204↗️18Kafka Okur Sayı 18 ~ Bob Marley

Page 1

Fikir Sonat ve Edebiyat Dergisi

*... ben edebiyottori iboretim.


"...hen edebiyattan ibaretim." K.

I

KAFKAOKUR

, SAVI 18•VIL3• TEMMUZ-AGUSTOS 2017

Bob Marley ipekAtcan

Giiriiltiide Giilmek ECE TEMELKURAN, Deneme

Prag'da Kafka'nm izinde DiLEK ATLI, Gezi Yaz1s1

Adresi Degi§mi§ ilk ~iir NAZLI BA~ARAN, ~iir

Antik Karma§a BAHRi BUTiMAR, ~iir

Ziimriidiianka Misali ... iLKNUR OZTULUM, Biyografi

Ho§ ~eyler SUMRU UZUN, Am it;imizdeki Giine§ CANSU CiNDORUK, Deneme

Kap1 NiHAN OZKOGAK, Oyku

Ubuntu KAAN MURAT YANIK, Anlat1

KAFKA, TARKOVSKi, BARBUR, EDGO SOZLER

Yalmz Efe ERAY YASiN l~IK, Oyku

Saks1 (f i«;egi MERVE OZDOLAP, Anlat1

it;imde Y1llanm1§ Oziim Bah«;eleri ATILAY A~KAROGLU, Anlat1

4 10 12 16 17 18 20 22 23 24 26 28 30 31

32 35 36 38 39 40 42 44 45 46 47 48 50 52

Soylenenler ve Soylenemeyenler NESLiHAN ONDEROGLU, Oyku

Umudunu Kaybetme, 2006 FilmAlmt1s1

R1dvan - Eski .Dost EMRE POLAT, Kafkaesk Bilim Kurgu Yaz1 Dizisi

Kod Adi Bilet DOGUKAN HAZAR iSKENDEROGLU, Oyku

Kendime Ait Bir Oda ESRA PULAK, Aforizma

Ormana Yiizerken EZGi AYVALI, Anlat1

Kolaj GOK(/E KOCAMAN

Perdenin Ardmdakiler CEYDA EMEL OZTEK, Film inceleme

Figan OZGON GOK, Oyku

Gacia Angela OMER OKATALi, ~iir

Gaip GONE~ GAP, ~iir

Vejetaryen EDA AL, Kitap inceleme

it;selle§tiremediklerim MUSTAFA SiLiCi, Anlat1

instagram GO RS ELLER

Yaz1larm1z1, cizimlerinizi ve call$malar1mz1 okurtemsilcisi@kafkaokur.com adresinden bize ula$tirabilirsiniz. Kaynakca I www.kafkaokur.com/sayi18kaynakca


~'...."'f.j- - ·\...,._,_

i.,.l\.."'-t......,,..._~

Lr-;..v

,..,

Kafka Okur .<' Fikii;-sanat ve Edebiyat:Dergisi

$'

-~...

/

~ "'"

j ... ben edeb iyattai;i,jba r~tim ."

~ crra1'1Z Kafk~.. -:'l

I::..

-~ _< ....,.,

c..l.;;,..,

•t· ,.,.•..,.,.i~i Ayhk Ede~iyat .,.,.._,..... ' Dergisi """" . , --"'. , , . -9'· Say118 -Temmuz-Agustos 2017 -,8 TL ~ ·, www.kafkao~ur.com,. ... ,....ifo{ltafkaokur·~~- - .......,. ··"'"- "" ~y-......

@ KafJcaokur ' ~o kaf~~9~u~dergr'· j~

imtiyai; Sahibi ., .._;l3.e~hari'· oem1r-"<.. ~ .·- .;;:c..,,1,,,:-:_,.. '_.Yaym Yonetmenl \ · Cl6~han D~mir ., . .,.,, , gdKhan@kafkaokur.com Editor - . .. Merv~ 0zdolap"'· '::. ~· ...... merve@kafkaokur.com , I " S_ anat Yonetinent-v 1.J~· "'c 1A/""Rabia Genger

nA

BOB MARLEY ipek atcan

Marley'e hangi ac;:1dan bakarsak bakailm dolu dolu bir hayat ya§ad1g1rnn aksini iddia etmemiz mOmkOn degil. Fakir ve zorlu bir hayattan gelmek, bunun tek c;:1k1§ yolunun mOzik olduguna inanmak, bu ugurda yol almak, ba§an/1 olmak ve bunu sadece 36 seneye s1gd1rmak herkesin yapabilecegi bir §ey olmasa gerek. Qoluk c;:ocuk ve a§k hayatina girmiyorum bile. MOzikle gec;:en 19 y1I, 13 album, 2 canil kay1t, bir sOrO odOI ve 300'den fazla konser ...

).

.A-.;

;:._,~rabia@kafkaQ.~ur~oGo~ KapakResmi

.· .~

T(jj~y ~@~3

__Julayp@gmail.~om , / ~ ,Arka Kap~k R,~_smi /!' ~ "'Rabia Genc;:·er ~ lllustrasyonlar. ·· d'f:tfla)-Palaz ~, ~ ..x.. >}~. , t.-t.,._.1 , Filiz ir;em Ozba~ ~'Eren-CaMr +>elat Reklam Fa~ih:z€errahoglu· " S.c. .c fat1fl@·k'afl\aokur.com ileti$im · ~. "' e;:posta:>0k-urtemsilofsi@kafkaokur.com (( Online Sat1$ . ·\ • '>._ •. ~AJ;,........,v , ,. , . ·kafkadukkan.com "'·· ":-, '._ •bilgi@kafkadul<kaA.com' t,erefon: +90 53'0.72715 23 ~

'

~

,. . ._ -(,...- - ~~-

~~

-~-

JC

L''-~

ISSN -.., 2148-6824 _.. ! : "' ,.~ Yay1n·Tiiru:., -, Yerel, SQreli "(ay1r;i . ~-- B~k.1·"--~ ~" f~-.u~ ~ -'v n

£.

f::r. . .

imak Ofset Bas1m Yay1n TiC~.\f,Ei .Si!D-· ltd. $,ti. .~· ·,..._..-'

.:i

Matbaa Sertifika No: 12351 Dag1t1m..a r. ~. ~DPP:

(212) 622 22 22,. 111""'1"

/

GURULTUDE GLILMEK

e-"'-

·~".1 ._.

.~ ...©t1er_,!J~kk1 s~khgu:. /LI.,, ' Bu dergide yer alan yaz1, makale, Jotpgraf x_e illus~s.ionfar elektropi!< %-~ :~~mlar· d*'abU oJma~ Oiere yaz1ll ...._ iz!~'J'tks1im ~!'a_9~~az. yt. ,..,."

':J<

ece temelkuran

Sen bu gOrOltOde gOlebiliyor musun? GOlmek, yenilmemek demekti. " Kahkahaya milletc;:e en c;:ok ihtiyac1m1z olan §U gOnlerde" diye ba§layan bir milli mutabakat belgesini takip edercesine, oyle bir gayret ve kararl1ilkla, "tek kahkaha, tek espri, tek delilik" alt1nda birle§erek kahramanca s1nt1yorduk. Her deli OstOnO ba§1rn y1rtmaz derler, biz de i§te s1nt1yorduk. Ne yapallm yani? "GOlmeyelim de olelim mi!" diyorduk.

12 PRAG'DA KAFKA'NIN iZiNDE

dilek ath

Franz Kafka, Prag'a besledigi a§k1 onOnO alamad1g1 nefretinin golgesinde ya§asa da bu $ehir, gezginlerini bOyOsO alt1na alan naif bir kudrete sahip. Ziyaretc;:ilerini zaman ic;:inde yolculuga c;:1karan Prag, dogas1, tarihi dokusu ve benzersiz mimari ornekleriyle bereketli bir dOnya kenti olarak sizi benzersiz bir maceraya sOrOklOyor. $ehre sinen Kafka'rnn belli belirsiz silOeti ise cabas1.. .

2A UBUNTU

, v. ·-

Merkez;-(vlah.'"AtatQrk Cad. G61 Sok. No:l Yer:ifbosna, Istanbul " ,-, ,. , ,,,__._,r el.: 444:62 18' "- "'v' '·· , -;,- ~-

]n

11 iCiMDE YILLANMIS...

a~karoglu

at1lay

Y1llanm1§ OzOmleri kucakl1yor, sigaramin dumarnnda c;:ehresi bularnkla$1rken. Bir kaVU$ma mutlulugu hakim §arap kadehinin bOyOk ba§1nda. Y1llanm1§ OzOmler, odanin lo§ 1§1ginda muzigin ritmiyle dalgalarnyor. Bir sarho§luk ri!Oeli gerc;:ekle§iyor, ayrn masa, ayrn sandalye ... Ayrn, sevdigim mOzikler birbirini izliyor, ac;:t1g1m radyoda. Radyo bana er;;lik mi ediyor sevdigim §arkilarla veya ben miyim her bir §ark1da sarhor;;lukl-a aglam1§ olan?

AnORMANA YLIZERKEN

ezgiayvali

ROyamda mektubumu okumur;;tun ve neden beni bir tOrlO sevemedigini anlat1yordun. Qok uzaktaki dalgalan, insanlan, dOnyan1n donor;; sesini bile duyuyordum ama tam kar~1mda bag1ra bag1ra konur;;an seni duyam1yordum. Kac;:mak istedim. "insan istenmedigini kabul edemiyor bir tOrlO." diye dOr,;OndOm ormana dogru yOzerken . QOnkO art1k yOrOyemiyordum.

ARVEJETARYEN

eda al

Gerc;:ek dOnyada karr,;1m1za c;:1k1veren rahats1z edici hikayelerden sadece biri Vejetaryen. Okura yar;;am1n hangi sec;:imler sonucunda mutluluk getirdigini sorgulat1yor, sec;:imlerini sonuna kadar savunanlann yeri geldiginde akil hastanelerine ya da hapishanelere t1k1lmas1rnn ka91rnlmaz son olabilecegini gozler onllne seriyor.

kaan murat yanik

Gec;:en gun yeni romarnm ic;:in uzaklara yap- · t:g1m gezilerden birinde eski bir ev ile kar$1 la§t1m. Kendisini zamana b1rakm1$ gibiydi bu ev. Sanki bir $eylerin telafisi gibi duruyordu ayakta. Her zaman yapt1g1m gibi elimi bu k6hnemi$ evin ta§ duvarlanna sllrOp onunla ileti§im kurmaya c;:ail$t1m .

)




Bob Marley iPEKATCAN

"BAZEN OYLE GULMELER VADIR Ki EN BUYUK ACILARI GiZLEMEK i~iNDiR." "...Biliyorsunuz ki benim sadece tek bir h1rs1m var, ger~ekle~tigini gormek istedigim yalmzca tek bir ~ey var. insanhgm bir arada ya~ad1g1m gormek istiyorum. Siyah, beyaz, ~inli, herkesin. Sadece bu..." Hayat1m1za dokunan bir suru muzisyen, genelde ya~ad1k­ lan ac1lar, ac1 dolu a~klar ve zorluklarsonucu yazd1klan derin sozlerle ve tabii ki yaratt1klan melodiler ile hayatlanm1za dokunmu~. bu sayede g69up gitseler de kendilerini bizler i9in olumsuz k1lm1~lard1r. Syd Barrett, Frank Zappa, Sid Vicious, John Bonham, 2pac, Janis Joplin, Freddie Mercury, Frank Sinatra, Ray Charles, Jim Morrison, Kurt Cobain, Johnny Cash, Jimi Hendrix, Elvis Presley, John Lennon, David Bowie, Leonard Cohen, henuz c;ok taze Chirs Cornell ve daha kimler kimler ... Bu isimlerden biri de hie; ~Ophesiz ki Bob Marley. Bob Marley'nin 36 ya~inda hayata veda ettigini ogrendigimde gok ~a~irm1~t1m. $imdi diyeceksiniz ki "27 Club" var, ki hakhs1rnz. Arna bu Bob Marley'nin de a~1r1 derecede geng bir ya~ta hayata veda ettigi gerc;egini degi~tirmiyor. Peki ya hayat1m1za bu denli dokunan Bob Marley'nin hayat1?

AiLE HAYATI Beyaz bir Jamaikah olan Norval Marley ve Afro-Amerikan Cadella Booker'in c;ocuklan olarak hayata geliyor Robert

4 KAFKAOKUR

Nesta Marley. Yani nam1diger Bob Marley. Nesta, kulaga k1z ismi gibi geldiginden sonraki y1llarda kimliginden 91kartt1nyor. Babas1 arada gerc;ekle~tirdigi maddi destek d1~1nda pek de hayat1nda yer alm1yor Marley'nin. Zaten Marley henOz 10 ya~1ndayken babas1rn kaybediyor. "Yoklugunuzu hissetmeyeni var/1{Jm1zla_ rahats1i etmeyin." sozu, belki de tam boyle bir durum ic;in ' diyebiliriz. Arna esas 2012'de yayinlanan "Marley" belgeselinde yer alan bilgiye gore 1970 91k1l?h The Wailers albOmO "Soul Rebels" daki "Corner Stone" adh l?ark1 direkt babasina yonelikmil?. Babas1 tarafindan reddedilen Marley, nakaratta:

"i$te buraday1m bebegim Ben binamn ta$tytm Beni reddetmeyi dii$iinme, dinle insanlarm reddetti{Ji $ey/er Gene/de ku//anmalan gereken $eylerdir. Beni anltyor musun? Ne dedi{Jimi duy." diyor. Tabii Marley'nin reddedilil?i sadece babas1 tarafindan olmuyor. Melez olUl?Undan otOrO c;evresi tarafrndan da


s1khkla d1~laniyor. Marley bu konu hakktnda y1llar sonra kendisiyle yap1lan bir roportajda:

"Siyahlarm tarafmda durmuyorum, beyazlarm tarafmda durmuyorum. Ta.nn'mn tara.fmda duruyorum." $eklinde du~uncelerini dile getiriyor. Arna kim derdi ki babas1 tarafindan kabul edilmeyen -en az1ndan babahk goremeyen- ve c;evresi taraf1ndan dtl?lanan Marley, y1llar sonra b1rakm sadece c;evresi tarafmdan kabul gormeyi, tOm dunya tarafmdan sevilen ve kitleleri etkileyen bir muzisyen haline gelecek? Ama geldi mi? Geldi.

[".'MUZiKLE iLGiLi EN GUZEL $EY,

l ~ENi <;AR~TIGIND~ Hi<; AC/ DUYMAM~N." Marley, ilk olarak daha sonralan Bunny Wailer olarak an1lacak olan 9ocukluk arkada$1 Neville Levingston ile ortaokul y1llannda beraber muzik yapmaya bal?hyor. il?in enteresani daha sonralan Marley'nin annesi Cadella ile Wailer'1n babas1 Thadeus Levingston beraber c;ocuk sahibi oluyorlar ve bunun i.izerine hep beraber ya~amaya ba$hyor- . lar. Tahmin edersiniz ki bu, muzikal yarat1m surec;lerini daha da guc;lendiriyor. bnceleri enstruman c;alm1yor ancak kendini Bunny Wailer ile birlikte bir vokal grubunda buluyor. 1962 y1lmda, yani 17 yal?mdayken 4 $ark1 kaydediyor. One Cup of Coffee, Do You Still Love Me?, Terror ve Judge Not Me. Hatta One Cup Of Coffee'yi Bobby Martell takma ad1yla paylal?lyor. Ancak bu giril?imi pek de bal?anyla sonu<;lanm1yor. Kendi soyledigi gibi:

"Her §ey yo/unda gitmiyor bazen, ne yaparsan yap o/muyor yine de. En zoru da; bunlara ra{Jmen giiliimsemek zorunda kalmak i§te." L

Ve tabii ki Marley gulumsemeye devam ediyor ...

RASTAFARi... Bob Marley'nin muzikal hayatma tekrar geri donecegim elbet ama tam bu noktada Rastafari'deh de bahsetmemek olmaz. Annesinin etkisinden uzaklal?t1g1 noktada tan1l?t1g1 Rastafarianizm, Etiyopya'rnn son imparatoru Olan Haile Selassie'nin Tann'nm yeryuzundeki yans1mas1 olarak gorOlmesi inancma dayarnyor. bzellikle 1930'~arda Jamaika'da dominant olan ingiliz kolon ilerinin kultOrel yap1lanna tepki olarak iyice yaytlan Rastafariahizm'in dunyada bir milyon inanarn da bulunuyor. Peki nedir Rastafari inanc1rnn temellerini olu$turan l?eyler? Bir kere etten uzak duruyorlar. Ozellikle de kabuklu deniz urunleri ve domuz etinden. Tamamen dogal beslenmeye c;ah~1yorlar. Keza alkol, sigara, eroin, kokain gibi maddelerin kullarnm1rn da zararh ve inarnf?a gore "uzak durulmas1 gereken" olarak nitelendiriyorlar. Soz konusu marihuanna ise Rastafarianizm'in neredeyse olmazsa olmazlan aras1nda. Esrar ic;menin kutsal bir eylem olduguna, ki~inin vucudunu annd1np bilincini g09lendirdigine, tanr1lan "Jah"a daha c;ok yaklal?t1rd1gma inanirlar. Rastafari inanc1na gore, bedeniniz sizin tap~nag1~ n1z; bu nedenle kendinize c;ok iyi bakman1z laz1m. Tabii, sadece iyi beslenmekle bitmiyor bedeninizi bir tapmak ha~ line getirmek ... Sa9lanrnz1 uzatmarnz ve onu dogal olmayan bir l?eyle baglamamarnz laz1m. Boyle kuc;uk detaylarla bedeninize sayg1 duymaya bal?hyorsunuz. 1960'1arda Rastafari olmaya karar Veren Bob Marley, ilk olarak dreadlock (gunumuz rastas1) b1rak1yor. inarnl?tn gerektirdigi her $eyi de bir bir yerine getiriyor. Arna tabii ki bizi ilgilendiren en onemli k1s1m ~u ki, bu dinin ilahileri gunumuz reggae muziginin temellerini olu~turuyor. Ve tabii ki Marley de bunun olul?nias1nda ve butOn dunyaya yay1lmasmda en buyuk rolu oynuyor. Marley, k1sac1k hayatmda tom dunyay1 etkileyecek bir yolculuga c;1k1yor ve bizleri de beraberinde surukluyor. Yine Marley'nin dedigi gibi:

f:'Eve~-belki s~mn ~ucii

yoktur. Arna unutma ki stfmn 1 kaybedecek btr $ey1 de yoktur. " REGGAE'NiN DUNYAYA YAYILl~I

1963'te Bob Marley, Bunny Wailer, Peter Tosh, Junior Braithwaite, Beverley Kelso ve Cherry Smith "Teenagers" ad1nda bir grup kuruyorlar. Once ad1rn ;'Wailing Rudeboys" olarak degi~tiriyorlar ard1ndan produktor Coxsone Dodd ile tarnl?1yorlar ve grup son adm1 yani "Wai/ers .. 1al1yor.

Simmer Down ad1n1 tal?1yan singlelan Jamaika'da bir numaraya yerle~iyor ve 70.000'den fazla kopya sat1yor.

