Kadın

Page 14

dile getirmediği açıktır: onlar yalnız bir durumu yansıtmaktadırlar. Fourier: "Zorbalığın bulunduğu her yerde ikiyüzlülük vardır," der. "Yasak ve r ı 28 K ADIN lII kaçakçılık, aşkla ticaretin ayrılmaz öğeleridir." Ve erkekler, kadının kusurlarının onun içinde bulunduğu durumu yansıttığım, iki cins arasındaki ayırımı sürdürebilme kaygısıyla, yaşam arkadaşlarındaki bu küçük düşürücü nitelikleri durmadan beslediklerini çok iyi bilmektedirler. Koca ya da âşık, birlikte yaşadıkları kadının kusurlarına bozulmaktadırlar elbet; ancak, genel olarak kadınlığı öve öve göklere çıkardıklarından, bu kusurların da kadının ayrılmaz bir parçası olduğunu sanmaktadırlar. Dönek, işe yaramaz, korkak, tasasız olmayan kadın, bütün çekiciliğini yitirmektedir. Helmer, Maison de Poupee (Efebek Evi) adlı yapıtında, erkeğin kadının o çocuksu kusurlarını bağışlarken kendini nasıl doğru, güçlü, anlayışlı, hoşgörür bulduğunu anlatmaktadır. Bernstein'ın kocaları —yazarın da suçortaklığıyla— bu hırsız, kötü yürekli, eşini aldatan kadına acımaktadırlar; ona hoşgörüyle bakarken, kendi erkekçe bilgeliklerini ölçmektedirler. Amerikan ırkçıları ile Fransız sömürgecileri de, Zenci'nin hırsız, tembel, yalancı olmasını istemektedirler: böylece saygıya değer olmadığını ortaya koyacaktır çünkü; bu türlü davranmakla, kendisini ezenleri haklı çıkartacaktır; dürüst, yasalara saygılı davranmakta direnirse, bir bozguncu gözüyle bakılacaktır kendisine. Kadın, kendindeki kusurlarla savaşacak yerde, onları bir süs gibi benimsediği için, bozuklukları daha da abartılmış gözükmektedir. Mantık ilkelerini reddeden, ahlâkî buyrukları tanımaya yanaşmayan, doğal yasalardan kuşkulanan kadında evrensellik kavramı yoktur; dünya ona, birtakım özel durumların karışık toplamı gibi gözükür; komşusunun dedikodularına bilimsel bir açıklamadan daha kolay inanışı da Bundandır: basılmış kitaba saygısı vardır elbet, ama bu saygı, içeriği yakalamadan yazı dolu sayfalar boyunca akıp gider: buna karşılık, bir kuyrukta ya da toplantıda anlatılan bir fıkra, hemen ezici bir yetke kazanır; kadının kendi dünyasında her şey büyüdür; onun dışındaysa, giz; kadın doğruya yakınlık ölçüsünü bilmez; yalnız anlık, dolaysız yaşantı inandırır onu: kendi yaşadığı deneme ya da eğer yeterince güçlü bir biçimde öne sürüyorsa, başkasının yaşadığı denemedir önem verdiği. Eve kapalı yaşadığından, öbür kadınlarla bir eylem içinde yüz yüze gelmez, kendini ister istemez kimseciklere benzemeyen bir yaratık, apayrı bir varlık gibi görür, talihin ve erkeklerin KADININ DURUMU VE KİŞİLİĞİ 29 kendisine hep başka'türlü davranmasını bekler; herkes için geçerli akılyürütmelerden çok, içine doğan şeylere inanır; bunların kendisine Tanrı'dan ya da yeryüzündeki bilinmeyen bir güçten geldiğini kolayca kabul eder; kimi felâketler ya da kazalar için, büyük bir rahatlıkla: "Böylesi benim başıma gelmez" diye düşünür; buna karşılık, "benim için kural çiğnenir nasıl olsa" hayalindedir: benzersiz ayrıcalıklara bayılır; tüccar ona indirim yapacak, jandarma çavuşu geçiş belgesi olmadan da geçmesine izin verecektir; gülüşünün değerini abartmayı öğretmiş ama bütün kadınların güldüğünü söylemeyi unutmuşlardır ona. Kendisini komşusundan daha olağanüstü bulmaz: kıyaslama yapmaz çünkü, aynı nedenle, yaşantılarının kendisini yalanladığı pek enderdir: bir başarısızlığa uğrar, bir daha uğrar, ama bunlardan bir sonuç çıkaramaz. Ve işte bunun için, kadınlar, erkeklere kafa tutacakları "başka bir dünya" kurmayı başaramazlar; her biri ayrı bir köşede, genel olarak erkekleri suçlarlar, yatak hikâyelerini, nasıl çocuk doğurduklarını anlatır, birbirlerine fal bakar, yemek ya da güzellik reçeteleri aktarırlar. Buna karşılık, duydukları hıncın gerektirdiği "hınç dünyası" m yaratacak inançtan yoksundurlar; erkek karşısındaki tutumları çok değişiktir. Gerçekten de. erkek daha çocuktur, çıtkırıldım, olumsal bir varlıktır, saftır, işe yaramaz bir eşekarısıdır, sinsi bir zorbadır, bencilin

14


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.