Medikal Teknik Şubat'15

Page 1








Dijital hastaneler

18

geliyor

ı Expomed Fuarı’n cak ça A Sağlık Bakanı

20

dan Acil

Sağlık Bakanlığı’n Atağı

28

ilk Ar-Ge Sağlık alanındaki r Merkezi kuruluyo

36

ham Kanser ilaçlarının e maddesi Türkiye’d üretilecek

60

INE D X

İMTİYAZ SAHİBİ İstmag Magazin Gazetecilik İç ve Diş Tic. Ltd. Şti. adına H. FERRUH IŞIK GENEL MÜDÜR AHMET KIZIL ahmet.kizil@img.com.tr EDİTÖR HÜSEYİN AKARSU huseyin.akarsu@img.com.tr REKLAM KOORDİNATÖRÜ AHMET ERASLAN ahmet.eraslan@img.com.tr GRAFİK TASARIM ŞÜKRÜ KARŞIYAKA sukru.karsıyaka@img.com.tr SORUMLU MÜDÜR CÜNEYT AKTÜRK cuneyt.akturk@img.com.tr KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ EBRU PEKEL ebru.pekel@img.com.tr DIŞ İLİŞKİLER HAKAN KURT hakan.kurt@ihlasfuar.com MUHASEBE MÜDÜRÜ MÜRSEL GÜRLER muhasebe@img.com.tr ABONE ZEKERİYA AYDOĞAN zekeriya.aydogan@img.com.tr

Reklam indeksi ABEM KİMYA.................. 76-77

ELMED................................ 59

MEDİMPORT................... 65-67

ADASU MAKİNA.................. 13

EMS.................................... 33

MES MEDİKAL................ 15-17

AKTİF DIŞ TİCARET............. 37

FTS TURİZM........................ 19

MESİTAŞ........................ 89-91

AKTİF DIŞ TİCARET............. 87

GÖZDE.......................93-95-97

MULTİKAN................63-71-79

AMAZON MEDİKAL.............. 35

HEALTHICA......................... 11

ORSA................................ A.K.

AND OUTDOR...................... 61

HIGTEKS........................... 109

OTAMED............Ö.K-Ö.K.İ.-1-9

ARMUTLU TATİL KÖYÜ...... 101

INKJET MAGAZINE......... A.K.İ.

SAMSUN CERRAHİ ALETLER..

AYDERSAN..................... 55-57

İHLAS KOLEJİ................... 105

29

BEK TEKNİK........................ 81

İHLAS PAZARLAMA........... 103

TARTI.................................. 25

BİYOMEDİKAL SEMPOZYUMU.

İSTEM................................. 23

TRİMPEKS.................47-49-51

107

KURUMSAL AMBALAJ......... 99

TURKUAZ............................ 75

CDK MEDİKAL..................... 41

LAMİNAT OFİS.................... 83

TÜRKİYE HASTANESİ.......... 73

DOPA............................. 43-45

LİMON OFİS......................... 31

TÜYAP............................... 111

EKOL TIBBİ ÜRÜNLER........ 27

MEDİKAR...........................4-5

VARİTEKS...............................

8

Şubat • 2015

CTP • BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No: 11 A/41 Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL +212 454 30 00 ADRES Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B-Blok - No:1 Kat:4 Güneşli - Bağcılar - İstanbul Tel.:+90.212 604 50 50 Faks:+90.212 604 50 51 www.medikalteknik.com.tr e-mail: info@medikalteknik.com.tr İMG - Medikal Teknik Dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. İMG - Medikal Teknik Dergisi’nin bütün yayın haklarıİstmag Magazin Gazetecilik İç Ve Diş Tic. Ltd. ’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. aygın süreli bir yayın olan Medikal Teknik Dergisi ayda bir yayınlanır.


Değişimin gerçekten farkında mıyız?

Editör

2000’li yıllardan önce, sağlık hizmet sunumu, insan gücü ve bilgi sistemleri alanları başta olmak üzere sağlıkta birçok problem yaşanmaktaydı. 2002 yılında tek parti olarak iktidara gelen Ak Parti, uygulamaya koyduğu sağlıkta dönüşüm programı çerçevesinde Türkiye, sağlık alanında örnek gösterilen bir ülke haline gelmeyi başardı. Bu değişim ve gelişim Türkiye’de olduğu kadar yurt dışında da takdir toplamayı başardı. Devlet hastanelerinde muayene olabilmek için geceden kuyruğu girmek şarttı. Tahlil yaptırmak, sonucunu tekrar doktora ulaştırmak gerçekten bir sorundu. Doktorun yazdığı ilacı hastanede varsa alacaksınız. Yoksa eczaneden ücretini vererek temin edeceksiniz. Türkiye 2002 yılından sonra sağlıkta büyük bir değişime girdi. Bugün bir hastanın ambulans uçakla Türkiye’nin bir ucundan diğer bir ucuna tedavi için götürüldüğünü duyduğumuzda şaşırmıyoruz. Yine bugün telefonla veya internetten Türkiye’nin neresinde olursanız olun istediğiniz hastaneden randevu alıp muayene olabiliyorsunuz. Doktorun yazdığı ilacı istediğimiz eczaneden sıra beklemeden temin ediyoruz. Devlet hastaneleri son derece modern ve teknolojik sağlık merkezleri haline geldi. Hastalıktan önce sağlığın değerini anlatan birçok proje başlatıldı. Başarıyla yürütülüyor. Bu gelişme ve değişime ulaşırken bazı aksaklıklar ve sorunlar mutlaka yaşanmıştır. Belki önümüzdeki dönemde yaşanmaya devam edecektir. Ancak ortaya konulan hizmeti görmezden gelmek hata olur. Gelecek nesillere daha güzel projeler bırakmak istiyorsak, her zaman iyinin ve doğrunun yanında olmalıyız. Gelecek sayıda buluşmak ümidiyle, Sağlıklı günler.

9

Şubat • 2014


Panaroma MEÜ Aysel Sabuncu Onkoloji Hastanesi’nin Protokolü İmzalandı Mersin Üniversitesi (MEÜ) tarafından yaptırılacak olan Aysel Sabuncu Onkoloji Hastanesi’nin protokolü imzalandı. Hastane en geç 2 yıl içinde yapılarak bölge halkının hizmetine sunulacak. MEÜ Rektörlüğü’nde gerçekleşen imza törenine, MEÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı ile bağışçı hayırsever Aysel Sabuncu katıldı. Törende konuşan Rektör Çamsarı, bu hastaneyi yaptırmak için çok çaba harcadıklarını belirterek, “Bizim burada çok önem verdiğimiz Mersin ve etraf ilçelerinde yani bu bölgenin hiç onkoloji hastanesi olmaması, bu bölgede bunun büyük bir eksiklik olduğunu göstermemiz ve bu konuda girişimler yapmamız hakkında daha önce bilgi vermiştik. Bu bilgilendirmeden sonra biraz da tesadüf eseri Aysel Hanımla tanıştık. Bu konuda ciddi bir duyarlılık gösterdi, bizi de çok mutlu etti. Bu konuda bize yüzümüzü güldürecek seviyede kanser hastanemiz için ciddi bir yardımda bulundular. Bu konuda girişimlerimizi yaptık. 2 sene içinde 2016 yılı başlarında hastanemiz kadrosuyla, cihazıyla inşallah devreye girmiş olacak. Ondan sonra inşallah sonsuza kadar dua edeceğiz kendisine. Bölgemizde teşekkür edecektir” şeklinde konuştu.

Mersin’de Ruh Sağlığı Hizmet Kalitesi Yükseliyor Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Kemal Yazıcı, “Sağlık kurumları ve psikiyatri hekimleri arasındaki işbirliğinin artması ile Mersin’de sunulan ruh sağlığı hizmetlerinin kalitesinin yükseleceğini düşünüyoruz” dedi. Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Psikiyatri Kliniği’nde düzenlenen toplantıda, Tıp Fakültesinin yeni hastanesindeki psikiyatri kliniği, Mersin merkez ve ilçelerinde çalışan psikiyatri uzmanlarına tanıtıldı. Çocuk ve ergen psikiyatrisi uzmanlarının yoğun katılımlarından dolayı, gelecek toplantılar için motive olduklarını belirten MEÜ Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kemal Yazıcı, “Bu toplantı ile psikiyatri alanında çalışan hekimler arasında işbirliği ve iletişimi arttırmayı hedefliyoruz. Toplantının önümüzdeki dönemde gerçekleştirmeyi planladığımız mesleki toplantılar için bir başlangıç olmasını diliyoruz. Sağlık kurumları ve psikiyatri hekimleri arasındaki işbirliğinin artması ile Mersin’de sunulan ruh sağlığı hizmetlerinin kalitesinin yükseleceğini düşünüyoruz” diye konuştu. Misafir hekimlerden çok olumlu geri bildirimler aldıklarını kaydeden Yazıcı, “İşbirliği imkanlarını, günlük uygulamada karşılaşılan sorunları nasıl çözebileceğimizi, bilgi ve deneyim paylaşımını nasıl arttırabileceğimizi konuştuk. Fikir alışverişinde bulunduk. Periyodik toplantılar düzenlenmesi konusunda ortak karar alındı” şeklinde konuştu.

Çorlu Devlet Hastanesi’nde KVC Merkezi ve Anjio Hizmete Girdi Tekirdağ’da Çorlu Devlet Hastanesinde Kardiyovasküler Cerrahi (KVC) Merkezi ve Anjio Ünitesi hizmete girdi. Tekirdağ Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Uzm. Dr. Mustafa Dönmez, Çorlu Devlet Hastane’sinde kurulan Anjiyo ünitesinde ilk anjiyonun yapıldığını ifade etti. Genel Sekreter Dönmez, ünite için bir yıl önce çalışmalara başlandığını belirterek, “Koroner anjiyo ve kalp damar cerrahi merkezimiz hizmete açıldı. Kardiyoloji uzmanlarımızla vatandaşlarımızın kaliteli sağlık hizmetlerine hakkaniyet içinde erişmelerini sağlamak, hizmet standartlarını yükseltmek ve bölge ihtiyaçları hedeflenerek yapılan planlama neticesinde Tekirdağ Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği bünyesinde daha önce olmayan ve Çorlu Devlet Hastanesinde hizmete giren Kardiyovasküler Cerrahi (KVC) Merkezi ve Anjio Ünitesi hayata geçirilerek Trakya bölge halkına kardiyak ve vasküler cerrahi alanında kaliteli, özellikli tanı ve tedavi imkanı sağlanmış olacaktır. İlk anjiyo hastasını kabul eden ünitemiz Trakya bölgesinde Kamu Hastaneleri içerisinde ilk olma özelliği taşımaktadır” dedi.

10

Şubat•2015



Panaroma Aksaray Devlet Hastanesi’ne Kalp Damar Cerrahisi Ünitesi Aksaray Devlet Hastanesi’nde 2015 yılı içinde kurulması planlanan Kalp Damar Cerrahisi Ünitesi (Anjiyografi, Açık Kalp Ameliyatı ve Kalp Damar Cerrahisi Yoğun Bakım Servisi) için start verildi. Konu ile ilgili bir açıklama yapan Aksaray Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Op. Dr. Himmet Durgut, Aksaray Devlet Hastanesi’nde, anjiyogarfi ünitesi, açık kalp ameliyatı ve kalp damar cerrahi yoğun bakım birimlerini içeren kalp damar cerrahisi ünitesi, kısa adı ile KVC ünitesi, kurulması için çalışmaların başlatıldığı müjdesini verdi. Op. Dr. Durgut, Aksaray Devlet Hastanesi’nde KVC ünitesi kurulması için Sağlık Bakanlığı tarafından İstanbul Mehmet Akif Ersoy Kalp Damar ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin koordinatör hastane olarak belirlendiğini ve bu hastaneden Kardiyoloji ile Kalp Damar Cerrahisi doçentlerinden oluşan ekibin geçtiğimiz günlerde yerinde inceleme ve görüşmelerde bulunmak üzere ADH’ye geldiğini söyledi. Op. Dr. Durgut, Aksaray Devlet Hastanesi’nde Anjiyogarfi ve Kalp Damar Cerrahisi merkezi kurulması için koordinatör hastaneden gelen uzman ekip, ADH yöneticileri, Kardiyoloji ve Kalp Damar Cerrahisi uzmanları ile tanışma ve değerlendirme toplantısı yaptıktan sonra hastane içerisinde, A blokta anjiyografi ünitesi kurulmak üzere belirlenen yerde ve yapımı devam eden kalp-damar cerrahisi ameliyathanesinde yerinde incelemelerde bulundu ve ardından söz konusu merkezde görev almak üzere belirlenen personel ile de bir toplantı yaptılar. Samsun’da “Kağıtsız Hastane” Dönemi Başlıyor Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Sağlık Bakanlığı’nın “Kağıtsız Hastane” projesini hayata geçirmek için çalışmalara başladı. Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Fatih Özkan, 2015 yılı itibarıyla hastanenin çağa uygun olarak gerekli koşulları sağlamak için tüm hızıyla yeniliklere ve değişikliklere devam ettiğini söyledi. Hastanenin 2015 yılında yapmayı planladığı çalışmalar hakkında bilgi veren Başhekim Doç. Dr. Fatih Özkan, “Devam eden ve başlamak üzere olan projelerin yanında yeni planlar ve projeler de hazırlamaktayız. Yeni patoloji binası, günübirlik hastane yeni anjiyo gibi projeler işlerlik kazanırken, dijital hastane, yeni poliklinik binası ve hiperbarik oksijen tedavisi merkezi gibi projeler de gündeme alınmış ve alt yapıları oluşturulmaya başlanmıştır. Özellikle dijital hastane ya da diğer tarifiyle kağıtsız hastane günümüz koşulları değerlendirildiğinde sağlık alanında bilişim teknolojileri kullanımının yaygınlaşmasıyla, sağlık kuruluşlarını karşılaştırmada kullanılan ölçütler arasına girmiştir. Uluslararası kabul görmüş bir ölçüt olarak dijital hastane kavramı, bilişim teknolojilerinin hasta ve çalışan yararına kullanıldığı bir hastane örneğini öngörüyor. Dijital hastane idari, mali ve tıbbi süreçlerde asgari düzeyde bilişim teknolojilerinin kullanıldığı bir hastaneden her türlü iletişim aracı ve tıbbi cihazın birbiriyle ve diğer bilgi sistemleriyle entegre olduğu, sağlık çalışanları ve hastaların tele tıp ve mobil tıp uygulamalarıyla hastane içinden veya dışından veri alışverişinde bulunabildiği hastaneye kadar geniş bir yelpazede tanımlanabilir. Böylece hekimlerimiz ve hemşirelerimiz hastalara ait bilgilere kolayca erişebilecek, onlara ayıracakları zamanlar artacak, hastalarımızın hastanelerde bekleme süreleri kısalırken tıbbi ve idari hatalar minimize edilecektir” dedi.

Pakistan’da Devlet Hastanesine Yeni Doğan Ünitesi Desteği Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) tarafından Pakistan’ın Pencap Eyaleti Okara Vilayeti’nde bulunan Okara Bölge Devlet Hastanesi’ne yeni doğan ünitesi kazandırıldı. TİKA, dost ve kardeş ülke Pakistan’da sağlık alanındaki yardım faaliyetlerine devam ediyor. Bu kapsamda Pakistan’ın 100 milyon nüfusuyla en kalabalık eyaleti olan Pencap Eyaleti Sağlık Bakanlığı’na bağlı Okara vilayetinde bulunan Okara Bölge Devlet Hastanesi’ne TİKA tarafından bir yeni doğan ünitesi kuruldu. Hastane yönetiminin talebi üzerine harekete geçen TİKA, hastane yönetimince belirlenen bir odanın yeni doğan ünitesine dönüştürülmesi için gereken tadilatın yapılması ve üniteye oksijen hattı döşenmesinin yanı sıra 6 adet kuvöz, 4 radyan ısıtıcı, 10 bebek karyolası, 6 bebek nabız oksimetresi, 4 resusitasyon arabası, 8 fototerapi ünitesi, 2 emme makinesi, 2 klima olmak üzere 42 kalem malzemenin teminini sağladı. TİKA’nın hayata geçirdiği yeni doğan ünitesinden ayda yaklaşık 300 bebeğin yararlanması bekleniyor. Proje kapsamında yeni doğmuş bebeklerin dış dünyaya adaptasyon sürecini daha kolay yaşamaları, çeşitli hastalık ve enfeksiyonlara kapılmalarının önüne geçilmesi hedefleniyor. Okara Bölge Devlet Hastanesi, bebek ölüm oranları bakımından dünyada 25. sırada (her bin canlı doğumda 57,48) yer alıyor. Yaklaşık 3 milyon nüfuslu Okara vilayetine hizmet veren hastane, bölgenin en büyük hastanesi olma özelliğini taşıyor.

12

Şubat•2015



Panaroma Deva Holding’ten Tıp Öğrencilerine Burs Desteği Türkiye’nin köklü ve yerli ilaç üreticisi DEVA Holding, başarılı tıp fakültesi öğrencilerini desteklemek amacıyla yeni bir burs programı başlattı. Program dahilinde belirli kriterlere göre Vakıf tarafından seçilen başarılı öğrencilere karşılıksız burs desteği sağlanacak. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zafer Utkan ve yardımcıları, firma yetkililerini dekanlıkta ağırlayarak bir teşekkür plaketi sundu. Fakülte Burs Komitesi Başkanı Prof. Dr. Füsun Yıldız ise konuyla ilgili görüşlerini “Öğrencilerimiz adına, sunduğu destekten dolayı DEVA Holding’e teşekkür ediyoruz. Bilimin gelişmesi için öğrencilerimize sağlanan bu destekler bizim için çok kıymetli.” şeklinde aktardı. Program ile ilgili görüşlerini bildiren DEVA Holding Türkiye ve Uluslararası Pazarlar Genel Müdür Yardımcısı Ecz. Doğan Varinlioğlu, “Sorumluluğumuzun bilincinde bir kurum olarak, Türkiye’nin geleceği olan gençlerimizin eğitimine katkıda bulunmanın son derece önemli olduğuna inanıyoruz. Bu kapsamda başarılı öğrencilerimize destek olabilmekten büyük mutluluk duyuyoruz.” dedi. Pfizer Türkiye Onkoloji İş Birim Liderliği’ne Mehmet Yetiş Atandı İlaç sektöründe pazarlama ve satış alanlarında yöneticilik pozisyonunda bulunmuş olan Mehmet Yetiş, Pfizer Türkiye’nin yeni Onkoloji İş Birimi Lideri oldu. Daha önce farklı ilaç firmalarında ürün müdürlüğü, satış ve pazarlama yöneticiliği gibi görevlerini başarıyla yürütmüş olan Mehmet Yetiş yeni görevinde Türkiye Onkoloji İş Birimi’nin satış ve pazarlama faaliyetlerinden sorumlu olacak. Pfizer Türkiye liderlik takımında yer alan Mehmet Yetiş yeni göreviyle ilgili şunları söyledi: “Kanser önemi giderek artan bir sağlık ve yaşam sorunu durumundadır. Pfizer Onkoloji olarak devlet, hasta, hasta yakınları, doktorlarımız gibi kanseri yenmeye çalışan farklı paydaşlarla işbirliğini temel alan bir birimin parçasıyız. Yenilikçi yaklaşımımız, bilimsel gücümüz, değer katan çalışanlarımızla vizyonumuz 2020 itibariyle onkoloji alanında lider şirket olmak. En önemli önceliklerimizden biri her hastaya standart bir tedavinin verilmesi yerine her birey özelinde tedaviyi farklılaştırmak ve hastanın hayatına daha çok değer katmak. Ben de onkoloji alanında engin deneyimlere sahip, yeniliklere öncülük yapan Pfizer ekibine katacaklarım için heyecanlıyım ve böyle bir ekibin parçası olduğum için gurur duyuyorum. ”

Medikal Çevirilere Online Yardımcı Tercüme sektörünün yeni oyuncusu Protranslate.net, çeviri ihtiyacınıza online platformda çözüm sunuyor. Protranslate.net, birçok farklı alanda olduğu gibi tıp alanında da deneyimli tercümanları ile medikal çeviri ihtiyacınıza en hızlı ve doğru şekilde cevap veriyor. Offline çeviri hizmetini online platforma taşıyan Protranslate. net, farklı konularda ve dillerde uzmanlıkları bulunan mütercim tercüman ekibi ile çeviri ihtiyacı olan kişilere İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Portekizce, Rusça, Arapça ve Çince dillerinde çeviri hizmeti sunuyor. Tıbbi çeviri işlemleri konusunda on yılı aşkın tecrübeli uzmanlar tarafından yapılan medikal çeviri işlemleri ile Protranslate.net, hızlı işlem, doğru ve zamanında teslimatı ile medikal sektörden olan kullanıcılarını memnun ediyor. Protranslate.net ile tıbbi araştırma tercümesi, tıbbi makale çevirisi, sağlık kuruluşlarının tanıtım metin ve broşür çevirisi, prospektüs çevirisi, medikal ürünlerin patent ve lisans çevirisi gibi konularda medikal çeviri hizmeti almanız mümkün.

