HÜVE - 2. Sayı - Mayıs 2017

Page 1



Dün Dünde Kaldı Cancağızım, Bugün Yeni Şeyler Söylemek Lazım Mevlana

HÜVE DERGİSİ

M

Yeniden Merhaba

erhaba Sevgili Okurlar; Geçen yıl başladığımız okul dergisi çalışmamızın ikinci sayısıyla karşınızdayız. Söz uçar yazı kalır demişler. Okulumuzda o kadar çok etkinlikler, faaliyetler, aktiviteler oluyor ki bunları yazmazsak yarına ne kalır? Ama asırlar geçse bile yazı bâkî kalır sözünden hareketle bu kubbede bir hoş sada bırakalım istedik. Bu bir ekip işiydi; görünen ve görünmeyen büyük bir kadronun bu dergide emeği oldu. Herkes elinden geleni yaptı. Her hafta toplandık, konuştuk, röportajlar yaptık, fotoğraflar çektik ve sonunda ortaya bir yıllık bir emek çıktı. Bu çalışmada emeği geçen bütün arkadaşlarıma ve öğrencilerime teşekkür ederim. İkinci sayımızda ilk dergimizde yaşanılan deneyimler sayesinde daha güzel bir ürün ortaya koymak için özen gösterdik. Bu sayımızda daha dolu bir içerikle, daha güzel bir tasarımla sizlerin karşısına çıkmaya çalıştık. Ne kadar başarılı olabildiğimiz sizin takdiriniz... ‘’İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır?’’ demiş ya Yunus Emre’miz. Biz de ilmin kendini bilmekten geçtiğine inanan bir kadroyu bulmanın ve onlarla çalışmanın kıvancı içindeyiz. Eksiğimiz, kusurumuz varsa affola. Keyifli okumalar… İlker BALÇIK Genel Yayın Yönetmeni

Bandırma Anadolu İmam Hatip Lisesi Yayın Organı Mayıs 2017 - Sayı 2

Sahibi Bandırma Anadolu İmam Hatip Lisesi Adına Kanver ŞENER (Okul Müdürü)

Genel Yayın Yönetmeni

İlker BALÇIK (Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni)

Yayın İnceleme Kurulu

Ahsen KAPLAN Aişe Beria AMAK Dilayda ZENCİRCİ İlayda TÜRKAN Eslem Vera KARACA Muhammet Mustafa DERELİ Sara DERVİŞ Senanur UZUN Tuba GÖNÜL Zeynep ÖLMEZ

Fotoğraf

Ayşenur KARABAĞ Nadirenur KILIÇ

Dergi Tasarım

Mehmet Akif TURAN (Bilişim Teknolojileri Öğretmeni)

Baskı

Avcı OFSET

İletişim

600 Evler Mah. Belediye Evleri Sokak No: 23 10200 Bandırma / BALIKESİR 0266 721 05 80 - 81 - 82 http://bandirmaihl.meb.k12.tr/

HÜVE DERGİSİ

Yılda bir yayınlanan süreli okul yayınıdır. 1000 adet basılmıştır. Ücretsizdir. Dergideki yayınların yasal sorumluluğu sahibine ait olup yazılardan kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.



İÇİNDEKİLER

. Bandırma Anadolu Imam Hatip Lisesi

52

38

40

34

26

-2

7

18

-1

9

14

-1 5

67

5

Editörden & Künye | 1 İstiklal Marşı | 2 İçindekiler | 3 Başlarken | Okul Müdürü | 4 Öğretmen Kadromuz | 2016 - 2017 | 5 Mülakat | BİHAD Başkanı | 6 - 7 Mülakat | Mezun Öğrencimiz | 8 - 9 Şiir | Arkadaş | 9 Şiir | Sana Borçluyuz ATAM | 10 Makale | Dil Yarası | 11 Kompozisyon | Çiçeklerimiz | 12 - 13 Kompozisyon | Gölgesinde Letafet | 14 - 15 Mülakat | Mezun Öğrencimiz | 16 - 17 Şiir | İmam Hatip Demek | 18 Mülakat | Kızılay Bandırma Şubesi Başkanı | 18 - 19 İnceleme | Paradan Kıymetli Değerler | 20 - 21 Şiir | Yeni Bir Destandır 15 Temmuz | 22 - 23 Kompozisyon | 1915’ten Gelen Zafer | 24 Mektup | Gül Yüzlü Gül Kokulu Efendime | 25 Şiir | 30 Kuş | 26 - 27 Kompozisyon | Bir Nesil Bir Gelecek | 28 - 29 Şiir | Bize Emanettir Vatan | 30 Felsefe | Filozof Diyojen ve Ünlü Sözü | 31 Şiir | Kalp Kırıklığının Saati | 32 - 33 Deneme | Türk Dilini Öğreniniz! Çünkü... | 34 - 35 Matematik | Matematikçinin Aşk Mektubu | 35 İnceleme | Türkiye Darbeler Tarihi | 36 - 37 Tanıtım | Nobel Ödüllü Türk | 38 Eğlence | Okurken Şaşılacak Bilgiler | 39 Mektup | Savaştan Barışa Bir Göç Hikayesi | 40 Hikaye | Huzurla Huzurda Dirilmek | 41 Haberler | Okulumuzdan | 42 - 49 Eğlence | Stereogram, Sudoku, Resfebe, Karikatür | 50 - 51 Başarı | Öğretmenimiz Uluslararası Yarışmada 3. | 52 Foto | Mezunlarımız Kep Attı | 52 Gurur Tablomuz | 2015-2016 Mezunlarımız | 53

| 3


Hüve

Kanver Şener Okul Müdürü

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla... Kıymetli okurlarımız, okulumuzun çıkardığı HÜVE dergisinin ikinci sayısıyla karşınızdayız. Rabbime hamd-ü senâlar olsun. Dergimizin hazırlanıp sizlere sunulmasında emeği bulunan herkesten Allah razı olsun. Bandırma Anadolu İmam Hatip Lisesi, eğitim öğretim serüveninde yetiştirdiği insanlarla bir iftihar tablosu sunmaktadır. 40 yılı aşan geleneğimizden aldığımız cesaretle genç nesillere kaliteli bir eğitim sağlama hayali içindeyiz. Kalite anlayışımız; bilgiyi arayan, işleyen, bilgi üreten, İslam’ı öğrenen ve doğru yaşayan, güzel ahlak sahibi, topluma rehber olan, yaşadığı çağı iyi anlayan, geleneğinden kopmayan, dünyasını imar eden, ahiretini unutmayan, medeniyetimizin inşası, vatanımızın ve milletimizin selameti, devletimizin bekası için canla başla çalışan, özü sözü bir, hakkı gözeten hakkı savunan, varlığında sevilen yokluğunda aranan insan gibi insan yetiştirmektir. Dergimizin hazırlanmasında büyük emeği olan Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni İlker BALÇIK’a, Bilişim Teknolojileri Öğretmeni Mehmet Akif TURAN’a ve onlara destek olan sevgili öğrencilerime teşekkür ediyorum. Dergimizin hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinizi Allah’a emanet ediyorum.

İsra 82. Ayet Ve nunezzilu minel kur’âni mâ HÜVE şifâun ve rahmetun lil mu’minîne ve lâ yezîduz zâlimîne illâ hasârâ Biz Kur’ân’dan, mü’minler için şifâ ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz. Zalimlerin ise Kur’ân ancak zararını arttırır. 4 | Mayıs 2017


| 5


Hüve

BİHAD

(Bandırma İmam Hatip Okulları Mezunları Derneği)

Başkanı Halife Kara İle Mülakat

1-İlk olarak kendinizi tanıtır mısınız? Ben aslen Sivas’ın Gürün ilçesinin Eskihamal köyündenim. İlkokulu kendi köyümde bitirdikten sonra aile yakınlarımın Çanakkale’nin Biga ilçesinde olması sebebiyle buraya geldim. Lise birinci sınıfa burada imam hatipte başladım. Bandırma’ya ikinci sınıftan itibaren geldim. 1983 yılında Bandırma İmam Hatip Lisesi’nden mezun oldum. Daha sonra Trakya Üniversitesi’ne bağlı Çanakkale Eğitim Meslek Yüksek Okulu Sınıf Öğretmenliği Bölümü’nü bitirdim. Sınıf öğretmenliğini bitirdikten sonra öğretmen olarak Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesine atandım. Orada iki buçuk yıl sınıf öğretmenliği yaptım. Daha sonra Bandırma’ya geldim. Bandırma’da da Cumhuriyet İlkokulu’nda 6 yıl çalıştım. Bu okulda çalışmam sınıf öğretmenliğinden çok ilkokulda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği oldu. Bu arada bir, bir buçuk yıl askerlik sürem var onu da Konya’da yaptım ve 1997 yılında öğretmenlik mesleğinden istifa ettim. Şu an da halen beyaz eşya, mobilya, halı ticareti yapıyorum. Evliyim. 3 tane de çocuğum var. Büyük kızım matematik öğretmeni, oğlum inşaat mühendisi, en küçük kızım ise lise öğrencisi. 2- Kızınız da bizim okulumuzda eğitim almakta. Peki, o neden imam hatip lisesini tercih etti?

6 | Mayıs 2017

Diğer iki çocuğum Anadolu liselerini kazanmışlardı. Oraya gitmek istediler engel olmak istemedim. Onların sözlerini dinledim. Fatma kendi isteğiyle imam hatip lisesini tercih edince biz de mutlu olduk, destek verdik. 3- Anlattıklarınıza göre öğretmenliği bırakıp ticarete atıldınız bunun sebebi nedir? Ben küçüklükten beri hep ticaretle meşgul olduğum için bir elim hep ticarette idi. Kaya Kardeşler Şirketi’nin sahibi Mustafa Kaya öğretmenliği bırakıp gelmemi, iki dükkanında biraderimle birlikte çalışmamı arzu ettiler. Biz de istifa ederek geldik. Geldiğim için pişman değilim. Ben öğretmenlik mesleğini severek yaptım. Başarılı olduğuma da inanıyorum. Ticareti de seviyorum zaten ticaret olmasa belki de şimdi böyle bir aktivite yapamazdık. 4Sizce günümüz öğrenciliği ve sizin zamanınız öğrenciliği arasında ne gibi farklar var? O zaman yokluk vardı. Zengin olsan bile bilgiye ulaşmak kolay değildi. Yani şu anda istediğiniz her türlü bilgi sizin elinizde var. Cep telefonlarınız… Ama ben öğrenciyken cumartesi saat 9.00’da kütüphaneye gidip de akşama kadar ödev yapardım orada. Şimdiki öğrenciler bizim zamanımıza göre çok daha rahatlar. 5- BİHAD’ın kurulma amacı nedir? Üye sayınız kaçtır?


. Bandırma Anadolu Imam Hatip Lisesi Resmi olarak 50 civarında üye sayımız var şu anda, inşallah daha fazla olacak ancak resmi olarak kayıtlarda geçmeyen üyelerimiz de var. En kısa zamanda bu durum da çözülecek. 2016 yılı itibariyle mezun sayımızın 1600 civarında olduğunu tahmin ediyoruz. Bunlardan en az bin kişi bize destek veriyor ancak prosedür gereği şu anlık resmi değiller. Şu anda sadece Bandırmadaki mezunlarımız üye. 6- Dernek olarak yapmayı düşündüğünüz etkinlikler var mı? Asıl adı Önder İmam Hatip Mezunları Derneği. Merkezi İstanbul’dadır. Türkiye’deki bütün imam hatip mezun dernekleri Önder çatısı altında toplanmaktadır. Bize oradan gelen yönlendirmeler doğrultusunda biz

faaliyetlerde bulunmaktayız. Asıl amacımız İmam hatip lisesi ve imam hatip ortaokulunun tamirat, tadilat, bakım, onarım, öğrencilerimizin projelerine destek vermektir. Ayrıca Önder çatısı altında bize gelen projelerimizle devam edeceğiz. 7- Öğretmenlik hayatınızda unutamadığınız bir anı var mı? Ben ilk görev yerime gittiğimde ertesi gün cumaydı. Ben de camiye gittim ezanı yaşlı birisi okuyordu. İmam olmadığı besbelliydi. Hutbe zamanı herkes birbirine bakıyor. Ben kalktım cübbemi giydim, sarığımı taktım o gün o köylülere Cuma namazı kıldırdım. Köylü şokta; o zamana kadar camiyle alakası olan öğretmen daha gelmemiş. Çok hoşlarına gitti, beni de çok

sevdiler. 8- İmam hatip lisesi mezunu olmanın pozitif ya da negatif yönleri var mı? Varsa neler? İmam hatip mezunu olmanın hiçbir zararını görmedim. Öğrenciliğimde, öğretmenliğimde, üniversitede, ticarette hiçbir zaman görmedim. Hatta faydasını gördüm. Bununla ilgili bir anımı anlatayım. Askerde iken benden önce herkes odaya girerken günaydın, merhaba derlerdi. Ben geçerken ‘’Selamün aleyküm’’ dedim. Komutan diğer arkadaşlara “Sen mührünü al filanca köye git askerliğini yap, yaz tatilinde de oradan ayrılma” dediler. Beni en sona bıraktı. “Sen geç bakayım şöyle otur” dedi. Daha sonra oturdum bana birkaç soru sordu. İmam hatip mezunu olduğumu söyledim. Diğer arkadaşlar o yaz tatilinde

köyden ayrılmadı. Bana izin verip gidip tatilini yap dediler. 9- Dergimiz kaynağı ile okulumuz öğrencilerine iletmek istediğiniz bir mesaj var mı? İmam hatiplerin değerini bilsinler. Biz büyükleri olarak imam hatiplerin hiçbir zararını görmedik. Kısmen 28 Şubat döneminde sıkıntılar oldu ama ondan sonraki dönemlerde imam hatipler hiçbir sıkıntı çekmedi. Toplumda da çekmiyorlar. Kendilerini yetiştirsinler. Topluma faydalı insanlar olsunlar. Üzerine düşen görevleri yapsınlar. Öğretmenlerini dinlemelerini tavsiye ederim. Bol bol kitap okusunlar. Son olarak bana bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim. Mülakat : Ahsen KAPLAN | A11A, Aişe Beria AMAK | A11B, Tuba GÖNÜL | A11C, Zeynep ÖLMEZ | A11B

| 7


Hüve

Mezun Öğrencilerimizle Mülakat Şeyma Yıldırım - 2016 Mezunu

a Y ıl d ır ı m m y e Ş

1- Kendinizi tanıtır mısınız ? Adım Şeyma Yıldırım. 2015 – 2016 Bandırma Anadolu İmam Hatip Lisesi mezunuyum geleceğe yönelik hedeflerim var. Bunun için Konya Necmettin Erbakan Üniversitesinde okuyorum. 2- Lise ve üniversite hayatınızı kıyaslar mısınız? En çok neyi özlüyorsunuz? İlk olarak şunu belirtmek isterim yapacağım kıyaslama çok sağlıklı olmayabilir. Üniversite de kendinizi geliştirmek için oldukça geniş zamanınız var. Ancak büyük bir şehirde kendinizi geliştirebilirsiniz. Lisede olduğu gibi sınıfta kalma durumu yok. Fakat çok dersten kalırsanız 4 yıllık üniversiteyi 5 yılda bitirirsiniz. Lisede hocalarınız sizinle ilgilenir. Ancak üniversitede egosundan dolayı sizinle ilgilenmez. Konya’da olduğum için çok değişik tipte insanlara rastlamadım. Çünkü üniversitenin yarısı Konyalı. Dersler daha zor ama bölüme göre değişiyor. En çok lisedeki hocalarımı, derslerimi, arkadaşlarımı özledim. 3- YGS’ye hazırlanırken nasıl bir yol izlediniz? Sizi en çok motive eden şey ve motivasyonunuzu

8 | Mayıs 2017

bozan şey ne oldu söyler misiniz? YGS’ye hazırlanırken izlediğim yol temelden gelen bir yoldu. Dokuzuncu sınıftan on ikinci sınıfa kadar derslerime çok çalıştım notlarımı iyi tuttum. YGS’ye çalışırken konuyu okuyunca direk aklıma gelirdi bu yüzden test ağırlıklı çalıştım. Beni en çok motive eden şey kendimi Cumhurbaşkanı olarak hayal etmekti. 4- İstediğiniz bölüme gidebildiniz mi? İstediğim bölüme gidemedim ancak şuan ki bölümümden çok memnunum ve seviyorum. Lisedeyken istediğim bölümü şuan okuyor olsam bu kadar sevmezdim. 5- YGS’ye çalışan arkadaşlarına neler tavsiye edersiniz? Düzenli çalışmalarını, kendilerine vakit ayırmalarını, zamanı iyi kontrol etmelerini ve bol bol deneme çözmelerini tavsiye ediyorum. 6- Üniversitenizi tavsiye ediyor musunuz? Bulunduğunuz ortamdan memnun musunuz? Üniversitemin iktisat bölümü bazında eğitiminin kaliteli olduğunu düşünüyorum. Şehir olarak da 4 tane üniversiteyi bünyesinde barındıran Konya’nın bunu dışında her türlü imkanı ayaklarımızın altına sermesinden dolayı kesinlikle tavsiye ediyorum. Fakat Bandırma ile kıyaslayacak olursak Konya ile arasında çok fark var. Bulunduğum ortama alışmakta zorlandım fakat çok memnunum.


