
26 minute read
Siber Saldırılardan Korunmak İçin İpuçları
SİBER SALDIRILARDAN KORUNMAK İÇİN İPUÇLARI
Dijital teknolojilerin hızla ilerlemesi siber tehditleri de beraberinde getiriyor. Siber güvenlik alanında hizmetler sunan şirketler, her geçen yıl artan siber saldırılara karşı hem kurumları hem de kullanıcıları korumak için çözümler geliştirmeye devam ediyorlar. Yine de işletmelerin ve bireysel kullanıcıların cihaz kullanımı, ağ bağlantısı, veri yedekleme, bulut bilişim ve kimlik doğrulama gibi belli konularda çok dikkatli olmaları öneriliyor. Bu bölümde, siber güvenlik alanında çözümler sağlayan işletmelerin siber saldırılardan korunmak ve cihazların güvenliğini sağlamak için paylaştığı ipuçlarına yer veriyoruz.
Advertisement


































































MOBİL ÇALIŞANLAR VE BULUT UYGULAMALARI RİSK ALTINDA
Uzak ofisler, mobil çalışanlar ve bulut uygulamaları şirketlerin verimlilik, çeviklik ve yenilikçilik konusunda hızlı ilerlemelerini sağlarken, siber güvenlik tehditlerinin yüzeyini artırıyor. Forcepoint, sunduğu çözümlerle yeni nesil çalışma biçimlerinin de güvende kalmasını sağlıyor.

Bulut uygulamaları ve mobil cihazların yaygınlaşması şirketlerin verimliliğini artırırken, çeviklik ve yenilikçilik konusunda da hızlı ilerlemelerini sağlıyor. Uzak ofis ve uzaktan çalışan kavramları, çalışan verimliliğine olumlu etkileri kadar maliyet avantajı sebebiyle de son dönemde birçok şirket tarafından uygulamaya koyuluyor. Uzak ofis olarak da bilinen uzaktan çalışma eğilimi yükselişe geçerken, beraberinde siber güvenlikle ilgili çeşitli endişeler getiriyor.
Farklı bir ağ, cihaz, konum ve uzak çalışmayı kolaylaştıran bulut hizmetleri şirketlerin karşılaşabileceği tehdit yüzeyini artırıyor. Çalışanların şirketlerin korunaklı siber güvenlik yapılarının dışına çıkması, kritik verilerin şirketlerin kontrol edemediği ağlarda ve cihazlarda kullanılması anlamına geliyor.
Kendi Cihazını Getir (BYOD) Yaklaşımı Güvenliği Azaltıyor
Gereken güvenlik politikalarının belirlenmesi ve önlemlerin alınmasıyla uzaktan çalışanların güvenlik endişesi olmadan şirketlere katkı sunabileceğini belirten Forcepoint Türkiye, Rusya, CIS Bölge Direktörü Levent Turan, “İşletmeler coğrafi kısıtlamalar olmadan çalışanlarının emeğinden faydalanmak istiyorlarsa, mobil iş gücünün getirdiği avantajlar kadar problemleri de kabullenmeli ve tedbirleri buna göre almalılar. Uzak çalışanlara uygun bir güvenlik yaklaşımı için mobil cihazlarla ilgili bir politika öncelikli olmalı. iPass’in mobil güvenlik raporu, şirketlerin yüzde 34’ü mobil çalışanların cihazlarındaki açıklar yüzünden veri kaybına uğradığını gösteriyor” diyor. Mobil çalışanların kendi cihazlarıyla şirket ağına ve kaynaklarına uzaktan eriştiğini kaydeden Turan, böylece ofisteki fiziksel ve elektronik güvenlik katmanlarından uzaklaşıldığının altını çiziyor.
Bulutta Erişim Temelli Bir Yaklaşım Benimseyin
Mobil çalışanlara sahip işletmeleri bekleyen bir diğer güvenlik problemi ise bulutta yaşanıyor. Turan, “Bilişim güvenliği uzmanları, bulut üzerindeki verilerin güvenliği için erişim temelli bir yaklaşımı benimsiyor. Verilere kim, nereden, ne zaman, nasıl erişiyor ve hangi bilgilere erişiyor sorularını yanıtlayabilen bir güvenlik politikası, buluttaki verileri güvende tutmanızı sağlar” diyor. Turan, Forcepoint çözümleriyle bulut ortamında güvenliği sağlamanın çok kolay olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Forcepoint Bulut Erişimi Güvenlik Aracısı (Cloud Access Security Broker) ile ister özel ister hibrit bulut ortamı kullanın; sistemin kullanımını otomatik keşfetmek, riskleri analiz etmek, SaaS ve üretim uygulamaları için belirli kontrolleri yaptırmak son derece kolay. Araştırma şirketi Gartner’ın 2019’un En İyi 10 Güvenlik Projesi listesine aldığı Forcepoint CASB’nin yanı sıra, Web Security aracımız da bulut uygulamalarını kontrol modülü ile bulut işlemlerinin görünürlüğünü artırıyor ve entegre bir yaklaşımla kontrol imkânı veriyor.”
ŞİRKETLERDE MOBİL CİHAZ GÜVENLİĞİ İÇİN 8 İPUCU

Şirketlerde mobil cihazların kullanımının yaygın hale gelmesi, iş akış süreçlerinde kolaylıklar sağlarken, güvenlik tehditlerinin de kapıyı çalmasına neden oluyor. Verilerin güvenliği için mobil cihazlarda dikkat edilmesi gereken noktaların olduğunu belirten Komtera Teknoloji Kanal Satış Direktörü Gürsel Tursun, şirketlerde mobil cihazlardaki tehlikelere karşı 8 ipucunu sıralıyor.
