Medikal Teknik Mart'12

Page 1










Yıl: 26 Sayı:304 Mart 2012 GRUP BAŞKANI H. FERRUH IŞIK İLETİŞİM MAGAZİN GAZETECİLİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. adına İMTİYAZ SAHİBİ MEHMET SÖZTUTAN GENEL MÜDÜR YARDIMCISI AHMET KIZIL ahmet.kizil@ihlasfuar.com SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ YUSUF OKÇU yusuf.okcu@img.com.tr EDİTÖR HÜSEYİN AKARSU huseyin.akarsu@img.com.tr SANAT YÖNETMENİ ve BASKI SORUMLUSU İSMAİL GÜRBÜZ ismail.gurbuz@img.com.tr CONSEPT TASARIM RECEP ÜNAL recep.unal@img.com.tr REKLAM KOORDİNATÖRÜ AHMET ERASLAN ahmet.eraslan@img.com.tr KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ EBRU PEKEL ebru.pekel@img.com.tr HABER SERVİSİ AHMET ERASLAN ahmet.eraslan@img.com.tr DIŞ İLİŞKİLER HAKAN KURT hakan.kurt@ihlasfuar.com MUHASEBE MÜDÜRÜ MÜRSEL GÜRLER muhasebe@img.com.tr ABONE HATİCE ERDÖNMEZ hatice.erdonmez@img.com.tr CTP • BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. 29 Ekim Cad. No: 23 34530 Yenibosna / İSTANBUL +212 454 30 00 ADRES 29 Ekim Caddesi No:23 34197 Yenibosna / İSTANBUL Tel.:+212 454 25 00 Faks:+212 454 25 98 www.medikalteknik.com.tr e-mail: info@medikalteknik.com.tr Medikal Teknik Dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. Medikal Teknik Dergisi’nin bütün yayın hakları İletişim Magazin San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. aygın süreli bir yayın olan Medikal Teknik Dergisi ayda bir yayınlanır.

Sağlıklı Büyüme Birkaç yıl ayrı kaldığımız Medikal Teknik Dergisi’nin sayfalarından size yeniden seslenmenin mutluluğunu yaşıyorum. Bu dönem içinde dergimizi yoğun çalışma temposu ile sizlerle buluşturan Uğur Dündar ve diğer ekip arkadaşlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum. Yayıncılıkta başarılarla dolu 26 yılı geride bırakan Medikal Teknik Dergisi’ne ve sektöre bir nebze olsun katkı sağlamak için çalışmaya devam edeceğiz. Sektörde bulunmadığım dönem içinde, çok önemli değişimler olduğunu gözlemledim. Sağlıkta Dönüşüm Projesi ile başlayan kapsamlı değişim, bugün halen devam ediyor. Geçmiş dönemde yaşanan sorunların bir çoğundan eser kalmadığını görmekteyiz. Fakat bu sorunsuz bir sektör haline geldiğimizi göstermez. Geçmiş dönemde medikal firmaların en büyük sıkıntısı alacaklar konusunda idi. Bugün ise hastanelerden alacaklarının kalmadığını görüyoruz. Kamu ve özel alanda çok ciddi yatırımlar yapıldı. Üniversite hastaneleri, eğitim araştırma hastaneleri, özel hastaneler derken, önemli sağlık hamlelerinde bulunuldu. Yakın zaman içinde, Sağlık Bakanlığı tarafından 9 şehirde kurulması planlanan 10 sağlık tesisi için uluslar arası yeterlilik belirleme süreci başlatıldı. Yani sağlıktaki “Sağlıklı Büyüme” sürmektedir. Öte yandan, geçmiş dönemde ihalelerde yaşanan sorunların önüne geçmek için online ihale sistemi oluşturuldu. e-devlet projeleri çerçevesinde hayata geçirilen Elektronik Kamu Alım Platformu, uygulamalarına başarılı bir şekilde devam ediyor. EKAP ile, ihale sürecinde standardizasyon, hız, saydamlık, bilgi bütünlüğü, tutarlılık ve doğruluk, kamuoyu denetimi ve etkinlik sağlanırken, kamu alımlarında % 20 oranında tasarruf sağlanması planlanıyor. Sektörümüzün sivil toplum örgütleri de gerekli tüm platformlarda faaliyet içinde. Sektörün sesini duyurmak, birlik ve beraberliğin sağlanması için sivil toplum örgütlerine ihtiyaç var. Herkesin az ya da çok bu örgütlere destek olması gerekir. Medikal Teknik Dergisi olarak geçmiş dönemde olduğu gibi, gelecekte de sivil toplum örgütlerimizi desteklemeye devam edeceğiz. Önümüzdeki ay sağlık sektörünü büyük bir organizasyon bekliyor. TÜYAP Fuarcılık tarafından organize edilen ve bölgenin en büyük fuarı olan Ekspomed ve Labtek 2012 fuarları 12-15 Nisan tarihleri arasında kapılarını açacak. Geleneksel buluşmamızda, tüm misafirlerimizi fuara ve standımıza bekliyoruz. Gelecek sayıda buluşmak ümidiyle, 14 Mart Tıp Bayramınızı kutlar, sağlıklı günler dilerim. Saygılarımla,


REKLAM INDEKS

icindekiler

12

Sa€l›k Sektörü Büyük Buluflmaya Haz›rlan›yor

78

Medical Park Samsun Hastanesi Hedef Büyüttü

20

Süper Sa€l›k Tesisleri Geliyor

82

Ortado€u’nun Sa€l›k Üssü Olma Yolunda ‹lerliyor

26

MASS‹AD Baflkan› Kaz›m Eryaflar Güven Tazeledi

84

Universal Grubu’nun 14. Hastanesi Kufladas›’nda Aç›ld›

30

Sa€l›k Çözümlerinin Buluflma Adresi: Esse Group

96

BEAH’dan Kansere “Tomo Therapy” Yat›r›m›

34

MED‹TEL, Çözüm Odakl› Hizmet Anlay›fl› ile Büyüyor

AKTİF DIŞ TİCARET ...................71 AMAZON MEDİKAL....................55 AN LİMİTED .....................Ö.K.-4-5 AND OUTDOOR..........................95 AROMA POLİFARMA .................23 AYDERSAN .......................109-111 BETAKON .........................101-103 BEYBİ .........................................81 BİLİMDAR DOKUMA..................57 DESOMED EURO .......................31 DİJİKON .....................................65 DOPA ....................................39-41

EAR-TEKNİK ..........................A.K.İ EKİP............................................85 EKOL ..........................................61 EMS ............................................69 GAMİDOR ...................................33 GÖZDE ...........................A.K.İ.-125 İDEAL MAKİNA.........................6-7 İHLAS KOLEJİ ..........................119 İNCEKARALAR...........................15 KEYHAN TERCÜME .................113 KİMEKS........................Ö.K.İ.-1-19 KLAS DIŞ TİCARET ..................115

102

Medicana Nöroloji Bilimler ve Omurga Merkezi Hizmete Girdi

104

B›çaks›z Lazer Yöntemi: ‹LASIK

108

Heinen Löwenstein’den Yeni Anestezi

110

Üzümcü A.fi. Yeni Kameral› Ameliyat Tavan Lambas› Üretti

112

Hammam Medikal, Areab Healt Fuar›’nda Büyük ‹lgi Gördü

KRİSTAL ŞEHİR .......................123 KUZULUK.................................121 MEDİCAL PARK .........................17 MEDİPAK....................................73 MEDİSEL ....................................75 MEDİTEL ....................................11 MES MEDİKAL......................49-51 MESİTAŞ...............................45-47 METİSAFE ..................................37 NOYA.....................................29-43 OĞUZ CEVİZLİ ..........................105 PLASTİMED ...............................67

PLATFORM FUAR......................25 RENAL.....................................A.K. ROC ............................................87 S2000..........................................53 TAP MEDİKAL ............................89 TARTI ....................................77-79 TEKNOMAR ..........................97-99 TRİMPEKS ......................91-93-95 TÜRKİYE GAZETESİ .................117 TÜYAP...............................126-127 ÜZÜMCÜ...................................2-3


AKTÜEL

Türkiye’nin Her Yerinden 75 Milyona Randevu İmkanı

S

ağlık Bakanı Recep Akdağ, “Bütün vatandaşlar Türkiye'nin neresinde olursa olsun Sağlık Bakanlığı'nın herhangi bir hastanesinde istediği doktordan telefonla ve ya internetten randevu alma imkanına kavuştular. İstanbul'da uygulama 12 Mart'ta başlayacak” dedi. Sağlık Bakanı Akdağ, Marriott Otel'de düzenlenen Valiler Buluşması'nda, valilere Sağlık Bakanlığı'nın faaliyetleri konusunda bilgi verdi. Akdağ, afetler konusunda vali ve kaymakamlara eğitim verilmesine dikkat çekerek, teorikle pratiğin bağdaşmadığını kaydetti.

Vatandaş Sağlık Hizmetlerinden Memnun Sağlıkta dönüşüm programının da başarılı bir şekilde yürüdüğünü belirten Bakan Akdağ, “Gerek bizim dışımızda, gerek partimizin doğrudan yaptırdığı anketler yaşam memnuniyeti anketlerinde sağlık hizmetleri vatandaşın en memnun olduğu hizmetler arasında çıkıyor. Vatandaşa 'ülke hizmetlerinden memnun musunuz' diye sorulduğunda, yüzde 78'i 'memnunum veya çok memnunum' diyor. Sağlık 2. sırada geliyor. Sağlık yüzde 39'dan yüzde 73'e çıktı” ifadelerini kullandı. Türkiye'de ortalama yaşam süresinin 74 olduğunu kaydeden Bakan Akdağ, anne ve bebek ölümlerinde ise 30 yılda kaydedilen mesafeyi 8 yılda kaydettiklerini söyledi. Akdağ, “Anne ölümleri binde 70'lerden binde 15'lere düştü. Önümüzdeki hedefte binde 10'lara inmek. 2002 yılında her bin bebeğin 30'u hayatını kaybediyordu. Şu anda binde 10'a düşmüş durumda. Binde 7'in altına inmeyi hedefliyoruz” dedi. Sağlık Bakanlığı çalışanlarının tümünün sözleşmeli yapılması konusuna da değinen Akdağ, sağlık yöneticilerinin sözleşmeli hale getirilmesini amaçladıklarını ancak bunu tam olarak gerçekleştiremediklerini söyledi.

İstanbul’da 12 Mart’ta Başlıyor

Vatandaşlar, Türkiye’nin neresinde olursa olsun, Sağlık Bakanlığı’nın herhangi bir hastanesinde istediği doktordan telefonla veya internetten randevu alma imkanına kavuştular. İstanbul’da uygulama 12 Mart tarihinde başlıyor.

Bakan Akdağ, hastanelerde randevu sistemine de değinerek, “Bütün vatandaşlar Türkiye'nin neresinde olursa olsun Sağlık Bakanlığı'nın herhangi bir hastanesinde istediği doktordan telefonla ve ya internetten randevu alma imkanına kavuştular. İstanbul'da Mart 12'de başlayacak. Bunu sizlerle birlikte vatandaşa iyice anlatacağız. İnsanların işini ziyadesiyle kolaylaştıran bir uygulama. Dünyada eşi benzeri yok. 75 milyona randevu veren bir sisteminin, başladığımız illerde çok güzel çalışıyor. bin 800 çağrı karşılayıcı çalışıyor” dedi. Doktorların çalışma takviminin sisteme girildiğini belirten Akdağ, “Şu anda randevu alarak hastaneye gidenlerin yüzde 97'si randevu aldıkları doktoru ilgili saatte orada bulabiliyor. Aile hekimliğiyle ilgili yeniliklerimiz var. Kırsala mobil hizmete gidilen yerlerde sorumlu olunan vatandaş sayısını azaltıyoruz. Aile hekimliğinde doktorlar denk gelir elde edecekler” ifadelerini kullandı.

Hacettepe Üniversitesi’ndeki Nakilleri Değerlendirdi Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Hacettepe Üniversitesi Hastanesi'ndeki yüz, kol ve bacak nakilleri ile ilgili olarak, "Antalya'daki bu başarılı organ nakillerini Türkiye'de çok başarılı diğer nakiller izleyecektir. Hacettepe gibi köklü bir üniversite bu nakilleri yapabilecek kapasiteye sahiptir.

10 > MART 2012



AKTÜEL

Sağlık Sektörü Büyük Buluşmaya Hazırlanıyor

E

KSPOMED 2012 19. Uluslararası İstanbul Tıbbi Analiz, Teşhis, Tedavi, Koruma, Rehabilitasyon Ürün, Cihaz, Sistem, Teknoloji, Donanım ve Hastaneler Fuarı, LABTEK 2012 15. Uluslararası İstanbul Laboratuvar Teknoloji, Sistem ve Donanımları Fuarı, EKSPOTERMAL 2. Termal, Doğal Sağlık, Rehabilitasyon Merkezleri, Sağlık Ürünleri, Donanımları ve Malzemeleri Fuarı, ICSM EXPO 2012 2. Endüstriyel Temizlik, Tesis Yönetim Hizmetleri, İş Güvenliği ve Sağlığı, Sistem, Donanım, Makine ve Temizlik Ürünleri Fuarı 12-15 Nisan 2012 tarihleri arasında sağlık sektörünün Avrasya Bölgesi’ndeki en büyük buluşması olarak TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi Büyükçekmece, İstanbul’da gerçekleştirilecek.

Ekspomed, Labtek, Ekspotermal, ICSM Expo fuarları 12-15 Nisan tarihleri arasında TÜYAP Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Sektör TÜYAP’ta TÜYAP tarafından, yurtiçi ve yurtdışı hedef pazarlara yönelik yıl boyunca yürütülen tanıtım çalışmaları neticesinde söz konusu fuarlar, hedef ziyaretçi kitlesi olan doktorların, hemşirelerin, eczacıların, laboratuar çalışanlarının, sağlık kuruluşu sahiplerinin, tıp kurumlarının satın alma yöneticilerinin; tıp ve veteriner fakülteleri mensuplarının, devlet, özel, askeri, meslek ve tıp fakültesi hastanelerinin başhekimlerinin, işletme müdürlerinin, satın alma yetkililerinin, tıp fakültelerinin mikrobiyoloji, biyokimya, fizik, tedavi ve rehabilitasyon anabilim dalı başkanlarının, öğretim üyelerinin, laboratuar klinik şeflerinin, T.C. Kızılay Derneği, kan merkezi yetkililerinin, T.C. Sağlık Bakanlığı temsilcilerinin, sağlık sigortası kuruluşları, medikal turizm şirketleri yetkililerinin, termal tesisler, kaplıcalar, rehabilitasyon merkezleri yöneticileri ve konu ile ilgili profesyonellerin bir araya geleceği sağlık sektörünün en önemli buluşması haline gelmiştir.

Profesyonellerin bir araya geleceği sağlık sektörünün en önemli buluşmalarından biridir.

12 > MART 2012


30 Bini

AKTÜEL

Aşkın Ziyaretçi Takip Etti

02 katılımcı firmaya 2011 yılında 41 ülkeden 14 e ’ü yurtdışından olmak üzer ev sahipliğiyapan ve 3.423 ilen fuarlar, ed et syoneli tarafından ziyar toplam 30.191sektör profe lec ge eği, n farklı dallarını bir araya nü rü ktö se k ğlı sa da an yıl bu sı pazarlama platformlarınd ra ra sla ulu len ge de ön ın dünyan biri olma özelliğini taşıyor.

, Cihaz

Bilişim ve İletişim Ürün ve Sistemleri

Medikal

ElektroMedikal Teknolojiler Ve leri Ürün, Cihaz Ve Sistem

Haberleşme Sistem• Paging ve Hastane İçi leri temleri • Bilgi İşlem, Yazılım Sis leme, Database ve • Dokümantasyon, Arşiv İletişim Sistemleri

ün,

kanik Ya Da Elektro• Tıbbın Her Dalında Me lışan Ürün, Cihaz Ve Medikal Yöntemlerle Ça Sistemler i • Sterilizasyon Ürünler

, Cihaz Ve Sis-

Ürün Teşhis, Görüntüleme temleri

eme Sistemleri • Monitör Ve Görüntül gnostik Ekipmanlar • Nükleer, Medikal, Dia • Diyaliz Makineleri Sistemleri • Oftalmik Ürün, Cihaz,

ik

api Ve Ortoped Hasta Taşıma, Fizyoter ler Ürün, Cihaz Ve Sistem

otezler • Ortopedik Cihaz ve Pr anları ipm • Engelli Cihaz ve Ek syon ve Terapi Ürün, ita • Fizik Tedavi, Rehabil Cihaz ve Sistemleri leri ve Ambulanslar • Hasta Taşıma Sistem

, Cihaz ve

ne Ürün Hastane ve Ameliyatha Sistemleri

Ürün, Cihaz ve Sis• Acil Bakım Servisleri temleri ri ve Ameliyathane • Ameliyat Cihaz, Aletle Donanımları i ve Ekipmanları • Yoğun Bakım Üniteler Gaz Sistemleri • Tıbbi Amaçlı Gazlar ve Malzemeleri • Tek Kullanımlık Sarf

i Hizmetleri, Ür Hastane, Tesis Yönetim Cihaz ve Sistemleri ma,

tma, Aydınlat • Hastane Isıtma, Soğu , Güvenlik, Çöp Ve Su zlik Çevre Koruma, Temi sunda Mal ve Hizmet Arıtma Sistemleri Konu Sunan Şirketler me ve Mutfak Ekipman • Çamaşırhane, Ütüle ları , Bekleme Odaları ve • Hastane Mobilyaları arı Muayenehane Mobilyal ing Firmaları ter Ca i, • Diyet Ürünler Ekipmanları, • Hastane Donanımı, Mal / Hizmet en Malzemeleri Yönünd Üreten Kuruluşlar

ne, Muayenehane Sağlık Tesisleri, Hasta temleri Yapı Malzemeleri ve Sis Dağıtım kları, Enerji • Kesintisiz Güç Kayna Sistemleri ne Yapı Sistemleri, • Hastane, Muayeneha Malzemeleri

Beşeri İlaç Üreticileri ı ve

İlgili Hizmet Kurumlar Yayın Kuruluşları

uşları • Sağlık Sigortası Kurul ı • İlgili Yayın Kuruluşlar • Eğitim Kurumları

Tıbbi Tekstil Ürünleri

i

• Tıbbi Tekstil Ürünler

MART 2012 > 13


AKTÜEL

İkitelli 'Sağlık Şehri' Olacak Sağlık Bakanlığı'nın entegre sağlık kampüslerinden ilki İkitelli'de kuruluyor. Nihai teklif süresi 24 Şubat'ta sona eren dev kampüste 1980 yataklı 8 hastane yer alacak.

Çapa’dan Büyük İkitelli' de kurulacak Sağlık Kampüsü, Türkiye'nin en büyük hastaneleri olan Cerrahpaşa'dan da İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Çapa Hastanesi'nden de büyük olacak. 1654 yataklı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, 1335 yataklı Çapa, 1013 yataklı Göztepe Eğitim Araştırma Hastanesi ve 993 yataklı Okmeydanı Eğitim ve Araştırma hastanelerini de geride bırakacak. 14 > MART 2012

i

kitelli'de 'Kamu-Özel Ortaklığı' modeli ile gerçekleştirilecek entegre sağlık kampüsü için nihai teklifler sona erdi. İstanbul İkitelli Entegre Sağlık Kampüsü yapım işleri ile ürün ve hizmetlerin temin edilmesi işi ön yeterlik ihalesi 18 Mart 2011'de yapılmış 5 grup ön yeterliliği geçmişti. Sağlık Bakanlığı Kamu Özel Daire Başkanlığı'ndan edinilen bilgiye göre, projede 400 yataklı bölge hastanesi, 150 yataklı onkoloji hastanesi, 250 yataklı çocuk hastanesi, 300 yataklı kadın doğum hastanesi 150 yataklı kalp damar hastalıkları hastanesi, 250 yataklı nörolojik ve ortopedik bilimler hastanesi, 200 yataklı psikiyatri hastanesi, 200 yataklı fizik tedavi ve rehabilitasyon hastanesi, 10 yataklı yanık ünitesi, 50 yataklı travma merkezi ve 20 yataklı transplantasyon ünitesi olmak üzere toplam 1980 yataklı entegre sağlık kompleksinin tasarımı, inşaatı, tefrişatı, tıbbi ekipmanın temini, tıbbi hizmet dışındaki hizmet ve alanların işletilmesini kapsayacak.

Kadın ve Çocuklara 'Uzman Hastane' İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık (İSMEP) Projesi kapsamında Ümraniye Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi için ilk adım atıldı. Yaklaşık 50 milyon euroya mal olacak 465 yataklı hastanenin 3 yılda tamamlanması öngörülüyor. Dünya Bankası kredisiyle yürütülen projenin ihalesi tamamlandı. İhaleyi, Optim-Obermeyer, Obermeyer, Faust, Prokon Ortak Girişimi kazandı. Yaklaşık 50 milyon euroluk bütçesi olan proje, 100 bin metrekarelik alana inşa edilecek. İnşaatın 55 bin metrekarelik kısmı hastane, 45 bin metrekarelik kısmı ise otopark olacak. Hastanede 205 çocuk hastalıkları, 125 kadın doğum olmak üzere toplam 330 yatak kapasitesi olacak. İl Genel Meclisi AK Parti Grup Başkan Vekili İsmail Yıldız, yeni yapılan hastanelerin Avrupa ve Türk standartlarını karşılayacak şekilde projelendirildiğini belirterek, bu yıl sekiz sağlık merkezi için daha adım atılacağını söyledi.



AKTÜEL

Yeryüzü Doktorları Gazze’ye gitti Yeryüzü Doktorları’ndan oluşan 10 kişilik ileri cerrahi ekibi, Filistin Halkı’nın yardımına koştu. Ekip, 10 gün boyunca Gazze’de bulunan Şifa ve Nasser Hastaneleri’nde tedavi ve ameliyatlar gerçekleştirecek.

Y

eryüzü Doktorları, İsrail’in uyguladığı orantısız güç sebebiyle ağır yaralanan ve acil cerrahi müdahale ihtiyacı olan sivillere yardım için Şubat ayında Mısır üzerinden Gazze’ye gitti. Açık bir hapishane statüsünde hayat sürdürmeye çalışan Gazze Halkı, uygulanan ambargo sebebiyle hayati önem taşıyan pek çok imkandan yoksun olarak yaşıyor. Yaklaşık 12 yıldır dünyanın birçok ülke ve bölgesine insani yardım götüren uluslararası bir yardım kuruluşu olarak faaliyet gösteren Yeryüzü Doktorları, Gazze’ye 10 kişilik ileri cerrahi ekip gönderdi.

10 Gün Tedavi ve Ameliyatlar Yapılacak Beyin Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Metehan Eseoğlu, Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Kadir Ceylan, KBB Cerrahı Prof. Dr. Harun Cansız, Plastik Cerrahı Uzmanı Prof. Dr. Ethem Güneren, Ortopedist Doç. Dr. Mehmet Akif Kaygusuz, Aile Hekimi Dr. Ahmet Güneş, Eczacı Ramazan Dilek ve Proje Yöneticisi Tarık Tapur’dan oluşan ekip, Gazze’de bulunan Şifa ve Nasser Hastaneleri’nde 10 gün süreyle tedavi ve ameliyatlar gerçekleştirecek. Bir insani yardım kuruluşu olan Filistin Beyaz Eller Derneği ile işbirliği içerisinde ilaç yardımı ve tıbbi eğitimler de verecek olan Yeryüzü Doktorları ekibinin Kardeş Coğrafyalarda Sağlık Baharı Projesi kapsamındaki bu çalışmaları, Gazze’deki tüm yaralıların tedavileri gerçekleşene dek düzenli olarak sürdürecek.

Yeryüzü Doktorları Derneği Nisan 2000’de uluslararası tıbbi yardım örgütü olarak kurulmuştur. Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA), Afet Yönetim ve Koordinasyon Ofislerinin (UNDAC) eğitim ve tatbikatlarına iştirak ederek, saha operasyonlarında adı geçen kuruluşlara akredite olarak çalışmaktadır. Bununla birlikte UNICEF, WHO, İslam İşbirliği Teşkilatı, Kızılay ve Kızılhaç Federasyonu gibi devletlerarası kuruluşlarla paydaş olarak projeler yürütmektedir. Yeryüzü Doktorları ayrıca BM En Az Gelişmiş Ülkeler STK Forumu’nun ev sahibi ülke koordinatörlüğünü de yürütmektedir. Kurulduğu günden bu yana 30’a yakın ülkede fakirlik, kuraklık, hastalık, savaş, deprem gibi doğal ve insan kaynaklı afet ve felaketlerin kurbanı olan muhtaç insanlara, insani ve tıbbi yardım götürmüştür. Dünya çapında 3.000’i aşkın gönüllüsü ile faaliyetlerini sürdüren Yeryüzü Doktorları Türkiye Yönetim Kurulu; Başkanı Prof. Dr. M. İhsan Karaman, II. Başkan Dr. Kerem Kınık, Genel Sekreter Prof. Dr. Ethem Güneren, Uz. Dr. Havva Sula, Ecz. Murat Akbıyık, Uz. Dr. Yahyahan Güney ve Ecz. Muhammed Karabacak’dan oluşmaktadır.

16 > MART 2012



AKTÜEL

Türkiye Organ Naklinde Sınırları Zorluyor Üniversite hastaneleri arasındaki nakil yarışına özel hastaneler de dahil oldu.

olmayan tümörler, yerel olarak bulunduğu noktada yayılabilen tümörler, ana damarları tutan tümörler olabiliyor. Karaciğeri ve ana toplar damarı besleyen damarların tümünde tıkanmalar da olabiliyor" Çoklu organ nakillerinde en önemli konunun hastanın bu ameliyata kadar yaşatılabilmesi olduğunu kaydeden Prof.Dr. DemirProf.Dr. Alper Demirbaş baş, şunları söyledi: "Bu ameliyatlarda önemli olan hastanın ameliyata kadar yaşatılabilmesi. Çünkü, damardan beslenme sürecinde enfeksiyon çok önemli" Türkiye'de son 20 yılda organ nakli ameliyatlarının yapıldığını hatırlatan Prof.Dr. Demirbaş, "Organ nakili yaptığımız son 20 yılda çoklu organ nakli için henüz bir başvuru olmadı" ifadelerini kullandı.

“Biz Hazırız” ABD Miami Üniversitesi'nde çalıştığı yıllarda 25 çoklu organ nakli ameliyatına katıldığını ve multi organ transplant cerrah sertifikası olduğunu anlatan Prof.Dr. Alper Demirbaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu ameliyatlar tek kişilik iş değil. Süresi 38 saate kadar çıkabiliyor. Türkiye'de benden başka bu ameliyatları yapabilecek multi organ transplantasyon cerrah var mı bilmiyorum ancak bizim alt yapımız ve ekibimiz çoklu organ nakli yapmaya hazır. Karın içi organlarında Türkiye'de ikili ameliyatlar yapıldı. Biz de aynı anda karaciğer-böbrek, pankreas-böbrek ameliyatları yaptık. Türkiye'de 3'lü organ nakli henüz yapılmadı"

“Sağlık Bakanlığı’nın Ciddi Çalışmaları Var”

T

ürkiye'de tek multi organ transplant cerrah olan Medical Park Antalya Hastanesi Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof.Dr.Alper Demirbaş, Türkiye'nin organ nakli konusunda ileri düzeyde olduğunu belirterek, "Türkiye'de karın içinde aynı anda 7 organ naklini yapmaya hem teknik hem de ekip olarak hazırız" dedi. Karın içi çoklu organ nakillerinde değişik kombinasyonlar yapılabildiğini kaydeden Prof.Dr. Demirbaş, "Mide, 12 parmak, kalın bağırsak. karaciğer, böbrek, pankreas ve ince bağırsak aynı anda çıkarılıp yerine yeni bir nakil yapılabilir" diye konuştu.

Çoklu Organ Nakilleri Çoklu organ nakillerinin dünyada 20 yıl önce başladığını kaydeden Prof. Dr. Demirbaş, şöyle konuştu: "Çocuklarda genelde sorun ince bağırsakta yaşanmakta. Emilim bozukluğuna bağlı damar tıkanıklığı görülebiliyor. Doğumsal olan hastalıkta hasta damardan besleniyor. Bazı kanser

18 > MART 2012

Organ nakli ameliyatlarında Türkiye'de son yıllarda ciddi gelişmeler olduğunu kaydeden Prof.Dr. Alper Demirbaş, organ bağışında da küçük olsa bile artış yaşandığını söyledi. Sağlık Bakanlığının konu ile ilgili ciddi çalışmaları olduğunu anlatan Demirbaş, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye'de yapılamayacak herhangi bir karın için organ nakli ameliyatı olduğunu düşünmüyorum. Birçok merkez var. Sağlık Bakanlığının katkısı da had safhada"

Yapılan Nakilleri Değerlendirdi Hacettepe Üniversitesi'nde çift kol ve çift bacak nakli yapılan Şevket Çavdar'ın ölümü üzerine kompozit doku nakli tartışmaları başlarken, yüz, kol ve bacak nakillerinin 'kompozit doku nakli' olduğunu hatırlatan Prof.Dr. Demirbaş, şöyle konuştu: "Son 1 ay içerisinde yapılan bu tür nakiller var. Beni çok mutlu ediyor. Aynen çoklu organ nakillerinde olduğu gibi, kompozit doku nakilleri dünya standartlarının yakalandığını gösteriyor. Başarısızlar olabilir."



AKTÜEL

Süper Sağlık Tesisleri Geliyor 10 süper sağlık tesisi arasında Ankara’da kurulacak olan Etlik Entegre Sağlık Kampüsü, dünyanın en büyük hastane projesi olma özelliği taşıyor.

S

ağlık Bakanlığı, 9 kentte kurulması planlanan 10 süper sağlık tesisi için Türkiye, Avrupa ve Amerika’da ilanlar vererek uluslar arası yeterlilik belirleme süreci başlattı. Bu kapsamda Ankara’da kurulacak olan Etlik Entegre Sağlık Kampüsü, Sağlık Bakanlığı tanıtım verilerindeki ifadeye göre, dünyanın en büyük hastane projesi olma özelliği taşıyor. Projeye göre 1 milyon 400 bin metrekarelik alan üzerinde 9 dal hastanesi bulunacak. Toplam 3056 yatak kapasitesine sahip olacak entegre tesisler alanında Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Kongre Merkezleri ve Ticari Alanlar ile Yüksek Teknoloji Merkezi ve ARGE Merkezi de yer alacak. Otoparklar kapalı olarak bodrum katlarda konumlanacak. Türkiye genelindeki 10 süper tesis 10 binin üzerinde yatak kapasitesine sahip olacak. Bu tesislerle birlikte Türkiye’nin psikiyatri hastanesi gereksinmeleri de önemli ölçüde karşılanmış olacak. Bunlara bağlı olarak yüksek güvenlikli adli psikiyatri hastanesi gereksinmeleri de karşılanacak. Bugün tüm Türkiye’de 50 dolayında olan yüksek güvenlikli adli psikiyatri yatak sayısı, tesisler tamamlandığında 500’ü aşacak.

