Medikal Teknik Aralık'13

Page 1








:0 8

ı D iji ta l Sa ğl ık Ba ka nl ığ D üğ m ey e H asta ne le r İç in Ba st ı Bı ça kc ıla r D ünya

ya Aç ılıyo r

İn ov as yo n G en eral El ec tr ic çi Fi ki rl er i Ya rı şm ası Ye ni lik Be kl iy or i Al an ın da Fu jif im k En do skop n ni de Da ğı tım Ağ ın ı Ye r yo ırı nd Ya pı la an im arka lı Bo zl u Hol di ng D ld u Şi rk et e O rt ak O

:2 4 :2 8

IN DE X

GRUP BAŞKANI H. FERRUH IŞIK İLETİŞİM MAGAZİN GAZETECİLİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. adına İMTİYAZ SAHİBİ MEHMET SÖZTUTAN GENEL MÜDÜR YARDIMCISI AHMET KIZIL ahmet.kizil@ihlasfuar.com EDİTÖR HÜSEYİN AKARSU huseyin.akarsu@img.com.tr

:3 8

REKLAM KOORDİNATÖRÜ AHMET ERASLAN ahmet.eraslan@img.com.tr

:4 2

SANAT YÖNETMENİ İSMAİL GÜRBÜZ ismail.gurbuz@img.com.tr GRAPHIC DESIGNER AHMET YEDEK ahmet.yedek@img.com.tr KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ EBRU PEKEL ebru.pekel@img.com.tr DIŞ İLİŞKİLER HAKAN KURT hakan.kurt@ihlasfuar.com MUHASEBE MÜDÜRÜ MÜRSEL GÜRLER muhasebe@img.com.tr ABONE İSMAİL ÖZÇELİK ismail.özcelik@img.com.tr

Reklam indeksi AGORA TURİZM.............................51

EKİP TIBBİ MALZEME...................95

MES MEDİKAL......................... 27-29

AKTİF FUARCILIK.......................106

ELECTROLUX................................15

MESİTAŞ.......................................97

AKTİF KİMYA................................99

EMS..............................................43

MGT..............................................47

AMAZON MEDİKAL........................31

FORTİS.....................................A.K.İ.

MULTİKAN.............................. 17-19

AND OUTDOR................................75

ICF FUARCILIK............................107

ARAB HEALTH..............................87

İDEAL MAKİNA............................ 4-5

AYDERSAN.............................. 81-83

İHLAS ARMUTLU.........................111

BEK TEKNİK..................................55

İHLAS KOLEJİ.............................110

BEYBİ............................................63

İHLAS PAZARLAMA.....................109

CDK SAĞLIK............................ 23-25

İSTEM..................................... 11-13

CEYO....................................... 91-93

KEYHAN TERCÜME.......................89

DİGİTUR......................................103

KEYMEN İLAÇ...............................49

TRİMPEKS.......................... 57-59-61

DOPA....................Ö.K.-33-35-37-39

LAMİNET OFİS..............................85

TÜRKİYE HASTANESİ....................67

DÜNYA MEDİKAL..........................45

MEDİMPORT............................ 71-73

TÜYAP................................. 104-105

EKINEXPO...................................101

MERCEDES.................................... 9

VARİTEKS................................... 2-3

OCTAMED......................................77 Ö.M.S................................... Ö.K.İ.-1 SCA............................................A.K. SGMS............................................65 SLEPWELL..................................108 TARTI............................................79

CTP • BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No: 11 A/41 Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL +212 454 30 00 ADRES 29 Ekim Caddesi No:23 34197 Yenibosna / İSTANBUL Tel.:+212 454 25 00 Faks:+212 454 25 98 www.medikalteknik.com.tr e-mail: info@medikalteknik.com.tr Medikal Teknik Dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. Medikal Teknik Dergisi’nin bütün yayın hakları İletişim Magazin San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. aygın süreli bir yayın olan Medikal Teknik Dergisi ayda bir yayınlanır.


Medikal TEKNİK

Yıl.27 Sayı.324 Aralık 2013

Hastanelerde Dijital Dönem

Editör

Sağlık Bakanlığı, 2013-2017 Stratejik Planında da yer alan “dijital” ve “kağıtsız” hastane kavramını oluşturmak ve yaygınlaştırmak amacıyla HIMSS Avrupa ile bir Mutabakat Anlaşmasına imza attı. 1961 yılında kurulan HIMSS, kendine başvuruda bulunan hastanelerin dijital süreçlerini değerlendirmek ve ne kadar dijitalleştiklerini tespit etmek için hastaneleri “dijitallik” kavramı üzerinden analiz ederek 1’den 7’ye kadar derecelendiriyor ve akredite ediyor. Uluslararası standartlara uygunluğun temini ve klinik süreçleri iyileştirmek amaçlı uygulanan EMRAM Modeli kapsamında Avrupa’da Mayıs 2013 itibariyle ‘HIMSS Stage 6’ akreditasyonuna sahip olan toplam 26, ‘Stage 7’de ise yalnızca 2 hastane bulunuyor. Ülkemizdeyse pilot uygulama için seçilen Ankara Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesi, ‘HIMSS Analytics EMRAM Stage 6’ akreditasyona sahip. Sağlık sektöründe bilgi ve yönetim sistemleri alanında global geçerliğe ve saygınlığa sahip HIMSS tarafından derecelendirilmek, hastanelere sürekli gelişen bilgi ve iletişim teknolojileri alanında çağı yakalama olanağı vererek, uluslararası alanda saygınlık kazanmalarını sağlıyor. Uygulama sayesinde, bakanlığa bağlı hastaneler, medikal alandaki tüm gelişmeleri ve kalite standartlarını uluslararası düzeyde takip etmesinin yanında, stratejik hedefleri içindeki ‘Dijital Hastane’ kavramıyla tam entegre ve kağıtsız hastaneler oluşturmak ve bu hastaneleri belirli standartlar çerçevesinde geliştirmek adına; HIMSS EMRAM derecelendirmelerini kullanma kararı alındı. Sağlık alanındaki gelişmeler hız kesmeden devam ediyor. Medikal Teknik olarak bu gelişmeleri sizlere aktarmaya devam etmekteyiz. Sağlık alanında yaşanan tüm gelişmeleri dergimizin sayfalarında bulabilirsiniz. Gelecek sayıda buluşmak ümidiyle, Sağlıklı günler.


Aktüel

Sağlık Bakanlığı Dijital Hastaneler İçin Düğmeye Bastı HIMSS dünyaca kabul edilen akreditasyon ve standart sistemi EMRAM (Elektronik Medikal Sağlık Kaydı Adaptasyon Modeli) skorlaması ile Türkiye’deki hastanelerde bilişim teknolojisi seviyesinin uluslararası standartlara uygunluğunu ölçecek. Sistem medikal sağlık kayıtlarının elektronik ortama aktarılmasını hedefliyor. •

pa işbirliği kapsamında verilecek sağlık bilişim teknolojileri, veri toplama, analiz, danışmanlık gibi hizmetlerin detayları anlatıldı.

Sağlık Bakanlığı, 2013-2017 Stratejik Planında da yer alan “dijital” ve “kağıtsız” hastane kavramını oluşturmak ve yaygınlaştırmak amacıyla HIMSS Avrupa ile bir Mutabakat Anlaşmasına imza attı. Anlaşmayı duyurmak üzere düzenlenen basın toplantısına Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu, Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürü Dr. Hakkı Öztürk ve HIMSS CEO’su H. Stephen Lieber konuşmacı olarak katıldı. Toplantıda, T.C. Sağlık Bakanlığı ve HIMSS Analytics Avru-

1961 yılında kurulan HIMSS, kendine başvuruda bulunan hastanelerin dijital süreçlerini değerlendirmek ve ne kadar dijitalleştiklerini tespit etmek için hastaneleri “dijitallik” kavramı üzerinden analiz ederek 1’den 7’ye kadar derecelendiriyor ve akredite ediyor. Uluslararası standartlara uygunluğun temini ve klinik

8 Aralık•2013



Aktüel Yapılan anlaşmayla uygulamanın Türkiye’deki devlet hastanelerinde yaygınlaştırılması hedefleniyor. Hasta işlemlerinin mobil ortama taşınmasıyla, bilgiye her yerden her an erişim, doğru hastadoğru ilaç eşleştirmesi, hastaya ayrılan vaktin artması ve bakım hizmetlerinin kalitesinde artış imkanı tanınırken medikal hataların azalması sağlanacak.

süreçleri iyileştirmek amaçlı uygulanan EMRAM Modeli kapsamında Avrupa’da Mayıs 2013 itibariyle ‘HIMSS Stage 6’ akreditasyonuna sahip olan toplam 26, ‘Stage 7’de ise yalnızca 2 hastane bulunuyor. Ülkemizdeyse pilot uygulama için seçilen Ankara Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesi, ‘HIMSS Analytics EMRAM Stage 6’ akreditasyona sahip. Sağlık sektöründe bilgi ve yönetim sistemleri alanında global geçerliğe ve saygınlığa sahip HIMSS tarafından derecelendirilmek, hastanelere sürekli gelişen bilgi ve iletişim teknolojileri alanında çağı yakalama olanağı vererek, uluslararası alanda saygınlık kazanmalarını sağlıyor.

Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürü Dr. Hakkı Öztürk ise “Sağlıkta e-dönüşüm kapsamında vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerine ulaşımını daha da kolaylaştırmak ve sunulan sağlık hizmetlerinin kalitesini en üst düzeye taşımak için tüm sağlık tesislerimizde bilişim teknolojilerinin doğru ve yaygın kullanımını teşvik ediyoruz. Bu çalışmalara destek olmak ve standardize etmek için değerlendirme, sınıflandırma ve belgelendirme çalışması yapmak amacıyla HIMSS Analytics ile böyle bir çalışmayı başlatmış bulunmaktayız. Hedefimiz, 2015 yılının sonuna kadar, Sağlık Bakanlığı Stratejik Plan hedeflerinin de önüne geçerek tüm hastanelerimizi “dijital hastane sınıflandırma sistemi” ile değerlendirmek ve belgelendirmek olacaktır” dedi.

Toplantıda Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu, “Bakanlığımıza bağlı hastanelerimizin, medikal alandaki tüm gelişmeleri ve kalite standartlarını uluslararası düzeyde takip etmesinin yanında, stratejik hedeflerimiz içindeki ‘Dijital Hastane’ kavramıyla tam entegre ve kağıtsız hastaneler oluşturmak ve bu hastaneleri belirli standartlar çerçevesinde geliştirmek adına; HIMSS EMRAM derecelendirmelerini kullanma kararı aldık. İmzalanan protokol ile hastanelerimiz tanımlanmış bir zaman çerçevesi boyunca geleceğe dönük gelişimlerinde HIMSS tarafından desteklenen bir yol haritasına sahip olacak ve sağlık bilişimi teknolojilerinde uluslararası standartlara uygun hale getirilecektir” dedi.

10 Aralık•2013



Aktüel

HIMSS

HIMSS WorldWide CEO’su H. Stephen Lieber ise “Sağlık Bakanlığı ile böyle bir anlaşmaya imza atmış olmaktan ve bilgi teknolojileri yoluyla tüm Türkiye’de daha iyi sağlık hizmetleri sunulmasına katkıda bulunacak olmaktan dolayı mutluluk duyuyoruz. Türkiye çapındaki tüm devlet hastanelerinden elde edeceğimiz veriler ile HIMSS EMRAM modelini hastanelerdeki IT uygulamaları için bir rehber olarak kabul ederek, Sağlık Bakanlığı’nın daha kısa sürede başarıya ulaşması amacıyla birlikte çalışacağız. HIMSS olarak bizler bakanlığa bu konuda destek verecek olmaktan dolayı heyecan duyuyoruz. Elde edeceğimiz sonuçları ve tüm dünyada yürürlükte olan örnek uygulamaları Mayıs 2014’te İstanbul’da yapılacak olan HIMSS Türkiye Konferansı’nda paylaşmak için sabırsızlanıyoruz” şeklinde konuştu.

HIMSS, sağlık sektöründe üyelik organizasyonu, özellikle sektörde yapılması gereken iyileştirmeler üzerinde çalışan sağlık hizmetleri bilişim teknolojisi ve yönetim sistemlerinin en uygun ve yerinde kullanımı için küresel liderliği sağlamak üzerine odaklanan bir kuruluştur. 1961 yılında kurulan HIMSS WorldWide, dünya çapında 52.000 sağlık hizmeti veren kişi, kurum ve kuruluşun yanında bünyesinde 600 şirket ve 250 kâr amacı gütmeyen dernek/vakıf barındırmakta ve bilişim teknolojilerinin sağlık sektöründe etkin kullanımı sayesinde bu sektörde yapılan çalışmaları daha verimli hale getirmeyi ve tedavide daha olumlu neticeler elde etmeyi hedeflemektedir. Tüm dünyada EMRAM (Elektronik Medikal Sağlık Kaydı Adaptasyon Modeli) skorlaması ile hastaneleri “dijitallik” kavramı üzerinden analiz ederek 1’den 7’ye kadar derecelendirmekte ve akredite etmektedir.

12 Aralık•2013



Aktüel

Türkiye Kalp Krizine Hazır Doktorlar 32 farklı senaryo ile kalp krizi vakalarına hazırlanacak. •

Sağlık Bakanlığı, Türkiye’deki en önemli ölüm nedenleri arasında yer alan kalp damar hastalıklarının tedavisinde önemli bir projeye start verdi. Kalp krizinden ölüm riskini azaltmaya yönelik “Girişimsel Kardiyoloji Simülasyon Eğitim Projesi”, Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde düzenlenen basın toplantısıyla tanıtıldı. Proje ile bir yıl içinde 1000 doktora eğitim verilecek. Proje, kardiyoloji alanındaki eğitim ihtiyacından doğdu. Kalp krizi, en önde gelen ölüm nedeni. Teknolojideki ilerlemeler ise, gerçeğe son derece yakın simülasyonlar sayesinde, kalp krizi vakalarına hekimlerin çok daha hazırlıklı olmasını sağlıyor. Özellikle zaman kaybetmeden hekim müdahalesini gerektiren ve hastanın sevk edilemeyeceği vakalar için, bu tarz bir simülasyon eğitimi projesi yaşamsal önem taşıyor.

katılımlarıyla gerçekleşti. Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Şencan, Türkiye’nin hekimlikteki başarısının dünyanın birçok ülkesinde kabul gördüğünü belirterek, “Bu hedefe yönelik çabayı devam ettirmemiz ve buna tuğla taşımamız gerekiyor. Bu proje o tuğlalardan biri. Bakanlık olarak eğitim için her türlü desteği koşulsuz veriyoruz. Bu proje inşallah başarıyla tamamlanacaktır. Benzer projeler için örnek olacaktır” dedi. Eğitim projesine destek veren Astra Zeneca Türkiye Genel Müdürü Stefan Woxström de, “Bu proje kalp krizi ile sonuçlanan ölümlerin azaltılmasına ve akademisyenlerin eğitimine büyük fayda sağlayacak” diye konuştu. Woxström, bu proje ile Sağlık Bakanlığı’nın cesur bir adım attığını ve bu projenin parçası olmaktan gurur duyduklarını dile getirdi.

Basın toplantısı Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin ev sahipliğinde Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Şencan, Rektör Prof. Dr. Metin Doğan, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Engin Bozkurt ve Astra Zeneca Türkiye Genel Müdürü Stefan Woxström’ün

32 Farklı Senaryo

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı ve proje yürütücüsü Prof. Dr. Engin Bozkurt, koroner kalp hastalığına bağlı ölümlerin Türkiye’deki en önemli ölüm nedenleri arasında olduğunu ifade etti. Türkiye’de 50 yaşın altında kalp krizi oranını Avrupa orta-

14 Aralık•2013



Aktüel

bu merkezlerde kardiyoloji ve kardiyovasküler cerrahi kadroları da oluşturarak bu merkezleri standardize hale getirdi. Bazı illerde nüfus sayısına göre 1-2, bazılarında da 3 ya da daha fazla PKG merkezi bulunmakta. Bu merkezlerin girişim sayısı, başarı oranı gibi parametreleri de takip ediliyor.

lamasından yüksetk olduğuna dikkat çeken Bozkurt, similasyon eğitimi ile kalp krizi vakalarına en kısa sürede müdahale edilebileceğini kaydetti. Bozkurt, proje ile ilgili şu bilgileri verdi: “Doktorlar kolaydan zora gerçeği ile birebir aynı 32 farklı senaryo üzerinde çalışabilecek. Eğitim alan doktorlar, katater, kılavuz tel, stent ve balon kullanımını görebiliyor. Radyasyonun dozunu ayarlayabiliyor, prosedür seçimini adım adım yapabiliyor. Bu eğitimden ilk etapta 50 kardiyoloji ünitesinden 1000 doktor faydalanacak. Her doktor, yaklaşık 50 vaka izleme şansına sahip olacak.”

Merkeze ulaşımın zor olması ve kalbe girişim yapılmasının faydalı olamaması gibi nedenlerden ötürü PKG merkezi kurulumunun rasyonel olmadığı birkaç ilde de, tıkanan damarların ilaç ile açılması (trombolitik tedavi) ön planda tutuldu ve bu iller de ‘trombolitik şehir’ olarak belirlendi.

Kriz Sonrası İlk Saatler Yaşamsal Önem Taşıyor Akut koroner sendrom (AKS) denilen ve büyük bir kısmını kalp krizinin oluşturduğu durumlarda, tıkanan damarın anjiyografi gibi girişimsel yöntemlerle ilk saatler içinde açılması kalp kasının işlevini sürdürebilmesi için gerekli, aksi takdirde kalp pompa görevini göremez hale geliyor ve ölüm gerçekleşebiliyor. Sağlık Bakanlığı, özellikle son 2 yıl içinde ülke çapında büyük bir organizasyon gerçekleştirdi. Her ilde, nüfus sayısı, coğrafi koşullar değerlendirildi ve 7/24 hizmet veren ve kalp damarlarına girişim yapılmasını sağlayan anjiyografi laboratuvarlarının bulunduğu PKG (perkütan koroner girişim) merkezleri yapılandırıldı. Bunlar üniversite hastanelerinde, eğitim ve araştırma hastanelerinde ya da devlet hastanelerinde bulunuyor. Sağlık Bakanlığı bu merkezleri belirledi, gerekli ekipmanı temin etti, anjiyografi teknisyeni, laboratuvar sorumlusu, vb. gibi personel açıklarını tamamladı. Aynı zamanda

16 Aralık•2013



Aktüel

ye’nin kalp krizine hazır olduğu söylenebilir. Bu büyük projenin desteklenmesine üniversiteler ve ilaç firmaları da farklı yönlerden katkıda bulunmaya çalışıyorlar. AstraZeneca da hekim ve toplum eğitimi olmak üzere 2 ayrı alanda Sağlık Bakanlığı’na destek veriyor. Biri, girişim konusunda sadece seçilmiş PKG merkezlerinin değil, tüm kardiyologların girişimsel kardiyoloji teknikleri konusunda pratiklerinin ve tecrübelerinin artırılması, diğeri ise toplumun kalp krizi konusundaki farkındalığının artırılması ve belirtiler başlar başlamaz 112’nin aranmasının ve hastaneye gidişin sağlanması. Girişimsel Kardiyoloji Simülasyon Programı, hekimlerin eğitim ihtiyacına katkıda bulunacak bir proje iken, firmanın desteklediği diğer proje olan “Stent for Life” ise Türk Kardiyoloji Derneği ile işbirliği halinde yürütülüyor ve toplumun farkındalığını artırmayı amaçlıyor.

