köyü’ndeki ailesine, taziye ziyareti gerçeklefltirildi Ayd›n’da ise Özgür Yurttafl Meclisi ve Ayd›n Ortaklar Belde Örgütü, Ayd›n’›n Germençik ‹lçesi’ne ba¤l› Ortaklar Beldesi’nde bulunan HPG’lilerin ailelerini ziyaret etti. (H. Merkezi)
Kürt halk›na yönelik sald›r›lar ve operasyonlar protesto edildi
Kürt halk›na yönelik sald›r›lara bir ses de Bursa’dan...
an kaybetme korkusu ile yaflad›klar›n› ifade etti. * DTP Lice ‹lçe Örgütü, 20 Aral›k günü yapt›¤› bas›n aç›klamas› ile operasyona bir an önce son verilmesi ça¤r›s›nda bulunarak, AKP Hükümeti’nin tarihteki misyonunun “savafl hükümeti” olarak yer alaca¤›n› kaydetti. * DTP Van ‹l Örgütü üyeleri de Sanat Soka¤›’nda bir aç›klama yapt›. “Êdî Bes e” slogan›yla düzenlenen aç›klamada, “Terör örgütü AKP ve terörist bafl› Erdo¤an”, “ Êdî Bes e”, “Hüseyin Çelik flafl›rma Kürt halk› sat›n al›namaz” yaz›l› dövizler tafl›nd›, “Terörist Erdo¤an halka hesap verecek”, “Terörist Erdo¤an”, “AKP flafl›rma bizi da¤a tafl›rma” ve “Biji Serok Apo” sloganlar› at›ld›. * Malatya’da AKP ‹l binas› önünde bir araya KESK, ‹HD, DTP, EMEP, SHP, ÖDP, ESP, DHP ve Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i’nin de aralar›nda bulundu¤u çok say›da kurum ve kurulufl temsilcisi, s›n›r ötesi operasyon ve DTP Eflbaflkan› Nurettin Demirtafl’›n tutuklanmas›n› k›nad›.
16 Aral›k gecesi Irak Kürdistan› topraklar›na onlarca savafl uça¤› ve toplar›yla tonlarca bomba ya¤d›rd›lar. Türk devletinin yapm›fl oldu¤u bu sald›r›lar Bursa’da da yap›lan bas›n aç›klamas› eylemiyle protesto edildi. 19 Aral›k günü Osmangazi Metro ‹stasyonu önünde toplanan DTP’nin örgütledi¤i Partizan, ESP, EMEP, SDP ve ‹HD’nin de destekçi olarak kat›ld›¤› eylemde aç›klamay› DTP ‹l Baflkan› Hüseyin Diken okudu. Aç›klamada “Türkiye’nin içinde ve s›n›rd›fl›nda yürütülen binlerce operasyon
Kürt sorununu çözmemifl, çözümsüzlü¤ü derinlefltirmifltir. Bunu görmezden gelmek ve geleneksel politikalarda ›srar etmek Türkiye’nin sorunlar›n› derinlefltirir” denildi. Devam›nda ise “Yine partimiz üzerindeki bask›lar devam ederken, son olarak yurtd›fl›ndan dönen Eflbaflkan›m›z Nurettin Demirtafl gözalt›na al›narak tutuklanm›flt›r. Bütün bu anti-demokratik uygulamalar› fliddetle k›n›yoruz, bu hukuk d›fl› uygulamalara bir an önce son verilmelidir” dendi. Kitle eyleme alk›fl ve sloganlarla destek verdi. (Bursa)
Polisin sald›r›s› s›ras›nda AKP ilçe binas›n›n üst kat›nda bulunan Alperen Ocaklar›’n›n cam›ndan Türk bayra¤› aç›larak DTP’lilere tafll› sald›r› yap›ld›. Ç›kan arbedenin ard›ndan caddede yürüyüfl yapan kitleye çevik kuvvet polisleri coplarla sald›rd›. Ara sokaklarda ve dükkânlarda s›k›flt›r›lan DTP’liler, dövülerek gözalt›na al›nd›. Aç›klaman›n ard›ndan DTP ‹lçe binas›n›n bulundu¤u hana giren polis, binada bulunan 3 kifliyi de gözalt›na ald›. Sald›r› s›ras›nda çevrede bulunan baz› evler ve dükkânlardan “vurun katillere” diye seslenilmesi dikkat çekti.
Mersin’de TürkKürt gerginli¤i t›rmand›r›lmak isteniyor! Mersin’de Çavufllu Mahallesi muhtar›n›n kardeflinin öldü¤ü, o¤lunun da a¤›r yaraland›¤› olay›n ard›ndan, cenaze törenine kat›lan yüzlerce kifli “Kahrolsun PKK” sloganlar›yla yürüyüfl yapt›. Türk bayraklar›yla yürüyen öfkeli kalabal›k, katil zanl›s›n›n evine yönelince arbede yafland›. Törene MHP Genel Baflkan Yard›mc›s› Mehmet fiand›r ve Toroslar Belediye Baflkan› Hamit Tuna ile birlikte binlerce kifli kat›ld›. Polis cenaze nedeniyle bölgede çevik kuvvet deste¤inde önlem al›rken, katil zanl›s›n›n evinin önü de güvenlik çemberine al›nd›. Evinin önünden al›nan Soysal’›n cenazesi yaklafl›k 1 kilometrelik yürüyüflün ard›ndan Çavufllu Mezarl›¤›’na getirildi. Özellikle kad›nlar›n oluflturdu¤u kalabal›k, ellerinde Türk bayraklar›yla yürüyüfle geçti. “Kahrolsun PKK” sloganlar› atan yüzlerce kifli, katil zanl›s›n›n minibüs iflletmecisi olmas› nedeniyle Çavufllu minibüslerinin son dura¤›na kadar yürüdü. Burada ‹stiklal Marfl› okuyan kalabal›k, daha sonra sloganlarla dönüfle geçti. Öfkeli kalabal›k, katil zanl›s›n›n evinin bulundu¤u soka¤a yönelince arbede yafland›. Katil zanl›s›n›n evini basmak isteyen grupla polis aras›nda uzun süre arbede yafland›. Yaflanan gerginli¤in ard›ndan kalabal›k, tekrar ana yoldan cenaze evine kadar sloganlarla ilerleyerek eylemine son verdi. Çavufllu Mahalle Muhtar› Halil ‹brahim Soysal’›n kardefli Yusuf Soysal ile muhtar›n o¤lu Mehmet U¤ur Soysal, aralar›nda daha önceden husumet bulundu¤u belirtilen minibüs iflletmecisi Mehmet ‹. taraf›ndan dün akflam tabancayla vurulmufl, Yusuf Soysal hayat›n› kaybederken, Mehmet U¤ur Soysal a¤›r yaralanm›flt›. (Mersin)
İşçi-köylü 7
28 Aralık 2007-10 Ocak 2008
Halkın gündemi
Kevser M›zrak ölümsüzdür!
‹zleme Grubu (B‹G) i er vl ke tu Tu ve za Ce z s› m ¤› Ba ir ‹zm
“Hapishanelerde yaflanan sorunlarda azalma yok!”
Mahpuslar taraf›ndan ‘süngerli oda’ olarak adland›r›lan gözlem odalar›n›n hukuka ayk›r› flekilde kullan›m› engellenmelidir.
Meclis ‹nsan Haklar› ‹nceleme Komisyonu
Siirt Hapishanesi’nde
HAK ‹HLAL‹ BULDU! ‹nsan Haklar› ‹nceleme Komisyonu, Siirt E Tipi Kapal› Hapishanesi’nde yapt›¤› incelemelerde tutsaklar›n haklar›n›n ihlal edildi¤ini tespit ettiklerini bildirdi. ‹HD Siirt fiube Baflkan› Vetha Ayd›n, hak ihlallerinin giderilmesi yönünde yap›lacak çal›flmalar›n takipçisi olacaklar›n› belirtti. Tutsaklar›n 10 saat sohbet hakk›n›n engellendi¤i, kurs ve di¤er hapishane hizmetlerinden yararland›r›lmad›¤›, doktor s›k›nt›s›, ring araçlar›n›n havaland›rmas›n›n bulunmad›¤›, Kürtçe mektuplar›n gönderilmedi¤i ve görüflçülerin tutuklulara getirdi¤i ihtiyaçlar›n kendilerine verilmedi¤i tespitlerinin yer ald›¤› ‹HD raporuna yan›t veren AKP Mersin Milletvekili ve TBMM ‹nsan Haklar› ‹nceleme Komisyonu Kurulu Baflkan› Prof. Dr. Zafer Üskül, rapor üzerine hapishanede yap›lan incelemelerde raporda belirtilen hak ihlallerinin ço¤unun kendileri taraf›ndan da tespit edildi¤ini bildirdi(!) Ayd›n, tutuklu ve hükümlü ailelerinin kendilerine yapt›¤› baflvuru üzerine Siirt E Tipi Kapal› Hapishanesi’nde yaflanan hak ihlalleri ve s›k›nt›lar› incelediklerini belirterek, “Tespit etti¤imiz hak ihlallerinin giderilmesi için TBMM ‹nsan Haklar› ‹nceleme Komisyonu’na, Adalet Bakanl›¤›’na, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlü¤ü’ne ve Siirt Barosu’na resmi baflvuruda bulunduk. Yapt›¤›m›z baflvuru üzerine TBMM ‹nsan Haklar› ‹nceleme Komisyonu’nun bize gönderdi¤i cevap metninde bir incelemenin yap›ld›¤›n› ö¤renmifl olduk” dedi. (H. Merkezi)
TBMM
Daha önce de hapishanelerle ilgili haz›rlad›¤› raporlarla ad›n› duydu¤umuz ‹zmir Ba¤›ms›z Ceza ve Tutukevleri ‹zleme Grubu (B‹G), yapt›¤› bas›n aç›klamas›yla 20007 y›l›nda hapishanelerde yaflanan sorunlar› ve çözüm önerilerini aç›klad›. Aç›klamada, hapishanelere yönelik denetim mekanizmalar›n›n ba¤›ms›z olmad›¤› belirtilerek, buralarda yaflanan sorunlarda azalma olmad›¤› vurguland›. ‹HD, T‹HV, ÇHD ve TMMOB ‹zmir fiubeleri’nden oluflan B‹G’in, 2007 y›l›nda hapishanelerde yaflananlara iliflkin haz›rlanan rapor hakk›nda yapt›¤› aç›klamada bas›n metnini okuyan Av. Hülya Üçp›nar, hapishanelerin, her dönem evrensel ölçekte insan
haklar› sorunlar›n›n yafland›¤› bir alan oldu¤unu, bunun temel nedeninin uygulamadaki bozukluklar oldu¤unu söyledi. Üçp›nar, hapishanelerin her zaman a¤›r hak ihlallerine yol açma riskini ciddi olarak tafl›d›¤›n› belirterek, “Bu nedenledir ki, uluslararas› hukuk, mahpuslar da dâhil olmak üzere özgürlü¤ünden yoksun b›rak›lan tüm kiflilerin korunmas›, haklar›n›n kullan›m›n›n sa¤lanmas› ve tutulma yerlerinin koflullar›n›n iyilefltirilmesi yönünde birçok düzenleme ve denetim mekanizman›n gelifltirilmesini öngörüyor” dedi. 1 Kas›m 2006–31 Ekim 2007 tarihleri aras›ndaki bir y›ll›k süreçte B‹G’e ya da bileflenlerine yap›lan baflvurular üzerinden tes-
ve hükümlülerin fiziksel-sosyalruhsal bütünlü¤ünü tehdit eden tecrit sorununun devam etti¤ini dile getirdi. Üçp›nar, flunlar› söyledi: “Tek kiflilik izolasyon ya da 3 kiflilik küçük grup tecridine iliflkin rejimler mahpuslar›n fiziksel-psikolojiksosyal bütünlüklerini bozmaktad›r. Bu nedenle tecride dayal› infaz rejimi, uygulayanlar›n inisiyatifine b›rak›lamaz ve kald›r›lmal›d›r. Mahpuslar taraf›ndan ‘süngerli oda’ olarak adland›r›lan gözlem odalar›n›n hukuka ayk›r› flekilde kullan›m› engellenmelidir. Özellikle iflkence iddialar›nda olmak üzere, mahpuslar›n muayeneleri ‹stanbul Protokolü uyar›nca standart adli muayene formu kullan›larak kapsaml› biçimde yap›lmal›d›r.”
‹nsan Haklar› Haftas› etkinleri... * ‹HD ‹stanbul fiubesi taraf›ndan 15 Aral›k günü yap›lan “‹nsan Haklar› Panoramas›”nda 2007 y›l›n›n çok yönlü de¤erlendirmesi yap›ld›. Panoramada ilk sözü alan Av. Ercan Kanar, Tan›k Koruma Yasa Tasar›s›’n›n Aral›k ay›nda Meclis gündemine gelmesi beklenirken Ocak ay›na kald›¤›n› belirtti ve tasar›n›n avukat›n san›¤a do¤rudan soru sorma hakk›n› kald›raca¤›n› öngördü¤ünü dile getirdi. Hapishanelerin bir endüstri kolu haline getirildi¤ini ve borsada hapishanelerin hisselerinin sat›ld›¤›n› ifade eden Kanar, sözü ‹stanbul Barosu eski Baflkan› Yücel Sayman’a b›rakt›. Sayman Türkiye’de hukukçular›n kendilerini Kemalizm, laiklik, cumhuriyet vb. özellikleri korumakla yükümlü hissettiklerini belirterek, “Buna engizisyon denir” dedi. Engellilerin topluma yabanc›laflt›r›ld›¤›na de¤inen Türkiye Sakatlar Derne¤i Genel Sekreteri Kenan Özdo¤ru da engelli vatandafllar ad›na “Bizi görmezden gelmeyin, hep yan›n›zda ve içindeyiz. Birlikte yaflayaca¤›z” dedi. Dr. fiebnem Korur Fincanc› da yapt›¤› sunumda kemik sintigrafisi
yöntemiyle y›llar önce yap›lan iflkencenin bile tespit edilebildi¤ini belirtti. Fincanc›, tespit edilen iflkenceciler konusunda savc›lar›n gerekeni yapamad›¤›n›, çünkü “devlet karfl›t› soruflturma” açt›¤› anda savc›n›n görevden al›nd›¤›n› dile getirdi. Gündem Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni Yüksel Genç de 22 Temmuz seçimlerinden sonra bask›lar›n DTP’ye yöneltildi¤ini belirterek, Genelkurmay Baflkan› Yaflar Büyükan›t’›n Gündem Gazetesi’nin ad›n› vererek “aç›k hedef gösterdi¤ini” belirtti. * Ankara Yüksel Caddesi ‹nsan Haklar› An›t› önünde bir aç›klama ve bildirge da¤›t›m› yap›ld›. Aç›klamay› okuyan ‹HD Genel Baflkan Yard›mc›s› ‹smail Boyraz, 10 Aral›k ‹nsan Haklar› Günü’nü, Hrant Dink ve Orhan Do¤an olmaks›z›n buruk kutlad›klar›n› söyledi. Boyraz, Türkiye’de, tek ›rk, tek dil, tek dinli homojen bir toplum yaratma politikalar›n›n, toplumsal bar›fl› engelledi¤ini dile getirdi. * Ayn› etkinlikler kapsam›nda 16 Aral›k günü de “Savafl Atmosferinde ‹nsan Haklar›, Bar›fl ve Demokrasi” konulu panelde konuflan DTP Diyarbak›r
Milletvekili Ak›n Birdal, savafl ortam›nda insan haklar›ndan bahsedilemeyece¤ini ve savafl halinin iflkenceyi sistematik olmaktan kurtaramayaca¤›n› söyledi. Panele Birdal’›n yan›s›ra, gazeteci Rag›p Duran, Bar›fl Meclisi Sözcüsü Ayhan Bilgen ve çeflitli üniversitelerden akademisyenler kat›ld›. * Yine etkinlikler içerisinde ayr›ca befl film yönetmenine ‘insan haklar› plaketi’ verildi. ‹HD ‹stanbul fiubesi’nde düzenlenen ödül töreninde, “Ifl›klar Sönmesin” filminin yönetmeni Reis Çelik, “Beynelmilel” filmi yö-
Y
Yaflam›n her alan›nda varolan insan haklar› ihlalleri gündemden düflmüyor!
netmeni S›rr› Önder, “S›r Çocuklar›” filmi yönetmeni Ayd›n Soyman, “Eve Dönüfl” filmi yönetmeni Ömer U¤ur ve “Büyük Adam Küçük Aflk” filminin yönetmeni Handan ‹pekçi’ye plaket verildi.
‹HD ‹stanbul fiubesi’nden “‹nsan Haklar›na Sayg› Yürüyüflü” ‹HD ‹stanbul fiubesi “‹nsan Haklar› Haftas›” etkinlikleri kapsam›nda Tünel’den Galatarasay Lisesi’ne do¤ru “‹nsan Haklar›na Sayg› Yürüyüflü” düzenledi. Fenerlerle yap›lan yürüyüfl s›ras›nda s›k s›k, “‹nsanl›k onuru iflkenceyi yenecek”, “Biji b›rat›ya gelan”, “‹nsan haklar›yla insand›r”, “Yaflamak hakt›r, ihlallere son” sloganlar› at›ld›. Galatasaray Lisesi önünde son bu-
Mersin’de bir y›l içinde 25 kifli ‹HD’ye baflvurdu Mersin fiubesi, 2007 y›l› içerisinde 25 kiflinin hak ihlaline u¤rad›¤› gerekçesiyle derneklerine baflvurdu¤unu aç›klad›. ‹HD Mersin fiube Sekreteri Mirza Mehmet Söylemez, 2007 y›l› içerisinde derneklerine yap›lan baflvurulara iliflkin aç›klama yapt›. Söylemez, son bir y›l içerisinde 25 kiflinin baflvurusunu ald›klar›n› dile getirerek, baflvurularda gözalt›, polis hakareti, karakolda iflkence, ö¤rencilerin ö¤renim haklar›n›n elinden al›nmas›, cezaevindeki uygulamalar ve hak gasp› ihlallerinin oldu¤unu belirtti. Söylemez, Mersin’de yaflanan gözalt› ve hak ihlallerin daha fazla oldu¤unu bu rakam›n sadece derne¤e yans›yanlar oldu¤unu ifade etti. Baflvurucular›n haklar›n› savunmak için valilik, savc›l›k, Mersin Üniversitesi Rektörlü¤ü, Adalet Bakanl›¤› ve Meclis ‹nsan Haklar› Komisyonu ile görüfltüklerini dile getiren Söylemez, ancak görüflmelerinin birço¤unun yan›ts›z kald›¤›n› dile getirdi. (H. Merkezi)
pit edilen hak ihlallerini de¤erlendiren Üçp›nar, bu dönemde 40 baflvurucu taraf›ndan toplam 32 baflvuru yap›ld›¤›n›, yak›nmalar›n büyük bir ço¤unlu¤u, ‹zmir 1 ve 2 No’lu F Tipi hapishanelerindeki tutuklu ve hükümlüler taraf›ndan iletildi¤ini söyledi. B‹G’in son raporunun yay›nlanmas›ndan bu yana hapishanelerde yaflanan sorunlarda bir azalma olmad›¤›n› ifade eden Üçp›nar, bugün itibariyle Türkiye’deki mevcut 421 hapishanede al›konan tutuklu ve hükümlü say›s›n›n 76 bine yaklaflt›¤›n› kaydetti. Üçp›nar, T‹HV’in verilerine göre, 2007 y›l›n›n ilk 10 ay›nda intihar, hastal›k, kaza gibi de¤iflik nedenlerle 10 kiflinin yaflam›n› yitirdi¤ini belirterek, F tipi hapishanelerde tutuklu
‹HD
lan yürüyüflten sonra aç›klama yapan ‹HD ‹stanbul fiube Baflkan› Av. Gülseren Yoleri, insan haklar› ihlallerinin son bulmas› için ›fl›klarla yüründü¤ünü belirterek, “Umudumuzu diri tutarak, insan olarak sorumluluklar›m›z› yerine getirdi¤imiz müddetçe insan haklar› ihlallerine engel olabilece¤imize dair umutlar tafl›yarak bu haftaki etkinli¤imizi bu yürüyüflümüzle kapat›yoruz” dedi. (‹stanbul)
DTP Amerikan emperyalizmini protesto etti! Aç›klamada Kürt halk›n›n üzerine bomba ya¤d›r›ld›¤› bu süreçte en önemli aktörün de ABD emperyalizmi oldu¤u dile getirildi. S›n›r ötesi operasyon s›ras›nda istihbarat iflbirli¤inde bulundu¤unu aç›klayan ABD emperyalizmi yap›lan bir eylemle protesto edildi. S›n›r ötesi operasyon ile binlerce insan› evsiz b›rakan, köyleri bombalayan Türk devletine hedef gösteren ABD emperyalizmi, Kürt emekçiler taraf›ndan lanetlendi. 23 Aral›k günü saat 12.30’da ‹stanbul ‹stinye’de bulunan Amerikan Konsoloslu¤u’nun önünde biraraya gelen DTP ‹stanbul ‹l örgütü ve çeflitli demokratik kurumlar, Amerikan emperyalizminin Kürt halk›n› katletti¤ini dile getirdi.
Konsoloslu¤a siyah çelenk b›rakan kitle “Kahrolsun ABD Emperyalizmi” sloganlar›n› hayk›rd›. Burada bir aç›klama yapan DTP ‹stanbul ‹l Baflkan› Halil Aksoy, Türk devletinin DTP’nin seçilmifl milletvekillerini düflman ilan ederek onlara oy veren 3 milyon insan› genel anlamda 10 milyona yak›n bir kesimi karfl›s›na ald›¤›n›, kardefllik mesajlar›n›n verilmesine ra¤men Kürt halk›n›n üzerine bomba ya¤d›r›ld›¤›n› bu süreçte en önemli aktörün de ABD emperyalizmi oldu¤unu dile getirdi. Türk devletinin katliam›n› protesto eden kitle “Katil Erdo¤an” sloganlar›n› hayk›rd›. (‹stanbul)
10 Aral›k 2007 tarihinde Ankara’n›n Kurtulufl semtinde yap›lan ev bask›n›nda devletin s›n›rs›z yetki ile donatt›¤› polis bir devrimciyi katletti. Yarg›s›z infazlar›n nas›l da pervas›z bir flekilde yaflama geçirildi¤inin göstergesi olan bu olay eylemlerle protesto edildi. * Kevser M›zrak’›n katledilmesi ile ilgili eylem yapan TKP/ML militanlar› yapt›klar› aç›klama “Son süreçte devletin yo¤unlaflt›rm›fl oldu¤u sald›r›lar›n bir parças› olan bu yarg›s›z infaz emekçilere yönelik bir gözda¤› amac› tafl›rken, Kevser M›rzak’›n ölüm kusan silahlar karfl›s›nda ki direnifli de egemenlerin beyninde bir bomba gibi patlam›fl, dosta ve düflmana devrimcilerin teslim al›namayaca¤›n› bir kez daha ilan etmifltir… Bizler de TKP/ML militanlar› olarak Kevser M›rzak’›n direniflini selamlamak için Gazi Mahallesinde bir eylem gerçeklefltirdik. 19 Aral›k 2007 Çarflamba günü Gazi Mahallesi Dörtyol’da trafi¤i keserek Kevser M›rzak için bir dakikal›k sayg› duruflunda bulunduk. Sayg› duruflunun ard›ndan “Kevser M›rzak ölümsüzdür!” , “Marks-Lenin-Mao önderimiz ‹bo, savafl›yor T‹KKO” , “Yaflas›n Partimiz TKP/ML” sloganlar›n› atarak da¤›ld›k” fleklinde sona eriyor. * ‹nönü Park›’nda bir aç›klama yapan HÖC Adana Temsilcili¤i, Kevser M›zrak’›n katledilmesini protesto etti. Aç›klamada “Devrimciler ölür, devrimler sürer” dövizleri tafl›nd›. Kitle ad›na aç›klamay› okuyan HÖC temsilcisi fiemsettin Kalkan, Kevser M›zrak’›n yarg›s›z infaz edildi¤ini belirterek, “Devrimcilerin bu flekilde öldürülmesine birçok kez tan›kl›k ettik” dedi. * ‹stanbul’da 14 Aral›k 2007 tarihinde Galatasaray Lisesi önünde HÖC taraf›ndan örgütlenen eylem saat 12.30’da bafllad›. “‹nfazlara son. Devrimciler ölür devrimler sürer” pankart›n›n aç›ld›¤› eyleme Halkevleri, Devrimci Hareket, EHP, HKM ve Mücadele Birli¤i de destek verdi. HÖC ad›na yap›lan aç›klamada “ortada bilinçli ve planl› bir cinayet vard›r” diyen HÖC üyeleri “M›zrak’›n infaz›na meflruluk zemini yaratmak için ‘canl› bomba’ yalan› uyduruldu¤u”nu dile getirdi. Aç›klamada son olarak “Sezgin Çelik’i yakalamalar›ndan bir saat sonra Kevser M›zrak’›n bulundu¤u daireye sis bombas› atarak yakalamak için de¤il, katletmek için gittikleri tüm ç›plakl›¤›yla ortaya ç›k›yor” denildi.