DÜNYANIN EN BÜYÜĞÜ Dünyanın en büyük hastane projesi olduğu belirtilen Ankara Etlik Entegre Sağlık Kampüsünde yer alacak hastaneler şunlar:

Ankara

Hastane tipi Bölge Hastanesi Kalp Damar Hastalıkları Hastanesi Ortopedi ve Nörolojik Bilimler Hast. Kadın Doğum Hastanesi Çocuk Hastanesi Onkoloji Hastanesi Rehabilitasyon Hastanesi Psikiyatri Hastanesi Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Hast. Toplam

Yatak Sayısı 504 328 456 344 496 328 300 200 100 3056

Ankara’da buna eşdeğer bir tesis de Bilkent Entegre Sağlık Kampüsü projesiyle kurulacak. Bu tesis de 1 milyon 200 bin metrekarelik bir alanı kapsayacak.

Diğer Projelerde Neler Var? 10 süper tesis projesi içinde yer alan diğer projeler ve kurulacakları kentler şöyle: Kayseri

Bursa Entegre Sağlık Kampüsü (Yeterlik İhalesi başvuru aşamasında) Proje; 400 yataklı Bölge Hastanesi, 200 yataklı Kalp Damar Hastalıkları Hastanesi, 200 yataklı Onkoloji Hastanesi, 100 yataklı Psikiyatri Hastanesi, 100 yataklı Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Hastanesi ve 200 yataklı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi olmak üzere toplam 1200 yataklı tesisleri içeriyor.

20 > MART 2012


İstanbul, İkitelli

Elazığ Entegre Sağlık Kampüsü (Teklif alma aşamasında) Proje; 400 yataklı Bölge Hastanesi, 250 yataklı Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi, 200 yataklı Psikiyatri Hastanesi, 100 yataklı Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Hastanesi olmak üzere toplam 950 yataklı bir Entegre Sağlık Tesisi yatırımını kapsıyor.

İstanbul İkitelli Entegre Sağlık Kampüsü (Yeterlik İhalesi başvuru aşamasında) Proje; 400 yataklı Bölge Hastanesi, 150 yataklı Onkoloji Hastanesi, 250 yataklı Çocuk Hastanesi, 300 yataklı Kadın Doğum Hastanesi, 150 yataklı Kalp Damar Hastalıkları Hastanesi, 250 yataklı Nörolojik ve Ortopedik Bilimler Hastanesi, 200 yataklı Psikiyatri Hastanesi, 200 yataklı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi, 10 yataklı Yanık Ünitesi, 50 yataklı Travma Merkezi ve 20 yataklı Transplantasyon Ünitesi olmak üzere toplam 1980 yataklı Entegre Sağlık Kompleksinin tasarımı, inşaatı, tefrişatı, tıbbi ekipmanın temini, tıbbi hizmet dışındaki hizmet ve alanların işletilmesini kapsıyor.

Elazığ

Konya Karatay Entegre Sağlık Kampüsü (Ön yeterlik değerlendirme aşamasında) Proje; 400 yataklı Bölge Hastanesi ile 400 yataklı Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi olmak üzere toplam 800 yataklı bir Entegre Sağlık Tesisi yatırımını kapsıyor.

Kayseri Entegre Sağlık Kampüsü Konya

(Nihai teklif aşamasında) Proje; 1048 yataklı Eğitim Araştırma Hastanesi, 200 yataklı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi, 200 yataklı Psikiyatri Hastanesi ve 100 yataklı Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Hastanesi olmak üzere toplam 1548 yataklı bir sağlık kompleksini kapsıyor. MART 2012 > 21


AKTÜEL

Manisa

Manisa Eğitim ve Araştırma Hastanesi (Ön yeterlik değerlendirme aşamasında) Proje; 400 yataklı Manisa Eğitim Araştırma Hastanesini kapsıyor.

Mersin Entegre Sağlık Kampüsü (Ön yeterlik başvuru aşamasında) Proje; 500 Yataklı Bölge Hastanesi, 100 Yataklı Kalp ve Damar Hastalıkları Hastanesi, 350 Yataklı Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi, 100 Yataklı Psikiyatri Hastanesi ve 50 Yataklı Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Hastanesi olmak üzere toplam 1100 yataklı bir Entegre Sağlık Tesisi yatırımını kapsıyor.

Yozgat Eğitim ve Araştırma Hastanesi (Ön yeterlik değerlendirme aşamasında) Proje; 400 yataklı Yozgat Eğitim ve Araştırma Hastanesi yapılmasını kapsıyor.

Tesisler Nasıl Yapılacak? Süper tesislerle ilgili çalışmalar Sağlık Bakanlığı Kamu Özel Ortaklığı Daire Başkanlığı tarafından yürütülüyor. Ön yeterlilik saptama duyurularında talip olacak firmaların sadece inşaat değil, tesislerin sağlık birimleri dışındaki bölümlerinin işletmelerini de üstlenmeleri koşulu yer alıyor. Ayrıca her tesis için o tesisin kapsamı dikkate alınarak talip olacak firmaların o alanda deneyimlerini kanıtlama-

ları ve son 5 yıllık icraatlarının belli bir ciroyu aşmış olduğunu belgelemeleri gerekiyor. Tesisler için Sağlık Bakanlığı arsa temin ediyor, yapımı ve işletmeyi üstlenecek firmalara 25 yıl kullanım hakkı tanınıyor. Ön yeterlilik ilanlarında değerlendirmelerin “Sağlık Tesislerinin, Kiralama Karşılığı Yaptırılması ile Tesislerdeki Tıbbî Hizmet Alanları Dışındaki Hizmet ve Alanların İşletilmesi Karşılığında Yenilenmesine Dair Yönetmelik” kapsamında yapılacağı ve taliplerin kendi aralarında iş ortaklığı oluşturarak ön yeterlilik başvurusunda bulunabilecekleri belirtiliyor.

Ön Yeterlilik Koşulları Tüm ön yeterlilik ilanlarında şu koşullar yer alıyor: “Yüklenici; projenin finansmanı, uygulama projesini, tasarımını, inşaatını, medikal cihazlar ve diğer ekipmanın tedarikini ve tesis için gerekli mefruşatı sağlayacaktır. Yüklenici; ayrıca tesislerin bakım ve onarımı, görüntüleme, laboratuar ve diğer tıbbi destek hizmetleri ile bilgi işlem, sterilizasyon, çamaşır, temizlik, güvenlik ve yemek dahil olmak üzere destek hizmetlerinin sunumunu, sağlık hizmetleriyle uyumlu ve Bakanlık onayını alacak ticari alanların yapım ve işletilmesini de üstlenecektir. Kamu özel ortaklığı modeli ile gerçekleştirilecek olan Proje’nin yapım dönemi 3 yıl, işletme dönemi 25 yıl olmak üzere toplam sözleşme süresi 28 yıldır.” Projeler, dünyanın önde gelen inşaat firmalarıyla, tıbbi cihaz üreticisi firmaları ve dünya ölçüsündeki hastane işletmecilerini ortaklığa zorluyor.

Mersin

Yozgat

22 > MART 2012



AKTÜEL

BeautyEurasia 2012 Yılına Hızlı Girdi

ozmetik dünyasını aynı platformda buluşturan ve büyük iş fırsatları sunan Avrasya Bölgesi’nin seçkin fuarı BeautyEurasia geçen yılki başarısını ikiye katlayarak 2012 yılına %45 oranında büyüme ile girdi. Yurtdışından gelen katılımcı ve ziyaretçi potansiyelini artırmak amacıyla BeautyEurasia 2012 için yurtdışı tanıtım çalışmalarına hız verdi. Fuardan hemen sonra başlayan çalışmalar Aralık ayına yayıldı. Kısa süre içinde: Ukrayna, Dubai, Fransa, İspanya, İtalya, Almanya, Monako, Lübnan, Irak, İran, Mısır, Rusya, Letonya, Beyaz Rusya, Meksika, Malezya, Hollanda, ABD, Endonezya, Tayvan, Hong Kong, Çin, Bulgaristan, Romanya, Yunanistan ve Kuveyt gibi ülkelerde düzenlenen uluslararası kozmetik fuarlarına katılan BeautyEurasia olumlu sonuçlar elde etti. 2012 yılında da tanıtım çalışmalarına devam eden BeautyEurasia sadece Ocak ve Şubat ayları içerisinde çalışmalarını; Cezayir, Hindistan, Azerbaycan, Slovenya, Gürcistan, Moldovya, Rusya, Suudi Arabistan ve İngiltere’ye taşıdı. BeautyEurasia’nın yürüttüğü başarılı çalışmalar sonucunda Türkiye’den ve şimdiden 40 farklı ülkeden gelen katılımcıyı BeautyEurasia bünyesine dahil etmeyi başardı. Ziyaretçi profile açısından BeautyEurasia 2012’de 100 ülkeden gelen 22 bin 500’den fazla ziyaretçi bekleniyor. Bu da geçen yıla göre % 10'dan fazla bir artış olarak değerlendiriliyor.

Avrasya Bölgesi’nin lider uluslararası kozmetik ve güzellik fuarı BeautyEurasia, 14 • 16 Haziran 2012 tarihleri arasında Tüyap Fuar Merkezi’nde sektör profesyonellerini 8. kez buluşturmaya hazırlanıyor.

Milli Katılım Beklenen Ülkeler

24 > MART 2012

K

BeautyEurasia ekibi tanıtım çalışmalarınma paralel olarak önde gelen sektorel dernek ve ticaret kuruluşları ile görüştü ve görüşmelerden olumlu sonuçlar aldı. BeautyEurasia takımı dünya çapında yürüttüğü promosyonlar sırasında, bazı kayda değer kozmetik ve ticaret kuruluşlarının temsilcileri ile toplantılar gerçekleştirdi. Fransa Dış Ticareti Geliştirme Ajansı (UBIFRANCE) Fransız kozmetik sektörüne yeni iş fırsatları sunmak amacıyla Fransız kozmetik üreticilerine BeautyEurasia 2012’de Fransız Milli katılımı ile Fransız Paviliyonu altında tam %20 oranında büyüme fırsatı sunuyor. Olumlu bir gelişme olarak ICE – İtalyan Ticaret Merkezi ve Milano Ticaret Odası’nın Dış İlişkiler Ajansı Promos ile devam eden görüşmeler sonucunda önde gelen Italyan firmaların BeautyEurasia’ya milli katılım adı altında katılmaları bekleniliyor. Milli Parfümeri ve Kozmetik Ajansı • Stanpa ve İspanyol Dış Ticaret Enstitüsü • ICEX ile olumlu geçen görüşmeler devam ediyor, öyle ki Stanpa ve ICEX İspanya milli katılımı için fuar alanında yerini ayırrtı. Chemexil • Hindistan Kimyasallar & Kozmetik İhracat Promosyon Konseyi Hindistan millli katılımını resmi olarak onayladı. Yunanistan’da bulunan Hepo • Yunan Dış Ticaret Yönetim Kurulu ve Mısırlı yetkililer ile ise Yunanistan ve Mısır milli katılımı içim ikili görüşmeler yoğun bir çekilde devam ediyor. Öte yandan, Fransa, İtalya, Bulgaristan ve Hindistan milli katılımlarının yanı sıra Malezya, Singapur, Kore, Çin ve Almanya’dan gelen grup katılımları BeautyEurasia’da yer alacak. Yunanistan ve İspanya'da ki ekonomik krize rağmen bu ilkelerden gelen ve bireysel olarak katılım gösteren firmalara ek olarak Malezya, Endonezya, Singapur ve Tayvan gibi Uzakdoğu ülkelerinden BeautyEurasia’ya olan ilginin arttığı gözlemlendi.



AKTÜEL

MASSİAD Başkanı Kazım Eryaşar Güven Tazeledi

M

armara Sağlık Sektörü ve İşadamları Derneği (MASSİAD) Olağan Genel Kurul Toplantısı 3 Mart Cumartesi Günü İstanbul Point Hotel’de gerçekleştirildi. MASSİAD Üyeleri’nin yoğun ilgi gösterdiği Genel Kurul’da Kazım Eryaşar tarafından sunulan liste, üyeler tarafından oy birliğiyle kabul edildi. Görev dağılımı, yapılacak Yönetim Kurulu toplantısının ardından belirlenecek.

Listede Mehmet Ali Özkan da Var

MASSİAD Olağan Genel Kurulu’nda Kazım Eryaşar tarafından sunulan liste, katılan üyeler tarafından oy birliği ile kabul edildi. 2012-2014 MASSİAD Yönetim Kurul Listesi’nde, eski TÜMDEF Başkanı Mehmet Ali Özkan da yer aldı.

Açılış, Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başlayan genel kurulda, Divan Başkanı, Başkan Yardımcısı ve Divan Yazmanı’nın seçimine geçildi. Divan başkanı Kürşat Özgün, Başkan Yardımcısı Özden Dallı ve Yazman İbrahim Demir’in seçilmesinin ardından toplantı tutanaklarının tutulması ve imzalanması için başkanlık heyetine yetki verildi. Ardından, Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu, Bilanço Denetim Raporu okundu. Görüşmelerin ardından Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu tüm üyeleri ibra edildi. Ardından Yeni Dönem Asil ve Yedek Yönetim Kurulu, Denetleme Kurulu, Disiplin Kurulu ve delegelerin seçimine geçildi. Kazım Eryaşar sunulan liste, oy çokluğuyla kabul edildi. Yönetim Kurulu Listesi’nde eski TÜMDEF Başkanı Mehmet Ali Özkan’ın yer alması dikkat çekti. Yönetim Kurulu Asil Üye Listesi’nde, Kazım Eryaşar, F.A.Tolga Sözen, Mehmet Ali Özkan, Ayşe Esmeray Gürbüz, Şahin Engin Taşpınar, Dilaver Altun ve Ayhan Öztürk yer aldı.

Teşekkür Konuşması

Kazım Eryaşar

Kazım Eryaşar, Genel Kurul’dan onay almasının ardından bir teşekkür konuşması yaptı. Eryaşar konuşmasında şunları söyledi: “Öncelikle, bizlere göstermiş olduğunuz teveccühlere çok teşekkür ediyorum. Bu teveccühe ve güvene layık olmak amacıyla faaliyetlerimize daha etkili bir şekilde devam edeceğiz. Geçmiş dönemde bazı sıkıntılar yaşadık. Ancak, yeni yönetimimizle birlikte, sektörümüzü daha iyi noktalar getirmek için çaba göstereceğiz. Yönetim Kurulu’nda bizlere destek veren tüm meslektaşlarımıza teşekkür ediyorum. Ayrıca, değerli dostum ve Başkanım Mehmet Ali Özkan Beye ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum. Bulunduğu pozisyonların ardından MASSİAD Yönetim Kurulu’nda tekrar yer alıp almayacağı konusunda bazı çekincelerim oldu. Ancak kendisi büyük bir teveccüh göstererek bizlerle beraber tekrar yola çıktı”

“Zor Bir Dönem Bizleri Bekliyor” Önümüzde zor bir dönemin kendilerini beklediğini anlatan Eryaşar, “Bu zor dönemde, konusunda tecrübeli ve donanımlı arkadaşlara ihtiyacımız olacak. Eksiklerimizi çok iyi biliyoruz. Bu Genel Kurulumuza katılan tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Herkesin mutlaka kendilerine göre yoğunlukları vardır. Yönetim Kurulu’nda yer alan tüm arkadaşlarımızı da yoğun işleri var. Ancak, MASSİAD hepimizin derneğidir. Bu sebeple herkes bir nebze olsun destek olursa, sektörümüz daha iyi yerlere gelecektir” dedi.

26 > MART 2012


MASSİAD XIV. Dönem Yönetim Kurulu Yönetim Kurulu Asil Üyeleri Kazım Eryaşar F.A.Tolga Sözen Mehmet Ali Özkan Ayşe Esmeray Gürbüz Şahin Engin Taşpınar Dilaver Altun Ayhan Öztürk

Neler Yapılacak? Yeni dönemde resmi kurumlarla ilgili çalışmaların artarak devam edeceğini söyleyen Kazım Eryaşar, “İstanbul Üniversitesi’nde bazı değişiklikler olacak. Nisan ayında faaliyete geçecek Kamu Hastaneleri Birlikleri’nin bizleri ciddi şekilde etkileyeceğini düşünüyorum. Bu sebeple bu birliklerde de sektörümüz temsil edilmelidir. Bu konuda çalışmalarımız olacaktır. Yine önümüzdeki dönemde elektronik ihale uygulamaları başlayacak. Bunun için İstanbul Ticaret Odası’nda bilgilendirme semineri düzenledik. Kamu İhale Kurumu ile görüşmelerimiz devam ediyor. Bu konudaki bilgilendirme toplantıları da ticaret ve sanayi odalarında yapılacak. Bilindiği gibi üyelerimize ve üye firmalarımızın çalışanlarına özel olarak kurumsal ve kişisel kabiliyetlerini geliştirmek amacı ile düzenlediğimiz eğitim faaliyetlerimizle ilgili İstanbul Kavram Meslek Yüksekokulu ile stratejik eğitim protokolü imzaladık. Bu anlaşmaya göre eğitimlerimiz devam ediyor. İletişim ve beden dili, bayi ve dağıtım ağı geliştirme, satış pazarlama teknikleri geliştirme, etkili yöneticilik ve liderlik, büro yönetimi ve yönetici asistanlığı, toplantı ve zaman yönetimi, öfke kontrol programı gibi çok önemli konularda eğitimlerimiz sürüyor” diye konuştu.

“Birkaç Taş Daha Koymayı Planlıyoruz” Yeni dönemde üyelerimize daha yakın olmayı planlıyoruz. Bu noktada, bizlerin fark edemediği konularda sektörümüzden destek bekliyoruz. Geçtiğimiz dönemde göreve geldiğimizde, taşın üzerine bir taş daha koyacağımızı söylemiştik. Yeni dönemde de, bu taşların üzerine birkaç taş daha koymayı planlıyoruz.

Yönetim Kurulu Yedek Üyeleri V. Cengiz Balçık Saldıray Uygur Turgay Özen Hürriyet Çimen İbrahim Demir Halit Aktan Necat Koç Denetim Kurulu Asil Üyeleri İsmail Cem Türker Çetin Günay Akyurt Erdal Ejder Denetim Kurulu Yedek Üyeleri Bülent Arabacı Erol Kırımlı Soner Ersoy Disiplin Kurulu Asil Üyeleri Kürşat Özgün B.Volkan Kebudi Zekeriya Avşar Disiplin Kurulu Yedek Üyeleri E. Suavi Kalan Şükrü Karaçor Burçin Can 14. Dönem MASSİAD Asil Delege Listesi Ayşe Esmeray Gürbüz Ayhan Öztürk Barış Fırat Binhas Volkan Kebudi Çetin Günay Akyurt Dilaver Altun Dündar Tüfekçioğlu E. Suavi Kalan Erdal Ejder F.A. Tolga Sözen Halit Aktan Hilal Tekin Yeşilyurt Hürriyet Çimen İsmail Cem Türker Kazım Eryaşar Kemal Yaz Kürşat Özgün Yedek Delege Listesi Mehmet Ali Özkan Necat Koç Şahin Engin Taşpınar Savaş Ramazan Şakar Uğur Mumay Bülent Arabacı V. Cengiz Balçık Burçin Can Zekeriya Avşar MART 2012 > 27


AKTÜEL

Özel Sektörden Somali’ye Büyük Yatırım

A

çlıkla boğuşan Somali’ye yardım eli uzatan Medical Park Hastaneler Grubu, sosyal sorumluluk projesi kapsamında başkent Mogadişu’ya ülkenin en kapsamlı ve donanımlı hastanesini kazandırdı. Türk özel sektörünün Somali’ye yaptığı en büyük yardım niteliği taşıyan 5 milyon dolarlık hastane, Yeryüzü Doktorları himayesinde hizmet verecek. Medical Park Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Usta, “Shifa adını verdiğimiz hastaneyi Türkiye’den gönderdiğimiz 100 kişilik ekiple 2,5 ayda tamamladık. Gönderdiğimiz ekipmanlar Somali’de ilk defa bulunacak ve bu sayede şimdiye kadar hiç yapılmamış pek çok ameliyat yapılabilecek” dedi Medical Park, son 60 yılın en kurak dönemini geçiren Somali’de kıtlığa bağlı yaşanan insanlık dramına kayıtsız kalmadı. Günde ortalama 100 çocuğun hayatını kaybettiği Somali’de 5 milyon dolarlık bir yatırımla yeni bir hastane inşa eden Medical Park, bölgenin en üstün teknik teçhizatlı hastanesini kurdu. Medical Park Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Usta, “Somali’nin en donanımlı ve kapsamlı hastanesini kurduğumuz için mutluyuz. Mart ayında Shifa Hastanesi’ni hizmete açacağız” diye konuştu.

“Söz Verdik, Yaptık”

Somali’nin en kapsamlı hastanesi Medical Park’ın 5 Milyon Dolarlık yatırımıyla açılıyor.

Medical Park Hastaneler Grubu’nun Somali’ye yaptığı yardım ve bu kapsamda kurulan hastanenin yatırım büyüklüğü ve verilecek hizmetler hakkında Medical Park Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Usta ve hastaneyi hizmet kapsamına alan Yeryüzü Doktorları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. M. İhsan Karaman bir açıklama yaptı. Muharrem Usta: “Hastanenin inşaatını Türkiye’den gönderdiğimiz 100 kişilik ekiple 2,5 ayda tamamladık. Hastanenin donanımı için de bu akşam Somali’ye 126 paletlik 6 tır büyüklüğündeki tıbbi teçhizatımızı uçakla gönderiyoruz. Somali’ye röntgen, ultrason, tomografi gibi tıbbi cihazlar ve tıbbi malzemeler götürerek hastanenin tüm eksiklerini tamamladık. Gönderdiğimiz ekipmanlar Somali’de ilk defa bulunacak ve bu sayede şimdiye kadar hiç yapılmamış pek çok ameliyat yapılabilecek” diye konuştu.

Mart Ayında Hizmete Açılıyor Medical Park Hastaneler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Usta, Shifa adını verdikleri hastanenin inşaasını ve tıbbi teçhizatlarının sağlanmasını kendilerinin üstlendiğini belirterek, hastane işletmesinin ise Yeryüzü Doktorları tarafından gerçekleştirileceğini bildirdi. 5 milyon dolar yatırım yapılan projenin Mart ayının ilk haftasında Türk ve Somalili yetkililerin katılımıyla hizmete açılacağını kaydeden Usta, Somali’nin ihtiyaç duyduğu en önemli konuda sorumluluk üstlenmelerinden dolayı büyük mutluluk içinde olduklarını vurguladı.

Çocukların Umut Işığı Olacak Medical Park’ın desteği ve yatırımından dolayı teşekkür ederek sözlerine başlayan Yeryüzü Doktorları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. M. İhsan Karaman ise şunları söyledi: “Hastane binasının inşa edilmesinin yanı sıra gerekli tüm teçhizatların temin edilmesini üstlenen Medical Park, her gün hayatını kaybetme tehlikesi taşıyan yüzlerce çocuk için umut ışığı oldu.”

28 > MART 2012



AKTÜEL

Sağlık Çözümlerinin Buluşma Adresi:

Esse Group

Ekip Tıbbi Malzeme ve Roc Tıbbi Teknoloji firmaları ile önemli bir başarı yakalayan Esse Group, hizmet ağını genişletmeyi hedefliyor.

F

arklı projeleri bir araya getirmek amacıyla kurulan Esse Group, faaliyet gösterdiği alanlarda başarılı çalışmalara imza atıyor. Cerrahi Alet Grubu’nda Ekip Tıbbi Malzeme ile Schreiber GmbH şirketinin distribütörlüğünü yürüten grup, Laboratuvar Grubu’nda Roc Tıbbi Teknoloji çatısı altında Chem Solute, TH Geyer, Biorbyte gibi markaların satış ve pazarlamasını sürdürüyor. Yakın zamanda, Sarf Malzeme konusunda kurulacak şirket ile, sarf malzeme pazarına da yenilikçi çözümler sunulması planlanıyor. Grubun çalışmalarıyla ilgili olarak Ekip Tıbbi Malzeme Genel Müdürü Soner Ersoy ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Öncelikle Esse Grup şirketini ve faaliyetleri hakkında kısaca bilgi alabilir miyiz? Esse Group, bünyesinde Ekip Tıbbi Malzeme ve Roc Tıbbi Teknoloji şirketini bulunduran bir kuruluştur. Faaliyet alanları, cerrahi alet ve laboratuar ürünleridir. Bu ürünlere yakın zamanda sarf malzeme portföyü de katılacak. Ekip Tıbbi Malzeme ile, cerrahi alette bir dünya markası olan Schreiber markasının ürünlerini sunmaktayız. Roc Tıbbi Teknoloji şirketimizde ise, Chem Solute, TH Geyer, Biorbyte markalarının temsilciliğini yürütmekteyiz.

Ekip Tıbbi Malzeme ve distribütörü olduğu Schreiber şirketi hakkında bilgi verir misiniz? Schreiber ürünlerinin avantajları nelerdir?

Ekip Tıbbi Malzeme Genel Müdürü Soner Ersoy

Ekip Tıbbi Malzeme Ltd. Şti, 2008 yılında kurulmuş olup, medikal sektörde cerrahi alet ithalatı ve satışı konusunda uzmanlaşmış bir firmadır. Geçmişten gelen 20 yıllık bilgi birikimi ve tecrübesini 2009 yılında, 90 yıldır adı kalite ile birlikte anılan Alman menşeli Schreiber Gmbh firması ile birleştirmiştir. Schreiber Gmbh, ürün çeşidini 26 bin adete çıkartmış ve dünya çapında bir markadır. Ekip Tıbbi Malzeme şirketi de, cerrahi aletlerde stoklu çalışmayı ilke edinmiştir. Minimum 2 bin çeşit ürünü stoktan teslim edebilme potansiyeline sahiptir. Stoklarında Genel Cerrahi, Kadın Doğum, Beyin Cerrahisi, Ortopedi, KBB ve Üroloji başta olmak üzere tüm branşlarda ürün bulundurmaktadır. 2012 yılından itibarende, Laparoskopi, Endoskopi ve shawer sistemleri ürünlerini de aktif olarak getirmeyi planlıyoruz. Schreiber’ın en büyük avantajı, geniş ürün yelpazesi ile komple çözüm sunan bir firma olmasıdır. Bir ameliyathaneye gereken, cerrahi operasyonda kullanılabilecek tüm cihaz ve ürünleri bünyesinde bulundurmaktadır. Ürün kalitesini 10 yıl garanti süresi ile pekiştirmektedir.

Türkiye’de cerrahi alet pazarı hangi noktadadır? Türkiye pazarında, yerli üretimin yanı sıra, yurt dışından gelerek yerli olduğu ifade edilen ürünler mevcuttur. Türkiye’de bu anlamda belirli standartlar maalesef ki oluşmadı. Alım yapılırken, tüm ürünler aynı kategoride değerlendiriliyor. Devletin belirleyeceği standartların ardından, cerrahi alet pazarının daha iyi noktalara ulaşacağını düşünüyorum. Avrupa’daki işleyişte, standartlar bellidir. Üreticilerde, bu standartlara uygun olarak üretimlerini gerçekleştiriyor. Cerrahi alet ürünlerinin menşei Almanya’dır.

30 > MART 2012



AKTÜEL Bu sebeple Almanya menşeili ürünlerin önemli avantajlara sahip olduğunu düşünüyorum.

Türkiye çapında satış ve pazarlama politikanız hakkında bilgi verir misiniz? Bayilik vermeyi düşünüyor musunuz? Bayi seçiminde dikkat ettiğiniz noktalar nelerdir? Ekip Tıbbi Malzeme olarak Türkiye’yi 7 farklı bölgeye ayırdık. Her bölge için 2 ana bayi firması belirliyoruz. Bayi sistemini tercih etmemizin sebebi, Anadolu firmalarının, hastane ve doktor ziyaretlerini daha düzenli bir şekilde gerçekleştirmesinden kaynaklanmaktadır. Marmara Bölgesi’nde AZ Medikal, Ege Bölgesi’nde Gökay Tıbbi Malzeme, Ankara’da Disa Grup, Aydın Medikal gibi bayilerimizi belirledik. Bunun dışındaki diğer bölgeler için bayi arayışımız sürmektedir. Hastanede, operasyonu gerçekleştiren doktorlarla sürekli iletişim halinde olacak, olabilecek sorunları bizlere anında aktaracak bayiler aramaktayız. Çünkü sorunlar bize ne kadar çabuk ulaşırsa, cerrahi aletteki sıkıntılar bir o kadar hızlı çözümlenecektir.

Sektörümüzün en büyük buluşması olan Ekspomed ve Labtek 2012 Fuarı yaklaşıyor. Bu fuara katılımınız olacak mı? Bunun dışında farklı etkinliklerde yer almayı düşünüyor musunuz? Bu yıl, fuar ve kongre çalışmaları ile tanıtımlarımızı sürdürmeyi planlıyoruz. Bu sebeple Ekspomed 2012 Fuarı’nda yer alacağız. Ayrıca, çeşitli branş kongrelerinde olmayı planlıyoruz. Esas amacımız, doktor ve kullanıcılara ulaşmak olacaktır. Hekimlerimizi, öneri ve şikâyetlerini oldukça önemsiyoruz. Bu sebeple, operasyonlardan daha iyi sonuç almaları için sürekli iletişim halinde olmayı amaçlıyoruz.

Sektöre vermek istediğiniz bir mesajınız var mı? Ekip Tıbbi Malzeme, kalite, güvenilir ürün, ekonomik fiyat ve hızlı teslimat konularına son derece önem vermektedir. Bu avantajları müşterilerine yansıtmak için, konusunda uzman profesyonel bir ekiple çalışmaktadır. Sağlık sektörünün ihtiyaçlarını doğru tespit edip, bu ihtiyaçları doğru bir şekilde karşılamaya devam edecektir.

Biyolojik Araştırmalarda; Roc Tıbbi Teknoloji ROC Tıbbi Teknoloji, biyolojik araştırmalarda kullanılan kitler ve cihazların satış ve pazarlamasını yürütmektedir. ROC Tıbbi Teknoloji çatısı altında, Chem Solute, TH Geyer, Biorbyte gibi farklı ürün seçenekleri bulunmaktadır.

