Medikal Teknik Mart'16

Page 1










İMTİYAZ SAHİBİ

İstmag Magazin AKTÜEL Gazetecilik İç ve Diş Tic. Ltd. Şti. adına H. FERRUH IŞIK GENEL MÜDÜR MEHMET SÖZTUTAN mehmet.soztutan@img.com.tr Editor-in-Chief SİMGE GÜNDÜZ simge.gunduz@img.com.tr REKLAM KOORDİNATÖRÜ AHMET ERASLAN

simge.gunduz@img.com.tr

ahmet.eraslan@img.com.tr GRAFİK TASARIM TAYFUN AYDIN tayfun.aydin@img.com.tr SORUMLU MÜDÜR CÜNEYT AKTÜRK cuneyt.akturk@img.com.tr

Sağlık sektörünün anahtar girdisini tıbbi cihazlar oluşturuyor

KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ EBRU PEKEL ebru.pekel@img.com.tr FOREIGN RELATIONS TARIK ORAL tarik.oral@img.com.tr MUHASEBE FİNANS MUSTAFA AKTAŞ muhasebe@img.com.tr ABONE İSMAİL ÖZÇELİK ismail.özcelik@img.com.tr BURSA BÖLGE ÖMER FARUK GÖRÜN fgorun@ihlas.net.tr Buttim Plaza D Blok Kat: 4 No:1267 BURSA Tel:+90 224 211 44 50 / Fax: 224 211 4481

Printing

Matsis Matbaa Hizmetleri San. Tic. Ltd Şti Tevfikbey Mahallesi Dr. Ali Demir Cad. No:51 34290 Sefaköy -İstanbul/TURKEY Tel: 0 212 624 21 11 selman@matbasistemleri.com www.matbasistemleri.com ADRES Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B-Blok - No:1 Kat:4 Güneşli - Bağcılar - İstanbul Tel.:+90.212 604 50 50 Faks:+90.212 604 50 51 www.medikalteknik.com.tr e-mail: info@medikalteknik.com.tr İMG - Medikal Teknik Dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. İMG - Medikal Teknik Dergisi’nin bütün yayın haklarıİstmag Magazin Gazetecilik İç Ve Diş Tic. Ltd. ’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. aygın süreli bir yayın olan Medikal Teknik Dergisi ayda bir yayınlanır.

D

ünya Sağlık Örgütü, tıbbi cihazları yaşam bilimleri ve sağlık hizmetleri çerçevesinde bölgesel ve ülkesel olarak mevcudiyet, erişilebilirlik, uygunluk ve hizmet olarak satın alınabilirlik unsurları bakımından çok önemli bir bileşen olarak kabul ediyor. Sağlık teknolojileri ise her geçen gün gelişen bir ivme göstererek önem kazanıyor. Tıbbi Cihaz Sanayi gelinen noktada olağan üstü geniş çeşitlilikte ürünü içeriyor. Bandaj ve şırınga gibi geleneksel ürünlerden; biyo-iletişim, nanoteknoloji, tasarlanmış/işlenmiş hücre gibi çok gelişmiş sofistike ürünlere kadar yüz binlerce ürünü kapsıyor. Sağlık sektörünün anahtar girdisini tıbbi cihazlar oluşturuyor. Bu nedenle ileri teknolojilere konu olan çalışmaları yapabilmek için tıbbi cihaz sanayinin üzerinde titizlikle durulmalı. Tıbbi cihaz sanayinin doğrudan sağlıkla ilgili olması, diğer sanayi dalları arasında sektöre farklı bir anlam yüklüyor. Çünkü Tıbbi Cihaz Sanayisi gerçekleştirilen Ar-Ge çalışmaları ile gelişmenin en büyük aktörü konumunda. Sağlığa hizmet veren teknolojiler sağlık politikalarının gerçekleştirilmesinin en önemli araçları. Dolayısıyla sağlık alanındaki her gelişme ekonomiyi, hastane yatırımlarını ve üretimi etkiliyor. Bu alanda hizmet veren tıbbi cihaz firmaları ancak gelişen teknolojilere uyum sağlayarak hayatta kalabiliyor. Dışa bağımlılıktan kurtulmak, yerli üretimimizi arttırmak, teknoloji üreten bir ülke olmak en büyük hedefimiz olmalı. Bu amaç ve hedeflerimize ulaşabilmek için kaynaklarımızı en etkin şekilde kullanmalı, bütün ilgili birimlerle iş birliği yapmalı, sağlıkla ilgili sorunlarını ortadan kaldırmalı ve sağlık sistemimizi her yönüyle kurumsallaştırmayı ön plana almalıyız. Sektöre öncü olarak, yerli üreticileri bir araya getirerek, yeni ürünler geliştirebilmeli, öz kaynaklarımız ile farklı alanlardaki tecrübelerimizi birleştirerek, en üst düzey bilim ve teknoloji kurumları ile yerli üreticilerimizi buluşturmalıyız. Bu kapsamda Medikal Teknik dergisi olarak bu yıl Türkiye ve Avrasya’nın en büyük medikal fuarı olarak bilinen EXPOMED’de sağlık alanındaki en yeni teknolojiler ve sektör temsilcilerimizle buluşacağız. Fuar katılımcılarımızla gerçekleştirdiğimiz röportajlar ve haberlerimiz ile Mart sayımızda sizlerle olduk. Bir sonraki sayımızda görüşmek dileğiyle. Simge GÜNDÜZ

simge.gunduz@img.com.tr


“Cleanroom” Uzmanları Nisan’da Lütfi Kırdar’da

14 Mart Tıp Bayramı kutlandı

Radyoterapide koruyucu tedavi dönemi

Üniversite hastanelerine çözüm önerileri

ROCHE’un yeni ilacı MS hastalığına umut oluyor

EXPOMED 23.kez kapılarını ziyaretçilerine açıyor

Üç boyutlu baskıyla canlı vücut parçaları üretildi

Dünya standartlarında kök hücre tedavisi

134

10

146

12

150

48

100

158

GAZİ KİMYA LAB…............... ..29

OHSAD…............................. ..147

ACTO GMBH…..... ..113-114-115

GAZİ KİMYA…....................... ..27

OPTİMUM TEKNOLOJİ... …..139

ADASU MAKİNA…............... .131

GRENKE…............................ ..23

ORSA…................................ .A.K

ADVİQUAL......................... …..55

HAKER MEDİKAL..…..2-3-81-97

OTAMED…............... ..Ö.K.İ.1-73

ANALYTİCA....................... …..39

ARMUTLU TATİL KÖYÜ…... ..161

PRESTİJ…...................... ..86-87

AKTİF KİMYA….................... .155

İHLAS KOLEJİ…................. ..173

PROMEK…............................ ..19

ARON TİTANYUM…............ ..129

İHLAS PAZARLAMA…........ ..167

ATEKSİS…............................ ..11

İKMİB…............................... ..119

AVM SAĞLIK…......... ..94-95-103

İNKJET…............................ ..159

AYDERSAN….............A.K İÇİ. 75

JEOMED…................. ..59-61-63

BETA BİO MEDİKAL…........... .93

KORDON TIP…................... ..135

BETA MEDİKAL................. …..57

KURUMSAL AMBALAJ….... .163

BIÇAKCILAR…...................... ..13

M.G.T FİLTRE….................... ..79

EKİN EXPO…...................... ..175

MAVİ HAVA…......................... .77

ELEKTROLUX….................... ..49

MAVİ MEDİKAL…........... ..67-99

ELMED…............................... .35

MEDİKAL TEKNİK…........... ..157

TÜRKİYE HASTANESİ…........ .83

EMS AMBULANS….............. ..41

MESİTAŞ…........................ 43-71

TUZ PİPO........................ …..105

EMTRON........................... …..65

MİXTA….............................. ..6-7

ÜZÜMCÜ…............................ .15

ENTEGRECİ…..................... ..4-5

MULTİKAN…...KUŞAK-91-109-125

VARİTEKS…....... ..Ö.K-37-46-47

EXPOMED…........................ ..123

MUTLULAR MEDİKAL.... …..145

VOLİ TURİZM…................... ..141

FORTİS ORTOPEDİ…............ ..51

OCTAMED….......................... ..31

ındex

3B SCİENSİFİC….................. ..17

SCA HİJYEN…...................... ..33 SEBAT KİMYA…................... .151 SLEEP WELL.................. …..143 SOLAREX…........................... 127 TARTI….................................. .89 TG EXPO….....................170-171 TRUEMED…......................... ..25 TÜRK BARTER…................ ..111


Sağlık

14 Mart Tıp Bayramı kutlandı Van İl sağlık Müdürlüğü’nün ev sahipliğinde bir otelde düzenlenen 14 Mart Tıp Bayramı programına Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun yanı sıra Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Van Valisi İbrahim Taşyapan, Ak Parti Van milletvekilleri Beşir Atalay ve Burhan Kayatürk, 81 ilin sağlık müdürleri katıldı

‘Sen’ filminin izletilmesinin ardında kürsüye çıkan Başbakan Ahmet Davutoğlu; “Nevruz öncesi baharın müjdesini Van’dan vermek istiyorum. Bazıları ‘bu bahar’ diyorlar, ancak bu bahar inşallah dağlarımız, şehirlerimiz, barış, huzur, sevinçle, mutlulukla karşıladığı bir bahardır. Biz Türkiye’nin bütün renklerini kucaklayan bir siyasetin temsilcileriyiz. Her köşesine yakınız. Türkiye demokrasiden, hukuktan, barıştan, kardeşlikten asla vaz gezmeyecek. Hepimiz bu ülkesinin eşit vatandaşıyız” diye konuştu. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ise, bugün Türkiye için çok anlamlı bir günde anlamlı bir şehrinde 14 Mart’ı kutlamanın mutluluğunu yaşadığını belirterek; “14 Mart bu memleketin hekimlerinin bayramıdır. İşgale karşı direniş ruhunun canlandığı bir gündür. Bu bayramın ruhu, insanları yarınlara umutla, güvenle, istikbale bakabilme günüdür. Bugün de çok değerli Başbakanımızla Van’ da 14 Mart arefesinde bayramı kutlamanın mutluluğunu yaşıyorum. Van;

10

Mart 2016

bu milletin kardeşlik yolunda önemli bir merkezdir. 3 yıl önce Tıp Bayramı’nı yine Van’da kutlamıştık. Bu milletin kardeşliği bizim için önemlidir. İnsanımızın ve milletimizin her anında yanındayız. Derdine derman arayanın yanında olmak ve onlara sağlıklı bir yaşam vermenin onuru ve gururunu yaşıyoruz. Bu milletin hekimleri olarak onurlu gururluyuz.” diye konuştu. Sağlık çalışanlarına şiddetin önüne geçmek için düzenlemeler yapılacağını belirten Davutoğlu “Sağlık çalışanlarını tehdit edenler ve sağlık çalışanlarına hakaret edenler tutuklanacak. Sağlık çalışanlarımızın özlük haklarına ilişkin düzenleme yapacağız. Hekim ve diş hekimlerinin emekli aylıklarını 2 bin 100 liradan 3 bin 100 liraya, uzman hekimlerimizin aylıklarını 2 bin 580 liradan 3 bin 250 liraya çıkaracağız. Emeklilik yaşı 67’ye çıkarılacak. Sağlık çalışanlarımız tuttuğu nöbet saatine göre 90 güne kadar fiili hizmet zammından yararlanacaklar. Sağlık çalışanları 3 yıla kadar erken emeklilik hakkı elde edebilecek” dedi.


Sony

Teknolojisi ile tanışın

Ameliyathanelerde daha fazla netlik, renk ve kontrast için 4K medikal monitörler ve kaydediciler!

www.ateksis.com +90 216 425 99 66


Sağlık

Üniversite hastanelerine çözüm önerileri Maliye Bakanı Naci Ağbal; “Üniversite hastanelerinin sorunlarının çözümü için çalışıyoruz”

T

BMM Genel Kurulunda, 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı’nın 7. maddesi üzerinde görüşmeler tamamlandı. Maliye Bakanı Naci Ağbal, üniversite hastanelerinin kapasitelerinin ve personelin artırılması, ortaya çıkan maliyetlerin daha etkin, verimli şekilde karşılanması için bir çalışma yürüttüklerini bildirdi. Ağbal, milletvekillerinin sorularını yanıtlarken, vatandaşın sosyal hizmet, sağlık, eğitim alanlarında ihtiyaç duyduğu hizmetlere yönelik bütçeden daha fazla kaynak ayırmak için ellerinden geleni yaptıklarını da belirtti. Son 14 yılda, devlet bütçesinde önemli artışlar yapıldığını dile getiren Bakan, vatandaşın ihtiyaç duyduğu hizmetleri daha kaliteli almasının sağlandığını belirtti. Ağbal, Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinin de yıllar itibariyle artış gösterdiğine işaret ederek, din hizmetlerinin daha etkin, verimli şekilde verilmesi

12

Mart 2016

için bütçeden gerekli ödeneğin ayrılmasına özen gösterdiklerini söyledi. Bakan, yasaların belirlediği sınırlar içinde bütçeleri hazırladıklarını dile getirerek, daha önce vatandaşların üniversite hastanelerine kolayca ulaşamadığını, şimdi rahatlıkla bu hastanelerden hizmet alabildiğini ifade etti. Artan hizmetlerin, üniversite hastanelerinin mali konularda bir takım sıkıntılarla karşılaşmasına neden olduğunu vurgulayan Ağbal, Kalkınma Bakanlığı koordinasyonunda, üniversite hastanelerinin sorunlarına yönelik çalışmalar yürütüldüğünü, bu çerçevede sabah bir toplantı yapıldığını anlattı. Bakan ayrıca, üniversite hastanelerinin kapasitelerinin ve personelin artırılması, ortaya çıkan maliyetlerin daha etkin ve verimli şekilde karşılanması için bir çalışma yürüttüklerini ifade ederek, üniversiteler ve YÖK ile de istişare ederek, sorunların üstesinden geleceklerini vurguladı.


Bıçakcılar Laboratuvar Medikal A.Ș. 1984 yılında Bıçakcılar Tıbbi Cihazlar A.Ș. ürünlerine fonksiyonel ve mikrobiyolojik testler uygulamak amacıyla kurulmuștur. 2005 yılından itibaren akredite bir kuruluș olarak hastane ve tıbbi cihaz üretim sektörüne test hizmeti vermektedir.

Medikal Cihaz Testleri • • • • •

İnvitro Sitotoksisite Sterilite Biyolojik Yük LAL/Endotoksin Etilenoksit Kalıntı

Sterilizasyon Validasyonu (ISO 11135:2015)

• Mikrobiyolojik Performans Testleri • Fiziksel Performans Testleri

Ameliyathane ve Kontrollü Alan Temizoda Testleri

BCK-KRM-003

• • • • •

Partikül Sayımı Hepa Filtre Kaçak Testi Hava Akıș Hızı Testi Hava Basınç Farkı Sıcaklık ve Nem Ölçümü

Temizoda Biyokontaminasyon Testi • • • •

Hava Biyokontaminasyonu Yüzey Biyokontaminasyonu El Biyokontaminasyonu Havadan Yüzeye Düșen Partikül Sayımı

Osmangazi Mah. Gazi Cad. No:21, Esenyurt 34522 İstanbul T: (212) 689 02 20 F: (212) 689 02 29

RoHS Testleri

(Elektrikli ve Elektronik Medikal Cihazlar için)

• Kurșun • Civa • Kadmiyum • Krom 6 • PBB • PBDE

Hemodiyaliz Testleri • Kimyasal Testler • Mikrobiyolojik Testler • LAL(Endotoksin) Testleri


AKTÜEL

SASDER toplantısında Sağlık sektörünün sorunları konuşuldu

S

ASDER ve Koç Üniversitesi Hastanesi’nin ortaklaşa düzenlediği “Sektör Konuşuyor” başlıklı toplantı Koç Üniversitesi Hastanesi ArtLab Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıya: Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Hüseyin Çelik, Sağlık Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Erbay, Sağlık ve Siğorta Yöneticileri Derneği (SASDER) Başkanı Prof. Dr. Melih Bulut, Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) Başkanı Op. Dr. Reşat Bahat, Koç Üniversitesi Hastanesi CEO’su Dr. Erhan Bulutçu, Hastane Medikal Direktörü Prof. Dr. Ömür Erçelen, Başhekim Dr. Erdal Mehmet Aksoy, İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Selami Albayrak, Medipol Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sabahattin Aydın, Acıbadem Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Şahin, Sanko Ünv. Hastanesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Sınav, rektör yardımcıları, hastane sahipleri, Genel Müdür ve Yöneticileri, Özel Sağlık Sigortaları Yöneticileri katıldı. SASDER Başkanı Prof. Dr. Melih Bulut’un açılış konuşması ile başlayan panelde, Bulut; Sağlıkta Şampiyon Küresel Marka oluşturma konusunda inancının tam olduğu ve bu konuda Koç Vakfına da önemli görevler düştüğünü ifade etti. Koç Üniversitesi Hastanesi CEO’su Dr. Erhan Bulutçu ise; Koç Vakfı Üniversitesi Hastanesi’nin araştırmaları, yetiştirdiği öğrencileri ve tedavi yöntemleri ile Türk tıbbına hizmet üzere yola çıktıklarını ifade etti.

14

Mart 2016

Medipol Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sabahattin Aydın başkanlığında “Afiliasyon” Konulu panelde; Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Hüseyin Çelik, “Üniversite-Hastane Afiliasyon Medili”, Sağlık Bakanlığı Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yöneticisi Prof. Dr. İsmail Cinel, “Sağlık Bakanlığı Hastaneleri İşbirliğinde Kritik Noktalar”, OHSAD Başkanı Op. Dr. Reşat Bahat, “Özel Sağlık Kuruluşlarının Eğitime Katkısı ve Afiliasyon”, Acıbadem Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Şahin ise, “Vakıf Üniversiteleri Açısından Hastane Üniversitesi İşbirliği” başlıklı bir konuşma yaptılar. SAĞLIK SEKTÖRÜNDE GÜNCEL PROBLEMLER “Sağlık Sektöründe Güncel Problemler ve Çözüm Önerileri” başlıklı toplantıda ise; Türkiye Sigorta Birliği Sağlık Komitesi Başkan Yardımcısı İdil Özalp, OHSAD Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Tarkan Dizdar, USK Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Yrd. Doç. Dr. Cengiz Konuksal, Sağlık Bakanlığı Yataklı Tedavi Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Erbay, Tüm Sağlık Kuruluşları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Hicabi Gökdereli birer konuşma yaptılar. Gökdereli konuşmasında; sağlık sektöründe ayrım yapılmadan her kesimin önüne engel çıkartılmamasını ve büyümek isteyen her kuruma yardımcı olunmasını istedi. Op. Dr. İrfan Başpınar da tıp merkezlerinin sistemde yaşadığı sorunları anlattı.



AKTÜEL

Sağlık çalışanlarına güveniyoruz BAREM’in gerçekleştirdiği mesleklere güven araştırması sonuçlarına göre, araştırmada ölçülen 10 meslek grubu içinde, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da sağlık çalışanları en güvenilen ikinci meslek grubu

T

ürkiye’de modern tıp eğitiminin başlangıcı olarak ilk cerrahhanenin kurulduğu 14 Mart 1827 tarihi kabul ediliyor. Her yıl 14 Mart sağlık çalışanları arasında bilime katkıların ödüllendirildiği, sorunların tartışıldığı bir paylaşım günü olarak kutlanıyor. BAREM mesleklere güven araştırmasında 18 yaş ve üzeri Türkiye nüfusunu temsil eden bin kişiyle 2015 yılı Kasım ayında CATI (Bilgisayar Destekli Telefon Görüşmesi) yöntemiyle görüşüldü. Araştırmaya göre Türkiye’de sağlık çalışanlarına güvenirim diyenlerin oranı %73 iken güvenmeyenlerin oranı %24. Cevap vermeyen %3’lük bir kesim de var. 2014 yılında yapılan benzer araştırmada Türkiye’de sağlık çalışanlarına güven, global ortalamadan 16 puan daha yüksekti. Türkiye’de sağlık çalışanlarına güvende erkekler (%78) ile kadınlar (%68) arasında önemli bir fark var. Yaş gruplarına bakıldığında güvenenlerin oranı 35-54 yaş arasında %77’ye, 55-64 yaş grubunda ise %84’e yükseliyor. Üniversite (%81) ve üzeri eğitimli kişiler (%85) sağlık çalışanlarına diğer eğitim gruplardan daha çok güveniyor. Tüm bu gruplar içinde sağlık çalışanlarının yeri apayrı, doğumdan ölüme kadar her yaşımızda onlara gerek duyuyoruz. Sağlık sektörünün bugünkü durumunu anlamak için Sağlık Bakanlığı Sağlık İstatistikleri 2014

16

Mart 2016

raporundan birkaç rakama göz atalım. • Türkiye’de doğumların %98’i sağlık kuruluşlarında gerçekleşiyor. • En çok sağlık hizmetine ihtiyaç duyan 65 yaş ve üzeri nüfus oranı 1990 yılında %4,3 iken 2014 yılında %8’e yükseldi. • Türkiye’de 2014 yılı içinde hekime müracaat sayısı 644 milyon, kişi başına yılda ortalama 8,3 kez hekime gidiliyor. • Türkiye’de 135 bini hekim, 23 bini Diş hekimi olmak üzere 760 bin sağlık çalışanı görev yapıyor. • 100 bin kişiye düşen hekim sayısı 175. • Sağlık harcamalarının GSYIH içindeki payı %5,4. • TUİK Sağlık Araştırması’na göre 15 yaş ve üzeri nüfus içinde genel sağlık durumunu çok iyi ve iyi şeklinde ifade edenlerin oranı 2008 yılında %64 iken 2012 yılında %71’e yükseldi. • Benzer şekilde TUİK Yaşam Memnuniyeti 2014 yılı araştırmasında sağlık hizmetlerinden memnuniyet oranı %71. 14 Mart hasta yakınları tarafından şiddet görme de dahil oldukça zor koşullarda uzun saatler çalışan ama yine de mesleğini onurla taşıyan, zorluklarından keyif almasını bilen sağlık çalışanlarının bayramı. Kutlu olsun.


DOĞUM SİMÜLATÖRÜ

SIMone

Yeni vakalar, müdahaleler ve tıbbi seçenekler ile vajinal doğumun yüksek stresli senaryolarını uygulayın.

Oruçreis Mah. Tekstilkent Cad. A24 Blok No: 32 Esenler/İST. Telefon: +90212 422 88 00 • E-Mail: info.tr@3bscientific.com


AKTÜEL

Yeşilay 96. yaşını etkinliklerle kutladı Yeşilay’ın 96. kuruluş yıldönümünün kutlandığı haftada, başta çocuklar ve gençler olmak üzere her kesime yönelik eğlenceli ve eğitici aktiviteler gerçekleştirildi tarafından düzenlenen resim atölyesine katılanlar, Yeşilay temalı resimler yaptılar.

B

u yıl “İyi ki Yeşilay var!” konseptiyle 1-7 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilen Yeşilay Haftası etkinliklerle kutlandı. Yeşilay’ın 96. kuruluş yıldönümünün de kutlandığı haftada, yüzbinlerce gönüllünün katılımı ile etkinlikler düzenlendi. Yeşilay, çocuklar ve gençler başta olmak üzere her kesiminin katıldığı eğlenceli aktivitelerle bağımlılıklar konusunda toplumu bilgilendirdi. Yeşilay Dayanışma Haftası kapsamında başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanındaki meydanlarda Yeşilay, çocuk şenlikleriyle, bağımlılık eğitimleriyle, oyunlarla, fotoğraf ve karikatür atölye çalışmaları ve sergileriyle ziyaretçileri 7 gün boyunca hem eğlendirdi, hem de bağımlılıklar hakkında bilgiler verdi. İstanbul’da Şişli Cevahir AVM önündeki Yeşilay Festival Alanında 5 Mart’ta düzenlenen Yeşil Sahne Söyleşileri’nde Münir Arıkan, Ertem Şener, Cem Öğretir, Cem Arslan, Hakan Hatipoğlu ve Kalust Şalcıoğlu, Ceyhun Yılmaz ve Halit Yerebakan konuk oldu. GENÇLER VE ÇOCUKLAR “YEŞİLİN HER TONU”NDA BULUŞTU Yeşilay Festival Alanında çocuklar için de özel etkinlikler düzenlendi. Çocuklar masal kahramanları eşliğinde kum boyama, yüz boyama, sokak oyunları aktiviteleriyle doyasıya eğlendi. Ressam İsmail Acar

18

Mart 2016

96 YILLIK YEŞİLLİK! Festival alanında Yeşilay, etkinlik ziyaretçileriyle birlikte Yeşilay’ın kuruluş yıldönümünü de dev bir pasta keserek kutladı. Törene, Yeşilay Genel Başkanı Mücahit Öztürk ve Yeşilay Yönetim Kurulu üyelerinin yanı sıra televizyonların sevilen ismi Hakan Hatipoğlu ve ressam İsmail Acar da katıldı. Hafta boyunca Şişli Cevahir AVM Önündeki Yeşilay Festival Alanında karikatür, resim atölyeleri yapıldı. Ziyaretçiler, ritim grubunun müzikleriyle coşarken, video gösterileri ile teknoloji ve sigara bağımlılığının zararları 3 boyutlu olarak anlatıldı.


www.promekmedical.com

BEGOS 3. Bölge 2/21 Sk. No: 5 Buca, İzmir / TÜRKİYE

Tel: +90 (232) 290 3200 Faks: +90 (232) 290 3201

info@promekmedical.com


AKTÜEL

Koordinasyon Değerlendirme ve Planlama Toplantısı gerçekleştirildi Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu Koordinasyon Değerlendirme ve Planlama Toplantısı’nda önemli açıklamalarda bulunarak; “Sağlık hizmetinde 2018-2019 yılında 9-10 milyar dolar gelir hedefliyoruz” dedi

S

ağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Antalya’nın 81 ilin Sağlık Müdürleri, Kamu Hastaneleri Genel Sekreterleri, Halk Sağlığı Müdürleri ve bakanlığın üst düzey yöneticilerinin katılımıyla düzenlenen Koordinasyon Değerlendirme ve Planlama Toplantısı’na katıldı. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, geçen yıl Türkiye’nin 500 bin yabancıya sağlık hizmeti sunduğunu belirterek, bu hizmetlerden 3 milyar dolarlık gelir elde edildiğini ve 2018- 2019 yılında hedeflerinin bu rakamı 9-10 milyar dolara çıkarmak olduğunu söyledi. Bakan Müezzinoğlu, son dönemde yaşanan terör olaylarına değinerek, şehitlerine Allah’tan rahmet, yaralılara şifa diledi. Büyük bir milletin büyük bir medeniyet yolcuğunun zorlukları olduğunu ifade eden Bakan Müezzinoğlu, “Tuzaklar var. Bu tuzakları birlik ve beraberlik içinde güçlü şekilde aşacağız. Bu ruh nasıl Çanakkale’de de var olduysa, bugün Güney Doğu’da da var. Ülkenin yolculuğuna tuzak kurmak isteyenler, çukur kazanlar, o çukurlara kendileri düşecek ve o çukurlardan o zihniyeti mutlaka millet o çukurlara gömecektir. Rabbim güvenlik güçlerine güç kuvvet versin. Rabbim bu milletin birlik ve beraberliğinin daha güçlü kılsın. Birileri 2023 vizyonundan rahatsız olabilir. Bu

20

Mart 2016

yolculuğunu tökezletmek isteyebilir ama bütün bu tuzaklar bu yolculuğu çok daha güçlü yapmamıza hedefe kilitlenmemize vesile olacaktır. Bunu da düşmanlarımız böyle bilsin. Bu millete tuzak kuranlar o tuzağa düşenler olmuştur. Yine düşeceklerdir.” diye konuştu. Toplantıda sağlıkta 4 temel başlığı ele alacaklarının altını çizen Bakan Müezzinoğlu bunlardan birinin sağlık hizmeti olduğunu kaydetti. AK Parti iktidarı döneminde sağlıkta büyük başarılar yakalandığını ve bununla yetinilmemesi gerektiğini vurgulayan Bakan Müezzinoğlu; “ Bu başarıyla övünerek değil, bu başarıyı standardı daha yüksek ölçülebilir, kalitesini her geçen gün arttıran ve verimliğini hesaplayabilen bir noktaya taşımak gibi görevimiz var. Birinci basamağı diğer basamaklarla güçlendirerek, dünya ile yarışta, ‘bu yarışta bende varım’ diyebilecek bir hedefi planlamak gibi bir sürecin alt yapısını oluşturduk.” diye konuştu. İkinci konunun sağlık bilimlerinde Türkiye olduğunu kaydeden Bakan Müezzinoğlu; “Sağlık bilimlerinde Türkiye’nin bugün olduğu noktayı kabul etmesi yeterli olmaz. Dünya ile yarışta tıp ve sağlık biliminde dünya ile yarışabilir olmak, bu iddiada olmak 2023 hedeflerimizin olmazsa olmazlarının başında gelir. Gecen yıl Ocak ayında bu yıl bunun alt yapısını zenginleştirmiş olarak karşınıza geldik. Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı, Türkiye Sağlık Bilimleri Üniversitesi kurumsal yapı itibari ile eğitimi ve araştırmayı çok daha güçlü yapabilecek yapısal alt yapıyı kurduk. İstiyoruz ki Türkiye tıp ve sağlık alanına bütün gelişmelerde takip eden değil, gelişmeleri uygulayan ve gelişmelerin içinde olan bir süreci daha iyi noktalara taşıyacağız.” dedi.


3 YILDA 90 BİN YATAK KAPASİTESİ Bakan Müezzinoğlu üçüncü başlığın sağlık endüstrilerinde Türkiye olduğunu belirterek; “Kamu ve özel işbirliğiyle 30 bin şehir hastanelerinin ihale süreci bitti inşaat süreci başladı. Bu yıl Mersin şehir hastanesini açacağız. Gelecek yıl Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’ni açacağız. Bu hastanenin 3 bin 760 yatak kapasitesi var. Seneye Isparta, Yozgat hastanelerini açacağız. Burada 30 bin yatak kapasitesi kamu özel işbirliği yanında bakanlık olarak yaptığımız hastanelerin yatak kapasitesi 40 bindir. İkisinin toplamı 70 bin yatak kapasitesi, Türkiye’nin sağlık yatırımları ve fiziki mekânları bu ülke 3 yıl içinde tamamlamış olacak. Hastane kapasitesini yenileyen dünyada bir başka ülke yok. Bu yıl itibari ile 10 bin kamu özel işbirliği ile 10 bin kamu olarak yapılacak yatak kapasitesi ile bu sayı 90 bine tamamlanacak. Bunun yanında tıbbi donanım ve teknolojileri getirerek övünmeye devam edemeyiz, Türkiye’de bunları yerli üretimle yapmalıyız.” ifadelerine yer verdi. 2015 YILINDA 500 BİN YABANCIYA SAĞLIK HİZMETİ SUNULDU Dördüncü başlığın sağlık turizmi olduğunun altını çizen Bakan Müezzinoğlu, “Türkiye’nin şuandaki geldiği nokta 12 yıl öncesine göre iyidir. Ama kapasitemizi değerlendirdiğimizde yeterli değildir. 2002 yılında bu ülke insanının yaklaşık 100- 110 bini yurt dışına tedavi için gittiğinde yaklaşık 1.5 milyar dolar harcarken, gecen yıl itibari ile Türkiye 500 bin yabancıya sağlık hizmeti sunmuştur. 3 milyar dolarlık gelir elde etmiştir. Bu rakam bizim kapasitemizin karşılığı mıdır, hayır. Bu ülke insanının sağlık hizmeti kapasitesi kesinlikle bu rakamlar değildir. 2018 yılı 2019 yılına geldiğimizde hedefimiz yılda 3 milyar dolardan 9-10 milyar dolar gelir elde eden hedefi yakalamalıyız.” diye konuştu.

SAĞLIK BÖLGELERİ Bakan Müezzinoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şuanda 29 sağlık bölgemiz var. Bunu 30 ya da 31 rakamına taşıyacağız. Bunlardan biri Kars’ı sağlık bölgesi olacak. 30 bölgede güçlü sağlık hizmeti sunabilen merkezlerimizi çok güçlü hale getireceğiz. Sevkleri olabildiğince aşağı çekmeyi hedefliyoruz. Antalya bir sağlık bölgesiyse bütün bölge insanına en ideal şekilde, sağlık turizminin her alanında kendisini akredite ederek bu alanda sağlık turizmi hizmeti verecek. Samsun, Erzurum, Edirne, Gaziantep, Edirne, İzmir, Muğla bütün bunlarda sağlık turizminde iddialı olabilecek marka değerini 3 başlık altında güçlendireceği, şu alanda sağlık turizmi hizmeti vereceğim diyecek. Her bölge güçlü olduğu alanda hizmet verecek.” 289 BİN 741 ÇAT KAPI ZİYARET Sağlık hizmeti sunumunda ciddi başarıların yakalandığını vurgulayan Bakan Müezzinoğlu; “Biz yalnız başarılarımızı konuşursak, göremediğimiz eksiklikler dolayısıyla başarısızlıkla karşılaşabiliriz. Geçen yıl Ocak ayında, tüm yöneticilerden her ay 10 hasta ziyareti yapmasını istemiştim. Önce salon yadırgadı gibi. Ama müthiş bir başarı yakaladık. 2015 yılında sağlık yöneticilerimizin kaşı çalarak ev ziyaret ettiği ev sayısı 289 bin 741. Tebrik diyorum. Hastaya geçmiş olsun ziyaretinde bulunarak, hastanın yaşadığı sıkıntı, öneri ya da memnuniyetler ele alındı. Ziyaretler bu aydan itibaren 335 bin oldu. Şırnak’ta da Cizre’de, Hakkâri’de de, Diyarbakır Sur’da da bu kapılar çalındı.” dedi. Bakan Müezzinoğlu, 2015’in çalışmalarının bir bilimsel rapor haline getirilmesi için çalışmaların başladığını kaydederek, bu yıl çat kapı ev ziyaretinin 500 bini bulmasını hedeflediklerini belirtti.

Mart 2016

21


Ropörtaj

Grenke ile operasyonel kiralama avantajı Grenke Genel Müdürü Mehmet Aslan; “Medikal sektörün geleceği çok parlak.” Şili, Kanada gibi ülkelerde faaliyet gösteriyor. Leasing derken diğer leasing şirketleri gibi makine ya da araç kiralamaya yönelmemiş bir şirketiz. Daha çok bilişim teknolojileri, ofis ekipmanları ve medikal teknolojiye yönelik çalışmalarımız var. Portföyümüzde yaptığımız sözleşme sayısına bakarsak %65-70’i grup içinde IT’dir. Geri kalan bölümü ise medikaldir. Grubun 30 ülkede yaptığı ciro 1,5 milyar Euro’dur. Yılda yaklaşık 300 bin sözleşme yapıyoruz. Türkiye’de 2011 yılında faaliyete başladık. Yaklaşık 5 yıldır Türkiye’deyiz. 2011 yılından bu güne dek yaklaşık 2600-2700 sözleşme yaptık.”

Grenke Genel Müdürü Mehmet Aslan

F

ikirleri olmayan şirketlerin, kısa ya da uzun, bir gelecekleri yoktur. Çünkü rekabet ortamında fikirler en önemli sermaye olup, her güçlü markanın çekirdeğini oluşturmaktadır. Piyasanın geleceğini şekillendirmek isteyen şirketlerden biri olarak, Grenke öngörüleriyle, gelecekte gerçekleşecek olan büyümen şartlarını belirliyor. Türkiye’de yaklaşık 5 yıldır operasyonel kiralama alanında faaliyet gösteren Grenke yeni teknoloji yatırımlarına finansal çözümler sunuyor. Grenke Türkiye Genel Müdürü Mehmet Aslan konuyla ilgili sorularımızı yanıtladı. Öncelikle Grenke’yi tanıyabilir miyiz? “Grenke 1978 yılında Almanya’da kurulan bir leasing şirketidir. 30 ülkede 100’den fazla şubesi var. Bu şirketlerin çoğu Avrupa’da. Fakat Grenke Avrupa dışına da açılmaya başladı. Örneğin Brezilya, Dubai, Singapur,

22

Mart 2016

Medikal sektöre sunduğunuz çözüm önerileriniz nelerdir? “Biz yurt dışında çoğu ülkede Leasing yaparken Türkiye’de tam olarak Leasing yapamıyoruz. Çünkü Türkiye’de Leasing’i genelde bankalar yapıyor. Türkiye’de bunu yapabilmek için Leasing lisansına sahip olmanız gerekiyor. Bu lisansı almak için de 5 milyon lira üst sermaye göstermeniz gerekiyor. Bu yüzden de Leasing şirketlerinin yüzde 95’ini özel banka şirketleri oluşturuyor. Biz bu yüzden Leasing yerine operasyonel kiralama yapıyoruz. Leasing’le kıyaslandığında çok daha avantajlı. Mesela kestiğimiz kira faturalarını birebir masraf olarak gösterebiliyor müşterilerimiz. 1 milyon kredisi olan şirket bir banka kuruluşuyla leasing sözleşmesi yaptığı zaman kredisinden eksilir bu. Örnek veriyorum 300 bin liralık bir medikal cihaz aldı ve leasing sözleşmesi yaptı.



Ropörtaj

Tüm bankalara bu bilgi gidiyor. O bankalarda kredi limiti 700 bin lira oluyor. BDDK’ya tabi olmadığımız için bizim üzerimizden kiralama yapan şirketin kredi limiti düşmemiş oluyor. Operasyonel kiralama özellikle Kobi ve Kobi’nin bir üst tarafına baktığımız zaman çok daha avantajlı. Leasing sözleşmelerinin genelde noter tasdikli olması gerekir. Fakat bizim sistemimizde buna gerek kalmıyor. Bu avantajlar medikal ya da IT için fark etmiyor. Model olarak ikisi için de geçerli. Medikal tarafında kampanyalar yaptık. Belirli süre yapılan anlaşmalarda dosya ücreti alınmadı. Belki Expomed fuarından hemen sonra bu çalışmamızı tekrar hayata geçirebiliriz. Medikal tarafında bunun haricinde birçok kampanya yapmayı düşünüyoruz.” Yatırımcılar neden Grenke’yi tercih etmeli? “İlk sözleşmeyi yaptığımız şirketlerin %70’i ikinci bir sözleşme yapmaya sıcak bakıyor. En zor olanı ilk adımı atmaktır. Çünkü şirketler bu kiralama modelini yeni öğreniyorlar. Denedikten sonra avantajını görüyorlar. Bizde şöyle bir avantaj daha var. Biz sadece TL bazlı sözleşme yapıyoruz. Diğer leasing şirketleri gibi dolar üzerinden anlaşmıyoruz. Biliyorsunuz ki Dolar kuru veya Euro kuru son aylarda güzel bir dalgalanma gösterdi. Biz TL kiralama yaptığımız için bugün firmamız 3 bin TL ödüyorsa 60. ayda da 3bin TL ödüyor. Burada 24

Mart 2016

bütün kur riskini biz alıyoruz. Faizler çıksa da düşse de müşteri avantajı devam ediyor.”

Medikal Sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz? “Medikal sektörün geleceği çok parlak. O kadar

çok poliklinik o kadar çok özel hastane açılıyor ki daha da açılması gerekiyor. Özellikle Güneydoğu’ya baktığımız zaman gerek devlet gerekse özel hastane

sayısı yetersiz. Medikal cihazlar sadece hastanelere verilmiyor fakat medikal alan denince akla gelen

ilk şey hastaneler oluyor. Özellikle önümüzdeki 10 yıl içerinde gelişen istihdam sayesinde medikal

sektörün alanını genişleterek büyük bir yükselişe geçmesini öngörüyoruz.”