. Bandırma Anadolu Imam Hatip Lisesi 7- Tercihlerinizi neye göre yaptınız? Tercihler açıklanınca mutlu oldunuz mu? İlk önce puan sıralamama göre yaptım. Daha sonra Konya’yı merak ettiğim için ilk sıraya Konya’yı yazdım ve ilk tercihim geldi. Mutlu oldum. 8- YGS ‘ye hazırlanan öğrencilerin ailelerine neler söylemek istersiniz? Ailenin çocuk üzerindeki etkisi, emeği, davranışı, ortamı, vs. her türlü kriteri ciddi derecede önemli. Bunu sadece çocuğu YGS sınavına hazırlanan ailelere demiyorum. Tüm anne ve babalara diyorum. İnsanlar değerlidir, evlatlar daha değerlidir. Çocuğunuzun geleceği her şeyden önemlidir. Gerekiyorsa sadece onlar için uğraşmalısınız. Çünkü ileride keşke babam beni bu okula gönderseydi veya ailem bana böyle bir imkan sunmadı demesinler. Gerekiyorsa siz de bu konuda eğitim alın. Çocuk psikolojisi ve çocuk eğitimi hakkında siz de onunla ders çalışın. Siz televizyon izlerken çocuğunuzu derslerle baş başa bırakmayın. Örnek olun onlara eğitimi ve okulu sevdirin. Hayatın önemini öğretin. 9- Evde mi yoksa yurtta mı kalıyorsunuz? Arkadaş ortamından memnun musunuz? Evde kalıyorum. Arkadaş ortamından memnunum. 10- Vizelere nasıl hazırlanıyorsunuz? Günlük tekrar yapıyorum sınavlardan önce konularım bittiği için göz geçirmem yetiyor. Üniversite liseden daha zor. 11- Üniversitede ne tür faaliyetler var? Bunlara katılıyor musunuz? Katılmıyorum çünkü zamanım olmuyor. 12- Lisede katıldığınız sosyal ve kültürel faaliyetlerin faydasını gördünüz mü? Evet, kendimi ifade etme konusunda çok işime yaradı. 13- Eklemek istediğiniz bir şey var mı? YGS’den sonra LYS sınavına hazırlanan arkadaşlarıma tavsiye de bulunmak istiyorum. YGS nankör bir sınavdır. Sakın kötü geçerse ümitsizliğe kapılıp özgüveninizi kaybetmeyin. LYS daha önemli, daha zorlayıcı... Mülakat : Rabia Hümeyra GÜGEN | Anadolu 12A

ARKADAŞ Hazinedir Arkadaş Sırları paylaştığın Dertlerini açtığın Müziktir Arkadaş Her zaman dinleyebileceğin Sesiyle mutlu olabileceğin Yoldur Arkadaş Ucunda ne olduğunu bilmeden yürüdüğün

Bilmediğin halde güvendiğin Eğlencedir Arkadaş Seni hep güldürebilen Yanağına gülümseme katabilen Sevgidir Arkadaş Sarılıp kucaklaştığında Huzurla dolabileceğin Sonsuzluktur Arkadaş Daima sevebildiğin Ve daima sevebileceğin

Hilal Ruhiye YILDIZ Anadolu 11- A

| 9


Hüve

Meryem AYDIN Anadolu 10 - B

Bu Eser 10 Kasım Atatürk´ü Anma Şiir Yarışmasında İlçe Birinciliğine Layık Görülmüştür.

10 | Mayıs 2017


. Bandırma Anadolu Imam Hatip Lisesi

Dil Yarası Kökü çok eski dönemlere dayanan dilimiz, Türkçemiz. Bizim dilimiz. Bizim sevinçlerimizi, hüzünlerimizi, öfkelerimizi, dertlerimizi ve daha pek çok duygumuzu anlattığımız güzel dilimiz Türkçe. Annemizden duyduğumuz ilk sözcükleri taşıyan ana dilimiz. Zaman içinde çeşitli değişikliklere uğramış ve günümüze ulaşmış, her zaman özen ve dikkati hak eden ve bizi biz yapan her şeyi onun aracılığıyla anlattığımız, düşüncelerimizin sese ve yazıya dökülmüş hali. Edebiyat öğretmeni olduğum için herhalde yazım ve noktalama konusunda yapılan yanlışlar her zaman dikkatimi çekmiştir. Hatta bir ara ciddi ciddi malzeme biriktirmeye başlamış, bir kitap çıkarmaya da epeyi niyetlenmiştim. Fakat sonradan bu çalışma yarım kaldı, tamamlayamadım. Çarşıda, pazarda gezerken ya da seyahat ederken gördüğüm ve şaşırıp kaldığım birkaç yazı, tabela hâlâ hatırımdadır. Mesela bir lokantanın camında yazan “Lokantamız içgizizdir.” İfadesi, Türkçe olmamakla birlikte günlük hayatımızda kullandığımız ve “Restaurant” yazılışıyla bildiğimiz ama benim gördüğüm, kırmızı zemin üzerine kocaman beyaz harflerle yazılmış olan “Resteuran”, Balıkesir’de bir dükkânın camında yazan “Sakadatcı”, “Saatcı”. Dili düzgün kullanmak her vatandaşın dikkat etmesi gereken bir durum diye düşünmüşümdür hep. Edebiyat öğretmeninin dili yanlış kullanımı nasıl garip karşılanırsa başkalarının dili özensiz kullanımı da bana o kadar garip geliyor. Öğrenciler anlatım bozuklukları ile ilgili soruların yanıtlarını bulmakta zorlandıklarını belirtirler zaman

zaman. Dili önce bozuyoruz sonra bu bozukluğu nasıl giderebiliriz diye sorular soruyoruz! Tuhaf değil mi?

Herkes sözcüğünü herkez diye yanlış yazmaya devam edenler, “şey” sözcüğünün kendisinden önceki sözcükten ayrı yazılması gerektiğine dikkat etmeden “birşey, herşey” diye yanlış yazmaya devam edenler, “gidiyormuyuz?” diye yazanlar (bu arada yazımı bilgisayarda yazarken bilerek yanlış yazdığım sözcükleri bilgisayar da kabul etmiyor, düzeltmeye çalışıyor!), buna dikkat etmek, sözcüğün doğrusunu yazmaya gayret etmek bu kadar zor mu?

Lütfen dilimizi kullanırken dikkat edelim. Doğrusunu öğrenmek ve öğretmek varken neden yanlışı düzeltmeye uğraşalım? Sizce de dilimiz güzel kullanılmayı hak etmiyor mu?

Yanlış Yalnış

Feyza DÖNMEZ

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

| 11


Hüve

Öğretmenler Günü Çiçeklerimiz Evvela bilinsin ki, kalemimin çiçekli mürekkebiyle yazıyorum bunları boş satırlara. Beyazlığından arınmaya yüz tutmuş sayfaların pasını silecek birkaç şey varsa, o da ben ve benim gibi geleceğe kurmuş hayallerinden beslenen küçük öğretmenlerdir. Geleceğin öğretmenlerinden, başıboş kelimelerin oyunudur işte bu. Zihnimizde salıncak kurmuş o saçları hep taralı küçük çocukların kirlenmiş üstleriyle mütemadiyen temiz kalan küçük akıllarında kurdukları, büyük düşlerdir bunlar. ‘Acaba ben öğretmen olsam, nasıl olurdum?’ sualinin çalımlı ancak bir o kadar da düşüncenin temelini sarsan, bir derin düşünce hengâmesine sebebiyet veren cevaplarıdır. Kelimelerin kifayetsizliğine aldırmayın; bu sokak kenarlarından aşırdığım envaiçeşit çiçeğin bir mürekkep misali akmasıdır boş sayfalara. Karnelerinize akıttığım mürekkeplerin düzenine akıl sır erdiremiyorsunuz değil mi çocuklar? Biraz daha sayfanın özüne yaklaşırsanız, anlayacaksınız sizlere öğütlemeye çalıştığım şeyleri dizginlerken ne denli can çekiştiğimi? Koklayın öğrencilerim, mürekkebi koklayın, çiçeklerin kokusunu aldığınızda zihninizi miski amber gibi saran o hoş kokunun ellerini arşa kaldırıp yapraklarını sallayışını koklayın. Çünkü en âlâ mürekkeptir çiçekler. Burnunuz bir süre sonra bu kokuya alıştığında, sokakta kol gezen cesetlerin kokusunu almayacaktır, eminim. Dünyanın her yerinde çocukluğuma kast eden ayaklı cesetlerin ağır kokusu çürük bir çöp gibi yükseldiğinde havaya, siz sadece çiçekleri soluyor olacaksınız. Sayfaya baktınız, değil mi? Bakınca çiçeklerimizi görmeniz gerekiyordu çocuklar. Çiçeklerin parıltısı gözünüzü aldığında, onlardan başka şey göremeyecektiniz. Harfleri boş verin şimdilik, konumuz çiçekler, çocuklar! Dünya memleketini sarmış ayakta oynaşan cesetlerin intibası korkutmasın sizi, zira sizin gördüğünüz tek şey çiçekler artık. Biz hep korkardık çocuklar. Öğrenciyken cesaret nedir bilmezdik. Cesaretin hangi dillerde nasıl telaffuz edildiğini bilirdik biz. Yetti mi? Elbette ki hayır. Müzik derslerinde size şarkılar söylediğimde, renk cümbüşünün arasına kanat çırpan arıların, o kanatlarını açar ve kaparken çıkardığı mucizevî sesi duyun çocuklar. Çünkü bugünkü konumuz;

12 | Mayıs 2017


. Bandırma Anadolu Imam Hatip Lisesi güzel dönmüyordu. Dünya dönerken biz dönmüyorduk esasında. İlerleyişimiz bitmişti. Yerinde sayan kötü insanların arasında ölme sırasındaydık biz. Şifanız, bir ip cambazının incecik ipte yürüyüşü gibi dikkatli olsun çocuklar. Sınavınızı sadece kırk dakikada bin ter dökerek yaparken yorulmuş olabilirsiniz ancak derde devanız mükellef olmalı. Çocuk yaşınızda kalem bitirmekten eliniz nasır bağlamışsa korkmayın, birazdan çiçekleri koklamaya gideceğiz çocuklar. Onlara dokunarak dünyanın güzelliğini çalabilirsiniz birazcık. Bu size elbette tüm her şeyden güzel gelecektir. Derin bir düşünce âleminde konakladığım vakitlerden herhangi birinde, zihnimi örümcek ağı gibi saran harflerin pamuk ipliğiyle birbirine dolanıp dizginlenişidir bu. Sizlere aktarabildiğim en görkemli şey, dünyanın bayatlığından arınıp çiçeklerin güzelliğini ikinci bir deri gibi giyen bir gösterişli soru ve cevap.

Tuğba Nur CEBECİOĞLU Anadolu 10 - B

| 13

Bu Eser Öğretmenler Günü Konulu Kompozisyon Yarışmasında İlçe Mansiyon Ödülüne Layık Görülmüştür.

ağzımıza çalınan o tatlı tadın, tüm dünyayı i ü z biçimlendirmeye M a ev t ç a l ı ş t ı ğ ı m ı z Mü çiçeklerimizden geçişidir. Tüm yaşamınız boyunca duyduğunuz tek şey, arıların kanat çırpış sesi ve çiçeğin az daha sapının kopacak olması vaktinde verdiği mülakatın acı dolu mersiyesi olsun. Pes etmemek. Bu güzeldir, öğrencilerim. Yürüyen cesetlerin ölüm çığlıklarını duyduğunuzda korkuya yenik düşmeyin. Pes etmek sizi onlardan yapar sevgili öğrenciler. Bugün çiçeklere olan hassasiyetimizi işleyeceğiz çocuklar. Çiçeklere dokunurken sakın korkmayın, ancak onu incitir miyim diyerek tereddütle dokunun. Esasında bir çiçeğin arasında oynaşan böcek bile çiçeğin güzelliğine soyunan hoş bir varlıktır çocuklar. O da güzeldir. Onu uzaktan sevebilecek kadar sabırla yoğrulmalısınız. Toprak çiçeği güzel taşıyorsa ve kabulleniyorsanız onu tutmamaya, işte bu sevgidir. Solmuş yapraklarına rağmen sevmek, iyimserliktir. Solmuş yaprakların düzelişine inanmak, bekleyiştir. Ancak bizim zamanımızda bunların hiçbiri yoktu çocuklar. Zamanı, dilimde bitmiş bir yaranın tuzla yıkanışı gibi hissettiğimde dünya m e m l e k e t i gerçekten h i ç

ı

az v e t


Hüve

Akrep ve yelkovan, henüz saat 22’yi gösteriyordu. İnsanlar günün yorgunluğuyla, yazın kavurucu sıcaklığıyla bunalıp kendilerini eve atmak istediklerinde, önü kapatılmış Boğaziçi Köprüsü ile karşılaşmışlardı. O sıralara eş düşen vakitlerde Atatürk Havalimanı da kapatılmıştı ve halk büyük bir şaşkınlığa mahkum edilmişti. Ancak kim bilebilirdi milletin bu şaşkınlıkla sendelemeyeceğini, her an savaşa hazırmış gibi darbecilerin üstüne yürüyeceğini? Elbette ki bedenen gözleri kapalı ancak ruhları bir o kadar dinç olarak kalbimizde ihya edilen ecdadımız bilebilirdi. ‘Benim yaşım henüz on beş!’ demeden cepheye koşan ceddimiz, o gün meydanı Abdullah Tayyiplere, Halil İbrahimlere, Uhud Kadirlere bırakmıştı. Ve böylelikle, 15 Temmuz Destanı yazılmıştı. Verdiğimiz şehitler, aldığımız binlerce duaların ardından ülke hep bizim olarak yine bize kalmıştı. Az daha avuçtan uçacak beyaz güvercinin tüyünü kafese düşürüşü gibi onlarca şehit vermiştik bir ihanet uğruna. Kadın-erkek ayrımından yoksun, fakir-zengin, genç-yaşlı ayrımından bihaber o gecenin unutulması elbette imkansız kılınmıştı ve böyle bir beraberlikle birlikte, ülkemizin ak yüzleri o l a ra k verilen şehitler, cennetin en ala köşesine armağan edilmişlerdi. Kırçıl saçlarından akan kanın bedenine konan en zarafet dolu şey o l d u ğ u n u düşünen

14 | Mayıs 2017

yaşlı amcadan, bayrağın gölgesinde muhafaza edilen bebeklere kadar herkesin günüydü o gün. Araları uğursuzluk kokan birlikteliklerin yok olduğu; ben değil, sen değil, sadece biz olan bir geceydi o gün. Bir ekin başı gibi ezilecek bedenini vatana feda edip tankın önüne yatan vatandaşımız vardı o gün. Sadece beş dakikada tank sürmeyi öğrenen diğer bir yurttaşımız, sıranın en önünde al bayrağın sapını taşıyordu. Edinilen başarı kadar, verilen kayıplarda çok büyüktü. Kaç ailenin ocağına şehit haberiyle ateş düşmüş, kaç ananın yüreği yanmıştı? Birden başlasak saymaya, yetişemezdik bu işin neticesine. Zira bir annenin gözünden akan en ufak yaş, binlerce acıya tekabül ederdi. Sayılmazdı, sayılamazdı. Didarına acının gölgesi düşmüş babanın, kucağında ufacık bebeğiyle bir haber alabilir miyim diye umut eden gözü yaşlı eşin hüzün akşamıydı o gün. Bir ihanetle kavrulmuş sıcak yaz gecesinin başarısının yanı sıra, uçup giden bir canın ardından ağıt yakılmış, kim bilir kaç hançere ölümle kurutulmuştu. Ellerimiz semaya açılmıştı. Avuçlarımızdan arşa kadar uçacak bir duanın sahipleriydik biz. Olayın tam ortasına düşmüş vatandaşlarımızın duacısı, onlar için korkanıydık. Biz vatan, millet aşkıyla yanan Türk milletinin suskun başlarıydık! Sesimiz bir arpa boyu yol aşamadan, tüm ülkenin dört bir yanında yankısı

Resİm : Elif Nur DÖNMEZ | Anadolu 11C

Gölgesinde Letafet


yayılmış insandık. Yapabildiğim en aziz şey duaydı ve elimizden Kur’an’ımız eksik olmazdı. Gözlerimiz sabaha titrek bir şekilde kapanırken, o akşam büyüklerimizin anlattığı darbe hatıraları furyasına hapis kalmıştık. Gecemize seher

bulutları gibi dizelenmiş kurşun seslerinin, yanı başımızda değil, binlerce kilometrelik uzaklıktan korkusunu almıştık; lakin korkmamıştık. Elimizde değildi silahımız, avucumuzdaydı ve bir sis kadardı. Kurşun bedenimizde değildi, acı dolu yüreğimizdeydi belki de. Hain planımız zihnimizde olmayabilirdi, zihnimiz demokrasinin darbeyle eş düşemeyeceğini düşünürken dolmuştu çünkü. Tankın üstünde değildik, seccademize acımızla

yeterince ağırlık yapıyorduk. Ancak savaşmaya kim engel olabilirdi ki? Kimse! Yüce Türk milletinin yüce zaferiydi o gün. Akan kanların, bayrağın pamuk ipliğiyle dizilişi gibi gecenin parlak ay ve yıldızına konuşu vurmuştu kalbimize. Bir aylık nöbetin kesintisiz devam edişi, bir denizin yüzyıllarca kurumayışı gibi güzeldi gözümüzde. Kıtalar bile en başında beraber olup daha sonrasında ayrılmışken, Türk milleti tek yumruktu o gün. Ve gölgesinde letafetin izlerini taşıyan al bayrağın tek sahibi olarak, münevver bulutların arasında bir güneş gibi yükseltmişti arşa doğru.