Yürüyüfl dergisi bir ay kapat›ld›! Yürüyüfl dergisinin 135’nci say›s› mahkeme karar› ile toplat›larak bir ay kapat›ld›. 10 Aral›k tarihinde Ankara’da katledilen Kevser M›rzak’la ilgili haberler kapat›lma gerekçesi olarak gösterildi.Konuya iliflkin yaz›l› bir bas›n aç›klamas› yapan Yürüyüfl dergisi; Kevser M›rzak’›n sa¤ ele geçirilebilecekken öldürüldü¤ünü, bunu söylemenin suç ancak yapman›n suç say›lmad›¤›n› söyledi. (‹stanbul)
Sultanbeyli sakinleri evlerinin baflkalar›na sat›lmas›n› protesto etti Sultanbeyli Yavuz Selim Mahallesi sakinleri y›llard›r oturduklar› evlerinin baflkalar›na sat›lmas›n› protesto ederek, olas› y›k›ma karfl› direneceklerini belirtti. Sultanbeyli Cemevi önünde bir araya gelen kitle y›llard›r oturduklar› evlerinin baflkalar›na sat›ld›¤›n› belirterek, bu durumu protesto amac›yla Sultanbeyli Belediyesi’ne do¤ru yürüyüfl düzenledi. Belediye önünde mahalle sakinleri ad›na aç›klama yapan Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i Sultanbeyli fiube Baflkan› Sade Gül Çavufl, Sultanbeyli kuruldu¤undan beri bu mahallede yaflad›klar›n› ve tüm vergilerini ödediklerini dile getirdi. Mahalle sakinleri olarak y›k›ma direneceklerini vurgulayan Çavufl, “Zulme karfl› direnmek en do¤al, en meflru hakk›m›zd›r. Hiçbir güç u¤rad›¤›m›z bu haks›zl›¤a karfl› direniflimizi engelleyemeyecek” fleklinde konufltu. Aç›klaman›n ard›ndan mahalle sakinlerinden toplanan imzalar Sultanbeyli Belediyesi’ne verildi. (‹stanbul)
İşçi-köylü 8
Politik gündem
28 Aralık 2007-10 Ocak 2008
‹hanet ve ihbarc›l›k halk› teslim almaya, egemen s›n›flar› korumaya giden yoldur! ABD emperyalizminin Afganistan ve Irak iflgaliyle Ortado¤u co¤rafyas› üzerinde bafllatt›¤› yeni sald›rgan süreç, TC hakim s›n›flar›n› da bu sürece göre flekillenmeye sürüklüyor. Bu süreç, Ortado¤u’nun bir enerji kayna¤› ve koridoru olarak emperyalist-kapitalizmin yeni ucuz ifl gücü, silah ve meta pazar› olarak paylafl›m ve savafl haline getirilmesini içeriyor. Baflta emperyalistler olmak üzere bölge devletleri bu ç›kar çat›flmas› ve kaos alan›ndan kârl› ç›kman›n planlar›n› oluflturuyor, buna göre konumlan›p flekilleniyor. AKP hükümetiyle geçen yaklafl›k 5 y›ll›k süreç, hem devletin temel kurumsal flekillenmesi hem de yasal düzlemde yap›lan reformlar bu konumlan›fl›n/planlar›n ihtiyac› olarak yap›lm›flt›r, yap›lmaya devam etmektedir. Genel tabloya bak›ld›¤›nda TC devletinin bölge ülkeleri üzerinde emperyalist devletlerin politik-ekonomik ç›karlar› gere¤ince aktif rol almak iste¤i öteden beri var olmufltur ve Ortado¤u’da “aktif rol” alabilmenin, emperyalist projelerde etkin bir biçimde yer edinebilmenin ön koflulu olarak “güçlü devlet, güçlü ordu” olmazsa olmaz olarak görülmektedir. Bu yüzden de, s›n›f egemenli¤inin bir ayg›t› olarak devlet, ezdiklerinin üzerinden güç kazanmaya çal›flmakta, rejim muhalifi her güce yönelmektedir. Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu’nda yap›lan ve art›k polisin sokak ortas›nda rahatça adam öldürebilmesine yasal güvence getiren de¤iflikli¤in ard›ndan hedefine giden bir basamak olarak anlam kazanmaktad›r. fiuras› bir gerçek ki, TC devletinin eli-kolu hiçbir za-
Ekonomideki büyümenin yavafllamas›yla birlikte baflgösteren Mortgage krizi büyüyerek devam ediyor. Cari aç›k ve bütçe a盤›n› d›flar›dan gelen s›cak parayla finanse eden Türkiye; bu krizden en çok etkilenecek ülkelerden biridir. Bu yüzden Türkiye’nin hat›r›say›l›r kodamanlar›; eksik kalan reformlar›n biran önce yap›lmas›n› talep etmekle yetinmiyorlar art›k. K›sa bir süre önce yap›lan TÜS‹AD’›n Yüksek ‹stiflare Kurulu (Y‹K) toplant›s›nda art›k sat›lacak pek bir de¤er kalmad›¤›, özellefltirmelerin sonuna gelindi¤i, bu yüzden yabanc› sermayenin geliflinde yavafllama olaca¤› belirtildi. Ayr›ca dünyadaki krizin de hesaba kat›lmas› gerekti¤i vurgusu yap›ld›. Bunlar›n etkisiyle olas› sermaye girifli yavafllamas›n› engellemek için; sermayenin önünün biraz daha aç›lmas› istendi. Erdo¤an bu istemlere hemen cevap verdi. T‹SK (Türkiye ‹flverenler Sendikas› Konfederasyonu) toplant›s›nda komprador patronlara seslendi; “aya¤›n›z›n alt›ndaki tafllar› temizleyece¤iz” dedi. Bu “tafllar›n” emekçi halk›m›z›n halen gasp edilememifl haklar› oldu¤u aç›kt›r. ‹flte bu süreç içerisinde 2008 bütçe çal›flmalar› tamamland›.
man yasalarla ba¤lanmam›flt›r. ‹ttihat ve Terakki gelene¤inin sürdürücüsü TC devleti, hakim s›n›flar›n dönemsel ihtiyaçlar› paralelinde darbe yapmaktan/yapt›rmaktan aç›k yasa ihlallerine kadar her hamleyi çekinmeden gerçeklefltirmifltir. Ellerinin alt›nda yasa d›fl› politikaskeri örgütlenmeler bulundurmufl ve kullanm›fllard›r. Ancak “demokratik hukuk devleti” görüntüsüne uyma çabas› her yönelime uygun yasal düzenlemeleri de yapma zorunlulu¤unu do¤urmakt›r. Dolay›s›yla bu yasal de¤ifliklikler, devletin derinlerinde yaflad›¤› de¤iflimlerin biçimsel d›fla vurumu olarak okunabilir.
nen ikinci önemli yan› ise hukuksal alanla ilgilidir. fiu an bile mahkeme yoluyla gizlilik karar› verilmifl dosyalardaki uydurma birçok iddia sonucu y›llarca hapis cezas›na çarpt›r›lan devrimciler flimdi kim taraf›ndan “itiraf” edildi¤i bile belli olmayan kiflilerin ifadeleri ile “mahkum” edilebilecektir. Mahkemeye gelme zorunlulu¤u olmayan, gelse bile sesinden ve yüzünden tan›nmayacak özel ortamlarda dinlenecek kiflilerin ifadeleri delil olarak kullan›labilecektir. TC hukukunun masa bafl›nda delil üretme ustal›¤›na yeni bir alan daha aç›lm›fl olacakt›r. Böylelikle flimdiki ceza yasas›nda itirafç›lar›n ifadelerinin delil kabul edilmesi önündeki tüm pürüzler ortadan kalkacakt›r. Bu haliyle de devlet, kendi menziline ald›¤›, susmas›n› istedi¤i, hapishaneye göndermeye çal›flt›¤› kiflilere, her an her fleyi söylemeye haz›r kadrolu itirafç›lar›n›n ifadeleri do¤rultusunda yönelebilecektir. ‹flte “güçlü devletlerin” yasal inflaat› bu flekilde yükselmektedir. Anlafl›l›yor ki, faflist Kemalist rejim bundan sonra böylesi kriminal bir “demokrasiyi” kendisine örtü edinerek ve buradan güç almaya devam edecektir.
Tan›k Koruma Kanunu; halka gözda¤› vermenin hukuki ad› Getirilecek olan Tan›k Koruma Kanunu’yla as›l amaçlanan ülkenin bütün komünist, devrimci, ilerici güçlerini bast›rmak ve etkisizlefltirmektir. Yasayla beraber herhangi bir örgüt ya da oluflum hakk›nda “ifade” veren kifliye sunulacak güvenlik önlemleri ve maddi olanaklar “güvence” alt›na al›nmaktad›r. Yani asl› olan ya da olmayan, gerçe¤e uygun olan ya da olmayan bir ifade vererek devletine s›¤›nan kifliye verilen resmi bir rüflvet niteli¤indedir. Buna göre, itirafç› olan kiflinin kimlik bilgileri ve adresi saklanabilecek, resmi kay›tlar› de¤ifltirilebilecek ve “uygun görülecek” bir yerde yaflam›n› sürdürmesine olanak tan›nacakt›r. Daha önceleri bu amaçla “gizli ödenek” itirafç›ya ve itirafç›n›n faaliyetlerine harcanan kaynaklar, Maliye Bakanl›¤› taraf›ndan bütçe olarak finanse edilecek. ‹flbirlikçili¤i-itirafç›l›¤› özendirmeye
çal›flan devletin geçmifl icraatlar›na bak›ld›¤›nda asl›nda vaat etti¤i bu rüflvetin gerçekli¤i bile tart›flmal›d›r kendi içinde. Türkiye Devrimci Hareketi ve Kürt Ulusal Hareketi’nin deneyimleri göstermifltir ki itirafç›l›¤›n, iflbirlikçili¤in bata¤›na saplanarak birçok devrimcinin katledilmesinde, y›llarca hapis cezas›na çarpt›r›lmas›nda kullan›lan bu kifliler birer insan müsvettesine dönüfltürülmüfl ve ihtiyaç duyulmad›¤› zaman da bizzat s›¤›nd›¤› devletince kimli¤i a盤a ç›-
kar›l›p ortada b›rak›lm›flt›r. ‹flkencehanelerde görev almaktan tetikçili¤e, uyuflturucudan çetecili¤e kadar her alanda “istihdam” edilerek sonuna kadar kullan›lm›fllard›r. ‹tirafç›l›kla bafllayan böyle serüvenlerin sonu kaç›n›lmaz olarak insani de¤erlerinden ar›nd›r›lm›fl bir yaflam ve de¤ersiz bir ölümle noktalanm›flt›r. Sonuç olarak bu iflten en kârl› ç›kan yine devletin kendisi olmufltur, itirafç›lar de¤il. Yasan›n daha ifllevsel olaca¤› görü-
Vergiler; dolayl› ve dolays›z (do¤rudan) vergiler olarak iki türlü al›nmaktad›r. KDV, ÖTV, d›fl al›m vergileri ve tüm di¤er vergileri-harçlar› içeren dolayl› vergilerin pay› 2008 bütçesindeki toplam vergilerin % 70’idir. Ödeyenin ekonomik gücüne ba¤l› olmayan bu vergiler; milyarderinden
dolays›z verginin düflürülmesi daha da h›zlanm›flt›r. Bütçe tamamen halk›m›z›n s›rt›ndan finanse edilirken (“tamam›” diyoruz; çünkü sermayedarlar›n ödedi¤i “gelir vergisi, kurum vergisi vs.’de” emekçilerin sömürülmesinden elde edilen art›-de¤erin bir
2001’de 41 milyar, 2007’de 52 milyar, 2008’de ise 2001 y›l›na göre % 30 art›flla 58 milyar faize ayr›lm›flt›r. Faiz D›fl› Fazla (FDF): Gider bölümündeki ikinci büyük pay› alan kalemdir. Bütçenin % 18’i yani 38.2 milyar YTL ana borç ödemesi için ayr›lm›flt›r. Sürekli % 6,5 olarak ifadelendirilen oran; FDF’nin Gayri Safi Milli Has›laya göre oran›d›r. Yani burada da büyük bir kand›rmaca mevcuttur. 2008 bütçesinde FDF oran› % 5,5’a indirilerek hükümete yaklafl›k 7-8 milyar YTL’ye kadar rahat hareket edebilme imkan› tan›nm›fl olmaktad›r. Elbette ki IMF’nin onay› al›nmadan yap›labilecek bir indirim de¤ildir bu! Bu miktar hem s›n›rötesi operasyonlar için kaynak yaratabilecek flekilde, hem de tüm dünyada likidite daralmas›n›n yafland›¤›, dünya ekonomisinin durgunlu¤a girdi¤i dönemde AKP’nin elini rahatlatacakt›r. Görüldü¤ü gibi faiz-borç ödemesine toplamda 94,2 milyar YTL ayr›lm›flt›r. Bu da toplanan vergilerin % 55’i demektir! Faize-borca bu kadar büyük bir miktar ayr›l›rken yat›r›ma % 6 pay ayr›lm›flt›r. Burjuvazide oyun tükenmiyor. FDF’nin küçük görünmesi için hep GSMH’ye göre oran› telaffuz edilirken; yat›r›m›n “büyük” görünmesi için bütçe toplam›na göre oran› telaffuz ediliyor. Yat›r›m pay›n› GSMH’ye göre hesaplad›¤›m›zda 2002’de yani krizin hemen sonras›nda % 3,7 iken 2008’de % 1,62’ye düfltü¤ünü görürüz. Yat›r›m›n azalmas› iflsizli¤in daha h›zl› oranlarda artmas›, d›flar›ya kölece ba¤›ml›l›¤›n boyutlanmas› demektir! Türkiye birçok yar›-sömürge ülke gibi özellikle II. Emperyalist Paylafl›m Savafl›’ndan 1980’e kadar; ithal ikameci modele ba¤l› olarak “kalk›nma” söylemine göre hareket etmifltir. Kapitalist-emperyalist ülkelerle karfl›laflt›r›lamayacak oranda olsa bile yat›r›mlara, sa¤l›¤a, e¤itime “önem veriliyormufl” gibi gösterilip, bütçeden daha fazla pay ayr›lm›flt›r. Fakat özellefltirmelerin h›z kazanmas›, gümrük duvarlar›n›n düflürülmesi, sermayenin dizginsizce dünyan›n en ücra köflesine girmeye bafllamas› ve Türkiye’nin de bu sürece dahil olmas›yla birlikte; bütçede gelir-gider kalemlerinde büyük de¤iflimler yaflanm›flt›r. Yaz›n›n sonunda verdi¤imiz tablolar; bahsetti¤imiz kur de¤iflimi ve hesaplamadaki
Bir faiz ve borç bütçesi daha Meclis’ten geçti Halk›m›z›n vergilerinden oluflan bütçenin sermayeye nas›l peflkefl çekilece¤i karara ba¤lanm›fl oldu.
Bütçeler, vergi yoluyla halk›m›z›n ne kadar soyulaca¤›n› gösteren bilançolard›r Her y›l hangi kesimlerden ne kadar para toplanaca¤›n› ve de bu paralar›n nerelere harcanaca¤›n› belirleyen bütçeler; iktidarlar›n siyasal-sosyal tercihlerinin en aç›k görüldü¤ü belgelerdir. Bütçeler; gelir ve gider bölümlerinden oluflmaktad›r. Bütçe gelirlerinin % 80’inden fazlas›n› vergiler oluflturmaktad›r. Geri kalan % 20’si ise özellefltirmelerden ve devletin halen elinde bulunan az say›daki iflletmeden elde edilmektedir.
de, açl›k seviyesinde yaflayan›ndan da ayn› oranda al›nmaktad›r. Yani; dolayl› vergi oran› artt›kça halk›m›z›n soygunu boyutlanmaktad›r. Dolays›z vergiler ise kazanca göre al›n›r. Gelir vergisi ve kurumlar vergisi fleklinde toplan›r. Dolays›z vergilendirmede, beyan edilen paraya-kazanca göre vergi ödenir. ‹thal ikamecilikten, neo-liberal politikalara s›n›rs›z uyuma geçiflle birlikte; bütçede dolayl› vergi oran› h›zla artm›flt›r. (Tablo 1) Yani dizginsizce ve s›n›rs›zca hareket edebilmeleri için komprador patron ve a¤alar›n›n ödedi¤i vergi düflürülmüfltür. Ülkemizin egemenleri bu konuda da rekor k›rm›flt›r. Türkiye; dolays›z vergi oran›n› en h›zl› ve en yüksek oranda düflüren ülkedir. AKP döneminde ise
k›sm›d›r) s›ra bu toplananlar› da¤›tmaya gelince “gözünüz doysun” cevab› yap›flt›r›lmaktad›r! Ve halk›m›zdan toplanan paralar devlet eliyle egemen s›n›flara verilmektedir.
Bütçede ço¤unluk borç-faiz ödemesine Bütçe giderlerinde en yüksek pay borç faizlerine ayr›lan payd›r. 2001 y›l›nda faiz oran› % 51 iken, 2008 bütçesinde % 25 olarak görünmektedir. AKP hükümete geldikten sonra faiz oran›n› yar›yar›ya indirdi¤inin propagandas›n› yapmaktad›r. Elbette ki bu çark›n devaml› dönmesini isteyen soyguncular›n a¤z›ndan yalan›n-dolan›n d›fl›nda bir fley duymak mümkün de¤ildir. 2001 y›l›ndan sonra TL sürekli de¤erlenmeye bafllad›¤› halde;
‹hanete karfl› birlik ve dayan›flma güçlendirilmelidir Ülkede yaflanan bunca ekonomik krize, hukuk ihlallerine, hak gasplar›na ve sefalete ra¤men toplumsal tepkinin zay›fl›¤› karfl›s›nda TC egemenlerinin övünerek, “iflte biz böyle birbirine ba¤l›, böylesi devlet ve aile terbiyesi alm›fl bir milletiz ki” ile bafllayan sözleri ihbarc›l›¤›, itirafç›l›¤› ulusal bir erdem kabul etme-
oyunlar göz ard› edilmeden incelendi¤inde bütçenin 1980’den sonra nas›l de¤iflti¤ini göstermektedir. Halk›m›z›n en temel ihtiyaçlar› oran›nda olan e¤itime, sa¤l›¤a ayr›lan pay sistematik bir flekilde düflerken; savunma amaçl› asker-polis kurumlar›na, istihbarata ayr›lan pay büyüklü¤ünü korumaktad›r! Milli Savunma Bakanl›¤›, ‹çiflleri, Jandarma, Emniyet, Sahil Güvenlik ve M‹T’in bütçeleri 2008’de % 12.1’lik oran› bulmaktad›r. Ayr›ca bu kurumlara ihtiyaca göre sene içinde rahatl›kla ek ödenekler ç›kar›lmaktad›r. Mesela 2007 y›l›nda ek ödenekle MSB’nin bütçesi 13 milyardan 18 milyara, Jandarma Genel Komutanl›¤›’n›n bütçesi 3.1 milyardan 3.2 milyara ç›kar›lm›flt›r! Ki savunmaya ayr›lan kaynaklar bütçeyle s›n›rl› de¤ildir. Savunma Sanayi Destekleme Fonu, Türk Silahl› Kuvvetlerini Gelifltirme Vakf›’n›n gelirleri, d›fl krediler ve d›fl yard›mlar›n yan› s›ra hibe fleklinde aktar›lan kaynaklar hep “savunma kurumlar›n›n” hizmetindedir.
Kimin için bütçe? Görüldü¤ü gibi 2008 bütçesi de büyük oranda borca-faize ayr›lm›flt›r. Borç ve faizden arta kalanlarda ise en büyük pay yine savunmaya, Diyanet’e gitmektedir! Bunlardan arta kalan pay›n ise yine düflük bir k›sm› –bu da mecburen ve özellefltirmeler tamamlan›ncaya, reformlar bitirilinceye kadar- halk›m›z›n temel ihtiyaçlar›na ayr›lmaktad›r. 2008 için büyüme oran› % 5.5 olarak tahmin edilirken vergi gelirlerinde % 13’lük bir art›fl beklenmektedir. Büyümenin sanal bir büyüme oldu¤u, toplumun her kesimine eflit da¤›lmad›¤›, en zenginlerin daha fazla zenginleflti¤i gerçe¤ini bir yana b›raksak bile; elde edilece¤i varsay›1975-80
nin iflaretleridir. fiimdi yap›lmaya çal›fl›lanlar da “erdem” toplumsal/hukuksal bir meflruiyet kazand›rma çabalar›d›r. Oysa aslolan hâkim s›n›flar›n, devlete sadakat ad› alt›nda halk› kendi ç›karlar›na kölelefltirmeyi amaçlayan bir ihanet kültürünün kutsanmas›d›r. Aileye, topluma, dine dair ne kadar kutsall›k, ba¤l›l›k varsa bunun devlet hesab›na tahvil edilmesi, “ulusal ç›kar” ad› alt›nda hâkim s›n›flar›n ç›kar›na ifllevlendirilmesidir. Tan›k Koruma Kanunu’nun teflvik etti¤i, rüflvetle ödüllendirdi¤i ihanet kültürü de bu ifllevlerden bir tanesi olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Devleti için, yani emperyalizmin/hâkim s›n›flar›n ç›kar› için halk›n kendi s›n›f ç›kar›na ihanetini sa¤layacak resim bir köprü kurulmas›d›r. Ancak bilinmelidir ki ezilen halk kitleleri bu köprüden geçmeyecek, ihbarc›l›k ve ihanet bata¤›nda yer almayacakt›r. Devletin bu ideolojik sald›r›s›na karfl› yan›t›m›z halk›n birlik-dayan›flma kültürüyle halk demokrasisi için mücadelemizi yükseltmek olacakt›r. Halk›n kültürü ajanl›k ihbarc›l›¤› hep bir düflkünlük olarak alg›lam›flt›r ve alg›lamaktad›r. Sistem kendi çürümüfllü¤ünü çeflitli yollarla halka kabul ettirmeye ve ayn› zamanda en afla¤›l›k yöntemlerle ömrünü uzatmaya çal›fl›yor. Halk› bölüp parçalayarak düflkünlefltirmeye çal›flan sisteme en güzel yan›t halk›n örgütlenmesinden, buna h›z verilmesinden geçmektedir. Tarihin her döneminde gerici s›n›flar tükenifllerini durdurmak için en afla¤›l›k yöntemlerini kullanmaktan kaç›nmam›fllard›r. Bunlar hiçbir zaman onlar›n tarihin çöplü¤ünde yerlerini almas›n› engellememifltir, flimdi de engelleyemeyecektir.
lan gelire oranla 2,5 kat› büyüklü¤ünde vergi al›nmas› hedefleniyor anlam› ç›kar bu rakamlardan. TÜS‹AD Baflkan› Arzuhan Yalç›nda¤; hükümetten buldozer tipi operasyon isterken uyarmay› ihmal etmemiflti; “tüm bunlar havaya yap›lmayacakt›r. Devlet, yard›m mekanizmalar› oluflturmal›d›r!” diye. ‹flte AKP bu nedenle bütçeden çeflitli bafll›klar alt›nda (kitap yard›m›, kömür yard›m›, çocuklar›na bakamayan ailelere yard›m vs.) 2 milyardan fazla pay ay›rm›flt›r. Ve da¤›t›lan bu ufak “yard›mlarla” yaklafl›k 21 milyon kifliye ulafl›lmas› hedefleniyor. Köydes-Beldes projelerinin yayg›nlaflt›r›lmas›, mikro kredinin 81 ile yayg›nlaflt›r›lmas› hedeflenmektedir! Seçimlerden sonra aç›klanan ekonomik program, TÜS‹AD’›n ve çeflitli sermaye gruplar›n›n ç›k›fllar›, son olarak da aç›klanan bütçe, 2008 y›l›nda emekçi halk›m›za yönelik hak gasplar›n›n nas›l boyutlanaca¤›n›n somut göstergeleridir. Halk›m›z›n iflyerinde art›-de¤erine el konularak sömürülmesi d›fl›nda; ald›¤› ve geçimine bile gelmeyen para da “vergi” ad› alt›nda devlet arac›l›¤›yla burjuvaziye aktar›lmaktad›r. Bu kanl›-sömürü çark›n› k›racak tek gücün devrimci ve komünistler oldu¤u bilinciyle hareket etmeliyiz. Y›l
Dolays›z vergi oran›
1990 1995 2000 2005 2007 2008
Dolayl› vergi oran›
% 52 % 41 % 42 % 30 % 32 % 30
% 48 % 59 % 58 % 70 % 68 % 70
Tablo 1: Y›llara göre dolayl› ve dolays›z vergi oranlar›ndaki de¤iflim
1984-88
1994-95
2000
**2008
Personel/Bütçe
35.4
23.6
29.8
20.8
21
Yat›r›m/Bütçe
19.8
18.1
7.0
4.2
6
K‹T Transferleri/Bütçe
12.1
4.2
2.5
1.7
-
Faiz/Bütçe
2.7
16.4
33.4
48.8
25
** 2006’dan sonra bilinçli olarak hesaplama yöntemlerinin de¤ifltirildi¤i ve bu oranlar›n göründü¤ünden daha farkl› oldu¤u unutulmamal›d›r.
İşçi-köylü 9
28 Aralık 2007-10 Ocak 2008
Politik gündem
Vakit s›n›f sendikac›l›¤›n› aya¤a dikme vaktidir! ‹çinde bulundu¤umuz süreçte birbiri ard›na yap›lan sendika genel kurullar›, özellikle de Türk-‹fl’in geçti¤imiz günlerde yap›lan 20. Genel Kurulu, gözlerin bir kez daha sendikal harekete çevrilmesini sa¤lad›. Konfederasyonlar›n bafl›na çöreklenen sendika a¤alar›n›n, egemen s›n›flarla olan ba¤lar›n›, pazarl›klar›n›, kongredeki konuflmalara yans›tmalar›yla birlikte, gerçekte s›n›fa de¤il, egemen s›n›flara hizmet ettiklerinin de bir kez daha ve ayan beyan teyidi de oldu bu kongreler. Halk› ili¤ine kadar sömüren, emperyalist ekonomik-siyasal politikalar› bir an önce hayata geçirmenin telafl› içinde olan, halk ve s›n›f düflman› hükümetin Erdo¤an ve Gül gibi önde gelen üyelerinin ayakta alk›flland›¤› bu kongrelerin sonucu da haliyle, iflçi s›n›f›na de¤il, egemen s›n›flara hizmet edecek biçimde flekillendi. ‹flçi-emekçi s›n›flara ihanetin ad›n› “sosyal diyalog” olarak aç›klayan bu s›n›f düflmanlar›, asl›nda hem kongre boyunca ortaya ç›kan tablo hem de kongrenin ifl bafl›na getirdi¤i kifliliklerle birlikte, s›n›fla olan e¤reti ba¤lar›n› da tamamen kopard›lar denilebilir. Ya da bunun böyle okunmas› gerekir. Bunlar› flu tarihten ya da bu süreçten itibaren s›n›fa ihanetle suçlayanlar, bilmeliler ki, bunlar ortaya ç›k›fllar›ndan itibaren zaten s›n›f› de¤il, egemenleri temsil etme misyonuyla hareket etmifllerdir. Bunun ne kadar do¤ru bir tespit oldu¤unu anlamak için, Türkiye’deki sendikal hareketin tarihçesine bakmak yeterlidir.
S›n›f güdümlü de¤il egemen güdümlü sendika
dir.
Bu s›n›f düflman› yap›s›ndan hareketle de, Türk-‹fl y›llar boyunca militan iflçi mücadelelerinin geliflmesine engel olmak için elinden geleni yapm›fl ve neo-liberal politikalar do¤rultusundaki çeflitli ekonomi projelerinin hayata geçirilmesinde, her dönem kritik bir rol oynam›flt›r.
S›n›f›n önündeki en büyük engel günümüz
Vakit Ancak izlenen bu emek ve halk düflman› siyasal-ekonomik politikalar halk y›¤›nlar›n›n yoksullu¤unun giderek artmas›na neden olmufl, da¤›n›k dahi olsa, emekçi y›¤›nlar›n d›fla vurdu¤u öfkenin, egemen s›n›flarca denetlenememesi gündeme gelmifltir. Bu gidiflat›n kendi denetimleri d›fl›nda s›n›f örgütlülüklerini yarataca¤›n›n hesab›n› yapan faflist Türk egemen s›n›flar›, “bu ülkeye komünist parti laz›msa onu da biz kurar›z” anlay›fl›n›, bu defa sendikal hareket özgülünde hayata geçirmek için kollar› s›vam›fllard›r. 1950’li y›llara denk gelen bu süreç, ayn› zamanda ABD emperyalizminin ülkedeki politikalara yön vermeyi h›zland›rd›¤›, DP’nin hükümette oldu¤u bir süreçtir. Bir önceki yüz y›la damgas›n› vuran ABD ve Avrupa iflçi s›n›f›n›n sendikal hareketi de art›k bu y›llarda egemenlerin güdümündedir. Buralardaki sendikal hareketin 1930’lardan itibaren içine girdi¤i uzlaflmac›-ihanetçi yönelim, II. Emperyalist Paylafl›m Savafl› sonras› hayata geçirilen “sosyal devlet” anlay›fl›yla birlikte, tamamen sisteme yedeklenmifltir. ‹flçi s›n›f›na verilen sus pay› niteli¤indeki refah düzeyi, buralardaki iflçi s›n›f›n›n mücadeleci yan›n› ortadan kald›rm›flt›r. Buralardaki iflçi s›n›f›n›n, sendikal önderliklerin ihanetiyle birlikte içine düfltü¤ü rehavet dünya ölçe¤indeki s›n›f mücadelelerini de etkilemifl, pasifize etmifltir. Bu durumun, sömürünün, ezilmiflli¤in giderek daralmas›yla aya¤a dikilmeye haz›rlanan ba¤›ml› ülkelerin iflçi s›n›f› taraf›ndan bozulmas› istenmemektedir. Bunun içindir ki, buralardaki (ba¤›ml› ülkelerdeki) iflçi s›n›f›n›n oluflan veya oluflabilecek örgütlülüklerinin denetim alt›na
¤a dikme
›¤›n› aya ›l c a ik d n e s s›n›f
al›nmas›, egemenler aç›s›ndan zorunlu hale gelmifltir. ‹flte Türk-‹fl böylesi bir süreçte ve politik g›das›n›, CIA güdümlü Amerikan Hür ‹flçi Sendikalar› Konfederasyonu’ndan alarak kurulmufl, daha do¤rusu egemen s›n›flar taraf›ndan kurdurulmufltur. Kuruldu¤u günden itibaren de s›n›fa ihanet içinde olmufl ve bu tutumu sonraki y›llarda da sürmüfltür. Konfederasyonun bafl›na gelenler (getirilenler) ise her daim bürokrat sendika a¤alar› olmufl ve bunlar ideolojik durufllar› itibariyle zaten hiçbir zaman iflçi s›n›f›n› temsil etmemifllerdir.
sendikac›l›¤›d›r ‹flçi s›n›f›n›n militanca bir s›n›f mücadelesi vermesinin önündeki tek engel sadece Türk-‹fl de¤ildir tabii ki. Sonraki y›llarda kurulan D‹SK ve KESK gibi konfederasyonlar, ilk ç›k›fllar›nda arkalar›na daha militanca bir mücadeleyi alm›fl olsalar bile, bunlar›n bafl›na gelen reformist önderlikler, süreç içinde bu konfederasyonlar›n da Türk-‹fl’ten farks›z bir misyona bürünmesini sa¤lam›fllard›r. Her fleyden önce iflçi-emekçi y›¤›nlar›n taleplerini reformist taleplerle s›n›rlam›fl, sald›r›lar›n artt›¤› dönemlerde, üretimden gelen gücü kullanmak yerine, geçifltirici önlemlerle yetinmeyi sürdürmüfller-
Sendikalar›n bafl›na çöreklenmifl olanlar›n s›n›fsal durufllar›n› ise, en iyi onlar›n yaflam biçimine bakarak görebiliyoruz. Delege sat›n almada dâhil, birçok hileye baflvurmak, iktidarda kalman›n yolu olarak bunlar taraf›ndan mubah say›lmakta. Özellikle de konfederasyonlar›n merkezi genel kurullar›na damgas›n› vuran bu yaklafl›m, egemen s›n›flarla yap›lan pazarl›klar›n da etkisiyle, bu . .. ir d ti sendika a¤alar›n›n k a v tekrar ifl bafl›na getirilmesiyle sonuçlanmaktad›r. Ya da çok y›pranm›fl olanlar›n yerine, s›n›fa ihanette afla¤› kalmayacak olanlarla yer de¤ifltirilmektedir. Üst oluflumlarda yap›lan pazarl›klarla birlikte sonucu daha bafltan belli olan kongrelerde, tabandan gelen her türlü demokrasi ve hesap vermeye yönelik talebe düflmanca tepki verilmesi de haliyle do¤al bir durum olmaktad›r. Büyük sendikalar›n ya da konfederasyonlar›n s›radan üyeleri verdikleri aidatlar›n nereye gitti¤ini hiçbir flekilde takip etme olana¤›na ve flans›na sahip de¤ildirler. Sendikalar›ndan hesap vermelerini istemek zaman zaman iflçilerin ifllerini ve hatta güvenliklerini tehlikeye bile atabilmektedir. Bununla birlikte sendika yönetimleri ile ilgili olarak bugüne kadar çok az say›da yolsuzluk suçlamas› inceleme alt›na al›nm›fl, ancak bunlar genellikle aklanma ile sonuçlanm›fl, hiç biri herhangi bir ceza almam›flt›r.
