Medikal Teknik Mart'13

Page 1








Yıl: 27 Sayı:316 MART 2013 GRUP BAŞKANI H. FERRUH IŞIK İLETİŞİM MAGAZİN GAZETECİLİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. adına İMTİYAZ SAHİBİ MEHMET SÖZTUTAN GENEL MÜDÜR YARDIMCISI AHMET KIZIL ahmet.kizil@ihlasfuar.com SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ YUSUF OKÇU yusuf.okcu@img.com.tr EDİTÖR HÜSEYİN AKARSU huseyin.akarsu@img.com.tr SANAT YÖNETMENİ İSMAİL GÜRBÜZ ismail.gurbuz@img.com.tr CONSEPT TASARIM RECEP ÜNAL recep.unal@img.com.tr REKLAM KOORDİNATÖRÜ AHMET ERASLAN ahmet.eraslan@img.com.tr KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ EBRU PEKEL ebru.pekel@img.com.tr HABER SERVİSİ AHMET ERASLAN ahmet.eraslan@img.com.tr DIŞ İLİŞKİLER HAKAN KURT hakan.kurt@ihlasfuar.com MUHASEBE MÜDÜRÜ MÜRSEL GÜRLER muhasebe@img.com.tr ABONE MÜZEYYEN YARAN muzeyyen.yaran@img.com.tr

A

Ekspomed Yatırımcıya Yön Verecek

vrasya bölgesindeki en büyük sağlık fuarı olma özelliği taşıyan Ekspomed ve Labtek, ziyaretçiler için hazırlıklarını tüm hızıyla sürdürüyor. Sektörün öncü ve lider firmaları 4-7 Nisan 2013 tarihleri arasında medikal sektörünün profesyonelleri ve yatırımcılarıyla TÜYAP İstanbul’da buluşacak. Önümüzdeki kısa süreçte yeni hastane yatırımları gerçekleştirecek olmanın yanı sıra hali hazırda devam eden büyük hastane yatırımlarıyla Türkiye’de sağlık kompleksleri oluşturacak T.C. Sağlık Bakanlığı destekleriyle gerçekleşecek olan EKSPOMED ve LABTEK Fuarları ile yatırım kararlarına yön verilecek. Türkiye genelinde devlet hastanelerinin ihtiyaçlarını karşılayan Kamu Hastaneler Birliği’nin genel sekreterleri, tıbbi-maliidari yöneticilerinin ağırlanacağı fuarlarda medikal sektör için yeni iş fırsatları oluşturulacak. Fuarı dünyanın dört bir yanında ziyaretçinin takip etmesi bekleniyor. Bu büyük buluşmayla ilgili ayrıntıları dergimiz sayfalarında bulabilirsiniz. Sağlık sektöründe yaşanan gelişmelerle ilgili olarak birbirinden dikkat çeken ve gündem oluşturan haberlerimizle karşınızdayız. Geçtiğimiz ay sağlık bakanlığına getirilen Mehmet Müezzioğlu’nun, gündeme dair açıklamaları dergimiz sayfalarında bulabilirsiniz. Özellikle hekim açığı konusunda açıklamalarda bulunan Müezzioğlu, bu noktada yakın bir zamanda somut adımlar atılacağını ifade ediyor.

CTP • BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No: 11 A/41 Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL +212 454 30 00

Bu sayımızdaki dosya konumuz Kardiyoloji oldu. Bu noktada konunun uzmanları kalp ve damar cerrahisine ilişkin dikkat çeken makaleler hazırladı.

ADRES 29 Ekim Caddesi No:23 34197 Yenibosna / İSTANBUL Tel.:+212 454 25 00 Faks:+212 454 25 98 www.medikalteknik.com.tr e-mail: info@medikalteknik.com.tr

Sürekli yazarlarımızdan Prof. Dr. İsmail Kaya, Mehmet Ali Özbudun ve Mustafa Çiçek’in makalelerinin okumanızı tavsiye ederiz.

Medikal Teknik Dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. Medikal Teknik Dergisi’nin bütün yayın hakları İletişim Magazin San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. aygın süreli bir yayın olan Medikal Teknik Dergisi ayda bir yayınlanır.

Gelecek sayıda buluşmak ümidiyle, Sağlıklı günler.


içindekiler 08 10

Daha İyi Hizmet İçin Yatırımlar Sürüyor

18

Tıp Fakülteleri 2023 Vizyonunda Önemli Rol Üstlenecek

24 26

REKLAM INDEKSİ

Medikal Sektörün Karar Vericileri TÜYAP’ta Buluşuyor

Muayenehane Bilgi Yönetim Sistemi

40

Dünya Dişhekimleri İstanbul’da Buluşuyor

Akıllı Moleküller İş Başında

42

Kronik Hastalıklara Yakın Takip

46

Philips’ten Yeni CoughAssist E70

50

Hastane Laboratuvarları için Testo Saveris Veri İzleme Sistemi

58

Moleküler Görüntüleme Büyük Bir Klinik Uygulama Olma Yolunda

KİMEKS .........................................Ö.K.İ.-1 ÖMS ......................................................2-3 EFORSAN .............................................4-5 İNCEKARALAR ......................................11 ATEKSİS .................................................13 MEDİCANA.............................................15 AMAZON MEDİKAL................................17 TESTO.....................................................21 MEDİMPORT ....................................23-39 DATASEL................................................25 AVM SAĞLIK ..........................................29 CDK SAĞLIK..................................Ö.K.-31 OCTAMED ..............................................33 BEK TEKNİK ..........................................35

TARTI......................................................37 MES MEDİKAL .................................43-45 EMS ........................................................47 MULTİKAN .......................................49-51 DOPA ................................................53-55 PLASTİMED ...........................................57 MELSAN SAĞLIK ...................................59 TRİMPEKS ..................................61-63-65 BEYBİ .....................................................69 DESOMED EURO ...................................77 AKTİF KİMYA..........................................79 AYDERSAN .......................................81-83 AKTİF DIŞ TİCARET ...............................85 AND OUTDOR ........................................87

66

Boyun Damarlarınız Kalp Sağlığınızın Göstergesi

70

Kalp ve Damar Hastalıklarında Beslenme Nasıl Olmalı?

72

Renal Denervasyon Tedavisi

74

Kalp Ritmini Koruyun

LAMİNET OFİS.......................................89 OĞUZ CEVİZLİ........................................91 MEDİPAK ...............................................93 EKİP TIBBİ MALZEME...........................95 İHLAS KOLEJİ........................................97 İHLAS PAZARLAMA...............................99 ARTUMTUL TATİL KÖYÜ .....................101 KRİSTAL GIDA .....................................103 TIB BİLİŞİMİ.........................................105 SAĞLIK BİLİŞİM ZİRVESİ.....................107 DÜNYA KONGRE .................................109 TÜYAP...........................................110-111 SCA......................................................A.K. GÖZDE...............................................A.K.İ.


AKTÜEL

Medikal Sektörün Karar Vericileri TÜYAP’ta Buluşuyor Sektörün öncü ve lider firmaları 4-7 Nisan 2013 tarihleri arasında medikal sektörünün profesyonelleri ve yatırımcılarıyla TÜYAP İstanbul’da buluşacak.

5

00’ün üzerinde lider firma tıp sektörünün Avrasya coğrafyasındaki en büyük fuarları EXPOMED ve LABTEK’e katılıyor. Sektörün öncü ve lider firmaları 4-7 Nisan 2013 tarihleri arasında medikal sektörünün profesyonelleri ve yatırımcılarıyla TÜYAP İstanbul’da buluşacak.

Liderler Ekspomed’de Buluşuyor Fuarda sektörün önde gelen firmalarından Bıçakcılar, İncekaralar, Ertunç Özcan, Kompozit, Meditel, Medikal 2000, Drager, EMS, Fırat Medikal gibi önemli kuruluşlar yer alıyor. Ayrıca görüntüleme alanındaki son teknolojik gelişmeleri Reproset, Fujifilm ve Penta gibi firmalar tarafından aktarılacak.

8 > MART 2013

Fuarlara T.C. Sağlık Bakanlığı Desteği Önümüzdeki kısa süreçte yeni hastane yatırımları gerçekleştirecek olmanın yanı sıra hali hazırda devam eden büyük hastane yatırımlarıyla Türkiye’de sağlık kompleksleri oluşturacak T.C. Sağlık Bakanlığı destekleriyle gerçekleşecek olan EKSPOMED ve LABTEK Fuarları ile yatırım kararlarına yön verilecek. Türkiye genelinde devlet hastanelerinin ihtiyaçlarını karşılayan Kamu Hastaneler Birliği’nin genel sekreterleri, tıbbi-mali-idari yöneticilerinin ağırlanacağı fuarlarda medikal sektör için yeni iş fırsatları oluşturulacak. İstanbul İl Halk Sağlığı Konfederasyonu ve İl Sağlık Müdürlüğü de fuarda yer alacak. İstanbul İl Halk Sağlığı Konfederasyonu işbirliği ile aile hekimleri fuara davet edilecek.


Laboratuvar Teknolojilerindeki Son Yenilikler Türkiye’deki sanayi, sağlık teknoloji gelişmeleri laboratuvar ihtiyaçlarını ön plana çıkarmıştır. İleri teknoloji içeren ürünlerin hammadde analizlerinde laboratuvar yatırımları gereklilik haline gelmiştir. Laboratuar teknolojilerindeki son gelişmelerin sergileneceği LABTEK Fuarı’nda medikal, endüstriyel, gıda laboratuvar yöneticileri ve satınalmacıları, hastane laboratuvar yöneticileri, kalite kontrol yöneticileri, üretim proses uzmanları, petrokimya, rafineri, boya, deri tesis laboratuvar satınalmacıları, sağlık kuruluşları yöneticileri bir araya gelecek.

Yurtiçi Ve Yurtdışından Satınalmacılar Buluşuyor Yurtiçinden doktorlar, tıp kurumlarının satın alma yöneticileri, laboratuar çalışanları, sağlık kuruluşu sahipleri, tıp fakültelerinin ilgili bölümlerinin anabilim dalı başkanları ve öğretim üyeleri, askeri, meslek ve tıp fakültesi hastanelerinin başhekimleri ve T.C. Sağlık Bakanlığı ve Bakanlık çatısı altındaki devlet kurumları temsilcileri Reed Tüyap tarafından fuar süresince ağırlanmaktadır. Avrasya Bölgesinden alıcıları buluşturacak EkspomedLabtek Fuarları’na ilgi büyük Gürcistan- Azerbaycan- Ermenistan-Arnavutluk-KosovaMakedonya-Ukrayna-Rusya-Bosna-Hersek-Irak-Lübnan-Ürdün-Mısır’da yapılan birebir tanıtım çalışmaları ile alım heyetleri oluşturulma çalışmaları devam eden fuarlarda Avrasya’dan 700’ün üzerinde profesyonel ağırlanacak. Yurtdışından Ekspomed 2013 Fuarı için, Çin, Tayvan, Fransa, Almanya, İspanya, ABD, Kore, Mısır, Malezya ve Avusturya’dan gelecek olan toplu katılımlarla ziyaretçilerine farklı ülkelerden farklı alternatifler sunarak tüm ürünleri uluslararası boyutta mukayese etme imkanı sağlayacak.

9 > MART 2013


AKTÜEL

Daha İyi Hizmet İçin Yatırımlar Sürüyor Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Şehir hastanelerini ülkemizde ilk olarak 26 büyük şehire kazandıracağız” dedi.

10 > MART 2013

B

aşbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sağlık Bakanlığı’nın kara ambulansı, UMKE aracı ve ambulans botlardan oluşan 486 araçlık filosunun hizmete alım törenine katıldı. TÜYAP Fuar Alanı otoparkında yapılan törene Erdoğan’ın yanı sıra Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Beylikdüzü Belediye Başkanı Yusuf Uzun, Milletvekili Hakan Şükür ve çok sayıda kişi katıldı. Törende konuşan Erdoğan, eski ve yeni Sağlık Bakanlarına teşekkür ederek, “Gerek Recep Bey’e, gerekse Mehmet Bey’e bugüne kadar verdikleri hizmet ve bundan sonraki hizmetleri için şükranlarımı sunuyorum” dedi.

“Şiddetin Affedilir Tarafı Yoktur” Sağlık çalışanlarına yönelik saldırılara değinen Başbakan Erdoğan, “Zaman zaman bazı hastanelerimizde, bazı sağlık kuruluşlarımızda gerek doktorlarımıza, gerek hemşirelerimize, gerek sağlık görevlilerimize karşı yapılan insani olmayan saldırılar sebebiyle vahşet sebebiyle ben burada özellikle kınamamı ifade etmek istiyorum. Zira doktorlarımız, hemşirelerimiz, sağlık görevlilerimiz her zaman her yerde, hastalarımız için yaralılarımız için hep şifa dağıtmaya gayret ederlerken o şifa ellerini uzatmaya çalışırken, şifa dağıtacak ellere yumruk sıkılırsa, bıçak, silah sıkılırsa bunun affedilir yanı yoktur. İnanıyorum ki milletçe bu tür yaklaşım içinde olanlara tavrımızı çok açık net koymalıyız. Hastalık bizim içindir. Her hastaneye giden oradan sağlıklı çıkacak diye bir matematik olayı yoktur. Doktor, hemşire elinden geleni yapar ama neticesi şüphesiz ki Allah’tandır” diye konuştu. Erdoğan, Türkiye’nin çok zor dönemlerden geçtiğini ifade ederek, “Milletçe her alanda çok büyük yokluklar çok büyük yoksullar çekti ama böyle bir süreçte doktorlarımıza yapılan bu saldırıları görmezden gelmek mümkün değil. Ben vazife şehitlerine Allah’tan rahmet, yaralılarımıza şifa diliyorum” şeklinde konuştu.



AKTÜEL Sağlık Alanında Çok Büyük İlerleme Kaydedildi Sağlık alanında Türkiye’nin son 10 yılda çok büyük ilerleme kaydettiğini dile getiren Erdoğan, adeta sessiz bir devrim gerçekleştirdiklerini dile getirdi. Erdoğan, 10 yıl önce insanların hastalığın ızdırabını çektikleri kadar sağlık hizmetleri ve hastanenin de ızdırabını çektiklerini ifade ederek, şöyle devam etti; “Biz ambulans sirenini çok nadir duyuyor, ambulansı sokaklarda, caddelerde ayda, yılda bir görüyorduk. Allah vermesin acil bir durumda kimsenin aklına ambulans çağırmak gelmiyordu. Zira o ambulansın vaktinde ulaşacağına dair kimsenin umudu yoktu. Bunu bir Başbakan olarak ben geçmişte yaşadım. Bizi, 3 yaralı arkadaşımızı trafik kazasından ambulansa adeta istifleme koyarak hastaneye götürdüler, yanımızda hemşire bile yoktu. Damdan düştük. Bunun için de dedik ki ‘biz göreve geldiğimizde bunu milletimize yaşatmayacağız.’ Hasta bin bir zorlukla sokağa indiriliyor, otobüsle, dolmuşla, bulunabilirse, para varsa taksiyle karga tulumba hastaneye gidiliyordu. Ama asıl çile hastaneye ulaşınca başlıyordu. Acil servisler tıka basa dolu, odalar dolu, yataklar dolu, doktor sayısı, hemşire sayısı yetersiz, ilaç sayısı yetersiz. Hastalar odadan odaya, hatta hastaneden hastaneye dolaşıyordu. İş en son ilaç almaya gelince orada da karmaşa yaşanıyor, ilaç bulunamıyor, her hastaneye gidilemiyor, hastane kadar da eczane çilesi yaşanıyordu. Yani hastaneye sağlam giren hasta çıkıyordu ve reçetenizde yazılan ilaçların yarısı var, yarısı yok. Bazıları hastaneye giriyor, orada rehin tutuluyor, iyileşse bile parasını ödeyinceye kadar hastaneden çıkamıyordu. Hatta bazılarının ölüleri bile rehin tutuluyordu. Bunlar bizim büyükşehirlerde yaşadığımız çilelerin sadece bir kısmı. Büyükşehirlerden uzaklaştıkça sağlık çilesi daha da artıyordu, katlanıyordu.”

26 Şehir Hastanesi Erdoğan, Beylikdüzü’nde yapılması planlanan hastaneyle ilgili arazi sorununu çözdüklerini ifade ederek, “Beylikdüzü’ne sözüm var. Burada bir hastane demiştim. Ne yazık ki arazi noktasında bizi çok uğraştırdılar. Şu anda bu işi haletlik. İnşallah TOKİ ihalesini yapmak suretiyle bu hastanemizin inşasına başlayıp Beylikdüzü’ne Sağlık Bakanlığımız hastanesini kavuşturacaktır. 5-6 yıl önce şehir hastaneleri projemiz vardı. Maalesef burada da yargı ile devamlı mücadele içinde olduk. Kayseri’de temel attık yarıda kaldı, Ankara’da başlayamadık, Olimpiyat Stadı yanında başlayamadık. Şimdi yasal bir düzenlemeyle inşallah bu adımları atacağız. Şehir hastanelerini ülkemizde ilk olarak 26 büyük şehire kazandıracağız” dedi. “Ne içerden, ne de dışardan hiçbir saldırının bizi zayıflatmasına, bizi yolumuzdan alıkoymasına izin vermeyeceğiz” diyen Erdoğan, “Başta terör olmak üzere bugün devam eden bazı sorunlar sadece ve sadece Türkiye’nin büyümesini engellemeye, Türkiye’nin ilerlemesini yavaşlatmaya dönük gelişmelerdir” ifadelerini kullandı.

Tüm Görüntüyü Değiştirdik Son 10 yılda sağlık alanındaki manzarayı tersine çevirdiklerini anlatan Erdoğan, “Biz yurt dışına gittiğimizde, gelişmiş ülkelere gittiğimizde 24 saat caddelerde siren sesi duyuyorduk. Ambulanslar, itfaiye 24 saat çalışıyor, şehrin her yerine ulaşıyordu. Bırakın insanları ağaçta kalmış kedileri kurtarmak için seferber oluyorlardı. Bizim insanımız bunu neden yaşamasın. Bizim insanımız nerede olursa olsun bir telefonla neden ambulansa ulaşamasın?”

“Yeni Yatırımlar, Gücümüze Güç Katacak” Erdoğan, bugün hizmete alınan sağlık araçları hakkında da bilgiler vererek, “İşte bugün de bu törende 486 ambulansı devreye alıyoruz, gücümüze ayrı bir güç katıyor, hizmeti çok daha yaygınlaştırıyoruz. 486 ambulansın 336’sı döner sermaye geliriyle alındı, 154 tanesini genel bütçeden yaptığımız harcamayla aldık. 486 ambulanstan 254 tanesi normal ambulans, 75 tanesi kar paletli, 4x4 ambulansı bugün hizmete alıyoruz. 20 tane 4 sedyeli ambulans ve 60 tane obez ambulansı da yine bugün hizmete giriyor. Bunların dışında 45 tane 4x4 ambulansı, 30 tane amarok aracını devreye alıyoruz. 12 > MART 2013

Recep Akdağ, Yeni Bakan Müezzinoğlu’nu Yalnız Bırakmadı Sağlık Bakanlığı’nın kara ambulansı, UMKE aracı ve ambulans botlardan oluşan 486 araçlık filosunun hizmete alım töreninde eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ, kendisinden geçtiğimiz günlerde görevi devralan yeni Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nu yalnız bırakmadı. Törende konuşma yapan Bakan Müezzinoğlu, “Ben öncelikle bu anlamda bu süreci bu güne kadar dinamik bir şekilde getiren çok değerli önceki Sağlık Bakanımız Recep Akdağ beyefendiye teşekkür ediyorum. Bu dönüşüm projesinin güçlü desteğini veren, talimatlarını hiç eksik etmeyen çok değerli Başbakanımıza teşekkür ediyorum. İnşallah bundan sonraki süreçte de gelinen bu mesafeyi dünya koşullarında ideal bir noktaya taşıyabilmek adına hep birlikte geceli gündüzlü çalışacağız” dedi.



AKTÜEL

30 Bin Hekime İhtiyaç Var Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu "Türkiye'nin 30 bin hekime ihtiyacı var" dedi.

S

ağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu "Türkiye'nin 30 bin hekime ihtiyacı var" dedi. Bakan Müezzinoğlu, ziyaret ve incelemeler yapmak için geldiği Edirne'de, Vali Hasan Duruer'i makamında ziyaret etti. Bakan Müezzinoğlu, ziyarette yaptığı konuşmada, dönem dönem büyük şehirlerdeki hastanelerde kuyruklar ve beklemeler oluştuğunu, bunun çözümünün de açıkçası çok kolay olmadığını söyledi. Türkiye'deki hekim sayısının, sağlık hizmeti alan kişi sayısına göre çok düşük kaldığını anlatan Müezzinoğlu, şöyle devam etti: "Türkiye'nin 30 bin hekime ihtiyacı var. Dönem dönem büyük şehirlerde hastanelerdeki beklemelerin ve kuyrukların olmasını açıkçası çözebilir miyiz, çok samimi olmak lazım ki kolay değil. Bakın 2002 yılında Türkiye'deki hekim sayısı 120 bin idi. Bugün 125 bin. 2002 yılında Türkiye'deki bütün tıp alanındaki tıbbi işlem sayısı 96 milyon iken, bugün 300 milyon. Bize şu anda 30 bin adet hekim lazım. 10 bin adet pratisyen, 20 bin adet uzman hekim lazım. Ne yazık ki bu ülkede yıllardır YÖK ve tabip odası, 'ülkede hekim fazlası var' diye tıp fakültelerine yeteri kadar öğrenci almadı. Son 5 yılda almaya başladık. Onların da ülkeye hizmet edebilmesi için önlerinde 7-8 yıl var. Yabancı uyruklu hekim çalıştırmak için kapıyı açtık. Onlar da tam olarak yaraya merhem olacak çözüm olamadılar. Vatandaşlarımız aynı hastalık için 3 günde 4 hekim geziyor. Neticede başka hastaların sırasını alıyor. Halkımızın sağlık hizmetlerini en iyi şekilde alması için tedbirlerimizi alacağız. İnşallah bu süreci daha iyi götürürüz."

"32 Civarında Şehir Hastanesi Yapmayı Düşünüyoruz" Bakan Müezzinoğlu, bir gazetecinin şehir hastaneleriyle ilgili sorusuna, şehir hastaneleriyle ilgili Kamu Özel Ortaklığı Kanun Tasarısı'nın Plan Bütçe Komisyonu'nda olduğunu belirtti. "İlk planda büyükşehir statüsü olan illerde 32 civarında şehir hastanesi yapmayı düşünüyoruz" diyen Müezzinoğlu, "Bunların planları yapıldı. Ön hazırlıkları tamamlandı. 3 tanesinin ihalesi tamamlandı. Müteahhitleri belli. 4 tanesinin ihalesi yapıldı. Bazı sıkıntılar oldu. Yasal düzenlemeleri bekliyoruz" dedi.

Üniversitelerle Mutfak Çalışması Yapılacak Bakan Müezzinoğlu, ziyarette, üniversite hastanelerine ve üniversite tıp fakültelerine önem verdiklerini söyledi. Türkiye'nin sağlıkta başarılı bir konumda olduğunu vurgulayan Müezzinoğlu, "Hekim hizmeti ve hekim kalitemize baktığımızda, bugün dünyanın gelişmiş ülkeleriyle yarışabilir düzeydeyiz. Bu anlamda tıbbi teknolojiyi ülkemize getirmiş durumdayız. Bundan sonraki süreçte kaliteli, birikimli hekimlerimizin dünyaya marka olabilecek, araştırma geliştirme çalışmaları yapabilmeleri adına tıp fakültelerine önem veriyoruz" dedi. Müezzinoğlu, önümüzdeki günlerde üniversitelerle bir araya gelerek bir "mutfak" çalışması yapacaklarını, bu çalışmanın ardından çıkacak kararları kamuoyuna deklare edeceklerini kaydetti.

