Medikal Teknik Ocak'16

Page 1

2015'in en iyi 10 medikal teknoloji buluşu

Sağlıkta ‘Türkiye’de üret teşviği al’ dönemi

Tıbbi malzeme harcamamız; ‘Yılda 20 Milyar Dolar’ Sağlık Bakanlığı’nda

proje atağı

Sağlık sanayi iş birliği programları yürürlükte

EXPOMED 23. kez Tüyap’ta başlıyor

Domuz gribinden korunmanın püf noktaları ARAB HEALTH 2016 için geri sayım başladı Aile hekimlikleri butik hastanelere dönüşüyor Sandoz, yeniden organ nakli alanında Medikal sektörüne akademi hizmeti

Çapa ve Cerrahpaşa

taşınıyor! Sağlık turizminde yabancıların gözü Türkiye’de

Tıbbi cihazda yerli üretim desteklenecek






İMTİYAZ SAHİBİ

İstmag Magazin AKTÜEL Gazetecilik İç ve Diş Tic. Ltd. Şti. adına H. FERRUH IŞIK GENEL MÜDÜR MEHMET SÖZTUTAN mehmet.soztutan@img.com.tr Editor-in-Chief SİMGE GÜNDÜZ simge.gunduz@img.com.tr

simge.gunduz@img.com.tr

REKLAM KOORDİNATÖRÜ AHMET ERASLAN ahmet.eraslan@img.com.tr GRAFİK TASARIM TAYFUN AYDIN tayfun.aydin@img.com.tr SORUMLU MÜDÜR CÜNEYT AKTÜRK cuneyt.akturk@img.com.tr KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ EBRU PEKEL ebru.pekel@img.com.tr FOREIGN RELATIONS TARIK ORAL tarik.oral@img.com.tr MUHASEBE FİNANS MUSTAFA AKTAŞ muhasebe@img.com.tr ABONE İSMAİL ÖZÇELİK ismail.özcelik@img.com.tr BURSA BÖLGE ÖMER FARUK GÖRÜN fgorun@ihlas.net.tr Buttim Plaza D Blok Kat: 4 No:1267 BURSA Tel:+90 224 211 44 50 / Fax: 224 211 4481

Printing

CTP • BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No: 11 A/41 Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL +212 454 30 00 ADRES Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B-Blok - No:1 Kat:4 Güneşli - Bağcılar - İstanbul Tel.:+90.212 604 50 50 Faks:+90.212 604 50 51 www.medikalteknik.com.tr e-mail: info@medikalteknik.com.tr İMG - Medikal Teknik Dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. İMG - Medikal Teknik Dergisi’nin bütün yayın haklarıİstmag Magazin Gazetecilik İç Ve Diş Tic. Ltd. ’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. aygın süreli bir yayın olan Medikal Teknik Dergisi ayda bir yayınlanır.

Sağlıkta tüketen değil, üreten ülke

2

015 yılında yaşadığımız siyasi ve ekonomik belirsizliği geride bıraktığımız bu günlerde sağlık alanlarındaki gelişmeler yüzümüzü güldürecek gibi gözüküyor. Kabinede yeniden Sağlık Bakanlığı görevine getirilen Müezzinoğlu’nun önünde, sağlık personelinin şartlarının iyileştirilmesi, koruyucu aile hekimliğinin yaygınlaştırılması, kişiye özel kanser tedavisi “ONCOGEN” projesinin hayata geçirilmesi gibi birçok çalışma yer alıyor. Yeni dönemde Türkiye’nin “sağlıkta tüketen değil, üreten ülke” olmasını hedefleyen Sağlık Bakanlığı, biyoteknolojik ürünlerde yerli üretimi arttırmayı hedefliyor. Bu kapsamda plazma fraksinasyonu ile yerli plazma ürünleri üretimine de ağırlık verilecek. Kişiye özel kanser tedavisini öngören “ONCOGEN” projesi ise 2016 yılında hayata geçirilecek. Hastanelerdeki nitelikli yatak oranının yüzde 90’ın üzerine çıkarmayı planlayan Sağlık Bakanlığı, aile hekimi başına düşen nüfusu ise 3 binin altına indirmeyi hedefliyor. Sağlık Bakanlığı, sağlık personelinin şartlarını iyileştirmeye dönük çalışmalarına ise bu yıl da devam edecek. Bunun yanı sıra Uzaktan sağlık ve bakım uygulamalarının da yaygınlaştırılması hedefleniyor. Bu kapsamda evde sağlık hizmetleri, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve belediyeler ile entegre edilerek evde öz bakım hizmetleri geliştirilecek. Kamu-Özel Ortaklığı modeli ile inşa edilen şehir hastanelerinin ise 2016 yılı içerisinde hizmete başlaması bekleniyor. Türkiye genelinde oluşturulacak 56 bin yatak kapasiteli hastaneler hizmete açılacak. Diyabetin erken dönemde teşhis edilme ve bu konuda sosyal bilincin oluşturulması çalışmalarına ağırlık verilecek. Uyuşturucu madde bağımlılarına yönelik tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinin güçlendirilmesini planlayan bakanlık, Uyuşturucu Eylem Planı’nı Türkiye’nin tüm bölgelerine entegre ediyor. Asbest ve radon gibi kanser hastalığının önemli risk faktörlerine yönelik haritalandırma yapılması planlanıyor. Bütün illeri kapsayan aktif bir kanser kayıt sistemi oluşturulması çalışmalarına ise son dönemde hız verilmiş durumda. Sağlık Bakanlığı ve Türk Kızılayı işbirliğiyle hayata geçirilerek kemik iliği nakli bekleyen hastaların umudu olan Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi (TÜRKÖK) Projesi kapsamında ise 26’ncı nakil gerçekleştirildi. Bu gelişmeler Türkiye’de kanser tadavisi bekleyen binlerce hastaya hastalara umut oluyor. Ocak sayısında Sağlık ve medikal sektör analizlerini kapsamlı bir şekilde ele aldığımız dosyalarımızla sizlerle olduk. Yeni sayımızda farklı konularda görüşmek dileğiyle.

Editörden


06

Sağlık Bakanlığı’nda proje atağı

14

Muayene katılım payı kaldırılmayacak

20

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, sağlık alanındaki hedefleri

42

Hepatit A aşısı üretimi için düğmeye basıldı

54 62

TARTI Sağlık + Teknoloji

Sonosite artık Fujifilm güvencesiyle Türkiye’de

70 76

Mixta alışkanlıkları tasarlar!

ındex

Medikal sektörüne akademi hizmeti

3B SCİENSİFİC….................. ..15

EMS AMBULANS….............. ..19

OTAMED…................ Ö.K.İ-1-35

A.K.İ….......... .MEDİKAL TEKNİK

EXPOMED….......................... ..89

PERMAK…........................... .2-3

A.K….............................. .. ORSA

GAZİ KİMYA…................... 29-31

ABBİEVE…............................ ..11

HAKER MEDİKAL…........ ..45-47

ABONE FORMU…................ .112

İHLAS ARMUTLU…............ ..107

ACTO GMBIT…...................... .49

İHLAS KOLEJİ…................. ..103

AKTİF KİMYA…..................... ..91

İHLAS PAZARLAMA…........ ..105

TDO THERAPY.........…..100-101

AVM SAĞLIK…...................... ..81

İKMİB…................................. ..23

TRİMPEKS….............. ..39-41-43

BETA MEDİKAL................. …..33

İNKJET MAGAZİNE…........... ..63

BİLAR MEDİKAL…............. ..111

İPEK PLASTİK…................... ..69

EKİNEXPO…......................... ..97

MAVİ MEDİKAL…................. ..83

EKOL TIBBİ ALETLER…....... ..73

MULTİKAN….............. .67-79-87

ELEKTROLUX…........................9

OHSAD…............................... ..95

ÜZÜMCÜ…........................... ..13

ELMED….............................. ..65

ORTHOMED…..................... ..109

VOLİ TURİZM…..................... ..99

SATEF…................................ ..93 SEBAT KİMYA…..................... .77 TARTI…................................. ..17

TURKUAZ….......................... ..53 TÜRK BARTER.................. …..61 TÜRKİYE HASTANESİ....... …..59


Sağlık Bakanlığı’nda proje atağı ürünleri üretimine de ağırlık verilecek. Hastanelerdeki nitelikli yatak oranını yüzde 90’ın üzerine çıkarmayı planlayan Bakanlık, aile hekimi başına düşen nüfusu 3 binin altına indirmeyi planlıyor. Sağlık Bakanlığı, sağlık personelinin şartlarını iyileştirmeye dönük çalışmalara devam edecek. Evde bakım hizmetlerinin kapsamı genişleyecek Uzaktan sağlık ve bakım uygulamaları da yaygınlaştırılacak. Evde sağlık hizmetleri, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve belediyeler ile entegre edilerek evde öz bakım hizmetleri geliştirilecek. Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, biyoteknolojik ürünlerde yerli üretimi artırarak, sağlıkta üreten ülke olma çalışmalarına ağırlık verecek. Bu çerçevede, plazma fraksinasyonu ile yerli plazma ürünleri üretilecek. Kişiye özel kanser tedavisini öngören “ONCOGEN” projesi hayata geçirilecek.

S

ağlık Bakanlığı görevine yeniden getirilen Mehmet Müezzinoğlu’nun önünde, sağlık personelinin şartlarının iyileştirilmesi, koruyucu aile hekimliğinin yaygınlaştırılması, kişiye özel kanser tedavisi “ONCOGEN” projesinin hayata geçirilmesi gibi birçok konu bulunuyor. Edinilen bilgilere göre, yeni dönemde Türkiye’nin “sağlıkta tüketen değil, üreten ülke” olmasını hedefleyen Sağlık Bakanlığı, biyoteknolojik ürünlerde yerli üretimi artıracak. Bu kapsamda plazma fraksinasyonu ile yerli plazma

6

Ocak 2016

Şehir hastaneleri tamamlanacak Kamu-özel ortaklığı modeli ile inşa edilen şehir hastaneleri tamamlanacak. Türkiye genelinde oluşturulacak 56 bin yatak kapasiteli hastaneler hizmete girecek. Sağlık Bakanlığı Sağlık Yatırımları Genel Müdürlüğü bünyesinde konuyla ilgili daire başkanlığı kurularak, projelerin kurumsal temelleri atıldı. Kullanılan altyapı ve inşaat teknolojileri, mimari tasarımları ve kampüs yerleşimiyle ilklere imza atılan bu projeler sadece “Türkiye’nin değil, bölgenin en büyük sağlık eserleri” olarak tarihe geçmeye hazırlanıyor. Bugüne kadar toplam 24 bin 477 yataklı 15 şehir hastanesi

projesinin temeli atılırken, başta Ankara ve Mersin olmak üzere birçok bölgede inşaat teslimi noktasında geri sayım başladı. Temeli atılan şehir hastaneleri arasında Kayseri, Yozgat, Mersin, Bilkent, Adana, Isparta, Elazığ, Etlik, İstanbul Başakşehir, İzmir Bayraklı, Gaziantep, Bursa, Kocaeli, Konya Karatay, Manisa illeri yer aldı. Uyuşturucu Eylem Planı uygulamasına devam edilecek Diyabetin erken dönemde teşhis edilme çalışmalarına ağırlık verilecek. Böylece diyabetli bireylere yönelik bakım hizmetleri gelişecek. Obezite ile mücadele de devam edecek. Tütün ve alkol bağımlılığından kurtulmak isteyen vatandaşların hizmete erişimleri kolaylaşacak. Uyuşturucu madde bağımlılarına yönelik tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri güçlendirilecek. Uyuşturucu Eylem Planı uygulamasına devam edilecek. Kanser haritası çıkarılacak Bazı kanser türleri başta olmak üzere erken teşhise yönelik taramalar yaygınlaştırılacak. Asbest ve radon gibi kanser hastalığının önemli risk faktörlerine yönelik haritalandırma yapılması planlanıyor. Bütün illeri kapsayan aktif bir kanser kayıt sistemi oluşturulacak. Türkiye genelindeki toplum ruh sağlığı merkezi sayılarının ve kapasitelerinin artırılması planlanan çalışmalar arasında yer alıyor. “1 Milyon Bisiklet Kampanyası” çalışmalarına da devam edilecek. Yerel yönetimlerin yürüyüş ve koşu yolu gibi alanlara ilişkin faaliyetleri konusunda farkındalık artırılacak.


SAĞLIK BAKANLIĞI

Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı kuruldu Araştırma-geliştirme alanındaki boşluğu dolduracak olan “Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB)” da yakın zamanda atılan adımlar arasında yer alıyor. Laboratuvar, teknik inceleme ve çalışma altyapısı oluşturulması ve projelere finansman desteği sağlamada önemli rol oynayacak olan TÜSEB ile ilgili ilk çalıştay, 26 Aralık’ta İstanbul’da gerçekleştirildi. Başkanlığına Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur’un atandığı TÜSEB Başkanlık çatısı altında altı enstitünün kurulması planlandı. İlk altı ayda hedeflendiği gibi Türkiye Kanser Enstitüsü ve Türkiye Sağlık Hizmetleri Kalite ve Akreditasyon Enstitüsü kuruldu. Üç yıl içinde, Türkiye Biyoteknoloji Enstitüsü, Türkiye Anne, Çocuk ve Ergen Sağlığı Enstitüsü, Türkiye Halk Sağlığı ve Kronik Hastalıklar Enstitüsü ve Türkiye Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Enstitüsünün de hizmete girmesi için çalışmalar devam ediyor. TÜRKÖK’te nakil sayısı 16’ya ulaştı Hematopoietik kök hücre nakli tedavisi olması gereken hastalar için oluşturulan Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi (TÜRKÖK) kuruldu. Bu merkez tarafından yürütülen TÜRKÖK projesi Sağlık Bakanlığı ve Türk Kızılayı işbirliğinde gerçekleştiriliyor. 24 Kasım 2015 itibarıyla bağışçı sayısı 97 bin 398’e, nakil sayısı 16’ya ulaştı. On bir hasta için eşleşme sağlanarak ameliyatları planlandı. İlk yerli morfin üretildi Yerli ilaç üretimi destekleri sonuç verdi ve ilk yerli morfin üretimine başlandı. Milli Aşı Projesi ile difteri, tetanos aşısı üretiminin önü açıldı. İlaç Takip Sistemi kare-

kodlarla izlenebilirliği sağlanmış ilaçların üretim veya ithalattan başlayarak geçtikleri her noktadan alınacak bildirimlerle takibini sağlamak üzere kurulmuş bilgisayarlar, veri tabanı, bu veri tabanını işletmeye yarayan bilgisayar yazılımları ve iletişim altyapılarını içeren İlaç Takip Sistemi, ilaçların sahteciliğe karşı korunması ve güvenlik amacıyla takip edilmesini sağlıyor. İlaç Takip Sistemi, üretici, ithalatçı, ecza deposu ve eczanelerden alınan bildirimler, geri ödeme kurumlarından alınan satış onayları ile bir ilacın birden fazla satılamamasını denetliyor. İki milyon 600 bin kişi e-Nabız kullanıyor Kişisel Sağlık Sistemi (e-Nabız)’nin kullanımına geçildi. Kişinin sağlık bilgileri, kişinin süresi ve sınırı belirlenmiş yetki çerçevesinde sağlık kayıtlarının hekimlerce değerlendirilebildiği, böylelikle teşhis ve tedavi sürecinin kalitesini ve hızını artıran, hasta ile hekim arasında güçlü bir iletişim ağının kurulmasını sağlayan, internet üzerinden güvenli bir şekilde erişilebilen e-Nabız, dünyanın en geniş ve en kapsamlı sağlık bilişim altyapısı olarak gösteriliyor. Devreye girdiği günden bu yana e-Nabız’da, 2,6 milyondan fazla kişi profil oluşturdu. On milyondan fazla giriş yapılan sistem, 40 milyonu aşkın sayfa görüntüleme sayısına erişti. e-Nabız üzerinden 27 bin kişi organ bağışı bildirimi yaparken, bu bildirimlerde 380 bin organ bağışlanmak istendi.

İletişim Merkezi” kuruldu. İşitme engelliler için görüntülü 112 uygulaması başladı. Akıllı cep

telefonlarında kullanılmak üzere, kişinin bulunduğu koordinatları 112 istasyonlarına ileten “Acil 112 butonu” uygulaması geliştirildi. Görme engelli vatandaşlarımız için Braille Alfabesi ile kitap hazırlanıp ülke genelinde dağıtımı sağlandı.

İşitme engelliler için 112 uygulaması başladı “Engelsiz Sağlık Projesi” kapsamında görme ve işitme engelli vatandaşların sağlık hizmetlerine ulaşımını kolaylaştırmak için “Engelsiz Sağlık

Ocak 2016

7


AKTÜEL

Sağlıkta ‘Türkiye’de üret teşviği al’ dönemi Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Gümüş, “Hizmete girecek şehir hastaneleri için çok ciddi alımlar yapılacak. Bunun için de ilgili firmalardan, fabrikalarını Türkiye’de kurması istenecek” dedi

B

üyük oranda yurt dışından temin edilen ve ülkeden milyonlarca dolar döviz çıkmasına neden olan ilaç, aşı ve tıbbi cihazların Türkiye’de üretilebilmesi için uzun dönem alım garantisi ve vergi muafiyeti gibi teşvikler getirilerek yerli sektörün önü açılacak. Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Eyüp Gümüş, sağlık alanında başta ilaç, tıbbi malzeme ve cihaz olmak üzere ciddi oranda tüketim gerçekleştirildiğini belirterek, bunların Türkiye’de üretilebilmesi, istihdam sağlanması ve araştırma ve geliştirmenin artırılmasının hedeflendiğini bildirdi. Bu amaçla “Sağlık Endüstrileri Yönlendirme Komitesi” oluşturulduğunu dile getiren Gümüş, sağlık endüstrileri alanındaki yatırım, üretim

8

Ocak 2016

ve ihracatın artırılması, teknolojinin geliştirilmesi için fiyatlandırma, geri ödeme, ruhsatlandırma, kamu alımları, kamu destekleri, ticaret politikaları, sağlık teknolojisi politikaları, veri yönetimi, özel kesimle diyalog gibi hususların bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmesi ve koordine edilmesinin amaçlandığını ifade etti. Gümüş, bu komite tarafından yürütülecek çalışmalarla yerli sanayinin önünün açılacağını vurgulayarak, “İlaç ve tıbbi cihazda yerel üreticinin yolunun açılması, teşvik sağlanması, teknik yöntemlerle finans garantileri ve uzun dönem alım teminatı verilmesi sağlanacak. Üretimin yerli işletmelerle yapılamaması durumunda yabancı ürünün mutlaka Türkiye’de, yerli bir şirketle işbirliği

yapılarak üretilmesinin teşvik edilmesi için çalışma yapılacak” diye konuştu. Teşvik için ön şart, fabrikayı Türkiye’de kurmak Gümüş, hizmete girecek şehir hastanelerinde kullanılacak malzeme ve ürünlerin temininin de komitede ele alınacağını bildirdi. Gelecek üç yıl içinde MR, monitör, tomografi, ultrason, yatak ve ameliyathane malzemesi gibi çeşitli ürünlerde çok ciddi alımlar yapılacağını anlatan Gümüş, “Bunun için de ilgili firmalardan, fabrikalarını Türkiye’de kurması istenecek. Firmanın yerli bir işletmeyle işbirliği yaparak üretime geçmesi halinde, ihtiyacı kendisinden temin edeceğimizin garantisini vereceğiz. Özellikle tıbbi teknolojide yerel üretimi sağlamak istiyoruz” ifadesini kullandı.


Electrolux Professional New Line 5000

Çamaşırhanede hijyeni en üst seviyede tutun Yeni 5000 Serisi ile, bir çamaşırhane işletmesinin eskiden ne kadar karmaşık olduğunu kısa sürede unutacaksınız. Electrolux’ün Yeni Evolution Bariyer Yıkama Makineleri size en üstün performansı sunmak için, her yıkamada en düşük maliyeti ve sıra dışı ergonomiyi sağlar.

Electrolux ile mükemmelliği keşfedin! www.laundrysystems.electrolux.com.tr


AKTÜEL

Tıbbi malzeme harcamamız;

‘Yılda 20 Milyar Dolar’

1

9’uncu Biyomedikal Mühendisliği Toplantısı’nda konuşan Prof. Dr. Özkan, tıbbi malzeme ve cihazların çok yüksek oranda yurtdışından sağlandığını vurguladı. Tıp uygulamaları konusunda Türkiye’nin geliştiğini, ancak modern, ileri teknoloji tanı vetedavi ci-

hazlarının üretilemediğini belirten Prof. Dr. Özkan, “Bu alana yapılan harcama eğitime ayrılan bütçeden fazla. Hatta bir israftan da söz edebiliriz. AR-GE’ye ayrılan pay da yetersiz. Türkiye’de yılda 15-20 milyar doların tıbbi sarf malzemesi ve cihazlara harcanıyor. Bu rakamın yüzde

85’i ithal ürünlere ödeniyor. Bölgemizdeki rakip ülkelerle Türkiye’yi karşılaştırdığımızda, onların özel şirketleri cirolarının yüzde 10-15’ini AR-GE’ye ayırıyor. Biz de bu oran yüzde 1’in bile çok altında.” dedi. ‘Beyaz eşya üreten MR Cihazı da üretebilir’ Milyon dolar maliyetle kurulan MR görüntü cihazı üretebilecek akademik kadro ve sanayi altyapısı bulunduğunu belirten Prof. Dr. Özkan; “Ancak bunları henüz bir araya getiremedik. Katma değeri yüksek ileri teknoloji gerektiren bu alanlara odaklanarak üretim yapmak dışa bağımlılığı azaltabilir.” dedi. Farklı alanlarda faaliyet gösteren (beyaz, elektronik eşya vs. üreticileri) firmaların tıbbi cihaz ve malzeme de üretebileceklerini söyleyen Prof. Dr. Özkan; “Dünyada böyle pek çok firma var. Bizde de neden olmasın? Zaten altyapı ve birimleri buna uygun.” diye konuştu. ‘Doktorlar kolaya kaçıyor’ Tıbbi cihaz ve malzemelere yapılan harcamaların yüksek olmasının nedenleri arasında doktorların da kolaya kaçmasının rolü bulunduğunu belirten Prof. Dr. Ustan; “Avrupa’daki toplam MR sayısı kadar MR cihazı İstanbul’da bulunuyor. Doktorlar kolaya kaçıyor. Özel hastanelerde sigorta ödüyor diye gerekli, gereksiz birçok tetkik isteniyor. Tetkik yazmak kolay. Ama bunların hepsinin bir maliyeti var. Zaten firmalar da aletlerin kendisinden çok kullanılan sarf malzemelerinden kazanıyor.

10

Ocak 2016



AKTÜEL

Bazıları aletleri hastaneleri ücretsiz kuruyor. Bu konuda herkesin bilinçlenmesi gerekiyor.” dedi. ‘Biyomedikal alan Türkiye’de de geliştiriliyor’ Biyomedikal mühendisliği alanında Türkiye’de de ürün geliştirildiğini ve araştırmalar yapıldığını anlatan Prof. Dr. Usta;

12

Ocak 2016

“Bu alan sayesinde dokular taklit edilip kişiye özel implantlar hazırlanabiliyor. Tamamen yapay fonksiyonel doku, organ parçaları üretiliyor. Kas-iskelet sistemimizi destekleyen robotik uygulamalar geliştiriliyor. Sinir sistemimizle bilgisayar arasında iletişim sağlanıyor. Beyinin işlevini çözmeye yönelik çalışmalarda fonksiyonel MR

kullanılıyor. Bunların tümü ülkemizde yapılıyor.” dedi. Toplantıda Türkiye’de hasta monitörleri, taş kırma(böbrek) sistemleri, röntgen, solunum cihazları, cerrahi aletleri, stent, implant, katater, ortopedi malzemeleri gibi pek çok tıbbi cihaz ve malzeme üretildiğini ancak bunların katma değerlerinin düşük olduğu vurgulandı.



AKTÜEL

Muayene katılım payı kaldırılmayacak

Y

ıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi 20152016 Eğitim Öğretim Yılı Açılış ve Beyaz Önlük Giydirme Töreni’ne katılan Müezzinoğlu, açılışta yaptığı konuşmanın ardından katılımcıların sorularını yanıtladı. Müezzinoğlu, bir velinin, “Muayenede alınan katkı payını kaldırmayı düşünüyor musunuz?” sorusuna, “Sağlıkta ilave alınan katkı payını kaldır-

14

Ocak 2016

ma imkanı var ama gereği yok” karşılığını verdi. Müezzinoğlu, şunları söyledi; “Dünyada şu anda sağlıkta katılım payı alan ülkeler arasında Türkiye en az katkı payı alan ülkelerden biri. Sağlık harcamalarının yüzde 1617’si civarında bir katılım payı alıyoruz. Bunu yüzde 26’lardan buraya getirdik. Tutmak istediğimiz seviye ise yüzde 15-20 aralığında. Çünkü sağlıkta en çok sıkıntı çektiğimiz alanlardan biri de ilaç israfıdır. Biz bir kalem ilaca bir lira katılım payı alıyoruz. Bunu, lüzumsuz ilaç talebini azaltabilmek için yapıyoruz. Üniversiteye veya bize gelen muayene karşılında 4-6 lira arasında muayene ücreti alıyoruz. Dolayısıyla, sistemin otokontrolünde böyle bir yapıya ihtiyacımız var. Zaten kanser, diyaliz ve acil durumlarda asla katılım payı almıyoruz.” dedi. ‘Tükettiklerimizi üreten ülke olmamız lazım’ Tıbbi cihazların ithal edilmesi yerine Türkiye’de Ar-Ge yatırımı yapılmasının mümkün olup olmadığının sorulması üzerine de Müezzinoğlu, şunları söyledi; “Türkiye olarak biz güçlü bir sağlık tüketicisi ülke olmakla övünemeyiz.