Bu yapılanmaya paralel olarak, Sağlık Bakanlığı acil sağlık hizmetlerinde de bir çalışma gerçekleştirdi ve her ilde nüfus sayısına göre ambulans satınalması yaptı ve her ilde bir koordinasyon merkezi kurdu. Tüm ambulanslar bu merkezden GPS sistemi ile yönetiliyor ve AKS ön tanısı olan hastalar PKG merkezlerine yönlendiriliyor. Her ambulans içinde hekim bulunamayabiliyor ancak olay yerinden hastaneye ulaşana dek geçen sürede tıbbi süreçlere müdahale edebilecek acil tıp teknisyeni yetiştirilmesi için de çalışma yapılıyor. Hastanın bulunduğu yerden alınıp PKG merkezine getirilme süreleri ülkemizde oldukça iyi, bu rakamlar Avrupa standartlarına yaklaştı. Tüm bu çaba ile kalp krizine erken müdahale ve tıkalı damarın zamanında açılması için büyük bir mesafe kat edilmiş durumda. Türki-

18 Aralık•2013



Aktüel

Acıbadem Mobil Sağlık Dünya Akıllı Şehirler Zirvesi’ndeydi Bu yıl ikincisi düzenlenen Dünya Akıllı Şehirler Zirvesi’nde herbiri kendi alanında uzman kişilerin katılımıyla gerçekleşen oturumlarda, akıllı şehirler gündemi tartışıldı. Zirvenin açılış konuşmasını Acıbadem Mobil Sağlık Hizmetleri’nin Genel Müdürü Dr. Özgür Turgay yaptı. Acıbadem Mobil Sağlık sponsorluğunda düzenlenen ‘Akıllı Şehirlerde Sağlık’ oturumunda, mobil sağlık hizmetlerinin akıllı şehirler ile entegrasyonunun önemi vurgulandı •

da konuşuldu. Zirvede Acıbadem Mobil Sağlık Hizmetleri sağlık alanındaki katkılarından dolayı “Sağlık Ödülü”ne layık görüldü. Ödülü Genel Müdür Özgür Turgay adına Satış Direktörü Murat Beşkök aldı.

Bu yıl 27 – 28 Kasım 2013 tarihlerinde İstanbul’da ikincisi düzenlenen WICS 2013 World Intelligent Cities Summit / Dünya Akıllı Şehirler Zirvesi; sağlık, enerji, inşaat, telekomünikasyon, bilgi güvenliği, ulaşım, yenilenebilir enerji, atık yönetimi, altyapı ve turizm sektörlerinin öncülerinin dahil olduğu farklı uzmanlık alanlarında, 100’den fazla konuşmacının katılımıyla gerçekleştirildi. Zirvede Acıbadem Mobil Sağlık Hizmetleri liderliğinde gerçekleşen ‘Akıllı Şehirlerde Mobil Sağlık’ (Mobile Healthcare in Smart Cities) oturumunda, akıllı şehirlerde mobil sağlığın üstlendiği rolün önemi hakkın-

Acıbadem Mobil Sağlık Hizmetleri’nin Genel Müdürü Dr. Özgür Turgay, uluslarası konuşmacıların da katılımıyla, ‘mobil sağlık’ başta olmak üzere, farklı sektörlerin ‘akıllı şehirler’ konseptine nasıl entegre olacağının konuşulduğu zirvenin ilk günü yaptığı açılış konuşmasında öncülüğünü yaptıkları Mobil

20 Aralık•2013


Aktüel

Turkcell Teknoloji CEO’su Semih İncedayı ve General Electric Stratejik Yatırımlar Direktörü Erdoğan Çeşmeli’nin yer aldığı konuşmacıların herbiri kendi alanında sağlık konusunda yaptıkları çalışmalardan söz etti. Oturumda, öncelikle modern şehirlerde sağlık hizmetlerinin kolay erişilebilir ve sürdürülebilir olmasının büyük önem taşıdığından bahsedildi.

Sağlık hizmetlerinin nitelikleri gereği ‘Akıllı Şehirler Konsepti’nin vazgeçilmez unsurlarından bir tanesi olduğunu belirtti. Dr. Özgür Turgay, teknoloji ve sağlığın öne çıktığı bu yeni yaşam alanlarında ‘mobil sağlık’ın çok iyi konumlandırılması gerektiğini vurguladı. Türkiye’de sağlık hizmetlerinin taşınabilir olarak sunulmasının eksikliğine değinen Turgay, mobil sağlık hizmetlerinin Akıllı Şehirler ile entegrasyonunu bu sorunu önemli ölçüde ortadan kaldıracak bir fırsat olarak gördüğünü söyledi. Zirve kapsamında düzenlenen ‘Akıllı Şehirler’de Mobil Sağlık’ oturumunun moderatörlüğünü Acıbadem Sağlık Hizmetleri Direktörü Seyfettin Erten üstlendi. “Bireylerin sağlık hizmetlerini istedikleri zaman istedikleri yerde almak istemesi günümüzün yoğun temposunda büyük önem taşıyor. Mobil sağlık bireyleri tedaviye ulaşma konusunda özgür kılıyor,” şeklindeki konuşmasıyla mobil sağlığın faydalarına değinen Erten, mobil sağlık hizmetlerinin, sağlık harcamalarının ülke ekonomilerine getirdiği yükü de büyük oranda azalttığını da sözlerine ekledi. Seyfettin Erten ayrıca, gelişen ve değişen dünya ile birlikte, sağlıkta hizmet biçimlerinin de teknoloji odaklı yenilenmeye devam edeceğini ifade etti.

Konutlar Tek Tuşla Sağlık Hizmetlerine Bağlanıyor

Bunun yanı sıra, acil sağlık vakalarına müdahale için gereken koşulların oluşturulmasının akıllı şehirlerin işlevsel olabilmesi konusunda önemli bir adım olduğu belirtildi. Doktorlar ile hızlı iletişim kurulması, akıllı telefon ve tablet kullanımıyla hastane organizasyonlarının hızlıca tamamlanması, GPS sistemiyle anlık olarak izlenebilen, uluslarası standartlarda 9 saate kadar yoğun bakım hizmeti verebilen, hastaya anında ve yerinde müdahale edebilen ambulans hizmetlerinin sunulması gibi faktörlerin akıllı şehirlerin işlevselliğine katkıda bulunacağının altı çizildi. Teknolojik gelişmelerinin etkisiyle sağlık hizmetlerinin evrim geçirdiği, bunun akıllı şehirlerin gelişimiyle paralellik gösterdiğinin konuşulduğu oturumda, akıllı konut ve akıllı şehir yapılanmalarının teknoloji, hız ve konfor odaklı oluşlarıyla hayatı kolaylaştıran her türlü hizmeti barındırdırdığı belirtildi. Bu alandaki en önemli ihtiyacın ise sağlık hizmetlerinin taşınılabilirliği olduğu ifade edildi.

‘Akıllı Şehirler’de Mobil Sağlık’ oturumunda, aralarında İstanbul Anadolu Kuzey Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Şuayip Birinci, İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Serdar İnan, Argela Arge Direktörü Dr. Mustafa Ergen,

21 Aralık•2013


Aktüel

Üzümcü’nün Eğitim Faaliyetleri Taçlandırıldı Üzümcü’nün kurumsal ve sektörel alanda yürüttüğü eğitim faaliyetleri TEGEP Eğitim ve Gelişim Platformu Derneği tarafından birincilik ödülüyle taçlandırıldı. • Bilim ve teknolojideki gelişmeler, her meslek

personelinin ihtiyaçlarını doğru kavrama ve en uygun çözümü sunma amacını taşımaktadır.

mensubunun yeni bilgi ve teknolojileri öğrenmesini ve bu konularda kendilerini yetiştirmesini zorunlu kılmaktadır. Bilgi toplumunda kurumlar artık çalışanlarında çok yönlü ve ustalaşmış beceri sahibi olma, karmaşık kurum içi ve kurum dışı ilişkileri kavrayabilme yeterliliği ve etkili ekip çalışmasına uyum yeteneği gibi özellikler aramaktadır.

Üzümcü AŞ. yerli bir üretici olarak, akademik kuruluşlar ile yakın ve devamlılığı olacak şekilde işbirliği faaliyetlerini geliştirmeyi hedeflemiştir. Üniversitelerin biyomedikal mühendisliği bölümleriyle düzenlediği “Kurumsal ve Sektörel Paylaşım Günleri”, Hemşirelik fakülteleri ile farklı tarihlerde düzenlenen “Cerrahi Hemşireliğinde Güncel Yaklaşımlar” sempozyumları, Türkiye’de bir ilk olma özelliğine sahip 700 m2 büyüklüğünde ameliyathane konseptinde düzenlen showroom alanında ürünler üzerinde yapılan workshop aktiviteleri,sponsor olduğu bir çok kongreler, Üzümcü’nün eğitim konusundaki sosyal sorumluluk bilincini yansıtmaktadır.

Yarım asırlık tecrübesiyle 5 kıtada 80’den fazla ülkeye hizmet veren yerli üretim lideri Üzümcü, bu gelişmelerin farkında olarak düzenlediği eğitim faaliyetleriyle kurumsal ve sektörel sorumluluklarını yerine getirmektedir. Bu bağlamda Üzümcü; çalışanlarının mesleki ve kişisel gelişimine katkı sağlayacak, verimliliği arttıracak ve üst görevlere hazırlanmasına temel oluşturacak eğitim faaliyetleri düzenlemektedir. Göreve yeni başlayan çalışanlara uyguladığı oryantasyon programı ile üretim ve satışı gerçekleştirilen ürünlerin kullanım alanları ve teknik özelliklerine yönelik teorik bilgiyle donatmakta, kullanıcının ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde demonstrasyon yapabilme becerisi kazandırmaktadır. Bu beceriler sağlık

Üzümcü Tıbbi Cihaz A.Ş.’nin “Hayat Boyu Öğrenme” ilkesine olan inancıyla yürüttüğü eğitim faaliyetleri 27 Kasım 2013’te TEGEP Eğitim ve Gelişim Platformu Derneği tarafından “3. Gelişen KOBİ Geliştiren KOBİ” yarışmasında 1.000 KOBİ arasında yapılan değerlendirmede birincilik ödülüne layık görülmüştür. Tüm Üzümcü ailesi bu ulvi ödülün haklı gururunu yaşamaktadır.

22 Aralık•2013



Aktüel

Bıçakcılar Dünyaya Açılıyor 3 Farklı Ülkede 3 Yeni Fabrika Türkiye’nin lider tıbbi cihaz ve tek kullanımlık tıbbi ürünler üreticisi Bıçakçılar, İran, Tunus ve Ukrayna’da fabrika kurmak için düğmeye bastı. •

Türk medikal sektöründe 1959 yılından beri tıbbi cihaz ve tek kullanımlık tıbbi ürünler alanında öncü rol üstlenen Bıçakcılar, dünyanın dört bir yanına gerçekleştirdiği ihracatın yanı sıra artan kapasite kullanımına istinaden yurt dışında üretim için kolları sıvadı. 80’den fazla ülkeye ihracat yapan Türkiye’nin lider tıbbi cihaz ve tek kullanımlık tıbbi malzeme üreticisi Bıçakcılar; İran, Tunus ve Ukrayna’da fabrika kurmayı planlıyor. Bu ülkeler içinde ilk fabrikasını Ukrayana’da 2014 yılında açmayı planlayan Bıçakcılar’ın CEO’su Sadrettin Dai, “Ukrayna’yı, Tunus ve İran izleyecek. Fizibilite çalışmalarına çok uzun zaman önce başladığımız yurtdışı yatırımlarımız yaklaşık 10 milyon dolar. Yurt dışında fabrika kurduğumuz bu 3 ülkeyi zaman içinde başka ülkeler de izleyecek” dedi. Yeni yatırımlarla önümüzdeki 5 yılda Bıçakcılar’ın küresel piyasalardaki varlığını artır-

24 Aralık•2013



Aktüel

anında öncü bir rol üstlenen Bıçakcılar A.Ş., akıllı, yenilikçi, güvenli ve çevre dostu tıbbi cihazlar üreterek ve tedarik ederek iş ortaklarına maksimum fayda sağlamayı hedeflemektedir. 80’den fazla ülkeye ihracat yapan Türkiye’nin lider tıbbi cihaz ve tek kullanımlık tıbbi malzeme üreticisi Bıçakcılar, 54 yıldır Türkiye medikal sektöründe tıbbi cihaz ve tek kullanımlık tıbbi ürünler üretimi gerçekleştiriyor. Son teknoloji ile donatılan 31 bin metrekare üzerine kurulu İstanbul Esenyurt Üretim Merkezi’nde kaliteli üretim ve üstün hizmet anlayışıyla, üretim yapan Bıçakçılar, 700’ü aşkın çalışan ve Türkiye genelinde 6 bölge müdürlüğü düzeyinde yaygın satış ağıyla hizmet vermektedir. Ürün tasarımından satış sonrası servisine kadar üretimin her aşamasında Toplam Kalite Yönetimi prensiplerine ve GMP kurallarına sıkı sıkıya bağlı olan Bıçakçılar, tek kullanımlık steril tıbbi ürünlerden, ameliyat masa ve lambaları gibi tıbbi cihazlara kadar uzanan geniş bir yelpazede ürünler sunmaktadır.

mayı hedeflediklerini belirten Dai, “Piyasaya sunacağımız yeni ürünler ve mevcut üretimde yapılacak kapasite artışları bu büyümenin motoru olacak. Uluslararası işbirlikleri Bıçakcılar’ın küresel marka olma modelinin temelini oluşturacak” dedi. Bıçakcılar’ın ihracat yaptığı ülkeler arasında; İtalya, İngiltere, Fransa, Almanya, İrlanda, İspanya gibi Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinin yanında Tunus, Mısır gibi Afrika ülkeleri ve Endonezya, Filipinler, Sri Lanka gibi Uzakdoğu ülkeleri de yer alıyor. İtalya ve İngiltere’de tek kullanımlık sağlık ürünlerinde pazar lideri olan Bıçakcılar, ayrıca katater grubunda kapasite ve üretim miktarı olarak Avrupa’daki en büyük üretici konumunda bulunuyor. Yenilikçi, Güvenli ve Çevre Dostu: Bıçakcılar Türkiye medikal sektöründe 1959 yılından beri tıbbi cihaz ve tek kullanımlık tıbbi ürünler al-

26 Aralık•2013



Aktüel GE Türkiye Başkanı ve CEO’su Canan Özsoy, “Yenilikçiliğin Türkiye’nin rekabet gücünü artırmasında oynadığı önemli role olan inancımızla yerel inovasyon çalışmalarını destekliyoruz” dedi.

General Electric İnovasyon Yarışması Yenilikçi Fikirleri Bekliyor GE Türkiye, düzenlediği İnovasyon Yarışması ile sağlık sektörü ve enerji verimliliği alanlarında en parlak fikirleri gün ışığına çıkarmayı amaçlıyor. GE, başarılı fikirleri 100 bin ABD doları tutarında para ödülü ile destekleyecek. •

larındaki sorunları çözmek için güçlü, yenilikçi fikirlerin ve girişimlerin ortaya çıkmasına imkan sağlaması ve bu fikirlerin hayata geçirilmesinin teşvik edilmesi amaçlanıyor.

General Electric (GE), Türkiye’nin 2023 vizyonuna verdiği destek konusundaki kararlılığının uzantısı olarak İnovasyon Yarışması düzenledi. GE Türkiye Başkanı ve CEO’su Canan Özsoy, “Yenilikçiliğin Türkiye’nin rekabet gücünü artırmasında oynadığı önemli role olan inancımızla yerel inovasyon çalışmalarını destekliyoruz” dedi. TÜBİTAK işbirliğinde düzenlenen GE Türkiye İnovasyon Yarışması, öğrencileri, girişimcileri, mucitleri ve işletmeleri hedefliyor. Enerji verimliliği ve sağlık alan-

Büyük Ödül 100.000 ABD Doları Duyurusu Ekim ayında yapılan ve Aralık ayında tamamlanması planlanan yarışmanın toplam ödül olan 100.000 ABD doları sağlık ve enerji kategorilerinin kazananları arasında paylaştırılacak. Bunun yanı sıra, her iki kategoride

28 Aralık•2013



Aktüel

laşık yüzde 80’i yeni teknolojiler geliştirmeyi başarılı inovasyonun önemli itici gücü olarak gördüklerini belirtmişler; bu oran dünya ortalamasından 14 puan fazladır. Anketi yanıtlayanların yaklaşık yüzde 88’i ortaklıkların önemini vurgulayarak şirketlerinin işbirlikleri vasıtasıyla inovasyona açık olduklarını ifade ettiler.

birincilik ödülü kazananlar farklı bir deneyim yaşatma ve vizyonlarını geliştirme hedefiyle masrafları GE tarafından karşılanmak üzere, GE Küresel Araştırma Merkezleri’nden birini ziyaret etme hakkı elde edecek. İnovasyon Yarışmasında enerji ve sağlık kategorilerinde yenilikçi çözümler bekleniyor. Birinci kategorinin konusu, endüstriyel enerji verimliliği olarak belirlendi. Sanayi tesislerindeki enerji kullanımını ve tüketimini saptamak, takip etmek ve görüntülemek için sensör, kablosuz ve/ veya cep telefonu teknolojilerini içeren yenilikçi çözümler önerilmesi isteniyor.