Truemed T RU E N A İ L

( F E M O R A L A N T İ ROTA S YO N A L Ç İ V İ ) Patentli ürün

SİSTEMİ BİRBİRİNE KİTLEYEN VE ROTASYONU ÖNLEYEN TASARIM

5.5 0 EĞİM True med

4.5MM KANÜL ÇAPI VE STRES ÖNLEYİCİ TASARIM

Truemed

ANATOMİK 128.5 0 AÇI

FEMORAL YAY ANATOMİK YAPI

9 FARKLI BOY SEÇENEĞİ

DİNAMİK VE STATİK DİSTAL KİLİTLEME

w w w . t r u e m e d . c o m . t r


Sağlık

130 milyon TL yatırımlı Van Akıllı Hastane Projesi’nin açılışı gerçekleştirildi

S

ağlık Bakanlığı tarafından Van’da 130 milyon TL’ye yaptırılan 300 yataklı Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi ve 200 yataklı Kardiyoloji ve KVC Hastanesi’nin açılış törenine, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, AK Parti Genel Başkan yardımcıları Mehdi Eker ve Mehmet Ali Şahin, Van Valisi İbrahim Taşyapan, AK Parti Van milletvekilleri Beşir Atalay ve Burhan Kayatürk, Tuşba Belediye Başkanı Fevzi Özgökçe ile çok sayıda vatandaş katıldı. Açılış töreninde konuşan Başbakan Davutoğlu, 1,5 yılda 7 defa Van’a geldiğini belirterek; “Bir gün Mardin’de, bir gün Erzincan, bir gün Silopi, bugün de Van’dayız. İzmir’le Van’ı kimse ayırt edemez. Van’da bulunmaktan, Van’ın güzel insanlarıyla kucaklaşmaktan mutluyuz. Terör örgütünün yıktığı şehirleri, gönülleri imar etmek için gece gündüz çalışıyoruz, ama bizden önce sizin gayretiniz takdire

26

Mart 2016

şayandır. Terör çağrılarını boşa çıkardığınız için, şiddete hayır, kavgaya hayır dediğiniz için sizleri tebrik ederim. Karamsarlığa, kana, kine, öfkeye hayır dediğiniz için, umudu büyüttüğünüz için, teröre destek verenlerin rüyalarını boşa çıkardığınız için size minnettarız. Allah bizi bir birimizden hiç ayırmasın. Allah bu topraklar üzerinde bu bayrağı hiç eksik etmesin” ifade etti. İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞATSIN Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, açılış töreninde yaptığı konuşmada, 14 yılda sağlık alanında çok önemli değişim ve dönüşüm sağladıklarını söyledi. Hizmetlerin merkezine insanları alarak gece gündüz çalıştıklarını, “İnsanı yaşat ki devlet yaşatsın” anlayışıyla hareket ettiklerini vurgulayan Müezzinoğlu, Van’da AK Parti hükümetleri döneminde 2 bin 976 kapasiteli yeni nitelikli hastaneler inşa ettiklerini kaydetti. Müezzinoğlu, sağlık alanında gelişmiş ülkelerde olan bütün imkânların burada da olması için gece gündüz çalıştıklarını bildirerek; “Van’da şu anda açılışını yaptığımız bu hastanede 118 yoğun bakım yatağımız var. 2002 de bu rakam sadece 22 idi. Şu anda yaptığımız bu hastanedeki yoğun bakım yataklarımızla birlikte yoğun bakım yatak sayımız 600’ün üzerine çıkıyor. Biz imar, inşa, kardeşlik, birlik ve beraberlik, 78 milyonun kardeşliğinin peşindeyiz” diye konuştu.



Sağlık

652 bin hastaya evde bakım hizmeti

“Evde Bakım Hizmeti” uygulamasını hayata geçiren Sağlık Bakanlığı’nın bu uygulaması her geçen gün yaygınlaştırılmaya devam ediyor. Sağlık Bakanlığı, sağlıkta dönüşüm programı çerçevesinde hayata geçirdiği evde bakım hizmeti ile geçtiğimiz yıl 652 bin hastanın ayağına gitti. Bakım ve tedavileri ev ortamında gerçekleştirilen 272 bin 934 hasta ise evde sağlık hizmeti almaya devam ediyor. Başlangıçta çok sınırlı bir kesime bu hizmeti verebilen bakanlık, bugün birçok ilin merkezinin nüfusu kadar kişiye hizmet vermeye başladı. Yatağa bağımlı hastaların evde yapılabilecek tıbbi bakım ve rehabilitasyonlarını ev ortamında gerçekleştiren bakanlık, 947 birim ve 5 bin personeli ile 272 bin 934 hastaya evde baktı. Bu hastalardan 32 bin 785’ine ağız ve diş sağlığı hizmeti sundu.

28

Mart 2016

PSİKOLOJİK DESTEK SAĞLANIYOR Hizmet solunum sistemi hastaları, ileri derecedeki kas hastaları, palyatif bakım ve tedavi gereksinimi olan terminal dönem kanser hastalarına veriliyor. Tetkik, tedavi, pansuman, yara bakımı, sonda uygulamaları, fizik tedavi, rehabilitasyon, ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin yanı sıra, yeni doğan sarılığı olan bebeklere fototerapi tedavisi de yapılıyor. Hasta ve yakınlarına psikoloji ve sosyal destek hizmetleri ile birlikte eğitim hizmetleri de veriliyor. TIBBİ CİHAZLAR VERİLİYOR Hastaların sağlık raporları ve ilaç reçeteleri sağlık ekipleri tarafından evde düzenleniyor. Hastaların ihtiyaç duyduğu, tedaviye yardımcı olabilecek ve demirbaş niteliğindeki tıbbi cihazlar hizmet süresince zimmet karşılığı hastanın kullanımına tahsis ediliyor.



Sağlık

‘TÜRKÖK Projesi’ne İzmir’den destek

T

ürk Kızılayı ile Dokuz Eylül Üniversitesi arasında “TÜRKÖK Projesi”ne destek protokolü imzalandı. Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar, “Kan ihtiyacı asla bitmez. Kanın yapayı yoktur. Sadece insandan insana adeta bir organ nakli şeklinde bir nakil söz konusudur. Bunun için sürekli insanlara muhtacız. İnsanların kan vermesine ihtiyacımız var.” dedi. Türk Kızılayı’nın Maltepe’deki Altıntepe Tıp Merkezi’nde düzenlenen törene, Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar, Dokuz Eylül Üniversitesi Histoloji ve Embriyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güven Erbil ile Dokuz Eylül Üniversitesi Mezunlar Derneği (DEÜDER) Başkanı Ali Özalp katıldı. TÜRKİYE’Yİ 17 BÖLGEYE AYIRDIK Türkiye’nin bugün tespit edilmiş kan ihtiyacının 2 milyon 500 bin ünite olduğunu vurgulayan Akar, imzaladığımız bu protokollerle kan donasyonumuzu arttırmak suretiyle önümüzdeki yıllarda bu ihtiyacın tamamını Türk Kızılayı olarak karşılayacaklarını söyledi. Türk Kızılayı’nın, ülkede 17 bölge kan merkezinin olduğunu kaydeden Akar, “Türkiye’yi 17 bölgeye ayırdık. 17 ana bölge kan merkezimiz, 65 kan merkezimiz, 300’e yakın seyyar ekibi her gün kan donasyonuna çıkartacak kadar mobil tırımız, kan otobüslerimiz, seyyar mobil ekiplerimiz var. Her gün 300 civarında ekibimiz alana inerek halkımızdan kan donasyonu sağlıyor. Milletimizin kan ihtiyacını

30

Mart 2016

karşılamaya gayret ediyoruz. Bizimle protokol yapan, bizimle birliktelik yapan hastahanelerin yüzde 95’inin kan ihtiyacını biz karşılıyoruz. Kanın tahlil ve analiz işlemleri de bu bölge kan merkezlerimizde yapılıyor. Dünyanın en ileri teknolojisiyle tetkik ediliyor. Bulaşıyı en aza indiren testleri uyguluyoruz. Bu sayede bulaşı hadiselerine çok az rastlıyoruz” ifadelerini kullandı. TÜRK KIZILAYI KAN KONUSUNDA BİR ABİDE Dokuz Eylül Üniversitesi Histoloji ve Embriyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güven Erbil de, üniversite olarak böyle bir organizasyonun ciddiyetini bilerek ve bunun önemini kavrayarak yola çıktıklarını ifade etti. Prof. Dr. Erbil, “Türk Kızılayı kan konusunda bir abide. Hatta şu anda kök hücre projesi “TÜRKÖK” ile de bir önder. Bu projenin içerisinde elimizden geldiğince genç öğrenci nüfusu yıllık dönüşümü 70 bin, mezunların 200 binin üzerinde olan bir üniversitenin öncelikle kök hücre bağışçısı, sağlıklı, bilgili, donanımlı gençlerle olabileceğini düşündük. Bu anlamda bağışçı kazanımı, üniversitenin alt yapısı ve hastane desteğiyle de elimizden gelen her türlü destekle Kızılay’la ortak çalışmak için mezunlar derneğimizin enerjisiyle de birlikte olmak için bu projeye severek katılım gösterdik” değerlendirmesinde bulundu. Konuşmaların ardından Akar, Erbil ve Özalp, “TÜRKÖK Projesi”ne destek protokolünü imzaladı.



AKTÜEL

Milli yazılım sistemimiz “PARDUS” Kocaeli Kamu Hastaneleri milli yazılım sistemimiz Pardus’a geçiyor

M

illi İşletim Sistemi P A R D U S ’ u yaygınlaştırmak amacıyla Genel Sekreter Op. Dr. Şenol Ergüney, Tıbbi Hizmetler Başkanı Op. Dr. Onursal Varlıklı, İdari Dr. Harun Öz Hizmetler Başkanı Dr. Harun Öz, Mali Hizmetler Başkanı Mustafa Tekin, Hastane Yöneticileri, Müdürleri ve Sağlık Tesisleri Bilgi İşlem Sorumlularının katılımı ile Seka Devlet Hastanesi Konferans Salonunda bir tanıtım toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda, TÜBİTAK PARDUS Proje Yürütücüsü Abdullah Erol tarafından yapılan sunumda PARDUS’un kurulumu ve programın özellikleri konularında detaylı bilgiler verildi. Erol “Açık Kaynak kodlu, yüksek performanslı, Türkçe destekli uygulamaları barındıran, kendisini sürekli güncelleyen, güvenli ve işlevsel olan PARDUS’ un kamu kurumları tarafından da kullanılmaya başlanması ve yaygınlaşması ile Ülke olarak önemli faydalar sağlayacağız” dedi. GENEL SEKRETER ERGÜNEY; “PARDUS’A TAM DESTEK VERİYORUZ” Toplantıda konuşan Genel Sekreter Op. Dr. Şenol Ergüney “Kişisel ve kurumsal olarak Milli yazılım çalışmamıza destek olmalıyız. Sağlık tesislerimiz ve Genel Sekreterliğimizde PARDUS Göçü için hazırlıklarımız başlamış durumda. Hastanelerimiz test çalışmalarını yapıyorlar. Tesislerimizde geçiş için karşımıza çıkabilecek sorunların tespitini yapıyoruz. Milli İşletim Sistemimizin yaygın olarak kullanılması için tam destek veriyoruz” diye konuştu. PARDUS NEDİR? Pardus, Türkiye’de TÜBİTAK tarafından geliştirilen GNU/Linux tabanlı milli işletim sistemidir. Planlamasına 2003 yılında başlanmış olup ilk kararlı sürümü 27 Aralık 2005’ te yayınlanmıştır. Pardus adı, Anadolu Parsı’ nın bilimsel adı olan Panthera pardus

32

Mart 2016

tulliana’dan gelmektedir. Pardus günümüze kadar birçok yenilikçi teknolojiyi içerisinde barındırmış ve güncel ihtiyaçlara göre geliştirilmektedir. ÜCRETSİZ GÜVENİLİR BİR İŞLETİM SİSTEMİ Açık kaynak özelliği sistemin şeffaf olmasını, bu da Pardus’un güvenilir bir işletim sistemi olmasını sağlamaktadır. Açık kaynak olmasının ikinci bir avantajı kötü niyetli programcıların virüs, trojen gibi zarar verici uygulamaları yazmasına engel olmasıdır. Son kullanıcılar Pardus kullanarak bütün zarar verici uygulamalardan kurtulmuş olmaktadır. E-Devlet uygulamalarına ve kurumsal belge yönetimi sistemlerine elektronik imza kullanarak rahatlıkla ve güvenle girilebilmesine imkan sağlayan Pardus işletim sistemi %100 Türkçe, Kurumsal gereksinimler için hazır olarak sunulmakta, TÜBİTAK tarafından her türlü yazılım desteği sağlanmaktadır.



AKTÜEL

Dünya çapında ses getiren teknolojik robot “Avicenna”

B

öbrek taşı tedavisinde lazer teknolojisinin kullanıma girmesi böbrek ve idrar kanallarındaki taşlara anında müdahale yapılmasına imkân tanıyor. Bu yönteme OSTİM Medikal Sanayi Kümelenmesi üyesi ELMED, dünya çapında ses getiren farklı bir çözüm ekledi. Firma tarafından geliştirilen robot tekniği, oldukça zahmetli bir süreci olan Fleksibil Üreterorenoskopi’yi hem doktor hem de hasta için avantaja dönüştürüyor. Üroloji alanında dünyanın en ünlü akademisyenlerinin örnek gösterdiği, kesmeden veya delmeden tedavi imkânı sağlayan Türk robotu, İbn-i Sina’nın Latince karşılığı olan Avicenna ismiyle tıp dünyasında boy gösteriyor.

DOKTORA VE HASTAYA KOLAYLIK

Firma olarak yüksek teknolojili, kaliteli, belli konuda uzmanlaşmış işler yapmayı hedeflediklerini belirten Ahmet Sinan Kabakcı; “Fleksibl üreterorenoskopiyle böbrek taşı kırma yöntemine robot geliştirdik; dünyada tek ve ilk. Bu operasyon elle yapıldığı zaman son derece zor şartlarda ve hareket kısıtlaması olarak çalışılıyor. Bizin geliştirdiğimiz teknoloji sayesinde lazer ışığıyla taş kırılabiliyor. Robotumuz söz konusu operasyonun çok hassas bir şekilde yapılabilmesini ve rahatlıkla oturarak çok konforlu bir konumda gerçekleşmesini sağlıyor.” dedi. Avicenna Robot, endoskobun ömrünü uzatıyor. Böylece 2, 3 ve 4 cm taşları kırma imkânı oluşturuyor. Normalde 30 hastada kullanabilirken teknoloji Avicenna Robot ile yaklaşık 3 katına çıkabiliyor.

34

Mart 2016

Sistem ise mevcut cihazı bir dakikadan az bir sürede robota bağlanmasıyla işlemeye başlıyor. X ışınından uzakta durulduğu için doktorun kurşun önlük giymesi gerekmiyor. Doktor bu işlemi uzaktan robotla kontrol ediyor. İlk giriş yapıldıktan sonrasının tamamını robot götürebiliyor. Ayrıca Avicenna robot ile yaklaşık 500 derece dönüş imkânı sağlanabiliyor. Robotumuz aynı zamanda hastanın ve doktorun güvenliğini sağlıyor. Başka bir ülkede benzer tekniği üreten başka firma olmadığını belirten ELMED Genel Müdürü Ahmet Sinan Kabakcı; “Bu teknolojiyi dünyaya sadece ELMED sunuyor. Dünyaca ünlü, kitapları üroloji derslerinde okutulan Prof. Dr. Arthur Smith ürünümüzü takip ediyor. Bir kongrenin açılışında robotu tanıtan 3.5 dakikalık videomuzu gösterdi. Türkiye’den bir firma böyle bir robot geliştiriyor diye anlattı. Ayrıca Avrupa’nın genel üroloji ve fleksibl endoskopi üzerine en popüler 2 profesörü de Türkiye’ye gelerek robotumuzu kullandılar.” açıklamasında bulundu.

MEDİKAL SEKTÖRE HİZMET VEREN FİRMALAR KENDİLERİNE GÜVENMELİ

ELMED Genel Müdürü Ahmet Sinan Kabakcı; “Türkiye’deki tüm firmaların kendilerine güvenmeleri gerektiğine inanıyorum. Her şeyi yapabileceklerine yabancılardan geri kalmayacaklarını ve daha iyi bir şeyler üretebileceklerine inanmaları gerekiyor. Bunu yaparken de mutlaka bilimsel çalışmak gerektiriyor. Bir şeyleri kopyalamak değil. Yapılmışlara bakarak onların eksiklerini belirleyip iyileştirme yönünde gayret sarf edilirse çok iyi yerlere geleceğimize inanıyorum. Türkiye’nin ihracat hedefleri yüksek. Herkes şunun bilincinde; bu hedeflere ulaşabilmek için mutlaka teknolojik, katma değeri yüksek ürünler yapılması gerekiyor.” dedi.



Sağlık

İlk yardım eğitimi işbirliği protokolü imzalandı Sağlık Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu arasında işbirliği sağlamak amacıyla “İlk Yardım Eğitimi İşbirliği Protokolü” imzalandı

İ

mza törenine Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç ve Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu Başkanı Ali Düşmez katıldı. İmzalanan protokol çerçevesinde, amatör spor kulüplerinin oynadığı maçlarda sahada görev alan yaklaşık 2 bin 500 kişiye ilk yardım eğitimi verilecek. 112 acil yardım istasyonlarına her hafta maçların gün ve saatleri liste olarak gönderilecek, görevliler bilgilendirilecek. AMATÖR SPOR YAPILAN ALANLARDA SERTİFİKALI BİRİNİN OLMASINI ARZU EDİYORUZ Bakan Müezzinoğlu, imzalanan protokol ile spor, sağlık ve sağlıklı yaşam konusunda önemli bir imza atıldığını vurguladı. 2 yıldır amatör sporculara yönelik ilk yardım hizmetleri üzerine çalıştıklarını vurgulayan Bakan Müezzinoğlu, “Son günlerde kamuoyuna yansıyan 17 yaşındaki hakemimizin, dün itibari ile 12 yaşında genç bir çocuğumuzu kaybetmiş olmanın, belki bu hazırlıklarımızın daha güçlü yapılmasına da mesaj veriyor. Biz burada özellikle ilk yardımı önemsiyoruz. İlk yardım sertifikasında sağlık

36

Mart 2016

bakanlığı olarak gerek antrenörlere, gerek kaptanlara gerek oradaki yöneticilere ilk yardım kursları vererek

sertifikasyonu arttırarak olabildiğince amatör spor yapılan alanlarda mutlaka ilk yardım sertifikası olan

birinin olmasını arzu ediyoruz. Bu protokolde de bunu başarmayı hedefliyoruz” dedi. Bakan

Kılıç

imzalanan

protokol

ile

ilgili

değerlendirmelerde bulundu. Hayata geçirilecek olan

çalışmanın kendileri için büyük önemi olduğunu dile getiren Bakan Kılıç şunları söyledi:

“100 bin’i futbol olmak üzere toplamda 500 bine

yakın müsabaka oynanmakta. bu müsabakaların her birisinde yoğun bir efor sarf edilmekte. Bugün yapacağımız bu anlaşma, bu protokol ile ilk yardım

konusundaki sertifikasyon eğitimi ve bu anlamda genel eğitimi dikkate aldığımızda ilk yardımın çok önemli olduğunu görüyoruz. İlk andaki müdahelenin

çok önemli olduğu, orada müdahele de bulunacak kişinin bu konuda belli bir eğitimden geçmiş olması ve ne yaptığını biliyor olmasının çok büyük faydası olduğunu biliyoruz.”



AKTÜEL

GATA’dan dünya standartlarında mikrocerrahi eğitimi GATA Mikrocerrahi Uygulama ve Araştırma Laboratuvarı’nda, yurt içi ve yurt dışından alanda uzman bilim insanları tarafından, dünyanın birçok yerinden hekimlere eğitim veriliyor

T

ürkiye’nin tek, Avrupa’nın birkaç merkezinden biri olan GATA Mikrocerrahi Uygulama ve Araştırma Laboratuvarı’nda, yurt içi ve yurt dışından alanda uzman bilim insanları tarafından, dünyanın birçok yerinden gelen hekimlere eğitim veriliyor. Dünyaca ünlü eğitmen Rosmarie Frick’in yanı sıra GATA El Cerrahisi Bilim Dalı Başkanı Doç. Tabip Albay Mustafa Kürklü ve plastik ve el cerrahisi uzmanı Doç. Tabip Albay Yalçın Külahçı, Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Ortopedi ve Travmatoloji-El Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Gürsel Leblebicioğlu başkanlığında gerçekleştirilen mikrocerrahi eğitimlerinde, iki saç kılı kalınlığındaki damarlar, son teknolojiye sahip mikroskop altında dikilerek, kol, bacak ve parmak nakli gibi kritik operasyonları yapabilecek uzmanlar yetiştiriliyor.

38

Mart 2016

GATA Dekanı ve Eğitim Hastanesi Baştabibi Tümamiral Hayati Bilgiç; “Amacımız damarıyla, siniriyle, donanımlı el ve yüz naklini gerçekleştirmektir” GATA’daki mikrocerrahi laboratuvarında, deney hayvanları üzerinde mikrocerrahi uygulamalarının yapıldığını aktaran Bilgiç, burada yapılan çalışmaların kompozit doku nakli operasyonların başarısı için çok önemli olduğunu dile getirdi. GATA’daki mikrocerrahi laboratuvarında, deney hayvanları üzerinde mikrocerrahi uygulamalarının yapıldığını aktaran Bilgiç, burada yapılan çalışmaların kompozit doku nakli operasyonların başarısı için çok önemli olduğunu dile getirdi. Bilgiç, “Amacımız, bilerek, damarıyla, siniriyle, kasıyla, dokusuyla çok iyi bilen, donanımlı bilgi ile kompozit doku naklini, yani el ve yüz naklini gerçekleştirmektir” diye konuştu.


Connecting Global Competence Connecting Global Competence

F3

FU3

2

UTU TU RERE4 2 4

NE3 TW

NE3 TW GL

L

03

03

B2

Elementary to your success. Laboratuvar teknolojileri, enstrümantal analiz, biyoteknoloji ve laboratuvar endüstrisinin tüm ihtiyaçlarını kars¸ılayacak ürün grubuna sahip Dünyanın en büyük ag˘ıdır. Biyokimya ve laboratuvar tıbbı konusunda son bulus¸ları ve uluslararası seçkin tartıs¸maları analytica konferansında bulabilirsiniz. Agora Turizm ve Tic. Ltd. ¸Sti., Eren Ergen, ergen@messe-muenchen.com.tr

25th International Trade Fair for LaboratoryHighlights Technology, Analysis, Biotechnology and analytica conference in 2016: www.analytica.de

y to your success. May 10–13, 2016 Messe München

ümantal analiz, biyoteknoloji ve laboratuvar kars¸ılayacak ürün grubuna sahip Dünyanın laboratuvar tıbbı konusunda son bulus¸ları aları analytica konferansında bulabilirsiniz. n Ergen, ergen@messe-muenchen.com.tr

25th International Trade Fair for Laboratory Technology, Analysis, Biotechnology and analytica conference www.analytica.de

Live Labs and occupational safety

B2 Highlights in 2016: Live Labs and occupational safety

O4

O4

AL2

AL2

RK

RK


Sağlık

SAKIN GEÇ KALMA BUGÜN GEL Kanser ile savaşta yeni bir adım atılıyor. “Sakın Geç Kalma Bugün Gel” tırları ile şimdi Sağlık Bakanlığı hanımların ayağına gidiyor. 81 ilde var olan KETEM’ destek olarak mobil tarama araçları yola çıktı. İlk etapta hazırlanan 10 tır, 8 ayrı ilde vatandaşın sokağına, ayağına gidecek. Mamografi taramaları yapılacak. Kanserin erken teşhisi önemli! Özellikle meme kanserini önlemek için düzenli mamografi çekimi ihmal edilmemeli.

YAŞAMA YOL VER Sağlık bakanlığı Yaşama Yol Ver projesi ile birlikte sağlık hizmetleri projelerine de hız kesmeden devam ediyor. 112 Acil Sağlık Hizmetlerimize güç katmaya devam eden bakanlık Sağlık Bakanı Müezzinoğlu’nun da katılımıyla gerçekleştirilen törende 89 ambulans ve 6 Umke aracını sağlık için Antalya’dan yola çıkardı. Yeni ambulanslar belirlenen 23 ilde hizmet verecek. Unutmayın! Ambulansa yol vermek, yaşama yol vermektir.

BAŞBAKAN DAVUTOĞLU’NDAN MÜJDE Başbakan Davutoğlu’ndan müjde! Sağlık çalışanları artık tuttuğu nöbet saatine göre 90 güne kadar fiili hizmet zammından yararlanabilecek. Sağlık çalışanlarının 3 yıla kadar erken emeklilik hakkı elde etmelerinin yanı sıra emekli aylıkları bağlanma oranları konusunda artış olacak.

EMEKLİ HEKİMLERİN MAAŞLARINA ZAM! Başbakan Davutoğlu Tıp Bayramı’nda sağlık çalışanlarına birçok müjdeli zam haberi verdi. Bu kapsamda emekli hekim ve diş hekimlerinin aylıkları 3100 TL’ye, uzman hekimlerin emekli maaşı ise 3250 TL’ye çıkarılıyor.

40

Mart 2016



AKTÜEL

Türkiye Diyanet Vakfı “Uluslararası İyilik Ödülleri” sahiplerini buldu Afrika’nın en köklü sivil toplum kuruluşlarından ‘‘Munazzama ad-Dawa al-İslamiyye’’yi 40’ı aşkın Afrika ve Asya ülkesinde faaliyeti olan uluslararası bir sosyal yardım kurumuna dönüştüren Sudan eski Cumhurbaşkanı Abdurrahman Muhammed Swar EzZeheb; Doğu Asya Barış Ödülünü alan ilk Malezyalı kadın olan ve 2003 yılından bu yana çatışma ya da afet bölgelerinde doktor olarak görev yapan, yaralı ve hastalara şefkat dolu ellerini uzatan Jemilah Mahmood; kalbi ve vicdanının sesine kulak vererek Gazze’de başlayan acımasız İsrail bombardımanının ardından oraya gitmek ve bu çaresizliğe bir nebze olsun çare olmak için konforlu yaşamından, hatta canından bile vazgeçen Norveçli Dr. Mads Gılbert; Şırnak’ta kendini hiç düşünmeden çatışmada yaralanan polise siper olan er İsmail Ertem; küçük Leyla’nın ardından, kronik hastalıklarla mücadele eden çocukların hayallerini

T

ürk Diyanet Vakfı’nın bu yıl ikincisini düzenlediği “Uluslararası İyilik Ödülleri”nin sahipleri açıklandı. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, ‘’Uluslararası İyilik Ödülleri’’ için ulusal ve uluslararası alanda 8 farklı dilde, yaşanmış bin 100 hikâyenin dört ayrı komisyon tarafından değerlendirildiğini belirtti. Prof. Dr. Mehmet Görmez, Türkiye Diyanet Vakfı olarak son yıllarda, ülkemizde ve yedi kıtada insanlığın hizmetinde olmak ve yeryüzünde iyiliğin egemen olması için çalışmak gibi iki önemli hedef üzerinde durduklarını da sözlerine ekledi. Dünyanın zor bir süreçten geçtiğini belirten Görmez; “Günümüzde tüm insanlığı kuşatan şiddet, terör, nefret, düşmanlık, ırkçılık, ayrımcılık ve işgallerin yol açtığı tablo, iyiliğin yeniden İslam coğrafyasında ve bütün dünyada hâkim kılınması için seferber olunmasını zorunlu kılmaktadır” dedi. Komisyonlar tarafından ciddi bir çalışma ve titiz bir değerlendirme sonucunda bu yıl Uluslararası İyilik Ödülü verilmesi kararlaştırılan isimler şöyle; Cumhurbaşkanı olarak ömrünün sonuna kadar bu makamda kalabilecekken kendini iyiliğe adayan,

42

Mart 2016

gerçekleştirerek “Leyla’dan Sonra Hareketi”nin ilk öncüleri olan genç doktor adayları Övgü Sinem Buğan, Yüsra Betül Medik ve Kübra İlicepınar; 19 yaşında İslam’ı seçen Avustralyalı bir akademisyen, sevgi dolu bir anne ve gerçekleştirdiği sosyal projelerle ülkesinde tanınan bir aktivist olan Susan Carland; 25 yıldır insanlara yardım eden, yoksulları, düşkünleri kollayan, muhtaçların, çaresizlerin yardımına koşan, yardımsever insan Osman Gerem bu yılki “Uluslararası İyilik Ödülleri’nin sahibi oldular.



Röportaj

VARİTEKS “İhtiyacınız olan her yerde” Ortopedi pazarında 72 ülkeye ihracat yapan Variteks, geleceğe yatırım yapmaya devam ediyor makinelerinden pres makinelerine kadar hep yeni çıkan teknolojiler ile yolumuza devam ediyoruz.” Diyen Variteks Yönetim Kurulu Başkanı Okan Öztürkatalay Ortopedi pazarındaki başarılarını özetliyor.

72 ÜLKEYE İHRACAT BAŞARISI

1

Okan Öztürkatalay

958 yılından bu güne kaliteden ödün vermeden ve sürekli gelişen yapısı ile 58 yılda yılda türkiyenin lider kuruluşu haline gelen Variteks Ortopedi alanındaki başarılarını sürdürüyor. 58 yıl önce küçük bir atölyeden yola çıkan grup bugün 8000 metrekareyi aşan modern tesislerinde son teknoloji ürünü ekipmanlarıyla ve konusunda uzman kadrolarıyla, yenilikleri takip eden Ar-Ge departmanıyla Türkiye genelinde medikal ihtiyaçları karşılamakla kalmayıp, başta Avrupa Ülkeleri olmak üzere 70’ten fazla ülkede adıyla istenen ve aranan konuma gelmiş durumda. Türkiye’nin lider firması olmanın haklı gururu ile Variteks, ortopedik ürünler konusunda her zaman en doğru çözümün adresi olmaya devam ediyor. Uzun yıllardır Medikal sektörde yüksek standartlarda üretim yaparak dünyanın sayılı markaları arasında yer alan Variteks’in başarısını; “Variteks olarak ileri teknoloji kullanarak bilgi ve tecrübeyle efektif, kullanışlı, faydalı ve daha uygun fiyatlı ürünler ortaya çıkarmayı hedefliyoruz. Buna ilave olarak yatırımlarımızı da bu yönde yapmaktayız. Dikiş makinelerinden varis çorabı makinelerine, kesim

44

Mart 2016

Farklı kültürlere hizmet sunduklarını belirten Öztürkatalay; “Variteks olarak yurt dışında 72 ülkeye ihracat yapmaktayız. Günün her saatinde birçok müşteri ile temas halindeyiz. Yaptığımız bu görüşmeler neticesinde yeni yatırım kararları da almaktayız. Bir ürünün en kalitelisini yapabilirsiniz. Önemli olan o ürünü yüksek standartlarda müşteriye sunabilmek. Bunun için firma bünyesinde çalışan herkesin aynı bilinçte ve bakış açısında olması gerekir. Örneğin biz aynı standartta hammaddeyi verebilecek firmalarla çalışıyoruz. Amerika’ya da Afrika’ya da gönderdiğimiz ürünlerin hepsi aynı standart ve aynı kalitededir. Bunun gibi birçok standart vardır. Fakat önemli olan kaliteyi sürdürebilmektir.” diyor. Üretimde öncelikle kendilerinin kabul edip kullanabilecekleri ürünlere odaklandıklarını belirten Okan Öztürkatalay; “ Bana, eşime veya çocuğuma bir ortopedi ürünü lazım olduğunda, gönül rahatlığıyla kullanabileceğimiz, standardı ve faydası belli olan ürünleri tercih ederim. Variteks olarak üretimde de bu bilinç ile hareket ediyoruz. Hiçbir ürünümüzde kaliteden ödün vermiyoruz. Fiyat kaygısı ile bunu yapmak bizim şirket prensiplerimize uygun değil. Aynı kalitede hizmet veren veya verebilecek olan firmalar arasında en uygun fiyatı bizim sunduğumuzu iddia ediyoruz.” diyerek sektörde iddalı olduklarını belirtti.


“AYNI KALİTEDEKİ ÜRÜNLERDE EN İYİ FİYAT AVANTAJI” Bu yıl 23. kez kapılarını TÜYAP’ta ziyaretçi lerine açacak olan Türkiye’nin en büyük medikal fuarı olarak bilinen EXPOMED’ e katılacaklarını söyleyen Öztürkatalay; “Uzun yıllardır Expomed Fuarının içerisinde yer almaktayız. Expomed bizim için adeta bir buluşma noktası oldu. Ürünlerimizi 70 ülkeden firmanın katılım sağlayacağı bir platformda tanıtmak bizi heyecanlandırıyor. Fuara mümkün olduğunca fazla ürünle katılıp ziyaretçilerin ürünlerimizi görmesinin yanı sıra dokunarak deneyimlemelerini de istiyoruz. Müşteri fuara geldiği zaman sadece broşür ve resim görmek istemez. Şirket politikamız gereği uzun yıllardır ürünlerimizi açık olarak sergilemekteyiz. Fuarda müşterilerimizin ürünlerimizi deneyimle yerek yorum yapmaları bizim için çok önemli.” dedi. Ortopedi pazarının önde gelen kuruluşlarından Variteks, bu önemli organizasyonda, genişleyen ürün yelpazesini ve tüm yeniliklerini ziyaretçi lerin beğenisine sunacak. Sektörün ihtiyaçlarını doğru analiz ederek Ar-Ge çalışmalarını bu doğrultuda sürdüren Variteks, bugün sektöre 200’ün üzerinde ürün seçeneği sunuyor. 1978 yılında Tıbbi ve Ortopedik mamuller konusunda ilk ihracatı gerçekleştiren firma geleceğe yatırım yapmaya devam ediyor.

Mart 2016

45




Fuar

EXPOMED 23. kez kapılarını ziyaretçilerine açıyor Türkiye ve Avrasya’nın en büyük medikal fuarı olarak bilinen EXPOMED, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi ‘nde 23. kez kapılarını ziyaretçilerine açıyor. 86 ülkeden firmaların katılım sağlayacağı fuarda sağlık sektöründeki en yeni teknolojiler ziyaretçileriyle buluşacak

M

edikal cihaz, ekipman ve teknolojilerin sergilendiği, medikal trendlerin ve bilimsel etkinliklerin takip edildiği Türkiye ve Avrasya’nın en büyük fuarı EXPOMED, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi ‘nde 23. kez sağlık sektörlerinin karar vericilerini bir araya getirecek. Fuarın uluslararası bir boyutta gerçekleşmesi ve İstanbul’un doğu ile batının buluşma noktası olmasıyla, medikal sağlık sektörü adına tüm dünyadan katılımcı ve ziyaretçiler bu fuarda ağırlanacak. EXPOMED, 87 ülkeden 36.000’e ulaşan ziyaretçisi, 44 ülkeden 1200’ün üzerinde firma ve firma temsilciliğinin katılımı ile her yıl düzenli olarak gerçekleştiriliyor. EXPOMED, ülkemizde sağlık yatırımlarında önemli rol üstlenmesinin yanı sıra Türk, Balkan, BDT ve Orta Doğu-Kuzey Afrika bölgelerinde önde gelen bir itibara sahip. Ayrıca, EXPOMED tarafından her yıl bir ülke, onur konuğu olarak İstanbul’a davet ediliyor. Bu yılın onur konuğu unvanını Almanya alıyor. Aynı zamanda bu yıl hedef ziyaretçi ülkesi İran olacak. Fuarda İran başta olmak üzere birçok ülkeden gelecek alım heyeti katılımcı ekibiyle birlikte fuar süresince toplantılar gerçekleştirecek.

48

Mart 2016


Electrolux Professional New Line 5000

Çamaşırhanede hijyeni en üst seviyede tutun Yeni 5000 Serisi ile, bir çamaşırhane işletmesinin eskiden ne kadar karmaşık olduğunu kısa sürede unutacaksınız. Electrolux’ün Yeni Evolution Bariyer Yıkama Makineleri size en üstün performansı sunmak için, her yıkamada en düşük maliyeti ve sıra dışı ergonomiyi sağlar.

Electrolux ile mükemmelliği keşfedin! www.laundrysystems.electrolux.com.tr


AKTÜEL

EXPOMED Fuarı’nda yılın onur ülkesi ‘ALMANYA’

E

XPOMED, 24-27 Mart 2016 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi‘nde 23. kez, sağlık sektörlerinin karar vericilerini bir araya getirecek. Fuar bünyesinde her yıl bir ülke, onur konuğu olarak İstanbul’a davet ediliyor. Bu yılın onur konuğu unvanını ise Almanya alıyor. Almanya, Avrupa’nın en büyük tıbbı teknoloji üretimine sahip olup, küresel pazarda da Amerika ve Japonya’dan sonra üçüncü sırada yer alıyor. Almanya’da tıbbi cihaz endüstrisinde rekabet de ön planda. Bu alandaki ürünlerin üretiminin gelişmesi, Almanya üretim endüstri ortalamasının üzerinde. Sağlık teknolojisi alanında çalışmaların sayısı ve ihracatın düzeyi gittikçe artıyor. Özellikle bilgisayarlı tomografi, radyoloji ekipmanları ve manyetik rezonans cihazları konusunda elde edilen iyi bir pazar pozisyonu ve teknoloji liderliği, yüksek kalitede standartlara ulaşılması ile Almanya tıbbi cihaz endüstrisinde lider konuma geldi ve bu sektörde büyük bir rekabet gücü kazandı. Yine Almanya’da sağlık sektörü en önemli istihdam alanı olarak yer alıyor. Sağlık sektöründe son teknolojik gelişimleri yakından takip etmek, yatırımcılarla doğrudan bağlantı kurmak ve yapılacak yatırımlarda en doğru yolu izlemek amacıyla EXPOMED, hem yerli yatırımcıları hem de

50

Mart 2016

yabancı yatırımcıları buluşturuyor. Fuarın uluslararası bir boyutta gerçekleşmesi ve İstanbul’un doğu ile batının buluşma noktası olmasıyla, medikal sağlık sektörü adına tüm dünyadan katılımcı ve ziyaretçiler bu fuarda ağırlanacak. EXPOMED, 87 ülkeden 36.000’e ulaşan ziyaretçisi, 44 ülkeden 1200’ün üzerinde firma ve firma temsilciliğinin katılımı ile her yıl düzenli olarak gerçekleştiriliyor. 6. salonda yer alan Almanya pavilyonunda katılımcı firmalar fuar ziyaretçileri ile buluşacak.



Röportaj

Tıbbi Cihazlarda stratejik rehberlik, eğitim ve destek hizmetlerinin bir numaralı adresi

Başak Baranoğlu Demirci

A

dviQual; üst seviyede düzenlemelere tabi olan Tıbbi Cihaz sektörüne dünya standartlarına uygun kalitede üretim yapmaları için stratejik rehberlik, eğitim ve danışmanlık hizmetleri veriyor. AdviQual’i yakından tanımak için, Tıbbi Cihaz Mevzuatları ve Kalite Güvence alanlarında yaklaşık 17 yıllık deneyime sahip kurucusu Başak Baranoğlu Demirci ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. M.T: Öncelikle sizi ve şirketinizi tanıyabilir miyiz? A.Q: “ODTÜ biyoloji bölümünü bitirdikten sonra kariyerime DüzenTıp Laboratuvarında başladım. Türkiye’nin en büyük medikal cihaz üreticilerinden biri olan Bıçakcılarda Mikrobioloji Labaratuvarının Sorumlulusu, Kalite Kontrol Müdürü, Ürün Kalite Güvence Müdürü ve Kalite Direktörü olarak görev aldım. Tabii ki öğrenim hayatından uzak kalmadım, Bilkent Üniversitesi”nde işletme yüksek lisansı yaptım. AdviQual’i kurmadan önce implant üreticisi Alvimedica’da Kalite Koordinatörü olarak çalıştım. Yaklaşık 17 yılı aşkın verimli bir öğrenme ve tecrübe kazanımı gerçekleştirdim. Bu süre içerisinde Laboratuvar akreditasyonu, kalite süreçlerinin kurulması ve geliştirilmesi, riskli ürünlerin FDA onaylarının alınması gibi pek çok zor ve heyecan

52

Mart 2016

verici projede görev aldım. Yetkili Kurumlarla ve Onaylanmış Kurumlarla yakından çalışma fırsatı buldum. Bugüne kadar İtalya ve Hollanda başta olmak üzere, Çin, Hindistan, Kanada, Amerika, Mısır, Malezya, Fransa gibi dünyanın farklı bölgelerindeki Tıbbi Cihaz üretimlerini ve standartlarını özellikle kalite açısından gözlemleme fırsatım oldu. Yurt içi ve dışında yürüttüğüm faaliyetlerde Türkiye’de bulunan üreticilerin en büyük probleminin yasa, yönetmelik uygulamaları, kalite sistemi alt yapısı ve teknik bilgi konusundaki kaynaklara kısıtlı ulaşım olduğunu görerek; Alvimedica’dan ayrılıp 2015 yılında bu eksiklikleri karşılamak amacıyla AdviQual firmasını kurdum.” TÜRK MEDİKAL CİHAZ ÜRETİCİLERİNE DÜNYANIN HER YERİNDE ÜRÜNLERİNİ SATABİLMELERİ İÇİN TEKNİK DESTEK VERİYORUZ “Şu an, tıbbi cihaz üreticilerine kalite yönetimi ile ilgili danışmanlık, eğitim, klinik veri değerlendirme, ön denetim, ürün test hizmetleri sunmaktayız. Bunlara ek olarak, bu senenin başında kendi dallarında dünyanın önde gelen şirketleri NAMSA ve ARAZY GROUP ile yaptığımız 2 önemli iş birliği ile Türk medikal cihaz üreticilerine dünyanın her yerinde ürünlerini satabilmeleri için; tasarım aşamasından ruhsatlandırmaya kadar teknik destek vermeye başladık. Çalışmış olduğum firmalardaki farklı görevler, iş birliği yaptığımız şirketler, özel ve devlet kurumlarına verdiğim danışmanlık ve eğitimler sayesinde, sektöre yıllardır farklı bir çok pencereden bakma fırsatı yakalamış biri olarak; özellikle Avrupa ve Amerikada’ki üreticilerin Türkiye’deki üreticilere göre bilgiye daha kolay ulaştıklarını, ve ciddi mesafeleri kolayca kat ettiklerini gördüm. Buradan hareketle misyonumuzu Türkiye’de faaliyet gösteren Tıbbi Cihaz üreticisinin uluslararası arenada daha kaliteli ürünlerle rekabet etmelerine olanak sağlayacak üretim altyapısı ve insan kaynağının oluşturulmasında aktif rol oynamak olarak belirledik.”