Tabii ki hi9bir $ey sanc1s1z bir l?ekilde, uzun yollardan gitmeden, zorlu rampalardan 91kmadan gerc;ekle1?h1iyor. Reggae muziginin dunyaya yay1hl?1 da tahmin edersiniz ki kolay bir l?ekilde olmuyor. Zaten Bob Marley'nin ana amac1 da hi<;bir zaman i$in maddi yonu olmad1. Size bahsettigim Marley belgeselinin en sonundaki cumle benim ic;in c;ok vurucuydu:

KAFKAOKUR 5


"Biliyorsunuz ki benim sadece tek bir h1rs1m var, gen;ekle§tigini gormek istedigim yalmzca tek bir §ey var. insanflgm bir arada ya§ad@m gormek istiyorum. Siyah, beyaz, <;;inli, herkesin. Sadece bu." Tam da soyledigi gibi, muzik 9at1s1 alt1nda insanlan toplayarak her zaman bu soyledigini gerc;ekle~tir­ meye 9ah~t1. 1960'1ann ortas1na donecek olursak Coxsone Dodd ile Studio One i9in duzenli kay1tlar yapmaya devam ettiler ve birc;ok Jamaikah sanat91 ile 9ah~t1lar. 1966 y1hnda gelindiginde Junior Braithwaite, Beverley Kelso ve Cherry Smith gruptan aynld1lar. Tam da bu donemde k1sa sureligine Amerika'ya, annesine yakin bir yere yerle~en Marley, k1sa sureli de olsa Chrysler'da Donald Marley takma ad1yla c;ah~maya ba~lad1. Arna tabii muzik a~k1 c;ok daha agir bast1 ve tekrardan muzige geri donu:;; yapt1. Bir tak1m maddi anla~mazhklar yuzunden Dodd ile anla~malanrn bitiren Marley ve arkada~lan, Lee Perry ve onun stOdyo grubu "The Upsetters" ile bir araya geldiler. Bu arada Lee Perry'nin 1950'1erin sonunda Dodd'un yarnnda plak satarak bu i~lere giri~tigini de not du~mek isterim. Ancak Perry ile gerc;ekle~tirilen bu birliktelik de 1 y1ldan az surdu. Sebebi ise agirhkl1 olarak Wailers'1n kay1tlanrnn yap1hyor olmas1 ve Marley ile Perry'nin kay1t haklan konusundaki anla~mazhg1yd1. Her ne kadar o donem bu ~ekilde bir anla~mazhkla yollanrn ayirm1~ olsalar da her daim arkada~ kalarak 9ah~malar yapmaya da devam ettiler. ilerleyen y1llarda, her ne kadar maddi konulardan uzak haraket etmeye c;ah~sa da Marley, e~i Rita Marley (bu konuya aynca deginecegim), Peter Tosh ve Bunny Wailer; yapt1klan baz1 eski kay1tlan yeniden duzenleyerek daha ticari hale getirmek Ozere bir plak ~irketi ile 9ah~t1lar. ilerleyen y1llarda Bunny'nin: "Bu §ark1lar hi{:bir zaman yaymlanmamaliyd1, bunlar plak §irketleri icin haz1rlad1g1m1z demolardt." tadinda yapt1g1 ac;1klama kafalan kan~tirsa da, yapt1klan bu ticari at1hmin -Marley'nin ba~ka 9abalanrn da ic;ine katacak olursak- geri donu~u. geni~ kitlelere yay1lmalanna vesile oldu. Ozellikle de Marley'nin tabii ki. Tam o do-

6 KAFKAOKUR


nemde Rita ile birlikte, Johnny Nash ve Jimi Hendrix gibi isimlere ~ark1 sozu yazan Jimmy Norman ile bir araya geldiler. Yetenekli soz yazan ile birlikte 3 gun boyunca ']am-session" yapt1lar. Bu uc; gunun sonunda kendisinin, soz yazan Norman ve arkada~1 Al Pyfrom'un sozlerinden olul?an 24 dakikahk bir kay1tla 91kt1lar oradan. Ozellikle elindeki Bob Marley ar~ivleri ile ad1ndan soz ettiren unlu reggae ar~ivcisi Roger Steffens'a gore daha c;ok pop elementleri ile bezenen ve bu vesile ile Amerika listelerine girmesine yard1mc1 olan kay1tlard1 bu kay1tlar. dzetle "Doo-wop" (Afrikan-Amerikanlann olu~turdugu) elementleri tai?1yan "Stay With Me", 1960'1ardaki slow §ark1lan arnmsatan "Splish tor My Splash", o donem ingiltere'de yai?ayan Marley'i yerel Jamaika esintilerinden c;1kanp dunyaya tarntm1i? oldu. "DUNYANIN EN GUZEL RiTMi, ONUN SENiN i<;iN <;ARPAN KALBiDiR." Tam bu noktada hafif magazinsel bir ~ekilde Marley'nin al?k hayat1na deginmek istiyorum. Marley, her ne kadar Rita Anderson ile y1llarca evli kalsa da ba~­ ka kad1nlardan da birkac; c;ocuk dunyaya getirmi~. 1o 9ubat 1966'da evlendigi Rita ile 3 c;ocuk sahibi olan Marley, Rita'rnn onceki ili~kisinden sahip oldugu 2 c;ocugu da evlathk edinerek 5 c;ocuklu bir hale geliyor onceleri. Arna websitesine gore toplamda 11 c;ocugu var Bob Marley'nin. bzellikle Rita ile olan ili~kisi 9ok enteresan. 15 y1llik evlilikleri boyunca e~ olmaktan ziyade iki yakm arkada~ gibi ya~1yorlar. Bunda ayrn sahneyi payla~malanrnn ve turnelerde surekli beraber olmalanrnn da etkisi olsa gerek. Birbirlerine kari?I derin bir baglan olmas1na ragmen Rita, Marley'nin ba~ka ki~ilerle ili~ki ya~1yor olmasma ses 91karm1yor ve hatta 91karmad1g1 gibi bu konuda (ornegin Marley yogun ilgiden s1k1ld1g1nda ve kadmlardan kurtulmak istediginde) ona yard1mc1 da oluyor. Her ne kadar kendisi bu konuda uzulmedigini ve rahat oldugunu anlatsa da i§in ashnm oyle olmad1gm1, aslinda bu konuya dair derin bir uzuntU duydugunu 9evrelerindeki insanlann yorumlanndan anlayabiliyoruz.

"Diinyanm en giizel ritmi, onun senin i<;in c;arpan kalbidir." diyor Marley. Ve Rita'rnn kalbi tam da onun dedigi gibi, tarni?t1klan gunden itibaren Marley ic;in 9arp1yor. Haz1r Marley'nin ai?k hayatma deginmii?ken c;ocuklan ile olan ilii?kisinden de biraz bahsetmekte fayda var. Marley belgeselini izlerken Rita'dan olan oglu David "Ziggy" Marley'nin babasmdan bahsedii?i insanm kalbini biraz k1rabiliyor. Vine k1z1 Cade/la Mar/ey'nin surekli olarak babas1rnn soguk, ilgisiz ve bencil olui?undan bahsedii?i de uzebiliyor. Nas1I olur da birlikten, beraberlikten, ai?ktan ve de sevgiden bahseden bir insan c;ocuklanyla ili~kisinde bu kadar ba~ans1z olur insarnn akl1 alm1yor. Arna hayatta zaten her ~eyi anlayam1yoruz ya ... ii?te bu da onlardan bir tanesi. HASTALIGI ve

Ob.OMO ...

Olumun erkeni ya da gec;i, iyisi ya da kotUsu olmuyor hic;bir zaman. Arna yine de Bob Marley'nin olumu ic;in zamans1z, hastahg1 ic;in ise talihsiz diyebiliriz. Sene 1977, futbola ai?m merakh olan Marley yine her zamanki gibi futbol oynuyor ancak ayak ba~ parmag1ndan ufak bir yaralanma gec;iriyor. Zamanla enfeksiyon kapan bu yara ashnda zaten var olan bir kanserin (melanoma, cilt kanseri) habercisi oluyor. Hic;bir i?ekilde siyahlarda gozukmeyen bu deri kanseri c;e~idinin, beyaz bir ingiliz olan babas1rnn genlerinden gec;tigi dui?unUluyor. Doktorlann ayak ba~parmag1rn kesme onerisini reddediyor Marley. Bu karannda performansmm etkilenecek olmas1 etkili olsa da Rastafari'de insanla, nn bedenlerinin bir butUn olarak gomulmesi inancmm da etkisi oldugu soylenenler aras1nda. Hastahg1na ragmen turnesine devam ediyor ve 1980 y1h ic;in de bir turne planlarnyor. 1980 y1hrnn May1s aymda "Uprising" albumunu 91karan Marley once Avrupa turnesini tamamhyor. Ard1ndan da Amerika turnesine gec;iyor. iki gun ust uste New York'un en buyuk konser mekanlanndan Madison Square Garden'da konser veren Marley, son konserini 23 EylUI 1980'de The Benedum Center of the Performing Arts'ta (0 zamanki ad1yla Stanley Theater) veriyor. Bu konserden k1sa bir sure sonra New York'ta Central Park'ta bir arkada~' ile koi?tugu s1rada yere y1g1hyor ve spazmlar gec;irmeye bai?hyor. Arkadai?1rnn anlatt1gma gore tam herkesin ba~ma topland1g1 esnada "Rastafariiiii!" diye bagirarak yatt1g1 yerden f1rhyor. Evine yakm bir doktora gotUrUlen Marley burada, kanserin tUm vucuduna yay1ld1g1rn ogr~niyor ve mucadelesi oldukc;a guc; olan seruven ba~hyor. Ilk olarak turnenin devam1 iptal ediliyor. Ardmdan Marley Almanya'ya, KAFKAOKUR 7



Josef lssels klinigine tedavi olmaya gidiyor. Ashnda tamamen beslenme duzeninin degi~imi Ozerine kurulu bu tedavi sistemi DOnya Saghk Orgutl.i taraf1ndan kabul edilmiyor ancak Marley bu yolu se9iyor. 8 ayhk hi9bir geli~me kaydedilemeyen bu tedavi surecinin ardmdan son gunleri i9in evine, Jamaika'ya donmeye karar veriyor. Ancak u9u~ s1ras1nda hayatl verileri zay1fhyor ve Miami'ye acil ini~ yapmak zorunda kahyorlar. MOdahale i9in hastaneye gotl.irOlen Marley, 11 May1s 1981 'de, 36 ya$mda hayata veda ediyor. Vine 2012 tarihli Marley belgeselinde yer alan oglu Ziggy'nin anlatt1g1na gore son anlannda Marley, Ziggy'i yarnna 9ag1r1yor:

dar. Tabii ilk §arktlarmdan biri olan Trenchtown Rock'ta diyor ya, 'Miizikle ilgili giizel §ey, seni r;arpt@nda hi<; act duymaman.' Bazen merak ediyorum ya§asaydt daha neler yapardt diye ama §U var ki olmast gereken oldu, buralarda soylemesi gereken her §eyi soy/edi. ilk ba§larda kendimce onu taklit ettigimi zannediyordum. Tabii ki bu hi<; olmadt, olamadt." BOtOn bunlann yarnnda tam da yaz1rnn sonuna gelmi~ken hemen arka arkaya 10 tane en sevilen Bob Marley ~ark1s1 dinlemek ister misiniz? Buyrun o zaman ... Arna OstOne eger hala izlemediyseniz "Marley" belgeselini izlemeyi de unutmaym.

"Para hayatt satm a/amaz." (Money can't buy life.)

No Woman, No Cry Three Little Birds Buffalo Soldier Redemption Song One Love I People Get Ready Is This Love Jam min' I Shot The Sheriff Could You Be Loved Get Up, Stand Up

diyor ve bu son sozleri oluyor ... 36 SENE, <;OK MUZiK, DOLU BiR YA!?AM Marley'e hangi ai;1dan bakarsak bakahm dolu dolu bir hayat yai?ad1g1rnn aksini iddia etmemiz mOmkOn degil. Fakir ve zorlu bir hayattan gelmek, bunun tek 91k1i? yolunun mOzik olduguna inanmak, bu ugurda yol almak, bai?anll olmak ve bunu sadece 36 seneye s1gdirmak herkesin yapabilecegi bir i?ey olmasa gerek. Qoluk 9ocuk ve a~k hayat1na girmiyorum bile. MOzikle ge9en 19 y1I, 13 album, 2 canll kay1t, bir sOrO bdOI ve 300'den fazla konser ... Zamarnnda Marley'nin hayat hikayesini yakmdan incelerken ve ge9tigimiz gunlerde bir kez daha Marley belgeselini izlerken, "Bir miizisyen o/saydtm ve ozellik/e Marley'den etkilenen bir miizisyen olsaydtm neler hissederdim?" diye 9ok dO~OndOm. Sonu9ta ben sadece bir dinleyiciyim ve reggae hayat1m1n temelini olu~turmuyor. BOtOn bunlan d0$0n0rken tabii ki Sattas geldi akhma. Reggaenin TOrkiye'deki neredeyse tek te111silcisi Sattas'tan Orc;un'a sordum: "Marley senin ir;in ne ifade ediyor?" diye. Ald1g1m cevap yuzumde tebessume sebebiyet verdi elbet: '"Dread 1/erini kam<;t gibi sallaya salaya §ark1sm1 soy/edi. En r;ok etkilendigim noktalardan biri de gozlerini kapay1p sadece bir takip<;i t§tk altmda §arkt soyledi. Minicik bir koyden <;tktp kiikreye kiikreye §arktstnt soyledi. 0 ka-

EN jyj BOB MARLEY COVERLARI

Bir9ok $ark1rnn coven vard1r. Ancak c;ok az sanat91rnn ~ar­ k1lan 9ok onemli sanat91lar tarafmdan coverlarnr. Bob Marley de bunlardan biri. Eger siz de Marley seviyorsarnz bir de ~ark1lanrnn bu guzel yorumlanrn mutlaka dinlemelisiniz.

I Shot the Sheriff - Eric Clapton No Woman, No Cry - Gilberto Gil Talkin'Blues - Tara Nevins No Need To Worry I Three Little Birds - Keith Frank Redemption Song - Johnny Cash & Joe Strummer One Love I People Get Ready - New Grass Revival Waiting In Vain - Annie Lenox Mellow Mood - Julie Crochetiere Small Axe - Ken Emerson Zimbabwe - Sublime

KAFKAOKUR 9


GUrUltUde GUlmek ECE TEMELKURAN Ne c;ok giildiik! GUI gUI i::ildiik! Gerc;ekten gUlmUyorduk ama gerc;ekten i::iliiyorduk. "GUier misin aglar m1sm?" diyorduk, sanki ikisi yapl$1k karde$1ermi$ gibi. Bir de ba$ka giizel komik laf1m1z vard1 bizim: "OIUr mi.isi.in, i::ildi.iri.ir mi.isi.in?". Bak onu da niyeyse gOlerek soyli.iyorduk. Yeni deg ii yani, gUlmekle olmek bizim dilimizde karde$ti. Cok gU1dU9umuz ic;in degil muhakkak. Belli ki giilunecek kadar c;ok oluyorduk. $imdi gene; c;ocuklara bir kez daha "Gi.ile Gi.ile!". GUle gule Yemen Turkusu'ne gidiyorlar. Adi Yemen degil, ama baz1lan ic;in "Giden donmi.iyor." denecek belki. Kim guluyor? Ne derdi teyzeler eskiden? "Ben gi.ili.iyor muyum!". Sen de gulme demekti bu, komik olan bir $ey yok, topla kendini. Arna gev$ek ag1zlar gulUyor, i:;;kembeden mUte$ekkil bunyeler gUI gUI oliiyor. Sen bu gurUltUde gulebiliyor musun? Gulmek, yenilmemek demekti. "Kahkahaya milletqe en 9ok ihtiyac1m1z clan l?U gunlerde..." diye ba$1ayan bir milli mutabakat belgesini takip edercesine, oyle bir gayret ve kararhhkla, "tek kahkaha, tek espri, tek delilik" alt1nda birle$erek kahramanca s1r1t1yorduk. Her deli ustUnu ba$1nl y1rtmaz derler, biz de i$te s1nt1yorduk. Ne yapalim yani? "Gi.ilmeyelim de olelim mi!" diyorduk. Epey oldu degil mi biz s1ntmaya ba$1ayah? Herkesin en berbat olayla ilgili en iyi espriyi yapma yan$mas1nda birer DUmbUllU'ye di::in0$mesi epeydir var. "~akarnn Erbab1" ni$3nlnl Birle!;)mi$ Milletler binas1nda birimizden birimize verecekler herhalde sonunda. Zira c;oluk c;ombalak bir kahkaha makinesine di::in0$tUk. Yerli yersiz diigmesine bas1lan bir kahkaha makinesi. Siz hie; kahkaha makinesi gordUnuz mu? c;ocukken benim bir kahkaha makinem vard1. Avrupa $ehirlerinden birinden denizci bir abi getirmi$ti. Ben denizci abiye a$1k olurum hemen tabii ki, c;Unki.i ad1 Ustiinde, denizciydi. Dugmesine bas1yorsun bu makinenin, ic;inde k1zli erkekli gUluyorlar. MUthi$ bir $ey. Cunku kahkaha bula$1c1, aglamaktan daha fena. Eninde sonunda seni de gulduruyor makine, derdi gunu bu. Qok gec;medi bu kahkaha atan

10 KAFKAOKUR


say1 1s

I Deneme

ne~eli

insanlarla tarn~mak istedim, elbette. 1980'1erdi, kimse gUlmi.iyordu, evimizde kahkaha hie; at1lan bir ~ey degildi. 0 zamanlar gUI gi.il olen insanlar degildik; ya gUli.ini.iyordu ya bli.ini.iyordu. Heni.iz ikisi birbirine biti~memi~, kan~mam1~t1. Ben de i~te nadide bulunan ne~eli insanlar neye benziyor merak etmi~im demek. Makine ac;1llnca ic;inden insan 91kmad1. T1pk1 radyonun ic;inden de insan 91kmad1g1 gibi. Televizyonun ic;inde kablolardan ki.ic;Ulerek giren sonra ekrana vannca bi.iyi.iyen insanlar olmad1g1 gibi kahkaha makinesinin de ic;inde insan yokmu~. Kablolar ve piller vard1. $imdi biz kahkaha makinesi gibi miyiz? Kahkahalar geliyor di.igmesine bas1nca. Arna ic;imizden bir c;ocuk merak edip ac;1p baksa ~a~1racak, diyecek ki "Allah allah, ic;inde hie; insan kalmam1!?." $6yle di.i!?i.inecek belki: "GUI gUI oldUler demek." Qocuk akll i~te, ne bilecek! $imdi sen de gi.irUltUde gUli.iyorsun. Gui tabii, gUlmeyip ne yapacaksin! Art1k pek ay1rt da etmiyorsun, oyle mi? Birbirine durmadan gi.ili.inecek ~eyler gosteren, telefon ekranlannda si.irekli gi.ili.inecek ~eyler arayan insanlanz biz. Bi.iyi.ik bir kahkaha makinesi; kablolar ve piller, ~arj aletleri ve "uygu/amalar".

Bir gurUltu var, kanh irinli bir ~ey. Ars1zhktan ibaret dev bir kist, oyle pis. Tuy yumag1 var memleketin bogazmda , sanki. Dev bir ogurme gurUltUsu bu. Teyzeler hakhyd1: "Ben gUluyor muyum!" Ben gUli.iyor muyum? GUlmi.iyorum. Bu gi.irUltUde gi.ili.inmi.iyor. Baz1 ¢ocuklar gi.ile oynaya Yemen Ti.irki.isi.i'ne gidiyor, neyine gUleyim. Aglayanlann gi.iri.iltUsi.ini.i bast1rmak ic;in mi? Kahkahanla golge etme sen de, aglayarnn sesi duyulsun. Topia kendini. Qi.inku gUlmekle olmek karde~ degildir, all~ma sen de. "~ehitler

demi~ti

olmez, babalar oliir."

gunun birinde bir askerin oglu.

KAFKAOKUR 11


Prag'da Kafka'nm izinde

say1 1a

I Gezi Yaz1s1

DiLEK ATLI "Bu iki biikliim olmwj kocakarmm pen<;eleri var. insan teslim olmak zorunda ka/1yor. Onun iki yamm, Vysehrad't ve ka/eyi yangma vermek isterdim. Belki ancak o zaman ondan ka~mak miimkiin o/abilirdi." Franz Kafka Franz Kafka, Prag 'a besledigi 8$kl onunu alamad!{J! nefretinin golgesinde ya$asa da bu $ehir, gezginlerini buyusu altma a/an naif bir kudrete sahip. Ziyaret9ilerini zaman i9inde yo/culuga 91karan Prag, dogas1, tarihi dokusu ve benzersiz mimari ornekleriyle bereketli bir dunya kenti olarak sizi benzersiz bir maceraya surukluyor. $ehre sinen Kafka 'nm be/Ii belirsiz silueti ise cabas1 ... Dilek Ath Qek Cumhuriyeti'nin gorkemli ba~kenti Prag, adeta dunyanrn en unlu ressamlannrn f1r9as1nrn degdigi bir tablo kent. Ostelik, tUm guzelligini onu ziyarete gelenlerin ayaklannrn altma c6mert9e sermekten geri durmuyor. Kafka 'nrn hem sokaklannda kaybolmak hem de bir an evvel kopup kurtulmak istedigi bu zarif ~ehir, ha~metli ~atolan, gokyuzunu selamlayan kiliseleri, guzel bir kad1nrn gerdanrndaki inci kolyeyi andiran koprUleriyle buyuluyor gezginlerini. Avrupa'rnn gobeginde tarihi mimariyle bulu~turup dogas1- . nr koruyabilmi~, guzelliklerini yuzy1llardan gunumuze ta~1 may1 ba~arm1~ bu benzersiz i>ehir, her mevsim milyonlarca turistin seyahat ak1rnna ugruyor. Kaldinm ta~lanyla, kukla dukkanlanyla, kafe ve restoranlanyla hemen hemen tUm gezginlerin ruhuna dokunmay1 iyi biliyor. Gotik mimarisi, rokoko tarzmda in~a edilmi~ eglenceli evleri, gosteri~li barok eserleriyle Prag; kugulan, meydan ve muzeleri, sokak sanat91lan, yiyecek pazarlanyla diger ba~kentlerden 9ok farkl1.

MASAL GiBi: ESKi $EHiR MEYDANI Sabirs1zlanmamak mumkun degil! Prag'a vanr varmaz ilk yapmak istediginiz i~, Oldtown'a kendinizi atmak. Oldtown, yani Eski $ehir Meydarn, tUm cazibesiyle dunya insanlanrnn bir araya geldigi bului>ma noktas1. Tarihe tanrkhk etmii> bir9ok yapm1n, kafe ve restorarnn 9evreledigi meydanda yururken ilk akhnrza gelense Franz Kafka oluyor elbette. Degerli yazann bu ~ehirde belki de en 9ok vaktini ge9irdigi yer Eski $ehir Meydarn. Kafelerde oturdugunu, kald1nm ta~lannda yurudugunu, ya~ad1g1 evlerin burada oldugunu bilmek, muazzam bir zaman yolculuguna 91kmak demek aynr zamanda. Etkileyici mimarisiyle gozleri kendine tutsak eden gorkemli meydan bununla da s1rnrh kalm1yor elbette. Kuzey kesiminde yer alan Barok Aziz Niklaus Kilisesi'nin beyaz cephesi turistleri selamhyor. Hemen dogusunda bulunan Ta~ Qanh Ev ve rokoko tarz1 Goltz-Kinsky Saray1 ise uzun bir seyir istiyor. Eski $ehir'i Ku9uk Mahalle'ye baglayan Karl Koprusu ise Prag'm simgelerinden biri. Dunyarnn dort bir taraf1ndan gelen turistlerin uzerinde ad1mlamak i9in can att1g1 kopru, sokak sanat91lanna ve hediyelik e~ya tezgahlanna ev sahipligi yap1yor. Kopru, geni~ligi ve uzerindeki eserleriyle Avrupa'daki ornekleri arasmda ilk siralarda yer ahyor. Koprunun sonunda bulunan gotik mimarisi Eski $ehir Kopru Kulesi ise kendi tUrunun en iyi orneklerinden biri.

