MAVİŞEHİR DERGİSİ EKİM 2018

Page 1

Ekim 2018 Yıl.6 Sayı.56

10.00

Genel kültür,

MAKYAJ Sonbahar tadında natural gelin makyajı

EN GÜZEL BALAYI ŞEHİRLERİ VE KENDİLERİNE ÖZEL LEZZETLERİ

Kaliteli olmaya çalışan bir adamım

GÖKHAN TÜRKMEN İsmail Gökgez’in özel röportajı

Hülya Çetinok MAKROYAPI’yı anlattı


%40 indirimli Kışlama Kampanyası

tluyum · #Iam Ha p

py He re

·#

Bu

r

·#

M

Ia

a d

·#

u M

tlu yu m

m yu tlu

Mu

am · #I

yHere · #Bur Happ ada

yHere · #Bura Happ da

am · #I

Mu tl

m yu lu

uy um

ut

a rad

Mutluyum · #Iam

Hap

·#

Bu

ra

www.buradamutluyum.com/avantajli-marina adresini ziyaret edebilirsiniz.

#B u

py He re

Detaylı bilgi ve tüm avantajlar için

· re

Bu özel kulüp, marinamızda misafirlerimizin kendileri için değerli olduğunu belirttikleri ayrıcalıklar ve avantajlar sunmaktadır.

e yH pp

Çeşme Marina Privilege Club, siz değerli misafirlerimize özel ödüller sunan yeni müşteri sadakat ve ayrıcalık programıdır.

a H

üyeliklerinden ve faydalarından hemen yararlanmaya başlayabilirler.

m

ayrıcalık kartlarını Çeşme Marina ekibinden alarak

Bu ayrıcalıklı kulübün faydalarını öğrenmek için adınızı ve tekne isminizi belirtmeniz yeterli olacaktır.

daMu

a

Yıllık sözleşmesi bulunan tekne sahiplerimiz

0(232) 712 2500

ura

Ia

m

p

#B

d

. Çeşme Marina BURADA MUTLUYUM Prıvılege Club

H

a

· re He py

a

1 Eylül 2018 - 1 Mart 2019 tarihleri arasında karada 1 Ekim 2018 - 1 Nisan 2019 tarihleri arasında denizde


Mavişehir Dergisi; Duygu Attila Reklam Tasarım Hizmetleri’ne aittir. Dergi T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanır. Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve grafiklerin her hakkı saklıdır. İzinsiz kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. Mavişehir Dergisi’nde yayınlanan ilan ve reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.

İmtiyaz Sahibi (Sorumlu)

Duygu Attila

Genel Yayın Yönetmeni

Aras Attila

aras@kabinekibi.com.tr Reklam ve İletişim kurumsal@mavisehirdergisi.com Görsel Yönetmen / Editör Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu

Duygu Attila

Hukuk Danışmanı

Av. Kemal Buğday Moda Editörü

Melike Baykara Birinci Reklam Rezervasyon / Bilgi

0(549) 323 3031 - 0(549) 501 8832 Yapım ve Tasarım

Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu İstanbul Temsilcisi

Süheyl Atay RUNLTD Yayın Türü

Yerel - süreli - aylık Yönetim Yeri Yalı Mh. 6404 Sk. No.15 D:1 Karşıyaka / İZMİR Web Sitesi

www.mavisehirdergisi.com

ÖNSÖZ

HİÇ DÜŞÜNMEDİN Mİ? İnsanların genelinde kendilerinde hiç farketmek istemedikleri itici bir güç gizli. Bu öyle itici bir güç ki, dağlara karlar yağdıran, ağaçları kökünden söken, saman altından sular akıtan muazzam bir güç… Bu gücü ortaya çıkarmanın farklı yolları var, kesinlikle doğuştan gelen bir şey değil. Bu güç birileri tarafından onlara bilerek veya bilmeyerek yükleniyor, onlar da bu gücü arttırdıkça arttırabiliyorlar. Bir süre sonra bu güçlerini çok rahat arttırabileceklerini deneyimleyebiliyorlar. Kendilerini önemli görmenin ötesinde; çoğu şeyi kendilerinde hak görerek başlıyor bu süreç. Yaptıkları başkalarının zararına olsa bile kesinlikle kendilerini haklı görmeleri, hadlerini seve seve, memnuniyetle aşmalarına zemin hazırlıyor. Sonra etraftan, güvendiğim dağlara karlar yağdı sesleri çıkmaya başlıyor. Rüzgârı alan bu kişiler, insani değerler yerine dünyevi değerlerin büyüsüne kapılmış diğerleri tarafından el üstünde tutulmaya, örnek gösterilmeye başlanıyor. Bir karga, başka bir karganın gözünü oymaz ya; nasıl olsa kendini keşfetmek, geliştirmek, insan olabilmeyi öğrenmek daha zor diye kümeleniyorlar. Daha da fazla rüzgâr almak için, bu güce haiz olmayanların dikili ağaçlarını kökünden sökmeye çalışmaktan bile çekinmiyorlar. Daha fazlasına sahip olmalıyım, ben daha başarılıyım, en önemli benim, hatta benim rakibim yine benim diye diye; bir bakmışsınız saman altınan su yürütmeyi aşmış, saman altına su borusu döşemeye başlamış bu itici güce sahip kişiler... Bu özelliği taşıyan kişiler; çevrelerinde bu hırslarla alakası olmayan, kendine yatırım yapmış, iyi aile terbiyesi almış, haddini bilen, kendisine yapılmasını istemediği hiçbir şeyi ne pahasına olursa olsun başkasına yapmayan insanları teker teker itmeye başlarlar. Sonra bu itici güce maruz kalan insanlar, git gide, itici buldukları kişilerden ve ortamlardan uzaklaşa uzaklaşa yanlızlaşmaya başlarlar. Yalnız kalan insanları bir arada tutmak, insanlığı anlatmak ve aşılamak da sana, bana, bize düşüyor… Gerçek insanlık ve iyilik kazanacak. Yoksa yok olacak. Saygılarımla,

Baskı:

aras@kabinekibi.com.tr Basım ve Yayın Tarihi Katkıda Bulunanlar Uğur Oral İsmail Barış Özpazarcık Arzu Özpazarcık Serdar Sütcü Özgür Şişik Yeliz Fidan Emrah Önder İsmail Gökgez

facebook.com/mavisehir.dergisi twitter.com/mavisehirdergi instagram.com/mavisehir_dergisi

• • • • • •

İÇİNDEKİLER

Çocuklarınızı Adenovirüsden koruyun (8-9) Okul öncesi eğitimin önemi (16-17) Gökhan Türkmen ile özel röportaj (34-39) Natural gelin makyajı (49) Teknoloji (54-55) Köşe Yazıları

Uğur Oral - Özgür Şişik - Serdar Sütcü İsmail Barış Özpazarcık - Emrah Önder

w. i w w .c o m er g uu i e - D a s i s n i z ın d i z . r gi a t in D e f o r m b il ir s a uy ok

MAVİŞEHİR DERGİSİ her ay binlerce kişinin posta kutusuna ücretsiz ulaşıyor. Ayrıca her ay EgePark AVM’deki standımızdan derginizi ücretsiz alabilirsiniz.


MAVİŞEHİR DERGİSİ her ay binlerce kişiye ücretsiz ulaşıyor

Her ay binlerce kişi evlerine ücretsiz ulaşan Mavişehir Dergisi’ni okumanın keyfini yaşıyor. Okuyucu kitlesini her geçen gün arttıran Mavişehir Dergisi, sizlere daha iyi hizmet verebilmek için dağıtım ağını genişleterek, Mavişehir ve Ataşehir bölgesindeki yeni toplu konut sitelerinde oturan okuyucularına da ulaşıyor. Ayrıca her yeni sayıda Mavişehir Ege Park AVM’de açtığımız standımızdan derginizi ücretsiz alabilirsiniz. Bizi ziyaret eden okurlarımıza ve destekçilerimize çok teşekkür ederiz.

EgePark AVM’deki standımız

www.mavisehirdergisi.com





IC Çesme Marina’ya “Yesil Dünya 2018” Ödülü

I

C Holding ve Camper&Nicholsons Marinas ortaklığında kurulan, Ege’nin en önemli yat limanlarından biri olan IC Çeşme Marina, “Yeşil Dünya” ödülüne layık görülerek aldığı ödüllere bir uluslararası ödül daha ekledi. 2017 yılında Çeşme Marina tarafından dikilen, büyütülen ve bakımı yapılan zeytin ağaçlarından doğal zeytinyağı elde etme projesi ile “Green Apple” En İyi Çevre Uygulamaları Ödüllerinde Avrupa, Orta Doğu ve Afrika kıtalarında Gümüş Elma ödülünün sahibi olan IC Çeşme Marina, aynı proje ile 2018 yılında “Yeşil Dünya” Ödülüne aday gösterildi. 17 Eylül günü Ankara’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda

8

gerçekleştirilen törende, IC Çeşme Marina, “Zeytin Yağı” projesi ile “Yeşil Dünya” bronz ödülünün sahibi oldu. Bu prestijli ödülü, IC Holding Turizm Grup Başkanı Orhan HALLİK kabul etti. IC Çeşme Marina ekibi, zeytin ağacı ve zeytinyağı projesini hayata geçirirken, hem marina ve çevresindeki çevre koşullarını korumayı hem de gelecek nesillere çevrenin ve ağaçlandırmanın önemini iletmeyi hedeflemektedir. Tarihi ve romantik bir liman olan Çeşme Marina, 2010 yılında Marina İşletmeciliği dalında denizcilik sektörünün Oscar’ı kabul edilen Altın Çıpa Ödülünün, 2011 yılında Ekim - 2018

ARKIPARC tarafından “Kentsel Kalite İçin Dialog – Karma Kullanım Ödülü”nün, 2012 yılında İzmir İl Kültür Turizm Müdürlüğü tarafından “Yılın Turizm Yatırımcısı” ödülünün, 2014 yılında Dünya Denizyolu Taşımacılığı “PIANC” tarafından “Jack Nichol – Üstün Tasarım Ödülü”nün ve 2017 yılında “Green Apple” En İyi Çevre Uygulamaları Ödüllerinde Avrupa, Orta Doğu ve Afrika kıtalarında Gümüş Elma ödülünün sahibi olmuştur. IC Çeşme Marina, ziyaret etmek ve keyifli zaman geçirmek için mükemmel bir yer, yatınızı bağlamak veya kışlamak için ideal bir alan ve Ege’ye açılmak için mükemmel bir liman imkânı sunmaktadır.


SEVDİKLERİNİZ BİZE EMANET! Güvenin en büyük kalite olduğunu ilke edinerek kurduğumuz şirketimizde, sizleri en güvenilir personelere ulaştırmak için özveri ve titizlikle çalışmaktayız. Evinizi, en değerli varlıklarınız çocuklarınızı, anne - babalarınızı ve hastalarınızı bizlere emanet ettiğinizi biliyor ve bu bilinçle sizlere yönlendireceğimiz adaylarımızı yüksek özveri ve titizlikle seçiyoruz. Profesyonel ekibimizle hem sizlerin hem de ailenizin ihtiyaçları doğrultusunda karşılıklı görüşmelerle sizlere bakıcı adaylarımızı tanıtıyor ve haklarınızı sözleşmelerimizle güvence altına alıyoruz.

HİZMETLERİMİZ Evde bakıcı hizmeti,

Refakatçi hizmeti,

Parkinson Hasta Bakıcısı,

Yaşlı bakıcı hizmeti,

Felçli hasta Bakıcısı,

Alzheimer Hasta Bakıcısı,

Engelli hasta bakıcı hizmeti,

Yatağa bağımlı Hasta Bakıcısı,

Demans Hasta Bakıcısı,

Bebek ve çocuk bakımı hizmeti,

Amiyotrofik lateral skleroz (ALS)

Ms Hasta Bakıcısı,

Özel Hemşirelik hizmeti,

Hasta Bakıcısı,

Terminal Dönem Hasta Bakıcısı, Yatılı bakıcı

Adres: Tuna Mah. Salah Birsel Sk. 25/1 Karşıyaka / İzmir (Karşıyaka Çarşı içi Akbank Sk.) Telefon : 0530 640 77 10 0232 415 77 10 web: www.medikalkalp.com e-mail : info@medikalkalp.com


Tıp Talatpaş a arı L a b o ra tu v ’de! M av i ş e h i r

SONBAHAR VE KIŞ AYLARINDA ÇOCUKLARINIZI ADENOVIRÜS ENFEKSIYONLARINDAN KORUYUN

S

onbahar ve ilkbahar ayları arasında sık görülen adenovirüs enfeksiyonu bebek ve çocuk sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Boğaz ağrısı, lenf bezlerinde şişme, yüksek ateş, gözlerde kızarıklık, ishal,karın ağrısı gibi belirtiler gösterebilen hastalık, bronşit ve zatürreye neden olabilmektedir. Solunum yolu, oral (ağız) yol ve temas yolu ile kişiden kişiye bulaşan virüs, yaş, enfeksiyon tipi, ve çevresel faktörlere göre değişiklik göstermektedir. Yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan ateşli hastalıkların yaklaşık olarak %10’u adenovirüslere bağlıdır. Bağışıklık sistemi zayıf olan çocuklarda hastalık daha şiddetli ilerler ve beyin zarını etkileyebilir. İdrar yolları etkilenen hastalarda idrarda kan, sık idrara çıkma ve idrar yaparken

yanma görülebilir. Bağırsak enfeksiyonlarına neden olan tipleri ağır ishal tablolarına sebep olabilir. Adenovirüslerin hepatit tablosuna neden olan türü de bulunmaktadır. Okullar, yurtlar ve kalabalık, kapalı alanlar, havuzlar, virüsün diğer çocuklara bulaşmasına zemin hazırlar.

Nasıl bulaşır?

Adenovirüs havadan solunum yolu, gıdalar ile ağızdan veya ortak kullanılan eşyalar ile temas sonucu bulaşabilir. Adenovirüs dış ortama dayanıklı bir virüstür. Belirtilerin diğer bakteriyel enfeksiyonlar ile benzerliği hastalığın bakteriyel enfeksiyonlar ile karıştırılmasına neden olmaktadır.

Nasıl teşhis edilir?

Adenovirüs enfeksiyonunun teşhisi genellikle klinik bulgulara göre konulur ancak kesin tanı virüsün mikroskobik incelemesi ve kan tetkikleri ile konulmaktadır. Adenovirüsün en az 51 farklı çeşidi bulunmaktadır. Balgam, dışkı, konjonktival sıvı ve idrar örnekleri kullanılarak yapılan kültür kesin sonuç vermektedir. Dışkı kültürü teşhiste değerlidir.


Belirtilerin varlığında çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanına başvurulması ve gerekli tetkiklerin yaptırılması gerekir. Adenovirüs enfeksiyonlarının spesifik bir tedavisi yoktur. Tedavi planı çocuğun yaşına ve bulgularına göre doktor tarafından belirlenir.

Çocuklarımızı adenovirüs enfeksiyonlarından korumak için;

Okul çocuklarının kişisel eşyalarının paylaşılmaması ve hijyenine önem gösterilmesi, el yıkama alışkanlıklarının kazandırılması, sınıf gibi kapalı ve kalabalık ortamların havalandırılmasına dikkat edilmesi ve çocuğun bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine yönelik önlemler

alınması gerekmektedir. Uyku ve beslenme bağışıklık sisteminin güçlenmesinde önemli bir faktördür. Besinlerin iyi yıkanması ve güvenilir olmayan gıdalardan kaçınılması da hastalıktan korunmada önemlidir. Hasta çocukların doktorunun vereceği rapora uyması, kişisel eşyalarının hijyenine dikkat edilmesi gerekmektedir. Bebeklerde ise kalabalık ve kapalı alanlardan kaçınma, doğru ve yeterli emzirme ve hijyen önlemleri korunma yollarındandır.

Solunum yolu, oral (ağız) yol ve temas yolu ile kişiden kişiye bulaşan virüs, yaş, enfeksiyon tipi, ve çevresel faktörlere göre değişiklik göstermektedir. Yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan ateşli hastalıkların yaklaşık olarak %10’u adenovirüslere bağlıdır. Bağışıklık sistemi zayıf olan çocuklarda hastalık daha şiddetli ilerler ve beyin zarını etkileyebilir.