Günümüzde çalışanlar, birçok iş planının devamlılığını mobil cihazları üzerinden sağlıyor; ancak kullanımı sıklaşan mobil cihazlar, sağladığı faydaların yanında güvenlik tehditlerini de beraberinde getiriyor. Şirket verilerinin her ne kadar mobil cihazlarda bulunması yasaklansa da, verilere erişimi sağlayan bilgiler mobil cihazlarda bulunabiliyor. Siber suçluların mobil cihazlar üzerinden sistemleri ele geçirebileceğini ya da verileri çalabileceğini belirten Komtera Teknoloji Kanal Satış Direktörü Gürsel Tursun’a göre, şirketlerde IT ve güvenlik ekiplerinin uyması gereken 8 önemli ipucu bulunuyor.
1
Kullanıcılar İçin Kimlik Doğrulama Kullanın
Mobil cihazlarda güvenlik için en temel noktadan başlanması gerekiyor. Cihaz kullanımında kullanıcıların kimlik doğrulaması ilk önemli adımı oluşturuyor. Bu noktada, kimlik doğrulamasının gerçekleşmesinin birkaç yolu vardır. Oldukça güçlü bir şifre oluşturmak ya da biyometrik kimlik doğrulaması uygulamak. Her iki durumda da mobil cihazlar yetkilendirilmiş kullanıcılar dışında kullanıma kapatıldığı için mobil cihaz güvenliği sağlanmış oluyor. 2
İşletim Sistemini Güncel Tutun
Siber suçlular, eski işletim sistemlerine bayılır. Bu, sunucu ve dizüstü bilgisayarlardaki işletim sistemleri için geçerli olduğu kadar mobil işletim sistemleri için de geçerlidir. Tüm mobil işletim sistemlerinin düzenli güncellemeleri ve güvenlik yamaları vardır. IT ekibi, aksi bir durum yaşamadıkça, bunların otomatik olarak uygulanmasını sağlamalı ve çalışanları bu konuda bilgilendirmelidir. 3
Jailbreak Yapmalarını Engelleyin
Her mobil işletim sistemi, bilinen güvenlik açıklarını gidermek için güncellemeler gönderir. Jailbreak yapılmış telefonlarda ise kullanıcılar bu güvenlik açıklarına yönelik gelen iyileştirme ve güncellemelere erişemez. İşletim sisteminde yazılım kısıtlamalarını aşmak için kullanıcı ayrıcalığını artıran jailbreak, siber suçlular için sızmaları kolaylaştıran durumlara imkan tanıyor. IT ve güvenlik ekipleri için anti-jailbreak stratejilerinden biri, çalışanlara aynı fonksiyonları ve özellikleri elde etmelerini sağlayan meşru yolları sunması olmalıdır. 4 Bilinmeyen Güvenlik
Ağlarına Mobil Cihazlardan Bağlanmayın
Bir mobil cihazın en ayırt edici özelliği, kullanıcının gittiği her yere gitme yeteneğinin bulunmasıdır. Bu da hassas şirket verilerinin güvensiz ortamlarda bulunabileceği anlamına geliyor. Çoğu kullanıcı, Wi-Fi bulunan ortamlarda hücresel veriden çıkmayı tercih edebiliyor ya da otomatik olarak Wi-Fi ağına bağlanmasına izin veriyor. Bu durumlar, beraberinde güvenli olmayan ağlarda mobil cihazların kullanımına ve hassas verilerin korumasız şekilde ortalıkta olmasına neden oluşturuyor. IT ve güvenlik ekiplerinin çalışanlara bu konuda bilgi vermeleri ve güvenli olmayan ağlarda mobil cihazların kullanılmaması hakkında uyarılarda bulunması gerekiyor. 5 VPN Kullanın Verileri, güvensiz ağların tahribatından korumanın en iyi yollarından biri, hareket sırasında şifrelemektir. Bu tür bir şifreleme, konuşmanın iki ucu arasında sanal bir özel ağ (VPN) gerektirir. Şirket içi tek bir VPN sağlayıcısını kullandığınıza veya ağ oturumlarının bir VPN tüneli üzerinden şifrelendiğinden emin olun.
Uzaktan Silmeyi Etkinleştirin
Bir çalışan tarafından taşınabilecek cihazlar kaybolabilir veya çalınabilir. Bu da, bu cihazlardaki verilerin de kaybolabileceği veya çalınabileceği anlamına gelir. Bundan dolayı, mobil cihazlardaki verilere uzaktan erişme ve uzaktan silme yeteneğinin etkin olması mobil güvenliğin önemli bir parçasını oluşturuyor. Hem iOS hem de Android cihazlar, tüm kurumsal cihazlarda etkin olması gereken uzaktan silme özelliğine sahiptir. Uzaktan silme kabiliyeti, çalışan tarafından hangi cihazın kullanıldığına bakılmaksızın güvenlik araçlarının bir parçası olmalıdır.
6
7
Kötü Amaçlı Yazılımlara Karışı Koruma Kullanın
Hem iOS hem de Android sistemler için kötü amaçlı yazılım önleme korumaları mevcuttur. Cihazları kötü amaçlı yazılımdan koruma yazılımının kurumsal ağlara ve verilere bağlanan her mobil cihazda bulunması gerekiyor. 8 Cihazınızı Yedekleyin Birçok güvenlik fonksiyonunda olduğu gibi cihaz yedekleme, her mobil işletim sisteminin bir özelliğidir. Diğer işlevlerde olduğu gibi, bu özelliğin kullanılabilmesi için önce etkinleştirilmesi gerekir. Cihaz yedekleme, bir dizüstü bilgisayara veya bir bulut hizmetine olsun, şirkete bağlı her mobil aygıt için bir gereklilik olmalıdır. Sağlam yedekleme, kötü amaçlı yazılımlardan veya veri kaybından kurtulmayı mümkün kılar.
