Matbaa Teknik Ocak'13

Page 1




editörden

Konumuz ‘Dijital Baskı’

Uğur Dündar Editör 2013 yılının ilk sayısını ağırlıklı olarak dijital baskı konusuna ayırdık. Dijital baskının uzman isimlerine mevcut durumu ve beklentilerini özetleyen sorular yönelttik. Yılın ilk dosyasını keyifle okuyacağınızı düşünüyoruz… Dijital” kavramı, 90’lı yıllardan bugüne hızla gelişen bilişim ve iletişim teknolojileri aracılığıyla kendisine vazgeçilmez bir yer edindi. Baskı sektörü içinde dijital kavramı ise 2000’li yılların başlarından itibaren fotokopi makineleri ile birlikte kendine yer bulmaya başladı. Dijital baskı bu kısa süreç içerisinde tüm baskı sektörünün önemli bir bölümü haline geldi. Kullanıcılar artık bilgisayarlarında ürettikleri dijital dosyaları anlık ve istenilen adetlerde üretebilme alışkanlığına sahipler. Bu nedenle de dijital baskı teknolojisi, geleneksel baskı sistemlerinin aksine tüketicilerine anlık cevap verebildiği için daha çok tercih ediliyor. Ofset’e göre dijital baskıyı ön plana çıkaran en önemli özellik, kişiselleştirilmiş ürünler sunabil-

mesi. Matbaaların şu an için kalite, hız ve maliyet beklentilerini mevcut iş hacimleri ile en optimum düzeyde ofset baskı yöntemi karşılayabiliyor. drupa 2000’den bu yana görülen dijital baskının yükselişi, bu yıl ki drupa’da doruk noktasına ulaştı. drupa 2012 tam anlamıyla dijital baskı yılı oldu. Türk ziyaretçiler de ağırlıklı olarak dijital baskıya ilgi gösterdi. Türk baskı endüstrisinin, uzunca bir dönem kuşku ile baktığı ve yeterli bulmadığı dijital baskı teknolojileri artık hiç bir kuşkuyu yer vermeyecek şekilde baskı endüstrisinin bir gerçeğidir. Dijital baskının sunduğu faydalar, kazançlar son derece net. Artık dijital baskının gerekliliğini konuşmaktan çok, sektör hangi dijital baskı teknolojisini nasıl bir iş akışı ve satış pazarlama stratejisi ile kullanmak gerektiğini tartışıyor. Türkiye gibi gelişen pazarlarda dijital baskı sektörünün geliştiğini ve hızla büyüdüğünü, Avrupa ülkelerine nazaran bir fırsat olarak ortaya çıktığı söylemek mümkün. Türkiye gibi gelişen ve büyüyen pazarlarda trendin arttığı aşikâr. Sektörde olanlar bu gelişime açık, büyüyen ve daha çok iş fırsatı sunan dijital baskı teknolojisinin sunduğu faydalar ve kazançlar hakkında artık farklı düşünmeleri gerektiğinin farkındalar. Bu gelişmelere ayak uydurabilmek için düşünce yapılarınındı değişmesi gerektiğinin bilincindeler. Dijital klasik matbaaya rakip değil yardımcı olma noktasında. Sektör yeni gelişecek teknolo-

jilerle bu durumun değişeceğini düşünse de daha 5 yıl kadar klasik matbaanın azalarak da olsa baskı sektörünü domine edeceği kesin. Klasik matbaa sahiplerinin dijitale olan uzak duruşlarını kısa zamanda değiştirmeleri ve kendilerini gelmekte olan gerçeğe hazırlamaları kesinlikle faydalı olacak. Sonuç olarak belki de durumu en iyi şekilde Genel Yayın Yönetmenimiz M. Akif Tatlısu özetliyor: “Dijital baskı kaçınılmaz bir yatırım aracı. Basım endüstrisinde föyden, ambalaja uzanan tüm ürün gurupları için geçerli. Biz henüz bir kısmını biliyoruz ama dijital baskı bize yeni yepyeni iş kaynakları ve kazanç kapıları açmaya hazır. Bugüne kadar kısa tirajlı işlerin baskısı için yapılmış ve tıpkı ofsetteki gibi bir fiyat rekabetinin eşiğindeki yatırım sahipleri bir an evvel ellerindeki makinelerinin gerçek kârlılık getirecek yönleri keşfetmeye ve satmaya başlamalılar. Uzmanlar da teyid ediyor ki drupa ziyaretçilerinin aklını karıştıran Landa vb. konsept makineler, henüz hazır değil. Bu sebeple son drupa’da aklımızın bir köşesinde “Jetgiller dünyasının yanan fikir ampulleri”ni söndürüp gerçek ve şu anda mevcut teknolojilere odaklanmak lazım. Erken kalkan yol alacak.” Saygılarımla Uğur Dündar


künye

GRUP BAŞKANI: H. FERRUH IŞIK İLETİŞİM MAGAZİN GAZETECİLİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. adına İMTİYAZ SAHİBİ

Mehmet SÖZTUTAN GENEL MÜDÜR YARDIMCISI Ahmet KIZIL

ahmet.kizil@img.com.tr

SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ YUSUF OKÇU

yusuf.okcu@img.com.tr

EDİTÖR Uğur DÜNDAR

ugur.dundar@img.com.tr

GRAFİK TASARIM İpek ERDOĞAN

ipek.erdogan@img.com.tr

SANAT YÖNETMENİ İsmail GÜRBÜZ

ismail.gurbuz@img.com.tr

REKLAM MÜDÜRÜ M.Akif TATLISU

akif.tatlisu@img.com.tr

DIŞ İLİŞKİLER MÜDÜRÜ M.Akif TATLISU

akif.tatlisu@img.com.tr

KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ Ebru PEKEL

ebru.pekel@img.com.tr

MUHASEBE MÜDÜRÜ Mustafa AKTAŞ ABONE/SUBSCRIPTION Hatice ERDÖNMEZ

mustafa.aktas@img.com.tr hatice.erdonmez@img.com.tr

İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL Tel: 0212 454 30 00 ADRES/HEAD OFFICE

İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna– Bahçelievler/ İSTANBUL Tel: 0212 454 30 00

matbaa&teknik® dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. matbaa&teknik® Dergisi’nin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan matbaa&teknik® Dergisi ayda bir yayınlanır. matbaa&teknik® İletişim Magazin Gazetecilik Sanayi ve Ticaret A.Ş'nin tescilli markasıdır. Articles and news may be reproduced by stating matbaa&teknik® as the source. matbaa&teknik® is published monthly. Advertisements’ responsibilities published in our magazine pertain to advertisers.


aktüel

matbaa&teknik

Değişim Başladı, Artarak Devam Edecek Değişimi gören, yaptığı hizmetin bedelini isteyebilen ve o hizmeti üretebilmek için aldığı malzemelerin ödemesini vaktinde yapan (belki de sadece yapan demeli, çünkü ödeme yapmamayı şeref ve kârlılık sayanlar olduğunu hepimiz biliyoruz) matbaalardan oluşan bir basım sektörüne ulaşmak adına başarılı bir yeni yıl dilerim.

M. Akif Tatlısu akif.tatlisu@img.com.tr

Türk Basım Endüstrisi, sıkıntılı günler yaşıyor. Sıkıntının en önemli sebebi ise değişim. 2008 krizi ile başlayan bu değişim sürecinin biraz daha uzayacağını sanıyorum. Uzayacak çünkü piyasada bu değişime karşı bir direnç var. Ama kesin olan şu ki: Değişeceğiz! Peki, Değişim derken ne kastediyorum? Uzun uzun anlatmayacağım ama şu an kısmi olarak başardık ve nihai netice olarak görünen o ki tüm pazarı genel olarak ikiye ayıracağız. Endüstriyel Matbaalar - Dijital baskı merkezleri ve küçük matbaalar. Şimdi bunu biraz açalım:

Endüstriyel matbaalar Entegrasyonunu tamamlamış, ofsetten fleksoya, converting’den dijitale tüm baskı taleplerini karşılayan, otomasyonunu tamamlamış, yüksek verimlilik ile çalışan matbaalar. Hadi bunları da sınıflara ayıralım: Ambalaj matbaaları Etiket matbaaları Ticari matbaalar Yayın matbaaları (web matbaaları) Yeşil Matbaalar (karbon ayak izini sıfıra yakına indirgemiş ve bu yönde talep oluşturan şirketler için sadece yeşil baskı yapan matbaalar oluşacaktır ve bu geleceğin dijitalden sonra en önemli ikinci trendidir, bence)

İkinci gurup ise dijital baskı merkezleri ve küçük matbaalar Tüm ekipmanlarını talep üzerine baskı teması ile oluşturmuş tamamen dijital baskı ve sonlandırma teknolojisine haiz matbaalar. Bu matbaalar muhtemelen şimdilik orta ölçekli matbaaların özellikle (50 x 70) matbaaların yerini alacaklar. (Bobin beslemeli dijital baskı teknolojisini Türkiye’ye ilk taşıyan matbaacının nasıl kârlı bir iş yapmış olacağını tarif etmek imkânsız) Burada kopyalama merkezlerinin baskısı ve sektöre girişini şimdiden görebiliyoruz. Ve nihai özel ürünler ve nihai tüketiciler için (davetiye vb) küçük matbaalar. Sokak aralarında nihai tüketiciye çok yakın matbaalar ki birimsel olarak küçük bir oranda kalacaklardır.

Seçim yapmak lazım Görüşünüz ne olursa olsun üstünde yürüdüğümüz yol, bizi buraya götürüyor. Öyle ise seçim matbaacılarımıza ait. Müşteriye karşı fiyat rekabeti yapmayan,otomasyonunu tamamlamış, girdi maliyetlerini düşürmüş, efektif ve endüstriyel matbaa mı olacaksınız, dijital baskı merkezi mi? Her iki durumda da pazarın yönünü iyi irdelemek lazım. Bizi bu değişime zorlayan, maliyetine hatta zararına

çalışma hastalığı; ne kadar değişirseniz değişin sizi Ticaret Sicil gazetesinin tozlu arşiv sayfalarına atacaktır. Değişimi gören, yaptığı hizmetin bedelini isteyebilen ve o hizmeti üretebilmek için aldığı malzemelerin ödemesini vaktinde yapan (belki de sadece yapan demeli, çünkü ödeme yapmamayı şeref ve kârlılık sayanlar olduğunu hepimiz biliyoruz) matbaalardan oluşan bir basım sektörüne ulaşmak adına başarılı bir yeni yıl dilerim.

Notlarım 1-Taze ve sıcak haber ve videolar için bizi facebook, twitter, linkedin ağları üzerinden ve matbaateknik.com.tr, matbaateknik.tv adreslerinden takip edin. 2-Dijital baskının yükselişine paralel yayına başlayan Print On Demand dergimizi bu pazara ilgi duyan her matbaacıya tavsiye ediyorum. 3- İsviçre’de 11-15 Şubat tarihleri arasında Hunkeler Innovationdays var. Aklında dijital olan herkesi bu nefis etkinliğe davet ediyorum. İsviçre için schengen vizesi yeterli!

Saygılarımla M. Akif Tatlısu

www.facebook.com/matbaateknik www.twitter.com/matbaateknik

4



içindekiler

“Antalis, Dijital Pazarda da Sektörün Yanında.”

26

Xerox ve Epson Ürünleri Sinerji Oluşturacak

40

EPSON Yeni Dönemde Pazarda Daha İddialı

30

HP Pazarın Genişlemesi İçin Çalışıyor

46

reklam indeksi

6

ACAR .......................................................83

FESPA 2013 LONDON ................................2

PASİFİK MÜMESSİLLİK..............................23

AKTİF MATBAA MAKİNELERİ ...................69

FEZA CİLT.................................................67

PRATİK MAKİNE .......................................77

ANTALİS...................................................27

FUJİFİLM TÜRKİYE ....................................35

ARAS GRUP .......................................37, 39

GRENSAN...........................................71, 73

ARAS MATBAA MALZEMELERİ.................41

HEIDELBERG.......................................29, 31

ASK2TRAVEL ........................................Ö.K.İ

HUNKELER........................................Ö.K, 15

PRİNTTEK 2013 ........................................79

ASTEKS ....................................................33

İLERİ KAĞIT ................................................1

RONAN ..................................................101

AY MİMARLIK ......................................A.K.İ

LİDYA GRUP...............................................9

SARAÇOĞLU ............................................81

BAK-ON..............................................61, 63

M.HUBER TÜRKİYE.....................................5

SAYDAM KALIP........................................21

BALKAY KİMYA .......................................75

MATSET ...................................................45

CANON...................................................A.K

MİTRA..................................................3, 43

DERELİ GRAPHIC ..........................57, 59, 65

MÜRKİM ..................................................47

ESEN GRAPHICS .......................................17

ODAK BİLGİ .............................................49

XEIKON-TR ...............................................25

FERROSTAAL ............................................13

ORHAN ÇAKIL.....................................93,95

XEROX .....................................................11

PRINTWATER............................................51 PRİNTER OFSET ........................................19

SUNCHEMICAL.........................................53 ULTRA......................................................55


index

Ferrostaal Türkiye’de Görev Değişimi

Sahibi İzmir’in Yerlisi, Şirket Yeni

86

91

Nasıl Bir Matbaacılık EğitimiNasıl Bir Matbaa Meslek Lisesi

Baskının, Geleceği Var

102

114

Heidelberg Tek Bir Kaynaktan Çözümler Sunuyor Ambalaj Piyasası Büyüyor

Verimlilik İçin Technotrans

120

126

aktüel

ayın konusu 8 Dijital Baskı İle İlgili Aklınızdaki Tüm Sorular 12 Soru 7 Uzman

88 Flekso’dan Daha Fazlasını Elde Edin Flekso sektörünün başlıca tedarikçileri teknik uzmanlardan oluşan bir ekip kurarak 11 Aralık’ta Radisson Blu ConferenceAirport Hotel’de bir günlük eğitim semineri düzenledi.

Dijital baskının uzmanlarına 12 soru sorduk. Amacımız hızla büyüyen bu trend konusundaki yatırım kararlarınızı vermenizde ya da gelecek planlarını yapmanızda size yardımcı olmak.

print buyer

print and publishing 100 FESPA Eurasia 2013 Partners With ARED FESPA Eurasia 2013 is gaining significant momentum by partnering with its member association, ARED (Acikhava Reklamcilari Dernegi), the Sign Association of Turkey. The inaugural FESPA Eurasia show will take place from 3-5 October 2013 in Istanbul, Turkey.

78

Matset A.Ş.’ den Dört adet HP INDIGO kurulumu… İlk HP Indigo 5600 Makineler Teknik Kart ve Apapresso’ya…


kapak konusu

matbaa&teknik

Dijital Baskı İle İlgili Aklınızdaki Tüm Sorular

12 Soru 7 Uzman Dijital baskının uzmanlarına 12 soru sorduk. Amacımız hızla büyüyen bu trend konusundaki yatırım kararlarınızı vermenizde ya da gelecek planlarını yapmanızda size yardımcı olmak.

2013 yılının bu ilk sayısında 2013 yılında en popüler konu olacağı şimdiden görülen dijital baskıyı kapak konusu olarak aldık. Dijital baskı ile ilgili aklımıza gelen tüm soruları bir araya getirdik ve dijital baskının Türkiye’deki uzmanlarına sorduk. Xerox Türkiye’den Ayşen Şişman, Canon Eurasia’dan Basri Aytekin, HP Türkiye’den Emre Feyizoğlu, Xeikon Türkiye’den Nadir Kargı, Konica Minolta Türkiye’den Orhan Doğan, Heidelberg Türkiye’den Selkut Engin ve Dereli Graphic’ten Yavuz Mert Yarar’ın yorumları ve açıklayıcı cevapları, dijital baskının ülkemizdeki yeri ve geleceği konusunda nefis bir projeksiyon oluşturdu:

Dijital baskıyı tanımlamanızı istesek tanımınız ne olurdu? Ayşen Şişman: Geleneksel ve eski baskı teknolojileri ile yapılamayanı yapan, baskı miktarı ölçeklenebilen, birim maliyetleri standart, değişken veri taşıyan içerikleri eş zamanlı basabilen, görüntüsü ve içeriği özelleştirilebilen baskı teknolojisine dijital baskı denir. Basri Aytekin: Dijital baskı bilgisayar ortamında hazırlanmış veya aktarılmış dizayn, çizimlerin ve fotoğrafların gelişmiş baskı teknolojisi ile kaliteli ve hızlı şekilde her türlü malzeme üzerine aktarılmasıdır. Kaliteli ve hızlı çözümler sunan dijital baskı diğer baskı teknolojilerini geride bırakmıştır. Diğer taraftan sürekli gelişen bir teknoloji olduğu için baskı kalitesi, hızı ve iş fırsatları artmaktadır. Emre Feyizoğlu: Tek cümle ile Hp İndigo

8

ürünleri ofset’in yapabildiği her türlü baskıyı yapar. Eş değer baskı kalitesi ile ve hayal gücünüz doğrultusunda ofsetin yapamadığı değişken data, kişiselleştirme, kısa tiraj, photo applikasyonları gibi bir çok uygulamayı ofsetin esnek olmadığı alanları da içine alarak ürün çeşitliliğini ve farklılığı destekler. Nadir Kargı: “Var mı? Var” demek için yatırım yapılan bir seçenek iken artık “Olmazsa olmaz” bir unsur olan gerekliliktir bence. Orhan Doğan: “Dijital” kavramı, 90’lı yıllardan bugüne hızla gelişen bilişim ve iletişim teknolojileri aracılığıyla kendisine vazgeçilmez bir yer edindi. Baskı sektörü içinde dijital kavramı ise 2000’li yılların başlarından itibaren fotokopi makineleri ile birlikte kendine yer bulmaya başladı. Dijital baskı bu kısa süreç içerisinde tüm baskı sektörünün önemli bir bölümü haline geldi. Kullanıcılar artık bilgisayarlarında ürettikleri dijital dosyaları anlık ve istenilen adetlerde üretebilme alışkanlığına sahipler. Bu nedenle de dijital baskı teknolojisi, geleneksel baskı sistemlerinin aksine tüketicilerine anlık cevap verebildiği için daha çok tercih edilmektedir. Selkut Engin: Dijital baskıyı kısa ve belli miktarlara kadar orta tirajlı ticari taleplere hızlı bir ortalama kalitede şekilde cevap verebilen bir çözüm olarak görüyoruz. Ofset’e göre dijital baskıyı ön plana çıkaran en önemli özellik, kişiselleştirilmiş ürünler sunabilmesi. Bu çözümü matbaacılık açısından ele alacak olursak, ofset baskı ile birbirlerine doğrudan rakip olabilecek sistemler olarak düşünmenin doğru olmayacağını düşünüyoruz. Şu an için kalite, hız ve maliyet beklenti-

lerini mevcut iş hacimleri ile en optimum düzeyde ofset baskı yöntemi karşılamaktadır. Dolayısı ile Heidelberg olarak dijital baskı makinelerini ofset baskıya ikame bir ürün olarak değil, giriş ve değer segmentinde üretim sürecini tamamlayıcı bir çözüm olarak görüyoruz. Kısa tirajlı işlerde dahi işin belirli kısmını ofset baskı ile ve belirli kısımlarını ise dijital baskı ile harmanlayıp, kişiselleştirme ve değişken baskı yöntemlerini kullanarak işe farklı bir değer katmak mümkündür. Yavuz Mert Yarar: Dijital baskı, Türkiye’de ve dünyada olduğu gibi az ve orta tirajlı işlerin daha hızlı bir şekilde ve daha düşük maliyetlerle basılabilmesini sağlayan, her geçen gün teknolojik olarak daha da gelişen bir baskı şeklidir. Günümüzde dijital baskı, konvansiyonel baskı kalitesine yaklaşmış ve üretkenlik anlamında konvansiyonel baskıyı geçmiştir.

