YENİ DEMOKRASİ YOLUNDA
işçi-köylü
www.iscikoylu.org
Say›: 2003-12
12
*Y›l:1 *4-17 Temmuz 2003 *Fiyat›: 500 000 TL ISSN:1303-9350
‹flten atmalara, talana ve özellefltirmeye karfl› flehitlerimizin ça¤r›s›na kulak verelim!
H›rs›zlardan, talanc›lardan
HESAP SORALIM! Bo¤az›na kadar yolsuzlu¤a batm›fl olan devlet bir yandan da ortaya ç›kan yolsuzluklar›n› örtmek için yolsuzluklarla “savafl›yormufl” gibi görünmeye çal›fl›yor. Oysa egemenlerin felsefesinde h›rs›zl›k ve ya¤ma bir erdemdir. Kald› ki bugün yolsuzlukla savaflma havarisi kesilen R. Tayyip Erdo¤an’›n ‹stanbul Belediye Baflkanl›¤› döneminde aç›lan onlarca yolsuzluk davas› vard›r ve flu bir gerçektir ki h›rs›zlar h›rs›zlardan hesap sormazlar/soramazlar. Zalimler zulmedenlerden hesap soramaz. Onlardan hesap soracak olan ancak halk›n örgütlü gücüdür. H›rs›zlardan, yalanc›lardan, talanc›lardan hesap sormak için örgütlenelim ve savaflal›m. Çünkü soyguncular›n, namussuzlar›n dürüst insanlar olarak gösterildi¤i bu düzende her namuslu, dürüst insan›n baflvuraca¤› tek yöntem bu talanc›lara karfl› örgütlenmektir. Bu u¤urda örgütlenen, savaflan flehitlerimizin bize ça¤r›s› budur. fiehitlerimiz egemenlerin sald›r›lar›n›n azg›nlaflt›¤› bu süreçte savafltan yorulanlara, “piflman olanlara” verilen en sade yan›tt›r. fiehitlerimiz ideallerinin yaflamas› u¤runa nelerin feda edilebilece¤ini unutanlara tarih karfl›s›nda verilebilecek en ateflli yan›tt›r. Onlar›n örgütlenme ça¤r›s›na kulak verelim.
Gülbahar Gündüz’e tecavüz eylemlerle protesto edildi R.Tayyip Erdo¤an’›n, valilerini toplay›p “art›k iflkence olaylar›n› duymak istemiyorum” aç›klamalar›ndan çok de¤il sadece birkaç gün sonra ‹stanbul’un göbe¤inde DEHAP ‹stanbul Kad›n Kollar› Yöneticisi Gülbahar Gündüz polisler taraf›ndan kaç›r›larak tecavüze u¤rad›. Ve “demokratikleflen” ülkenin as›l yüzü de Gündüz’e “yöntem bundan sonra bu” ifadeleri ile gösterildi. Tecavüze u¤rayan Gündüz’ün s›rt› ve bacaklar› da polisler taraf›ndan metalle çizilerek yüzünde sigara söndürüldü. Yaflanan bu vahfleti protesto etmek için soka¤a dökülenlere verilen yan›t ise tam da “AB yolundaki” Türkiye’ye yak›fl›r tarzdayd›. Sayfa 26
H‹ND‹STAN ÜZER‹NE SÖYLEfi‹ “Marksist Leninist partilerin ilk ve ilkesel anlay›fl›n›n kendi ülkelerinde devrimi gerçeklefltirmek için do¤ru bir çizgi yaratmak olmas› gerekti¤ini düflünüyorum. Bu ilkesel bir anlay›flt›r. Bu anlay›fl›n çok güçlü bir kitle hareketi ve kendi ülkelerinde silahl› bir mücadele olmaks›z›n emperyalizmi, burjuvaziyi ve feodal toprak a¤alar›n› alafla¤› etmeleri mümkün de¤ildir.” Sayfa 14-15 ‹flçi-köylü’den “PAKET PAKET DEMOKRA S‹” EfiL‹⁄‹NDE HIRSIZLAR HIRSIZLARDAN HESAP SORAMAZ! Sayfa 30
4-17 Temmuz 2003
2
12
TEKEL’in sat›fl› her yerde PROTESTO ED‹L‹YOR Tekel’i üstelik ederinin çok alt›nda bir fiyata satmaya çal›flan devletin bu sald›r›lar›na boyun e¤meyen baz› sendikalar ve TEKEL iflçilerinin eylemleri ise sürüyor. AKP hükümetinin h›z verdi¤i özellefltirme sald›r›s› TEKEL’le devam ediyor. TEKEL’i de üstelik ederinin çok alt›nda bir fiyata satmaya çal›flan hükümet, hem cebine girecek paran›n hem de efendisinin emirlerini harfiyen yerine getirmenin çabas›nda. Devletin bu sald›r›lar›na boyun e¤meyen baz› sendikalar ve TEKEL iflçilerinin eylemleri ise sürüyor. Ülkenin dört bir yan›nda eylem yapan iflçiler devlete olan öfkelerini de hayk›r›yorlar. 12-13 Haziran 2003 tarihinde ifl yerlerini terk etmeme eylemi yapan iflçiler, 19-20 Haziran 2003 tarihlerinde ise fabrikalar›n çevresinde insan zinciri oluflturarak protestolar›n› sürdürmüfllerdi. * 19 Haziran tarihinde Kartal Cevizli TEKEL iflçileri fabrikalar› önünde insan zinciri oluflturarak “BirlikMücadele- Zafer”, “Zafer direnen emekçinin olacak” vb. sloganlar att›lar ve TEKEL sigara fabrikas›n›n önüne kadar geldiler. Burada bir konuflma yapan Tek G›da-‹fl Marmara bölge yöneticisi Murat Akyürek devletin yap›lan eylemlere sessiz kalmas›n› k›nayarak “yak›n bir zamanda sesimizi duymak zorunda kalacaklar” dedi. * TEKEL iflçileri ‹zmir’de de eylem yaparak özellefltirmeye karfl› olduklar›n› bir kez daha gösterdiler. Alsancak Yaprak ve Tütün Fabrikas› iflçileri 20 Haziran günü ö¤len saatlerinde fabrikalar› önünde toplanarak bir
eylem yapt›lar. 200 kiflinin kat›ld›¤› eylemde bir konuflma yapan Tek G›da-‹fl 2 No’lu fiube Baflkan› Mehmet
çiler ad›na bir konuflma yapan Tek G›da- ‹fl 1 No’lu fiube Baflkan› Mithat Aslan özellefltirme ad› alt›nda her fle-
Özmen TEKEL’in zarar etti¤ini savunanlar›n yalan söyledi¤ini belirtti. Aç›klama s›ras›nda çeflitli sloganlar atan iflçiler aç›klaman›n ard›ndan fabrikan›n çevresinde insan zinciri oluflturarak ard›ndan da da¤›ld›lar. * Adana’da da özellefltirme karfl›t› eylem yapan iflçiler “Direne direne kazanaca¤›z” slogan›n› hayk›rd›. ‹fl-
yin sat›ld›¤›n›n alt›n› çizdi. *Ayn› gün TEKEL iflçileri Maltepe AKP önünde de eylem yaparak “Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek” slogan›n› att›lar. ‹flçiler ad›na yap›lan konuflmada “AKP kendi eli ile tarihin karanl›¤›nda kendi yerini haz›rlamaktad›r. Bizlere düflen hak ettikleri yere on-
BES üyelerinden eylem BES Samsun flubesi çal›flanlar› ifl yasas›nda yap›lan de¤ifliklikleri protesto etti. BES Samsun flubesine üye Türkiye ‹fl Kurumu çal›flanlar›, çal›flt›klar› kurum önünde 20 Haziran Cuma günü bir bas›n aç›klamas› yapt›. Emekçiler ad›na konuflan fiube Baflkan› Seyfettin Y›lmaz, iflsizlik sorununun çözümünde ve ulusal istihdam politikalar›n›n oluflturulmas›nda Türkiye’nin tek kamu kuruluflunun
Türkiye ‹fl Kurumu oldu¤unu ifade etti. 1475 say›l› ifl yasas›nda yap›lan de¤ifliklikle özel istihdam bürolar›n›n yasallaflt›¤›n› vurgulayan Y›lmaz “Türkiye’nin ifl kurumu yetkililefltirilmeli; istihdam bürolar›ndan vazgeçilmelidir. Herkese ifl, ifl güvencesi ve sosyal güvence flartlar› sa¤lanmal›d›r. ‹fl-Kur çal›flanlar›n›n çal›flma flartlar› düzeltilmeli ve iyilefltirme sa¤lanmal›d›r” dedi. (Samsun)
iflçi-köylü senin sesin!
BALIKES‹R SEKA ALBAYRAKLAR’A SATILDI Hükümetin özellefltirme listesinde yerini alan Bal›kesir SEKA ‹flletmesi iflçilerin tepki ve protestolar›na ra¤men 13 May›s’ta Albayrak Afi’ye sat›ld›. Geçti¤imiz günlerde devir teslim ifllemi yap›lan flirkette 289 iflçinin tamam› iflten ç›kar›l›rken 75 memur ise baflka kurumlara kayd›r›ld›. (‹zmir)
‹fiÇ‹LER MEND‹L AÇTI Resmi ç›k›fllar› verilerek SEKA ile tüm iliflkileri kesilen iflçiler ihbar ve k›dem tazminatlar›n› bankadan almaya bafllad›. ‹flçiler banka önünde “Sa¤olun” yaz›l› mendil açarak hükümeti ve Albayraklar Afi’yi temsili dilencilik yaparak protesto ettiler. (‹zmir)
ABONEL‹K fiARTLARI 6 AYLIK: 10.200.000 1 YILLIK: 20.400.000
OKU-OKUT! ABONE OL! ABONE BUL!
lar› haz›rlamakt›r” denildi. Yaklafl›k 100 kiflinin kat›ld›¤› eylemde Ba¤dat Caddesi sloganlarla trafi¤e kapat›ld›. *ESM’li iflçiler Tekel’in özellefltirilmek istenmesini protesto etmek için 25 Haziran 2003 tarihinde saat 12:30’da Tekel müdürlük binas› önünde bas›n aç›klamas› yapt›. Eylemde “Tekel halk›nd›r satt›rmayaca¤›z” ve “Sadaka de¤il insanca yaflayacak ücret” dövizleri açan iflçiler s›k s›k da “‹flçi memur el ele genel greve” ve “Tekel halk›nd›r sat›lamaz” sloganlar› att›. Eylem, KESK Merkez Örgütlenme Üyesi Güven Gerçek’in konuflmas›yla baflland›. Gerçek konuflmas›nda “14 y›ld›r sürdürdü¤ümüz sendikal hak ve özlemlerimiz ciddi olarak tehlike alt›ndad›r. Ülkenin zenginli¤i yabanc› flirketlere peflkefl çekilecek. Direnece¤iz, haklar›m›z› geri alaca¤›z. Tarihsel bir sorunla karfl› karfl›yay›z. Tarih bizi yarg›layacak. Ülkesini satanlar›, vatan›na sahip ç›kmayanlar› tarih yarg›lar” dedi. Aç›klamada AKP hükümetine ve IMF’ye boyun e¤en Baflbakan’a da gönderme yap›larak; “Baflbakan’›n bu tehdit ve emekçi halk düflmanl›¤› politikalar› kaybedecek tarih önünde hesap verecektir ve zafer mücadele eden emekçilerin olacakt›r” denildi. Aç›klaman›n ard›ndan eylem sloganlarla sona erdirildi. (‹stanbul)
NOT: ‹stedi¤iniz süreye denk gelen oranda paray› hesap numaralar›m›za yat›rarak banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n›z ya da postalay›n›z. Abonelik ücretine posta masraflar› dahildir.
Yurtd›fl› Hesap Numaralar› Sema Gül Euro Hesab› Ziraat Bankas› ‹stanbul Aksaray fiubesi: 0 751 00 38 65 97 00 00 009 Halk Bankas› Laleli fiubesi: 63487 Vak›f Bank Valide Sultan fiubesi: 401 20 35
12
3
4-17 Temmuz 2003
De¤iflen Dengeler ve Uyum Yasalar›
Son iki ayd›r TSK ile AKP hükümeti aras›nda yeni krizlere neden olan AB’ye uyum paketlerinden 6.s› mecliste kabul edildi. May›s ay› MGK toplant›s›nda görüflülmesi için bir sonraki MGK toplant›s›na b›rak›lmas›na ra¤men AKP hükümeti 6. Uyum Paketini geçirmesiyle birlikte Türk hakim s›n›flar› içindeki dalaflta ordu kli¤ine bir ad›m daha geri att›rd›. fiimdi tüm gözler MGK’n›n yap›s›nda birçok de¤iflikli¤i içeren ve Temmuz ay›n›n ilk haftas›na kadar ç›kar›lmas› beklenen 7. Uyum Paketine çevrildi. Çok genifl bir paket olan 7. Uyum Paketinde en çok dikkat çeken “MGK’n›n ifllevi ve yap›s›n›n yeniden tan›mlanmas› ile ordu bütçesinin kontrol alt›na al›nmas›”n›n planlanmas›. Buna göre “AB kriterleri” dikkate al›narak MGK Genel Sekreterli¤inin “sivil” olmas›n›n önünü açacak yasal düzenleme yap›lacak. Yine Genelkurmay Baflkanl›¤›’n›n, Savunma Bakanl›¤›’na ba¤lanmas› da gündemde. Tüm yasal düzenlemeler gerçekleflirse yasalar nezdinde MGK’n›n devlet yönetimindeki etkisi azalm›fl olacak. TSK, UfiAKLI⁄INI BECEREMEMEN‹N CEZASINI ÇEK‹YOR 6. Uyum Paketinin mecliste kabul edilmesinin ard›ndan 26 Haziran 2003 tarihinde yap›lan MGK toplant›s›, son iki MGK toplant›s›na göre oldukça “sakin” geçti. Di¤er MGK toplant›lar› öncesi bir papa¤an gibi s›kça tekrarlanan ve k›l›ç gibi hükümetlerin kafas› üstünde sallanan “devletin laik yap›s›n›n korunmas›”, “irticaya karfl› mücadele” vb. söylemler bu MGK toplant›s› öncesi tekrarlanmad›. Hem de AKP hükümeti MGK karar›n› çi¤nemesine ra¤men. Bu durum bize gösteriyor ki klikler aras›nda geçici bir uzlaflma sa¤lanm›fl. Tabi ki bu uzlaflmay› emperyalizmden ba¤›ms›z ele alamay›z. Bu nedenle Türk egemen s›n›flar›n›n yüce efendisi ABD emperyalizminin Irak iflgali sonras› ufla¤›na biçti¤i yeni rollere bakmakta yarar var. Türk egemen s›n›flar›-
n›n, efendisi ABD emperyalizminin Irak iflgali döneminde verdi¤i görevleri yerine getirememesi ABD ile Türkiye aras›nda iliflkileri yeniden bir çeki düzen vermeyi gerektirdi. Özellikle ABD’nin Irak sald›r› için Türkiye’den vermesini emretti¤i, askeri üsler, limanlar ile Türkiyeli askerler, TBMM’de tezkerenin reddedilmesiyle sekteye u¤ram›flt›. Bu durum ABD emperyalizminin sald›r› planlar›nda birçok de¤iflikli¤i de gündeme getirmiflti. Daha sonra meclisten tekrardan bir tezkere ç›kar›lsa da, ABD emperyalizmi için yeterli olmad›. ‹flgalin sona ermesinin ard›ndan ABD emperyalizmi ufla¤›n› cezaland›raca¤›n›n sinyallerini vermeye bafllad›. ABD Savunma Bakan Yard›mc›s› Paul Wolfowitz yapt›¤› ilk aç›klamalar›nda direkt olarak Türk Silahl› Kuvvetlerini hedef ald›. Bu aç›klamalar TSK’n›n tezkerenin meclisten geçmesi için yeterince çal›flmad›¤› yönündeydi. Ve Türkiye’nin en “güvenilir” kurumu bu aç›klamalarla bir anda imaj›n› yitirmeye bafllad›. ABD emperyalizmi Türk hakim s›n›flar›na yapt›¤› müdahalelerle Türkiye’den daha fazla teslimiyet ve daha fazla uflakl›k istemektedir. Y›llard›r Türk hakim s›n›flar›n›n kendini avuttu¤u “ben efendimin gözünde stratejik konumumla di¤er uflaklara göre daha de¤erliyim” düflüncesi, efendisi taraf›ndan alt üst edildi. Art›k ABD emperyalizmi Türk hakim s›n›flar›ndan hiçbir yanl›fl istemiyor. Bu nedenle uflaklar›n› yeniden kal›ba döküyor. Nitekim TSK’n›n ülke yönetimindeki etkisine yap›lan müdahale bunun bir göstergesi. Di¤er yandan ABD emperyalizmi için Türkiye’nin AB’ye girmesinin önemi Irak iflgalinden sonra daha da artt›. 6. AB Uyum Paketin h›zl› bir flekilde meclisten geçirilmesi ve 7. paketin de önümüzdeki günlerde meclis gündemine tafl›nmas› karfl›s›nda geleneksel statükocu anlay›fl›n bu duruma sessiz kalmas› da bunu gösteriyor.
UYUM PAKETLER‹ ANT‹DEMOKRAT‹K UYGULAMALARI ARTIRIYOR Türk hakim s›n›flar› aras›ndaki tüm çeliflkilere ra¤men egemen s›n›flardaki tüm klikler halka yönelik sald›r›lar›nda yine tek ses, tek vücutlar. Devlet yine faflist uygulamalar›na tüm h›z›yla devam ediyor. Türk hakim s›n›flar› taraf›ndan ç›kar›lan her yasa halka yönelik yeni bir sald›r›n›n da habercisidir. Tüm bu yasa de¤ifliklikleri de ülkenin demokratikleflece¤i aldatmacas›yla yap›lmaktad›r. “Demokratiklefliyoruz” naralar›n›n s›k at›ld›¤› bu dönemde faflist uygulamalar›n daha da yo¤unlaflmas› tüm bu söylenenlerin bir safsata oldu¤unu ortaya koyuyor. Yine 6. Uyum Paketiyle birlikte yap›lan baz› de¤iflikliklere göz att›¤›m›z da demokrasi ad›na hiçbir fley olmad›¤›n› görebiliriz. Kürtçe isimler kullan›lmas›na olanak sa¤lad›¤› iddia edilen yasa de¤iflikli¤inde özünde hiçbir de¤ifliklik yap›lmam›flt›r. fiöyle ki; meclisten geçen paketle birlikte ilgili kanunun 6. maddesi ile 1587 Say›l› Nüfus Kanunu’nun 16/4. maddesi flu flekilde de¤ifltirildi: “Ancak ahlak kurallar›na uygun düflmeyen veya kamuoyunu inciten adlar konulamaz. Do¤an çocuk babas›n›n, evlenme d›fl›nda ise annesinin soyad›n› al›r”. De¤ifliklikten önce ise flu flekildeydi: “Çocu¤un ad›n› ana ve baba koyar. Ancak milli kültürümüze, ancak ahlak kurallar›na uygun düflmeyen veya kamuoyunu inciten adlar konulamaz.” Her iki metin aras›ndaki tek fark “milli kültür” ibaresinin madde metninden ç›kar›lmas›. Zaten önceki kanunda da Kürtçe isimlerin konulmas›na hiçbir engel yoktu. Kürtçe isimler için aç›lan davalar›n tümü ‹çiflleri Bakanl›¤› taraf›ndan yay›nlanan genelgelerden kaynaklanmakta. Bu tür genelgeler yay›nlanmaya devam edildi¤i müddetçe davalar›n aç›lmas› önünde hiçbir engel yok. Yine en çok tart›fl›lan konulardan bi-
ri de Kürtçe televizyon ve radyo yay›n› yap›lmas›n›n önündeki engellerdi. Uyum paketiyle Kürtçe yay›n›n önü aç›ld›¤› iddia edilse de, bu hak zaten var olan yasada bulunmakta. ‹lgili yasan›n 14. maddesi 1. f›kras›n›n 4. cümlesi flu flekilde de¤ifltiriliyor: “Ayr›ca, Türk vatandafllar›n günlük yaflamlar›nda geleneksel olarak kulland›klar› farkl› dil ve lehçelerde de kamu ve özel radyo ve televizyonlarda yay›n yap›labilir.” Yasa de¤iflmeden önceki hali ise: “Ayr›ca, Türk vatandafllar›n günlük yaflamlar›nda geleneksel olarak kulland›klar› farkl› dil ve lehçelerde de yay›n yap›labilir.” Görüldü¤ü gibi yasaya sadece “kamu ve özel radyo ve televizyonlarda yay›n yap›labilir” ibaresi eklenmifl. Yine önceki yasa da Kürtçe önünde bir engel de¤ildi ama ayr›ca yay›nlanan genelgeler ve yasalarla da Kürtçe engellenmeye çal›fl›lm›flt›. Bu yasa de¤iflikli¤i de Kürtçe yay›n aç›s›nda hiçbir yeni hak getirmiyor. Uyum paketindeki bir di¤er de¤ifliklik ise “Terörle Mücadele Yasas›”n›n 8. maddesinin yürürlükten kald›r›lmas› oldu. Maddenin kald›r›lmas›yla birlikte de¤iflen hiçbir fley olmayaca¤›n› zaten Adalet Bakan› Cemil Çiçek flu sözleriyle aç›klam›flt›: “Kimse endiflelenmesin. Bu maddedeki düzenleme, TCK’n›n 312. maddesinde zaten var. Boflluk olmayacak.” Ayr›ca son dönemlerde DGM’ler düflünce özgürlü¤ü ile ilgili TCK’n›n 169. maddesini s›kça kullanmaktad›r. Yani 8. maddenin kald›r›lmas›n›n ard›nda daha a¤›r madde olan 169 bir bütün olarak devreye girecektir. Görüldü¤ü gibi devlet tam bir sahtekarl›k içindedir. Zaten faflist bir devletten “demokrasi” beklemek ancak dünyaya at gözlükleriyle bakanlar›n iflidir. 80 y›ll›k tarihinde faflist Türk devletinin her reformunun alt›nda mutlaka emekçi halka yönelik sald›r›lar›n daha da art›r›lmas› ç›km›flt›r. Yani devletin reformunun anlam› halk› daha fazla sömürmektir.
4-17 Temmuz 2003
12
4
S›n›fsal Bak›fl “SÖZVER‹ GÜMÜfiSE, ÖZVER‹ ALTINDIR!” Emel K›l›ç, Murat Ar›cak, Bülent Ertürk “Her fley silah›n namlusundad›r. Marksist devlet teorisine göre, ordu devletin temel unsurudur. ‹ktidar› ele geçirmek ve elde tutmak isteyen herkes, mutlaka güçlü bir orduya sahip olmal›d›r. Baz› kimseler,‘savafl her fleye kadirdir’ anlay›fl›n›n savunucular› oldu¤umuzu söyleyerek bizimle alay ediyorlar. Evet, biz devrimci savafl›n her fleye kadir oldu¤unu savunuyoruz; bu kötü de¤il, iyidir, Marksisttir. Sovyet Komünist Partisi’nin silahlar› sosyalizmi yaratt›. Biz demokratik bir cumhuriyet yarataca¤›z. Emperyalizm ça¤›nda s›n›f mücadelesinin tecrübesi bize, iflçi s›n›f› ve emekçi kitlelerin silahl› burjuvazi ve toprak a¤alar›n› ancak silah gücüyle yenebileceklerini ö¤retiyor; bu anlamda, bütün dünyan›n ancak silahla de¤ifltirilebilece¤ini söyleyebiliriz.” (Mao Zedung, Seçme Eserler, Cilt II, sf.232) Baflkan Mao’nun bir paragrafta özetledi¤i bu temelli yaklafl›m›, insanl›¤› kurtulufla götürecek yolda, hangi yöntemle ilerlenebilece¤ine iflaret etmekte, çokça sarf edilen “dünyay› de¤ifltirme”nin ancak silahla mümkün olabilece¤inin alt›n› çizmektedir. Maoizmin M-L ideolojiyi besledi¤i ve gelifltirdi¤i karakteristik çizgilerden birisi olarak flekillenen, silahl› mücadelenin belirleyici niteli¤i; onun kuramsallaflan boyuttaki stratejik ve taktik saptamalar ile birlikte günümüzde özellikle gündemlefltirilmesini gereken bir boyut kazanm›flt›r. Bunun neden böyle oldu¤unu, ikiz kardefller olan tasfiyecilik ve reformizmin 90’lardan sonra f›rt›naya çevrilerek estirilen rüzgar›n›n eski h›z›n› yitirdikçe yeniden ve farkl› argümanlarla körüklenmeye çal›fl›ld›¤› bir süreci doludizgin yaflamam›zdan anl›yoruz. Tam da bu nedenledir ki silahl› mücadelenin devrimci fliddet olarak cisimleflti¤i, komünist önderlikler eliyle de halk savafl› pratiklerinde serpildi¤i ülkelerdeki süreçlerin deneyimleri, kazan›mlar› ve dersleri; gündemlefltirme olgusunun güncelli¤ini belirlemektedir. Nitekim emperyalist-kapitalist sistemin devam›ndan yana örtülü bir anlaflma/uzlaflma içinde “kurallar›yla oynama” yolunu seçenlerin t›kand›¤›, kitlelerdeki bunal›m›n öfkeye dönüfltü¤ü koflullarda, silahl› mücadelenin teslimiyete ve kölelefltirmeye karfl› biricik seçenek olarak yükselifle geçmesi kaç›n›lmaz olmaktad›r. Silahl› mücadele biçimlerinin itibar görmesi, da-
ha do¤rusu çeflitli yap›lanmalar eliyle daha yayg›n bir uygulama alan› bulmas›, “terör” palavralar› bir yana, bu sürecin bir sonucu olarak da alg›lanmal›d›r. fiiddeti s›n›rs›z ölçüde, en vahfli biçim ve dozlarda uygulayan ve bu anlamda ezilenlerin karfl› duruflunun temel biçimi haline, “do¤al refleks” kapsam›nda sokan, emperyalistler, faflistler ve gericilerin bizzat kendileri olmaktad›r. Bunun sistemati¤ini bizimki gibi ülkelerde yaflanan s›n›f/iktidar mücadelesinde “devrimin yolu” statüsüne kavuflturan Mao Zedung yoldafl’›n çizdi¤i güzergahta ilerleyen bütün uygulay›c›lar ve esinlenenler önemli kazan›mlar ve deneyimler biriktirmifllerdir. Pratikteki bu tan›tlanma-kan›tlanma sürecinin art›lar›n› bilinçli bir devrimcili¤e dönüfltürerek proletarya önderli¤inde iktidara yönelten komünist hareketler, kitleleri savaflt›rmay› baflard›klar› içindir ki, gerçek manada sars›c› bir tehdit oluflturarak alternatif bir güç olmay› becerebilmifllerdir. Bu sayede, bir dizi ülkede, iniflli ç›k›fll› grafiklere karfl›n, yakalanan mevziler, kurumsallaflma alan›nda elde edilen kazan›mlar ve yarat›lan potansiyel muhafaza edilebilmifl, iktidar yürüyüflü kesintiye u¤rat›lamam›flt›r. Bu çerçevede ülkemizdeki 30 y›l› aflk›n prati¤i irdeledi¤imizde net bir biçimde görüyoruz ki, halk saflar› kategorisinde yer alan reformist ve devrimci karakterdeki hareketlerin önemli bir bölümü, flu veya bu orandaki potansiyellerini, dönemsel de olsa baflvurduklar› silahl› mücadele pratiklerine borçludurlar. Ancak Türkiye devrimine esas damgas›n› vuran ve savafl› süreklilefltirerek, mevcut statükoya endekslenmiflli¤inden kopararak sürükleyip götürecek olan, savafl yasalar›n› MLM perspektifi ile birlikte kavrayarak uygulayanlar, yani komünistler olacakt›r. Halk savafl›n›n ilerleme göstererek kal›c› kazan›mlar elde edecek aflamalar› kat edebilmesi, komünist bir önderlik alt›nda, süreklilik kazanan bir çizgiye oturtulabilmesine ba¤l›d›r. Ülkemiz devrimi aç›s›ndan en can al›c› sorunumuz budur. ‹brahim Kaypakkaya yoldafl önderli¤inde bu perspektif kuflan›larak bafllat›lan, silahl› biçimlerin ve k›rlar›n esas al›nd›¤› mücadelemiz, ciddi darbeler, yenilgiler, sapma ve hatalar nedeniyle ancak örgütsel devaml›l›k noktas›nda tutunabilmifl, savafl› boyutland›rmak ve daha ileri
mevzilere tafl›mak yolunda geliflme gösterememifltir. Ayn› dönem içinde, do¤ru bir önderlikten yoksun oldu¤u ve nihayetinde uzlaflmac›/teslimiyetçi bir noktaya sürüklendi¤i halde, uzun say›labilecek bir süreyi ileriye do¤ru kesintisiz bir savafl çizgisinde götürmeyi baflaran Kürt Ulusal Hareketi, Türkiye devrimine çok önemli dersler ve deneyimler kazand›rm›fl, devrimci dinamikleri canland›rarak, önemli bir potansiyeli kuvveden fiile ç›karm›flt›r. Bütün tasfiyeci çaba ve emellere karfl›n Kürt ulusal kurtulufl savafl›n›n yaratt›¤› potansiyel ve kazan›mlar›n silinebilmesi mümkün de¤ildir. Günümüzde de yak›c›l›¤›n› koruyan, gerek dünyada gerekse de ülkemizde giderek keskinleflen s›n›f mücadelesinin dayatt›¤› ve yükledi¤i sorumluluk, savafla devaml›l›¤› sa¤lanm›fl bir karakter kazand›rmakt›r. Bunun için savafl›n kitleler içinde kök salmas›/örgütlenmesi, halk› içine aktif olarak çekmesi gerekmektedir. Bu, halk savafl›n›n, s›n›f mücadelesinin en aç›k görünümü konumuna gelmesi demektir. Devrim mücadelesinin; ancak bu eksende yol al›nd›¤›nda, her alan ve zeminde ilerleme göstererek mevziler elde edebilece¤i, güçlenebilece¤i ve ikili iktidar yaratma aflamas›na ulaflabilece¤i bilinmelidir. Bütün bunlar için, bir dizi görevler, afl›lmas› gereken sorunlar ve izlenmesi gereken taktikler var. Ama her fleyden önemlisi, bunun iradesini tafl›yan, komünist bir önderli¤e ve onun emrindeki öncülere ihtiyaç vard›r. Bu do¤rultuda, öncelikle bilimsel tahliller, sa¤l›kl› saptamalar ve genel manada do¤ru bir inisiyatif alt›nda yürünmesi; bu prati¤i, iflin henüz ilk evrelerinde olunan en zor koflullarda omuzlayacak ve büyük bir özveri ruhuyla sürdürecek kadrolar ve savaflç›lar gerekmektedir. Proletarya Partisi önderli¤inde üç ony›l› aflk›n bir süredir ivme kazand›r›lmaya çal›fl›lan gerilla savafl›; savafl/mücadele gelene¤inin yarat›lmas›nda belirleyici rol oynam›fl, küçümsenemeyecek bir kitle potansiyeli yaratm›flt›r. Partinin karakteristik çizgilerinin belirginleflti¤i ancak savafla göre flekillendirilemedi¤i bu süreç; silaha sar›lma yo¤unlu¤una büyük ölçüde ba¤l› bir seyir izlemifltir. Demokratik Halk Devrimi mücadelesini yaflam›n bütün alanlar›nda ilerletecek esas hareket biçimi silahl› oldu¤u için, son çeyrek as›rl›k zaman diliminde gelinen noktaya ancak buradan bak›larak aç›kl›k getirilebilir. Silahl› mücadeleyi, “ses ç›karmak”, “silah s›kmak” olarak görüntüye oynayan bir tarzda sunmaya çal›flan silahl› ekonomizm/reformizmin devreye girdi¤i, kontak noktas› yakalad›¤› yer tam da buras›d›r. Haz›rl›k, kitle çal›flmas›, yerel örgütlenme gibi savafl›n mutlak bileflenleri olarak tan›mlanabilecek olgular ile düflmana
yönelik askeri pratikteki hedef belirleme isabetlili¤i/seçicilik, kay›p verme oran›, süreklilik vb. hususlar birlikte de¤erlendirildi¤inde, nesnel ve öznel flartlara göre yo¤unluk ve öncelik iliflkisi do¤ru biçimde saptanmak zorundad›r. Halk savafl›n›n, devrim mücadelesinin bir parças›, bir alan› de¤il tamam› oldu¤u gerçe¤inin yaflamda karfl›l›k bulabilmesi için, bütün mücadele cephelerini kapsayan ve birlefltiren bir perspektifle yürütülmesi gerekmektedir. Aksi halde sembolik, bir alana s›k›flm›fl bir tarza hapis olunarak silahl› ekonomizmin kuca¤›nda ç›rp›nmak durumunda kal›n›r ki, bu, halk savafl›ndan baflka her tan›mla aç›klanabilecek bir k›s›r döngüye saplanmak anlam›na gelmektedir. Bugün, nice deneyimden sonra proletarya partisinin ç›kard›¤› en önemli derslerden birisi olarak kavranan gerçekli¤imiz budur. Yönelimimiz, halk savafl› yolunda ilerleyiflimizi, bu durumu tersine çevirip, “k›s›rlaflt›r›c›”, “tüketici”, “marjinallefltirici” mecradan ç›kararak serpilip gelifltirecek bir aç›l›m› öngörmektedir. Devrimler tarihinden biliyoruz ki; mücadelenin sab›r, özveri, kararl›l›k ve azmi üst düzeyde gerektiren zorlu karakterinin gelenekselleflmesinde, bafll›ca rol hep öncülere düflmüfltür. Bir ideal, bir amaç, bir hedefe do¤ru yol al›rken kaç›n›lmaz bir gerçekliktir bu. Bunun en son örneklerini, pefl pefle flehit düflen üç gerilla, Emel, Murat ve Bülent yoldafllar, canlar›n› esirgememekle yaflatm›fl oldular. Onlar, sözverinin çok önemli oldu¤unu biliyorlard› ve bunu ifade ederek yola koyulmufllard›. Ama daha de¤erlisinin özveri oldu¤unu can bedeli bir savaflta topra¤a düflerek gösterdiler. Savafl, ancak hayat›n› bütünüyle adad›¤› zaman bir komünist için gerçek anlamda yaflam biçimi haline gelmektedir. Bu özveri ruhu, öylesine sarmaktad›r ki devrimciyi, bütün fedakarl›klar, iflkence, tutsakl›k ve ölüm do¤al parçalar›d›r art›k yaflam›n. Halk›m›z›n üç yi¤it evlad›, halk savafl›n›n üç de¤erli savaflç›s›n›n an›lar›, mücadele pratikleri; devrimci de¤erlerin tüccarl›¤›na soyunanlar›n, cellad›na yaranmaya çal›flan zavall›lar›n, arabalar dolusu laf kalabal›¤›na gömülenlerin, ahkam kesme uzmanlar›n›n, mücadeleye dirsek çevirmek için hokkabazl›k yapanlar›n, kuru ajitasyonla caka satan flarlatanlar›n, kaçk›nl›¤›n teorisini yapan sahtekarlar›n, üstüne kal›n bir çarp› çekecek de¤er ve anlamdad›r. Bugün henüz çok taze olan an›lar› önünde sayg›yla e¤ilirken, savafl› onlar gibi bugünlere tafl›ma özverisi gösteren bütün flehitlerimize verdi¤imiz sözü yerine getirmek için, daha büyük azim ve cesaretle öne at›lmam›z gerekiyor.
5
12
4-17 Temmuz 2003
‹flçiden zincirli eylem Gazi Belediyesi’nde çal›fl›rken sendikal› oldu¤u gerekçesiyle iflten ç›kar›lan bir iflçi Belediye Baflkan›’n›n evinin karfl›s›ndaki dire¤e kendini zincirleyerek eylem yapt›. Samsun Gazi Belediyesi’nde geçici iflçi kadrosunda çal›fl›rken yaklafl›k 6 ay önce ifl akdi feshedilen Naz›m
Akdemir, Belediye Baflkan› Nihat Batur’un 19 May›s Bulvar›’nda oturdu¤u binan›n karfl›s›ndaki bir dire¤e kendini zincirleyerek açl›k grevine bafllad›. 52 yafl›nda ve 2 çocuk babas› olan Naz›m Akdemir yan›nda ayn› iflten at›ld›¤›n› söyleyen bir arkadafl› ile birlikte, haks›zl›¤a u¤rad›klar›na
Denim Tekstil’de grev Bayrakl› Denim Tekstil fabrikas›nda çal›flan yaklafl›k 470 Öz ‹plik-‹fl Sendikas› üyesi iflçi içeride biriken ikramiyeler, maafllar ve çal›flma koflullar›n›n düzeltilmesi için 25 Haziran Çarflamba günü sabah saat 07:00’de fabrika önünde greve bafllad›lar. Konuya iliflkin Öz ‹plik-‹fl Sendikas› ‹zmir fiube Baflkan› Sabriye Bereket gazetemize konuyu de¤erlendirdi. Bereket “fiunun bilinmesi gerek. Bizim amac›m›z sadece içerde birikmifl maafl ve ikramiyeler de¤il. Evet bu olay›n bir boyutu ama baflka bir taraf› da iflyerinin çok eski bir bina olmas› ve üretim araçlar›n›n ilkel araçlar kadar eski olmas› bunlar›n da sa¤l›k koflullar›n› olumsuz etkilemesi” dedi. Bereket ayr›ca 2001-2002’den biriken ikramiyeler oldu¤unu ve 3 ayl›k maafllar›n›n da içerde oldu¤unu onlar› almadan yeni sözleflme için masaya oturmayacaklar›n› belirterek “patron bu grevi k›rmak için çaba sarf ediyor ama bizler de iflçiler ve sendika olarak birlik beraberlik içerisinde bu ifli baflar›ya ulaflt›raca¤›z” dedi. (‹zmir)
MENEMEN’DE GREV SÜRÜYOR Menemen A¤artoo¤lu Deri Fabrikas›’nda sendikal faaliyetlerde bulunduklar› gerekçesiyle iflten at›lan 17 iflçiye destek vererek iflinden olan 120 Deri-‹fl Sendika üyesi iflçinin fabrika önünde bekleyiflleri sürüyor. Patron ise bu direnifli k›rmak için çeflitli yol ve yöntemler deniyor. Patronlar grevdeki iflçilere grevi b›rak›r ve sendikal faaliyetlerden vazgeçerlerse grup grup ifle geri al›nacaklar› vaadini verdi. Patronlar yapt›klar› toplant›da grevi bafllatan 17 iflçinin ise hiçbir koflulda ifle al›nmama karar›na vard›klar›n› belirtti. (‹zmir) HÜKÜMETTEN ‹fiÇ‹YE ‘SIFIR’ ZAM Hükümet 459 bin iflçiyi ilgilendiren toplu ifl sözleflmelerinde Türk-‹fl’e s›f›r zam dayatt›. ‹kinci 6 ay yüzde 7, üçüncü ve dördüncü 6 aylarda yüzde 5 zam öneren hükümet krizi gerekçe gösterdi. Türk-‹fl yönetimi ise “bu flartlarda görüflme bitmifltir. Zaten toplu sözleflmelerde yasal prosedür devam ediyor e¤er flartlar›n›z de¤iflmezse biz masaya gelmeyece¤iz” dedi Türk-‹fl Koordinasyon Kurulu yapt›¤› toplant›larda ne yap›laca¤›n› kararlaflt›racak. (Kartal)
Emekçinin Gündemi
S›n›f dayan›flmas›n› zaafa u¤ratan anlay›fllar› mahkum edelim; B‹RL‹⁄‹ MÜCADELE ZEM‹N‹NDE YÜKSELTEL‹M! ‹flçi hareketi saflar›nda s›n›f dayan›flmas›n› zay›flatan, sermayeye karfl› birleflik ve örgütlü mücadeleyi zaafa u¤ratan bölgecilik, hemflehricilik ve mezhepçilik gibi s›n›f mücadelesine darbe vuran ve emekçileri birbirlerine düflman eden, egemen s›n›flar taraf›ndan da bilinçli olarak pompalanan ve güçlenmesi için elden ne geliyorsa yap›lan politikalar giderek daha fazla yayg›nl›k kazanmaktad›r. Bu durum s›n›f mücadelesi yürüten devrimcilerin karfl›s›na her alanda ç›kmaktad›r. Bu politikalar sonucu fabrikalardan bafllayarak mahalle mahalle, sokak sokak emekçiler bölgelerine, etnik kökenlerine ve dini inançlar›na göre ayr›lmakta ve ortak davran›fl ve birleflik hareket, bundan önemli ölçüde zarar görmektedir. Bu durum her mücadelede emekçilerin birli¤ini ve bütünlü¤ünü ortadan kald›rmak veya zay›flatmak isteyenler taraf›ndan özellikle ortaya at›lmakta, s›n›f ç›karlar›na göre flekillendirilmesi gereken mücadele araçlar›, kurumlar› ve olanaklar› iflçi s›n›f› bilimi ve bilincine ayk›r› flekilde biçimlenmektedir. Komprador burjuvazi ve toprak a¤alar›, düzenlerini tarih boyunca iflçileri emekçileri ve halk kitlelerini birbirine düflman ederek, birbirlerine karfl› k›flk›rtarak ve daha da ilerisi birbirlerini k›rd›rarak sürdürmüfllerdir. Bunun hem uzak ve hem de yak›n tarihte say›s›z örnekleri mevcuttur. Çeflitli milliyetlerden Türkiye halk›n›n ç›karlar› ortakt›r. Halk aras›nda düflmanl›k gelifltiren sömürücü asalak s›n›flard›r. ‹flçi s›n›-
dair bast›rd›klar› bildirileri de halka da¤›tt›. Eski hükümlü olan Akdemir, 12 y›l belediyede çal›flmas›n›n sonucu ifline son verildi¤ini, yapt›¤› eylemle baflkan› protesto eden bir kifli olarak “iflçi haklar› ve hukukunun yan›nda bulunmas› gerekti¤ini” söyledi.
f› ve emekçi halklar aras›ndaki dostlu¤un ve kardeflli¤in geliflti¤i anlarda mücadelenin sivri okunun kendisine yönelece¤ini bildi¤i içindir ki, emekçiler aras›nda sürekli düflmanl›klar›n gelifltirilmesi için provokatif giriflimleri k›flk›rt›r ve destekler. Bunun ideolojik temellerini oluflturur. Katliamlara zemin haz›rlar. Bazen katliamlar› bizzat devlet gerçeklefltirirken (Gazi Katliam› vb.), kimi zaman paramiliter güçleri ve çetelerini kullan›r (Marafl Katliam› vb.) ve bazen de halk›n aras›ndaki mezhep farkl›l›klar›n› (Sivas Katliam›-Bu katliam hem tarihsel olarak güncel ve hem de 2 Temmuz bu k›y›m›n y›ldönümü olmas› nedeniyle özel dikkat çekilmesi gereken bir gündür. 2 Temmuz ‘93’te 35 ayd›n diri diri yak›larak katledilmifllerdir. Devlet bu katliam› seyretmekle yetinmifl, mezhep çat›flmalar›n› körükleyerek alevileri devlete yedeklemede bu durumu kullanm›flt›r.) kullanarak birbirine k›rd›r›r. Oysa emekçilerin birbirlerini bo¤azlamalar› sadece ortak düflmanlar›n›n, sermaye sahiplerinin, yani patronlar›n, yani toprak sahiplerinin ve bilumum halk düflmanlar›n›n ifline gelmektedir. Birbirlerine düflman edilenler bir araya gelip ayn› çat› alt›nda örgütlü bir güç olarak sermaye düzenine karfl› bir mücadele gelifltiremeyece¤i için kompradorlar›n düzeni rahat nefes almaktad›r. “Böl, parçala, yönet” Burjuvazinin ve tarih boyunca tüm sömürücü s›n›flar›n bulduklar› ve hep kulland›klar› sihirli formülün ad› olmufltur. Tüm iktidarlar, iktidar olurken ve iktidarlar›n› sürdürürken baflvurduklar› temel araçlar-
Polisin engellemesine ra¤men Nihat Batur’un evine do¤ru hayk›rarak “iflimi geri istiyorum” diye ba¤›ran Akdemir yaklafl›k bir saat süren eyleminin ard›ndan polis taraf›ndan gözalt›na al›nd›. Akdemir ifadesi al›nd›ktan sonra serbest b›rak›ld›. (Samsun)
‹HD ÖZELLEfiT‹RME MA⁄DURLARINI Z‹YARET ETT‹ ‹HD Ankara fiubesi’nin oluflturdu¤u ‹flçiemekçi Haklar› Komisyonu, Türk-‹fl Genel Merkezi önünde oturma eylemi yapan özellefltirme ma¤durlar›n› eylemlerinin 53. gününde 25 Haziran 2003 tarihinde ziyaret etti. Komisyon üyeleri “‹flten at›lmalara son”, “Tafleronlaflt›rmaya hay›r”, “Sadaka de¤il toplu sözleflme” yaz›l› dövizlerle Türk-‹fl Genel Merkezi önüne gelen ‹HD’lileri özellefltirme ma¤duru iflçilerin sözcüsü Ünver Uyar komisyon üyelerini karfl›lad›. ‹HD Ankara fiubesi Baflkan› Ender Büyükçulha ve BES üyesi Mahmut Konuk iflçilerle ve Uyar’la konuflarak eylemlerini desteklediklerini söylediler. Yaklafl›k 40 ilden gelen iflçiler oturma eylemini dönüflümlü olarak gerçeklefltiriyor. (Ankara)
dan birisi, karfl›lar›ndaki güçlerin bloklaflmas›n› ortadan kald›rmak ve parçalara ay›rmak olmufltur. Bu politika bugün en fazla iflçi sendikalar›n›n kongrelerinde karfl›m›za ç›kmaktad›r. Kongreler her zaman ve hatta ço¤u zaman iflçi s›n›f›n›n mevcut sorunlar›n›n do¤ru temellerde tart›fl›ld›¤› ve bu sorunlara do¤ru çözüm öneren ve yüre¤i s›n›f ç›karlar› u¤runa mücadele etmek için çarpanlar›n iktidar olmas› ile sonuçlanm›yor. Sendikalar›n kongrelerinde de yukar›da sayd›¤›m›z s›n›f bilimine yabanc› olan ahbap çavufl iliflkileri, hemflehricilik, bölgecilik, mezhepçilik gibi angajmanlar karfl›m›za ç›k›yor ve bu yaklafl›m iflçi s›n›f›n›n mevzilerinin gerici iliflkiler taraf›ndan belirlenmesiyle sonuçlanabiliyor. ‹ktidarda olanlar özellikle bu durumu kullan›yor. Delegasyon oluflumunda s›n›f ç›karlar›na sahip ç›kan ve s›n›f ç›karlar› do¤rultusunda mücadele yürütenlerin önü hemflehricilik ve bölgecilik gibi gerici iliflkilerle kesiliyor, kafakol iliflkileri gelifltiriliyor, s›n›f duyarl›l›¤›na sahip olmayan apolitik ve a-sosyal kiflilikler yönetimlere tafl›n›yor. Bu durum en çok iflçi s›n›f› ve emekçilere zarar veriyor. ‹ktidara talip olanlar mücadeleleri ile öne ç›kmak yerine, o iflkolunda veya o iflyerinde en çok hangi bölgeden veya hangi inançtan iflçi çal›fl›yorsa, onlar içinden birileri lay›k olmad›klar› halde iktidar yap›l›yor. Bu en aç›k haliyle “benden olsun da isterse çamurdan olsun” özdeyiflinde oldu¤u gibi, niteli¤e önem verme do¤ru yaklafl›m›na uygun davran›lmamas›n› da beraberinde getiriyor. DO⁄RU POL‹T‹KA NE OLMALIDIR? ‹flçiler ve emekçiler aras›nda yarat›lmaya çal›fl›lan yapay ayr›flmalara karfl› mücadele yürütmek ve egemen s›n›flar›n halk aras›ndaki bölgesel, etnik, kültürel, mezhepsel farkl›l›klar› kullanarak kitleleri birbirlerine düflürme ve gerçek sorunlar›ndan uzaklaflt›rma politikalar›na
karfl›, s›n›f›n kendi sorunlar›na sahip ç›kmas›n› sa¤layan ve bu u¤urda mücadele yürütülmesi için örgütlülü¤ün önemini ve gere¤ini daha fazla öne ç›karan iflçi çal›flmas›na a¤›rl›k verilmelidir. ‹flçileri ve tüm emekçileri sosyal kurtulufl mücadelesinden, devrimci s›n›f mücadelesinden uzaklaflt›rmaya yönelik giriflimler bofla ç›kar›lmal›d›r. Do¤ru politika, iflçi ve emekçiler aras›nda geliflme gösteren yanl›fllara, s›n›f bilincine ve s›n›f bilimine ayk›r› olan ve özünde egemen s›n›flar taraf›ndan gelifltirilen, iflçi ve emekçileri birbirine düflürmeye yönelik tüm giriflimlere karfl› ç›kmak, emekçiler aras›nda s›n›f kardeflli¤ini gelifltirmek, enternasyonalizmin propagandas›n› bugün her zamankinden fazla öne ç›kartmak olmal›d›r. Tüm yeryüzündeki ezilenlerin ve sömürülenlerin kardeflli¤inin gelifltirilmesine, ezenlerin ve sömürenlerin gerçek düflmanl›¤› üzerinde ciddi bir siyasallaflmaya, halklar› birbirine düflman eden emperyalist merkezli politikalar› deflifre etmeye, halklar aras› dayan›flman›n güçlendirilmesine yönelik çal›flmalara a¤›rl›k verilmelidir. Devrimci Demokratik Sendikal Birlik, ancak iflçi s›n›f› ve emekçilerin birli¤inin ve mücadelesinin güçlendirilmesi ile güçlenecek ve s›n›f içinde oynamas› gereken rolü oynayabilecektir. Günlük yaflamda karfl›lafl›lan ve ço¤u zaman hafife al›n›p geçifltirilen ve basite al›nan iflçi s›n›f› ve emekçiler aras›ndaki çeliflkiler egemen s›n›flar taraf›ndan derinlefltirildi¤inde s›n›f hareketini bölmekte ve örgütlenme önünde engeller olarak karfl›m›za ç›kabilmektedir. Devrim de, karfl›-devrim de ordusunu emekçilerden oluflturmaktad›r. Emekçileri kim etkiler ve yan›na çekmeyi baflar›rsa o ordu muzaffer olmaktad›r. Bu bilinçle emekçileri kazanma ve onlar› s›n›f düflmanlar›na karfl› mevzilendirme perspektifi ile hareket etmeliyiz.