14 > MART 2013



AKTÜEL

Siemens Türkiye Sağlık Sektörü Lideri, Şevket On Oldu

S

ağlık endüstrisinin dünyadaki en büyük tedarikçilerinden biri olan Siemens; Sağlık Ülke Liderliği pozisyonuna Şevket On’u atadı. 16 yıldır Siemens’in çeşitli birimlerinde çalışan On, bir süredir yürütmekte olduğu Görüntüleme ve Tedavi Sistemleri Birimi Ülke Liderliği görevine ise devam edecek. Siemens’teki kariyerine, 1997 yılında başlayan On, hasta bakımına ilişkin tüm ürün ve çözümleri aynı çatı altında toplamış olan Siemens Sağlık’ta Ülke Liderliği pozisyonunda Türk sağlık sektörünün her alanında hizmet verecek. 1997 yılında Bilgisayar Sistemleri Mühendisi olarak Siemens’te işe başlayan Şevket On, 2000 yılında 2. Bölge Satış Sorumlusu oldu. 2003’te Moleküler Görüntüleme İş Birim Müdürü olan On, 2005’te Moleküler Görüntüleme Bölgesel İş Birim Müdürü & Moleküler Görüntüleme OrtaGüney Avrupa, Orta-Doğu Avrupa İş Müdürü, 2008’de Pazarlama Müdürü, 2010’da Görüntüleme ve Tedavi Bölümü Ülke Sorumlusu oldu. Bugüne kadar birçok ödüle layık görülen Şevket On, son olarak Siemens A.Ş tarafından verilen, Cockpit projesi ile Başarılı Yönetilmiş İyi Uygulamalar, Referans ve Demo Merkez Modeli ile İşbirlikleri ve Tedarikçileri İlişkileri Yönetimi, Life konsepti ile Müşteri Odaklılık kategorilerinde ödül sahibi oldu.

Sağlık Endüstrisinin En Büyük Tedarikçilerinden Biri Siemens Sağlık Sektörü, sağlık endüstrisinin dünyadaki en büyük tedarikçilerinden biri ve tıbbi görüntüleme, laboratuvar teşhisi, hastane bilgi yönetim sistemleri ve işitme cihazları alanlarında trend belirleyen bir kuruluştur. Siemens, – erken teşhis ve önleyici tedbirlerden, tanı, tedavi ve tedavi sonrası bakıma kadar ¬– hasta bakımına ilişkin tüm ürün ve çözümleri aynı çatı altında toplar. Siemens’in amacı, en yaygın hastalıklara ilişkin klinik iş akışlarını optimize ederek sağlık hizmetlerini daha hızlı, daha iyi ve daha ulaşılabilir hale getirmektir. Siemens Sağlık toplam 51.000 çalışanıyla dünya genelinde faaliyet göstermektedir. 2011 mali yılında (30 Eylül’de sona eren) 12,5 milyar euro gelir ve yaklaşık 1,3 milyar euro kâr elde etmiştir.

Siemens Türkiye Sağlık Sektörü’nde 16 yıldır çeşitli görevler üstlenen Şevket On, Sağlık Sektörü Ülke Liderliğine atandı. On, dünyadaki en büyük sağlık sektörü tedarikçilerinden biri olan Siemens’teki yeni görevinde, Türk Sağlık sektörünün her alanına hizmet verecek.

16 > MART 2013

Siemens AG (Berlin ve Münih) elektronik ve elektrik mühendisliği konularında, Endüstri, Enerji, Sağlık ile Altyapı ve Şehirler sektörlerinde faaliyet gösteren küresel bir şirkettir. 165 yıldan uzun bir süredir teknolojik mükemmelik, inovasyon, kalite ve güvenilirlik özellikleriyle öne çıkmaktadır. Çevre teknolojilerinde dünyanın en büyük üreticisi olan şirket, toplam gelirlerinin yaklaşık yüzde 40'ını yeşil ürün ve çözümlerden elde etmektedir. 30 Eylül 2012'de sona eren 2012 finansal yılında, şirketin toplam satış gelirleri 78.3 milyar euro’ya, net kârı ise 5.2 milyar euro’ya ulaşmıştır. Eylül 2012 sonu itibariyle Siemens'in dünya genelindeki toplam çalışan sayısı 370,000 kişi civarındadır.



AKTÜEL

TIP FAKÜLTELERİ 2023 VİZYONUNDA

Önemli Rol Üstlenecek Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, “Sağlık alanında tıp fakültelerimizin 2023 vizyonu sürecinde hedefe ulaşma anlamında önemli rol alacaklarına inanıyorum” diye konuştu.

14

. Üniversite Hastaneleri Birliği toplantısı, Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirildi. Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi Oditoryumunda yapılan toplantının açılışına Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Gaziantep Valisi Erdal Ata, il milletvekilleri, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkan Yardımcısı Yadigar Gökalp İlhan, İstanbul Üniversitesi Rektörü ve Üniversite Hastaneleri Birliği Derneği Başkanı Prof.Dr. Yunus Söylet, Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun’un yanı sıra çok sayıda öğretim görevlisi katıldı.

Sorunlar Yüzde 80 Çözüldü Açılış töreninde konuşan Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, toplantının tıp camiasına hayırlı olmasını dileyerek şöyle konuştu: “Sağlıkta dönüşüm projesi ile vatandaşımızın sağlık hizmetlerini oluşumunda geldiğimiz noktada sorunlar yüzde 80 oranında çözüldü." Bu süreçte destek veren herkese teşekkür eden Müezzinoğlu, şunları söyledi: İnşallah geride kalan yüzde 20’lik kısmının yüzde 10’unu kendi dönemimde çözmeye çalışacağım. ‘Kul sıkışmadan Hızır yetişmezmiş’ ata sözü gibi bizlerde vatandaşlarımızın sıkıntılarını bir an önce çözeriz. İnsanlarımıza sağlık hizmetleri en iyi şekilde sunma hükümetimizin görevidir. Bundan sonraki süreçte de görevimizi en ideal şekilde yapmanın gayreti içinde olacağız.

18 > MART 2013


Ama üniversite hastanelerimizin bana göre bizim sorumluluğumuzun ötesinde sorumlulukları var. Bugün Türkiye’de dünyaya örnek olacak bir sağlık hizmeti geliştirebildiysek bunun dinamosu uzmanlarımız, hekimlerimiz ve üniversitelerimizdir. Sağlık alanında tıp fakültelerimizin 2023 vizyonu sürecinde hedefe ulaşma anlamında önemli rol alacaklarına inanıyorum.”

“Hekimlik Mesleği Kutsaldır” Hekimlik mesleğinin kutsal bir görev olduğunu belirten Bakan Müezzinoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “İnsanın sıkıntılarını acılarını ve sağlıkla ilgili tereddütlerini karşılayan veya buna hizmet eden bir mesleğe sahibiz. Her meslek mutlaka kutsaldır ama hekimlik ayrıca kutsaldır. Dolayısıyla kendimizi farklı bir noktaya taşıma adına kutsallık değil, yaptığımız işin saygınlığıdır. Neticede bizim bir adım geride kalmamız halkın alacağı sağlık hizmetini etkileyecektir. Katma değer üreten marka üretecek alanların en başında tıp sektörü gelmektedir. Bu anlamda gelecek süreci inşallah sizlerle birlikte ve bilimsel akademik duruşumuzla daha güçlü hale getiririz.”

“Üniversite Hastaneleri ile İşbirliği İçindeyiz” Sosyal Güvenlik Kurumu Başkan Yardımcısı Yadigar Gökalp İlhan ise SGK olarak üniversite hastaneleri ile iş birliği içinde olduklarını söyledi. Kurum adına üniversitelerle yoğun çalışmaları sürdürdüklerini anlatan İlhan, sözlerini şöyle sürdürdü: "SGK olarak sağlık hizmeti sunucuları açısından bakıldığında 98 üniversite hizmet almaktadır. 2002 yılında 10 milyar TL olan harcamalar 2012 yılında 47 miyar TL’ye ulaşmıştır. Son yasalarla birlikte hizmetlerin kalitesini artırdığı gibi maliyetler de artmıştır. Bu son derece doğal bir sonuçtur. Bu süreçte vatandaş memnuniyeti de yüzde 75’e ulaşmıştır. Bir taraftan erişimin devamını sağlanması ve kalitenin korunması ve mali açıdan sürdürülebilirliğinin kolay olmadığını biliyoruz. Biz SGK olarak

sadece maliyetler açısından olaya bakmıyoruz. Çünkü sağlık sadece vatandaşın değil bizimde sorunumuzdur. Üniversite hastanelerinin sorunlarının çözümü için SGK olarak gerçekleştirebildiğimiz birtakım çalışmalar oldu. Bunların arasında en önemli talep sağlık uygulama tebliğindeki fiyatlardır. Fiyatların artırılması noktasında bazı branşlarda fiyatların artışı mümkün olmuyor. 2013 yılında da 25 istisnai sağlık hizmeti hayata geçirilecek.”

Birliğin Amacı İstanbul Üniversitesi Rektörü ve Üniversite Hastaneleri Birliği Derneği Başkanı Prof. Dr. Yunus Söylet, birliğin kuruluş amacını anlatarak şöyle konuştu: “Kurumlar birbirleriyle küstü ve birbirleriyle çok yakın temas içinde bulunmuyordu. Üniversiteler kapalı duvarların arkasındaydı. Siyasetle arası gergindi ve biz o günlerden bugünlere geldik. Bu birliği kurduğumuzda en önemli sorunun, kurumları tek tipleştirmenin kimseye fayda getirmeyeceğini düşündük. Dedik ki Türkiye’nin gelecek için bu kadar çok iddiası olan bir ülkenin bu saç ayağını korumaya ihtiyacı var diye düşündük."Hizmete ulaşılmaktaki sıkıntıların büyük bir bölümünün ortadan kaldırıldığını anlatan Söylet, sözlerine şöyle devam etti: "Üniversite hastanelerini uygulama ve araştırma düşünürsek tek görev tedavi değil, insan kalitesini, doktor yetiştirmeyi yabancı dil bilen her ülkede bizi gönül rahatlığıyla destekleyen kahraman hekimlere de ihtiyacımız var. Bunlar ancak üniversitelerde yetişir. Onların çalışma alanları bu üniversite hastaneleridir. Eğitim öğretim fonksiyonumuzu unutmayalım. Hizmeti öncelerken eğitim ve araştırmayı unutmayalım. Her konuda kalite ve çeşitliği artırmamız gerekiyor. Üniversite hastanelerinin hizmet hastanelerine benzemesinin sakıncalarını anlatmaya çalıştık. Sağlıkla ilgili tüm kurumlarımızda üniversiteler ve hastaneleri ile ilgili farkındalık oluşturmaya çalıştık. İlk etapta biraz hayal kırıklığına uğradık ama sabrettik ve önümüzdeki dönemde üslubumuzun sonuçlarını göreceğimizi dile getirmek istiyorum” 19 > MART 2013


AKTÜEL

Sağlık ve Bilişim Dünyası Bir Araya Geliyor “Sağlıkta İnovasyon” ana teması ile sektörün gündemini ve geleceğini belirleyecek olan zirvede, sağlık bilişimi alanında dünyadaki yeni gelişmeler, sağlık ve bilişim sektörü profesyonelleri ile paylaşılacak.

20 > MART 2013

S

ağlık ve bilişim dünyasının liderlerini buluşturan en büyük organizasyon olan Uluslararası Sağlık Bilişim Zirvesi’13 bu yıl 28 -30 Mart 2013 tarihleri arasında İstanbul’da Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşiyor. “Sağlıkta İnovasyon” ana teması ile sektörün gündemini ve geleceğini belirleyecek olan zirvede, sağlık bilişimi alanında dünyadaki yeni gelişmeler, sağlık ve bilişim sektörü profesyonelleri ile paylaşılacak. Sağlık Bilişim Derneği liderliğinde düzenlenen ve Sağlık Bakanlığı, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü, Sosyal Güvenlik Kurumu, Kültür ve Turizm Bakanlığı, OHSAD, İstanbul Medipol Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi desteği ile hayata geçen Uluslararası Sağlık Bilişim Zirvesi’13 kapsamında; Türk siyaset, kamu ve iş dünyasının önde gelen isimleri, sektöre yön veren liderler, akademisyenler, yöneticiler ve kanaat önderleri, sağlık bilişimindeki gelişmelerin sağlık sektörüne getireceği yenilikler ve sağlıkta inovasyon ile etkin kaynak kullanımı konularını değerlendirecek.



AKTÜEL

Sağlık Bilişim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yasin Keleş

Sağlık Bilişiminde ARGE, Sağlık Sektöründe Sosyal Medya ve İnternet Kullanımı, Kamuda Stratejik Planlama, Stratejik Planlamanın Paydaşlara Etkileri, Stratejik Planlama ve Performans Programı, Yeni ARGE Teşvikleri ve Fonlar, Kamu ve ARGE, İnovasyon, Bulutta Sağlık, Hemşirelik Bilişimi konularının tüm boyutlarıyla ele alınacağı Uluslararası Sağlık Bilişim Zirvesi’13, Kamu Hastaneler Birliği Ceoları ve Amerika, İngiltere, Almanya, ve Hindistan başta olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinden sektör liderinin katılacağı “Dünya Sağlık Bilişimcileri Buluşması” gibi çok önemli buluşmalara da ev sahipliği yapacak.

Dijital Hastane Platformu Ayrıca zirve kapsamında dünyanın ilk ve tek Dijital Hastane Platformu’da kapılarını ziyaretçilerine açıyor. Sağlık bilişimi alanında yeni gelişmeleri ve son teknolojileri tek bir çatı altında toplayan, 1000 m2 ’lik alanda gerçek zamanlı çalışan bir hastane kompleksi olan Dijital Hastane Platformu zirve süresince ziyarete açık olacak. Sağlık ve bilişim dünyasını buluşturan Sağlık Bilişim Zirvesi’13 kapsamında, bu yıl ikincisi düzenlenecek olan “Altın Steteskop Ödülleri” de gerçekleşecek.

‘‘Sektör Liderleri Bir Araya Geliyor’’ Uluslararası Sağlık Bilişim Zirvesi’13 kapsamında sağlık ve bilişim sektörünün ortak çalışması olarak hayata geçirilen yeni projeler, dünyada bu alandaki en son uygulamalar, sektörün geleceği ve özellikle ‘’Dijital Hastane’’ projesi gibi konularda sektörün kanaat önderlerinin görüşlerini paylaşacağı çok önemli panel ve konferanslar da gerçekleşecek. Sağlık Yönetiminin Yeni Çağı, Geleceğin Şehir Hastaneleri, Yönetimde Bilişimin Değişen Rolü, Sağlık Bilişimi ile İlaç ve Tıbbi Cihaz Yönetimi, Farklı Hastane Modellerinde Yönetişim, Gelişen Türkiye'de Gelişen Sağlık Bilişimi, Yeni Yapılanmada Dijital Veriyi Kim Nasıl Yönetecek? Üniversite gözüyle

22 > MART 2013

Sağlık Bilişim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yasin Keleş, bu yıl ikincisi düzenlenen zirveye dair şu açıklamaları yaptı; “Uluslararası Sağlık Bilişim Zirvesi’13 geçtiğimiz yıl 1700 üzerindeki rekor katılımcı sayısını, bu yıl 3 katına yükselterek, 5000’e yakın sağlık yöneticisine ev sahipliği yapmayı hedefliyor. Dünyanın pek çok ülkesinden sektör liderlerini bir araya getirdiğimiz zirvede yine sağlık ve bilişim dünyasının geleceğini değerlendirip, gündemini belirleyeceğiz. Özellikle dünyadaki tüm yeni teknolojileri tek çatı altında topladığımız Dijital Hastane Platformu mutlaka görülmeli. Zirve sağlık ve bilişim sektöründe bulunan tüm yönetici ve profesyonellere açıktır. Etkinlikte işlenecek konular ve Dijital Hastane Platformu tüm yöneticilerin kişisel ve kurumsal geleceğini yapılandırmasına ve önümüzdeki 10 yılda sağlık bilişimindeki değişim hakkında derinlik kazanmasına olanak sağlayacaktır.”



AKTÜEL

Muayenehane Bilgi Yönetim Sistemi

D

atasel Bilgi Sistemleri tarafından geliştirilen, Avicenna MBYS (Muayenehane Bilgi Yönetim Sistemi), özel muayenehanesi olan tüm doktorların ihtiyaçlarını karşılayacakları aynı zamanda T.C. Sağlık Bakanlığı Sağlık.Net uygulamasına bakanlık tarafından istenilen verilerin gönderilmesini sağlayan %100 web tabanlı muayenehane uygulamasıdır. Avicenna Muayenehane Bilgi Yönetim Sistemi (MBYS), özel muayenehanesi olan hekimlerin sağlık verilerini güvenli bir şekilde kaydetmesini sağlayan web tabanlı bir uygulamadır. Web tabanlı olmasından dolayı kurulum gerektirmez. Online olarak kaydedilen verilere herhangi bir yerden ulaşmanızı sağlar. Avicenna MBYS (Muayenehane Bilgi Yönetim Sistemi), tüm hastalarınızın T.C. Sağlık Bakanlığı Sağlık.NET Uygulamasına güvenli, kolay ve zamanında verilerin gönderilmesini sağlar. Avicenna MBYS, hastalarınız ile ilgili tüm tanı, tedavi bilgilerini kolayca kaydedebilir ve bu bilgilere istediğiniz yerden ve istediğiniz zamanda ulaşabilirsiniz. Sağlık Bakanlığı Sağlık.Net Uygulaması ile Entegre: Avicenna MBYS, Sağlık Bakanlığı Sağlık.Net uygulaması entegre ve tam uyumlu çalışmaktadır. Veri Güvenliği ve Mahremiyet: Yasal zorunlulukları karşılayacak şekilde ilgili kayıtların tutulmasına olanak sağlamaktadır. Kullanıcı Dostu Arayüzler: Avicenna MBYS uygulamasının arayüzleri doktor ve sağlık personellerinin daha hızlı daha kolay ve daha hızlı karar verebilmesini sağlamaktadır. Güvenli Erişim: Güvenlik standartlarına uygun uygulamaya erişim sağlanmasına imkan vermektedir.

Nurali Ünal Datasel Bilgi Sistemleri Yazılım Grup Direktörü/Sağlık Çözümleri

Gelişmiş Randevu Sistemi: Tüm randevularınızı takip edebilmenizi sağlayan gelişmiş randevu sistemine sahiptir. Güçlü Raporlama ve Analiz: Girilen tüm verilerle ilgili her türlü rapor ihtiyaçlarını karşılayan, farklı dosya formatları ile de saklanmasına imkan veren güçlü raporlama aracıdır. Sağlık Elemanı Tanımlama: Doktora bağlı istenilen kadar sağlık elemanı tanımlanabilmektedir. Teknik Özellikleri: Uygulama içinde gelişmiş animasyon ve görsel komponentleri barındıran Microsoft'un yazılım geliştirme aracı Silverlight 5.0 ile geliştirilmiştir. Uygulama çok katmanlı mimariyi desteklemektedir ve 32/64 bit işletim sistemlerinde çalışabilmektedir. Web uygulaması olarak tüm internet gezginlerinde sorunsuzca çalışabilmektedir (Internet Explorer, Opera, Firefox, Safari, Google Chrome)

24 > MART 2013



AKTÜEL

Akıllı

Moleküller İş Başında Kan Hastalıklarındaki Son Gelişmeler, 6. Hematolojide Yeni Eğilimler Sempozyumu’nda Tartışıldı.

26 > MART 2013


D

ünyaca ünlü Avrupalı ve ABD’li bilim insanlarının, kendi alanlarındaki son gelişmeleri Türk hekimlerle paylaştığı 6. Hematolojide Yeni Eğilimler Sempozyumu’na iki ana başlık damgasını vurdu. Bunlardan ilki, lenfoma ve lösemi tedavisinde çığır açacak yeni moleküller 16 Şubat 2013 tarihinde Ritz Carlton Hotel’de yapılan sempozyumda Amerikan Hastanesi Hematoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Burhan Ferhanoğlu bu yeni molekülllerin önemini vurguladı: “Sadece sınırlı bir lenfoma tanılı hasta grubunda bile olsa veriler çok sevindirici ve ilerisi için umut kaynağı.” Burhan Ferhanoğlu lenfomalar için genel olarak şunları söyledi: “Lenfomaların yaklaşık yüzde 80’inin kaynağı, akyuvarların bir türü olan B lenfositlerde meydana gelen mutasyonlardır. Pek çok genetik nedenden ötürü, bir lenfosit hücresi, kanser hücresine dönüşüyor ve zamanla çoğalıyor. İşte bu yeni moleküller, kanser hücresine dönüşen lenfositleri hedef alıyor ve kanserli hücrenin çoğalma sinyalini durduruyor. Araştırmaların umut verici yönüyse şu: Lenfositlerdeki değişime neden olan genetik yapılar çözüldükçe, bu tür ve benzeri ilaçlar da çoğalacak. Belki kısa sürede lenfoma ve lösemiler için doğrudan kanserli hücreleri hedef alan çok yeni moleküller gelişecek ve hali hazırda geliştiriliyor da.” Gelişmenin en heyecan verici yönüne gelince… Kemoterapiye gerek kalmadan ağız yoluyla alınabilen bu ilaç tedavisinin olumlu yanıt oranı daha önce tedaviye dirençli grupta yüzde 65. İlacın sadece belli bir lenfoma grubunda etkili olduğunu da unutmamak lazım. Yeni bir klinik çalışma sayesinde ise ülkemizde onay almayan ilaca hastalar Türkiye’de İstanbul ve Ankara’da bir ay içinde başlayacak klinik araştırmalar yoluyla ulaşmak mümkün. Ancak bunun yolu hastalarının hekimlerinin yönlendirmesi ile oluşuyor. Amerikan Hastanesi Hematoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Mustafa Çetiner’in verdiği bilgilere göre sempozyumda araştırma sonuçlarının sunulduğu diğer heyecan verici ilaç ise bir tür kemik iliği kanseri olan multiple miyelomla mücadele için geliştirildi. Prof. Dr. Çetiner, ilacın tedavide bir devrim niteliğinde sayıldığı için standart prosedürlerinden çok daha önce, FDA (Amerikan İlaç ve Gıda Dairesi) tarafından onaylandığını belirtti. Üstelik ilaç bu yıl Türkiye'de de miyelom hastalarının tedavisinde kullanılabilecek. Prof. Dr. Çetiner gelişmeleri şu sözlerle değerlendirdi: “Son yıllardaki çalışmalarda 65 yaş altı hastaların 5 yıl ve üzeri sağ kalım sürelerinin bir hayli uzadığı görülüyordu. ABD’deki Mayo Klinik’in 2012

sonunda yayınladığı son bir araştırma ise 65 yaş üzeri miyelom hastalarının da 5 yıl ve daha uzun sağkalım oranlarının son beş yılda iki katına kadar yükseldiğini gösteriyor.”

Kan Kanseri Vakaları Üçe Katlanabilir Hematolojide Yeni Eğilimler Sempozyumu’nda aynı zamanda kanserin sosyolojik ve psikolojik etkileri de masaya yatırıldı. Dünyanın en önemli hasta hakları savunucularından Arin Assero, Türkiye’de başlatılacak hasta eğitimleri seferberliğine katkı sağlamak amacıyla sempozyuma katıldı. IMF (Uluslararası Miyelom Vakfı) işbirliğiyle yürütülen seferberlik, ülkemizdeki kanser hastalarının eğitimi, haklarını öğrenmesi ve kanser tanısından sonra yaşam kalitelerinin yükseltilmesiyle ilgili çalışmaları kapsıyor. Assero, hasta ve hasta yakınlarının yaşam kalitelerinin yükseltilmesi ve tedavi sürecinde kendilerini yalnız hissetmemeleri için özellikle hasta destek gruplarının çok önem kazandığını belirtti. Assero sözlerine şöyle devam etti: “Bunun için Türkiye’de de hasta destek gruplarının gelişimi çok önemli. Aynı zamanda IMF olarak her yıl hasta ve hasta yakınlarının tanı ve tedavi sürecinde ihtiyaç duyacakları her türlü bilgiyi bulabilecekleri dökümanlar hazırlıyoruz. Çok yakın zamanda Türkçe olarak bu m a t e r y a l e www.miyelomlayasam.com adresinden u l a ş m a k mümkün.” Sempozyuma katılan uzmanlar, t o p l u m yaşlandıkça kan kanserlerinde de artış olacağına dikkat çekerek, bu alandaki araştırmaların büyük önem kazandığını dile getirdi. Çünkü hematolojik kanserlerin büyük çoğunluğunu oluşturan lenfoma, lösemi ve multiple miyelomun görülme sıklığı 60-65 yaşından sonra bir hayli yükseliyor. Türk hematologlar, her yıl 10 bin yeni lösemi olgusu ve 15 bini aşkın yeni lenfoma olgusu ve üç bin yeni miyelom olgusu görüldüğünü söylüyor. Ancak nüfus yaşlandıkça, bu sayıların da hızla artacağı, örneğin 2023’te üçe katlanabileceğini öngörüyor. 27 > MART 2013


AKTÜEL

(S/S) Hasta Hakları Savunucusu Arin Assero, Prof. Dr. Brian Durie, Prof. Dr. Burhan Ferhanoğlu, Prof. Dr. Mustafa Çetiner ve IMF Başkanı Susie Novis.