UZMANLIK BİZİM İŞİMİZİN EN ÖNEMLİ PARÇASI, BU SAYEDE FARK YARATIYORUZ! M.T: Tıbbi Cihaz Mevzuatları ve Kalite Güvence alanlarında uzman kişilerle çalışıyorsunuz. Çalıştığınız kişi ve firmaları hangi kriterlere göre seçiyorsunuz? A.Q: “Evet uzmanlık bizim için işin en önemli parçası ve fark yaratan kısmı. Bu nedenle iş birliği için dalında en iyi firmalar olan NAMSA ve ARAZY GROUP ile çalışmayı seçtik. Bu firmalara yine uzmanlık alanlarına göre yenilerini ekleyeceğiz. Bu firmalar dışında bağlantıda olduğumuz dış uzmanlarla medikal cihaz üreticilerinin her türlü sorusuna cevap bulmaya çalışıyoruz. Buna ek olarak firmamızda genç, yeniliklere açık, gelişmeleri takip edebilen ve ayak uyduran teknik konularda donanımlı bir ekibe hızla tecrübe kazandırıyoruz ve takımımızı daha da zenginleştirmek istiyoruz. Ben kalite konusunu varılacak bir nokta olmaktan öte sürekli bir yolculuk olarak görüyorum. Birlikte çalıştığım insanların, disiplinli, alanında öncü, yeniliklere açık, gelişmeleri takip edebilen ve ayak uyduran, özverili en önemlisi de dürüst ve iyi niyetli olmaları benim önem verdiğim niteliklerdendir. Hem birlikte çalıştığım arkadaşlarım, hem müşterilerim hem de iş birliği içinde olduğum firmaların bu nitelikte olmasını tercih

ADVİQUAL OLARAK UZMAN EKİBİMİZLE, ÇALIŞMALARIMIZDAN ÖNCE MEVCUT SİSTEMLERİ ANALİZ EDİYORUZ

ediyorum tabii ki.” M.T: Danışmanlık alanlarında verdiğiniz hizmetler neler? A.Q: “Verdiğimiz hizmetleri danışmanlık ve eğitim olarak iki ana başlık altında takip ediyoruz. Danışmanlık alanında aşağıdaki konulara odaklanmayı seçtik; Kalite Yönetimi Danışmanlığı: Medikal Cihaz Yönetmeliği, ISO 13485 ve ISO 17025 standartlarında uzman bir ekibe sahip AdviQual, çalışmalarında önce mevcut sisteminizi analiz eder, sonra üretim sistemlerinde yapılacak sürekli iyileştirmeleri planlar ve kalite sisteminin hayata geçirilmesinde üreticilere destek olur. Klinik Veri Değerlendirme: AdviQual üreticilerin kalite takımları ile birlikte, klinik veri ile desteklenmesi gereken Temel Gereklilikleri belirler; Literatürde var olan klinik çalışmaları inceleyerek, ürünlerine uygun olanları seçer; Yazılı kaynakları değerlendirerek, medikal cihazlar için değerlendirme raporları oluşturur; bu raporların risk analizlerine ve kullanma kılavuzlarına yansıtılmasını sağlar.

Mart 2016

53


Röportaj

Model Denetimler: Sertifikasyon denetimlerinden önce bir iç değerlendirmeye ihtiyaç duyan veya iç denetimlerini gerçekleştirirken dışardan hizmet almak isteyen firmalar için; Medikal Cihaz Yönetmeliği, ISO 13485, ISO 9001, ISO 17025 standartlarına uygun denetimler planlanıp kendi alanında uzman personeller tarafından gerçekleştirilmekte ve raporlanmaktadır. Ruhsatlandırma Başvuruları: AdviQual, yurt dışına açılmak isteyen üreticilerimize; dünya lideri iş ortağımız Arazy Group ile ruhsatlandırma dosyalarını analiz etme, sınıflandırma, valide etme ve ilgili makamlara kayıt için Licensale ürünüyle destek ve danışmanlık hizmetleri vermeye başlamıştır. Test Çözümleri: Özellikle Medikal Cihaz üreticilerinin niş test ve klinik değerlendime ihtiyaçlarını karşılamak için uzman test laboratuvarı NAMSA ile çözüm ortaklığı yapıyoruz. Test ve Klinik Değerlendirme için ihtiyaçların belirlenmesinden, çözüme kadar tüm aşamalarda rol oynamak ana hedefimiz. Validasyonlar: Şirketimiz, tıbbi cihaz üretim ekipmanlarının kalifikasyonu, süreçlerin kalifikasyonu, sterilizasyon süreçleri validasyonu konularında yol gösterir.” M.T: Eğitim takviminizden ve verdiğiniz belgelerinizden bahsedebilir misiniz? A.Q: “Eğitimlerimiz, çalışanları aracılığı ile üreticilerimizin bilinç seviyesini arttırmayı, ve ihtiyaçları doğrultusunda en güncel metotlardan haberdar ederek onlara yol göstermeyi ve son tahlilde ürünlerinin rakiplerinden daha iyi

54

Mart 2016

şekilde satışa hazırlamalarını hedeflemektedir. 2016 yılı içerisinde 7 genel katılıma açık eğitim vermeyi planladık ve 2 tanesini geçtiğimiz aylarda tamamladığımız için sene sonuna kadar 5 eğitimimiz kaldı. Tüm eğitimlerimizi müşteri portföyümüzü sıkmadan maillerle, web sayfamızdan ve Linkedin sayfamızla duyurmaya çalışıyoruz. Planlı bu eğitimler dışında firmaların talebi doğrultusunda sadece firma çalışanlarının katılabileceği kapalı eğitimleri de bunlara ekleyebilirsiniz.” M.T: Sağlık Bakanlığı İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun mevzuata getirdiği düzenlemeler hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu değişiklikler sizi nasıl etkiliyor? A.Q: “Düzenlemelerin üreticilere getirdiği operatif ve mali yükler nedeniyle memnuniyetle karşılanmadığının farkındayım. Ne var ki insan sağlığının söz konusu olduğu sektörümüzde ürünlerin kalitesini artıracak ve hasta için risk azaltacak şekilde sürekli olarak iyileştirilen yönetmeliklerin üreticilerimizi güçlendirdiğini düşünüyorum. Bizlerin payına düşen dünyada kabul gören ve sektörü geliştirecek bu yönetmeliklere eksiksiz şekilde uyum için elimizden geleni yapmaktır.” M.T: Tıbbi cihaz üreticileri için sunduğunuz çözüm ortaklıkları hakkında bilgi verir misiniz? A.Q: “Daha öncede belirttiğim üzere NAMSA ve ARAZY GROUP ile iş birliği içindeyiz. ARAZY GROUP ile üreticilerimize değişik ülkelerde ürün satışı için mecburi olan ruhsatlandırma işlemleri alanında en iyi servisi sağlayacağız.”



Türkiye’ye özel fiyatlarla, müşterilerimize; tek seferde zaman ve maliyet kaybı yaşamadan prosedürleri tamamlamaları konusunda 20 yıllık bilgi birikimi transferi ve 100’ün üzerindeki ülkede görev alan uzman kadrodan destek sağlayacağız. . NAMSA ile ise üreticilerimizin ürünlerinin tasarım aşamasından başlayarak, test, ve klinik araştırma aşamalarında denenmiş ve başarıları sonuçlarla kendini kanıtlamış metotları kullanmalarında yanlarında olup, çalışmalarına yön vereceğiz. “Kalite sistemlerine TIBBİ CİHAZ SEKTÖRÜNÜ yönelik uzman ve DAHA İYİ BİR NOKTAYA bütünsel yaklaşımımız GETİRMEYE ÇALIŞIYORUZ nedeniyle Türkiye M.T: Türkiye’de bu işi yapan pazarında AdviQual’in çok firma var mı? Varsa siz bu işin neresindesiniz? tek olduğunu A.Q: “Türkiye’de bizimle aynı düşünüyoruz” hizmetleri vermeye çalışan bir çok danışmanlık firması bulunmakta. Her birinin değerli hizmetleri ve özellikleri bulunmakta ve hepsi tıbbi cihaz sektörünü daha iyi bir noktaya getirmeye çalışmakta. Bununla beraber, AdviQual’in Medikal Cihaz sektörünün kalite sistemlerine yönelik uzman ve bütünsel yaklaşımı nedeniyle Türkiye pazarında tek olduğunu düşünüyorum.”

56

Mart 2016

M.T: 2015 siz ve medikal sektör için nasıl geçti, 2016 yılını nasıl değerlendiriyorsunuz? 2016 yılında yeni projeleriniz olacak mı? A.Q: “2015 yılı kuruluş yılımız olması nedeniyle hızlı bir yapılanma sürecini de beraberinde getirdi. 2016 yılında geçtiğimiz yılın çabalarının sonuçlarını alacağız diye düşünüyorum. 2016 yılında hizmetlerimizle daha çok üreticiye ulaşmayı ve şirketimiz için yeni bağlantılar kurmayı hedefliyoruz. 2016 yılında farkındalığı arttırmak için eğitimlere ağırlık veriyor olacağız. Bunlara ek olarak Risk Analizi gibi bazı teknik konuların yönetilmesi için çok kullanışlı ve ulaşılabilir bir uygulama üzerinde çalışıyoruz ve en kısa sürede müşterilerimizin beğenisine sunacağız.” M.T: Son olarak eklemek istediğiniz başka şeyler var mı? A.Q: “Dünya ekonomisindeki daralmaya ek olarak Türkiye’ye özgü olumsuz durumların çok fazla arttığı 2016 ve sonraki birkaç yılın zor geçeceğini öngörmek kolay. Umarım üreticilerimiz, eninde sonunda bitecek bu kriz zamanını doğru kullanıp; yapacakları iyileştirmeler ve yeniden yapılanma ile firma ve ürünlerini ileriki aydınlık günlere hazırlarlar. Ciddi ve profesyonel kurumların “konjonktür iyileşsin de ondan sonra büyümeye devam ederim” düşüncesiyle beklemeye tahammülü olduğunu düşünmüyorum.”


wide range of top quality instruments... wide range of top quality instruments... Minimal Invasive Surgery Minimal Invasive Surgery

Laparoscopy

Arthroscopy

Laparoscopy

Arthroscopy

Urology

Gynecology

Urology

Gynecology

Reusable Instruments

Sterilization

Reusable Instruments

Sterilization

®

24-27 MART 2016

®

Oruç Reis Mah. Tekstilkent Cad. Tekstilkent Koza Plaza 12/A Kat: 7 D: 26 Esenler 34235 ‹stanbul 3.No: SALON 312/A

T : +90 (212) 438 00 88 pbx F : +90 (212) 438 00 78 GSM Call Center : 0532 755 BETA

Oruç Reis Mah. Tekstilkent Cad. Tekstilkent Koza Plaza No: 12/A Kat: 7 D: 26 Esenler 34235 ‹stanbul T : +90 (212) 438 00 88 pbx F : +90 (212) 438 00 78 GSM Call Center : 0532 755 BETA

info@beta-medikal.com www.beta-medikal.com

info@beta-medikal.com www.beta-medikal.com


Röportaj

Jeomed “Mükemmel Hizmet Şirketi” Jeomed Genel Müdürü Süleyman Polat; “2016 hedefimiz en az 20 ülkeye distribütörlük vererek Jeomed’i uluslararası bir firma haline getirmek.” atmamdan dolayı, firmamın adını JEOMED olarak belirledim. Diyabet alanında faaliyet gösterdikten ve güçlendikten sonra yurt dışından dermokozmetik ürün distribütörlüğü alarak Ankara merkez olmak üzere 3 kişilik ekibimle ulusal ecza depolarında var olarak büyümeye devam ettik. Dövizin yükselmesi, maliyetlerin artması rekabet gücümüzü olumsuz etkilediğinden, ithalatı bırakarak yerli üretim firmalarında ürünlerimizi ürettirmeye başladık. Bu arada her geçen yıl saha kadromuz ve ciromuz yükseliş gösterdi.”

Jeomed Genel Müdürü Süleyman Polat

Ü

lkemizde ve dünyada, medikal alandaki en son gelişmeleri yakından takip ederek bünyesine katan Jeomed sektöre sağlıkla ilgili dünya standartlarında en yeni ve gelişmiş ürünleri ve hizmetleri sunuyor. Jeomed’i yakında tanımak için sorularımızı Genel Müdür Süleyman Polat yanıtladı. Jeomed’in kurucusu, Süleyman bey kimdir? “Malatya doğumluyum. 8 yıllık ilaç firması deneyimimden sonra kendi firmamı kurarak artık bir işveren olarak kendi işimin başına geçtim.” Jeomed adı nereden geliyor? Bize Jeomed’in gelişim sürecinden bahsedebilir misiniz? “Jeoloji Mühendisi olmamdan ve Medikal sektöre adım

58

Mart 2016

Hem ithalat hem de yerli üretim sürecini bilen ve tanık olan biri olarak ikisi arasında olumlu ya da olumsuz farklılıklar konusunda neler söylersiniz? “İthalat’ın olumlu tarafı ürünler, markalar, eğitimler, bürokratik izin vs. tüm süreçler size hazır olarak sunuluyor. Üretici firmanın tüm olanaklarından faydalanıyorsunuz. Kötü tarafı ise başkasının markasına çalışıyorsunuz. Peşin ödeme yapıp, 2-3 ay sonra ürününüzü teslim alıyorsunuz. Nakliye, gümrük vs. maliyetleriniz çok yükseliyor ve rekabet gücünüz çok zayıflıyor. Benzer ürünlerde yerli üretici daha ucuza satış yapabiliyor, rekabet gücünüzle ona karşı koymakta çok zorlanıyor ve pazar kaybediyorsunuz. Oysa yerli üretimde, bizleri zorlayan üretim yatırımı oldu. Tesislerin kurulması, Sağlık Bakanlığının istediği kriterlerin oluşturulması, GMP ve İSO sertifikalarının sağlanması için üretim yerinin modernizasyonu ve hijyeni vs. unsurlar bizi çok zorladı. Çünkü İhracat noktasında tüm ülkeler bu sertifikaları istemekte ve hatta bilakis üretim tesislerinizi yerinde görmeye gelmektedirler. Bu süreçten sonra, ihracatın keyfini yaşamaya başladık. Üretip satmak, marka oluşturmak, ürün Ar-Ge’si yapmak, dünyada olmayan yenilikçi ürünleri planlamak, geliştirmek ve üretmek, kutu-ambalaj dizaynlarını, renklerini oluşturmak, muhteşem güzel bir duygu.


BARİYER KREM - Cilt bariyerini güçlendirir. - Hasta bezi kullanan hastalarda,yara oluşumunu önlemeye yardımcı olur. -Yatan hastalarda yatak yarası, oluşumunu önlemeye yardımcı olur. BAYİLİKLER VERİLECEKTİR

İLAÇ ve SAĞLIK ÜRÜNLERİ A.Ş.

Talepleriniz için: suleymanpolat@jeomed.com Adres: Çamlıca Mah. 147. Sk. Dimas İş Mrk. No:4/K Gimat - Yenimahalle - ANKARA Tel: +90 (312) 223 83 03 - Faks: +90(312) 212 30 03 web: www.jeomed.com

İLAÇ ve SAĞLIK ÜRÜNLERİ A.Ş.


Röportaj

Ürünleriniz SGK’nın karşılmadığı bir skalada yer alıyor, bu durum sizi nasıl etkiliyor? “İlaç firmalarının geri ödeme fiyatlarının aşırı düşmesi ilaç sektöründe aşırı daralmaya yol açınca, hastalara muayene ücret farkı vs. ücretler uygulanmaya başlandıkça doğal olarak tıpkı gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de ödenmeyen ürün grupları artık ilgi görmeye başlamıştı. Hasta olunca doktora gidip ilaç yazdırmak yerine, bilinç yükseldikçe hasta olmamak için bireylerin kendilerine, sağlıklarına, ciltlerine, hijyenlerine bakmaya başladığı bir döneme girildi. Jeomed İlaç olarak buradan yola çıkarak, ürünlerimizin koruyucu etkinliğinin ön planda olması gerekiyordu. Sıkı bir araştırma sonrası dünyanın en etkili bitkisel kaynaklı etken maddesinin Tea Tree Oil olduğunu tespit ettikten sonra sıra ürün gruplarına gelmişti. Fason olarak yerli üretim yaptırıp 12 ürün ile tüm Türkiye’de rakiplerimizle mücadele ettik.” İthalatı bırakıp yerli üretime karar vermeniz arasındaki yaşadığınız süreçte yeni bir atılım fikriniz ortaya çıktı sanırım, hep sıfırdan başlamak biraz ürkütücü değil mi? “Fason üretimde üretim kalitesi ve teslimatı noktasında ciddi problemler yaşadıktan sonra, artık kendi üretim tesisimizin olması gerektiği konusunda karar aldık. Başlangıçta çok zor, hatta imkânsız gibi görünen bu dönemi çok iyi yöneterek şimdiki, GMP, ISO 9001 ve ISO 13485 normlarına uygun, sertifikalı üretim tesislerimizi kurduk. Kendi üretimimizle düşen 60

Mart 2016

maliyetlerimizi gramajlarımıza ve ürün kalitemizi artırmaya yönelik kullanarak rekabet gücümüzü artırdık.” Yaptığınız iş üretimin yanı sıra tam anlamıyla bir saha çalışması aslında, saha ekibinizin donanımları hakkında neler söylersiniz? “Sahada çalışan tıbbi satış mümessili ve bölge müdürleri seçiminde ve eğitiminde daha titiz davranarak, saha ekibimizin eğitim ve kalitelerini artırdık. Müşteri odaklı çalışmamızın meyvelerini topladık. Eczacılarımızın, ürün kullanıcılarımızın en küçük sorunlarında anında çözüm mekanizmamız devreye girerek mutlu müşteri portföyü oluşturduk. Tüm çalışanlarımızı teknolojik olarak donatarak, tablet, laptop, internet vs. ile iletişim kalitelerini yükselttik.” Firmanız her geçen gün gelişiyor, kuruluşundan bu güne olan süreçte Jeomed’de neler değişti? “2015 de, kurumsallaşma yolunda büyük adımlar atılarak, finans, hukuk, insan kaynakları, satış, pazarlama, yurt dışı ilişkiler, grafik, üretim, sevkiyat, eğitim vs. departmanlarını profesyonel kadrolarla oluşturduk. Yurt içi ve yurt dışı ulusal fuarlara katılarak, hem ürünlerimizin farklılığını hem de firmamızın üretimden gelen gücünü tanıtarak marka değerlerimizi artırdık. Birçok ürünlerimizin dünyada tek olması sebebiyle patent ve marka tescilleri noktasında gerekli bürokratik girişimler yapılmış ve patentli ürünlerimiz korumaya alınmıştır.


DİYABETLİLERE ÖZEL MEDİKAL ÜRÜNLER 24 SAAT İNSÜLİN KORUMASI

Glucoswap Parmak Mendili Daha Net Şeker Ölçümü Sonucu İğne İzlerine Son !

INSUPORT & INSUPORT MİNİ İNSÜLİN TAŞIMA ÇANTASI

BAYİLİKLER VERİLECEKTİR TTO Gold Nail Diyabetlinin Tırnak Bakımında

Organitto Nemlendirici Losyon Diyabetlinin Cilt Bakımında

TTO Diş Macunu & TTO Ağız Spreyi Diyabetlinin Ağız Bakımında (Kuruluk - Kötü Koku)

Blefaritto Göz Şampuanı & Blefaritto Swap Mendil Diyabetlinin Göz ve Göz Çevresi Bakımında

İLAÇ ve SAĞLIK ÜRÜNLERİ A.Ş.

Talepleriniz için: suleymanpolat@jeomed.com Adres: Çamlıca Mah. 147. Sk. Dimas İş Mrk. No:4/K Gimat - Yenimahalle - ANKARA Tel: +90 (312) 223 83 03 - Faks: +90(312) 212 30 03 web: www.jeomed.com

İLAÇ ve SAĞLIK ÜRÜNLERİ A.Ş.


Röportaj

Üretim kapasitemiz daha modern makineler ile artırılmış, sadece kozmetik ürünlerde değil tıbbi cihaz kategorisinde olan krem, jel, losyon vs. ürünlerde de üretime geçilmiştir. İhracat departmanımız kurulmuş, ulusal fuarlarda stantlarımızı ziyarete gelen dış ülke firmalarıyla irtibat kurulmuş ve başta Libya olmak üzere Suudi Arabistan, Azerbaycan, Gürcistan vs. ülkelere resmi ihracatlara başlanmıştır.” Kendi firmanız, kendi üretim atölyeniz derken oldukça geniş zamanınızı alan Jeomed’de hammadde bazında da mutlaka titiz davranıyorsunuz, günümüzün handikabı olan zararlı ve zararsız hammaddeler hususunda firmanızın yaklaşımı nedir? “Üretimlerimizde en kaliteli hammaddelerin, en zararsız hammaddelerin kullanılmasını ilke edinerek ürünlerimizin kaliteli ve yan etkisiz olmasını sağlıyoruz. Sodyum Laureth Sulfath, Sodyum Florür, Paraben gibi kanserojen hammaddelerden uzak durarak ürünlerimizin daha güvenilir olmaları konusunda titiz davranıyoruz. Şampuan üretimlerimizde ise tuz, paraben, alkol parfüm gibi doğaldan uzak hammaddelerin yerine alternatifleri olan doğal hammaddeleri kullanarak ürün kalitemizi ve güvenilirliğini artırmaya devam ediyoruz. Tüm bunlara bağlı olarak ürünlerimizde farklılıklar oluşturduk. Diş macunu mesela, ağız içindeki yara ve

62

Mart 2016

aftları 3 günde iyileştirmesi, kokuyu gidermesi gibi, sıvı sabunumuzda ise bakteri, mantar, parazit, akne, egzama ve sedef gibi sorunlara karşı ciddi etkinlik sağladık. Şampuanımızda da yine aynı şekilde, tüm vücutta kullanılırken, kullanıldığı her noktada bakteri, mantar, parazit, egzama, akne ve sedef gibi sorunlara karşı ciddi etkinlik sağladık. Saç derisinden kaynaklı nerdeyse tüm sorunlarda güçlü etkinlik ve tedaviye yanıt almayı başarıyoruz. Güneş serisi ürünlerimizde ise havuzdan ve denizden bulaşacak bakteri ve mantarlara karşı koruma özelliği sağladık ki, dünyada bu konuda tek güneş serisine sahibiz. Günde tek doz kullanılan, sudan etkilenmeyen, cilt kanserine karşı koruyucu ürünümüz son derece ergonomik bir yapıda. Ürünlerimiz içerisinde kullandığımız ana hammaddemiz organik sertifikalı Tea Tree Oil’i, anavatanından Avustralya’dan getirtiyoruz. Bu konuda öyle seçiciyiz ki, maliyeti ne kadar yüksek olursa olsun, tıbbi ilaçlarda kullanılan en etkili ve sertifikalı Tea Tree Oil’i hammadde olarak kullanıyoruz. Bu hammadde kalitesi de doğal olarak bütün ürünlerimize yansımaktadır. Yüz bakım serisinde bulunan tüm ürünlerimizde de yine organik sertifikalı Tea Tree Oil kullanıyoruz. Bu sayede, tonik, nemlendirici, temizleme jeli, BB krem, kil maskesi gibi ürünlerimizde diğer tüm rakiplerinden farklı olarak ciltte bakteri, akne, parazit, leke vs. sorunlarda ek yararlar göstererek dermatologlarımızın da önerdikleri ürün gruplarına girmişlerdir. Yine, kortizon etkisinde ama kortizon olmayan ürün grubunda, kortizonun yan etkilerinden şikâyetçi hasta gruplarına yöneliyoruz. Kısacası Jeomed ürünlerinde ilaç hammaddelerinden uzak ama tıpkı ilaç gibi üretim hassasiyetinde ürünler üreterek markamızı ve gücümüzü artırmak istiyoruz.” Ciddi bir gayret, çaba ve dikkat ürünü olan skalanıza, bu kadar özen gösterme amacınız neydi? “Diğer tüm ürünlerimiz rakiplerine veya emsallerine göre biraz önce bahsettiğim tüm farklılıklara sahip olduğundan, müşterilerimizin tamamıyla beklentilerini karşılamak temel amacımız olmuştur. Bu anlamda akıllarda iz bırakacak ve maksimum fayda sağlayacak ürünler ile müşteri memnuniyeti sağlarken bir marka olarak Jeomed’i gelecek nesillere de aktarabilmeyi amaçlıyoruz.” Bu kadar emek ve çaba, sıfırdan başlanılan bir hikâye ile geldiğiniz Jeomed’in hedefleri neler? “Hedeflerimiz çok büyük.


BİZ ÜRETİYORUZ, MEDİKAL SEKTÖR KAZANIYOR ! GMP ve İso-9001/2008 Ser fikalı Üre m Tesislerimizde, Dünyanın En Modern ve Yeni Formülleri ile Üre m Yapılmaktadır. Medikal Firmalarımıza İstedikleri Marka ve İçerikde Fason / Private Label Ürünler Üre lmektedir.

KENDİ MARKANIZDA KENDİ ÜRÜNLERİNİZ OLSUN !


Bir taraftan Türk ilaç sektöründe ilk 100 firmanın içerisinde olmanın gururu, diğer taraftan ise 2016 yılında ise ilk 70 firma arasına girmenin beklentisi içerisindeyiz. Kaliteli ve seçkin, araçlı 35 temsilcimizle, 20 cilt bakım uzmanımızla, dermatoloji, göz, diş ve kadın doğumda etik değerlere bağlı olarak çalışan ve hızlı büyüyen, tüm eczanelerde bulunabilirliğini sağlayan büyük Jeopharma ekibiyle adımızdan her yerde söz ettirmek istiyoruz. Private Label (fason) üretimlerimizde ise kaliteli ve güvenilir hizmet vererek müşteri portföyümüzü artırmak, hatta bir kaç eczanemizi bir araya getirerek onlara kendi markalarında kozmetik ürünler (güneş serisi, nemlendirici, sabun, şampuan, losyon vs. ) üretmek, bürokratik işlerinde yardımcı olmak planlarımız arasındadır. Dünya genelinde ise 2016 hedefimiz en az 20 ülkeye distribütörlük vererek Jeomed’i uluslararası bir firma haline getirmek, ihracat noktasında ülkemize faydalı olabilmektir. Çünkü Jeomed in patentli ürünlerine tüm dünyanın ihtiyacı vardır. Özellikle de göz grubu ürünlerine.” Son olarak sektörde bir yer edinmeye çalışan ve beklide sizin hikayenizi örnek alacak olan meslektaşlarınıza neler önerirsiniz? “Öncelikle taklitçilikten uzak dursunlar. 64

Mart 2016

Var olan ürünlerin aynısını veya benzerini üretmek, taklit etmek yerine daha farklısını geliştirsinler. O kadar büyük bir havuz ki yeni ürünlerin deryası. Biraz üzerinde çalışıp, araştırıp, kafa yorup yepyeni, çok farklı, çok daha etkili ve güvenilir ürünler geliştirebilirler. Hatta bu konuda tüm Ar-Ge datalarımızı dahi kendileriyle paylaşır onlara ciddi anlamda yol gösterebiliriz. Çok farklı üretim metodları ve çok farklı yeni moleküller var. Sadece biraz cesaretini toplayıp, kendilerine güvenip istikrarlı ve sabırlı bir şekilde çalışıp koşturacak yeni müteşebbisleri bekliyorlar bu yeni moleküller ve ürünler. Sabır en önemli unsur. Sabretmeden olmaz. İş kuran herkes anında kazanmak ve anında zengin olmak istiyor. Böyle bir dünya yok. Sabırla çalışılacak, sabırla koşturulacak, planlamalar yapılacak, yapılan her iş ve her çalışan takip edilecek, gerek doktora gerek eczaneye ve gerekse müşterilere aynı ciddiyetle önem verilecek. Ürün kalite düzeyleri her an mükemmelleştirilecek, müşteri memnuniyeti olmazsa olmazlardan. Ve en önemlisi iş hayatında hiç bir canlıya, çalışanınıza, müşterinize, doktor ve eczacınıza asla zarar vermeyeceksiniz. Ürününüzün ve firmanızın arkasında olacak, kazandığınız her kuruşu da çalışanınızla paylaşmayı ve diğer taraftan da yatırım yaparak büyümeyi sağlayacaksınız.”



Röportaj

İKMİB fuarlarımızda en iyi yol göstericimiz Necati Kaya; “İKMİB gittiğimiz fuarlarda güzel bir yol gösterici oluyor ve işini layıkıyla yapıyor”

N

Necati Kaya

ecati Kaya Tıbbi Cihazlar 30 yılı aşkın bir süredir tıbbi cihaz sektöründe faaliyet göstermekte olan kimya mühendisi Necati Kaya’nın başkanlığında ticari faaliyetine devam ediyor. Ankara ATB İş Merkezinde bulunan üretim merkezi ISO 9001 ve ISO 13485 standartlarında STERISTAR markalı sterilizasyon kontrol ürünlerini üretirken aynı zamanda firmanın ithalat departmanı yurtdışından en kaliteli ürünleri saygın firmalardan Türkiye tek yetkili temsilcisi olarak ithal ediyor. STERISTAR markalı ürünler başta Avrupa Birliği Ülkeleri olmak üzere Orta Doğu ve Arap Ülkelerine de yüksek müşteri memnuniyeti ile ihraç ediliyor. Sektöre dair sorularımızı Firmanın Başkanı Necati Kaya yanıtladı.

ülkelerine oluyor. Ortadoğu’da ise Ürdün, Arabistan ve İran’a çalışıyoruz. Fiyat parametresi ve ürün kalitemiz ile tercih edilen bir markayız. Türk üreticileri şu anda kaliteyi yakalamış durumdalar. Burada esas sorun markalaşmadır.”

Öncelikle sizi ve firmanızın kuruluş öyküsünü öğrenebilir miyiz? “Ben Necati Kaya. Kimya mühendisiyim. 30 senedir tıbbi malzeme sektöründe çalışmaktayım. Sektörde her zaman üretimden yana oldum. Yıllardır da üretim yapan ülkemin kaynaklarının boşa gitmemesi için çaba göstermekteyim. Yine üretim yapan Necati Kaya Tıbbi Cihazlar firmasının s a h i b i y i m . Ürettiğimiz ürünlerin büyük bir kısmını ihraç ediyoruz. Genelde ihracatımız Avrupa

Türkiye Medikal sektörde dünya ile kıyaslandığında nerede? Medikal teknolojiler ve sektörün geleceği hakkındaki görüşleriniz ve önerileriz neler? “Dünyada Medikal alanda Çin büyük bir hızla ilerliyor. Fakat Avrupa ülkeleri Türkiye’ye çok fazla ürün satıyor. İşin garip tarafı pazar payımız yerli üreticiler tarafında her geçen gün daralıyor. Çok uluslu yabancı firmaların şu anda Türkiye’de birçok ofisleri var. Ofisleri aracılığıyla pazarı çok iyi değerlendirip yönetebilme gücüne sahipler. Bu durumla rekabet edemeyen yerli üreticilerin pazardaki şevki kırılıyor. Türk sanayicisi dünyaya taşımak için yine devlet desteği ön plana çıkıyor. Pazarı araştırıp, yerli üreticinin yanında duracak, yol gösterecek bir kuruma ihtiyacımız var. İKMİB bu işi güzel yapıyor. Biz Almanya’daki fuara gittiğimizde güzel bir yol gösterici oldular ve işlerini layıkıyla yaptılar.”

66

Mart 2016

Marka olmak için neler yapılmalı? “KOSGEB, Sanayi Bakanlığı, TÜBİTAK’ın markalaşma adına medikal sektör üreticilerinin önünü açması lazım. Devlet desteği olmadığı müddetçe yerli sanayicinin büyümesi çok zor. Tıp sanayisinin savunma sanayisinin önünde olması lazım. Çünkü insan sağlına hizmet edenleriz biz. Bu ülkede MR cihazı, Tomografi cihazı da yapılabilmesi şart. Üstün teknolojili ürünlerde dışa bağımlılığımızı yıkmalıyız.”


DELİCİ, KESİCİ

BATARYALI MOTOR SİSTEMLERİ

HS

Wire and Pin Drill System

Oscillating Saw System

Değirmiçem Mh. Yamaçobalı Dede Cd. Köşe Apt. No:23/1 GAZİANTEP / TURKEY +90 342 324 25 55

+90 342 323 20 09

info@mavimedikal.com.tr www.mavimedikal.com.tr


Röportaj

Promek 38 ülkeye ihracat yapıyor Toygun Demirkol; “Firmamızın dünyadaki rakiplerle rekabet edebilecek düzeye geldiğine inanıyorum.”

P

Promek Yönetim Kurulu Üyesi Endüstri Mühendisi Toygun Demirkol

68

Mart 2016

romek 2011 yılında kurduğu modern tesislerinde başlattığı Ar-Ge çalışmaları ile hastane ve büro mobilyaları üretimine 2012 yılı sonunda başlamış ve kısa sürede sektörde adından söz ettirmeyi başarmıştır. Promek’in sektördeki başarısını Yönetim Kurulu Üyesi Endüstri Mühendisi Toygun Demirkol anlatıyor. Firmanızdan ve Medikal Sektöre sunduğunuz çözümlerinizden bahseder misiniz? Firmamız 1984 yılında Seçim Demirkol tarafından İzmir de şahıs firması olarak kurulmuştur.1997 yılında Limited, 2015 yılında ise A.Ş. olmuştur. Firmamız kurulduğu tarihten 2012 yılına dek mekanik taahhüt konusunda çalışmış ve ülke çapında önemli işleri tamamlayarak ülkede lider firmalardan birisi olmuştur. 2012 yılında medikal sektörüne girmeye karar vermiş, firmaya ait Buca Organize Sanayii bölgesindeki araziye 7000


metrekare kapalı alana sahip fabrikasını inşa etmiştir ve faaliyetlerini halen bu binada sürdürmektedir. Firmamız medikal demirbaşlar konusunda birçok yeniliğe ve en önemlisi kaliteye verdiği önem sayesinde 2014 yılında satışa başlamasına rağmen günümüze kadar geçen kısa sürede dünyada ve ülkemizde aranan bir firma olmuştur. Bugün 38 ülkeye ihracat yapmakta ve gereksinimlere yanıt verebilecek çözümler üreterek sürekli modellerini yenileyerek büyümesini katlayarak sürdürmektedir. Bir aile şirketi olan firmamızda, sürekli modern teknolojiye yatırım yaparak üretim hızını ve kalitesini arttırmaktadır. Yurt dışından şimdiye dek ithal edilen ürünler kalitesinde ve fonksiyonlarında yaptığı ürünlerle ülkemiz ekonomisine katkıda bulunmaktadır.” Türkiye Medikal sektörde dünya ile kıyaslandığında nerede? Medikal teknolojiler ve sektörün geleceği hakkındaki görüşleriniz ve önerileriniz neler? “Sektörümüzde firmamızın dünyadaki rakiplerle rekabet edebilecek düzeye geldiğine inanıyorum. Medikal sektörde şu anda yurtdışında birçok ülkede

Türk üreticilerin ürünleri kaliteli bulunmakta ve talep görmektedir. Kısa süre içerisinde, Ar-Ge ve teknolojiye verilen değerin de artmasıyla tüm dünyada medikal alanda ürünleri en çok aranan ülke olacağımız kanısındayım. Firmamız çeşitli destekler almıştır, ancak bu desteklerin arttırılması ve gerçek sanayicilere finansman desteği sağlanması halinde gelişimin hızlanacağına inanıyorum. Bölgesel destekler yerine gerçek verilerle ülke ekonomisine katkıda bulunan firmalara ayrıcalık tanınmasının daha olumlu olacağı kanısındayım.” Türk sağlık sektörünün uluslararası düzeyde yükselmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu yükselişte sizin hedefleriniz neler? “Türk sağlık sektörü son yıllarda devletimizin verdiği desteklerle olumlu yönde uluslararası düzeyde ilerleme kaydetmiş ve birçok gelişmiş ülkeyi geride bırakmıştır. Sağlık sektöründe yapılan büyük çaplı yatırımlar sonucu her geçen gün sağlık ve medikal ürünler dendiği zaman ilk sıralarda ülkemizin adının anılması bizleri gururlandırmaktadır. Firma olarak hedefimiz ürünlerimizin kalitesini arttırıp, firmamızın yurt dışında daha çok tanıtımını yapıp, ihracat yaptığımız ülke sayısını ve ihracat hacmini yükseltip daha çok istihdam sağlayarak ülkemiz ekonomisine katkıda bulunmaktır.” Firmanız Türkiye ve Avrasya’nın en büyük medikal fuarı olarak bilinen EXPOMED Fuarı’nda ziyaretçilerle buluşacak. Bu yılki fuardan beklentileriniz ne yönde? “Expomed fuarı ülkemiz için çok önemli bir fuardır. Ülkemizde yapılan en kapsamlı ve büyük medikal fuar olması nedeniyle, bu sene yine yurtdışı ağırlıklı ziyaretçi beklemekteyiz. Aynı zamanda yurtiçinden gelecek misafirlerimize de ürünlerimizin tanıtımını yapıp yurtiçi pazardaki potansiyel ihtiyaçlara cevap vermeyi umuyoruz. Umarım Expomed fuarı ülkemize ve tüm katılımcılara güzel kazanımlar sağlar.”