4-17 Temmuz 2003
12
6
“Malatya’da yetiflen kay›s›n›n benzeri dünyada bulunmuyor” K›fl›n kay›s›n›n don tutmas›, üretimde yap›lan harcamalar›n yüksek olmas›, üreticilerin devlet kurumundan destek görmemesi, toplanan kay›s›n›n tefecinin, tüccar›n eline düflürülmesinin yan›s›ra ülkemizde uygulanan IMF politikalar›yla üreticiler tamamen üretemez duruma getiriliyor. Ülkemizde kay›s› üretimi daha çok Malatya, Tunceli, Elaz›¤, Hatay, Sivas, Erzincan, Ad›yaman ve Tokat’ta yap›lmaktad›r. Bu illerde üretilen kay›s› ülke üretiminin yar›s›ndan fazlas›n› karfl›lamaktad›r. En çok kay›s› ise Malatya’da üretilmektedir. Malatya’da yetiflen kay›s›n›n benzeri renk, lezzet ve koku bak›m›ndan ülkemizde bulunmad›¤› gibi dünyada da bulunmamaktad›r. Malatya’da yaklafl›k 50 bin aile ve 250 bin nüfus, geçimini kay›s› üretiminden sa¤lamaktad›r. Ancak k›fl›n kay›s›n›n don tutmas›, üretimde yap›lan harcamalar›n yüksek olmas›, üreticilerin devlet kurumundan destek görmemesi, toplanan kay›s›n›n tefecinin, tüccar›n eline düflürülmesinin yan›s›ra ülkemizde uygulanan IMF politikalar›yla üreticiler tamamen üretemez duruma getiriliyor. Üretimin bafl›ndan üretimin sonuna kadar bir sürü zorluk yaflayan kay›s› üreticilerinin sorunlar›n› ö¤renmek amac›yla üreticilerle röportaj yapt›k. “B‹Z K‹M‹ SEÇ‹YORSAK O KÖTÜ ÇIKIYOR” -Amca kay›s›y› kald›rana kadar ne gibi ifllemler yap›yorsun? Tahir Bozkurt: Valla kay›s›y› kald›rana kadar çok zorluklar yafl›yoruz. Çiti sürülüyor, kökü yap›l›yor, otu al›n›yor, suyu veriliyor, afl›s› yap›l›yor, gübresini at›yorsun yani bir sürü u¤rafl›yorsun. Mal› götürüyorsun, biri 4 lira veriyor, biri 3 lira, öbürü 2 lira veriyor. Bir baflkas› mal› al›p kay›plara kar›fl›yor. Vatandafl›n mal›n› aya¤a düflürmeye çal›fl›yorlar. Devlet denetim yapmazsa periflan durumday›z. 35 tüccar›n eline bak›yoruz. -Devletten ne gibi yard›m istiyorsun? -Devletin gelip a¤açlar› kontrol etmesi laz›m, ilaçlar› denetlemesi laz›m, bizi üretim konusunda bilgilendirmesi laz›m. Sat›fl yaparken bize yard›m etmesi gerekiyor. ‹laç al›yoruz ilaç bile sahte ç›k›yor. -Yaflad›¤›n›z sorunlar nas›l düzelebilir? -Bunu devletin düzeltmesi laz›m. Biz kimi seçiyorsak o kötü ç›k›yor. Fakir adam, dürüst adam seçilmiyor. Yobaz adam seçiliyor, zengin adam seçiliyor. Herkes rüflvetle, düzenbazl›kla ifl yap›yor. Burada demokrasi var deniyor. Demokrasinin kokusu bile yok be. Türkiye demokrasiden uzak. Hiçbir vatandafl›n derdi dinleniyor mu? Devlet bir dozer vermifl iki kiflinin emrine. Benim tarlam› param parça ettiler. Karayollar› yol yap›yor, su çekecekler. Tellerimi kald›rd›lar, 100 kök a¤ac›m gitti. Tarlam 6-7 parçaya bölündü. Zarar›m› ödeyeceklerini söylediler ama hala bana kurufl ödemediler. Ne gelen var ne giden. Ama zengin olsayd›k zarar›m›z hemen ödenirdi. “KÖYLÜNÜN HAKKINI SAVUNAN B‹R KOOPERAT‹F ‹STER‹Z” -Kay›s› üretimindeki ifllemleri yaparken ekonomik zorluklar yafl›yor musunuz? Hayri Gündüz: Tabi ki ekonomik zorluklar yafl›yoruz. Bunu bütün üreticiler yafl›yor. -Üreticiler herhangi bir kurumdan destek görüyor mu? -fiimdiye kadar verdikleri do¤ru dürüst bir fley yok. Verdikleri destekten bir fley ç›kmaz. ‹lac› destekliyorlard›, gübreyi destekliyorlard›.
Pek bir fley yok yani. Masraflar›m›z›n üçte biri bile ç›km›yor. -Malatya’n›n % 90’› kay›s› üretimiyle u¤rafl›yor. Üretici kooperatiflerinin olmamas›n›n nedeni nedir? -Daha önce Kay›s› Birli¤i kurulmufltu. O da üreticinin yan›nda olmad›. Tüccar gibi davrand›lar. Köylüyü kand›rmaya çal›flt›lar. Köylünün hakk›n› savunan bir kooperatifin olmas›n› isteriz. -Üretti¤iniz kay›s›y› nereye, nas›l sat›yorsunuz? -Serbest piyasada sat›yoruz. Oradaki flartlar neyse ona göre satmak zorunda kal›yoruz. Devlet al›m yapm›yor. Devlet al›m yapsa en az›ndan bir taban fiyat belirler. Köylüye biraz kar oran› b›rak›r biz de mal›m›z› hem devlete veririz hem de biraz kâr ederiz. -Malatya’da üretilen kay›s›n›n efli benzeri dünyada bulunmuyor. Devletin kay›s›y› almamas›n›n nedeni nedir? -Devlet özellefltirmeye gitti¤i için kay›s›y› alm›yor. Bu yüzden kay›s› serbest piyasada tüccar›n eline geçiyor. Tüccar yada esnaf ne dersek diyelim devlet bizi onlar›n eline b›rak›yor. Onlar da istedi¤i fiyata kay›s›y› al›yor biz de onlara satmak zorunda kal›yoruz. “ÜRET‹C‹ ÖN PLANA ÇIKARILMALI” -Kay›s›y› kald›rana kadar ne gibi ifllemler yap›yorsunuz? Mazlum Demir: Sürme, çapalama, gübreleme, sulama, afl›lama, bak›rlama gibi ifllemler yap›l›yor. -Bu ifllemleri yaparken ne gibi sorunlar yafl›yorsunuz? -Traktör bizim olmas›na ra¤men mazot al›rken s›k›nt› yafl›yoruz. ‹laçlar çok pahal›. Suya para veriyoruz. Ben bu dönemlerde s›k›nt› yafl›yorum. -Malatya’da birçok insan kay›s› ile u¤rafl›yor. Kay›s› kooperatifi neden yok? -Çiftçiye de¤er verilmedi¤inden ve birbirimizi tutmad›¤›m›zdan kooperatif yok. Üretim yap›ld›¤› zaman 3-5 tüccara gidiyoruz istedi¤imiz fiyata satam›yoruz. Paray› zaman›nda alam›yoruz. Kooperatifin olmamas› bizim için çok kötü. -Üreticinin üretimdeki ve pazarlamadaki yani tüketiciye ulafl›m sürecindeki yeri ne olmal›d›r? -Üretici ön plana ç›kar›lmal›. Çiftçi dikkate al›nm›yor. Çiftçinin söz sahibi olmas› gerekiyor. -Siz geçiminizi rahat sa¤l›yor musunuz? -Köylü geçimini sa¤layam›yor ama herkes köylünün üzerinden geçimini sa¤l›yor. Bu¤dayda olsun, nohutta olsun, tütünde olsun,
kay›s›da olsun herkes köylüden geçimini sa¤l›yor. -Kay›s› üretimindeki giderleriniz ve yaflad›¤›n›z sorunlar nelerdir? Bir üretici: Kay›s› üretimindeki giderlerimiz, senede 4 kez ilaç at›yoruz (sonbaharda bak›r ilac›, ilkbaharda domur, çiçek ve çil ilac›) hava çok ya¤›fll› oldu¤u dönemlerde çiçek ilac›n› 3 kere at›yoruz. Senede 2 kere gübre at›l›yor. Kay›s› üretiminde yaflad›¤›m›z sorunlar ise, ilaç fiyatlar› çok yüksek, gübre pahal›, mazota sürekli zam geliyor, traktörü olmayan köylüler bir de traktörle ilaçlama yap›ld›¤› için traktöre para veriyor. Köyümüzde sulama, sulama kanallar›yla yap›l›yor. DS‹’ye ait kanallar özellefltirildi¤i için sulama iflleri hayli yükseldi. Sulama paras› bir gün bile gecikse hemen faizi al›n›yor. Bir de mahsulü kald›r›rken iflçi paras› ödüyoruz. Kay›s› çok tuttu¤u zaman para etmiyor. Aya¤a düflüyor ancak iflçi paras›n› kurtar›yor. Az tuttu¤u zaman da k›smi de olsa para ediyor. Köylü geçimini sa¤l›yor.
KAYISI TÜCCARIN EL‹NE DÜfiÜRÜLÜYOR -Yaflad›¤›n›z sorunlar karfl›s›nda neler yap›yorsunuz? Bir üretici: Yaflad›¤›m›z sorunlar karfl›s›nda bir fley yapam›yoruz. Kay›s› fiyatlar› 4 tüccar›n elinde, piyasay› 4 komprador belirliyor. Kay›s› Birlik üyesiyiz. 10 ton kay›s›n›z oluyorsa Kay›s› Birlik 2 tonunu al›yor. Geri kalan›n› mecburen tüccara vermek zorunday›z. Kay›s› Birlik ald›¤› kay›s›n›n paras›n› iki ay sonra veriyor. Kooperatifin bu durumunu tüccar bildi¤i için kay›s›y› olabildi¤ince ucuza al›yor. Kay›s› Birlik o dönem al›m yapm›yor. Köylüyü tefeci tüccar›n eline mahkum ediyor. Ald›¤› ürünü ihraç etmiyor, geri ucuza tüccara sat›yor.
IMF POL‹T‹KALARI YIKIM POL‹T‹KALARIDIR -Ülkemizde uygulanan IMF politikalar›yla üreticiler üretemez duruma getiriliyor. Siz bir üretici olarak bu politikalar› nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Bir üretici: Ülkemiz ABD emperyalizmine göbekten ba¤›ml› bir ülke. IMF’nin uygulad›¤› politikalarla üretemez duruma geldik. Üretti¤imizden de zarar ediyoruz. Böyle olunca art›k üretimden vazgeçmek zorunda kal›yoruz. Bu IMF’nin bilinçli uygulad›¤› politikad›r. Halk›m›zda flöyle bir bilinç olufluyor. “Üretim yap›p zarar edece¤ime ve bedenen yorulaca¤›ma hiç bir fley ekmem daha iyi.” IMF her fleye kota uygulamakta. Esasta kendilerinin ürettikleri ve ellerinde hayli birikmifl olan ürünlere kota uygulamakta. fiu an Malatya’da tütün ve pancara kota uygulan›yor, bu ürünleri üretmekten vazgeçtik. fiu an kay›s›ya kota uygulanm›yor. Bu IMF insafl› oldu¤u için de¤il dünyada kuru kay›s› üretiminin tamam›na yak›n›n›n Malatya’da üretildi¤i için. Yani emperyalistlerin ihraç edece¤i kuru kay›s› olmad›¤› için ihraç etmektedirler. IMF politikalar› bizim ili¤imize kadar soyulmam›za neden olmufltur. IMF politikalar› bizim yarar›m›za de¤ildir. IMF politikalar› y›k›m politikalar›d›r. -Malatya’n›n % 90’› kay›s› üretimi ile u¤rafl›rken kooperatiflerin olmamas›n›n nedeni nedir? Bir üretici: Bunun nedeni halk›m›z›n bilinç düzeyinin düflük olmas›d›r. Ülkemiz yar› feodal yar› sömürge bir ülkedir. Burjuva demokratik devrimini gerçeklefltirememifltir. Dolay›s›yla b›rak›n köylüleri, iflçi s›n›f› dahi bilinçli de¤ildir. Onun için hak alma mücadelesi geliflmemifltir. Bir Yunanistan’a bak›yoruz en ufak bir mazot zamm›nda köylüler ayaklan›yor. Ülkemiz tar›m ülkesi olmas›na ra¤men köylülük örgütlenememifltir. Köylülü¤e bilinç tafl›nd›¤› taktirde köylü hakk›n› aramas›n› ö¤renecektir. (Malatya)
DGD ÖDEMES‹ BEKLET‹L‹YOR 2002 y›l›nda ödenmesi gereken DGD ödemeleri hala ödenmiyor. Malatya’da DGD’nin % 40’› geçti¤imiz Kurban bayram› öncesi ve sonras›nda da¤›t›l›rken ödemelerde köylüler zor anlar yaflam›fllard›. Köylülere ödenmesi gereken % 60 oran›ndaki para Hazine taraf›ndan 19 Haziran Perflembe günü Ziraat Bankas›’na aktar›lmas›na ra¤men, Ziraat Bankas› köylülere ödeme yapm›yor, ödeme tarihi vermiyor. DGD’den Malatya’da toplam 48 bin 628 kifli yararlan›yor. Köylülerin alacaklar› para ise toplam 21 trilyon lira civar›nda. Alacaklar› paran›n Ziraat Bankas›’na aktar›ld›¤›n› ve orada bekletildi¤ini ö¤renen köylüler “flimdiye kadar bekledi¤imiz paran›n devlet taraf›ndan verilmesine karfl›n, Ziraat Bankas›’n›n ödeme yapmamas› çok anlams›z. Paralar neden bekletiliyor? Banka paray› belli bir süre kullanmak m› istiyor? Banka köylülerin alaca¤› 5 kurufltan faydalanmak m› istiyor?” sözleriyle tepkilerini dile getirdiler. (Malatya)
7
12
4-17 Temmuz 2003
F›nd›¤›n maliyeti aç›kland›
IMF ve DB’nin dayatmalar›yla “tar›mda yeniden yap›lanma”(!) ad› alt›nda meclisten ç›kar›lan yasalarla, tar›m›n tasfiye edilmeye baflland›¤› bu süreçte Karadeniz bölgesinin geçim kayna¤› olan f›nd›¤›n maliyeti belirlendi. Karadeniz bölgesinde 8 milyon üreticinin geçim kayna¤› olan f›nd›¤›n maliyetinin tespit edilmesi amac›yla, Karadeniz Bölgesi’nde faaliyet gösteren Ziraat Odalar›, Tar›msal Araflt›rma Kurulufllar›’n›n temsilcileri ve Üniversiteden ö¤retim üyelerinin kat›ld›¤› toplant›, Ordu ilinde gerçeklefltirildi. Royal 52 Otel’de bütün gün süren toplant› sonunda bas›n aç›klamas› yap›larak f›nd›¤›n maliyeti duyuruldu. Ordu Ziraat Odas› Baflkan› Onur fiahin, Türkiye Ziraat Odalar› Birli¤i Yönetim Kurulu Üyesi Necat Avc› ve Ordu Ziraat Odas› Meclis Baflkan› Mesut Engin’in kat›ld›¤› bas›n toplant›s›nda bir dekar f›nd›k bahçesinde tam rand›manl› f›nd›k yetifltirmek için 221 milyon lira masraf yap›ld›¤› aç›kland›. Ordu Ziraat Odas› Baflkan›, Onur fiahin tam gün süren toplant›da bilimsel ger-
çekleri ortaya koyduklar›n› belirterek “Bir dekar alandan elde edilen 80 kg f›nd›¤›n kilogram maliyeti 2 milyon 763 bin lira; 85 kg f›nd›¤›n kilogram maliyeti 2 milyon 600 bin lira; 90 kg f›nd›¤›n kilogram maliyeti de 2 milyon 456 bin lira olarak tespit edilmifltir” dedi. “FINDI⁄IN GELECE⁄‹NDEN END‹fiEL‹Y‹Z” Onur fiahin, iktidar›n net bir görüfl ifade etmemesi sebebiyle bu y›l üreticinin endifleli bir bekleyifl içine girdi¤ini belirtti. fiahin IMF’ye verilen taahhütler sonunda f›nd›¤›n gelecekteki durumundan endifle ettiklerini belirterek flunlar› söyledi. “Gerek IMF, gerekse Dünya Bankas› ile yap›lan gözden geçirmelerde ve ek niyet mektuplar›nda 2002 y›l› sonuna kadar tar›m reformu uygulayarak yasal düzenlemelerin tamamlanaca¤› ve destekleme fiyat› aç›klamaya son verilece¤i taahhüt edilmifltir” dedi. Hazine taraf›ndan son olarak 2002 y›l›nda f›nd›¤a verilen 25 milyon liral›k prim deste¤i kararnamesinde “son defa”
hükmü konuldu¤una dikkati çeken fiahin “devlet deste¤inin çekilmesi ile önemli bir ihraç ürünü olan f›nd›k de¤er kaybetmifltir. ‹ç piyasa de¤eri 2,5 dolardan bugün itibar›yla 1 dolara kadar düflmüfltür” dedi. Devlet f›nd›k üretiminden vazgeçerek, alternatif ürün yetifltirmek isteyen üreticilere, dekar bafl›na 200 dolar teklif ediyor. Ordu Tar›m ‹l Müdürü Sadi Sad›ko¤lu ise düzenledi¤i bas›n toplant›s›nda 19 Haziran itibar›yla Resmi Gazetede yay›nlanan “F›nd›k Üretiminin Planlanmas› ve Dikim Alanlar›n›n Belirlenmesi ile F›nd›k Yerine Alternatif Ürün Yetifltirmeyi Tercih Eden Üreticilerin Desteklenmesi ve Bu Üreticilere Teknik Yard›m Sa¤lanmas›na” iliflkin yönetmelik hakk›nda bilgi verdi. F›nd›k üretiminin yap›ld›¤› Ordu, Artvin, Giresun, Kastamonu, Düzce, Kocaeli, Rize, Sakarya, Sinop, Trabzon, Zonguldak ve Bart›n illerinde uygulanacak olan projede 750 rak›m›n üzerindeki araziler hariç 1. ve 2. s›n›f tar›m arazileri ile meyili yüzde 6 ve daha az e¤imli olan 3. s›n›f tar›m arazilerinde f›nd›k üretiminden vazgeçecek üreticilere dekar bafl›na 200 dolar ödeme yap›laca¤›n› belirten Sadi Sad›ko¤lu flöyle konufltu; “Ödemeler bir dekar arazi için söküm ödemesi olarak 65 ABD dolar›; girdi, bak›m ve hasat ödemesi için ise 135 ABD dolar› olmak üzere 2 aflamal› yap›lacakt›r. Söz konusu uygulamadan yararlanmak isteyen üreticiler 1 A¤ustos 2003 Cuma günü mesai bitimine kadar il ve ilçe Tar›m Müdürlüklerine müracaat edebilirler” dedi. (Samsun)
Üreticiler traktörlerini sat›yor Ülkenin ekonomik krizden kurtuldu¤unu iddia edenlerin yüzüne bir tokat gibi iniyor gerçekler. AKP hükümeti hergün yeni yalanlarla üreticiyi aldatmaya çal›fl›yor. “Bundan sonra çiftçilerimiz desteklenecek”, “üretim yapamayanlara kredi verilecek” sözleri hiçbir zaman uygulanm›yor. Uygulanan üretimi s›n›rlamak yani tar›m› tasfiye etmek için kotalar vb. oluyor. Üretici elindeki ürününü satamazken bir de art›k ifl gördü¤ü makinas›n› sat›yor. Türkiye’nin en verimli topraklar›na sahip olan Samsun Çarflamba ovas›nda üreticiler art›k traktörlerini sat›l›¤a ç›kard›. Ekonomik krizin etkilerinden bir türlü kurtulamayan üreticiler, mahsul para etmedi¤i için Tar›m Kredi Kooperatiflerine olan borçlar›n› ödeyemiyor. Borçlar›n› ödemek için son çare traktörlerini sat›l›¤a ç›kar›yorlar. Samsun Çarflamba ilçesinde Galericilik yapan Mustafa Y›lmaz özellikle son bir y›lda traktörünü satmak isteyenlerin say›s›n›n artt›¤›n› belirtiyor. Y›lmaz “Borçlar›n› ödeyemeyen üreticiler traktörlerini getirip buraya b›rak›yorlar, y›llard›r bu ifli yap›yorum. Ancak son y›llardaki kadar yo¤un yafland›¤›n› görmedim. Üretici ne yaps›n borç çemberinden kendini kurtarmaya çal›fl›yor” dedi. Çarflamba Ziraat Odas› Baflkan› ‹smail Güngör ise ekonomik krizin devam etti¤ini söyleyerek “bu süre içinde mahsul para etmedi. fiimdi üretici yaz aylar›nda bollaflacak sebzeye güveniyor. Ancak herkes de sebze ekmedi. Tar›m Kredi Kooperatiflerine borcunu ödeyemeyen üreticilerimiz traktörlerini sat›yor. Üreticinin içinde bulundu¤u durum ortada. Mahsul ve tarlalar para etmedi¤i için bu yola baflvuruyor” diye konufltu. Yaflanan ekonomik krizin bitti¤ini söyleyenler ise ülke gerçekli¤ini saklamaya çal›flarak halk› bir kez daha aldat›yor. (Samsun)
Devletin mobil santral korkusu! Mobil Santral’in normal de¤erleri aflmad›¤› bilgilendirmeleri devlet taraf›ndan yap›lsa da ar›lar›n ölmesi, ürünlerin kavrulmas›, çocuklar›n hastalanmas› halk›n neden tepki duydu¤unu anlatmaya yetiyor. Kendi yasalar›n› bile hiçe sayan egemenler kar h›rs› u¤runa halk›n zehir solumas›na k›l›f ar›yorlar. Mobil Santral ve benzeri kurulufllara hiç de yasal olmayan dayanaklar ar›yorlar. Mobil santral ve benzeri kurulufllar›n yoksul emekçi halk›n yaflam›n› sürdürdü¤ü yerlere kurulmas› bir tesadüf müdür? Onlar için çocuklar›n hastalanmas›, ürünlerin tan›nmayacak hale gelmesi, ar›lar›n kovanlar›nda ölmesi zehirin kan›t› de¤il. Binlerce canl›n›n ölümü, köylünün ürününün yanmas› onlara bir fley ifade etmiyor. Uzun süredir tart›flmalara neden olan Mobil Santral’in çal›flmaya bafllamas›yla büyük bir do¤a katliam›na neden olurken çevre halk›na da zarar vermeye devam ediyor. Santral karfl›t› birçok eylem yap›l›rken TBMM’de bir araflt›rma komisyonu kuruldu. 35 kifliden oluflan komisyon ilk toplant›s›n› 20 Haziran 2003’te Samsun DS‹ Konferans Salonu’nda gerçeklefltirdi. Toplant›ya Samsun Valisi Mustafa Demir, Ondokuz May›s Üniversitesi’nden temsilciler, sivil toplum kurulufllar›, kamu kurum ve kurulufllar›ndan temsilciler de kat›ld›.
AS‹T YA⁄MURU UYARISI! Toplant›da söz alan Ondokuz May›s Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. Halis Ölmez, Samsun’un nemli bir bölge oldu¤unu dolay›s›yla Karadeniz Bak›r ‹flletmeleri (KB‹) Türkiye Gübre Fabrikalar› Afi (TÜESAfi) ve di¤er fabrikalardan ç›kan gazlar›n asit ya¤muru olarak bölgeyi etkilemesinin söz konusu oldu¤unu belirtti. Samsun’da dolafl›m, solunum ve cilt hastal›klar›n›n da fazla oldu¤una dikkat çeken Ölmez “Mobil Santral flu anda yüzde 10 kapasiteyle çal›fl›yor. Yüzde 100’e ç›karsa Samsun’un içme suyunu karfl›lad›¤› Çakmak Baraj›ndaki suyun asit oran› da artacakt›r. Bu bölge kirlilikte doyuma ulaflm›flt›r. Kirlilik oran› artarsa geri dönmek mümkün de¤ildir” dedi. Samsun Spor E¤itim ve Tan›t›m Vakf› (SAM-SEV) Baflkan› Sadi Subafl› da Mobil Santral’in Samsun’a kurulmas›n› sa¤layan›n zaman›n enerji bakan› oldu¤unu söyleyerek “Samsun halk›n› rencide etmeye devletin ve temsilcileri-
nin hakk› yoktur. Bu santralin do¤algaza dönmeyece¤i net bir flekilde ortadad›r. 2003’te kapanacakt›. Ama yüzde 10 kapasiteyle çal›flt›¤› söyleniyor. Ayn› zamanda devlet santralin iflletmeci firmas› CEKA’ya tazminat ödüyor. Çal›fl›yorsa neden tazminat ödeniyor” dedi. Samsun Barosu’nun açm›fl oldu¤u dava Ankara 10. ‹dari Mahkemesi’nde sonuçland›. Mahkeme santralin kapa-
t›lmas›na karar vermesine ra¤men santral, çal›flmalar›n› sürdürüyor. Hiçbir yasal dayana¤› olmayan Mobil Santral’in gerçek yüzü bu kadar ortaya ç›ksa da sahtekarca halk› aldatmaya çal›fl›yorlar. Bacadan ç›kan duman› beyazlatmak için kireç tafl› kullan›ld›¤› dahi iddia ediliyor. Geceleri duman›n simsiyah ç›kt›¤›n› söyleyen çevre halk› santralin bir an önce kapat›lmas›ndan yana. (Samsun)
Tekkeköy halk›n›n öfkesi mecliste! Tekkeköy Kaymakam› “Halk›m›z sakin olsun bilimsel araflt›rmalarla inceledik. Mobil Santral havaya b›rakmas› gereken gaz de¤erini aflm›yor” diyerek halk› aldatmaya çal›fl›yor. Köylülerin ürünlerinin yanmas›n›n so¤uktan oldu¤unu söyleyerek santrali savunuyor. Y›llard›r so¤uktan yanmayan ürünler santral kurulduktan sonra so¤uktan yanm›fl gibi göstermeye çal›fl›yor. Halk ise tepkisini zehir saçan santrali tafllayarak zaten göstermiflti. Bugün kurulan komisyon bu santralin Tekkeköy’e kurulaca¤›n› çok iyi bilmektedir. Komisyonun kurulmas›n›n nedeni yap›lan eylemliliklerin devleti korkutmufl olmas›d›r. Bugün yapt›klar› da oyalama taktikleridir. Santrale k›l›f aramaktad›r. (Samsun)
4-17 Temmuz 2003
12
8
‹ki HKO gerillas› flehit düfltü
Dursun Önder: Türk kökenli bir ailenin çocu¤u olan Önder, genç yafllarda devrimci mücadeleye kat›ld›. 1996 y›l›nda tutuklanan Dursun Önder, kald›¤› hapishanelerde birçok direniflte yerini ald›. 19 Aral›k 2000 katliam›nda kafas›ndan kurflun yaras› alan Önder, 250 gün Ölüm Orucunda kald›. Ölüm Orucu’nda durumunun a¤›rlaflmas›yla tahliye edilen Önder, bir süre demokratik alanda mücadelesini sürdürdü. Ekim 2002 tarihinde ise gerillaya kat›ld›.
KADEK ÜYES‹ DA⁄TEK‹N’‹N CENAZES‹ TUNCEL‹’YE GÖTÜRÜLDÜ Bingöl merkeze ba¤l› Yumakl› Köyü’nün Karakoç Mezras›’nda 15 Haziran 2003 tarihinde askerler taraf›ndan pusuya düflerek yaflam›n› yitiren 2 KADEK üyesinden biri olan Cahit Da¤tekin’in cenazesi 2 hafta sonra ailesi taraf›ndan al›narak Tunceli’ye götürüldü. Da¤tekin’ih babas› Veli Da¤tekin, Bingöl Cumhuriyet Savc›l›¤›’na baflvurduklar›n› ve gerekli ifllemleri yapt›ktan sonra Bingöl Devlet Hastanesi morgundan cenazeyi ald›¤›n› söyledi. Otopsi raporunun kendisine verilmedi¤ini belirten Da¤tekin, cenazeyi Tunceli’de defnedeceklerini ifade etti.
TUNCEL‹’DE ÇATIfiMA Tunceli Ovac›k yolu, Torunova Karfl›lar Köyü mevkiinde devlet güçleri taraf›ndan sürdürülen operasyonlar s›ras›nda askeri birliklerle KADEK’liler aras›nda çat›flma ç›kt›. Çat›flmada 1 KADEK’linin yaflam›n› yitirdi¤i ileri sürülürken, KADEK’linin cenazesinin Tunceli Devlet Hastanesi’ne götürüldü¤ü bildirildi.
KADEK’L‹ GER‹LLALAR ÇUKURA GÖMÜLDÜ Bingöl’ün Karl›ova ilçesi k›rsal›nda 19 Haziran 2003 tarihinde KADEK gerillalar› ile faflist TC ordusu askerleri aras›nda ç›kan çat›flmada iki KADEK savaflç›s› flehit düfltü. Asker ve korucular›n kurduklar› pusuya düflerek flehit olan gerillalar›n Zagros kod adl› Engin Ç›nar ve Xemgin kod adl› Çetin Koç olduklar› ö¤renildi. Gerillalar›n Mufl’un Varto ilçesi nüfusuna kay›tl› olduklar› da ö¤renilirken, cesetler Karl›ova’ya getirilerek hiçbir ifllem yap›lmadan Karl›ova ‹lçe Mezarl›¤›’n›n d›fl›nda bir çukura gömüldüler. 25 Haziran 2003 tarihinde gerillalar gömüldükleri çukurdan aileleri taraf›ndan al›narak topra¤a verildi. Çetin Koç Malazgirt’in ‹yikomflu Köyü’nde, Engin Ç›nar ise Özalp’in Sugeçer Köyü’nde askerlerin yo¤un ablukas› alt›nda topra¤a verildi. (Mersin)
Devletin kolluk kuvvetlerinin Karadeniz bölgesinde sürdürdü¤ü askeri operasyonlar nedeniyle gerillalarla askerler aras›nda çat›flmalar yo¤unlafl›yor. Daha önce biri Tokat’ta ikisi Giresun’da olmak üzere üç TKP/ML T‹KKO gerillas› flehit düflmüfltü. Yine iki DHKC savaflç›s› da Tokat’ta flehit düflmüfltü. Son olarak devlet güçleriyle MKP HKO gerillalar› aras›nda 26 Haziran’da Tokat’ta çat›flma ç›kt›. Çat›flma sonucunda Murat Poyraz ve Dursun Önder adl› gerillalar flehit düflerken bir gerilla da yaral› olarak tutsak düfltü. Dursun Önder adl› gerillan›n cenazesi memleketi Tokat’ta topra¤a verilirken Murat Poyraz’›n cenazesi ise ‹stanbul’a getirildi. GAZ‹ HALKI fiEH‹TLERE SAH‹P ÇIKTI Murat Poyraz’›n cenazesi ailesi taraf›ndan Tokat’tan al›narak 29 Haziran’da ‹stanbul Gazi Mahallesi Mezarl›¤›nda topra¤a verildi. Cenazenin topra¤a verildi¤i gün yüzlerce insan Cemevi önünde toplanarak marfllar söyledi. Cenazenin Cemevinden ç›k›fl›n› sloganlarla karfl›layan kitle, k›z›l beze sar›lm›fl tabutu omuzlara alarak caddeye ç›kt›. Burada polis, cenazenin cenaze arabas›yla götürülmesini ve cenazeye kat›lanlar›n caddeden yürümemesini istedi. Ancak kitle yoluna sloganlar atarak devam etti. Bir süre daha yüründükten sonra cenaze araca bindirildi. Araç kitlenin aras›na al›narak yürüyüfle devam edildi. Yürüyüflte Murat Poyraz ve Dursun Önder’in resimleriyle birlikte TKP/ML flehitleri Emel K›l›ç, Murat Ar›cak ve Bülent Ertürk’ün resimleri de tafl›nd›. Esnaf›n da destek verdi¤i yürüyüflte “Gerillalar ölmez Yaflas›n halk savafl›”, “Katil devlet hesap verecek”, “Emel K›l›ç yafl›yor, Murat Ar›cak
yafl›yor, Bülent Ertürk yafl›yor, Murat Poyraz yafl›yor, Dursun Önder yafl›yor. Devrim fiehitleri Ölümsüzdür” vb. sloganlar at›ld›. Yürüyüflte ayr›ca cenazeye destek veren Partizan kitlesi taraf›ndan “‹bo yafl›yor, T‹KKO savafl›yor”, “Yaflas›n partimiz TKP/ML, Halk Ordusu T‹KKO, TMLGB” vb. sloganlar da at›ld›. Mezarl›¤a yaklafl›l›nca tabut araçtan indirilerek omuzlara al›nd› ve mezarl›¤a girildi. Murat Poyraz’›n k›z›l beze sar›l› cenazesi topra¤a verildikten sonra yoldafllar› ve dostlar› taraf›ndan k›sa bir anma yap›ld›. Anma 1 dakikal›k sayg› duruflu ile bafllad›. Daha sonra MKP’nin flehitlerle ilgili yapt›¤› aç›klama okundu. Anma marfllar ve sloganlarla son bulduktan sonra kitle da¤›ld›. (‹stanbul)
Murat Poyraz Sivas Kangall› Kürt bir ailenin çocu¤u olan Murat Poyraz, devrimci mücadeleyle genç yafl›nda tan›flt›. 1995 y›l›nda gerillaya kat›ld›. Poyraz, Dersim ve Karadeniz bölgelerinde bir savaflç› olarak mücadele yürüttü.
Azadiya Welat da¤›t›mc›s› ölümle tehdit edildi Devlet bir yandan “demokratikleflme” 盤l›klar› atarken bir yandan devrimci ve sosyalist bas›n çal›flanlar› üzerindeki bask›lar artarak devam ediyor. Malatya’da Kürtçe yay›nlanan Azadiya Welat gazetesinin da¤›t›m›n› yapan Süleyman Özmen polis taraf›ndan Haziran ay›nda iki defa kaç›r›larak ölümle tehdit edildi. Süleyman Özmen ilk olarak 5 Haziran Perflembe günü 34 LER 26 plakal› taksiyle Battalgazi Ö¤renci Yurdu yak›nlar›nda kaç›r›ld›. Sivil polisler Özmen’i Miflmifl park›na götürerek “sizin Ankara Gençlik Kurultay›’na gitmenizle k›rsala ç›kman›z aras›nda hiçbir fark yok. Sen tüm faaliyetlere kat›l›yorsun, bu senin sonun olacak” dedikten sonra serbest b›rakt›lar. Özmen ikinci kez 18.06.2003 günü Paflaköflkü mahallesinde gazete da¤›tt›¤› için sivil polisler taraf›ndan tartaklanarak zorla Renault 19 model 44 AF 197 plakal› taksiye bindirilerek kaç›r›ld›. Arabada bulunan 3 kifli, önce emniyet müdürlü¤ü önüne giderek bir polisi daha ald›lar. Polisler Özmen’i Malatya’ya 20 km. uzakl›kta bulu-
nan Ba¤tepe’ye götürerek ölümle tehdit etti. Polisler Özmen’in ensesine iki kez bofl silah s›k›p sonra 2 el havaya atefl açt›lar. Polisler Özmen’e, gazete da¤›t›m›na devam etti¤i takdirde kendisini öldüreceklerini söyledikten sonra Özmen’i yol kenar›nda bulunan bir köye b›rakt›lar. Olay›n duyulmas›ndan sonra 19 Haziran Perflembe günü Güvenlik fiube Müdürü Ertu¤rul fienyi¤it DEHAP’a gelerek Özmen’le bir süre “sohbet” etti. Kendilerinin olaydan üzüntü duyduklar›n›(!) olayla ilgili soruflturma bafllatt›klar›n› söyleyerek, Özmen’in yasal süreci bafllatmas›n› önerip olay› kendilerinden ba¤›ms›zm›fl gibi göstermeye çal›flt›. Özmen 20 Haziran Cuma günü Cumhuriyet Savc›l›¤›’na ve ‹l Valili¤ine suç duyurusunda bulunurken 22 Haziran Pazar günü de ‹HD Elaz›¤ fiubesine bafl vurarak olay›n takipçisi olmalar›n› istedi. (Malatya)
12
9
4-17 Temmuz 2003
Ülkenin her taraf› Bingöl! Yaflanan bu vahfletin kimileri “buras› Bingöl cumhuriyeti” dese de asl› buras› Türkiye Cumhuriyeti. Ülkenin her taraf›ndan duymak mümkün böylesi haberleri. Hak ihlallerinin artt›¤› böylesi günlerde ne Bingöl’le, ne Diyarbak›r’la ne de baflka bir ille s›n›rl› de¤il. Bu zulüm ve vahflet foto¤raflar›n› yaflad›¤›m›z co¤rafyan›n her karesinde görmek mümkün. Ç›kart›lan “demokratik” yasalara hergün yenileri eklenirken AB’ye uyumun ne demek oldu¤u sorusu da köylerde gerilla cesetlerinde yan›t›n› buluyor.
