Medikal Teknik Şubat'14

Page 1








:8 :12 :18 :22 :26

em Sağlıkta Yeni Dön k Hastanelerin Yaletane cek ni Kapasitesi Ye rizminde Türkiye Sağlık Tu i Dünya Yedincis Başakşehir Şehirmeli Atıldı Hastanesi’nin Te Hizmetleri İran Özel Sağlık r İçin Cazip Bir Paza

IN DE X

GRUP BAŞKANI H. FERRUH IŞIK İLETİŞİM MAGAZİN GAZETECİLİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. adına İMTİYAZ SAHİBİ MEHMET SÖZTUTAN GENEL MÜDÜR YARDIMCISI AHMET KIZIL ahmet.kizil@ihlasfuar.com EDİTÖR HÜSEYİN AKARSU huseyin.akarsu@img.com.tr REKLAM KOORDİNATÖRÜ AHMET ERASLAN ahmet.eraslan@img.com.tr SANAT YÖNETMENİ İSMAİL GÜRBÜZ ismail.gurbuz@img.com.tr GRAPHIC DESIGNER SAMİ AKTAŞ sami.aktas@img.com.tr KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ EBRU PEKEL ebru.pekel@img.com.tr DIŞ İLİŞKİLER HAKAN KURT hakan.kurt@ihlasfuar.com MUHASEBE MÜDÜRÜ MÜRSEL GÜRLER muhasebe@img.com.tr ABONE İSMAİL ÖZÇELİK ismail.özcelik@img.com.tr CTP • BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No: 11 A/41 Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL +212 454 30 00

Reklam indeksi ABEM KİMYA.................................83

EKINEXPO...................................107

MGT..............................................95

AGORA..........................................47

EKİP TIBBİ MALZEME...................91

MULTİKAN......................... 53-55-57

AKTİF KİMYA................................89

ELECTROLUX................................. 9

OCTAMED......................................85

AMAZON MEDİKAL........................33

EMS..............................................31

OHSAD........................................109

AND OUTDOOR..............................61

FORTİS.....................................A.K.İ.

ÖMS............................................ 2-3

ARON TİTANYUM..........................17

GÖZDE...........................69-71-73-75

SAMSUN CERRAHİ ALETLER...........

AYDERSAN....................................59

İDEAL MAKİNA............................ 4-5

A.K...................................................

BEK TEKNİK..................................45

İHLAS ARMUTLU...........................97

SGMS............................................77

BEYBİ............................................49

İHLAS KOLEJİ...............................99

SLEEP WELL EXPO.....................103

CDK MEDİKAL......................... 25-27

İHLAS PAZARLAMA.....................101

TARTI............................................29

DOPA............................37-39-41-43

KEYHAN TERCÜME.......................87

TRİMPEKS.......................... 11-13-15

DÜNYA KONGRE..........................105

KEYMEN İLAÇ...............................93

TÜRKİYE HASTANESİ....................63

DÜNYA MEDİKAL..........................81

MES MEDİKAL......................... 21-23

TÜYAP................................. 110-111

EAR TEKNİK..................................65

MESİTAŞ.......................................79

VARİTEKS............................ Ö.K.İ.-1

ADRES 29 Ekim Caddesi No:23 34197 Yenibosna / İSTANBUL Tel.:+212 454 25 00 Faks:+212 454 25 98 www.medikalteknik.com.tr e-mail: info@medikalteknik.com.tr Medikal Teknik Dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. Medikal Teknik Dergisi’nin bütün yayın hakları İletişim Magazin San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. aygın süreli bir yayın olan Medikal Teknik Dergisi ayda bir yayınlanır.


Medikal TEKNİK

Yıl.27 Sayı.324 Aralık 2013

Editör

Değişim ve Dönüşüm Sağlık hizmetlerindeki değişim ve dönüşümü her birlikte yaşamaktayız. Bu değişim kendini her alanda hissettiriyor. Bu sebeple değişime kayıtsız kalmamak gerekir. Yapılan tüm yasal düzenleme ve değişikliklerden haberdar olup bu yönde adımlar atmalıyız. Eğer değişimle birlikte kendinizi yenilerseniz değişimin gerisinde kalmamış olursunuz. Bu da sizi bir adım öne çıkartır. Bilindiği gibi sağlık alanında birçok değişim oldu. Halihazırda bu değişim sürüyor. Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı, vatandaşların daha iyi sağlık hizmeti alabilmesi için tüm birimleriyle çalışıyor. Şehir hastanesi projelerinde önemli mesafe kat edildi. Birçoğunun ihalesi tamamlandı, temeli atıldı ve yapımına başlandı. Yani Türkiye geleceğinin sağlık hamlesini gerçekleştiriyor. Bugünün değil geleceğin projelerini üretiyor. Önümüzdeki nesillere daha güzel bir Türkiye bırakma çabası gösteriyor. Herkesin hedefi de bu olmalıdır. Bütün vatandaşlarımız her alanda olduğu gibi sağlık alanında en iyi hizmeti alabilmelidir. Sağlık alanında hizmet veren firmalarımız da Türkiye pazarı olduğu kadar yurt dışı pazarlarda da etkinliğini artırıyor. Ocak ayında Dubai’de gerçekleştirilen Arab Health Fuarı’na ülkemizden çok sayıda katıldı. Türkiye, sağlık çözümlerini üreten bir ülke konumuna geldi. İlerleyen zamanda daha fazla teknoloji odaklı hizmet üreteceklerine inanıyoruz. Bu sayımızda yine sağlık gündemine ilişkin birçok haber ve etkinlik haberimiz var. Beğenerek okuyacağınıza umarız. Gelecek sayıda buluşmak ümidiyle, Sağlıklı günler.


Aktüel

Sağlıkta Yeni Dönem Artık ilaçlar artık cep telefonu ile kontrol edilebilecek. okutularak ilaç hakkında bilgi alınabileceğinin müjdesini verdi.

Kullanıma Açıldı

Sağlık Bakanlığı tarafından geliştirilen programın daha deneme aşamasında olduğunu, 24 Ocak’ta programın vatandaşa arz edileceğini dile getiren Bakan Müezzinoğlu, “İlaçla ilgili konu, bugün yılbaşı itibarıyla başladığımız çalışma ile 15 gün süre sonra tüm ülke genelinde kullanılabilecek çalışma ile telefondan ilaç kutusu karekoduyla ilacın tüm bilgilerine ulaşılabilecek. Programın şu anda Bakanlığımız tarafından çalışması devam ediyor. Program ile ilaç kutusunun üzerinde bulunan karekodu okuttuğumuz zaman ilacımızın sisteme kayıtlı olup olmadığını göreceğiz, böylece kaçak ilaç kullanımı azalacak. Elimizdeki ilaç sistem içinde bir ilaç mı? Sitem içinde kayıtlı ise ruhsatlı bir ilaç mı? Türkiye’ye izinli girip girmediğini, herhangi bir sebepten toplatılmamış bir ilaç olduğunu görebileceğiz. Fotoğraf çeker gibi ilacın karekodunu okutuyorsunuz. Programın 3 tane temel özelliği var. Bir siteme kayıtlılığı, sisteme kayıtlı olanda ruhsatlı, yurt dışından gelme izni, piyasadan toplatma durumu. Bunları siz gördüğünüz andan itibaren İlaç Eczacılık Kurumu’ndaki merkez de görüyor” ifadelerini kullandı.

Tam Gün Yasası

Bakan Müezzinoğlu, tam gün yasası ile profesör ve doçent hekimlerin mesai saatleri dışında ve hafta sonları vatandaşa hizmet verebileceğini fakat aynı hizmeti uzman hekimlerin veremeyeceğinin altını çizerek, “Kamuda, üniversitede olsun muayenehane bir tarafta, bir tarafta da devletin kuruluşunda sağlık hizmetinin sunumunu bundan sonraki süreçte yasaklıyoruz. Normal mesaisinden sonra hocalarımızın ilave mesai yapmaları istemeleri durumunda da farklı alternatifler oluşturduk. Bunlardan bir tanesi kendi kurumunda saat 17.00’den sonra cumartesi veya pazar günü çalışarak vatandaşımıza hizmet edebilecek. Normal uzman hekimlerle ilgili böyle bir çalışma söz konusu değil. Normal uzman hekimlerin günlük çalışmaları var ve o hastanenin nöbet sistematiğine katkı sağlamaları var. Onlar uzmanlıklarına bağlı bulundukları kurumlarda devam edecekler” şeklinde konuştu.

Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, “Bakanlığımız tarafından geliştirilen program ile vatandaşımız cep telefonu ile ilaç üzerinde bulunan karekod vasıtasıyla ilaçlarını kontrol edebilecek” dedi. Müezzinoğlu, bu sistemle kaçak ilaç kullanımının önüne geçilmesini hedeflediklerini söyledi. Bir dizi temasta bulunmak için Kırklareli’ye gelen Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Kırklareli Akşam Sanat Okulu ve Öğretmen Evi’nde yerel ve ulusal basın temsilcileri ile kahvaltı programında buluştu. Basın mensuplarına Trakya ve Kırklareli’de yapılması planlanan hastaneler hakkında bilgi verdikten sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Müezzinoğlu, dünyada ilk olarak Türkiye’de uygulanacak olan cep telefonu ile ilacın karekodu

8 Şubat • 2014



Aktüel

Medikal ürünler sektörünün gözü 1 milyar dolarlık ihracatta Sağlık sektöründeki büyüme medikal ürünler pazarındaki yerli üretimi artırıyor. İthalatın yüksek olduğu medikal ürünler sektöründe yüksek katma değerli yerli üretimin artması cari açık derdine de çare olacak. faktörlerden bir tanesi. Türkiye’nin ithal kalemlerinde medikal ürünler ve cihazlar önemli bir paya sahip. Buna karşılık Avrupa ve ABD ile eşdeğer kalitede üretim yapabilen yerli firmaların sayısı her geçen yıl artıyor ve bu firmalar başta Avrupa olmak üzere dünya medikal sektöründeki rüştünü ispatlıyor. Rakiplerine göre en büyük avantajları aynı kaliteyi daha uygun fiyatlarda sunabilmeleri. Krizlerden en az etkilenen sektörlerden biri olan medikalde; ülkemizde girişimcilik gücünün yüksek olması, sektördeki bilgi birikiminin fazlalığı ve lojistik sektörünün gelişmiş olması da önemli artıları arasında yer alıyor. Markalaşma ve uluslararası tanıtım konusundaki eksiklikler ise sektörün önündeki en büyük handikaplardan biri… Diğer bir önemli eksik ise Ar-Ge ve inovasyona ayrılan kaynağın yeterli düzeyde olmayışı. Medikal üretim bölgelerinin kurulmasının da sektörün büyümesine katkıda bulunacağı tahmin ediliyor. İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, Türk medikal sektöründe üretim yapan yerli firmaların son yıllarda ihracat yaptıkları ülkeleri çeşitlendirmelerinin yanı sıra Ar-Ge yatırımlarını artırdıklarını ve kalite standartlarının yükselttiklerini belirtti. Akyüz, sözlerine şöyle devam etti: “Almanya, ABD gibi medikal teknolojisinde ileride olan ülkelerle rekabet edebilmek için firmalarımızın teknoloji ve Ar-Ge’ye yatırım yapmaları oldukça önemli. Nitekim beş yıldır milli katılım organizasyonunu düzenlediğimiz Almanya Medica Fuarı’na katılan firmalarımızın bu açıdan önemli bir mesafe aldıklarını gördük. Almanya’nın ürettiği bir medikal cihazı üçte biri fiyatına aynı kalitede, aynı standartlarda üreten firmalara sahibiz. Türk medikal sektörünü uluslararası alanda iyi tanıtabilirsek firmalarımıza olan ilgi ve dolayısıyla bu alandaki ihracatımız da artacaktır.” Beş yıl öncesine kadar ihracatı olmayan firmaların, bugün 35 ülkeye ihracat yaptığına vurgu yapan İKMİB Başkanı Murat Akyüz, medikal ihracatının kısa vadede 1 milyar dolara çıkarılmasının zor olmadığını, ithalatın çok yüksek olduğu bu sektörde yerli üretimin desteklenmesi sayesinde cari açığın azaltılmasına da büyük katkılar sağlanacağını dile getirdi.

Kimya sektörünün en önemli alt gruplarından biri olan medikal ürünler sektörü, son yıllardaki ihracat performansıyla dikkat çekiyor. Bu alanda üretim yapan yerli firmaların ihracat yaptığı ülkeleri çeşitlendirmesi ihracat artışında önemli bir rol oynuyor. Medikal sektörü ihracatının son beş yılına yakından bakıldığında; 2008 yılında 413 milyon dolar olan ihracatın 2009 yılındaki ekonomik kriz nedeniyle 389 milyon dolara gerilediği görülüyor. Ancak 2010 yılından sonra hızla yükselmeye başlayan ihracat; 2010 yılında 443 milyon dolar, 2011 yılında 559 milyon dolar ve 2012 yılında ise 647 milyon dolara ulaştı. Sektör, geçtiğimiz yıl ise 775 milyon dolarlık ihracata imza atarken en çok ihracatı gerçekleştirdiğimiz ilk 10 ülke; Irak, Azerbaycan, İsrail, Almanya, Gürcistan, İran, Romanya, KKTC, Fransa ve Türkmenistan olarak sıralandı. Kaliteli üretim yapabilen firmalara sahip olması Türkiye’nin medikal sektöründeki elini güçlendiriyor. Çoğu KOBİ düzeyindeki firmaların ihracat performanslarını ve ülke çeşitliliğini artırdıkları gözleniyor. Sektördeki katma değer oranının yüksekliği medikal ürünler pazarını cazip kılan

10 Şubat • 2014



Aktüel

Hastanelerin Yatak Kapasitesi Yenilenecek Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, “Hastanelerimizdeki 130 bin yatak kapasitesinin 90 bini önümüzdeki 4 yıl içerisinde sıfırdan yenilenmiş, ileri teknolojik duruma dönüşecek” diye konuştu. istikrarını güçlü bir şekilde temsil edemeseydik, milli iradeye sahip çıkmasaydık ekonomik istikrarı sağlayamazdık. Ekonomik istikrarı sürdüremeseydik bugün Sağlık Bakanlığı’nın ya da herhangi bir bakanlığın başarılarından bahsedemezdik” şeklinde konuştu.

Yerli Üretime % 20 Şartı

Hastaneler konusunda yerli üretime yasal düzenleme de yüzde 20 şartı getirildiğini ifade eden Bakan Müezzinoğlu şöyle devam etti: “Burada şu alan bu alan demedik. Kendi yerli sektörümüzle paralel stratejileri netleştirebiliriz. Yaklaşık 50 bin yatak kapasitesinin kamu özel işbirliği yapacağız önümüzdeki ortalama 4 yıl içerisinde yaklaşık 24 bin yatağın imza törenini attık. İhaleleri bitti sözleşmeleri yapıldı. 1 yıl içerisinde yaklaşık 25 bin yatak kapasiteli şehir hastaneleri kamu özel işbirliği ile ihale süreçlerini tamamlamayı planlıyoruz. Bu şekilde 2018 yılında 45 bin 50 bin yatak arasında bir yenilenmiş, nitelikli, ileri teknolojili hastane ve hastane odalarını tamamlamış olacağız. 2018 yılı dediğimizde 90 bin yatak kapasitesini şu anda 122 bin bunu 130 binlere hedefliyoruz. 130 bin yatak kapasitesinin 90 bini önümüzdeki 4 yıl içerisinde sıfırdan yenilenmiş, ileri teknolojik hastaneler durumuna dönüşecek.” Türkiye’nin sağlıktaki marka değeri gösterilerek önümüzdeki 5 yılda sağlık turizmi gelirleri 2,5 milyar dolardan 10 milyar dolarlara çıkabileceği belirten Bakan Müezzinoğlu, “Ama 2023’ lerde 20-25 milyar dolara çıkartacak hedefleri inşallah hep birlikte başaracağız. Ama bütün bunlarda 2 tane sağlıklı yürümemiz için sağlıklı güçlü ayağa ihtiyacımız var. Birincisi milli iradenin hak ve hukuku zedelenmeden güçlü bir şekilde yere basması onun getirdiği ekonomik istikrarı kaybetmeden yolculuğumuzu yapmamız. Son 1,5 ayda ekonomik istikrarımızı bozmak veya milli iradeyi zedeleyerek yürüyüşümüzü bozmak isteyenler bakınız dövizde, faizlerde borsada yine bizim bu planlarımızı zora sokacak bazı adımları atmayı başardılar. Bütün buna rağmen milletle beraber milli iradenin hukukundan yana bir tavırla onun hukukuna dokundurmayacak onun hak ve hukukuna helal getirmeyecek anlayışla inşallah bu süreçleri hep birlikte aşacağız. İnanıyorum ki ülkemizin ve sağlık sektörümüzün yarınları bugünden daha güzel olacak” diye konuştu.

Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, hastanelerdeki 130 bin yatak kapasitesinin 90 bininin önümüzdeki 4 yıl içerisinde sıfırdan yenilenmiş, ileri teknolojik duruma dönüşeceğini söyledi. Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, Ostim ve İvedik Organize Sanayi Bölgesi’nde medikal sektöründe üretim yapan sanayiciler ile İvedik Organize Sanayi Bölgesi(OSB) toplantı salonunda bir araya geldi. Toplantıya Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, Sağlık Bakanı Yardımcısı Agah Kafkas ile birlikte İvedik ve OSTİM’ de medikal sektör temsilcileri katıldı. Sağlık sektörü dünya genelinde olduğu gibi Türkiye içinde önemli ve stratejik bir sektör olduğunu belirten Bakan Müezzinoğlu, “Ben inanıyorum ki bunun farkındalığını stratejik karlarımızda, stratejik değerlendirmelerimizde doğru sağlıklı sürdürebilir ve erişebilir bir yol haritası ile bugünden daha iyi geleceğimize elbirliği ile başarabileceğimiz inanıyorum. Merdiven basamak basamak çıkılır. Merdivenin basamaklarını çıkarken istikrar önemlidir. İstikrarın temelinde de iki temel ayak var. Demokrasi ve hukuk devletinde birincisi milli iradenin istikrarı, ikincisi de ekonomik istikrardır. Son 11 yıldır milli iradenin

12 Şubat • 2014



Aktüel

Ekspomed 2014 İçin Geri Sayım Başladı Avrasya’nın en kapsamlı ve yenilikçi medikal fuarı ekspoMED 3-6 Nisan 2014 tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi İstanbul’da 21. kez profesyonel medikal ziyaretçilerine kapılarını açacak. •

Sağlık sektörünün en önemli ticari fuarı olan Ekspomed Fuarı, aynı tarihte düzenlenecek labtekMED fuarları ile birlikte yaklaşık 1.200’ün üzerindeki firma ve firma temsilciliği ile 30 binin üzerinde ziyaretçisi ile birlikte TÜYAP Büyükçekmece’de sektörü bir araya getirecek.

Fuarın Onur Ülkesi İtalya Bu yıl uluslararası yönüyle daha fazla öne çıkan ekspoMED 2014 Fuarı’nda İtalya onur ülke olarak yer alacak. Italian Trade Commission (ITC) ile yapılan ortak çalışmayla fuar başta İtalya olmak üzere uluslararası pazarlarda tanıtılıyor.

T.C. Sağlık Bakanlığı desteği yine sektörün en kapsamlı fuarında

Bilimsel etkinlikler, BAU TIP işbirliği ile ilk kez ekspoMED’de

20 Milyar TL’lik yeni yatırımları ile medikal sektöre ivme katacak TC.Sağlık Bakanlığı, desteklediği tek fuar olan expoMED de standıyla da yer alacak.Bakanlığa bağlı olan tüm alt yetkili kurumların da bulunacağı ekspoMED’de satınalma ve yatırımlardan sorumlu bakanlık yetkilileri Türkiye’nin sağlık alanındaki tek ve öncü fuarında ,sektörle buluşacak.

Bu sene ekspoMED’ de ilk defa eğitici seminerlere yer verilecek. Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi ile birlikte yapılan çalışmalar doğrultusunda, fuar süresince BAU Tıp tarafından, Beyin ve Ortopedi Cerrahisi, Rejeneratif tıp ve kök hücre konularında yurtiçinden ve yurtdışından gelecek dallarında öncü uzmanlar tarafından

14 Şubat • 2014



Aktüel

uygulamalı seminerler düzenlenecek. Ayrıca tüm etkinlik detaylarına internet sitesinden ulaşabilirsiniz.

den oluşan ziyaretçi profili 40’in üzerinde ülkenden gelecek katılımcılarla buluşacak. Türkiye’nin sağlık alanında ihracat da hedef ülkeler arasında yer alan ülkelerden alım heyetleri fuarlarda ağırlanacak. Avrasya bölgesindeki ülkelerle birebir sürdürülen pazarlama çalışmaları sonucunda Almanya, Azerbaycan, İsrail, Irak, Filistin, İran, İtalya, Gürcistan, Bulgaristan, Kosova, Rusya, Makedonya, Sırbistan, Libya, başta olmak üzere 20 farklı ülkeden Reed Tüyap Tarafından alım heyetleri düzenlenecek.

ekspoMED yine katılımcılarına kazandıracak Kamu hastane birlikleri yetkilileri, üniversitelerin satınalma komisyon başkanları, rektörleri, dekanları, özel hastane sahipleri ve yatırımcıları, satınalma yöneticileri, medikal ürün ticareti ile ilgili profesyoneller ve Sağlık Bakanlığı yetkililerin-

16 Şubat • 2014



Aktüel

Türkiye Sağlık Turizminde Dünya Yedincisi Deloitte’un raporuna göre, Türkiye tedavi için gelen hasta sayısı verilerine dikkate alındığında dünya genelinde sağlık turizminde ilk 10 ülke arasında yer aldı. Rapora göre Türkiye’de 2013- 2017 yılları arasında ilaç satışlarının her yıl % 8,8 civarında büyüme göstererek 19 milyar dolara ulaşması bekleniyor. •

koşullarında ayakta kalabilmek ve sektörde vazgeçilemez bir faaliyet olan Ar-Ge faaliyetlerini gerçekleştirebilmek için mutlaka daha esnek yeni operasyon modelleri ve işbirliklerine ihtiyaç duyacaklar. Bu unsur sektörde yeni birleşme, satın alma ve ortak girişim modellerinin sayısını giderek arttıracaktır. Dolayısıyla, giderek değişen ve gelişen ilaç ve sağlık sektörü piyasasında da piyasanın dinamiklerine hitap eden esnek ve yeni operasyon ve işbirliği modelleri oluşturmak kaçınılmaz olacaktır.” dedi.