Dolayısıyla farklı bir dönüşümü yakalamamız lazım. Bize, ‘Alın teri kutsaldır’ denilir ama şunu unutmayın ki akıl teri alın terinden daha kutsaldır. Dolayısıyla, başkalarının akıl edip de ürettiklerinin yalnız tüketicisi olursak bizim alın terimizi bol bol sömürürler, tüketirler. Hâlbuki bizim, sağlık tüketicisi olduğumuz kadar bu konuda da akıl terimizi dökmemiz lazım. Sağlık Bakanlığı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı olarak artık 7 yıl garantili alım süreçlerine geçtik. Tıbbi teknolojimizi, ilaç sanayimizi geliştirerek, tükettiklerimizi üreten ülke olmamız lazım.” ‘Aile sağlığı merkezlerinde yeni format’ Diyetisyenlerin atamalarına ilişkin planlama olup olmadığının sorulması üzerine de Müezzinoğlu, “İnşallah aile sağlığı merkezlerimizde yeni bir format şekillendiriyoruz. Onu netleştirdikten sonra önümüzdeki yıllarda 4-5 aile hekiminin bulunduğu butik aile sağlığı merkezleri olacak ve buralarda mutlaka aile diş sağlığı hekimi, bir psikolog, bir diyetisyen ve bir de sosyal destek uzmanı bulunacak. Bunun üzerinde çalışıyoruz” diye konuştu.


NEURODYN AUSSIE SPORT Kullanıcı ihtiyaçlarına göre ayarlanabilir Dokunmatik ekran sayesinde kolay kullanım Dört bölgeye eş zamanlı, bağımsız uyarım

Bizi 3bscientific.com‘da ziyaret edebilirsiniz. ürün no. 1018878

BAŞARIYA GİDEN YOLUNUZ Yeni nesil taşınabilir elektroterapi

Oruçreis Mah. Tekstilkent Cad. A24 Blok No: 32 Esenler/İST. Tel: +90212 422 88 00 • E-Mail: info.tr@3bscientific.com


AKTÜEL

Tıbbi cihazda yerli üretim desteklenecek Sağlık Bakanlığı, tıbbi cihazda yerel üretimi destekleyerek ve yüksek teknoloji ürünlerinin geliştirilebilmesinde AR-GE’ye ağırlık vererek Türkiye’nin bölgede üretim üssü olmasını hedefliyor Yerel bazda tıbbi cihaz üretiminde 2023 için konulan yüzde 20 hedefini, şehir hastanelerindeki yerlilik oranıyla çok daha erken bir zamanda yakalayacağımızı düşünüyoruz.”

Osman Arıkan Nacar

Y

üksek teknolojik tıbbi cihaz üretiminde AR-GE’ye ve yazılımlara yönelerek, yerel üretim oranını artırma kararı alan Sağlık Bakanlığı, Türkiye’nin bölgesinde üretim üssü ve cazibe merkezi olmasını amaçlıyor. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Osman Arıkan Nacar, kurum olarak sağlık alanında kişilere yönelik hizmet sunumunda kalite, etkinlik ve verimlilik ilkelerinin öncelikli olduğunu söyledi. Türkiye’de kullanılan tıbbi cihazların yüzde 85’inin yurt dışından, yüzde 15’inin yerel üretimden temin edildiğini vurgulayan Nacar; “Devletin tıbbi cihaz tüketiminde, 2014 yılında 3,5 milyarlık geri ödeme bazında tüketim maliyeti oldu. Bunun içinde kişilerin kendilerinin ödeme yaptığı hizmetler hariç. Yerel üretimle birlikte, yüzde 20 oranında tasarruf sağlanması

16

Ocak 2016

amaçlanıyor” diye konuştu. Nacar, hükümetin Eylem Planı’nda yer alan konulardan birinin “Tıbbi Cihazda Yerel Üretimin Teşvik Edilmesi” olduğunu vurgulayarak, söz konusu sektörün devletten bağımsız, yönetilebilir ve geliştirilebilir olmadığını belirtti. Nacar, AR-GE’nin çok önemli yer tuttuğu sektörde, ilerleme sağlanabilmesi için devletin ciddi destek verdiğini söyleyerek, şunları ifade etti; “Tıbbi cihaz alanında, çok kaliteli üretim yapan firmalarımız mevcut. Bu, özellikle son 5 yıl içinde gelişti ve hala da gelişmeye devam ediyor. Şu anda ülkemizde kullanılan tıbbi cihazın yüzde 15’ini Türkiye’de üretiyoruz. Yerel üretim oranları, Türkiye’nin yanı sıra Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD ) ülkelerindeki üst ve orta gelir grubundaki tüm ülkelerde benzer şekildedir.

Hedef; ‘Katma değeri yüksek tıbbi cihaz üretimi’ Nacar, tıbbi cihazların yüksek ve düşük teknolojiyi kapsadığını anlatarak; “Türkiye’de yüksek teknolojik tıbbi cihaz üretimi, düşük teknolojik olanlara göre daha az. Türkiye’de röntgen cihazı gibi bazı ürünlerin üretimi yapılıyor. Bunların bir kısmı montajla, bir kısmı da ham maddeden üretiliyor. Türkiye, tıbbi cihazlarda teknolojinin yanı sıra ürünlerde kullanılan yazımlara yönelik de ciddi bir atakta. Hükümetin belirlediği hedeflerde, tıbbi cihazda yüksek teknolojide ürün üretebilecek hem sanayi hem üniversite, hem araştırmacı hem de insan kaynağının oluşturulması var. Bunun için TÜBİTAK gibi, Bilim ve Sanayi Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, YÖK ve kurumumuz, bir entegrasyon içinde bu hedefleri gerçekleştirmeye çalışacak. Yüksek teknolojik özelliklere sahip, katma değeri yüksek tıbbi cihaz üretim hedefi, hem Bakanlığımızın hem de sektörümüzün hedefinde.” ifadelerinde bulundu. ‘Yakın coğrafyaya ihracat hedefleniyor’ Nacar, devletin vizyonunda Türkiye’de gelişmiş, yüksek teknoloji üretebilen,



AKTÜEL

kalite ve standarttan ödün vermeden, dış pazara da ihracat yapabilecek sektör oluşturulması hedefi bulunduğunu aktardı. Nacar, bunun için özelikle Türkiye’ye yakın mesafedeki ülkelere ihracat yapılmasının amaçlandığını, daha sonra uzak ülkelerin ihracat pazarında yer almasının öngörüldüğünü dile getirdi. Türkiye’nin yakın çevresindeki ülkelerdeki ilaç ve tıbbi cihaz sektörünün ithalata dayalı olduğunu ifade eden Nacar; “Biz, jeografik olarak üstünlüğümüzü sektörde fırsata çevirerek, bölgede AR-GE ve üretim üssü olmayı hedefliyoruz. Bu hedefe uygun politikalar geliştirilecek. AR-GE faaliyetlerinde Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB), TÜBİTAK, bilim ve sanayi ile birlikte ortak çalışmalar yürütülecek. AR-GE arttığında yerel üretim ve kalite artacak. Bunlar arttığında da 18

Ocak 2016

ihracat oranımız ve çeşitliliğimiz yükselecek. Nitelikli insan kaynağı istihdamı artacak. Türkiye, bu alandaki üretimde

dünyanın cazibe merkezlerinden biri haline gelecek.” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.



AKTÜEL

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, sağlık ve teknoloji alanındaki hedefleri Davutoğlu; “2018 sonunda tıbbi cihaz ihtiyacımızın % 20’sini, ilaç ihtiyacımızın ise % 60’ını yerli üretimle karşılar hale geleceğiz.”

G

ünümüzde, küreselleşmenin tetiklediği çok büyük bir dönüşüm süreci yaşandığını vurgulayan Davutoğlu, bu değişimin üretim alanları üzerindeki etkilerini yönetme kabiliyetinin geliştirilmesi gerektiğini, bunun da Ar-Ge ve

inovasyonla mümkün olduğunu kaydetti. Türkiye’nin ihracatında kilogram başına değerin 1,6 dolar, Almanya’nın ise 4,5 dolar olduğunu ifade eden Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti; “Türkiye’den 1 kilogramlık ihracat yapıldığında biz 1,6 dolar, Almanya aynı hacimdeki

T.C. Başbakanı Ahmet Davutoğlu

20

Ocak 2016

ihracattan 4,5 dolar kazanıyor. Bizim 3 misli daha fazla değer katan bir teknolojik yoğunluktan bahsediyoruz. Gelişmiş ülkelerle olan mesafeyi kapatmamız, insan kaynağının geliştirilmesinin yanı sıra teknolojinin etkin kullanımının sağlanmasıyla olabilir. Onun için sanayileşmede kaybettiğimiz 100 yılı, yeni üretim teknolojileri bağlamında kaybetmemek durumundayız. O açıdan Ar-Ge’ye ağırlık veren eylem planlarını bu sektörel dönüşümde ele aldığımızı açık şekilde göreceksiniz.” Başbakan Davutoğlu onuncu kalkınma planı kapsamında sağlık ve teknoloji alanındaki hedefleri ise şöyle; • İhracatın ithalatı karşılama oranını 2018’de yüzde 70’in üzerine çıkarmak, • Sanayi stratejisi belirli aralıklarla revize edilecek, daha detaylı sektörel bazda alt stratejik planlamalar yapılması, • Yerli Ar-Ge ve üretimi destekleyecek şekilde Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığını kurulması, • İlaç ve tıbbi cihaz alımlarında yerli üretimi özendirici ve geliştirici tedbirler alınması, • 2018 sonunda tıbbi cihaz ihtiyacımızın yüzde 20’sini, ilaç ihtiyacımızın ise yüzde 60’ını yerli üretimle karşılar hale getirilmesi.


Üretim

‘Sağlık endüstrileri yönlendirme komitesi oluşturacağız’ Yedinci sektörel dönüşüm alanının Sağlık Endüstrilerinde Yapısal Dönüşüm Programı olduğunu kaydeden Davutoğlu; “Bu yapısal dönüşüm programıyla hem ülkemizin ilaç ve tıbbı cihaz ihtiyacını büyük oranda karşılamayı hem de bu alanda ihracat gelirimizi artırmayı amaçlıyoruz. Bu programın içerdiği önemli eylemler ise şöyle: Sağlık Endüstrileri Yönlendirme Komitesi oluşturacağız. Yerli Ar-Ge ve üretimi destekleyecek şekilde Sağlık Enstitüleri Başkanlığını kuracağız. İlaç ve tıbbi cihaz alımlarında yerli üretimi özendirici ve geliştirici tedbirler alacağız. Geri ödeme ve fiyatlandırma politikalarıyla ruhsat süreçlerinde yerli üretim ilaç ve tıbbi cihazlara öncelik vereceğiz. Biyoteknolojik ilaç, biyomalzemeler, biyomedikal ekipman alanlarında araştırma altyapımızı geliştireceğiz. Plazma ürünleri ve aşıların yurt içinde üretimini gerçekleştireceğiz. Sağlık endüstrisi alanında üretim yapacak KOBİ’lere yönelik

finansal destek mekanizmaları geliştireceğiz. Buralarda sağlık sektöründe de üniversite sanayi işbirliğini artıracak şirket kümelenmelerini özendireceğiz. Ülkemizin ihtiyaca göre planlanarak gerçekleştirilen Ar-Ge faaliyetleri sonucunda üretilen ürünleri fiyat ve geri ödeme uygulamaları açısından destekleyeceğiz. Bu alanda da 2018 sonunda tıbbı cihaz ihtiyacımızın yüzde 20’sini ilaç ihtiyacımızın ise yüzde 60’ını yerli üretimle karşılar hale geleceğiz.” İfadelerini kullandı. ‘Sağlık turizminin geliştirilmesi programı’ Sekizinci sektörel yapısal değişim programının Sağlık Turizminin Geliştirilmesi Programı olduğunu ifade eden Davutoğlu, bu programla medikal, termal ve ileri yaş engelli turizmi alanında rekabet gücünün artırılmasının amaçlandığını kaydetti.

Davutoğlu, bu programın içerdiği önemli eylem planlarını ise şöyle sıraladı; “Sağlık turizminde hedef ülke bazlı eylem planları hazırlayıp, uygulamaya koyacağız. Sağlık Turizmi Koordinasyon Kurulu oluşturacağız, bu alanda hizmet verecek tesis ve kurumlara yönelik akreditasyon altyapımızı güçlendireceğiz. Bu alanda teşvik sistemlerimizi sadeleştireceğiz ve etkin çalışmasını sağlayacağız. Bu hizmetlerle ilgili olarak fiyat farklılaştırmalarına ilişkin mevzuat düzenlemesini yapacağız. Yabancı dil başta olmak üzere sağlık personelinin donanımını artıracağız. Tıp eğitimindeki yabancı öğrenci kontenjanını arttırarak sağlık sektöründe yeni bir insan kaynağı oluşturacağız. Yurt dışı tanıtım çalışmalarının kapsamını geliştirecek ve etkinleştireceğiz.” dedi.

Ocak 2016

21


AKTÜEL

Tıbbi cihazların ölçüm kalitesi TÜBİTAK aracılığıyla izlenecek TÜBİTAK UME’nin Medikal Metroloji Fizibilite Projesinin sonucu olarak kurulan “Medikal Metroloji Laboratuvarı” ile vatandaşların aldığı sağlık hizmetinin kalitesi izlenebilecek

T

ürkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Ulusal Metroloji Enstitüsünün (UME) “Medikal Metroloji Fizibilite Projesi’nin sonucu olarak kurulan Medikal Metroloji Laboratuvarı fiilen faaliyetlerine başladı. TÜBİTAK’tan yapılan yazılı açıklamaya göre,

22

Ocak 2016

medikal metroloji alanlarında ölçüm büyüklüklerin izlenebilirliğini sağlamayı ve geliştirmeyi amaçlayan laboratuvar, uluslararası metroloji sistemine entegrasyon için de kalibrasyon, ölçüm ve deney hizmetleriyle ülke içerisinde veya dışında kurulu alt seviyedeki laboratuvar-

lara izlenebilirlik sağlayarak ölçüm birliğini oluşturacak. Ülke ihtiyaçları ve paydaşlarının talepleri doğrultusunda ilgili konularda araştırma projeleri üretmeyi de hedefleyen laboratuvar bu kapsamda, Avrupa Metroloji Araştırma Programı araştırma projelerinde proje ortağı olarak da görev alıyor. Medikal Metroloji Laboratuvarı sağlık alanında kullanılan cihazların ölçüm izlenebilirliği ve güvenilirliğinin sağlanması çalışmaları yanında, otoanalizörler için sertifikalı referans malzeme üretimi, medikal cihazlar için kalibratör tasarımı ve üretimi konularında da hizmet verecek. Ultrasonik tekniklerin sağlık alanındaki uygulamaları için sistemler kurulması ve projeler üretilmesi, işitme cihazları ve kulaklıkların performans testlerinin gerçekleştirilmesi çalışmalarını yürütecek olan laboratuvar, medikal cihaz kalibrasyonu konusunda çalışan profesyoneller için özel eğitimler de düzenleyecek. TÜBİTAK UME Medikal Metroloji Laboratuvarı ile hem vatandaşların aldığı sağlık hizmetinin kalitesi izlenebilecek, hem de bu alanda yurt dışına olan bağımlılık azaltılmış olacak.



AKTÜEL

Sağlık Sanayi İşbirliği Programları yürürlükte Sağlık hizmetleri alanında uygulanacak Sağlık Sanayi İşbirliği Programları kapsamında gerçekleştirilecek faaliyetlere ilişkin usul ve esasların belirlendiği tebliğ yürürlüğe girdi

R

esmi Gazete’de yayımlanan Sağlık Hizmetleri Alanında Sanayi İşbirliği Programı Uygulamaları Hakkında tebliğ, ana tedarik sözleşme bedeli tek proje kapsamında 10 milyon ABD doları ve üzeri olan, sağlık hizmetleri alanındaki mal ile hizmetlerin yurt dışı alımlarında yenilik, yerlileşme veya teknoloji transferini sağlamaya yönelik Sağlık Sanayi İşbirliği Programı uygulamalarını kapsıyor. Tebliğ kapsamına giren konulara ilişkin tüm faaliyetler, bakanlık takip, idare ve koordinasyonunda yürütülecek. İlgili proje süresince Sağlık Ana Tedarik Sözleşme bedelinin azami yüzde 20 ile sınırlı olmak üzere değiştirilmesi durumunda sanayi işbirliği yükümlülüğü oranı da bedel değişimi ile orantılı olarak değiştirilecek.

24

Ocak 2016

Sağlık Ana Tedarik Sözleşmesi süresi, Başkanlıkça belirlenen program dönemi süresi kadar olanlar için 2 yıla kadar, birinci program dönemi süresinden 12 aya kadar olanlar için 3 yıla kadar, 12 aydan fazla olanlar için de her program dönemine karşılık ilave bir yıl sanayi işbirliği taahhüt süresi verilebilecek. Taahhüt süresinin uzatılabilmesinin söz konusu olduğu durumlarda, Başkanlık, yüklenicinin üstlendiği iş ve sözleşme konusunun önemine göre mevcut durumu tekrar değerlendirerek sanayi işbirliği yükümlülüğündeki yükleniciye ek koşullar sağlayabilecek. Yüklenici tarafından Bakanlık, İhale Makamı, İhtiyaç Makamı ve diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından yürütülen ihaleler, alımlar ve projeler kapsamında sağlanan mal ile

hizmetler, sanayi işbirliği taahhüdü olarak kabul edilemeyecek. Sağlık Sanayi Geliştirme Komisyonu kurulacak “Sağlık Sanayi İşbirliği Uygulamalarında İhtiyaçların Belirlenmesi ve Ödeneklerin Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar” kapsamında Bakanlık bünyesinde bakan onayı ile Sağlık Sanayi Geliştirme Komisyonu kurulacak. Komisyon, bakanlığın üst yöneticisi başkanlığında, en az beş ve tek sayıda kişi olmak üzere karar almaya yetkili idari, teknik, mali ve hukuki üst düzey yöneticilerden ve bunların yedek üyelerinden oluşacak. Sanayi işbirliği uygulamalarında tedarik ihtiyaçlarının belirlenmesi kapsamında, sanayi işbirliği uygulamalarında tedarik ihtiyaçları belirlenecek.


SAĞLIK

Ödeneklerin işleyişinin belirtildiği tebliğe göre, ihtiyaç makamları, takip eden yıla ait maliyeti en az 10 milyon ABD doları olan mal veya hizmetlere ilişkin, belirtilen şekilde doldurulmuş en az 5 yıllık ihtiyaç planlarının da yer aldığı ihtiyaç listesini her yılın Ocak ayı sonuna kadar Genel Müdürlüğe gönderecek. Daha sonra alım yapılması uygun görülen ihtiyaçlar için ilgili birimlerce yatırım projesi teklifi hazırlanacak. Teklif, Bakanlığın Strateji Geliştirme Başkanlığı aracılığıyla Kalkınma Bakanlığına sunulacak ve uygun bulunması halinde ödeneği ayrılan proje, İhale Makamının yazılı talebinin Sağlık Sanayi Geliştirme Komisyonu tarafından onaylanması ile kabul edilecek. Sağlık Sanayi İşbirliği Programı tahtında ödeneğin sağlanmasına ilişkin hususlar da Başkanlık ile koordinasyon içerisinde ve İhtiyaç Makamı ve birimler tarafından belirlenen esaslar ve Sağlık

Sanayi İşbirliği Sözleşmesi çerçevesinde yürütülecek. Projenin başlamasını takiben İhale Makamı bünyesinde Sağlık Ana Tedarik Grubu ile başkanlık bünyesinde Sağlık Proje Grubu kurulacak. İhale Usulü ve Ana Tedarik Sürecine İlişkin Esasların da aktarıldığı tebliğe göre, ihalelerde, işin özelliğinin uzmanlık veya yüksek teknoloji gerektirmesi nedeniyle, bu tebliğde belirlenen usul ve esaslar çerçevesindeki belli istekliler arasında ihale usulü uygulanacak. İhalede en az üç aday veya istekli olması esas olacak. Ancak, ön yeterliğe başvurma veya teklif verme

aşamasında en az üç aday veya istekli bulunmaması durumunda, bakanlıkça belirlenen stratejik önemi haiz, katma değeri ve rekabet gücü yüksek, yeni ve özgün bir teknoloji içeren mal veya hizmet alımı ihalesine, gerekçesi belirtilmek üzere, Sağlık Sanayi Geliştirme Komisyonu onayıyla devam edilebilecek. Tebliğde belirlenen usul ve esaslar çerçevesindeki belli istekliler arasında ihale usulünde, yapılacak ön yeterlik değerlendirmesi sonucunda bakanlıkça davet edilen istekliler teklif verebilecek. İhale onayının alınmasının ardından İhale Makamı bünyesinde, asil ve yedek üyelerden oluşan Teklif Değerlendirme Komisyonu oluşturulacak.

Ocak 2016

25


AKTÜEL

2015’in en iyi 10 medikal teknoloji buluşu Geride bıraktığımız yılın en iyi 10 medikal teknolojik buluşu, tıp, elektronik, fizik, kimya ve mühendislik alanlarında gerçekleştirildi. Kasılabilen insan kası 2015’in en önemli buluşlarından bir tanesi ABD’de Duke Üniversitesi’nden Doç. Dr. N. Bursac ve Dr. L. Madden’in, kasılabilen insan kasını laboratuvar ortamında ilk kez üretmeleri oldu. İnsan kasının, dışarıdan gelen elektrik sinyalleri, biyokimyasal sinyaller ve ilaçlara vücuttaki normal kaslar gibi tepki verdiği açıklandı. Araştırma ekibi, daha önce çok sayıda hayvan kasını laboratuvarda üreterek deneyim kazandıklarını aktardı. Bursac, henüz kas yapısına dönüşmemiş insan kök hücreleriyle işe başladıklarını, ardından hücre sayısını artırıp uygun bir matris kullanarak bu hücrelerin, besi ortamında istenilen yapıya ulaşmasını sağladıklarını bildirdi. Bursac, laboratuvarda ürettikleri insan kasının, kişiye özel ilaçların geliştirilmesini hızlandıracağını açıkladı. Araştırma, 13 Ocak 2016’da Journale Life Dergisi’nde yayımlanacak.

Felçli hastaya dokunma hissi kazandıran robotik el ABD Savunma İleri Araştırma Projeleri Ajansı’nın (DARPA) desteklediği bir proje için geliştirilen robotik el, felçli hastaya dokunma hissi kazandırdı. Programın yöneticisi J. Sanchez, bazı gelişmiş protezlerin beyin gücüyle kontrol edilebildiğini, ancak hastaların

dokunduğu objeleri hissedemediğini belirtti. Bu yeni robotik el, Johns Hopkins Üniversitesi’nin Uygulamalı Fizik Laboratuvarı’nda geliştirildi. Robotik elin parmaklarındaki tork algılayıcıları, parmağa uygulanan basıncı algılıyor ve elektrik sinyallerini beyindeki duyu kortek-

si ve motor korteksine takılan elektrotlara iletiyor. Parmaklardaki algılayıcıların kortekslerdeki elektrotlara tellerle bağlı oluşu, felçli hastanın normal parmakla dokunmuş gibi bir his duymasını sağlıyor. Bu çalışma St. Louis’de, A Future Technology Forum’da sunuldu.

3D printer mucizesi Bir makine düşünün ki her şeyi oluşturabiliyor. Kulağa bilim kurgu filmi konusu gibi gelse de, günümüzde kullanımı giderek yaygınlaşan 3D yazıcılar sayesinde plastik ya da başka malzemelerden hemen hemen her şeyi üretebilecek durumdayız. İnsanlar ve şirketler adına tam anlamıyla bir lütuf olan bu icat sayesinde geçen yıl öğrenciler, fizik dersleri için stok arabaları, bilim adamları tarafından insan organları ya da başka birçok kişi ya da kurum tarafından yiyecekten elbiseye, gerçek bir kulaktan insan derisine birçok şey üretildi.

26

Ocak 2016


Buluş

Medikal uygulamalar için esnek ve akıllı elektronik bant Massachussets Teknoloji Enstitüsü’nden mühendisler, 21. Yüzyılın en büyük atılımına hazırlanıyorlar. Hidrojel adı verilen özel polimerden geliştirilen esnek, yapışkan jelimsi bir materyale sensörler, ışıklar ve ilaç taşınım düzeneklerine aktarılarak akıllı yara bakımı düzeneği geliştirildi. Bu yeni bakım bandı, vücuda tam otur-

arak, yerleştirildiği bölgeye belirli dozlarda ilaç verebilir, ya da vücut sıcaklığını sensörlerle takip ederek gerekli tedaviye hemen başlayabilir. Ayrıca akıllı bandaj ilacınız azaldığında sizi veya doktorunuzu bir ışıkla uyarabilir. MIT (Massachussets Teknoloji Enstitüsü) Prof. Xuanhe Zhao, bu eşsiz hidrojel matriks yapısının lastiksi özelliğinin yanında, su-

dan üretilen bu madde silikon,cam ve seramik üzerinde güçlü bağlar oluşturabiliyor. Su tabanlı bir bileşik olduğundan deriyle uyum gösteriyor.

Eyeteq teknolojisi sayesinde renk körleri renkleri ayırt edebilecek

Spectral Edge, resim işleme şirketi East Anglia Üniversitesi’ndeki araştırmacılar ile geliştirdiği ve STMicroelectronics çiplerine entegre ettiği yeni teknoloji

sayesinde renk körü kullanıcılar için yeni bir görüntü teknolojisi sunuyor. EyeTeq adı verilen teknoloji sayesinde renk körü kullanıcılar için TV üreticilerine yeni bir seçenek sunularak renk ayrımı kolaylaştırılıyor. Bu teknoloji ayrı ekran görüntüsünü yakalayarak, onarıyor ve ekrana tekrar yolluyor, bu o kadar çabuk oluyor ki, izleyici bunun farkına varamıyor. Firma bu teknolojiyi geliştirmek için birkaç yıldır çip

set üzerinde çalışıyor. Ayrıca kullanıcının görme kabiliyetine göre, görüntüyü ayarlayabilmesi için özel bir yazılımı da mevcut. Spektral Edge‘nin iddiasına göre, gönüllü renk körleri üzerinde yapılan sanal testler, görüntünün oldukça iyileştiği yönünde. Kullanıcılar özellikle spor karşılaşmaları ve doğa şovlarında renk ayrımında gelişme kaydedilmesini istiyorlar.

Hissedebilen protez bacak üretildi Avusturyalı bilim insanları hissedebilen protez bacak üretti. Linz Üniversitesi’nden Prof Hubert Egger, yapay ayağın tabanına yerleştirilen sensörlerin bacağın kesildildiği noktadaki sinirleri uyardığını söyledi. Egger, bunun ilk sensörlü protez olduğunu belirtti. Cerrahlar, protez takılmadan önce, Rangger’in sinir uçlarını deriye yakın bir noktaya getirdiler. Ayağın tabanına topuk, ayak parmakları ve ayak hareketlerinin oluşturduğu basıncı ölçmek için altı sensor yerleştirildi. Buradan alınan sinyaller, bacağın kesildiği noktaya yerleştirilen kumanda merkezine iletildi. Buradan sinir uçları uyarılarak sinyaller beyne ulaştırıldı.