Komtera Teknoloji Kanal Satış Direktörü
Gürsel Tursun
YENİ YIL ALIŞVERİŞİNDE SİBER KORSANLARIN KURBANI OLMAYIN

Günümüzde birçok kişi mağaza dolaşmak yerine internet üzerinden alışveriş yapmayı tercih ediyor. Özellikle yılbaşının yaklaştığı yılın son aylarında birçok indirim kampanyası düzenleniyor, bu da kullanıcıların online alışveriş sitelerini daha fazla tercih etmelerine neden oluyor.
Yapılan araştırmalar yılın son iki ayında internet üzerinden yapılan alışverişlerin büyük oranda arttığını gösteriyor; ancak yaşanan bu yoğunluk siber saldırganların da iştahını kabartıyor ve yeni yöntemlerle kurbanlarını ağlarına düşürmeye çalışıyorlar. Sevdiklerine hediye alma telaşına düşen birçok kişi indirimleri kaçırmamak için aceleyle hareket ediyor ve dikkatsiz davranarak siber dolandırıcılık kurbanı oluyor. Araştırmalara göre, yılın son iki ayında gerçekleştirilen siber dolandırıcılık girişimleri neredeyse yüzde 15 arttı. Online alışveriş yapan kullanıcıların bu tür siber tehlikelere karşı dikkatli olmaları gerekiyor. Innovera 2020’yi karşılamamıza sayılı günler kala online alışveriş yapmayı düşünen kullanıcılar için güvende kalmalarını sağlayacak çeşitli önerilerde bulunuyor.
Abartılı kampanya, indirim ve hediye
tekliflerine itibar etmeyin: Black Friday, Bekarlar Günü, Cyber Monday ve özellikle yılbaşı gibi dönemlerde online alışveriş siteleri gerçekten çok cazip indirimler yapsalar da kampanya gerçek olamayacak kadar cazip ise büyük ihtimalle gerçek değildir. Benzer bir şekilde çok yüksek miktarlarda ürün hediye etmezler, hediye çeki dağıtmazlar. Size bu tarz bir indirim ya da hediye kampanyası içeren bir e-posta geldiyse ya da sosyal medyadan kanalları ile bir mesaj aldıysanız
çok dikkatli olun. Bu mesajlarda yer alan bağlantılar küçük bir harf değişikliği ile sizi gerçek bir alışveriş sitesini taklit eden bir yere yönlendirebilir. Alışveriş yapıyorum zannederken, kredi kartı bilgileriniz dahil olmak üzere birçok verinizin siber korsanların eline geçmesine neden olabilirsiniz. Size gelen mesajlardaki bağlantılara dikkat edin ve gerçek siteye yönlendirdiğinden emin olun. Özellikle SSL sertifikalarına dikkat edin. Online alışveriş yaparken bildiğiniz ve güvendiğiniz yerlerden alışveriş yapın.
Online alışveriş yaparken halka açık kablosuz ağları kullanmayın:
Alışveriş merkezleri, havaalanları, restoranlar ve diğer yerlerde ücretsiz olarak sunulan kablosuz bağlantıları kullanarak online alışveriş yapmamaya özen gösterin. Bu tür ağlarda olabilecek güvenlik açıklarından dolayı bilgileriniz siber saldırganların eline geçebilir. Online alışverişlerinizde mümkün olduğunca mobil internetinizi kullanın ya da VPN üzerinden bağlantı kurun. Bilgisayarınızdan alışveriş yapıyorsanız telefonunuzun internetini paylaşıma açarak internete bağlanın ya da yine VPN kullanın.
Çok faktörlü kimlik doğrulama
kullanın: Alışveriş yaptığınız e-ticaret siteleri çok faktörlü kimlik doğrulamasını destekliyorsa doğrulama yöntemlerini mutlaka kullanın. Çok faktörlü kimlik doğrulaması ekstra güvenlik katmanı sağlayarak güvende kalmanızı sağlar.
Sahte uygulamalara ve web
sitelerine dikkat edin: Siber saldırganların en çok kullandıkları yöntemlerden biri gerçek online alışveriş sitelerini ve uygulamalarını taklit ederek kullanıcıları kandırmak. İlk bakışta gerçeğinden ayrılmayacak kadar iyi kopyalar olan bu siteler ve uygulamalar şimdiye kadar birçok kullanıcının kanmasına neden oldu. Bu sebeple web sitelerine URL adresini doğrudan adres satırına yazarak girmeye özen gösterin. Girdiğiniz web sitesinin URL adresini dikkatli bir şekilde kontrol edin. Google Play ve Apple App Store harici yerlerden uygulama yüklememeye çalışın.

Kredi kartı ekstrelerinizi ve banka hesaplarınızı kontrol
edin: Online alışverişlerinizi mümkün olduğunca sanal kredi kartı kullanarak yapmaya çalışın. Kredi kartınızı alışverişlerinizde kullanıyorsanız bir başkasının eline geçme ihtimaline karşı dönem içi alışverişlerinizi ve kredi kartı ekstrelerinizi kontrol edin. Size ait olmayan bir harcama varsa hemen bankanızla iletişime geçin.
Verdiğiniz bilgilere çok dikkat
edin: Hiçbir online alışveriş sitesi ya da banka sizden şifreniz ya da annenizin evlenmeden önceki soyadı gibi özel bilgileri ne telefonda ne de alışveriş yaparken sormaz. Gereğinden fazla bilgi soruluyorsa, bir sorun olabileceğini düşünerek bu özel soruları cevaplamayın ve alışverişinizi sonlandırın.