Yalı Mah. 6523 Sk. No:32/B Kat:4 D:417 Park Yaşam Ofisleri Mavişehir

Tel: 0232 404 0 555 (Pbx) - Fax: 0232 404 0 557 Merkez: Talatpaşa Bulvarı No: 61 D: 2 Alsancak - İZMİR

Tel: 0 232 422 68 75 (Pbx)

Şube: Mimar Sinan Mah. 1394 Sk. No:15 D:2 Alsancak - İZMİR Tel: 0 232 464 88 88 (Pbx)

www.talatpasatip.com


Arzu Özdemir

Y

azın bitmesi ile ciltteki eski lekelerin belirgin olduğu veya yeni lekelerin oluştuğu, cildin nem ve yağ dengesinin tamamen değiştiği ve hatta cildin bize bağırarak seslendiği bir döneme giriyoruz... Nemsizlik özellikle yazın sonunda tüm cilt tipleri için sorun olacaktır ancak sadece yağ sekresyonu çok olan ciltler bunu az hissedeceklerdir. Az hissetmeleri bunu yaşamadıkları anlamına gelmez. Oksi-terapi ile gerçekleştirilen bakımlar nem miktarını arttırır. Doğal cilt nemine eşdeğer oksijen yüklemesi yapan cihaz, tüm ciltlere konforlu nemlenme sağlar. Bu uygulamanın ardından yapılan

GÜZELLİK VE SAĞLIK BİR BÜTÜNDÜR... anti-aging her dokunuş (dolgu-botox vb.) daha kalıcı olacaktır. Depresyonun arttığı sonbahar mevsiminde siz de halsiz, yorgun, yataktan çıkmak istememe hatta tükenmişliği hisseder tarzda iseniz detox zamanınız gelmiş demektir... Scio terapy ile birleştirerek yaptığım detox programında bedenin vitaminmineral ihtiyaçlarını tamamlarken, ruhunuzun travmalarından temizlenmesi sizi kışa girerken çalışmaya adapte edecek ve hastalıklara karşı savunma mekanizmanızı kuvvetlendirecek.. Vücudumuzun gerçek minerallerinin eksilmesinin cilt sarkma ve

kırışıklığına, göz kapağı düşüklüğüne, ciltte nemsizliğe, diz kapağında problemlere, bel ve sırtta ağrılara hatta fıtıklara, diş eti kanamalarına, depresyona, anxietye, korkulara, tırnak problemlerine, saç problemlerine, deri hastalıklarına neden olduğunu biliyor musunuz? Doktor Schüssler’e ait tedavi metodu ile bu gibi sorunlarınıza yardımcı olmak için sizi bekliyoruz. Panik atak son günlerin flash konularından bir tanesi... Yaşlı, genç, ergen, çocuk dahil herkes için konuşulan konular arasında... Enerji alan dengemizin negatife çok yatkın hale geldiği son günlerde, kişilerin enerji alan dengelemesi yapabilmesi


zorlaşmakta... Çakraları çalışır ve dengede tutmak, aura alanımızın ölçümü ve temizlenmesi kişiyi hızla pozitif enerji alanına getirir. Rus kökenli V.A. Petrov’un öğrencisi Fotiny Gudela’dan aldığım kozmik enerji eğitimi ile kısa sürede enerji alanlarının dengede çalışmasını sağlıyorum... Yaz boyunca kullandığımız terlikler, deniz ve havuza girerken sıcak kum ve taşlara basarak yürümek, çorapsız ayakkabı giymek ayak tabanlarımızı özellikle de topukları sertleştirir, hatta çatlatır. Kışa girerken ayaklara uygulanan parafin ve keratin bakımlar kısa sürede bu çatlakların kapanmasını, pürüzsüz ayaklara sahip olmamızı sağlar...

ŞUBE 1 : 2040 Sk. No:3 Mavişehir (Sports International içi, üyelik zorunlu değildir.) ŞUBE 2 : 6471 Sk. No:8 Mavişehir

Günümüzde şeker ve karbonhidrat kullanımının direkt bedenlerimizi zehirlediğini net olarak biliyoruz. Bu nedenle birçoğumuz şekersiz çay ile şeker tüketimimizi azaltmaya çalışırız. Şeker ve karbonhidrat kullanımının da sigara kullanmak gibi bir bağımlılık olduğu fikri artık bir çok uzman tarafından kabul edilmektedir... Depresyon ne kadar çok hissedilirse bu grup yiyecekler o derece çok tüketilir. Önce tüketmemek için direnilir ve ardından tükettiğimizi farkettiğimizde ise artık çok geçtir... Kilo alma nedeniniz özellikle bu tip yiyecekler ise bağımlılık terapileri sizin için doğru olacaktır.. İlerleyen yaş, kilo alıp verme, tekrarlanan mimikler yüzde sarkmalar ve kırışıklıklara neden olur. Yüz kaslarımızı yoga ve nefesle toparlayıp güçlendirebiliriz. Mimik çizgilerimizi yumuşatabilir hatta silebiliriz. Yanak ve gıdı sarkmalarından kurtulabiliriz.

İstenmeyen tüylerimizin kalıcı çözümünde kullanılan epilasyon yönteminde; hijyen uygulama, uygulama alanının yanmaması, profesyonel kişiler tarafından uygulama yapılması son derece önemli. Siyah kıl ve beyaz ten, epilasyon yönteminde başarıyı yükselten en önemli kriterdir. Bunun dışında kalan sarı, kızıl kıl yapısında süreç biraz daha uzar ve başarı diğerine göre daha az olabilir.


KARDELEN “Şanıma İnanma” ile yükselişte

K

ardelen ilk single çalışması ‘Şanıma İnanma’ ile müzikseverlerin beğenisini topladı! Söz ve müziği Sezen Aksu imzası taşıyan, aranjörlüğünü Zeki Bilir’in üstlendiği Şanıma İnanma sosyal medyada ilgi konusu oldu. YouTube’da kısa sürede bir milyon izlenmeye yaklaşan şarkı için Kardelen “İnandığım yolda emin adımlarla ilerliyoruz. Çok güzel tepkiler aldık. Çok mutluyum, destek olan herkese teşekkür ederim.” dedi. Aranjesi Belçika’da, mastering çalışması Amerika’da yapılan ve DMC etiketiyle dijital platformlarda satışa sunulan Şanıma İnanma’nın video klibi Meltem Şentürk yönetmenliğinde Eskişehir’de çekildi. Almanya’da doğan Kardelen, r&b-hiphop dans eğitimi alarak birçok gösteride yer aldı. Türkiye’ye dönüşünden sonra Tekirdağ Belediye Konservatuvarı Orkestrası solistliğini yaptı. Ses ve piano üzerine aldığı eğitim sonrası, Süheyla Yengi ile ses ve vokal çalışmalarına yoğunlaştı. Yapım: Runltd Yönetmen: Meltem Şentürk Görüntü Yönetmeni: Kadir Yücel Drone Operatör: Cem Özbatur Saç: Evren İlhan Makyaj: Cem Bozkurterdem Klip Koordinatörü: Emre Öğüt Özel Teşekkür: İsmail Kara 14

Ekim - 2018


AKAY AYNA

Ayna ve dekorasyon alanının genç girişimcilerinden YUSUF AKAY’ın sahip olduğu AKAY AYNA tüm müşterilerini Gaziemir’deki ayna mağazasına bekliyor. Ayna üzerinde uyguladıkları tasarımlarla kullanılan yaşam alanlarına ayrı bir boyut getiren AKAY AYNA müşterilerinin de fikirlerine açık olup, dekorasyon sırasında yeni trendlerle tanışması için müşterilerine farklı bir fırsat yaratıyor. İzmir’de dekoratif, modern ve klasik ayna üretimi yapan, uygulayan ve satış mağazası bulunan tek firma olan AKAY AYNA müşteri memnuniyetini ön planda tutarak salon aynaları, dresuarlar, kişiye özel baklava ayna tasarımları ve bunun yanı sıra son dönemin trendlerinden mutfak tezgahı arası 3 boyutlu cam kaplama çalışmaları da gerçekleştiriyor. Akay Ayna’yı Pazar günleri dahil ziyaret edebilirsiniz.

Yusuf Akay 0542 594 1762 - 0(232)253 77 86 Mağaza: Gaziemir Gazi Mahallesi 16 Sokak 16/A (Belediyesi Arkası - Başdaş Avm Yanı) Gaziemir - İzmir www.akayayna.com akay_ayna_yusuf


Atakent - 0(232) 336 35 27

Bostanlı - 0(232) 323 5545

Uluoğlu 7 şubesi ile hizmetinizde

A

takent şubesinde hizmet vermeye başladığı günden beri Mavişehirlilerin en çok tercih edilen tatlıcısı Uluoğlu; yıllardır kalitesinden ve lezzetinden ödün vermeden hizmet vererek, doğum günü, organizasyon, düğün, nişan ve özel günleriniz için siparişler alıyor. Mutfağındaki titizlik, güleryüzlü servisi ve ürünlerinin kalitesi ile lezzet tutkunlarından her zaman tam not alan Uluoğlu, Mavişehirlilerin en çok tercih ettiği tatlıcısı olmuş durumda. Baklava, pasta ve diğer ürünler için en yakın Uluoğlu’nu ziyaret etmeyi unutmayın.

*Bostanlı *Atakent *Alaybey *Bornova *Çiğli *Hatay *Karataş


tatlı anlar

ANTEP’İN USTASINDAN BAKLAVANIN HASINDAN

15 yıldır kalitemizden ödün vermeden sizlerle birlikte olmanın gururuyla

ŞUBELERİMİZ Merkez Bostanlı - 0(232) 323 5545 / Karataş - 0(232) 445 1527 / Hatay - 0(232) 243 5533 Çiğli - 0(232) 376 3968 / Alaybey - 0(232) 366 7639 / Bornova - 0(232) 457 3527 / Atakent - 0(232) 336 35 27

Caher Dudayev Blv. No:93/A Atakent

Tel: 0(232) 336 35 27


“Profesyonel eğitim kadromuz ile 2-6 yaş arası çocukların sağlıklı gelişimini kendimize misyon edindik.” LUGO Okul Öncesi Eğitim Kurumları kurucusu Canan Tiryakigil

OKUL ÖNCESİ EĞİTİM ZEKA GELİŞİMİNDE VE FİZİKSEL GELİŞİMDE SON DERECE ÖNEMLİ

O

kul öncesinde verilen anaokulu eğitiminde en önemli konulardan biri fiziksel gelişimdir. Anaokulu, çocuğun psikomotor olarak gelişimine destek sağlar. Parmak kaslarının gelişimi için çok önemlidir. Çünkü ince motor ve kaba motor gelişimi anaokulunda gelişir. Yapılan aktiviteler çocuğun kalem tutma, resim boyama ya da makas kesme gibi işlemleri yapmasını sağladığından, çocuk ilkokula başladığında sınıftaki arkadaşlarından geri kalmaz. Tahtada gördüklerini daha rahat ve hızlı bir biçimde defterine yazabilir. Bunun dışında, anaokulunda çocuğun yaptığı aktiviteler sayesinde çocuk koşma, zıplama, fırlatma ya da tırmanma gibi kaba motor fonksiyonlarını da kullanır ve geliştirir. Okul öncesinde verilen anaokulu eğitiminde 3-5 yaş arasındaki çocuklar, ev ortamından çıkarak ebeveynleri dışındaki kişilerle de iletişim kurmaya başlar. Bu da günlük yaşam becerilerini artırması için ona fırsat yaratır.

Arkadaş ilişkileri önem kazanır. Bir yandan oyuncaklarını ya da yiyeceğini paylaşmayı öğrenirken diğer yandan karşılıklı iletişim kurma yeteneğini geliştirir. Özellikle anaokulundaki arkadaşlarıyla yaşadığı çatışmaları yönetmeyi öğrenmesi, ileriki yaşamında fayda sağlar.

aktiviteler ile çocuk kendini tanımaya ve yeteneklerini keşfetmeye başlar. Bu sayede okula, bu yeteneklerini geliştirmiş olarak başlar. Tüm bu süreçte anaokulunun bir diğer önemli yanı ise çocukta var olabilecek herhangi bir gelişimsel sorunu erkenden keşfedilir.

Okul öncesindeki dönemde anaokulunda eğitim alan çocuk, ebeveynlerinden uzakta, tek başına bulunduğu ortama ayak uydurmayı öğrenir. Kendi işini kendisinin yapması, sorunları kendisinin halletmesi ve bazı kararları kendisinin vermesi gerekir. Bu sayede kendine olan güveni ve bağımsızlık duygusu gelişir. Ve tabii ki bir toplum olarak yaşamanın gerektirdiği sınırlara ve kurallara uymayı da anaokulunda öğrenir. Okul öncesinde anaokuluna giden 3-5 yaş arasındaki çocuğun sosyal ve duygusal gelişimi eş güdümlü hareket etmeye başlar. Hayatına yeni dinamikler gelir. Anaokulunda yapılan

Evdeyken her türlü ihtiyacı anne ya da bakıcı kimse tarafından, hemen fark edilip karşılanan çocuk çok fazla konuşma ihtiyacı duymayabilir. Oysa anaokuluna giden çocuklar bir aradayken, istediğini elde etmek için konuşmak ve kendini ifade etmek zorundadır. Böylece çocuk, dili televizyondan değil, yaşayarak öğrenir. Ayrıca dil gelişimi yaşına göre yavaş gelişen çocuklar okula başladıktan birkaç ay sonra, dili kullanma açısından ciddi bir sıçrama yapmaktadır. Bugün dünyada okul öncesi eğitimin üzerinde durulmaktadır. Çocuklarımızın hayatları boyunca başarılı ve özgüven içinde yaşamaları için okul öncesi


eğitime ihtiyaç vardır. Bu eğitimin yeni nesillerin gelişmesi ve hayata hazırlanmasında büyük bir önemi vardır. Çocuğun içinde bulunduğu fiziksel ve sosyal çevre gelişimi etkilemektedir. Çocukların geleceğinin yapı taşlarının oluşmasında, kişiliğinin gelişiminde okul öncesi eğitimin önemli rolü olduğu inkâr edilemez. Çocuklar okul öncesi eğitimiyle temel bilgi ve becerileri kazanmanın yanında, kendi ve başkalarının haklarını korumayı, işbirliği alışkanlığı kazanmasını ve çevresiyle uyumlu bir şekilde yaşamayı öğrenmektedir. Çünkü çocuklarda beyin gelişimi 0–7 yaş arasında çok daha hızlı olmaktadır. Ülkemizde okul öncesi eğitimin okullaşma oranı çok düşüktür. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde 2–3 yaşları arasında başlayan okul öncesi yuva eğitimi çocukların beyin gelişimine büyük oranda katkı sağlıyor. Ülkemizde okul öncesi okullaşma oranı her çocuğu içine alacak şekilde yaygınlaştırılması gerekmektedir. Çocukların şuur altı beslenme dönemi eğitimcilere göre 0–7 yaşları arasıdır. Bu dönemin çok iyi değerlendirilmesi gerekir. Okul öncesi eğitim kurumları günümüzde önemli bir ihtiyaç haline gelmiştir. Bu okullar aileleriyle birlikte çocukları yönlendirmede istenenlerin verilmesinde ve onların eğitilmesinde önemli rol oynamaktadır. Verilen bilgiler hayatın şartları göz önünde tutularak plan ve program içinde eğitim ve öğretim, hikâye ve oyunlarla süslenerek bir sevgi atmosferi içinde verilmelidir. Bu kurumlarda çalışan personelin çocuk psikolojisi, çocuk sağlığı ve çocuk eğitiminde uzman kişiler olması; çocukların beden, zihin ve ahlâk yönünden sağlıklı gelişmesine ve olgunlaşmasına katkı sağlamaktadır. Gerçekten personelin yetenekli ve nitelikli olması çok önemlidir. Anne-babalar henüz ihtiyaçlarını karşılayamayan ve isteklerini tam anlatamayan yavrularını sevgi, şefkat ve eğitime en fazla muhtaç olduğu dönemde uzun süre bir başkasının eline bırakmak zorunda kaldıklarında buradaki eğitimcileri seçmek durumunda kalmaktadır. Buradaki eğitimciler hangi özelliklere sahip olmalıdır? Çocuğunu anlayacak, ihtiyaçlarını karşılayacak ve ona iyi bir eğitim verebilecek birini bulmak aileye güven verecektir. Bu eğitimcinin hiçbir çocuğu ayırmadan seven, onlara karşı şefkatli davranan, ağlama, hırçınlık,

kavga, kırıp-dökme gibi davranışlarda sabırlı olabilen, yüreği çocuk sevgisiyle dolu, gerek söz, gerekse davranışlarıyla çocuklara örnek olabilen özelliklere sahip olması gerekir. İyi bir model olma, sevgi ve sabır en önemli özelliklerdir. Her çocuk sevilmek ve anlaşılmak ister. Çocukların anne-baba kadar öğretmen tarafından da sevilmesi gerekir. Çünkü öğrencinin sevgiye çok ihtiyacı vardır. Bunun için diyorum ki, yüreğinde çocuk aşkı olmayan öğretmen olmasın. Çocuk ailede gördüğü sıcak, samimi ve karşılıksız ilgiyi öğretmeninden de görmek ister. Okul korkusu ancak çocuğun okulu ve öğretmeni sevmesiyle aşılabilir. Öğretmeni tarafından sevilmeyen çocuk öğretmenin isteklerini yapmaktan zorlanır, kabullenemez, benimseyemez. Bunun sonucunda istenilen amaç gerçekleşmez. Sevgisizlik sağlık sorunlarını da beraberinde getirir. Stres ve baskı altında yetişen çocuğun vücut direnci düşer ve hasta olur, bu da çocuğu sağlıksız ve mutsuz eder. Okulda öğretmen ve öğrencisi arasında sevgi bağı iyi oluşmuşsa çocuk okuldan ve öğretmenden ayrılmak istemez. Bu durum öğretmenin öğrencisini bir anne şefkatiyle sevmesinin sonucudur. Öğretmenin karşılıksız sevgisi manevi bir duygudur, bu duyguyu yaşamayan bilemez. Öğretmen öğrencilerini ne kadar sever, öper, okşar, koklarsa o kadar mutlu ve huzurlu olur. Manevi yönden kazançlı çıkar. Okul öncesi çocuklar ben merkezli olup paylaşmayı bilmezler. Meraklı, araştırıcı, hayal güçleri kuvvetli ve olayları sorgulayıcıdır. Sürekli konuşup soru sorarlar, yerinde duramazlar. İsteklerini ağlayarak veya huysuzluk yaparak göstermeye çalışırlar. Öğrenme safhasında oldukları için eline geçen her şeyi denemeye çalışırlar, işini iyi bilen öğretmen istenmeyen davranışın sebebini çocuğun bakış

açısı ile ortaya çıkarmaya ve sorunları çözmeye çalışır. Çocuğa yapma, sus, otur, ağlama, koşma, atlama gibi sözler yerine niçin yapmaması gerektiğini anlatır. Öğretmen çocuğun anlayacağı şekilde konuşarak ikna eder. Bunun içinde öğretmenin çok sabırlı olması gerekir. Öğretmen çocuklarda istediği davranış değişikliklerini sağlamak için oyun içinde onlara değişik görevler verir. Bu roller hem davranış kazandırır, hem de çocuk bu rolden mutlu olur. Çocukları anlama, eğitme ve sorunları çözmede acele etmemek gerekir. Bir fidanın yetişmesini düşünecek olursak; tohumdan meyveye kadar geçen sürecin çok uzun zaman aldığını düşünürsek, bir çocuğunda yetişkin olana kadar uzun bir zamana ihtiyacı olduğunu bilmeliyiz. Okullarımızda sevgi dolu, eğitim profesyoneli çalışanlarımızla çocuklarımızın bu süreci sağlıkla geçirmeleri bizim temel hedefimiz.

