Köprüye ulaştıklarında, çevresindeki dört adama altı meslektaşları daha katıldı. Miğfer maskeler ve her silah kılıfında sersemletme asaları bulunan ayaklanma elbiseleri giymişlerdi. Bu giderek ciddi bir nıtuklama ya benziyordu. Yeni adamlar aralarına katılırken, Pyrgus bütün bunların anlamını merak etmeye başladı. İlk dördü onu nıtukladığında Brimstone ve iblisten kurtulduğu için o kadar rahatlamıştı ki, İmparator'un Muhafızla rı'nın neden onun ardından yollandığını hiç düşünme mişti. "Nereye götürüyorsunuz beni?" diye sordu. "Be ni nereye götürdüğünüzü bilmeye hakkım var!" Boşu boşuna bir cevap bekledi, sonra acı bir sesle, "Ya da yok," diye ekledi. Fark etmezdi zaten, çünkü şu anda nereye gittikleri hakkında bayağı bir fikri vardı. Köprüyü uygun adımla geçtiler. Kalabalık, İmpara tor Muhafız Alayı'nı görünce yana çekiliyor, ama tu tukluya bakmak için tekrar toplanıyordu. Diğer taraf ta resmi geçiş yerine varıncaya kadar ırmak yatağını izlediler. İmparatorluk kayığını beklemek için durduk larında, Pyrgus haklı olduğunu anladı . Saraya gidiyor lardı. Bu adamlar onu İmparator'a götürmek için gön derilmişlerdi. Pyrgus içini çekti. Babası şimdi onu neden istiyor du acaba? İmparatorluk sarayı nehrin en geniş kısmındaki bir adanın üzerindeydi. Sarayın neredeyse dört kilometre karelik resmi bahçesi, onun etrafında da İmparator'un 91