$ehrin ortas1ndaki Vltava Nehri, uzerinde gezinen kugu ve 6rdekleriyle asil bir kadm gibi uzanryor boylu boyunca. Pragl1lar ic;inse nehir kenannda gunun her saati vakit ge9irmek bir ah9kanhk. Nehir uzerine konu~lanan kafe, restoran ve boteller kenti daha da 9ekici k1hyor. $ehrin bir9ok noktas1nda sat1lan hamur taths1 "trdelnik"in 9ikolata ve dondurma ei>liginde lezzetine bakmaksa benzersiz bir deneyim.

Meydarnn en me~hur yeri: Belediye Saray1 Saati. "Astronomik Saat" olarak da adland1nlan bu yap1rnn onunde her daim sab1rs1zhkla saat ba~1rn bekleyen turist toplulugunu gormek mumkun. Ellerinde fotograf makineleri veya cep telefonlanyla goruntU almak uzere bekle~enler, c;:an sesini duyana kadar bu e~siz saati incelemek i9in zaman kazanm1~ oluyor. Her saat ba~1, saatin solunda bulunan ve 610mu simgeleyen iskelet sag elinde tuttugu ipi c;:ekiyor. Sol elinde ise ters 9evirdigi bir kum saati bulunuyor. Saat ziliyle birlikte iki pencere ac;:1hyor. Ardindan 12 havarinin minik heykelleri bir daire etraf1nda sagdan sola dogru yava~c;:a donuyor. Bunun sonunda ise horoz heykeli 6tUyor ve saat ba~1nr belirten c;:an c;:ahyor. Ard1ndan da izleyenler tarafindan mutlulukla kan~1k alk1~ sesleri yukseliyor.

Tevazu ve gorkemi aynr bedende bulu~turan Prag'da, Kaf; ka'nm izinde, daha once tecrube edilmi~ hi9bir seyahate benzemeyecek bir yolculuk i9in ilk ad1mlanrn i~te bu duygularla at1yor Prag sokaklanndaki gezginler. Derken ~ehir, bir bir guzelliklerinin kap1sm1 arahyor...

Bu yap1yla ilgili bir rivayete gore, Belediye Sarayina 15. yuzy1hn ba~lannda yerle~tirilen saat, 1490'da usta saatc;:i Hanus taraf1ndan elden gec;:iriliyor. Bu c;:ah~mada emegi gec;:enlerse ba~ka bir yerde daha saatin ayrns1rn yapmasmlar diye meclis uyeleri karannca kor ediliyor.

12 KAFKAOKUR


BiR ~EHiR SiLOETi: PRAG KALESi

Katedralleri, kilise ve heykelleriyle Prag §ehri birden fazla goz ahc1 sembolu banndmyor. Bunlarm arasmda Prag Kalesi ise bamba§ka bir yere sahip. Donem donem ge9irdigi yangm ve istilalara kar§m gorkeminden hi9bir §ey kaybetmemi§ olan kale, devasa gotik mimari ornegi Aziz Vitus Katedrali'ni tam gobeginde sakhyor. Ronesans Oonemi'nde eklemelerin yap1ld1g1 kalenin i9indeki kilise, §apel, salon ve kuleler ziyaret9i akmma ugruyor. "Altm Yol" ad1 verilen bolum ise tarihi evleriyle ziyaret9ilerini buyl.iluyor. Ge9 donem barok ve neo-klasik tarzlarda yenilenmeler ya§ayan avlu ve evlerin bulundugu bu yolda, Franz Kafka' nm bir donem ya§ad1g1 evlerden biri de bulunuyor. Biletle ziyaret edilebilen bu ku9uk yap1, turistlerden olduk9a ilgi gormekte. Dunyamn dort bir yamndan seyahat severleri bir araya getiren kaleden a§ag1ya dogru ilerlediginizdeyse sizi bekleyen e§siz §ehir manzarasma tamkhk etmek son derece etkileyici.

KAFKAOKUR 13


DANS EDEN EV'DE BiR SABAH

Donya c;;apmda one c;;1kan mimari yap1lar arasmdaki modernist 6rneklerden biri: "Dans Eden Ev". H1rvat ve c;ek kokenli mimar Vlado Milunic'in Kanada kokenli mimar Frank Gehry ile i$birligi yaparak tasarlad1g1 binarnn yap1m1, 1992-1996 y1llan aras1nda tamamlanm1~. Prag'1n yeni yOzune dikkat c;;eken yap1rnn c;;evresindeki neo-klasik binalarla olan uyumu gozlerden kac;;m1yor. ilginc;; binay1 gormek isteyenler sabah ya da ak~am saatlerinde bir donem ~eh­ rin sakinlerinden olan Troc;;ki'nin bronz heykeline kom~u olan bu mekana gelmek Ozere yanm saatlik bir yOrOyOl? ya da on dakikahk bir metro yolculugu gerc;;ekle~tiriyorlar.

yerek eserlerini dunya edebiyatma kazand1rsa da bunun bir ihanet oldugunu d0$0nenler oldu elbette. Franz Kafka ise yazd1klanrnn c;;ok ki$isel oldugunu d0$0ndug0 ic;;in imha edilmesini istiyordu sadece. 1883 y1hrnn 3 Temmuz'unda Yahudi bir ailenin ilk c;;ocugu olarak dOnyaya gelen Franz, erkek karde$1erini kOc;;Ok yal?ta hastahktan, k1z karde$1erini de Nazi kamplanndaki insanhk di$1 zulOmden dolay1 kaybedecekti. Pragh Yahudi olarak Almanlarca sevilmiyor; Almanca konu$tugu ic;;inse c;ekliler tarafmdan reddediliyordu. OstUne Ost!Ok son derece c1hz, kendini ezik hissedecek kadar c;;elimsizdi. Seiki bunu bu kadar dert etmezdi; babas1 olmasa .. . Franz'm babas1 iri yap1h, guc;IO, otoriter bir ki$iydi. Babasma bakmca kendini 6nemsiz ve degersiz hissediyordu. Her ne kadar annesi bu durumu dengeleyen sevgi ve $efkati ona verse de Franz, annesinin bu merhameti nedeniyle onu birak1p Prag'dan aynlamayacak ve s1k1$ml$hk duygusuyla daha da ic;;ine kapanacakt1. Seiki de gonullO bir tutsakl1kt1 onunki. $ehrin meydan ve sokaklannda geziniyor, kafelerinde az say1daki dostlanyla ya da yalrnz vakit gec;iriyordu. Edebiyat okumak istese de ailesinin bask1s1yla hukuk okumu$ ve bir sigorta $irketinde c;;ah$maya ba$lam1$tl. Franz ic;;in var olmarnn tek yolu ise yazmakt1 ... Otoriteye kar$1 isyarn ve boyun egi$i ondaki c;;eli$ki duygusunu tetikliyordu. Kafka'rnn c;;eli$kileri kadmlarla olan ili$kisine de yans1yor, gunObirlik ili$kileri ve tutkulu a$klan ayrn zamanda ya~1yordu. Defalarca ni~anlanmasma ragmen hie;; evlenmeyen Franz'm edebiyat ve tarihe damga vuran mektupla$malanrnn 6znesi buyOk a$klan Felice, Milena ve Dora'yd1. Prag'dan c;ok istese de kopamayan Franz, 1924 y1hnda akcigerlerinden bogazma yOrOyen kanser nedeniyle Viyana'daki sanatoryumda hayat1rn kaybetti; naa$1 Prag' a geri getirildi ve Yahudi mezarhgma defnedildi.

FRANZ KAFKA VE KAFKA MUZESi Qek yazar Franz Kafka'rnn kendine ozgu dunyasm1n kap1lanrn ac;;an Kafka MOzesi'ni ziyaret etmeden once Kafka'rnn Prag'da gec;;en umutsuz ve s1k1l?mll? ya$am1rn anlamak ic;;in ~ehri ad1mlamak belki de en dogru du~unce. Boylece onun Prag'la olan ili~kisini ve yalrnz dunyas1rn daha iyi duyumsamak mOmkOn. S1k1~m1~hk

ve yabanc1hk hissi. .. Bu iki duygu Kafka'y1 anlamaya en yard1mc1 insan halleri. Yal?am1 boyunca tarnnmayan, silik bir siluet gibiydi bu l?ehirde. Belki de bu nedenle gezginlere c;;ekici ve masals1 gelen Prag, Kafka ic;;in yang1n yeriydi. Bu $9hrin pern;elerinde yazd1klanrn 610m0nden sonra imha etmesi ic;;in en yakm arkada$1 Max Brod'a vasi yette bulunmul?tu. Brod, onun vasiyetini gerc;;ekle$tirme-

14 KAFKAOKUR

Bugi.ln Prag'm simge noktalanndan biri olan Kafka Mi.lzesi, Charles KoprOsO'ne c;;ok yakm bir noktada, c;ek yazann dOnyas1nm kap1lanrn ziyaretc;;ilerine ac;;1yor. Kafka'rnn ya$ant1smda ve eserlerinde duyumsanan s1k1nt1 duygusuna hakim bir tasanmla olu$turulan mi.lzede kendinizi Kafka'rnn romanlannda hissediyorsunuz. Degerli yazara sayg1 duru$U niteliginde tasarlanm1$ mOzede video ve enstalasyon c;;ah$malan yer ahrken mektuplar, fotograflar, belgeler ve ilk bas1m kitaplarla Kafka'rnn ya$amma tarnkhk etmek mi.lmki.ln. Muzenin avlusunda yer alan s1rt s1rta vermi~ dev 'K' harfleri ve kar~1hkh iki erkek heykeli ise turistlerin fotograf c;;ektirmek ic;;in birbiriyle yan~t1g1 semboller. Muzenin hemen karl?1s1ndaki hediyelik el?ya dukkarn haric;; l?ehirdeki diger di.lkkanlarda Kafka ile ilgili sat1lan bir e$ya bulmak zor. Genelde Kafka ile ilgili illi.lstrasyon c;ahl?malan ve Prag $ehir sili.leti hediyelik e~yalann uzerinde yer allyor. Bu da Praghlann onu metalal?t1rmayarak Franz Kafka'ya verdigi degeri gozler onune seriyor. Kafka' nm hayatma bir ~ehirle · i~te boyle tarnkhk ederken akla onun bir ci.lmlesi geliyor:


'

I

·.... , ..

; ._


Say1 18

AD RES I Ve

••

ILK ~llR NAZLI BA~ARAN

Sevgilim sana isa'dan ve Musa'dan bahsetmek istiyorum. Ay'1n, Dunya'rnn etrafmda kac; kere dondUgUnden, Sivrisinegin tam kirk yedi di~i olu~undan ve Gok kubenin alt1nda konu~ulan her dilden. Sac;1nm onOne dO~O~OnO nas1I sevdigimden bahsetmek istiyorum sana. Sabahlan evde c;1plak ayak yOrOmeyi , Sen uyanmadan masada c;ay1 hazir etmeyi ve TOm bunlan yapmay1, en ic;ten. Sana kl!?ln da bir mevsim olu!?undan bahsetmek istiyorum. izmir'e de bu sene kar yagd1g1ndan, Sokaktak~ ac; c;ocuklann birbirini nas1I b1c;aklad1g1ndan ve En bitmez denilen yollann yOrOnerek azald1gmdan. Gel seninle gonlOmOzdeki putlan y1kahm, Yeni bir lisanda konu~ahm, Sag eli sol memenin Ozerinde uyutahm. Onlar bilmez, Onlar kor ve sagir. Onlann ruhu sat1lm1~, Onlar sevdaya dO~man. Arna sen bilirsin ki istanbul dedigin yedi tepe, b~rkac; sokak ve 16 KAFKAOKUR

Ders kitaplanndaki c;izimden ibaret degildir K1z1hrmak. Sana bozkinnda bir bitki ortOsO olu~undan bahsetmek istiyorum.

e

DEGl~MI~ •

I ~iir

Sevgilim, herkes fark1nda ki bir Anadolu var. byle yabanc1 oyle mahzun hissetme kendini Elbette tOrkOlerin cografyam1zda yeri var. iyisi mi gel _seninle ic;imizde ~eytanlan ta!?layahm. Toplumcu gerc;ekc;i olmaya gerek yok, Mevzuya ki~isel yakla~ahm. Gayet akh ba!?mda sevelim birbirimizi, Dort mevsimde kalmasm Yeni bir dOnyada avaz avaz bag1rahm. Sana sevdanm olas1hgmdan, A~km psikolojik kutsalhgmdan ve Gun bat1m1 gibi yakan vedalardan bahsetmek istiyorum. Ozulme sevgilim, Sakm kederlenme. Sadece senin degil, Bu hayatta herkesin gonlOnO en az bir kere kird1lar. Bahc;esinde c;ardag1 olan mOstakil ev mutlulugunda, $u beyaz c;ar~af ortOnOn mahremi UstOne bin kere tovbe edelim. Gel seninle i~leri yoluna koyahm, Kendimizi topraga emanet edelim. Hatta sen koynumda ya~lan, Qogal sac;lanmm uc;lannda. Bizden Oresin her vicdarn hOr evlat, bzgOrlOk ugruna gerekirse tutsak. GonlOmOzOn kap1lanna bOyOk harflerle yazahm: "Ya~amak, ille de ya!?amak!" Bak bu ~iir bir ba~kaldindir! Bir nevi dovO~mek yumruk yumruga. Tut elimi, Tut ki varolu~umuz manasm1 bulsun. Bu daglar, bu ovalar, bak bu tek valize s1gan tela~lar... . Bunlar sevdarnn olas1 can yakan k1vnmlan, Arna en iyi sen ve ben biliriz, Bir insarnn nas1I ozledigini yuvas1rn.


Say1 1a

I ~iir

Duymayan birine, renklerle Notalan seyrettirmek kadar naif, Gormeyen birine, notalarla Renkleri konu~turmak kadar zarif Senfonisi gozlerinin 1~1ldamas1, Tablosu sesinin yans1mas1 kalbime ... Ve c;ag ~a~1rtan siluetin ... Yoklugun tasavvurudur ~u benlikte ...

ANTIK

Filozoflara denk gelseydim, Akhm1n degil Kalbimin duvanrn kaz1yan, Sorulara cevap arard1m ilkin ...

BAHRi BUTiMAR

"Antik seruvenlerden kalma taze umutlardan Ay1rabilir miyim ac1lan? Ac1y1 saf d1~1 b1rak1p, ilk umudumu ta~1yabilir miyim, Bayat bir hakikat cografyasma?" Bir omur vard1 hani, Okyanuslar kadar derin kalbin, En guzel tragedyas1yd1, A~km pern;:elerinde ... Denilebilir ki "Yenisi yak, Her hayat kendi hakikatini Silgisi yak ... "

ya~ar,

Oysa hangi kalp dayanabilir, Avucunda zamarn kilitleyene? Gidip diki~ini sokersin, Eski yarah yerden ac;arsm kalbini yine, Ayrn hikaye, Ayrn son oldugunu bile isteye. Vazgec;tim! Filozoflar kendi sorulanna yarnt bulsun. Tannsal bir guc; cevaplayabilir sorulanm1 ancak ...

::::i

;a, 0 c

fjj

(f}

:i

c

ButUn kitaplanm1 raflardan indirdim. Ayakalt1na serdim bildiklerimi, Boylece yukardan bakmay1 da ogreniyor insan ... Yukardan bakmca; Her ~ey ozunden hayli uzak, Camlardaki buguya ozeniyor a~k.

0

Ve kim hayata anlam yuklemeye kalk1~1yorsa, Daha beter anlams1zla~1yor hayat...

KAFKAOKUR 17


ZUmrUdUanka Misali Giden Bir Leyla Gencer iLKNUR OZTULUM Bir Anka KLI$LI nam1diger ZOmrOdOanka kOllerinden doguyor, haberlerde onu soylOyor herkes o gun. L~~I~ Gencer oldu diyor, bogazdan gec;:enler de yas mend1hrn salhyor masum dok010$0ne. Bir rOzgar c;:1k1yor, elinden tutuyor Leyla'rnn. Savuruyor kUllerini. Bu sefer bir opera sahnesinden degil, Dolmabah9e'den 91k1yor La Diva Leyla Gencer. Orkestra eksik olc;:O c;:ahyor o gun. Vuruyor davullar kemanm tellerine, aglat1yor $ef tom melodileri. Piyano bile teselli edemiyor orkestray1. Birc;:ok mitoloji de farkh anlat1hr Anka Ku§u'nun efsanesi. Bu benim ruhumda b1rakt1g1 efsaneydi. Gelelim mitolojideki efsaneye.Yedi a$amadan gec;en ve pes etmeyen otuz kuli'un peli'ine tak1larak oluli'turdugu bir ku!?tur Anka KLI$LI (Simurg}. Efsaneye gore kuru dallardan yapt1g1 yuva g0ne$ 1$1nlanyla tutu$arak yanar ve Simurg'u kOle c;:evirir. Fakat kOllerden yavru Simurglar dogar. T1pk1 La Gencer'in ac;t1g1 yol, birakt1g1 birikimle doldurdugu egitim yuvasmdaki yetenekler gibi... Kararhl1g1, dogruluktan aynlmadan egoyla yap1lan sava$1, teslimiyeti, nefsi ve daha birc;:ok ali'amay1 temsil eder bu 7 ali'ama. Cennet kuli'u olarak da arnhr Anka KU$U. Leyla Gencer'in sesi de adeta cennetten _bi'. $a~k1 gi~idir Sira sira dizilir notalar ruhumuzun en esk1m1li' koli'elenne. Leyla Gencer efsane olarak anlat1hr kulaktan kulaga. Tozunu ailr adeta, parlak bir ayna gibi candan yorumlan. Gec;:erken c;:1kt1g1 pencerenin sokagmdan baktinr tOlleri uc;:uru$LI . Leyla Gencer 16 May1s gOnO Dolmabahc;:e Saray1 ile Dolmabahc;:e Camii arasmda yapilan bir torende_~ so_nra b~g~­ zm sulanna 20. yOzy1hn son divas1 olarak kullenyle dokuIOrken yeniden doguyordu TOrkiye ic;:in. QOnkO Leyla Gencer b~t1 Olkelerinde "La Diva Turca", "La Gencer", "La Regina" olarak On yapm1$ken TOrkiye'de k1ymeti ancak 10 May1s 2008'de Milano 'daki evinde vefat edip yeniden doguli'u simgeleyen Anka Kuli'u misali kUllerinin bogaza dokOlmesinin ardmdan anla$1lacakt1. KoklO bir ailenin k1z1yd1. Tam bir kOltOr el<;isiydi. Babas1 Safranbolulu koklO MOslOman bir ailenin oglu olan Hasanzade ibrahim Bey, annesi ise Polonyal1 Katolik bir ailenin k1z1 olan Alexandra Angela Minakovska'd1r. Leyla Gencer kendi deyimiyle MOslOman, oryantal bir altyap1dan geliyordu. Oyle ki zengin bir ~U!tOrel birikimi olan La Diva'rnn opera repertuan 23 bestec1rnn 72 yap1t1rn kapsamaktayd1. Neredeyse dOnya c;ap1nda en geni~ repertuara sahip opera sanat91lanndand1. Babas1rn erken yali'ta kaybeden Leyla Gencer, 1946 y1hnda varhkh aileye mensup bankac1 ibrahim Gencer'in kalbine merd1ven dayayarak sevgisini 'Gencer' soyad1rn alarak duyurdu. ibrahim Bey hem bir baba hem e$ oldu, kink kanatlar~~1 yamad1 La Gencer'in. OnlO _sopran~ ev~ili~i _s_1ra_smda eg1tim hayatma da devam etti. ltalyan L1sesm1 b1t1rd1, ardmdan

b!r

18 KAFKAOKUR

istanbul Oniversitesi Devlet Konservatuannda $an egitimi ald1. Fransa'rnn onde gelen hocalanndan Reine Gelenbevi, OnlO orkestra $efi Muhittin Sadak ve besteci Cerna! Re$it Rey'in ogrencisi olma zevkini tatt1. TOrkiye'ye gelen UnlO italyan soprano Giannina Arangi-Lornbardi, La Gencer'in sesindeki ili'lenesi elmas1 fark etmi$ ve 6zel 6grencisi olarak yeti$tirmek Ozere istanbul'daki egitimini yanda b1raktirarak gorev yapt1g1 Ankara Devlet Konservatuanna ald1rm1$t1. Ankara, Gencer'i pamuklara saracakt1. 1950 ile 1958 y1llan aras1nda devlet konuklanna verilen resitallerde en 9ok gorev alan sanat91lardan oldu. Olkemizi bir gOne§ gibi temsil etti. ilk defa 1953 y1l1nda sesi Roma'ya sOzOldO. TOrkiye ile italya aras1nda imzalanan kOltOr anla$mas1yla, art1k Roma'rnn a$k kokusuna Leyla Gencer'in aryalan kart$ml$tl. OnlO San Carlo Operas1'nda, Eugenio Onegin ve Madam Butterfly operalannda ba$rol oynama teklifi ald1. Leyla Gencer'in uluslararas1 platformdaki opera kariyeri gOzel bir yola girdi. DOnyaca OnlO ba$ka bir soprano olan Maria Callas'm gelememesi Ozerine, Lucia rolOnO de Gencer Ostlendi. Neden TOrkiye'de k1ymeti gee; anla$1ld1 dedim c;OnkO sevgili Diva, 1958'de Ankara Devlet Operasmdaki kontrat1 feshedilince, ku§ misali e$siz ba§anlara uc;:tu. ABD'de say1s1z opera temsili, resital, konser gerc;ekle$tirdi. Verdi'nin Requiem'ini seslendirdi. Verdi 'nin 'Kaderin GOcO' adh eserinde ba$rOI oynad1. Bu inci gibi dizilen ba$anlan Verdi'nin -"Macbeth'; operas1, Roma'da Mozart' in "Don Giovanni", Donizetti'nin hie; bilinmeyen operas1 "Robert Devereux"daki Kralic;e Elizabeth rolO ve Bellini 'nin 130 y1ldir sahnelenmeyen "Beatrice di Tanda" operas1 t_a~ kip etti. 1985 y1hnda bu incileri adeta bir mOcevher g1b1 boynuna tak1p sahne hayatma veda eden Leyla Gencer, kendi OIU$1Urdugu ekolle 6grenciler yeti$tirmeye ba$1a~I~ ve kendi gibi i$1enmeyi bekleyen cevherlere de el verm1$tl. Sanat yonetmenligi yaparak bOyOIO sahrl~ tecrObesini perde arkasma aktard1. Uluslararas1 $an yan$masmm kurucusu oldu. 1995'ten beri bu yan$ma devam etmektedir. Ne yaz1k ki gee; verilmi$ de olsa OnlO soprano, 1988 y1hnda 'Devlet Sanat91s1' unvarnrn alm1$ttr. 2004 y1l1nda ise Darphane ve Damga Matbaas1 Gene! MOdOrlOgO taraf1ndan "1000 Y1lm TOrkleri" ozel koleksiyonunda, ad1na 15.000.000 TL deg~rinde 0.999 ayar g0m0$ hatira para bas1larak Leyla Ganeer koca bir vefas1zhgm ozrOnO alm1$t1r. 2008 y1hnda ise vasiyeti Ozerine, bogaz1n 9ulanna kullerinin dokOlmesiyle belki de her gec;en mart1da, her c;:1kan f1rtmada, denize yans1yan her panlt1da ya$arken duyuramad1g1 sesini duyurmu$tur. 0 yOzdendir k~ bogaza yolunuz d0$erse Leyla Gencer'in sesine kulak venn. ~------------~


sayi 18

I Biyografi

,

as

(Jo

c

Q)

(') .~

D

al

a:

.

