Moment Expo Dergisi 106. Sayı

Page 79

daha yakından takip etmek zorunda olduğunu vurguluyor. Bahçıvan ile son yıllarda sanayide yaşanan yapısal değişimi, bu değişimin bir çıktısı olan Endüstri 4.0’ı, sanayinin önemli halkalarından biri olan makine sektörünü gerek üretim ve ihracat, gerekse de teknolojik yatırımlar ve istihdam profili açısından nasıl değerlendirdiklerini ve İSO’nun çalışmalarını konuştuk. Son dönemlerde sanayi alanında yaşanan yapısal değişimleri değerlendirir misiniz? Sizce sektörü gelecekte ne gibi değişim ya da gelişmeler bekliyor? Teknoloji, sanayi devriminden bu yana üretim süreçlerini etkileyen en önemli faktörlerden biri oldu. Ancak günümüzde iyiden iyiye belirleyici olduğunu ve katma değer denince akla ilk gelen unsur olduğunu görüyoruz. Bugün, teknolojiyi üreten ve geliştiren toplumlar ile bu teknolojileri kopyalayan ve tüketen toplumlar arasında gün geçtikçe daha büyük farklar oluştuğuna tanıklık ediyoruz. Türkiye’nin orta gelir tuzağını aşması ve ekonomisini daha üst seviyelere taşıyabilmesi için katma değerli ürün üretimini artırması gerektiğini her fırsatta dile getiriyoruz. Bunun için ülkemizin Ar-Ge kapasitesini artırması ve teknolojiyi daha çok üretim sürecine entegre etmesi gerekiyor. Dolayısıyla teknolojinin kullanımı sanayi için hayati önem taşıyor. Peki bu teknoloji nasıl kullanılacak? Elbette ilk akla gelen bilimsel bilgi gücüne sahip olan insan kaynağı, diğer bir tabirle entelektüel sermaye yoluyla kullanılmasıdır. Nitelikli insan kaynağını yetiştirebilmek ve kendine çekebilmek çok önemli. Yeni çağın insan gücü karakteri; zihinsel emeğini kullanabilen, çevik, yaygın ağa sahip, teknolojik gelişmeleri izleyip bundan faydalanabilen, bilgi ve tecrü-

“MAKİNE SEKTÖRÜ, KÜRESEL ÖLÇEKTE ZOR ŞARTLARDA REKABET EDİYOR” “Başarılı üretim süreçleri, yenilikçi yaklaşımları ve sektörle ilgili trendleri yakından takip etmeleri, en önemlisi de küresel rekabet ortamına hazır bulunmaları açısından makine sektörünün sürekli olarak teşvik edilmesi ve desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bugün makinecilerimizin küresel ölçekte çok zor şartlar altında rakipleri ile rekabet içinde olduklarını biliyoruz. Bu rekabetten başarılı bir şekilde çıkabilmelerinin yegane yolu; yenilikçi ve yüksek teknolojiye dayalı katma değeri yüksek makineler üretmekten geçiyor. Bunun için, sektörün dünyada bu alanda önemli markalar haline gelmiş ülkelerde olduğu gibi desteklenmesi gerekiyor.”

besini yeni ve gerçek hayat problemlerine uygulayabilecek kapasiteye sahip, farklı küresel piyasalara ürün ve hizmet sunabilen kişi olarak karşımıza çıkıyor. Endüstri 4.0’la birlikte dünyada yüzde 15 oranında bir verimlilikten söz ediliyor. Peki Türkiye’nin altyapısı söz konusu bu dijital sanayi çağına hazır mı? Bilim ve teknolojinin ilerleme hızının, herkesi şaşırtan bir hal alarak geçmişe kıyasla son yıllarda en yüksek noktasına ulaştığını görüyoruz. Ulaşılan en yüksek nokta, “Yeni Dijital Sanayi Devrimi”dir. Bu devrim: üretim teknolojileri ile gelişmiş bilişim teknolojilerinin birleşmesi ve böylece verimliliği artırması şeklinde tanımlanıyor. Bu süreçte, pek çok faktörle birlikte geleneksel iş yapma biçimlerinin de radikal bir şekilde değiştiği görülüyor. Son yıllarda sanayi tesisleri, gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere doğru kayıyor. Sanayinin yarattığı ekonomik katma değeri ve istihdamı yine kendi ülkesine çekmek isteyen gelişmiş ülkeler, ellerindeki teknolojiyi sana-

“ÖZELLIKLE SANAYI SEKTÖRÜNDEKI 2017 MART VERILERI, EKONOMIK CANLANMANIN SANAYI ODAKLI SÜRDÜĞÜNÜ GÖSTERIYOR”

77


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.