Mart 2016

69


Röportaj

Eventus ile hayat kurtaran teknolojiler İş güvenliği ve sağlığı sektöründe öncü firmalardan olan Eventus Medikal’in çalışmalarını ve Expomed fuarına dair değerlendirmelerini Şirketin Yönetici Ortağı K. Berkay Gezen anlatıyor. Firmanızdan ve Medikal Sektöre sunduğunuz çözümlerinizden bahseder misiniz? “Eventus Medikal 2013 yılı başında faaliyete geçmiştir. Ana misyonumuz medikal ile iş güvenliği ve sağlığı sektöründe dünya trendlerini, yeni teknolojileri takip ederek dünya ile aynı zamanda Türk tüketicisi Eventus Yönetci Ortağı K. Berkay Gezen ile buluşturmaktır. Bu amaçla; CardiAid Otomatik Eksternal Defibrilatör ürünleri ve aksesuarları, Rotaid OED dolabı çözümleri, RescQ Assist İlk Yardım Kiti, Evac+Chair Acil Durum Tahliye Sandalyesi ve ACR Ambulans Çocuk Sedye Bağı ürünlerinin tek yetkili Türkiye distribütörü olarak satış, pazarlama ve servis hizmetlerini yürütmekteyiz.” Türkiye Medikal sektörde dünya ile kıyaslandığında nerede? Medikal teknolojiler ve sektörün geleceği hakkındaki görüşleriniz ve önerileriniz neler? “Son yıllarda gerek çıkan kanunlar, gerekse çeşitli kamu spotu ve tanıtımlar ile önemli gelişmeler gösterse de henüz gelişmiş ülkelerdeki bilinç seviyesine ulaşılamamıştır. Gerek kamu gerekse özel sektör olarak son teknoloji ürünler ile donatılmış hastanelerimiz, kliniklerimiz yaygınlaşmış, çok önemli yatırımlar yapılmıştır, ancak hala hastane dışı kişisel medikal ve bakım ile acil durumlarda ilk müdahale konusunda gerek bilinç gerekse ekipmanlar olarak yeterli seviyeye ulaşılamadı. Özellikle işyerlerinde ilk yardım eğitimi almış kişiler ve sağlık personeli tarafından ilk müdahale yapılabilecek vakalarda (örneğin ani kalp durmasına Otomatik Eksternal Defibrilatör ile müdahale) gerekli ekipman olmadığı için zamanında müdahale edilememekte ve son teknoloji ile donatılmış hastaneye hasta ulaştırıldığında hastalar çoğunlukla hayatını kaybetmektedir. Bu nedenle

70

Mart 2016

hastane dışı vakalarda hastalara zamanında ve doğru müdahale edebilmek için ilkyardım bilinci artırılmalı, ilkyardımcı sayısı artırılmalı ve ilkyardımcıların, sağlık personellerinin kullanacağı teknolojik ürünler dünyada olduğu gibi yaygınlaşmalıdır. Teknoloji hayatın her alanına girdiği gibi tedavi amacıyla da farklı çözümler sunmaktadır. Medikal alanda teknoloji kullanımı önümüzdeki yıllarda katlanarak artacaktır ve önemli kolaylıklar sağlayacaktır. Türkiye olarak ArGe faaliyetlerine de bütçe ve zaman ayırarak teknoloji ithal eden konumundan geliştiren, hatta ihraç eden konuma gelebilecek potansiyele beyin gücü ve pazar olarak sahibiz. Bu alanda daha fazla teşvik ve yatırım yapılması gerekmektedir.” Türk sağlık sektörünün uluslararası düzeyde yükselmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu yükselişte sizin hedefleriniz neler? “Türk sağlık sektörü özellikle ülkenin bulunduğu konum itibari ile hem Ortadoğu ülkeleri hem de Avrupa ülkelerinden gelecek insanlar için uygun fiyatlı ve yüksek kaliteli hizmet verebilecek durumdadır. Son yıllarda turizm sektörü içinde hasta turizmi önemli bir gelir kalemi olmaya başlamıştır. Bu anlamda gelen yabancı ziyaretçilerin verilen tedavi hizmeti kalitesi yanında tedavi gördükleri hastanelerin, konakladıkları otellerin, kullandıkları ulaşım araçlarının güvenli ve acil durumlarda gerekli tedbirlerin alınmış olması gereklidir. Biz de Eventus olarak, hem Türk halkı hem de ülkemize gelen yabancı ziyaretçiler için acil durumlarda hızlı ve doğru bir şekilde müdahale edilmesi ve kurtarılması için güvenli alanlar oluşturulmasına hizmet ediyoruz.” Firmanız Türkiye ve Avrasya’nın en büyük medikal fuarı olarak bilinen EXPOMED Fuarı’nda ziyaretçilerle buluşacak. Bu yılki fuardan beklentileriniz ne yönde? “Daha önce ağırlıklı olarak İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili fuarlara katıldık. İlk defa EXPOMED fuarına katılıyoruz. Fuar sırasındaki hedeflerimiz Türkiye pazarında medikal alandaki müşterilere ulaşmak, ürünlerimizi tanıtmak ve çevre ülkelerden gelen ziyaretçilerle işbirliği fırsatlarını görüşmek ve ürünlerimizin diğer ülkelere yayılımını sağlamak.”



Röportaj

20 Yıllık Başarının Mimarı: OTAMED

Genel Müdür Op. Dr. Metin Yetkin

1

995 yılında kurulan Otamed Madrid anlaşmasına ilişkin uluslararası tescilini de yaptırdığı kendi markası olan Otatech adı altında, hizmet verdiği alana ilişkin medikal tıbbi cihazların imalatını yapıyor. Bu yıl Expomed’te yeni ürününün lansmanını gerçekleştirecek olan firmayı Genel Müdür Op. Dr. Metin Yetkin anlatıyor. Firmanızdan ve Medikal Sektöre sunduğunuz çözümlerinizden bahseder misiniz? “Firmamız sektörde 20 yılını tamamlamıştır. Kurulduğu günden itibaren endoskopik görüntüleme, odyoloji ve KBB Baş-Boyun Cerrahisi branşlarında faaliyet göstermektedir. Özellikle KBB endoskopisinde Türkiye’deki öncü firmalardandır. Distribütörlüğünü başarıyla yürüttüğü güçlü markaların yanında, oluşturduğu kendi markasıyla da sektöre üretim çözümleri sunmaktadır.” Türkiye Medikal sektörde dünya ile kıyaslandığında nerede? Medikal teknolojiler ve sektörün geleceği hakkındaki görüşleriniz ve önerileriniz neler? “Ülkemiz günden güne medikal ürün üretimi alanında kendini geliştirmekte ve bu durum ülke ekonomisine

72

Mart 2016

ciddi katkı sağlamakta. Tabi bu gelişimde devletin üretim teşvikleri de önemli rol oynamaktadır. ArGe, teknoloji ve yazılım konularında ise kat edilecek oldukça uzun bir yolun olduğu gerçeği bulunuyor. Bu alanda ithalat yoğun bir ülkeden, üreten ve teknoloji satan konumuna geçmek kolay değil. Hepimizin üzerine düşen günümüz teknolojisinin hızına ayak uyduran, son derece kaliteli ürünler ortaya koyarak bu alandaki dışa bağlılığı mümkün olduğunca azaltıp, ihracatı arttırarak ülkeye fayda sağlamak olmalıdır.” Türk sağlık sektörünün uluslararası düzeyde yükselmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu yükselişte sizin hedefleriniz neler? “Hekimlerimizin artan başarıları ile günden güne ülkemizin sağlık hizmetinde tercih edilen konuma gelmesi beraberinde sağlık turizminin de gelişmesini sağlamıştır. Bizim de hedefimiz gelişen sağlık sektöründe hekimlerin ihtiyaçlarını en doğru şekilde anlamak, Türkiye’de üreteceğimiz cihazlar ile bu ihtiyaçlara en doğru cevapları sunmak olacaktır.” Firmanız Türkiye ve Avrasya’nın en büyük medikal fuarı olarak bilinen EXPOMED Fuarı’nda ziyaretçilerle buluşacak. Bu yılki fuardan beklentileriniz ne yönde? “Her sene olduğu gibi bu sene de firma olarak büyük bir umut ve büyük bir şevkle fuara hazırlanıyoruz. Geçen senelerde yaptığımız uygulamalara benzer olarak bu sene de pazara sunacağımız yeni ürünümüzün lansmanını Expomed Fuarı’nda yapacağız. Expomed Fuarı’nın bize şans getirdiğine inanıyoruz. Umarım tüm katılımcılar için faydalı olur.”



Röportaj

Halıcı Sağlık dünya pazarına kaliteli ürünler sunuyor

Halıcı Sağlık Fabrika Müdürü Muhammed Halıcı

H

astane Tekstili alanında üstün kalitede ürünler üretmeyi amaçlayan Halıcı Sağlık, hasta temizleme lifi ve süngeri fabrikasında günde 120.000 adet paket üretim yapıyor. Halıcı Sağlık Fabrika Müdürü Muhammed Halıcı sektöre dair sorularımızı yanıtladı. Firmanızdan ve Medikal Sektöre sunduğunuz çözümlerinizden bahseder misiniz? “2008’in Mayıs ayında kurulan firmamız 2010’un Ocak ayında, yükselen satış potansiyeli vesilesi ile Halıcı Sağlık Tekstil Gereçleri İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. olarak yoluna son hızda devam etmektedir. Her geçen yıl bir önceki yıla fark atarak yükselen firmamız, kalitesiyle hem Türkiye pazarında, hem de Global pazarda adından söz ettirmiştir. Bu yükselişle yetinmeyen firmamız kalitesine kalite katarak, hak kazandığı EN ISO 13485:2003 VE CE1223/2009 belgelerini alarak, hem Avrupa birliği ülkelerine hem de dünya pazarına kaliteli ürünlerini sunmaya devam etmektedir. 2010’da şirket olarak yapmış olduğumuz ciroya düşen veri oranına 2011’de yani ikinci yılımızda, birinci yıla oranla 12 kat büyüme sağlayan şirketimiz, büyüme hedefini en üst seviyede tutmaya devam etmektedir. Bu özgüveni bize veren siz kıymetli iş ortaklarımıza teşekkürlerimizi sunar, beraberce nice seneler çalışmak dileğiyle iyi günler dileriz.” Medikal sektöre sunduğumuz çözümler ise; Yatan hasta bakım ürünleridir. Yatalak hastalarımızın temizliği için yapmış olduğumuz yatan hasta bakım ürünlerimiz hijyenik, pratik, ve kolay kullanım sonucu

74

Mart 2016

hastalarımızın temizliğini sağlamalarıdır. Ürün portföyümüz içerisinde ‘’Ficomed‘’ markamız ile başta Ficomed saç yıkama bonesi, hasta temizleme lifi, perine bölgesi temizleme mendili, hassas ciltler için yıkama lifi, yeni doğan yıkama lifi, ve bunlar gibi çeşitli ürünlerimizle yatalak hastalarımızın hızlı, hijyenik ve pratik temizliğini sağlamalarıdır.” Türkiye Medikal sektörde dünya ile kıyaslandığında nerede? Medikal teknolojiler ve sektörün geleceği hakkındaki görüşleriniz ve önerileriniz neler? “Türkiye medikal sektörü olarak dünyanın ilk sıralarındayız bunun nedeni ise ülkemiz olarak gerek medikal alanda gerek diğer branşlarda üretim yapma cesaretimizdir. Ülkemizde bulunan medikal alanda üretimini gerçekleştiren ve satışını yapan toptancılarımızın sayısı yüksek olduğundan dolayı hemen hemen dünyanın tüm ülkelerinde Türk menşeli medikal ürünlerimiz mevcuttur.” Türk sağlık sektörünün uluslararası düzeyde yükselmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu yükselişte sizin hedefleriniz neler? “Türk sağlık sektörünün uluslararası düzeyde yükselmesini medikal alanda üretim yapılan kalem sayımızın yüksek adetlerde ve bol çeşitli altarnatif ürünlerin bulunmasından dolayı değerlendiriyorum. Bizim hedefimiz ise her geçen gün son hızda devam eden AR-GE bölümümüzden medikal sektörde yeni, kullanışlı, pratik ürün kalemlerimizi arttırmaktır. Ve yeni üretilen ürünleri hem yurt içi hem yurt dışı pazarı oluşturmaktır.” Firmanız Türkiye ve Avrasya’nın en büyük medikal fuarı olarak bilinen EXPOMED Fuarı’nda ziyaretçilerle buluşacak. Bu yılki fuardan beklentileriniz ne yönde? “Tüyap Expomed 2016 yılı fuarından beklentimiz, Avrasya ülkelerinden gelen müşterilerimize Türkiye’de üretimini yaptığımız Ficomed markalı hasta bakım ürünlerimizin sunumunu yapıp o ülkelere de Türk menşeli ürünlerimizi ihraç etmenin mutluluğunu yaşamaktır. Türkiye’de bu ürünleri yapan bir adet fabrika vardır o da Halıcı sağlıktır. Dünya genelinde bu ürünlerin üretimini yapan fabrika sayısı beşi geçmemektedir. Gerek Türkiye pazarında Gerek Global pazarda adını ve ülkesini bir numara yapma yolunda Halıcı sağlık olarak yolumuza son hızda devam edeceğiz.”



Röportaj

CleanİQ ile uzun süreli koruma çevirme politikası geliştirmesi gerekmektedir. Nitelikli insan gücü ile Türk insanı İbni Sina’nın öğrencileri olduğunu kısa sürede tüm dünyaya kanıtlayacak özgüvene sahiptir. Türkiye’nin geleceği siyasi istikrarla birlikte çok açıktır.” Türk sağlık sektörünün uluslararası düzeyde yükselmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu yükselişte sizin hedefleriniz neler? “Türkiye’nin medikal sektöründe yeri gelecekte THY yollarının bugünki marka değerine ulaşacaktır. Sağlık Turizmi ile birlikte Devlet politikalarının da nitelikli Ar-Ge çalışmalarına olan katkısı sektörü zirveye çıkaracağını bizlere göstermektedir.”

C

lean-IQ Amerikan Nano teknolojik bir mikrop bariyerdir.Bakteri ve Virüsleri Yok ettiği gibi, Küf, Mantar ve Alg’lere karşı da uzun süreli koruma sağlar. T.C.Sağlık Bakanlığı’nın 2013-118 no’lu Biyosidal ruhsatıyla ithal edilmektedir. Bu yıl Expomed fuarında Clean-IQ ile karşımıza çıkacak olan Clean World’ten Mehmet Sağlıklı sorularımızı yanıtladı. Firmanızdan ve Medikal Sektöre sunduğunuz çözümlerinizden bahseder misiniz? “CleanİQ olarak dezenfektan konusunda tüm ezberleri bozuyoruz. Dünya da devrim niteliğinde olan cleaniq mikrop ve virüsleri kimyasal olarak değil fiziksel olarak yok eden tek üründür. Bu ürünü Türk Medical sektörüne sunmaktan gurur duyuyoruz.” CleanİQ’nin özellikleri ile şu şekildedir: • Su bazlıdır. Alkol içermez. Yanıcı ve yakıcı değildir. • Zehirli ve kansorejen kimyasallar içermez. • Metal iyonları ağartıcı ve aşındırıcı madde içermez. • Yüzeyde kalıntı bırakmaz, oksitlenme yapmaz. • Renksiz ve kokusuzdur. Leke yapmaz. • İnsan hayvan ve bitki hücrelerine zarar vermez. • Her türlü bakteri, virüs, mantar, sporlu bakteri, protozoa ve küflere karşı etkilidir. • Uzun süre aktif olarak kalıcıdır.” Türkiye Medikal sektörde dünya ile kıyaslandığında nerede? Medikal teknolojiler ve sektörün geleceği hakkındaki görüşleriniz ve önerileriniz neler? “Türkiye’nin her şeyden önce beyin göçünü tersine

76

Mart 2016

Firmanız Türkiye ve Avrasya’nın en büyük medikal fuarı olarak bilinen EXPOMED Fuarı’nda ziyaretçilerle buluşacak. Bu yılki fuardan beklentileriniz ne yönde? “Bu yıl fuarın en yenilikçi en son teknoloji ürünü tanıtmaktan büyük onur duyacağımızı belirtmek istiyorum. Birçok sürprizlere açık bir fuar olacak bizim için.”



Röportaj

%100 yerli Ar-Gr, ürün geliştirme ve üretim Türkiye Medikal sektörde dünya ile kıyaslandığında nerede? Medikal teknolojiler ve sektörün geleceği hakkındaki görüşleriniz ve önerileriniz neler? “Medikal alanında ülkemizde çok fazla sayıda ithal ürün bulunmakta. Bu sektörde mutlaka yerlileştirme ve Ar-Ge çalışmalarına ağırlık vermeliyiz, daha fazla yatırım ve üretim yapmalıyız. Bizim hedefimiz medikal alanında %100 yerli Ar-Ge ve üretim.”

Genel Müdür Fuat Murat Öney

2

013 yılı itibarı ile yerli medikal ürün üretimine yatırım yapma kararı alan firma, 2 yıl süren ArGe çalışmaları neticesinde MEDNETIC markası adı altında endoskopi aksesuarları alanında faaliyetlerini sürdürmektedir. Technocast A.Ş. Genel Müdür Fuat Murat Öney firma ve Expomed fuarı ile ilgili sorularımızı yanıtladı. Firmanızdan ve Medikal Sektöre sunduğunuz çözümlerinizden bahseder misiniz? “Technocast A.Ş. olarak üretim alanında farklı sektörlerde faaliyet göstermekteyiz. 2002 senesinde kurulan firmamız Çerkezköy OSB’de yer alan tesislerinde alçak basınçlı döküm ve plastik enjeksiyon alanlarında faaliyet göstermektedir. 2013 senesinde medikal alanında yatırım yapmaya karar verdik ve yine Çerkezköy OSB’de Avrupa standartlarında bir temiz oda üretim tesisi kurduk. 2 yıl süren Ar-Ge çalışmaları sonucunda 2015 senesinde MEDNETIC markası doğdu. Bu süreçte endoskopi aksesuarları alanında 2 adet Tübitak 1507 projesi geliştirdik ve hibe aldık. Ar-Ge’sini tamamlamış olduğumuz ilk ürün gamımız endoskopi aksesuarları. Bu alanda yerli üretim yapan ilk firmayız ve geniş bir ürün yelpazesine sahibiz. NKÜTEK Teknopark’ta bulunan Ar-Ge ofisimizde farklı alanlarda ürün geliştirme çalışmalarımıza devam etmekteyiz.”

78

Mart 2016

Türk sağlık sektörünün uluslararası düzeyde yükselmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu yükselişte sizin hedefleriniz neler? “Biz katma değerli ürün üreten bir firmayız. MEDNETIC markalı ürünlerimizi geliştirirken, ilk günkü vizyonumuz ürünlerimizin yurtdışı pazarlarda satılma hedefi idi. Biz yalnızca Türkiye pazarını değil, ana hedeflerimiz çerçevesinde yurtdışı birçok pazarı hedeflemekteyiz. Bu amaç doğrultusunda, ilk Ar-Ge çıktısı numunelerimizi Türkiye’deki klinik denemelerin yanı sıra eşzamanlı olarak çevre ülkelerdeki doktorların da beğenisine ve deneylerine sunduk. Hedefimiz önümüzdeki iki senelik süreçte ihracat adetlerimizin iç piyasa rakamlarını geçmesidir.” Firmanız Türkiye ve Avrasya’nın en büyük medikal fuarı olarak bilinen EXPOMED Fuarı’nda ziyaretçilerle buluşacak. Bu yılki fuardan beklentileriniz ne yönde? “Firmamız 2013 senesinden beri medikal alanında projeler geliştiriyor. Bu sene bizim için oldukça önemli bir dönüm noktası. Geliştirdiğimiz projeleri hayata geçirmeye başlıyoruz. Markamız MEDNETIC ile ürünlerimizin satışına başlıyoruz. EXPOMED de bizim için bu bakımdan oldukça önemli, ziyaretçilere pazara süreceğimiz ürünlerimizi ilk defa tanıtma fırsatı bulacağız.”


HAVANIZIN SAGLIGI ICIN HEPA FILTRE

SINGLE-V

HEPAFiL 30

HEPA FiLTRE

HEPA FiLTRE

HEPAFiL 292

HEPAHOOD

HEPA FiLTRE

HEPA FiLTRE

HEPAGEL 78

HEPAFiL 69

HEPA FiLTRE

HEPA FiLTRE

HEPAPOL

PANPOL

HEPA FiLTRE

HEPA FiLTRE

444 4 648 www.mgt.com.tr

info@mgt.com.tr


Röportaj

Medikal Sektörde tek kullanımlık tekstil ürünlerinin adresi entegre olarak çalışabilmesini sağlayabiliriz. Bu koşullar sağlanır ise dünya pazarına yüksek katma değerli ürünleri çok rahatlıkla sürebiliriz.”

E

Mustafa Emre Özdemir

vve Tekstil medikal sektör için tek kullanımlık nonsteril tekstil ürünleri, sedye örtüsü, hasta önlüğü, cerrahi önlük, kolonoskopi şortu vb. ürünleri üretiyor. Bu yıl Expomed’e katılacak olan firma için hazırladığımız soruları firma sahibi Mustafa Emre Özdemir yanıtladı.

Firmanızdan ve Medikal Sektöre sunduğunuz çözümlerinizden bahseder misiniz? “Evve Tekstil 2013 yılından bu güne kadar medikal sektör için tek kullanımlık tekstil ürünleri üreten bir firmadır. Firmamızın önceliği sektör içinde güven tesis etmek ve iş ortaklarının ihtiyaçlarına zamanında çözüm üretebilmektir. Medikal sektör içerisinde faaliyet göstermiş olduğumuz alan yeni olması sebebi ile ürün geliştirme konusunda ciddi önceliklerimiz vardır. Bu bağlamda üniversite hastaneleri ile birlikte hareket ederek portföyümüze yeni ürünler katmaktayız.” Türkiye Medikal sektörde dünya ile kıyaslandığında nerede? Medikal teknolojiler ve sektörün geleceği hakkındaki görüşleriniz ve önerileriniz neler? “Türkiye medikal sektörde dünya ile kıyaslandığında henüz olması gereken yerde değil. Sebebi ise katma değerli ürün üretimi konusunda daha çok eksiklerimizin olması. İleri teknoloji ürünler üretebildiğimiz takdirde dünya pazarına söz sahibi olabiliriz. Aslında bu gelişim için gerekli olan potansiyel ülkemizde mevcut. Geniş tabanlı risk ortaklıkları ile üniversiteler için gerekli Ar-Ge ve Ür-Ge bütçeleri oluşturularak teknolojik medikal cihazlar üretebilir, fikri mülkiyet haklarını korunaklı hale getirebilir, sanayinin üniversitelerle

80

Mart 2016

Türk sağlık sektörünün uluslararası düzeyde yükselmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu yükselişte sizin hedefleriniz neler? “Türkiye yetiştirdiği üst düzey doktorlar ile sağlık sektöründe dünyada birçok kapıyı açtı. Buna bağlı olarak özel sektörün oluşturduğu yüksek konforlu hastaneler ile ülkemizde sağlık turizmi konusunda ciddi gelişimler sağlandı. Dünya artık Türk doktorlarını çok iyi biliyor. Firma olarak üretmiş olduğumuz ürünlerin tek kullanımlık sarf malzemeler olması sebebi ile bunu bizim pazar payımızı da ciddi olarak geliştirebilecek bir fırsat olarak görüyoruz. Ortadoğu ve Asya pazarları sağlık sektöründe Türkiye’yi tedavi tekniklerinden, kullandığı cihazlara kadar örnek alıyor ve bu da bizim gibi üreticilerin ciddi anlamda pazar payının gelişmesine sebep oluyor.” Firmanız Türkiye ve Avrasya’nın en büyük medikal fuarı olarak bilinen EXPOMED Fuarı’nda ziyaretçilerle buluşacak. Bu yılki fuardan beklentileriniz ne yönde? “Expomed’in 2016’da bizim yurt dışına açılan bir penceremiz olacağını düşünüyorum.”



AKTÜEL

Ambulansa yol ver hayat kurtar! Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF) Başkanı Fevzi Apaydın, ambulansın erken hastaneye ulaşmasının önemi hakkında konuştu. Apaydın bu duyarlılığın herkeste olması gerektiğini söylerken, ambulansa yol verilmesinin hayati önem taşıdığını ifade etti.

A

mbulansın 1 dakika önce hastaneye varmasının hastanın hayata tutunması anlamına geldiğini vurgulayan Apaydın, “Yani ambulansın erken hastaneye ulaşması hayati önem arz etmektedir. Ambulansın içinde tanımadığımız bir hasta olabildiği gibi çok yakınımız veya içimizden biri de olabilir. Onun içindekini daima en yakınımız olarak görmemiz

lazım. O ambulansı kullanan şoförün de bizlerden biri olduğunu kabul etmemiz gerekiyor.” diye konuştu. Türkiye’deki tüm ticari araç kullanıcılarını bu konuda uyardıklarını ifade eden Apaydın, “Biz üzerimize düşenden daha fazlasını yapmak istiyoruz. Bunun için Sağlık Bakanlığı’na tam destek veriyoruz. Çünkü burada önemli olan insan hayatı” şeklinde konuştu.

Bakteri algılayan elektronik sensör

A

çık yaranızda iltihap oluşup oluşmadığını öğrenebilmek genellikle en az 24 saat süren laboratuvar testlerine muhtaç. Yarada zararlı bir bakteri oluşumu varsa haberdar olduğunuzda çok geç kalmış olabiliyorsunuz. Bu durumun yaratabileceği olumsuz sonuçları tahmin etmek güç değil. Fakat George Washington Üniversitesi’nde geliştirilen yeni bir yöntemle artık bakteri tespiti saniyeler içinde yapılabilecek. Washington Üniversitesi’nden Dr. Victoria Shanugam ve ekibinin geliştirdiği cihaz açık yaralarda görülen bakteri çeşitlerinde bulunan ‘pyocyanin’ adlı özel bir molekülü saniyeler içinde saptayabiliyor. Dolayısıyla saatler boyu süren işlemler saniyelere indirgenmiş oluyor. Klinik testlerde başarı oranı yüzde 71 olarak kayıtlara geçti. Cihazda kullanılan teknolojinin geliştirilmesiyle hata oranlarının çok daha gerilemesi bekleniyor.

82

Mart 2016



Röportaj

Orsa 40. yılını kutluyor Çapa Grubunun bir kuruluşu olan Orsa Ortopedi Sanayi 1976 yılından beri, Tıbbi Korseler-Ortopedik Cihazlar-Felç Yürüme CihazlarıRehabilitasyon Malzemeleri-Protez ve Ortezler dalında üretim yapıyor. 40. Yılını kutlayan Orsa’nın çalışmalarını ve Expomed fuarından beklentilerini Genel Müdürü Ecz. Necdet Çapa anlatıyor.

Orsa Ortopedi Sanayi Genel Müdürü Ecz. Necdet Çapa

Firmanızdan ve Medikal Sektöre sunduğunuz çözümlerinizden bahseder misiniz?

“ORSA, 1976 yılından beri, Tıbbi Korseler-Ortopedik Cihazlar-Felç Yürüme Cihazları-Rehabilitasyon

Malzemeleri-Protez ve Ortezler dalında üretim

yapmaktadır. Orsa’nın Türkiye genelinde 600 satış

noktası bulunmakta, üretilen malzemeler yurtdışında 41 ayrı ülkede satılmaktadır. Üretiminin büyük

kısmını yurtdışına gönderen firmamız sektöründe

dünyanın en büyükleri arasına girmiştir. “Sağlık için 84

Mart 2016

sağlıklı seçim” sloganıyla yola çıkan firmamız bu sloganı kalite politikasının temeline yerleştirmiştir. Hasta insanlara hizmet sunduğumuzu hiçbir zaman unutmamak, üretimlerimizi her zaman hastaların yerine kendimizi koyarak kalite kontrolünden geçirmek ve bu bilinci tüm personelimize aşılamak firmamızın başarısının en büyük etkenlerindendir. Dünyada aranılan marka olmamızı sağlayan diğer önemli etkenlerde; eğitime önem vermek, nitelikli personel kullanmak, Ar-Ge’nin önemini kavramak, kaliteyi hayat felsefesi olarak benimsemektir. Ürünlerimizin muadillerinden en büyük üstünlüğü; Ürünlerimizde kullanılan hammaddelerin testlerinin ISO 10993 standartlarına göre Akredite kuruluşlarca yapılmış olması, Avrupa’da yapılmış Klinik Araştırma sonuçlarının bulunması ve gene Avrupa’da Akredite laboratuarlarca yapılmış Mikro klima test sonuçlarının olmasıdır. Ürünlerimizin zehirsizliği, klinik yeterliliği, vücuda takıldığında zarar verecek kadar terleme ve ısı artışı yapmadığı belgelerle gösterilmektedir.”


Türkiye Medikal sektörde dünya ile kıyaslandığında nerede? Medikal teknolojiler ve sektörün geleceği hakkındaki görüşleriniz ve önerileriniz neler? “Maalesef Türkiye olarak Medikal ürünlerde yüksek oranda ithalat ile ihtiyaçlarımızı karşılıyoruz. Tıbbi Tanı Cihazlarının da çok büyük oranı yurtdışından karşılanıyor. Bu ürünlerin yerlileşmesi konusunda devletimizin çalışmaları var. İnşallah en kısa sürede bunların öncelikle ülkemiz için temini sonrasında da ihracatı için gerekli adımlar atılır.” Türk sağlık sektörünün uluslararası düzeyde yükselmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu yükselişte sizin hedefleriniz neler? “Biz kendi sektörümüzde dışa bağımlılığı tamamen kesmiş bulunmaktayız. Hatta birçok Türk firmasıyla yurtdışında rekabet ediyoruz. Her hangi bir ülkede yabancı bir firma yerine Türk firmasıyla rekabet ediyor olmak beni mutlu ediyor. Diğer medikal ürünlerde de ithalatçı yerine ihracatçı olmamız Ekonomimize çok büyük katkı sağlayacaktır. Bizim ORSA olarak hedefimiz dünyanın tüm ülkelerine ürünlerimizi ulaştırmak, şu an 41 ülkeye yaptığımız ihracatı her yıl katlayarak arttırmaktır. Hedef olarak Amerika kıtasını seçtik. Bu kıtaya ürünlerimiz satmak için çalışmalar yapıyoruz.”

ve niceliğinin arttığını gözlemlemekteyim. Bu da gün geçtikçe bu fuarın uluslararası hale geldiğini göstermektedir. Bu fuardan beklentimiz yurtdışında bayimiz olmayan ülkelerden gelecek ziyaretçilere ürünlerimizi ve kalitemizi göstermek ve yeni ülkelere bayilikler vermektir. Yurtiçi bayilerimize ve halen bayimiz olup fuara gelen yurtdışı bayilerimize yeniliklerimizi ve yeni ürünlerimizi tanıtarak bilgi vermekte istiyoruz. Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı? “Medikal Teknik dergisine görüşlerimizi açıklama fırsatı verdiğinden dolayı teşekkür ediyorum.”

Firmanız Türkiye ve Avrasya’nın en büyük medikal fuarı olarak bilinen EXPOMED Fuarı’nda ziyaretçilerle buluşacak. Bu yılki fuardan beklentileriniz ne yönde? “Bu yıl ORSA olarak 40. Yılımızı kutluyoruz. 18 yıldır da kesintisiz olarak Expomed fuarına katılıyoruz. Her yıl fuara katılan yabancı ziyaretçilerin niteliğinin

Mart 2016

85




AKTÜEL

Sağlık sektörünün tüm paydaşları sağlıkta ortak çözüm toplantılarında bir araya gelecek 7. OHSAD Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantıları, 13-17 Nisan 2016 tarihleri arasında Antalya Sueno Hotels Deluxe Belek’de gerçekleşecek

S

ağlık sektörünün sorunlarını gündeme taşıyıp tüm paydaşları bir araya getirerek ortak çözüm alternatiflerinin oluşturulmasına zemin hazırlayan OHSAD Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantıları, ülkemizin kaliteli ve sürdürülebilir bir sağlık sistemine kavuşmasının önünü açmak amacı ile özel ve kamu tüm sağlık yöneticilerini aynı mekanda buluşturuyor. Sektörün sorunlarının akademik bir çerçevede tartışıldığı ve söz sahibi taraflarla çözümlerin geliştirildiği Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantılarına, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, SGK, Maliye Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Özel Hastaneler, Kamu Hastaneleri, Üniversite Hastaneleri, Sağlık Kuruluşları ve Sigorta Şirketleri gibi çok yönlü katılım mevcut. Etkinlik kapsamında gerçekleşecek Ortak Akıl Toplantısında 2016’dan 2023’e Sağlık ve Verimlilik konusunun tartışılacağı 7. OHSAD Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantılarının konu başlıklarını ise şunlar oluşturuyor:

88

Mart 2016

• Özel Sağlık Sektöründe Güncel Konular • Küçük ve Orta Ölçekli Sağlık Kuruluşlarının Geleceği • Sağlık Bakanlığı Mevzuat ve Uygulamaları • SGK Mevzuat ve Uygulamaları • İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Sektör Toplantısı • İstanbul SGK ve Cibali Sektörü Buluşması • Global Sağlık Yatırımları ve Rekabet • Geri Ödeme Kurumu Uygulamalarının Tıbbi Tedarik Yönetimine Etkileri • OHSAD Sağlık Sektörü Araştırma Raporu Sunumu • Sağlık Hizmetlerinde Dijital Dönüşüm ve E-Sağlık • OHSAD Yönetimi, Katılımcı Firma Temsilcileri ile Sektörel Değerlendirme Toplantısı Ziyaretçilerine yurtdışı pazarlamadan çoklu pazarlama stratejilerine, satın almadan analiz ve bilanço okuma tekniklerine kadar bir dizi kurs imkanı da sunan etkinlikte kurs başlıkları ise şöyle: • Sağlıkta Pazarlama: Yurtiçi, Yurtdışı, Dijital Kursu • Satın alma ve Sözleşme Yönetimi Kursu • Finansal Analiz ve Bilanço Okuma Teknikleri Kursu



Röportaj

Multikan sağlık standartlarında yükselmeye devam ediyor Multikan Tıbbi Sarf Ürünler Pazarlama Müdürü Vedat Çetin; “Sunduğumuz çözümlerle, potansiyel müşterilerimizin ilgisini çekmek ve yeni bağlantılar kurmak, bu sene de fuar hedeflerimiz arasında yer alıyor.”

Multikan Tıbbi Sarf Ürünler Pazarlama Müdürü Vedat Çetin

M

ultikan Sağlık felsefe olarak “Ulusal sınırlar içerisinde ve ötesinde çalıştığı alanlarda örnek alınan, iletişimde olduğu işletmelere değer kazandıran bir marka kimliğinde olmalıdır” düşüncesiyle doğmuş ve bu çizgide yoluna devam etmektedir. Sağlık alanında dünyadaki yeni gelişmeleri ve sağlık standartlarını takip ederek, Türkiye başta olmak üzere sağlık çalışanlarının ve hastaların güvenliğini en üst düzeye taşıyacak günümüz teknolojisini ve tecrübelerimizi birleştirerek sağlıklı ve kaliteli ürünler sunan Multikan Sağlık Ürünleri yıllardır sektörde biriktirdiği tecrübelerini bu yıl yine Expomed fuarında katılımcıları ile paylaşacak. Multikan Tıbbi Sarf Ürünler Pazarlama Müdürü Vedat

90

Mart 2016

Çetin sektöre ve fuara dair sorularımızı yanıtladı. Firmanızdan ve Medikal Sektöre sunduğunuz çözümlerden bahseder misiniz? “Multikan olarak 1993 yılından bugüne sağlık sektöründe yeni teknolojiler ile üretilmiş güvenilir ürünler sunuyoruz. Bu ürünler, kontaminasyon kontrol malzemeleri, dezenfeksiyon ürünleri, tıbbi alet ve cihazları ile eldiven başta olmak üzere tek kullanımlık steril ve steril olmayan medikal ürünler olup; bu ürünlerin satış, dağıtım ve pazarlama faaliyetlerini de yapmaktayız. Bildiğiniz gibi; medikal sektörde, sağlık çalışanlarının ve hastaların güvenliğini sağlayan aynı zamanda da hayatını kolaylaştıran ürünlerimiz var. Cerrahi aletlerin temizlik, dezenfeksiyon, nötralizasyon ve muhafazasında kullanılan kimyasal maddeler oldukça önemlidir. Multikan, cerrahi aletlerin bakımında etkin rol oynayan ürünlere sahiptir. Aynı zamanda tıbbi atık kontrolünü sağlayan ürünlerimiz de var. Tıbbi atıkların çevreye; biyolojik, kimyasal ve fiziksel nitelikte etkileri olabiliyor. Tıbbi atık kovalarımız ile bu etkileri sıfıra indiriyoruz. Geniş tıbbi prosedürler yelpazesi için uygun olan steril cerrahi eldivenlerimiz de cerrahi hassasiyete sahiptir, rahatlığı ve performansı kanıtlanmıştır. Firmamızı anlatırken bahsettiğimiz tüm ürünler ve ürün portföyümüze eklenecek yeni ürünlerle medikal sektöre çözümler üretmeye devam edeceğiz.” Türkiye Medikal Sektörde dünya ile kıyaslandığında nerede? Medikal teknolojiler ve sektörün geleceği hakkındaki görüş ve önerileriniz nelerdir? “Türkiye’de medikal aletler ve cihazlar sektörü son yıllarda hem üretim hem de dış ticaret potansiyelini hızla artıran sektörlerin başında geliyor. Aynı zamanda son yapılan araştırmalara göre Türkiye Tıbbi Cihaz Pazarı dünyadaki en büyük 20 pazardan biri konumunda. Biliyorsunuz, her yıl uluslararası fuarlara katılıyoruz.



Röportaj

Bu fuarlarda Türkiye’nin medikal yeniliklerden kesinlikle geri kalmadığını görüyoruz. Türk sağlık sektörünün gelişmesi, yeni ve özel hastane sayısındaki artış, kaliteli sağlık hizmeti talebinin artması, teknolojideki yenilikler ve bunun gibi daha birçok faktör ülkemizde medikal sektörün gelişimine ivme kazandırıyor, teknolojik olarak da yeniliklere uyum sağladığımız için dünyadan geri kalmamız söz konusu değil. Medikal teknolojilerin ve sektörümüzün gelişimi için, döviz kuru riski ve finansman maliyetlerinin yerli üreticiler lehine düzenlenmesinin faydalı olacağını düşünüyorum. Aynı zamanda meslek kanunumuzun olmaması, meslek odası gibi daha kurumsal bir yapılanma oluşturmamızın önündeki en büyük engellerden biridir. Öncelikle bu sorunlar halledilirse, daha iyi bir gelişim sağlanabileceğini düşünüyorum.” Türk sağlık sektörünün uluslararası düzeyde yükselmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu yükselişte sizin hedefleriniz

92

Mart 2016

nelerdir? “İnsanlar artık, sağlığına kavuşmak için ikamet ettiği ülkeden başka bir ülkeye gidebiliyor. Buna da sağlık turizmi deniyor. Türkiye bu açıdan uğrak bir nokta ve bu da Türk Sağlık Sektörünün uluslararası düzeyde gelişimini sağlayan en önemli etmenlerden biri. Yurtdışından gelen hastalar ile sektörün daha da canlanması sağlık sektörünün tüm bileşenlerinin gelişmesini sağlayacaktır, bu açıdan oldukça önemli buluyorum. Bizim hedefimiz de gelişmelere uyum sağlayarak, sektörün vazgeçilmez bir parçası olmaktır.” Firmanız Türkiye ve Avrasya’nın en büyük medikal fuarı olarak bilinen EXPOMED Fuarı’nda ziyaretçilerle buluşacak. Bu yılki fuardan beklentileriniz nelerdir? “Uzun yıllardır Ekspomed Fuarı’nın içinde yer alıyoruz. Orası bizim için bir buluşma noktası oldu. Ürün portföyümüz ve sunduğumuz çözümlerle, potansiyel müşterilerimizin ilgisini çekmek ve yeni bağlantılar kurmak, bu sene de fuar hedeflerimiz arasında yer alıyor.”





Truemed® ürün portföyünü büyütüyor 2013 yılından bu yana Ortopedi sarf malzemeleri konusunda inanılmaz bir gelişme gösteren Truemed® innovasyon ve adeta sanat haline getirdiği imalatını tüm ürün gruplarına yaymayı başardı. plak ve vida üretimi ile girmiş, kısa sürede ürün portföyüne kilitli çivi sistemleri, eksternal fiksatörler, parsiyel protezler, pediatrik implantları katmıştır. Firma ürün portföyünü piyasanın büyüyen talebine göre her geçen gün biraz daha genişletmektedir. Truemed® firması; CE normlarında, ISO 9001:2008 ve ISO 13485:2003 Kalite Sistemine uygun üretim yapmaktadır. Firmamızın temel ilkesi insan sağlığının önemini bilerek ürünlerini daima çağdaş normlara uygun ve en üst düzeyde planlayarak üretmektir.” Türkiye Medikal sektörde dünya ile kıyaslandığında nerede? Medikal teknolojiler ve sektörün geleceği hakkındaki görüşleriniz ve önerilerinizz neler? “Türkiye de 20 yıldır var olan medikal sektörü ne yazık ki son dönemlerdeki yatırımlarla kendini göstermeye başlamıştır. Öz eleştiri yapacak olursak, bilgi birikimi olmadan, taklitlerle hiçbir sektörde başarıya ulaşamayız.

Ü

rün portföyünü piyasanın büyüyen talebine göre her geçen gün biraz daha genişletmekte firma ile ilgili sorumaları CEO Haluk Aytaç medikal teknik okuyucuları için yanıtladı.

Firmanızdan ve Medikal Sektöre sunduğunuz çözümlerinizden bahseder misiniz? “2012 yılında kurulan, ortopedik travma cerrahisi üzerine yoğunlaşan ve yenilikçi ürünler açısından önde giden bir girişim olan Truemed® daima en iyi ürünleri tercih etmiş, yeni nesil implantlar, çalışma aletleri geliştirmiştir. Firmamız çalışanlarının tümü ortopedik implant üretim sektörünün değişik bölümlerine uzun yıllar çalışmış tecrübeli ve bu sektörde kaliteli, güvenilir, gelişmeye açık ve müşteri memnuniyetini sürekli devam ettirecek ürünhizmet anlayışına sahip kişilerdir. Truemed® medikal sektöre üstün dizayn ve kalitede üst ve alt ekstremite

96

Mart 2016

Sağlık bakanlığının son yıllarda bu bilgi eksikliğini görerek, kalitesiz ve taklit ürünlerin önüne geçebilmek için attığı adımlar ve devletimizin Ar-Ge’ye yaptığı yatırımları sayesinde, hızla yükselişe geçen ve dünya devlerinin dikkatini çeken bir sektör olmayı başardık. Geleceğimiz için bizi aşağı çeken her türlü engeli yok etmemiz gerekiyor.