Bingöl’de katledilen Cahit Alptekin’in cenaze töreni 1 May›s 2003 depremiyle gündeme gelen Bingöl hak ihlallerinin yo¤un olarak yafland›¤› bir flehir durumuna getirildi. Yaflanan depremin ard›ndan gelen yard›mlar›n adil bir biçimde da¤›t›lmad›¤›n›n protestosunu yapan halka kurflun s›k›ld›¤› görüntüleri uzun süre haf›zalardan silinmedi. Ve ard›ndan kurflun s›kanlar de¤il, çad›r isteyenler yarg›land› ve 13’ü hakk›ndaki soruflturma tamamlanarak ceza verildi. Yani Türk adaleti(!) bir kez daha yerini buldu. Yaflanan bu geliflmelerle birlikte devletin yönelimi de pervas›zlaflarak kendini göstermeye bafllad›. Deprem s›ras›nda ve sonras›nda halk›n patlayan diri öfkesi sistem için büyük bir tehlike olarak tespit edildi ve bu tepkinin ezilmesi yönlü ad›mlar at›ld›. Y›llard›r OHAL’le yönetilen bu bölge “demokratiklefliyoruz” maskesiyle sözde düzeltilmeye çal›fl›ld›. ‹ldeki gergin hava ilk olarak geçen hafta kad›nlara yönelik sald›r›da kendini gösterdi. Bingöl’de bar›fl masas› kurmak isteyen kad›nlara yönelik gözalt›, coplama ve daha birçok uygulama gündeme geldi. Urfa ve Elaz›¤’dan Bingöl’e giden kad›nlar›n açmak istedikleri bar›fl masas› polis taraf›ndan izin verilmeyerek engellenince dövizlerle bas›n aç›klamas› yap›lmak istendi. Buna da tahammül gösteremeyen polis, kad›nlar›n tümünü döverek gözalt›na ald›. Bunun yan›s›ra etkinli¤e Batman, Diyarbak›r ve Van’dan kat›lmak isteyen kad›nlar da
kent giriflinde gözalt›na al›nd›. Kad›nlar coplanarak, yerlerde sürüklenerek gözalt›na al›n›rken kendilerini flehre getiren araçlara da ceza kesildi. Ayr› bir yönetimin oldu¤u havas› yarat›lan Bingöl’de polis müdürünün kad›nlara yapt›¤› aç›klama “buras› Bingöl burada her istedi¤inizi yapamazs›n›z” yönünde olmufltur. Yine bu sald›r›lara paralel olarak Türkçe bilmeyen kad›nlar›n beden diliyle ifade vermeye zorland›klar› da anlat›mlar aras›nda. GER‹LLA CESETLER‹NE ‹fiKENCE TC’nin T. Kürdistan›’nda sürdürülen hakl› savafl› bast›rmak ve halk› sindirmek için kullanmad›¤› haks›z savafl yöntemi kalmad›. Her türlü vahfletin uyguland›¤› bu topraklarda her türlü zulüm Kürt halk›na reva görülendi. Halk y›llarca OHAL uygulamalar›yla yönetildi ve yönetiliyor. Köy boflaltmalar, zorla koruculaflt›rma gibi uygulamalar›n yan›s›ra köylülere d›flk› yedirilmesinden, gözalt›nda kay›p ve yarg›s›z infaz yine devletin kulland›¤› haks›z savafl yöntemleri olarak y›llarca karfl›m›za ç›kt› ve ç›kmaya devam ediyor. Bu uygulamalar›n yan›s›ra yine devletin s›kça kulland›¤› bir baflka yöntem de gerilla cesetlerine uygulanan iflkence ve vahfletti. Gerilla mücadelesinin ivmelendi¤i y›llarda özellikle de 1990’l› y›llar›n ba-
fl›ndan itibaren devletin artan terörünün ve faflizmin en ç›plak foto¤raflar› hala haf›zalar›m›zda. Gerillalar›n kesilen kula¤›ndan yap›lan anahtarl›k kamuoyunun uzun süre tart›flt›¤› vahfletti. Kafas› kopart›lan gerilla bedenlerinin yan›nda çekilen hat›ra foto¤raflar› zulmün en yal›n ifadesiydi. Ölen kad›n gerillalar›n rahminde silah patlat›lmas› gibi daha birçok vahflet, kin ve öfkemizi bileyen ve haf›zalardan silinmeyen olaylard›. Elleri ve kollar› ba¤lanarak köy meydanlar›nda, flehir merkezlerinde gezdirilen gerilla cesetleri yine bu say›s›z zulmün devam› olarak gündeme geldi. Bu görüntüleri izlemek istemeyen halka zorla izlettirildi. Karfl› koyanlar iflkenceli sorgulardan geçirildi. fiimdi benzer uygulamalar bu boyutta olmasa da Karadeniz’de gündemde. Giresun ve Tokat’ta flehit düflen halk savaflç›lar›n›n da cesetlerine iflkence yap›ld›¤› kan›tlanm›fl bir gerçektir. Geçti¤imiz haftalarda Tokat’ta ç›kan çat›flmada flehit düflen halk savaflç›lar› Murat Ar›cak ve Bülent Ertürk’ün cenazeleri buna bir örnektir. Murat Ar›cak el ve ayak bileklerinden vurulmufl ve kalças›ndan kurflunlanm›fl, Bülent Ertürk ise kafas›na kurflun s›k›larak tan›nmayacak hale getirilmiflti. T. Kürdistan›’nda uzun süre bu yöntemi kullanmayan devlet pervas›zl›¤›n› ve vahfletini yeniden Bingöl’de gösterdi. KADEK’e yönelik kapsaml› operasyonlar›n yap›ld›¤› Bingöl’de, merkeze ba¤l› Pakuni (Yumakl›) köyünün Pul (Karakoç) mezras›nda PKK-KADEK gerillalar› ile askerler aras›nda ç›kan çat›flmada Harun ve Rojhad kod adl› iki gerilla flehit düfltü. Olay› gören köylülerin verdi¤i ifadelere göre vücutlar›n çeflitli yerlerine ald›klar› kurflunlarla yaflamlar›n› yitiren gerillalar daha sonra askerler taraf›ndan ayaklar›na ip ba¤lanarak bir süre köyde sürüklenerek götürüldü. Daha sonra birbirlerine ba¤lanarak at s›rt›na bindirilip köyden ç›kar›ld›¤› söylenen cesetlerin Bingöl devlet hastanesinin morguna kald›r›ld›¤› bildiriliyor. Yaflanan bu vahfletin kimileri “buras› Bingöl cumhuriyeti” dese de asl› buras› Tür-
Yaflam kavgas›na AB engeli! AB’ye uyum yasalar› ad› alt›nda iflçi ve emekçiye yap›lan sald›r›lar boyutlan›rken, art›k sokaklarda ka¤›t toplamak da suç olmaya bafllad›. Samsun’da ka¤›t toplayarak geçimini sa¤layan Yusuf Barg›ç ve Ersan Üzer adl› kifliler “kirli görüntü” oluflturduklar› gerekçesiyle gözalt›na al›nd›lar. ‹çiflleri Bakan›’n›n verdi¤i talimatla “emniyet yetkilileri” de harekete geçtiler. Verilen talimat ise “AB uyum yasalar›na göre tekerlekli araçla ka¤›t ya da hurda toplaman›n çevre kirlili¤i ve çirkin görüntü oluflturmas›n› engellemek. Sam-
sun Emniyet Müdürü Tekin Ak›n’›n emriyle gözalt›na al›narak sorgudan geçirilen Yusuf Barg›ç ve Ersan Üzer yaflad›klar› karfl›s›nda flaflt›klar›n› söylüyorlar. Gözalt›na al›nan Yusuf Barg›ç yaflad›klar›n› flu kelimelerle dile getiriyor; “Ben bu ifli yapmasam aileme kim bakacak. AB bana para m› gönderiyor? Devlet bana ifl mi veriyor da bu ifli yapma diyor. Evime ekmek nas›l götürece¤im. Kald› ki bizler milli bir servet olan ka¤›tlar› toplayarak yeniden kullan›lmas›n› sa¤l›yoruz. Tüm bunlara ra¤-
men gözalt›na al›n›yoruz. Gerekçe olarak da arabam›n üzerine yazd›¤›m yaz›lar gösteriliyor” Samsun emniyeti AB Uyum Yasalar› kapsam›nda ka¤›t vb. fleyleri toplayanlar› gözalt›na al›rken, uzmanlar ise bu duruma karfl› ç›k›yor. Tetrapak Türkiye Genel Müdürü Thomas Körmendi ise geri dönüflümün büyük oran›n›n ka¤›t toplayanlardan sa¤land›¤›na dikkat çekerek “3 bin belediyeden ancak 30 bininde böyle bir organizasyon var. Ka¤›t toplay›c›lar›n›n ifllerinin kolaylaflt›r›lmas› gerekir” dedi. (Samsun)
kiye Cumhuriyeti. Ülkenin her taraf›ndan duymak mümkün böylesi haberleri. Hak ihlallerinin artt›¤› böylesi günlerde ne Bingöl’le, ne Diyarbak›r’la ne de baflka bir ille s›n›rl› de¤il. Bu zulüm ve vahflet foto¤raflar›n› yaflad›¤›m›z co¤rafyan›n her karesinde görmek mümkün. Ç›kart›lan “demokratik” yasalara hergün yenileri eklenirken AB’ye uyumun ne demek oldu¤u sorusu da köylerde gerilla cesetlerinde yan›t›n› buluyor. Kürtçe ismin, konuflman›n yasakland›¤› “demokratik cumhuriyette” yasalar Kürtçe yay›n için haz›rlan›yor! Türkçe bilmeyen halk kendi anadilini gelifltirmesi yerine zorla Türkçe konuflturulmaya çal›flt›r›l›rken ne mutlu bize ki TV’lerde Kürtçe program izleyece¤iz. “Demokratikleflen” Türkiye’nin perdesi kalk›yor T. Kürdistan›’nda ve Karadeniz’de. Bu kara perdeyi söküp atacak olan halk büyük bir tepki ve öfke biriktiriyor flimdi. (Mersin) ÇOBAN ‹NFAZINDA KORUCU PARMA⁄I Mardin’ in Maz›da¤› ilçesi’ne ba¤l› Ulutafl köyünde ölü olarak bulunan ve intihar etti¤i öne sürülen çoban Recep Vural’›n iflkence gördükten sonra öldürüldü¤ü belirtildi. Otopsi ve olay yeri tutanaklar›nda, Vural’›n vücudunda her hangi bir darp ve cebir izi bulunmad›¤› belirtilirken, cesedi ilk görenler ve y›kayanlar ise ceset üzerinde iflkence bulgular› oldu¤unu ifade etti. ‹HD Mardin flube baflkan› Av. Hüseyin Cangir ise Vural’›n infaz edildi¤ini söyledi. Köyün yak›nlar›nda ormanl›k alanda sürü otlatan Vural, 19 Haziran 2003’te Maz›da¤›, K›z›ltepe ve Derik’ten gelen askeri birlikler ve korucular taraf›ndan yürütülen askeri operasyon esnas›nda ölü bulundu. Olay› takip edeceklerini kaydeden Av. Cangir, “bütün deliller korucular› göstermektedir. Özellikle bölgemizde son 4 y›ld›r meydana gelen huzur ortam›n› daha ileri götürme çal›flmalar› yap›l›rken, bunu sekteye u¤ratmak için birçok provokatif giriflimlerin ve eylemlerin oldu¤unu biliyoruz. Gözlemlerimiz olay›n bir yarg›s›z infaz oldu¤udur. ‹nfaz›n devletin nüfuzunu kullanan korucular taraf›ndan yap›ld›¤› apaç›k ortadad›r. Koruculuk sisteminin art›k la¤vedilmesi gerekiyor. Bunlar potansiyel suçlu gibidirler. Ellerinde devletin silahlar› var ve devletin her yetkisini baflkalar›na karfl› kullan›yorlar” dedi. (Mersin)
4-17 Temmuz 2003
12
10
Tecrit sald›r›s› yaflam›n tüm alanlar›nad›r TAYAD’l› aileler 25 Haziran 2003 tarihinde saat 15.30’da Malatya Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i Binas›nda ‘Tecridin Kald›r›lmas›’ talebiyle bas›n toplant›s› yapt›lar. Malatya Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i çal›flan› Taylan Çak›r’›n yönetti¤i toplant›ya ‹HD Elaz›¤ fiube Baflkan› Cafer Demir, Malatya E¤itimSen fiube Sekreteri Erdo¤an Canpolat, TMMOB Elaz›¤ fiube Baflkan› Harun Reis ve Av. Zeynel fiimflek konuflmac› olarak kat›ld›lar. Toplant›da önce bas›na bilgi veren Taylan Çak›r “20 Ekim 2000 tarihinde F tipi hapishanelerdeki tecrit koflullar›n›n kald›r›lmas› talebiyle tutuklu ve hükümlülerin bafllatt›¤› Ö.O direnifli 1000. günlerine yaklafl›rken devam etmektedir. Biz tutuklu yak›nlar› olarak yaflanan 3 y›ll›k süreçte yak›nlar›m›z›n ölümlerini durdurmak için iktidarlara karfl› tüm giriflimlerde bulunduk. Fakat tüm giriflimlerimiz sonuçsuz b›rak›ld›. F tiplerinde yaflanan bütün sorunlar›n kayna¤› tecrittir. Çözümü de tecridin kald›r›lmas›d›r.” dedi. Daha sonra söz alan ‹HD Elaz›¤ fiube Baflkan› Cafer Demir hapishanelerin tarihçesini, insan haklar› boyutunu anlat›rken, buralar›n intikam almak için yap›ld›¤›n› söyledi. Demir konuflmas›n›n deva-
m›nda ‘F tiplerine insan olarak, insanl›k onurunu korumak için karfl› ç›kmak zorunday›z’ dedi. Demir’den sonra TMMOB Elaz›¤ fiube Baflkan› Harun Reis konufltu. Reis F tiplerinin mimari boyutuna de¤inirken F tipi hapishanelerin tutsaklar› tüm sosyal iliflkilerden koparmak, insanlar› yal›tmak amaçl› yap›ld›¤›n› belirtti. Av. Zeynel fiimflek ise F tipi hapishanelerin hayata geçirilmesinden sonra avukatlar›n yaflad›klar› sorunlara de¤indikten sonra, müvekkilleriyle rahat görüflemediklerini, müvekkillerini savunma özgürlüklerinin k›s›tland›¤›n› söyledi. Son olarak sözü Malatya E¤itim-Sen fiube Sekreteri Erdo¤an Canpolat ald›. Canpolat ‘F tipi hapishanelerin yap›lmas›ndaki neden sadece devrimci tutsaklar› hücrelere at›p teslim almak de¤ildi. Devrimci tutsaklar› F tipine soktuktan sonra IMF politikalar› ülkemizde daha h›zl› ifllemeye bafllad›. D›flar›daki insanlar›n yaflam› hücrelefltirilmeye baflland›. Ki bunda da baflar›l› oluyorlar. Art›k ölümler seyretmek istemiyorsak, hayat›m›z›n hücrelefltirilmesini istemiyorsak tecride karfl› mücadele etmemiz gerekiyor’ dedi. Bas›n toplant›s› saat 17.00’de sona erdi. (Malatya)
Ölüm Orucu flehidi Aysun Bozdo¤an an›ld› Ölüm Orucunun 183. gününde 26 Haziran 2001’de flehit düflen TKEP/Leninist dava tutsa¤› Aysun Bozdo¤an Mücadele Birli¤i okurlar› taraf›ndan Beyo¤lu ‹stiklal caddesinde yap›lan bir bas›n aç›klamas›yla an›ld›. Aç›klamaya müdahale eden polis 20 kifliyi zorla gözalt›na ald›. Taksim ‹mam Adnan Sokak’ta toplanan Mücadele Birli¤i okurlar› “Aysun Bozdo¤an ölümsüzdür” pankart› açarak s›k s›k “Yaflas›n ölüm orucu direniflimiz”, “Aysun Bozdo¤an ölümsüzdür” vb. sloganlar› att›lar. Daha sonra bas›n aç›klamas› yapmak isteyen grubun çevresini tamamen saran polis bir anda cop ve tekmelerle eylemcilere sald›rd›. Birçok kiflinin a¤›r yaraland›¤› eylemde durumu a¤›r olan bir kifli de hareket halindeki polis arac›ndan afla¤› at›ld›. Gözalt›na al›nanlar ayn› gün akflam› serbest b›rak›ld›lar. (‹stanbul)
Bak›rköy Kad›n ve Çocuk Hapishanesi’nde hak ihlalleri Bak›rköy Kad›n ve Çocuk Hapishanesi’nde bulunan bir grup tutsak, kendilerine yönelik keyfi uygulamalarda ve kötü muamelede bulunuldu¤u iddias›yla hapishane yetkilileri hakk›nda suç duyurusunda bulundu. Tutsaklar taraf›ndan yap›lan yaz›l› aç›klamada, son dönemlerde kendilerine yönelik bask›n›n artt›¤›na dikkat çekildi. Özellikle mahkemelere, hastanelere gidifllerde ve hastanedeki tedavi s›ras›nda onur k›r›c› muamelelerin yafland›¤› iddia edilen aç›klamada özetle flöyle denildi: “Cezaevindeki yaflam standartlar› ve insan haklar› en asgari düzeyde bile de¤ilken bir de keyfi uygulamalar ve zorluklar art›r›lmaya baflland›. Cezaevi ne E tipi ne de F tipi oldu¤u için genelgeler çok keyfi bir flekilde uygulan›yor. Bütün zorluklara ra¤men sorunlar›
diyalog yoluyla çözmek istememizde tahrik edici ve tahammül edilemeyecek yaklafl›mlarla karfl›lafl›yoruz . ‹dare diyalogdan kaç›yor ve askerlerle karfl› karfl›ya kal›yoruz. Son dönemlerde sevk gelifllerinde, polisten teslim almalarda ve hastaneye gelifl gidifllerde ciddi sorunlar yafl›yoruz. Üst aramalar› rencide edici bir boyuta ulaflt›. X-Ray cihaz›ndan ve el aramalar›ndan sonra ç›r›lç›plak soymak istiyorlar. Karfl› ç›k›nca ‘Askere arama yapt›r›r›z’ diye tehdit ediyorlar.” Üzerlerinde hapishane idaresi taraf›ndan “Görüldü” damgas› vurulan günlüklere, mektuplara ve kartlara da el konuldu¤unu söyleyen tutsaklar bütün bu uygulamalarla ilgili hapishane yetkilileri hakk›nda Bak›rköy Cumhuriyet Savc›l›¤›’na suç duyurusunda bulunduklar›n› belirttiler. (H. Merkezi)
ÖLÜM ORUCU GAZ‹S‹ ERS‹N ERO⁄LU TUTUKLANDI 19 Aral›k katliam›ndan sonra Bart›n Hapishanesi’nden Sincan F Tipi Hapishanesi’ne götürülen Ersin Ero¤lu burada uygulanan tecrite karfl› Ölüm Orucuna bafllam›flt›. Bir süre sonra durumunun a¤›rlaflmas› üzerine Ankara Numune Hastanesi’ne kald›r›lm›fl ve kendisine zorla müdahale edilmiflti. Zorla müdahale sonucu haf›zas›n› yitiren Ero¤lu uzun bir süre Ankara Numune Hastanesi’nde kald›ktan sonra sa¤l›k durumu nedeniyle A¤ustos 2001 tarihinde tutuksuz yarg›lanmak üzere tahliye edilmiflti. ‹stanbul’daki bir yak›n›n›n evinden gözalt›na al›nan Ersin Ero¤lu sorgulanmak üzere Tokat’a götürüldü ve tutuklanarak Tokat Hapishanesi’ne konuldu. Daha sonra sa¤l›k durumunun a¤›rlaflmas› nedeniyle Ankara Numune Hastanesi’ne sevk edildi. fiu anda Ankara Numune Hastanesi’nde bulunan Ersin Ero¤lu’nun sa¤l›k durumu ciddiyetini koruyor. (H. Merkezi)
TECR‹TE KARfiI TAYAD’LILARDAN TEPK‹
ÖLÜM ORUCU’NDA 1000. GÜN
25 Haziran Çarflamba günü TAYAD’l› aileler tecrite karfl› Mersin DEHAP il binas›nda bas›n aç›klamas› yapt›lar. Aç›klamay› TAYAD’l› aileler ad›na Sevtap Türkmen yapt›. Türkmen “Direnece¤iz; Sonuna, sonsuza, sonuncumuza kadar direnece¤iz! Direnece¤iz; Çünkü ülkemizde F tipleri var. Direnece¤iz; çünkü tecrit sürüyor. Tecrit düflünceyi öldürüyor. ‹nsan› yabanc›laflt›r›yor, tecrit inançs›zlaflt›r›yor. Amac›: korkak, sinik, onursuz, vicdans›z, zulüm karfl›s›nda boyun e¤en, inançs›z, egemenler ne isterse onu yapan insan tipi yaratmak” dedi. Aç›klamada ayr›ca SES Mersin fiube Baflkan› Abbas Koluaç›k, Ça¤dafl Hukukçular Derne¤i’nden avukat Cebrail Uçar, Temel Haklar ve Özgürlükler Cephesi’nden Gülin Günbil k›sa aç›klamalar yapt›. K›sa bir CD gösteriminden sonra aç›klam sona erdi. (Mersin)
‹HD Genel Merkezi’nde 27 Haziran 2003 tarihinde TAYAD’l› ailelerin yapt›¤› bas›n toplant›s›nda Ölüm Orucu 10. ekibinin haz›r oldu¤u aç›kland›. TAYAD ad›na konuflan Funda Davran AKP hükümetine F Tipi Hapishaneler ve tecrit uygulamas›na son verilmesi ça¤r›s›n› yaparak; “F tipleri ve tecritle uygulanmak istenen insanlar›n beyinlerini öldürmektir” dedi. Davran ayr›ca, F Tipi Hapishanelere karfl› tutsaklar›n yapt›¤› Ölüm Orucu eyleminin bafllamas›ndan bu yana 1000 günün geçti¤ini, flu ana kadar 9 ekibin eylemi gerçeklefltirdi¤ini, çözümsüzlük devam etti¤i taktirde haz›r olan 10. ekibin Ölüm Orucu eylemine bafllayaca¤›n› dile getirdi. Hükümetin F Tipi Hapishanelerde uygulanan tecritin kald›r›lmas›n› isteyen aileler yasal güvencelerin verilmesi durumunda ölüm oruçlar›n›n sona erebilece¤ine de dikkat çektiler. (Ankara)
S‹NAN KAYIfi DURUfiMASINDA POL‹S SALDIRISI 31 A¤ustos 2002 tarihinde ellerindeki ÖDP bildirilerini da¤›tmak isteyen bir grup Okmeydan›’nda girdikleri kahvehanede kahvehanenin sahiplerince silahl› sald›r›ya u¤ram›fl sald›r› sonucu Sinan Kay›fl yaflam›n› yitirmiflti. Sald›rganlar hakk›nda aç›lan davan›n duruflmas› 23 Haziran 2003 tarihinde Sultanahmet Adliyesi’nde görüldü. Duruflman›n ard›ndan 25 kiflilik ÖDP’li grup ellerindeki resimlerle “Sinan Kay›fl ölümsüzdür” slogan›n› atarak Adliye ç›k›fl›na kadar yürüdü. Bu s›rada polis, herhangi bir uyar›da bulunmadan coplarla kitleye sald›rd› ve 25 kifli saçlar›ndan sürükleyerek gözalt›na ald›. (‹stanbul)
11
12
4-17 Temmuz 2003
19 Aral›k katliam›nda yarg›lanan tutsaklar; “As›l biz ma¤dur olduk” ‘Hayata Dönüfl’ operasyonu s›ras›nda ‘Cezaevinde isyan ç›karmak ve devlet mal›na zarar vermek’ “suçundan” yarg›lanan tutsaklar›n duruflmas›nda avukatlar ve hakim aras›nda sözlü sataflma yafland›. 19 Aral›k 2000’de Bayrampafla Hapishanesi’nde gerçeklefltirilen “Hayata Dönüfl” operasyonu s›ras›nda “Cezaevinde isyan ç›karma ve devlet mal›na zarar vermek” suçundan 167 tutsak hakk›nda aç›lan davan›n duruflmas›na Eyüp 3. Asliye Mahkemesi’nde devam edildi. 167 san›ktan yaln›z Ayla Özcan’›n kat›ld›¤› duruflmada san›k avukatlar›ndan Güçlü Sevimli ve Ömer Kavili de haz›r bulundu. Duruflmada kendisine yöneltilen suçlamalar› kabul etmedi¤ini, aksine kendisinin ma¤dur oldu¤unu belirten Özcan, “Operasyon s›ras›nda Bayrampafla Cezaevi’nde C.1 Ko¤uflu’nda yaklafl›k 20 arkadaflla birlikte kal›yorduk. Operasyon sabah› görevliler bize
‘Teslim olun’ der demez hemen içeriye bomba atmaya bafllad›lar. ‹çeriye çok say›da yan›c› ve patlay›c› bombalar at›ld›. At›lan bombalardan dolay› herkes flok içindeydi. Karfl› koymaya, sald›rmaya ya da devlet mal›na zarar vermeye kimsenin takati dahi kalmam›flt›. Olayda as›l biz ma¤dur olduk. Olayda 6 arkadafl yanarak yaflam›n› yitirdi” dedi. “B‹Z ÇIKMIYORUZ ‹ST‹YORSANIZ S‹Z ÇIKIN” Duruflma sonras›nda söylediklerinin neden tutanaklara geçirilmedi¤ini soran avukat Ömer Kavili ve Hakim Hayri Özdal aras›nda sözlü sataflma yafland›. Sataflma esnas›nda Avukat Kavili, hakime “Bu davada 167 kifli yarg›lan›yor. fiimdiye kadar toplu bir flekilde hiçbir duruflma görülmedi. Cezaevlerinde bulunan tutuklular mahkemeye getirilmiyor. Davay› ilgilendiren bilgi ve belgeler bir araya
19 Aral›k 2000-Bayrampafla getirilmek istenilmiyor. Kapal› kap›lar içerisinde dava görülmek isteniyor. Avukat olarak söylediklerimiz tutanaklara geçirilmiyor. Bunlar do¤ru de¤il” dedi. Avukat Kavili’nin bu sözleri üzerine Hakim Özdal ise, “Salon var da ben mi toplu halde san›klar› getirmedim. ‹çinde bulundu¤umuz solan zorla 20 kifli alabiliyor. Cezaevinde bulunan san›klar›n getirilmesi için biz ancak tebligat gönderebiliyoruz. Neden geti-
rilmedi¤ini Adalet Bakanl›¤›’na sorun. Siz ifli yokufla sürmeye çal›fl›yorsunuz” diye konufltu. Tart›flma esnas›nda hakimin, avukatlara, ‘D›flar› ç›k›n’ demesi üzerine avukatlar “Biz ç›km›yoruz istiyorsan›z siz ç›k›n” dediler. Duruflma, Bayrampafla Kapal› Hapishanesi’nde bulunan dokümanlar›n adli makamlara teslim edilmesi ve di¤er eksikliklerin tamamlanmas› için ertelendi. (D‹HA)
TAYAD’l› ailelerden AKP’ye tabutlu eylem
‹zmir TAYAD’l› aileler AKP hükümetinin F Tipi hapishanelere iliflkin politikalar›n› protesto etmek amac›yla 29 Haziran’da ‹stanbul, ‹zmir, Samsun ve Malatya’da 107 Ölüm Orucu flehidini simgeleyen tabutlarla eylem yapt›lar. ‹STANBUL Baflbakan Recep Tayyip Erdo¤an’›n Üsküdar Emniyet Mahallesi’ndeki evi önünde hükümetin F Tipi politikalar›n› protesto etmek isteyen TAYAD’l› ailelere cop ve gaz bombalar›yla sald›ran polis, 8 kifliyi gözalt›na ald›. Sald›r›da çok say›da kifli de yaraland›. ‹ki otobüs, bir minibüs ve tecritte flehit düflen 107 kifliyi sembolize eden k›z›l beze sar›l› ve üzerinde flehitlerin resimleri yap›flt›r›lm›fl olan tabutlar› tafl›yan bir kamyonla Erdo¤an’›n evine yak›n bir parkta toplanan TAYAD’l›lar yo¤un polis barikat›yla karfl›laflt›. Sabah›n erken saatlerin-
den itibaren yo¤un önlem alan ve girifl ç›k›fllar› kontrol eden polisler, TAYAD’l›lar tabutlar› kamyonetten indirirken müdahale etti. Polisin coplarla ve biber gaz› kullanarak müdahale etmesiyle ortal›k bir anda kar›flt›. Aralar›nda yafll›lar›n da bulundu¤u gruptan çok say›da kifli ald›¤› darbelerle yaralan›rken, bir TAYAD’l› ise bay›ld›. Da¤›t›lan gruptan ayr›lan baz› gençler yolun karfl› taraf›na geçerek polise tafl atmaya bafllay›nca bu kez Üsküdar’da kovalamaca bafllad›. 3 polis ve 1 gazetecinin de aralar›nda bulundu¤u çok say›da kiflinin yaralanmas›na neden olan olaylar, grubun tamamen da¤›lmas› ve 8 kiflinin gözalt›na al›nmas›yla sona erdi. ‹ZM‹R AKP ‹zmir ‹l Baflkanl›¤› önünde eylem yapmak isteyen TAYAD’l› aileler polis engeline tak›ld›. Hilton ‹zmir otelinde birara-
ya gelen ailelerin AKP il baflkanl›¤›na yürümek istemesi üzerine ‹zmir Emniyet Müdürlü¤ü Güvenlik fiube Müdürü Celil Taflk›n, tutuklu yak›nlar›n› “Ya eyleminizi burada yap›n gidin ya da sizi getirdi¤iniz tabutlara gömerim” diye tehdit etti. Bunun üzerine orada bas›n aç›klamas› yapan TAYAD’l›lar “Bu tabutlar› görmek istemiyorsan›z bu sorunu çözün ve tecridi kald›r›n” dedi. Her tabut ile zulmün kalesinin bir kez daha sars›ld›¤›n› ve kendilerinin yüreklerine alev düfltü¤ünü söyleyen tutsak yak›nlar› AKP Hükümeti’ne seslenerek, “107 tabutla geldik size, belki bu tabutlar bir fley anlat›r diye. Bak›n tabutlardaki resimlere. Ne görüyorsunuz bu yüzler ve gözlerde? Sizlere ne anlatmak istiyorlar, bir düflünün. Bu insanlar›n neden öldüklerini hiç düflündünüz mü? Bak›n kaç›rmay›n bak›fllar›n›z›, çevirmeyin bafl›n›z›. Yüzünüzü tabutlara dönün. Pencereden bile bakam›yorsunuz bu tabutlara de¤il mi?” dediler. Aç›klaman›n ard›ndan “Zam, zulüm, iflkence iflte AKP” slogan›n› atarak eylemi bitirdiler. SAMSUN 29 Haziran günü Samsun AKP ‹l binas› önüne gelen TAYAD’l› aileler hapishanelerde süren tecriti protesto ettiler. Bas›n aç›klamas› yaparak bina önüne tabut b›rakmak isteyen ailelere polis sald›rd›. Aileler ad›na bas›n metnini okumaya çal›flan bir kifli ölüm orucuna de¤inerek “AB uyum yasalar›yla dayat›lan F Tipi hapishanelerde tutsaklara yönelik her türlü sald›r›lar boyutlanarak sürüyor” dedi. Yaklafl›k 20 kiflinin kat›l›m›yla gerçekleflen eylemde “Çözüm tecriti kald›r›n” pankart› aç›ld›. Tabutlara ve bas›n metnine sald›ran polis kat›l›mc›lar› da karga tulumba gözalt›na ald›. S›k s›k “Dire-
ne direne kazanaca¤›z”, “Bask›lar bizleri y›ld›ramaz” sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemde sald›r›da bir foto¤rafç› dükkan›n›n camlar› k›r›ld›. Kat›l›mc›lar›n hemen hemen hepsi gözalt›na al›narak Samsun Siyasi fiubeye götürülürken eylemin oldu¤u cadde de uzun bir süre geçifle kapat›ld›. Gözalt›na al›nanlar›n hepsi serbest b›rak›l›rken 2 polisin ve bir TAYAD’l› ailenin kollar›n›n k›r›ld›¤› ö¤renildi. MALATYA Feda eylemcisi fiengül Akkurt’un 40 yeme¤i 29 Haziran Pazar günü evinde verildi. Yeme¤in ard›ndan kitle mezar ziyareti yapt›. Mezar çiçeklerle süslendi. Hapishaneden gelen mektuplar›n okunmas›n›n ard›ndan kitle “Devrim flehitleri ölümsüzdür”, “fiengül yoldafl ölümsüzdür!” vb. sloganlar att›ktan sonra “Tecritin kald›r›lmas›”, “Ölümlerin durdurulmas›” talebiyle AKP il binas› önüne geldi. AKP önüne 107 tabutu getiren kamyon durdurularak tabutlara el konuldu ve 4 tutsak yak›n› gözalt›na al›nd›. AKP il binas› önünde yap›lan bas›n aç›klamas›na ‹flçi Köylü okurlar› da destek verdi. Devletin kolluk güçlerinin yo¤un y›¤›nak yapt›¤› AKP binas›ndan yetkililer kaçm›flt›. Parti binas›nda polisler duruyordu. Burada yap›lan bas›n aç›klamas›nda “Tecridin kald›r›lmas›, Ölümlerin durdurulmas›” istenirken, polisin keyfi tutumu da k›nand›. Kitle AKP Malatya binas›nda kimseyle görüflemezken s›k s›k “Tecriti kald›r›n, ölümleri durdurun” , “Katil AKP hesap verecek”, “Hesaplaflma günü korkunç olacak” vb. sloganlar›n› att›ktan sonra alk›fllarla da¤›ld›lar.
4-17 Temmuz 2003
12
12
ILPS: Üsler Kapat›ls›n, Yankee Go Home! Halklar›n Uluslararas› Mücadele Ligi (ILPS) Türkiye Seksiyonu’nun 13 May›s’ta bafllatt›¤› “Üsler Kapat›ls›n Yanke Go home” adl› kampanyas› çerçevesinde toplanan imzalar, 26 Haziran’da Sirkeci Postanesi’nde yap›lan bir bas›n aç›klamas›yla TBMM’ye gönderildi. “Emperyalistler Defolun”, “Emperyalizme karfl› zafer halklar›nd›r” yaz›l› dövizlerin aç›ld›¤› eylemde toplanan imzalar gönderildikten sonra bas›n aç›klamas› yap›ld›. Seksiyon ad›na aç›klamay› okuyan Selma Kaan, ABD emperyalizminin 11 Eylül olaylar›n› bahane ederek tüm dünya halklar›na karfl› sald›rganl›¤›n›n artt›¤›na dikkat çekti. Daha önce Japonya, Filipinler, ABD ve ‹ngiltere’de bafllat›lan kampanyan›n Türkiye’de bir ayl›k süreç içinde gerçeklefltirdiklerini
söyleyen Kaan flöyle konufltu: “ILPS, tüm dünyada anti-emperyalist mücadelenin bir parças› olarak genelde emperyalistlerin askeri üslerine, özelde en sald›rgan emperyalist güç olan ABD üslerine karfl› 6 May›s 2003’ten itibaren bir ayl›k bir kampanya bafllatt›. Bu kampanyay› yürütenler hiçbir flekilde Avrupa, Japonya, Çin ve Rusya vb. emperyalistlerin ezilen halklar aç›s›ndan daha az tehlikeli oldu¤unu düflünmemektedir. Tam tersine flunu belirtmektedirler ki, özgürleflmenin tek yolu bir bütün olarak emperyalizme karfl› mücadeleden geçmektedir.” Eylem “ABD üsleri kapat›ls›n”, “ABD askeri olmayaca¤›z”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” vb. sloganlarla son buldu. (‹stanbul)
Baflkentte Kürt kad›n›n›n ayak sesleri A¤r›, Mardin, Diyarbak›r, Çanakkale, ‹stanbul ve daha birçok ilden Ankara’ya giden kad›nlar burada toplumsal bar›fl taleplerini hayk›rd›lar.
Türkiye ve Türkiye Kürdistan›’ndan binlerce kad›n “Toplumsal Bar›fl” için Ankara’ya yürüdü. A¤r›, Mardin, Diyarbak›r, Çanakkale, ‹stanbul ve daha birçok ilden gelen DEHAP’l› kad›nlar Hipodrom meydan›nda bulufltular. Yöresel ve rengarenk k›yafetleri ile adeta bir renk cümbüflü oluflturan kad›nlar 11.30’da Hipodrom’dan Abdi ‹pekçi park›na do¤ru harekete geçtiler. Genç, yafll›, çocuk her yafltan kad›n›n kat›ld›¤› yürüyüflte yafll› Kürt analar›n›n çoklu¤u ve coflkusu dikkat çekti. Her ilin kendi pankart›n›n arkas›nda s›raland›¤› kortejlerde Diyarbak›r kitleselli¤i ile öne ç›kt›.
“Jin Jiyan Azadi”, “Biji Afliti”, “Ne düflman ne piflman onurluyuz biz” dövizleri açan kad›nlar “Kürt halk›na piflmanl›k dayat›lamaz”, “Tecavüzcü polisler yarg›lans›n” vb. sloganlar atarak tepkilerini dile getirdiler. DEHAP’l› genç kad›nlar›n slogan ve renklili¤i; yürüyüflte disiplinli bir görüntü sergilerken Abdi ‹pekçi park›na ancak 13.30’da var›labildi. KATAG‹, Emekçi Kad›nlar Birli¤i, Anka ve Ada Kültür Sanat Merkezleri, EMEP, KESK’in destek verdi¤i ve 10 bini aflk›n kad›n›n kat›ld›¤› miting Tertip Komitesi ad›na söz alan E¤itim-Sen Genel Merkez Kad›n Sekreteri Elif Akgül’ün konuflmas› ile bafllad›. Akgül, Bingöl’de bar›fl
masas›na sald›ran zihniyetin art›k de¤iflmesi gerekti¤ini belirtti. “Biz tercihimizi toplumsal adaletten yana koyuyoruz” diyerek yetkililere seslenen Elif Akgül bar›fl masas›na sald›ran zihniyeti k›racaklar›n› söyledi. Yo¤un s›ca¤a ra¤men müzi¤e efllik eden ve halay çeken kad›nlara yönelik ikinci konuflmay› ise KATAG‹ ad›na Yeflim Baflaran yapt›. Bar›fl›n uzlaflmak de¤il yüzleflmek ve diyalog demek oldu¤unu söyleyerek bar›fl masas›n› gözalt›na alan Gülbahar Gündüz’e tecavüz eden zihniyete seslendi. Miting Koma Asmin ve Diyarbak›r Büyükflehir Belediyesi müzik toplulu¤unun program› ile sona erdi. (Ankara)
“UYGAR DÜNYANIN BARBAR YAfiAMINI ‹STEM‹YORUZ” Emekçi Kad›nlar Birli¤i Bursa Temsilcili¤i “Yap›sal Uyum Program›” ve “Avrupa Birli¤i’ne Uyum Yasalar›” ad› verilen yeni yasalarla ilgili 21 Haziran günü AKP il binas› önünde bas›n aç›klamas› yapt›. Aç›klamada biraraya gelen yaklafl›k 15 kifli “Cinsel ulusal s›n›fsal sömürüye son”, “Kad›nlar birleflin sömürüye son”, “Özellefltirmeye hay›r”, “Tecavüzcü devlet hesap verecek”, “Kahrolsun ABD, iflbirlikçisi AKP” gibi slogan ve alk›fllarla protesto ettiler. Aç›klamay› EKB Bursa Temsilcisi Beycan Taflk›ran okudu. Taflk›ran “Haz›rlanan yeni yasalar emperyalist tekellerin dayatmalar›n›n bir sonucudur. Yap›sal Uyum Program›, Avrupa Birli¤i’ne Uyum Yasalar› ad› verilen bu düzenlemelerin özü neo-liberal politikalar do¤rultusunda kapitalizmin süreklili¤ini sa¤lamaya dönüktür. Türk sermaye s›n›f›na önemli kazançlar sa¤layan bu düzenlemeler emperyalizme ba¤›ml›l›¤› daha da büyütmektedir” dedi. (Bursa) TTB; SESS‹Z KALMAYACA⁄IZ! 22 Haziran 2003 tarihinde 53. Büyük Kongresini gerçeklefltiren Türk Tabipler Birli¤i, AKP hükümetinin özellefltirme sald›r›lar›na karfl›, eylem yapmay› hedefliyor. Eylül ay›ndan itibaren harekete geçeceklerini dile getiren TTB, yurttafllar›n sa¤l›k hakk›n› kimin engelledi¤ini, hekimlerin düflük ücretle ve kötü koflullarda çal›flmalar›n›n sorumlusunu Sa¤l›k Bakan› Recep Akda¤’a soracaklar›n› söylediler. Kongreden ciddi eylemlerin yap›lmas› karar› ç›karken Akda¤’›n “hastan›n cebinden elinizi çekin” sözleri protesto edildi. TTB Baflkan› Füsun Sayek, Bakan›n teflhiri için hastanelerdeki sa¤l›k personeliyle tek tek görüfleceklerini aç›klad›. (Ankara)
12
13
4-17 Temmuz 2003
ABD askeri korkuyor, evine dönmek istiyor ABD’de yay›n yapan Washington Post gazetesinin haberine göre devam eden eylemler ve her geçen gün ABD’li askerlerin birer birer öldürülmesi pani¤e yol açt›. Irak’› iflgal eden emperyalist haydut ABD’nin askerleri her geçen gün halk›n silahl› eylemlerine hedef olmaya devam ediyor. Irak’› tamamen ele geçirdi¤ini sanan ABD’liler halk›n devam eden direnifli karfl›s›nda korkmaya bafllad›lar. ABD’de yay›n yapan Washington Post gazetesinin haberine göre devam eden eylemler ve her geçen gün ABD’li askerlerin birer birer öldürülmesi pani¤e yol açt›. ABD’li askerler “Saddam’› devirdik, neden hala buraday›z? Zaten yeterli birli¤imiz ve polis gücümüz de yok” derken, baz› askerler ise “komutanlar›n bize söyledi¤inden daha köklü bir direniflle karfl› karfl›ya kald›k.
Emekçiler sorunlar›na sahip ç›kacaklar›n› belirttiler KESK fiubeler Platformu, 4. Bölge mitingini 2l Haziran Cumartesi günü Elaz›¤’dan, Van’dan, A¤r›’dan, Mufl’tan, Erzincan’dan, Kars’tan, Erzurum’dan, Hakkari’den, Malatya’dan, Bingöl’den ve Bitlis’ten gelen sendikac›lar›n kat›l›m›yla Dersim’de yapt›. Mitinge DEHAP, ESP ve EMEP de destek verirken yaklafl›k 2000 kifli kat›ld›. “Gelece¤imize sahip ç›kal›m” slogan›yla yap›lan mitingde Dersim’de bulunan sendikac›lar E¤itim-Sen Tunceli fiubesi önünde toplanarak kortejler oluflturup eski top sahas›na do¤ru sloganlar, alk›fllar ve z›lg›tlarla yürüyüfle geçtiler. Munzur köprüsü giriflinde di¤er grupla birleflen kitle top sahas›na sloganlarla girerken, d›flar›dan gelenler SSK Hastanesi önünde toplanarak “Tecriti kald›r›n ölümleri durdurun”, “Direne direne kazanaca¤›z”, “Biji Afliti” v.b sloganlar›yla top sahas›na girdiler. Miting saat 13.30’da bafllarken tertip komitesi ad›na bir konuflma yapan H›d›r Demir, ‘AKP hükümetinin uygulad›¤› IMF ve DB programlar› ile ülkenin yoksullu¤a, sefalete itildi¤ini belirterek bu ülkede ABD ve AB program› olarak flekillenen ve AKP taraf›ndan hayata geçirilmek istenen sald›r› program›na karfl› mücadelenin örgütlenmesi kaç›n›lmazd›r’ dedi. Demir konuflmas›n›n devam›nda ‘bölgede yaflanan sorunlardan, Kürt sorunundan, 1475 say›l› ifl yasa tasar›s›ndan, özellefltirmelerden, yap›lan sürgünlerden, iflçiye yap›lan s›f›r zamdan, demokratikleflmeye kadar tüm sorunlar› çözme gibi bir sorumlulukla karfl› karfl›ya olduklar›n›’ söyledi. Demir’den sonra KESK Genel Merkez Yüksek Kurul Üyesi ‹hsan Avc› da yaflad›klar› sorunlarla ilgili bir konuflma yapt›. Miting saat 14.30’da sona erdi. (Malatya)
Tehlike daha da büyüyebilir” diyerek korkular›n› belli ettiler. Haberin devam›nda askerler “bu savafl›n bitmifl olmas› gerekirdi. Her geçen gün bir arkadafl›m›z›n daha öldürüldü¤ü haberini al›yoruz. Neden halen buraday›z? Evimize dönmek istiyoruz” dediler. Washington Post’un yapt›¤› bu haberle bir kez daha görüldü ki ka¤›ttan kaplanlar halk›n direniflinden korkuyorlar ve bu direniflin karfl›s›nda durmak istemiyorlar. Ka¤›ttan kaplanlar›n ka¤›ttan askerlerinin korkular› bofluna de¤ildir. Irak halk›n›n direnifli devam ediyor ve emperyalizme korku sal›yor. (Kartal)
Belediye ifl Genel Kurulu yap›ld› Türk-‹fl’e ba¤l› Belediye-‹fl Sendikas›’n›n 7. Ola¤an Genel Kurulu 27-28-29 Haziran tarihleri aras›nda Ankara Necatibey Caddesi’ndeki yeni sendika binas›nda yap›ld›. Genel Baflkan Nihat Yurdakul’un yapt›¤› konuflma ile bafllayan Genel Kurul’da Yurdakul, çal›flmalar›n› savunarak sadece hükümeti elefltirdi. ‹flçi s›n›f›n›n sözcük aralar›nda geçti¤i konuflmada hükümetin iflçilere örgütsüzlü¤ü dayatt›¤› belirtildi. Kurulda konuflan Türk-‹fl Genel Baflkan› Salih K›l›ç ise hükümetin hortumculara prim verdi¤ini belirtti. Çal›flma Bakan› Murat
Baflesgio¤lu’nun ifl yasas›n›n ülke gerçekli¤iine uygun oldu¤unu da söyleyerek emekçi düflmanl›¤›nda ›srar etti. Genel Kurul’un ikinci gününde demokratik mücadelenin yükseltilmesi gerekti¤inin alt› çizildi. Çal›flma saatlerinin haftada 30-35 saate indirilmesi gerekti¤inin alt› çizilerek bunun yan›nda A¤r›, Bingöl, Kayseri, Tavflanl›, Ad›yaman, Manisa, Elbistan ve Sakarya flubeleri kapat›l›rken Bursa 1 ve 2 No’lu, Kayseri ve Ere¤li flubeleri birlefltirildi. Kurulun üçüncü gününde seçimler yap›ld›. ‹kinci bir listenin ç›kmad›¤› seçimlerde Hasan
KESK’ten %5 zamma karfl› eylem Kamu emekçileri yapt›klar› eylemlerle hükümetin dayatmalar›na ve bask›lar›na teslim olmayacaklar›n› dile getirdiler. 25 Haziran günü saat 12:30’da Ankara’da Sakarya Caddesi’nde biraraya gelen KESK üyesi emekçiler hükümetin KESK ile masaya oturmamas›n› protesto ettiler. Yaklafl›k 200 kiflinin kat›ld›¤› aç›klamada söz alan Dönem Sözcüsü Özgür Bozda¤; hükümetin s›k›lmadan %5 zam art›fl›n› tart›flabildi¤ini ve fedakarl›k s›ras›n›n sömürücü ve rantiyecilerde oldu¤unu ifade etti. Konuflmas›n› “Bir, iki, üç daha fazla K›z›lay, daha fazla direnifl”, “Sadaka de¤il toplu sözleflme” sloganlar› eflli¤inde sürdüren Bozda¤, kamu çal›flanlar›n›n bu sald›r›lara karfl› sessiz kalmayacaklar›n› belirtti. Ayn› saatlerde Numune Hastanesi’nin önünde toplanan SES üyeleri de hastay› müflteriye, hastaneyi ticarethaneye çevirecek olan “Sa¤l›kta dönüflüm projesine” karfl› tepkilerini ortaya koydular. Eylemin ard›ndan KESK’in aç›klamas›na kat›lan SES emekçileri buradan toplu halde Türk-‹fl binas›nda 53 gündür bekleyen özellefltirme ma¤duru iflçileri ziyaret etti. (Ankara)
Gülüm Genel Baflkan Yard›mc›l›¤›na, ‹dris Bulut Genel Sekreterli¤e, Mehmet Sevik Genel Örgütlenme Sekreterli¤ine, Talat Özdemir Genel T‹S Sekreterli¤ine, Nihat Olcay Araflt›rma ve Planlama Genel Sekreterli¤ine ba¤›ms›z aday oldular. Kurul sonunda Nihat Yurdakul yeniden Genel Baflkan olurken Mustafa Solmaz ve Ali Bafldemir Genel Baflkan Yard›mc›l›¤›na getirildi. Öte yandan Denetleme Kurulundan Sedat Koç hakk›nda ise sendikan›n evraklar›n› karfl› tarafa verdi¤i iddias› ile ihraç karar› verildi. (Ankara)
HÜKÜMETTEN ‹fiÇ‹ YE ‘SIFIR’ ZAM Hükümet 459 bin iflçiyi ilgilendiren toplu ifl sözleflmelerinde Türk-‹fl’e s›f›r zam dayatt›. ‹kinci 6 ay yüzde 7, üçüncü ve dördüncü 6 aylarda yüzde 5 zam öneren hükümet krizi gerekçe gösterdi. Türk-‹fl yönetimi ise “bu flartlarda görüflme bitmifltir. Zaten toplu sözleflmelerde yasal prosedür devam ediyor e¤er flartlar›n›z de¤iflmezse biz masaya gelmeyece¤iz” dedi Türk-‹fl Koordinasyon Kurulu yapt›¤› toplant›larda ne yap›laca¤›n› kararlaflt›racak. (Kartal)
☞
4-17 Temmuz 2003
14
12
Emperyalist-kapitalist sistemi y›k›p, yerine yeni demokrasi ve sosyalizmi infla etmek için savafl›m veren Marksist-Leninist-Maoistler dünyan›n çeflitli bölgelerinde iktidar yürüyüfllerini sürdürmektedir. Biz de ‹flçiköylü gazetesi olarak, Türkiye kamuoyunun Marksizm-Leninizm-Maoizm önderli¤inde Halk Savafl›n›n sürdürüldü¤ü yerlerden biri olan Hindistan’› daha fazla tan›mas› ve onlar›n mücadelelerinden ö¤renebilmesi için Hindistan Komünist Partisi (Halk Savafl›)’n›n bir üyesiyle yapt›¤›m›z söylefliyi yay›nl›yoruz.