GE Türkiye’de Yeni Bir İnovasyon Merkezi Kuracak

GE Türkiye İnovasyon Merkezi’nin 2015 yılında faaliyete geçmesi planlanıyor. GE, yaptığı bu çalışmalarla Türkiye’de yürütülen yerel inovasyon, Ar-Ge çalışmalarını teşvik etmekteki kararlılığını bir kez daha ortaya koyuyor. GE yapacağı yatırımlar, işbirliği anlaşmaları ve yeni projelerle, Türkiye’nin 2023 vizyonunda yer alan, ülkemizin ihracat ve üretim alanlarındaki yetkinliğini artırmak için yenilikçilik, ar- ge ve yüksek katma değer oluşturma odaklı hedeflerini temel alıyor.

Sağlık kategorisinde ise yarışmacıların, kırsal alanda sağlık hizmetlerine erişime yönelik inovatif çözümler sunması bekleniyor. Hangi yenilikçi teknolojiler ve çözümler insanların kaliteli sağlık hizmetlerine daha rahat erişimini sağlayabilir ve Türkiye’nin kırsal alanlarında genel olarak daha olumlu bir hasta deneyimi oluşturabilir; bu soruların çözümüne yönelik fikirler bekleniyor.

GE 60 Yıldır Türkiye’ye Yatırım Yapıyor

Projeler Halk Oylamasına da Açık

General Electric, 150 yıldan fazla süredir, 300 bini aşan çalışanı ile faaliyet gösteren ve özellikle toplumların altyapı ihtiyaçlarına yönelik teknoloji ve çözümler sunuyor. Türkiye’de 60 yılı aşkın süredir faaliyette olan GE, kamu ve özel sektöre yönelik olarak sağlık, enerji, havacılık, aydınlatma ve ulaştırma alanlarında teknoloji çözümleri sağlıyor. Türkiye’nin gelişmekte olan pek çok alanında uzun vadeli ortaklıklara imza atıyor. GE gaz türbinleri Türkiye’de bugün doğalgazdan elde edilen elektriğin yüzde 50’sinden fazlasını üretiyor. GE ayrıca gaz motorları, rüzgâr türbinleri, buhar türbinleri de bulunuyor. Türkiye’deki uçakların yüzde 60’ı GE teknolojileri ile uçuyor ve her gün çok sayıda hastanede 15.000 civarında GE Sağlık ürün ve çözümleri kullanılıyor. GE’nin devam eden yatırımları bu önemli büyüme alanlarındaki ortaklıklarını daha da güçlendirecek ve dolayısıyla Türk halkı için yeni fırsatlar oluşturulmasına katkı sağlayacak.

Yarışmaya başvuran projeler, GE ve TÜBİTAK tarafından seçilecek olan 5 kişilik bir jüri tarafından değerlendirilecek. Yarışma süreci www. geinnovationchallenge.com adresi üzerinden herkes tarafından da izlenebilecek ve sunulan fikirler oylamaya açık olacak. Erken başvuruda bulunan adayların projeleri daha uzun süre görünür olacağı için oy toplama ve kazanma olasılıkları da yüksek olacak. Yarışmaya başvurular bu yıl Aralık sonuna kadar yapılabilir.

İnovasyon Barometresi Araştırması: Şirketler İnovasyona İnanıyor

GE’nin yerelleşmiş yenilikçi girişimleri, Türk iş dünyasının inovasyona bakış açısı ile paralel bir gelişim izliyor. Türkiye’de bu yıl üçüncüsü yapılan GE İnovasyon Barometresi Araştırması’na göre üst düzey yöneticilerin yüzde 92’si yenilikçiliği büyüme için stratejik bir öncelik olarak tanımlıyor. Türk şirketlerinin yak-

30 Aralık•2013



Aktüel

Electrolux Profesyonel Türkiye, İş Ortakları ile Sapanca’da buluştu... Türkiye’de 25 yıldır hizmet veren Electrolux Profesyonel Türkiye İş Ortakları Toplantısı’na; Electrolux Profesyonel Dünya Başkanı Alberto Zanata, Bölge Başkan Yardımcısı Thomas Pfeiffer ve Electrolux Profesyonel’in yurtdışından gelen ürün müdürleri de katılım gösterdi. “Electrolux Profesyonel Türkiye Yetkili İş Ortakları Toplantısı” 7-9 Kasım 2013 tarihlerinde NG Sapanca Hotel’de gerçekleşti. Türkiye’nin tüm bölgelerinden 250 bayi ve servisin katıldığı toplantıda Electrolux Profesyonel’in yeni ürünleri tanıtıldı. Gala Gecesi’nde, farklı kategorilerde 2013 yılının en başarılı Electrolux İş Ortakları’na hediyeleri

verildi. Electrolux İş Ortakları Toplantısı’na katılan tüm firmalara plaketleri dağıtıldı. Ayrıca, tüm katılımcılara Electrolux Beyaz Eşya Grubu’ndan küçük ev aletleri hediye edildi. Çamaşırhane Grubu’ndan da yeni 5000 Serisi yıkama ve kurutma makineleri tanıtıldı.

32 Aralık•2013



Aktüel yanındaki pro- dört bir yanındaki proürün serisinin dünyanın dört ürün bir serisinin dünyanın fesyonel çamaşırhane fesyonel sektörü kullanıcılarının çamaşırhane sektörü kullanıcılarının ve uzmanlarının katkılarıyla ve uzmanlarının tasarlandığını katkılarıyla dile tasarlandığını dile getiren Electrolux Profesyonel getiren Türkiye Electrolux ÇamaProfesyonel Türkiye Çamaşırhane Sistemleri Satış Müdürü şırhane Bozan Sistemleri Karaca, Satış Müdürü Bozan Karaca, “Profesyonellerle yakın işbirliğimiz, “Profesyonellerle gerçekyakın kul- işbirliğimiz, gerçek kullanıcıların ihtiyaçlarıyla lanıcıların örtüşerek ihtiyaçlarıyla tasarımımızı örtüşerek tasarımımızı biçimlendirmemize yardımcı biçimlendirmemize oldu. Yeni 5000 yardımcı oldu. Yeni 5000 Serisi’nin her yıkamada en Serisi’nin düşük her maliyeti, yıkamada müş- en düşük maliyeti, müşterilerin ihtiyaçlarını karşılayacak terilerin ihtiyaçlarını karşılayacak rakipsiz bir gürakipsiz bir güvenilirlik, dayanıklılık ve esneklikle venilirlik, dayanıklılık sunabilmesini ve esneklikle sunabilmesini sağlayan yenilikler geliştirdik” sağlayan dedi. yenilikler geliştirdik” dedi. AKILLI, ÇEVRECİ VE EKONOMİK AKILLI, ÇEVRECİ VE EKONOMİK 5000 Serisi’nde yer alan5000 tüm Serisi’nde yıkama/sıkma yer alan ve tüm yıkama/sıkma ve kurutma makineleri teknolojiyi kurutmaçevreye makineleri özenli teknolojiyi çevreye özenli ve maliyet düşürücü unsurlarla ve maliyet birleştirir. düşürücü Enerjiunsurlarla birleştirir. Enerjiyi verimli kullanan, dayanıklı, yi verimli sağlam kullanan, yapılar dayanıklı, ve sağlam yapılar ve yüksek teknoloji kullanılarak yüksek yapılan teknoloji imalat, kullanılarak üreyapılan imalat, üretim ve kullanımın her noktasında tim ve kullanımın çevreye her saygı noktasında çevreye saygı Serisi, gösterecek şekilde tasarlanmıştır. gösterecek 5000 şekilde tasarlanmıştır. 5000 Serisi, profesyonel müşterilere profesyonel üç temel alanda müşterilere ger- üç temel alanda gerELEKTROLUX PROFESYONEL’DEN ELEKTROLUX ÇÖZÜMLER PROFESYONEL’DEN çekÇÖZÜMLER avantajlar ve iyileştirmeler çek avantajlar sunar: dayanıkve iyileştirmeler sunar: dayanıkElectrolux Profesyonel, yeni Electrolux 5000 ürün Profesyonel, serisi ile yeni 5000 ürün serisi lılık, daha fazlaile tasarruf ve lılık,esneklik. daha fazla 5000 tasarruf Serisi, ve esneklik. 5000 Serisi, çarpıcı, kullanımı kolay, verimli çarpıcı, vekullanımı ekonomik kolay, ça- verimliyıkama ve ekonomik ça- makineleri ve kurutma yıkamadayanıklılık ve kurutmabaz makineleri dayanıklılık baz maşır yıkama ve kurutma maşır makineleri yıkamaile veçamakurutma makineleri çamaalınarakile üretilmektedir. Electrolux alınarak üretilmektedir. Profesyonel’in Electrolux Profesyonel’in şır yıkamayı hiç olmadığı şır kadar yıkamayı kolaylaştırıyor. hiç olmadığı kadar kolaylaştırıyor. yıkama/sıkma makinelerinde yıkama/sıkma Power Balance makinelerinde Power Balance 5000 Serisi, self-servis ve5000 konaklama Serisi, self-servis sektörün-ve konaklama sektörün-özelliğine (Güç Dengesi) (Güç sahip, Dengesi) devrimözelliğine nitelisahip, devrim niteliden sağlık sektörü ve ticari den sağlık çamaşırhanelere sektörü ve ticari çamaşırhanelere ğindeki dengesizlik algılama ğindeki sistemi, dengesizlik 5000 Serisi algılama sistemi, 5000 Serisi kadar birbirinden farklıkadar tüm profesyonel birbirinden farklı ihti- tüm çprofesyonel amaşır makiihtiçp atm ır m nelerinde o imauşm isa tikkria ne r sle arğ inla dre. optimum istikrar sağlar. yaçlara yanıt vermek üzere yaçlara üretiliyor. yanıtYeni vermek 5000üzere üretiliyor. Yeni 5000 5000 Serisi’nin eşsiz, yeni 5000 verimliliği Serisi’nin yıkama eşsiz, ve yeni verimliliği yıkama ve

34 Aralık•2013



Aktüel

kurutma programlarında daha az su ve enerji kullanımı demektir. Çamaşır makineleri için Otomatik Tasarruf Sistemi, su seviyesini çamaşırın ağırlığına göre ayarlar. Kurutma makineleri için Kalan Nem Kontrolü, tüm süreç boyunca tam nem içeriğini ölçerek, daha kısa kurutma süresi nedeniyle enerji tasarrufu sağlar. Verimli Dozaj Sistemi, uygun deterjan miktarının kullanımı kolay şekilde, otomatik hesaplanmasıdır.

MAKSİMUM ESNEKLİK Ergonomi, performans, güvenlik ve işgücü verimliliği Electrolux tasarımlarındaki temel faktörlerdir. 5000 Serisi’nin kullanıcı dostu yeni Compass Pro arayüzleri sezgisel, akıllı, kullanımı kolay ve 18 dilde sunulmaktadır. Kullanıcıların en üst düzeyde hijyen ve temizliğe ulaşmak için tüm operasyonları kontrol etmesine ve belgelemesine olanak sağlayan, bir süreç izleme sistemi olan Certus Management Bilgi Sistemi ile birleştirilmiştir.Compass Pro arayüzü ayrıca, en yeni yazılım güncellemelerinin kurulumunu kolaylaştıran bir USB portu da içerir. Müşterinin ihtiyaçlarına bağlı olarak, her türlü tekstilde en iyi yıkama ve kurutma sonuçlarını garanti eden Üçgen Teknoloji ile daha fazla esneklik elde edilir. Triangle Technology orta derecede kirli giysilerde maliyet tasarrufu, az kirli giysilerde daha hızlı program döngüleri ve zorlu lekelerde en üst düzeyde sonuçlar sunar. Kullanıcıların zamandan tasarruf etmesini sağlayan ve yüklerini hafifleten diğer bir avantaj, Evolution Bariyer Yıkama Makinesi Serisi’dir. Ergonomi, performans, güvenlik ve işgücü verimini en üst seviyeye taşımak üzere imal edilen Evolution serisi, çamaşırhane yönetiminde en üst düzeyde kontrol sunan yeni bir hijyen çağını temsil eder. BAKIM VE SERVİS KOLAYLIĞI Electrolux Profesyonel, günlük işler için deneyimli, yetkili ortaklardan oluşan en kapsamlı servis ağını sağlar: kurulum (montaj), yedek parça ve bakım işleri. Bunların hepsi etkili bir müşteri hizmetleri ve hızlı teknik yardım sunar. Tüm dünyada, anında uzman tavsiyesi sunabilen küresel bir servis ağı ile hizmet sunmaktadır.

36 Aralık•2013



Aktüel

Fujifilm, Endoskopi Alanında Dağıtım Ağını Yeniden Yapılandırıyor Medikal sistemler alanında dünyanın önde gelen markalarından biri olan Fujifilm; teknolojisi, uzman teknik kadrosu ve bayileriyle gücünü Türkiye’nin ötesine taşıyor. •

Fujifilm Medikal Sistemler bayileri, Antalya Rixos Downtown Hotel’de 8 Kasım’da gerçekleştirilen toplantıda bir araya geldi. Toplantı, endoskopi sistemlerinin yeni bayi satış kanallarını görüşmek üzere Fujifilm yetkililerinin ve 8 bölge bayisinin katılımı ile yapıldı. Fujifilm Dış Ticaret A.Ş’nin radyoloji ürünlerindeki başarılı bayileriyle endoskopi alanında da iş birliği yapılacağının açıkladığı toplantıda, endoskopi sistemleri bayi yapılandırılması hakkında bilgi verildi.

Ayrıca şirketimiz, Fujifilm Avrupa ofisinin yaptığı değerlendirme sonuncunda, Orta Asya ülkeleri yanında Ortadoğu’da da servis merkezi olma yolunda faaliyetlerine başlamıştır. 12 ülkeden servis merkezlerimize ulaştırılan sistemler, tamir edilerek kısa sürede kullanıcılarına ulaştırılacaktır” dedi.

Yatırımlar Sürüyor

Büyüme stratejisi içinde bayilik sistemine büyük önem verdiklerini söyleyen Fujifilm Medikal Sistemler Grup Müdürü Hakan Bulut ise, Türkiye pazarında her yıl yüzde 15-20 büyümeyi hedeflediklerini belirterek, “Fujifilm endoskopi bölge bayii çalışma stratejisi ile mevcut pazar liderliği konumunu bir ileri adıma taşımayı hedeflemektedir. Bu yeni iş birliği ile endoskopi pazarında, müşterilerle daha hızlı ve yakın ilişkilerin kurulması hedeflenmiştir. Yeni iş modeli ile endoskopi pazarında müşterisine en yakın olan üretici firma olmak amacıyla yeni bir dönemin başlangıcı yapılmıştır. Bayilerimiz sayesinde Türkiye’nin her noktasına aynı kalitede hizmet veriyoruz. Medikal sektöründe önemli bir marka olarak büyüyoruz. Operasyonel anlamda sürekli yatırım halindeyiz” dedi. Türkiye pazarında; endoskopi sistemleri, bilgisayarlı radyografi, dijital mamografi, dijital radyografi, kuru sistem yazıcılar, imaj arşiv ve görüntüleme sistemlerinin yanı sıra film sarf malzemeleriyle faaliyetlerini sürdüren Fujifilm, 13 adet bayisiyle hizmet veriyor.

Türkiye Servis Merkezi Oluyor

Yüksek teknoloji ürünleriyle Türkiye pazarında önemli bir paya sahip olan Fujifilm’in, güçlü bayileri ve deneyimli teknik ekibi ile başarılı bir şekilde hizmet sunmaya devam ettiğini belirten Fujifilm Dış Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Cengiz Metin, bayileri sayesinde Türkiye’nin her noktasına ulaşabildiklerini ve ihtiyaç duyulduğu an, en kısa sürede hizmet verebildiklerini söyledi. Fujifilm’in, özellikle radyoloji ve endoskopi alanında geliştirdiği makineler sayesinde sağlık sektörüne büyük katkı sağladığını belirten Genel Müdür Metin, “Fujifilm Türkiye’deki yeniden yapılanma çerçevesinde; endoskopi alanında faaliyet gösteren iştirakini, 1 Haziran tarihi itibariyle Fujifilm Dış Ticaret A.Ş. altında birleştirdi. Fujifilm, endoskopi alanında dağıtım ağını yeniden yapılandırıyor. Satış organizasyonuna ivme kazandıracak bu yapılanmada, tamir servisi alanında, bölge ofisleri ile kullanıcılarına hizmet verilmeye devam edilecek.

38 Aralık•2013



Aktüel

Duruşunuz Sağlığınızdır Anadolu Sağlık Merkezi Kayropraktik Uzmanı Dr. Burak Esendal, “Diş hekimininde dişlerinizi kontrol ettirdiğiniz gibi omurgalarınızı da kontol ettirmelisiniz. Bu sayede duruş bozukluğunun yanı sıra omurgaya bağlı tüm sorunların tespit ve tedavisi sağlanabilir” dedi. • Kaslar, iskelet sistemi, beyin ve sinirler arasın-

daki uyumun bozulması önemli sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Kişinin iskelet sistemine verdiği şekli anlatan duruş alışkanlıkları ise bu uyumun sağlanmasında önemli bir rol oynuyor. Hatalı duruş alışkanlıkları ile bu uyumu bozabileceğimizi söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Kayropraktik Uzmanı Dr. Burak Esendal, “Hareketsizlik ve iş hayatında zorunlu olarak belirli bir duruş biçiminde çalışmak kalıcı duruş bozukluklarına sebep olabilir” dedi. Duruş bozukluğunda omurlar aralarındaki kıkırdakların sıkışıp sinir baskısına da neden olduğunu anlatan Dr. Esendal, “Bu nedenle de insanların boyunları, omuzları, sırtları ve belleri ağrıyor. Ağrı geçsin diye İnsanlar omuzlarını ovdurtur ya da sıçak uygularlar. Bu yöntemlerle maalesef bir iyileşme olmaz” diye konuştu. Şikayetlerin devam etmesi durumunda kollarda ve bacaklarda, ağrı, uyuşukluk hatta güç kaybı da olabileceğini söyleyen Dr. Esendal, “Seneler boyunca böyle çalışınırsa omurgaya yavaş yavaş şekil verilir. Sonuçta kamburlaşma (kifoz) başlar. Bir omurga kamburlaştıktan sonra bunu ameliyatsız normale döndürmek mümkün değil. Ne yazık ki insanlar bunu çok geç fark ediyorlar” şeklinde konuştu. Dr. Esendal, uzun süre masa başında bilgisayar ile çalışanların yanı sıra öğrenciler, uzun süre araba kullananlar, ev hanımları, hekimler, diş hekimleri ve sürekli öne eğilen insanlarda duruş bozukluğu riski olduğunu söyledi.