İthalat ve ihracat yapan her firmanın nasıl ürün ürettikleri ve yurt içindeki ve yurt dışında ki müşterileriyle olan diyaloglarının nasıl olduğunun devletimizce inceleme altına alınması gerekiyor. Böylece yerli ve yabancı müşteri memnuniyetini, en önemlisi insan sağlığını tehlikeye atmama konusunda en önemli tedbiri almış olacağız.” Türk sağlık sektörünün uluslararası düzeyde yükselmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu yükselişte sizin hedefleriniz neler? “Yeni nesilin hedefleri büyük. Hedefler büyük olunca yükselmek kaçınılmaz oluyor. Bu da bilgi ile araştırma geliştirme ile mümkündür. Türk doktorlarının sanayi ile iş birliği içinde olup, mühendislerimiz ile çalışması, hem Türkiye için hem de dünya için sağlık sektöründe büyük bir atılımdır. Truemed® olarak sektörde yaptığımız atak ile Türk doktorları bile yakaladığımız kaliteye inanamamaktadır. Bunun gururu ve üzerimize aldığımız sorumluluk ile ülkemizi sağlık sektöründe

98

Mart 2016

ileriye taşıma misyonumuzu her zaman koruyacağız. Hedeflerimiz her zaman yenilikler ile hem doktorların işini kolaylaştırmak hem de tüm insanlığa sağlık sektörünün bir kolu olan ortopedide faydalı olabilmek

adına özel çözümler sunmaktır. Truemed ailesi olarak bunu misyon edinmiş bir firmayız.” Firmanız

Türkiye

ve

Avrasya’nın

en

büyük

medikal fuarı olarak bilinen EXPOMED Fuarı’nda ziyaretçilerle

buluşacak.

beklentileriniz ne yönde?

Bu

yılki

fuardan

“Her fuar ayrı bir tanıtma ve tanınma fırsatıdır. Ve biz katıldığımız fuarlarda ürün ya da hizmetlerin, teknolojik gelişmelerin, bilgi ve yeniliklerin tanıtımını geleceğe yönelik ticari ilişkiler kurmayı ön planda tutarak

hareket ediyoruz. Bizim düşüncemiz doğru organize edilmiş fuarın, doğru alıcılara ev sahipliği yapacağıdır. Ve bu noktada EXPOMED fuarının hedef kitlemizle

buluşacağımız bir organizasyon olacağına inanıyoruz.”


DELİCİ, KESİCİ

BATARYALI MOTOR SİSTEMLERİ

HS

Wire and Pin Drill System

Oscillating Saw System

Değirmiçem Mh. Yamaçobalı Dede Cd. Köşe Apt. No:23/1 GAZİANTEP / TURKEY +90 342 324 25 55

+90 342 323 20 09

info@mavimedikal.com.tr www.mavimedikal.com.tr


AKTÜEL

Dünya standartlarında kök hücre tedavisi Türk Hematoloji Derneği tarafından düzenlenen Ulusal Kemik İliği Transplantasyonu ve Kök Hücre Tedavileri Kongresinde, binlerce hastanın umudu olan kök hücre tedavilerinde gelinen nokta masaya yatırıldı

A

ntalya’da bu yıl dokuzuncusu gerçekleştirilen kongrede konuşan Türk Hematoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Güner Hayri Özsan, hematopoietik kök hücretedavisine ilişkin Türkiye’de de dünya standartlarının yakalandığını söyledi. Türkiye’de 75 aşkın merkezin olduğuna değinen Prof. Özsan, başarılı sonuçların alındığını ifade etti. Türkiye’de önemli sorunlardan birinin akraba dışı verici bulunması olduğunu belirten Özsan; “Ülkemizdeki önemli sorunlardan biri akraba donörü olmayan allojeneik nakil adaylarına akraba dışı verici bulunmasıdır. Sağlık Bakanlığı nezdinde geliştirilen TÜRKÖK Projesi akraba dışı gönüllü donör havuzunun oluşturulmasında önemli katkılar sağlamış ve hastaların bir kısmı bu sayede donör bulabilmiştir” dedi. KEMİK İLİĞİ NAKLİNDE ÇOCUKLARDA BİRAZ DAHA ŞANSLIYIZ Türk Hematoloji Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Tülin Tiraje Celkan ise, kök hücre tedavisinde merkez sayısının artmasıyla bekleme süresinin azaldığına ve

iyi tedavi sonuçlarının alındığına dikkat çekti. Prof. Dr. Celkan, kemik iliği nakillerinde kordon kanı da kullanıldığını ve bu tedavi yönteminde çocukların daha şanslı olduğunu söyledi. Geçen yıl 700’ün üzerinde çocuğa ilik nakli yapıldığını ve bunlardan, başkasından alınarak yapılanların yüzde 20’sini lösemililerin yüzde 20’sini ise talasemililerin oluşturduğunu vurgularak, Türkiye’de kemik iliği nakli yapılan 24 çocuk merkezi olduğunu aktardı. Geçmişte çocukların nakil olabilmek için uzun süre beklemek zorunda kaldığını anlatan Prof. Dr. Celkan, şöyle konuştu; “Çocukların bekleme süresi uzadıkça kayıpları daha fazla oluyordu. O açıdan çocukları da çok hızlı bir şekilde ilik nakline alabiliyoruz. Dünyadaki bilimsel verilere ulaşarak aynı nitelikte kemik iliği nakli artık Türkiye’de yapılmakta. Başarılarımız dünyadaki başarılara ulaşmış durumda. Her geçen gün daha iyi yerlere geliyoruz. TÜRKÖK Projesi de var. Herkesin kardeşi olsa dahi, uygun verici bulma olasılığı yüzde 30. Kemik iliği naklinde çocuklarda biraz daha şanslıyız. Kordon kanı kullanabiliyoruz, kordon kanı kullandığımız zaman çocukların kilosu az olduğu için içinden çıkan hücre sayısı daha yeterli oluyor. Onun için çocuklar bir parça daha şanslılar.” TÜRKİYE’DE DAHA UCUZA AMERİKA KALİTESİNDE HİZMET Chicago’daki Rush Üniversitesi Tıp Merkezi Kemik İliği, Kök Hücre Nakli ve Hücresel Tedavi Bölümü Direktörü Prof. Dr. Görgün Akpek, kök hücre naklinin riskli bir tedavi yöntemi olduğunu belirterek; “Riski zamanla azaldı. Yüzde 50’ye yakın bir hasta 1 sene içinde ölecek hastalar yaşama şansı kazanıyor. Yeni ilaçlar geliyor ve bunların etkisi tabiî ki var. Verilen sağlık hizmetinin yüksek kalitede olması için belli basamaklarda fiyatlandırılıyor ve bunlar Amerika’da oldukça fazladır. Yüz binlerce dolardan bahsedilebiliyor. Türkiye’de bu miktarlar daha az ve yapılan işlemler de aynıdır” şeklinde konuştu.

100

Mart 2016


AVCI T HÜCRE İLE NOKTA ATIŞI TEDAVİ Türk Hematoloji Derneği Üyesi de olan Prof. Akpek; “Avcı T Hücre” tedavisine ilişkin de bilgiler verdi. Bu tedavi yöntemiyle kök hücrenin nokta atışı tedavi yaptığını belirten Akpek; “Bu T hücreleri bazı kanser hücrelerini ortadan kaldırıyor ancak bazılarında görünüyor. Avcı T hücreleri hastanın kendi hücreleridir. Genetik bilimini ve gen naklini gerektiren özel laboratuvarları gerektiren bir ortamda yapılması lazım. Bu hücreler enfekte olmamalıdır. Duyarsız bir T hücreyi alıp duyarlı hale getirip hedefe yönlendiriyorsunuz. Bazı sorunları da var tabi. Normal hücreleri de ortadan kaldırabiliyor. Avcı T hücreler henüz deney aşamasında” dedi.

HÜCRE BULUNAMADI HABERLERİ BİZİ ÇOK ÜZERDİ Türk Hematoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Meltem Kurt Yüksel de, kök hücre bulunmadığı için hayatını kaybedenler adına yapılan haberlere çok üzüldüklerini belirterek, “Giderek dışa bağımlılığımız azaldı. Kök hücre bulunamadı haberleri bizi çok üzerdi. TÜRKÖK Projesi bu tür haberlere son verecektir. 2015 yılında tam olarak uygulamaya geçti. Gönüllü bağışçılar bu proje altında toplanıyor ve Sağlık Bakanlığı’nın bünyesinde kurulan bir birimdir. Gönüllü vericiler başlangıçta Kızılay aracılığıyla çalışıyor. 1855 yaş arasındaki herkes verici olabilir. 5 yıl içindeki hedef 250 bin vericiye ulaşmaktır” diye konuştu.

Mart 2016

101


AKTÜEL

AVM Sağlık alanında ilklere imza atıyor

1

986 yılından beri sağlık sektöründeki tecrübeleriyle 2005 yılında İstanbul’da kurulan AVM Sağlık Hizmetleri dürüst, ilkeli ve etik kurallara bağlı çalışmasıyla istikrarlı bir büyüme gösterip sektörde bugünkü yerini almıştır. Elektromiyografi (EMG) ve Elektro-Ensefalografi (EEG) alanında uzmanlaşan kadrosuyla hizmet veren kuruluş, Çevre ve Gıda Sağlığı gibi stratejik sektörlere de yatırım yaparak koruyucu hekimlik alanında hizmetlerini sürdürüyor. 1992 yılında Teknik Hizmetler Birimi’ni oluşturan kuruluş, “Tedarikçi, Bayi, Çalışan ve Müşterileriyle AVM Sağlık Ailesi” ilkesini benimsemiş, gelişen teknolojiyi yakından takip ederek, kendini sürekli yenileyen bir yapıya sahip olmuştur. EEG, EMG, EKG, ERG, TMS, PSG, Audiometre, Stres Test, Endoskopi Sistem ve Ekipmanlarında CE sertifikasına sahip satış sonrası hizmet vermeyi amaç edinmiş Neurosoft, Gvb-Gelimed, Tele-EMG, HIDREX ve AUDIO-Med firmalarının Türkiye’de tek yetkili temsilcisidir. Birçok gelişmiş ülkede hastane ve polikliniklerde kullanılan Neurosoft, Gvb-Gelimed, Tele-EMG, HIDREX ve AUDIO-Med garantisi altındaki cihaz, sistem, donanım ve yazılımlar uygun fiyat garantisi ile Türkiye’de satışa sunmaktadır. Medikal cihaz satışı yanında, proje bazlı tümleşik Nörofizyoloji Laboratuvarları kurulum hizmetleri veren AVM Sağlık Nörofizyoloji alanında ilkleri de gerçekleştiriyor. Türkiye ve dünyanın en büyük PSG Laboratuvarını kuran AVM Sağlık 11 seneden beri sorunsuz bir şekilde çalışıyor.

102

Mart 2016

AVM Sağlık Hizmetlerinin İstanbul’da kurmuş olduğu Dijital Uyku Laboratuvarı ile ilgili bilgi veren AVM Sağlık Genel Müdürü Mehmet Yağmur tesisin Türkiye için önemine değinerek; “Bilindiği üzere uyku laboratuvarını kurmak ve işletmek hem çok pahalı hem de çok zahmetlidir. Türkiye’nin en büyük 30 yataklı uyku laboratuvarına, günde 30 hasta alınıp birikmiş olan hastaları kısa sürede bitirme işlemi, ihtiyacı olan hastaların doğru zamanda teşhisi için çok büyük önem arz etmektedir. Bu projenin benzerleri kısa sürede yaygınlaşacaktır. Tüm sistemlerimizde yeni teknoloji kullanıyoruz. Bilindiği üzere Microsoft firması, WindowsXP işletim sistemine hizmet vermeyi durdurdu. Nörofizyoloji de cihazları son yazılım sistemi ile işletmek zordur. Sadece Neurosoft firması hem yazılım hem de amplifairleri kendisi ürettiği için adaptasyonda zorluk çekmiyor. En son sistemlere uygun yazılım ve donanım desteği yeni nesil bilgisayarlar kullanıcılarının işlerini kolaylaştırmaktadır. Türkiye’de ilk defa HL7 kullanılarak PSG verilerinin HBYS ve PACS Sistemleri ile haberleşmesi sağlandı. Sağlık profesyonelleri ve Hastaların işleri şimdi çok daha kolay. Nörofizyoloji teknolojinin kullanımında çok önemli bir sahadır. Uzmanlarımızın vazgeçemedikleri sistemleri sorunsuz bir şekilde kullanmalarını sağlamak için biz sürekli hizmet vermek zorundayız.” diyor.



AKTÜEL

Emtron uluslararası pazarda büyüyor!

İ

lk lazer denemesi 1960 yılında yapıldı ve kısa sürede bu teknoloji tıptaki yerini aldı. 1993 yılında kurulan Emtron Iridex lazerlerle Türkiye’de bu devrimin öncüsü oldu. Bugün de 200’e yakın lazerle bu alanda liderliğini sürdürüyor. Emtron bir ilki daha gerçekleştirerek Türkiye’de fiber optik lazer probları da üretmeye başladı. Emtron üretimi tescilli Fiberon marka lazer probları CE belgesini alan ilk Türk oftalmoloji ürünü olduğu gibi American Academy of Ophtalmology’de sergilenen ilk Türk ürünü oldu. Bugün Emtron birçok tıp dalında lazer probları üretmekte ve 5 kıtada 40’ın üzerinde ülkeye ihraç etmektedir. Lazer fiberlerine ilaveten, Emtron kendi tescilli Orbeam markasıyla cerrahi lazerler ve varis tedavisine yönelik endovenöz kitler sunmakta. Sağlık sektöründe 23 yıllık geçmişiyle öncü lazer firması olmayı hedefleyen Emtron, üretimini yaptığı lazer fiberlerin % 85’ini ihraç ediyor. Firmanın çalışmalarıyla ilgili olarak Emtron Genel Müdürü Mehmet Melek; “Emtron 1993 yılında kuruldu. 23 yıllık tarihimizde hep Türkiye’nin öncü lazer firması olmayı hedefledik. Şu anda tüm ürün grubumuz lazer cihazları, aksamları ve fiberlerinden oluşuyor. Bu politikamız kendi konumuzda uzman olmayı ve müşterilerimize en iyi şekilde destek ve teknik servis vermeyi de beraberinde getiriyor. 1993’den beri Iridex göz lazerlerinin Türkiye mümessiliyiz. 2003 yılında önemli bir adım atarak Fiberion lazer

104

Mart 2016

problarını üretmeye başladık. Beş yıl sonra da kendi Orbeam lazer markamızı oluşturduk. Bunların yanında başka lazer ürünlerini de Türkiye’de pazarlamaktayız. Ürettiğimiz lazer fiberlerinin yüzde 85’ini ihraç ediyoruz. Ürünler hafif ve değerli olduğundan nakliye maliyeti ürünün kıymetine göre nispeten düşük bir oranda kalıyor. Bu nedenle tüm dünyayı pazarımız olarak görüyoruz. Hedefimiz üretim ve ihracatımızı her yıl en az yüzde 30 arttırmak. Lazer cihazlarında da az sayıda ihracatımız oluyor. Yurt dışında etkin bir teknik servis sistemi kurabildiğimiz takdirde bu alanda

da ihracat faaliyetlerimizin artmasını bekliyoruz.” diyor. Gelecekteki planları ile ilgi çalışmalarından bahseden Mehmet Melek; “Şu anda 150’nin üzerinde değişik lazer probu modelimiz var. Bu sayı uluslararası rakiplerimizin birçoğundan daha fazla. Bu geniş ve kaliteli ürün yelpazemizle global pazardaki payımızı arttırmayı hedefliyoruz. Başvuru yaptığımız değişik ülkelerin Regulatory onayları gerçekleştikçe bunu başaracağımıza da eminiz. Önümüzdeki 5 yılda ihracat yaptığımız ülke sayısını 80’e çıkartmayı ve üretimimizi 4’e katlamayı hedefliyoruz.” dedi.



Röportaj

“PERMAK” Sektörün 40 yıldır lideri Permak Genel Koordinatör Barbaros Metin Tunç; “Permak tüm faaliyet konularında bölgemizde ve Avrupa’da en iyi bilinen markalardan biri.” Türk makina endüstrisinin en köklü kuruluşlarından biri olarak medikal sektöre sunduğunuz çözüm önerileriniz nelerdir? “Permak Makina olarak 40 senedir Endüstriyel Temizleme Tesisleri ile Buhar Jeneratör Gruplarının projelendirilmesi ve kurulması konularında faaliyet gösteriyoruz. Medikal Sektördeki çözüm çalışmalarımız ağırlıklı olarak hastaneler ile ilaç ve tıbbi cihaz üreticilerine yönelik. Hijyenik Çamaşırhane Tesisleri, Natürel Kuru Temizleme Sistemleri, Clean Room Uygulamaları, Saf Buhar Üretim Sistemleri bu sektördeki ana faaliyet konularımızdır.”

Permak Genel Koordinatör Barbaros Metin Tunç

E

ndüstriyel Çamaşırhane, Kuru Temizleme Tesislerinin projelendirilmesi, planlanması ve anahtar teslim hizmet anlayışıyla, 40 yıldır sektörün lokomotif gücü olmaya devam ediyor. Endüstriyel Kurutma Makinası, Endüstriyel Ütü, alanında Türkiye, Ortadoğu, Afrika ve Yakın Asya’da yüzlerce projeyi başarı ile tamamlayarak dünya markası olduğunu kanıtlayan Permak’a dair sorularımızı Genel Koordinatör Barbaros Metin Tunç yanıtladı.

106

Mart 2016

Türkiye’de Medikal alanda Hastane Tipi Çamaşırhane ve Endüstriyel Çamaşırhane hizmetlerini veren çok firma var mıdır? Siz bu işin neresindesiniz? “Türkiye’de ticari anlamda çamaşırhane hizmeti veren çok sayıda kuruluş var. Ancak medikal sektöre hizmet veren, hijyenik standartlarda kurulmuş tesis sayısı çok fazla değil. Bizim Permak olarak İstanbul, Ankara ve İzmir’de hijyenik yapıda kurduğumuz ve salt hastanelere hizmet veren tesisler mevcut. Buralarda kullanılan ekipmanlar gerek hijyen kalitesi, gerekse su/kimyasal/enerji tasarruf sağlayan yapıları ile Hohenstein kalite belgesine de sahip olduğundan, gerek temizlik, gerek dezenfeksiyon işlemleri için müşterilere tam güvence sağlıyor.” İthalat veya İhracat faaliyetleriniz var mı? Varsa bunları öğrenebilir miyiz? “Permak, ağırlıklı olarak çözüm odaklı sistemlerin kurulmasını içeren projelere odaklanmış bir firmadır. Bu kapsamda komple çözüm oluşturan sistemlerimiz Orta Doğu, Afrika ve Yakın Asya bölgelerindeki birçok ülkeye ihraç edilmektedir. Makina ve ekipman konularında Almanya ve İspanya ile çalıştığımızdan, bu ülkelerden de ithalatlarımız olmaktadır.”


Kurumsallaşma, markalaşma ve inovasyon alanlarında neler yapıyorsunuz? Firmanızı diğer firmalardan farklı kılan hususlar nelerdir? “Permak kurulduğu tarihten itibaren kalite politikalarını oluşturan, müşteri odaklı bir yapılanmaya sahiptir. Kurumsallaşma çalışmaları da çok önceden başlamıştır. Yaklaşık 10 seneden fazla bir suredir ISO 9000 kalite belgesine sahibiz. Permak Markası da, tüm faaliyet konularında bölgemizde ve Avrupa’da en iyi bilinen markalardan biridir.”

projelerinde de aynı eğilimi önümüzdeki senelerde göreceğimizi umut ediyoruz. Hijyenik çamaşırhane tesislerinin yanı sıra, özellikle fabrikalara yönelik Clean Room uygulamalarının önümüzdeki senelerde artacağını öngörüyoruz. Bu sistemler, hiçbir kir ve tozun ortamda bulunmaması gereken prosesler için çok önemli. Ayrıca yine hastanelerin Sterilizasyon bölümleri ile havalandırma sistemlerinde kullanılan temiz (saf ) buhar üretim sistem kurulumlarımızda da ciddi bir talep artışı bekliyoruz.”

Kendi alanınızda Medikal sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz? Sektöre sunacağınız yeni proje ve çalışmalar var mı? Varsa bahsedebilir misiniz? “Hastaneler için çamaşırhane tesislerinin hijyenik yapıda kurulması çok önemli bir nokta. Özellikle ameliyathanelerde, yoğun bakım bölümlerinde, yeni doğan bölümlerinde enfeksiyon riski çok fazla olduğundan, tekstillerin hijyen ve temizlik kalitesi çok öne çıkıyor. Bu tür tam hijyenik yapıların önemi ve işletmelere sağladığı faydalar son 10 senedir daha çok dikkate alınmaya başlandı. Yeni kurulan tesislerde bu tür yapılar artık ilk planlamalarda göz önüne alınıyor. Bu kapsamda eski hastanelerin yenileme

Mart 2016

107


AKTÜEL

Ameliyathanede daha fazla netlik, renk ve kontrast için 4K medikal monitörler! Sony; cerrahların ve ameliyathane ekiplerinin monitördeki görüntüyü her zamankinden daha net biçimde görmesini amaçlayan 31 inç LMD-X310MD ve 55 inç LMD-X550MD modelleriyle, 4K teknolojisini Ateksis distribütörlüğünde sağlık sektörüne taşıyarak alanında öncü olmaya devam ediyor. ekran ve koruma ekranı arasında hava katmanı da bulunmakta. OptiContrast Panel™, bu boşluğu reçine ile doldurarak panel içerisindeki yoğuşmayı önlüyor ve görüntü kontrastını düşürebilecek parlamayı engelliyor. Her iki monitörde de Advanced Image Multiple Enhancer (A.I.M.E.) olarak 4K MEDİKAL MONİTÖR, FULL HD’DEN 4 KAT FAZLA AYRINTI SAĞLIYOR 3840 x 2160 piksel büyüklüğündeki 4K video görüntüsü, sıradan Full HD’ye (1920 x 1080) göre dört kat daha yüksek çözünürlükte. Bu ekstra çözünürlük modern cerrahi görüntüleme uygulamalarına avantajlar sunuyor. 4K kamera ile yakalanan görüntüler daha hassas şekilde tanımlanarak açık ameliyat veya minimal düzeyde invaziv prosedürler sırasında cerrahlara daha net bir görüntü sağlayıp çok çeşitli küçük renk farklılıklarını üreterek doku türlerini daha güvenli bir şekilde ayırmaya yardımcı oluyor. 4K ekranları kullanan medikal ekipler, endoskopik kamera sistemi görüntülerinin yanı sıra diğer kaynaklardan gelen dört Full HD görüntüyü (1920x1080) aynı anda “dört bölmeli” şekilde görüntüleyebilir. Cerrahlar ayrıca, genellikle düşük çözünürlüklü teknolojiden kaynaklanan piksel bozulmasını yaşamadan, 4K görüntüyü yakınlaştırabiliyor. Sektörün en parlak LCD panel teknolojisini kullanan yeni 4K monitörlerde minimum parlama ile yüksek kontrast sağlamak için eşsiz ve zarif bir gövde, temizlemesi kolay uçtan uca su sıçramasına dayanıklı cam koruma ekranı, ince çerçeve ve OptiContrast panel™ teknolojisi bulunuyor. Ayrıca geleneksel LCD panellerde likit kristal 108

Mart 2016

adlandırılan

görüntü

geliştirme teknolojisi bulunmakta. Bu teknoloji, video görüntüsünün rengini ve yapısını birbirinden bağımsız olarak vurgulayıp cerrahın isteğine göre geliştirilmiş gerçek zamanlı görüntü analizi özellikleri sunuyor. A.I.M.E.™ teknolojisiyle ekrandaki yapının, kenarların ve ince renk farklarının ayırt edilmesi kolaylaşıyor. LMD-X550MD

ve

LMD-X310MD,

zorlu

medi-

kal ortamlarda hizmet vermek üzere tasarlanmış. Dar çerçeve sayesinde her iki monitörün de toplam boyutu azaltılırken ekran boyutu en üst düzeye çıkarılmış. İnce, tutması kolay çanta tasarımı sayesinde taşınması ve ayarlanması ise son derece kolay. Düz yüzeyi ise düzenli temizlik ve dezenfeksiyonu kolaylaştırır nitelikte.



AKTÜEL

Türk Barter, 2015 yılını değerlendirdi Pazarı’na katılan yeni üyelerimizle 2016 yılında da hedeflerimize emin adımlarla ilerleyeceğiz. 2016 yılı içerisinde Türkiye’de olduğu kadar uluslararası arenada da üyelerimizin ticaretini güvenle büyüteceğiz” dedi.

Türk Barter Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mehmed Sırrı Şimşek

2

5. yılını tamamlayıp çeyrek asırı geride bırakan ve uluslararası tecrübesiyle, üyelerine büyük bir ortak pazar sağlayan, işlemlerinde güveni temin eden Türk Barter, 2015 yılı sonuçları ve 2016 vizyonunu, tüm şube çalışanlarının katılımı ile genel merkezde değerlendirdi. Toplantıda, geride kalan 2015 yılındaki üyelerinin gerçekleştirdiği binlerce işlem neticesinde başarı ile tamamlanan yılsonu değerlendirmeleri gerçekleştirildi. Türk Barter’ın dünyadaki Barter Endüstrisine olan katkısı gündeme alındı. 2016 yılı vizyonu ve hedeflerinin de görüşüldüğü toplantılarda, piyasalardaki artan kur savaşları nedeniyle mal ve hizmet değerlerinde meydana gelen aşırı kayıpların önüne geçilmesi için barter sektörünün önemine vurgu yapılarak bu sene için ülke ekonomisine önemli katkı yapılması hedeflendi. Sürdürülebilir büyüme hedefine devam kararı alan Türk Barter, 2016 yılında da üyelerine alternatif finans ve ticareti yine en güvenli şekilde sunacağını teyit etti. Türk Barter Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mehmed Sırrı Şimşek, yaptığı açıklamada özetle; “2015 yılının Türk Barter için oldukça verimli geçtiğini yılsonu değerlendirmemizde de görmüş olduk. Barter Ortak

110

Mart 2016

TÜRK BARTER 25. YILINI KUTLUYOR Türkiye’nin lider barter şirketi ve barter sektörünün ülkemizdeki öncüsü olan Türk Barter, sektörde 25. yılını doldurmanın heyecanını yaşıyor. Türkiye’nin ve Avrupa’nın barter sektöründe lideri olan Türk Barter, uluslararası arenada 25 yıldır hizmet veriyor. 25 yıldır ülke ekonomisine destek olan ve ekonomik krizlerde şirketlerin mali sıkıntılarını en aza indirerek iflas etmelerini önleyen, âtıl kapasitelerini eriterek ticarete hareketlilik kazandıran Türk Barter, hedeflerini büyüterek yoluna devam ediyor. Mali sıkıntılar ile tamamlanamamış gayrimenkul projelerinden, araç filo kiralama hizmetine kadar pek çok temel ihtiyacın barter ile karşılandığı Barter Ortak Pazarı’nda binlerce üye binlerce arz ile ticaretini büyütüyor. TÜRK BARTER TÜM SEKTÖRLERDE HİZMET VERİYOR Türk Barter; gayrimenkul, araç kiralama, tekstil, medya, gıda, lojistik gibi pek çok sektörde, firmaların ticaretini güven içerisinde yapmalarını sağlayan Barter Ortak Pazarı ile binlerce firmaya hizmet veriyor. Atıl kapasitelerini eritmek isteyen, satış ve kârını artırmayı amaçlayan, yeni müşteriler arayan firmalar, Türk Barter Ortak Pazarı’nda güven ile ticaret yapıyor. 10 bine yakın firmanın tüm ürün ve hizmetlerini diğer tüm üyelere sunduğu barter arzları ile büyük bir tanıtım kapasitesi oluşturuluyor.



AKTÜEL

Hastanelerde kaliteli tıbbi cihaz kullanım bilinci artırılmalı

K

a l i t e kavramı

hayatımızın her alanında o l d u ğ u gibi, tıbbi teknolojiler de büyük önem t a ş ı m a k t a d ı r. Son yıllarda ACENDIS Satış Müdürü s a ğ l ı k Mehmet Dinç hizmetlerinin sunumunda; yeniden yapılanma anlayışının benimsenmesi ve yetersiz olan sağlık hizmetlerinin önüne geçilmesi kalite kavramının önemini artırmıştır. ACENDIS Satış Müdürü Mehmet Dinç yaptığı açıklamada şunları kaydetti; “Ürünün kalitesi, tüketici ihtiyaçlarını en ekonomik düzeyde karşılamayı amaçlayan mühendislik ve imalat özelliklerinin bileşenlerinden oluşmaktadır. Bu anlamda hastanelerin tıbbi cihaz seçimlerinde; cihazın performansına ilişkin; arıza sıklığının düşük olması, fiziksel, teknik ve ekonomik boyutlarını çok iyi değerlendirmesi gerekmektedir.” Mehmet Dinç sözlerine şunları ekledi: “Cihazın tasarımının ve çalışmasının önceden belirlenmiş standartlara, belgelere ya da hastane personelinin beklentilerine uygunluğu ve satış sonrası hizmetlerde gösterilen özenin de büyük önem taşıdığını söyleyebiliriz. Cihazın onarımında gösterilen sürat, uzmanlık ve bu süreçte sağlanan kolaylıklar kaliteli hizmet anlayışının temellerini oluşturmaktadır. ACENDIS’in sahip olduğu 20 yılı aşkın deneyim ve sürdürülebilir kaliteli hizmet anlayışı, işbirliği yapılan hastanelerce takdirle karşılanmakta.” HİZMET VE ÜRÜN KALİTESİNİN ÖLÇÜLEBİLİRLİĞİ Hizmet kalitesi çok boyutlu bir kavram. Hizmet kalitesinin algılanması, tüketici beklentileri ile gerçekleşen hizmet performansının karşılaştırılması sonucu gerçekleşmekte. Ancak hastanelerde kullanılan cihazların kalitelerinin ölçülebilirliği bazı standartlar 112

Mart 2016

ve belgeler ile ölçülebilir olmakta. ACENDIS Satış Müdürü Mehmet Dinç: “Hastalıkların tanısında ve tedavisinde kullanılan tıbbi cihazların teknik açıdan yeterli olup olmadığını anlamamızı sağlayan bazı belgeler var. Medikal cihazların denetimlerini sağlayan devlet kurumları, ürünlerle ilgili kontrolleri yapmakla yükümlü. Cihazların yönetmelik ve kanunlara uygun olup olmadığı, bu kurumlar tarafından tespit ediliyor. Teknik olarak yeterli olmayan cihazların satışına ve kullanımına izin verilmiyor. Tıbbi cihazların ve medikal ürünlerin ülke içindeki bazı yönetmeliklere uygun olması piyasada satışının serbest olmasını sağlamaz. Ürünlerin aynı zamanda Avrupa Birliği standartlarına da uygun olması gerekiyor. AB standartlarına uygun olan tıbbi ürünlerin kaliteli olduğu kabul edilmekte. Sağlık alanında tıbbi cihazların ve medikal ürünlerin kalitesi teşhis ve tedaviyi direkt olarak etkilemekte.” dedi. MEDİKAL CİHAZLARDA KALİTE YÖNETİM SİSTEMİ Avrupa Birliği’nin ürünlerin teknik yapılarıyla ilgili mevzuatı daha basit ve genel hale getirmek için uyguladığı standart bir uygulama olan CE markası (CE belgesi, CE sertifikası) ürünlerin sağlık, güvenlik ve çevrenin korunmasıyla ilgili standartlara uyduğunu gösteren bir işaret olarak kabul edilmektedir. ACENDIS Satış Müdürü Mehmet Dinç: “CE işareti aslında bir kalite belgesi değildir. Üreticinin garanti beyanı olarak kabul edilen ve diğer bir anlamla ürünün pasaportu diye tabir edilen bir sertifikadır. CE işareti olan bir ürün tüketiciler tarafından emniyetli, güvenli ve kaliteli olarak kabul edilmektedir. CE işaretinin faydalarını sıralayacak olursak: CE işaretli ürün AB ülkelerinde serbestçe piyasaya sunulabilir, üreticilerin uluslararası düzeyde pazarlama faaliyetleri yapabilmesini sağlar ve AB teknik mevzuatlarına uygundur. CE işaretli ürünler piyasada güvenli ve kaliteli olarak kabul edilir ve Türkiye’ye ithal edilmek istenen ürünlerde CE işareti olmak zorundadır.” dedi.





AKTÜEL

Emniyetli Güçlü Morselasyon Artık Gerçek oldu! EMNİYETLİ DOKU MORSELASYON SİSTEMİ İLE MÜKEMMEL KAPSAM... Emniyetli doku morselasyan sistemi jeneratör (VDU), Tabanca, Rotor ve Doku isolatöründen oluşuyor. Bu eşsiz kapsam tabanca için obturator ve isolatörün kaviteye yerleştirilmesi için introdüseri de içermekte.

M

orSafe tek kullanımlık jinekolojik laparoskopik girişimlerde, myomektomi veya histerektomi, selim doku morselasyonunu emniyetli olarak yapılmasını sağlayan tek kullanımlık izolasyan torbasıdır. MarSafe Versator Doku Morselasyan Sistemiyle birlikte kullanılarak parçalanmış benin dokuyu içine alıyor ve emniyetle çıkarıyor. Sızdırmaz torbası çabuk açılma, insuflasyon yapılabilme ve morselasyan için eşsiz özelliklere sahip. Özel iki port açıklığına sahip dizaynı laparoskopik cerrahi girişimde en iyi görüş ve manevra alanı sağlıyor. Batının konturuna uyarak, morsele edilmiş dokuyu güçlü yapısıyla sızıntıya yol açmadan içinde muhafaza ediyor. Sahip olduğu çemberiyle torba açılımıyla ise doku içine kolaylıkla giriş sağlanıyor.

DOKU MORSELASYONUNUN LAPAROSKOPİK CERRAHİDEKİ ÖNEMİ Video laparoskopik cerrahi girişimin uygun olduğu histerektomi veya myomektomi vakalarinin laparotomi veya diğer konvansiyonel yönteme dönmeden tamamlanması, cerrahi bölge infeksiyonlarinda daha düsük risk, daha az ağrı, daha iyi post-operatif dönem ve çabuk iyileşmeyi takiben normal günlük aktivitelere erkenden başlama avantajı sağlandığı bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır. Diğer viseral yapılardan izole özel bir torba içinde kapalı doku morselasyonu laparaskopik cerrahide önemli bir gelişme olmustur.

VERSATOR+MORSAFE=BAŞARILI KOMBİNASYON

Versator morselasyon tabancası ergonomik ve tek kullanımlık, her an keskin ve iki kademeli dönen bıçağa sahiptir. Çok kullanımlı rotorle kullanılır, kolayca ameliyat sahasında takılabilir. MorSafe doku izolasyon torbası kapalı morselasyon için özel imal edilmiş ve farklı ebatlarda mevcut, tek kullanımlıktır, endikasyonu olmayan torba üreticileri tarafından taklit edilemez. MorSafe kullanarak, peritoneal kavitede morsele edilen dokunun diseminasyonu önlenir. Versator ve MorSafe kombinasyonu laparoskopik girişiminizde en yeni ve en iyi hasta bakımını sağlar. Sonuç olarak, doku morselasyonunu etkin ve en önemlisi emniyetli şekilde gerçekleştirmenizi sağlayacaktır.

KORUMA PROFİLİ HASTA EMNİYETİ İÇİN ÖZEL DİZAYNA SAHİP

Versator doku morselatörü eşsiz ve reposable 116

Mart 2016


özelliğiyle maliyetten tasarrufla emniyetli morselasyonu sağlar. Sistem tek kullanımlık Tabanca, hastada kullanılan ve Rotor VE tabancaya gücü aktaran kısımlardan oluşur. Rotor 10 defaya kadar sterile edilerek kullanılabilir. Maliyetten tasarruf ve performans faydaları bu çok amaçlı kombinasyonla sağlanmaktadır. Jeneratör (VDU) laparoskopik doku morselasyonunda morselasyon tabancasını etkin şekilde çalıştırmak üzere geliştirilmiş özelliklere sahiptir.

Kalsifiye dokularda bile etkinlik gösterir: Yüksek torklu motoru ve keskin bıçağa sahip morselasyon tabancasi en sert dokularda bile etkin çalışır. Ergonomik dizayn: Morselasyon tabancası üzerinde ergonomik yerleştirilmiş kontrol düğmeleri ve tutaç dizaynı, sezgisel ortak düzey verir ve ayak pedalı kontrollü aktivasyon prosedürün zahmetsizce yürütüşmesi olanağı ortaya çıkar. Kolay kullanım: Kolay ve sadelik ortak düzeyiyle dokunmatik ekranı ve morselasyon tabancasına çabuk bağlantı, kullanıcının tekniğe hakimiyet imkânı sunar. Çok seçimli hız aralıkları: Minimum ve maksimum hızlar sekiz seviyeli olarak kullanıcıya çoklu seçim sağlar. Yüksek kaliteli materyaller: Uzun ömürlü kullanım için en kaliteli materyaller kullanılmıştır.

Mart 2016

117


Makale

İKMİB’den hedef odaklı ihracat stratejisi IKMIB uses goal-oriented export strategy 2015 gerek ihracatçılarımız gerek sanayicilerimiz açısından kolay olmayan bir yıldı. Küresel ekonomideki yavaşlamanın olumsuz etkisini yıl boyunca hissettik. Miktar bazında ihracatımızdaki yükselişe karşın Euro-Dolar paritesinin etkisiyle değer bazında düşüşler yaşadık. Ancak, tüm bu yaşananlara rağmen kimya halen Türkiye’nin en fazla ihracat yapan üçüncü sektörü olmayı sürdürüyor. 2015 yılını 15 milyar 469 milyon dolarlık ihracatla tamamlayan sektörümüz, otomotiv ile hazır giyim ve konfeksiyonun ardından üçüncü sırada yer aldı. Kimya ihracatı bir önceki yıla göre değerde yüzde 13,28 azalırken, miktarda yüzde 12,59 artarak 17,3 milyon tona ulaştı. Geride bıraktığımız yıl en fazla ihracatı Mısır, Irak ve Almanya’ya gerçekleştirdik. Birleşik Arap Emirlikleri, İtalya, İran, İspanya, Suudi Arabistan, Yunanistan ve İngiltere ilk 10’da yer alan diğer ülkeler olarak sıralandı. Yıl genelinde Singapur’a yapılan ihracat yüzde 245 oranında artarak 178 milyon dolara ulaştı. Bu dönemde Avrupa ülkelerine yapılan ihracat yüzde 34, 8 oranında arttı ve toplam kimya ihracatının 4,9 milyar dolarlık kısmını oluşturdu. Yine çok bilinmeyenli bir denklemle karşı karşıyayız. Bilinmeyenleri en aza indirmemiz gerekiyor. Özellikle Irak, Mısır ve Rusya pazarlarındaki gelişmeler bizi yakından ilgilendiriyor. Dış kaynaklı tüm olumsuzluklara rağmen hedef odaklı ihracat stratejimize devam ediyoruz. Güney Amerika, Sahra Altı Afrika, Uzakdoğu ve Asya gibi pazarlar yakın takibimizde. Türkiye olarak hiç ürün satmadığımız yerler var. Alt sektörler bazında potansiyelin yüksek olduğu ülkeleri araştırıyoruz. 2016 yılında da gerek fuarlar gerekse ticaret heyetleri ile firmalarımızı bu ülkeler ile buluşturmaya devam edeceğiz. Yüksek katma değeriyle en önemli alt ürün gruplarımızdan olan medikal sektörümüz için de hayli yoğun bir takvimimiz var. Şubat ayı içinde Cezayir ve Fas’a Ür-Ge Heyeti düzenledik. Nisan ve Mayıs aylarında Çin ve Kenya’ya ÜrGe Heyeti düzenleyeceğiz. Kasım ayında ise Almanya’daki önemli sektör buluşmalarından biri olan Medica Fuarı’na milli katılım organizasyonunu gerçekleştireceğiz. Murat Akyüz İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği

Year 2015 was not a good year for our industrialists and exporters. We felt the negative impact of the slowdown in the global economy during the year. Although the effect of the amount of the Euro-Dollar parity on the rise in our exports, we had some decline on value basis. Despite all of that, chemicals still is one of top three sectors which experienced the highest export volume in Turkey. Completing year 2015 with 15 billion 469 million dollars in exports, our industry takes third place after automotive, garment and apparel. Chemical exports decreased by 13.28 per cent in value compared to the previous year and performed an increase of 12.59 per cent reaching 17.3 million tons in quantity. We performed most export to Egypt, Iraq and Germany last year. United Arab Emirates, Italy, Iran, Saudi Arabia, Greece and England were other first top 10 countries we exported. Growing by 245 percent rate in general, our export to Singapore has reached 178 million. During this period, our export to European countries increasing by 8 percent and accounted for $ 4.9 billion of the total chemical exports. We are still face to face with an equation with many unknowns. We need to minimize the unknown. We attach great interest for developments in Iraq, Egypt and in the Russian markets. Despite all external negativity, we continue to use goal-oriented export strategy. We follow-up closely South America, Sub-Saharan Africa, the Far East and Asian markets. There are some countries we do not export to as Turkey. We search some subsectors of the countries with high potential. We will continue to meet our companies with these countries with both trade fairs and trade missions in 2016. We have a busy schedule for our medical industry which is our most important sub-group with high added value products. We organized a Production-Development delegation to Morocco and Algeria in February. We will organize a Product Development delegation to China and Kenya in April May 2016. We will organize national participation in the Medica Fair, Germany, one of the most important industry meeting in November.