Son drupa fuarı ile Türkiye’de dijital baskıya ilgi tavan yaptı. Sizce baskı endüstrisinde olanlar dijital baskının ne olduğunu anladılar mı? Dijital baskının sunduğu faydalar, kazançları yeterince açık mı? Ayşen Şişman: drupa 2000’den bu yana görülen dijital baskının yükselişi, bu yılki drupa’da doruk noktasına ulaştı diyebiliriz. drupa 2012 tam anlamıyla dijital baskı yılı



kapak konusu

oldu. Türk ziyaretçiler de ağırlıklı olarak dijital baskıya ilgi gösterdi. Türk baskı endüstrisinin, uzunca bir dönem kuşku ile baktığı ve yeterli bulmadığı dijital baskı teknolojileri artık hiç bir kuşkuyu yer vermeyecek şekilde baskı endüstrisinin bir gerçeğidir. Dijital baskının sunduğu faydalar, kazançlar son derece nettir. Artık dijital baskının gerekliliğini konuşmaktan çok, hangi dijital baskı teknolojisini nasıl bir iş akışı ve satış pazarlama stratejisi ile kullanmak gerektiği sektörde konuşulmalı ve tartışılmalıdır. Basri Aytekin: Türkiye gibi gelişen pazarlarda dijital baskı sektörünün geliştiğini ve hızla büyüdüğünü, Avrupa ülkelerine nazaran bir fırsat olarak ortaya çıktığı söylemek mümkün. Türkiye gibi gelişen ve büyüyen pazarlarda trendin arttığı aşikâr. Sektörde olanlar bu gelişime açık, büyüyen ve daha çok iş fırsatı sunan dijital baskı teknolojisinin sunduğu faydalar ve kazançlar hakkında artık farklı düşünmeleri gerektiğinin farkındalar. Bu gelişmelere ayak uydurabilmek için düşünce yapılarınındı değişmesi gerektiğinin bilincindeler. Dijital baskının avantajları nelerdir: hız, kalite ve malzeme çeşitliliği. Dijital baskı teknolojisini mevcut baskı sistemleriyle karşılaştırdıklarında kaliteli ve hızlı çözümler sunulduğunun farkındalar. Emre Feyizoğlu: Bence yeterince açık ve üreticilerimiz artık dijital baskının bir realite olduğunu ve kazanımlarını desteklediğinin farkına vardılar. Yatırım yapmaya devam ediyorlar ve umarım artarak devam edecek. Nadir Kargı: Günümüzde Türkiye’deki fiyat odaklı anlayış bunun yanında ofset alışkanlıklarıyla sürekli yüksek tiraj ile dijitalin karşılaştırılması dijital baskının yurdumuzda gelişmesi için bir sıkıntı oluşturmaktadır. Bugüne kadar yaptığımız görüşmeler ve değerlendirmelerde hemen hemen ilk soru ofsetin kırılma noktası hakkında olmakta. Bu da yukarıda işaret ettiğim konuda haklılığı ortaya koymakta. Kullanıcıların öncelikle dünyaya açık olarak teknoloji bazında var olan seçenekleri iyi incelemeleri ve algılamaları gerekiyor. Halen dijitalin ofsete bir rakip olmayıp yardımcı olduğu ortamdan yeni anons edilen teknolojilerle 2-3 yıl gibi kısa zamanda ofsetin varlığının sorgulanacağı dijitalin hızla zemin kazanacağı bir döneme gireceğiz. Kullanıcılar öncelikle var olan operasyonlarını (kullandıkları teknoloji, maliyetler, verimlilik, iş çeşitliliği, tirajlar ve diğer operasyonel unsurlar çerçevesinde), müşteri portföylerini, müşteri tabanındaki var olan değişimleri ve gelecekteki eğilimlerini pazar eği-

10

matbaa&teknik

Ayşen Şişman limleri ışığında çok iyi analiz etmeli ve kararlarını buna göre almalıdırlar. Dijital baskının sunduğu faydaların ve kazançların sonu kullanıcı kişi ve firmaların hayalleriyle sınırlı: Eğer analizler sonucunda verilen karar çerçevesinde yapılan yatırım teknolojik olarak doğru ve gelecek vaat ediyorsa işin gelişmemesi ve kazançlı olmaması için bir sebep bulunmamaktadır. Dijital Baskı tedarikçilerinin kullanıcılara bu çerçevede yol göstermesi, doğruları söylemesi ve satış endişesi ile davranmaması gerekir. Kullanıcıların da daha önce ifade ettiğim gibi tüm parametreleri her açıdan değerlendirerek gelişmelerine büyümelerine yardımcı olacak teknolojiye yatırım yapmaları gerekir. Orhan Doğan: Son drupa fuarı’yla birlikte baskı sektöründe taleplerdeki değişime ve gelişime ayak uydurulabilmek için dijital teknoloji ve ofset teknolojisi üreticilerinin birbirleriyle bilgi ve teknoloji alışverişinde bulunarak iş birliğine gittiklerini gördük. Buna Komori ile ortaklaşa geliştirmiş olduğumuz KM-1 konseptini de örnek olarak gösterebiliriz. Bu yıl drupa’yı Türkiye’den ziyaret edenler, ofset dünyasının da dijitalleştiğini algıladılar. Aslına bakarsanız, Türkiye pazarında dijital teknolojinin matbaalara getirdiği kazançları yeteri kadar doğru anlatamadığımızı düşünmekteyiz. Bu nedenle de önümüzdeki süreçte dijital çözümlerin baskı sektörüne sağladığı faydalar ve katma değerleri daha etkin bir iletişimle anlatmak istiyoruz. Bu iletişimin sonucunda da sektöre Türkiye pazarında kazanç ve yeni ticari fırsatlar sunabilecek vizyonları aktarmayı umuyoruz. Selkut Engin: drupa sonrası, Türkiye’ de dijital baskı makinelerine olan ilgi yadsına-

maz ölçüde arttı. Ancak matbaacılık sektöründe dijital baskı yatırımlarının patladığını da söylememiz doğru olmaz. Belirli bir süre içerisinde sektörümüzde bu tarz yatırımları gerçekleştirenler makinelerini işlerine yardımcı amaçlarla, örneğin prova alma ve mevcut işlerinin yanında dışarı gidebilecek talepleri karşılama amacı ile kullandılar. Heidelberg, drupa 2012’deki Linoprint serisi dijital baskı makinelerini, SX 52-4 Anicolor Ofset Baskı makinesi ile birlikte sunarak, dijital baskı makinesinin matbaacılık sektöründe ofset ile birlikte oluşturacağı sinerji ve verimliliği sunmuş olduğu örnek işlerle fuar katılımcılarına göstermeye ve anlatmaya çalıştı. Sektör lansmanı için hazırlamış olduğu örnekte, , bir otel grubunun etkinliğini örnek alan iş olarak tasarladı. Bu işte etkinlik föy dosyası ve otel imaj broşürü ofset baskı ile yapıldı. Etkinlik föy dosyasının kapak bölümü, kişiselleştirilmiş etkinlik broşürü, kişiselleştirilmiş ve kişiye özel flyer ile şerit kapatma etiketleri ise Linoprint C 901 Dijital Baskı Makinesinde basıldı. Bu yeni baskı trendine hibrid iş akışı adı veriliyor ve tüm dünyada gitgide yaygınlaşmakta olan bir yöntemdir. Öngörüler doğrultusunda önümüzdeki 7-8 sene içerisinde sektörümüzde dijital baskı makinesi kullanımının % 10’luk artış göstereceğini düşünüyoruz. Bu örnekler doğrultusunda bize göre dijital baskının sunduğu en önemli avantaj kişiselleştirmedir. Bu avantajları ürünlerimizi Türkiye’de sunacağımız Nisan 2013 tarihinden itibaren daha iyi anlatacağımıza ve sunacağımıza inanıyorum. Yavuz Mert Yarar: 2012 yılı drupa fuarında, insanların zihinlerine yerleştirilmeye çalışılan fikir çok açık bir şekilde belli oluyordu. Dijital baskı ilerleyen senelerle birlikte konvansiyonel baskının yerini alacak ve bu geçiş dönemi boyunca hibrit teknolojileri buna yardımcı olacaktı. Türkiye pazarında, dijital baskı makineleri yatırımları her geçen gün artmaktadır. İlk yatırım maliyetleri düşmekte ve baskı birim maliyetleri azalmaktadır. Stok maliyetlerine gerek kalmadan, ihtiyaç duyulduğu kadar baskı yapmak ve farkındalık kazanmak, dijital baskı yapan basım evi sahiplerinin artık kendi düşünceleridir. Zamanla bu düşünceler herkesin düşünceleri olmaya başlayacak ve dijital baskı Türkiye’deki yayılımını daha da arttıracaktır. Günümüzde konvansiyonel baskı boya fiyatları, dijital baskı boya fiyatlarından daha düşüktür. İlerleyen teknoloji ile birlikte dijital baskı boya fiyatları aşağıya inmekte bu da üreticinin dijital baskı makinelerine bakış açısını değiştirmekte ve üretici için daha kabul edilebilir olmasını sağlamaktadır.



kapak konusu

Baskı işinde olanların dijital baskı yatırımları her geçen gün artıyor. Sizce Türkiye’de şu an itibariyle kurulu durumda kaç dijital baskı çözümü var? Tabii genelleme çok mümkün değil. Çünkü kimi tabaka, kimi bobin, kimi ambalaj kimi ticari baskı kimi de kurumsal ya da inhouse baskı için yatırım yaptı. En azından kendi çözümlerinizin bugüne kadar kaç kurulum gerçekleştirdiğini söyler misiniz? Ayşen Şişman: Kesin bir rakam vermemiz mümkün değil. Biz sadece Xerox çözümleri ile ilgili rakamlara sahibiz. Bağımsız araştırma kuruluşlarının paylaştığı rakamlara göre sadece 2011 yılında Türkiye’ye 500’e yakın yüksek kapasiteli dijital baskı makinesi ithalatı yapıldı ve 2010 yılına göre yüzde 44 büyüme rakamına ulaşıldı. Yine bu kuruluşlar 2015 itibariyle dünya genelinde kullanılan yüksek kapasiteli dijital baskı sisteminin 230 bin adedi aşmasının beklendiğini söylüyor. Basri Aytekin: Dijital baskı, baskı pastasındaki payını her geçen yıl biraz daha büyütüyor, yadsınamaz bir gerçek. Tabii ki bir genellemede bulunmak bulunduğumuz noktada imkansız. Canon ailesi olarak İmagePRESS serisi ürünlerimizden şu anda 120 makinanın üzerinde kurulum yaptığımızı söyleyebilirim. Emre Feyizoğlu: Elbette pazarda farklı ebat ve bütçeye göre bir çok dijital baskı çözümleri mevcut. Biz Hp Indigo ürünleri olarak pazarın en üst kısmına hitap etmekteyiz. Gerek matbaalar gerekse ofset kalitesinde hizmet sunmak isteyen copy center’lar dijital baskıda en üst nokta olarak Hp Indigo ürünlerini dünyada olduğu gibi Türkiye’de de pozisyonlamış durumdalar. drupa sonrası

12

matbaa&teknik

Basri Aytekin satışları ile toplam kurulum sayımız 40 civarında. Nadir Kargı: Kesinlikle genelleme yapılamaz ancak dijital baskı sistemi yatırımlarının olması gereken noktadan çok uzakta olduğunu söyleyebiliriz. Önemli olan kaç sistemin monteli olduğu değil kaç sistemin performans olarak dolu olduğu ve üretimde olduğu önemli. Bu anlamda Xeikon olarak 10’un üzerinde üreten sistemimiz olduğunu ifade edebilirim. Orhan Doğan: Konica Minolta olarak 2005–2006 yılları itibariyle, profesyonel baskılama sektörüne hitap eden dijital baskı sistemlerimizi pazara sunmaya başladık. Görüyoruz ki, Türkiye pazarındaki kurulum adetlerimiz her geçen yıl daha da artıyor. Bununla birlikte, içinde bulunduğumuz hızlı gelişim sürecini, sektörün ihtiyaç ve taleplerini göz önünde bulundurarak sürekli iyileştirmelere ve vizyoner teknolojilere yatırım yapmaya devam ediyoruz. Bu süreç içerisinde gördük ki; sunduğumuz her yeni model özellikleri ve baskı kalitesi nedeniyle sektörün beğenisini kazanıyor. Bu da bizi profesyonel baskı sektörüne yatırım yapmak için teşvik ve motive ediyor. Türkiye’deki profesyonel baskı pazarıyla ilgili istatistiklere baktığımızda da bu trendin artarak devam edeceğini görüyoruz. Yavuz Mert Yarar: Dereli Graphic olarak dijital baskı dünyası için Kodak ve EFI markalarını Türkiye matbaacılık piyasasına sunmaktayız. Dijital baskı çözümlerinde, bünyemizde tabakadan tabakaya baskı ve bobinden bobine baskı şekilleri sunulmaktadır. Kodak markası tarafında tabakadan tabakaya baskı yapan, 5 renk ve 35x66 cm ebadıyla Kodak Nexpress’i sunmaktayız. Şu anda İstanbul, Ankara, İzmir ve diğer şehirlerle birlikte çalı-

şan toplam 13 adet Kodak Nexpress bulunmaktadır. Hibrit baskı yapabilmek için web baskı makinelerine uygun olarak tasarlanmış, Kodak Prosper Inkjet baskı kafaları bünyemizde bulunmaktadır. Çok yüksek hızda, dakikada 900 metreye kadar baskı ve değişken data basabilen baskı kafaları, hibrit baskı dünyasının en yüksek teknolojisidir. EFI markası altında etiket dünyası için EFI JETRION 4900 serisini Türkiye piyasasına sunmaktayız. Bobinden bobine baskı yapan, istenirse lazer kesim içeren finishing ile birlikte veya istenirse sadece baskı yapabilme yeteneğiyle EFI JETRION, dijital etiket baskı dünyasının en düşük maliyetlerini sunan dijital etiket baskı makinesidir. Üzerine eklenebilen lazer kesim, matrix ayıklama, dilimleme, malzeme firesini ortadan kaldıran ve malzemeyi geri çeken festoon özelliği ve yarı otomatik rewinder ile birlikte EFI JETRION etiket dünyasında aranılan her şeyi tek bir makine üzerinde sunar. Zaman kayıplarını, ek maliyetleri ortadan kaldırır böylelikle dakikada 25 metre baskı hızıyla Inkjet baskı, kesim ve ayıklama aynı anda gerçekleştirilir. Şuanda İzmir’de bir adet EFI JETRION çalışmaktadır.

Dijital baskı ülkemizde ağırlıklı olarak kısa tiraj olarak algılandı. Bir çok matbaacının kısa tirajlı işler için dijital baskı çözümleri kullandığını görüyoruz. Ticari matbaaların dijital baskının diğer avantajlarını da kullanmaları için nasıl bir eğitim vizyonu gerekir, sizin bu konuda çalışmalarınız var mı? Ayşen Şişman: Evet bu konuda çalışmalarımız var. Bizler ekosistemimizdeki tüm iş ortaklarımıza ve müşterilerimize, doğru teknoloji ve doğru iş akışı ile birlikte doğru iş modelini belirlemelerini öneriyoruz ve bu konuda onlara yardımcı oluyoruz. Dijital baskı yatırımı yapan müşteri ve iş ortaklarımıza, öncelikle hedef müşteri kitlesi, hedef pazarlar ve hedeflenen iş hacminin belirlenmesi gerektiğini belirtiyoruz. En önemli unsurlardan birinin ise dijital baskı satış ve pazarlama stratejisini belirlemeleri olduğunu



kapak konusu

matbaa&teknik

baskının avantajlarını anlatıp, günümüzün konvansiyonel teknolojileriyle karşılaştırıp, firmaya sağlayacağı kârlılık ve üretkenlikten bahsetmeye çalışıyoruz.

söylüyoruz. Dijital baskıyı sadece kısa tirajlı işler için kullanmak çok sığ bir yaklaşım olur. Bu durum, bir çok farklı özelliği olan bir ofis makinesini sadece fotokopi çekmek için kullanmakla eş değerdir. Bu tür makinelere sahip olan kişi ve kuruluşların, vizyoner bir yaklaşımla, teknolojinin sınırlarını zorlaması, “ben bu makine ile ne tür farklı uygulamalar yapabilirim” demesi, dünyada yapılan benzeri uygulamaları incelemesi ve yaratıcı yeni uygulamaların oluşturulmasına ön ayak olması gerekir. Basri Aytekin: Aslında ticari matbalar dijital ile yeni yeni tanışıyor olmalarına rağmen dijital baskı avantajını her yönüyle kullanabilmek adına ciddi araştırmalar yapıyorlar ve ben bu noktada ticari matbaaların değişken data basımı gibi konularda ilerleyen zamanlarda daha çok öne çıkacaklarını düşünüyorum. Biz Canon olarak iş ortaklarımıza yönelik eğitimler, workshop lar düzenleyerek bu alanda bilinirliği arttırmaya çalışıyoruz. Emre Feyizoğlu: Matbaalar rengi bildikleri için ve baskı kalitesi ofset kalitesinde olduğundan dolayı Hp Indigo ürünlerini matbaalar ağırlıklı olarak tercih etmekte. Ancak dijital baskı sadece kısa tirajı içermemekte ve ofsetin esnek olmadığı diğer tüm alanlarda üreticilerimize avantaj sağlamakta. Piyasada işlev gösteren üreticilerin hepsi kendi içinde belli programlar dahilinde teknoloji konusunda seminerler open-hous’ lar ve bilgilendirme toplantıları düzenlemekte. Ben şahsen bunun çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Satılan her dijital ekipman nihayetinde bütçesi ne olursa olsun dijitalin önünü açmaktadır ve bu da Hp İndigo olarak bize oldukça avantaj sağlıyor. Gerek ziyaretlerimizde gerek düzenlemiş olduğumuz etkinliklerle teknolojik yenilikleri sunmaya ve bilgilendirmeye devam ediyoruz. Nadir Kargı: Çok doğru bir tespit. Yukarıda da bahsettiğim gibi ilk soru; “Kırılma noktası nedir?” Bu yaklaşım yanlış. Bir firma dijital baskı yatırımını sadece kısa tiraj işlerin yapılması için ve aynı zamanda da prova makinesi olsun şeklinde bir düşünceyle yaparsa hatalı hareket etmiş olur. Eğer bakış açısı ve tek kriteri bu ise ve tesiste dijital olması çok önemli değil ise kısa tiraj işlerini dışarıya versin daha verimli olur. Öncelikle dijital baskı için anlayışın değişmesi gerekiyor. Bunun için de gelişmeleri ve dünyadaki diğer uygulamaları takip edip, katma değerli çözümleri müşterilerine sunmaları gerekiyor. En fazla katma değer üreten ve esnek olan teknolojiye yatırım yapmaları, herkesi takip etmeleri gerekmiyor. Farklılık oluşturmaları

14

Emre Feyizoğlu: gerekiyor. Bu anlamda da Xeikon çözümleri gerek kalitesi, gerek esnekliği, gerek verimliliği, gerek maliyetleri ve gerekse performansı ile öne çıkan bir marka. Xeikon kullanıcıları özellikle Xeikon’un teknolojik üstünlüklerini de ortaya çıkaracak şekilde bir dizi etkinlikleri yerel noktalarda yapmakta. Bu genel anlamda “Xeikon Café” olarak adlandırılmakta. Her yıl 1-2 defa farklı ülkelerde yapılan etkinlik 2010 yılında da İstanbul’da gerçekleşmiştir. Ayrıca Xeikon’un özellikle müşterilerine yönelik düzenli “work shop” ları anons edilmekte ve gerçekleştirilmekte. Orhan Doğan: Aslında dijital baskı teknolojisi sizin de belirttiğiniz gibi matbaalara kısa tirajlı işlerin yapılması dışında pek çok faydalar sağlıyor. “Değişken veri uygulamaları” ve “print on demand” dijital baskı teknolojisinin sağladığı faydalardan yalnızca birkaçı. Ancak elbette dijital baskının sağladığı tüm faydaların matbaacılarımıza da doğru ve detaylı biçimde aktarılması ve dijital baskıdan sorumlu personellerinin kapsamlı eğitilmesinin gerekliliğine inanıyoruz. Bu bağlamda 2013 yılı içerisinde dijital baskı sistemlerinin faydalarına ve etkin kullanımına yönelik matbaacılarımızla birlikte gerçekleştireceğimiz eğitim etkinliklerini planlıyoruz. Yavuz Mert Yarar: Dijital Baskı, Türkiye’de olduğu gibi dünyada da kısa tiraj olarak algılandı. Çünkü baskı dünyasında tirajlar azalmaya başlayınca ve herkes düşük tirajlı işleri yapabileceği çözümler arayınca dijital baskı teknolojisi dünyamıza yerleşiverdi. Dereli Graphic olarak, Türkiye pazarında dijital teknolojilerin tam anlamıyla daha geniş kitlelere ulaşabilmesi için daha çok kişiye ulaşarak bilgi vermeye çalışıyoruz. Dijital

Baskı işindekiler toner ve su – yağ bazlı mürekkep ile baskı yapan makineleri artık yakinen tanıyor. A3 ve A3+ ebatlar da öyle. Şimdi gündemde olan inkjet ve 50 x70 ebatlı dijital baskı çözümleri pazarı nasıl yönlendirecektir? Ayşen Şişman: İnkjet olarak tanımlanan saniyede binlerce damlacık püskürtme potansiyeline sahip yeni ürünler, dijital baskı teknolojilerinin gelişiminin önemli bir evresidir. İnkjet teknolojisi her geçen yıl daha da gelişmekle birlikte şu an için nispeten çok yeni ve kısa zamanda çok yüklü hacim, daha az kalite gereksinimi olan işler için tasarlanmış bir teknolojidir. Şu an satışı yapılan inkjet ürünler çok niş bir pazara hitap etmektedir. Bu teknoloji, yüksek hız, yüksek hacim ve düşük kalite söz konusu olduğunda çözüm olarak kullanılabiliyor. Yani uygulama alanı özellikle Türkiye gibi ülkeler için çok dar ve gelecekte gelişmeye çok açık. Xerox’un da bu alanda Xerox CiPress adlı bir teknolojisi var ama bu teknolojiye şu an için Türkiye’den talep gösterebilecek firma sayısı ise yok denecek kadar az. Xerox olarak şu an için Türkiye’de bir talebi olmasa da bu teknolojiyi ilgili olabilecek kişilere tanıtmaya devam edeceğiz. Xerox bu yıl düzenlenen drupa’da CiPress teknolojisini bir adım daha geliştirdiğini ve Xerox CiPress teknolojisini Solid Ink’le birleştirerek baskıda bir devrim olarak görülen bir yeni teknolojiyi tanıttı. Xerox, Solid Ink kullanan Xerox CiPress ile hız avantajını ve İnkjet sistemlerin sunduğu artıları koruyarak, dezavantajlarını elemine eden bir sistem geliştirmiş oldu. Dijital baskının hedefi hızlı teslimat olduğundan ve dijital baskıya yönelik talebi çoğunlukla A3 ebadına kadar baskılar oluşturduğundan; bugüne kadar dijital baskının hedefini A3 boyutuna kadar baskılar oluşturdu. Önümüzdeki dönemlerde 50X70 boyutunu da gerektirecek işler olacaktır, bu tür talepler gelmeye başlayacaktır. Bu ve benzeri çalışmalar da dijital baskının uygulama alanını genişletecektir.



kapak konusu

matbaa&teknik

de bir araya gelerek bu konuya yönelik araştırmalarını yoğun ve hızlı biçimde devam ettirmektedirler.