14

Şubat•2015



Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Liv Hospıtal Ankara’nın açılışını gerçekleştirdi Cumhurbaşkanı Erdoğan, Liv Hospital Ankara’nın 150 yatak kapasitesiyle sağlık dünyasına ve Ankara’ya farklı bir zenginlik katacağını dile getirdi. farklı bir zenginlik katacağını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sağlık Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın, Türkiye’de sağlık sektöründe çok önemli görevleri ve yeri olduğunu söyledi. Göreve geldiklerinde eğitim, sağlık, adalet, emniyeti 4 temel taş olarak nitelediklerini ve bunlar üzerinden Türkiye’yi yükselteceklerini söylediklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir zamanlar Türkiye’de sağlık dendiğinde, kavramının kendisi felç olmuştu” dedi.Bir tarafta emeklilerin ayrı hastaneleri, sigortalıların ayrı hastaneleri, öbür tarafta Türkiye’deki devlet kurumlarının kendilerine ait hastaneleri olduğunu sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dericilik sektöründe onların, PTT’de onların kendine ait hastaneleri, değişik değişik alanda hastaneler. Bu arada özelinde kendine ait

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Sağlıklı bir nefes, bir devletin fedasına eğer mal olabiliyorsa biz şu anda ülkemizde sağlık sektörüne eğitimden sonra böyle bir harcamayı yapmaktan dolayı hiçbir zaman ‘niye böyle yapıyoruz’ sorusunu sormadık. Sağlıklı bir topluma, sağlıklı bir millete biz layığız. Bunu da başarmak bizim olmazsa olmaz görevimizdir” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Medical Park Sağlık Grubu bünyesinde faaliyet gösteren Liv Hospital Ankara’nın açılışını gerçekleştirdi.

Sağlık dünyasına ve Ankara’ya farklı bir zenginlik katacak

Açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Liv Hospital Ankara’nın 150 yatak kapasitesiyle sağlık dünyasına ve Ankara’ya

16

Şubat • 2015



yoksulluk ve yasaklarla mücadeleyi vere vere bugünlere geldiklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Liv Hospital Ankara’nın, Ankaralıların hemen müracaat edecekleri hastanelerden bir tanesi olacağını kaydetti. Açılış kurdelesinin kesilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, hastanede tedavi gören hastaları ziyaret etti. Hastaları tek tek dolaşarak durumları hakkında bilgiler alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün sabah saatlerinde dünyaya gelen ve isminin Murat olduğu öğrenilen bir bebeğe altın taktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca kalp hastası olan ve sigaraya devam eden bir hastanın ise sigarayı bırakmasını istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hastaları ziyareti sırasında Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’da kendisine eşlik etti.

hastaneleri vardı. Biz, bunların hepsini birleştirip koordine edeceğimizi söylediğimizde çok eleştiri almıştık. ‘Biz, bunu yapacağız’ demiştik, ‘olmaz’ demişlerdi. Hatta hatta ‘SSK ve Emekli Sandığı arasındaki birleşmeyi yapacağız’ dediğimizde de ‘olmaz’ demişlerdi, sonunda oldu. Bütün mesele inanmak, azmetmek, kararlı olmaktı. Biz, daha düşük bir harcama sürecine girmedik. Daha büyük harcamalar yaptık. Çünkü insanımızın sağlığı için ‘bu harcamalar aslında fazla’ diye değerlendirilemezdi. Zira ‘halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi’. Sağlıklı bir nefes, bir devletin fedasına eğer mal olabiliyorsa biz şu anda ülkemizde sağlık sektörüne eğitimden sonra böyle bir harcamayı yapmaktan dolayı hiçbir zaman ‘niye böyle yapıyoruz’ sorusunu sormadık. Sağlıklı bir topluma, sağlıklı bir millete biz layığız. Bunu da başarmak bizim olmazsa olmaz görevimizdir” diye konuştu. Türkiye’de bir zamanlar SSK hastanesinin eczanelerinden vatandaşların ilaçlarını dahi alamadıklarını, hastane eczanesinden ilaçların bazılarının alındığını, şimdi ise böyle sorunların yaşanmadığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun insan öncelikli bir devlet anlayışının ürünü olduğunu, artık insanı öne çıkaran bir devlet anlayışının Türkiye’de var olduğunu ifade etti. 3Y ile yola çıkıldı Yola çıkarken “3Y” diye tarif ettikleri yolsuzluk,

18

Şubat • 2015



Dijital Sağlık Kampüsleri Geliyor 2023 yılına kadar, 30 bin yatak kapasiteli 40 sağlık kampüsü yapılacak. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 2023 yılında hastanelerde 95 binin üzerinde yatak ihtiyacı söz konusu olacak, Sağlık Bakanlığı’nın bu ihtiyaca yönelik programında, 12 fizik tedavi ve rehabilitasyon hastanesi ile 8 ruh ve sinir hastalıkları hastanesinin dahil olduğu, toplam 30 bin yatak kapasitesine sahip 40 sağlık kampüsü yapılması yer alıyor.

Sağlık Bakanlığı ile HIMSS Avrupa işbirliğinde yürütülen dijital hastane çalışmaları kapsamında HIMSS Türkiye Konferanslarının ikincisi 20-21 Mart 2015 tarihlerinde Antalya’da düzenlenecek. Konferansların ilki “Dijital hastaneye geçiş” temasıyla 4-5 Haziran 2014 tarihlerinde İstanbul’da yapılmıştı.Konuyla ilgili açıklama yapan Sağlık Bakanlığı yetkilileri, düzenlenecek fuar ve konferans hakkında organizasyonun sağlık bilişiminde dünyanın ve Türkiye’nin önde gelen kamu sektörü ve özel sektör temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşecek olması mutluluk verici olduğunu dile getirdiler.

Tamamı digital cihazlarla donatılacak hastanelerin tamamlanması 5 ila 8 yıl içinde planlanan sağlık kampüsleri için yapılacak yatırım ise 14 milyar doların üzerinde. Sağlık kampüsleri için ayrılan bu miktar Sağlık Bakanlığının alt yapı yatırımlarına ayırdığı bütçenin sadece bir kısmı. 2024 yılında altyapı gereksinimlerine ayrılacak miktarın 63 milyar doları geçeceği düşünülüyor. Sağlık Bakanlığı, Türkiye’de modern ve etkin bir sağlık hizmeti altyapısı oluşturmak için Kamu Özel Ortaklığı Projesini hayata geçirmişti. Kamu Özel Ortaklığı Yasasına göre devlet, özel sektör tarafından yapılan ve işletilen şehir hastanelerini 25 seneliğine kiralaması öngörülüyor.

Konferansın ana temaları ise şu başlıklarda gerçekleşecek; - Günümüz Kamu Özel Ortaklığı Projeleri için En İyi Bilgi Teknolojileri Sunumu - Sağlık Bilişimi ve Mobil Sağlık: Teknoloji Hasta Bakımını Nasıl Değiştiriyor? - Tıbbi Hatalardan Kaçınmak için Doğru BT Çözümü Seçmek - Bilgi Güvenliğine Karşı Hasta Güvenliği: Seçim Yapılmalı mı? - Ortak Dil Oluşturmak: Birlikte İşlerlikte Standartların Rolü

HIMS Türkiye Konferansları’nın ikincisi gerçekleştiriliyor 20

Şubat • 2015



expoMED Fuarı’nı Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu açacak Avrasya’nın lider ve vazgeçilmez fuarı expoMED 22. kez kapılarını açıyor. Avrasya’nın en kapsamlı medikal fuarı expoMED, TC. Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu ‘nun da katılımıyla 22.kez kapılarını açmaya hazırlanıyor. Medikal cihaz, ekipman ve teknolojilerin sergilendiği, medikal trendlerin ve bilimsel etkinliklerin takip edildiği Avrasya’nın lider ve vazgeçilmez fuarı expoMED, Türk medikal sektörünü, Dünya’nın geri kalanı ile 26-29 Mart 2015 tarihlerinde bir kez daha buluşturuyor.

expoMED 2015 fuarında onur ülke olarak yer alıyor. Nitelikli ziyaretçi profili ile expoMED yine katılımcılarına kazandıracak; Kamu Hastane Birlikleri Yetkilileri, üniversitelerin satınalma komisyon başkanları, rektörleri, dekanları, özel hastane sahipleri ve yatırımcıları, satınalma yöneticileri, medikal ürün ticareti ile ilgili profesyoneller ve Sağlık Bakanlığı yetkililerinden oluşan 300’ün üstünde Türkiye’nin dört bir yanından ağırlanan profesyoneller, sağlık yatırımlarına fuarlarda yön verecek. Almanya, Azerbaycan, İsrail, Irak, Filistin, İran, İtalya, Gürcistan, Bulgaristan, Kosova, Rusya, Makedonya, Sırbistan, Libya; Ürdün, başta olmak üzere 20 farklı ülkeden 500’ün üstünde ağırlanacak karar verici, nitelikli ziyaretçiler yeni iş fırsatları yaratacak.

Onur ülke: Çin

Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi İstanbul’da 22. kez profesyonel medikal ziyaretçilerini buluşturan expoMED Fuarı, laboratuar teknolojilerindeki son yeniliklerin de takip edilebileceği labtechMED ile eş zamanlı düzenleniyor. Fuarın Onur Ülkesi; Çin bu yıl uluslararası yönüyle daha fazla öne çıkan

22

Şubat • 2015


Bilimsel Etkinlikler expoMED’de

Laboratuvar testlerinde Analiz Dışı Değişkenler -İtalya Çalışma Grubu Başkan Yardımcısı EFLM-Preanalitik Değişkenler Çalışma Grubu Üyesi

Bilimsel etkinlikler, BAU HEALTH işbirliği ile bu senede expoMED’de bilimsel seminerlere yer veriliyor. BAU Health/ Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi ile yapılan işbirliği çerçevesinde, fuar süresince bu senenin özel konusu olan ‘’Onkoloji’’ alanında yurtiçinden ve yurtdışından gelecek dallarında öncü uzmanlar tarafından uygulamalı seminerler düzenlenecektir.

“Analitik İnterferanslar: Klinik Laboratuvarda Sürekli Karşılaşılan Sorunlar Analitik toksikoloji uzmanı, Kimya Anabilim Dalı” Dr.Nora Nikolac Sestre Milosrdnice Tıp Fakültesi Üniversite Hastanesi , Zagreb, Hırvatistan Hırvatistan Preanalitik Çalışma Grubu Üyesi “Laboratuvar Sonuçlarını Nasıl Yorumlayabiliriz?” Prof.Dr.Yahya Laleli Düzen Laboratuvarları Grubu kurucusu ve yöneticisi Türk Biyokimya Dergisi Editörü

Bilimsel etkinlikler labtechMED’de

“Analiz Öncesi Değişkenlik: Kalite Bakımından Laboratuvar Tıbbında Ayın Karanlık Yüzü” Prof.Dr.Giuseppe Lippi Klinik Kimya ve Hematoloji Laboratuvarı Direktörü, Parma Hastanesi, İtalya İtalya Klinik Biyokimya ve Moleküler Biyoloji Derneği Başkanı

23

Şubat • 2014


Sağlık Bakanlığı Koordinasyon ve Değerlendirme Toplantısı Antalya’da gerçekleştirildi “Şehir hastaneleriyle sağlık turizmini iyi bir şekilde planlayacağız. Hizmeti iyi sunuyoruz, İyi sunuyorsak yakın coğrafyamızdaki 1,5 milyar insanı da bu sağlık turizmi hizmetiyle Türkiye’yi sağlıkta merkez yapacağız” Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu bütün hastanelerde bağımlılık polikliniklerini yaygınlaştıracaklarını belirterek, “Bu yalnız uyuşturucu bağımlılığı değil. İşte korkarım ki bir 3-5 yıl sonra bir kar topu gibi büyüyen bir teknoloji bağımlılığı grubu geliyor” dedi.

Sağlık Bakanlığı Koordinasyon ve Değerlendirme Toplantısı, Antalya’nın Belek Turizm Merkezi’ndeki Cornella Diamond Otel’de gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Bakan Müezzinoğlu, kentlerde başarının birliktelikle kazanılabileceğini belirterek, il sağlık müdürü, genel sekreterler ve halk sağlığı müdürlerinin ortak çalışması gerektiğinin altını çizdi. Bakan Müezzinoğlu, üçlü ekibin birlikte gelişmesiyle birlikte aile hekimliği sistemini sağlıklı ve güçlü bir sisteme getirilmesiyle sevk zincirinin daha iyi noktaya nasıl taşınabileceğinin konuşulmaya başlanacağını kaydetti.

Birliktelik Önemi

Aile hekimliği dinamiklerinin sağlıklı ve güçlü kılınması halinde, evde sağlık hizmeti sunumundaki başarının çok daha iyi noktaya taşınabileceğinin altını çizen Bakan Müezzinoğlu, “O nedenle biri diğerinin alternatifi, biri diğerinin geri bırakanı değil. Birlikte daha iyiyi yakalayabilen alanlar gibi değerlendirmek ve burada olmazsa olmazımız, gerek il düzeyindeki koordinasyon gerekse il ve bakanlık arasındaki koordinasyon. Mutlaka en çok önemsediğimiz ve başarımız için püf noktası denilir ya, püf noktası bu işte. Birbirimize iletişimde açık olmak, koordinasyonu güçlü kılmak ve birlikte başarıyı merkeze almaktan geçer. Bu işin püf noktasını önemsemediğiniz, olması gereken değeri ve hakkı vermediğiniz sürece, illerde başarılı olma şansımız veya Türkiye’de bu sistemi 2023 yıl hedeflerine güçlü taşıyabilme şansımız olmaz. O nedenle ne pahasına olursa olsun birlikte başaracağız. Birbirinden güç alan, destek alan sağlıklı

24

Şubat • 2015



O nedenle bizim sorumluluğumuz yaşatma adına duyarlılık göstermekte asla eksiğimiz, asla bir kusurumuz olmamalıdır. Sezaryen oranları, akılcı ilaç kullanımı çok farklı bir dinamizmi yeniden ve dünyanın örneklerini de masamıza yatırarak, bize ait örnekleri de üretebilecek bir anlayışı inşallah birlikte burada başaracağız” açıklamasını yaptı.

yürüyüşü başaran bir anlayışı merkeze alacağız” diye konuştu. Son 12 yılda sağlıkta Türkiye’de sesiz bir devrimi başardıklarını kaydeden Bakan Müezzinoğlu, şunları kaydetti: “Dünyanın örnek aldığı, hatta dünyanın anlamakta zorlandığı bir başarıyı, bu salonlardaki yönetici arkadaşlarımızla yaptık. Sağlık, hekim, sağlık camiamızla başardık. Burada aksayan yönlerimiz, yer yer zorlayan yönlerimiz varsa, bilin ki sıkıntılarımızın ve zorluklarımızın temelinde yatan temel sorunlar iletişim eksikliğidir. Birbirimize değer verme, birlikte başarabilme anlayışındaki zafiyettir. Mutlaka iletişimi tüm boyutlarıyla sağlık camiası, yöneticileri çok daha iyi noktaya taşıyabilmeliyiz. Türkçemizde güzel bir söz var ama bana göre eksik bir söz. Alın teri. Biz alın teriyle çok başarılara imza attık ve bütün başarının arkasında binlerce yüz binlerce ifade edilen sağlık camiamızın alın teri var. Antalya’da sizlerden alın teri değil, beyin teri istiyorum. Daha güzele, daha iyeye, daha doğru hedeflere gidecek beyin terini merkeze alın. Biz öncüyüz liderlik yapacağız. Biz vizyon çizeceğiz. Daha güzelin daha iyinin doğrunun peşinden koşacağız: Bunu beynimizin emeğiyle başarabiliriz. Bu çalıştayda kim olursa olsun beyin terinin katkısını istiyoruz. İzleyici veya gözlemci arkadaşlar katkılarını esirgememeliler. Önerisini, fikrini beyan etmeliler. İki günü beyin teri ile zenginleştiren ve onun bereketini birlikte şekillendiren bir toplantıyı pazar sabahı tamamlamış olacağız. Bu değerlendirme Türkiye’nin gelecekteki sağlık dinamiklerine beynimizin terinin bereketiyle daha güçlü hale gelecektir.”

Yasa Meclisten Geçti

Türkiye’nin sağlık alanında yalnız sağlık hizmetini çok iyi sunan bir ülke olmakla yetinemeyeceğini ifade eden Bakan Müezzinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye sağlıkta bilim, AR-GE, üretim alanında iddialı olmak zorunda. Bu noktada yasa meclisten geçti. Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı’nın kuruluş aşamasına geçti. İnşallah başkanlığın kuruluşun 1 ay içinde yapacak, kanser enstitüsüyle ve akreditasyon enstitüsüyle, hemen peşinden bioteknoloji enstitüsüyle, inşallah diğerlerini çok hızlı kurarak ve kurumsallaştırarak Türkiye’nin sağlık Ar-Ge’si, Türkiye’nin sağlıkta katma değer üreten ve dünyayada bunu sunabilen, Türkiye’nin patenti olan Türkiye sağlık camiasının beyin terini dünyaya hizmet ettiği alanları mutlaka açmak zorunda. Bu alanlarda iddialı olmak durumundayız.” Bir ay içerisinde Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin de kuruluşunun gerçekleştireceklerini açıklayan Bakan Müezzinoğlu, bununla birlikte eğitim araştırma hastanelerini çok daha farklı konuma geleceğini kaydetti.

Uyuşturucu İle Mücadele

12 yılda sağlıkta sessiz devrimi başardıklarını kaydeden Bakan Müezzinoğlu, “Dünyanın örnek aldığı anlamakta zorlandığı başarıyı bu salondaki yönetici arkadaşlarımızla, sağlık camiamızla birlikte başardık. Aksayan yönlerimiz sıkıntılarımız ve zorluklarını temelinde yatan iletişim eksikliğidir. Birbirimize değer verme ve birlikte başarabilme anlayışındaki zafiyetlerimizdir” dedi.

Uyuşturucu ile mücadele konusuna da değinen Bakan Müezzinoğlu, “Uyuşturucuyla en son aşama dediğimiz şimdi neyi konuşuyoruz? Antalya’ya AMATEM lazım. Doğru, ama bataklık nerede? Artık sivri sinekler bizim canımızı okur hale gelmiş. Halbuki bataklığa bakmamız lazım. Önleyici ve koruyucu tedbirler konusunda son 7-8 aydır çok yoğun çalışmalar yaptık. Salı günü başbakan yardımcımıza acil eylem planıyla 8 bakanlık ve sivil toplum örgütleriyle sunacağız. Biz de Sağlık Bakanlığı ile ‘Alo Uyuşturucuyla Mücadele Danışma ve Destek Hattı’nı kuracağız. Bu anlamda anne ve baba veya muhatapları asla güvenin dışında, ben suçlu pozisyonuna düşer miyim gibi değil, asla anne rahatlıkla sorabilecek, rahatlıkla danışabilecek. Baba, dayı, kendisi” dedi.

“Yaşatma Adına Kusurumuz Olmamalıdır”

Sağlıkta elde edilen başarıları bir tarafa bırakıp eksik ve zayıf yönlerin yeniden konuşulmasına ihtiyaç olduğunu dile getiren Bakan Müzezzinoglu, “Anne ölümleri, bebek ölümleri, akılcı ilaç kullanımı, uyuşturucu sıkıntısı. Bütün bunlarla ilgili anne ölümlerini biz daha dinamik ve daha başımız dik, alnımız açık daha iyi noktaya nasıl taşıyabiliriz? Hangi kararları alırsak, hangi değişimleri yaparsak anne ölümlerinde bir taneyi anneyi daha fazla yaşatabiliriz, hangi kararı, hangi duyarlılığı gösterirsek bir bebeği daha yaşatabiliriz? Yaşatabildiğimiz o bebek belki yarınlarda beyin teriyle belki Türkiye’nin vizyonunu değiştirecektir.