Denetim, vergi, yönetim danışmanlığı, kurumsal finansman ve kurumsal risk alanlarında dünyanın en büyük profesyonel hizmet firmalarından biri olan Deloitte’un ‘2014 Yılı Küresel: Değişen Pazarda Esneklik ve Yeniden Keşif’ adlı araştırma raporu yayınlandı. Raporda, küresel sağlık ve ilaç piyasasında 2014 yılı ve sonrasındaki yakın gelecekte piyasanın gelişimini ve büyümeyi etkileyecek önemli faktörler dünyadaki değişik bölgeler bazında incelendi. Rapor ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Deloitte Türkiye Sağlık ve İlaç Endüstrisi Lideri Güler Hülya Yılmaz “Yakın gelecekte sadece ilaç sektöründe değil; sağlık ve ilaç endüstrisinin her alanında (biyoteknoloji, tıbbi teknoloji, sağlık hizmetleri) faaliyet gösteren tüm sektör oyuncuları, giderek artan fiyat baskısı ve rekabet

Türkiye sağlık turizminde ilk 10’da

Son yıllarda hızla büyüyen sağlık turizmi alanında Türkiye, 2012 yılında gerçekleşen hasta ziyareti verilerine göre dünyanın önde gelen ilk on ülkesi içerisinde yedinci sırada yer alıyor.

18 Şubat • 2014


Aktüel lyar dolara ulaşması bekleniyor. Öte yandan, Ar-Ge’de yenilik ihtiyacı, Türkiye’deki şirketleri yeni ve farklı fon kaynaklarına yöneltiyor. Türkiye’de Ar – Ge faaliyetlerini teşvik eden düzenlemeler bulunmakla birlikte bu düzenlemelerin gözden geçirilerek sağlık ve ilaç sektörüne hitap edebilecek duruma getirilmesi gerekiyor. Bunun için de, özel sektör – üniversite ve devlet kurumlarının işbirliği içinde hareket etmeleri gerekiyor.

İlk altı sırada ise sırasıyla Tayland, Meksika, Amerika Birleşik Devletleri, Singapur, Hindistan ve Brezilya bulunuyor. Türkiye’nin mevcut konumunu geliştirmesi için sağlık alanındaki şirketlerin, uzun vadeli kâr elde etmeye odaklanmaları ve bu yönde stratejiler belirlemeleri gerekiyor. Öte yandan, sağlık hizmet sunucularının elektronik verilerin giderek yayıldığı ve herkesin erişimine sunulduğu global bir ortamda hasta bilgilerinin güvenlik ve gizliliği konusunda dikkatli olmaları ve bu konuda ayrıntılı risk değerlendirmesi içeren farkındalık programları uygulamaları öneriliyor.

Globalde ilaç sektörü %2,4, biyoteknoloji ise %9,6 büyüdü

Rapora göre, globalde ilaç sektörü 2012 yılında 959 milyar dolar gelir elde ederek, 2011 yılına oranla %2,4 büyüme sağladı. Amerika kıtasındaki ülkeler toplam 417,6 milyar dolar ile 2012 yılında küresel ilaç pazarındaki en yüksek paya sahip olurken; Amerika kıtasını Avrupa ülkeleri (224,3 milyar dolar), Asya, Afrika, Avustralya kıtaları (168,1 milyar dolar) ve Japonya (110,5 milyar dolar) takip etti. Biyoteknoloji alanında ise 2012 yılında globalde toplam 232,5 milyar dolar gelir elde edildi ve bir önceki yıla göre %9,6 oranında artış sağlandı. Biyotekno-

Türkiye’de ilaç satışlarının 2017 yılında 19 milyar dolara ulaşması tahmin ediliyor

Türkiye’de, sağlık ve ilaç sektörünün başarıya ulaşması için gerekli olan kritik faktörler arasında yatırım teşvikleri, yenilikçilik (yani Araştırma ve Geliştirme), kalite ve sürdürülebilirlik yer alıyor. Türkiye’nin reçeteli ve reçetesiz toplam ilaç satışlarının, 2013 - 2017 yılları arasında yılda %8,8 civarında büyüme göstererek 19 mi-

19 Ocak • 2014


Aktüel

sorunlar ile karşılaşılıyor. En büyük sorun ise yeni bir keşfin ticari ürüne dönüşme sürecinde yaşanan gerek maddi gerekse mevzuat uygulamaları alanındaki sorunlar. Yaşanan sorunları çözebilmek için küresel bazda organize işbirlikleri ve ortaklıklar gerekli oluyor. Bu durum da sektörde satın alma ve birleşmeleri teşvik ediyor.

lojide öne çıkan tedavi alanları arasında ise kanser, bağışıklık sistemi hastalıkları ve bulaşıcı hastalıklar yer aldı. Küresel tıbbi teknoloji pazarı hâsılatı ise 2005 ve 2012 yılları arasında %7 oranında büyüme gösterdi.

Sağlık ve ilaç sektörünün gelişimini etkileyen sorunlar

Dünya genelinde yaşlanan nüfusun çoğalması, kronik hastalıkların artışı, teknolojinin gelişmesi, artış gösteren devlet fonlaması, sigorta da dâhil ürünlerdeki yenilikler ve sağlık reformları sağlık ve ilaç sektörünün büyümesini sağlayan etmenler arasında yer alıyor. Buna rağmen yine de sektörü, 2014 yılı ve gelecek yıllarda dört büyük sorun bekliyor:

3. İlgili kurallar ve mevzuat değişikliklerine uyum sağlamak: İster büyük isterse küçük olsun tüm ilaç şirketlerinin karşı karşıya kaldığı uyum sorunları arasında, sağlık sektöründe devlet politikaları ve ilgili mevzuat, ilaç güvenliği, sahtecilik, bilgi güvenliği ve gizlilik, fikri mülkiyet haklarının korunması ile ilgili mevzuat ve yolsuzluklar yer alıyor. Öte yandan, sektörde sinerji yakalamak ve büyüme kaydetmek amacıyla yapılan şirket birleşmeleri - satın almaları/ortak girişimler ve diğer üçüncü şahıslarla yapılan sözleşmeye dayalı ortaklıklar da riskli durumlar ortaya çıkarabiliyor ve uyum sorunu oluşturabiliyorlar. Faaliyet gösterilen ilgili ülkede bu tip faaliyetleri düzenleyen ilgili mevzuat kurallarına uyum sağlayamamanın bedeli ise şirketler için çok ağır olabiliyor.

1. Sağlık reformlarının izlenmesi ve gerekli uyumun sağlanması: ABD, Çin, Brezilya, Almanya, Fransa ve İngiltere’nin aralarında bulunduğu ülkeler yakın zamanda, değeri gözetmeden maliyeti aşağı çeken fiyatlama yerine değer bazlı fiyatlama (“value-based pricing”) sistemlerini tercih etmeye başladılar ve bu çerçevede sağlık sektörü üzerinde önemli etkide bulunan önemli mevzuat değişikliklerini yürürlüğe koydular. Bu reformların getirdiği zorlukların yanı sıra fırsatları anlayıp kavrayabilen ve bu yapılara uyum sağlayabilen kuruluşlar büyük olasılıkla önümüzdeki yıllarda sektörün liderleri haline gelecekler.

4. Daha küçük ve herkesin birbirine bağlı olduğu bir dünyada faaliyetlerini sürdürür hale gelmek: İlaç sektöründeki şirketler gelişmekte olan ülke ve bölgelerdeki yatırımları, dünya çapında artan birleşme ve satın almalar ve ortaklıklar ile giderek daha küçük ve birbirleriyle daha bağlantılı olan bir dünyada faaliyetlerini yürütür hale geliyorlar. Bu durum da fırsatlarla beraber zorlukları da beraberinde getiriyor.

2. Yenilikçilik ve değer oluşturmak: Sağlık ve ilaç sektöründe yenilikçi ürünlerin ortaya çıkarılması ve patentlerinin korunması konusunda dünyanın çeşitli ülke ve bölgelerinde değişik

20 Şubat • 2014



Aktüel

Başakşehir Şehir Hastanesi’nin Temeli Atıldı Başakşehir’de yapılacak Şehir Hastanesi’nin temel atma töreni, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşti. •

çalışanlarımız da mesleklerini daha iyi şekilde icra edeceklerdir. 2 bin 682 yatak kapasitesiyle İstanbul’un en büyük sağlık merkezlerinden biri olacaktır. Bu devasa yapılar hizmet alanında yapacaklarımızın sonuncusu değil, bundan sonra yapacaklarımız için basamak olacaktır” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Bir sağlıklı nefese koskoca cihan imparatorluğunu feda edebilecek bir iradeye sahip ecdadın torunlarıyız” dedi. Başakşehir’de yapılacak Şehir Hastanesi’nin temel atma töreni, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşti. Törene Başbakan Erdoğan’ın yanı sıra Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, ve çok sayıda vatandaş katıldı. Törende konuşan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, sağlık alanında yapılan yatırımları anlattı.

Tesiste 6 Hastane İnşa Ediliyor

Törende konuşan Başbakan Erdoğan ise projenin özelliklerinden bahsederek, “Kampusün bir bölümünü dev bir teşhis ve tedavi kütlesi ve buna bağlı 6 hastane binası inşa ediyoruz. Diğer bir bölümde ise psikiyatri hastanesi ve spor hastanesi kuruyoruz. Olimpiyat stadı burada. Böyle bir spor hastanesinin ilk defa yapılacak olması ayrı bir önem taşıyor. Bu aynı

Dev Eserler Zincirinin Yeni Bir Halkası

Başakşehir Şehir Hastanesi’nin Türkiye’nin dev eserler zincirinin yeni bir halkası olarak İstanbul tarihindeki yerini alacağını söyleyen Müezzinoğlu, “Bu entegre sağlık merkezinde sağlık

22 Şubat • 2014



Aktüel

Daha kısa zamanda burayı nasıl yaparız. Ben yapacaklarına inanıyorum. Kendilerinde o gücü de görüyorum. İnşallah bu hastane daha kısa zamanda hizmet vermeye başlar” diye konuştu. Sağlık sisteminde geçmişte yaşanan sıkıntıları anlatan Başbakan Erdoğan, “Benim vatandaşımı hastanelerde insan yerine koymadılar. Acil servislerde dahi hasta kardeşime yeterince ilgi göstermediler. Hastanelere sağlam giren hasta çıktı. Yeri geldi yoksul kardeşim rehin alındı. Gençler bunu bilmiyorlar. Siz bunları yaşamadınız biz yaşadık. Şu anda hamdolsun tüm hastaneleri tek çatı altında topladık, koordine ettik. Artık özel sektör hastaneleri dahi şu anda SGK ile anlaşıyorlar” şeklinde konuştu.

zamanda Türkiye’nin en büyük spor hastanesi olacak. Türkiye genelinde sporumuza tıbbi anlamda destek sağlayacağız. Bu büyük proje tamamlandığında sadece İstanbul’a değil bölge illerimize hatta dünyaya hizmet vereceğiz” dedi.

Daha Erken Hizmete Girmesi Bekleniyor Müteahhit firma ile süre konusunu da görüşeceklerini söyleyen Başbakan Erdoğan, “Sözleşmedeki süre 36 ay. 36 ayda buranın bitmesi gerekiyor ama ben biraz daha bu noktada heyecanlıyım. Diyorum ki özel sektör ortakları ile burada bir görüşelim. Kendileri ile süreyi de bir gündemden geçirelim.

24 Şubat • 2014



Aktüel

İran Özel Sağlık Hizmetleri İçin Cazip Bir Pazar Frost & Sullivan Türkiye Sağlık Birimi Analisti Uldouz Berenjforoush

Frost & Sullivan analistlerine göre yaptırımlara rağmen İran ekonomisi de İran sağlık sektörü de sürekli bir büyüme gösterecek. •

varlığa sahip olduğunu, yaptırımlara rağmen, önümüzdeki 10 yıl içerisinde GSYİH’nin ortalama yüzde 2.4 büyümeye devam edeceğini öngörüyorlar.

Dünyanın önde gelen araştırma ve danışmanlık gruplarından Frost & Sullivan’ın gerçekleştirdiği araştırmaya göre genç nüfusu ile Ortadoğu’nun en kalabalık ülkelerinden biri olan İran’ın sağlık hizmetleri sektörünü sürekli gelişen bir gelecek bekliyor. İran’ın 75 milyonu aşkın nüfusunun yüzde 50’sinden fazlasının 35 yaş altında olduğunu ifade eden Frost & Sullivan Türkiye Sağlık Birimi Analisti Uldouz Berenjforoush, doğal kaynak zengini olan ülkenin petrol ve gaz rezervlerinden doğan çok büyük bir

Sağlık Hizmetlerinde Önemli Reformlar Yapılıyor İran’ın genç nüfusu haricinde uzun dönemli yatırım potansiyeli açısından da Ortadoğu ve Afrika ülkeleri arasında 15. sırada yer aldığı ve sağlık hizmetleri reformları konusunda da

26 Şubat • 2014



Aktüel Frost & Sullivan Türkiye Sağlık Birimi Analisti Uldouz Berenjforoush, İran sağlık hizmetleri sektörünün 2011 yılında 26.44 milyar dolar düzeyine ulaştığını ve yüzde 6.4 büyüyerek 2012’de 28.12 milyar dolara yükseldiğine işaret ediyorlar. Bununla birlikte, cepten yapılan sağlık harcamaları (OOP), çevre ülkelerle karşılaştırıldığında yüzde 55 oranla çok yüksek bir düzeyde seyrediyor. Araştırmalar, İran’daki ölümlerin yüzde 45’inin kardiyovasküler hastalıklardan, yüzde 18’inin özelikle genç nüfus arasında daha fazla sakatlıklara ve yaralanmalara yol olan trafik kazalarından, yüzde 6’sının neonatal ve solunumla ilgili hastalıkların takip ettiği yüzde 14 oranındaki kanserden kaynaklanan ölümler olduğunu ortaya koyuyor. Kardiyovasküler bozukluklar, diyabet bozuklukları, osteoporoz, beslenme ve psikolojik bozukluklarda da artış görülüyor. Ayrıca solunum ve kanserle ilgili vakalarda da önemli bir artış kaydediliyor. Uzmanlara göre 2009 yılında akciğer kanseri, bildirilen toplam kanser sayısının yüzde 14.3’ünü oluştururken, bu oranın 2030 yılında yüzde 18’e yükselmesi öngörülüyor. Ayrıca HIV/AIDS vakalarıyla yakından ilgili olan uyuşturucu bağımlılığı problemlerinin, nüfusun yüzde 3 ila 5’ini etkilediği de belirtiliyor. Frost & Sullivan’a göre, belirtilen bu nedenlerden dolayı İran’da sağlık hizmetleriyle ilgili sorunlara daha iyi çözümler sunan daha gelişmiş bir tıp sistemine ve tıbbi ürünlere ihtiyaç duyan büyük bir nüfus bulunuyor.

sıralamada iyi bir konumda bulunduğunu ifade eden Frost & Sullivan Türkiye Sağlık Birimi Analisti Uldouz Berenjforoush, genç nüfus ve sektördeki gelişim olanağı bakımından özel sektörde, ilaç piyasalarında, sağlık tesisleri ve tıbbi cihazlardaki yatırımlarda artış görüleceğinin altını çiziyorlar. Analistler, İran’ın ilaç pazarı nın 2011 yılında 3.26 milyar dolar düzeyinde gerçekleştiğini, 2014 yılına kadar kadar yüzde 13’lük YBBO (CAGR/yıllık bileşik büyüme oranı) ve ardından yüzde 8’lik büyüme tahminiyle yüzde 7.6’lık artış göstererek 3.51 milyar ABD dolarına yükseleceğini belirtiyorlar. Bununla birlikte, enflasyon dikkate alındığında İran’ın yüzde 11’ine denk gelen bir YBBO ile ilaç harcamalarının 2019’da 4.14 milyar ABD doları düzeyinde olması bekleniyor.

Uzmanlaşmış Tıbba İhtiyaç Var

Sağlık Sektörüne Yoğun Yatırım Yapılıyor

İran, tıbbi ilaçların yüzde 90’ını üretiyor ve İran Sağlık Bakanlığı 4 yıl içinde kendi kendine yeterli olabilmek gibi iddialı bir hedef belirlemiş bulunuyor. Buna ek olarak, daha yüksek teknoloji ürünleri ve cihazların bulunmaması nedeniyle İran’ın yerel üretimi genel olarak jenerik ilaçlara odaklanıyor. Ülkede jenerik ilaç üreten 70’ten fazla İran menşeli ilaç şirketi bulunuyor. Diğer yandan, Frost & Sullivan Türkiye Sağlık Birimi Analisti Uldouz Berenjforoush’a göre İran’da özel tıp alanındaki eksiklik Hint ve Çin ürünleri için fırsat oluşturuyor. Fakat bu ürünler kaliteli ürünler olmamakla birlikte genellikle yan etkilere sahip bulunuyor. İran’ın ilaç piyasasında, Avrupa ve Amerika markaları daha öncelikli olacak şekilde uzmanlaşmış tıbba büyük bir ihtiyaç duyuluyor. Analistler, İran ilaç endüstrisi ülke nüfusundan daha hızlı bir şekilde büyüyeceği için artan nüfusa bağlı olarak yüksek kaliteli ilaca olan ihtiyaç nedeniyle İran’ın büyük ölçüde ithalata yöneleceğini ileri sürüyorlar.

Frost & Sullivan Türkiye Sağlık Birimi Analisti Uldouz Berenjforoush, İran’da tıbbi cihazlar endüstrisi 2011’de 901 milyon ABD doları düzeyindeyken yüzde 7 artarak 2012’de 964 milyon dolara yükseldiğini belirtiyorlar. Hükümet, hizmetlerini ve olanaklarını modernize etmek ve sağlık hizmeti endüstrisini geliştirmek için sağlık sektörüne yoğun bir yatırımda bulunuyor. Hızlı bir şekilde artan hastane yatak sayısının yüzde 10’u özel sektör tarafından karşılanıyor, ancak özel harcamalar, harcanan toplam paranın yüzde 20’sine denk geliyor. Tıbbi cihazlar endüstrisi ise yüzde 88’den fazla bir oranla ithalata bağımlı bulunuyor. Analistler, İran’ın iç piyasasının, şırınga, iğne ve katerler, diş hekimliği araçları ve bağlantı parçalarının yanı sıra ortopedik aletler gibi sadece temel sarf malzemelerinin üretimini yapabilecek nitelikte olduğuna dikkat çekiyorlar. İthalat, 2011

28 Şubat • 2014



Aktüel yılı itibariyle 785.3 milyon dolar olarak belirtiliyor. İthalatın yüzde 70.4’ü ise Avrupa Birliği ülkelerinden Almanya, Hollanda ve piyasaya hakim olan İngiltere’den yapılıyor. İthalatın büyük bölümünü sarf malzemeleri ve tanısal görüntüleme cihazları oluşturuyor. Frost & Sullivan analistlerine göre iç pazarın yeterli olmaması nedeniyle, tıbbi cihazlar sektöründe özel cihazlar pazarındaki eksikliği gidermeyi amaçlayan gelişmekte olan bir sektör göze çarpıyor. 2012 yılında 919.5 milyon dolar düzeyinde olan bu pazarın, 2017 itibariyle 1.053 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

beri eksik olması nedeniyle sektörün önünde çok büyük bir gelişme alanı bulunuyor. Analistler, uzun bekleme sıraları ve tesislerin yetersizliğinin söz konusu olduğu genel sağlık hizmetleri sektöründe verimlilik eksikliğinin bulunmasının, özel sağlık tesislerini giderek daha fazla cazip bir hale getirdiğinin altını çiziyorlar.

Sağlık Turizmi Hızla Gelişiyor Sağlık turizminin İran’da büyümekte olan bir piyasa olduğunu belirten Frost & Sullivan Türkiye Sağlık Birimi Analisti Uldouz Berenjforoush, sadece 2012 yılı itibariyle 2011’in iki katına ulaşarak 1.5 milyar dolardan daha fazla gelir elde eden İran’ın 200.000 sağlık turistine ev sahipliği yaptığına dikkat çekiyorlar. Bir önceki yıla kıyasla toplam sağlık turisti sayısı yüzde 135 artarak, 2013’ün ilk yarısında 85.670’den fazla kişi İran’ı ziyaret etmiş bulunuyor.

Sağlıkta reform ihtiyacını farkeden İran hükümeti, Irak-İran savaşı sonrasında 1990’dan başlayarak personel, hastane yatakları ve tesislerin sayısını arttırmaya, altyapı ve hizmetleri iyileştirmeye odaklanmış gelişme planlarını uygulamaya koymuş bulunuyor. Frost & Sullivan Türkiye Sağlık Birimi Analisti Uldouz Berenjforoush’a göre bu girişim aynı zamanda yabancı yatırımları çekme

Sağlık turistleri Azerbaycan, Türkmenistan, Irak, Türkiye, Kuveyt, Umman, Hindistan ve Pakistan’dan geliyor ve özellikle Azerbaycanlı ve Ummanlı turist sayısının hızlı bir şekilde artacağı tahmin ediliyor. Ziyaretlerin çoğu transplant, göz, ortopedi ve diş hekimliği amacıyla İran’ı tercih ediyor. Bu alanlarda İran, düşük maliyetlerle yüksek kalitede uzmanlık sunuyor. Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, Bahreyn ve Suudi Arabistan gibi bölge ülkeleriyle ve Güneydoğu Asya’daki diğer ülkelerle karşılaştırıldığında, İran maliyet rekabetçi bir konumda bulunuyor. İran hükümeti sağlık turizmindeki fırsatların farkında olarak daha iyi hizmet sunmak amacıyla altyapısına yatırım yapıyor. Örneğin Azerbaycanlı turistler için tıbbi hizmetler sınırda sağlanıyor. Sağlık turistlerini sınırdan alarak uygun sağlık tesislerine götürmek için taksi hizmetleri de sunuluyor. İran, özellikle Körfez ülkelerinden hastalara hizmet eden, İslam dünyasından gelen sağlık turistlerinin merkezi haline gelmeye odaklanmış bulunuyor.

ve artırma vizyonuyla ilgili bir süreç olarak önem kazanıyor. Buna bağlı olarak İran, devlet sağlık sigortası ve sosyal refah sistemlerindeki reformlara da büyük önem veriyor. Nitekim İran’da savaş sonrası 1992 yılında her 3.120 kişi başına bir doktor düşerken, 2012 yılı itibariyle büyük bir gelişmeyle her 845 kişi için bir doktor düşüyor. Bununla birlikte, sağlık sigortalarının çoğu devlet tarafından sağlanıyor ve hizmetlerin niteliği ödenen prime göre değişiyor. Ayrıca İran ordusu, İran Ulusal Petrol Şirketi ve Melli Bankası’nın kendilerine ait yüksek kaliteli hastaneleri bulunuyor. Daha varlıklı İranlılar da daha nitelikli hastanelerden yararlanıyor. 2001’den itibaren İran’da özel sigorta sistemlerinin kurulmasına izin veren bir kanun kabul edilmiş bulunuyor.

Frost & Sullivan Türkiye Sağlık Birimi Analisti Uldouz Berenjforoush’a göre savaştan sonra İran’ın sağlık hizmetleri sektörü hızlı bir şekilde gelişiyor ve ülke çok önemli büyüme alanları ve yatırım fırsatlarına ev sahipliği yapıyor. Yaptırımlar, sağlık hizmetleri pazarının büyümesini etkilemekle birlikte, analistler İran’ın, sadece İranlılara değil, düşük maliyetli fakat yüksek kaliteli hizmet arayışıyla gelen sağlık turistlerine de yüksek kaliteli hizmetler sunmaya çalışarak rakipleri arasından sıyrılmak için büyük bir çaba gösterdiğine vurgu yapıyorlar.