6. Hematolojide Yeni Eğilimler Sempozyumu Kan kanserleri ve genetik alanında yapılan son çalışmalar, geçen Aralık’ta gerçekleşen Amerikan Hematoloji Derneği Kongresi’nde öne çıkan başlıklar arasındaydı. Her yıl sonunda, o sene hematolojiyle ilgili tüm gelişmelerin değerlendirildiği bu kongre, dünyanın en önemli bilimsel organizasyonları arasında yer alıyor. Burada sunulan ve tartışılan bilimsel çalışmalar ve saygın bilim insanları, kongrenin hemen ardından son beş yıldır Türkiye’de gerçekleştirilen “Hematolojide Yeni Eğilimler Sempozyumu”nda Türk uzmanlarla buluşuyor. Amerikan Hastanesi Hematoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Burhan Ferhanoğlu ve Amerikan Hastanesi Hematoloji Birimi’nden Prof. Dr. Mustafa Çetiner’in başkanlığında bu yıl 6.’ sı gerçekleştirildi.

Rakamlarla Kan Kanserleri ABD’de sadece 2011’de 60 binden fazla insan lenfoma, lösemi, multiple miyelom gibi bir kan kanseri tanısı aldı. Bu hastalık sebebiyle 30 bin kişi yaşamını kaybetti. Kan kanserleri, 20 ve altı yaş gruplarında en sık rastlanan ve en öldürücü olan kanser türü olarak kabul ediliyor. Kanser, ölümcül hastalıklar arasında Batı ülkelerinde kalp rahatsızlıklarından sonra 2. sırada yer alıyor. Kan kanserleri, yeni tanı alan kanser vakalarının yaklaşık yüzde 9’unu oluşturuyor. Dünyada her 4 dakikada bir, yeni bir kan kanseri vakası tanımlanıyor.

28 > MART 2013



AKTÜEL

Vaka Karması Bilgi Sistemi Nurali Ünal Datasel Bilgi Sistemleri Yazılım Grup Direktörü/Sağlık Çözümleri

B

ir hastane ya da birim tarafından tedavi edilen hastaların türü veya karmasına vaka karması denilmektedir. Hastaların türü veya karmasını belirleyebilmek için ise sınıflama sistemlerine ihtiyaç vardır. Dünyada en bilinen sınıflama sistemlerinden birisi ise ülkemizde TİG olarak adlandırılan DRG’dir. TİG, hastaların klinik ve demografik verilerinin kullanılarak gruplandırılmasını ve benzer hastalıkların benzer gruplara atanmasını içeren bir sistemdir. Vaka Karması Bilgi Sistemi hem hastanelerdeki klinik verilerin TİG (Teşhis İlişkili Gruplar) ’lara çevrilme sürecini, hem hastanelerde maliyetlerin toplanarak ülke, hastane grubu, hastane ünite ve TİG gibi çeşitli seviyelerde klinik ve mali analizleri gerçekleştirmeyi sağlayan, aynı zamanda da Türkiye’de uygulanabilecek yeni bir geri ödeme sistemini desteklemek için geliştirildi. Bilindiği üzere TİG’ler hem ödeme kurumları hem de hastaneler nezdinde oldukça geniş bir alanda kullanılmaktadır. Sağlık hizmeti veren işletmeler yönetilmesi oldukça zor olan işletmelerdir. Bunun en temel sebebi klinik verilerin yönetiminin zorluğudur. Ancak bu zorluk mutlaka aşılmalı ve hem hastane düzeyinde hem de ödeme kurumları düzeyinde klinik veriler kullanılmalıdır. Klinik verileri içeren bir model olarak karşımıza en yaygın şekilde TİG’ler çıkmaktadır. TİG’lerin oluşabilmesi için öncelikle bir veri seti oluşturulmalı ve hastaneler bu verileri düzenli olarak

30 > MART 2013

toplamalıdır. Hastane Bilgi Sistemi’nden veri setinde yer alan temel bilgiler alınmalı daha sonra bu verilerin gözden geçirilerek bir veritabanına girilmesi gerekmektedir. Bu işlem, fiziksel hasta dosyaları incelenerek uygun tanı, prosedür ve diğer gerekli bilgilerin klinik kodlamacı tarafından yapılmasını içerir. Bu nokta çok büyük önem arzetmektedir. Çünkü, hastane yönetiminde kullanılacak ve ödemeye teşkil edecek verilerin temelini bu adım oluşturmaktadır. Hem klinik kodlamacı verileri çok iyi analiz etmeli hem de kullanılan veritabanı çok iyi yönetilmelidir. Klinik kodlamacı eğitimleri Sağlık Bakanlığı tarafından 13.01.2010 tarih ve 1572 sayılı yazısı ile başlatılmıştır. TİG sistemi ile neler elde edebiliriz diye baktığımızda ise; - Klinik faaliyetlerin ölçülmesi - Yönetim aracı olarak kullanılması - Hastanede klinik ve finansal kararların verilmesi - Hastane içi ve hastaneler arası bakım kalitesi karşılaştırmaları - Klinik rehberler, protokoller ve sürekli kalite gelişimi projeleri için destek sağlaması - Veri ve tanımlama standartlarının oluşturulması - TİG’e dayalı bütçeleme modellerinde maliyetlerin etkili bir şekilde takip edilmesi gibi yararları görebiliyoruz. TİG’ler oluşturulduktan sonra ikinci temel adım maliyetlerin belirlenmesidir. Türkiye hastaneleri muhasebe altyapıları istenen düzeyde değildir. Hastanelerde ünite düzeyinde maliyetlendirmeyi sağlayacak ve aynı zamanda oluşan TİG (klinik veriler) verileri uyumlu çalışacak sistemler geliştirilmelidir. Aynı zamanda maliyet dağıtım startejisi beraber ele alınmalıdır. Sağlık Bakanlığı TİG Klinik kodlama dışında bu yıl maliyet belirleme çalışmalarına da başlamıştır. Bunun içinde biraz önce bahsettiğimiz konuları ele alan AviCenna Vaka Karması Bilgi Sistemi (VKBS) kullanılmaktadır. AviCennaVKBS ‘de izlenen yol; Klinik Verilerin Toplanması - Hastalık Sınıflama Sistemleri Maliyet Verilerinin Toplanması - Maliyet Muhasebesi Yöntemleri TİG Maliyetlerinin ve Bağıl Değerlerinin Hesaplanması - Klinik Maliyetlendirme Hastane Vaka Karma Endekslerinin Hesaplanması şeklindedir. Özet olarak sağlanacak faydalar; - Standart bir ölçüt aracının oluşturulması - Hastanenin ve bölümlerin standart normlarda karşılaştırılabilir bir ortama taşınması - Hastane ve bölüm performanslarının ölçülebilmesinin altyapısının hazırlanmış olması - Hastanelerin kendilerini medikal ve finansal anlamda yaptıkları işlerle ilgili değerlendirme ve geliştirme yapabilmelerine yardımcı olaması - Geri ödemede kullanılabilir bir altaypının ve verinin oluşması



AKTÜEL

U

ludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi 24 yeni ameliyathaneyi hizmete açtı. Her türlü ameliyatın yapılacağı odada isteyen hasta yakını kendi hastasının ameliyatını canlı olarak izleyebilecek. Hasta dilerse ameliyat görüntülerini alarak anı olarak saklayabilecek.

24 Yeni Ameliyathane Hizmete Girdi Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi son teknoloji ile donatılan 24 yeni ameliyathanesini hizmete açtı. Bursa Valisi Şahabettin Harput, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Rektör Prof. Dr. Kamil Dilek, Hastane Başhekimi Prof. Dr. Tahsin Yakut, milletvekilleri, doktorlar ve görevlilerin katılımı ile açılışı yapılan ameliyathaneler ile hastalar sıra beklemeden ameliyat olabilecek. Hasta yakınları dilerse ameliyat olan yakınlarının ameliyat anını canlı olarak izleyebilecek. Bir kamera vasıtasıyla ameliyat odasının dışına aktarılacak olan görüntüleri hastalar dilerse CD ortamında alabilecek. 25 milyon liraya mal olan 5'i göze ait olmak üzere toplam 29 ameliyathane 24 saat hizmete verecek.

Ameliyat Görüntüleri Artık Saklanabilecek Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin açtığı 24 yeni ameliyathanede hastalar dilerse ameliyat görüntülerini hastaneden alabilecek.

Uludağ Üniversitesi'nin hizmetlerinin çok olduğunu belirten Rektör Prof. Dr. Kamil Dilek, "Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde bugün modern ameliyathaneleri hizmete sokuyoruz. Bu ameliyathaneler sadece ülkemizde değil, Avrupa ve dünyadaki sayılı ameliyathanelerden bir tanesi. Buraya ayrılan para 25 milyon liraya yaklaşıyor" dedi. Ameliyathanelerle ilgili bilgi veren Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ekrem Kaya, günde yaklaşık 80-100, yılda da 27 bin ameliyatın yapıldığı söyledi.

Günübirlik Ameliyatlar Başlıyor U.Ü. Tıp Fakültesi Hastanesi, yenilenen ameliyatlarla birlikte günübirlik ameliyathaneler yapacak. Küçük cerrahi müdahale yapılacak hastalar, yataklı kısımlara uğramadan ameliyathaneye ayrı bir girişten kabul edilip ameliyat edilecek ve işlem bitiminde hemen taburcu edilecek. Böylece gereksiz bürokrasi ve zaman kaybı önlenerek, diğer hastalar için daha fazla yatak ayrılmasına imkan sağlanacak. 32 > MART 2013



AKTÜEL

Parflex Paravan Sistemleri Sektörde Yoğun İlgi Görüyor Parflex paravan sistemleri, çok yönlü, hızlı ve etkin seperasyon sağlayarak, hastanelerde ve diğer kullanım alanlarında pratik, sağlıklı ve hijyenik çözümler sunuyor.

B

ek Teknik firmasının markası Parflex Paravan Sistemleri, İstanbul Health Expo Fuarı’nda ziyaretçilerin yoğun ilgisini çekti. Farklı ve yenilikçi çözümlerini ziyaretçilerin beğenisine sunan firma, fuardan memnun ayrıldı.

Pratik, Sağlıklı ve Hijyenik Çözümler Hastaneler, muayenehaneler, sağlık birimleri ve diğer birçok kullanım alanları için tasarlanmış pratik bir seperasyon sistemi olan Parflex paravan sistemleri, çok yönlü,

34 > MART 2013

hızlı ve etkin seperasyon sağlayarak, hastanelerde ve diğer kullanım alanlarında pratik, sağlıklı ve hijyenik çözümler sunar. Tüm dünyada da yaygın olarak kullanılan Parflex paravan sistemleri; tavan, duvar ve diğer ekipmanlara engel olmadan takılabilir, maksimum hijyen, çok yönlü kullanım, geniş yelpazeli yükseklik, uzunluk ve renk seçenekleri ile, bir çok ortamda en iyi uyumu sağlar. Yatak ucunda biten geniş, mobil kullanım için kolaylık sağlayan “trolley” tarzı ve duvarlarda delikler açılmasına gerek kalmadan, bir oda içinde başka bölümler oluşturmak için sabit ürünler sunar. Bakım veya müdahale gerektiren durumlarda Seperatörler herhangi bir yöne kolayca hareket edebildiği için, yatak ya da masaların çalışma alanını arttırılmasına olanak verir.

Farklı Özellikleriyle Beğeni Topluyor Parflex paravan sistemi günlük yaşamda flexible ve kolay adapte edilebilme özellikleri sayesinde mekanların ve kişisel odaların kullanımında pratik, estetik ve faydalı çözümler sağlar. Kalabalık odalarda; hızlı bakım ve müdahale gerektiğinde ya da ziyaretlerde çok hızlı açılarak yatakların çabucak sepere edilmesini sağlar ve hastaların rahatça dinlenmesine olanak verir. Mahremiyet gerektiren durumlarda mobil seperatör de ilave edilebilir. Yataklar arasındaki sabit seperatörler ile kombine edilen yatak ucu katlanabilir. Katlanabilir separatörler, odanın boş olduğu zaman, tedavi sonrası veya temizlik için kolayca katlanabilir. Tüm sabit ve katlanabilir seperatörler için değişik yükseklik ve uzunluk seçenekleri mevcuttur.



AKTÜEL

A

Ömürmetre Oyunu Ömrünüze Ömür Katıyor!

Akıllı uygulama Ömürmetre oyunu, kullanıcıya yaşam standartlarını iyileştirmesi durumunda daha sağlıklı yaşayıp ömrünü nasıl uzatabileceğini gösteriyor. Tartı Medikal’in akıllı telefonlar için hazırladığı oyun ile yaşam standartlarının ömür süresine etkisi düzenli olarak takip edilebiliyor. Uluslararası kabul görmüş bir hesaplama yöntemi olan vücut kitle indeksi ile birlikte ideal kilo ve obezite derecesi ölçümlerini de yapmanızı sağlıyor. Ömürmetre oyunu ile beslenme alışkanlığınız, uyku süreniz, yaşınız, aldığınız günlük kalori, kilonuz ve boyunuz, stres dereceniz gibi yaşam kalitenizi belirleyen parametreleri kodlayarak ömür yaşınızı, ideal kilonuzu ve obezite derecenizi bulabiliyorsunuz. Alışkanlıklarınızı değiştirdikçe yeni parametrelerinizi kodlayarak ömrünüzü ne kadar uzatabildiğinizi görebiliyor, yaşam standartlarında yapacağınız değişikliklerin etkilerini takip edebiliyorsunuz.

Tartı Medikal’in akıllı telefonlar için hazırladığı oyun ile yaşam standartlarının ömür süresine etkisi düzenli olarak takip edilebiliyor.

Ömürmetre oyunu, akıllı telefonlar için hazırlanmış, ücretsiz indirilebilen, kullanımı oldukça basit olan “Tartı” isimli akıllı bir uygulama. Uygulama yüklendikten sonra, Ömürmetre oyununa başlangıç aşamasında 12 parametrenin girişi yapılıyor. Akıllı uygulama girilen bilgilere göre kullanıcının yaşam süresini belirliyor. Kullanıcı, hayat standartlarında gün be gün yaptığı değişiklikleri tekrar girerek, yaptığı olumlu herşeyin yaşam yılına etkilerini düzenli olarak kontrol edebiliyor. Ömürmetre’nin bir oyun olduğu da unutulmamalı, sonuç her ne olursa olsun sizi olumlu bir değişim için motive ediyor.

Tanita

1930’lu yıllarda Japonya’da temelleri atılan Tanita, hassas elektronik tartı alanında dünya lideridir. 1990’lı yıllarda kiloyu oluşturan segmentlerin ve vücut kompozisyonunun belirlenmesi ve ayrıştırılmasına yönelik çalışma başlatmış olup, Japonya’da “The Best Weight” Enstitüsünü kurmuştur. Japonya, Amerika, İngiltere, Fransa, Çin,Hollanda, Hong Kong ve Hindistan’da kendi markasıyla yapılanması bulunan Tanita, distribütörleri aracılığı ile tüm dünyaya ulaşmakta, “dünyanın analizini” yapmaktadır.

36 > MART 2013

Tartı Medikal

Tanita’nın Türkiye Temsilciliğini yapmak üzere 1998 yılında kurulmuştur. Faaliyet alanı, Medikal Sektörde Obezite, Spor ve Egzersiz Fizyolojisi, Fizik Tedavi, Estetik ve Güzelliktir. Seçkin markaların distribütörlüğünü yapan Tartı, kullanımı yaygın olan, kolay ve pratik kullanıma sahip, bilimsel alt yapısı oluşmuş, uluslararası kalite standartlarına sahip ürünleri tercih etmektedir.



AKTÜEL

Fujifilm, D-EVO ve Synapse Sistemini Tanıttı Fujifilm, D-EVO ve Synapse sisteminin avantajlarını sektörle paylaşmaya devam ediyor.

G

eliştirdiği teknolojiler ve Ar-Ge yatırımları ile “Medikal Sistemler”deki ürün çeşitliliğini her geçen gün artıran Fujifilm, 10-13 Ocak tarihleri arasında CNR Expo’da düzenlenen İstanbul Health Expo Fuarı’na katıldı. Fujifilm, Medikal Ürün, Hastane Donanımları, Sağlık Bilişim ve Teknolojileri, Laboratuar Sistemleri, Evde Bakım Ürünleri ve Sağlık Turizmi alanında düzenlenen fuarda DEVO ve Synapse sistemlerinin avantajlarını sektörle paylaşmaya devam etti. Flat panel dedektör sistemleri içinde en küçük ölçüye sahip olan FDR D-EVO C24i Flat Panel Dedektör birçok kolaylığı da beraberinde getiriyor. Tüm XRay sistemleriyle uyumlu olması, sadece 1,9 kg ağırlığı, yüksek DQE değeri, Fujifilm’e özel ISS teknolojisi bunlardan bazıları. Düşük radyasyon dozu, kablolu ve kablosuz kullanım opsiyonlarının yanı sıra yaklaşık bir saniye gibi kısa bir sürede sağladığı hızlı ön izleme de, FDR D-EVO C24i Flat Panel Dedektör’ün en önemli özellikleri olarak öne çıkıyor. Dijital radyolojide yeni bir dönem başlatan FDR D-EVO C24i, yeni doğan ve çocuklar için kullanım uygunluğu ile de dikkat çekiyor. Kablosuz kullanılabilme özelliği sayesinde kuvöz içine de yerleştirilebiliyor.

Synapse Sistem Fujifilm’in İstanbul Health Expo Fuarı’nda paylaştığı diğer teknolojisi, medikal görüntü yönetim yazılımı Synapse ise, görüntü arşivleme ve iletişim sistemi yazılımı ile hastaların ve doktorların işini kolaylaştırıyor. Bu sistem sayesinde doktorlar, herhangi bir hastanın demografik veya görüntü bilgilerine istedikleri yerden internet üzerinden ulaşabildiği gibi radyoloji bölümlerinin iş akışı da dünya standartlarına yükseliyor. Yıllık tetkik sayısı birkaç bin olan sağlık kuruluşlarından birkaç milyon tetkik yapan kurumlara kadar kurulumu yapılabilen Synapse sistemi ile sağlık kuruluşları ölçeklenebilir yazılım avantajı ile giderek büyüyen bir veri tabanına sahip oluyor. Her büyüklükteki iş akışına göre ayarlanabilir esnek yapısıyla radyoloji bölümlerinin ihtiyaçlarına göre kolayca ayarlanabilen Synapse, mevcut standartlara uygun ürünlerle de kolay entegrasyon sağlıyor. Synapse, web tabanlı mimarisi sayesinde dünya üzerindeki herhangi bir bilgisayardan radyoloji görüntülerine ulaşılmasına imkan sağlıyor. Bu sayede, radyoloji bölümünün iş yükü azaldığı gibi verimliliği de artıyor. Görüntülerin yüksek kalitedeki kullanımı ile tanıyı destekleyen Synapse, bu özellikleri sayesinde radyoloji görüntüleme hizmetlerinin yönetiminde devrim olarak adlandırılıyor. Fujifilm Medikal Sistemler Grup Müdürü Hakan Bulut, “Görüntüleme alanında öncü firma geleneğimiz devam ediyor” dedi.

38 > MART 2013



AKTÜEL

Dünya Dişhekimleri İstanbul’da Buluşuyor Dişhekimliği Fuarı Expodental 2013; kongre süresince 6500 metrekarelik sergi alanı ile yer alacak ve ziyarete açık olacak.

1

milyon diş hekimini temsil eden, 203 yıllık köklü bir meslek kuruluşu olan Dünya Diş hekimleri Birliği (FDI)’ın; 101. Dünya Dişhekimliği Kongresi, 28-31 Ağustos 2013 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilecek. Diş hekimliği mesleği alanında Türkiye'nin liderliğini üstlendiği; Arnavutluk, Azerbaycan, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Gürcistan, Filistin, Irak, İran, Kazakistan, Kerkük, KKTC, Kırgızistan, Kosova, Lübnan, Mısır, Özbekistan, Suriye, Suudi Arabistan, Tunus, Türkmenistan, Ürdün ve Yunanistan gibi ülkelerin de içinde bulunduğu 3.Komşu Ülkeler Dişhekimleri Birlikleri İşbirliği Platformu Toplantısı" da ülkemizin bilimsel ve ekonomik işbirliği sürecine katkı sağlamak üzere kongre kapsamında yapılacak. Ayrıca Kongre kapsamında 80 tane konferans, 6 panel ve 30’dan fazla kurs düzenlenecek.

Eş Zamanlı Dişhekimliği Fuarı Expodental 2013 Düzenlenecek Avrupa ve Amerika’nın seçkin eğitim kurumlarında öğretim üyesi olan 40 yabancı konuşmacı, Dünya genelinde farklı eğitim kurumlarında görev alan 7 Türk öğretim üyesi, ülkemizin diş hekimliği fakültelerinde eğitim veren 60 öğretim üyesi ve başarılı diş hekimlerin40 > MART 2013


den oluşan konuşmacılar kongreye katılımda bulunacak. 120 konuşmacı, diş hekimliği alanındaki son yenilikleri diş hekimlerine, diş teknisyenlerine ve diş hekimi yardımcılarına sunacak. Dişhekimliği Fuarı Expodental 2013; kongre süresince 6500 metrekarelik sergi alanı ile yer alacak ve ziyarete açık olacak.

İlk Defa Türkiye’de Gerçekleştirilecek TDB ve FDI 101. Dünya Dişhekimliği Kongresi Başkanı Prof. Dr. Taner Yücel, “Açılış törenleri; devlet başkanları, başbakan, kral ve kraliçelerce yapılan, Paris, Hong Kong, Londra, Roma, Singapur, Barselona, Mexico City ve Viyana gibi dünyanın en önde gelen şehirlerinde gerçekleşen FDI kongreleri; yüzyıllık geleneğe sahip dünyanın en prestijli kongreleridir. FDI 101. Dünya Dişhekimliği Kongresi’ni 2831 Ağustos 2013 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirecek olmaktan ve bu dev organizasyonu nihayet Türkiyemize kazandırmaktan büyük bir heyecan ve onur duymaktayız. Türkiye’de ilk defa gerçekleştirilecek olan bu kongre; ulusal ve uluslararası çerçevede, bu alana ilgi duyan tüm kişi ve kurumların yoğun ilgisi ile karşılanmıştır” diye konuştu. “Şimdi önümüzde tarihi bir olanak bulunmaktadır” diyen Prof. Dr. Yücel, “Dünya Dişhekimlerinin İstanbul’da buluşması toplum ağız ve diş sağlığı bilincinin gelişmesi ve dişhekimliği sektörünün bilinirliğine önemli bir katkı sağlayacaktır. T.C. Cumhurbaşkanı’nın himayesi; Sağlık Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleri ve diş hekimliği fakülteleri, bilimsel dernekler, DİŞSİAD, ağız ve diş sağlığı endüstrisi, dişhekimleri odalarımızın katkılarıyla

ulusal bir seferberlik içerisinde kongremizi gerçekleştireceğiz. FDI 101. Dünya Dişhekimliği Kongresi; ülkemizde ağız ve diş sağlığının öneminin algılanmasında, endüstrinin kurumsallaşması ve dışa açılmasında, dişhekimliği mesleğinin saygınlığının artmasında bir dönüm noktası olacaktır. 15 bin katılımcının beklendiği ve 6500 metrekare fuar alanına sahiplik yapacaktır” şeklinde konuştu.