Roc Tıbbi Teknoloji ve faaliyet alanları hakkında bilgi verebilir misiniz? Roc Tıbbi Teknoloji, Ekip Medikal gibi 2008 yılında kurul-

32 > MART 2012

muş bir firmadır. Başlıca faaliyet alanları Araştırma Ürünleri, Lab. Cihaz ve sarfları, Moleküler biyoloji ürünleri satışı yapmaktadır. Ayrıca Şirketimiz komple laboratuar kurulumu, Özel bir çalışma için cihaz dizaynı ve üretilmesi gibi hizmetlerde sunmaktadır.

Roc Tıbbi Teknoloji hangi markalarla çalışmaktadır? Şirketimiz araştırmalarda ve lab. Çalışmalarında belirli bir standartın oturtulması ve çalışılması konusunda araştırmacılarımızın ve Lab. Personelinin kaygılarını paylaştığından ithalatını yaptığı ürünlerin kalitesine çok önem vermekte. Bu sebeple ürünlerimizin tamamını Avrupa’dan getirmektedir.. Araştırmacıların isteğine göre her marka cihaz ve ürün temin edilebilmekte olup, şirketimizin başlıca ithalatını yaptığı ürünler şunlardır. Kimyasal malzemelerde alman üretimi olan Chemsolute, Laboratuar sarflarında yine alman markası olan Labsolute ve Eliza kitleri ve antikor ürünlerinde İngiliz menşeili Biorbyt ile çalışmaktadır. Ayrıca şunu belirtmekte yarar var şirketimiz 1.500.000’den fazla ürünü temin edebilmekte ve Türkiye’de ki araştırmacıların hizmetine sunmaktadır. Chemsolute yüksek kalitede araştırma kimyasalları markamızdır. Ürünlerin tamamı Almanya’da üretilmekte ve ilk elden sektörün hizmetine sunulmaktadır. Chemsolute Piyasada adı daha çok duyulmuş bir çok marka gibi ürünleri Çin’de üretme işine girmemiş kalitesinden ödün vermemiştir. Labsolute ürünlerimiz ise Laboratuarlarda kullanılan, Pipet uçları, Lam ve lameller, cam malzemeler, ph stripleri ve koruyucu ürünler (Uv gözlükler) gibi temel laboratuar sarfları üretimi yapmaktadır. Bu ürünlerin de tamamı Almanya’da üretilmekte ve düzenli olarak stoklarımıza çekilmektedir. Biorbyt markamızda İngiltere’de üretilen ve başlıca ilgi alanı eliza kitleri ve Antikor ürünleri olan bir markadır. Portföyünde binlerce ürün olan bu markamız Türkiye’de ki pazar payını her geçen gün arttırmaktadır.

Roc Tıbbi Teknoloji genel satış ve hizmet politikası hakkında bilgi verebilir misiniz? Roc Tıbbi Teknoloji özellikle Üniversitelerde akademisyenlerin ihtiyaç duyduğu ürünleri / cihazları stoktan ya da cihazın özelliğine göre hemen hemen her ay yaptığı ithalatlarla karşılamaktadır. Türkiye’nin 4 bir yanına en kısa zamanda ürünü ulaştırmakta ve kullanılmasını sağlamaktadır. Müşteri memnuniyetini kendisine ilke edinen firmamız, Bilimsel araştırmaların önemini bilmekte ve bu araştırmalar için malzeme sağlamakla, bilimsel araştırmalara yaptığı katkının haklı gururunu yaşamaktadır.



SÖYLESİ

MEDİTEL, Çözüm Odaklı Hizmet Anlayışı ile Büyüyor

34 > MART 2012

MEDİTEL Ltd. Şti., dün olduğu gibi bundan sonraki yıllarda da müşteri beklentilerini ön planda tutan, hızlı ve doğru sonuç almaya odaklı, basit çözümler ile müşterilerini, iş ortaklarını ve kendini zorlamadan üreteceği çözümlerle yoluna devam edecek.


M

EDİTEL Limited Şirketi, Dijital Substraksiyon Anjiyografi, Kardiyovasküler Sistemleri, Dijital Röntgen, Radyoskopi Sistemleri ile Türk medikal sektörüne yenilikçi çözümler sunmaya devam ediyor. MEDİTEL Grubu, insana ve sağlığa önem verdiği ve kültürel değerlere bağlı olarak geçirdiği 28 yıl boyunca sadece müşterileriyle değil, kendi içinde de güvenilir ve şeffaf olmayı ön planda tutmaktadır. 1984 yılından bu yana konusunda uzman bir ekip tarafından kurulan MEDİTEL bugün, tıbbi cihaz sektöründe dünyanın önde gelen üreticilerinden biri olan Shimadzu Corporation, Güney Kore’de Dijital Röntgen sistemleri üreten Sitec Medical CO., SonoScape marka Ultrasonografi cihazlarının, dijital röntgen alanında Dijimed Bilişim Çözümleri Tic. ve San. A.Ş. temsilciliğini yürütmektedir. Ayrıca, Accuray-Tomotheraphy tedavi cihazı, PTW dozimetrik sistemler, CIVCO hasta sabitleme sistemleri, LAP lazer, ISP Gafchromic film, Velocity konturlama yazılımı, Huestis blok kesici ve simülatör sistemleri, Best Theratronics firmasının kan ışınlama cihazları ve Berthold firmasının radyasyondan korunma sistemlerinin de Türkiye tek temsilcisidir. Şirketin çalışmaları ve yenilikleriyle ilgili olarak MEDİTEL İş Geliştirme ve Pazarlama Yöneticisi olan Gökay Çelik ile söyleşi gerçekleştirdik.

MEDİTEL hangi temel amaçlarla ne zaman kuruldu? MEDİTEL Limited Şirketi, 1984 yılında dört Elektronik Mühendisi tarafından tıbbi sektörde faaliyet göstermek üzere kurulmuştur. Kaliteli ve etik değerlere sahip çıkan hizmet anlayışıyla, Türkiye’nin kalkınması ve uluslararası saygınlığının arttırılmasında etkin bir rol oynayarak, bütün ilgi gruplarının çıkarlarını gözetmeyi kendisine bir görev bilen firmamız, medikal sektörde yurt içi ve yurtdışı piyasalarla çalışan ve ürün kalitesine güvenilen, müşteri odaklı, insan kaynaklarına gerekli önemi veren uluslararası değerlere ve uluslararası bir markaya sahip bir şirket olmak amacıyla kurulmuştur.

Temel faaliyet alanınız ve son dönem odaklandığınız çalışmalarla ilgili bilgi verir misiniz? Firmamız, radyoterapi ve radyoloji alanlarında faaliyet göstermekte olup, tıbbi cihaz ve hizmet satışı yapmasının yanında, ithal ettiği cihazların montajını gerçekleştirmekte ve satış sonrası servis hizmetini de vermektedir. Son dönemlerde özellikle hizmet sektörü ve dijital röntgen üretimi ilgimizi çekmektedir. Ayrıca Radyoterapi de IGIMRT tedavi yöntemine olanak sağlayan gelişmiş bir tedavi cihazı olarak bilinen TomoTherapy cihazına oldukça önem vermekteyiz. Bunlara ek olarak, özellikle Shimadzu Anjiyografi Sistemlerinde Bransist ALEXA model anjiyografi sisteminin hekimler açısından hem periferik hem kardiyovasküler incelemeleri karşılayan bir cihaz olduğunu gösterek bu modelimizin en değerli anjiyografi cihazı olarak bilinmesini amaçlamaktayız.

MART 2012 > 35


SÖYLESİ Medical CO. firmasının temsilciliğini 2011 yılında aldık. Geleneksel radyografi sistemlerinden dijital röntgenlere geçişin daha da hızlandığı günümüzde, dijital röntgen alanında sunduğumuz çözümlerle, sektörde etkin bir şekilde yer alarak çözümler sunmak istiyoruz. Yine dijital röntgen alanında Dijimed Bilişim Çözümleri Tic. ve San. A.Ş. firmasının 2007 yılından beri temsilciliğini yürütmekteyiz. Dijimed Bilişim Çözümleri Tic. ve San. A.Ş. bir MEDİTEL Şirketler Grubu üyesi olarak 2007 yılı Aralık ayında kurulmuştur. Flat Panel Dedektörlü dijital röntgen sistemleri, çeşitli medikal yazılımlar ve PACS aksesuarları olarak tanımlanan PACS kurulumlarından oluşan ürünlerle sektörde geniş çözüm olanakları sunmaktayız. Başarıyla gerçekleştirdiğimiz dijital röntgen üretimi ile de çeşitli hastanelerde kurulumlarımızı tamamlamış bulunmaktayız. SonoScape marka Ultrasonografi cihazlarının 2010’dan beri tek yetkili Türkiye temsilcisiyiz. Tıbbi ultrason aletlerin geliştirilmesi ve imalatı konusunda lider bir firma olan SonoScape, SSI-5000’den en son geliştirilmiş olan S20’ye kadar kuruluşundan bugüne çok sayıda üstün, hareketli, renkli Doppler ultrason ürünleri geliştirmiş, bunları uluslararası ve yerel pazarlara sunmuştur. MEDİTEL grubu olarak, SonoScape marka cihazlarımızla ultrasonografi alanında geniş ürün yelpazesi ve kaliteli ürünler ile kısa sürede pazarda yerimizi aldığımızı düşünüyoruz. 1987 yılından başlamak üzere radyoterapi alanında temsilciliğini üstlendiğimiz uluslararası markalar; AccurayTomotheraphy tedavi cihazı, PTW dozimetrik sistemler, CIVCO hasta sabitleme sistemleri, LAP lazer, ISP Gafchromic film, Velocity konturlama yazılımı, Huestis blok kesici ve simülatör sistemleri olarak sayılabilir. Bunlar dışında 1986 yılından beri Best Theratronics firmasının kan ışınlama cihazlarının ve Berthold firmasının radyasyondan korunma sistemlerinin de Türkiye tek temsilcisiyiz. Alanlarında dünyanın en önde gelen firmaları ile uzun yıllar birlikte çalışmış olmanın sağladığı avantaj ile bir Radyoterapi kliniğinin A’dan Z’ye tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek ürünlere, bilgi birikimine, ekibe ve tecrübeye sahibiz. Klinikte çalışacak medikal fizikçilerin ve teknisyenlerin eğitimlerinden, ihtiyaç duyulan tüm kalite kontrol, dozimetrik ve diğer ekipmanların teminine kadar anahtar teslim çözümler sunmaktayız.

Temsilciliğini üstlendiğiniz uluslararası markalar hangileridir, Türk medikal sektörüne sunduğunuz çözümlerden bahseder misiniz? Firmamız, 1994 yılında, tıbbi cihaz sektöründe dünyanın önde gelen üreticilerinden biri olan Shimadzu Corporation firmasının görüntüleme cihazlarının Türkiye Tek Yetkili Temsilciliğini almış, günümüze kadar sürdürmüştür. Shimadzu 100 yılı aşkın deneyimiyle teknoloji ve tasarımı ön planda tutan, bugün firmamız, Dijital Substraksiyon Anjiyografi, Kardiyovasküler Sistemleri, Dijital Röntgen, Radyoskopi Sistemlerini Türk medikal sektörüne sunarak alandaki ihtiyaçları karşılamaktadır. Güney Kore’de Dijital Röntgen sistemleri üreten Sitec 36 > MART 2012

Son dönemdeki yeni ürünleriniz ile ilgili bilgi verir misiniz? Son dönemde özellikle anjiyografi alanında öne çıkarmak istediğimiz model Shimadzu’nun Flat Panel Dedektörlü Kardiyovasküler Anjiyografi Sistemi olarak pazara yeni giren Bransist ALEXA cihazıdır. Bu model bir anjiyografi cihazının sağlayacağı bütün üst düzey özellikleri sağlamaktadır. Bransist ALEXA’nın Kardiyovasküler ve periferik incelemeleri destekleyen, alt extremiteler dahil tüm vücudu kapsayan geniş flat panel dedektörleriyle kullanım kolaylığı sağlamasının yanında, kendi sınıfı cihazlara kıyasla çok düşük dozlarda yüksek çözünürlüklü görüntüler elde etmesi ile ön plana çıkmaktadır. 2011 yılında



SÖYLESİ

dünya pazarına sürülen Bransist ALEXA sisteminin dünyada ilk olarak Temmuz 2011’de İzmir de kurulmuş olmasının ayrıca gururunu yaşamaktayız. Ultrasonografi alanında geniş ürün yelpazesi ve kaliteli ürünler ile kısa sürede Türkiye pazarında yerimizi aldık. Ultrasonografi ve Ekokardiyografi amaçlı ihtiyaca yönelik olarak ürünlerimizin kullanılabildiği tüm branşlar için kaliteli ve hesaplı çözümlerimiz bulunmaktadır. Medikal pazarda Uzakdoğu ürünlerine yönelik önyargı olmasına rağmen temsilciliğini yaptığımız Asya’nın lider firması SonoScape; ürün kalitesi ile önyargıları yıkmaktadır. Gerek üretici firmanın gerekse firmamızın seçici davranarak başlattıkları bu işbirliğinin pozitif yansıması ülkemiz için değerli bir kazanç olmuştur. Kaliteli ürünlerin sağladığı rekabetçi ortam ile son kullanıcıların kaliteli ürünlere hesaplı ulaşmasını sağlamaktayız. Özellikle Kadın Hastalıkları ve Doğum ve Kardiyoloji uzmanlarına yönelik ultrason ve ekokardiyografi ürünlerimizin üstün görüntü kalitesi, performansı ve fiyat avantajı tercih görmektedir. Firmamız, dünyada Radyoterapi alanında büyük bir hızla yaşanan teknolojik ilerlemelerin ülkemizde de halkımızın hizmetine sunulması amacıyla yeni gelişmeleri sürekli takip etmekte ve araştırmaktadır. Bu çerçevede MEDİTEL,

38 > MART 2012

2007 yılında ACCURAY-TomoTherapy firmasının temsilciliği üstlenmiş ve Radyoterapi ile kanser tedavisi yapan üst düzey TomoTherapy cihazının Türkiye’de 7 farklı hastanede hizmete başlamasını sağlamıştır. TomoTherapy tedavi cihazı, IG-IMRT, Helikal terapi ve SBRT gibi üst düzey tedavi yöntemlerini başarılı bir şekilde uygulayarak ve dolayısıyla sağlıklı dokuların daha iyi korunmasını sağlayarak, kanserle savaşta ileriye doğru bir adım daha atılmasını sağlamıştır. Yine kısa bir süre önce Amerikan Velocity firmasının Türkiye tek temsilciliğini üstlendik. Bu konturlama yazılımı ile doktorlarımızın planlamada geçirdiği zaman kısalacak ve Deformable Fusion gibi yeni görüntüleme teknolojileri ile daha sağlıklı bir şekilde konturlama yapılabilecektir. Diğer yandan Radyoterapide, Tomotherapy gibi yeni nesil üst düzey tedavi cihazlarının Türkiye’de kullanılmaya başlanması ve yaygınlaşması ile birlikte kliniklerin de ihtiyaçları farklılıklar göstermeye başlamıştır. Özellikle Ark tedavisi yapabilen cihazların kalite kontrolü amaçlı PTW Octavius 4D fantomu ve SBRT tedavilerinde hastanın sağlıklı bir şekilde sabitlenmesi amacıyla CIVCO SBRT Body-Pro Lok, bu yeni tedavi şekillerine uygun en yeni çözümlerimiz arasında sayılabilir.



SÖYLESİ

Medikal pazara sunduğunuz ürün ve çözümleri farklı kılan yanlar nelerdir? Tercih edilirliğinize katkı yapan unsurları sıralar mısınız? Burada iki faktörü öne çıkarabiliriz. Birincisi 28 yılın tecrübesiyle MEDİTEL firması olarak her zaman alanında öncü, kalitesi dünyaca kabul edilmiş markalarla çalışmayı tercih ettik. Ürünün özelliklerini, ilk maliyet ve kullanım ömrü maliyetlerini, ülkemiz koşullarına uygunluğunu biz önceden araştırmakta ve değerlendirmekteyiz. Bu tercihimiz yıllar içerisinde firmamızı pazarda üst düzey bir noktaya taşımıştır. Bunun yanında teknik servisimizin hızı ve kalitesi, müşterilerimize karşı gösterdiğimiz ilgi, alaka ve en önemlisi saygı, her zaman çözümden yana olan duruşumuz ve sözlerimizi daima yerine getirmemiz, sektörde güvenilir ve dürüst bir firma imajını kazanmamızı sağlamıştır. Ve bu imaj, tercih edilirliğimize katkı yapan en önemli unsurlardan birisidir.

40 > MART 2012

Pazardan yeni dönemde beklentileriniz hangi düzeyde, medikal sektörde uluslararası gelişmeler konusundaki öngörüleriniz? Genel olarak, ülkemizde sağlık sektörünün başarılı bir çizgide olduğunu söylemek gerekir. Özellikle son dönemlerde uygulanan politikalar ve sağlık turizminin de devreye girmesiyle sektörün daha da gelişeceği görülmektedir. Diğer taraftan ülkemize üretim yatırımlarının artacağını düşünmekle birlikte, ülkemizde tıbbi cihaz üretimin dünya pazarında rekabet edebilir nitelikte gelişmesi için mutlaka tedbirler alınmalı ve desteklenmesi gerektiği görüşündeyiz.

Eklemek istediğiniz herhangi bir şey var mı? MEDİTEL Grubu, insana ve sağlığa önem verdiği ve kültürel değerlere bağlı olarak geçirdiği 28 yıl boyunca sadece müşterileriyle değil, kendi içinde de güvenilir ve şeffaf olmayı ön planda tutmuştur. MEDİTEL Ltd. Şti., bundan sonraki yıllarda da müşteri beklentilerini ön planda tutan, hızlı ve doğru sonuç almaya odaklı, basit çözümler ile müşterilerini, iş ortaklarını ve kendini zorlamadan üreteceği çözümlerle yoluna devam edecektir.



AKTÜEL

Datasel’in Yeni Ürünü ile TİG İşlemleri Daha Kolay DataSel, “TİG Veri Aktarım programı”’nı sosyal sorumluluk bilinci altında tüm hastanelerle ücretsiz paylaşma kararı aldı.

T

eşhisle İlişkili Gruplar (TİG-Diagnosis Related Groups- DRGs) sağlık hizmeti sunucularına verdikleri hizmetlerin karşılığını geri ödemek amacıyla geliştirilmiş ve özellikle kaynak kullanımını kontrol altına almak isteyen ülkelerde uygulanan yöntemlerden biridir. Türkiye’deki sağlık harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içindeki oranının yıllara göre arttığı gözlenmektedir. Bu nedenle kaynak yönetim ve kontrolü açısından Türkiye’de de sağlık reformları kapsamında ciddi çalışmalar başlatılmıştır. Bu çalışmaların başında Sağlık Bakanlığımızın halen kamu hastane tahakkuk ödemelerinin % 10’unu TİG’e göre gerçekleştiriyor olması ve 2012 yılında bu uygulamayı yaygınlaştırmayı hedeflediği gelmektedir.

Veri Aktarımı Artık Daha Kolay Bu çalışmalar doğrultusunda Sağlık Bakanlığı, hastanelerinden TİG için veri toplamaya başladı. Verileri toplamak için de bir yazılım geliştirildi ve hastanelerin kullanması istendi. Bu noktada DataSel, Tüm kamu hastanelerinin, halen kullanmakta oldukları Hastane Bilgi Yönetim Sistemlerinden (HBYS) bağımsız olarak TİG için gerekli verilerin Sağlık Bakanlığı'nın TİG veri toplama yazılımına aktarılması işlerini çok kolaylaştıracak “TİG Veri Aktarım Programını” geliştirdi. Geliştirilen TİG Veri Aktarım Programı sayesinde HBYS yazılımlarında ek bir geliştirme veya uyarlama gerektirmeden çok kolay ve basit bir şekilde Bakanlık uygulamasının istediği veriler aktarılabilecek ve kullanıcı sonrasında eksik ve tamamlanması gereken verilerini tamamlayarak Sağlık Bakanlığı'na gönderebilecek.

Hastanelerde Ücretsiz Paylaşacak DataSel, TİG (DRG) konusunda yapılan ulusal çalışmaların öneminin farkında olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Bu bilinçle destekleyici yazılımlar geliştirmektedir. DataSel tarafından geliştirilen “TİG Veri Aktarım programı”’nı sosyal sorumluluk bilinci altında tüm hastanelerle ücretsiz paylaşma kararı aldı. Programın kullanımı ile ilgili bilgilere Datasel’in web sitesinde ulaşmak mümkün.

42 > MART 2012



AKTÜEL

S

osyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Fatih Acar, "Bazı özel hastanelerde hasta gitmeden TC kimlik numarası ile sanki muayene olmuş gibi işlem yapılıyor. Biz bunun önüne geçmek zorundayız. İlk olarak özel hastanelerde avuç içi damar izi uygulamasına 1 Temmuz itibariyle geçiyoruz" dedi.

Uygulama 1 Temmuz 2012 ‘de Başlıyor

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Fatih Acar

Özel Hastanelerde Avuç İçi Damar İzi Uygulaması 1 Temmuz’da Başlıyor Özel hastanelerle yapılan sözleşmede, hem vatandaşların hem de hastanelerin lehine olacak birçok düzenleme yer alacak.

Samsun, Amasya, Trabzon, Rize, Giresun, Ordu ve Çorum illerinin SGK Müdürleri ile Samsun'da bir kurum içi sorunları öğrenmek amacıyla toplantı yapan SGK Başkanı Fatih Acar, toplantı öncesinde düzenlediği basın toplantısında 1 Temmuz itibariyle özel hastanelerde avuç içi damar izi uygulamasına geçileceğini söyledi. 2012 yılında sağlıkta suiistimalleri büyük ölçüde önleyeceklerini belirten Acar, "Özel hastanelerle ilgili bir sözleşme yeniledik, yaklaşık 3 yıldır sözleşmeler yenilenmiyordu. Bu sözleşmede çok önemli düzenlemeler getirdik. Getirdiğimiz bu düzenlemelerin bir kısmı hastanelerin lehine olduğu gibi, vatandaşımızın da lehine olan düzenlemeler de var. Özel hastaneler hastaya belge vermek zorunda. 100 liranın üzerinde bir muayene bedeli veya ameliyat bedeli tahsil ediliyorsa mutlaka ayrıntılı belge vermek zorundalar. Fakat burada bir geçiş süreci öngörüldü, 1 Mart tarihinden itibaren bu uygulama başlayacak. 100 liranın altında olsa bile hasta belge istediği zaman özel hastaneler mutlaka belge vermek zorunda. O belgede SGK'nın hasta için ödediği bedel yer alacak, özel hastanelerin tahsil edecekleri tutar yer alacak ki, o tutar yüzde 70'i hiçbir şekilde geçemez. Diyelim ki, SGK'nın sizin için ödediği rakam 100 lira, hastanenin sizden tahsil edeceği tutar 70 lirayı hiçbir şekilde geçemez. Hastane sizden en fazla 70 lira alabilir. Hasta muayene kotaları getirdik. Önceden bir doktor günde istediği kadar hastaya bakabiliyordu, şimdi bir hastaya en az 10 dakika zaman ayıracak, bir doktor günde 60 hastaya bakabilir. Hasta hakları açısından bu önemlidir. Hastaneye giden vatandaşımızın güzel bir şekilde muayene edilmesi gerekiyor. Özellikle avuç içi damar izi denilen uygulama, TC kimlik numaraları ile siz hastaneye gitmeden hastane sizin adınıza siz sanki muayene olmuşsunuz gibi fatura edebiliyordu, bu suiistimale yol açan konuda da 1 Temmuz tarihine kadar hastanelere bu teknik alt yapıyı kurma zorunluluğu getirdik. Bununla ilgili yasal bir maddemiz yoktu, Plan Bütçe Komisyonu'ndan geçen İntibak Yasası'nın içerisine bunu da koydurmak suretiyle artık kurum olarak avuç içi damar izi uygulamasına başlamamıza hiçbir engel kalmadı. Biometrik kimlik doğrulama ile ilgili yasal alt yapı çalışması da tamamlanmış olacak. 1 Temmuz'da özel hastaneler başta olmak üzere bu sisteme geçecek" diye konuştu.

Kamu Hastanelerine 16 Milyar Lira Bütçe Ayrıldı Bu uygulamanın ilk olarak neden özel hastanelerden başlandığı sorusuna cevap veren SGK Başkanı Fatih Acar, "Biz kamu hastanelerine global bütçe uyguluyoruz. Vereceğimiz rakam belli, 2012 yılında 16 milyar lira bir bütçe ayırmışız. Vereceğimiz rakam belli olduğu için bu bütçeden

44 > MART 2012



AKTÜEL

dolayı o hastaneye 100 kişide gitse o rakamı veriyoruz, 150 kişi de gitse o rakamı veriyoruz. Orada suiistimal yapılma ihtimali biraz daha az. Ama özel hastanelerde tahakkuk eden faturaları yüzde 5 örnekleme yöntemi ile inceleyerek ödüyoruz. Dolayısıyla özel hastanelerde global bütçe uygulaması olmadığından ilk olarak özel hastanelerde avuç içi damar izi uygulamasına geçiyoruz 1 Temmuz itibariyle. Hedefimiz 2012 yılı sonuna kadar üniversite hastanelerinde de bu işi tamamlamak, daha sonra da devlet hastanelerini düşünüyoruz. Onunla ilgili teknik çalışmalarımızı yaptık, 18 milyonda bir hata oranı var. Hak sahipliğini orada görmüş olacağız. Sizin avuç içi damar iziniz sadece bir tane var. Başka hiç kimsenin damar izi size uymuyor. Siz hastaneye gittiğinizde avuç içinizi okutuyorsunuz, 'siz misiniz, değil misiniz' kimliğiniz tespit edildikten sonra muayene işlemi başlıyor. Şuanda bazı hastanelerimizde, tabii hepsinde değil ama siz gitmeden de sizin TC kimlik numaranız üzerinden gitmiş gibi işlem yapılabiliyor. Biz bunun önüne geçmek zorundayız" şeklinde konuştu.

Mart Ayından İtibaren Denetimlere Başlanacak Gereksiz hasta talebi oluşturmanın suç olduğunu açıklayan Fatih Acar, bu konuyla ilgili yapılacak çalışmaları şu sözlerle ifade etti: "Bütün hastanelerle ilgili risk odaklı denetim modellemesine geçtik, 1 Mart'tan itibaren mutlaka bu denetimlere başlayacağız. Özel hastanelerimiz, üniversite hastaneleri, devlet hastaneleri yapılan sağlık harcamalarının doğru olup olmadığı, bu konuda herhangi bir suiistimal olup olmadığı konusunda kesinlikle sistemli bir şekilde denetlenecekler. 2012 yılında suiistimalin çok büyük oranda ortadan kaldırıldığı bir dönemi hep birlikte yaşayacağız. Bütün özel hastaneleri zan altında bırakmıyoruz ama zaman zaman hep duyuyoruz. Bir takım araçlar kiralanarak köylerden, ilçelerden hastalar toplanarak özel hastanelere götürüldüğü, gereksiz talep oluşturulduğu yönünde zaman zaman şikayetler alıyoruz. Bu sadece burada değil, bütün Türkiye ile ilgili. Bu şikayetler bizi kurum olarak 46 > MART 2012

yakından ilgilendiriyor. Gereksiz yere hasta talebi oluşturmak suçtur. Bunları yapan varsa gereği neyse yapılır."

"Vatandaşlarımıza da Önemli Görevler Düşüyor” Fatih Acar, gereksiz yere MR, tomografi çekilmesinin önüne geçmek üzere 2012 yılında yapacakları çalışmaları ise şöyle anlattı: "Bir kişi 'se avuç içi damar izi denilen uygulama, TC kimlik numaraları ile sşu hastaneye gittim, MR çektirdim, ben bunu beğenmedim şuna da çektireyim' bunlar olmaz. Bunların her birisi kuruma fatura ediliyorsa, biz de bu gereksiz harcamaların önünü almak durumundayız. Sağlıkta bu işin sürdürülebilirliği önemli, bir işi sürdüremezseniz bunun bir anlamı yoktur. Sağlık teminat paketi açısından bakıldığı zaman Türkiye dünyanın birçok ülkesinin çok çok üzerinde vatandaşlarına sağlık hizmetleri sunan bir ülke. Bunun da sürdürülebilir olması gerekiyor. Vatandaşlarımıza da önemli görevler düşüyor. Devlet hepimizin devleti, gereksiz harcamaya sebep olacak uygulamalardan vatandaşlarımızın da kaçması gerekiyor. Bu tip uygulamalar kuruma çok önemli bir finansman yükü getiriyor. Vatandaşlarımızın da kendilerine sunulan sağlık imkanlarının daha derli toplu hale gelmesi, daha anlamlı hale gelmesi bakımından dikkat etmeleri gerekiyor. Bizim sağlık harcamamız 2012 yılında 43.3 milyar lira. Dolayısıyla giderlerimiz içinde çok önemli bir paya sahip. Bu giderlerimizin sağlıklı olması için bizim kurum olarak yapacağımız çalışmaların yanında vatandaşımızın da göstereceği hassasiyetler önemlidir."