Basri Aytekin: İnkjet makinalarına sadece 50x70 gibi dar alandan bakmak yanlış olur diye düşünüyorum, aynı zamanda beraberinde kaliteyi ve sürati de getirmeli ki piyasaların beklentilerine cevap verebilsin. Bu noktalarda da sıkıntı yaşanmayacak gibi görünüyor. Pazarın bu tip makinalara doğru kayacağını düşünüyorum. Ama yakın bir sürede olacağına inanmıyorum. Yatırım maliyeti, geri dönüş, ticaret yapan insanların en çok dikkat ettiği konulardan biri ama yine de o yöne doğru hızlı bir gidişin yadsınamaz bir gerçek olduğu kesin. Canon tarafında ise Image runner serimiz 7000 modellerimiz en çok bilenin 7055, image runner 9000 serimiz en çok bilenin 9060, yeni yılda 2. Jenerasyon olarak çıkacaklar. Bundan sonra İmage runner 7200 ve İmage runner 9200 serisi olarak gelecek. Nadir Kargı Emre Feyizoğlu: Hp Inkjet ve B2(50x70) ebadına yatırımlarını çok yoğun bir şekilde yapmaya devam ediyor. drupa 2012 de pazara tanıttığımız B2 ebadında makinalarımız Beta aşamasını bitirdi ve şu an satılabilecek konuma gelmiş durumda. İlk sene için sadece 200 adet üretebiliyoruz ve hepsi satılmış durumda. Türkiye’de ise önümüzdeki sene için 3 adet kurulum gerçekleştireceğiz. drupa’da ön anlaşmaları ımzalanan ürünlerimizin çok yakın bir süre içinde kurulumları Türkiye’de gerçekleşecek. Dijital Ofset B2 kalitesinin özellikle oyunun kurallarını yeniden düzenleyeceğini düşünüyorum. Doğru planlama ve iş modeli ile 50x70 ebadının Türkiye’de ve dünyada çok iş yapacağını görüyorum. Hp olarak doğru zamanda doğru yatırımlarla pazara doğru ürünler çıkararak üreticilerimize daha fazla kazanç sağlamayı hedefliyoruz. Ink jet tarafında ise özellikle yayıncılık pazarında cok ciddi açık var dünyada. Son 3 yıl içinde farklı pazarlara toplamda 80 civarında Ink Jet Web satışı gerçekleşti. Web kısa tiraj işleri artık Avrupa’da ve dünyada Hp çözümleri tarafından ağırlıklı olarak yapılmakta. Nadir Kargı: Kısmen dediklerinize katılmak mümkün ancak baskı işindeki firmalar toner ve inkjet bazında bir ayrım noktasındalar. Toner dediğimizde de kullanılan teknoloji ile beraber hangi tonerin ne özellikler taşıdığını bilmeleri de gerekiyor. Örneğin; Xeikon toner çok geniş bir renk spektrumu ile ve FDA onayı ile öne çıkıyor. Çok ince bir toner olduğundan da baskı malzemesi üzerinde bir kalınlık yapmıyor ve laminasyona da uygun. Xeikon tonerin baskı malzemesine tutunması için baskı yüzeyine herhangi bir

16

kaplama da gerekmiyor. Inkjet’e gelince birinci hamur kâğıda kaplama yapmadan baskı ancak UV mürekkeple mümkün olur ki maliyetlidir. Xeikon'un 1200 x 3600 dpi ve 240 lpi baskı kalitesine yaklaşması da zaten söz konusu değildir. Tamam, inkjet hızlı olabilir ancak tirajların düştüğü ve işlerin çeşitlendiği göz önüne alınırsa bir anlam ifade etmiyor. İşten işe geçişlerde sıkıntılar oluşabiliyor. Özellikle ticari baskıda renk standardizasyonu çok önemli ve bir basılan işin daha sonra aynı renkte tekrar basımında sorun olmamalı. A3 ve A3+ ebatlar artık “Copy Center” ebatları olarak değerlendirmeli. Bu operasyonlarda renk kalibrasyonu gibi bir unsur ön planda değildir genelde. Ticari baskının temeli olan B2 (50x70 cm) ebadında çözümü olan tek marka olan Xeikon ise bir üretim makinesidir. BB2 ebadı Xeikon’un 15 senedir kullandığı bir ebattır ve teknolojisi artık kabul görmüştür. B2 ve sonrasında B1 ebatları özellikle ticari baskı yapan profesyonellerin ilgisini çekecektir. Burada önemli olan kalitedir. Ofset kalitesine alışmış olan son kullanıcıları 300 dpi’lık inkjet kalitesini kabul ettirmek güçtür. Dolayısıyla hem ebat, hem kalite ve hem de maliyet anlamında işlerin çeşitlendiğini de göz önüne alırsak yılların tecrübesi Xeikon kullanıcıların hizmetindedir. Farklılaşmak gerekecek farklılaşırken daha az kaliteye ve daha yüksek maliyete razı olmanın bir anlamı yoktur. Orhan Doğan: Dijital baskı sistemlerinin daha büyük ebatlı ve çeşitli medyaları da destekleyebilmesinin sektörümüze daha fazla esneklik ve yeni ticari fırsatlar kazandıracağı inancındayız. Daha önce de belirttiğimiz gibi, dijital baskı ve ofset baskı üreticileri

Yavuz Mert Yarar: Günümüzün dijital baskı teknolojileri olarak kabul gören yüksek çözünürlüklü kuru tip mürekkepler, yağ-boya karışımları ve toner teknolojileri maliyetler konusunda hala Inkjet baskı karşısında yüksekte kalmaktadır. Bu sebeple Inkjet baskı teknolojisi, baskı hızı, baskı çözünürlüğünün her geçen gün yükselmesi ve boya baskı maliyetleri göz önüne alındığında, günümüzün ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Gelecekte Inkjet baskı maliyetlerinin daha da aşağıya ineceği ve çözünürlüğün yükseleceği düşünülürse, Inkjet baskı teknolojisi geleceğin teknolojisi olacaktır. Dijital baskı teknolojisi geliştikçe, ebatlar büyümekte ve üretkenlik artmaktadır. Kimilerine göre sistemler daha karmaşık bir hal almakta, mekanik dünyanın yerini kompleks elektronikler almakta, kimine göre de bu büyük ebatlar sunan dünya, geleceğin dünyası olarak kabul görmektedir.

Inhouse dijital baskı yatırımlarını değerlendirelim. Bu tip makine kurulumları genelde yüksek tirajlı ekstre baskısı yapan kurumsal şirketler yaptı. Bu segmentte kullanılan roll-fed makinelerin Türkiye pazarını değerlendirirsek yorumunuz ne olur? Ayşen Şişman: Büyük şirketler hem maliyet tasarrufu hem de bilgi ve doküman gizliliğini göz önüne alarak, inhouse baskıya yönelmiş durumdalar. Pek çok sektörden büyük firmalar ekstre, katalog, broşür, kitapçık , fatura, sözleşme gibi dokümanlarını kendi içlerinde basmayı tercih ediyor. Bu işler içinde kontrollü ve kendi kurumsal yapılarına uygun çok profesyonel hizmetler talep ediyor. Bu tür güvenlik, kalite ve hizmet beklentileri de bu işlerin inhouse yapılmasına neden oluyor. Bu pazar, diğer dijital baskı segmentlerine göre daha düşük bir büyüme kapasitesi ile varlığını devam ettirecektir. Gelecekte, kurumsal firmaların inhouse yaptıkları bu tür baskı işlerinin yönetimi ve işletilmesine yönelik dış kaynak hizmet anlaşmalarının yapıldı-



kapak konusu

matbaa&teknik

Emre Feyizoğlu: Hp İndigo’nun Roll fed pazarı için ürettiği makinalar mevcut ve ofset kalitesinde baskı yapabiliyor. Yüksek kalite gerektiren kısa tirajlı kitap işleri bu makinalarımızda yapılabilir. Ek olarak Ink Jet pazarı için de çok ciddi fırsat var. Dünyada baskı kalitesi de her geçen gün üstüne koyarak ilerliyor. Elbette şu an ofset kalitesinde değil ancak farklı pazarlar için tatmin edecek düzeyde. Gazete için şu an biraz erken ancak hafta sonu ekleri ya da kısa tirajlı bölgesel yayınlar için avantajlı bir çözüm olabilir ancak ana gazete baskısı için maliyetler çok yukarıda. Yayıncılık tarafında ise ciddi fırsatlar var. Doğrudan postalama için de aynı durum geçerli.

ğı, matbaa ve baskı firmalarının kendi tesisleri dışında baskı işi yaptıkları, danışmanlık verdikleri ve tesis işletmeciliği yaptıkları bir alan da Türkiye’de gelişim gösterebilir. Emre Feyizoğlu: In house iş modeli olarak kolay bir model değil. Farklı şekillerde yapılmakta. Özellikle biz Hp olarak baskı işinin renkli olan kısmında yer alıyoruz ve görüşmelerimizde mono’dan ziyade renkli basılan işlerin geri dönüşlerinin daha avantajlı olduğunu kurumlara anlatmaya çalışıyoruz. Ancak volümler çok yüksek olduğundan renkli baskı işine geçmek transactional işlerde çok kolay olmuyor. Bu işlerin bir maaliyeti var her iki taraf açısından orta noktayı yakalamak gerekiyor. Transpromo dünyada çok etkili olamadı. Zorunluluk olarak gönderilmesi gereken dokümanları bir mecra haline getiremedikten sonra maliyet kalemi olmaktan çıkamıyor, ne yazık ki kurumlar açısından. Ancak Inhouse kurulumları farklı sebeplerden ve zorunluluklardan dolayı devam edecek. Nadir Kargı: Geçtiğimiz yıllarda artan baskı adetlerini karşılamak için servis büroları tabaka ve nispeten yavaş baskı sistemleri yerine Xeikon gibi, özellikle transpromo gereksinimlerini karşılayacak seviyede, kalite ve verimlilik nedeniyle bobin besleme sistemlere yatırım yaptılar. Servis Bürolarındaki baskı tirajları özellikle “inhouse” operasyonların iptal edilip “outsource” edilmesiyle arttı ancak, Türkiye’de “direct mail” de olduğu gibi “transpromo” da yeteri kadar gelişmedi. Bazı kurumsal firma ve bankalar halen “inhouse” operasyon yapmayı tercih ediyor ancak maliyet güçlükleri ile de uğraşıyorlar. Gelecekte Xeikon “Trillium Teknolojisi” ile yüksek kalite, yüksek hız ve düşük maliyet ile öne çıkacaktır. Orhan Doğan: Henüz Konica Minolta ürün portföyünde roll-fed alanına hitap edebilecek ürünlerimiz bulunmadığı için bir görüş belirtmek oldukça zor ancak bu alanın oldukça önemli ve büyük bir pazar olduğunun bilincindeyiz. Bu alanda oluşan talepleri Konica Minolta olarak yoğun bir şekilde nasıl cevaplayabileceğimiz üzerinde beyin fırtınası yapıyoruz. Yavuz Mert Yarar: Transactional baskı, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de artık dijital baskı ile çözüm bulmaktadır. Burada Inkjet teknolojisinin maliyet avantajı devreye girmekte ve bu tarz baskı yapan yerlerde her geçen gün bu makine adetlerinin artacağının işaretini göstermektedir. Bankalar, devlet daireleri ve telekomünikasyon firmaları özellikle bu baskı şeklini kullanarak Türkiye’de büyümeyi hızlandırmaktadır.

18

Orhan Doğan

Roll-fed dijital baskı çözümleri, inline finishing çözümleri ile kusursuz ürünler üretebiliyor. Gazete ve kitaptan direkt postalamaya uzanan bir portföyden bahsediyoruz. Sizce ticari olarak bu makinelerin pazarda yer bulması ve dijitalde basılmış kitap, gazete vb. ürünlerin Türkiye pazarının oluşması hususunda ne düşünüyorsunuz? Ayşen Şişman: Zaman içinde diğer hususlarda olduğu gibi bu konuda da, dünya trendlerine paralel bir gelişme Türkiye’de de olacaktır. Dijital baskı teknolojileri geçmişte olmadığı kadar komple ve başka bir çözüme ihtiyaç duymayan birbirine entegre çözümler sunuyor. Pazarda dijital baskı uygulamalarına yönelik talep arttıkça, kişiye özel uygulamalar standart ve olağan uygulamalar haline geldikçe bu tür uygulamalar gündeme gelecektir. Bunun talebini ve zamanlamasını iyi gözlemleyen kuruluşlar ise bu işten çok kâr elde edeceklerdir.

Nadir Kargı: Evet. Xeikon’un uzun yıllara dayanan Roll-Fed baskı teknolojisi nedeniyle geçtiğimiz dönemlerde muhtelif fuarlarda ve halen birçok Xeikon kullanıcısında in-line baskı sonrası çözümleri efektif olarak kullanılıyor. Baskı sonrası sistem üreticileri de gerek ebat ve gerekse hız anlamında dijital baskının geldiği ve gelecekte ulaşabileceği yetenekleri karşılamaya hazır veya planlıyor. Özellikle Şubat 2013’te Lüzern/İsviçre’de düzenlenecek olan “Hunkeler Innovation Days” bu anlamda çok iyi etkinlik olarak karşımıza çıkıyor. Orhan Doğan: Bu tür çözümler hâlihazırda Avrupa’da yaygın bir biçimde uygulanıyor. Ancak henüz Türkiye’de (örneğin inline finishing gibi çözümler ve sağladığı faydalar hakkında) yeterince bilgilendirmenin yapılmadığı ve dolayısıyla sektörümüzde bu algının oluşmadığına inanıyoruz. Önümüzdeki yıllar içerisinde özellikle inline sonlandırmanın, kurumsal baskı merkezlerinden başlayarak tüm baskı sektörüne yayılacağını da söyleyebiliriz. Yavuz Mert Yarar: Konvansiyonel rollfed baskı makineleri, ilerleyen yıllarla yerini yavaş yavaş roll-fed inkjet baskı makinelerine bırakacaktır. Kitap, gazete ve değişken data basabilme yeteneği ve maliyetlerin azalması düşünüldüğünde dünyada olduğu gibi Türkiye pazarında da bu makineler daha fazla yer edinecektir. Türkiye pazarı yeterli doyuma ulaşmadığı için rollfed dijital baskı makineleri satışları her geçen gün artacak ve Türkiye pazarına daha fazla roll-fed dijital baskı makinesi girecektir.



kapak konusu

matbaa&teknik

baskı ve dijital baskı işini birbirlerine tam entegre ve uyumlu çalışır hale getirdik. Bu konuda rakiplerimize göre önemli bir farklılık sunuyor ve sürece değer kattığımızı düşünüyoruz. Bu iki yöntemin birbirleri ile uyumu, hibrid baskı trendi ile zaten günümüzün popüler konusu konumunda. Bu şekilde bir farklılaşma, bir matbaanın rakiplerinden birkaç adım önde olmasını sağlayacaktır.

Dijital baskı çözümlerinin konvansiyonel baskı ile entegrasyonu ve aynı matbaada yer alması hususunda ne düşünüyorsunuz? Ayşen Şişman: Dijital baskı makineleri halen, belli bir ölçekteki işlerde ve kişiselleştirme yapılması istenen işlerde kullanılmaktadır. Çok yüksek miktarlarda ve statik endüstriyel işler için geleneksel baskı yöntemleri, maliyetleri nedeni ile halen daha uygun bir seçenek olarak görülmektedir. Yüksek tirajlı işlerin giderek azaldığı bir ortamda daha az tirajlarda daha hızlı çözüm elde edebilme konusunda ise dijital baskı, daha önemli bir konuma gelmiştir. Özelikle hız, maliyet ve sektörel uygulamalar açısından bakıldığında, spesifik işler sadece dijital ile yapılabilmekte, bu durumun sonucu olarak dijital baskı makinelerine talep giderek artmaktadır. Aslında dijital baskının, diğer baskı yöntemlerinin üzerinde baskın konuma gelmesinden ziyade bu baskı alternatiflerini desteklediğini söyleyebiliriz. Dolasıyla uzunca bir süre daha dijital ile offsetin yan yana kullanıldığını görüyor olacağız. Xerox olarak da, iki teknoloji arasında tercih yapılmadan, ikisinin de birbirini destekleyecek şekilde yan yana kullanılmasını tavsiye ediyoruz. Özellikle baskı sektöründe konuşulan ve Xerox olarak bizim de her fırsatta ön plana çıkardığımız ofset-dijital entegrasyonu konusunun, piyasada var olmak ve rekabet etmek isteyen bütün matbaa ve baskı merkezlerinin öncelikli gündem maddesi olması gerektiğini düşünüyoruz. Basri Aytekin: Aslında bizim hayalimizde buydu. Dijital baskı hiçbir zaman en azından şimdiye kadar konvansiyonel baskının rakibi veya alternatifi olmadı. Bazen öyle gösterilmeye çalışılsa bile. Biz her zaman tamamlayıcı bir grup olarak gördük. Tabii burada tamamlayıcı deyince konvansiyel işin içersine girmediği için (baskıyı da dijital yaptığı için) insanlar anlamakta zorlandı diye düşünüyorum. Emre Feyizoğlu: Biz zaten dünyada Hp Indıgoları ofsetin yanında pozisyonluyoruz. Bence dijital baskı, baskı işinin çok önemli bir parçası. Dünyada ve Türkiye’de bir cok Hp İndigo üreticisi toplam yıllık cirosunun önemli bir kısmını hem yüzdesel olarak hemde kârlılık açısından dijital baskıdan gercekleştiriyor.

20

Selkut Engin

Nadir Kargı: Birçok anlamda geçmişte ve halen günümüzde dijital klasik matbaaya rakip değil yardımcı olma noktasında. Yeni gelişecek teknolojilerle bu durumun değişeceğini düşünüyorum ancak daha 5 yıl kadar klasik matbaanın azalarak da olsa baskı sektörünü domine edeceği kesin. Klasik matbaa sahiplerinin dijitale olan uzak duruşlarını kısa zamanda değiştirmeleri ve kendilerini gelmekte olan gerçeğe hazırlamaları kesinlikle faydalı olacaktır. Var olan klasik matbaa kabiliyetlerine özellikle kalite ve ebat olarak uyumlu olan dijital baskı çözümlerinin günümüzde ve orta vadede matbaalarda yer almasının gereğine inanıyorum. Orhan Doğan: Dijital baskı çözümlerinin mevcut konvansiyonel baskı ile entegrasyonunun geleceğe yönelik ticaret açısından katma değer sağlayacak bir zorunluluk olduğunu düşünüyoruz. Böylece her iki sistemi de bünyesinde barındıran matbaalar bu sayede çok daha geniş bir yelpazede ticari faaliyetlerini sürdürebilme ve genişletebilme fırsatına sahip olabiliyorlar. Selkut Engin: Bunu daha önce de belirttiğimiz gibi ofsete bir ikame değil bir tamamlayıcı unsur olarak ve farklılaşma aracı olarak düşünülebiliriz. Bu ürünler aynı matbaada yer alsa da operasyonu yürüten personel farklı ve değişik bakış açılarına sahip kişiler olacaktır. Bu konuda dikkat edilmesi gereken en önemli husus personelin eğitimi ve iki farklı teknolojinin entegrasyonudur. Makinelerden önce kullanıcıların ve buna uygun yazılımların birbirlerine uyumlu ve ahenkle çalışır hale getirilmesidir. Heidelberg olarak Prinect Dijital Print Manager yazılımlarımız ile birlikte ofset

Yavuz Mert Yarar: Matbaalar için olmazsa olmaz denilen şey, ilerleyen yıllarla birlikte konvansiyonel baskı ve dijital baskının yan yana çalışıyor olması olacak. Az ve orta tirajlı işler dijital baskıda basılırken, yüksek tirajlı işlerde konvansiyonel baskı yapılarak son müşteriye sunulacak.

Copy center’lar küçük ve orta ölçekli matbaaların yerini mi alıyor? Ayşen Şişman: Açıkcası müşteriler artık çok fazla yüksek tirajlı işler istemedikleri için 1-2 farklı dijital baskı makinesi olan bir Copy Center, kolayca küçük ve orta ölçekli bir matbaa ile rekabet edebilir hale geldi. Ayrıca makine dışındaki iş yeri maliyetlerinin ve işletim maliyetlerinin de bir orta ölçekli matbaadan düşük olması Copy Center’ları özellikle fiyatlandırmada avantajlı hale getirmektedir. Bu noktada küçük ve orta ölçekli matbaanın yapması gereken iş, Copy Center’ların kullandıkları makinelerden daha iyi ve daha az sayfa başı baskı maliyeti olan dijital baskı sistemleri kulanarak, iş deneyimlerini ve iş kalitelerini ortaya koyarak rekabet etmektir. Açıkcası müşteri, işinin hızlı yapılmasını, belli bir kalitede ve en düşük maliyette yapılmasını beklemektedir. Bunu yapan kimse onu tercih etmektedir. İşi verdiği yerin büyüklüğü ve küçüklüğü onun için bir anlam ifade etmemektedir. Gerçekte, küçük ve orta ölçekli matbaalar kendilerini farklılaştırmazlar, yeni uygulamalar ortaya koymazlarsa ve Copy Center’larla aynı işi yaparlarsa ister istemez, Copy Center’larla gereksiz bir rekabet içine gireceklerdir. Basri Aytekin: Ben olayı farklı bir noktaya taşıyayım. Aslında tersinden de bakabiliriz orta küçük ölçekli matbalar Copy Center’a mı dönüşüyor? Çünkü bunun da örneklerini artık görüyoruz. Farklı yerlerde (kendi bünyelerinde bulundurmaktansa) lokasyonlarda Copy center açan, açmayı düşünen matbaacı sayısı artıyor. Ama yine de dediğiniz gibi Copy Centerlar artık güçlü makinalar alıyorlar,



kapak konusu

piyasadaki işler de büyük montanlı işlerden daha çok butik işlere dönünce ister istemez Copy Centerlar küçük matbaaların alternatifi oluverdiler. Emre Feyizoğlu: Önemli bir soru. Copy Center, Türkiye’de dünyadaki algısından oldukça farklı çalışıyor. Özellikle belli ölçekteki Copy Center’lar ciddi volümler ve cirolar yapmaktalar. Hem matbaaların kısa tiraj işlerini alabiliyorlar hem de yapısal olarak çok esnek ve dinamikler. Teslimat süreleri teklif verme kısa sürede geri dönüş vs. Ayrıca kurumlara da hizmet verebiliyorlar. Biz bu kanalın önünün açık olduğunu gördük ve bu pazara girdik ve şu an için Türkiye nin önemli copy center’larına kurulumlar gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Ofset kalitesine geçmeyi hedef olarak koymuş olan Copy Center’lar Hp İndigo’ya geçmeye başladılar. Bu da bizim açımızdan memnuniyet verici. Copy Center pazarının da üst kısmında ciddi adetler yapacağımızı görüyoruz. Çok kısa sürede bu kanalda da Hp İndigo’yu çok sık duyar hale geleceksiniz. Nadir Kargı: Copy Center’ların özellikle kalite ve esneklik anlamında daha almaları gereken çok yol var sanırım. Copy Center müşterilerinin bilinçlenmesi ve talep ile zorlamasıyla da alakalı ancak bu operasyonlar eğer geçmişinde renk ayırım tecrübesi yoksa renk ve kalite anlamında çok zorlanacaklardır. Renk Ayrımı tecrübesine sahip copy center’ların yeni gelişen kaliteyi ve renk yönetimi gibi kolaylıklar öne çıkaran çözümler sayesinde daha çabuk adapte olacaklarına ve spekülasyonu kısmen de olsa gerçekleştireceklerini beklemeliyiz. Bu arada özellikle repro house’lar dijitalin yavaş yavaş gelişmesiyle kendilerine yeni bir boyut kazandırmak isteyecekler ve copy center olmaya karar verebileceklerdir. Bu durumda renk ayırım ve yönetim tecrübeleri ile klasik copy center’lardan kesinlikle daha önde başlayacaklardır evrilmeye. Orhan Doğan: Copy center’ların küçük ve orta ölçekli matbaaların yerini aldığını söylemek oldukça zor. Ancak pazarı incelediğimizde, ana ticareti sadece fotokopi olan copy center’ların, gelişen dijital teknolojiyle birlikte dijital baskılama işleri üzerinde de yoğunlaştığını görüyoruz. Dijital baskı sektörünün sunduğu üstün teknoloji ve yüksek kapasiteli ürünler copy center’ların da dikkatini çekmekte.