MAVİŞEHİR LUGOKIDS

8291/2 Sk. No: 1/E Ataşehir Mahallesi Family Park Villaları Mavişehir Tel: 0232 324 56 00 Gsm: 0534 015 70 64 mavisehir@lugokids.com

KARŞIYAKA LUGOKIDS

Bahriye Üçok Bulvarı Latife Hanım Sk. No: 33/1 Karşıyaka Tel: 0232 323 24 00 Gsm: 0552 220 07 94 karsiyaka@lugokids.com




Deniz Turgut

YENİ NESİL ELEKTRİKLİ ARAÇLAR İLE GELECEKTE TEMİZ BİR NEFES! Açıldığı tarihten itibaren, yolu Bostanlı’dan geçen herkesin en az birkaç saniye durakladığı Mola Konsept, çevre dostu elektrikli scooterları beğeninize sunuyor. Mola Konsept’in ortaklarından Deniz Bey Mavişehir Dergisi okurları için merak edilenleri anlattı.

A

ntalya ve Fethiye’den sonra 5 aydır 3. şubemiz ile İzmir Bostanlı’dayız. Mola Konsept’te her zevke ve her bütçeye uygun modelimiz var. Üstelik bu ürünlerin aynalarını, çamurluklarını ve daha birçok aksesuarını kendiniz seçebiliyorsunuz. Yani Mola Konsept‘te her şey sizin istediğiniz gibi. Elektrikli araç seçerken dikkat etmeniz gereken 3 nokta; performans, sağlamlık ve trafiğe uyumluluk. Bu ürünlere uyumlu kasklarla birlikte, güvenliği en üst seviyeye getirmiş oluyorsunuz.

2016 tasarım ödüllü alanında öncü firma Electrowind, sürüş dengesini kolaylaştıran geniş Tubeless tekerlekleri, ön ve arka hidrolik disk fren sistemi sayesinde kışın dahi güvenli bir yol tutuşu sağlıyor. Arka tekerleklerinde bulunan 1200W Brushless motoru en yüksek sürüş performansını sağlıyor. Electrowind Cosmos modelinin özelliklerinden bahsetmek gerekirse; -Kişiye özel renk\tasarım (opsiyonel) -60\80 km menzil seçeneği -Litium İon şarjlı batarya -Max 50 km hız


-Krom kaplı ön-arka amortisörler -Çelik kablolu ön-arka hidrolik disk fren -Bluetooth ve usb ile müzik dinleme -Telefon bağlantısı -Uzaktan kumanda ve alarm sistemi -Hız, kalan şarj ve km göstergesi -6\8 saatte şarj imkanı -Ağırlık 70kg -Plaka zorunluluğu yok -Herhangi bir araç ehliyeti ile kullanabilme imkanı. Bu ürünler gelecekte de atık gazları solumaya son veriyor Çevredeki araç gürültüsünü en aza indiriyor, kendinizi ve çevrenizdeki canlıları rahatsız etmiyorsunuz. Kademeli hız ayarı sayesinde her şartta sürüş keyfi ve güvenliği sağlıyor. Yeni nesil, çevre dostu ve kişiye özel Electrowind... Aralarında Cem Yılmaz, Ozan Güven ve Zafer Algöz gibi birçok ünlü ile anılan Electrowind’lere iki yıl garanti ve şubelerimizden yedek parça imkanı sunuyoruz. Yaşınız ne olursa olsun Mola Konsept’te sizi mutlu edecek bir ürün var. Yapmanız gereken sadece denemek ve karar vermek. Kısacası; şehir içerisinde hayatın stresinden arınıp, işlerinizi trafik ve park sıkıntısı yaşamadan daha hızlı, zamanınızı da daha verimli hale getirebiliyorsunuz diyebiliriz. Sizi de bu mutluluktan daha fazla uzak kalmadan şubemize, bir kahvemizi içmeye bekliyoruz..

MAĞAZA: BOSTANLI SAHİL - 2017 Sk. No:17/1 0(541) 670 27 29

Electrowindizmir


MAKROYAPI “Tasarım, üretim ve uygulama tek çatı altında olunca ortaya içimize sinen projeler çıkıyor”

A’DAN Z’YE PROFESYONEL ÇÖZÜMLER Yıllardır birçok başarılı projeye imza atan Makroyapı, son zamanlarda yeni projesi Foça Terrace ile adından sıkça söz ettiriyor. Makroyapı İnşaat bünyesinde kurulan, Makroyapı Tasarım İç Mimarlığın başarılı sahibi Hülya Çetinok verdikleri hizmeti Mavişehir Dergisi okurları için anlattı.

İ

ç mekan dekorasyon stilleri genel olarak modern, klasik, minimalist, iskandinav, country stilleridir. Her bir stil kendine has özelliklere sahiptir. Dekorasyonu, tarzlarını birbirinden ayıran özellikler detaylarda gizlidir. Bu stiller mutfak, yatak odası, salon gibi farklı mekanlarda uygulanabilir. Evi bir bütün olarak algılamak son derece önemlidir. Dekorasyonun amacı; odaları tek tek görmek yerine bütün olarak düşünmek, tasarımını buna göre yapmak, yaşanılan mekanları güzelleştirmek, daha estetik bir görüntüye ulaştırmak ve bu sayede insanlar için ideal alanlar yaratmaktır. 24

Bizim ekip olarak amacımız; yaşamaktan mutluluk duyulacak mekanlar tasarlamak ve bunları uygulamaktır. Uyguladığımız tasarım aşamaları sırasıyla araştırma ve tasarım sürecini oluşturma, mekana yönelik eşya araştırması yapma, müşterilerin isteklerine yönelik üç boyutlu çizimini, kalite ve fiyat araştırmasını yapmak, estetik ve fonksiyonel tasarımlar oluşturmak olarak sıralanabilir. Bu aşamalardan sonra tasarlanan mekan tasarım ve uygulama tamamlanmış olarak müşteriye Ekim - 2018

teslim edilir. Böylelikle müşteriler için en hızlı ve mükemmel sonuçlar elde edilmiş olur. MAKROYAPI olarak bünyemizde birçok bölümü barındırmaktayız. Yapı market, İnşaat, Tasarım ve Uygulama... Tüm yapı malzemeleri, izolasyon malzemeleri, yapı kimyasalları, alçı ve alçıpan grupları, fibercement, levha grupları, kaba inşaat malzemeleri (demir ve çimento dahil) plywood, OSB, kereste türevleri, membran, shingle çeşitleri, hırdavat, nalburiye malzemelerinin toptan ve parekende satışını yapmaktayız.


www.mavisehirdergisi.com

Foça Terrace evleri, size sahip olmak istediğiniz metrekareyi belirleyebilme imkanı sunan özel bir proje...

Eski Foça’da devam eden (taş ev) projemiz FOÇA TERRACE; Foça merkezinde denize 600 m mesafede Foça mimarisine uygun olarak tasarlanan (Dublex, Triplex) alternatifleriyle geniş yaşam alanları sunuyor. Alarm, kamera sistemi, akıllı ev sistemi, isteğe bağlı havuz dizaynı, otomatik panjur sistemi, heat pump ve VRF (Samsung) yerden ısıtma ve klima, otomatik bahçe sulama sistemi, ısı ve ses izolasyonu, şömine, ankastre mutfak seti, lake, akrilik, mutfak ve banyo dolapları (özel tasarım) Foça Terrace’deki standart özelliklerdir. Ekim - 2018

25


MAKROYAPI

İNŞAAT ve YAPI SEKTÖRÜNÜN

GÜVEN VEREN MARKASI

H

angi inşaat firması ile görüştüysek, hangi inşaatçıya sorduysak hepsi Makroyapı’yı çok yakından tanıyor, Makroyapı’nın güvenilirliğinden ve köklü olmasından söz ediyorlar... Bu kendi sektörüne hizmet veren bir marka için kuşkusuz gurur verici bir şey. 1996 yılında temelleri atılan Makroyapı; inşaat, yalıtım, fuarcılık, mobilya, ısıtma sistemleri gibi sektörlere ürün ve hammadde tedariği hizmeti sunuyor. Aynı zamanda Makroyapı olarak da İzmir merkez ve ilçelerinde

sağlam, güvenilir ve prestijli inşaat projelerine imza atıyorlar. Menemen istikametine giderken Çanakkale yolu üzerinde, Koyundere mevkiinde 4000 m2’si kapalı, toplam 6500 m2 alanda 20.000 çeşit ürün ile yapı malzemeleri ihtiyaçlarını toptan ve perakende olarak temin edebilmek mümkün. Öncelikle Plywood ve OSB panellerinin İzmir ve çevresinde ve ardından tüm Türkiye’de dağıtım kanalları kurulmuş ve ülke çapındaki yapı malzemecilere satışı yapılmaya başlanmış, artık günümüzde inşaat malzemelerinin yurtdışına satışı da yapılmakta... Makroyapı hedeflerini güçlendirerek devam ettirmekte, hem inşaat hem de küçük ve orta ölçekli satıcılar için iyi bir kaynak oluşturmakta. Çanakkale Asfaltı No:17, Ulus Mahallesi 35660 Koyundere Menemen-İzmir

Telefon: 0(232) 329 79 00

26

Ekim - 2018



Damaklarda kalan tat

BORGA ÇİĞ BÖREK K

ırım Tatarları’nın milli yemeği olan çiğ börek Karşıyaka Atakent’te uzun yıllardır lezzet tutkunlarından tam not alıyor. Damak zevkinize göre kıymalı, kaşarlı, mantarlı, karışık, pastırmalı ve tatlı çiğ börek seçeneklerinden siparişinizi verebilirsiniz. Ayrıca ince hamurlu, bol kıymalı gerçek ev yapımı mantıyı da mutlaka

denemelisiniz. Özel siparişe göre tam buğdayla yapılan erişteyi de tavsiye ederiz. Tadına doyamayacağınız çiğ börekleri isterseniz bu sevimli ve sıcak mekanda yiyebilir, isterseniz adresinize sipariş edebilirsiniz. Borga Çiğ Börek pazartesi günleri hariç 6 gün hizmetinizde. Adres: 6440/7 sokak No: 28 Tel: 0(232) 330 24 12

EN KAPSAMLI ATATÜRK SERGİSİ Proje direktörlüğünü Fahri Özdemir, Proje danışmanlığı Zafer Toprak’ın üstlendiği “BÜYÜK DAHİ / Gazi Mustafa Kemal” sergisi, çoğu bilinmeyen Atatürk fotoğrafları ile birlikte, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün birçok özel eşyası, yazışmaları, o döneme ait gazeteler, dergiler başta olmak üzere çok sayıda objeden oluşuyor. Yaklaşık üç yıllık bir çalışmanın ürünü olan bu sergi, başta Eriş Ülger ve Fahri Özdemir olmak üzere birçok özel koleksiyondan derlenerek hazırlandı.

Tarih: 18 Ekim 2018 - 24 Şubat 2019 Yer: Folkart Gallery


ÖZEL A NAOK U LU

BILINGUAL MONTESSORI PRESCHOOL

BİRLİKTE OYNAYALIM MI? Kontenjanımız sınırlıdır. Program bilgisi ve detaylar için bizi arayabilirsiniz.

0(543) 370 1011 - 0(232) 370 1011 Adres: Çiğli Aydınlıkevler - Çiftehavuzlar mevkii 6779 Sk. No: 23 kucukkaptananaokulu

www.kucukkaptan.com.tr


BURGER REPUBLIC’in başarı hikayesi İzmirli iki genç arkadaşın kurduğu Burger Republic gurme burger anlayışında yeni bir yer açtı. İletişimci olan ve ticaretle uğraşan Kutlu Özemrak, Bankacılık geçmişi olan Özgür Kaya ile kurdukları yemek dergisi ardından sosyal medyada geniş kitlelere ulaşınca en sevdikleri yemeklerden olan gurme burger için bir marka yaratmaya karar verip 1 yıl boyunca yurtiçi ve yurt dışında burger turuna çıktılar ve sonra kendi burgerlerini yarattılar. Şimdi İzmir’de 3 şubesi olan ve her gün Franchise talepleri alan iki ortak, Burger Republic için yatırım teklifi bile almış ancak reddetmişler. Dubai ve Katar’dan franchise teklifleri bile alan burger Republic, gurme burger sektörünün premimum oyuncusu olarak adından çok söz ettiriyor. Markanın çoktan fanatikleri olmuş bile... Şimdi bu başarı hikayesini onlardan dinleyelim. Sizlerin mutfağa özel bir merakı var, ayrıca sosyal medyada geniş bir takipçi kitleniz var. Nasıl oldu bu? Kutlu Özemrak: Biz iki ortak lezzetli yemeğin peşinden gitmeyi çok seviyoruz. Hususi gastronomi turlarına çıkar bazen ise işlerimiz için yaptığımız seyahatlerde en iyi yerleri bulur, ziyaret ederdik. Sosyal medyanın da ortaya çıkması ile ben açtığım instagram hesaplarında paylaşımlar yapmaya başladım. Ortağım Özgür ile birlikte bazen bir kaç saatliğine bir yemeğin peşinde şehirlere ve hatta ülkelere gider olduk. Bunları sosyal medyada paylaşarak takipçilere yeni keşiflerimizi aktarmaya başladım. Sonra bu hobimizi bir dergi ile birlikte kurumsal bir zemine oturtmak istedik. Ulusal yayın yapan yemek ve gezi dergisi kurduk. Bir süre sonra gezilerimiz daha da arttı 100’lerce restoran dolaştık. Farklı 30

Kutlu Özemrak - Özgür Kaya

konseptleri hep yerinde deneyimledik ve vizyonumuza ciddi katkısı oldu. Sonra bilgilerimizi ve deneyimlerimizi kuracağımız bir gıda markası ile farklı bir şekilde hayata geçirmek istedik. Ardından “Burger Republic” projesini oluşturmaya karar verdik. Burger Republic nasıl doğdu? Özgür Kaya: Öncelikle biz burger yemeyi çok seviyoruz ve gerçek anlamda burgeri yapan yoktu. Bir restoran açmak istiyorduk. Aslında bir çok alternatif vardı, bir kaç ürün

içerisinden burgeri seçtik. Çünkü burger aslında kolay tüketilen bir ürün ve bakıldığında ev yapımı olduğunda en basit hali ile çeşitli ürünler ile tatlandırılan köfte ve ekmek. Burger her yaşta tüketilen bir ürün. Burger markası oluşturmaya karar verdiğimizde kendimize 1 yıl hazırlık süresi tanıdık. 7 ayrı ülkede 100’den fazla burger restoranı dolaştık. Ürünleri ve konseptleri inceledik, burgeri daha iyi anlamaya çalıştık. Bir köfte ve bir ekmek nasıl oluyordu da yapılış şekli ve malzemelerle bu kadar fenomen bir ürün haline dönüşüyordu? Bunu öğrendik. İsim bulma, konsept geliştirme, ürün yaratma ve her şeyden önemlisi bir ruh yaratmalıydık hep bunu planladık. Burger Republic’in karakteri nedir? Kutlu Özemrak: Burger Republic bir burger dükkanı değildir! Gerçek

Ekim - 2018


www.mavisehirdergisi.com

bir burger restoranıdır. Ürünü, fiziki imkanları, hizmeti ile kaliteyi öne çıkaran bir markadır. Kendisi burgere aşık ve ana ürünü, işi, gücü burger olan bir restorandır. Çok ciddi bir arge ile oluşmuş ve sürekli kendini geliştiren bir yapısı vardır. Kasasında 150’den fazla burger ve atıştırmalık reçetesine sahiptir. 12 ülkenin burger kültürünü içinde barındıran farklı tatlara sahipdir. Burger Republic adından da anlaşılacağı gibi bir Burger Cumhuriyetidir ve içinde özgür olmak vardır. Ürünleri anlatır mısınız? Özgür Kaya: Burger Republic ürün demolarında onlarca kişiyi misafir etti, tadımlar yaptı ve bizim damak tadımıza uygun ürünleri tespit ederek yola çıktı. Bir çok ülkenin en iyi burger dokunuşlarını menüsüne kattı. Şu anda 14 çeşit burger, 8 çeşit atıştırmalık, 3 çeşit milk shake ve 1 tatlı ile sunum yapıyoruz. Belirli periyotlarla menüsü değişiyor ve ayrıca ayın ürünleri ile sürekli kendini yeniliyor. Gurme burger anlayışı ile 1. sınıf malzemeler kullanılıyor. Sağlıklı ürünler ile önce kendimiz ve çocuklarımızın yediği ürünleri satmaktan vazgeçmiyoruz. 7’den 70’e geniş bir kitleye hitap ediyoruz. En büyük müşterilerimiz çocuklar ve gençler ancak her yaştan müşterilerimiz de var. Müşterilerimiz ürünü denediklerinde

vazgeçemiyorlar. Bu ürün doğru yapıldığında asla bir fast food ürünü değil. Burger Republic’in hedefleri nedir? Kutlu Özemrak: Burger Republic kendisini sektördeki burgercilerden ayırmış, ayrı kulvarı olan bir restorandır. Kaliteyi merkezi üretim üzerine kurmuş ve her şubede aynı lezzeti sunmaktadır. Restoran konsepti ile İzmir’de 6 noktada olmayı hedefliyoruz. Ekim 2018 itibariyle Karşıyaka ( Atakent), Bornova ve Alaçatı’da şubelerimiz var. Yani 3 şube daha açacağız. Sonra şehir dışı taleplerini değerlendireceğiz.