Herkes Herkez

Tuğba Nur CEBECİOĞLU Anadolu 10 - B

Bu Eser 15 Temmuz Konulu Kompozisyon Yarışmasında İlçe Birinciliğine Layık Görülmüştür.

| 15


i

m e d A kif D m a ir i uh

c

Hüve

Mezun Öğrencilerimizle Mülakat Muhammed Akif Dirici - 2016 Mezunu

M

1Kendinizi tanıtır mısınız? Şu an hangi üniversitede okuyorsunuz? Adım Muhammed Akif Dirici Sivas doğumluyum. 2016 yılında Bandırma İmam Hatip Lisesi’nden mezun oldum. Şu anda Sinop Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde eğitim hayatıma devam ediyorum. 2- Lise ile üniversite hayatını kıyaslar mısınız? En çok neyi özlüyorsunuz? Lise aslında bazı şeylerin umursanmadığı yer. Üniversite öyle değil en ufak şeyi bile umursamak zorundasınız. Hayat lisedekinden biraz daha zor ama insan doğası gereği buna çok kolay adapte oluyor. Lisede en çok özlediğim şey öğretmenlerimizin bize gösterdiği ilgiler diyebilirim. Biz vakti zamanında hocalarımıza derdik çok işlediler sınavı zor yaptılar diye kızardık, gönül koyardık ama üniversitede bu pek mümkün olmuyor. 3- YGS ye hazırlanırken nasıl bir yol izlediniz? Sizi en çok motive eden şey ile motivenizi en çok bozan şey ne oldu söyler misiniz? YGS elbette üniversiteye gitmek isteyen öğrenci arkadaşlar için çok önemli bir dönemeç. Aslında her şeyin başladığı sınav diyebilirim. Bu başlangıç ne kadar iyi olursa bundan sonra gelen her sınav kolay gelir. Bu başlangıcı iyi bir şekilde yapmak için çok çalışmak gerekir. Sistemli bir şekilde konuları iyice öğrenerek ve beyne yazarak bu çalışma süresini geçirirse eğer başarılı oluruz. Bende böyle yaptım ağırlığı her ne kadar sosyal derslere vermiş olsam da yapabildiğim kadar sayısal derslerden de yapmaya çalıştım. Beynimi boş yere yormaktan kaçındım etrafımdakileri izledim onların nasıl çalıştıklarına baktım onlara bakarak kendimi motive ettim. Bana

16 | Mayıs 2017

söylenen kıl sözler haliyle moralimi bozmuş olsa da bunları kafama takmadan devam ettim. Ve devam ederekten bugün yolumuza yürüyoruz. 4- İstediğiniz bölüme gidebildiniz mi? Aslında İlahiyat okumayı aklımdan bile geçirmezdim. Özellikle tercih döneminde bunu kafamdan silmiştim. İlahiyatın aldığı puan türünde öyle güzel bir sıralamam yoktu ama LYS de güzel olan sıralamalarım vardı. Ben Radyo Televizyon istiyordum gelir diyordum ama nasipten öteye geçilmiyor. Rabbim bizi İlahiyat okumaya layık gördü biz de severek ilahiyatı okuyoruz. 5- YGS ye hazırlanan arkadaşlarımıza neler tavsiye edersiniz? Benim onlara tavsiyem hiçbir şeye takılıp kalmamaları yapamıyorum kafası varsa o kafayı üzerlerinden atmaları ve pozitif düşünmeleridir. Sınava girerken fazla heyecan yapmamalarını öneririm çünkü heyecan insanın cesaretini kamçılar. Ben arkadaşlarımızın çok başarılı olacağını bütün kalbimle hissediyorum. 6- Üniversitenizi tavsiye ediyor musunuz? Bulunduğunuz ortamdan memnun musunuz? Üniversitemi elbette bütün arkadaşlarıma tavsiye ediyorum. Sinop Türkiye’nin en güzel şehirlerinden bir tanesi h a t t a en mutlu şehir olarak adı duyulmuş b i r şehrimiz. Burada da bir


. Bandırma Anadolu Imam Hatip Lisesi üniversite var ve bu Üniversite ve bu yıl yeni öğrencilere kapılarını açıyor. Ben okulumuzdan arkadaşlarımızın Sinop’a gelmesini tavsiye ederim ve beklerim. 7- Tercihlerinizi neye göre yaptınız tercihler açıklanınca memnun oldunuz mu? Ben tercihleri yaparken sıralamaya çok dikkat ettim diyemem ama arkadaşlarımıza dikkat etmelerini öneririm. Tercihlerini istediğim bölümlere göre yaptım tercihler açıklanınca da çok şaşırdım daha öncede dediğim gibi İlahiyat gelmez diyordum. Ama gelince de hiç gücenmeden bölümüne kaydoldum 8- YGS ye hazırlanan öğrencilerin ailelerine neler söylemek istersiniz? Ailelere benim demek istediğim iki şey var. Birincisi YGS öğrencisini bir yarış atı olarak görmeyin karşınızdaki insanın da bir beyni var ve o beyni sürekli efor sarf ediyor. Öğrenci dersi bıraktıysa dersinin başına geç demeyin öğrenci dersin başına ne zaman geçeceğinin farkındadır. İkincisi YGS açıklandıktan sonra öğrenci sizin istediğiniz puanı alamadı diye suçlu değildir düşük alsa bile ses çıkarmayın eğer bir öğrenci düşük aldıysa ya çalışmamıştır ya da sınavda heyecanlanmıştır. Ki çalışmamışsa her koyun kendi bacağından asılır. 9- Evde mi, yurtta mı kalıyorsunuz? Arkadaş ortamınızdan memnun musunuz? Ben Sinop’ta Kredi Yurtlar Kurumu'nun yurdunda kalıyorum. Arkadaş çevresine gelecek olursak da her yerde özellikle de üniversitede arkadaşa çok dikkat etmek lazım. Arkadaş vardır vezir, arkadaş vardır rezil eder sözünü şiar edinmek gerekir. Bende çok şükür arkadaşlarımı buna göre seçtim ders zamanı ders yapıyoruz ders dışında da eğlenmemize bakıyoruz. 10- Vizelere nasıl hazırlanıyorsunuz? Üniversiteye gidince rahat olur diyorlar dedikleri gibi mi? Bir İlahiyat öğrencisiyseniz toplamda 500600 sayfaya alışkınsınızdır diyebilirim. Vizelere

çalışırken de bu sayfaları yalayıp yutmanız gerekir ama hepsini yalamaya kalkarsanız ne beyin kalır nede başka şey. O yüzden benimde yaptığım gibi özet çıkartıp o özetleri ezberlemek daha kolay oluyor. Diğer sorumuza gelirsek üniversite öyle oyuncak bir yer değildir. Öğrenci arkadaşlarda şu düşünce var ki bu bizde de vardı “üniversiteye bir gideyim har vurup harman savuracağım her gün farklı mekanlarda gezip tozacağım bir elim yağda bir elim balda olacak” ben bir üniversiteli olarak bu düşüncelere şu cevabı vermek istiyorum “yok öyle bir dava üniversitede yatarsan ömür boyu yatarsın ama üniversitede kalkarsan ömür boyu rahatta yaşarsın” umarım bu kadar cevap faydalı olmuştur. 11- Üniversitenizde ne tür faaliyetler var? Bunlara katılıyor musunuz? Üniversitemizde faaliyet kulüplerimiz var ben bazı kulüplere gitmeyi çok istedim fakat zamanım olmadığından gidip adımı yazdıramadım. 12- Lisede katıldığınız sosyal ve kültürel faaliyetlerin faydasını gördünüz mü? Lise dedikleri gibi üniversitenin temelidir. Ben lisedeyken birçok faaliyete katıldım bu faaliyetlerin değerini üniversiteye gelince anladım. Mesela okulumuzun yaptırdığı tatbikatlar sayesinde Cuma hutbesi vere vere benim topluluk karşısında konuşma kabiliyetim arttı. Bu da üniversitede sunum yaparken işime çok yarıyor. Lisedeki bütün arkadaşlarımıza bu tür faaliyetlere katılmalarını tavsiye ederim. 13- Kendiniz bir şey eklemek ister misiniz? Ben öncelikle bu dergiyi hazırlamakta emeği geçen arkadaşlara ve sayın İlker hocama bizleri de bu güzelliklerin içine kattığı için çok teşekkür ediyorum. Okul müdürümüz sayın Kanver hocama da ayrıca teşekkürlerimi iletiyorum.

Dershane Dersane

Mülakat : Tuba KABADAYI Anadolu 12A

| 17


Hüve

Türk Kızılayı Bandırma Şubesi Başkanı Mehmet Özümüt İle Mülakat

z Yalnı z Yanlı

İMAM HATİP DEMEK Karanlığı bölen bir güneş gibi Asım’ın Nesli var ya işte o benim Kırılan dallarım filizlendi bak Hakkı tutar kaldırır İmam Hatiplim İmam hatip demek Kur’an ışığı demek İmam hatip demek Resul’ün hatırı demek İmam hatip demek ümmetin ümidi demek İmam hatip demek kardeşlik demek Elinde ümmetin mazlum elleri Aklında yetimlerin yaşlı gözleri Dilinden dualar eksilmeyecek Yüz yıllık hikâye bu hiç bitmeyecek İmam hatip demek Kur’an ışığı demek İmam hatip demek Resul’ün hatırı demek İmam hatip demek ümmetin ümidi demek İmam hatip demek kardeşlik demek

18 | Mayıs 2017

1- Kendinizi tanıtır mısınız? 1943 Bandırma doğumluyum ve ilkokul mezunuyum. Ticaretle meşgulüm. Çocukluk hayatım; kahvelerde çorap, garajlarda simit satarak geçti. Bu şekilde çalışa çalışa bugünkü konuma geldim. Çalışmadan hiçbir şey olmaz. Biz altı kardeşiz iki kız, dört oğlan. Kızlar okumadı; ev hanımı oldular. Abim ve ben de okuyamadık; ama erkek kardeşlerim okuyup, diploma alıp meslek sahibi oldular. Allah’a şükür hepimiz yaşıyoruz. Babam eski siyasetçiydi. Çok dürüst bir adamdı. Anneciğim çok muhterem bir insandı, yokluk zamanlarında bizlere hep Kur’an-ı Kerim öğretti. Allah ondan razı olsun. 2- Bugünün öğrenciliği ile gününüz öğrenciliğini karşılaştırır mısınız? Bugünkü eğitim durumunuzu bilmiyorum. Ona göre karşılaştırabilirim. O zaman Bandırma imam hatip lisesinde üniversite kazanan çoktu. Uçak mühendisi, hukuk, sağlık alanlarında Bandırma İmam Hatip Lisesi Türkiye 3.süydü. Bu başarılar çalışmak ve özveriyle oluyor. Eskiden imam hatip okulları her yerde yoktu. Muayyen yerlerde vardı. Bizim imam hatip lisesi mezunlarımızın en kötüsü diğer liselerin en iyisinden daha iyidir. Önceden başörtü sorunu


. Bandırma Anadolu Imam Hatip Lisesi

oluyordu fakat günümüzde bu durum ortadan kalkmış durumda. O zamanlarda puan kırma gibi bir sorun vardı ancak günümüzde ortadan kalktı. 3- İmam hatip lisesi derneği o zamanlarda hangi şartlarda ve amaçla kurdunuz? Askerden yeni geldiğim dönemlerde topa merak salmıştım. Babam da “Toptan hayır gelmez oğlum, derneklere gir.” demişti. O zaman bu zamandır imam hatipliyim. O zamanlar bize çok eziyetler ettiler. İmam hatip lisesi açmamızı istemediler. Bize imam hatip için yer verdiler. Ancak imam hatip ve meteoroloji binası ile çok yakınlardı ve aralarında okula giriş için yer yoktu. Zor şartlar altında öyle böyle bir şekilde para toplayarak okulun çimentosunu, tuğlasını ve betonunu attık. Hayırseverlerin çok yardımı oldu. Allah’ın izni ile okulu tamamladık. 4- O döneme ait bir anınızı anlatır mısınız? Ben 21 sene Kurban Bayramı’nı ailemle birlikte yapamadım. Kurbanda sürekli hayır işleri için deri toplardık. Kurbanların derilerini satıyorduk. Bir Kurban Bayramı‘nda bir arkadaşımla beraber derileri topladık ve arabaya koyduk. Bu deriler 15-20 gün önceden satılıyordu. Gönen’e derileri sattık. Bir bekçi vardı, bir de kaymakam vekili vardı. Bunlar bizi çok uğraştırdı. Bizim araba hareket etti, bana haber verdiler. Diğer yoldan git asıl yolda askerler bekliyor. Ben de

diğer yoldan gittim böylece Gönen’e vardım. Her bayram 3 defa Gönen’e gider ve 33 köy gezerdim. Gittiğim gece jandarma peşime takıldı. Gece 2:30 - 3:00 civarı bir köye girdim geniş bir avluda saklandım. Beni bulamadılar. Karnımız acıktı. Köylüler bizi doyurdu. Yemek yedik anca sabaha karşı eve gelebildik. 5- İmam hatip derneğinde ne gibi faaliyetler yaptınız? Ben maalesef imam hatip’in sadece yapımında bulundum. 6- Şimdi Kızılay Derneği Başkanı olarak faaliyetleriniz nelerdir? Fakire ve fukaraya yemek, kıyafet vb. götürüyoruz. Evde yemek yapamayanlara saat 11’ de yemek gidiyor, bir de akşam 10’ da yemek gidiyor. Yemek yapabilenlere kuru erzak götürüyoruz. Her yıl sünnet merasimleri oluyor. 55-60 çocuğu sünnet ediyoruz. 7- Üç çocuğunuz var. Çocuklarınız hangi okullara gitti? Hepsi imam hatip lisesine gitti. 8- Okurlarımıza iletmek istediğiniz mesajlarınız nelerdir? İmam hatipe yardım etsinler. Yalnız devlet değil halkımız da yardım etsinler. Mülakat : Ahsen KAPLAN | A11A, Aişe Beria AMAK | A11B, Muhammet Mustafa DERELİ | A11A, Zeynep ÖLMEZ | A11B

| 19


Hüve

Paradan Kıymetli Değerler 5 Türk Lirası

Ordinaryüs Prof. Dr. Aydın Sayılı

5 Türk Lirası’nın ön yüzünde Atatürk’ün, 1927 yılında Ethem Tem tarafından çekilmiş fotoğrafından yararlanılarak oluşturulmuş bir portresi bulunmaktadır. Arka yüzünde ise Ordinaryüs Prof. Dr. Aydın Sayılı’nın portresi yer almaktadır. 1913-1993 yılları arasında yaşamış olan Aydın Sayılı, Harvard Üniversitesi‘nde ve bilindiği kadarıyla dünyada bilim tarihi alanında verilen ilk doktora derecesinin sahibidir. Arka yüzde ayrıca “güneş sistemi, atomun yapısı, DNA ve ilk çağ mağara resimleri” gibi motifler bir kompozisyon içinde kullanılmıştır.

10 Türk Lirası

Ordinaryüs Prof. Dr. Cahit Arf

10 Türk Lirası’nın ön yüzünde Atatürk’ün, 1927 yılında Ethem Tem tarafından çekilmiş fotoğrafından yararlanılarak oluşturulmuş bir portresi bulunmaktadır. Arka yüzünde ise Ordinaryüs Prof. Dr. Cahit Arf’ın portresi yer almaktadır. 1910-1997 yılları arasında yaşamış ve Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli matematikçilerden biri olan Cahit Arf, kendi adıyla bilinen birçok teoremi ile dünya çapında tanınmıştır. Cahit Arf’ın “Arf Değişmezi”nden alınan bir kesitin yanı sıra “ aritmetik diziler, abaküs, sayılar ve bilgisayar teknolojisinin temeli olan sayısal sistemi belirten ikili (Binary) sayı sistemini ifade eden rakamlar” gibi matematik ile ilgili motifler 10 Türk Lirası’nı arka yüzünde yer alan diğer unsurlardır.