Kayıt Dışı Ekonomi ile Mücadele Kayıt dışı ekonomi ile mücadelede gelinen noktayı açıklayan SGK Başkanı Fatih Acar, "Kayıt dışı ekonomi konusu Türkiye'nin en önemli konularından birisi. SGK'yı da çok yakından ilgilendiriyor. 2012 yılına bakıldığı zaman SGK açısından bizim toplam gelir hedefimiz 133.2 milyar lira. Gider hedefimiz 158.7 milyar lira. Yani bütün Türkiye bütçesinin yaklaşık yüzde 40'ına yakın bütçesel büyüklüğümüz var. 2012 yılında da özellikle gelirlerin artırılması



AKTÜEL anlamında kayıt dışı ekonomi ile mücadele çok önem arz ediyor. Burada açık olarak öngörülen rakam 25.4 milyar lira, pirim gelirlerimiz 97.2 milyar lira, sağlık giderlerimiz 43.3 milyar lira. Burada özellikle pirim gelirlerimiz açısından 97.2 milyar liralık bir öngörümüz var. Gerek bu hedefin gerçekleştirilmesi gerekse bu hedefin biraz daha üzerine çıkılması anlamında SGK olarak 2012 yılında çok önemli çalışmaları yapacağız. Kayıt dışı ekonomi dediğimizde ekonomik faaliyetlerin kayıt altına alınarak vergi toplanması ve ekonomik büyüklüğün vergi, istihdam ve milli gelir boyutlarıyla kavranmasına yönelik tüm faaliyetler, sadece vergi değil, pirim gelirlerinin toplanması da bu faaliyetler çerçevesinde değerlendirilebilir. Kayıt dışı ekonomi ile mücadele stratejisi eylem planı 2008-2012 yılları arasında çıktı. Son olarak 2010-2013 eylem planı çıktı. Burada da 47 eylemden 10 tane eylem SGK'yı yakından ilgilendiriyor. Biz bu 10 eylemin gerçekleştirilmesi için 2012 yılında kapsamlı bir çalışma yapacağız. Kayıt dışı ile ekonomi ile mücadelede son 5 yıla bakıldığı zaman TUİK verilerine göre kayıt dışı oranı 45.4'ten 2011 yılında 40.7'ye gerilemiş. Bu gerilemede SGK'nın yaptığı çalışmaların çok önemli bir payı olduğunu düşünüyorum. 2008 yılından itibaren bütün arkadaşlarımızla birlikte çalışmalarımız buraya yoğunlaşmış durumda. 20'ye yakın kamu kurum ve kuruluşundan aldığımız bilgilerin 81 ilde kurduğumuz KADİM servislerinde değerlendirilmesi, denetim elemanlarımızın yaptığ'se avuç içi damar izi denilen uygulama, TC kimlik numaraları ile sı çalışmalar, Alo 170 Kayıt Dışı Hattı'na gelen ihbarların değerlendirilmesine bakıldığı zaman yaklaşık 1 milyon 63 bin tescilsiz kişi ve 72 bin 102 adet işyerinin kayıt altına alındığını söyleyebiliriz. 2008 yılından itibaren yaklaşık 1 milyonun üzerinde kişi kayıt altına alınmış. 2012 yılında da bu çalışmalarımızı aynı heyecanla sürdüreceğiz" dedi.

Gelir Testi Uygulaması Gelir testi uygulaması ile ilgili bilgi veren Fatih Acar, "1 Ocak 2012 tarihinden itibaren gelir testi uygulamasına

48 > MART 2012

geçilmişti. Artık herkes Genel Sağlık Sigortası şemsiyesi altına alınmıştı. Bu anlamda nem yeşil kartlıları ilgilendiren hem de sistem dışında olan, yani 4-A, 4-B, 4-C ve bunların bakmakla yükümlü kişiler dışında kalan 1 milyon 700 bin kişi ile ilgili gelir testi uygulamaları başlamıştı. Bu çerçevede bugün geldiğimiz noktada toplam 2 milyon 949 bin 205 kişinin gelir testi için müracaatta bulunduğunu ve bunlardan 2 milyon 82 bin 768 kişinin gelirinin asgari ücretin 1/3'ten az olması nedeniyle primlerinin devlet tarafından ödeneceğini, 757 bin 519 kişinin gelirlerinin asgari ücretin 1/3 ile asgari ücret arasında olduğu ve 35.50 lira prim ödemek zorunda olduklarını, 88 bin 491 kişinin gelirinin 886 lira ile bin 773 lira arasında olduğunu ve 106 lira prim ödemek zorunda kaldığını, 20 bin 427 kişinin de gelirinin asgari ücretin 2 katından fazla olduğu ve bun nedenle 212 lira prim ödemek zorunda kaldığını söyleyebiliriz. Yeşil kartlılar açısından bu süreç vize süresi dolmayanlar bakımından devam ediyor. Dolayısıyla vize süresi dolduğu tarihten itibaren 1 ay içinde mutlaka gelir testini yaptırmaları zorunluluk arz ediyor. Yaptırmamaları durumunda gelirleri asgari ücretin 2 katından daha fazla kabul edilerek prim ödemek zorunda kalabilirler" diye konuştu.

Yapılandırma Çalışmaları Yapılandırma sonuçlarını paylaşan Acar, "6011 sayılı Kanun çerçevesinde uygulanan yapılandırma kapsamında toplam SGK'ya 2 milyon 339 bin 323 kişi başvurmuş, toplam 30.6 milyar lira tahsil edilecek tutar, bu tutarın 8.3 milyar lirasını tahsil ettik. Bunların önemli bir kısmının vadeleri gelmediği için bu anlamda da çalışmaları sürüyor. Bu kapsamdaki borçlularımıza söyleyeceğimiz şey şudur; 2 taksitten daha fazla taksitin ödenmemesi durumunda yapılandırma bozuluyor. Bu borçlularımız 1 takvim yılı içinde 2 kez taksitlerini ödememişlerse 3. taksitlerini mutlaka geçmiş taksitleri ile beraber ödemek zorundalar. Aksi taksitinde yapılandırmaları bozuluyor, bu haktan yararlanma imkânları ortadan kalkıyor" şeklinde konuştu.



AKTÜEL

Sağlık Bakanı Recep Akdağ;

“Sağlıktaki Başarımız Ortaktır” “Önümüzdeki en önemli hedefimiz sağlık çalışanlarımızın çalışma şartlarını iyileştirmek. Bunun için sayıyı artırmak lazım”

50 > MART 2012

T

ürkiye – Gana Karma Ekonomi Komisyonu üçüncü dönem toplantısına katılma üzere Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ ile birlikte Erzurum’a gelen Gana Gıda ve Tarım Bakanı Kwesi Ahwoi Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ni ziyaret etti. İki bakanla birlikte Erzurum Valisi Sebahattin Öztürk, Emniyet Müdürü H. Turgut Yıldız, İl Sağlık Müdürü Doç Dr. Serhat Vançelik ve beraberindekiler Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ni ziyaret ederek hastane Başhekimi Prof. Dr. Fazlı Erdoğan’dan hastane ve çalışmalar hakkında bilgi aldı. Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ’a karşı gösterdiği sevgi gösterileri Gana Bakanı Ahwoi’nin dikkatinden kaçmadı. Ganalı Bakan vatandaşların Prof Dr. Akdağ’a karşı gösterdikleri ilgi karşısında şaşkınlığını gizleyemezken, Bakan Akdağ meslektaşına hitaben “Vatandaşlarımızdan aldığımız bu moral gücü, motivasyonumuzu ziyadesiyle artırarak çalışmalarımıza ivme kazandırıyor” dedi. Hasta odalarından doktor çalışma odalarına kadar hastaneyi en ince ayrıntısına kadar gezen Gana ekibi hastanede vatandaşlara sunulan hizmetler karşısında hayran kaldıklarını ifade ederek: “Türkiye her alanda olduğu gibi sağlıkta da büyük bir atılım gerçekleştirmeyi başarmış. Hastaneniz adeta beş yıldızlı otel konumunda, özellikle hasta ve yakınları için düşünülen sosyal paylaşım mekanları takdire şayan. Gördüğümüz kadarıyla halk da sunulan hizmetten



AKTÜEL

sağlandığını gördük. Sayın Bakan Akdağ da bu ortamı her hastanede sağlama başarısını yakalamış ve güzel bir liderlik örneği sergilenmiş. Bazı ülkelerde doktorlar kendi aralarından birinin sağlık bakanı olması istenmiyor. Ama sayın Akdağ, hem doktor, hem siyasetçi hem de başarılı bir lider. Bu çok güzel bir olay sizlerde bunun meyvelerinden faydalanıyorsunuz. Sizleri tebrik ediyoruz.” dedi

BAKAN AKDAĞ “BU BİR ORTAK BAŞARIDIR”

son derece memnun. Dileğimiz Gana’nın da yakın tarihte Türkiye’de ki gibi bir sağlık hamlesini gerçekleştirmesi. Türkiye bu konuda bize en güzel model ülke örneği. Buradaki hizmetler, imkanlar yapılan her şey ufkumuzu fazlasıyla genişletti.” şeklinde konuştular.

AHWOİ; “GELECEĞİNİZ ÇOK PARLAK” Ziyaretin ardından izlenimlerini anlatan Gana Gıda ve Tarım Bakanı Kwesi Ahwoi “Gerçekten çok etkilendim gördüklerimden. Gana ile bura kıyaslandığında çok modern bir tesise sahipsiniz. Her şey belli bir program ve düzene göre kurgulanmış ve uygulanmakta. Bu son derece güzel bir şey. Bizde doktor başına 5 ila 10 bin hasta düşüyor burada ise 600 e yakın bir oran var. Bizde doktorlar sürekli grev halindeler. Çünkü sabit maaş istiyorlar. Ama görüyorum ki burada uygulanan performans sistemi son derece başarılı ve olumlu sonuçlar içeriyor. Doktorlar olarak Avrupa da olsun Afrika da olsun aynı hizmet alınıyor farkı yaratan lojistik ortam. Bu hastane de de bu ortamın 52 > MART 2012

Ahwoi’den sonra söz alan Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ ise şu ifadelere yer verdi. “Şunu söyleyebilirim ki Gana Batı Afrika da kalkınma ivmesi açısından en önde gelen ülkelerden biri. İyi yetişmiş politikacıları var ve demokrasisi gün geçtikçe daha da güçleniyor. Birçok etnik yapı ve dinsel nüfus kardeşçe yaşama ortamı bulmuşlar. Birlikte nasıl mutlu olunacağının yolunu bulmuşlar. Ben inanıyorum ki on sene sonra Gana’ya gittiğimizde Gana’yı tanıyamayacağız. Bunu başaracaklarına inanıyorum ve Gana Hükümet üyelerini başta başbakanları olmak üzere tebrik ediyorum. Biz biraz doktor ve hemşirelerimizi yoğun çalıştırıyoruz çünkü sayımız yetersiz. Önümüzdeki en önemli hedefimiz sağlık çalışanlarımızın çalışma şartlarını iyileştirmek. Bunun için sayıyı artırmak lazım. Sağlıkta elde ettiğimiz başarının ardında başta sayın başbakanımız olmak üzere sağlık çalışanlarımızın ve vatandaşlarımızın payı büyük. Bu bir ortak başarıdır. Sayın Ahwoi’ye teşekkür ediyoruz çok güzel iltifatlarda bulundular. İltifatlarına milletimiz adına layık olmaya çalışacağız. Bir hikayeyi dile getirmek istiyorum. Geçmiş zamanlarda önemli bir bilgin için gece geç saatlere kadar ibadet eder ilimle uğraşır diye konuşurlarmış. Lakin kendisi henüz ilimle fazla ilgili değilmiş. Söylenilenleri duyunca ‘Başka çare yok, böyle söylenildiği gibi çalışmak ibadet etmek lazım’ demiş. Bizim durumumuz şimdi buna benziyor. Kendilerine bir kez daha teşekkür ediyoruz.”



AKTÜEL

Doğal Antibiyotik Kolloidal Gümüş Suyu

ö

Ömür Dış Tic., doğal bir antibiyotik olan bu ürün ile bağışıklık sisteminizi güçlendiriyor.

Firmanız hakkında bilgi alabilir miyiz?

Ömür Dış Tic. Gn. Md. Kürşad Binici

mür Dış Tic. Ltd. Şti. ile sağlık sektörüne mucizevi doğal çözümler sunuyor. Son olarak Sıva Derm’in “Kolloidal Gümüş Suyu” antibiyotik ürünlerini sağlıkçıların hizmetine sunan Ömür Dış Tic., doğal bir antibiyotik olan bu ürün ile bağışıklık sisteminizi güçlendiriyor. Soğuk kış mevsimde salgın hastalık riskine karşı üstelik doğal bir antibiyotik olarak geliştirilen “Kolloidal” hakkında Ömür Dış Tic. Gn. Md. Kürşad Binici ile sizler için görüştük.

Pyramed Gümüş ve Altın Suyu 2010 yılı Mart ayında kuruldu. Kurulan tesislerde kolloidal gümüş suyu üretilmektedir. 1984 yılından beri faaliyette olan ÖMÜR Dış Ticaret olarak biz, bu ürünün Türkiye ve tüm dünya satış distribütörlüğünü aldık. Oldukça titiz yöntemlerle, sürekli olarak test ve ölçümler yaparak, el değmeden hazırlanan bu ürünleri halkımızın hizmetine sunmaktayız. Üretim aşaması ile paralel olarak, meydana çıkan ürünün değerleri, uzman kadrolar tarafından titizlikle incelenir ve gerekli ölçümleri yapılır. Ayrıca gümüş suyu ile ilgili olarak, gerekli tüm testler gerek yurt içi, gerekse de yurtdışında bulunan laboratuarlarda yapılmış olup, oldukça başarılı sonuçlar elde edilmiştir.

Kolloidal gümüş suyu nedir? Kolloidal gümüş suyu doğal bir antibiyotiktir. Normal antibiyotiklere nazaran daha güçlü, çabuk etki eden ve hiçbir yan etkisi olmayan bir üründür. Ayrıca bağışıklık sistemini güçlendirerek, bizi hastalıklara ve olumsuz dış etkenlere karşı korur.

Kolloidal gümüş suyu nasıl elde ediliyor, herhangi bir kimyasal madde kullanılıyor mu? Hayır hiçbir kimyasal madde kullanılmıyor. Gümüş suyunda sadece saf gümüş ve saf su kullanılır. Elektroliz yöntemiyle gümüşün suda çözülmesiyle elde edilir.

Türkiye için oldukça yeni bir üründen söz ediyoruz, kolloidal gümüş suyunun tarihçesi oldukça eski sanırım… Kolloidal gümüş 1940’lara kadar dünyada oldukça yaygın 54 > MART 2012



AKTÜEL Kolloidal gümüş suyu virüs ve bakteriye nasıl etki eder?

bir şekilde antibiyotik olarak kullanılıyordu. Fakat sentetik antibiyotiklerin daha ucuza üretilebilmesi ve kâr marjının daha yüksek olması nedeniyle, gümüş unutulmaya başladı. Gümüşün antibiyotik özellikleri aslında çok eskiden beri biliniyor. İnsanların gümüşü günlük hayatlarında, mutfak gereçleri, süs eşyası, saklama kabı olarak kullandıklarını da biliyoruz.

Kolloidal gümüş suyunun kullanım alanları hakkında bilgi verebilir misiniz? Kolloidal gümüş suyu insan, hayvan ve bitki sağlığı açısından oldukça önemli bir üründür. Her türlü açık yara, cilt sorunlarının yanı sıra, vücudumuzun herhangi bir yerinde yaşanan enfeksiyonlara karşı oldukça etkilidir. Örneğin boğaz iltihabı, mide ve bağırsaklardaki zararlı virüs ve bakterilere karşı güvenle kullanılabilir. Birçok literatürde, sinüzit, akciğer iltihabı, göz, kulak ve burun iltihapları, hepatit tedavisinde kullanıldığı ve başarılı olduğu belirtilmektedir. Ayrıca Herpes, e-coli gibi güçlü virüs ve bakterilere karşı kısa sürede etki eder. Kolloidal gümüş suyu 657 çeşit virüs ve bakteriye karşı etkilidir. Kol ve bacaklar, omurilik ve organlarda yenilenme sırasında gümüş iyonlarının kemik gelişimini uyardığını ve bakterileri öldürdüğü de gözlemlenmiştir.

Herhangi bir yan etkisi bulunmadığını söylediniz… Kolloidal gümüş suyun un herhangi bir yan etkisi bugüne kadar gözlemlenmemiştir. Ayrıca herhangi bir toksik etkisi de yoktur. Fakat piyasada satılan gümüş jeneratörleri var. Bu jeneratörlerin ürettiği gümüş suyu son derece tehlikelidir. Çünkü ppm garantisi verilmemektedir. Her gün 200300 ppm gümüş suyunu 3-6 ay devamlı kullanan kişilerin argyria ismi ile anılan deriyi gümüşi mavi bir renge dönüştüren hastalığa yakalanmalarına neden olmaktadır. Biz kendi laboratuvarımız da standart 25ppm üretiyoruz. 16 yaşın altındaki bireylerin kilolarına göre daha düşük seviyede üretim gerçekleştiriyoruz.

56 > MART 2012

Gümüş suyu virüs ve bakteriyi sentetik antibiyotikler gibi baskılamaz, direkt olarak yok eder. Bu nedenle virüs ve bakteriler gümüş suyuna karşı herhangi bir direnç ve bağışıklık geliştiremez. Kolloidal gümüşün bir virüsün, bakterinin yakınında bulunması, bu mikro organizmaların oksijen metabolizma enziminin çalışmasını engelliyor. Bir kaç dakika içinde hastalığa neden olan mikro organizma, boğularak ölüyor ve vücuttan bağışıklık sistemi vasıtasıyla atılıyor. Faydalı enzimleri de öldüren kimyasal antibiyotiklerin aksine, kolloidal gümüş insan vücudundaki faydalı enzimlere zarar vermeden sadece tek hücreli mikro organizmaların enzimlerini yok eder. Şunu da belirtmek isterim, özellikle hastane ve laboratuarların sterilize edilmesinde, buralarda yaşanması muhtemel enfeksiyonların önüne geçmek amacıyla kullanılabilir. Stabil olması sayesinde ömrü uzundur, yüzeylere uygulandığında farklı kimyasallar ile temas etmediği sürece en az 6 ay etkinliğini koruyan mükemmel bir dezenfektandır. Bulunduğu yere virüs ve bakteri yaklaştırmaz.

Biraz önce kolloidal gümüş suyunun insanların dışında hayvan ve bitkilerde de kullanıldığını söylediniz. Gümüş suyunun bitki ve hayvanlarda kullanımı nasıldır? Gümüş suyu çok hücreli canlılar için güvenilir bir üründür. Bugün veterinerlikte koloidal gümüş suyu güvenle kullanılabilir. Hayvanlarda görülen parazit ve mikropları kısa sürede öldüren gümüş suyu, ayrıca şap gibi büyükbaş hayvan hastalıklarında ve kanatlı hayvanların barınaklarında salgın hastalıkların önüne geçmek amacıyla kullanılmaktadır. Gümüş suyu bitkilerde sulama suyuna karıştırılarak, mantar, küf ve bitkilere zarar veren bakterilerin ortadan kaldırılması amacıyla da kullanılmaktadır. Bu yöntemler henüz ülkemizde yaygın değildir, ancak Avrupa ve ABD’de başarı ile uygulanmakta, böylelikle bahçe ve tarlalar kimyasal ilaçlardan arındırılmaktadır. Özellikle organik tarımda gümüş suyunun önemi büyüktür. Hem toprak zenginleşir, hem de daha sağlıklı ürünler elde ederiz.

Son olarak şirketinizin vizyon ve misyonundan bahsedebilir misiniz? Pazarlama ve satışlarını üstlendiğimiz ürünler özel ekibimiz tarafından hassasiyet ile fizibilite edilmiştir. İnsanlara faydalı olması ilk ilke olarak hedeflenmiştir. Ticari bakış açısı en son maddeye bırakılmıştır. Günümüz ticaretinde sadece kar marjı düşünülmesinden dolayı ürünlerdeki kalitesizlik oranı ve memnun olmayan müşteri sayısı her geçen gün artmaktadır. Çeşitli zorluklar ile elde ettiğiniz kazanımlarınızın kalitesi düşük ürünler ile harcanmasını hiçbir açıdan etik bulmamaktayız. Biz Ömür Dış Ticaret ekibi olarak 1984 tarihinden bu güne, sizlerin emeklerinize değer veriyoruz. Sizlerin yaşam kalitelerinizi yükseltmek için en iyi ürünü en uygun fiyata sizlere ulaştırmaktan büyük bir haz alıyoruz. Doğruluk ve Dürüstlük erdemi ile Nice güzelliklere beraber imza atmak dileğimizle.



AKTÜEL

2012 Projeksiyonları

Projeksiyonları ve

Değerlendirmeleri

58 > MART 2012


S

SGK Başkanı Fatih Acar, sosyal devlet ilkesinin gereği olarak toplumun ve bireylerin sağlık açısından güvenliğinin sağlanmasının devletin görevi olduğunu belirtti.

ağlık sektörü temsilcileri ile Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) yetkililerinin katıldığı 'Sağlıkta 2012 Yılı Projeksiyonları ve Genel Değerlendirmeler' toplantısı, Antalya'nın Belek beldesinde bulunan Rixos Premium Otel'de yapıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan SGK Başkanı Fatih Acar, sosyal devlet ilkesinin gereği olarak toplumun ve bireylerin sağlık açısından güvenliğinin sağlanmasının devletin görevi olduğunu belirtti. Acar, "Vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerine ulaşımının önündeki engellerin kaldırılması hekime müracaat sayılarını ve sağlık hizmetlerinde memnuniyeti önemli oranda arttırmıştır. Dolayısıyla sağlık harcamalarını da etkilemiştir. Kamu sağlık harcamasının 2002 yılında yaklaşık 10 milyar TL iken, 2011 yılsonu itibarıyla 45 milyar TL'ye ulaştığını görmekteyiz. Sağlık hizmetlerindeki artış, gelişmişlik göstermektedir. Ancak sağlıkta geri ödeme sisteminin en önemli şartı sürdürülebilir olmasıdır. Akılcı ilaç kullanımı, tedavi maliyetlerinin belirlenmesi, güncel tanı ve tedavi rehberlerinin oluşturulması, güncel ilaç kullanım rehberlerinin oluşturulması ve bu rehberlerin hekimler tarafından kullanılması zorunlu hale getirilmesi ile vatandaşlarımızın sağlık harcamaları hakkında bilinçlendirilmesinin yanı sıra bu konuda farkındalık oluşturulması gibi düzenlemeler 2012 yılı ve sonrasında güncellememizin her zaman başında yer almalıdır" dedi.

Özel Sağlık Hizmetlerine 6 Milyar 444 Milyon Lira Sağlığa ayrılan bütçenin belirtili sınırlar içerisinde tutulması gerektiğini kaydeden Acar, "Sağlığa ayrılan bütçede her zaman cömert davranılmaya çalışılmıştır. Nitekim 2011 yılı için özel sağlık hizmetine 5 milyar 643 milyon lira gibi ciddi bir pay ayrılmışken, 801 milyon lira bütçe aşımı ile toplam 6 milyar 444 milyon lira seviyesine çıkmıştır. Bütün hizmetlerimizde olduğu gibi sağlık hizmetlerinin sunumunda da vatandaş memnuniyeti vazgeçilmez unsur olarak kabul edilmiştir. Bu düşünce ile devam eden değişim ve dönüşüme paralel olarak yeni bir sözleşme hazırlanmıştır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, sizlerin mağdur olmaması ve yine sizden gelen talepler doğrultusunda 6 Şubat 2012 tarihinde uygulamaya koymaya karar vermiştir. Yeni sözleşme, vatandaşımıza sağlık hizmetleri belli standartlarda sunulması, sade ve anlaşılır olması, fiillerle cezalar arasında hakkaniyetin tesis edilmesi, bürokrasinin azalması ve sağlık hizmetlerinin sunumunda sürekli sağlanması ilkelerine göre hazırlanmıştır. Yine sözleşmede, uzun süre değişmeden kullanılabilecek ve uygulamada tekdüzeliğe sağlayacak bir anlayışla yaklaşık olarak 40 kişilik bir teknik ekip oluşturularak, ilgili tüm kesimlerin tavsiye ve değerlendirilmeleri de dikkate alınmıştır" ifadesini kullandı.

Suda Doğumun SUT’te Revize Edilmesi Zorunlu Kılındı "Yeşil kartların sağlık giderlerinin SGK tarafından karşılanmaya başlanması, robotik cerrahi işlemleri, suda


AKTÜEL

ruz. Kapsam o kadar genişledi ki Batılı ülkelerden ikili anlaşmadan dolayı 30 bin insan 'su' fiyatı ile bizden muayene oluyorlar" diye konuştu.

doğum, greenlight gibi yeni istisnai sağlık hizmetleri belirlenmesi, yeni geri ödeme listesine giren tıbbi malzeme ve ilaç listesi uygulamaları gibi düzenlenmeler Sağlık Uygulama Tebliği'nin (SUT) revize edilmesi zorunlu kılmıştır. Geçen hafta sonu bu düzenlemeler Resmi Gazete'de yayınlanmış ve yürürlüğe girmiştir" diyen SGK Başkanı Acar, sözlerine şöyle devam etti: "Özel sektörün en çok şikayet ettiği suistimal edilen acil müracaatlar ile ilgili yeni uygulamada yeşil alan hastası dediğimiz gerçek acil hastalarının da mağduriyetine neden olan hasta grubuna hem katılım payı çıkarılacak, hem de özel hastaneler bu hastalardan ilave ücret alabilecek imkana getirilmiştir. Yeşil alana (salgın hastalıklar) ve acil hallerde özel hastaneler için kota uygulaması olmayacak. Son SUT düzenlemesi ile özel hastaneleri finansal açıdan rahatlatmak için tek yataklı odalardan 3 katına kadar alınabilecek ilave yatak ücretine ek olarak, 2 yataklı odalardan da 1,5 katına kadar ilave yatak ücreti uygulaması getirilmiştir."

"Türkiye’de Çok Fazla Özel Hastane Açıldı” Türkiye'de hiçbir sektörün sağlık kadar hareketli olmadığını belirten Akdeniz Sağlık İşletmeleri Derneği (AKSİD) Başkanı Dr. Ahmet Karakayalı ise, Türkiye'de 500 milyon kişi ve onların refakatçilerinin 1 yıl içerisinde sağlıkla iç içe olduğunu belirtti. Karakayalı, "Türkiye'de çok fazla özel hastane açıldı. Bununla transfer yaşanıyor. Sadece Antalya'da 30 tane özel hastane var. Tıp merkezlerini daha saymıyorum. Onkoloji ve yoğun bakım gibi alanlara kaymak istedik. Ama onun da kapsamı dar. Ya da yoğun bakımda çok geniş. Yoğun bakımdaki bir hasta hiçbir komplikasyon geçirmemesi lazım ki siz kar edebilesiniz. Ücret politikası bizi çok zorluyor. Sağlıkta 10-12 yılda o kadar çok kural değişti ki, son revizyonlarla futbol maçından basket maçına geçeceğiz. Her hücumda neredeyse sayı yemek üzereyiz. Şu anda sağlık turizmini konuşuyo60 > MART 2012

SUT Acil Olarak Değişmeli Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) Başkanı Dr. Reşat Bahat da, Sağlık Uygulama Tebliği'nin (SUT) acil olarak değişmesi gerektiğini kaydetti. Bahat, "7 yıldır artmayan SUT fiyatlarını vatandaşa anlatmak gerekiyor. Eninde sonunda anlaşmak zorundayız. Çünkü karşı tarafta mağdur olmaması gereken vatandaş var. SGK'nın bir gider kalemi olarak algılanmasını ve herkesin 'devletin kamburu' gibi görmesini anlamıyorum. Fransızlardan daha fazla muayene oluyoruz. Yüzde 80 memnuniyeti var. Bunun bir bedeli var. Devlet, 'memnun kalıyorsanız ben sizden bir meblağ alacağım' diyecek. Sistem sürdürülemez hale geliyor çünkü. SUT fiyatları yetmiyor. Mutlaka çözmemiz lazım. Parayı hak edene verilmesi lazım. Hastayı muayene edenler zarar ediyor. Acil olmayanlar haricinde vatandaştan olur alınılarak farkın kalkması lazım. Böyle SGK yürütemez. İdari ve mali hizmetlere geçilmesi lazım" ifadesini kullandı.

"SUT Fiyatları Neden Değişti? Özel sağlık hizmeti yapanların toplumda sürekli olumsuz olarak konuşulduğunu belirten Özel Hastaneler Platformu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mehmet Altuğ, "SUT fiyatları neden değişmedi? Hiçbir sektör toplumda bu kadar olumsuz olarak konuşmayı hak etmemektedir. Çok özverili olarak çalışıyoruz. SUT fiyatları Anayasa'nın değişemeyen maddeleri gibi. Niye değişmiyor. Mutlaka SUT fiyatlarının değişmesi lazım. 3 aylık süreci iyi değerlendirip önemli kısımları gözden geçirilerek bir revize edelim diye düşünüyorum. Bir artış yaşanıp, refah payının da olması lazım. Fark ücret almamayı da teklif edebiliriz. SGK'dan tahsilat yapmak kadar zor vatandaştan fark almak" diye konuştu. TOBB Sağlık Sektör Meclis Başkanı Dr. Seyit Karaca da bir konuşma yaptı.



DOSYA

Türkiye’de ve dünyada ölüm nedenlerinin başında gelen kalpdamar hastalıklarından kalp krizi genç, yaşlı, kadın ve erkek tüm yaş ve cinsiyet gruplarını tehdit etmektedir.

Erkeklerde

40’lı Yaşlar, Kadınlarda

Menopoz Sonrası

50’li Yaşlar Riskli

G

ünümüzde stres, sporsuz yaşam, beslenme alışkanlıkları ve sigara kalp krizinin ortaya çıkmasında en önemli etkenlerden. Kalp krizlerinde yaşam tarzının çok etkili olduğunu belirten Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bahadır Dağdeviren kalp krizi hakkında soruları yanıtladı.

Kalp krizi nedir? Kalp kasının bir bölümüne giden kan akımının aniden durması sonucu kalp krizi ortaya çıkar. Kalp krizi vakalarının büyük çoğunluğu aniden ve istirahat halindeyken oluşur. Bazen de kalp krizi, kalbin aşırı oksijene ihtiyaç duyduğu hallerde bu ihtiyacı kan damarlarının karşılayamaması sonucu oluşur. Bu durum ağır eforlarla örneğin kar kürürken, yokuş yukarı hızla koşarken oluşabilir. Kalp vücuttaki diğer kaslar gibi bir tür çizgili kastan oluşur. Normal fonksiyon görebilmesi için kanla gelen oksijene ve besin maddelerine (glukoz ve yağ asitleri) ihtiyaç 62 > MART 2012

duyar. Kalbe kanı getiren damarlara koroner damarlar adı verilir. Bu koroner damarların herhangi birinde oluşan bir kan pıhtısı kan akımını aniden durdurduğunda o bölgedeki kalp kası oksijensiz ve besinsiz kaldığı için normal fonksiyonunu göremez yani kasılması bozulur Eğer kan akımının kesilmesi 20 dakikadan fazla sürerse o bölgedeki kalp kasında kalıcı bir hasar oluşur. Eğer bu süre 4-6 saati geçerse o koroner damar bölgesindeki kalp kası tamamen canlılığını yitirir. Bu nedenle kalp krizinde adeta zamanla yarışan bir çaba ile erken müdahale önemlidir. Bu gerçek anlaşıldığından beri gelişmiş kalp merkezlerinde kalp krizi geçirmekte olan hastaya acil koroner anjiyografi ve tıkalı damarı balon kateterle açma, ardından da tam açıklığı sağlıyacak bir stent yerleştirme işlemi yapılmaktadır. Bu işlemin yapılamadığı veya geciktiği durumlarda ise pıhtı eritici özel ilaçlar kullanılmaktadır.