Halk Savafl›’n›n ilerledi¤i bir ülke: Hindistan Örgütüm, Hindistan halk› ve Hindistan’da mücadele eden kitleler ad›na mücadele yürüten tüm Türkiye halk›na devrimci selamlar›m› göndermek istiyorum. Ben ayn› zamanda Hindistan’da mücadele eden halktan Türkiye’deki kitlelerle dayan›flma duygular›m› iletmek istiyorum. Tüm dünyada oldu¤u gibi halklar›n kapitalizmin ve emperyalizmin gerçek niteli¤ini h›zla anlad›klar›na eminim. Ve halklar ortak düflmanlar› feodalizm, gericilik, komprador kapitalizm ve emperyalizme karfl› çeflitli ülkelerde biraraya geliyorlar.
Silahl› mücadele 1998’den önce yaln›zca gerilla bölgelerinde yürütülmekteydi. 1998’de Hindistan’daki iki büyük parti HKP(HS) ve HKP-ML(Birlik) bir kongre gerçeklefltirdi. Kongre öncesi iki MK üyesi yakalanm›fl ve bir ormanda katledilmifllerdi. 2 y›l sonra Aral›k 2000’de bir karara vard›lar ve halk›n gerilla ordusunu ilan ettiler. -Hindistan’›n sosyo-ekonomik yap›s› ve tarihiniz hakk›nda bilgi verir misiniz? Hindistan 1947 y›l›na kadar ‹ngiltere’nin sömürgesi durumundayd›. 2 yüzy›ldan daha uzun bir süre bu ülkenin sömürgesi alt›nda yaflad›. Hindistan halk›n›n büyük mücadelesi sonucunda ‹ngilizler ülkeyi terk etmek zorunda kald›. Bunun ard›ndan Hindistan yar›-sömürge bir yap›ya büründü.
Üretilen ürünlerin hepsi ve tar›mdaki geliflme yar› sömürge ülke modeline girdi. Hindistan’›n 1 milyardan fazla nüfusu vard› ve bu nüfus bundan sonra birçok bölümde iki çeflit insana bölündü. Ülkede var olan dinler en çok Müslümanlar, Hindular, Sihler ve H›ristiyanlard›r. ‹kinci olarak Hindistan çok uluslu bir ülkedir, tek bir ulus de¤ildir; Samballar, Bengaller, Terhariler, Manalis gibi Hindistan’da kendi kültürlerine, kendi dillerine ve kendi bölgelerine sahip iki düzine ulus vard›r. Hindistan’da en önemli sektör kast denilen sistemdir. Hindistan toplumu ikiye bölünmüfltür. Kast sistemi Hindistan’a özgü bir sistemdir. Kast sistemi çok can al›c› bir sorundur ve çözümü de çok zordur. -Kast sistemini biraz daha açar m›s›n›z? Kast sisteminde toplum yüzy›llarca önce baz› gruplara ayr›lm›flt›r. Brahmanlar vard›r örne¤in, bunlar tüm zenginli¤e ve tüm haklara sahiptirler. Brahmanlara araflt›rma yapma ve düflünme haklar› verilmifltir, ancak bu s›n›f çal›flmaz. Sonra Kshatriyaslar vard›r; bunlar temel olarak savaflç› s›n›ft›r. Bunun d›fl›nda Vaisyaslar s›n›f› vard›r, ki bunlar tüccarl›k yaparlar. Ve son olarak Shudraslar s›n›f›, yani üst s›n›flara hizmet etmekle görevli köy-
lüler ve emekçiler vard›r. Ve tüm bunlardan ayr› olarak en önemli bölüm olan “dokunulmaz”lar olarak adland›r›lan s›n›f vard›r. “Dokunulmaz”l›k hem onlara kimsenin dokunamayaca¤›n› hem de s›n›flar›n› de¤ifltiremeyeceklerini ifade eder. “Dokunulmaz” olarak bilinen büyük bir nüfus vard›r. Bizler “dokunulmaz”lara Dalitler diyoruz. Dalitin anlam› “ezilen”dir. Dalitlerin hiçbir hakka sahip olmalar›na izin verilmez, e¤itim haklar› yoktur, hiçbir zenginli¤e sahip olamazlar. ‹nsano¤lunun tüm haklar›, en s›radan insan haklar›, demokratik haklar›, sivil özgürlükler vb. sorunlar› her zaman tart›fl›la geldi ve bunlar Hindistan’›n politik yaflam›nda önemli bir rol oynamaktad›r. Tüm egemen s›n›f partileri ve hatta devrimci partiler bu kast sorununa hitap etmek zorundad›rlar. Kast sisteminin bask›s› ve kast içindeki ayr›mc›l›k iliflkileriyle ilgilenmek zorundad›rlar. Ve e¤er devrimciler devrim yapmak istiyorlarsa ulusal ve dinsel az›nl›klarla; Müslümanlar ve H›ristiyanlarla ilgilenmelidirler. Çünkü Hindu-fundamentalizmi sald›rganl›k demektir. Bu yüzden bu tip sorunlara ilgi göstermek zorundad›rlar. Hindistan parçalara bölünmüfl bir ülkedir. Ayn› zamanda bir tar›m ülkesidir. Bu yüzden de çok zengin bir ülkedir ama halk› tüm bu do¤al zenginlik kaynaklar›ndan yoksundur. -Ülkeniz üzerinde emperyalizmin hegemonyas›n›, ülkenizin sistemini ve politik durumunu anlat›r m›s›n›z? Biraz önce de aç›klad›¤›m gibi 1947’den sonra Hindistan egemen s›n›flar›, iktidar› ele geçirdi. Fakat ekonomi ve ‹ngiltere, ABD ve Rus emperyalist güçleri ile ba¤lar› sürekli ayn› kald›. Sözde ba¤›ms›zl›ktan sonra önceleri büyük bir kamu sektörü mevcuttu. Fakat bu sektör komprador burjuvaziye sermayeyi özellefltirmek için yard›m etmek üzere vard›. 1980’lerde dünya ekonomik krizi bafllad›¤›nda emperyalizm, tüm üçüncü dünyadaki pazarlara ve kaynaklara sahip olmak istedi. Daha sonra liberallefltirme,
özellefltirme ve son olarak “küreselleflme” ile geldiler. Bu yeni olgu dünya ekonomik krizine ve ayn› zamanda so¤uk savafla dayanan emperyalizmin krizini yönetmesinden baflka birfley de¤ildir. Liberallefltirme, özelllefltirme ve “küreselleflme” Hindistan’da tüm h›z›yla sürüyor. Emperyalizm kendi ihtiyaçlar›na göre davran›yor, örne¤in Hindistan’da özel ekonomi bölgeleri vard›r. Bunlardan biri Japonya için, bir di¤eri Almanya ya da ABD için, bir di¤eri ise çok uluslu bir flirket için olabilir. Özellefltirme ise sürekli büyüyerek devam ediyor. -Hindistan’da süren Halk Savafl›ndan bahseder misiniz? Nas›l bafllad› ve günümüzdeki durumu nedir? Asl›nda devrimci hareket 1970’lerde bafllad›. Bundan sonra devlet ve hareket aras›nda çok yüksek gerilim yafland›. Hareket çeflitli de¤iflik bölgelerde ilerleyiflini sürdürdü. Bu hareket daha çok bafllarda silahl› mücadele fleklinde bafllam›flt›. Sorun toprak sorunuydu, Dalitlere yönelik ayr›mc›l›k ve kendilerine öz güven sorunuydu, iflçi, orta ve yoksul köylü sorunuydu. Bu yüzden de hareket toprak a¤alar›n›n özel ordusunun, devletin polis ve para militer güçlerinin bask›lar›yla yüz yüze geldi. Fakat bask›ya ra¤men, örgütlere ra¤men, çeflitli yasalara ra¤men bir köyden di¤erine, bir bölgeden bir di¤erine, bir eyaletten bir di¤er eyalete yay›lmas›n› sürdürdü. Ve flimdi bu hareket Hindistan’›n merkezlerinde gerilla mücadelesini infla ediyor. Onlar 5 gerilla bölgesi infla ettiler:1- Kuzey Telangana, 2- Ganga-Tarbania, 3- Arisabad, 4- NaraArisabad, 5- Jarkhand. Ve bunlar›n d›fl›nda kurulmas› hedeflenen gerilla bölgeleri de mevcut. Tüm Hindistan’da 18-19 eyalette kitlelere ve kitle örgütlerine sahiptir. Baz› bölgelerde gerilla bölgesi olmas› planlanan “hedef” bölgeler de var. Ayr›ca di¤er yandan Maoist Komünist Merkez (MKM) ad›nda bir örgüt de mücadele etmektedir, ki onlar›n da 4 eyaleti var.
☞
12
ML partiler olarak kendi ülkelerimizde ve dünya çap›nda büyük bir kitle hareketi yaratmak zorunday›z. Bizler bu kitle protestolar›n› örne¤in Irak savafl› öncesinde görmüfltük. Dünya Ticaret Örgütü’ne karfl› protestolarda görmüfltük. Yani tüm bunlar göstermektedir ki ML partiler olarak mutlaka biraraya gelmemiz gerekmektedir. Yani bu bölgelerde uzun bir mücadele gelene¤ine sahipler ve kitleler içinde örgütlüler. Son 20 y›ll›k mücadelelerinde binlerce yoldafllar›n› kaybettiler. San›r›m Merkez Komite düzeyinden daha alt komite düzeylerine 3-4 bin yoldafllar› yaflamlar›n› feda ettiler ve bugün binlercesi de hapishanelerde tutuklu bulunmaktad›r. Di¤er bir nokta da hareketin karfl›laflt›¤› bask›d›r. Harekete yönelik bask›lar birçok yolla olmaktad›r; para militer güçlerin ve polisin bask›s› ve iflkence gibi. Devlet yoldafllar›m›z› tutuklamaktan çok öldürmektedir. Binlerce, binlerce insan hapishanelerdedir. Ve zaten bir düzine örgüt, yasad›fl› ilan edilmifltir. Ama ben flundan eminim ki bu hareket sürecektir. HKP(HS) ve MKM birbirine çok yak›n hale gelmifllerdir ve tüm
15
ideolojik, politik ve enternasyonal konularda çözümlemeleri ayn›d›r. ‹kinci bir nokta olarak bunlar Hindistan’da son 20 y›ld›r aktifler. Güney Asya’daki MLM örgütlerin Koordinasyon Komitesi ad›nda bir Güney Asya Forumu var. Bu daha yeni kuruldu. Kuruluflunda Nepal, Hindistan (HKP(HS), HKPML ve MKM) vb buraya davet edildi. -Bizi partinizin durumu ve ayn› zamanda özellikle köylük bölgelerdeki silahl› mücadele konusunda bilgilendirir misiniz? Öncelikle bu silahl› mücadele 1998’den önce yaln›zca gerilla bölgelerinde yürütülmekteydi. 1998’de Hindistan’daki iki büyük parti HKP(HS) ve HKP-ML(Birlik) bir kongre gerçeklefltirdi. Kongre öncesi iki MK üyesi yakalanm›fl ve bir ormanda katledilmifllerdi. 2 y›l sonra Aral›k 2000’de bir karara vard›lar ve halk›n gerilla ordusunu ilan ettiler. Ve belli komisyonlar›; merkez komisyon, askeri komisyon vb oluflturdular. Bu gerilla ordusu gelece¤in halk kurtulufl ordusudur. Ve sonraki 1 y›l gençli¤e ordu içinde yer almas› ça¤r›s› yap›ld›. Bu süre boyunca çeflitli bölgelerden birçok genç, halk gerilla ordusuna kat›ld›. Bu çeflit bir parti devrimin bir parças› haline geldi ve ayn› zamanda hem e¤itim yap›yorlar hem di¤er fleyleri. Düflman›n iktidar›n› parçalayarak devrimci halk komiteleri denilen halk iktidar›n› kuruyorlar. Bu sebeple özellikle bu bölgelerde halk gerilla ordusu kitle örgütleri oluflturuyor. -Sonuç olarak bugün MarksistLeninist-Maoist partilerin önünde duran acil görevler nelerdir? Marksist Leninist partilerin ilk ve ilkesel anlay›fl›n›n kendi ülkelerinde devrimi gerçeklefltirmek için do¤ru bir çizgi yaratmak olmas› gerekti¤ini düflünüyorum. Bu ilkesel bir anlay›flt›r. Bu anlay›fl›n çok güçlü bir kitle hareketi ve kendi ülkelerinde silahl› bir mücadele olmaks›z›n emperyalizmi,
4-17 Temmuz 2003
burjuvaziyi ve feodal toprak a¤alar›n› alafla¤› etmeleri mümkün de¤ildir. ‹kinci olarak emperyalizm döneminde özellikle de kendi krizinden ç›kmak için çabalayan ve “küreselleflme”yi yaratan emperyalizmde flu bizler için çok önemlidir; ML partiler olarak kendi ülkelerimizde ve dünya çap›nda büyük bir kitle hareketi yaratmak zorunday›z. Bizler bu kitle protestolar›n› örne¤in Irak savafl› öncesinde görmüfltük. Dünya Ticaret Örgütü’ne karfl› protestolarda görmüfltük. Yani tüm bunlar göstermektedir ki ML partiler olarak mutlaka biraraya gelmemiz gerekmektedir. Bu ba¤lamda bir fley daha aç›klamak istiyorum; Dünya Sosyal Forumu’nun oluflumu konusunda çok bilinçli olmak zorunda oldu¤umuzu düflünüyorum. DSF, küreselleflme ve emperyalizm karfl›t› insanlar›n ve düflüncelerin ilgisini çekmektedir.
Emperyalizmin güçleri olan NGO’lar ve sosyal demokrat güçler ve özellikle Avrupa’dan baz› örgütler esas olarak ABD emperyalizmine karfl›d›r. Bunlar bu sosyal forumu Asya Sosyal Forumu, Avrupa Sosyal Forumu gibi çeflitli bölgelere yay›yorlar. Bu yüzden bizler de kendi ba¤›ms›z forumlar›m›za, koordinasyon merkezlerimize sahip olmal›y›z. Ancak bundan sonrad›r ki Sosyal Forum içindeki insanlar› etkileyebiliriz. ‹flte bu yüzden biraz önce de söyledi¤im gibi bu tip forumlar konusunda çok bilinçli olmal›y›z. -Son olarak buradan Türkiye’ye ve Türkiye halk›na iletmek istedi¤iniz bir mesaj›n›z var m›? Örgütüm, Hindistan halk› ve Hindistan’da mücadele eden kitleler ad›na mücadele yürüten tüm Türkiye halk›na devrimci selamlar›m› göndermek istiyorum. Ben ayn› zamanda Hindistan’da mücadele eden halktan Türkiye’deki kitlelerle dayan›flma duygular›m› iletmek istiyorum. Tüm dünyada oldu¤u gibi halklar›n kapitalizmin ve emperyalizmin gerçek niteli¤ini h›zla anlad›klar›na eminim. Ve halklar ortak düflmanlar› feodalizm, gericilik, komprador kapitalizm ve emperyalizme karfl› çeflitli ülkelerde biraraya geliyorlar. Bu mücadelede bizler biraraday›z ve bizlerin bu dünyan›n halklar› oldu¤umuza inan›yorum. Baflta Hindistan, Türkiye, Filipinler, Nepal vb ülkelerin halklar› olmak üzere bu mücadelenin ön saflar›nda yer alan tüm bu halklar dünya devriminin bir parças› olan iktidarlar› infla edeceklerdir. -Söylefli için teflekkürler, mücadelenizde baflar›lar diliyoruz. Ben teflekkür ederim. Ben de bu mücadelede sizlere baflar›lar diliyorum.
Baflta Hindistan, Türkiye, Filipinler, Nepal vb. ülkelerin halklar› olmak üzere bu mücadelenin ön saflar›nda yer alan tüm bu halklar dünya devriminin bir parças› olan iktidarlar› infla edeceklerdir.
4-17 Temmuz 2003
16
12
Toplumu kölelefltirmeyi hedefleyen yeni ‹fl Yasas› ve yeni özellefltirme sald›r›lar›na karfl› direnelim Bugün bu sald›r›lar tesadüfi olmay›p belirli bir plan ve program do¤rultusunda yap›lmaktad›r. Baflta özellefltirme ve kölelik yasas› olan ‹fl Yasas› olmak üzere haklar›m›za dönük gerçeklefltirilen bu sald›r›lar Avrupa Birli¤i süreci ve “uyum yasalar›” sürecinde kimi söylem ve demagojilerle perdelemeye çal›fl›lmaktad›r.
Bir yandan yeni sald›r› yasalar›n›n bir bir ç›kar›lmas›, di¤er yandan zamlarla, ek vergilerle al›m gücünün düflürülmesi, öte yandan özellefltirmelerle kamu mülklerinin bir avuç sermaye ve yandafl kesimlere peflkefl çekilerek bunlar›n talan›na sunulmas› ve buralarda çal›flan emekçilerin “erken emeklilik” ad›yla ya da sonras›nda “daraltma” bahanesiyle iflten ç›kar›larak açl›¤a sürüklenmesi, kalanlar›n düflük ücretlerle sosyal haklardan yoksun çal›flmaya zorlanmas›, sendikal örgütlülüklerin zay›flat›larak yok edilmesi bugün yo¤unlaflarak sürdürülmektedir.
Egemen s›n›flar›n baflta iflçi s›n›f› olmak üzere emekçi halk›n tüm kesimlerinin mevcut kazan›lm›fl hak ve ç›karlar›na dönük sürdüregeldikleri sald›r› ve hak gasplar›, bugün de kesintiye u¤ramadan, bu kez de AKP hükümeti eliyle azg›nca ve pervas›zca sürdürülmektedir. Çeflitli milliyetlerden halk katmanlar›n›n içinde bulundu¤u yokluk, yoksulluk, açl›k ve ›zd›rap dolu yaflamlar›na demagojik takkiyeci söylem ve sloganlarla vurgu yaparak oy avc›l›¤› yapan, bunda da baflar›l› olan AKP, hükümetin bafl›na gelir gelmez tam tersi bir manevrayla bu kez oylar›n› ald›¤› halk kesimlerine, onlar›n haklar›na karfl› bir bir sald›r›ya giriflmifltir. Peflpefle yap›lan zamlarla, vergi artt›r›m›, tafl›t ve emlakta ek vergilerle zorunlu tasarruflar› 4 y›llara yayarak kufla çevirmeyle, ‹fl Güvencesi Yasas›’n› t›rpanlamayla ‹fl Yasas›’n› sermaye güçlerinin istem ve beklentileri do¤rultusunda yeniden düzenlemeyle, kamu çal›flan› iflçi ve memurlara s›f›r zam dayatmas›yla, kamu mülkiyetindeki kurum ve kurulufllar› özellefltirmeyi h›zland›rarak kendi yandafllar› ve çeflitli sermaye kesimlerine peflkefl çekip bunlar›n talan›na sunmayla, sa¤l›ktan e¤itime özellefltirme uygulamalar›yla vb. k›sa zamanda di¤er hükümet ve komprador sermaye partilerinden hiçbir fark› olmad›¤›n›, onlar gibi emperyalist tekellerin ve onlar›n ç›karlar›n›n ülkemizdeki temsilci ve tetikçileri oldu¤unu hiçbir flüpheye yer b›rakmadan göstermifllerdir. Bugün bu sald›r›lar tesadüfi olma-
y›p belirli bir plan ve program do¤rultusunda yap›lmaktad›r. Baflta özellefltirme ve kölelik yasas› olan ‹fl Yasas› olmak üzere haklar›m›za dönük gerçeklefltirilen bu sald›r›lar Avrupa Birli¤i süreci ve “uyum yasalar›” sürecinde kimi söylem ve demagojilerle perdelemeye çal›fl›lmaktad›r. EN BÜYÜK SALDIRI ÇALIfiMA YAfiAMINADIR! Sermaye güçlerinin AKP eliyle emekçi halk›m›za yönelttikleri sald›r›lar›n bafl›nda hiç flüphesiz eski 1475 yeni 4857 say›l› ‹fl Yasas› gelmektedir. Bu yasan›n ne oldu¤u ve neler içerdi¤ini ortaya koydu¤umuzda kimlerin hizmetinde oldu¤unu ve kimleri nas›l bir cendere içine sokup kölelefltirmeyi hedefledi¤ini görürüz. Yeni ‹fl Yasas› esnek çal›flma biçimleriyle kapitalizmin ve sermaye kesimlerinin dönemsel ihtiyac›na uygun olarak flekillendirilmektedir. Dolay›s›yla emekçilere yönelik ideolojik bir sald›r› yasas›d›r. Dünyada sosyalizmin kapitalizme alternatif olarak flekillenip geliflme ve bir çekim merkezi olma gerçe¤ine karfl› bunun önünü kesmek için gündemlerine yasalar›na, çal›flma yaflam›na emekçiler lehine bir dizi kazan›m› almak zorunda kalan sermaye kesimleri sosyalizmin art›k göreceli kurumsal tehlike olmaktan ç›kmas› üzerine bu kez de bu kazan›mlar› bir bir gasp etme sald›r› ve görüfllerine yönelmifllerdir. Bunun için ifl yasas› benzeri birçok yasal düzenlemelere gitmek-
tedirler. Bunun için kölece çal›flma dayatmalar›yla özellefltirmelerle, sendikal kazan›mlara sald›rmayla bu gerçeklefltirilmektedir. Geliflmelerin bir yönü böyleyken di¤er yönü de kapitalizmin içine düfltü¤ü dönemsel krizlerin faturas›n›n iflçi s›n›f› ve emekçi halk y›¤›nlar›na ç›kar›lmas› ve bu yönlü kriz dönemi uygulamalar›n› bütün sürece, çal›flma hayat›n›n bütününe yayma uygulamalar›na baflvurmalar›d›r. Kapitalizm art›k gelinen t›kanma noktas›nda sorunsuz, yüksek haklardan yoksun ve haks›z çal›flmak istiyor. Stok yerine “siparifle göre üretim” yapmak ve bunu yapmak için de yeni yeni dayanaklara sahip olmak istiyor. Düzenli bir çal›flma hayat› yerine, düzensiz, hareketli, sosyal güvencesiz ve sosyal haklar›n t›rpanland›¤› bir çal›flma yaflam› öngörüyor. Üç iflveren, üç devlet ve üç kiflinin de sendikalar› temsilen dokuz kifliden oluflan sözde “Bilim Heyeti”nce haz›rlanarak AKP a¤›rl›kl› mecliste oylanarak yasalaflan; -Bu yasayla kamu emekçileri esnek çal›flma koflullar›nda tek yanl› olarak farkl› kurallarla çal›flt›r›lmak istenmektedir. -Bu yasayla kamu çal›flanlar›n›n izinleri, çal›flma saatleri yap›lacak iflin tan›m›, ücretler gibi bütün çal›flma koflullar›n›n hiçbir engel olmadan tek yanl› ve kolayl›kla de¤ifltirilmesi öngörülmektedir.
☞
17
12 -Bu yasayla keyfi de¤erlendirmeler ve uygulamalar yayg›nlaflt›r›larak bireysel performansa dayal› ücret ve terfi sistemiyle ücretler ve statüler aras›ndaki adaletsizlik keyfi yaklafl›mlarla, subjektif de¤erlendirmelerle gerçeklefltirilmek istenmektedir. -Bu yasayla Toplam Kalite Yönetimi ad› alt›nda kamu emekçileri ifl saatleri için say›s› ve çeflidi tümüyle denetim alt›na al›nmaya ve 4857 say›l› yasayla iflçilere emekçilere dönük gerçeklefltirilen sald›r› ve hak gasplar› gibi tümüyle etkisiz hale getirilmeye çal›fl›lmaktad›r. -Bu yasayla “Norm Kadro” uygulamas› esaslaflt›r›larak bütün kamu çal›flanlar› faflist bir cenderenin içine hapsedilmek istenmektedir. K›sacas› bu düzenlemelerle iflçi ve emekçilere kamu çal›flanlar›na dönük sermaye kesimlerinin, faflist diktatörlü¤ün ç›karlar› do¤rultusunda gerçeklefltirilmek istenen sald›r›lar gün be gün art›r›lmaya çal›fl›lmaktad›r. TEK SALDIRI ARACI YEN‹ ‹fi YASASI, KAMU PERSONEL REJ‹M‹ REFORMU YASASI DE⁄‹L ÖZELLEfiT‹RME DE SALDIRININ BAfiKA ADRES‹D‹R Komprador burjuvazi ve büyük toprak a¤alar› iktidar›n›n ekonomilerinin içinde bulundu¤u derin krizlerin faturas› iflçi s›n›f›na ve emekçi halka kesilmektedir. Bir yandan yeni sald›r› yasalar›n›n bir bir ç›kar›lmas›, di¤er yandan zamlarla, ek vergilerle al›m gücünün düflürülmesi, öte yandan özellefltirmelerle kamu mülklerinin bir avuç sermaye ve yandafl kesimlere peflkefl çekilerek bunlar›n talan›na sunulmas› ve buralarda çal›flan emekçilerin “erken emeklilik” ad›yla ya da sonras›nda “daraltma” bahanesiyle iflten ç›kar›larak açl›¤a sürüklenmesi, kalanlar›n düflük ücretlerle sosyal haklardan yoksun çal›flmaya zorlanmas›, sendikal örgütlülüklerin zay›flat›larak yok edilmesi bugün yo¤unlaflarak sürdürülmektedir. Bugün özellefltirme uygulamalar›na dolu dizgin devam edilmektedir. Dün yap›lan ihaleyle PETK‹M yok pahas›na UZAN grubuna b›rak›lm›fl ve daha önce ÇEAfi ve KEPEZ elektrikte oldu¤u gibi “Milli” nitelikteki kurumlar bir kez daha sermaye gruplar›n›n talan›na sunulmufltur. “Oray› da satar›m, buray› da” diyerek 1 numaral› özellefltirmecili¤e soyunan AKP hükümeti, PETK‹M’in yan› s›ra binlerce üretici ve çal›flan› açl›¤a, iflsizli¤e mahkum edecek olan TEKEL’i özellefltirmeyi de gündeme alm›fllard›r. Binlerce, on binlerce insan› ilgilendiren bu sektördeki özellefltirme, tamamen milli ç›karlara ihanetin de belgesi ve uygulamas› olacakt›r. PETK‹M’de olan TEKEL’de, TÜPRAfi ve TÜGSAfi’da ve daha baflka alanlarda olacakt›r. Daha önceki özellefltirmelerdeki talan, soygun, s›n›rs›z ya¤ma, hak gasp›, örgütsüzlefltirme, açl›¤a mahkum etme, iflsizlefltirme gibi sonuçlar gözlerden gizlenemezken bunlar›n nas›l soygun ve talan sistemi ve sald›r›lar› oldu¤u ayan beyan ortadayken; özellefltirmelere yeniden h›z verilmesi tesadüfi ve kendili¤in-
den de¤ildir. Özellefltirmelerle birlikte ç›kar›lan Yeni ‹fl Yasas›n›n niteli¤i, iflçiye kamu çal›flanlar›na s›f›r zam teklifleri, iflçi ve sendikalar› tehdit aç›klamalar› hiç tesadüf ve kendili¤inden olabilir mi? Hiçbirisi flu veya bu holdingin, sermaye grubunun temsilcisi ve yöneticisi durumundaki bakanlardan oluflan bir hükümetin elbette önceden temsilcisi ve yöneticisi olduklar› sermaye güçlerinin ç›karlar›na, onlar›n krizlerine dönük bir programla hükümet olduklar› ve yönetimlerini de buna göre yapacaklar› aç›kt›r. Demagojik söylem ve sloganlarla emekçi halk›n deste¤ini de alarak hükümet olanlar›n 5 y›l boyunca istedikleri gibi at oynatmak isteyeceklerini bilmeliyiz. Tarih bir kez daha halk›n deste¤ini alarak halka ihanet edenlere tan›kl›k etmektedir. KAZANILMIfi HAKLARA SALDIRIDA PATRONLAR, HÜKÜMET VE SEND‹KA A⁄ALARI KOL KOLA! Binbir türlü zorlukla, fedakarl›kla, bedelle, iflten ç›kar›lma, aç kalma, sakat kalma pahas›na sürdürülen mücadelelerle elde edilen haklar ve kazan›mlar y›llar sonra de¤eri bilinmeden, elde edildi¤i
4-17 Temmuz 2003
sat›l›k “bilimci”lerin sermaye temsilcileriyle birleflerek s›n›fa karfl› bafllatt›klar› sald›r›lara karfl› sat›lm›fl bürokrat sendika yönetimleri hiçbir fley yapmam›fllard›r. Tabandan gelen muhalefet ve tepkileri de engellemeye çal›flm›fllar, sadece yasak savma cinsinden bir iki göstermelik mitingle bunu geçifltirmifllerdir. Üstelik yapt›klar› mitingleri de flovenizmin, ›rkç›l›¤›n, iflçileri birbirine düflürme provokasyonunun alan› haline getirmeye çal›flm›fllard›r. En son Türk-‹fl’in Ankara mitinginde oldu¤u gibi Y›ld›r›m Koç gibi a¤z› salyal› kudurmufl sat›l›k kalemflör ve dan›flmanlara da tetikçilik yapt›r›larak bu sald›r›lar boyutland›r›lmaya çal›fl›lm›flt›r. Grevlerle, direnifllerle, iflyeri iflgalleriyle, yürüyüfllerle, mitinglerle akla gelebilecek her türlü eylem biçimleriyle; ama yo¤un bedeller ödenerek elde edilen haklar› bir bir gaspeden sermaye ve onlar›n tetikçileri hükümetler, iflçi s›n›f› ve emekçi halka düflmanl›k noktas›nda ayn› sald›rganl›kla hareket etmektedirler. Dünün iflçi haklar›n› “bahfletti¤i” ve “iflçi babas›” diye lanse edilen Karao¤lan’›n önceki hükümette bir numaral› iflçi haklar›n›n budamac›s› olmas› ile, “hak-hukuk-adil düzen-fakir fukara” edebiyat› yaparak hükümete gelir gel-
Haklar›n kazan›ld›¤› geçmifl süreci bilmeyenlerin bu haklar› korumas› olas› görülmese bile, sendikalar›n s›n›f› e¤itme, örgütleme ve mücadeleye seferber etme faaliyetini pek yerine getirmedi¤ini tespit etmek zorunday›z.
koflullar göz önünde bulundurulmadan hovardaca, sorumsuzca ve haince bir bir sermaye güçlerinin ve onlar›n ufla¤› hükümetlerin eline terk edilerek kald›r›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Haklar›n kazan›ld›¤› geçmifl süreci bilmeyen, bilince ç›karmayan, bunun için hiçbir bedel ödemeyenlerin bu haklar› korumas› olas› görülmese bile, sendikalar›n bunu bilince ç›kartma yönünde s›n›f› e¤itme, örgütleme ve mücadeleye seferber etme faaliyetini pek yerine getirmedi¤ini görmek ve tespit etmek zorunday›z. E¤itmek, örgütlemek, mücadele etmek bir yana, tam tersine iflbirlikçi sendika a¤alar› ve sermaye gruplar›yla, hükümetlerle k›sacas› egemen s›n›flarla kol kola s›n›f güçlerine ve haklar›na sald›rma prati¤ini sergilemektedirler. 1475 say›l› ‹fl Yasas›’n›n tümden de¤ifltirilerek 4857 say›l› yasan›n haz›rlanmas› için oluflturulan “Bilim Kurulu”na sendikalar temsilci vermifl ve bu süreçte verdikleri bu
mez ilk ifl olarak iflçi s›n›f›n›n haklar›na sald›ran, bunun için yeni ifl yasas›n› sermaye güçlerinin istem ve beklentilerine dönük “ben görevimi yerine getirdim” aç›klamas›yla kimin adam› oldu¤unu itiraf eden R. Tayyip Erdo¤an ve AKP hükümetinin iflçi s›n›f› ve emekçi halka düflmanl›kla bulufltuklar› tesadüfi de¤ildir, s›n›f karakterleri gere¤idir. Komprador sermayenin ister sosyal demokrat görünümlü olsun ister “adil düzen” demagojileriyle cilalanm›fl olsun her kesimden tetikçiler kanal›yla halk›m›za sald›rd›¤› ve sald›raca¤› ve sendika a¤alar›n›n da bunlarla ortak ayn› safta yer alaca¤› yak›n tarihimizde ve bugün görülmüfltür ve görülecektir. Bunlar›n misyonlar›, anlay›fllar› halka düflmanl›k eksenindedir. Bunlar› görmeli tan›mal› ve tavr›m›z›, mücadelemizi buna göre flekillendirmeliyiz. K›sacas› bütün bunlar olup biterken s›n›f güçleri, s›n›f örgütleri, sendikalar
ne yapm›fllard›r? Bu soruya kocaman bir H‹Ç cevab› vermek haks›zl›k olmayacakt›r. Egemen sendikal hareket aç›s›ndan ve cephesinden bu dönem s›n›fa, emekçi halka, bir kez daha ihanetin daniskas› yafland›. Gücünü s›n›f örgütlülü¤ünden, üretimden gelen güçten almas› gereken sendikalar, umutlar›n› önce meclise sonra da Cumhurbaflkan›n›n “sa¤duyusu”na ba¤lamas›na ra¤men, bunlardan gereken “onay” cevab›n› almalar›na ra¤men hiçbir fley olmam›fl gibi suskunluklar›n›, teslimiyetçiliklerini sürdürmeye devam etmektedirler. Yani bu süreçte sadece egemen sermaye gruplar›n›n ve hükümetlerinin tarihsel misyonlar› de¤il; egemen sendikal önderliklerin ve bürokrat sendika a¤alar›n›n s›n›fa ihanet misyonunun oynand›¤›, sergilendi¤i bir pratik hak gasp› süreci yafland›. ‹fiÇ‹ VE EMEKÇ‹LER CEPHES‹NDE DURUM NEYD‹? ‹flçiler-iflsizler, emekçiler ve yoksullar cephesinde ise tam bir vurdumduymazl›k ve suskunluk hakim durumdad›r. Onca zorlukla, onca bedel ödenerek kazan›lan haklar›n gasp›na karfl› bu tepkisizlik ve suskunluk s›n›f›n niteli¤ine ters ama dönemsel ve konjonktürel uygunluk tafl›yan bir gidiflat prati¤idir. Yer yer gösterilen tepkiler, gelifltirilen mücadeleler ve gerçeklefltirilen eylemler ise hem etkisiz hem lokal kalm›fl hem de sendikal bürokrasiyi aflamayan, onlar›n çeperini k›ramayan marjinal eylemler olmufltur. Bu tür marjinal, etkisiz tepki eylemleriyle ne mevcut haklar korunabilir ne de yeni haklar kazan›labilir. Bu durumda suçlu sadece egemen s›n›flar ve sendika bürokrasisi de¤il buna karfl› yeterli mücadeleyi gelifltiremeyenlerdir de. Zira egemen sermaye gruplar› hükümet ve egemen sendika bürokrasisi misyonlar›n›n gere¤ini yerine getiriyorlar. Bu sald›r›lardan do¤rudan etkilenen ve bunun muhataplar› olan emekçilerin, iflçi s›n›f›n›n, s›n›f bilinçli unsurlar›n, s›n›f sendikac›l›¤›, devrimci sendikac›l›k yapt›klar›n› söyleyen kesimlerin bunda hiçbir sorumluluklar›n›n olmad›¤›n› söylemek de yanl›fl olacakt›r. Evet sorumludurlar. Çünkü suskun ve edilgen kalm›fllard›r. Sorumludurlar zira sald›r›lar›n niteli¤ini, amac›n›, neleri getirip neleri götürece¤ini en iyi bilen ama s›n›fa bu do¤rultuda yeterince e¤itmeyen ve mücadeleye sevk etmeyen/edemeyen ve sanki bir rehavet ortam›ndaym›flças›na davranan bu güçlerdir… Öyleyse herkesin flapkas›n› önüne koyup düflünmesi, süreci de¤erlendirmesi ve gerekli do¤ru dersleri ç›kararak gelece¤in hizmetine koflmas› ve mücadeleye dört elle sar›lmas› için bir an önce karar vermesi gerekiyor. Haklar›n gasplar›n›n önlenmesini cumhurbaflkan›ndan ya da “iyi niyetli” yöneticilerden beklemek gafletine düflmeden; tersine gasp›n sorumlular›n›n bu güçler oldu¤unu bilerek örgütlenmek, s›n›f› e¤itmek ve mücadeleye seferber ederek sald›r›lar›n önünde barikat olma, savuflturma ve haklar› koruyarak yeni haklar etme mücadelesi tek do¤ru tutum olarak benimsenmeli ve hayata geçirilmelidir.
4-17 Temmuz 2003
18
12
UfiAK TC EMPERYAL‹ST EFEND‹LER‹ KARfiISINDA “HATASINDAN” DÖNME TELAfiINDA: “ABD’YE HER fiEY SERBEST” Ülkeyi yönetenler emperyalizmden ba¤›ms›z de¤ildir. Limanlar›, hava alanlar› gümrük kap›lar›, kara, hava ve deniz yollar› baflta ABD’li emperyalistler olmak üzere emperyalistlere sonuna kadar açm›fllard›r. Üsler ad› alt›nda yabanc› askerlerin ülke topraklar›nda bulunmas› bir ülkenin ba¤›ms›zl›k ve egemenlik hakk›n›n ortadan kald›r›lmas›, gasp› demektir.
TC devleti ve AKP hükümeti, dün efendisine hizmet zincirini yasallaflt›rmadan gizli flekilde yaparken bugün uflakl›k ve efendisine hizmetler zincirini yasallaflt›rarak, aç›k ve aleni tarzda yapmas›, gözler önüne sermesi bir gerçe¤i daha a盤a ç›kartm›flt›r. Bugün Türkiye baflta ABD emperyalizmi olmak üzere emperyalizme ba¤›ml› yar›-sömürge bir ülkedir. Ba¤›ms›z, tarafs›z söylemleri tamamen bir demagojiden, yalan ve aldatmacadan ibarettir.
Irak’a sald›r› ve iflgal sürecinde Amerikal› efendilerinin taleplerine kekeme bir biçimde yan›t veren TC. devleti ve AKP hükümeti, bugün; efendileri karfl›s›nda yapt›¤› gaflar› ve yanl›fll›klar› düzeltmek, telafi etmek için, elinden gelen bütün çabay› göstermeye çal›fl›yor. Gelifltirdikleri her diplomatik iliflki, yapt›klar› her aç›klama, att›klar› her ad›m iliflkileri düzeltmek ve daha iyi bir uflak oldu¤unu ispatlamak amaçl›d›r. Irak iflgalinin hemen öncesinde, ABD askerlerinin Türkiye topraklar›n› kullanma ve geçifl izni alma amaçl› haz›rlanan tezkerenin TBMM’den geçmemesi, ufla¤›n efendisi karfl›s›ndaki görev ve sorumluluklar›n› istenilen düzeyde yerine getirmemekten kaynakl›, iki ülke aras›ndaki iliflkileri belli düzeyde s›k›nt›ya sokmufltu. Efendi-uflak aras›ndaki iliflkilere ters bir durum yaflanm›flt›. Efendinin taleplerinin emir olarak alg›lanmay›p, yerine getirilmesinin aksat›lmas›, ufla¤›n uflak ol-
ma kimli¤ine ve gerçekli¤ine ters düflen bir durumdu. Yap›lan yanl›fll›klar mutlaka düzeltilmeliydi. Hem de en k›sa zamanda efendiden özür dilenerek ve bir biçimde bu yanl›fll›k telafi edilerek düzeltilmeliydi. Tezkerenin meclisten geçmemesi sonucu ABD’li efendiler öfkelenmifl, hayal k›r›kl›¤› yaflam›fllard›. Bunun üzerine ABD’li yetkili a¤›zlar, uflaklar›n› kamuoyu önünde afla¤›lay›p azarlad›lar: “Sizi affetmemizi istiyorsan›z, kendi ç›karlar›n›z de¤il, bizimkini ön planda tutun ve ne istiyorsak onu yap›n”. Efendi uflak iliflkisinin en tipik, en belirgin ve aleni örne¤i yafland›. Hiçbir makyaja, hiçbir pelerine gerek duymadan ç›plak bir flekilde cereyan eden ufla¤›n efendisi karfl›s›nda küçülmesini ve onursuzlaflmas›n› gördük. Efendisinin karfl›s›nda ne yapaca¤›n›, ne söyleyece¤ini bilmekten uzak, flaflk›n ve beceriksiz bir ufla¤›n görüntüleri ve bu tabloyu güçlendiren sözler, yaflanan gerçe¤i
aç›kça ifade etmekteydi. Ufla¤›n haddini aflan davran›fllardan kaynakl› yanl›fll›k ve aksakl›¤›n giderilmesi amaçl› gelifltirilen diplomatik trafik, belli bir düzeye varm›flt›. D›fliflleri Bakanl›¤› müsteflar› U¤ur Ziyal’›n ABD yi ziyaretiyle at›lan ad›mlar, iliflkileri normale döndürme amaçl›yd›. Verilen vaatler ve yerine getirilmesi için edilen yeminler, sözler, vard›. Verilen sözler en k›sa sürede yerine getirilmeliydi. Uflak TC’nin AKP hükümeti taraf›ndan yapt›¤› gaf hemen düzeltilmeliydi. Yap›lan yanl›fll›klardan dolay› dilenen özürler, iliflkilerin normalleflmesi için yeterli olamazd›. Daha fazlas› yap›lmal›yd›, dün yap›lmayanlar bugün fazlas›yla yap›larak yerine getirilmeliydi. Bafllat›lan diplomasi trafi¤i h›zlanarak devam etti. Amerika’ya giden, özür dileyen ve efendinin her talebinin bir emir olarak alg›lanaca¤› sözleri ve vaatleri, nihayetinde gerçekleflmeye bafllad›. Ürdün’de ki Dünya Ekonomik Forumu’nda bir araya gelen D›fliflleri Bakan› Abdullah Gül ile meslektafl› ABD’li Bakan Colin Powell aras›nda gerçekleflen görüflmede var›lan anlaflma sonuç verdi. Dün ABD taraf›ndan Türkiye topraklar›n›n kullan›lmas› amaçl› ileriye sürülen talepler, bu görüflmeyle birlikte yeniden dillendirildi. Bu görüflmenin hemen akabinde ise AKP hükümeti kanun hükmünde bir kararname ç›kartarak ABD’nin taleplerini yerine getirmek için ad›m att›. Efendilerine kolayl›k sa¤lamak için ç›kar›lan kanun gere¤i, ABD baflta olmak üzere isteyen baflka devletler de Irak’›n yeniden yap›land›r›lmas› için Türkiye’nin hava alanlar›ndan, limanlar›ndan ve bütün s›n›r kap›lar›ndan yararlanabilecek. Kullan›lacak üsler havaalanlar› ve limanlar konusunda s›n›r getirmeyen AKP hükümeti, uflakl›¤›na uygun flekilde davranarak efendisinin istediklerini fazlas›yla yerine getirdi. Böylece iliflkiler “normalleflmifl” oldu.