20 Türk Lirası

Mimar Kemaleddin

20 Türk Lirası’nın ön yüzünde Atatürk’ün, 1931 yıllında Gazi Çiftliği’nde Cemal Işıksel tarafından çekilmiş fotoğrafından yararlanılarak oluşturulmuş bir portresi bulunmaktadır. Arka yüzünde ise Mimar Kemaleddin’in portresi yer almaktadır. 1870-1927 yılları arasında yaşamış olan Mimar Kemaleddin, imza attığı mimari eserler ve eserlerindeki tarz ile ulusal mimarlık akımının öncülerinden biri olarak kabul edilir. Yine arka yüzde, Mimar Kemaleddin’in eserlerinden biri olan “Gazi Üniversitesi Rektörlük Binası”nın çizgisel bir çalışması ile “kemer, dairesel motif ve mimarinin üç boyutlu yapısını simgelemek üzere küp, küre, silindir” gibi formlar tasarım bütünlüğü içinde kullanılmıştır.

20 | Mayıs 2017


. Bandırma Anadolu Imam Hatip Lisesi

Rastlantı Raslantı

Fatma Aliye

50 Türk Lirası

50 Türk Lirası’nın ön yüzünde Atatürk’ün, 1931 yılında Gazi Çiftliği’nde Cemal Işıksel tarafından çekilmiş fotoğrafından yararlanılarak oluşturulmuş bir portresi bulunmaktadır. Arka yüzünde ise Fatma Aliye’nin bir portresi yer almaktadır. 1862-1936 yılları arasında yaşamış olan Fatma Aliye, Türk edebiyatının ilk kadın romancılarından biri ve ilk kadın felsefecidir. 1934 yılında “Topuz” soyadını almıştır. Arka yüzün tasarımında ayrıca, Fatma Aliye’nin edebiyatçı kişiliğini vurgulamak üzere “hokka, tüy kalem, kağıt ve kitap” gibi figürler ile kadın zerafetini simgeleyen “çiçek” motiflerine yer verilmiştir.

Buhurizade Mustafa Efendi

100 Türk Lirası

100 Türk Lirası’nın ön yüzünde Atatürk’ün 1934 yılında Çankaya Köşkü’nde Cemal Işıksel tarafından çekilmiş fotoğrafından yararlanılarak oluşturulmuş bir portresi bulunmaktadır. Arka yüzünde ise Itri adıyla da bilinen Buhurizade Mustafa Efendi’nin bir portresi yer almaktadır. Kaynaklarda; 1640-1712 yılları arasında yaşadığı belirten Itri, Klasik Türk Müziği’nin kurucusudur. Itri portresinin yanı sıra arka yüzde “notalar, kudüm ve ud gibi enstrümanlar” ile Itri’nin Mevlevi kişiliğine uygun olarak “ney üfleyen Mevlevi dervişi” figürünün oluşturduğu bir kompozisyon yer almaktadır.

Yunus Emre

200 Türk Lirası

200 Türk Lirası’nın ön yüzünde Atatürk’ün 1934 yılında Çankaya Köşkü’nde Cemal Işıksel tarafından çekilmiş fotoğrafından yararlanılarak oluşturulmuş bir portresi bulunmaktadır. Arka yüzünde ise Yunus Emre’nin bir portresi yer almaktadır. Kaynaklarda; 1238-1320 yılları arasında yaşadığı belirtilen Yunus Emre, Anadolu’da Türkçe şiirin öncüsü olan mutasavvıf bir Türk halk şairidir. Arka yüz tasarımında ayrıca “Yunus Emre’nin anıt mezarı, dizelerinde yer verdiği gül motifi, barışı ve kardeşliği simgeleyen güvercin motifi ile felsefesine en iyi vurgulayan ‘Sevelim, Sevilelim’ dizesine” yer verilmiştir.

| 21


YENİ BİR DESTANDIR 15 TEMMUZ Her zamanki gibi bir gece zannettik, Bir tarih yazılacakmış nerden bilebilirdik? Tatlı rüyalarımızda yaşarken, Günahsız kişiler ölmüş habersizdik. Haber aldık, dediler: “Vatan elden gidiyor” Dedik: “Hayırdır, kim yapar bu hainliği?” Açtık haberleri denk geldik başkomutana, Neymiş bu? Alçakça yapılan bir kalkışma! Bunlara kalkışanlar bilmiyorlar mı biz ölmedik? Çanakkale, Kurtuluş Ruhu’nu kaybetmedik. O gecede yazıldı büyük bir destan, Unutulamadı o gecede her yaşanan İsimsiz kahramanlar, ismini yazdırdı. Hepsi öleceğini hesaba kattı. Abdestlerimizi alıp çıktık sokaklara, Bu vatan bizimdir dedik, sığındık Allah’a. Halka uzanan silahlar vardı, çoluk çocuk acımadan, Havadan gelen ateş vardı, cami mabet demeden. Biz de silahsız değildik elbette o hainlere karşı Tek dayanak Allah’tı, O yeterdi bizlere Bizim de silahımız elde bayrak, dilde tekbir Bu vatan hepimizindir, bu vatan tekdir, Bölemediniz bizi, bölemeyeceksiniz, Biz bir oldukça da hep kaybedeceksiniz!

22 | Mayıs 2017


. Bandırma Anadolu Imam Hatip Lisesi

O gece on altısında bir genç vardı: Engin. Ailesi gitmişti, evde kardeşiyle yalnızdı. Dayanamadı içindeki ruh, sarıldı bayrağına Çıktı sokağa, dikildi cuntacıların karşısına. Sabahleyin Engin’i buldu akranları, Kanlı vücudu çöpün yanındaydı. Şehitti Engin Tilmaç daha on altısında Sarılmıştı biricik yâri olan bayrağına. Daha nice kahramanlar var ama bunlardan birisi, Unutursak kurusun kalbimiz; Şehit Ömer Halisdemir’i O ki, planları bozdu tüm seyri değiştirdi, O ki, baş haini alnından vurdu. Bu vatan, bu millet borçludur sana Sen ki korkmadan sıktın düşmana. Şehitliği bilerek koştun Hak Mevla’ya, Daha ne olsun, cennet hasretmiş sana! Hainlerin darbesi kendi içinde patladı, Saf yürekli erlerimiz hatasını anladı. Halkın tarafına geçenler vatanını kurtardı, Acımadan vuranları halk da aklından çıkarmadı. Unutmayın ki biz, Fatihlerin nesliyiz Belki ölürüz ama biz bin diriliriz Türk’ün sabrını denemeye kalkmayın, Yavuz gibi, Atilla gibi tepenize bineriz!

Betül IŞIK Anadolu 10 - B

Bu Eser 15 Temmuz Konulu Şiir Yarışmasında İlçe Birinciliğine Layık Görülmüştür.

| 23


Hüve

1915’ten Gelen Zafer Çanakkale. Dile düştüğünde yüreği yakan, kalbe düştüğünde tebessümü burkan, dünyaya düştüğünde vatanı koruyan bir şehirdir. Kimileri için aşk, kimileri içinse haktır, Hakk’tandır. Neticesinde Çanakkale bir destandır. Kolay kolay silinmez zihinden Seyit Onbaşı’sı, Nusret Mayın’ı, Conk Bayır’ı. Akla mıh gibi kazındığından kolayca dinmez acısı. Bundandır unutulmayışı, daimî varlığı. Metrekaresine düşen mermisinden günümüze yansıyan anılarıyla yaşar Çanakkale. Dişlerini kırmaya varıncaya dek mermi taşımış Seyit Onbaşı’nın evladıdır, 15 Temmuz’da tankın önüne yatan vatandaş. Geceyi gündüz eden, ayı yıldıza iliştiren o akşamın adamıydı onlar. Evladının saçındaki kınaya kurban olan anne misali, vatana kurban olmuşlardı. Korku yoktu, keder yoktu, ah yoktu, vah yoktu; gurur vardı, azim vardı, bayrak vardı, ay vardı, yıldız vardı. Toprağına namerdin elini değdirmeyen korkusuzluğuyla yaşar Çanakkale. Mektebini bırakıp cepheye akın eden Çanakkale’nin, bir futbol topu, bir bilye, bir uçurtmadan yoksun genç erlerin kardeşidir babasına dayanak olan Halil İbrahim. “Sokaklarında koşmadıktan, bir sapanla kuş vurmadıktan sonra ne yapayım o şehri?” deme. Sokaklarında koşmadığın şehrin cephesinde koşarsın da o şerefi tadamazsın; bir sapanla kuş vurmadıysan, silahının süngüsüyle düşmanın gırtlağına dayanırsın. Bir de “Bunu şimdi nerede bulurum?” deme. 15 Temmuz bir cemre gibi düşer vatanın bağrına, iğne deliğine dek tek bir izini bulamazsın.

24 | Mayıs 2017

Adı anıldığında zihninde savaş naraları attıran cengâverliğiyle yaşar Çanakkale. Evladına “Cepheden kaçarsan sütüm helal değildir.” diyen kadının vatan komşusudur, bir kamyona alabildiğince genci doldurup getiren kadın. Yurda bir dam kurup, çepeçevre dolaşır memleketi. Bir çengele takılıp her bir köşede ruhundan bir pare bırakır Çanakkale’nin kadın kahramanı, Türk kadını. 1915’te, bebeğini bırakıp cepheye koşan ve vatanı kurtarmaya bir yardımda bulunan kadınlar, geleceğe, 15 Temmuzlarda bir sopayla askere baş tutan kadın kahramanları miras bırakır. Çanakkale boğazına benzer İstanbul’un Boğaziçi Köprüsü. Ne oradan geçide izin verir Seyit Onbaşı ve Nusret Mayın gemisi. Ne de Ömer Halisdemir ilerletir onları yurdun kalbine. Geçit yoktur al b a y r a ğ ı n gölgesinde sulanmış toprağa, aradan yüz yıl geçse bile! Parmaklarınla saydığın günler kör bir urgan gibi düğüm olur, saydıkların geri geldi sanırsın. Geri gelen sadece günler midir? Düşman da döner arkasına. Bu sefer sayamazsın günü, yılları tutuşturur eline hayat. O günkü gibi zaferin hoş tadı birikir dimağında. Çünkü kalbindeki hasbıhalin tek söyleneni vardır: “1915’te de olsan, 2016’da da bu vatan ay ve yıldızın beraberliğinde yaşar.” Bu yüzden bir destandır Çanakkale. Adı yeri göğü inleten, zafer nidalarının yükseldiği kına kokulu Tuğba Nur CEBECİOĞLU Anadolu 10 - B Çanakkale…

Bu Eser 18 Mart Çanakkale Zaferi Konulu Kompozisyon Yarışmasında İlçe İkinciliğine Layık Görülmüştür.


Mektup Gül Yüzlü Gül Kokulu Efendime

. Bandırma Anadolu Imam Hatip Lisesi

Bismillahirrahmanirrahim Selam sana ey Nebi, selam sana ey Sevgili; Bu dünyadan ayrılalı kaç bin asır geçti, ne çok kan döküldü, ne çileler çekildi, dinimiz uğruna kaç şehit verildi? Aylar, yıllar, asırlar birbirini kovaladı ama biz senden asla vazgeçmedik vazgeçmeyeceğiz Ya Resul Allah. Allah’a sonsuz şükürler olsun ki senin gözlerinin senin ellerinin değdiği Kuran-ı Kerimi okuyoruz ve onu anlamaya çalışıyoruz. Efendimiz sen asırlar önce ümmetin için cennet bahçelerine koşardın, ümmetin iste şimdi kötülükler yapıyor. Ben biliyorum ki sen çok üzülüyorsundur Ya Resul Allah. Bizler senin ümmetin olduğumuz için çok şanslıyız. Diğer Peygamberler kendileri için çalışırken sen bizim için çalıştın Ya Nebi Allah! Biz bir kötülük yaptığımızda sen üzülürsün, bir iyilik yaptğımız zaman da çok sevinirsin Rabbim gül yüzünü rüyamızda görmeyi nasip etsin Ya Habib Allah! Ya Resul Allah; Aşkını, varlığını, şefkatini, merhametini kalbimize nakış nakış işle! Mahşer günü o büyük günde bizleri şefaatinden mahrum bırakma. Cennet köşklerinde, ırmaklarda, şerbet sularında seninle birlikte tüm ümmeti Muhammedle birlikte olmayı nasip eyle Allahım. Kendi heva ve hevesleri için günah işleyen, cana kıyan, hırsızlık yapan, kumar oynayan aciz kullarının hidayeti için en yüce olan Mevla’mıza dua eder misin Ya Resul Allah? Bizleri Hz. Hamza, Hz. Ebu Bekir, Enes bin Malik ve Hz. Hatice annemiz gibi, senin o masumiyet dolu sevgini bir nebze de olsa tatmış kimseler olmamız için yalnız bırakma, selametinden ayırma, bizleri Allah yolundan alıkoyacak işler yapmaktan koru Ya Nebi Allah! Efendim sen şimdi yoksun ama bizler senin emanetine sahip çıkıyoruz. Hadislerini ve sana inen yüce Kuran-ı Kerimi ezberliyoruz. Daima onlara sarılıyoruz onlarla şefaatini umuyoruz; şefaat eyle Resul Allah! Ya Nebi Allah seni hiç görmesek de seni bir gün göreceğimiz umuduyla çok seviniyoruz. Seni; oyun oynamayı bırakıp senin gelmeni bekleyen, gül yüzünü görmeyi isteyen Mekkeli küçük kız çocuğu gibi seviyoruz, Seni sevmeye doyamadığın torunların gibi seviyoruz. Allah’ın rızasını kazanmak, sana layık olmak, cennette seninle komşu olmak dileğimle, şefaatini bizden mahrum eyleme benim sevgili peygamberim...

Berk GÖKDEMİR Anadolu 12 - B

Bu Eser Kutlu Doğum Haftası Etkinlikleri İçerisinde Düzenlenen Peygamberimiz Hz. Muhammed´e(S.A.V) Efendimize Mektup Yarışmasında İlçe Üçüncülüğüne Layık Görülmüştür.

| 25


Hüve

Ben, babamın en hüzünlü yanıyım.

Gökyüzünün yıldızlarını çalıp omuzlarına takan

Ben, babamın aslan kahramanıyım

Hain yüzler gördüm o gece.

Öyle değil mi baba!

Ruhları yoktu.

Gözlerin kıpkırmızı.

Korkar mı senin oğlun, korkmaz..

Çok mu ağladın? Baba, o geceyi bir de benden dinle. Ama her zamanki gibi dinle, Tebessümle. Rüyamda kanat sesleri duydum, mevsim yazdı. Kanat seslerinin ardından, Muhteşem bir koku yayıldı etrafa. Sanki biraz gül, biraz leylaktı. Sonra otuz kuş gördüm, hepsi beyazdı. Otuz kuş, gökyüzüne şehadet diye yazdı. Bir ses duydum, sala sesiydi. “Hayırdır” dedim. “Hayırdır” dediler. Çukur Kuyu’daki gökyüzü gibiydi uçtukları yer. Ve beni tutup gökyüzüne yükselttiler. Kanatlarında kan vardı. “Hayırdır” dedim. Hadi sen de uç, Bizden hızlı uçabilirsin dediler. Otuz kuş, beni boşluğa bıraktı baba. Birden uyandım. “Hayrolur” dedim. Meğer, gecesi vatanım için kâbus olacak Bir güne uyanmışım.

26 | Mayıs 2017

Korkmadım! Zekai paşamı aradım. “O makam senin namusundur Ömer. Ben gelene kadar namusunu koru. Gerekirse o vatan hainini vur. Vazifenin sonunda şehadet de var Ömer. Hakkını bana helal et..” Paşam, şehadet der demez, Yine kulağıma kanat sesleri geldi. Rüya değil bu kez. Uyanıktım. Muhteşem bir koku yayıldı odaya. Bir şey oldu o an.. Sanki ellerim, omuzlarım çeliktendi. Sanki tek başıma tüm dünyayla savaşabilirdim. Vatan hainine döndüm, Arkasında karanlık yüzlü adamları vardı. “Giremezsiniz!” dedim. Bir aslanın karşısında duran çakallar gibiydiler. Ve saldırdılar. Silahımı çekip baş haini alnından vurdum. Yine kuşları gördüm baba. Bana doğru uçuyordu. Otuz kuş, kanat sesleri, vücuduma dokunan..


. Bandırma Anadolu Imam Hatip Lisesi Ve kanatlarında kan.

Namusumu çiğnetmedim.

Sala sesi, gökleri yırtan.

Anama, çocuklarıma, eşime, kardeşlerime söyle;

Muhteşem bir koku.

Deki Ömer size bir vatan bıraktı.

Gül mü? leylak mı? içime yayılan

Çekinmeden, bu vatan bizim diyebilirsiniz.