22

matbaa&teknik

Dijital baskı bildiğimiz ticari çözümlerin yanı sıra etiketten başlayıp ambalaja oradan kısmi lak uygulamalarına uzanan bir portföyde bir çok üretim noktası için uçtan uca çözüm sunar hale geldi. Dijital baskının artı değer geliştirmeleri hususunda bir değerlendirme yapar mısınız? Yavuz Mert Yarar Mevcut sistemlerine dijital baskı çözümlerini de entegre eden küçük ve orta ölçekli matbaaların, yeni ticari fırsatlar yakalayabileceklerine inanıyoruz. Selkut Engin: Heidelberg Türkiye olarak dijital baskı makineleri hakkında proje grubunu kurduktan sonra Copy Center sektörü hakkında detaylı araştırmalarda ve sektörden firmalar ile görüşmelerde bulunduk. Edindiğimiz bilgiler ışığında şunu söyleyebilirim ki Copy Center sektörünün müşteri kitlesi matbaaların müşteri kitlesine göre halen çok farklı bir konumda. Kalite beklentisi daha alt düzeyde, iş yaptırdığı yeri baskı hizmeti aldığı yerden çok geniş ölçekli kırtasiye olarak algılıyor. Aynı müşteri bir matbaaya gittiğinde beklentileri ve istekleri daha farklı konumda. Bu iki yapının birbirlerinin yerini alması bize göre kısa ve orta vadede mümkün gözükmüyor. Bir matbaa da aynı şekilde dijital baskı makinesi yatırımı yaptığında da bir Copy Center gibi işlemesi çok zor. Yalnız şunu söylemek mümkün ki Anadolu’ daki küçük ölçekli matbaalar kendilerine gelen işlerin tiraj düşüklüğüne göz önüne alarak tamamen Copy Center yapısına dönebiliyorlar. Yavuz Mert Yarar: Copy Center’lar bilindiği üzere baskı kalitesinden çok, düşük maliyetler arayan kişilerin uğrak noktasıdır. Yüksek baskı kalitesi arayan ve düşük/orta tirajlı işlerini bastırmak isteyen müşteri grubu Ofset baskı teknolojisinden vazgeçemeyecektir.

Ayşen Şişman: Değişmeyen tek şey değişimdir. Dijital baskı teknolojileri de, her geçen yıl üzerinde barındırdığı özelliklere yenilerini ekleyerek gelişimini sürdürmektedir. Dijital baskının artı değer olarak ortaya koyabilecekleri, kullanan kişi ve kurumun yenilikçi yaklaşımı ile sınırlıdır. Dijital baskının yapabileceklerini tanımlamak için İngilizce de çok kullanılan ve bizim de günlük yaşamda sıkca duymaya başladığımız bir deyim olan “Sky is the limit” sözünü hatırlatmak isterim. Emre Feyizoğlu: Ambalaja yönelik yatırımlar artarak devam ediyor. Kısa tiraj ambalaj için pozisyonladığımız Indıgo 6600 şu an pazarda şatısta ancak esas ürün 2014 başından itibaren pazara sunlacak Indıgo 20000 ve karton ambalaja yönelik Indıgo 30000. Özellikle bu 2 ürün pazarda uzun zamandır beklenen hem ebat olarak hem de maliyet açısından oldukça avantajlı secenekler sunacağız. Bütün bu ürünler içinde ayrıca off line finishing cözümleri ile partnerlerimizle beraber çözüm sunuyor olacağız. Ambalaj pazarı yapı itibariyle önü çok açık ve bitmeyecek bir Pazar. Zaten bütün büyük üreticiler, bu fırsatın farkında ve bu doğrultuda çözümler geliştirmekteler. Nadir Kargı: Üreticiler tarafından satın alınacak olan sistemlerin incelenmesi aşamasında işletmede var olan uygulamalar; ürün portföyü ve stratejik hedefler çerçevesinde değerlendirilmeli ve dijital baskı sisteminin uygulama bazında esneklik ve özellikle bazı sektörlerde katma değerli işler yapabiliyor olması göz önüne alınmalıdır.



kapak konusu

Bu anlamda halen etiket üreticisi olan bir firmanın sadece etiket değil aynı zamanda, bağlantılı sektör olan, ambalaj sektörü uygulamalarına da cevap veriyor olması önemlidir. Detay vermek gerekirse karton ambalaj baskısı yapmak hedefler arasındaysa sistemin kullanacağı baskı altı malzemesinin maksimum kalınlık kabiliyeti önemlidir. Yine ambalaj sektörüne yönelik olarak IML ve termal transfer yolu ile baskı ve dekorasyon yapabiliyor olması yine uygulama çeşitliliği sağlayacaktır. Sistemin yüksek baskı kalitesi var olduğu varsayımı ile yine reklam ve tanıtım sektörüne yönelik olarak poster ve benzeri uygulamalar için de kullanılabilecek olması yine artı değer olarak da değerlendirilmelidir. Tüm bu uygulamaların gerçekleştirilebilmesi için tabii ki Xeikon’un geniş en ve sonsuz baskı boyu gibi kriterler üreticiler için büyük avantaj sağlayacaktır. Günümüzde marka korumanın ve ürün güvenliğinin önemi gittikçe artmakta ve markalar yapılan yatırımlarını koruma adına çok çeşitli teknolojiler kullanarak kalıcı çözüm arayışındadırlar. Etiket ve Ambalaj; bu anlamda üzerinde marka güvenliği unsurlarının yer alması gereken iki ayrı aslında çoğu zaman kombine birer unsurdurlar. Etiket ve Ambalaj üreticileri marka koruma programları kapsamında çeşitli teknolojiler geliştirmiş bunları markaların emrine vermiş ve daha farklı çözümleri de sürekli olarak geliştirmeye çalışmaktadırlar. Xeikon’un bu konuda benzersiz uygulamaları özellikle marka sahiplerinin dikkatini çekmektedir. Orhan Doğan: Dijital baskının getirdiği artı değerlerin farkında olan çoğu matbaa, hâlihazırda dijital baskı çözümleri üzerine yatırımlarını başlatmış hatta ilerletmiş durumda. Dijital sistemlerle başarılı bir ticaret gerçekleştirebilmek için üretilmek istenen ürüne göre dijital baskı sistemi arayışı yerine dijital baskı sistemi ile üretilebilen ürünlerin nasıl pazarlanarak ticaret yapılabileceğine odaklanmak olduğuna inanıyoruz. Yavuz Mert Yarar: Dijital baskı dünyası, çok geniş kitlelere ulaşabilir hale geldi. Örneğin, konvansiyonel baskı üzerinde yapılması çok zaman alan, maliyetleri daha yüksek olan ve en önemlisi üretkenliği düşüren baskı şekilleri dijital baskı üzerinde saniyeler içerisinde yapılabiliyor. Eskiden kabartma lak ve altın yaldız basmak veya Glossy (Parlatma) efekti oluşturmak uzun uğraşlarla gerçekleştirilirken şimdi tek bir tuşa basarak bütün bunlar gerçekleştirilebilmektedir.

24

matbaa&teknik

Son Soru: 2012 drupa’sı Landa’dan başlayıp Xeikon’un Trillium’una KBA’dan, Komori’ye ve hatta Miyokoshi’ye uzanan bir çok yeni ve hatta sadece konsept makineler olduğunu düşündüğümüz yeniliklerle aklımızı karıştırdı. Henüz ticari olarak hazır olup olmadığından emin bile olamadığımız bu yeni makineler dijital baskı pazarını sizce nasıl yönlendirecektir? Ayşen Şişman: Şu aşamada sizin dediğiniz gibi bu ürünler konsept ürünlerdir. Bu ürünlerin ticari olarak hazır olmaları için zamana ihtiyaç vardır. İşi baskı olan işletmelerin değerlendirmesi ve ciddiye alması gereken teknolojiler, şu an itibarı ile piyasada yaygın bir şekilde kullanılan, kendilerinin deneyebilecekleri ve başkalarından geri dönüş alabilecekleri ve yapmak isteyecekleri işlere en uygun olan marka ve onların teknolojik ürünleridir. Emre Feyizoğlu: Bekleyip göreceğiz. Pazarda çalışan üretim yapan ve kabul gören ürünler üzerinden değerlendirme yapmak daha doğru olacaktır. Bütün makina üreticilerinin yapmış oldukları yatırımların çok emek harcanan ve önemli yatırmlar olduğunu düşünüyorum. Bu vesile ile herkesin yeni yılını kutluyor, başarılı bir yıl geçmesini diliyorum. Nadir Kargı: Genelde üreticiler ve pazara yeniden çıkanlar geleceğe yönelik konsept projeler çerçevesinde teknolojik anonslar yapmaktadır. Yukarıda sayılanların hepsi büyük ve saygın firmalardır. R&D yatırımlarıyla proje geliştirmek ve özellikle ofset sektöründe azalmakta olan kârlarını yeni teknolojilerle desteklemek çerçevesinde çalışmalar yürütmekteler. Bu teknolojiler yakın ve orta vadede hayata geçecek geçemeyenler ise raflardaki tozlu yerini alacaktır. Burada önemli olan kendini kanıtlamış ve halen kullanılan teknolojilerin ne yaptığına bakmaktır. Bu anlamda drupa-2012’de Xeikon tarafından anons edilen TRILLIUM teknolojisi kesinlikle fark oluşturacak gibi görünüyor. Arkasında var olan XEIKON güvencesiyle 3

önemli parametrede TRILLIUM bence fark oluşturacaktır. Bu parametreler; Yüksek Hız, Yüksek Kalite ve Düşük Maliyettir. Bu üç parametreyi iyi kontrol eden üreticilerin daha şanslı olacağını değerlendiriyorum. Orhan Doğan: Elbette drupa’da sergilenen bu tür vizyoner teknolojiler sektörü yakından takip eden tüm yenilikçi profesyonelleri heyecanlandırdı. Bu teknolojik gelişmelerin önümüzdeki yıllarda dijital baskı sektörünü nasıl etkileyeceğini şimdiden söylemek elbette çok zor. 2014 IPEX Fuarı’ndan sonra, hangi teknolojinin aşama kaydettiği ve pazarda kendine kullanılabilir biçimde yer edinip edinemeyeceği ile ilgili daha doğru tahminlerde bulunabiliriz. Ancak Konica Minolta olarak Komori ile ortaklaşa üzerinde çalıştığımız KM-1 ‘in 2014 IPEX’te de kendisine yer bulabilmesi ve kısa süre içerisinde ticari olarak piyasaya sürülebilmesi için yoğun biçimde çaba sarf ettiğimizi söyleyebiliriz. Bahsettiğimiz bu gelişmeleri 2014 yılı içerisinde daha net bir biçimde görebileceğiz. Yavuz Mert Yarar: Marka değeri yüksek olan geleneksel ofset baskı makineleri üretimi yapan firmaların artık dijital baskı yapan firmalarla anlaşmaya başlamaları ve kendilerinin dijital baskı makineleri üretmeye başlaması geleceğin nereye doğru ilerlediğini çok net olarak belli etmektedir. Dijital dünyanın sadece yılların dijital baskı makineleri üretimi yapan firmalarından oluşmadığını diğer firmalarında artık bu pastadan pay almaya çalıştıklarını görmemizle gelecek de bu alanda büyük pazarlama savaşları başlayacak gibi gözüküyor. Bütün sorularımızı içtenlikle ve ciddiyetle cevaplandıran bu 7 uzmana teşekkür ediyoruz. Özetlemek gerekirse dijital baskı kaçınılmaz bir yatırım aracı. Basım endüstrisinde föyden, ambalaja uzanan tüm ürün gurupları için geçerli. Biz henüz bir kısmını biliyoruz ama dijital baskı bize yeni yepyeni iş kaynakları ve kazanç kapıları açmaya hazır. Bugüne kadar kısa tirajlı işlerin baskısı için yapılmış ve tıpkı ofsetteki gibi bir fiyat rekabetinin eşiğindeki yatırım sahipleri bir an evvel ellerindeki makinelerinin gerçek kârlılık getirecek yönleri keşfetmeye ve satmaya başlamalılar. Uzmanlar da teyid ediyor ki drupa ziyaretçilerinin aklını karıştıran Landa vb. konsept makineler, henüz hazır değil. Bu sebeple son drupa’da aklımızın bir köşesinde “Jetgiller dünyasının yanan fikir ampulleri”ni söndürüp gerçek ve şu anda mevcut teknolojilere odaklanmak lazım. Erken kalkan yol alacak. Önümüzdeki ay Hunkeler Innovationdays var. Beş günlük bir dijital baskı maratonu. Orada olan ve gelişmeleri yakından görenler için iş fırsatları olacağını hatırlatıyor ve tüm uzmanlara ve siz okuyuculara dijitalin fırsatları ile çıkışa geçeceğiniz bir 2013 diliyoruz.



kapak konusu

matbaa&teknik

Antalis Ofis ve Dijital Kâğıtlar Ürün Sorumlusu Umut Demiriz:

“Antalis, Dijital Pazarda da Sektörün Yanında.” Umut Demiriz: “Antalis, dijital baskı işine çok ciddi yaklaşmaktadır. Bu anlamda standart ürün yelpazesinin yanı sıra dijitale uygun ürün çeşitliliğini de arttırarak en son gelişmeleri, trend ve tercihleri sektörle paylaşmaktadır.

Antalis Ofis ve Digital Kâğıtlar Ürün Sorumlusu Umut Demiriz

Print, ofis, ambalaj ve görsel iletişim malzemeleri ürün gruplarında faaliyet gösteren ve koşulsuz müşteri memnuniyetini esas alan Antalis, Aralık ayı içinde dijital baskı için özel olarak üretilmiş kâğıtlarını tanıtmak için bir toplantı düzenledi. HP Indigo dağıtıcısı MatSet’in demo merkezinde gerçekleştirilen etkinlikte Antalis’in ürün gamında bulunan dijital kâğıtlar, HP Indigo canlı demosu ile tanıtıldı. Etkinlik sonrası görüşlerini aldığımız Antalis Ofis ve Dijital Kâğıtlar Ürün Sorumlusu Umut Demiriz, dijital baskı pazarının büyümesine paralel olarak Antalis’in ürün gamında ortaya koyduğu dijital kâğıtlar ile pazarın ihtiyaçlarını karşıladığını anlattı. matbaa&teknik: Dijital baskı pazarıyla ilgili öngörüleriniz neler? Umut Demiriz: Dünyada dijital baskı teknolojilerine yapılan yatırımlar her geçen gün artmaktadır. Avrupa dijital baskı pazarı, Türkiye’ye göre çok daha ileri bir düzeydedir. Yapılan tahminler, 2018 yılında Avrupa pazarında ofsetle dijital baskı pazarının aynı seviyelerde olacağı yönündedir. Avrupa’nın bugünkü pazar yapısı, bizim gelecekte ulaşacağımız pazar yapısının da bir göstergesi durumundadır. Günümüzde dijital baskının avantajları düşük tirajlı işlerde daha da önem kazanmaktadır. Azalan baskı adetleri ve sunulan esneklik, dijital baskının popülaritesinin artmasında en belirgin sebeplerdir. Bunun yanı sıra, matbaaların büyük makine-

26

lere ve diğer cihazlara göre de bir pozisyon aldıklarını düşünüyorum. Hem makine parkuru açısından hem de kâğıt teknolojisi açısından ileride talep görecek olanlar daha çok sürdürülebilir yaşamla ilgili olacak. Dijital baskı denince akla o baskıyı işleyecek makinelerin yanı sıra dijital baskıya uygun kâğıtlar da gelmektedir.Dijital kâğıtlar, orijinal laser kesimleri ile tozsuz ,% 100 dijital baskı için özel olarak üretilmiş olup makinede üstün performanslı akış sağlar ve gözle görülür baskı kalitesine sahiptir. Digigreen, bu anlamda Antalis’in dijital baskı pazarına sunduğu, tamamen dijital baskı için geliştirilmiş bir kâğıttır. matbaa&teknik: Antalis’in dijital kâğıt pazarına yatırımı nedir? Umut Demiriz: Antalis, dijital baskı

işine çok ciddi yaklaşmaktadır. Bu anlamda standart ürün yelpazesinin yanında dijitale uygun ürünlere de yatırım yaparak bu alandaki ciddi yaklaşımını ön plana çıkarmıştır. Hem Conqueror fantezi kâğıt grubumuzu hem kuşeye muadil Digigreen ürünümüzü hem de birinci hamurda birkaç markada dijital baskıya uygun kâğıtları piyasaya sunuyoruz. Avrupa ile eş zamanlı olarak attığımız adımları, Türkiye pazarında standart baskı kâğıtlarının yoğun kullanımı nedeniyle orta ve uzun vadeli yatırım olarak değerlendiriyor ve ürün /marka bilinilirliğini yaygınlaştırmak için çalışıyoruz .Çevre duyarlılığı bilinci ile geliştirilen ve % 50’den daha fazla geri dönüşüme sahip bir Antalis markası olan Digigreen ile de farklı bir talep grubuna hizmet ediyoruz.



kapak konusu

matbaa&teknik: Bizim için konvansiyonel ve dijital pazar payını karşılaştırabilir misiniz? Umut Demiriz: Günümüzde dijital pazar kendisini biraz daha fazla gösterse de aslında geleceğin bir teşekkülü olacak. Şu anda ofsetin büyük bir üstünlüğü var ama bununla birlikte herkesin gördüğü bir şey daha var; Şu anda tirajlar düşüyor. Tirajların düşmesi de baskı maliyetlerinin yükselmesi anlamına geliyor. Çünkü ofsette ancak yüksek tirajlarda maliyet düşebiliyor. Dijital pazarın önünü açan en büyük sebeplerden biri de düşük tirajlı işlerin sayısındaki artıştır. Aslında en kolay biçimde maliyet açısından karşılaştırma yapabiliriz; kalıp yok, işçilik yok, değişken data özelliği var. Düşünün ki bir matbaada bir datayı değiştirmek kaç adımda gerçekleşiyor ama dijital baskıda tüm bunlar sadece bilgisayarın başındaki operatörle gerçekleştirilebiliyor. Bugün, matbaalar edindikleri dijital baskı makineleriyle düşük maliyetli esneklik kazanabiliyorlar. Birçok müşterimiz 5 renk, 10 renk makinesinin yanında dijital bir baskı makinesi de ediniyor. Peki bu pazar dijitale kayar mı? Pazarı ihtiyaçlar belirleyecek ama sonuçta onları doğru kanalize edecek olan da firmalardır. Talepler, dijital çözümler ile sonuçlandırılabilen talepler ola-

28

matbaa&teknik

Antalis Ekibi S/S Öner Zodamalı, Erol Katmer, Elvan Çakıroğlu, Mert Pehlivan rak ayrıştırılmaya başlandığından, dijital pazarı kan kaybetmeksizin gelişmeye devam edecek ve uzun vadede eşit miktarlarda pay sahibi olacaktır. Antalis, bu anlamda dijital pazarda kendi alanında öncü bir firma rolü üstlenmiştir.

Neden Dijital Baskı Kâğıdı Tercih Etmeliyiz? 11 Aralık günü MatSet’in HP Indigo Demo Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinlikte Antalis adına sunum yapan Back Seller Mert Pehlivan, dijital baskı ile ilgili trendleri anlattıktan sonra günün en önemli sorusuna yanıt verdi. Dijital baskı kâğıtlarının dijital baskı için özel olarak üretildiğini anlatan Pehlivan, kullanım anına kadar koruyucu ambalaja sahip olması, makinede üstün performanslı akış sağlaması, gözle görülür baskı kalitesine

sahip olması, orijinal ve tozsuz kesimi ile kâğıt sıkışmasına, gereksiz makine duruşlarına neden olmadan seri ve üstün baskı garantisi vermesine dikkat çekti. Ayrıca Pehlivan’a göre dijital kâğıtlar, elektriği alınmış (statik) kâğıtlar ve yüksek sıcaklıkta dalgalanma yapmıyor. Özellikle HP Indigo (likit toner) makinelerinde yüksek baskı kalitesi veriyor. Ayrıca tüm tonerler için hazırlanmış pürüzsüz özel yüzeyi, yüksek toner tutunması, yüksek ısı ve sürtünme dayanıklılığı ile istediğiniz baskı sonuçlarını veriyor ve baskı sırasında fazladan toner emişine neden olmuyor.

Antalis Dijital Ürün Yelpazesi Antalis’in dijital baskı için sunduğu kâğıtlar, dört gurupta toplanıyor. Antalis’in dijital ürün yelpazesi Kuşe kâğıtlarda Digigreen, Maine Gloss & Satimat, Novatech , Cyclus Print , 1. hamur kâğıtlarda Image Digicolor, Cocoon Ofset & Preprint ,özel ( fantezi) kağıtlarda Arjowiggins Dijital serisi ve kartonlarda ise Trucard , Carta Integra / Solida gibi bir çok markaya sahip. Günümüzde dijital baskıda ağırlıklı olarak tercih edilen kuşe kâğıtlarda Antalis’in öne çıkan markası Digigreen, hammadde olarak %50 geri dönüşümlü ve diğer üretim bileşenleriyle birlikte %100 çevre dostu bir ürün. Dijital baskı teknolojileriyle tam uyumlu ve sıvı veya kuru toner kullanarak renkli ya da siyah beyaz dijital teknolojilerde üstün performans sağlıyor. Digigreen Gloss ve Silk ürünlerinin her ikisi de HP Indigo onaylı ve tüm kuru toner dijital üretim baskılarıyla tam olarak uyumlu. Bununla birlikte Digigreen Gloss ve Silk ürünleri FSC® ve AB Ecolabel onaylı olmakla birlikte ISO 1400 çevre belgesine de sahiptir.



kapak konusu

matbaa&teknik

EPSON Yeni Dönemde Pazarda Daha İddialı Yeni ürün gamıyla farklı sektörlere hizmet sunmaya hazırlanan Epson, müşterilerin ilk tercihi olma yolunda.