Güvenlik çözümlerini eksik
etmeyin: Akıllı telefonunuz, tabletiniz ve bilgisayarınızda güvenilir bir güvenlik yazılımı olduğundan ve güncellemelerinin yapıldığından emin olun. İşletim sistemi ile ilgili güncellemelerin kapalı olmadığını ve sisteminizin güncel olduğunu kontrol edin. Bu tür güvenlik açıkları siber korsanların en çok sevdiği şeylerden biridir. Yeni güvenlik çözümleri sadece virüslere karşı değil, aynı zamanda fidye yazılımları ve keylogger gibi kötü niyetli yazılımlara karşı da koruma sağlıyor. Bu yüzden kullandığınız güvenlik yazılımının bu tür bir koruma sağladığından emin olun.
SİBER SALDIRILARDAN KORUNURKEN YAPILAN 6 KRİTİK HATA
Artan siber saldırılara karşı kurumları ve kullanıcıları korumak için her yıl güvenlik çözümlerinin geliştirilmesine 1 milyar dolar yatırım yapan Microsoft, yeni tehditler konusunda kullanıcıları bilinçlendirmek ve farkındalık sağlamak için 6 kritik öneride bulunuyor.
Bireyler ve kurumlar her an siber saldırıların hedefi olabiliyor. Teknolojik çözümler arttıkça siber saldırılar da güçleniyor ve çeşitleniyor.
Dünyada günde ortalama 1,6 milyon siber saldırı raporlanıyor.
Bu miktar geçen yıla göre yüzde 8,2 artış anlamına geliyor.
Bir siber saldırının kurumsal şirketlere finansal etkisinin ortalama 1 milyon 410 bin dolar olduğu tespit edilirken, bu zarar
KOBİ’lerde ortalama 130 milyon dolar olarak ölçülüyor. Türkiye’de bu yılın ilk çeyreğinde toplam 1 milyon 200 binden fazla, günde ise ortalama 13 bin 842 adet olta saldırısı gerçekleşti. Türkiye’de faaliyet gösteren banka ve telekomünikasyon devlerine yakın zaman önce yapılan DDoS saldırıları, bu kurumların tüm müşterilerini etkiledi, müşterilerin kişisel ve finansal bilgileri risk altına girdi. DDoS saldırı tekniği, belirli bir web sitesini, sunucuyu veya çevrimiçi hizmeti sınırlamak ya da tamamen ortadan kaldırmak için bilgisayar korsanları tarafından yapılan bir saldırı olarak biliniyor. Türkiye’de en çok karşılaşılan siber saldırılar DDoS, fidye yazılımları, olta saldırılar, kredi kartı dolandırıcılığı ve mobil yazılımlar olarak sıralanıyor. Artan tehditlere karşı güvenlik, uyumluluk ve kişisel veriyi koruma konularında inovasyonlarına devam eden Microsoft uzmanları, siber suçların 2021 yılına kadar dünyaya 6 trilyon dolara mal olabileceğinin altını çiziyor ve siber güvenliğin sağlanması konusunda sıklıkla yapılan 6 hataya dikkat çekiyor.

1Parçalı Yaklaşımdan Uzak Durun Bireysel kullanıcılardan büyük kurumlara kadar hedefi ve gücü değişiklik gösteren siber saldırılardan korunurken yapılan en büyük hata, ürünleri farklı güvenlik çözümleriyle korumaya çalışmak ve tam entegrasyon sağlamamak. Bunun yerine, birlikte çalışmak üzere tasarlanmış ve sektör lideri çözüm sağlayıcılarla iş birliği yapılmalı. 2 3
4 5 6
Tam Donanımlı IT Uzmanlarıyla Çalışın
Her geçen gün artmaya devam eden siber saldırıların yüzde 43’ü genellikle şirket içinde IT’den sorumlu sınırlı insan kaynağı kullanan küçük işletmeleri hedefliyor. Bu durumda şirketlerin IT uzmanları, siber güvenliğe yeterince odaklanamıyor, daha çok şirket içindeki işlerin yürümesiyle ilgileniyor. Microsoft siber güvenlik uzmanları, özelleşmiş güvenlik sağlayıcılarla iş ortaklığı yapılmasını öneriyor. Çalışanların güvenlik bilinci konusunda eğitimine yatırım yapmak da bu alanda önem taşıyor. Böylece herkes çözümün bir parçası olabiliyor.
Kendinizi Saldırılmayacak Kadar Küçük Görmeyin
Siber saldırılar, kendini korumak zorunda hissetmeyen küçük işletmeleri ve bireysel kullanıcıları daha fazla hedef almaya başladı. Son yıllarda siber saldırıya uğrayan küçük şirketlerin ortalama yıllık zararı 80 bin dolar olarak ölçülüyor. Microsoft, siber güvenliğe yapılan yatırımın kesilmemesi gerektiğine ve hiçbir programın yüzde 100 kusursuz olmadığına dikkat çekiyor. Herkes, hızlı yanıt verebilecek sistemlere sahip olmalı.
Microsoft’ta 6,5 Trilyon Sinyal Analiz Ediliyor
Bulut Bilişime Güvenin
Doğru bir bulut ortağıyla çalışmak, şirketlerin birçok ağır yükünü hafifletir. Bu yüklere verileri şifrelemek, yedeklemek ve güvende tutmak da dâhildir. Microsoft, şirketlerin sistemlerindeki tüm verinin korunması için uluslararası standartları kullanan güvenli bulut hizmet sağlayıcılarla iş birliği yapılmasını öneriyor.
Kişisel Cihazlarınızın Güvenliğini Sağlayın
Bireysel ve kurumsal olarak işlerimizi birçok cihaz üzerinden yapıyoruz, bunlara kişisel cihazlarımız da dâhil. Siber korsanlar, saldırılarının yüzde 60’ını kişisel cihazlardan gerçekleştiriyor. Microsoft, bu durum için çok faktörlü kimlik sorgulama sistemleri öneriyor.