Tel: 0(232) 290 20 20

Franchise veriyor musunuz? Özgür Kaya: Evet veriyoruz. Her gün yeni bir talep geliyor. Bu konuda çok seçiciyiz. Yatırım yapmak isteyenlerle tek tek görüşüyoruz. Burger Republic bayrağını dalgalandırabilecek yatırımcılara şans veriyoruz. Tabii ki bu franchise restoranlar çok iyi denetleniyor, standartları çok yüksek ve hizmet ön planda. Yani merkez olarak biz aslında tüm şubelerdeyiz, şubeler bizim ortaklarımız. Anlayış olarak daha farklı bir yerden bakıyoruz. Burger Republic bayrağı özel noktalarda dalgalanmaya devam ediyor. Ekim - 2018

31


Serdar Sütcü www.serdarsutcu.com

Eğlenmek her çocuğun hakkıdır

H

içbirimiz keyif almadığımız ve eğlenmediğimiz bir şeyi yapmak istemeyiz. Eğlenmediğimiz ve yapmak istemediğimiz hiçbir şeyde de başarılı olma ihtimalimiz yoktur. Eğer bir yetişkin olarak biz böyle düşünüyorsak, eğlenmeyi bu kadar seven çocuklar nasıl keyif almadıkları bir şeyde başarılı olsunlar? Performans sporunun içinde olup mücadele etmek zordur.

Hele bir de tenis gibi bireysel bir spor branşında bu zorluk daha da artıyor. Tüm sorumluluk üstünüzde, kazanıp kaybetmek sadece sizin performansınıza kalmış, o gün iyiyseniz her şey yolunda ama maç günü kendinizi pek iyi hissetmiyorsanız ve kazanmak için doğru gün o gün değilse yapacak hiçbir şey yok. Tüm bunları düşününce bu stresi ve baskıyı daha aza indirgemek, yapılan işi daha

keyifli bir hale getirmekte fayda var diye düşünüyorum. Çocuğunuzun hem antrenmanda olsun hem de maçta yaptığı işten keyif almasını ve eğlenmesini destekleyin, hep sonuca yönelik telkinler vermeyin, bu çocuğunuzun üzerindeki baskıyı ve stresi daha da arttıracaktır. Bu da performansını olumsuz yönde etkileyecektir. Unutmayalım onlar daha çocuk ve eğlenmek en doğal hakları.

Ortak zemini yaratmaya adayız

Ç

ağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) İzmir Şubesi gönüllüleri ve dostları, geleneksel sonbahar kahvaltısında buluştu. Farklı kesimlerden bir araya gelen Çağdaş Yaşam dostları günümüzde eğitim ve ekonomi alanında yaşanan olumsuz koşullarının yarattığı ortak endişeyi ÇYDD İzmir Şube Başkanı Gönül Kaya’nın konuşması ile yeniden umuda dönüştürdü. Konuşmasında öncelikle 2017- 2018 çalışmalarını paylaşan Gönül Kaya, şunları söyledi: “ÇYDD İzmir Şubesi tarafından 605 üniversite öğrencisine, 307 orta ve lise öğrencisine burs verildi. Şubemizin 25. yıl kutlamaları kapsamında Mayıs ayında Prof. Dr. Türkan Saylan Gençlik Kurultayı’nda ülkemizin dört bir yanından 200 genç konuk edildi. 3 Mayıs‘ta Çağdaş Yaşam FezaCeyhan Demir Çalıkuşu Eğitimevi açıldı. Mayıs ayı sonunda 120 gencimiz

32

doktor, mühendis, öğretmen, hemşire vb. gibi mesleklerle hayata atıldı. Gençlerimizin mezuniyetini şölenle kutladık. 37 lise öğrencimiz yüksek öğrenim kurumlarını kazandı. ÇYDD Gençlik projelerinden 250 genç yararlandı. Yaklaşık 300 çocuk, çocuk kulüplerimizden yararlandı. Ayrıca yaz etkinliklerimizden de 300 çocuk, yerel yönetimlerin katkılarıyla yararlandı. Çalışmalarımız bütün yaz boyunca yoğun şekilde devam etti. Toplumun da destekleri giderek arttı.” Ekonomide ve eğitimde çok yoğun olarak yaşanan sorunların süreç içerisinde doğru yönetimlerle çözülebileceğine dikkat çeken Gönül Kaya, “Ancak toplumun her alanındaki kutuplaşma, kamplaşma ve ayrışma, ülkenin ortak değerlerini oluşturan zeminin hızla yok oluşu en büyük tehlikedir. Cumhuriyetimizin değerlerine sahip çıkan Çağdaş Yaşamlılar olarak kaybedilmek üzere Ekim - 2018

olan ortak zemini yeniden yaratmaya adayız. Sizlerle, gençlerimiz ve çocuklarımızla birlikte elele çalışmaya devam edeceğiz “ diyerek sözlerini bitirdi. Kahvaltıya katılan yaklaşık 250 kişi, geleceğe yönelik dayanışmalarını ve umutlarını tazeledi.”


Taze ve lezzetli

U

zun yıllarıdır yöneticilik ve aşçılık yapan Salih Burçoğlu, sevgi ile bağlı olduğu bu hobisini kendi işletmesi olan Atölye Tat’ta her gün farklı yemek sürprizleriyle sizlerle buluşturuyor. Uygun fiyatları, hijyeni, her gün değişen sıcak yemek mönüsü, zeytinyağlıları ve tatlılarıyla 4 yıldır Mavişehirlilerin vazgeçilmezi haline gelen Atölye Tat, muhteşem lezzetlerini sunmak için sizleri bekliyor. Türk ve dünya mutfağından en özel lezzetleri Atölye Tat’ın rahat ve huzurlu ortamında yiyebilirsiniz. Atölye Tat haftaiçi 18:30’a, cumartesi günleri ise 17:00’a kadar hizmet veriyor. Tirileçe tatlısında oldukça iddialı olan Atölye Tat’ta supangle, kremkaramel, tiramisu, incirli cevizli ve mozaik pastayı da mutlaka denemelisiniz. 6470/2 Sk. No:17/A Yalı Mah. Atakent (Başkent Polikliniği sokağı) Tel: 0(232) 336 3060

www.atolyetat.com

SEBZELI YEMEKLER TÜKETMENIN TAM ZAMANI!

M

evsim değişikliğinde oluşabilecek hastalıkların önüne geçilebilmenin en önemli kurallarından biri sağlıklı beslenmek. Öncelikle günün en önemli öğünü olan kahvaltınızı mutlaka yaparak güne başlayın. Kış öncesi, sebzeli yemekleri bol bol yemek için son derece doğru bir zaman. Çünkü C vitamini ve antioksidan açısından güçlü olan sebzeler sağlık vadediyor. Pişirme alternatifleri arasında en sağlıklı yöntemleri bilmek, sebzelerinin besin değerlerinin düşmemesini sağlayacaktır. Sebzelerin canlılığını ve tazeliğini öldürmeden tüketebilmek için buharda pişirebilir, ya da tavada hızlı bir şekilde soteleyebilirsiniz. Kasım ayında sık sık tüketmeniz gereken sebzeler ise şöyle; Yer elması, kereviz, pırasa, beyaz lahana, kırmızı lahana, brüksel lahanası, kırmızı turp, karnabahar, havuç, ıspanak, pancar.


Özgür Muharrem ŞİŞİK Sigorta Danışmanı ozgur@kavramsigorta.com.tr

Sorumluluklarımızın farkında mıyız?

T

oplum içerisinde yaşadığımız sürece pek çok sorumluluğu da otomatik olarak üstleniyoruz. Kimisini çıkarlarımız doğrultusunda gönüllü olarak, kimilerini de hukuki açıdan yükümlülük kapsamında taşıyoruz bu sorumlulukları. Konu aslında felsefik açıdan da derinleştirmeye çok müsait fakat ben elbette mesleki sınırlar dahilinde kalarak sigortacılık açısından değerlendireceğim. Bilerek ya da bilmeyerek başkalarına vereceğimiz zararlardan hukuki olarak sorumluyuz. Ödenmesi gereken bedeller varsa bunları ödemek zorundayız. Sigorta sistemi, bazen direkt sorumluluk poliçesi olarak, bazen de paket poliçeler dahilinde ek teminat kapsamında sorumluluklarımıza karşı güvence vermektedir. Uzun yıllardır sektörde faaliyet gösteren bir sigortacı olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki; en önemli teminatlar sorumluluklara ilişkin olan teminatlardır. Çünkü kendimize ait olan bir mal zarar gördüğünde, onu yerine koyamama riskini kendi üzerimizde tutmayı tercih eder, sigorta yaptırmayabiliriz. Fakat bir başkasının kaybına neden olduysak, onu en kısa zamanda yerine koyması için gerekli bedelleri ödemek zorundayız. Trafik sigortasının yetersizliği Neden araçlarımıza trafik sigortası yapılması zorunlu iken, kaskolarda böyle bir zorunluluk yoktur? 34

Çünkü trafik sigortası bizim sorumluluğumuzu teminat altına almaktadır. Üçüncü şahısların mağduriyetlerinin önüne geçmek adına devlet bu sigortayı zorunlu kılmaktadır. Kasko ise tamamen kendi aracımızın göreceği zararlara karşı aldığımız bir güvence olması nedeniyle, riski göze alıp almamak kararında özgürüzdür. Peki trafik sigortası sorumluluğumuzu yeteri kadar güvence altına alabiliyor mu? Maalesef hayır. Bir araca vereceğimiz zarar için en fazla 36.000.-tl (2018 senesi için) teminat sağlıyor. Yani bu rakamdan daha fazla zarar vereceğimiz bir kaza sonucunda, aşan kısmı kendimiz karşılamak durumunda kalıyoruz. Çözümü var mı? Eğer kasko poliçemiz var ise, İHTİYARİ (isteğe bağlı) MALİ SORUMLULUK teminatı ile trafik sigortasının limiti üzerine ek limit alabiliriz. Kasko poliçelerinizdeki bu teminat çok önemli olması nedeniyle yüksek limitli olmasına özellikle dikkat etmenizi öneririm. İkinci çözüm de, bazı sigorta şirketlerinin trafik sigortası standart limitine ek olarak sundukları arttırılmış sorumluluk teminatını da poliçemize ekletmek olabilir. Ayrıca trafik sigortasının teminat vermediği manevi tazminat taleplerine karşı da kasko poliçemizde teminat alabilmemiz mümkün olabilmektedir. Konut poliçelerindeki sorumluluk teminatları Her şeyden önce yangın mali sorumluluk teminatı konut poliçelerindeki en önemli sorumluluk güvencesidir. Bu teminat kapsamında 3 konuda sorumluluğumuz teminat altına alınmaktadır; Yangın, yangın kaynaklı duman, dahili su. Bizim kusurumuza ya da ihmalimize bağlı olarak meydana gelebilecek bu 3 durumda, özellikle komşularımıza vereceğimiz zararlar bu teminat kapsamında değerlendirilmektedir. Ayrıca ev sahibi isek kiracımıza, kiracı isek ev sahibimize karşı da bu riskler ile ilgili aynı sorumluluklarımız bulunmaktadır. Evin tesisatından kaynaklanacak bir yangın ya da su kaçağı nedeniyle kiracısının Ekim - 2018

eşyalarının zarar görmesi durumunda ev sahibinin sorumluluğu vardır. Aynı şekilde musluğu açık unutması nedeniyle, ya da kullandığı bir cihaz nedeniyle çıkan yangından evin zarar görmesi durumunda da kiracının sorumluluğu bulunmaktadır. Ev sahibi ya da kiracı olmamızdan bağımsız olarak satın alacağımız konut sigortası poliçemizde bu sorumluluklarımızı da teminat altına aldığımızdan emin olmamızda kesinlikle yarar var. Bitmeyen sorumluluklar Sigortacılıkta en sıklıkla çalışan sorumluluk teminatları yukarıdaki 2 başlık altında açıklamaya çalıştıklarımdır. Fakat bunlaradan başka, sigortaya konu olan oldukça önemli sorumluluklar da söz konusudur. 3. şahıslara karşı taşıdığımız sorumluluklara karşı da yine başlı başına poliçe satın alabileceğimiz gibi, sahip olduğumuz konut sigortaları, işyeri sigortaları gibi paket poliçelerin içine de ekleyebiliriz. Bu sayede hukuki olarak bize yöneltilebilecek maddi tazminat taleplerinde ödememiz gereken tazminatların risklerini üzerimizde taşımamış oluruz. İşverenin çalışanlarına karşı sorumluluğu, ürünlerinden kaynaklanan sorumluluklar, direkt mesleğin getirmiş olduğu sorumluluklar (doktor sorumluluk, avukat sorumluluk, mali müşavir sorumluluk, vb) gibi daha pek çok sorumluluklarımıza karşı sigorta şirketlerinin sunmuş oldukları sigortalar vardır ve ihtiyaç duyulması halinde gerçekten hayat kurtarmaktadır. Fakat ülkemizde daha ziyade araçların sigortaları dışında genelde diğer sigortalar konusunda bilgilendirme ve dolayısıyla bilinçlendirme çalışmaları yapılmadığı için hakettiği ilgiyi göremeyen ürünler içinde kalmaktadırlar. Genel hatları ile aktarmaya çalıştığım sorumluluk konusu tek bir makaleye sığdırılamayacak kadar geniştir. Daha detaylı bilgi taleplerinizi mail adresim üzerinden iletebilirsiniz. Güzelliklerle dolu günler dilerim.


Evin ruhunu yansıtan

A

ANTRE/GİRİŞ TASARIMLARI

ntre/Giriş Tasarımları, evin ilk izleniminin verildiği yerlerdir. Bu nedenle son derece kullanışlı olan bu alanların, dekorasyon açısından da güzel ve özel olması çok önemlidir.

Eve girildiğinde ev hakkında genel bir bilgi sunan Antre/Giriş Tasarımları, açık, ferah mümkünse geniş, değil ise aynalarla genişletilmiş modern bir görünüme sahip olmalıdır. Koyu ve karanlık görünüme sahip olan mobilyalar ve duvar renklerinden uzak kalınmalıdır. Antreler için olmazsa olmaz olan portmantolar, açık renkte ve sade görünüme sahip olmalıdır. Büyük ve yüksek dolapların yerinde daha sade,

ince yani derinliği az olan ve alçak tasarımlardan oluşan modeller tercih edilmelidir. Kibar tasarlanmış bir dresuar, girişi şıklaştırırken aynı zamanda anahtar gibi eşyalarınızı koymak için de kullanışlı olur. Evden çıkmadan önce oluşan ayna ihtiyacını karşılamak için ev girişlerinde ayna bulunması olmazsa olmazımdır. Duvara monte edilen boy aynaları, bunun için idealdir. Yer sorunu olan girişlerde portmanto kapaklarında ayna kullanılmalıdır. Ahşap tabure, sandalye veya kumaş puflar da giriş dekorasyonları için kullanılan ürünler arasında yer almaktadır.

Yeliz Fidan Mekan Tasarımcısı

yelizkahvecioglufidan


KALITELI OLMAYA ÇALISAN BIR ADAMIM

İlk albümünü piyasaya sunduğu günden bugüne başarılı projeleriyle adından sıkça söz ettiren sanatçı Gökhan Türkmen, 1983’te İstanbul’da doğdu. 1997 yılında gitarla tanıştı. 2000 yılından itibaren çeşitli mekânlarlarda solistlik yaptı.

2008 yılında çıkan “Büyük İnsan” albümüyle müzik piyasasına ismini altın harflerle yazdırdı. Gökhan Türkmen yeni projelerini ve kendisi hakkında merak edilenleri İsmail Gökgez’e anlattı.

GÖKHAN TÜRKMEN özel röportaj


www.mavisehirdergisi.com

Röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için çok mutluyum. Bir üniversite öğrencisinin varolma çabasına neden destek veriyorsunuz? Bir yerden başlamak gerekiyor. Birilerinin desteğini alman lazım. Kimse tek başına bir şeyler yapamıyor. Benim de ilk başlarda birilerinin yardımına ihtiyacım vardı ki desteği doğru veren kişilerle olmaya çalıştım. Destek vardır sadece o kişiyi düşünerek olur, destek vardır kendisini de işin içine katarak çıkarı için yardımcı olmaya çalışır. Önemli olan karşındakine tamamen yüzde yüz destek olmaya çalışmak… Öğrenci olmak zaten zor. Bir şeyler yapmaya çalışmak bir öğrenci için gerçekten kolay değil. O yüzden ben elimden geleni yapmaya çalışıyorum sadece öğrencilere karşı değil, desteğe ihtiyacı olan tüm genç arkadaşlarımıza.

sonra final olacak. Benim oradaki amacım sana nasıl böyle bir şey için destek oluyorsam orada da genç arkadaşlara tecrübelerimi aktarıyor olmak, benim için önemli bir şey.

2003 yılında İşler Güçler dizisinin final bölümünde yer aldınız. Oyunculuğa bakış açınızı öğrenebilir miyim? Dizilerde pek oyunculuk düşünmüyorum açıkçası. Çünkü şartlar çok zor. İnternette olan şeylere sıcağım ama televizyona pek sıcak bakamıyorum. Sinema oyunculuğuna her zaman sıcak bakıyorum. Onun için de elimden geleni yaparım.

Neden sizin hiç polemiğiniz yok? Bunun sebebi sizin duruşunuz mudur? Benim öyle bir yapım yok. Birileriyle dalaşmak, ön plana çıkmak gibi dertlerim hiçbir zaman olmadı. İfşa edeyim, teşhircilik yapayım gibi durumları sevmem. Kendimi çok öne atmayı seven bir yapım da yok. O yüzden dalaşmaların kendini gösterme çabası içerisinde olmaktan dolayı kaynaklandığını düşünüyorum. Sakin, işini yapan, düzgün yapmaya çalışan, kaliteli olmaya çalışan hayatı da kaliteli yaşamaya çabalayan bir adamım. Bana göre bu kalite içerisinde bazı şeyler uğruna insanlarla kavga etmek, tartışmak yoktur.

