Georgios Nakracas_Anadolu ve Rum Göçmenlerin Kökeni

Page 208

219

kalkınca, çağımızda Saraybosna’da ve Kosova’da yaşadığımız gibi, bugün ülke­ mizde yerel Ortodoks Kilisesi papazlar sınıfı aracıhğıylayla yaşamakta olduğumuz gibi.

Çarşamba, Ünye ve Fatsa kazaları Samsun sancağının Ortodoks Hıristiyan nüfusu, %85 oranında iki batı kazasında, yani Bafra ve Samsun kazalarında, toplanmış bulunuyordu. Üç doğu kazasının nüfusu, ezici bir çoğunlukla Türktü ve bu nedenle bölge Türkleri ile Rumları arasında hiçbir silahlı çatışma olmadı. Bu nüfus yapısı, tarih açısından şu olayla açıklanabilir: Bu bölge, çok önce­ den Trabzon İmparatorluğu ile Sinop ve Samsun Müslüman Emirlikleri arasında sınır oluşturmuştur. Bölgeye özellikle Akkoyunlular grubu üyelerinden çok sayıda Türkmen yerleşmişti. Orada kalan Ortodoks Hıristiyanların ise Türkleşmiş olmaları gerekir. Samsun’a en yakın kaza, Çarşamba (Tlıenniskyra) kazasıydı ve Sotiriadis’e göre 1912’de bu kazada 97.714 kişilik toplam nüfus içinde 9.727 Hellen vardı; Hellenler, nüfusun %9,9’unu oluşturuyorlardı. Devamla, daha doğuda bulunan Ünye kazasında 62.577 kişilik toplam nüfus içinde 7.552 Hellen vardı; Hellenler, nüfusun %12’sini oluşturuyorlardı. Son olarak, Samsun sancağının doğu ucunda bulunan Fatsa (Fadisane) kazasında 33.676 kişilik toplam nüfus içinde 2.670 Hellen vardı; Hellenler, nüfusun %8.1’ini oluşturuyorlardı. Samsun sancağının üç doğu kazasında 192.967 kişilik toplam nüfus içinde toplam olarak 19.949 Hellen vardı ve Hellenler, nüfusun % 11’ini oluşturuyorlardı. Bağımsız bir Pontus kurma mantığı uyarınca, bu düşüncenin uygulanması halinde, bu üç kaza nüfusunun Tiirklerden oluşan % 89’u, ya Hellen azınlığın istek­ lerine boyun eğecek ya da, 1913’te Kılkış’taki Slavca konuşan MakedonyalIlarda olduğu gibi, ulusal arıtıma u ğ ra y a c a k tıU lu sla rı oluşturmaya ilişkin soylu ülkü -bu uluslar yapay bile olsalar- Avrupa halklarını baskıcı feodal ve teokratik rejim­ lerden kurtarmak amacıyla, Fransız İhtilali tarafından ortaya atıldı. Ne yazık ki onun yerini milliyetçiliğin çirkin ülküsü aldı ve bu ülkü, özellikle Balkanlar böl­ gesinde, bir ulusun öbür ulus üzerinde kanlı baskısı olarak kendini gösterdi. Böylelikle insan düşüncesinin ilerici gelişmesini niteleyen farklıliığa hoşgörü ve saygı öğeleri yerlerini bulamadı.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.