Verinizi Savunmasız Bırakmayın
Çalışanlar, iş ortakları ve müşterilerle paylaşılan veriler şirket kontrolünün dışına çıkıyor; fakat her şeyi kilit altına almak da üretkenliği ve inovasyonu engelliyor. Microsoft uzmanları şirketlerin veri düzeyinde güvenliğe odaklanmasını, böylece koruma ile üretkenlik arasında denge kurulmasını öneriyor. Verilerin hassasiyetine ve kritikliğine göre sınıflandırılması bu konuda etkili bir başlangıç olabilir. Böylece kısıtlı erişim, sınırlı paylaşım ya da şifreleme gibi en güçlü önlemlerle veriler önem sırasına göre korunabilir.
Siber güvenlik konusunda, Microsoft’u teknoloji sağlayan diğer şirketlerden farklı kılan birçok etmen bulunuyor. Microsoft’ta 3 bin 500 tam zamanlı güvenlik uzmanı, her gün 6.5 trilyon global sinyali analiz etmek için yapay zekâ araçlarıyla çalışıyor. Microsoft, farklı bilgi kaynaklarından gelen tehdit istihbaratını sentezliyor, her ay 1 milyar cihazı güncelliyor, 200 milyar mailin güvenli iletimini sağlıyor ve 300 milyar kimlik doğrulama işlemi yapıyor. Bu geniş ve derin deneyim Microsoft’un güvenlik sağlama yeteneklerini her geçen gün geliştiriyor. Microsoft’un küresel güvenlik altyapısı, veri merkezlerini güvence altına alarak, bir Siber Savunma Operasyon Merkezi’ni işleterek, kendi savunması sistemine saldırılar düzenleyerek (red-teaming), saldırganları yakalayarak ve her ay 5 milyardan fazla zararlı yazılım tehdidini engelleyerek müşterilerini koruyor.

YENİ CAPTUR, YEPYENİ TASARIM VE TEKNOLOJİ İLE GELİYOR

SUV pazarının öncü modellerinden Renault Captur, dinamik ve güçlü yeni SUV çizgileriyle dikkat çekiyor. Yeni Captur 9,3 multimedya ekranı ve 10,2 inç dijital gösterge paneli ile kategorisinin en büyük ekranlarından birine sahip.
Rekabetin giderek arttığı otomotiv pazarında Yeni Captur, bir önceki neslini başarıya taşıyan kimliğini daha güçlendirerek yenilendi. Dönüşüm gerçekleştiren model, dinamik ve güçlü yeni SUV çizgileriyle dikkat çekiyor. Modelin yeni elektrik ve elektronik mimarisi, en yeni teknolojik gelişmelerin kullanımını mümkün hale getiriyor.
Yeni Captur, elektrikli, internet bağlantılı ve otonom sürüş özellikleriyle Renault Grubu’nun stratejik planını destekliyor. İç mekanda sunduğu kalite ve konfor ile model, üst segment araçlara yaklaşıyor. Modelin iç kısmındaki teknolojik devrim ilk bakışta fark ediliyor. Yeni Captur, sürüş, park ve güvenlik olmak üzere üç kategoride ADAS (Sürüşe Yardımcı
Destek Sistemleri) teknolojileri sunuyor. Renault EASY DRIVE sistemini oluşturan bu özellikler,
Renault EASY LINK multimedya sistemi üzerinden dokunmatik olarak kolayca kontrol edilebiliyor.
Yeni Captur 9,3 multimedya ekranı ve 10,2 inç dijital gösterge paneli ile kategorisinin en büyük ekranlarından birine sahip.
Dört Benzinli Ve Üç Dizel Motor Seçeneği Yeni Captur’de modelin DNA’sını oluşturan kişiselleştirme ve modülerlik özelikleri korunuyor. Captur’ün konfor ve modülaritesi için kilit bir faktör olan kayar arka koltuklar, ikinci nesilde de mevcut. Yeni Captur, 536 litre gibi oldukça yüksek bir bagaj hacmi, 27 litreye kadar iç depolama hacmi ve benzersiz bir modülarite sunuyor. Yenilenen verimli bir motor yelpazesine sahip Yeni Captur, dört benzinli ve üç dizel motor ile pazara sunuluyor. Yeni Captur, 2020 yılından itibaren motor seçenekleri arasına E-TECH Plug-in hibrit motor da ekleyecek. Yeni Captur 2020 yılının ilk yarısında Türkiye’de pazara sunulacak.
Daha Güçlü Bir SUV Kimliği Daha dinamik ve farkedilir bir tasarıma sahip Yeni Captur, güçlendirilen SUV kimliği ile göze çarpıyor. Modelin ön ve arka Full LED C şeklinde farları ve dekoratif krom detaylar gibi özelliklerin tümü, kalitedeki iyileştirmenin bileşenleri olarak göze çarpıyor. Satışlarında çift gövde-tavan renkli araçların oranının yüzde 80’e yakın olması, Captur’ü kişiselleştirme seçenekleri ile ön plana çıkarıyor. Yeni Captur, hem iç hem de dış tasarımda sunduğu yeni alternatifler ile bu özelliğini daha da zenginleştiriyor. En yeni teknolojilerle ve kategorisinin en büyük ekranları ile sunulan model, güçlü ergonomisi ve daha konforlu hale getirilen sürüş deneyimi ile öne çıkıyor.
NISSAN YENİ MICRA’YI TÜRKİYE YOLLARINA ÇIKARDI

Japon otomotiv devi Nissan’ın, şehrin vazgeçilmezi olarak bilinen ve globalde 50 yıllık güçlü bir mirasa sahip modeli Micra, yeni versiyonuyla Türkiye’de görücüye çıktı. “Daha Sen” mottosuyla yeni Nissan
Micra, bir önceki modele kıyasla Nissan’ın teknolojik vizyonunu yansıtan
Nissan Intelligent Mobility özelliklerini barındırırken, etkileyici tasarımı, ferah iç mekanı ve güven veren sürüşüyle dikkat çekiyor.