Frost & Sullivan Türkiye Sağlık Birimi Analisti Uldouz Berenjforoush’a göre İran’da özel sağlık hizmetlerinin 20 yıldan daha fazla bir zamandan

30 Şubat • 2014



Aktüel

Alvimedica Singapur ofisi açıldı Türkiye’nin girişimsel kardiyoloji alanındaki tek dünya markası Alvimedica, Asya Pasifik Bölgesi’nin ana merkezi olarak konumlandırılan Singapur ofisini hizmete açtı. medica CEO’su Dr. Cem Bozkurt, Asya-Pasifik bölgesinin en önemli kongrelerinden biri olarak bilinen Asia PCR Singapore Live 2014’e de katıldı.

40’dan Fazla Ülkede Faaliyet Gösteriyor Türkiye’deki ilk ve tek stent ve balon üreticisi konumundaki Alvimedica, bugün 40’dan fazla ülkede faaliyet gösteriyor. Yüzde yüz Türk sermayeli olan şirketin sektörde altı yıllık deneyimi bulunuyor. Girişimsel kardiyoloji alanında bilgi birikimine ve güçlü Ar-Ge yapısına sahip olan Alvimedica’nın Singapur’un yanı sıra, Türkiye, Hollanda, Fransa, İtalya, Brezilya, Uruguay, Hong Kong, Çin, Hindistan ve Kanada’da ofisleri bulunuyor. 2007 yılında kurulan Alvimedica, girişimsel kardiyoloji alanında uzman hekim ve cerrahlara yeni nesil, minimal-invaziv sağlık teknolojileri sunmaya kendini adayan genç ve dinamik bir şirkettir. Alvimedica, tasarım ve ürün geliştirmede en ileri teknolojiyi kullanarak birinci sınıf, kaliteli ürünler ve hizmetler sunar. İstanbul Çatalca’daki Trakya Serbest Bölgesi’nde yer alan 5.500 metrekarelik tesislerinde dünya standartlarında Ar-Ge’si ve Avrupa’nın en büyük sınıf 10.000 temiz oda ortamı ile Alvimedica, tümü CE belgesine sahip koroner stent, balon kateter ve tanı veya kılavuz kateterleri üreterek günümüzde dünyanın 40’tan fazla ülkesinde doğrudan veya temsilcilikler aracılığıyla faaliyet göstermektedir. Alvimedica’nın yenilikçi ürünler yoluyla cerrahi prosedürleri geliştirmeye yönelik kararlılığı, hastaların yaşam kalitesini arttırmaya yönelik edindiği misyon ve klinik sonuçların iyileştirilmesi için harcadığı çabadan ileri gelmektedir. Çatalca’da, Hollanda’nın Assen kentinde ve İtalya’nın Saluggia kentinde AR-GE merkezleri bulunan kuruluşun güncel projeleri arasında renal ve kranial endovasküler stentler yer almaktadır. Şirket aynı zamanda vücut tarafından tamamen emilen biyoemilebilir stentler üzerinde de çalışmaktadır.

Tıbbi cihaz sektöründe, global pazardaki ilk 5 şirket arasında yer alma stratejisi kapsamında satış ağını genişleterek büyümeye devam eden Alvimedica, Asya-Pasifik Bölgesi yönetim merkezi olarak faaliyet gosterecek Singapur ofisiyle dünyada 11. ofisine ulaşmış oldu.

Asya – Pasifik Bölgesi Hedefleniyor Alvimedica ürünlerinin 2014 itibariyle 50’ye yakın ülkede satıldığını belirten Alvimedica CEO’su Dr. Cem Bozkurt, “Hedefimiz her yıl, 1 kıtada 2 ülkenin daha pazarına girmek. Bu hedefimiz doğrultusunda Asya-Pasifik bölgesi için Singapur ofisimizin açılışını gerçekleştirdik. Bu ofisimizle birlikte bu yıl Endonezya ve Myanmar pazarlarına da gireceğiz. Bu yılın ortalarına doğru da küresel pazarın % 50’sini elinde bulunduran Kuzey Amerika pazarına girmeyi planlıyoruz” dedi. İtalyan CID firması ile Kasım ayında gerçekleştirilen birleşmenin Alvimedica’yı global pazarda 6. sıraya taşıdığının da altını çizen Bozkurt, “Global pazarda bir sonraki hedefimiz ise ilk 5 şirket arasında yer almak. Ar-Ge gücümüz ile bunu da birkaç yıl içerisinde gerçekleştireceğimize inanıyoruz” dedi. Açılış sebebiyle Singapur’da bulunan Alvimedica Yönetim Kurulu Üyesi Leyla Alaton ve Alvi-

32 Ocak • 2014



Aktüel

Bulut Bilişim Hız ve Verimlilik Getiriyor Sağlık sektöründe giderek daha etkin olmaya başlayan bulut bilişimde yaşanan gelişmeleri masaya yatırıyor. • Frost & Sullivan’ın bulut bilişimi sağlık sektörü

arşivleme ve iletişim sistemleri (PACS), radyoloji bilgi sistemleri (RIS), sağlık bilişim sistemleri (HIS) ve klinik bilgi sistemleri (CIS) gibi çözümler sayesinde iş akışının daha sağlıklı düzenlendiğini ifade ediyorlar. Ancak analistler, pazarın mevcut tüm teknolojileri birleştirecek, gerekli tüm hasta ve görüntüleme verilerini tek bir noktada toplayıp bu verileri çeşitli yerlerden erişilebilir kılacak çözümlere ihtiyaç duyduğunu, işletme genelini kapsayan bu tür bir veri paylaşımının, sağlık hizmeti sunanların cüzi bir gider karşılığında verimliliklerini artırabilmelerini sağlayabileceğini belirtiyorlar. Bu doğrultuda bulut bilişim, işletme genelini kapsayan çözümler için kullanılabilecek kilit bir imkân olma yolunda hızla ilerliyor. Frost & Sullivan sağlık sektörü analistleri, bulut bilişim

kapsamında mercek altına aldığı araştırmasına göre önümüzdeki dönemde işletme genelini kapsayan sağlık bilişimi sistemleri, medikal hizmetlerin kalitesini ve işletmelerin verimliliğini artırırken giderleri azaltacak. Dünyanın önde gelen araştırma ve danışmanlık kuruluşlarından Frost & Sullivan’ın gerçekleştirdiği araştırmaya göre birçok sektörde olduğu gibi son derece rekabetçi ve dinamik bir yapıya sahip olan sağlık sektörü de hizmetlerin kalitesini arttırırken maliyetleri azaltan bir araç olarak bulut bilişime başvuruyor. Frost & Sullivan sağlık sektörü analistleri, özellikle gelişmiş bir pazar olan sağlık bilişimi pazarının gelirleri yükseltmek için daha verimli bir çözüme ihtiyaç duyduğunu, son dönemlerde görüntü

34 Şubat • 2014


Aktüel

teknolojilerini uygun bir şekilde kullanmanın, Avrupa’daki sağlık tedarikçilerinin hizmet kalitesi ve işleyiş verimliliğini artırmaları, farklı coğrafi konumlar arasında bilgi paylaşabilmeleri ve giderleri yönetmelerine yardımcı olabileceğini vurguluyorlar. Analistler, bulut bilişimin veri depolama, veri kaybını önleme, hastaların bilgi kaydını tutma, bilgilerin yetkili paylaşımı gibi çok çeşitli amaçlarla kullanılabileceğini belirtiyorlar. Örneğin zamanın çok kritik olduğu bir aciliyet durumunda, kayıtlı hasta bilgilerinin hastane sınırlarının dışındaki bir birimle paylaşılması gerektiğinde, bulut üzerindeki bu bilgilere yetkili erişim sağlayarak işlemi hızlı ve etkili bir şekilde gerçekleştirmek mümkün olabiliyor.

Maliyet Açısından 10 Kat Avantajlı Avrupa genelinde gelişmiş bir PACS pazarına sahip sağlık tedarikçilerinin verilerini desteklemek için ek depolama sistemlerine ihtiyaç duyduğunu belirten Frost & Sullivan analistleri, ancak söz konusu yatırımın veri depolama sürecini pahalı bir işleme dönüştürerek işletme bütçesini sarsabileceğini ifade ediyorlar. Uygulamanın epey maliyetli olduğunu belirten Frost & Sullivan sağlık sektörü uzmanlarından Raghuraman Madanagopal, bulut bilişimin avantajları hakkında şunları söylüyor: “Bulut bilişim kullanarak donanım ve depolama alanı giderleri düşürülebilir. Çünkü bulut depolamanın maliyeti, sıradan depolama sistemlerinin maliyetinden neredeyse on kat daha az. Buna ek olarak bulut depolama uygulaması, depolama sistemlerinin yönetilebilmesi için harcanan eğitim kaynaklarının miktarında esaslı bir düzenlemeyi de beraberinde getiriyor.”

darikçisi açısından büyük bir sorun olduğu, söz konusu verilerin hastanelerin işleyiş verimliliğini derinden etkilediğini ifade eden Madanagopal, bulut bilişimin kendini sürekli olarak güncellediğini, koruma standartlarını geliştirerek veri kaybı riskini azalttığını ve ekstra güvenlik sağladığını belirtiyor. Bununla birlikte, sürümlerin yükselmesi herhangi bir duraklama süresine yol açmadan gerçekleşiyor ve gerçek zamanlı erişimi etkilemiyor. Dolayısıyla sağlık hizmeti tedarikçilerinin talep ettiği gibi sisteme 7/24 ulaşabilmek bulut bilişimle mümkün oluyor. Diğer yandan, bulut bilişim uygulamaları henüz ilk aşamalarında bulunuyor. Buna bağlı olarak güvenlik ve uyumluluk sorunları, verileri donanımdan buluta kaydırabilecek nitelikli personel eksikliği, Avrupa’nın birçok bölgesinde geniş bant bağlantının yaygınlık kazanamaması ya da internet hızının düşük olması gibi bazı sınırlayıcı faktörler bulunuyor. Ancak tüm bunlara rağmen bulut bilişimin birçok büyük avantajı beraberinde getirdiğini belirten Madanagopal şunları söylüyor: “Bulut bilişim ve sunduğu hizmetler, Avrupa’nın dört bir yanındaki hastanelere tedavi kalitesini artıracak muhteşem seçenekler sağlıyor. Bu da önümüzdeki yıllarda büyük ölçekli bulut bilişim uygulamalarının benimsenmesini teşvik edecek. Bulut bilişim hizmetlerinin tedarikçileri sürekli olarak kendilerini yeniliyorlar. Farklı düzenlemelere uyum sağlayabilmek ve yüksek bir güvenlik temin edebilmek amacıyla güvenlik standartlarını geliştiriyorlar. Bulut bilişimin depolama alanı büyüklüğü, depolama verimliliği, veri kaybını önleme, eşzamanlı ve yetkili veri paylaşımını kolaylaştırma gibi konulardaki avantajları, Avrupa’daki sağlık bilişimi sektörünün dinamiklerini de zamanla değiştirebilir.”

Veri Kaybetme Riskini De Düşürüyor Veri kaybetme riskinin çoğu sağlık hizmeti te-

35 Ocak • 2014


Aktüel

Bıçakcılar Arab Health Fuarı’na Onuncu Kez Katıldı Dünyada 80’den fazla ülkeye ihracat yapan Türkiye’nin lider tıbbi cihaz ve tek kullanımlık tıbbi malzeme üreticisi Bıçakcılar 27-30 Ocak tarihleri arasında Dubai’de gerçekleştirilen Arab Health Fuarı’na katıldı. •

olarak bu bölgelerde özellikle medikal ekipman ve tek kullanımlık tıbbi ürünler ihtiyacını karşılamaya talip olduğumuz için bölgedeki fuarlara katılmak bizim için çok önemli. Böylelikle yıllık toplam 80 milyar dolar olan Orta Doğu medikal cihaz pazarındaki payımızı ve ihracat yaptığımız ülkelerin sayılarını artırmayı hedefliyoruz. Bu yıl 39. kez düzenlenen Arab Health Fuarı’nda Suudi Arabistan, Kenya, Moritanya, Bahreyn, BAE, Fildişi Sahili, Uganda, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Vietnam gibi çeşitli coğrafyalardan birçok ziyaretçi ile buluştuk” dedi.

Türkiye medikal sektöründe tıbbi cihaz ve tek kullanımlık tıbbi ürünler alanında 55 yıldır öncü bir rol üstlenen Bıçakcılar, 27-30 Ocak tarihleri arasında Dubai’de düzenlenen Arab Health Fuarı’na onuncu kez katıldı. 2005 yılından bu yana fuara düzenli olarak katılan Bıçakcılar’ın standı her yıl olduğu gibi bu yıl da dünyanın farklı bölgelerinden gelen 200’e yakın firma tarafından ziyaret edildi.

Amaç, İhracat Pazarı Büyütmek

Fuarla ilgili bir açıklama yapan Bıçakcılar CEO’su Sadrettin Dai, Arab Health’i özellikle Orta Doğu ve Afrika’da ilişkileri geliştirmek ve yeni iş alanları oluşturmak açısından önemli bir fırsat olarak gördüklerini belirtti. Dai, “Bıçakcılar

80 Ülkeye İhracat Yapıyor

Bu sene, 3900 firmanın standının yer aldığı Arab Health Fuarı’na 153 ülkeden 85.000 ziyaretçi

36 Şubat • 2014



Aktüel katıldı. Fuarda ayrıca 19 bilimsel konferans düzenlenirken 500 uluslararası konuşmacı ve 9000 delege de fuarda ağırlandı. 1959 yılından bu yana medikal sektörde hizmet veren Bıçakcılar A.Ş. başta İtalya, İngiltere, Fransa, Almanya, İrlanda ve İspanya gibi Avrupa’nın gelişmiş ülkeleri olmak üzere Tunus ve Mısır gibi Afrika ülkeleri ile Endonezya, Filipinler gibi Uzakdoğu ülkelerine ihracat yapıyor. Medikal cihazlar ve tek kullanımlık tıbbi ürünler alanında ürünleri dünyanın dört bir yanında kullanılan bir marka olan Bıçakcılar A.Ş.’nin 2012 yılı sonunda ihracat yaptığı ülke sayısı 80’e ulaştı.

55 Yıldır Üretiyor

Türkiye medikal sektöründe 1959 yılından beri tıbbi cihaz ve tek kullanımlık tıbbi ürünler alanında öncü bir rol üstlenen Bıçakcılar A.Ş., akıllı, yenilikçi, güvenli ve çevre dostu tıbbi cihazlar üreterek ve tedarik ederek iş ortaklarına maksimum fayda sağlamayı hedeflemektedir. 80’den fazla ülkeye ihracat yapan Türkiye’nin lider tıbbi cihaz ve tek kullanımlık tıbbi malzeme üreticisi Bıçakcılar, 55 yıldır Türkiye medikal sektöründe tıbbi cihaz ve tek kullanımlık tıbbi ürünler üretimi gerçekleştiriyor. Son teknoloji ile donatılan 31 bin metrekare üzerine kurulu İstanbul Esenyurt Üretim Merkezi’nde kaliteli üretim ve üstün hizmet anlayışıyla üretim yapan Bıçakcılar, 700’ü aşkın çalışan ve Türkiye genelinde 6 bölge müdürlüğü düzeyinde yaygın satış ağıyla hizmet vermektedir. Ürün tasarımından satış sonrası servisine kadar

üretimin her aşamasında Toplam Kalite Yönetimi prensiplerine ve GMP kurallarına sıkı sıkıya bağlı olan Bıçakcılar, tek kullanımlık steril tıbbi ürünlerden, ameliyat masa ve lambaları gibi tıbbi cihazlara kadar uzanan geniş bir yelpazede ürünler sunmaktadır.

38 Şubat • 2014



Aktüel

Siemens Inspiration Prime Radyasyon Dozunu Yüzde 30’a Varan Oranlarda Azaltıyor Mammomat Inspiration Prime Edition, sahip olduğu özelliklerle görüntüleme alanında önemli yenilikler sunuyor. •

Türk Sağlık İşletmeleri Tercih Ediyor

Siemens’in görüntü kalitesinden ödün vermeden hastaların maruz kaldığı radyasyonu yüzde 30’a varan oranda azaltan dijital mamografi sistemi olan Mammomat Inspiration Prime Edition, sahip olduğu özelliklerle görüntüleme alanında önemli yenilikler sunuyor. Siemens Sağlık Sektörü, görüntüleme teknolojilerindeki uzmanlığını 2013 yılı içinde duyurduğu Mammomat Inspiration Prime Edition ile yaygınlaştırıyor. Progresif görüntü rekonstrüksiyonu için standart saçılmış radyason grid’ini yeni bir algoritma ile değiştirerek radyasyon dozunu azaltan Inspiration Prime Edition, saçılmış radyasyona neden olan yapıları tespit ediyor ve görüntülerin düzeltilmiş hallerini hesaplayarak doktorların daha az dozla yüksek görüntü kalitesi elde etmeleri için primer radyasyonun optimum kullanımını sağlıyor. Dijital X-ray meme görüntüleme sistemlerinde kullanılan radyasonun, analiz edilen meme dokusundan geçerek detektöre ulaşması ve primer radyasyonun, meme ile detektör arasına yerleştirilen özel grid’ler tarafından absorbe edilerek istenilen kalitede görüntü elde edilmesinin zorlaşması gerçeğinden hareketle geliştirilen Mammomat Inspiration Prime Edition, doktorların daha yüksek radyasyon dozu tatbik etme zorunluluğunu ortadan kaldırıyor. Siemens’in Prime (Progresif Rekonstrüksiyon, Dozun Akıllıca Düşürülmesi) adıyla bilinen ve Mammomat Inspiration sistemi için geliştirdiği görüntü rekonstrüksiyon algoritması, geleneksel saçılmış radyasyon grid’lerine duyulan ihtiyacı ortadan kaldırıyor. Prime algoritması, saçılmış radyasyona neden olan yapıları tespit ederek ve görüntüyü yeniden hesaplayarak saçılmış radyasyon dozunu düzeltiyor. Buna karşın, radyologların yüksek görüntü kalitesi elde etmek için gerek duydukları primer radyasyon dozu değişmiyor. Mammomat Inspiration Prime Edition sisteminin grid’e ihtiyaç duymayan görüntüleme teknolojisi, hastanın meme dokusunun kalınlığına bağlı olarak, radyasyon dozunu bir önceki modele kıyasla yüzde 30’a varan oranda düşürebiliyor.

2013 yılının ilk çeyreğinde duyurulan ve o tarihten bu yana dünyanın farklı ülkelerinde yoğun talep gören Mammomat Inspiration Prime Edition, Türkiye’deki sağlık kurumları tarafından da kullanılıyor. Kurulumlarının başladığı sistem, 2007 yılından bu yana hastaneler ve özel muayeneler tarafından tarama, teşhis, biyopsi ve tomosentez için kullanılan modüler Mammomat Inspiration platformuna dayanıyor. Sağlık kurumları, istedikleri takdirde önce temel cihazı satın alarak, biyopsi ve tomosentez için gereken güncellemeleri ihtiyaçları

40 Şubat • 2014



Aktüel

Avrupagöz Yabancı

Ortağı İle Hedef Büyüttü Zincir göz merkezlerinde Türk sermayeli olan Avrupagöz’ün yüzde 50 hissesi, Suudi Arabistan merkezli Nesma Holding ve körfez ülkelerinde sağlık alanında önemli yatırımlara imza atan Reaya Holding’e 52 Milyon TL’ye satıldı. Bu ortaklıkla birlikte Avrupagöz, yurtiçine ve yurtdışına iki yıl içinde 267 Milyon TL yatırım yapmayı planlıyor. •

Bir yılda % 300’lük büyüme

Türkiye’de göz sağlığı alanında hızla büyüyen Avrupagöz, dünyanın önde gelen holdingleri arasında yer alan 2,5 Milyar Dolar ciroya sahip Suudi Arabistan merkezli Nesma Holding ve körfez ülkelerinde sağlık alanında önemli yatırımlara imza atan Reaya Holding ile yüzde 50 ortaklığa imza attı. Anlaşmanın kamuoyuna duyurulması amacıyla 12 Şubat 2014 tarihinde Çırağan Sarayı’nda düzenlenen basın toplantısında bir konuşma yapan Avrupagöz Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Burak Telli, Avrupagöz’e iki yılı aşkın bir süredir yoğun yerli ve yabancı yatırımcı ilgisi vardı. Kendi vizyonumuz doğrultusunda yabancı bir yatırımcıyla çalışmayı arzu ediyorduk. Aynı hedefler noktasında buluştuğumuz Nesma ve Reaya Holding ile bu ortaklıkta karar kıldık. Yatırım gücümüzün artması ile birlikteşube sayımızı artırarak sadece Türkiye’nin değil göz sağlığı alanında dünya liderliğine ulaşacağımıza inanıyorum” dedi.

2008 yılında tek şube ile yola çıktığını söyleyen Ramazan Burak Telli; 2012 yılında Avrupagöz’ü4 şubeden, 2013 yılında 14 şubeye çıkararak bir yılda yüzde 300’lük bir büyüme kaydettiklerini ifade etti. Toplantıda açılması planlanan şubelerle ilgili de şu bilgileri aktardı: “2014 yılında şube sayımızı yurtiçinde 21’e, 2015 yılında ise 32’ye çıkaracağız. Bu yıl içerisinde Van, Karadeniz Ereğli, Eskişehir, Bursa, Erzurum, Şanlı Urfa ve Diyarbakır’da hizmet vermeye başlayacağız. Karadeniz Ereğli’deki şubemizi Şubat ayı içerisinde, Diyarbakır’da ise hastalarımıza üç ay sonra hizmet vermeye başlayacağız. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya yatırım yapmaktan heyecan duyuyoruz. Orta vadedeki hedefimiz, Türkiye’nin tüm illerinde yer almak.” Telli, Nesma ve Reaya Holding ortaklığı ile birlikte yurtiçinde olduğu gibi Avrupagöz markasını yurtdışına da taşıyacağını söyledi. Yurtdışında sağlık hizmetlerinin kısıtlı olduğu ve sağlık politikalarının iyi işlemediği bölgelerde yatırım plan-

42 Şubat • 2014



Aktüel “Avrupagöz olarak, kurulduğumuz günden bu yana ve her zaman hastalarımızdan SGK farkı almadan göz sağlığı hizmeti vermekteyiz” diyen Telli, yeşil kartlıların da genel sağlık sigortası kapsamında olması gerektiğini sözlerine ekledi.