40 Aralık•2013


Aktüel Dişinizi Kontrol Ettirir Gibi Omurganızı Kontrol Ettirin

Dünyada yaygın olarak kullanılan kayropraktiğin bedenin kendi kendini tedavi etme yetisini destekleyecek şekilde omurganın düzeltilmesi ve eklemlerin doğru çalışmasını sağlayan tıbbi bir sağlık mesleği olduğuna değinen Dr. Esendal, “Sağlıklı bir duruş için dişlerinizi kontrol ettirir gibi omurganızı da kontrol ettirmeniz gerekir” dedi. Dr. Esendal genç yaştan itibaren kayropraktik tedavisi ile omurgada doğabilecek sorunların başlamadan önlenmesinin mümkün olduğunu söyledi. Omurgada sadece ağrı olunca değil ağrı başlamadan evvel hareket etmek gerektiğini belirten Dr. Esendal, ağrının olması omurgada hasarın çok önce başlamış olduğunun göstergesi olduğunu da sözlerine ekledi.

41 Aralık•2013


Aktüel

Bozlu Holding Danimarkalı şirkete ortak oldu Ağırlıklı olarak sağlık ve teknoloji alanında faaliyet gösteren Bozlu Holding, yeni yatırımları ile yurtdışında büyümeye devam ediyor. Dünyanın birçok ülkesinde sağlık teknolojisi alanında yaptığı yatırımlarına bir yenisini daha ekleyen Bozlu Holding, 26 yıldır Danirmarka’da nükleer tıp sektöründe hizmet veren ve alanında dünya lideri DDDDiagnostic’e yüzde 50 ortak oldu. •

Bozlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Bozluolcay ortaklık ile ilgili olarak Bozlu’nun gelecek planlarına değinerek “DDD-Diagnostic, sektörde dikkatimizi çeken ve uzun süredir flört ettiğimiz bir kurum. Konusunda dünya lideri olan bu firmanın, bir Türk firması tarafından satın alınmasının Türkiye için önemli bir değer olduğunu düşünüyoruz. Şirket değerlemesi sırasında Ekonomi Bakanlığı’nın teşvikleri de bu düşüncemizi destekliyor. Bozlu Holding, kuruluşundan bugüne Türkiye’nin nükleer tıp alanındaki gelişimine önemli katkılar sağladı. Önümüzdeki 10 yıllık stratejimiz içerisinde, yönetiminde ve operasyonunda bulunma koşulu ile uzmanlık alanımızda dikey büyüm-

Türkiye’ye makro düzeyde değer katan ve alanında birçok ilke imza atan Bozlu Holding; Dubai, Kuveyt, Romanya, Moldova, Bulgaristan, Mısır, Polonya ve ABD gibi dünyanın birçok ülkesinde farklı iş modelleri geliştirerek bölge markaları oluşturuyor. Bozlu Holding’in yerli ve uluslararası yatırımlarının son halkasını oluşturan Danimarka merkezli DDD-Diagnostic, gamma kamera sistemlerinde üretici konumu ile nükleer tıp sektöründe dünya lideri olarak faaliyet gösteriyor. Sektörde birçok görüntüleme firmasının OEM üreticisi konumunda pazar lideri olan DDD-Diagnostic; kendi markasıyla nükleer tıpta kullanılan diagnostik görüntüleme cihazları üretiyor.”

42 Aralık•2013



Aktüel

eye ve bu tarz satın almalara devam edeceğiz. Sürdürülebilir büyümeyi ilke edinmiş bir kurumuz, bu anlamda gelecek vaat eden fırsatları kollamayı sürdüreceğiz.” dedi.

kaliteli ve insan odaklı hizmet verme prensibini benimsemiş; faaliyet gösterdikleri sağlık ve teknoloji alanlarında köklü geçmişleriyle Türk ve yabancı pazarların ve kullanıcıların güvenini kazanmışlardır.

DDD-Diagnostic Genel Müdürü Lars Trolle ise “Bozlu Holding’in bir parçası olarak DDD yeni ve heyecan verici bir gelişim içine giriyor. Bozlu’nun inovasyon ve nükleer tıp sektöründeki başarılı geçmişinden yararlanarak DDD’nin sektörde daha da güçleneceğine inanıyorum.” dedi.

Bozlu’nun temelleri, 1990 yılında MNT Sağlık Hizmetleri ve Tic. A.Ş.’nin kurulmasıyla atılmıştır. Sağlık ve sağlık teknolojisi, endüstriyel muayene, enerji gibi teknoloji ana başlıkları altında toplanan şirketlerin oluşumunda, faaliyet alanlarının eşik değeri yüksek, ileri teknoloji gerektiren ve Türkiye genelinde makro düzeyde değer sağlayacak işler olması gözetilmiştir. Nükleer tıp, radyoloji, radyasyon onkolojisi, tıbbi laboratuvar alanlarında birçok ilk Bozlu Holding şirketleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Kurumsal yapılanmasını kalite anlayışından ödün vermeden sürdürülebilir kılmayı amaçlayan Bozlu Holding, faaliyetlerini modelleştirerek bölge ve dünya markaları oluşturmaktadır.

Bozlu ve DDD-Diagnostic arasında gerçekleştirilen bu ortaklık ile DDD-Diagnostic’in mühendislik kalitesi ve tasarımı ile Bozlu Holding’in nükleer tıp alanındaki tecrübesi ile bir sinerji oluşturarak, gerçekleştirilen teknoloji işbirliği çerçevesinde yeni ürünlerinin geliştirilmesi ve yeni pazarlara açılım hedefleniyor.

DDD-Diagnostic ürün gamı:

- Küçük organ planar görüntülemede kullanılan tek dedektörlü sistem solo ve entegre pil sistemi ile donatılmış taşınabilir versiyonu olan SoloMobile - Radyoizotop renografisi için NephroCam - Değişken açılı SPECT kamera QuantumCam - Nükleer kardiyolojide kullanılan CorCam

DDD-Diagnostic

1987 yılında Danimarka’da kurulan DDD-Diagnostic, nükleer tıp sektöründe kullanılan diyagnostik görüntüleme cihazlarının imalatını yapmaktadır. Kuruluşundan bugüne kadar hastanelerin, tıp merkezlerinin ve görüntüleme merkezlerinin kullandığı en başarılı gamma kamera sistemlerinin tasarım ve geliştirilmesinde rol alan DDD, Danimarka’nın tasarım ve mühendislikteki yüksek kalitesini ürünlerine yansıtmaktadır. Önde gelen dünya markaları için OEM üretimi yapan DDD-Diagnostic 2012 yılından beri, kendi markası ile de üretim yapmaktadır.

Bozlu Holding

Dinamik yapısıyla sürekli gelişerek büyüyen Bozlu Holding özellikle sağlık ve sağlık teknolojileri alanlarında öncü şirketlerden oluşmaktadır. Sağlıktaki dikey entegre yapısı ile dikkati çeken Holdingin tüm şirketleri en yeni teknolojiyle hızlı,

44 Aralık•2013



Aktüel

Antibiyotikleri Doğru Kullanalım Avusturya Sen Jorj Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klk. Mik. Uzmanı Dr. Engin SEBER •

Son yıllarda dünya çapında giderek artan ve yaygınlaşan antibiyotik direnci, tedavisi zor hatta imkansız bakteriyel enfeksiyon hastalıklarıyla karşılaşmamıza yol açmaktadır. Konunun önemi ve toplumun dikkatini çekmek için “Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü” ilk olarak 18 Kasım 2008’de Strasburg’da başlamıştır. Ülkemizde de gereksiz antibiyotik kullanımının engellenmesini hedefleyen bu aktivitelerle; doğru antibiyotik kullanımının önemi ve doğru olmayan antibiyotik kullanımının riskleri konusunda farkında’ lığın arttırılmasına çalışılmaktadır.

alması gerekmektedir. Bir şekilde hastanede ayaktan ya da yatarak hizmet alan bir hasta, bu mikroorganizmalarla da karşılaşmış oluyor. Hasta başvurusu, hasta nakli nedenleriyle bu mikroorganizmalar hastaneden hastaneye, şehirden şehire, ülkeden ülkeye yayılıyor. Sadece hastane kaynaklı enfeksiyonların tedavisinde sorun yaşanmamakta, toplum kaynaklı enfeksiyonlarda da direnç sorunu artmaya devam etmektedir. Bunun sonucunda insanların basit bir enfeksiyon geçirmesinde bile, iyileşmede süre uzaması, komplikasyonlarda artma gibi ciddi sorunlar doğabilmektedir.

Geçmişte antibiyotik direncine karşı duyulan endişe zamanımızda gerçek oldu. Tüm antibiyotiklere dirençli bakteriler artık her yerde varlığını sürdürmektedir. Seyahatler, toplantılar gibi nedenlerle insanların bir ülkeden diğerine kolayca ulaşması, hiç beklenmeyen direnç sorunlarının yayılmasına neden olmaktadır. Artık tek başına bir ülkenin direnç sorununa eğilmesi ve önlem alması, uygulaması yetmiyor. Tüm ülkelerin aynı duyarlılığı gösterip, önlemleri

“Sağlık Bakanlığının yaptığı bir araştırmada: 2012 yılında yazılan yaklaşık 336 milyon reçetenin 112 milyonu antibiyotik içermektedir. Dünya Sağlık Örgütü, her 7 reçeteden birinin antibiyotik içermesinin normal olduğunu bildirmektedir. Türkiye’deki antibiyotik direncinin önüne geçmek için çözüm önerilerini aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz: - Toplumda farkındalık oluşturmak için, hekimlerin, sağlık personelinin, halkın sürekli eğitimi

46 Aralık•2013



Aktüel

enfeksiyonun bakteriyel olmadığı, bakteriyel olsa bile her antibiyotiğin kullanılamayacağı, bazı antibiyotiklerin kullanımından uzak durulması gerektiğinin birçok hekim ve halk tarafından fark edilmesine ihtiyaç vardır.

ve bilgilendirilmeleri. - Hastanelerde antibiyotik yönetiminin aktif olarak sürdürülmesi, - Eczanelerden reçetesiz antibiyotik verilmesinin önlenmesi, - Hayvancılık alanındaki antibiyotik kullanımının düzenlenmesi (Avrupa`da hayvan yetiştiriciliğinde antibiyotik kullanımı yasaklandı ). - Tarımda kullanılan antibiyotik ve diğer antimikrobiklerin kullanımının düzenlenmesi.

Antibiyotik Direnci Halk Sağlığı İçin “Gizli Tehdit” Oluşturmaktadır Doğru olmayan ve aşırı antibiyotik kullanımı sonucunda bugün gelinen noktada birçok mikroorganizmanın geliştirdiği “çoklu direnç” daha karmaşık ve ciddi bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Bunun en güzel örneği, çoklu ilaç direnci gösteren ve tedavi edilmesi imkânsız hale gelen Tüberkülozun Dünya’nın birçok bölgesinde artması ve hızla yayılmasıdır. “Gizli tehdit” veya “gizli salgın” olarak adlandırılan direnç sorunu Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) başta olmak üzere birçok uluslararası kuruluşun öncelikli gündemi haline gelmiştir.

Antibiyotiklerin Altın Çağı Sona Erdi

İlk kez 1928’de keşfedilen Penisilinin ve sonrasında ardı ardına kullanıma giren antibiyotiklerin “her derde deva” inancıyla bilinçsizce ve aşırı tüketimi mikroorganizmaların bu maddelere karşı direnç geliştirmesine yol açmıştır. Önceleri direnç sorununa karşı yeni antibiyotiklerin geliştirilmesi çözüm olmuşsa da, her yeni antibiyotiğin kullanıma girmesini takip eden yıllar içinde yeni direnç şekilleri ortaya çıkmış ve antibiyotiklerin altın çağı sona ermiştir. Ülkemizde İlaç Harcamaları İçersinde Antibiyotikler İlk Sırada Gelişmiş ülkelerde antibiyotikler en sık tüketilen ilaçlar içinde 3. – 5. sırada yer alırken ne yazık ki, ülkemizde ilk sırada yer almaktadır. Direnç Artışındaki En Önemli Neden, Antibiyotik Tüketimindeki Artıştır Direnç artışını önlemek için gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınılması önem arz etmektedir. Özellikle ishalli hastalıklarda ve soğuk algınlığı gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarında gereksiz antibiyotik kullanımı ve üriner sistem enfeksiyonlarında da yanlış antibiyotik seçimi dikkati çekmektedir. Üst solunum yolu enfeksiyonlarının çoğunun viral etkene bağlı olmasına rağmen bu hastaların yaklaşık yarısında gereksiz antibiyotik kullanıldığı görülmektedir. Her

Antibiyotiklere Karşı Direnç Gelişimi Enfeksiyonlara Bağlı Ölüm Riskini Arttırmaktadır Günümüzde halen dünya genelindeki ölümlerin %25’i enfeksiyonlara bağlıdır. Direnç gelişimi, bu oranın artması tehlikesini beraberinde getirmekte ve artık küresel bir sağlık sorunu olarak ele alınmaktadır. DSÖ Avrupa bölgesinde her yıl 25.000 kişinin antibiyotik dirençli enfeksiyonlardan öldüğü tahmin edilmektedir. Direnç arttıkça toplumda enfeksiyon hastalıklarının daha uzun sürmesi, yayılması, salgınların sıklaşması ve ölüm riskinin artması söz konusudur. “Antibiyotik Direnci”ne Karşı “Doğru Antibiyotik Kullanımı” Stratejisi Günümüzde küresel bir Halk Sağlığı sorunu olarak ele alınmakta olan “Antibiyotik Direnci”ni önlemek için “Doğru Antibiyotik

48 Aralık•2013



Aktüel hastalık, komplikasyonların görülme sıklığında artma, daha fazla doktora başvuru, daha pahalı ilaçların kullanımı, bakteriyel enfeksiyonlardan daha fazla ölüm görülmektedir.

Kullanımı”stratejisi uygulayarak antibiyotiklere karşı dirençli bakteri gelişimini durdurmak mümkün olacaktır. “Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü” dolayısıyla “antibiyotikleri doğru kullanalım” sloganıyla tüm halkımızın ve hekimlerimizin konuya dikkatlerini çekmek, gereksiz ve reçetesiz antibiyotik kullanmamaya gösterecekleri hassasiyetin artması beklenmektedir. 14 SORUDA ANTİBİYOTİK 1.Antibiyotik nedir? Antibiyotikler bakterilerin neden oldukları enfeksiyonların tedavisinde kullanılan, mikroorganizmalardan sadece bakterilere ve bazı parazitlere etkili ilaçlardır.

8. Antibiyotik kullandığımda direnç gelişmesi dışında benim için bir riski var mıdır? Evet. Antibiyotikler masum ilaçlar değildir. Diğer tüm ilaçlarda olduğu gibi antibiyotiklerin de istenmeyen yan etkileri vardır. Ciddi alerjik reaksiyonlara, karaciğer veya böbrek toksisitesine, ishale yol açabilirler. Hatta dizanteriyi taklit edebilen kanlı ishal tablosuyla sizi ve yakınlarınızı endişelendirebilir. Bu yüzden, sadece doktorunuz tarafından size önerilen antibiyotiği kullanınız.

2. Antibiyotikleri ne zaman kullanabilirim? Antibiyotikler soğuk algınlığı veya grip gibi virüslerin yol açtığı enfeksiyonlarda etkili değildir. Sadece bakteriyel enfeksiyonlara karşı etkilidir. Doğru tanı ile antibiyotik kullanımına gerek olup olmadığına doktorunuz karar vermelidir. Sadece doktorunuzun reçete ettiği antibiyotikleri alınız.

9. Bir başkasının kullandığı antibiyotiği aynı hastalık için ben de kullanabilir miyim? Hayır. Her hastanın kendine ait özelikleri olduğu gibi her antibiyotiğin de birbirinden farklı özellikleri vardır. Hastaların bilinen kronik hastalıkları dışında yaş, gebelik gibi özel durumları da dikkate alınarak antibiyotik seçilmesi gerekir. Bu yüzden, başka bir hasta için önerilen antibiyotikleri kendi kendinize kullanmayın ve mutlaka doktorunuza danışın.

3. Ateşim olduğunda kendi kendime antibiyotik kullanabilirmiyim? Hayır. Antibiyotikler “ateş düşürücü, kırgınlık giderici, ağrı kesici ilaçlar” değildir. Ateş vücutta bulunan bir enfeksiyonun göstergesi olabilir fakat her enfeksiyon bakteriyel değildir ve antibiyotikler etkisizdir. Antibiyotikler mutlaka hekim önerisiyle kullanılmalıdır.

10. Antibiyotikleri nasıl kullanmalıyım? Doktorunuz antibiyotik reçete ederse antibiyotiğin doğru olarak alınması çok önemlidir. 11. Doğru antibiyotik kullanımı nedir? Sadece gerekli olduğunda, doğru seçilen ilaçlarla, uygun dozda ve uygun sürede antibiyotik kullanımıdır.

4. Grip oldum, antibiyotik alabilir miyim? Hayır. Antibiyotikler soğuk algınlığı veya gripte yararlı değildir.

12. Doğru antibiyotik kullanımı neden önemlidir? Antibiyotiklerin yanlış kullanımı sadece bakterilerin direnç kazanmasına yol açar.

5. Kendimi gripten korumak için antibiyotik alabilir miyim? Hayır. Soğuk algınlığı ve grip benzeri hastalıklar virüslerin yol açtığı enfeksiyonlardır. Antibiyotikler virüslerin kişiden kişiye bulaşmasını engellemez.

13. Antibiyotikler ne kadar doz ve sürede kullanılmalıdır? Hekim tarafından o enfeksiyonun tedavisi için önerilen dozun tamamı önerilen sürede kullanılmalıdır. Kendinizi daha iyi hissettiğiniz için antibiyotik kullanımını sonlandırmamalısınız. Önerilenden daha kısa süreli antibiyotik kullanımı dirençli bakterilerin çoğalmaya devam etmesine neden olacaktır. Bu da enfeksiyonun devamı anlamına gelmektedir. Antibiyotikleri doktorunuzun önerdiğinden daha az veya daha çok kullanmayınız.