☞
12 Dün ABD emperyalistlerinin, Türkiye’nin topraklar›n› kullanma talepleri için gerekli olan yasal düzenlemeleri yerine getirmekte beceriksiz ve basiretsiz davrananlar bugün en k›sa ve kestirme yoldan sorunu çözerek, dünkü yapt›klar› yanl›fll›klar› düzeltmek istercesine uflakl›k rollerini iyi bir flekilde yerine getirmifl oldular. Eski tecrübesinden ders ç›kar›p yeni bir yol kazas›na u¤ramamak için meclisin karar›na bile gerek duymayarak, Bakanlar kurulunda ç›kar›lan kararla sorunu çözen TC devleti ve AKP hükümeti, iflleri k›sa yoldan güvenceli flekilde hallederek geçmiflteki hatas›n› telafi etmeye çal›flt›. Bütün geliflmeleri göz önünde tutan TC devleti ve AKP’li uflaklar, do¤abilecek olas› olumsuzluklar› önceden ön görüp önlemek amaçl› at›lan ad›mlarla, iflini s›k› tutmak deyimine uygun düfler tarzda hareket ettiler. Sadece ABD’li efendileri için karar›n ç›kar›lmad›¤›n›, tek yanl› uflakl›klar›n› örtbas etmek için karara “isteyen bütün devletler” ön eklemesini yaparak, tarafs›z ve herkese eflit düzeyde mesafeli olduklar›n› anlatmaya çal›flmalar› tek tarafl› uflakl›¤› örtbas etmeye yetmemektedir. Çünkü herkes çok iyi bilmektedir ki tezkereye bile gerek kalmadan bakanlar kurulunda ç›kar›lan kararlar öncelikle ABD’li emperyalist efendileri için ç›kar›lm›flt›r. TC devleti ve AKP hükümeti, dün efendisine hizmet zincirini yasallaflt›rmadan gizli flekilde yaparken bugün uflakl›k ve efendisine hizmetler zincirini yasallaflt›rarak, aç›k ve aleni tarzda yapmas›, gözler önüne sermesi bir gerçe¤i daha a盤a ç›kartm›flt›r. Bugün Türkiye baflta ABD emperyalizmi olmak üzere emperyalizme ba¤›ml› yar›-sömürge bir ülkedir. Ba¤›ms›z, tarafs›z söylemleri tamamen bir demagojiden, yalan ve aldatmacadan ibarettir. Bugün ABD baflta olmak üzere AB ülkeleriyle var olan iliflkileri ve gelifltirdi¤i bütün iliflkiler emperyalizme ba¤›ml›l›k iliflkileridir. Efendinin ufla¤›yla kölelik iliflkileridir. AKP hükümeti ve ondan önceki bütün hükümetlerin icraatlar› mevcut ba¤›ml›l›k iliflkileri güçlendiren, sa¤lamlaflt›ran ve düzenleyen tarzda olmufltur. Muhalefette iken ayk›r› bütün söylemler anti-Amerikanc›, bat› karfl›t› söylemler, hükümet olunca unutulmak zorundad›r. Yaflananlar ve geliflmeler göstermektedir ki Komprador burjuvazi ve Büyük Toprak A¤alar›’n›n siyasal partilerinin hiç biri ne anti-amerikanc›, ne de bat› karfl›t›d›r. Bu söylemlerin hepsi birer aldatmacadan ve yalandan ibarettir. Mevcut yasal partilerin bat› karfl›tl›¤›, anti- Amerikanc›l›¤› sadece söylemden ve halk› aldatmaktan ibarettir. Hiç kuflku yok ki TC devleti ba-
19
4-17 Temmuz 2003
¤›ms›z bir devlet de¤ildir. Osmanl›dan bu yana ülke kap›lar›n› sonuna kadar yabanc› kapitalistlere, bat›l›lara, emperyalistlere açanlar, ülkeyi bo¤az›na dek borç bata¤›na sokanlar, hakim s›n›flar ve onlar›n temsilcileri olmufltur. Bugün ülkeyi yönetenler emperyalizmden ba¤›ms›z de¤ildir. Limanlar›, hava alanlar› gümrük kap›lar›, kara hava ve deniz yollar› baflta ABD’li emperyalistler olmak üzere emperyalistlere sonuna kadar açm›fllard›r. Üsler ad› alt›nda yabanc› askerlerin ülke topraklar›nda bulunmas› bir ülkenin ba¤›ms›zl›k ve egemenlik hakk›n›n ortadan kald›r›lmas›, gasp› demektir. Kap›lar›n, topraklar›n yabanc› kapitalistlere, emperyalistlere sonuna kadar s›n›rs›z ve kurals›z flekilde aç›lmas› ba¤›ml›l›k ve kölelik iliflkisinden baflka bir fley olamaz. Bir ülke hem ba¤›ms›z olacak hem de topraklar›nda yabanc› asker bulunduracak ve gümrük kap›lar›n› hava ve deniz li-
¤er yandan da daha fazla kap›lar›n› yabanc› kapitalistlere, emperyalistlere açmaktad›r. Hükümet olmadan önce kimliklerini “refahç›, selametçi, milli” olarak göstererek kendilerini bat› karfl›t›, amerikan karfl›t›, dini bütün Müslüman olarak tan›tmaya çal›flarak, halk›n islami duygular›n› sömürerek hükümet olan AKP hükümeti; dün söylediklerini unutarak, dün dündür söylemine uygun tarzda hareket ederek, öncekilerinden farkl› olmad›¤›n› aç›kca ortaya koymufltur. AKP hükümetinin bat› karfl›t› söylemleri dün oldu¤u gibi bugünde sahtedir ve yaland›r. “Sosyal demokrat”, “milliyetçi”, “merkez sa¤ “, “ muhafazakar”, “ortan›n solu” vb. adland›rmayla ifl bafl›na gelip hükümet olanlar›n birbirlerinden farklar› sadece söylem düzeyindedir. Bunlar›n bir birlerinden farklar› köpekle kurt aras›ndaki fark kadard›r.
Kapitalistler ezilen dünya halklar›n› ba¤›ml›l›k iliflkisi içinde borç bata¤›na gömmekten asla vazgeçmemifllerdir. Ba¤›ml›l›k iliflkisi ve borç bata¤› birlikte beraber yürümüfltür. Bugünde böyle yürümektedir. Ülkemiz daha fazla borç bata¤›na batarken di¤er yandan da daha fazla kap›lar›n› yabanc› kapitalistlere, emperyalistlere açmaktad›r. Hükümet olmadan önce kimliklerini “refahç›, selametçi, milli” olarak göstererek kendilerini bat› karfl›t›, amerikan karfl›t›, dini bütün Müslüman olarak tan›tmaya çal›flm›fllard›r.
manlar›n› s›n›rs›zca bat›l› emperyalistlere yabanc› güçlere açacak. Böyle ba¤›ms›zl›k olamaz, oldu¤unu söyleyenler yabanc› kapitalistlerin, emperyalistlerin uflakl›¤›n› yapan kompradorlard›r. Bütün bu gerçekler, ülkemizin kapitalist-emperyalist güçlere peflkefl çekildi¤ini aç›kça göstermektedir. Topraklar›, her türlü yer alt› ve yer üstü zenginlikleri emperyalizme sunulan ülkemizin borç bata¤›ndan kurtulamamas›n›n, yoksulluk ve sefalet içinde yaflamas›n›n gerçek yarat›c›lar› ve sorumlular› kapitalist emperyalist güçlerdir ve onlar›n uflakl›¤›n› yapan Komprador Burjuvazi ve Büyük Toprak A¤alar›d›r. Kapitalistler ezilen dünya halklar›n› ba¤›ml›l›k iliflkisi içinde borç bata¤›na gömmekten asla vazgeçmemifllerdir. Ba¤›ml›l›k iliflkisi ve borç bata¤› birlikte beraber yürümüfltür. Bugünde böyle yürümektedir. Ülkemiz daha fazla borç bata¤›na batarken di-
Söyler misiniz? Tayyip’in, Ecevit’ten, Demirel’den, Özal’dan, Erbakan’dan, Devlet Bahçeli’den, Çiller ve Mesut Y›lmaz’dan ne fark› vard›r? Bir birlerinden fark› söylemlerinden ve att›klar› yalan›n fark›ndan baflka bir fark var m›d›r? Halk›n yaflam›nda flimdiye dek bir düzelme bir iyileflme ve farkl›laflma var m›d›r? Özellefltirme politikas› tar›m›n imhas› ve iflsizlikten baflka yaratt›klar› bir fley var m›d›r? Her geçen gün halk›n sofras›ndan ve cebinden eksilerek, zenginlerin, hortumcular›n, soyguncular›n cebine gidenlerin ço¤ald›¤› bir dünyada yaflam›yor muyuz? Açl›¤›n yoklu¤un sefaletin ve mutsuzlu¤un her geçen gün ço¤alarak artt›¤› bir ülkede de¤iflen nedir ? Ço¤alarak artan yoksulluktur. Ço¤alarak artan yoksullard›r. Öyleyse birleflerek kendi kaderimizi elimize alarak örgütlenmek ve mücadele etmekten baflka kurtulufl seçene¤i var m›d›r ?
Eski tecrübesinden ders ç›kar›p yeni bir yol kazas›na u¤ramamak için meclisin karar›na bile gerek duymayarak, Bakanlar kurulunda ç›kar›lan kararla sorunu çözen TC devleti ve AKP hükümeti, iflleri k›sa yoldan güvenceli flekilde hallederek geçmiflteki hatas›n› telafi etmeye çal›flt›. Bütün geliflmeleri göz önünde tutan TC devleti ve AKP’li uflaklar, do¤abilecek olas› olumsuzluklar› önceden ön görüp önlemek amaçl› at›lan ad›mlarla, iflini s›k› tutmak deyimine uygun düfler tarzda hareket ettiler.
4-17 Temmuz 2003
20
12
“Olgunluk” dersi veren Devrimci Demokrasi, tarihi çarp›tan ve Proletarya Partisi’ne sald›ranlarla buna karfl› duranlar› ay›rmak zorundad›r…
SAVUNDU⁄UMUZ TAR‹H‹M‹ZD‹R SUSMAMIZ BEKLENMES‹N!.. MKP Kongresi Proletarya Partisi tarihine sald›rmakta hiç tereddüt göstermezken, bize düflen görev; mücadeleyi tarihimize sahip ç›karak yükseltmek ve tasfiyecili¤e karfl› duruflumuzu daha da sa¤lamlaflt›rmakt›r. Devrimci Demokrasi gazetesinin 1631 May›s 2003 tarihli say›s›nda “ideolojik tart›flma yapmas›n› bilmiyoruz” bafll›kl› bir yaz› yay›nland›. Yaz› ‹flçi Köylü gazetesinde yay›nlanan “MKP Kongresi Ve Dibe Vuran Tasfiyecili¤in Son Ç›rp›n›fl›” yaz› dizisinin dilini, üslubunu elefltirmekten ibarettir. Öncelikle, hemen flunu belirtmeliyiz ki, yönteme dair son yay›mlanan yaz›da oldu¤u gibi, baz› arkadafllar›n “olgun” söylemlerine öteden beri muhatap oluyoruz. Aradaki tek fark son yaz›da “y›llar öncesinde biz de bu sayfalarda kaba ve sekter tart›flmalar yürüttük” söyleminin olmas›d›r. D. Demokrasi’nin gereksiz elefltiri kültüründe nas›l bir “de¤iflim” geçirdi¤ini ve bu de¤iflimin üzerinde yükseldi¤i ideolojik-siyasal zemini dün oldu¤u gibi bugün de mümkün oldu¤u kadar sorgulamaya devam edece¤iz. Do¤ru ile yanl›fl›, gerçek ile sahteyi birbirinden ay›rmak ve bu konuda baflta proletarya partisinden etkilenen kitleler olmak üzere, tüm ilerici ve devrimci kamuoyunu do¤ru bilgilendirmek, ayd›nlatmak bizim görevimizdir ki, bu yaz›m›za da yine D. Demokrasi’nin aç›klamalar›ndaki yanl›fllar›n alt›n› çizerek bafllayaca¤›z. Çünkü; yine sözkonusu gazete ifle yanl›fl bir noktadan bafllam›fl. Nedir yanl›fl olan? Birincisi; Baflkan Mao’dan yap›lan uzun al›nt›larla ‹flçi Köylü gazetesinde yay›mlanan polemik yaz›s› aras›nda birebir nas›l bir ba¤lant› kurduklar›n› do¤rusu anlamakta zorland›k. Her fleyden önce, biz kimseye ne hakaret ettik ne de tehditler savurduk. Yine biz “anlafl›lmayan” de¤il, tam tersine anlafl›l›r fleyler yazd›k. E¤er siz bunlar› do¤ru alg›layamam›flsan›z, bu, bizim yanl›fl fleyler yazd›¤›m›zdan de¤il, sizin anlama/yorumlama problemlerinizdendir. Bundan dolay› bizi suçlamaya kalkman›z anlafl›l›r fley de¤il, yine gözden kaç›rd›¤›n›z di¤er bir nokta; biz ne parti içi bir polemik yürütüyoruz, ne de kitlelere genel propaganda yap›yoruz. Biz, komünist partisinin anlay›fl›n› tasfiye etmeye kalkan, tarihini tek yanl› anlatan, y›k›m edebiyat› yapan tasfiyeci bir anlay›flla polemik yürütüyoruz. ‹kincisi, yaz›n›z›n bafll›¤› “‹deolojik Tart›flma Yapmas›n› Bilmiyoruz”! Ama yaz›y› bir bütün okudu¤umuzda, görüyoruz ki, koydu¤unuz bafll›¤a da darbe yaparak “bilmiyoruz”u “bilmiyorsunuz”a çevirmiflsiniz. Bu da yetmiyormufl gibi, yine yanl›fllar›n›z›n üzerine “olgun”luk tabelas› as›yorsunuz. ‹flte, bizim de yap-
maya çal›flt›¤›m›z, sizin sahte tabelalar›n›z›, Kaypakkaya çizgisi üzerindeki maskenizi söküp, gerçek niteli¤inizi a盤a ç›karmakt›r. Buna k›zabilirsiniz, buna tepki duyabilirsiniz, ama bu tepkinizi olmayan fleyler varm›fl gibi göstererek, hayali “kaba-sekter” tablolar yaratarak, bize, devrimci kamuoyuna, olgunluk dersi vermeye kalkarsan›z, biz de hakl› olarak gerçekleri anlatmadaki ›srar›m›z› sürdürürüz. Polemik yürütmenin kendi ifli olmad›¤›n› söyleyen ve bize “olgunluk” dersi veren D. Demokrasi gazetesinden, “olgunlar” cephesinden k›sa baz› hat›rlat-
Demokrasi yazarlar›, “Sözkonusu yaz›n›n içeri¤inde sloganvari, kaba ve sekter tespiti daha onlarca örnek var. Ancak biz bu kadar›n› aktarmakla yetindik.” diyerek yaklafl›m›m›z› “kaba ve sekter” olarak yorumluyorlar. Bu durumda bizi “sekterlik”le suçlayanlar›n MKP kongre belgelerinde yaz›lanlar için de söyleyecekleri çooook fleyler olmas› gerekirdi. Ama ortada bir fley yok. Sözkonusu yazarlar›n, MKP kongre belgelerini okumad›¤› düflünülebilir mi? Tabi ki düflünülemez. O halde ortada ciddi bir çarp›tma, demagoji, gerçekleri ters yüz etme çabas› oldu¤u rahatl›kla söylenebilir.
malar yapmakta yarar görüyoruz. Ama sorunun daha iyi anlafl›lmas› için D. Demokrasi gazetesinin sayfalar›nda elefltiri konusu yapt›¤› “kaba ve sekter” olarak de¤erlendirdi¤i al›nt›lar› yeniden buraya aktararak ve böylece okuyucunun gerçekleri ve çarp›tmalar› daha net olarak görmesini sa¤lamaya çal›flaca¤›z. “… proletarya partisine gönül vermifl, yüre¤i ve umudunu onunla bütünlefltirmifl emekçi halk›m›z›n, hakl› ve meflru taleplerini istismar eden bir yaklafl›m oldu¤u aç›k olan bu politika sahipleri son yapt›klar› kongre ile gerçek yüzlerini bir kez daha ilan etmifl ve kendilerinin proletarya partisiyle hiçbir ortak yanlar›n›n olmad›¤›n› bir kez daha deklere etmifllerdir.” “‹flçiler, emekçiler, ‹bo’nun partisine gönül vermifl, umut ba¤lam›fl emekçi halk›m›z, darbeci tasfiyecili¤in etkisi alt›nda bulunan proletarya partisi ile DABK-MKP darbecili¤i aras›nda bir birlik sözkonusu de¤ildir.” “‹flçiler, emekçiler, ‹bo’nun partisine gönül vermifl, umut ba¤lam›fl emekçi halk›m›z, tüm partizanlar›: … proletarya partisi aç›s›ndan isimlerini de¤ifltirmeleri tasfiyeci kongrenin en “olumlu” yan›d›r.” Evet, yukar›daki al›nt›lar ‹flçi Köylü gazetesinden al›nm›flt›r. Ve Devrimci
Bize “olgunluk” dersi vermeye çal›flan D. Demokrasi gazetesi yazarlar›n›n olgunluklar›n›n arkas›nda nelerin yatt›¤›n› baflta MKP kongre belgeleri olmak üzere, MKP belgelerinden buraya baz› k›sa aktarmalar yaparak ifade etmeye çal›flaca¤›z. Böylece hem gazete yazarlar›n›n “kaba ve sekterlik” konusundaki s›¤ kavray›fllar›n› hem de MKP yazarlar›n›n gerçekleri unutarak/unutturarak “olgunluk” dersi vermelerinin çi¤li¤ini göstermeye çal›flaca¤›z. Proletarya partisinin tarihini klikler aras› bir savafl olarak göstermeye çal›flan MKP kongre bileflimi, yaflanan tek tek olaylardan hareketle –ki bunlar da do¤ru aktar›lm›yor- ortaya flu sonuçlar› ç›kar›yor: “…çokça Maoizmin teorisinin yap›ld›¤› ve TKP/ML’nin 25. Kurulufl Y›ldönümü vesilesiyle kaleme al›nan bir bildiride saflar› terk etmek isteyenlere iliflkin flunlar söylenmektedir:” “Ayr›l›klarda zora baflvuran bütün k. burjuva örgütlerin siyaseti TKP/ML MK’n›n siyasetiyle ayn›d›r. Yoksa hiçbir yap› fikir ayr›l›¤›ndan dolay› kiflileri ölümle cezaland›r›r›z diye bir anlay›fl savunmamaktad›r.” “Ama görünen o ki, TKP/ML MK’s› bu konu hakk›ndaki siyaseti liberal de¤erlendirmekte, bunun yerine, bundan
böyle örgütten ayr›lan gruplara zor kullanaca¤› yöntemini siyaseti haline getirmeyi uygun bulmaktad›r.” “Bu siyaset tarz›n›n alt›nda kendinden güçsüz olanlara zor uygulayan ama kendisinden güçlü olanlara karfl› buna cesaret edemeyen küçük burjuvazinin siyaset tarz›d›r…” Devamla, TKP/ML’nin “sol sekter” bir siyaset izledi¤ini söyleyen ve “izledi¤i bu gerici siyasete iliflkin halka öz-elefltiri vermelidir” diyen bu anlay›fl sahipleri, acaba hangi somut olgulardan hareketle bu sonuçlara var›yorlar. Bu anlay›fl sahipleri gerçekleri olgularda m› ar›yorlar, yoksa hayal dünyalar›nda önce “sekter” bir proletarya partisi profili çizip sonra sald›r›ya m› geçiyorlar? Ya da, bu anlay›fl sahipleri Kardelen Hareketi sonras› gerek iç uygulamalar›nda ve gerekse halka karfl› izledi¤i politikalara suç ortakl›¤› m› ar›yorlar? Veya bu saptamalar “yoktur birbirimizden fark›m›z” politikas›n› kan›tlamaya dönük hayali at›fllar›n ürünü müdür? Evet, iddia ediyoruz: MKP yazarlar› bir kongrenin ciddiyetini kavramaktan oldukça uzaklar. Bundan dolay› da “dedikodular” ve “yüzeysellikler”le tarihi yazmaya, tarih hakk›nda de¤erlendirme yapmaya kalkm›fllard›r. Mesela, “örgütten ayr›lan gruplara zor kullanaca¤› yöntemini siyaseti haline getirmeyi uygun bulmaktad›r” söyleminin sosyal pratikteki karfl›l›¤› nerede? Yine, bu konuda “küçük burjuva örgütlerin siyaseti TKP/ML MK’s›n›n siyasetiyle ayn›d›r” söylemi somutlu¤unu nereden al›yor? D. Demokrasi yazarlar›na soruyoruz: Bundan daha büyük bir çarp›tma, bundan daha kaba bir siyaset tarz› olur mu? Ya da gerçeklerle bu kadar oynayanlar›n, gerçeklerden söz etmeye haklar› olur mu? Söz etseler dahi kimi inand›racaklar? Yine “güçsüzlere” zor uygulad›¤›m›z› iddia edenler; tüm çarp›tmalara ra¤men koca bir tarihten ancak birkaç olay gösterebiliyorlar. Dahas› tüm bunlar› do¤ru veriler olarak kabul etsek dahi; bunlardan hareketle bir partinin kendilerinden ayr›lanlara “zor kullanmay›” siyaset haline getirdi¤i iddias›nda bulunmak, bu söylemlerin sosyal pratikteki karfl›l›¤›n›n ne oldu¤unu hiç anlamamaktad›r. Bunu yazan MKP yazarlar›n›n tarihi haf›zas› zay›f olabilir; ama devrimci kamuoyunun haf›zas› proletarya partisinin bu konudaki prati¤ini hat›rlayacak kadar güçlüdür.
☞
21
12 MKP Kongre belgelerinden, proletarya partisine yönelik yap›lan belirlemeleri aktarmaya devam edelim: “…KHK sonras› süreçte oldukça sekter ve y›k›c› davranm›flt›r. Savafltan ganimet kaç›r›rcas›na KDH’y› kendilerinin ayr›l›klar›n› meflrulaflt›rmak için kullanmaktan geri durmam›fl; ideolojik elefltiriler ad› alt›nda sald›rgan bir tarz sergilemifltir.” Yine, KDH süreci boyunca küçük burjuva örgütlerden daha geri bir pozisyona düfltü¤ümüz, devrimci örgütlerle dayan›flma kültürümüzün zay›flad›¤›, özellikle silahl› mücadele yürüten örgütlerle aram›za mesafe koydu¤umuz, AEP’çi oportünist örgütlere daha yak›n durdu¤umuz vb. vb. ilginç iddialar ve saptamalar dizisi MKP kongre belgelerinde yerini alm›flt›r. KHK ve KDH sürecinde ortaya nas›l bir tav›r sergiledi¤imiz belgelerimizle ortadad›r. Ortada olan bir di¤er gerçek ise, proletarya partisinin bu sorunda f›rsatç› davranmad›¤›, soruna duygusal de¤il, so¤ukkanl› yaklaflt›¤›d›r. Proletarya partisinin esas olarak üzerinde durdu¤u, mahkum etmeye çal›flt›¤›, sürecin tüm sorumlulu¤unu Nihat’a yükleyip zafer 盤l›¤› atan ve hesap vermeyen mevcut çarp›k anlay›flt›. O çarp›k
anlay›fl sahipleri, bugün yaln›z ‘94 süreci ve sonras›n› de¤il, partinin bir bütün tarihini enkaz olarak gösterme çabas› içindeler. Ve bunu yaparken de, bu çarp›k anlay›fl sahipleri hep yarg›layan, hesap soran, kendini sürecin d›fl›nda gören “uzay sakinleri” konumundad›r. KDH sürecinde küçük burjuva örgütlerin MKP yazarlar›na ne kadar yard›mc› oldu¤unu bilmiyoruz. MKP’ye yard›mc› olan küçük burjuva örgütlerin bütün süreci ne kadar bildikleri ve nas›l yard›mc› olduklar› ayr› bir konudur… Bizim aç›k ve net olarak bildi¤imiz fley, böylesi dönemlerde halk›n, devrimin ve partinin içi bofl söylemlere de¤il, gerçeklere ihtiyac› oldu¤udur. Ortada unutulmayacak bir gerçek var: Darbeye maruz kalan bu küçük burjuva örgütler de¤il, proletarya partisiydi! Dolay›s›yla süreci de¤erlendirme ve yarg›lama da herkesten çok proletarya partisinin hakk›yd›. E¤er KDH de¤erlendirmelerinizi oldu¤u gibi kabul etmemiflsek, elefltirmiflsek, bunun nedeni proletarya partisinde gerçeklefltirdi¤iniz darbeyi do¤ru analiz etmifl ve iyi biliyor olmam›zd›r. Yine silahl› mücadele yürüten örgütlerle aram›za bir mesafe koydu¤umuz, AEP’çi oportünist örgütlere daha yak›n durdu¤umuz onlardan etkilendi¤imiz
PUSULA PART‹ B‹L‹NC‹YLE K‹TLELER‹ ÖRGÜTLE 7. Yönelimde belirlenen politikalar do¤rultusunda at›lan ad›mlar belli kazan›mlar sa¤lam›flt›r. Ve halen yerine getirilmesi gereken görev ve sorumluluklar var. Devam eden gerilikler, düzeltilmesi gereken anlay›fllar var. Devrim mücadelesinin hakl›l›¤› ve meflrulu¤u konusundaki kavray›fl›n güçlenmesi kazan›mlar›n ve dolay›s›yla baflar›n›n artmas›n› sa¤lar. Hakl›l›¤›na ve meflrulu¤una inan›lmadan devrim yürüyüflü güç kazanamaz. Hakl›l›k ve meflruluk; gerçe¤i, do¤ru ve bilimsel tarzda çözümlemektir. Halk›n kurtulufla gereksinimini a盤a ç›kararak, kurtulufl mücadelesinin örgütlenmesidir. Sistem karfl›t›, düzen karfl›t›, devrimci olman›n hakl›l›¤› ve meflrulu¤u halk gerçekli¤inin bilimsel analizi ile ve halka dayan›larak a盤a ç›kart›labilir. Bu bilinç, güçlü ad›mlar›n at›lmas›n› sa¤lar. Demokratik kitle örgütlerinde, sendikal ve semt örgütlenmesinde yürütülen her faaliyet, da¤›t›lan her devrimci yay›n, gelifltirilen her politik iliflki birer parti/devrim/kurtulufl faaliyetidir. Kitlelerin istemleri, sorunlar› temelinde kendilerini ifade etmelerine olanaklar haz›rlamak; ayn› temel üzerinde bizlerin onlara yol gösterici, bilinç tafl›y›c› olmam›z; kitle ile devrim mücadelesi aras›ndaki setleri y›kma çabam›z, politikalar›m›z›n mümkün oldu¤unca kitlelere tafl›nmas›ndan baflka bir fley de¤ildir. Kitleleri örgütlemek ve devrime haz›rlamak; iflte bizim görevimiz budur. Kitlelerin istemleri ve kendili¤inden hareketi bu görevimizin dina-
miklerini içerir. Bu nedenle Parti faaliyeti ile kitle faaliyeti karfl› karfl›ya konulamaz. Farkl› alanlarda yürütülen her devrimci faaliyet birer parti faaliyeti olarak kavranmal›d›r. Bu bilinç, parti bilincinin temelidir. Kitleleri örgütleme faaliyetinde, s›radan demokrat, s›radan devrimci olarak görünmek, edilgen ve pasif tutumlar göstermek parti ve devrim bilincindeki gerili¤in ürünüdür. Edilgen, pasif ve cans›z olmak, politik reflekslerin güçsüz olmas› proleter bilinçli s›n›f tavr›n›n olmamas›ndan ya da geri olmas›ndan kaynakl›d›r. Çünkü s›n›f›n, davan›n, kavgan›n hakl›l›¤› ve meflrulu¤u hakk›ndaki bilincimiz proleter s›n›f bilincinin bir ürünüdür; halk gerçe¤ini çözümleyemeyip, hakl›l›¤›m›z›, meflrulu¤umuzu somut gerçeklere dayand›ramad›¤›m›z sürece devrimci çal›flmalar yapmak, parti faaliyeti yürütmek mümkün olmaz. Bu durumda, aç›kt›r ki, sorun bilincimizdedir. Devrimci yay›nlar›n DKÖ‘lerde, sendikalarda bulundurulmas›na, da¤›t›lmas›na karfl› ç›kan geri yaklafl›mlar var. Gazete da¤›t›ma görevini yerine getirmeyen, baflkalar›ndan bekleyen, devrimin propagandas›n› baflkalar›ndan bekleyen anlay›fl devrimi gerçeklefltiremez. Bu tarz yaklafl›m ve tutum devrimi ilerleten, güçlendiren yaklafl›m olamaz. Her faaliyetimiz, her iliflkimiz ayn› zamanda parti çal›flmas›d›r. Bu, art›k kavranmal›d›r. Derneklerde, sendikalarda gençlik ve semtlerde aktif ve canl› bir flekilde devrimci propaganda yapmayan, kitleleri ör-
4-17 Temmuz 2003
iddialar› da di¤er iddialardan pek farkl› de¤ildir. Bugüne kadar devrimci parti ve örgütlerle sürdürdü¤ümüz iliflkilerin hangi zemin üzerinde yükseldi¤ini ve iliflkilerin geliflim düzeyini belirleyen faktörlerin neler oldu¤u konusunda asgari düzeyde de olsa düflüncelerimizi ortaya koydu¤umuzu düflünüyoruz. Ancak, bu düflüncelerin pratik uygulamas›nda belli eksikliklerin ve olumsuzluklar›n oldu¤unu, olabilece¤ini de ihtimal d›fl› b›rakm›yoruz. MKP yazarlar›n›n hiçbir objektif veriye dayanmayan silahl› mücadele yürüten örgütlerle aram›za bir mesafe koydu¤umuz iddias›n› da ciddiye almayarak de¤erlendirme d›fl› b›rak›yoruz. Devrimci parti ve örgütlerin objektif durumu, ne kadar silahl› bir savafl›m içinde olduklar› ve bu tablo içindeki yerimiz aç›k ve net olarak orta yerde dururken, keskin söylemlerde bulunmay› pek anlaml› bulmuyoruz. Ama devrimci bir zeminde yürüyen her parti ve örgütle dün oldu¤u gibi bugün de ifl yapmaya haz›r›z. Sizin AEP’çi dedi¤iniz devrimci parti ve örgütler de bu zemin üzerinde yürüyen devrimci dostlar›m›zd›r. Bunlarla eylem birli¤i yapmak bizim dev-
rimci görevimizdir ve eylem birli¤i anlay›fl›m›z›n gere¤i de budur. Dahas›, düne kadar ayn› “Devrimci Birleflik Güç Platformu” içinde yer ald›¤›n›z› siz unutmufl olabilirsiniz. Ama devrimci kamuoyu unutmam›flt›r. Yine devrimcilerin birli¤ine dair sayfalarca yaz›p çizdiniz; anlafl›lan siz gerçekleri, yaflananlar› de¤il, olmas›n› istedi¤iniz fleyleri yaz›yorsunuz. Ve son bir soru, devrimci bir zeminde gördü¤ümüz ve bugün bu ülkeyi savafl alan›na çeviren hangi partiyle veya örgütle aram›za bir s›n›r çekmifliz? Do¤rusu bu anlay›fl sahiplerine soraca¤›m›z çok sorumuz var. Ama do¤ru yan›t vereceklerini düflünmüyoruz. O yüzden geçiyoruz. Yeri geldikçe baflta proletarya partisine gönül/emek veren kitleler olmak üzere, ilerici ve devrimci kamuoyunda yaflanan gerçekleri anlatmak için, sorular› soru olmaktan ç›karaca¤›z. Sonuç olarak, k›sa da olsa tüm bu yazd›klar›m›zdan sonra, umar›z D. Demokrasi yazarlar› MKP yazarlar›na da biraz olgunluk dersi vererek ve ayn› zamanda yap›lan tüm bu çarp›tmalara dair birkaç soru sorup, yan›t almaya çal›fl›rlar. Çünkü, sürecin içi bofl söylemlerden çok objektif de¤erlendirmelere ve gerçeklere ihtiyac› vard›r.
gütlemede tutuk davranan, devrimci yay›nlar› da¤›tmaktan bile geri duran ya da bu faaliyeti önemsemeyen, küçümseyen, bu faaliyetlerin ayn› zamanda parti faaliyeti oldu¤unu kavramayan tutum ve davran›fllar geri kavray›fllard›r. Terk edilmelidir. Yanl›fl bak›fl aç›lar› ve anlay›fllar terk edilerek partili bak›fl aç›s› kuflan›lmal›d›r. Canl›, üretken ve kolektif çal›flmay› esas hale getirmekle sürecimizin bu olumsuz özelliklerini tersine çevirebiliriz. Hareket tarz›m›z›, nas›l davran›fllar sergileyece¤imizi, propaganda ve ajitasyonlar›m›z›n içeri¤ini belirleyen faktörler bilimsel olan Marksist-Leninist-Maoist tezler ve kitlelerin bu tezlere uygun olan devrim ihtiyac›d›r. Kitlelere ra¤men bir devrimcilik de¤il, kitlelerden kopuk bir parti faaliyeti de¤il; kitlelere dayanan, kitleleri devrim mücadelesine, onun ihtiyac› olan mücadeleye katmay› görev kabul eden, bu konuda aç›k, cesur ve bilinçli olan bir devrimcilik… Yapmam›z gereken budur. Böyle bir devrimcilik, kitlelerin devrim ihtiyac›n› bir gerçek olarak kabul eden; kitlelerin devrim ihtiyac›n› inkar eden ya da gölgeleyen, devrimci faaliyeti kitlelerin yaflam›na d›flardan zorla sokulan bir terör faaliyeti olarak göstermeye yeltenen her türden karfl›-devrimci propagandaya karfl› devrimi kitlelerin eseri olarak kavrayan; böyle oldu¤u için de kitlelere devrimi propaganda etmekten kesinlikle çekinmeyen, bu propaganda için onlarla kaynaflmay› sorumluluk ve yaflam tarz› olarak uygulayan; kiflisel ç›karlar›n›, özel yaflam›n›, yeteneklerini vs. kolektifin ç›karlar›na, yaflam›na ve yeteneklerine ba¤l› k›lan bir devrimciliktir. Bunun d›fl›nda kalan her türden sözde devrimcili¤i ret edin. Bunun d›fl›nda kalan sözde devrimcili¤i kitlelerin devrim ihtiyac›n› a盤a ç›kartarak ve örgütleyerek ezmeyi ve tarihteki atalar›n›n oldu¤u
yere gönderin. Kendimizden bafllayarak alan›m›zda do¤ru bir devrimci faaliyetin inflas› için cüretkar ve sab›rl›, inatç› ve elefltiriye aç›k davran›n. Dün at›l durumda partiyi ve örgütlenmeyi beklerken bugün partinin ad›mlar›na kulak verenlerin bir kesimi hareketlenmeye bafllam›flt›r. Gece prati¤i, 1 May›s prati¤i ve en sonu piknik prati¤i ve yakalanan kitlesellik bunun en somut kan›t›d›r. Parti kendi örgütlü gücünü harekete geçirmek, edilgen pasif durumdan aktif hale getirmek gibi ad›mlar› asgari oranda atmaya bafllad›. Bu ad›mlar›m›z hem çevremizdeki at›l ve edilgen gücünün tamam›n› harekete geçirmek ve harekete geçen gücü yeniden örgütlemek göreviyle karfl› karfl›yad›r. Edilgen ve at›l durumdan hareketlili¤e, pasiflikten aktif duruma, da¤›n›k ve gevflek güçten birleflik ve sa¤lam bir güce do¤ru hareketlilik yaflanmaktad›r. Kampanyalar fleklinde ele al›nan örgütlenmenin alt basama¤› ad›mland›. Ancak at›lan ad›mlar›n güçlendirilerek ileriye tafl›nmas› gerekir. S›n›f bilinçli proletarya at›l ve yeterince aktif hareket etmeyen en yak›n kitlesini örgütleme ad›m›n›, kendi iç örgütlenmesini yaratarak tamamlamal›d›r. Kitlelerin örgütlenmesi parti örgütlenmesinin karfl›s›na konularak baflar›lmaz. Bu iki görev ve sorumluluk iç içe, birbirini güçlendiren ve tamamlayan flekilde ele al›nmak zorundad›r. Kampanyalar çerçevesinde ulafl›lan, belli ölçüde harekete geçirilen partizan kitlesinin örgütlenmesi ve bu örgütlenme içinde parti örgülülüklerinin yarat›lmas› zorunludur. Örgüte dönüflmeyen, partilileflmeyen örgütlülükler hedefe varmayan oklar gibidir. S›n›f bilinçli proletarya att›¤› her ad›m›, yürüttü¤ü her faaliyet ve kampanya çal›flmas›n› mutlaka partilefltirmelidir. Bu bilinç parti bilincidir, bu yürüyüfl parti yürüyüflüdür.
4-17 Temmuz 2003
22
12
Halklar ABD’den nefret ediyor Çeflitli ülkelerde yap›lan anketlerle ezilen halklar›n ABD’den ve baflkan› Bush’dan nefret etti¤i ve tehlikeli gördü¤ü aç›kça ortaya konulurken ‹ngiliz yay›n kuruluflu BBC de 11 ülkede bir kamuoyu araflt›rmas› yaparak kat›l›mc›lara ABD’nin politikalar›n› nas›l de¤erlendirdiklerini sordu. Sonuçlar araflt›rman›n yap›ld›¤› ülkelerde ABD politikalar›na karfl› oluflan tepkiyi gözler önüne serdi. 17 Haziran’da aç›klanan araflt›rma sonuçlar›na göre kat›l›mc›lar›n %57’si ABD’ye bak›fl aç›lar›n›n olumsuz ya da çok olumsuz oldu¤unu söyledi. ABD’nin Irak iflgalinin haks›z oldu¤unu düflünenlerin oran› ise %50’den fazlayken; bu oran Rusya’da %81, Fransa’da ise %63 olarak saptand›. Dünya bar›fl› için ABD’nin mi yoksa El Kaide’nin mi daha büyük tehdit oldu¤una Ürdün’de kat›l›mc›lar›n %71’i, Endonezya’da ise %66’s› ABD yan›t›n› verdi. Ankete kat›lanlar›n büyük ço¤unlu¤u ABD’nin Suriye ve ‹ran’dan çok daha tehlikeli oldu¤unu belirtti. NEW YORK VE LOS ANGELES’TA BUSH KARfiITI GÖSTER‹ Bush yaln›zca di¤er ülkelerde de¤il kendi ülkesinde de art›k nefret uyand›r›yor. Henüz ABD halk› ABD’nin dünya halklar›na etti¤i zulmü tam olarak kavramasa da/görmese de bunu gören ve hesap soranlar›n varl›¤› dahi haydut ABD’yi ürkütmeye yetiyor. ABD’nin New York kentinde toplanan yaklafl›k 1.500 kifli George W. Bush’un politi-
kalar›n› protesto etti. 24 Haziran 03 tarihinde çeflitli gruplara üye göstericiler, Bush karfl›t› pankartlar açarak sloganlar att›lar. Gösteri için bu tarihin seçilmesinin nedeni ise Bush’un seçim çal›flmalar› nedeniyle New York’ta bulunmas›yd›. Eylem s›ras›nda polis protestoculara sald›rarak baz›lar›n› gözalt›na ald›. Bush, Los Angeles’da da yaklafl›k bin kifli taraf›ndan düzenlenen eylemle protesto edildi. Cumhuriyetçi Parti taraf›ndan düzenlenen toplant›ya kat›lmak üzere 28 Haziran’da gitti¤i Los Angeles’da Bush göstericiler taraf›ndan istifaya ça¤r›ld›. ABD ASKER‹NE TECAVÜZ SUÇLAMASI Japonya’n›n Okinawa Adas›’ndaki ABD üssünde görev yapan onbafl› Jose Torres’in bir Japon genç k›z› 25 May›s’ta darp ettikten sonra tecavüz etti¤i aç›kland›. Okinawa’daki güvenlik güçlerinin hakk›nda tutuklama emri ç›kard›¤› onbafl›, ABD’li askerlerce gözalt›na al›nd›. 21 yafl›ndaki asker Torres, hakk›ndaki iddialar› reddederken Japonya D›fliflleri Bakanl›¤› Tokyo’daki ABD’li yetkililerle görüflerek askerin yarg›lanmak üzere kendilerine teslim edilmesini istedi. Ancak daha önce Kuzey Kore’de benzeri yaflanan olayda oldu¤u gibi ABD, askerini vermeyerek kendisi “yarg›lama” (aklama) yapacaklar›n› aç›klad›. Geçti¤imiz y›l da K. Kore’de yaflanan olayda halk ABD askerlerine karfl› birçok gösteriler düzenlemiflti. Bu son
olayla, Okinawa’da yaflayanlar›n adada yaklafl›k 20 bin ABD askerinin bulunmas›ndan duydu¤u nefreti bir kez daha gündeme getirdi. ABD askerleri ise bulunduklar› dünyan›n birçok bölgesinde rahatl›kla bu tür olaylara kar›fl›yor ve halklara yönelik iflgal vb. sald›r›lar d›fl›nda bu tür olaylarla da zulmediyor. IRAK HALKI ABD ASKERLER‹NE RAHAT VERM‹YOR Irak’›n iflgalinden sonra ABD askerlerine yönelik sald›r›lar da dur durak bilmiyor. 45 günde 60’›n üzerinde ABD askerinin Irakl›lar taraf›ndan öldürüldü¤ü bölgeden gelen haberler aras›nda. Bunun yan›nda petrol hatlar›na da sald›r› düzenleyen Irak halk› kendilerini “kurtarmaya” geldiklerini iddia eden ABD ve ‹ngiliz silahl› kuvvetlerine rahat vermiyor. Sald›r›lar yaln›zca ABD ve ‹ngiliz birliklerine de¤il iflgalcilerle iflbirli¤i yapan Irakl›lara da yöneliyor. Ve art›k genel olarak Irak halk›n›n gerilla savafl› bafllatt›¤› kan›s› yayg›nlafl›yor. Zira art›k sald›r›lar›n daha örgütlü ve hedef seçilerek yap›ld›¤› ve din, mezhep, uyruk vb. flekillerde bölünmüfl Irak halk›n›n tüm kesimlerini içine alan bir iflgal karfl›tl›¤›n›n daha bilinçli bir düzeyde geliflti¤i görülüyor. Bu durum Amerikal›lar taraf›ndan da endifleyle karfl›lan›yor. Ama flimdilik iflgali sona erdirmesini gerektirecek örgütlü bir mücadelenin olmay›fl›n›n “avantaj›yla” sald›rganl›¤›n› ve iflgal koflullar›n› daha da a¤›rlaflt›r›yor. Kendilerine yönelik sald›r›n›n nereden gelece¤ini bilmeyerek iyi-
‹ran’da rejim karfl›t› protestolar fliddetleniyor
‹ran’da rejim karfl›t› gösteriler sürerken gösteriler ile ilgili ‹ran Komünist ‹flçi Partisi (‹K‹K) bas›n bildirileri yay›nlayarak dünya kamuoyundan özellikle gençlerin bafllatt›¤› çeflitli eylemlere destek sunulmas›n› istedi. KÜRD‹STAN ÜN‹VERS‹TES‹ GREVDE ‹ran Komünist ‹flçi Partisi Kürdistan Komitesi’nin 21 Haziran’da yapt›¤› aç›klamaya göre Senandec’teki Kürdistan Üniversitesi’ndeki ö¤renciler grevde. Güvenlik kuvvetleri üniversiteyi kuflatm›fl ve halk›n ö¤rencilerin protestosuna kat›lmas›n› engelliyor. Protesto, Senandec kentinin çeflitli kesimlerinde gerçekleflen genel protestonun ard›ndan gerçeklefliyor. Güvenlik kuvvetleri üniversitedeki ö¤rencilerin protestolar›na halk›n kat›l›m›n› engelleyemedi. ‹K‹K, ö¤renciler ve ‹slam rejiminin güvenlik kuvvetleri aras›nda çat›flma-
lar›n yafland›¤›n› bildirdi. Ö¤renciler “Özgürlük ve Eflitlik” talebinde bulunuyorlar ve “Kahrolsun ‹ran ‹slam Rejimi”, “Kahrolsun Hamaney”, “Kahrolsun Hatemi” sloganlar›n› at›yorlar. 23 Haziran’da yap›lan aç›klamada ise üniversite görevlilerinin toplanarak y›l sonu s›navlar›n› erteledikleri ve üniversiteyi kapatt›klar›n› aç›klad›klar› söylendi. Bu geliflmenin ard›ndan ise 24 Haziran’da ‹K‹K Kürdistan Komitesi’nin aç›klamas›na göre Kürdistan Üniversitesi ‹slam Cumhuriyeti askerleri taraf›ndan kuflatma alt›na al›nd› ve iflgal edildi. Üniversite halk›n protestocu ö¤rencilere kat›l›m›n› engellemek kordonla çevirdi. Bölgeye girmeye çal›flan herkes tutuklan›yor. Ö¤renciler kapana k›st›r›lm›fl durumdalar. ‹slam rejimi Hamedan ve Kermanflah’tan yeni kuvvetler getirdi. Bu protesto ve çat›flmalar süresince bir ö¤renci katledildi, üç ö¤renci yaraland› ve 140 ö¤renci tutukland›. Üniversitenin yar›s›ndan fazlas› tamamen yak›ld› ve kampüsteki Ticaret Bankas› yerle bir edildi. Özgür ve Payamnur Üniversiteleri de dahil olmak üzere Kürdistan’daki birçok üniversite protestocular› desteklediklerini ilan ettiler. ‹ran Komünist ‹flçi Partisi, Senandec halk›n› ö¤rencilerin yard›m›na koflmaya ve etraf›ndaki askeri kuflatmay› yarmaya ça¤›rd›. ‹K‹K, ‹slam Cumhuriyeti’nin ö¤rencileri yenilgiye u¤ratmas›na izin verilmemesi gerekti¤ini belirtti.
ce ç›lg›na dönen iflgal askerleri, evinin dam›nda kendilerini seyreden 12 yafl›ndaki Irakl› çocu¤u “elinde AK-47 tipi tüfekle damda gezen adama” benzetebiliyor ve 12 yafl›ndaki “düflman” gö¤sünden vurularak katlediliyor. Irak’›n iflgalinin kolayca gerçekleflece¤i ve 3-5 ay sonra evlerine dönecekleri vaadedilen ABD ve ‹ngiliz askerleri içindeki huzursuzluk ve Amerika’daki ailelerin endiflesi ise giderek yo¤unlafl›yor. Ve her zamanki gibi ABD kendince “çözümü” buluyor ve bölgeye Türkiye, Hindistan, Pakistan gibi ülkelerin askerlerini jandarma görevi vermeye haz›rlan›yor. Bunu bir lütuf gibi gören Türk hakim s›n›flar› ise halk gençli¤inin kan›n› bir kez daha ABD’ye hediye etmekten sak›nm›yor.