Çağdaş Sevgen Farklı sektörlerden müşterilerine yönelik yeni çözümlerini tanıtan Epson, kendine ait baskı kafa teknolojisi, makine ve mürekkebiyle baskı konusundaki tüm taleplere tek elden cevap verebiliyor. Türkiye’deki payını her geçen gün arttıran firma yenilenen ürün gamıyla pazarda daha da iddialı. Epson Yönetim Kurulu Üyesi Yuken Tanabe ve Epson İstanbul ProGraphics&V.I Kanal Müdürü Çağdaş Sevgen firmanın yeni ürün yelpazesi ve önümüzdeki döneme yönelik stratejileriyle ilgili bilgi verdi: matbaa&teknik: Epson yeni döneme farklı iş alanlarında hazırladığı çözümlerle hızlı bir giriş yapmaya hazırlanıyor. Hangi alanlara ağırlık vermeyi planlıyorsunuz? Müşterilerinize sunduğunuz yeni iş modelleri ve teknolojilerin geliştirilme süreçleriyle ilgili neler aktarmak istersiniz? Çağdaş Sevgen: Farklı sektörler için iddialı makineler hazırlayan Epson, müşterilerine özel çözümler sunmayı yeni dönemde de sürdürecek. Özellikle bir alana yoğunlaşmak gibi bir düşüncemiz yok. Tüm faaliyet alanlarımızda aynı anda büyümeyi planlıyoruz. Kendi içimizde 360 derecelik büyüme

30

planı olarak nitelendirdiğimiz bu stratejimizle kısa sürede hedeflediğimiz noktaya ulaşacağız. Pazarı özellikle son iki yıldır yakından takip ediyoruz. Pazarın ihtiyaçlarını, beklentilerini, eksik ve güçlü yanlarını çok detaylı olarak inceledik. Türkiye ölçeğinde ciddi ve donanımlı bir ekiple birebir müşteri görüşmeleri gerçekleştirerek beklentileri ilk elden öğrendik. Gerçekleştirdiğimiz bu detaylı araştırma safhası sektör için en doğru çözümleri sunmamızda en önemli yardımcımız oldu. Sunduğumuz makinelerin belki de en önemli özelliği diğer markalarda ekstra olarak sunulan aplikasyonların bizim standart ürünlerimizde bulunuyor olması. Kişiye özel talebin değişebileceği hafıza kapasitesi dışında neredeyse her özellik makinelerimizin ana yapısı içinde mevcut. Makineleri oluştururken müşterilerimizin hız, yüksek kalite ve maliyet beklentilerine cevap verebilecek farklı makineler geliştirdik. Yazılım açısından da oldukça duyarlı davrandık. Firma olarak iş modellerinde yeni yazılımlara geçmek yerine mevcut yazılımlarına uyumlu çalışabilecek makineler ürettik. Neredeyse tüm RIP yazılımları ile sorunsuz çalışabilen sistemlere sahibiz. Matbaalara



kapak konusu

matbaa&teknik

Yuken Tanabe yönelik direkt ürünlere sahip olmasak da üretimlerini kolaylaştırıcı destek niteliğinde zengin bir ürün yelpazemiz var. Özellikle prova baskı uygulamalarına yönelik iddialı çözümler sunuyoruz. İlk kez lansmanı yapılan çözümlerimiz arasında dünyada bir ilk olma niteliği taşıyan makine, teknoloji ve mürekkebi aynı firmanın sunduğu entegre yapılar da yer alıyor. Türkiye pazarından ciddi bir büyüme bekliyoruz. Her alandaki ürün gamımızı ciddi anlamda geliştirdik. Epson pazar yedincisi konumunu pazar üçüncülüğüne kadar taşıdı. Aldığımız veriler ışığında 2012’yi ikinci olarak kapatmayı planlıyoruz. Yeni ürünlerimizin ortaya çıkaracağı sinerjiyle büyüme rakamlarımızı artırarak yolumuza devam edeceğiz. Elimiz her anlamda çok daha güçlü. matbaa&teknik: Epson’un Türkiye bakışıyla Türkiye’deki müşterilerinizin Epson’a bakışı arasında nasıl bir algıdan söz edebiliriz? Yuken Tanabe: Epson’un tüm çalışmalarını yürüttüğü iş geliştirme merkezi

32

Japonya’da. Bu merkezde tüm faaliyet alanlarımıza yönelik olarak aralıksız çalışıyoruz. Baskı kafa teknolojisinden, mekanizmaya, mürekkebinden destek hizmetine kadar tüm üretim unsurlarını tek elden sunan bir firma konumundayız. Bunu dünya üzerinde başaran tek firma Epson’dur. Türkiye, Epson gözünden bakınca, gelişmeye açık yapısıyla tüm üreticiler için yadsınamayacak bir pazar konumunda. Büyüme hızı açısından çok iyi bir noktada. Avrupa’dan farklı olarak ülkenizde her üretici dünyaya sunulan yeni teknolojilere adapte olma çabası içinde. Genç nüfusa sahip yapısıyla Türkiye’nin bu büyümeye açık yapısı süreklilik arz edecek gibi gözüküyor. Türkiye ayrıca gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkeler arasında özel bir köprü durumunda. Epson Türkiye’yi üç genel yapıya ayırdı. Ev, İş ve Üretim olarak nitelendirdiğimiz pazarları yakından takip ediyoruz. Ev alanına yönelik yatırımlarımız sürmekle birlikle iş ve üretim pazarlarına odaklanmayı planlıyoruz. Bölgedeki büyüme hedefimiz gün ve gün artıyor. Fakat tüm pazarların birbirini etkilediği yapı içinde genel bir perspektiften bakmaya çalışıyoruz. Özellikle Türkiye’nin üretim alanındaki büyümesi genel yapı içinde çok pozitif. Örneğin tekstil alanında İtalya en başta gelen ülke olmasına rağmen üretim adedi açısından Türkiye daha önde. Bu nedenle Türkiye potansiyeli hem de gelişen pazarlara yakınlığı nedeniyle özel olarak önem verilmesi gereken bir ülke. Ülkeler arası ufak farklılıklar olsa da özellikle baskı endüstrisindeki üreticilerin beklentileri hemen hemen aynı. Fakat üretim yapısı açısından Türkiye bulunduğu coğrafyanın da etkisiyle dünyanın genelinden net şekilde



kapak konusu

matbaa&teknik

ayrışıyor. Ülke içi incelendiğinde de markaların odaklandığı İstanbul, Ankara gibi büyük şehirler dışında da önemli bir potansiyel olduğu gözleniyor. Pazar incelemelerimizde özellikle Türkiye’deki müşteri grubumuzun birbirleriyle yakın bir iletişim içinde olduğunu fark ettik. Bu zincire dahil olma noktasında önceliğimizi Türkiye’de Türklerin iş yapması üzerine bir yapı kurmak olarak belirledik. Daha sonra beklentiler doğrultusunda en iyi hizmeti sunabilecek son teknoloji makineleri pazara sunarak rekabetçi yapı içinde müşterilerimizin elini güçlendirmek anlamında çalışmalarımıza hız verdik. İstediğimiz noktaya yavaş yavaş ulaştığımızı düşünüyorum. Başkanımızın söylediği “Her şey en sonunda Epson ile basılır” sözünü destekler nitelikte bir yapıyı kurarak mevcut başarıları daha ileri noktalara taşımak yine bizim elimizde. Epson artık her türlü malzemeye baskı yapabilen makineleriyle dünden daha güçlü. matbaa&teknik: Sizce müşteriler neden Epson’u seçmeli, üç madde ile özetler misiniz?

Yuken Tanabe: Bunlardan ilki; kendi geliştirdiğimiz daha kaliteli baskılar yapmanızı sağlayacak baskı kafası teknolojisidir. Ayrıca bu baskı kafalarını standart olarak yıllarca üretebilecek bir teknolojik güce sahip olduğumuz gözden kaçırılmamalıdır. İkinci özelliğimiz müşterilerin tek elden üretilmiş ürün kullanma taleplerine cevap verebilmemizdir. Baskı süreciyle ilgili her noktada sunduğumuz çözümlerle bizden başkasına ihtiyaçları olmadan müşterimizin yanındayız. Üçüncüsü ise pazarla iç içe olan müşterinin her an yanında olmayı hedefleyen felsefesidir. Müşteri odaklı süreklilik arz eden iyileştirmelerimizle en iyi sunma yolculuğumuzu sürdürüyoruz. Birçok firma müşterisinin yanında olduğunu söyler, önemli olan ise bunu somut olarak ortaya koyabilmektir. Türkiye’deki bir etkinlikte bulunmam bizim açımızdan ortaya koyduğumuzun en önemli göstergesidir. Zaten günde sadece araştırma ve geliştirmeye 2 milyon dolar harcayan bir firmanın işini ve hizmet verdiği sektörleri ne kadar önemsediği net şekilde anlaşılıyordur.

EPSON’dan Son Yenilikler Epson SureColor T Serisi Epson yeni SureColor geniş formatlı yazıcı yelpazesini; CAD, GIS ve POS uygulamaları için üç adet düşük maliyetli yüksek hızlı 4 renkli yazıcı ile genişletiyor. Epson SureColor SC-T7000, SCT5000 ve SC-T3000, 44 inç (1,118 mm), 36 inç (914 mm) ve 24 inç (610 mm) genişliğinde fotokopi kağıdı veya fotoğraf kağıdı gibi kaplamalı veya kaplamasız medyada hızlı ve güvenilir baskı imkanı sunuyor. Kopyalama merkezlerinden Auto CAD kullanıcılarına, mimarlık ofislerinden inşaat şirketlerine geniş bir kullanıcı kitlesine hitap eden T serisi A1 boyutundaki baskıları sadece 28 saniyede sağlıyor. 24, 36 ve 44 inçlik baskılar temin eden seri ile 1.3mm veya 850 gr.’a kadar çıktı almak mümkün. Ofis ortamına sorunsuzca uyum sağlayacak şekilde tasarlanan SureColor T serisi, şık görünüm, az yer kaplama ve düşük gürültü seviyesi özelliklerine sahip. Mimari tasarım ve planlar, haritalar, sunumlar, posterler ve iç mekan tabelaları gibi hız ve ekonominin önemli olduğu uygulamalar için ideal olan SC-T7000, SC-T5000 ve SC-T3000, 700 ml, 350 ml ve 110 ml mürekkep kartuşu boyut seçimi ile optimum çalışma maliyeti sağlıyor. Yazıcıların otomatik fotoğraf ve mat siyah mürekkep değiştirme ile kurulumunun hızlı olması verimliliği daha da arttırırken kullanımı da kolaylaştırıyor. Medya barkodu baskısı sayesinde ruloda ne kadar kağıt kaldığını kontrol etmek de kolaylıkla mümkün. Sektörden gelen talepler dikkate alınarak HP-GL benzeme modu ve opsiyonel bir 250 GB HDD sürücü eklenen SureColor T serisinde; Epson’un koyu siyahlar, geniş renk yelpazesi ve 0,02 mm genişliğinde net ve yoğun çizgilerle yüksek kaliteli, dayanıklı baskılar üretmek için özel olarak geliştirilen yeni UltraChrome XD Mürekkebini kullanılıyor. Epson'un Değişken Boyutlu Damlacık Teknolojisi, geniş renk alanlarında optimum verimlilik sağlarken ince ayrıntılara netlik kazandırıyor. Çevresel etkileri minimize etmek üzere seride pigment tabanlı mürekkep kullanılıyor.

Epson SureColor S Serisi Epson’un Türkiye pazarına yeni sunduğu, dış mekan baskı yazıcıları SC-S30610, 50610 ve 70610 modelleriyle mükemmel sonuçlar almak çok kolay. 64 inçe kadar baskı alabilen yeni ürünler 1440X1440 dpi çözünürlükte baskılar sağlıyor. Hız, devamlılık, kullanım kolaylığı ve baskı kalitesinin yanı sıra, Epson’un SC-S serisi dış mekanda hiç bir koruma önlemi alınmaksızın üç yıl kalıcılığını koruyabilen baskı imkanı sunuyor. Seriyle birlikte sunulacak mürekkep ise UltraChrome GS2. S serisi on renge ulaşan geniş renk uzayı ile evde baskıdan sanatsal baskıya geniş bir yelpaze imkanı tanıyor. 34



kapak konusu

matbaa&teknik

“talep üzerine kitap” Baskısı İçin Heidelberg Heidelberg for "book-on-demand" printing Speedmaster XL 162-8-P, Fransa’da kendi türündeki ilk baskı makinesi ve minimal baskıya hazırlama süresiyle iftihar ediyor.

Heidelberg Fransa Satış Müdürü Cai von Rumohr, XL 145/XL 162 Ürün Yönetimi’nden Thomas Hellinger, Laurent ve Paul Pollina ve XL 145/XL 162 Gelişim Müdürü Burkhard Maass (soldan sağa), Speedmaster XL 162 için imzalanan sözleşmeyi kutluyorlar. Cai von Rumohr, Head of Sales Heidelberg France, Thomas Hellinger, Product Management XL 145/XL 162, Laurent and Paul Pollina, and Burkhard Maass, Head of Development XL 145/XL 162 (from left to right) celebrate signing the contract for a Speedmaster XL 162.

Nantes yakınlarındaki Luçon’da bulunan lider Fransız yayın basımevi Pollina, Heidelberger Druckmaschinen AG’den (Heidelberg) Speedmaster XL 162 sekiz renkli çevirmeli baskı makinesini ilk kez tercih ediyor. Fransa’da kendi türünün ilki olan bu baskı makinesi, çıkışta çift makas teknolojisi ve kontrol istasyonundan kontrol edilen kağıt esneme dengelemesi gibi teknik yenilikleri kapsıyor. Bu sayede, basılabilir alan genişliyor, baskı altı malzeme masrafları azalıyor ve toplam kayıt doğruluğu sağlanıyor. Şirketin birkaç milyon avroluk yatırımını açıklayan Laurent Pollina, Speedmaster XL 162’nin çok kısa baskıya hazırlama süresinden de etkilendiklerini belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Bu baskı makinesini kısa ve çok kısa kitaplar, yani ısmarlama kitaplar üretmek için kullanmak istiyoruz." 1968 yılında babası Paul tarafından kurulan basımevini kardeşleri Stéphane ve PaulAlain ile yönetiyor. Günümüzde, 45 bin m2 üretim alanı üzerinde 240 çalışan, kompleks sonlandırmaya sahip yüksek kaliteli kitaplar, dergiler ve kataloglar üretiyor. Pollina, her yıl 68 milyon kitap ve günde 30 farklı başlık üreterek

36

Leading French publishing print shop Pollina in Luçon near Nantes has opted for the first time for a Speedmaster XL 162 eight-color perfecting press from Heidelberger Druckmaschinen AG (Heidelberg). This press – the first of its kind in France – includes technical innovations such as double gripper technology in the delivery and control station-controlled paper stretch compensation. This enlarges the printable area, cuts substrate costs, and ensures total register accuracy. "We were also impressed by the extremely short makeready times of the Speedmaster XL 162 and are looking to use this press to produce short to very short book runs, i.e. to offer book-on-demand," says Laurent Pollina, explaining the company's investment of several million euros. He manages the print shop, which was founded by his father Paul in 1968, together with his brothers Stéphane and Paul-Alain. Today, 240 employees manufacture high-quality books with complex finishing, magazines, and catalogs on a 45,000 m2 production area. Pollina enjoys an excellent reputation on the European market, producing 68 million books each year and up to 30 different titles a day. So far it has eight large-format presses from a competitor. The first sheetfed offset press from Heidelberg is due to start production of book-ondemand jobs from spring 2013. Here, xtremely short production times are in demand, as unit costs ultimately need to be minimized. The Speedmaster XL 162-8-P enables extremely cost-effective production of runs of just a few hundred sheets, based on unit costs. It scores with very short makeready times, fast production, minimal paper waste, and excellent print quality.

State-of-the-art press with many technical innovations The Speedmaster XL 162-8-P was unveiled at drupa 2012 and since then has already been sold to five print shops in Europe.



kapak konusu

Lider Fransız yayın basımevi Pollina, ısmarlama kitap basımı için Heidelberger’den Speedmaster XL 162 sekiz renkli çevirmeli baskı makinesini kullanacak. Leading French publishing print shop Pollina will be using the Speedmaster XL 162 eight-color perfecting press from Heidelberg for book-on-demand printing.

Avrupa pazarındaki mükemmel itibarının keyfini sürüyor. Şimdiye kadar rakip bir firmadan sekiz large-format baskı makinesi satın almış. Heidelberg’den satın aldığı ilk tabaka beslemeli ofset baskı makinesi ise 2013 ilkbaharından itibaren ısmarlama kitap üretimine başlayacak. Burada, birim fiyatlarının en aza indirgenmesi gerektiğinden, çok kısa üretim süreleri talep görüyor. Speedmaster XL 162-8-P, birim fiyatlarına dayanan, sadece birkaç yüz tabakanın işlendiği çok düşük maliyetli üretimi mümkün kılıyor. Çok kısa baskıya hazırlama süresi, hızlı üretim, minimal kağıt kaybı ve mükemmel baskı kalitesiyle öne çıkıyor.

Çok sayıda teknik yeniliğe sahip gelişmiş baskı Speedmaster XL 162-8-P, drupa 2012’de görücüye çıkarılmıştı ve o zamandan beri, Avrupa’da beş basımevine satıldı. Başlıca teknik USP’lerinden biri, son baskı ünitesinden çıktı yığınına temassız aktarım sağlamak için baskı tabakasını aynı anda ön ve arka uçlarından tutan çift makas teknolojisidir. Bu teknoloji sayesinde, çevirmeli baskı modunda tabaka frenlerine ve baskısız koridorlara artık gerek kalmıyor, böylece kullanılabilir baskı alanı genişlerken baskı altı malzeme masrafları önemli ölçüde azalıyor. Başka bir benzersiz satış noktası ise, ön kenardan arka kenara kadar toplam kayıt doğruluğu sağlayan ve üretim sırasında kontrol istasyonundan kontrol edilen kağıt esneme dengelemesi özelliği. Seri üretimin başlangıcından bu yana, Heidelberg, large-format Speedmaster XL 145/XL 162 serisinde 75 baskı makinesi sattı.

38

matbaa&teknik

One of its key technical USPs is the double gripper delivery, which grips the print sheet simultaneously at the front and rear edges to provide contact-free transfer from the final printing unit to the delivery pile. As a result of this technology, sheet brakes and print-free corridors are no longer needed in perfecting mode, thus enlarging the available print area and cutting substrate costs significantly. A further unique selling point is the control station-controlled paper stretch compensation during the production run, which delivers total register accuracy from leading edge to back edge. Since the start of series production, Heidelberg has sold over 75 presses in the large-format Speedmaster XL 145/XL 162 range.



kapak konusu

matbaa&teknik

Xerox ve Epson Ürünleri Sinerji Oluşturacak Lidya Grup’un Genel Müdür Danışmanı Rıza Başoğlu: “Epson’ın tüm ürünlerine talip değiliz. Bizim koşulumuzda, bizim kulvarımızda gelişime ışık tutacak ürünlerine evet, entegre olacak ürünlere evet, sinerji oluşturacak ürünlere evet ama bunların dışındaki ürünlere talip olamayız.”

Geçtiğimiz aylarda Epson ile yaptığı dağıtım ve satış anlaşmasını duyurduğumuz Lidya Grup’un Genel Müdür Danışmanı Rıza Başoğlu’na geçen süre içindeki gelişmeleri sorduk. Başoğlu, Epson felsefesini anlatmak ile işe başladıklarını ve gelişmelerin Lidya ve Epson lehine göründüğünü ve 2013 yılı hedeflerinin %25 büyüme olduğunu anlattı: matbaa&teknik: Lidya-Epson işbirliği başladı bunu hepimiz takip ettik. Basın konferansına katıldık. O günden bugüne ne oldu? Rıza Başoğlu: Bu sorunuzu cevaplamadan önce Lidya ne yapmak istiyor, bunu anlatmak isterim. Dünyada bildiğiniz gibi üretim süreci göz önüne alındığında teknolojik transferin yoğunluğundan ve teknolojik casusluğun artmasından dolayı arada çok büyük farklar kalmadı. Bundan 10 sene önceki gibi ürünler arasında uzun soluklu ve sürekli farklar olmuyor. Farklar genellikle kısa süreli veya dönemsel olabiliyor. Bu da markaların pazarda tutunabilmelerini ve pazarda farklı bir konum almalarını sağlıyor. Esas önemli olan bu güçlü markalara hizmet verebilecek nitelikte organizasyon modellerine sahip olmaktır. Bugün dünyada da çok örnekleri var, ürün olarak çok iyi olmakla birlikte hizmet algısı ve hizmet altyapısı, gelişim felsefesi uygun olmayan birçok aracı kurum veya “partner”, o harika markaları bitirmiştir. İş dünyasında bunun birçok örneği mevcut. Lidya’nın felsefesini şöyle açıklamak lazım; büyük markalar ve bunların karşısında büyük güvence olduğunuz zaman Türkiye pazarında etkin olabilirsiniz. Bu bizim ana temamız.

40

Epson dünya devleri arasında Biz, “Ne olursa satalım” dünyasında değiliz. “Hangi markayla hangi distribütörlüğü alırız?” kaygısında hiç değiliz. Bizim değerlerimiz var, marka değerimiz, “knowhow”ımız var diyoruz ve tüm bunları taşıyabileceğimiz Ar-Ge’si güçlü, teknolojik gelişimi süreklilik arz eden ürün gruplarıyla birlikte olabiliriz. Bu noktada, bu biraz da Xerox kültürünün getirdiği bir şey, Xerox mantığı ve Xerox’un teknolojik üstünlüğünden sonra onun yanına koyacağınız farklı bir markanın da aşağı yukarı teknolojik olarak o standartlarda olması lazım. Tabii Epson bu markalardan bir tanesi. Görüntüleme sistemlerinde Epson dünya devleri arasında. Hatta ürün gruplarıyla ilgili baktığınız zaman, biz Epson’ın hak ettiği bir noktada olmadığını düşünüyoruz. Avrupa’da son ataklarla belki çok iyi ama… Üründe müşteri şikayeti minimum düzeyde, ürün uzun soluklu kullanılabiliyor ve kullanım maliyeti son derece düşük.

Yeni ürün geliştirme altyapısı ve heyecanı son derece etkin. Geriye bir tek güçlü partner ve o kanalda en uygun pazarda etkin olabilmek kalıyor.

Epson’ı ve Epson’ın felsefesini anlatmak üzere yola çıktık Biz, Epson’da bu boşluğu gördük ve Epson’la birlikte olma kararını bu değerlerle verdik. Bu birlikteliği sağladıktan sonra ürün satışından önce Epson memnuniyetini sağlayacak hamleler yaptık. Çünkü Epson sizlerin de bildiği gibi zaman zaman çok farklı ürün gruplarına sahip olmasından dolayı bu farklı ürün gruplarında farklı temsilciler veya distribütörlerce market stratejileri şekillendirildiği için kamuoyunda arzu edilen noktada bir algı oluşturmamış. Bize göre temsil edenin temsil edilenden daha çok çalışma mecburiyeti var. Biz, markanın gerçek sahibi olarak hareket etmek durumundayız. Dolayısıyla Epson’ı ve Epson’ın felsefesini anlatmak üzere yola çıktık.



kapak konusu

matbaa&teknik

Lidya Grup Grafik Sanatlar Satış Direktörü Adem Öz

Müşteri profilleri hızla değişiyor Bunun ardından biz Lidya olarak, bu yapıda ne yapabiliriz, onlara nasıl çözümler üretebiliriz diye düşünmeye başladık. Bildiğiniz gibi bu sektör çok hızlı kan değişimine giriyor. O bildiğiniz klasik iç mekan baskı, dış mekan baskı müşteri profilleri hızla değişiyor. Dijital olması nedeniyle bir taraftan da bizim Xerox’taki ürün grubumuzdan dolayı matbaalar da bizim ana hedefimiz haline geldi. Çünkü ofset baskı esnek olmayan, üretim maliyeti tamamen büyük tirajlara bakan ve bunun neticesinde de değişen pazarın ritmini elinde tutamayan, bir takım butik çalışmalara cevap veremeyen bir hacme büründü. Biz Xerox’la, profesyonel baskı sistemlerinde çok ciddi yol kat ettik. Lidya, bugün Xerox’la tüm markaların üzerinde lider konuma oturmuştur. Lidya kadar baskı sektörüne sahip olan, adetsel, cirosal, teknik hizmet anlamında ve çözüm üretme esnekliğinde bir yapı olduğunu düşünmüyorum. Çünkü bunu şu anda bir Lidya çalışanı olarak değil, masanın öbür tarafında da oturan, geçmişte oturmuş olan biri olarak söyleyebiliyorum. Dolayısıyla buradaki birikimi Epson’la eşleştirmeye başladık.