“Avrupagöz ile ortaklık yapmaktan heyecan duyuyoruz”

Ramazan Burak Telli’den sözü alan Nesma Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Reaya Holding Yönetim Kurulu Üyesi Şeyh SalehAl.Turki ise başta lojistik, sağlık ve IT alanlarda yatırımlar yaptıklarını belirterek, “Avrupagöz ile yapmış olduğumuz ortaklıktan dolayı büyük bir heyecan duyuyoruz.Türkiye, son yıllarda geleneksel üretimden finansal hizmetler veren ve kaliteli üretim yapan bir ülkeye dönüştü. Türkiye, büyüyen bir ekonomiye sahip ve ilerleyen zaman içerisinde dünya ekonomisinde ilk 10’da yer alacağını inanıyorum. Türkiye’nin Arap ülkelerinin sorunlarıyla yakından ilgilenmesi ve ekonominin güçlü olmasından dolayı Arap ülkelerinde çok özel bir yere sahip. Bundan dolayı Türkiye’ye yatırım Suudi Arabistan’da önemli bir konu. Bizler de Türkiye’de sermaye transferi konusunda koordinasyon görevi üstlenerek bir yatırım ajansı gibi çalışmayı hedefliyoruz” dedi. Türkiye’ye yatırım yapma nedeninden de bahseden Al Turki “Türk insanlarını seviyorum. İyi bir ortaklık kurabilmeniz için birlikte çalıştığınız insanları sevmeniz lazım. Avrupa ve ABD’de de yatırımlarım var ama o bölgelerdeki büyüme oranları çok düşük ve Türkiye’deki gibi heyecan verici değil. Avrupagöz sunduğu hizmet kalitesiyle, teknolojik yatırımları ve büyüme hızı ile bizi gerçekten çok heyecanlandırıyor. Bu dinamizmi Avrupagöz markasıyla birlikte tüm dünyaya taşıyacağız. Başbakanlık Yatırım, Destek ve Tanıtım Ajansı Başkan Yardımcısı Arda Ermut konuşmasında; Başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkelerindeki yatırımcıların Türkiye’ye gelen önemli yatırımcılar arasında yer aldığını belirtti. Sözkonusu yatırımın Türkiye ve Körfez ülkeleri arasındaki ticari ve ekonomik ilişkileri daha da güçlendireceğini ifade eden Ermut; sağlık sektöründe yaşanan gelişmelere dikkat çekerek, şunları söyledi: “Türkiye sağlık sektöründe bölgesel bir üs durumuna gelmiştir. Birçok ülkeden Türkiye’nin sağlık sektörüne yatırım gelmektedir. Yükselmekte olan ekonomilerin geleceği hakkındaki tartışmaların yoğunlaştığı böylesi bir dönemde gerçekleşen bu yatırım Türkiye ekonomisine duyulan güvenin devam ettiğinin bir göstergesidir.” Arda Ermut son olarak Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı olarak gerek Körfez ülkelerinden gerekse tüm dünyadan uluslararası tüm yatırımcılara destek olmaya devam edeceklerinin altını çizerek, Türkiye’nin yatırımcı dostu bir ülke olduğunu söyledi.

ları olduğunu belirten Telli “Öncelikli olarak iki yıl içerisinde Azerbaycan, Kuzey Irak ve Türkmenistan’da şubeler açacağız. Sizlerinde tahmin edeceği üzere ilk şubemizi ortaklığımız dolayısıyla Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde açıyoruz” dedi.

2015 hedefi: Londra Borsası’na Açılmak

2013 yılı içerisinde 65 milyon TL yatırım yaptıklarını söyleyen Telli, “2014 yılında yurtiçinde ve yurtdışında 102 Milyon TL yatırım yapmayı hedefliyoruz. 2015 yılında ise toplamda 165 Milyon TL yatırım bütçesi ayırdık” dedi. 2013 cirosunun 110 milyon TL olduğunu söyleyen Telli, 2014 yılı ciro hedefinin ise 200 Milyon TL olarak belirlediğini ifade etti. Ramazan Burak Telli’nin diğer bir hedefi de Nesma ve Reaya Holding ortaklığı ile birlikte 2015 yılında Londra Borsasına açılmak.

Gözde Referans Noktası Avrupagöz İhtisas Üniversitesi Olacak

Eğitime yatırım yapacaklarını da söyleyen Telli, “Kendi bünyemizde özellikle hekimlerimize ve sağlık personelimize Avrupagöz Akademisi çatısı altında eğitim veriyoruz. Ana hedefimiz; Avrupagöz Akademisi’ni referans noktası olabilecek bir üniversiteye çevirmek. Başta kendi uzman hekim kadromuzu oluşturmak ve sektöre göz uzmanlığı alanında branşlaşmış doktor yetiştirmektir. Bu ortaklıkla birlikte bu projenin alt yapı çalışmalarını hızlandırdık. Sizlerin vasıtasıyla bu konu ile ilgili işbirliklerine de açığız” dedi.

44 Şubat • 2014



Aktüel

Cerrahide Yeni Standart: Erbe Dünyanın sayılı koter üreticilerinden olan Erbe, İstem güvencesiyle Türkiye’de kullanıcıların hizmetine sunuluyor. hastane ve kliniğe taşımayı başarmıştır. Bütün tıbbi branşlar ve bireysel ihtiyaçlar için en iyi sistemleri geliştirmeyi amaçlayan ERBE uluslararası platformda aldığı belgeler ile de kalite ve güvenilirliğini ispat etmiş, alanında rakipsiz bir firma olduğunu gözler önüne sermiştir. Elektrocerrahi, Damar mühürleme, Argon plazma koagülasyon, Kryo cerrahi ve Waterjet cerrahi alanlarında son teknoloji, güncellenebilir cihazlarıyla müşterilerine kaliteli hizmet sunmaktadır. ERBE hizmet verdiği tüm alanlardaki ürünlerine uygun, farklı özelliklere sahip aksesuar ve enstrümanlarıyla doktor ve hasta ihtiyaçları karşılamaktadır. Genel cerrahi, gastroentroloji, dermatoloji, jinekoloji ve üroloji gibi önemli cerrahi uygulamalarda güvenle tercih edilebilir.

ERBE’den Üst Düzey Elektrocerrahi VIO Serisi

50C, 100C, 200S, 200D, 300S ve 300D olmak üzere 6 farklı ünite ve modüle sahiptir. ERBE müşterilerine 50 Watt’tan 300 Watt’a kadar kesme, koagülasyon, hemostas ve devitalizasyon işlemleri yapan koter cihaz seçenekleri sunmaktadır. VIO serisi elektrocerrahide yüksek frekansta hızlı, güvenli, hassas kullanıma uygun olup aynı zamanda makul fiyat seçenekleriyle hizmettedir. Ayrıca güvenli bir operasyon için otomatik dozaj ayar seçeneği, değişik soket modülleri, çeşitli tıbbi branşlara özgü upgrade özellikleri, el kumandası ve ayak pedalı ile kontrol edilebilme seçeneklerini doktor ve hasta memnuniyeti için bir araya getirmiştir.

1847 yılından bu yana dünyanın sayılı koter üreticilerinden olan Erbe, artık İstem güvencesiyle Türkiye’de kullanıcılarla buluşuyor. İstem Tıbbi Cihazlar, konularında dünyanın lider firmalarının ürünlerinin Türkiye’ deki satış ve teknik servis etkinliklerini 15 yılı aşkın süredir başarıyla ve güvenle yürütmektedir. Tıbbi alanlarda ihtiyaçları karşılayacak çok geniş bir ürün portföyüne sahiptir. ERBE 1847’den beri dünyanın sayılı koter üreticilerinden biridir ve artık İstem kalitesiyle Türkiye’de kullanıcıların hizmetine sunuluyor. Merkezi Almanya’da bulunan ERBE, Avrupa ve Amerika’daki şubeleriyle büyüyen başarısını birçok

Cerrahide çığır açan yöntem Argon Plazma ile Koagülasyon (APC)

ERBE APC cihazları VIO serisiyle uyumlu olup koagülasyon işlemini iyonize Argon gazı ile gerçekleştirmektedir. Koagülasyon temassız olup, enstrümanın hastaya yapışma riskini ortadan kaldırmaktadır. APC ile sınırlı penetrasyon derinliğiyle homojen yüzey koagülasyonu ve etkili hemostas mümkündür. Gastroentroloji, endoskopi, bronkoskopi, KBB, laparoskopi ve açık cerrahi işlemlerde kullanılmak üzere ERBE tarafından geliştirilmiştir.

46 Şubat • 2014



Aktüel

Fujifilm Holdings Corporation 80 yaşında Fujifilm Holdings Corporation, kuruluş yıldönümü nedeniyle yeni bir kurumsal slogan geliştirdi: “Value from Innovation” (İnovasyondan oluşturulan değer) Fujifilm Grubu, bundan böyle global faaliyetlerini bu sloganı benimseyerek yürütme kararı aldı. -Fuji Xerox’un kompozit ekipman ve cihazlarından oluşan kapsamlı ürün serisiyle birlikte çözüm hizmetlerini de içeren Belge Çözümleri. Yeni kurumsal slogan, Fujifilm’in takip ettiği yeni yönü ve gelecekteki hedeflerini sergilemek için geliştirildi. Bu slogan, Fujifilm’in müşterileri ve diğer paydaşlarıyla arasındaki iletişimi derinleştirme çalışmalarının yanı sıra şirketin kurumsal markasının değerini arttırmaya yönelik üstlendiği sorumlulukları ifade etmektedir.

Fujifilm Holdings Corporation, 2000 yılından bu yana fotoğraf filmlerine yönelik talepte yaşanan hızlı düşüşün etkisiyle, bir dizi yapısal reform gerçekleştirdi. Şirket, fotoğraf filmlerinden oluşan temel faaliyet alanını değiştirdi ve birçok farklı alanlarda faaliyet gösteren yepyeni bir şirket olarak yeniden doğdu.

Yeni kurumsal slogan, “Value from Innovation” (İnovasyondan oluşturulan değer) şeklindedir. Bu slogan, Fujifilm’in potansiyelini ortaya çıkartmakla beraber yarının işlerine ve yaşam tarzına yönelik ufku genişleten yenilikçi teknolojileri, ürünler ve hizmetleri sürekli olarak oluşturmaya yönelik taahhüdünü anlatmaktadır. Ayrıca şirketin kendisine ait orijinal teknolojisini; yenilik oluşturmak amacıyla hem kurum içinde hem de kurum dışında yer alan, dünyanın dört bir tarafındaki insan kaynaklarıyla, uzmanlıklarla ve teknolojilerle bir araya getirme arzusunu da yansıtmaktadır. Üstlenilen bu sorumlulukları açık bir şekilde telaffuz etmek için yeni bir marka beyanı oluşturuldu. “Value from Innovation” (İnovasyondan oluşturulan değer) sloganı bu marka beyanının temel noktalarını ifade etmektedir.

Bugün, Fujifilm Grubu altı farklı alanda odaklanmakta ve bu alanlarda yönetim kaynaklarına yatırım yapmaktadır: Tıbbi ekipmanlar, eczacılık ve kozmetik ile ilgili alanları da kapsayan Sağlık, Birçok farklı baskı ekipmanının geliştirildiği Grafik Sistemleri, ikit kristal ekranlara yönelik optik film ve dokunmatik paneller için parçalar gibi Yüksek Fonksiyonlu Malzemeler,

Fujifilm Grubu, bu sloganı global çaptaki faaliyetleri için kullanacak ve bu slogan çerçevesinde de tüm dünyadaki müşterilerinin gerçek ihtiyaçlarını karşılamak, yepyeni değerler sunan ürünlerle hizmetler oluşturmak amacıyla en yeni ve orijinal teknolojileri kullanmaya devam edecektir.

Televizyon mercekleri ve uydu optik sistemleri parçalarının da aralarında bulunduğu Optik Cihazlar, Dijital kameraların ve photobook albümlerinin geliştirilmesiyle ortaya çıkan Dijital Görüntüleme ve Baskı,

48 Şubat • 2014



Aktüel

Flat Panel Detektörlü Luminos Fusion 2’si 1 Arada Sistemi

Rutin Tıp Uygulamalarında Daha Fazla Verimlilik: 2’si 1 arada sistem, radyografi ve floroskopi alanlarında daha yüksek verimlilik sağlıyor. • Siemens’in geçtiğimiz Avrupa Radyoloji Kongresi’nde tanıtımını yaptığı hem radyografi hem de tam dijital floroskopi uygulamalarını destekleyen yeni sistemi farklı özellik ve avantajlarıyla dikkat çekiyor. Flat panel detektör teknolojili Luminos Fusion, 2 fonksiyonu bir arada barından sistem sayesinde floroskopi ekipmanlarının rutin tıp uygulamalarında daha etkin bir şekilde kullanılmasına imkan veriyor. Flat panel detektörü, orta fiyat segmentinde bugüne kadar geliştirilmiş tüm görüntü yoğunlaştırıcılara kıyasla daha hızlı tarama yapılmasını sağlıyor ve bu sayede hasta başına düşen verimlilik yükseliyor.

Orta fiyat segmentine hitap eden mevcut görüntü yoğunlaştırıcılar ile çalışmak, büyük zaman kaybına yol açan bir süreç olarak tanımlanıyor. Örneğin röntgen çekmek, kasetlerin takılması, çıkarılması ve değiştirilmesini gerektiriyor. Bu kasetlerin bir takım işlemlerden geçirilmesi gerektiği için hastalar sonuçlar gelene kadar uzun süre beklemek durumunda kalıyor. Flat panel detektör teknolojili Luminos Fusion ise bu sorunları gideren yapısıyla dikkat çekiyor. Cihazın 43x43 cm’lik görüntü alanı sayesinde, sadece saniyeler içinde kusursuz ve tam dijital X-ray ve floroskopi görüntüleri elde

50 Şubat • 2014


Aktüel Luminos Fusion’un sahip olduğu özellikler arasında, tarama odasında daha yüksek güvenlik sağlayan SmartTouch teknolojisi de bulunuyor. Bu teknoloji, cihazın istenmeyen bir şekilde hareket etme riskini azaltmak için joysticklerin operatörün eline temas etmesini zorunlu kılıyor. Bu sayede sistem, kazara hareket ettirilememesinin yanında, hastaların veya tıp personelinin karşılaşabileceği yaralanmaların önüne geçiyor. Luminos Fusion sisteminde ayrıca, gereksiz radyasyona karşı koruma sağlamak üzere tarama alanının radyasyon tatbik edilmeden konumlandırılmasını sağlayan Careposition fonksiyonu da bulunuyor. Ekrandaki grafikler, kullanıcıya, yeni görüntünün en son alınan görüntüye kıyasla nerede alınacağını gösteriyor. Siemens Sağlık Sektörü tıbbi görüntüleme, laboratuvar teşhisi, hastane bilgi teknolojisi ve işitme cihazları alanında dünyanın en geniş sağlık çözüm üreticisi, lider imalat ve hizmet sağlayıcısı ve trend belirleyen firmasıdır. Şirket, erken teşhis ve önleyici tedbirlerden tanı, tedavi ve tedavi sonrasına kadar hasta bakım sürecinin tamamına hitap eden ve tüm tedarik zincirini bir çatı altında toplayan ürün ve çözümler sunar. Siemens, en önemli klinik görüntüleme konularındaki klinik iş akışını optimize ederek sağlık hizmetlerinin daha hızlı, daha iyi ve daha uygun bütçelerle sunulmasını sağlamak için çaba harcar. Siemens Sağlık Sektörü, dünya genelinde 51.000 çalışana sahiptir ve dünyanın her bölgesinde faaliyet göstermektedir. (30 Eylül tarihinde sona eren) 2012 mali yılı boyunca, Siemens Sağlık Sektörü 13,6 milyar Euro değerinde satış yapmış ve 1,8 milyar Euro civarında kâr elde etmiştir.

edilebiliyor. Tedavi sürecinin de hızlandırılmasıyla hasta verimliliği arttırılabiliyor. Flat panel detektör tarafından elde edilen yüksek kaliteli görüntüler, radyologlara daha iyi tanısal veriler sunuyor. Flat panel detektörü, ayrıca standart görüntü yoğunlaştırıcılar ile elde edilenin iki katı büyüklüğünde görüntüler üreterek avantaj sağlıyor. Standart görüntü yoğunlaştırıcılara göre daha az yer kaplayan flat panel detektör, bu sayede sağlık personelinin hastaları daha rahat bir şekilde konumlandırmasına olanak tanıyor. Siemens Sağlık Sektörü, X-Ray Ürünleri Bölümü CEO’su André Hartung şu hususa dikkat çekiyor: “Luminos Fusion, Siemens’in flat panel detektör teknolojisini orta fiyat segmentine getiriyor. Bu durum, daha fazla sayıda müşteri ve hastaya daha hızlı tarama imkanı ve daha yüksek tanısal görüntü kalitesi sunmaktadır.” Luminos Fusion’da bulunan flat panel detektör, bugüne dek sadece yüksek fiyat segmentindeki ürünlerde mevcuttu. Daha uygun fiyatlı bir sistem ile birleşen tam dijital “2’si 1 arada” teknolojisi, artık daha geniş bir müşteri tabanına hitap ediyor. Floroskopi ve radyografi cihazlarından oluşan bu kombinasyon, sistem kullanılabilirliğini artırıyor ve boşta kalma süresini kısaltıyor. Floroskopiye tabi tutulacak hastalar, kontrast maddesinin tatbik edileceği bir taramadan önce yemek yiyemedikleri için randevular genelde sabah saatlerine veriliyor. Luminos Fusion gibi “2’si 1 arada” sistemi, öğleden sonra yapılan X-ray görüntülemelerinde de kullanılabilmesiyle zamanın daha verimli kullanılmasını sağlıyor.

51 Şubat • 2014


Aktüel

DEÜ Göz Hastalıkları Polikliniği Yenilendi Modern görüntüsünün yanı sıra öğretim üyeleri ve uzman hekimleri ile Türkiye’nin en gözde merkezleri arasında yer alan Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Göz Hastalıkları Polikliniği yenilendi. • Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Hastanesi’nde

Füzün, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi önceki Rektörü Prof. Dr. Şerefettin Canda, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Halil Köse, Prof. Dr. Murat Özgören, Üniversite Genel Sekreteri Prof. Dr. Can Karaca, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tülay Canda, DEÜ Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. M.Refik Mas, Başhekim Yardımcıları, Öğretim Üyeleri, idareciler ve sağlık çalışanları katıldı.

günde ortalama 300 hastaya hizmet veren Göz Hastalıkları Polikliniği, makine parkı ve fiziki alanları yenilenerek törenle hizmete açıldı. Modern görüntüsünün yanı sıra öğretim üyeleri ve uzman hekimleri ile Türkiye’nin en gözde merkezleri arasında yer alan Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Göz Hastalıkları Polikliniği yenilendi. Açılış, DEÜ Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Refik Mas ve Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Öner’in ev sahipliğinde yapılırken, açılışa DEÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet

“Yenilemeler Sürecek” Rektör Füzün konuşmasında Dokuz Eylül Üniversitesi’nin öne çıkan önemli özelliklerinden biri-

52 Şubat • 2014



Aktüel bölümdür ve hem mekan hem de araç gereç açısından hedeflenen yapıya kavuşmuştur. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Tüm hocalarımızdan beklentimiz, sağlıklı, huzurlu, mutlu şekilde kurumumuza ve dolayısıyla ülkemize en iyi hizmeti sunmaya devam etmeleri. Hepimize hayırlı olsun” diye konuştu. Başhekim Prof. Dr. Mehmet Refik Mas ise “Türkiye sağlıkta adım adım gelişen bir ülke. Üniversite hastanesi olarak bu gelişim sürecinde biz de varız. Göz Polikliniğimizde makine ve parkı fiziksel koşullar anlamında önemli düzenlemeler yaptık. Modern bir mekana kavuştuk. Hastanemizde tüm polikliniklerimizi bu seviyeye getirme çabasındayız. Bugün mevcut ekonominin getirdiği yarışmalı davranış şekli bizi de mutlak etkileyecektir ve iyileştirme çalışmalarımız sürecektir. Yenilenmiş hizmet alanımızın hayırlı uğurlu olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.

“Hasta Sayısı Fazla” Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Öner de Göz Hastalıkları Polikliniği’ni diğer bölümlerden ayıran bir yönün hasta sayısı ve sirkülasyon fazlalığı olduğunu hatırlatarak şöyle konuştu: “Türkiye’nin en değerli öğretim üyeleri ve elemanları ile ve yenilenen polikliniğimizle eğitim ve hizmet çıtamızı daha da yükseğe çıkaracağımıza inanıyorum. Destekleri için başta Sayın Rektörümüz olmak üzere, dekanımız, başhekimimiz ve ünitemizin hazırlanmasında emeği geçen her birime ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum.” nin İnciraltı Yerleşkesi’ndeki hastane olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Türkiye’nin göz bebeklerinden biri olan, hatta dünya ölçeğinde yarışabilecek bir hastanemiz olduğu için gururluyuz. Hastanemiz, uzun zamandır var olan olumsuzluklara rağmen bütçe olarak kendini toparlamıştır ve iyiye gidiş vardır. Rektörlük olarak verdiğimiz destekle Göz Hastalıkları Polikliniği modern şartlara uygun hale getirildi. Bundan sonra da tek kişilik ya da iki kişilik odalardan oluşacak düzenlemeler ile diğer bölümlerde yenilemeleri sürdüreceğiz. Yeni ünitemizin daha başarılı hizmetlere vesile olmasını diliyorum.”

“Modern Mekan” Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tülay Canda da “Göz Hastalıkları Anabilim Dalımız, alanında yetişmiş, donanımlı öğretim üyeleri bulunan bir

54 Şubat • 2014



Aktüel

Havacılık Tıp Merkezi Hizmete Açıldı Tüm uçuş ekibinin muayenesi uluslararası standartlarda yapılıyor. yapacak olan pilot ve diğer tüm uçuş personelini sağlıklı ve güvende tutmak, uçuş görevlerine sağlıkla göndererek uçuş emniyetine hizmet etmek misyonumuzla hizmet veriyoruz’’ şeklinde konuştu.

Ulusal ve Uluslar arası Standartlara Uygun Akburak, ulusal ve uluslararası mevzuatlar gereği; uçuş muayenelerinin yapılması gereken ve havacılık faaliyetlerinin emniyetle sürdürülmesi açısından kalifiye insan kaynaklarını oluşturan; pilot, pilot adayı, uçucu teknisyen, kabin ekibi üyesi, uçuş emniyeti ekibi üyesi, hava trafik kontrolörü, uçuş mühendisi, uçuş test mühendisi , yer personeli ve diğer havacılıkla ilişkili tüm personel ile bağlı oldukları şirketlere hizmet verildiğini kaydetti. Dr. Akburak, merkezde ayrıca, tüm havayolu şirketleri, uçuş okulları, uçuş akademileri, balon işletmeleri, hava meydanları gibi tüm işletmelerin personel ve öğrencilerinin gerekli tıbbi işlemlerinin gerçekleştirildiğini ifade etti. Akburak, uçuş muayenesi yapılması zorunlu tüm uçuş ve havacılık personeli dışında amatör sportif havacılık faaliyetleri kapsamında uçuşa ve atlayışa elverişlilik raporları, hasta ve hamile yolcular için ‘uçuşa elverişlilik muayenesi’ hizmetlerinin de verildiğini söyledi.