Ve Çukur Kuyu’nun gökyüzü,

Çünkü bedelini ödedim.

Masmavi, Bulutsuz ve sessiz.

Baba, ben oğluma, Ertuğrul’a bu vatan için ölmeyi öğrettim.

Ve sessizlik…

Sende bana öğrettiğin gibi,

İçimde huzur, Gökyüzündeyim.

Vatan için yaşamayı öğret.

Ama artık kuşlar beni tutmuyor baba.

Bu vatan sizin baba!

Uçuyorum. Ve onlardan hızlıyım. Meğer ben, şehit olmuşum baba. Bil ki yalnız değilim burada.

Otuz kurşun yedim, RE SİM

0 u1 :Bu dol ket A a n TILKAN | A

Bedelini ödedim.

A

Babacığım; Hürmetle ellerinden öperim.

Yine ordudayım,

Ben, babamın en hüzünlü yanıyım,

Şehitler ordusunda.

Ben, babamın aslan kahramanıyım

Baba, ne oldu biliyor musun?

Ben, vatanımın asil kahramanıyım…

Peygamber alınlarımızdan öptü. Şehitlere dedi ki;

Dursun Ali ERZİNCANLI

“Kardeşlerinizi tebrik edin, Bunlar benim garip şehitlerimdir. Çünkü sizler düşmanla savaşırken şehit oldunuz, Onlar kardeş bildikleri hainlerle savaştı. Sizlerin silahları vardı, Ama bunlar silahsızdı. Sizler tanklarla savaştınız, Bunlarsa kendi tanklarının altında ezildi. Sizler uçaklarla düşmanı bombalarken şehit oldunuz, Ama bunlar kendi uçaklarından atılan bombalara göğüslerini siper etti. Bunlar benim gariplerimdir. Tebrik edin kardeşlerinizi.” Baba, milletime söyle; Al bayrağın dalgalandığı her yerde biz varız. Paşama söyle;

| 27


Hüve

Bir Nesil Bir Gelecek

Gençlik. İnsanlığın, hayatının en mutlu anlarının belki de o vakitlerde harcandığı, bir umudu veyahut bir gülümsemeyi küçük bir pakete sarıp gelecekteki mutsuzluklarına armağan etmeyi hayal eden insanlarla dolu bir hayatta yaşıyoruz. Ancak gerçekten öyle mi? Aslında geleceğe ulaştığında hayatın acımasız yüzüyle karşılaşan, yaşının bazen tersi bazen ise birkaç sayı eksiği davranan genç bireylerin oluşturduğu bir büyüyüş evresiyle ilerliyor yaşam. Toplumun oluşmasında olanak sağlayan, toplumun fikirlerinin genç kalması ve güncellik boyutunda ilerlemesi maksadında önemli basamak formlarından sadece birisidir. Peşinizde dolanıp şeker veyahut oyuncak istemeyi aştığını saniye saniye izlediğiniz o küçük çocukların, büyüyüp olgunlaşarak birer genç olduğunu görmek fazlasıyla gurur verici olmalı. Toplumu ve ülkeyi ileriye taşıyan o basamak formlarından olmasını izlemek ise bir gözyaşı sebebi. Fakat şöyle bir durum var

28 | Mayıs 2017

ki, günümüzde yaklaşık birkaç senedir asi bir gençlik belirmekte ve tüm sistemi alaşağı etmekte. Yaşayış tarzlarının yanlışlığından, eğitim sisteminin işleyiş bozukluğundan birçok hataya değin her şeyi eleştirebilme, yanlışları ortaya koyabilme ve bu yanlışları ortaya koyarken haklı iken üslup bozukluğu ile haksızlık boyutunda en üst mertebeye ulaşabilmekte. Eskiye nazaran yetişen bu nesil çoğu kez geçmiş nesilleri incelemeye itiyor insanları. Bazen sallanan sandalyesinde körelmiş düşünceleriyle hatıra furyasında rüzgâr olup uçan bir dede, bazen örgüsünde bir iğne deliği kadar mutlu anıları olan bir nine... Olmak ve olduğunu sanmak. Acılarıyla büyüyen insanlara, acının en yavan halini sunmak. Sorunlarıyla boğuşan, bir sevda uğruna yakılan, bebeklikten, savaştan, afetten yetim ve öksüz kalan, okuyamayan o yüzlerindeki çizgileri saydıran insanlara inat acının haliymiş gibi davranıyor bu gençlik. Bazen gerçekten acı çekiyor, bazen ise bazı şeyleri karıştırmakla kalıyor.


. Bandırma Anadolu Imam Hatip Lisesi Peki ya bilinçli bir toplumu, bu bilinçle yaşayan bir gençlik mi ilerletir? Her saniye her şeyi eleştiren, sistemi kullanmaktan çok bu sisteme köle düşmüş insanların çevrede kol gezdiği, diksiyon bozukluğunu yaşamına bir tarz olarak yapıştırmış böyle bir gençlikle mi büyüyeceğiz? Türkiye, böyle bir neslin elinde mi büyüyecek? Bu sorular elbette ki kafa karıştırıyor. Büyüklerimiz diyor ki, “Biz büyüklerimizin yanında böyle değildik, ayaklarımızı şöyle uzatamazdık bile.” Bir rahatlıkla boğuşuyoruz. Bazen bu rahatlık, en ufak şeye üşenmeye kadar gidiyor, toplumu yavaşlamış, üşengeç, her şeye erinen bir nesil olmaya itiyor. Peki ya bu toplumu bu şekilde gevşemeye iten nedir? Yavaş yavaş teknolojinin gelişmesi, bazı aşılan zorluklar, gelen kolaylıkların yanında bu şekilde erimek ve yaşarken aslında ölmek mi? To p l u m u ileriye itecek gençliği b i r

çırpıda oluşturmak, yetiştirmek yahut bilinçlendirmek kolay değil. Bir neslin değişmesi demek, bir ülkenin geleceği demektir. Yaşları henüz saçlarına vurmamış bu körpe insanlar, kırçıl saç tellerinde gençliğini saklamış bir neslin şimdilerde toplumdan intikamını alır gibi. Yanlışlara doğruları gösterirken, aslında alaturka ilerleyişimize tokatları birer birer yapıştırıyor. Bileklerimize birer kelepçe, avuçlarımızda geleceğimizin eşantiyonu, zihinlerimizde birkaç puslu düşünce. İşte gençliği böyle yitiriyoruz. Ancak yitirirken büyüyoruz da. Zira ne kadar hor görürsek o kadar büyümek istiyor bu nesil. On yedi yaşındayken yetmiş yaşında dedirtiyor insana. İmkânsız derken, senin için çocuk oyuncağı dedirtiyor. Hâlbuki o gerçekten bir çocuk ve elindeki gerçekten oyuncağı. Türkiye’nin yaşayış biçimine bakıldığında aslında geçmişten gelen bir acı var gençlerin içinde. Yaşamak istedikleri faaliyetler, hep orta yaşlarda gizli. Bir baharı yaşamak isterken, aslında o bahar onların katilleri oluyor. İşte böyle yitiriyoruz ecdadımızın aydın gelecekleri bıraktığı bu nesli. Geleneklerimizi unutmamak bizi geçmişe bağlı kılarken, aslında geçmişin tozlu yollarında adımlarımız sona eriyor. Acıların, zorlukların büyüttüğü gençler büyütemiyor Türkiye’yi. Zira biz aydın Türkiye’nin parlak gençlerinde esefli çehreler değil, geleceğin ışıklarıyla dolu tebessümler görmek istiyoruz.

Tuğba Nur CEBECİOĞLU Anadolu 10 - B

Bu Eser M.E.B. Orta Öğretim Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen “Nasıl bir Gençlik, Nasıl bir Türkiye” Konulu Kompozisyon Yarışmasında Balıkesir İl Birinciliğine Layık Görülmüştür.

| 29


Hüve

BİZE EMANETTİR VATAN Bu şafaklarda dalgalanacak benim ay yıldızlı sancağım, Susmayacak asla memleketimde okunan ezanım! Beni en güzel şekilde anlatan İstiklal Marşı’m, Seni daima koruyacağız aziz vatanım. Hür yaşamak bu milletin en doğal hakkı, Bastığımız bu topraklardadır yüz binlerce şehidimin kanı. Bu inançla yaşayanlarıdır memleketimin her karış toprağı, Daima dalgalanacak gökyüzünde kutsal bayrağım. Nice tuzaklar kuruldu Cumhuriyetimin üzerine, Kara bulutlar gezindi vatanımın üstünde. En yakın örneği 15 Temmuz gecesinde, Atılan bombalarla yüzlerce şehit oldu memleketimde. 15 Temmuz’da bu topraklarda destan yazıldı, Şer güçleri amacına ulaşamayacağını anladı. Kahramanca tankların önüne geçti; erkeği, kadını, Hep beraber yıktılar haince yapılan planları. Ay yıldızlı bayrağım, sen hiç üzülme, kederlenme! Biz yaşadığımız müddetçe senin yerin en yüksekte, İstiklalimin önüne set çekmeye çalışanları yendik cesaretle, Bir daha korku yok asla benim memleketimde. İstiklal Marşımı yazdı, şairim vatan sevgisiyle, Senin aziz ruhunu her zaman yâd edeceğiz milletçe. Bu memleketi asla bırakmayacağız vatan hainlerine, İlelebet yaşatacağız Cumhuriyeti biz hep birlikte!

Meryem AYDIN Anadolu 10 - B

Bu Eser 15 Temmuz Ruhu ve İstiklal Marşı Konulu Şiir Yarışmasında İlçe İkinciliğine Layık Görülmüştür.

30 | Mayıs 2017


Filozof Diyojen Ve Ünlü Sözü “Adam Arıyorum Adam”

. Bandırma Anadolu Imam Hatip Lisesi

Satranç Santranç

Döneminin en sevilen, en eğlenceli filozoflarından gelip dikilmiş. İstediği her şeyi yapabileceğini, birisi Diyojen. Onun en önemli özelliği ise hâlâ büyük bir imparator olduğunu göstermek için çok konuşulması, ‘Gölge etme başka ihsan Diyojen’e, ‘Dile benden ne dilersen?’ demiş. istemem’ diyerek Büyük İskender’i yanından Işıktan zor araladığı gözleriyle İskender’e söyle kovan bu filozof, elinde bir bakan Diyojen, ‘Gölge feneriyle sokaklara düşüp, etme başka ihsan istemem’ ‘Adam arıyorum adam!’ diye diyerek imparatoru red etmiş. bağırmasıyla da meşhur. İskender, çok kızmakla birlikte Sinop’ta doğduğu söylenen ona bu davranışının sebebini ünlü düşünür M.Ö. 412 sormuş. Diyojen, ‘Ben nefsimi M.Ö. 323 yılları arasında kendime esir ettim, onun tüm yaşamıştır. Diyojen, Kinizm isteklerini çiğnedim. Ama sen ismi verilen felsefenin ise servetin, saltanatın yani savunucularındandı. Kinizm’e nefsinin istekleri ardında göre erdem bu dünyadaki koşuyorsun. Sen nefsinin her şeyden üstündür ve bu kölesisin, bana ne yardımın felsefede esas olan insanın olabilir ki?’ diyerek Büyük nefsine hâkim olmasıdır. İşte İskender’i şaşırtmış. tam da bu felsefenin kendine Diyojen bu tür hikayeleri göre olduğunu düşünen ve savunduğu felsefesiyle Diyojen, bir fıçının içinde herkesin içinde mutlu olmak için yaşamaya başlamış. Yalın gerekti her şeyin barındığını ayak, mutlu mesut dolaşan anlatmaya çalışmış. Gerçek Diyojen’in yediği tek şey de mutluluğun paraya, itibara ve bayat ekmekmiş. Tek mal maddesel her şeye bağımlılıkla varlığı da tahta su çanağı asla mümkün olmadığını, olan filozof, bir gün eliyle su çünkü dünyadaki en önemli Diyojen, MÖ 412 yılında içen bir çocuğu izleyip tahta şeyin hür olmak olduğunu Sinop‘da doğmuştur. Sinoplu çanağını da fırlatıp atmış. hiç dilinden düşürmemiş. Bu Diogenes(Diyojen) diye ün yapan Günlerden bir gün Diyojen nedenle bir sebeple gittiği bu Kinik filozof, asıl mesleği sepetinde güneşlenirken, Atina sokaklarında elinde kuyumculuk olan ve parayı çok onun namını çok uzak fenerle, ‘Adam arıyorum sevdiği için kalp para basan diyarlardan duyan, tarihin adam!’ diye dolanmış durmuş. bir kalpazanın oğludur. Babası en başarılı savaşçılarından Gelenekçiliğe karşı tavır almış, Hicesias kalp para bastığı için biri Büyük İskender yanına her tür yerleşik kuralın insanın Sinop’tan sürülmüş, baba oğul gelmiş. Fakat sepetteki doğallığına aykırı düştüğüne Atina’ya gelip yerleşmişlerdir. Diyojen’den hiçbir kıpırdama inandığı için toplumun tüm Çocukluğu Sivas‘da geçmiştir. yokmuş; aksine Diyojen yerine yerleşik kurallarına karşı daha çok yerleşip güneşi içinde hissetmeye çıkmayı, inanışların çoğunun boş olduğunu çalışıyormuş. Makedonya’dan Hindistan’a kadar göstermeyi, insanları yalın ve doğal bir yaşam büyük bir İmparatorluk kuran Büyük İskender, biçimine çağırmayı amaçlamıştır. HAZIRLAYAN : bu duruma çok bozulmuş. Diyojen’in başına

Merve DÜZENLİ | Anadolu 12A

| 31


Hüve

KALP KIRIKLIĞININ SAATİ Kalbim, kalbini özledi bu gece, Saat 01:20, Yalnızlığımın senfonisi sen çalıyorsun bu gece. Bağıra bağıra çırpınıyor sensizlik, Hıçkırıklarımı sana duyurmak istermişçesine. Olsun, duymasan da sen; O güzel gözlerin sağ olsun...

Seni görünce bakamıyor gözlerim gözlerine, Ama sen olmayınca da özlüyor seni bu aciz bedenim. Sol yanım kendini kaybetmişçesine çarpmak yerine, Sen diye ritmini kaybetmişçesine sayıklıyor bu gece.

Biliyor musun? Nefes almak bile yakıyor canımı, Acıtıyor, tüketiyor, yutkunamıyorum. Çünkü; o nefeste sen yoksun. Sen olmayınca ben, ben olmak istemiyorum.

Bu acımasız kahve tonlu gözler her gün seni arıyor. O ölüm rengi perdesi olan pencerede, Neden gözlerim, neden? O senden nefret ederken, Sen, neden sırf onu görebilmek için; Yolunu kaybetmiş incilerle, feda ediyorsun benliğini.

32 | Mayıs 2017


. Bandırma Anadolu Imam Hatip Lisesi

Söylesene gözlerim, sayıklasana kalbim, ağlasana ruhum! Sen sevmedin mi, sen özlemedin mi? Haydi haykır bedenim, seviyorum seni de! Her bir zerren parçalanırcasına haykır! Seviyorum seni!

Saat 03:25, Bir damla yağmur düşüyor gökyüzünden, Ve ardından bir damla daha. Sanki göz pınarları kurumaya yüz tutmuş kız gibi, Sonra bir soğukluk yarıyor kalbimi, Paramparça ediyor, yeminli gibi.

Saat 03:50, Beyaz bir adada, duygularımın hapishanesinde, Koltuğun kenarında yere çökmüş ağlıyorum. Ses çıkarmadan ellerimi ağzıma kapatmış, çığlıklarımı yutuyorum. Tam şu anda sol yanım acıyor, Bak! Geçmiyor, anlıyor musun geçmiyor? Ben, sende geçmek istiyorum. Ben, gözlerinin kahvesinde son olmak istiyorum.

Saat 04:40, Biliyorum anlamıyorsun, anlamadın ki sen beni. Benim çaresizliğimi anlayamadın,

Hasret ARSLAN Anadolu 12 - A

Oysa ben sayfalarca okyanusa, incilerimi dökmüştüm. Ömrümün kahverengi gözlü çocuğu…

| 33


Hüve

Türk Dilini Öğreniniz! Çünkü... Türk dilini öğreniniz çünkü Türklerin uzun sürecek bir hakimiyetleri vardır.