2013 yılında net yüzde 25 büyüme Bugün gördük ki Xerox kullanıcılarında da A0 geniş format baskı sistemlerine doğru bir talep oluştu. Bu kanaldaki rutin kullanıcıların dışında, pazarın büyümesinin bir gereği olarak, biz ilk başlarken iki modelin distribütörlüğü ile başladık. Bunu neden yaptık? “Tüm ürünleri alalım da, ürünleri bir açmaz içinde sergileyelim” demek yerine her ürünün ayrı bir dikey pazara hitap edeceğini düşünüp bununla ilgili çalışmaları pazara hakim olma yönünde gerçekleştirdik. Sonuç olarak gerçekten iki model ürünle bugüne kadar Epson’ın elde etmediği sonuçlar, gerek satış bazında gerekse marka bilinirliği anlamında beş ay gibi çok kısa bir sürede geldi. Geçmiş çok üzerinde durduğumuz bir

42

değer değil, biz hep geleceğe bakıyoruz. Özellikle yeni T serisi, ‘Sure Color’ ile farklı ürün gruplarıyla, ürün çeşitlemesiyle gelecek dönemde pazarda çok daha iyi bir yol alacağımızı düşünüyoruz. Çünkü bu sektör yılda aşağı yukarı yüzde 20 büyüme gösteriyor. Ama biz bunun dışında 2013 yılında net yüzde 25 büyümeyi yakalayacağımızı düşünüyoruz. matbaa&teknik: Bu sektör derken hangi sektörü kastediyorsunuz? Rıza Başoğlu: Tamamen CAD ve Signage sektörü… Bunun da sebebi şu; gerek rekabet koşullarında gerekse bundan sonraki ürün grubu ve müşteri kanallarındaki etkinliğimiz devam edecek. Önümüzdeki dönemde özellikle Epson için özel bir organizasyon modeline geçiliyor. Türkiye’nin bir çok kilit noktasında olmayı hedefliyoruz. Ürün grubumuz da buna cevap verebiliyor. Çünkü biliyorsunuz indirek kanalda çalışmanın bir zorluğu şu; iş ortaklarınıza yönelik ürün yapınızın ticaret açısından doyurucu ve besleyici olması lazım. Bir ya da iki modelle bunu yapabilmeniz ve rekabet edebilmeniz mümkün değil. Bayii konusunda da seçiciyiz, işin ritüellerini ve formasyonlarını hazırladık. Şimdi bu formasyonlarla örtüşecek iş ortaklarının eliminasyonu safhasındayız. matbaa&teknik: Xerox ile basın endüstrisine çok yaklaştınız. Ciddi bir potansiyel yakaladınız, şimdi o basın endüstrisinin, signage endüstrisinin ve tabela sektörünün de kullandığı makinelere olan ihtiyacını Epson ile karşılamak gibi bir

çizgi üzerindesiniz. Epson’ın direct basım endüstrisiyle ilgili çözümleri de var. Epson’ın etiket basan bir modeli var mesela. Bunlarla ilgili Epson’ın bir girişimi olacak mı, yoksa siz tabela sektöründe mi devam edeceksiniz? Rıza Başoğlu: Öncelikle bizim için temsilciliğini yaptığımız firmanın ürün gamındaki değişim bizim için çok önemli. Bugün cazip veya etkin gördüğünüz sektörler önümüzdeki dönemlerde bir değişim içine girebilir. Dolayısıyla etkinliğini de kaybedebilir. Bu durumda pazar sizi yönetir hale geliyor. Pazarın taleplerine cevap vermeniz gerekiyor. Ancak pazarın taleplerine cevap verebilmeniz için, Türkiye’de maalesef teknoloji üretilmediği ve dışarında ithal edildiği için temsilcisi olduğunuz markanın gelişim hızı sizin bu süreci yönetmenize de ışık tutuyor. Biz başlangıçta markayı tanımak, markayı etkin hale getirmek, marka bilinirliği oluşturmak ve bizim de bu girdiğimiz kanalı öğrenmemiz açısından biraz sağlamcı gittik. Günlük kaygılarla değil uzun vadeli bir perspektifle gittik. Beraberinde bugün signage ve cad pazarında farklı bir ürün getirdi. Dijital teknoloji öyle bir teknoloji ki durdurmanız mümkün değil. Mesela önümüzdeki devre fotoğraf sektörü bu ürün grubunun yan ürün grupları arasında var ve dolayısıyla biz buna da talibiz. Aynı zamanda bir şeyi çok iyi biliyoruz ki donanım bir müddet sonra yazılımla desteklenmediği takdirde donanımın çok fazla bir şey yapabilme şansı yok. Ancak biz Epson’ın tüm ürünlerine talip değiliz. Bizim koşulumuzda, bizim kulvarımızda gelişime ışık tutacak ürünlerine evet,



kapak konusu

matbaa&teknik

entegre olacak ürünlere evet, sinerji oluşturacak ürünlere evet ama bunların dışındaki ürünlere talip olamayız.

Biz proje üreticisiyiz, proje satıyoruz Burada önemli olan şey şu; Xerox’ta da biz kutu satıcısı olmadık, biz proje üreticisiyiz, proje satıyoruz. Epson’da da aynı düşüncedeyiz. Önümüzdeki dönemde çok fazla duyacağımız Xerox XPPS projesi bunu daha iyi anlatmamı sağlayacak. XPPS’te tamamen toplam bir çözüm, farklı markaların çözümünü de üretebilme ve baskı giderlerinin optimize edilmesi projesi var. Bu bir yazılım projesi esasında. Epson’da da bundan uzakta kalmak gibi bir düşüncemiz yok. Çünkü yazılım çözümleriyle yazıcıyı kullanıcıya uygun hale getirebiliyorsunuz. Aksi takdirde uzak kalmanız sizi etkisizleştiriyor ve sadece ürün siparişi alıp satışını ve sevkiyatını gerçekleştiren ve lojistik sağlayan bir yapıya geçiyorsunuz ki biz hiçbir zaman böyle olmadık. Çünkü Lidya’nın bugün 100 kişiye yakın bir kadrosu var ve bu kadronun altında yatan da bu. Lojistik için zaten böyle bir kadroya gerek yok. Kadronun eğitimi ve formasyonu devamlı surette sağlanıyor. matbaa&teknik: Xerox’a geçecek olursak, bu noktada Lidya’nın sağladığı başarılar, bugün geldiği nokta ve onunla ilgili gördüğünüz gelecek nedir? Ayrıca Xerox’un bayiliğinde ya da dağıtıcılığında Lidya’nın şu anki konumu nedir ve Xerox kurulumlarına ne oranda etkisi var? Rıza Başoğlu: Biz Lidya grubunda öncelikli olarak copy center bazında bir yapılanma modelini benimsedik. Bir şeyi çok iyi biliyoruz ki faaliyette bulunduğumuz dominant ürünler sonucu belirleyen olmuştur. Yeni ürün gruplarını devreye sokmanız dominant ürünlere karşı çok zor çünkü satış kanalları, kadroları ve yönetim her zaman bütünün büyük parçasına doğru yönelir. Dolayısıyla bunu bilerek basım sektörü ve kurumsal yapıdaki farklı yapılanmamız Epson başarısının Xerox başarısından bir şeyler almasına engel oldu. Xerox ayrı kulvarda gitti, Epson ayrı kulvarda gitti. Xerox’la belli bir noktaya geldiğimiz, başarı çıtasını yükselttiğimiz noktada A0 ihtiyacını rakiple karşılamak yerine Epson’la karşılama opsiyonu Lidya’yı Xerox çözümlerinde de Epson çözümlerinde de daha sağlam bir konuma getirdi. Lidya bugün Xerox’un Türkiye genelindeki satışlarının yüzde 30’undan fazlasına sahip. Bir şey daha gördük ki, aslında Xerox, Lidya ile birlikte büyüdü. Örnek vereyim; İzmir ve Ege bölgesini biz sonradan satın aldık. Bugün

44

Ege bölgesi tüm rakipler dahil, Lidya’nın yaptığı cironun yüzde 60’larında. Lidya aslında bölgesel yapılanmasıyla Xerox gücüne çok ciddi değerler kattı. Yine İstanbul biliyorsunuz bu anlamda çok önemli bir saha ve nereye bakarsanız bakın rakip marka görmeniz mümkün değil. Dolayısıyla şimdi buna bir de Epson’la cevap veriyor olmamız gücümüzü artırıyor. Çünkü Xerox’un A0 pazarındaki ürün yapısı çok doyurucu ve rekabet edebilir değil. Ve bu kanaldaki ürün gamı da çok geniş değil. Dünya’da da Avrupa’da da Epson’la ortak projeler üretiyorlar. Bu bir sinerji oluşturmak adına bir avantaj. Gelecek açısından da böyle düşünüyoruz. Tabii böyle bir altyapı güçlü bir dağıtım ağındaki altyapı gelecekteki hedefleri daha da büyütüyor. Epson içinde olan yapılanmamız Xerox içinde de kendisini gösteriyor. Çalışan ve yönetici profilleri sürekli bir değişim ve eğitim içinde. Bütünlüklü, tüm çalışanları da kapsayan bir eğitim programı başlattık. Bu müşterilerin beklentilerini daha iyi yönetmeye yönelik bir program. Ürünler iyi, teknolojik olarak gücümüz ortada, satış sonrası hizmetlerdeki etkinliğimiz ortada, tecrübemiz ortada ve pazardaki rakiplerimizin şu andaki görüntüleri ortada. Bir tarafta pazarın rutin bir büyüme oranı var ortalama yüzde 10 kadar, biz yüzde 20 büyüme koyuyoruz. Çünkü bir taraftan pazarın rutin büyüme efekti ama diğer taraftan rakiplerden alacağımız paylar. Bunu son dönemde rakip firmaların hızla Xerox kullanımına dönmelerinden görüyoruz. Bir buçuk ayda 3 adet iGen 4 kurabilmek Lidya’nın bu işe ne kadar emek verdiğinin ve ne kadar yatırım yaptığının bir göstergesi. matbaa&teknik: Son olarak yatırım kararlarını desteklemek için yaptığınız çalışmalardan ve finans desteğinizden bahseder misiniz? Rıza Başoğlu: Biz iş ortaklarımızı yolda bırakmayız. Teknoloji çok hızlı gelişiyor ama iş ortaklarınızın sermaye yapıları her zaman ona uygun olamayabilir. Biz o noktada, teknolojiden koptukları zaman rekabet alanında avantajlarını kaybedeceklerini düşünerek finansal çözümlerde de destek oluyoruz. Kendi finansal yapılarının tek başına bu projelerde ayakta kalmasının mümkün olmadığı projelerde bizle uzun soluklu çalışmış, bu anlamda kredibilite açısından sorun yaşamamış iş yapıları itibarıyla pazardaki duruşlarını ispatlamış kurumlara finans çözümlerinde destek olabiliyoruz ve kefalet sağlayabiliyoruz. Bunu da bizimle birlikte olmanın profesyonel müşterilerimize sağladığı bir avantaj olarak görüyorum.



kapak konusu

matbaa&teknik

HP Pazarın Genişlemesi İçin Çalışıyor HP Working to Expand the Market Miguel Asensio: “HP, müşterileri için ilginç çözümler üretebilir. Anlamamız gereken başka bir önemli husus ise müşterilerin ihtiyaçlarının bu pazarda nasıl çeşitlendiği. Bizim için önemli olan sadece müşterilerimiz değil, müşterilerimizin müşterileri de bizler için çok önemli.” HP Scitex ve Latex baskı sistemlerinin üst düzey yöneticileri ile bir araya geldik. HP Scitex Ortadoğu, Akdeniz ve Afrika iş müdürü Jean Marc Blum, HP Geniş Format Tabela ve Display Üretimi Satış Yöneticisi Miguel Asensio, HP Latex Ürünler Türkiye, İsrail , Yunanistan bölgesi Satış Müdürü Velda Avad ve HP Scitex Yunanistan, Güney Afrika ve Türkiye Satış Müdürü Ekrem İşcimenler, sorularımızı cevaplandırdılar: matbaa&teknik: HP’nin tabela endüstrisi için yeni bir trendi var mı? Jean-Marc Blum: Biz flatbed yönünde ilerliyoruz. Pazar çok büyük ve büyümeye devam ediyor, burada büyük bir potansiyel var. Elimizde bu uygulamaları değerlendirmek üzere bir portfolyo mevcut. Türkiye’nin HP için ilginç bir pazar olduğunu görüyoruz. Ayrıca daha kişiye özel mesajları olan PSP firmaları için de analogtan dijitale geçmek için büyük bir potansiyel mevcut. Bugün çoğunlukla analog makineler kullanıyor ve HP’nin ana hedeflerinden birisi de birçok işi analogtan dijitale geçirmek. Biz bunu küçük ya da büyük uygulama pazarları gibi farklı alanlar için gerçekleştiriyoruz. matbaa&teknik: Serigrafi matbaaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Scitex analog baskıcılar tarafından mı daha çok tercih ediliyor? Jean-Marc Blum: İki çeşit serigraf matbaası var. Bir tanesinin ilerlemesi ve yeni teknolojiye geçmesi gerekiyor. İzmir’de Sistem Print isminde büyük bir firma var. Harekete geçerek pazarı değiştirme fırsatları var. Onlar kendi baskı işlerini, sipariş üzerine gelen işleri yapmayı tercih ettiler. Serigrafi işin dijital kısmında ayrılıyor. Biz bundan 5 ay önce Sistem Print’e HP Scitex FB7600 Endüstriyel Baskı Makinesi kurduk. Bu maki-

46

Miguel Asensio: “HP can provide solutions that are interesting for our customers. Another important thing is to understand how customers are evolving within this market. It is not only our customers that are important but the customers of our customers.”

We came together with executives of HP Scitex and Latex printing systems. Jean Marc Blum, HP Scitex Middle East, Mediterranean and Africa Business Manager, Miguel Asensio, HP Large Format Sign and Display Production Sales Director, Velda Avad, HP Latex Products Turkey, Israel, Greece Region Sales Manager and Ekrem İşçimenler, HP Scitex Greece, South Africa and Turkey Sales Manager answered our questions: matbaa&teknik: Is there any new trend for HP in signage industry? Jean-Marc Blum: We are going in the direction of flatbed. The market is very big and growing, there is a great potential here. Right now we have a portfolio to consider these applications. We see that this is an interesting market for HP. But also for the PSP companies where they can have more customized messages, there is a very big potential to move from analog to digital. Today majority is using analog machines and one of the main directions of HP is to move many jobs from analog technology to digital technology. We are doing it for different areas such as small, big application markets. matbaa&teknik: What do you think about screen printers? Is SCITEX technology preferred for analog? Jean-Marc Blum: There are two kinds of screen printers. One that has to progress and



kapak konusu

matbaa&teknik

move to the new technology. There is a big company located in Izmir, Sistem Print. They had the opportunity to move and change the market. They decided self printing, order jobs. Screen printings are moving apart of the job in digital. We have installed the HP Scitex FB7600 Industrial Press machine 5 months ago. It is a machine that has 500 square meter printing power on rigid and flexible media. We see that this type of customer is growing and has a high potential to move from analog to digital.

s/s Ekrem İşçimenler, Miguel Asensio, Velda Avad, Jean-Marc Blum

ne rijid ve esnek materyal üzerine 500 metrekareye kadar baskı yapabilme yetisine sahip. Görüyoruz ki bu tip müşterilerin sayısı artıyor ve analogtan dijitale geçme potansiyelleri de hayli yüksek. matbaa&teknik: Hangisi HP için daha önemli? Yeşil baskı mı, yeni medyalar mı yoksa baskı kalitesi mi? Jean-Marc Blum: Bunların bir kombinasyonu bizim için daha önemli. HP’nin bazı misyonları var. Bu misyonlardan birisi daha uygun mürekkep kullanımına geçmek. Böylece, biz solvent mürekkepten UV’ye geçiyoruz. Bu ilerlediğimiz bir yön ve HP açısından çok önemli. Biz işi geliştirmeyi ve teknolojinin zirvesinde olmayı hedefliyoruz. Esas misyonumuz rekabetçi olmak ama aynı zamanda da pazara yeni teknolojiler ve ürünler sunmak. Bizler yeni teknoloji ve yeni makineler getiriyoruz. Bu da ilerlediğimiz bir diğer yön. Bir de şunu fark ettik ki; günümüzde piyasa son kullanıcıyla daha doğrudan iletişim gerektiriyor. Ekrem İşçimenler: HP’nin sizin belirttiğiniz bu üç başlık için de çözümleri var. HP Scitex FB7600 Endüstriyel Baskı makineleri için UV Greenguard Sertifikamız var. Ayrıca 5 metrekareden 500 metre kareye kadar çözüm sunan yeni Latex, UV ve su bazlı teknolojilerimiz var. Kalite, miktar ve genişlik olarak geniş bir yelpazede ürünlere sahibiz. Bu avantajlar yıllar geçtikçe müşterilerimizin de HP ile birlikte büyümesine imkân sağlıyor. matbaa&teknik: Bu durumda her şey HP için en üst seviyede gibi görünüyor. Tüm yeni teknolojilere sahipsiniz. Başka ne yenilikleriniz olacak?

48

matbaa&teknik: Which one is the most important for HP? Green printing, different substrates or printing quality? Jean-Marc Blum: It is a combination of them. HP has some missions. Part of the mission is to move to most suitable inks. So, we are moving from solvent ink to UV. This is one direction and it is very important for HP. We are aiming to develop the business and be on top of the technology. To be competitive but also provide new applications to the market is our mission. We are bringing new technology and new machines. This is the second direction that we are going. We also found out that today’s market is expecting more direct communication with the end user. Ekrem İşçimenler: We are fortunate that HP has answers for all the three important issues that you came up with. We have UV Greenguard Certificate for the HP Scitex FB7600 Industrial Press and also we have new technology offering solutions from 5 square meter up to 500 square meter, latex, UV, we have water based, we have all the quality, quantity and the width. These advantages make our clients be able to grow with HP year after year. matbaa&teknik: In this case, everything looks top level for HP. You have all new technologies. What will your new innovation be? Miguel Asensio: We are trying to provide the right product to right person with the right applications. There are different types of customers. We have a very wide product range that appeals to any kind of customer. We will continue to invest and to provide top-level solutions for our customers. As HP, it is very important for us to understand which other applications and markets are emerging. HP can provide solutions that are interesting for our customers. Another important thing is to understand how customers are evolving within this market. It is not only our customers that are important but the customers of our customers. So we see two or three dynamics in the market. First one is despite the print volume is more or less stable, we see customers printing everyday, this market dynamic is very important for us. Another dynamic is the environment. We see that the environment is becoming more relevant for most of our customers but especially for the customers of our custo-



kapak konusu

matbaa&teknik

mers. Latex is a unique technology that is growing much more beyond than any other technology that provides this environmental finish. And the last thing is the new applications. HP is providing and will continue providing products for years like these in accordance with the market dynamics.

Miguel Asensio: Biz doğru müşteriye doğru ürünü doğru uygulamalarla sağlamaya çalışıyoruz. Çok farklı müşteriler mevcut. Her çeşit müşteriye uygun geniş bir ürün yelpazemiz var. Müşterilerimize en yeni çözümleri sunmaya devam edeceğiz. HP olarak, bizim için hangi uygulamaların ve pazarların geliştiğini anlamak çok önemli. HP, müşterileri için ilginç çözümler üretebilir. Anlamamız gereken başka bir önemli husus ise müşterilerin ihtiyaçlarının bu pazarda nasıl çeşitlendiği. Bizim için önemli olan sadece müşterilerimiz değil, müşterilerimizin müşterileri de bizler için çok önemli. Piyasada çok önemli iki ya da üç dinamik var. Birincisi, baskı hacminin sabit olmasına rağmen, müşterilerin her gün yazıcıdan çıktı aldığını görüyoruz, bu piyasa dinamiği bizim için çok önemli. Bir başka dinamik ise çevre. Çevre olgusu gittikçe bizim için çok daha önemli olmaya başladı, özellikle de müşterilerimizin müşterileri açısından. Latex teknolojisi, çevreye duyarlılık açısından başka herhangi bir teknolojinin çok çok ötesinde olan kendine özgü bir teknoloji. Son dinamik ise yeni uygulamalar. HP yıllardır bu tarz ürünleri geliştiriyor ve de pazar dinamiklerine göre geliştirmeye devam edecek. matbaa&teknik: Türkiye için, burada bu işi yapanlar için bir mesajınız var mı? Jean-Marc Blum: HP yatırıma çok önem veren bir firma. Baskı piyasasında binlerce patentimiz var. Pazarın çok geniş olduğunu düşünüyoruz. Türkiye pazarında baskının tüm kategorilerinde lideriz. Biz Türkiye’de kalıcı olacağız ve başarılı olarak müşterilerimize daha iyi hizmet götüreceğiz. Miguel Asensio: İstanbul’a baktığımızda her yere inşaat yapıldığını görüyoruz, ama Avrupa’da durum bunun tam tersi; yeni binalar yapılmıyor. Türkiye’de bir potansiyel görüyoruz ve Türkiye’nin büyüyen bir ülke olduğunu biliyoruz. Ekrem İşçimenler: Türkiye’de inşaat sektörü çok dinamik. İnşaat sektörü Türkiye ekonomisinin 5’te 1’ini oluşturuyor. Bir çok alışveriş merkezi var ve Avrupa’nın en büyük perakende endüstrilerinden biriyiz. Bu

50

nedenle piyasada çok fazla vinyl ve yüksek kalitede çıktı isteyen perakendeci mevcut. Piyasada çalışan çok fazla Latex makinemiz var. Latex bir standart haline geldi. Elimizde düşük hacimden yüksek hacme kadar farklı özelliklerde makinemiz var. Fitch’in de kredi notumuzu yükselttiğini de hesaba katarsak, bence önümüzdeki on yıl Türkiye pazarı bu ivmeyle büyüyecek. Genç nüfusun tüketim gücü de pazarı sürüklüyor. Harcama yapmaya eğilimliler. Bu nedenle çok fazla reklam ve satış gerçekleşiyor. HP Latex ve HP Scitex FB700 Endüstriyel baskı makinemiz için bir pazar görüyoruz. Avrupa’nın en büyük beyaz eşya endüstrisi bizde. Plazma TV’lerin kutularına bizim HP makinelerimizle baskı yapılıyor. Bu da bir sonraki safha. Pazar bu yöne doğru kayıyor. Velda Avad: Şunu söyleyebilirim ki, müşterinin yatırım yaparken öncelikli olarak odaklanması gereken şeyler iş hacmi ve gelecekte kullanacakları uygulamalar. Bunlar gerçekten göz önüne alınması gereken çok önemli detaylar. Çünkü firmayla ilişkileri bir evlilik gibi olacak. Hizmet aldıkları firmayla birlikte büyüyecekler. Bütünlüklü bir çözüm bulmaları gerekiyor. Çünkü günümüzde 2 bin metre karelik uygulamalar kullanılıyor ancak seneye daha yeni uygulamalar çıkacak ve bu firma da buna göre hizmetler sunmak zorunda kalacak. Yatırımcılar için en önemli şey firmayı ve portföylerini kontrol etmek. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki HP’nin en küçükten en büyüğe çok çeşitli bir müşteri portföyü var.