Kalp Krizini Azaltıcı Önlemler Genetik yatkınlık dışındaki hemen hemen tüm risk faktörleri modifiye edilebilir yani hayat tarzı değişiklikleri ve ilaçlarla belli sınırlar içerisinde kontrol edilebilir faktörlerdir. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bahadır Dağdeviren

Kalp krizinin belirtileri nelerdir? Kalp krizi çoğunlukla istirahatte başlayan daha nadir olarak da ağır bir eforla başlayan belirtiler verir. En tipik belirtisi olan göğüs ağrısı iki göğüsün ortasında baskı tarzında ve yavaş başlayan ama giderek şiddetlenen bir ağrıdır. Bu göğüs ağrısı omuzlara, kolların iç yüzüne, sırta, alt çeneye ve karna doğru yayılabilir. Ağrıya nefes darlığı, soğuk terleme, bulantı, halsizlik ve solukluk eşlik edebilir. Bu belirtiler kişiden kişiye ve hasar gören kalp kası bölgesine göre değişken şekillerde ortaya çıkabilir. Belirtiler vakaların çoğunluğunda tipik göğüs ağrısı ve eşlik eden belirtiler şeklinde olsa da, bir bölüm hastada üst karın bölgesindeki ağrı mide şikayetleri ile karıştırılabilir. Hatta alt çeneye vuran ağrı nedeniyle diş hekimine başvuran hastalarımız bile vardır. Ayrıca kalp krizi belirtileri özellikle şeker hastaları ve yaşlı hastalarda göğüs ağrısı olmadan da örneğin sadece bulantı, terleme, halsizlik ve nefes darlığı şeklinde ortaya çıkabilir.

Bunun için; Sigaranın bırakılması, Kilo fazlasnın verilmesi, Kolesterol seviyelerinin normal sınırlarda tutulması Kan basıncının normal seviyelerde tutulması Tuz ve yağdan fakir bir beslenme alışkanlığına geçilmesi Haftanın çoğu günü yapılan düzenli spor aktivitesi alınacak önlemlerdir.


DOSYA Kalp krizini tetikleyen etkenler nelerdir?

Kalp krizi anında ne yapmak gerekir?

Kalp damar hastalıkları (Koroner arter hastalığı) için tanımlanmış risk faktörleri aynı zamanda kalp krizi geçirme riski için de geçerlidir. Bunlar; Sigara Ailede (birinci derece yakınlarda) 55 yaşından önce kalp krizi geçirme Şeker hastalığı Kilo fazlası Hipertansiyon Yüksek kolesterol Düşük HDL kolesterol (iyi kolesterol) Stres Fiziksel aktivitenin az olduğu hayat tarzı Bu risk faktörlerinden bir veya daha azı bulunan kişiler düşük risklidir. 2 ile 3 risk faktörü varsa orta, üçten fazla risk faktörü varsa yüksek risklidir. Neyse ki aileden gelen genetik yatkınlık dışında olan risk faktörlerini ortadan kaldırmak elimizdedir.

Kalp krizi nedeniyle kaybedilen hastaların yarısından çoğu daha hastaneye ulaşamadan kaybedilmektedir. Bu nedenle kalp krizi belirtileri ortaya çıktığında, kalp hastalıkları uzmanının bulunduğu ve koroner yoğun bakım ünitesi bulunan bir sağlık kuruluşuna en kısa sürede ulaşması gerekir. Koroner damar tıkanıklığı 20 dakikayı geçtiğinde kalp kası hasar görmeye başlar ve ne kadar geç müdahale edilirse bu hasar o kadar geri dönüşümsüz ve büyük olur. Bu nedenle tedaviye bir an önce başlamak gerekir. Hastaneye ulaşana kadar geçen sürede kalp krizi şüphesi taşıyan hastaya hemen bir aspirin çiğnetilmesi, hastanın oksijensiz kalmasını ve kalbinin yorulmasını olabildiğince engellemek için 45 dercede yatar pozisyonda dinlenmeye alınarak etrafının boşaltıması gerekir. Hastaneye ulaşıldığında kalp elektrosu ve yapılan kan tetkikleri neticesinde bir kalp krizi olduğu kesinleştirilirse hasta hemen koroner yoğun bakım ünitesinde tedaviye alınacaktır. Uygun ve zamanında yapılan tedaviler kalp krizlerinden kaybı %30 daha azaltmaktadır.

Kalp krizi genetik midir? Kalp krizi çok sayıda risk faktörünün ortak bir sonucudur. Kalp krizi sadece genetik faktörün etkisiyle oluşsaydı kaçınılmaz bir kader olarak değerlendirilirdi. Oysa tek yumurta ikizlerinde bile yani genetik özellikleri neredeyse %100 benzer olan kişilerin birinde olurken diğeri geçirmeyebilmektedir. Genetik bir alt yapı dış etkenlerle birleştiğinde kalp krizi riski artar.

Hangi yaşlar en yüksek risklidir? Kalp krizine yol açan ve koroner damarların duvarlarında biriken kolesterol plakları daha çocukluk döneminden başlayarak oluşmaya başlar. Bu plaklar yaş ilerledikçe büyüyerek belli bir hacme ulaştığında komplike olma eğilimi gösterir. Yani koroner damar duvarındaki bu kolesterol yüklü plak yırtılma ya da ülsere olma eğilimine girer. Yirmili yaşlarda bile koroner damar duvarında tespit edilmiş olan kolesterol plakları genellikle 40 lı yaşlarda çatlama, ülsere olma ve aniden damar duvarını bozarak kan pıhtısı ile kan akımının kesilmesine yol açabilir. Erkeklerde 40’lı yaşlar, kadınlarda ise menopoz sonrası 50 li yaşlar kalp krizi riskinin ciddi olarak artmış olduğu ilk yaşlardır. Yaş ilerledikçe bu risk daha da artar. Bununla birlikte kolesterolden, yüksek fast food beslenme tarzı ve sigara alışkanlığında artış, daha stresli ve düzenli spor yapmayan bir hayat tarzının gençler arasında yaygınlaşması kalp krizi yaşını 30 lu yaşlara kadar indirmektedir. 30 – 40 yaş arası erkeklerde düzensiz olarak yapılan aşırı zorlayıcı spor (örneğin haftada bir ya da ayada bir iki halı saha futbol maçı) riski 5-6 kat artırmaktadır. Buna karşın haftanı en az 4 günü yapılan düzenli egzersi (hızlı tempolu 45 dakika 1 saat dolayında bir yürüyüş) riski azaltır.

64 > MART 2012

Kalp krizi geçiren bir kişi daha sonrası için nelere dikkat etmelidir? Kalp krizi geçiren bir hasta erken dönemi tamamladıktan sonra kalp kasında oluşan hasarı ciddiyetine göre hastaneden çıkmadan hastanın riski belirlenir ve buna göre bir tedavi planı çizilir. Acil anjioplasti ile müdahale edilmiş ve kalp kasında fazla hasar kalmayan bir hasta 2 gğn sonra taburcu edilip bir hafta sonra da işine geri dönebilecek duruma gelebilir. Buna karşın kalp kasında fazla miktarda hasar oluşan hastalarda bu hasarın iyileşmesi bir aya kadar uzayabilir ve bir kısmında kaybedilen kalp kası nedeniyle kalbin pompalama gücü azalarak kalp yetersizliğine yol açabilir. Uzun dönemde alınması gereken önlemler ise tekrar bir kalp krizi geçirme riskini azaltmak için hayat tarzı değişiklikleri ve kalp koruyucu ilaç tedavilerini içerir. Bunun için; Doktorunuz vermiş olduğu tedavi planına uyulmalı, Düşük yağ ve tuz içeren diete uyulmalı, İdeal kiloya inilmeli, Kolesterol ve tansiyon normal sınırlarda tutulmalı, Doktorunuzun önerdiği sıklık ve düzeyde egzersize başlanmalı, Sigara içilmemeli, İlaçlarınızı yanınızda taşımalı ve hangisinden ne dozda aldığınızı öğrenmeli, Düzenli kontrolleri yaptırmalı, Hangi durumlarda hastaneye tekrar başvurmanız gerektiğini doktorunuzdan öğrenmelisiniz.



DOSYA Entegre FFR (Fraksiyonel Akım Rezervi) Zaman ve Mekandan Tasarruf Sağlar

F

raksiyonel akım rezervinin (FFR) ölçümü, koroner stenozun hemodinamik öneminin belirlenmesine yardımcı oluyor ve balon ve stent değişimine kılavuzluk ediyor. FFR, bir lezyonun distal ve proksimal (kan basınç değerleri kıyaslanarak ölçülüyor. Bu oran, 0,75’e veya 0,75’in altına indiğinde stenoz hemodinamik açıdan önemli hale geliyor ve bu durumda hasta için stent değişimi öneriliyor. 2009 yılında yayınlanan FAME araştırmasında (N Engl J Med 2009; 360:213-224), FFR yönlendirmeli tedavi değerlendirilmiş olup bu yöntemde hastaların yaşama oranında %30’luk bir artış olduğu ve aynı zamanda tedavi masraflarının %30 oranında azaldığı açık bir şekilde tespit edildi. St Jude Medical ve Volcano, kateter laboratuarında, basit tak-çalıştır bağlantı imkanı sunan ve harici bir iş istasyonunun kullanımını gereksiz kılan Siemens AXIOM Sensis XP kayıt sistemine tam olarak entegre olmuş FAR ölçüm çözümleri sunuyor. Yeni FAR ölçüm özelliklerine sahip olmak için AXIOM Sensis XP yazılımının, 2011 yılı sonunda çıkmış olan en son yazılım versiyonuna güncellenmesi gerekiyor.

Kateterli Müdahalelerde Radyasyon Dozunun Düşürülmesi

66 > MART 2012

S

iemens’in Artis zee anjiyografi sistemi; St Jude Medical tarafından geliştirilen, kateter pozisyonunu radyasyon tatbik etmeden görüntüleyen medikal bir konumlandırma sistemi olan MediGuide Teknolojisi’ni entegre etti. MediGuide Teknolojisi, GPS sistemi gibi, kardiyak müdahaleleri sırasında kateter pozisyonunu belirlerken, kateterin gerçek pozisyonunu gerçek zamanlı olarak hastanın önceden alınmış floroskopi görüntüsü üzerine yansıtıyor. Elektrofizyolojik müdahaleler sırasında kateter içine yerleştirilmiş minyatür sensörün konumu, Artis zee sisteminin detektör kaplaması içerisine yerleştirilmiş MediGuide vericilerinden gelen elektromanyetik konumlandırma sinyalleri alınarak tespit edilebiliyor. Ardından, MediGuide Teknolojisi ilgili pozisyonu ve kateterin yönünü hesaplıyor ve bunları hastanın önceden kaydedilmiş floroskopik görüntüleri üzerine gerçek zamanlı olarak yansıtıyor. Bu teknoloji, aynı zamanda solunum sırasında meydana gelen hasta

hareketleri ve kalp hareketlerini de telafi ediyor. MediGuide Teknolojisi, özellikle karmaşık elektrofizyolojik prosedürlerde önemli avantajlar sağlıyor. Böylelikle elektrofizyologların, kateterin konumu her değiştirildiğinde hastanın floroskopik görüntülerini almalarına gerek kalmıyor. Sonuçta, daha az radyasyon tatbik ediliyor ve daha az miktarlarda kontrast maddesi kullanılıyor. Almanya’da bulunan Leipzig Kalp Merkezi, Artis zee sistemi ile birlikte MediGuide Teknolojisi’ni kullanarak ilk müdahalelerini gerçekleştirdi. Ritmoloji Bölümü Direktörü Prof. Dr. Gerhard Hindrics, konuyla ilgili şunları söyledi: “Kateterin gerçek konumunun, önceden kaydedilmiş floroskopi görüntüsü üzerinde düşük radyasyon tatbik edilerek tespiti, son derece etkileyici bir özelliktir. Çünkü bu sayede sistem, kalp atışı ve solunumdan kaynaklanan hareketleri telafi edebilmektedir. Benim ve ekibim için bu teknoloji, açık bir şekilde elektrofizyolojinin geleceğidir.”



DOSYA

Aktif X-RAY Kurşun Önlükler Dünya Pazarında

K

atılmış olduğu yurt dışı fuarları ile İran, Irak, Suriye, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Balkan ülkelerine ihracat yapan Aktif Dış Ticaret almış olduğu CE 0120 belgesi ile dünyanın her tarafına kalitesini ispatlamış bir TÜRK MARKASI olarak ihracat yapabilme imkânına sahip olacaktır. Aktif Dış Ticaret’in ürünleri arasında, geniş model ve ölçü seçenekleriyle kurşun önlükler, tiroit koruyucular, gonad koruyucular, bel üstü veya dizüstü gibi farklı tiplerde x ışını koruyucuları bulunmaktadır. Kolay kullanıma olanak veren rahat ve esnek yapıya sahip Aktif kurşun önlükler pratik ve hafiftir. Üretimimizde kurşun önlükler için özel üretilmiş OXFORD tipi kumaşlar kullanılmaktadır. Bu kumaşlar uzun süreli kullanımlarda yıpranmaya karşı dayanıklıdır ve hijyen açısından da temizlenmesi çok kolaydır. Uluslararası standartlarda üretilen Aktif kurşun önlüklere müşteri talebi doğrultusunda özel işlemlerde uygulanabilmektedir. AKTİF X-RAY, önlük üretiminin yanı sıra kurşun kaplama, kurşun cam, kurşun paravan ve kurşun kapı konusunda da uzmanlaşmıştır.

2002 yılından beri röntgen aksesuarları ve kurşun önlük konusunda uzmanlaşan firma her yıl kendisini geliştirerek ISO TÜV kalite yönetim sisteminin yanında Kişisel Koruyucu Donanım yönetmenliğine göre üretimlerini yapmış ve bu yönetmenliğe göre onaylanmış bağımsız bir kuruluş olan SGS tarafından CE 0120 belgesini almaya hak kazanmıştır.

68 > MART 2012

Radyografik tetkik yapılan her alanda, şuanın dozuna bakılmaksızın kurşun önlük kullanımı kişinin sağlığı için mutlaka gereklidir. Radyolojik görüntü merkezlerinin ruhsat aşamasında her ülkedeki kişisel koruyucu donanım yönetmenliği ile ilgili kurumlar tarafından da kullanılması mecburi tutulmaktadır. Radyasyonlu alanlarda, röntgen görüntüleme merkezlerinde, kardiyoloji bölümlerinde, yapılan işin niteliğine uygun kurşun önlük, gonad koruyucu, kurşun paravan, tiroit koruyucu, kurşun gözlük gibi giysi ve teçhizatın sağlanması gerekmektedir. Ayrıca radyografik tetkikler diş hekimliği kliniklerinde oldukça sık kullanılan diyagnostik yöntemlerdendir. Uygulama alanı genişledikçe kullanılan x ışını miktarı da artmakta. Son yıllarda etkin olan dijital teknoloji sensörlerde düşük dozda ışın kullanılmasına olanak vermektedir. Yine de çok sayıda radyografi alınan kliniklerde kullanıcı personel için veya x ışınına duyarlı hastaların korunması amacı ile x ışınlarını kesen önlükler kullanılması gerekmektedir.



DOSYA

Hala bekliyor musunuz? Miyokard Enfarktüsler Beklemez

Mevcut AMI Bakımının Kısıtlamaları

h-FABP ile AMI Triyaj Tamamlama

Etkin tedavi seçeneklerine rağmen, Akut Miyokard Enfarktüsten şüphelenilen hastaların bakımları birçok vakada zor ve yetersiz kalmaya devam etmektedir. Tedavi sonucunu büyük oranda etkileyen “Door-to-Needle” süresi ortalaması fazlasıyla uzun olmaya devam etmektedir; birçok merkezde uluslar arası ilkelerin zorunlu kıldığı 60 dakikaya bile yaklaşılamamaktadır. Aynı zamanda enfarktüsü olmayan astalar da taburcu etilip evlerine gidene kadar genellikle saatlerce beklemekte ve bu da acil serviste yığılmaya ve önemli maliyet yüküne neden olmaktadır. Bu durumu iyileştirmenin önemli bir yolu ise semptomların ilk ortaya çıkmasından sonra erken gelen hastaların hala zar olan triyajıdır. Fakat zorluk mevcut triyaj stratejileriyle çözülememektedir. Semptomlar->genelde belirsiz 12-lead EKG -> % 50 düşük hassasiyet Troponin ölçümü -> enfarktüs sonrasında 4-6 saat öncesinde hassas değildir.

h-FAMBP (Kalp Tipi Yağ Asidi Bağlayıcı Protein) sitoplazmik miyokarda bol miktarda bulunan küçük taşıyıcı proteindir (14.5 kd). Düşük referanslı plazma konsantrasyonu (2-6 ng/ml) ve aşağıdaki iskemideki ani artışı bu proteini ideal erken AMI belirteci haline getirmektedir.

70 > MART 2012

Enfarktüs sonrasında h-FABP aniden yükselir ve 6 saat içerisinde pik seviyeye ulaşır. 24 saate kadar klinik olarak uygun zaman sürecine uygun yükselmiş seviyeler tespit edilebilir.



DOSYA ğini de koruyarak hemen hemen ELISA ile yapılan hFABP testi tutarlılığına eşit olabilmesini sağlamaktadır. Klinik ve hastane öncesinde ortamlarda (ambulanslarda) yapılan kapsamlı klinik araştırmalar testin yüksek hassasiyetini ve özellikle de enfarktüslerin erken aşamalarındaki özgünlüğünü onaylamıştır. CardioDetech birçok ülkede klinik rutinde hayat kurtarmakta ve maliyetten tasarruf sağlamaktadır.

CardioDetect Serisi Aşağıdaki h-FABP testleri kişisel gereksinimlere özel olarak farklı sürümlerde mevcuttur. Geleneksel belirtece kıyasla, erken aşamada h-FABP önemli ölçüde daha yüksek AMI diagnostik güvenirliği sağlar.

h-FABP – CardioDetect’in Tam Potansiyeli h-FABP’ın laboratuarda ölçümü uzun bir süredir yapılabilmektedir (ELISA yöntemi), fakat prob işlemleri ve test ile ilgili süre h-FABP’ın avantajını etkisiz hale getirmiştir. Bu belirtecin tam zamanlı kazanç potansiyelini yalnızca hasta başında yapılan test ortaya koyabilmektedir. İki hızlı hFABP testi olan CardioDetech’in tanıtılması yeni bir ufuk getirmiştir. Bu lateral akış testi her yerde kullanılabilir ve triyaj sürecini büyük ölçüde basitleştirerek hızlandırır.

Opsiyonel Nicelleştirme Gelenek olarak testler bağımsız olarak kullanılır fakat bu testler opsiyonel CardioDetect quant okuyucu ile birleştirilerek test sonuçlarının nicelleştirilmesi, sonuçların ve hasta verilerinin kaydedilmesi ve yazdırılması imkanı sağlar.

Kalite Yönetimi

Kanıtlanmış Klinik Güvenirlik Hazır ve hayli spesifik antikorların en son teknoloji ile birleştirilmesi CardioDetect’in, yüksek diagnostik güvenirli-

72 > MART 2012

Rennesens GmbH şirketi ISO 13485:2003 ve ISO 9001:2008 onaylı kalite yönetim sistemini sürdürür. Tüm cihazlar Almanya’da üretilmiştir ve CE onaylıdır.



DOSYA

Diabetle Sağlıklı Bir Kalp İçin Erken Uyanma

Ç

alışmanın amacı diabetli bypaslı ve diabetli kalp hastasının egzersiz aletleri dışında sabah erken saatlerde solunum yoğunluklu egzersizin yararlılığı. Diabetli çalışmadaki kişi sayısı: Diabetli bypaslı sayısı: Diabetli tek stentli sayısı: Diabetli tansiyon seviyesi

25 5 3 9 /16 olan sayısı:17

Başlangıç: Her hastanın hekimi tarafından sabah erken saatlerde gerekli önlemleri alındıktan sonra aletsiz dckaben ile egzersiz yapmasına uygun olduğuna dair görüş alınması ve her hasta için Kolestrol+Triglesirt+LDL+HDL+Glucos testler yapıldı. Yöntem: Dckaben egzersiz programının sesli olarak yüklenilen cep telefonlarında kablolu kulaklıkla dinlenilecek ve uygulanılacak. Uygulama öncesi gerekli ilaçlar alınacak. Sırt çantasında taşınacak kadar su bulundurulacak. Toplamda yapılacak egzersiz süresi yürüyüş parkurunda 45 dakika yürüyüş öncesi ısınma süresi 10 yürüyüş sonrası yavaş tempolu sonlandırma 10 dakika. Yürüyüş parkuru mesafesi 3 km.

Diabet Club

İzlem: Uyandıktan sonra idrarın renk ve kokusunun izlenilmesi not alınması. Yürüyüş öncesi ve sonrası tansiyon ve kan şekeri ölçümlerinin yapılması. Haftada bir Kolestrol+ LDL+HDL+ Triglisert testlerinin yapılması branş hekimi tarafından programa devam edip etmeme konusunda onay tekrarının alınması. Süre: 41 gün ve her gün günde toplam 65 dakika.

SONUÇ HDL’de ortalama % 18’lik atış LDL’de ortalama % 22’lik düşüş. Kolestrol %33 düşüş. Triglisertte % 18 düşüş Glucos % 29 düşüş ortalaması görülmüştür. Değerlendirme: Tüm hastalarda gaz ve sindirimde çok ciddi şekilde azalma ve daha az stresli güne başlangıçla kendi kendine yetme ve kaliteli yaşam farklılığını benimseme oluştuğundan yemek yemede diyet ve tükete bilecek kadar yeme alışkanlığı oluşmuştur. Süre sonunda oluşan yararlılık medikal ve sosyal olarak fark edildiğinden hastaların 19 u tarafından sürekli yapılmasına karar alınmış 7 hasta ise gün aşrı yapmanın yeteceği kanaati hasıl olmuştur. Çalışma alt başlığında (bilinçli bir hastayla bilinçsiz bir hastanın kişisel ve kurumsal maliyeti) desteklenmektedir.

74 > MART 2012



DOSYA

Diyabet sorunu yaşayanlara Kifidis’ten Özel Çözümler

D

ünyaca ünlü ayakkabı markalarının Türkiye distribütörü olan Kifidis, şimdi de diyabet sorunu yaşayanların hassas ayaklarına özel çözümler sunuyor. Bu yeniliklerden biri Kifidis Pinoso’s Diyabet Ayakkabısı diğeri ise Gümüş İyonlu Diyabet Çorapı Silver-X.

Kifidis Pinoso’s Diyabet Ayakkabısı Ayakta ayakkabı yokmuşcasına rahat, ikiye katlanabilecek kadar esnek özelliğe sahip olan Kifidis Pinoso’s Diyabet Ayakkabısı, dikişsiz iç alanı ile, diyabet rahatsızlığından dolayı ayaklarında sorun yaşayanların korkulu rüyasına çözüm getiriyor. %100 kuzu derisinden yapılan Kifidis Pinoso’s Diyabet Ayakkabısı, yumuşak yapısıyla ayağa tam oturuyor ama varlığını hiç hissettirmiyor. Dikişsiz iç alan yapısıyla ayağa baskı ve tahriş yapmayan Kifidis Pinoso’s Diyabet Ayakkabısı kuzu derisi sayesinde ikiye katlanacak kadar esneklik sağlarken ayağa nefes aldıran yapısıyla koku ve terlemeye engel oluyor. Ayak üzerinde baskı oluşturmadan maksimum konfor ve uyum sunuyor. İç tabanındaki viskolateks kullanımı her adımda, kompresyon ve dekompresyon ile hava akışı sağlarken yastık etkisi sayesinde her adımda ortaya çıkan enerji emerek yürüyüş konforunu daha da artırıyor. Sterilize edilmiş tabanlığıyla da mantar ve bakteri oluşumunu engelliyor. Üstelik ekstra-geniş kalıp, anatomik ve ortopedik tabanlıklarla da kullanılabiliyor. Kifidis Pinoso’s Diyabet Ayakkabısı tüm özellikleriyle kan dolaşımı rahatlatarak diyabetin neden olduğu dolaşım sorunlarına karşı olumlu bir etki gösteriyor.

Gümüş-İyonlu “Silver-X” Diyabet Çorabı Kifidis’in bir diğer yeniliği de, Gümüş – İyonlu Diyabet Çorabı, “Silver-X”. Ayak sağlığı ile ilgili tüm ürünleri müşterisiyle buluşturan Kifidis bu defa da diyabet sorunu

76 > MART 2012

Kifidis, ürünlerini Türkiye genelindeki 22 mağaza ve 2000’den fazla satış noktası kullanıcılarla buluşturuyor.

yaşayanların ayaklarını rahatlatıyor. Mantar, bakteri ve mikrop oluşumunu engelliyor. Dikişsiz örgü ile sürtünme oluşturmuyor. Özel gümüş iplik teknolojisiyle üretilen Gümüş – İyonlu Diyabet Çorabı “Silver-X”, diyabet hastalığında, kan dolaşımı bozuklarının sebep olduğu sorunların tedavisinde destekleyici bir rol üstleniyor. Dikişsiz burun örgüsü ile ayak parmaklarında sürtünmeden kaynaklanan yaraları engelliyor. Üstelik dokumasında kullanılan gümüş iyonlu iplik sayesinde ter ve ayak kokusunu tamamen ortadan kalkıyor. Gümüş – İyonlu “Silver-X” Diyabet Çorap termodinamik yapısıyla da ayağı yazın serin, kışın sıcak tutuyor.

Türkiye Genelinde 2000’den Fazla Satış Noktası Ayak sağlığının köklü markası Kifidis, Türkiye genelindeki 22 mağaza ve 2000’den fazla satış noktası ve “geçmişin gururu ve geleceğin umutları” yaklaşımıyla iz bırakmaya devam ediyor.



HASTANE DONANIM

Medical Park Samsun Hastanesi Hedef Büyüttü

"Herkes İçin Sağlık" anlayışıyla yola çıkan ve üç yılda 600 bin kişiye sağlık hizmeti sunan Medical Park Samsun Hastanesi, 2012 yılında Samsun'da kemik iliği nakli gerçekleştirmeyi planlıyor.

M

edical Park Samsun Hastanesi Genel Müdürü Opr. Dr. Hikmet Çavuş, "3. yılımızda Samsun'a pediatrik kemik iliği nakli müjdesini vermek istiyoruz. Bu konudaki hukuki süreç tamamlandı ve mart ayı içerisinde Samsun hastanemizde ilk kemik iliği naklini gerçekleştirmeyi planlıyoruz" dedi. Güçlenen akademik kadrosu ve kişiye özel tedavi yöntemleriyle çalışmalar başlatan Medical Park Samsun Hastanesi Genel Müdürü Opr. Dr. Hikmet Çavuş, hastane başhekimi Opr. Dr. Hakan Özcan ile birlikte 3. yıl nedeniyle düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Çavuş, "Bulunduğumuz hastane 18 bin 600 metrekare kapalı alanlı, 8 ameliyathane, 68 yoğun bakımı, 207 yatak, 483 çalışan, 113, hekim ve 146 hemşire ile toplamda 740 personeli ile 2009-2011 yılları arasında Samsun nüfusunun yüzde 20'sine sağlık hizmeti sunmuşuz. Bu oran bölge ile yüzde 25 seviyelerine çıkmakta" diye konuştu.

70 Milyon Dolarlık Yatırımla Kuruldu Medical Park'ın 70 milyon dolarlık bir yatırımla 3 yıl önce kurulduğunu ve geçen süre zarfında 740 kişiye istihdam sağladığını anlatan Genel Müdür Dr. Hikmet Çavuş, Medical Park'ın Samsun'da hizmet vermeye başlamasıyla sağlık hizmetlerinin kalitesinde ve ücretlendirilmesinde vatandaşın lehine hissedilir iyileşmeler görüldüğünü ifade etti. Özellikle yetersiz yoğun bakım üniteleri yüzünden metropol illere sevk edilmek zorunda kalan hastaların yaşadığı sıkıntıların sona erdiğini söyleyen Dr. Çavuş, "Medical Park Samsun Hastanesi'nin hizmete girmesiyle Samsun'un yoğun bakım sorunu büyük ölçüde çözülüp şehir dışına hasta sevki durdu. Kalp damar cerrahisinde 6 ay sonraya gün verilme dönemi bitti. Görüntüleme hizmetlerinde vatandaşa günü birlik, hatta saatlik sonuçlar verilmeye başlandı. Genel cerrahi, kardiyoloji, göğüs cerrahisi, dahiliye, beyin cerrahisi, onkoloji, üroloji, kulak burun boğaz ve kalp damar cerrahisinde toplam 32 bin 889 ameliyat gerçekleştirdik" şeklinde konuştu.

Hizmet Kalitesini Daha da Artıracak Medical Park'ın 3. yılında kişiye özel bütünsel tedavi yöntemleriyle hizmet vererek sağlıkta hizmet kalitesini daha da artıracağını anlatan Dr. Hikmet Çavuş, obezite, uyku, diyabet, ağrı, sporcu sağlığı, kadın sağlığı ve meme sağlığı klinikleriyle kapsamlı VIP sağlık hizmetleri üretmeye başladıklarını belirtti. Opr. Dr. Hikmet Çavuş şöyle devam etti:

78 > MART 2012

Güçlenen akademik kadrosu ve kişiye özel tedavi yöntemleriyle çalışmalar başlatan Medical Park Samsun Hastanesi Genel Müdürü Opr. Dr. Hikmet Çavuş, hastane başhekimi Opr. Dr. Hakan Özcan ile birlikte 3. yıl nedeniyle düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu.

"Hastanemizde kişiye özel bütünsel sağlık hizmetlerini veriyoruz. Alanında uzmanlaşmış, Samsunluların yakından tanıdığı uzman doktorlarımızın yanında bir de üniversitelerden kadromuza kattığımız akademisyen hekimlerimizle Samsun'un en iddialı doktor kadrosunu kurduğumuza inanıyoruz. Örneğin Karadeniz'de algoloji branşı olan tek hastaneyiz. Onkolojide, Ordu ve Tokat'taki hastanelerimizdeki hocalarımız her hafta konsey toplantıları yaparak kanser vakaları ve bunlara karşı en son bilimsel yaklaşımları tartışıyorlar. Bu bilimsel toplantılar aslında Medical Park'ın onkolojide bölgesel çekim merkezi olduğunun da göstergesi. Aynı şekilde hematoloji ve pediatrik kemik iliği nakli gereken hastalara aynı çatı altında bütünsel tedavi hizmeti sunan Türkiye'deki tek merkeziz."