Aile hekimlerinin onlara gerekli eğitimi verebileceğini de sözlerine ekleyen Bakan Müezzinoğlu, “Ve aile hekimine grip olmuş, nezle olmuş gibi, bir enfeksiyon, normal bir rahatsızlık geçiriyormuş gibi, evet bir yanlış, insanın midesi hasta olabildiği gibi, ya ruhsal sorunu, psikolojisi hasta

26

Şubat • 2015



şu ifadelere yer verdi: “Şehir hastaneleriyle sağlık turizmini iyi bir şekilde planlayacağız. Hizmeti iyi sunuyoruz, İyi sunuyorsak yakın coğrafyamızdaki 1,5 milyar insanı da bu sağlık turizmi hizmetiyle Türkiye’yi sağlıkta merkez yapacağız. Şehir hastaneleri, özel sektör ve üniversitelerimiz. Antalya bir alanda bir fonksiyon üstlenecek. O fonksiyonun markası Antalya olacak, Malatya bir fonksiyon üstlenecek, dünya çapında sağlık turizminde o alanda Malatya akla gelecek. Karaciğer naklinde Malatya akla gelecekse, yüz naklinde Antalya akla gelecekse, termal turizmde Afyon akla gelecekse, dünyada bunlar akla gelecek. Sporcu sağlığında İstanbul akla gelecekse, İstanbul akla gelecek. Bütün merkezlerimize bu alanda fonksiyonları yükleyeceğiz ve akretidasyonla bunları akredite edeceğiz. Bu akreditasyon standartını dünya ile yarışan ve yer yer önüne geçen sağlık turizmini ön plana çıkaracağız. Sağlık turizmi hizmeti sunumunda Türkiye 2018 de 9-10 milyar, 2023’te 20-25 milyar dolarları yakalayan, bunu parasal telaffuzlarını yapmak istemiyorum ama hizmet alanında marka değeri olmuş, alanlarıyla Türkiye’yi farklı bir noktaya taşıyacağız.”

olamaz mı? O bir suç gibi görmekten değil, bir rahatsızlık gibi gören, o rahatsızlığının da tedavisi ile ilgili her an yanında olan bir anlayış, psikiyatri uzmanı olan bütün hastanelerimizde artık bağımlılık polikliniklerini yaygınlaştıracağız. Bu yalnız uyuşturucu bağımlılığı değil. İşte korkarım ki bir 3-5 yıl sonra bir kar topu gibi büyüyen bir teknoloji bağımlılığı grubu geliyor. Sigara bağımlılığı, alkolizm, kumar bağımlılığı, dolayısıyla biz artık sağlık hizmeti sunumunda bağımlılık poliklinikleriyle, bağımlılık servisleriyle illa AMATEM’e gitmeden, çünkü AMATEM artık bir damgadır, anneler, babalar ve aileler, o damgadan korktukları için de o safhaya gelmeden ortaya çıkmıyorlar. Halbuki biz onları o safhaya gelmeden yanlarında olmalıyız. Suç olmadan yanlarında olmalıyız, hukuka, savcılığa gitmeden onları oradan çekip alabilmeliyiz. İnşallah bütün boyutlarıyla önümüzdeki süreçte bunları planlayacağız” ifadelerini kullandı.

Marka Hastaneler

Sağlık turizmine de değinen Bakan Müezzinoğlu,

28

Şubat • 2015



Sağlık Bakanlığı’ndan ACİL Atağı Açıklamaya göre, acil sağlık sisteminin güçlendirilmesi amacıyla 112 acil sağlık hizmetleri ülke geneline tüm kırsal bölgeleri kapsayacak şekilde yaygınlaştırıldı ve son 12 yılda 112 istasyon sayısı 481’den 2 bin 160’a çıkarıldı. sunulacağı belirtilerek, afet durumlarında iletişimin daha etkin yapılabilmesi ve UMKE timinin teçhizatının tam olarak afet bölgesine ulaştırılabilmesi için 10 adet yeni UMKE aracının da hizmete gireceği kaydedildi. Açıklamaya göre, acil sağlık sisteminin güçlendirilmesi amacıyla 112 acil sağlık hizmetleri ülke geneline tüm kırsal bölgeleri kapsayacak şekilde yaygınlaştırıldı ve son 12 yılda 112 istasyon

Sağlık Bakanlığı, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun katılımlarıyla Tekirdağ’da düzenlenen törende 798 yeni ambulansın Türkiye genelinde hizmete sunuldu. Bakanlıktan yapılan açıklamada, Başbakan Davutoğlu ve Sağlık Bakanı Müezzinoğlu’nun katılımlarıyla Tekirdağ’da düzenlenen törenle 798 yeni ambulansın Türkiye genelinde hizmete

30

Şubat • 2015



8 olmak üzere toplam 798 ambulans, Türkiye genelinde sisteme dahil oldu. 798 ambulansın 125 tanesi 4x4, 5 tanesi yoğun bakım&obez ambulansı, 668 tanesi 4x2, 20 tanesi ise çift kapılı olma özelliğine sahip. Yeni ambulanslarla birlikte 3 bin 770 olan ambulans sayısı Türkiye genelinde 4 bin 568’e, UMKE timi araçları 142’den 152’ye ulaşmış oldu.

sayısı 481’den 2 bin 160’a çıkarıldı. 112 acil sağlık hizmetleri kapsamında 2013 yılında 3 milyon 665 bin 407 hastaya, 2014 yılı Kasım ayı itibariyle 3 milyon 759 bin 997 hastaya tahliye ve sağlık hizmeti sunuldu.Sisteme dahil oldu. Öncelikle Balıkesir’e 12, Bursa’ya 15, Çanakkale’ye 8, Düzce’ye 5, Edirne’ye 10, İstanbul’a 47, Kırklareli’ne 8, Kocaeli’ne 2, Sakarya’ya 8, Tekirdağ’a 10 ve Yalova’ya

32

Şubat • 2015



Medical Park Hedeflerini Paylaştı Medical Park Hastaneleri üst düzey yöneticileri Trabzon’da bir araya geldi. Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Usta, önümüzdeki döneme ilişkin hedeflerini paylaştı. “Çalışanlarımız İle Birlikte 70 Bin Kişilik Bir Aileyiz” Hastane sayısından çok istihdam edilen insan sayısının önemli olduğunu vurgulayan Usta, “16 bin sayısını 4 kişiyle çarpsanız 70 bin kişilik büyük bir ilçe oluşturuyor. Gerçekten bizim açımızdan bu rakam önemli bir motivasyon unsuru. Önümüzdeki 3 yıl için hedefimiz 25 bin, bu uzak ulaşılması mümkün olmayan bir hedef değil. Bunu çok rahat başarırız. Tüm yönetim ekibine genelde şunu söylüyorum Medical Park Türkiye’deki en büyük sağlık kuruluşlarından bir tanesi. Bizim yönetim ekibimizde şöyle bir motivasyon var. Biz 100-200-500 sene yaşayabilecek bir marka oluşturmayı hedefliyoruz. Bu da başarıyı beraberinde getiriyor. Bu tarz motivasyon unsurları başarıyı tetikler. Bu fırsatları kaçırmamamız gerekir, ben çocukluğu burada köyde geçen birisi olan dönüp geriye baktığımda 16 bin kişinin çalıştığı bir yapı, 3 yıl sonra 25 bin kişinin çalıştığı bir marka. Bu önemli bir şey” diye konuştu.

Medical Park Hastaneleri Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Usta, Türkiye genelindeki hastanelerinde bin organ nakli gerçekleştirmeyi hedeflediklerini söyledi.

Medical Park Hastaneleri üst düzey yöneticileri Trabzon’da toplandı. Yaklaşık 200 yöneticinin katıldığı toplantı öncesinde basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Medical Park Hastaneleri Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Usta, toplantıyı memleketi olan Trabzon’da yaptıklarını hatırlatarak “ ‘Trabzon benim memleketim’ dedik, birazda torpil olsun. Şuanda 29 şubemiz var. Her geçen gün büyüyoruz. Biz yılda bir kez üst düzey yönetici arkadaşlarımızla toplantı yapıyoruz. Bu kez Trabzon’da hastane işine girince bu toplantıyı Trabzon’da yapmayı uygun gördük. Yaklaşık 200 kişilik ekiple buradayız” dedi.

34

Şubat • 2015



“Bin Organ Nakli Hedefliyoruz”

ülkelerden, Gürcistan, Azerbaycan, Rusya, Türkiye Cumhuriyetleri. Afrika’ya kadar Türkiye öğrenciler için bir destinasyon merkezi olmaya başladı. Antalya nasıl turizm için bir merkez ise Türkiye eğitim konusunda bölge ülkelerden merkez oluyor. Türkiye’de bazı üniversitelerin yarısı yurt dışından öğrencileri eğitiyor. Bizim Trabzon’a böyle bir şey kazandırmamız lazım. Bu üniversite bahsettiğim yurt dışı ve bu coğrafyada çok büyük işlere imza atacak bir kurum olmalı. Yakın bir dönemde bunun YÖK’e başvurusunu yapacağız. Buradaki hastaneler o üniversite ile birlikte bir tıp fakültesi hastanesini de ortaya çıkaracak. Bunu başarabilirsek, çünkü çok kolay değil. Aslında zorda olsa eğer bir hedefiniz var ise 100 yıllık 200 yıllık bunu başarabilirsiniz. Biz iyi bir örnek çıkarabilirsek başkaları da bunu deneyecektir. Turizme giden yolda Trabzonspor’un da büyük öneme sahip olduğunu düşünüyorum. Onun dışında turizmi konuşmaya başladık. Bunların yanına benim bahsettiğim büyük işlerin eklenmesi lazım. Bunu yapacak olanlar da bizleriz. Bunu da ümit ediyorum ki başarırız.”

Trabzon’da 1,5-2 yıl içinde organ nakli konusunda yol almak istediklerini belirten Usta “Organ naklinde bir grup olarak Türkiye’de bin organ nakline bin bağışa sebep olabilirmiyiz diye toplantı ve çalışma yapıyoruz. Organ nakli işi sağlık Bakanlığı kontrolünde yapılır. Türkiye’de organ bağışı çok ama çok aç, Trabzon’da son sayısı 34, 34 bağış 200 kişiye ulaşıyor. Organ vericisi, kalbini, karaciğerini, böbreğini, gözlerini veriyor. Görmeyen birisinin o bağışla gördüğünü, hayatını kaybedecek birinin o bağışla hayata tutunduğunu göreceğiz. İşte bizde Türkiye’de 1000 organ bağışını gerçekleştirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bununla ilgili Trabzon’da da bir toplantı ve belgesel sunumu gerçekleştirdik. Bu işi her yönüyle önemsiyoruz” ifadelerini kullandı.

“Trabzon’u Sağlıkta Merkez Yapacağız”

trabzon’da son dönemde 2 hastane devraldıklarını kaydeden Usta “Trabzon’da iki hastaneyi devraldık. Buradaki hastanelere biz alt yapı olarak, kadro olarak daha da fazla güçlendirmeye çalışıyoruz. Ancak fiziki mekan olarak hastaneler bölge için donanımlı ve yeterli olsa da bizim grubumuzun istediği hedeflere ulaşması açısından yetersiz. Trabzon’da çok daha büyük, çok daha donanımlı bir hastaneye ihtiyaç var. Fakat mevzuat gereği bunu yapabilmeniz çok da mümkün değil. O nedenle mevcut hastaneler dışında haraket edemedeğimiz için bu hastaneleri devraldık. Öyle bir imkanımız olsaydı Trabzon’a olağanüstü güzellikte bir hastane açardık. Ama eminim ki ileride bunu Trabzon’da başaracağız. Bizim grubumuza baktığımızda Trabzon’daki 2 hastane grubun içinde çok fazla bir yer tutmuyor. 2 hastane ama bizim yapıdaki yeri küçük. Biz Trabzon’daki hastanelerimizi büyütmeye çalışacağız, Yıldızlı’daki Medical Park Hastanemizi büyütme şansımız var. Bunu başarmamız lazım ki, Trabzon’da sağlık konusunda daha önemli hizmetlere imza atalım. Mesela Trabzon’da neden organ nakli yapılmasın. İşte bunun için fiziki anlamda biraz daha büyümemiz lazım” şeklinde konuştu.

“Yıldızlı’daki Medical Park Onkoloji Ağırlıklı Olacak”

Usta, Onkoloji konusunda Trabzon Yıldızlı’daki hastanenin tam donanımlı hale getirileceğini ifade ederek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin en ağır, en istisnai donanımlara sahip hastanesi olacak. Biz Medical Onkoloji’yi Yıldızlı’daki hastanede kurduk. Kemoterapiler orada başlıyor. Radyoterapi kurulması bekleniyor. Işın tedavisi içinde müracaat ettik. Fiziki anlamda da bunu yapmamız mümkün değil. O nedenle önümüzdeki dönemde o hastaneyi bir o kadar daha büyütüp, yeni mekanlar ile bölgede en istisnai işlere imza atacak konuma gelecek. Bir onkoloji merkezi olacak. Biz orayı Onkoloji hastanesi yapmayacağız ama o bölüme ağırlık veren bir hastane olacak. Çünkü Trabzon’dan İstanbul Ankara’ya ağırlık olarak onkoloji için gidiyorlar. Düşünün çok önemli bir ameliyat, operasyon biz bunu en ünlü doktorlarımızı Trabzon’a getirerek yapacağız. Biz Trabzon’daki hastanemize öyle sistemler kuruyoruz ki, burada yapılan operasyonu aynı anda kameralar ve bağlantılar ile dünya takip edebilecek. Kestim açtım işlerini Trabzon’daki hastanelerden kaldıracağız. Endeskopik yada robotic ameliyatlar yapacağız. Trabzon’u sağlıkta bölgenin merkezi haline getireceğiz.”

Trabzon’a Üniversite ve Fakülte Hedefi

Medical Park olarak Türkiye’de çok önemli nakillere imza attıklarına dikkat çeken Usta, şunları söyledi: “Mesela kemik iliği nakli konusunda Türkiye’deki ihtiyacın 4’te birini Medical Park yapar. Bunu neden Trabzon’da da yapmayalım. Biz bunu yapmak istiyorum. Sağlık deyince akla Tıp Fakültesi geliyor. Bizim de Trabzon’a hem coğrafi olarak Türkiye’nin Doğu Anadolu’suna açılmak için ihtiyacımız var. Bu bölgenin etrafındaki

36

Şubat • 2015



Bıçakcılar, Türkiye’de Sağlık Alanındaki İlk Ar-Ge Merkezini Kuracak Bıçakçılar ayrıca, Türkiye’de sağlık alanındaki ilk Ar-Ge Merkezini kurmak için başvuruda bulundu. kuracak Üretiminin yaklaşık yarısını dünyanın dört bir yanına ihraç eden Bıçakcılar, gelen talebi karşılamak üzere İran ve Tunus’ta üretim tesisi açarak kapasitesini artıracak. Her iki fabrikanın da 2015’in ilk yarısında hayata geçmesi planlanıyor. Bıçakcılar CEO’su Sadrettin Dai, yaptığı değerlendirmede, medikal sektörünün son yıllarda hem üretim hem dış ticaret potansiyelini hızla artıran sektörlerin başında geldiğini vurguladı. Dai, “Türkiye, medikal açıdan önemli potansiyel taşıyan Türk Cumhuriyetleri, Afrika gibi ülkelerin ortasında yer alıyor. Bu pazarlarda tek kullanımlık ürünlere ihtiyaç yüksek. Sektörünün büyümesi

Türk medikal sektöründe 1959 yılından beri tıbbi cihaz ve tek kullanımlık tıbbi ürünler alanında öncü rol üstlenen Bıçakcılar, 35 kişilik Ar-Ge ekibiyle sağlık alanındaki ilk Ar-Ge Merkezini kurmaya hazırlanıyor. Medikal sektöründeki büyümeye paralel olarak yeni ürünler geliştirmeye odaklanan Bıçakcılar, Ar-Ge Merkezi için gerekli başvuruları yaptı. Ar-Ge merkezine 10 milyon dolarlık yatırım yapmayı planlayan Bıçakcılar, şirket bünyesindeki faaliyetleri güçlendirmek ve genişletmenin yanında, üniversite ve uluslararası Ar-Ge kuruluşlarıyla da işbirliğini devam ettirecek. 2015 yılında İran ve Tunus’ta üretim tesisi

38

Şubat • 2015


cihaz ve tek kullanımlık tıbbi malzeme üreticisi Bıçakcılar, 55 yıldır Türkiye medikal sektöründe tıbbi cihaz ve tek kullanımlık tıbbi ürünler üretimi gerçekleştiriyor. Son teknoloji ile donatılan 31 bin metrekare üzerine kurulu İstanbul Esenyurt Üretim Merkezi’nde kaliteli üretim ve üstün hizmet anlayışıyla üretim yapan Bıçakcılar, 700’ü aşkın çalışan ve Türkiye genelinde 6 bölge müdürlüğü düzeyinde yaygın satış ağıyla hizmet vermektedir. Ürün tasarımından satış sonrası servisine kadar üretimin her aşamasında Toplam Kalite Yönetimi prensiplerine ve GMP kurallarına sıkı sıkıya bağlı olan Bıçakcılar, tek kullanımlık steril tıbbi ürünlerden, ameliyat masa ve lambaları gibi tıbbi cihazlara kadar uzanan geniş bir yelpazede ürünler sunmaktadır.

paralelinde yeni ürünler geliştirmeye odaklanmış durumdayız. Tunus’ta Kuzey Afrika için üretim yapacağız. İran’da da önce tek kullanımlık ürün, sonra da tıbbi cihaz üreteceğiz. 2015’in ilk yarısında devreye girecek olan İran ve Tunus fabrikalarımızın yanı sıra Türkiye’nin sağlık alanındaki ilk Ar-Ge merkezini kurma sürecini tamamlamak üzereyiz. Ayrıca bu yıl iki katına çıkartacağımız IV Kanül üretim kapasitesi ile Avrupa’daki üreticilerin başında gelmeyi hedefliyoruz. 2015 yılında toplamda 20 milyon dolar yatırım yapmayı planlıyoruz” diye konuştu. Bıçakcılar Türkiye medikal sektöründe 1959 yılından beri tıbbi cihaz ve tek kullanımlık tıbbi ürünler alanında öncü bir rol üstlenen Bıçakcılar A.Ş., akıllı, yenilikçi, güvenli ve çevre dostu tıbbi cihazlar üreterek ve tedarik ederek iş ortaklarına maksimum fayda sağlamayı hedeflemektedir. 80’den fazla ülkeye ihracat yapan Türkiye’nin lider tıbbi

39

Şubat • 2014


Sony’nin yeni geliştirdiği Full HD 27 inç LCD monitörleri ile tanışın Sony, sınıfının tek OptiContrast™ panel teknolojisine sahip, açık ameliyatlar ve cerrahi mikroskoplar için üretilen piyasadaki en ince ve parlak görünümdeki iki yeni 27-inç Full HD LCD cerrahi monitörleri piyasaya sürüyor. sis ‘ten ürünlerle ilgili ayrıntılı bilgiye ulaşabilirsiniz.

Monitörlerin üstün kalitede görüntü üretimine yüksek kontrast, hızlı yanıt süresi ve geniş renk aralığı eşlik etmektedir. Yüksek parlaklık sunan 69 cm (27 inç) LCD panel, görüntü kontrastını optimize etmek için iç ve dış yansımaları azaltarak cerrahlara ve personele operasyonlar sırasında üstün bir görüntüleme deneyimi sunulmasına yardımcı olur. Cerrahlar, bu yüksek kaliteli LCD monitörleri kullanarak çok çeşitli medikal görüntüleme sistemlerinden Full HD görüntüleri görüntüleyebilirler.

Endoskopik cerrahi

Cerrahlar ve ameliyathane personeli, artroskopik veya laparoskopik ameliyatlar sırasında esnek endoskopik kamera sistemlerinden veya rijit endoskoplardan alınan ayrıntılı görüntüleri görüntüleyebilir. Yüksek kaliteli görüntü üretimine monitörün yüksek kontrastı, hızlı yanıt süresi ve geniş renk aralığı eşlik eder. Cerrahi mikroskopi ve oftalmoloji Cerrahi mikroskoptan alınan büyütülmüş görüntülerin doğru şekilde görüntülenmesi için en küçük ayrıntıları bile hassas şekilde üreten yüksek çözünürlüklü bir monitör gerekir. Cerrahi mikroskop cerrah tarafından kullanılırken monitör de ameliyathane personelinin görüntüleri izlemesine imkan sunar.