Sivas katliam› Paris’te lanetlendi 28 Haziran günü saat 16.00’da 1993’te Sivas’ta yap›lan katliam› lanetlemek amac›yla Halklarla Dayan›flma Derne¤i’nde ‹flçi-Köylü okurlar› taraf›ndan bir seminer düzenlendi. Seminerde konuflan kifli, devletin bu ve benzeri katliamlarda zaman zaman sivil faflistleri kullan›rken zaman zaman da direkt devlet güçlerinin rol ald›¤›n› ancak öz itibar›yla devletin faflist niteli¤inden kaynakl›, sisteme muhalif tüm kesimlere yönelik politikalar›n›n sonucu oldu¤unu söyledi. Sivas katliam›na iliflkin bir kaset gösteriminin ard›ndan geçilen soru-cevap bölümü ile seminer sona erdirildi. Yine ayn› gün, ‹flçi-Köylü, Devrimci Demokrasi, Yeni At›l›m, Ekmek ve Adalet ile Odak okurlar› taraf›ndan, Paris’te Türkiyelilerin yo¤un olarak yaflad›¤› Strasbourg-St Den›s semtinde bir miting düzenlendi. Devrim flehitleri için yap›lan bir dakikal›k sayg› duruflu ile bafllayan mitingde yap›lan Frans›zca ve Türkçe konuflmalarda, Sivas katliam› lanetlenerek, devletin bu ve benzeri sald›r›lar›na karfl› durmam›z gerekti¤i üzerinde duruldu. Halklarla Dayan›flma Derne¤i bünyesinde çal›flmalar›na devam eden Da¤lara Türkü Müzik Grubu, Sivas katliam›nda yaflam›n› yitiren ayd›nlar›m›z› ve insanlar›m›z› anarak bafllad›¤› program›nda yine bu katliamda katledilen ozanlar›m›zdan türküler söyledi. Program›n sonunda örgütlenmenin üzerinde duran konuflmas›n›n ard›ndan halaylarla program›n› sona erdirdi. Daha sonra yerel bir sanatç› sahne alarak türküler seslendirdi. fiiir dinletisinin ard›ndan miting sona erdirildi. Oldukça kitlesel geçen miting boyunca, “Sivas’›n hesab› soruldu, sorulacak!”, “Katil devlet hesap verecek!”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma!” vb sloganlar at›ld›. (Paris)
23
12
Kolombiya iflçileri direniyor
4-17 Temmuz 2003
‹srail hapishaneleri müdüründen itiraf
Kolombiya devletinin özellefltirmeye çal›flt›¤› kamu yat›r›m› ECOPETROL flirketi 1948’de iflçilerin mücadelesiyle kurulmufltu. Kolombiya’da kamu sektöründe çal›flan yüzbinlerce iflçi 19 Haziran günü 40 bin iflçinin iflten at›laca¤›n›n aç›klanmas› üzerine greve gitti. Devletin telekomünikasyon, sa¤l›k ve sosyal güvenlik kurumlar›n› özellefltirme karar› ile birlikte gündeme gelen iflten atmalar Kolombiyal› iflçileri harekete geçirdi. Özellikle TELEKOM ve E¤itim Enstitüsü SENA’n›n kat›l›m› ise en göze çarpan unsurdu. Petrol iflçilerinin Barrancabermeja’da bulunan devlet yat›r›m› ECOPETROL’ün özellefltirilmesi planlar›na karfl› 20-21 Haziran 03 tarihlerinde yapt›¤› gösterilere “güvenlik” güçleri göz yaflart›c› gaz ve tazyikli su kullanarak sald›rd›. Yine ayn› sabah ECOPETROL girifline barikat kuran kaskl›, coplu, otomatik silahl› askerler eylemleri engellemeye çal›flt›. Kolombiya devletinin önce parçalara bölerek tasfiye etmeye, ard›ndan da özellefltirmeye çal›flt›¤› kamu yat›r›m› ECOPETROL flirketi 1948’de iflçilerin mücadelesiyle kurulmufltu. 8 milyar dolarl›k serveti ve ulusal bütçeye y›ll›k 2 milyar dolarl›k katk›s›yla uluslararas› sermayenin de ifltah›n› kabartan flirket direkt olarak 7.000 kifliye, dolayl› olarak da 100.000 kifliye istihdam sa¤l›yor. Devletle iflçiler aras›ndaki anlaflmazl›k 2002
Kas›m’da petrol iflçilerinin sendikas› USO ile yap›lan görüflmelerde devletin pazarl›k maddelerini red etmesi üzerine fliddetlenmiflti. ECOPETROL’ün özellefltirilmesi karar›n›n yan›nda Baflbakan Alvaro Uribe 280’den fazla kamu yat›r›m›n›n özellefltirilmesini bütçeye ald›. Bu yat›r›mlar›n içinde Kolombiya Telekomünikasyon, Sosyal Güvenlik Enstitüsü, Ulusal Ö¤renim Hizmetleri ve San Rafael Hastanesi de yer al›yor. Devletin bu planlar›na karfl› iflçiler protestolarla, kampanyalarla, ifl b›rakmayla, grev haz›rl›klar› ve di¤er eylem biçimleriyle yan›t verdi. Devletin ise bu eylemlere yönelik cevab› oldukça sertti. Protesto gösterilerini yasad›fl› ilan etti, birçok sendika üyesi ve yöneticisini tutuklad›. Bunun yan›nda Birleflik Savunma Güçleri para militer örgüt USO’yu askeri hedef ilan etti. Bunun sonucunda 87 iflçi, aktivist ve sendika liderine (Auri Sara Marrugo, Cesar Blanco, Rafael Jaimes Torro vd.) suikast düzenlendi; 3 iflçi kayboldu; 400’den fazlas› evlerini terk etmeye zorland› ve 3’ü de sürgüne gönderildi. Kolombiya’da emperyalizmin Kolombiya devleti arac›l›¤›yla iflçi s›n›f›na yönelik bu sald›r›lar›na karfl› iflçilerin mücadelesi ise tüm fliddetiyle sürüyor.
Dünyadan Notlar SINIF UZLAfiMACILI⁄ININ YEN‹ ADI: SOSYAL FORUM Kapitalizmin emperyalizm aflamas›nda burjuvazi, s›n›rs›z bir hareket sahas› kazanmak ve kendini yenilemekten h›zla uzaklaflan ekonomisinin y›k›lmas›n› engellemek için her türlü sald›r›y› gerçeklefltirmektedir. Burjuvazinin ak›l d›fl› bu hareket tarz›n›n elefltirisi de hareketin kendisi gibi h›zla geliflmekte ve genifl kitleleri etkileyen bir at›l›m yaratmaktad›r. Özellikle kriz y›llar›nda böylesi hareketlerin gerçekleflmesi ve genelleflmesi bir yasad›r. Bizim için böylesi dönemlerde toplumsal hareketin karakterini anlamak ve onu düzen d›fl› bir karaktere do¤ru flekillendirmek görevdir. Bu hareketlerin ne oldu¤u önemlidir ama bundan daha da önemli olan komünistlerin bu hareketlere müdahalesidir. Son 15-20 y›ld›r s›n›f bilincinde, devrim bilincinde önemli bir uzaklaflma yafland›¤› bir gerçek. Toplumsal hareketler içinde önemli misyonlar oynayan sendikal yap›lar, iflçilerin kapitalizmi alternatifsiz bir sistem olarak görmesine ve teslimiyetçi bir bak›fla yol açmaktad›r. Bununla birlikte, iflçi s›n›f› ve emekçi kesimler içinde dayan›flma unsuru da yeni üretim biçimleri ile parçalanmaktad›r. ‹flçi s›n›f›n›n ve emekçi kesimlerin toplumsal hareket içinde birlefltirilememesi toplumsal hareketlere yön verme gücünün de burjuvazide kalmas›na neden oluyor. Bizlerin yapacaklar›n› belirleyen unsur da burada flekilleniyor. Burjuva anlay›fllarla ya da burjuvazinin yönlendirmesine aç›k toplumsal hareketler kapitalist süreç boyunca sömürücü devletleri düzenleme, sosyal devlet-
ler haline getirme çabas›nda olmufllard›r. Bu, sisteme karfl›t olmayan düzen içi hareketlerin genel özelli¤idir: kapitalizmin kendisine de¤il sonuçlar›na, yanl›fll›klar›na karfl›d›rlar. Düzen içinde kalma perspektifiyle ütopik bir devlet ve toplum yaratmak mücadelesi verirler. Ezenlerin ve ezilenlerin oldu¤u bir düzen içinde insan haklar›na sayg›l›, bar›fl içinde yaflayan, yoksullu¤un ve zenginli¤in dengelere oturdu¤u, adil ve her s›n›fa eflit uzakl›kta, üstün karakterde insanlar›n yönetti¤i, zenginin daha insanc›l oldu¤u, fakirin daha uysal ve üretken oldu¤u toplumsal projeler üretirler. “Bir baflka dünya mümkün” slogan› bütün bu hareketin temel sloganlar›ndan biri. Ancak “baflka dünya” hakk›nda söylenenler büyük ölçüde belirsiz ve üzerinde uzlafl›lmas› mümkün olmayacak kadar çeflitlidir. Son y›llarda zengin devletlerin zirvelerine karfl› protestolarla ve taleplerine bu protestolarda ifade biçimleriyle, bununla birlikte uluslararas› etkinliklerle öne ç›kan, devrimci radikal harekete bir alternatif olarak lanse edilen Sosyal Forum, Avrupa Birli¤i ülkelerinin Selanik’teki zirvesini protesto için biraraya geldi. Yine etkili bir flekilde dünya kamuoyuna mal olacak protestolarla talepler ifade edildi. Ama, bu protestolar›n taleplerle ve bileflenin niteli¤i ile incelenmesi durumunda karfl›m›za burjuva düzenin kap›lar›n› aflma yönelimi olmayan, mevcut düzenin ilkelerine esas olarak sad›k bir hareket ç›kmaktad›r. Etki gücü, kitleleri soka¤a dökme özel-
‹srail Hapishaneleri Müdürü Orit Adato, demir parmakl›klar ard›nda tutulan 2 bin 600 Filistinlinin çok sert ve zorlu flartlar alt›nda bulunduklar›n› aç›klad›. Görev süresinin bitimi dolay›s›yla düzenledi¤i bas›n toplant›s›nda Adato, May›s 2000’de, tutuklanan Filistinlilerin say›s›n›n 800 iken, bu rakam›n 2 bin 600’e ulaflt›¤›n› söyledi. “Yeterli yatak bulunmad›¤› için 200 mahkum yerlerde yat›yor” diyen Müdür, Filistinli tutsaklara çok kat› davran›ld›¤›n› da belirtti. Adato “hapishanelere telefon ve silah sokulaca¤› korkusuyla, ziyaretlerde çocuklar›na sar›lmalar›na bile izin vermiyoruz” dedi. Adato ayn› nedenden tutsaklara yiyecek getirilmesinin de yasakland›¤›n› belirtti. ‹srail’deki askeri tesislerde ise gözalt›na al›nan 3 bin 300 Filistinli bulundu¤u, bunlardan bininin yarg›lanmadan tutukland›¤› da bildirildi.
likleri de olsa bu hareketin yenilgiye mahkum niteli¤ini anlatmak gerekiyor. Sosyal Forum burjuvazinin toplumsal hareketi kontrol alt›nda tutmas›n›n bir arac› olarak ifllev gören “sistem karfl›t›”, düzen içi bir hareket olarak sürecimizin önemli hareketlerinden biridir. Sosyal Forum, hedefi, ezilenlerin lehine burjuvaziyi “iyilikler” için ikna etmek olan, belirsiz daha “iyi” baflka bir dünyay› yaratmay› isteyen, önderleri ayn› ama çok çeflitli bileflene sahip, örgütlülük karfl›t› bir birlikteli¤i savunan etkili bir harekettir. Onlar için s›n›f savafl›m› anlams›zd›r; devrimci eylem gereksizdir; bir s›n›f›n baflka bir s›n›f› alt etme süreçleri tarihi olarak sonlanm›flt›r; yeni fleyler gereklidir! Onlar için proletarya fakirli¤in ve zavall›l›¤›n, “sahip ç›k›lmas›” gereken çilekefllerin ad›d›r. Onlar için kurtulufl “insanc›l”, “bar›flç›l” olmaktan geçiyor. Onlar için bir s›n›f olmaktan öte burjuvazi aptall›¤›n ad›d›r. Onlar için burjuvazi, uyarmak ve ak›ll› olmaya davet etmekle insanc›llaflt›r›labilir. Bunlar s›n›f gerçekli¤ini, s›n›f savafl›m›n› inkar eden tav›rlard›r. S›n›f savafl›m›n›n her reddi düzen içilikle birleflmifltir. Bu da ayn› ak›beti yaflayacak “yeni” bir harekettir. Oysa, aslolan pratiktir. Pratik sürecin iç yasalar› incelenmedikçe ve sürecin ilerici ve gerici yanlar› ayr›flt›r›lmad›kça çözüme gitmek mümkün de¤ildir. Çözümsüzlük içinde debelenen Sosyal Forum gibi hareketler bunu yapmad›kça düzen içi kalmaya mahkum olacaklard›r. Mevcut halleriyle “iyi niyetli” istemleri, talepleri ve bunlar›n yön verdi¤i tepkileri, yüzmeyi bilmeyenin denizdeki hareketini aflamayacakt›r. Tasarlad›klar› ya da tasarlayacaklar› toplumsal düzenleri gerçeklefltirecek ne zaman ne de özne bulacaklar. Marksizm öncesi atalar› gibi ezilenlerin s›n›f bilinçli hareketi içinde
yok olacaklar. Kurtuluflun tarihi olarak h›zla oluflan maddi koflullar onlar›n varl›klar›n›n nedeni olmufltur, ama bu varl›k nedeni, ayn› zamanda onlar›n y›k›m› olacakt›r. Marksizm ortaya ç›kt›¤›nda, yine benzer sorunlar tafl›yan, proje üstüne proje üretip bunlar› tart›flan ayd›nlanma gelene¤inden esasl› bir elefltirel kopuflu da gerçeklefltirmiflti. Marksizm toplumsal mühendislik çabalar›n› sonuçsuz çabalar olarak nitelendirdi ve politik bir s›n›f hareketinin oluflumuna, s›n›f mücadelesinin politik alanda proletarya lehine geliflmesi sürecine, s›n›f› bilinçlendirme sürecinin oluflumuna yöneldi. Marksizm her türlü toplumsal proje ve ütopyan›n yerine iflçi s›n›f›n›n elefltirel pratik faaliyetini koyar. Örne¤in y›k›laca¤›n› öngördü¤ü kapitalist düzenin nas›l y›k›laca¤›n› Paris Komünü’nden ö¤renmifltir. Sosyal Forum gibi “sistem karfl›t›” hareketlerin kitleleri harekete geçirmesi küçümsenmemelidir. Fakat zaaflar›n› ve özellikle de kitlelere biçti¤i rolü ve taleplerine yön veren düzen içiliklerini görmek ve deflifre etmek de zorunluluktur. Marksizm muazzam ilerlemeler kaydetmifltir. Leninizm ve Maoizm bu muazzam ilerleyiflin pratikleflmifl aflamalar›d›r. Proleter hareketin bu ilirleyiflinin ö¤retileri pratiktir. Pratikten ö¤renmedikçe s›n›f savafl›m› içinde bo¤ulmak kaç›n›lmazd›r. Bu hareketin elbette kazan›mlar› olacakt›r. Ve bunlardan da ö¤renece¤iz. Ama as›l ö¤renilmesi gereken proletarya önderli¤indeki toplumsal hareketlerdir. Bu hareketler kay›p alabilirler ama nihai kazan›m onunla olacakt›r. Çünkü bu hareket mevcut toplumun bütün ilkelerine sald›rmaktad›r. O yüzden kazanacak olan da odur. Devrim yolunda flehit düflen savaflç›lar›n yolu bu yoldur.
4-17 Temmuz 2003
12
24
10 Temmuz 2001 tarihinde Tokat’ta flehit düflen Murat Deniz ile birlikte ayn› çat›flmada yer alan bir yoldafl› taraf›ndan kaleme al›nan afla¤›daki yaz›n›n baz› bölümlerini Murat Deniz’in ölüm y›ldönümü vesilesiyle yay›nl›yoruz.
Bir ölümsüzlük güncesi yoksa, yoldafla bak›yorum O da hareketsiz ve bafl› yere kapaklanm›fl. “Erol. Erol yoldafl” Yan›t yok. Yoksa... Hay›r olamaz!! H›zla yoldafl›n yan›na do¤ru sürünürken bütün iliklerimde hissetti¤im duygular›m› kaleflnikofuma yükleyip düflman mevzilerine kurflun olarak yolluyorum. Yoldafl... Yoldafl›m. Bafl›n› ellerimin aras›na al›yorum. Hain kurflun, hain alçak ölüm. Nas›l k›yd›n bu Partizan yüre¤ine. Bütün kinimi nefretimi bedenimle özdeflleflmifl kütüklü¤ümden ç›kard›¤›m yeni flarjör ile yeniden yüklüyorum ka(...) Beyaz bereli mavi patikadan gülümseyen güneflin seyrinde bir fliflikte ilerliyor Partizanlar. Kulaklar steteskop duyarl›l›¤›nda do¤an›n kalbindeki sesleri dinliyor. Eller tetikte, atefllenmek için bekliyor mermiler flarjörde, Öncü ses dinlemiflti iki dakika önce. Her fley normal, hayat devam ediyor, gerillan›n yürüyüfl seyrinde. Kufl c›v›lt›lar›, temmuz böcekleri, renk renk çiçekler, yavrular›n› uçma e¤itimine ç›karm›fl iki kufl. Hafiften esen rüzgar a¤açlar› dillendirmifl... Ormanda koyu bir do¤a sohbetine s›k›lm›fl gibi mermiler sa¤dan-soldan geçen ›sl›k sesleri ile at›yor kendini Partizanlar. Do¤a susuyor. Hain pusudan düflman mermiler konufluyor. Do¤aya ve kendine s›k›lan mermilere cevap veriyor Partizan namlular. Bast›r›yor düflman, yüre¤indeki sevinç 盤l›klar›n›. Yeni senfoninin sesi, umutsuzca sar›l›yor telsizine düflman komutan›, “Hemen flortland gönderin!”, “Takviye istiyorum!”, “Acele edin!” Gerilla komutan› yüzünde her zamanki
Mehmet Ali Çak›ro¤lu 1960 y›l›nda Marafl’›n Elbistan ilçesinde dünyaya geldi. K›sa sürede devrimci düflüncelerle tan›flan M. Ali Çak›ro¤lu gençlik faaliyetlerinin her aflamas›na kat›ld›. Proletarya Partisi’nin üyelerinden olan M. Ali Çak›ro¤lu, 13 Temmuz 1993 tarihinde TKP/ML 1. OPK’s›n› selamlamak ve duyurmak için planlanan eylemlere bomba imal etti¤i s›rada bomban›n patlamas›yla yaraland›. Eve gelen polislerin bilinçli olarak tedaviyi geciktirmeleri üzerine SSK Göztepe hastanesinde flehit düfltü. M. Ali Çak›ro¤lu flehit düfltü¤ünde TMLGB Genel Sekreter yard›mc›l›¤› görevini yap›yordu. leflnikofuma. Yeniden sald›r›yorum düflman mevzilerine; susuyor bütün do¤a, susuyor düflman. Konuflan nefretimin, kinimin sesi. Düflman bu salvo at›fllar›n anlam›n› kavram›fl gibi suskunlu¤a gömülüyor. Yoldafl›m. Komutan›m. Bu beden burada m› kalacak? Daha güçlü olsayd›m, omuzlayabilseydim bedenini. B›rakamam seni düfl-
Tuncay Bali ‹stanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde ö¤renim gördü. Siyasi düflüncelerle de o y›llarda tan›flt›. K›sa sürede Proletarya Partisi saflar›nda kendini siyasi ve askeri olarak gelifltirdi. Zeytinburnu’nda Demokratik Kitle Örgütlerinde faaliyet sürdürdü¤ü s›rada 16 Temmuz 1977’de Orhan Çam adl› bir sivil faflist taraf›ndan öldürüldü.
tebessümü ile öncü yoldafla eli ile geri çekilmesini iflaret ediyor. Öncü yoldafl komutan›n düflülen pusuyu parçalayacaklar›na olan güvenini görüyor bak›fllar›nda. -fiiflik- fiiflik, Niye flimdi! dost musundüflman m›? Engelliyorsun; sürünmemi-geri çekilmemi? Ama bu engel de afl›lacak, Erol yoldafl yön gösteriyor çemberin nereden parçalanaca¤›na dair!(...) Erol yoldafl›n gösterdi¤i yöne do¤ru çekiliyorum. O da ayn› benim gibi geri çekilmeyi silah›n› ve yüzünü düflmana dönük yap›yor. Bir an susuyor bütün do¤a-silahlar, sanki bir orkestra flefi dur iflareti vermifl. Bafl›m› gökyüzüne kald›r›yorum, güneflin gülümsemedi¤ini mavinin donuk oldu¤unu hissediyorum. Düflman mevzisi yönünde görünen çiçekler boyun bükmüfl gibi. Bu ölüm sessizli¤i matem havas› yoksa,
çemberin d›fl›na yoldafllara yetifl.. Yolumuz uzun, yola devam et. Daha çok geçece¤iz pusulardan. Hain tuzaklardan. Ama hedefimize mutlaka varaca¤›z” diyor sanki bana. Elimle flaka¤›ndan akan kan› siliyorum. Bafl›n› iki elimin aras›na al›yor. Kalbime gömmek ister gibi gö¤süme bast›r›yorum. Sonra tekrar gözlerinin derinliklerine bak›yorum. O gözler neler gördüler, nelere tan›k oldular, ne ufuklara bakt›lar. (...) B›rakmak zorunda oldu¤umu istemeyerek kabulleniyorum, bedenini bu topraklara. Akan her damla kan mevzilerimizi, bayra¤›m›z› daha k›z›llaflt›racak bunu bili-
man pususunda. Sonra neler yapar bu narin, güzel bedenine alçaklar. Hay›r ölüm a¤›rl›¤› bu, kald›ram›yorum seni. Oturur pozisyonuna ise büyük çabayla ancak getirebiliyorum. S›rt›n› b›r a¤aca day›yorum. Sanki yafl›yorsun. Gözlerin ayn› güven ve tebessüm ile dolu bak›yor. Bir de flaka¤›ndan akan kan olmasa... (...) Kurflun ya¤muru alt›nda k›n›ndan ç›kar›yorum b›ça¤›m› Parti’nin belgeleri, yoldafl›m›n yaz›lar› kalmamal› düflmana. Kesiyorum yele¤ini omuzlar›ndan. Bir hassas çocuk soyundurur gibi bedeninden ay›r›yorum yele¤i.. Kütüklükcephane, bir tek toplu i¤ne kapt›rmamal› düflmana. Kütüklü¤ün ask›lar›na vuruyorum b›ça¤›. Uslu bir çocuk sevecenli¤inde yapt›klar›m› seyrediyor yoldafl›m. Ve benimle gurur duydu¤unu, en do¤ru olan› yapt›¤›m› bak›fllar›yla anlatt›¤›n› hissediyorum. Kütüklü¤ünü de-yele¤ini de çantama yerlefltiriyorum. Çantam› omuzlarken yoldafl› seyrediyorum. “Uzaklafl-parçala bu çemberi. Acele ç›k
yorum. (...) Yüzünü düflmana çeviriyorum. Her TKP/ML militan›, T‹KKO üyesi düflmana yüzü dönük eli tetikte ölmek ister. Sen bunu yap›yorsun.(...) Çemberin ve atefl hatt›n›n d›fl›nday›m, yoldafl› düflünüyorum. Birden iki gün önce ayr›ld›¤›m›z yoldafllara kavuflma iste¤i kapl›yor yüre¤imi. A¤›r geliyor yoldafl›n yoklu¤u, yükü bana. Bir an önce bu yükü yoldafllarla paylaflmak için h›z veriyorum ad›mlar›ma.(...) Ne badireler s›¤d›rd›n bu befl koca y›la. ‹lk karfl›laflmam›z› düflünüyorum. Bir gençlik önderiydin. Akl›n ve bilgeli¤inle yol ayr›m›nda durmufl genç yoldafllara do¤ru yolu, partinin yolunu iflaret ediyordun. Gençlik hizbine, darbecilere, oluflumculara, kaçk›nlara hep cepheden MLM’nin bilimselli¤i ile tav›r koydun, bulundu¤un mevzileri, MLM’nin, Partinin k›z›l mevzilerine dönüfltürdün. Beni de çok etkilemifltir. Tekrar tekrar teflekkür ediyorum yoldafl sana. Sonra sürpriz bir flekilde gerillada karfl›laflmam›z o süreç benim için adeta flok an› oldu. (...) Sabah düflman muharebelerini dinleyip genifl bir alan› dürbünle denetledikten sonra yola koyuluyorum. Belli bir mesafeye ulaflt›¤›mda olas› operasyonun d›fl›na ç›km›fl olabi-
lece¤ime kanaat getiriyorum. Ve operasyonun içine girmeyi düflünen olas› birli¤in yolunu denetlemeye karar veriyorum. Öyle de yap›yorum. Yoldafllar›n geçmesi en büyük ihtimal olan bir patikada hakim bir yere konumlan›p denetime bafll›yorum. Gözetleme iflim fazla sürmüyor 30-40 dakika sonra 6 kiflilik bir yoldafl grubunun düflündü¤üm yoldan ilerlediklerini görüyorum. Hemen iflaret veriyorum. Yoldafllar duruyorlar. Beni sesimden hemen tan›yorlar. Ve h›zla birbirimize kofluyoruz. Sanki y›llard›r birbirimizi görmemifl gibi sar›l›p kucaklafl›yoruz. Hemen duygu yo¤unlu¤u ile a¤l›yorum. Baz› yoldafllar›n da gözleri nemleniyor, buharlan›yor, yaral› olup olmad›¤›m› soruyorlar. Sa¤lam oldu¤umu söylüyorum. Düflman›n yaral› var anonsunun yalan oldu¤unu, ayr› düflen di¤er yoldafl›n da sa¤lam oldu¤unu ve sadece Erol yoldafl›n flehit düflmüfl oldu¤unu netlefltirip yola devam ediyoruz. Di¤er yoldafllar›n merak› ve onlara bir an önce kavuflma iste¤i ile bütün birlik uçarcas›na ana birli¤e do¤ru yola düflüyoruz. Akflam karanl›¤›na yak›n ana gerilla birli¤e kavufluyoruz. Benim de gelmifl olmamla herkes flehit düflenin Erol yoldafl oldu¤unu ö¤renmifl oluyor. Önce büyük bir hasretle, hüzünle ve bir flehit vermifl olman›n kiniyle, sanki Erol yoldafla sar›l›yorlar gibi bütün yoldafllar tüm gücüyle beni kucakl›yor-öpüyor. Her yoldafl›n yayd›¤› duygu yüklü elektri¤i daha fazla dayanamay›p yine a¤l›yorum. Herkes merakla Siyasi Komiser yoldafl› gözlüyor. Siyasi Komiser ve Komutan yoldafllar benimle çat›flman›n olufl biçimi ve Erol yoldafl›n nas›l flehit düfltü¤ü üzerine k›sa bir bilgi ald›ktan sonra bir anma toplant›s› örgütlüyorlar. “Murat Deniz yoldafl flahs›nda hepinizi tüm devrim ve komünizm flehitleri için bir dakikal›k sayg› durufluna davet ediyorum”la bütün yoldafllar askeri nizamda yumruklar s›k›l›, bafllar dik, silahlar tüm flehitlerin hesab›n› sormaya haz›r vaziyette elde... fiehitler kervan›na yeni kat›lan Erol yoldafl›n gerçek ad›n›n Murat Deniz oldu¤unu ö¤reniyoruz. Sayg› duruflundan hemen sonra Murat yoldafl›n özgeçmifli üzerine bir konuflma yap›yor Siyasi Komiser yoldafl. Bütün yoldafllar nas›l bir de¤erli yoldafl› kaybettiklerini Siyasi Komiser yoldafl›n her sözcü¤ünde tekrar tekrar ay›rd›na var›r gibiler. Her özelli¤i can kula¤› ile dinlenip haf›zalara sa¤lamca kaz›n›yor. Ve yeniden her yoldafl, Murat yoldafl›n intikam›n›n al›naca¤›n›, hesab›n›n mutlaka sorulaca¤›na dair and içiyor.(...)
Mustafa Kalkan 1958 y›l›nda Dersim’de dünyaya geldi. 1977-78 y›llar›nda Proletarya Partisi saflar›nda faaliyet yürütmeye bafllad›. 1982’de gitti¤i bir görev yerinde tutuklanarak Elaz›¤ Hapishanesi’ne konuldu. Hapishaneden aralar›nda Mehmet Zeki fierit’in de bulundu¤u yoldafllar›yla birlikte firar eden Mustafa Kalkan, uzun bir dönem gerilla olarak mücadelesini sürdürdü. Mustafa Kalkan baz› özgül durumlar›ndan kaynakl› yurtd›fl›na ç›kt›. Yurtd›fl›ndayken 17 Temmuz 1993’te geçirdi¤i bir trafik kazas› sonucu yaflam›n› yitirdi.
12
25
4-17 Temmuz 2003
“‹flçi s›n›f›n›n evlad› Dimitrov” Bulgaristan Komünist Partisi Merkez Komitesi Genel Sekreteri Georgi Dimitrov, 2 Temmuz 1949’da Moskova’da hayata gözlerini yumdu. Sovyetler Birli¤i Komünist Partisi Dimitrov’un ölümü üzerine yay›nlad›¤› bildiride O’ndan uluslararas› iflçi hareketinin en büyük temsilcilerinden biri olarak sözetti. olun! O zaman kendili¤imden ç›kar›m buradan. Görüflmek isterseniz beklemek lütfunda bulunun!” “Atefl edece¤iz.” “Atefl etmeniz hiç de gerekli de¤il baylar! Az›c›k daha sab›r!” Camlar› k›r›k pencereden içeri uzanan bafllar›n say›s› dördü bulmufltu. Dimitrov konuflmas›n› sürdürdü. Polisler biraz yat›flm›fllard›… Pencereden çekildiler ve konuflman›n sonunu beklediler. Dimitrov’un konuflmas› uzun sürdü. Kocaman b›y›kl› komiser yine öfkelendi. Pencereye t›rmand› yine; kesin kararl›yd›… Tabancas›n› çekip konuflmac›ya yöneltti. “Georgi Dimitrov susacak m›s›n, yoksa?... Konuflmac› bir an susup tabancan›n namlusuna bakt›. Polis, gözlerini konuflmac›dan hiç ay›rmadan bakt›, gözlerini k›rp›flt›rd› ve bir daha bakt›… Kürsüde bir baflkas› konufluyordu. Gözlerini ovalad› ve arkadafllar›na dönüp: “fiu konuflan Dimitrov mu baflkas› m›? Siz ne diyorsunuz?” diye sordu. Polislerin a¤z› aç›k kalm›flt›; Evet konuflan Dimitrov muydu de¤il miydi? Tam bu s›rada konuflmac›n›n seslendi¤i duyuldu: “Bay komiser, Dimitrov gitti. Onu
ar›yorsan›z burada bulamazs›n›z!” “Yalan söylüyorsun, Dimitrov sensin!” “Kimli¤imi göstereyim size.” “Ne zaman gitti Dimitrov? Az önceye kadar konufluyordu.” “Ben ikinci konuflmac›y›m. Dimitrov konuflmas›n› bitireli çok oldu.” “Öyleyse bunun cezas›n› sen çekeceksin!” “Eh isterseniz beni tutuklay›n! Dimitrov de¤ilim ben. Burada vakit yitirece¤inize onu arasan›z daha iyi olur. Sokakta rastlars›n›z belki!” Salondakiler gülüfltüler. Polis elinden kaç›rd›¤› Dimitrov’u günlerce arad›…” (Kamen Kalçev’in “‹flçi s›n›f›n›n evlad› Dimitrov” adl› kitab›ndan..) 18 Haziran 1882’de dünyaya gelen Georgi Dimitrov, 2 Temmuz 1949’da Moskova’da yaflama gözlerini yumdu. Sovyetler Birli¤i Komünist Partisi Dimitrov’un ölümü üzerine flu bildiriyi yay›nlad›: “Uluslararas› iflçi hareketinin en büyük temsilcilerinden biri, Bulgaristan Halk Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu Baflkan›, Bulgaristan Komünist Partisi Merkez Komitesi Genel Sekreteri, yoldafl›m›z ve kardeflimiz Georgi Mihailov Dimitrov, Moskova yak›n›nda Boroviça sanatoryumunda öldü.”
Tarihten notlar... 4 Temmuz 1776: ABD Ba¤›ms›zl›k bildirgesi yay›nlad›. 14 Temmuz 1789: Büyük Frans›z devrim gerçekleflti. 14 Temmuz 1889: II. Enternasyonal kuruldu. “Bir defas›nda Dimitrov için bir tutuklama emri getirmifllerdi. Dimitrov Sofya yak›nlar›nda Nadeflta köyünde konufluyordu. Küçük okuma odas› t›kl›m t›kl›m doluydu. ‹nsanlar havas›zl›ktan bo¤ulacak gibiydi. Dimitrov, fabrikalarda kad›nlar› ve çocuklar› çal›flt›rman›n vücut ve ruh sa¤l›¤›n› bozdu¤unu anlat›yordu. Dimitrov konufltu¤u s›rada okuma odas›n› sarm›fl olan polis, içeriye girmek istiyordu. Fakat halk kap›ya öylesine yasland› ki açamad›lar. Kafas› iflleyen bir polis, evin çevresini dolafl›p pencereye t›rmand› içeri atlamak için. Fakat demir parmakl›k vard›. Bunu görünce: “Georgi Dimitrov, kes konuflman›!” diye ba¤›rd›. Dimitrov cam› k›r›lm›fl pencereye
öfkeyle yüzünü bast›ran polise bak›p aln›n› k›r›flt›rd› ve konuflmas›n› sürdürdü Polis: “Georgi Dimitrov, kes konuflman›!” diye yine ba¤›rd›. Dimitrov: “Biraz sab›rl› olun, bay›m!” cevab›n› verdi. “Bu gördükleriniz beni dinlemek için geldiler. Sözlerim bitince susar›m.” Pencerede ikinci bir yüz daha belirdi.. Yukar›ya burulmufl kocaman b›y›kl› surat, ötekinden daha da öfkeli bak›yordu. Polis iki eliyle zorluyordu parmakl›¤› koparmak için. Beceremeyince kal›n sesiyle bö¤ürdü: “Georgi Dimitrov, kanun ad›na seni tutukluyorum! Eller yukar›! Duyuyor musun?” Dimitrov: “Duyuyorum” diye cevap verdi. “Fakat bay komiser, konuflmam› bitirinceye kadar biraz sab›rl›
17 Temmuz 1936: ‹spanya iç savafl› bafllad›. 15 Temmuz 1922: Japonya Komünist Partisi kuruldu. 4 Temmuz 1941: Yugoslavya Nazi iflgalcilerine karfl› partizan savafl› bafllatt›. 5 Temmuz 1995: HEP Diyarbak›r ‹l Baflkan› Vedat Ayd›n katledildi. 12-14 Temmuz 1991: ‹stanbul Niflantafl›’nda Devrimci Sol önder ve militanlar›ndan Niyazi Ayd›n, ‹brahim Erdo¤an, Hasan Eliuygun, Z. Eda Berk, Cavit Özkaya, Bilal Karakaya, ‹brahim Elçi, Yücel fiimflek, Nazmi Türkcan ve Ömer Coflkunp›nar polisler taraf›ndan katledildi. 14 Temmuz 1995: Hapishanelerdeki PKK’li tutsaklar 6 maddeden oluflan bir liste ile TC’nin Cenevre Sözleflmesi’ne uymas›n› isteyerek Açl›k Grevi bafllatt›lar. Çeflitli kitle örgütleri ve partilerin de destekledi¤i AG’de Fesih Beyazçiçek, Gülnaz Ba¤›stani, Remzi Alt›ntafl ve Latife Kaya flehit düfltü.