matbaa&teknik: Do you have any message for Turkish printers? Jean-Marc Blum: HP is a company that is investing a lot. We have thousands of patents in the printing market. We think that the market is really huge. We are leaders in all the categories of printing in Turkish market. Here we are to stay and to be successful with our customers. Miguel Asensio: When we look at Istanbul we see a lot of construction work is going on, in Europe it is opposite; no new buildings are being built. We see Turkey has a big potential and it is a growing country. We have sold two Scitex FB7600 Industrial Press machine and also some HP Scitex FB700 Industrial Printers in Turkey. Ekrem İşçimenler: Turkey has a very dynamic construction economy. 1/5 of Turkish economy is construction. There are a lot of shopping malls and we have one of the biggest retail industries in Europe. Therefore, there are so many retail shops demanding vinyl high quality prints. We have lots of HP Latex machines. Latex became a standard in the market. We have many machines which is a low volume to mid volume flat bed and roll UV. It is a highly demanded machine. It is also very affordable everyone can buy it. So, Turkish market is going to grow like this in the next ten years. Given the Fitch has increased our grade. Also consumption power of the young population is driving the market. They tend to spend a lot. So there are a lot of advertising and sales. We see a huge market for HP Latex and HP Scitex FB700 Industrial Printers. We have the biggest white good industry in Europe. Most of the boxes of plasma TVs are printed by our HP machines. This is the next level. The market is going this way. Velda Avad: I can tell that when the customer wants to focus on anything, they should check the existing volume and the application they will use in the future. These are very important details to be aware of when they aim to invest in anything. Because they will marry with the company, you can consider this as a marriage. They will take their services and they will grow with this company. They should find a complete solution. Because today, 2000 meter square applications are being used but next year new applications will come out and this company should help them form new applications and should give them services. The most important thing for the investors is to check the company and portfolio. I can easily say that HP’s portfolio covers customers ranging from small ones to big ones.



kapak konusu

matbaa&teknik

Dijital’in Matbaalar Üzerindeki Etkisi Burhan Kuturman: “Orta ölçekli matbaalar kendi bünyelerinde yapılanarak müşterilerinin tüm ihtiyaçlarına cevap verebilmekteler fakat küçük ölçekli matbaaların gün geçtikçe maliyet ve kazanç dengesini koruyamaması kaçınılmaz olacaktır. Bu sebeple küçük ölçekli matbaaların da dijital baskı yatırımı konusunda hızlı davranmaları gerekecektir.” Canon ve Xeikon dijital baskı sistemleri bayiiliğini sürdüren Aras Grup’tan satış yöneticisi Burhan Kuturman, dijital baskının 1993’de başlayan yolculuğunun bugün kendi pazarını oluşturmuş bir sistemler bütünü olduğunu, söyledi. Kuturman, Canon imagePress ile Türkiye’de 82 ve Xeikon rollfed baskı makinelerinde ise 10 adet kurulum yapıldığını anlatıyor:

Dijital Baskı Kendi Pazarını Oluşturdu “Matbaacılık Sektöründe 1993 yılında piyasaya sunulmasından bu yana dijital renkli baskı önemli ilerleme kaydetmiştir. Hız, ebat, yeteneği ve kalitesi arttı ve dijital baskı artık tüm baskı sistemlerinin % 20 sini oluşturmakta. (çoğunlukla toner ve mürekkep püskürtmeli) Dünya çapında dijital baskının pazarının 2020 yılına kadar %30 - %40 olacağı belirtilmektedir. Dijital makineler daha verimli, daha hızlı ve sürekli yüksek kalite sunan baskı sistemlerine dönüşmüş durumdadır. Günümüzde dijital baskı ofset ile entegre olmanın yanı sıra kendi pazarını da oluşturmuştur. Konvansiyonel için yapılan iş yöntemleri veya grupları ise dijital içinde oluşmuştur. Canon imagePRESS serisi olarak Türkiye’de 82 adet kurulu makinemiz bulunup, Dünya genelinde 4 binin üzerinde kurulum yapılmıştır. Xeikon bobin beslemeli dijital baskı makinelerimiz Türkiye’de 10’un üzerinde dünya genelinde 2 binin üzerinde kuruluma sahiptir.”

Konvansiyonel Sistemlerin Tamamlayıcısı Olarak Dijital Kuturman, dergimize yaptığı dijital baskı ile ilgili değerlendirmelerinde matbaacıların dijital baskı ile oluşturabilecekleri yeni pazarlar olduğuna da dikkat çekiyor. Matbaacıların katma değeri yüksek ve kârlılığı artıracak baskı çözümlerine odaklanması

52

için çalıştıklarını, konvansiyonel – dijital entegrasyonunun da verimliliğe yol açtığını anlatıyor: “Monochrome dijital baskı makineleri hariç üretilen ilk dijital baskı makineleri prova amaçlı ve kromolin prova yerine kullanılmaya başlanmıştı. Gelişen teknolojiyle birlikte işletim maliyetlerinin düşmesi ve baskı hızlarının artmasıyla kısa trajlı işlerde konvansiyonel sistemlerin tamamlayıcısı oldu. Fakat matbaa tesisleri bu sistemleri matbaanın içinde sadece klasik iş akışına göre gelen programları uygulamaya devam etmekteler. Biz bu alanda matbaacılara yeni segmentler sunup katma değeri yüksek olan iş örnekleri hakkında bilgiler veriyoruz. Bunu gerek kendi ekibimiz gerek çalıştığımız iş ortaklarıyla birlikte yapıyoruz. Dijital baskı sistemlerinde başarılı olmuş yurtdışında alanında lider firmaları davet edip dijital baskı iş geliştirme başlığı altında seminerler düzenleyip ilgili firmaları birebir ziyaret edip dijital baskı sistemlerinin avantajları ve kullanım alanlarını verimli kullanarak nasıl kârlılık arttırımı sağlayabileceğimizi iş örnekleri paylaşmaktayız. Dijital, konvansiyonel sistemlerin tamam-

layıcısı olarak verimli bir üretim sergiliyor. Dijital baskı seçeneğiyle üreticinin baskı enstrumanlarını genişletmiş ve geliştirmiş oluyoruz. Bu entegrasyonla matbaacı üretim planını iş akışını işim hacimleri ve özelliklerine göre bu iki sistemde dağılımını yapıp müşterilerinin bekletileri doğrultusunda istenilen ürünü sağlıklı bir şekilde sunmuş bulunuyor.”

İki Farklı Kulvarın Kesişmesi “İki farklı kulvar, (kopyalama merkezleri ve matbaalar) teknolojik gelişmelerin baskının doğasını değiştirmesiyle kesişmeye başladı. Hizmet ve çözüm sunma becerisi sağlayarak kopyalama merkezleri değişken müşteri yapısına kurumsal firmaları ve ajansları ekleyerek profesyonel olarak hizmet vermekteler. Orta ölçekli matbaalar kendi bünyelerinde yapılanarak müşterilerinin tüm ihtiyaçlarına cevap verebilmekteler fakat küçük ölçekli matbaaların gün geçtikçe maliyet ve kazanç dengesini koruyamaması kaçınılmaz olacaktır. Bu sebeple küçük ölçekli matbaaların da dijital baskı yatırımı konusunda hızlı davranmaları gerekecektir.”



kapak konusu

matbaa&teknik

Dijital Baskı’da Yenilikler Firmamız, 1999 yılından bu yana dijital çözümler sunmaktadır. Dijital baskının önemi her geçen gün artmaktadır. Özellikle baskı tirajlarındaki azalmalar, etiket ve ambalajlar için kişiselleştirilme ihtiyaçları pek çok üretici firmayı bu alanda araştırma ve yeni makine üretmeye yöneltmektedir. Biz de son yıllarda ink jet sistemlerinin satışına ağırlık vererek bu konuda epey yol aldık. Dijital çözümlerimizi iki ana başlık altında toplayabiliriz. Bunlardan ilki CMYK full renk baskı yapabilen Konica Minolta dijital baskı ünitemiz, diğeri ise ambalaja ve etikete değer katmak adına barkod, değişken numara, değişken data ve kodlama yapabilen, tek renk baskı yapabilen HP TIJ 2,5 ink jet baskı ünitemizdir.

Konica Minolta Dijital Baskı Ünitesi

Mustafa YAZICI ULTRA AŞ. Dış Ticaret Müdürü

54

Konica Minolta baskı kafaları kullanılarak UV ink jet bobinden bobine etiket ve esnek ambalaj baskı makinesi üretmekteyiz. Makinemiz müşterinin ihtiyacına göre 72mm, 144 mm, 212 mm ve 282mm eninde baskı yapabilecek değişik modellerde üretilmektedir. Konica Minolta full renk UV inkjet baskı kafaları kullanılarak üretilen makinelerimizde dijital bölgesel lak ve komple UV lak uygulamaları yapılabilecek opsiyonlar mevcuttur. Dijital ürünlerimizin artan bir ilgiyle tercih edilmesinin en önemli sebebi, her geçen gün gelişen baskı kalitesi ile birlikte, ink jet baskı maliyetlerdeki düşüş de etkili olmuştur. Orta ve düşük tirajlı işlerde değişken data avantajları ile, kalıp, klişe maliyetleri olmadan, makine baskı ön hazırlık safhalarını saatlerden dakikalar seviyesine indirerek, düşük maliyetle hız ve kalite bir araya getirilmiştir. Sonuç olarak, kısa sürede kaliteli etiket ve ambalaj baskısı yapmayı mümkün kılan bu makineler, konvansiyonel baskı tekniklerinden daha avantajlı duruma gelmiştir.

HP Ink Jet Sistemi HP TIJ 2.5 teknolojisini kullanan ink jet sistemi değişken data barkod ve data transferi ile her türlü numara karekod, barkod, adres ve logo basabilmektedir. Şu anda Ankara ve İstanbul başta olmak üzere, yurtdışı da dahil yüzlerce ink jet kafamız sorunsuzca 7-24 baskı yapmaktadır. Drent, Edelmann, Müller Martini, Rotatek, Diddie Glaser gibi web ofset baskı makinalarına ink jet baskı ünitelerinin montajını yaptık. Bu tecrübeden yola çıkarak bu avantajı ambalaj ve etiket sektöründe de değerlendirmek istedik ve son yıllarda Rotoflex, Ashe, Smag, Flexor gibi etiket kontrol & dilimleme makinelerinin ve Nilpeter, Gallus, Omet, Labelman, Gidoe gibi baskı makinelerinin üzerine montajlar yaptık ve bu sistemler ile çok düşük maliyetle, etiketlere ve ambalajlara şifre, barkod, tarih ve seri numaları basılarak kişiselleştirilmesini sağladık. Şunu da eklemek istiyorum, bu sistemlerimizi hem mevcut makinalar üzerine montajını yapabiliyoruz hem de müşterilerimizin böyle bir makinası yoksa ya da mevcut makinasına ilave bir çözüm talep ederse, üretimden gelen avantajımızı kullanarak farklı bir çözüm öneriyoruz. Şöyle ki, etiket ve ambalajlar için bobinden bobine sarım makinesi üreterek, ink jet sistemiyle birlikte anahtar teslim çözümler sunuyoruz. Tabaka için ise, drupa 2012’de sergilediğimiz feeder, konveyor ve titreşimli masadan oluşan tabaka kodlama makinemiz de mevcuttur.



aktüel

matbaa&teknik

Xeikon Dijital Baskı Çözümleri Burhan Kuturman Aras Grup Satış Yöneticisi

Kendinden yapışkanlı etiket üretiminin bir özelliği sayılan dar web baskı makineleri geçtiğimiz yıllarda daha çok fleksografik baskı süreçlerini kullandı ve en son olarak da bunu hızlı UV kürleme ile birleştirdi. Bununla birlikte hızlı gelişen dar-web dijital baskı Xeikon etiket baskısının yüzünü değiştiriyor. Marka sahipleri ve perakendeciler ürünlerinde daha kısa üretim tirajlarına yöneliyor ve aynı temel ambalajı kullanarak ürünlerin çeşitli versiyonlarını çıkarıyorlar. Bu sayede dijital baskıda hız, esneklik ve daha kısa tiraj imkanı doğuyor. Xeikon ile bu ürünlerin etiket ve ambalaj baskılarını kolaylıkla gerçekleştirmiş oluyoruz. Xeikon etiket ve karton ambalaj uygulamalarında, termal transfer ve IML uygulamalarında çözümleri ile öne çıkmaktadır. Xeikon’un en önemli avantajları arasında FDA onaylı toneri ve güvenlik baskı uygulamalarını da belirtmek gerekmektedir. Rakipler baskı yapılacak malzemeye baskıya uygun hale getirmek için uygulama ihtiyacı duyarken, Xeikon dijital baskı makinelerinde ihtiyaç duyulmamaktadır .Flekso baskı makinelerinde konvansiyonel sistemlerde baskı başlangıcı ve bitimi esnasında, kros ve renk ayarları sırasında durmak ve baskıya tekrar başlamak belirli bir miktarda kullanılan baskı malzemesinin fireye dönüşmesine sebebiyet vermektedir.

Xeikon ürün segmenti ve özellikleri Xeikon var olan ürün yelpazesini daha standardize hale getirmek için elektrofotografi ve toner sistemini 8000 serisinde grupladı. Üç modelimiz, renk sayısından ve baskı boyutundan bağımsız olarak, dakikada 12 m baskı hızına sahip 8500, dakikada 15 m baskı hızına sahip 8600 ve dakikada 19,2 m hıza sahip 8800 kullanıcılarına büyüme yolu açıyor. Bu ürünler aynı anda ön arka baskı yapabilen (duplex), baskı boyunda bir limiti olmayan, 4/4 veya 5/5 renk kullanabilen, 1200 x 3600 dpi kalitede 40-350 g/m² kalınlıktaki malzemeye baskı yapabilen, orta tirajda ticari baskılar için yatırım yapmaya cevaz verebilecek olan bir sistem haline dönüştü.

56

Etiket & ambalaj ürün yelpazemizde bir ara ürün geliştirdik 3030 giriş makinemiz sonra 3030+ (9,6 yerine 15 m/dak hıza sahip) ve 19 m/dakikalık 3300 modeli mevcut. 3500 serimiz ise 3050-3500 olarak 9,6 m/dakika hıza ve 19,2 m/dakika hıza 51,6 cm ene sahip. En az 25cm ile azami 51,6 cm en arasında kullanılabiliyor. 3300 modelinde ise 20-33 cm arası baskı yapabiliyorum. Yine aynı yüksek kalite ve aynı toner kullanıyoruz. Baskı sonrası uygulamalar UV lak, kesme, laminasyon, gereğinde tabakalama, manyetik bıçakla kestikten sonra danteli ayırma in line ve ofline yapmak mümkün. Hem endüstriyel makinelerimiz hem de ticari baskılarda kullandığımız makinelerimiz bobin girişli. En önemli şeylerden biri Xeikon’un kullanmış olduğu gerek doküman baskı, ticari baskı gerek etiket ve ambalaj baskıda kullandığı malzemelerin hiçbiri özel bir kaplama gerektirmiyor. Standard flekso ya da matbaa malzemesine baskı yapılabiliyor. İlave bir malzeme maliyeti getirmediği için büyük bir esneklik sağlıyor.

Güvenlik uygulamaları Etiket ve ambalaj sektörü açısından değerlendirdiğimizde ürün yelpazesine baktığımızda iş çeşitlenmesi çok fazla. Farklı uygulamalar da görmek mümkün. Düşük tirajlarla beraber güvenlik uygulamaları öne çıkmaya başladı. Xeikon tonerlerini kendi üreten bir firma. Yine kendi oluşturduğu UV toner ile güvenlik tonerleri çizilmiyor ve kimyasallardan etkilenmiyor. UV tonerimiz 2004’ten bu yana var ama özellikle ambalaj uygulamalarında silinmeye karşı dayanıklı toneri (Clear Durable Toner) şeffaf olarak en son istasyonda kullanıyor, çıkışta UV kurutma ile sabitliyoruz. UV lak ve tonerler hiçbir şeyden etkilenmiyor.

Digifoil Xeikon’un geliştirdiği bir uygulama da Digifoil. Özel üretim Kurz folyo ısı ve


aktüel

basınç altında toner üzerine yapıştırılarak uygulanmakta. Dijital baskı makinemizde siyah tonerimizi kullanarak her türlü değişkeni basıp sonra bir laminasyon sisteminde arka tarafı özel tutkallı folyoyu siyah tonerli değişkenin üzerine basit laminasyon makineleri ile uyguluyoruz. Değişken veri gümüş yaldız olarak çok yüksek kaliteli bir ürün ortaya çıkıyor. Bu durumda 3600 dpi kalitede üzerinde çok ince detaylar, çok küçük yazılar olan bir folyoya sahip oluyorsunuz. Folyonun kendisi de zaten ilave güvenlikleri taşıyabiliyor.

Durable Clear Toner Bir diğer Xeikon yeniliği, Durable Clear Toner. Bu ürün kutular için dijital bir spot vernik gibi davranıyor ve katlanmaya, yapıştırılmaya hazır düşük tirajlı kartonların dahili (inline) üretimini sağlıyor. Durable Clear Toner Xeikon 3000 Serisi dijital etiket baskı makinelerindeki diğer herhangi bir renk gibi basılıyor ve sabitleniyor. Baskı makinesinin dışında fazladan bir kurutma adımı tonerin bu saydam tabakasını koruyucu bir vernik tabakasına dönüştürüyor. Vernik, daha sonra ambalaja uygulanacak tutkal şeritleri ve kodlama işaretleri için belirli alanları boş bırakarak, dijital olarak basılabiliyor. Diğer dijital baskı sistemleri ayrı ve hantal bir geleneksel spot vernik adımı ile yapılmakta iken, Durable Clear Toner kutu ambalaj üretim sürecini önemli ölçüde basitleştiriyor. Bu yenilik düşük ambalaj kutuların, kartonların üretiminde dijital baskının avantajlarından gerçekten yararlanmayı mümkün kılıyor. Xeikon sürekli olarak alışılmadık ürünler geliştirmek için müşterilerinin fırsatları ve zorluklarına ilişkin engin bilgisinden güç alıyor. Bu ürünler pazarın özel gereksinimlerine uygun hale getiriliyor. Söz konusu yenilikler Xeikon müşterilerinin ihtiyaçlarına ve isteklerine göre geliştirilmiş.

Inmould “IML” baskı uygulamaları Xeikon karton ambalaj yanı sıra özellikle; kova, dondurma kabı ve konteyner baskıda kullanılabilecek ve İtalyan MOSS firması ile birlikte Jokey Plastik için geliştirilen “thermal transfer” uygulamalarına ilave olarak sonsuz ve yüksek kalitede baskı özellikleri ile inmould “IML” baskı uygulamalarını yerine getirmek mümkün olmaktadır. Ambalaj sektörüne yönelik olarak aynı sistemde farklı uygulamaları yanı sıra yine aynı sistemde hemen hemen tüm etiket uygulamalarını yerine getiren Xeikon sistemleri “etiket ve ambalaj” sektörü için çok avantajlı seçenekler sunmaktadır.


kapak konusu

matbaa&teknik

Getir Solventi, Götür Latex’i

HP Latex çözümleri ile ve HP Scitex geniş format dijital baskı makineleri distribütörü Mat Kağıt, HP ile birlikte yeni bir kampanyaya başladı. Kampanyaya ilişkin bilgilerle Mat Kağıt ve HP ile ilgili diğer gelişmeleri Mat Kağıt Yönetim Kurulu Başkanı Birgân İşeri’ye sorduk: matbaa&teknik: Çevreci ürünler her geçen gün pazarda yaygınlaşıyor. Pazarda değişen ve gelişen trendlere firma olarak nasıl ayak uyduruyorsunuz? Birgân İşeri: HP ile bir aradayız. HP ile birlikte olmanın en önemli katma değeri alandaki tüm yeniliklerin anında bizim pazarımıza sunulabilmesidir. Satış ve pazarlama faaliyetleri yanında teknolojiyi pazarımıza taşımayı da her dönem çok önemsiyoruz. HP’nin yeniliklerinin kendi alanımıza yansımalarını pazardaki müşterilerimize sunmak için çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Aplikasyon tarafında özellikle duvar kağıdı uygulamaları öne çıkan bir yenilik. Bu yıl düzenlenen uluslar arası fuarlardaki HP standlarında da öncelikli unsurlar arasında yer aldı. Düzenlenen son Sign Fuarı’nda da duvar kağıdı uygulamalarımızı gözlemleyebilecekleri bir alan oluşturduk. Bu alanı baskı yapan müşterilerimize yeni katma değerler sağlayacak bir iş kolu olarak görüyoruz. Baskı tarafımızdaki en önemli yeniliğimizin

58

duvar kâğıtlarımız olduğunu düşünüyor ve ön plana çıkarıyoruz. Ayrıca HP ile birlikte pazarımız için ortak bir kampanya başlattık. “Solvent makineni getir, Latex makineni götür” sloganıyla yola çıktığımız kampanya ile önemli bir misyon üstlendiğimiz kanaatindeyim. Piyasaya daha yüksek teknolojili makineler sunarak insanların daha sağlıklı ortamlarda daha kaliteli baskılar yapabilmelerini sağlamaya çalışıyoruz. Elimizden geldiğince pazarda Latex teknolojisini yaygınlaştırarak solventi hayatımızdan çıkarmak istiyoruz. Bunun içinde HP ile elele her türlü kampanya da ortak çalışmalarımızı sürdüreceğiz. matbaa&teknik: Müşterilerinizin artık fiyattan öte, teknoloji, kalite ve sağlık gibi temel unsurları önemsemeye başladığını düşünüyor musunuz? Birgân İşeri: Son yıllarda iş tarzını farklı bir noktaya taşımak isteyen ve yatırıma yönelen müşterilerimiz Latex teknolojisini tercih ediyor ve sunduğu ayrıcalıklardan faydalanarak iş alabiliyor. Özellikle bilinçli yatırımcıların daha sağlıklı üretim ve kaliteli baskı noktasında yeni teknolojilere yöneliş eğilimi taşıdığını düşünüyorum. Son 3 yıldır bu açıdan yatırımların hız kazandığını rahatlıkla söyleyebilirim. Gerçekleştirdiğimiz son kampanya tamamen bilinçli müşterilerimize yönelik hazır-



kapak konusu

matbaa&teknik

landı. HP sponsorluğunda gerçekleştirilecek uygulamayla aldığımız solvent bazlı makineler belirlenmiş noktalarda imha edilip üretimden çekilecek. Müşterilerimiz solvent makinelerine HP tarafından biçilen bedel düşüldükten sonra uygun koşullarla hem Latex makinesine sahip oluyor hem de eski makinelerinin imha sorunundan kurtuluyor. matbaa&teknik: Müşterilerin iş geliştirmesine, yeni pazarlar ve marketler oluşturmasına yönelik çalışmalar yapıyor musunuz? Birgân İşeri: Mat Kâğıt olarak yine HP ile birlikte bu tip çalışmalara imza atıyoruz. Makinelerin baskı kapasitelerinden, farklı materyallere baskı imkanlarına kadar birçok konuda bilgilendirerek müşterilerimizin farklı hangi alanlarda iş yapabileceği ve baskı pazarları bulabileceği konusunda fikir vermeye çalışıyoruz. Gerçekleştirdiğimiz demolar, müşteri ziyaretleri, fuar gibi organizasyonlardaki etkinliklerde müşterilerimizle bilgilerimizi paylaşıyor, yeni teknolojilerin getirdikleri noktasında birikimlerimizi aktarıyoruz. matbaa&teknik: HP yanında Avery Dennison ile de iş yapısı kurmuş durumdasınızHer iki şirketinde baskı medyalarını sunuyorsunuz. Bu işbirliği hakkında neler söylersiniz? Birgân İşeri: Avery Dennison, Latex’e yönelik çalışmalarını sürdüren ve müşterilerin çok farklı çözümler sunan özel bir firma. Ürün gamlarının bazılarında benzerlikler olmasına karşın aslında Avery ve HP’de farklı medyalar bulunuyor. Özellikle HP çeşitli alanlara yönelik birçok farklı medyada kendi