Müşterilerin günümüzde ne istediklerine ve gelecekten ne beklediklerine odaklanarak, Avrupa’daki kompakt araç segmentini yeni bir seviyeye taşıyan Nissan Micra, farklı iç renk seçenekleri, BOSE Personal ses sistemi ve orijinal aksesuar çeşitleriyle sürücülerin kendi tarzlarını yaratmaları konusunda fırsatlar sunuyor.
Akıllı Teknoloji Özelliklerine Sahip
Yeni Micra, 1.0 litre 100 PS Motor, 5 ileri manuel ve 7 ileri CVT şanzıman seçenekleri ile satışa sunuluyor.
Yeni aracın motoru, aracın karakterine uyacak ve olabilecek en iyi performans ile yakıt verimliliği sağlayacak şekilde tasarlandı. Tasarımı ile dikkat çeken otomobil, tamamen yenilenen yüzüyle daha sportif, daha atletik, daha konforlu ve daha geniş bir görünüme sahip olurken; yeni teknolojik donanımlarla daha premium bir tarz yakalıyor. Dış tasarımını ileri
Akıllı sürüşün öncülerinden Nissan, güçlü modelleriyle ön plana çıkmaya devam ediyor. teknolojilerle destekleyen yeni Micra, akıllı teknoloji özellikleri sayesinde artık daha Yeni Micra’yı Türkiye yollarına çıkaran Nissan; güvenli. Günlük hayatı ve sürüş araç sahiplerine daha sportif, daha premium ve daha konforlu bir araç deneyimi yaşatmayı deneyimini kolaylaştıran fren destek sistemi, akıllı şerit takip uyarı sistemi, akıllı çarpışma hedefliyor. uyarı sistemi, akıllı sürüş kontrolü, akıllı çevre görüş sistemi, kör nokta uyarı sistemi, hareketli nesne algılama sistemi, akıllı şerit takip asistanı, trafik işareti tanıma sistemi ve akıllı otomatik uzun far asistanı ile yeni Micra, sınıf atlatan bir teknoloji sunuyor. Yeni Micra İle Tarzını Yansıt Visia, Tekna, Platinum ve Platinum Premium olarak dört farklı pakette sunulacak Yeni Micra, modern renklerde ve birinci sınıf bileşenlerle iç ve dış mekanda değişiklik yapma imkanı sunan çok çeşitli kişiselleştirme seçenekleriyle dikkat çekiyor. Eklenen bu özelliklerle otomobil, sürücülerin kendi tarzlarını yansıtmalarına imkân veriyor. İç mekan kişiselleştirme paketinde, koltuk yastıkları ve desteği, kapı kol dayama ünitesi, diz desteği ve gösterge paneli gibi kabinin dört farklı alanını kişiselleştirmeye yönelik malzemeler ve renkler yer alıyor. Müzik tutkunu araç sahipleri için, sürüş deneyimini olabildiğince keyifli hale getirecek yeni Micra’nın öne çıkan özelliklerinden biri de Bose Personal ses sistemi ve B-hatchback segmentine özgü, sürücü koltuk başlığına yerleştirilmiş gelişmiş hoparlörler.

BOSCH, ARAÇLARDA 3D EKRANLARIN ÖNÜNÜ AÇIYOR
Bosch, 3D ekran çözümleriyle görsel bilgilerin kullanıcılar tarafından daha hızlı anlaşılmasını sağlıyor. Marka, tüm kontrol işlevlerini bir merkezi işlem ünitesi içerisinde bir araya getirdi.
Bugün daha büyük, görsel olarak daha çekici ve çok daha fazla sayıda özelliğe sahip olan dijital ekranlar, araç kokpitlerinin önemli bir özelliği haline geliyor.
Geleceğin kokpitlerinde dijital ekranlar yalnızca yeni ekran ve kontrol özellikleri sunmakla kalmayıp, sürücüler ve araçları arasındaki etkileşimde de önemli bir role sahip olacak. Yeni 3D ekran çözümleriyle bu konuda önemli bir rol üstlenen Bosch, bu ekranlarda, geleneksel ekranlara oranla görsel bilgilerin daha hızlı anlaşılmasını sağlayan ve gerçekçi üç boyutlu efekt oluşturan pasif 3D teknolojisini kullanıyor. Bosch ister kavisli, ister organik LED (OLED) ile donatılmış, isterse tamamen kişiselleştirilebilir ekranlar olsun, her tür araç ekranı için temel ölçütü belirliyor.
Araç Kokpitinde 3D Efekt
3D ekranlar, son zamanlarda araç kokpitlerinde ön plana çıkıyor. Park etme sırasında arka görüş kamerasından gelen görüntü, 3D ile daha gerçekçi hale gelerek engellerin daha erken algılanmasını sağlıyor. Sokaklarda navigasyon kullanırken; harita ekranının mekansal derinliği, hangi binanın bir sonraki dönüşü işaret ettiğini anında gösterdiği için 3D efekt belirleyici bir role de sahip oluyor. Bosch, yeni ekranı için gözle takip etme ve 3D gözlük gibi ek özelliklere gerek duymadan çalışan pasif 3D teknolojisi kullanıyor.
İnovatif Ve İnteraktif
Kullanıcılar ve ekranlar arasındaki etkileşime hazır olan Bosch’un çözüm portföyü, küçük ve düz ekranlardan büyük ve kavisli ekranlara, hatta yuvarlak veya kesik kenarlar gibi olağandışı şekillerde olmak üzere her türden uygulamayı içeriyor. Etkileşim, sesli veya dokunmatik kontrol şeklinde olabiliyor. Dokunmatik kontrolde dokunsal geri bildirim de mevcut.
Back-End Fark Yaratıyor
Ekranların boyutları büyüdükçe, daha çok amaçlı ve akıllı hale geliyor; sesli ve dokunmatik kontrol özelliği de eklenince, daha fazla bilgisayar gücüne ihtiyaç duyuluyor. Bu, çok daha fazla sayıda kontrol ünitesi anlamına geliyor. Şu anda 15 back-end işlem ünitesi, ekran ve işletim sistemlerini kontrol ediyor. Bosch, tüm HMI’yı koordine etmek üzere sadece bir kokpit bilgisayarı kullanıyor ve tüm kontrol işlevlerini, bir merkezi kontrol ünitesine devrediyor.