Ocak 2016

27


AKTÜEL

DNA onarımı buluşu Aziz Sancar’ın Nobel Kimya ödülüne layık görülen ‘DNA onarımı’ buluşu, tıp dünyasında büyük heyecan yarattı. Buluş sayesinde bazı kanser türlerinin tamamen önlenebilmesinin ve kemoterapinin de ortadan kalkmasının mümkün olabileceğini söyleniyor.

Google İğnesiz Kan Alma Teknolojisi Geliştiriyor Google sağlık alanındaki çalışmalarını akıllı bileklik veya saat üzerinde değil bu kez gerçek bir medikal ürün üzerinde sürdürüyor. Teknoloji devi, patentini aldığı cihazla, iğneye gerek kalmadan daha kolay ve acısız bir işlemle hastalardan kal almayı hedefliyor. Gazla çalışan bir mikropartikülle deriyi delen cihaz, negatif basınç uygulayarak haznesine bir miktar kan örneği çekiyor. Bileğe takılan bir başka cihazla uyumlu çalışması planlanan kan alma cihazı böylece hasta veya doktorlara daha hızlı ve daha basit test sonuçları sunacak. Ancak bu yolla elde edilen kan miktarı “örnek” sayılabilecek bir miktarda olduğu için iğneyle kan almanın yerine geçeceğini söylemek zor.

3D yazıcıyla üretilen ilk titanyum kafatası bir hastaya nakledildi Çinli doktorlar, üç yaşındaki bir kız çocuğuna 3D yazıcıda üretilen titanyum kafatası nakletti. Kafatası 3D veri ve bilgisayar tomografisi kullanılarak basıldı. Hollandalı doktorlar 3D yazıcıda üretilen ilk kafatası naklini geçtiğimiz yıl gerçekleştirmiş ve Utrech Üniversitesi Medikal Merkezi’ndeki ameliyatta bir hastanın kafatası şeffaf plastik protezle değiştirilmişti. Küba, HIV virüsünün anneden bebeğe geçişini engelledi Dünya Sağlık Örgütü, Küba’nın anneden bebeğe AIDS hastalığına sebep olan HIV virüsünün geçmesini engellemeyi başardığını duyurdu. Bebeklerin doğumda ya da emzirme sırasında HIV virüsünü kapabileceği bilinirken, Küba’nın geliştirdiği ilaçla virüsün bulaşma riskinin yüzde 1’in altına indiği bildiriliyor. Küba’nın benzer şekilde frengi virüsünü de engellediği söyleniyor.

28

Ocak 2016



AKTÜEL

Türkiye’deki kanserin genetik yapısı belirlenecek Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Eyüp Gümüş; “Türkiye’deki kanserlerin genetik yapılarının ortaya konmasını hedefliyoruz” dedi

G

ümüş, çalıştayın açılışında yaptığı konuşmada, bu etkinlikle Türkiye’de prostat kanseriyle ilgili bir yol haritası çizilmesinin hedeflendiğini, Sağlık Bakanlığı Kanser Daire Başkanlığının bunun ardından bir hedef ortaya koyacağını belirtti. Türkiye’de prostat kanseri-

nin erkeklerde, akciğer kanserinin ardından en sık görülen ikinci kanser türü olduğunu anlatan Gümüş, üçüncü sırada ise kolorektal kanserlerin görüldüğünü söyledi. Kadınlarda sıralamanın meme kanseri, tiroid kanseri ve kolorektal kanserler şeklinde olduğunu aktaran Gümüş, Tür-

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Eyüp Gümüş

30

Ocak 2016

kiye’nin, söz konusu 5 ana kanserle ilgili yol haritası çizmek durumunda olduğunu vurguladı. Gümüş, “Erken tanı, etkin tedavi ve öncesinde önleme tedbirlerini alarak, topyekûn bu kanserlerle mücadele edeceğiz” diye konuştu. Kanserde yol haritası belirlenecek Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) bünyesinde bulunan Türkiye Kanser Enstitüsü Başkanlığının da bu kanserlerle mücadele noktasında üniversitelerle birlikte çalışarak yol haritası belirleyeceğini bildiren Gümüş, “Bu çalıştayların sonucundaki birikimler Türkiye Kanser Enstitüsü bünyesinde değerlendirilerek, ülkemizdeki bu 5 ana kanserle ilgili Sağlık Bakanlığının alması gereken önleyici tedbirler ve erken tanı tedbirleri ile etkin tedavi yöntemleri modernize edilecek ve bu mücadelenin devam etmesi sağlanacaktır” ifadelerini kullandı. TÜSEB ve enstitü başkanlarıyla ABD’de bir takım ziyaretlerde bulunduklarını anlatan Gümüş, Harvard ve Yale üniversiteleriyle işbirliği noktasında temaslarının olduğunu anlattı. Kanserle etkin mücadelede genetik yaklaşımları da Türkiye’de tesis etmek istediklerini anlatan Gümüş, şöyle devam etti; “Bu ziyaretlerimizdeki ana hedeflerden birisi ONCOGEN Projesi’nin yani kişiye özel kanser tedavilerinin önünü açmak.



AKTÜEL

Bu sebeple de İstanbul ve Ankara’da genetik kanser tanı merkezlerini kurarak, Türkiye’deki kanserlerin genetik yapılarının ortaya konmasını hedefliyoruz. Biz şu anda kanserleri tedavi ederken, yurt dışındaki genetik bozukluklara dayanarak, hastalarımızı tedavi ediyoruz. Ama bizim serilerimizde acaba hangi genetik bozukluklar farklı olabilir, standartlarımız nedir, bunları da ortaya koyacağız.” Genetik Kanser Tanı Merkezi kurulacak Gümüş, 3 bin vaka üzerinde bu çalışmaları yürüteceklerini belirterek, “2016’nın ortasından itibaren büyük çaplı Genetik Kanser Tanı Merkezi, TÜSEB’in bünyesinde kurulacak. Hekimlerimiz istedikleri spesifikleri gönderecekler, buna uygun te-

32

Ocak 2016

davi ve buna uygun yol haritalarını öğrenmiş olacaklar. Bu genetik taramalar yapılarak Türkiye’deki 5 kanser türünün ana genetik bozukluklarını ortaya koymuş olacağız” değerlendirmesinde bulundu. Tüm bu çalışmalarda amacın Türkiye’deki kanserlerin gidişatı, genetik gelişimi ve standart genetik yapılarla ilgili sorulara cevap aramak olduğunu vurgulayan Gümüş, şunları kaydetti; “Tüm bunları önümüzdeki 3 yıl içerisinde, TÜSEB Başkanlığı bünyesinde Türk Genom Projesi adı altında gerçekleştireceğiz. Önce standartlar sonra da hastalıklar ve mücadele konusunda çalışmalar yapacağız. Prostat kanseri bunlardan bir tanesidir. Bu çalışma sonuçlarının bize önemli bir rehber olacağı kanaatindeyim.”

Sağlık Bakanlığı Kanser Daire Başkanlığı tarafından kurulan Kanser Kontrol Derneği’nce (Kankoder) prostat kanseri ve taramalarına ilişkin görüşlerin paylaşıldığı “Prostat Kanseri Çalıştayı” düzenlendi.



AKTÜEL

Türk Kızılayı 2016 yılında kan bağışlarınızı bekliyor

K

an fizyolojik yapısı itibariyle doku ve organlar arasında iletişim sağlamaktadır. Bu nedenle kullanım alanı oldukça geniştir. • Yeni doğan bebekler; yeni doğan bebeklerde akut ya da kronik kanama olması, kan uyuşmazlığı ya da kan bileşenlerinde yıkım olması. • Kan hastalıkları: Genetik ya da sonradan oluşan kan hastalıkları. • Kan bileşenlerinin kullanıldığı diğer durumlar:

- Diyaliz tedavisi - Açık kalp ameliyatları (By-Pass) - Ameliyatlar - Yaralanmalar - Doğumlar - Organ nakilleri - İç kanamalar Kan acil değil sürekli ihtiyaçtır... Günümüzde tıp ve teknoloji alanında kaydedilen bütün gelişmelere rağmen kan temini konusunda bağıştan başka bir yöntem yoktur. Dolayısıyla kan acilen değil, düzenli ve sürekli olarak bağışlanmalıdır. Kan bağışlamak için… Öncelikle 18-65 yaş aralığında ve 50 kilogramın üzerindeki her sağlıklı bireyin, kan bağışçısı adayı olabileceğini unutmamak gerekir (19 yaşından gün almak ve 65 yaşını doldurmamak). http://www.kanver.org/Kan-

34

Ocak 2016

Hizmetleri/KanBagisiNoktalari/ linkinden 17 Bölge Kan Merkezi iletişim bilgileri ile kan bağışında bulunabileceğiniz 64 Kan Bağışı Merkezi ve mobil ekip noktalarının bilgilerine ulaşılabilmektedir. Kan bağışı için müracaat ettiğinizde form doldurma ve kayıt sürecinin ardından muayeneye geçilir. Doktorumuzun verdiği onay doğrultusunda kan bağışı işlemi gerçekleştirilir. Kan bağış işleminin ardından bağışçılar dinlenme alanına alınarak soda ve bisküvi ikram edilir. Bu işlemlerin tümü ortalama 30-35 dakika sürmektedir. Bağışlanan her kan… Kanlar öncelikle serolojik testlerden geçer, kan gruplaması yapılır ve kullanım amaçlarına göre Trombosit Süspansiyonu (Kan Pulcukları), Eritrosit Süspansiyonu (Alyuvar), Plazma (Akyuvar) olmak üzere ürünlerine ayrılır. Kullanıma hazır olan kan ürünleri uygun sıcaklıklarda depolanır ve hastanelerden gelen talepler doğrultusunda aynı ısı koşullarında nakli gerçekleştirilir. Hastaneye çıkış yapılmak üzere hazırlanan kan bileşeninin üzerinde yer alan ve bağışçı bilgileri ile eşleşen barkot okutulduğunda bağışçımızın son bağışında ibraz ettiği cep telefonu numarasına, bağışlanan kanın bir ihtiyaç sahibi tarafından kullanıldığını bildiren bir teşekkür SMS’i gönderilir. Kana ihtiyaç duyulduğunda… T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan 2007/43 ve 2009/37 sayılı genelgeler ile hastanelerin ihtiyaç duyulan kanı hasta ve hasta yakınlarından değil, önce-

likli olarak Türk Kızılayı Kan Merkezlerinde temin etmeleri gerektiği bildirilmiştir. Kan para ile satılmıyor… Kan temini sürecinde T.C. Sağlık Bakanlığı ve SGK tarafından belirlenen ücret politikası doğrultusunda, kesinlikle hasta ve hasta yakınından herhangi bir ücret talep edilemez. Hasta ya da hasta yakınından ücret talep edilmesi durumunda söz konusu hastanenin bağlı bulunduğu İl Sağlık Müdürlüklerine konu hakkında bildirimde bulunulması yasal işlem ve yaptırımlar için uygun olacaktır. Özel yaşam ve gizlilik… Kan bağışçılarına ait bütün bilgiler Kan ve Kan ürünleri Kanunu çerçevesinde gizli tutulmakta ve üçüncü şahıslarla kesinlikle paylaşılmamaktadır. Test sonuçları içinde aynı gizlilik geçerlidir ve ancak olumsuz bir durum söz konusu olduğunda kişiye özel bilgilendirme yapılmaktadır. Yine de test sonuçlarını görmek isteyen kan bağışçılarının, ilgili kan merkezimize kimliği ile bizzat başvurması gerekmektedir. Kan bağışçıları ödüllendiriliyor… Türk Kızılayı’na gönüllü olarak düzenli kan bağışında bulunan bağışçılar için hatıra amacıyla madalya/ödül sistemi oluşturulmuştur. Kan bağışçılarımıza 10. bağışta bronz, 25. bağışta gümüş, 35. bağışta altın madalya ve 45. bağışta plaket takdim edilmektedir. Madalya ve plaketler, hak edilen yılın bir sonraki senesinde 14 Haziran Dünya Kan Bağışçıları Günü kapsamı etkinliklerinde sahiplerine teslim edilmektedir.



AKTÜEL

TC. Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu

2016 Yılı Performans Programı

T

ürkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 27 nci maddesiyle Sağlık Bakanlığı politika ve hedeflerine uygun olarak ilaçlar, ilaç üretiminde kullanılan etken ve yardımcı maddeler, ulusal ve uluslararası kontrole tabi maddeler, tıbbî cihazlar, vücut dışı tıbbî tanı cihazları, geleneksel bitkisel tıbbî ürünler, kozmetik ürünler, homeopatik tıbbî ürünler ve özel amaçlı diyet gıdalar hakkında düzenleme yapmakla görevlendirilmiştir. Tıbbi cihaz ve kozmetikler hakkında düzenleme çalışmalarını yapmak,

36

Ocak 2016

strateji ve proje geliştirmek ve yürütmek, tıbbi cihaz kullanım güvenliğine dayalı standartların belirlenmesine yönelik işlemler ile sınıflandırma, risk tanımlama gibi teknik değerlendirmeleri yapmak, tıbbi cihaz alanında hizmet gören kişi, kurum ve kuruluşları yetkilendirmek, yetkilendirme süreçlerinin takibini yapmak, üretilen ve satılan tıbbi cihazların envanteri ile ilgili iş ve işlemleri yürütmek, tıbbi cihazların ve kozmetik ürünlerin klinik araştırmaları ve gözlemsel çalışmalarına yönelik iş ve işlemleri yürütmek, tıbbi cihazlar alanında faaliyet gösterecek

onaylanmış kuruluşlara ait iş ve işlemleri yürütmek, kozmetik ürünlerin ön inceleme, kayıt ve bildirim işlemlerini yürütmek, tıbbi cihazların kayıt ve bildirim işlemlerini yürütmek, kozmetik ürünlerin belgelendirme faaliyetleri ile ilgili iş ve işlemleri yürütmek, tıbbi cihaz satış, tanıtım ve reklam faaliyetleri ile ilgili iş ve işlemleri yürütmek, Kurum Başkanı tarafından verilen benzeri görevleri yapmakla Tıbbi Cihaz ve Kozmetik Ürünler Başkan Yardımcılığı görevlendirilmiştir. Sağlıkta Yeniden Yapılanma Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankası Portalı (TİTUBB); TİTUBB, tıbbi cihazların benzersiz barkod numaraları kullanılarak Tıbbi Cihaz Yönetmelikleri çerçevesinde, tedarikçi firmalar tarafından sunulması gereken bilgileri içeren web tabanlı elektronik bilgi bankasıdır. TİTUBB çalışmalara başlanılan 2006 yılından bugüne, sadece tıbbi cihazlara ait bilgilerin girildiği bir veri tabanı olmaktan öte ülkemizde tıbbi malzemelerin regülasyonunu sağlayan Sağlık Bakanlığı, genel sağlık sigortası çerçevesinde geri ödemesini gerçekleştiren Sosyal Güvenlik Kurumu ve tedarik esaslarını belirleyen Kamu İhale Kurumu iş, süreç ve akışlarını elektronik ortama aktarmayı başarmıştır. TİTUBB, kapsadığı veriler ve bilgi birikimi ile dünyada açık ara tek örnek veri tabanı durumundadır. TİTUBB, “Sağlıkta Yeniden Yapılanma” adı altında özetlenen ve sağlık hizmetinde


TC Bakanlık

performansı, hizmetin verimliliğini, kalitesinin ölçülebilirliğini ve denetlenebilirliğini öngören çalışmalar çerçevesinde, ilaç, tıbbi sarf malzemesi ve tıbbi cihazların satın alınması, stok yönetimi, fatura edilmesi gibi temel tıbbi malzeme yönetimi süreçlerinin etkin ve verimli bir şekilde yönetilebilmesinde ihtiyaç olan enformasyon sistemlerinin kurulabilmesi için gerekli çalışmalar Hacettepe Üniversitesi Araştırma Projeleri tarafından geliştirilip kullanıma sunulmuştur. Projenin yürütülmesi için Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Hacettepe Üniversitesi arasında görüş birliğine varılarak protokol düzenlenmiştir. Tıbbi cihaz alımlarının EKAP çerçevesinde elektronik ihaleler ile tedarik edilmesini sağlamak amacıyla söz konusu protokole Kamu İhale Kurumu da dâhil edilmiştir. Ürün Takip Sistemi (ÜTS) Ürün Takip Sistemi (ÜTS) ülkemizde üretilen veya ithal edilen yaklaşık 3 milyon tıbbi cihaz ve 400 bin farklı kozmetik ürünün üretim bandından, kullanıldığı hastaya, kozmetik ürünler için son kullanıcıya kadar takibini ve güvenliğini sağlayan bir sistemdir. Sistem denetim faaliyetleri, klinik mühendislik faaliyetleri, iş zekası ve vatandaş odaklı işlemlere yönelik modülleri gibi toplamda 25 adet yazılım modülünden oluşmaktadır. Ürün Takip Sistemi Projesi Kapsamı ; • Ürün Yönetimi Modülü ile ülkemizde üretilen ve ülkemize ithal edilen tüm tıbbi cihaz ve kozmetik ürünlerine ilişkin kayıt, belge, inceleme gibi işlemler yapılabilecektir. • Ürün Hareketleri ve Ürün Geri

Çağırma Modülleri ile tekil tıbbi cihaz ve kozmetik ürünlerinin takibi ve piyasadaki kusurlu ürünlerin toplatılma sürecinde belirlenen lot / batch kapsamındaki tekil ürünlerin toplatılması için gerekli altyapı sunulmuş olacaktır. • Vatandaş Odaklı Hizmetler kapsamında vatandaşlar tarafından tekil tıbbi cihaz ve kozmetik ürünlerinin sorgulanmasına yönelik altyapı geliştirilmiş olacaktır. • İş Zekası (Karar Destek Sistemi) Modülleri ile Ürün Takip Sistemi’ndeki veriler kullanılarak birçok paydaş için ileri raporlama yetenekleri sunulacaktır. • Klinik Mühendislik Modülleri kapsamında ülke genelindeki hastanelerde kullanılan yerleşik tıbbi cihazlara ilişkin kalibrasyon, bakım ve onarım işlemlerinin doğru şekilde yapılmasını sağlamak için bir altyapı geliştirilecektir. • Teknik servis firmalarının personeli ve personelin aldıkları eğitimler ve sertifikalar kayıt altına alınabilecek ve bu personellerin ilgili işlemi yapmak için gereken yeterlilikleri Sistem sayesinde kontrol edilebilecektir.

• Kalibrasyon, bakım ve onarım işlemleri kayıt altında tutulacaktır. Performans programı hedefleri 2016 yılı performans programı hedefleri doğrultusunda ; “İlaç sanayiinin daha fazla ihracat yapabilen, uluslararası standartlardaki yüksek teknolojisini Ar-Ge ile bütünleştirmiş, uzun vadede yeni molekül geliştirme yönünde gerekli adımları atan, başta biyoteknolojik ve biyobenzer ürünler olmak üzere daha yüksek katma değerli ilaçlar üreten rekabetçi bir yapıya kavuşması sağlanacaktır. Bu çerçevede, ArGe ekosistemi geliştirilecek, ilaç sanayii stratejik bir yaklaşımla ele alınacaktır. Tıbbi cihaz ve tıbbi malzeme sektöründe yurtiçi üretim ve ihracat kabiliyeti artırılacaktır. Bu alanda, savunma sanayiinin yerlileştirme deneyimlerinden yararlanılacaktır. Sağlık hizmetlerinin kalitesinden ödün verilmeksizin, gereksiz kullanımı önlemek üzere, ilaç, tıbbi cihaz ve tedavi harcamaları daha akılcı hale getirilecektir.’’

Ocak 2016

37


AKTÜEL

Bu doğrultuda hedeflerin; • Yurtiçi tıbbi cihaz ve tıbbi malzeme ihtiyacının değer olarak % 20’sinin yerli üretimle karşılanması, • Yurtiçi ilaç ihtiyacının değer olarak % 60’ının yerli üretimle karşılanması, • 2023’te en az bir orijinal ürün keşfi ve/veya 2 mevcut molekülün farklı endikasyonlarda yeniden konumlandırılması (repositioning) amacıyla ilaç temel araştırma altyapısının geliştirilmesi, • Global klinik araştırma yatırımlarından Türkiye’nin aldığı payın ve yürütülen klinik araştırma sayısının yıl bazında % 25 oranında artmasıdır. 5 adet eylem planı; 1. Tıbbi cihaz sektörü için sektör stratejisi hazırlanacaktır. 2. Vücuda implante edilen tıbbi cihazların hasta üzerindeki etkilerinin takip edilmesi ve kıyaslanmasının ürün takip sistemi ile yapılması sağlanacaktır. 38

Ocak 2016

3. Etik Kurul ve Danışma Kurulu ile ilgili mevzuat temel ve klinik araştırmaları destekleyecek şekilde güncellenecektir. 4. Ülkemiz ihtiyacına göre planlanarak gerçekleştirilen Ar-Ge faaliyetleri sonucunda üretilen ürünler fiyat ve geri ödeme uygulamaları açısından desteklenecektir. 2016 YILI PERFORMANS PROGRAMI 31 5. Kamu destek programlarının ilaç ve tıbbi cihaz sektörlerine ilişkin sonuçlarının takip edilebilmesi ve değerlendirilebilmesi için bir sistem oluşturulacaktır. Kurumun temel politika ve öncelikleri; • İlaçların etkin ve bilinçli kullanımını sağlamak amacıyla sağlık hizmet sunucularına ve vatandaşlara yönelik bilgilendirme faaliyetleri ve gerekli denetimlerin arttırılması, • Yapılan tüm mevzuat çalışmalarında veya tüm yeni uygulamalarda sektör ve konu ile alakalı tüm kamu kurumlarının

görüşünün alınarak uygulamanın etkinliğinin sağlanması, • AB komisyonunun ilaç, tıbbi ve biyolojik ürünlerle ilgili yürüttüğü süreç ve çalışmaları takip ederek gerekli standartların oluşturulması, • İlaç, biyolojik ve tıbbi ürünlerin güvenli şekilde kullanımlarının sağlanması için advers etkileri sistematik bir şekilde izlemek, bu amaçla bilgi toplamak, kayıt altına almak, değerlendirmek, Dünya Sağlık Örgütü Uppsala İzleme Merkezi’nin veri tabanına göndermek, arşivlemek, taraflar arasında irtibat kurmak ve söz konusu ürünlerin yol açabileceği zararı en az düzeye indirmek için gerekli tedbirlerin alınması, • Piyasada sirküle eden ilaçların eczane ve ecza deposu seviyesinde piyasa kontrollerini yapmak, kalite uygunsuzluğu saptanan ilaçların piyasadan toplatılmasının sağlanması, • Sahte ilaç ve/veya yasadışı uyuşturucu ilaçların yapımının önlenmesi ve takibi için ilaç üretim yerlerinde bulunan ekipmanlara ait bilgilerin kayıt altına alınmasının sağlanması, • Çalışanların katılımı ile sistemin etkinliği ve geliştirilmesi yönünde, destek süreçlerinin her aşamasında süreçlerin performanslarının sürekli olarak iyileştirilmesi, • Akılcı İlaç kullanımının geliştirilmesi, • Yerli İlaç geliştirilmesi amacıyla bilimsel çalışmaların desteklenerek bu kapsamda yerli ilaç sanayinin teşvik edilmesi, • Tıbbi cihazların yurt içinde üretimine yönelik destek sağlanması, • Uluslararası standartlara uygun olarak sağlık denetiminin yapılması ve belgelendirme hizmetinin sunulması.


pM-N01

HEAVY DUTY

VA

Teknolojisi*

İlacın solunum yollarındaki birikim yerini belirleyen en önemli unsur “partikül çapı”dır ** Yapılan klinik çalışmalar; küçük partikül çapının, havayollarına daha fazla penetre olduğunu ve daha iyi bronkodilatasyon sağladığını göstermiştir.

Heavy Duty nebulizatör, etkin tedavi için ideal partikül çapı sağlar. * VA Teknolojisi: Kullanıcı ihtiyacına göre ilaç akış hızının ayarlanmasını sağlayan bir sistemdir. ** Clay MM, Pavia D, Clarke SW. The effect of aerosol particle size on bronchodilatation with nebulised terbutaline in asthmatic subjects. Thorax 1986;41: 364-8.

www.plusmed-health.com T (+90 212) 319 50 00 | info@trimpeks.com


AKTÜEL

EXPOMED 23. kez Tüyap’ta başlıyor

Tansiyonunuz Kontrol Altında

Türkiye ve Avrasya’nın en büyük medikal fuarı olarak bilinen EXPOMED, 23. kez kapılarını Tüyap’ta açacak

fuarda sağlık sektöründeki en yeni teknolojiler ziyaretçileriyle buluşacak. Sağlık devleri İstanbul’da buluşacak Medikal cihaz, ekipman ve teknolojilerin sergilendiği, medikal trendlerin ve bilimsel etkinliklerin takip edildiği Türkiye ve Avrasya’nın en büyük fuarı EXPOMED, 24-27 Mart 2016 tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi ‘nde 23. kez sağlık sektörlerinin karar vericilerini bir araya getirecek. EXPOMED, ülkemizde sağlık yatırımlarında önemli rol üstlenmesinin yanı sıra Türk, Balkan, BDT ve Orta Doğu-Kuzey Afrika bölgelerinde önde gelen bir itibara sahip. Ayrıca, EXPOMED tarafından her yıl bir ülke, onur konuğu olarak İstanbul’a davet ediliyor. Bu yılın onur konuğu unvanını Almanya alıyor. Aynı zamanda bu yıl hedef ziyaretçi ülkesi İran olacak. Fuarda İran başta olmak üzere birçok ülkeden gelecek alım heyeti katılımcı ekibiyle birlikte fuar süresince toplantılar gerçekleştirecek.