4-17 Temmuz 2003
26
12
Tecavüz eylemlerle protesto edildi 19 Haziran 2003 tarihinde DEHAP ‹stanbul Kad›n Kollar› Yöneticisi Gülbahar Gündüz’ü kaç›rarak, çeflitli iflkencelerden geçiren ve tecavüz eden polis, bu olay› k›namak isteyen kad›nlara da polis köpeklerini sald›rtt›. Saraçhane Park›’nda toplanan kad›nlar polisin ayn› sald›r›s› ile karfl›laflt›lar. TC’nin “demokratik” uyum paketi aç›klamalar› ard› ard›na devam ederken bask› ve sindirme terörü de tüm h›z›yla devam ediyor. “Demokratikleflme” tart›flmalar› h›z kazanmaya devam ededursun iflkencelerin, yarg›s›z infazlar›n, kaç›rmalar›n, gözalt›nda iflkence ve tecavüzlerin, gerilla cesetlerine yap›lan iflkence haberlerinin ard› arkas› kesilmiyor. R.Tayyip Erdo¤an’›n valilerini toplay›p “art›k iflkence olaylar›n› duymak istemiyorum” aç›klamalar›ndan çok de¤il sadece birkaç gün sonra ‹stanbul’un göbe¤inde DEHAP ‹stanbul Kad›n Kollar› yöneticisi Gülbahar Gündüz polisler taraf›ndan kaç›r›larak tecavüze u¤rad›. Ve “demokratikleflen” ülkenin as›l yüzü de Gündüz’e “yöntem bundan sonra bu” ifadeleri ile gösterildi. Tecavüze u¤rayan Gündüz’ün s›rt› ve bacaklar› da polisler taraf›ndan metalle çizilerek yüzünde sigara söndürüldü. Yaflanan bu vahfleti protesto et-
kad›nlara burada da müdahale eden polisin tartaklad›¤› kad›nlardan baz›lar› ald›klar› darbelerden dolay› bay›ld›lar. Gülbahar Gündüz’e yönelik gerçeklefltirilen sald›r› Diyarbak›r’›n yan›s›ra Batman, ‹zmir, Adana, Mersin ve Konya’da da protesto edildi. Yap›lan aç›klamalarda bu sald›r›n›n tüm kad›nlara ve demokrasi güçlerine yönelik oldu¤u vurgulan›rken, sald›r›y› gerçeklefltirenlerin bir an önce bulunmas›, yarg›lanmas› talebi hayk›r›ld›. Ayr›ca yine Eskiflehir’de Emek, Bar›fl ve Demokrasi Bloku taraf›ndan yap›lan bas›n aç›klamas›yla sald›r› k›nand›. SOKAKTA KADINA KÖPEK ‹fiKENCES‹ DEHAP ‹l Kad›n Kollar› yöneticisi Gülbahar Gündüz’ün kaç›r›l›p iflkence görmesini ve tecavüze u¤ramas›n› protesto eden kad›nlara polis, köpeklerini sald›rtt›.
d›nlar hesap soruyor, bizden al›nanlar› geri almak için mücadeleyi yükseltiyor. Kad›nlar dünyay› güzellefltirmeye aday; kad›nlar sevgiyi, bar›fl›, adaleti arad› ve buldu. fiimdi bunlar› yayma zaman›. Herkes flunu iyi bilmeli ki bafl›m dik, onurum ise tertemiz. Bunlar hissettiklerimin binde biridir ve dünyadaki bütün kad›n arkadafllar›mla paylaflmak istedim. K›sa bir süre sonra kuca¤›mda güller, gözlerimde gündüzün ayd›nl›¤›, yüre¤imde bahar›n tazeli¤i ve kardelenin asili¤iyle aran›zda olaca¤›m.” KADINLAR ONURLARINA SAH‹P ÇIKIYOR 23 Haziran 2003 tarihinde Sultanahmet Adliyesi’nde biraraya gelen kad›nlar önce kendi el yaz›lar›yla dilekçe yazd›lar. 10 kiflilik grup suç duyurusundan önce grup ad›na bir kad›n bas›na konuflma yapt›. Konuflmas›nda “Gülbahar Gündüz’e yap›lan sald›r› bütün kad›nlara yap›lm›flt›r. Yap›lan› k›n›yoruz ve sorumlular›n bulunup yarg›lanmas›n› istiyoruz” dedi. Daha sonra hep birlikte savc›l›¤a verilen dilekçe sonras›nda grup sessizce da¤›ld›. (‹stanbul)
Gülbahar Gündüz kirli oyunlar› oynuyorlar” dedi. MEfiALEL‹ YÜRÜYÜfi 20 Haziran Cuma günü akflam saat 20:00 civar›nda çeflitli siyasi partiler, dernekler ve demokratik kitle örgütleri bir araya gelerek Gülbahar Gündüz’e uygulanan iflkenceyi ve tecavüzü meflaleli yürüyüflle protesto etti. Burada kat›l›mc›lardan biri bas›n metnini okudu. Metinde “egemenler düzenlerini ve s›n›fsal ç›karlar›n›n süreklili¤ini sa¤lamak amac›yla her türden zoru kullanarak gelmifllerdir. ‹flkence bu zor araçlar›ndan sadece biridir” dedi. Yaklafl›k 100 kiflinin kat›ld›¤› yürüyüfl “Katil polis hesap verecek”, “Hepimiz Gülbahar›z”, “Faflizme karfl› omuz omuza” sloganlar› ile bitirildi. (‹zmir) SAMSUN
mek için soka¤a dökülenlere verilen yan›t ise tam da “AB yolundaki” Türkiye’ye yak›fl›r tarzdayd›. Gülbahar Gündüz’ün kaç›r›larak tecavüze u¤ramas›n›n kamuoyuna yans›mas›n›n ard›ndan protesto eylemlerine bafllayan birçok kurum ve kurulufla sald›r›da bulunuldu. ‹lk sald›r› iflkence ve tecavüz olay›n›n yaflanmas›n›n hemen ard›ndan suç duyurusunda bulunmak için ‹stanbul Gazi karakoluna gidildi¤inde yafland›. Suç duyurusu dilekçesi vermek istendi¤inde al›nan yan›t “kurumumuzu karal›yorsunuz. Olay› J‹TEM de yapsa polis yapt› diyorsunuz. Bu suçlamalar› kabul etmiyoruz” yönünde olmufltur. Zorla verilen suç duyurusu dilekçesi savc›l›¤a ne kadar zaman içerisinde iletilir, ne kadar zaman içerisinde ifllem yap›l›r sorusunun yan›t›n›, gösterilen tav›rda yan›t bulmak mümkün. Gündüz’e yap›lan sald›r› ilk olarak 17 Haziran günü Diyarbak›r’da yap›lmak istenen eylemle protesto edilmeye çal›fl›ld›. Diyarbak›r’da PJA, DEHAP, Özgür Parti ve EMEP’in yapmak istedi¤i eylem polisler taraf›ndan engellendi. Yar›m saat oturma eylemi düzenleyen kad›nlara müdahale eden polis eylemi gerçeklefltirmelerine izin vermedi. DEHAP Diyarbak›r ‹l Örgütü önünde eylemlerini gerçeklefltirmek isteyen
21 Haziran Cumartesi günü olay› protesto etmek amac›yla Fatih Saraçhane park›nda toplanan bir grup kad›na polis cop, dipçik yan› s›ra köpeklerle de sald›rarak birçok göstericinin yaralanmas›na neden oldu. Onlarca göstericinin gözalt›na al›nd›¤› bas›n aç›klamas›nda sald›r›lar›n sorumlular› hakk›nda bir ifllem yap›lmad›. Yaflad›¤› korku dolu dakikalar› anlatan Beyaz Bilgin, “polis, köpe¤i serbest b›rakarak üzerime sald›. Köpek baca¤›m›, kolumu, s›rt›m›, gö¤sümü defalarca ›s›rd›. Polis ise üzerimdeki kan› görene kadar köpe¤i geri çekmedi. O s›rada bize küfür de ediyorlard› ve amirleri sürekli ‘vur’ emri veriyordu” dedi. Konuyla ilgili yaz›l› bir aç›klama yapan Gülbahar Gündüz, flunlar› kaydetti: “Tüm kara k›fllara ra¤men kad›nlar baharlafl›yor. Benim içimde bir gül açm›fl ve bu gülün dikeni içimi ac›t›yor. Ama bu, buruk bir ac› de¤il. Aksine kinimi, öfkemi ve mücadeleye olan ba¤l›l›¤›m› kamç›l›yor. Kad›nlar sokakta, kad›nlar y›llar›n suskunlu¤unu hayk›rmakta, ka-
BURSA Gülbahar Gündüz’e yönelik iflkence ve tecavüz DEHAP Bursa ‹l Örgütü taraf›ndan 18 Haziran 2003 tarihinde Bursa Adliyesi önünde bas›n aç›klamas› ile protesto edildi. Aç›klamay› DEHAP ‹l Baflkan› Nizam Kaplan okudu. Kaplan’›n konuflmas› s›ras›nda kitle “Cinsel sald›r›ya hay›r”, “Kad›na uzanan eller k›r›ls›n”, “Piflman de¤iliz onurluyuz”, “Zindanlar boflals›n analar a¤lamas›n” gibi sloganlar att›. ‹ZM‹R ‹HD ‹zmir fiubesi 19 Haziran Perflembe günü DEHAP ‹stanbul Kad›n Kollar› Yöneticisi Gülbahar Gündüz’e tecavüz edilmesini flube binas› önünde yap›lan bir bas›n aç›klamas› ile protesto etti. Bas›n metnini ‹HD ‹zmir fiube Sekreteri Mihriban Karakaya okudu. Karakaya “Tarihi ters çeviremeyeceklerini fark edemeyen karanl›k beyinler yine hep uygulad›klar› ‘bildik’
Samsun’da Emek Bar›fl ve Demokrasi Bloku Bileflenleri Gülbahar Gündüz’e yap›lan iflkenceyi protesto ettiler. 21 Haziran Cumartesi günü EMEP binas› önünde gerçekleflen eylemde yaklafl›k 50 kad›n bir araya gelerek “Hepimiz kad›n›z, hepimiz Gülbahar›z”, “Kad›nlar soka¤a özgürleflmeye” vb. sloganlarla DEHAP ‹l Kad›n Kollar› Yöneticisi Gülbahar Gündüz’e yap›lan iflkence ve tecavüzü k›nad›lar. Emek Bar›fl ve Demokrasi Bloku ad›na konuflma yapan bir kad›n temsilci “AB için yol haritas› çizildi¤i, demokratikleflme paketlerinin peflpefle meclisten geçti¤i, Adalet Bakan› Çiçek’in ‘Türkiye’de iflkence bitti’ dedi¤i bir süreçte Kürt sorununda demokratik ve adil çözümü ve toplumsal bar›fl› isteyen, bunun için Bingöl’de ‘Bar›fl Masas›’ kurmaya çal›flan kad›nlar sald›r›ya u¤ruyor. Gülbahar Gündüz kaç›r›larak a¤›r iflkenceye ve tecavüze maruz kal›yor” dedi. ‹flkenceci polislerin hem iflkence suçundan hem de tecavüz suçundan yarg›lanmas› gerekti¤ini vurgulayan konuflmac› “Gündüz’e ve genelinde tüm kad›nlara uygulanan cinsel tacizi ve tecavüzü fliddetle k›n›yoruz” diyerek konuflmas›n› bitirdi.
27
12
4-17 Temmuz 2003
‹nce Memed Kitabevi aç›ld› Devletin insanlar› birbirinden koparmaya, yabanc›laflt›rmaya, kendi kültüründen uzaklaflt›rmaya çal›flt›¤› bu süreçte bu kültürde ›srarc› olmak ve savunmak, kirletilmeye çal›fl›lan tüm de¤erleri sahiplenmek önemlidir. Sistemin halk› örgütsüzlefltirmeye, yozlaflt›rmaya, kendi potas›nda eritmeye çal›flt›¤› bu süreçte bu sald›r›lara karfl› her cepheden yan›t olabilmek için at›lan ad›mlar önemlidir. Bu anlamda halka kendi ilerici de¤erlerini benimsetme ve kavratma amac›yla Adana’da ‹nce Memed Kitabevi aç›ld›. 22 Haziran 2003 tarihinde yap›lan aç›l›flta ilk konuflmay› Alev Haral yapt›. Haral yapt›¤› konuflmada “Çukurova’n›n sahiplenici gücünü omuz bafl›m›zda hissederek yürüdü¤ümüz yoldan vazgeçmeyece¤imizi, sizlerle bu zorluklar› aflaca¤›m›z› yinelemek istiyoruz. ‹nce Memed ismi bildi¤iniz gibi
DEVLET‹N “DEMOKRAS‹” OPERASYONU 8 Haziran tarihinde sahnelenen “Gavara” isimli oyunun bafl›na gelenler devletin Kürt düflmanl›¤›n›n sadece küçük bir yans›mas›d›r. “Demokratiklefliyoruz” 盤l›klar› atan devletin böyle bir sorununun olmad›¤› flu ana kadar yaflanm›fl ve yaflanmaya devam eden pek çok pratikte kendisini ortaya koymaktad›r. Tarihi boyunca Kürt kimli¤ini imha etmeye çal›flan, bunu baflaramay›nca da inkar ederek yok etme yoluna giren devletin, Kürt ulusu ve emekçilerine karfl› yürüttü¤ü “En iyi Kürt ölü Kürt’tür” politikas› de¤iflmeyen tek gerçekliktir. ‹stanbul-Hakkari Sanat Buluflmas› çerçevesinde Tiyatro Oyunevi’nin sahnelemek istedi¤i “Gavara” isimli oyunun dekorunun “suç unsuru” teflkil etmesi ve ihbar sonucu bask›n›n yap›lmas› devletin hücrelerinde bar›nd›rd›¤› “Benim gibi düflünmeyenler yaflayamaz” zehirinin bir ürünüdür. Gözalt›na al›nan sineklikten sonra ifade vermek üzere ça¤r›lan oyunun yönetmeni ve oyuncusu Mahir Günfliray’a sorulan sorular ise devletin “suçlu”nun peflini asla b›rakmayaca¤›n›n bir örne¤i daha. “Sinekli¤i kim ast›?”, “Bu renkleri kullanman›z›n amac› neydi?” sorular›n› soran hakim, devletin Kürt düflmanl›¤›n›n bir örne¤idir. (Ankara)
Çukurova’n›n halk kahramanlar› aras›ndad›r” dedi. Konuflmas›na devam eden Haral; “‹nce Memed tüm bu kuflat›lm›fll›¤a ra¤men iyiden, güzelden, do¤rudan yana, kültürümüzün ilerici yanlar›n› benimseyen, gelifltiren ve gelece¤e tafl›yan gerici yoz kültüre karfl› isyan bayra¤›n› kuflanarak bunu ilke olarak önüne koydu¤u içindir ki, kirletilmeye çal›fl›lan tüm kan, can bedeli de¤erlerimize sahip ç›kmaktad›r” fleklinde sözlerini noktalad›. Aç›l›fl konuflmas›n›n ard›ndan Hasan Hüseyin’in Yolcu fliiri okundu. Ard›ndan Adana Halkevleri müzik grubu güzel parçalar›yla progra-
ma katk› sundu. Grubun sundu¤u dinletinin ard›ndan aç›l›fla gönderilen mesajlar›n okunulmas›yla programa devam edildi. Tohum Kültür Merkezi gönderdi¤i mesajda; “Aç›l›fl›n› yapmakta oldu¤unuz ‹nce Memed Kitabevi’nin Çukurova’n›n kültürüne anlaml› ve etkin katk›lar sunaca¤› inanc›yla eme¤i geçen tüm dostlar› Tohum coflkusuyla selaml›yoruz” dedi. Mesaj›n ard›ndan programa k›sa bir ara verilerek sohbetler eflli¤inde ikramlar sunuldu. Verilen aran›n ard›ndan programa Mersin E¤itim-Sen müzik grubunun söyledi¤i halk türküleriyle devam edildi. Ard›ndan yine gönderi-
Ahmedê Xani’den Cigerxwin’e Kürt Edebiyat› paneli
1
2. Do¤ubeyaz›t Kültür Sanat ve Turizm Festivali çerçevesinde ‘Ahmedê Xaniden Cegerxwine Kürt Edebiyat›’ konulu panel düzenlendi. Kutlu Aktafl Salonu’nda saat 10.00’da düzenlenen paneli ‹stanbul Kürt Enstitüsü Baflkan› fiefik Beyaz yönetti. K›z›ltepe Belediye Baflkan› Cihan Sincar ile yaklafl›k 300 kiflinin izledi¤i panele Felat D›lgefl, Kerem Soylu ile Osman Özçelik konuflmac› olarak kat›ld›. ‘XAN‹ MÜZES‹ KURULSUN’ Kerem Soylu, panelde Ahmedê Xani’nin yaflam› ve tarihteki yeri üzerinde durdu. Xani’nin Kürt Edebiyat›’na kazand›rd›¤› eserlere iliflkin bilgi veren Soylu, dünyada birçok ayd›n ve yazar›n Xani’nin yaflam›n› ve eserlerini araflt›rd›¤›na dikkat çekti. Genelde Kürtler özelde de Do¤ubeyaz›tl›lar için Xani’nin önemli oldu¤unu belirten Soylu, Do¤ubeyaz›t’ta Xani Müzesi kurulmas› gerekti¤ini ifade etti. Osman Özçelik de panelde, Cigerxwin’in yaflam› ve fliirleri hakk›nda bilgi verdi. Özçelik, flunlara dikkat çekti: “Cigerxwin iki peygamberi oldu¤unu söylemifl. Bunlardan biri Ahmedê Xani birinin de Melaê C›ziri oldu¤unu dile getirmifl. Nedenini ise flöyle aç›kl›yor; ‘Çünkü bunlar ne asker, ne kahraman, ne de padiflaht›, sadece Kürt Edebiyat› ve Kürt dili üzerinde kafa yormufl ve eser vermifl insanlard›.” Felat D›lgefl de, panelde yapt›¤› konuflmada, Xani’nin Kürt aflk› ve Kürt sevgisi üzerine eserler verdi¤ini söyledi. (D‹HA)
len mesajlar okundu. Umut Yay›mc›l›k çal›flanlar› gönderdikleri mesajda “sizinle daha güçlü ve daha anlaml› cepheler yarataca¤›m›za inanc›m›z› bilerek, bu bereketli topraklar›n anti-emperyalist ve anti-feodal mücadele gelene¤ine yeni bir soluk kataca¤›n›za inan›yoruz” dedi. Bunun yan›s›ra Devrimci Demokrasi Gazetesi, Sosyalist Demokrasi Partisi, Çukurova Kültür Merkezi, fiakirpafla ‹flçi Kültür Evi ve Yeni Demokrat Gençlik de mesajlar›yla aç›l›fl› selamlad›lar. Yaklafl›k 150 kiflinin kat›ld›¤› aç›l›fl saat 19:30 s›ralar›nda son buldu. (Mersin)
“BURJUVA DÜ⁄ÜNÜ” ir Sultan Abdal Kültür Derne¤i’nin Sivas katliam›n›n 10. y›l etkinlikleri çerçevesinde bir hafta boyunca sahnelenen oyunlardan biri olan “Burjuva Dü¤ünü” 19 Haziran 2003 tarihinde Ankara Sanat Merkezi’nde izleyici ile bulufltu. Oyun öncesinde Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i ad›na yap›lan konuflmada Sivas katliam›ndan söz edilerek bu katliamlar›n Ulucanlar ve 19 Aral›k ile devam etti¤i, faillerin bulunmamas›n›n mümkün olmad›¤› belirtilerek adli makamlara “görevinizi yap›n” ça¤r›s› yinelendi. Ayakta alk›fllanan konuflmadan sonra oyuna geçildi. Oyun; bir ailenin dü¤ün gecesi düzenledi¤i e¤lencede yaflananlar› oldukça hareketli ve komik bir üslupla ele al›yor. Bertolt Brecht taraf›ndan yaz›lan oyun, burjuvazinin dünyaya bak›fl aç›s›n›, yaflam tarz›n›, iliflkilerini tüm ç›plakl›¤› ile gözler önüne seriyor. Bir masa ile etraf›ndaki sandalyeler ve bir dolaptan oluflan mekanda oyuncular›n mimik ve jestleri ön plana ç›kt›. Oyunda gelin ile damat, misafirler ile konuk erkekler ve gelin, damat ile misafir kad›nlar aras›ndaki iliflkilerle burjuvazinin üretimden kopuk, ikiyüzlü, bencil, ç›karc› ve ihanet dolu yaflam›n›n ayr›nt›lar› komik bir dille oldukça baflar›l› bir flekilde sergilendi. Oyuncular›n mimiklerindeki baflar› ve ustal›klar› hissettirilmek istenen duygular› izleyiciye ulaflt›rabildi. Oyunun bafl›nda sahte bir mutluluk havas› eserken ilerleyen bölümlerde ise konuklar ile ev sahipleri birbirlerine sataflmaya ve gerçek duygular›n› ifade etmeye girifliyorlar. Gelinin asl›nda hamile oldu¤u, öncesinde birçok erkekle beraber oldu¤unun ortaya ç›kmas›, masa ve sandalyelerin k›r›lmas› herkesin gizlediklerini baflkas›na karfl› kullanmas› ile oyunun sonlar›na do¤ru konuklar ve evli çiftler birbirine giriyor. Damat gelini konuk kad›nlarla aldatma çabas›nda iken gelin de damad› di¤er erkeklerle aldat›yor. Her çiftin bir di¤erini aldatt›¤› oyun tam bir ikiyüzlülük tablosu çiziyor yani. Burjuvazinin üretimden kopuk bir yaflam sürdü¤ünü bir masa ve sandalyeyi bile üretemedi¤ini, asalakl›¤›n› göstermesi aç›s›ndan masa ve sandalye ba¤›nt›s› üslupla birleflince ilgi çekici bir görüntü olufltu. Oyun içinde petrol tekellerinin sahte özgürlük ve demokrasi söylemlerine de flark›lar ve dans eflli¤inde yer verildi. Finalde ise kendi yapt›klar› yata¤a uzanan çiftler, de¤er yarg›lar› ve dünya görüflleri ile birlikte yatak k›r›larak yere devrildiler. (Ankara)
P
4-17 Temmuz 2003
12
28
7. Konferans yöneliflimizle yürüyüflümüz daha güçlü ad›mlarla ilerliyor!
FEDA RUHUMUZ fiEH‹TLER‹M‹ZLE DAHA DA HARLANIYOR!
BÜLENT ERTÜRK Aç›klama: Elimize posta kanal›yla ulaflan bildiriyi haber de¤eri tafl›d›¤› için oldu¤u gibi yay›nl›yoruz.
Çeflitli milliyetlerden Emekçi Halk›m›z; Partimiz 7. Konferans› ile geçmiflinin de¤erlendirmesini yap›p, olumsuzluklar›n› mahkum eden, olumluluklar›n› ise daha da büyütecek bir süreç içerisine girmifltir. Bölgemizde Parti ve Ordu güçlerimiz, partimizin yönelimini somuta uygulamak için çeflitli plan ve programlar oluflturmufllard›r. 7. yöneliflimizin kendileri aç›s›ndan tehlikesini alg›layan faflist TC, Karadeniz Bölgesi’nde üç tugayl›k güçle kapsaml› operasyonlar bafllatm›flt›r. ‹ki aya yak›nd›r devam eden operasyonlarda Tokat, Sivas, Giresun, Ordu illerinin çeflitli yerlerinde T‹KKO savaflç›lar› ile faflist TC güçleri aras›nda çok ciddi çat›flmalar yaflanm›flt›r. Bu çat›flmalarda üç yoldafl›m›z flehit düflmüfl, üçü ise düflman›n eline geçmifltir. Düflman›n kesin kay›plar› hakk›nda bilgimiz yoktur. Düflman, kay›plar›m›z› oldukça abart›l› ve çarp›tarak verirken, kendi kay›plar› hakk›nda bilgi vermemektedir. Yaflanan çat›flmalar flunlard›r: 3 May›s 2003: Tokat’›n Refladiye ilçesi Kabasal mevkiinde yaflanan çat›flmada herhangi bir kayb›m›z yoktur. 16 May›s 2003: Tokat’›n Almus ilçesi Türk Tomaras› (Ar›su) köyü Kayaboynu mevkiinde pusu sonucu gerçekleflen çat›flmada Süheyla kod adl› Emel K›l›ç yoldafl›m›z flehit düflmüfltür. 21 May›s 2003: Giresun’un Yayl›dere ilçesi Akp›nar köyü k›rsal›nda ç›kan çat›flmada, iki yoldafl›m›z yaralanm›flt›r. 22 May›s 2003: Giresun’un Bulancak ilçesi E¤ricalan mevkiinde pusu sonras› ç›kan çat›flmada, Duran kod adl› Murat Ar›cak ve R›za kod adl› Bülent Ertürk yoldafllar katledilmifltir. Bu arada Ordu ve Sivas illerinde düflmanla daha küçük çapl› karfl›laflmalar yaflanm›flt›r. Öte yandan güçlerimize yönelik oldu¤unu sand›¤›m›z Tokat’›n Refladiye ilçesindeki bir operasyonda DHKP-C savaflç›s› iki devrimci flehit düflmüfltür. fiehit yoldafllar›m›z flunlard›r: Emel K›l›ç (Süheyla) yoldafl: 1979 y›l› Dersim’in Ovac›k ilçesi do¤umlu, Kürt ulusuna mensup, alevi kökenli demokrat bir ailenin çocu¤u olarak dünyaya gelmifltir. Aile çevresinde devrimci düflüncelerle tan›flm›flt›r. Erzincan Hemflirelik Meslek Li-
sesi’nde okurken Kürdistan Bölge Komitesi alt›nda örgütlü yaflama bafllam›flt›r. Erzincan’da Partimize yönelik yap›lan bir operasyonda tutsak düflmüfltür. Erzurum Hapishanesi’nde 7 ay tutsak kalm›flt›r. Ç›kt›ktan sonra ailesinin tüm bask› ve engellemelerine karfl›n devrimci mücadeleden kopmam›fl k›sa bir süre sonra partiyle ba¤ kurup görev alm›flt›r. Bu süreçte okulunu bitirip hemflire olmufltur. Mahkeme sonuçlan›p aran›r duruma düfltü¤ü için illegal parti faaliyetine geçmifltir. Marmara Bölge Komitesine ba¤l› semt faaliyeti yürütmüfltür. Gerilladaki sa¤l›kç› ihtiyac› do¤rultusunda 2000 y›l›nda gerilla alan›na çekilmifl böylece çok istedi¤i gerillaya kat›lm›flt›r. Her ne kadar sevmese bile, Umut ‹l yoldafltan boflalan sa¤l›kç›l›k görevini üstlenmifltir. fiehit düflene kadar gerilla yaflam› süresince defalarca düflmanla çat›flmaya girmifltir. Kad›n›n toplum içindeki durumu, feodal sistemin kad›n üzerindeki çirkefli¤ini yaflayarak görmüfl olan yoldafl, kad›n›n özgürleflmesinin saflar›m›zdaki mücadeleyle gerçekleflebilece¤ini en iyi kavray›p, mücadeleye kat›larak kan›tlayan yoldafllar›m›zdand›r. Geleneksel kad›n kimli¤inden kad›n›n kendini tan›mlay›fl tarz›ndan, kad›n›n geleneksel düflünüfl dünyas›ndan kurtulma-
MURAT ARICAK ya çal›flan ve bunu büyük oranda baflarm›fl yoldafllardand›r. Yoldafllara ba¤l›l›k, düflmana kin, bir dizi sorun ve yetmezli¤e ra¤men bunlar› aflma cüretinin ad›d›r Emel K›l›ç yoldafl. Emel K›l›ç, 7. Konferans sonras› ilk flehididir. Emel K›l›ç yoldafl flehit düfltü¤ünde TKP/ML ileri sempatizan›, T‹KKO alt komutanlar›ndan Bölge Sa¤l›k Komitesi Sekreteriydi. Murat Ar›cak (Duran) yoldafl: 1971 Malatya do¤umlu Türk ulusuna mensup sünni mezhebi kökenli bir ailenin çocu¤u olarak dünyaya gelmifltir. Yoldafl araflt›rmac›, sorgulay›c› bir kiflili¤e sahipti. Bulundu¤u çevre dolay›s›yla dini tarikatlar›n içinde yer alm›fl, Büyük Birlik Partisi Gençlik Kollar›’ndayken sorgulamas›n›n sonucunda dini tarikatlar›n, BBP’nin birer aldatmaca oldu¤unu görmüfltür. Mühendislik Fakültesinde okurken partimizin düflünceleriyle 1993 y›l›nda TMLGB arac›l›¤›yla tan›flm›fl ve örgütlü yaflama kat›lm›flt›r. Bu süreçte okulunu bitirip maden mühendisi olmufltur.
Bundan sonraki yaflam›nda düzen içi bir yaflam› de¤il mücadeleyi tercih etmifltir. Partideki 94 darbe sonras› bir dizi b›rakmalar›n olmas›na karfl›n mücadelede ›srar›n› sürdürmüfltür. Legal alanda çal›flt›¤› süreçte Murat yoldafl, iki defa tutsak düflmüfltür. Daha sonra Marmara Bölge Komitesi alt›ndaki de¤iflik alanlarda görev alm›flt›r. 1999 y›l›nda T‹KKO’ya kat›lm›flt›r. Gerilla mücadelesinde zorluklar› aflmada kararl› ve ›srarl› bir durufl sergilemifltir. Düflmanla defalarca çat›flmaya girmifl ve düflmana kay›plar verdirmifltir. Murat yoldafl parti kararlar›n›n yaflama geçirilmesinde kararl›l›¤›n, yoldafllara ba¤l›l›¤›n, mücadelede ›srar›n ad›d›r. Murat yoldafl flehit düfltü¤ünde TKP/ML orta sempatizan›, T‹KKO savaflç›s›yd›. Bülent Ertürk (R›za) yoldafl: 1975 y›l› Sivas’›n ‹mranl› ilçesi Kabaktepeler köyü do¤umlu Kürt ulusuna mensup alevi kökenli yoksul bir ailenin çocu¤u olarak dünyaya gelmifltir. Koçgiri’nin isyan gelene¤ini bar›nd›ran yoldafl, devrimci demokrat bir çevrede yetiflmifltir. Partimizin bir taraftar›yken Çank›r› eylemine yard›m etti¤i gerekçesiyle tutsak düflmüfltür. Zindanlarda partimizle örgütlü iliflkiye geçmifltir. Eskiflehir hapishanesinde haklar›n› almak için di¤er bir yoldafl›yla birlikte ölüm orucuna bafllam›flt›r. Ölüm orucunun zaferle sonuçlanmas›ndan sonra Nevflehir Hapishanesine konulmufltur. Daha sonra 19 Aral›k operasyonuyla Sincan F tipi hapishanesine götürülmüfl ve oradan tahliye edilmifltir. Zindanlarda faflizmin yüzünü daha iyi tan›yan Bülent yoldafl, d›flar›ya ç›kt›¤›nda hiç tereddüt etmeden mücadeleden en ön saflar›nda yer almak istemifltir. 2001 bahar›nda gerillaya kat›lm›flt›r. Reformizmin savafl yorgunlu¤unun revaçta oldu¤u bir dönemde savaflta ›srar›n ad›d›r Bülent yoldafl. Bülent yoldafl flehit düfltü¤ünde TKP/ML orta sempatizan›, T‹KKO alt komutanlar›ndan, üçüncü m›nt›ka komutanl›k üyesiydi. 7. Konferans›m›zdan sonra ilk flehitlerimiz olan yoldafllar›m›z›n hesab›n› soracak, u¤runa savaflt›¤›m›z insanl›¤›n kurtuluflunu er ya da geç gerçeklefltirece¤iz. 7. Konferans›m›z›n kitle ile bütünleflmesini sa¤layacak, halk›m›z› savafl›n içine çekecek yönelimini alg›layan faflist TC, bölgede çok kapsaml› operasyonlara giriflmifltir. Amac› gerillay› marjinalleflmifl bir tarza hapsetmeye çal›flmakt›r. Gerilla buna düflmeyecektir. Kitlelere bilinç tafl›ma, örgütleme faaliyeti olmadan düello tarz› bir savafla tutuflmayacakt›r. Bunun ilk ad›mlar› Tokat, Sivas, Ordu ve Giresun’da at›lmaktad›r. Düflman›n güçlü oldu¤u askeri teknik zemin, halkla en üst boyutta bütünleflilerek afl›lacakt›r. Ülkemizde emperyalistler ve yerli uflaklar›n›n uygulam›fl oldu¤u programlar halk›m›z› her geçen gün daha da yoksullaflt›rmaktad›r. Yoksullu¤un Türkiye Kürdistan› d›fl›nda en yo¤un yafland›¤› yer Karadeniz Bölgesidir. Halk›n
EMEL KILIÇ öfkesinden korkan TC, devleti küçültme ad›na k›rsaldaki bir dizi kurumunu kald›r›rken bölgedeki askeri güçlerine her geçen gün bir yenisini eklemektedir. Son olarak Tokat’ta bir Bölge Komutanl›¤› (tugay) konumland›r›lm›flt›r. Bu durum TC’nin gerçek niteli¤ini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Avrupa Birli¤i, demokratikleflme vb. bir aldatmacad›r. Gerçekte Türkiye’de de¤iflen birfley yoktur. TC, Osmanl›’n›n katliamc› gelene¤ini sürdürmektedir. Kuyucu Murat Pafla’n›n bizzat kendisi 5 yafl›ndaki çocu¤u “yar›n büyür bafl›m›za bela olur” diye hunharca katleden insanl›k düflman› gelenek yine katledilen yoldafllar›m›z›n kafalar›n›n ezilmesi, cesetlerine iflkence yap›larak tan›nmaz hale getirilmesiyle Osmanl›’n›n torunlar›, dedelerinin katliamc› gelene¤ini sürdürdüklerini bir kez daha göstermifltir. Osmanl› ayn› Osmanl›d›r. Halktan korkmaktad›r. Sömürüsünü devam ettirmek için halka karfl› devaml› katliam ve bask› uygulamaktad›r. Halk›n en ileri kesimi olan devrimci ve komünistler ise bu bask› ve katliamdan ilk nasibini alanlar olmaktad›r. Bütün bu geliflmeler göz önüne al›nd›¤›nda faflist TC’nin partimize ve ordumuza yönelik sald›r›lar› anlafl›l›r olmaktad›r. Faflist TC’nin 7. yöneliflimiz karfl›s›ndaki sald›r›lar› gerillan›n halkla bütünleflmesinin gereklili¤ini bir kez daha ortaya koymufltur. Bu sald›r›lar halkla bütünleflilerek afl›lacakt›r. Her türlü engelleme çal›flmas›na karfl› 7. yöneliflimizde ›srar ve kararl›l›¤›m›z devam edecektir. fiAN OLSUN 7. KONFERANS YÖNEL‹fi‹M‹Z‹N ‹LK fiEH‹TLER‹NE! MAYIS AYI fiEH‹TLER‹M‹Z ÖLÜMSÜZDÜR! EMEL YOLDAfi ÖLÜMSÜZDÜR! MURAT YOLDAfi ÖLÜMSÜZDÜR! BÜLENT YOLDAfi ÖLÜMSÜZDÜR! YAfiAYARAK YA DA ÖLEREK B‹Z KAZANACA⁄IZ, DEVR‹M KAZANACAK! YAfiASIN PART‹M‹Z TKP/ML, ÖNDERL‹⁄‹NDEK‹ T‹KKO, TMLGB!
Türkiye Komünist Partisi/ Marksist-Leninist Karadeniz Bölge Komitesi Haziran 2003
29
12
4-17 Temmuz 2003
Emel K›l›ç’›n ard›ndan... Emel K›l›ç’›n ard›ndan... 15 May›s 2003 tarihinde Tokat’ta flehit düflen Emel K›l›ç’› yaflam›n›n belli bir kesitini birlikte geçirdi¤i akraba çevresine sorduk. Anlat›lanlar Onun aile çevresinde de ne kadar sevilip örnek al›nd›¤›n› gösteriyor bize.
-Bize Emel’i anlat›r m›s›n›z? Ev hayat›n›, iliflkilerini, kiflili¤ini... -Filiz Geçgin (teyzesinin k›z›): Emel’i anlatmak zor. Özellikle bu süreçte daha da zor. Çünkü ölümün bu kadar yak›n oldu¤u veya bu kadar yak›ndan hissedildi¤i, ölümle bu kadar yak›n oldu¤unu bilmek asl›nda biraz ürkütücü hepimiz için. fiu an yaflamas› gerekti¤ini düflündü¤üm bir insan sonuçta. Çünkü Emel yaflamda çok sab›rl›, inançl›, direngen, inatç›, umutlar›
olan, yaflamda her zaman birfleyleri de¤ifltirmeyi amaçlayan bir insand›. Ölümü birey olarak belki birçok fleyi bitirdi. Ama Onun ard›llar› için yaflam›yla mücadelede çok büyük katk›lar› olmufltur. Mücadele içindeyken de eminim ki çok büyük katk›lar› olmufltur. Çok fazla fleyi de¤ifltirip dönüfltürmüfltür Emel. Ama ard›llar› için büyük umut kayna¤› olmufltur. Mücadelenin do¤as›nda vard›r bu. Do¤umlar da ölümler de olacakt›r. Diyalekti¤in kendisi budur zaten. Emel günlük yaflam›nda direngen bir insand›. Çok küçük yafltan beri arkadafllar›na ve topluma karfl› çok duyarl›, okumaya çok düflkün, araflt›rma-incelemeye merakl› kendi yafl›tlar›ndan farkl›, biraz daha ileri biriydi. Tabi dönem dönem hatalar› olmufl olabilir, duygusal davranm›fl olabilir. Ama kendi yafl›tlar›na göre daha farkl›yd›, daha inançl›, daha kararl›yd›. En az›ndan yaflama karfl› duruflu oldukça kararl›yd›. Genel anlamda ›l›ml›, yard›msever, de¤ifltiren, yard›mc› olmaya yönelik biriydi. ‹nsanlar için birfleyler yapmaya çal›flan, toplumu de¤ifltirmeye çal›flan iliflkileri
vard›. Zaten devrimci olmas›ndan kaynakl› bu özellikleri daha fazlayd›. Tabi ki her konuda oldu¤u gibi ev hayat›nda baz› yönleriyle beni etkiledi. Düzenli, temiz, bak›ml› yaflard›. -Mücadele hayat›na nas›l bak›yorsunuz? -Mücadele flekli noktas›nda farkl›l›klar›m›z, çeliflti¤imiz noktalar olabilir. Ama genel olarak ayn› teoriyi savunuyoruz. Sonuçta prati¤imiz farkl› olabilir. Ama ben de bu ideoloji do¤rultusunda kendi yaflam›ma müdahale etmeye çal›fl›yorum. Kendi yaflam›m içerisinde yapmak istedi¤im fleyler var. Mesela gelece¤in daha iyi olmas›, daha güzel, daha eflitçe, ezilenlerin olmad›¤›, insanlar›n eflit çal›fl›p eflit kazand›¤› bir ülkenin varl›¤›n› istiyorum. Bunun için de mücadele etmek, Emel ve Onun ard›llar›ndan ö¤renmemiz gerekiyor. ‹nanç ve kararl›l›kla mücadeleye sar›ld›¤›m›z zaman o ülkeyi yaratmak hayal olmayacak. Bunu yapacak olan bizleriz. Biz bunu baflarabiliriz. Ben buna inan›yorum. - Teflekkür ederiz. - Ben teflekkür ederim.
- Bize Emel’i anlat›r m›s›n? - Kardefli: Ben kendimi bildim bileli Emel ablam hep üretken, araflt›rmac›, yerine göre tart›flmac› ve do¤al olarak da hakl› bir kiflili¤e sahipti. Kafas›na koydu¤unu yapan, deli dolu bir insand›. Bu yönleri ile zaten beni hep etkilemifltir. Ben de Onu örnek almaya çal›fl›yorum. Ama maalesef Onun kadar kararl› ve direngen olam›yorum. - Cenaze törenindeki duygular›n› anlat›r m›s›n? -Asl›nda pek bir fley hat›rlam›yorum. Sadece ölüm haberini ald›¤›m dakikay› ve Onun tabutunu gördü¤üm an› biliyorum. Ayr›ca cenaze y›kand›¤›nda beni içeri ald›lar. Sekiz seneden sonra Onun yüzünü ilk defa gördüm. Yüzü gene foto¤raflar›ndaki gibi tertemiz ve güzeldi. Sadece sa¤ omzunda uzun bir dikifl izi vard›. Ondan sonra zaten bana ne oldu¤unu bilmiyorum.
Bülent Ertürk’ün ard›ndan... Bülent ard›ndan... Bülent Ertürk’ü a¤abeyinin anlat›mlar›ndan dinledik... Bülent’i anlat›r m›s›n›z? -Abisi: Bülent çocuklu¤undan beri mücadeleyi seven bir insand›. Çal›flmay› çok seven bir insand›. Büyüdü¤ü zaman da hep ayn›yd› insanlar› severdi. Çok de¤erli bir insand› Bülent. Dergi okuyordu, haberleri dinliyordu. Her zaman günlük ifllerini yapan bir insand›. Aile içerisinde çok sevilen bir insand›. Herkese anlat›rd›, konuflurdu. Mesela 97 1 May›s’›nda ‹flçi Partisi’yle çat›flmaya girilmiflti. O kavgada kafas›na tafl yemiflti, kan›yordu. Ben kenarda oturuyordum geldi isyan etti. Dayanamad› sonra “benim arkadafllar›m, yoldafllar›m savafl›rken ben oturamam” diyordu. Mücadeleyi b›rakmayan bir insand›. ‹lkokulu köyde bitirdi. ‹stanbul’a 88-89 y›llar›nda geldi. Gebze’de çal›fl›yordu. Nerden baksan 10-15 y›ll›k mücadele hayat› var. Hapishane sürecinden bahseder misiniz? -99 y›l›nda Çank›r› olay›ndan Eskiflehir’e götürülmüfltü. Kemal’le beraber. Eskiflehir’de baya¤› bask› görmüfltü. Oradaki ülkücüler hep tehdit ediyorlard›. Her görüfle gitti¤imizde “bizi burdan ald›r›n yoksa bizi öldürecekler” diyordu. Yemek al›rken mafyac›lar tehdit etti¤i için yemek yemiyorlard›. Açl›k Grevi’ne girmiflti. Ankara’da mahkemesi vard›. Kemal, Ölüm Orucu’nda ölüm s›n›r›na gelmifl. Bütün yoldafllar› bunlara destek verdi¤i için
hepsini Nevflehir’e naklettiler. Kemal b›rakm›flt›. Bülent’e demifller art›k sizi sevk ediyoruz. B›rak Açl›k Grevi’ni demifller. Bülent demifl “ben inanm›yorum. Kemal b›rakmadan ben b›rakmam” demiflti. Nevflehir’e götürmüfllerdi. Her mahkemeye ç›kar›ld›¤›nda yolda iflkence yap›l›yordu. Ama oradaki arkadafll›k, yoldafll›k ba¤l›l›klar› çok iyiydi. 19 Aral›k operasyonundan Bülent Sincan F tipine götürülmüfltü. Orada 2 gün kalm›flt›. Mahkemede Bülent’e tahliye vermifllerdi. Gece saat 10:30’da b›rakm›fllar. Ankara’dan bir benzinli¤e b›rak›yorlar. Tabi o zaman çok iflkence yap›lm›flt›. Sol gözü fliflti. Bize hep anlat›yordu iflkenceleri, bask›lar›. O “mücadeleyi devam ettirece¤im benden b›rakmam› isteme” derdi. Ben ziyaretine gidince bana hep “insan›n, toplumun nas›l oldu¤unu ö¤ren” derdi. Evde oturup konufluyorduk hep ayn› yani. “Ben mücadelemden vazgeçmem do¤ru olan budur. Ben do¤ruyu yap›yorum” derdi.. Bülent hem duygusal hem insanlar› seven biriydi. ‹nsanlar taraf›ndan da sevilirdi. Herkesle konuflurdu, herkese anlat›rd›. Ben çok fleyden çekinirdim, konuflamazd›m o beni açard›. Bana hep oku derdi. Kendini gelifltir derdi. ‹flten gelirdi gece saat 02:00’ye kadar okurduk beraber yorulmak bilmezdi. Kemal Ertürk’le aras› nas›ld›? -D›flardayken çok iyiydiler. Hep beraber okur-
Halk Ordusu Gerillas› Bülent Ertürk topra¤a verildi 21 May›s günü devletin Karadeniz k›rsal›nda gerçeklefltirdi¤i operasyonlarda Giresun Bektafl Yaylas› Ercaalan mevkinde çat›flmaya giren T‹KKO gerillalar›ndan Murat Ar›cak ve Bülent Ertürk yaflamlar›n› yitirmifllerdi. Devletin yapt›¤› ilk aç›klamada yaflam›n› yitiren gerillalardan Bülent Ertürk’ün ad› Cem Karaca olarak aç›klanm›fl ve cenaze de Cem Karaca’n›n ailesine teslim edilmiflti. Ancak daha sonra parmak izlerinin polise iletilmesi sonucu flehit düflen gerillan›n Bülent Ertürk oldu¤u anlafl›lm›flt›.