Peki teklifler geliyor mu? Geliyor, bazı senaryoları inceliyorum. Senaryolar güzel oluyor ama cast… Çalışılan ekip de önemli bu işte. Bir de ben oyuncu olmadığım için öğrenmeye aç bir yapım var. Öğrenmem gereken durumlar olduğundan ekibin güzel olması lazım ki motive olayım. “Sesi Çok Güzel” yarışmasında jüri oldunuz. Nasıl bir deneyimdi? Güzeldi. Çok sürmedi zaten. 6 bölüm sürdü. Keyifliydi. Sertab Erener’le Sibel Can’la çalışmak özeldi. Teklif yok mu? Vodafone Freezone’un yaptığı Son Ses diye bir yarışma var. Orada Simge ile beraber jüriyim. Bu internetten ilerleyen bir iş. Keyifli gidiyor. Yarı final yapacağız. Ondan

14 yaşında gitar çalmaya başlıyorsunuz, müzik merakınız nereden geliyor? Aslında müzik merakım yoktu, resim yapıyordum. Arkadaşım gitar çalmaya başlayınca onun üzerine ben de çalmaya başladım. Gitar çalmak, bana çok keyifli geldi. 1 sene sonra şarkılar yapmaya başlayınca hayatımı müzikle kazanacağımı anlamıştım. Evde 3 kadınla nasıl baş ediyorsunuz? Şu an gayet rahat. Bundan 15-20 sene sonra nasıl olur bilmiyorum. Hiç sıkıntı yok. Çok mutluyum.

Sizin için, ışıklar yansın ben geleyim şarkımı söyleyeyim, ışıklar kapansın gibi bir çıkarım yapabilir miyiz? Senin söylediğin çok profesyonel kalıyor. İşimi yaparım giderim gibisinden… Ben işimle eğleniyorum. Keyif alarak yapıyorum. Aslında işin özü doğru. Ama bu çok katı bir bakış açısı. Katı derken daha yüzeysel demek istedim. Bu işin içinde sadece ışık, sadece sahne yok. Bu işin içinde çok şey var, onları da aşkla yapıyor

Ekim - 2018

37


olmanız gerekiyor. Ben de elimden geldiği kadar bu işte öyle yapmaya çalışıyorum. Röportajlarınızı ve sosyal sorumluluk projelerinizi okurken bir şeyi çok merak ettim; nasıl bir ailede yetiştiniz? Normal bir ailede yetiştim ama annem babam duyarlı ve merhametli insanlardır. Hiçbir zaman harama el süren, birilerinin arkasından konuşup iş çeviren insanlardan olmadılar. Normal olan da bu aslında. Ben de öyle yetiştim sanırım. Onların mutlaka karşılığını almışımdır. Saygının ne demek olduğunu bilen, nasıl yaşaması gerektiğinin farkında, yardımsever ve çevresine karşı duyarlı insanlar… İyi yetiştirilmek bu özellikleri doğuruyor. Aile eğitimi çok önemli. Okul eğitiminden de önemli. Bugünkü karakterim onlar sayesinde…

Sizce duyarlı olmak bir sanatçının zorunluluğu mudur? Hayır. Sanatla uğraşan her kişi etrafına duyarlı olmak zorunda değil. Bazı insanlar vardır o mevzuyu işgüzarlık olarak görür. Önemli olan içinden gelen şeyi yapmaktır. Eğer yapmak istemiyorsan da yapmamak bir erdemdir. İçinden gelmeden sırf bunu yapmak gerektiği için yapıyorsan o terbiyesizliktir. İçinden geleni yapmakla “abi ben bunu yapmak istemiyorum mutlaka birileri yapar zaten ben yapmayayım” demek arasında erdem olarak hiç fark yok bence. Her şeyin arası kötü çünkü. Müzik şirketi kurmaya nasıl karar verdiniz? Şarkıcı olmadan önce hayalim hep prodüktör olmaktı. Birilerine yol göstermek, yön vermek fikir vermek kariyerini planlamak… Sanata bakış açımı seviyorum. Donanım olarak, gördüğüm okuduğum öğrendiğim tecrübelerimi aktarmak benim için her zaman en güzeli oldu. Tabii bunun için de bir şeyleri yaşayıp görmüş olmak gerekiyordu. O yüzden de sahneyi yaşamak, şarkıcı olarak görmek, piyasayı bilmek gerekiyor. Bunlardan sonra prodüktör olmak, zaten istediğim bir şey olduğu için yaptım. Bir yandan da yaşadığım zorluklar beni bu noktaya itti. Niye başkalarına bir şey anlatmaya çalışayım ki? Kendi şirketimi kurup, net bir şekilde kararımı verip direk yol alabilirim diye düşündüm. Bunun için öncelikle güzel bir ekibe ihtiyacınız var, yalnız olmuyor. O ekibi kurduktan sonra ilerledik… Günümüz şarkı sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Onları pek değerlendirmiyorum ben. (Gülüyor) İlgilenmiyorum. Bir şarkıyı kendi üzerinize ya da bir başkasının üzerine nasıl dikiyorsunuz? Benim başkasına verdiğim çok şarkım yok aslında o yüzden bu konuda pek bilgi sahibiymiş gibi konuşmak istemiyorum. Ayşegül Hanım için bir şarkı yapmıştınız… Ölçütleri nedir?

38

Ekim - 2018

Öncelikle o insanı tanıyor olmak lazım. Tanıyor olmak derken o insanla aylarca vakit geçirmek değil mevzu. Geçmişini biliyorsunuzdur, söylediği şarkıları, tarzını, kariyerini… Ona göre bir şeyler düşünüp yazıyorsunuz. Bir kadın söyleyecekse şarkıyı bir kadın ağzıyla yazman gerekiyor. Çok belirli aslında yapacağınız şeyler. Böyle oturup da santim santim uğraştığınız bir durum yok. Önemli olan şarkının iyi, anlattığınız şeyin de samimi olması. Ayşegül Hanım’la çalışmak nasıl bir deneyimdi? Çok keyifliydi. Eğlenceli bir kadın zaten. Onunla vakit geçirmek de güzel. Şarkı da bir o kadar güzel oldu. Sesine çok yakıştı. Biz de birbirimize uyum sağladık. Çok güzel bir deneyimdi, yılların tecrübesi. Bu kadar kaliteli işini yapan güzel bir insanın benimle birlikte şarkı söylüyor olması, üstelik benim şarkımı söylüyor olması tabii ki tarifsiz bir şey. Söz yazabilmek ve şarkı besteleyebilmenin avantajları nelerdir? Kimisi ağlayarak kimisi konuşarak kimisi de başka şeylerle rahatlıyor. Ben ise şarkı sözü yazdığımda rahatlıyorum. Kötü bir anımda güzel bir şarkı sözü yazdığım zaman o kötü anımı direk unutabiliyorum. Bir nevi stres atıyorum. Benim dikkatimi çeken şey, bütün röportajlarınızda samimiyet ve doğal olmaktan bahsediyor olmanız. Çıkar üzerine kurulu ilişkileri sevmiyorsunuz öyle değil mi? Hepimiz aynı şekilde doğduk. Bazılarımız kötü imkânlarla büyüyorlar maddi manevi bazıları çok iyi imkânlarla doğuyor. Bu bizim şansımız. Aslında şans bizi bir yere getiriyor. O şansı da kalkıp doğumunuzdan itibaren her şeyi kendiniz planlamış gibi davranmak, anlamsız. Bu noktayı bildiğiniz zaman insanlara daha eşit daha hümanist yaklaşıyorsunuz. Ben de öyle davranıyorum. İnsana insan gibi, her canlıya değer vererek…


Bunlar önemli şeyler. Kendimi diğer insanlardan üstün görmek çok anlamsız geliyor bana. Herkesin herkesten öğreneceği çok şey vardır. Ben böyle bakıyorum, her zaman öğrenmeye aç bir insanım. Kimse hakkında aman abi ben bundan ne öğreneceğim, bana ne katabilir diye düşünmüyorum. Gökhan Bey bir insanda aradığınız en büyük özellik samimiyet midir? Evet, insani olması, iyi veya kötü kendisinin farkında olması. Kötü bir insanın da kendisinin farkında olması çok büyük saygınlıktır bence. Örnek veriyorum ben cimri bir adamım, ben hayvanları sevmem ben ırkçıyım. Bunu söyleyebilmek bile bir saygınlıktır. Çünkü bunu inkâr etmenin anlamı yok. Sevmediği halde ben hayvanları seviyorum demek… Ünlü olduktan sonra hayatınızda neler değişti? Hiçbir şey değişmedi. Fatih, Alper benim 10 yıllık arkadaşlarım. Aslında siz değişmiyorsunuz ama etrafınızdaki insanlar değişiyor. Ön yargı oluşturuyor çünkü. Benim ünlü ve para kazanıyor olmamın bende inanılmaz bir değişiklik yaratacağını düşünüyor. Etrafımdaki insanlar hala varsa öyle olmadığımı gösterir. Tabii ki konumunuzdan dolayı sizde bir ego oluşuyor. Ama bu egonun ben de kötü anlamda oluştuğunu düşünmüyorum. Evet, keyifli bir şey beni memnun ediyor. Ben hiçbir zaman sokakta yürüyemeyecek kadar tanınmak istemedim. Benim için hayat, dışarıda dolaşıyor olmak, şöhretten daha önemli. O yüzden elimden geldiği kadar bunu insanlara alıştırmaya çalışıyorum ki dışarıda yürüyebilelim. Bakın ben de bunu yapabiliyorum, bakın ben de bir insanım sizden bir farkım yok, sen doktor muhasebeci ya da marangozsan ben de şarkıcıyım. Sen de mahallende çok ünlü olabilirsin bir marangoz da evinden işine giderken herkese selam verir. Bir tek imza istemezler. Benim tek farkım televizyona çıkıyor olmak. Televizyon yalan bir şey olduğu için insanların bunu farketmesini istiyorum. Ben televizyona çıkıyorum diye sizden farklı değilim. Ben

HIÇBIR ZAMAN SOKAKTA RAHAT YÜRÜYEMEYECEK KADAR TANINMAK ISTEMEDIM. BIR MARANGOZ NEYSE BEN DE OYUM.

işimi yapıyorum. Hem de ünlüyüm. Ama ünüm beni bir şeylerden alı koymuyor. Bazen tabii ki sıkıldığın zaman hiç tanınmamak istiyorsun. Lanet olsun dediğim bir nokta olmadı hiç. Her şeyin bir karşılığı var. Yurt dışına çıkabilirim ama rahat yürümek için neden o kadar yolu gideyim ki? Sosyal medyayla aranız nasıl? Pek aram yok. Instagram ve Twitter kullanıyorum. İnanılmaz aktif bir adam değilim. Her şeyimi paylaştığım bir durumum yok. Ona da çok anlam veremiyorum zaten.

Sosyal medyadaki ilişkileri, eleştirileri saldırıları nasıl karşılıyorsunuz? Sosyal medyanın hissiyatı öldürdüğünü düşünüyorum. Zamanla daha da kötü olacak. İnsanlar gerçekten birbirini görerek, dokunarak ilişki kurmamaya başlayacaklar ki şuanda da öyle… Benim zamanımda farklıydı bundan 15 sene önce falan. Yine vardı patlama etkisi yaratıyordu ama bu kadar değil. Şimdi insanlar, sosyal medyadan 3-5 fotoğrafını gördüğü insana evlenme teklifi edebiliyor.


SOSYAL MEDYA DUYGUSALLIGI ÖLDÜRÜYOR

Atıyorum 2-3 kere gördüğü adama benim en iyi arkadaşım diyebiliyor. İnsanlarda özlemek diye bir şey kalmadı. Çünkü her gün o adamın ne yaptığını görüyor. Arayıp sormak, buluşmak gibi şeyler de kalmadı… Bizim de gizlimiz kalmadı. Star dediğin şey merak edilirdi. Şimdi ben Justin Timberlake’in ne yaptığını biliyorum. Bence mesele bu kadar basit olmamalı. Bu aynı zamanda bir reklam kapısı oldu. Buradan sanatçılar bir gelir sağlamaya başladılar. Daha sayamadığım bir sürü şey… Bunlar benim çok hoşuma giden şeyler değil. Sosyal medyada samimiyetten söz edemiyoruz değil mi? Tabii ki. İnsanlar şimdi güzel gözükmek için bir sürü efekt kullanıyor. O adamın veya kadının dışarıda fotoğraftaki gibi olmadığını gördüğüm zaman bunun nasıl samimi olduğunu düşünebilirim? Ya da o dostluğun nasıl samimi olduğunu düşünebilirim? Adam mesajlaşıyor, mesajlaşırken seni çok özledim diyor ama karşısındaki hayatında görmemiş. Bunlar nasıl olabiliyor anlamıyorum. İlginç… Çocuklarınızı kucağınıza aldığınız zaman ne hissediyorsunuz? Çok değişik bir şey. Kendine sarılmak gibi bir durum. Ona alışveriş yaparken de altını temizlerken de yıkarken de sarılırken de hep böyle kendine bir şey yapıyormuşsun gibi… Kendi parçan olduğu için herhalde. Bu


www.mavisehirdergisi.com

büyük bir ego. Zaten insanın çocuk istemesinin sebebi bence tamamen egoyla alakalı. O yüzden çocuk yaptığında kendin gibi olmasını istersin. Ya da seninle aynı fikirde olmadığı için “sen ne biçim evlatsın” dersin. Aslında çocuk doğurmak demek benim gibi birisi daha gelsin ki bu dünyaya, dünya kurtulsun demektir. Yoksa bu dünyaya neden çocuk getirirsin ki? Benim gibi bir insan olsun, benim gibi düşünsün, benden türesin veya benim düşüncemi devam ettirsin istersin. Farkındaysan çocuk yapmanın nedenleri ile ilgili bütün noktalar “ben” diye başlıyor. Bu bile başlı başına bir ego… Çocuklarınız da sizin gibi şarkıcı olmak istese tepkiniz ne olur? Dediğim gibi benim için hangi mesleği yaptığının önemi yok. Sanatla uğraşsın isterim. Kendisi görsün isterim. Ben sadece tecrübelerimi aktarırım. O, ona göre bir hayat çizer. Sonra der ki evet ya bu iş zormuş ben yapabilirim veya yapamayabilirim. Ne işle uğraşırsa uğraşsın sanat sevgisi olan çocuklar yetiştirmek isterim. Çünkü bu onun için bir artıdır. Burada önemli olan mutlu olup olmamasıdır. Yaptığınız işin en iyisi olmaya çalışır mısınız? Öyle bir bakış açım yok. O biraz hırslı bir cümle. En iyisi diye bir şey yoktur. Birkaç yol vardır. O birkaç yol her zaman aynı yere çıkmaz ama bazen de aynı yere çıkar. Bazı yol vardır yeşilliktir, bazı yol vardır patikadır, bazı yol vardır taşlıktır, bazı yollar asfalttır. Hepsi aynı yöne gidiyorsa siz hangisini tercih ettiğinizle alakalı. Ben yeşili severim benim yolum bu taraf çimenliktir derim. Bir başkası asfaltı seçer. Önemli olan nereye gittiğindir. En iyisi diye bir şey yok. Orada buluşulan bir durum varsa o birliktelik çok önemlidir. Tek başına dediğim gibi hiçbir şey olmadığı için önemli olan birlikte bir şeyler yapabilmektir... Bu piyasa içerisinde herkes birbirinden feyz almalı. Herkes birbirinin fikrine saygı duyup, tebrik etmeli. Ben daha iyisini yapmalıyım deyip hırslı olmamalı. Biz zaten bu yüzden kaybediyoruz.

Harun Kolçak gibi bir değerle tanışan nadir insanlardansınız. Kendinizi şanslı hissediyor musunuz? Tabii ki şanslıyım. Gençliğimde ilk müziğe başladığımda onun şarkılarını söylüyordum. O zaman Harun Kolçak’la birlikte “Yanımda Kal” parçasını söyleyeceksin deseler inanmazdım. Müzisyen olarak da insan olarak da çok değerli biriydi. Gittiğim herkese sorduğum klasik sorumu size de sormazsam olmaz. Kendisinin büyük bir hayranıyım. Siz Ajda Hanım hakkında ne düşünüyorsunuz? Her zaman saygı duyduğum bir insandır. Her dilde şarkısı vardır. Benden de şarkı istedi ama daha hazırlayamadık.

“IZMIR = ASK” İzmir denilince aklınıza ilk neler geliyor? İzmir; aşk gibi bir şey. Çok seviyorum. Gittiğimde keyifli bir hava varsa kendimi çok enerjik hissediyorum. Son projeniz “Sineztesi” programından bahseder misiniz? Synthesia, Türkçesi Sineztesi; Duyular arası geçiş olarak da söylenmekte tam anlamı ise birlikte

Ekim - 2018

hissetmek. “Sin” birlikte demek, “Tezia” da hissetmek demek. Bu bir rahatsızlık olarak görülmekteymiş ama bana göre bir rahatsızlık değil. Özellikle bebeklerde bu hissiyatlar daha fazlayken yaş ilerledikçe azalabiliyormuş. Bir gün Ozan Turgut ile otururken bu ismi kendisi önerdi ve çok hoşumuza gitti. Bizim de Caz Festivali kapsamında gerçekleştirdiğimiz ‘Povada’ konserimizde yaptığımız cover-mech up’ları Sinestezi adı altında tekrar düzenleyip, çıkardık. Bundan sonra yapacağız cover çalışmaları da bu isim altında çıkarmayı planlıyoruz. Farklı ve içimize sinen bir proje oldu. İsmail’e hayatı boyunca temenni edebileceğiz neler söyleyebilirsiniz? Hayatı sakin yaşamak çok önemli, sindire sindire. Biz ileriyi düşünerek çok fazla yaşadığımız için aşırı plan yapıyoruz. Hayal kurmakla plan yapmak aynı şeyler değil. Biz plan kuruyoruz, hayal kurmuyoruz. Sorularımı beğendiniz mi? Evet, beğendim. Teşekkür ederim. Klasik sorular hazırlamamışsın, fark ettim. Güzeldi, sağolasın. Çoğu bu işi bilen adamlardan daha iyi sorular sordun. Yolun açık olsun… Röportaj: İsmail Gökgez Instagram: isogkgz

41


Uğur Oral Gazeteci - Yazar ugur@uguroral.com.tr

KAKTÜS ÇIÇEGI

D

ünyaca ünlü kemancı Fritz Kreisler konserini bitirmiş, salondan ayrılıyormuş. Bir hayranı yaklaşmış yanına. “Üstat” demiş, “Sizin kadar mükemmel çalabilmek için tüm ömrümü kemana verirdim.” Gülümseyerek yanıtlandırmış hayranını Kreisler; “Ben verdim.” ***

“İyi yemek, kısık ateşte pişer” der eskiler. Çok basit gibi görünse de aslında derin anlamlar içerir bu öğreti. Eğer bir an önce pişsin diye ocağı çok açarsınız yakarsınız yemeği… Ya da lezzetten mahrum kalır pişirdiğiniz şey… Zira her şeyin bir zamanı vardır. Ve her şey, zamanını bekler. *** Güneşin ne zaman doğacağı bellidir. Bilim ne kadar ilerlerse ilersin, insanoğlu doğaya ne kadar hükmederse hükmetsin, değiştirebilir mi şafağın sökeceği anı? Keza mümkün müdür ayın doğuşuna müdahale etmek? Olası mıdır, örneğin dolunayın doğacağı günü kararlaştırabilmesi insanın?