Doğrudan gelen yüksek ışık altında ekrandaki görüntülerin kontrastını ve görünürlüğünü artırın! Şık LMD-2765MD ve LMD-2760MD monitörler, cerrahi endoskopik/ laparoskopik kameralardan ve diğer uyumlu medikal görüntüleme sistemlerinden alınan yüksek çözünürlüklü 2D renkli görüntüleri görüntüler. PIP/POP görüntü modu seçenekleri ve kullanışlı görüntü döndürme işlevleri, kullanımı daha esnek hale getirir. Rehberli kullanıcı arabirimi ile monitörü parmak uçlarınızla kolayca kullanmanızı sağlar. Analog ve dijital giriş arabirimleri, birçok yüksek çözünürlüklü ve standart çözünürlüklü görüntüleme kaynağıyla bağlantı kurmayı kolaylaştırır. Günümüzün ameliyathane ortamlarına entegre etmek için tasarlanan bu monitörler, medikal taşıma aracına bom koluyla kolayca takılabilir veya entegre edilebilirler.

Cerrahi Mikroskopi ve Oftalmoloji

Cerrahi mikroskoptan alınan büyütülmüş görüntülerin doğru şekilde görüntülenmesi için en küçük ayrıntıları bile hassas şekilde üreten yüksek çözünürlüklü bir monitör gerekir. Cerrahi mikroskop cerrah tarafından kullanılırken monitör de ameliyathane personelinin görüntüleri izlemesine imkan sunar.

Nöroloji

Monitör beyin, omurilik veya çevresel sinir sistemi ameliyatları sırasında yakalanan video görüntülerini görüntüleyebilir. Monitörün yüksek çözünürlüğü, beyin cerrahisinde sık sık gerekli olan, yüksek oranda büyütülmüş görüntülerin ayrıntılı bir şekilde görüntülenmesini destekler.

Ekranın ön kısmı, IPX5 sınıfında su sıçramasına dayanıklıdır, panelin arkası ise (kablo kapağı takılıyken) kolayca temizlenmesi için IPX2 standardında suya/neme karşı dayanıklıdır. Sony Medikal Türkiye’nin yetkili distribütörü olan Atek-

40

Şubat • 2015



Somali-Türkiye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Siemens teknolojisi kullanılacak Siemens Türkiye, ülke dışında da Türkiye sağlık sektörüne katkı sağlamaya devam ediyor. Türkiye-Somali arasında yatırım ve işbirliği anlaşmalarının en büyük örneklerinden biri olan ve geçtiğimiz günlerde açılışı gerçekleştirilen Somali-Türkiye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Siemens görüntüleme cihazları tercih edildi. hasta bakımı sunarken maliyetleri azaltıyor. Dünya genelinde 7 binden fazla sağlık kurumunun tercih ettiği Emotion, her taramada maliyet tasarrufunun yanı sıra, kusursuz görüntü detayı ve basitleştirilmiş klinik verimlilik sağlıyor.

Türkiye-Somali arasında yatırım ve işbirliği anlaşmalarının en büyük örneklerinden biri olan Somali-Türkiye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki görüntüleme ekipmanlarında, üstün teknoloji sağlayan Siemens ürünleri tercih edildi. Hastanede yer alan 4 ayrı Siemens ürün ve çözümü, tarama ve teşhis evresini kolaylaştırarak zaman ve maliyet tasarrufu sağlayacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud Adel Abdulle’in açılışını gerçekleştirdiği hastanede kullanılan Siemens cihazlarından bilgisayarlı tomografi SOMATOM Emotion, yüksek kalitede

MAGNETOM Essenza, yüksek verimlilikle mükemmel MR görüntüleri çekerken, tarama ve teşhis için geliştirilmiş dijital mamografi cihazı MAMMOMAT Inspiration, üstün görüntü kalitesi ile erken evrede tanı koymaya yardımcı oluyor. İnsan anatomisini anlayan Siemens syngo.via yazılımı ise iş akışında sağlık sektörü çalışanlarına destek

42

Şubat • 2015



sağlıyor. Türkiye’nin hibesi olarak inşa edilen hastanede kullanılacak olan 16 kesitli bilgisayarlı tomografi cihazı, 1.5 Tesla gücündeki manyetik rezonans cihazı ve meme kanseri teşhisinde kullanılan son teknoloji dijital mamografi sistemlerinin tümünün satışı ve temini, Siemens Türkiye Sağlık organizasyonunca gerçekleştirildi. Siemens’in Türk mühendislerinin de katkılarıyla, şehir elektrik şebekesinin olmadığı bir bölgede kesintisiz güç kaynaklarıyla beslenen; 1,5 T süper iletken manyetik rezonans, 16 kesitli bilgisayarlı tomografi ve dijital mamografi cihazlarını sorunsuz bir şekilde kurduğuna dikkat çeken Siemens Sağlık Türkiye Sektör Lideri Şevket On “Yerel halkın gelişmiş sağlık teknolojilerine erişmelerini sağlayan bu önemli projenin bir parçası olmaktan dolayı gurur duyuyoruz” dedi.

Somali -Türkiye Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Açılışı geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen ve yoğun bakım üniteleri, müşahede birimleri, yataklı servislerdeki yataklarla birlikte yatak kapasitesi 200 olan Somali-Türkiye Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Türkiye ve Somali arasındaki yatırım ve işbirliği anlaşmalarının en önemlilerinden birini oluşturuyor. Hastanenin işletmesi beş yıl sonra tamamen Somali Sağlık Bakanlığı’na devredilecek.

44

Şubat • 2015



Türkiye’deki Tam Hijyenik Yapıda, Tam Otomatik Operasyonlu İlk Tesisi “APLUS” İşletmeye Girdi! Acıbadem Sağlık Grubu bünyesindeki APLUS Hastane Otelcilik Hizmetleri A.Ş.’nin yeni binasında kurulumu tamamlanan ve en yeni teknolojilerin kullanılmasının amaçlandığı Merkezi Çamaşırhane Tesisi; 2 senelik bir projelendirme sürecinde tamamlandı. nan ve en yeni teknolojilerin kullanılmasının amaçlandığı Merkezi Çamaşırhane Tesisi; 2 senelik bir projelendirme sürecinde tamamlanmış bulunmaktadır. Sistemi oluşturan ekipman ve donanımlar takribi 30 tır ile alana taşınmış ve 12 uzman Permak Teknik Servis Grubu tarafından 5 haftada komple tüm sistem kurulmuştur. Tesis, Türkiye’de ilk – Avrupa’da ise ilk 5 tesis arasında giren Temizlik ve Hijyen normlarını ve Otomasyon Sistemleri’ni içermektedir.

Merkezi çamaşırhaneler, hastane çamaşırhaneleri, otel çamaşırhaneleri ve her türlü ticari çamaşırhanenin dizaynı, tedarik edilmesi ve kurulması konularında 40 yıldır sektörün lokomatif gücü olan Permak Makina A.Ş. alanında Türkiye, Ortadoğu, Afrika ve Yakın Asya’da yüzlerce projeyi başarı ile tamamlayarak dünya markası olduğunu kanıtlamıştır. Acıbadem Sağlık Grubu bünyesindeki APLUS Hastane Otelcilik Hizmetleri A.Ş.’nin yeni binasında kurulumu tamamla-

46

Şubat • 2015



- Otomatik Sevk Konveyörler ile Entegre Otomatik Ambalajlama Bölümü,

60 Ton/Gün kapasiteye sahip olacak Sektöründe lider konumda olan Permak Grubunun Tasarım, Mühendislik Hizmetleri ile planlanan tesis ilk aşamada 30 ton/gün kapasiteye sahiptir, ikinci aşamada ise 60 ton/gün kapasiteye sahip olacaktır.

- Çift Yıkama ve Hijyen Kalitesi (Hohenstein Kalite Onaylı) - Otomatik Torba Depolama/Yıkama Sistemleri, Otomatik Ayırma Makinaları, Merkezi Toplama ve Ambalajlama Üniteleri ile sağlanan Tam Otomasyon ve Minimum Personel Gideri,

Avrupa’nın en modern hijyenik çamaşırhanesinin sistem detayları; - Otomatik Ayırma, Depolama ve Sevk İşlemleri için Torba Sistemleri, (Kirli&Temiz Tekstiller için)

- Enerji ve Su Geri Kazanım Sistemleri ile ulaşılan Minimum Enerji Tüketimi,

- Otomatik Yıkama ve Hijyen normlarına uygun (Hohenstein Kalite Onaylı) Tünel Yıkama Bölümü,

- Etkin Malzeme Hareket (giriş, çıkış/ depo) Kontrolü ve Tam Maliyet Analizi.

- Otomatik Parça Açma, Silindir Ütüleme ve Katlama Bölümü,

48

Şubat • 2015


pM-N01

HEAVY DUTY

VA

Teknolojisi*

İlacın solunum yollarındaki birikim yerini belirleyen en önemli unsur “partikül çapı”dır ** Yapılan klinik çalışmalar; küçük partikül çapının, havayollarına daha fazla penetre olduğunu ve daha iyi bronkodilatasyon sağladığını göstermiştir.

Heavy Duty nebulizatör, etkin tedavi için ideal partikül çapı sağlar. * VA Teknolojisi: Kullanıcı ihtiyacına göre ilaç akış hızının ayarlanmasını sağlayan bir sistemdir. ** Clay MM, Pavia D, Clarke SW. The effect of aerosol particle size on bronchodilatation with nebulised terbutaline in asthmatic subjects. Thorax 1986;41: 364-8.

www.plusmed-health.com T (+90 212) 319 50 00 | info@trimpeks.com


3D görüntüleme, günümüzün ameliyat odalarında gitgide daha önemli bir araç haline gelmektedir Geleneksel 2D görüntülemenin pratik bir alternatifi olan bu teknoloji, cerrahlara endoskoplar ve cerrahi mikroskoplarla yakalanan yüksek çözünürlüklü resimlerin stereoskopik görüntüsünü sunar. Eser Kıran / Ateksis Satış Yöneticisi

Full HD 1920 x 1080 Çözünürlüklü Etkileyici ve Ayrıntılı 3D Görüntüler

3D, geliştirilmiş derinlik algısı ve uzamsal konumlandırmayla doğru ve gerçekçi bir görüntü deneyimi sunar ve karmaşık ameliyatların daha gerçekçi bir şekilde görselleştirilmesini sağlar. LMD-3251MT, medikal ortamlarda kullanılmak üzere tasarlanan bir yüksek performanslı 32 inç Full HD monitördür. 3D kamera sistemine bağlanan monitör, cerrahların ve personelin hafif, rahat pasif polarize gözlük kullanarak görebileceği akıcı, yüksek çözünürlüklü görüntüler sunar. Monitör, hastanelerdeki ameliyat odalarında kullanım için medikal güvenlik standartlarıyla tamamen uyumludur. Muayenehaneler ve kliniklerden konferans salonları ve eğitim odalarına kadar 3D görüntüleme istenen diğer tüm ortamlar için de idealdir.

Günümüzün 3D endoskopi ve cerrahi mikroskopi kamera sistemleriyle yakalanan görüntülere ekstra bir ayrıntı ve gerçekçilik boyutu katın. Gelişmiş polarize filtre teknolojisi, cerrahların ve ameliyat odası personelinin hafif, rahat pasif gözlük kullanarak akıcı, titreşimsiz, gözü rahatsız etmeyen Full HD stereoskopik görüntüler görmesini sağlar.

Hafif, Kolay Takılır 3D Gözlükle Görüntüleyin

Stereoskopik Full HD görüntüler, güç kaynağı gerektirmeyen ve uzun süreli kullanımlarda rahatsızlık vermeyen pasif 3D gözlük seçenekleriyle görüntülenebilir. BKM-30G 3D gözlüğü çoğu

50

Şubat • 2015


Real Fuzzy Teknolojisi* ile rahat, Hareket Sensörü ile doğru, Tek tuşla ölçme özelliği ile kolay ölçüm sağlar.

ESH

ONAYLI

pM-KO2

* Patentli “Real Fuzzy Teknolojisi” doğru ölçüm için gereken kaf sıkılığını otomatik olarak ayarlar ve bu sayede yanlış kaf sıkılığı seviyesinden kaynaklanan yanlış ölçümleri önler.

www.plusmed-health.com T (+90 212) 319 50 00 | info@trimpeks.com


amacıyla CRT 2.2 seçeneği ve DICOM gama eğrisi ayarları da bulunmaktadır.

yüz şekline uygundur ve gözlüğün sıkıca oturmasını sağlayan, özel olarak tasarlanmış bir burun yastığı ile şakak uçlarına sahiptir. Son derece hafif olan “klipsli” BKM-31G model 3D gözlük ise normal gözlüğe takılır ve kullanışlı açılır tasarıma sahiptir.

Çok Çeşitli Görüntüleme Modları

LMD-3251MT; Side-by-Side (SBS), Picture-out-Picture (POP) ve Picture-in-Picture (PIP) gibi çeşitli 2D görüntüleme modlarını destekler. Birden fazla kaynaktan gelen görüntülerin tek bir monitörde görüntülenmesine imkan tanır. İsteğe bağlı BKM256DD DVI-D giriş adaptörü eklendiğinde iki eşzamanlı DVI giriş sinyalinden gelen görüntülerin görüntülenmesi desteklenir.

Enerji Tasarruflu, Çevre Dostu Panel ve LED Arka Aydınlatma

Panelin enerji tasarruflu LED arka aydınlatması, geleneksel CCFL tasarımlara kıyasla daha yüksek görüntü parlaklığı ve daha düşük güç tüketimi sunar. Cıvasız arka aydınlatma, kullanım ömrü sonunda imha edilirken olası çevresel etkileri de azaltır.

Rahat Bir Şekilde Yan Yana Çalışmak İçin Ayna Görüntüsü

Monitörün ayna görüntüleme işlevi, cerrahın ekranının “ters dönmüş” ayna görüntüsünün asistan tarafından görüntülenmesini sağlar. Bu işlev, iki cerrahın hastanın iki karşıt yönlü noktasında çalıştığı ameliyatlar için idealdir. Bu özellik sayesinde, geleneksel ameliyat odalarının aksine cerrahların yan yana durması ve tek bir ekranı paylaşması gerekmez.

3D/2D Arasında Değiştirilebilir

LMD-3251MT, yüksek çözünürlüklü 3D görüntülere ek olarak geleneksel 2D cerrahi kamera sistemlerinden gelen görüntüleri Full HD çözünürlükte görüntüleyebilir.

Geniş Görüntüleme Açısıyla Net Görüntüler

Korumalı Kontroller

LMD-3251MT’de kullanılan 32 inç a-Si Active Matrix TFT geniş ekran paneli, tüm görüntüleme açılarında renk kaymasını en aza indirir. Bu özellik, cerrahi uygulamalarda doğru görüntüye ulaşmaya yardımcı olur.

Kontrol panelinde istemsiz olarak gerçekleştirilen işlemler, ekranın tuş kilitleme işleviyle önlenebilir. Kontrol panelinde bulunan Kontrol düğmesine basıldığında LED anahtar ışıkları kapatılır ve anahtar işlevleri geçersiz hale gelir.

Kaplamalı Panel Işık Yansımasını Azaltır

Kapsamlı 2D ve 3D Giriş Özellikleri

AR kaplama ortam ışığından kaynaklanan yansımaları azaltarak parlak aydınlatma koşullarında bile yüksek kontrastı korur.

Monitör kompozit, Y/C, RGB/komponent, HD15 ve DVI-D gibi çok çeşitli giriş sinyallerini standart olarak kabul eder. İkiye kadar isteğe bağlı giriş kartı için ikili genişleme slotları, LMD-3251MT’nin 3G/HD-SDI desteği dahil çoklu formatlı monitör olarak kullanılmasını sağlar.

Doğal Geçiş ve Doğru Renk Üretimi

Gelişmiş 10 bit dijital video sinyal işlemcisi, gerçekçi ve doğru renk üretimi için yumuşak, doğal geçişler sağlar.

Optimum 3D Görüntüleme İçin Siyah Kenar

Doğru, Güvenilir Renkler için ChromaTRU™ Renk Eşleştirme

Ekranın benzersiz siyah kenar tasarımı görüntüleme için harika bir arka plan sunar ve cerrahlara görüntülenmekte olan 3D görüntüler için net, optimum görüş imkanı sağlar.

LMD-3251MT, renklerin konuyu doğru bir şekilde temsil etmesini sağlar. Her bir panel için fabrikada hassas bir şekilde kalibre edilen RGB koordinatları, renk üretiminin birden çok monitörde yüksek düzeyde gerçekçi ve doğru bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlar. İlave kalibrasyon, beyaz dengesini tüm gri tonlama düzeylerinde tek bir renk sıcaklığında tutar.

Medikal Güvenlik Standartlarıyla* Uyumluluk

Bu monitör IEC 60601-1 ve ABD, Kanada ve Avrupa’daki ürün güvenlik standartlarıyla uyumlu ve onaylıdır.

Renk Sıcaklığı ve Gama Eğrisi Seçimi

Ekranın renk sıcaklığı, önceden ayarlanmış üç renk sıcaklığı modu (D93, D65, D56) ve kullanıcı tarafından tanımlanan beş ayarla seçilebilir. Farklı modalitelerin gereksinimlerini karşılamak

52

Şubat • 2015


BIRAKIN UYUSUN... Dokunmak yok, Gözyaşı yok,

Sadece 1 saniyede ölçüm sn.

1 2 3 4 * Nesne Sıcaklığı: Biberon, banyo suyu v.b. sıcaklığı

5

T (+90 212) 319 50 00 | info@trimpeks.com


“İlk 1000 Gün” neden önemli? Yükseliş İktisadi ve Stratejik Araştırmalar Vakfı’nın düzenlediği 3. Fetal Hayattan “Çocukluğa İlk 1000 Gün” Gebe ve Çocuk Beslenmesi Kongresi, 13-14 Mart 2015 tarihleri arasında Ankara’da gerçekleştiriliyor. Kongrenin amacı, hedefleriyle ilgili olarak Kongre Başkanı Doç. Dr. Ferit Saraçoğlu sorularımızı yanıtladı. Yükseliş İktisadi ve Stratejik Araştırmalar Vakfı’nın düzenlediği 3. Fetal Hayattan “Çocukluğa İlk 1000 Gün” Gebe ve Çocuk Beslenmesi Kongresi’nin amacı ve hedefleri hakkında bilgi verir misiniz?

ve bebek ölümleriyle ilişkilidir. Yükseliş İktisadi ve Stratejik Araştırmalar Vakfı (YİSAV) ilk 1000 günde beslenmenin öneminin hem ülkemizde hem de yurt dışında savunuculuğunu yapmaktadır. Bu aktiviteler Sağlık Bakanlığı ve Sağlıkla ilgili pek çok dernek tarafından da desteklenmektedir. Bunlar arsında Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği, Türk Hemşireler Derneği, Kadın Sağlığı Hemşireleri Derneği, Maternal Fetal Tıp Derneği, Perinatoloji Uzmanları Derneği, Ebeler Derneği, Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Derneği, Türk Çocuk Gastroenteroloji-Hepatoloji Beslenme Derneği ve Türk Pediatri Kurumu sayılabilir. Kongrenin hedefi ilk 1000 günde beslenmeyle ilgili çalışan yerli ve yabancı bilim adamlarının ülkemiz bilim insanlarıyla ve sağlık hizmetini sunan

Öncelikle “ilk 1000 gün” bizim için gebelik + ilk 2 yaşı kapsayan süredir ve özel bir dönem olması nedeniyle tüm geleceğin temelinin atıldığı süreçtir. Bu dönemde bebeklerin her bir hücresi, organ ya da sisteminin hemen tümü annenin gebelik ya da gebelik öncesi aldığı besinlerin desteğiyle gelişmektedir. Bu nedenle gebe ve bebek beslenmesi hem çocukluktaki hem de yetişkinlikteki sağlığı etkileyen en önemli faktördür ve doğrudan ya da dolaylı olarak anne

54

Ocak • 2015


lenmediğini düşünmekteyiz. Çin’de yapılan bir çalışma gebelikte iyot suplementasyonu alan gebelerin bebeklerinin IQ düzeyinin normalden 8,7 puan yüksek, almayanların bebeklerinin de IQ düzeyi normalden 12,4 puan düşük olduğunu göstermiştir. İlk iki yaştaki beslenmede yapılan hatalar gıda intoleransı ve gıda allerjilerinin de gelişimine neden olmaktadır. İşte ilk 1000 günde beslenme bu kadar önemli olduğu için bu kongrenin üçüncüsü düzenlenmektedir, önümüzdeki yıllarda da devam edilecektir.