41 > MART 2013


AKTÜEL

Kronik Hastalıklara Yakın Takip

K

ronik hastalıklar, günümüzde sağlık harcamalarının büyük bir bölümünü oluşturuyor. Bu sebeple kronik hastalıkların bakım ve devam süreci önem taşımaktadır. Türkiye'de ilk defa uygulanan mymediks Kişisel Sağlık Takip Sistemi ile hasta tansiyonunu, şekerini, ateşini, kilosunu, kandaki oksijeni, nabzını ve hatta EKG'sini evden ölçecek ve anında bilgileri hastanedeki doktorunun ekranına yansıyacak. Projenin detaylarıyla ilgili olarak Mymediks Kurucusu Gülara Tırpançeker sorularımızı yanıtladı.

mymediks nedir? İçeriği ve kullanımına ilişkin bilgileri paylaşır mısınız? mymediks kişisel sağlık kayıtlarının oluşturulup saklandığı ve tansiyon, şeker, nabız, ateş, ağırlık gibi vital değerlerin ölçüm aletlerinden otomatik olarak sisteme ve sağlık profesyonellerine aktarıldığı bir teletıp uygulamasıdır. mymediks medikal koçluk, evde bakım, kronik hastalık yönetimi gibi konularda kullanılabilir.

mymediks uygulamasına kimlerin ihtiyacı vardır? Bu sistemi kimler kullanmalıdır?

Mymediks, muayenelerin gereksiz yere uzamasını engeller; zaman tasarrufu sağlar ve doğru teşhis konmasına ve doğru tedavi uygulanmasına yardımcı olur.

Bu sistemden herkes faydalanabilir. Örneğin bir anne çoçuğun aşılarını, geçirdiği hastalıkları mymediks ile takip edebilir. Özellikle kronik hastalığı olanlar, obezler, diabetliler mymediks’i kullanabilirler. Bunların yanında sigorta şirketleri, sağlık kuruluşları, hastaneler, ilaç şirketleri, evde bakım hizmeti veren kuruluşlar da mymediks sisteminden faydalanabilirler. Uygulama alanlarından bir tanesi Kronik Hastalık Yönetimi’dir. Nüfus yaşlandıkça artmakta olan kronik hastalıklar mymediks ile takip edilebilir ve yönetilebilir. Bu sayede, hastaları evde ve iş yerlerinde kontrol altında tutarak hem yaşam kaliteleri artırılabilir, hem de işgücü kayıpları azaltılabilir. Diğer bir alan ise Yaşlılar ve Engelliler’in uzaktan takibidir. 65 yaş üstü, belli motor fonksiyonlarını yitirmiş yaşlı nüfus ile engellilerin yaşam kalitelerini artırmalarına ve bağımsızlıklarını korumalarına yönelik olarak mymediks kullanılabilir. Bir diğer alan ise Sağlıklı Yaşam (Wellness) alanıdır. Sağlıklı ve genç bireylerin de sağlıklarını korumak ve takip etmek amacıyla mymediks uygulaması kullanılabilir.

Kullanıcıya sağladığı avantajlar nelerdir? Gereksiz muayene ve testlerin yapılmasını engelleyerek sağlık harcamalarını azaltır. Sağlık kontrollerinde, doktorların ihtiyaç duyduğu sağlık bilgilerinin toplu olarak sunulması sayesinde muayenelerin gereksiz yere uzamasını

42 > MART 2013



AKTÜEL

Mymediks Kurucusu Gülara Tırpançeker

engeller; zaman tasarrufu sağlar ve doğru teşhis konmasına ve doğru tedavi uygulanmasına yardımcı olur. Kişisel sağlık kayıtlarına her zaman ve her yerden güvenli erişim imkanı sunar. Acil durumlarda ve sağlık kontrollerinde sağlık profesyonellerine, kişilerin; sağlık özgeçmişi ve soygeçmişi ile ilgili bilgilerini doğru ve toplu olarak sunmalarını sağlar. Kişisel sağlık bilgilerinin kişinin kontrolünde olmasını sağlar. Kişiler sağlık bilgilerini sadece istediği ve yetkilendirdiği kişilerle paylaşır. Kişisel sağlık kayıtlarının her zaman derli toplu, kolay okunabilir, anlaşılabilir, güncel olmasını ve her an her yerden 7/24 ulaşılmasını sağlar. Tansiyon, şeker, kandaki oksijen, EKG, ateşölçer, tartı gibi medikal cihazlarda yapılan ölçümlerin değerlerinin kablosuz olarak, doğru ve güvenli bir şekilde sağlık profesyonellerine, sağlık hizmeti sunanlara ve kişisel sağlık bilgilerine aktarılmasını sağlar. Rahat, güvenli ve kaliteli yaşam konsunda yardımcı olur. Kişilerin; uzaktan izleme ve mobilite sayesinde uygun tedavi ve bakım hizmeti almalarını, normal yaşamlarını ve aktivitelerini sürdürmelerini sağlar. Tedavi, bakım ve sağlık takibine bireyin ve aile yakınlarının katılımını sağlar. Sağlık harcamalarının, tedavi ve bakım maliyetlerinin düşürülmesine yardımcı olur.

Sağlık profesyonellerine ne tür kolaylıklar sağlar? mymediks ile sağlık profesyonelerine sağlanacak katkıların başında verimliliğin, etkinliğin ve hizmetin kalitesinin artması, maliyetlerin azalması ve zaman tasarrufu sağlanması söylenebilir. Böylece de müşteri memnuniyeti ve sadakati sağlanmış olur. Sağlık personelinin baskısız ve rahat bir şekilde kaliteli hizmet vermelerine yardımcı olur, zaman ve yer bağımsız hizmet verilmesini sağlar. Sağlık profesyonellerinin her an her yerden sağlık bilgilerine ulaşabilmesine olanak sağlar. Acil durumlarda hastanın sağlık sorunları, kullandığı ilaçlar, alerjileri, geçirdiği operasyonlar, vb. hakkında sağlık profesyonellerine kritik sağlık bilgileri sunar.

44 > MART 2013

Şu anda kullanım yaygınlığı hangi düzeyde? Yurt dışında bu sisteme ait örnekler var mı? Dünya’da benzer uygulamalar var. Türkiye’de de bu tür uygulamalar geliştirilmeye başlandı. Ancak mymediks’i bu uygulamalardan ayıran önemli özelliklerin ilki Kişisel Sağlık Kayıtları ile vital değerlerin entegre olarak ve güvenli bir şekilde birarada tutulmasıdır. Buna ilave olarak; vital değerlerin sisteme otomatik ve kablosuz olarak aktarılabilmesi, üçüncü parti uygulamalara (sağlık kuruluşlarının uygulamalarına) kolayca entegre edebilmeyi sağlayan ara yüzlere sahip olması, en son ve önemli bir özellik olarak da web tabanlı, mobil ve USB Flash bellek versiyonlarının olması gibi önemli farklılıklarla diğer uygulamalardan ayrılmaktadır.

mymediks uygulamasının sadece hastalara mı avantajı var? mymediks uygulamasının sadece hastalara değil sağlıklı bireylere, sağlık kuruluşlarına, sağlık profesyonellerine ve sigorta şirketlerine de avantajları vardır.

Sağlık sektörüne vermek istediğiniz bir mesajınız var mı? Kişiselleşen sağlık ve gelişen teknolojiler ile birlikte Teletıp günümüzde; hipertansiyon, diyabet, astım, obezite, KOAH, kardiyolojik hastalıklar gibi kronik hastalıkların uzaktan takibinde ve yönetiminde maliyetleri düşürmek, zaman tasarrufu sağlamak, zamanında doğru teşhis koymak ve tedavi uygulamak ve yaşam kalitesini yükseltmek amacıyla kullanıldığı gibi sağlıklı insanların iyilik hallerinin devamını sağlamak ve medical koçluk amacıyla da kullanılmaktadır. Bir Teletıp çözümü olan mymediks; sağlık profesyonellerine ve sağlık kuruluşlarına, müşterilerine katma değerli hizmet sunmalarında yardımcı olmaktadır.



AKTÜEL

Philips’ten Yeni CoughAssist E70 Philips, CoughAssist E70 ile noninvaziv havayolu sekresyonu yönetimini yeniden tanımlıyor.

46 > MART 2013

R

oyal Philips Electronics, etkili şekilde öksüremeyen veya sekresyonları temizleyemeyen yetişkin ve çocuk hastalar için geleneksel solunum yolu aspirasyon yöntemlerine etkili ve daha az rahatsızlık verici bir alternatif olarak havayolu sekresyonu yönetimindeki son gelişmelerini tanıttı. Yeni CoughAssist E70, hastalarını hastaneden taburcu ettikten sonra onlara evlerinde daha fazla özgürlük ve destek sunmalarında doktorlara yardımcı olacak gelişmiş tedavi özelliklerine ve araçlarına sahip kapsamlı bir çözüm olarak ön plana çıkıyor. Birçok hastalıkta öksürme ve sekresyonları temizleme becerisinin zayıflaması enfeksiyon riskini artırıyor. CoughAssist kullanımının nöromüsküler hastalıkların solunum komplikasyonları için hastanede yatma oranlarını büyük ölçüde azalttığı görülüyor1. Doğal bir öksürük hissi oluşturmak amacıyla havayoluna kademeli olarak pozitif basınç uyguladıktan sonra hızlı bir şekilde negatif basınca geçerek akciğerlerden sekresyonları temizleyen mekanik bir in-eksüflatör cihazı olan CoughAssist kullanırken hava, yüz maskesi, ağızlık veya basit bir adaptör aracılığıyla trakeostomi tüpüne veya endotrakeal tüpe gidiyor.



AKTÜEL Philips Respironics, gelişmiş tedavi aracılığıyla solunum yetmezliği olan hastaların konforunu ve yaşam kalitesini iyileştirmeye yardımcı oluyor. Konuyla ilgili yaptığı açıklamada daha iyi bir hasta bakımı için hekimlerle ve tüm sağlık ekibiyle iş birliği yapmayı taahhüt ettiklerini belirten Philips Respironics Türkiye ve Balkanlar Bölge Satış Müdürü Tarık Altıparmak, “Hasta bakımının her adımını destekleyen çözümlerimiz var: titrasyon, taburcu etme, evde tedavi ve hasta takibi. Tedaviyi hastaların günlük yaşamlarına entegre etmek ve tekrar hastaneye yatma riskini azaltmaya yardımcı olmak için geniş bir teknoloji, araç, aksesuar ve yazılım yelpazesi sunuyoruz.” dedi.

mukusun salgılanmasına yardımcı oluyor. CoughAssist E70, hasta mobilitesini artıracak şekilde hafif yapısı (4 kg’dan az) ve çıkarılabilir entegre batarya ile uyumluluğu sayesinde hastalara kolay kullanım olanağı sağlıyor. Talimatların yazılı olduğu pratik kullanıcı arayüzü, kurulumu ve tedavinin başlatılmasını kolaylaştırıyor. Yeni izleme ve veri yönetimi araçları evde yakın takibi mümkün kılıyor, bu sayede klinisyenler tedavi etkinliğini değerlendirip ayarları uygun şekilde düzenleyebiliyor. Bu yeni gelişmeler, tedaviyi optimize etmek ve hasta konforunu, mobilitesini ve uyumunu geliştirmede klinisyenlere destek olmak üzere tasarlanmıştır.

CoughAssist E70’in yeni özellikleri hastalara tedavilerini daha fazla kontrol etme olanağı tanıyarak havayolu sekresyonunun temizlenmesini iyileştirmeye yardımcı olabiliyor. Cough-Trak algoritması, her solumadan sonra öksürüğü tetikliyor. Ayrıca ayarlanabilir osilasyon seviyeleri havayoluna titreşim uygulayarak bronş duvarlarından

1. CoughAssist ürünüyle uygulanan tedavinin tekrarlayan solunum yolu enfeksiyonlarını azalttığı kanıtlanmıştır. Alice C. Tzeng and John R. Bach. Prevention of Pulmonary Morbidity or Patients with Neuromuscular Disease. Chest 2000;118: 1390-1396. DOI 10. 1378/chest 118.5.1390.

48 > MART 2013



AKTÜEL

Hastane Laboratuvarları için Testo Saveris Veri İzleme Sistemi Analiz yapılırken, sonuçların doğru ve güvenilir bir şekilde elde edilip sunulması birinci derecede önemli olduğundan, test yönteminin doğruluğunu etkileyebilecek koşulların düzenli ölçümü ve sürekli kaydı gerekir.

50 > MART 2013

L

aboratuvarlarda ortam koşullarının düzenli olarak kontrol edilmesi ve gerekli düzenlemelerin yerine getirilmesi kritiktir. Analiz yapılırken, sonuçların doğru ve güvenilir bir şekilde elde edilip sunulması birinci derecede önemli olduğundan, test yönteminin doğruluğunu etkileyebilecek koşulların düzenli ölçümü ve sürekli kaydı gerekir. Sıcaklık ve nem gibi ortam koşulları, analizlerle birlikte, kullanılan cihaz ve ekipmanların da analitik performanslarını etkileyebilir. Örneğin; yüksek nem, cihazlardaki bazı parçaların korozyonuna neden olabilir. Dolayısıyla yüksek/düşük ortam sıcaklığı ve nemin, gerek cihazlar üzerine gerekse doğrudan test üzerine olumsuz etkileri görülebilir. Laboratuvarlardaki ortam koşulları ile alakalı bir diğer önemli konu; güvenli çalışma kurallarının oluşturulmasıdır. Laboratuvarlarda biyolojik, kimyasal ve fiziksel tüm tehlikelere karşı uygun ortamın oluşturulması ve koşulların düzenli olarak izlenmesi gerekir. Preparatlar, mikroorganizma örnekleri ve reaktifler elverişli alan ve koşullarda saklanmalıdır. Özellikle test sonuçları üzerine doğrudan etkisi olabilen örnekler ve reaktifler gibi çabuk bozulabilecek materyaller için kullanılacak dolap veya depo alanlarının sıcaklık değerleri sürekli ve düzenli olarak kontrol edilmelidir. Depolama sırasında sıcaklıkta meydana gelebilecek değişiklikler durumunda yetkililerin derhal bilgilendirilmesi gerekir ki müdahele gecikmesin. Bu, laboratuvar güvenliği açısından da yarar sağlayacaktır. Kısacası, hastane laboratuvarlarında ortam koşullarının ölçümü ve takibi şu sebeplerden dolayı gereklidir:



AKTÜEL

- Sıcaklık ve nem gibi paremetrelerin istenilen seviyelerde tutulması ile analiz sonuçlarının doğru ve güvenilir bir şekilde elde edilebilmesi - Ortam koşullarının düzenli olarak takibiyle elde edilen verilerin arşivlenmesi ile herhangi bir andaki ölçüm verilerine istenildiği an, kolay erişim - Laboratuvarlarda kullanılan cihazların yüksek/düşük sıcaklık yada nem sonucu zarar görmemesi ve analitik performanslarının etkilenmemesi - Preparatlar, mikroorganizma örnekleri ve reaktiflerin elverişli koşullarda saklanması - Laboratuvarlardaki çalışma ve depo alanlarındaki şartlarda meydana gelecek beklenmeyen değişimlerde anında uyarı verilmesi ile güvenliğin sağlanması Tüm bu nedenlerle, laboratuvarlarda ortam koşullarının

52 > MART 2013

ve diğer ölçüm parametrelerinin sürekli olarak izlenmesi, kayıt edilmesi, doğru ve güvenilir bir analiz yapılması gereklidir. Testo bu konuda size en doğru çözümü sunarak, veri izleme sistemi Saveris ile ortam koşullarının izlenmesi, kaydedilmesi, raporlanması ve alarm yönetimi için profesyonel ve ekonomik bir sistem önerir. Testo Saveris ethernet ve radyo frekansı üzerinden haberleşebilen, harici sensör bağlanabilen prob seçenekleri ile ortam koşullarının ölçümü için her türlü ihtiyaca cevap verebilir. Çevirici ve yöneltici gibi ara ekipmanlar sayesinde kablolu ve kablosuz ağın bir arada kullanımına olanak tanır. İletişimdeki bu esnekliği, kalem pil ile çalışan kablosuz probları ile birleştiren Saveris, data kablosu ve hatta elektrik çekiminin bile imkansız olduğu yerlerde ölçüme olanak tanır. Hafızalı probları ve ana ünitesi sayesinde elektik ve bilgisayardan bağımsız, kesintisiz ölçüm, kayıt ve alarm hizmeti sunar. Saveris Analog Coupler, piyasada standart kabul edilen 4...20mA, 0...10V gibi analog çıkış sinyali verebilen tüm ölçüm sensörlerinin sisteme entegrasyonunu sağlar. Böylelikle sıcaklık, basınç, nem gibi bir hastane laboratuvarında ihtiyaç duyulan tüm paremetreler, ekonomik ve esnek bir sistem ile izlenebilir, kayıt altına alınabilir ve alarm sistemi sayesinde kontrol altında tutulabilir. TS EN ISO 17025 standardı, genel olarak laboratuvar kalite yönetim sistemi ve laboratuvar teknik şartlarını kapsayan bir standarttır. Türk Akreditasyon Kurumu denetiminden geçecek, akreditasyon belgesi almak isteyen veya kalite standardı gereği ortam koşullarını düzenli olarak takip etmesi gereken laboratuvarlar için testo, Saveris Veri İzleme Sistemi ile ortamdaki sıcaklık, nem, karbondioksit,



AKTÜEL basınç gibi değerlerin ölçümü ve kaydı ile daha doğru ve güvenilir analizler yapılmasını sağlar. Ölçüm değerlerinin kayıtları arşivde saklanır ve istendiği an ulaşılabilir. Kullanıcı tanımlaması yapılarak sadece izinli olan kişilerin verilere ulaşımı sağlanabilir. Kayıt edilen verilerin değiştirilemediği Saveris ile güvenilirlik artar. Pille çalışan radyofrekans problar sayesinde ekstradan kablolamaya ihtiyaç duyulmaz. Böylece laboratuvar içerisinde yapılan yapısal değişikliklere, sistem kolaylıkla adapte olabilir.

Testo Saveris Veri İzleme Sistemi’nin Avantajları: - Kablosuz ve/veya Ethernet üzerinden iletişim; kolay kurulum - Yüksek IP koruma sınıfları ve koruyucu kılıflara sahip, zorlu koşullar için dayanıklı ölçüm cihazları - İklimlendirme ölçümünde geçerli olan tüm parametreler (sıcaklık, nem, basınç, ışık yoğunluğu, CO2 vs.) için geniş prob aralığına sahip, taşınabilir, çok fonksiyonlu cihazlar - Testo Saveris ile otomatik ölçüm, dokümantasyon ve alarm yönetimi (sesli, görsel, SMS veya e-posta) - Kullanıcı-dostu yazılım çözümleri ile kolay ve işlevsel ölçüm cihazları - Otomatik olarak pdf formatında veya grafiksel detaylı rapor oluşturma Testo Saveris, ortamdaki sıcaklık ve nem değerlerinin sürekli izlenmesi ve kayıt altına alıması ile hastane laboratuvarlarının doğru ve güvenilir analizler yapmasına, kullanılan cihazların zarar görmemesine, preparatlar, mikroorganizma örnekleri ve reaktifler gibi materyallerin elverişli koşullarda saklanmasına olanak sağlar. Buna ek olarak değiştirilemez dijital veri kaydı ve standart raporlama, verilen hizmetin profesyonelliğini gösterir ve güveni arttırır. İstenmeyen durumlar daha oluşmadan sesli ve görsel alarmlar alınabilir, istenilen yetkililer SMS ve / veya e-

posta yoluyla bilgilendirilebilir. Böylelikle örneğin sıcaklığın aşırı yükseldiği ya da düştüğü durumlarda, laboratuvarın ısıtma sistemi, herhangi bir olumsuz sonuca neden olmadan çalıştırılabilir.

Testo, Termal Kamera Uygulamaları ile İlgili Seminer Verdi Testo Elektronik Ltd. Şti. tarafından 15 Şubat Cuma günü MMO (Makine Mühendisleri Odası) Bursa Şubesi’nde düzenlenen “Enerji Verimliliği Denetimlerinde Termal Kamera Uy-

54 > MART 2013

gulamaları” konulu seminer yoğun ilgi gördü. Termal Görüntüleme Ürün Yöneticisi Görkem Köse tarafından verilen seminerde katılımcılar, enerji verimliliği denetimlerinde kullanılabilecek ölçüm cihazları konusunda bilgilendirildi. Seminerin ana konusunu oluşturan termal kamera uygulamaları ile ilgili olarak “Endüstriyel Termografi” başlığı altında önleyici bakım için elektriksel ve mekanik sistemlerim periyodik kontrolü ve endüstriyel ısıl işlem proseslerinde kalite izleme ve izolasyon kontrolü hakkında, “Bina Termografisi” başlığı altında ise bina iskeletinin izolasyon kontrolü, zemin altı ısıtma tertibatının ve genel ısıtma soğutma tertibatının durumu ve küf oluşum riski taşıyan yerlerin belirlenmesi konularında bilgi verildi. Firma, Makine Mühendisleri Odası iş birliği ile bugüne kadar birçok ilde çok sayıda seminer düzenleyerek sektöre katkı sağlamaktadır.



AKTÜEL

P

Philips Sağlık Türkiye’ye Yeni Genel Müdür

hilips Sağlık Türkiye Genel Müdürlüğü görevine, sağlık ve medikal sektöründe uluslararası deneyime sahip ve şirketin 2008’den beri Ülke Ticaret Direktörü olarak görev yapan Esen Tümer getirildi. 20 yıla yakın sürdürdüğü profesyonel çalışma hayatı boyunca, medikal ve sağlık sektörlerinde elde ettiği deneyimi, Tıbbi Görüntüleme Teşhis ve Tedavi Teknolojileri Derneği (TIPGÖRDER) Yönetim Kurulu Başkanı olarak sektörle de paylaşan Tümer, lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi’nde tamamladıktan sonra, Amerika’da işletme ve pazarlama yönetimi üzerine yüksek lisans yaptı.

80 seneyi aşkın süredir Türkiye’de kesintisiz olarak faaliyet gösteren Philips de Türkiye Genel Müdürlüğüne Esen Tümer getirildi.

80 seneyi aşkın süredir Türkiye’de kesintisiz olarak faaliyet gösteren Philips, sağlık ve iyi yaşam sektörünün öncü şirketlerinden biri olarak sunduğu en yeni teknolojiyle sektöre yön veriyor. Philips sağlık sektörüne sadece teknolojik olarak değil aynı zamanda hasta ve sağlık profesyonelleri açısından yaklaşan politikalarıyla hizmet ediyor.

100’den Fazla Ülkede 122 Bin Çalışan Hollanda kökenli Royal Philips Electronics (NYSE: PHG, AEX: PHI) sağlık, aydınlatma ve tüketici ürünleri sektörlerinde sunduğu güncel yenilikler ile insanların yaşamlarını iyileştirmeye odaklı, çok amaçlı bir Sağlık ve İyi Yaşam şirketidir. Merkezi Hollanda'da bulunan Philips'in dünyada 100’den fazla ülkede toplam 122 bin çalışanı bulunmaktadır. 2011 yılında 22,6 milyar Euro tutarındaki satışlarıyla şirket, kalp sağlığı, akut bakım ve evde sağlık bakımı, enerji verimli aydınlatma çözümleri ve yeni aydınlatma uygulamaları ile erkek tıraş ve bakım ürünleri, taşınabilir eğlence araçları ve ağız sağlığı ürünleri gibi kişisel sağlık ve bakım amaçlı yaşam tarzı ürünlerinde pazar öncüleri arasında yer almaktadır.

56 > MART 2013



AKTÜEL

Moleküler Görüntüleme Büyük Bir Klinik Uygulama Olma Yolunda Frost & Sullivan'ın sağlık sektörüne yönelik yeni araştırması, nöroloji, onkoloji ve kardiyolojiye ek olarak moleküler görüntülemenin büyük klinik uygulama alanı olma yolunda ilerlediğini ortaya koyuyor.