Birleflik Metal-‹fl’in 17. Kongresi gerçekleflti D‹SK’e ba¤l› Birleflik Metal ‹flçileri Sendikas›’n›n 17. Genel Kurulu, 1415-16 Aral›k tarihleri aras›nda, Bostanc›’da bulunan Green Park Hotel’de gerçekleflti. D‹SK Genel Baflkan› Süleyman Çelebi’nin divan baflkanl›¤›na seçildi¤i Genel Kurul’un aç›l›fl konuflmas›n› Birleflik Metal-‹fl Genel Baflkan› Adnan Serdaro¤lu yapt›. Konuflmas›nda uluslar aras› politikalar›n yan› s›ra, ülkede izlenen ekonomik-siyasal politikalara de¤inen Serdaro¤lu, neo-liberal politikalarla ülkenin talan edildi¤ini vurgulad›. Konuflmas›n›n sonunda, emperyalizmin oyununu bozmak için kardeflli¤in ve s›n›f dayan›flmas›n›n yükseltilmesi gerekti¤ine vurgu yapan
Serdaro¤lu’nun ard›ndan Süleyman Çelebi de bir konuflma yapt›. Konuflmas›nda 2008 1 May›s’›n da yine Taksim’de olacaklar›n› vurgulayan Çelebi, GSS yasas›na ve asgari ücret görüflmelerine de de¤indi ve Türk-‹fl’i görüflme masas›ndan kalkmaya davet etti. Genel Kurul’un ilk günü uluslar aras› konuflmac›lar›n konuflmas›yla devam etti ve Kemal Türkler’in efli Sabahat Türkler’in konuflmas›yla son buldu. Kurul’un ikinci günü ise, komisyonlar›n seçimi, raporlar›n okunmas› ve delegelerin konuflmalar› ile sürdü. Yönetim, denetleme, disiplin ve tüzük tadilat kurullar›n›n raporlar› görüflülerek oy birli¤i ile kabul edildi. Ard›ndan delegeler, geçmifl dönemi de¤erlendir-
diler ve ileriye dönük görüfllerini aç›klad›lar. Görüfllerin a¤›rl›kl› noktas›n›, GSS Tasar›s›, asgari ücret, grev fonu, Türkiye Metal Sanayicileri Sendikas› (MESS) ile yap›lan ve yap›lacak grup toplu sözleflmeleriyle ilgili düflünceler oluflturdu. Ayr›ca önümüzdeki dönem daha da etkin ve daha kazan›ml› bir T‹S imzalanmas›n› isteyen delegeler, bu konuda geri ad›m at›lmamas›n› istediler ve sendikan›n grev fonunun yetersiz oldu¤unu elefltirerek, bu sorunun bir kampanyayla çözülmesini önerdiler. Genel Kurul’un kapan›fl konuflmas›n› da yine Adnan Serdaro¤lu yapt›. Eski yönetimin bir kez daha yönetime
Türkiye Kürdistan›’nda kral her daim ç›plak!
Bugün itibariyle faflizmin azg›nl›¤› s›n›rlar› aflm›fl bulunmaktad›r. Mesele Kürt ulusal sorunu olunca devletin bütün kesimleri aras›nda uyum sa¤lanm›fl bulunmaktad›r. Yasamas›, yürütmesi, yarg›s› büyük bir gayretle nerede ilericilik ad›na bir fley varsa hücreye atmakta, atefle vermekte, bombalamaktad›r. fiemdinli sürecinde tepkiyi a盤a ç›karma noktas›nda belli ölçüde geç kald›¤›m›z› ancak her fleye ra¤men sürece dahil oldu¤umuzu belirtmek gerekiyor. Geldi¤imiz aflamada faflizmin sald›r›lar›nda de¤iflen tek fley sald›r›n›n daha da yo¤unlaflmas› ve kapsam›n›n genifllemesidir. Bize düflen ise direniflin yo¤unlaflt›r›lmas› ve direnifl cephesinin geniflletilmesidir.
Türkiye iflçi s›n›f›n›n sendikal hareket tarihi, dünya iflçi s›n›f›yla karfl›laflt›r›ld›¤›nda, daha k›sad›r denilebilir. Özellikle de ABD ve Avrupa iflçi s›n›f›n›n, 1800’lü y›llar›n ikinci yar›s›nda dünya ölçe¤inde ses getiren mücadelelerinin daha o y›llarda oluflturulan sendikalar öncülü¤ünde verilmesi söz konusudur. Ülkemiz topraklar›nda 20. yüzy›l›n bafllar›ndan itibaren çeflitli giriflimler olsa da, s›n›f mücadelesinde, dünyadaki hareketlenmeden etkilenerek, belli k›p›rdan›fllar ortaya ç›ksa da, kurumsal anlamda bir sendikal hareket yarat›lamam›flt›r. Bunda TC’nin kurulufluyla birlikte izlenen emek düflman› politikalar›n pay› elbette oldukça büyüktür.
fiemdinli beynimize kaz›nm›fl bir semboldür art›k. ‹ki yön sembolleflmesini sa¤lad› fiemdinli’nin. Biri bask›; di¤eri bütün meflrulu¤u ile direnifl. ‹ki y›l› aflk›n bir süre geçti, faflizmin fiemdinli’deki kontra girifliminin ard›ndan. 9 Kas›m 2005’te Hakkari’nin fiemdinli ilçesinde bulunan Umut Kitabevi’ne bombal› sald›r› düzenlendi. Halk taraf›ndan ele geçirilen sald›r› faillerinin kimli¤i, kulland›klar› otomobilde ele geçirilen TSK’ya ait silahlar hiçbir kuflkuya yer vermeyecek flekilde faflizm gerçe¤ini en afla¤›l›k haliyle ortaya koyuyordu. Sokaklara dökülen halk eli kanl› cellatlar›n serbest b›rak›ld›¤›n› duyunca sokaklardan çekilmeyerek daha sonra görkemli direniflleri fitilleyecek k›v›lc›m› çakm›fl bulunmaktayd›. K›z›ltepe, Yüksekova ve hatta Amed direnifl yükseltildi¤i odaklardan birkaç›d›r yaln›zca. Ne var
ki; asla flafl›rt›c› olmayan sonuçlarla karfl› karfl›yay›z. Geçen günlerde, otuz-dokuz y›l hapis cezas›yla yarg›lanan fiemdinli failleri tahliye edildi. Devletin belli kesimlerinin de aymazl›¤› derinlefltirircesine reformistlerle ayn› bak›fl aç›s›nda mutab›k kalmas› yine devletin niteli¤inde kafa kar›fl›kl›¤›n› derinlefltirmekten baflka bir amaç tafl›mamaktayd›. Özellikle bu süreçle tart›fl›lan “derin devlet” olgusu, özellikle T. Kürdistan›’nda yo¤unlaflt›r›lan kontra faaliyetlerini devletten ba¤›ms›z gösterme hedefini tafl›maktayd›. Daha sonra kurulmufl olan
Meclis Araflt›rma Komisyonu yetkililerinden birinin a¤z›ndan dökülen, “H›rs›z, evin içinden olunca ifller kar›fl›yor” sözleri de yine gerçek h›rs›z› saklamaya dönüktür. Sadece fiemdinli üzerinden bile bakacak olursak; h›rs›z bellidir. Ev sahibi h›rs›zd›r. Bu köhnemifl düzende yaflad›¤›m›z topraklarda ev sahibi faflist TC’den baflkas› de¤ildir. fiemdinli sald›r›s› devletin illegal yönünün bir yans›mas›yd› sadece. Yoksa baz› reformist kesimlerinin iddia etti¤i gibi devlete bulaflm›fl çetelerin eylemi de¤il bizzat devletin örgütledi¤i bir kontra ör-
Beklenen karar verildi! Tahliye karar›na tepki gösteren fiemdinli davas› ma¤durlar›ndan Umut Kitabevi sahibi Seferi Y›lmaz, D‹HA’ya yapt›¤›
Sendikalar›n bafl›na çöreklenen özde s›n›f düflman›ndan baflka bir fley olmayan bu unsurlar, bafl›ndan beri içinde bulunduklar› ihaneti, iflçi-emekçi y›¤›nlara dönük kapsaml› sald›r›lar›n gerçekleflti¤i, özellefltirme, tafleronlaflt›rma, esnek çal›flma gibi sald›r›lar›n ola¤anlaflt›r›lmaya çal›fl›ld›¤› flu süreçte de sürdürmekteler. Ve bunu ise sadece sessiz kalarak de¤il, bu politikalar›n önünü açacak her türden prati¤i sergileyerek yapmaktalar. Çeflitli milliyetlerden Türkiye halk›n› karfl› karfl›ya getirmeye, birbirine bo¤azlatmaya hizmet eden, ›rkç›-floven dalgan›n yükseltilmesine, yapt›klar› aç›klamalarla, grevleri direniflleri erteleme ve hatta ortadan kald›rma gibi pratiklerle destek vermeye devam etmekteler. T‹S (Toplu ‹fl Sözleflmesi) kapsam›ndaki iflçi say›s›n›n son 25-30 y›ll›k süre içinde yar›dan fazla düflmüfl olmas› da bunlar› çok fazla ilgilendirmemekte. Hatta tüm pratiklerinin düflmesi için çaba gösterdikleri yönlü oldu¤u söylenebilir. Kendilerini yönetimlerde tutacak kadar üye say›s›yla yetinmeyi, egemen s›n›flar› ürkütmemek için, biri iki yapmamay› ilke edinmifl bulunmaktalar. Ortada duran bu s›n›f düflman› tablo karfl›s›nda bize bir tek alternatif kalmaktad›r. Bu alternatif ise, s›n›f sendikac›l›¤›n› hâkim hale getirmek, bunun ad›mlar›n› h›zland›rmakt›r. ‹flçi s›n›f›n› bu sendikal ihanetten kurtarman›n vakti gelmifltir hatta geçmektedir. fiimdi vakit, s›n›f sendikac›l›¤›n› aya¤a dikme vaktidir!
aç›klamada “Türkiye’deki hukuku bildi¤imizden dolay› çok flok edici bir haber de¤il. Bu dava baflta Savc› Ferhat Sar›kaya’n›n ihrac›, Bay›nd›r Savc›s› Gültekin Avc›’n›n bask›lara dayanamayarak istifa etmesi, ‹stihbarat Uzman› Sabri Uzun’un görevinden al›nmas› gibi birçok hukuksuzlu¤a neden oldu. 3. A¤›r Ceza Mahkemesi baflkanlar› baflka yere sürgün edildi. Yeni atamalar buna göre yap›ld›. Bask›lar sonucu dava Askeri Mahkeme’de görüldü” dedi.
“Karara raz› olmak mümkün de¤ildir”
gütün kontra eylemidir. Bir di¤er nokta da devletin bu illegal yönünün legal yönüyle çok da çat›flmad›¤›d›r. Bu iki yön aras›nda ciddi bir çat›flman›n olmamas› da yine devletin gayri-meflru bir zeminde durmas›yla alakal›d›r. Bu gerçe¤i bizzat TC Genelkurmay Baflkan›’n›n faillerden biri için yapt›¤› “‹yi çocuktur, tan›r›m” sözlerinde görmek zor olmasa gerek. fiemdinli iddianamesinde Genelkurmay Baflkan›’n›n ad›n›n geçmesinden dolay› dosya savc›s›n›n, savc›l›ktan men edilmesi de ifllerin kar›fl›k olmad›¤›n› aç›kça ortaya koymaktad›r. Müdahil avukatlardan Ça¤dafl Hukukçular Derne¤i ÇHD Van fiube Baflkan› Murat Timur da mahkemeden bekledikleri bir karar›n ç›kt›¤›n› dile getirerek, “Tutuklama karar›n› de¤erlendirmeden önce fiemdinli Davas›’na bakmak gerekiyor. ‹lk olarak iddianame haz›rlayan Savc› Sar›kaya görevden at›ld›. Daha sonra yarg›lamay› yapan mahkeme üyeleri at›ld›. Müdahil vekilleri olarak bizlere soruflturma aç›ld›. Son olarak Van 3. A¤›r Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik karar› vermesi ile birlikte Yarg›tay’a itirazda bulunmufltuk. Yarg›tay talebimizi reddetti. Bu karar Askeri Mahkeme’ye ulaflt›ktan sonra çok k›sa bir süre içinde bir tensiple duruflma günü belirlendi. Ola¤an bir yarg›lama gözükmüyordu” dedi.
Duruflmada daha önceki ifllemlerin yenilenmesi gerekti¤ine dikkat çeken Timur, flöyle devam etti: “Keflif yap›lmas›, tan›k dinlenmesi gerekiyordu. Ancak bunlar›n hiçbirinin yap›lmadan tahliye edilmesi bizde ciddi flüpheler uyand›rm›flt›r. Bundan sonra bizim yapaca¤›m›z di¤er meslektafllar›m›zla bir de¤erlendirme yapt›ktan sonra özellikle adil yarg›laman›n sa¤lanmam›fl olmas›ndan dolay› dosyay› A‹HM’e tafl›makt›r.” Verilen tahliye karar›n›n ard›ndan ‹stanbul’da çeflitli demokratik kurumlar bir araya geldi. DTP’nin de aralar›nda bulundu¤u kurumlar, “iyi çocuklara” karfl› davada bask› uygulayacak olan toplumsal muhalefetin gelifltirilemedi¤ine dikkat çekti.
aday oldu¤unu aç›klayan Serdaro¤lu, seçilmeleri durumunda, genel kurulda ortaya ç›kan tabloya ve delegeler taraf›ndan dile getirilen sorunlara daha çok e¤ileceklerini ifade etti. Serdaro¤lu konuflmas›n› “gemileri yakt›k ve yürüyoruz” sözleriyle noktalad›. Kurul’un son günü yap›lan seçimler, eski yönetimin görevine devam etmesi do¤rultusunda sonuçland›. Birleflik Metal-‹fl Genel Yönetim Kurulu flu isimlerden olufltu. Genel Baflkan Adnan Serdaro¤lu, Genel Sekreter Selçuk Göktafl, Genel Mali Sekreter Süleyman Türker, Genel Örgütlenme Sekreteri Özkan Atar, Genel E¤itim Sekreteri Celalettin Aykanat. (Kartal)
“‹yi çocuklar›n” tahliyesi protesto edildi J‹T elemanlar› Ali Kaya, Özcan ‹ldeniz ile itirafç› Veysel Atefl’in serbest b›rak›lmas›, Hakkari’de yüzlerce kifli taraf›ndan protesto edildi. “AKP flafl›rma sabr›m›z› tafl›rma”, “fiemdinli halk› yaln›z de¤ildir” sloganlar›n› atan kitle ad›na DTP Merkez ‹lçe Baflkan› Fahri Kurt aç›klama yapt›. Susurluk olay› ile ortaya ç›kan çeteleflmeye dikkat çeken Kurt, 9 Kas›m 2005 tarihinde fiemdinli halk›n›n sa¤duyulu giriflimiyle çetelerin ikinci kez suçüstü yakaland›¤›n› söyledi. Genelkurmay Baflkan› Yaflar Büyükan›t’›n “‹yi çocuklar” sözünün hukuk devletinde askeri kurumlara biçilen yetki s›n›rlar›n› aflt›¤›na dikkat çeken Kurt, bu durumu yarg›ya müdahale olarak de¤erlendirdi. Baflbakan’›n “Kürt sorunu vard›r ve çözümü için baz› yasal düzenlemeler yapaca¤›z. Bir kardefllik projesi gerçeklefltirece¤iz” sözlerini hat›rlatan Kurt, flunlar› söyledi: “Ancak söylemlerden sonra Kuzey Irak’a bir operasyon düzenlemifltir. Operasyon sonucunda onlarca köy bombalanm›fl, sivil insanlar öldürülmüfl ve köylerde büyük zarar görmüfltür. Kardefllik projesiyle sivil insanlar öldürüldü.” Aç›klaman›n ard›ndan 2 dakikal›k oturma eylemi yapan kitle, s›n›r ötesi operasyonu alk›fllarla protesto etti.
İşçi-köylü 10
Enternasyonal
28 Aralık 2007-10 Ocak 2008
21.
21. yüzy›l›n insanlar›y›z ve haklar›m›z› ve iktidar› kazanaca¤›m›z› düflünüyoruz. Bunlar›, burjuva s›n›f›ndan ve hükümetten dilenerek kazanamayaca¤›z. Çünkü hiçbir zaman bizleri dinlemediler. O zaman da ülkemizde, Nepal halk› 1996’da silahlanarak Halk Savafl›’n› bafllatt›. fiimdi bar›flç›l bir süreçte bulunmaktay›z, ancak haklar›m›z› bu süreçle kazanaca¤›m›z› da düflünmüyoruz. Yeni bir devrimi haz›rlamal›y›z. Bu, Nisan Ayaklanmas›’n›n Ekim Devrimi ile devam etmesi anlam›na geliyor. Nepal devrimi, Nepal modelindedir fakat biliyoruz ki “devrim tekrarlanmaz, ancak tabiat› de¤iflir”.
Yollara ç›kan gençli¤in gücü kaplan gücüne efl de¤erdir* Nepal’de devrimin tarihi di¤er ülkelerinkinden farkl› de¤ildir, ancak hareketimiz farkl›d›r. 238 y›ldan bu yana Nepal halk›, Monarflinin bask›s› ve kitlesel katliamlar› alt›nda ac› çekmektedir. Monarfli ve feodaller, halka sadece flekerlemeler da¤›tt›lar. 19 günlük halk ayaklanmas›/devriminde, ikinci halk ayaklanmas›nda (5 Nisan’dan 25 Nisan 2006’ya kadar) birçok kitlesel hareket vard› fakat, burjuva ve revizyonist partiler sonuçta Monarfliye boyun e¤diler. Di¤er taraftan durum, Sovyetler Birli¤i’ndeki Nisan Devrimi ile ayn›d›r. Bizler (devrimciler) tüm iktidar› alm›fl de¤iliz, fakat burjuva partilerine de uzak de¤iliz. Bugün, geçici Meclis’e kat›l›p, geçifl anayasas›n›n oluflmas›n› sa¤lad›k, geçici hükümetten çekildik. Çünkü, emperyalistler ve gerici güçler, partimizi sabote etmeye çal›fl›yorlar. Partimizi tecrit etmeye çal›fl›yorlar. Ayn› zamanda Amerikal›lar bar›fl sürecini ve kazan›lm›fl haklar› sabote etmek istiyorlar. Bizler (devrimciler), yedi siyasi parti, yurttafl toplumu, gazeteciler, doktorlar, kamu çal›flanlar›, banka çal›flanlar›, lokanta ve otel çal›flanlar›, ö¤renciler ve hocalar›, insan haklar› savunucular›, parti taraftarlar›, yafll› ve engelli dernekleri ve dahas› güvenlik güçleri aileleri olarak Nepal’de devrimi yapmak için Nisan ay›nda yollara ç›kt›k. Kral Gyanendra tüm iktidar› ele geçirip tek bafl›na hükümet edince, NKP(Maoist) ve di¤er yedi partiyle birlikte bir koalisyon oluflturuldu. Yeni Delhi’de 12 maddeli anlaflmaya vard›lar. On y›ll›k Halk Savafl› ve 19 günlük isyan (Nisan Devrimi) durumu bugünkü politik düzeye tafl›m›flt›r. 12 Madde anlaflmas›, 16 Haziran 2006’da baflbakanl›k konutunda yap›lan 8 maddelik anlaflmayla daha üst aflamaya ulaflt›. 8 maddeli anlaflma somut sorunlar› belirleyerek, yeni Nepal’e giden yolu
netlefltirdi. Anlaflman›n özü, iktidar›n Nepal halk›na verilmesidir. Anlaflman›n temel noktalar›; bir taraftan, 238 y›ld›r halk› sömüren, parlamentoyu feshedip halk› bask› alt›na alan feodal yönetime son verilmesi ve di¤er taraftan da, 1951’de bafllayan halk direnifline güç vermekti. Nepal halk›, iki eski düflman›n› bitirmek için sab›rs›zlan›yordu. Moriarti (eski ABD büyükelçisi), yedi siyasi parti ve onlar›n efendileri aç›ktan bu anlaflmaya karfl› cephe al›yordu. Moriarti’ler gerçeklikte, Nepal Gençli¤inin düflman›d›r ve bunlar bask› yap›yorlard› ve denetlenmiyorlard›. ‹ktidar› iflgal edenler bar›fl sürecinin baflar›s›zl›¤› için binlerce entrika çevirmifllerdi. NKP(Maoist)’in teslim olmas›n› ve onu yok etmek istiyorlard›. Ancak NKP(M), bu komplo a¤›n›n içine girip, bunlar› etkisizlefltirip, ilerleyebilece¤i inanc›na sahipti. Halk›n politik seviyesi oldukça yüksek ve Maoistlerin halkla olan ba¤lar› daha da derinleflmifltir. Taktik-politik eylemler, parti önderli¤inin do¤ru belirlemeleri, olgunlaflm›fl ilkelerin yol göstericili¤i, on y›ll›k Halk Savafl›, 19 günlük halk ayaklanmas› bilinçlerimizde büyük bir deneyim oluflturmufltur. Halk, esas düflmanlar› olan ve 238 y›ld›r kendisini sömüren feodalizme ve monarfliye karfl› ayaklanm›flt›r. Tarihin kimi dönemeçlerinde, halk›n ayaklanmas›na ra¤men, gerek iktidar› elinde bulunduranlar›n k›y›m› sonucunda veya yap›lan anlaflmalar sonras›nda hedefine ulaflamam›flt›r. Halk hareketinin devam› ve de 24 Nisan’da da görüldü¤ü gibi verilen mücadelenin çeflitlili¤i durumun yeni bir noktas›n› oluflturmaktad›r. Bu defa, yabanc› güçler (ABD ve Hindistan) yedi partiyi kullanarak, onlar›n feodalizmin merkezi temsilcisiyle iflbirli¤ine girmelerini ve halka ihanet etmelerini sa¤lad›lar. Yedi parti, halk› ezip geçerek tarihi olumsuzlu¤un tekrar›n›
yapt›. Gerçeklikte, ikinci halk ayaklanmas› monarfliyi y›kmak ve ülkeye demokrasiyi getirmek istiyordu, fakat e¤er bu yedi parti biraz daha sabretseydi monarflinin silinmesi çok çok iki gün alacakt›. Yabanc› ve yerli gericiler korkular›ndan titriyorlard› ve halk ayaklanmas›n›n 2-3 gün daha sürmesi durumunda Maoistlerin merkezi iktidar› alacaklar›n› düflünüyorlard›. Bunun için de, kral›n yerini (biçimsel monarfli) sa¤lamlaflt›rmak için halk› ezip geçerek hareketi durdurdular. Baflbakan K. P Koirala’n›n yak›n zamanda aç›klamas›; “Krala kendi yeri verilmeli ve Kurucu Meclis seçimleri NKP(M) olmaks›z›n gerçeklefltirilmeli.” Bu, 12 ve 8 maddeli anlaflmalara ra¤men halka ihanetin simgesidir. Parlamento içindeki oyunlarla halk hareketine hakaret edilmektedir. Bu, yedi parti içindeki kimi partilerin ve önderliklerinin Nepal’in, halk›n ve zorunluluklar›n ç›karlar› temelinde ba¤›ms›z düflünemedi¤inin ve planlar yap›p, uygulayamad›¤›n›n en güçlü kan›t›d›r. Nepal ve Nepal halk› gerçek anlamda ba¤›ms›z olmam›flt›r, iktidar› elde tutanlar yabanc› ç›karlar temelinde düflünüp hareket ediyorlar. Teslimiyet mant›¤›na sahiptirler ve bizler ulusal boyunduru¤un sona ermesi, geleneksel düflünüfl biçiminin ortadan kaybolmas› için ülkede, bir devrimin acil ihtiyaç oldu¤unu düflünüyoruz. Bu çerçevede, Nepal’de sosyal ve politik koflullar en kritik dönemeçte bulunmaktad›r. Ya koflullar› de¤erlendirerek son vuruflu yapar ve Nepal’i onurlu bir ülke haline getiririz ya da bu olmazsa, büyük olas›l›kla Nepal halk› sonraki 50 y›lda veya daha fazla süre boyunca feodalizm taraf›ndan bask› alt›na al›nacakt›r. Toplumsal geliflmeler aç›s›ndan böylesine kritik bir süreçte ulusal bir zorunluluk olarak gençlik hareketi sü-
recin sadece basit bir parças›n› oluflturmamaktad›r. Gençlik örgütümüz ideolojideki en devrimci durumu, düflünce biçimi bak›m›ndan en devrimci önderli¤i, örgütlenme bak›m›ndan en büyü¤ü ve do¤as›ndan dolay› en militan duruflu itibari ile bütün alanlarda sonuç al›c› bir biçimde var oldu¤unu ispatlam›flt›r. Binlerce flehidiyle, yüzlerce kay›b›n ve gazinin kararl›l›¤› ile gençlik örgütümüz (ANNISU [Revolutionary]), bir kaplan gibi yollarda, feodalizmin y›k›lmas›, nihai hesaplaflma için haz›rlan›p örgütlenmektedir. Bu amaç için bütün herkesi, ha-
reketimiz içinde dünyan›n yeniden kavranmas› ve yeni bir Nepal yarat›lmas› yolunda diyaloga ça¤›r›yoruz. Bugünkü durumda amac›m›za daha da yak›n›z, fakat gerici ve emperyalist kaynakl› ayn› problemlerle karfl› karfl›yay›z. Karfl› devrimi harekete geçiren devrimci yasam›za göre, Nepal Demokratik Devrimi’nin temel ça¤r›s›, emperyalist müdahaleye karfl› savaflmakt›r. Stratejik denge aflamas›ndan, karfl› sald›r›ya geçmesi anlam›nda dünya devriminin ileri hatt›nda yer almaktay›z.
bizleri dinlemediler. O zaman da ülkemizde, Nepal halk› 1996’da silahlanarak Halk Savafl›’n› bafllatt›. fiimdi bar›flç›l bir süreçte bulunmaktay›z, ancak haklar›m›z› bu süreçle kazanaca¤›m›z› da düflünmüyoruz. Yeni bir devrimi haz›rlamal›y›z. Bu, Nisan Ayaklanmas›’n›n Ekim Devrimi ile devam etmesi anlam›na geliyor. Nepal devrimi, Nepal modelindedir fakat biliyoruz ki “devrim tekrarlanmaz ancak tabiat› de¤iflir”. * Makale, YKP(M-L)’nin Ekim Devrimi’-
iflir” ¤ e d › t a i b a t k a c n a z a m n “Devrim tekrarla
Gençlik örgütümüz ideolojideki en devrimci durumu, düflünce biçimi bak›m›ndan en devrimci önderli¤i, örgütlenme bak›m›ndan en büyü¤ü ve do¤as›ndan dolay› en militan duruflu itibari ile bütün alanlarda sonuç al›c› bir biçimde var oldu¤unu ispatlam›flt›r.
Bu k›flk›rtma sadece Nepal iflçi s›n›f›na ve halk›na de¤il, ayn› zamanda bir bütün iflçi s›n›f›na ve emekçi kitlelere yönelmektedir. Ve sadece uluslararas› halklar direnifli bu k›flk›rtmaya karfl› koyabilir. 21. yüzy›l›n insanlar›y›z ve haklar›m›z› ve iktidar› kazanaca¤›m›z› düflünüyoruz. Bunlar›, burjuva s›n›f›ndan ve hükümetten dilenerek kazanamayaca¤›z. Çünkü hiçbir zaman
nin 90. y›l dönümü vesilesi ile örgütledi¤i etkinli¤e kat›lmak için Yunanistan’da bulunan, Nepal Ulusal Ba¤›ms›z Ö¤renci Birli¤i-Devrimci (ANNISUR) Baflkan›, Lekhanath Neupane taraf›ndan YKP(ML)’nin gazetesi “Proletaryaki Simea-Proletarya Bayra¤›”na (1 Aral›k 07) özel olarak yaz›lm›flt›r. Çevirisi ‹flçi-Köylü gazetesi için yap›lm›flt›r. (Yunanistan’dan bir ‹K okuru)
NKP(Maoist) sözcüsü Krishna Bahadur Mahara ile gerçeklefltirilen afla¤›daki röportaj Ekim Devrimi’nin 90. y›ldönümünde Nepal’de yay›nlanmaya bafllayan ve bilgi kirlili¤ine ve yalan haberlere karfl› Nepal Devrimi’ni ezilenlerin bak›fl aç›s›yla ifllemeyi hedefleyen K›z›l Y›ld›z dergisinin ilk say›s›ndan al›nm›flt›r.