/

'

J

"f

'

f1

~I

I

[/

_j

KAFKAOKUR T.cJ


Ho~ ~eyler SUMRU UZUN Sevgili gunlUk; K1sa film dalmda 6dul alacak bir hayat1m var. $ehrin gurOltOsunden ve betonarme goruntOsunden c;ok uzaktay1m. Burgazada'ya geleli iki gun oldu. Dogarnn ic;inde olmak c;ok guzel bir duygu. Dinlendirici, huzur dolu ve sakin .. . Burada bir pansiyonda konakllyorum. Adarnn tam ortasinda yer alan pansiyondaki her odarnn penceresine l$1lt1h doga manzaras1 yans1yor. Ben 9at1 kat1nda kal1yorum. Odam1n ic;inde bir yatak, yatagm kenannda eski bir komodin, duvarda as1h duran ayna, pencerenin 6nunde yer alan ah$ap bir masa ve kuc;uk bir b61meyle odadan aynlan banyo var. Sabahlan penceremin onunde ku$1ar ne$eli $ark1lar soyluyor. Her sabah panjurlan kaldinp gun l$1g1rnn yans1masm1 tenimde hissediyorum. Gunluk rutinim, yazmak ... Adaya gelirken yarnmda bilgisayanm1, not defterimi ve beni bir sure idare edecek taze c;ekilmi$ kahvemi getirdim. Burada kalacag1m gunlerde bana e$1ik edecekler. Dun ak$am iskelenin yak1nlannda olan, adaya renk katan 9ar$1ya gittim. File torbam1 uc; tane ye$il elma, bir kese kag1d1 dolusu papaz erigi ve f1nndan yeni 91km1$ bir kutu kurabiyeyle doldurdum. Ah$veri$imi yapt1ktan sonra yuruyerek pansiyona dondum. 0 gece penceremden ay 1$1Qin1n denizin uzerindeki l$llt1s1rn seyre dald1m. Adaya kor bir sessizlik hakimdi. Pencere ac;1k oldugu ic;in odam1n ic;ine s1zan serin havay1 hissedince urperdim. Yatag1mm kenannda duran h1rkam1 ahp giydim. ic;imden yazmak geliyordu, durmadan yazmak ... Kag1t ve kalemi elime ald1m, y1llard1r kag1da akmay1 bekleyen kelimelerimi yazmaya ba$lad1m. Bir zaman sonra farkh bir gerc;ekligin yans1d1g1 kalem ve kag1dm aras1ndan koptum, ya~ad1g1m zamana dondum. Ufuk c;izgisinde belirmeye ba$1ayan k1z1ll1g1 g6rdum. Pencereyi kapat1p panjurlan indirdim. Gone~ dogmak uzereyken yaylan g1cirdayan yatag1ma uzand1m. Uykuya dald1m. Pansiyonun yak1rnndaki yoldan gec;en at lann nal sesleriyle uyand1m. Ka<; saat uyudugumu kestiremedigim ic;in saate bakt1m. Adadaki hayat1n hareketlendigi saatlerdi. Ruyamda deniz kenannda mehtab1 izliyordum. Yarnmda Sait Faik Abas1yarnk vard1. Sohbet ediyorduk, o an Sait Faik uzaklara bakarak: "Ho~ ~eyi ba~kalanyla birlikte seyretmek daha ho~ olur." dedi. Sozleri bittiginde sustuk, mehtab1 seyrettik. Ruyamda Sait Faik'i gormem tesaduf degildi. Burgazada'ya geldigim ilk gun Sait Faik Abas1yarnk Muzesine gitmi$tim. Yatt1g1 yatag1, giydigi c;izgili pijamas1rn, okudugu kitaplan, yeni gunu kar$1lad1g1 penceresini, dostlanna yazd1g1 mektuplan gordum. Ya~anm1~hk kokan evinde, yazild1g1 donemden bugune dek etkisini yitirmeyen eser20 KAFKAOKUR

lerini inceledim. "Sec;me Hikayeler'' kitab1rn alarak muzeden 91kt1m. Gordugum ruyarnn etkisiyle, sandalyeye oturup masarnn uzerinde duran kag1tlardan birini alarak yeni bir oykunun ilk cumlesini yazd1m. Sonras1 m1? Zamarnn nas1I gec;tigini anlamad1m. Ba~1m1 kaldinp saate bakt1g1mda uzun suredir arahks1z yazd1g1m1 fark ettim. Hem yorulmu~ hem de ac1km1$t1m. Burgazada'ya gelmeden once ada hakk1nda ara~­ t1rma yaparken Kalpazankaya Restoran'm methini duymu$tum. Bu sebepten ak$am yemegini orada yemeye karar verdim. Pansiyonda c;ah$an Kiraz'1n yarnna gittim ve yolu tarif etmesini rica ettim. Kiraz'm anlatt1g1 haliyle yolu gozumde canland1r€lrak yurumeye ba$lad1m. Adanm heybetli evlerinin arasmda uzanan ince bir yoldan yuruyordum. Yol kenarlan k1r c;ic;ekleriyle doluydu. Baz1 evlerin kap1 onlerinde bisikletler vard1. Kediler gunun son demlerinde keyif yap1yor, bisiklet kiralayan gengler ne$eyle gOlumseyerek yarnmdan gec;iyordu. Bense ic;imde yeni oykOler biriktiriyordum. Cic;ekli oykuler, kU$ c1v1lt1lannda saklanan oykOler, kedi m1nlt1lanndaki oykuler ... Yirmi be$ dakikahk bir yuruyu~un ardmdan restorarnn kap1smdan ic;eri girdim. Kalpazankaya, ah$ap sandalyeleri, mavi beyaz potikareli masa ortOleri, sonsuzluga uzarnyor gibi gorunen deniz manzaras1yla ilk anda gonlumu c;eldi. Masalardan birine oturdum. Deniz kokusunu ic;ime c;ektim. Mavilige uzanan derin bir manzara ve Yunan $ark1lan e$1iginde sipari$imi verdim. <;ok gegmeden en sevdigim mezeler ve gipura bahg1 sofrada yerini ald1. Afiyetle yemegimi yedim. Yemekten sonra Turk kahvesi 1smarlad1m kendime. Oturdugum masarnn yarnndan sahile dogru uzanan merdivenlerden indim. Ayag1m1n altmda oynayan ta~lann gurultOlu konu~mas1, k1y1ya usulca vuran dalgalanrnn ba$lad1g1 yerde sona erdi. Kahvemi gun bat1mma kar$1 yudumlad1m. Adada zamarnn ayak seslerini i~itmek mumkundu. ig ige gegen kentlerin gurultOsunden, insanlann omuzlanna yuk olarak binen gundelik tela$1ardan, 91karlardan, hesaplardan, kotOluklerden c;ok uzaktayd1m. Ruhumun dinlendigini hissediyordum. Dogarnn anac; tavnyla beni sanp sarmalamasm1, kelimelerin ozgurce kag1t uzerinde dans etmesini, ic;imde tomurcuklanan mutluluk c;ic;eklerini seviyordum. 0 ak$am faytonla pansiyona d6nerken hayat1mda birgok $eyin degi$ecegini hissediyordum. Sevgili gunluk; Burgazada'da gec;irdigim iki gun, hayat1ma yeni renkler katt1. Burada yapacag1m, daha dogrusu yazacag1m c;ok $ey var. Az sonra kap1min 9alacag1ndan emi~im, o yuzden sana veda ediyorum. Pansiyonda c;ah$an guler yuzlu Kiraz K1z, kahvemi yapm1$, merdivenleri 91kmaya ba$lam1$tir! K1sa film dahnda odOI alacak hayat1m var demi$tim ya, hayallerim vizyonda!


say118

.. .. n c:ark1s1: . *Gu nu "!f •• •• - u\Zerdalr 1er Ezginin Gunlug.

I Am


icimizdeki Gunes, ,

say1 1a

I Deneme

CANSU CiNDORUK

SENi TANIMAK, SAHRAYA ON YILDA BiR D0$EN YAGMUR TANELERiNE DOKUNMAK GiBi... Uyand1g1rnz sabah1n size neler getirecegini bilmeden gozlerinizi agt1rnz. Seiki bugun kaderinizin dondOgO noktaya ulal?acaksm1z. Belki de buyuk, muhtemelen sizin kafarnzda kurup dururken bi.iyi.itti.igunuz, bir dert ile smanacaks1rnz. Her an ba!?1rnza, iyi veya koti.i, her l?eyin gelebilecegini siz goktan 6grendiniz. Sokaklar c1v1I c1v1I iken bile bir yagmur iniyor ve hayat1m1z oldugu yerde donup kalm1yor mu? Hayat1n her i!?vesi, cilvesi bizim igin. Gi.izeliyle girkiniyle iyi ki var olmu!?UZ 90nkO hayat1n bize getirdigi her gun ruhumuzun aynas1 bir insanla kar$1lal?abiliriz. Ya da goktan karl?1lal?mll?IZdir da bilmeden kaderimizin donecegi gUnU bekliyoruzdur.

/

I

I

(

i~te bu yiizden sevdiginizin, sevildiginizin k1ymetini bilin. . Hayat1rnza ald1g1rnz, ve zamanla yan yanya b610!i>meyi 6grendiginiz insanlan k1rmay1n. Akhrnza gelen her sozO dokuz kez dU!i>UnUn 9UnkU bogaz dokuz bogumdur. Sekizini yutup birini soyleyin. Etraf1rnzda sizi guzelle!?tiren her kim varsa ilk gordUgOnUz yerde s1k1 s1k1 sanlm. Ac1s1yla, taths1yla herkese gOIOmseyin. Sizi Ozenlerden bile sevginizi esirgemeyin gunku siz en geni!? yureklisiniz. Kederlerinize de mutlu arnlanrnz gibi s1k1 s1k1 sanlm. Sizi bugunlere onlar getirdi. DO$manm1z1 bilin, ve hatta iyi tarny1n, fakat asla dO!i>manhk etmeyin.

0

-0 -

Sevdiginizin, sevildiginizin k1ymetini bilin. Size 8$kla bakan gozleri ellerinden tutun. Hayat1rnz1 payla!?maya karar verdiginiz insana s1rt1rnz1 yaslaym ve birbirinizden g09 almarnza izin verin. Bir sabah bir gune!? dogar ve sevgisini kalbinize s1gd1ramad1g1rnz biri 91k1p gelir. Size sadece "Sen nerelerdeyin?" diye sormak kahr. Ba!?lnl omzunuza yaslay1n ve size olan sevgisinin boyutunu hig dert etmeyin. Her ili~kide olur ya, bu ili$kide en 9ok seven siz olsarnz bile, her zerresine kadar asla 8$k1rnz1 esirgemeyin.

Sevdiginizin, sevildiginizin k1ymetini bilin, bir nefeslik ya~1yoruz ... 22 KAFKAOKUR

I


Kap1

Say1 18

I Oykii

NiHAN OZKO~AK Toz kokulu bir sabaht1. Bahard1. Sanhk olmu!?tu gokyuzu. Dedem olmu!?tU. Dedem oldugunde babam1n uzerine bir korku 96kmu!?tU. Yava!? yava!? s1rarnn kendisine geldigini hissediyordu. Olum korkusu bir karabasan gibi zihnine oturmu!?tu. Bense sadece uzgundum. Dedem ya!?lanm1!?t1 ne de olsa, eminim bekliyordu. Ben kendimi avutabiliyordum. Tutunabildigim bir yer vard1, gen9tim. Kendi dunyamdaki mucadelelerimle me!?gulken babam tek bir !?eyi du:;;unuyordu; alum. Bu durumu ilk defa evimizin di!? kap1sm1 degi!?tirmek igin ugrad1g1m1z dukkanda fark etmi!?tim. Babam 9elik kap1lann uzerine yap1!?tinlan yaz1lan okuyordu. Bana sorarsarnz butUn 9elik kap1lar ayrnyd1. Baz1s1rnn guvenligi kuvvetlendirilmi!?, baz1s1rnn malzemesi daha kaliteli ve baz1s1rnn omru kirk y1I. .. -Kirk y1I garantili kap1y1 ne yapay1m ben? 0 kadar omrum mu kald1? Soyledikleriyle afallam1!?t1m. Neden boyle soylemi!?ti? Bir kap1nas1I onun omrune s1rnr 9izebilmi!?ti? -Gidelim, demi!?ti babam. istemiyorum kap1 map1. OzUlmekten 9ok ba!?ka bir !?eydi hissettigim. S1k1!?m1:;;hk hissi. Kar!?1mda duran 9elikten kap1; babamm olumu kabulleni:;;i ve benim ya:;;am uykumdan uyarn!?tm olmu!?tu. Dedemse 9oktan o kap1y1 aralam1!? ve belki daha guzelini bulma arzusuyla arkasmdan kapatm1!?t1 . Kap1 bize olumun yakla!?t1g1rn bag1ra 9ag1ra haber veriyordu. Geri ka9am1yorduk. Bedenlerimiz zamana yeniliyordu. Babam yakla!?1yor, ben arkasmdan yakla!?1yordum. Biz ilerliyorduk, kap1 ag1r ag1r ag1hyordu. Ard1rn goremiyorduk. Babam kap1rnn e\)iginde duruyordu. Ben uykuma geri donmek istiyordum. insarnn binlerce kere du!?undugu bu 9irkin ger9egi /,// zihnimde uzaklara gotOrup onunla birlikte derinlere dall- · / 1 yordum. Bu yuk beni asla b1rakm1yordu. Gittik9e dibe go-/ I J_ muluyordum. Babam1n bana: "Uyu, henuz 9ok erk,¢nJ' / demesini bekliyordum, "Kap1 asla kapanmayacak/' di- ( yordu. Bu_nu soylediginde i?imde bir_Yerler ac1yord.~. ~a­ ranhk, soguk ve bombo!? b1r ger9ekhk .. . Asia kazanar;na- . yacag1m1 bildigim bir mucadeleye girmek uzerey~i~e bu ger9egin, bana bir gun sozunu gec;irecegini bil~ o~ - \ dum. Gec;en ~unler, aylar ... Sonra du!?unceler susaca t1. ·\ , '

/·::=>/'./.

/,7 ,

,K~ ~

Uyanmt!?ttm. l:;;te, alum tam burada, yarnmda, dedemins son solugunda ve belki babam1n kulagma f1s1ldamakta. Hayat boyleymi:;;; bir varm1:;;, bir yokmu:;;. Geride sadece kap1 kalm1:;;, hepsi bu.

~

'

____..-

KAFKAOKUR 23


UBUNTU

say1 1s

I Anlat1

KAAN MURAT YANIK Buti.in umutlanm tesaduflerin i9ine saklam1~t1, biliyordu ki onceden belirlenmi~ bir hayat yoktu ve insan daima umuyordu ... Ge9en gun yeni romarnm i9in uzaklara yapt1g1m gezilerden birinde eski bir ev ile kar$1la$t1m. Kendisini zamana b1rakm1$ gibiydi bu ev. Sanki bir $eylerin telafisi gibi duruyordu ayakta. Her zaman yapt1g1m gibi elimi bu kohnemi$ evin ta$ duvarlanna surOp onunla ileti~im kurmaya c;all~­ t1m. Zira konu$ursa ortahga dokOlenleri toplamak ic;in soz verdim ona. ikna oldu. Bu evi saatlerce dinledim. Ne yalan konu$tU, ne kendini ovdO, ne de hakllhg1ndan bahsetti. Sadece konu~tu. Soyleyecek sozO kalmay1nca da lambalanrn sondOrOp sustu. Neler anlatt1g1rn ne yaz1k ki burada uluorta yazmam dogru olmaz. Ne de olsa bir dostun s1rn oluyor anlatt1klan. Arna o sustuktan sonra benim neler soyledigimden ve sonras1nda cereyan eden olaydan biraz bahsedebilirim. "Ke~ke oturup sabahtan ak~ama kadar roman kahramanlannm arkalanndan konu~acak kadar dertsiz olsayd1k." dedim, eve.

"Di.inyam1z1 birilerinin gi.izelle~tirmesin i beklemek yerine, kafam1z1 kitaplara gomi.ip kimselere minnet etmemek en iyisi." dedim. "Kitap okumamn zararlan da var elbette. Bittigi zaman hayata geri doni.iyor ve mecburen ya~amaya devam ediyorsun." dedim.

den f1$k1ran her $eyi say1p doktOm. Kar$1mdaki evi yOz y1lhk bir dost bilerek modern zamanlann k1skacrnda s1k1$an benligimin ac1lanndan, bic;imsiz gokdelenlerden, agac;s1z $ehirlerden, birbirlerinin OstOne basarak yurOyen $ehirlilerden, c;ekingen $izofrenilerimizden, ic;imizde c;alan sirenlerden, dikine ba$ agnlanm1zdan, c;OrOyen ruhlardan, eriyen $ark1lanm1zdan, a$ks1z a$klardan, yalandan gOldugumOz fotograflardan, sanat, kitap, fikir d0$mam insanlarla ayrn c;ag1 payla$maktan otOrO alrnm1zda patlayan terutaze 9izgilerden bahsettim ... Soyleyeceklerim bitince gitmek i9in yava$c;a dogruldum. Bakt1m tuhaf gor0n0$10 bir adam ellerini cebine koymu~ bana bak1yor. Utand1m haliyle. Kar~1s1ndaki eski evle dertle$en birini gormek adama hayli ilginc; gelmi$ olmah diye d0$0nd0m. GulOmseyerek selam verip yOrOyordum ki, o da bana gOIOmsedi. "Size bir

~ey

anlatmama musaade eder misiniz?"

dedi. Sarnnm biraz once ev ile olan konu$malanm1duymu$ diye gec;irdim i9imden. Kolumdan tutup en yak1n psikiyatra gotOrecek diye korktum. "Elbette, buyrun." dedim. Kar$1mdaki yamuk ta$a oturdu. Ba$1yla evi i$aret ederek: "Dertle~mek ic;in guzel bir dost bulmu~sunuz ... " deyince; adamin da, ad1rn koyamad1g1m -bu satirlan okudugunuza ve beni dost bildiginize gore sizin de ic;inde bulundugunuz- kafay1 kitaplarla bozan gruba dahil oldugunu sezip rahatlad1m.

"Bazen kendimi rafa kaldmp orada kitaplara yaslanarak unutulmak istiyorum." dedim.