***

Kelebek kozadan çıktığında uçamaz. Kanatlarının kurumasını, yayılmasını, güçlenmesini bekler. Sabreder uçmak için. Bilim insanları bir deney yapmışlar. Zamanından önce delip kozayı, kelebeği dışarı çıkarmışlar. Ne mi olmuş? Kanatları hala ıslak olduğundan uçamamış, ölmüş kelebek. Günü gelmemiş çünkü. İnsan yavrusunun keza, doğumu için gerekli süre belli değil midir? Prematüre doğmuş bebeklerin hayatta kalma çabası, her şeyin zamanını beklediğini hatırlatmıyor mu insanoğluna? *** Kabul edelim ya da etmeyelim ilahi bir zamanlama söz konusu doğada. Ve doğanın bir parçası olan insanoğlu da alıyor bu tanrısal zamanlamadan nasibini. Yırtınsa da değiştir(e)miyor kurulmuş ilahi saatin ayarını. Çok küçük bir bölümüne hükmedebiliyor belki zamanın. Ama son tahlilde, her şey “zaman”ını, herkes “gününü” bekliyor… Sabırla… ***

42

Ekim - 2018

İnsanın içindeki nefis sabırla yetişiyor, büyüyor. Ruhun tekâmülünü sağlıyor sabır. “Hamdım, piştim, oldum” diyor Mevlana. Pişmek aslında insanın ham olduğunu kabul etmesiyle başlıyor. Ve ancak sabırla yanmayı bekleyen, sebat eden pişiyor, oluyor. Saint Augustine’in de söylediği gibi, sabır bilgeliğin bir diğer boyutu bu bağlamda… *** Değerler erozyonu “sabır” olgusunu da önüne katmış sürüklüyor. Sebat etmenin erdemi unutuluyor. Günümüz insanının kronik mutsuzluğunun, huzursuzluğunun en önemli sebeplerinden biri bu belki de. Her şeyi bir an önce yaşama, her şeye bir an önce sahip olma sabırsızlığı… “O gün”ün veya “bir gün”ün gelmesini beklemektense her şeyin “bugün” olmasını isteyen ruhun aceleciliği… *** Çok değil, bundan otuz kırk yıl öncesinde kumbaraları vardı çocukların. Tasarruf ruhunu aşılardı çocuğu kumbara… Ama ondan da önce bir sabır


www.mavisehirdergisi.com

eğitimiydi aslında. Tek tek atılan paraların zamanla birikmesini beklerdi çocuklar. Ve sabrının mükâfatı yeni bir oyuncak olarak geri dönerdi sebat eden çocuğa… Bu yüzden eskiden çocuklar daha çok değerini bilirdi oyuncaklarının. Bugün oynadığı oyuncağını ertesi gün kaldırıp bir kenara atan günümüz çocuklarının maymun iştahlılığı da bundan aslında. *** Çilesini çekmediği, emek vermediği şeyin değerini bilemez insan. Ki sabır; özlenene kavuşma yolunda çile çekme sürecidir aslında. Kim bilir, belki de o yüzden eski aşklar daha köklü, eski evlilikler daha sağlamdı. Kavuşabilmenin zorluğuydu sevgileri değerli kılan. Ve vuslatı anlamlı kılan da, işte o sabır yüklü bekleyişti belki de… *** Taşı delen suyun gücü değil damlaların sürekliliğidir. “Taş bu, delinmez” demeden sabırla aynı noktaya düşen damlaların zaferidir. İnsanın olgunlaşması da, başarıya ulaşması da aynı kararlılığın ve sabrın

sonucu değil mi? Ne güzel söylüyor Cenap Şahabettin: “Zirvelerde kartallar da bulunur, yılanlar da. Ancak birisi oraya süzülerek, diğeri ise sürünerek gelmiştir.” Süzülerek gelen ilk sert rüzgarda devrilir gider. Sürünerek gelense bir daha ayrılmamak üzere yerleşir zirveye. Sabırlı insan sürünmeyi göze alandır. Sabır, hazmetmeyi öğretir insana. Hazmetmek de zamanla mümkündür zaten… *** Her şey zamanını bekler. Başarı, aşk, olgunlaşma, mutluluk, huzur vs… Tüm duyguların içini dolduran sabırdır. Kabullenmek, boyun eğmek değildir sabretmek; bilakis direnmektir, savaşmaktır. Ve sadece sabretmek değildir önemli olan. Sabrederken, “gününü” beklerken yaptıklarıdır insanı beklentisine ulaştıran. Tutkuyu tutku yapan uğrunda göze alınanlardır. Sabır da tutkunun sınanma sürecidir bu bağlamda. Sabırda kararlılıktır tutkuyu derinleştiren. Ekim - 2018

Ve o “umut”tur sabır ateşini diri tutan… *** Yaşam mucizelerle, sürprizlerle doludur. İtalyan atasözünün de söylediği gibi, “Şişman kadın son aryayı söylemeden konser bitmez.” Beklediğiniz şansın ne zaman kapınızı çalacağını asla kestiremezsiniz. “Her şey bitti” dediğinizde belki de yeni başlıyordur, nereden bilebilirsiniz ki? Yarın hayatınıza kimin gireceğini ve size hangi yolu açacağını kestirebilir misiniz? İlahi saatin “tik tak” larına kulak vermektir sabretmek. *** Sabırsız ruhun isyanı nafiledir. Neden olmuyor? Neden hala istediğim noktada değilim? Neden o kişi karşıma çıkmıyor? Neden? Neden? Neden? Nedeni bellidir aslında; “günü gelmemiştir” de ondan. Her şey zamanını bekler. Ve “o gün” er ya da geç gelir. Dünyanın en güzel çiçeği kaktüste açar. Ama bunu, ancak sabretmesini bilenler görür… 43


İsmail Barış Özpazarcık - Arzu Özpazarcık www.aurumera.com

Kalbimize iyi gelen özlü sözler ve onlardan doğan güçlü sorular

B

azı özlü sözler vardır ki, bizi kalbimizin ortasından, tam da 12’den vurur. Aşık oluruz söylenen söze. Bayılırız. Çünkü, o sözler, bize bizi anlatır. Dilimizin ucundaki kelimeleri bir araya getirir. İçimizde güçlü duygular uyandırır. Bizi sıcacık sarar. Ve bazen de, acımasızca sarsar. Tokatlar. Bazen şefkatle sarar. Bazen soru sordurur. Hayatı sorgulatır. İçimizde uzun bir yolculuğa çıkartır. Uzun lafın kısasını bulur, tek bir cümlede, taşı gediğine koyar. İşte bu özlü sözleri taradık Arzu ile birlikte. Ve üzerinde uzun uzun konuştuk. Sonra da bu konuşmalardan sorular çıktı. Kayda değer soruları sizinle paylaşmak istedik. ****** “Tanrım, değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için sabır, değiştirmem gereken şeyleri değiştirebilmek için cesaret, ve ikisinin arasındaki ayrımı yapabilmek için bilgelik ver.” Reinhold Nieburh Değiştiremeyeceğiniz halde kimleri 44

değiştirmeye çalıştınız ve durum değişmedi? Sabrınızı ve azminizi hakim kılacağınız durumlar neler? Değişimin kaçınılmaz olduğu hangi alanlar sizin almanız gereken kararları bekliyor? İlk cesur adım için neye ihtiyacınız var? O gün, bugün olabilir mi?... ***** “Eğer içinizden, sen resim çizemezsin diyen bir ses duyarsanız, her şeye rağmen çizin. O ses susacaktır” demiş Van Gogh... Ön yargılarımız, sınırlarımız ve korkularımızın üstüne üstüne gitme cesareti için neye ihtiyacımız var? Niçin eyleme geçerek bizi durduran onca şeyi aşamayalım ki? Bizi kendimizden başka ne durdurabilir? Niçin kendi önümüzden çekilmeyelim ki? Mezarlıklar kendini durduran insanlarla dolu. Çünkü yapmak istediğin fakat ertelediğin her şey, karşına pişmanlık olarak çıkar. Çünkü korkularının üzerine Ekim - 2018

gitmezsen; o korku önce seni esir alır, sonra dünyanı karartır. Üzerine gittiğin her korku, sadece seni değil, dünyayı özgürleştirir. Bu durumda sen, sadece dünya vatandaşı değil, aynı zamanda bir özgürlük savaşçısısın. Ve bu savaşı, dünyayla savaşa savaşa değil, kendinle barışa barışa sağlayabilirsin. ***** “Gülün dikeni var diye şikayet edebilir ya da dikenin gülü olduğu için minnet duyabilirsin” demiş Tom Wilson. Gül ağacının bütün sırrı, dikenli yollardan geçsek bile, gül gibi bir hayatın bizi beklediğini anlatmak olmasın? ***** “Hayat, aldığımız nefeslerin değil, nefesimizin kesildiği anların toplamıdır” Anonim Bir nefes sunulmuş sana ve o olduğu sürece sen de varsın. Varoluşun kucağında, nefesinin


www.mavisehirdergisi.com

kesildiği anlarda heyecanlanıyorsun, canlanıyorsun. Pekiyi, hiç düşündün mü, nefesinin kesildiği anlarda ne yapıyorsun? Bu anları bir yaşam sanatı ustası titizliğinde araştırıyor olsaydın; elinde, avucunda, “gerçekten yaşadım” diyebileceğin kaç saniyen olurdu? ***** “Dünyadaki güzellikleri gördüğünde Dünya da senin güzelliğini görecektir” demiş Zoe... Peki niçin, birinin güzel dediğine, diğeri aynı şeyi söylemez? Öyleyse, güzelliği gören göz müdür, yoksa kalbimizde taşıdığımız niyet mi? ***** “Bizi mutlu eden insanlara minnet duyalım; onlar ruhlarımızın çiçek açmasını sağlayan büyüleyici bahçıvanlardır” demiş Marcel Proust... İçinizde açan mutluluk çiçeklerini sulayan, besleyen kim? Hangi dostunuz, hangi yakınınız, hangi şair, hangi ressam, hangi düşünür?..

***** “Bir şeyi basit bir şekilde açıklayamıyorsan, onu yeterince iyi anlamamışsın demektir” diyor bilim insanı Richard Feyman. Yaptığın işi basit bir şekilde anlatıyorsan, o işin ustası olma ihtimalin yüksektir. Hayatı basit bir şekilde açıklayabiliyorsan, yaşamda usta olma sanatı kitabını yazabilirsin. ***** “Evrenin sadece bir köşesini güzelleştireceğinden kesinlikle emin olabilirsin. Yani, kendini...” Aldous Huxley... Bugün kendi evini, yani zihnini, kalbini, ruhunu güzelleştirmek için ne yapmayı seçiyorsun? Kendi hayatını her gün güzelleştirecek bir şey yapıyor olsaydın, bu ne oldurdu? Kendi hayatınla birlikte diğer insanların ve canlılar aleminin de hayatını güzelleştirecek bir armağan sunmuş olsaydın içinde yaşadığın yeryüzüne, sana bahşedilmiş hangi özelliğinle bunu yapıyor olurdun?

*****

“Cehalet, bilmiyorum demek değil, bilmek istemiyorum demektir.” Anonim İsteksiz olan için, aynı bedendeki iki ayak bile birbirinden uzak. İstekli olan için dünyanın öteki ucu bile yakın. Bir şeyi bilmenin en kestirme yolu, onu bilmeyi istemek. İstekli olmanın en kolay yolu, istemeyi istemek, yani niyet tohumu olabilir mi? ***** “Benim neslimin yaptığı en büyük keşif, insanoğlunun, zihni (bakış açısını) değiştirerek hayatını değiştirmesiydi” demiş William James... İnsanın hayatını değiştirmesi için ne işini, ne sevgilisini, ne ülkesini değiştirmesine gerek var. Burnunun dikine baktığı 95 derecelik açıyı, 360 dereceye getirmek işe yarayacaktır. Hayat bu yüzden bir keşif. Ve gerçeği görebilenler için, bu yüzden bir mucize. Hangi alanlarımızda zihniyet devrimi yapmaya ihtiyacımız var? ***** “Hayat renklerle boyalı değildir; hayat kendi renklerini bulup, o renklerle boyama yapmaktır” demiş Paco... Bizim rengimiz hangi renk? Hangi renkte seviniyoruz? Hangi renkte düşünüyoruz? Hangi renkte yaratıcılığımızı kullanıyoruz? Hangi renkte hayal kuruyoruz? İçimizdeki çocukla olan bağı güçlendirecek bir renk olsaydı, bu hangi renk olurdu? Boyama kitabımız olan hayatın belki de en renkli sayfaları, çocuk olduğumuz zamanlardır. Bu yüzden belki de, çocuk kalmayı başardığımız kadar renkli hayatlarımız var.

Ekim - 2018

45


Av. Kemal BUĞDAY

IMAR BARISI T ürkiye genelinde yaklaşık 12-13 milyon civarında imara aykırı yapı bulunmaktadır. İşte imara aykırılıkların giderilmesi, cezaların düşmesi ve bedelin devlete gelir olarak kaydedilmesi amaçlarıyla, imar barışı olarak bilinen düzenlemeler yürürlüğü konulmuştur.

Mevzuat olarak, afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 16’ıncı maddesi ile 3194 sayılı İmar Kanununa geçici 16. madde eklenmiştir. Ayrıca bu konuda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından çıkarılmış Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar isimli bir tebliğ bulunmaktadır. İmar barışından yararlanmak isteyenlerin mutlaka yapı kayıt belgesi alması gerekmektedir. Yapı kayıt belgesi e-devlet üzerinden alınmaktadır. Yapı maliklerinden birisi tarafından PTT’den alınan şifre ile e-devlet kapısı aracılığıyla yapı kayıt belgesine ilişkin formda yer alan iletişim bilgileri, beyan edilen 46

yapının tapu bilgileri ve imara aykırı olan kısma ilişkin bilgilerin sisteme girilmesi gerekmektedir. Bundan sonra hesaplanan ücretin ödenmesi ile yapı kayıt belgesi alınmaktadır.

Önemle belirtmek isterim ki, imar barışından yararlanmak isteyen ilgililerin 31 Ekim 2018’e kadar başvuruda bulunması gerekmektedir. Başvurular sadece e-devlet üzerinden yapılmaktadır. Kayıt bedeli ödemesi içinse bir kolaylık sağlanmış olup, hesaplanan miktar için son ödeme tarihi 31 Aralık 2018’dir. İmar barışı sadece 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış olan yapıları kapsamaktadır. Bu nedenle bu tarihten sonra yapılan yapılar için başvuru yapılmış olsa bile, imar barışından yararlanılması mümkün değildir. Yani bu tarihten sonra yapılmış bir bina için, bedel ödenip yapı kayıt belgesi alınmış olsa bile, yetkililerce durumun tespit edilmesi halinde, yapı hukuka aykırı olduğu için yine yıkım kararı ve idari para cezası verilebilecektir. Ayrıca yalan beyanda bulunmaktan dolayı ilgili hakkında işlem de yapılmaktadır. Bir diğer husus ise, birden çok yapı malikinin apartman için yapı kayıt belgesine ilişkindir. Burada örneğin ruhsatsız bir bina için Ekim - 2018

başvuru yapıldıktan sonra, yapı kayıt belgesinin alınması için, bütün yapı maliklerinin gereken bedeli ödemesi zorunludur. Hesaplanan bedel, her malikin kendi bağımsız bölümünün kullanım durumuna göre eşit olacak şekilde bölündükten sonra, yine 31 Aralık 2018 tarihine bedelin ödenmesi gerekmektedir. İmar barışının kapsamı oldukça geniştir. Ruhsatsız yapılar, ruhsatlı olmakla beraber ek inşaatı ruhsatsız olan yapılar gibi imara aykırı olarak yapılan bütün yapılar için yapı kayıt belgesi alınması mümkündür. Ancak bunun üç tane istisnası vardır. Bunlardan birincisi, üçüncü kişilere ait özel mülkiyete konu taşınmazlarda bulunan yapılardır. Örneğin maliki olduğunuz yapı, imara aykırı olarak komşunuzun arazisine kaymış ise yani taşkın yapı durumu söz konusu ise, yapı kayıt ruhsatı alınsa bile, komşunuza ait arazi özel mülkiyete konu olduğundan, imar barışı burada uygulanamayacaktır. İkinci durum ise, üçüncü kişilere ait özel mülkiyete konu taşınmazlarda bulunan yapılar Hazineye ait sosyal donatı için tahsisli araziler üzerinde bulunan yapılardır. Dikkat etmek gerekirse, hazineye ait arazilerden sadece sosyal donatı için tahsis edilenler kanunda belirtilmektedir.