T

ürkiye sağlık sektöründe son yıllarda artan talep artışı nedeniyle yatırımlar hızla büyüyor. Sağlıkta doğan ihtiyaçları ve doğru yatırımları yapmak için sektörün paydaşlarının tanınması önem taşıyor. Sektör paydaşlarını bir araya getiren EXPOMED fuarı tüm katılımcılara

40

Ocak 2016

bu fırsatı sunuyor. 22 yıldır sağlık sektörünün nabzını tutarak sektörün gelişiminde büyük rol oynayan EXPOMED fuarı, sağlıktaki yatırımlar ve işbirliklerinde, sektördeki paydaşları bir araya getirmesi açısından çok önemli bir rol üstleniyor. 70 ülkeden firmaların katılım sağlayacağı

T (+90 212) 319 50 00 | info@trimpeks.com


Real Fuzzy Teknolojisi* ile rahat, Hareket Sensörü ile doğru, Tek tuşla ölçme özelliği ile kolay ölçüm sağlar.

ESH

ONAYLI

pM-KO2

* Patentli “Real Fuzzy Teknolojisi” doğru ölçüm için gereken kaf sıkılığını otomatik olarak ayarlar ve bu sayede yanlış kaf sıkılığı seviyesinden kaynaklanan yanlış ölçümleri önler.

www.plusmed-health.com T (+90 212) 319 50 00 | info@trimpeks.com


AKTÜEL

Hepatit A aşısı üretimi için düğmeye basıldı İlaç ve tıbbi cihazların Türkiye’de imal edilebilmesi için yatırımcılara çeşitli kolaylıklar getiren Sağlık Bakanlığı, Hepatit A aşısında alım garantisi verdi

S

ağlık Bakanlığı Müsteşarı Eyüp Gümüş, yaptığı açıklamada, sağlık al-

anında hem tedavi hem tarama

hem de tanı aşamasında kullanılan ürünlerde ciddi tüketim gerçekleştirildiğini belirtti. Yürütülecek çalışmalarla yerli sanayinin önünün açılacağını bildiren Gümüş; “İlaç ve tıbbi cihazda yerel üreticinin yolunun açılması, teşvik sağlanması, teknik yöntemlerle finans garantileri ve uzun dönem alım teminatı verilmesi sağlanacak. Üretimin yerli işletmelerle yapılamaması durumunda yabancı ürünün mutlaka Türkiye’de, yerli bir şirketle işbirliği yapılarak üretilmesinin teşvik edilmesi için çalışma yapılacak” ifadesini kullandı. Gümüş, ayrıca yatırımcılara vergi indirimlerinin de söz konusu olacağını kaydetti. ‘Yeni yılın ilk ürünü Hepatit A aşısı olacak’

Yerli üretimin teşvik edilmesine yönelik çalışmanın aşı ile başlatılacağını belirten Gümüş; “Yeni yılda yerel üretime ilişkin faaliyeti aşı çalışması ile başlattık. Hepatit A aşısının üretimi, alım garantisi ile hayata geçirilecek. Bunun alt yapısı hazırlanıyor. Uluslararası bir firma veya firmaların, Türkiye’deki firmalarla işbirliği yaparak üretim yapmaları teşvik edilecek.” dedi. Gümüş, projenin kapsamıyla ilgili de “Türkiye’de fabrika kurmak kaydıyla, 7 yıl alım garantisiyle Hepatit A’nın Türkiye’de üretilmesini sağlayacağız. Muhtemelen yabancı bir firma Türkiye’deki yerli bir firmayla işbirliği yaparak bunu gerçekleştirecek.” bilgisini aktardı.

Yıllık kolera aşısı üretimi iki katına çıkarılacak Dünya Sağlık Örgütü, ağızdan verilen kolera aşısı üretiminin 3 milyondan 6 milyona çıkarılacağını açıkladı

D

ünya Sağlık Örgütü (DSÖ), ağızdan verilen kolera aşısı üretiminin iki katına

42

Ocak 2016

çıkarılacağını duyurdu. DSÖ yetkilisi Stephen Martin, BM Cenevre Ofisi’nde düzenlenen basın toplantısında, ağızdan damla yoluyla uygulanan yıllık kolera aşısı üretiminin 3 milyondan 6 milyona çıkarılacağını söyledi. Martin, 2016 yılında üretilecek 6 milyon doz aşının 3 milyonunun Güney Koreli bir şirket tarafından üretileceğini ifade etti. DSÖ’nün verilerine göre, bağırsak enfeksiyonuna bağlı ve şiddetli ishal ile seyreden kolera her yıl yaklaşık 142 bin

ölüme neden oluyor. Kirli su tüketimiyle de bulaşan kolera erken tedavi edilmezse saatler içinde ölümlere neden olabiliyor.


BIRAKIN UYUSUN... Dokunmak yok, Gözyaşı yok,

Sadece 1 saniyede ölçüm sn.

1 2 3 4 * Nesne Sıcaklığı: Biberon, banyo suyu v.b. sıcaklığı

5

T (+90 212) 319 50 00 | info@trimpeks.com


AKTÜEL

Türkiye’ de online hastane dönemi başladı Bulunduğunuz ortamdan bir tık ile online sağlık hizmeti almak artık mümkün

H

asta rahatsızlık belirtisi hissettiğinde ilk olarak internetten araştırma yapmaktadır. Doğru bilgilere ulaşılabilindiği gibi genelde hastayı endişeye sevk eden çok fazla yanlış tanı ve sonuçlarla da karşılaşılabilinmektedir. Bu tür sakıncalı durumlara düşmemek ve doğru bilgiye anında ulaşmak artık çok kolay. Doctor Turkey tarafından oluşturulan online sağlık hizmeti kapsamında 7 / 24 her branştan hizmet verebilecek 300’ün üzerinde uzman

doktor ile anında bağlantı kurulabilecek. Cep telefonları, tablet yada bilgisayardan yüz yüze muayene ve rapor yanıtlamak artık mümkün. Hastaneye gitmenize gerek olup olmadığa karar veremiyorsanız, acil olmayan sebeplerle hastaneye gitmeyi düşündüğünüz her an, laboratuvar sonuçlarınızı yorumlatmak istediğinizde, doktora gitmek istiyor fakat yoğunluktan vakit bulamıyorsanız online hastane hizmetinden rahatlıkla

yararlanabilirsiniz. Ev, iş yeri, tatil ya da yurt dışı konforunuzu bozmadan psikoterapi alabilir hatta dermatolog ve plastik cerrahlar ile görüşebilirsiniz. Türkiye’ de sağlık turizmini başlatan ve son 10 yılda 300 bin hastanın yanı sıra 200 milyon Euro gelir kaynağı oluşturan ekip tarafından hayata geçirilen online hastane hizmeti ile komşu ülkelerdeki 500 milyon nüfusa ulaşmak ve güvenilir sağlık hizmeti sunmak için arge çalışmalarına devam ediyor.

Sağlıkta fark yapanlar aranıyor

A

lman ilaç firması Boehringer Ingelheim, uluslararası sivil toplum kuruluşu Ashoka ile birlikte sürdürdüğü Daha Fazla Sağlık projesi kapsamında, sağlık alanını dönüştürme hedefine sahip, toplumda fark yapan sosyal girişimciler arıyor. Bu alanda çalışmaları olan kişileri Ashoka’nın web sitesi üzerinden

44

Ocak 2016

Mart 2016’ya kadar aday göstermek mümkün. Kaliteli sağlık hizmetlerine ve tedaviye erişimi sağlayan, yerel sağlık sorunlarıyla baş etme konusunda insanları güçlendiren veya dezavantajlı grupları hedef alan sosyal girişimciler üç yıllık maddi desteğin yanı sıra danışmanlık ve Ashoka’nın küresel ağına dahil olma hakkı kazanacak.

Başvurular Mart 2016’ya kadar www.turkey.ashoka.org adresinden yapılabilecek.



AKTÜEL

Sağlık Bakanlığında atamalar yapıldı

M

üsteşar Yardımcılıklarına Dr. Yasin Erkoç, Hüseyin Çelik, Dr. Şuayip Birinci ve Tarkan Alpay getirildi. Kurum Başkanlıklarına da atamalar yapıldı. Buna göre, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanlığı görevine Dr. Hakkı Yeşilyurt, Türkiye Halk Sağlığı

Kurumu Başkanlığına Prof. Dr. İrfan Şencan, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanlığına Doç. Dr. Osman Arıkan Nacar atandı. Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü görevini ise Dr. Hüsem Hatipoğlu yürütecek.

Btech Innovation, üç boyutlu medikal üretimin öncüsü Protezler ve fiziksel modeller Üç boyutlu üretim konusunda tecrübeli bir ekip tarafından kurulan Btech Innovation, sıkça ihtiyaç duyulan kafa, yüz, çene, kalça ve diz bölgesi protezlerini üretiyor. Savunma sanayisinden yatırımcıların da desteğini alan girişim, bu protezleri üretmek için de özel geliştirilmiş titanyum ile üretim yapabilen 3 boyutlu yazıcıları kullanıyor. Btech‘in diğer bir faaliyet alanı ise 2 boyutlu radyolojik görüntüleri 3 boyutlu fiziksel modellere çevirmek. Bu modeller sayesinde cerrahlar ameliyatlara 3 boyutlu modeller üzerinde çalışma yapabiliyor. Hem önemli ameliyatlarda prova yapabiliyor, hem de tümörlü veya riskli bir bölge varsa bunu 3 boyutlu olarak tüm dokularla ilişkisini görebiliyor. 3 boyutlu baskı teknolojisinden faydalanan kaplumbağa Genel Müdür Kuntay Aktaş‘tan aldığımız bilgiye göre Btech Innovation yaptığı çalışmalarla 46

Ocak 2016

uluslararası kanalların da dikkatini çekmiş ki BBC ve Discovery Channel belgesellerine giren kaplumbağa çalışması da bunlardan biri. Dünyanın en büyük ikinci sağlık fuarı olan Arab Health’te bu sene ilk defa medikal ‘3D printing’ bölümü kurulduğunu paylaşan Kuntay Aktaş, bu fuarda yer alacaklarını ve küresel bir büyüme hedeflediklerini ekliyor. Türkiye

pazarında ise diğer oyuncularla birlikte tecrübe paylaşımına dayalı ilişki sürdürdüklerini ve pazarı hep birlikte büyütmeye çalıştıklarını dile getiriyor. Kuntay Aktaş, şu anda ürettikleri 3 boyutlu protezlerin parasının hastalar tarafından ödendiğini ama devlet tarafından ödeme yapılmasına dair çalışmaların tamamlanmak üzere olduğunu da paylaşıyor.



AKTÜEL

Medikal Sektörde Jeneratör zorunluluğu Jeneratöre en çok ihtiyaç duyulan kış dönemlerinde Sektörde portatif jeneratör satışları da yüzde 100 oranında artış gösteriyor

K

ar yağışı yaşanan elektrik kesintilerini de beraberinde getiriyor. Isınmadan aydınlatmaya kadar hayatımızın pek çok alanında etkili olan elektriğin kesilmesi büyük kayıplara neden oluyor. Hizmet veren kuruluşların ve kişilerin yaşanan kesintilerden olumsuz etkilenmemesi için ise

48

Ocak 2016

kullanılan jeneratörler önem taşıyor.

büyük

‘Bir iki saattlik kesintiler bile büyük maddi kayıplara yol açıyor’ Elektrik kesintileri özellikle medikal sektörde büyük maddi kayıplara yol açıyor. Sadece satın

alma yoluyla değil kiralama yoluyla da dönemsel enerji ihtiyacını karşılayan Aksa Jeneratör, benzinli ve dizel jeneratör gruplarından oluşan geniş ürün yelpazesi ve deneyimli kadrosu ile yurtiçi ve yurtdışı kiralık jeneratör ihtiyaçlarına çözüm sağlıyor. Elektriğin artık temel ihtiyaçlarımıza ulaşma yolunda büyük bir araç olduğuna dikkat çeken Aksa Jeneratör Ceo’su Alper Peker “Kış aylarıyla birlikte elektrik kesintileri de gündeme gelmeye başladı. Her sene olduğu gibi kış aylarının kurtarıcısı yine jeneratörler oluyor. Elektrik kesintileriyle beraber jeneratör satışlarımızda da artış oluyor.Ev ve küçük işletmelerin yoğun kullandığı Portatif ürün gruplarında diğer dönem satış rakamlarımıza oranla mevsim normallerinin yaşandığı kış aylarında yüzde 50’lik bir artış yaşanabilirken, içerisinde bulunduğumuz dönem gibi alışılmışın dışında sert hava şartlarının yaşanması bu rakamı yüzde 100 seviyelerine çıkartabiliyor. Türkiye gibi üretim yoğunluğunub olduğu bölgelerde jeneratör kullanımının yüksek olması gerekiyor. Jeneratör tedbir demektir. Hastaneler, akıllı bina sistemleri ve son teknoloji ile donatılmış üretim tesislerinde bir dakikalık kaybın bile şahıslara, kurumlara ve ülke ekonomisine zararını üzülerek gözlemliyoruz. Aksa Jeneratör olarak, kesintilerden kaynaklanan kayıpların önüne geçmek için kullanıcılarımıza gerekli tüm hizmeti ulaştırmaya devam edeceğiz.” diyerek jeneratör kullanımının önemini vurguladı.



AKTÜEL

Sağlık turizminde yabancıların gözü Türkiye’de Sağlık turizminde atağa geçen Türkiye hekim kalitesi, uygun fiyatlar ve verdiği teşviklerle dünyada ilk sıralarda yer almayı hedefliyor

A

nkara Ticaret Odasınca (ATO) sağlık turizmine ilişkin hazırlanan rapora

göre Türkiye’ye tedavi olmak için gelen yabancılar en çok göz hastalıkları, ortopedi ve iç hastalıkları kliniklerinden hizmet alıyor. ATO Sağlık

Özel İhtisas Komisyonunun, “Ankara Sağlık Turizmi Pazarı Değerlendirme Çalışması Araştırma Raporu 2015”e göre Endonezya, Rusya, Meksika ve Polonya’da yaşayanların yurt dışında ucuza tedavi olma

eğilimi diğer ülkelere göre daha yüksek. Türkiye ise Hindistan’a yakın fiyatlarıyla sağlık turizminde rekabet ortamı yaratıyor. ABD’de tedavi tercihinde teknolojik donanım, yasal güvence, kalite ve medikal etik öne çıkarken fiyatların yüksek bulunduğu tespit edildi. Hindistan, paket programları ve uygun fiyatlarıyla dikkat çekerken Singapur ve Tayland hem turizm kapasitesi hem de düşük maliyetleri nedeniyle tercih ediliyor. Ülkede sağlık turizminde lider konumdaki İstanbul’u, Ankara, Bursa, Malatya, Adana ve Antalya izliyor. Özellikle kemik iliği naklinde Türkiye’deki fiyatların Hindistan’a çok yakın olduğu saptandı. Türkiye’ye en fazla “medikal turist” Libya’dan Sağlık turizmi teşviklerinin 2011-2012 yıllarında başladığı Türkiye’de, 2012’de 261 bin 999 uluslararası hasta tedavi oldu. Bu hastaların yüzde 65’ini ülkeye “medikal” amaçlı gelen turistler oluşturdu. Tedavi için gelen turistler en çok göz hastalıkları, ortopedi ve iç hastalıkları kliniklerinde hizmet aldı. Bu alanları kulak, burun, boğaz, kadın hastalıkları, genel cerrahi ile diş hastalıkları takip etti. Türkiye’ye en fazla “medikal turist” Libya’dan geldi, bu ülkeyi Almanya, Irak ve Azerbaycan izledi.

50

Ocak 2016


Sağlık Turizm

Türkiye’nin konumu avantaj sağlıyor Türkiye’ye Türk Cumhuriyetleri ve yakın coğrafyadaki Libya, Somali ve Moritanya gibi Müslüman ülkelerin yanı sıra Ortadoğu, Avrupa ve Amerika’dan da hastalar geliyor. Türkiye’nin sağlık turizmindeki gücü hekim kalitesi, hızlı erişim ve uygun fiyatlardan kaynaklanıyor. Coğrafi konum ve turizm deneyimi de Türkiye’yi rekabette avantajlı hale getiriyor. Türkiye’nin medikal turizm geliri 2012’de yaklaşık 2 milyar dolar gerçekleşti. 2023’te ise sağlık turizmi gelirinde 5 kat artış bekleniyor. Sağlık turizminde Türkiye’nin yabancı dil, denetim ve yönetim gibi sorunları bulunuyor.

turist ve 750 milyon dolar gelir hedefleniyor. 1 milyon 500 bin yabancı termal turist, 100 bin yatak kapasitesi ve 3 milyar dolar gelir de hedefler arasında

yer alıyor. Medikal turizmde ise 750 bin hasta ve 5,6 milyar dolar gelir elde edilmesi ve dünyanın ilk 5 destinasyonu arasına girilmesi amaçlanıyor.

Sağlık turizminde ulusal hedefler Kalkınma Bakanlığının “Sağlık Turizminin Geliştirilmesi Programı Eylem Planı” çerçevesinde 2018’e kadar ileri yaş turizminde 150 bin yabancı

Ocak 2016

51


AKTÜEL

Boston Scientific Bilimi Geliştirme Enstitüsü’nü açtı Gelişen sağlık hizmeti pazarlarındaki yerel ortaklıklarla dünya genelinde sağlık hizmetlerini iyileştirmeye devam eden medikal teknoloji şirketi Boston Scientific Corporation, 21 Aralık 2015 tarihinde İstanbul Altunizade’de Bilimi Geliştirme Enstitüsü’nü (Institute for Advancing Science - IAS) açtı. Tıp dünyasından çok sayıda hekim ve akademisyenin katıldığı törende açılışı Boston Scientific Türkiye ve Orta Doğu ve Afrika Genel Müdürü Levent Türksoy yaptı. kardiyovasküler hastalıkların ve diğer pek çok maluliyet yaratan hastalığın çözümünde ülkedeki ve bölgedeki dönüşümünde kilit bir rol oynamayı umduklarını söyledi.

T

ürkiye ve Ortadoğu’da doktorlara gelişmiş cerrahi prosedürler konusunda modern eğitimler ve yenilikçi teknolojiler sunmak için tasarlanan bu yeni tesis, Boston Scientific’in bölgedeki hasta bakımı kalitesini yükseltmeye dair devam eden taahhüdünü ileriye taşıyacak. Enstitü, ABD, Fransa, Japonya, Çin ve Güney Afrika’dan sonra dünya genelindeki sekizinci Boston Scientific IAS tesisi. Ülkemizde 2003 yılından beri uygulanan Sağlıkta Dönüşüm Programı ile sağlık sektörünün gelişimi hızlandı. Sağlık Bakanlığı’nın çabalarıyla halkın sağlık hizmetlerine erişimi arttı ve bu durum Türkiye’de sağlık sektörünün her yönüyle büyümesi-

52

Ocak 2016

ni sağladı. Boston Scientific Bilimi Geliştirme Enstitüsü de bu büyümeyi karşılayabilmek ve sağlık profesyonellerinin yenilikçi teknolojiler konusunda yetkinliklerini geliştirmelerine destek olmak üzere kuruldu. Merkezin açılışı ile ilgili bir açıklama yapan Boston Scientific Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Mike Mahoney, 15 yıldan uzun süredir, kalp hastalıklarının en önde gelen ölüm ve maluliyet nedeni olduğunu, Türkiye’deki önemli sağlık teknolojileri ve yeniliklerine erişimi genişletmek için çalışıldığını belirtti. Mahoney, kamu sektörü ve sivil toplum genelinde devam eden profesyonel işbirliğinin yanı sıra bu yeni IAS tesisi sayesinde



AKTÜEL

TARTI

Sağlık + Teknoloji Tartı Medikal, sade tasarımları ve kesin sonuçlar veren cihazları ile her zaman yanınızda!

Uğur Taslak

S

ağlık için teknolojiler’ sloganı ile yola çıkan Tartı Medikal 18 yıllık tecrübesi ile Türkiye’de hizmet veriyor. Bugün medikal sektörde obezite, spor ve egzersiz fizyolojisi, fizik tedavi, estetik ve güzellik alanlarında sayısız ürünleri ile var olan firma; Tartı Web Portal, TANITA Profesyonel Vücut Analiz Monitörleri, Dezenfektan Çorap, TANITA Viscan Abdominal Yağlanma Analizi, Tartı Bluetooth, TANITA Kişisel Vücut Analiz Monitörleri, Tartım Baskülleri, Bodystat Vücut Kompozisyonu Analizi, Ade Tartılar, Fit-

54

Ocak 2016

mate Bazal Metabolizma Test Cihazı, Postür Analizi, Sleep Scan – Uyku Analizi Monitörü, Armband Metabolik Holter, Holtain Antropometrik Ölçüm Ekipmanları, Nasco Eğitim Ve Sunum Araçları, Gymstick Fitness/ Welness Ekipmanları ile hizmet vermekte. Tartı Medikal Firmasında hissedar Uğur Taslak Tartı Medikal’i ve yeni projeleri medikal teknik okuyucuları için anlattı. Firmanızı ana hatlarıyla tanıtır mısınız? Firmamız, TANITA Mar-

kasının Türkiye Temsilciliğini yapmak üzere 1998 yılında kuruldu. 2003 yılından itibaren de Medikal Sektördeki genişlemesini yeni temsilcilikler ile birlikte yoğunlaştırdık. Bugün medikal sektörde vücut kompozisyonu, obezite, spor ve egzersiz fizyolojisi, metrik ölçümler, fizik tedavi, estetik ve güzellik aynı zamanda yazılım alanlarında faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz. Firmamıza birkaç ürün grubu daha dâhil ederek 1998’den bu yana çalışmalarımızı aynı şekilde devam ettiriyoruz. Japonya’da imal edilen TANITA marka profesyonel ürünleri ithal ediyoruz. TANITA’nın Avrupa bölge müdürlüğüne bağlıyız. Türkiye ve KKTC distribütörlüğü bizde. Bir kısım Türki Cumhuriyetlere de ihracat yapıyoruz. Bizim ürünlerimiz koruyucu aile hekimliği grubuna giriyor. Hedefimiz insanlara hasta olmadan önce bilinçlenmelerini sağlayan ve onlara bu anlamda yardımcı olan sağlık profesyonellerine hizmet etmektir. Kısaca, özellikle obezite konusunda yüksek seviyedeki danışmanlık hizmeti için , uzmanların yönlendirmesine ve danışanların bilinçlenmelerine yardımcı ürünlerin satışını gerçekleştiriyoruz. ‘1998 YILINDA NE İŞ YAPIYORSAK BUGÜN DE AYNI İŞİ YAPIYORUZ’


TARTI Bugün Medikal Sektörde Obezite, Spor ve Egzersiz Fizyolojisi, Fizik Tedavi, Estetik ve Güzellik alanlarında faaliyetlerini sürdürüyorsunuz. Trendlerin değişmesi ile sizin ürünlerde de değişiklikler oluyor mu? Biz aslında obezite ile ilgileniyoruz. Obezite teşhisine yönelik olarak dünya piyasalarında gerekli ne varsa bizim ürün grubumuzun içerisinde bu ürünlerin olmasına çalışıyoruz. Obezite, kişiye göre ideal kabul edilen kilo aralığından oldukça uzaklaşarak kilolu veya şişman olarak tabir edilen grupla alakalı son yıllarda karşımıza daha sık çıkan bir hastalık. Ancak obezite konusuna tek bir açıdan bakmamak lazım,çünkü konu bütünleşik bir durum. Bunun fizyolojik ve psikolojik bir durum da olduğunu bilmeliyiz. Bu işin hem fiziksel hem de duygusal bir boyutu var. Biz duygusal boyutu ile ilgilenemesek de ürünlerimizle bu hastalığın duygusal boyutuna da doğru analizler ve gelişim takibi ile bir motivatör olarak destek vermek için çaba sarf ediyoruz. Aslında iş tanımımız obezitenin takibi ve teşhisinde uzmanlara yardımcı olmaktır. Tedavi zaten uzmanların ve profesyonellerin işidir. Medikal sektördeki trendlerin değişmesi bu yüzden bizi çok fazla etkilemiyor. Biz 1998’de ne iş yapıyorsak, bugün de aynı işi yapıyoruz. 1998 yılında kimlerle çalışıyorsak, yine aynı kişilerle çalışıyoruz. Bu bizim için çok büyük bir şans, çok da büyük bir risk aynı zamanda.

‘ÜRÜNLERİMİZİN HEM GARANTİSİNİ HEM DE SERVİS HİZMETİNİ VERİYORUZ’

Ürünlerinizi seçerken nelere dikkat ediyorsunuz? Ürünlerinizi nasıl geliştiriyorsunuz? ARGE çalışmalarınız nelerdir? Ürünlerimizi seçerken servis verebilirlik, yani yeniden tamir edilerek kullanılabilirlik potansiyelinin olmasına ve özellikle “kalibrasyon yapılabiliyor olmasına” dikkat ediyoruz. Çünkü ürünlerimizin hem garantisini hem de servis hizmetini biz veriyoruz. Cihazları iyi tanıdığımız ve çok uzun zamandır bu işi yaptığımız için oldukça tecrübeliyiz. Teknik kısımda gelen cihazların sadece arızasını gidermiyoruz, gerekli onarım ve bakımını da bizzat yapıyoruz, ki cihazın performansı yüksek ve kullanım ömrü uzun olsun. Ar-Ge çalışmalarından bahsedecek olursak dünyada sekiz ayrı ülkede TANITA varlığını sürdürmekte. Amerika, İngiltere, Çin, Hollanda, Hong Kong, Fransa gibi önemli ülkelerde kendileri var. Arap ülkeleri, Türkiye gibi ülkelerde bizim yaptığımız gibi distribütörlük ağları mevcut. ‘KALİBRASYON ÖNEMLİ BİR İHTİYAÇ’ Sunduğunuz çözümler, ürünlerinizi muadillerinden farklı ve avantajlı kılan özellikleri neler? Yoğurtçu, yoğurdum ekşi demez hiç bir zaman. Herkesin malı en iyisidir. Fakat bizim ürünlerimizin Japonya’da üretiliyor olması büyük bir avantaj, çünkü bu teknik mantalite ile üretiliyorlar ve uzun ömürlüler, bu nedenle de ürünler kolay bozulmuyor. Servis hizmetlerimizde, ISO gibi kalite belgelerine sahip ve her yıl kalibrasyon yaptırmak zorunda olan firmalar ve sağlık merkezleri yoğunlukta. Kalibrasyon önemli bir ihtiyaç. Cihazın kalibre edilebiliyor olması çok önemli bir

özellik. Biz cihazları yeni baştan kalibre edebiliyoruz. Dolayısıyla bizim için sektörde bir diğer ö n e m l i özellik bu. T A N I T A ürünlerinin kullanımı, bilinirliği, bilimselliği ve kalitesi dünyada da markayı lider yapıyor . Bu ürünlerin yıllardır sürdürülen ve güncelliğini yitirmeyen bilimsel çalışmalarda kullanılıyor ol-

ması ürünleri sektörde ön plana çıkarıyor.