İKMİB,dünyanın dört bir yanında kozmetik sektörünün yanında.

118

Mart 2016

Beautyworld Middle East Türkiye Milli Katılım Organizasyon DUBAİ

Cosmoprof Bologna Türkiye Milli Katılım Organizasyon İTALYA

Cosmoprof Asia Türkiye Milli Katılım Organizasyon HONG KONG

Murat Akyuz Chairman of IKMIB Istanbul Chemicals and Chemical Products Exporters’ Association



Röportaj

Liv Hospital “İleri düzeyde sağlık hizmeti” etmeden sunabilmesi işletmeciler için çok kritiktir. Fuji Film bu anlamda yeni geliştirdiği endoskoplar ve Endosonografi sistemleri sayesinde kendi alanında en hızlı yükselen ve şu anda satışlarda sektör lideri konumunda.”

Liv Hospital Grup Koordinatörü Meri İstiroti

L

iv Hospital, sağlıkta uluslararası arenada lider olmak için yola çıkmış bir hastane. İlk olarak 2013 yılı Ocak ayında İstanbul Ulus’ta kapılarını açan hastanemizde tüm branşlarda hekimler üst ihtisaslarına göre hizmet sunuyor. Liv Hospital misafirlerine kaliteli sağlık hizmeti üretirken, bir yandan da bilimsel çalışma ve araştırmalara imza atıyor. Liv Hospital’a dair sorularımızı Grup Koordinatörü Meri İstiroti Medikal Teknik okuyucuları için yanıtladı. Liv Hospital olarak önemli başarılara imza atıyorsunuz. Özellikle Medikal sistemler alanında tercihlerinizi neye göre belirliyor, tercih ettiğiniz sistemlerde hangi kriterleri arıyorsunuz? “Sektörün önde gelen ve yeniliklerin sağlayıcısı olan firmalar bizim önceliğimiz. Uluslararası standartlarda hizmet hedefimiz olduğu için uluslararası kendisini kanıtlamış teknolojilerle ve firmalarla çalışmayı tercih ediyoruz. Teknik altyapının üstün olması da yetmiyor, kendi bölgemizde bakım hizmetlerini çok iyi yapabilmesi ve de bu servisi hastayı mağdur

120

Mart 2016

Neden Fujifilm ve Liv Hospital iş birliği? “Tıp ilerliyor, Gasroenteroloji alanında ve sindirim sistemi konularında çok ileri düzey tanı ve tedaviler ortaya çıktı. Bu girişimleri gerçekleştirecek hekimlerin eğitimci rolü ile de değerlendirilmesi çok önemli. Liv Hospital Ulus’ta bu güncel gastroskopik girişimleri yapacak hekimlerin olması nedeni ile Fujifilm’ den böyle bir teklif gelince çok gurur duyduk. Liv Hospital olarak Avrupa, Ortadoğu, Türki Cumhuriyetler ve Balkan ülkelerinden şimdiye dek 124 ülkeden sağlık turisti alıyoruz. Fujifilm benzer bölgelerde yaklaşık 82 ülkeye hitap eden bir kuruluş, bu paralellik bizleri birbirimize yaklaştırdı.” Türkiye Medikal sektörde dünya ile kıyaslandığında nerede? Dünyadaki en iyi cihazlara ulaşabildiğimizi biliyor, fakat üretim konusunda yol alamıyoruz? Sizlerin bu konudaki önerileriniz ve görüşleriniz neler? “Ülkemiz hekimleri çok yetenekli. Güncel uygulamaları ve teknikleri çok hızlı öğrenip hayata geçiriyor ve ileri götürüyorlar. Ülkemiz sağlık yatırımcıları en ileri düzey teknolojilerin de yatırımlarını yapabildiler. Dolayısı ile hem altyapı hem de klinik uygulama açısından ülkemiz çok değerli bir konumda. Özellikle de çevre bölge ve coğrafyada ileri düzey uygulamalarımız ile ülke olarak tanınmış durumdayız.” Türk sağlık sektörünün uluslararası düzeyde yükselmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu yükselişte sizin hedefleriniz neler? “Türkiye’nin turizm destinasyonu olarak son yılların revaçta ülkesi olması ve her geçen gün bu anlamda dünyada tercih edilen bir destinasyon haline gelmesi son derece olumlu bir gelişme.


Medikal Turizm kavramının gelişmesiyle global sağlık hizmetleri sektörü de ciddi bir değişim içine girdi. Bundan yıllar önce yalnızca efektif tedaviler sunan hastaneler/kurumlar başarılı olarak nitelendirilirken artık uluslararası arenada tıbbi başarıların yanında kurumlardaki hastalara yönelik misafir hizmetlerinin kalitesi, kurumdaki hekimlerin iletişim performansları, “Hasta Merkezli” hizmet vizyonunun ne derecede yansıtıldığı gibi konular da değerlendirme kriterleri arasına girdi. Özellikle hastanelerin konumları ve ülkedeki turistik aktivitelerin çeşitliliği de hasta memnuniyeti açısından önemli bir rol oynuyor. Sağlık turizminde ülke olarak en güçlü olduğumuz nokta deneyimli ve son derece uzman hekim kadrosu ile güncel teknolojiyi birleştirerek tanı ve tedavi hizmetlerini verebilmemiz. Ayrıca yüksek riskli tedavilerdeki gücümüzü ortaya koyacak robotik cerrahi, İnteroperatif radyoterapi, kanser tedavileri, ileri düzey beyin cerrahiler, kök hücre uygulamaları gibi özellikli alanlarda son derece başarılı sonuçlarımızın olması. Ama ülke olarak sağlık turizminde daha da güçlenmemiz için, yabancı ülkelerin turizm ajansları ve ülkemizdeki sağlık hizmetleri sunucularının daha efektif bir şekilde el ele çalışarak, sağlık turistine daha ülkesinden çıkmadan hizmet önerilerinin sunulması ile turist sağlık hizmeti alımı için ikna edilebilir, bu konuda daha kooperatif çalışmamız gerekiyor.” Liv Hospital olarak sağlık teknolojilerini kullanarak pek çok hastalığın teşhis ve tedavisini

gerçekleştiriyorsunuz. Bize medikal teknolojiyi kullanarak gerçekleştirdiğiniz teşhis ve tedavi yöntemlerinizden bahsedebilir misiniz? “Liv Hospital kanser tanı, tedavisi ve cerrahisi, göz, obezite, kök hücre, tüp bebek, ortopedi ve gastroenteroloji gibi pek çok konuda yatırım yapıldı. Nüks batın kanserlerinde kullanılan Intraoperatif Radyoterapi IORT, İleri tedavi edici gastroskopik uygulamaları yapabilecek altyapı, femto katarak ve lazer, omurga cerrahisinde kullanılan rönesans robot, beyin cerrahisinde çok ağır vakaların başarılı bir şekilde yapılmasına imkan veren ameliyathane yatırımlarını hayata geçirildi. GMP standartlarında hastane içindeki ilk “Kök Hücre Laboratuarı ve Rejeneratif Tıp” hizmetleri sunuluyor. Kanser cerrahisinde, robotla tedavi yapabilen tecrübeli cerrahlarımız bulunuyor. Ülkemizde ilk defa hizmete giren diz protezlerinde robotik ameliyat yapmayı sağlayan Makoplasty uygulaması, protez sonrası hastaya çok önemli avantaj kazandırıyor. Yalnızca kaliteli sağlık hizmeti vererek değil aynı zamanda bilim üreterek dünyada önemli referans merkezleri arasında olmak bizim en önemli hedefimiz. Bu anlamda Türkiye’nin sağlıktaki ilk kurumsal “Mükemmeliyet Merkezi Sertifikası” “Center Of Excellence” ABD’den gelen tarafsız bir heyetin bizi Kolorektal Cerrahi, Robotik Cerrahi ve Obezite Cerrahisi dallarında denetlemesi ile hatasız olarak aldık. Dünya çapındaki en önemli kalite belgesi olan“Mükemmeliyet Merkezi Sertifikası” “Center Of Excellence” ilk kez ABD dışında bir kuruma verildi.”

Mart 2016

121


Röportaj

Fujifilm ile önemli bir iş birliği gerçekleştirdiniz. Bize “Endoskopi Eğitim Merkezi” nin çalışmalarından bahsedebilir misiniz?

Liv Hospital Gastroentereloji Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Pata

“Endosonografi pankreas safra yolları ve normal endoskopi sitemleri ile tanı konulamayan mide veya bağırsaklardaki derin kitlelerin tanısında kullanılan bir yöntem. Çift Balonlu Enteroskopi ise ince bağırsak hastalıklarının tanı ve endoskopi tedavisinde alternatifsiz bir yöntem. Bu her iki yöntem de son derece tecrübeli hekimler ve ileri teknolojik cihazlar gerektiriyor. Her ikisinin birlikte başarı ile kullanıldığı sadece birkaç merkez varken, Liv Hospital bu iki ileri işlemi yurt dışı hekimleri de içerecek şekilde Eğitim Merkezi olarak gerçekleştiriyor ve bunun haklı gururunu yaşıyor. Her ay 4-8 hekim için sertifikasyonlu Balonlu Enteroskopi veya Endosonografi eğitimi vereceğiz. Liv Hospital Gastroenteroloji Uzmanı olarak ben ve Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Filiz Akyüz eğitimlerin sorumlusu olarak görev yapıyoruz.”

Sağlık turizmi son yıllarda ülkemizin ve dünyanın gündeminde olan bir konu. Sizin sağlık turizmi alanındaki çalışmalarınızı öğrenebilir miyiz? Adını Leading İnternational Vision LIV (Uluslararası Vizyonda Lider) tanımlamasının ilk harflerinden alan Liv Hospital, kullandığı teknoloji ve kişiye özel yaklaşımıyla uluslararası arenada lider olmak üzere yola çıktı. Üst düzey teknolojik yatırımlar ile en etkin tanı ve tedavilerin hizmete sunulması, yetkin hekimlerin bu üst düzey teknolojiyi ve uygulamaları günlük pratiklerine sokmuş olmaları Liv Hospital’ı kısa bir sürede yalnızca Türkiye’den değil, farklı ülkelerden de birçok misafirin tercih ettiği sağlık kuruluşu haline getirdi. Daha iyi ortamlarda daha iyi bir hizmet anlayışı ile iyi ve başarılı tıbbi sonuçlar elde ediyoruz. Başarılı tıbbi sonuçlar, Liv Hospital olarak kurum marka değerini yarattı. Sonuçlarımızı dünyanın

122

Mart 2016

alanındaki en iddialı merkezleri ile kıyaslayabilir düzeyde takip ediyoruz. Uluslararası pazarlama çok boyutlu, pazarlama iletişiminin tüm enstrümanlarını kullanıyoruz. En önemlisi pazarlama ve tanıtım çalışmalarında bina ve teknolojiyi tanıtmak ve rekabeti fiyat boyutu ile yapmaktan çok “tıbbi sonuçların” üzerine dayandıran bir strateji kurgulamak. Sağlık alanında hangi konularda farklılığı yakaladıysanız onu ön plana alabilmek çok değerli… Öncelikle ülkeye odaklı saha tanıtım hizmetleri kurguluyoruz. Belli klinik ve tedavi alanlarına yönelik iş geliştirme ve tanıtım programlarının yapılması ve sadece acenteler üzerinden yürünmemesi gerektiğine inanıyorum. Tabii sosyal ve dijital medyayı da çok yönlü olarak kullanıyoruz. Sosyal medya üzerinden yönlendiriyor ve bilgilendiriyoruz.

Mart 2016

122



Röportaj

Turkuaz Biyomedikal Teknolojiler: Profesyonel Hizmet TBT Medical İhracat Müdürü Cüneyt Alacapınar; “ EXPOMED’in TBT için oldukça verimli geçeceğine inanıyorum.” kadar kendi ürünümüz olan paslanmaz hastane ekipmanları, ultrasonik yıkama cihazları ve poşet kapama cihazları ile yelpazemizi genişleterek daha kapsamlı çözümler sunmaya başladık. 2015 yılında PLUSTEAM ismi ile kendi medikal ve laboratuar (sıvı sterilizasyonu) amaçlı buhar sterilizatörlerimizi de piyasaya sürmemizle sterilizasyon konusunda “Tek Durak Pazaryeri” (one stop market) olma hedefimize daha da yaklaştık. 2016 yılında bu amaç doğrultusunda sterilizasyon sarf malzemelerinin de tedarikine girmek için planlarımız devam etmektedir.”

TBT Medical İhracat Müdürü Cüneyt Alacapınar

T

urkuaz Biyomedikal Teknolojiler (TBT), sterilizasyon teknolojileri konusunda dünya pazarında tanınmış bir marka olmak amacı ile kurulmuş ve branşında hizmet veren sağlık profesyonellerine tek duraklı alışveriş (one stop marketing) imkanları sağlamak amacıyla sterilizasyon konusunda ihtiyaç duyabilecekleri sarf ve cihazları da kendi markası altında sunmakta. Bu yıl Expomed’te göreceğimiz TBT Medical İhracat Müdürü Cüneyt Alacapınar ile sektörü değerlendirdik. Firmanızdan ve Medikal Sektöre sunduğunuz çözümlerinizden bahseder misiniz? “Firmamız kuruluşundan bu yana medikal sterilizasyon alanında faaliyet göstermektedir. Öncelikli hedefi ihracat olan firmamız ürünlerinin 95%’ini ihraç etmektedir. Yurtdışından tek yetkili distribütörlük yaparak başladığımız kuruluşumuzdan bu zamana

124

Mart 2016

Türkiye Medikal sektörde dünya ile kıyaslandığında nerede? Medikal teknolojiler ve sektörün geleceği hakkındaki görüşleriniz ve önerileriniz neler? “Türkiye’de medikal sektörü üretim yapmaya ancak yakın zamanda başladı. Oldukça büyük bir pazar olmamız nedeniyle de uzun zaman boyunca sadece iç pazara hitap eden ürünler ürettik ülkece. Bu son yıllarda değişmeye başladı. Bu yönde ilerleyen firmaların artması iyi olmakla birlikte mevcut durumumuz olmamız gerekenden oldukça uzak. Şu an halen ileri teknoloji üreten firma sayımız çok az ve bunun bir an önce artması ülke menfaatlerimiz için oldukça önemli. “



Röportaj

Türk medikal sektörünün bir an önce fiyat rekabeti odaklı yaklaşımından kurtularak kalite üzerine odaklanması hem iç pazarda hem de TBT olarak dış pazarda gördüğümüz olumsuz adın düzelmesi için hayati önem taşıyor. Ben sektörde bu yönde çalışmaların giderek artmasından oldukça memnunum ve umarım daha da hızlanarak devam eder.” Türk sağlık sektörünün uluslararası düzeyde yükselmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu yükselişte sizin hedefleriniz neler? “Yükselişimiz olumlu olmakla beraber bahsettiğim gibi olmamız gereken yere hala uzağız. Civar ülkelerdeki etkinliğimizi uzak pazarlara da yaymamız şart. Burada özellikle yetişmiş beyin gücümüz ile medikal hizmetler konusunda daha çok söz sahibi olmamız önemli. Dünya’nın dört bir tarafında hizmet veren yönetici ve idari personel ile hizmet veren Türk firma sayısı arttıkça tıbbi cihaz üreten Türk firmalarının da önü açılacaktır. TBT olarak bu yükseliş ile beraber halen etki etmekte zorlandığımız bazı pazarlarda kendimize köprü başları oluşturmayı hedefliyoruz. Bu sayede uzun vade de bizi başarıya ulaştırabilecek doğru partnerler ile çalışabileceğimize inanıyoruz.” Firmanız Türkiye ve Avrasya’nın en büyük medikal fuarı olarak bilinen EXPOMED Fuarı’nda ziyaretçilerle buluşacak. Bu yılki fuardan beklentileriniz ne yönde? “EXPOMED bizim için bölgenin en kritik fuarlarından. İhracat ağırlıklı olarak büyüyen bir firma olarak bu yıl hem eski dostlarımız ile yeniden görüşmek hem de yeni dostlar edinmek istiyoruz. Her geçen sene gelişen ve zenginleşen müşteri portföyü nedeniyle bu sene de EXPOMED’in TBT için oldukça verimli geçeceğine olan inancım sonsuz.”

126

Mart 2016



Röportaj

Kişiye özel protezlerde Türkiye’nin tercihi “BTech Innovation” Btech Expomed fuarında yurtiçi ve yurtdışında distribütörler bularak uygulama alanlarını geliştirmek istiyor Firmanızdan ve Medikal Sektöre sunduğunuz çözümlerinizden bahseder misiniz? “Firmamız 2013 yılında kurulmuş ve 3 Boyutlu teknolojiler ile kişiye özel uygulamalar konusunda çalışan bir teknoloji firmasıdır. Amerika ve Avrupa’daki global iş ortakları ile ürün geliştirmeye devam eden firmamız kişiye özel protezler, 3 Boyutlu medikal modeller ve cerrahi planlama hizmetlerinin yanında medikal yazılımlar ve 3 Boyutlu yazıcıların satışını yapmaktadır. Kişiye özel protezler kafa, yüz, çene ve kalça gibi bölgelerde kanser, trafik kazası, ateşli silah yaralanması gibi sebeplerle kaybedilen sert dokular yerine kişiye özel olarak hazırlanan protezlerdir.”

Genel Müdür Kuntay AKTAŞ

B

tech Innovation dünyada çok yeni olan kişiye özel uygulamalar konusunda Türkiye’nin en yetkin, tecrübeli ve dünyada sayılı işlere imza atan mühendisleri ile geleceğin teknolojisi alanında faaliyet gösteriyor. Özel sektörde Türkiye’nin ilk kişiye özel uygulama merkezi olan BTech Innovation, 3D üretim teknolojisi konusundaki tecrübelerini sağlık alanına taşıyarak BTech Group’un sağlık alanındaki faaliyetlerini sürdürmekte. Cerrahi, vaka ve mühendislik tecrübelerini birleştirip dünya standartlarında bir hizmet sunarak çözüm odaklı anlayışı benimseyen BTech Innovation mühendisleri, Türkiye’nin en büyük hızlı protipleme parkı ve medikal tasarım merkezinde danışmanlık yapan ve Türkiye’de ilk olan birçok çalışmanın içerisinde yer almakta. Btech Innovation’un çalışmalarını ve Expomed Fuarından beklentilerini Btech Innovation Genel Müdürü Kuntay Aktaş cevapladı.

128

Mart 2016

MR, CT, CBCT gibi radyolojik görüntülerin işlenmesiyle tasarlanan bu modeller hastalara sunduğu konfor, fonksiyonellik ve estetik başarının yanında ameliyat sürelerinin kısalması, revizyon ameliyatlarının azaltılması ve kompleks cerrahilerin basitleştirilmesi sayesinde cerrahların ve hastanelere de bir çok fayda sunmaktadır. Yine sunduğumuz 3 Boyutlu modeller ise cerrahlara hastalarının anatomilerini 2 boyutlu görüntülerden yerine 3 boyutlu fiziksel modeller üzerinden inceleyebiliyorlar. Türkiye Medikal sektörde dünya ile kıyaslandığında nerede? Medikal teknolojiler ve sektörün geleceği hakkındaki görüşleriniz ve önerileriniz neler? “Türkiye’de medikal sektör gelişse de yüksek teknoloji ürünlerin azlığı uluslararası fuarlarda ve kongrelerde dikkat çekiyor, ancak giderek yüksek teknoloji sistemleri artmakta Türkiye ve yurtdışındaki bilim adamlarının katkılarıyla yeni ürünler hayatımıza girmekte. Yine devlet politikası olarak bu alanlara yönelik stratejiler ve hastane satın alımlarında yapılacak teşviklerle yerli medikal sanayinin geliştirilebileceğini düşünüyoruz.”



Röportaj

Türk sağlık sektörünün uluslararası düzeyde yükselmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu yükselişte sizin hedefleriniz neler? “Firmamız silikon vadisi olarak bilinen Amerika’nın San Francisco bölgesinde aktif olarak çalışmaktadır, hem teknoloji geliştirme imkânları hem de pazar büyüklüğü sebebiyle Amerika pazarı bizim için her zaman önemli bir merkez oldu. Yine başta Dubai olmak üzere, Ortadoğu bölgesi bizim için önemli alanlardan bir tanesi. Hedefimiz yüksek teknoloji ürünlerimizi bu alanlarda tanıtarak yeni gelişen bu alanda öncü olma hedefimizi hayata geçirmek.” Firmanız Türkiye ve Avrasya’nın en büyük medikal fuarı olarak bilinen EXPOMED Fuarı’nda ziyaretçilerle buluşacak. Bu yılki fuardan beklentileriniz ne yönde? “En önemli beklentilerimizden bir tanesi yurtiçi ve yurtdışında distribütörler bularak uygulama alanlarımızı geliştirmek. Sunduğumuz çözümle hem Türkiye’de hem de Dünya’da çok yeni olduğu için sağlık profesyonellerine bu yaptığımız çalışmaları tanıtmak ve onların sorularını cevaplamak istiyoruz. Yine bir çok hastanenin de fuarda olması sebebiyle iyi bir network imkânı olacağını düşünüyoruz.” 130

Mart 2016



Röportaj

Dünya standartlarında sağlık hizmeti Anadolu Sağlık Merkezi Genel Direktörü Türkan Özilhan Tacir; “Medikal teknoloji kullanımında vizyonumuz hastalarımıza en iyiyi sunmak.”

Anadolu Sağlık Merkezi Genel Direktörü Türkan Özilhan Tacir

B

inlerce yıllık sağlık birikimine ve birçok değerli tıp insanına ev sahipliği yapmış Anadolu’nun değerli mirasına sahip çıkan hastane, bu birikimi insan sağlığına katkıda bulunmak için kullanıyor. Johns Hopkins Medicine ile eğitim ve kalitenin geliştirilmesine yönelik stratejik iş birliği içinde çalışan hastane; onkolojik bilimler, kalp sağlığı, kadın sağlığı ve IVF, nörolojik bilimler, cerrahi bilimler, dahili bilimler, tanı ve görüntüleme başta olmak üzere tüm branşlarda hizmet sunuyor. Medikal Teknolojiler alanında hazırladığımız soruları ise Anadolu Sağlık Merkezi Genel Direktörü Türkan Özilhan Tacir cevapladı. M.T: Anadolu Sağlık Merkezi olarak Türkiye’de hastanecilik alanında faaliyet gösteriyor ve önemli başarılara imza atıyorsunuz. Özellikle medikal sistemler alanında tercihlerinizi neye göre belirliyor, tercih ettiğiniz sistemlerde hangi kriterleri arıyorsunuz? A.S.M: “Kurulduğumuz 2005 yılından bu yana amacımız dünya standartlarında sağlık hizmetini hem Türkiye’deki hem de yakın coğrafyadaki hastalara ulaştırmak. Bu hedef doğrultusunda dünyanın

132

Mart 2016

kullandığı teknolojileri yakından takip ediyor, teknoloji parkımıza yatırım yapıyoruz. Hastalarımıza değer katacak, tedavileri için olumlu sonuçlar doğuracak, yeni ve etkili tüm teknolojileri takip ediyoruz. Robotik cerrahi, Cyberknife, da Vinci, Truebeam, flash CT, 3 tesla MR, ERCP, endoskopik ultrasonografi, CTC gibi teknolojilerle en iyi tedavi seçeneklerini hastalarımıza sunmaya odaklanıyoruz. Bu teknolojiler arasında kanserde erken tanı sağlayan ve şu anda Türkiye’de sadece hastanemizde kullanılan CTC teknolojisi bu alana yaptığımız yatırımların ve bakış açımızın en önemli göstergelerinden bir tanesi. Hastanemize yaptığımız her yatırımı hasta odaklı bakım anlayışımız çerçevesinde şekillendiriyoruz. Amacımız hasta ve hasta yakınlarımızın hastanemizde yaşadıkları tüm süreçleri mükemmelleştirmek. Bu çok geniş bir kavram; hasta hizmetlerinden, tedaviye ve tedavi sonrası hizmetlere kadar tüm süreçlerimizi hasta odaklı bakım anlayışına uygun olarak, kişiye özel düzenliyoruz. Elbette teknoloji kullanımı da hastalarımıza en iyiyi sunma vizyonumuza uyum sağlıyor, bu sebeple dünyanın takip ettiği yenilikleri hastanemizde kullanmaya devam edeceğiz.” M.T: Johns Hopkins Medicine ile eğitim ve kalitenin geliştirilmesine yönelik stratejik iş birliği içindesiniz. Neden Johns Hopkins Medicine? A.S.M: “Öncelikli olarak Johns Hopkins Medicine arka arkaya dünyanın en iyi sağlık kuruluşu seçilen, başarısı tüm dünya tarafından kabul görmüş saygın bir kuruluş. Johns Hopkins’in tüm bu nitelikleri bizim “dünya standartlarında sağlık hizmeti sunma” amacımıza doğrudan etki ediyor. Ancak bununla da sınırlı kalmıyor ve özellikle kanser alanındaki uzmanlığımızı uluslararası kuruluşlarla yaptığımız işbirlikleri ile desteklemeye devam ediyoruz. Bu kapsamda Johns Hopkins Medicine ile yaptığımız işbirliğine bir yenisini daha ekleyerek Avrupa’nın en köklü ve prestijli kurumlarından biri olan, kurum ve kişilere Nobel Ödüllerini veren Karolinska Enstitüsü ile kanserde hücre tedavileri ve kök hücre terapileri konusunda işbirliği yaptık.” M.T: Türk sağlık sektörünün uluslararası düzeyde yükselmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu yükselişte sizin hedefleriniz neler?


A.S.M: “Türkiye hem sağlık profesyonelleri, hekimleri hem de sağlık kuruluşları açısından ciddi bir potansiyele sahip. Elbette bu değerler özellikle yakın coğrafyalardaki hastaların dikkatini çekiyor. Kaliteli sağlık hizmetine ulaşmak için Türkiye çok iyi bir seçenek.”

yaparak

M.T: Anadolu Sağlık Merkezi olarak sağlık teknolojilerini kullanarak pek çok hastalığın teşhis ve tedavisini gerçekleştiriyorsunuz. Bize medikal teknolojiyi kullanarak gerçekleştirdiğiniz teşhis ve tedavi yöntemlerinizden bahsedebilir misiniz? A.S.M: “Kalın bağırsak-rektum cerrahisi, splenektomi, pankreas cerrahisi, endokrin cerrahisi ve kanser cerrahisi gibi birçok alanda robotik cerrahi teknolojisini kullanıyoruz. Özellikle kanser tedavisinde benimsediğimiz multidisipliner yaklaşım çerçevesinde CTC ile kanserin erken evrede teşhis edilmesi ile başlayacak tedavi sürecini cyberknife, da Vinci, truebeam, flash CT gibi teknolojilerle devam ettiriyoruz. Farklı disiplinleri ancak teknolojinin yardımı ile bir araya getirmek mümkün oluyor, hayati bulguların monitor edilmesinden tutun, cerrahi ekipman yönetimine, görüntüleme teknolojilerinden, iletişim teknolojilerine, bina teknolojilerine kadar tüm bileşenleri kullanmak vizyonumuzun bir parçası.”

misyonumuz ile çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu

M.T: Sağlık Turizmi son yıllarda ülkemizin ve dünyanın gündeminde olan bir konu. Sizin sağlık turizmi alanındaki çalışmalarınızı öğrenebilir miyiz? A.S.M: “Anadolu Sağlık Merkezi olarak dünya standartlarında sağlık hizmetini gerek yurtiçinden gerekse yurtdışında gelen hastalarımıza sunmayı amaçlıyoruz. Bu sayede de yaşam kalitesini artırmak için önemli bir rol üstleniyoruz. Yapılmayanları

farklılıkları

ve

yenilikçi

uygulamaları

getirmek istiyoruz. Hastanemize 60’ın üzerinde

ülkeden yılda yaklaşık 5000 yabancı hasta geliyor. En çok Romanya, Bulgaristan, Libya, Rusya ve Azerbaycan’dan hasta geliyor. Yurtdışına, özellikle de yakın coğrafyalara da nitelikli sağlık hizmeti sunma

alandaki çalışmalarımız da karşılığını buluyor; öyle ki Sağlık Bakanlığı’nın 2013 verilerine göre Türkiye’de

en fazla yabancı hasta ağırlayan hastaneyiz. Anadolu Sağlık Merkezi’nin toplam işlem hacminin yüzde 35’ini

oluşturuyor. Kaliteli sağlık hizmetlerinin yanında, uluslararası hastaların tıbbi süreçlerini organize etmek

ve rahat etmelerini sağlamak için yaklaşık 80 kişilik özel bir kadromuz bulunuyor. Hastanemizde İngilizce, Almanca,

Fransızca,

Rusça,

Bulgarca,

Romence,

Ukraynaca, Kırgızca, Kazakça, İspanyolca, Arapça, Farsça ve Arnavutça gibi pek çok dilde 30’un üzerinde

tercüman kadromuzla yabancı hastalarımıza hizmet veriyoruz.

Yabancı hastalar kurumumuzu özellikle

kanser tedavisi için tercih ediyor olsa da kalp-damar cerrahisi, üroloji, kadın sağlığı, nöroşirurji, ortopedi

ve tüp bebek tedavisi de yabancı hastalarımızın

tercih ettiği diğer sağlık hizmetleri olarak öne çıkıyor. Gelecek planlarımızda sağlık turizminin de önemli bir yeri var. Hizmet verdiğimiz coğrafyayı genişletmek bu alanda da hedeflerimiz içinde yer alıyor. Johns Hopkins

Medicine ve Karolinska Enstitüsü ile kemik iliği, kök hücre çalışmaları, medikal onkoloji ve kemoterapi alanlarındaki altyapı, akreditasyon çalışmaları ile bu amacı destekleyeceğiz.”

Mart 2016

133


AKTÜEL

C

“Cleanroom” Uzmanları Nisan’da İkinci Kez Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda Bir Araya Geliyor!

leanroom Exhibition Temizoda Teknolojisi, Bakımı ve Donanımları Fuarı 21-23 Nisan 2016 tarihinde Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenecek. Fuar, tesis yöneticileri ile tesislerin “çok özel” alanlarına teknoloji ve hizmet üreten “cleanroom” uzmanlarını bilgi paylaşımları için biraraya getiriyor.

TEMİZODA SEKTÖRÜ BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR

Cleanroom Exhibition endüstriyel ya da tıbbi tüm tesis steril mekanlarının devamlılığı için hizmetleri, sistem ve teknolojileri, ürünleri tesis yöneticilerine sunmak için düzenleniyor. Cleanroom işlevlerinin tümünü kapsayan bir işletme devamlılığı için knowhow, tasarım, mühendislik, proses, otomasyon, proje geliştirme, verimlilik ve varlık yönetimleri, lojistik, enerji, çevre, risk yönetimleri, kalite sertifikasyon, denetim, belgelendirme için organizasyonlar, yapısal ve teknolojik devamlılık işlemleri, endüstriyel temizlik, mekan renovasyon ve inovasyonu konusunda teknolojiler, sistemler, malzemeler ve hizmetler Cleanroom Exhibition’ın kapsamı içinde yer alıyor. Küresel temizoda teknolojileri pazarının, değişen yasal çerçeve, gelişen ilaç ve biyoteknoloji endüstrisi ve kaliteli ürünlere olan ihtiyaca bağlı olarak büyüyeceği ve 2020 yılında 3,4 milyar dolarlık bir değere ulaşacağı öngörülüyor.

UZMANLAR, CLEANROOM EXHİBİTİON KAPSAMINDA DÜZENLENECEK ETKİNLİKLERDE BULUŞUYOR

Projelendirmeden yatırıma; üretimden kontrol ve yönetime varan tüm süreçte tesis yöneticileri ile Cleanroom profesyonellerinin taleplerini ve temizoda endüstrisinin ürün ve hizmet teknolojilerini buluşturacak ve bu alanda önemli bir network işlevi görecek Cleanroom Fuarı, sadece bir fuar ve sergi olarak düzenlenmiyor. Konunun Türkiye’deki tek fuarı, sergilenecek ürün ve hizmetlerin, standlarda sunulacak teknolojilerin yanısıra, fuar süresince yürütülecek konferans, toplantı ve teknik sunum

134

Mart 2016

ortamları ile de Cleanroom uzmanlarını ve tesis yöneticilerini uzman ve profesyonellerin “bilgi ağı” çerçevesinde buluşturacak.



Röportaj

Medical Park Biyomedikal alanında yükselmeye devam ediyor Medical Park Hastaneler Grubu Biyomedikal Direktörü Yüksel Yazıcı; “Türkiye medikal teknoloji açısından Batı’yla aynı seviyede”

M

edical Park Hastaneler Grubu farklı robotik cerrahi imkanlarından, sofistike teşhis ve tedavi sistemlerine kadar her türlü modern

teknolojiyi hastalarının hizmetine sunuyor. Kanser

tedavisinde kullanılan Linac, Gamma Knife, Tomoterapi gibi son teknoloji ürünü radyoterapi cihazlarının yanı

sıra, ortopedi alanında Mako ve Rio gibi robotik çözümler,

omurga cerrahisinde Renaissance mikro cerrahi yöntemi,

göz-lazer cerrahisinde ise ‘Picosecond Lazer’ çözümleri, Medical Park’ın teknolojik üstünlüklerinden sadece

birkaçı… Her geçen yıl teknolojik yelpazelerini daha

da genişlettiklerini vurgulayan Medical Park Hastaneler

Grubu Biyomedikal Direktörü Yüksel Yazıcı, teknoloji yönetimi kriterlerini anlattıyor.

Medical Park Hastaneler Grubu Biyomedikal Direktörü Yüksel Yazıcı kimdir? 1974 yılında Trabzon’da doğan Yüksel Yazıcı, Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik- Elektronik Mühendisliği bölümünden 1998’de mezun oldu. Ardından Boğaziçi Üniversitesi’nde Biyomedikal Mühendisliği yüksek lisansı yapan Yazıcı, uzun yıllar IT sektöründe mühendis ve yöneticilik görevlerinde bulundu. 2007 yılından bu yana Medical Park Hastaneler Grubu’nda çalışan Yüksel Yazıcı, geçen süre zarfında Biyomedikal ve Teknik Hizmetler Direktörlüğü içinde farklı seviyelerde görev yaptı. Yazıcı, hali hazırda grup bünyesindeki 26 hastanenin biyomedikal operasyonlarını yürütüyor. Bunun yanı sıra, yeni hastane projelerinde de Biyomedikal Teknolojileri Yatırımlarından Sorumlu Direktör olarak çalışmalarını sürdürüyor.

M.T: Medical Park olarak 1993’ten günümüze Türkiye’de hastanecilik alanında faaliyet gösteriyor

ve önemli başarılara imza atıyorsunuz. Özellikle Medikal Sistemler alanında tercihlerinizi neye göre belirliyor, tercih ettiğiniz sistemlerde hangi kriterleri arıyorsunuz?

M.P: “Medikal sistemler alanındaki kriterlerimizi genel olarak kurumumuz stratejik hedefleri ile uyumlu, sürdürülebilir

ve

Mart 2016

politikalar

olarak

tanımlayabiliriz. Tıbbi cihaz yönetimini biz “Teknoloji

Yönetimi” olarak ele alıyoruz. Teknoloji Yönetimi’ni de

nihai bir bütünü oluşturan tedarik süreciyle başlayıp kullanımla devam eden ve son olarak da envanterden

çıkarma işlemiyle sona eren bir süreç olarak görüyoruz.

Bu nedenle etkin teknoloji yönetiminin doğru tedarik politikalarıyla

mümkün

olabileceğini

söyleyebiliriz.

Belirlenen bütçeler doğrultusunda (kapital ve operasyonel giderler) teknoloji ve kalite çizgisinde optimum noktayı seçmek ve bunu sürdürmek sürecin en kritik noktasını teşkil etmektedir.

136

yönetilebilir


Kanser tedavisinde en etkili yöntem: Tomoterapi

Kanser tedavisinde en etkili ve en gelişmiş yöntem olan Tomoterapi, İstanbul Medical Park Bahçelievler Hastanesi’nde kanserli hastalara şifa oluyor. Tomoterapi cihazı, radyoterapi tedavisinde çok sayıdaki tümöre, gerekli dozu istenilen oranda verme olanağı sağlıyor. Böylece organları maksimum seviyede koruyarak sağlıklı dokuların zarar görmesini engelliyor. Bu son teknoloji radyoterapi cihazı, İstanbul’da sadece iki merkezde bulunuyor.

Bu süreçte vizyoner bakış, derin teknik bilgi ve multidisipliner yaklaşım öne çıkar ki, Klinik Mühendisliğin görevlerinden biri de budur. Bu formasyonun dışında güvenilir parametre karşılaştırma bilgi bankaları (HPCS) ve envanterdeki sistemlerin başarısını ölçerek geri besleme imkânı sağlayabilecek IT çözümleri de önemli rol oynar.” M.T: Medikal teknoloji alanında hangi markalarla çalışıyorsunuz? M.P: “Marka seçiminden önce kurumsal stratejilerin doğru belirlenmesinden bahsetmek gerekir. Çünkü yalnızca marka güvenine dayalı karar, mali anlamda kurumunuzu zora sokabileceği gibi gerçekte var olan ihtiyacınızla da örtüşmeyerek sorun çıkarabilir. Hedeflenen optimum noktaya ulaşma sürecinde bazen çok bilinen markalarla bazen de daha önce hiç adını duymadığımız markalarla yolunuz kesişebilmektedir. Bu bağlamda bu sorunun en doğru cevabı “her marka ile çalışabiliriz” şeklinde olabilir.” M.T: Türkiye Medikal sektörde dünya ile kıyaslandığında nerede? Dünyadaki en iyi cihazlara ulaşabildiğimizi biliyor, fakat üretim konusunda yol alamıyoruz? Sizlerin bu konudaki önerileriniz ve görüşleriniz neler?

M.P:“Gerek yurt dışı ve gerekse yurt içi temas ve gözlemlerimiz neticesinde edindiğimiz izlenim, ülkemizde kullanılmakta olan her aşamadaki medikal teknolojilerin bilinen en ileri ülkelerin sahip olduğu seviye ile aynı veya daha ileri bir noktada olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Her geçen yıl bu teknolojik yelpaze daha da genişlemekte ve teknoloji olmasa bile, bilgi üretmeye doğru evirilmekte olduğunu da görmekteyiz. Yerli üretime ilişkin gözlemlediğimiz tıkanıklık maalesef gelinen nokta itibariyle orta gelir tuzağına işaret etmektedir. Daha nitelikli üretim için ilk bakışta alt bileşenler eksikliğinden ziyade organizasyon yönüyle ortaya çıkmaktadır. İyi bir model olma potansiyeli açısından savunma sanayinde son 10 yılda gelinen nokta, sağlık teknolojileri için de uygulanabilir diye düşünüyoruz. Hatırlanacağı üzere ilk ileri teknoloji transferi uygulamaları Özal’lı yıllarda Offset Üretim modeliyle başladı. Offset Üretim Uygulaması, yapılacak ithalata karşılık aynı sözleşmede ihracatın ve yerine göre Türkiye’de üretimin, teknoloji ve sermaye transferinin, teknik eğitimin vb. şart koşulmasıdır. Böylece o yıllarda birçok tecrübe ve meşakkatli teknoloji geliştirme süreçleri, kısa yoldan ülkemize kazandırılmış oldu. Burada temelde özgün tasarımlardan da söz edileceği gibi savunma sanayinde edinilen bazı teknolojilerin sağlığa evirilmesi gibi bazı fırsatlardan da bahsedilebilir.