2

010 yılında Türkiye’de faaliyetlerine başlayan dünyanın önde gelen araştırma ve danışmanlık kuruluşlarından Frost & Sullivan, Türkiye’de hazırladığı başta enerji, otomotiv, savunma ve sağlık olmak üzere çeşitli sektörlerde uzun vadeli pazar öngörülerini de kapsayan raporlarıyla uluslararası şirketlerin ve yatırım fonlarının Türkiye’deki faaliyetlerine yardımcı olmanın yanı sıra farklı sektörlerde birçok Türk firmasına özel araştırma ve danışmanlık hizmetleri vererek iç ve dış pazarlarda büyümelerine yardımcı olmayı sürdürüyor. Bu kapsamda Frost & Sullivan, Türkiye sağlık sektörünü de yakından ilgilendiren moleküler görüntüleme alanında yaşanan gelişmeleri Avrupa ölçeğinde mercek altına alıyor.

Hızlı Büyüme Yaşanıyor Frost & Sullivan'ın gerçekleştirdiği "Avrupa Moleküler Görüntüleme Pazarları" başlıklı yeni analize göre 2011 yılında pazarda 276 milyon dolara ulaşan gelirin 2018 yılında 388,4 milyon dolara ulaşması bekleniyor.

58 > MART 2013



AKTÜEL

Araştırma, pozitron emisyon tomografisi (PET), tek foton emisyon bilgisayarlı tomografisi (SPECT) ve planar segmentleri de kapsıyor. Avrupa'da artan kullanıcı tabanının moleküler görüntüleme pazarının gelirlerini katlayacağını belirten Frost & Sullivan sağlık sektörü analistleri, buna bağlı olarak teknolojide yaşanan hızlı gelişmelerin deneyimli teknisyen ve hekimlere olan ihtiyacı ön plana çıkaracağına vurgu yapıyorlar.

Kullanım Yaygınlık Kazanıyor Frost & Sullivan Araştırma Analisti Kaavya Karunanithi, Avrupa ölçeğinde moleküler görüntüleme alanında yaşanan gelişmeler hakkında şunları söylüyor: "Yeni radyo görüntüleyicilerin keşfi, moleküler görüntüleme tanılarının daha yeni klinik uygulamalardaki kullanımını yaygınlaştırıyor. Geleneksel kardiyoloji ve onkoloji alanlarına ek olarak, nöroloji ile bulaşıcı ve enflamatuar hastalık segmentleri de radyo izleyicilerle moleküler görüntüleme tekniklerine giderek artan bir şekilde ağırlık veriyor ve bu da uygulama alanını genişletiyor." Bununla birlikte, PET ve PET/CT de dahil olmak üzere çeşitli kanser görüntüleme modalitelerinin prosedürsel miktarı da artıyor. Ayrıca, kişiselleştirilmiş tedaviyi kolaylaştırması da moleküler görüntüleme tekniklerinin kullanımında motive edici bir rol üstleniyor. Diğer yandan, teknolojideki yenilikler de moleküler görüntüleme pazarlarındaki artışı teşvik etmeyi sürdürüyor. Örneğin, yakın zamanda tanıtılan PET/MRI gibi hibrid teknolojiler mevcut PET/CT'ye oranla daha yüksek spesifiklik sağlıyor.

60 > MART 2013

Gelişmeler Hızlı Yaşanacak Piyasanın uzun vadede, daha geniş çaplı klinik uygulama portföyünü sağlayacak olan optik modaliteler ve üçlü modalite sistemlerinin hakimiyetine gireceğini belirten Karunanithi, teknik olarak ileri düzeydeki fırsatların, kişiselleştirilmiş tıbba yönelik talepleri karşılarken bile piyasa beklentilerinin en üst düzeye çıkaracağının altını çiziyor. Öte yandan, teknolojideki hızlı gelişmelerle birlikte, görüntülerin etkin bir şekilde elde edilip yorumlanması için deneyimli teknisyen ve hekimlere acilen ihtiyaç duyulacağını dile getiren Karunanithi, söz konusu ihtiyacın şimdiden ele alınması gereken önemli bir problem olduğuna dikkat çekiyor Sağlık sektörü katılımcılarının yüksek düzeyde yaşanan teknolojik değişime ayak uydurmalarının zorunlu olduğunu ifade eden Karunanithi, kişiye özel tıbbi bakım hizmetini kolaylaştırmak için yenilikçi, kesin ve güvenilir çözümler sunmalarının kaçınılmaz olacağını da sözlerine ekliyor.

Frost & Sullivan Dünyanın en büyük araştırma ve danışmanlık gruplarından biri olan Frost & Sullivan; 1961 yılından beri 40 ülkede 2000’in üzerinde analisti ve danışmanı ile otomotiv, enerji, havacılık ve savunma, telekomünikasyon, sağlık, kimya ve daha birçok sektörde pazar liderlerinden yeni kurulanlara kadar çeşitli ölçeklerde 14.000 firma ve kuruluşa hizmet vermekte, müşterilerinin büyümelerini hızlandırmalarını, gelişme, yenilik ve liderlik alanlarında en yüksek düzeye ulaşmalarını sağlamaya yönelik çalışmaktadır.



AKTÜEL

Anadolu Sağlık Merkezi Azerbaycan Ofisi Açıldı Yalnızca Türkiye’de değil, yakın coğrafyadaki komşu ülkelerin sağlık ihtiyaçlarına da çözüm olmak için çalışan ve her yıl ortalama 500 Azerbaycanlı’ya hizmet veren Anadolu Sağlık Merkezi, lokal ofisi ile artan talebi sistemli bir şekilde karşılamayı ve hastalara daha yakın olmayı amaçlıyor.

62 > MART 2013

A

nadolu Vakfı tarafından kurulan ve kurulduğu günden bu yana Johns Hopkins Medicine (JHM) ile eğitim ve kalite geliştirme programlarında işbirliği yapan Anadolu Sağlık Merkezi (ASM), uluslararası hastalarına daha iyi hizmet verebilmek için yatırımlarını sürdürüyor. 2007 yılından bu yana ASM’de tedavi olmayı tercih eden uluslararası hasta oranınında ortalama olarak her yıl yüzde 90 artış sağlayan ASM, Azerbaycan ofisini hizmete açtı. Yoğun olarak onkoloji, jinekoloji, kardiyoloji, endokrinoloji ve ortopedi alanlarında her yıl yaklaşık 500 Azerbayanlı hastanın başvurduğu ASM, lokal ofisi ile hastaların, tanı ve tedavileriyle ilgili Anadolu Sağlık Merkezi uzmanlarından “tıbbi ikinci görüş” hizmeti alabilmelerini sağlamanın yanında ASM’ye ulaşımları konusunda da destek olacak.

13 Dilde Hizmet Toplam işlem hacminin yüzde 40’ını oluşturan uluslararası hasta departmanına büyük önem veren ve yatırımlarını sürdüren ASM, kaliteli sağlık hizmetlerinin yanında, uluslararası hastaların tıbbi süreçlerini organize etmek ve rahat etmelerini sağlamak için 50 kişilik bir kadro ile çalışıyor. Yabancı hastaları ülkeye adım attıkları ilk anda karşıladıklarını belirten Anadolu Sağlık Merkezi Uluslararası Hizmetler Direktörü Aslı Akyavaş, “Uluslararası Hizmetler Departmanımız Azeri kardeşlerimizin havaalanından hastaneye ulaşımı, gerekli tıbbi süreçlerin başlaması, takibi ve konaklama süreçlerinin yürütülmesinin yanında Türkiye’yi tanımak amacıyla gerçekleştirilecekleri turistik gezileri bile organize ediyor” diye konuştu. Departmanın İngilizce, Almanca, Fransızca, Rusça, Bulgarca, Romence, Ukrayna-



AKTÜEL fe, kalp cerrahisi, beyin cerrahisi ve ortopedi alanlarında başvuru alırken, diş sağlığı, tüp bebek, ve check-up alanlarında da hasta sayısını artıyor. İngiltere ve Amerika gibi sağlık hizmetlerinin olukça güçlü olduğu ülkelerden de hastaları bulunan ve özellikle kanser alanında referans merkezi olarak konumlanan ASM; Medikal onkoloji, radyasyon onkolojisi, cerrahi onkoloji, ortopedik onkoloji, jinekolojik onkoloji, kemik iliği nakli gibi onkolojinin tüm alanlarında hizmet veriyor. Kanserde tanı ve tedavi için çağdaş yaklaşımları yakından izleyen ASM’de bütün kanser vakaları; patolog, radyolog, nükleer tıp uzmanı, tıbbi onkolog, radyasyon onkoloğu ve cerrahlar tarafından multidisipliner şekilde değerlendiriliyor. Kanser tedavisinde CyberKnife teknolojisini Türkiye’ye getiren ASM’nin uzmanlık alanları arasında; onkoloji (Medikal Onkoloji, Kemik İliği Nakli Merkezi, CyberKnife, Trubeam, Radyoterapi, PET-CT), Kalp Sağlığı (Girişimsel Kardiyoloji, Elektrofizyoloji – Ablasyon, Kalp Cerrahisi), Kadın Sağlığı (Tüp Bebek Tedavisi, Jinekolojik Onkoloji), Ortopedi ve Travmatoloji, Nörolojik Bilimler, Cerrahi Bilimler (Minimal İnvaziv Cerrahi, Obezite Cerrahisi), Dahili Bilimler ve İleri Tıbbi Görüntüleme (3 Tesla MR, Flash CT) bulunuyor.

Anadolu Sağlık Merkezi

ca, Kırgızca, Kazakça, İspanyolca, Arapça, Japonca ve Felemenkçe olmak üzere toplam 13 yabancı dilde hizmet verdiğini söyleyen Akyavaş, yurtdışından gelen hastaların yakınlarının konaklaması için kampüs içerisinde 41 odalı, 82 yataklı bir butik otel bulunduğunu da belirtti. Azerbaycan şubesinin açılmasından büyük mutluluk duyduğunu dile getiren Akyavaş, “ASM’de tedavi gören tüm hastalarımızın ve yakınlarının kendilerini evlerinde gibi hissetmeleri için özveri ile çalışıyoruz. Sağlık hizmetlerinin güçlü olduğu ülkelerin hastalarının Anadolu Sağlık Merkezi’ni güvenle tercih etmesi de bu başarımızın bir göstergesi. Bu doğrultuda ASM olarak çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz“ diyerek sözlerini tamamladı.

67 Farklı Ülkeden Hastalara Hizmet Veriyor Yaklaşık 67 farklı ülkeden hastalara hizmet veren ASM, yoğun olarak tıbbi onkoloji, radyasyon onkolojisi, Cyberkni64 > MART 2013

Yaşam kalitesini artırmak için dünya standartlarında sağlık hizmeti sunmak hedefiyle kurulan Anadolu Sağlık Merkezi, modern tıbbın gereklerini yeni ve kapsamlı bir sağlık anlayışıyla hastalarına aktarıyor. Hizmet kalitesine önemli katkı sağlayan Johns Hopkins Medicine (JHM) ile devam eden işbirliği Anadolu Sağlık Merkezi'nin sağlıkta referans merkezi olma vizyonunu da destekliyor. Kurulduğu günden buyana gerçekleştirdiği çalışmalarla ‘Sağlığın Merkezi’ konumuna ulaşan Anadolu Sağlık Merkezi; onkoloji, kalp damar sağlığı, kadın hastalıkları ve tüp bebek, nöroloji, cerrahi bilimler ve iç hastalıkları dahil olmak üzere tüm branşlarda sunduğu hizmetlerde hasta odaklı yaklaşımla hareket ediyor. Hizmetlerinde hasta hakları ve güvenliğini temel önceliği olarak belirleyen Anadolu Sağlık Merkezi, kaliteli sağlık hizmeti ile dünyanın farklı bölgelerinden gelen hastalara tedavi olanağı sunuyor.

Johns Hopkins Medicine Johns Hopkins Medicine, Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi hekimlerini ve bilim adamlarını, Johns Hopkins Sağlık Sisteminin organizasyonları, sağlık profesyonelleri ve tesisleri ile birleştirmektedir. Johns Hopkins Medicine’ın misyonu, tıbbi eğitim, araştırma ve klinik bakım standartlarını mükemmelleştirerek toplumun ve dünyanın sağlığını daha iyi bir seviyeye çıkartmaktır. Farklı ve kapsamlı olan Johns Hopkins Medicine, Johns Hopkins Hospital’ın 1889’daki açılışından bu yana, sağlığı korumak için hekimlerin ve tıbbi bilim adamlarının biyomedikal araştırmalar ve tıbbi bilgilerin uygulanması konularındaki eğitimlerinde uluslararası liderlik sağlamıştır.



DOSYA

Boyun

Damarlarınız

Kalp

Sağlığınızın

Göstergesi

‘SHAPE Kalp Krizini Önleme Ve Yok Etme Programı’yla kalp krizi riskiyle ilgili bilgi ve kişiye özel yaklaşımlarla koruyucu ve önleyici tedavi alınabiliyor.

Liv Hospital Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Yelda Tayyareci

66 > MART 2013


K

alp damar hastalıklarına bağlı ölümler, tüm dünyadaki ölümler içerisinde birinci sırada yer alıyor. Bu nedenle kalp damar hastalığı riskinin belirlenmesinde sigara, yüksek kolesterol düzeyleri, hipertansiy on ve diyabet gibi risk faktörlerinin taranması ve bu risk faktörlerinin önlenmeye çalışılması oldukça önemli. Ancak tek başına risk faktörlerinin belirlenmesi üzerinden yapılan risk hesaplamaları özellikle genç yaştaki kişilerde ve kadın hastalarda doğru sonuç vermeyebilir. Alanında uzman ve sertifikalı doktorlar tarafından uygulanan ‘SHAPE Kalp Krizini Önleme Ve Yok Etme Programı’yla kalp krizi riskiyle ilgili bilgi ve kişiye özel yaklaşımlarla koruyucu ve önleyici tedavi alınabiliyor. Liv Hospital Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Yelda Tayyareci anlattı.

SHAPE ileri kalp tarama programının hedefi ne? SHAPE tarama sistemi gizli kalp damar hastalığının ortaya konulmasını ve böylece kalp krizine bağlı ani ölümlerin önlenmesini hedefliyor. Günümüzde kalp damar hastalığı taramasındaki genel yaklaşım, risk faktörlerinin belirlenmesi ve tedavi edilmesiyken, SHAPE tarama sistemi bir adım ileri giderek damar sertliğinin tanınması ve tedavi edilmesi prensibini benimsiyor. Böylece tıpkı kanser hastalığının erken tanısında kullanılan tarama testlerinde olduğu gibi, henüz kliniğe yansımadan, damar sertliğinin erken dönemde damar görüntüleme testleri ile ortaya konulması ve tedavi edilmesi, damar sertliğine bağlı gelişen kalp krizi ve inme gibi ölümcül hastalıkların gelişme sıklığını da azaltacaktır.

Hangi damar görüntüleme testleri kullanılıyor? Damar sertliğinin tayininde mevcut tarama testlerine ek olarak, damar görüntülemesi yapılması, kişi sağlıklı veya kalp damar hastalığı açısından düşük riskli görünse bile, gerçekte kalp damarlarının damar sertliği açısından durumu hakkında önemli bilgiler verir. Bu amaçla tüm dünyada yapılan klinik çalışmalarla damar sertliği taramasında kullanımının güvenilir olduğu kanıtlanmış yöntemlerden temel olarak iki tanesi SHAPE tarama sisteminde kullanılıyor. Bunlardan ilki ve daha sıklıkla kullanılanı hasta için hiçbir riski ve yan etkisi bulunmayan, bir damar ultrasonografi yöntemi olan karotis Doppler incelemesi ile boyun atar damarının duvar kalınlığının ve damar duvarında mevcut olabilecek damar sertliğine yol açan plakların görüntülenmesidir. Diğer bir yaklaşım ise koroner damarların bilgisayarlı tomografi ile kireçlenme düzeyinin incelenmesidir. Bu yöntemle bir miktar radyasyon maruziyeti söz konusu olsa da, günümüzde bu amaçla kullanılan yüksek teknolojili cihazlar ile bu en alt seviyeye indirilmiştir.

67 > MART 2013


DOSYA Kalp krizi gelişimi ile ilgili bilinmesi gereken gerçekler Kalp krizi ve buna bağlı ölümler tüm dünyadaki ölümler içerisinde birinci sırada yer alır. Kalp damar hastalığına sahip kişilerin yüzde 50’sinde ilk başvuru kalp krizi veya ani kalp ölümü ile olmaktadır. Hipertansiyon, diyabet, obezite ve yüksek kolesterol düzeyleri gibi kalp damar hastalıklarına ait risk faktörleri, kalp krizinin önceden tahmin edilmesinde yeterli değildir. Normal kolesterol düzeyi, sağlıklı bir yaşam için oldukça önemlidir. Ancak yine de normal kolesterol düzeylerine sahip olmak kalp krizi geçirmeyeceğiniz anlamına gelmez. Yapılan çalışmalarda, kalp krizi geçiren hastalarda, kalp krizi sırasında ölçülen kolesterol düzeyleri incelendiğinde hastaların yüzde 77’sinin normal kolesterol düzeylerine sahip oldukları görülmüştür.

Damar sertliği nedir? Damar sertliği kalp krizi, inme ve periferik damar hastalığına yol açabilen başlıca nedendir. Vücudumuzdaki damar sistemi, organ ve dokularımızı beslemek ve onlara oksijen sağlamakla görevli gelişmiş bir atar damar sistemine sahiptir. Atar damarlar bunun yanı sıra, kan akımının ve basıncının düzenlenmesi, enfeksiyon ve yaralanma durumlarında bölgesel tamir mekanizmalarının gerçekleştiği yapılardır. Atar damarlar bu görevlerini duvar yapıları ince ve elastik olduğu sürece layıkıyla yerine getirirken, birtakım genetik ve çevresel faktörlerin etkisi ile oluşan inflamasyon sonucu damar duvarında meydana gelen kalınlaşma, sertleşme ve hassasiyet sonucu “damar sertliği” denilen hastalık süreci ortaya çıkar.

Neden görüntüleme yapılmalı? Kalp krizi kolay öngörülebilen bir durum değildir. Önceden uyarı vermeyebilir ve aniden gelişir. Hastayı hazırlıksız ve savunmasız yakalar. Boyun atar damarlarında damar sertliği saptanmışsa, buna göre çok daha küçük çaplı olan kalp damarlarında damar sertliği olması kaçınılmazdır. Hem boyun atar damarında, hem de kalp damarlarında damar sertliğinin erken tanısı, koruyucu tedavi yaklaşımları ile inme ve kalp krizi gibi ölümcül olayları önler.

Kimler kalp krizi riski taşıyor? Hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, diyabet ve sigara bilinen en temel risk faktörleridir. Ancak kalp krizi geçiren hastaların yüzde 50-70’i kalp krizi geçirmeden önce risklerinin farkında değildir. Bu nedenle kalp krizi riskinin güvenilir yöntemlerle değerlendirilmesi oldukça önemlidir.

Nasıl güvenilir bir tarama yaptırabilirim? Kalp damar hastalığının erken tanısı ve damar sertliğinin görüntülenmesinde uzmanlaşmış ve SHAPE organizasyonu tarafından sertifikalanmış uzman doktorlar tarafından yapılıyor. Detaylı klinik inceleme ve damar görüntülemesi ile kalp krizi açısından riskiniz hakkında daha güvenilir bilgi edinebilir ve kişiye özel yaklaşımlarla koruyucu ve önleyici tedavi alabilirsiniz.

68 > MART 2013



DOSYA

Kalp ve Damar Hastalıklarında Beslenme Nasıl Olmalı? Central Hospital’dan Diyetisyen Selma Turan kalp ve damar hastalıklarında beslenme konularında tavsiyelerde bulunuyor.

70 > MART 2013

K

alp hastalıkları, hemen hemen tüm toplumlarda en sık görülen ölüm nedenlerinden biridir. Gelişmiş toplumlardaki hareketsiz yaşam, sağlıksız beslenme ve aşırı stres, kalp hastalıklarını tetikleyen en önemli unsurların başında geliyor. Central Hospital’dan Diyetisyen Selma Turan kalp ve damar hastalıklarında beslenme konularında tavsiyelerde bulunuyor.

Bırakın Damarlarınız Genç Kalsın Kalbe kan taşıyan damarların deforme olması kalp rahatsızlıklarını tetikliyor. İnsanlar yaşlandıkça damarları da yaşlanıyor. Central Hospital’dan Diyetisyen Selma Turan, yaşlanmayı yavaşlatmak için damarların iyi korunması gerektiğini ifade ediyor ve ekliyor: “Kalp hastalarının aşırı kilodan, yüksek kolesterolden ve kan basıncından, ürik asit düzeyinden, fazla yağlı ve proteinli beslenmeden, yoğun stresten, hareketsizlikten ve sigara ile alkol kullanımından kaçınmaları gerekiyor.” Dyt. Turan kan basıncını düzenlemek için dikkat edilmesi gerekenleri ise şu şekilde sıralıyor: “Kalp hastaları düzenli bir şekilde egzersiz yapmaya özen göstermeli, sigarayı bırakmalı, bel çevrelerini kontrol altında tutmalı (İdeal bel çevresi kadınlar için 82 cm, erkekler için 88.5 cm). Özellikle tuz tüketimi günde 1-1.5 gr olmalı. Hastalar, doymuş yağları sınırlayarak yağ tüketimini azaltıp kalsiyum ve


magnezyum kullanımını çoğaltmalı, ayrıca potasyum tüketimini de arttırmalı ( muz, kayısı, patates vs).”

Kolesterol Kalp Düşmanı Kan basıncı yüksekliğinin damar yaşlanmasına neden olduğunu anlatan Dyt. Turan: “Kan basıncının iyi dengelenmesi gerekiyor. Düzenli ölçümlerde kan basıncı 140/90’dan yüksekte ise doktora başvurulmalı. Kan basıncı yüksekliği damarların serleşmesinin bir göstergesidir. Damarsal yaşlanmanın ikinci nedeni ise, kolesteroldür. Damarsal yaşlanma erkeklerde, kadınlara göre daha sık ve daha erken yaşta başlar. Kadınlarda damarsal yaşlanma, menopoza kadar görülmez. Yetişkin bir insanda total kan kolesterolü 200 mg’yi geçmemeli. İyi kolesterol (hdl) 35-40 mg’nin altında, kötü kolesterol (idl) 100 mg’nin üstünde olmamalı. Kolesterolün yükselmemesine neden olan yağlı veya yağda kızarmış etler, sakatatlar, yağlı pastalar, kurabiyeler, karides ve midye gibi deniz ürünleri, tereyağı, peynir, kaymak, krema, sert margarinler, 500 gramdan fazla süt/yoğurt, alkollü içecekler ve meşrubatlar aşırı tüketilmemeli.” diyerek kalp rahatsızlığı olan kolesterol hastalarını uyarıyor.

Kolesterolü düşürmek ve kalp sağlığını korumak için yapılması gerekenler: Yemekler bitkisel yağlarla yapılmalı, Yumurta haftada 2 kez haşlama olarak tüketilmeli, Haftada 2 kez kırmızı et, diğer günler tavuk ve balık yenmeli. Balık iyi kolesterolü yükseltir, trigliseriti düşürür, Meyve ve sebze bol bol tüketilmeli, Sarımsak bol miktarda potasyum, fosfor, selenyum, A ve C vitaminleri ile 75 farklı madde içerir, kan damarlarını genişletir ve kanın pıhtılaşmasını önler. Bu yüzden sarımsak tüketilmeli, Kuru baklagilleri bol bol tüketilmeli, Yer fıstığı, ceviz, badem, fındık, fıstık, ayçekirdeği, kabak çekirdeği gibi kuruyemişlerin çok faydalı olduğu unutulmamalı. Örneğin ceviz içerisinde balıktaki gibi Omega 3 yağ asitleri vardır, fakat kilo problemi olanlar kuruyemişlerden belirli miktarda almalıdır, Beyaz ekmek yerine kepekli, çavdar, tam tahıllı veya tam buğday ekmekleri tüketilmeli.

71 > MART 2013


DOSYA

Renal Denervasyon Tedavisi Sempatik denervasyon hipertansiyon tedavisinde 1920’lerden başlanarak kullanılan bir yöntem olmuş; yapılan ameliyatın oldukça zor olması ve gelişen ilaç tedavileri nedeni ile günümüzde çok ender kullanılan bir tedavi haline gelmiştir.

