Endaze

Page 42

KRİTİK ANALİTİK

Eleştiriyorum, O HALDE VARIM!

E

leştiri ya da tenkit sözlükte bir eser, kişi veya olay hakkında hüküm yürütme, iyi ve kötü taraflarını ortaya koyma anlamına gelmektedir. Dolayısıyla eleştiri bir düşünme işidir. Şimdi asıl soru şu, iyiyi kötüden ayırabiliyor muyuz? Hayata nasıl baktığımızın en iyi kanıtları yaptığımız eleştirilerdir. Dünyayı, yaşamı sorular sorarak anlayabiliriz. Lakin doğru sorular sorarak. “Güneş neden bu kadar sıcak?”, “Buzullarda neden bitki yok?” tarzı doğal yapıyı sorgulayan sorular değil. Çünkü doğal yapı, bozulması “felaket” derecesinde sonuçlar doğurabilecek, kendi haline bırakıldığındaysa kusursuzluğu ve noksansızlığı görülebilecek bir nizama sahiptir. Sanki Yaratan’ın kusursuzluğu tecelli etmiş gibi… Öyleyse eleştirilecek olan kul yapısıdır. Kendi hayatımızda doğruya ulaşmak için yapacağımız eleştiri hayatı gözetlemekten geçer. İlköğretimdeyken yapacağımız eleştiriler basit ve erdemlerle ilgilidir. Yalan söyleyen kınanır, hile yapan oyundan atılır, kuralları bozan dışlanır, ödevini yapmayan hemen öğretmene şikayet edilir. Büyüdükçe insan eleştiri yaparken sorgulamayı öğrenir. Anne-babanın, öğretmenin, bakkal Ali Amca’nın, komşu Ayşe Teyze’nin doğruları genç birey için yeterli olmamaya başlar. Sorgulamaya başladığımız anda farklı kaynaklar görmek isteriz. İlk danıştıklarımızdan biridir televizyon. Bakkal Ali Amca’nın her cümlesindeki anlatım bozukluklarını eleştirdiğimiz kadar irdelemeyiz televizyonun içeriğini. “Kesin doğru mudur?” diye sormayız çoğu zaman. Ah ne kadar da unutkanım! Tabi ki eleştiriyoruz: “Tarih dizisinde elektrik direği mi o?”, “Aaa! Yoksa o görülen de uçak mı?” … Doğruyu bulmakta kullanmamız gereken eleştirel bakış açısı bu mu? Yoksa her dizinin altında bir mana mı aramalıyız? Örneğin; Osmanlı padişahını kadın düşkünü gibi gösteren dizi, bizi Osmanlı’dan soğutmak için yayınlanıyor olabilir mi? Pekala, Filistin’deki Müslüman kardeşlerimize eziyet eden –en hafif tabirle- İsrail’i lanetliyor ve

42

www.edepmektebi.com

endaze kınıyoruz. Ama sanırım dikkat çekilmeye ve dizi konusu olmaya uygun değil. Maazallah reyting yapmayacak diziden ne hayır gelir? Sonraki kaynak ne? Sorulur mu bu? Google Dayı tabi ki. Daha güveniliri var mı? (Kitapları, ansiklopedileri es geçiyoruz.) Öğretmen soruyor: “Ödevinin kaynağı ne evladım?”. Gururla cevap veriyor öğrenci: “Vikipedia”. Hadi şu benimde kendi kafama göre içeriğini değiştirebildiğimden değil mi? “Hayat öyle bir sınav ki kitabı açıp bakmak serbest!” Sözünü duydunuz mu? Bir sürü “evet” cevabı duydum sanki ya da “Yeteneksizsiniz Türkiye” mi açık kalmış? Bu sözü duymak da önemli değil gerçi. Kuralın böyle olduğunu zaten biliyoruz. Öyleyse üşengeçlik yarışmasına katılsak birinci olurduk ama şimdi oraya kim gidecek? Yaptığımız her işte Allah’ın rızasını önemsiyorsak eleştirilerde de söylediklerimizin Allah rızası için mutlaka bir ya da birkaç kişinin faydasına olmasına dikkat etmeliyiz. Yapıcı ve yıkıcı eleştiri kavramı da buradan türemiştir. Charles Buxton yapıcı olabilecekken yıkıcı olan her söylem için: “Oymacılıktaki kural eleştirilerde de geçerlidir, oyulacak yerler kesilmez.” demiştir. Eleştirinin boş laf kalabalığı olmadığını anladık.Öyleyse eleştiri her yiğidin harcı değildir. Hepimizin yiğit olduğu konusunda hem fikir olduğumuza göre harcımız olan konularda fikrimizi sonuna kadar savunmalı, haklı eleştirimizin arkasında durmalıyız. “Peki ya harcımız olmayanlarda?” sorusuna cevabım iki yüz düşünüp bir söylemekten yana. Eğer eleştirimizin amacının insanların faydalanması olduğuna karar verdiysek yerli yersiz eleştiri ya da üzerine vazife olmayan eleştiriye dikkat etmeliyiz.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.