"Afrika'da 9ah~an bir antropolog bir kabilenin 9ocuklanna bir oyun oynamay1 onerir, agacm altma koydugu meyvelere ilk ula$anm oduli.i o meyveleri yemek olacakt1r. Onlara 'Hadi, $imdi agaca dogru ko~maya ba$1aym! Birinci olan odOIO alacak.' der. O anda buti.in 9ocuklar el ele tutu~up ko~up agacm altma beraber ko~maya ba~­ larlar. Hep birlikte vanrlar agacm altma ve meyveleri hep beraber yemeye ba~larlar. Antropolog ~a~mr haliyle. Cocuklann yamna vanp neden boyle yapt1klanm sordugunda, hepsi birden ~u yamt1 verirler: "Bu UBUNTU'dur! Nas1I olur da di~erleri mutsuz iken birimiz o oduli.i yiyebilir ki?" Ve UBUNTU'nun anlam1m a91klarlar bir ag1zdan. Onlann dilinde UBUNTU: 'Ben biz oldugumuz i9in benim' demektir."

"Bugun de bir ~ey olmad1. 0 olmayan $0Y her neyse, onu ozli.iyordum.-" dedim.

Adam bunu anlatt1ktan sonra gOli.imsedim. Kalbime gokyOzu indi sanki. GOlumsedi.

"Bu yorgunlugumuz; hep soyleyemediklerimizden ... " dedim. Hic;bir yere ait olmad1g1 ic;in degerli olan baz1 $eylerden bahsettim ona. i9imden ne geldiyse, boluk por90k ... Birbirleriyle bir bOtOnlOk olu~turmasa da, bilincim-

"O gunden beri, UBUNTU benim i9in hayatm anlam1 oldu. Kitaplara du~kun birilerini gorunce, onu aym yolu yuruyen can dostum olarak gorurum." deyince, anlatt1g1 antropologun bizzat kendisi oldugunu anlad1m . Aym za-

Herkesin anlatacak bir hikayesi var, fakat kimsenin anlatmaya mecali kalmam1~." dedim. "Bitmemesi i9in ara verdigimiz kitaplara benzeseydi ya her ~ey... "dedim. "Bir mi.iddet sonra, kendimizi de zamana b1rakt1k."dedim.

24 KAFKAOKUR


manda onunla dost oldugumuzu da ... $a~k1n ~a~kin bakarken 9antas1ndan bir kitap 91kard1: And- . bana uzatt1. Ben de hi9bir ~ey dO~Onmeden, kendimi tamamen reflekslerime teslim ederek s1rt 9antamdan 09 kez okudugum eski bas1m Herman Hesse'nin Siddhartha'smt 91kanp adama uzatt1m. 0 an yalrnz olmad1g1m1 anlad1m. Adam la el s1k1~1p aynld1k .. .

re Gide, La Pastoral Senfoni,

Seiki Kafkaokur mOdavimleri olarak bir gOn birlikte evlerle dertle~ip sonra da hep beraber ve dahi el ele o agacin yanina ko~anz ha? Hem sonunda 9antam1zdaki kitaplan da degi~ toku~ ederiz.

KAFKAOKUR 25


<;evremdeki durgun bo~luga bakmaktansa, kendi i<;imdeki ikili konu~may1 si.irdi.irebilirim. Benim i<;in iyi olmamn yolu budur ancak.

Tek onemli ~ey zaman i<;inde zaman bulmak. Bu muazzam zor, fakat yapllmak zorunda.

B1raktm m1 kendini hi<;? Oluruna degil de bir ba~kasma.

Eski a~klara donemezsin ama eski kitaplara donebilirsin.



Yaln1z Efe

Say1 18

I Oykii

ERAY YASiN l~IK Boynuma bu tasmay1 ne zaman takt1lar hatirlam1yorum. Kulubeme yazd1klan "Efe" yaz1s1 ile ad1min bu oldugunu ogrendim. Buraya neden ~ehir ic;inde kullarnld1g1rn anlayamad1g1m, 4x4 bir arazi arac1rnn bagaj1nda ama paspaslara i§erim korkusu ile bir karton kutunun ic;inde geldim. Babam1 hie tarnmad1m. Annemin ise sadece kokusunu hat1rhyorum. Karde§lerim ve beni dogurduktan sonra birka9 hafta emzirmi§ sonra hepimiz yeni yuvalanm1za kavu§mak ic;in gerc;ek ailelerimizden kopanlm1~t1k. Soylenenlere gore annem ve babam ozel bir cinsti. ikisinin de Alman uyruklu olduklan hatta bOyi.ik dedelerimin boynu tasma gormemi§ ozgi.ir kurtlar oldugunu anlat1hrd1. Bizde de bu genetik miras hala izlerini ta§1yordu. Zira bu yi.izden dogar dogmaz i.izerimize bir misyon yi.iklenmi§ ve aile meslegi olan bek9ilik tercih edilemez ya§am bi9imimiz olmu§tu. $ehrin gi.iri.ilti.isi.inden uzak, dere kenannda etraf1 gri meyve aga9lan ile dolu, bahcesinde siyah ve beyazin ti.im tonlanrnn hakim oldugu bu villaya gelmeden once bir oto kaportac1sinin beton zemininde yat1p kalk1yordum. Usta ve c1raklardan arta kalan yemekleri yer, geceleri ise tiner kokusu iginde bek9ilik gorevimi arz ederdim. Fakat ic;erde 9ahnacak c;ok bir §ey olmad1g1 i9in 9ogu gece dart duvar arasinda i9ime 9ektigim tinerin kafas1rn ya§ayarak sabah1 ederdim. <;ogu gece sabah1 bekleyemeyip gazete kag1tlannin i.izerine i~eyerek s1rnrlan dort duvarla belli olan bu di.ikkarnn i9inde kendime yeni s1rnrlar koyard1m. $imdiki sahibimle de boyle bir gecenin sabahinda gorunmez bir kaza sonucu tarn~t1k. Arac1rn s1k1~1k ~ehir trafiginde ondeki §antiye kamyonuna 9arpm1:? ve her §erden dogacak bir hayir olarak benimle tarn~m1§t1. Arac1rn boyatt1ktan sonra bir pasta cila fiyatina beni satin alm1~t1. Yeni sahibimle hikayem boyle ba:?lad1. Onceleri kendimi bir 91kma tampon gibi hissetsem de art1k yatacak s1cak bir yatag1m, ozgi.irce ko:?turabildigim, etraf1 duvar ve i.izeri dikenli telle 9evrili bah9em vard1. Ostelik bundan boyle kimsenin art1g1rn yemiyor, tadina zor ah~sam da bana ozel ahnd1g1 ic;in beni ozel hissettiren kuru mama ile karn1m1 doyuruyordum. Ti.iylerim daha s1kla~m1~. kulaklanm dikle:?mi~ti. Sesimi olabildigince gi.ir c;1karabiliyor, bildigim tek kelime olan "Hav"1 degi~ik tonlarda seslendirebiliyordum. Ev sahipleri ile aram iyi say1hrd1. Qok s1k evde olmasalar da havarnn guzel oldugu gunlerde tenis topumla "at getireyim" oyunu oynard1k ve onlar hortumla ben ise silkelenerek birbirimizi tslat1rd1k. Verdigim gGven duygusundan ba~ka ya~att1g1m bu anhk mutluluklar bekgilik kariyerimin yarnnda eglenmeyi de bilen bir ki~iligim oldugunu 28 KAFKAOKUR

fark ettirmek i<;:indi. Mutlu say1hrd1m veya oyle oldugumu dG~Gni.iyordum. Ta ki dolunay1n tepeden bana gGIGmsedigi, tarn§t1g1m bilge sokak kopeginin bu dG~Gncelerimi sarsacak konu§may1 yapt1g1 o geceye kadar. Di§andan bak1ld1g1nda insanlann iki kopek arasinda h1rlama olarak adlandiracag1, ama benim hayat1m1 degi~tiren o anlar... TGylerim yeni taranm1~ bah9enin ic;inde bir oraya bir bura. ya ko~turup duruyordum. Demir parmakhklann arasindan once kokusunu, daha sonra kirden raftala~m1~ kGrkGnG gordum. Bolgemin sahibi olarak ag1rhg1m1 koymam gerekiyordu. Oyle yapt1m ... Ko~ar ad1mlarla demir garaj kap1s1na geldim. On patilerimi hafif k1rarak saldin pozisyonuna ge9mi~tim. 0 ise bugulanm1:? siyah gozlerini k1sarak alayc1 gGIGmsemesi ile aram1zdaki demir parmakhklara yakla~t1. "Yaz1k" dedi. "G~nc ve kuvvetlisin. Ne su<; rada esirsin?"

i~ledin

de bu-

Esaret mi? Arkamdaki koca bah9e ve tripleks villay1 ya§h gozleri gormuyor diye dG§GndGm. "Esir degilim. Buras1 benim evim ve ben ozgur bir kopegim." dedim. GulGmsemesi kahkahaya donmO~to. Benimse gi.ir sesim yerini terrier cirlamasma birakt1. Korkudan degil aksine ~a~kinhk­ tan bu haldeydim. "Neden gUluyorsun?" dedim. "Ozgurum dedin ya boynundaki tasma komik geldi. 11 dedi, gozlerini finnlanm1~ gi.irgen agacindan yap1lma kuli.ibeme dikti. "K1skand1 mr acaba?" diye di.i~i.ini.irken o igrenti ile bakarak gecenin karanhg1na kan:?t1. Once goru~ a<;:1mdan 91kt1 sonra kokusunu kaybettim. Arna soyledikleri akhmdan 91km1yordu. Hakh alma ihtimali kafam1 kan~trnyordu. Halbuki hi9bir §ey soylemedi. Arna o alayh gi.ili.imsemesi. .. Gozlerimi kapatt1k9a o anlar akhma geliyordu. istemsiz, hayat1m1 sorgulamaya ba~lad1m. Ger9ekten boynumdaki bu tasma etraf1mdaki bu duvarlar i9inde ne kadar ozgi.irdi.im? Bu bah9ede i~emedigim yer, sahte kemigimi saklay1p da bulamad1g1m nokta yoktu. Arna karn1m doyuyor soguk k1~ gecelerinde s1gind1g1m kuli.ibemin i.izerinde ad1m yaz1yordu. Her §eyden onemlisi bu hayatta bir misyonum vard1. Ben bir bek9i kopegiydim. Bir lokma ekmek igin rastah bilge gibi o 9op senin bu 9op benim gezmeme gerek yoktu. Sokaklan gasp etmi~ 9etelerle ugra~m1yor, belediye ekiplerinden ka9mak zorunda kalm1yordum. Hele hele bannakta oldugumu dO§Ondi.ik9e i<;:im i.irperiyordu. Yan villaya k1sa si.ireli misafir olan Lessie bannakta uzun sure gec;irmi~ti. Psikolojisi alt Ost olmu~tu. Gece boyu ac1 91ghklanrn, say1klamalanrn duymu§, ne kadar §ansh oldugumu di.i~i.ini.ip halime §i.ikretmi§tim. Arna ~imdi bu hayat bana yetmiyordu. Boynumdaki tasma ~ah damanma bask1 yap1yor, kuli.ibem bana dar geliyordu. Bu di.i§i.inceler 1~1gmda sabah1 zor ettim.


• •

.

••

• •

0

'°' >?c

.:.-~~~~~~~~~~~---' ! Sabahin ilk ll?lklannda verandarnn ll?1g1 gozi.ime 9arpt1. Se- . vine; iginde sahibimi kar~1lad1m. Bu sabah erkenciydi. Onemli bir il?i olmahyd1 ki benimle goz goze gelmeden yeni arazi aracinin 1s1tmall koltuguna oturdu. Garaj kap1s1 ag1ld1 ve garajdan, yarnk lastik kokusu ile uzaklal?tl. Bir sure bekledim. Normalde arag garajdan 91kar 91kmaz otomatik kap1 kaparnrd1. Arna bu sefer bir terslik oldugu belliydi. Kap1 kapanmad1. Biraz daha bekledim. Ev ahalisi fark1nda degildi ki kimse ilgilenmedi. Orkek ad1mlarla kap1ya yaklal?ttm. Kafam1 dll?an 91kard1m. Asfaltin s1cag1 yi.izi.ime vuruyordu. "Acaba?" dedim. Kendime geldigimde evden bir hayli uzaklal?m1~t1m. Tarif edemedigim bigimde adrenalin vucudumu kaplad1. Ko~­ tukga koi>mak istiyordum. Art1k gergekten ozgi.irdi.im. Boynumdaki tasma art1k s1km1yor, patilerim ozgi.irluge h1zll ad1mlar at1yordu. Kol?tum ... Kol?tum ... Arkama bakmadan ... 0 kadar gok koi>mUi> olmahy1m ki, susad1g1m1 hissettim. Su kab1m kuli.ibemin onunde mamam1n hemen ya-

nindayd1 ama ben kulubemden hayli uzaktayd1m. Durdum. $imdi ne olacakt1? Nereye kadar koi>acakt1m? Bunlan dui>Onurken bir korna sesi duydum. Ozerime gelen l?antiye kamyonunun golgesi ile nefesim kesil?ti. Can havli ile kendimi yol kenanna att1m. Nefes nefese kalm1l? ilk defa 610mun soguklugunu yuzi.imde hissetmil?tim. Arkama bakt1g1mda evden ne kadar uzakla~t1g1m1 kestiremiyordum. Tarnd1k bir koku burnuma geldi, gozlerim kokunun sahibini ararken ya~h bilge rastall tUylerini silkeledi. Yaval? ad1mlarla yarnma yaklai>tl. Ben hala nefesimi di.izene sokamamll?, l?a~k1nllg1m1 gizleyememil?tim. "Ozgurum art1k." dedim. "Oyle mi?" dedi. "$anshym1l?sm da. Az daha ozgur ama olU bir kopek olacaktm." dedi. "$imdi ne olacak?" dedim. "Ne istersen, sen art1k ozgur bir kopeksin." dedi. Boynumdaki tasmanin olmad1g1rn fark ettim. Nas1I 91km1l?, nereye di.i~mi.i~ haberim yoktu. Yal?ll bilge ise geldigi yone dogru ag1r ad1mlarda devam etti. Sokaktaki insanlar iki kopegin birbirine havlad1g1rn sand1. Ara sokaklardan birine girip gozden kayboldu. Art1k ozgi.irdum ama 6zgi.ir1Ugun yalrnzllk oldugunu ~imdi anlam1l?t1m.

KAFKAOKUR 29


Saks1 ~i~egi

say1 1s

I Anlat1

MERVE OZDOL.AP

GbgsOmOn ortas1na bir saks1 9i9egi oturmw;, i9ime yagan yagmurlarla besleniyor. Bazen bir yudum gone$ 9ekiyor yapraklanna, bazen gOnlerce 1$1k gbremiyor ama kbklerini kalbime baglam1$, direniyor. Yagmur sonras1 yaprak OstOnde kalakalm1$ bir su damlas1 gibi huzursuzluk i9imde, ne kuruyor ne damliyor. Bir dokunu$1a o damlay1 ak1tabilecek tek ihtimal ellerin ama onlar da gelmiyor. i9imdeki dOzenek bozuluyor yine. TUm kontrolOnO kaybedemez bir vOcut diyorum, oysa benimki hakimiyetini yitiriyor. Kahraman olamay1nca m1zm1zlanan bir 9ocuk sanki bedenim ve bu kontrolsOzlOk beni delirtiyor. Seiki kendimi bzel hissetmeye 9ali$mamm sonucudur bu, belki de kaybedi$1erime sebep olan hatalanm1n bedeli, bilmiyorum. Fonda bir mOzik sesi; $ark1 tOm kaybedi$1eri gOzelliyor. Ben de kendimi iyile$tirmeye 9ali$1yorum tOm gOcOmle, ula$abilirsem seninle birlikte. Yan yana yOrOmek bile gbgsOmde 9i9eklerimi tekrar a9t1nrken, iyile$memek imkans1z 90nkO. Zehrin karnmda dola$1yor, bedenimi uyu$turuyor. Ba$kalanrn bldOrebilecek bu zehir, kayg1lanm1 eritip yak ettiginden bende bir panzehire dbn0$0yor. Yeniden nefes aliyorum ... Ellerimi y1ld1zlara uzat1p bekliyorum. Onlara da asla dokunamayacag1m1 biliyorum ama izlemek yetiyor. Olur da gelip tutarsan diyorum ellerimi, o zaman gbgsOmdeki saks1 9i9egi geceye dogru ta$acak ve gokyOzOmOzO kaplayacak. Oturup yan yana kelimelerle oyun oynayacag1z. Ger9eklerden nefret ettigini anlatacaks1n bana hi9bir hayaline gbnderme yapmadan. Ben tOm gen;ekleri kundaklayacag1m, elimizde yalrnzca hayaller kalacak.

Qj

c °' Q)

CJ al

15 al

a: t

.

:._

~

~

.•

\~1~

.

•~ l

~

'I

(.

YILDIZLARI TEK NEFESLE S(f DOROP ICARANLIGIN i(iNDE HAYALLERiMiZLE UYUYACAGIZ... 30 KAFKAOKUR


icimde Y1llanm1s LizUm Bahceleri I

I

say1 18

I Anlat1

I

ATILAY A~KAROGLU

OnOmde duran bir §arap kadehi... ince belinin Ozerinde bOyOk ba$1nl ta$1yor. $effafllg1nda, bir onceki dudak izinin ozlemi var. Kimdi bir 6nceki sarho§ ettigi, yanaklanna bir tutam al katt1g1? Kimdi bir onceki, ho$ sohbetlerde yOzOne s1caklar bastrrd1g1, bOyOk kahkahalar att1rd1g1? Kim bilir? Y1llanm1§ OzOmleri kucakhyor, sigaram1n dumarnnda 9ehresi bularnkla$1rken. Bir kavu$ma mutlulugu hakim $arap kadehinin bOyOk ba§rnda. Y1llanm1§ OzOmler, odarnn lo§ 1$1Qrnda mOzigin ritmiyle dalgalarnyor. Bir sarho$1uk ritOeli ger9ekle$iyor, ayrn masa, ayrn sandalye ... Ayrn, sevdigim mOzikler birbirini izliyor, ac;t1g1m radyoda. Radyo bana e$lik mi ediyor sevdigim §ark1larla veya ben miyim her bir $ark1da sarho$1Ukla aglam1$ olan? $arap, durgunlugu olan bir i9kidir ya hani; avucunu terleten bir i9ki. .. Y1llanm1§ OzOmler, kadehin i9erisinde odarnn havasrrn soluyor. ince belinden kavnyorum kadehi, burnuma yakla$trnyorum. Y1llanm1n kokusu var gibi. .. ic;imde y1llanm1§ OzOm bah9eleri. Bir yudum allyorum, kadehin alrnna kondurulan bir buse misali. Kadeh utarnyor, ben ki$iSi utarnyor... Her bir kadehte radyo daha da bir $evkle vuruyor en sevdigim mOzigin notalanna. Arkada$1anm ugruyor masama. Her biri, degerli arnlanrn anlat1yorlar. Kimileri agllyor ma-

samda, kimileri kusmak i9in h1zla kalk1p gidiyor. Her birinin ard1ndan yine kendimi buluyorum tam kar$1mda! "Anlatacak hi9bir ~eyin yok mu senin?" diyor, ka$1anrn 9atarak. <;ekiniyorum. Yapma, eyleme a dost! Benim senden ba$ka kimim var da anlatacaklanm1 dokOleyim. Senin degerlilerine, kimler senin kadar deger vermi$ be dost? Yapma, eyleme! OzOIOyor kar$1mda. Boynu bOkOIOyor, bir gOnah i$1er gibi. "Dur!" diye haykrnyorum. "Dur! Yoksa dokecegim gozya~lanm1." H19k1nklanrn gomOyor ic;ine. Aghyorum. Gozlerimden y1llanm1§ OzOmler dokOIOyor masama. Bir sese irkiliyorum. ic;im ge9mi$, elimdeki kadeh yere d0$m0§. ince beli saglam duruyor, koca ba§1 paramparc;a. Biraz $arap sa91lm1$ yere, kadehin karn gibi. Masama geri donOyorum, ikinci $arap $i$esi de bo$. Ba§1 ince, beli kahn §arap $i$esi. Yrllanmdan ders 91kanyorum gOn sabaha vanrken. ince belli, ahmh c;ahmhlar bo§, bOyOk kafalar ta§ryor ince bellerinin Ozerinde ve yudum yudum sarho§ ediyor, 9arp1yorlar. D1$tan kaba olanlar, i9lerinde ince bir ba$ bulundurabiliyor. Ve yapacaklan her ne ise direkt yap1yorlar. Sarho$1Uk ince belden degil, ba§tan geliyor ya hani, t1pk1 gOzelligin d1§tan degil de i9ten geldigi gibi.

KAFKAOKUR 31


Soylenenler ve Soylenemeyenler

Say1 18

I Oykii

NESLiHAN ONDEROGLU Dogan eve geldiginden beri kavga edip duruyoruz. "Neden kabul ettin sanki." dedi, "Bugl.in mac; oldugunu soyleseydin ya. II

Onun gonlUnU almak i9in pi~irdigim sUtlacr kaselere bo~al­ trrken: "Bilmiyordum ki." dedim, "Hem zaten ne kadar surecek ki? Sen yine seyredersin mac;rm."

"On yrldan fazla oldu gormeyeli." Sekiz ya~rnda bir 9ocuga on yrlhk bir zaman dilimi ne ifade eder bilmiyorum. "Ne guzel." diyor.

gori.i~mi.iyoruz.

Dogan'a gozlerim ve ba~rmla: "Gordon mu?" i~areti yapryorum. "Bak ku9ucuk 9ocuk bile arkada~ krymeti biliyor." 0 beni gormezden gelip televizyonun kar~1srna ge9iyor. Zaten az sonra da kap1 9ahnryor. Soylediginden yanm saat erken geliyor Tamer.

