BEN BİR HİÇİM (Taslak)

Page 130

128

FİL AYAĞI AĞACI VE ARILAR Eğer arıları duymasaydım uyumaya devam edecektim. Gün ağarmıştı ama güneş daha doğmamıştı. Gecenin serinliği ve sessizliği devam ediyordu. Yorganı atıp tenime bir eski sweetshirt giydim ve dirseklerimi pencerenin kafesine dayayarak arıları seyretmeye koyuldum. Bir gün artık gelmeyeceklerini biliyorum. Para doğayı kovuyor. Taşlı tarlalar, ağaçlıklar, tepeler ve hatta zakkumlu ve yabani naneli dere yatakları inşaat dolmaya başladı. Bir gün servinin tepesinde, boş yere baykuşu arayacağım. Yarasalar karanlık bastıktan sonra yenidünya, kayısı ve incir ağaçlarına gelmeyecek. Kukuman kuşunun sesiyle uyanmayacağım gecenin belirsiz zamanlarında. Her yıl daha az sayıda geri dönen kırlangıçlar bir gün hiç gelmeyecek. Onun için bu anı uykuya feda etmemeliyim. Pencereye doğru sarkmış ombu ağacının üzerinde yüzlerce arı var. Ombu Arjantin ve Uruguay'ın uçsuz bucaksız pampas otlaklarında yetişen tek ağaçtır. Az su ister, çabuk büyür. Gövdesinin çevresi 12-15 metreye, boyu 20 metreye ulaşabilir. Ağacının odunu sünger gibidir ve bıçakla kesilebilecek kadar yumuşaktır. Kesildiği zaman içinden akan sütü zehirlidir. Ağacın ilkbahar mevsiminde çıkmaya başlayan salkım biçimindeki tohumları arıları buraya çekiyor. Belki de bir kovanın bütün arıları burada. Sabah mesailerine bu ağaçtan başlıyorlar. Güneş battıktan sonra, daha karanlık olmadan dönüp ağacı yeniden kuşatma altına alacaklar. Bu âdet ağaç tohumlarını dökünceye kadar devam edecek. Arılar bir salkımdan diğerine uçarken kanatlarının yarattığı hava dalgaları yapraklan titreştiriyor. Sesleri birleşip bir uğultu halinde geliyor ve ağacı sarıyor, ayın bazı geceler çevresinde meydana getirdiği hale gibi. Bu anın tarifsiz bir tadı var. İnsanlar daha yaşama işine başlamadı. Aynalar, sandalyeler, halılar ve dolapların sessiz bakışları altında uykularını uyuyorlar binlerce odada. Korku ve endişeleri en sadık köpekten bile daha sadık, uykularının kapısında yatmış bekliyor. Güneşin ilk ışıklan yüzüme vuruyor. Bahçenin kokusunu ciğerlerime getiren derin bir nefes alıyorum. Sevmek mutsuzlukla yapılan bir abonman anlaşmasıdır. Çünkü her şey geçicidir, her şey değişir, her şey kaybolur. Statik olan hiçbir şey yok. Hayatın hüznü bundan gelir. Gördüğünüz her güzelliğin içinde o güzelliğin yokluğunu da görürsünüz. Her mutluluk, sonu ile birlikte vardır. İnsan, bilinçli veya bilinçsiz, bunun farkındadır ama mantıksız bir inatla, kendi dâhil, her şeyin aynı kalmasını ister. Sevmeye başladığınız an kaybetmeye başladığınız anın başlangıcıdır.

Ben Bir Hiçim


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.