Önce Emniyet
Araç içi ekranlar, katı emniyet standartlarına tabi tutuluyor. Kısmi arıza durumunda bile sürücülerin, her zaman için asgari miktarda önemli bilgilere erişebilmesi gerekiyor. Bu nedenle Bosch işletim sistemleri, araç kullanımına uygun hale getirilmek üzere kapsamlı testlerden geçiriliyor.
TÜRK YOLCULAR UÇAKTA EN ÇOK İLERİ TEKNOLOJİ VE RAHATLIĞA ÖNEM VERİYOR
Emirates, Türk yolcuların seyahat seçimlerini yaparken en çok neye önem verdiklerine ilişkin araştırma bulgularını açıkladı. Araştırma, son dönemde uluslararası uçuş yapan 200’den fazla Türk yolcu arasında ve yüz yüze mülakat yoluyla gerçekleşti.
Method Research Company tarafından Ağustos 2019’da Emirates adına yapılan araştırmanın sonuçları açıklandı.
Araştırmaya göre Türk yolcular kolay ve sorunsuz bir uçak yolculuğu deneyimi yaşamak için en çok rahatlık ve teknolojiye önem veriyor. Katılımcıların yüzde 61’i yolculukları sırasında en çok rahatlığa önem verdiklerini belirtti, yüzde 54’ü ise havayolu seçimi yaparken koltuk rahatlığının en büyük öncelik olduğunu söyledi.
Araştırma katılımcılarının yüzde 68’i uçuş sırasında kablosuz internete (Wi-Fi) bağlandığını aktarırken, yüzde 60’ı biletlerini havayolu web siteleri veya uygulamaları üzerinden aldığını belirtti. Katılımcılarla yapılan detaylı mülakatlar, yolculukları hakkında detaylı bilgileri cep telefonları yoluyla almanın yüksek öneme sahip olduğunu da ortaya koydu.
Estetik Ayrıntılara Dikkat Ediliyor
Ek bulgular genel olarak, havayolunun yiyecek ve içecek ikramlarının Türk yolcular için önemli olduğunu ve ayrıca uçağın aydınlatması ve iç yerleşimi gibi estetik ayrıntılara dikkat ettiklerini gösteriyor. Türk yolcular, uçuşları sırasında uçaktaki kabin ekibinin tecrübeli ve cana yakın olmasını tercih ediyor. Araştırma ayrıca Türk yolcuların tüm seyahat süresince evde hissetmek istediklerine, örneğin kendi damak tatlarına uygun yemek seçenekleri ve kendi dillerini konuşan havayolu personeli olmasına önem verdiklerine işaret ediyor.

Konforlu Seyahat Deneyimi
Emirates’in Türkiye, Romanya ve Bulgaristan Müdürü Bahar Birinci, “Emirates müşterilerin konforuna ve rahatlığına büyük önem veriyor ve sorunsuz, keyifli bir seyahat deneyimi sunmak için en son teknolojiye, ürünlere ve hizmetlere yatırım yapıyor. Yapılan araştırma Emirates’in Türk yolcuların alışkanlıkları ve öncelikleri ile aynı çizgide olduğunu ve havacılıkta çıtayı sürekli olarak yükseltmeye kendini adadığını ortaya koyuyor” diyor. Emirates, filosunun tamamını yolcuların uçuş sırasında internete bağlı olmaları için ücretsiz Wi-Fi ile donattı. Yolcuların yolculukları süresince rahat etmesini sağlamak için ileri teknolojinin yardımıyla çok sayıda yenilikler ve hizmetler sunan Emirates, kısa süre önce uçuş uygulamasına yolcuların hava alanında yönlerini kolaylıkla bulmalarını sağlayacak olan ve hava alanı haritalarını içeren yeni bir özellik ekledi. Hava alanı haritaları hava alanındaki checkin masaları, Emirates lounge’ları, dükkanlar, restoranlar veya ATM’ler dahil olmak üzere hava alanının tüm temas noktaları boyunca noktadan noktaya navigasyon sağlıyor. Geçtiğimiz yıl Emirates müşterilere uçağa binmeden önce koltuklarını ve Emirates A380’in ve Emirates Boeing 777’nin içini keşfetme fırsatı veren 3D koltuk modellerini sundu.
Kış Mevsiminde Instragram’da Paylaşabileceğiniz Renkli Otelleri Hotels.Com İle Keşfedin
Kış mevsiminin başlamasıyla günler kısaldı, güneş eskisi kadar parlak değil ve ağaçlar da yapraklarını neredeyse tamamen döktü. Hotels.com, hayatlarına renk katmak isteyen seyahat severler için mimarisi ve dekorasyonlarında kullanılan renklerin özgünlüğüyle öne çıkan beş otele ışık tutuyor.
Hotels.com, hem keyifli tatil yapmak hem de Instagram hesaplarını paylaşımlarıyla daha renkli hale getirmek isteyen seyahat severler için dünyanın dört bir yanında renk paletlerinin özgünlüğüyle öne çıkan beş özel oteli derledi. Bu oteller, Portekiz seramiğinin mavisinden Meksika folklorunun fuşyasına kadar bir sonraki tatil kaçamağınızda sizlere kışı renklendirmeniz ve yaz güneşine geri kavuşmanız için fırsat sunuyor.