"Uzatma ne olur hayatrm." dedim. "Gelip de demir atacak degil ya. Hem eski arkada~1m1z, sen de sevinirsin diye di.i~undum."

Nefes nefese icteri giriyor. Asansor anzahym1~, alt1 katr t1rmanmak zorunda kalmr~. Qok degi~mi~. $i~man, kel kafa11, k1rm1z1 yi.izli.i bir adam olmu~. Halbuki ne yak1~1khyd1 eskiden. Okulda bUti.in krzlann gozdesi oydu. Kim bilir o da bizim ic;in ayrn ~eyleri dO~OnmU~ti.ir ama "Hi9 degi~me­ mi~siniz yahu!" diye gUIOyor.

"Of!" diye soylendi. "Yahu adamla neredeyse on ylldrr Birdenbire seni arayrp bizi ziyaret etmek istedigini soyll.iyor. Sen de hemen yiyorsun. Neden beni degil de seni anyor? Tabii, kimi kafalayacagmr biliyor 9i.inki.i. 11

"Gorursun." dedi Dogan Usti.ini.i degi~tirmeye giderken. "Umanm ma9 ba~layrncaya kadar gider. Yoksa misafir filan demem, uzatrr ayaklanmr izlerim ma91m1 ben." Tamer Universiteden arkada~1m1z. Bir zamanlar yedigimiz i9tigimiz ayn gitmezdi. Sonra mezun olduk, biz Dogan'la evlendik, arkas1ndan i~ gu9 9oluk 9ocuk derken gorU~me­ ler seyrekle~ti, sonra da bUsbi.itUn koptu. Arada bir haber ahyorduk. Bir bankada 9ah~1yormu~. evlenmi~, kans1 zenginmi~ gibi ufak tefek ~eyler. Aynntr yok. Derken y1llar sonra nereden akhna estiyse arad1 beni bugi.in. Gi.iya once Dogan'1 aram1~ ama sekreteri me~gul deyince benim numaramr denemi~. Asl1nda hi<; Omidi yokmu~ ama telefonum degi~memi~ i~te. $a~rrdrm. Telefonlanm1z1 hala silmemi~. "E, ne var ne yok Tamer?" dedim, "iyi misin, nasrl gidiyor her ~ey?" Ne soyleyecegimi bilmedigimden sorulmu~ sac;ma bir soruydu elbette. Hadi on y1h bir ozetleyiver telefonda der gibi. "Musaitseniz size geleyim bu ak~am." dedi. "Hem aradaki yrllan kapatrr hem de gec;mi~i yad ederiz." Oyle bir soyledi ki hay1r demek imkans1zd1. "Peki." dedim. Gelecegi saati soyledikten sonra kapat1rken: "Hem yeni bir i~e girdim. Kendi i~ini kurmak isteyenlere yard1mc1 oluyorum. Seiki ilgilenirsiniz." dedi. Dogan i9erden sesleniyor. "Sakrn bir ~eyler ic;er misin deme. ic;ki faslma gec;ersek uzar." i9erden k1z1m: "Kim gelecek anne?" diye soruyor. "Babanla ikimizin eski bir arkada~r." diyorum. "Ne kadar eski?" 32 KAFKAOKUR

Osti.inde kirli bir pardosU, ayagrnda mevsime gore fazla yazhk ayakkabrlar. Yanrnda evrak 9antasrna benzer ama 9ok daha kahn bir 9anta. Salona ge9ip oturuyoruz. Qantay1 Ustten actrp ku9uk bir po~et 91kanyor. "Bu da ufakhk ictin. Krz mr erkek mi unuttum, o yuzden unisex bir ~ey aldrm." Ash'ya sesleniyorum. Gelip hediyesini allyor. Unisex dedigi ~ey bir yapboz. Bin par9ahk bir kutu. "Birle~tirince Mona Lisa 91kacak." diyor Asll'ya. Sonra da ne yapacag1nr anlamaya 9al1~an k1z1ma Mona Lisa'dan, italya'dan, Leonardo'dan filan bahsediyor. 0 konu~urken Dogan yuzume bakrp gozlerini deviriyor. Nihayet Ash koltugunun alt1na la odasrna geri donuyor.

s1k1~t1rd1g1

yapboz kutusuy-

"E, anlatm bakahm 9ocuklar." diyor Tamer. "Neler yapt1mz bunca zamandrr?" Dogan iki ejini iki yana actrp, evi, bizi, gosteriyor: "i~te gordi.igun gibi, guzel i~lere girdik, evlendik, 9ocuk yaptrk, k1z1m1z1 kimseye emanet edemedigimiz ic;in Arzu i~i brrakt1, ben ~irkette emin ad1mlarla zirveye t1rmamrken Arzu kendini kutsal annelige adad1, ev aldrk, taksitleri bitmek uzere, bana ge9en yrl son model bir makam arac1 verdiler ve ben o tarihten sonra t1pk1 bizim gene! mudur yard1mc1s1 gibi dolma kalem kullanmaya, gomleklerimi hazrr almak yerine diktirmeye ve sag ceplerine ad1mm ve soyad1mm ba~ harflerini i~lettirmeye ba~lad1m. Yazlan be~ ylldrzll ve su kayd1rag1 olan tatil koylerinde tatil yapryoruz, Ash'yr ge9en y1I iddiah bir ozel okula verdik. Arada diger velilerle ak~am yemeklerinde bulu~uyoruz ve oku-


lun eksiklerini konu~uyoruz. Bu arada Arzu evde kalmasmm butun h1rs1rn benden 91kanr oldu, sevil?melerimiz once azald1, ~imdi neredeyse 09 ayda bire indi. Yani hayat tam olmas1 gerektigi gibi davrand1 bize." Dogarnn elleri bunlan soyluyor. Kendisi ise sadece birka9 cumle ediyor. i$iyle ilgili. "Ya sen Tamer?" diyor sonra. "Seninle ilgili de hep iyi ~eyler duyduk." Tamer ayag1na ki.i9i.ik gelen misafir terliklerine bak1yor. "Evet, onceleri oyleydi." diyor. "Arna sonra i~ler o kadar da iyi gitmedi. $irketten aynlmak zorunda kald1m." Dogan bana koydugu kural1 dayanamay1p kendisi bozuyor. "Arzu iki soguk bira versene bize." diyor. "Ger9i ma9 i9in alm1~t1m ama biterse yine isteriz." Kalk1p dolaptan iki bira 91kanyorum. Dogan'm onceden buzluga koydugu bardak var. Ona buzlu bardak goti.iri.ip Tamer'e goti.irmemek ay1p geliyor. Rattan iki bardak ahp biralarla ic;eri goti.iri.iyorum. Dogan anmda: "Benim buzlukta bardag1m olacakt1." diyor. "Unuttum. Git al o zaman." Soylenerek mutfaga gidiyor. Biz Tamer'le birbirimizin yi.izi.ine bak1p gi.ili.imsuyoruz o s1rada. Dogan'm hie; ogrenmedigi bir s1rnm1z var. Onunla tarn$madan 9ok once biz Tamer'le ad1 asla konulmayan ve oylece kalan buruk bir $ey ya$am1$t1k. Arna $imdi bu kadar uzak bir ge9mi$i hatirlamarnn kimseye faydas1 yok. "Ben iki y1I once bo~and1m." diyor. "Ya, 9ok OzGldi.im. Peki 9ocuk?" "Yok. iyi ki de olmam1!_?. "Ben de i~i gucu b1rakt1m. Ash'y1 buyuti.iyorum." "Bak, bu da iyi olmam1~." diyor Tamer. Dogan nihayet buzlu bardag1na kavu$marnn mutluluguyla i9eri donuyor. "Neymi~ o, iyi olmayan?" Tamer ilk soyledigini ona da tekrar ediyor. Dogan da onu onayhyor. "Evet 9ocuk 9ok zor." diyor. "Qocuk olunca kolay kolay aynlam1yorsun. Aynlsan da ayn~am1yorsun ki." Bunu soylerken bana m1 bakacak, diye merak ediyorum. Yok. Gazo televizyonda. Az sonra ba$1ayacak ma91 bekliyor. Tamer bacaklannm dibinden ay1rmad1g1 9antas1ndan renkli, parlak bir katalog 91kanyor: "Ben aslmda hem sizi gormek hem de belki ilginizi 9ekecek bir teklif sunmaya geldim." diyor. Art1k eski bir arkada$ gibi degil, bir patron ciddiyetiyle konu$uyor. Sonra uzun uzun ashnda basbayag1 bir saklama kab1pazarlama i$i olan i$ini anlat1yor. Bi.iti.in yapacag1n senin altmda 9ah$acak alt1 ki$i bulmak, sonra onlar da alt1$ar ki$i bulacak, oyle oyle derken sen hepsinin sat1$mdan pay ahp hem yi.ikselecek hem kazanacaks1n. Altln uyelerden, platin

i.iyelerden, her ay onlann hesabma yatan binlerce liradan filan bahsediyor. Soylediklerinin 9ogunu bana bakarak anlat1yor. Ne de olsa i$siz olan benim. Beni kendisine daha yak1n gori.iyor. Dogan'm i.i9 be$ plastik kap satmak i9in unvarnrn, arabas1rn, dolma kalemini ve i$1i gomleklerini b1rakmayacag1 9ok ac;1k. Anlatt1k9a CO$uyor Tamer. Dogan saatine bak1p araya giriyor. "Yahu Tamer," diyor. "Bu anlatt1gm i!_?, bildigin saadet zinciri. Bundan bir cac1k olmaz." Bunlan dedikten sonra ma9m oldugu kanah buluyor kumandadan. Sesi biraz daha ac;1yor. Tamer k1pk1rm1z1 olup susuyor. Onu bu durumdan kurtarmak ic;in ayaga kalk1yorum. "Benim ilgimi 9ekti." diyorum. "Gel istersen biz mutfaga ge9ip orda konu~ahm." Dogan nefretle bir ona bir bana bak1yor ve televizyon ekrarnna geri donuyor. Mutfak masasma oturuyoruz. Kataloglarla birka9 bro!_?i.ir ve cd 91kanp masaya yay1yor. Biraz daha anlatt1ktan sonra aniden susup bi.iti.in kitap91klan kapat1yor. "Bo~ ver." diyor. "Benimkisi sa9mahkt1 zaten. Ak~am ak~am bo~una rahats1z ettim sizi de." Kalk1p iki bira 91kanyorum ikimize dolaptan. Oni.ine bak1yor. "Yok ya." diyorum. "Ger9ekten iyi bir i~e benziyor. Senin ikna kabiliyetin de vardir. Ben inarnyorum ... " Bunun gibi bir :?eyler sa9mahyorum. Ashnda ikna kabiliyetin filan yok, olsayd1 her :?eyden bu kadar 9abuk vazge9mezdin ve ben :?U anda Dogan'1n degil senin kann olur, acaba birini daha ikna edip saadet zincirimize katt1 m1 umuduyla evde seni beklerdim. Bu ay hesabma ge9ecek primlerle kiray1 denkle:?tirip denkle:?tiremeyeceginiizi hesap eder, eve dondi.igi.inde birlikte sinemaya gidelim mi, diye yakana yap1:?1rd1m. Sen o gun Doganlan sat1:? gurubuna katm1:? olursan keyfin yerinde olur ve "Peki." derdin. Sinemay1 ne 9ok severdik hat1rlar m1s1n? BOti.in film festivallerine giderdik. Karanhkta el ele film izleyip arada bir ka9amak opO:?mek ... Akhmdan bunlann ge9tigini anhyor mu? Sessizce biras1rn ic;iyor. "Mutlu musun Arzu?" diyor birden.

0 anda ic;erden Dogan'1n hakeme okkah bir kOfOr ettigini duyuyoruz. Gi.ilumsemekle yetiniyorum. 0 da bir daha sormuyor. Masarnn i.isti.indeki her $eyi 9antasma geri t1k1yor. Bir kart1rn uzat1yor. "Neyse ben art1k ka9ay1m." diyor. "Bir yere daha ugrayacag1m. Sen ilgilenirsen beni daha sonra ararsm." KAFKAOKUR 33


"Dogan'a haber vereyim." "Bo:;; ver, hi<; keyfini bozma :;;imdi." diyor. "Vine goru:;;uruz nas1l olsa." Bunu inanarak soylemedigini ikimiz de biliyoruz.

mu~. Yeniliyorlarm1~, sinirli. Mutfaga girdiginde Tamer'i gormeyince ~a~inyor. "Nerde?" "Gitti." diyorum. "Yahu ay1p oldu adama da ama ... "

Usulca ustUnu giyip bir suglu gibi 91k1yor. Arkas1ndan kap1y1 kapay1p elimde kart1yla kalakahyorum. Dogan bo~ bira bardag1yla salondan 91k1yor. Mag aras1 ol-

Elimdeki kart1 ona belli etmeden hirkamm cebine sokup Tamer'in yanm kalan bira bardag1rn lavaboya bo~alt1yo­ rum.

34 KAFKAOKUR


"Kimsenin sana bir ~ey yapamayacag1n1 soylemesine izin verme, benim bile. Bir hayalin varsa onu korumahs1n. insanlar, kendilerinin yapamayac~g· ~eyleri senin de yapamayacag1n1 soylerler. Bir ~eyi istiyorsan pe~ini b1rakma; git ve al."


R1dvan - Eski Dost - IV

say1 1s

I Kafkaesk Bilim Kurgu

EMRE POLAT Aktanmm ard1ndan R1dvan gozunu ku9uk bir odada ayt1. Tam olarak adland1ramasa da, 9evresinde gordukleri bakrm-onanm 9ahl?malannda kullarnlan yedek par9alan andrnyordu. Kimisi 'l?'k sa9an yuzlerce ku9uk, onlarca buyuk par9a raflara dizilmil? haldeydi. Elini cebine attr ve bir kagrt par9as1 91kard1. Saval? planlanrn bulacagr lokasyonu gosteren ufak bir haritaya bakryordu l?imdi. Bu il? i9in kendisine dijital ve daha fonksiyonel bir cihaz onerilmil? olsa da, ogrenmeye 9ahl?rrken sinirini bozacagrrn dLil?Lindugunden eski ve daha guvenilir buldugu yontemi tercih etmil?ti. Halihazrrda ula~masr gereken yeri akhna yazmr~ olsa da, kagrda bakarak son defa bilgilerini tazeledi. Gorevi 9ok zorlu degildi, en azmdan Rrdvan bu l?ekilde dLil?Linuyordu. Sahip oldugu ve henuz tam olarak anlayamad1g1 bir gu9ten otOru sektor dunyasrnda gormemesi gereken yerleri gorebiliyordu. Gorev i9in se9ilme sebebi de buydu zaten. Sonzamanlarda yal?ad1g1 her tOrlu enteresan olay bu 'gu9' yuzunden bal?rna gelmi~ti. il? yerinden arkada~r olarak bildigi Ruhi'nin ikinci Sektor 9ah~arn oldugunu ogrenmesiyle ba~lam1l?t1 her l?ey. Sonra da bal? belasr ikinci Sektor Bal?raporcusu Rimmey ile devam etmil?ti. Gorevi kabul etmesindeki en buyuk etken, olasr bir sektorler arasr saval?m 9evre gezegenlere de sirayet etmesi ihtimaliydi. Ya~ad1g1, evi bildigi dunya ise sadece birka9 1~1k yrh uzaktaydr. Evinin yok olmasr ka91rnlmaz olacaktr boyle bir durumda. Galaksiler arasr boyutta ger9ekle~en bir sava~ du~unUldu­ gunde, Dunya'rnn yok olmas1 kimseyi ne ~a~1rtacak, ne de uzecekti. "Dunya uzerindeki milyarlarca insan haric;." demil?ti Rrdvan Rimmey'e bir tart1~malan esnas1nda. Ba~ra­ porcu insanlan ya da say1lanrn pek onemser gorunmemi~ti dogrusu. Bakarken dU*?Uncelere dald1g1 kag1ttan kafas1rn kaldmp harekete ge9meye karar verdi. Odada inceleyecek daha ba~ka bir ~ey goremediginden kap1ya yoneldi. Kap1dan 91kar 91kmaz sola donecek, sonra sagdaki ilk koridoru takip edecekti. Oturdugu evden markete de ayrn ~ekilde gidiyordu, l?imdiki ne kadar zor olabilirdi ki? Geride b1rakt1g1 bir hafta boyunca uzerinde 9ah~t1g1 mekanik bagm1 hemen onundeki kap1ya yogunla~trrd1. Art1k bag1nr kullanrrken iyi kbtO gug ayan yapabiliyordu. Kap1lan ayarken onlan k1rmamas1, dikkat 9ekilmeden ger9ekle~tirilmesi gereken bu gorevde hayli onem ta~1yordu. Kap1 zahmet vermeden ag1ld1. Kafasmr yava~ga uzatrp koridora ~oyle bir goz att1. Ortahk sakin gorunuyordu. Kendisine verilen on bilgi, fasilitede 9ok fazla ki~inin bulunmayacag1 dogrultusundayd1. Hakh olmalannr umarak sola dbndO. Seri ad1mlarla ilerliyordu. Saga donmek uzereydi ki hemen yanrndaki bir kap1rnn ay1lmakta oldugunu duydu. Kol?ar ad1m sagmdaki koridora dald1, s1rt1nr duvara verdi ve dinlemeye koyuldu.

36 KAFKAOKUR

Konu~ulanlan tam olarak se9emese de, seslerin gittik9e artmasmdan kendisinin bulundugu yone dogru geldiklerini anlayabildi. Fasilite 9ah*?anlanyla birebir ileti*?imde bulunmamas1nrn gorev i9in hayati onem tal?1d1g1nr biliyordu. Heyecana kap1lan R1dvan'1n kalp at1l?lan h1zland1, midesi bOzOldO ve 9ok da dO~unmeye mahal vermeden koridor boyunca kol?maya bal?lad1. Ara ara arkasma donup bak1yor, gori.ilmediginden emin olmaya 9ahl?1yordu. Bilin9sizce kol?Uyor olmasma ragmen, saval? planlannrn oldugu noktaya dogru ilerlediginin de fark1ndayd1. Sessizce takdir etti kendisini. Son bir kez daha arkas1na bak1p takip edilmediginden emin olmak i9in kafas1nr dondOrdu, kimseyi goremedi. Rahatlayarak tekrar onune donerken once bir karalt1 alg1lad1 gozleri, sonra da tOm h1z1yla bir l?eye 9arpt1 ve yere dLil?tO. Bay1lmadan hemen evvel buyuk9e bir kil?iye 9arpt1g1nr fark edebildi, sonrasmda ise R1dvan'1 karanhk teslim alm1~t1.

Rvhiy, ikinci Sektor'deki gizli gorev1rnn kendisine inatla Ruhi diye seslenen R1dvan ad1ndaki Dunyah bir budala taraf1ndan a91k edilmesinden sonra, daha fazla bilgi s1zd1rmaktan korkarak h1zhca istifa etmi~ti. Bu hareketi de merak uyand1rm1~t1 elbet ama, gorevine devam ederse daha kotO sonu9lar dogabileceginden emindi. Hemen vatanda~1 oldugu Birinci Sektor'e geri donmo~. Ostlerine durumu izah edip kendisini cezaland1rmamalannr ummu~tu. $anshyd1 ki bir ajan olarak ge9mi~i ba~anlarla doluydu ve sektordeki itiban hayli saglamd1. Ostleri onu ba~ka, Rvhiy'e gore daha az onemli bir gizli goreve atam1~lard1. Saatine goz att1. Hi9 sevmese de, fasilitedeki bir temizlik gorevlisi k1hgmda oldugu i9in her sabah yapt1g1 gibi toplant1ya kat1lmas1 gerekiyordu. Temizlik ekip lideri onlan gorev yerlerine at1yor, yap1lmas1 gereken ekstra bir i~lem varsa bu konuda bilgilendiriyordu. Odasmdan 91kar 91kmaz sol taraftan birinin kendisine dogru ko~tugunu fark etti. Arkasma bakarak ko~an bu ki~i ona bir yerlerden tanrd1k gelmi~ti sanki. istifini bozmadan oldugu yerde durdu, kol?ucunun elbet bir noktada yaval?layacag1nr du~unuyordu, her akhselim ~ah­ s1n yapacag1 gibi. Yanrlm1l?t1, 9arp1l?t1lar. Ayaklanrnn dibinde bayg1nl1k ge9iren kol?ucuya daha yak1ndan bakma frrsat1 bulan Rvhiy'nin gozleri hayretle bOyOdO. K1sa bir sure durumu tartt1ktan sonra baygm bedeni odas1na surukledi. K1sa sureli bayg1nhklara art1k ah~an R1dvan bu defa onceki seferlere gore daha h1zh gozlerini agt1. Karl?1lal?t1g1 ilk goruntO de, DOnya'daki il?yerinden arkada~1 Ruhi'nin, veya ger9ek ismi her neyse, tepesinde dikilen silueti oldu. Gozlerini ovu~turarak "Ruhi ger9ekten sen misin?" diye sordu. Tepesinde halen ona bakmakta olan Rvhiy'nin ise acelesi yok gibiydi. Du~Oncelerini tart1yordu anla~1lan. Bir



Kod Adi Bilet

Say1 18

I Oykii

DOGUKAN HAZAR iSKENDEROGLU

Daha igerden 91kah iki hafta falan oldu ve $Unu belirtmek isterim ki sizler bir cehennemde ya$1yorsunuz. Asllnda kurulmas1 gereken dogru cOmle: "Sizler cehenneme c;evirdiginiz bir yerde ya$1yorsunuz." olmal1. Fakat $LI ya da bu $ekilde fark etmez; siz kendinize, kendi mahsulOnOz olan bir al?k 9er9evesi olul?turdunuz ve bu alan igerisinde cebellel?iP duruyorsunuz. Mesela arkas1ndan gitmek zorunda kald1g1m

~u ku~

beyinli. ..