Türkiye Halka Sağlığı Kurumu temsilcileriyle bilgi paylaşımını sağlamak, kamuoyunu ve ilgili çevrelerin ilk 1000 günde beslenme ve önemi konusunda dikkatini çekmektir.

“İlk 1000 Gün” neden önemlidir? İlk 1000 günün bebek sağlığındaki yeri nedir?

Beyin fonksiyonlarının çoğu ilk 1000 günde gelişmektedir. İlk 2 yaş çocuğun yürüme, koşma vb fiziksel aktiviteleri, konuşmayı, sevmeyi, korkmayı, üzülmeyi öğrendiği dönemdir. İlk 1000 günde kötü ya da yetersiz beslenen çocuklarda yetişkin hayatta diabet, kalp hastalıkları, obezite ve benzeri kronik hastalıklar çok daha sık görülmektedir. İlk 1000 günde kötü ve yetersiz beslenen bireyler tam potansiyellerini kullanamamakta, IQ ları ve eğitim seviyeleri normal beslenenlere göre daha düşük olmaktadır. Tüm bunlar birey kadar ülke ekonomisini de oldukça olumsuz etkilemektedir.

Kongre katılımcıları ne tür bilgiler elde edecek? Katılımcılara neler sağlayacak? Kongrede hangi konular ele alınacak? Katılımcılara bu bilgiler kimler tarafından verilecek?

Kongrede gebe ve emziren anne beslenmesi, anne sütü, çocuk beslenmesi, gıda intoleransı ve allerjileri, beslenmenin genetik yanı, erken hayatta beslenmeye bağlı gelişen kronik hastalıklar, vitamin ve mineral eksiklikleri, gebelikte plasentanın bebek beslenmesindeki rolü, beslenmenin beyin gelişimine ve psikiyatrik rahatsızlıkların gelişmesine etkileri, besinlerdeki katkı maddelerinin bebek ve anneye etkileri, besinlerdeki toksik maddeler ve fetal kirlilik, ülkemizde anne ve bebek sağlığının durumu, çocukluk çağında obezite ve obeziteyle mücadele ve gıda takviyeleriyle ilgili konular tartışılacaktır.

Bebek ölümlerinin en önemli nedenleri, sakatlıklar, düşük doğum ağırlığı, anne karnındaki gelişme gerilikleri ve prematür doğumlardır. Gebelikteki ve gebelik öncesi beslenme bozukluklarının sakatlıklarla yakından ilişkisi bulunmaktadır. Örneğin; belkemiği, kafatası açıklıkları ve diğer nöral tüp bozuklukları, yetersiz folik asit alan gebelerde 2-8 kat daha fazla görülmektedir. Bebek ölümlerinin %75’i prematür doğumlara bağlıdır. Yetersiz beslenmenin prematüriteyi 1,5- 2,5 kat artırdığı ve prematuritenin en önemli nedeni olduğu da bilinmektedir.

Bu konuların tartışılması ve dünyada yer alan yeni bilgi ve yaklaşımlara kapılarımızın açılması, konunun profesyonelleri açısından farkındalığı artırmanın yanında, genel olarak topluma geliştirici anlamda da yansıyacaktır. Katılımcılara bu bilgiler erken hayatta beslenme alanında çalışan yerli ve yabancı uzmanlar tarafından verilecektir. Kongrede iki günde 34 konu sunulacak ve tartışılacaktır. Ayrıca katılımcıların poster sunuları da olacaktır.

Anne ölümlerinin en önemli, yaklaşık yarısından çoğunun nedenleri olan preeklampsi dediğimiz tansiyon yükselmesiyle giden durumlar, kanama ve enfeksiyonlarında beslenmeyle ilişkisi vardır. Yine fazla kilolu veya obez gebelerde kanama ve enfeksiyonların daha sık görüldüğü gözlenmiştir. Kanama vakalarında hastanın anemik oluşu ölüm ve hastalıkları artırmaktadır. Demir, folat, B12, B6 ve A vitamini eksikliklerinin anemiye neden olduğu bilinmektedir. Ülkemizde de gebeliklerde %60 yakın anemi görülmektedir. Endonezya da yapılan bir araştırmada anemili gebelerin bebeklerinde ilk 3-5 aylarında anemik olmayan gebelerin bebeklerine göre 1.8 kat fazla anemi görülmektedir.

Sağlık Bakanlığı’nın kongre konusuna olan duyarlılığı hakkında neler düşünüyorsunuz? Bakanlık bu noktada ne tür çalışmalar yapıyor?

Sağlık Bakanlığı erken hayattaki beslenme konusunda çok duyarlı davranmaktadır. İlk 1000 gündeki beslenmenin gelecek nesiller üzerindeki etkileri, kronik hastalıkların artmasındaki rolü ve bunların sosyal, ekonomik yansımaları gayet önemsenmektedir. Nitekim hem merkez teşkilatında çalışan bürokrat ve bilim adamları hem de tüm illerin Halk Sağlığı Kurumu

Yine anemili gebelerin bebeklerinin düşük doğum ağırlıklı olma oranı 3.7 kat fazladır. Düşük doğum ağırlıklı bebeklerde ishal ve pnömoni insidansının yüksek olduğu uzun yıllardır bilinmektedir. Ülkemizde iyot eksikliği sorununun çözüm-

55

Aralık • 2014


sonuçları konusunda bilgi verecektir.

temsilcileri toplantıya katılmaktadır. Toplantılarımızın en büyük katılımcı grubu Sağlık Bakanlığı üyeleri olup, sunulan konuları ve yenilikleri baştan sona ilgi ve dikkatle izlemektedirler.

Dünyanın gelişmiş ülkeleriyle kıyasladığımızda “Gebe ve Çocuk Beslenmesi” konusunda Türkiye hangi noktada?

Geçtiğimiz yıl düzenlenen kongre nasıl geçti? Bu yıl beklentileriniz nelerdir?

Dünyada hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde obezite yüzyılın en önemli sağlık sorunu olup her geçen gün artış göstermektedir. 2007-2010 yılları arasında obezite eğilimindeki değişiklikleri izlemek açısından AB ülkelerinde yapılan Eurostat çalışması ile fazla kiloluluğun %30-70, obezitenin ise %10-30 arasında olduğu bulunmuştur. DSÖ verilerine göre fazla kiloluluk ve obezite, Avrupa’daki yetişkinlerde Tip 2 diyabet vakalarının %80’inden, iskemik kalp hastalıklarının %35’inden ve hipertansiyonun %55’inden sorumlu olup, rakamlar oldukça endişe vericidir. Gerek obesitenin gerekse yetişkin hayatta ortaya çıkan ve çok önemli sosyal, ekonomik yansımaları olan kronik hastalıkların gelişmesinde ilk 1000 gündeki beslenmenin ve anne sütünün de çok önemli etkileri olduğu bilinmektedir.

İlk iki kongremize, her birisine yaklaşık 350 bilim adamı ve sağlık idarecisi katılmıştı. Bu yıl katılımın bu rakamın üzerinde olduğunu şimdiden biliyoruz. Toplantımızda İngiltere ve ABD den konuyla ilgili çalışan çok değerli uzmanlar da konuşmacı olarak katılmaktadır. Onların tecrübelerini de paylaşma fırsatını duyacağız. Kongrede iki günde 34 konu sunulacak ve tartışılacaktır. Ayrıca katılımcıların poster sunuları da olacaktır. En büyük sıkıntımız, konuyla ilgili çalışan, katılmayı çok arzu eden her bilim adamını davet edebilme fırsatımızın olamayışıdır.

Sağlık Bakanlığı sağlıkta dönüşüm çerçevesinde birçok çalışmaya imza atıyor. Bu dönüşümün kongre ve içeriğine ne tür olumlu katkıları olmaktadır?

Sağlık Bakanlığı beslenmenin önemini ve obezitenin olumsuz etkilerini çok yakından takip etmekte ve buna yönelik ülke çapında araştırmalar yapmakta, çözüm politikaları üretmektedir. Ülkemizde çocukların yaklaşık 1/4 ü hafif şişman ve şişman, yetişkin erkeklerin 1/4 ü kadınların ise yaklaşık yarısı obezdir. Hem yetişkinlerde hem de çocuklarda artan obezite nedeniyle, Bakanlıkça 2013-2017 yıllarını kapsayan Sağlıklı Beslenme Hareketli Hayat Programı devreye sokulmuştur.

Türkiye’de halkın beslenme durumu bölgelere, mevsimlere, sosyo-ekonomik düzeye ve kentsel kırsal yerleşim yerlerine göre önemli farklılıklar göstermektedir. Gelir dağılımındaki dengesizlik beslenme sorunlarının niteliği ve görülme sıklığı üzerinde etkili olmaktadır. Ayrıca beslenme konusundaki bilgisizlik, hatalı besin seçimine, yanlış hazırlama, pişirme ve saklama yöntemlerinin uygulanmasına neden olmakta ve beslenme sorunlarının boyutlarının büyümesine yol açmaktadır.

Obeziteyle mücadele, başta kalp damar sistemi hastalıkları olmak üzere pek çok hastalıkla mücadele anlamına gelmektedir. Yıllardır Bakanlık ilk 6 ayda sadece anne sütü verilmesine yönelik Anne Dostu Hastaneler programını, çocuklara ve gebelere demir ve D vitamini destek programlarını da yürütmektedir.

Son olarak vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Kongremizin sponsoru bir özel sektör kuruluşu olan Nutricia şirketidir. Bu kongrede özel sektör, sivil toplum ve devletin güzel ve örnek bir işbirliği görülmektedir. Bu işbirliğine her alanda ihtiyaç bulunmakta, bu işbirliklerinin artarak devam etmesi gerekmektedir. Ulusal bir kongre olmasına rağmen hem geçtiğimiz yılki hem de bu yıl ki kongremizde yabancı konuşmacılar da bulunmaktadır. Ancak önümüzdeki yıl kongrenin uluslararası boyutta yapılması planlanmaktadır. Çünkü ilk 1000 günde beslenme sadece ülkemiz için değil tüm dünya için önemlidir.

Bakanlığın bu projelerinin başarılı olması için tüm sağlık çalışanları, biz ve benzeri sivil toplum örgütleri de büyük destek vermekteyiz. Bu ilgisi nedeniyle Sağlık Bakanlığı, “ilk 1000 Günde Beslenme “ Kongrelerinin hep destekçisi ve merkez, il teşkilatlarıyla aynı zamanda katılımcısı da olmuştur. Kongre bilimsel programında bakanlıktan da üst düzey görev yapan konuşmacılar bulunmaktadır. Bu konuşmacılar mevcut durum, hedefler ve yürütülen projelerin

56

Ocak • 2015



Türkiye’nin İlk “Non-İnvaziv Hemodinamik Monitorizasyon” Cihazı BEÜ Hastanesi’nde Non-invaziv Hemodinamik Monitorizasyon Cihazı ile parmak ucuna takılan bir sensör yardımıyla hemoglobin ölçümü, dolaşım sistemine ait vücut sıvı ve kan miktarı hakkında bilgi veren PVI ve PI gibi yaşamsal ölçümler kısa sürede ve sürekli olarak gerçekleştiriliyor. gerçekleştiriliyor. Bu cihaz ayrıca soba - kömür zehirlenmelerini gösteren parametreleri ve methemoglobin miktarını ölçebiliyor. Cihazın alın bölgesine yerleştirilen sensörü yardımıyla da beyin oksijenasyonları rahatlıkla takip edilebiliyor. Merkezin davetlisi olarak Almanya’dan gelen EMEA Serebral Monitorizasyon Klinik Uzmanı Jacqueline Rommel, cihazın verimli kullanımı hakkında Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı öğretim elemanlarımız ve teknik personelimle bilgi ve deneyimlerini paylaştı.

BEÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi, anestezi ve yoğun bakım uygulamalarında Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdi. Merkez, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalına yeni alınan Non-invaziv Hemodinamik Monitorizasyon Cihazına sahip Türkiye’deki ilk hastane oldu. Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalına yeni alınan “Non-invaziv Hemodinamik Monitorizasyon Cihazı” ile hastaların operasyonları ve yoğun bakım takipleri sırasında, kan örneğine gerek kalmadan, parmak ucuna takılan bir sensör yardımıyla hemoglobin ölçümü, dolaşım sistemine ait vücut sıvı ve kan miktarı hakkında bilgi veren PVI ve PI gibi yaşamsal ölçümler kısa sürede ve sürekli olarak

Ölçümler hızlı ve sürekli gerçekleştirilebilecek

BEÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Varım Numanoğlu bu yeni

58

Şubat • 2015



ları hızla devam ediyor. Türkiye’nin ilk Non-invaziv Hemodinamik Monitorizasyon cihazını Hastanemizin teknik donanımına kazandırdık.

cihazla ilgili açıklamalar yaptı. Doç. Dr. Numanoğlu açıklamasında şunları söyledi: “Hastanemizdeki operasyonlar ve yoğun bakım ünitelerinde hemoglobin ölçümü, dolaşım sistemine ait vücut sıvı ve kan miktarı tespiti gibi bazı takipler, daha önce hastadan alınan kan örneklerinin tetkik edilmesiyle gerçekleştiriliyordu. Yeni hizmete giren Non-invaziv Hemodinamik Monitorizasyon cihazı sayesinde hastalara ait bu yaşamsal ölçümler daha hızlı ve sürekli gerçekleştirilebilecek.”

Tetkik ve tedavi hizmetlerine sağladığımız teknik alt yapı desteğimiz gelişmeler devam edecek. Bu gelişmiş donanım, sunulan sağlık hizmetlerinde kaliteyi arttırdığı gibi ihtisas öğrenimi gören asistanların eğitiminde de en güncel teknolojik cihazlarla uluslararası standartlara sahip bir ortam sağlıyor. Hastanemiz böylece en güncel tetkik ve tedavi sistemleri ile bölge halkına hizmet vermeye devam ediyor. Bu çalışmada katkılarından dolayı Anesteziyoloji ve Reanimasyon ABD öğretim üyesi Doç. Dr. Hilal Ayoğlu ve ekibi ile BEÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Varım Numanoğlu’nun şahsında tüm Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi çalışanlarına teşekkür ediyorum.”

BEÜ ilklere imza atıyor

Rektör Prof. Dr. Mahmut Özer BEÜ’nin Türkiye’de ilklerin gerçekleştiren üstün niteliklere sahip bir Üniversite olduğunu vurguladığı açıklamasında cihazın hizmete alınması ile ilgili olarak şunları söyledi: “Üniversitemizin sağlık alanındaki yatırım-

60

Şubat • 2015



Kanser ilaçlarının ham maddesi Türkiye’de üretilecek! Almanya’da bio-medikal pazarında büyük yatırımlar yapan Türk girişimciler Alican Dikmen ve Burak Konukoğlu, 2015 yılı içerisinde Türkiye’de yatırım yapmak için hazır! ve kıkırdak yıkımının başlangıcında, erken teşhis ve uygulama ile diz protezi ameliyatlarına gerek kalmadan tedaviyi desteklediği ve aynı zamanda kıkırdak harabiyetinin ileri seviyelerinde ise diz protezi ameliyatlarını belli dönemlerde ötelediği uzman farmakolog ve doktorlar tarafından yapılan klinik araştırmalarda onaylanmıştır. Protezlere gerek kalmadan kıkırdak harabiyetini durdurma ve hastalığın başlangıcında doku rekonstrüksiyonunu sağlamaktadır.

Uzun süre yapılan Ar-Ge sürecinden sonra Almanya’nın Frankfurt şehrinde kurdukları Phibio Gmbh şirketi ile biomedikal sektöründe ses getiren Türk girişimciler Alican Dikmen ve Burak Konukoğlu, 2015 yılı içinde Türkiye’de bio materyal ve stratejik önemi olan jenerik kanser ilaçlarının etken ham maddesi üzerine yatırımlarına başlayıp ülkemizde bu ürünlerin üretimini gerçekleştirmeyi hedefliyor. Phibio GmbH firmasının geliştirmiş olduğu 3. Jenerasyon Genvisc ve CoreGen adlı doku rekonstrüksiyon materyallerinin de bulunduğu Dünya pazarında yıllık pazar hacmi 1.8 milyar Euro iken Türkiye’deki yıllık pazar hacmi 90 milyon TL civarında seyrediyor. Genvisc gplus ve CoreGen, diz kireçlenmelerinin

Genvisc ve Coregen doku rekonstrüksiyon materyalleri ile hastaların, Protez ameliyatına gerek kalmadan diz kireçlenmesine bağlı ağrı ve hareket kısıtlılıklarından kurtulmaları hedeflenmiştir.

62

Şubat • 2015



Yeni nesil kıkırdak matriks ile proteze son!

Dışa bağımlılık sona eriyor

Alican Dikmen Türkiye’de son 10 yılda ilaç için ithalata 60 milyar dolar harcandığını belirterek bu oranın yerli üretim ile azaltılabileceğini belirterek katma değeri yüksek olan jenerik (eşdeğer) kanser ilacı etken ham maddelerinin ülkemizde üretilmesi için 2015 yılında yatırımlarını ülkemizde yapılacağını belirtti. Türkiye’nin bu alanda ithalata harcadığı para, ihracatın 9 katı kadar gerçekleşiyor. Şirket ithalata bağımlı olduğumuz bu ürünlerde bağımlılığımızın azaltılmasını ve Türkiye’den tüm dünyaya ihracatını yapmayı hedeflliyor. Yerli üretim ile birlikte kanser ilaç fiyatlarının da buna bağlı olarak düşeceğini belirten Dikmen, “Bu yatırım ile birlikte ülkemizde kanser ilacı üretimi yapan firmaların da dışa bağımlılığını kaldırarak bütçesel anlamda maliyetlerin düşmesine katkı yapmayı hedefliyoruz. Böylelikle satın alma gücü düşük olan kitleler de kanser ilaçlarına rahatlıkla erişebilecek” dedi.

Phibio GmbH kurucularından ve Ar-Ge Müdürü Alican Dikmen’e göre: Türkiye’de 400 milyon TL Pazar hacmi olan diz protezleri ile ilgili alanda bu ameliyatların bir kısmına gerek kalmadan daha basit bir operasyon yöntemi olan artroskopi yöntemi ile uygulanabilecek 6-12 ay arasında kıkırdak doku oluşumu sağlayarak kıkırdak harabiyetini tamamen ortadan kaldırıcı bir Matriks kıkırdak implantının Ar-Ge’sini bitirmiş olup 2015 yılı içerisinde dünya ve Türkiye pazarına sunmayı hedeflemektedir. Bu ürün ile Phibio GmbH, Türkiye’de protez ameliyatlarına ödenen yıllık 400 milyon TL’lik maliyetin daha aşağılara çekileceğini ve hastaların ameliyat sonrası yaşadıkları ağrı, hareket kısıtlılığı ve kontroendikasyonların önüne geçerek hasta memnuniyetini hedeflemektedir.

64

Şubat • 2015



İPKB, Üsküdar Validebağ Öğretmenler Devlet Hastanesi’ni depreme karşı güçlendirdi Depremde yüksek derecede risk taşıması nedeniyle İstanbul Valiliği, İstanbul Proje Koordinasyon Birimi (İPKB) tarafından güçlendirme kapsamına alınan Üsküdar Validebağ Öğretmenler Devlet Hastanesi önümüzdeki günlerde hizmete açılıyor.