Lokman Hekim Hastaneleri Havacılık Tıp Merkezi, Uçuş Hekimi Namık Kemal Akburak başkanlığında kuruldu. Merkez; Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından ilgili mevzuat gerekliliklerine göre tüm sınıflarda ilk ve periyodik muayeneleri yapmak üzere yetkilendirildi. Dr. Namık Kemal Akburak, Havacılık Tıp Merkezi’nde uçuşla ilgili görevlerde çalışan personelin işe ilk giriş ve daha sonra görev özelliklerine göre periyodik muayenelerinin uluslararası ve ulusal düzenlemelere göre yapıldığını kaydetti. Merkez bünyesinde oluşturulan sağlık kurulunda ilgili branşlardan uzman hekimler ve uçuş hekimlerinin yer aldığını ifade eden Dr. Akburak, “Merkezimiz, hava sağlık muayenelerinde, tüm uçuş ve havacılık personeline deneyimli kadrosuyla en iyi hizmeti vermek için kurulmuştur. Havacılık alanında çok iyi yetişmiş, bunun için maddi-manevi her türlü fedakârlığı yapmış ve

Ne Tür Hizmetler Veriliyor? Dr. Akburak, Havacılık Tıp Merkezi’nde laboratuvar tetkikleri, elektrokardiyografi (EKG), odyogram, görme alanı, solunum fonksiyon testi, PA akciğer grafisinin yanısıra, göz, KBB, psikiyatri, nöroloji, dahiliye muayeneleri, uçuş hekimliği muayeneleri ve değerlendirmesinin yapılarak aynı gün içerisinde tüm işlemlerin tamamlandığını ve Cumartesi günleri de hizmet verdiklerini sözlerine ekledi. Öte yandan, havacılıkla ilgilenen AK Parti MKYK Üyesi Prof. Dr. Mazhar Bağlı, Lokman Hekim Hastaneleri Havacılık Tıp Merkezi’nde sağlık kontrolünden geçti. Lokman Hekim Sincan Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Celil Göçer’i ziyaret eden Prof. Dr. Mazhar Bağlı, daha sonra ilgili birimlerde gerekli sağlık taramasından geçerek Uçuşa Elverişlilik Raporu aldı.

56 Şubat • 2014



Aktüel

Isparta’da Hastanelerin

Son Bir Yılı Değerlendirildi

Isparta Devlet Hastanesi’ne ilaveten 6 yataklı 1’inci basamak Genel Yoğun Bakım yapılması ile 52 olan yoğun bakım yatak sayısı 58’ye çıkarılacak. •

Isparta Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Uzman Dr. Osman Aydın, sağlık kuruluşlarının 2013 yıl performanslarını değerlendirdi. Tıbbi Hizmetler Başkanlığı’nın hizmetlerini anlatan Isparta Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Uzman Dr. Osman Aydın, “Isparta Devlet Hastanesi Endoskopi ve Kolonoskopi Ünitesi yenilerek hizmete açıldı. Fizik Tedavi Ünitesi yenilendi. Isparta Kamu Hastaneler Birliği Organ Nakil Koordinatörlüğü tarafından verilen eğitimler ve açılan stantlar ile organ nakli konusunda halka yönelik farkındalık oluşturulmaya çalışıldı. 2013 yılında 11 beyin ölümü teşhisi konulurken 4 hasta yakınları organlarını bağışladı. Devlet Hastanesi Acil Servisi 3’üncü basamak tescil için gerekli malzeme ve cihaz eksiklikleri giderilerek, 3’üncü seviye Acil Servisi olarak tescil ettirildi. Isparta Devlet Hastanesi Acil Servis’inde hekim branş nöbetlerine geçildi. Böylece her gün 24 saat 6 branşta uzman hekimin Acil Servis hastalarımıza hizmet vermesi sağlandı. Isparta Devlet Hastanesi’ne ilaveten 6 yataklı 1’inci basamak Genel Yoğun Bakım yapılması ile 52 olan yoğun bakım yatak sayısı 58’ye çıkarılacak. Yoğun Bakım inşaatına başlandı. Bir ay içinde tamamlanması planlanıyor. Böylece yoğun bakımda yatak olmadığı gerekçesiyle yapılan sevklerin tamamen önüne geçmiş olacağız” dedi.

sayesinde hastaların röntgen filmlerini almak için sıra beklemelerinin önüne geçildiğini vurguladı.

Tetkiklere Sınırlama

Birliğe bağlı hastanelerde laboratuar tetkik ve röntgen görüntüleme istemlerinde ilgili branş uzmanları ile görüşülerek tetkik sınırlandırması getirildiğini kaydeden Aydın, “Tüm hastanelerimizin müracaat eden hastanın önceki tetkiklerini görmeleri sağlandı. Böylece lüzumsuz istenen tetkiklerin önüne geçilmiş ve yaklaşık yüzde 15 tasarruf sağlanmış oldu” dedi. Kadın Doğum Çocuk Hastalıkları Hastanesi’ne 2023 Bakanlık hedefleri doğrultusunda, 2’nci basamak 5 yataklı Genel Yoğun Bakım Ünitesi açıldığını belirten Aydın, şunları söyledi: “Amacımız erişkin hasta için yoğun bakım ihtiyacı doğan durumlarda kullanmak ve il dışı sevk oranımızı azaltmaktır. Kadın Doğum Servisinde laparoskopi cihazı aımı ile laparoskopik işlemler yapılmaya başlanmıştır. Yalvaç Devlet Hastanesi’nde Fizik Tedavi Ünitesi açılmış ve 1 fizyoterapist ataması yapılmıştır. Yeni cihazlar alınarak Fizik Tedavi Ünitesi genişletilecektir. Yalvaç Devlet Hastanesi’ ne EMG Ve EEG cihazı alınmış olup yeni hastanede halkın hizmetine sunulacak. Yalvaç Devlet Hastanesi yeni binasına, 2014 Şubat ayı başında taşınılacak. Eğirdir Kemik Eklem Tedavi Ve Rehabilitasyon Hastanesi’nin mevcut yatak sayısı 150 yatak ve mevcut genel yoğun bakım 4 yatak kapasiteli olarak güncellendi. Buraya tomografi cihazı alındı. Şarkikaraağaç Dr. Sadettin Bilgiç Devlet Hastanesi eksik branşlarının tamamlanmasıyla hastane yatak doluluk oranları yükseldi. Diş Protezi hizmeti verilmeye başlandı.”

Bağışlanan Kan Heba Olmayacak

Genel Sekreterlik bünyesine hastaneler arası kan transferi ile ilgili Koordinasyon Merkezi kurulduğunu ileten Aydın, bu sayede kan ürünlerinin imhasının en aza indirildiği kaydetti. Isparta Devlet Hastanesi Diyaliz Cihazları’nın yenilerek cihaz sayısının 44’ten 56’ya yükseldiğini belirten Aydın, Gülkent ek binada digital röntgen

58 Şubat • 2014



Aktüel

Bozüyük Devlet Hastanesi Yeni Hizmet Birimlerine Kavuştu Bilecik’in Bozüyük İlçe Devlet Hastanesi’nde oluşturulan ikinci seviye genel yoğun bakım ünitesi, SDL odaları, kan alma ünitesi ve bekleme salonu, düzenlenen törenle hizmete açıldı. •

Bilecik’in Bozüyük İlçe Devlet Hastanesi’nde oluşturulan ikinci seviye genel yoğun bakım ünitesi, SDL odaları, kan alma ünitesi ve bekleme salonu, düzenlenen törenle hizmete açıldı. Vali Halil İbrahim Akpınar ve protokol mensuplarının katılımıyla yapılan açılış töreninin ardından Hastane Yöneticisi Uzm Dr. Serkan Kadir Keskin tarafından yeni açılan bölümler gezdirilerek yapılan çalışmalar hakkında bilgi verildi. Hastane Yöneticisi Uzm Dr. Serkan Kadir Keskin, hizmete açılan yoğun bakım ünitesi ile amaçlarının hastalara yerinde özellikli sağlık hizmetini verebilmek ve başka merkezlere sevk olma oranlarını azaltmak olduğunu söyledi.

Verilen Hizmetler Dr. Keskin, ikinci seviye genel yoğun bakım ünitesinde verilebilecek hizmetler hakkında bilgiler verdi, doğum ünitesi ve SDL odalarının tanıtımını yaptı, kan alma ve bekleme salonlarının genişletilerek daha modern bir seviyeye ulaştığını söyledi. Açılışı yapılan bölümlerin gezilmesinin ardından slayt gösterisi eşliğinde bilgilendirme toplantısı yapıldı. İlk olarak söz alan Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreteri Mustafa Yılmaz, “Bakanlığımızın sağlık yatırımları kapsamında Bozüyük’te de bizim hedeflerimizde 14 yataklı yoğun bakım

60 Şubat • 2014



Aktüel

Açılışa, Vali Halil İbrahim Akpınar, eşi Dr. Nihal Akpınar, İlçe Kaymakamı Köksal Şakalar, Belediye Başkan Vekili Fatih Bakıcı, Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreteri Mustafa Yılmaz, Bozüyük Devlet Hastanesi Yöneticisi Uzm Dr. Serkan Kadir Keskin, Belediye Başkan Yardımcıları Gençağa Seraslan ve Oğuz Sertler, TSO Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Levent, TSO Meclis Başkanı M. Doğan Tunç, AK Parti İlçe Başkanı Mesut Çetin ve yönetim kurulu üyeleri ile ilçelerin hastane yöneticileri katıldı.

ünitesi yapmamız gerekiyordu. Biz şu anda fiziki alan yetersizliğinden dolayı 11 yataklı yoğun bakım ünitemizi faaliyete geçirmiş bulunuyoruz. Açılışını yaptığımız bu hizmetlerin başta Bozüyük halkı olmak üzere tüm hemşerilerimize hayırlar getirmesini diliyorum” dedi.

Daha Güzel Hizmetler Olacak Daha sonra Bozüyük Devlet Hastanesi Yöneticisi Uzm Dr. Serkan Kadir Keskin tarafından slayt gösterisi eşliğinde hizmete sunulan bölümlerle ilgili teknik bilgiler verildi.Son olarak açıklama yapan Vali Halil İbrahim Akpınar, Bilecik Bozüyük Devlet Hastanesi binalarının eski ve parçalı olduğunu belirterek bu şartlarda da en iyi şekilde hizmet verdiklerini söyledi. Akpınar, “Hastalarımızın büyük bir bölümü il merkezinde ve Bozüyük’te il dışına gitmeden tedavilerini yaptırabiliyorlar. Bu konuda tüm yönetici ve çalışan arkadaşlarımıza teşekkürlerimizi bildiriyorum. İnşallah daha güzel hizmetler olacak. Hem Bilecik’te hem de Bozüyük’te yeni hastanenin yapılmasıyla daha modern şartlarda çok daha fazla hasta ve çalışan memnuniyetinin üst düzeyde olduğu bir seviyede sağlık hizmeti verilecek. Vatandaşlarımız her zaman hizmetin en iyisine layık. Emeği geçen başta hastane yöneticilerimize çevre düzenlemesindeki katkılarından dolayı Belediye Başkan Vekilimize ve tüm çalışanlara teşekkür ediyorum” dedi.

62 Şubat • 2014



Aktüel

350 Yataklı Devlet Hastanesi’nin Yapımı Başladı tanenin yapımıyla ilgili yaptığı açıklamada, “Temel kazısı başlayan 350 yataklı hastanemiz, Kepez’e, Antalya’ya hayırlı olsun. Bir aksilik olmaması durumunda Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun da katılımıyla bu ayın sonunda ya da Mart ayının ilk haftasında Kepez Devlet Hastanesi’nin resmi temel atma töreni yapacağız. Hastane, 80 milyon liranın üzerinde mali bir bedelle yapılacak olan devasa bir yatırım olacak. İki yıllık bir sürede tamamlanacak olan Kepez Devlet Hastanesi’nin yatak kapasitesi 350. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi 400 yataklı olduğu düşünülürse Kepez’deki sağlık yatırımın ne kadar büyük olduğu daha iyi anlaşılacak. Antalya’nın ikinci büyük hastanesi Kepez’e yapılıyor. Hastane, Habibler, Hüsnü Karakaş, Güneş, Gazi Sütçüler, Mehmet Akif Ersoy mahalleleri başta olmak üzere bölgeye çok önemli bir ivme, gelişme kazandıracak” dedi.

350 yataklı Kepez Devlet Hastanesi’nin temeli atılıyor. •

Kepez Sütçüler bölgesinde 52 dönümlük arazi üzerine yapılacak olan devlet hastanesinin inşaat süreci başladı. Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’nün, Ak Parti Antalya milletvekillerinin ve Ak Parti İl Başkanı Mustafa Köse’nin ilçeye kazandırılması için büyük gayret gösterdiği 350 yataklı Kepez Devlet Hastanesi’nin temeli atılıyor.

Varsak Bölgesi’ne Sağlık Tesisi Müjdesi

Başkan Tütüncü, Varsak bölgesine de sağlık tesisi müjdesi verdi. Başkan Tütüncü, önümüzdeki dönem Varsak’a semt polikliniği ve küçük bir hastane kazandıracaklarını açıkladı. Başkan Tütüncü, hastanenin Kepez’e kazandırılmasına emeği olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Bakan Yardımcısı Agah Kafkas, dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkan adayı Menderes Türel, Ak Parti Antalya Milletvekilleri ve Ak Parti İl Başkanı Mustafa Köse’ye teşekkür etti.

80 Milyon Liraya Mal Olmasın Bekleniyor

Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) eliyle inşa edilecek olan hastanenin, 31 Ekim’de gerçekleştirilen yapım ihalesi geçtiğimiz aylarda sonuçlandığı, yer teslimi sözleşmesinin imzalanmasının ardından yüklenici firmanın iş makineleri tarafından hastanenin temel kazısına başlandığı bildirildi. Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, has-

64 Şubat • 2014



Aktüel

Liv Hospital İlk Yılında Farkını Ortaya Koydu Uluslararası arenada sağlıkta üstün hizmeti hedefleyerek yola çıkan Liv Hospital birinci yılını doldurdu. Hız kesmeden yoluna devam Liv Hospital mayıs ayı sonunda kapılarını Ankara’da açmaya hazırlanıyor. •

mış olan birçok hekimi bir araya getiren ve son teknolojiyle donatılmış tıbbi alt yapısı ile öne çıkan Liv Hospital kanser merkezi, kadın, erkek ve çocuk sağlığı başta olmak üzere tüm tanı ve tedavi klinik/merkezleriyle insanların daha kaliteli, sağlıklı yaşamasını hedefliyor.

Liv Hospital, sağlıkta yüksek kalite, multidisipliner yaklaşım, üstün teknoloji ve kişiye özel misafir hizmetleriyle hedeflerini yüksek tutarak, uluslararası kalite akreditasyon belgesi JCI’ı en kısa sürede alma başarısını kanıtladı. Ulus’ta 120 milyon dolarlık yatırımla kurulan ve 30 bin metrekare kapalı alanda hizmet veren Liv Hospital 154 yatak, 8 ameliyathane, 48 klinik bulunuyor. Alanında uzman ve akademik çalışmalar yap-

“Amacımız; sağlığınız” Kurulduğu günden bu yana geçen 1 yıl içinde

66 Şubat • 2014


Aktüel

pek çok başarıya ve sosyal sorumluluk projesine imza atan Liv Hospital, 4 bin kişiye yönelik, sosyal sorumluluk projesi ‘BİLİYORUM!’ kapsamında geniş çaplı kanser taraması yaparak Türkiye’de bir ilke imza attı. 4 ay süren projede 40-65 yaş arasındakilere meme, akciğer, kolon, rahim ağzı ve prostat kanseri taramasının yapıldı ve çarpıcı veriler elde edildi. Burada amaç insanların erken tanı için kendileri ve sevdikler için bir adım atmalarını sağlamaktı. Ardından yılsonuna kadar ücretsiz kalp taraması yapılan “Kalpten Kalbe” sosyal sorumluluk projesi başladı. Proje kapsamında muayene ve rutin kontrol yöntemlerine ek olarak Türkiye’de ilk kez gelecekteki kalp damar hastalığı riskini belirleyen kalsiyum skorlama testi, tarama kapsamında yapıldı. Ayrıca, rutin muayene, kan tahlili, EKG gibi tetkiklerin yapıldığı “Kalpten Kalbe”de 40 yaş üstü 1500 kişiye taramadan geçti. “Biliyorum” ve “Kalpten Kalbe” sosyal sorumluluk projelerinde sağlanılan faydadan yola çıkarak bu tip taramaların devam edeceğini belirten Meri İstiroti “Birçok bireyin farkındalığını arttırarak, hayat kalitesini yüksek tutabilmeyi hedefliyoruz. Çok yakında anne-çocuk sağlığı üzerine bir projeyi hayata geçireceğiz” dedi.

tezi cerrahisi ameliyatını gerçekleştirdik, inatçı hipertansiyon için yeni bir seçenek olan renal denervasyon uygulaması, yeni Türkiye’de bir ilk olan migren pili gibi uygulamasına imza attık. Özellikle cerrahinin neredeyse tüm dallarında hasta konforunu üst düzeyde tutan robotik cerrahi de hem uzmanlarımız hem de doktorlarımız açısından son derece iddialıyız. Mayıs ayında açılması planlanan Ankara’nın ardından hizmet anlayışımızı 2014 yılı sonuna kadar Bahçeşehir, Çamlıca’ya da taşımayı amaçlıyoruz.”

Prof. Dr. Oktar Asoğlu: “Hastalığa özel tedavi yapılıyor” Liv Hospital’daki tüm branşlardaki hekimlerin üst ihtisaslarına göre hizmet sunduklarını belirten Liv Hospital Tıbbi Direktörü Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Oktar Asoğlu “Bu da daha özellikli bir tedavi yaklaşımını ve de klinikler içinde özel birimler kurmayı gerektirdi. Örneğin ortopedide diz cerrahi, ayak, ayak bileği cerrahisi, omurga cerrahi, omuz cerrahisi, el ve dirsek cerrahisi ayrı ayrı planlandı. Ya da genel cerrahide kolon rektal kanserleri ve sindirim sistemi hastalıkları, tiroid, meme, obezite, damar cerrahisi, karaciğer ve pankreas cerrahisi ayrı hocalar tarafından tedavi ediliyor. Bütün hocalarımız çok değerli ve hepsi konusunda uzman isimler. Hocalarımızın deneyimi ile Liv Hospital’ın teknolojik alt yapısı ile bir araya geldiğinde hastalarımıza daha gelişmiş bir hizmet sunuyoruz” dedi.

Meri İstiroti: “İlkleri gerçekleştirdik” Liv Hospital olarak uluslararası düzeyde bir referans merkezi olma hedefiyle yola çıktıklarını belirten Meri İstiroti sözlerine şöyle devam etti: “2013 yılı içinde, Türkiye’nin ilk robotik diz pro-

67 Şubat • 2014


Aktüel

Memorial Ankara Hastanesi Hizmete Girdi Memorial Sağlık Grubu CEO’su Uğur Genç, “Yeni açılacak bölümler ile birlikte bölgeye toplam 65 Milyon Dolarlık bir yatırım yapmayı hedefliyoruz” dedi. •

Türk sağlık sektörüne yön veren, uluslararası arenada tıbbi ve bilimsel başarıları ile referans merkezi olan Memorial Sağlık Grubu, 10’uncu hastanesi ile Ankara’da açıldı. Memorial Sağlık Grubu CEO’su Uğur Genç ve Memorial Ankara Hastanesi Direktörü Dr. Levent Atay, grubun yeni yatırımları hakkında bilgi verdi. Memorial Ankara Hastanesi’nin 42 bin metrekarelik kapalı alanı ile Başkent’in en büyük özel hastanelerinden biri olduğuna dikkat çeken Uğur Genç, “Memorial olarak büyük ve kapsamlı hastanelere yatırım yaparak, daha entegre sağlık hizmeti sunmak istiyoruz. Ankara da sağlık hizmet kalitesinin yüksek olduğu şehirlerarasında yer alıyor. Bu anlamda Başkent’teki hekimlere ulaşmak, Türkiye’nin önde gelen tıp fakültelerinin olduğu ve iyi hekimlerin yetiştirildiği bir şehirde bulunmak bizim için çok önemli.

Grubumuzun en önemli değerleri, kaliteli, fark oluşturan, etik ve hastasını ön planda tutan hizmet anlayışıdır. Biz de bu noktadan hareketle bünyemize yeni hastaneler ekleyerek kaliteli ve dünya standartlarında sağlık hizmetlerimizle her geçen gün daha fazla insanın hayatına dokunmayı hedefliyoruz” dedi.

Ankara’ya 65 Milyon Dolarlık Yatırım Memorial Ankara’nın 50 milyon dolarlık bir yatırım ile hayata geçirildiğini anlatan Genç, “Yeni açılacak bölümler ile birlikte bölgeye toplam 65 milyon dolarlık bir yatırım yapmayı hedefliyoruz. Ankara Hastanemizin bünyemize katılması ile birlikte 5 bin kişiyi aşan çalışan sayımızla büyük bir aile olmanın heyecanını ve mutluluğunu yaşıyoruz” diye konuştu.

68 Şubat • 2014



Aktüel Uğur Genç, Türkiye’deki en ileri tıp teknolojisine sahip tanı-tedavi üniteleri, modern mimarisi ve yepyeni bir sağlık anlayışı ile bölgenin sağlık üssü olacağını belirterek, “Memorial Ankara, 60’ı yoğun bakım ünitelerinde olmak üzere 230 yatak kapasitesi, 11 ameliyathane ve 63 poliklinik ile hizmet veriyor. En yeni sterilizasyon tekniklerinin uygulandığı uluslararası standartlarındaki ameliyathanelerinde kullanılan led lambalar; ameliyatın niteliğine göre ışık rengini ayarlama ve ısı açığa çıkarmama özelliği sayesinde cerrah ve hastaya büyük ölçüde konfor sunuyor. 256 kesitli Bilgisayarlı Flash Tomografi (BT) cihazı sayesinde hastalar işlem sırasında radyasyondan çok daha az etkileniyor. Standart MR’dan daha geniş olan 70 cm çapındaki son teknoloji ürünü MR cihazı, özellikle kapalı alan korku-

yakında tüp bebek, organ nakli, kemik iliği nakli ve radyasyon onkolojisi bölümleri de hizmet vermeye başlanacağını açıkladı. Memorial’in hastaların yaşam kalitesini artırmak için önemli çözümleri bir arada sunduğunu vurgulayan Genç, “Memorial Ankara Hastanesi’nde radyoloji görüntüleri ve laboratuvar sonuçları dijital olarak saklanıp, ilgili bölümlere aktarılıyor. Hastane bu özelliği sayesinde, Memorial Sağlık Grubu’nun diğer hastaneleri ile entegre çalışıyor. Farklı lokasyonlardaki doktorlara aynı görüntü üzerinden hasta konsültasyonu olanağı sunan sistem, hasta için en doğru teşhis ve tedavi olanaklarının planlanmasını sağlıyor” şeklinde konuştu. SSK ile bazı branşlarda anlaştıklarını ifade eden

Genç, şunları kaydetti: “Bazı branşlarda Bakanlığın izin verdiği bazı branşlar var. Kardiyoloji, onkoloji alanında bazı hekimlerimiz devletle anlaşmalı olacak. Diğer branşlarda anlaşmamız olmayacak. Bugün SSK ile anlaşma yapsak hastane bir ay içerisinde dolar ve çok fazla hasta trafiği olur. SSK’nın verdiği fiyatlarla beraber kaliteli hizmet vermek, sayıyı değil, hacmi değil kaliteyi ön planda tutmak daha zor. Onun için biz biraz zoru seçiyoruz. Özel Sağlık Sigortalı, Merkez Bankası, özel şirketler veya sivil toplum kuruluşları ile özel anlaşmalar yapıp onlara bazı faydalar sağlamaya çalışıyoruz. İndirimler, bazı kampanyalar düzenliyoruz. Sosyal fayda

su olan hastalara büyük ferahlık sağlıyor. Hastanemizde ayrıca MR uyumlu anestezi cihazı ve monitör de bulunuyor” ifadelerini kullandı.