Mart 2016

137


AKTÜEL

Son yıllarda özellikle kamu sağlık tesislerinde eskiyen teknolojilerin yenilenme ihtiyacının karşılanmasında offset üretimden bahsedildiğini duymaktayız. İhtiyacın büyüklüğü bakımından global üreticiler için de bu model artık daha caziptir. Özel sektör açısından baktığımızda ise henüz kritik kütle eşiğine ulaşılamadığı ve bu nedenle Ar-Ge sürekliliğinin sağlanmasında hala bazı sorunların mevcut olduğunu görmekteyiz. Ancak buna rağmen çok umut verici gelişmeler de olmaktadır. Özellikle üniversite özel sektör işbirliği ve bunlarla ilgili teşvikler ortaya çıkmaktadır.” M.T: Türk sağlık sektörünün uluslararası düzeyde yükselmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu yükselişte sizin hedefleriniz neler? M.P: “Sağlık Sektörü eskiden sadece hizmet üretiminde yer alırken, artık günümüzde bilgi üretiminde gelişmeye başladı. Geleneksel olarak ülkemizde hizmet maliyetleri uluslararası kabul bantlarını aşağıdan takip etmektedir, ancak bu durum verimlilik anlamında ülkece aşmaya çalıştığımız orta gelir sarmalından kurtulmak için yeterli değildir. Bu bağlamda bilgi ve bilgiyi oluşturacak sektör çalışanı sayısını arttırmak için son yıllarda özel sektörde de bazı girişimlerin olduğunu biliyoruz. Bu doğrultuda kurumumuz kendi stratejik hedefleri doğrultusunda başlangıçta afiliasyon programları ile yol almaya çalışmış ve edindiği tecrübeden sonra da kendi üniversitesini kurmaya karar vermiştir. Özel İstinye Üniversitesi’nin açılmasıyla 20162017 Eğitim Öğretim yılında ilk öğrencilerini kabul edecek grubumuz, sağlık bilimlerinden mühendislik bilimlerine kadar sadece kendi ihtiyacı olan kalifiye iş gücünü karşılamakla kalmayıp, aynı zamanda ülkemizi dünya teknoloji yarışında daha üst basamaklara taşıma sorumluluğumuzu da yerine getirmiş olacaktır.” M.T: Medical Park olarak sağlık teknolojilerini kullanarak pek çok hastalığın teşhis ve tedavisini gerçekleştiriyorsunuz. Bize medikal teknolojiyi kullanarak gerçekleştirdiğiniz teşhis ve tedavi yöntemlerinizden bahsedebilir misiniz? M.P: “Farklı robotik cerrahi imkanlarından, sofistike teşhis ve tedavi sistemlerine kadar kurum hastanelerimizde her türlü teknolojiyi kullanılmakla birlikte artık bilgileri de paylaşır duruma geldik. Her geçen gün doğruluk (accuracy) ve kesinliğin (precision) arttığı teknolojilerle hizmet kalitemizi en üst seviyede tutarak hasta memnuniyetini maksimize etmeye çalışmaktayız. Seçtiğimiz sistemlerin kabiliyetleriyle birlikte, bilgi teknolojilerinin de yardımıyla sistem performans ve verimliliğimizi arttırıcı her türlü yeni teknolojileri kurumumuza katmaya devam etmekteyiz. Bu bakışla uluslararası standartların ötesinde teknoloji yönetimi yaparak verimli, etkin, izlenebilir, paylaşılabilir, hızlı çözümleri hedeflemekteyiz.

138

Mart 2016

Kesinliği ve yan etkisi minimize edilmiş Radyoterapi Sistemleri (farklı enerji seviyelerinde ve farklı vücut bölgeleri için Linac, İntraoperatif Terapi, Gamma Knife, Tomoterapi vs.), komplikasyon risklerini minimize eden robotik cerrahiler (Liv Hospital Hastaneleri’nde Da Vinci), ortopedide kullanılan ve konvansiyonel çözümlerin sınırlarını doğal performanslara taşıyabilen robotik çözümler (Mako, Rio), Omurga cerrahisinde mikrocerrahi yöntemler (Renaissance), göz lazer cerrahisinde çok daha ince kornealar için ‘picosecon çözümleri’ sağlayabilmekteyiz. İleri seviyede beyin cerrahisi (DBS, spinal vs.), genetik ve kök hücre araştırma ve uygulama, kemik iliği ve organ transferleri merkezleri vs. gibi özel bilgi ve uygulama kabiliyeti gerektiren hizmetlerimiz de bulunmaktadır. Bunların dışında tedavi sürelerini kısaltan, hasta konforunu maksimize eden birçok alt sistemlerle (teşhis, tedavi, yaşam destek ve yardımcı sistemler olarak) hastanelerimizde hizmet vermekteyiz.” M.T: Sağlık Turizmi son yıllarda ülkemizin ve dünyanın gündeminde olan bir konu. Sizin sağlık turizmi alanındaki çalışmalarınızı öğrenebilir miyiz? M.P: “Medical Park Hastaneler Grubu olarak sağlık turizminde başarılı bir yılı geride bıraktık. Dünya turizmine yön veren liderlerin bir araya geldiği, 36 kategoride “Turizmin Oscarları”nın dağıtıldığı World Tourism Forum’da “Sağlık Turizminde En İyi Hastane” ödülü Medical Park’ın oldu. 124 ülkeden ortalama 100 bin yabancı hastayı tedavi ettik. Bu kapsamda Türkiye’yi sağlık turizminde dünya sıralamasında daha yukarılara çıkarmak ve Medical Park’ın uluslararası arenada bilinirliğini artırmaya yönelik yatırımlar da önceliklerimiz arasında geliyor. “ M.T: Röportajımızın sonunda sektöre vermek istediğiniz bir mesajınız var mı? M.P: “Son yılarda özel sağlık sektöründe yakalan ivmede sürekliliğinin sağlanabilmesi için katma değerin daha yüksek olduğu alanlara kaymak kaçınılmaz olarak görülmektedir. Diğer taraftan girdi maliyetlerini minimize edilmesi adına yerli teknolojilerin geliştirilmesi, yeterli ve nitelikli iş gücüne kavuşmak önemli motivasyon noktaları olarak görünmektedir. Bilindiği gibi alet kullanma becerisi (günümüzde teknoloji kullanımı) insanlık tarihi boyunca o topluluğun ulaştığı medeniyet seviyesini göstermektedir. Özel yaşamda ise insana sunulan sağlık hizmetinin tüm aşamalarında en üst seviyede memnuniyet sağlayan bir araçtır. Teknoloji kimi zaman karşımıza yeni bir cihazla, kimi zaman yeni bir düşünce-yaklaşım ve kimi zaman da özünde basit, ancak hayatın her alanını etkileyebilecek bir yenilik olarak çıkabilmektedir.”



AKTÜEL

Omurga cerrahisinde “3D” dönemi Omurga cerrahı Prof. Dr. Alpaslan Şenköylü tarafından geliştirilen üç boyutlu yazılım, omurgaya implant (vida) yerleştirme operasyonunda hata payını en aza indirerek ameliyat sonrasında felç riskini ortadan kaldırıyor yere temas etmesi ya da zarar vermesi halinde felç gibi durumların ortaya çıkabileceğini dile getiren Şenköylü, şöyle devam etti: “Omurganın çevresinden ana damarlar geçiyor, kalp ve akciğer yer alıyor. Bu tip yapılara zarar verilmesi, kanamalara ya da hastanın ölümüne kadar gidebilecek bir yöntem. Standart olgularda birçok omurga cerrahının çok ciddi komplikasyonlarla karşılaşmadığını söyleyebilirim.”

M

edicana Ankara Hastanesi Omurga Cerrahı Uzmanı Prof. Dr. Şenköylü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir yazılım firması ile geliştirerek omurga cerrahisinde kullanmaya başladıkları üç boyutlu yazılım sistemi için patent başvurusu yaptıklarını söyledi. Bu yazılımla hastanın omurgasının görüntüleme yapıldıktan sonra ameliyat öncesi birebir modellendiğini belirten Şenköylü; “Vida yerleştirmeyi kolaylaştıran rehberler, kişiye özel olarak 3D yazıcı teknolojisi ile üretiliyor. Ameliyat öncesinde bu rehberleri sterilize ederek ameliyat sırasında kullanılıyoruz. Böylece vidaları hastalara zarar vermeden yerleştirebiliyoruz” dedi. Şenköylü, omurga travmaları, bel ve boyun fıtıkları, omurga tümörleri ve kamburluk gibi sorunlarda da cerrahi tedavi yaptıklarını ifade etti. TÜRKİYE OMURGA CERRAHİSİNDE ÇOK İYİ BİR NOKTADA Cerrahi tedavileri uygularken omurgaya vidalar yerleştirdiklerini anlatan Şenköylü, “Vidaları yerleştirirken hastaları sırtından ameliyat ediyoruz. Sadece arka bölümlerini görerek, pedikül dediğimiz kemik köprüyü görmeden vidaları yerleştirmek zorunda kalıyoruz. Buna yardımcı olan navigasyon ya da robot dediğimiz sistemler var ama bunlar oldukça pahalı. Her hastanenin uygulamayacağı malzemeler” dedi. Omurgaya doğru yerleştirilemeyen vidanın omurga kanalındaki yer alan sinirlerin bulunduğu

140

Mart 2016

MODEL ÜZERİNDE AMELİYAT YAPIYORUZ Bir yazılım firması ile geliştirdikleri üç boyutlu yazılım ile hastanın ameliyat öncesinde tomografi ya da MR görüntülerinin alındığını ve ortaya çıkan modelin ameliyatı yapacak cerraha gönderildiğini anlatan Şenköylü, modelleme çalışmasıyla bir nevi sanal ortamda ameliyat gerçekleştirildiğini vurguladı. Prof. Dr. Şenköylü konu ile ilgili; “Gelen görüntüden, hangi omurlara vida yerleştireceğimi tespit ediyorum. Tekrar bu görüntüleri modelleyen makine mühendisi arkadaşıma gönderiyorum. Modelleyen arkadaşım bunun üzerinde vida yerleştirme yönlerini işaretleyerek bana gönderiyor. Omurgayı ameliyat öncesi tomografi ve MR ile görüntüledikten ve modelledikten sonra onlara uygun olan pedikül vidası yolları için bir kılavuz üretiyoruz. Bu kılavuz, her vida yerleştireceğimiz seviye için ayrı ayrı üretiliyor. Her hasta için de ayrı ayrı üretiliyor. Hastanın üzerine bunu yerleştirdikten sonra ameliyatta bunun içinden vida yolunu açıyoruz. Daha sonra vida yolundan yerleştiriyoruz. Hastada felç, kalp, akciğer gibi ciddi organ yaralanması olmaksızın bu vidaları güvenle daha uygun fiyata yerleştirmiş oluyoruz.” ifadelerini kullandı.



AKTÜEL

Felçli hastalara umut olan cihaz: STENTROD

B

eyin makinası arayüzü, beyin kan damarlarının içine implante edilen stent temelli elektrottan oluşan cihaz(stentrod), preklinik çalışmalarda gösterildiği şekilde dış iskelette bulunan kolların hareketinden veya biyonik kolların kontrolündeki nöral aktiviteyi kaydedebiliyor. Yeni cihaz küçük bir ataç boyutunda ve ilk insan implantasyon denemesi, 2017 yılında Royal Melbourne Hastanesi’nde gerçekleştirilecek. Nature Biotechnology’de yayınlanan sonuçlara göre, cihaz beyin motor korteksinden açık beyin ameliyatı ihtiyacı olmadan yüksek kalitede sinyaller verebiliyor. Royal Melbourne Hastanesi’nde nörolog, Melbourne Üniversitesi ve Florey Enstitüsü Nörobilimler Araştırma görevlisi Dr. Thomas Oxley, stendrodun devrim niteliğinde olduğunu söylüyor. Dr. Oxley; “Stentrodun geliştirilmesi için toplamda 16 bölümden 39 akademik bilim insanı bu cihazın geliştirilmesinde yer aldı.” diyor. Dr.Oxley; “Dünyanın en minimal, yüksek riskli açık beyin ameliyatı yerine basit bir prosedürle beyindeki kan damarına implante edilebilen invazif cihazı üretebildik. Bizim görüşümüz, beyin aktivitesini kaydederek ve elde edilen sinyalleri elektriksel komutlara çevirerek tamamen felçli hastalara fonksiyon ve hareket kabiliyetini geri vermektir. Elektriksel komutlar da kolların hareketini dış iskelet gibi harekete yardımcı bir cihaz sayesinde gerçekleştirecektir. Aslında bu bir biyonik spinal kordur.” dedi. İnme ve spinal kord (omurilik) yaralanmaları 50 kişiden birinde sakatlığa neden oluyor. Yardımcı araştırmacı ve Melbourne Üniversitesi’nde

142

Mart 2016

biyomedikal mühendis olan Dr. Opie, fikrin implante kardiyak kalp pili ile benzer olduğunu belirtiyor. Kalp pilinde damara yerleştirilmiş sensörler kullanılarak dokuyla yapılan elektriksel ilişki farklı olarak beyinin içinde gerçekleştirilmektedir diyen Dr. Opie; “Stent teknolojisinden yararlanarak, elektrod dizimiz damar iç duvarına yapışabilmek için kendi kendine şişiyor. Kaydedilmiş nöral sinyallerin ayıklanmasının ardından, bu sinyalleri tekerlekli sandalyelerin, dış iskeletin, protez kol veya bilgisayarların komuta edilmesinde kullanabiliriz. İki sene içerisinde başlayacağını umduğumuz ilk insan denemelerinde, felçli üç hastanın dış iskelet hareketini doğrudan beyin kontrolü ile sağlamada başarılı olabilmeyi ümit ediyoruz.” dedi. Günümüzde dış iskeletin; yürüme-durma, başlama, durma, dönme gibi birçok unsur arasında manuel joystick ile geçişler yapılarak kullanımı sağlanabiliyor. Stentrod ise böyle cihazların içinde doğrudan düşünce kontrolüne olanak sağlayan ilk cihaz olacaktır.” diye ekledi. Dr. Opie. Florey’de nörofizyolog Prof. Dr. Clive May, preklinik çalışmalardan elde edilen verilere göre cihaz implantasyonunun uzun dönemde kullanım için güvenli olduğunun altını çiziyor.


inovasyon

teknoloji

tasarım

20-23

Ekim2016

İSTANBUL Fuar Merkezİ - YeşİlKöy

hastane yatakları için...

“BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ)DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR”


AKTÜEL

Türkiye’de bir ilk! Katarakt hastalarının “kedigözü” şikâyetine çare bulundu ile üretilen lensler tercih edilecek, daha konforlu görüş sağlanacaktır. Materyalin Camsı Geçiş Sıcaklık Değeri’nin (Tg) düşük olması, robot sistemi ile el değmeden tek kullanımlık plastik kalıplama yöntemi ile üretilmesi, yapısı itibariyle göz ameliyatlarında kolay kullanım imkânı, yine dünyada ilk olan tek kullanımlık kalıplama teknolojisi ile üretiminin sağlanması Enova lenslerin öne çıkan diğer özellikleri arasında. Enova göz içi lensleri refraktif indeksinin yüksekliği sayesinde benzer standartlara göre daha ince üretilebiliyor ve daha dar alandan göz içine yerleştirilebiliyor, bu sayede ameliyat sonrası hızla iyileşme sağlanabiliyor.”

CEO Dr. Ercan Varlıbaş

V

SY Biotechnology, “parlama yapmayan” göz içi lens hammaddesini ürettiğini açıkladı. Bu hammadde ile üretilen lensi kullanan kişilerde “kedigözü” olarak ifade edilen “karanlıkta fosforlu parlama” görülmeyecek. Firma bu yeni teknolojisi ile “Oftalmik Amaçlı Yüksek Refraktif Indeksli Polimerler (High Refractive Index Polymers)” uluslararası patentinin sahibi oldu. IŞIKTA KAMAŞMA SORUNU TARİHE KARIŞIYOR VSY Biotechnology Ar-Ge Merkezi Yöneticisi Elif Kahvecioğlu konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu; “Ar-Ge Merkezi’nde proje ekibimiz ile gerçekleştirdiğimiz yoğun çalışmalar sonucunda hidrofobik yapıda parlamayan lens materyalini geliştirdik. Bu özel formülasyona sahip materyal ile tasarlanan, katarakt cerrahisinde kullanılan biyoteknolojik göz içi lensleri de parlamıyor. Şu anda Enova lenslerinde bu hammaddeyi kullanıyoruz. Enova ile “göz kamaşması” gibi sorunlarla karşılaşılmıyor. Özellikle araba kullanan ve aktif bir şekilde iş hayatına devam eden kişiler tarafından bu hammadde

144

Mart 2016

SIRADA BİRÇOK İNOVATİF ÜRÜN VAR VSY Biotechnology CEO’su Dr. Ercan Varlıbaş ise VSY Biotechnology’nin yalnızca göz içi lens teknolojisi alanında değil, aynı zamanda materyal geliştirme, optik dizaynlar ve yerleştirme sistemleri ile dünyada sözü geçen bir şirket olduğunu ifade ederek; “Gücümüzü Ar-Ge’den alıyoruz; yakın gelecekte sağlık biyoteknolojisine yönelik farklı birçok inovatif ürünü daha dünya ile tanıştırmayı planlıyoruz” dedi.



AKTÜEL

Radyoterapide koruyucu tedavi dönemi hastalar sürekli ağız kuruluğu ile veya boyundaki normal yumuşak dokuları korunamaz ise boyun kaslarında sürekli sertlik ve hareket kısıtlılığı ile yaşamak zorunda kalabiliyorlar. Başka bir tedavi bölgesinden örnek vermek gerekirse; mesane kanseri tedavi edilirken, yeterli koruma sağlanamazsa hastada idrar yaparken yanma ve ağrı şikayetleri olabiliyor. Bu hastalarda çevredeki organlardan en hassas olan barsaklarda ise yetersiz koruma delinmelere ve kanamalara kadar giden ciddi yan etkilerle sonuçlanabiliyor. Teknolojideki gelişmelerin yeni tedavi cihazlarına yansıması sayesinde sağlıklı doku korunarak, hastaların daha iyi tedavi edilmesi sağlanıyor” diye konuştu.

R

adyoterapi kanser hastalarının iyileşmesinde ve hayat kalitelerinin artmasında önemli bir tedavi seçeneği olarak dikkat çekiyor. Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. Çimen Akçay, radyoterapide gelişen teknolojinin, hastaların hedef dokularında yüksek doza ulaşılırken, hedef çevresinde yerleşimli organlarının en iyi şekilde korunarak tedavi edilmesine imkân sağladığını belirtiyor. Yeni gelişen teknolojileri kullanan hassas cihazlar sayesinde tümörün etrafındaki hassas dokuların korunduğunu, çevre organlara ise zarar verilmediğini ifade eden Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. Çimen Akçay, “Eskiden cihazlar bugünkü gibi hassas olmadıkları için örneğin prostat hastalarına, ‘ışın mesane ve bağırsağa zarar verebilir’ düşüncesiyle düşük dozlar veriliyordu. Ancak bugün kullandığımız ileri teknoloji ürünü cihazlarla prostat kanserleri daha yüksek dozlar verilerek tedavi edilmeye başlandı.” dedi. SAĞLIKLI DOKULAR KORUNUYOR Tedavi amaçlı kullanılan tomoterapi sayesinde daha az yan etki oluşmaya başladığını söyleyen Dr. Akçay, bu sayede baş boyun hastalarında tükrük bezini çok daha etkin bir şekilde koruyabildiklerini belirtti. Dr. Akçay; “Tomoterapi ile tedavi seçeneğinde tedavi sonucunu değiştirmiyor ancak hastanın yaşam kalitesini artırıyor. Eğer tükrük bezi korunamaz ise

146

Mart 2016

MİLİMETRİK HESAP YAPILIYOR Hastaların radyoterapi sırasından hiçbir ağrı veya sızı hissetmediğini önemle ifade eden Dr. Akçay, bazı hastaları plastik maske uygulayarak tedaviye aldıklarını belirterek; “Baş boyun ve boğazdaki tümörleri tedavi ederken hayati organları korumak için hastanın hareket etmeden yatması hayati önem taşıdığından hastayı maske ile tedavi ediyoruz. Hastalar radyoterapi seansı sırasında bu plastik maskelerin içerisinde baş ve boyunlarını hareket ettirmeden yatıyorlar. Böylece özellikle baş boyun yerleşimli kanseri olan hastalarda hedefe çok yakın olan hayati organ ve dokuları korumak amacıyla yaptığımız milimetrik hesaplamalara uygun tedavi uygulamış oluyoruz.” dedi.


FİRMA İLİŞKİLERİ

Ahmet ÖZDEMİR

ahmetozdemir@ajansfa.com (0212) 272 61 06 / (0533) 037 08 31 KAYIT ve REZERVASYON

Songül KARADENİZ

kayit@ajansfa.com (0212) 272 61 06 / (0542) 556 66 59

Sağlıkta ortak gelecek ÖZEL HASTANELER VE SAĞLIK KURULUŞLARI DERNEĞİ

w w w. o h s a d k u r u l t a y i . o r g


Röportaj

Şafak Sağlık Grubu “Hızlı, kaliteli ve güvenilir sonuçlar” Şafak Sağlık Grubu ileri teknolojisi, uzman hekim kadrosu ve kusursuz hizmeti ile, mükemmel bir sağlık hizmeti sunuyor. Hastanenin medikal teknolojiler alanındaki çalışmalarını kurumun CEO’su Pınar Bayramgürler anlatıyor. kıymetini hiçbir ölçüyle ölçmek mümkün değildir.” M.T: Medikal teknoloji alanında hangi markalarla çalışıyorsunuz? P.B: “Medikal teknoloji alanında firma ismi vermek istemiyorum. Ancak Dünya Sağlık Sektörünün ileri gelen cihaz ve sistem üreticileriyle çalışıyoruz.”

Şafak Sağlık Grubu CEO’su Pınar Bayramgürler M.T: Şafak Sağlık Grubu olarak Türkiye’de hastanecilik alanında faaliyet gösteriyor ve önemli başarılara imza atıyorsunuz. Özellikle Medikal sistemler alanında tercihlerinizi neye göre belirliyor, tercih ettiğiniz sistemlerde hangi kriterleri arıyorsunuz? P.B: “Bir hastanenin iyi hizmet verebilmesi ve alanında iddialı olabilmesi için mutlaka Medikal Teknolojisinin iyi, modern ve üst düzey kalitede olması gerekir. Hastanedeki teknolojiniz modern aletleri kullanan ülkelerdeki hastanelerle aynı seviyede olmalıdır. Aksi takdirde rekabet edemezsiniz. Her sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzde de kıyasıya bir rekabet vardır. Bu iyi ve olumlu bir şeydir. Kurumları ve kişileri daima ileriye götürür. Rekabetin kuralları sadece bununla da bitmez. Kalifiye insan istihdam etmeniz ve fizik kapasitenizi de sürekli artırmanız gerekir. Biz alacağımız Medikal sistemleri seçerken son teknoloji olmasını, kullanımının kolay olmasını, bakım hizmetinin sürekli ve kesintisiz olmasını isteriz. Hastalarımıza hizmetimizin aksamaması, durmaması bizim birincil prensibimiz. Sistemin bakım ve anında tamiri de çok önemlidir. Tedavide kaybedilen zamanın 148

Mart 2016

M.T: Türkiye Medikal sektörde dünya ile kıyaslandığında nerede? Dünyadaki en iyi cihazlara ulaşabildiğimizi biliyor, fakat üretim konusunda yol alamıyoruz? Sizlerin bu konudaki önerileriniz ve görüşleriniz neler? P.B: “Ne mutlu bize ki Türkiye Medikal Sektörde dünyanın gelişmiş ülkeleriyle aynı aletleri kullanıyor. Ne var ki biz bu aletleri daha pahalı elde ediyoruz. Fabrika çıkışından da alsanız hem nakliye parasını hem de gümrüğünü ödüyorsunuz. Buna mukabil o aletten kazancımız ileri ülkelere göre çok daha az. Türkiye, sağlık sisteminde liberal ortamda sosyalist bir yaklaşımla veya sosyal devlet yapısını abartarak bir politika yürütüyor. Bu doğal olarak sizin işletmenizde karşılığı olmayan ve sorumlu bir tablo ortaya çıkartıyor. Gerek ileri ülkelerde gerekse bizim seviyemizdeki gelir düzeyi 1000 dolar seviyesinde olan ülkelerin hiç birinde bizdeki kadar sağlık hizmetinden bu derece üst düzeyde istifade etme karşılığında bu kadar az ödeme yoktur. Bu paradokstur. Böyle uygulama devletin bir uygulaması ve ikramiyesi olabilir. Ekonominiz çok iyi, milli geliriniz çok yüksek olursa bunu yapabilirsiniz. Ama bu uygulama beraberinde ekonomik sorunları da getirir. Önemli olan kaliteli, nitelikli bir sağlık hizmetini uzun vadeli ve sürdürülebilir olarak götürmek ve her geçen gün vatandaşa vereceğimiz hizmette çıtayı biraz daha yukarıya taşımaktır. Maalesef Tıbbi Teknolojiyi ve Medikal Sistemleri ucuz kullanabilir bir ülke haline gelemedik. Ama yavaş olmayan bir hızla da ilerlediğimizi düşünüyorum. Bence en önemli neden Cumhuriyetimizin bile 100 yaşına ulaşamamış olmasıdır. 2. dünya savaşı, arkasında İstiklal Savaşı


yaşamış tüm ekonomik kaynaklarını ve yetişmiş insan kaynaklarını tüketmiş bir toplumun çocuklarıyız. İnsan kolay yetişmiyor. Teknolojik birikim kolay olmuyor. Ekonomik iyileşme ve sermaye birikimi de öyle. Yine de gelişmiş ülkelerle aramızdaki mesafeyi gittikçe daraltıyoruz. Son 20-30 senedir Türkiye çok önemli mesafeler kat etmiştir. Bugün yetişmiş kalifiye insanımız ve sermaye birikimimiz dünya ölçeğinde azımsanmayacak boyuttadır. Türkiye artık kabuğunu kırmıştır. Özgüvenini kazanmıştır. Ülkemizde sadece Türkiye şartlarına göre değil dünyanın her yerinde çalışabilecek nitelikli insanlar yetişmektedir. Türkiye insan gücünü yurt içinden yurt dışına çıkardı. Nitelikli insan gücümüz ileri ülkelerin gerisinde değil. İnanıyorum ki önümüzdeki 10 yılda ülkemizde Medikal Sektörün ihtiyaç duyacağı cihazların büyük kısmı üretilecektir. Elbette kamunun bu konuda desteği gerekir. Bürokrasiyi asgariye indirmek özel sektörün hızını kesmemek lazım. Hizmet zor iştir, kolay değildir. İstihdam sağlamak ihtiyacı olana iş imkanı yaratmak evine ekmek götürmesine yardım etmek inançlarımıza göre çok kutsal bir olaydır. Kamu da üzerine düşeni yapmalı teşvikler ve uzun vadeli krediler düşünülmelidir.” M.T: Türk sağlık sektörünün uluslararası düzeyde yükselmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu yükselişte sizin hedefleriniz neler? P.B: “Bir yönetim bilimci; “Dünyanın herhangi bir yerinde bir şey üreteceksiniz, dünyanın her yerinde satacaksınız” der. Bizim üretimimiz sağlık, Sağlık Hizmeti. Dünya globalleşti. Bir büyük köy gibi oldu. Artık herkes her şeye kolay ulaşabiliyor. Siz hizmetinizi iyi kaliteli ve olması gerektiği gibi yapmazsanız, insanlar tedavilerini daha iyi yaptırabilecekleri yerlere giderler. Nitekim bundan 5-10 sene öncesine kadar insanlarımız tedavi için İngiltere’ye, Amerika’ya vs. gidiyorlardı. Şimdi yurt dışına tedavisini yaptırmak için giden var mı? Yok. Türk sağlık sektörü modern dünyadaki sağlık sektörünün kalitesini yakalamak zorundaydı. Biraz zorda olsa, pahalı da olsa yakaladı. Aynı düzeye geldi. Bunda temel sebep rekabettir ve yetişmiş insan gücüdür. Biz de Şafak Sağlık Grubu olarak aynı standartlardayız. Öncelikli hedefimiz hizmet kalitemizde, doğru teşhis ve doğru tedavi prensiplerimizden ödün vermemektir.” M.T: Şafak Sağlık Grubu olarak sağlık teknolojilerini kullanarak pek çok hastalığın teşhis ve tedavisini gerçekleştiriyorsunuz. Bize medikal teknolojiyi kullanarak gerçekleştirdiğiniz teşhis ve tedavi yöntemlerinizden bahsedebilir misiniz?

P.B: “Medikal teknolojiyi teşhis ve tedavinin her aşamasında kullanıyoruz. Yöntemlerimiz modern dünyada kullanılan yöntemlerle bire bir örtüşüyor. ISO 9001 Belgesi olan sağlık kuruluşuyuz. Bunu çok önemsiyoruz. Hızlı, kaliteli ve güvenilir sonuçlar bizim için önemlidir.” M.T: Sağlık Turizmi son yıllarda ülkemizin ve dünyanın gündeminde olan bir konu. Sizin sağlık turizmi alanındaki çalışmalarınızı öğrenebilir miyiz? P.B: “Ülkemize yılda ortalama 35-40 milyon civarı turist gelmektedir. Bazı Avrupa ülkelerinde örneğin İngiltere, İskandinavya’da sağlığa erişim zordur ve hizmet almada bizden iyi değildir. Yaşlılarda olan kalça kırıklarında, Kanser ameliyatlarında hastaların uzun zaman beklediğini biliyoruz. Etrafımızdaki ülkelerde de medikal teknoloji bizden iyi değil. Yetişmiş insan gücü olarak yani Uzm. Dr. ve öğretim üyesi Doç. Dr, Prof. Dr. gibi ise bizden çok daha geridedirler. Yapılan bir ankete göre; hastaların %35’i imkânları ve teknolojileri daha iyi olan yeri seçmiştir. Bu ülkeler de elbette bizi seçecekler. Ülkemizde sağlığa erişim çok daha açıktır. Doğru adımların atılması halinde sağlık turizminde ekonomimize ciddi katkı alacağına inanıyorum. Biz özellikle Balkan ülkeleri, Ortadoğu ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, Batı Avrupa ülkeleri ile ilgileniyoruz. Bize gelen hastaların bir kısmı ateşli silah yaralanmaları, diğerleri Kalp, Estetik Cerrahisi ve kozmetik amaçlı cerrahi müdahaleler, kanserler, diş tedavileri ve diğer tedaviler ve operasyonlardır. Sağlık turizminde Türkiye dünyada ilk 5’te girebilir. Bu da ülkemiz açısından çok ciddi bir kazanım olur.”

Mart 2016

149


AKTÜEL

ROCHE’un yeni ilacı MS hastalığına umut oluyor Multipl Skleroz ya da kısaca MS, genç erişkin yaş grubunda beyin ve omuriliğin oluşturduğu merkezi sinir sisteminin en yaygın nörolojik hastalıkları arasında yer alıyor. Dünya genelinde 2.3 milyondan fazla MS (Multipl Skleroz) hastası bulunuyor. ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), Primer Progresif Multipl Skleroz (PPMS) tedavisi için Roche’un araştırma ilacına “Devrim Yaratan İlaç” unvanı verdi. İlk kez bir araştırma ilacının umut vaat ettiği PPMS hastalığı için şu anda onaylanmış başka hiçbir ilaç bulunmuyor. Roche Sağlık Direktörü ve Global Ürün Geliştirme Başkanı Dr. Sandra Horning konu ile ilgili: “Yeni ilacımız FDA tarafından Devrim Yaratan İlaç unvanı verilen ilk MS araştırma ilacı. Primer progresif MS için daha önce onaylanmış hiçbir tedavi bulunmuyor. Yeni ilacımız bu anlamda yıllardır karşılanmamış bir ihtiyaca yanıt verme potansiyeline sahip çok önemli bir tedavinin yolunu açıyor. Primer progresif MS hastalığı olan kişilere ilacımızı olabildiğince çabuk ulaştırmak için FDA ile birlikte kararlılıkla çalışıyoruz” dedi. 150

Mart 2016

YENİ MS İLACI HAKKINDA

İlaç, CD20 pozitif B hücrelerini seçici olarak hedeflemek üzere tasarlanmış, araştırma aşamasında hümanize monoklonal bir antikor olarak tanımlanabilir. CD20 pozitif B hücreleri, MS’li kişilerde engellilikle sonuçlanabilecek miyelin (sinir hücresi izolasyonu ve desteği) ve akson (sinir hücresi) hasarına önemli katkı yaptığı düşünülen özel bir tip bağışıklık sistemi hücreleridir. Klinik öncesi çalışmalara göre ilaç, kök hücreler veya plazma hücrelerinde değil, bazı B hücrelerinde eksprese olan CD20 hücre yüzey proteinlerine bağlanır. Dolayısıyla bağışıklık sisteminin önemli işlevleri korunabilir.

PEKİ MULTİPL SKLEROZ NEDİR?

Multipl skleroz (MS) dünyada tahminen 2.3 milyon kişiyi etkileyen ve şu anda bir tedavisi

bulunmayan kronik bir hastalık. Bağışıklık sistemi anormal biçimde beyinde, omurilik ve optik sinirlerdeki sinir hücrelerini çevreleyen yalıtım ve desteğe (miyelin kılıf) saldırarak enflamasyona ve sonuç olarak hasara yol açtığında ortaya çıkar. Bu sinirlerde meydana gelen hasar kas güçsüzlüğü, yorgunluk ve görme güçlüğü gibi çok çeşitli semptomlara neden olabilir ve sonunda progresif engelliliğe yol açabilir. Primer progresif MS (PPMS) ise sürekli olarak kötüleşen semptomlarla karakterize oluyor. Bununla birlikte, tipik uzak nüksler veya remisyon dönemleri görülmeyen, güçten düşürücü bir MS formu olarak da tanımlanabilir. Yaklaşık her 10 MS hastasından birine hastalığın primer progresif formu tanısı koyuluyor. PPMS için onaylanmış bir tedavi bulunmuyor.



AKTÜEL

G

Yeni tansiyon cihazı ile 7X24 online ölçüm yapılabilecek

ünümüzde tansiyon genellikle şişen bir kol veya bilek bandından ölçülür. Pek de rahat olmayan bu teknik, ancak o andaki kan basıncını gösterir. Monash Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik ve Bilgisayar Sistemleri Mühendisliği’nden Yrd. Doç. Dr. Mehmet Yüce liderliğindeki araştırmacılar manşetsiz kan basıncı tahmin sistemlerine alternatif olarak saatler boyu giyilebilir ve kablosuz olarak gerçek zamanlı ölçümler yapabilecek bir sistem geliştirdi. Yeni geliştirilen yöntem hakkında bilgi veren Doç. Dr. Mehmet Yüce, bu sistemin önemli avantajları olduğunu belirterek: “Mevcut teknolojiler optik atım dalgası ya da fotopletismografik sensörle önkol atardamarı ya da parmaktan tansiyon tahmini yapıyor. Fakat biz radar teknolojisi kullanarak, daha kolay ve rahat ölçüm yaparken, vücuda herhangi bir basınç uygulamıyoruz.” diyor.

152

Mart 2016

SİSTEM NASIL ÇALIŞIYOR Bu sistem elbisenin altında cildin üzerine giyilecek birkaç sensör içeriyor. Kanın bu sensörler arasındaki yolculuğunu ölçerek, hastanın “atım dalga hızını” ölçerek doğru şekilde kan basıncını ölçmek mümkün hale geliyor. Yüce ve ekibi laboratuvardaki protipi, küçük internet bağlantılı bir modüle dönüştürerek ticarileştirmek için çalışıyor. Bu sayede 24 saat boyunca tansiyon görüntülenerek, doktora eş zamanlı bilgi gönderilebilecek. Aratıştırma geçtiğimiz günlerde 37. IEEE Tıp ve Biyolojide Mühendislik Ulusal Konferansı’nda sunuldu.


Klas Medikal Supro ve Hıtec markaları ile cerrahi alanlarda adından söz ettiriyor

K

las Medikal genel cerrahi, abdominal cerrahi, spinal cerrahi, jinekoloji, beyin cerrahisi, üroloji ve ortopedi alanlanlarında uzmanlaşmış bir firma olup, Suprofilm, Suprojel, Suprosui, Supromesh, Beyin Cerrahi Pedi ve İnsize drapleri kendi imalatı olan ürünlerini Supro ve Hıtec markası adı altında üretmektedir. Klas Ar-Ge grubu ameliyat sonrası adezyonların cerrahlar için ciddi paradokslar oluşturduğunu fark etmiş ve son yıllarda, adezyonların önlenmesi konusuna odaklanmıştır. Uzun çalışmalar sonrasında, Supro bu paradoksa çözüm getirebilecek oldukça etkili, ergonomik, kullanımı kolay ve rekabet edilebilir fiyatlarda, benzeri olmayan son derece yeni bir ürün geliştirmiştir. Bu ürünün, laparoskopi ve açık ameliyatlar kullanılmak üzere 2 formu

S

mevcuttur. Supro’nun merkezi İstanbul’da bulunmaktadır. Vücutta emilebilen materyaller ve cerrahi sarf ürünleri geliştirip üretmektedir. 2002 yılından itibaren adezyon önleyici ürün çalışmalarına odaklanmış, spine cerrahisinde kullanılan jeli ve abdominalpelvik cerrahisinde kullanılan filmi kendi pazarında medikal piyasasına sunan ilk firma olmuştur. Suprofilm ve Suprojel, CE onayı bulunan ve 2002’den beri Avrupa ve dünyada 30’dan fazla ülkede satışa sunulmuş bir üründür. Doğal akıllı molekülünden elde edilen ürün hiçbir kimyasal madde içermemekte ve spinal cerrahi, el ve diz cerrahisi, kalça ameliyatları, abdominal ve pelvik cerrahisi gibi operasyonlarda kullanılmak üzere üretilmiştir. Vücuda alındıktan itibaren 14 gün içinde emilmektedir.

Ürün Takip Sistemi hizmete hazır

ağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun Tıbbi Cihaz ve Kozmetik Ürünler için yeni kayıt ve takip projesi olan Ürün Takip Sistemi (ÜTS) Mart ayında hizmete giriyor. Ülkemizde kozmetik alanında yapılan en büyük kongre olma özelliğini taşıyan Kozmetik Kimyası, Üretimi ve Standardizasyonu Kongresinin 6’ıncısı Antalya’da düzenlendi. Yaklaşık 1000 kişinin katıldığı kongrede konuşan Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkan Yardımcısı Dr. Ali Sait Septioğlu, ÜTS’ nin Mart ayında açılmaya hazır olduğunu ve sektöre bu süreçte destek olmak üzere kurulan Kozmetik Ürünler

Dairesi Yardım Masasının faaliyetlerinin de devam edeceğini bildirdi. Kongrenin ilk oturumunda ÜTS’ nin tüm kozmetik kayıt ekranları katılımcılara tanıtıldı. Hem Ürün Takip Sistemi hem de kozmetikler ile ilgili kurumsal konularda sektöre bilgilendirme hizmeti vermek üzere Kozmetik Ürünler Dairesi Yardım Masası kuruldu. ÜTS test ortamından geri bildirimler alınarak sistem hazır hale getirildi. TÜBİTAK ile 7 Ocak 2014’te yapılan protokol ile yazılımına başlanılan ÜTS’nin Kozmetik kayıt ekranları tamamlanmış, Kasım 2015’te yapılan 3. ÜTS Çalıştayı’nın ardından da test ortamına açılmıştı.