S

empatik sinir sistemi vücudumuzu dış veya iç tehlikelere karşı direnmesini sağlayan ana sistemdir. Arterlerde oluşturduğu daralma ile dolaşan kan hacmini, böbreklerde tuz tutulumunu ve böbrek renin salınımını arttırır. Ayrıca renal kan akımını azalmasına neden olmaktadır. Artan kan hacmi ve sempatik aktivasyon kalp üzerinde de hipertrofiye, oksijen kullanımını artırır ve kardiyak aritmilere sebep olmaktadır. Aşırı sempatik aktivasyon esansiyel hipertansiyonun önemli unsurlarındadır. Sempatik aktivasyon ölçülerinde beyaz önlük tansiyonundan başlayarak esansiyel hipertansiyona ve ona bağlı sol ventrikül hipertrofisinde gittikçe artmış aktivite tesbit edilmiştir. Sempatik denervasyon hipertansiyon tedavisinde 1920’lerden başlanarak kullanılan bir yöntem olmuş; yapılan ameliyatın oldukça zor olması ve gelişen ilaç tedavileri nedeni ile günümüzde çok ender kullanılan bir tedavi haline gelmiştir. Tüm splantik semtatik denervasyon yerine sadece renal sempatik denervasyonun da oldukça etkili olduğu gözlenmesi üzerine perkutan yöntemler ile renal sempatik denervasyon tedavisi son iki yıldır uygulanmaya başlanmıştır.

Perkutan sempatik denervasyon nedir?

Dr. Gürsel Ateş Anadolu Sağlık Merkezi Kardiyoloji Uzmanı

72 > MART 2013

- Sempatik sinirler renal arterlerin etrafında gömülü olarak böbreklere ulaşmaktadır. Renal arter içerisine uzanan özel bir kateter vasıtası ile kateterin ucundan verilen düşük enerjili radyofrekans dalgaları ile ablasyon uygulanmaktadır. Renal arterin distal dallanma öncesinden başlanarak, renal arter gövdesinde 2’şer dakika süre ile 4-6 noktaya helikal olarak ablasyon işlemi uygulanmaktadır. İşlem sonrası tansiyondaki düşüş ilk ayda ~14mmHg , birinci yılın sonunda ise sistolik~27mmHg’ya ulaşmaktadır.


İki yıldan daha uzun süre 30/10mmHg kan basıncı düşmesini sağlayabilmektedir. - İşlem şu an için sadece femoral yaklaşım ile yapılabilmektedir. Yeni nesil kateterler ile radial yaklaşım ile yapılabilecek, renal artere geniş açı ile penetre olunması ile daha rahat maniplasyon uygulanabilecektir. İşlem sırasında ciddi ağrı oluşması nedeni ile sedasyon altında işlemin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Renal arter dallanmasının proksimalden gerçekleşen hastalar işlem için uygun kabul edilmemektedir. Çoklu renal arteri olan hastalarda da işlem şu an için uygulanmamaktadır. - İşleme alınma kriterlerinin başında ise hastaların JNC 7 kriterlerine göre klinik olarak dirençli hipertansif olmaları gerekmektedir. Yani çoklu ilaç tedavisine rağmen tansiyon kontrolü ancak sağlanabilen veya hipertansiyon kontrolü sağlanamayan hastalara uygulanmaktadır.

Simplycity HTN-2 çalışmasına göre işlem oldukça güvenilir olduğu gösterilmiştir. İşlem sırasında spazm gözlenmesine rağmen teddavi gerektiren renal arter darlığı gelişmemiş, 6. ay kontrollerinde de renal arterlerde anormal (anevrizma veya daralma) değişiklikler gözlenmemiştir. Operatörlerin çalıştığı merkezlerde günümüze kadar iki hasta da renal arter perforasyonu gelişmiş, perforasyonlar da kaplı stentler yardımı ile tedavi edilmiştir. Opeatörün deneyimi arttıkça işlem süresi ve komplikasyonlar önemli oranda azalmaktadır. Unultulmamalıdır ki ablasyon kateri üç boyutlu olarak kumanda edilebilmektedir. Değişik acılarda kateter ucunun da açıya bağlı olarak sert ve rijid olduğu pozisyonlar vardır. Ablasyon kateteri ucundan alınan direnç ölçümlerine göre yeterli RF enerjisi dokuya ulaşmadığı durumlarda sistem otomatik olarak ablasyonu durdurmaktadır.

Sonuç - Renal afferent ve efferent sempatik sinirler kan basıncını regüle ederler. - Hipertansiyonda renal sempatik aktivite artışı erken dönemden itibaren gözlenir. - Renal denervasyon sempatik aktiviteyi azaltır ve dokudaki norepinefrin düzeylerini düşürür. - Tedaviye dirençli hipertansiyonda renal sempatik sinir ablasyonu iki yıldan daha uzun süre 30/10 mmHg kan basıncı düşmesini sağlar. - İşlem oldukça kolay ve güvenlidir. - Yaygın kullanım için uzun dönem sonuçları gereklidir. Renal Sempatik denervasyon sonrası metabolik açıdan da iyi yönde değişimler olmaktadır. Hastanın şeker metabolizmasındaki problemlerinde (açlık şekeri, ilaçalma vb.) oldukça etkili çözüm bulmaktadır . Yine Konjestif Kalp Yetersizliği tedavisinde de kulanım için hazırlıklar devam etnektedir.

73 > MART 2013


DOSYA

Kalbinizin

Ritmini Koruyun

Kalp ritim bozuklukları, yaşlılarda daha sık rastlansa da her yaşta görülebiliyor. Bazen hiçbir hayati risk taşımayan hastalık, bazen ani ölümlere yol açabiliyor. Liv HOSPITAL Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Enis Oğuz vücudumuzda hayati önem taşıyan kalbin, ritminin korunması için yapılması gerekenleri anlattı. 74 > MART 2013

K

alp ritim bozukluğunun sebebi nedir?

Kalp kasının kasılması için elektrik uyarı gereklidir. Kalbin sağ kulakcığında düzenli aralıklarla elektrik uyarı çıkaran hücreler vardır. Bahsedilen elektrik uyarının kalbin her tarafına yayılması gerekir. Elektriğin kalp içinde yayılırken izlediği peş peşe dizilmiş hücrelerden oluşan elektrik kablosu gibi hatlar vardır. Kalp kası da bu elektrik iletiye cevap verir. Bahsi geçen bu yapılardaki anormallikler kalp ritminin bozulması ile sonuçlanır. Ritim bozukluğu bazen kalbin hızlanması (taşikardi); bazen teklemesi (erken atım); bazen de yavaşlaması (bradikardi) şeklinde ortaya çıkar.


Belirtileri nedir?

Hastalara diyet uygulaması gerekir mi?

En sık belirti çarpıntı hissidir. Hastalar bu hissi anlatmak için ‘Kalbim kuşkanadı gibi çırpıyor’, ‘Göğsümden fırlayacak gibi oluyor’, ‘Kalp atışlarım dışarıdan görülüyor’, ‘Kalbim ağzımdan çıkacak gibi oluyor’ şeklinde ifadeler kullanır. Çarpıntı genelde aniden başlar ve bazen saniyeler, bazen dakikalar, bazen de saatler sürüp birden sonlanır. Diğer bir bulgu baş dönmesi ve bayılma olabilir. Ritim bozukluğuna bağlı bayılmalar genelde hayati önemi olan ritim bozukluğu türlerini işaret eder.

Ritim bozukluğu yaşayan hastalar için diyet önemlidir. Bazı maddeler kalbin elektrik sistemi için uyarıcı özellik taşır. Bunlar ritim bozukluklarının tetiklenmesine neden olabilir. Çay, kahve, sigara etkileri bu etkenler arasında sayılabilir. Ayrıca birçok ilaç da ritim bozukluğuna yol açabilir. Bazen kalp ilaçları, tansiyon ilaçları kalbin yavaşlamasına yani bradikardiye yol açabilir. Örneğin göz tansiyonu için kullanılan ilaçlarda kalp hızını yavaşlatıcı etkisi olan maddeler bulunabilir. Bazen bir ritim bozukluğunu tedavi etmek için verilen bir ilaç başka ritim bozukluğuna yol açabilir. Genel kalp sağlığını koruyucu önlemler ritim bozukluklarından korunmak için de geçerlidir. Stres yönetimi, ideal kilo, düzenli egzersiz, hayvansal ve transyağlardan sakınan bir diyet, tuz alımının azaltılması, sigara içilmemesi, alkol alımının azaltılması veya hiç alınmaması bu önlemlerin en önemlileridir.

Hangi yaş aralığında görülür? Ritim bozukluğu her yaş grubunda görülebilir. İleri yaşlarda ritim bozuklukları daha sıktır ve diğer kalp hastalıklarıyla ilişkilidir. Tüm yaş grupları hesaba katıldığında toplumun yüzde 2’sinde; 80 yaş üzeri nüfusun ise yüzde 10’unda atriyal fibrilasyon (kalbin kulakçıklarından kaynaklanan ritm bozukluğu) olduğu biliniyor. Bu oranlar kalp ritim bozukluklarının toplum sağlığı için nedenli önemli olduğu ortaya koyuyor.

Ritm bozuklukları için ne gibi testler uygulanıyor? Kalp ritim bozukluğunun tanısında en önemli yöntem EKG dediğimiz kalbin elektriğinin kayıt edilmesidir. Bununla beraber EKG’nin tanı koydurucu olması için ritim bozukluğu olduğu anın kayıt edilmesi gerekir. Örneğin çarpıntı atağı başlayan hasta, çarpıntı devam ederken en yakın sağlık kuruluşuna gidip EKG çektirirse ritim bozukluğunun türü de bu şekilde belirlenmiş olur. Bununla beraber bazı ritim bozuklukları kısa sürelidir; bu şekilde kayıt ettirebilme imkânı yoktur. Bu gibi durumlarda hastaların yanında taşıyabildiği, cep telefonu büyüklüğünde kayıt ediciler vardır. Amaç ritim bozukluğu olduğu anda hastanın kendi ritmini kendisinin kayıt edebilmesi imkânını sağlamaktır.

3 yıl kalp ritmi kaydediliyor Nadir görülen ritim bozukluklarını kayıt etmek için ise cilt altına operasyonla yerleştirilen kayıt ediciler vardır. Böylece 3 yıl boyunca sürekli kalp ritmi kayıt edilebilir. Bu yöntemlerle ritim bozukluğu ortaya konamadığında elektrofizyolojik çalışma denen girişimsel yöntem kullanılabilir. Bazı durumlarda ise ekokardiyografi, kardiyak MR, koroner angiografi gibi tanısal yöntemler gereklidir. Ayrıca vazovagal senkop adı verilen bir bayılma sebebini ortaya koymak için özel bir test uygulanır. Bu hastalıkta refleks olarak kalp ritmi yavaşlaması; hatta geçici durma görülebilir. Epilepsi ile karışabilen ve nöroloji kliniklerinde tanı konması için çabalanan birçok hastada bu basit yöntemle ayırt edici tanı yapılabilmektedir.

Tedavi yöntemleri nelerdir? - Birçok ritim bozukluğu iyi huyludur. Tedavi edilmeleri gerekmez. Ancak rahatsız edici etkilerinin azaltılması için ilaçlar kullanılabilir. Bazılarında ise muhakkak tedavi gerekir. Kalp ritim bozukluğu ilaçları ile ritim problemi baskılanabilir. İlaçlar kullanıldığı sürece ritim bozukluğu ortaya çıkmayabilir. Atriyal fibrilasyon gibi kalp içinde pıhtı oluşumuna yol açan ritim bozukluklarında pıhtı oluşumunu engelleyici ilaçların hayati önemi vardır. - Kasık damarından kalbe yollanan kateter adı verilen teller ile de ritim bozukluğuna yol açan kalp içi bozukluğun yeri tespit edilir. Buraya bazen radyofrekans dalgası; bazen de dondurucu etki kateter ucundan uygulanır. Bu uygulama ritim bozukluğuna yol açan hücrelerin ölmesi ile sonuçlanır. Birçok ritim bozukluğu için işlem başarısı yüzde 100’e yakındır. - Bazen ritim bozukluklarının acilen düzeltilmesi gerekir. Bu durumda kalbe göğüs duvarından elektroşok verilmesi etkili bir yöntemdir. Elektroşok kalbin ritminin sıfırlanmasına böylece normal ritmin yeniden başlamasına olanak tanır. Kalıcı bir çözüm değildir. Zaman içinde ritim bozukluğu tekrarlayabilir. Bununla beraber hayat kurtarıcı olabilir. - Bazı ritim bozuklukları kalbin yavaşlamasına veya durmasına yol açar (bradikardi). Bu çeşit bir bradikardi geliştiğinde ve düzeltilebilir bir sebebi bulunamadığında tedavi kalp pili takılmasıdır. Kalp pili kablosuz teknoloji sayesinde dışardan programlanabilir, istenilen kalp hızı ve diğer özellikler ayarlanabilir. Ayrıca hastanın ritmi ile ilgili topladığı bilgiler okunabilir. Batarya ömrü ortalama 7-8 yıldır. Bu süre sonunda değişmesi gerekir. Eski piller cep telefonu sinyallerinden çok etkilenmekteyken yeni piller kendilerini bu sinyallerin olumsuz etkilerinden koruyabilmektedir. En önemli kısıtlama manyetik alanlardan uzak durmak gerekliliğidir.

75 > MART 2013


AKTÜEL

T

Çocuklarda BT Ne Zaman, Nasıl Yapılmalı?

anısal görüntülemede bilgisayarlı tomografinin (BT) kullanımı erişkinlerde olduğu kadar çocuk yaş grubunda da giderek artıyor. Neolife Tıp Merkezi Radyoloji Uzmanı Dr. Esra Çay; çocuklarda bazı hastalıkların tanısında, takibinde ve travmatik ya da travma dışı bazı acil durumlarda BT’nin hayat kurtarıcı olabildiğine dikkat çekiyor. Çalışmalar, çocukların yetişkinlere göre BT çekiminde daha hassas olduğunun altını çiziyor. Çocuklarda BT çekimleri sonrası kanser gelişim riskini değerlendiren araştırmalar, lösemi ve beyin tümörleri ile maruz kalınan radyasyon dozu arasında doğru orantı gösteriyor.

BT çekimleri klinik olarak çok yararlı olmasına rağmen, özellikle radyasyona yetişkinden daha duyarlı olan çocuklarda, potansiyel kanser riski nedeniyle zaman zaman gündeme geliyor.

Dr. Esra Çay, “Son yıllarda BT teknolojisindeki önemli gelişmeler sayesinde erişkin ya da çocuk, tüm yaş gruplarında, çok daha kaliteli görüntüler çok daha düşük X ışını dozlarında elde edilebiliyor. Ayrıca cihaz teknolojisindeki gelişme çocuklarda yetişkinlerden farklı protokoller ile çekim yapılabilmesine izin veriyor ve böylece çocukların maruz kaldığı doz daha da azaltılıyor. Güncel BT cihazlarında çocukların kiloları ve anatomik yapılarına uygun şekilde otomatik olarak düşük doz verilmesini sağlayan “otomatik doz kontrol” sistemi gibi sistemler bulunuyor.” diyor. Çay, bireysel risk/fayda dengesinde kişiye sağlayacağı fayda fazla ise BT’nin uygun şekilde kullanılabileceğini belirtiyor ve aileleri BT çektirmeden önce aşağıdaki noktalar konusunda uyarıyor: BT inceleme klinik olarak gerçekten gerekli ise yapılmalı Radyasyon dozu çocuğun yaşı ve ağırlığı dikkate alınarak en düşük doza ayarlanmalı. Tetkik sadece incelenmesi gereken bölgeyle sınırlandırılmalı. Birden fazla tetkik yapmaktan kaçınılmalı. Çekimler çok gerekli olmadıkça tek fazlı olarak yapılmalı ve gereksiz tekrarlardan uzak durulmalı. Eğer mümkünse alternatif tanı yöntemleri (ultrasonografi, rezonans görüntüleme) kullanılmalı

76 > MART 2013



AKTÜEL

Sağlık İçin Doğru Seçim: Gaysan Hasta Yatakları

Gaysan Hasta Yatakları, alışılagelmiş hasta yataklarının aksine mekanizma, motor, kablo gibi parçaları içinde bulundurarak ev yatağı görünümü sunuyor, kolay taşınabilir yapısıyla yaşamı kolaylaştırıyor.

78 > MART 2013

G

aysan Mobilya’nın ürettiği hasta yatakları, şık tasarımı, ergonomik yapısı ve dinlendirici özellikleriyle öne çıkıyor. Tasarımıyla dikkatleri çeken Gaysan Hasta Yatakları’nın en önemli faklılığı, mekanizma, motor, kablo gibi bütün araçları içinde bulundurarak, tek parça bir ev yatağı görünümüne sahip olması ve kolayca taşınabilmesi.Kan dolaşımın rahatlamasını sağlayan farklı kademeleri bulunan Gaysan Hasta Yatakları, yemek, televizyon izlemek ve okumak gibi etkinlikleri hastanın kolaylıkla gerçekleştirmesini sağlıyor. Yatak içerisindeki mekanizmaları da bünyesinde üreten Gaysan Mobilya, tam ergonomi sağlayan visco malzeme seçeneği ile kullanıcılarını sağlıklı uykuyla buluşturuyor.

Sırt, bel, boyun ağrılarını azaltan yapısının yanı sıra dinlendirici özelliğiyle hasta sağlığı ile dost hasta yatakları, tedavi süreci bittiğinde evde normal bir yatak olarak kullanılabiliyor.

Hasta Mutluluğu Doğru Yatak Seçimiyle Paralel Yatarak tedavi gören hastaların kendilerini mutlu hissetmesi için ergonomik yatak seçimi büyük önem taşıyor. Hasta mutluluğunu sağlama hedefiyle üretilen Gaysan Hasta Yatakları, hastanın rahat hareket etmesini ve dinlenmesini sağlayarak iyileşme sürecini hızlandırıyor. Hastanın tedavi sürecinde, kan dolaşımını rahatlatmak için zaman zaman ayaklarını kalp seviyesinin üstüne kaldırabilmesi önem taşıyor ve bu özelliklere sahip Gaysan Hasta Yatakları ideal çözüm sunuyor.



AKTÜEL

G

İşyerinize Sağlık Gelsin, Performans Yükselsin

eleceğin sağlık sistemini şekillendiren, sağlık sektörüne yeni ve yenilikçi bir bakış açısı getiren Acıbadem Mobil Sağlık, kurumlara yönelik çözümleriyle, 13-14 Şubat tarihlerinde Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen İnsan Kaynakları Zirvesi’ne katıldı. Liderlerin, yöneticilerin ve insan kaynakları profesyonellerinin enerjiyi oluşturmak ve oluşturulan enerjinin performansa olan etkilerini konuşmak için toplandığı zirvede, Acıbadem Mobil Sağlık da işyerlerine yönelik, çalışan performansını arttırıcı Mobil Sağlık hizmetleri ile dikkat çekti.

Acıbadem Mobil Sağlık; artık işyerinde diyetisyen hizmeti bile sağlayan Mobil Sağlık çözümlerini tanıtarak, yoğun çalışma performansının yol açtığı sağlık ihtiyaçlarına yönelik bireysel ve kurumsal çözümleri ile yöneticilerin ve IK sorumlularının dikkatini çekmeyi başardı.

Yoğun iş temposundan kaynaklanan hastalıklar, yorgunluk, stres, ergonomik bozukluklar, beslenme sorunları gibi iş hayatının en sık rastlanan sağlık problemlerine yönelik mobil çözümleri ile zirveye katılan Acıbadem Mobil Sağlık, “Ortak Sağlık Güvenlik Birimi” hizmeti ile bir çok sağlık sorunu için hastaneye gitmeye gerek kalmadığını gösterdi. Acıbadem Mobil Sağlık, fuar alanına kurduğu standında gösterdiği Mobil Sağlık çözümleri ile çalışanların sağlığını sürekli kontrol altına tutabilen mobil sağlık hizmetlerinin, işyeri revirlerinden yapılan sevkleri azalttığını ve düzenli sağlık kontrolü altında olan çalışanların sağlık problemleri nedeni ile işe gelememe oranlarının düştüğüne de vurgu yaptı.

Uygulamalı Olarak Tanıtıldı Kurumlara ve çalışanlara yönelik olarak verdiği; Acil Sağlık, İş’te Sağlık, Teletıp (Uzaktan Kronik Hastalık Takibi), İş’te Check-up, İş’te Diyetisyen Hizmeti ve Medikal Koçluk gibi hayatı kolaylaştıran çözümlerini IK Zirvesi 13’te uygulamalı olarak tanıtan Acıbadem Mobil Sağlık, fuar alanını 80 > MART 2013



AKTÜEL min barındırdığı etkin sevk ve takip zinciri sayesinde, kurumların ödedikleri hasar prim oranlarının düşük seviyelerde kalmasına imkan tanımaktadır. Hastanın tedavisinin devamlılığı açısından oldukça önemli olan, hekim hasta ilişkisinin devamlılığı, düşük turne over oranları ile sağlanabilmektedir.

İşyerinde Psikolojik Danışmanlık Hizmeti Bu hizmet kapsamında, yoğun iş temposunda çalışan kişilerde çeşitli sebeplerle ortaya çıkan aşırı kaygı ve aşırı stresle başa çıkabilmeleri için psikolojik danışmanlık veriliyor.

İşyerinde Ergonomi Hizmeti

adeta bir işyerine dönüştürdü. Ayrıca fuarda Acıbadem Mobil Sağlık standına uğrayan katılımcılar, tansiyon, kolesterol ve vücut kitle endeksi gibi değerlerini sağlık uzmanlarına ölçtürerek merak ettiklerini de öğrenme şansını yakaladı.

Hizmetler Arasında Neler Var? Acıbadem Mobil Sağlık, işyerlerine ve çalışanlara özel olarak, Check-up’ tan psikolojik danışmanlığa, ergonomi eğitimlerinden yerleşik sağlık birimlerine kadar sunduğu kapsamlı mobil sağlık hizmetleri ile çalışanların performansını artırmayı sağlıyor. Bunlardan bazı hizmetlerin kapsamları ise şöyle;

Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi Hizmeti Bu hizmetin amacı, işi sağlık olmayan kurumlara, çalışanlarının sağlığı ve çalışma ortamlarının güvenliği konusunda doğru ve etkin çözümler üretmektir. Bu kapsamda personel istihdamından, işyerinde eğitime kadar geniş bir yelpazede hizmet sunulabilmektedir. Laboratuvar ve görüntüleme, etkin kayıt ve takip sistemleri, uzaktan tıbbi verilerin takibi, kronik hastalık yönetimi ve acil sağlık hizmetleri ile kişinin kurum içerisinde çalışırken de ayağına kadar götürülen bu hizmetlerle, daha sağlıklı yaşaması amaçlanmaktadır. Hizmetin tamamının yerinde alınıyor olması, işgücü kaybının en aza indirilmesini sağlamaktadır. Siste-

82 > MART 2013

Çalışan performansında önemli artışlar sağlayan bu hizmet kapsamında; bir fizyoterapist eşliğinde iş yerlerine gidiliyor ve o işyerinin çalışma alanı ve ekipmanları, ısısı, havalandırması, aydınlatması, gürültü düzeyi ile mesai ve dinlenme şartları gibi konularda bir araştırma yapılıyor. Çünkü ergonomik bir iş yeri, çalışanın duruşu, psikolojisi, verimi, çalışma masası, molaları, ortamın sıcaklığı ve ışıklandırması ile doğrudan ilişkili. Ancak çalışanlara eğitim verilmeden sadece ortamı değiştirmek, görsel olarak ergonomik bir ortam oluşturulduğu imajını çizmekten öteye gidemiyor. Bu yüzden yapılan çalışmalar sonucunda değiştirilen ortam ile birlikte, çalışanlara konu ile ilgili eğitim seminerleri yine Acıbadem Mobil Sağlık uzmanları tarafından veriliyor. Çalışma ve eğitimler tamamlandıktan 3 ay sonra işyerinin tekrar ziyaret edilerek gelişimin gözlenmesi de Acıbadem Mobil Sağlık’ın İşyerinde Ergonomi paketinde sunduğu bir diğer hizmet.