İstanbul’daki tüm hastane ve sağlık kuruluşlarının fizibilite çalışmaları; ardından, güçlendirme veya güçlendirilmesi uygun olmayan binaların yeniden yapımı ile ilgili çalışmalarını 2006’dan bu yana titizlikle sürdürüyor. İPKB, projenin sağlık yatırımları kapsamında önemli iyileştirmelere imza atıyor. Olası bir depremde yüksek derecede riskli oluşu ve fiziki olarak günümüz hastane

İstanbul’da meydana gelebilecek olası bir afet durumunda, hastaneler ve diğer sağlık kurumlarının işleyişlerine devam etmeleri hayati önem taşıyor. Bu nedenle İstanbul Proje Koordinasyon Birimi (İPKB), İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi (İSMEP) kapsamında,

66

Şubat • 2015



İPKB

standartlarının çok gerisinde kalması nedeniyle Üsküdar’daki Validebağ Öğretmenler Devlet Hastanesi depreme karşı güçlendirilerek daha güvenli hale getirildi. Binada 6 ameliyathane, acil servis, yoğun bakım üniteleri, görüntüleme merkezleri, poliklinik hizmetleri, 100 yatak kapasitesi ile birlikte her türlü inşaat, mekanik, elektrik altyapıları tamamlandı. Çalışmalar sona erdiğinde tamamına yakını tek kişilik, içerisinde WC-banyo olan ve nitelikli oda formatında hastaların hizmetine sunulacak. Yaklaşık 10 milyon TL’ye mal olan hastane, 1 yıl 5 ay süren güçlendirme çalışmalarının ardından önümüzdeki günlerde tam kapasiteyle hizmet vermeye başlayacak.

“İstanbul Proje Koordinasyon Birimi (İPKB) 2006 yılında İstanbul Valiliği bünyesinde “Geleceğimizi Güçlendiriyoruz” sloganı ile kurulmuştur. İPKB afetlere olmadan önlem alma amacı ile İstanbul’da başta okullar ve hastaneler olmak üzere kamu binalarını depremlere karşı yeniden yapılandırmakta ve güçlendirmektedir. İstanbul’ un ihtiyaçlarını doğru analiz ederek çözümler üreten ve dünyaya örnek olan modelleri ortaya koyan İPKB, kentin güvenli geleceğine katkı sağlayacak yeni projelerle çalışmalarına devam etmektedir.

68

Şubat • 2015



Yenilikçi ilaçlara erişim kolaylaştı Sağlık Bakanlığı’nca yurtdışından ilaç getirmekle yetkilendirilen ilk ecza deposu olan İlaç Dağıtım Merkezi’nin (İDM) faaliyete geçmesiyle daha uzun ve kaliteli yaşam imkanı sağlayan yenilikçi (inovatif) ilaçlara erişim kolaylaştı. Hastaların yenilikçi ürünlere ulaşmasının önündeki engelleri kaldırdıklarını belirten İDM Başkanı İsen, “Hastaların aylarca ilaç beklemesinin ve ilacına ulaşmasındaki sıkıntıların farkındayız. İDM’nin yurtdışından temin ettiği ürünlerin büyük bir bölümü yenilikçi (inovatif) ürünlerdir. Çalışmalarımızı, yaşam kalitesini artırmaya yönelik yoğunlaştırdık. Bu nedenle hastaların ihtiyaç duydukları ilaç, dünyanın neresinde olursa olsun bulup getiriyoruz.” diye konuştu.

Doktorun reçetelediği ancak ülkemizde bulunamayan ilaçları yurtdışından ithal eden İDM, Sağlık Bakanlığı’nın yetkilendirmesiyle 1,5 yıl önce faaliyetine başladı. İDM, zor erişilen yenilikçi (inovatif) ilaçların getirilmesinde de aktif bir rol üstlendi. Yenilikçi ilaç kullanımının hastaların daha uzun ve kaliteli yaşamasını sağladığını vurgulayan İDM Başkanı Ecz. Burhan İsen, “Yenilikçi ilaçların sağlık göstergelerine önemli katkıları var. Bunlar hastalara daha uzun ve kaliteli bir yaşam sağlıyorlar. Bu kazanımların sürdürülebilmesi için yeni ilaçların girişi daha da artmalı” dedi.

Global ilaç şirketleriyle özel anlaşmalar

Dünyanın dört bir tarafındaki sağlık grupları ile sürekli temas halinde olduklarının altını çizen İsen, bu kapsamda global ilaç şirketleriyle

“İnovatif ilaçları dünyanın neresinde olursa olsun getiriyoruz”

70

Şubat • 2015


Eczaneler ile işbirliği

anlaşmalar yaptıklarını kaydetti. Hasta ile ilacın buluşmasını mümkün olan en kısa süreye indirmek için bazı ilaçlarda stoklamaya gittiklerini ifade eden Ecz. Burhan İsen, hastaları ilaca erişmede hızlı ve kaliteli bir hizmet sağladıklarını vurguladı. İsen, “Bireyin sağlığını her şeyin önünde tutuyoruz. Sürekli yenilenen eczacılık piyasasını takip ederek sektörün dinamiklerini karşılıyoruz. Amacımız, hasta ile empati oluşturarak iyi dağıtım metotları çerçevesinde hızlı ve güvenli ilaç ulaştırmak” dedi.

Kanser ve az rastlanır hastalıkların tedavisinde kullanılan ve doktor tarafından reçete edilen yurtdışı ilaçları temin etmek için çalışan İDM, geçtiğimiz günlerde ülke genelinde Eczaneler ile işbirliğine gitti. İDM faaliyetine eczaneleri de katarak hastanın ilinde, ilçesinde, mahallesinde bulunan istediği eczanelere giderek daha kolay ve hızlı şekilde ilaca erişmesini sağladı.

71

Şubat • 2014


Kanser tedavisinde çığır açacak teknoloji Türkiye’den Sabancı Üniversitesi’nin dünya çapında ün yapmış öğretim üyeleri Ali Koşar ve Devrim Gözüaçık SUTAB (SU Tabancası) projesi ile mikro kavitasyon, yani kaynama ile oluşan kabarcıkların aşındırma gücünü kullanarak böbrek taşı, prostat, kanser ve tümörleri hastaya zarar vermeden yok eden bir cihaz tasarladı. vermeyerek, kanserli hücre ve tümörleri hedef alan özelliği ile SUTAB hastalara ekonomik ve tamamen zararsız tedavi imkanı sağlayacak.

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyeleri Doçent Dr. Ali Koşar ve Doçent Dr. Devrim Gözüaçık ile ekipleri kavitasyon yöntemiyle, yani püskürtülen sıvı içinde oluşturulan mikro boyuttaki su kabarcıklarının (kavitasyon baloncukları) aşındırma gücü ile kanserli hücreleri, tümörleri, prostat ve böbrek taşını parçalayan bir tıbbi cihaz geliştirdiler. Sıvı püskürttüğü için, su tabancası benzetmesinden yola çıkılarak SUTAB (Sabancı University Tissue Ablation with Bubbles Medical Device) adının verildiği bu cihaz sayesinde kanser, tümörler, prostat ve böbrek taşı tedavisinde yeni bir çığır açılacak. Sağlıklı hücre ve dokulara zarar

SUTAB nasıl bir teknoloji sunuyor?

Mikro kavitasyon yöntemi ile yani suyun basıncının düşürülerek meydana gelen baloncukların patladığında çıkardığı yüksek enerji kullanılarak kanserli hücreler hedef alınıyor ve yok ediliyor. Böylece sağlıklı hücreler hiçbir zarar görmeyerek sadece kanserli hücreler yok ediliyor. Aynı şekilde kabarcıkların aşındırma enerjisi istenilen hedefe yönlendirilerek tümörler, böbrek taşları ve prostat hedeflenerek yok ediliyor.

72

Şubat • 2015



chanical Engineers) ICNMM (International Conference on Nanochannels, Microchannels and Minichannels) Üstün Erken Kariyer Ödülü (Early Career Award)”, “Bilim Akademisi Genç Bilim İnsanı Ödülü” ve uluslararası “ASME (American Society of Mechanical Engineers) MEMS (Microelectromechanical System) Bölümü En İyi Makale Ödülü” gibi birçok ödül almıştır.

SUTAB Türkiye’de bu alanda üretilecek ilk cihaz olma özelliği ile sağlık alanında dünyada bir ilke imza atacak. SUTAB ile birlikte Türkiye’de ilk kez kanser, tümörler, prostat ve böbrek taşı tedavisi için üretilecek cihaz ile hastalara ucuz ve tamamen zararsız tedavi imkanı sağlanacak. Sabancı Üniversitesi araştırmacıları, SUTAB’ın temel prensibi olan hidrodinamik kavitasyonun tıbbi amaçlı kullanımının dünya patentini ellerinde tutuyorlar, bu da cihazın uluslar arası rekabet gücünü artırıyor. SUTAB’ın endoskopi aletine entegre edilmesiyle Türkiye, kendi patentli teknolojisi ile geliştirdiği kanser tedavisi için geniş kullanım özellikli cihazına sahip olmuş olacak. Projede robotik kontrollü endoskopik cihaz prototipi geliştirme aşamasında; Sabancı Üniversitesi’nden mühendisler Prof. Mustafa Ünel ve Prof. Asıf Sabanovic, Maltepe Üniversitesi’nden ürolog uzman doktor ve cerrah Prof. Sinan Ekici, Yeditepe Üniversitesi’nden patoloji uzmanı doktor Prof. Işın Doğan Ekici ve Yıldız Teknik Üniversitesi’nden mühendis Prof. Hüseyin Üvet ile kolabrasyon içerisinde çalışılıyor. Sabancı Üniversitesi’nden moleküler tıp uzmanları Dr. Özlem Oral ve Dr. Cenk Kığ da çalışmaya önemli katkılar sağlıyor.

Devrim Gözüaçık kimdir?

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Moleküler Biyoloji, Genetik ve Biyomühendislik Programı Öğretim Üyesi Doçent Dr Devrim Gözüaçık bir tıp doktoru olması yanında, moleküler hücre biyolojisi, genetik ve kanser biyolojisi uzmanıdır. Sabancı Üniversitesi’ndeki araştırma laboratuvarında, vücudun stres ve hastalıklara hücre düzeyinde verdiği en önemli yanıtlardan birisi olan “otofaji” konusunda çalışmalar yürütmekte ve bilim insanları yetiştirmektedir. Otofaji bozuklukları, kanser, Alzheimer, Parkinson, şeker hastalığı, kalp hastalıkları, inme ve enfeksiyon hastalıkları gibi birçok önemli sağlık sorununda görülmektedir. Devrim Gözüaçık’ın başında bulunduğu laboratuvar Türkiye’de otofaji konusuna aktif olarak yoğunlaşan ilk ve tek laboratuvardır. Gözüaçık Laboratuvarı’nda yapılan dünya çapındaki önemli buluşlar, otofaji bozuklukları görülen hastalıkların daha iyi anlaşılması, hedefli ve daha az yan etkili inovatif ilaçların ve tıbbi cihazların bulunması amacıyla değerlendirilmektedir. Devrim Gözüaçık’ın Uluslararası Atıf Endeksleri kapsamındaki dergilerde basılmış olan 40’ı aşkın makalesine, 2500’ün üzerinde atıf yapılmıştır. Ayrıca, 10 ayrı bilimsel kitap için bölümler yazmıştır. Yurtdışı ve yurtiçinde 50’den fazla uluslar arası toplantıya davet edilmiş ve konferans vermiştir. Türkiye’deki çalışmaların ürünü olan üç patent başvurusu bulunmaktadır. Devrim Gözüaçık, Hoffmann-La Roche İlaç Firması tarafından “Biyo Bilime Yön Verecek 20 Lider” arasında seçilmiştir.

Ali Koşar kimdir?

Doçent Dr Ali Koşar Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Mekatronik Mühendisliği Programı öğretim üyesidir.Yeni jenerasyon mikro akışkan sistemler konusunda dünya çapında öncü araştırmacılardan biridir. Araştırma alanları, kaynama ısı transferi kritik ısı akısı, mikro akışkan sistemler, nanoakışkanlar ve kavitasyonu içeren geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Çalışma alanlarıyla ilgili deneysel veri eksikliğinin giderilmesini hedef almış ve özellikle deneysel çalışmalarıyla literatüre değerli katkılarda bulunmuştur. Mikro ölçekte ısı transferi ve sıvı akışı konusunda yapılabilecek birçok deney hakkında detaylı bilgi ve tecrübe sahibidir. Uluslararası Atıf Endeksleri kapsamındaki dergilerde basılmış 50’yi aşkın makalesi olup; bu makalelere 800’ün üzerinde atıf yapılmıştır.

Çalışmaları, “Avrupa Moleküler Biyoloji Organizasyonu EMBO Ödülü”, “Türkiye Bilimler Akademisi Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı Ödülü”, “İstanbul Kültür Üniversitesi Prof. Önder Öztunalı Bilim Ödülü” ve “Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Sedat Simavi Sağlık Bilimleri Büyük Ödülü” ile ödüllendirilmiştir. Dr. Gözüaçık, alanın en önemli dergisi olan ve ABD’de basılan “Autophagy” adlı derginin editörü, New York merkezli Uluslararası Hücre Ölümü Derneği’nin (ICDS) yönetim kurulu üyesidir. Cancer Research-UK (İngiltere), Wellcome Trust (İngiltere), The Health Research Board Ireland (İrlanda) ve Research Foundation Flanders, FWO (Belçika) ve TÜBİTAK dahil birçok uluslar arası ve ulusal araştırma kurumu için jüri görevleri yapmaktadır.

Uluslararası konferans bildiri kitapçıklarında bağımsız hakemler tarafından değerlendirilmiş 50’yi aşkın konferans bildirisi vardır. Ayrıca Ali Koşar’ın işlem görmekte olan dört patent başvurusu da bulunmaktadır. Başarılı çalışmalarından dolayı “Türkiye Bilimler Akademisi Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı Ödülü”, “ODTÜ Prof. Dr. Mustafa N. PARLAR Eğitim ve Araştırma Vakfı Araştırma Teşvik Ödülü”, “Feyzi AKKAYA Bilimsel Etkinlikleri Destekleme Fonu Eser Tümen Üstün Başarı Ödülü”, “TÜBİTAK Teşvik Ödülü”, “9. Kadir Has Gelecek Vadeden Bilim İnsanı Ödülü”, uluslararası “ASME (American Society of Me-

74

Şubat • 2015



Siemens, erken teşhis ve düşük radyasyona odaklanıyor Sağlık alanında lider şirketlerden biri olan Siemens Sağlık, kanser teşhis ve tedavisinde hastaların yaşam kalitesinin artırılması için düşük dozla kullanım olanağı sunan yenilikçi görüntüleme cihazlarına odaklanıyor. Siemens Sağlık, en yeni teşhis ve tedavi teknolojilerini geliştirmek amacıyla her yıl global bütçesinin yüzde 5’inden fazlasını Ar-Ge’ye ayırıyor. görüntüleme cihazlarının dünya çapında yaygınlaşması için çaba harcıyoruz. Özellikle bilgisayarlı tomografi gibi radyasyon temelli alanlarda ve pediyatride düşük doz her zaman birinci önceliğimiz ve teknolojimizi bunun üzerine kuruyoruz. Bilgisayarlı tomografi alanında Siemens’in Dual Source teknolojisi, tanı ve tedavi noktasında mevcut kapasiteyi ciddi ölçüde artırırken, yeni olanaklara da imkan veriyor. Bu bağlamda sadece Siemens’e özel radyasyon dozu koruma programları kullanıyoruz. Görüntüleme teknolojilerinde düşük radyasyon dozu, yüksek zamansal çözünürlük ve hasta konforu odağında cihazlar geliştiriyoruz” diye konuştu. Siemens Sağlık en yeni teşhis ve tedavi teknolojilerini sunma amacıyla her yıl global bütçesinin yüzde 5’inden fazlasını Ar-Ge’ye ayırıyor.

Dünya Kanser Günü’nde kanser tedavisinde erken teşhisin önemine dikkat çeken Siemens Sağlık, kanserde erken teşhis ile kişiye uygun, doğru tedavi sağlamak üzere geliştirdiği teknoloji ve çözümlerle teşhis ve tedavi sürecinin tamamında hastanın yaşam kalitesinin optimum düzeyde tutulmasına destek oluyor. Siemens’in en son teknoloji kullanarak geliştirdiği görüntüleme cihazları, görüntü kalitesinden ödün vermeden hastaların maruz kaldığı radyasyonu, bir önceki nesil cihazlara göre yüzde 30’a varan oranlarda azaltıyor. Siemens Sağlık olarak kanser teşhis ve tedavisinde yenilikçi çözümlere odaklandıklarını anlatan Siemens Sağlık Türkiye Sektör Lideri Şevket On, “Siemens olarak düşük dozla kullanım olanağı sunan

76

Şubat • 2015





Balcalı Hastanesi Göz Bankası “Işık” Oluyor 2014 yılı yaz aylarından itibaren göz bankasının aktif hale gelmesiyle birlikte ameliyatlar da eski hızına ulaştı. Bu arada göz yüzey problemlerine yönelik kök hücre naklinde de büyük başarı sağlandı. ine yönelik kök hücre naklinde de büyük başarı sağlandı. Konuyla ilgili Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Meltem Yağmur ile birlikte bilgi veren, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı’n dan Prof. Dr. Reha Ersöz, göz bankalarının gözün kornea dokusunu alma, tahlil etme, uygun koşullarda saklama ve dağıtma yetkisi olan üniteler olduğuna vurgu yaptı. Göz bankalarının kuruluş ve çalışma ilkelerinin Sağlık Bakanlığı’nın hazırlamış olduğu yönetmelik uyarınca sağlandığına dikkati çeken Ersöz şunları söyledi: “Kornea alma yetkisi sertifika almış sağlık personelindedir. Alınan korneanın, hücre kalitesi başta olmak üzere, vasıflarının uygunluğu çok önemlidir. Bu amaca yönelik hücre tahlil

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi, 2014 yılı yaz aylarında göz bankasının aktif hale gelmesinden bu yana gerek kornea naklinde gerekse göz yüzey problemlerine yönelik kök hücre naklinde tüm bölgedeki hastalara “ışık” olmaya devam ediyor. 1980 yılından bu yana Balcalı Hastanesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı bünyesinde kornea nakli ameliyatları başarılı bir şekilde gerçekleştiriliyordu. Bu 35 yıl içerisinde zaman zaman yılda 100 ameliyatın üzerinde sayılara da ulaşılmıştı. Ancak daha sonra göz bankacılığı mevzuatının değişmesinin ardından bu sayılarda düşüş oldu. 2014 yılı yaz aylarından itibaren göz bankasının aktif hale gelmesiyle birlikte ameliyatlar da eski hızına ulaştı. Bu arada göz yüzey problemler-

80

Şubat • 2015



olarak bilinen incelme ve şekil bozukluklarının ileri safhalarında iyi mercek vasfını yitirebilir. Tüm bu durumlar bozuk ya da hastalıklı korneanın sağlam kornea ile değiştirilmesi ile düzeltilebilir.” Kornea nakli gereken hastaların Öncelikle Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Polikliniğine başvurulmaları gerektiğini ifade eden Reha Ersöz, burada yapılan incelemeler sonucunda gözün bu ameliyata uygun olup olmadığına karar verildiğini, kornea naklinden istifade edebilecek hastalara sıra verildiğini bu süresinin de uzun olmadığını dile getirdi. Hastaların bu ameliyat için başka şehirlere gitmelerine gerek olmadığını vurgulayan Ersöz, kornea nakli ameliyatından sonra hastanın uzun süreli yakından takip edilmesi gerektiği için başka kentlerde ameliyat olan hastaların katlanacakları takip zahmetini de göz önüne almaları ve kendilerine en yakın, deneyimli hekimlerin oldukları merkezlere başvurmalarını önerdi.

cihazları pahalı olduğu için her göz bankasında bulunmaz. Çukurova Üniversitesi Göz Bankası’nda gerek alıcı gerekse vericinin hücrelerini inceleyen speküler mikroskoplar bulunmaktadır. Bu şekilde uygun nitelikte doku seçme olanağı sağlanmaktadır.”

Kornea Nakli Nedir, Göz Nakli Mümkün Müdür?

Kornea nakliyle ilgilide bilgi veren Ersöz, gözün tümüyle nakli şeklinde bir ameliyatın söz konusu olmadığının altını çizdi. Halk arasında göz nakli olarak bilinen ameliyatın, aslında kornea denilen gözün dış merceğinin nakli olduğunu dile getiren Ersöz, Bir anlamda saatin camının değişmesi olarak düşünülebileceğini belirtti. Korneanın iyi işlev görmesi için hem saydamlığa hem de çok düzgün bir kırıcılığa sahip olması gerektiğine değinen Reha Ersöz sözlerini şöyle sürdürdü: “Doğuştan olabilecek bazı hastalıklar, korneanın geçirdiği iltihaplar, yanıklar saydamlık bozulmalarına yok açabilir. Bazen katarakt ameliyat geçirmiş gözlerde de hücre kaybına bağlı ödem ve bulanıklık olabilir. Gözün korneası keratokonus

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Göz Bankası’nın sorumluluğunu Yard. Doç. Dr. Elif Erdem yapıyor.