Şehir Merkezine 2. Hastane 2012 yılındaki hedefleri kapsamında kapasitelerini yüzde 80 artırıp, daha ferah ve kaliteli bir ortam sunulacağını söyleyen Op. Dr. Hikmet Çavuş, şehir merkezinde 2. bir hastaneyle hizmetlerini artırarak sürdürmeyi hedeflediklerini belirtti. Çavuş, Medical Park'ın hedeflerini ise şu şekilde anlattı: "Türkiye'de hatta dünyada organ naklinin yapıldığı en önemli merkezlerden biri Medical Park Antalya Hastanesi’dir. Bursa hastanesinin de izni çıktı, Samsun hastanesinde binayı büyüttükten sonra burada da düşünüyoruz. En büyük hedefimiz de üniversite olmak.”



HASTANE DONANIM

Nanoteknoloji ile dezenfektanda çığır açtı Türk patentli dezenfektan ürünü “Hijyo”, rotayı dünya pazarlarına kırdı

süren “Hijyo dezenfektan ürünü” geliştirildi. Dünya çapında benzeri bulunmayan dezenfektan ürünü Hijyo, nano teknolojiye uğramış 4-6 nm boyutunda kolloidal gümüş (AgNPs) içeriyor. SOL GEL metodu ile üretilen Hijyo dezenfektan ürünü; kullanıldığı yüzeylerde 90 gün boyunca görünmez bir kalkan oluşturarak etkinliğini koruyor. Bu yüzeyler farklı temizlik ürünleriyle silindiğinde dahi, “Hijyo” yüzeyleri korumaya devam ediyor. Ürünün en büyük özelliği, gümüşten üretilmesi ve içilebilecek kadar doğal olmasıdır. Hijyo’nun, dünyada rakibi yoktur.

Hastanelerden AVM’lere Her Yerde Kullanılıyor Nanoteknoloji mucizesi olan Türk patentli yeni nesil dezenfaktan ürünü “Hijyo”, 2011 yılının son çeyreğinde dünya pazarlarına girmesine rağmen, Azerbaycan, Kanada, Rusya, Dubai, Avusturya, Fransa, Sırbistan gibi birçok ülkede, insanların yoğun olarak bulunduğu; toplu taşıma araçları, hastaneler, okullar, alışveriş merkezleri, catering firmaları, Adli Tıp Kurumları, oteller, evler, petshoplar, bankalar gibi geniş bir yelpazede kullanılmaya başladı. Ülkemizin Adli Tıp Kurumu’nda bakteri oluşumu ve kokuyu engellemesiyle çığır açan Wision Medical firması, önümüzdeki günlerde Rusya’daki Adli Tıp Kurumu’nda kullanılmaya başlayacaktır. Dünyadaki tüm ülkelerin Adli Tıp Kurumlarında benzeri olmayan dezenfektan ürünü olarak yer almayı hedefleyen Wision Medical firması, hastane mikrobunu öldürdüğü için ülkemizdeki hastanelerin yanı sıra, yurtdışındaki hastanelerde de kullanılmaya başlamıştır.

Formülü Saklanıyor

nsanoğlu, gözle görünen kir ve lekeleri çeşitli temizlik ürünleriyle temizleyebiliyor. Ancak bugüne kadar gözle görünmeyen ve hastalık yapıcı olan; mantar, bakteri, küf, yosun ve daha birçok bakterinin çoğalması ve barınması, uzun süreli engellenemiyordu. İnsanoğlu; lejyonella, domuz gribi, kuş gribi, AIDS gibi onlarca bulaşıcı hastalıktan korunmaya karşı çaresizdi. Temas ettikleri yüzeyde bulunan bu mikroplar, ne yazık ki bulaşabiliyordu.

i

Tüm mikroplar anında ölüyor, etkisi 3 ay sürüyor Yüzde 50 Türk, yüzde 50 Azeri ortaklığıyla kurulan Wision Medical firması, nanoteknoloji ile dezenfektanda dünya çapında bir buluşa imza attı. 10 milyon doların üzerinde arge bütçesi harcanarak, Kanada’daki Nanoteknoloji Laboratuarı ile Türkiye ve Azerbaycan’daki bilim adamları tarafından 6 yıl süren ar-ge çalışmasının sonucunda; gözle görünmeyen tüm mikropları anında öldüren ve etkisi 90 gün (3 ay)

80 > MART 2012

Kimya mühendisliği bölümü mezunu olan Sencer Bulut, Amerika’da Uluslararası Spor Beslenme Uzmanlığı eğitimi alırken, nanoteknoloji ve çeşitli ar-ge projeleri üzerinde araştırmalarını sürdürüyor. Tarihte antibakteriyel etkisi uzun süredir bilinen gümüş üzerinde nanoteknoloji çalışmasına yoğunlaşan Sencer Bulut, Azeri ortaklığı ile 2005 yılında Wision Medical firmasını kuruyor ve firmanın CEO’su görevini üstleniyor. Aynı zamanda Armatör Şadan Kalkavan’ın damadı olan Sencer Bulut, dezenfektan alanında Nanoteknoloji buluşu ile çığır açan Türk patentli “Hijyo dezenfektan ürününün" dünya pazarlarında yer alması için kolları sıvadı. Dünya devi firmaların, ‘Türk patentli Hijyo’nu ar-gesini satın alma’ teklifinde bulunduğunu kaydeden Wision Medical CEO’su Sencer Bulut, “Türkiye’nin dünyadaki nanoteknolojik buluşu olan Hijyo dezenfektan ürünün formülünü, ‘Coca-cola formülü’ gibi saklıyoruz ve asla satmayı düşünmüyoruz. Şuan dünyada, Hijyo kadar etkili ve etkisini 90 gün sürdüren başka bir dezenfektan ürünü yoktur. Bu nedenle, uluslararası dünya devi firmalar, ürünün arge’sini yüksek bir para ödeyip, satın almayı istediler. Gelen tüm teklifleri geri çevirdik ve çevirmeye devam edeceğiz. Özetle, “Hijyo”, Türk patentli bir dezenfektan ürünü olarak, dünya pazarlarında yerini alacaktır” dedi.



HASTANE DONANIM

Ortadoğu’nun Sağlık Üssü Olma Yolunda İlerliyor Diyarbakır Dicle Üniversitesi Hastaneleri, bölgenin yanı sıra İran, Irak, Suriye gibi komşu ülkelere de hizmet veriyor.

D

iyarbakır Dicle Üniversitesi (DÜ) Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç, üniversite hastanelerinin sadece bölgeye değil, İran, Irak, Suriye gibi komşu ülkelere de sağlık hizmeti verdiğini ve Ortadoğu ülkelerinin sağlık üssü olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini söyledi.

3 Yılda Önemli Çalışmalar Yapıldı Göreve geldikleri günden itibaren DÜ Hastaneleri'nde ciddi aşama kaydettiklerini belirten Prof. Dr. Ayşegül Saraç, yaptıkları hizmetlerle ilgili bilgi verdi. Görevi devraldıklarında acil ihtiyaçları tespit edip bu doğrultuda çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Saraç, "Hastanelerimiz 3 yıl içerisinde çok ciddi bir aşama kaydetti. Şuan sadece bölgeye değil, İran, Irak, Suriye gibi ülkelere de hizmet veriyoruz. Göreve geldiğimizde ilk yaptığımız iş özellikle yanık merkezinde hissedilen ihtiyacı gidermek oldu. Hastalarımız buradan Adana'ya gitmek durumundaydı ve maalesef çoğu da yolda hayatlarını kaybediyordu. Bu nedenle acil olarak yaptığımız ilk iş yanık merkezini açmak oldu. Yanık merkezimiz hem teknolojik, hem yatak kapasitesi olarak en üst düzeylerde hizmet veriyor. Bu konuda bölgenin büyük bir eksikliğini giderdik. Yine çocuk hastanemiz çok önemliydi. Bölgeye hitap ettiğimiz için yetersiz olan çocuk hastanemizi iyileştirmeye karar verdik. Bu ihtiyacı gidermek için yapımı devam eden bir ek binamızı çocuk hastanesine çevirdik. Yaptığımız yeniliklerle hizmet veren çocuk hastanemiz Türkiye'deki en üst seviyedeki çocuk hastanelerinden biri durumuna geldi" dedi.

Kardiyoloji Hastanesi Önemli Bir İhtiyacı Karşıladı Kardiyoloji Hastanesi'nin de bölge için çok önemli olduğunu belirten Saraç, görevi devraldıktan sonra 1994 yılında yapımına başlanılan ve çürümeye terk edilen binayı hizmete açmak için yoğun bir çalışma içerisine girdiklerini söyledi. Saraç, bu binayı faal duruma getirmek için gerekli tüm işlemleri kısa sürede yaparak Kardiyoloji Hastanesi'ni bölgeye hizmet veren duruma getirdiklerini söyledi. Saraç, yaptıkları çalışmalarla hizmete hazır duruma gelen Kardi-

82 > MART 2012

yoloji Hastanesi'nin Türkiye'nin enleri arasında olduğunu ve bu hastane ile bölgenin yanı sıra komşu ülkelere de çok güzel hizmetler vereceklerini kaydetti.

"8 Yoğun Bakım Yatağı, 3 Yılda 200’e Çıkarıldı” Diyarbakır DÜ Hastaneleri'nin en büyük ihtiyaçlarından birinin yoğum bakım yatağı eksikliği olduğunu belirten Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç, yaptıkları çalışmalar sonucunda 8 adet olan yoğun bakım yatağını 200 adete yükselterek bölgeye ciddi anlamda nefes aldırdıklarını dile getirdi. Saraç, "DÜ Hastaneleri olarak en büyük eksikliğimizden biri yoğun bakım yatağımızın azlığıydı. Tam donanımlı yoğun bakım yatağımız sadece 8 adetti. En ağır hastalar bölgeden bizlere geliyor. Bu çok ciddi bir ihtiyaçtı, bunun için Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ve


Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in büyük destekleriyle ayrı bir bina tarzında Acil ve Travmatoloji Hastanesi yapımına başlandı, yıl sonuna kadar bitirilmesini planlıyoruz. Bunun dışında mevcut hastanemizde yeni yoğun bakım yatakları açıldı. Şuan 200 kadar tam donanımlı yoğun bakım yatağımız var" şeklinde konuştu. Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç, DÜ Hastaneleri bünyesinde ayaktan onkoloji hastalarına yönelik kemoterapi ünitesi açtıklarını ve bunun da Türkiye'nin en üst seviyesindeki merkezlerden biri olduğunu söyledi. Çocuklar için ayrı ayaktan çocuk kemoterapi merkezi açtıklarını da belirten Saraç, bu merkezlerde son teknolojik sistemle ilaç hazırlama ünitesinin de devreye sokulduğunu kaydetti.

Laboratuvar Sevkinde Son Teknoloji Uygulanıyor Eskiden laboratuar sevkinin elde yapıldığını ve bunun zaman zaman kırılmalar ile karışmalara yol açtığını belirten Prof. Dr. Ayşegül Jale

Saraç, yaptıkları yeniliklerle artık bu sevklerin bilgisayar üzerinden son teknoloji vakumlama sistemi ile yapıldığını söyledi. Saraç, "Bu sistem ile birlikte artık laboratuar sevki yapıldığında karışma ve kırılmalar asla söz konusu değil. Tüplerimiz son teknoloji vakumlama sistemi ile çekiliyor. Ayrıca radyolojide görüntüleme sistemlerinin tümü paksa bağlandı.

Diyarbakır Dicle Üniversitesi (DÜ) Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç.

Radyolojide paks dediğimiz görüntüleme sistemleri artık dünyanın her tarafından doktorlarımız tarafından bilgisayardan takip edilebiliyor. Bu sistemle artık hastaya film yerine CD veriyoruz. Sistem hem maliyet açısından ekonomik, hem de her yerde rahatlıkla izleme olanağı oluşturuyor. Göreve geldiğimizden beri 30 milyon liralık cihazlar alındı. Türkiye'nin pek çok yerinde olmayan sadece belli merkezlerde olan cihazlar bizim üniversite hastanelerimizde mevcut. Her alanda hasta hizmeti ve kalitesi ile hoca sayısı ve kalitesini arttırdık. Yönetime ilk geldiğimizde kurumsallaşmaya önem verdik, bu bağlamda mükemmellikte kararlılık ödülüne müracaat edip bu ödülü aldık. Yine ISO 9001 2008 kalite belgesine hastanelerimiz müracaat etti ve belgeyi aldık. Türkiye'de çok az hastanede böyle ödül söz konusu. Hastalarımız için çok ciddi sıkıntı olan refakatçi barınma yerleri oluşturduk. Hazırladığımız proje kapsamında iki büyük hasta refakatçilerinin dinlenme salonları oluşturduk. Burada ücretsiz çay servisleri ve ara ara ücretsiz yemek servisleri veriyoruz. Hastanelerimiz için belirlediğimiz hedefler devam ediyor. Altyapıyı değiştirdik, ısı yalıtım sistemini yaptık. Üniversite hastanelerimizin hem hasta hem de kalite kapasitesi her geçen gün artmaktadır" diye konuştu.

Dünya Literatürüne Giren Ameliyatlar Yapılıyor DÜ Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç, üniversite hastanelerinde pek çok yerde yapılmayan ameliyatların yapılmaya başlandığını ve dünya literatürüne giren ameliyatlar yaptıklarını söyledi.

MART 2012 > 83


HASTANE DONANIM

Universal Grubu’nun 14. Hastanesi Kuşadası’nda Açıldı

T

ürkiye’nin en önemli sağlık kurumlarından biri olan Universal Hastaneler Grubu, 14. hastanesini gözde turizm merkezi Kuşadası’na açtı. 5 yıldızlı otel konforundaki geniş kapsamlı bir sağlık merkezi olan Özel Universal Kuşadası Hastanesi, özellikle yakın çevrede bulunmayan kardiyoloji, kalp ve beyin cerrahisi ve üçüncü basamak yoğun bakım ünitesi ile Kuşadası ve çevresinin her türlü sağlık ihtiyacına cevap verebilecek. Üniversal Özel Kuşadası Hastanesi’nin açılışı nedeniyle düzenlenen kokteyle Kuşadası Kaymakamı Mustafa Esen ve Kuşadası Belediye Başkanı M. Esat Altungün’ün de aralarında bulunduğu kalabalık bir davetli topluluğu katıldı. Kokteylin ve konuşmaların ardından hastane bölge halkına hizmet vermeye başladı.

İlk etapta 6’sı süit 42 hasta odası ve 66 yatak kapasitesi ile hizmete giren 10 bin metrekare kapalı alana sahip Özel Universal Kuşadası Hastanesi’nin yakın gelecekte kapasitesinin 150 yatağa çıkarılabileceğini ifade edildi.

Yatak Kapasitesi Artırılacak İlk etapta 6’sı süit 42 hasta odası ve 66 yatak kapasitesi ile hizmete giren 10 bin metrekare kapalı alana sahip Özel Universal Kuşadası Hastanesi’nin yakın gelecekte kapasitesini 150 yatağa kadar çıkaracağı belirtilirken, 24 yataklı yoğun bakım ünitesinde koroner, kardiyovasküler, dahili, cerrahi ve yeni doğan yoğun bakım bölümleri bulunuyor. Kuşadası başta olmak üzere Selçuk, Söke ve Didim’de kardiyoloji, beyin cerrahisi, ürüloji gibi bulunmayan dallarda büyük bir ihtiyacı karşılayacak hastane, üçüncü basamak yoğun bakım üniteleriyle de ileri derece tetkik ve tedavi olanağı sağlayacak.

Hizmet Verilecek Branşlar Üniversal Özel Kuşadası Hastanesi’nin açılışı nedeniyle düzenlenen kokteyle Kuşadası Kaymakamı Mustafa Esen ve Kuşadası Belediye Başkanı M. Esat Altungün’ün de aralarında bulunduğu kalabalık bir davetli topluluğu katıldı.

84 > MART 2012

Bu arada, Tüm branşlarda Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile anlaşmalı olan Universal Kuşadası Hastanesi’nde hizmet verecek branşlar şöyle: Acil Servis, Anestezi ve Reanimasyon, Beyin ve Sinir Cerrahisi, Biyokimya, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Dahiliye, Dermatoloji, Estetik Cerrahi, Genel Cerrahi, Göz Hastalıkları, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Kalp ve Damar Cerrahisi, Kardiyoloji, Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları, Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları, Nöroloji, Ortopedi ve Travmatoloji, Radyoloji, Üroloji, Yoğun Bakım Üniteleri.



HASTANE DONANIM

500 Yataklı Yeni Çanakkale Devlet Hastanesi İhaleye Çıkıyor

Yeni yapılacak hastane, modüler yapı teknolojisiyle gerektiğinde 700 Yatak Kapasitesi’ne çıkarılabilecek.

Ç

anakkale’de şu anki TOKİ 960 konutlarının üst kısmında bulunan 105 dönümlük bir arazi üzerine yapılacak 500 yataklı yeni Çanakkale Devlet Hastanesi binası ile ilgili bütün işlemlerin tamamlandığı ve ihalenin yakın zamanda yapılmasının planlandığı açıklandı. Kalabaklı köyü Kocakır Mevkii olarak bilinen TOKİ 960 konutlarının üst kısmındaki 105 dönümlük arazi üzerine yapılacak yeni hastane binası ile ilgili projenin onaylandığını belirten Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Kenan Eliuz, “2008 yılında yatırım programına alınan 500 yataklı yeni Çanakkale Devlet Hastanesi’nin yeri konusunda mutabakat sağlanmasından sonra Sağlık Bakanımız da bizzat bu bölgeye gelerek incelemelerde bulunmuştu.

Bu arazi üzerinde mutabakat sağlanmasından sonra da Terzioğlu Vakfına ait bu yerin 5.488.600.00 TL bedel karşılığında Sağlık Bakanlığı'na devri gerçekleştirilmişti. Bunun ardından ilk etapta arazinin mevzi imar planına esas yerleşim amaçlı Jeolojik-Jeoteknik etüt raporu yaptırıldı. Yapılan jeolojik etüt raporları Afet İşleri Genel Müdürlüğü tarafından onaylandı. Arazi plan kote ve jeolojik raporları da Sağlık Bakanlığı İnşaat Onarım Daire Başkanlığı’na gönderilerek arazi üzerine yapılacak hastanenin projesi 2011 yılında tamamlandı. Yapılan projemiz üzerinde bazı sorunlar vardı. Bunlar da giderilerek geçtiğimiz hafta içerisinde projemiz TOKİ’ye teslim edildi. Hastane binamızın yapımı ile ilgili ihalenin 2 haftaya kadar yapılmasını bekliyoruz” dedi.

Hastane 100 Milyon Liraya Mâl Olacak Başhekim Dr. Kenan Eliuz, yeni hastane binası hakkında da bilgiler vererek, “Yeni hastanemiz 105 dönüm arazi üzerinde yaklaşık 70 bin metrekare kapalı alanı kapsıyor. Yani bu yapı şuanda Çanakkale’de bulunan tüm sağlık tesislerinin toplamının 4 katı büyüklüğünde devasa bir yapı olacak. Modüler yapı teknolojisiyle ihtiyaca göre kapasite artışı yapılabilecek hastanemiz gerektiğinde 700 yatak kapasitesine kadar çıkarılabilecek. Hasta odaları 30 metrekare olacak ve her odada tuvalet-banyo bulunacak. Odaların çoğunluğu ise tek kişilik olarak projelendirildi. Hastanenin günlük hasta kapasitesi ise 10.000 kişiye kadar ulaşabilecek fiziki yapıya sahip olacak. Ameliyathaneler ve yoğun bakım üniteleri 2 kat artırılarak bölgemize hizmet veren merkezler olacak ve bu merkezler uluslar arası standartlarda yapılacak. Yeni hastanede her hekimin kendi ofisi olacak ve randevu sistemiyle hastanın hekime ulaşma problemi kalmayacak. Sosyal donatı alanları, konferans ve eğitim salonlarıyla sürekli eğitim ve bilgilendirme toplantılarının yapılabileceği fiziki yapıya sahip olacak. 86 > MART 2012



HASTANE DONANIM

Safran Sağlık Grubu’ndan Yeni Bir Yatırım 167 yatak kapasitesine sahip olana Özel Medikar Hastanesi, bölgenin sağlık ihtiyacına bir çözüm olmayı hedefliyor.

S

afran Sağlık Grup tarafından yaptırılan 22 bin metrekare kapalı alana sahip Özel Medikar Hastanesi hasta kabulüne başladı. Özel Medikar Hastanesi Başhekimi Dr. Adem Kar, hastanenin Batı Karadeniz Bölgesi'nin en büyük özel hastanesi olduğunu söyledi. Hastanenin Karabük başta olmak üzere Zonguldak, Bartın, Kastamonu ile ve ilçelerini kapsayan 1 milyon 350 bin nüfusa hitap edeceğini de belirten Başhekim Dr. Adem Kar, "Medikar olarak Karabük'te sağlık için yaptığımız en önemli şey sağlıkta beyin göçünü önledik. Karabük'te ilçeler dahil toplam hastane yatak sayısı 650 iken buna bizde 167 yatak kapasitesi ekledik. 34 yoğun bakım yatağı mevcut. Yine kent genelinde 117 olan uzman kadrosuna hastanemizde 36 tane daha eklendi. Bunun yanında Türkiye'de bir ilki de gerçekleştirerek çalışanlar için fitnes salonu yaptık” dedi.

Üst Düzey Teknoloji Kullanıldı Kar, “Türkiye'nin en modern acil ünitelerinden birini kurduk. Tam teşekküllü radyoloji ve görüntüleme ünitesi kurduk. Karabük'e tam teşekküllü kardiyoloji kalp cerrahi merkezi kazandırarak anjio, balon, stent, by-pass ve her türlü ameliyatlar yapılmakta. Bunun yanı sıra kol, bacak, böbrek ve beyin anjioları da ilk kez Karabük'te yapılacak. Hastane olarak bölgenin en donanımlı, 10 yataklı yenidoğan yoğun bakım ünitesini kazandırdık" şeklinde konuştu. Başhekim Kar, Karabük'e bölgenin en yüksek teknolojisine sahip, üniversitelerde bile olmayan üroloji merkezini de

88 > MART 2012


Özel Medikar Hastanesi Başhekimi Dr. Adem Kar, hastanenin Batı Karadeniz Bölgesi'nin en büyük özel hastanesi olduğunu söyledi.

kurduklarını da anlatarak, "Türkiye'de yapılan her türlü prostat ve taş ameliyatlarını burada yapacağız. Bunun yanında kentte ilk kez kanser cerrahi merkezini de kurduk. Şeker hastaları için göz lazeri, göz anjiyosu yapılırken, şaşılık merkezi de bünyemizde bulunuyor" diye konuştu.

Stratejik Konuma Sahip Karabük'ün Batı Karadeniz Bölgesi'nde stratejik konumu en iyi il olduğunu da belirten Dr. Adem Kar açıklamasını şöyle sürdürdü: "Ulaşım bakımından Karabük, Bartın, Zonguldak ve Kastamonu illerine 1 saat 15 dakika mesafede. Bu coğrafyada yaşayan hastaların küçük ölçekli hastaneler dışında bir metropol yada A sınıfı hastanelerden hizmet alabilmesi için 4.5 ya da 5 saat yol gitmeleri gerekiyor. Bizler yasaların ve Sağlık Bakanlığı'nın yönetmeliklerinin tanımış olduğu haklar çerçevesinde Batı Karadeniz Bölgesi'ne kendi tanıtımızı yapmaktayız. Kısaca 1 milyon 350 bin nüfusa hizmete verecek şekilde çalışmalarımıza başladık. Sağlık Bakanlığı'ndan ruhsat vermek üzere kente gelen heyet bu hastanenin Türkiye'deki özel hastaneler içersinde ilk beş içersine girebileceğini söylediler. Karabük'te insanlar bu hastaneyi görünce bize beş gömlek yüksek diyor. Bizim fazla para alacağımızdan şüphe duyuyorlar. Karabük'te yaptığımız fizibilite sonucunda 220 bin nüfusun 70 bini emekli ve emekli eşi. Buda asgari ücrete tekabül eden gelir grubunda. 26 bin kişi çalışan ortalama 700 ila bin TL gelir grubuna sahip. 7 bin esnaf var bunun bin tane bin ila bin 500 civarında gelir grubuna sahip. Burada bizlerde fakir ya da memur aileleri çocuklarıyız. Aslında bizim için burası bir hayaldi. Kentteki sanayici ve iş adamları güçleri nispetinde destek ve sponsor olarak bu tesisin bugünlere gelmesine katkı sağladılar. Nüfusa göre bakıldığında bir yıl içinde Türkiye'de hastaneye başvuru oranı 3.8, Avrupa Birliği ülkelerinde 5.7, Karabük'te ise 5.3 oranında. Biz istesek de halkımızdan çok ciddi farklarla bu sağlık hizmetini sunamayız. Bizim isteğimiz burası bir işletme olarak kendini idame ettirsin, bir şekilde finansal sorumluluğunu yerine getirsin. 5 yılda kendini amorti edeceğine 9-10 yılda etsin”


HASTANE DONANIM

i

Beykoz Paşabahçe Devlet Hastanesi, Artık Daha Güvenli

stanbul İl Özel İdaresi Proje Koordinasyon Birimi (İPKB), İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi (İSMEP) kapsamında İstanbul’daki kamu binalarını güçlendirmeye devam ediyor. Bugüne kadar yüzlerce okul ve sağlık kuruluşunu olası bir depreme karşı güçlendiren veya yeniden yapan İPKB, Beykoz Paşabahçe Devlet Hastanesi’nin güçlendirme ve renovasyonunu tamamladı. 2010 yılında başlayan güçlendirme ve yenileme çalışmaları için yaklaşık 10 Milyon TL harcandı.

Bugüne kadar yüzlerce okul ve sağlık kuruluşunu olası bir depreme karşı güçlendiren veya yeniden yapan İstanbul İl Özel İdaresi İstanbul Proje Koordinasyon (İPKB), Beykoz Paşabahçe Devlet Hastanesi’nin güçlendirme ve renovasyonunu tamamladı.

Paşabahçe Devlet Hastanesi, hem olası deprem etkilerine karşı güçlendirildi hem de mimari renovasyonların yanı sıra hastaneye ait tüm bloklardaki elektrik ve mekanik sistemler yenilendi ve modernize edildi. Beykoz ve çevre ilçelere hizmet veren hastane, 25 bin 732 metrekare kapalı alana sahip. 137 yatakla hastalarına hizmet veren Beykoz Paşabahçe Devlet Hastanesi’nde 11 adet ameliyathane bulunuyor.

Ameliyathaneler Yenilendi Güçlendirme ve renovasyon kapsamında 11 ameliyathanesi yenilenen hastaneye, 3 adet yeni yoğun bakım servisi yapıldı. Bunlardan bir tanesi yenidoğan yoğun bakım servisi olarak düzenlendi. Ayrıca kadın doğum polikliniği de kazandırılan hastanede kullanılmayan bir blok (H Blok) yenilenerek hizmete açıldı.

Neler Yapıldı? Yeni hasta odaları iki kişilik olacak şekilde tasarlanan Beykoz Paşabahçe Devlet Hastanesi’nde yapılan diğer çalışmalar şu şekilde: - Hastanenin tüm ısıtma-soğutma ve havalandırma sistemi yenilendi, hastalara odalarında istedikleri sıcaklığı sağlayabilecekleri konfor sunuldu. - Mevcut tüm asansörler yenilendi ve hastaneye üç tane de yeni asansör kazandırıldı. - Acil durumlar için yeni nesil hemşire çağrı sistemi kuruldu. - Pencere, çatı ve dış cephe de yapılan tüm işlerde enerji tasarrufu sağlayacak malzemeler seçildi ve imalatlar buna göre yapıldı.

90 > MART 2012



HASTANE DONANIM

Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Gelişimini Sürdürüyor

Y

Yeni kurulmasına rağmen hızlı bir gelişim içinde olan Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, bölümlerini son teknoloji cihazlarla donatıyor.

Rektörü Prof. Dr. Tamer Uçar, yeni kurulmasına rağmen Bozok Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nin modern ve son teknoloji tıbbi malzemelerle donatıldığını belirterek, "Daha önce hastanemizde çeşitli branşlarda ve birçok ilimizde bulunmayan sağlık ünitelerini hizmete açtık. Bugün de Bilgisayarlı Tomografik Anjiyografi Ünitesini hizmete açıyoruz. Bu ünite için yaptığımız yatırımlar sayesinde artık Yozgat'taki hastalarımızın Bilgisayarlı Tomografik Anjiyografi yöntemleri vasıtasıyla tanıları konulmuş olacak. Bu imkanlar bölgede yok. Sadece Yozgat'ta değil çevre illerin pek çoğunda bu merkez bulunmuyor. Anjiyografi ünitemiz sayesinde Yozgat'taki hastalarımız bundan böyle Yozgat dışından başka illere gitmek zorunda kalmayacak ve kendi memleketlerinde bu hizmeti almış olacak." dedi.

Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Uçar, Bilgisayarlı Tomografik Anjiyografi (BTA) Ünitesi hakkında, Hastane Başkekimi ve Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Namık Delibaş ve bölüm uzmanlarından bilgi aldı.

92 > MART 2012

ozgat Bozok Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi gelişimini hızla sürdürüyor. Nükleer Tıp Merkezi, Denge Bozuklukları Testi Ünitesi ve Mikrobiyoloji Laboratuarını son teknoloji modern cihazlarla donatan Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi şimdi de Bilgisayarlı Tomografik Anjiyografi (BTA) Ünitesini hastaların hizmetine sundu. Basın mensuplarıyla birlikte Bilgisayarlı Tomografik Anjiyografi (BTA) Ünitesini (BTA) inceleyen ve ünite hakkında Hastane Başkekimi ve Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Namık Delibaş'tan bilgi alan Bozok Üniversitesi

Kalp Damar Cerrahisi’ne Önemli Hizmetler Verecek Hastane Kardiyoloji Ana Bilim Dalında hocaların bulunduğunu ifade eden Rektör Uçar "Kalp damar hastalıkları birimimizi de yavaş yavaş hizmete sokuyoruz. Bu cihaz özellikle kalp damar cerrahisine büyük hizmet verecek bir cihazdır. Kalp ve Damar Cerrahisi birimimizin de yakında hizmete girmesi ve teknik altyapının tamamlanması ile kalp ameliyatları



HASTANE DONANIM

da yapılmaya başlanacaktır. Bu ünitemiz bu ilkler için bir başlangıçtır. Hem Üniversite Hastanemiz hem Yozgat hem de bölge için hayırlı uğurlu olsun." şekliden konuştu.