İşyerinde Diyetisyen Hizmeti Yorucu iş hayatına bağlı yaşanan stres, dengesiz beslenme alışkanlıkları ve özellikle hareketsizlik gibi sağlığı önemli ölçüde etkileyen faktörlere karşılık Acıbadem Mobil Sağlık, tüm bu problemlerle baş edebilmek için ‘Evde ve İş’te Diyetisyen Hizmeti’ sunuyor. Sunulan bu hizmet kapsamında; Acıbadem Mobil Sağlık Beslenme ve Diyet Uzmanı tarafından yapılan kan tetkiklerinin sonuçlarına göre kişiye özel bir diyet programı hazırlanıyor. Diyetisyenlerle yapılacak görüşmeler, kişilere uygun zaman ve mekana göre organize edilen hizmet ile 10 günde bir işyerinizde veya istediğiniz bir yerde düzenli kontrollerle gerçekleşiyor. Böylece kişiler, sağlıklı bir beslenme alışkanlığı kazanırken, bedensel ve ruhsal sağlıklarını da koruyarak iş yerinde daha verimli çalışıyor. İşyerinde Check-up, Mobil Check-up, işyerinde EKG ve işyerinde Fizik Tedavi hizmetleri ise işyerlerine gidilerek verilen ve zamandan kazanç sağlayan diğer hizmetler arasında bulunuyor. Bütün bunların yanında, 7 gün 24 saat telefonla sunulan Medikal Koçluk ve Acil Sağlık Hizmetleri de işyerlerine sunulan önemli hizmetler arasında bulunuyor.



AKTÜEL

Femtosaniye Lazer Fako Teknolojisi Göz Vakfı’nda Türkiye’nin ilk göz hastanesi olan Bayrampaşa Göz Hastanesi’ni bünyesinde barındıran Göz Vakfı, katarakt ameliyatlarında çığır açan Femtosaniye Lazer Fako teknolojisini hizmete sunduğunu açıkladı.

84 > MART 2013

1

984 yılında kurulan Göz Vakfı, 12 Şubat tarihinde The Plaza Hotel, İstanbul’da düzenlediği basın toplantısında, 29 yıldır göz sağlığı konusunda etik değerler çerçevesinde, kar amacı gütmeden en ileri teknoloji ile verdikleri hizmetlere bir yenisini ekleyerek, katarakt ameliyatlarında devrim niteliğinde kabul edilen Femtosaniye Lazer Fako teknolojisini bünyesindeki Bayrampaşa Göz Hastanesi’nde hastalarının hizmetine sunduğunu duyurdu. Lansmanda Göz Vakfı adına açılış konuşmasını yapan Göz Vakfı Başkan Vekili Engin Gürpınar, Göz Vakfı hakkında çeşitli bilgiler verdi. Gürpınar şunları söyledi: “1984 yılında Türkiye’nin ilk göz hastanesi olarak göz sağlığını korumak ve sonradan olma körlüğü önlemek amacıyla kurulan Bayrampaşa Göz Hastanesi’ni bünyesinde barındıran Göz Vakfımız, tam teşekküllü Bayrampaşa Göz Hastanesi ve 2 Göz Merkezi ile (İdealtepe Göz Merkezi ve Bursa Yıldırım Göz Merkezi) hastalarına hizmet vermektedir. Göz Vakfı, kar amacı gütmeden, etik ilke ve değerlere saygılı, en ileri teknoloji ile hastalara hizmet vermeyi kendisine ilke edinmiştir. Göz Vakfı, tam teşekküllü göz hastanemiz ve merkezlerimizde etik değerlere saygılı, güvenilir, ileri teknolojiye sahip cihazlarımızla, Türkiye ve yurt dışından gelen hastalarımıza modern tedavi yöntemleri ile doğru sağlık hizmeti sunmaktadır. Göz Vakfımızda bugün, 35 doktor, 20 hemşire ve 70 personelimiz, toplam 125 çalışanımızla yılda 110.000-120.000



AKTÜEL

poliklinik, 17.000-18.000 tetkik ve müdahale, 5.000-6.000 ameliyat gerçekleştirmekteyiz. Göz Vakfı, kurulduğu günden bu yana 1 milyon 700 bin göz taraması yapılmıştır.

“29 Yıldır Yaptığımız Gibi Yine Öncü Olmak İstedik” Göz Vakfı’nın göz cerrahisinde devrim yaratan ve karatakt ameliyatlarında uygulanan en son teknoloji olarak Femtosaniye Lazer Fako yöntemini Bayrampaşa Göz Hastanesi’nde hastalarının hizmetine sunduğunu anons eden Gürpınar, bu teknoloji ile hastaların daha güvenli olarak tedavi edilmelerine yardımcı olmayı amaçladıklarını belirtti. Gürpınar; ““Aydınlık bir yaşam için…” sloganıyla yola çıkıp, 29 yıldır yaptığımız gibi, 2013’te de dünyada güvenilirliği ispatlanmış en son yenilikleri takip etmek, dinamik ve güvenli teknolojiler ile daha iyi hizmet verebilmek; böylece etrafınızı daha iyi görebileceğiniz bir yaşam geçirmenize yardımcı olabilmeyi hedefliyoruz.” dedi.

Neden Femtosaniye Lazer Fako? Göz Vakfı Tıbbi Koordinatörü Dr. Ercan Sağlam ise, katarakt ameliyatlarında kullanılan bu yeni teknolojinin farklılık ve avantajlarına değindi. Dr. Sağlam, Lansmanda yaptığı sunumda, katarakt ameliyatlarında çığır açtığı kabul edilen Femtosaniye Lazer eşliğinde Fako yöntemi hakkında ayrıntılı bilgi verdi. Femtosaniye Lazer Fako teknolojisi ile katarakt ameliyatı; güvenli ve konforlu bir şekilde gerçekleştiriliyor.

86 > MART 2013

Yaklaşık 20-25 dakikalık bir süreçte gerçekleştirilen işlemler sonrasında hastalar hemen taburcu olup evlerine gidebiliyorlar. Göz Vakfı Tıbbi Koodinatörü Dr. Ercan Sağlam, katarakt ameliyatlarının 20 yıla yakın bir süredir fakoemülsifikasyon adı verilen ve yüksek ultrasonik dalgaların kullanıldığı bir teknikle gerçekleştirildiğini dile getirdi. Sağlam, sözlerine şöyle devam etti: “Fako ameliyatının birçok aşaması vardır. Ameliyatın başarısı ameliyathane ortamının güvenilirliğine, uygulanan teknolojiye, kullanılan malzemenin kalitesine ve tabii ki cerrahın tecrübesine bağlı olarak değişebilmektedir. Son yıllarda özelikle retraktif cerrahide giderek artan sıklıkta kullanılan Femtosaniye Lazer teknolojisi artık katarakt hastalarının da hizmetine girmiştir. Femtosaniye Lazer sayesinde Fako ameliyatının en önemli aşamaları insan eli değmeden tamamen bilgisayar kontrollü gerçekleştirilmekte; dolayısıyla, komplikasyon olasılığı son derece azalmaktadır. Femtosaniye Lazer Fako’nun bir başka avantajı, yapay göz içi merceğin yerleştiği yuvanın son derece düzgün bir şekilde hazırlanabilmesidir. (Bu sayede ameliyat sonrası gözlük kullanmaya ihtiyaç bırakmayan uzak ve yakın net görüş sağlayan multifokal ve astigmatı düzelten torik göz içi lenslerinin uygulanması başarıyı arttırmaktadır.) Göz Vakfı olarak bu alanda hastalarımıza; Fakoemülsifikasyon, Lazer-Fako (Femtosaniye Lazer Fako), Multifokal (çok odaklı), Torik (Astigmatı düzelten) göz içi lens uygulamaları, Biyometri ve YAG Lazer hizmetleri vermekteyiz.”

Göz Vakfı 1984 yılında Türkiye’nin ilk göz hastanesi olarak göz sağlığını korumak ve sonradan olma körlüğü önlemek amacıyla kurulan Bayrampaşa Göz Hastanesi’ni bünyesinde barındıran Göz Vakfı, bugün tam teşekküllü Bayrampaşa Göz Hastanesi ve 2 Göz Merkezi ile (İdealtepe Göz Merkezi ve Bursa Yıldırım Göz Merkezi) hastalarına hizmet vermektedir. Göz Vakfı, kar amacı gütmeden, etik ilke ve değerlere saygılı, en ileri teknoloji ile hastalara hizmet vermeyi kendisine ilke edinmiştir. Göz Vakfı bugün, 35 doktor, 20 hemşire ve 70 personel; toplam 125 çalışanı ile yılda 110.000-120.000 poliklinik, 17.000-18.000 tetkik ve müdahale, 5.000-6.000 ameliyat gerçekleştirmektedir. Göz Vakfı, kurulduğu günden bu yana 1 milyon 700 bin göz taraması yapılmıştır.



AKTÜEL

1

993 yılından bu yana müşterilerinin karşısına pek çok yenilikle çıkan Aktif Dış Ticaret, geleneksel hale gelen yıl sonu toplantısında tüm çalışanlarıyla yeniden bir araya geldi. 12-13 Ocak tarihlerinde Şile Değirmen Otel’de düzenlenen toplantıda, 2012 yılının genel değerlendirmesi yapılırken, 2013 yılı içinde belirlenen hedefler tüm çalışanlarla paylaşıldı. 2012 yılı satış ekibinin performansı, 2013 yılı için satış ekibinden beklentiler, gerçekleştirilen fuar ve kongre katılımları, reklam ve halkla ilişkiler çalışmalarının değerlendirildiği toplantı tüm çalışanların katıldığı eğlenceli akşam yemeği ile sona erdi.

2003 Yılından Bu Yana Başarıyla Temsil Ediyor

Aktif Dış Ticaret, 2013 Yılında Büyümeye Devam Edecek Aktif Dış Ticaret 19. Geleneksel Yıl Sonu Toplantısı 12-13 Ocak tarihleri arasında gerçekleştirdi.

Kuruluşundan bu güne kadar radyoloji aksesuarları konusunda medikal sektöre hizmet veren şirket, 2003 yılından beri protez kullanıcılarına yönelik Protefix ürünlerini başarılı bir şekilde Türkiye pazarına sunuyor. Protefix ürünleri çiğneme veya konuşma esnasında protezlerini kaybetmekten veya protez taşıdıkları için dışlanmaktan korkan, kısacası hayatlarını “normal” geçirmek isteyen hastalar için önemli yardımcılardır. Ayrıca protez vurmaları, aftlar ve diğer tüm ağız içi yaralar için bitkisel bir çözüm olan Protefix Ağız İçi Yara ve Koruma Jeli’ni Türkiye pazarına sunmaktadır. Aktif Dış Ticaret, aynı zamanda 2005 yılından bu yana da xray ışınlarından korunmak için giyilmesi gereken kurşun önlüklerinde üretimini gerçekleştirmektedir. 1995 yılında radyoloji aksesuarları konusunda dünyaca tanınan şirketlerin Türkiye mümessilliğini yapmaya başladı. Bu çalışmalar ile beraber kurşun önlük konusunda uzmanlaşan firma uzun zaman kurşun önlükleri ithal ederek tüm Türkiye'ye dağıttıktan sonra 2005 yılından itibaren kendi markası olan AKTİF X-RAY ile kurşun önlük imalatına başladı.

Kurşun Önlük Kullanımı Mutlaka Gerekli Radyografik tetkik yapılan her alanda, şuanın dozuna bakılmaksızın kurşun önlük kullanımı kişinin sağlığı için mutlaka gereklidir. Radyolojik görüntü merkezlerinin ruhsat aşamasında her ülkedeki kişisel koruyucu donanım yönetmenliği (89/686/EEC) ile ilgili kurumlar tarafından da kullanılması mecburi tutulmaktadır. Radyasyonlu alanlarda, röntgen görüntüleme merkezlerinde, kardiyoloji bölümlerinde, yapılan işin niteliğine uygun kurşun önlük, gonad koruyucu, kurşun paravan, tiroid koruyucu, kurşun gözlük gibi giysi ve teçhizatın sağlanması gerekmektedir. Ayrıca radyografik tetkikler diş hekimliği kliniklerinde oldukça sık kullanılan diyagnostik yöntemlerdendir. Uygulama alanı genişledikçe kullanılan x ışını miktarı da artmakta. Son yıllarda etkin olan dijital teknoloji sensörlerde düşük dozda ışın kullanılmasına olanak vermektedir. Yine de çok sayıda radyografi alınan kliniklerde kullanıcı personel için veya x ışınına duyarlı hastalarda korunma gerekmektedir. Bu amaçla x ışınlarını kesen koruyucu donanımlar kullanılması gerekmektedir. 88 > MART 2013



HASTANE DONANIM

Tıp Fakültesi’ne Yeni Bölümler Kazandırıldı Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kardiyoloji Yoğun Bakım Ve Koroner Anjiyografi Ünitesi hizmete açıldı.

90 > MART 2013

Y

ozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kardiyoloji Yoğun Bakım ve Koroner Anjiyografi Üniteleri düzenlenen törenle hizmete açıldı. Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi önünde düzenlenen törene Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Yozgat Valisi Abdulkadir Yazıcı, AK Parti Yozgat Milletvekilleri Yusuf Başer, Ertuğrul Soysal, Sivas Milletvekili Mesude Nursuna Memecan, Belediye Başkanı Yusuf Başer, Garnizon Komutanı Albay Recep Yalçınkaya, Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Uçar, kaymakamlar, belediye başkanları ve vatandaşlar katıldı.

Hastalar İl Dışına Gitmek Zorunda Kalmayacak Törenin açılış konuşmasını yapan Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Uçar, Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin Ekim 2010 yılı itibariyle 18 anabilim dalında 31 öğretim elemanıyla hizmet vermeye başladığını ve şu an itibariyle de 25 anabilim dalında 67 öğretim elemanıyla Yozgat halkına hizmetini sürdürdüğünü belirterek, “Hastanemiz her geçen gün biraz daha gelişmektedir. Birçok tetkik Yozgat’ta sadece üniversitemizde yapılıyor olması da ayrı bir mutluluktur. Bugün Kardiyoloji Yoğun Bakım Ünitesi ile Koroner Anjiyografi Ünitesi’nin açılışını yapıyoruz. En yakın


HASTANE DONANIM

zamanda açık kalp ameliyatlarına, Koroner By-Pass ve kapak replasyonu ameliyatlarına başlanacağı ve Acil Servis’in açılacağı müjdesini de buradan vermek isterim. Bu sayede artık Yozgat halkının il dışına gitme eziyetine de son vermenin haklı gururunu yaşayacağız. Yine en yakın zamanda MR görüntüleme cihazını da hastanemize kazandırıp, kalite çıtasını daha da yukarılara çıkarma adına ciddi adım atmış olacağız. Üniversitemizin gelişmesine katkısı bulunan emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Daha sonra konuşan Yozgat Valisi Abdulkadir Yazıcı, bir ülkenin bir devletin aynı zamanda da bir ilin kalkınmışlığının en önemli göstergesi vatandaşına sunduğu sağlık hizmeti olduğunu belirterek, “Bizimde inşallah devlet hastanesi yanında bu günde yine önemli bir ihtiyacımızı gideren Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi bünyesindeki önemli bir birimi açarak bu güzelliğe değişik bir güzellik katacağız. Tabi ki kendimize yettiğimiz sürece çevredeki insanlara hizmet ettiğimiz ölçüde ve çevre yörelere hizmet ettiğimiz ölçüde bizimde büyük bir il ve teşkilatını tamamlamış bir il olduğumuz daha güzel anlaşılacaktır. Her geçen gün çok güzel müjdeler alıyoruz. Gerek ödenekler noktasında gerek Yozgat’a gelen hizmetler noktasında bu açılışta yine soğuk kış gününde bizi ısıtan bir müjde tarz ve

tavır oldu. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum açılan bu sağlık ünitesinin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum” diye konuştu.

Daha İyi ve Kaliteli Hizmet Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’da yaptığı konuşmada Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin sağlık alanında insanımıza daha iyi ve kaliteli hizmet verebilmesi noktasında yeni bir adım attığını belirterek, “İnşallah Yozgat’ımızda kalp rahatsızlığı geçiren fazla insanımız olmaz ama olduğu zamanda böylesi bir imkanı yanı başında bulması fevkalade önemlidir. O açıdan bu ünitenin açılması Yozgat’tan sağlık için Ankara’ya Kayseri’ye başka illere gidişin önünü kesecek. Kendi evinde tabiri caizse kendi kapısının yanında tedavi olma imkanı bulacaktır. Bu açıdan oldukça hayırlı bir hizmeti açmış oluyoruz. Tıp fakültesi hastanemizin MR ile ilgili sıkıntılarımız vardı şimdi onunla ilgili sıkıntıda ortadan kalktı. Önümüzdeki günlerde satın alma işleri yapılacak Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi tıbbı teknik donanım bakımından da ihtiyaç duyulan en ileri teknolojik malzemeleri ile donatılmış olacak. Yeni açılan ünitemizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum” dedi.


HASTANE DONANIM

BEÜ'den Sağlık Atağı

Hastanede kurulan PET CT ve Radyasyon Onkoloji birimleri sayesinde artık Batı Karadeniz Bölgesi’ndeki hastalar Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirlerdeki hastanelere gitmek zorunda kalmıyor.

92 > MART 2013

B

atı Karadeniz Bölgesi’nin en önemli hastanesi olan Bülent Ecevit Üniversitesi Hastanesi, başta akciğer kanseri olmak üzere, meme, prostat, beyin ve birçok kanser türünün tedavi edildiği bir merkez haline geldi. Hastanede kurulan PET CT ve Radyasyon Onkoloji birimleri sayesinde artık Batı Karadeniz Bölgesi’ndeki hastalar Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirlerdeki hastanelere gitmek zorunda kalmıyor. Radyasyon Onkoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcı Doç. Dr. Hakan Bakkal, “Çevremizde Düzce’den tutun Bartın, Karabük’ten hastalarımız tedavi olmak amacıyla buraya gelmektedir. Günlük ortalama 70 civarında hastamıza tedavi uyguluyoruz. Hastalarımızı acillik sırasına göre değerlendiriyoruz. Hastalarımız daha önce büyük illere gitmek zorunda kalıyorlardı. Artık büyük illere gidip, günlerce randevu beklemelerine gerek kalmadı. Bölgemizdeki her türlü kanser vakasını tedavi etme imkanımız bulunmaktadır. Vakalarımızda çokluk sırasına göre meme kanseri. Türkiye ortalamasına vurduğumuz zaman ise meme kanseri üst safhadadır. Burası bir maden şehri olduğu için erkeklerde akciğer kanseri çoğunluktadır. Elimizden geldiğince en iyi hizmeti vermeye çalışıyoruz. Hastalarımızdan öncelikle isteğimiz hekimlerinin vermiş olduğu rutin kontrollerini düzgün uygulamalarıdır. Çünkü sizlerin de bildiği üzere kanser hastalığının en iyi tedavisi erken teşhis” dedi. Nükleer Tıp Anabilim Dalı Başkanı aynı zamanda PET CT Sorumlusu Doç. Dr. Mehmet Çabuk ise, “PET CT, aslında büyük bir çoğunluğu kanser hastalarına yönelik, tetkikleri içeriyor. Batı Karadeniz bölgesinde en çok meme, akciğer gibi kanser vakaları ile karşılaşıyoruz. Bu olay sadece Batı Karadeniz’de bulunan kanser vakalarına değil, çevre illerimizden de gelen kanser hastalarını tedavi ediyoruz. Onlar içinde çok büyük bir şanstır. Hastalar ile beraber hasta yakınları da çok büyük bir sıkıntı çekiyor” dedi. BEÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer, kanser tedavisi konusunda büyük yatırımlara imza attıklarını ifade etti. Prof. Dr. Özer, “Bülent Ecevit Araştırma hastanemiz, Batı Karadeniz Bölgesindeki tüm hastalıklara sağlık hizmeti sunan tek merkezdir. Kanser vakalarına da bölge olarak hizmet veren tek merkezdir. Biz her geçen gün dışarıya hiçbir ihtiyaç olmadan, tüm kanser vakalarına her türlü hizmeti vermek için çaba sarf ediyoruz. Özellikle kansere çok önem veriyoruz. Batı Karadeniz Bölgesi’nde 18 yataklı hastanemiz ile hizmeti veriyorduk. En son yaklaşık maliyeti 2.5 milyon lira olan “PET CT” cihazımızı hastanemize kazandırmış bulunuyoruz. Asıl amacımız kanser ile ilgili teşhisten tedavi sürecine kadar her türlü aşamada tüm hizmeti verebilmektir” dedi.



HASTANE DONANIM

Rize’de Bölgenin En Önemli Onkoloji Merkezi Kuruluyor

Recep Tayip Erdoğan Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde kurulan Onkoloji Merkezi için sona yaklaşıldı.

94 > MART 2013

R

ize’de Karadeniz Bölgesi’nin en önemli onkoloji merkezi kuruluyor. Recep Tayip Erdoğan Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde kurulan Onkoloji Merkezi için sona yaklaşıldı. 75 yataklı olarak planlanan ve son teknoloji ile donatılacak olan merkezin Mayıs ayı içerisinde Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın katılacağı tören ile hizmete açılması hedefleniyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Recep Tayip Erdoğan Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Hasan Türüt, Karadeniz Bölgesi’nin kanser araştırmaları ve tedavisi üzeride kurulan en güçlü merkez olduğunu belirterek “Merkez 75 yatak kapasiteli planlandı. Yatak kapasitesinin 26’sını suit odalar oluşturacak. Türkiye’de ilk kez bu merkezimizde robotik kemoterapi uygulanacak. 40 Yataklı ayaklı kemoterapi uygulama imkanımız olacak. İyot131 tedavisinden, nükleer tedavilere kadar ülkemizde kanser alanında uygulanan tüm tanı ve tedaviler bu merkezde yer alacak” dedi.

822 Bin Hastaya Bakıldı Türüt, Recep Tayip Erdoğan Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin iş yoğunluğunun her geçen gün artığını belirterek 2012 yılı içerisinde 822 bin hastaya bakıldığı, 44 bin 400 ameliyat gerçekleştirildiğini söyledi. Türüt, “İş yoğunluğumuz her geçen gün artmaktadır. Özellikle Pazartesi günleri 8 bin hastaya bakmaktayız. 2012 yılı içerisinde toplam hasta yoğunluğumuz 822 bin oldu. Hastanemizde Bin’i A grubu 44 bin 400 ameliyat gerçekleştirildi. Hastanemiz ülkemizde Bakanlık ve Üniversite Hastanesi olarak aynı anda hizmet veren ilk hastanedir. 100 öğretim görevlisi ve 50 Bakanlık uzmanımız var. Hastanemizde 13 profesör, 17 doçent, 82 asistan ve 220 hekim hizmet vermektedir” dedi.



İŞLETME

[

Dijital Hastane

D Mustafa Çiçek Sağlık İdarecisi

ijital hastane günümüzde sıkça kullanılan kavramlar arasında yerini almıştır. Bilişim teknolojilerinin sağlık alanında kullanımının yanı sıra apartmandan bozma binalarda veya merdiven altı yerlerde hizmet sunmaya çalışan sağlık kuruluşlarının yerini modern mimariye uygun olarak inşa edilen binalarda hizmet sunan sağlık kuruluşlarının alması ile aynı anda devreye giren dijital hastanecilik uygulamaları gizemini korumayı sürdürmektedir. Dijital hastaneler; hastane bilgi yönetim sistemi, dijital tıbbi kayıtlar, PACS, sayısal tıbbi arşiv, barkot, RFID teknolojileri, ilaç ve malzeme takibi, mobilite ve tablet bilgisayarlar, medikal teknolojiler, bina, enerji, aydınlatma teknolojileri ve bilgi sistemleri, haberleşme sistemleri, veri, ses, görüntü ve multimedya teknolojileri, tele tıp ve tele eğitim, sanal otopsi, sanal ameliyat, sanallaşma, yönetim hizmetleri, danışmanlık, yönlendirme, bahçe, otopark ve her çeşit entegre hizmetler vb yönetim unsurlarının yer aldığı tam entegre hastanelerdir (1) İleri tekno-

96 > MART 2013

]

lojilerin konseptler bütünü içinde kullanılması anlamında kullanılan dijital hastane; hastane hizmetlerinde kağıt kullanımını ortadan kaldırmakta ve tüm hastane hizmetlerinin bilgisayar ortamında yürütülmesini sağlamaktadır. Yatırım maliyetleri arasında önemli bir kalemi oluştursa bile bina kurulum aşamasında düşünülmesi gereken altyapı yeterliliğinin sağlanması dijital hastaneye geçişin ilk adımını oluşturmaktadır. Sürekli olarak değişim ve yeniliklere açık sağlık hizmetleri üretilen alanların hizmet türlerinin ve entegrasyonunun sağlanabilmesi için ileriye dönük yeterliliğe sahip olması gerekir. Sağlık alanında hızlılık, güvenilirlik, tasarruf devrimi özelliği taşıyan dijital hastane uygulamalarında çalışan personelin sistemin yararlılığına gönülden inanması ve bağlığı için zihniyet devrimine ihtiyaç vardır. Hastaneciliğin geldiği noktada kaçınılmaz son olarak tarif edebileceğimiz dijital hastane, dağınıklık ve manuel çalışmaların getirdiği yorgunluğu ve uzmanlık alanlarındaki sorumluluk karışıklığına da çözüm getirecek bir perspektif sunmaktadır..