‹lerici güçlerin zaferi Cumhuriyetin, ilerici sonuçlar›n ve halk›n yarar› için tüm demokratlar›, ilericileri ve devrimci güçleri bir kutupta toplamaya ihtiyaç vard›r. ‹yimser bir temel yaratmas› aç›s›ndan devrimden, ilerlemeden ve de¤iflimden yana olan solcular›n birli¤i önemlidir ve solcular›n di¤er güçleri birlefltirme inanc›n› gelifltirecektir.
- Meclis’in özel toplant›s›nda ço¤unluk, cumhuriyetin ilan edilmesi ve nispi seçim sisteminin kabul edilmesi sürecinin bafllamas› do¤rultusunda karar ald›. Hükümetin bu yönelime uygun hareket edece¤i konusunda iyimser misiniz? - Yasaman›n özel toplant›s›nda ço¤unluk taraf›ndan al›nan tarihsel karar yasaman›n yekpare bir karar›d›r. Karara uymak herkesin sorumlu¤undad›r. Siyasi samimiyet bunu gerektirmektedir. Karar almadan
önce tart›flmak ve karfl› ç›kmak bir hakt›r ancak karar al›nd›ktan sonra onu uygulamaktan baflka bir alternatif yoktur. Hükümetin cumhuriyeti ilan etmesi ve nispi seçim sisteminin kabul edilmesi ile ilgili parlamentonun özel oturumunda al›nan karar bu nedenle hükümet taraf›ndan dürüstçe hayata geçirilmelidir. Meclis’in gündemine karfl› ç›kan Nepal Kongresi (NK) bar›fl sürecini h›zland›rmak için bunu uygulamal›d›r. Bu asgari siyasi samimiyetin göstergesidir.
- NK’n›n az›nl›¤a düflmesi nedeniyle Meclis’te ço¤unlu¤u oluflturan partiler olarak hükümeti almay› düflünüyor musunuz? - fiimdi, tart›flmal› da olsa, statükocular yenildi ve ilerici güçler kazand›. Bu nedenle zafer kazanan e¤ilimi kabul etmemiz gerekmektedir. Az›nl›k ço¤unlu¤un karar›n› takip etmelidir. Bunu reddetmek bar›flç›l demokratik siyasi sürecin ihlalidir. Kendisini demokrat olarak gösteren bir partinin demokratik ilkeleri yok saymas› talihsizliktir. Umuyoruz ki karar uygulanacakt›r ve NK bir anlaflmazl›k ortam› yaratmayacakt›r. - Hükümetteki statükocu önderli¤i de¤ifltirmek amac›yla ad›m atacak m›s›n›z?
- Biz bugün hükümetin önderli¤ini de¤ifltirme sorununu gündeme getirmek istemiyoruz. Biz hükümetin Meclis’in karar›n› uygulamas›n› istiyoruz. Baflbakan Koirala oylama s›ras›nda tarafs›z kald›. Gündem lehine veya aleyhine oy kullanmad›. Bu, yasamada ço¤unlu¤un karar›n›n onun için geçerli oldu¤u anlam›na gelmektedir. E¤er hükümet karar› uygulamaya haz›rsa Kurucu Meclis seçimleri için haz›rlanal›m ve günü netlefltirelim. Hükümetin önderli¤i üzerine ciddi bir sorun ç›kt›¤›nda hükümetin iktidarda kalmas› uygun olmayacakt›r. O zaman biz de alternatifi arar›z. - Önümüzdeki günlerde yedi siyasi partinin birli¤i sa¤lam kalacak m›? - Birlikte devam etmekten baflka bir alternatif yoktur. Siyasi bir kutup-
laflma veya bir çeflit sorun ortaya ç›kt›¤›nda bir taraf zafer kazan›rken öte taraf yenilecektir. Aksi takdirde herkes meclisin karar›na karfl› dürüst olmal›d›r. ‹lerici çözümün alternatifi yoktur. Kimsenin siyasi durumu belirsizli¤e sürüklemeye hakk› yoktur. - Meclis’te BML (Birleflik Marksist-Leninist) ile iflbirli¤i sol cephenin bafllang›c› m›d›r? - Bugün genifl bir cephe yarat›lmam›flt›r. Fakat sol güçler ayn› platformda buluflmufltur. Sadece sol güçler de¤il RPP de nispi seçim sistemi için oy vermifltir. Demek ki bu, gündem meselesidir. Cumhuriyetin, ilerici sonuçlar›n ve halk›n yarar› için tüm demokratlar›, ilericileri ve devrimci güçleri bir kutupta toplamaya ihtiyaç vard›r. ‹yimser bir temel yaratmas› aç›s›ndan devrimden, ilerle-
meden ve de¤iflimden yana olan solcular›n birli¤i önemlidir ve solcular›n di¤er güçleri birlefltirme inanc›n› gelifltirecektir. - Yasall›k kazanmas› için karar›n Meclis’in üçte iki ço¤unlu¤unu kazanmas› gerekmektedir. Kurucu Meclis seçimi legallik ad› alt›nda bir tuza¤a m› düflürülmek isteniyor? - Meclis’in ald›¤› karar›n ard›ndan siyasi durum flu an daha farkl›d›r. Karar al›nd›ktan sonra uygulanmal›d›r. NK sayg›l› flekilde karar› hayata geçirmelidir. NK karar› dürüstçe takip ederse üçte iki ço¤unlu¤a ihtiyaç kalmayacakt›r. fiayet üçte iki ço¤unlu¤a ihtiyaç olursa ve NK’nin buna uymayaca¤› anlafl›l›rsa hem meclisin karar› hem de tüm yasama süreci ihlal edilmifl say›lacakt›r.
İşçi-köylü 11
28 Aralık 2007-10 Ocak 2008
Kavga okulu
Gelecek; ›srar›n, sabr›n ve cesaretin sahiplerinin olacak Art›k ne elma var öykümüzde, ne de Havva, Saçlar›ndan sürüklenen köleler de de¤ilsiniz… Ad›n›z Afrodit ya da Ayfle, ne fark eder? Yeterince ezildiniz… Siz fabrikada flartel, Makine önünde al›nteri, Ar›da o¤ul, Sevdada türkü Ve siz; Avrupal›, Asyal›, Uzakdo¤ulu Tüfekte mermi, Tetikte parmak, Dü¤ünde halay bafl›… Gün oldu, ‹fllendi aflklar›n›z Oyal› mendillere fiiirdi, öyküydü, romand› yaflam. Ve siz Hep vard›n›z… Yaln›z bir tek soru var Bu susmak niye? De¤il mi ki yaflam›n yar›s› sizin Kavgan›n yar›s› da sizin hakk›n›z… fiehit kavram› en genel olarak verilen bir davay›, mücadeleyi iyi bilmek, öncü ve yürütücü gücü olmak, zaferin kaç›n›lmaz oldu¤unu görmek ve bu u¤urda insan›n en de¤erli varl›¤› olan yaflam›n› vermesi olarak tan›mlan›r. Hiçbir fleyle ölçülemeyecek olan bu durum; cesaret, fedakarl›k, özveri, irade, inanç ve daha birçok temel de¤eri içerir. Verilen mücadele, bu de¤erlere ba¤l›l›k esas› üzerinde daha ileri bir düzeyde gelifltirilir ve amaca, hedefe ulaflt›r›larak verilen de¤erlerin anlam› ve önemi hem yaflat›lm›fl hem de yüceltilmifl olur. Bundan dolay› flehitlik, insan›n en soylu ve en yüce eylemidir. ‹nsanl›¤›n büyük özgürleflmesi u¤runa girilen sosyal kurtulufl mücadelesinde, adanmaya ikirciksiz olan yaflamlar olmasayd› özgürlü¤ün bilincimizdeki büyük arzusu böylesine derin gerçekleflmezdi. Ve devrim flehitlerinin savafl›rken tafl›d›klar› bayrak, onlar topra¤a düfltükçe daha da yücelmezdi. Ve u¤runa can bedeli girilen bu davada kanlar›yla devrimin yükseltici basamaklar›n› oluflturan, yaflam›n k›y›s›nda tutsak b›rak›lm›fl kad›n yüre¤inin zincirlerinden kurtularak flehitler kervan›na kat›lan kad›nlar›m›z… Onlar›n, kavgan›n omuzdafl› kad›nlar›m›z›n tarihte militanca sergiledi¤i yüce de¤er-
lerden, kahramanl›klardan ö¤renece¤imiz çok fley var. Yaflam› saran koyu karanl›¤› da¤›tmak için s›n›f mücadelesinin engin denizine bütün gücüyle at›lan, serini çekinmeden feda eden militan kad›nlar›m›z bugün bize yürüyece¤imiz yolu gösteriyor. Hat›rl›yoruz de¤il mi, “Öleceksek onurumuzla ölelim” diyen ‘38 isyan›n›n Bese’sini, “Çocuklar›m›z serbest b›rak›lmazsa ancak ölümü al›rs›n›z” diyen Didar Abla’y›, da¤lar›n ufuklar›nda silah elde topra¤a düflen Yeter’leri, Kamile’leri, Zelal’leri... Sonra Engizisyon Mahkemeleri’nde yüce ülküsünü çekinmeden hayk›ran Rosa’y›, 1941’de Moskova’n›n kuzeyinde faflizme karfl› savafl›rken, “Kardefller hoflçakal›n, kardefller, kavga sonuna kadar. Duyuyorum nal seslerini, geliyor bizimkiler!” diyerek zafere olan inanc›n› asla kaybetmeyen 18 yafl›ndaki Partizan Zoe’yi ve de koynunda bombalarla iflgalci tanklar›na karfl› gözünü k›rpmadan intihar sald›r›s› yapan Filistin ve Afganistanl› kad›nlar›n direnifllerini… Vietnam’da Yanki’leri dize getiren cephenin k›z›l kad›n Partizan› Su’nun taviz vermez kararl›l›¤›n›, Somozo’ya karfl› verilen özgürlük mücadelesine üstün fedakarl›klar göstererek, k›zg›n savafl hatlar›nda küçük birliklerden büyük taburlara kadar her kademede önder konumlar›yla, az say›daki güçleriyle Nikaragua kad›n›n›n savafl esnas›ndaki fedakarl›klar›n›, militanl›klar›n›… Ve ülkemizde ulusal, cinsel, s›n›fsal bask› kufla¤› alt›nda prangalar›n› parçalayarak devrim mücadelesi içinde yer alan, de¤iflirken de¤ifltirmenin prati¤ine girerek, k›sa sürede mücadele içinde ön saflarda yer alan kad›nlar›m›z›. Ülkemizde s›n›f mücadelesi içinde topra¤a düflen pek çok devrimci kad›n›n arkadakilere b›rakt›¤› oldukça zengin bir miras vard›r. Proleter kad›nlar, Krupskaya’dan, Zetkin’den, Kollontai’den, Çiang Çing’den ö¤rendi¤i gibi; Sabahat Karatafl’tan, Ayçe ‹dil Erkmen’den, Hatice Yürekli’den, Lale Çolak’tan, Yeter Güzel’den ve ad›n› burada sayamayaca¤›m›z binlerce devrimci kad›n›n mücadele prati¤inden de ö¤renmelidir. Proletarya Partisi’nin tarihine bakt›¤›m›zda ilk kad›n flehit Meral Yakar’dan, ilk kad›n Ölüm Orucu flehidi Nergiz Gülmez’e ve ilk flehit kad›n komutan Ayfer Celep’e kadar onlar-
Pusula Ana görevlerimiz ›fl›¤›nda faaliyetimize yo¤unlaflal›m! Proletarya Partisi’nin dikkatini tali sorunlara de¤il, ana sorunlara vermesi ve dahas› tüm enerjisini ve gücünü s›n›f mücadelesinin teorik ve pratik sorunlar› üzerinde yo¤unlaflt›rmas› gerekir. fiu aç›k ki, merkezine s›n›f mücadelesini oturtan bir parti kendi iç sorunlar›n› çok daha kolayca aflabilir. Di¤er bir anlat›mla; merkezine s›n›f mücadelesini oturtan, s›n›f mücadelesinin taktik ve stratejik sorunlar› üzerine yo¤unlaflan bir partinin hem hedefleri büyür ve hem de ufku genifller. Hedeflerin büyütülmesi, ortaya konulan pratik çaban›n somut sonuçlara dönüflmesi, sadece Proletarya Partisi’ne yeni görevler yüklemez ayn› zamanda sorumluluklar›n› daha da artt›r›r. Sorumlulu¤u artan, yani emekçilerin, ezilenlerin güvenini asgari düzeyde kazanan ve kendi sorunlar›n›n çözümü noktas›nda partiye duyulan ihtiyac›n artmas›, partiyi tali sorunlardan uzaklaflt›rmaya zorlar. Yine, büyük hedeflere kilitlenerek genifl y›¤›nlar›n sorumlulu¤unu tafl›ma
bilinci, sorunlar› ele alma ve çözüm yöntemleri sunma konusunda daha sa¤l›kl› ve çözücü yaklafl›mlara vesile olur. Ve ayn› zamanda s›n›f mücadelesine kilitlenerek tarihsel sorumluluklar yüklenmifl bir parti, kendi iç sorunlar›n› çözmede de daha ilkeli ve hoflgörülü davran›r. Bu güce eriflen bir partinin, kadro ve militanlar›nda daha çok devrimci heyecan ve coflkunun olaca¤› muhakkakt›r. Bu da baflar›lara zemin haz›rlar. Pratik baflar›, iç güvenin geliflmesini, kolektif mekanizman›n tüm kurumlar›yla daha ahenkli çal›flmas›n› sa¤lar. Güvenin, güçlü yoldafll›k ba¤lar›n›n oldu¤u bir yerde, parti içi sorunlar› tart›flman›n ve sorunlar›n afl›lmas› için ortaya kolektif bir irade koyma pratiklerinin daha etkili olaca¤› aç›kt›r. Güvenin oldu¤u yerde en ayk›r› fikirler dahi büyük bir olgunlukla dinlenir. Samimi bir durufl ve sab›rla ileri sürülen fikirlerin neden yanl›fl oldu¤u ortaya konulmaya çal›fl›l›r. Di¤er bir ifadeyle
ca partili kad›n militan›n mücadeleyi her yerde ve her aflamada omuzlad›¤›n› görüyoruz, tüm zorluklara ve engellere ra¤men. Ülkemiz gibi yar›-sömürge, yar›-feodal ülkelerde kurtuluflun Halk Savafl›yla mümkün oldu¤unu bilen proleter kad›nlar, da¤larda da yoldafllar›yla omuz omuza yer alm›fl ve bu onurlu mücadelede ölümü birlikte kucaklam›fllard›r. Nilüfer Atav da da¤larda yoldafllar›yla ölümü kucaklayan yi¤it kad›nlardan biridir. Devrime ve halk›n davas›na daha fazla katk› sa¤lamak için yüre¤i gerilla faaliyetine kat›lma iste¤iyle yan›p tutuflan Nilüfer Atav, Ekim 1993’te Halk Ordusu gerillalar› aras›nda yerini al›r. 1994’ün Ocak ay›nda aralar›nda Nilüfer Atav’›n da oldu¤u bir gerilla
Ç›kan çat›flmada Nilüfer Atav flehit düflerken, Adem Asal yaral› olarak tutsak düfler ve 9 Ocak 1994’te iflkencede katledilir. Kavgada yitirdi¤imiz yüzlerce flehidimizin yaflamlar›ndan ç›kard›¤›m›z ortak sonuç; an›n görevleri ve sorumluluklar› karfl›s›nda, koflullar›n a¤›rl›¤›na, temponun yavafll›¤›na ald›rmaks›z›n, bizi sarmalayan bask›lara ra¤men yürümek ve yürümek. Ancak bu yürüyüflün, durumu tersine çevirecek oldu¤unu bilince ç›kararak yürüme iradesini ortaya koymak. Her birinin ölümü erken, gidiflleri tez. Bu gerçe¤i onlar da çok iyi biliyorlard›. Ancak bu bilinçtir ölümü küçültme ve cüretle üzerine yürüme bilinci ve prati¤ini gösterme iradelerine neden olan. Her biri onlarca y›l› aflk›n süredir
birli¤inin k›fl için bar›nak haz›rl›klar› yapt›klar› bir gün, düflman›n yo¤un kuflatmas›n› fark edip, hemen mevzilenerek çat›flmaya bafllarlar. Ans›z›n neye u¤rad›¤›n› anlayamayan düflman güçleri, di¤er Partizanlar›n da mevzilenip sald›rmas›yla panikleyerek geri püskürtülür. Bu durumdan yararlanan gerilla çat›flma bölgesini terk eder. Birli¤in sa¤l›kl› bir flekilde çekilmesini Nilüfer Atav, mevzilendi¤i yerden düflman› sürekli kurflun ya¤muruna tutarak sa¤lam›flt›r. Bu çat›flmada birli¤inden ayr› düflen Nilüfer Atav ve Adem Asal gerilla birli¤iyle iliflkiye geçmek için hiç zaman kaybetmezler. Bunun için tüm kanal ve olanaklar› kullan›rlar. Ancak 3 Ocak 1994 tarihinde Artvin’in Borçka ilçesine ba¤l› Ugur köyünde düflman güçleriyle tekrar karfl›lafl›rlar.
yaz›lan tarihin kilometre tafl› oldular. Kanlar›yla yazd›klar› bu tarihte cüretlerini gelece¤e olan inançlar›nda somutlad›k ve anlamland›rd›k. Umutlar› pazarlamaya soyunanlar, gelece¤i daha puslu hale getirme u¤rafl›nda olanlar bu cüreti anlayamazlar. Cüreti ve kararl›l›¤› göstermek zor süreçlerde, koflu alan›n›n engebeli oldu¤u durumda koflmas›n› baflarmak ve yola devam etmektir. Bugün Onlardan ö¤renece¤imiz temel noktalardan biri budur. Yaflam› düz bir çizgi olarak alg›layamay›z. ‹nifl ve ç›k›fllar› olan engebeli bir yoldur bu. Arfl›nlanan yolun gerçe¤ini böyle kavramaz, böyle bilince ç›karmazsak hayaller çok çabuk k›r›l›r. Çabuk k›r›lan hayaller ayn› zamanda o ha-
yallerin çok sa¤lam olmad›¤›n›n da göstergesi de¤il midir? Beklentilerin gerçeklikle aras›ndaki uçurum bu çabuk düflüflün zeminidir. Ancak irade kendisini tam da bu noktada göstermek durumundad›r. Aradaki uçurumu kapatma iradesini göstermek yani. Onlar yaflamlar›n›n son an›na kadar bu iradeyi gösterdiler ve bunu ö¤rettiler. Ayfer, Münire, Nilüfer daha nice yoldafllar ellerindeki son mermilerine kadar yaral› bedenleriyle çat›fl›rken bu iradeyi temsil ediyorlard›. ‹lmek ilmek örülen ve her ilmekte yüzlercesinin kan›n›n bulundu¤u bu onurlu tarihin yap› tafllar›, boflalan mevzilerini doldurma görevlerini ard›llar›na b›rakarak gittiler. Omuzlar›m›zda hissettik mi bu görevlerin a¤›r sorumlulu¤unu? B›rakt›klar› silah onu kavrayacak yeni elleri beklerken, bu el “benim elim” olmal› gerçe¤ini itiraf etmekten korktuk mu, yoksa hayk›rd›k m›? F›s›lt›yla m› söyledik, yoksa ba¤›rd›k m›? Bunlara verdi¤imiz yan›t, içinden geçti¤imiz süreçte misyonumuzu ve rolümüzü ne kadar kavrad›¤›m›z›n ve en önemlisi de mücadele içindeki duruflumuzun da yan›tlar›d›r. Devrim denilen o büyük alt üst oluflun anlam›n› ezilen milyonlarda somutlad› flehitlerimiz. Ezilen emekçi halk y›¤›nlar›n›n varl›¤› nas›l ki flehitlerimizin yürüyüflünü belirlediyse bizim de yürüyüflümüzü belirleyen nokta budur. Onlars›z, onlara ra¤men de¤il, onlar için ve onlarla birlikte olmas› gerçe¤ini bilinçlerimize kaz›mak durumunday›z. fiehitlerimiz bu bilinçle yürüdüler çünkü. Bunu ö¤rettiler bizlere ve ö¤retmeye de devam ediyorlar. Onlar gibi yürümek, davay› onlar gibi solumak için partili durufl, s›n›f mücadelesinin ciddiyeti ve cüretini kuflanmak anlam›na da gelmektedir. Davan›n s›radan neferleri de¤il, s›ra neferi olma bilincini göstermektir. Kâh zindanlarda, kâh gazete da¤›t›m›nda, kâh bir korsanda, kâh gerillada.... Bu ihtiyaçlar›n hepsini iliklere kadar hissetmek ve bunlar› yerine getirecek cürete sahip oldu¤umuz misyonunu kendimize yüklemek önemlidir. Bu misyonun anlam›n› ço¤altt›¤›m›z taktirde s›ra neferi olaca¤›m›z› bilmek gerekmektedir. Çünkü, “Gelecek, devrimci çözümlemelerin ve bunun üzerinde flekillenecek olan ›srar›n, sabr›n ve cesaretin sahiplerinin olacakt›r.”
böylesi bir durumda yanl›fl fikir sahiplerinin aln›na hemen bir damga vurma yerine, ikna etme yöntemi tercih edilir. Bu yöntemi sa¤layan, pratik baflar›n›n yaratt›¤› güven ve yükledi¤i sorumluluk duygusudur. Elbette ki hepimiz yapt›¤›m›z yanl›fllar›n hesab›n› vermeliyiz. Ancak burada bizim dikkat çekmeye çal›flt›¤›m›z nokta, pratik baflar›s›zl›klar›n oldu¤u dönemlerde her fleyi d›fl›nda arama anlay›fl› yerine, yaflanm›fl olan olumsuzluklarda önce kendi sorumlulu¤unu ortaya koyan bir militan flekilleniflin yarat›lmas› olgusudur. Bu da kavray›fl düzeyinden, devrimcili¤i bir yaflam tarz› olarak alg›lama düflünüfl tarz›ndan ba¤›ms›z de¤ildir. Böylesine bir flekillenifl, her fleyden önce bütüne karfl› derin bir sorumluluk duyar. Parçalarda sa¤lanacak baflar›lar›n bütüne hizmet edece¤i gerçe¤ini bilir, ama gerçek anlamda bir baflar›n›n ancak bütünün militanca hareketinden do¤aca¤›n› da asla göz ard› etmez. Demek ki günlük siyasal çal›flmalar›m›zda önümüze konulan görevler üzerinde yo¤unlafl›rken, asla bütünsellikli bak›fl perspektifinden uzaklaflmamal›y›z. Ufkumuzu dar alanlarla s›n›rlamamal›y›z. Düflünüfl tarz›m›zla, hareket tarz›m›zla, her zaman zincirin bir halkas› oldu¤umuz ve zincirden kopan tek halkan›n pek de bir ifllevi olamayaca¤› bilincine sa-
hip olmal›y›z. Bu kolektif sorumluluk duygusu, en zor dönemlerde dahi bir ç›k›fl yolunu bulma, militanlara güven afl›lama prati¤ine hizmet eder. Tüm bunlar›n yan› s›ra s›n›f savafl›m›n›n yasalar›n› kavrama konusunda bilinç düzeyinde sa¤lanacak her geliflme, yaln›z günü ve gelece¤i anlamaya, çözümlemeye hizmet etmez; ayn› zamanda zorluklar›n s›n›f savafl›m›n›n do¤as›nda varoldu¤u gerçe¤ini de kavramay› sa¤lar. Zorluklarla bo¤uflmak, umutsuzluklara, çaresizliklere, umut ve çare olman›n devrimci militanl›¤›n bir gere¤i oldu¤u daha iyi anlafl›l›r. Yüz kez deneme, yüz kez düzeltme… Bu söylemlerin özeti fludur: Baflar›s›zl›klara, yenilgilere teslim olmak yok, hedefe ulaflmak için, hiçbir engel ve zorluk tan›madan sürekli yürümek, ç›k›fl noktas›n› yakalamak için yöntem zenginli¤i yaratmak. Çünkü bu niteliklere sahip olmak, kazanman›n ön kofluludur. Tam da burada her birimiz kendi kendimize flu soruyu sorabiliriz: Biz bu de¤erlendirmelerin neresindeyiz? Hatalar› düzeltmede, zorluklar› aflmada ne kadar ›srarl›, sab›rl› ve yarat›c›y›z? Bu sorulara verilecek her objektif yan›t hem kendimizin hem de bütünün gerçekli¤ini kavrama ve eksikliklerimizi gidermek için ortaya güçlü bir irade koyma sürecine hizmet edecektir.
Ama flu da bir gerçek ki; böylesine bir düflünüfl ve yürüyüfl temposunu yakalamak, ideolojik inan›fl› ve politik olgunlu¤u flart koflar. Bu silahlardan yoksun olanlar yukarda alt› çizilen gerçeklerin lafz›n› yapabilirler; ama asla onlar› yaflamazlar. Yaflamad›klar› için de baflkalar›n› bu temelde e¤iterek s›n›f savafl›m›n›n s›cak prati¤i içinde savaflt›rmay› da baflaramazlar. Özcesi, tüm enerjimizi merkezi görevimiz olan gerilla savafl›na yöneltmek, bütün alanlardaki çal›flmalar›m›z› bu bak›fl aç›s›yla ele almak olmazsa olmazd›r. Bu perspektif ›fl›¤›nda pratik görevlerimize yönelmek, alanlar›n somut durumunu, güncel görevlerimizi asla gözard› etmemiz anlam›na gelmez. Burada anlafl›lmas› gereken tüm sorunlar›n bu merkezi hedefe hizmet edecek tarzda ele al›nmas› gere¤idir. Merkezi görevi, merkezi halkay› gözard› ederek hiçbir soruna gerçek anlamda çözüm getiremeyece¤imizi kavramal›y›z. Bugün aç›s›ndan bakt›¤›m›zda bir dizi görevle karfl› karfl›ya oldu¤umuzu rahatl›kla söyleyebiliriz. Dolay›s›yla her tarafa koflma, önümüze gücümüzü aflan büyük hedefler koyma yerine, daha gerçekçi, yap›labilir somut pratiklere yönelme, daha mant›kl› ve olmas› gerekendir. Çok büyük söylemler, yerine getirilmesi zor olan kararlar alma s›n›f mücadelesi aç›s›n-
Kavgada ölümsüzleflfleenler Mevlüt Ç›nar: TKP/ML T‹KKO savaflç›s› olan Mevlüt Ç›nar 9 Ocak 1980 tarihinde‹stanbul’da çat›flmada flehit düfltü. Haydar Do¤an: 1958 do¤umlu olan Nedim kod adl› Haydar Do¤an küçük y a fl l a r d a TKP/ML’nin düflünceleri ile tan›flt›. Askeri alanda birçok görev alan Do¤an, Ulafl Bardakç›’n›n katili az›l› faflist U¤ur Gür’ün cezaland›r›lmas› eyleminde ç›kan çat›flmada 10 Ocak 1991 tarihinde ‹stanbul’da flehit düfltü.
Ümraniye Katliam›: 4 Ocak 1994 tarihinde Ümraniye Hapishanesi’ne operasyon düzenleyen devlet Abdülmecit Seçkin, R›za Boybafl, Gültekin Beyhan ve Orhan Özen adl› DHKP/C tutsaklar›n› demir kalaslar ve sopalarla döverek katletti. Gültekin Koç: F Tipi hapishaneleri protesto etmek için ‹stanbul fiiflli’de yapt›¤› feda eyleminde 3 Ocak 2001’de flehit düfltü.
dan pek bir de¤er tafl›maz. Kararlar yerine getirildikçe, söylemler pratikle uyumu yakalad›kça de¤er kazan›r. Güven verici ve ikna edici olur. Dolay›s›yla buradaki temel mant›¤›m›z, büyük tarihsel ad›mlar›n temel tafllar› niteli¤inde olan küçük ad›mlar› atmak olmal›d›r. Kesin olan flu ki; küçük ad›mlar› atmada tereddüte düflenler veya bu beceriyi gösteremeyenler asla büyük ad›mlar atamazlar. Bu anlam›yla s›n›f mücadelesinin bize yükledi¤i her türlü göreve ayn› ciddiyetle ve sorumlulukla yaklaflmal›y›z. Özellikle prati¤e dönük güncel görevler noktas›nda daha atak ve dinamik olmal›y›z. Görevleri küçümseyen de¤il, her görevi yüksek bir sorumluluk bilinciyle yerine getirme anlay›fl› yaflam felsefemiz olmal›d›r. Bu sorumluluk bilinciyle Kürt halk›na dönük sürdürülen imha operasyonlar›na, ›rkç›l›¤a ve flovenizme karfl› pratik tutumlar gelifltirmek güncel bir görevdir. Koflullar ne kadar aleyhimize olursa olsun, mutlaka yapabileceklerimiz vard›r. Yeter ki bunun gereklili¤ine inanal›m. Bu inanç do¤rultusunda ortaya bir irade konuldukça pratik ad›mlar birbirini izleyecektir. ‹flte bu ad›mlar daha büyük hamlelerin habercisi ve örgütleyicisi olacakt›r. Bunun böyle oldu¤unu tarih defalarca kan›tlam›flt›r. Tarihin tan›kl›¤›na inanmal›y›z.