İtalya: The Gritti Palace, Venedik Venedik’teki Santa Maria de la Salud Katedrali’ne bakan bu 16’ncı yüzyıl sarayının tasarımı, renkleri ve dokuları bir üst seviyeye taşıyor. Yoğun kırmızılar, yeşiller ve hatta turuncular ile bezenmiş bu otelin her köşesi, konuklarını özel bir ortamda ağırlıyor. Otel, müzeler ile dolu çevresi ve Büyük Kanal’a bakan terasıyla cazip bir seçim olabilir. Portekiz: Bela Vista Hotel & SPA - Relais & Châteaux, Portimão Portimão’daki bu 5 yıldızlı otel, yoğun mavi kullanımıyla Portekiz’in ünlü seramik karolarından ilham almış. Krem rengi bir kale içinde yer alan otel, dikkat çekici mavi iç mekanı ve Atlantik Denizi’ne bakmasıyla cezbediyor.
Birleşik Devletler: Colony Hotel Palm Beach, Florida Palmiye ağaçları, güneş ve tiril tiril yaz kıyafetleri vaadiyle bu otel, Palm Beach’in en önemli sembollerinden biri. Colony Hotel Palm Beach, bugüne kadar tüm dünyadan birçok ünlü ismi de ağırlamış. Karakteristik pembe rengiyle tamamlanan klasik İngiliz kolonyal tarzdaki otel; gerek süitlerinde gerek villaları ve çatı katlarında geçmişle geleceği şık şekilde sentezliyor. Meksika: Rosas & Xocolate Boutique Hotel, Merida
Rosas & Xoclate Hotel, fuşya ve koyu ahşaptan ilham alan tasarımıyla çikolata bağımlıları ve gül tutkunları için ideal. Egzotik avlusuna ışığın girişiyle pembe duvarların suya yansıması, Instagram’da paylaşmak için mükemmel kareler veriyor. Otel, Maya medeniyetinin yaşadığı geleneksel bir kakao tarlasında yer alıyor.
Vietnam: JW Marriott Phu Quoc Emerald Bay Resort & Spa, Phú Quốc Bir renk cenneti olan bu tatil köyü, Tayland Körfezi’nin ünlü Vietnam İncisi’nde, Phu Quoc’ta yer alıyor. Otel, sık bir orman ve engin okyanusun yanı başında, enerji ve birbirinden güzel renkleri içinde barındıran ufak bir şehir gibi.
Osmanlı’nın Ermeni Ressamları Sergisi
Simon Yazıcıyan Puzant Gocamanyan
Osmanlı’nın Ermeni Ressamları Sergisi 20 Aralık - 20 Ocak tarihleri arasında Canvas Art Investments’da gerçekleşiyor. Koleksiyoner Atılgan Bayar’ın, kızı Şiraz Bengi Bayar adına topladığı büyük koleksiyon, Osmanlı’nın Ermeni ressamlarını toplu halde ilk kez sanatseverlerin ziyaretine sunuyor. Serginin dikkat çekici eserlerinden bazıları Beşiktaşlı Civanyan’ın İstanbul’u, Samatyalı Simon Yazıcıyan’ın hiç bilinmeyen Falcı Kadın isimli, 1882 tarihli tablosu ve Trabzonlu Puzant Gocamanyan’ın eşekleri. Osmanlı Ermeni Resmi’nin bu bütüncül sergisi, İstanbul Canvas Art Investments’ın ardından Paris, Nice, Los Angeles, Washington ve New York’dan oluşan bir turneye çıkacak.
Cem Turgay
Bir Yol Öyküsü: Fotoğrafın Ardında 180 Yıl
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, fotoğrafın bulunması ve ilk fotoğraf gezisinin gerçekleşmesinin 180’inci yılında çağdaş bir fotoğraf sergisine ev sahipliği yapıyor. Küratörlüğünü Engin Özendes’in üstlendiği “Bir Yol Öyküsü: Fotoğrafın Ardında 180 Yıl” başlıklı sergi, 1839 yılında gerçekleşen ilk fotoğraf gezisinin izlediği rotayı günümüz teknikleriyle yeniden keşfeden 10 fotoğraf sanatçısının farklı yorum ve bakış açılarını bir araya getiriyor. Sergi, usta fotoğraf sanatçıları Coşkun Aral, Laleper Aytek, Ali Borovalı, Murat Germen, Sinan Koçaslan, Yusuf Sevinçli, Alp Sime, Lale Tara, Serkan Taycan ve Cem Turgay’ın aynı rota üzerindeki tarihi kentlerde çektikleri fotoğraflara yer veriyor. Pera Müzesi’nde 5 Aralık 2019 tarihinde izleyiciyle buluşacak sergi, 1 Mart 2020’ye kadar ziyaret edilebilir.
Lale Tara
Tohum Otizm Vakfı’nın otizmli çocuklar yararına yaptığı çalışmaları desteklemek, tanıtmak, farkındalık ve kaynak yaratmak amacıyla gelenekselleşen Tohum Otizm Vakfı Alışveriş Festivali 12’nci yılında. 18-19 Aralık 2019 tarihlerinde Four Seasons Hotel at the Bosphorus’ta gerçekleşecek ve isteyen herkesin giriş ücretini ödeyerek ziyaret edebileceği alışveriş festivalinde ziyaretçiler, yılbaşı öncesi sevdikleri için hediyeler alırken aynı zamanda otizmli çocukları da sevindirecek ve onların eğitimine katkıda bulunmuş olacaklar.
Coşkun Aral
Baki Duyarlar JazzArk Project Zorlu PSM’de
Nadiren görülen bir trio formatı olan piyano, beş telli kontrbas ve Türk vurmalı enstrümanlarının bir araya geldiği, müziğin farklı renklerini buluşturan JazzArk Project eski Türk usullerini ve makamlarını caz müziğin modern tınılarıyla buluşturuyor. Vurmalı çalgılarda Mehmet Akatay, kontrbasta Kristian Lind ve piyanoda Baki Duyarlar’ın seslere hayat verdiği JazzArk Project, 26 Aralık’ta touché’de dinleyicilere eşsiz bir deneyim yaşamaya hazırlanıyor.