Mart 2016

153


AKTÜEL

Calgary Scientific Web ve Mobil Tanı Yazılımı ResolutionMD®, Limantepe Teknoloji ve Yaşam Ortaklığı ile artık Türkiye’de

T

ıp endüstrisi için inovatif teknolojiler üreten Calgary Scientific Inc. Türkiye’den Limantepe Teknoloji ve Yaşam ile iş ortağı oldu. Bu ortaklığın sonucu olarak Limantepe Teknoloji Calgary Scientific’in tıbbi görüntüleme ürünü olan ResolutionMD®’nin Türkiye distribütörü oldu. Tıbbi görüntüleme yazılımı olan ResolutionMD®, T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından web ve mobil cihazlar üzerinden tanı yapılabilmesi için kullanılmak üzere resmi olarak onaylandı. Sağlık Bakanlığı’nın bu onayı ile doktorlar artık Türkiye’de de hızlı ve güvenli bir şekilde Web, IOS ve Android cihazlarından tanı koyabilecekler. Alınan bu onay ile ResolutionMD® Türkiye’de ki tek T.C. Sağlık Bakanlığı akreditasyonlu kurumsal web ve mobil görüntüleme yazılımı oldu. Bu onay, ABD ve Avrupa’da alınan Sınıf 2 FDA onayı ve CE belgesi ile Çin, Singapur, Japonya, Hong Kong, Avrupa, Kanada, Avustralya ve Brezilya’daki akreditasyonu takip etti. Limantepe Teknoloji ve Yaşam’ın Kurucu Ortağı Haluk Çelikel; “Türkiye pazarındaki üstün tecrübemizin ResolutionMD®’nin gücü ile birleşmesi, bizim bu sektörde önemli bir oyun kurucu olmamızı ve modern sağlık hizmetleri sunumu anlamında yeni bir topluluğun doğmasını sağlayacaktır” dedi. Yönetici Ortağı Murat Olgun da; “ResolutionMD®’nin mobil ve

154

Mart 2016

web görüntüleme özellikleri ile Limantepe’nin bulut bazlı tıbbi görüntü portali ve çözüm odaklı yüksek entegrasyon uygulamaları müşterilerimizi pazarda ayrıcalıklı bir konuma sokacaktır” dedi. Calgary Scientific’in Satış ve Pazarlama EVP’si ve CRO Dave Waldrop bu ortaklık ve Bakanlığın onayı ile ilgili açıklaması ise şöyle; “ Türkiye’den alınan bu onay, Calgary Scientific için önemli bir dönüm noktası olup bizim web ve mobil tanı koyma yazılımlarındaki liderliğimizi güçlendirmektedir. Limantepe Teknoloji ve Yaşam’ın sağlık hizmeti sunucularına en yüksek teknolojili hizmet verme imkanını sağlamak için küresel ağımıza dâhil olmasından çok memnunum”



AKTÜEL

Siemens Sağlık imzalı PET-MR teşhis ve tedavide yeni ufuklar açıyor erken evrelerinde en doğru tanıyı, mümkün olan en düşük radyasyon seviyesiyle sağlıyor.” Özellikle Nöroloji ve Onkoloji alanında uzman hekimlerin konuşmacı olarak katıldığı toplantı boyunca, özellikle nükleer tıp ve radyoloji disiplinlerini bir araya getiren PET-MR cihazının düşük radyasyon seviyesiyle, başta çocuklar olmak üzere, tüm hastaların tedavisinde yeni bir ufuk açtığı vurgulandı. Hastalar PET-MR’da PET-BT’ye kıyasla yüzde 70-80 oranında daha az radyasyona maruz kalıyor. Ayrıca sadece intravenöz yoldan verilen PET ajanları da daha düşük dozda radyoaktivite içeriyor.

Y

üksek çözünürlüklü PET dedektörleri ile 3 Tesla MR cihazını bir arada kullanarak çok küçük boyutta tümörleri bile tespit edebilen PET-MR, özellikle kanser ve Alzheimer gibi hastalıkların tanı, evreleme ve tedavisine önemli katkılar sağlıyor. Tüm vücut PET-MR tarayıcısını başarıyla geliştirmiş ilk şirket olan Siemens Sağlık, bu alandaki bilgi birikimini ve deneyimini Türkiye sağlık sektörüyle paylaşmak üzere, Grup Florence Nightingale Hastaneleri ile birlikte özel bir etkinlik gerçekleştirdi. Siemens Sağlık Türkiye Genel Müdürü Şevket On ve Alman Kanser Araştırma Enstitüsü Kanser Görüntüleme Başkanı Prof. Dr. Heinz-Peter Schlemmer’in katılımıyla 9 Mart Çarşamba günü İstanbul Florence Nightingale Hastanesi’nde gerçekleştirilen “Moleküler Görüntülemede Paradigma Değişikliği: PET-MR” etkinliğinde, görüntüleme teknolojisinin geleceği ve PET-MR cihazının sağlık alanına yapacağı vizyoner katkı ele alındı. Nükleer tıp, radyoloji ve onkoloji uzmanlarını bir araya getiren toplantıda katılımcılar, Siemens Sağlık imzalı PET-MR cihazını da yakından inceleme fırsatını yakaladı. PET-MR’ın ilk kullanıcılarından biri olan Alman Kanser Araştırma Enstitüsü Kanser Görüntüleme Başkanı Prof. Dr. Heinz-Peter Schlemmer cihazla ilgili olarak şunları söyledi; “50 yaş üstünde kanser riski çok artıyor. Fakat PET-MR cihazının teknolojisi, hastalığın

156

Mart 2016



AKTÜEL

Üç boyutlu baskıyla canlı vücut parçaları üretildi

B

ilim insanları, üç boyutlu baskı yöntemiyle canlı vücut parçaları üretiminde başarı sağlandığını söylüyor. Bu yöntemle üretilen kemik, kas ve kıkırdak parçalarının, hayvanlara nakledildiklerinde normal işlevlerini yerine getirdikleri görüldü. Rejeneratif (yenileyici) tıp açısından önemli bir gelişmeye işaret eden araştırmanın sonuçları Nature Biotechnology adlı dergide yayımlandı. ABD’de yapılan araştırma, vücudun hasar gören bölümlerini canlı hücrelerle onarma açısından umut vadediyor. Bilim insanları uzun süredir kırılan bir çeneyi, kopan bir kulağı veya hasar gören kalp kaslarını üretilen insan hücreleriyle onarmak üzerinde çalışıyorlardı. Ancak bu alanda karşılaşılan başlıca sorun, üretilen hücreleri canlı tutmaktı. Laboratuar ortamında üretilen hücreler 0.2 milimetreden kalın dokularda oksijensiz ve kalıyor ve beslenemiyordu. SÜNGER GİBİ ABD’de Wake Forest Baptist Tıp Merkezi’ndeki araştırma ekibi ise tıpkı bir sünger gibi içinde mikroskopik kanallar bulunan üç boyutlu hücreler basmayı başardı. Bu mikroskopik kanallar sayesinde

158

Mart 2016

hücrelerin beslenmesi sağlandı. Entegre Doku ve

Organ Baskı Sistemi denilen bu yöntemde, biyolojik bozunma özelliğine sahip plastik ve su bazlı bir jel kullanılıyor. Çözünebilir bir plastikle biçim veriliyor, hücreleri içeren su bazlı jel de bunların büyüyebilmesi

için gerekli ortamı sağlıyor. Bu şekilde üç boyutlu

basılan parçalar hayvanlara nakledildiğinde, plastik form çözünerek yerini hücreler tarafından üretilen proteinden oluşan akıcılığı az sıvı ortama bırakıyor,

bu arada nakledilen parçaların içinde kan damarları

ve sinirler oluşuyor. Araştırmaya başkanlık eden

Prof. Anthony Atala, insan dokularının da aynı şekilde basılabileceğini söyledi.

Üç boyutlu baskının tıp için yeni kapılar açtığını belirten Prof. Atala, BBC web sitesine şu örneği

verdi; “Farz edin ki bir hastanın çene kemiği

kırıldı. Röntgen çekip kırık parçanın görüntüsünü bilgisayara aktardıktan sonra, oraya tamı tamına

uyacak bir kemik parçasını üç boyutlu yazıcı ile basabiliriz.”



AKTÜEL

Biyoteknoloji Sektörü Nisan’da İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda buluşuyor!

Y

aşam bilimlerinin farklı endüstrilerdeki uygulamalarına teknoloji ve hizmet üreten “BİYOTEKNOLOJİ” uzmanları, konunun Türkiye’deki tek fuarında biraraya geliyor. 2123 Nisan 2016 tarihinde Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenecek olan Biotech Eurasia Biyoteknoloji, Yaşam Bilimleri ve Endüstrileri Fuarı’nın ekseninde, biyoteknolojinin farklı sektörlere ve endüstrilere yönelen bilgi birikimi, teknikleri ve ürün teknolojisi yer alıyor.

pazar değerine ulaşması bekleniyor. Pazardan sağlık

GELECEĞİN TEKNOLOJİSİ; BİYOTEKNOLOJİ

KONUSUNUN TÜRKİYE’DEKİ TEK FUARI: BİOTECH EURASİA

Biyoteknoloji, günümüzde insanlığın geleceğini etkileyecek olgular arasında sayılıyor. 2017 yılında küresel biyoteknoloji piyasasının 468,1 milyar dolarlık

sektörü %60, gıda ve tarım sektörleri %14, çevre ve

endüstriyel süreçler %7, hizmetler sektörü ise %19 pay alırken, pazarının neredeyse yarısını (%45,4)

Amerika oluşturuyor. Türkiye’de ise biyoteknoloji alanındaki çalışmaların sürdürülebilir ve etkili bir yapıya kavuşturulmasını sağlamak üzere, Türkiye

Biyoteknoloji Strateji Belgesi ve Eylem Planı (20152018) hazırlanmış durumda.

Biotech ve

Eurasia

Endüstrileri

Biyoteknoloji,

Fuarı,

bilimsel

Yaşam

Bilimleri

araştırmalardan

laboratuvar ortamlarına, ölçümleme, görüntüleme ve

analiz teknolojilerinden endüstriyel proseslere kadar yaşam bilimlerinin tüm alanlarında ürün ve hizmet

sunan dünya markalarını, bu son derece spesifik alanın

uzmanları ve kullanıcıları ile buluşturuyor. 21-23 Nisan 2016 tarihinde Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenecek olan fuar süresince

yürütülecek konferans, toplantı ve teknik sunum

ortamları ile de sektörün uzman ve profesyonelleri, oluşturulan “bilgi ağı” çerçevesinde biraraya geliyor. 160

Mart 2016


Bay-Bayan ayrı yüzme havuzları

Kür Merkezler�

Al�an ısıtmalı ve kl�malı da�reler

Bayanlara özel havuz ve plaj

Den�z �t��üsü �le ulaşım �mkanı


AKTÜEL

Kanser hücrelerini ayırt eden mikroskop Washington Üniversitesi portatif bir mikroskopla sağlıklı ve kanserli hücreleri ayırt etmeyi başardı

W

ashington Üniversitesi Makine Mühendisleri, Memorial Sloan Kettering Kanser Merkezi, Stanford Üniversitesi ve Barrow Nöroloji Enstitüsü’nün katkılarıyla kanserli hücreleri sağlıklı hücrelerden anında ayırt edebilen bir mikroskop icat ettiler. Bu buluş sayesinde tümörleri cerrahi yoldan keserek çıkartmak isteyen cerrahların daha tutarlı hareket edebilmesi mümkün olacak. Araştırmada görev alan Yardımcı Doçent Jonathan Liu; “Cerrahların bir tümörü keserken ne zaman duracağını bilmesinin yeterince iyi bir yolu yok. Görerek, dokunarak ve ameliyat öncesi beyin filmlerini inceleyerek bu işlemi gerçekleştirme çalışıyorlar. Tümöre hücresel seviyede zum yaparak isabetli şekilde kanserli hücreleri sağlıklılardan ayırt edebilmek ameliyatın başarı oranını yükseltecektir.” diyor. AĞIZ SAĞLIĞINDA DA KULLANILABİLECEK Ağız sağlığında da kullanılabilecek kalem büyüklüğündeki mikroskobun mâliyetleri de azaltacağı öngörülüyor. Normalde diş hekimleri şüpheli kistleri kesiyor ve tetkik için laboratuvarlara

162

Mart 2016

gönderiyor. Bu da hasta için de hastane için de maliyetli bir işlem. Çıplak gözle altı görünmeyen bir dokunun altını yarım milimetre kadar görebilen bu cihaz, büyük cihazlardan geri kalmayan sonuçlar sunmasıyla hastaların geleneksel yöntemlerde sonuçları beklerken “Ya kansersem” paranoyasına kapılıp kötü günler geçirmelerini de engelleyebiliyor. Bu minik cihaz, opak dokuyu aydınlatabilmek için çift eksenli eş odaklı bir mikroskop olarak tasarlanmış. Örneğin aşağıdaki iki saniyelik videoda, bir farenin kulağındaki damarların 0,075 mm ilâ 0,125 mm altını gösterebiliyor. Kanserli hücreler kendilerine enerji kaynağı yaratabildiği için tamamen temizlenmemiş bir tümör hastalığın yenileme ihtimalini arttırıyor.



AKTÜEL

S

Kalpteki elektriksel faaliyetleri gösteren kartvizit

adece isimler ve telefon numaralarını okumak dışında kartvizit yüzeylerine yenilik katan MobilECG, kartvizitlerde yeni bir çağ başlatan çalışmaya imza atıyor. Kartvizitte başparmaklar için altın renkli temas pedleri ve EKG gösteren küçük bir ekran var. Kartvizitte kalpteki elektriksel faaliyetleri diziler ve sağlık programlarında gördüğümüz dalgalı çizgiler halinde gösteriyor. Kartvizit bir hücre batarya gibi görünüyor. Böylesine değişik kartvizit tabi ki tanılar için uygun değil. MobilECG, Macarların başlangıç yapmış olduğu EKG yazılımının kullanılması sonucu ortaya çıkmış bir proje. Bu mükemmel kartvizitin iş hayatlarında ise oldukça etkili olacağı düşünülüyor.

Şirket kartvizit başına 29 $ alıyor. Fakat bu ürünün birçok doktor, biyomedikal şirket için dikkat çekici ve etkileyici bir kartvizit olacağı bir gerçek.

Kanser hücrelerini çiple takip ediyorlar

T

oronto Üniversitesi’nden Shana Kelly’nin başkanlığında Toronto ve Queens Üniversitesi ile Prenses Margaret Hastanesi bilim adamlarından oluşan bir ekibin nanoteknoloji ile geliştirdikleri mikroçip, daha önce bir dizi tetkikle günlerce süren, kanserli hücrelerin bulunması, kanserin türü

IPF hakkında bilmedikleriniz

T

ürkiye’de nadir hastalıklarla mücadele eden yaklaşık 6 milyon kişi olduğu tahmin ediliyor. Ölümcül bir akciğer hastalığı olan ve dünyada 3 milyon kişiyi etkileyen IPF (Idiyopatik Pulmoner Fibrozis) en önemli nadir hastalıklardan biri olarak başı çekiyor. Hastalık tüm dünyada 250 ila 350 milyon insanı etkiliyor. Alman ilaç firması Boehringer Ingelheim, dünya çapında 20’den fazla ülkeyi kapsayan ve IPF’li hastalarla yaptığı araştırmada hastalıkla mücadele eden kişilerin hastalıkla ilgili ne hissettiğini ortaya koyuyor. Akciğerlerin oksijen alma ve kan dolaşımına aktarma kapasitesini kaybetmesine neden

164

ve hangi aşamada olduğunun saptanmasını 30 dakikada yapabiliyor. Mikroçip, kanser hastalarının tedavisi boyunca hastalığın seyri ve tedavinin etkileri konusunda da doktorlara kesine yakın veriler sunuyor. Yeni buluşla hastalara oldukça sıkıntı veren başta biyopsi olmak üzere birçok tetkik tarihe karışacak. Mikroçip uygulamasının, bu özellikleri nedeniyle sağlık harcamalarında önemli oranda tasarruf sağlaması bekleniyor. Ekibin başkanı Profesör Shana Kelly, prostat kanseri hastaları üzerinde bir süredir kullanılan ve olumlu sonuçlar alınan mikroçipin, bir cep telefonu boyutunda üretileceğini ve yakında piyasaya sunulacağını açıkladı. Prof. Kelly, cihazın kanserin yanı sıra AİDS, domuz gribi, viral ve bakteriyel enfeksiyon hastalıkları alanında kullanılabilmesi için geliştirme çalışmalarının sürdüğünü kaydetti.

Mart 2016

olan IPF, hastalarda nefes darlığı ve kuru öksürük olarak kendini gösteriyor. Günlük fiziksel aktiviteleri engelleyen hastalıkta erken teşhis çok önemli. Hastalara “IPF’yi düşündüğünüzde aklınıza ne geliyor?” sorusunun yöneltildiği araştırmaya göre; yanıt verenlerin en sık ifade ettiği düşünce hastalığın en yaygın semptomlarından biri olan nefessiz kalma, %32’’lik bir paya sahip. Hastaların yüzde 23’ü IPF ortaya çıkmadan önce yaptığı şeyleri yapamayacak hale gelmekten korktuğunu belirtirken, her üç kişiden biri bu hastalıktan ötürü “hüsrana uğramış” hissettiğini ifade ediyor.


Hollanda uluslararası yatırımcıları destekliyor 35 yıl önce kurulan ve Ekonomik İşler Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Hollanda Dış Yatırım Ajansı (NFIA), Hollanda hükümetinin sağladığı olağanüstü destek ile global olma yolundaki Türk şirketleri için elverişli ve güçlü bir yatırım ortamı sağlıyor

G

irişimciliği ve uluslararası yatırımları destekleyen Hollanda hükümeti hemen hemen her sektörden dış yatırımcıya kucak açıyor. Uluslararası ithalat sürecinde KDV erteleme, düzenli finans yönetimi, uygun vergi şartları, esnek iş gücü piyasası gibi pek çok avantajı bulunan Hollanda, aynı zamanda istikrarlı bir idari yapıya da sahip. 35 yıldır 60 farklı ülkeden 3 bin 300’den fazla şirketin uluslararası faaliyetlerini başlatmasına ve geliştirmesine olanak sağlayan NFIA, Hollanda’daki iş ve yatırım fırsatları konusunda her sektörden girişimciye danışmanlık hizmeti veriyor. Yeni bir ülkede kendine yer edinmeye çalışan yatırımcıların karşılaşabilecekleri zorluklar konusunda her türlü desteği sağlayan NFIA, özellikle Hollanda hükümetinin sağladığı sağlıklı yatırım ortamını ön plana çıkarıyor. Türkiye’den şimdiye kadar 130’dan fazla şirketin Hollanda’da faaliyete geçtiğini söyleyen NFIA Ülke Müdürü Arife Karaosmanoğlu, yatırımcı açısından Hollanda ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin de önemli olduğunu ifade ediyor ve şöyle devam ediyor; “Hollanda hükümeti dış yatırımcının buradaki faaliyetlerini en etkin ve en verimli şekilde yürütebilmesini hedefleyen bir politika izliyor. Günümüzde şirketler artık lokal olmakla yetinmiyor, dolayısıyla Hollanda bu yolda ilerlemek

isteyen kurumlar için doğru bir yatırım merkezi. Üstelik Hollanda son derece rekabetçi bir mali ortam sunuyor. Düşük yasal kurumlar vergisi oranı, sürdürülebilir enerji için vergi indirimi programı, ArGe teşviki, ithalatta KDV öteleme ya da Expat’lara özel vergi indirimi gibi yatırımcıyı çeken güçlü avantajları bulunuyor. Şimdiye dek Türkiye’den 130’un üzerinde şirket Hollanda’da faaliyete geçti. NFIA olarak biz, Hollanda Büyükelçilikleri, başkonsoloslukları, Hollanda hükümetini temsil eden diğer kurumlar ve paydaşlarla da işbirliği içerisinde ücretsiz olarak hizmet veriyoruz. Dolayısıyla yatırımı düşünen herkese kapımız açık. Yaptığımız çalışmaların da, yüzyıllara dayanan Hollanda ve Türkiye işbirliğini güçlendirmesini ve iki ülkeye de yarattığı katma değeri artırmasını hedefliyoruz”.

Mart 2016

165


Röportaj

Hastane projelerinde en önemli etken: PLANLAMA ACENDIS Kurucusu ve CEO’su Hasan Şahin, hastanelerde sağlıklı ve verimli tıbbi cihaz yönetimi hakkında görüşlerini paylaştı.

CEO Hasan Şahin

Hastanelerde sağlıklı ve verimli bir tıbbi cihaz yönetimi sizce nasıl planlanmalıdır? “Sağlıklı ve verimi bir tıbbi cihaz yönetimi için en önemli koşul ilgili hastane projesi için gereksinim duyulan tıbbı cihazların belirlenmesi ve tedarik edilmesine ilişkin etkin bir planın yapılmasıdır. Etkin bir planlamanın yapılması için kısa, orta ve uzun vadeli cihaz ihtiyaçlarının ve istenilen cihaz kapasitelerinin de belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca bu cihazları en etkin şekilde kullanacak hastane personeli de çok önemli bir faktördür. Hastane personelinin satın alınan cihazlar konusunda eğitilmesi cihazların tam kapasiteyle kullanılabilmeleri acısından çok büyük önem taşımaktadır. ACENDIS hastane yönetimlerine bu nedenle projelerinin ilk basamağı olan planlamadan, cihaz tedarik alımına ve personel eğitimi konularına kadar geniş̧ kapsamlı destek sunmaktadır.” Tıbbi cihaz sektörünün yasadığı güncel sorunlar ulusal ve uluslararası ölçekte sizce ne tür benzerlikler ve farklılıklar gösteriyor? “Türkiye’de tıbbi cihaz sektörü̈ Ar-Ge temelli olmaktan ziyade montaja yönelik bir nitelik göstermekte ve düşük teknolojik içerikli ürünlerin yoğunluğu söz konusu ve ihtiyaç̧ yüzde 85’i aşan oranlarda ithalatla karşılanmakta. Diğer yandan tıbbi cihaz sektörü hem ulusal hem de uluslararası arenada dünya çapında görülen ekonomik krizlerden olumsuz olarak etkilenmekte. Bir de kalitesiz cihazların düşük yatlarda piyasaya sunulması her sektörde olduğu gibi sağlık sektörünü de olumsuz olarak etkilemektedir. Bu yüzden hastaneler tarafından hazırlanan teknik şartnamelerin CE sertifikaları dışında ürün performans kriterlerini de dikkate almaları gerekmektedir.”

166

Mart 2016

Türkiye’de faaliyet gösteren tıbbi cihaz sektörünün uluslararası arenada söz sahibi olabilmesi sizce hangi koşullara bağlı olarak oluşturulabilir? “Türkiye’de faaliyet gösteren tıbbi cihaz sektörünün uluslararası arenada söz sahibi olabilmesi için kamu, sivil toplum örgütleri, özel sektör, akademisyenler ve sanayiciler arasındaki işbirliği çok önemlidir. Hem kamusal hem de özel sektör alanında imalat teknolojileri desteklenmeli ve sektöre ilişkin Ar-Ge altyapısı oluşturulmalıdır. Sağlık kuruluşlarındaki biyomedikal ve klinik mühendisliği birimleri geliştirilmelidir. Kısacası hukuki düzenlemelerin yanında uluslararası rekabetle basa çıkabilmek için modern cihazların yurtiçinde üretimi de çok önemli bir yer tutmaktadır.” Geleceğin tıbbi cihaz teknolojisini ve sağlık profesyonellerinin teknolojiyle kuracağı ilişkiyi nasıl görüyorsunuz? “Teknoloji her alanda olduğu gibi tıbbi alanda da hızla gelişmektedir. Bu teknolojinin ürünü olan cihazların etkin ve en yüksek kapasitede kullanımı sağlık profesyonellerinin elindedir. Sağlık profesyonellerinin uzmanlığı bu teknolojiyi takip etmelerini ve en uygun şekilde kullanmalarını gerektirmektedir. Alanlarında kendilerini geliştiren ve cihazların kapasitesi hakkında en kapsamlı şekilde bilgilendirilen sağlık profesyonelleri etkinliği maksimuma çıkaracaktır. Bu yüzden ACENDIS olarak sağlık personellerinin eğitilmesine ilişkin sunduğumuz hizmetime çok önem veriyor ve müşterilerimizden aldığımız geri dönüşlerle bu hizmetimizi daha da mükemmelleştiriyoruz.”

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K


Sınıfının Lideri Sınıfının Lideri Aura Şofben ile Sıcak Suyunuz

5 Saniyede Hazır...

Aura Magnetic Control Șofben

Aura Micro Control Șofben

Elektronik Kontrol Sistemi Dijital Dokunmatik Ekran

Manyetik Akış Sensörü

5

5

Saniyede Sıcak Su

Saniyede Sıcak Su

5 Emniyetli 3 Kademeli

5 Emniyetli 3 Kademeli

Ücretsiz Kurulum

Ücretsiz Kurulum

Bütçenize uygun taksitlerle.

• Kurulumu kolay, kullanımı pratiktir. • Su tankına ihtiyaç yoktur. • Sıcak su için beklemeniz gerekmez, anında sıcak su sağlar. • Ekonomik olduğundan fazla elektrik harcamaz. • Üç kademeli olduğundan suyu her mevsimde istenilen derecede ısıtır. • Zarif bir görünüme sahip olduğundan yer kaplamaz. • Yaygın servis ağına sahiptir.

facebook.com/ihlaspazarlama

twitter.com/ihlaspazarlama

www.ihlasmagazasi.com

444 49 49


AKTÜEL

Dirençli depresyon ve şizofrenide ayakta, ilaçsız ve ağrısız tedavi mümkün! Tedaviye dirençli depresyon, şizofreni ve obsesif kompulsif bozuklukların tedavisinde kullanılan Tekrarlayan Transkraniyal Manyetik Uyarım Tedavisi tTMU (rTMS) ilaçsız ve ağrısız tedavi imkanı sağlıyor

Dr. Semra Baripoğlu

T

eknolojideki gelişmeler özellikle nöroloji ve psikiyatri alanında yeni tedavi yöntemlerinin ortaya çıkmasında etkili oluyor. Tekrarlayan Transkraniyal Manyetik Uyarım Tedavisi tTMU (rTMS), beyne doğrudan elektrik vermeden, manyetik alan oluşturup beynin doğal elektriğini aktive eden bir sistem olarak dikkat çekiyor. Tekrarlayan Transkraniyal Manyetik Uyarım Tedavisi tTMU (rTMS) hakkında bilgi veren Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi’nden Dr. Semra Baripoğlu şunları söyledi; “Son 15 yılda kaydedilen teknolojik ilerlemeler beyinde hücresel elektrik akımını ölçmek ve değiştirmek konusunda bazı cihazların geliştirilmesini sağladı. Bu cihazlardan biri Transkraniyal Manyetik Uyarım (TMU) sistemidir. Tekrarlayan Transkraniyal Manyetik Uyarım (tTMU Repetitive Transcranial Magnetic Stimulation) tedavisi, Türkiye’de ilk kez kuruluşumuz olan Memory Center tarafından psikiyatrik amaçla uygulanmış, hastane ve polikliniklerimizde uygulanmaya devam edilmektedir. Bu uygulamada beyin aktivitesinin değiştirilerek tedavi etkisi oluşturulması amaçlanıyor.” HANGİ HASTALIKLARIN TEDAVİSİNDE KULLANILIYOR? Şu anda öncelikle önerilen tedavi alanlarının tedaviye dirençli depresyon, şizofreni ve Obsesif Kompulsif Bozukluk ve şizofreni ruhsal bozuklukları olduğunu belirten Baripoğlu, “Gebelikte, emziren annelerde ve kalp hastalarında kullanılabilmesi, ilaç tedavisine bir

168

Mart 2016

üstünlüğü olarak dikkat çekmektedir” dedi. Baripoğlu, TMU uygulaması ile ilgili şu bilgileri verdi; “TMU’da saçlı kafa derisinin üzerine elektro manyetik bir bobin (coil) yerleştirilir. Kapasitörlerde tutulan enerji ile manyetik alan oluşturulur. Bu manyetik alan 100-200 mikro-saniyede artıp azalma özelliğindedir. Bölgesel uygulanır. Dünyayı saran manyetik alanın 40 bin katı yüksekliğindedir. MR görüntülemede uygulanan manyetik alanla aynı şiddettedir. MR’daki manyetik alan statiktir, TMU’da değişkendir.” BEYNE ETKİSİ NASILDIR? “Bu uygulamada beyinde hedeflenen alanda “nöronal depolarizasyon” dediğimiz değişim oluşur. Beyindeki hücrelerin elektriksel iletisine müdahale edilmiş olur. Beynin elektriksel ve kimyasal ileti ile çalıştığı düşünülürse beynin yeterli çalışmayan doğal süreçlerini harekete geçirici etkisi olduğu anlaşılır. Dışarıdan elektrik akımı vermeden, güçlü ama kısa bir manyetik alan oluşturarak tedavi etkisini oluşturur.” NASIL UYGULANIR? “Beynin işlevsel olarak fonksiyonel MRI veya Kantitatif EEG ile görüntülenmesinden sonra uygun görülen alanın belirlenmesi ve o bölgeye uygulanması önerilir. Depresyonda genelde sol ön alın bölgesine bobin yerleştirilir. Ritmik uyarılar verilir. 10-30 dakikalık seanslar halinde 15 seanstan az olmamak üzere uygulanır. Saçların temiz olması dışında bir ön hazırlığa gerek yoktur.”


Takeda büyümesini sürdürüyor İlac sektörünün deneyimli isimlerinden Ebru Yavuz, Takeda Pazar Erişim & Ruhsatlandırma & Kamu İlişkileri Direktörü olarak atandı

2

34 yıllık köklü bir geçmişe sahip, Dünya’nın en büyük ilaç şirketilerinden biri olan, Japon ilaç devi Takeda, Türkiye’de büyümesini sürdürüyor. İlaç sektörünün deneyimli isimlerinden Ebru Yavuz, Takeda Pazar Erişim & Ruhsatlandırma & Kamu İlişkileri Direktörü olarak atandı. 22 Şubat 2016 tarihi itibariyle görevine başlayan Yavuz, Takeda için çok önemli odak alanlarından biri olan “Pazar Erişim & Ruhsatlandırma & Kamu İlişkileri” konusuna daha güçlü bir konsantrasyon sağlamak üzere çalışacak. Hacettepe Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünden 1998 yılında mezun olan Ebru Yavuz, 2009 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde MBA eğitimini tamamlanmıştır. İlaç sektörüne 1998 yılında giriş yaparak 1998-2003 yılları arasında Bilim İlaç’ta çalışmıştır. 2003 yılından itibaren Novo Nordisk’te çalışmaya başlayan Yavuz ruhsatlandırma, fiyatlandırma, geri ödeme, kurumsal ilişkiler ve iletişim olmak üzere bir çok farklı sorumluluk üstlenmiş ve Şubat 2016’da Takeda Türkiye’ye katılmadan önce son olarak Pazar Erişim ve Resmi İlişkiler Direktörü olarak görevini başarıyla icraa etmiştir.

ODTÜ TEKNOKENT firmasının kanserle mücadelesine girişim sermayesi yatırımı geldi

O

DTÜ öğretim üyelerinden Prof. Dr. Haluk Külah ve Prof. Dr. Tayfun Akın’ın girişimiyle, ODTÜ TEKNOKENT’te kurulan ve ODTÜ MEMS Merkezi spin-off’u olan Mikro Biyosistemler A.Ş., Avrupa Birliği Katılım Öncesi Mali Yardım Programı kapsamında Avrupa Yatırım Fonu ile Türkiye’nin önde gelen üniversite ve teknokentlerinin yatırımcı olması ile kurulan Türkiye’nin ilk teknoloji transfer ve risk sermayesi fonu DCP’den yatırım aldı. Sözkonusu yatırım ile, kanser araştırmalarında çığır açacak iki buluşun ticarileşmesi hedefleniyor. Mikro Biyosistemler A.Ş., kanser teşhis ve tedavisine yeni yaklaşımlar getirme potansiyeli olan yenilikçi çip-üstü laboratuvar sistemleri üzerinde çalışıyor. KEMOTERAPİNİN YAN ETKİLERİ AZALTILABİLİR Mikro Biyosistemler A.Ş. tarafından geliştirilecek olan çip-üstü-laboratuvar sistemlerinden ilki kanser tedavisinde ilaç dirençliliğinin erken safhada teşhisini sağlayarak kemoterapi sürecinin daha kısa ve etkin olmasını hedefliyor. Halihazırda kanser vakalarında kemoterapi sürecinde kullanılan ilaçlar, var olan

yöntemlerin zahmetli ve pahalı olması nedeniyle, ilaç dirençliliği gözönüne alınmaksızın belirleniyor. Bu nedenle pek çok vakada ilaç dirençliliği geç farkedilerek terapide kullanılan ilaçlar aylar sonra değiştiriliyor. Bu yüzden tedavi süreleri uzayan hastalar, kemoterapinin yan etkilerine daha uzun süre maruz kalıyor. Şirket tarafından geliştirilecek mikroçip tabanlı sistem, hastaların ilaç direncini kanserin teşhis edildiği anda fark ediyor ve bu sayede doğru ilaç kullanımı şansının artırılmasını sağlıyor. Bu sistem sayesinde tedavi süreçlerinin kısalması, tedavinin başarı oranının artması ve kemoterapinin yan etkilerinin azaltılması bekleniyor. Şirket tarafından geliştirilecek diğer sistemde ise kanda dolaşan tümör hücrelerinin tespiti ile kanser oluşumunun ve yayılma riskinin erken aşamada belirlenmesi hedefleniyor. Mikro Biyosistemler tarafından geliştirilecek Kemoterapi Yönlendirme Sistemlerinin 2017 yılında, kanda dolaşan tümör hücrelerinin (Circulating Tumor Cells) tespitine yönelik Çip-Üstü Laboratuvar Sistemlerinin ise 2018 yılında pazara sunulması planlanıyor.

Mart 2016

169


2- 4 Ağustos 2016 - MIAMI/A.B.D.

Amerika’nın En Önemli Medikal Ürünler Fuarı FIME International Medical Expo 2016 26. Uluslararası Sağlık Ekipmanları ve Medikal Malzemeler Fuarı

Amerika 125 Milyar Dolar’lık İş Hacmiyle Dünyanın En Büyük Sağlık Marketi

%70 Teşvik

Katılımcı Olmak / Bilgi Almak İçin: info@tgexpo.com Tel: +90 216 338 45 25

20 bin ziyaretçinin %42’si ABD ve Kanada’dan %39’u Güney Amerika’dan



Makale

Sağlık sektörünün kalbinde veriye erişmek yatıyor Scanadu gibi evde kullanılabilen tarayıcılar kendi kendine teşhis koymaya imkan veriyor ve böylece çok ciddi sorunlar dışında hastaneye gitmenin önüne geçerek daha fazla ilgiye ihtiyacı olan hastalara daha doğru teşhis konmasının önünü açıyor. Teşhis sürecinin kendisi dünyanın sağlık bilgi havuzuna erişimiyle önemli ölçüde yardım alıyor ve bunu da kullanıcılara cihazları ve bulut aracılığıyla ulaştırıyor. Günümüzde artık belirtileri web üzerinden araştırmak ve bunu takiben de herhangi bir sağlık profesyoneliyle iletişime geçmeden ilk teşhisi koymak çok yaygın.

Veeam EMEA (Europe, Middle East and Africa-Avrupa, Ortadoğu ve Afrika) Başkan Yardımcısı Olivier Robinne

V

eri artık toplumların damarlarında akan kan gibi bir ihtiyaç. Herkesin dijital dünyada bir varlığı var ve her şeyi izleme ve analiz etme becerisine de sahipler. Veeam’de herkesin sağlığında fark yaratacak olan verinin dijital buzdağının ucunu görüyoruz. Buzdağının ucu uzun zamandır suyun bir hayli üzerinde. Giyilebilir teknoloji ve Nesnelerin İnterneti (IoT) sağlığımızı üzerinde devrim yapacak güce sahip. Giyilebilir teknolojiyi hayatımıza dahil ettikçe verinin erişilebilirliği de her zamankinden daha önemli hale geliyor. NESNELERİN İNTERNETİ Nesnelerin interneti sağlık hizmetlerinin dünyasını genişletecek bir teknoloji gibi duruyor. Giyenin sağlığı hakkında anında bir geri dönüş sağlayan giyilebilir teknoloji ise profesyonelleri ve ciddi bir rahatsızlık riski olan kullanıcıları uyarmaya yardımcı oluyor.

172

Mart 2016

GİYİLEBİLİR CİHAZLARLA SAĞLIK KONTROLÜ Giyilebilir teknoloji ayrıca önleyici ilaçlar için de amaç yaratabilir. Bisiklet sporuna oldukça düşkünüm ve düzenli olarak kalp atışımı ve harcadığım kaloriyi izliyorum. Hakkımdaki istatistikler buluta yükleniyor ve böylece değerlerimi benim yaşımdaki sporcularla karşılaştırabiliyorum, bu da daha fazla kendimi zorlamam ve hızlanmam için beni cesaretlendiriyor. Sonuç olarak da form durumumu geliştirebiliyorum. Cihazlarla birleşen bulut uygulamaları sayesinde amatör sporcular da amaçladıkları sağlık ve forma ulaşmalarına yardımcı olacak kilo, kalp atışı ve diğer istatistikleri kolayca izleyebiliyor ve bunların tablolarını oluşturabiliyorlar. FitBit gibi günlük teknolojiler ve Samsung, Apple, Microsoft ve diğer markaların geliştirdiği giyilebilir cihazlar kullanıcıların antrenmanlarını, kilo ve kalori alımını kontrol etmeye yardım etmeyi, obezite, diyabet ve diğer kiloyla ilgili sağlık sorunlarını önlemeye yardımcı olmayı amaçlıyorlar. SAĞLIKTA VERİNİN KULLANIMI ÇOK ÖNEMLİ Mobilite giderek artan bir şekilde sağlık hizmetlerinde rol oynuyor. Nesnelerin İnterneti; ev tarama cihazları, sağlık uygulamaları ve diyet takip cihazlarını sağlık kurumlarına dev dalgalar halinde veri sağlayan cihazlara bağlıyor. Bu verilerin bazıları acil ve hatırlanması gerekirken çoğu ise anlık ve göz ardı edilebilir. Medikal alanda hepsi olmasa bile çoğu veri kişilerin sağlığı ve daha sonra başlarına gelebilecekler için saklanmalı. Sağlıkta verinin kullanımı çok



Makale

önemli ve bu verinin her an kullanılabilecek gibi saklanmasına olan ihtiyaç da daha önce hiç bu kadar önemli olmamıştı. Medikal araştırmanın veriye uzun dönemli erişimi olmalı çünkü verinin alındığı dönemde bilgi vermeyen şeyler ilerleyen dönemlerde gelişen teknolojiyle anlaşılır hale gelebilir. Bir araştırma şirketinin CIO’su ile konuştuğumda 10 yıl önce arşivlenen verilerin arşivlendiği dönemde bir şey ifade etmese bile günümüzde çok faydalı olabileceği ve bu bilginin de günümüzde hayati önem taşıyabileceğini söylemişti. Anlaşılabilir bir modelin ardından ona göre bir hareket planı oluşturmak ancak uzun dönemli analizler sonucunda gerçekleşebilir. Örneğin, konumsal haritalama Ebola’nın yayılımını izlemeye yardımcı olmuş ve yetkililerin hangi noktalarda sınırları kapatacağı konusunda doğru kararlar almalarını sağlamıştı. Veri ayrıca mutasyonları takip etmede ve bu tür değişikliklerin neden olacağı etkileri en aza düşürmekte kullanılmıştı. VERİ ERİŞİLEBİLİRLİĞİ SAĞLIĞIN TEMELİ Veriye güvenilir bir şekilde ulaşmanın çok önemi var. Biz arıza süresinin neden olacağı masrafı hesaplarken hep finansal açıdan üzerinde duruyoruz. Örneğin; yıllık ortalama 13 kesintinin arıza süresi olarak geri dönüşü 17 saate yakın oluyor. Bu kesintiler bir 174

Mart 2016

kuruma 10 milyon dolara ve geri döndürülemeyen veriler de 2 milyon dolara mal olabilir. Bir hastanede kritik öneme sahip verilerin kaybı ise büyük bir nüfusu etkileyebilecek şekilde yaşamla ölüm arasındaki fark kadardır. Arıza süresinin saatler ve günlerle ölçülmesi kabul edilemez. Veriye ulaşabilmek muazzam bir öneme sahip ve kesintiler ortaya çıktığında veriye ulaşabilmenin dakikalar ve hatta saniyeler içinde gerçekleştirilmesi gerekir. Nesnelerin İnterneti “nesneleri” basitleştirecek şekilde dönüşüm geçirirken sağlık verisinin hacmi ve kritik olma durumu da artacak. Veri erişilebilirliği sağlığımızın ve geleceğimizin temelini oluşturuyor.






Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.