İşçi-köylü 12
Göğün yarısı Ülkede ve dünyada zulmün, sömürünün en katmerlisine kad›nlar maruz kalmaktad›r. Ülkemizde özellikle T. Kürdistan›’nda kad›n olmak, daha bir zordur. Burada kad›nlar sömürüyü, bask›y›, horlanm›fll›¤›, insan yerine konulmamay› daha yo¤un yaflarlar. En baflta da ulusal kimli¤inden, Kürt oluflundan dolay› bask›ya, sömürüye, zulme maruz kal›rlar. Faflist TC taraf›ndan dilini, ulusal kimli¤ini yok edebilmek için bask›lar›n en yo¤unu yaflat›l›r. Bölgede yürütülen Ulusal Kurtulufl Mücadelesine karfl› TC taraf›ndan verilen haks›z savaflta da en a¤›r fatura Kürt kad›nlar›na kesilir. Burjuva feodal zihniyete göre kad›n›n bedeni, ait oldu¤u ulusun “namusu” olarak görülür. Ve ilk sald›r›lar da kad›n›n cinselli¤ine yönelik olur. Bu anlay›fltan dolay› burjuvazi yürüttü¤ü savafllarda önce toplumsal de¤er yarg›lar›na vurmay› hedefler. Savaflt›¤› gücü zay›flatman›n en etkili araçlar›ndan biri oldu¤unu düflünür bu yöntemin. Bunun için T. Kürdistan›’nda korucusunun, askerinin, polisinin en büyük iflkence silah›d›r tacizler, tecavüzler. Taciz ve tecavüzlerle hem kad›n›n bedenine, ruhuna iflkence yap›l›r, hem de mensup oldu¤u ulusun toplumsal de¤er yarg›lar›na, manevi dünyalar›na iflkence yap›lm›fl olunur.
Türkiye Kürdistan›’nda kad›n T. Kürdistan› illeri gelir. Yine yat›r›mlar›n yap›lmad›¤› ya da en az yap›ld›¤› yerler buralard›r. ‹flsizli¤in, yoksullu¤un da en yo¤un oldu¤u yerlerdir. Bu durum da en fazla kad›nlar› etkiliyor. Kad›n›n ev içinde harcad›¤› emek (yemek, bulafl›k, temizlik, çocuklar›n bak›m› vs.) tarlada, bahçede, ah›rda vs. harcad›¤› emek ücretsiz eme¤i oluflturmakta ve hiçbir karfl›l›¤› bulunmamakta, harcanan emek, emek olarak bile görülmemekte. Kad›nlar yaflan›lan sa¤l›ks›z ortamlardan, düzensiz beslen-
üzerinde hâkimiyet oluflturulur. Erkek egemen sistemin devaml›l›¤› için, hâkimiyet alt›nda tutulan kad›ndan, onun koymufl oldu¤u kurallara uymas› istenir. “Sahibi” olan erke¤e itaat etmesi, ihtiyaçlar›n› kusursuz yerine getirmesi, düflünmemesi, bir fleyler istememesi, reva görüleni kabullenmesi beklenir. Erke¤in erkekli¤ini ispatlamas› namusunu korumas›n›n ölçütü olarak kad›n›n üzerinde sa¤lad›¤› denetime ba¤l› görülür. Kad›n›n belirlenen rollerin d›fl›na ç›kma-
Yoksulluk en fazla kad›n› vuruyor Açl›¤›n yoksullu¤un en yo¤un yafland›¤›, altyap› hizmetinin götürülmedi¤i diyarlar›n bafl›nda da
Grevdeki kad›nlar direniflflllerinin 448. gününde kazand› “...Biz bafl›ndan beri stratejiyi sendikan›n kabul edilmesi üzerine kurmufltuk. ‹flveren, sendikay› kabul etti. Bu bizim için çok önemli. Bunu grevin baflar›s› olarak nitelendiriyoruz.” Petrol-‹fl Genel Baflkan› Mustafa Öztaflk›n, 18 Aral›k günü 81 kad›n iflçinin greve ç›kmas›ndan 448 gün sonra Novamed’le sendika aras›nda üç y›ll›k toplu ifl sözleflmesinin imzaland›¤›n› resmen aç›klad›. Toplu ‹fl Sözleflmesiyle grevden önce ayl›k ortalama 350 Avro olan ücretler yüzde 9.20 art›r›larak ortalama 383 Avroya ç›kar›ld›. 1 Ocak 2008’den itibaren ücretler y›ll›k olarak Avro üzerinden yüzde 5 oran›nda art›r›lacak. Art›fl oranlar› 2009 ve 2010’da da yüzde 4 olacak; emekçilere y›ll›k 300 Avro da sosyal paket ödemesi yap›lacak. Anlaflman›n en önemli yan› ise serbest bölgeye bu direniflle sendikal örgütlenmenin girmesi oldu.
Neden greve ç›km›fllard›? ‹flçiler 26 Eylül 2006’da greve gitmiflti. Türkiye’nin dört bir yan›nda kad›nlar örgütlenerek Novamed ‹flçileriyle Dayan›flma Platformu’nu kurmufl ve iflçilere destek olmufltu. Grevdeki kad›nlar›n talepleriyse flöyleydi: * Sendikal örgütlülüklerinin tan›nmas›, ifl güvencelerinin garanti alt›na al›nmas›. * “‹nsanca” koflullarda çal›flabilmek. * Daha yüksek bir ücretle çal›flmak. * Akort çal›flman›n ortaya ç›kard›¤› karper tünel sendromu gibi hastal›klarla mücadele edebilmek, zehirli solüsyonlar solumadan sa¤l›kl› koflullarda çal›flmak. * Çal›fl›rken tuvalete gitmek gibi ihtiyaçlar›n› bask› alt›na almamak. * fiefleri ya da yöneticileri taraf›ndan afla¤›lanmamak.
nas›l hastal›klar› çözmüyorsa; TC’nin yapt›¤› “hukuki düzenleme”ler de töre cinayetlerini engelleyemez. Nitekim töre cinayetleri azalmam›fl, baz› bölgelerde yer yer flekil de¤ifltirmesine sebep olmufltur. Töreye uymazl›¤› gerekçesi ile öldürülen kad›nlar›n aç›k aç›k öldürülmesi yerine bu kad›nlar› intihara zorlama ya da öldürülüp intihar süsü verilme fleklinde cinayetler art›fl göstermeye bafllam›flt›r. KA-MER (Kad›n Merkezi)’in haz›rlad›¤› “Namus ad›na ifllenen cinayetler 2006 Raporu”na göre de, kad›nlar›n % 14’ünün ölüm karar›n› kendisinin uygulamas› için zorland›¤› ifade edilmektedir.
Berdel
Üretim iliflkisinde kad›n T. Kürdistan› feodalizmdeki çözülmenin Bat›’ya k›yasla daha az oldu¤u için burada kad›n aç›s›ndan yaflanan sorunlar daha bir artmaktad›r. Kad›n insan yerine konulmamakta baban›n, kardeflin a¤an›n, afliretin mal›, kölesi olarak görülmektedir. Bu anlay›fl öyle içselleflmifltir ki bir kad›na kaç kardefl olduklar› ya da bir anne-babaya kaç çocuklar› oldu¤u soruldu¤unda, sadece erkekleri söylemektedirler. Ailenin, toplumun olanaklar›ndan, maddi varl›klar›ndan sadece erkek çocuklar yararland›r›lmaktad›r. Bu durum e¤itim-ö¤retim alanlar›nda da yans›mas›n› buluyor. Genel olarak ülkede okuma yazma bilmeyen kad›nlar›n say›s› az›msanmayacak kadar fazlad›r. T. Kürdistan›’nda ise okuma yazma bilmeyen kad›nlar›n say›s› ikiye-üçe katlan›yor. Bu durumun en önemli nedeni; k›z çocu¤unun evlat yerine konulmay›fl›, insan olarak de¤er verilmeyifli, evlenip d›flar› gidecek kifli olarak görülmesi, ev ve tarla ifllerine küçük yafltan itibaren kat›lmalar›ndan kaynakl› onlar›n iflgücüne duyduklar› gereksinim vs.den dolay› aileler taraf›ndan okula gönderilmemesidir.
28 Aralık 2007-10 Ocak 2008
Kad›nlara yönelik aile içi taciz, tecavüz ve ensest iliflkiler çok yo¤un bir flekilde yaflan›yor olmas›na ra¤men çok az› aç›klanmakta. Toplumun kapal› yap›s› hem böylesi sapk›n suç ve e¤ilimlere itiyorken hem de aç›klanmas›n› da engellemektedir. mekten, baflta kans›zl›k (anemi) problemi olmak üzere bir dizi sa¤l›k sorunlar› yaflamaktalar. Kad›nlar yukar›da sayd›¤›m›z ifllerin haricinde yer yer pamukta, tütünde, f›nd›kta da erkeklerle birlikte mevsimlik iflçilik de yapmakta. Buralarda da erkeklerle birlikte ayn› ifli yapt›¤› halde daha az ücretlerle çal›flt›r›lmakta.
Töre… Törenin sözlük anlam› “bir toplumdaki ahlaki davran›fl biçimleri, adap”t›r. Yaz›l› olmayan ama toplumun uymak zorunda oldu¤u kurallar bütünüdür. Toplumun ahlak kurallar›n› da, siyasi ekonomik iliflkiler belirler, flekillendirir. Burjuva-feodal sistem varl›¤›n› koruyup, güçlendirmek için ahlak kurallar›n› da kendi belirler. Bu ahlak kurallar› erkek egemen anlay›fl üzerinden flekillenir. Kad›n için geçerli olan ahlak kurallar› erkek için geçerli de¤ildir. Bu kurallarla kad›n cinsi
s› korunmak istenen sistemin bozulmas› anlam›na gelir. Bu durumda “namus”a söz gelmifl, kirlenmifltir. Bunu temizlemenin yolu söz gelmesine neden olan kad›n›n aile meclis karar›yla ortadan kald›r›lmas›, öldürülmesidir. Bu gerici feodal de¤eri yaratan ve yaflam›n her alan›na yayan, besleyen sistemdir. Bütün kurumlar›yla, ideolojik ve kültürel ayg›tlar›yla beslemektedir. Buna en somut örnek TC mahkemelerinin verdi¤i kararlarla töre cinayetlerini meflrulaflt›ran tutumlar›d›r. Son y›llarda yaflanan töre cinayetleri devrimci ve ilerici çevrelerin çal›flmalar›n›n da etkisiyle daha fazla teflhir olmufl, toplumun belli kesimlerinden tepkiler yükselmifltir. Faflist sistemse bir yandan bu gerici de¤erleri beslerken artan tepkilerden dolay› sözde “hukuki düzenleme”ler yap›p, töre cinayetlerinde ceza art›r›m›na gitmifltir. Batakl›¤› kurutmak yerine 3–5 sinek avlamak
Ülkemizde, özellikle de T. Kürdistan›’nda karfl›m›za ç›kan gerici feodal geleneklerden biri de berdeldir. Berdel ya bafll›k paras› yüzünden ya da farkl› nedenlerle iki aile aras›nda k›z ve erkek çocuklar›n›n çapraz evlilik yapt›r›lmalar›d›r. Burada al›nan k›stas kad›n›n ihtiyaçlar›, istekleri de¤il, yine erke¤in ihtiyaçlar› ya da istekleridir. Paran›n olmad›¤› ya da parayla karfl›lanmayan “borcun” bedeli, ödenen diyeti kad›n olmaktad›r. Bir anlamda kad›n para yerine kullan›lmaktad›r. Asl›nda bu karfl›l›kl› iki aileden iki kad›n›n de¤ifliminin özü feodalizmdeki mal›-malla de¤ifltirme, takas etme anlay›fl›d›r. Mal›-malla de¤ifltirme anlay›fl›n›n “geliflmifl” hali de bafll›k paras›d›r. Burada da kad›n ticari bir mal, meta olarak görüldü¤ü için al›n›p sat›lmaktad›r. GAP Kad›n Araflt›rmas›–1994 Raporu’na göre bölgede bafll›k paras›, kentlerdeki evliliklerde % 47, k›rsal kesimlerdeki evliliklerde de % 70 düzeyinde geçerlili¤ini sürdürmekte.
Kad›na yönelik fliddet ve tecavüz Toplumda yaflanan fliddet olgusunu da en yo¤un kad›nlar yaflamakta. Kad›nlar hem devlet kaynakl› fliddete, hem toplumsal fliddete, hem de aile içi fliddete en fazla maruz kalanlard›r. Fiziki ve psikolojik fliddet aile içinde, afliret içinde ya da devletin kurumlar›nda, nerede uygulan›rsa uygulans›n temel mant›k ayn›d›r. Egemen olan›n egemenli¤ini devam ettirebilmesi için fliddet yoluyla karfl›s›nda, ezilen konumundakinin itaat etmesini sa¤lamakt›r amaç. Kad›n›n da itaat etmesi kendine biçilen rolü kabul etmesi için baflta fiziksel fliddet (dayak, iflkence, yaralama, öldürme vs.) olmak üzere daha da yo¤un olarak psikolojik fliddet uygulanmakta-
AT‹K Kad›nlar Komisyonu, Ola¤an 7. Kurultay›n› baflflaar› ile gerçekleflflttirdi Emperyalizmin; dünyan›n her yerinde ezilen halklar üzerinde topyekün sald›r› furyas›n› gerçeklefltirdi¤i, genel olarak kad›nlar üzerindeki teslim alma, kendine yabanc›laflt›rma ve kölelefltirme politikalar›n›n, özel olarak da emekçi kad›nlar üzerindeki sömürünün, yoksullu¤un ayyuka ç›kt›¤› bir süreçte, AT‹K Kad›nlar Komisyonu 7. Kurultay›’n› 8-9 Aral›k 2007 tarihinde, Frankfurt’ta baflar› ile gerçeklefltirdi. 8 Aral›k Cumartesi sabah› delege tespitinden sonra resmen bafllat›lan Kurultay, sayg› duruflu ve aç›l›fl konuflmas›ndan sonra, iki gün boyunca Kurultay’› sa¤l›kl› bir flekilde yönetecek olan divan seçimini gerçeklefltirdi. Divan’›n daha önceden belirlenen gündemi delegelerin oylamas›na sunup onay almas›ndan sonra, Kurultay›m›z›n siyasi perspektif tasla¤› olan “Siyaset, örgütlenme ve çal›flma yaflam›nda kad›n soru(su)nu” okunurken ayn› zamanda görsel sunumu da gerçeklefltirildi ve daha önceden bölgelere gönderilmifl olan siyasi taslak tart›flmaya aç›ld›. Cumartesi ö¤leden sonraya kadar süren perspektif tasla¤›na yönelik tart›flmalar esnas›nda, kolektif akl›n egemenli¤i belirleyici olmufltur. Kongrenin siyasal tart›flma bölümünde öncelikle delege kad›n arkadafllar, bölgelerinde gerçeklefltirilen tart›flmalar›n sonuçlar›n› aktard›lar, daha sonra da kendi düflünceleri do¤rultusunda tasla¤› de¤erlendirdiler. Taslak, delegeler ve kat›l›mc›lar taraf›ndan genel olarak olumlu bulunurken, baz› eksikler noktas›nda getirilen önerilerden
sonra, eksiklerin de tamamlanmas› ile taslak, delegelerin oybirli¤i ile onayland›. Kurultay›m›za delegasyon olarak kat›lan MLPD’den iki kad›n arkadafl›n kad›nlar›n s›n›fsal sömürü-
sünün yan›s›ra cinsel bask›ya maruz kal›fllar›n›, ama ayn› zamanda kad›nlar›n enternasyonal alanda s›n›f mücadelesinde oynad›klar› rolün ve sa¤lad›klar› baflar›lar›n önemi üzerine yapt›klar› konuflma büyük be¤eni kazand›. Ayr›ca, “kad›na yönelik fliddet” üzerine Berlin’de çal›flmalar yürüten bir kurum olan Stybor’dan iki kad›n arkadafl da göçmen emekçi kad›nlar›n sorunlar› üzerine k›sa birer sunum gerçeklefltirdiler. Ard›ndan Hacettepe Üniversitesi Antropoloji bölümü ö¤retim üyesi ve 1975’ten beri kad›n çal›flmalar›nda yer alan Sibel Özbudun kürsüde yerini alarak, “Ataerkillik ve kad›n” konulu sunumunu bizlerle paylaflt›. Bir sonraki ama en önemli gündemimiz olan “Göçmen emekçi kad›nlar›n örgütlenme perspektifi ve faaliyet raporu”nun sunumuna geçildi.
9 y›l boyunca kurultaylar›m›z› gerçeklefltirememifl olmam›z nedeniyle, en az 10 y›ld›r örgütlenme perspektifimizi tart›flamam›flt›k. Bu nedenle de alanlarda ciddi sorunlar yaflanmaktayd›. Daha 1991’de gerçeklefltirdi¤imiz 1. Kurultay›m›z’da ald›¤›m›z, “özerklik” karar›n›n, gerek kurumlar›m›z aç›s›ndan gerekse de kad›n faaliyetçilerimiz aç›s›ndan yeterince kavranamamas› ve kavrat›lamamas› nedeniyle birçok alanda etki-yetki kargaflas› yaflanmakta idi. Bu durum da elbette kad›n çal›flmam›z›n yara almas›na sebep olmaktayd›. Bu nedenle bu y›l gerçeklefltirdi¤imiz Kurultay›m›zda çok büyük bir önem tafl›maktayd› bu gündem maddesi. Pazar günü ö¤leye kadar süren tart›flmalarda, perspektif yaz›s›n›n olumlu ve olumsuz yanlar›na iliflkin getirilen öneri ve elefltirilerden sonra tasla¤›n, delegelerin ezici ço¤unlu¤u taraf›ndan onaylanmas›yla
göçmen emekçi kad›nlar›n örgütlenme perspektifi, “özerk, özgün ve özgürlükçü” olmas› gerekti¤i fleklinde bir kez daha netlik kazand›. Mali raporun sunumu ve oybirli¤i ile onaylanmas›ndan sonra, Komisyonumuzun logosunun belirlenmesi gündemine geçildi. Komisyonumuzun 17 y›ll›k bir geçmifli olmas›na ra¤men, bizi tan›mlayacak bir logomuzun olmamas› bir eksiklikti. Bu nedenle geçen y›lki 6. Kurultay›m›zda, 7. Kurultaya kadar altlarda bir çal›flman›n yürütülmesi ve 7. Kurultayda logonun netlefltirilmesi karar› al›nm›flt›. Nedir ki; Kurultaya geldi¤imizde elimizdeki çal›flmalar yeterli görülmedi¤inden bu sürenin bir y›l daha uzat›lmas›na karar verildi. Yeni yönetim organ›n›n seçimi, dilek ve temennilerin sunumundan sonra 7. Kurultay›m›z, çoflkuyla at›lan “Birlik mücadele zafer”, “Yaflas›n AT‹K, YDG, Yeni Kad›n!” sloganlar› eflli¤inde sona erdi. (AT‹K 7. Dönem Kad›nlar Komisyonu )
Karelerde Novamed direniflflii... Kad›n iflçilerin onurlu direnifli, foto¤raflarla Karfl› Sanat Galerisi’ne misafir oldu. ‹flçi kad›nlar›n uzun mücadelesinin çeflitli anlar›ndan kareler yans›tan sergi, direnifle destek veren kurumlar arac›l›¤›yla düzenlendi. Sergide yay›nlanan foto¤raflar Nilgün Yurdalan, Ayfle Baziki, Melek Özmen ve Ebru A¤ao¤lu’na ait. Sergide yer alan bir di¤er ifl de Novamed direnifli filmi. Bu film ise Filmmor Kad›n Kooperatifi’den Güliz Sa¤lam ve Feryal Sayg›l›gil’in çal›flmalar›. 40 foto¤raftan oluflan serginin haz›rlay›c›lar›ndan Nilgün Yurdalan, Novamed grevinin Türkiye’deki kad›n hareketi tarihi için tafl›d›¤› öneme de¤inerek, “bu sergi ayn› zamanda grevle dayan›flman›n da tarihini anlat›yor” diyor. (‹stanbul)
d›r. Tehdit, küfür, hakaret, hor görme, yok sayma, afla¤›lama ve buna benzer onlarca flekilde yans›makta, yaflanmakta. Toplumda çok yayg›n olan ve T. Kürdistan›’nda da yo¤un olarak yaflanan aile içi fliddet çok çeflitli flekillerde yaflanmakta. Kad›nlara yönelik aile içi taciz, tecavüz ve ensest iliflkiler çok yo¤un bir flekilde yaflan›yor olmas›na ra¤men çok az› aç›klanmakta. Toplumun kapal› yap›s› hem böylesi sapk›n suç ve e¤ilimlere itiyorken hem de aç›klanmas›n› da engellemektedir. Esas olarak da ma¤dur olan, tacize tecavüze u¤rayan kad›n olmas›na ra¤men, suçlanan, sorumlu tutulan, öldürülen de kad›n oldu¤u için gizlenmekte, aç›klanmamaktad›r.
Kad›n kul de¤il! Kad›nlarda da bu ezilmiflli¤i, hor görülmüfllü¤ü, sessiz bir kabullenifl söz konusudur. Kad›nlar›n yaflad›klar› bu bask›lar karfl›s›nda sessiz kalmalar›n›n nedeni, yüzy›llar boyunca toplumsal yaflamdan uzak tutulmalar›, edilgenlefltirilmeleri ve toplumsal olarak kendilerine yüklenen rollerin kabul ettirilmifl, içsellefltirilmifl olmas›d›r. Kul efendisine nas›l ki boyun e¤er, itaat eder köle olursa; bu kültürle flekillenen kad›n da kendi “sahibi”ne, “efendisi”ne köle olur/oldurtulur. Bu durum nesilden nesile, anadan k›za çeyiz miras olarak kal›r/kabullendirilir. Erkek egemen zihniyetin parças› besleyeni haline gelir. Unutulmamas› gereken di¤er bir yönü de kad›nlar›n bunca ezilmiflli¤ine, hor görülmüfllü¤üne ra¤men daha direngen bir yönleri de vard›r. Ezilenlerin ezileni olan emekçi kad›nlar da yakalad›klar› küçücük umutlara bile daha s›k› sar›l›yorlar. Cinsel, ulusal, s›n›fsal bask›y› en yo¤un yaflayan Kürt kad›nlar› da gördükleri ›fl›¤a daha çok sar›lmaktad›r. Bugün binlerce Kürt kad›n›n›n ulusal hareket saflar›nda ya da Türkiye Devrimci Hareketi içinde yanan ›fl›¤›, atefli harlad›klar›na da tan›kl›k etmekteyiz.
Kurtulufl kad›nlar›n gerçekleri görmesinde Biz kad›nlar gücümüzün fark›na varal›m. Bizler ne “eksik etek”iz, ne “ikinci cins”iz. Bizi hor gören, afla¤›layan, dilimizi yasaklayan, kültürümüzü yaflatt›rmayan, yerimizden yurdumuzdan eden, tacizleri, tecavüzleri, ölümleri reva gören zihniyet ve sistemlere karfl› dural›m. Bizi kad›nerkek eflit olarak görmeyen, erke¤i üstün tutan anlay›fllara, sistemin gerici toplumsal rollerine boyun e¤meyelim. Bizi prangalayan gelenekleri, töreleri, dini parçalay›p onlar›n kendi çöplüklerine f›rlatal›m.
Fuhuflflaa zorlanan kad›n yasalar› zorluyor! Kad›na yönelik ayr›mc›l›k hala yasal düzenlemelerle korunuyor. Devletin denetimdeki fuhufl evlerinde kad›nlar zorla al›konulup sat›l›rken, devlet ancak kendi denetimi d›fl›na ç›kan fuhufl pazarlar›na müdahalede bulunuyor. Elbette ki kad›nlar›n yaflamlar›n›n karart›larak tecavüze u¤ramas› ve sat›lmas› da devletin korudu¤u bir durumu oluflturuyor. Öyle ki son olayda tekrar yafland›¤› gibi bir hayat kad›n›na tecavüz etmek cezas›z kal›yor. Bir süre önce “Kedi Operasyonu” ad› alt›nda, kad›nlara fuhufl yapt›ran bir çeteye operasyon gerçeklefltirilmiflti. ‹ddianamede, 23 yafl›ndaki ‹rina Ryabchenko’nun ‹stanbul’da fuhufl çetesinin eline düfltü¤ü, Ejder Topak’a sat›ld›¤›, Topak ile 2 kifli taraf›ndan dövülüp 4 gün boyunca tecavüze u¤rad›¤› belirtilmiflti. Fuhufl çetesinin liderleri Ejder Toprak ve Mehmet Do¤an Rusya uyruklu ‹rina Ryabchenko’a tecavüzden beraat etti. Beraat nedeni olarak mahkeme kararda “Yabanc› uyruklu kad›nlar›n Türkiye’ye ne amaçla geldikleri bilinen bir gerçektir” ifadesini kullanarak kad›nlar›n toplumdaki yerine ve fuhufl sorununa bak›fl aç›s›n› ortaya koydu. Kad›na yönelik devlet taraf›ndan yap›lan bu uygulamalar, kâr h›rs›yla hareket eden düzenin birer ürünü. ‹nsan olgusunu ortadan kald›rarak kad›nlar› da kendi iradesi söz konusu olmayan, sat›labilen ve kullan›labilen birer meta olarak kabul ediyor sistem. Elbette bu sadece TC devletinin de¤il emperyalist düzenin bak›fl aç›s›d›r. Daha önce de Amerika’da yaflanan bir olayda kad›n yarg›ç, silah zoruyla 5 arkadafl›yla birlikte hayat kad›n›na tecavüz etmekten tutuklanan genci serbest b›rakm›flt›. Bu olay›n en ac› verici noktas› suçlular›n serbest kalmas› de¤il suçun nitelenmesiydi. Hakim “seks hizmetini silah zoruyla çalmaya teflebbüs”, yani h›rs›zl›ktan yarg›lamaya karar verdi. Hayat kad›n›na 6 kiflinin silah zoruyla yapt›¤› insanl›k d›fl› suç tecavüz de¤il “kâr” kayb› olarak nitelendirildi. Övülerek göklere ç›kar›lan burjuva demokrasisinin acizli¤i gözler önüne serilirken kad›n›n kurtuluflunu sa¤layacak esas savafl›n s›n›f savafl› oldu¤u da ortaya ç›kan sonuçlar içinde yer al›yor.
İşçi-köylü 13
28 Aralık 2007-10 Ocak 2008
Yunanistan emekçileri : “Sosyal Güvenlik Yasas›”na hay›r... Geçirilmeye çal›fl›lan “Sosyal Güvenlik” Yasas›’na karfl› ülkenin dört bir taraf›nda yüzbinlerce kitle sokaklara döküldü. GSEE ve ADED‹ konfederasyonlar›n›n 24 saatlik grevine sa¤lanan yüksek kat›l›m sonucu, ülkede hayat durma noktas›na geldi. Greve kat›l›m›n yüksek oldu¤u mitingler son y›llar›n en kitlesel mitingleri oldu. Atina’da, iflçilerin, memurlar›n, ö¤rencilerin, iflsizlerin kat›ld›¤› eylem ve yürüyüfllere tahminlere göre 150.000 emekçi kat›ld›. Pedio Arios Meydan›’nda saat 11.00’de bafllayan mitingde, konfederasyon baflkanlar›n›n ve sendika yöneticilerinin yapt›klar› konuflmalardan sonra yürüyüfle geçildi. Yürüyüfl boyunca, “Bu yasa geçmeyecek”, “ Herkese ifl-tedavi hakk›”, “Yasalar iflçilerin hakk›d›r”, “Sosyal güvenlikten elinizi çekin”, “Diyaloga hay›r”, “PASOK-ND ayn› sömürü, ayn› terör”, “Kahrolsun sendika a¤alar›”, “‹flçigençlik el ele zafere” sloganlar› canl› bir flekilde at›ld›. Sindagma Meydan›’na ulafl›ld›¤›nda k›sa çat›flmalar›n yafland›¤› eylem genel anlamda sorunsuz geçti. Eylemler s›ras›nda polisin ortal›kta fazla görünmemesi ise dikkat çeken bir nokta oldu. Eylemlerin trafik kameralar›nca izlenmesine karfl›, eylem öncesi getirilen vinç ile kameralar›n üzerleri örtülerek yasad›fl› uygulama protesto edildi. Taksiki Poria-S›n›f Yürüyüflü pankartlar› alt›nda eyleme kitlesel kat›l›m sa¤layan yoldafllar sloganlar› ve canl›l›klar› ile dikkat çekti. (Yunanistan’dan bir ‹K okuru)
Hindistan’da, HKP(M) önderli¤inde yükselen Halk Savafl›’n›n Hindistan egemenleri üzerinde yaratt›¤› panik havas› sürerken, geçti¤imiz günlerde Maoist tutsaklar›n gerçeklefltirdi¤i baflar›l› firar eylemleri ile birlikte, bu panik havas› daha da artt›. Chattisgarh eyaletinde bulunan Dantewada Hapishanesi’nden 105’i Naxalit (Maoist) olmak üzere toplam 299 mahkum silahl› bir firar ile kaçt›. Ancak kaçan Maoistlerin say›s›n›n verilenin çok üzerinde olabilece¤i söylenmekte. 16 Aral›k 2007 gerçekleflen firar s›ras›nda üçü gardiyan toplam 5 güvenlik görevlisi de yaraland›. Çok önceden tasarlanm›fl oldu¤u belli olan isyan, güvenlik a盤›n›n olufltu¤u bir s›rada, tek kiflilik hücrede tutulan Maoist komutan Sujit Kamer’in bir gardiyan› etkisiz hale getirmesi ve silah›n› ele geçirerek atefl etmesi ile bafllad›. Hapishane kaynaklar›n›n verdi¤i bilgilere göre, mahkumlar›n açt›¤› atefl s›ras›nda üç gardiyan da yaraland›. Ancak eyalet yönetimi taraf›ndan daha sonra yap›lan aç›klamada, yaralanan gardiyan say›s›n›n üç de¤il, befl oldu¤u söylendi. 377 mahkumun kald›¤› Dantewada Hapishanesi Maoistlerin denetimi alt›nda olan bir bölgede yer almakta ve eyalet baflkentine uzakl›¤› ise 375 km. Hindistan egemen güçleri HKP(M)’nin üst düzey kadrolar›n›n bu bölgede bulundu¤unu iddia etmekteler. Eyalet yönetiminin aç›klamas›na göre, firar eden tutsaklar, giderken yanlar›na bir INSAS silah›, üç tabanca, üç piyade tüfe¤i ve gardiyanlara ait telsiz setini alm›fllar.