82

Şubat • 2015



Tıp Fakültesi’nde Yenilenen 4 Servisin Açılışı Yapıldı Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yenilenen 4 servis ve ünitelerinin açılışları yapıldı. 21 tane servis var. Bu servislerin 14 tanesini tekrar yeniden modern bir şeklide hizmete sunduk” dedi. Konuşmanın ardından Hemodiyaliz Ünitesi, Beyin Cerrahi Servisi, Çocuk Yoğun Bakım Servisi ve Yenidoğan Ünitesi’nin açılışları yapıldı.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yenilenen 4 servis ve ünitelerinin açılışları yapıldı. OMÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nde kurulan ünite ve servislerin açılışlarına Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Bünyamin Şahin ve Şenol Eren, OMÜ Tıp Fakültesi Başhekimi Prof. Dr. Mustafa Bekir Selçuk, iş adamları Fahrettin Ulusoy, Mustafa Yeşilyurt, Hikmet Yeşilyurt ve Fatih Temiz ile dekanlar ve öğretim üyeleri katıldı.

Hemodiyaliz ünitesi 20 yatak kapasiteli olarak hizmete başladı

Tıp Fakültesi Hastanesi’nin A katında bulunan Hemodiyaliz Ünitesi hastanenin 5. katına taşınarak 20 yatak kapasiteli olarak hizmet vermeye başladı. Hastaların konforlu ve güzel bir ortamda tedavi olmalarını sağlamak amacıyla Beyin Cerrahi Servisi tamamen yenilenip, 27 hasta odası ve 45 hasta kapasitesiyle hastanenin 8. katında hizmet vermeye başladı. Çocuk Yoğun Bakım Servisi de tamamen yenilenip, 20 yatak kapasitesi, son teknolojiye uygun cihaz ve donanımıyla hastaların hizmetine sunulurken, Yenidoğan Servisi ise 35 hasta kapasiteli olarak modernize edildi.

Açılış öncesi konuşma yapan OMÜ Tıp Fakültesi Başhekimi Prof. Dr. Mustafa Bekir Selçuk, “2014 yılı içerisinde hastanemizde düzenlemiş olduğumuz Beyin Cerrahisi Servisi, Yenidoğan ve Çocuk Yoğun Bakım Servisi ile beraber Hemodiyaliz Servisi’nin açılışlarını yapacağız. 2008 yılından bu yana yaklaşık 6,5 yıldır vermiş olduğumuz hizmette hastanemizin bütün polikliniklerini yeniden düzenledik. Ameliyathanemiz bizim göreve başladığımızda 15 odalıydı. Şimdi ise 21 odalı olarak düzenleyerek modern bir ameliyathaneye sahip olduk. Hastanemizde

84

Şubat • 2015



TİKA’dan Honduras Ulusal Bağımsız Üniversitesi Eğitim Hastanesi’ne Tıbbi Donanım Desteği Honduras Ulusal Bağımsız Üniversitesi Eğitim Hastanesi (UNAH) Yeni Doğan Bölümüne tıbbi cihaz desteğinde bulunuldu. Üniversitesi Eğitim Hastanesi (UNAH) 1 Mayıs 1969 yılında çocuk hastanesi olarak hizmet vermeye başladı. Söz konusu hastaneye 1970 yılında kadın doğum bölümü de eklendi.

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı tarafından Honduras Ulusal Bağımsız Üniversitesi Eğitim Hastanesi (UNAH) Yeni Doğan Bölümüne tıbbi cihaz desteğinde bulunuldu. TİKA’nın Latin Amerika ve Karayipler bölgesinde Sağlık alanında gerçekleştirdiği projeler kapsamında Honduras Ulusal Bağımsız Üniversitesi Eğitim Hastanesi (UNAH) Yeni Doğan bölümüne 8 adet kapalı kuvöz ve 90 adet çocuk küveti donanım desteği verildi. 1958 ile 1967 yılları arasında yapımı tamamlanan Honduras Ulusal Bağımsız

1200 yatak kapasiteli Honduras’ın en büyük kamu hastanesi olan Honduras Ulusal Bağımsız Üniversitesi Eğitim Hastanesi 2014 yılı içerisinde 287.312 kişi ayakta tedavi, 289.296 kişi acil servis bölümünde, 86.382 kişide yatarak tedavi olmak üzere toplam 662.989 kişiye tedavi hizmeti sundu.

86

Şubat • 2015


Tıbbi malzemeler hastane yetkililerine teslim edildi

yaşamadan hayata tutunmaları sağlanıyor. TİKA tarafından temin edilen tıbbi malzemeler düzenlenen törenle hastane yetkililerine teslim edildi. Törene, TİKA Doğu ve Güney Asya, Pasifik ve Latin Amerika Daire Başkanı Dr. Rahman Nurdun, Honduras Ulusal Bağımsız Üniversitesi Rektör Yardımcısı Julio Raudales, Eğitim Hastanesi Pediatri Kurul Koordinatörü Dr. ElsaPalou, Eğitim Hastanesi Pediatri Bölüm Şefi Dr. Victor Munoz, Türkiye’nin Honduras Fahri Konsolosu Adolfo Facusse ve hastane çalışanları katıldı. Yetkililer desteklerinden dolayı TİKA’ya teşekkürlerini sunarak, söz konusu işbirliğinin devam etmesi temennisinde bulundu.

Honduras Ulusal Bağımsız Üniversitesi Eğitim Hastanesi yeni doğan bölümünde toplam 100 adet kapalı çocuk kuvözü bulunuyor. Yeni doğan bölümünde günde ortalama 45 ile 55 arası yılda ise 18.000 ile 20.000 arasında doğum gerçekleştiriliyor. Bunun yanında Hastane’nin doğum sonrası bölümünde 50 normal bebeğin de bakımı yapılıyor.

TİKA’nın vermiş olduğu tıbbi destek ile prematüre (erken doğan) bebeklerin vücut ısılarının yakından takip edilmesi ve kalori harcamalarının ideal seviyede tutulması yolu ile hayati bir tehlike

87

Şubat • 2014


Amerika’nın yaygın varis klinik zinciri Türkiye’de Vein Clinics of America’nın, ülke dışındaki ilk merkezi olarak İstanbul’da açıldı. Vein Clinics of Europe, Amerika’da 30 yılı aşkın süredir hizmet veren, damar hastalıklarının minimal invazif tedavisine adanmış sağlık kuruluşu olan Vein Clinics of America’nın, ülke dışındaki ilk merkezi olarak İstanbul’da açıldı. Türk yatırımcıların varis ve damar sağlığı konusunda ciddi bir birikimi ülkemize taşımaya aracılık ettiği girişim, kliniğin Amerika dışında açılan ilk merkezi olma özelliğinin yanında, sadece varis ve damar sağlığı konusuna odaklanmakta. Türkiye’nin ilk uluslararası varis kliniği olacak Vein Clinics of Europe, varis hastalığı gibi çok karmaşık ve hastaya özgü durumun etkin teşhis ve tedavisinde efektif ve minimal girişim yöntemleri uygulayacak. Türk yatırımcıların 5 yıllık hedefi; bu ay hizmete giren İstanbul ve önümüzdeki ay hizmete girecek Lefkoşa klinikleri sonrasında toplam 63 ülkede 112 merkeze ulaşmak. Vein Clinics of Europe’un Türkiye’deki stratejik ortağı, alanında çok değerli bir isim, Türkiye’de lazer ve radyofrekans ile varis tedavisinin öncülerinden Prof. Dr. A. Kürşat Bozkurt’tur. Vasküler cerrahi konusunda değerli katkıları olan Bozkurt, ülkemizde ihmal edilen, aslında önemli sağlık sorunlarını beraberinde getirerek yaşam kalitesini düşüren varis ve damar sağlığı konusunda başkan olarak hastalarına Vein Clinics of Europe bünyesinde hizmet verecek.

ile varis tedavisinin öncüsü. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Avrupa Damar Cerrahisi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, Damar Cerrahi Derneği Başkanı ve Asya Damar Cerrahisi Derneği Başkanı (2013-2015).

Vein Clinics of America

Vein Clinics of America’nın öyküsü, kişisel ve aile acılarını gidermek için kararlılık sergileyen bir doktor tarafından 30 sene kadar önce başlar. Damar hastalıkları için etkili ve minimal invazif bir tedavi aramış ve edindiği enjeksiyon tedavisi bilgi birikimini kullanarak Amerika Damar Kliniklerini 1981 yılında Chicago’da başlatmıştır. Bugün Amerika’da 50’yi aşkın noktada hizmet vermektedir. Sadece varis ve damar hastalıkları üzerine teşhis tedavi hizmeti vermekte, bu alanda doğru yaklaşımların geliştirilmesine katkı sağlamaktadır.

Prof. Dr. A. Kürşat Bozkurt kimdir?

1962 İzmir doğumlu. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi 1985 yılı mezunu. 1997 yılında Doçent, 2003 yılında Profesör oldu. İskoçya’da “ Royal Infirmary of Edinburgh, Department of Cardiothoracic Surgery “ de ve İngiltere’de Castle Hill Hospital Kalp ve Göğüs Cerrahi merkezinde 2 yıl çalıştı. Ulusal ve uluslararası dergilerde yayınlanmış 100’ün üzerinde bilimsel makalesi ve çeşitli konularda yazılmış kitapları var. Türkiye’de lazer ve radyofrekans

88

Şubat • 2015



Capatect’ten Hastanelerde Enerji Verimliği Projelerine Destek Filli Boya Capatect ile yalıtılan Trabzon Ahi Evren Göğüs ve Kalp Damar Eğitim ve Araştırma Hastanesi ortalama %50 oranında tasarruf sağlayacak. çok sayıda üst düzey yetkilinin katlımı ile 5 Şubat Perşembe günü restorasyonu tamamlanan hastanenin açılışını gerçekleştirecek. Geçtiğimiz aylarda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, 150 kadar kamu binasının yalıtımıyla da yaklaşık 45 milyon liralık enerji tasarrufu hedeflediklerini vurgulamıştı. Capatect Isı Yalıtım sisteminin tercih edildiği projede, yüksek ısı yalıtım performansı sağlaması amacı ile standart EPS levhalara göre %20 daha yüksek yalıtım gücüne sahip 6 cm Capatect Dalmaçyalı Isı Yalıtım Levhaları ve pencere etraflarına da Capatect Taşyünü levha uygulaması yapıldı. Son kat uygulamasında dış hava şartlarına ve yangına dayanıklı, Capatect Sıva ve Capatect mineral kaplama uygulaması ile Avrupa standartların-

Filli Boya Yalıtım Capatect; Sağlık Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın ortaklaşa yürüttüğü “Kamu-Özel Elele Enerji Verimliliğine” projesi kapsamında, Trabzon Ahi Evren Göğüs ve Kalp Damar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin restorasyonuna yalıtım desteği verdi. İlk kez sağlık bakanlığının kendisine bağlı sağlık tesislerinde kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması amacıyla başlattığı proje ile tüm kamu binalarına da enerji verimliği konusunda örnek olunması hedeflendi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Bakan Yardımcısı Muhammed Balta, Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Erkan Kandemir, Kamu Hastaneleri kurumu başkanı Zafer Çukurova, Trabzon Valisi, belediye başkanı ve Enerji bakanlığından

90

Şubat • 2015



sağlayarak; bu sayede binaların sadece ısıtmada elde ettiği tasarruf ile 2 milyar m3 daha az doğalgaz kullanılmasını ve 3,3 milyon hane halkının toplamda 2,4 milyar TL tasarruf etmesini sağladı. Ayrıca uygulanan ısı yalıtımı ile 4,3 milyon ton karbondioksitin atmosfere salınmasını engelledi. Bu rakam Bolu Ormanları’nın yıllık karbondioksit emiliminin yaklaşık 3 katına eşdeğerdir”

da bir ısı yalıtım sitemi uygulamasının yapılması sağlandı. Renk alternatiflerine sahip Capatect Son kat boya uygulaması ile projeye istenen görünüm kazandırıldı.

% 50 enerji tasarrufu sağlayacak

Filli Boya Yalıtım Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Gülay Dindoruk;” Isı Yalıtım Sisteminin performansı, kullanılan malzemelerin kalitesi, birbiri ile uyumu ve uygulama kalitesi ile doğrudan ilgilidir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Dr. Robert Murjahn Enstitüsü (RMI - Türkiye) işbirliğiyle gerçekleştirdiğimiz, dış ısı yalıtım sistemlerinin yangın performansını ölçmeyi amaçlayan “Full Scale” yangın testlerinde de gördüğümüz gibi doğru malzemeler ve doğru uygulama ile yapılan mantolama uygulamalarının yangın açısından da güvenli olduğunu işaret ediyor. EPS içeren mantolama sistemlerinin binalarda güvenle kullanılabiliyor. Bu projemizde de pencere etraflarına bariyer olarak Capatect Taşyünü levha ve son kat mineral kaplama uygulaması ile ek yangın dayanımı sağlamış olduk” dedi.

2,4 milyar TL tasarruf

Gülay Dindoruk şöyle devam etti: “Başta Filli Boya Capatect markamızla Betek olarak, yenilikçi ürün ve teknolojileri ile ısı yalıtımı işine girdiği 2003 yılından bu yana yaklaşık 110.000 binaya , 83 milyon2 ısı yalıtımı uygulaması yapılmasını

92

Şubat • 2015



23 Nisan’da Çerkezköy Devlet Hastanesi Açılıyor Kısa bir süre sonra hizmete girecek olan Çerkezköy Devlet Hastanesi, Trakya bölgesinin ikinci büyük sağlık tesisi olarak olacak. tiği kaydedildi. 2014 yılının Mart ayında başlanan hastane inşaatının 23 Nisan’da bitmesi planlanıyor. Konu ile ilgili konuşan Tekirdağ il Sağlık Müdürü Yavuz Akbulut, 2014 yılında başlanan 200 yataklı Çerkezköy Devlet Hastanesinin inşaatının yüzde 70’inin bittiğini söyleyerek, “Binanın dış cephe kaplama işlemlerine başladık. Binanın özel teşhis odalarını gezdik. Görsel olarak daha estetik daha ferah hastalarının ve yakınlarının ihtiyaçları da düşünülerek güzel bir düzenleme yapıldı” diye konuştu.

Tekirdağ’ın Çerkezköy ilçesinde yapımına başlanan Çerkezköy Devlet Hastanesinde sona yaklaşıldığını belirten Tekirdağ İl Sağlık Müdürü Yavuz Akbulut, “İnşaatın yüzde 70’i bitti. 23 Nisan’da Çerkezköy Devlet Hastanesini açıyoruz. Açılışa Sağlık Bakanımız Mehmet Müezzinoğlu da katılacak” dedi. Çerkezköy’e Trakya’nın ikinci büyük hastanesi olarak yapımına başlanan Çerkezköy Devlet Hastanesi’nin kaba inşaatının yüzde 70’inin bit-

94

Şubat • 2015



300 Yataklı olacak

Hastanenin temelinin 2014 yılında Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu tarafından atıldığını söyleyen Akbulut, açılışa da Bakan Müezzinoğlu’nun geleceğini söyledi.

Hastanenin görünürde 200 yatak olarak dizayn edildiğini ancak bunun üstüne çıkacaklarını dile getiren Akbulut, 300 yataklı kapasiteli bir hastane olacağını söyledi. Akbulut, “Hastanemizde 10 diyaliz yatağının da bulunduğu diyaliz merkezimiz mevcut.

Akbulut, hastaneyi 23 Nisan’a yetiştirmeyi planladıklarını söyleyerek, “Hastane hizmetlerinde inşaat başladıktan bir süre sonra yaşanan üzücü bir kaza nedeniyle inşaatımızda gecikmeler oldu ama binayı yapan inşaat firmasıyla görüştük 23 Nisan’a yetiştirebilme adına çalışmalar devam ediyor.Bu tarz binalarda bina yapımına başladıktan sonra daha iyi nasıl olabilir düşüncesiyle zaman zaman birimlerimizin organizasyonunda değişikler yapabiliyoruz. Bina tamamlandığında Trakya bölgesinde kapasitesinin yanında fonksiyonları olarak belki de en donanımlı hastanemiz olacak. 2012 yılında faaliyete başlamış olan Çorlu Devlet Hastanesi’nden sonra Trakya bölgesinin ikinci büyük sağlık tesisi olarak Tekirdağ’ımıza yapılan hastane olacak” ifadelerini kullandı.

Bunun yanında Çerkezköy’de kapasite olarak çocuk yetişkin ve bayan acillerinin de olduğu triyaj alanı ile birlikte multi travmalı hastalara müdahale edilebilecek direkt ameliyat katlarına çıkan yoğun bakım hizmetlerimiz de olacak. Bugüne kadar Çerkezköy’de fiziki yetersizliği nedeni ile yapılamayan hizmetler bundan sonra yapılacak inşallah. Fiziki kapasite olarak yüzde 100 bir artışın yaşandığı hastanemiz olacak. Total itibari ile bakarsak 600 bin civarında yıllık poliklinik yapan bir hastanemiz olacak” dedi.

“Trakya’nın İkinci Büyük Hastanesi Olacak” 96

Şubat • 2015



Sağlık Yönetiminde Rutinin Dışına Çıkmak Alışılagelen, sıradan, çeşitlilik göstermeyen, alışılagelmiş düzen içinde yapılan olarak tanımlanan rutinde ajandanın her sayfasındaki yapılacak işler listesi değişmez. Rutin, bazıları için güvenli bazıları içinde güvenli değildir. Rutin güvenli değildir diyenler için, bir hayat yaşarken de tehlikeler peşinizi bırakmaz. Rutin önce dinlendirici, sonra sıkıntı vermektedir diyenlerin sayısı da fazladır. Otomotik pilota bağlanan hayatı kolay yaşamayı sağlayan rutinlerimiz sayesinde yeni şeyler öğrenmeyi bir kenarar bırakırız.Öğrendikten sonra artık alışkanlık haline geliyor ve otomatik pilotta atılıyor tüm adımlar. Yaptığımız işleri aynı şekilde yapıyor, sonra da hayatımızdan sıkılıp “hep aynı şeyler” diye söylenmeye başlıyoruz. Belli bir zamandan sonra başlayan sızlanmalar daha sonra “stres” ve strese bağlı rahatsızlıklar olarak önümüze çıkabilmektedir. Aslında insanoğlu rutini tercih etme eğilimi içinde olsa bile rutinle sürekli olarak savaş halindedir.Bir süre sonra sıkılganlıktan ve tek düze hayat yerini; Danışmanlık hizmeti alma, yaşam koçluğuna müracaat veya sosyal aktivitelere arayışa yönelmeye bırakır. Göbek yağlarının artışı, eklem yerleri sızlanmaları da bir şeylerin ters gittiğinin sinyallerini verir. Bedensel, ruhsal ve sosyal yönde oluşan eksikliklerin ortaya çıkardığı tek düze hayat, insanları rutin dışına çıkmaya zorlar.

Alışkanlıklar, zamanla yerleşik kurallarımız haline gelir ve bundan kolay kolay vazgeçemeyiz. Hep aynı saatte kalkar, kahvaltı yapar, aynı yolu kullanarak işe gideriz. Hep o merdivenleri çıkarak ofise girer, o evrakları imzalar aynı pencereden bakar akşam olunca da eve döneriz. Akşam yemeğini yedikten sonra kumandayı alır televizyonun karşısına uzanırız. Çoğu zaman istem dışı yapılan bu alışkanlıklar zamanla yerleşik kurallarımız olur. Mevcudu korumak, risk almamak, değişime kapalı olmak veya konfor alanının içinde kalmak amacı ile oluşan rutinlerimiz zamanla konfor alanını oluşturur. Konfor alanı: Alıştığımız düzeni koruyarak, risk almaktan kaçındığınız kendinizi güvende hissettiğiniz alandır. Doğumdan itibaren çevrenin ve eğitimin etkisiyle edinilen alışkanlıkların oluşturduğu; çoğu zaman psikolojik görünmez alandır. İnsanlar ve organizasyonlar genellikle düşünceleri ve potansiyeli kısıtlayan bu sağlamcı alanda yaşar. Konfor alanında az düşünür, az davranır az enerji harcanır. Çok fazla ihtimal ve heyecan yoktur. Konfor alanının dışına çıkıldığında ise belirsizlik ve stres artar (1). Rahatlık bölgesi de dediğimiz bu alan, bir tür kişisel serbest bölgedir. Basit yaşamaktan ziyade bir tür “kolayı tercih” yaklaşımı olan bu davranış şekli ile “rutin” sarmalına kapılırız.