T

ürklerin çok uzun sürecek bir hakimiyetleri vardır.( Kaşgarlı Mahmut, Divanı Lügat-it Türk, C.1.,s:3 –1333 İst basımı) Evet böyle diyordu on asır önce Türkçe sevdalısı Kaşgarlı Mahmut. Hatta bunu Peygamberimizden duymuş Buhara ve Nişaburlu iki alime dayandırıyordu ki burasını Allah bilir. Biz konunun gerçeklik kısmına bakalım isterseniz. Karahanlılar döneminde yaşadı büyük yazarımız. Döneminin en güçlü ülkelerinden biriydi Karahanlılar. Ayrıca bildiğiniz gibi İlk müslüman Türk devletidir. Sonra Gazneliler, Büyük Selçuklular, Anadolu Selçukluları, Harzemşahlar, Osmanlılar ve Türkiye Cumhuriyeti. Ve daha ismini sayamadığımız onlarca devlet. Bugün dünya üzerinde 7 bağımsız Türk devleti ve 14 çağdaş özerk cumhuriyet ve Avrupa Türkleri gibi dünyaya yayılmış milyonlarca Türk var. İşte bu duruma baktığımızda yukarıda verdigimiz sözün gerçekliği ortaya çıkıyor.’’Türk dilini öğreniniz çünkü Türklerin uzun sürecek bir hakimiyetleri vardır.’’ Gerçekten bugün dünya üzerinde ortalama 220 milyon insan ile tüm şive ve lehçeleriyle en çok konuşulan 5. dil olma ünvanına sahiptir Türkçe. Büyüyen, güçlenen ve şuurlanan bir Türkiye ile bugün Türkçe’nin önemi daha da artmıştır. Ekonomisi güçlenen bir Türkiye Dünyadaki tüm Türklerin hayallerini süsleyen bir Türkiye’dir. Bayrağımız,

34 | Mayıs 2017

toprağımız, ezanlarımız ile yurt dışındaki Türklerin dönmek için heves ettiği yerdir Türkiye. Yurtdışından gelen bazı Türk asıllı futbolcuların ya da sanatçıların verdikleri röportajları, kendi anadillerinde değil de geldikleri ülkenin dilinde verdiklerini görüyoruz. Buna üzülüyoruz. Bir Türk nasıl olurda kendi dilini bilmez, kendi dilini konuşamaz. Türk Milli Takım oyuncusu Sercan Sararer Almanca konuşuyor ve tercüman Türkçe’ye çeviriyor. Türk asıllı sanatçı Meryem Uzerli Türkçe’yi anlamıyor çevirmen vasıtasıyla konuşuyor. Peki Almanca’yı bu kadar iyi kullanabilen bu gurbetçi çocukları neden anadillerini konuşamıyorlar? İşte sorun burada başlıyor. Özellikle Almanya’da 3 milyon civarı, A l m a n vatandaşlığına geçenlerle birlikte 4 milyon kadar Türk yaşıyor. Bu hiç de azımsanacak bir rakam değil. Bugün Türkçe’yi bilmeyen bu gençlerin çocukları tek kelime Türkçe bilemeyecek ve şöyle diyecekler: ’’Benim dedelerim Türkmüş. Eskiden


. Bandırma Anadolu Imam Hatip Lisesi Türkiye’den gelmişler.’’ Gözümüz önünde yok olan, asimile olan, köksüz kalan bir nesil karşımıza çıkacak. Almanya’nın göçmen politikaları, eğitimsizlik, derdi maişet, dil bilmezlik gurbetçileri Türkçe’den uzaklaştırdı. Ilk nesil dil bilmedikleri için çocukları Almanca’yı iyi öğrensinler istediler. Bu normaldi. Ama bunu öğretirken bir şeyi unuttular: Anadillerini. Bugün anasınıfından itibaren Almanca’yı öğrenen, evde bile Almanca konuşan Türk çocukları Türkçe’yi bilmiyor, Türkçe konuşamıyor. Almanya’nın her yerinde TC. Konsolosluklarının Türkçe dersleri, Türkçe öğretmenleri olduğu halde. Türkçe derslerinden çocuklarımızı geri bıraktırmamalıyız. Ne olursa olsun civarımızda Türkçe derslerini bulup çocuklarımızı göndermeliyiz. Bunu çocuklar için zorunlu tutmalıyız. Ancak bu şuurla Türkçe yeniden dirilir, kolaylaşır, güzelleşir. Rahmetli Adnan Menderes zamanında Almanya’dan Türkiye’ye işçiler gitmişti. Uzun kuyruklar olmuştu konsolosluk önlerinde. Bu bir başlangıçtı belki de. Ben bunun yarın olacağını yine düşünüyorum. Bugün artık Türkiye dünkü Türkiye değil. Bir gün özvatanımıza geri dönmek durumunda kalırsak isteyerek ya da istemeyerek... Lütfen dilimize, kimliğimize kültürümüze sahip çıkalım. Geldiğimiz yerleri unutmayalım. Köklerimizden kopmayalım. Bizi köklerimize bağlayan en kuvvetli bağ dildir. O yüzden dile çok önem verelim. Şu mısralar ne de güzel yakışıyor buraya değil mi? Orda bir köy var uzakta O köy bizim köyümüzdür Gitmesek de görmesek de O köy bizim köyümüzdür.

İlker BALÇIK

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Bu eser 10.03.2013 tarihinde Almanya’da kaleme alınmış, okuryazar.net ve izedebiyat.com sitelerinde yayınlanmıştır.

MATEMATİKÇİNİN AŞK MEKTUBU

Türev tanem, bir tanem bir sigma işareti kadar kıvrak bir Pi sayısı kadar sonsuzsun sevgilim. Sana olan sevgim limitlerin sonsuzluğuna ulaşıyor. Bir bakışın kalbimde matris kadar derin etkiler yapıyor. Kalem gibi kaşların, trigonometri gibi karışık saçların, tebeşir kokusu gibi burnumda tütüyor. Çarpanlarına ayrılamayan denklemler gibi nazlanma. Senden mektup almak inan integral almaktan daha zor. Bilinmeyenlerimiz farklı olsa bile polinomlar gibiyiz. Eğer böyle devam ederse seni keşfedilmemiş dizi kurallarıyla izleyeceğim. Seninle bir daire olalım. Merkezde ben, etrafta eşit uzaklıklarda sen. Nereye bakarsam seni göreyim. Üzüntülerimiz teğet, sevinçlerimiz kiriş olsun. Birbirimize o kadar yakın olalım ki, yarı çaplarımızın limiti sıfıra yaklaşsın. 2 Şu anda y=ax +bx+c parabolünün iki ayrı kolu isek de bir gün tepe noktasında buluşacağız. Sana bir sinx eğrisi gibi sürekli ‘k’ sabiti kadar bağlıyım.

Hiçbir parantez bizi ayıramaz!!! Tasvir Tasfir

HAZIRLAYAN : İbrahim GÜVEN Matematik Öğretmeni

| 35


Hüve

Türkiye darbeler tarihi ne yazık ki zengin bir tarihtir. Fakat darbelerden bahsetmeden önce darbenin kelime anlamından, ne anlama geldiğinden, kimler tarafından kimlere yapıldığından bahsetmek istiyorum “Darbe” kelimesinin sözcük anlamı “Bir ülkede zor kullanarak yönetimi devirme olayı”dır. Askerin veyahut bir başka yapılanmanın yönetimi devirmesi, el koymasıdır. Darbeler tarihinin başı Osmanlı’ya kadar uzanmaktadır. Darbeler serüveni Osmanlı Devleti’nin 9. Padişahı Yavuz Sultan Selim ile baş göstermiş ve sonraki yıllarda farklı adlarda farklı kılıklarda karşımıza çıkarılmıştır. 24 Nisan 1512 tarihinde I. Selim, doğudaki Şah İsmail’in faaliyetlerine dikkat çekmiş ve tedbir almıştır. I. Selim’in bu hareketi taht rakiplerini diğer adıyla abilerini bir rekabete sürüklemiştir. Bu sırada tahtın sahibi olan II. Beyazıd, askerin desteğini almış olan I. Selim’e her ne kadar direnmeyi düşünse de başarılı olamamış ve tahtından feragat ederek yerini I. Selim’e bırakmıştır. Bu olay darbeler tarihi serüveninin başlangıcı olmuştur. Daha sonra Genç Osman’ın sert tavırları ve sonrasında da başkomutanlığı üstlenmesiyle askerin nefretini celbeden Genç Osman tahttan indirilmiş, Yedikule zindanına hapsolmuş, idam edilmiş ve yerine I. Mustafa geçirilmiştir.

36 | Mayıs 2017

Türkiye Darbeler Tarihi 29 Mayıs 1807 tarihinde III. Selim ve yeniçeriler arasında güç amaçlı bir çekişme başlamıştır. Kabakçı Mustafa lakabıyla tanınan kişi yeniçerilere önayak olmuş ve III. Selim’in tahttan feragat etmesini sağlamıştır. 93 harbinden sonra (1877-78 Osmanlı-Rus Harbi) Osmanlı’da II. Abdülhamid Han’a karşı hazırda bulunan muhalefet daha da güçlenmiştir. Buna rağmen 2. Abdülhamid Han olağanüstü hâl şartlarında iktidarını sürdürmüştür. 1909 yılında çıkan fevkalade bir ayaklanmayı dahi bastırmış lakin Meclis-i Mebusan kararı gereği tahttan indirilmiş, yerine V. Mehmet Reşat getirilmiştir. 1959 yılında ilk kez demokratik katılım ile iktidara gelen Menderes Hükümeti dönemin hâkim güçleri tarafından yoğun baskılara maruz kalmış, haksız ve mesnetsiz eleştiriler altında devleti yönetmeye çalışmıştır. Laiklik münakaşası da bu dönemde dillerde pelesenk olmaya başlamıştır. “Atatürk’ün mirasına sahip çıkma” fikri askeri idare tarafından bu dönemde dillendirilmeye başlanmıştır. 1960 yılında askeri cunta tarafından yapılan ihtilal (darbe) sonrası dönemin bakanları Fatin Rüştü ZORLU, Hasan POLATKAN ile yine dönemin başbakanı Adnan MENDERES idam edilmiştir. Bu darbe cumhuriyet tarihinde gerçekleşecek ve her on senede bir yinelenecek darbeler dizisinin ilkidir. 1980 yılına gelindiğinde Türk halkı biri 60’ta diğeri 70’te olmak üzere iki darbe görmüştü. 12 Eylül 1980 tarihinde Süleyman DEMİREL hükümetini devirmeye yönelik darbe de maalesef ilk ikisi gibi başarılı olmuştur. Kenan EVREN önderliğinde yapılan bu darbe ülke için birçok trajik olayın sebebi olmuştur. Bu oranları sayı ile ifade edersek 1 milyon 683 bin kişi fişlendi, 230 bin kişi tutuklandı ve 517 kişi de idam edildi.


. Bandırma Anadolu Imam Hatip Lisesi 28 Şubat 1997 tarihinde “Post-modern” diye tabir edilen bir darbe daha gerçekleştirilmiştir. Bu darbedeki hedef ise Refah-Yol hükümeti ve tabii olarak dönemin başbakanı Necmettin ERBAKAN idi. Bu darbe ile darbeler tarihine yeni bir kavram da kazandırılmış oldu: “POSTMODERN DARBE” 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan darbe girişimi ise yaşanan onca darbenin en acısı olmakla birlikte millet adına en gurur vericisiydi. Halkın kendilerini koruyacağını düşündüğü Türk ordusunun içinden bir kesim kendi halkına silah doğrultmuştur. 15 Temmuz halkın bizzatihi kendisine değil, geleceğine ve huzuruna yapılmış bir terörist faaliyet olmaktan ileri gidememiştir. Tarih boyunca

Sancak-ı Şerif’in meydana indirildiği hiçbir darbe başarılı olamamıştır. Günümüzün Sancak-ı Şerifi de bu halktır. Halk; kendisine, huzuruna ve geleceğine yönelen tehlikeyi görmüş, Sancak-ı Şerif olduğunun bilinciyle meydana inmiş ve darbeye yeltenen asker kıyafetine bürünmüş teröristleri geri dönmeye mecbur bırakmıştır. Bu alçak darbe girişiminde 249 vatan evladı şehit olmuş, 2500’den fazla vatan evladı da gazilik rütbesine ulaşmıştır. TARİHİMİZ MİLLET ADINA(!) MİLLETİNİN HUZURUNA YİNE BU MİLLETİN ASKERLERİ TARAFINDAN YAPILAN DARBELERLE DOLU. UMARIM BU MİLLET BİR DAHA DARBE GÖRMEZ.

Eslem Vera KARACA Anadolu 9 - C

| 37


Hüve

Nobel Ödüllü Türk Prof. Dr. Aziz SANCAR 2015 yılında Nobel Kimya Ödülü’nü kazanan, her yerde üstüne basa basa Türk olduğunu dillendiren Prof. Dr. Aziz Sancar hakkındaki 10 bilgiden bahsettik.

Prof. Dr. Aziz Sancar, 2015 yılının Ekim ayında açıklanan Nobel Ödülleri’nde Kimya dalında ödül kazanmayı başarmış ve göğsümüzü kabartmıştı. Akademik kimliğinin ötesinde Türkiye’ye karşı gönülden bağlılığını her defasında dile getiren, ‘Kazandığım Nobel ödülü dahil her şeyimi Türkiye’deki barış için verirdim’ diyen Prof. Sancar hakkında bilinmesi gereken 10 bilgiden bahsettik. Prof. Dr. Aziz Sancar 8 Eylül 1946 yılında Mardin’in Savur ilçesinde, 8 çocuklu ailenin 7. üyesi olarak dünyaya gelmiştir. İlk ve ortaokulu Savur’da okuyan Prof. Sancar, liseyi de Mardin’de tamamladıktan sonra 1963 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazanmıştır. ‘Artık bilim yapmak istiyorum’ diyen Prof. Sancar, önce John Hopkins Üniversitesi’ne gitti. Oradan da Dallas’taki Teksas Üniversitesi’nde, Moleküler Biyoloji dalında doktorasını tamamladı. Doktora öğrencisiyken Maxicell yöntemini icat etti ve genetik mühendisliğini ABD’ye getiren ilk kişiler arasında bulundu. DNA onarımı, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerine çalışmalarını sürdüren Prof. Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Bilimsel nitelikleri ve insan sağlığına yapmış olduğu katkılar sebebiyle 2008 yılında Vehbi Koç Ödülü’nü kazandı. Kazandığı ödülünün tamamını ise Kuzey Karolina’da kurduğu ‘Türk Evi’ projesine ve Türkiye’nin tanıtımına harcadı. Kanser tedavisi için DNA onarımıyla ilgili yaptığı çalışmalar sebebiyle Tomas Lindahl ve Paul Modrich’le birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü’ne layık görüldü. Orhan Pamuk’tan sonra Nobel ödülü kazanan ikinci Türk, Prof. Dr. Aziz Sancar olmuştur. Ayrıca ABD Ulusal Bilimler Akademisi’ne kabul edilen 3 Türk’ten bir tanesidir. Şu an Kuzey Karolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü öğretim üyesi olarak çalışmalarına devam eden Prof. Sancar, biyokimya profesörü ve öğretim üyesi olan Gwen Boles Sancar ile evlidir. Eşiyle birlikte ABD’de okuyan Türk öğrencilere yardım etmek ve Amerikan-Türk ilişkilerini geliştirmek amacıyla Aziz&Gwen Sancar Vakfı’nı kurmuştur. 38 | Mayıs 2017


. Bandırma Anadolu Imam Hatip Lisesi

OKURKEN ŞAŞILACAK BİLGİLER • Sağ elini kullananlar sol elini kullananlardan ortalama 9 yıl daha uzun yaşıyor. • Uyurken, televizyon izlerken olduğundan iki kat daha fazla kalori harcarız. • ABD’de kola şoförlerinin kimyasal madde taşıma lisansı olması gerekiyor. • Taze kakao içinde bulunan sıvı, kan plazması yerine kullanılabilir.