Bakmay1n arkas1ndan gittigime, tamamen zorunluluktan. Piyango tezgah1rnn ba$1nda tarnl?t1k kendisiyle. Bu dOmbelek, y1llarca ailesinden kurtulup $9hir d1$1nda Oniversite okumarnn, ozgOrce d0$0P kalkmarnn hayalini kurdu. Bunun igin yemedi i9medi, 9ah~t1 Allah 9ah$tl. Sonra ne mi oldu? Sonra, daha hazirhk s1rnfinda ilk gordOgO k1za 8.$1k oldu. Hem de deliler gibi veyahut s1nls1klam, $LI an akhma a$kl tarif edecek daha derin duygular gelmiyor. Tam be$ y1I, dile kolay, be$ koca Oniversite y1hrn, bir dargin bir ban$1k, bir sarma$1k, bir kan$1k o k1zla ge9irdi. Ne dogru dOzgOn bir hall saha ma91na gidebildi ne de arkada$1anyla felekten bir gece 9alabildi. Ulan dogru dOzgOn sigara tiryakisi bile olamad1 herif. Havada al?k kokusu var ezgileriyle

38 KAFKAOKUR

ba$1ayan bu birliktelik, Ace yerine kullarnlan ucuz 9ama$1r suyuyla y1prat1lm1$ gibi, her ge9en y1I beyazhg1rn yitirdi ve ne yaz1k ki kurtanc1 bir Ayl?e Teyze Mlihazirda mevcut degildi. <;unkO herif9ioglu 9ok 8.$1kt1. Sizler de bilirsiniz ki genelde, a~1klar ya terk edileceklerdir ya da terk edilmi$1erdir. 0, terk edilmil?ti. Asllnda bu ilk ve son terk edili$i de degildi. i$in ilgin9 taraf1, ilk ve son terk edili$i de ayrn ki$i tarafindan ger9ekle$tirilmi$ti. Yani o kadar $ans1z bir herifti ki bu, y1llar sonra onu ilk terk eden k1zla, bahsettigim be$ y1lhk ili$kinin akabinde, tekrar birlikte olmul?tu ve tekrar terk edilmil?ti. OstOne sinmil? pis bir ugursuzluk, bir $ans1zllk ne bileyim il?te bir talihsizlik vard1 bu herifte, vard1 ama hepsini de bile isteye yapt1 be karde$im! $imdi adam1n tek beklentisi ben ve benim gibiler. Yolu her ben ve benim gibilere dO$tOk9e de akabinde ba$ka bir y1k1m oluyor, haliyle. Ne yaz1k ki k1sa bir sOreligine, bu bedbaht hayat1n iginde, hem de k19 cebinde yer alarak hayallerini sOsleme i$ini ben Ostlenecegim. Ben kim miyim? Ben ya$ad1klan cenneti, kati suretle bilerek ve isteyerek cehenneme 9eviren insanlar topluluguna umut verip kuytu kb$elerde 9ekili$ gecesini bekleyen, alelade bir piyango biletiyim. Ya sen?


Kendime Ait Bir Oda

say1 1s

I Aforizma

ESRA PULAK

• •

BELKI DE ISIN SIRRI KABUKLARDA DEGiL, KANATLARDAYDI. *Ben bir kelebek olsayd1m eger rengim beyaz olurdu. *Yagma, gurle; kalbime! kalbime! *i9in rahat olsun; senin kalbin dunyalara deger. *Akl?am vakti solan, sabaha karl?I tekrar a<_;:an kahkaha 9i9ekleri gibiydi al?km. *Sessiz sozsuz bir yer dOl?IOyorum .. *Seversen gUlun olurum, sevmesen de gUI olurum. c

*~iir

geceyi sever ...

.2 <(

.b!

;2

*Mevsimi bilmem ama gonlume sonbahar geldi 9oktan. *~iiri

yel?ile yazd1m, kalbi kinld1 mavinin ...

*Her al?k, kendi zamarnrn bekler. *Sanki kirm1z1yd1 mevsim, dune inat bugun de akl?am oldu. *Sevginin ne yal?I vard1, ne mevsimi, biz boyle bildik, boyle sevdik; gokyuzunu, bulutlan, aga9lan, 9i9ekleri, kul?lan, insan olarn. *Sensin yaz.

Ne vakit yere s1k1 bast1m, o vakit yerden yukseldim. Hayal ettiklerimi ge9ekle~tirmek i9in ihtiyac1m olan tek ~ey, kendime ait bir odayd1, kalbim'di KAFKAOKUR 39


Say1 1a I Anlat1

Ormana Yuzerken EZGi AYVALI Nasiha ··zerine ...

A$k Ozerine ...

"KotOdOr insanlar k1z1m, kotOdOr, k6t0. Kendimden biliyorum." Babamin bana tek ve en onemli nasihati oldu bu ... Qok sinirleniyordum. Koti.i oldugunu kendi agz1yla sbyle-: yen babama k1z1yor, c;okc;a kinhyordum. BOyOk laflar etmekten korkanm ama henOz c;eyrek asir ya§ad1g1m ve bir avuc; insanla tarn§t1g1m halde, kendisinin 'iyi' oldugunu d0$0nen kadar kotOsOne rastlamad1m.

Yine olsa, yine severim.

Ac;hk uzerine ... Kom§usu ac;ken tok yatamayanlardan geliyorum. Benim geldigim yerde insanlar birbirlerine once "Nas1ls1n?" sonra "Ac; m1s1n?" diye sorarlard1. Cevap ne olursa olsun gidip yiyecek bir §eyler hazirlarlard1. Sonra ne oldu bilmiyorum. Kavgalar m1 edildi, sava§lar m1 91kt1, insanhk m1 61d0 hatrrlayam1yorum. Ne halden anlar, ne hatrr sorar olduk. Perde arkalanndan bakar, kap1lan tekrar tekrar kilitler olduk. Ac;1n halinden anlamak ic;in soylene soylene oruc; tutar, ardindan onlarca ki§iyi doyuracak ziyatetler yapar olduk. Gittim bakt1m, para her zaman kazarnhyor. Gordi.im tatt1m, kann her §eyle doyuyor. Ya~ad1m ya§ad1m da, bir tOrlO anlayamad1m. Her ge9en gun bize boyle ne oluyor? Ruya Ozel'ine ... ROyamda mektubumu okumu$tun ve neden beni bir tOrlO sevemedigini anlat1yordun. Qok uzaktaki dalgalan, insanlan, di.inyarnn donO~ sesini bile duyuyordum ama tam kar$1mda bagira b~grra konu$an seni duyam1yordum. Ka9mak istedim. "lnsan istenmedigini kabul edemiyor bir tOrlO." diye d0$0nd0m ormana dogru yi.izerken. QOnkO art1k yOrOyemiyordum. Beklemek uzerine ... Ortahg1 toparlad1m, 9ay demledim. Patates, biber k1zartt1m. Feslegenleri saks1lara ekip, balkonu y1kad1m. Market don0$0, kap1n1n oni.indeki basamaklara koydugum bOyOk govdeli ku9uk agac1 sen sand1m. A~k

Ozerine ... _ __

Gelmedi. 6grenmek uzerine ... "Olmul?tu"lara akhm tak1hyor bugi.inlerde. BugOn olsa hayatta olmaz ya. Arnao zaman olmu~tu. 0 liste 9ok uzun. Ders almalar var orada, seni sen yapanlar var. Bir de bugi.in olsa yine yapanm dediklerin var. Onlar da ne yapsan ne etsen bir tOrli.i olmuyor ya. Arna olmu~tu. il?te bu biraz kalbimi kmyor. · 40 KAFKAOKUR

Unutmak Ozerine ... Hayat diyo~sunuz. ic;iniz nas1I rahat. Ah$ml$Slrnz, di.izeltmiyorsunuz. lnceliklerinizden kurtulup g09li.i g09IO insanlar oldunuz, ne ho§. Ne 9abuk atlatt1rnz olanlan, bravo. Ne kolay unuttunuz olenleri, ya§aym. "Hayat devam ediyor." diyorsunuz. "Biz de biliyoruz ama hayat il?te tam da boyle." diyorsunuz, tebrik ederim. Hayat1 i§te, tam da ~u an, siz boyle yap1yorsunuz. Sir uzerine ... Bir §ey oldu ge9en gece. Bir anda gokyi.izi.inde bir kap1 ac;1lm1§, ben de tam o s1ra bir ~eylerden b1km1§ gokyOzOne bak1yormu~um ve bir anda bOtOn o kap1dan akan 1§1k kalbime dog mu§ gibi... Hay1r, gozle gori.ini.ir bir §ey degil. gu§Oni.ip durdugun o $eyi hat1rlay1vermek gibi de degil. Ustelik pek oyle krprr k1prr da degil. Hani o hep eksikligini hissettigin ama bir tOrlO n~ oldugunu bilemedigin $eye kavu§mU$SUn gibi. Anlam1~sm gibi. Anlad1m ve o an avaz1m 91kt1g1 kadar bag1rmak istedim: "A9m kalbinizi! Bahar geqti art1k, yaz geldi. Aqm kalbinizi." A~k

Ozerine son kez ...

Bir rak1 masas1nda oturuyorum. iyile§medim heni.iz ama qabahyorum. Masada sevdigim insanlar. Masada birbirini seven insanlar. Ya masada olmayan? Akhm onda. Ses etmiyorum. Kadehler doluyor, kadehler bo~ahyor. Dertler anlat1hyor. Biri hayati, biri gi.indelik, ikisi hepten sa9ma tam tamma dort dert anlat1yorum onlara. Kuruluyorlar, ofkeleniyorlar. Qokc;a Ozi.ili.iyorlar. Ondan hie; soz etmiyorum, 6k~Or0g0m ba§hyor. "Kavul?mak hayal oldu." diyor radyoda. OksOrOgOm art1yor. "Sevda bahqelerimin 9i9ekleri hep soldu." MOsaadelerle tuvalete gidiyorum. Ostelik kuru 6ks0r0k bu, ne balgam s6kt0r0yor ne kan kusturuyor. Masadakileri rahats1z ediyor sadece. Bir de sadece, ac1s1 bogaz1m1 par9ahyor. "Kuru kuru oksi.irmek konU$amamaktan gelir." demil?ti GOlsevin. Hat1rhyorum. Kalem kag1t 91kanp · orac1kta yazmaya ba§hyorum. Yaz1yorum 90nkO sesim titriyor. Yaz1yorum 90nkO gozlerim doluyor. "Hie; aynlamam" diyemeyi~im geliyor akhma. Masada sevgi dolu bak1~lar, masada birbirini seven insanlar. Ya masada olmayan? Akhm onda. Ses etmiyorum. $imdi uzaklarda o1U$U geliyor akhma. GonUI hicranla doluyor. Hayat Ozerine ... Bir 9ocugunuz varsa eger yahut bir qocuk bOyOtOrseniz bir


gi.ln, ona bir gigek gibi bi.lyi.lmeyi bgretin. Gi.lne~in, ri.lzgarm, yagmurun fark1nda olarak ... Bir serge gibi doymay1, bir fil gibi hatirlamay1, bir kedi gibi dinlenmeyi ogretin. Birleylek gibi dol,a~may1 yeryi.lzOnde, bir k1srak gibi ... Ve bir gun o gok sevdigi yeri bulunca bir agag gibi kok salmay1 ogretin. Bir kopek gibi sevmeyi sevdiginde; pazarllks1z, yarg1s1z, iginden geldigi gibi. .. Ve bir g6kku~ag1 gibi agmay1 se-

vildiginde; taklitsiz, taktiksiz, oldugu gibi. .. LOtfen ona insan gibi olmay1 ogretmeyin. "Hayat boyle yavrum." demeyin, dedirtmeyin. Yalvanyorum. ayat .Qberi e s _ ez ... KbtOdOr insanlar, kotOdOr, kbtO. Kendimden biliyorum. KAFKAOKUR 41



.

.....

Insan· kendi eksi.kligine katlanmajc zorundad.tr, her..... an· i.9i.n; ..... oysa ild ki.§ilik eksi.klige katlanmak zorunda degi.ldir. GCSzl-er, yuvalar1ndan,91kar1p atmak i.9i.n·yok mudur, ve kalp de ayn.t §eki.lde• .....

nne de durum 0 kadar kotti degil-. abartx ve yalan· bu, her §ey abartx, yal-luzca ozl-em ger9ek, o abartxlamaz• .....

Fakat o~l-emin· ger9ekligi. bil-e ..... o kadar da onun· kendi ger9ekligi. sayxlmaz; daha ziyade, geri kalan·her §eyf.n·yalan· olu§unun·i.fadesi.dir• .....

Kulaga sa9ma geliyor ama oyl-e. .,

'

.

"' '

..,,,

Belld en· 9ok sent sevdigi.mi. soyl-edigimde de ... soz konusu olan·ge·r 9ekten· sevgi degi.1-; sevgi, ..... senin· i9imde 9evirip durdugun·bx9ak olman~ •• .Franz Kafka, Mi.l.0na'ya Mektuplar


Perdenin Ard1ndakiler

say1 1s

I Film inceleme

CEYDA EMEL OZTEK

2016 y1hnda yeni versiyonuyla TOrkiye'de izleyici kar$1s1na 91kan, yonetmen ve senarist koltugunda Werner Herzog'un, ba~rolde ise Oscar odOllO Nicole Kidman'm oldugu Col Krali9esi filmini 25 karenin arkas1na gomOlm0$ hayat hikayesini on planda tutarak incelemek istiyorum. Ana ak1m sinema dilinin kullarnld1g1 Col Krali9esi, muzikleriyle, renk tonuyla, kadrajlanyla bize 1900'!0 y1llann atmosferini ya$atsa da pek 9ok ki~i tarafmdan kotO ele$tiriler alan bir film. Peki ama neden? Herzog'un anlatt1g1 gibi Cadogan'm a$kmdan sonra kendini 9ole vurmu$ guzel ve masum k1z Getrude Bell'i bu kadar s1g ve neredeyse 6verek anlatt1g1 i9in mi? Yoksa bir bitmemi$1ik hissi uyand1rd1g1 i<;in mi? Diger ki$ileri bilemem ama benim cevab1m "anlat1lmas1 gerekenleri" anlatmad1g1 i9in. Hele ki soz konusu olan bir biyografi filmi ise... Karakteri !?ekillendiren, onun isminin var olmas1ni saglayan olaylan makaslarsak bu film bir biyografi filmi olabilir mi? Dram filmi desek? Hayir, o da degil! COnkO en basit tarnm1 ile bir dram filmi bize ger9ekte var .olmu!? bir karakterin en iyi halini, en kotO halini ve bunlann arasma s1k1$ml$ her $eyi anlatir. Aglat1daki tUm ogeler dram filmlerinde de gorOIOr ama sinemac1 ger9ege daha yak1n bir yap1t koymak amac1yla aglat1daki ogeleri dozunda ve 619010 kullarnr. Dolay1s1yla bu filme biyografik dram tOrO diyemeyiz. Tarih desek? En olmayacak tarnm da bu olur herhalde. Filmin konusu 9ok basit. Oxford mezunu olan Getrude Bell evde kapana k1st1nlm1~ hisseder. Ailesini bir ~ekilde ikna edip kendirii el9ilikte gorevli olarak ingiltere'nin 9ok uzag1na Tahran'a atar. Burada el9ilik sekreteri Henry Cadogan'a a$1k olur. Fars9a ogrenir. Ailesinin onay1 olmad1g1 i<;in a$1k oldugu bu adamla evlenemez, zaten bir sure sonra ona Cadogan'm olum haberi gelir. Kalbini kapat1r. i9indeki merak duygusuyla (!) kendini 9ollere vurur, seyyah olur. Ara-

44 KAFKAOKUR

bistanh Lawrence ile tarn$ir. Uzun bir sure sonra kalbini ba$ka bir erkek 9alar: Binba$1 Dick. Final sahnesinde beyaz perdede Bedevilerin Getruda'y1 ovdukleri cOmleler yank1larnr. "Sizin i9in 'Muminlerin Annesi' diyenlerle hemfikiriz." der bir Bedevi. Bir ingiliz (!) kad1rn i9in ne kadar da okkall bir cumle oyle degil mi? Filmde bu cumleyi anlatan herhangi bir sahne yoktur. Ger9ek hayatta hele hi9! Bir filmi ameliyat masasma yatinp sinematografik a<;1dan incelemenin her zaman dogru olamayacag1rn bu film sayesinde ogrendim. Y1lmaz Ozdil bir k6$e yaz1s1nda casus Getruda'rnn ·hayat hikayesinden ·bahseder. Onun arkeolojik kaz1lar bahanesiyle Mezopotamya'y1 nas1I kan$ kan$ gezdigini, Arap cografyas1rn haritalad1g1rn, yedi dil bildigini, Araplan orgutleyip Osmanh'ya kar$1 k1$k1rtt1g1rn, Kurt, Arap, TOrkmen bolgelerini ayird1g1rn, bugunku lrak s1rnnrn kendi elleriyle 9izdigini soyler. A~1k oldugu Binba$1 Dick'in e$inden bo$anmamas1 nedeniyle Getruda'rnn bunahma girdigini, Qanakkale'de binba$1rnn vurulmas1yla bu a$k ac1s1rn bizim 96zdOgumOzO ironik bir dille anlat1r. Murat Bardak91 da bir k6$e yaz1smda Birinci Dunya Sava$1 sonrasmda Ortadogu'nun s1rnrlanrn 9izen ki$inin Getruda Bell oldugunu yazar. Getruda'rnn butOn faaliyetlerinin de ailesine ve dostlanna yazd1g1 aynnt1h mektuplarda yaz1h oldugunu ve herkes taraf1nda.n bilindigini vurgular. Filmde bu tarihi ger9eklerden hi9birini goremeyiz. Her ~ey­ den ote Getruda'nm "manevi oglum" dedigi Lawrence'la olan ili$kisi neredeyse yok say1lm1$tir. Ufak bir kar$1la~ma ile Lawrence'1 bir iki sahnede gorOruz sadece. Film, karton bir karakterden oteye gidemeyen Getruda'rnn 9olde gozden yitip gitmesiyle kaparnr. Ger9ek hayatta ise bunahma girip yOksek dozda uyku ilac1 alarak intihar eder. A~k-1

ry1emnu kitab1rnn dizinin reva9ta oldugu donem yaz1ld1g1rn sanan bir gen9ligimiz oldugunu hat1rlarsak $ayet, Col Krali9esi filmi sayesinde de bir casusun a$k ac1s1 ve merak yuzOnden kendini 9ollere vuran bir seyyah olarak haf1zalara kazinmas1na $a$mamak gerek. Bizim de hayat1m1zdan iki saatin 9ahnd1g1rn unutmamak gerek.


Fig an OZGON GOK

Say1 18

------ I

I Oykii

'~ ~11:~ I I

Gece aniden uykusundan uyand1 kad1n. Nefes nefeseydi. Dagin1k sa9lanrnn u9lan birbirine yap1l?mll?t1 terden. "Ne kadar da s1cak." diye d0$0nd0. Yarnnda yatan adama bakt1. Yuzunde agir bir yorgunlukla g09IOkle nefes ahyor gibiydi. Onu oyle gorunce ac1mayla birlikte s1cak bir his gelip ge9ti g6zlerinin onUnden. Kimdi bu adam? Bu gece hangi hikayeyle uyumul?tu? Hangi adamin eli ellerindeydi. Her gece bambal?ka giriyordu yataga adam. Bazen agz1nda soylemekten sUnmOl? f1s1lt1larla, bazen sinirinden veya kadtrnn hi9bir zaman kestiremedigi nedenlerden k1pkirm1z1 ama ortasinda 9izgi filmlerden flrlam1l? gibi merhaba diyen, kocaman gozlerinin bulundugu yuzuyle, bazen de sessiz sedas1z tek bir kelime etmeden sevdigi ya da kendini sevmek zorunda hissettigi kadina sanlarakuykuya dalan adam olarak .. . Kadin her gece yataga bal?ka adamlar gelmesinden rahats1z degildi. <;ogu zaman bunu bir oyun gibi g6r0yordu. Her gece bal?ka adam uzarnyor yarnna ve hikayesini elleriyle, buz gibi ayaklanna degen ayaklanyla, g6zleriyle, sa9lanyla hatta nefes ahp veril?le anlat1yordu. Birer isim bile veriyordu bu adamlara. Adamm ad1 bazen gece, bazen deniz, bazen bo\)luk veya hazan oluyordu. Kad1n bu isimleri oylesine vermiyordu elbette. Adam yatagauzarnp ona iyice yaklal?IP onu kendine 9ektiginde adamtn ad1 da 91k1p geliyordu. Belki de hissettirdiklerlydi bu adam1n. Kadm bunu d09Unecek gU9te hisse.tmemi9ti hi9bir zaman kendini. Sadece o anda gozlerinin onune sakh bir yerlerden 91k1p gelen t1ls1mh kelimeleri co\)kuyla kar;i1lay1p sessiz bir torenle adarna veriyordu. Bugun hangi kelime 91k1p gelmil?ti? $imdi hangi adama sanhp uyuya kald1g1rn hatirlamad1g1 adamin yarnnda aniden uyanm1$t1. ROya gorse kesin hatirlard1. Ba$ka bir $SY olmallyd1. S1caklar yOzOnden de olabilirdi pekala ama kad1n bunu hi9 dO\)Onmemi\)ti. Akltrnn bir k6l?esinde ger9ek9i bir fikir olarak hie; deginilmeden kalakalmtl?tl. Yataktan kalkt1. Eline bo§ kadehi ald1g1rn d1$an 91kmca fark etti. 01\)anda ic;;erinin bogucu havas1rnn aksine 1ltk ve biraz da bayg1n blr hava vard1. Ozerinde giyilmekten yer yer in-

celmil? beyaz Ozerine rastgele yerle$tirilmi$ minik 9i9ek desenleri olan geceligi vard1. Ayaklan 91plakt1. Kad1n oldu olas1 ayaklanrn yerden kesen l?eyleri sevmezdi. Bast1g1 yeri hissetmek isterdi. Yava$ ve sakin ad1mlarla bahgenin arka taraf1na dogru yOrOdO. il?te oradayd1 eski heybetini kaybetmil? yal?h portakal agac1. 0 mu 9agirm1§t1 gecenin bir yans1? Yatakta g09IOkle nefes alan adam1 arkasma bile bakmadan yal?lanmtl? olarak b1rakt1ran neydi? Yanm birakt1g1 hikayesini mi anlatacakt1? Gece aniden uykusundan uyand1 adam. Nefes nefeseydi. S1nls1klam olmu$tU sac;;lan terden. Ne kadar da s1cak diye dOl?OndO. Elleri ellerinde olmayan, o gunden sonra, o kahrolas1 gunden sonra, konul?maktan vazge9ip sadece bol?luga bakan kad1rn arad1 elleri yatakta.