“Memorial’ın Uluslararası Üne Sahip Bölümleri Ankara’da”

Memorial Ankara Hastanesi’nin başta Kalp Damar Cerrahisi, Girişimsel Kardiyoloji, Tıbbi Onkoloji, Ortopedi ve Travmatoloji, Beyin ve Sinir Cerrahisi, Çocuk Cerrahisi gibi Memorial’ın uluslararası üne sahip bölümleri olmak üzere tüm branşlarda multidisipliner bir anlayışla hizmet sunacağını belirten Genç, çok

70 Şubat • 2014



Aktüel

anlamında yaptığımız çok önemli kampanyalarımız var. Halka inmeye çalışıyoruz. Odalar, borsalar, dernekler var. Bütün Ankaralılar bize gelebilir.” Ankara’da bulunan özel hastanelerin altında bir fiyat uygulayacakların ayrıca yılda 150 bin civarında hasta bakmayı hedeflediklerini belirten Genç, “Fiyat olarak diğer özel hastanelerin daha altındayız. Orta üstü gelir grubunun gelebileceğini düşünüyorum. SSK ile yaptığımız branşlarla yine uzmanlarımız ve bazı hekimlerimizde yine herkes gelebiliyor olacak. Asıl orta üstü ve AB sekmendi hastalarımız daha fazla olacak. Yılda 150 bin civarında hasta bakmayı hedefliyoruz” diye konuştu. Memorial Ankara Hastanesi Direktörü Dr. Levent Atay ise, Ankara Memorial olarak diğer hastanelerde alışkanlık haline gelen hizmette kaliteyi hedeflediklerini ifade ederek, “Sayılardan çok bildiğiniz üzere Memorial sağlıkta kalite de ünlü bir kurum. Bulunduğumuz bölgelerde referans merkezi hastaneler oluyoruz. Ankara’da da aday olduğumuz konular referans merkezi olmaya çalışacağız. Ankara’da iyi bir uluslararası hasta sektörü oluşmuş durumda. Bizim İstanbul ve Antalya hastanelerimizden sonra Ankara’da bunu hedefliyoruz” dedi. Atay, “Çok modern bir tıbbi alt yapıyla beraber Modern hizmet sunmayı hedefliyoruz. Erişiminde

zorlanan, konforunda zorlanan Ankara’da bazı bölümler de hizmet sunmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu. Akademik kadro ağını genişleteceklerini belirten Atay, “45 hekimle başlayacağız, 15 tane doçentimiz olacak, kısa sürede 60 hekime çıkacağız. Oldukça yüksek sayıda akademik kadroyla başlıyoruz. 250 çalışanımız var ,yılsonuna kadar hekim kadrosunda 70’e tamamlamayı düşünüyoruz. Genel kadromuz da 600 civarlarına kadar yükselecek” dedi.

72 Şubat • 2014



Aktüel

Torbalı’da 250 Yataklı Devlet Hastanesi’nin Temeli Atılıyor Ak Parti Torbalı İlçe Başkanı Akbıyık, Torbalı için yapılacak 250 yataklı hastanenin hayırlı uğurlu olmasını diledi. •

vatandaşa sağlık hizmeti verecek. Hastane yatak sayısı planlaması Torbalı’nın gelişimi göz önüne alınarak yapıldı.

250 yataklı olarak belirlenen Torbalı Devlet Hastanesi’nin temeli nihayet atılıyor. 27 Şubat 2014 tarihinde ihalesi yapılacak projenin temeli ise, ihaleden 5 gün sonra atılacak. Eski Ulaştırma Bakanı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım ve AK Parti Torbalı İlçe Başkanı Hasan Akbıyık’ın girişimleri sonucu ihale tarihi belirlendi. Yıldırım ve Akbıyık’ın Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ile görüşmeleri sonuç verdi.

2 Senede Tamamlanması Planlanıyor

AK Parti Torbalı İlçe Başkanı Hasan Akbıyık, doğup büyüdüğü ilçenin, örnek bir hastaneye kavuşmasında emeği olduğu için mutluluk duyduğu dile getirirken, hastanenin 250 yatak sayısı ile bölge hastanesi unvanına kavuşması kendisini ayrıca sevindirdiğini dile getirdi. Akbıyık, “Sayın eski Ulaştırma Bakanımız Binali Yıldırım ile çabalarımız sonucu Sağlık Bakanımızı ikna ettik. Kendisi de ‘Torbalı için elinden geleni yapacağını’ söyledi. Yaklaşık 1 buçuk-2 sene de yeni hastanemiz tamamlanmış olacak ve Torbalımız 250 yataklı hastaneye kavuşmuş olacak. Hastane ihalesinin yapılacak ve temelinin atılacak olmasında Binali Yıldırım’ın büyük katkısı var. Kendilerine teşekkür ediyorum” dedi.

Orman Fidanlığı Arazisi Üzerine İnşa Edilecek

Başkan Akbıyık, Torbalı için yapılacak 250 yataklı hastanenin hayırlı uğurlu olmasını diledi. Torbalı’da İzmir-Aydın karayolu üzerinde, Orman Fidanlığı arazisinde inşa edilecek hastanenin 3 Mart tarihinde temeli atılacak. Hastanenin kapasitesi ise 250 yatak olarak belirlendi. Yeni yapılacak olan Torbalı Devlet Hastanesi’nde her branştan 24 saat nöbetçi uzman hekim

74 Şubat • 2014



Aktüel

Ortopedik sakatlıklarda PRP Dönemi Türkiye Hastanesi Ortopedi Kliğini Doktorlarından Opr. Dr. Mehmet Helvacı PRP teknolojisi ile hastanın kendi kanıyla iyileşme şansına sahip olduğunu kendi kliniklerinde de bu tekniği kullandıklarını kaydetti. •

Hasta kişinin kendi kanının bir takım mekanik uygulamalarla zenginleştirilmesi ve bunu yaralanmış bölgeye tatbik edilmesi esasına dayanan PRP uygulaması birçok ortopedik rahatsızlık da etkili sonuçlar veriyor. Türkiye Hastanesi Ortopedi Kliğini Doktorlarından Opr. Dr. Mehmet Helvacı PRP teknolojisi ile hastanın kendi kanıyla iyileşme şansına sahip olduğunu kendi kliniklerinde de bu tekniği kullandıklarını kaydetti. PRP’nin ağrılı ve hasta bir dokuya uygulanması ile ağrılı ya da hasar görmüş bölgede önce hızla onarım sağlanacağını vurgulayan Helvacı, buna bağlı olarak da ağrının azalacağı veya ortadan kalkacağının ispatlandığını söyledi.

Önce PRP elde ediliyor; sonra tedavi başlıyor Trombosit kanda bulunan üç hücre tipinden birisidir. Temel görevi, yaralanma meydana geldiğinde kan akımının durmasını

76 Şubat • 2014



Aktüel

sağlamak için bir tıkaç (pıhtı) oluşturmaktır. Bunu sağlayabilmek amacı ile trombosit hücresi içinde yoğun olarak onarıcı proteinler olarak adlandırabileceğimiz büyüme faktörleri ve sitokinler içerir. Hastanın kendi kanı alınıp mekanik uygulamalara tabii tutularak trombosit (platelet) yoğunluğunun arttırılması ile elde edilen preparat, PRP olarak adlandırılmaktadır. Bu uygulama ile doku patolojisi nedeni ile ağrı oluşan bölgede önce onarımın sağlanacağı, buna bağlı olarak da ağrının azalacağı veya ortadan kalkacağı düşünülüyor. PRP teknolojisinin tendon yaralanmalarındaki etkisi ise yapılan deneysel çalışmalarla da ispatlanmıştır. Otolog PRP denilen sistemle kişinin kendi dokusu kullanılarak ağrılı veya hasta olan dokuya kişinin kendi plazması yani büyüme faktörleri konsantre olarak uygulanmış olur. PRP’ de yani trombositten zengin plazmada, normal plazmaya göre daha fazla büyüme faktörü salınır ve böylece normal yara iyileşmesine göre daha fazla sayıda kök hücre buraya gelir.

PRP ortopedik rahatsızlıklarda hangi bölgelerde kullanılıyor? PRP teknolojisi kliniğimizde omuz, dirsek, bilek, diz ve ayak bileği, topuk dikeni, ayak tabanında ağrılar, kalça bölgesi, kronik sırt ağrıları, kaynamamış kemikler ve tendonlarda meydana gelen yaralanmalarda kullanılabiliyor.

78 Şubat • 2014



Aktüel

Refraktif Cerrahide Güncel Teknikler işine devam edebilir. Ameliyat sonrası göz damlalarını kullanma süreci ortalama 1 haftadır.

Op. Dr. Ali Sipahier Göz Nurunu Koruma Vakfı Bayrampaşa Göz Hastanesi

Femtolasik (Bıçaksız Lasik) Nedir?

Lasik tedavisinde en önemli aşama kor¬neanın üst kısmından fleb adı verilen bir kapakçık oluşturulmasıdır. Fleb oluştu¬rulması için son yıllarda femtosaniye la¬ser teknolojisi kullanılmaya başlanmıştır. Femtosaniye laser doku içinde istenilen derinlikte, genişlikte ve şekilde kesi oluş-turabilen bir cihazdır. FS 200 femtosaniye laser bu amaçla geliştirilen en hızlı ve gü¬venli teknolojidir.

Avantajları:

- Bu cihaz sayesinde daha önce kullanılan mikrokeratom (korneada kesi yapan bıçak) sistemlerinde görülebilen komplikasyon¬lar neredeyse ortadan kalkmıştır. Femtosaniye laserle kişinin kırılma ku¬suruna özel flebler oluşturulabilir. Özellikle hipermetrop ve astigmat teda¬visinde sonuçları daha başarılıdır. Femtosaniye laser fleblerinde kornea bi¬omekaniği daha iyi korunmaktadır. İstenilen kalınlıkta fleb kaldırabildiğin¬den özellikle kornea kalınlığı sınır değer¬lerde olan hastalarda Lasik uygulanabil¬mektedir. Fleb arayüzeyi daha pürüzsüz olduğun¬dan Laser tedavisi sonrasında daha az abe¬rasyon (Işık sapması) gelişmektedir. - Femtosaniye fleblerinde özellikle ileri yaştaki hastalarda gözlenen göz kuruluğu gelişmesi riski daha azdır. Femtosaniye laser sistemleri ile fleb oluş¬turmanın yanısıra korneal implantlar takı¬labilmekte, keratoplasti (kornea nakli) ve astigmatik keratotomi (astigmat düzeltici işlemler) işlemleri yapılabilmektedir.

• Excimer Laser Tedavisi Nedir?

Excimer laser 20 yılı aşkın bir süredir kırma kusurlarının tedavisinde başarı ile uygulanan bir yöntemdir. Laser ışını hedeflenen dokuyu istenilen kalınlık ve genişlikte ortadan kaldırır böylece gözün en dışında bulunan kornea tabakasında kalıcı bir değişim meydana gelerek miyop, hipermetrop ya da astigmatın tedavisi gerçekleşmiş olur. Lasik, Femtolasik, Lasek ve PRK Excimer laser tedavisinin değişik uygulanma biçimleridir.

Lasik Nedir, Kimlere Uygulanabilir?

LASIK odaklanma kusurlarının tedavisinde en sık kullanılan yöntemdir. 18 yaşını dolduran ve son 1 yılda gözlük numarasında değişim olmayan kişiler bu tedaviye adaydır. Lasik uygulanabilmesi için gözdeki kırılma kusurunun ve gözün yapısının uygun olması gerekmektedir. Bu amaçla tüm adaylara ayrıntılı bir göz muayenesinin yanı sıra kornea tabakasının özelliklerini gösteren bir dizi tetkik uygulanır. LASIK ile 12,0 dereceye kadar miyopi, 6 dereceye kadar hipermetrop ve astigmat tedavi edilebilmektedir. Lasik öncesinde kontakt lens kullanımına ara verilmesi önemlidir. Yumuşak lens kullanan hastaların en az bir, sert lens kullananların en az üç hafta lens kullanmaması uygun olacaktır.

Fakik Lens

Kornea yapısı ya da refraksiyon kusuru¬nun derecesi Excimer laser tedavisine uy¬gun olmayan 20-45 yaş arasındaki kişilerde tercih edilen bir yöntemdir. Bu lenslerin takılabilmesi için endotel sayı¬sı, ön kamara derinliği gibi kişisel özellik¬lerin uygun olması gerekir.

Refraktif Lens Değişimi

KLasik Tedavisinin Avantajları

45 yaşın üzerinde miyop, hipermetrop, astigmat ve presbiyopinin (Yaşlılığa bağ¬lı yakın odaklama güçlüğü) tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. Özellikle son zamanlarda gelişen Torik (astigmatı dü¬zelten) ve Multifokal (hem yakın hem uzak görüş sağlayan) lenslerle hastalarımıza 45 yaşından sonra gözlüksüz bir hayat suna¬bilmekteyiz. Göz Vakfı Bayrampaşa Göz Hastanesin¬de FDA onaylı Alcon Multifokal ve Torik lensler kullanılmaktadır.

LASİK tedavisinin en önemli avantajı hastaya sağladığı konfordur. Göz yapısı uygun olan hastalarda LASIK yöntemi, yüksek gözlük derecelerini bile etkili bir şekilde düzeltebilir. İyileşme son derece hızlı gerçekleşir ve tedaviden sonra saatler içinde hasta kaliteli bir görüşe sahip ola-bilir. Ağrı, sulanma ve batma problemleri en geç 12 saat içinde geçer ve tedaviden bir gün sonra kişi normal hayatına geri dönebilir,

80 Şubat • 2014



Aktüel

Vücudun alarm merkezi ağzımız Hospitadent Yönetim Kurulu Üyesi Dt. Selçuk Özbölük, yalnızca “diş ağrısı” olarak adlandırılan belirtilerin bile temelde bazı önemli tıbbi ve psikolojik sorunların habercisi olabileceğini söyledi.

kileyen ağız ve diş sağlığı hakkında yanlış bilinen gerçekler hakkında şu bilgileri verdi:

1- Sert diş fırçası kullanmak dişleri bembeyaz yapar

Yanlış! Çünkü önemli olan fırçanın sertliği değil, fırçalama tekniğidir. Diş fırçası, sentetik kıldan yapılma olmalıdır. Uçları düzgün sonlanmalıdır. Sert fırçalar diş etini tahriş eder, dişlerimizin minesine zarar verir ve dişlerde hassasiyet oluşturur.

2 - Hamilikte diş kaybı olması çok normaldir, anne adayları diş kaybı yaşayabilir

• Ülkemizde

ağız ve diş sağlığı konusunda yeterince bilinç oluşmadığına dikkat çeken Dt. Selçuk Özbölük, “Ağız ve diş hastalıklarında meydana gelen bozukluklar; beslenme, çiğneme problemleri, tat alma, gülme, kahkaha atma, uyku ve konuşma gibi fonksiyonel işlevleri negatif yönde etkileyebilmekte. Bunlara bağlı olarak da sosyal ilişkilerde zayıflama, utangaçlık, özgüven kaybı, anksiyete ve depresyon gibi psikososyal sonuçlar ortaya çıkabilmekte” dedi. Sağlıklı diş ve diş eti için hekimlerin önerileri doğrultusunda uygulama yapılması gerektiği, aksi halde dişlerin ve diş etlerinin zarar görebileceğine değinen Dt. Selçuk Özbölük, “Ağız ve diş sağlığı konusunda ortaya çıkan kimi sorunlar bazı hastalıkların habercisi olabilir. Bu yüzden ağzımız bir nevi vücudumuzun alarm merkezlerinden biridir. Diş fırçalama şeklinden fırça seçimine, macun kullanımından diş taşı temizliğine, süt dişlerinden ağız kokusuna kadar halk arasında bilinen yanlış ya da eksik bilgilerin paylaşılması diş ve ağız sağlığını tehlikeye atmaktadır” diye konuştu.

Yanlış! “Her çocuk bir diş götürür” düşüncesi ne yazık ki ülkemizde yaygın bir kanıdır. Ancak bu doğru değildir. Ağız bakımlarını doğru ve düzenli yapan bir anne adayı için böyle bir durum söz konusu değildir.

3 - Hamilelikte diş tedavisi yaptırmak bebek için sakıncalıdır

Yanlış! Hamileliğin her döneminde aciliyet gerektiren diş tedavileri yapılabilir, bebeğe bir sakıncası yoktur.

4 - Çoçuk dişleri iğne ile çekilirse bir daha çıkmaz

Yanlış! Süt dişleri 6’ncı aydan başlar 3 yaşına kadar devam eder. Kalıcı dişler ise 6 yaşında çıkmaya başlar ve 12-13 yaşlarında tamamlanır. Burada önemli olan hangi dişin çekildiğidir, dişin iğne ya da başka bir şey ile çekilmesinin önemi yoktur.

5 - Süt dişlerinin yerine daha sonra kalıcı dişler geleceğinden süt dişlerinin önemi yoktur

Yanlış! Süt dişlerinin en önemli görevi çocuğun düzgün beslenmesini sağlamaktır. Konuşmanın düzgün gelişimi de süt dişlerine bağlıdır. Süt

Ağız ve diş sağlığı ile ilgili doğru sanılan 10 yanlış:

Özbölük, genel sağlığımızı büyük ölçüde et-

82 Şubat • 2014



Aktüel

dişleri kapladıkları alanla kendilerinin yerine gelecek olan kalıcı dişler için yer tutmaktadır. Bu nedenlerle süt dişleri çok önemlidir.

6 - Bir kez diş taşı temizliği yaptırdıktan sonra her zaman yaptırmak gerekir

Yanlış! Diş taşı temizliğinde diş yüzeyine ait olmayan maddeler (plak, diş taşı) temizlenir. Diş taşı temizliği yaptırmayan bir kişi dişleri üzerinde biriken diş taşlarını fark edemez ancak temizlik yaptırdıktan sonra birkaç gün fırçalanmayan dişlerdeki değişim hemen göze çarpar. Yani diş taşı temizliği yapılmış ya da yapılmamış olsun ağız ve diş bakımı yapılmadığı sürece diş taşlarının oluşumu kaçınılmazdır.

yolu ile alınıp kana karışınca ortaya çıkar. Dişin üzerine konulan aspirin ağrınızı dindirmediği gibi, ıstırabınızı da arttırır. Çünkü diş etinizde yara açar.

10 - Ağız kokusu herkeste olur ve geçmez

Yanlış! Diş çürükleri, diş eti hastalıkları, aftlar, uyumsuz ve kötü kullanılan protezler ve ağız kuruluğu, sindirim sistemi ile ilgili rahatsızlıklar, bademcik iltihaplanmaları sonucu meydana gelebilir. Ağız kokusunun asıl nedeni olan yukarıda sayılan hastalıkların tedavisi yapıldıktan sonra ağız kokusu önlenebilir.

7 - Çapraşık dişler ancak küçük yaşlarda düzelebilir

Yanlış! Çapraşık dişler her yaşta düzgün hale getirilebilir. Tel tedavisi her yaştan kişiye uygulanacağı gibi, tel tedavisini estetik bulmayan hastalar görünmeyen teller sayesinde düzgün dişlere sahip olabilirler.

8 - Dişleri fırçalarken diş etlerinin kanaması normaldir

Yanlış! Dişleri fırçalarken diş eti kanaması normal bir durum değildir ve diş eti iltihabının en önemli belirtisidir. Vakit kaybetmeden diş hekimine başvurulması gerekmektedir. 9- Ağrıyan dişe aspirin koymak gerekir Yanlış! Aspirin ağrı kesicidir ancak etkisi ağız

84 Şubat • 2014



Aktüel

Belirtisiz kriz

‘’gizli kalp’’ Normal bir kalp krizinde görülen göğüs ağrısı, nefes darlığı gibi belirtiler vermeyen, Gizli Kalp Hastalığı bu nedenle ani ve beklenmeyen kalp krizlerine neden oluyor.

• Kalp krizinin en çok farkındalık oluşturan be-

Erken teşhis çok önemlidir

lirtileri ağrılarken tıbbı litaratürde ‘’sessiz iskemi’’ olarak bilinen WwwW WWWWw Hastalığı hiçbir belirti vermeden ilerliyor. Hastalığın ilerlemesinde önemli rolü olan diyabet, tansiyon yüksekliği, kolesterol yüksekliği gibi şikayetleri bulunan kişilerin düzenli kontrol altında olması gerektiğini söyleyen Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ateş, sigara kullananların ve 65 yaş üzerindeki herkesin risk grubunda olduğunu belirtti. Kalp krizinin kalp kasını besleyen koroner damarlarda, kan akımının azalmasına neden olacak derecede darlık olduğunda yaşandığını söyleyen Dr. Ateş, kişide çoğunlukla efor esnasında göğüste ağrı, sıkışma, yanma ve nefes darlığı gibi şikayetlerin bunun belirtisi olduğunu belirtti. Sessiz iskemide ise koroner damarlarda önemli derecede darlık olduğu halde kişinin herhangi bir rahatsızlık hissetmediğini ifade eden Dr. Ateş, bu hastalığa ‘gizli kalp hastalığı’ veya ‘sessiz iskemi’ denilmesinin nedeninin hiçbir şikayete neden olmaması ve hastayı hekime yönlendirecek bir belirti vememesi olduğunu söyledi. Dr. Ateş ‘bazen çabuk yorulma, hazımsızlık gibi kalp hastalığından şüphelendirmeyecek hafif yakınmalar da belirti olabilir’ dedi.

Hastalık için erken teşhisin önemini vurgulayan Kardiyoloji Uzmanı Dr. Gürsel Ateş, belirti vermeyen Sessiz İskemi’de kişinin kalbini zorlamaya devam ettiğini ve bunun sonucunda kalp krizi geçirme riski taşıdığını ifade etti. Dr. Ateş, ‘diyabeti olan, ailesinde kalp hastalığı olan, sigara kullanan kişiler erken teşhis için efor testi, 24 saatlik kalp ritim ve çarpıntı (ritm holteri) ölçümü, bilgisayarlı tomografi ve stres testi yaptırmalıdır’ dedi. Yapılan testler sonucunda ‘sessiz iskemi’ tanısı konan hastaların dikkatli olması gerektiğini belirten Dr. Ateş, gizli kalp hastalığı tanısı olan hastalarda düzenli kontrollerin gerekli olduğunu, hastanın sigara kullanıyorsa bırakması gerektiğini ve varsa fazla kilolarını azaltmaya çalışması gerektiğini söyledi.

Menepoz sonrası kadınlar tehlike altında

Dr. Ateş, sessiz iskeminin erkeklerde 45 yaşından sonra, kadınlarda ise menopozdan sonra görülme oranının arttığını belirtti. Ailesinde birinci dereceden erkek yakınlarında 55 yaşından önce, kadın yakınlarında ise 65 yaşından önce kalp krizi yaşayan kişilerin kalp hastalığı riskinin arttığını söyleyen Dr. Ateş, sessiz iskeminin kadınlarda doğurganlık çağında nadir görüldüğünü ifade etti.