Bu geliflme bile Ertürk ailesine yine ac› yaflat›larak; Bülent’in kardefli gözalt›na al›narak kendisine kardeflinin öldü¤ü söylenmiflti. Ertürk ailesi Cem Karaca olarak topra¤a verilen o¤ullar›n›n cenazesini Elaz›¤’dan alarak ‹stanbul Dudullu Mezarl›¤›nda yoldafllar› ile birlikte topra¤a verdi. Bu olay ayn› zamanda gerilla cenazelerine yönelik iflkencenin de ortaya ç›kmas› anlam›na gelmektedir. Zira cenazenin kime ait oldu¤u ancak parmak izlerinin araflt›r›lmas› sonucu bulunabilmifl, kendilerine teslim edilen cenazenin kendi o¤ullar›na ait ol-
lard›, tart›fl›rlard›, konuflurlard› her zaman çok iyiydiler. Hapishaneye girdikten sonra daha ba¤l› oldular. Çok ac› paylaflt›lar birbirleriyle. ‹flkence, dayak olsun. Bülent ‹stanbul’da Kemal de Ankara’da yakaland›. Bülent’i Ankara’ya götürene kadar çok iflkence yapm›fllard›. Bülent anlatm›flt› gözlerini ba¤lam›fllar demifller amcan›n o¤lu Kemal de burda. Bülent inanmam›fl hiçbir fley söylememiflti. Kemal’i dövmeye bafllam›fllar sesini duyunca birbirlerine sar›lm›fllar. Akl›na gelmeyecek iflkenceyi yapm›fllard›. Herfleyi beraberdi. Onunla açl›k grevine bafllam›fllard›. “Bütün yoldafllar›m bu yoldayken ben nas›l b›rak›r›m bunu benden istemeyin” derdi. “Ben ölünce beni yoldafllar›m›n yan›na gömün” derdi. Bunu bize aç›klam›flt›. “Bütün yoldafllar›m ayr›m yapmadan onlar bu yolda ölürken ben sakin duramam e¤er bu yolda bedel ödenecekse bu bedeli ben de öderim” dedi. En son laf› buydu. Sonra da bir daha haber alamad›k. Haber vermeye gelenler kardeflini gözalt›na alm›fllar, Bülent’i tan›yor musun demifller. O da abim oluyor demifl. Sonra Elaz›¤’a cenazeyi almaya gittik. Aileye gittik. Önce inanmad›lar, biz de Savc›l›¤a gittik. Faks› gösterdik. Polat kod adl› Bülent Ertürk yaz›yordu. Sonra aile ikna oldu. Mezar› teflhis etmeye gittik. Tabutu aç›ld›¤›nda Bülent’in iflkencede sol üç parma¤›n›n k›r›k oldu¤unu gördüm. Bir de sol gö¤sünde flifllik vard›. Vücut
mad›¤›n› Cem Karaca’n›n ailesi dahi anlayamam›flt›r. 18 Haziran günü sabah 10:00’da Dudullu mezarl›¤›na getirilen cenazeye ailesi ve Bülent Ertürk’ün yoldafllar› kat›ld›. Arabadan indirildikten sonra analar›n omzunda mezarl›¤a giren cenaze z›lg›t ve a¤›tlarla karfl›land›. Ailesi ad›na k›sa bir konuflma yapan Ertürk’ün akrabas›; “‹nsan›n çok yak›n birisini kaybetmesi ve onun cenazesinde konuflmas› elbet zor. Bülent bizim can›m›z, bizim kan›m›z, bizim parçam›zd›r. Onu ve onunla yaflad›klar›m›z› hiçbir zaman unutmayaca¤›z. Biz yaflad›kça Bülent hep aram›zda yaflam›fl olacakt›r. Onun an›s› için sizleri 1 dakikal›k sayg› durufluna davet ediyorum” dedi. Sayg›
hep delik deflik edilmiflti. Kolundan et parças› al›nm›flt›. Avuçlar›nda ise kurflun izleri vard›. Sonra yüzüne do¤ru gittim. ‹çime bir ac› doldu. Bülent sanki abi benim diyordu. Neredeyse düflecektim tabuta sar›lacakt›m. Ama o adamlar›n karfl›s›nda dimdik olmam gerekirdi diye düflündüm. Öyle oldum ben de. Sonra Bülent’in konuflmalar› geldi akl›ma. “Ben ölürsem bafl›n›z› dik tutun a¤lamay›n” derdi. Ben de öyle yapt›m. Cenaze töreninde neler yafland›, nas›l geçti? -Cenaze töreni Bülent’in istedi¤i gibi geçmedi. Ama sa¤olsun dostlar› ve yoldafllar› gelmiflti. Mesela cenaze öncesi polis bizi aray›p “gelenler örgüt almay›n” dedi. Biz de hay›r örgüt de¤il, gelen herkes bizim misafirimizdir dedik. Son olarak Bülent’in dedi¤i gibi mücadele devam ediyor ve edecek. Bedel ödemek gerekirse öderim demiflti ve ödedi de.
duruflundan sonra cenazeye kat›lanlar “Bülent Ertürk ölümsüzdür”, “Emel K›l›ç, Murat Ar›cak, Bülent Ertürk YAfiIYOR”, “Karadeniz flehitleri ölümsüzdür”, “Partizanlar ölmez, Yaflas›n Halk Savafl›” vb. sloganlar att› ve marfllar söyledi. Polisin cenaze töreninden saatler öncesinde mezarl›k çevresinde kurdu¤u abluka, cenaze sonuna kadar sürdü. (‹stanbul)
4-17 Temmuz 2003
30
‹flçi-köylü’den “PAKET PAKET DEMOKRAS‹” EfiL‹⁄‹NDE HIRSIZLAR HIRSIZLARDAN HESAP SORAMAZ! Son birkaç haftad›r popülist politikalar›n ve burjuva arenada yap›lan ayak oyunlar›n›n bir ürünü oldu¤u aç›k olan yolsuzluk soruflturmas› gündemi iflgal ediyor. Adalet ve Kalk›nma Partisi’nin hükümet kurmak için yeterli milletvekili say›s›n› elde etti¤i mecliste kurmufl oldu¤u “Yolsuzluklar› Soruflturma Komisyonu’nun” geçmifl dönemin baz› siyasetçilerini dinlemesi burjuva medya taraf›ndan kamuoyuna öyle bir sunuldu ki gerçekten yolsuzluklar›n üzerine gidiliyor izlenimi verildi. Y›llar öncesinin kasaba politikac›lar›n›n “tüyü bitmemifl yetimin hakk›n› sorma” ba¤›rt›lar› aras›nda sanki biz bu filmi daha önce görmüfltük izlenimi uyand›ran bu kamuoyu oluflturma çabas› hiç kuflku yok ki yeniden sahnelenen 3. s›n›f bir komediyi and›r›yor. Gerçi R. Tayyip Erdo¤an’›n “yolsuzluk damar›nda” geziyoruz sözleriyle komediden çok 3. s›n›f bir dram› and›rsa da; Avrupa Birli¤i üyeli¤i propagandas› eflli¤inde yürütülegelen “paket paket demokrasi” lütuflar›yla(!) birleflti¤inde üzerinde önemle durulmas› ve deflifre edilmesi gereken yanlar içeriyor. Hükümetin “demokratiklefliyoruz” propagandalar› aras›nda, 450 bin kamu iflçisini ilgilendiren toplu ifl sözleflmesi görüflmelerinde ilk 6 ay için s›f›r zam önerdi¤i koflullarda, R. Tayyip Erdo¤an’›n “Yolsuzluklar›n damar›na girdik, sab›rla henüz bu damarda yürüyoruz” söylemleri eflli¤inde, bizzat kendi bürokratlar›n›n bir flaraba 5.6 Milyar (befl milyar 600 milyon) ödemesi bizleri bir kez daha geçmifl dönemde yap›lan “aklama paklama operasyonlar›na” götü-
rüyor. TC’nin özellikle son 20 y›l›na damgas›n› vuran bu yolsuzluk söylemi, her ne hikmetse bir türlü sonuçlanm›yor! En son Tansu Çiller ve Mesut Y›lmaz’›n “Yüce Divan yolunda bu milletin hür iradesinin yans›mas› olan mecliste” aklanmas›yla gündeme gelen yolsuzluk tart›flmalar›, bugün R. Tayyip Erdo¤an’›n tam bir Kas›mpaflal› kabaday› edas›yla söyledi¤i damardan vaazlar›yla iflçi s›n›f› ve emekçi halkla dalga geçercesine sürdürülüyor. Türk hakim s›n›flar›n›n iflçi s›n›f› ve emekçi halk üzerinde bir bask› arac› olan ve bu karakteriyle kuruldu¤u günden itibaren sömürü talan ve ya¤man›n bir numaral› adresi olan TC devleti; milyarl›k yemekleri, havada uçuflan dolarlar›, Laila akflamlar› ile bo¤az›na kadar pisli¤e batm›fl bürokratlar› ve kadrolar›yla b›rakal›m yolsuzluklar› önlemeyi, “bugün nas›l yapar›m da daha fazlas›n› götürürüm” hesab›yla yönetilmektedir. Yönetilmektedir çünkü bu onlar›n s›n›f karakterinde vard›r. ‹flçi s›n›f› ve emekçi halk›n al›nterinin, eme¤inin üzerinden yükselen sömürü cennetleri, kendi s›n›f do¤alar› gere¤i h›rs›zl›k, ya¤ma ve talan üretmektedir. ‹flte tam da bu nedenle bugün en büyük ya¤mac›lar ve h›rs›zlar anl› flanl› Türk büyükleri(!), hay›rsever ifladamlar›(!), dindar ve Müslüman tüccarlar(!), namuslu büyük toprak a¤alar›(!), dürüst politikac› ve bürokratlard›r(!) Ya¤man›n özgürlük olarak alg›lan›p kabul edildi¤i sömürü ve ya¤ma düzeninde politikac›lardan ve bu düzenin bilcümle sahiplerinden namuslu ve sayg›n davran›fl beklemek kocaman yaland›r. Egemen s›n›f tem-
silcileri ve sözcüleri sömürmek, ya¤malamak, çalmak zorundad›r. Çünkü onlar›n s›n›f felsefelerinde kültür ve ahlak anlay›fl›nda h›rs›zl›k ve ya¤ma bir erdemdir. Bir dönemin kelli felli politikac›s› geçmifl dönemin Baflbakan› ve Cumhurbaflkan› olan T. Özal’›n flu meflhur sözü hala haf›zalardad›r, “benim memurum iflini bilir.” Bu söylem ya¤man›n kutsand›¤›, h›rs›zl›¤›n bir devlet görevi oldu¤unun teyit edilmesidir. Çünkü onlar›n felsefesinde “devlet mal› deniz yemeyen keriz” zihniyeti vard›r. Çünkü onlar›n iliklerine kadar ya¤ma, talan, h›rs›zl›k ve hortumlama sinmifltir. Çünkü onlar aç›s›ndan emperyalist a¤ababalar›n›n sözcülerinden Donald Rumsfeld’in Irak’ta yaflanan ya¤ma olaylar› vesilesiyle çok güzel ifade etti¤i biçimde “ya¤ma özgürlüktür”(!) ‹flte bu nedenle bugün “damardan giren” Tayyip Erdo¤an’›n ‹stanbul Belediye Baflkanl›¤› döneminde aç›lan onlarca yolsuzluk davas› vard›r. ‹flte bu yüzden bugün iflçi s›n›f› ve emekçi halk›n cebinden, eme¤inden karfl›lanan banka hortumlamalar›na karfl› do¤ru dürüst bir yapt›r›m uygulanmam›fl, Tayyip Erdo¤an bu banka sahiplerinden baz›lar›yla zirveler yapmaktan geri durmam›flt›r. fiu aç›k ki; bu h›rs›zlar ve soyguncular tak›m› olan hakim s›n›flar aras›nda yaflanan klik dalafllar›nda, birbirlerini y›pratmak amac›yla bazen birbirlerine yönelik bu tür yolsuzluk soruflturmalar› aç›lmaktad›r. Her klik, hükümet olunca öncelik olarak kendi yönetim erkini güçlendirmek için karfl›s›nda bulunan güç odaklar›n› köfleye s›k›flt›rmak için elindeki kartlar› ortaya sürmektedir. Bu ç›kar dalafllar› sonucunda dönem dönem baz› günah keçileri yarat›l›p, sistemin bekas› için bu günah keçileri kurban olarak ileriye sürülse de, bu durum hiçbir zaman sistemin temellerini sarsacak düzeye ç›kmam›flt›r. Bugün yaflanan tam da budur. Bugün bu yolsuzluk soruflturmas›n›n sonucu da farkl› olmayacakt›r. Çünkü yaflanacak olanlar tecrübelerle sabittir. Geriye belki birkaç günah keçisi ama en çok da tantanal›, flatafatl› ve “damarl›” söylenen beylik sözler kalacakt›r.
12 Çünkü bugün en çok yolsuzlukla mücadele edeceklerini ve ettiklerini söyleyenler, bo¤azlar›na kadar yolsuzluklar›n içine batm›fllard›r. Bu flafl›lacak bir durum de¤ildir. “Pislikle u¤raflanlar›n üzerine pisli¤in bulaflmas› kaç›n›lmazd›r” deyiminde oldu¤u gibi, sistemin içerisinde yer al›p da sistemin pisliklerine bulaflmad›¤›n› söylemek olsa olsa yalanc›lar›n iflidir. Ve bugün de yolsuzluklara karfl› cihat ça¤r›s› yapanlar, en büyük yalanc›lard›r. Çünkü bo¤azlar›na kadar yolsuzlu¤a batm›fllard›r. Tarihin hiçbir döneminde nas›l ki zalimler zulmedenlerden hesap sormam›flsa, ayn› flekilde h›rs›zlar h›rs›zlardan hesap sormaz/soramaz. Bankalar›n içini boflaltarak hortumlayanlar, devletten ald›klar› kredilerle zenginliklerine zenginlik katanlar, devletin en yetkin kademelerinde görev ve sorumluluk yapanlar ya da onlar›n en yak›nlar› olmufltur. Yahya Demirel kimdir? Cavit Ça¤lar kimdir? Uzanlar, Dinç Bilginler kimdir? Kim bunlar? Bunlar›n kim oldu¤unu biz biliyoruz. Ve bunlar›n isimlerini ve suç dosyalar›n› proletaryan›n ve emekçi halk›n hesap defterine bir bir yaz›yoruz. Hiç kimse sanmas›n ki yapt›klar›, çald›klar› ve ya¤malad›klar› yanlar›na kalacak! Bu soyguncu talanc›lar›n içinde bir tek s›radan vatandafl var m›d›r? Baklava çal›nca onlarca y›l hapis cezas›na çarpt›r›lanlar Antepli, Karsl›, Edirneli, ‹zmirli yoksul çocuklard›r. Bunlar› da biliyor, yaz›yor ve tarih haf›zam›za kaydediyoruz! Hortumcularla soyguncular›n dürüst sayg›n, bir dilim baklava çalanlar›n h›rs›z diye ilan edildi¤i bir düzende, flerefli namuslu insanlar›n baflvuraca¤› tek yol namussuzlara, h›rs›zlara ve soygunculara karfl› örgütlenerek, savaflmakt›r. ‹flte bu yüzden savafl›yor iflçi s›n›f› ve emekçi halk›n o¤ullar› ve k›zlar›. ‹flte bu yüzden kan döküyor/kan veriyor, can al›p/can veriyor iflçi s›n›f›n›n yi¤it, onurlu ve namuslu evlatlar›. H›rs›zlardan, ya¤mac› ve talanc›lardan hesap sormak için; kavgan›n destekçisi de¤il bizzat sahibi olmak için; örgütlenelim savaflal›m ve kazanal›m!
TC’nin PKK-KADEK’i imha plan›nda yeni ad›m;
“TOPLUMA KAZANDIRMA YASASI” ABD ve ‹ngiliz emperyalizminin Irak’› iflgal etmesinin ard›ndan Kuzey Irak’ta de¤iflen dengelerden yararlanmaya çal›flan TC devleti, Kürt Ulusuna yönelik çok kapsaml› bir sald›r› furyas› bafllatt›. ABD emperyalizmi taraf›ndan desteklenen imha sald›r›s›n›n çerçevesinde ve bundan ayr› de¤erlendiremeyece¤imiz “topluma kazand›rma yasas›” denilen yeni bir “piflmanl›k yasas›” haz›rland›. Daha öncede yedi kez denenen ancak hiçbir sonuç al›namayan “Piflmanl›k yasas›”ndan devlet bu kez “kesin baflar›” almak için her yolu deniyor. TC daha önceki “piflmanl›k yasalar›”n›n hiçbir ifle yaramamas›n›, o dönemde PKK-KADEK’in savafltaki ›srar›na ba¤l›yor. Burjuvazinin kalemflörlerinden Murat Yetkin daha önceki “piflmanl›k yasalar›n›n” hiçbir ifle yaramamas›n› 27 Haziran tarihli köfle yaz›s›nda flöyle aç›kl›yor; “Güvenlik ve yarg› birimleri bunun iki temel kayna¤›n› sapt›yor. Birincisi, PKK ile mücadelenin o yasalar›n ç›kt›¤› dönemde hala s›cak olmas›. Bir yandan militanlar›n çat›flma ortam›nda keskinliklerini koruyor olmalar›, di¤er yandan örgüt li-
derlerinin ayakta oluflu yasalar›n bekleneni getirmemesinde etken olarak de¤erlendiriliyor.” TC, PKK-KADEK’in içinde bulundu¤u tasfiyecilik sürecini çok iyi bildi¤inden, yeni haz›rlanan yasan›n içeri¤ini di¤erlerine göre daha da genifl tutmakta. Yeni haz›rlanan yasa da sadece örgüt yöneticileri yasa d›fl›nda tutulmakta. “Suç” ifllememifl olanlar itirafç› olduklar› taktirde serbest b›rak›l›rken, örgütsel bilgi “vermeyenler” ise teslim olduklar› taktirde “cezalar›” üçte iki indirilecek. Yasa sadece teslim olanlar› kapsam›yor. Ayn› zamanda daha önceden yakalanm›fl ve hüküm giymifl olanlar› da kaps›yor. Yasada ayr›ca eylemlere kat›lanlarda teslim olup yasadan yararlanmak istedi¤i taktirde ceza indirimi uygulanacak. Yasa bir y›l boyunca yürürlükte kalacak. “Piflmanl›k Yasas›n›n” tek bafl›na pek bir ifle yaramayaca¤›n› hesaba katan egemen s›n›flar, Kürt ulusuna yönelik çok kapsaml› askeri ve psikolojik sald›r›lar›n› yo¤unlaflt›rd›. ABD emperyalizminin kontrolünde yo¤unlaflan sald›r›larda, Irak’taki iflgal güçleri taraf›ndan PKK-KADEK geril-
lalar› ya silah b›rakmaya ya da bölgeyi terk etme zorlan›yor. Burjuva bas›nda yer alan haberlere göre; PKK-KADEK ile ABD’li yetkililerin görüflmeleri sonucunda PKKKADEK Kandil Da¤›’ndaki Çomma ve Akedemi kamplar›n› boflaltma sözü verdi. Bu do¤rultuda gerillalar›n bir k›sm› ‹ran’a yerleflmeye bafllad›. Ancak ‹ran yönetimi bu durum karfl›s›nda gerillalar› kabul etmeyece¤ini ve Doli Göze bölgesinde yer alan kamp›n boflalt›lmas›n› istedi. Bu nedenle PKK-KADEK ile ‹ran askeri güçleri aras›nda çat›flmalar bafllad›. Ülke s›n›rlar› d›fl›nda PKK-KADEK’e yönelik ABD destekli sald›r›lar yo¤unlafl›rken, ülke içinde de Kürt ulusuna yönelik bask›lar daha da artt›r›ld›. Bir yandan gerillalara yönelik askeri operasyonlar›n› artt›ran TC, di¤er yandan insanlar› keyfi gözalt› almakta, iflkence uygulamakta, en demokratik eylemlere azg›nca sald›rmaktad›r. Bu sayede devlet zaten tasfiyecilik sürecinden dolay› iyice y›pranm›fl olan PKK-KADEK militanlar› üzerindeki psikolojik bask›y› art›rmaktad›r. PKK-KADEK ise TC’nin bu sald›r›lar› karfl›s›nda tekrardan
savafl söylemlerini dile getirmekte. PKKKADEK Genel Baflkanl›k Konseyi Murat Karay›lan 27 Haziran’da Medya TV’de kat›ld›¤› bir programda, halka ve gerillaya sald›r›lar›n yo¤unlaflt›¤› flu günlerde bir de böyle bir yasan›n ç›kar›lmaya çal›fl›lmas›n›n aç›k savafl ilan› oldu¤unu söyledi. Tüm bu sald›r›lar karfl›s›nda Karay›lan, herfleye ra¤men 1 Eylül’e kadar bar›flç›l çözüm yollar›n›n zorlanaca¤›n› da belirtti. Ayr›c› PKK- KADEK 7 maddelik bir “demokratik çözüm paketi” haz›rlayarak demokratik taleplerini tekrarlad›. Yap›lan aç›klamalarda gözüktü¤ü gibi PKK-KADEK TC’nin tüm sald›r›lar› karfl›s›nda ciddi bir durufl sergileyemeyecek. PKK-KADEK geldi¤i bu aflamadan sonra tekrardan devrimci bir çizgiye dönmesi çok zor olacakt›r. PKK-KADEK’in savafl söylemlerini tekrardan dillendirmesindeki tek neden militanlar›n›n morellerini düzeltmek istemesindendir. Abdullah Öcalan’›n yakalanmas›ndan sonrki bar›fl talepleri TC taraf›ndan sadece imha sald›r›s›yla karfl›lanm›flt›r. Bu durum militanlar› olumsuz yönde etkilemektedir.
31
12
4-17 Temmuz 2003
Selanik’te anti-emperyalist direnifl AT‹K ve ILPS’nin Avrupa Birli¤i Dönem Toplant›lar›n›n yap›ld›¤› Selanik’te düzenledi¤i “Selanik 2003 Anti-Emperyalist Eylem ve Çal›flma Kamp›”na dünyan›n dört bir yan›ndan delegeler kat›ld› Avrupa Birli¤i Devlet ve Hükümet Baflkanlar› Dönem Toplant›lar›n›n yap›ld›¤› Selanik’te, Avrupa Türkiyeli ‹flçiler Konfederasyonu (AT‹K) ve Halklar›n Uluslararas› Mücadele Ligi (ILPS) 15-22 Haziran tarihleri aras›nda “Selanik 2003 Anti Emperyalist Eylem ve Çal›flma Kamp›” ad›nda bir kamp düzenledi. Yunanistan’dan anti-emperyalist birçok aktivistin yan›s›ra birlikte Avrupa’n›n çeflitli ülkelerinde yaflayan AT‹K üyesi 70 kiflinin kat›ld›¤› kampa ayr›ca Hindistan, Filipinler, Endonezya, Nepal, Afganistan, Lübnan, ABD, Rusya ve Avrupa’n›n birçok ülkesinden delegeler kat›ld›. Kampa ayr›ca DHDH, AG‹F üyeleriyle birlikte Türkiye’den ILPS, Yeni Demokrat Gençlik ve Partizan temsilcileri de kat›ld›. Yunanistan bas›n›n›n yo¤un ilgi gösterdi¤i kamp, sürekli olarak televizyon ve gazetelerinde yer ald›. Kampa bir di¤er ilgi ise Yunanistan devletindendi. Kamp süresi boyunca Yunan askeri helikopterleri kamp üstünde sürekli alçak uçufl yapt›lar. Tüm delegelerle birlikte yaflam›n ortak örgütlendi¤i kampta onlarca çad›r kuruldu. Yoldaflça bir birlikteli¤in oldu¤u kampta, delegeler kendi ülkelerindeki deneyimleri, mücadelenin geldi¤i aflama vb. tüm konularda tart›flma imkan› buldu. Kamp süresi boyunca; “Gençlik ve savafl karfl›t› mücadele”, “Terörizme karfl› kampanya, kara liste, izolasyon, politik tutsaklar ve beyaz hücrelere karfl› enternasyonal dayan›flma ve direnifl”, “Amerikan askeri üsleri ve politik askeri yönetim”, “Küreselleflme ve bir mitosun sonu”, “Filistin ve Ortado¤u”, “Küreselleflme karfl›t› hareket, Sosyal forum ve NGO”, “Post-Feminizim ça¤›nda kad›n hareketi”, “Politik ‹slam” bafll›kl› konular çal›flma gruplar›nda tart›fl›ld›. Bir çok delege bu konularda haz›rlad›¤› bildirgeleri sundu. Çal›flma sonlar›nda genel olarak ortak görüfller ortaya ç›ksa da, baz› konularda ise tart›flmalar saatlerce sürdü. Yine kamp süresi boyunca dört büyük seminer düzenlendi. Bunlardan ilki kamp›n konferanslar için haz›rlanm›fl bölümünde, 15 Haziran tarihinde yap›lan “Irak’tan Sonra Ne Olacak? Amerikan Hegemonyas› – Emperyalist savafl ve çeliflkiler” konulu bir seminerdi. Bu seminer kamp›n ilk etkinli¤i olmas› nedeniyle k›sa bir aç›l›fl program› ile bafllad›. Yunanistanl› delegenin kamp›n amac›n› anlatt›¤› k›sa konuflmas›ndan sonra tüm devrim ve komünizm flehitleri için sayg› duruflu yap›ld›. S›k›l› yumruklar›n havaya kald›r›ld›¤› sayg› duruflundan sonra Türkçe ve Yunanca “Devrim fiehitleri Ölümsüzdür” sloganlar› at›ld›. Teker teker delegeler say›ld›ktan sonra seminere geçidi. Seminere konuflmac› olarak ILPS ve AT‹K temsilcileriyle birlikte Yunanistan, ‹talya ve Filipinler’den delegeler kat›ld›. Seminerde Avrupal› delegeler 3. Emperyalist Paylafl›m Savafl›’n›n ç›kma koflullar›n›n artt›¤›n› belirtti. Yunanistanl› delege Avrupa’daki Irak’a yönelik sald›r› karfl›t› hareketin güçlü olmas›n›, özellikle Fransa ve Almanya’n›n ABD
ile çeliflkilerinin yo¤unlaflmas›yla birlikte kendi halklar›n› ABD karfl›t› olarak sokaklara dökmesine ba¤lad›. Seminerden sonra Gölge Tiyatrosu’nda emperyalizmi konu alan perde oyunuyla ilk gün etkinli¤i bitirildi. Kamp›n ikinci büyük semineri ise 16 Haziran tarihinde Selanik fiehir Merkezi’nde bulunan Anti Faflist Festival alan›nda yap›ld›. “Göçmenler, Irkç›l›k ve Devlet Politikas›” konulu seminere AT‹K Baflkan› Metin Atak, AG‹F Temsilcisi Özcan An›l ve Yunanistan’l› bir delege kat›ld›. Konuflmalarda özellikle AB üyesi ülkelerin son dönemde göçmenlere yönelik artan bask›lar› tart›fl›ld›. Üçüncü büyük seminer ise 17 Haziran tarihinde kamp alan›nda yap›ld›. “Avrupa Birli¤i, ‹flçiler, köylüler, göçmenler ve gençlere karfl› kapitalist barbarl›k. EMU, EURO-Ordu, sald›rganl›k ve çeliflkiler” bafll›kl› seminere AT‹K, MLKP temsilcileri ve Yunanistanl› bir delege kat›ld›. DELEGELER OMUZ OMUZA HALAY ÇEKT‹ Dördüncü büyük seminerin yap›ld›¤› gün, ayn› zamanda kamp›n resmi aç›l›fl› da yap›ld›. 18 Haziran tarihinde Kipos Tiyatrosu’nda yap›lan etkinlikte ev sahibi olarak aç›l›fl konuflmas› yap›ld› ve s›rayla di¤er delegeler ça¤r›ld›. ‹lk olarak söz alan AT‹K baflkan› Metin Atak kampa kat›lan herkesi selamlad›. Kamp boyunca Yunanistanl›larla beraber kald›klar›n› belirterek flöyle konufltu; “Bu durum ayn› zamanda Türk ve Yunan burjuvazisinin halklar aras›nda kin tohumlar› ekilmesine verilmifl iyi bir yan›tt›r”. Atak’›n konuflmas› Türkçe ve Yunanca “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” slogan›yla son buldu. Daha sonra s›rayla Hindistan, Nepal, Endonezya, ‹talya, Rusya, Filipinler, Lübnan, Belçika ve Almanya’dan gelen çeflitli örgütler ile Türkiye’den ‹HD ve YDG temsilcileri k›sa birer konuflma yapt›lar. Son olarak konuflmalar›n› yapmalar› için TKP/ML temsilcisi ve Yunanistan Komünist Partisi/ Marksist Leninist (YKP/ML) Genel Sekreteri ça¤r›ld› ve onlar da konuflmalar›n› yapt›lar. TKP/ML temsilcisinin konuflmas› s›ras›nda s›k s›k “Yaflas›n Partimiz TKP/ML”, “‹bo Yafl›yor T‹KKO Savafl›yor” vb sloganlar at›ld›. Sloganlara Yunanistanl›lar›n da coflkulu bir flekilde efllik etmesi oldukça dikkat çekici idi. YKP(ML) Genel Sekreterinin konuflmas› da s›k s›k sloganlarla kesildi. Daha sonra “F›rt›nal› bölgede geliflmeler. Asya ve Latin Amerika’daki Halklar›n Devrimci Mücadelesi” konulu seminer düzenlendi. Seminerde halk savafl›n›n yürütüldü¤ü ülkelerde, komünist hareketlerin durumu ve gerilla savafl› hakk›nda bilgiler verildi. Seminerden sonra AT‹K bünyesinde çal›flmalar›n› sürdüren Partizan Sanat Toplulu¤u bir konser verdi. Grubun Türkçe, Kürtçe, Yunanca, Almanca söyledi¤i türkü ve marfllar ilgiyle dinlendi. Grup, Komünist Önder ‹brahim Kaypakkaya için yaz›lan “Selam Olsun” marfl›n› söyledi¤i s›rada tiyatroda bulunan herkes
yumruklar›n› havaya kald›rarak, Kaypakkaya’y› Selanik’te anm›fl oldu. Halklar›n ser verip s›r vermeyen önderi için söylenen marfla Yunanl›lar da efllik etti. Grup çeflitli dillerde “Enternasyonal” ve “‹leri ‹flçiler” adl› parçalar› söyledikten sonra halay türküleri söyledi. Grubun türküleri eflli¤inde sahnenin ortas›nda büyük bir halay kuruldu. Tüm delegelerin kat›ld›¤› halay, emperyalist kapitalist sisteme karfl› verilen ortak mücadeleyi yans›t›yordu. ‹LK EYLEM IRKÇILI⁄A KARfiIYDI Bankalar›n ve bir çok iflyerinin saclarla etraf›na büyük setler çekildi¤i Selanik’te ilk eylem 19 Haziran günü ›rkç›l›¤a karfl› yap›ld›. Kamp alan›ndan otobüslerle gidilen yürüyüfl Ayasofya Meydan›’nda bafllad›. Çeflitli dillerde onlarca pankart›n aç›ld›¤› yürüyüfle damgas›n› vuran orak çekiçli bayraklard›. Kamp› simgeleyen pankartlarla birlikte AT‹K ve ILPS de pankartlar›n› açt›lar. Ayr›ca TKP/ML T‹KKO bayraklar›n›n dalgaland›¤› yürüyüflte, Türkçe, Yunanca, Almanca ve ‹ngilizce olarak, ›rkç›l›k karfl›t› ve emperyalist sald›rganl›k karfl›t› sloganlar at›ld›. ‹kinci eylem ise 20 Haziran tarihinde AB zirvesinin yap›ld›¤› Porto Karas Yar›m Adas› yak›nlar›ndaki Neo Marmara köyünde yap›ld›. Kamp alanlar›ndan otobüslerle gelen kitle, köy giriflinde otobüslerden inerek yürüyüfle geçti. Binlerce insan›n kat›ld›¤› yürüyüfl sahilde son buldu. AT‹K ve ILPS’nin pankart ve bayraklarla kat›ld›¤› yürüyüflte çeflitli dillerde emperyalizm karfl›t› sloganlar at›ld›. Konuflmalar›n ve müzik dinletilerinin ard›ndan kitle yeniden yürüyüfle geçerek polisin k›rm›z› hat dedi¤i noktaya kadar yürüdü. Daha önceki eylemlerden ders ç›karan polis çok kuvvetli barikat kurmufltu. Barikat›n arkas›na da gaz maskeli özel tim y›¤›na¤› yap›ld›. Burada baz› anarflist gruplar barikatlar› yakarak polisle k›sa süreli çat›flmaya girdi. Polisin çok yo¤un olarak att›¤› gaz bombalar› nedeniyle birçok insan bay›lma tehlikesi geçirdi. Yo¤un gaz bombalar› nedeniyle kitle geri çekilmek zorunda kald›. Tek amaçlar› polisle çat›flmak olan anarflist gruplar ise getirdikleri gaz maskeleri sayesinde bir süre daha çat›flt›ktan sonra da¤›ld›lar. Eyleme kamu emekçileri bir günlük grevle, Neo Marmara köyündeki yerel sendikalar da üç
günlük grevle kat›ld›lar. AB HALKLARIN DÜfiMANIDIR 21 Haziran’da ise büyük bir gösteri düzenlendi. Kad›n›yla erke¤iyle, genciyle yafll›s›yla dünyan›n dört bir yan›ndan Selanik’e gelen binlerce insan sabah saatlerinden itibaren gösteriye haz›rlanmaya bafllad›. Kamplarda son haz›rl›klar yap›ld›ktan sonra otobüslerle Selanik fiehir Merkezine geldiler. Eylemde YKP/ML ve TKP/ML ile Sosyal Forum, Yunanistan Komünist Partisi (YKP), Yunanistan Komünist Örgütü (KOE)’nün önderlik ettikleri dört ayr› yürüyüfl kolu organize edildi. Bu bloklar›n d›fl›nda anarflist gruplar gün boyu polisle çat›flt›lar. Yer yer bu anarflist gruplar eyleme kat›lan di¤er gruplara da sald›rd›lar. Anarflistlerin en çok polisle çat›flt›klar› yer ise Fen Fakültesiydi. Buradaki çat›flmalar gece geç saatlere kadar sürdü. Anarflist gruplar d›fl›nda eyleme elli binin üzerinde bir kat›l›m oldu. DHKP-C eyleme YKP kortejinde kat›l›rken, MLKP ve Avrupa Sosyal Halklar Konfederasyonu ise eyleme KOE kortejinde kat›ld›. Türkiye’den D‹SK ve KESK ile Halkevleri ve ÖDP ayr› birer yürüyüfl kolu oluflturdular. YKP/ML ve TKP/ML ise Türkçe ve Yunanca “Yaflas›n Halklar›n Kardeflli¤i” yaz›l› ortak bayrakla kat›ld›. TKP/ML T‹KKO ve YKP/ML bayraklar›n›n dalgaland›¤› yürüyüflte çeflitli dillerde “Marks, Engels, Lenin, Stalin, Mao Yafl›yor”, “Yaflas›n Türk, Yunan, K›br›s Halklar›n›n kardeflli¤i” vb sloganlar at›ld›. Yürüyüfle ayr›ca AT‹K ve ILPS pankart ve bayraklar›yla kat›ld›lar. “BU KAMPTA YOLDAfiLIK VARDI” 22 Haziran günü kamp alan›nda kamp›n bitmesi nedeniyle tüm delegelerle bir de¤erlendirme toplant›s› yap›ld›. S›rayla söz alan delegeler, kamp›n bir bütün olarak olumlu geçti¤ini belirterek, bu tür kamplar›n örgütlenmesinin önemini anlatt›lar. Kamp› örgütleyen AT‹K ve ILPS’ye teflekkür edilirken, Selanik’teki hemen hemen tüm kamplarda seminerlere kat›lan ‹talyan bir Filozof kamp› tek cümleyle flöyle de¤erlendirdi; “Bu kamp› di¤er kamplardan ay›ran en büyük özelli¤i bu kampta yoldafll›¤›n olmas›d›r.” Bu sözler kamp› en iyi özetleyen sözlerdi. Ve tüm delegeler s›ms›k› sar›larak kamptan ayr›ld›lar.
iflçi-köylü YEN‹ DEMOKRAS‹ YOLUNDA
B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
BÜROLAR
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:14/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Beflir KASAP Bask›: Gün Matbaac›l›k Genel Da¤›t›m: YAY-SAT @mail: umutyayimcilik@superonline.com
➧ KARTAL: HAMAM SOK. DEM‹RL‹ ‹fiHANI NO: 57/14 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 544 521 34 30 ➧ ANKARA: MEfiRUT‹YET MAH. KONUR SOK. NO: 14/24 KIZILAY/ANKARA TEL: (0312) 418 25 26 Cep: 0 535 562 33 72 ➧ ‹ZM‹R: GAZ‹OSMANPAfiA BULVARI, KOÇAfi ‹fiHANI NO: 87, DA‹RE:318 KONAK, TELEFAKS: (0232) 441 93 09 Cep: 0535 310 31 84 ➧ MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO:9 KAT:1/16 MALATYA TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0 536 558 45 04 ➧ BURSA: GÜMÜfiÇEKEN CAD. ERKMEN ‹fiHANI, NO:7/21, HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 612 81 98 ➧ SAMSUN: KALE MAH., YUSUF KEFEL‹ ‹fiHANI, KAT: 6 NO: 9 , TEL: (0362) 435 64 57 Cep: 0 537 427 71 48 ➧ TURHAL: YAVUZ SULTAN SEL‹M MAH. TANRI-VERD‹ SOK. 19/15 2. NOTER YANI TURHAL/TOKAT TEL: 0356 276 37 20 Cep: 0533 414 65 54 ➧ MERS‹N: ÇANKAYA MAH. S‹L‹FKE CAD. ÜZÜM ‹fiHANI KAT :1 NO: 47 MERS‹N CEP: 0 533 768 36 98 ➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 DUISBURG-DEUTSCHLAND TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
ANT‹-EMPERYAL‹ST SELAN‹K D‹REN‹fi KAMPI ENTERNASYONAL‹ST B‹R RUHLA BAfiARIYLA GERÇEKLEfiT‹R‹LD‹
Avrupa Birli¤i dönem toplant›s›n›n Yunanistan’›n Selanik flehrinde toplanmas›na karfl›n aylar öncesinden, Halklar›n Uluslararas› Mücadele Ligi (ILPS) ve AT‹K’in ortaklafla düzenledikleri anti-emperyalist direnifl kamp› beklenenin üstünde bir baflar›yla gerçeklefltirildi. Sadece Avrupa’dan de¤il, dünyan›n bir çok yerinden anti-emperyalist direnifl kamp›na kat›lan çeflitli parti, örgüt ve demokratik kurumlar enternasyonalist ruh ve dayan›flmayla gerçeklefltirdikleri bu kampla, anti-emperyalist direniflin pratikte uygulay›c›lar› oldular. Filipinler, Hindistan, Nepal, Rusya, ‹talya, Endonozya, Afganistan, ABD, Belçika, DHDH ve Duisburg anti-fa dan kat›l›mc›lar›n yan›s›ra ILPS temsilcileri, AT‹K’in Almanya, Fransa, Hollanda, Avusturya Federasyonlar› ve yine AT‹K’in
‹ngiltere, ABD temsilcileri ile Türkiye’den ‹LPS seksiyonu, Yeni Demokrat Gençlik, ‹flçi-Köylü gazetesi, Ça¤r› gazetesi, ‹HD ve MLKP’nin kat›ld›¤› direnifl kamp› bir çok co¤rafyadan insanlar›n bir tek hedef için buluflarak anti-emperyalist bir duruflu pratikte sergiledikleri bir alan oldu. AT‹K’in 70 kifliyle kat›ld›¤› 2003 Selanik Anti-emperyaslist Direnifl Kamp›, yeni bir tecrübenin kap›s›n› açm›fl oldu. Daha önce kat›ld›¤›m›z uluslararas› etkinliklerin birikimiyle gerçeklefltirilen Selanik Direnifl Kamp› AT‹K aç›s›ndan yeni bir sayfay› açm›flt›r. Yunanistan’l› yoldafllar, kamp›n organisazyonunda gösterdikleri çaba ve sarfettikleri emeklerinden dolay› bir kez daha takdir ve teflekürlerimizi haketmifl bulunuyorlar. 2003 Selanik Direnifl Kamp›, Halklar›n
Uluslararas› Mücadele Ligi’nin gerçeklefltirdi¤i kitlesel prati¤inin Avrupa’daki ilk s›nav› olmas› aç›s›ndan da büyük bir önem tafl›maktad›r. Daha öncesinde Kanada’da Kad›nlar Konferans›, Filipinler’de Göçmenler Konferans› gerçeklefltiren LiG’in Avrupa’da böylesi bir kamp gerçeklefltirmesi önemli bir baflar›d›r. Yunanistan bas›n ve yay›n kurulufllar› baflta olmak üzere uluslararas› bas›n ve yay›n kurulufllar›n›n ilgi oda¤› olan Halklar›n Uluslararas› Mücadele L‹G’i ve AT‹K’in tan›nmas› içinde bir f›rsat olmufltur. 2003 Selanik Direnifl Kamp›, 15-22 Haziran tarihleri aras› gerçeklefltirdi¤i bir haftal›k etkinliklerinde paneller, çal›flma gruplar›, kültürel etkinlikler ve yürüyüfllerle önüne koydu¤u program› geçeklefltirmesiyle baflar›l› bir s›nav verdi. Gençlik Ve Savafl, Antiterör Ve ‹zolasyon, Emperyalist ‹flgal Ve Göç hareketleri, ABD Üsleri, Politik ‹slam Ve Anti-emperyalist Mücadele, Küreselleflme, Filistin ve Ortado¤u, Sivil Toplum Örgütleri, Kad›nlar Ve Feminizm, Avrupa Birli¤i, Emperyalist Sald›rganl›k Ve Halk Hareketleri konular›n›n ifllendi¤i siyasal çal›flmalarda, kat›l›mc›lar›n sundu¤u görüfllerden ö¤renilecek bir çok yönün ortaya ç›kmas› ayr› bir kazan›m oldu. Ayr›ca yap›lan etkinliklerle halklar›n devrimci kültürünün kaynaflt›¤› anti-emperyalist direnifl kamp›, devrimci halk kültürünün güzel bir örne¤ini sergiledi. AT‹K’in halk oyunlar› ve müzik grubuyla, Yunanistan’l› yoldafllar›n tiyatroyla kat›ld›¤› gece-
lerde enternasyonal dayan›flman›n güzel örnekleri sergilendi. Avrupa Birli¤i’nin emperyalist bir blok olarak gerçeklefltirdi¤i Selanik dönem toplant›s› emperyalist bloklar aras›ndaki çeliflki ve rekabetin iyice netleflmesini ifade etmektedir. Emperyalist bir birlik olan Avrupa Birli¤i’nin halklar›n birli¤i olmad›¤› aç›kt›r. Avrupa’da halk›n giderek daha da yoksullaflt›¤›, iflsizli¤in 盤 gibi büyüdü¤ü ve kazan›lm›fl haklar›n bir bir gaspedildi¤i, Avrupa Birli¤i’nin di¤er emperyalist güçler olan ABD, Japonya, Rusya gibi güçlere karfl› güçlü bir blok olarak yeni aç›l›mlar yaparak genifllemektedir. Almanya Baflbakan›’n›n “yeni üyeler, yeni pazarlar demektir” aç›klamas› Avrupa Birli¤inin neyi hedefledi¤i ve nas›l bir birlik oldu¤unu gösteren en özlü ifadedir. Avrupa Birli¤i liderli¤ine oynayan Almanya Baflbakan›’n›n a¤z›ndan böyle bir de¤erlendirmenin yap›lmas› ise daha da anlaml›d›r. Selanik Anti-emperyalist Direnifl Kamp›’nda kazand›¤›m›z tecrübeyi ileriki pratiklerimize seferber edece¤iz. Anti emperyalist mücadelenin küçükten büyü¤e do¤ru giderek ivme kazand›¤› bu süreçte, Avrupa’da anti-emperyalist bir gücün L‹G etraf›nda toplanmas› ve seferber edilmesi önemlidir. Kahrolsun Emperyalizm, Faflizm ve her türden gericilik! AT‹K Avrupa Türkiyeli ‹flçiler Konfederasyonu
AVRUPA B‹RL‹⁄‹N‹N SELAN‹K TOPLANTISININ SONUCU YEN‹ PAZARLAR 19 Haziran 2003 tarihinde Yunanistan’n›n Selanik flehrinde toplanan Avrupa Birli¤i üyeleri yeni aday üyeler ve ortak bir Avrupa Anayasas› üzerinde tart›flarak, Avrupa Birli¤i’nin gelecekte kendi içinde bir Baflbakan ve D›fliflleri Bakan›’n›n seçilece¤i ilk ad›m› att›klar›n› toplant› sonras› aç›klad›lar. Emperyalist bir blok olarak kendi içinde oldukça sorunlar yaflayan AB’nin Selanik toplant›s› ileriki y›llarda daha büyük iç tart›flmalar› yaflayacaklar›n›n da sinyalini vermifl oldu. Selanik toplant›s›n›n temel üç gündemi üzerinde tart›flmalar yürüten AB’nin devlet temsilcileri; ‘geniflleme’, ortak bir ‘Anayasa’, ve ‘örgütlü suçlarla mücadele’ konular›nda aralar›nda anlaflt›klar›n› toplant› sonras› aç›klam›fl olsalar da, özellikle ortak anayasa, Baflbakan ve D›fliflleri Bakanl›¤› konusunda tam bir görüfl birli¤i içinde olmad›klar› aç›k. Ortak anayasa için bir çok kiflinin yorumu bunun; Avrupa Birleflik Devletlerine do¤ru at›lm›fl ilk ad›m oldu¤u flek-
lindi iken, Anayasa tasla¤› “Anayasam›za demokrasi ad› verilir; çünkü iktidar›n de¤il ço¤unlu¤un elindedir” girifliyle bafllayan taslak 15 Haziran 2004 tarihine kadar tüm üye ülkelerin imzas›na aç›lm›fl olacak. AB içinde liderli¤e oynayan Almanya, Fransa ve ‹ngiltere’nin gelecekte a¤›rl›klar›n› daha da hissettirecekleri anlafl›lan Anayasa tasla¤›na Portekiz, Hollanda, Belçika gibi nufüs olarak daha küçük olan ülkeler daha flimdiden itiraz etmifl bulunuyorlar. Bu çeliflkinin öyle basit olmad›¤› aç›kt›r. AB içinde büyük tart›flmalara yol açacak olan bu itirazlar›n nereye evrilece¤i 2004 y›l›n›n ortalar›nda daha da netleflecektir. Anayasa tasla¤›n›n kabul edilmesi durumunda, Baflbakan ve D›fliflleri Bakan› seçilecek. Anayasan›n kabul edilmesinden sonraki süreçte kararlar ço¤unluk temelinde al›nacak. Veto haklar› kalkacak ve bir tek d›fl politika izlenecek. Bu durumda dönem baflkanl›¤› kalkacak ve ülke oylar› nufüs ço¤unlu¤una
göre belirlenecek. Anayasan›n kabulü durumunda Almanya, ‹talya ve ‹ngiltere’nin 29’ar; Estonya, Lüksemburg 4’er; Hollanda, Belçika 12’fler oy hakk›na sahip olmufl olacaklar. Tüm itirazlar oy oran›nda odaklanm›fl bulunuyor. Anayasaya “evet” diyen ‹ngiltere ise d›fl politika, vergiler konusunda al›nacak kararlar›n oybirli¤iyle al›nmas›nda ›srar ediyor. AB’nin Selanik toplant›s›nda öne ç›kan bir di¤er konuda AB’nin genifllemesi üzerine yap›lan tart›flmalar ve yeni aday ülkelerin belirlenmesi oldu. Arnavutluk, Bosna-Hersek, Mekadonya, S›rbistan-Karada¤ ve H›rvatistan’dan oluflan yeni aday ülkeler tespitiyle AB’nin balkanlar› da içine alacak flekilde genifllemesinin önemli bir ad›m› at›lm›fl oldu. Toplant›da AB komisyonu baflkan› Romono Prodi “AB bütünleflmesinin Balkan ülkelerinin kat›lmas›yla tamamlanaca¤›n›” belirtmesi ve yine Yunanistan Baflbakan› Kostas Simitis’in “Kap›n›n Balkan ülkelerine aç›k
oldu¤u” aç›klamas› birli¤in genifl bir pazar hedefledi¤ini gösteriyor. Keza Almanya baflbakan› Schröder’in, Selanik dönüflünde Ford iflçilerine yapt›¤› konuflmada AB toplant›s›ndan yeni döndü¤ünü yeni aday ülkeler tespit ettiklerini “yeni aday ülkeler demek yeni pazarlar demektir” aç›klamas› AB’nin art›k klasik Avrupa s›n›rlar›n› aflt›¤›n› ve Schröder’in de art›k çekinmeden aç›klad›¤› gibi temel hedefin pazarlar› birlefltirmek oldu¤u ve Almanya baflta olmak üzere bu pazarlara sahip olman›n esas oldu¤u gerçe¤i bugün çok daha aç›k olarak su yüzüne ç›km›flt›r. AB dönem baflkan› Romono Prodi yeni aday ülklere yol haritas› vermede de gecikmedi. Prodi, yol haritas› olarak; yeni aday ülkelerin mülteciler sorununu, kay›p insanlar›n durumu, pazar ekonomisinin uyugulanmas›n›, Kosova sorunun çözümü oldu¤unu bidirdi¤i aç›klamas›nda ayr›ca 2004-2006 y›llar› aras›nda 2000 milyonluk bir ek kredinin de bu ülkelere kulland›r›laca¤›n› belirtti.