Ocak 2016

55


AKTÜEL

Aslında TANITA cihazlarının kullanmış olduğu analiz metodu BIA adı verilen analiz yöntemi içeriği itibariyle oldukça basit görünür, ve bu cihazlar ile vücut direnci ölçülür, geri kalan her şey bu yöntemde bilimsel çalışmalardır ve bu TANITA markasında en ön planda olan özelliktir. Satış sonrası hizmetleriniz nelerdir? Biz TSE yetkili bir servisiz. Aynı zamanda servis ağımız Türkiye çapında faaliyet gösteriyor. Çalışanlarımız fazlasıyla donanımlı. Profesyonel cihazların kurulumlarını, müşterilerimize özellikle kendimiz yapıyoruz. Türkiye’de geliştirmiş olduğumuz bir software de var ve onun kurulumunu da biz yapıyoruz. ‘ÜRETİCİ OLMAYA ÇALIŞIYORUZ’ Software hakkında bilgi verir misiniz? İşin gerçeği üretici olmaya çalışıyoruz. Sanayici değil kesinlikle. Türkiye’de geliştirdiğimiz bir software var. Software, TANITA ile iletişim halinde çalışır ve BIA analiz sonuçlarınızı müşteri bazında saklar. TANITA’dan almış olduğunuz verileri daha anlamlı ve yeni özellikler ekleyerek uzmanların sunum yapmalarını sağlar. Antropometrik ölçüm sistemi kapsamında yapacağınız ölçümlerin verilerini de yazılımlar vasıtası ile saklamanızı ve bu yolla vücut analizi yapmanızı sağlar. Ayrıca renkli A4 kağıtlarına raporlama imkanı sağlar. Geçmişe yönelik tarihsel bazda her zaman raporlama imkânınız bulunmaktadır. Müşterilerinize egzersiz programı 56

Ocak 2016

tanımlayabilir, farklı tanımlanan egzersiz reçetelerinizi rapor bazlı görebilirisiniz. Tartınıza bilgi girişini yaparak tartınızın ölçüm bilgilerini bilgisayarınıza gönderir. Bundan sonra artık software devrededir. Bir de yeni bir portal geliştirdik. Buna TARTIWEB adını verdik. ‘TARTIWEB İLE DİYETİSYENLER HASTALARINI TAKİP EDİYOR’ TARTIWEB nedir? Bu projemiz; mevcut masaüstü Tartı yazılımını internet tabanlı yazılım haline dönüştürerek, bu mantığı daha çağdaş ve sürekli güncellenebilir bir hizmet olarak sunmaktır. TARTIWEB ile sisteme dâhil edilen donanımlar vasıtası ile (şimdilik TANITA marka ürün grubu için bu hizmet verilmektedir.) alınan ölçümlerin cihazdan bilgisayara “otomatik veri transferi” veya “manuel veri giriş transferi”

metotları kullanılarak bilgisayarınıza aktarılması ve TARTIWEB vasıtası ile de bulut tabir edilen internet ortamında paylaşıma ve sanal görüntülemeye açık hale getirilmesi hedeflenmektedir. Kısaca sisteme dahil edilen bir kısım cihazlardan elde edilen verilerin internet ortamına ulaştırılmasını sağlayan, buradan da güvenli bir şekilde paylaşıma, görüntülemeye ve veri saklama hizmetini sağlamaya yönelik kompleks bir sistemdir. TARTIWEB ile uzmanlar hastalarını takip ediyorlar. Biz bilgisayardaki verileri internetteki portala açıyoruz. Tabi ki kendi verinizi yalnızca kendiniz görebiliyorsunuz. Uzmanlar portalı açtıktan sonra hastalarına bir şifre veriyor. Hem hasta hem de diyetisyen verilerini görebiliyorlar. Portala üye olan bütün uzmanlar datalarını server’a aktarıyor, kendi bilgisayarında saklıyor ve data kaybı gibi bir durum böylece ortadan kalkmış oluyor. Bu portalda toplanan veriler istatistiki veriler oluşturmaya da elverişli oluyor. Dolayısıyla obezite ve etkileri için yapılacak olan bilimsel araştırma bütçeleri ileriki yıllarda bu sayede çok düşecektir. TARTIWEB ile ilgili nasıl geri dönüşler alıyorsunuz? TARTIWEB şuan hala geliştiriliyor. Bu sistemi efektif kullanan diyetisyenlerimiz sonuçlardan gayet memnun.


Tartı

İnternet tabanlı olması sayesinde bir hastanenin veri tabanına da verileri gönderebiliyoruz. Sistem diyetisyen ve hastanelerin veri tabanlarına entegre edilebilme özelliğine sahip. Fuar ve kongre katılımlarınız oluyor mu? Obezite ile ilgili tüm kongrelere katılıyoruz. Güzellik ve estetik fuarlarına da katılıyoruz aynı zamanda. 2015 nasıl geçti, 2016’yı nasıl değerlendiriyorsunuz?

‘2016 YILINDA DAHA ÇOK BÜYÜMEK İSTİYORUZ’

2015 yılını herkes gibi değerlendiriyoruz. 2015 yılında kayıp olarak görülebilen durumları 2016 yılında telafi etmeye çalışacağız. Kur artışı suni bir büyüme olarak yansıyor bilançolara, dolayısı ile 2015 yılında hissedilen kaybı gidermek ve 2016 yılında da anlamlı bir şekilde büyümek istiyoruz. Bizim Türkiye’de geliştirdiğimiz bir takım ürünler var. Endüstriyel bluetooth yapıyoruz. Aynı zamanda lazer boy ölçer yaptık. Boy ölçerin, cihazların, yazılımın ve bir bilgisayarın olduğu bütünleşik bir kiosk sistemi ile birleştirmeye çalışıyoruz. Bu çalışmalarımız bittiğinde yurt

dışına açılmayı düşünüyoruz. Bizim en ‘ÜRETİCİ OLMAK önemli hanİSTİYORUZ’ dikapımız T A N I T A ürünlerini satmamız, TANITA bir dünya markası, bu nedenle dünyada tedariği kolay ürünler söz konusu. Bu bizim için bir handikap, ancak sistem kurulduğunda bu handikap bizim için bir avantaja dönüşecektir. Bu atılım ise TARTI markası adı altında olacak. Özellikle eklemek istediğiniz başka şeyler var mı? İthalatçı konumundan çıkıp ihracat yapmak istiyoruz.

Ocak 2016

57


AKTÜEL

Dokunma hissi veren elektronik deri Stanford Üniversitesi’nde, Xerox PARC’ın basılı elektronik teknolojisi kullanılarak protez uzuvlara dokunma hissi verecek elektronik deri geliştirildi

S

tanford Üniversitesi bünyesindeki bilim insanları tarafından uzun yıllardır sürdürülen yapay uzuvlara dokunma hissi kazandırma çalışmaları, Xerox PARC’ın basılı elektronik (printed electronics) teknolojisi ve yaklaşımının kullanılması ile başarıya ulaştı. Protez uzuvlara, dokunma his-

58

Ocak 2016

si kazandırmak üzere geliştirilen elektronik deri teknolojisi, obje üzerine uygulanan teması algılayarak kişiye dokunma hissi verecek. Stanford Üniversitesi Bilim İnsanları; elektronik deri üretmek için mikro basınç sensörlerinden, ışıkla aktive olan iyon kanalları içeren sinir hücrelerinden ve Xerox PARC’ın

geliştirdiği basılı elektronik teknolojisinden faydalandıklarını belirtiyor. Elektronik deri nasıl çalışıyor? Geliştirilen elektronik derinin yüzeyini kaplayan ve karbon nanotüp alaşımdan oluşan basınç sensörleri, iki katmandan oluşan yapay derinin üst yüzeyinde bulunuyor. Basınç sensörleri, ufak bir baskıdan el sıkışmaya kadar deri üzerine uygulanan her türlü baskıyı algılayabiliyor ve bu baskıdan ürettiği sinyali iletken yapısı ile alt katmana aktarıyor. Alt katmanda bulunan Xerox’un basılı elektronik devreleri; dokunma kuvveti ile üretilen sinyali elektronik titreşimlere çevirerek kişinin sinir hücreleri üzerinden beyne iletiyor ve kişinin dokunma hissini duyumsamasını sağlıyor.



AKTÜEL

Konya Sağlık Kampüsüne 67,5 milyon avroluk kredi İslam Kalkınma Bankası (IDB), Konya Entegre Sağlık Kampüsü için 67,5 milyon avroluk finansmanı onayladı

I

DB’den yapılan açıklamada, söz konusu finansmanla bankanın Türkiye’de kamu özel ortaklığı hastane finansmanı piyasasına dâhil olduğu belirtildi. Konya Entegre Sağlık Kampüsü için onay verilen 67,5 milyon avroluk finansmanın, bankanın Türkiye’de finanse etmeyi hedeflediği kamu özel ortaklığı projeleri arasında ilk olması açısından büyük önem arz ettiği ifade edildi. Açıklamada, söz konusu projeye finansman sağlayan diğer tarafların da Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Karadeniz Ticaret ve Kalkın-

ma Bankası (BSTDB), Unicredit Bank ve Siemens Bank olduğu belirtildi. Bankanın Asya, Afrika ve Ortadoğu’da faaliyette bulunduğu 56 üye ülkenin Altyapı Bölümü Üst Yöneticisi Dr. Walid Abdelwahab, finansmanın birçok yönüyle dönüm noktası olduğunu ifade ederek, Türkiye açısından uzun vadeli İslami proje finansmanının önemini vurguladığını kaydetti. YDA İnşaat’ın üstlendiği, Konya Entegre Sağlık Kampüsünde, 420 yataklı genel hastane, 418 yataklı Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesinde hizmet verilecek.

Yoksul ülkeler için ucuz mikroskop geliştirildi Amerikalı bilim adamları, yoksul ülkelerde AIDS ve kanser gibi hastalıkların teşhisine yardımcı olabilecek ucuz mikroskop geliştirdi “Biomedical Optics Express” dergisinde yayımlanan makalede tanıtılan yeni cihaz, 3 boyutlu yazıcı kullanılarak üretildi. Çalışmayı yürüten Rice Üniversitesi’nden Doç. Tomasz

60

Ocak 2016

Tkaczyk, dünyanın yoksul bölgelerinde hastalıkların teşhisi için büyük öneme sahip testlerin daha ucuza yapılabilmesi amacıyla bu cihazı geliştirdiklerini söyledi. Doktorların sadece mikroskop yardımıyla hastanın hücrelerine bakarak önemli tıbbi bilgi edinebileceğine dikkati çeken Tkaczyk, “Örneğin anormal sayıdaki beyaz kan hücreleri, kemik iliği yetmezliği veya AIDS’in göstergesidir. Akyuvarların parçalanması, hastanın bakteriyel ya da viral

enfeksiyondan muzdarip olabileceği gösterir. Doktorlar, kanda tuhaf şekilli hücreleri inceleyerek de kanseri tespit edebilir” dedi. Genetik araştırma gibi tıbbi tekniklerin yüksek maliyeti ve altyapı gereksinimi nedeniyle ancak donanımlı laboratuvarlarda yapılabildiğine işaret eden Tkaczyk, bu tür laboratuvarların olmadığı yoksul bölgelerde plastik mikroskobun hastalıkların teşhisinde doktorlara önemli oranda yardımcı olacağını vurguladı.


Borcunuzu Yapılandırıyoruz Borcunuzu SatışlarınızıYapılandırıyoruz Artırıyoruz Satışlarınızı Artırıyoruz Risklerinizi Sıfırlıyoruz Risklerinizi Stoklarınızı Sıfırlıyoruz Eritiyoruz Stoklarınızı Eritiyoruz www.turkbarter.com www.turkbarter.com Florya Cd. Florya Plaza No: 88/4 34153 Florya - İstanbul Tel: +90 212 468 60 00 Faks: +90 212 468 60 99 Florya Cd. Florya Plaza No: 88/4 34153 Florya - İstanbul Tel: +90 212 468 60 00 Faks: +90 212 468 60 99


AKTÜEL

SU-1 endoskopik ultrasonografi sistemine uzmanlardan tam not

F

ujifilm’in yeni EUS sistemi olan SU-1 modeli, uzmanlara tanıtıldı. Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde gerçekleştirilen IstEUS Kongresi’ne katılan Fujifilm, yeni EUS sistemi “SU-1”in Türkiye’deki lansmanını da İstanbul’da gerçekleştirdi. Kongreye katılan doktorlar, canlı hastalar üzerinde yapılan işlemlerde toplam 11 girişim gerçekleştirdiler. Manevra yeteneğinin yanı sıra kaliteli görüntüler sunan ve kompakt bir tasarıma sahip, yüksek performanslı bir endoskopik ultrasonografi sistemi olan SU1, sonuçları itibariyle doktorlar-

dan tam not aldı. SU-1 modeli, manevra yeteneğinin yanı sıra kaliteli görüntüler sunan ve kompakt bir tasarıma sahip, yüksek performanslı bir endoskopik ultrasonografi sistemi. SU-1, yeni geliştirilmiş MPU (mikro işlemci ünitesi) sayesinde yüksek performansla sinyal işlemekte. Yeni EUS sistemi, Kontrast Uyumlu Görüntüleme, Elastografi ve Ses Hızı Düzeltmesi gibi çeşitli görüntüleme modları ile hekimlere yardımcı oluyor. Yeni ultrasonografi işlemcisi SU-1, kompakt bir gövde içinde yer alan özel görüntü işleme teknolojisiyle yüksek çözünürlüklü B modu da dahil olmak üzere

birçok farklı görüntüleme modu ile doğru tanıyı destekleme amacını taşıyor.

Sonosite artık Fujifilm güvencesiyle Türkiye’de Fujifilm, aktif olduğu diğer sektörlerde olduğu gibi medikal alanda da yatırımlarına hızla devam ediyor

D

ünya genelinde gerçekleştirilen satın almalarla taşınabilir ultrasonografi cihazları üreticisi SonoSite’ı bünyesine dahil eden Fujifilm, Türkiye operasyonunu da başarıyla sonuçlandırdı. SonoSite, 1 Ocak 2016 tarihi itibariyle Fujifim Türkiye

62

Ocak 2016

bünyesine dâhil oldu. Fujifilm Türkiye tarafından tüm satış ve teknik desteklerinin üstlenildiği SonoSite; taşınabilir ve sabit sistemleriyle, yüksek performans sağlayan gelişmiş teknolojisiyle, klinik alanlarda (acil tıp, anestezi, yoğun bakım, spor hekimliği) ultrasonografinin kullanım alanını genişletmektedir. Genel merkezi ve tüm üretimi Amerika Birleşik Devletleri’nde olan SonoSite, 100’den fazla

ülkede küresel dağıtım ağına sahip. Ultrasonografi cihazları tasarımında uzmanlaşan ve taşınabilir cihazlarla görüntüleme konusunda kendisini geliştiren SonoSite, aynı zamanda ultra yüksek frekans ultrasonografi görüntüleme teknolojisinde de sektör lideri.



AKTÜEL

Kişisel sağlık arşiviniz her zaman yanınızda! “Medihis” takip, karşılaştırma ve dosyalama fonksiyonları ile son dönemde önemi daha da çok anlaşılan kişisel sağlık kaydına yeni bir boyut kazandırmayı hedefliyor

M

edihis hizmeti son yıllarda önemi gittikçe daha fazla anlaşılan elektronik medikal arşivinizi oluşturmanıza olanak sağlıyor. Medicopin. com, Medihis servisi ile sadece acil durumlarda hayat kurtarmayı ve medikal testlerin gereksiz tekrarlarını azaltmayı değil, erken teşhis ve koruyucu hekimlik hizmetlerini yaygınlaştır-

mayı da hedefliyor. Medihis bir medikal arşiv olarak, Medicopin. com’a kayıtlı olan üyelerin, MR, Röntgen, bilgisayarlı tomografi, endoskopi, ultrason gibi mevcut laboratuvar testlerine, görüntülemelerine laboratuvar testlerine ve sağlık geçmişine ilişkin tüm bilgileri dünyanın her yerinden ulaşmasını sağlıyor. Medihis üyeleri, arşivlerindeki

tüm dokümanları tek tıklama ile Medicopin.com’un uzman doktor kadrosu ile paylaşıp ‘ikinci görüş’ hizmetinden öncelikli olarak faydalanabiliyor. Kullanıcıların, ciddi sağlık sorunlarının erken teşhisine yardımcı olan bu yenilikçi sistem, düzenli takip gerektiren kronik hastalıklara sahip hastaların da hayatını kolaylaştırıyor. Medihis hizmeti kimler için ideal bir kolaylık sunuyor? • Farklı sağlık kuruluşlarından farklı hizmetleri alanlar, • Mevcut değerlendirmeleri organize etmekte zorlananlar, • Çok seyahat edenler, • Düzenli takip gerektiren bir sağlık sorunu olanlar, • Zaman içinde yapılan bütün test ve görüntüleme sonuçlarını organize etmek ve değerleri karşılaştırmalı grafiklerle takip etmek isteyenler, • Çocuğuna kalıcı bir medikal arşiv yaratmak isteyenler, • Çocuklarının gelişimlerini grafikler halinde ve ortalama değerlerle karşılaştırmalı olarak takip etmek isteyenler, • Fazla sayıda kişinin (çocuk, aile büyükleri, eş vb.) sağlık durumuna ilişkin bilgileri takip etmesi gerekenler, • Kişiselleştirilmiş tıbbın sağladığı ve sağlayacağı imkânlarından etkin şekilde yararlanmak isteyenler.

64

Ocak 2016



AKTÜEL AKTÜEL

Çapa ve Cerrahpaşa taşınıyor!

T

İstanbul’un en köklü hastanelerinden olan Çapa ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi dönüşüm kapsamında yenilenecek

ürkiye’nin sağlık hizmeti anlamında iki önemli markası olan Çapa ve Cerrahpaşa Tıp Fakülteleri’nde çalışmalar 2016 yılı sonunda başlayacak. 185 yıllık İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi yıkılıp yeniden yapılacak. Proje, yenilemenin bir defada yıkılıp yeniden yapılmasını öngörüyor, bu durumda yerleşke topyekûn taşınacak. Yenileme konusu yıllardır gündemde olan İstanbul

Çapa Tıp Fakültesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, 17 Ağustos depreminde ciddi zarar görmüştü. Nereye taşınacak? Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ile Diş Hekimliği Fakültesi’nin bir kısmı Avcılar Kampüsü’ne taşınacak. Çapa Tıp Fakültesi şu anda yapımı hızla devam eden 600 yataklı Sultangazi Devlet Hastanesi’nin yanında yer alacak. Resmi onay ve de yetkililerin

açıklaması olmasa da, Diş Hekimliği Fakültesi’nin öğretim üyelerine gönderdiği yazı taşınılacak adresi doğruluyor. Kendi enerjisini üreten ilk Tıp Fakültesi Yeni Çapa ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastaneleri tamamlandığında kendi enerjisini kendi üreten ilk tıp fakültesi hastanesi unvanına da kavuşacak.

Doktorunuz artık bir tık uzağınızda!

D

oktorun ayağına gitme devri kapandı. Sadece bulunduğunuz şehirde değil oturduğunuz yerden Amerika’nın en saygın kurumlarında çalışan doktorlara ulaşmanız artık mümkün. Sağlık alanındaki en gelişmiş dijital iletişim platformu olan Medicopin.com’un “Medicopin” hizmeti ileri teknoloji ile oluşturulmuş sistemiyle Amerika’nın saygın sağlık kurumlarında görev yapan uzman doktorlarla karşılıklı görüşme ve onlardan ikinci medikal görüş alma imkanı sunuyor. Medicopin hizmetinden yararlanan

66

Ocak 2016

kullanıcılar, internet üzerinden Amerika’daki dünyaca tanınmış saygın uzmanlar ile birebir görüşme yaparak, en yeni ve en doğru tedavi alternatiflerini öğrenebiliyorlar. Ülkelerindeki doktorların teşhisleri veya tedavi önerileri hakkında ikinci bir görüş alma olanağına sahip olan kullanıcılar, Medicopin.com doktorlarının değerlendirme ve önerilerini, kendilerine özel düzenlenmiş video kaydıyla öğreniyor ve arzu etmeleri halinde doktorlar ile Medicopin. com üzerinden yüz yüze görüşebiliyorlar.

Medicopin hizmeti kimler için ideal bir kolaylık sunuyor? • Sağlık durumlarının ve/veya sağlık raporlarının gözden geçirilmesi ve değerlendirilmesini arzu edenler, • Kendisine konulmuş olan teşhisi bir başka uzmanla tekrar gözden geçirme ihtiyacı duyanlar, • Farklı tedavi alternatifleri önerilmiş olanlar, • Ameliyat ve benzeri önemli kararlar öncesinde ikinci bir değerlendirmeye daha ihtiyaç duyanlar, • Doktor ziyareti için yapacakları seyahat öncesinde doktorları ile görüşerek daha hazırlıklı olmak isteyenler, • Yurt dışında yapılmış olan bir tedavi veya operasyon sonrası takip randevusunu kendi ülkelerinden dijital ortamda gerçekleştirmek isteyenler.



AKTÜEL

Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde yeni bölümler açıldı

S

elçuk Üniversitesi (SÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Toplum Ruh Sağlığı Merkezi (TRSM) ile Girişimsel Radyoloji ve Gastroenteroloji Bilim Dalı Endoskopi-ERCP üniteleri hizmete açıldı. SÜ Rektörü Prof. Dr. Hakkı Gökbel, TRSM’nin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye’de yaklaşık

5 yıldır faaliyet gösteren TRSM sayısının 180 civarında olduğunu söyledi. TRSM’lerin sayısının 2016’nın sonuna kadar 236’ya çıkarılmasının hedeflendiğini belirten Gökbel; “Bu merkezler genellikle Sağlık Bakanlığı bünyesinde hizmet vermekte. Üniversite hastaneleri içerisinde ilki Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinde ikincisi de Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi bünyesinde hizmet vermeye başlamıştır. Değişen ruh sağlığı politikaları da göz önüne alındığında bu, üniversitemiz için önemli bir adımdır” dedi. Gökbel, Radyoloji Anabilim Dalı bünyesindeki Girişimsel Radyoloji Ünitesinin açılışında ise atardamar ve toplardamar tıkanıklıklarının

balon ve stent ile açılması, damar pıhtılarının çıkarılması, lazer ile ağrısız saatlik varis tedavisinin ve birçok işlemin gerçekleştirildiğini dile getirdi. Tüm bu işlemlerin sadece bir iğne deliğinden geçerek yapıldığını ifade eden Gökbel, bu sayede işlem maliyetinin düştüğünü, daha az anestezi ve komplikasyonla işlemlerin yapıldığını vurguladı. Gastroenteroloji Bilim Dalı’na bağlı Endoskopi Ünitesi bünyesinde endoskopi, kolonoskopi ve ERCP hizmetlerinin verildiğini aktaran Gökbel, “Poliklinikte günde ortalama 5060 hastanın muayenesi yapılıyor. Ortalama 15 hastaya endoskopi ve kolonoskopi hizmeti veriyoruz” diye konuştu.

Liv Hospital üç dalda mükemmeliyet merkezi akreditasyonu aldı

S

ağlıkta uluslararası arenada lider olmak iddiasıyla 3 yıl önce sektöre yeni bir marka olarak giren, Liv Hospital 3 dalda dünyaca önemli Mükemmeliyet Merkezi Akreditasyonunu almaya layık görüldü. Liv Hospital uluslararası tarafsız bir komisyon Surgical Review

68

Ocak 2016

Cooperation (SRC) tarafından yapılan zorlu denetimden hatasız geçerek, robotik cerrahi, kolorektal cerrahi ve obezite cerrahisi branşlarında “Mükemmeliyet Merkezi Akreditasyonunu” (Center Of Excellence) tamamlayarak eş yetkilendirildi. Dünyada çok az sayıda kurum tarafından alınabilen Center Of Excellence Akreditasyonu, ilgili kurum tarafından ABD dışında ilk defa, bir kuruma verildi. Liv Hospital 2 gün süren yoğun denetimden, robotik cerrahi, kolorektal cerrahi, obezite cerrahisi alanlarında eksiksiz ve hatasız olarak geçerek büyük bir başarıya imza attı. Liv Hospital robotik cerrahi, kolorektal cerrahi ve obezite

cerrahisi alanlarında Mükemmeliyet Merkezi unvanı ile eş yetkilendirildi ve bu alanlarda dünyanın saygın kurumları ile eş değer hizmet verdiğini kanıtladı. Center Of Excellence Akreditasyonu almış SRC’nin kurum data analizlerine göre Center Of Excellence Akreditasyonu sonrasında; Komplikasyonlar %65 azalmış Maliyetler %35 düşmüş Verimlilik %47 gelişmiş Hasta güvenliği %71 yükselmiş Ekipler arasındaki koordinasyon %59 artmış Farkındalık %59 artmış Hasta memnuniyeti %53 artmış Hasta volumu %53 artmış Referanslar %35 artmış



AKTÜEL

Mixta alışkanlıkları tasarlar! belgelendirilmiş medikal amaçlı ürünler üretiyor.

2

007 yılında kurulan ve sağlık sektöründe 15 yılı aşan bir deneyimin ürünü Mixta; merkezi sterilizasyon üniteleri paslanmaz çelik ekipmanları, ameliyathane paslanmaz çelik ekipmanları, genel hastane paslanmaz çelik ekipmanları, morg - anatomi üniteleri başlıkları altında ulusal ve uluslar arası standartlarla

70

Ocak 2016

‘Mixta ailesi olarak; dünyadaki değişim ve yenilenmeyi görmenizi istiyoruz’ İnsana ve doğaya verilen değer her geçen gün biraz daha artıyor. Sağlık ve yaşam kalitesi her gün biraz daha önem kazanıyor. Biz; sağlık hizmetlerinin verildiği her kuruluşa hastane demirbaşları imal eden bir markayız. Ürettiğimiz her ürün inovatif perspektifte insan ve çevre sağlığına maksimum değer katan özellikteki ürünlerdir. Mixta üretimini yaptığı her ürünü sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir gelecek için tasarlar. MİXTA, bu bilinçle kaliteli ürünler sunar.