Ekim Devrimi’nin üzerinden 90 y›l geçmesine ra¤men, insanl›¤›n bugün karfl› karfl›ya oldu¤u, bask›, sömürü ve hak gasplar› gözönüne al›nd›¤›nda görülecektir ki, insanl›¤›n Ekim Devrimlerine duydu¤u ihtiyaç her zamankinden daha da artm›fl durumda. Bugünün
Bizler, 8-9 Aral›k tarihinde Atina’da yap›lan uluslararas› etkinli¤e kat›lanlar olarak, Alman polisinin, Türkiyeli devrimciler üzerinde estirdi¤i terörü k›n›yor ve devrimciler aleyhinde aç›lan davan›n düflürülmesini talep ediyoruz. -Yaflas›n Enternasyonal dayan›flma! 9 Aral›k 07, Atina ‹mzalar: -YKP (M-L), Yunanistan Komünist Partisi (Marksist-Leninist) -ANNISU (R), Nepal Ulusal Ba¤›ms›z Ö¤renci Birli¤i-Devrimci -NKP (M), Nepal Komünist Partisi (Maoist) -Cebraspo-Brezilya -ILPS Filipinler Seksiyonu -MLPU, Ukrayna Marksist Leninist Parti
Evrensel Bak›fl Geliflmeler zafere gebe Dünyan›n ezilenleri, yeni bir y›l› daha ayakta karfl›lad›lar. Emperyalist metropollerde yükselen direnifller, iflgal edilen bölge halklar›n›n engellenemez direnifliyle nefes al›p vermeyi bir y›l boyunca sürdürdüler. ‹flgallerin emperyalist efendileri, halklara yine diz çöktürmeyi baflaramad›lar. Onlar mazlum halklar› kuflatmaya çal›flt›kça, giderek daralan bir kuflatmaya hapsoldular. Aralar›ndaki çeliflkileri, halklara karfl› sald›r›larda ortaklaflmak üzere bir kenara b›rak›p, y›l boyu say›s›z zirveler gerçeklefltirdiler. Bir dizi yeni sald›r› kararlar›n›n alt›na imzalar att›lar ve hemen akabinde hayata geçirmek için kollar› s›vad›lar. Ancak emperyalist zorbalar›n, ezilenlerin öfkesinden duyduklar› korku, yapt›klar› zirvelerde ald›klar› ola¤anüstü güvenlik önlemlerinde, saklanamaz bi-
t›¤› firardan sonra gerçeklefltirdikleri en büyük firar. Maoistler, geçti¤imiz Mart ay›nda da Orissa’da 40 mahkumun kaçt›¤› bir firar organize etmifllerdi. Firar eden tutsaklara yönelik operasyonlar ise baflar›s›z olmufltu. Yetkililer, asl›nda Maoistleri, Jagdalpur, Bijapur ve Dantewada gibi hapishanelere çok da¤›n›k bir planla ile yerlefltirdiklerini, çünkü tutuklanan Maoist say›s›n›n çok oldu¤unu, bunun da kontrolü zorlaflt›rd›¤›n› söylemekteler.
Maoist tutsaklar›n isyan› sürüyor
Çok say›da Maoist tutsa¤›n firar etmesiyle birlikte bölgede panik havas›na kap›lan güvenlik güçleri, ormanl›k alanda operasyon bafllatt›lar. Ancak havan›n kararmas› ile birlikte bölgeye girmeye çekinen polis güçleri, operasyonda baflar›l› olamad›lar.
AB, Firar “çok iyi haz›rlanm›fl” Operasyona iliflkin aç›klama yapan eyalet baflkan› da operasyonla ilgili baflar›s›zl›¤›, güvenlik güçlerinin gece karanl›¤›nda ormanda kaçanlar› ararken büyük zorluklarla karfl›laflt›klar› ve kap-
saml› kovuflturma için havan›n aç›lmas›n› bekleyecekleri yönlü aç›klamas›yla do¤rulam›fl bulunmakta. Firarileri bulma yönlü baflar›s›zl›klar›n› gizlemek için yap›lan bir baflka aç›klamada ise, Maoistlerin, Dantewada bölgesini de kapsayacak flekilde Bastar’›n tamam›na may›n döfledikleri, akflam saatlerinde operasyon düzenlemenin tam anlam›yla Maoistlerin tuza¤›na düflmek anlam›na gelece¤i söylenmesidir. Bu firar, Maoistlerin 2005 Kas›m’›nda gerçeklefltirdikleri ve 1000 gerillan›n tutuklu bulundu¤u Bihar Hapishanesi’nden 400 Maoist’in kaç-
Nitekim, Dantewada Hapishanesi’ndeki büyük firar›n yank›lar› sürerken, Maoist tutsaklar, kald›klar› Patna Beur Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde de isyan gerçeklefltirdiler. Yüzlerce Maoist tutsak, hapishane koflullar›n› protesto etmek amac›yla, yüksek güvenlikli hapishanenin iç güvenli¤ini büyük oranda ele geçirmifl bulunmaktalar. Bu durum bir hapishane yetkilisi taraf›ndan da flu sözlerle do¤ruland›: “Maoistler, hapishanenin genifl bir k›sm›n›n güvenli¤ini tamamen ele geçirdi.” Maoist tutsaklar, kapat›ld›klar› hücrelerin demir kap›lar›n› k›rarak, biri Maoistlerin üst düzey kadrolar›ndan Ajay Kanu olmak üzere, iki komutan›n firar etmesini sa¤lad›lar. Beur yüksek güenlikli hapishanedeki isyan›n, burada tutulan ve geçti¤imiz günlerde intihar etti¤i söylenen HKP(M) üyelerinden Nagina Manjhi’nin ölümünün ard›ndan ç›kt›¤› söylenmekte.
Ekim Devrimi’nin 90. y›l›nda Atina buluflflm mas›
Kovuflfltturmalara hay›r! Türkiyeli devrimcilerle dayan›flflm maya! Almanya’da yaflayan Türkiyeli devrimciler, demokratlar ve göçmenler, Alman emperyalist devletinin ve onun bask› güçlerinin terörist sald›r›s›n›n hedefi oldular. 5 Aral›k 2007 günü, farkl› flehirlerde, evlerinden ve göçmen derneklerinden gözalt›na al›n›p karakollara götürülen devrimciler, TKP/ML üyesi ya da taraftar› olmak suçlamas› ile mahkemeye ç›kar›lacaklar. Bu sald›r›, emperyalizmin, iflçi s›n›f›n› ve halklar› terörize etmek, onlar›n mücadelelerini engellemek için uygulad›¤› genel sald›r›lar›n bir parças›d›r. Emekçilerin, halklar›n ve Türkiyeli devrimcilerin mücadelesi, halklar› katleden sald›rganl›klara ve kapitalist-emperyalist barbarl›¤a karfl›d›r ve de meflrudur.
Maoist tutsaklar firar etti
Dünya
çimde d›fla vurdu. Zirve bölgelerine örülen metrelerce yüksekli¤inde ve kilometrelerce uzunlu¤undaki duvarlar bile, korkular›na çare olamad›. Korkular› zirve sonras› çektirdikleri “aile foto¤raflar›”na olanca ç›plakl›¤› ile yans›d›. Ya¤ma ve talanlar›n›n merkezinde bulunan Ortado¤u’ya dönük, özde burada girdikleri ç›kmaz› aflma umuduyla, birbiri ard›na yeni stratejiler devreye soktular. Her yeni strateji, Ortado¤u halklar›na dönük katliamlar›n dozunu art›rsa da, gerçeklefltirdikleri her katliam›n, att›klar› her bomban›n, kendilerine daha güçlü direnifl olarak geri dönmesini engelleyemediler. Ezilen, katledilen, iflgallere u¤rayan halklar, küllerinden yeniden do¤arak aya¤a dikilmeyi sürdürdüler ve sürdürmekteler. ‹flgallerin ve iflgallere harcanan mil-
Ekim Devrimlerini yaratman›n bir yolu da, dünün deneyimlerine, derslerine ve yanl›fllar›na yeniden göz atmaktan geçmektedir. Tabii Ekim Devrimi’ni salt tarihi bir olay olarak de¤il, yeni devrimler yaratacak bir deneyim perspektifiyle ele almak durumunday›z. Bu do¤rultuda, Atina’da Ekim Devrimi’nin 90. y›l› dolay›s›yla, YKP(M-L) taraf›ndan, uluslararas› bir buluflma gerçeklefltirildi. Etkinli¤e Nepal, Brezilya, ‹talya, Filipinler ve Ukrayna’dan parti ve örgüt temsilcileri kat›ld›. Etkinlik, 8-9 Aral›k 2007 tarihlerinde, Pandiyo Üniversitesi’nde gerçeklefltirildi. ‹lk günkü sunumlar›n konusu, devrim, sosyalist infla ve geriye dönüfller oldu. Sunumlarda, devrimin gerçeklefltirildi¤i koflullara, içte ve d›flta gerçeklefltirilen karfl› devrimci müdahalelere ve bunlara karfl› devrimin savunulmas› için verilen mücadelelerin zorluklar›na de¤inildi. Sosyalizmin inflas› bölümünde ise, tarihte ve ilk defa bir ülkede sosyalizmin inflas›n›n önemine vurgu yap›ld›. Geriye dönüfller noktas›nda ise, 20. Kongre ve Stalin sonras› bafllayan kapitalizme dönüfl süreci, SSCB’nin sosyal emperyalist bir karaktere bürünmesi
ve revizyonizmin komünist hareketler üzerindeki etkisine de¤inilerek, revizyonizme karfl› mücadelenin önemine vurgu yap›ld›. ‹kinci gün ise, günümüzde devrimci sü-
yarlar›n faturas› ödetilmeye çal›fl›lan emperyalist ülkelerin iflçi s›n›f› ise, bu ekonomik-siyasal faturay› ödememekte kararl› olduklar›n›, hayat› felç eden genel grev ve daha bir dizi direnifllerle gösteriyor. Öyle görünüyor ki, 21. y.y.’›n fliddetli çat›flmalara gebe oldu¤u tespitine uygun olan bu geliflmelerin dozu, önümüzdeki y›l ve onu takip eden y›llarda, daha da artacak, ezenler ve ezilenler aras›ndaki çat›flmalar önümüzdeki süreçte daha da fliddetlenecek. Çat›flmalar›n gelece¤i düzeyden duyulan korkudand›r ki, emperyalist ülkelerde “Terörle Mücadele” konsepti, neredeyse tüm temel hak ve özgürlükleri ortadan kald›rmay› hedeflercesine, bu süreçte daha büyük bir h›zla iflletilmeye çal›fl›lmakta. Toplumsal muhalefeti, özde ise sistem karfl›t› halk hareketlerini, iflçi s›n›f›n›n hak arama mücadelesini bo¤may› hedefleyen bu çabalar kapsam›nda, emperyalist ülkelerdeki göçmen iflçilerin, mültecilerin buralarda yaflama hakk› giderek ortadan kald›r›lmaya çal›fl›lmakta. ‹stihbarat birimlerinin ortaklafla gerçeklefltirdi¤i operasyonlarla,
devrimci komünist hareketler baflta olmak üzere, halk hareketlerinin önü kesilmeye, verilen destek ortadan kald›r›lmaya çal›fl›lmakta. Bu yönelim, geçti¤imiz haftalarda TKP/ML’ye destek verildi¤i vb. iddialarla, Almanya’n›n birçok kentinde efl zamanl› olarak yap›lan ev ve kurum bask›nlar›nda daha da net bir biçimde gözler önüne serilmifltir. Emperyalistler, göçmenleri kendi halklar› nezdinde potansiyel “terörist” ilan etmeye, sosyal y›k›ma ba¤l› yoksullaflman›n, iflsizli¤in faturas›n› buradaki “yabanc›” kökenlilere ç›karmaya, bunlar› kendi halk›n›n gözünde “düflman” ilan etmeye dönük bu uygulamalarla birlikte, kendi iflçi s›n›f›na dönük gerçeklefltirdi¤i sald›r›lar›n üzerini örtece¤ini, karartaca¤›n›, hedef flafl›rtaca¤›n› düflünmektedir. Bundand›r ki, ›rkç›-faflist politikalar bir kez daha tüm dünyada, iflçi-emekçi y›¤›nlar›n gerçek düflman›n› görmemesi için devreye sokulmaktad›r. Ancak, böl-parçala-yönet politikas›na, bir kez daha ve belki de her zamankinden daha güçlü bir biçimde sar›lan egemen s›n›flar, bu politikan›n faturas›n›
reçler ve direnifller konusu ele al›nd›. Bu bölümde her örgüt kendi ülkesindeki halk hareketleri ve mücadele deneyimlerini aktararak, yeni yüzy›lda, yeni Ekim Devrimlerine duyulan ihtiyac›n alt›n› çizdi. Her iki günde de yap›lan sunumlar›n ard›ndan, soru-cevap ve aç›k kürsü uygulamas› yap›larak, tart›flmalar›n zenginlefltirilmesi sa¤land›. Buluflmada en çok ilgi Nepalli kat›l›mc›lara oldu. Devrimin arifesinde olan bu ülkedeki son durum ve devrimin ge-
lece¤i üzerinde sorular yo¤unlaflt›. Di¤er bir ilgi oda¤› ise Brezilyal› kat›l›mc› oldu. Latin Amerika ve oradaki kitlesel hareketlerin durumu üzerinde yo¤unlaflan sorularla her iki günde de tart›flmalar oldukça canl› geçti. Buluflma çerçevesinde, Partizan’dan bir yoldafl, etkinli¤i selamlayarak baflar› dileklerinde bulundu. Ayr›ca, buluflmaya kat›lan örgütler ve etkinli¤i organize eden YKP(M-L), Almanya’da AT‹FAT‹K’e yönelik gerçeklefltirilen sald›r›y› k›nayarak dayan›flma dileklerini ilettiler. Etkinlik çerçevesinde, AT‹K ve ‹LPS aç›klamalar› Yunancaya çevrilerek da¤›t›m› yap›ld› ve destek ça¤r›s›nda bulunuldu. Kat›l›mc› örgütler: ANNISU (R), Nepal Ulusal Ba¤›ms›z Ö¤renci Birli¤i (Devrimci) RFDPR, Halk›n Haklar›n› Korumak ‹çin Devrimci Cephe-Brezilya CARC, Komünizm ‹çin Direnifli Destekleme Komiteleri-‹talya CAIS, Anti-emperyalist Araflt›rmalar Merkezi-Filipinler MLPU, Ukrayna Marksist Leninist Parti (Yunanistan’dan bir ‹K okuru) geçmiflte çok a¤›r bir biçimde ödediklerini unutmufl olmal›lar. Kapitalizmin emperyalizme evrildi¤i geçti¤imiz yüzy›l›n bafllar›nda (ve hemen öncesinde) sermayenin küresel dolafl›m›n›n ve rekabetinin önünü açma temelinde yükselen liberal düflünce ak›m›n›n savunucusu burjuva ideologlar›n liberal politikalar›, egemenler taraf›ndan uzun y›llar boyu hayata geçirildi. Bunun sonucu ise büyük bir ekonomik-siyasal kriz oldu. Ve bu kriz I. Emperyalist Paylafl›m Savafl›’n›n zeminini haz›rlamada büyük bir iflleve sahipti. Ancak bu paylafl›m savafl› da emperyalistlerin krizini aflmalar›na yetmemifl, sadece emperyalistlerin dünyan›n çeflitli bölgelerindeki rollerinde de¤ifliklikler yaratm›fl, buna ra¤men liberal politikalar›n yaratt›¤› ekonomik y›k›m henüz afl›labilmifl de¤ildi. Nitekim 1920’li y›llar›n sonuna do¤ru “büyük buhran” patlak verdi. Bu süreçte Mussolini, Hitler gibi faflist kiflilikler, ›rkç›faflist politikalar›n yükseltilmesine paralel olarak, egemen sermaye s›n›flar› taraf›ndan ifl bafl›na getirildi. Sonucu, onlarca milyon insan›n yaflam›na mal olan II. Paylafl›m Savafl›’na böyle gelindi. Em-
‹ngiltere ‹ngiliz Kamu ve ‹flletme Servisleri Sendikas›’n›n ça¤r›s›na uyan 80 bin kamu hizmetleri çal›flan› iki gün süren bir grev gerçeklefltirdi. Sendika taraf›ndan grev sonras› yap›lan aç›klamada kat›l›m›n % 80 dolay›nda oldu¤u söylenirken, grevin bafll›ca nedeni ücretlerde k›s›tlamaya gidilmek istenmesi. ‹flçi Partisi hükümeti ücretlere önümüzdeki y›l sadece % 3 art›fl verebilece¤ini aç›klam›flt›. Çal›flanlar ise gerçekte ücretlerin azalmas› anlam›na gelen bu oran›, ‹ngiltere’de % 4 oran›nda olan enflasyon karfl›s›nda çok düflük bulmaktalar.
Ürdün Ürdün’de ABD ile Serbest Ticaret Anlaflmas› çerçevesinde, Wall Mart, GAP, Gloria Wanderbilt emperyalist ma¤aza zincirlerine fason konfeksiyon üretimi yapan büyük bir fabrikada çal›flan 3 bin göçmen iflçi, tecavüz ve daya¤›n da dahil oldu¤u çal›flma koflullar›na karfl›, zorlu bir direnifl gerçeklefltiriyor. ‹flçilerin ço¤unlu¤unu, Sri Lanka, Bangladefl, Nepal, Hindistan gibi ülkelerden gelenler olufltururken, polis iflçilerin grev kapsam›nda yapt›¤› eylemlere sald›rarak, 10 iflçiyi yaralad›. Fason üretimde çal›flan iflçilerin direnifle geçmesinin bafll›ca nedenleri ise flunlar: Ücretlerinin yaln›zca yar›s›n›n ödenmesi, haftada en az 72 saat çal›flmaya zorlama, iki kad›n iflçiye fabrika yöneticileri taraf›ndan tecavüz edilmesi, yöneticilerin iflçilere sürekli ba¤›rmas› ve ço¤u zaman da dövmesi, iflçilerin çal›flma saatlerinde fabrikaya kilitlenmesi, y›lda 14 gün olan ücretli izinlerin verilmemesi, kötü beslenme ve bar›nma koflullar›.
Peru Perulu liman iflçileri, ücretlerinin art›r›lmas›, çal›flma haklar›n›n tan›nmas›, mesai ücretlerinin ödenmesi ve ifl güvenli¤i kurallar›na uyulmas› gibi taleplerle süresiz olarak greve ç›kt›lar. Liman iflçilerinin taleplerinin merkezinde ise, patronlar›n yanaflmad›¤› T‹S görüflmeleri var. Patronlar T‹S yerine iflçilerle tek tek anlaflma yapmaktan yanalar. Grevle birlikte ifl b›rakan liman iflçileri, liman›n girifllerini de kapad›lar ve böylece düzinelerce gemi limana yanaflamad›. Bunun üzerine grevi k›rma girifliminde bulunan patronlar, baflka limandan iflçi getirerek gemilerin yükünü boflaltt›rmak istediler. Ancak sadece iki geminin yük boflalt›labildi. Çünkü devlete ait limanlarda çal›flan iflçiler de, grevde olan iflçilerle dayan›flmak için greve ç›kt›lar.
peryalistler, savafl sonras› y›llarda uzunca süre “sosyal devlet” anlay›fl›na sar›ld›lar. 70’li y›llar, neo-liberal politika ad› alt›nda, liberal politikalara tekrar geri dönüfl y›llar› oldu. Bugün olanca h›z›yla hayata geçirilen bu politikalar, uyguland›¤› her ülkede büyük ekonomik-siyasal y›k›mlar› da beraberinde getirmeye devam ediyor. Tabii ki kendi karfl›t›n› da do¤urarak. Bu karfl›t ise, krizin ürünü olan iflgallere karfl› yükselen direnifller ve iflçi-emekçi y›¤›nlar›n dünyan›n dört bir yan›nda yükseltti¤i mücadelelerden baflka bir fley de¤ildir. Emperyalistler ve her türden uzant›lar› taraf›ndan, halklar› teslim almak için hayata geçirilen, bask›, zulüm, katliam ve sosyal y›k›m politikalar›n›n ve bunlara ba¤l› olarak da neo-liberal politikalar›n, bu mücadeleler karfl›s›nda bofla ç›kaca¤›, halklar› teslim almaya çal›flanlar›n, halklar karfl›s›nda teslim olmaya zorlanaca¤› ise kesindir. Geride b›rakt›¤›m›z y›l boyunca mazlum halklar cephesinde yaflanan geliflmeler, önümüzdeki y›l›n ve de sonraki y›llar›n, ezilenlerin zaferine gebe oldu¤unun habercisidir.
İşçi-köylü 14
Tarihten sayfalar
1800’lerin ilk günleri. Avusturya-Macaristan ‹mparatorlu¤u’nun, Bohemya bölgesindeki Strones Köyü’nde Johann Tmumelschlager adl› küçük bir çiftçinin evinde, Maria Anna Schicklgruber ad›ndaki hizmetçi k›z, 7 Haziran 1837 günü, “gayr-› meflru” bir çocuk do¤urur. Çocu¤a Alois ad›n› verirler. Çocu¤un kimli¤inde babas› bölümü bofl b›rak›l›r. Aradan befl y›l geçer ve anne, Johann Georg Hüttler adl› bir de¤irmenciyle evlenir. Yeni evli çift, Alois adl› çocu¤a bakmak istemezler. Ekonomik durumu iyi olan üvey baban›n erkek kardefli J. Nepomuk Hüttler’in yan›na verilir Alois. Az bir zaman sonra da anne Schicklgruber veremden ölür. ‹çinde olduklar› sefaletten ötürü baba Hüttler de fazla yaflamaz... Üvey amca Nepomuk Hüttler, Alois’in zorluk çekmemesi için ona yeni bir kimlik ç›kararak onu sahiplenir. Eski kimli¤inde bofl olan baba ad› hanesine Hüttler yazd›rmak ister. Ancak nüfus görevlisi papaz o bölüme yanl›fll›kla “Hitler” yazar ve trajik bir hikayeyi bafllatt›¤›n› bilmeden 1877 Ocak ay›ndan itibaren tarih lanetli bir soyad›n› izlemeye bafllar. Alois bir gümrük memurudur. Üç kez evlilik yapm›fl olan Alois’in son efli Clara Pötzl’den 20 Nisan 1889 günü bir erkek çocuklar› olur. Do¤an çocu¤a Adolf ad›n› verirler. Adolf ilkokulu çok yüksek baflar›yla bitirir. Ancak daha sonra Linz kentinde bafllad›¤› ortaokulda ayn› baflar›y› sürdüremez. Karnesinin sosyal kimlik bölümündeki “gayret” bölümüne sürekli “gayretsiz” yaz›lmaya bafllar. Disiplin, resim ve beden e¤itimi d›fl›ndaki tüm dersleri ya orta ya da zay›ft›r. Dersleri kötü olan Adolf, okulu b›rak›r ve kendi deyimiyle, hayat›n› “bütünüyle sanata adamak” istiyordur art›k. Ressam olacakt›r… 1906 y›l›nda Adolf 17 yafl›ndad›r ve ilk kez imparatorlu¤un baflkenti Viyana’ya gelmektedir. Viyana Güzel Sanatlar Akademisi’nin resim bölümüne s›navla ö¤renci al›naca¤›na dair bir yaz› iliflir gözüne. Seçmelere kat›lacak ve büyük bir ressam olacakt›r. O güne dek karalad›¤› ya¤l› boya, kara ka-
at
Kültür -San
aha önce de çeflitli sergileri aç›lan Abidin Dino’nun flimdiye kadar gerçeklefltirilen en kapsaml› sergi olma özelli¤ini tafl›yor. Sergi içersinde Dino’nun resimledi¤i kitap ve dergilerden örnekleri, toplumsal konular ve sorunlar üzerine desenlerini, ya¤l› boyalar›n›, el çizimleri, yaflam›n›n farkl› dönemlerinden kareleri görmek mümkün. Ve tabiî ki dostlar› Naz›m Hikmet, Yaflar Kemal, Picasso ve birçok sanatç›n›n Arif Dino için çizdikleri ve yazd›klar› belgeleri sergide görüyoruz. Sergi 27 Ocak tarihine kadar aç›k.
D
28 Aralık 2007-10 Ocak 2008
Geride 38 milyon ölü b›rakan bir diktatör; Hitler…
arih boyunca onun kadar onun kadar korkulan, ayn› zamanda da onun kadar nefret edilen biri daha yoktur. “Bin y›ll›k imparatorluk” kurma sözleriyle bafla geçmifl; gelmifl geçmifl en güçlü orduyu kurmufl, onun yönetimindeyken ülkesi dünyaya kafa tutarak alt› y›l savaflm›fl; sonunda da, ard›nda otuz sekiz milyon ölü b›rakarak tarihe gömülmüfltür. Hitler…
T lem, k ö mür çal›flmas›, desen, manzara ve mimari çal›flmalar› ona güven vermektedir. S›nav günü gelip çatar. ‹lk günkü s›navda baflar›l› olur. 110 aday içinden ilk 33 kifliye girmeyi baflarm›flt›r. Ertesi gün s›nav›n ikinci aflamas› yap›lacakt›r. S›nav yap›l›r ve sonuçlar ilan edilir. Adolf sonuç k⤛tlar›n›n as›ld›¤› cama yaklafl›r: “Resim s›nav›nda baflar›s›z olanlar ya da s›nava al›nmayanlar... Adolf Hitler, 20 Nisan 1889, Alman, Katolik, babas› memur, e¤itimini tamamlayamam›fl, resim s›nav›n› geçmez.” Ancak baflar›s›z olan Adolf’un Akademiyle kavgas› bitmemifltir henüz. Akademi ertesi y›l›n sonbahar›nda yeni bir s›nav açar. Hitler birinci s›radan kayd›n› yapt›r›p, ön eleme için çal›flmalar›n› teslim eder. Birkaç hafta sonra, s›nava girme umuduyla akademiye gitti¤inde, listenin yirmi dördüncü s›ras›nda; “Çizimleri yetersiz bulundu¤un-
dan akademimizin resim s›nav›na aday olamaz. Kabul edilmemifltir” yaz›s›yla karfl›lafl›r. Yaln›z, çaresiz, annesinin evinin sat›lmas›yla eline geçen paran›n da tükendi¤i bir halde, oturdu¤u Felber Caddesi’ne do¤ru yürür. Gazete ve sigara satan bir dükkâna girer. Can s›k›nt›s›n› gidermek için bir dergi al›r raftan. Derginin manfleti oldukça ilginçtir: “Sar›fl›n m›s›n›z? O zaman siz kültür yarat›c›s› ve kültürün koruyucususunuz! Sar›fl›n m›s›n›z? O zaman tehlikedesiniz! Sar›fl›n ve üstün insanlar›n dergisini okuyunuz!” Bu dergide üstün Cermen ›rk› erkeklerinin sar›fl›n ve mavi gözlü kahramanlar›n›n “afla¤›l›k”, “kar›fl›k ›rktan” kiflilere karfl› girifltikleri kanl› savafllardan söz edilmektedir. 1907 y›l›nda bu dergi amblem olarak kendisine gamal› hac› seçmifltir. Gamal› haç, “üstün ›rk›n” sembolik bayra¤›d›r art›k. Dergiyi Jorg Lanz von Liebenfels ad›nda biri ç›karmaktad›r. Toplumda kendine yer bulamam›fl, düfl k›r›klar›yla her yeri kesilmifl Hitler için bu dergi, girmek istedi¤i toplumun kap›s› gibi görünür gözüne… K›sa bir zaman sonra Hitler’in Viyana’daki yatak odas›n›n duvar›n-
da, Schönerer’in Alman milliyetçili¤ine dair sözleri as›l›d›r. Schönerer; Alman ›rk›n›n Yahudiler, Katolik Kilisesi, Slavlar, sosyalistler ve Avusturya-Macaristan monarflisi karfl›s›nda büyük bir tehlike içinde oldu¤una inanmaktad›r. Bunun için, özellikle ekonomide ve siyasette liderli¤i elinde tutan Yahudilere karfl› özel yasalar ç›kar›lmas› gerekti¤ini savunur. Hatta Schönerer taraftarlar› köstek saatlerinin içinde, Yahudi düflmanl›¤› ak›m›n› simgeleyen, dara¤ac›nda sallanan bir Yahudi heykelci¤i tafl›maktad›r.