86 Şubat • 2014



Aktüel

Patentiniz yoksa korumanız da yok! bağlı kalarak ekonomik faaliyetlerini sürdürmeye mahkûm edilmemelidir. Dünyada teknolojik buluşların tümü patentle korunurken, ülkemizdeki büyük şirketlerin bile çok sınırlı sayıda buluşu ve patenti bulunmaktadır. Oysa ki patent bilincinin yerleştiği ülkelerde, korunmakta olan patentin lisans anlaşmalarından dahi çok büyük gelir elde edilmesi söz konusudur. Ülkemizde ise sayılı birkaç şirketimizin kendi bünyesinde patente odaklı Ar-Ge çalışmalarını yapmakta olduğu ve bu sayede rakiplerine karşı fark oluşturarak saygınlık kazandıkları görülmektedir. Ülkemizde patent bilinci henüz yerleşmediğinden, patent getirilerinin boyutu tahmin edilememekte ve patent alım sürecinde ortaya çıkan maliyetler halen boşa harcanmış olarak görülmektedir. Hâlbuki sahibinin mülkiyetinde koruma altına alınan patentli bir buluş, geliştirilen teknolojinin buluş sahibince üretebileceği gibi başkalarına lisans verilebilir, devir edilebilir ve üzerinden kazanç sağlayabilmektedir. Patent, buluş sahibine buluş konusu ürününü belirli bir süre üretme, kullanma, satma veya transfer etme hakkı kazandırır. Patent konusunda bilinçlendirme, buluş ve yenilik kavramı daha ilköğretim döneminde aşılamalı, gençlerimiz araştırma yapmaya bu dönemde yönlendirilmelidir. Patent korumasının kişiye sağlayacağı yararlar haricinde ülkemizin gelişmesine de katkıları büyüktür. Teknolojik gelişmelere katkısı, insanların yaşamları boyunca ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik buluş yapmaya özendirme gibi yararları da vardır. Patent sisteminin sadece buluş sahibini korumak yönü yoktur. Ülkedeki teknolojik gelişmenin hızlandırılması amacıyla bilgi paylaşım işlevi de bulunmaktadır. Halen halkımızın çoğunluğu patentin yeni icat gerektirdiğini düşünmektedir. Mevcut bir sistem ya da ürün üzerinde yapılan geliştirmeler ve yenilikler patent koruması alabilmek için yeterlidir. Patent alanında farkındalık oluşturabilmek için tüm kitle iletişim araçlarında konuyu işlemek ve duyarlılığı arttırmaya ihtiyaç vardır. Yapılan sağlıklı bilgilendirme hem toplumumuza hem de ülkemize gelişim konusunda çokça fayda sağlayacaktır. İnanıyoruz ki, ülke kalkınmasını sağlayacak ve katma değer üretecek unsurların başında buluş ve patent gelir.

Kemal Yamankaradeniz Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı

Biliyoruz ki; Ülkemizde patent konusu ağır aksak ilerlemektedir. Çünkü ülkemizde patent bilinci oluşmamış ve halen konunun önemi kavranamamıştır. Bir ülkede verilen patent sayısının yüksekliği, o ülkenin gelişmişliğini ve sanayisinin ne denli ilerlediğini göstermektedir. Gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında ülkemizin patent konusunda çok gerilerde kaldığı görülmektedir. Dünya genelinde bu konuda bir hayli yol kat edilmişken, maalesef ülkemizde yılda sadece 12 bin patent başvurusuyla sınırlı kalmaktadır. Hayal ettiğim Türkiye’nin hedefine ulaşabilmesi ve gelişebilmesi için yıllık 100 bin patent başvurusu gerçekleşmelidir. Patentle gelişebilme kıstası sanayinin gelişmişliğiyle doğru orantılıdır. Bakıldığında Japonya, ABD, Güney Kore, Almanya, Fransa, Çin’de patent başvuru sayıları markadan daha fazla gerçekleşmektedir. Girişimci ve sanayicilerimize patentin önemini anlatabilmek için, patentle ilgili teşvikler ve patent bilincinin oluşturulması için yapılan çalışmaların daha da arttırılması gerekir. Günümüzün en etkili iletişim aracı olan medya da ülkemiz, geleceğimiz ve gelişimimiz açısından bu kadar önemli olan patent bilincini insanlarımıza aşılamak için yeterince dosya çalışmalarına yayınlarında yer vermelidir. Türkiye, saygın ülke ve gelişmiş ekonomiye sahip olmak için farklı ülkelerde geliştirilen patentlere ve bunları kullanabilmek için lisans anlaşmalarına

Güzel gönler dileklerimle…

88 Şubat • 2014



Aktüel

Türkiye’nin geleceğinde Biyomedikal Mühendisliğin yeri nedir? 4 Nisan 2014 tarihinde EXPOMED Tıbbi Cihazlar Fuarında Öğrenci Poster Sunumları yarışması yapılacak.

Fuarında Öğrenci Poster Sunumları yarışması yapılacak.

Öğrenci Bildirilerinin Amacı Türkiye’de biyomedikal mühendisliği eğitimi alan öğrencileri ve bu alanla ilgilenen bireyleri bir araya getirmek ve çalışmaları için uygun bir platform oluşturmak. Biyomedikal alanda eğitim gören öğrenciler ve alanla ilgilenen bireyler arasında bilgi paylaşımının sağlanması ve çözüm aranması amaçlanmaktadır. --Öğrenci Bildirilerinin Hedefi Biyomedikal alanında yer alabilecek her türlü çalışmanın kabul edileceği, lisans düzeyinde olan bireylerin çalışmalarını sunma, tartışma ve değerlendirilme olanağı bulabileceği bir etkinlik olması hedeflenmekte.

Bildiri Konuları ve Değerlendirilmesi NKÜ 3.Biyomedikal Mühendisliği Öğrenci Sempozyumunda sunulacak öğrenci poster sunum bildirileri için biyomedikal alanda ilgili olan çalışmalar kabul edilecek. Konu seçimi tamamen poster sunumunu hazırlayacak bireyin tercihine bırakılmıştır. Değerlendirmede Düzenleme Kurulu poster bildiri özetlerini değerlendirecek. Bildirilerin daha önce herhangi bir yerde sunulmamış ve bastırılmamış olması gerekmekte. Sempozyumda yer alacak Öğrenci Poster Bildirileri Sempozyum bildiri kitapçığında yayınlanacak. Ayrıca Medikal Sektör Temsilcilerinin, üniversitelerin öğretim üyelerinin ve öğrencilerin değerlendirilmesi sonucunda yapılan oylamada en çok oyu alan kişiye Proje Teşvik Ödülü verilecek. Poster sunumu yapan kişilere de sertifika verilecek. Hazırlanan bildiri özetleri 28.02.2014 tarihine kadar nkubiyomedikal@nku.edu.tr e-postası yoluyla ulaştırılabilir.

Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi Biyomedikal Teknolojileri AR-GE Topluluğu tarafından düzenlenen “3.Biyomedikal Mühendisliği Öğrenci Sempozyumu” , 2 Nisan 2014 Namık Kemal Üniversitesi Merkez Kampüs Rektörlük Konferans salonunda, 3 Nisan 2014 Çorlu Mühendislik Fakültesi Konferans salonunda, 4 Nisan 2014 tarihinde de Tıbbi Cihazlar ve Malzeme Fuarı EXPOMED 2014 İstanbul’da gerçekleşecek. Geleneksel olarak düzenlenen NKÜ Biyomedikal Mühendisliği Öğrenci Sempozyumuna üniversitelerin Biyomedikal Mühendisliği ve Biyomedikal Cihaz Teknolojisi öğrencilerine açık olacak. 4 Nisan 2014 tarihinde EXPOMED Tıbbi Cihazlar

90 Şubat • 2014



Aktüel

Yöneticilikte Efsane Olabilmenin Yolları Mustafa Çiçek / Sağlık Yöneticisi

ni görmekteyiz. Tarihsel faktör ve süreçlerden kaynaklı Efsaneleşmek bazen kolay olsa bile, hafızalardan hiç silinmeyen her çağda daha çok efsaneleşen yöneticilerin ince ruhlu, çalışkan, herkese eşit mesafede olan, işini iyi yapanları ödüllendiren, hep iyiliğe ve doğrulara yatırım yapan, ekibini de başarıya odaklandırmış, her kesin yararlanacağı yatırımlara önderlik eden başarılı kimseler olduğuna şahit olmaktayız. 1. Süleyman ya da daha çok bilinen adıyla Kanuni Sultan Süleyman; Genç yaşta tahta geçip Sultan Birinci Selim Han’dan 7.000.000 km2’ye yakın devraldığı Osmanlı Devleti’ni, 46 yılda 15.000.000 km2, bağlı devletlerle, 17.000.000 km2 büyüklüğe ulaştırmıştır. Osmanlı Devleti’ne en parlak dönemini yaşatmış, imparatorluk içinde dürüst bir hükümdar ve çözülmeye, bozulmaya, rüşvete karşı üstün bir kişilik olarak nam salmıştır. Onun liderliğinde Osmanlı İmparatorluğu süper güç haline gelmiş ve İmparatorluk onun ölümünden sonra da genişlemesine bir yüzyıl daha devam etmiştir. Ölümünden sonrada ünü bitmemiş, sultanlığı hala dillere destandır. 25 yaşında tahta geçip Osmanlı devletinde en uzun süre yöneticilik yapmış sultan, devralmış olduğu yönetimi zirveye taşımıştır. Hayatına baktığımızda her çağda

Halkın hayalinde şekil değiştirerek ağızdan ağıza, nesilden nesile geçen her milletin birçok efsanesi vardır ve bazıları diğer birçok millet tarafından benimsenmiş, başka isimlerle birçok dilde yerleşmiştir. Dillere destan olmuş anlamında Efsane olmak; İmkansız olanı başararak ve bununla nam salıp dillerden dile dolaşmak, kimsenin cesaret edemediği işleri yaparak adından nesiller boyu söz ettirmektir. Yöneticilikte zirveye çıkıp efsane olabilmek kadar zirvede kalabilmekte önemlidir. Yunus Emre’nin “Nehirler Aktı Geçti, Kurudu Vakti Geçti, Nice Han Nice Sultan Tahtı Bıraktı Geçti, Şu Dünya Bir Penceredir Her Gelen Baktı Geçti” sözlerini çoğu zaman unutulur. Bazen hatırlansa bile günümüz hastalığının virüsleri yöneticileri daima etkisi altında tutma gayreti içindedir. Elbette yöneticiyi herkesin sevmesi beklenemez ama objektif karar mekanizmalarına sahip genel çoğunluğun benimsemesi, adından müspet söz etmesi önemlidir. Çalışanların veya toplumun genel olan menfaatlerini koruyan, insana değer verip önemseyen (jakoben anlayıştan uzak), toplumun değerleriyle özdeşleşen, içinde bulunduğu kurum ve insanların çıkarlarını bireysel çıkarlardan üstün tutan, kendini hizmete adamış yöneticilerin kurumunda ve içinde bulunduğu çevrede efsaneleştiği-

92 Şubat • 2014



Aktüel Ekibi İyi Seçmek

görülen hastalıklardan ekibini de uzak tutmayı başarmıştır. Kendi başarısını derebeylerin, idarecilerin ve devlet görevlilerinin heba etmesine asla müsamaha göstermemiştir. Bu devirde ayaklanma, ihtiras, kuyu kazmalar, entrikalar, hile ve dolanlar nerden gelirse gelsin yaşayacak ortam bulamamıştır. Sadece kendisi değil ekibini de iyi kontrol eden bir yöneticinin tarihin derinliklerinde unutulmadığını görmekteyiz. Efsane olabilmenin çok da zor olmadığını kanıtlayan vali veya kaymakamlarımız olmuştur. Suyu olmayan köye su getirmek, köprüsü olmayan dereye köprü yaptırmak, okula gitmek için ayakkabı bulamayan öğrenciye ayakkabı almayı sağlamak, işsiz gençler için iş sahaları açmaya yardımcı olmak, gençlere sahip çıkmak ve spora teşvik edici projelerle onları kötü

Liderin,“Ben yapmadım o yaptı “diyerek yanlışlardan veya eksikliklerden sıyrılma imkanı yoktur. Başarı bir ekip işidir. Tabiki ekibini kendi seçebilen karizmatik yöneticilerin kendine has özellikleri başarı getirse bile ekibinin çalışmaları yöneticilerin başarılarının kalıcılığını sağlar. Makam ve mevkilerin geçici olduğunu bilmeyen yoktur. Ancak güç ve makamların getirdiği heva - heves –rehavet ve büyüklük kompleksi her dönemde yöneticileri etkisi altına almaya çalışmıştır. Ekip seçme ve seçilen ekibin beklenen özelliklerini taşıyıp taşımadığın tespiti çok önemli bir süreçtir. Bu sericin yönetimi süreklilik taşıyan bir etkileşim göstermelidir. İnsanların gün geçtikçe ihtiyaçları-beklentileri değişebilir ve farklı

alışkanlıklardan korumak için sportif projeler üretmek, ağaçlandırma kampanyaları ile yeşili korumak ve yeşil alanları artırmak, insanca yaşamayı sağlamak için projeler üretmede öncülük etmek, kısaca sorumluluğu alanındaki insanların dertleri ile dertlenip çözüm için seferber olan mülki amirlerinde efsaneleştiğine de şahit olmuşuzdur. Makamda oturup insanların ayağına gelmesini bekleyen, türlü mazeretlerle çözüm yerine çözümsüzlükten bahseden, sahaya inmeden masa başı çözümlerle ilave sorunlar üreten, halktan kopuk olarak eskortla dolaşan, sorunları medyadan görüp önlem alacakmış gibi davranan yönetici tipi ise halk nezdinde makbul yer edinememektedir.

yapıya dönüşebilir. Negatif sinerji ile de yüklenebilen bu tehlikeli yapı ise tüm iyilikleri alıp götürebilmektedir.

Eğitim ve Takip

Sapmaların ve kör noktaların oluşmasını önlemek ve iyi bir yönetim sergilemek için alanda çalışanların sürekli olarak eğitimi ve verilen eğitimlere ne derece uyum sağlandığını alanda sürekli olarak gözlemlenerek müdahale edilmesi gerekir. Her yaşın ve her makamın eğitim içeriği ve tekniği farklı olsa bile eğitim mutlaka şarttır. Yanlışların, eksiklik ve hataların bilinçli olmadığı

94 Şubat • 2014



Aktüel Kırtasiyecilikten Uzak ve Uygulanabilir Kalıcı Kararlar Almak

saptansa bile bir karşılığının olması gerekir. Aksi halde farklı gerekçelerle toplumsal çıkarların önceliğini bireysel çıkarlar alabilir.

En kötü karar kararsızlıktan iyidir. Ayrıca günlük veya haftalık değişen kararlar yerine detaylı araştırmalar sonucu alınan uygulanabilir ve kabullenilebilir etkin ve verimli sonuçlar getiren kararlar alabilmek sistemin daha rahat işlemesini kolaylaştırır. “Yasa bu” “böyle kural konmuş” ne yapalım diyerek sorunların oluşma nedenlerine inilemeden yapılmaya çalışılan işlerin kimseyi memnun etmediği görülmektedir. Efsane olan yöneticilerin bir özelliği de “Kolaylaştırınız ve sevdiriniz” prensibini ilke edinmesidir. Hoşgörü ve tevazunun getirdiği ağırlık insanı olgun göstermektedir. Olgunluk ise akılcı kararlar alınmasını sağlar. GE’nin efsane CEO’su J.Welch yöneticilikte efsane olmayı liderlikle yönetim olarak tarif ederek kriterlerini şu başlıklarda sıralamıştır; daha az yönet liderlik yap(yönetici olma lider ol), piyasada lider bir şirket(kurum) oluştur(faaliyet gösterdiğin piyasada ya bir numara ol, ya iki numara ol, ya da çek git), sinerji yaratacak ekip oluştur ve iyi yönet, kaliteyi yaşat(canlı tut), kalite sadece yönetimin işi değil herkesin işidir, kararlı bir şekilde yenilikçiliğe odaklan, çalışanların fikirlerini rahatça sunabileceği ortamlar oluştur, hızlı ol (süreçleri ve sistemi hızlandır), hantal bir organizasyon yerine esnek bir yönetim tarzı seç, sinerji yaratacak ekip kur ve iyi yönet, ekip çalışmasını teşvik et ve herkesi bir takımın üyesi yap, ekibi hedefe odakla, ekibin heyecanlanmasını bilen ve daima en iyilerden kurulu olanlardan seçilmesi özen göster ve ekibini etkin olarak yönet.

Öneri Ve Şikayetleri Dikkate Alacak Sistem Ağı Kurmak

Çoğulcu mutluluğunu sağlamak için; Dikkate almak, önemsemek, kararlara katılımda bulunmasını kolaylaştırıcı hale getirmek, verilen sözlerin yerine getirilmesi ile olur. Sadece kendi çevresinde bulunan veya akrabalara sağlanan kolaylık toplum nezdinde antipati oluşturmakta, yakın çevrenin etkisi altında verilen kararlarda geneli mutlu etmemektedir.

Geleceğe Yatırım Yapmak

Bugünün şartlarına göre hareket eden, sadece kendine ve yakınlarına yatırım için çırpınan yöneticilerin başarılı olma şansı yoktur. Liderin pozitif yansımalarını kısa sürede harcayan bu tip idarecileri liderlerin iyi analiz etmesi gerek-

mektedir. Şirketin, toplumun, çevrenin sahip olduğu kaynakların etkili ve verimli kullanılmasını sağlamak için var olan idarecilerin genel hedeflerden uzaklaşmalarını önleyecek sistemlerin kurulması ve kalıcı olmasını sağlamak gerekir. Gelecek demek; çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceği demektir. Neme lazım deyip uykuya dalmak yerine, şirketim için, çevrem için, içinde bulunduğum toplumun refahı ve geleceği için “ben ne yapabilirim” diye hayal kuran yöneticilere ihtiyaç vardır.

Sevgi

Farklılaşma ve samimiyet bir şirketi büyüten en öneli özeliklerdendir. Çıkara bağlı sevgi yerine insanları ve çalışan personelini ön koşulsuz sevmesi lider özelliklerinin dışa vurumudur. Efsane lider karakterlerinin günlük yaşama yansıma örneklerine baktığımızda ise; “onlar benim insanlarım” diyerek çalışanlarını çok sevmesi, sorumluluklarını sadece görevi olduğu için değil sevdiği için üstlenmesi, dostluğa ve iyi iletişime çok önemli katkı sunması, merhametli olmasının yanı sıra kızgınlık gösterisinde bulunmamasıdır.

Büyük Düşünmek

Park, bahçe, spor alanları, ağaçlandırma çalışmaları, gibi basit görülebilen hizmetler aslında gelecek nesli koruyan önemli hizmetlerdendir. Bir şirkette veya bölgede kurulacak spor alanları bir çok kişiyi yanlış alışkanlıklardan alıkoyar. Bir ağacı kesmenin insan öldürmek kadar ağır bir suç olduğunu belirten ecdadımızın boş yere efsaneleşmediğini görmekteyiz. Fatih Sultan Mehmet tam 12 yaşında iken tahta çıkmış ve sonrasında yaş’ın başarı ile alakası olmadığını göstermiştir.

Örnek İnsan

İçi boş veya sonuçlandırılamayacak vaatler yerine uygulayacaklarınızın sözünü verip, bulunulan vaatlerin verilen sözün yerine getirilmesi yöneticileri takip edenler nazarında değerli kılar örnek alınmasını kolaylaştırır.Örnek alınabilmesi ve sevilebilmesi için neyi savunuyorsa, neyi söylüyorsa onu önce kendisi yaparak örnek olmalıdır. Yöneticilerin “Dediğini yap, yaptığını de” prensibine sürekli olarak uyum göstermesi gerekir.

96 Şubat • 2014



Aktüel

Hastane Acil Muayene Bölümlerinin Biyoharmolojik Özelliklerinin İncelenmesi Y.Doç.Dr.Cevdet Emin Ekinci

Öğr. Gör. Nurdan Baykuş

Fırat Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Yapı Eğitimi Bölümü 23119 Elazığ-Türkiye cevdeteminekinci@hotmail.com

Kilis 7 Aralık Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Inşaat Bölümü 79000 Kilis-Türkiye nurdanbaykus@kilis.edu.tr

ÖZET

bölümlerinin yapısının mevcut kullanım potansiyeli itibari ile yeterli olmadığı kanaatine varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Biyoharmoloji, Hastane, Mekân Kriterleri, Acil Muayene, Huzur Kriterleri

Bu çalışmada, insanların kullandığı nesnelerin psikolojik, biyolojik, sosyal ve kültürel anlamda etkilerinin yanı sıra bu nesnelerin içinde bulunduğu çevreyle olan ilişkisinin, doğal ve teknik kurallarını araştıran Biyoharmoloji biliminin, hastane yapılarının en önemli birimi olan acil muayeneler üzerindeki rolüne dikkat çekmek amaçlanmıştır. Bu bağlamda, Elazığ kent merkezi bütün (özelkamu) hastanelerinin, acil muayene birimleri üzerinden oluşturduğumuz örneklem, acil muayene ortamlarından, CO, CO2, O2, ortam sıcaklığı, aydınlık, bağıl nem, gürültü, ortamdaki toz miktarı (temiz oda), elektromanyetik alan gibi parametrelerin deneysel ölçümlerinin alınması ve bu ölçümlerin ISO14644-1 ve Biyoharmolojik Uygunluk Değerleri ile karşılaştırılmasından oluşmaktadır. Buna göre, hastanelerimizin acil

INVESTIGATION OF BIOHARMOLOGICAL PROPERTIES OF HOSPITAL EMERGENCY SERVICES ABSTRACT

In this study is aimed at drawing attention to the role of Bioharmology, which has occurred as a new branch of science that investigates the psychological, biological, social and cultural effects of the items people use and the natural and technical rules of the relationship between these items and their surroundings, in hospital emergency departments structure. Within this scope this study consists of the sample constitut-

98 Şubat • 2014



Aktüel Biyoharmoloji, canlıların yaşam sürecinde oluşmuş her türlü doğal ve yapay fiziki çevre ile bu fiziki çevrenin kullanıcıları arasındaki uyumunu inceleyen, çözüm önerileri üreten ve bunları uygulamaya aktarmada etkili olan bir bilim dalıdır [5]. Kısaca “Canlı Uyum ve Denge Bilimi” şeklinde de tanımlanabilir. Biyoharmoloji, yapıyı yalnız fiziksel sınırlayıcılar ve yapı kütleleri ile biçimlendirmeye çalışan bir anlayıştan uzaklaşmayı ve bunun yerine kişilerin kendilerini psikolojik, biyolojik, sosyal ve kültürel anlamda rahat ve huzurda hissetmelerini sağlayan, kimlik yönüne değinen, amacına ve kullanıcısına uygun yapılar/mekânlar (hastane, okul, konut, kamu binası vb.) yapılmasına destek verir. Toplu kullanım alanları başta olmak üzere dikkat edilmesi gereken bu özellikler yukarıda tanımlanan hastane yapıları için ise ayrı bir önem arz etmektedir. Çünkü bütün hizmetlerin en kritik girdisi olan insanların sağlık bulmaya çalıştıkları alanlar, sağlık durumlarını

ed from the emergency departments hospitals (private-public) in Elazig city center, empirical measurements of CO, CO2, O2 in hospital environment, ambient temperature, radiance, relative humidity, noise, amount of dust (clean room), electromagnetic space and comparison of the results with ISO14644-1 and Bioharmological Conformity Values. Accordingly, the present structure of the potential in hospitals emergency department that there was not enough. Keywords: Bioharmology, Hospital, Emergency Department, Patient, Terms of Comfort

1. GİRİŞ

Günümüzde hastaneler konusunda farklı tanımlamalar yapılmaktadır. Ancak genel bir ifade ile hastaneler; insanların muayene, tanı, teşhis ve tedavileri için başvurdukları en önemli sağlık kuruluşudur. Bu çalışma kapsamında değerlendird-

tehdit etmeyecek hijyen, Biyoharmolojik Uygunluk Değerleri (BUD), mekansal kriterler ve yeterli huzur kriterlerine sahip olmalıdır. Ayrıca, kullanım amacı her ne olursa olsun, yapılar ’da mekânsal kriterler işlevlerin mekanlarla örtüştüğü olgulara (konumlama, malzeme seçimi, alan, hacim, ışık, ısı, hava, ses, vb. özelliklere) cevap verebilecek ve kişilerin psikolojik, biyolojik ve sosyal yönlerini olumlu etkileyebilecek düzeyde olmalıdır. Kapalı ortamlardaki memnuniyet hissimizi tanımlayan bir parametre olan huzur kriterleri ise; bu parametre için yapıdan/ mekândan kaynaklanan tozlar, mikroplar, zehir-

iğimiz acil servisler ise; bir hastanenin mağaza vitrini gibi, halka açık bir penceresi olarak kabul edilen kısmıdır. Ayrıca organize edilmesi gereken ve genellikle acil sağlık yardımı gerektiren hastalara hizmet veren birimlerindendir. 2011 yılı Sağlık Bakanlığı Raporu verilerine göre, ülkemizde hastaneye başvuran her üç kişiden biri acil servislere müracaat etmekte ve acil servislere başvuru oranının %30’u aşkın değer olduğu bildirilmektedir. Bu durum da 7/24 saat hizmet veren acil servislerin, ortam-mekan ve kullanıcıları açısından ayrı bir önem arz etmektedir [1, 14, 15, 16, 17, 18, 19 ve 20].