www.mavisehirdergisi.com

Bunun dışında kalan Hazineye ait arazilerde de imar barışı kapsamında yapı kayıt belgesinin alınması mümkündür. Üçüncü durum ise, 18/11/1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununda tanımlanan Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesi içinde ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alan ile İstanbul tarihi yarımada içinde ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanlarda ve ayrıca 19/6/2014 tarihli ve 6546 sayılı Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Kurulması Hakkında Kanunun ikinci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde belirlenmiş tarihi alanlardır. Burada sözü edilen taşınmazlar, tarihsel olarak korunmaya değer bulunduğundan, imar barışı kapsamının dışında tutulmuştur. İşte açıklanan bu üç istisnai durum dışında imara aykırı bütün yapılar için imar barışının uygulanması mümkündür. İmar barışının en önemli noktalarından birisini ise yaptırımlar oluşturmaktadır. Bilindiği üzere, İmar Kanununa aykırı yapılar nedeniyle ilgililer hakkında yetkililerce idari para cezası kesilmekte ve imara aykırılığın giderilmesi için ilgiliye süre verilmekte, sürenin sonunda aykırılığın giderilmemesi halinde söz konusu yapı hakkında yıkım kararı verilmektedir. İşte yapı kayıt belgesi alınması durumunda, daha önce verilmiş olan yıkım kararları ile idari para cezaları iptal edilmektedir. Ancak iptal edilen idari para cezaları henüz ödenmemiş olanları

kapsadığından, daha önce kesilen ve ödenen idari para cezalarının geri alınması mümkün değildir. İmar Barışı kapsamında alınan yapı kayıt belgesinin asıl amacı kullanıma yöneliktir. Bunun bir sonucu olarak, yapı kayıt belgesi alan yapılara talep halinde ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su, elektrik ve doğalgaz bağlanabilmektedir. Yapı kayıt belgesi ile yıkım kararları ve cezalar iptal edilse ve imara aykırılık ortadan kalksa bile, bu belge nihayetinde geçici bir niteliğe sahiptir. Nitekim yapı kayıt belgesi, yapının yeniden yapılanmasına veya kentsel dönüşüm uygulamasına kadar geçerlidir. Örneğin üç kata imarlı bir arsada dört katlı bir yapının yapılması durumunda, imar barışı kapsamında yapı kayıt belgesinin alınmasıyla imara aykırılık giderilebilse de, binanın kentsel dönüşüme girdikten sonra yeniden dört katlı olarak yapılması mümkün değildir. Yapı kayıt belgesi düzenlenen yapıların yenilenmesi durumunda, yürürlükte olan imar mevzuatı hükümleri uygulanacaktır. Yani yapı kayıt belgesinin alınması ile imara aykırılık ortadan kalksa ve yapı hukuka uygun bir halde gelse bile, bu durum bahsettiğim üzere geçici bir nitelikte olduğundan tapu hükmünde olmamaktadır. İmar barışının genel olarak olumlu bir düzenleme olduğunu söyleyebilirim. Ancak yine de önemle belirtmek Ekim - 2018

isterim ki, deprem kuşağında bulunan ülkemizde, imara aykırı olarak yapılmış yapılara hiçbir denetim yapılmaksızın yapı kayıt belgesi verilmesi, olası bir deprem durumu için tehlike arz etmektedir. Nitekim yukarıda da belirttiğim üzere, üç istisna dışında bütün imara aykırı yapılar imar barışından yararlanabilmektedir. Bu kapsamda, çok eğimli bir yere yapılmış yapılar, yeterince temeli oturtulmadan yapılan yapılar, dere yatağına inşa edilen yapılar vs. deprem ve sel başta olmak üzere doğal afetlerde savunmasız bir konuma gelmektedir. Bu nedenle yapı kayıt belgesi alındıktan sonra, yetkili kurumlara başvurularak doğal afetler için gereken tedbirlerin alınması tavsiye ederim. Ayrıca hem kanunda hem de tebliğde yapının depreme dayanıklılığı ve yapının fen ve sanat norm ve standartlarına aykırılığı hususu yapı malikinin sorumluluğunda olduğu belirtilmektedir. Son olarak belirtmek isterim ki, imar barışından yararlananların yapı kayıt belgesi bedeli ismi altında ödedikleri bedel, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının merkez muhasebe birimi hesabına yatırılmaktadır. Buradaki bedeller genel bütçenin ilgili cetveline gelir olarak kaydedilmektedir. Yani, imara aykırılıkların giderilmesi için ödenen paralar, devletin başka bir birimine gitmeksizin, yine imara ilişkin konular için harcanacaktır.

47


BURUN ESTETIGI KORKULACAK BİR AMELİYAT MIDIR?

Op. Dr. Yücel Birinci KBB Uzmanı

Burun estetiği hakkında merak edilenleri Mavişehir Dergisi okurları için Op. Dr. Yücel Birinci’ye sorduk.

H

er ameliyat kendi içinde zorluklar ve riskler barındırıyor. Hangimizin ameliyat denince korkuları yok ki? Çoğu cerrah bile kendisi için bir ameliyat gündeme gelince endişe duyar, çekinir. Çünkü hepimiz insanız ve korku bir dereceye kadar normal bir insan hissiyatı. Tabii ki bu korkuların ana kaynağı insanların çevreden duydukları ve bizzat gördükleri... Türkiye’de burun estetiği en sık yapılan ameliyatlar arasında yerini alıyor. Bu kadar sık yapılan bir ameliyatın da yapan kişiye bağlı olarak iyi veya kötü sonuçları olabiliyor. Çünkü burun estetiği sonucu tamamen hekime bağlı olan cerrahi bir işlem. Başarılı, deneyimli ellerde harika sonuçlarla kişinin hayatı çok olumlu değişebildiği gibi kötü bir sonuçta ikinci veya üçüncü ameliyatlarla zorlu bir süreç hastayı bekleyebiliyor. En önemli kısım; hekim ve hastane seçimi. Günümüz şartlarında artık burun estetiği iyileşme süresi bir hafta ile sınırlı olan şişlik, morluk ve ağrının nerdeyse hiç olmadığı bir ameliyat. Tabii ameliyatı yapan cerrahi ekibe bağlı olarak değişen bir

48

durum bu. Uygun cerrahi diseksiyon ve uygun cerrahi aletlerin kullanımı ile ameliyat sonrası son derece konforlu olabiliyor. Hastanede kalmak gerekli olmuyor. Ameliyat sonrası 3. gün alınan son teknoloji ürünü yumuşak silikon delikli tamponlar hem nefes almayı kolaylaştırıyor hem de yeme içme esnasındaki zorluğu ortadan kaldırıyor. Günümüzde artık anestezi yöntemleri de değişti. TIVA yöntemi ile ameliyat esnasında kanama yok denecek kadar az ve ameliyat sonrası bulantı kusma pek izlenmiyor. Ameliyat sonrası ilk 4 saatlik bakım çok önemli. Ameliyat bitimi itibari ile daha hasta uyanmadan ameliyathanede başlayan ve serviste, yatakta devam eden yüze soğuk uygulaması, ağrı kontrolü ve morluklar açısından en önemli aşama. Bu periyotta hastane çalışanlarının deneyimi çok önemli. Tüm koşullar uygun bir şekilde sağlanırsa hastalar 4 saatlik bir gözlem süresi sonrası rahatlıkla evlerine taburcu edilebiliyorlar veya isteyen hastalar 1 gece de hastanede kalabiliyorlar.

Türkiye şu an cerrahi teknik gelişimi ve bilimsellik açısından dünyada önde gelen rinoplasti merkezlerinden. Her ay düzenlenen bir çok bilimsel toplantı, deneyim ve bilgi paylaşımı sayesinde cerrahi tekniğe bağlı gelişebilecek komplikasyonları minimale indiriyor. Ameliyat sonrası burun düşmesi, burunda eğrilme, çökme, nefes alamama gibi sonuçlar bu ameliyatın doğal seyri değildir. Uygun teknikle yapılan bir ameliyat sonrası burun nefes açısından daha rahat ve eskisinden daha dayanıklı ve sağlam olacaktır ve yaşla birlikte görülen burun ucundaki düşme, ameliyatlı bir burunda ameliyatsız bir burna göre daha az olacaktır. Ameliyat sonrası hekime ulaşabilme konusunda da artık hastalar çok daha rahat. Her türlü sıkıntılarında hekimini yanında bulabiliyor veya danışabiliyor. Çünkü hekimlerde artık zevk aldıkları cerrahilerde uzmanlaşma yoluna gittiler ve burun estetiği de bu ameliyatlardan bir tanesi. Bu işle profesyonelce uğraşan hekimler, hastalarına gerçekten bir telefon uzaklığında. Bu yazı genel bilgilendirme amaçlıdır, kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tüm sağlık sorularınız için mutlaka bir uzman hekime danışınız.


www.mavisehirdergisi.com

Melike Baykara Birinci Moda Editörü Instagram: pisimel pisimelblog@gmail.com

PARIZYEN KADINI

G

üzellik herkese göre değişen oldukça göreceli bir kavramdır. Bana soracak olursanız, dünyanın en güzel, zarif ve cool kadınları Fransız kadınları. Bu yazımda sizlere parizyenlerden ve biraz da parizyencilikten bahsedeceğim. Modanın başkenti Paris’in modayı yakından takip eden, stil sahibi kadınlarına kısaca “Parizyen” dendiğini az çok duymuşsunuzdur. Onlar hakkında çok kitap yazıldı, çok söz söylendi… Neydi onları bu kadar özel ve güzel kılan? Özgür ve minimal bir stile sahip bu zarif kadınların, oldukça hareketli bir sosyal yaşamları var. Güne bir kahve ve yanında kruvasan ile başlayıp, bir kadeh içecek ile devam etmek parizyen kadını için olmazsa olmazlar arasında. Müthiş bir damak tadına sahip oldukları bir gerçek buna rağmen nasıl bu kadar zayıf kalabiliyorlar? Porsiyonlarının oldukça küçük oluşu, araba veya

toplu taşımadan ziyade yürümeyi tercih etmeleri zayıf kalmaları için en büyük neden olsa gerek. Daima bakımlı olmak bir parizyen için çok mühim, yüksek zevklerinde asla ucuz ve basit parçalara yer yok. Onlarla en çok özdeşleşen parçalar Burberry trençkot ve Chanel çanta. Giysi dolaplarının diğer vazgeçilmezleri bir çift louboutin ayakkabı, basicler ve zamansız denimler… Kısacası moda için değil, mutlu olmak için giyinirler. Ayna karşısında oldukça uzun zaman geçirmelerine rağmen sanki hiç makyaj yapmamış gibi doğal ve abartıdan uzak bir yüz ve yataktan yeni kalkmışçasına olan dağınık saçlarıyla muhteşem görünürler.

Ekim - 2018

Moda duayeni Karl Legerfeld’in çok sevdiğim bir sözü var. “Parizyen kadını olmanız için Fransız olmanıza gerek yok” Siz de kendi imkanlarınızca modayı takip ediyorsanız (illa ki marka giyinmenize gerek yok) stil sahibi olduğunuza inanıyorsanız ve bunu başarabiliyorsanız, tüm bu özellikler az çok tanıdık geliyorsa, o herkesin hayranı olduğu Parizyen kadınlarından birisiniz. İşte ben de bugün kendimi tam anlamıyla böyle hissediyorum.

49


KUSURSUZ BIR

SONBAHAR DÜGÜNÜ

Y

icin onemli detaylar

azın yakıp kavuran sıcak günlerini geride bırakıp sonbahara merhaba dedik. Genellikle düğünler yazın yapılır ama sonbaharın da birçok avantajı olduğu bir gerçek. Örneğin davetlilerinizin tatili bitmiş olur, havanın sıcaklığı aşırı yüksek olmadığı için gelinlik ve damatlık daha rahat taşınır. Sonbahar düğünü planı yapılırken birkaç şeye dikkat etmek daha güzel bir sonuç almak için son derece önemli. Gelin bu detaylara birlikte göz atalım. Günlerin kısaldığını ve havaların artık daha erken karardığını unutmayın. Düğün fotoğrafçınızı erken saatlerde çağırın.

Havalar hafif hafif soğumaya başladığına göre insanlar hırka, ceket, bolero gibi şeylerle düğüne katılacaklardır. Her ihtimale karşı bir vestiyer hizmeti olmalı. Sonbahar düğünü demek sonbahar lezzetleri demek. Menü buna göre düzenlenebilir ve menüde sıcak tatlara daha çok yer verilebilir. Hatta düğün pastanızı da sonbahar yapraklarından hazırlanmış süslerle yaptırabilirsiniz. Müzik bir düğünün olmazsa olmazı. Akustiği iyi ayarlanmış bir salon, yağmurlu havada içeride olmak durumunda kalan konukları keyiflendirebilir.

Gelinliğin altına kapalı ayakkabı giymeniz, akşam serinleyen havada ayaklarınızın üşümesini engellemeye yardımcı olur. Yemek masalarının üzerine sonbaharı simgeleyen dekoratif süsler koymayı ihmal etmeyin. Turuncu, sarı, kırmızı ve yeşil tonlarında çiçekler hazırlatarak masalara yerleştirin. Düğününüzü mumlarla, fenerlerle süslemek için sonbahardan daha uygun bir mevsim bulamazsınız. Nikah masanıza giden yolu, yemek masalarınızı, nikah masanızın üzerini mumluk, şamdan, fener gibi objelerle donatabilirsiniz.


4 renkli aydınlatıcı Elizabeth Arden

Natural Gelin Makyajı Genellikle sonbahar aylarında tercih edilen, ciltte yokmuş hissi veren natural makyaj, sade ve asil bir görünüm isteyen gelinlerin vazgeçilmezi. Toprak tonlarında yaptırdığınız makyajınıza ışıltılı dokunuşlar katarak görüntünüzü tamamlayabilirsiniz.

Maskara Mary Kay

Işıltı veren renkli nemlendirici Bobbi Brown 300 TL

Işıltılı göz farı Chanel

Fondoten Estee Lauder

Eyeliner - Elizabeth Arden

Rujlar D&G


&

GEZI

LEZZET

EN GÜZEL BALAYI ŞEHİRLERİ VE KENDİLERİNE ÖZEL LEZZETLERİ Yeni evin seçimi, dekorasyonu, düğün telaşı bittikten sonra sıra en özel tatile geliyor. Balayınızın güzel geçmesi için gideceğiniz yeri önceden araştırıp, o şehrin özellikleri hakkında bilgi sahibi olmanız tatilinizin güzel geçmesinde son derece önemli rol oynuyor. Sizler için en iyi balayı şehirlerini ve o şehirde tatmanız gereken lezzetleri araştırdık.

SANTORINI Ulaşımı kolay, beyaz ile mavinin muhteşem uyumunu sunan Santorini, balayı çiftlerinin tercihleri arasında. NE YENİR? Santorini’ye gidip tadına bakmadan dönmemeniz gereken lezzet ise; Taramosalata. Pembe rengi ile önce göze hitap eden bu mezeyi Santorini’de mutlaka sipariş etmelisiniz.


ROMA

Balayında Aşk Çeşmesi’nde olmak kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi? NE YENİR? Peki Roma’da ne yenir diye düşünecek olursak herkesin bildiği gibi tabii ki pizza! Roma’ya kadar gidip o meşhur pizzaların tadına bakmadan dönülmemeli...

PARIS

Romantizim denince ilk akla gelen şehir tabii ki Paris. Balayı için en doğru seçimler arasında ilk sıralarda yerini koruyor.

VIYANA

Avusturya’nın başkenti Viyana, dansın aşk hali valsin doğduğu yerdir. Romantik bir balayı geçirmek isteyen çiftler için ideal seçimlerden birisi olabilir. NE YENİR? Yediğiniz bütün şinitzelleri unutun. Bir şinitzel ne kadar güzel olabilir sorusunun cevabını bulacağınız en doğru şehir Viyana. Yemekleri arasında bir klasik; tavuk, biftek ya da domuz etinin çıtır çıtır kızartılmasıyla yapılıyor. Genelde bal kabağı şuruplu patates salatasıyla servis ediliyor.

BARSELONA Avrupa’nın tarih ve sanat kokan romantik şehri Barcelona, balayı çifleri için biçilmiş kaftan. Kentte hem gündüz, hem de gece hayatı çok çeşitli seçenekler sunduğu için, romantizm, kültür ve eğlenceyi bir arada yaşamak isteyen çiftler balayı tatili şehrini Barselona olarak seçebilirler. NE YENİR? Barselona’da ilk tercihiniz kesinlikle deniz ürünleri olmalı. Farklı tatlara açıksanız mutlaka denemeniz gereken yemek; Conil amb Cargols.

NE YENİR? Paris sokaklarında geziyorsunuz, her şey yolunda, son derece keyiflisiniz ama henüz akşam yemeğine daha çok varken acıktınız. İşte Paris’te hemen hemen her yerde bulabileceğiniz bir atıştırmalık. Orjinali kirazla yapılan meyve soslu kek; Clafoutis.


&

LEZZET TARIF

SEBZELİ KARİDES ÇORBASI Malzemeler * 450 gram kabuksuz karides * 30 gram tereyağı * 1 adet pırasa * 1 adet soğan * 3 adet domates * 1 adet kereviz sapı * 1 adet defne yaprağı * 5 su bardağı sıcak su * 1 tatlı kaşığı tane karabiber * 1 adet yumurta sarısı * 1 su bardağı krema * 1 yemek kaşığı un * 1 tatlı kaşığı tuz Hazırlanışı: Tereyağının yarısını tencerede eritin. Domatesleri küp küp doğrayın ve tencereye ilave edip biraz karıştırın. Soğanı, kereviz sapını ve pırasayı küçük küçük doğrayın ve tencereye atın. 10 dakika kadar soteleyin. Karidesleri sotelediğiniz sebzelere ekleyin. 5 su bardağı sıcak su, tane karabiberleri, defne yaprağını ve tuzu ekleyip 40 dakika pişirin. Hazırlanışı son derece kolay olan çorbanız piştikten sonra kalan tereyağını bir tavanın içinde eritin ve ardından unu ekleyip kavurun. Pişmiş olan çorbanızın içine ekleyin. Bir kap içinde yumurta sarısını ve kremayı birlikte çırparak çorbaya azar azar ilave edin. 1-2 dakika daha pişirip sıcak servis yapın.