Ve savafl… 1 A¤ustos 1914, savafl bafllam›flt›r. O gün Hitler günlü¤üne flöyle bir not düfler: “O saatler gençli¤imin bütün üzüntü veren duygular›n› silip atm›flt›. Büyük bir coflku içinde diz çöküp Tanr›’ya bütün kalbimle teflekkür etti¤im için bugün bile utanç duymuyorum.” ... Hitler hemen iki gün sonra 3 A¤ustos 1914 günü Bavyera Kral›’na bir dilekçe yazarak Avusturya vatandafl› oldu¤u halde Bavyera Birli¤i’ne kabul edilmesini, Almanya ordusunda savaflmak istedi¤ini bil-
dirir. Cevap gecikmez. Ertesi gün gelen mektupta, Hitler’in 16. Bavyera Piyade Alay›’na atand›¤› yaz›l›d›r. Hitler onu dünyaya tan›tan asker üniformas›n› ilk kez 25 yafl›nda bu Bavyera Birli¤i’nde giyer.
Hitler’in sanat›; 38 milyon ölü… 1919 Almanya’s› karmakar›fl›kt›r. Savafl yorgunu ve ulusal gururu k›r›k Almanlar›n birço¤unda milliyetçi bir lider beklentisi oluflmufltur. Bu yüzden birçok dernek kuruluyor; bu dernekler suçlad›klar› az›nl›klara, göçmenlere, komünistlere ama en çok Yahudilere difl biliyordu. O derneklerden biri olan “Thule Derne¤i” zengin ve milliyetçi 1500 kadar Alman ifl adam›n›n destekledi¤i bir dernekti. Dernek Alman ‹flçi Partisi’nin alt yap›s› niteli¤indeydi. Bunlar›n “Müncher Beobachter” ad›nda bir de gazeteleri vard›. Gazetenin tek söylemi, “Yahudilerin, Alman halk›n›n safkan yap›s›n› bozdu¤u, bu yüzden ulusal gururlar›n›n k›r›ld›¤›” yolundaki propagandist yaz›lard›. Bu dernek 12 Eylül 1919’da yapaca¤› bir toplant›ya
Hitler’i de davet etmiflti. Hitler toplant›ya kat›lm›fl ancak kiflisel eyleminin böyle zay›f bir dernekten çok, bir parti boyutunda karfl›l›¤›n› bulaca¤›n› düflünmüfltü. Toplant›dan sadece iki gün sonra Hitler partinin (DAP) propaganda ifllerinden sorumlu kifli olarak 555 numaral› üye s›fat›yla partiye kayd›n› yapt›r›r. Art›k sanat› tabancas›n›n üzerindeki desenlerde yaflayacakt›r sadece. ‹pler kopar. Hitler politikaya girer. 1 Nisan 1920 tarihinde ordudan tamam›yla ayr›lan Hitler art›k tarih sahnesine ç›kmaya haz›rd›r. ‹lk ifli Alman ‹flçi Partisi (DAP)’nin ad›n› Nasyonal Sosyalist ‹flçi Partisi (NSDAP) olarak de¤ifltirmek olur. Partinin amblemi, Friedrich Krohn ad›nda bir diflçi taraf›ndan haz›rlan›r: ürküntü veren, k›rm›z› fonda, beyaz daire içinde siyah bir gamal› haç... Selamlaflmay› da ‹talyan faflistlerinden ithal eder Hitler. Bu büyük Roma ‹mparatorlu¤u’nun selamlaflmas›na çok benzer bir selamlaflmad›r. Sa¤ kol dimdik ve gergin ileri uzat›l›r ve a¤›zda inanm›fl bir “Heil” sesi! Her fley tamamd›r art›k. 1921 A¤ustos’unda “Völkischer Beobachter” adl› gazeteyi de sat›n alan NSDAP milliyetçilerinin art›k tek amaçlar› kalm›flt›r: Bir Führer yaratmak ve o Führerin ard›nda dünyay› titretmek. (‹lk kez 1921 A¤ustos’unda bu gazetede propaganda dahisi Hitler için “Führer” diye söz edilmifltir.) Ard›ndan partinin savafl komandolar› “Sturmabteilung” yani SA’lar (daha sonra SS ad›n› alacak katiller) kurulur. Ve sonra baflar›s›z 1923 darbesi ... Hitler içeri at›l›r. Art›k olan olmufltur. ‹çeri at›lan Hitler hapisten bir kahraman olarak ç›kar. Hapiste olgunlaflt›r›p yazd›¤› “Mein Kampf” (Kavgam) yeni milliyetçili¤in kutsal kitab› olur. Ard›ndan NSDAP Hitler Gençli¤i Örgütü, üstüne NSDAP Kad›n Örgütü kurulur. 5 Mart 1933 Almanya seçimlerindeyse Hitler, baflbakan seçilir. Art›k tek hakim Hitler’dir. Ötesini ço¤umuz biliyoruz… Zulüm, iflkence ve II. Emperyalist Paylafl›m Savafl› tragedyas›... 38 milyon ölü…
Mutlulu¤un de¤il; mutlulu¤a giden yolun resimleri Naz›m Hikmet’in ona seslenifliyle, o ünlü dizelerle tan›d›¤›m›z Abidin Dino’nun pek çok eseri izleyiciyle bulufluyor flu günlerde. Çok yönlü bir sanatç› olan ve say›s›z eseri arkas›nda b›rakarak 14 y›l önce aram›zdan ayr›lan sanatç›n›n yüzlerce iflini bir arada görmek mümkün bu sergide. Uzun yaflam› boyunca pek çok sanat dal›yla ilgilenmifl ama en etkileyici ifllerini kaleminden ç›kan çizgilerle vermifltir. Kendine özgü üslubuyla çizdi¤i desenler ve karikatürler pek çok dergi ve kitab›n sayfalar›n› süslemifltir. Ama elbette en güzel ifllerini direnifl, iflkence ve gerilla desenlerini çizerken ortaya koydu. Bu resimler nedeniyle bask› gördü, sürüldü. Abidin Dino 23 Mart 1913’de ‹stanbul’da dünyaya gelir. 1. Emperyalist Paylafl›m Savafl› y›llar›nda, ailesiyle çocuklu¤u ‹sviçre ve Fransa’da geçer. 1925’de ‹stanbul’a döner. Robert Koleji’nde ö¤renim görmeye bafllam›fl olsa da, sanata olan ilgisi nedeniyle ö¤renimini yar›da b›rak›p, a¤abeyi flair Arif Dino’nun deste¤iyle resim, karikatür ve yaz› alan›nda kendini gelifltirmeye bafllar.
‹lk çizimleri Yar›n gazetesinde, ilk yaz›lar› “Artist” dergisinde 1930’lu y›llar›n bafl›nda yay›mlanm›flt›r. Henüz 20 yafl›ndayken 5 ressam arkadafl›yla birlikte “D Grubu”nu kuran Dino, 1934 y›l›nda sinema ö¤renimi görmek üzere SSCB’ye gitti ve 3 y›l kald›. 3 y›l boyunca Leningrad’da Eisenstein ve Yutkeviç’in yan›nda makyajdan dekora, rejiden senaryoya tüm yönleriyle sinema e¤itimi ald›. Yutkeviç’in yönetti¤i Madenciler filminde çal›flt›. 1937’de 2. Emperyalist Paylafl›m Savafl› nedeniyle Sovyetler Birli¤i tüm yabanc› ö¤rencileri geri gönderince Leningrad’dan ayr›lmak zorunda kald›.
bir sanat görüflünü savundu. Çizgi ve desenlerin ön plana ç›kt›¤› resimlerinde iflçi ve köylü tiplerini özgün bir üslupla iflledi. Yeniler Grubu’nun Liman çevresindeki bal›kç›lar› konu alan ilk sergisini açt›¤› 1941 y›l›nda Abidin Dino, desenlerine konu olan direniflçiler, köylüler ve iflkence sahneleri nedeniyle önce Mecitözü-Çorum’a, sonra Adana’ya sürgüne gönderildi. “Kel” adl› bir oyun yazd›, ancak oyun hemen toplat›ld›. Çukurova’n›n pamuk iflçilerini konu alan resimler yapt› ve heykel ile ilgilenmeye bafllad›. 1943 y›l›nda dilci Güzin Dino ile evlendi. Sürgün sona erince ‹stanbul’a döndü.
Dino, Sovyetler Birli¤i’nden sonra Londra ve Paris’e gitti. Paris’te ressam ve dekoratör olarak film çekim çal›flmalar›nda bulundu. Gertrude Stein, Tristan Tzara, Eisentein, Andre Malraux gibi dönemin önde gelen sanatç›lar›yla dostluklar› oldu. Pablo Picasso ile de yak›n bir dostlu¤u olan Abidin Dino, 1939’da Türkiye’ye döndü, 1941’de arkadafllar›yla Liman (Yeniler) Grubu’nu oluflturdu. Çeflitli dergilerde çizgi ve yaz›lar›yla halktan yana, gerçekçi
S›k›yönetimin kalkmas›yla ‹stanbul’a dönme izni ç›kan Dino, 1950’li y›llarda çal›flmalar›n›n sürekli yasaklanmas› sonucu yeniden yurt d›fl›nda yaflamaya bafllad›. Bu y›llarda da iflçi yürüyüfllerini, direniflleri resmetti. Fransa, Cezayir, Amerika gibi de¤iflik ülkelerde sergiler açt›. Fransa Plastik Sanatlar Birli¤i Onur Baflkanl›¤›, New York Dünya Sanat Sergisi dan›flmanl›¤› gibi görevlerde bulundu.
Abidin Dino’nun olarak bilinen yukar›daki tablo kendisine ait de¤ildir... “‹flkence”, “Atom Korkusu”, “Savafl ve Bar›fl”, “Ç›plaklar”, “Dört Kent”, “Da¤-Deniz” gibi birçok yap›t› çeflitli galeri, müze ve koleksiyonlarda yer ald›. Abidin Dino, 7 Aral›k 1993 günü Paris’te yaflam›n› yitirdi. Cenazesi ‹stanbul’a getirilerek Afliyan’da topra¤a verildi. Daha önce de çeflitli sergileri aç›lan Abidin Dino’nun flimdiye kadar gerçeklefltirilen en kapsaml›
sergi olma özelli¤ini tafl›yor. Sergi içersinde Dino’nun resimledi¤i kitap ve dergilerden örnekleri, toplumsal konular ve sorunlar üzerine desenlerini, ya¤l› boyalar›n›, el çizimleri, yaflam›n›n farkl› dönemlerinden kareleri görmek mümkün. Ve tabiî ki dostlar› Naz›m Hikmet, Yaflar Kemal, Picasso ve birçok sanatç›n›n Arif Dino için çizdikleri ve yazd›klar› belgeleri sergide görüyoruz. Sergi 27 Ocak tarihine kadar aç›k.
İşçi-köylü 15
28 Aralık 2007-10 Ocak 2008
Okur
Eleflflttiriye kapal›l›¤›n bir görünümü; görev ve sorumluluktan kaç›fl Elefltiriyi genel olarak; bir kifli veya konu üzerinde analiz yapma, fikir belirtme fleklinde ifade edecek olursak, bu analizi yapan›n, o kifli veya konuya ilgisinin, ba¤›n›n oldu¤u anlam›na da gelmektedir. Elefltiri denildi¤inde; genelde olumsuz olarak alg›lansa da, elefltiri; olumluluklar›n ya da olumsuzluklar›n ifade edilmesi, çözümlenmeye çal›fl›lmas›d›r. Ve her ikisinde de hedef, elefltiri getirileni ileriye tafl›makt›r. Böyle bir de¤erlendirmeye tabi tutulan kiflinin bu sahiplenifle cevap vermesi ve birliktelikleri daha da art›rma çabas›na girerek elefltiriyi yapan› kendisinin de sahiplenmesi, müflterek yanlar›n› güçlendirme çabas› tafl›mas› gerekir. Art›k bilmektedirler ki; yap›lan her olumsuzluk belirlemesi bu olumsuzluklar› gidererek zay›fl›klar› güçlendirmek, ortak hedeflerinde yol almak anlam›na gelir. Baflar›lar›n güzelliklerin dile getirilifli ise; olumluluklar› yaratan taraf›n kendilerine katt›¤› de¤erden moral güç alma ve bunlar› bölüflerek büyütme çabas›d›r. Bu genel bak›fl aç›s›n› bizlerin yaflam› içindeki haliyle isimlendirdi¤imizde devrim hedefi ve bunu gerçeklefltirmenin arac› olan örgütlülü¤ümüzü görürüz. ‹flte bu hedefin hakl›l›¤› ve büyüklü¤ü nedeni ile bizleri birbirimize ba¤layan fley; bu dünya üzerinde kurulmufl ba¤lar›n tümünden farkl› ve güçlü olan yoldafll›k ba¤›d›r. Ancak; yap›lan elefltirilere yaklafl›m›m›z ne yaz›k ki; devrim gibi büyük bir hedefle ve yoldafll›k ba¤›n›n muazzam gücüyle do¤ru orant›l› olmuyor her zaman. Elefltiriye kapal›l›¤›n, tahammülsüzlü¤ün binbir çeflidini gösteriyor ve izliyoruz yaflam›m›zda. Bu görünümler karfl› ç›kma, yok sayma, kendini temize ç›karma çabas› vs. gibi s›kça rastlanan flekillerde olmayabiliyor. Bazen görev ve sorumluluk alma karfl›s›ndaki çekimserlik ve itirazlar›n bir k›sm›n›n alt›nda da elefltiriye kapal›l›k bulunabiliyor. Yeni görev sürecinde oluflabilecek hatalar›n elefltirisi daha hata oluflmadan engellenmeye çal›fl›labiliyor. Elefltiriye kapal›l›klar›ndan dolay› baflka sorumluluklar alma noktas›nda çekinen kifliler baflkalar›n›n sorumluluklar›n› alma (hatalar›n›n sorumluluklar›n› da almak anlam›na gelir çünkü) noktas›nda ise daha yo¤un bir karfl› koyufl gösterebiliyor. Söz konusu sorun yaflanmaya baflland›¤›nda; elefltirinin asl›nda sahiplenmek oldu¤u, ancak ifl yapan›n hata yapaca¤›, s›f›r hata beklentisinin hayat› ve insan› yeterince tan›m›yor olmaktan kaynaklanan idealist bir bak›fl aç›s›n›n ürünü oldu¤u gibi
do¤rular› görmek, kabullenmek zorlaflmaya bafll›yor. Böyle bir gerçeklik tafl›yan bireyin yo¤un bir içsel bask› alt›nda kendisini tam olarak ifline verebilmesi biraz da bu özelli¤inden dolay› zorlaflacakt›r. Sürekli kontrol, ayr›nt›lara fazlaca tak›lma ve bu ayr›nt›larla bo¤uflurken as›l önemli olan›, yani bütünü yeterince görememe ve bütüne dair kararlar alma ve müdahale gibi noktalarda sorunlar yaflama ihtimali artacakt›r. Bu bak›fl aç›s›n›n bir di¤er sak›ncas› ise, ortak yap›lmas› gereken ifllerin hatalar› azaltmak ad›na tek yap›lmaya çal›fl›lmas› sonucunda ortaya ç›kmaktad›r. Esasta kendine güvensiz kiflili¤in göstergesi denilebilecek bu pratiklerin oluflmas›yla birlikte hem bireyin hem de bileflenin geliflimi üzerinde olumsuz baz› etkileri görülebilir. Her pratik süreç, ifllerin baflar›yla yerine getirilmesi amac›n› tafl›yorsa da di¤er bir taraf› çok yönlü bir
e¤itim olana¤› sunmas›d›r. ‹flin baflar›yla bitirilmesi elbette asloland›r. Ancak, iflin bileflenin tümü taraf›ndan kavranmas›, birlikte ifl yapmay›, koordineli, uyumlu çal›flmay› ö¤renmek de pratik içinde mümkündür. Kolektif bir prati¤e giren bileflen üyeleri orada; örgütlü çal›flman›n ve yaflam›n gücünün nereden geldi¤ini ve bu gücün bizler için neden bu kadar önemli oldu¤unu somut olarak kendi yaflamlar›ndan ö¤renme f›rsat› yakalarlar. Tüm kolektif pratikleri, beklentilerin bu hedefler gözetilerek ele al›nmas› gerekir. Çünkü; bizlerin devrimci deneyim kazanaca¤›m›z ayr›ca bir e¤itim alan›m›z yoktur. Okulumuz da tatbikat alan›m›z da örgütlü pratik faaliyetin kendisidir. Ancak; konunun bir yönü bu iken hiç ak›ldan ç›kar›lmamas› gereken bir di¤er yönü de; devrim ad›na yap›lan her türlü faaliyetin devrimcilerin, örgütümüzün
Merhaba arkadaflflllar,
tarz bir sayfa ihtiyaca hiçbir flekilde cevap olmaz. ‹htiyaç duyulan; kad›n sorununa yönelik analizlerin yap›lmas›, kad›n çal›flmalar›n›n nas›l olaca¤›na dair perspektif yaz›lar›n›n ç›kmas›d›r. Yani kad›n sorununun ne oldu¤u, nas›l yafland›¤›, biz devrimci, komünistlerin tutumunun ne olmas› gerekti¤i, çal›flmalar›m›zda nas›l ele almam›z gerekti¤i, bizim saflar›m›zda nas›l yafland›¤› gibi konular, kad›n sayfas› üzerinden okurlara ulaflabilmeli diye düflünüyoruz. Kad›nlar›n çal›flma hayat›ndaki yeri, her y›l töre cinayetleriyle kaç kad›n›n öldürüldü¤ü, çocuk yafltakilerin bafll›k paras› karfl›l›¤› sat›ld›¤› gibi verilere-haberlere biz burjuva bas›ndan da ulafl›yoruz. As›l ihtiyac›m›z olanlar bunlar de¤ildir. Bizim önerimiz kad›n sayfas›nda bahsetti¤imiz içerikte yaz›lar›n yay›mland›¤› bir köflenin ayr›lmas›d›r. Yani köfle yaz›s›n›n olmas›d›r. Köfle yaz›lar›n›n; sorunlar› daha sistematik tarzda, genel teori ve günceli daha çok bütünlefl-
Biz de ‹K ile ilgili olarak birkaç öneride bulunmak, de¤erlendirme yapmak istiyoruz. Öncelikle girilmifl olan yönelimi (okur toplant›lar›n›n düzenlenmesi, mektuplar arac›l›¤›yla herkesin katk›da bulunmas›) olumlu buldu¤umuzu belirtelim. Gazetede ç›kan, farkl› arkadafllar›m›z›n belirtti¤i; yeni sayfa düzenini be¤endi¤imizi, Dengê Azadi’nin ve Kad›n Sayfas›n›n tam sayfa olmas›n› önemli buldu¤umuzu belirtelim. Fakat özellikle kad›n sayfas›yla ilgili olarak önerilerimiz olacak. Hat›rlanacak olursa; ‹K’n›n geldi¤i yay›n gelene¤inde dönem dönem kad›n sayfas›n›n tam oldu¤u dönemler olmufl fakat bu sürdürülebilir olmam›flt›r. Kad›nlarla ilgili çeflitli istatistiklerin yay›nlanmas›, toplumumuzun kanayan yaras› olan çeflitli sorunlar›n ifllenmesi, genel olarak kad›nlarla ilgili haberlerin verilmesi sayfan›n sürdürülebilirli¤ini sa¤lamaz. Çünkü bu
hanesine yaz›laca¤›, sonucu ne olursa olsun kitleler üzerinde bir dizi etki oluflturaca¤›, kitlelere giderken yolumuzu açabilece¤i gibi kap›lar›n yüzümüze kapanmas›na da neden olabilece¤idir. Hatalar› azaltman›n da, elefltiriye yaklafl›m konusundaki sorunlar› gidermenin de yolunun da daha fazla sorumluluklar gerektiren pratiklere bolca girmekten geçti¤i tart›flmas›z bir gerçektir. Yeter ki bu pratiklerin sonuçlar› gerekti¤i gibi de¤erlendirilebilsin ve bu de¤erlendirmeler sonraki pratiklerde ders-deneyim olarak yerinde kullan›labilsin. ‹nsanlar hayattan beklentilerine, do¤rular›na paralel bir yaflam›n, prati¤in içinde bulunduklar› oranda ve sürece mutlu, dingin ve üretken olabilirler. Mücadelemizin bizlerden beklentisi de do¤rular›m›z›n yaflama geçirilmesi çabas› ve bu do¤rularla uyum içinde bir yaflam biçimi bütünlü¤ünün kurulma mücadelesinden baflka bir fley de¤ildir. Devrimci bireyin iç dünyas› ile yaflam›n›n uyumlu olmas›n›n anahtar›; kendisini yoldafllar›na, partisine teslim etmekten yani elefltiri ve özelefltiriye aç›kl›¤›ndan geçmektedir. Sonras› hayat›n yani prati¤in ve zaman›n çözece¤i bir sorundur. Gözümüzü k›rpmadan ellerine yaflam›m›z›, can›m›z› teslim edebildi¤imiz yoldafllar›m›za hatalar›m›z›, geriliklerimizi, zaaflar›m›z› teslim etmek kadar zor olmasa gerek! (Sincan Kad›n Hapishanesi’nden bir ‹K okuru)
tirmeye imkân sunaca¤›n› düflünüyoruz. Ayr›ca sizin de sürekli vurgulad›¤›n›z gibi, gazetemiz çok farkl› bilinçteki bireylere hitap etmektedir. Köfle yaz›s›yla en az›ndan kad›n sayfas›nda da bu çeliflkiye bir ölçüde çözüm bulunmufl olur! Benzeri flekilde Dengê Azadi’nin de niteli¤inin art›r›lmas›, Kürt Ulusal Sorununu çeflitli boyutlar›yla aç›klayan, bir do¤rultuda yönlendirebilen bir sayfa olmas› bizce çok önemli. Bizim di¤er bir önerimiz, yaz›larda ç›kan olas› bilinmeyen kelimelerin aç›klamas›n›n yap›lmas›n›n sistemli hale getirilmesi. Son dönemlerde sistemli olmasa da yap›l›yor. Biz bunun sistemlefltirilmesi gerekti¤ini düflünüyoruz. Bazen çok s›k kullan›lan kelimelerin dahi anlamlar›n›n yeterince bilinmedi¤ini görüyoruz. Son önerimiz; yine bir dönem var olan sonra kald›r›lan röportajlar›n tekrar yap›lmas›. Gündeme dair, yazarlarla, DKÖ temsilcileriyle, k›sacas› sorunla yak›ndan ilgilenen-
Ustalardan mücadelemize ›flfl››k tutan sözler Halk›n eksiklerini elefltirmek gerekir… Ama gerçekten halk›n tutumunu alarak ve halk› savunmak ve e¤itmek konular›nda ateflli bir istekle bunu yapmak gerekir. Yoldafllar›na düflmana davran›r gibi davranmak, düflman›n davran›fllar›n› benimsemek demektir. Mao, Seçme Sözler, s. 37 Biz halka hizmet ediyoruz, onun için e¤er noksanlar›m›z varsa, bunlar›n ortaya ç›kar›larak elefltirilmesinden korkmuyoruz. Kim olursa olsun, bize noksanlar› ortaya ç›karabilir. E¤er hakl› ise, noksanlar›m›z› düzeltiriz. Teklif etti¤i fley halka yararl›ysa, biz de ona göre hareket ederiz. Mao, Seçme Sözler, s. 149 Komünist gerçe¤i kesinlikle savunmaya haz›r olmal›d›r, çünkü gerçek her zaman halk›n ç›karlar›na uygundur; komünist her zaman hatalar›n› düzeltmeye haz›r olmal›d›r, çünkü her hata halk›n ç›karlar›na ayk›r›d›r. Mao, Seçme Sözler, s. 152
lerle röportaj yap›labilir. Bu ayl›k periyotlarla olabilir. Son olarak; gazetede ç›kan günceli de¤erlendiren yaz›lar›n aras›nda dönem dönem yorum farklar›n›n oldu¤unu görüyoruz. Buna özellikle dikkat edilmesi gerekti¤ini düflünüyoruz. Mesela 2-15 Kas›m tarihli ‹K’da benzeri bir durum vard›. Da¤l›ca sald›r›s›ndan sonraki linç, kundaklama, bask›n pratikleriyle ilgili olarak egemen s›n›flar›n itidal ça¤r›lar›n›n “pratikten” de belli oldu¤u gibi, “bofl bir lak›rd›” oldu¤u S›n›fsal Yaklafl›m köflesinde vurgulanmaktad›r. Ama ayn› say›n›n orta sayfas›ndaki yaz›da; bu itidal ça¤r›lar›na daha farkl› bir misyon biçilmifltir. Bu farkl›l›klara daha çok dikkat edilmeli diye düflünüyoruz. Gazetemizle ilgili de¤erlendirmemiz flimdilik bu kadar. Sizleri bir kez daha s›k›ca kucaklay›p öpüyoruz. Çal›flmalar›n›zda baflar›lar diliyoruz. Gebze M Tipi Hapishanesi’nden Tutsak Partizanlar
Mao’yu Karalaman›n Boyutlar› Medya kapitalizmin bafllang›ç evresinde ortaya ç›km›fl ve giderek burjuvazinin elinde kitleleri yönetme ve yönlendirmede bir araç haline dönüflmüfltür. Burjuvazi emekçi kesimlerin kafas›n› buland›rmak, kendi suçlar›n› gizlemek için medyan›n bütününe egemen olmaya çal›flm›flt›r. Bugün ülkemizdeki birkaç holdingin bütün bir medyaya egemen olmas› buna bir örnektir. Burjuvazinin kendi medyas›na karfl›l›k s›n›f bilinçli proleterler de devrim amac› do¤rultusunda kitleleri örgütlemek için kendi medyalar›n›, yani devrimci-sosyalist bas›n› yaratm›fllard›r. Tabii ki bu iki z›t kutbun medya savafl›nda da, özünde burjuva-feodal iktidar yanl›lar› olan fakat bunu aç›ktan belli etmeyip sistemi aklama çabas›na giriflen “muhalifler”
olacakt›r. Amaçlar› bir bütün sistemin suçlar›n› minimum bireylere veya devletin zaten deflifre olmufl kurumlar›na atarak devleti “kurtarmakt›r”.
Emperyalist Çin’in sorumlusu olarak Mao’nun Büyük Proleter Kültür Devrimi’ni gösterip, BPKD’ yi felaket olarak niteleyen yazar, yaz›n›n sonuna da Mao’nun büyüklü¤üne de¤inerek bitiriyor.
‹flte “büyük” patron Ayd›n Do¤an’›n “muhalif” gazetesi Radikal’in en “muhalif” köfle yazarlar›ndan Türker Alkan da tam yukar›daki tan›ma uyan bir tablodur.19 Ekim 2007 tarihinde bu muhalifimizin Mao Sonras› bafll›kl› bir yaz›s› yay›nland›. Bu bay›m›z önceki birçok yaz›s›nda özellikle Stalin ve Mao’ya karalamalar yöneltmifl, ama yeterli görmemifl olacak ki, Mao Zedung’ a özel karalama girifliminde bulunmufltur. Yazar ilk baflta sanki Mao’yu övüyormufl gibi görünmek için Mao’nun büyüklü¤ünden bahsedi-
Öncelikle flunu belirtelim ki her devrim bir alt-üst olufltur. Eskinin y›k›lmas› yerine yeninin fliddet yoluyla getirilmesidir. Devrimler T. Alkan gibilerinin anlad›klar›(anlamak istedikleri gibi) günlük olaylar de¤il, uzun ve çetin mücadeleler sonucunda oluflur. ‹flte BPKD de revizyonizme karfl› komünistlerin yürüttü¤ü mücadelenin bir sonucudur. yor. Onun milyonlarca insan› nas›l etkiledi¤ini anlat›yor. Tabi yazar›n as›l amac› yaz›n›n özünde belli oluyor.