• Atların kırılan kemikleri geri kaynamaz. Ayağı kırılan atların hayatı da biter. • Pisagor sokak dövüşü spor dalında olimpiyat şampiyonu olmuştur. • Dünyadaki ısı 1900 yılından itibaren 0,7 derece arttı. • Sadece erkek kanaryalar şarkı söyleyebilirler. • Bir yaşında ki köpek fiziksel olarak 15 yaşında ki bir insan ile aynı olgunluktadır. • Dünyanın uydusu ayın hacmi, Pasifik Okyanusu’nun hacmiyle aynıdır. • Kedi ve köpeklerde insanlar gibi solak ya da sağlak olabilir. • Timsahlar daha derine batabilmek için taş yutarlar. • Duş sürenizi sadece bir dakika bile kısaltsanız, ayda yaklaşık 2650 litre su tasarrufu yapabilirsiniz. • Her yıl yaklaşık 40.000 ton gök taşı tozu dünyamıza çarpmaktadır. • Sadece erkek tavus kuşları renkli kuyruğa sahiptir. • Develerin sütleri kaymak tutmaz. • Çiğ brokoli tam yağlı süt kadar kalsiyum içerir ve bu özellik kanser riskini azalttığı ile ilişkilendirilir. • Tavuk karaciğeri; A gurubu kanı,0 gurubu kana çevirirken kullanabilir. • Ortalama bir insan her yıl 1460’ tan fazla rüya görür. • Güneş sisteminde ki en sıcak gezegen Venüs’tür. • İlk arabaların direksiyonları yoktur sürücüler arabaya manivelayla (hareket kolu) yön verirlerdi. • Kelebekler ve güveler, Antartika dışında ki tüm bölgelerde bulunur. • Çincede noktalama işaretlerine ihtiyaç yoktur. • Denizyıldızlarının beyinleri yoktur. • İnsanların ölümüne en fazla sebep olan hayvan olduğu için sivrisinek en tehlikeli hayvandır. • 19. yüzyıldaki tüm insanlar, şuan 2 dakikada çekilen kadar fotoğraf çekememişti. • Albert Einstein, araba sürmeyi hiç öğrenmemiştir. • Fatih Sultan Mehmet 9 dil biliyordu. • Kayda alınmış en kısa savaş, 1896 yılında İngiltere ve Zanzibar arasında 38 dakika sürmüştür. • Bilim adamlarına göre; Mars, Merkür ve Venüs gezegenlerinde altın bulunmaktadır. • Plastik paket lastikleri buzdolabında saklandığında daha uzun ömürlü olurlar. • Tek yumurta ikizlerinin parmak izleri aynı değildir.

| 39


Hüve

Savaştan Barışa Bir Göç Hikayesi

......M..e..m ....le..k..e..t....d..e..y..in ....c..e....a..k..la.. gelen k ..o ....k..u..s..u..d..u..r.....B ......ş..e..y....h..a..v..a..s..ı, suyu e..lk..i....a..c..ıların ..............ilk .. .. ..............v..e....o....muhte e .. n .. .. va .. ş .. id ta .. .. n .. ın .. .. ............ş..e..m. ............d..a ......d..e..tl..is i ..in n..a..y..rı s a .. .... .. n ın .. .. k .. ....lm .. zo .. ..a .. ru le..k..e..ti ..............n..d..a....k..almasıd ....m..e..m .. n .. d ........e..n.., ....a..n..a. ..............ır... ........ ......2..0..14 .. .. .. ......H..a..zi .. ra .. .. n .. ........................ ............a..y..ın ....ın....12 ....... za ..... ..g ....ü..n..ü..y..d..ü.......S..u..riye’de ......m..a..n..d..a ......y..e..n..i ..b..ir k .. i .. h .. s a .. o y .. n a .. .. .. .. ta g .. .. ü .. .. n .. .. y ü .. .. e ............n..i....b..ir....ülkeye .. ........m..d g..e..lm .. ....ü... ..A ....e..m..in ..y ..............v..e....y..e..pyeni ..b ....n.ı ....ilk ....g..ü..n..ü..y..d ü... D u y .. g .. u .. ir .. .. la .. .. rı m .. .. g m .. .. e e .. .. ı, m ri .. .. g le ..............ü..ze .. .. k ........d..e......b..ır..a..k..tığım .. e .. l .. a .. n .. la .. ............rı ..te ... ..m ....ı ..v..e..ç..o..c..u..k..lu . ....İlk k h a y..e..ti..ş..ti..ğ..im ve ............g..ü..n..d..ü .... tı .. k ra .. e .. lim la .. .. .. rı .. .. e .. .. m le .. .. ri .. .. .. .. m .. .. i .. .. ............h..a..y..a..tı .. .. ö .. .ı ğ .. ...... rend .. , büy m Ş ..............ü..d..ü..ğ..ü..m, h ..ş iç..b..ir....y..e..ri on..u............iğ..im ..k ’d..a..n....a..y..rılmak ......d..a....b..a ..a ....A..M .. .. .. .... .. ... ............n..kadar evm ............zo ....ru ..n ....d..a..k..a..ld o..lm ......e..y..e..c..e..ğ..im ....ığ .. ....ım ü..n.., ..h..a..y..atım..ın............s.. ..u ....ş..tu ....o..g ..r. .... ........................ .. . ............b..ir..d e..ğ..iş..im ........................ .. .. n o k ta .. .. s .. ı .. .. .. .. .. ........................ ..... ......İlk ......a..y..la..rd ........................ ....a a..n....ç..o..k.. yavaş ....za ....m .. .. .. .. .. v .. e .. ... y .. g .. e e ............ç..iy ..........n..i..o..k..u lu..m ....o..rd a ir....y..a..n..d..an ye .... ....u.....B a..lış .. m .. .. a .. .. k , .. .. d .. iğ .. e .. n r .. .. m i .. .. ..........y..a ............ç..e..v..re ....ü..c..a..d..e..le ..n ....d..a..n....d..a.... ....m..e. iç..im ....e..tm ......e..k..zo rd ....d..e..k..i..s..ili..n u.....B .. .. e a .. m ze .. e n y .. .. e d b .. .. n e ir .. .. ö b .. .. za zl .. .. u ............n..la ............e..m ............m..a..n....u..y..anıp ku ....rı..n....h..e..p..s..in ....le. ..............rt..u..la ..in ......b..ir..k â..b..u..s..o c..a..ğ..ım .. .. te .. .. ı ld d u ü ğ ş .. u ü ....k....ş..e..y..;..a..ile .. .. n n .. .. u., ü .. .. rd ................ü..m.....B .......... in....b..e..n..im ....m .... i ..a..v..u..ta ..e ..n .. .. n ....y..a..n , s a..s..a..ğ a ..ım .. b ....d .. ır .. .. .. v .. .. s ..........e..re ......a..lim ....n. ......o..lm ......G..ü..n..le ....a..s..ıd ....ır..................... ....r ..g..e..ç..ti..k..ç..e....a..lışmay .. .. a .. .. .. .. ..........b ......... H ....a..ş..la..d ım....... ....a..ta T..ü..rk ....y..’d .... a..y..rı..lıp iy..e..’y ....a..n.... e..g..e..le .... B..a..n..d..ır .. .. li .. .. .. ta m a m .. ’y .. b a .. .. ir e .. .. n ta .. .. ..............ş..ın..d..ık ..........y..ıl....o..ld ü..ze ......g u.. .... ..l....g..ü..n..le..ri .... ..... ..B..u..ra ....d..a ....m....b..e..k..liy ....T..ü..rk iy o e rd ’d .. u e .. .. b .. .. g L..İS..E..S .. .. e e .. .. n ç .. .. i. ir .. .. d B .. .. İ’ iğ .. .. .. ..........A..N ............im e.... y..a..zı..ld ....n .... ....D..IR ... ....M..A ....ım ....A ..... ..Y..e..n..i....o..k..u..lu ....N..A..D..O L..U....İM .. .. A m e M u n H .. .. .. A n ..d .. .. a T ....iy..o..rd .. .. u s İP .. .. m ıl .. .. , .. .. ..............o..ra ..........b..ir ....... y..e..r ..o ...... ....d..a..k..i.. öğretm ..ld ....u..ğ..u..n..a ç..o..k....m..e..rak a..ç..ıla .. .. .. .. ....r....ö..ğ..re ....c..a..ğ..ı ..g..ü..n..ü....b..ekleme..............e..n..le n..c..ile ..... r. .. .. S..a..b..ır..s..ız .............. ............k..te y lık d..im la y . .. .. o V .. .. k e .. .. u .. b lla .. .. e ....ö..n..e..ld..im .. .. k rın .. .. le .. .. ilk n .. .. .. .. e ............n..g ..........g..ü..n o..ld..u..ğ ....ü..n..g..e..ld ..ü i,..e..v..d..e..n.. çıkıp o ....... ....m.... u .. iç .. in .. ka ç .. o .. k rş .. .. h ıla .. .. e k .. .. .. y u ..........y ............e..c..a..n ............la ....ıp....s..ın..ıf..ım ... ..lıy . .. ....d M..ü..d..ü..r....yardım ....a ....ım ....g..ö..tü .... ....rd ....ü.....S..ın ıf....a..rk c .. ıs .. .. .. ı a .. .. b d .. iz a .. ş .. .. la .. ..............rı..m..a....ta .......i .. ..İlk .. .. .. ..g..ü..n.. ..ç..o..k güze . ............ ....n..ıt..tı .. .. .. .. l .. ............... .. .. .. .. ..g k ..e..ç..ti..... ..H ..a lıc..a.. .. ..a..rkadaş ..y..n..a..ş..a..b..ild ..ız .. .. im.....T..ü..rk .. .. ç e la .. y .. rl i .. a .. ç .. o .. .. k .. .. .. .. .. .. .. .. ..a be..n..im ..z.. ..b..ilm .. m..e.. ra .. ..le.. s .. ..e.. ..ü..re .. ..kli.. ..ile .. ..ğ..m..e..n.. .. ti ş..im he..rk .. k e.. .. u s rm .. a .. .. y .. .. a H .. e .. ç m .. a ..ö..ğ.. .. .. .. .. ..lış .. .. .. .. a.. ra..k.. .. re..tm .. y .. a rd ım .. ..e..n..le..ri..m..in c .. ı .. .. .. .. ..o..ld u.. .. .. h de .. .. ..e..m sa..y..e..s..in..de ilk .. .. .. .. .. a .. ..rk .. ..a..d..a..ş.. la..rı..m..ın .. .. .. ..s..ın y a rı.. ..a rd m..ı .. .. ..v..la ım .. iy..i .. .. .. .. .. .. .. .. .ı n.. otl ala ..a ..r.. .. .. ..ra tl..a..ta..b..ild ..k.. ..a.. ......B..u......o im k.. u..la........g..eldiğim .. .. .... .. . .. .. . .. .. .. .. iç .. in .. .. m .. e .. ç m .. o ............k............ ........n..u u..m... ......Y..urdum ..n .... ....................... ......g..eri dö d..e........h..ayatım ..........a .. ........................ ............d..a..........unutm..........n..s..e..m ........................ ..........a..y..a a..rk a..ğ..ım ....c.. .. .............. ..a ....d..a..ş..la..rı .. .. .. .. .. ....m..,..a..n..ıla .. .. .. rı .. .. m ........................ ............o..ld..u.....S e se n i ç .. o .. .. k o .. .. .. ru ..v .. .. ..iy .. ............ m ..............B..a..n..d ......................S..ara ....ır..m..a....v..e....a..n..ıla .. D .. .. E .. R .. .. V rı .. m g İ .. .. ü ın Ş .. .. ze .. .. e ............n............ .................. ..........l ..k..ö..ş..e..s..in..de ka ..........A..na ..........la c.. a..k..s..ın....... .... ....do..lu ....11 ....-..A.................. ........................ .. ........................ ........................

40 | Mayıs 2017


Hikaye Huzurla Huzurda Dirilmek

. Bandırma Anadolu Imam Hatip Lisesi

“II.

Abdülhamid Han Selanik’ten gelen Hareket Ordusu’na yol vermeseydi ne Osmanlı İmparatorluğu İttihat ve Terakki’nin eline geçecek ne de Osmanlı İmparatorluğu I. Dünya Savaşı’na girecekti. Osmanlı İmparatorluğu da parçalanıp yok olmayacaktı.” yazı burada bitiyordu. Gazeteyi kapatıp konsolun üzerine bıraktı. Yazıyı satır satır tekrar düşünürken okuma lambasının düğmesine dokundu, odayı kesif bir karanlık kapladı. “II. Abdülhamid Han direnseydi...” Gözlerini yumdu, gece epey ilerlemişti. Minik bir el, kapının kolunu indirdi ve kapı ağır ağır açılırken holün ışıkları yatak odasına doldu. Ardından ışığı yara yara minik adımlarla bir çocuk sokuldu. O küçük cüsseden pek de başarılı olmayan bir telaffuzla “Babaaa!..” diye bir ses çıktı. Komiser Seyfi yastıktan başını kaldırıp ışığın içinden yatağın dibine kadar gelmiş olan uykunun mahmurluğuna bürünmüş gözlerin sahibini iki eliyle kavrayıp eşiyle aralarına yatırdı, burnunu saçlarına götürüp derin bir nefes çekti. Uykusunu açmaktan korkar gibi usulca kulağına “Sen de mi uyuyamadın kınalım?” dedi. Küçük çocuğun saçları doğuştan kınalıydı, o sebeple Komiser Seyfi oğluna “Kınalı” demeyi adet edinmişti. Kınalı uykuya varmıştı; sağ kolunu Kınalı’nın boynunun altından geçirip sol koluyla da vücudunu sardı. Önce götürüp yatağına yatırmayı düşündüyse de vazgeçti. Kokusunu içine çekerken, narin bedenine sarılırken birlikte uyumaya karar verdi. Gözlerini kapattığında sonsuz huzur deryasında buldu kendini. Gece onun ve tüm şehrin üstünü bir yorganmışçasına örttü. Uyandığında hala Kınalı ile yan yanaydı. DuvardaEslem Vera KARACA ki eski saat Anadolu 9 - C hala var gü-

cüyle ses çıkaran saate baktı. Vaktin çıkmasına daha vardı, yataktan yavaşça kalkarken eşini de uyandırıp battaniyeyi Kınalı’nın üstüne örttü. Karı koca abdest alıp okunan ezanla birlikte sabah namazının sünnetine dururken oğulları ile kızları da dahil oldular. Tüm aile toparlanarak saf tuttular. Dudaklarından fısıltı ile çıkan sureler sanki bir tek ses olmuş perde perde bir seslenişe dönmüştü. Namazı cemaatle eda ettikten sonra Hatice Hanım kahvaltıyı hazırlamak üzere mutfağa geçti. Karıştırılan çayların şıngırtıları, çatal kaşık seslerine karıştı ve şen şakrak yenmiş bir kahvaltı sona erdi. Komiser Seyfi kısa sürede hazırlandı. Silahını koltuk altı kılıfına yerleştirip dış kapıya yöneldi. Her zaman olduğu gibi kapı önünde herkes kahvaltıdakinden bir fazlasıyla onu uğurlamak üzere kapının önünde toplanmıştı. Hatice Hanım; çelik kapıyı aralayınca karşı komşuları Kenan Üsteğmen’i, Zekiye Hanım’ı ve iki çocuklarını gördü...

Hikayenin Tamamına Okul Sitemizden Ulaşabilirsiniz. http://bandirmaihl.meb.k12.tr/ icerikler/huzurla-huzurda-dirilmekhikaye_3304693.html

Bu eser Türkiye’nin Darbeler Tarihi ve 15 Temmuz Milli İrade Zaferi Konulu Hikâye Yarışmasında Balıkesir İl Birinciliğine Layık Görülmüştür.

| 41


Hüve

19

Çarşamba

Aşure Günü Etkinliğimiz

Aşure geleneği , Muharrem ayı ile bağlantılı olarak uzun yıllardır yaşatılan uygulamalardan birisidir. Aşure ayında insanlar komşularına, dost ve akrabalarına yılda bir defa aşure dağıtır.Muharrem ayı aşure ikramımızı okul bahçemizde gerçekleştirdik. Allah kabul etsin, emeği geçenlerden Allah razı olsun inşallah.

23 Pazar

Okulumuzda Milli Eğitim Bakanlığı ve Öğretmen Akademisi Vakfının (ÖRAV) işbirliğiyle “Öğrenen Lider Öğretmen” semineri düzenlendi. Seminer 22.10.2016-23.10.2016 tarihleri arasında okulumuzda gerçekleştirildi. Öğretmen Akademisi Vakfı eğitmenleri Sema ALEVCAN, Yahya ALKAN ve Ülkü KAHRAMAN’ın verdiği seminer, tüm öğretmenlerimizin katılımıyla bilgi, tecrübe ve eğlencenin harmanlandığı bir hava içerisinde gerçekleştirildi. Seminere katılan idareci ve öğretmenler bilgi ve tecrübelerini paylaşarak eğitim ve öğretimin devamlılığını vurguladılar. Eğitimde modern yaklaşım ve teknikler incelenerek seminer eğitimi boyunca bu tekniklerden fazlasıyla yararlanıldı. Seminer iki gün boyunca eğlenceli bir şekilde gerçekleştirildi. Bandırma Anadolu İmam Hatip Lisesi tüm paydaşlarıyla öğrenen okul olma yolunda bir hafta sonunu mesleki gelişimleri için feda ederek ilerliyor. Tüm idareci ve öğretmenlerimize teşekkür ederek eğitimde yeni ufuklar açmalarını temenni ediyoruz.

O K U L U M U Z D A N

H A B E R L E R

Öğrenen Lider Öğretmen Semineri

28 Cuma

Evi Yanan Aileye Yardım

Hamamlı Köyü´nde çıkan yangın sonrası evleri oturulamaz duruma gelen AKAY ailesinin acısına bir nebze ortak olmak maksadıyla okulumuz Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Kulübü öğretmenleri öncülüğünde toplanan yardımlar kendilerine teslim edilmiştir.

Sürpriz

42 | Mayıs 2017

Süpriz


Ümmet İçin Namaza...

5

Cumartesi

Okulumuz Öğrenci ve Öğretmenleri “Aynı Safı Paylaşanlar! ÜMMET İÇİN Namaza” Sloganıyla 5 Kasım 2016 Cumartesi Sabah Namazı’nda Buluştular.

Okulumuz öğrenci ve öğretmenleri BİHAD(Bandırma İmam Hatip Okulları Mezunları ve Mensupları Derneği) yöneticileri ve üyeleriyle birlikte sabah namazında Tekke Camii´nde buluştular. Namaz sonrası Hacı Ali Rıza Bezzaz Efendi Hz.’ ni ziyaretten sonra birlikte kahvaltı yaptılar.