98

Şubat • 2015



Rutinin dışına çıkmak için neler yapılabilir?

yeniler, zihni meşgul eden düşünceler ayıklanır. Bu değişik atmosfer sayesinde günlük rutinin verdiği stresden vucut kurtararak rahatlama sağlar.

1- Farkındalık çalışmalar, otomatik pilotu devre dışı bırakarak, yaşama tazelenmiş ve yaratıcı bir perspektiften bakmanın kapılarını aralar. Farklı bir havayı solumak, farklı bir yatakta yatmak, farklı insanlarla karşılaşmak bedenin ve zihnin işleyişini değiştirir. Günlük tanım ve beklentileri arkada bıraktırır ve çok daha az uyarana maruz kalacağınız böyle bir ortamı için mükemmel bir zemin hazırlar. Araştırmalar gösteriyor ki, insanların hayatları üzerine sağlıklı karar alabilmek için, gündelik çevrelerinin dışına çıkması gerekir. Sadece tatil eğlencesi için değil, kendi hayatını objektif olarak gözlemlemek için de gündelik rutinin dışına çıkmak gerekir” (2). Tatilde önemli bir uyarıcıdır. Yıllık izinlerin doyasıya değerlendirilmesi çalışma hayatının vazgecilmezi olmalıdır. Yıllık izinlerin düzenli olarak yıl içinde tam olarak kullanımını sağlamak için çaba sarfedilmelidir.

3-Farklılık oluşturma ve kendini dinleme

Sinerji dediğimiz ek katkı dan farklı olarak alışılagelmişin dışında farklı çözüm tenikleri ile sıkılganlık üreten yapıdan kurtarma çalışması ile farklı atmosfer oluşturulabilir. Dinamizm sağlayabilmenin bir yoluna farklılık getirmeden geçer. Farklılık yaratma ;İnsanın kendini ve çalıştığı şirketi daha mobilize kılmak amacıyla farklı tarz ve yöntemlerle dinamizm getirme şeklidir. Örneğin giyim tarzında bir değişiklik oluşturma, e-imza yöntemine geçiş gibi.Birliğini şort giyerek denetlemeye giden komutan örneğinde olduğu gibi. Süreçlerin hızlşa akıp gittiği ve olayların birbirini izleyerek meydana geldiği ortamlarda yönetici veya çalışanların bulunduğu ortamda sürüklenmesine engel olabilmesi için bir süre “ uzaktan izleme” yapması gerekir. İnsanların akışını, çalışanın sorunlarını yakından takip etmek için bizzet hizmet bankolarında insanlarla iletişime geçmek gibi.

2- Sosyal aktiviteler ve spor

Gündelik hayatın akışından uzaklaşmak, kendini dinlemek, etrafımızdaki değerlerin farkına varmak ve insani duygusallığı yaşamak için gerekli olan gıdaların başında sosyal aktiviteler ve sportif faaliyetler gelir. Farkılı kesimlerden insanlarla tanışmak ve konuşmak, belirli gaye ile örgütlenen sosyal oluşumlarda bulunmak insanı rutinden birazda olsa ayrı tutar. Spor hem bedeni hemde zihni dinlendirir. Spor ile beden kendini

Yöneticiler açısından rutin

Yönetimsel süreçler de otomotik pilotu devre dışı bırakanların bürokratik kırtasiyecilikten kurtulduğuna şahit oluruz. Hiyerarşik hakimiyetin ve basmakalıp prosedürlerin egemenliğinin son bulduğu “sadakat” , “ahde vefa” “saygı” ve

100

Şubat • 2015



saatlerce yönetici kapısında bekleyen personel de bu rutinin dışına çıkmayı özler. Bu nedenle hem idareci hemde çalışanlar farkındalık egzersizleri yapmak durumundadırlar. Sürekli olarak, sel önünden kütük çekmekle meşgul yöneticiler için bazen günlük rutinin dışına çıkmak bile yeterli olabilmektedir. Sabahları erken kalkarak spor yapma, işe giderken farklı bir yol kullanmak, toplu taşıma araçlarını kullanmak gibi minik yenilikler bile hayata farklılık getirir.

“sevgi” ağı ile örülü bir sistem için oluşturulan illegalitenin adıdır rutin dışılık. Yönetimsel süreçlerde, insani değerlerin bir kenara itildiği rutinde yöneticileri bekleyen acı recete vardır. Bazı yöneticiler biraz işin kolayına kaçmak ve alışılagelen şekilde hareket etmeyi tercih etmektedir. Evrak imzalamak, her daim toplantılar yapmak, sorunlara çözümü ötelemek, ayni güzergahta vizit yapmak gibi. Güvenlik önlemi olarak görülen rutinde, önceden denenmiş yerler, yapılagelen aktiviteler, yaklaşımlar ve mekanlarda risk daha düşüktür. Rutini sıkıcı görenler ise yeni tecrübeler edinmek, yeni denemeler yapmak, hayatı her zaman daha keyifli ve eğlenceli getirmek için rutin dışında dolaşım sergiler.

Bu ve benzeri farklılıklar doğrudan iş ortamına verimlilik olarak yansır. Rutinin dışına çıkamayan yöneticilerin kör noktaları görmede zorlandığını ve yönetim körlüğüne kapıldığını görebilmek mümkündür. Rutin dışına çıkmak gayesi ile her tür sorunun çözümünü çalışanların keyfiyetine bırakmak ise sağlık yöneticiliği açısından uygun davranış şekli değildir. İşin görüldüğü oranda değer verilen, sorun getirmediği sürece önem verilen personel, insani değerlere üstünkörü yaklaşım serbileyen yöneticileri unutmaz. Yöneticinin, İşimi gördüğün sürece benim için değerlisin algısı oluşturması çok üzüntü vericidir. Yöneticinin bu imajı benimseyip benimsememesinin çok anlamı yoktur. Personel tarafından algılanan bu tavır kalıcı izler bırakır ve yöneticinin sorun çözmede zorluklarla karşılaşmasına yol açar.

Bazı inanışlara göre de ; rutinin dışına çıkma payı kullanılarak rutinin dışına çıkınca bu çıkış yasal zeminin dışına bir çıkış olarak ve rutinin dışına çıkıldığı için yasal zeminin dışına rutin olarak çıkılması şeklinde de yorumlanmaktadır. Birçok değişkenlere karşı alternatifli çözüm teknikleri geliştirerek dinamik bir sürecin işleyişini gerçekleştirebilmek rutinin dışına çıkmayı öngörür. Tıbbi teknoloji ve tedavi yöntemlerindeki başdöndüren yenilikle ile birçok uzmanlık alanlarının değişimin uyum içinde gerçekleşmesi gerekir. Normal bir işletmeden çok farklı yapısı ve işleyiş hacmi bulunan sağlık işletmelerinde görev yapan personelin rutini tercih etme lüksü veya seçeneği yoktur.Bir evrakı imzalatabilmek için

Mustafa Çiçek Sağlık İdarecisi muscicek@gmail.com

102

Şubat • 2015



BUSİAD Vizyon Söyleşileri’ne Kemal Yamankaradeniz konuk oldu:

“Dünya markası olmak için teknoloji etmek şart” Türkiye’nin lider marka ve patent danışmanlığı şirketi Destek Patent’in Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, BUSİAD tarafından düzenlenen Vizyon Söyleşileri etkinliğinde “Marka ve Patentte Global Vizyon” başlıklı bir konuşma yaptı. gerekenler hakkında Bursalı işadamlarını bilgilendirdi. BUSİAD Evi Kültürpark’ta düzenlenen etkinliğin moderatörlüğünü Bursa Halkla İlişkiler Derneği Başkanı Serdar Ömeroğulları yaptı. Ömeroğulları, “Bursa gelişmekte olan bir şehir, fakat iş dünyası markalaşma konusunda sorunlar yaşıyor. İş adamların vizyonlarının geliştirilmesine katkı sağlamak amacıyla düzenlediğimiz bu toplantılar artarak devam edecek” dedi.

BUSİAD tarafından düzenlenen “Vizyon Söyleşileri” Ocak ayında konuk olarak Türkiye’nin lider marka ve patent danışmanlığı şirketi Destek Patent’in Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz’i ağırladı. “Marka ve Patentte Global Vizyon” üzerine konuşma yapan Kemal Yamankaradeniz, Türkiye’de ve dünyada marka patent uygulamalarında gelinen nokta ile Türk sanayicisinin hedeflerine ulaşması için yapması

104

Şubat • 2015



Teknoloji üretmek şart

üretmek, farklı bakış açısı, araştırma ve eğitim şart. Türk firmaları dünyadaki gibi “acımasız rekabet” ortamında değiller. 30 sene önce Türkiye’de patent sayısı bin adetti. Bugün ise bu rakam 15 bine çıktı. Ancak bu rakamlar hala yetersiz. Japonya’da bu rakam 400 bin seviyesinde. Türkiye’de yenilik yapmaya, inovasyon yapmaya, yeni icatlar çıkarmaya ve bu ürünlerin dünya pazarında yer bulmasına ihtiyacımız var.” Toplantıya ayrıca Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Dinler ve İtibar Atölyesi Başkanı İletişim Danışmanı Ertan Acar katıldı.

Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, Türkiye ve dünyada marka patent uygulamalarında gelinen durumu değerlendirerek, Türk firmalarının marka tespitinde eksiklikleri olduğunu, iyi bir marka için çok detaylı araştırma yapılması gerektiğine vurgu yaptı. Yamankaradeniz, “Bir marka oluştururken onun farklı dillerdeki anlamını da bakmak lazım. Dünya pazarlarında satılacak ürünün nasıl satılması gerektiğini iyi düşünmek gerek. Markalaşmak için teknolojinin de üretilmesi gerekiyor” dedi ve şöyle devam etti. “Teknoloji üretmek kültür meselesidir. Teknoloji için, marka olmak için, teknoloji

106

Şubat • 2015



Dosya

Biyomedikal Mühendisliği’nde Yenilikler Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi Biyomedikal Teknolojileri AR-GE Topluluğu ve öğretim üyeleri tarafından düzenlenen “4.Biyomedikal Mühendisliği Öğrenci Sempozyumu” , 25 Mart 2015 Namık Kemal Üniversitesi Merkez Kampüs Rektörlük Konferans salon Konferans salonunda, 27 Mart 2015 tarihinde de Tıbbi Cihazlar ve Malzeme Fuarı EXPOMED 2015 İstanbul’da biyomedikal alanında ülkemizin seçkin akademisyenlerinin konuşmacı olarak katılacağı, çeşitli medikal sektör temsilcilerinin deneyimlerini paylaşacağı, medikal firmaların ürün tanıtımı yapacağı bir biyomedikal sempozyumu gerçekleşecek. Artık geleneksel olarak düzenlenen NKÜ Biyomedikal Mühendisliği Öğrenci Sempozyumu üniversitelerin Biyomedikal Mühendisliği ve Biyomedikal Cihaz Teknolojisi öğrencilerine açık olacak.

uygun bir platform oluşturmak. Biyomedikal alanda eğitim gören öğrenciler ve alanla ilgilenen bireyler arasında bilgi paylaşımının sağlanması ve çözüm aranması amaçlanmaktadır. Biyomedikal alanında yer alabilecek her türlü çalışmanın kabul edileceği, lisans düzeyinde olan bireylerin çalışmalarını sunma, tartışma ve değerlendirilme olanağı bulabileceği bir etkinlik olması hedeflenmektedir.

Biyomedikal Mühendisliği lisans öğrencilerinin mesleki ve bilimsel yetkinliklerini artırmak amacıyla düzenlenecek olan bu sempozyumda; biyomedikal alanında ülkemizin seçkin akademisyenlerinin konuşmacı olarak katılacağı, çeşitli medikal firmaların ürün tanıtımı yapacağı, medikal sektör temsilcilerinin deneyimlerini paylaşacağı ve öğrenciler projelerini poster şeklinde sunabileceği bir platform oluşturulacaktır. 27 Mart 2015 tarihinde EXPOMED Tıbbi Cihazlar Fuarında Öğrenci Poster Sunumları gerçekleştirilecektir. Poster sunumlarının konusu “Biyomedikal Mühendisliği’nde Yenilikler” olarak belirlenmiştir.

Katılmak için Poster sunumuna lisans eğitiminin her aşamasındaki öğrenciler en az 2 kişilik gruplar oluşturarak katılabilirler. Poster sunumlarının bir öğretim üyesinin danışmanlığında hazırlanması gerekmektedir. Hazırlanan sunumlara ilişkin özetler kayıt linkinde yer alan form aracılığıyla 8 Mart 2015 tarihine kadar gönderilmelidir. Etkinliğe katılabilecek poster sayısı poster alanıyla sınırlı olduğu için ilk gönderilen özetler ilk önce değerlendirmeye alınacaktır Özetlerle ilgili geri bildirimin ardından gruplar posterlerini hazırlayacaklar ve düzenleyicilere ileteceklerdir. Sempozyumda yer alacak Öğrenci Poster Bildirileri Sempozyum bildiri kitapçığında yayınlanacaktır. Bildirilerin daha önce herhangi bir yerde sunulmamış ve bastırılmamış olması gerekmektedir. Posterler, 26 Mart 2015 tarihinde açılacak olan EXPOMED Fuarı kapsamında sergilenecektir. Posterler, 27 Mart 2015 tarihinde sempozyum katılımcılarından oluşacak olan bir juri tarafından değerlendirilecek ve sonuçta dereceye giren posterlere o gün yapılacak oturumda çeşitli ödüller takdim edilecektir. Bunun dışında tüm katılımcılara sertifika verilecektir.

Bildiri konuları ve değerlendirilmesi NKÜ 4.Biyomedikal Mühendisliği Öğrenci Sempozyumunda sunulacak öğrenci poster sunu bildirileri için biyomedikal alanda ilgili olan çalışmalar kabul edilecektir. Konu seçimi tamamen poster sunumunu hazırlayacak bireyin tercihine bırakılmıştır. Değerlendirmede Düzenleme Kurulu poster bildiri özetlerini değerlendirecektir.

Bu konunun seçilmesindeki amaç lisansın her aşamasındaki öğrencilerin bir araya gelerek gelecekte biyomedikal mühendislerinin insan yaşamında ne gibi dönüşümler, değişimler yaratabileceklerini kimi örnekler de ortaya koyarak tartışmalarını sağlamaktır. Öğrenci bildirilerinin amacı ve hedefi Türkiye’de biyomedikal mühendisliği eğitimi alan öğrencileri ve bu alanla ilgilenen bireyleri bir araya getirmek ve çalışmaları için

108 Aralık•2013



İlaca erişimin teknolojik yolu Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki 27 il ve 357 ilçeye 15 şube, 4 bin 260 ortak eczacısı ve 700 çalışanıyla Türkiye’nin en büyük ecza kooperatiflerinden biri olarak öne çıkan EDAK, daha iyi ve çağdaş hizmet sunabilmek için Nexum işbirliğiyle internet odaklı projelerini hayata geçirdi. dinamik ve zengin sayfalardan oluşan EDAK web sitesi kullanıcı alışkanlıkları göz önüne alınarak tasarlandı. Hızlı erişim menüsü, yenilikçi ara yüz tasarım ve uygulamaları, kullanıcı odaklı yapısıyla ön plana çıkan web sitesi, responsive design özelliği sayesinde akıllı telefon ve tablet ekranlarında kullanılan cihazın ekran boyutlarına göre otomatik olarak biçimleniyor. Mavikasa uygulaması, CRM sistemi ile uyumlu çalışan yapısı sayesinde hem hızlı hem de kolay işlem yapabilme özelliklerine sahip. Kullanıcılar kolaylıkla ürün detaylarını inceleyerek seçim yapma ve satın alma yapabiliyorlar. Yenilenen arama motoru sayesinde istenilen ürünü bulmak çok daha kolay hale geldi.

Ulusal ve uluslararası arenadaki kurum ve markaların bilişim, e-ticaret ve tasarım alanında başarılı projelerine imza atan Nexum, Türkiye’nin en büyük üçüncü ecza kooperatifi olan EDAK’ın kurumsal web sitesini ve eczacılara özel tedarik portali olan Mavikasa uygulamasını yeniledi. EDAK’a üye eczacılar ve tedarikçiler yenilenen www.edak.org.tr sitesinden eriştikleri Mavikasa uygulaması sayesinde ilaç dışı kategorilerdeki ürünler hakkında doğru ürün bilgilerine daha hızlı ve kolay ulaşabiliyorlar. Tasarım aşaması öncesinde yapılan uzun ve detaylı kullanıcı araştırmaları ışığında hazırlanan EDAK Web sitesi ve Mavikasa portali için en güncel internet teknolojileri kullanıldı. İnteraktif,

110

Şubat • 2015


6.Uluslararası Teknik Tekstiller ve Nonwoven Fuar› 6 thInternational Technical Textile & Nonwoven Trade Fair

11 -13 Eylül 2015 11 -13 September 2015 TÜYAP FAIR CONVENTION AND CONGRESS CENTER BEYLİKDÜZÜ / İSTANBUL

al

www.hightex2015.com

Teknik Yakuplu Merkez Mah. Osmanlı Caddesi Güney Konakları B-Blok No:1 Kat 3 D.6 34524 Beylikdüzü - İSTANBUL Tel.: +90 212 876 75 06 Fax: +90 212 876 06 81 www.teknikfuarcilik.com e-mail: info@teknikfuarcilik.com

“Bu Fuar 5174 sayılı Kanun gereğince TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) denetiminde düzenlenmektedir”.

“This Fair is organized with the audit of TOBB (The Union of Chambers and Commodity Exchanges of Turkey) in accordance with the Law No.5174”


Medikal Görüntülemede Dev Teknoloji Firması Devrede Dünyanın lider çip üreticilerinden AMD, Analogic’in yeni BK Ultrasound bk3000 ultrason sistemine yüksek seviye görüntüleme performansı sağlıyor. Analogic, yeni ürünü BK Ultrasound’da dünyanın lider çip üreticilerinden AMD’nin gömülü grafik çözümlerini kullanıyor. Sağlık hizmetleri teknolojisi alanında dünya lideri olan Analogic ile AMD arasındaki bu işbirliği ile, ultrason cihazlarına daha hızlı işlem performansı sağlanarak, hızlı ve duyarlı görüntü alınması sağlanıyor. Konu hakkında konuşan AMD Türkiye Ülke Müdürü Ömer Çelebioğlu:” AMD Gömülü Radeon HD 7850 grafik hızlandırma üniteleri ve OpenCL birlikteliği verimli ve güçlü bir performansa imza atıyor. Bu ürün AMD’nin sağlık hizmeti sektörüne, teknolojisi ile hizmet etme anlayışının bir kanıtıdır. Yeni teknolojimiz keskin, detaylı medikal görüntüleme ve diğer ileri grafik işleme özellikleri sayesinde doktorların hastalarına daha gelişmiş bir hizmet sunabilmelerini sağlayacak” dedi. AMD Gömülü Radeon™ HD 7850 teknolojisi ile Analogic, her bir ultrason

görüntüsünde üç kat fazla bilgi kaydederken, yakalama ve görüntüleme arasındaki zamanı kısaltmayı başarıyor. Yeni Analogic bk3000 ultrason sistemi, üroloji, ameliyat, genel görüntüleme ve prosedür rehber uygulamalarında kullanılmak üzere geliştirildi ve ticari olarak dünyanın önemli pazarlarına sunuldu.

AMD

AMD, çevresel bilişimin yeni dönemini tanımlayan kişisel bilgisayarlar, tabletler, oyun konsolları ve bulut sunucular dahil olmak üzere milyonlarca akıllı cihaza güç veren teknolojiyi tasarlar ve entegre eder. AMD çözümleri dünyanın her yerinde kullanıcıların cihaz ve uygulamaların gerçek potansiyelini keşfetmelerine ve sınırların ötesine geçmelerine imkan sağlar.

112

Şubat • 2015





Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.