Türker Alkan gibi burjuva muhaliflerinin iddia ettikleri gibi BPKD ne bir felaket ne de bir katliamd›r. Mao Zedung BPKD ile kitleleri soka¤a dökmeyi amaçlam›fl, onlar›n
inisiyatifi ele geçirmeleri için kitleleri sarsm›flt›r. Elefltirinin en etkin biçimde kullan›labilmesi için K›z›l Muhaf›zlara tek görev olarak elefltiri ve dönüfltürme görevlerini vermifltir. Çünkü Mao devrimlerin tek gücünün kitleler olaca¤›n›n fark›ndayd›. Çin’in daha sonra revizyonizmin eline düflmesi ne Mao’nun ne de BPKD’nin baflar›s›zl›¤›ndand›r. Aksine Mao’nun da belirtti¤i gibi bir de¤il onlarca kültür devriminden sonra s›n›fs›z topluma ulafl›lacakt›r. Mao ve BPKD’ yi karalamak için her yola baflvuran burjuva “muhalif ayd›nlar”a karfl› Mao Zedung yoldafltan ve onun yolunda yürüyenlerden her zamankinden daha çok ö¤renmesini bilmeliyiz. (Gülsuyu’ndan bir ‹.K. okuru)
Merhaba Bundan yaklafl›k 35 y›l önce komünist önder ‹brahim Kaypakkaya Milli Mesele isimli yap›t›nda Maoistlerin Kürt ulusuna yönelik yaklafl›m›n› gün yüzüne ç›kard› ve O’nun düflünceleri geçen zaman sürecinde kendini pek çok kez ispatlayarak bugünkü yoldafllar›n›n eline geçti. Bugün ülkemiz komünistleri O’nun mücadelesini daha da gelifltirmek için, dahas› her milliyetten emekçilerin iktidar› olan Demokratik Halk ‹ktidar› için büyük çabalar harcamaktad›rlar, fakat gerek T. Kürdistan› koflullar›n› yeterince gün yüzüne ç›karamamas›ndan gerekse bölgede sa¤lam bir parti taban›n›n olmamas›ndan sahip oldu¤u kusursuz teorik yaklafl›m› günün gündemiyle yeterince bütünlefltirilememektedir. Bu durumsa Kürt emekçileriyle bütünleflme yolunda büyük bir engel olarak önümüze ç›kmaktad›r. Bugün bir Türkiye devrimi için Kürt emekçilerin kazan›lmas›n›n hayati bir önem tafl›d›¤› gün gibi ortadad›r. ‹flte bu sebepten dolay› ülkemiz komünistlerinin sesi olan ‹flçi-köylü gazetesine ve gazetenin bölgedeki faaliyetçilerine büyük görevler düflmektedir. Gazete bugün öncelikle kendini Kürt ulusuna tan›tmal›, gerçek kurtulufl yolunu göstermeli ve gazetemize yön veren ‹brahim Kaypakkaya’n›n görüfllerini bölgenin gündemiyle birlefltirerek bölgedeki faaliyetçilerinin elinde önemli bir silah haline gelmelidir. Bugün gazetenin temel olarak bölgede güçlenebilmesi çok zor de¤ildir, sadece sahip oldu¤umuz ideolojik yönelimimizi dillendirmemiz bunun için yeterlidir. Kürt halk› büyük oranda reformizmden so¤umufl ve umudunu kesmifltir. ‹flte bu yüzden gazetemizin bir devrim gerektiren taleplerle ve daha çok Halk Savafl›, daha çok gerilla mücadelesi istemiyle ç›kmas› bölgedeki halk›n deste¤ini kazanmak için flartt›r. Bugün Kürt emekçileri amaçlar› için her fleyi yapabilen ve bu u¤urda ölebilecek olanlara sayg› duymakta, onlar› desteklemektedir ki, bu da ‹brahim’in yoldafllar›nda mevcuttur. ‹flte bundan dolay› gazetemizin özellikle gerilla an›lar›n› yay›nlamas› ve gerilla mücadelesine gereken önemi vermesi yap›n›n geliflmesi için yararl› olacakt›r. Ayr›ca gazetemizde Kürtçe yaz›lar sadece bafll›klarla s›n›rl› kalmamal›, Denge Azadi bir sayfa ile s›n›rlanmamal› ve ulusal hareketten çok bizlerin yönelimlerini anlatmal›d›r. E¤er imkânlar el veriyorsa gazetemiz bünyesinde T. Kürdistan›’na yönelik bir yay›n›n ç›kar›lmas› olumlu olacakt›r. Ayr›ca Kaypakkaya’n›n tezleri küçük broflürler fleklinde yay›mlan›p bölgede yayg›n bir flekilde da¤›t›labilir. Feodal yap›lanman›n hüküm sürmesi, s›n›fsal anlamda en alttakileri bar›nd›rmas› ve buna ek olarak da a¤›r bir ulusal bask›n›n olas›ndan dolay› bugün komünistlerin temel olarak faaliyet alan› T. Kürdistan› olmal›d›r. ‹flte bu yüzden gazetemiz bu alana daha çok yönelmeli, oran›n sorunlar›n› gündemlefltirmelidir. (Van’dan bir ‹K okuru)
iflçi-köylü Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
www.iscikoylu.org
B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:8/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL Tel: (0212) 521 34 30 FAKS: (0212) 621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426 63 30-580 63 80 Genel Da¤›t›m: YAY-SAT ISSN: 1307-878X
e-mail: umutyayimcilik@ttnet.net.tr
BÜROLAR KARTAL: ‹STASYON CAD. DÖRTLER APT. NO: 4/2 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT: 3 DA‹RE: 32 ÇANKAYA TEL: (0312) 430 67 65 Cep: 0 535 562 33 72 ‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TEL: (0232) 446 78 07 Cep: 0 555 561 04 03 MALATYA: ‹SMET‹YE MAH. N‹YAZ‹ M‹SR‹ CADDES‹ ERSOY APT. NO:9 TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0 542 216 48 00 ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: (0446) 223 67 18 CEP: 0 536 697 94 19 BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 MERS‹N: S‹L‹FKE CAD. ÇAVDARO⁄LU ‹fiHANI KAT: 3 NO: 118 MERS‹N Cep: 0545 685 25 27 AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 AS-DRUCK DUISBURG-ALMANYA TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
Tecride karflfl›› mücadele sürüyor! Egemen s›n›flar insanl›k tarihi boyunca muhaliflerini ortadan kald›rmak, sindirmek, etkisizlefltirmek ve teslim almak için çeflitli araçlara baflvurmufllard›r. Bu araçlardan biri de kapatarak cezaland›rmad›r. Kapatarak cezaland›rma uygulamas›nda, ortaça¤›n zindanlar›ndan günümüz hapishanelerine kadar gelinen süreçte, muhaliflerin zorla kondu¤u mekanlar›n mimari yap›lar› de¤iflmifl, ancak bunlar› oluflturman›n mant›¤› hep ayn› kalm›flt›r: Teslim alma, alamad›¤›n› yok etme! Kapatarak cezaland›rma, uzun y›llar boyu zindanlar arac›l›¤›yla gerçekleflti. Günümüz hapishanelerine geçifl ve buralarda uzun süreli tutulma ise 1700’lerin bafllar›nda, Roma’da kurulan hapishaneyle birlikte gerçekleflti. Ülkemiz hapishanelerindeki vahflet, zulüm ve katliamlar tarihinde önemli bir yere sahip olan Diyarbak›r Hapishanesi ise, zindanlardan hapishanelere geçiflte, bu topraklarda aç›lan ilk hapishane olma özelli¤i tafl›maktad›r. Devrimci-komünist önder ‹brahim Kaypakkaya’n›n iflkencede
katledilmesine, özellikle de 12 Eylül AFC döneminde siyasi tutsaklara yap›lan ak›l almaz iflkencelere, infazlara tan›kl›k eden Diyarbak›r Hapishanesi’ndeki zulüm, sonraki y›llarda da olanca vahfletiyle sürdü. Ancak zulüm ve vahflet sadece Diyarbak›r Hapishanesi ile s›n›rl› kalmad›. Sonraki y›llarda ülkenin dört bir yan›na aç›lan hapishanelerle birlikte, buralarda da kol gezmeye devam etti. Siyasi tutsaklar, ‘80’li ve ‘90’l› y›llar boyunca, Diyarbak›r’›n yan› s›ra, Buca, Ümraniye, Ulucanlar hapishanelerinde say›s›z vahfli sald›r›lara, insanl›k d›fl› uygulamalara ve imha sald›r›lar›na maruz kald›lar. Siyasi tutsaklar, kapatarak cezaland›rman›n ortaya ç›k›fl›ndaki mant›¤a uygun olarak, her defas›nda teslim olmaya zorland›lar. Hapishanelere dönük vahfletin ve zulmün katmerlenmesi anlam›na gelen sald›r›lar›n›n dozunu art›rmakta sak›nca görmediler. Her hapishane sald›r›s› bir öncekinden daha kanl›, daha vahfli oldu. Bu sald›r›larda kimyasal vb., teknolojinin en son
gelifltirdi¤i silahlar› kullanmaktan, tutsaklar›n ellerindeki tek silahlar› olan bedenlerini, bu silahlarla parçalamaktan çekinmediler. Ancak siyasi tutsaklar, tüm bu vahfli sald›r›lar›, hunharca gerçeklefltirilen katliamlar›, her defas›nda ölümüne yazd›klar› direnifl destanlar›yla karfl›lad›lar. Bu ölü-
Emekçi semtlerde 19 Aral›k atefli... Sar›gazi’de bombal› pankart Gazetemize e-posta kanal›yla ulaflan bir habere göre TKP/ML militanlar›n›n 15 Aral›k 2007 tarihinde Sar›gazi’de iki adet bombal› pankart ast›klar› ö¤renildi. Haberde Demokrasi Caddesine as›lan pankartlar 19 Aral›k katliam›n› ve Kürt halk›na dönük imha sald›r›lar›n› protesto etmek için as›ld›¤› belirtilirken pankartlarda ise “19 Aral›k katliam›n›n hesab›n› soraca¤›z” ve “Uluslar›n Kendi Kaderini Tayin Hakk› Engellenemez” fliarlar›n›n yer ald›¤› ifade edildi. Görgü tan›klar›n›n anlat›m›na göre gece saatlerinde as›lan pankartlar sabah saat 10.00’a kadar as›l› kald›. Jandarma, bölgede yo¤un güvenlik önlemleri ald› ve
pankartlar› fünyeyle patlatarak indirebildi.
Gazi Mahallesi Katliam›n 7. y›l›nda Gazi Mahallesi’nde bir eylem gerçeklefltirildi. 19 Aral›k günü gerçeklefltirilen eylemde “Devrimci irade teslim al›namaz. Yaflas›n 19 Aral›k direniflimiz” pankart› aç›ld›. Saat 18.30’da Eski Karakol dura¤›ndan meflalelerle yürüyüfle geçen kitle s›k s›k “Devrimci irade teslim al›namaz”, “Bedel ödedik bedel ödetece¤iz” vb. sloganlar›n› hayk›rd›. Partizan, BDSP, DHP ve ESP taraf›ndan ortak örgütlenen eylemde aç›klamay› okuyan Sevinç Sönmez, 19 Aral›k 2000’de gerçeklefltirilen operasyonda 28 devrimci tutsa¤›n katledildi¤ini belirterek, “Bu hayata dönüfl de¤il, hayat› karartma operasyonuydu” dedi.
Eylem yap›lan aç›klaman›n ard›ndan halay ve sloganlarla sona erdi. Bas›n aç›klamas› yap›ld›¤› s›rada ‹smet Pafla Caddesi üzerinde bulunan MOBESSE kameras›n›n dire¤i atefle verildi.
Okmeydan› Katliam›n y›ldönümünde Okmeydan› Demokrasi Platformu taraf›ndan örgütlenen bir eylem yap›ld›. Saat 18:30’da Di-
müne direnifller sonucunda, egemenler siyasi tutsaklar› hiç bir zaman teslim alamad›lar. Siyasi tutsaklar›n kanlar› ve canlar›yla yazd›klar› hapishaneler tarihinin en kanl› sayfalar› ise hiç kuflkusuz 19 Aral›k 2000’de gerçekleflen hapishaneler katliam› oldu. Ancak, onlarca devrimci tutsa¤›n katledilmesi, onlarcas›n›n da a¤›r yaralanmas›na karfl›n, tutsaklar›n bir kez daha teslim olmayarak, büyük bir direnifl gerçeklefltirdi¤i bu katliam, CIA’›n Kore, Vietnam ve daha bir dizi ülkedeki siyasi tutsaklar üzerinde gerçeklefltirdi¤i laboratuar çal›flmalar›n›n ürünü olan emperyalist patentli F Tiplerine geçifl ad›na hayata geçirildi. Bu katliam›n ard›ndan 7 y›l geçti, ancak bu vahfli katliam egemenlerin tüm çabalar›na ra¤men unutulmad›/unutturulmad›. 7. y›l›nda da yine çeflitli eylem ve etkinliklerle toplumun bilincine kaz›nmaya devam edildi. Özellikle de tutsak yak›nlar› taraf›ndan. 19 Aral›k katliam›n› toplumun bilincine kaz›maya ve unutturmamaya dönük bu etkinliklerden
kilitafl Park›’nda toplanmaya bafllayan 150 kiflilik kitle “19 Aral›k katliam›n› unutmayaca¤›z” yaz›l› pankart›n açarak yürüyüfle geçti. Kitle Sibel Yalç›n Park›’ndan Sa¤l›k Oca¤›’na do¤ru giderken eyleme kat›lan insanlar›n say›s› da art›yordu. Bas›n aç›klamas›n›n yap›laca¤› yere gelindi¤inde polisin ablukas› ile karfl›lafl›ld›. Bas›n metninin okunmas› s›ras›nda polis eylemi sabotaj etmek için elinde geleni yapt›. Panzerlerden siren sesleri aç›l›rken sivil polislerde kitleyi taciz etti. Bas›n metninin okunmas›n›n ard›ndan hep bir a¤z›ndan Gün Do¤du Marfl› okundu. Eylem yeniden Sibel Yalç›n Park›’na yürünmesi ile sona erdi. Polis sald›rgan tutumunu eylemin bitifli s›ras›nda da gösterdi. Ellerinde sopalarla kitleyi takip eden polis duvarlardaki afiflleri de y›rtt›. Eylem bittikten sonra Akreplerle kahvelere gelen polis burada kimlik kontrolü yapt›. (Okmeydan› ‹K okurlar›)
Türkiye’de 19 Aral›k protestolar› Ankara Al›nteri, BDSP, DHP, ESP, EHP, Kald›raç, Odak, Kurtulufl, Tüm-‹GD ve Partizan katliam›n›n y›ldönümünde Ankara’da protesto eylemleri düzenleyerek, flehit düflen devrimci tutsaklar› and›. Eylemler 15 Aral›k 2007 tarihinde yap›lan bir meflaleli yürüyüflle bafllad›. Yüksel Caddesi’nde biraraya gelen kurumlar katledilen tutsaklar›n foto¤raflar›yla birlikte çeflitli sloganlar atarak Sakarya Caddesi’ne yürüdü. Burada yap›lan aç›klaman›n ard›ndan fiair Mehmet Özer katliamda ölen devrimciler Ankara için yazd›¤› fliiri okudu. Eylem marfllar okunarak sona erdi. * 19 Aral›k günü Ziraat Bankas› Hamamönü fiubesi önünde toplanan kurumlar buradan Ulucanlar Hapishanesi’ne yürüyerek hapishane önünde bir bas›n aç›klamas› yapt›lar. Hapishane kap›s›na ailelerin karanfil b›rakmas›n›n ard›ndan Temel Demirer ve Mehmet Özer’in birer konuflma yapt›¤› eylem marfllarla son bulurken aç›klama kat›lan kitlenin bir sonraki dura¤› Karfl›yaka Mezarl›¤›nda bulunan Ali ‹hsan Özkan, ‹rfan Ortakç› ve Cafer Tayyar Bektafl’›n yan› bafl› oldu. Sayg› durufluyla bafllayan anmada Ali ‹hsan Özkan’›n abisi k›sa bir konuflma yapt›. Mezar anmas› söylenen türkü ve marfllarla sona erdi.
Adana ‹HD, TUHAY-DER, Partizan, ESP, DHP, BDSP, ÇHKM ile Al›nteri Adana Kürkçüler Hapishanesi önünde biraraya gelerek bas›n aç›klamas› yapt›. Jandarma hapishaneye yaklafl›k 100 metre kala kitle-
nin önüne barikat kurarak daha fazla yaklaflmas›na izin vermedi. Bu s›rada adli tutuklu ziyaretine gelen bir kiflinin gruba “Bu ülkede Kürt yok, siz teröristsiniz, düflmans›n›z” diye ba¤›rmas›na kitle “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” slogan›yla cevap verdi. * Partizan, ‹HD, TUHAY-DER, ESP, BDSP, DHP, ÇHKM, D‹P Giriflim, Al›nteri, SDP ve 78’liler Giriflimi taraf›ndan örgütlenen panelde, “Ceza infaz yasas› geri
çekilsin, tecrit kald›r›ls›n” pankart› aç›ld›.
Mersin ‹HD Mersin fiube binas› önünde bir araya gelen ‹HD, SDP, EMEP, DTP, ESP, DPG ve Halkevi üyeleri de bir bas›n aç›klamas› yapt›. ‹HD fiube Sekreteri Mehmet Mirza Söylemez, ölen tutsaklar için haz›rlanan otopsi raporlar›nda, operasyon s›ras›nda yan›c› kimyasal maddelerin kullan›ld›¤›n›n ve pek ço¤unda darp izleri bulundu¤unun a盤a ç›kt›¤›n› hat›rlatt›.
‹zmir 19 Aral›k operasyonunu k›namak için Konak Postanesi önünde bir araya gelen BDSP, DHP, ‹C‹, ESP, ÖMP, Kald›raç
Dergisi, Partizan ve Köz kitlesi “19 Aral›k katliam›n› unutmad›k unutturmayaca¤›z” pankart›n› tafl›d›. Kitle ad›na yap›lan aç›klaman›n ard›ndan kitle, ‹zmir’in Karfl›ya ve Konak ilçelerinde 19 Aral›k’la ilgili aç›lan masalarda siyasi tutuklu ve hükümlülere vatandafllar taraf›ndan yaz›lan kartlar› gönderdi.
Bursa
Bursa’da 19 Aral›k katliam› etkinlikleri Partizan, DHP, ESP, BDSP, BAT‹S, ‹HD, YDG, SGD taraf›ndan örgütlenen meflaleli yürüyüfl, tutsaklara kart atma, hapishane önünde bas›n aç›klamas› ve karanfil b›rakma eylemleri ile gerçeklefltirildi. 16 Aral›k günü akflam› Osmangazi Metro ‹stasyonu önünde toplanan kitle buradan Hatay “19 Aral›k katliam›n› unutmad›k, Hatay Demokrasi Platformu unutturmayaca¤›z. Cezaevlerindeki (Parbask›lara son”, yaz›l› pankart açarak, meflalelerle Eski Santral Garaja kadar yüBursa rüdü. Eylem at›lan sloganlar ve kitle ad›na yap›lan aç›klama ile bitirildi. 19 Aral›k günü ise saat 12:00’de Heykel PTT önünde yine ayn› kurumlar taraf›ndan bas›n aç›klamas› ve devrimci tutsaklara kart gönderme eylemi yap›ld›. Kitle buradan Bursa Hapishanesi’nin önüne gitti. Burada da yap›lan sayg› duruflu ve bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan hapishane kap›s›na 28 karanfil b›rak›ld›. tizan, ‹HD, TÖP, ESP, KESK bileflenleri, EMEP, Halkevleri) taraf›ndan bir bas›n Dersim aç›klamas› organize edildi. Aralar›nda Partizan, HKM, ESP, Merkez Ulus (Künefeciler) MeydaEMEP, DTP ve DHP’nin bulundu¤u kurumn›’nda gerçekleflen bas›n aç›klamas›n›n lar yapt›klar› panelle Hapishaneler Katliam›okundu¤u s›rada birkaç provokasyon girin› protesto etti. 23 Aral›k Pazar günü flimi oldu, buna ra¤men kitle da¤›lmayarak gerçeklefltirilen panelde aç›l›fl konuflmas›n“Faflizme karfl› omuz omuza” slogandan sonra sinevizyon gösterimine yap›ld›. Silan›n› daha gür bir flekilde at›larak karfl›l›k nevizyon gösteriminin ard›ndan panelistin verildi. yapt›¤› konuflmayla panel sona erdi. Polisin tehdidine karfl› da¤›lmayan kitle 19 Aral›k Çarflamba günü ise HÖC’ün toplu bir flekilde slogan atmaya devam yapt›¤› bas›n aç›klamas›nda, devletin 19 Araederek, ‹HD’ye kadar yürüdü. Aç›klamal›k 2000’de hapishanelerde yapm›fl oldu¤u da F tiplerinde devrimci tutsaklara yönelik katliam protesto edildi. Partizan olarak hak gasplar› ve y›ld›rma iflkencesinin sürbizlerin ve çeflitli devrimci, demokratik kudü¤üne de¤inildi. Ayr›ca eyleme Al›nteri rumlar›n destekledi¤i eylem, yap›lan aç›klave BDSP de destek verdi. madan sonra sona erdirildi. (Hatay ‹K okurlar›) (Dersim ‹K okurlar›)
biri de, Tutuklu ve Hükümlü Yak›nlar› Birli¤i (TUYAB ) taraf›ndan, “19 Aral›k Katliam› 7. y›l›nda…! Tecride karfl› mücadele sürüyor!” bafll›¤› alt›nda organize edilen paneldi. Kad›köy’de bulunan Genel-‹fl Sendikas› 3. Nolu fiube’nin salonunda gerçekleflen panele, Av. Gülizar Tuncer, Mimar Hasan K›v›rc›k, 19 Aral›k katliam› tan›¤› Eyüphan Baflar ve TUYAB faaliyetçisi Semiha K›rkoç kat›ld›. 16 Aral›k Pazar günü gerçekleflen panel, bir sinevizyon gösterimi ile bafllad›. 19 Aral›k katliam›n›n aktar›ld›¤› sinevizyon gösteriminin ard›ndan k›sa bir aç›l›fl konuflmas› gerçeklefltirildi ve ilk sözü Hasan K›v›rc›k ald›. K›v›rc›k, a¤›rl›kl› olarak F Tipi Hapishanelerin mimar› yap›s›n› ve kökenini ortaya koydu¤u konuflmas›nda, dünyadaki ilk hapishanelerden örnekler sundu. Ülkemizde ise daha çok zindan mant›¤›n›n oldu¤unu belirterek, F Tiplerinin mant›¤›nda öteden beri bafl e¤dirme anlay›fl›n›n yatt›¤›n› vurgulad›. K›v›rc›k’›n ard›ndan söz alan Eyüphan
Baflar ise yapt›¤› k›sa konuflmada, “Faflizme yak›flan bir vahflet” olarak tan›mlad›¤› 19 Aral›k’a nas›l gelindi¤ine de¤inerek, operasyonla birlikte egemenlerin tutsaklar aras›nda var olan dayan›flmay› ortadan kald›rmay›, devrimci iradeyi k›rmay› amaçlad›¤›n› belirtti. TUYAB faaliyetçisi ve katliam s›ras›nda tutsak yak›n› olan Semiha K›rkoç ise, aileler olarak o dönemde neler hissettiklerini ve yaflad›klar›n› aktarman›n yan› s›ra, katliam›n gerçekleflti¤i dönemde hakim olan, egemen ekonomi-siyasal politikalara, çizilen sahte pembe tablolara dikkat çekti ve katliam›n tam da bu yalanlar›n gündemde oldu¤u bir süreçte gerçeklefltirildi¤ini vurgulad›. Panelde son olarak söz alan konuflmac› Av. Gülizar Tuncer’di. Bu ülkenin en de¤erli insanlar›n›n Ö.O’da ya yaflam›n› yitirdi¤ine ya da sakat kald›¤›na dikkat çeken Tuncer, bugün art›k farkl› fleylerin de tart›fl›lmas› gerekti¤ini, bu farkl› fleylerin ise, operasyon öncesine ve sonras›na dair de¤erlendirmeleri kapsad›¤›n› vurgulad›. (Kartal)
TUYAB: F tiplerinde direnifl sürüyor... “Hayata Dönüfl” operasyonu ile 28 devrimcinin katledildi¤i tarihin y›ldönümünde Tutuklu ve Hükümlü Yak›nlar› Birli¤i (TUYAB) bas›n aç›klamas› yapt›. Operasyonun yap›ld›¤› hapishanelerden biri olan Bayrampafla (Sa¤malc›lar) Hapishanesi’nin önünde yap›lan aç›klama da “19 Aral›k direniflimizin 7. y›l›. 19 Aral›k katliam›n› unutmad›k, unutmayaca¤›z” pankart›n› açt›. Aç›klama operasyonlarda katledilenler için yap›lan sayg› duruflu ile bafllad›. TUYAB ad›na yap›lan aç›klamay› okuyan Murat Elveriflli, 19 Aral›k’›n ard›ndan tutsaklar›n götürüldü¤ü F
tiplerinde direniflin sürdü¤üne dikkat çekti. Aç›klama müzik dinletisi ile devam etti. Müzik dinletisinin ard›ndan
katliamda flehit düflenler için hapishane kap›s›na k›rm›z› karanfil b›rakan TUYAB bileflenlerinin eylemi alk›fl ve sloganlarla sona erdi. (‹stanbul)
TUYAB’dan tutsaklara kart Tutuklu ve Hükümlü Yak›nlar› Birli¤i (TUYAB) 20 hapishanede efl zamanl› yap›lan operasyonu protesto etti. Galatasaray Postanesi önünde yap›lan aç›klamada “19 Aral›k direnifli 7. y›l›nda, 19 Aral›k katliam›n› unutmad›k unutturmayaca¤›z” TUYAB pankart› aç›ld›. 18 Aral›k 2007 tarihinde yap›lan eylemde TUYAB ad›na yap›lan aç›klamay› okuyan Ceren Uysal 19 Aral›k 2000 tarihinde hapishanelerde devrimci iradenin ve kararl›l›¤›n s›nand›¤›n› ve bunun bir direnifl manifestosu oldu¤unu dile getirdi.
TAYAD:
Hapishane önünde eylem
19 Aral›k 2007 tarihinde Tutuklu Aileleri ile Yard›mlaflma ve Dayan›flma Derne¤i (TAYAD) üyeleri Bayrampafla Hapishanesi önünde bir bas›n aç›klamas› yaparak 19 Aral›k katliam›n› k›nad›. Saat 13.00’de bafllayan eylemde “Diri diri yakanlar hala cezaland›r›lmad›” pankart› aç›ld›. Katliam s›ras›nda yak›lan kad›n tutsaklar›n foto¤raflar› ile yap›lan aç›klama katliamda yaflam›n› yitirenler için
‹HD:
Son olarak geçen hafta Sincan’a görüfle giden TUYAB çal›flan› Sema Gül’ün, y›llar önce kendisine aç›lan hem de Ulucanlar katliam›n› protesto etmek için kat›ld›¤› bir eylemle ilgili dava gerekçe gösterilerek tutukland›¤› belirtildi. Eylemde polis, bas›n aç›klamas›n› okuyan ve slogan att›ran iki kifliyi bas›n aç›klamas›n›n içeri¤inden ve “katil devlet” slogan›ndan dolay› gözalt›na ald›. Bas›n aç›klamas› Galatasaray Postanesi’nden tutsaklara dayan›flma kartlar›n›n gönderilmesi ile sona erdi. Gözalt›na al›nanlar akflam saatlerinde savc›l›ktan serbest b›rak›ld›. (‹stanbul)
yap›lan sayg› duruflu ile devam etti. Haz›rlanan bas›n metnini okuyan Mehmet Güvel, katliam› anlatarak katliam sorumlular›n›n belli olmas›na ra¤men cezaland›r›lmad›klar›n› dile getirdi. ‹dil Kültür Merkezi Tiyatro Grubu’nun 19 Aral›k katliam›n› canland›ran bir oyunu sergilemesinin ard›ndan hapishane önüne karanfil b›rakan TAYAD üyelerinin eylemi alk›fl ve sloganlarla sona erdi. (‹stanbul)
Hücreleri parçala...
‹HD 19 Aral›k katliam›n› k›nayan bas›n aç›klamas›n› Bayrampafla Hapishanesi önünde yapt›. ‹HD üyeleri burada toplanarak “F tipi insanl›k d›fl›”, “Hücre tipi hapishane istemiyoruz” vb. dövizler açt›lar. ‹HD ‹stanbul fiube Baflkan› Gülseren Yoleri yapt›¤› aç›klamada hapishanelerde yaflanan hak gasplar›ndan da bahsederek ‹HD’nin hapishanedeki tutuklu ve mahkûmlar›n insan haklar›na
sayg› gösterilmesi, insan onuruna uygun koflullarda yaflamas›n›n sa¤lanmas› ve kamuoyunda hapishaneler sorunlar›na dikkati çekmek için 11. Genel Kurulu’nda 19 Aral›k tarihini “Cezaevlerinde insan haklar› için mücadele ve dayan›flma günü” ilan etti¤ini söyledi. Aç›klaman›n ard›ndan kitle katliamda yaflam›n› yitirenler an›s›na hapishane kap›s›n› karanfiller b›rakt›. (‹stanbul)