Salı

İlçe Milli Eğitim Müdürümüzden Akşam Ziyareti

İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Osman ÖZKAN akşam okul pansiyonumuzu ziyaret ederek yatılı öğrencilerimizle hasbihal ettiler. Ziyaretlerinden dolayı kendilerine teşekkür ediyoruz.

Şehitlerimiz İçin Mevlit Programı

19

Cumartesi

Okulumuz öğrencileri 15 Temmuz Şehitleri ve tüm şehitlerimizi yad etmek amacıyla 19 Kasım Cumartesi günü öğle namazından önce Haydarçavuş Camiinde Mevlid-i Şerif okuyarak indirilmiş olan hatimlerin duasını yaptılar. Emeği geçen tüm öğretmen ve öğrencilerimize teşekkür ediyoruz.

20 Pazar

Kurucu Müdürümüzü Ziyaret Ettik

Okulumuzun “Vefa Günleri Projesi” kapsamında İmam Hatip Lisesi Kurucu Müdürümüz Mehmet Ali İLHAN beyi, Milletvekilimiz Sema KIRCI Hanımefendi, İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Osman ÖZKAN, Okul Müdürümüz Kanver ŞENER, Rehber Öğretmenimiz Nalan ASLAN ve BİHAD Dernek Başkanımız Halife KARA ile birlikte ziyaret ettik.

| 43

H A B E R L E R

15

O K U L U M U Z D A N

. Bandırma Anadolu Imam Hatip Lisesi


Hüve

24

Perşembe

Vefa Günleri Projemiz

Okulumuzun “Vefa Günleri Projesi” kapsamında idareci, öğretmen ve öğrencilerimiz, BİHAD üyeleriyle birlikte okulumuz emekli öğretmenlerinden Nazif KÜÇÜK, İbrahim BATO, Kamil GENÇ, Ali URUŞ, Melek ÖZPOLAT, Fethi SIR, Levent TAVGAÇ ve Hüseyin KOLDAN hocalarımızı ziyaret ettik.

Balıkesir Üniversitesi Tanıtım Fuar Gezimiz

30

Çarşamba

Okulumuz son sınıf öğrencileri, idareci ve rehber öğretmenleri gözetiminde önce Balıkesir Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne ziyaret gerçekleştirerek fakülte dekanı Prof. Dr. Muammer ERBAŞ ile görüşme yaptılar. Daha sonra Balıkesir Üniversitesi “Tercih Günleri” seminerine katıldılar.

O K U L U M U Z D A N

H A B E R L E R

12

Pazartesi

Mevlid Kandili Programlarımız

Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V.)’i doğum gününde dualarla andık.

Mevlid Kandili vesilesiyle okulumuz kız öğrencileri İhsaniye Camiinde ve erkek öğrencileri Levent Camiinde bir program düzenlediler. Emeği geçen tüm öğrencilerimizi ve öğretmenlerimizi tebrik ediyoruz.

Sınıflar Arası Münazara Etkinliği

15

Perşembe

Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün her yıl geleneksel olarak düzenlediği etkinlikler çerçevesinde münazara etkinliği gerçekleştirdik. 9-10-11. sınıflar arasında yapılan münazaralar sonucunda 9A, 10A, 11B sınıfları kendi düzeylerinde fikirlerini daha iyi savunarak birinci oldular. Etkinlikte görev alan öğrencilerimize, öğretmenlerimize teşekkür ediyoruz.

44 | Mayıs 2017


Öğrencimizi Evinde Ziyaret Ettik

16

Cuma Rehberlik servisimizin desteği ile her ay düzenli olarak ev ziyaretleri gerçekleştirmekteyiz. Bu kapsamda 10. sınıf öğrencimiz Neslişah CİBA’yı evinde ziyaret ettik. Ziyaretimize İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Osman ÖZKAN da katıldılar.

Cumartesi

Siyer-i Nebi Yarışmasında Öğrencilerimizin Başarısı

Siyer-i Nebi yarışmasında öğrencilerimiz Betül IŞIK ilçe 2.´si, Meryem AYDIN da ilçe 3.´sü olarak bizleri gururlandırdılar. Ödüllerini “Mekke´nin Fethi” programında İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Osman ÖZKAN’ın elinden aldılar. Öğrencilerimizi tebrik ediyor; başarılarının devamını diliyoruz.

Okulumuz Güzelleşiyor

2

Pazartesi

Öğrencilerimiz için çalışmalarımız devam ediyor. Bu kapsamda yeni yıl ile birlikte; -Yemekhanemizde tabldot sisteminden porselen tabak sistemine geçildi. -Yemekhane lavabolarına ayna, kağıt havluluk takıldı. -Yemekhane masa örtüleri yenilendi, masa yüzeylerine okul amblemimiz ve yemek duası görselleri eklendi. -Kız ve erkek WC´lerine boy aynası, kağıt havluluk, lavabo üstü aynalara da etajer yerleştirildi.

5

Perşembe

Mesleki Yarışmalarımız

Yarışmalarda Birinci Olan Öğrencilerimiz; Genç Nida Kur´ân-ı Kerim Okuma Ayşenur GEZER A11A Genç Sada Kur´ân-ı Kerim Okuma Berk GÖKDEMİR A12B Genç Bilaller Ezan Okuma Yusuf Yaşar ÇALIK A11C Genç Hatipler Hutbe Okuma Burak USLU A11B Öğrencilerimizi tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.

| 45

H A B E R L E R

31

O K U L U M U Z D A N

. Bandırma Anadolu Imam Hatip Lisesi


Hüve

20

Pazartesi

Öğrencimiz Güreşte İl Üçüncüsü

Balıkesir’de yapılan okullar arası güreş müsabakalarında Anadolu 11 C sınıfı öğrencimiz Hasan Can AKMAN il üçüncüsü olmuştur. Kendisini tebrik ediyor, başarılarının devamını bekliyoruz.

Okul Aile Birliğimizden Yemek Etkinliği

22

Çarşamba

Okul Aile Birliği Yönetim Kurulu üyelerimiz YGS öncesi, öğrencilerimize moral motivasyon için yemek ikramında bulundular. Yemeğe öğretmen arkaşlarımızın yanı sıra, BİHAD Başkanı Halife KARA ve yönetim kurulu üyeleri, Okul Aile Birliği Başkanı Ufuk ŞAT ve yönetim kurulu üyeleri, Milli Eğitim personeli, İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Osman ÖZKAN katılmışlardır. Okul Aile Birliğimize ve emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.

22

Çarşamba

Okulumuzdan 1984 yılında mezun olduktan sonra İlahiyat Fakültesi´nde eğitimini tamamlayıp Şırnak Cizre´de öğretmenliğe başlayan ve 22.02.1994 tarihinde şehadet mertebesine erişen Mustafa BOZ kardeşimizi anne evinde, okulumuz öğrencilerinin okuduğu Kur´an-ı Kerim ve dualarla yâd ettik. Şehidimizin annesi Müberra BOZ teyzemize sağlıklı uzun ömürler diledik. Programa katılımlarından dolayı Bandırma Kaymakamımız Sayın Günhan YAZAR’a, İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Osman ÖZKAN’a ve desteklerinden dolayı proje kardeş okulumuz Şehit Öğretmen Mustafa Boz Özel Eğitim Merkezi Müdürü Eyüp Tezcan KÖSE’a teşekkür ederiz.

H A B E R L E R O K U L U M U Z D A N

Şehidimizi Dualarla Yâd Ettik

Okulumuz Yenileniyor

22

Çarşamba

BİHAD yönetim kurulu üyeleri, Okul Aile Birliği yönetim kurulu üyeleri, Diyanet Vakfı yönetim kurulu ve Ensar Vakfı yönetim kurulu üyeleri okulumuzun yenilenen birimlerini ziyaret ettiler. Bu güzel ortamların oluşmasında maddi, manevi desteği olan ve emeği geçenlerden Allah razı olsun.

46 | Mayıs 2017


Yeni Türkiye, Yeni Gelecek Konferansına Katıldık

3

Cuma

Gençlik ve Spor Bakanlığı Kredi Yurtlar Kurumu İl Müdürlüğü´nce hazırlanan ve Prof. Dr. Faruk BİLİR’in katılımıyla “Yeni Türkiye, Yeni Gelecek” konulu konferansa öğrencilerimizle birlikte katıldık.

3

Cuma

BENGİ projeleri kapsamında değerler eğitiminde “Saygı” konusunda Meslek Dersleri öğretmenimiz Tesbiha GÜNGÖR tarafından çeşitli etkinlikler düzenlenmiştir.

Bayan Öğretmenlerimizden Pansiyon Ziyareti

3

Cuma

Pansiyonda kalan yatılı öğrencilerimiz yeni mekanlarına kavuştuktan sonra bayan öğretmen arkadaşlarımız kendilerini ziyaret ederek onlara ikramda bulundular. Öğrencilerimiz bu ziyaretten çok memnun oldular.

8

Çarşamba

İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Okuma Saatimize Katıldı

İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Osman ÖZKAN okulumuzu ziyaret ederek okuma saatinde bizlerle birlikte oldular. Ayrıca öğretmen arkadaşlarımızla sohbet ederek 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle bayan öğretmen arkadaşlarımıza çiçek ikram ettiler. Ziyaretlerinden dolayı kendilerine teşekkür ediyoruz.

Müftümüz Okuma Saatimizde

9

Perşembe

BENGİ Projesi kapsamında okulumuza İlçe Müftümüz Sayın Süleyman KÜÇÜK geldiler. Öğrencilerimizle kitap okuma saatinde birlikte oldular. Katılımlarından dolayı kendilerine teşekkür ediyoruz.

| 47

H A B E R L E R

Değerler Eğitimi “Saygı” Temalı Etkinliğimiz

O K U L U M U Z D A N

. Bandırma Anadolu Imam Hatip Lisesi


Hüve

9

Perşembe

Kur’ân-ı Kerîm Okuma Yarışmasında İl Birincisiyiz

Genç Nîda Kur’ân-ı Kerîm’i Güzel Okuma ve Hafızlık Yarışması Balıkesir İl Finalinde okulumuz öğrencilerinden Ayşenur GEZER birinci olmuştur. Kendisini tebrik ediyoruz. Üzerinde emeği olanlardan Allah razı olsun diyoruz.

“Baba Haydi Kalk” Projemiz

9

Perşembe

Okulumuz öğrencilerinin gerçekleştirdiği “Baba Haydi Kalk” projesi kapsamında Haydar Çavuş Camii´nde yatsı namazında buluşma programı büyük ilgi gördü. Öğrencilerimizin Hatim, Kur’ân-ı Kerîm tilaveti, ilahiler ve dualarla ihya ettiği geceye bayan öğrencilerimiz de katıldılar. Bu programa katılım sağlayan, destek olan ve emeği geçen herkesten Allah razı olsun.

O K U L U M U Z D A N

H A B E R L E R

26 Pazar

Bursa Gezimiz-TÜYAP Kitap Fuarı

Gezi kulübümüzün düzenlemiş olduğu Bursa TÜYAP Kitap Fuarı gezisi gerçekleştirildi. Bursa gezisinde kitap fuarı dışında Tophane, Osman Gazi, Orhan Gazi türbeleri, Ulu Camii ziyaret edildi. Ayrıca İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi, Cumalıkızık bölgesi ziyaret edildi. Gezide öğrencilerimize rehberlik yapan tüm öğretmenlerimize teşekkür ediyoruz.

Susurluk Kitap Fuarı’na Katıldık

21 Cuma

BENGİ Projesi kapsamında Susurluk ilçesinde düzenlenen Kitap Fuarı etkinliklerine okulumuz öğrencileriyle katılarak Vehbi VAKKASOĞLU hocamızın yaptığı söyleşiyi dinledik. Susurluk ziyaretimizde, geçen sene okulumuzda müdür başyardımcısı iken öğretim yılı başında Susurluk Anadolu Lisesi müdürü olan Arif YÜKSEL’i de ziyaret ettik. 48 | Mayıs 2017


Kardeş Okulumuza Ziyaret

28

Cuma BENGİ Projesi kapsamında kardeş okulumuz Şehit Öğretmen Mustafa Boz Özel Eğitim Mesleki Eğitim Merkezini bir grup öğrencimizle birlikte ziyaret ettik. Bizlere yakın ilgi gösteren okul müdürü Eyüp Tezcan KÖSE´ye, öğretmen arkadaşlara ve tüm personele teşekkür ediyoruz.

Cuma

40 Şair 40 Şiir Şiir Dinletimiz

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Feyza DÖNMEZ ve Müdür Yardımcısı Abdulhemit BAYINDIR´ın BENGİ Projesi kapsamında hazırlayıp sunduğu şiir dinletisi izleyicilerle buluştu. Programda görev alan tüm öğretmen ve öğrencilerimizi kutluyor ve teşekkür ediyoruz.

Kardeş Okullar Elele Yetim Kardeş Gülsün Diye

5

Cuma

Kardeş okulumuz Bandırma Şehit Öğretmen Mustafa Boz Özel Eğitim Mesleki Eğitim Merkezi işbirliğinde, BENGİ Projesi kapsamında yürüttüğümüz ve gelirinin tamamının yetim kardeşlerimize aktarılacağı, özel öğretim öğrencilerinin el emeği göz nuru ürünleri tanıtım standı okulumuzda açılmış ve gönüllü öğrencilerimiz tarafından satışa sunulmuştur.

9 Salı

Bilgi Yarışması Başarımız

BENGİ Projesi etkinlikleri çerçevesinde İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüz “Liseler Arası Bilgi Yarışması” düzenledi. 8 Mayıs 2017 tarihinde gruplar arası yarışmalarda okulumuz grubunu birinci tamamlayarak finale kaldı; 9 Mayıs 2017 tarihinde yapılan final yarışmasında da ilçe üçüncüsü oldu. Öğrencilerimizi tebrik ediyoruz.

| 49

H A B E R L E R

28

O K U L U M U Z D A N

. Bandırma Anadolu Imam Hatip Lisesi


Hüve

Stereogram (Şaşı Bak Şaşır) Dünya 90’ların başında stereogram ile tanışıp bu çılgınlığına kapıldı. Bu resimlere şaşı bakarak 3 boyutlu arka plan imgeleri görebiliyorsunuz. Resimler Görebilmek İçin Bir Yöntem; GERİ ÇEKİLME : Bu metotta önce resme iyice yaklaşın. Burnunuza odaklayın gözlerinizi ve yavaş yavaş uzaklaşın resimden. 10-20 cm. uzaklaştığınızda hafiften bir derinlik yakalayacaksınız. Bundan sonra o derinliğe odakladığınızda kendinizi resmin o üç boyutlu dünyası içinde bulacaksınız.

Bölgesel Sudoku Her satırda, her sütunda ve kalın çizgilerle sınırları belirtilmiş her bölgede 1’den 9’a tüm rakamlar tam olarak bir kez yer alacak şekilde diyagramı doldurun.

Cevaplar İçin Karekodu Kullanınız

Resfebe

50 | Mayıs 2017


Öğretmenimiz Nurullah ŞİMŞEK’in Kitap ve Medeniyet Konulu Karikatür Yarışmasına Gönderdiği Diğer Eserleri (Bakınız : Sayfa 52)

Karikatür

Dİlayda ZENCİRCİ | A11B

Tuba GÖNÜL | A11C

Nurullah ŞİMŞEK Derya ÖZBEK | A9B

Nurullah ŞİMŞEK

. Bandırma Anadolu Imam Hatip Lisesi

Kolonya Kolanya

Nurullah ŞİMŞEK

| 51


Hüve

Uluslararası Yarışmada Öğretmenimizin Başarısı Öğretmenimizin Üçünlüğe Layık Görülen Eseri

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenimiz Nurullah ŞİMŞEK, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından 9. Kocaeli Kitap Fuarı kapsamında düzenlenen ‘Kitap ve Medeniyet’ konulu 1. Uluslararası Bilge Şehir Karikatür Yarışması’nda üçüncü olarak büyük bir başarıya imza attı. Yarışmada birinciliği Aşkın AYRANCIOĞLU, ikinciliği Ukrayna’dan Olena TSURANOVA kazandı. Birinci yılında yurt içi ve yurt dışından beklenenin ötesinde ilgi gören yarışmaya, 58 ülkeden 493 karikatürist bin 218 eserle başvuru yaptı. Yarışmada profesyonel kategoride öğretmenimizin çizdiği eser üçüncülüğe layık görüldü. Öğretmenimiz ödülünü 13 Mayıs 2017 Cumartesi günü düzenlenen 9. Kocaeli Kitap Fuarı’ndaki törende aldı. Öğretmenimizi tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.

2017 Mezunlarımız Keplerini Attılar. Kendilerine Yeni Hayatlarında Başarılar Diliyoruz. 52 | Mayıs 2017




Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.