6. Bakteriyel bir enfeksiyona karşı tedbir olarak antibiyotik alırsam ne olur? Antibiyotiklerin istenmeyen yan etkileriyle (özellikle ishal gibi) karşılaşabileceğiniz gibi direnç gelişmesine yol açabilirsiniz. Gereksiz antibiyotik kullanımı sonucunda antimikrobiyal direnç ortaya çıkmaktadır. 7. Antibiyotiklere direnç gelişirse ne olur? Dirençli bir bakteri enfeksiyonu ortaya çıktığında bir yandan bu enfeksiyonun tedavisinde güçlüklerle karşılaşırken, öte yandan dirençli bakterilerin başka hastalara bulaşması ve sorunun büyüyerek devam etmesi kaçınılmaz olarak görülmektedir. Bir antibiyotiğe direnç geliştiğinde önemli istenmeyen sonuçlar olarak; tedavi edilemeyen enfeksiyon, uzamış

14. Antibiyotik tedavime ara verirsem ne olur? Antibiyotik kullanımına ara verilmesi veya doz atlanması bakterilerin direnç geliştirmesine yol açar. Böylece, tedavi başarısızlığı ortaya çıkar ve hastalık tekrarlar. Hatta antibiyotiklerin etkisiz kalacağı dirençli bakterilerle gelişen enfeksiyonlar ortaya çıkar.

50 Aralık•2013



Aktüel

Bu Yataklar Çok “ Havalı” Vücudun ağırlığını taşıyan bölgelerin, dokuya uyguladığı basınç nedeniyle oluşan yatak yaralarına BRN Yatakları, havalı yatakla çare oluyor. • Aynı pozisyonda uzun süre kalan, yatağa ve

söyledi. Boyun, sırt ve bacakların oluşturduğu basıncı azaltan yatakların, yara oluşumunu engelleyici önlemler arasında olduğunu kaydeden İlter, şöyle konuştu:

sandalyeye bağımlı hale gelen kişilerde oluşan yatak yaralarına sektörünün ihracat şampiyonu BRN Yatakları, havalı yataklarıyla çare oluyor. Tıbbi ve cerrahi müdahaleler sonucunda uzun süre yatmak zorunda kalan hastaların ağırlık merkezinin aynı bölgelere basınç uygulaması ve kan dolaşımının görevini yerine getirememesi, derinin hasarına ve hareket yeteneğinin sınırlanmasına neden olurken, bu sorunlar da yatak yaraları diye adlandırılan vücutta tahribatları tetikliyor.

“Hareket yeteneğinin sınırlanması nedeniyle yatağa bağımlı hale gelen hastaların ağırlık merkezinin aynı yere baskı uygulamasıyla gelişen süreçte yatak yaraları artıyor. Yatak yarası te-

Kuyruk sokumu, dizler, kalçalar, dirsekler ve topuklar gibi vücudun ağırlığını taşıyan bölgelerin dokuya uyguladığı basınç nedeniyle oluşan yatak yaraları, zamanla enfeksiyonlara yol açarak hastalık ve ölüm riskini artırıyor.

Yara Tedavisinde Etkili Çözüm

Yatak yaralarının önlenmesi ve enfeksiyonların gelişmemesi için öncelikle iyi bir bakımın gerektiğini belirten BRN Yatakları Genel Müdürü Berna İlter, geliştirilmiş havalı yatakların, oluşan yaraların tedavisinde önemli çözüm ürettiğini

52 Aralık•2013


Aktüel

yastıkları sayesinde nefes alabilen, küf ve bakteri üretmeyen, basıncın dağılımını sağlayan havalı yataklardır. Her ülkenin kültürüne ve her bir kullanıcının ihtiyaçlarına uygun olarak ürettiğimiz yataklarımızla en iyi uyku konforuna sahip olmanız mümkün” diye konuştu.

davi edilirken basıncın dağılımını sağlayan havalı yataklar, tedaviye destek olarak kişisel uyku konforunu artırıyor. Yatak yarası tedavi edilirken hava sirkülasyonunu ve kan dolaşımını sağlayacak kaliteli hava yatakları kullanılmalı. Havalı, bakteri oluşumunu engelleyen insan sağlığını ön planda tutan yataklarımızla önemli sağlık sorunu olan yatak yaraları da henüz başlamadan bitirilebilir.’’

BRN

Dünya genelindeki satışlarını geçen yıl sonunda iç pazara da yayan BRN Yatakları’nın Ankara Armada, İstanbul Capacity, Arena Park, Brandium, Vialand AVM’ler Masko, Samsun, Bodrum, Gaziantep PrimeMall AVM ve KKTC’de mağazaları bulunuyor.

İnsan sağlığını ve fonksiyonelliğini ön planda tutarak üretimlerini gerçekleştiren BRN Yataklarının Genel Müdürü Berna İlter, “Sürekli yatmaya maruz kalan hastaların vücudunda yara oluşumunu engelleyen en etkin yatak grubu, hava

53 Aralık•2013


Aktüel

Teletıp Hizmeti ile Diyabet Hastalarının Yaşam Kalitesini Artırmak Mümkün Acıbadem Mobil Sağlık, 14 – 21 Kasım Dünya Diyabet Haftası nedeniyle diyabet hastalığının kontrol altında tutulmasının önemini vurguluyor. Teletıp hizmeti, diyabet hastalarını “uzaktan takip” ile sürekli kontrol altında tutarak acil durum anında hızlı müdahale edilmesini sağlıyor. • Acıbadem Mobil Sağlık, 14 – 21 Kasım Dün-

Teletıp Hizmetiyle İçiniz Rahat Olsun

ya Diyabet Haftası nedeniyle dolayısıyla diyabet gibi kronik hastalıklarda günlük takip ve kontrolün önemini vurguluyor. Teletıp hizmetiyle sunduğu hızlı çözümlerle hem hastaların hem de hasta yakınlarının içinin rahat olmasını sağlayan Acıbadem Mobil Sağlık, Diyabet Haftası etkinlikleri kapsamında bir de özel kampanya düzenliyor. Kampanya detaylarını öğrenmek için 444 9 625’i aramanız yeterli.

Teletıp hizmeti kronik hastalığa sahip her yaştan hasta için büyük önem taşıyor. Teletıp sayesinde diyabet ve tansiyon gibi kronik hastalıklara sahip kişiler cihaz yardımıyla takip edilerek, acil bir durumda hemen müdahale şansı sunuluyor. Hizmet sayesinde kronik hastalığa sahip hastalar kolaylıkla 7/24 izlenebiliyor. Ayrıca istenmeyen durumlar yaşandığında hasta hemen aranarak ne yapması gerektiği konusunda tel-

54 Aralık•2013



Aktüel

Acıbadem Mobil Sağlık

kinde bulunuluyor ve Acıbadem Mobil Sağlık ekibi hastanın bulunduğu yere ulaşana kadar telefonla destek devam ediyor. Bunun yanı sıra hasta yakınları da verilen kullanıcı adı ve şifreyle www.acibademmobilsaglik.com.tr’ye giriş yaparak hastanın ölçüm değerlerini takip edebiliyorlar.

Sağlık hizmetlerini evde, işyerinde ve istenilen herhangi bir yerde sunarak, sağlığı taşınabilir hale getiren Acıbadem Mobil Sağlık, 2008 yılının Temmuz ayında, entegre sağlık zincirinin en önemli parçalarından biri olarak Acıbadem Sağlık Grubu bünyesinde kurulmuştur. Kuruluşunun ikinci yılında sektör lideri olan şirket, bugün pazar payını artırmaya devam etmektedir. Acıbadem Mobil Sağlık’ın 7 gün 24 saat görev yapan Medikal Çağrı Merkezi, yılda yüz binlerce çağrı cevaplamaktadır. Bünyesindeki doktorlar ve sağlık ekibiyle her türlü sağlık problemine çözüm üretebilen Acıbadem Mobil Sağlık, “Acil Sağlık”, “Evde Sağlık” ve “İşte Sağlık” olmak üzere üç ana konuda faaliyet göstermektedir. Ayrıca, uzaktan kronik hastalık takibi konusunda önemli bir yenilik olan ‘Teletıp Hizmeti’ sayesinde, özellikle tansiyon ve diyabet hastalarının sağlık durumlarının kontrollü izlenmesi ve acil durumlarda müdahalelerin kolaylaşması sağlanmaktadır. Şirket, geliştirdiği ürünlerle binlerce bireysel üye ve yüz binlerce kurumsal üyeye ulaşmış ve bu sayıları her geçen gün arttırmaktadır. Acıbadem Mobil Sağlık, “İşte Sağlık” çözümleriyle hizmet verdiği kurumlarda çalışan memnuniyetini önemli ölçüde artırarak, iş gücü kaybına yol açan sevklerin azaltmayı ve zaman kayıplarının önlenmesini hedeflemektedir. Şirket, Frost & Sullivan tarafından sınıfının en iyisi seçilerek “2012 Pan European Growth Leadership” (2012 Pan Avrupa Yükselen Liderlik) ödülüne layık görülmüş, yüzde 80’in üzerinde büyüme oranıyla mobil sağlık alanında Avrupa’nın en hızlı büyüyen şirketi olarak kayıtlara geçmiştir.

Acıbadem Mobil Sağlık, Teletıp kapsamında hastalarına bir Teletıp cihazı veriyor. Kişiler, cihazı kullanarak şeker ölçümlerini kendileri kolaylıkla yapabiliyorlar. Ölçüm değerleri, bluetoothlu cihazlarla data hattı yoluyla Medikal Çağrı Merkezi’nde bulunan ve Acıbadem Mobil Sağlık hekimleri tarafından 7/24 izlenen ekranlara iletiliyor. Ölçüm değerlerine göre, gerekli görülen durumlarda hastalar, hekimler tarafından anında aranıp, telefonda sağlıklarıyla ilgili yönlendiriliyorlar. Eğer daha acil bir durum olduğu tespit edilir ve müdahale gerekirse, Acıbadem Mobil Sağlık’ın 9 saate kadar yoğun bakım hizmeti verebilecek donanıma sahip ambulansları devreye giriyor ve hastaya yerinde müdahale ediliyor. Acıbadem Mobil Sağlık’ın Teletıp ürünleri arasında bulunan paketler de önemli avantajlar sunuyor. Teletıp paketinde ‘Kronik Hastalık Takip Programı’ kapsamında hastaların ölçümleri Acıbadem Mobil Sağlık hekimleri tarafından 7/24 dijital olarak takip ediliyor. Teletıp hizmeti sayesinde sadece diyabet hastaları değil, hastanın yakınları da onların sağlığını sürekli ekrandan takip ederek, gelişmelerden haberdar olabiliyor.

56 Aralık•2013



Aktüel

Kalp Kardeşliği Hasta Platformu Kuruldu Çocuk Kalp Vakfı doğuştan kalp hastalarını ve ailelerini bir araya getirecek ‘Kalp Kardeşliği Hasta Platformunu’ kurdu. AbbVie Türkiye’nin koşulsuz desteği ile kurulan platformun lansmanı 3 Aralık 2013 tarihinde İstanbul Nippon Otel’de gerçekleşen bir toplantı ile duyuruldu. •

ve yakınlarına online olarak diğer hastalar ile iletişim kurma imkanı sunmasının yanı sıra, yıl içinde gerçekleşecek olan ‘Kalpten Kalbe Toplantıları’ ile de bu hastalar ve aileleri bir araya getirmeyi planlıyor.

Doğuştan kalp hastası olan çocuklara, gençlere ve ailelerine destek olabilmek, hasta ve hasta yakınlarının birbirleri ile iletişim kurmasını ve deneyimlerini paylaşabilmelerini sağlamak, aileleri hastalık konusunda bilinçlendirmek ve toplumda hastalık hakkında farkındalık oluşturmak amacıyla, Çocuk Kalp Vakfı çatısı altında Türkiye’de alanında bir ilk olan ‘Kalp Kardeşliği Hasta Platformu’ kuruldu. AbbVie Türkiye’nin koşulsuz desteği ile kurulan platformun lansmanı 3 Aralık 2013 tarihinde İstanbul Nippon Otel’de gerçekleşen bir toplantı ile duyuruldu.

Toplantıda konuşan Çocuk Kalp Vakfı Başkanı Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu; ‘Her yıl yaklaşık 12 bin bebek doğuştan kalp hastalığı ile dünyaya geliyor.1 Bu hastalık ile doğan bebeklerin % 50’den fazlası ise yaşamları boyunca en az bir kez cerrahi operasyonla karşı karşıya kalıyor.2 Bu ciddi tabloya karşın ülkemizdeki pediyatrik kardiyoloji ve kalp ve damar cerrahisi ünitelerinin sayısı bir hayli düşük.’

Çocuk Kalp Vakfı Başkanı Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu’nun öncülüğünde, AbbVie Türkiye’nin koşulsuz desteği ile kurulan ‘Kalp Kardeşliği Hasta Platformu’, doğuştan kalp hastaları ve ailelerinin birbirleri ile ilişki kurup hastalık ile ilgili yaşadıkları deneyim ve sıkıntıları paylaşmasını, hastalık hakkında daha detaylı ve güncel bilgi edinip hastalık sürecini daha iyi yönetebilmesini amaçlıyor. Platform, hasta

Dr. Sarıoğlu konuşmasında doğuştan kalp hastalığı ile doğan bebeklerin bu süreçte karşılaştıkları zorluklara ve ihtiyaçlara da değindi. ‘Doğuştan kalp hastalığı ile doğan bebeklerin düzenli kontrollere, sonrasında ise koruyucu önlemlerin alınmasına yönelik desteğe ihtiyacı oluyor. Buna ek olarak özel-

58 Aralık•2013



Aktüel

likle ameliyat öncesi ve sonrasında hastalarımız ve aileleri travmatik bir süreç yaşıyor. Bu platformu hastaların ve ailelerin birbirleri ile iletişim kurmalarını sağlamak, yalnız olmadıklarını hissettirmek, hastalık hakkındaki deneyimlerini diğer hastalar ile paylaşmalarını sağlamak ve hastalığın, hastalar ve aileleri üzerinde oluşturduğu travmatik etkileri hafifletmeye destek olmak amacıyla kurduk. Hastalar bu platform aracılığı ile doğuştan kalp hastası diğer hastalar ve aileler ile tanışma, dertleşme, bilgi alışverişinde bulunma ve sorunlarını toplumun her kesimine ulaştırma fırsatı bulacak.’ şeklinde konuştu.

Referanslar:

1. Ündar A.et al. Türk Göğüs Kalp Damar 2012;20(2):181-185. 2a. http://www.childrensheartfoundation.org/ about-chf/fact-sheets (Erişim: 17Jul 2013) 2b.Report for HeartKids and Paediatric and Congenital Council of the Cardiac Society of Australia and New Zealand,2.2.3,p:12.

Kalp Kardeşliği Hasta Platformu

Kalp Kardeşliği Platformu Prof Dr Tayyar Sarıoğlu önderliğinde Haziran 2013 tarihinde Çocuk Kalp Vakfı şemsiyesi altında doğuştan kalp hastası çocuklar ve ailelerinin iletişim kurabilmeleri ve hastalıkları hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilmeleri amacı ile kurulmuş gönüllü bir kuruluştur.

Çocuk Kalp Vakfı

Çocuk Kalp Vakfı Prof Dr Tayyar Sarıoğlu Başkanlığında 1995 yılında çocuk ve erişkinlerde görülen kalp damar hastalıklarının önlenmesi, tıbbi, ve cerrahi tedavisi konuları başta olmak üzere, toplum sağlığını ilgilendiren her konuda çalışmalar yapmak amacı ile kurulmuş bir vakıftır.

60 Aralık•2013



Aktüel

Kemik İliği ve Kök Hücre Merkezi Açıldı Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi’nde Kemik İliği ve Kök Hücre Merkezi düzenlenen törenle açıldı. •

aldığını söyledi. Doç. Dr. İlhami Kiki, “Hematolojik kanser başta olmak üzere birçok hastalığın tedavisinde uygulanan kemik iliği ve kök hücre nakli hastanemiz bünyesinde uygulanmaktadır. Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen bir program çerçevesinde ülkemizde 19 adet bölge belirlenmiş ve bu bölgelerdeki kemik iliği ve kök hücre nakli ihtiyacını gidermek üzere çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalar sonucunda 2004 yılında 12 olan erişkin kemik iliği nakli merkezi sayısı 2012 yılı sonunda 41’e, 7 olan pediatrik kemik iliği nakli merkezi sayısı da 18’e yükselmiştir. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Erişkin Kemik İliği ve Kök Hücre transplantasyon merkezi 24 yatak kapasitesi ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu Merkezinin en büyük merkezi olup yatak kapasitesi bakımından Türkiye’deki tüm merkezler içerisinde ilk 3’te yer almaktadır. Merkezimizde ilk kök hücre nakli yaklaşık 1 yıl önce gerçekleştirilmiş, o tarihten bu yana toplam 10 hastaya Otolok Kök Hücre Nakli, 1 hastaya ise allogeneik donör lökosit infizyonu

Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi’nde Kemik iliği ve kök hücre Transplantasyon merkezi düzenlenen törenle hizmete açıldı. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi Konferans salonunda düzenlenen Kemik İliği ve Kök Hücre Transplantasyon Merkezi açılışına Erzurum Valisi Dr. Ahmet Altıparmak, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak, Erzurum İl Emniyet Müdürü Halit Turgut Yıldız, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özkan Polat, Doç. Dr. İlhami Kiki, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Kemik İliği ve Kök Hücre Transplantasyon Merkezinin açılış töreninde konuşan Doç. Dr. İlhami Kiki, Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Erişkin Kemik İliği ve Kök Hücre transplantasyon merkezinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da en büyük yatak kapasitesi bakımından Türkiye’deki tüm merkezler içerisinde ilk 3’te yer

62 Aralık•2013



Aktüel

varsa da kullanılmıyorsa orda da sorumlu olan sağlık çalışanlarıdır. “ dedi.

uygulanmıştır. Amacımız otolog, allogeneik, akraba dışı ve haploidentik kök hücre nakilleri uygulayan uluslararası kalite sistemleri tarafından akredite edinmiş, mezenkimal kök hücre üretim ve nakli yapabilen bir merkez olmayı amaçlamaktayız.” dedi.

“Erzurum Sağlık Konusunda Bölge Merkezi Olması Lazım”

Kemik İliği ve Kök Hücre Transplantasyon Merkezi açılışında konuşan Erzurum Valisi Dr. Ahmet Altıparmak, “Bölgenin Doğu’nun en önemli merkezlerinden bir tanesi olan Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi sadece Türkiye’ye Doğu’ya değil etraftaki komşu ülkelere de hizmet ettiğini duyuyorduk ama burada gözlemleme imkanımız oldu. Bu da sadece bölge insanları için değil Türkiye’miz için gurur verici bir durumdur. Burada hiçbir hastanın başka bölgelere gitmeden tedavi olması gerekiyor. Çevre illerden de buraya hastalar gelmesi lazım. Erzurum nasıl bir çok konuda bölge merkeziyse sağlık konusunda da bölge merkezi olması lazım.” dedi.

Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özkan Polat ise, Kemik İliği ve Kök Hücre Transplantasyon Merkezi ülkemiz ve bölgemizin önemli bir ihtiyacıydı. Bunun açılışını yapmaktan gurur duyduklarını belirtti.

“Biz Son Noktadayız”

Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin son noktaya geldiğini belirten Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak, “Üniversitemizin bölge ülkelere de hizmet getirmesini amaçlamaktayız. Hastanemize gelen hastalar burada gelip tedavi olup gidiyorlar. Artık diğer şehirlere gitmelerine gerek kalmıyor. Sağlık hizmetlerinin bütün hizmetlerden bir adım daha önde olması gerekiyor. Çünkü hastalara ilk acil yardımını yapacak kişilerdir. Hayat kurtarıyorlar. Hasta gelince acil yardımında gerekli şeyler tam olarak yapılamıyorsa oradaki personelden üniversite rektörüne kadar herkes sorumludur. Bu imkanlar Ankara’da, İstanbul’da, Amerika’da varsa Erzurum’da neden olmasın. Eğer

“İlk İlik Nakli Olan Hastayım”

Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Erişkin Kemik İliği ve Kök Hücre transplantasyon merkezi açılışına gelen 47 yaşındaki Hasibe Altınok, “ Araştırma Hastanesinde ilk ilik nakli olan kişiyim. Geçen yıl Aralık ayında ameliyatım gerçekleşti. Açılış olduğu için beni de davet ettiler.” şeklinde konuştu.

64 Aralık•2013



Aktüel

Medicana International İstanbul Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı, Baş Boyun cerrahı Prof. Dr. Tanfer Kunt.

Tıbbi Cihaz ve Malzemede Dayanıklılığa Önem Verilmeli Teknoloji ihtiyacının hiçbir zaman son bulmayacağını anlatan Prof. Dr. Kunt, bu anlamda gerek teşhis gerekse tedavi alanında sürekli yeni gelişmelerin beklendiğini söyledi. • KBB alanında görüşlerini aldığımız Medicana

Teknoloji ihtiyacı hiçbir zaman yeterli bulunmayacaktır. Gerek teşhis ve gerekse tedavide yeni gelişmeler beklenmektedir.

International İstanbul Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı, Baş Boyun cerrahı Prof. Dr. Tanfer Kunt, tıbbi cihaz ve malzemelerde kalite ve dayanıklılığa önem verilmesi gerektiğini söyledi. Teknoloji ihtiyacının hiçbir zaman son bulmayacağını anlatan Prof. Dr. Kunt, bu anlamda gerek teşhis gerekse tedavi alanında sürekli yeni gelişmelerin beklendiğini vurguladı.

Hangi alana yönelik teknolojiye ağırlık verilmeli?

Endoskopik teknolojide daha küçük ve görüntü kalitesinin daha yüksek olduğu ekipmanlara ihtiyaç vardır.

KBB hastalıklarının teşhis ve tedavisinde tıbbi ekipman ve teknolojiler hangi düzeyde kullanılıyor?

Ülkemizde KBB alanında kullanılan tıbbi teknoloji Avrupa ile aynı standartlara sahip mi?

Gelişen teknolojiler, teşhis ve tedavi noktasında size yeterli derecede yardımcı oluyor mu?

Ülkemizde yeteri kadar KBB hekimi yetişiyor mu? KBB alanında başarılı olmak için önerileriniz nelerdir?

Ülkemizde kullanılan tıbbi teknoloji Avrupa’daki birçok ülkeden dahi konumdadır. Bu noktada daha iyi standartlara sahip olduğumuzu söyleyebiliriz.

Gerek Muayenelerde ve gerekse hastanelerde teşhis ve tedavilerde tıbbi ekipmanlar yeterli düzeyde kullanılmaktadır. Eğitim hastanelerinde ise yüksek düzeyde kullanım söz konusudur.

Sayıca yeterlilikten çok nitelikli uzman yetiştirme esas sorundur. Son yıllarda eğitim kurumlarımızdaki öğretim üyelerinin kurumlardan ayrılması şu anda büyük bir sorun oluşturmaktadır.

Son 30 yılda gelişen medikal cihaz ve ekipmanlarla teşhis yöntemleri gelişmiştir. Ayrıca teşhis süresinin kısalması da olumlu gelişmedir. Tedavide ise atılım daha fazla olmuş, yeni ameliyat tekniklerinin gelişmesi ve daha önceden zor olan bazı operasyonların daha kısa sürede iyileştirilmesi mümkün olmuştur.

Alanınızla ilgili tıbbi cihaz ve sarf malzeme tedariği gerçekleştiren firmalara vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?

KBB hastalıklarının teşhis ve tedavisindeki teknolojiyi yeterli buluyor musunuz?

Gerekli cihazların ve malzemenin kalitesi ve dayanıklılığına önem vermelerini istiyoruz.

66 Aralık•2013



Aktüel

Teknoloji Hem Hastaya Hem de Cerraha Konfor Sunuyor “Tıbbi ekipman ve teknolojiler bize teşhis ve tedavide üst düzeyde yardımcı olmaktadır. Gelişen muayene teknolojileriyle direkt bakış altında ulaşılması, muayene edilmesi zor olan bölgeler bizim açımızdan daha kolaylıkla muayene edilebilir hale gelmiştir” •

Beylikdüzü Medilife Hastanesi KBB doktorlarından Op. Dr. Cenk Evren, tıbbi ekipman ve teknolojilerin teşhis ve tedavide en düzeyde yardımcı olduğunu söyledi. Medikal Teknik Dergisi’nin KBB alanındaki sorularını yanıtlayan Dr. Evren, yeni üretilen cihazların hem hastaya hem de cerraha konfor sağladığını söyledi.

eti, bademcik, kulağa ventilasyon tüpü; erişkinlerde ise estetik burun ameliyatı, horlama ve uyku apnesi cerrahisidir. Bu operasyonlar sırasında en modern cihazları kullanmaktayız. Bunun yanında vertigo (baş dönmesi) hastalığı da kişisel olarak ilgilenmekten zevk duyduğum bir problemdir.

KBB alanında verdiğiniz hizmetler hakkında kısaca bilgi verir misiniz?

KBB hastalıklarının teşhis ve tedavisinde tıbbi ekipman ve teknolojiler hangi düzeyde kullanılıyor?

Beylikdüzü Medilife Hastanesi’nde Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Bölümünde çalışmaktayım. Çocuk ve erişkin yaşta hastalarımızın hem klinik hem de cerrahi problemleri ile ilgileniyorum. Hastanemizde her çeşit KBB operasyon yapılmaktadır. Bunlardan çocuklarda en çok geniz

Tıbbi ekipman ve teknolojiler bize teşhis ve tedavide üst düzeyde yardımcı olmaktadır. Gelişen muayene teknolojileriyle direkt bakış altında ulaşılması, muayene edilmesi zor olan

68 Aralık•2013


Aktüel göre biz daha kalabalık hastanelerde daha nonergonomik koşullarda çalışıyoruz. Ama sosyal devletin getirdiği avantajla PET, MR ve BERA gibi ileri tetkiklere ilimizde ulaşmak çok daha kolay. Yurtdışından ameliyat için gelen ve geri dönen birçok hastamız var.

bölgeler bizim açımızdan daha kolaylıkla muayene edilebilir hale gelmiştir. Burada tabi ki ilk sırayı endoskopik muayene yöntemleri almaktadır. Bunun yanı sıra radyolojideki gelişmeler de bize olumlu yansımıştır. Direkt grafilerle her zaman doğru değerlendiremediğimiz sinüs ve kulak hastalıklarında gelişen tomografi teknolojisiyle daha doğru tanılar koymamız mümkün hale gelmiştir.

Ülkemizde yeteri kadar KBB hekimi yetişiyor mu? KBB alanında başarılı olmak için önerileriniz nelerdir?

Gelişen teknolojiler, teşhis ve tedavi noktasında size yeterli derecede yardımcı oluyor mu?

Son yıllarda eğitim araştırma hastanesi ve üniversite sayısındaki artışla beraber uzman sayımız da her geçen gün artmaktadır. Ancak yeni çıkan yasalara bağlı değerli hocalarımızın üniversitelerden ayrılmasının eğitim kalitesinde düşüşe neden olduğu camiamızda tartışılmaktadır. KBB alanında başarılı olmak için hayatın diğer yanları gibi bol bol çalışmak gerekli. Güncel yayınları ve yapılanları takip etmeli. Artık hastalarımız çok daha bilinçli. Muayeneye gelmeden önce kendi şikayetleri ile ilgili her türlü detayı internetten araştıran hasta sayımız her geçen gün artmaktadır. İsteklerini karşılamak ve kalitemizi arttırmak için çok okuyup araştırmak gerekiyor.

Teknoloji gerçekten baş döndürücü bir hızla gelişiyor. Uzmanlık eğitimine başlarken hocalarımızın kıymetli olduğu için bazen dokunmamıza bile izin vermediği kameraları şimdi her hastanın muayenesinde kullanıyoruz. Yeni üretilen cihazlar cerrahi sırasında hem hastaya hem cerraha konfor sağlıyor. Örneğin bademcik ameliyatında kullandığımız “Thermal Welding” adlı cihazla neredeyse operasyon esnasında hiç kanama olmuyor. Yüz sinirini, ameliyat esnasında tespit eden sinir monitörleriyle artık tükrük bezi tümörlerinde daha güvenle ameliyat yapabiliyoruz. Veya artık burun operasyonlarında eskisi gibi gazlı bezden tamponlar değil silikon yada kendinden eriyen tamponlar kullanmaktayız.

KBB hastalıklarının teşhis ve tedavisindeki teknolojiyi yeterli buluyor musunuz?

Bugün için yeterli geliyor. Aslında bu soruya şöyle bir cevap verebiliriz. Bundan 5-10 sene önce diz üstü bilgisayarlar revaçtayken; tabletler bir bilimkurgu hayaliydi. Şimdi ise neredeyse vazgeçilmez parçamız. Teşhis ve tedavide de teknolojiyi kullanmak ama ona köle olmamak, doğru yerde kullanmak gerekiyor. Hastalarımızın anlattığını dikkatle dinlemek yerine göre en ileri görüntülemeden bile daha iyi sonuç veriyor.

Yurt içi ve yurt dışında alanınızla ilgili kongre ve fuarları takip edebiliyor musunuz?

Mesleğimizin gereği olarak sürekli okumak ve yeni gelişmeleri takip etmek zorundayız. Bu yüzden fırsat buldukça kongreleri hem yurt içi hem yurt dışı takip ediyorum. Kongreye giderken tatil amacıyla değil yeni bir şeyler öğrenmek istediğim için kimi zaman güneş bile görmeden geri dönüyorum.

Ülkemizde KBB alanında kullanılan tıbbi teknoloji Avrupa ile aynı standartlara sahip mi?

Londra, Viyana ve Almanya’da gördüklerime

69 Aralık•2013


Aktüel

Ani İşitme Kaybı ve Kulak Çınlaması Stres, ani işitme kayıplı hastalarda sık rastlanılan bir durumdur. Ani işitme kaybı ile birlikte hastada kulakta çınlama, baş dönmesi gibi şikâyetler de görülebilir. • Üç günden daha kısa bir sürede, 30 db. veya

uğunu belirtiyor. Şanverdi, rutin kan testlerinin (kan sayımı, kan şekeri gibi) mutlaka yapılması gerektiğini ve iç kulak ile beyin MR’ı gerektirecek durumların sıklıkla olmasa da yaşanabildiğini ifade ediyor.

daha fazla işitme kaybı gelişmesine “ani işitme kaybı” denir. Ani işitme kaybı genellikle sadece bir kulakta gelişir. Nedeni tam olarak bilinmemekle beraber viral ve vasküler (damarsal) nedenler üzerinde durulmaktadır. Stres, ani işitme kayıplı hastalarda sık rastlanılan bir durumdur. Ani işitme kaybı ile birlikte hastada kulakta çınlama, baş dönmesi gibi şikâyetler de görülebilir. Konuyla ilgili önemli bilgiler veren Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Coşkun Şanverdi, KBB muayenesi ve ardından yapılacak bir işitme testinin tanı konulması için genellikle yeterli old-

Ani işitme kaybının nedenleri nelerdir?

Ani işitme kayıplarında en çok virüsler suçlanmaktadır. Yapılan araştırmalarda ani işitme kaybı geçirenlerin yaklaşık 1/3 ünün işitme kaybı başlamadan kısa süre önce bir üst solunum yolu enfeksiyonu geçirdiği gösterilmiştir. Özellikle kabakulak, kızamık ve İnfluenza (grip

70 Aralık•2013



Aktüel olarak yüksek gürültüye maruz kaldıklarından kalıcı işitme kaybıyla karşı karşıya kalabilmektedirler. Gürültüye bağlı işitme kayıplarının en ağır formu ise akustik travma dediğimiz çok şiddetli gürültüye aniden maruz kalma sonucu oluşan kayıptır. Örneğin kulağa yakın olarak meydana gelen ateşli silah patlamaları, bomba patlaması gibi durumlarda kulak zarı yırtılması, işitme kemiklerinde kopma, iç kulak zarlarında yırtılma çok ağır ve geri dönüşümsüz hasarlar oluşturmaktadır.

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Coşkun Şanverdi.

Gürültülü ortamlarda hastalıktan nasıl korunabilinir?

Yüksek gürültülü ortamlarda mümkün olduğu kadar az bulunmak hastalıktan korunmak için en önemli yoldur. Ancak mecburen kalınması gerekiyorsa çalışanların kulaklık takarak ortamda bulunması ve ortamda bulunma sürelerini asgariye indirmeye çalışmaları ve mesai saatlerine uyması önemlidir çünkü gürültüye maruz kalınan süre uzadıkça hasar oluşma riski de artmaktadır. Ortamdaki gürültü seviyesi de mutlaka ölçülmelidir. İnsan kulağında kalıcı hasar oluşturan gürültüler 85 db. in üzerindeki seslerdir.

virüsü) virüsleri işitme kaybı yapma konusunda en çok tespit edilmiş virüslerdir. Çocuklardaki sonradan oluştuğu bilinen tek taraflı işitme kayıplarına en çok kabakulak virüsü sebep olmaktadır. Virüsler dışında iç kulağa kan akımını bozan damar hastalıkları, pıhtı atması, beyin kanamaları, lösemiler, romatizmal hastalıklar da ani işitme kaybı yapabilmektedir. Ayrıca iç kulak tümörleri, yüksek şiddette gürültüye aniden maruz kalma (akustik travma) ve kazalar (kulak kemiğinde kırılmalara yol açarak, örneğin trafik kazaları, kulağa alınan darbeler sonucu v.s) da ani işitme kaybına neden olabilirler.

Ani işitme kaybının tedavisi var mıdır?

Ani işitme kaybının tedavisinde önemli olan altta yatan sebebi tespit edebilmeye çalışmaktır. Eğer viral etken bulunursa antiviral tedavi verilebilir. Eğer lösemi, kan pıhtılaşması, beyin kanaması, iç kulak tümörleri gibi nedenler tespit edilirse nedene yönelik uygun tedavi verilir. Ancak her zaman net bir sebep bulunamayabilir. Bu durumda en etkin tedavi yöntemleri olarak yüksek basınçlı oksijen tedavisi, kortizon tedavisi, B vitamini desteği, iç kulağa giden kan akımını artıran ilaçlar tedavi seçeneği olarak kullanılmaktadır. Ancak gürültüye bağlı oluşan işitme kayıpları genelde tedaviye en az yanıt veren ve neredeyse hiç düzelme göstermeyen işitme kayıplarıdır. Bu da gürültüden korunmanın önemini daha da artırmaktadır.

Risk faktörü oluşturan meslek grupları nelerdir?

Gürültü, kişinin istemediği ve rahatsızlık veren ses olarak tarif edilebilir. Sesin gürültü olarak kabul edilebilmesi birçok faktör tarafından etkilenmektedir. Örneğin sesin şiddeti, kişinin uyumu ve hassasiyeti, yaşı ve psikolojik durumu bu konuda etkili olmaktadır. Aynı şiddetteki bir müzik insanı rahatlatırken bir makine gürültüsü insanı rahatsız edebilmektedir. Gürültü insanda stres yaratıp zarar verebildiği gibi iç kulak üzerinde de kalıcı hasarlar oluşturabilmektedir. Gürültüye bağlı işitme kayıpları 3 grupta incelenmektedir. Bunlardan birincisi gürültülü bir ortamda dakikalar veya saatlerce kaldıktan sonra oluşan ve genellikle 24 saat içinde düzelen geçici işitme kaybıdır. Örneğin disko veya konserlerden sonra kulakta hissettiğimiz tıkanıklık ve uğultunun belli bir süre sonra düzelmesi bu durumu bir örnektir. Ancak bu yüksek gürültüye sık sık maruz kalınırsa, oluşan geçici işitme kaybı düzelmeyebilir ve artık kalıcı işitme kaybı dediğimiz durum oluşabilmektedir. Örneğin disko çalışanları, fabrika çalışanları, testere, matkap kullananlar, iş makinası kullananlar kronik

72 Aralık•2013



Aktüel

Anadolu Sağlık Merkezi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sertaç Yetişer.

Denge Sorunları Sosyal Yaşamınızı Etkilemesin Ani hareketlerle ortaya çıkan baş dönmesi, hastanelerin acil servislerine yapılan başvuruların önemli bir bölümünü oluşturuyor. Kişinin yaşam kalitesini düşüren bu baş dönmeleri, denge sorununa işaret ediyor! •

gönderiliyor. Gelen bilgilerin bir kısmı hafızada depolanıyor, diğer kısmı ise atılıyor. Üçlü sistemin harmoni ve simetri içinde çalışmasıyla kişi dengesini koruyor. Bu uyarılardan biri azaldığında ya da arttığında asimetri oluşuyor ve beyin önceki bilgilerle bu yeni durumu örtüştürmeye çalışıyor. Beyin, örtüşme olmadığında bir sorun olduğunu düşünüyor” diyen Prof. Dr. Sertaç Yetişer, sözlerine şöyle devam etti; “Bunu şöyle bir örnekle açıklayabiliriz: Diyelim ki, kişinin iç kulağındaki denge organı çalışmıyor. Beyin bu durumda göze ve dokunma duyusuna yükleniyor. Böyle bir durumda bu sorunu yaşayan kişi, odanın ışığı kapandığında elindekileri düşürüyor. Çünkü diğer uyarı ortadan kalktığında, görmenin karanlık ortama adapte olması için geçen sürede, denge sorunu ortaya çıkıyor.”