Dijital Hastanenin Unsurları Hastane binasının akıllı bina özelliği taşıması ile birlikte ilave teknolojik yeniliklerin montajında kolaylık sağlayan teknik altyapı yeterliliği özelliğine de sahip olması gerekir. Ayrıca, hastane personelleri arasındaki ilişkilerin ve rollerin yeni bilgisayar teknolojilerine göre düzenlenmeleri gerekli görülmektedir. Dijital hastane sisteminin temel bileşenleri; A) Akıllı kart B) Hastane otomasyon programı C) PACS sistemi D) İlaç yönetim sistemi E) Işıklandırma sistemi F) Cihazların teknolojik özellikleri G) Dijital hastane düzenleme kurulu H) İnternet ve kamera sistemi İ) Malzeme yönetim sistemi J) Taşınabilir tıbbi asistan K) Genel görüntüleme sistemi L) Robotik cerrahi sistemi

ortadan kalkmaktadır. Hastanın ruh haline göre ışıklandırma sisteminde değişiklik yapılabilmesi ile hastanın iyileşmesine katkı sunulmaktadır. En son teknoloji ile kurulu yoğun bakım cihazlarında ısı ve nem takibi kayıtları dahi tutularak incelemeye imkan sunulmaktadır. Kameralar vasıtası ile ameliyat görüntüleri talep edilmesi halinde internet aracılığı ile her yerden izlenme imkanı vardır. İleride hastanın şikayeti durumunda bu kayıtlara bakılarak hatanın kaynağının bulunabilmesi imkanı olduğu gibi bu görüntüler eğitim amaçlı da kullanılabilmektedir. Dokunmatik ekranlı monitörlerden hasta yatağından internete bağlanabilmekte, televizyon izleyip müzik dinleyebilmektedir. Sistem dahilindeki tüm hastalara dijital bileklik takılmakta, bileklik içindeki şifre tablet PC ye okutularak hastaya ait bilgiler girilmektedir. Bu sistemde doktor ve hemşireler her serviste bulunacak olan taşınabilir tıbbi asistan adı verilen tablet PC leri kullanarak hastanın teşhis ve tedavisini bu bilgisayarlara kaydedecek ve bilgiler merkezi bilgisayar sistemine aktarılmaktadır. Böylece hastanın günlük izlenen verilerinin yanı sıra röntgen, ultrason, BT, MR gibi gibi tüm görüntüleme bilgileri bilgisayar ortamında izlenebilmektedir.

Sistemin Yararları

Dijital hastane dijital kartla çalışmaya başlamakta, hastaneden içeri giren hasta, tüm departmlarda bu kartla tanınır. Dijital hasta kartlarının önemli görevi vardır ve tüm departmanlarda bu kartla işlem yapılmaktadır. Sihirli kalemle doktorun yazmış olduğu tüm raporlar hastanenin otomasyon programına aktarılmaktadır. Pacs sistemi ile görüntülere tüm bilgisayarlardan ulaşmak hızlı ve kolay olmaktadır. Bu sayede raporlama için kağıt ve film israfı da ortadan kalkmaktadır. Hasta bazlı ilaç stoku, karekod sisteminin düzgün işlemesi ve miadının bitmesi nedeniyle imha edilmeden kaynaklı ilaç israfı ve maliyetini ortadan kaldıran ilaç yönetim sistemi dijital hastanenin özelliklerindendir. İlaç yönetim sisteminde kartın okutulması ile hastaya uygulanacak ilacın çekmecesi açılmakta olduğu için yanlış ilaç kullanımı riski

98 > MART 2013

Dijital kartlar sayesinde hasta ve tedavi karışıklığı önlenerek üst düzey hasta güvenlik sistemi hastanın hastaneye girişinden itibaren devreye girmiş olur. Dijital hastanelerde çekilen örneğin bir EKG ye dünyanın her yerinden hasta veya hekimin ulaşması mümkündür. Vaka inceleme ve eğitim toplantı odasında vaka inceleme esnasında yurtdışında diğer bir hastanedeki doktorların görüşü alınabilmektedir. Dijital hastane kapsamında yer alan evde bakım odasında kronik bir hastanın günlük ölçümlerini çekilip ilgili hekime internet ortamından gönderilebilmekte bu mobil cihazlar sayesinde uzaklıktan kaynaklı problemler ortadan kalkmaktadır. Hastane içindeki tüm bilgi sistemleri tam entegre olduğu için güvenilir veri akışı sağlanmaktadır. Gereksiz işgücü kullanımı olmayacağı için daha az zaman ve enerji harcanarak hastane ve hasta verilerine ve bilgilerine her yerden, erişim sağlanabilmektedir. Kağıtsız ve filmsiz olarak çalışan sistem, sağlık görevlilerinin iş süreçlerini etkilileştirmektedir. E-sağlık ve e-devlet ile de tam entegre hastaneler kırtasiyeciliği ortadan kaldırmakta, verilere hızlı ve otomatik ulaşım ise işgücü maliyetlerini azaltmaktadır. Tam dijital hastane haline gelmek bir maliyet gerektirse bile sanılan kadar masraflı olmadığı gibi doğru cihazların seçilmesi hastanelere ilave tasarruf imkanları sunmaktadır. Hasta bilgilerine her yerden hızlı ulaşım, veri güvenliği, tüm hizmetlerin bilgisayar ortamında yürütülmesi, minimum hata, düşük maliyet, hasta ve çalışan memnuniyeti, teşhis ve tedavi de başarı gibi birçok başarı sağlamaktadır.(2) Yararlanılan Kaynaklar 1. Sağlıkta yeni hedef: Dijital Hastaneler, Yrd.Doç. Bilal AK 2. 29 Ocak 2010, cumhuriyet.com.tr



PAZAROLA

[

Satıyoruz, satacağız

H Prof. Dr. İsmail KAYA

erkesin her şeyi arayıp bulabildiği, genç-yaşlı ahalinin ekranlardan ayrılamadığı, yeni nesil pazarlamacıların ve sosyal medyanın kol gezdiği, internet satışlarının hızla arttığı bir dünyada, bir yandan da, “satıcı” ve “satışçıların” yeri ve rolleri, internetin, aracı, satıcı ve satışçılığa etkileri de tartışılıyor.

Bizde kimin satışçı, kimin neci olduğu, kimin kayıtlı kimin kayıtsız çalıştığı bilinmiyor. Ama ABD’de nüfusun dokuzda birinin satış mesleğinde olduğu ve üstelik bu rakamın son on yılda hiç değişmediği biliniyor. Yani, orada, henüz satışçılıktan bir kaçış görülmüyor. Buna mukabil, satışçılıkta ciddî değişimler yaşanması gerektiği üzerinde duruluyor. Ahalinin satışçılığı ve satışçıları algılaması hâlâ hastalıklı. Satışçılara yakıştırılan olumsuz ve kötü yaftalar kolay silinecek cinsten değil. Satıcılar ve satış elemanları hâlâ sakınılacak insanlar kategorisindeler.

Çok satan satışçılık kitaplarıyla ünlü Daniel Pink, bir “kelime bulutu” analizine dayanarak, satış ve satışçı kelimelerine yakıştırılan çağrışımlarda kullanılan sıfatların dörtte üçünün “tâcizkâr, itici, aşağılık, iğrenç, samimiyetsiz” vb. derecesinde olumsuz ifadelere kadar uzana-

bildiğini, sıfatların ancak dörtte birinin daha yumuşak ve olumlu görüldüğünü söylüyor. (“Seksenler” dizisindeki “Butik Ali”ye hangi sıfatları yakıştırdığınızı hiç düşündünüz mü?) Çalışanların geri kalan onda dokuzunun da satışla ilgili işler yaptığını iddia eden, Pink, 7.000 kişiye, “Sizce, işinizin ne kadarlık bir bölümü, insanları elindekileri bırakıp başka bir şey yapmaya, ona önerdiklerinizi kabul etmesi için onları iknâ ve inandırmaya çalışmakla ilgilidir?” sorusunu yöneltmiş. Çalışanların zamanlarının % 41’ini (yani, saatte 24 dakikayı) “satış türü” bir faaliyete harcadıkları ortaya çıkmış.

“İşte budur! Sevelim ya da sevmeyelim, hepimiz, satış işindeyiz ve görevlerimizin büyük bir bölümünde insanları iknâya, düşündüğümüzü düşündürmeye, bildiğimize inandırmaya, onlara bir şey satmaya uğraşıyoruz” diyor.

Sözün özü şu ki, bu iş, bu meslek, hepimizin işinin bir parçası. Bazılarımız yakasında satışçı rozetiyle çalışsak da, işimiz, yaşımız, mesleğimiz ne olursa olsun etkili satışçılar olmak zorundayız.

Mesele, arkasından iyi şeyler söylenenlerden olabilmekte...

Prof. Dr. İsmail Kaya, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Pazarlama Anabilim Dalı Başkanıdır. Kendisine ismailkaya@gmail.com adresinden ulaşılabilir. Başka yazıları için, http://pazarola.blogspot.com, http://pazarlamabitanedir.blogspot.com ve http://pazarlamazekasi.blogspot.com blogları ziyaret edilebilir.

100 > MART 2013

]



DENGE

[

Maymunların Çilesi…

İ

Gündem "kart kurt" etmeye başladığında, medya şenleniyor. Ekranları dolduran tartışma programlarında, ilginç sahneler yaşanıyor. Vatan ve millet sevgisi kapsamında pozisyon almakta zorlananları, aslanlar gibi statükoyu savunanları izlerken, yıllar önce internet ortamında dolaşan bir hikâyeyi hatırlıyorum.

Mehmet Ali Özbudun mehmetali.ozbudun@ tg.com.tr

*** Çelik bir kafes. Kafesin ortasında bir direk, direğin tepesindeki şeffaf torbaya yerleştirilmiş bol miktarda taze muz. Kafesin içine, beş tane yetişkin maymun alınır. Muzları fark eden maymunlar, direğe tırmanmak için fırsat kollamaya başlar. Ne var ki, direğe hamle yapan her maymuna, derhal tazyikli soğuk su sıkılır. Yaklaşık on beş dakika içinde, beşi de sırılsıklam olur. Cesaretini toplayıp muzlara yönelen olursa, tazyikli su tekrar devreye girer. İliklerine kadar ıslanan ve hırpalanan maymunlar, muzlarla ilgilenmekten vazgeçerler. Bir süre sonra, maymunlardan biri dışarıya çıkarılır, onun yerine böyle bir tecrübeyi yaşamamış, ıslanmamış bir maymun kafese alınır. Kafesin yeni misafiri, diğerlerine şöyle bir göz bir gezdirir ve muzlara doğru yönelir, ancak tam direğe tırmanacakken, kafesin kıdemli ve ıslak maymunları, onu yaka paça aşağı çeker ve bir güzel döver. Maymun, her atağında aynı şekilde tartaklanınca, çareyi muzlardan feragat etmekte bulur ve bir köşeye siner. Nöbet değişimi devam eder. Tazyikli suyun dehşetini yaşamış olan ıslak may-

102 > MART 2013

]

munlar, yerlerini birer birer yeni maymunlara bırakır. Her yeni gelen, tıpkı bir önceki gibi, muzlara dokunulamayacağını kavrayana kadar, hemcinsleri tarafından kıyasıya dövülür. Nihayet, beş tane yeni maymun, muzlara ulaşılamayacağını öğrenir. Kısacası.. - Burada işler böyle gelmiş, böyle gider, sakın ola değiştirmeye kalkmayın, bedel ödersiniz! *** İsterseniz, hayal gücümüzü işletip, biraz spekülasyon yapalım ve soralım. Sizce.. -Kafesin ilk sakinleri olan ıslak maymunlar, neyi simgeliyor? -Islanmadığı halde, dayak ve mahalle baskısı sebebiyle muzlardan vazgeçen ve statükoyu savunan maymunlara ne demeli? Hepsinden önemlisi.. - Senaryoyu kim yazıyor? Maymunları kim ıslatıyor? Rolleri kim dağıtıyor?

*** Bendeniz, bu ve benzeri soruların cevaplarını bir türlü bulamıyorum. Ancak.. Şimdilerde olduğu gibi, ülke olarak kritik bir kavşağa geldiğimizde, tuzaklarla dolu bir labirente ya da bir kafese kilitlendiğimizi düşünüyorum. Acaba neden? Sahi.. Siz ne durumdasınız?



PANORAMA Sakarya’da 100 Yataklı Hastane İnşaatı Yükseliyor Sakarya’nın Hendek ilçesinde yapımına başlanan 100 yataklı Hendek Devlet Hastanesi inşaatı hızla devam ediyor. 100 yataklı Hendek Devlet Hastanesi için, Hendek Belediye Başkanı Ali İnci, AK Parti Milletvekilleri Şaban Dişli, Recep Yıldırım, o dönemki AK Parti İlçe Başkanı Şenay Sakal ve Hendek Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Akın Kaya ile birlikte eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ı ziyaret ederek hastane taleplerini iletmişlerdi. Görüşmeler sonucunda 100 yataklı Hendek Devlet Hastanesi ihalesi yapılarak TOKİ tarafından inşaatına başlandı.

İl Sağlık Müdürlüğüne 5 Yeni Ambulans Geldi Sağlık Bakanlığı tarafından Kastamonu’da 1 tanesi paletli olmak üzere 5 tane yeni ambulans gönderildi. İl Sağlık Müdürlüğü önünde Kastamonu’ya gelen ambulanslar için açılış töreni düzenlendi. Törene Vali Erdoğan Bektaş, Belediye Başkan Vekili Bahri Yavuz, İl Sağlık Müdürü Dr. Metin Öztürk, siyasi parti temsilcileri, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri ile sağlık müdürlüğü çalışanları ve 112 ekipleri katıldı. Vali Erdoğan Bektaş, vatandaşlara en iyi acil sağlık hizmetini sunmak için gayret gösterdiklerini söyledi.

104 > MART 2013

Harran Devlet Hastanesi'ne Hemodiyaliz Ünitesi Kuruluyor

Şanlıurfa Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Dr. Turhan Sulhan, Harran Devlet Hastanesi'ni ziyaret ederek inceleme-

lerde bulundu. Vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini ileten Dr. Turhan Sulhan, Hastane Baştabibi Uzman Dr. Mehmet Gökçe İmam’dan hastaneyle ilgili bilgi aldı. Genel Sekreter Dr. Turhan Sulhan, Sağlık Bakanlığı'nın acil eylem planlamasında hastanelerde acil ve yoğun bakım ünitelerinin iyileştirilmesi çerçevesinde Harran Devlet Hastanesi'nde eksik olan ünitelerin kurulacağını belirterek, vatandaşların ilçeden şehre gelmemeleri, yaşadıkları yerde hayatlarını idame ettirmeleri için hemodiyaliz ünitesi kurulacağı müjdesini verdi.

Erdemli Devlet Hastanesi’nden 2 Büyük Hizmet Erdemli Devlet Hastanesi’nde ağız ve diş sağlığı ünitesi ile endoskopi birimi törenle açıldı. Törende bir konuşma yapan Erdemli Devlet Hastanesi Yöneticisi ve Başhekimi Uzman Dr. Yahya Efe, “Özellikle ilçemize böylesine güzel bir hastane kazandırılmasında emeği geçenlere sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Bilindiği üzere hastanemiz 09 Nisan 2012 tarihinde hizmete girmiş olup, bölgesinde bulunan birçok hastaneden daha iyi şartlara sahip durumdadır. Hastanemizde hasta odaları 1 ve 2 yataklı olup, nitelikli ve donanımlı personelle kaliteli hizmet ver-

meyi ilke edinmiştir. Bizler göreve geldiğimizden bu yana mevcut çıtayı daha yukarılara nasıl yükseltebiliriz düşüncesiyle projeler üretme gayretindeyiz” dedi.



PANORAMA Yeni Doğan Yoğun Bakım Ünitesi Hizmete Girdi

2500 Aileye Tüp Bebek İmkanı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Acıbadem Sağlık Grubu’nun işbirliğiyle hayata geçen ve 19 Ekim 2012 tarihinde düzenlenen bir basın toplantısıyla duyurulan Umutlar Gerçek Oluyor kampanyası başladı. Türkiye genelinde 81 ilde, kampanyaya başvuran aileler arasından, aranan kriterlere uygun 2500 çift belirlendi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından belirlenen aileler, Acıbadem Sağlık Grubu’na bağlı Acıbadem Tüp Bebek Merkezleri‘nde ücretsiz tüp bebek tedavisi imkanına kavuştular. Kampanya kapsamında, ailelerin ulaşım ve konaklama giderleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları’nca, tüp bebek için gereken tedavi ve ilaç desteği ise Acıbadem Sağlık Grubu tarafından karşılanacak.

106 > MART 2013

Bursa'nın İnegöl ilçesinde, Devlet Hastanesi bünyesinde "Yeni Doğan Yoğun Bakım Ünitesi" hizmete girdi. AK Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin'in gayretiyle İnegöl Devlet Hastanesi'ne kazandırılan 22 yataklı yetişkin Yoğun Bakım Ünitesi'nin ardından Yeni Doğan Yoğun Bakımı Ünitesi de hizmete açıldı. 22 yataklı yoğun bakımların resmi açılışının yakında yapılacağı bildirildi. Başhekim Yardımcısı Hayrettin Göçmen, “22 yataklı yeni Yoğun Bakım Ünitesi'ni faaliyete geçirdik. Şimdiye kadar Yoğun Bakım Ünitesi olarak kullandığımız eski yeri

revize ederek, Yeni Doğan Yoğun Bakım Ünitesi oluşturduk. Bu Yeni Doğan Yoğun Bakım Ünitesi'ni 8 kuvöz, 4 fototerapi cihazı ile hizmete açtık” dedi.

AÜ Hastanesi Kalitede Güven Tazeledi Akdeniz Üniversitesi Hastanesi ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi denetimi başarı ile sonuçlandı. Denetimler TSE Antalya Personel ve Sistem Belgelendirme Müdürlüğü’nün 6 denetçisi tarafından gerçekleştirildi. Üç gün süren denetimler sonrasında Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nin sahip olduğu TSE ISO 9001 Kalite Belgesi’nin devamına karar verildi. Denetime, baş tetkik görevlisi Rasim Yılmaz, tetkik görevlileri Fatih Aydın Alp, Ahmet Eryurt, Ümmühan Özbey Masır, Uzman Dr. Güzin Aykal ile Uzman Dr. Serap Arıkan katıldı.

www.respiroloji.com İnternet Sitesi Yayında Sağlıklı yaşama herkesin erişebilmesini amaçlayan Deva Holding, solunum alanındaki çalışmalarını internet ortamına taşıdı. Özellikle göğüs hastalıkları uzmanlarına yönelik pratik bilgiler sunmayı hedefleyen www.respiroloji.com adlı internet sitesi, Ocak ayında yayına başladı. Tüm sağlık profesyonellerinin kullanımına açık olarak tasarlanan bu site, Deva Holding’in stratejik gelişim alanlarından biri olan solunum konusunda hayata geçirdiği yeniliklerin de altını çiziyor. Site, KOAH ve astım hakkında sağlık profesyonellerinin daha donanımlı olabilmesi

adına Türkiye çapındaki bilimsel verileri de içine alan olgulara yer vermekte, ayrıca ürünle ilgili detaylı verileri de içermektedir.



PANORAMA Tıp Fakültesi İçin Çalışma Başlatıldı

ÇOMÜ Hastanesi El Okuma Cihazı İle Hizmet Veriyor Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi yeni bir uygulamayla hasta kabulü yapmaya başladı. Hasta kabul sekreterlerine muayene barkodu alabilmek için başvuruda bulunan hastaların, tüm kimlik bilgileri el okuma cihazı sayesinde otomatik olarak ekrana düşerek hastalar zaman kaybetmeden muayene barkotlarını alabiliyorlar. Bu uygulamayla birlikte hastaların kayıt yaptırmak için harcadıkları zaman ve oluşturulan kuyrukların sona ermesi planlanıyor.

108 > MART 2013

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi hizmet binasının ihalesinin tamamlanmasının ardından arazide yer açma çalışmaları başladı. Yaklaşık 20 dönüm arazi üzerine yapılacak Tıp Fakültesi Hastanesi hizmet binasının yapılacağı alanda iş makineleri yer açma çalışması yapıyor. Üniversite Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yusuf Ziya Erdil, Tıp Fakültesi’nin hastanesinin ihalesinin henüz yapılmadığını, hizmet binasının ihalesi yapılarak alanda iş makineleri ile yer açma çalışmalarının başlatıldığını açıkladı. Erdil, “Yaklaşık 20 dönüm bir arazi üzerine yapılacak hizmet binası iki bloktan oluşuyor. Şu anda yapılan çalışma

sadece yer açma çalışması. Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin giriş bölümü M kapı yanından başlayacak. Şu anda yapılan çalışma sadece hizmet binasının bulunduğu alanda ve M kapısına kadar olan bölümde yol açma çalışması” dedi.

“Etkin Moleküler Hızlı Tanı Yöntemleri Çözümün Bir Parçası mıdır?” Son yıllarda moleküler hızlı tanı yöntemleri hem erken tanı, hem de taramalarda sıklıkla kullanılmaya başlanılan mikrobiyolojik yöntemler arasına girmektedirler. Özellikle sağlık hizmeti ilişkili infeksiyonların etkenlerinin erken belirlenmesi ve doğru tedavinin başlanması yönünden son derecede önemli rolleri olan bu yöntemler, infeksiyona neden oldukları zaman tedavileri güç bakterilerle kolonize olmuş hastalarla ilgili taramalarda da kullanılmaktadırlar. BİODPC / Cepheid işbirliği

ile bu konuların tartışılacağı “Etkin Moleküler Hızlı Tanı Yöntemleri Çözümün Bir Parçası mıdır?” Sempozyumu, 25 Mart 2013 tarihinde İstanbul’da yapılacak. Toplantıda Prof. Dr. Yeşim Çetinkaya Şardan ve Prof. Dr. Duygu Perçin’in yanısıra, Prof. Dr. Ellen Jo Baron (Stanford University), Dr. David Persing gibi bilim insanları, sağlık hizmeti ilişkili infeksiyonlar, moleküler tanı yöntemlerinin geleceği, hızlı yöntemlerin kullanıldığı diğer alanlarla ilgili konuşmalar yapacaklar.

Balcalı Hastanesine Yeni Ameliyathane Kurulacak Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Yeşim Taşova, 30 operasyon odası ile bölgenin en önemli ameliyathanesi için çalışmalara başladıklarını ve 2013 yılı içerisinde tamamlanmasını planladıklarını söyledi. Başhekim Taşova, Balcalı Hastanesi’nin marka değeri olan bir hastane olduğunu belirterek, “Bin 200 yatağımız, 200 yoğum bakım yatağıyla da en fazla yoğum bakım yatağına sahip bir hastaneyiz. Bakıldığı zaman özellikle günde 2 bin 500 poliklinik hizmeti olan, 43 kliniği bulunan oldukça büyük bir hastaneyiz. Hastanemizin en önemli unsuru gerçekten deneyimli bir kadroya sahip olması” dedi.








Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.