Tüm Damarlara 3 Boyutlu Görüntüleme İmkanı Bilgisayarlı Tomografik Anjiyo cihazı hakkında teknik bilgiler veren Radyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç Dr. Aylin Okur, bu görüntüleme tekniği ile insan vücudundaki neredeyse tüm damarlar üç boyutlu olarak görüntülenebildiğini ve böylelikle özellikle kalp hastaları için tıkanıklık tespiti yapılabildiğini belirterek, "Anjiyografi Ünitemizdeki cihazımız 64 kesit çekim yapabilme özelliği sayesinde de bölgede tek olma özelliği taşımaktadır. Normal anjiyo yönteminden farklı olarak insan bünyesine dışarıdan müdahale ile zarar vermeyen bir yöntemle hizmet veren cihaz çok hassas özelliklere de sahip. 64 Kesit Bilgisayarlı Tomografik Anjiyo cihazımız sayesinde tanısal amaçlı anjiyografik işlemler yapılmaktadır. Bilgisayarlı Tomografik Anjiyografi tetkiki, koldaki bir toplardamardan ince bir iğne ile yaklaşık 50-150 ml kontrast madde verilerek yapılıyor. Cihaz, incelenecek bölgeye kontrast maddenin ulaş-

cek. Yeni kurulan Mikrobiyoloji Laboratuarını yerinde görüp incelemelerde bulunan Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Uçar, Tıp Fakültesi Dekanı ve Başhekimi Prof. Dr. Namık Delibaş, Bozok Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Neziha Yılmaz ve Yrd. Doç. Dr. Mehmet Balcı'dan bilgi aldı.

Tam Donanımlı Ekipmanlarla Donatıldı Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin gelişimini hızla sürdürdüğünü ve hizmet alanının her geçen gün genişlediğini dile getiren Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Uçar, " Laboratuarımız tam donanımlı ve bütün teknik ekipmanımızla hizmete girmiştir. Bundan böyle ilimizdeki hepatit B ve C hastaları Ankara'ya veya Kayseri'ye gitmeyecekler. Bu hastalarımızın teşhis ve tedavileri çok rahat bir şekilde hastanemizde yapılabilecek. Ayrıca buraya almış olduğumuz cihazlarımızla çok yakın gelecekte Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının teşhisini de çok rahatlıkla yapabileceğiz. Ancak bununla ilgili gerekli izinleri almamız gerekiyor. Bu sürecin de takibindeyiz. Her geçen gün bünyesine kattığı ekipman, eleman

Bozok Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Neziha Yılmaz ve Yrd. Doç. Dr. Mehmet Balcı, Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Uçar ve Tıp Fakültesi Dekanı ve Başhekimi Prof. Dr. Namık Delibaş’a, çalışmalar hakkında bilgi verdi.

tığı zamanı belirler ve saniyeler içerisinde yüzlerce kesitsel görüntü alır. Bu kesitsel görüntüler uzman radyologlar tarafından bilgisayar aracılığıyla işlenerek damarların yapısı 3 boyutlu olarak elde edilir. Anjiografi denilince toplumda sadece kalp anjiografisi akla gelmektedir. Oysa kalp damarları dışındaki damarlara yönelik de anjiografi tetkikleri yapılmaktadır. Beyin, akciğer, böbrek, alt ve üst ekstremite, bağırsak, aort ve kalp damarları ile ameliyat sonrası stentlerin görüntülenmesi Bilgisayarlı Tomografik Anjiyografi Tetkiki ile yapılmaktadır. Ünitemiz ilimizin önemli bir ihtiyacına hizmet verecek özelliktedir." dedi.

Mikrobiyoloji Laboratuvarı da Hizmete Girdi Öte yandan, Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, mikrobiyoloji laboratuarları modern tıbbi cihazlarla donatılırken, bundan sonra tularemi, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) tüberküloz, hepatit B ve C gibi hastalıkların tanısı kısa sürede ve güvenilir bir şekilde konulabile-

94 > MART 2012

ve laboratuarları ile büyüyen Araştırma ve Uygulama Hastanemizin bu aşamaya gelmesinde emeği olan başta dekan ve başhekimimiz olmak üzere tüm ekibine ayrı ayrı teşekkür ediyorum" dedi.

Tüm Ekipmanlar CE Belgesi’ne Sahip Laboratuar tanıtımında ayrıntılı bilgiler veren Bozok Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Neziha Yılmaz, “Araştırma ve Uygulama Hastanemizde enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji laboratuarının kurulduğunu belirterek, "Laboratuarlarımız il düzeyinde son teknolojiye sahip cihaz ve ekipmanlarla donatılmıştır. Bölgede moleküler tanı, doku kültürü ve hücre kültürü yapabilme kapasitesine sahip bir laboratuvardır. Moleküler tanı (PCR) laboratuarımızda, sık rastlanılan viral enfeksiyon (HBV,HCV) etkenlerinin hızlı ve güvenilir tanısı, takip ve tedavilerini izlemek amacıyla PCR yöntemi kullanılmaktadır. Laborutuvarımızdaki tüm ekipmanların tamamı CE belgelidir" diye konuştu.



HASTANE DONANIM

BEAH’dan Kansere “Tomo Therapy” Yatırımı Tomo Therapy isimli cihaz, sadece kanserli hücreye müdahale ediyor, bu nedenle de tedavide çok önemli bir rol aldığı bildirildi.

Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Fazlı Erdoğan, toplam 6 uzman hekim, 2 sağlık fizik uzmanı, 10 teknisyenle 50 yataklı bir servisi bünyesinde barındıran Radyasyon Onkolojisi Kliniği’nin tedavi hizmetlerine son sistem Tomo Therapy cihazıyla devam edeceğini söyledi.

96 > MART 2012

E

rzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Fazlı Erdoğan, Erzurum’un Sağlıkta Dönüşüm Programı neticesinde Türkiye’nin önde gelen sağlık merkezlerinden biri haline geldiğini söyledi. Dr. Erdoğan, Türkiye’de sayılı sağlık merkezlerinde bulunan kanser hastalarının tedavisinde ışın tedavisi yöntemi uygulanırken aynı zamanda sağlam dokuları maksimum düzeyde koruyan son teknoloji Tomo Therapy cihazlarından birinin Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Kliniğinde hizmet verdiğini kaydetti.

“Günün Teknolojisini Takip Ediyoruz” Başhekim Prof. Dr. Erdoğan, toplam 6 uzman hekim, 2 sağlık fizik uzmanı, 10 teknisyenle 50 yataklı bir servisi bünyesinde barındıran Radyasyon Onkolojisi Kliniği’nin tedavi hizmetlerine son sistem Tomo Therapy cihazıyla devam edeceğini ifade ederek; “Günün sağlık teknolojisini mümkün olduğunca yakından takip etmeye çalışıyoruz. Bankalığımız ve Sağlık İl Müdürlüğümüzle koordineli çalışmalarımız neticesinde ihtiyaç duyulan en etkin ve en modern cihazları halkımızın hizmetine sunarak sağlık hizmetlerinde kalite politikamızı artırmayı hedefliyoruz. Bunun neticesinde Türkiye’de sayılı merkezlerde bulunan Tomo Therapy cihazlarından bir yenisini Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanemizde hizmete sunduk” dedi.



HASTANE DONANIM

Eski tip cihazlarla 5-6 saat süren tedavi yeni alınan cihazla 5 dakikada yapılabiliyor.

Kanserli Bölgeye Nokta Atışı İnsan vücudundaki kanserli hücreye doğrudan ışın yoluyla müdahale eden cihazlara bir yenisi daha eklendi. Kanser tedavisinde kullanılan klasik radyo terapi cihazlarından farklı olarak Tomo Therapy isimli cihaz, sadece kanserli hücreye müdahale ediyor, bu nedenle de tedavide çok önemli rol oynuyor. Eski tip cihazlarla 5-6 saat süren tedavi yeni alınan cihazla 5 dakikada yapılabiliyor.

Türkiye’de 5 Merkezde Hizmet Veriyor Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Uz. Dr. Timur Koca dünyada 120 adet olan Tomo Therapy cihazının Türkiye’de aktif olarak kullanan 5 merkezin bulunduğunu ifade ederek; “Bu merkezlerden biri de Erzurum. Bölgemizdeki hastaların yanı sıra İstanbul, Ankara gibi büyük merkezlerden de tedavi amacıyla başvuran hastalarımız bulunmakta. Bu cihaz tomografi cihazıyla birlikte çalışan bir tedavi cihazı. Tomo Therapy cihazı sayesinde kanserli dokuya en üst seviyede doz uygulayarak sağlıklı doku ve organları başarıyla ayrıştırabiliyoruz. Hastalar, mevcut ışın tedavisi uygulamaları sonrasında geç yan etki olarak ağız kuruluğu ile karşılaşır. Tomo Therapy tedavisinde ise tükürük bezlerine verilen doz en düşük düzeye indirilebildiğinden ağız kuruluğu bir yan etki olmaktan çıkar. Göz gibi diğer yöntemlerde tedavi sürecinde korunması çok zor olan organlar, Tomo Therapy sayesinde çok rahat korunabilir. Ayrıca, beyindeki diğer dokular ile batın ışınlamalarında böbrek, rektum, mesane, bağırsak gibi az doz ışın alması gereken organlar da Tomo Therapy ile daha fazla korunabilir.” dedi. Tomo Therapynin ışın tedavisinde tümöre istenilen dozu yüksek hassasiyetle verirken, sağlıklı doku ve organları maksimum seviyede koruyan en gelişmiş ve etkili tedavi sistemi olduğunu vurgulanıyor. Tomo Therapy cihazıyla çok küçük tümörlerin yanı sıra daha zor ışınlamaların da çok yüksek hassasiyetle yapılabildiğini belirten uzmanlar, IG-IMRT (Görüntü kılavuzluğunda yoğunluk ayarlı radyoterapi) ve plan adaptif gibi gelişmiş tedavi tekniklerinin kullanıldığı en gelişmiş sistem olduğunu kaydediyorlar.

98 > MART 2012



AKTÜEL

Çalışan Performansını Artıran Sağlık Hizmetleri Acıbadem Mobil Sağlık, çalışan performansını artıran sağlık ihtiyaçlarına yönelik kurumsal çözümleri ile yöneticiler ve şirketlerin IK sorumlularından büyük ilgi gördü.

G

eleceğin sağlık sistemini şekillendiren, sağlık sektörüne yeni ve yenilikçi bir bakış açısı getiren Acıbadem Mobil Sağlık, kurumlara yönelik çözümleriyle, 15-16 Şubat tarihleri arasında Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen İnsan Kaynakları Zirvesi’ne katıldı. Medikal Koçluk, Acil Sağlık Hizmetleri, Teletıp Uzaktan Sağlık Yönetimi, İşyerinde ve Evde Check-up, Evde Sağlık gibi hayatı kolaylaştıran çözüm hizmetleri bulunan Acıbadem Mobil Sağlık, fuar alanını bir işyerine dönüştürerek kurumlara yönelik hizmetlerini uygulamalı olarak katılımcılarla paylaştı. Katılımcıların tansiyon, kolesterol ve vücut kitle endeksi gibi değerlerini ölçen uzmanlar, işyerinde ergonominin önemi üzerine genel bir bilgilendirme yaptı. Ayrıca İnsan Kaynakları Zirvesi’nde ‘Çalışanlarının sağlığını düşünen markayı kim sevmez?’ konseptinden yola çıkarak pek çok marka ve kurum ile birlikte gerçekleştirdikleri projelerden de bahseden Acıbadem Mobil Sağlık, böylesine katma değer yaratan projelerin çalışanların performansını da olumlu etkilediğine değindi.

Dikkat Çeken İstatistikler Acıbadem Mobil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Özgür Turgay yaptığı açıklamada çalışanların sağlığının ve sağlığa uygun bir işyeri yaratmanın iş yerinde performansın artmasında büyük rol oynadığını vurguladı. “Araştırmalara göre son 12 ay içerisinde çalışmış olanların %2.9’u bir iş kazası geçirmiş, %3.7’si çalıştığı işle bağlantılı bir rahatsızlık yaşamış ve son 12 ay içinde işe bağlı bir rahatsızlık yaşayanların %47.6’sının ise geçirmiş olduğu rahatsızlık nedeni ile işten en az 1 gün süre ile uzak kalmak zorunda kalmıştır. Çalışan performansının sağlıkla doğrudan ilişkili olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca iş kazalarının ülke ekonomisine zararı, en iyimser tahminle 4 milyar TL. Böylesine büyük bir kayıp göz ardı edilemez. Hazırladığımız işyerinde Check-Up, Medikal Koçluk, İşyerinde Ergonomi gibi çeşitli kurumsal sağlık hizmetleriyle hem çalışanları hem yöneticileri mutlu ediyoruz” diye konuştu. Acıbadem Mobil Sağlık olarak fuar alanında tanıtımını yaptıkları tüm hizmetleri işyerlerinde de verilebildiğinin altını çizen Turgay; çalışanların performansını artırmak, işe devamsızlığı ve zaman kaybını önlemek adına mobil sağlık hizmetlerinin büyük önem taşıdığını söyledi.

100 > MART 2012

Çalışanların Performansını Artıran Hizmetler Acıbadem Mobil Sağlık, işyerlerine ve çalışanlara özel olarak, Check-up’tan psikolojik danışmanlığa, ergonomi eğitimlerinden yerleşik sağlık birimlerine kadar sunduğu kapsamlı mobil sağlık hizmetleri ile çalışanların performansını artırmayı sağlıyor. Acıbadem Mobil Sağlık’ın bu kapsamda sunduğu en önemli hizmetler arasında; işyerlerinde çalışanların sağlık grafiklerinin takip edilmesi, sağlıklarının korunması için gerekli program, eğitim ve terapilerin verilmesi ile uzun dönemde çalışanların kronik hastalıklarının da takip edilip yönetildiği ve tamamen ilgili iş yerinin şartlarına ve taleplerine bağlı olarak tam donanımlı bir revir kurulması veya akıllı ekipman, uygulama ve yazılımlarla uzaktan sağlık hizmetine erişimin sağlandığı çözümler sayılabilir.

Psikolojik Danışmanlık Hizmeti İşyerinde sunulan Psikolojik Danışmanlık Hizmeti kapsamında, yoğun iş temposunda çalışan kişilerde çeşitli sebeplerle ortaya çıkan aşırı kaygı ve aşırı stresle başa çıkabilmeleri için psikolojik danışmanlık veriliyor. İşyerinde Check-up, Mobil Check-up, işyerinde EKG ve işyerinde Fizik Tedavi hizmetleri ise işyerlerine gidilerek verilen ve zamandan kazanç sağlayan diğer hizmetler arasında bulunuyor.Acıbadem Mobil Sağlık ayrıca; son dönemde ergonomik hastalıkların yol açtığı ciddi iş kayıplarına çözüm olarak sunduğu ve çalışan performansında önemli artışlar sağlayan İşyerinde Ergonomi hizmeti de veriyor.


Bu hizmet kapsamında; bir fizyoterapist eşliğinde iş yerlerine gidiliyor ve o işyerinin çalışma alanı ve ekipmanları, ısısı, havalandırması, aydınlatması, gürültü düzeyi ile mesai ve dinlenme şartları gibi konularda bir araştırma yapılıyor. Çünkü ergonomik bir iş yeri, çalışanın duruşu, psikolojisi, verimi, çalışma masası, molaları, ortamın sıcaklığı ve ışıklandırması ile doğrudan ilişkili. Ancak çalışanlara eğitim verilmeden sadece ortamı değiştirmek, görsel olarak ergonomik bir ortam yaratıldığı imajını çizmekten öteye gidemiyor. Bu yüzden yapılan çalışmalar sonucunda değiştirilen ortam ile birlikte, çalışanlara konu ile ilgili eğitim seminerleri yine Acıbadem Mobil Sağlık uzmanları tarafından veriliyor. Çalışma ve eğitimler tamamlandıktan 3 ay sonra işyerinin tekrar ziyaret edilerek gelişimin gözlenmesi de Acıbadem Mobil Sağlık’ın İşyerinde Ergonomi paketinde sunduğu bir diğer hizmet. Bütün bunların yanında, 7 gün 24 saat telefonla sunulan Medikal Koçluk ve Acil Sağlık Hizmetleri de işyerlerine sunulan önemli hizmetler arasında bulunuyor. 444 9 724 nolu Acıbadem Mobil Sağlık hattı 7 gün 24 saat ambulans ve Medikal Koçluk hizmeti veriyor.

Mobil Sağlık Mobil sağlık kapsamında şirket çalışanlarına sundukları hizmetler dışında şirketler için farklı avantajlar ve sadakat artırıcı yepyeni hizmetler de sunma fırsatı doğduğunu ifade eden Acıbadem Mobil Sağlık Genel Müdürü Dr. Özgür Turgay, farklı kurumlarla gerçekleştirdikleri projeleri ise şöyle anlattı: “Acıbadem Mobil Sağlık olarak, kurumların pazarlama faaliyetleri ile entegre olarak geliştirdiğimiz projeler ile büyük kitlelere ulaşıyor ve kurumların müşteri sadakatini artırmalarına yardımcı oluyoruz. Böylece şirketler, alışılagelmiş promosyonlar yerine, müşterilerine ve çalışanlarına çok özel sağlık paketleri hediye ediyorlar ve tüm paydaşlarına ‘Sağlığınızı düşünüyoruz, çünkü sağlık her şeyden daha önemlidir.’ mesajını verebiliyorlar. Düşünsenize, müşterilerinin ve çalışanlarının sağlığını düşünen markayı kim sevmez? Bu bakış açısıyla özellikle bankalar, telekomünikasyon şirketleri ve perakende şirketleri ile birlikte pek çok özel proje gerçekleştiriyoruz ve bu kurumlara müşterileri ve çalışanları ile olan ilişkilerini geliştirmelerinde ciddi katma değer sağlıyoruz. Sadece telekomünikasyon sektöründen bir müşterimiz ile yaptığımız proje kapsamında 60 bin kişiye telefonla Medikal Koçluk hizmeti verdik. Hedefimiz 2011 yılı sonunda 100 bin kişiye ulaşmak”

Acıbadem Mobil Sağlık Hizmetleri Acıbadem Mobil Sağlık, evde ve işyerinde sunduğu mobil sağlık hizmetleri ile geleceğin sağlık sistemini şekillendirmeyi, sağlık sektörüne yeni ve yenilikçi bir bakış açısı getirmeyi kendine amaç edinmiştir. Acıbadem Mobil Sağlık Hizmetleri Türkiye’deki Mobil Sağlık bilimindeki yeni bilgi ve uygulamalar konusunda öncülük ederken, dünyadaki mobil sağlık teknolojisindeki son gelişmeleri de yakından takip ediyor.


HASTANE DONANIM

Medicana Nöroloji Bilimler ve Omurga Merkezi Hizmete Girdi

ürkiye’nin en büyük özel sağlık zincirlerinden biri olan Medicana Sağlık Grubu, Nörolojik hastalıklar ve Omurga hastalıkları konusunda Türkiye genelinde hizmet vermek üzere İstanbul Bahçelievler’de “Medicana Nörolojik Bilimler, Omurga ve Ortopedi Merkezi”ni hizmete açtı. Çağdaş alt yapısı ve uzman ekipleriyle, Türkiye’de sağlık sektörüne gelişmiş ülke standardında hizmet vermenin gururunu taşıyan Medicana Sağlık Grubu, Nöroloji, Nöroşiruriji, Ortopedi ve Travmatoloji, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Radyoloji ve Anesteziyoloji dallarında multidisipliner yapıda hizmet verecek yeni merkezi, Medicana Nörolojik Bilimler, Omurga ve Ortopedi Merkezi’ni Bahçelievler’de hizmete açtı.

T

Merkez, Omurga, Beyin Damar Hastalıkları, Epilepsi, Beyin Ve Multidisipliner Hizmet Anlayışı Bu bölümlere ait hastalıkların tedavisinde ilgili tıp disiplinleOmurilik Tümörleri, Hareket rinin multidisipliner hizmet anlayışı ile bir arada toplandığı Bozuklukları, Davranış ilk merkez olma özelliğini taşıdığını vurgulayan Medicana Bozuklukları, Uyku Bozuklukları, Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Dt. Hüseyin Bozkurt, yapının hizmete girmesiyle ilgili şunları söyledi: “Nörolojik, Nörofizyoloji, Eklem Hastalıkları, ortopedik hastalıklar ve omurga sorunları tüm toplumlarda Periferik Sinir Sistemi, Fizik Tedavi yüksek oranda görülmektedir. Söz konusu hastalıklarda genellikle tek bir tıp dalının yaklaşımı yetersiz kalmakta, Ve Rehabilitasyon ve Ağrı birden çok tıp dalının bir arada koordinasyon içinde çalışÜnitelerini ile alanında bir ilk olarak ması, multidisipliner yaklaşım zorunlu hale gelmektedir. Omurga kaynaklı hastalıkların tedavisi ile ilgilenen; Nöroloji, tüm halka hizmet sunacak. Beyin Cerrahisi, Fizik Tedavi-Rehabilitasyon, RadyolojiAnesteziyoloji ve Ortopedi-Travmatoloji tıp disiplinlerini bünyesinde barındıran bu spesifik merkezde hastalar, ilgili

102 > MART 2012


tıp dallarının her birinin son teknoloji olanaklarını, tedavi ve katkılarını bir arada bulabilecekler”

Ne Tür Hizmetler Verilecek? Multidisipliner yaklaşım ile tanı ve tedavide zaman kaybını azaltan, hastanın değişik inceleme ve girişimler için farklı sağlık merkezlerini dolaşmasını önüne geçen bir sistemin hayata geçirildiğini belirten Bozkurt, “Böylece doğru tanı ve tedavi hızla uygulanabilmekte ve hasta uygulamalar sonrası merkez tarafından tüm bilgileri kayıtlı biçimde izlenebilmektedir. Basit bir örnekle, bel ağrısı ile başvuran ve MRG’sinde disk herniasyonu saptanan bir hastada, multidisipliner yaklaşımla ağrının aslında dizindeki bir bozukluktan kaynaklandığı ortaya çıkabilmekte ve söz konusu bozukluk cerrahi girişim veya Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uygulamaları ile giderilebilmektedir. Merkezde; Nörolojik Bilimlere yönelik olarak Epilepsi Ünitesi, Beyin ve Omurilik Tümörleri Ünitesi, Beyin Damar Hastalıkları Ünitesi hizmete alınmıştır. Omurga hastalıklarına yönelik olarak özel düzenlenen ameliyathanelerde endoskopik bel fıtığı ameliyatları başlatılmıştır. Ortopedi ve Travmatoloji ünitesinde artroskopik cerrahi, protez cerrahisi ve periferik sinir cerrahisi uygulamaları yapılmaktadır. Ortopedi ve Travmatoloji, Beyin Cerrahisi ve Omurga Cerrahisi alanlarında hastaların ameliyat öncesi ve ameliyat sonrası rehabilitasyonlarına yönelik olarak kapsamlı bir Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon ünitesi oluşturulmuştur. Klasik FTR uygulamalarına ek olarak özellikle bel bölgesine yönelik hastalıklarda omurga güçlendirme robotu ve tüm eklem hastalıklarına yönelik red cord sistemi hizmete sunulmuştur. “ dedi. Medicana Nörolojik Bilimler ve Omurga Merkezi’nde amaç; tüm hastalara multidisipliner yaklaşımda hizmet vermek olarak belirlendi. Bu amaçla başvuran hastanın bilgileri ortak veri tabanında tutulacak ve merkezin tüm hekimleri tarafından değerlendirilebilecek. Ameliyat kararları ortak konseyde gözden geçirilip onaylandıktan sonra uygulamaya alınacak. Böylece yanlış tanı ve tedavinin önlenmesi kadar değişik tedavi yöntemlerinin tartışılması da sağlanacak. MART 2012 > 103


HASTANE DONANIM

15.000 nokta vuruşu yapan bıçaksız lazer ışını (Intralese), gözün planlanan noktasına atış yaparak hastanın görüş bozukluğunu düzeltiyor” dedi.

Avantajları neler?

Bıçaksız Lazer Yöntemi: iLASIK Günümüzde sıkça kullanılmakta olan lazer teknolojisini bir adım ileriye taşıyan iLASIK, tamamen kişiye özel yapılan tedavi (Advanced CustomVue) ve bıçaksız lazer teknolojisinin (Intralese) bir arada uygulanmasından oluşuyor.

E

n yenilikçi bıçaksız lazer teknolojisi iLASIK lazer teknolojisi sayesinde 10 dakikalık bir operasyonla gözlüklerden kurtulmak artık mümkün. Dünyagöz Hastaneleri Refraktif Cerrahi Bölümü Başkanı Dr. Efekan Coşkunseven, görme kusurlarının tedavisinde kullanılan iLASIK teknolojisi ile miyop, hipermetrop ve her türlü astigmat gibi görme bozukluğu olan hastaların gözlüksüz bir hayata adım attıklarını söyledi. Günümüzde sıkça kullanılmakta olan lazer teknolojisini bir adım ileriye taşıyan iLASIK, tamamen kişiye özel yapılan tedavi (Advanced CustomVue) ve bıçaksız lazer teknolojisinin (Intralese) bir arada uygulanmasından oluşuyor. Son derece güvenilir olan bu tedavi ile miyop, hipermetrop ve her türlü astigmat gibi görme bozukluğu olan hastalar 10 dakikalık bir operasyonla gözlüksüz bir hayata adım atıyorlar.

Saniyede 15 Bin Lazer Nokta Vuruşu İLASIK tedavisini üç aşamada uyguladıklarını belirten Dr. Efekan Coşkunsever, “İlk olarak Kişiye Özel Tedavi Wavescan taraması ile kişinin görme kusurlarının 3 boyutlu haritası çıkartılıyor. Daha sonra bu haritadan alınan bilgiler kullanılarak kişiye özel tedavi (Advanced CustomVue) belirleniyor. Uygulamanın son aşamasında ise saniyede

104 > MART 2012

Diğer lazer yöntemlerinden çok farklı bir teknolojiye sahip olan i-LASIK tedavisinin pek çok avantajı olduğunu belirten Dr. Çoskunseven, tedavinin bıçaklı yapılan lazer ameliyatlarına oranla 3 kat daha iyi bir görüş sağladığını ifade ederek şöyle konuştu: “iLASIK teknolojisi, bilinen göz takip sistemlerinden (eye tracker) farklı olarak gözün kendi ekseni etrafındaki hareketlerini de takip ediyor ve gözün planlanan noktasına atış yapılmasını sağlayarak yanlış tedavi riskini ortadan kaldırıyor. Ayrıca, ameliyatın bıçaksız olması bıçağın oluşturacağı komplikasyonları elimine ettiğinden iyileşme süreci de çok kısalıyor.”

NASA’dan Onaylı Tek Lazer Teknolojisi Şimdiye kadar hiçbir lazer tedavisini kabul etmeyen NASA ve Amerikan Ordusu, mesleki olarak çok güçlü ve özel görme kabiliyetine sahip olması gereken astranotların ve savaş pilotlarının görme bozukluklarının tedavisinde iLASIK kullanımına onay veriyor.

Dünyagöz Hastaneler Grubu 1996 yılında hizmet vermeye başlayan Dünyagöz, gözün tüm branşlarında hizmet veren ve uyguladığı 240 farklı tedavi yöntemiyle 365 gün, 24 saat göz ve göz çevresi sağlığına dair sorunlara kesin çözüm getiriyor. Ülkemizde branş hastaneciliği ile yeni bir dönem başlatan Dünyagöz Hastaneler Grubu, yurt içi ve yurtdışında toplam 16 merkezinde ilkeli sağlık hizmeti veriyor. Dünyagöz, sürekli yenilenen eksiksiz teknolojisi, profesör, doçent ve uzman doktorlardan oluşan 160 kişilik deneyimli medikal kadrosu, bini aşkın personeli ve çağdaş yönetim anlayışıyla kısa sürede dünyanın sayılı birkaç merkezi arasında yer almayı başardı. Türkiye çapında İstanbul, Ankara, Antalya, İzmit, Adana, Samsun ve Gaziantep olmak üzere yedi ayrı ilde, altı tanesi tam teşekküllü toplam 12 hastane ve yurtdışında Hollanda, Almanya, İngiltere’de bulunan klinikleriyle hizmet veren Dünyagöz Hastaneler Grubu, Avrupa’daki yeniyatırımı WORLDEYE FRANKFURT ile Avrupa’nın gözlerine bakıyor. Önümüzdeki dönemde açacağı hastaneleriyle de geniş bir coğrafyaya yayılmayı hedefliyor. Türkiye’de sağlık turizminin öncülüğünü de üstlenen Grup, dünyanın 107 ayrı ülkesinden gelen yaklaşık 30 bin yabancı hastaya da hizmet veriyor.


Zarar Eden Hastaneyi Kâra Geçirdiler Turgut Özal Tıp Merkezi Başhekimi Prof. Dr. Özgen, hastaneyi 1 yılda 19 milyon TL kâr eder duruma getirdiklerini söyledi.

M

alatya İnönü Üniversitesi (İ.Ü) Tıp Fakültesi Turgut Özal Tıp Merkezi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ünsal Özgen, zarar eden hastaneyi bir yılda 19 milyon TL kar eder duruma getirdiklerini ifade etti. Turgut Özal Tıp Merkezi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ünsal Özgen, İnönü Üniversitesi'nin radyo yayın organı Kampus Fm Panorama programına katılarak soruları yanıtladı. İnsanın amaç, diğer şeylerin araç olduğunu belirten Özgen, "Sağlık problemi olan hastalara hizmet etmek amaç, tıp merkezi

ise bir araçtır. Kendi muadili hastanelerle kıysa edildiğinde işlem hacmi ve mentalite olarak tıp merkezimiz çok iyi durumdadır.Yüzde 80 karaciğer nakli yapılıyor ve Avrupa'da ve dünyada derece yaptık. Bu konuda emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum" dedi. Halkın inancında cenazenin bütünlüğünün bozulmasının geleneksel tavırlar doğrultusunda zor olduğunu dolayısı ile canlıdan nakillerin daha fazla olduğunu ifade eden Özgen, "Bu doğru değil ama realite böyle. Bu konuda daha bilinçli olma noktasında ilerlemeler gösterilmeli" diye konuştu.

“İş Kendini Tanıtır” "Tıp merkezinin ve nakillerin daha geniş alanlara yayılması ve hizmetin tanıtımı amacı ile neler yapılacak" sorusu üzerine Ögen, "Biz işimizi yaparız, iş kendini tanıtır, anlatır. Uluslararası sağlık turizmi konusunda ise bu alanda mutlaka profesyonel destek alınmalıdır. 3.basamak hizmet veren bir hastane olarak, uluslararası standardı mutlaka tutturmalıyız" dedi.