Sosyal yaşamı etkileyen, kişiyi tek başına sokağa çıkmaktan alıkoyan ve giderek depresif bir ruh haline sokan denge sorununun ortaya çıktığı dönemde ilaç tedavisi alan kişilerin yatağa yatıp dinlenmek yerine, sokağa çıkmaları gerektiğini söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sertaç Yetişer, denge sorunu ile ilgili merak edilen konulara değindi.

Denge Nasıl Sağlanıyor?

“Görsel uyaranlar, iç kulaktaki denge organı ve dokunma duyusu dengeyi sağlayan üçlü sistemi oluşturuyor. Bu üçlüden gelen ve proprioseptif sistem olarak da tanımlanan derin duyu, eş zamanlı olarak beynin talamus bölgesine

74 Aralık•2013



Aktüel ayağımın altından kayıyor. Cisimler yer değiştiriyormuş gibi geliyor’ cümleleri, hekimlerin en sık duyduğu şikayetler arasında yer alıyor” diyen Anadolu Sağlık Merkezi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sertaç Yetişer, hastalığın tanısı konusunda da önemli açıklamalarda bulundu.

Denge sorununa neden olan unsurlar neler?

Denge sorununa neden olan unsurlara da değinen Prof. Dr. Sertaç Yetişer, Dengeyle ilişkili sistemlerin dik duruş ve yürüyüşün sağlanmasında önemli görevlerinin bulunduğunu, vücudun hareketlenmesiyle birlikte düşmenin engellenmesi, başın dengeli hareket etmesi ve genel olarak dik durmasının bu yolla sağlandığını belirtti. Prof. Dr. Sertaç Yetişer, sözlerine şöyle devam etti; “Denge sorununa neden olan etmenler, periferik yani beyin dışı ve santral olarak ikiyi ayrılıyor. Periferik nedenlerin sayısı 100’ü aşsa da, en sık görüleni Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo oluyor. Aniden başlayan, baş hareketleri ile tekrarlanan baş dönmesi olarak özetlenebilecek ve BPPV diye kısaltılan bu neden, halk arasında daha çok ‘Kulak kristallerinin yerinden oynaması’ olarak tarif ediliyor. Gözle görülemeyecek kadar küçük olan bu kulak kristalleri iç kulakta bulunuyor. Yerlerinden oynamaları ise darbe, uzun süreli yolculuklar ya da üst solunum yolu enfeksiyonu gibi nedenlerle oluyor. Bazıları da hastalık yukarıya doğru baktıkça ortaya çıktığı için BPPV’ye ‘süpermarket hastalığı’ diyor.”

“Tüm bu denge bozuklukları “vertigo” olarak tanımlanıyor. Vertigo bir tanı olmasa da, mevcut durumun bir ifadesi olarak görülüyor. Santral ya da periferik sistem bozuklukları kendini vertigo olarak belli ediyor. Bu hastaların iyi değerlendirilmesi ve tedavi edilebilmesi için tüm duysal sistemlerin değerlendirilmesi gerekiyor” diyen Prof. Dr. Sertaç Yetişer, “Santral ve beyin ile beyin dışı yani periferik reflekslerin ve kas ile iskelet sistemi koordinasyonunun ölçülmesi gerekiyor. Tanı koymada kimi testlerden yararlanılsa da, asıl önemli olan hastanın öyküsü oluyor. Tedavinin ardından santral kompansasyon olarak tanımlanan toparlanma süreci merkezi sinir sisteminin kontrolünde gelişiyor. Ancak bu süreç, hastanın sigara - alkol alışkanlığı, damar sertliği, görme keskinliği, dinamik oluşu, yaşı, artrit varlığı ve benzeri durumlarla yakından ilgili oluyor” dedi.

Denge Sorunlarının Tedavisi

Denge Sorunları Yaşam Kalitesini Nasıl Etkiliyor? “Kısa sürse de, 4 - 5 saniyelik baş dönmesi, şiddeti nedeniyle yaşam kalitesini düşürüyor. Ayrıca kronikleşen denge sorunlarına ve psikolojik güvensizliğe yol açıyor. Çünkü hastalar tek başlarına dışarı çıkmak istemiyor, yalnız kalmaktan kaçınıyor ve sürekli bir endişe hali yaşıyor. Günlük yaşamın yanı sıra, çalışma hayatında meydana gelen zorluklar da kişiyi bunaltıyor. Bu hastalıkla ilgili ‘Düşecek gibi oluyorum. Yer

Prof. Dr. Sertaç Yetişer sözlerine şöyle devam etti; “Denge sorununun tedavisinde hareket etmek önemli bir yer tutuyor. Baş dönmesi yaşayan kişiler “Işığı kapatmalıyım, dinlenmeliyim, geçer!” diye düşünse de bu sorunu yaşayan kişilere temiz havada birkaç saat yürümeleri öneriliyor. Hasta, ne kadar çok dışarı çıkar ve yürürse, dengesine kavuşması o kadar kolay oluyor.”

76 Aralık•2013



Aktüel

8. Yara Bakımı Kongresi’nde Kronik Yaralar Masaya Yatırıldı Önemli bir sağlık sorunu olan kronik yara konusunda yapılan en kapsamlı toplantılardan biri olan Yara Bakımı ve Doku Onarımı Derneği tarafından 8’incisi düzenlenen Yara Bakımı Kongresi, konunun uzmanlarını Antalya’da bir araya getirdi. •

Konferansta konuşma yapan Yara Bakımı ve Doku Onarımı Derneği Başkanı Prof. Dr. Şamil Aktaş ise kronik yaranın normal şartlarda iyileşemeyen veya çok geç iyileşen yaralar olduğunu belirterek “Kronik yaralar, büyük bir sıkıntı. Bu yaralar kendi başlarına iyileşememekte ve bunlara tedavi gerekmektedir. Eğer hastaların sayısı az ise toplum için önemli olmayabilirdi. Ancak, bizim ülkemizde bu hastalık giderek artan bir problem haline geldi. Biz ülke olarak daha bunun farkında değiliz. Gelişmiş toplumlarda ise bu hastalık sağlık harcamalarındaki bütçelerin çok büyük bir bölümünü kapsıyor” dedi.

Yara Bakımı ve Doku Onarımı Derneği tarafından 8’incisi düzenlenen Yara Bakımı Kongresi, 28 Kasım-1 Aralık 2013 tarihleri arasında Lara Titanik Resort Otel’de gerçekleşti. Kongreye, 250’den fazla hekim, hemşire, podiatrist, fizyoterapist ve beslenme - diyabetik uzmanı katıldı. Konferansın açılış konuşmacısı olan Tıbbın duayenlerinden ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanlığı Prof. Dr. Semih Baskan, tarihsel bir sağlık problemi olan kronik yaradan söz ederek, bilginin ve teknolojinin en hızlı geliştiği konulardan birinin ise kronik yara olduğuna dikkat çekti.

78 Aralık•2013



Aktüel

Prof. Dr. Aktaş, Türkiye Diyabet Taraması’nda (TURDEP) 1997-1998 yılındaki verilerle Türkiye’de yetişkin nüfusta şeker hastalığında % 7.2 iken, 2010 yapılan taramadaysa % 13.4’e arttığını hatırlattı. Bu artışın iki sebebi olduğundan bahseden Prof. Dr. Aktaş, “Yaşam tarzımız değişti. TURDEP, sadece şeker hastalığına değil bütün parametrelere baktı. Kalp, tansiyon kilo, bel çevresi ve sonuç Türkiye’de 3 kişiden bir kişi obez. İkinci sebebi ise şeker hastalığı artan yaşta sıklığı artıyor, yaşlılık arttıkça damar tıkanıklıkları arttıkça hastalıkta artıyor” dedi.

siyona karşı direnci bozulur. Şeker hastalarının çoğu yara kangrene çevirdiği zaman farkına varır” şeklinde konuştu. Amerika ‘da şeker hastasının yıllık ortalama masrafı 11 bin dolar olduğunun altını çizen Prof. Dr. Aktaş, şu bilgileri verdi: “Dünya’da uygulanan tedaviler kombinasyon olarak veriliyor, yaranın ihtiyacı ve türü ne ise o yöntemler uygulanıyor. Yarada kullanılan Hiperbarik oksijen tedavisi, Avrupa ülkelerinin yanı sıra bizim ülkemizde de en yaygın, en düzenli ve en iyi gelişmiş bir tedavi biçimi. Avrupa’daki birçok ülkeden daha yaygın üstelik. Devlet tarafından sahiplenilmiş ücreti ödenen bir tedavi yöntemi. Güneydoğu Anadolu Bölgesi diyabetin en yüksek olduğu bölge dolayısıyla yaralarında en fazla olduğu bölge, Ege Bölgesi ise en düşük bölge. Negatif basınçlı yara tedavisi bizim ülkemizde çok oturmuş bazı ülkelerde hiç yok.”

Prof. Dr. Aktaş, “Eğer travmatik bir olay olmadan bacağınız kesiliyorsa bunun yüzde 50 sebebi şeker hastalığından kaynaklanıyor. Tüm şeker hastalarının yüzde 15’i hastaneye ayağında yara ile gidiyor. Şeker hastalığı başlı başına bir problemdir. Gözünüzü, böbreğinizi kalbinizi ve bir de ayağınızı bozar. Şeker hastalığına bağlı olarak ayağınız kesiliyorsa, yüzde 85 ayak yarası ile geldiği için kesiliyor. Eğer bir şeker hastasının bacağı kesilir ise 3/1’i 5 yıl içinde öbür bacağı da kesiliyor” diye konuştu.

Hastalarda Uygulanan Yeni Tedavi Yöntemleri Ülkemize yeni gelen ve yeni uygulanan yara içerisine epidermal büyüme faktörü uygulanmasından da söz eden Prof. Dr. Aktaş, “ Epidermal büyüme faktörü tedavisi geçen yıl bizim ülkemizde uygulamaya başladık. Hastalarımızın üzerinde denedik ve çok iyi sonuçlar aldık. Küba’da bu ilacı genetiği ayarlanmış organizmalarla üretebiliyorlar. Bu yüzden Küba’da her hastaya uygulanabiliyor, biz de öyle bir teknoloji yok. Dünyanın en iyi biyoteknoloji ülkelerinden biri Küba” dedi. Bu uygulamayı 12-13 hastanın üzerinde denediklerini kaydeden Prof. Dr. Aktaş, “Bu tedavi yöntemi ile bir hastamız dışında diğer hastaların ayaklarını kurtardık” şeklinde sözlerini tamamladı.

Yaraya vakum uygulama yöntemi, bandaj sarma tekniği ve elektrik simülasyonu gibi yöntemlere değinen Prof. Dr. Aktaş, bu yöntemlerin hiç birinin tek başına yarayı iyileştirmediğini kaydetti. Kronik yaraya diğer önemli hastalıklar kadar önem verilmediğinin ve kronik yara hastalığının ortada kaldığını söyleyen Prof. Dr. Aktaş, “Kronik yara zor iyileştiği için eksiği ne ise o tedaviyi uygulamanız lazım. Şeker hastalığı bir insanın ayağının kesime götürmek için dizayn edilmiş hastalık, çünkü sizin damarınızı bozar ayağınızın beslenmesi bozulur, ayak oksijenlenmez besin gitmez, sinirinizi bozar. Şeker hastalarının enfek-

80 Aralık•2013



Aktüel

TÜTAGEM Hizmete Girdi Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu açılışta yaptığı konuşmada, tıbbi teknolojide önemli süreçlerin arifesinde olduklarını söyledi. •

Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Trakya Üniversitesi’nde (TÜ) AR-GE çalışması yapılan merkez laboratuvarı TÜTAGEM’in açılışını gerçekleştirdi. Bakan Müezzinoğlu açılışta yaptığı konuşmada, tıbbi teknolojide önemli süreçlerin arifesinde olduklarını söyledi. Türkiye’nin son 5 yılda Türk patentleri taşıyabilecek ilaçlar üretebilme konusunda önemli noktalara geldiğini dile getiren Müezzinoğlu, “İnşallah bu anlamda yalnız ilaç tüketen değil, üretebilen bir vizyonu ülke olarak yakalamış olacağız” dedi. Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nu üniversitede, TÜ Rektörü Prof. Dr. Yener Yörük ve bölüm dekanları karşıladı. Açılışta konuşma yapan Sağlık Bakanı, yeni açılan merkezin Trakya Üniversitesi’ne ve Balkanlara hayırlı olmasını dilediğini belirterek, Trakya Üniversitesi’nin 31’inci yılında bölgede önemli bir güç ve önemli bir merkez olduğunu söyledi.

“Yalnız Tüketen Değil, Üreten Ülke Olacağız”

AR-GE çalışmalarına değinen Bakan Müezzinoğlu, teknolojik çalışmaları ülke genelinde biraz gecikmeli başlanan bir alan olarak nitelendirdi. Son 10 yılda gerek bütçe gerekse

82 Aralık•2013



Aktüel

“Edirne’mizin düşman işgalinden kurtuluşunun 91’inci yıldönümünde, ne Edirne’mizin, ne ülkemizin, ne milletimizin böyle durumlarla karşılaşmaması dileklerinde bulunuyorum” ifadelerini kullandı.

mantalite olarak çok önemli bir bakış açısı yakaladıklarını ifade eden Müezzinoğlu, “Son 5 yılda bu milletin patentlerini taşıyabilecek ilaçları üretebilme konusunda önemli noktalara geldik. İnşallah bu anlamda yalnız ilaç tüketen değil, üretebilen bir vizyonu ülke olarak yakalamış olacağız. Yine tıbbi teknolojide önemli süreçlerin arifesinde olduğumuzu burada söyleyebilirim. Bu anlamda TÜ’nün bu bölgede önemli araştırmalarda, önemli gelişmelerde söz sahibi olacağına inanıyorum.

Rektör Yörük ise açılan merkezin akademisyenlere, hocalara, bilimsel, teknolojik, gelişmeleri takip edeceklere, araştırma yapacaklara önemli bir alt yapı sunacağını belirtti. Yörük, Bakan Müezzinoğlu’na açılışı yapılan TÜTAGEM’in anahtarını teslim etti.

Bu duygu düşüncelerle bu merkezimizin, ülkemize, Edirne’mize ve bölgemize hayırlı olmasını temenni ediyorum” dedi.

Konuşmaların ardından TÜTAGEM’in açılışı Bakan Müezzinoğlu ve Rektör Yörük tarafından gerçekleştirildi. Açılışın ardından Müezzinoğlu, merkez laboratuvarı olan TÜTAGEM’i gezerek merkez hakkında bilgiler aldı.

Bakan Müezzinoğlu, Edirne’nin düşman işgalinden kurtuluşunun 91’inci yılını da kutlayarak,

84 Aralık•2013



Aktüel

Hastane Mikrobunu Tesla Öldürecek Sahip olduğu yaklaşık 300’ü aşkın patent ile dünyanın geleceğine 20.yy’ın başında yön veren isimlerden Nikola Tesla’nın ölümünün 70. yılında, Türkiye’den Tesla adlı firma, hastane mikrobunu dahi yok edebilen anti bakteriyel madde keşfederek sağlık dünyasında yeni bir perde açtı. • Bugün günlük hayatta kullandığımız birçok te-

piyasada birçok kimyasal bileşik kullanılıyor. Dünyanın en büyük kimya şirketlerince patentlenen ve üretimi tekelleşen bu maddeler, distribütörler aracılığıyla satın alınarak tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kullanılıyor. Ancak bu maddelerin en büyük sorunu deri yoluyla vücuda girip, zararlı etkiler bırakan başta triklosan olmak üzere diğer küçük yapılı bileşiklerden oluşması.

knolojik aleti bulan ya da bulunmasına ön ayak olan mucit Tesla’dan ilham alan Türk kimya firması Tesla, keşfettiği anti bakteriyel ürün ile hastane mikrobunu tamamen öldürmeyi başardı. İTU Teknokent içerisinde yer alan ve girişimcilere farklı olanaklar tanıyan İTÜ ARI Çekirdek’in bu seneki girişimcilerinden Tesla’nın keşfettiği bu yeni maddenin bir başka özelliği ise, şu an piyasada kullanılan anti bakteriyel ürünlere göre insan sağlığına kısa ve uzun dönemde herhangi bir etkisinin olmaması.

İki Türk girişimci kimyager tarafından kurulan Tesla’nın buluşu ise deriden geçişi mümkün olmayan polimerik (monomer denilenküçük moleküllerin birbirlerine tekrarlar halinde eklenmesiyle oluşan moleküller) malzemeden oluşuyor. Dolayısıyla ürünün herhangi bir yan etkisi bulunmuyor.

“Tesla” Dünyaya Bir Kez Daha Yön Veriyor

Türkiye’de anti bakteriyel madde adı altında

86 Aralık•2013


If you are not at Arab Health, you are not in healthcare. Arab Health is the place to be. Sobhi A.Batterjee, President & CEO, Saudi German Hospitals Group

ISIT! FREE TOr nVow at

Reg iste om althonline.c e h b a r .a w ww

27 - 30 January 2014

Dubai International Convention & Exhibition Centre

3,427

Supported by:

www.arabhealthonline.com

arabhealth@informa.com

Organised by:

+971 4 3367334


Aktüel

Türkiye’nin farklı alanlarda dışa bağımlılığını ortadan kaldırmaya yönelik projelerin gelişmesine ön ayak olmayı hedefleyen ARI Çekirdek Projesi’nde bu sene, Tesla’nın da yer aldığı toplam 13 ekip, 14 Aralık’ta düzenlenecek final gecesinde jüri karşısına geçecek.

Hastane Mikroplarına Son

Başta Pseudomonas Aeruginosa olmak üzere farklı hastane bakterilerinin neden olduğu hastane enfeksiyonları, diğer enfeksiyonlara göre yüksek ölüm oranlarına ve tedavi maliyetlerine sahip. Ayrıca günümüzde mevcut sterilizasyon işlemleri kusursuz uygulansa dahi, %30 enfeksiyon bulaşma riskinin önüne geçilememekte. Tesla tarafından geliştirilen bu maddenin alametifarikası ise, sadece Amerika’da yılda 100.000’den fazla hastanın enfeksiyon kaparak hayatını kaybetmesine yol açan, Pseudomonas Aeruginosa dahil olmak üzere farklı hastane bakterilerini çok düşük konsantrasyonlarda dahi tamamen öldürebilmesi.