‘Müşteri memnuniyetini temel varoluş felsefemiz’ Bugün yurt içinde ve yurt dışında bir çok sağlık kurumunda Mixta ürünleri güvenle ve beğeniyle kullanılmaktadır. Mutlak müşteri memnuniyetini temel varoluş felsefesi kabul ederek, sürekli artan kalitesinden ödün vermeden, eğitimli personel ve sosyal sorumlulukları çerçevesinde sağlık sektörüne en doğru hizmeti verme çabasındadır. ‘İnsanı insan yapan tüm değerler bizim misyonumuz’ Misyonumuz Tıbbi cihaz tedarik çözümleriyle kaliteli yaşam sağlamak, evrensel bağlamda en yeterli hizmeti eksiksiz ve zamanında sunmaktır. Aynı zamanda insan sağlığı söz konusu olduğunda insanı insan yapan tüm değerler bizim misyonumuzdur. Önemli olan bu misyondan ayrılmadan hizmetlerimizi gönül rahatlığıyla sunabilmektir. ‘Öncü, girişimci ve yenilikçi ruhumuzla çözüm üretmeye devam ediyoruz’ Çok değerli ürünlerden oluşan koleksiyonumuzu sağlık kurumlarının beğenisine sunuyoruz. Hangi coğrafyada olursa olsun; kapasitesi ne olursa olsun en küçük sağlık kurumundan en büyük sağlık komplekslerine varıncaya kadar tüm ölçeklerde en doğru ve iyi ürünleri sunuyoruz. Bizi biz yapan bu değerlerimize sonuna kadar sahip çıkıyoruz. Vizyonumuz sağlık sektöründe bilinen ve tercih edilen bir işletme olmaya devam edebilmektir. Mükemmeli yapmak için yola çıktığınızda başarılı sonuçlar kaçınılmaz oluyor.


Mikta

zim kalitemizden fiyatlarımızdan ve hizmetlerimizden memnunlar. Mixta; hizmetlerinin her aşamasında kalite ve kontrol hedeflerinden hiç şaşmadan doğru bildiği yolda ilerlemeye devam ediyor.

Sağlık sektöründe çalışanlar ve bu kurumlara sağlık bulmak için gidenler, güler yüzlü samimi hizmetleri hak ediyorlar. Bu vizyonla insan sağlığına yeni ve modern ürünler sunabilmek bizler için gerçekten çok önemli. Örneğin Afganistan’da kullanılan medikal amaçlı bir ürün ile Almanya’daki aynı amaçlı diğer bir ürün farklı olmamalı. Sağlık ürünlerinin kalite ve vizyon problemi olmamalı. ‘Müşteri ihtiyaçlarına gerektiği gibi cevap vermek hem şirket hem de kalite politikamızdır’ Mixta; hastane demirbaşları üretiminde mevcut yasal düzenlemelerle insan kaynakları yönetim sistemini oluşturmak, uygulamak, geliştirmek ve sürekliliğini sağlamak için gerekli ortamları hazırlamaktadır. Yeteneklerinizi geliştirmek için, teknik ve yönetimsel eğitimler, bilgi paylaşımları, insan kaynakları taahhütlerimizin başında gelmektedir. Bizler, üretim ve sorumluluğa önem vermemiz nedeniyle çalışanlarımızın kariyer planlarının belirlenmesinde aktif

olabilmeleri için çalışanlarımıza huzurlu bir iş yeri, sağlam dostluklar, ekip birlikteliği ve kazançlı iş fırsatları sunmaktayız. Mixta olarak kalite politikamız; katma değeri yüksek, güven veren ve müşteri memnuniyetini sağlayan ürün ve hizmetleri üretmektir. Medikal amaçlı ürünleri hatasız şekilde tasarlamak - imal etmek ve müşteri ihtiyaçlarına gerektiği gibi cevap vermek hem şirket hem de kalite politikamızdır. Bugün dünyanın birçok ülkesinde uzun yıllardan beri

ürünlerimiz keyifle ve gönül rahatlığı ile kullanılmaktadır. Ürünlerimizi sattığımız uzak-yakın birçok ülkeden onlarca dost ve müşteri kazandık. Hepsi de bi-

‘Doğruluğu kanıtlanmış kalıcı çevre politikaları ile geleceğe merhaba…’ Mixta olarak üretimi sırasında oluşan atıkların öncelikli olarak kaynağında azaltılmasını ve ayrıştırılmasını, geri dönüşüme kazandırılmasını ve en uygun yöntemlerle bertaraf edilmesini çevre politikamızın temeli kabul ediyoruz. Çalışanlarımızı ve tedarikçilerimizi çevrenin korunması konusunda bilinçlendirmek amacıyla eğitim faaliyetleri düzenlemeyi, çevre üzerindeki olası etkileri kontrol altında tutmayı ve en aza indirmek için en uygun teknolojileri kullanıyoruz. Çevresel kirliliği önlemek amacıyla; üretiminin her aşamasında ve yürüttüğümüz tüm faaliyetlerde sürekli iyileştirmeyi, doğal kaynakların bilinçli kullanımını ve bu konudaki tüm yasalara koşulsuz uymayı taahhüt ediyoruz. Çünkü çevre kirliğinin doğadaki ve insanlar üzerindeki yok ediş gücü her geçen gün biraz daha önem kazandığının farkındayız. ‘Dünyada birçok ülkeye ulaştık’ Katıldığımız yurt dışı ve yurt içi fuarlar, kongreler kurslar, sempozyumlar ve toplamda marketing çalışmaları kapsamında 2015 yılında yönettiğimiz projelerde yüksek performans göstermiş ve müşteri ilişkilerinde uzun ve kısa vadede oldukça iyi sonuçlar almış bulunuyoruz.

Ocak 2016

71


AKTÜEL

Özellikle yurt dışında üstlendiğimiz projelerin tüm yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirerek, gerek vizyonumuz gerekse zengin ürün koleksiyonumuzla etkili ve yüksek kalibrasyonlu projelere imza attık. Amerika kıtasında Peru’dan, Afrika kıtasında Fas, Tunus, Cezayir, Yakın Asya’dan Türki Cumhuriyetler, Uzak Asya’dan Birleşik Arap Emirlikleri ve Vietnam’a kadar; Avrupa Kıtasında Balkanlar ve birçok ülkedeki sağlık kuruluşuna ulaştık. ‘Mixta ürünlerini kimler kullanıyor?’ Sağlık çalışanlarının

72

Ocak 2016

rahat

ve hızlı çalışmasını verimli sonuçlar almasını sağlamak bizim işimizin olmazsa olmazlarıdır. Huzursuz ortamlarda çalışan insanlardan nasıl fayda beklersiniz... Ya da çalışanın boy uzunluğu düşünülmemiş bir endoskop dolabının insana eziyetini düşünebiliyor musunuz? Çalışanın boyu kısa ise hemen önünde kullanımı kolay efektif bir basamak ne iyi olurdu. Mixta olarak üretimini yaptığımız ve tasarladığımız ürünlerin tamamında insan faktörünü ve onun isteklerini, ihtiyaçlarını daima ön planda tutuyoruz. Kolay, hızlı ve doğru kullanım için gereken tüm koşuları yerine getiriyoruz. Bunun için dünyada var olan teknolojiyi yakından takip ediyoruz. Teknolojik yenileştirmeleri ve buluşları ürünlerimizin modernizasyonunda mutlaka kullanıyoruz. Ürün kullanımını ve faydalarını test ederek bu testlerden başarıyla geçen ürünleri satışa sunuyoruz. Günümüzde her ürünün mixta etiketini alabilmesi kolay değildir. Kalite kontrol

ve ürün danışmanları üstün bir çaba ile çalışarak öncelikle en doğru ve en faydalı ürünü oluşturuyor. ‘Akıllı ürünleri tasarlarken…’ Ürünün ne kadar sürede istenilen hizmeti verebileceğini kurguluyoruz. Zamanın yönetimi ve akılcı kullanımı için tüm verileri buna göre planlıyor ve disipline ediyoruz. Sağlık çalışanlarının en az eforla işini görebilmesini sağlıyoruz. Akıllı ürünlerimizi tasarlarken; evrensel bilgiden, kardeşlikten, dostluktan, yardımlaşmadan, sevgiden, doğayı korumaktan, ağaçtan, kutuplardan, yağmur ormanlarından, mavi gökyüzünden, sarı sonbahardan, gülümseyen bebekten esinleniyoruz…



AKTÜEL

Yıkanabilir hasta yatakları ile hastanelere üst düzey standartlar geliyor

S

Acendıs Başkan Yardımcısı & Yönetim Direktörü Kemal Durukan

ağlık sektöründeki özel yatırımcılar ve üniversiteler, Türkiye’ye daha ileri standartlar getirmek için niteliklerini geliştirmeye devam ediyor. İstanbul’da faaliyet gösteren Yeditepe Üniversitesi; hijyen, dezenfektasyon, hasta emniyeti, tasarım ve fonksiyonellik standartlarını yakalayabilmek için yeni hastanelerinde yıkanabilir hasta yataklarını kullanmayı seçti. 20 yıldır, anahtar teslim hastane projelerinin medikal çözüm ortağı olarak hizmet veren Almanya merkezli ACENDIS firması, Yeditepe Üniversitesi’nin yeni projesi için, Alman üretici Wissner Bosserhoff/Linet Group yıkanabilir hasta yatakları çözümünü sundu.

ACENDIS’in Başkan Yardımcısı ve Yönetim Direktörü Kemal Durukan, Yeditepe Üniversitesi’nin öneminden ve uluslararası itibarından bahsederek;

“Hastanenin

akreditasyonunu

özellikle belirtmek isterim, bu akreditasyonun bile tek başına ciddi bir gösterge olduğunu düşünüyorum.” dedi. Durukan, alanında en son ve en yenilikçi çözümleri sunmayı kendine öncelikli ilke edinmiş olan ACENDIS’in, hastane/hasta yataklarında çözüm ortağı Wissner Bossherhoff/ Linet

Group’un

yıkanabilir

hasta

yatakları ile hastanelere yeni standartlar getirdiklerini belirtti.

Hastanelerin yoğun bakım ünitelerine yeni soluk geldi

2

0 yıldır, ileri teknolojileri sağlık sektörünün hizmetine sunan Almanya merkezli ACENDIS’in, yoğun bakım çözümü Alman üretici Heinen+Löwenstein’ın yeni ürünü Elisa 800 VIT ile hastanelerin yoğun bakım ünitelerine yeni soluk geldi. Elektrikli Empedans Tomografisi (EIT) ile akciğer fonksiyonlarının anlık görüntülenmesini sağlayan ve ventilasyona bağlı hastaların solunum fonksiyonlarının en doğru şekilde ayarlanmasına olanak veren yeni Elisa 800 VIT, dünya ile aynı anda Türkiye’deki hastanelerin kullanımına sunulmaya başlandı. ACENDIS’in Anestezi ve Yoğun Bakım Ürün Müdürü Yasin Nadir, cihaza ilişkin bilgi vererek; “Göğüs röntgenleri, CT taramaları ve MRI gibi radyolojik teknikler akciğerin durumunu anlık olarak gösterirler. Solunum düzensizliği olan ve ventile edilen yoğun bakım hastaları için yüksek risk oluşturan CT taramalarında hastalar yüksek rady-

74

Ocak 2016

asyona maruz kalırlar. Tüm bu olumsuzluklara rağmen, CT taraması bölgesel akciğer fonksiyonu için solunum ayarlamasını optimize etmeye imkân veren mevcut tek prosedürdür, bu yüzden ciddi solunum yetmezliği olan hastalar solunum cihazı ayarlarını optimize etmek için CT taramasına maruz kalırlar.” dedi. EIT’nin, bölgesel akciğer fonksiyonunun, radyasyona maruz kalmadan belirlenebildiği bir başucu yöntemi olduğunu belirten Nadir; “Modern EIT’nin ölçüm prosedürü acı vermeyen, zayıf elektrik akımlarının kumaş bir elektrot kayışı vasıtasıyla vücuda verilmesi ve bölgesel ventilasyon görüntüleri ile oluşan voltajdan görülmesidir. Saniyede 50 görüntüye kadar yüksek ölçüm frekansı veren yüksek çözünürlüklü sensörler ile kullanılan EIT, ventilasyon sırasında dinamik değişiklikleri hesaplamak için çok uygundur. EIT ölçümleri ve solunum cihazının ölçülmüş değer-

leri arasında ağ kurulması, akciğer koruyucu ventilasyon stratejilerinin uygulanmasına imkân vermektedir.” dedi. 2015 yılı Reddot tasarım ödüllerinde, alanında dünyanın en iyi tasarım ödülünü alan yeni Elisa serisi, Türkiye’de Medical Park Sağlık Grubu’nun Kocaeli ve İstanbul Gaziosmanpaşa Hastanelerinde kullanılmaya başlandı.


Sıvı Biyopsi ile kanser daha erken teşhis edilebilecek Biyopsi için günlerce, haftalarca hatta aylarca sıra beklenebiliyor. İşte ardımızda bıraktığımız 2015’te, insan hayatı için en önemli buluşlardan birine daha imza atıldı ve kanser illetinin daha erken teşhis edilebilmesi için, hemen hayatımıza girecek bir yöntem icat edildi: Sıvı Biyopsi.

H

ava kirliliği, düzensiz yapılaşma ve düşük maliyet amacıyla insan sağlığını hiçe sayan üretim koşulları, kanser hastalığını Çin’in en büyük düşmanlarından biri haline getirdi. Bu nedenle erken teşhis

için, en önemli teknolojik adımın Çin’den gelmesi de şaşırtıcı değil. The Chinese University of Hong Kong‘ta görevli bilim insanı Denis Lo, son 20 yılını “Sıvı Biyopsi” adını verdiği bu tekniğe adamış. Başta Karaciğer olmak üzere pek çok

kanser türünü, henüz semptomlar bile belirmeden DNA sekansını işleyerek teşhis eden bu teknik, basit bir yöntemle alınan kan örneğinin ilgili cihazlarda incelenmesinden oluşuyor. Tekniğin güvenirliğinin saptanması için 20.000 orta yaşlı ve sağlıklı Çinli erkek üzerinde çalışılması planlanmış ve şimdiye kadar 10.000 kişi taramadan geçirilmiş. Taranan kişiler içinde 17 kişinin kanser olduğu tespit edilmiş ve bunların 13’ü, şimdiye kadar teşhis edilebilen en erken kanser aşamasında yer alıyor. Dolayısıyla çok düşük miktarda radyasyon terapisi ile, henüz semptomlar baş göstermeden kanserden kurtulabilmeyi başarabilmişler. Teşhis edilen kanser türü, Çinlilerin genetik yapısı ve tuzlu balık tüketiminin yoğunluğu nedeniyle o coğrafyada yaygın olan bir çeşit gırtlak kanseri olarak açıklanıyor. Çalışmaların başka araştırmacıların da katılımıyla derinleştirilerek, en sık görülen kanser türlerinin teşhisini kapsamasından sonra hızla yayılacağını öngören Lo, yakın gelecekte basit bir kan testi ile bu kabustan çok erken safhada kurtulabileceğimizi umuyor.

Ocak 2016

75


AKTÜEL

Medikal sektörüne akademi hizmeti İleri teknolojiyi temel aldığımız cihazları hastanelerin hizmetine sunarken, bu hastanelerdeki doktor, hemşire ve biyomedikal departmanında görevli personele eğitimlerini büyük bir hassasiyetler gerçekleştirmemiz, bilgilerini güncel tutmamız gerekiyor. Bu sebeple, verdiğimiz cihaz eğitimlerinin, kapsamını genişleterek ACENDIS AKADEMİ bünyesinde toplamaya karar verdik.” dedi. Köroğlu, hastanelerin yanı sıra, ileride bu hastanelerde görev yapacak biyomedikal meslek yüksekokulu ve üniversite öğrencilerini de kapsayacak bu eğitimleri artıracaklarının da altını çizerek “2015 yılında oluşturmaya başladığımız ACENDIS AKADEMİ’nin organizasyon çalışmalarını 2016 yılının ilk yarısında tamamlamayı hedefliyoruz. Gelecekte hastanelerimizin Biyomedikal Departmanlarında Teknisyen – Mühendis olarak hizmet vermeye başlayacak olan öğrencilerimize desteğimizi artırarak vermeyi hedefliyoruz.” dedi.

T

eknolojileri sürekli gelişen medikal cihazların etkin kullanımının sağlanması, doktor ve hemşirelere gerekli eğitimlerin verilmesi, bilgilerinin güncellenmesi ve cihazlara ilişkin tüm teknik detayların bilinmesinin sağlanması için bu cihazların sağlayıcılarına önemli görev düşüyor. Medikal cihaz sektöründe faaliyet gösteren Almanya merkezli ACENDIS firması, bünyesindeki yerli ve yabancı eğitmenleri ile

76

Ocak 2016

verdiği eğitimlerin kapsamını genişleterek AKADEMİ çatısı altında toplamaya karar verdi. Yeni teknolojilerin aktarılmasında süreklilik önemli ACENDIS Türkiye Genel Müdürü Gürkan Köroğlu, yeni teknolojilerin kullanıcılara aktarılmasında sürekliliğe önem verdiklerini belirterek; “ACENDIS bir proje firması olduğu için ürün skalasına devamlı olarak güncel teknolojiye sahip ürünler ekleniyor.

Teknolojiyi bütçeye uyumlu hale getiriyor ACENDIS markasının oluşturduğu güven ve deneyim ile, gerek Ar-GE çalışmaları ile üretimini yaptıkları kendi markalı ürünlerini, gerekse dünyanın lider üreticilerinin ürünlerini sağlık sektörünün hizmetine sunarken, amaçlarının, bütçesi ne olursa olsun, tüm hastaneleri ileri teknolojiye kavuşturmak olduğunu söyleyen Köroğlu “Bütçeyi teknolojiye değil, teknolojiyi bütçeye uyumlu hale getirerek, sağlığa en iyi hizmeti vermeyi hedefliyoruz” dedi.



AKTÜEL

ODTÜ’den işitme cihazlarında devrim ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Külah ve ekibi işitme engelliler için kendi enerjisini üretebilen “koklear implant” geliştirecek FLAMENCO projesi için Avrupa Birliği de önemli mali destek sağlayacak

Dr. Haluk Külah

O

DTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Külah, araştırma grubu ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nebil Göksu tarafından geliştirilecek işitme cihazı ile işitme engelliler için önemli bir gelişme sağlanmış olacak. FLAMENCO adı verilen proje kapsamında tamamı kulak içine yerleştirilebilir ve kendi enerjisini üretebilen bir koklear implant (sesleri, kodlanmış elektriksel uyarıya dönüştüren cihaz) geliştirilmesi hedefleniyor. Öte yandan proje,

78

Ocak 2016

Avrupa Birliği Destek Programları arasında en büyük bütçeli programlardan biri olan ERC Güçlendirme Desteğini almaya hak kazandı. Açılımı, “tamamen vücut içinde yer alabilen, Mikro-Elektro-Mekanik Sistemler (MEMS) tabanlı, kendi kendini yöneten koklear implant” olan FLAMENCO projesi, ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Öğretim Üyesi ve ODTÜ MEMS Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Haluk Külah yönetiminde gerçekleştiriliyor. Bu yön-

tem ile koklear implant teknolojisinde yeni bir sayfa açılacak. Kulağın doğal çalışma prensibine benzer bir biçimde çalışacak olan FLAMENCO, enerji tüketimi azaltılmış, düzenli pil değişimine gereksinim duymayan, yüksek performanslı gelecek nesil koklear implantlar için çok önemli bir adımı oluşturuyor. Patenti de geliştiren ekibe ait olan FLAMENCO sayesinde, kullanılan mevcut koklear implantların çalışma prensibi tamamen değişecek. FLAMENCO projesine temel oluşturan koklear implant ise iç kulakta meydana gelen sorunları gidermeye yarayan tıbbi bir cihaz. İşitme cihazları, sesin şiddetini yükseltirken koklear implant, beyne ses sinyallerini göndermede problem yaşayan kokleanın görevlerini yerine getiriyor. Koklear implant, sesleri kodlanmış elektriksel uyarımlara dönüştürüyor. Bunu yaparken, kafatası dışında yer alan mikrofon, pil gibi parçalara ihtiyaç duyan koklear implantlar, FLAMENCO projesi sonucunda kendi enerjisini kendisi üretebilecek ve işitme engellilerin hayatına büyük kolaylık getirecek. Projede, elektronik mühendisliği ve tıp dışında, makine mühendisliği ve biyoloji kökenli araştırmacılar da yer alıyor.



AKTÜEL

Hibrit görüntülemede yeni dönem İlk MR-PET cihazını getirerek kamu sağlığı açısından hibrit görüntüleme alanında Türkiye’de yeni bir dönemin başlamasına destek olan Siemens Sağlık, Türkiye’nin ilk ulusal MR-PET Sempozyumu’nun da ana sponsorluğunu üstlendi

H

ibrit görüntüleme sistemlerinin en ileri seviye uygulamalarından olan MR-PET konusunda Türkiye’deki ilk ulusal etkinlik Türk Manyetik Rezonans Derneği, Türk Radyoloji Derneği, Erzurum Atatürk Üniversitesi ve Siemens Sağlık tarafından 9 Ocak Cumartesi günü Erzurum Polat Renaissance Otel’de 100‘ü aşkın radyolog, onkolog, nükleer tıp uzmanı ve çok sayıda ilgili klinik branş profesyoneli katılımıyla düzenlendi. Hibrit görüntüleme yöntemlerinin avantajlarını ve gerektirdiği multidisipliner yaklaşımı vurgulayan etkinliğin açılışında söz alan Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanı Doç. Dr. Hakkı Yeşilyurt şunları ifade etti; “Teknolojik gelişmeleri yakından takip eden bir ülke olarak, tıbbi

80

Ocak 2016

teknolojide yakalamamız gereken noktanın maalesef henüz gerisindeyiz. Yüksek teknolojileri bize kazandırmaları açısından üniversitelerin bu tür çalışmalara ön ayak olmaları bu anlamda çok önemli ve değerlidir. MRPET gibi teknolojilerin kanıta dayalı tıptaki önemini uygulamalı olarak ispat ettikçe, bu tür cihazların yaygınlığı da artacaktır. Bu da netice olarak kamu sağlığına önemli katkılar sağlayacaktır. Dolayısıyla, radyasyon dozunu yüzde 80’lere varan oranda azaltan MR-PET cihazının ülkemize kazandırılmış olmasından mutluluk duyuyoruz.” Siemens Sağlık tarafından Türkiye’de ilk kez kurulan MRPET’in avantajları √PET ve tüm vücut MR

görüntüleri aynı anda elde edilerek 40-45 dakikalık sürede en detaylı şekilde gerçekleştiriliyor. √ Hasta sadece kolundan verilen radyoaktif maddeden radyasyon alıyor. Ayrıca radyasyon verilmiyor. √ Hasta, Tüm Vücut Difüzyon MR inceleme ile PET görüntülemeye ek olarak tümör tespitinde duyarlılığı yüksek taramadan geçiyor. Böylece, tümör tanısı yanında tedavi türü ve tedaviye yanıt da değerlendiriliyor. √ Perfüzyon MR ile tümörlerin kanlanma oranı ölçülüyor. Hastanın tümörünün organ sınırını aşıp aşmadığı ve tüm vücutta başka bir yere sıçrama olup olmadığı tek seansta tespit ediliyor. √ Tümör görüntülemede kanserin türüne hedefli maddelerin kullanımı ile tümöre göre tanı koyabilir. √ Tümör tedavisine yanıtın en erken dönemde ve en doğru şekilde değerlendirilmesi ile hem hastanın tedavi başarısının artması hem de hedefe yönelik doğru tedavi yapılması ile kaynak israfının önlenmesi sağlanıyor. √ Düşük radyasyonlu bu inceleme sayesinde özellikle çocukluk çağı tümörleri ve lenfoma gibi sık takip gerektiren genç hastaların görüntülenmesinde tercih ediliyor. √ Kadınlarda meme PET görüntülemesi ve MR görüntüleme aynı anda yapılarak tümör tanısı daha doğru bir şekilde yapılabiliyor.



AKTÜEL

Dünyanın Lider Sağlık Fuarı ARAB HEALTH 2016 için geri sayım başladı küresel sağlık sektörü içindeki önemli rolünü bir kez daha ispatlamış oldu. 2015 Fuar sonu raporu verilerine göre ziyaretçilerin büyük çoğunluğu %63’le Körfez ülkelerinden gelmiş bunuyor. Katılımcı firmaların ise; %46’sı Avrupa, %31’i Asya ve %11’i Amerika’dan Arab Health’e katılım gösterdi. Ziyaretçilerin %98’i ise Arab Health 2016’yı tekrar ziyaret edeceğini, %93’ü ise yeni iş bağlantıları kurarak, son teknoloji ürünler hakkında bilgi sahibi olduklarını belirtmişlerdir. Bu yıl 20 konferansın gerçekleşeceği fuarda 3D Medikal Baskı, Fiziksel Tıp, Radyoloji, Diyabet, Hipertansiyon, Pediatri gibi konu başlıkları yer alıyor.

D

ünyanın önemli sağlık fuarları arasında yer alan Arab Health 41. kez Dubai’den dünya sağlık sektörü profesyonellerine kapılarını açıyor. Fuarın Türk milli katılım organizatörü TG Expo Uluslararası Fuarcılık A.Ş. 124 Türk sağlık sektörü firmasını 25- 28 Ocak 2016 tarihleri arasında

82

Ocak 2016

Dubai International Convention and Exhibition Centre’da gerçekleşecek olan fuara sektördeki son teknoloji ürünlerini sergilemek üzere götürüyor. Geçtiğimiz yıl 63,906 m²’lik alanda gerçekleşen fuara 67 ülkeden 4,053 firma katılım gösterdi. Ayrıca Arab Health 2015 129. 235 toplam ziyaretle rekor kırarak

Dünya Orta Doğu Sağlık Pazarına ARAB HEALTH ile açılıyor Orta Doğu’daki diğer ülkelere göre refah seviyesi oldukça yüksek olan Birleşik Arap Emirlikleri’nde sağlık sektörü ihtiyacının %90’ını ithalat yoluyla karşılamaktadır. BAE’de ilaç sektörü satışlarının %20 ’si iç pazarda yapılmakta olup, satışların %80’ini ihracata yöneliktir. BAE hükümeti sağlık sektörüne kaliteyi yükseltmek amacıyla dış pazar ağırlıklı yatırım yapmayı desteklemektedir. BAE’de gelecek yıllarda sağlık giderlerinin yıllık ortalama %17’lik bir artış göstermesi beklenmektedir. Sağlık alanındaki ihtiyacının %90’ını ithalat yoluyla karşılayan BAE’de yeni başlayan hastane projeleriyle birlikte sağlık sektörü ihracatçıları için önemli bir potansiyel bulunmaktadır.