HASTANE DONANIM

Sungurlu Devlet Hastanesi Kalitede Öncü

Ç

orum'da 2009 yılında hizmete açılan Sungurlu Devlet Hastanesi, bölge hastanesi gibi hizmet veriyor. 22 uzman doktor, 5 pratisyen doktor, 4 diş hekimi, çeşitli branşlarda 238 personel ve 124 hizmet alım personeli olmak üzere toplam 362 personel ile Sungurlu halkına hizmet veren hastane teknolojik alt yapısı, uzman kadrosuyla sağlıkta kaliteli hizmetin öncülüğünü yapıyor. Sungurlu Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Metin Karan, 150 yataklı hastane binasının 30 bin 323 metrekaresi kapalı olmak üzere toplam 55 bin 852 metrekare alana sahip olduğunu söyledi.

Acil Servis

Ameliyathanelerde, laparoskopi, endoskopik ameliyatlar, artroskopik ameliyatlar, pako cihazı ile yapılan ameliyatlar ve plazma kenetik cihazı ile kapalı prostat ameliyatları yapılıyor.

106 > MART 2012

Hastane acil serviste 5 pratisyen hekim, 4 hemşire, 9 acil tıp teknisyeni, 8 sağlık memur ile yılda 90 bin hastaya hizmet verdiklerini açıklayan Başhekim Karan, "Hastanenin acil servisinde acil durumlarda öncelikli muayene olacak hastaların ayrılması için triyaj ekibi oluşturulmuştur. Triyaj kartları düzenlenerek acil serviste yaşabilecek yoğunluğun önüne geçilmiştir. Acil muayene odaları, kolay ulaşılabilir aşı ve pansuman odası, monitörlü gözlem odası, canlandırma odası, çocuk gözlem odası, alçı ve müdahale odası, yanık odası, acil laboratuar, acil röntgen ve gözlem odalarından oluşmaktadır" diye konuştu. Hasta kayıt ve danışma birimine başvuran tüm hastaların sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın, tedavilerinin aksatılmadan yapıldığını dile getiren Karan, hastaneye poliklinik hizmet almak için gelen şehit yakınları, gaziler, engelli ve yardıma ihtiyacı olan hastalara poliklinik danışma hostesleri eşliğinde muayenede öncelik hakkı verilerek muayene, tetkik ve tedavilerinin yapıldığının altını çizdi.

Vatandaşlara Büyük Kolaylıklar Sağlandı 2005 yılından itibaren hastanede hekim seçme uygulamasına geçildiğini anlatan Karan, "Hastanın kendisine özel hastanemiz tarafından düzenlenen manyetik hasta tanıma kartı ile kendi özgür iradesiyle muayene olmak istediği hekimin polikliniğindeki cihazda kartını okutarak sıra almakta buda poliklinik kapıların üzerinde bulunan LCD ekranlara yansıtılmakta ve böylece saniyeler içerisinde hasta seçtiği hekime ulaşmaktadır" ifadelerini kullandı. Polikliniklerde ise yıllık ortalama 260 bin hastanın muayene ve tetkikinin yapıldığını ifade eden Karan, "Hastalarımız muayene sıralarını poliklinik girişi ve tüm poliklinik koridorlarında bulunan LCD monitörlerden takip edilebilmektedir. Görme engelli hastalarımız için çok az hastanede uygulanan sesli çağrı sistemi kullanılmaktadır. Her hasta odasında ziyaret edilerek verilen hizmetlerin takibi yapılmakta, hastalarımızın eğitimleri verilmekte, hastaların istekleri doğrultusunda düzenlemeler yapılmaktadır. Hasta ve yakınların şikayetleri mahremiyet ilkesine uygun olarak alınıp değerlendirilmekte ve hastalarımızın sorunları çözülerek hastane işleyişine katkıda bulunmaktadır" şeklinde konuştu.



TIBBİ EKİPMAN

Heinen Löwenstein’den Yeni Anestezi Cihazı

M

Heinen Löwenstein Yeni Anestezi Cihazı ile Manyetik Rezonans Görüntüleme Alanına Yeni bir Soluk Getiriyor

Leon mri modeli ile;

edikal teknoloji alanında yürüttüğü başarılı çalışmalarıyla Almanya’nın alanında lider markalarından biri olan Heinen + Löwenstein tüm dünyada kullanılan; neonatoloji, yoğun bakım, anestezi gibi geniş skalada geliştirdiği en son teknoloji medikal sistemleriyle medikal teknoloji alanına yenilikler getiriyor. İncekaralar; temsilciliğini yürüttüğü Heinen + Löwenstein markasının en son geliştirdiği kişiye özel anestezi cihazı Leon mri modelini sunuyor.

Kişisel programlanmış çalışma istasyonları oluşturulabiliyor. En yüksek hijyen standartları baz alınan bu sistemlerde, mümkün olan en yüksek esneklik ve güvenlik sağlanıyor. Geniş aksesuar seçenekleri ile her yaştaki hasta için kullanılabiliyor.

En gelişmiş Anestezi Desteği Günümüzün anestezi çalışma istasyonunun sadece en yüksek teknik performansı değil yeni ve genişletilebilir platform kavramlarını da sağlaması gerekiyor. Mevcut çalışma rutinlerine ve ortamlarına eksiksiz ve kolayca eklenebilen bu sistemler, kişisel taleplere göre yapılandırılabiliyor. Heinen + Löwenstein, Leon mri sistemini geliştirerek yeni standartlar oluşturuyor. Ergonomik tasarım ve hijyen ile en son teknolojiyi birleştiren bu kişisel anestezi çalışma istasyonları, ameliyat öncesi, ameliyat ve tanı gibi çalışmalar ve diğer hastane sistemleri için en iyi desteği sağlıyor.

Leon mri Teknik Özellikleri Leon mri özellikle 40 militeslaya kadar olan şiddete sahip mri alanında kullanılmak için geliştirilmiştir. 1.5 tesla ve 3 tesla mri sistemlerinde çalışır. LED ışıkları ile değişik renkte alarm ve mesajlar, öncelik sıralamasının belirlenmesinde yardımcı olur. Bu görsel alarmlarda mr alanı içinde ve dışında rahatlıkla izlenebilir. • Leon mri’ın güç spektrumu ve operasyon bilgisi Leon ile birebir eşleşmektedir. • Diğer önemli bir lojistik avantaj ise kompakt solunum sisteminin Leon Plus, Leon ve Leon mri için uygun olmasıdır. Solunum sistemi tüm cihazlarda da kullanılabilir. • mri pozisyonu entegre bir manyetik alan şiddet ölçen monitör tarafından izlenmelidir.

108 > MART 2012



TIBBİ EKİPMAN Kameralı Ameliyat Tavan Lambası, birçok özelliğinin yanı sıra, ameliyatın kameradan izlenmesini sağlıyor.

Üzümcü A.Ş. Yeni Kameralı Ameliyat Tavan Lambası Üretti

ü

zümcü A.Ş., Yeni Kameralı, Ameliyat Tavan Lambası OL-7KT Modeli’ni sağlık sektörünün hizmetine sundu. Üzümcü Ameliyat Lambaları, cerrahi alanda oluşan kullanıcı ihtiyaçları göz önüne alınarak tasarlanmış, yüksek ışık şiddeti sağlamasının yanı sıra, özel reflektörleri sayesinde gölgesiz ve homojen bir aydınlatma alanı ve derinliği yaratan ışık kaynaklarıdır. Standart lamba, kameralı lamba ve monitörden oluşmaktadır. Ameliyatın monitörden izlenmesine olanak sağlar.

Üzümcü A.Ş. Üzümcü, 1969 yılından bu yana, sağlık sektöründe, tıbbi cihaz ve medikal gaz sistemi ekipmanları üretimi ve kurulumunu gerçekleştiren orta ölçekli kuruluştur. Yerli üretim ve satış sonrası hizmet avantajını ve zaman içinde oluşan bilgi ve becerileri (teknik ‘know-how’) ile gelişimini sağlamıştır. Değişimi ve gelişimi yakından takip eden Üzümcü, Türkiye'de kalite ve güvenle anılan bir marka olmuştur. Çağdaş yönetim sistemleri ile kurumsal bir yapı oluşturan Üzümcü, gelişen teknoloji, bilim ve günümüzün değişen yaşam tarzı ile sektörel ihtiyaç ve fırsatları rekabetçi yaklaşımla değerlendirerek büyümeyi hedeflemektedir. Üzümcü A.Ş. 30 bin metrekare üzerine kurulu üretim sahasında, talaşlı imalat, sac ve metal işleri, yüzey işlemleri, elektriksel montaj ve mekanik montaj iş merkezleri ile yüksek kaliteli girdilerden sağlık sektörüne çözümler sunan ürünler oluşturmaktadır. 110 > MART 2012



TIBBİ EKİPMAN

Hammam Medikal, Areab Health Fuarı’nda Büyük İlgi Gördü Firma, 12-15 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek EKSPOMED 2012 Fuarı’na da katılacak.

A

reab Healt Fuarı, 23-26 Ocak tarihleri arasında gerçekleştirildi. Dubai’de düzenlenen ve sektörün en büyük organizasyonlarından biri olan fuara Türkiye’den Hammam Medikal firması da katıldı. Fuar süresince ürünlerini sergileyen firma, fuardan memnun ayrıldı. Özellikle paslanmaz çelik malzeme üretimi konusundaki derin iş tecrübesi ile paslanmaz çelikten serum askıları, pansuman arabaları, alet arabaları, malzeme arabaları, tekerlekli sandalye, mayo masaları, alet masaları, cihaz sehpaları, raf sistemleri, basamaklar gibi birçok ürünü Hammam Medikal markası ile ziyaretçilerinin beğenisine sunmuştur. Ayrıca AVM ve hastanelerde kullanımı tercih edilen ergonomik ve fonksiyonel dizayna sahip tekerlekli sandalye modelleri ilgi ve talep odağı oldu.

EKSPOMED Fuarı’na Hazırlanıyor Her geçen gün ürün gamını genişleten Hammam Medikal kaliteli ve fonksiyonel ürünleriyle. 12-15 Nisan’da Ekspomed fuarında da 3. Salon 322/A’da açacağı standında ziyaretçileriyle buluşmaya hazırlanmaktadır.

Hammam Medikal Tekerlekli Sandalye Özellikleri • Kolay manevra kabiliyeti. • Güvenli ve konforlu. • Kolay temizlenebilir. • Yandan kolay oturma rahatlığı. • Ergonomik, poliüretan oturma grubu. • Az yer yer kaplayan iç içe geçme sistemi. • Dış ortamda tüm zorlu hava koşullarına dayanıklılık.

112 > MART 2012

Firma, Hammam Design Radyatör markası altında havlupan ve tasarım radyatör üretmekte olup, 15 senedir 30’dan fazla ülkeye ihracat yapmaktadır. Özellikle paslanmaz çelik malzeme üretimi konusundaki iş tecrübesine istinaden ürün gamına paslanmaz çelik hastane ekipmanları da ekledi. Serum askıları, pansuman arabaları, alet arabaları, malzeme arabaları, paslanmaz çelik sandalye aksamı, mayo masalar, alet masaları, cihaz sehpaları, raf sistemleri, basamaklar vb. birçok paslanmaz çellik medikal ekipman, Hammam Medikal markası altında satışa sunmaya devam ediyor. Hammam Medikal ekipmanları da kısa sürede ürün ve hizmet yelpazesini artırarak uluslararası bir marka haline gelmek üzere sağlam adımlar ile ilerlemektedir.



PANORAMA DDH Çocuk Yoğun Bakım Servisi Açıldı

Kalp Merkezi Yeni Yerine Taşınıyor Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesinde hizmet veren Şevket Demirel Kalp Merkezi, yeni yerine taşınıyor. Kalp Merkezi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Doğan Erdoğan ve Prof. Dr. Abdullah Doğan tarafından konuya ilişkin bir basın toplantısı düzenlendi. Kalp Merkezi'nin SDÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesindeki yeni yerinin son sistem havalandırma ve tıbbi gaz sistemleri ile donatılmış olup her odaya özgün havalandırma ve ısı derecelendirilmesi yapılabilmekte olduğunu belirten Prof. Dr. Doğan Erdoğan, “SDÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi'ndeki yerimiz tamamlanmış olup, taşınılabilecek durumdadır. Hali hazırda Araştırma ve Uygulama Hastanesinde dijital tam donanımlı anjiyografi cihazı mevcut olup bu cihazla hem koroner anjiyografik işlemler hem de diğer girişimsel işlemler (radyolojik, nörolojik, periferik arteriyel girişimler) yapılabilmektedir. Ayrıca, iki adet daha anjiyografi cihaz yerimiz hazır olup koroner anjiografi cihaz sayısı 3'e çıkacaktır. İlerleyen dönemlerde ihtiyaç oluşması halinde bir anjiyografi cihazı daha alınması da gündemimizdedir” dedi. 114 > MART 2012

Denizli Devlet Hastanesi bünyesinde Çocuk Yoğun Bakım Servisi açıldı. Denizli Devlet Hastanesi Başhekimi, Çocuk Hastalıkları ve Sağlığı Uz. Dr. Ramazan Canural, yeni açılan Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi'ni ziyaret etti. Dr. Canural, serviste 28 günlük olup ve 15 yaşını doldurmamış çocuklardan bilinci kapalı olan, solunum yetmezliği bulunan, genel sağlık durumu kötü olan çocukların yoğun bakım ünitesinde tedavi edilmeye başlandığını belirtti.

İl Özel İdaresi Mobil Diş Sağlığı Aracı Aldı Adıyaman İl Özel İdaresi Destek Hizmetleri Müdürlüğü tarafından kırsal kesimlerde yaşayan vatandaşlar için alınan 1 adet diş sağlığı aracı Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi'ne teslim edildi. Hükümet Konağı önünde yapılan devir teslim törenine Vali Ramazan Sodan, İl Genel Meclisi Başkanı Necmi Baykan, İl Özel İdare Genel Sekreteri Kenan Doğan, Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Nurettin Karakayalı, Ağız ve Diş Merkezi Başhekimi Dr. Cahit Gökalp, Ağız ve Diş Merkezi Müdürü Osman Aydın, İl Genel Meclis Üyesi Salih Şahan katıldı.

Ömer Necati Cengiz’den Anlamlı Bağış 17. Dönem İstanbul Milletvekili Ömer Necati Cengiz, Alaplı Devlet Hastanesi'ne 27 bin lira tutarında bir adet diyaliz cihazı ve ayrıca hastane ameliyathanesine alınan anestezi cihazının kalan borcunun ödenebilmesi için Alaplı Devlet Hastanesi Yaşatma Derneği'ne yaklaşık 10 bin lira yardımda bulundu. Alaplı Devlet Hastanesi Başhekimi Fuat Gündoğdu, Hastane Müdürü Mehmet Yılmaz, hastane yetkilileri ve Alaplı'daki yakını Murat Kalay ile birlikte Alaplı Belediye Başkanı Dr. Nevzat Çimenoğlu'nu ziyaret eden 17. Dönem İstanbul Milletvekili Ömer Necati Cengiz,

yaptığı bağıştan duyduğu mutluluğu dile getirerek, herkesi toplumsal hizmet kurumlarına yardımda bulunmaya davet etti.



PANORAMA Eski Bakan Cavit Çağlar’dan Anlamlı Bağış

Bolu’ya Ortez Protez Atölyesi İzzet Baysal Devlet Hastanesi Köroğlu Ünitesinde 2011 yılının Kasım ayında faaliyete başlayan ortez protez atölyesinde plastik cerrahi, ortopedi, fizik tedavi, genel cerrahi uzmanları tarafından gerekli görülen hastalara hizmet verilmeye başladı. Ortez-protez atölyesinde üç ortopedi teknikeri hizmet verirken, bu atölyede sinir yaralanması, kırıklar, tendon kesilmesi, içe ve dışa basma, baş parmak, el, bilek, dirsek, kas yaralanmaları, tabanlık, ayak bileği, diz kalça, yaralanmaları gibi birçok dalda tedavi uygulanıyor. Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesi Başhekimi Operatör Doktor Hüseyin İka, ortez-protez atölyesinin hizmete girdiğini söyleyerek, "Artık halkımıza daha iyi hizmet edeceğiz" dedi.

116 > MART 2012

Devlet eski Bakanı Cavit Çağlar, Dr. Ayten Bozkaya Spastik Çocuklar Hastanesi ve Rehabilitasyon Merkezi'nin yanında bulunan 4 milyon lira değerindeki arsasını Sağlık Bakanlığı'na bağışladı. Türkiye'deki ilk ve tek spastik özürlü çocuk hastanesi olan Dr. Ayten Bozkaya'ya ek olarak yapılacak ikinci bina 50 yatak kapasiteli olacak ve binaya Cavit Çağlar'ın adı verilecek. Konuyla ilgili olarak Bursa Valisi Şahabettin Harput ve Cavit Çağlar arasında protokol imzalandı. Vali Harput, “Cavit Çağlar, uzun yıllar Bursa ve Türkiye'ye çok farklı alanlarda

hizmet yapmıştır. 4 milyona yakın bedeli olan bir arsanın bağışı, Bursa ve ülkemiz için fevkalade önemlidir” diye konuştu.

ADÜ Görüntü Arşivleme ve Dağıtım Sistemi Hizmete Girdi Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Görüntü Arşivleme ve Dağıtım Sistemi, düzenlenen törenle açıldı. Törende konuşan ADÜ Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yelda Özsunar Dayanır, Görüntü Arşivleme ve Dağıtım Sistemi'nin röntgen, ultrason, MR, bilgisayarlı tomografi, mamografi gibi tıp alanında kullanılan görüntü kaydedici cihazların sağladığı görüntülerin, tek bir kaynaktan yönetilmesini sağladığını söyledi.

Çınarcık Devlet Hastanesi Hizmete Başlıyor Yalova'nın Çınarcık ilçesinde yapılan 25 yataklı Devlet Hastanesi'nin Sağlık Bakanlığı'na devri gerçekleşti. Temeli 2009 yılında atılan Çınarcık Devlet Hastanesi 2 yılda tamamlanarak hizmete girme aşamasına geldi. Geçtiğimiz günlerde inşaatı yapan firma hastaneyi Sağlık Bakanlığı'na devretti. 1 ay içerisinde hizmete girmesi planlanan hastanede 25 yatak, acil servis ve poliklinikler ve laboratuar bulunuyor. Çınarcık Devlet Hastanesi'nin ilçenin büyük bir ihtiyacını ortadan kaldırdığını dile getiren Çınarcık Belediye Başkanı Murat Erdoğan, "Çınar-

cık Devlet Hastanemiz, Sağlık Bakanlığı'na devredildi. 1 ay içerisinde hizmet vermesini bekliyoruz” dedi.



PANORAMA Yeni Tosya Devlet Hastanesi’nin Yapımına Başlandı

Turgutlu Devlet Hastanesi Açılıyor Turgutlu'ya çalışma ziyaretinde bulunan İl Sağlık Müdürü Dr. Ziya Tay, Belediye Başkanı Serhat Orhan ile birlikte açılışa hazırlanan Turgutlu 300 Yataklı Devlet Hastanesi'nde incelemelerde bulundu. Turgutlu Devlet Hastanesi Başhekimi Sabri Taşçıoğlu'nun da katılımıyla gerçekleşen incelemenin ardından değerlendirmede bulunan Dr. Tay, Turgutlu'daki 300 Yataklı Devlet Hastanesi'nin Sağlık Bakanlığı'nın yeni anlayışına göre yapılmış, Manisa'da hizmete girecek olan ilk hastane olduğunu söyledi. 43 bin metre kare kapalı alan üzerine kuruluna hastanenin, yapımı devam eden Alaşehir Devlet Hastanesi ve Manisa Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi ile birlikte açılması bekleniyor.

118 > MART 2012

Kastamonu'nun Tosya ilçesinde yeni hastanenin yapımına başlandı. Yeni hastane 25 milyon TL'ye mal olacak. Toplam maliyeti 25 milyon lira olan ve proje itibariyle Türkiye'de örneği olmayan, bölgenin ilk dijital pnomötik (tüp sistemleri ile laboratuar örnekleri, ünite kanlar ve hasta dosyaları ihtiyaç duyulan noktalara son derece hızlı ulaşımını sağlayan sistem) hastanesi olma özelliğini taşıyacak olan yeni Tosya Devlet Hastanesi, Sağlık Bakanlığı'nın standart olarak yatak başına 100 metrekare planlaması dahilinde, 17 bin metrekare kullanım alanı ve 3 bin metrekare oturma alanı olarak inşa edi-

lecek. Yapılacak olan yeni hastane, 2 bin metrekare olarak halen hizmet veren ve 2009 yılında hizmete açılan ek bina ile birlikte ihtiyaca göre 200 yatak kapasitesine ulaşabilecek.

Şırnak’ta Bebek Yoğun Bakım Ünitesi Açıldı Yılda ortalama 7 binin üzerinde doğumun gerçekleştiği Şırnak'ta bebek yoğun

bakım ünitesi açıldı. Bebek yoğun bakım ünitesinin açılmasıyla beraber şimdi Şırnak Devlet Hastanesi'nde çevre il ve ilçelerden de hasta kabul ediliyor. Şırnak Valiliği ve Şırnak İl Sağlık Müdürlüğü'nün yoğun çalışmaları sonucunda Ocak 2012'den itibaren hizmet vermeye başlayan yoğun bakım ünitesinde 20 adet üst düzey donanıma sahip kuvöz ve mekanik solunum desteğine ihtiyaç duyan bebeklerin taşınması için 3 vantilatör donanımlı taşıma kuvözü bulunuyor.

Yeni Ödemiş Hastanesi’nin İhalesi 11 Nisan’da Ödemiş'te yapımı heyecan ve merakla beklenen yeni devlet hastanesinin ihale tarihi, Toplu Konut İdaresi Başkanlığının (TOKİ) web sitesinden açıklandı. 250 yataklı yeni Ödemiş Devlet Hastanesi için 11 Nisan'da ihaleye çıkılacağı bildirildi. Ödemiş Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Ziya Yurdakonar, ihalenin ardından temel atma sürecine geçileceğini belirterek, 250 yataklı yeni devlet hastanesinin 2 yıl içinde tamamlanarak hizmet vermesinin hedeflendiğini söyledi.



PANORAMA Gemlik’e Toplum ve Ruh Sağlığı Merkezi

Erçiş’in Yeni Hastanesi’nin Kapasitesi Artırıldı Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Van Milletvekili Fatih Çiftçi, yapımı devam eden Erciş Devlet Hastanesi'nin yeni bina inşaatının yatak kapasitesinin 150'den 200'e çıkartıldığını söyledi. Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile yaptığı görüşmede, hastane inşaatının kısa süre içinde bitirileceği sözünü aldıklarını söyleyen Çiftci, "Yeni proje ile hastanemiz, en fazla üç kat ve çelik malzemeden yapılarak ilçe halkının hizmetine sunulacaktır” diye konuştu.

Bursa'nın Gemlik ilçesinde Toplum Ruh Sağlığı Merkezi hizmete girdi. Hisartepe Mahallesi'nde Devlet Hastanesi bünyesinde Toplum Ruh Sağlığı Merkezi açıldı. Eskiden sağlık ocağı olarak hizmet veren bina Gemlik Belediyesi tarafından Muammer Ağım Devlet Hastanesi'ne tahsis edilerek kısa zamanda hizmete hazır hale getirildi. Merkez hasta kabulüne başladı. Belediye tarafından çevre düzenlemesi yapılan eski sağlık ocağı Gemlik halkına artık Toplum Ruh Sağlığı Merkezi olarak hizmet verecek. Hastane yetkilileri, merkezde uzman bir psikiyatrist, psikolog,

İç Anadolu’nun En Büyük Yanık Ünitesi Kuruldu

Kayseri'de, hayırsever iş adamları tarafından yaptırılan ve yaklaşık 2 milyon

TL'ye mal olan yanık ünitesi hizmete açıldı. Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde kurulan yanık ünitesinin açılışına AK Parti Kayseri Milletvekilleri İsmail Tamer, Yaşar Karayel ve Ahmet Öksüzkaya katıldı. İsmail Tamer, yanık ünitesinin Kayseri'de sadece Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde bulunduğunu belirterek, “Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde kurulan 7 yataklı yanık ünitesi de halkımıza hizmet verecek. Bu ünite İç Anadolu'da büyük bir eksikliği gidermiş olacak” dedi.

Bozyazı Devlet Hastanesi’ne Yoğun Bakım Servisi Mersin’in Bozyazı İlçesi Devlet Hastanesi’nde 2 yataklı 1. basamak yoğun bakım servisi hizmete girdi. Yoğun Bakım Servisi Sorumlusu Uzman Dr. Zeynel Asfuroğlu, servise alınan cihazların yüksek kalitede ihtiyacı karşılayacak nitelikte olduğunu söyledi. Bozyazı Devlet Hastanesi’nde açılan Yoğun Bakım Servisi hasta kabul etmeye başladı. Yoğun Bakım Servisi Sorumlusu Uzman Dr. Zeynel Asfuroğlu, serviste temel monitörizasyon (EKG, ritm, oksijen saturasyonu, kan basıncı, nabız, ateş) yöntemlerine sahip, sıvı ve kan ürünleri replasmanı, entübas-

120 > MART 2012

sosyolog ve hemşirenin görev yapacağını, halkın buradan her türlü psikolojik hizmeti alabileceğini söyledi.

yon, Kardiyopulmoner Resusitasyon ve hastanın ilk stabilizasyonun yapılabileceğini kaydetti.



PAZARLAMA

[

Pazarlamanın Patagonyası

U

zak ve bilinmeyen ülke manasında Patagonya, Şili ile Arjantin arasında dümdüz bir bölgenin adı. Patagonia, aynı zamanda, pazarlamayı, adından başlayarak, üretim öncesinden tüketim sonrasına, baştan sona iyi planlamış, Dava Destekli Pazarlama’ya örnek, alışılmamış işler yapan bir Amerikan markası...

Prof. Dr. ‹smail Kaya ismailkaya@gmail.com

Firma 1970’lerden bu yana dünyaya doğa sporlarına yönelik giysiler ve aksesuarlar satıyor. Doğa aktiviteleri, inovasyon ve kalite ile özdeşleşen bu şirkette genel müdür, dağcılıkla başlayan kişisel hayatını, işi, firması ve markasıyla özdeşleştirmiş. Personelini doğa sporları için cesaretlendirdiği, önde gelen doğa sporcularını kendine “elçi” seçtiği gibi, yeni ürünler, yeni fabrika ve tedarikçiler ararken ve hemen her konuda doğal çevreyi kendine iş, çevreye zarar vermemeyi de markasına prensip edinmiş. Şirketin Sürdürülebilir Pazarlama alanındaki duruşu ve iş felsefesi de enteresan. Kurucusu Yvon Chouinard, ihtiyacınız yoksa almayın, elinizdekilerin kıymetini bilin, atmayın, değer-

122 > MART 2012

]

lendirin, diyor. “Her ne yaparsak çevreye zarar veriyoruz. Tamamen zararsız iş yapmak mümkün değil. Ne kadar büyürsek, çevreye zararımız da o kadar artıyor, doğal kaynakları hızla tüketiyoruz. Ama, biz büyümek istemiyor, insanların gerçekten ihtiyaç duyduklarında ürünlerimizi satın almalarını istiyoruz. Büyümek için ayıracağımız bütçeyi, işimizi daha iyi yapmak ve çevreye verdiğimiz zararı azaltmak için kullanıyoruz.” Patagonia diğer girişimleri yanında “Ortak Tehdit İnisiyatifi” ile tüketicileri daha az satın almaya, ürünlerini tamir ettirip tekrar kullanmaya, geri dönüşümle yeniden değerlendirmeye özendiriyor. Müşterilerin artık ihtiyaç duymadıkları mallarını eBay’e yönlendiriyor veya firmaya geri yollamaya davet ediyor. Çöpe gitmesini önlüyor. Pazarlama sürecinin en başından, tüketim sonrasına kadar, ürünlerine sahip çıkıyor, bütün sorumluluğu üstleniyor. İş dünyası şimdiye kadar delicesine satmaktan, aşırı tüketim ve göstermelik sosyal sorumluluk kampanyalarından bir türlü vazgeçemedi. Bakalım, insanlık için hayırlı bir dava peşine düşüp, bu davayı işiyle ve ticâretiyle hemhâl etmeyi başarmak kimlere nasip olacak!



EKONOMİ

[

] M

Mehmet Ali Özbudun

124 > MART 2012

erkez Bankası tarafından düzenlenen yarışma sonuçlandı. Geçen hafta, “TL Simgesi” olarak kullanılacak yeni tasarımla tanıştık. Simgeyi köşemize taşıdık, alışmaya çalışıyoruz. Peki, buralara nereden geldik? Hatırlatmak gerekirse.. Banknotlarımız, kupür değeri açısından eşine rastlanmayan büyüklüklere ulaşmıştı. 2004 yılı itibariyle, dünyada, 100 bin ve üzerinde kupür değerine sahip 9 ülke bulunuyordu, bunlardan 6’sında en büyük kupür değeri 100 bin, 2’sinde 500 bin, ülkemizde ise 20 milyon idi. En büyük kupürlü banknot, bize aitti. Makro göstergeler, kuyruğunda tam on beş tane sıfır barındıran katrilyonlu rakamlarla ifade ediliyordu. “Katrilyondan sonra ne geliyor?” diye birbirimize sormaya başlamıştık. ***** Dahası.. Farklı para birimleri cinsinden bankacılık işlemlerinin yapıldığı SWIFT (Society for Worldwide Interbank Financial Telecommunication) sisteminde, “99 trilyon TL’nin üzerindeki işlemler” gerçekleştirilemiyordu. TL’nin sıfırları, zaman zaman alay konusu da oluyor, ulusal paramız, “dandik para”, ya da “komik para” (funny money) gibi sıfatlarla anılıyordu.

Netice itibariyle.. 35 yıllık kronik enflasyon, yapacağını yaptı. Sıfırlar, çuvala sığmadı! 2005 itibariyle, 6 sıfır attık, YTL’ye geçtik. 1 Ocak 2009 itibariyle de, TL’ye avdet ettik. ***** Yeri gelmişken, biraz da nostalji yapalım. Mesela.. Banknot deyince, aklınıza ne gelir? Gençleri bilemem, ama yaşlılarımızın aklına muhtemelen “mor binlik” gelir. Hani şu, İngiltere’de basılan ve “iki devalüasyon, iki anayasa, iki ihtilal, yedi tane seçim, on tane iktidar” gören banknottan bahsediyorum. Anlaşıldığı kadarıyla, “mor binlik” bir hayli morartılmış ve daha sonra buharlaşmış ve tedavülden kaldırılmış. ***** Şurası kesin: Seçmen, parayı morartanları affetmiyor, sandıkta morartıyor. Kasım 2002 seçimleri, TL’yi sıfırlayan popülist zihniyeti tasfiye etmişti. Uzun lâfın kısası.. -Siyaseten morarmamak için, TL’yi morartmamak gerekiyor.








Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.