0 gece, havada sarho$ eden kokulann oldugu tam dart y1I once bu gece, kad1rnn kirk ikinci ya$ gOnOnO kutlad1klan, sahilde gOzel bir akl?am yemeginin ardmdan, arka bah9ede y1ld1zlann altmda bir kadeh en sevdikleri $arab1 igmek istedikleri gece gormO§lerdi onu. Eski heybetini kaybetmil? yal?h portakal agac1rnn daltnda incecik, narin bir o kadar da korkusuzca bakan gozlere sahip bedenin, ruzgarda usulca yaprak gibi sallant$1nt. Kadin o gecede birakm1l?t1 nel?esini, gOIOl?lerini, sesini ve tOm hikayesini ... 0 insarnn yuregini 1s1tan bak1$lanrn da o geceki karanltk, bOyOk bo$lukta birakm1§t1. Adam panikledi. Her l?eyi tOm hikayesini yatakta birakarak bir tek portakal agac1rn yarnna ahp kol?tU. Neden b1rakm1l?t1 onu? Neden izin vermil?ti orada kahp her sallantl?tnda o ac1 gOnO hat1rlatmasina? Kadin gibi 91plakt1 ayaklan, oysa hie; sevmezdi yere basmay1. Ko$arak geldigi bah9ede ilk kez kad1rnn gozlerine hapsolmu9 bo9lugu gordu. Portakal agac1n1n dahnda giymekten yer yer incelmi$ geceligi ile sa9lan her zamanki gibi dag1rnk, rOzgarda usulca sallanan kad1rnn arkas1ndaki o karanhk buyuk bol?lugu ... Kad1n ayaklan yerden kesildigi anda hatlrlam1l?t1 yanmda uyudugu adamm bu geceki ad1rn ...

KAFKAOKUR 45


Say1 1

CACIA ANGELA OMER OKATALi

Sevmekler bizim ic;indi ve yine sevmekle c;ozUlecekti her ~ey. Bu bo~ guruhlarda, dudaklann i~levsiz halinde Eklemsiz parmaklarda yahut suslu eteklerde Yalrnz degiliz Angela var, bir ~ey var bilmedigim. Yavan bulduklann uzakla~1yor <;uruk yosun kokulan geliyor burnuma. Anlatmas1 gu9, diyorum ya Henuz k1vnlm1~t1 ka~lan, Buyuyup kadm olacakt1. Bilmem hangi gonUlsuz, namussuz Hangi it kopuk Pencerelerim bugulu, Trabzanlanm siyah sunta, Yalrnz degiliz Angela.

Bu yerde bir

~ey

A~km en direnc;li halidir ya~amak. Sevgi bir adamin govde gosterisi hayata. Sonra tren raylan sokUlurdu onunden Karpe ayaklanndan habersiz, Vagonlar ka9ard1 yani Ne olmas1 gerektigi umurumuzda degildi. Ne olduguyla kallyorduk. Konu~maksa konu~mak,

Dokunmaksa dokunmak. Vakit bir kad1rnn beli kadar ince. Ka~la goz arasmda seviyordum seni Kirpiklerinin ucundan.

46 KAFKAOKUR

Zamarnn en verimsiz topraklanrnn Olum bekledigi gecede Puslu bir aynarnn arkasmday1z. Yalrnzca kuf kokuyoruz o gecede. Kanayan yerlerimden tut, Sokaga 91kt1g1m1z herhangi bir an Henuz 91rp1lmam1~ kanatlar Yol gosterir gokyuzunden giden vapurlara. Denizin durgunlugu bir kez daha c;eker. Tan nm! Bu degil miydi yoksa? Bu degil miydi tutmu~lugum yasak yerlerinden? Sinls1klam olu~lanm temmuz ortas1 Parmakllkll c;ar~aflar uzerinde iken Esaretin boylesi. Gogus kafesinden bir pencere ozgurluge Bacaklanrnn karasal ikliminden. Geceleri farkl1 s1caks1n, gunduzleri ba~ka. Tokmag1 eski kap1rnn, Bugun degil Daha c;ok sevilirsen o zaman gidersin. Kac; defa soyleyecegim eski, ~imdi kal. Vaktin onemsizligi belli ediyor kendini. Bir 6m0r iki dakika sonras1yd1, Her saniyemiz sonsuzluga bedel degilmi~ gibi. Ta~ tutmu~ yuzler Dokundukc;a hissizle~iyor. Vine de yalrnz degiliz Angela.

a I ~iir


Say1 18

J

~iir

• GONE~ {AP

Bag1~1k

zamanlar Kadin tum bencilliklerin, Doyumsuzluklann, Sendelemelerin halefi. Oto analizin ugrak mekarn Yolunu kaybetmi~ sendromlar, Teferruata donO~mO~ cOzler, Oc;Oncu ki;;i diyaloglar. Kad1n tom kayg1lara gebe, ic;indeki diger kad1rnn kumas1. Kendi kendini beceren bularnkhklar, Duraksamalar, c;eli~kiler. El degmemi;; ruhani 96keltiler, OrtOk zamanlar. Kadin tOm sark1nt1 dO~lerin, Kutupsuz diyaloglann halefi. Gozunu kapatt1ginda kalabahk, iki uyku aras1 hep yalrnz. Kadin gOIOmsedikc;e kirli, Konu~tukc;:a iki cumleden biri hep aksak. Aynk zamanlar, Yerindelik denetimleri, Yok hukmune tabi ya~anm1~1iklar, Gec;mi~e yurutOlen ilkel ac1lar. Kadin aynalara yak1n, Kendine uzak, Gaip.

KAFKAOKUR 47


Veietaryen EDA AL "Hayvanlan yeme arzumuzu surdurduk9e; mutlulugu elde etmek, dolay1s1yla da adil bir toplum yaratmak i9in gereken !?artlar1 saglamak nas1I mumkun olacak?" Sokrates. Vejetaryen, Yonghe adh bir kad1rnn bir bitkiye donO!?me hikayesi. .. Bir kad1rnn sadece 8$, anne, evlat olma d1$1ndaki hakk1rn kullanmas1rnn sosyal normlarca kabul edilmemesi, otoriter bir toplum bask1s1yla kar!?1la$mas1 ve hatta aije i9i $iddete maruz kalmas1yla resmedilmi$ OrkOti.icO bir roman ... Gregor Samsa'rnn bir sabah uyand1g1nda bir bocege don0$t0g0 Franz Kafka'rnn "Don0$0m" eserinden sonra okudugum en etkileyici don0$0m hikayesi. Vejetaryen, Guney Kore dogumlu olan Han Kang'1n ingilizce ve TOrk9eye 9evrilen ilk kitab1. Uluslararas1 Man Booker OdOIO'ne lay1k gori.ilm0$ ve New York Times Book Review, Entertainment Weekly, Publishers Weekly, Time, Huffington Post gibi bir9ok gazete ve sitenin "2016'rnn En iyi Kitaplan" listesinde yer alm1$. Han Kang'1n yarn sira 2016 odOIO i<;in finalistler arasinda "Kafamda Bir Tuhafhk (A Strangeness in My Mind}" kitab1yla Nobel Edebiyat OdOllO yazar Orhan Pamuk da yan$ml$. Kitap 3 bolume aynlm1$: Vejetaryen, Mogol Lekesi ve Alev Agac1. Hikayelerin ana karakter degil de 9evresindekiler taraf1ndan anlat1lmt$ olmas1, kitab1n dil ve kurgu guci.iyle ashnda Yonghe'nin don0$0mundeki s1ra d1$1hg1, bireyin kmlganl1g1rn, on yarg1y1, insan bedeninin mucizevi katmanlanrn gormemizi saghyor. Gordi.igi.i bir ri.iyadan etkilenip et yememeye ba$1ayan Yonghe'nin hikayesini okurken daha en ba$1arda s1radan bir vejetaryenlik hikayesi okumad1g1m1z1 anhyoruz. Kitabin ilk boli.imi.i: "Vejetaryen", Yonghe'nin kocas1 tarafindan anlat1l1yor. Kocas1 i<;in sadece ev i$1erini yapan, arzulanmayan, saygi_ gosterilmeyen bir e$ iken vejetaryenligi se9erek ashnda kendi devrimini ger9ekle$tiriyor. Han Kang, cinsel bask1c1hga ve erkek egemenliginin hi.ikmettigi evlilik kurumuna ag1r bir ele$tiri yap1yor. Hikaye boyunca Yonghe'nin kendini ifade ettigi tek yer ri.iyalan. Yalrnzca beden diliyle ve ti.im 91plakhgin1 gozler oni.ine sererek zaman zaman bir hayvan 91ghg1yla kulaklanm1z1 a<;mam1z1 ve sessizligindeki hayktn$1 duymam1z1 saghyor. ikinci boli.im: "Mogol Lekesi." Yeni doganlann kal9alannda gori.ilen bu leke daha 9ok Gi.iney ve Gi.ineydogu Asya halklannda, Kuzey ve Orta Asya Ti.irklerinde rastlarnyor ve dogumdan 3-5 sene i<;inde kaybaluyor. Yonghe'nin hala kal<;alannda ta$1d1g1 mogol lekesi romarnn en onemli simgelerinden biri. Hem irksal hem de psikolojik etkisini goz oni.ine ahrsak bu !eke hem bir 9i9ege benzemesiyle bitkisel 48 KAFKAOKUR

9agn$1mlara, hem de $iddete en aciz $ekilde maruz kalanlann irksal faktorlerine ufak bir gonderme yap1yor. Annesinin agzina zorla yemek t1kad1g1 Yonghe'nin, babasirnn da sozel bask1lanna ve fiziksel $iddetine maruz kalarak bir "bebek"e doni.i$mesine zaman zaman tarnk oluyoruz. Ablas1 inhe'nin 8$inin ona kar$1 olan hisleri cinsellik boyutunda olmasa da, bunun yerine Georgia O'Keeffe tablolanrn arnmsatan, doga ve kad1rn b0ti.inle$tiren sanatsal bir 9all$ma gibi gori.inse de sonunda yine Yonghe'nin patriarkal bask1dan ka9amad1g1rn fark ediyaruz. Oc;unci.i bolum: "Alev Agac1." Yanghe'nin insan barbarl1g1na bir tepki alarak bitki almay1 tercih etmi$ alma kararhhg1na ablas1 lnhe'nin anlat1m1yla $ahit oluyoruz. Sutyen giymeyi b1rakan, ti.im 91plakhg1yla gi.ine$ 1$1glna gogsi.ini.i ac;an bu kadinin adeta fotosentez yapmas1, bir agac; gibi topraga kok salmas1 ve beslenmek degil, sadece sulanmak istemesi c;evresi tarafindan bir ak1l hastahg1 olarak nitelendirilip ak1I hastanesine kaldmlmasina sebep oluyor. Yonghe'nin hikaye boyunca si.iregelen bitkiye d6n0$me 9abas1, insan alma gaddarl1g1ndan ka<;t$1 amaglasa da toplumsal boyutta delilik ve anormallik olarak kar$tlarnyor. Bir kad1rnn metamorfozunu 09 hikayeyle harmanlayan Han Kang, yaratt1g1 karakterle kendi sec;imini yapan, tabulan y1kan bir kad1rnn kar$1la$t1g1 zorluklan gozler onune seriyor ve okur olarak bu ezici otoriteler kar$tsinda pasif bir varoIU$Sal 9at1$maya $ahit oluyaruz. Gerc;ek di.inyada kar$1m1za 91k1veren rahats1z edici hikayelerden sadece biri Vejetaryen. Okura ya$am1n hangi se9imler sonucunda mutluluk getirdigini sorgulat1yor, se9imleririi sonuna kadar savunanlann yeri geldiginde ak1I hasta~ nelerine ya da hapishanelere t1k1lmas1rnn ka91rnlmaz son olabilecegini gozler onune seriyor. Tum farkh olanlann normlann dl$tna 91kanlann nas1I da anormal olarak tepki gordi.iklerine $a$k1nhkla tarnk olmam1za sebep oluyor. Kim bilir belki hepimiz Yonghe'nin bir ri.iyas1rnn ic;indeyiz o kanh ellerimizle? Oli.imi.in bir yok olu$ yahut bir varolu$ oldugu sorunsahnda bir alev bulutuyla distopyaya dogru evriliyoruz. Hayatlanrn kaybetme tehlikesini gaze alarak cinsel yonelimlerini ya$ayan LGBTi'lifer, e$1eri taraf1ndan $iddete maruz kalan kadinlar, farkh gorO§lerini belirttigi i<;in cezalandmlan insanlar da ashnda Yonghe'nin kabusunu ya$am1yor mu? ismini bile bilmedigimiz, gec;erken gozlerimizi kapatt1g1m1z, sarunlanna kulak t1kad1g1m1z binlerce Yonghe'nin de topraga kok salmalanna izin vermeyerek var olma sava$1annda yok olmalanna $ahit olmuyor muyuz?


say1 1a

I Kitap inceleme


icsellestiremediklerim I

I

MUSTAFA SiLiCi Konu~uyorduk

ve gozlerini ay1rmadan bana bak1yordu.

Masada

i~ konu~tugum

o muazzam kadm kim bilir neler hakk1mda? Sevmi$ miydi beni? Sevdiyse beni nas1I sevmi$ti? "Duzgun bir adam." m1 demi~ti? Arkada$c;a m1 g6rm0$t0? Yahut s1radan bir i~ toplant1s1 m1yd1 bu? Neydi Allah1m, bu neydi?

dO~OnOyordu

Sanki "Sus." dese dilimi yutacak, "Bakma." dese kor olcak gibiydim. Agz1ndan c;1kan her bir harfte dudaklanrnn k1pirday1~1 hep birer omurluk zaman gibi geldi. Her cumlesinde c;oklarca kez dogdum ve oldum. Kim bilir kac; bininci hayat1m1 ya~1yordum, ara sira bak1~lanmm kac;t1g1 kirpiklerinde. $a~k1nd1m. Burnuna m1, sac;lanna m1, ka~lanna m1 baksayd1m? Ellerini inceledim. Parmaklanrnn uzunlugu, ojesinin muntazamhg1, teninin kavruklugu. Ke~ke yanh~hkla dokunsayd1 bana veya yOzOgOmO merak etseydi mesela. Eli, degseydi elime. Ruhumu c;ekip alsayd1 dokundugu yerden, fark etmeden. Bedenim bir anda bo~ bir c;uval gibi yere serilip kalsayd1. Konu~uyorduk.

Kurdugum i~sel, profesyonel cOmlelerin arkasmdaki amator ruhumun fark1na varsa bir h1~1mla kalkar masadan ve c;ekip gider miydi kar~1mdan? Gitm'esinden korktum. YeryOzO gibi sakin kald1m. k:imde kimsenin gormedigi akan sular, c;atirdayan kayalar ve kaynayan lavlar.

A~k

Utand1m. Kendime k1zd1m. BOtOn bu dO~Onceleri ikiyOzlOce buldum. Masadaki i$ konulu kag1tlann OstOne haz s1c;ratm1~t1m. Ne ay1pt1. 0 ne dO~Onuyordu, ben arkasmdan neler c;eviriyordum. Hie; olur muydu bir projeye onun kirpiklerini yans1tmak? 0 anlat1rken boynundaki kokuyu alabilmek ic;in derin derin solumak da neydi? Ah be! Neredeyse alt1 saat beraberdik. Aynl1rken yarnndan, sanld1. "Gidince haber ver." dedi. Sanld1. "Haber ver." dedi bana sanld1. "Yolda ba~ma bir ~ey gelmesin, merak etmeyeyim, evine vard1gmda haberim olsun." demek istedi. Ba$1ma daha ne gelebilirdi? Dizlerimin bag1 c;ozOldO, kalbim bilmem kac; kusur c;arpt1, akhm darmaduman oldu ... "Kelimeler kifayetsiz kald1." cumlesini hep kli$e bulmupek sevmemi$imdir ama evin yolunu tutarken tam olarak da bbyleydi. Bu basit, siradan cumleden ba~ka sbyleyecek bir ~ey yoktu. Kendime a~k1 yak1~t1ramad1g1m­ dan olsa gerek; hala anksiyetik sorularla tezi c;Orutmeye c;ali$maya ba$lad1g1m1 fark ettim sonra. ~umdur,

ise nas1I bu kadar donuk kalabiliyordum bilmiyorum. Olgunluk, hisleri kontrol altma almak m1dir? Sonu olmayacagm1 bildigimiz dOrtOlerin, hazlann onOnO kesrnek midir? Art1k bu gec;mi~ y11larda ya~anm1~ bilindik duyguyla sOrOnmek istememek midir? Ad1m atmamak m1d1r? A~ka m1 kOsmektir?

"Hayir bu modern bir du~unce", "Herkes sag salim eve vanld1gm1 bilmek ister.", "Evet camm alt1 saat beraberdik ama biz i~ konu~tuk.", "Yok camm arkada~ gibi gormu~tUr.", "Geldim demesem bile yok merak edip sormaz.", "Oylesine camm bu, oylesine soylemi~tir".

Hani derler ya, nas1I d0$0n0rsen o sonucu c;agmrsm. Bazen inand1g1m, bazen inanmad1g1m bir hipotez bu. Galiba hep "Olur mu camm, bende ne bulacak!" dedigimden mutlu sonlara kucak ac;amad1m hie;. Bu da tamam1yla oyleydi. Bende ne bulacakt1? "Neler yap1yorsun?" denildigi zaman kariyerini, i~inden gucunden ba~ka bir ~eyini anlatmayan bir adam1m ben. Yaz1yorum, c;iziyorum, seslendiriyorum, $Uradan mezun oldum, $Urada c;ah$tlm ...

Toplumumuzdaki kOltOrel kar$1tllgm en buyuk orneklerindendir bu kelimelere yuklenen anlamlar. Batmm siradan "camm"1 doguya gittikc;e degerlenir.

Bu akhma her geldiginde kendimle ilgili muthi~ bir hayal k1nkhg1 ya$1yorum. BOtOn hayat1m1n i~ten gOc;ten ibaret olu$U sanki kastl olarak kendime kotOIOk ediyormu~um hissi yarat1yor. Bilemiyorum.

50 KAFKAOKUR

Modernite anlamlan m1 seyreltir bilmiyorum ama bu ya~1ma kadar hem kendimde hem de c;evremde s1kc;a kar~1la~t1g1m bir hadisedir bu. Bat1daki hissiz bir sanh~, doguda bmrun teslim edildigi bir sevda ba~lang1c1d1r. Benim istanbul'da ya~y1~1m, Anadolu kOltOrOyle yeti$mi$ olul?um da karma:$1khg1mm en buyuk sebebidir. Ke~ke gOIOmseyerek sorsayd1m: "Bat1h gibi mi sanldm, yoksa dogulu gibi mi?". "Ben geldim eve".


say1 1s

I Anlat1


~

@kofkookur

@kuyara2

@kitapkatibesi

@sebusra

@aycanorhnn

@turuncumsubisey

@gOncaa_

@nazkrkcyldrm

@bizimmahalleninkitapcisi

@busartt

@kitapgunleri

@sudeunal1

@kitapkahvetutkunu

@yudum.begum

~ }

@maziiperest

@seda.gu lsah

~

....

lnstogram @kafkaokur #kafkaokur #kafkaokurdergisi #kafkaokurfikir #kafkaokursanat #kafkaokuredebiyat


••

A.

KAFKADUKKAN Kafkookur Dergisi ilrunlerine

www.kafkadukkan.com odresinden ulosobilirsiniz. ,


u

_o

~ c

(() Q_ \,,.__

(() U ·

c U·

c c

Q)

lf)

c ~ c 0

Q)

N

:~

OJ

c

Q)


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.