DELİCİ, KESİCİ

BATARYALI MOTOR SİSTEMLERİ

HS

Wire and Pin Drill System

Oscillating Saw System

Değirmiçem Mh. Yamaçobalı Dede Cd. Köşe Apt. No:23/1 GAZİANTEP / TURKEY +90 342 324 25 55

+90 342 323 20 09

info@mavimedikal.com.tr www.mavimedikal.com.tr


AKTÜEL

Siemens yeni ürün ve teknolojileri RSNA’da tanıttı

S

iemens Sağlık, alanında dünyadaki en önemli etkinliklerden biri olarak kabul edilen RSNA’da yenilikçi çözümler sunan ürünlerini ilk kez tanıttı. Görüntüleme alanında dört farklı ürünle RSNA’da büyük ilgi gören Siemens Sağlık, tanı ve tedavi alanında hekimlerin daha doğru ve daha hızlı karar verebilmeleri için önemli yenilikler sunuyor. Dual Source ile bilgisayarlı tomogrofide yeni sayfa Siemens, yıllardır geliştirmeye devam ettiği Dual Source teknolojisiyle bilgisayarlı tomogrofi alanında yaşanan zorlukları en aza indirgiyor. Yeni teknoloji, hastanın kalp atım hızını yapay olarak düşürmeye gerek kalmadan, atan kalbin ve koroner damarların tanısal görüntüleri üretilebiliyor. Artık normal ritminde atan bir kalp, geleneksel X-ray görüntü ile kıyaslanabilir bir radyasyon dozuyla, bir saniyeden çok daha kısa sürelerde taranabiliyor. Dual Source bilgisayarlı tomografi; kiloları, yaşları ve genel sağlık durumları ne olursa olsun tüm hastalar için medikal görüntüleme alanında bir devrim niteliği taşıyor.

84

Ocak 2016

syngo.plaza’nın kullanıcı dostu yeni versiyonu VB20 Siemens Sağlık imzalı syngo. plaza’nın yeni VB20 versiyonu, kurum genelinde esneklik için okuma-raporlama, görüntüleme ve arşivleme modülleri sunuyor. syngo.plaza versiyon VB20’nin yeni kullanıcı ara yüzü, tanımlayıcı unsurları en temel forma indirgeyerek; daha rahat kullanılan butonlar ve navigasyon araçları sunarak kolay okuma sağlıyor. Optimize edilmiş renkler kullanıcıların ilgili görüntü bilgilerine odaklanmasına yardımcı oluyor. syngo.plaza, 3 boyutlu görüntülerin gündelik rutin okumasını sağlamanın yanı sıra, syngo.plaza 3D+1 ile Autoviews ve Anatomic Range Presets ayarlarını da sunuyor. Bu ayarlar, Siemens Sağlık’ın insan anatomisini otomatik işaretleme ve ayrıştırma (Alpha) özelliği kapsamında bulunuyor. Beyin MR’ı görüntülemede verimlilik artıyor Beyin taramaları, toplam MRG tetkiklerinin yüzde 20-25’ini oluşturuyor ve artan tetkik talebine cevap verebilmek için için tetkiklerin hızlanması gerekiyor. Yeni bir uygulama olan Simultaneous Multi-Slice, görüntü kesitlerini sırayla değil, eş zamanlı olarak edinmek ve böylece 2 boyutlu görüntüleme sürelerini 8 kata kadar kısaltmak için inovatif bir teknik kullanıyor. Gelişmiş beyin tetkikleri artık tarama, klinik rutine uyumlu sürelere inecek şekilde kısaltılabiliyor. Bu gelişmiş

teknikler, daha uzun tarama sürelerine sınırlı tolerans gösterebilecek hastalara uygulanabiliyor. Simultaneous Multi-Slice özellikle beyin cerrahisinde, cerrahi haritalama aracılığıyla fayda sağlayarak cerrahi sonrası olası defisitleri azaltmaya yardımcı olabiliyor ve ameliyathane kaynaklarının kullanımında verimliliği artırıyor. MR alanında Siemens Sağlık tarafından sunulan başka bir teknoloji de ABD’deki Massachusetts General Hospital Radyoloji Bölümü ve Athinoula A. Martinos Center ile birlikte geliştirilen GOBrain isimli yeni uygulama oldu. Uygulama klinik olarak doğrulanmış beyin tetkiklerini sadece beş dakikada gerçekleştiriyor. Siemens’in yüksek kanal yoğunluklu coil’leri ve özgün MRG tarama yazılımı DotGO ile de desteklenen uygulamayla, temel klinik görüntü oryantasyonları ve kontrastları tek bir tuşla sağlanıyor. Hastalar açısından sonuçlar iyileştirilirken, tarama başına düşen maliyet de azaltılıyor. Daha kısa tarama süreleri, hastalar açısından daha iyi tolere ediliyor ve zaman alıcı ve maliyetli olabilen yeniden taramaları ve sedasyonu azaltmaya yardımcı olabiliyor.


Kardiyologlar İleri Kardiyovasküler Çözümler Sempozyumu’nda buluştu

L

iv Hospital tarafından ikinci kez düzenlenen, uluslararası “İleri Kardiyovasküler Çözümler” ACS Sempozyumu Bilgi Üniversitesi Santral İstanbul Kampüsü’nde yurtdışı ve yurtiçinden kardiyoloji uzmanlarının yoğun katılımı ile gerçekleştirildi. Girişimsel kardiyoloji ile ilgili yeni ve özellikli uygulamaların ele aldığı sempozyumun teması “Kalp ve damar hastalıklarında ileri teknolojiler” idi. TAVI işlemi tartışıldı Bilgi Üniversitesi Konferans Salonu’nda hekimlerin katılımı ile gerçekleşen sempozyuma Türkiye ve dünyadan 250 kardiyolog ve kalp damar cerrahı katıldı. “İleri Kardiyovasküler Çözümler” sempozyumunda en dikkat çekici işlem, daha önce bir hasta üzerinde gerçekleştirilen TAVI uygulaması oldu. Girişimsel yöntemle kasıktan

küçük bir kesiyle girilerek, göğüs kafesi açılmadan gerçekleştirilen kalp kapağı değişimi uygulaması Doç. Dr. Alp Burak Çatakoğlu yönetiminde gözden geçirildi. Kendi kendine genişleyebilen akıllı metal bir stent üzerine yerleştirilmiş bir biyoprotez yeni nesil bir aort kapağın nasıl yerleştirilmesi gerektiği ile ilgili tüm teknik ayrıntılar konuşuldu. Toplantı sırasında hastaya eriyen stent takıldı Eriyebilen stentler eskiden sadece kolay lezyonlarda uygulanabilirken günümüzde, tecrübeli ellerde kompleks lezyonlarda da yerleştirilebiliyor. Sempozyumda canlı yapılacak bir stentleme olgusunda, koroner damarın çatallaştığı ve bypass operasyonu önerilmiş bir hastanın cerrahiyi istememesi üzerine eriyebilen stentle damarın nasıl açıldığı aktarıldı.

Bypass yapılamayan damar stentle açıldı Kalbi besleyen tüm koroner damarları hasta olan bir hastanın damar yapısı oldukça ince yapılı olması nedeniyle bypass yapılamayan bir hastaya bugüne kadar geliştirilmiş en ince ilaçlı stent canlı yayında tedavi edildi. Bu incelikteki damarlar daha önce tedavi edilemezken artık çok ince yapılı stentlerle açılabiliyor. Cerrahların bypass yapamadığı ve eskiden stent konulması imkansız olan ince damarların yeni nesil stentlerle nasıl açılabileceği sempozyumda tartışıldı. Doç. Dr. Alp Burak Çatakoğlu ve Prof. Dr. Murat Çaylı tarafından gerçekleştirilen olguda el bileğinden girilerek yapılan işlem kalp içinden yapılan akım ölçümleri sonuçlarına bakılarak çok ince yapılı stentlerle başarılı bir şekilde tedavi edildi.

Ocak 2016

85


AKTÜEL

Aile hekimlikleri butik hastanelere dönüşüyor Aile hekimliklerini sil baştan düzenleyecek çalışma “Butik hastaneye dönüşüm projesi” başlatıldı başlılığa son vermeye dönük düzenlemeler bulunuyor. Gazetecilerle sohbet eden Müezzinoğlu, önümüzdeki haftalarda TBMM’ye sevk edilecek sağlık paketini anlattı.

S

ağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, eylem planı kapsamında önümüzdeki 6 ay içinde üç önemli düzenlemeyi hayata geçireceklerini açıkladı. Pakette, sağlık personeline yönelik şiddet olaylarını önlemeye yönelik önlemler, aile hekimliği ve bakanlıktaki çift

‘Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet’ Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ; “Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi için çok farklı öneriler geliyor. X-Ray’dan geçirmek, şiddet uygulayanları sağlık hizmeti almaktan mahrum bırakmak gibi öneriler var. Şiddet uygulayanların bir listesi olmalı. Bunlar tüm boyutlarıyla görüşülüyor.” ‘Hastaneler gibi aile sağlığı merkezleri’ Bakan Müezzinoğlu; “Aile hekimliği nöbetten işleyişe, binaları-

na kadar yeniden ele alınacak. Artık hastaneler gibi aile sağlığı merkezlerini de devlet olarak biz yapacağız. 3-4 aile hekiminin olduğu yerde bir diş hekimi, bir acil ambulans istasyonu olacak. Buralar psikolog ve diyetisyenlerin de olacağı butik hastanelere dönüşecek. Sabah 8’den akşam 20’ye kadar 7 gün hizmet verecek. İlk etapta bin, toplam 3 bin böyle bina yapacağız.” ‘5 yıl içinde aile hekimliğini 30 bine çıkacak’ Bakan Müezzinoğlu, “Uzun vadede Türkiye’nin aile hekim sayısı artarsa buralarda 5-10 yıl sonra 24 saat hizmet verecek duruma dönüşebilir. Ama şu anda Türkiye’nin hekim sayısı ona imkân vermiyor. Önümüzdeki 5 yıl içinde aile hekimliğini 30 bine çıkaracağız” dedi.

Didem Aydın, Pfizer’in Doğu Avrupa Onkoloji Medikal Müdürü oldu

P

fizer’e katıldığı günden bu yana anti-infektif, aşı ve onkoloji gruplarında üstlendiği tüm rollerde görevini başarıyla yürüten ve Onkoloji Medikal bünyesinde Kıdemli Medikal Müdür olarak görev yapan Didem Aydın, Ekim 2015 itibariyle Doğu Avrupa Meme Kanseri Medikal Müdürü olarak atandı. Didem Aydın, onkoloji ekibine katıldığı günden itibaren Pfizer onkoloji portföyünün ve ekibinin stratejik planlama ve gelişmesinde etkin rol almıştı. Pfizer Doğu Avrupa Meme Kanseri Medikal Müdürü Didem Aydın yeni görevi hakkında şunları söyledi; “Pfizer Onkoloji olarak devlet, hasta, hasta yakınları, doktorlarımız gibi kanseri yenmeye çalışan farklı paydaşlarla işbirliğini temel alan bir birimin parçasıyız. Kadınlarda en yaygın görülen kanserlerden biri olan meme kanserine karşı yenilikçi ilaçlar geliştirmek ve bu kadınların yaşamlarında bir etki yaratabilmek bizim için çok değerli.”

86

Ocak 2016



AKTÜEL

Dünyada bir ilk! Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Tıp Fakültesi Kardiyoloji Kliniğinde, anjiyo esnasında oluşabilecek problemlerin üstesinden cerrahi müdahaleye gerek kalmadan gelinmesi için yeni bir teknik geliştirildi

S

AÜ Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersan Tatlı, yaptığı açıklamada, geliştirdikleri tekniği uluslararası bir makale ile tüm dünyayla paylaştıklarını söyledi. Bu alanda dünyada bugüne kadar en yüksek örneklemle gerçekleştirilmiş bir çalışma yaptıklarını ifade eden Tatlı, kalp hastalıklarında erken tanının diğer tüm hastalıklarda olduğu gibi başarılı bir tedavi için büyük önem taşıdığını belirtti. Tatlı, bilekten anjiyonun, kalp ve damar hastalıklarının tanısında hastalar açısından büyük kolaylık sağladığını, kasıktan anjiyoya göre daha konforlu ve daha az sorun çıkaran bir işlem olduğunu dile getirdi.

“10 binin üzerinde vaka değerlendirdik” Anjiyo esnasında damar yırtılmaları gibi muhtemel problemler için yeni bir teknik geliştirdiklerini anlatan Tatlı, şöyle devam etti; “Anjiyo esnasında ortaya çıkan problemlerde, damarın yırtıldığı zamanlarda da onların üstesinden gelebilmek için yeni bir teknik geliştirdik. Bu teknikle yırtılan damarın içerisine daha büyük çapta bir kateter koyup 15-20 dakika orada bekletiyoruz. Böylece yırtılan damarın kapandığını görüyoruz. Başka merkezler cerrahi yöntem uygularken, biz birçok hastada bu yöntemle cerrahi müdahaleye gerek kalmaksızın problemin üstesinden geliyoruz. Bu tekniği dünya-

da ilk kez biz bulduk. Dünyada ilk kez bu teknik SAÜ’de geliştirildi. El bileğinden stent ya da anjiyo esnasında damar yırtılmalarını cerrahiye yani ameliyata gitmeden halledebilen bir yöntem. Bu tekniğimizi ve çalışmamızı uluslararası bir makale ile de tüm dünya ile paylaştık. Bu aynı zamanda dünyada bugüne kadar en yüksek örneklemle yapılmış bir çalışma. Bugüne kadar en yüksek sayı 8 bindi. Biz 10 binin üzerinde vaka değerlendirdik.”

Electrolux Eco Force ile alerjenleri ortadan kaldırın

A

stım ve alerji rah a t s ı zlığı olanlar için yaşadıkları ortamdaki havanın temizliği büyük önem taşıyor. Bu noktada özellikle yaşanılan iç mekânlardaki havanın temizliğini sağlamak adına uygun elektrik süpürgeleri tercih edilmesi gerekiyor. Electrolux, elektrikli süpürgeler için getirilen enerji etiketi uygu-

88

Ocak 2016

laması kapsamında sunduğu Eco Force serisi ürünleriyle A sınıfı toz filtrelemeyi garanti ediyor. Electrolux bu kapsamda hem Alllergy Plus hem de Hygiene Filter özelliğine sahip ürünleriyle de dikkat çekiyor. Özellikle alerji rahatsızlığı olan ve evinde hayvan besleyenler için ise turbo başlıklar, kanepe ve halı gibi sert zeminlerin arasında gizlenmiş tüyleri/döküntüleri rahatlıkla almanızı sağlıyor. Alerjik bünyeler için elektrikli süpürgelerin toz torbası temizliği de önemli bir kriter oluyor. Bu noktada süpürme işlemi tamamlandıktan

sonra temizlemeye ihtiyaç duymadan içi dolan toz torbasının çöpe atılabilmesi önem kazanıyor. Böylece temizleme ile uğraşırken etrafa dağılabilecek toz ve akarlar rahatlıkla uzaklaştırılabiliyor.



AKTÜEL

Bıçakcılar’da Pazarlama ve İş Geliştirme Koordinatörü Erhan Alsancak oldu

T

ürkiye’nin önde gelen tıbbi cihaz ve tek kullanımlık tıbbi ürünler imalatçısı Bıçakcılar’da Pazarlama ve İş Geliştirme Koordinatörlüğü görevine, sektörün deneyimli isimlerinden Erhan Alsancak getirildi. Türk medikal sektöründe 1959 yılından beri tıbbi cihaz ve tek kullanımlık tıbbi ürünler alanında öncü rol üstlenen Bıçakcılar,

medikal sektöründeki büyümeye paralel yeni ürünler geliştirmeye odaklanıyor. Bıçakcılar, Türkiye’nin sağlık alanındaki ilk Ar-Ge Merkezini kurmak için de çalışmalarını sürdürüyor. Üretiminin yaklaşık yarısını dünyada geniş bir coğrafyaya ihraç eden Bıçakcılar, gelen talebi karşılamak üzere İran ve Tunus’ta üretim tesisi açarak kapasitesini artırmayı planlıyor.

İnflamatuvar Bağırsak Hastalıkları ile Yaşam Hasta Okulu Crohn ve Ülseratif Kolit hastaları ve aileleri Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi’nde düzenlenen “İnflamatuvar Bağırsak Hastalıkları İle Yaşam Hasta Okulu” toplantısında uzman hekimler ile bir araya geldi

İ

nflamatuvar bağırsak hastalıklarında erken tanının önemini vurgulamak, toplumda hastalık hakkında farkındalık yaratmak, hasta ve ailelerinin bilinçlenmesini sağlamak amacıyla düzenlenen “İnflamatuvar Bağırsak Hastalıkları İle Yaşam Hasta Okulu” toplantısı 19 Aralık 2015 Cumartesi günü Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi’nde gerçekleşti. Global biyofarma şirketi AbbVie’nin koşulsuz desteği ile düzenlenen bu toplantı, Crohn ve Ülseratif Kolit hastaları ile ailelerini, uzman hekimler ve dernek yetkilileri ile bir araya geldi. Karın ağrısı, ishal veya

90

Ocak 2016

kanlı dışkılama ya da yüksek ateş şeklinde belirtiler verebilen inflamatuvar bağırsak hastalıkları ile, daha çok gelişmiş ülkelerde karşılaşılmakta ve inflamatuvar bağırsak hastalıklarının görülme sıklığı dünyada gün geçtikçe artmakta. Ülkemizde ise 2009 yılında yayımlanan verilere göre; her yıl 100.000 kişiden 4,4’üne Ülseratif Kolit, 2,2’sine de Crohn hastalığı teşhisi konuyor. Tüm bu gerçeklerden yola çıkarak düzenlenen ‘İnflamatuvar Bağırsak Hastalıkları İle Yaşam Hasta Okulu’ toplantısı, hastaları ve ailelerini hastalık hakkında bilinçlendirmeyi, hasta-

lar ve ailelerine destek olmayı ve toplumda hastalık hakkında farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi bünyesinde gerçekleşen bu toplantı, Crohn ve Ülseratif Kolit hastaları ile ailelerini Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlık Konferans Salonu’nda, alanında uzman hekimler ve İnflamatuvar Bağırsak Hastaları Dayanışma Yardımlaşma Derneği (İBHDYD) yetkilileri buluştu.



AKTÜEL

Omurga sağlığı hayat kalitenizi derinden etkiliyor

O

m u r g a sağlığının y a ş a m kalitesi açısından önemine dikkat çeken Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Önder Taylan Çifçi; tedavi edilmeyen omurga hastalarının zaman içinde; ağrı kesicilere bağımlı, bedensel zayıflıktan dolayı sosyal çevresi ve günlük aktiviteleri kısıtlı, kronik depresyon yaşayan, kişilere dönüşmesinin mümkün olduğunu anlatıyor. Omurga Hastalıkları Nasıl Tedavi Ediliyor? Omurgayı saran bağ dokusunun, zaman içinde duruş bozukluğu, kilo alma ve yanlış hareket gibi nedenlerden ötürü yıpranması

sonucu kişinin hayatını bütün yönleriyle etkileyen hastalıklara zemin hazırlandığını belirten Dr. Önder Taylan Çifçi omurga hastalıkları ile ilgili şöyle konuştu; “Omurga hastalıkları arasında; skolyoz, kifoz, omurga düzleşmesi, boyun ve bel fıtığı, omurganın dejeneratif hastalıkları, bel kayması ve spinal dar kanal, omurga kırıkları, omurga tümörleri, omurga enfeksiyonları sayılabilir. Omurga hastalıklarının ilk ve en yaygın belirtisi ağrıdır. Kemik, eklem, bağ dokusu ve sinir yapılarının etkilenmesi (yıpranması) sonucunda ağrı oluşabilir. Ağrının şiddeti, hissedildiği yer, ağrının özelliği (delici / batıcı, yanıcı, künt..vs), ağrıyı artıran ve azaltan durumlar ortaya konur ve ayırıcı tanıya gidilir. Ağrıya kas spazmı, hareket kısıtlılığı ve postür bozukluğu eşlik edebilir. Günümüzde ağrıyla seyreden omurga hastalıklarında ağrı kesici ve kas gevşeticiler başta olmak üzere, depresyon ve epilepsi ilaçları yaygın olarak kullanılmaktadır. Bazı durumlarda hastaya uzun saatler takmak üzere korse önerilir. Fizik tedavi, manuel terapi, akupunktur..vs teknikler kas spazmını ve postürü iyileştirmeye yönelik denenebilir. Skolyoz, ileri derecedeki kifoz, kök basısı yapan bel ve boyun fıtıkları, dar kanala neden olan bel kayması durumlarında ise cerrahi tedavi uygulanır.” Yenileyici tedavi yöntemi omurgayı nasıl iyileştiriyor? Dr. Önder Taylan Çifçi; yenileyici tedavi yöntemi ile omurganın

92

Ocak 2016

postür (duruş) bozukluğu ve ağrı ile seyreden rahatsızlıklarına uzun ilaç tedavilerine ve cerrahi müdahaleye gerek kalmadan çözüm üretmenin mümkün olduğunu söylüyor. Aynı zamanda Skolyoz ve kifozun erken yaşlarda ameliyatla düzeltilmediği kişilerde veya korse ile takibi yapılan kişilerde yenileyici tedavi yönteminin uygulandığını, uygun egzersizler eşliğinde de ağrı kontrolünün sağlandığını belirtiyor. Hastalık kaynağından tedavi ediliyor Yenileyici tedavi yönteminin en büyük farkının rahatsızlığın sebebine yönelik müdahale yapmak olduğunu belirten Dr. Çifçi, böylelikle kalıcı tedavisinin mümkün olduğunu bildiriyor ve dikkat edilmesi yöntemler konusunda uyarıyor; “Bel ve boyun fıtığı, omurga düzleşmesi, bel kayması ve buna bağlı gelişen dar kanalın iyileştirilmesinde Yenileyici Tedavi yöntem teknikleri, sorunun kaynağına uygulanıyor. MR görüntülerine ek olarak, detaylı fizik muayenesi yapılan hastada, hasarlı bağ dokusu tespit ediliyor. Sonra bir protokol dâhilinde ve kişiye özgü bir tedavi programı oluşturuluyor. Tedavi yapılan bölgelerde zayıf ve hasarlı olan bağ dokusu elemanları, vücudun savunma sistemi harekete geçirilerek tamir ediliyor. Seanslar ilerledikçe ağrı azalıyor ve hareket kısıtlılığı sorunu ortadan kalkmaya başlıyor. Ortalama 4-6 seanslık bir tedaviyle büyük ölçüde iyileşme tamamlanıyor.”



MAKALE

Asgari ücret artışı ve hastanelere etkileri

OMP Healthcare Sağlık Kurumları Yönetim Danışmanı Yaşar GENÇ

S

ağlık sektörü ve özellikle bu işin merkezindeki hastane işletmeciliği son dönemlerde hızlı bir büyüme içindedir. Bu büyümenin genellikle olumlu taraflarını görerek bu günlere gelmemize rağmen diğer taraftan birde yaşanan sıkıntılar boyutu bulunmaktadır. Hastane İşletmeciliği bir hizmet sektörüdür. Teknolojik altyapı, yatırımın ve insan emeğinin yoğun olduğu bir alandır. Personel giderleri (doktor ve diğer personel) toplam ciroların hastane tipine, yapısına ve işletme başarısına göre %50 ile 65’ı arasında ki bir dilimi oluşturmaktadır. Bunun anlamı şudur; üretilen ve faturalanıp tahsil edilebilen her 100 birim cirodan 50 ile 65 birimi doktor ve diğer personele maliyetini oluşturuyor. Kalan kısım ile malzeme giderlerinizi ve kalan diğer tüm giderlerinizi karşılayıp sürdürülebilir bir yapı için birkaç birimde artı kar bırakmak durumundasınız. Bütün bu bilgilendirmelerden sonra bu kadar bir personel yükü altındaki hizmet ağırlıklı hastanelerimizde birde asgari ücretin

94

Ocak 2016

yeni dönemdeki artışından gelen ek bir yük oluşacaktır. Bunun sektöre yükünün ne olacağı ve nasıl bir çözüme gidileceği belirsizliğini korumaktadır. Hastanelerde çalışan doktor dışı personeli ele aldığımızda toplam çalışan sayısının %40 ile %55’lik kısmı, yeni belirlenen asgari ücret rakamı olan 1300TL net ücretin altında aylık alan personelden oluşmaktadır. Yeni düzenleme ile hastanelerde yapılmak zorunda kalınacaklar; • Bu personellerin ücretleri minimum 1300 TL seviyesine çekilmesi gerekmektedir. • Şu an asgari ücret ile 1300 TL seviyesi arasında maaş alan personelin aylık ücretleri de asgari ücret seviyesine ve daha yukarıya çekilecektir, • Kalan personele ise yıllık enflasyon oranında (ki artış rakamı muhtemelen% 9 -13 arasındadır) bir ücret zammı alacaktır.

• Asgari ücretin 2. altı aydaki artış oranı, muhtemelen %4 -7 arasında olacaktır. • Bu artışlarla beraber brüt maliyetlerde de ciddi bir artış olacaktır. Tüm bu artışların işletme personel maliyetlerini ortalamada % 13-18 oranında artıracağı tahmin edilmektedir. Hastanelerde ciroya oranla % 25-30 arasında doktor dışı bir personel gideri olduğu düşünüldüğünde bu rakamında ortalama % 13-18 arttığını hesap edince aşağıdaki sonuç ortaya çıkmaktadır. Asgari ücretteki bu artışın kendilerini, mali durumlarını nasıl etkileyeceğini, ek yükün ne olacağını hesaplamayan birçok hastanemiz var. Neyle karşılaşacağını bilmeyen bir işletme anlayışı nasıl ve ne oranda tedbir alması gerektiğini de bilememektedir ve bilinmeze doğru yol almaktadır.Yeni dönemdeki artış sadece insan kaynakları giderini artırmayacaktır. Dövizdeki artışla beraber malzeme maliyetleri ve diğer maliyetlerde artış göstermektedir. Peki, hastanelerimizin gelir kaynaklarında aynı oranda artış olacak mı? Maalesef hayır. Gelirlerinin büyük kısmını SGK’dan elde eden hastanelerimiz fiyatlamayı SUT üzerinden yapmaktadır. Burada bir artış gözükmemektedir. Aldıkları farklar ve cari fiyatlarını da hem zaruri fark sınırı hem de müşteri kaybetmeme adına istedikleri gibi artıramayacaklardır.