Birinci girişimci gruba Elginkan Vakfı Teknoloji Ödülü olarak 100.000TL, ikinci girişimci gruba Cardtek Group Özel Ödülü olarak 50.000TL üçüncü girişimci gruba Ege Kimya Özel Ödülü olarak 25.000TL ve dördüncü girişimci gruba Agito Özel Ödülü olarak 10.000 TL verilecek. Finansal ödüllerin yanı sıra 7 girişimci gruba ARI Teknokent’te 1 yıl süre ile ücretsiz ofis imkânı sağlanacak. Kazanan firmalar; hiçbir ücret ödemeden kendileri için tahsis edilen ofisleri kullanacak ve tüm altyapı hizmetlerinin yanı sıra, ortak çalışma alanları, laboratuvar ve danışmanlık hizmetlerinden ücretsiz olarak faydalanabilecek.

ARI Çekirdek’ten çıkarak sağlık dünyasında yeni bir perde açmaya hazırlanan Tesla’nın ürettiği anti bakteriyel madde ayrıca düşük üretim maliyetlerine sahip ve mevcut anti bakteriyel kimyasallardan daha etkili olduğu Uludağ Üniversitesi’nde yapılan standart testler sonucunda belgelenmiş durumda.

88 Aralık•2013



Aktüel

Türkiye’nin İlk Mikrocerrahi Eğitim-Araştırma Laboratuvarı Kuruldu Laboratuvar ile hem eğitim, araştırma ve uygulama hizmetlerinin verilmesi hem de mikrocerrahi dalının gelişmesi hedefleniyor. •

Bekir Atik, mikrocerrahi eğitim-araştırma laboratuvarıyla ilgili şu açıklamalarda bulundu:

Yeni nesil devlet üniversitesi olarak araştırma odaklı olma hedefiyle kurulan İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Türkiye’nin ilk Mikro Cerrahi Eğitim-Araştırma Laboratuarını bünyesinde hizmete açtı. Üniversitenin Göztepe Kuzey Yerleşkesinde açılışı gerçekleşen laboratuvar ile hem eğitim, araştırma ve uygulama hizmetlerinin verilmesi hem de mikrocerrahi dalının gelişmesi hedefleniyor.

“Teknolojinin ilerlemesi bununla birlikte insanın da her geçen günde kendini geliştirmesiyle çok küçük damarları artık dikebiliyoruz. Fakat ülkemizde hali hazırda yeterince eğitim verecek ve araştırma yapılacak merkez bulunmamaktaydı. Bizde İstanbul Medeniyet Üniversitesi olarak bilim ve eğitime katkıda bulunmak amacıyla Rektörümüz Prof. Dr. Hamit Okur’un teşviki ve BAP Biriminin desteğiyle bu laboratuvar kurduk. Böylece ülkemizde mikrocerrahi ile ilgili bilimsel eğitim-araştırma imkanı sağlamış olduk. Araştırma odaklı yeni nesil devlet üniversitesi olarak kurulan ve bu yönde başarılı çalışmalara imza atan üniversitemiz, ülkemizin geleceğine bir yatırım daha yapmış oldu”

“Ülkemiz Mikrocerrahi EğitimAraştırma Laboratuvarına Kavuştu”

Mikrocerrahi oparasyonların her geçen gün öneminin arttığını bu nedenle ülkemiz için bu laboratuvarın olmazsa olmaz olduğuna dikkat çeken Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) Koordinatörü Prof. Dr.

90 Aralık•2013



Aktüel

Samastı: “Üniversitemiz İçin Çok Büyük Bir Başarı”

ve akademisyenleri değil Türkiye’nin dört bir tarafındaki öğrenci ve akademisyenlerinin de hizmetinde olacaktır” dedi.

“Dinamik yöneticileri, tecrübeli öğretim üyeleri ile 2013-2014 eğitim-öğretim döneminde eğitime başlayan tıp fakültemiz için her türlü alt yapıyı oluşturmak için var gücümüzle çalışıyoruz” diyerek sözlerine başlayan İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Samastı, “Amacımız ulusal ve uluslararası alanda rekabet edebilen özgün nitelikleriyle tanınmış lider bir Tıp Fakültesi olabilmek. Bunun için bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz Mikrocerrahi Eğitim-Araştırma Laboratuvarı ile üniversitemizin geleceği için çok önemli bir adım attık. Bilimsel ve sosyal yönden nitelikli hekimler ve uzmanlar yetiştirmeyi amaçlayan fakültemiz aynı zamanda Türkiye’deki meslektaşlarına ve topluma doğrudan katkıda bulunmayı hedeflemektedir. En önemli katkıyı da Tıp Fakültesi Öğretim Üyemiz ve BAP Koordinatörümüz Prof. Dr. Bekir Atik Hocamız atmış oldu. Üniversitemize sağladığı büyük katkılarından dolayı kendisine çok teşekkür ediyorum” dedi.

“2013-2014 eğitim-öğretim dönemiyle birlikte bünyemize katılan öğrencilerimiz; donanımlı ve modern bir üniversite hastanemizin bulunması, alanında uzman akademik kadromuz ve eğitim olanaklarımızdan dolayı çok şanslılar” diyen Rektör Okur, “Türkiye’de önemli bir eksiklik olan mikrocerrahi laboratuvarını kurduk ve bugün burada hizmete açtık. Gerçekten ülkemizde bu derecede kapsamlı ilk eğitim laboratuvarını üniversitemize kazandırmış olmanın haklı gururunu yaşıyoruz” dedi. Mikrocerrahiye benzer bir eğitimi yurtdışında aldığını ve üniversitemizde verilecek eğitim ücretine göre kat kat daha fazla maliyetli olduğunu da söyleyen Prof. Dr. Hamit Okur konuşmasına; “Üniversitemizde verilen bu eğitimle birlikte üniversitemizin dolayısıyla ülkemizin yararına çok önemli bir adım attık. Böylesine önemli bir eğitimi başlatıyor olmanın gururunu yaşıyoruz. Bunun için çalışmaları için BAP Koordinatörümüz Prof. Dr. Bekir Atik’e teşekkür ediyorum” diyerek son verdi.

Okur: “Üniversitemiz İlklere İmza Atmaya Devam Ediyor”

Alanında uzman öğretim üyeleri ve donanımlı alt yapısıyla üniversitemiz ilklere imza atmaya devam ediyor” sözleriyle konuşmasına başlayan Rektörümüz Prof. Dr. Hamit Okur, “T.C. Sağlık Bakanlığı İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile işbirliği yapan üniversitemiz; araştırma, uygulama ve eğitim faaliyetleri için her türlü bilim, teknoloji ve işbirliğinden azami derecede faydalanmaktadır. Tıp Fakültesi bünyesinde kurulan Mikrocerrahi Eğitim-Araştırma Laboratuvarı ile sadece üniversitemizin hastanemizin öğrenci

Mikrocerrahi Eğitim-Araştırma Laboratuvarı, üniversitemizin Kuzey Yerleşkesinde kurs eğitimleriyle birlikte hizmet vermeye başlamıştır. Laboratuvar, mikrocerrahiyle ilgili deneysel çalışma ve araştırma yapmaya imkân sağlamaktadır. Model Tubuler Yapı ve Akım Sistemleri ile birlikte hayvan çalışmalarının olacağı kurslar dört kursiyer ile düzenlenecek ve kurs bitiminde kursiyerlere sertifika verilecek. Görüntüleme ve kaydetme özelliğine sahip mikroskoplarda kursiyerler, istedikleri çalışmalarını kaydedip sonradan kullanabilecekler.

92 Aralık•2013



Aktüel

Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi

Her Geçen Gün Gelişiyor Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Rıza Erbay ve Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Ekim yaptıkları başarılı operasyonları slayt eşliğinde basınla paylaştı. • Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştır-

Başkanı Prof. Dr. Hasan Ekim yaptıkları başarılı operasyonları slayt eşliğinde basınla paylaştı. Prof. Dr. Ali Rıza Erbay koroner anjiografi ünitesinin kuruluş aşamalarından bahsederek yaptıkları anjiografi, stent ve balon işlemleri hakkında detaylı bilgiler verdi. Anjiyografinin bir ekip işi olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Erbay, bu tür tıbbı müdahalelerde titiz ve dikkatli olunması gerektiğinin altını çizerek küçük bir dikkatsizliğin geri dönülemez sonuçlara sebebiyet verebileceğinin unutulmaması gerektiğine vurgu yaptı. 10 ayda 361 hastaya koroner anjiografi, 37 hastaya balon,72 hastaya ise stent takıldığını belirten Prof Dr. Erbay, yapılan koroner anjiografi, stent ve balon işlemleri sırasında hiçbir komplikasyon gelişmediği kaydetti.

ma ve Uygulama Hastanesi Kardiyoloji ve Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanları tarafından yapılan çalışmalar düzenlenen basın toplantısıyla anlatıldı. Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde gerçekleştirilen basın toplantısına Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şaban Güçlü, Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekim Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Mesut Sipahi, Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Rıza Erbay, Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Ekim ile ilgili bölüm öğretim üyeleri katıldı. Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Rıza Erbay ve Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı

94 Aralık•2013



Aktüel

tamamlanınca tüm boyutlarıyla Yozgat’a ve Yozgat halkına hizmet verme imkânı bulacaktır. Bu hizmetlerin Yozgat’ta verilmesi Yozgat halkı açısından da oldukça önemli. Yozgat halkının birçok hastalığın tanı ve tedavisini bulunduğu yerde alması da hasta açısından ayrıca büyük bir hizmettir” diye konuştu. Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekim Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Mesut Sipahi de Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nin çok güçlü bir ekibe sahip olduğunu ifade ederek, doktorların özverili bir şekilde çalıştığını kaydetti.

İlk Defa Açık Kalp Ameliyatı

Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Ekim ise hastanede ilk defa açık kalp ameliyatının gerçekleştiğini söyledi. Açık kalp ameliyatlarını takiben hastaların mükemmel bir yoğun bakıma gereksinim duyduklarının altını çizen Prof. Dr. Ekim, “Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı olarak bu hizmeti kusursuz sağlıyoruz. Kalp cerrahisi diğer cerrahi branşlarına göre riski ve komplikasyonları daha fazla olan bir cerrahi dalıdır. Kalp akciğer makinesi, intraaortik balon pompası gibi maliyeti ağır cihazların kullanılmasını gerektirir. Haliyle bu cihazları usulüne uygun kullanacak kalifiye elemanlara ihtiyaç vardır. İşte bu noktada Üniversitemiz Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı ile Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı işini bilen bir ekiple birlikte hastalarına kaliteli hizmet vermektedir” ifadelerini kullandı.

Acil Servis Kısa Süre Sonra Hizmet Girecek

Bozok Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şaban Güçlü, Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin gelişmesinin Yozgat halkı açısından çok önemli olduğunu belirterek, hastane sağlık hizmetlerinde geliştikçe, hastaların il dışına sevkinin de azaldığını söyledi. Prof. Dr. Güçlü, “Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi birçok konuda ilkleri gerçekleştirdi. Bundan sonra da ilkler devam edecek. Acil Servisimiz açılacak. Birkaç yıl sonra yeni hastane binamız da

96 Aralık•2013



Aktüel

Manisa Şehir Hastanesi Temeli Atıldı Toplam 4 ayrı binada yer alacak 558 yataklı hastanede; poliklinik oda sayısı 156, genel yoğun bakım yatak sayısı 73, yeni doğan yoğun bakım yatak sayısı 37, acil oda sayısı 7, toplam hasta oda sayısı 320, ameliyathane salonu 20, diyaliz yatak sayısı 15, helipad 1, kapalı otopark kapasitesi bin 674 araçlık olarak hazırlandı. •

Türkiye’nin en önemli sağlık yatırımlarından “Şehir Hastaneleri” projesi kapsamında gerçekleştirilen 558 yataklı Manisa Şehir Hastanesi temeli 1 Aralık 2013 Pazar günü atıldı. Kamu-özel işbirliği ile yapılacak Manisa Şehir Hastanesi temel atma törenine Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu da katıldı. Manisa ve çevre illere hizmet verecek, Manisa’nın standardını yükseltecek, toplam 4 ayrı binada yer alacak 558 yataklı hastanede; poliklinik oda sayısı 156, genel yoğun bakım yatak sayısı 73, yeni doğan yoğun bakım yatak sayısı 37, acil oda sayısı 7, toplam hasta oda sayısı 320, ameliyathane salonu 20, diyaliz yatak sayısı 15, helipad 1, kapalı otopark kapasitesi bin 674 araçlık olarak hazırlandı.

98 Aralık•2013



Aktüel

558 Yataklı Şehir Hastanesi

Diğer Şehir Hastaneleri

Manisa’ya yapılacak 558 yataklı şehir hastanesinin de aralarında yer aldığı kamu-özel işbirliği ile 14 ilde yapılacak olan 15 şehir hastanesi ve Türkiye Halk Sağlığı Kurumu binasının projesinin imza töreni, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla 12 Eylül 2013 tarihinde İstanbul Haliç Kongre Merkezinde gerçekleştirilmişti. Başbakan Erdoğan, imza sırasında yüklenici firma YDA ile fiyat ve sürenin kısaltılması amacıyla pazarlık yapmış ve hastanenin maliyeti 362 milyon liradan 350 milyon liraya düşürülürken, yapım süresi 24 aydan 18 aya indirilmesi konusunda söz alınmıştı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla 12 Eylül 2013 tarihinde projesi imzalanan şehir hastaneleri ise şunlar: Manisa Şehir Hastanesi, Adana Şehir Hastanesi, Ankara Bilkent Şehir Hastanesi, Ankara Etlik Şehir Hastanesi, Elazığ Şehir Hastanesi, Gaziantep Şehir Hastanesi, İstanbul İkitelli Şehir Hastanesi, Kayseri Şehir Hastanesi, Mersin Şehir Hastanesi, Yozgat Şehir Hastanesi, İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi, Konya Şehir Hastanesi, Bursa Şehir Hastanesi, Kocaeli Şehir Hastanesi, Isparta Şehir Hastanesi, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Binası.

100 Aralık•2013



Aktüel

Dünyaca Ünlü Uzmanlar, Cerebral Palsy’li Çocuklar İçin Bir Araya Geldi •

TSÇV’nin CP konusunda farkındalık çalışmalarının bir uzantısı olarak CP alanında çok önemli bir kongreye ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduklarını dile getiren Paçacıoğlu, “Birçok disiplini bir araya getiren kongremizin sonunda; Cerebral Palsy’nin tedavisi ile ilgili önemli paylaşımların yapılacağına ve yeni tedavi yöntemlerine ışık tutulacağına inanıyorum” dedi.

Cerebral Palsy (CP) alanında toplumda farkındalık oluşturan çalışmalara imza atan Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı’nın (TSÇV) ev sahipliğindeki, “4. Uluslararası Cerebral Palsy ve Gelişimsel Bozukluklar Kongresi” Sabancı Center’da gerçekleştirildi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Müsteşarı Gazi Ataş ve TSÇV Yönetim Kurulu Üyesi Dilek Sabancı’nın katıldığı kongrenin açılış konuşmalarını; TSÇV Akademik Kurul Başkanı Prof. Dr. Muharrem İnan ve TSÇV Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Paçacıoğlu yaptı. Kongrenin ilk gününde; beynin yeniden organizasyon yeteneği, riskli bebek kavramı ve erken tanı, postural kontrol ve rehabilitasyon, Cerebral Palsy’de motor problemler, günlük yaşamda üst ekstremite kullanımı konuları düzenlenen panellerde tartışıldı.

Cerebral Palsy’de Erken Müdahale ve Hareket Analizi

Cerebral Palsy alanında uzman yerli ve yabancı isimlerin yer aldığı panellerin yanı sıra sözlü bildirilerin de sunulduğu kongrede, pratik uygulamalar da gerçekleştirildi. Kongrede; Cerebral Palsy’nin tedavisinde önemli bir yere sahip, erken müdahale konusunda önemli tıbbi çalışmalara imza atan Dr. Margeret Mayston ve CP’li bireylerin hareketlerinin artmasına yardımcı olan “hareket analizi”nin kurucularından Dr. Haluk Altıok ve Micaheal Aiona gibi önemli isimler de yer aldı.

“Cerebral Palsy Alanına Işık Tutmaya Devam Edeceğiz”

TSÇV Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Paçacıoğlu; “Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı olarak; 24 yıldır, rehabilitasyon hizmetleri ve eğitim-öğretim çalışmaları eşliğinde, bilimsel alanda uzman isimler ile işbirliği yapıyoruz.

Kongrenin ikinci gününde ise; Cerebral Palsy ile karışan hastalıklarda genetik tanı, Cerebral Palsy’de güncel sorunlar ve çözüm önerileri gibi konuların yanı sıra CP’de kök hücre ve ozon tedavisi gibi yeni ve önemli gelişmeler de katılımcılarla paylaşılacak. Kongre sonrasında Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı’nda gerçekleştirilecek kursta, “hareket analizi” konusundaki temel bilgilerin yanı sıra tüm güncel klinik uygulamalar, pratik uygulamalarla birlikte katılımcılara anlatılacak.

Çalışmalarımızın önemli bir parçasını da Cerebral Palsy’li bireylere karşı toplumda farkındalık oluşturma süreci oluşturuyor. Bugüne kadar yaptığımız çalışmalarla, 17 bin çocuğa ve ailesine destek verdik. Onların, evlerinden sokağa çıkarak toplumsal yaşama katılmaları için çalıştık ve çalışmaya da devam ediyoruz” dedi.

102 Aralık•2013





İstanbul 2013 ARALIK Fuar Merkezi 19–22

9.10. ve 11. Salon

SAĞLIK TURiZMi FUARI

56 ÜLKEDEN 200 KİŞİLİK ALIM HEYETİ KATILIMIYLA

• Hastaneler • Termal Tesisler • Spa/Wellness • Geriatri Bakım Merkezleri • Uluslararası Sağlık Turizmi Aracı Kurumları

KOSGEB Kısıklı Cad. Uzay Apt. No:1/8 Altunizade - Üsküdar / İSTANBUL Tel: +90 216 651 98 75 - 76 Faks: +90 216 651 98 74 www.saglikturizmifuari.com www.aktiffuarcilik.com saglik@aktiffuarcilik.com










Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.