100 Şubat • 2014



Aktüel lenmiş, diğer etkenler (dolaplar, yerleşim düzeni, sedye ölçüleri vb.) çalışma kapsamı dışında tutulmuştur. Deneysel çalışma, Merkez/Elazığ’da hizmet veren bütün (özel ve kamu) hastane acil muayene bölümlerinde yapılmıştır. Ölçümler 10-19 Ağustos 2011 tarihleri arasında tamamlanmıştır. Ölçümlerin nasıl yapılacağına ilişkin, sağlık müdürlüğü ve hastane yönetimi önceden bilgilendirilmiş fakat hangi gün ve günün hangi saatinde ölçümün yapılacağı hususunda hiçbir bilgi verilmemiştir. Elektriksel alan ölçümleri için AARONIA AG (Spectran) ELF Meter (Triaxinal ELF Magnetic Field Meter) cihazı; O2, CO ve CO2 miktarı ölçümleri için GMI (Gas Measuement Instruments) VISA-66268 cihazı; ışık, ısı, bağıl nem ve ses düzeyi ölçümleri, DT-8820 Environment Meter cihazı, partikül-parçacık miktarı ise LIGHTHOUSE Handheld 30133 cihazı kullanılarak ölçülmüştür. Acil bölümlerin hacim ve alanları ise klasik şerit metreyle cm olarak ölçülmüştür. İnceleme kapsamındaki bölümlerde yer yer klima ve mekanik havalandırma sistemi bulunduğundan hava hızı (m/sn) parametresi ölçümü yapılmış ancak hava debisi (m3/dak.) ve hava/hat basınç farkları (mbar) ölçümleri yapılamamıştır. Deneysel olarak incelenen acil muayene bölümlerinin TS EN ISO 14644’e göre mevcut durumlarının ortaya konulmasında “Temiz Oda” sınıfının belirlenmesinin yararlı olacağına karar verilmiştir. Zira temiz oda teknolojisinin hedefi, havanın içindeki uçucu maddelerin temiz oda içerisinden uzaklaştırılarak ya da ayrıştırarak havanın temizlenmesidir. Hava içindeki kirlilik kaynağı olan uçucu maddeleri iki ana grupla inceleyebiliriz. Bunlar “Cansız (Non-Living) uçucu maddeler” ve “Canlı (Living) uçucu maddeler” olarak adlandırılmaktadırlar. Temiz oda çalışmalarının temel amacı, temiz odayı basınç altında tutarak ve çok özel filtreler kullanarak hava içindeki mikroorganizmalar ile diğer uçucu madde konsantrasyonunu çok düşük seviyelere indirgeyebilmektir. Atmosferdeki cansız uçucu maddeler; rüzgâr, deprem veya volkanik patlama sonucu doğal kuvvetler ile ortaya çıkmaktadırlar. Genellikle bu uçucular 100μm’ dan küçük ise toz olarak tanımlanırlar. Bakteri, virüs ve mantar sporları gibi yaşayan mikroorganizmalar temiz oda teknolojisinde canlı uçucu maddeler olarak tanımlanmaktadır. Bakterilerin boyutları 0,3μm ile 5μm virüslerin (koloni halinde yaşarlar) 0.005μm–0,1μm ve mantar sporlarının 10-30μm arasında değişmektedir. Mikroorganizmalar havada, suda, döşemede, tavanda özellikle pürüzlü ve çatlak yüzeylerde kolaylıkla yaşamlarını sürdürebilmektedirler. En büyük canlı uçucu madde kaynağı ise insandır. Örneklemek gerekirse insan vücudunda dakikada 1000 adet bakteri ve mantar yayılmaktadır. Hastane acil muayene bölümlerinin temiz oda

li maddeler başta olmak üzere elektromanyetik alan, radyasyon, radon, karbondioksit, oksijen, karbon monoksit, bağıl nem ve buna benzer birçok çeşitli hastalıklara neden olabilecek etkenin, göz ardı edilmediği iç mekanları kapsamaktadır [12, 13, 14, 15, 16, 17, 18 ve 19]. Örneğin; 1-10μm’lik partiküllerin hava yoluyla taşıyan Mikrofunguslar olduğu bilinmektedir [3]. Bu Mikrofunguslar insan sağlığına kronik bronşit, astım, fungal alerjiler, aşırı duyarlı pnömoni ve aspergillosis gibi çeşitli hastalıklarla etki ederler. Bir hastane atmosferindeki bakteriyel bu etkiyi saptamak muhtemel sağlık risklerini belirlemede önemli rol oynarlar. Hastane enfeksiyonları pek çok hastanede önemli bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Böyle enfeksiyonlar daha fazla ölüm yaşanmasına neden olabilmektedir [4]. Bu durum bir hastanenin iç ortam havasının hem hastaların hem de hastalarla ilişkide olan çalışanların sağlığına ne derecede etki ettiğinin bir göstergesidir. Sağlıkla ilgili kuruluşlarda iç ortam havasının kalitesinin kontrolü hastane infeksiyonlarının önlenmesi için bir ön koşuldur. Günümüzde hava kalitesinin izlenmesi, yüzeylerdeki mikroorganizmaların varlığına bağlı olarak yapılmaktadır, ancak çalışmamızdaki gibi mikrobiyal ve partikül madde sayımları için hava örneklemesinin yapılması da önerilmektedir [2 ve 6].

2. ÇALIŞMANIN ÖNEMİ

Bu çalışmanın amacı, kapalı alan atmosferine bağlı yaşam, çalışma, teşhis ve tedavi alanlarından olan hastane acil bölümlerinin mevcut ortam şartlarının tespit edilmesi ile insan sağlığı üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesidir. Çalışma, bu konuda yapılacak benzer araştırmalara ışık tutması açısından önemlidir. Ayrıca sağlık yapılarının acil servis bölümlerinin mevcut durumları hakkında nerede olduğumuz konusunda bilirkişileri ve halkı bilinçlendirme ve de sağlıklı sağlık yapıları dolayısı ile sağlıklı yaşam alanları oluşturması açısından önem arz etmektedir. Çoğunlukla insanların, normal sağlık koşullarında olmadıkları an başvurdukları hastane acil servislerinin, kişilerin sağlık durumlarını tehdit etmeyecek kriterlere sahip olması gerekmektedir. Bu bağlamda, çalışmada bağıl nem, ortam sıcaklığı, ışık miktarı ile karbondioksit, karbon monoksit, gürültü düzeyi, partikül-parçacık miktarı (temiz oda), oksijen, metrekare, metreküp ve elektriksel alan düzeyi ölçümleri yapılmış olup, bu ölçümler ISO14644 standartları ve biyoharmolojik uygunluk değerleri (BUD) ile sorgulanmıştır.

3. DENEYSEL ÇALIŞMA

Bu deneysel çalışma, yalnız hastane yapıları acil muayene bölümlerini kapsamakta olup, Elazığ Sağlık Müdürlüğü tarafından alınan yazılı izinler doğrultusunda yürütülmüştür. Acil muayene bölümlerinin Tablo 1’de belirtilen hususları ince-

102 Şubat • 2014



Aktüel 5. SONUÇ VE ÖNERİLER

kapsamında hangi sınıfta olduklarını belirlemek amacıyla ortamdaki partikül-parçacıklar 0,3μm, 1,0μm ve 5,0μm ölçüm düzeylerinde yapılmıştır. Temiz oda ile ilgili standartların temel konusu temiz oda sınıflandırılmasıdır. Temizlik sınıfları ise, hava içindeki uçucu madde konsantrasyonu (birim hacimdeki partikül sayısı) sınır değerleri ile belirlenir. Bu konuda birkaç standart yayınlanmış olup bu çalışmada ISO 14644’e (International Organization for Standardization) göre temizlik sınıfı (temiz oda) esas alınmıştır. Bu sınıflandırma Class 1–9 aralığındadır. En temiz Class-1, en kirli Class-9’dur. Çiğ noktası (Dewpoint Definition), havadaki serbest nemin cisimler üzerinde yoğunlaşmaya başlayacak kadar düştüğü sıcaklık derecesine verilen addır. Diğer bir ifadeyle, çiğ noktası sıcaklığı havadaki nemin bir ölçüsüdür. Yani, çiğ noktası sıcaklığı ne kadar yüksekse havadaki nem de o kadar yüksektir. Sıcaklık ve bağıl neme bağlı olarak çiğ noktası sıcaklığı Molier esaslarına göre önerilen formüllerle hesaplanmıştır. Bu çalışmada mevcut durum tespiti yapılmış ve bu kapsamda hiçbir il veya kurum hedef alınmamıştır. Ayrıca Elazığ merkezinde bulunan tüm (kamu ve özel) hastane acil muayene bölümlerinden ölçümler alınmış fakat kurum/kuruluş adı verilmemiştir. Diğer taraftan, araştırmanın bazı kısıtlılıkları bulunmaktadır. Bunlar arasında; ölçümlerin sadece bir kez yapılmış olması, farklı gün ve saatlerde tekrarlanmaması ve ölçüm sonuçlarında mevsimler arası farklara bakılmamış olması, gösterilebilir. Diğer taraftan deneysel çalışma kapsamında elde edilen ve Tablo 1’de verilen 7 farklı hastanenin sayısal değerlerin daha net anlaşılabilmesi için virgülden sonraki rakamları yukarı ve/veya aşağıya indirgenmiştir [7, 8, 9 ve 10].

Canlıların temel gereksinimlerinin başında sağlıklı ve dengeli yaşam gelmektedir. Bu durum, tasarlanan ve üretilen yapının yalnızca kullanıma sunulduğu anda değil, var olduğu sürece de insanda sağlık sorunu oluşturmaması gerekmektedir. Kötü ortam koşulları kişinin fiziksel ve ruhsal sağlığını olumsuz etkilemektedir. Bu etki çok bileşenlidir. Birçok hastalıkla bağlantısının kurulması kolaydır. Bu nedenle kişilerin fiziksel ve ruhsal sağlığına yönelik halk sağlığı çalışmalarında ortam koşullarının düzeltilmesi ve iyileştirilmesi önemli yer tutmaktadır. Kötü ortam koşulları, genellikle yoksulluk ve sosyo-ekonomik düzeyle bağımlı görüldüğünden, bunun kaçınılmaz olduğu kanısı yaygındır. Yapılan yaygın çalışmalar yapı-bina koşullarının düzeltilmesi, iyileştirilmesi ve asgari yaşama şartlarının sağlanmasına yönelik önemli ipuçları sağlamıştır. Gelişmiş ülkelerde konuyla ilgili çalışma ve düzenlemeler özellikle 1950 yılından sonra sistemli olarak sürdürülmektedir [7 ve 8]. Hasta ve çalışanlar hastane kullanıcısı olmaları nedeniyle aslında bir kullanıcısı ve tüketicidir. Bu nedenle tüketicinin hastane ve/veya herhangi bir biriminden memnuniyeti veya tatmini önemlidir. Deneysel olarak incelenen hastanelerin acil muayene birimlerinin sahip olduğu fiziksel özellikleri ile acil muayene ve müdahale esnasında oluşan kirliliğin ve düzeylerinin kullanıcı kimliği özelliklerine göre çok yüksek sayısal değerler söz konusudur. Bu durum Tablo 1’de de görülebilir. 7/24 saat kullanıma açık olan bu birimlerdeki hasta ve çalışanlara yönelik maruziyetleri sonucu kalıcı biyolojik, fizyolojik ve psikolojik olumsuzlukların yaşanmasına zemin hazırlayabilecek nitelikte olduğu söylenebilir. Diğer taraftan etkili ve verimli sağlık hizmeti verme düzeylerini düşürmesi de söz konusu olabilir. Özellikle kullanıcı başına düşen alan ve hacmin yanı sıra, düşük aydınlık (ışık) ve bağıl nem verimli çalışma konusunda ciddi olumsuzluklara neden olabilir. Acil muayenelerin bağıl nem değerleri biyoharmolojik uygunluk değerinin çok altında (H1, H2,

4. BULGULAR

Deneysel çalışma kapsamında incelenen toplam 7 hastane acil muayene bölümlerinin kış şartlarına ilişkin deneysel bulgular Tablo 1’de verilmiştir.

104 Şubat • 2014



Aktüel H3 ve H6) çıkmıştır. Çiğ noktası değeri 8oC DP’in altında olan hastanelerde (H3 ve H6) kuru hava etkili ortamlardır. Çiğ noktası değerlerine göre çok rahat hava şartları H1, H2, H4, H5 ve H7’de vardır. Ayrıca, acil servislerde aydınlatma kullanımında genellikle spotların tercih edilmesi aydınlatmanın çoklu olarak sağlanması nedeni ile uygundur. Fakat bütün acil birimlerin aydınlık düzeyi ölçüm sonuçlarından edinilen Lux değerleri biyoharmoloji açısından yetersiz olduğu kanaatine varılmıştır. Bazı hastanelerde kullanılan floresan lamba (H1, H2) aydınlatmaların da ise verim daha düşük olmakla birlikle floresan lam-

yüksek tutulmuş olması ve mekanik cihazların doğru konumlandırılması gösterilebilir. Ortamlardaki 0.3μm boyutundaki havadaki partikül-parçacık miktarları bakımından ISO6 sınıfı değerinden, 1,0μm boyutundaki havadaki partikül-parçacık miktarları ISO9 ve 5,0μm boyutundaki havadaki partikül-parçacık miktarları ISO9 değerinden (H5 hariç) daha yüksektir [7, 8, 9, 21 ve 22]. Sonuç olarak, deneysel olarak incelenen hastane acil servislerinin kullanım amacı ve kullanıcı kimliğine uygun olmayan ve sağlıksız bir ortam özelliklerine sahip olduğu, ayrıca, söz konusu servislerin biyoharmolojinin kuramsal esaslarına

baların titreşim yapması kullanıcılarda göz yorulmasına sebep olmaktadır. Bu durum da özellikle aydınlatmaya uzun süre maruz kalan personeller açısından çalışma verimliliğini düşürmektedir. İncelenen hastanelerin hiçbirinde ses yalıtımı uygulanmamış olup, hastaneler, genellikle kent merkezinde ulaşımın kolay olduğu bölgelerde tercih edildiğinden, çevre sesi ve gürültü düzeyi (mekanik ses) hissedilir düzeyde olduğu Tablo 1’den de anlaşılmaktadır. Bu durumdan gerek hasta ve hasta yakınları gerekse hastane personelleri rahatsızlık duymakta olup bu rahatsızlık hissini sözlü olarak da beyan etmişlerdir. Acil muayene alanlarının ölçülen manyetik alan düzeyi uygundur. Bunun nedeni olarak aydınlatma anahtarı, fiş, duy ve buat yerlerinin genellikle

göre yeniden yapılandırılması ve düzenlenmesi gerekmektedir. Nitekim hastanelerin en önemli sorunlarından birisi enfeksiyonlardır ve enfeksiyonlar WHO verilerine göre gelişmiş ülke hastanelerindeki ölümlerin, ilk 10 ölüm nedeni içinde yer almaktadır [11]. Bu durumu biyoharmolojik yapılarımız ve alanlarımızla minimuma indirmek mümkün olacaktır. Ayrıca, çalışma kapsamının genişletilerek incelenmesi ve biyoharmolojik özelliklerinin belirlenmesi, hasta ve çalışanların sağlıklarının korunması açısından çok yararlı olacaktır.

NOT: Bu çalışma, T.C. Fırat Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yapı Eğitimi Anabilim Dalında Dr. Cevdet

106 Şubat • 2014



Aktüel Deneysel Çalışma. International Education Technologies Conferances. Bildiriler Kitabı, Mayıs 2011, İstanbul. 9.Ekinci, C.E., (2011). Yaşam Alanlarının Biyoharmolojik Uygunluk Değerlerinin Belirlenmesi ve Standardizasyonu. TSE Standard- Ekonomik ve Teknik Dergi, Yıl:50, Sayı:591, ss:92-106. Agustos 2011. 10.Ekinci, C.E., (2011). Biyoharmolojik Yapılar. Yapı Dergisi, Sayı:358, ss:128-132. Eylül 2011. 11.http://sogutmamerkezi.com/partikül-testi. html. Erişim Tarihi: 21.04.2012 12.Ekinci, C.E., (2012). Biyoharmoloji: Genel Bir Bakış. www.tavsiyeediyorum.com 13.Ekinci, C.E., (2006). Biyoharmoloji. E-Journal of New World Sciences Academy. ISSN 1306 3111, Cilt:1, Sayı:2, ss:32-49. 14.Ozan, S,S., (2006). Sağlık Yapılarının Biyosüreç ve Biyoharmoloji Açısından İncelenmesi: Fırat Tıp Merkezi Örneklemi. Fırat Üniversitesi, Biyomühendislik Ana Bilim Dalı. Yüksek Lisans Tezi. 15.Önal, F. ve Önal, B., (2000). Hastane Yapılarının Gelişim Süreçleri ve Tasarım İlkeleri Bağlamında Değerlendirilmesi, 28-29 Eylül 2000, Ankara. III. Ulusal Sağlık ve Hastane Yönetimi Sempozyumu. 16.Ergenoğlu, A.S., (2006). Sağlık Kurumlarının İyileştiren Hastane Anlayışı ve Akreditasyon Bağlamında Tasarımı ve Değerlendirilmesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul. Doktora Tezi. 17.Enarun, D., (1987). Işığın İnsan Üzerindeki Etkileri. Elektrik Mühendisliği Dergisi, Sayı; 344. İstanbul Teknik Üniversitesi, Elektrik Elektronik Fakültesi. Haziran. 18.T.C. Sağlık Bakanlığı İnşaat ve Onarım Dairesi Başkanlığı, Türkiye Sağlık Yapıları Asgari Tasarım Standartları 2010 Yılı Kılavuzu, ISBN: 978-975-590327-9. Sağlık Bakanlığı Yayın Numarası: 800 19.Akman, A., (2005). İnsan Sağlığı, Sağlıklı Yapı ve Yapı Biyolojisi, Mimarlık Kültür Sanat, Yapı Dergisi, 279. Şubat. 20.Erman, E., (2008). Sağlık Yapıları Üzerine Eleştirel Bir Yaklaşım. ODTÜ, Mimarlık Fakültesi. Yapı Dergisi,316. Mart. 21.Alyüz, B. ve Veli, S., (2006). İç Ortam Havasında Bulunan Uçucu Organik Bileşikler ve Sağlık Üzerine Etkileri. Çevre Mühendisliği Bölümü, Mühendislik Fakültesi, Kocaeli Üniversitesi. Trakya Univ. J. Sci, 7(2): 109–116. Kocaeli. 22.Özcan, A., (2006). Temiz Odalarda Hava Değişim Sayısı ve Filtre Sınıfının Oda Klasına Etkisi. Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul Teknik Üniv. Yüksek Lisans Tezi.

Emin Ekinci danışmanlığında yürütülen ve Nurdan Baykuş tarafından tamamlanan “Hastane Yapılarının Biyoharmolojik Uygunluk Değerlerinin Deneysel Olarak İncelenmesi” başlıklı Yüksek Lisans Tez’inden türetilmiştir.

KAYNAKLAR 1.http://www.medikalplus.com/hastane/319-acil-basvuru-en-cok-kamu-hastanelerine-yapiliyor.html,15.11.2011. 2.Keskin, Y., Özyaral, O., Başkaya, R., Lüleci, N.E., Avcı, S., Acar,M.S., Aslan, H., Hayran,O. Astım Allerji İmmünoloji 2005;3(3):116-130. Bir Lise Binası Kapalı Alan Atmosferine Ait Mikrobiyolojik İçeriğin Hasta Bina Sendromu Açısından Öğretmen Ve Öğrenciler Üzerindeki Etkileri. 3. Ökten, S.S., Asan, A., IX. Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi.717-723. Hastane İç Ortam Havasının Mikrobiyal Açıdan İncelenmesinin Önemi. 4.http://www.engellininsayfasi.com/ sa287l305k-bilgileri/hastane-enfeksiyonu-olduruyor/,17.11.2011. 5. Ekinci, C.E., (2007). Biyoharmoloji. Elazığ: Data Yayınevi. 6.Klanova, K., Hollerova, J., Hospital İndoor Environment: Screening For Microorganisms and Particulare Matter. Indoor Built Environ. 12: 6167. 2003. 7.Ekinci, C.E., Bal, S. ve Gürol, M., (2011). Bioharmological Properties of a Primary Education School. New Trends on Global Education Conference 2011 (GEC11). November 24-26 2011, Northen Cyprus. 8.Gürol, M. ve Ekinci, C.E., (2011). İlköğretim Okulunun Biyoharmolojik Özellikleri Üzerine Bir

108 Şubat • 2014








Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.