FİRMA İLİŞKİLERİ

Ahmet ÖZDEMİR

ahmetozdemir@ajansfa.com (0212) 272 61 06 / (0533) 037 08 31 KAYIT ve REZERVASYON

Songül KARADENİZ

kayit@ajansfa.com (0212) 272 61 06 / (0542) 556 66 59

Sağlıkta ortak gelecek ÖZEL HASTANELER VE SAĞLIK KURULUŞLARI DERNEĞİ

w w w. o h s a d k u r u l t a y i . o r g


AKTÜEL

Bu durumdan nasıl çıkılabilir; • Öncelikle hastanelerimizin gelecek dönemlerle ilgili bir bütçe planlaması yapmaları gerekmektedir. • Gelir bütçesini ay ay, yıllık bazda ve bölümlere göre planlamaları zaruridir. Buna yorganının ölçüsünü çıkarmak diyoruz. • Çıkacak yorgan uzunluğuna göre ayaklarını uzatmayı planlamak zorunluluğu hâsıl oluyor. Yani gider bütçesi, buna da Ayağını Yorganına Göre Uzatmak diyoruz. • Malzeme giderleri planlanmalı, • Personel giderleri planlan-

96

Ocak 2016

malı, • Doktor giderleri planlanmalı, • Diğer giderler planlanmalı. Tüm bu planlamaların sonucu konan hedeflere ulaşmak için yine uygulama planları hazırlanmalı ve buna göre organizasyon yapılmalı. Gerekirse bu konuda profesyonel destek alınmalıdır. Artık profesyonel olmayan, planlamaya dayanmayan, ölçülmeden, analiz yapılmadan yönetme devri kapandı. Bu yapıya kavuşmayanlar tüm sektörlerde olduğu gibi sağlık sektöründen de silinmeye mahkûmdur. Bunun adına Profesyonel Kurumsal Yapılanma diyoruz.

Her bir hastanede toplam maliyete ek olarak % 3-5 ek bir maliyet yükü oluşacaktır. Bu oran hastanelerdeki personel ve ücret yapısına göre değişiklik göstermektedir. Bunun her bir hastane ilgili birimleri tarafından hesap edilmesi zaruridir.



AKTÜEL

Sağlık sektörünü buluşturan zirve Türkiye’nin ilk ve tek dijital sağlık zirvesi Digital Health Summit Turkey İstanbul’da gerçekleşti Müşteriler, Sosyal İş Modelleri ve Inovasyon Segmentleri Kıdemli Pazarlama Müdürü” Hülya Gündoğan Uçarlar ve “İşe ve Marka Ortaklıkları Kıdemli Müdürü” Rüçhan Ziya ise global örneklerle zenginleştirdikleri ilgi çekici sunumlarında telekominasyon ile sağlık sektörünün yollarının yakın gelecekte çok daha sık kesişeceğini, sektörel iş birlikteliklerinin ülkemizde de daha sık olacağına dikkat çektiler. Türkiye ve dünyadan sağlık ve bilişim sektörünün önde gelen üst düzey yetkililerin katıldıkları zirvede bu yıl, alanında uzman birçok konuşmacı ve konu başlığı ele alındı. Özellikle ‘hasta odaklı’ yaklaşımlar üzerinde tartışıldı.

D

igital Health Summit Turkey’in dördüncüsü 17-18 Aralık 2015 tarihleri arasında Vodafone Altın Sponsorluğu’nda İstanbul’da Park Bosphorus Hotel’de gerçekleştirildi. Sağlık sektörünün en yenilikçi zirvesi olan Digital Health Summit Turkey 2015, teknoloji ve yazılım firmaları, ilaç sektörü profesyonelleri, hasta örgütleri, akademisyenler ajanslar, mobil operatörler, sağlık kurumları gibi farklı alanlardan 282 kişinin katılımıyla tamamlandı. PTMS tarafından düzenlenen zirve iki gün boyunca 25 oturumda, 38 konuşmacıyı bir araya getirdi. 38 konuşmacının

98

Ocak 2016

deneyimlerini paylaştığı zirvede teorikten pratiğe dijital sağlık alanında bir çok yeniliklerden bahsedildi. Zirve, açılış konuşmasını Leyla Alaton’un yaptığı ilk gün yoğun ilgiyle başladı. Dünyanın önde gelen dijital sağlık danışmanlarından Len Starnes, sağlık çalışanları için geliştirilen sosyal ağların günümüzdeki önemli etkisi ile ilgili çarpıcı örnekler sundu. Zirvenin ikinci uluslararası duayeni Healthcare Paradigm Başkanı Dr. Zakiuddin Ahmed mobil sağlık alanındaki yenilikleri ve fırsatları katılımcılarla paylaştı. Zirve’nin altın sponsoru olan Vodafone’dan “Faturalı

Digital Health Summit Turkey 2015’te başka neler konuşuldu? • Sağlıkta Dijital Dönüşüm • Vodafone Cep Sağlık • Dijital Hastane • Dijital Dünya Beynimizi Nasıl Değiştirdi? • Dijitalin Dönüştürdüğü Sağlık Sektöründe Bir Yüzleşme: Hasta Odaklılık • Vademecum: İlaç Karar Destek Sistemlerinin Dijital Sağlıkta Yeri • İlaçta Çoklu Kanal Uygulamaları ve Öneriler • Sağlık Profesyonellerinin Dijital Mecra Kullanımı



◗ Diyabetlilerin Ayaklarında Oluşabilecek Sorunları Önlemek ◗ Oluşmuş Sorunlara Çözüm Üretmek, Rehabilite Etmek ◗ Anatomik Ayak Bozuklukları İçin Özel Olarak Üretilmiş ◗ %100 Deri (İçi ve Dışı), El Yapımı

Ayaklarınıza iyi bakın! Türkiyeʼde diyabetik ayakkabı kavramını oluşturan TDO therapy, ileri teknolojik malzemelerle, tamamen el yapımı, %100 deriden mamul ayakkabılar üretir. Antibakteriyel, hafif, hava geçişli ve ısıl dengeli, antişok tabanlı, içi dikişsiz deri astarlı TDO therapy ayakkabıları, bilimsel veriler esas alınarak özel olarak hazırlanır. TDO therapy ayakkabıları, giyme kolaylığı, esnek dana derisi ve özel süngeriyle ayaklarınızın gün boyu hafif ve rahat hissetmesini sağlar. Özel tabanlıklara uyumludur. Ülkemizde ve dünyada her yıl milyonlarca kişi diyabete bağlı ayak sorunlarından şikayet etmekte ve ağrı çekmekte. Sinir lifleri hasarı olarak bilinen nöropati, diyabetlilerin yaklaşık 3’te birini etkiler. Diyabetliyseniz ayaklarınızdaki yanma, batma, karıncalanma, elektrik çarpması benzeri şikayetler diyabetik nöropatinin habercisi olabilir. Araştırmalar, özel tasarlanmış ve üre-

El Yapımı

Antişok Tabanlı tilmiş ayakkabıların, diyabetik nöropatisi (his kaybı ya da ağrıyla sonuçlanan sinir hasarı) olan diyabetlileri, ayak yaralarına, ısınma ve enfeksiyona karşı koruduğunu göstermektedir. Diyabetli ayakları rahat ettirmek, sorunlarına çözüm bulmak bizim işimiz. Ayağınıza uygun anatomik ve ortopedik modeller için lütfen bizimle irtibata geçiniz. Ayağınıza Sağlık!

Koruyucu ve tedavi özelliği olan terapötik ayakkabı giyenlerin %50ʼsinde ayakların korunduğu saptanmıştır. Terapötik ayakkabılar, ayakları, nöropati oluşma riskine; dolaşım bozukluğuna, ısı farkılıklarına, nasır ve tırnak batmasına, ödeme ve cilt lezyonlarına karşı korur. Kaynak: Center for Disease Control


Ekonomik

Alanında Öncü

Isıl Dengeli

Ayaklarınızı Korumak İçin

TDO therapy

Diyabetik ve Ortopedik Ayak Sorunlarına Çözüm ! Hava Geçişli

Antibakteriyel

%100 Deri

Giymesi Kolay

(şişme ve ödem) uyum sağlar. Özel tasarım ayakkabılarımız, süspansiyon özelliğiyle ayak tabanındaki basıncı homojen hale getirir; nasır, çatlak, topuk dikeni ve ayakta oluşan ağrıları önler. Tedaviniz süresince en büyük yardımcınız olacak, size özel hazırlanmış operasyon ayakkabılarımız, tabanlıklarımız, ampütasyonlu ayaklara özel ayakkabılarımız da mevcuttur.

Rasimpaşa Mahallesi Nakil Sokak No. 21/1 Kadıköy İstanbul Türkiye Tel & Faks 0216 348 73 03 E mail export@tdotherapy.com.tr www.tdotherapy.com.tr TPE Faydalı Model TR 2006 05 199Y EN ISO CE


AKTÜEL

Domuz gribinden korunmanın püf noktaları ta sayıları ve alınan numuneler Halk Sağlığı Müdürlükleri ile laboratuvarlarda inceleniyor. 28 Aralık 2015-03.01.2016 arasında 1072 numune çalışılmış. Yüzde 11 viral etken bulunmuş. 73 olgu H1N1, 39 u İnfluenza A/H3, 5 i İnfluenza B bulunmuştur. Bu sonuçlar halen yayılmakta olan grip türlerinin yüzde 62,4’ünün H1N1 virüsü olduğunu göstermektedir” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Meral Sönmezoğlu

Y

editepe Üniversitesi Hastanesi uzmanlarından Prof. Dr. Meral Sönmezoğlu, Amerikan Hastalık Koruma Merkezi’nin (CDC) domuz gribi olarak bilinen A(H1N1) virüsünü bulaşıcı ve insandan insana yayılan virüs olarak belirlediğine dikkat çekti. Kişisel olarak alabileceğimiz önlemler ve toplum olarak oluşturacağımız farkındalık ile bu sorunu aşabi-

102

Ocak 2016

leceğimizi belirten Sönmezoğlu, Sağlık Bakanlığı tarafından Ocak başında yapılmış bir araştırmadan bahsetti. Sönmezoğlu, “Ülkemizin farklı bölgelerinden nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu seçilmiş 17 ilinde çalışan toplam 180 aile hekiminin yaptığı çalışma ile başvuran solunum yolu enfeksiyonu geçiren kişiler içerisinde “Grip Benzeri Hastalık” geçiren has-

H1N1 gribinin belirti ve bulguları nelerdir? Yeditepe Üniversitesi Hastanesi uzmanlarından Prof. Dr. Meral Sönmezoğlu, insanlarda görülen domuz gribi belirtileri insan gribi belirtilerinin benzediğine dikkat çekiyor. Bu belirtiler ise; titreme, ateş, boğaz ağrısı, kas ağrıları, şiddetli baş ağrısı, kuru öksürük, halsizlik, genel rahatsızlık, bulantı, kusma, diyare (çocuklarda) şeklinde görülüyor. H1N1 gribi nasıl yayılır? Geçmişte, H1N1 gribi ile birlikte ciddi hastalıklar (pnömoni ve solunum yetmezliği) ve ölümler ortaya çıktığını söyleyen Sönmezoğlu; “Mevsimsel grip gibi, H1N1 gribi, kronik sağlık koşullarının kötüleşmesine neden olabilir. H1N1 gribi mevsimsel gribe benzer yollarla, genellikle kişiden kişiye öksürük veya aksırık yoluyla bulaşır. Grip virüsü 2 saat canlı kalabildiği için ağız veya buruna dokunduktan sonra temas edilen yüzeylerde yayılmaya devam eder. Semptomlar görülmeden 1 gün önce ve hastalık görüldükten sonraki 7 gün ve daha sonraki günler bulaşabilir.” şeklinde konuştu.



AKTÜEL

C

M

Y

‘EN ÖNEMLİSİ ELLERİ YIKAMAK VE GENEL SAĞLIĞI KORUMAK’

CM

MY

Gripten korunmak için neyapılmalı? Sönmezoğlu gripten korunmak için yapması gerekenleri ise şöyle özetliyor; “En önemlisi ve ilk yapmamız gereken elleri yıkamak ve genel sağlığı korumaktır. Yeterli uykunun alınması gerekir. Fiziksel olarak aktif olun, stresinizi yönetin, bol sıvı alın, besleyici gıdalar tüketin. Ayrıca; Grip virüsü ile kontamine olmuş yüzeylere dokunmayın, hasta olan bireylerle temastan kaçının. H1N1 gribine karşı korunmada aşı etkilidir. Mevsimsel yapılan grip aşısının domuz gribi virüsü (H1N1) içeriği vardır. 2015 den beri dörtlü grip aşısı (2 influenza A iki influenza B) yapılmaktadır.” Aşı olması gereken risk grupları: Sönmezoğlu aşı olması gerekli risk gruplarını ise; “1-65 yaş ve 104

Ocak 2016

üzeri kişiler ve yaşlı bakımevinde kalanlar. Kronik kalp damar hastalığı, böbrek, akciğer hastalığı veya bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler. 3-6 ay-2 yaş arası çocuklar. Sağlık çalışanları” olarak belirtiyor.

Sönmezoğlu, H1N1 gribinin te-

CY

davisiyle ilgili; “Tedavide osel-

CMY

H1N1 gribinin tedavisi var mıdır?

El yıkama önemlidir. Aşısı ko-

tamivir ve zanamivir etkilidir. Hastalarla ve olası olgularla temasdan

kaçınmak

gerekir.

Yüzeylerde 2 saat canlı kalabilir. ruyucudur.” dedi.

K


Sınıfının Lideri Sınıfının Lideri Aura Şofben ile Sıcak Suyunuz

5 Saniyede Hazır...

Aura Magnetic Control Șofben

Aura Micro Control Șofben

Elektronik Kontrol Sistemi Dijital Dokunmatik Ekran

Manyetik Akış Sensörü

5

5

Saniyede Sıcak Su

Saniyede Sıcak Su

5 Emniyetli 3 Kademeli

5 Emniyetli 3 Kademeli

Ücretsiz Kurulum

Ücretsiz Kurulum

Bütçenize uygun taksitlerle.

• Kurulumu kolay, kullanımı pratiktir. • Su tankına ihtiyaç yoktur. • Sıcak su için beklemeniz gerekmez, anında sıcak su sağlar. • Ekonomik olduğundan fazla elektrik harcamaz. • Üç kademeli olduğundan suyu her mevsimde istenilen derecede ısıtır. • Zarif bir görünüme sahip olduğundan yer kaplamaz. • Yaygın servis ağına sahiptir.

facebook.com/ihlaspazarlama

twitter.com/ihlaspazarlama

www.ihlasmagazasi.com

444 49 49


AKTÜEL

Türkiye sağlık turizminde dev hamleye hazırlanıyor Türkiye’nin sağlık turizminde hamle yapması ve Ankara’nın bu alanda bir “marka kent” olması hedefine yönelik olarak kamu ve özel sektör birimlerince geniş bir katılımla yürütülen çalışmalar hız kazanıyor

A

nkara’da yapılacak “Global Sağlık Turizmi Zirvesi”nin (HEALTH SUMEX) Yürütme Kurulu, Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürü Hacı Ömer Tontuş başkanlığında 3. toplantısını geniş bir katılımla gerçekleştirdi. Zirvenin Kongre Başkanı Hacı Ömer Tontuş; “Sağlık turizminde halen ilk 10 ülke arasında yer alan Türkiye, 3 yıllık ciddi bir hazırlık süreci sonunda, hedeflediği güçlü çıkışı yapma noktasına gelmiştir.” dedi. Bu hedef doğrultusunda dünya sağlık sektörünün önemli kurum temsilcileri ve profesyonellerini Ankara’da buluşturacak, “Global Sağlık Turizmi Zirvesi ve Fuarı” (HEALTH SUMEX 2016) için hazırlık çalışmaları hızlandı. Sağlık Bakanlığı himayesinde, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TURSAB) strate-

106

Ocak 2016

jik partnerliği ile HHB EXPO Fuarcılık tarafından düzenlenen HEALTH SUMEX’in Yürütme Kurulu, üçüncü toplantısını da gerçekleştirdi. Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü’nde yapılan toplantıya Genel Müdür Hacı Ömer Tontuş Başkanlık etti ve zirveye ilişkin hazırlıklar gözden geçirildi. Toplantıda, Çalışma Komiteleri oluşturuldu. Çalışmaları Ekim ayında başlayan HEALTH SUMEX 2016, 28-30 Eylül tarihlerinde Congresium’da gerçekleşecek. Genel Müdür Hacı Ömer Tontuş toplantıda yaptığı konuşmada, sağlık turizmi alanındaki gelişmeler ve HEALTH SUMEX hakkında bilgiler verdi. Tontuş, gerçekleşecek zirve fuarın Ankara ve ülke için büyük önem taşıdığını belirtti. Dünyada pazar büyüklüğü 100 milyar doları

aşan sağlık turizminin otomotiv sektörünün de önüne geçtiğini, halen petrol ticaretinden sonra en büyük sektör olduğunu vurgulayan Tontuş, Türkiye’nin sağlık turizmi açısından dünyadaki en büyük 10 ülkeden biri olduğunu belirtti. Tontuş, bu alanda çok güçlü bir potansiyele sahip olan Türkiye’nin 3 yıllık ciddi bir hazırlık süreci sonunda, hedeflediği güçlü çıkışı yapma noktasına geldiğini bildirdi. Sağlık turizminden pay almak isteyen yerli sağlık kurumlarının artık yurt dışındaki bir kuruluşa ihtiyaç duymadan Sağlık Bakanlığı’ndan akreditasyon belgesi alabileceğini, Bakanlığın bu konuda yetkilendirildiğini bildiren Tontuş, halen 50 olan akredite hastane sayısının 2018’de 100’ü aşacağını kaydetti. Tontuş, İsrail, Hindistan, Güney Kore, Malezya gibi ülkelerin sağlık turizmine yönelik teşvik sisteminde Türkiye’yi örnek aldığını bildirdi. ‘HEALTH SUMEX bir kilometre taşı olacak’ Dünya sağlık sektörünün önemli temsilcilerini Ankara’da buluşturacak HEALTH SUMEX 2016 hakkında da bilgi veren Tontuş, 2015’te 600 bini aşan yabancı hasta sayısını 10. Kalkınma Planında yer alan 1 milyon hastaya çıkarma hedefini yakalamak için bu tür etkinliklerin önemli olduğunu belirtti.


Bay-Bayan ayrı yüzme havuzları

Kür Merkezler�

Al�an ısıtmalı ve kl�malı da�reler

Bayanlara özel havuz ve plaj

Den�z �t��üsü �le ulaşım �mkanı


AKTÜEL

Tontuş, “Özellikle Ankara açısından ise bu etkinliğin bir kilometre taşı olduğuna inanıyorum” dedi. Türkiye’nin iyi işleyen bir sağlık sistemi olduğunu dünyaya anlatması gerektiğini belirten Tontuş, HEALTH SUMEX’in sağlayacağı faydaları şöyle dile getirdi; “Dünyada 200’e yakın ülke var, bunlardan 50’si bizim hedef ülkemiz. 50 defa farklı ülkeye gitmek yerine bu ülkelere sağlık hizmetlerindeki gücümüzü göstermemiz doğru harekettir. Ankara’daki bu etkinliğe çok büyük

108

Ocak 2016

önem veriyoruz. Özellikle sağlık sisteminde kendi ülkesi dışına hastaların gönderilmesini organize eden, gerek aracı kurumlar gerekse bu hastaların ödemelerini gerçekleştiren geri ödeme kurumlarının Türkiye’ye gelip sağlık sisteminin gücünü görmesi açısından bu etkinlik çok önemli. Birçok sivil toplum örgütüyle birlikte bu düzenlemeyi yapıyoruz ve bunun sadece Ankara için değil, bütün Türkiye için çok büyük katkısı olacağına inanıyoruz.”

‘Ankara’nın markalaşması için önemli bir sınav’ HEALTH SUMEX Kongre Başkan Vekili Barış Aydın da konuşmasında, zirvenin Türkiye’nin sağlık turizmi alanında hamle yapması ve Ankara’nın bu alanda bir marka kent olması yönünde ciddi katkılar sunacağını bildirdi. ASİAD olarak daha önceki iki toplantıya ev sahipliği yaptıklarını belirten Aydın, “Sivil toplumcu ve Ankara siyasetçisi olarak bu işe destek veriyoruz. Türkiye’nin kazancı, Ankara’nın markalaşması, Ankara ve çerçevesinde oluşturulacak Sağlık Serbest Bölgesi için bir sınav niteliğinde olacak. Büyükşehir Belediyesi, Kalkınma Ajansı gibi kuruluşlarla birlikte STK’lar olarak bu işe katkı vereceğiz. Ne kadar başarılı olursak tüm sektör oyuncuları da bundan faydalanır” dedi. Ankara Sivil Toplum Kuruluşları Platform (ASTOP) Kurucusu ve Onursal Başkanı ve Türk Sanayici ve İşadamları Vakfı (TÜSİAV) Başkanı Veli Sarıtoprak da STK’lar olarak HEALTH SUMEX’e her türlü katkıyı vereceklerini bildirdi.



AKTÜEL

Renkli beslenin kış hastalıklarıyla savaşın

R

enkli sebze ve meyvelerin sağlığa birçok faydası bulunuyor. Özellikle vücut direncinin düştüğü kış aylarında bağışıklık sistemini güçlendirmek ve kilo almayı önlemek için renkli besinlerden faydalanmak gerekiyor Uzm. Dyt. Nilay Keçeci renkleriyle sofralarımızı süsleyen sebze ve meyvelerin faydaları hakkında bilgi veriyor.

Kırmızı size çok yakışacak Kırmızı renk besinler, kış aylarında sağlığın korunması için önemli sebze ve meyvelerdendir. Nar: İçerdiği vitamin ve mineraller ile hastalıklara karşı koruyan, ara öğün olarak yoğurt ile birlikte tüketildiğinde de zayıflamaya yardımcı olan en iyi antioksidanlardandır. Yaşlanma karşıtı narı, salatalarınızda 2 yemek kaşığı kadar tüketebilirsiniz. Kırmızı üzüm: Kanser ve kalp hastalıklarına karşı tüketilmesi önerilen kırmızı üzüm, kuvvetli bir antioksidandır. Kırmızı üzümü günde 1 avuç içi kadar 2 defa tüketmek bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olur.

110

Ocak 2016

Pancar: Bağışıklık sistemini güçlü tutarak kışın hastalıkları önleyen bir besindir. Salatalarda rahatlıkla tüketilebilecek pancar, aynı zamanda yemeklerin yanında turşu olarak da tüketilebilir. Çilek: Antioksidanların en kuvvetlisi çilek, afrodizyak etkisi ile vücuda enerji verir. En az kalorili, tok tutan meyvelerden biridir ve zayıflamaya yardımcıdır. Bağışıklık sistemine ve kronik hastalıklara iyi gelen çilek, cilt hastalıklarının tedavisinde de önemli bir yer tutar. Kırmızıbiber: C vitamini içeriği yüksek olan kırmızıbiber tok tutucu ve yüksek lif ağırlığı ile vücut kitle endeksinin düzenlenmesine yardımcı olur. Salata, haşlama ya da ızgara olarak tüketilebilen kırmızıbiber, kış hastalıklarından korunmayı sağlar.

Yeşil besinlerle canlanın Yüksek posa, mineral ve vitaminler ile yeşil renkli besinler sağlığın dostudur. Brokoli: Kış aylarının vazgeçilmezi ve zayıflama listelerinin olmazsa olmazı brokoli, içerdiği C vitamini ile vücudu korumaktadır. Yüksek oranda antioksidan içerir ve sindirim sisteminin düzenli çalışmasında birebirdir. Haşlama, ızgara olarak tüketilebilir. Yoğurt ile birlikte tüketilmesi vücuda gerekli kalsiyumun alınmasında yardımcıdır. Yeşilbiber: C vitamini içeriği oldukça yüksek olan yeşilbiber kış aylarının vazgeçilmezidir. Üst solunum yolu enfeksiyonları, nezle ve gribe karşı koruyucu olan yeşilbiber-

in özellikle her gün tüketilmesi gereken besinlerin başında gelir. Böbreklerin ve karaciğerin çalışmasına sindirim sisteminin düzenlenmesine yardımcıdır. Kivi: A-C vitaminlerinden zengin olan kivi özellikle kış aylarında bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesi ve hastalıkların önlenmesi için oldukça önemlidir. Öksürük ve astım gibi hastalıkların tedavi süreçlerinde beslenme planında yer verilmesi gereken bir meyvedir. Çok kuvvetli bir antioksidandır.

Sarı besinleri her gün tüketin İmmün sistemi güçlendirerek hastalıklara karşı tam bir koruma sağlayan sarı renkli besinlere sofranızda yer verin. Ayva: Bağışıklık sistemini güçlendirmek ve kış hastalıklardan korunmak için bire bir olan ayva, aynı zamanda yağ yakımı ve zayıflama reçetelerinin de olmazsa olmazıdır. Ayva, limon ve tarçınla birlikte tüketildiğinde de şeker dengesi ile diyabet hastalığında etkindir. Limon: En yüksek C vitamini içeriğine sahip limon; her gün salata ve içeceklerin içerisinde rahatlıkla tüketilebilir. Tüm üst solunum yolu enfeksiyonları ve kulak burun boğaz hastalıkları döneminde de sıklıkla beslenme planında yer almalıdır.


BioRegen Biomedical CO., Ltd. A Sino-USA Company

Bilar Medical Ltd. The Middle East-Middle Asia Distributor of BioRegen Biomedical CO., Ltd. Call us at +90 532 323 18 73 to meet the Bilar Medical Team at Arab Health 2016.

www.bilarmed.com | bilarmed@bilarmed.com





Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.