&

www.mavisehirdergisi.com

LEZZET TARIF

Ara öğünlerinizi en sevdiğiniz mevsim meyvelerinden hazırlayabilirsiniz. İki meyveyi aynı anda kullanmak hem görsel açıdan hem de lezzet açısından güzel bir seçim olabilir.

ARA ÖGÜNSÜZ YAPAMAYANLAR!

H

ergün mutlaka ara öğün yerim diyenlerdenseniz uzmanlara göre doğru yoldasınız. Çünkü ara öğün tüketildiğinde; kan şekeri dengede tutulup çabuk acıkmak ve bir sonraki öğünde çok fazla yemek engellenmiş olur. Tabii ara öğünlerinizi abur cuburdan uzak durarak, sağlıklı besinler tüketerek yapmalısınız. Pratik ve lezzetli ara öğün tarifimize göz atabilirsiniz.

MUZLU YULAFLI YOĞURT Hem doyurucu hem de lezzetli olan bu pratik tarif çok hoşunuza gidecek. Yoğurt dolu bir kabın içine mükemmel bir lif kaynağı olan yulafı ekleyin. Yoğurdunuz katıysa biraz su ilave ederek inceltin. Buzdolabında en az 2-3 saat bekletin. Bekledikçe yulaflar yumuşayacaktır. Ardından muzları içine küçük küçük doğrayın. Sevdiğiniz başka bir meyveyi de Ekim - 2018

ekleyebilirsiniz. Son olarak üzerine istediğiniz kuruyemişlerden bir avuç ekleyerek ara öğününüzü afiyetle yiyebilirsiniz. 55


TEKNOLOJİ

Emrah Önder www.nioya.com

Moxi; Hemşirelerin yeni yardımcısı

H

ayatımızın her alanına yavaş yavaş giren yapay zeka ve insansı robotların sağlık sektörüne girmesi artık neredeyse kaçınılmaz. Ağır iş yükü ve sorumluluğun altından kalkmaya çalışan sağlık çalışanlarının hayatını kolaylaştırmak ve hata risklerini en aza indirmek için teknoloji girişimleri de harıl harıl çalışıyor. Robotik teknoloji, bazı cerrahların hassas ameliyatlara yardımcı olmasına rağmen, hemşirelere ve diğer personele günlük görevlerinde yardımcı olabilecek robotlar henüz bir etki yaratmamaktadır.

içeriyor. Bir dizi tekerlek üzerinde hareket eden robot ister hareketli ister sabit olsun, engellerden kaçınmaya yardımcı olmak için sensörleri kullanıyor. Bir kol ve sofistike bir kavrayıcı, ekli bir tepsiye yerleştirilebilen ve daha sonra tesis içindeki yerlere teslim edilebilen tıbbi malzemelerin seçilmesi gibi görevleri yerine getirmesine izin veren Moxi, gerçekleştirdiği görevlerle ilgili bilgileri görüntüleyebilen bir ekran da içeriyor.

Austin, Texas merkezli bir teknoloji şirketi olan Diligent Robotics tarafından bu hafta piyasaya sürülen Moxi, ekibin hayati ve güvenilir bir üyesi olmak için klinik personeli destekleyebilen, sosyal olarak zeki bir robot olarak tanımlanlanıyor.

Moxi’nin potansiyel olarak yüksek stresli bir ortamda çalışacak şekilde tasarlandığı düşünülürse, yaratıcıları özerk robota samimi ve işbirlikçi bir kişilik kazandırmaya istekliler. Diligent Robotics, Moxi’yi “yaklaştırılabilir ve arkadaş canlısı” olarak tanımlıyor ve sevimli LED aydınlatmalı yüzü ve yumuşak sesiyle kesinlikle böyle görünüyor.

Japonya’da yapılmış bir sağlık robotu olan ve hastalarla etkileşimde bulunan Robear’dan farklı olarak hemşireler için hastalarla etkileşim için daha fazla zaman veren bir dizi lojistik görevi yürütmek üzere tasarlandı. Moxi, çevresini haritalandırıp öğrenmesine yardımcı olan yapay zeka teknolojisini

Diligent Robotics, web sitesinde “Klinik personel, hasta bakımını, malzemelerin getirilmesi ve yeniden stoklanması veya yeni kabuller için hasta odalarının kurulması gibi çok büyük lojistik sorumluluk yükleriyle dengeliyor” diyor. “Bu lojistik görevleri, yardım almadan uçtan uca bağımsız bir şekilde tamamlayan

56

Ekim - 2018

Moxi’den ek bir el ile, klinik personel, ne yapmak istediğine ve bakım veren insanlar olarak en iyi durumda olduklarına odaklanıyor - doğrudan hasta bakımı.” Gerçekten de, günümüzde robotların insan işçilerinin yerini nasıl aldıklarıyla ilgili çok fazla konuşarak, Diligent Robotics, Moxi’nin yerine çalışanları desteklemek için tasarlandığını belirtmek istiyor. Moxi, bu hafta başlayan Texas Sağlık Dallas, Teksas Üniversitesi Tıp Fakültesi (UTMB Health) ve Houston Methodist Hastanesi’nde bir dizi denemede çalışmaya başlayacak. Testler, takımın gerçek dünyadaki bir ortamda Moxi’yi görme ve tasarımı iyileştirmenin yollarını belirlemesini sağlama şansı verecektir. Muhtemel zorluklar, Moxi’nin görevleri insanlara kıyasla zamanında gerçekleştirebilme kabiliyetini ve yalnızca tekerleğin hareket etmesinin bir tesisin çeşitli bölgelerine ulaşmasını engelleme derecesini içerebilir. Yine de, çok uzak olmayan bir gelecekte size yakın bir hastanede yardımcı olabilecek bir robot olan Moxi’nin ilk sürümünü görmek büyüleyici.


www.mavisehirdergisi.com

Yepyeni farklı bir mesajlaşma uygulaması: Yahoo Together

G

ünlük internet kullanımızın ve iletişimizimin vazgeçilmezleri haline gelen popüler anlık mesajlama uygulamaları WhatsApp ve Messenger’ı herhalde akıllı telefonu olup kullanmayan neredeyse yok gibidir. Bu uygulamalara her geçen gün bir yenisi eklenirken bir zamanların teknoloji devi Yahoo da bu kervana katılmış görünüyor. Geçtiğimiz günlerde hem iOS hem de Android platformlar için yayımlandığı Yahoo Together ismini taşıyan uygulama, bilinen isimlerden biraz farklı bir konsepte sahip. Her ne kadar arayüz olarak normal bir sohbet uygulamasına benzese

de aslında bildiğimiz mesajlaşma uygulamalarından biraz farklı bir yaklaşıma sahip. Daha çok grup mesajlaşmalarına odaklanan bu uygulama, tıpkı Skype ve Slack gibi grup mesajlaşma uygulamalarını andırıyor. Her konuya özel sohbet kanalları ile kişilerin katılabileceği kanallar oluşturabiliyorsunuz. Açtığınız kanallar “etiket hashtag” işaretine sahip oluyor ve istediğiniz kişiyi istediğiniz kanala ekleyebiliyorsunuz. Uygulama içinde ayrıca sınırsız kanal da oluşturarak hayatınızdaki etkinliklere özel sohbet odalarında konu bütünlüğü bozulmadan sohbet edebiliyorsunuz.

Firma cephesinden uygulamayla ilgili yapılan yorumlarda uygulamadan beklentilerin büyük olduğu anlaşılıyor. Bu yeni uygulamanın diğer mesajlaşma uygulamalarından bariz bir şekilde ayrıldığı belirtilirken zaman ilerledikçe uygulamaya yeni özellikler ekleneceği söyleniyor. Yahoo Together, denk uygulamalarına kıyasla henüz herhangi bir sesli ya da görüntülü arama özelliği sunmuyor. Bakalım bu yeni hamle, Yahoo’nun tekrar eski ihtişamlı günlerine dönmesine yardım edecek mi? Uygulamayı edinmek için https:// together.yahoo.com/ adresini ziyaret edebilirsinz.

Duyurulmadan piyasada

Y

eni çıkacak telefon modelleriyle ilgili sızıntılara her zaman alışkındık ancak bu seferki bir hayli ilginç. Google’ın yeni cep telefonu ailesi Pixel 3 önümüzdeki günlerde yapılacak bir etkinlikle tanıtılacaktı. Doğal olarak etkinlik öncesinde Google’ın bu yeni telefonları ile ilgili birçok bilgi internete düştü. Ancak Pixel 3 ve Pixel 3 XL modelleri ile ilgili en büyük sızıntı ise geçtiğimiz günlerde yaşandı. Ailenin büyük üyesi olan Pixel 3 XL, Hong Kong’ta satışa çıktı. Telefonu Hong Kong’ta bir mağazada ele geçiren teknoloji yayını Engadget, telefona inceleme videosu da hazırladı. Hong Kong’ta bulunan WahPhone Digital telefon

mağazasında bulunan telefonun fiyatı ise yaklaşık olarak 2000 dolar. 6.3 inç ekranı bulunan telefonda 128 GB depolama bulunuyor. Snapdragon 845 işlemcisini kullanan telefonda 4 GB RAM, 2960 x 1440 piksel ekran çözünürlüğü, Android 9.0 Pie işletim sistemi gibi özellikler yer alıyor. Telefonda 12 Megapiksellik ana kamera ve 8 Megapiksellik ön kamera bulunuyor. Telefonun ana kamerası 4K 30 fps video kayıt ederken ön kamerada bu değer Full HD olarak belirlenmiş. Telefonda çentik de bulunuyor. USB Typc-C bağlantısını kullanan telefonla beraber bu bağlantıyı kullanan kulaklık ve USB Type-C 3.5 mm kulaklık dönüştürücüsü de çıkacak. Engadget’in incelemesine Ekim - 2018

göre telefonda HTC’nin modellerinde bulunan sıkarak çeşitli hareketleri yapabilme özelliği de bulunuyor. Öte yandan yine Google’ın etkinliğinde tanıtılacak olan yeni nesil Chromecast de birkaç gün önce Best Buy’da satışa sunulmuştu.

57


DERGİ İNDEKSİ

Derginizin bu sayısında yer alan haber ve reklamların telefon ve adres bilgilerine kolaylıkla ulaşabilmeniz içindir.

Atölye Tat 6470/2 Sk. No:17/A Yalı Mah. Atakent Tel: 0(232) 336 3060 www.atolyetat.com

MakroYapı - İç Mimari Tasarım 0 (232) 329 80 29 - 329 90 29 İstasyonaltı, Semra Aksu Cd No:6 35630 Çiğli / İzmir

Özel Küçükkaptan Anaokulu Adres: Aydınlıkevler Mahallesi 6779 Sk. No: 23 Çiğli Tel: 0232 370 1011

RFA Design Adres: Cumhuriyet Mah. 98/1 Sk. No:5 Ulukent Tel: 0232 463 11 73

Akay Ayna Mağaza: Gazi Mahallesi 16 Sokak 16/A (Belediyesi Arkası Başdaş Avm Yanı) Gaziemir Tel: 0542 594 1762

Medikal Kalp Danışmanlık Adres: Tuna Mah. Salah Birsel Sk. 25/1 (Karşıyaka Çarşı içi Akbank Sk.) Tel: 0530 640 77 10 www.medikalkalp.com

PT STUDIO ONE Adres: Yeni Mahalle Mh. Eski Havaalanı Cd. No:108 Park Yaşam Ataşehir - İzmir Tel: 0(532) 635 06 22

Talatpaşa Tıp Laboratuvarı Talatpaşa Bulvarı No: 61 D: 2 Alsancak Tel: 0 232 422 68 75

LugoKids Anaokulları 8291/2 Sk. No: 1/E Ataşehir Mahallesi Family Park Villaları Mavişehir Tel: 0232 324 56 00 mavisehir@lugokids.com

Mola Konsept Mağaza: Bostanlı sahil - 2017 sk. No:17/1 Tel: 0(541) 670 27 29

Uluoğlu Pastane Adres: Caher Dudayev Blv. No: 93/A Atakent Tel: 0232 336 35 27 Uğurlu Gayrimenkul Tel: 0232 337 14 44

ŞEHİR REHBERİ

EVLERE SERVİS

LÜZUMLU TELEFONLAR Alo Trafik Ambulans Bilinmeyen Numaralar Elektrik Arıza İtfaiye İzsu Arıza Polis İmdat Sahil güvenlik Telefon Arıza Uyandırma

15 4 112 118 18 6 1 10 185 155 15 8 121 135

HASTANELER VE POLİKLİNİKLER Başkent Üni. Zübeyde Hanım Hast. İkinci Yaşam Diyaliz Merkezi Karşıyaka Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Karşıyaka Devlet Hastanesi Medical Park Hastanesi Özel Egem Fizik Tedavi Dal Merkezi Özel Kardiya Kardiyoloji Dal Merkezi Özel Karşıyaka Göz Hastanesi Özel Zübeyde Hanım Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Ege Üniversitesi Hastanesi 9 Eylül Üniversitesi Hastanesi Central Hospital El ve Mikrocerrahi Hastanesi (EMOT) Kent Hastanesi Özel Çınarlı Kadın Doğum Hastanesi Park Tıp Merkezi

VETERİNER KLİNİKLERİ Pet-Vet Mavişehir Veteriner Kliniği Atakent Veteriner Kliniği Bostanlı Veteriner Polikliniği

YARDIM

Kardelen Çilingir Karşıyaka Güvenlik DGS Alarm ve Güvenlik Sistemleri Çilingir Bay Adem

DİŞ POLİKLİNİKLERİ Smiles İzmir Diş Kliniği Diş Hekimi Arda Emre Yünük

241 10 00 382 06 07 444 35 43 366 88 88 399 50 50 367 70 70 336 35 35 362 54 54 366 22 77 483 14 14 444 13 43 412 22 22 341 67 67 441 01 21 222 53 68 462 27 27 367 22 22

368 96 66 337 27 33 336 44 89 330 55 16

441 92 16 381 28 22 376 14 96 337 21 36

408 88 84 369 69 99

Yakamoz Beauty Park Adres: 6471 Sk. No:8 Mavişehir Tel: 0232 382 91 91

RESTORAN VE CAFELER

RESTORAN VE CAFELER Red Dragon - Uzak Doğu mutfağı Mc Donald’s Tarihi Bafra Pidecisi Burger Republic Babafingo Burger - pizza

Yeliz Fidan Adres: Cehar Dudayev Bulvarı No:77 D:5 Mavişehir Tel: 0(232) 336 27 42

483 00 79 444 62 62 336 72 64 290 20 20 362 65 66

Red Dragon Mc Donald’s Borga Çiğ Börek Filos Atölye Tat Babafingo Burger - pizza

368 11 24 290 06 22

TAKSİ DURAKLARI

483 00 79 444 62 62 330 24 12 362 48 84 336 30 60 362 65 66

MARKET ve ŞARKÜTERİ Ömerağa Tire Market Şarküteri

SOSYAL KULÜPLER VE DERNEKLER Karşıyaka Briç Derneği 368 73 08 Karşıyaka Spor Kulübü 368 69 95 Bostanlıspor Gençlik SK Derneği 0544 735 19 12 İzmir Dağcılık Kulübü 483 22 42 Ege Açık Deniz Yat Kulubü 234 63 24 İzmir Fotoğraf Sanatları Derneği 464 32 12 BESİAD 330 90 01 Mavişehir TSM Platformu Derneği 0532 788 93 33 Mavişehir Tenis Atölyesi 0505 580 00 25

ÜNİVERSİTELER

Ege Üniversitesi Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Özel İzmir Ekonomi Üniversitesi Özel Yaşar Üniversitesi

TİYATROLAR

Karşıyaka Oda Tiyatrosu İzmir Sanat Kulesi Sanat Merkezi Konak Sahnesi Bornova Sahnesi Ege Sanat Merkezi Hamle Tiyatrosu Pınar Çocuk Tiyatrosu Bostanlı Açık Hava Tiyatrosu

311 10 10 412 12 12 750 60 00 329 35 35 279 2525 411 50 00

369 64 87 368 22 39 445 34 55 245 30 92 323 21 02 446 88 57 463 15 15 362 61 61

Atakent Bostanlı Birlik Bostanlı Köprü Mavişehir Etap Karşıyaka Merkez Umut Taksi Mavişehir Taksi

OTOBÜS ŞİRKETLERİ Ulusoy Turizm Kamil Koç Turizm Pamukkale Turizm Varan Turizm Metro Turizm

KÜLTÜR MERKEZLERİ

Karşıyaka Belediyesi Kültür Merkezi İzmir Sanat Kulesi Sanat Merkezi Bülent Ecevit Kültür Merkezi Atatürk Kültür Merkezi Sabancı Kültür Merkezi İZFAŞ Sanat Galerisi İtalyan Kültür Merkezi Fransız Kültür Merkezi Ziya Gökalp Kültür Merkezi

330 10 77 362 28 28 336 70 94 324 01 00 381 37 15 330 17 92 324 16 66

362 41 53 323 46 20 330 52 01 362 19 92 362 00 79 369 27 90 368 22 39 361 47 93 483 85 20 446 06 64 497 10 00 421 52 42 466 00 13 366 44 59

MAVİŞEHİR SİTE YÖNETİMLERİ 1. Etap Yönetim 2. Etap Yönetim Albatros Yönetim Soyak A Bölgesi Soyak B Bölgesi

Listede yer almak istiyorsanız lütfen 0(549) 323 30 31 numaralı telefonu arayınız veya

58 bilgi@mavisehirdergisi.com adresine iletişim bilgilerinizin bulunduğu e-posta gönderiniz.

324 10 12 324 10 14 324 25 26 324 60 93 324 55 70


İzmir’in kalbi

KABİN EKİBİ

EGE PARK’ta atıyor


Hiçbir bina “Güven” kadar GÜÇLÜ DEĞİLDİR

GELECEĞE GÜZEL İZLER BIRAKIR

İnşaat · Tasarım · Mimarlık · Yapı Ürünleri

MAKROYAPI 0(232) 329 79 00

www.makroyapitasarim.com Çanakkale Asfaltı No:17 Ulus Mahallesi 35660 Koyundere Menemen - İZMİR


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.