60

adına saygın firmalara yaptırdığı üretimlerle kendi markasıyla hizmet sunuyor. Avery Dennison ise kendi uzmanlığı olan kendinden yapışkanlı medyalar alanında rakipsiz bir marka. matbaa&teknik: Scitex makineler ile serigrafiye rakip bir pazar mı gelişiyor? Birgân İşeri: Gelişen bir pazardan bahsedebiliriz fakat serigrafiye rakip olarak görmek için şuan çok erken. Serigrafinin yanında yer alacak bir teknoloji. HP şuan için serigrafi ile birlikte hareket edebilecek daha düşük tirajlı işlerin basımında destek olacak bir teknoloji olarak FB7600’ü konumlandırıyor. Tabiî ki kullanım pratikliği, temizliği, rahatlığı ve değişik datalarda

kısa tirajlı çözümleri ile zaman içinde serigrafi pazarından önemli pay alacağı izlenimi de uyandırıyor. matbaa&teknik: 2013 yılına yönelik beklentileriniz hangi düzeyde? Ne tür gelişmeler ve pazar yapısı bekliyorsunuz? Birgân İşeri: Aldığımız izlenim önümüzdeki yılda stabil bir yapının hüküm süreceği yönünde. İş alanı açısından zengin, potansiyel açısından güçlü firmalar yine yatırım yapmayı seçecek. Bu nedenle firma olarak mevcut yapımızı bu yönde şekillendirerek yelpazeye uygun müşterilere hizmet vermeyi seçeceğiz. 2013 yılının kötü geçmeyeceğini tahmin ediyoruz.



kapak konusu

matbaa&teknik

Canon imagePRESS Dijital Baskı Makineleri

Burhan Kuturman Aras Grup Satış Yöneticisi

Bir önceki serinin başarılı üretimi üzerine yapılandırılan imagePRESS C7010VP Serisi, dijital renkli baskı sistemini mükemmelliğe taşımaktadır. Daha yüksek baskı kalitesi, üstün sonlandırma yetenekleri ve kayda değer üretim kapasitesiyle öne çıkarak, hem üretim hem de kârlılık fırsatlarını matbaacılara sunmaktadır. Dijital baskı makainelerinde 2007’de imagePRESS C7000VP’yi üreten Canon, dijital baskıda matbaacıların tamamlayıcısı olarak hizmet vermeye başlamıştı. Matbaacılara ilk kez, dijital renkli üretimin çok yönlülüğünün pratikliğini ve ofset baskıya yakın baskı kalitesi sunuyordu. imagePRESS C7000VP, matbaalar, reprodüksiyon hizmetleri ve kopyalama merkezleri gibi sektörlerde kazandığı bu ani başarıyla, dijital baskıda etkili bir birime dönüştü.

Mükemmel kaliteyi sunan yeni dijital baskı makineleri Canon imagePRESS C7010VP Serisi, dijital baskı sistemlerinde yeni standartlar oluşturan üç cihazı bir araya getiriryor: imagePRESSC7010VP, imagePRESS C6010VP ve imagePRESS C6010; bu üç cihaz, tutarlı ve yüksek kaliteli baskıyı ekonomik olarak başarıyla buluşturuyor. Avrupa’da satışa sunulduğundan itibaren bin 300 adet kurulum gerçekleşti. Bu da üstün başarısını kanıtlayıcı bir belgesidir.

Her kâğıt üzerine yüksek baskı kalitesi Canon imagePRESS C7010VP Serisinin ürettiği yeni nesil görüntü kalitesinin kaynağı, Canon’un tekolojisinin uyum içinde çalışmasına dayanmaktadır. Örneğin, ultra-ince 5.5 mikron parçacıklı V-tonerimiz ve yenilikçi Görüntü Denetim Teknolojileri sayesinde 1200 x 1200dpi ve 256 ton elde edilebilmektedir. Hem pulverize hem de polimerize toner teknolojisinin rekabetçi avantajlarını birleştiren bu toner, mümkün olan en geniş renk gamutundaki en zengin ve canlı renkleri sunmaktadır. Parlaklık Optimizasyon teknolojisi sayesinde tüm ortamlarda en iyilenmiş sonlandırma elde edilmektedir: Parlak kuşelerde parlak baskı veya mat baskı, mat kağıtlarda parlak veya mat baskı elde edilebilmektedir. V-Tonerin avantajları • Silikon yağı ve bal mumu içermemesi, baskıda istenmeyen parlaklığın oluşmasını önleme. • Parlak kağıtta parlak veya mat, mat kağıtta parlak veya mat görüntü; mürekkebin yapısından dolayı ısı ayarlarıyla istediğimiz çıkışı alabilme. • 5,5 micron küçüklüğünde toner yapısıyla kağıt gözeneklerine ulaşıp doldurması. • Bütün kağıt çeşitlerine gore karakteristik ayar yapabilme. • Geniş renk gamutu. • Silikon yağı olmayaşı resimlerin 3 boyutlu olmasını engeller buda en yakın offset benzerliğini sağlama. • Silikon yağı olmayışı sayesinde çizgilerde tire işlerde baskıda yükseklik yapmaması ve ofset baskı benzerliği sağlaması. • Silikon yağı olmayışı istenmeyen parlaklığı ortadan kaldırması, bu sebeple ofset benzerliğini sağlaması.

62



kapak konusu

• Grenli dokuları ortadan kaldırması. • Yumuşak bir gradasyon sağlaması. • Yüksek üretimde tutarlılık sağlaması ve renk standardını koruması. •Yazılarda kaliteli keskinlik sağlanması, grafiklerde kırımaların engellenmesi ve resimlerde orjinal renkleri ve görüntüyü verebilmesi

Kesintisiz performans Sekiz farklı kağıt çekmecesinden 10,000 tabaka kağıt kapasitesine ek olarak, operatörün işlerini kesintiye uğratmadan yükleme yapabilmesi, saatler boyunca sürebilen performans demektir. Makinenin 17 bin tabaka çıkış kapasitesi ise, üretkenlik güvenini bir şekilde basılan işlerin palet üzerine istiflenmesini sağlar. Operatör Bakım Programı ile, operatörlerin belirli parçaları bir teknisyene ihtiyaç duymadan değiştirebilmesini sağlar ve böylece performansı optimum düzeyde tutarak, kâr potansiyelini en üst düzeye çeker. Baskı alanı olarak 330.2 x 487.7 mm ebadındaki kâğıtlara 323x482.7 mm büyüklüğüne kadar görüntülerin baskısını gerçekleştirebilir. Bu da bitmiş boyutu A3 olan bir işimizde rahatlıkla kesim ve kırım işaretlerini koyabileceğimiz anlamına gelmektedir.

matbaa&teknik

leri, makine üzerindeki dahili sonlandırıcılarıyla kusursuz ciltleme yapılabilmektedir. • Baskı sonrası yapılacak uygulamalar sorunsuz bir şekilde gerçekleştirilebilir; serigraf, selofan, yaldız ve gofre gibi. • Müşterilerin her an kullanabilecegi, delikli belgeler oluşturulur. • Acele işleri daha hızlı basarak, iş yükünü yeniden planlamaya gerek bırakmaz. • Özelleştirilmiş pazarlama malzemeleri üretilir. • Her çeşit ortam üzerine baskı yaparak, baskı işlerinizde yeni imkânlar sağlar. Dijital baskı ile basılabilecek bazı ürünler ise broşürler ve pazarlama iletişim malzemeleri, bültenler ve süreli yayınlar, tebrik kartları ve davetiyeler, kataloglar ve kitaplar, mali tablolar ve el kitapları, teknik belgeler ve kılavuzlar, doğrudan posta malzemeleri, kartvizitler, sunumlar olarak sıralanabilir.

Yüksek üretim gücü imagePRESS C7010VP Serisi, üretim taahhütlerini daima zamanında yerine getirir. Kullandığınız kâğıt kalın, desenli veya kaplamalı da olsa, 60 ile 325 gr arasındaki tüm ağırlıklarda imagePRESS C7010VP hız kaybı yaşamaksızın, saatte 4 bin 500 (A4) kaliteli baskı yaparak verimli bir üretim gerçekleştirir. Gelişmiş hava aparatlı besleme sistemi sayesinde, kusursuz ve güvenli kağıt beslemesi gerçekleştirmektedir. Hava ısıtıcılarının üflediği sıcak hava, aşırı statik kaplı kağıtların sorunsuz beslenmesini sağlar. Ek fanlar ise, beslemenin, toplamanın ve kağıt ayırmanın kusursuz gerçekleşmesini sağlar. Yüksek Kapasiteli Kağıt Kuleleri içindeki ultrasonik çift kağıt dedektörü, fazla tabaka geçiş durumlarını veya farklı bir cins kâğıt grubunun geçişini fark ederek, meydana gelebilecek herhangi bir sorunu hız kesintisine uğratmadan üst çıkış tepsisine göndererek çözer.

Her baskıda standart renk yönetimi Canon teknolojisi, kabul edilmiş baskı rengini tüm tiraj adetlerinde garanti edilmesini sağlar. Gelişmiş Görüntü Denetim Sistemi (ARCDAT), her sayfada hassas görüntü ayarlarını otomatik olarak her geçişte gerçekleştirir, Yeni renkli toner yoğunluk denetim sistemi, eş zamanlı olarak, baskı yoğunluk dağılımını da optimize edip, gelişmiş nem ünitesi toner yoğunluğunu tutarlılığı ve yarım tonlarda pürüzssüz kaliteli baskı yapılmasını sağlar.

Dijital baskı ile çözüm imkânları • Dijital baskı ile her alıcıya özgü belgeler, kişiye özel üretim sağlanır. • Müşterinin belirlediği teslim tarihleri içinde, kalın, dokulu ve özel kağıtlarda bile, uygun üretim hızlarıyla, güven içinde üretim sağlanır. • Kitapçıklar gibi harmanlı belge üretim-

64

Bununla da kalmayıp, görüntü boyutlarında akıllıca ince ayar yaparak ön yüze basılan görüntüyü ölçüp fırınlama işleminden geçtikten sonra soğutucu üniteye gelen kağıt ebadında herhangi bir deformasyon oluşmuşsa, basacağı arka sayfayı otomatik büyültüp veya küçülterek ön arka baskı işlemini gerçekleştirir. Canon imagePRESS C7010VP Serisi makinelerimizi diğer makinelerden ayıran başka bir özellik de baskı yaparken bütün medyaları mekanik pozalama sistemiyle pozalamasıdır.

Renk yönetimi Canon’un X-Rite tarafından geliştirilen Renk Yönetim Sistemi, tüm renkli iş akışının hassas ve tutarlı denetimini gerçekleştirir. Bu da renk beklentilerinin daima karşılanabilmesini, güvenilir iş ve provalar teslim edilebilmesini garanti ederek, zaman tasarrufu ve hatalarda azalma sağlar. Baskı makinelerimizde ürettiğiniz provaların ISO standardına uygunluğu Fogra tarafından test edilerek sertifikalandırılmaktadır. Bu sayede prova üretiminizin kalitesi tüm dünyada kabul edilmiş bir sertifika alınarak kanıtlanabilir. Fogra sertifikalı provalar dünya baskı endüstrisinde bağlayıcı prova olarak kullanılır. Provanın doğruluğu sertifikalandırılmış olduğundan kanıt teşkil eder. Canon imagePRESSC7010VP tüm serilerinde Fogra Sertifikasyonunu tutarlı üretimi ve baskı kalitesiyle rahatlıkla alabilmektedir. Renk yönetimi şunları yapabilmenizi sağlar: • Spot renkleri hassasiyetle dijital baskıda basabilme • Dijital provaları endüstri standartlarına uygun Fogra Sertifikasyonu ile gerçekleştirme • Prova iş yönetiminde ICC profilleri kullanma • Monitor ve CMYK yazıcıları profillendirme • Farklı kağıt ve iş türlerine göre renk bilgilerini içeren kayıtlar oluşturma

Kusursuz sonlandırma Ön arka baskı hassasiyeti Akıllı Register Teknolojisi (IRY), imagePRESS C7010VP Serisi, kağıdın ön yüzündeki baskının arka yüzündeki baskı ile hassas biçimde çakıştırılmasını sağlar.

Delik açma, sırttan tel dikiş ve amerikan cilt gibi, dahili sonlandırma yetenekleri bulunur. Büyük boyutlu ortam ile çalışabilme yeteneği sayesinde ise, artık Photo Book’lar üretilebilir ve yeni üretim imkanları geliştirilebilir.


kapak konusu

Sonlandırma işlemi, çok yönlülüğün yanı sıra, çok da hassas gerçekleştirilir. Sırttan tel dikiş yaptığımız bir ürünü veya Amerkan cilt yaptığımız kitabın dahili üç ağızlı bıcak ile kesimini geçekleştirip, bitmiş iş çıkmasını sağlamaktadır. Canon imagePRESSC7010VP, Amerikan Cilt, Profesyonel Delgeç, SırttanTel Dikiş, Zımbalama, Insert Ekleme ve Katlama gibi işlemleri dahili yapabilme yeteneğine sahiptir.

Optimum sonuçlar için iş kütüphanesi Ön ayarlı 2 bin seçenek barındıran hazır kütüphane sayesinde, belirli bir işte kullanılacak doğru ortamı seçebilirsiniz. Bu seçim yapıldıktan sonra imagePRESSC7010VP Serisi, baskı parametrelerine otomatik olarak ince ayar yapar: Örnegin, fırın üniteleri sıcaklığını ya da toner yoğunluğunu kendi ayarlayarak, her tür alt katmanda optimum sonuçlar üretir.

Fırınlama teknolojisinin özellikleri Canon imagePress C7010VP iki fırınlama ünitesine sahip. • Isı üzerinde daha iyi kontrol sağlar. • Kağıt cinsi değişikliklerinde ısı yüzünden zaman kaybı yaşanmaz. • İki fırınlama ünitesine kağıdın cinsine göre, her birine 20 farklı ısı değeri girilebilmesi, bastığı materyallerde sınır tanımamasını sağlar. • Çeşitli ısı ayarlarının değiştirilmesiyle parlak kağıtta mat, mat kağıtta parlak veya matta mat, parlakta parlak görüntü alma imkânı sağlar. • Geniş bir alan üzerinde pişirme yapar, 150 grama kadar ilk fırından, 150 gram üstünü de çift fırından geçirir. • İki fırınlama sistemine sahip oluşu düşük ısılarda üretim yapmasını ve enerji tasarrufu sağlar. • Özellikle kuşelerde kabarcık olmasını engeller. • Transfer Belt yapısı nano teknolojiyle üretilmiştir ve transfer işleminde özellikle dokulu kağıtlarda kağıdın içine işleyip tonerin eriyip kağıtla bütünleşmesini sağlar. • Fırınlama ünitesinden sonra kağıt soğutucu üniteye geçmesiyle kağıdın yapısında oluşabilecek deformasyon önlenmiş olur.


kapak konusu

matbaa&teknik

Dijital Baskıya Başlangıç İçin Heidelberg Linoprint C 751 UK company Aaron Printing selects Linoprint C 751 for digital debut Kısa tirajlı baskılar için mükemmel çözüm. Linoprint C 751 üstün baskı kalitesi ve olağanüstü fonksiyon yelpazesi sayesinde kendi sınıfındaki en iyi özellikleri ve güvenilirliği sağlıyor.

Perfect solution for short-run printing

Aaron Printing Yönetim Kurulu Başkanı Gary Nagioff (solda) ve Heidelberg İngiltere’den Richard Dix. Aaron Printing’s managing director Gary Nagioff (left) with Richard Dix of Heidelberg UK. Gary Nagioff believes, that with the investment in digital printing, the company will be able to offer a single centralized and efficient database and list manipulation service.

Aaron Printing firması dijital baskıya giriş için seçimini Heidelberger Druckmaschinen AG (Heidelberg)‘in çözümlerinden birisi olan Linoprint C 751 modeli yönünde kullandı. Bu yatırım şirketin neredeyse yeni olan yatırımları Speedmaster XL 105-5+L ve Yönetim Bilişim yazılım paketi (MIS) ile birlikte aldığı CtP sisteminden birkaç ay sonra gerçekleşti. Matbaada ayrıca Speedmaster SM 52-2 baskı makinesi de bulunmaktadır. İngiltere’nin Batı Molesey bölgesinde bulunan firma, hali hazırda bulunan mailing (doğrudan postalama) hizmetinin dijital baskı makinesi yatırımı ile birlikte tek merkezli, verimli veri tabanı uygulamalarına sahip ve liste işleme hizmetlerini güçlendireceğine inanıyor.

66

Aaron Printing is making its debut in digital printing with a Linoprint C751 from Heidelberger Druckmaschinen AG (Heidelberg). This investment comes only months after the company added a nearly new Speedmaster XL 105-5+L along with the latest MIS and CtP systems. The press room is also equipped with a Speedmaster SM 52-2. The West-Molesey-based company already offers a mailing service and believes that, with the investment in digital printing, it will be able to offer a single centralized and efficient database and list manipulation service.



kapak konusu

matbaa&teknik

Giriş seviyesi renkli dijital baskı üretimi makinesi Linoprint C 751. Üstün baskı kalitesi ve olağanüstü fonksiyon yelpazesi sayesinde kendi sınıfındaki en iyi özellikler ve güvenilirliğe sahiptir. The Linoprint C 751 is the series for entry-level digital color production. With outstanding image quality and an exceptional range of functions, it offers the best specifications and reliability in its class.

Firmanın Yönetim Kurulu Başkanı Gary Nagioff; "Çevremizdeki herkes kısa tirajlı ve kişiselleştirilmiş baskı alanında yer alırken biz bunun gerisinde kalmayı göze alamazdık. Heidelberg ve kalitesini seçtiğimiz için memnunuz ve Linoprint modeli diğer baskı makinelerimizle birlikte çok iyi bir uyum sağladı. Linoprint C751, mükemmel bir giriş seviyesi makinesi. Ayrıca Morgana DocuMaster Pro kitapçık oluşturucu makinesi ile birlikte yatırımın geri dönüşü daha hızlı olacak.” şeklinde konu hakkındaki görüşlerini belirtti. Linoprint mürekkep sisteminde yağsız toner kullanılması ile birlikte PUR tutkaldan daha düşük maliyetli olan sıcak tutkal kullanımına olanak sağlanmakta ve kapak takma işlemleri sorunsuz bir şekilde halledilebilmektedir. Gary Nagioff, Heidelberg’in düzenlediği ve Linoprint teknolojisi hakkındaki

68

“Everyone is adopting the short run, personalized digital printing arena and we cannot afford to be left behind,” says Gary Nagioff, managing director. “We like dealing with Heidelberg and the Linoprint quality fits best alongside our litho presses. It is a great entry level machine. We have also specified the Morgana DocuMaster Pro booklet maker so quick turnrounds will be easy.”

drupa’daki diğer gelişmelerin yanı sıra baskı öncesi, baskı ve baskı sonrası alanlarındaki gelişmelerin gösterildiği programa da katılmıştı.

Lack of toner oil in the Linoprint ink also allows digital work to be perfect bound using cheaper hot melts rather than PUR glues. Gary Nagioff attended the recent Heidelberg open house where the Linoprint technology was demonstrated alongside other drupa developments in pre-media, printing and finishing.

Aaron Printing firması adını, Gary Nagioff’un Elvis Presley’e olan hayranlığı ile birlikte ünlü şarkıcının göbek adı olan Aaron’dan almıştır. Firmaya isim seçilirken baş harflerinin Aa (Çift a) olması sayesinde arama listelerinde en üst sıralarda görünmektedir.

The Aaron Printing company name reflects Gary Nagioff’s enthusiasm for Elvis Presley, whose middle-name was Aaron. But the name was also chosen because the double Aa at the start of the name put the company at the top of directories and listings.

Aaron Printing firması 25 yıllık geçmişi ve müşterilerine sunduğu en üst kalite rekabetçi baskı ve baskı sonrası hizmetine sahiptir. FSC ve PEFC sertifikalarına sahip firma, sürdürülebilirliği desteklemekte ve doğal çevrenin korunmasına özen göstermektedir.

Aaron Printing has been established over 25 years providing their customers with a very high quality competitive printing & finishing service. The FSC and PEFC certified company sustainably supports the preservation of the natural environment.



kapak konusu

matbaa&teknik

FujiFilm, Dijital Baskı Çözümleri FujiFilm, Uvistar PRO8, Acuity Led 1600 ve Acuity Advance makinelerinin tanıtımını yaptı. Ar-Ge yatırımları sayesinde sürekli geliştirilen teknolojisi ile “Dijital Baskı Ürünleri”nde fark oluşturan FUJIFILM, 06-09 Aralık 2012 tarihleri arasında düzenlenen Sign İstanbul Uluslararası 14. Açıkhava Reklamcılığı Fuarı’nda büyük ilgi gördü. FUJIFILM, Uvistar PRO8, Acuity Led 1600 ve Acuity Advance makinelerinin tanıtımını yaptı. FUJIFILM, Sign İstanbul Uluslararası 14. Açıkhava Reklamcılığı Fuarı’na katılarak yeni ürünlerini sektör temsilcileri ve iş ortaklarıyla paylaştı. FUJIFILM’in açıkhava reklamcılığına yeni bir soluk getirecek olan geniş format baskı makinesi Acuity LED 1600, hızlı ve düşük maliyetli olmasının yanı sıra çok yönlü Uvistar PRO8 Dijital Baskı Makinesi ve fotoğraf kalitesinde yüksek hızlı dijital baskıya imkan veren Acuity Advance UV Flatbed Dijital Baskı Makinesi ziyaretçilerimizin yoğun ilgisiyle karşılaştı. FUJIFILM yöneticileri ve teknik ekibinin de hazır bulunduğu fuarda, sektör temsilcileri yeni sistemler ve sağladığı avantajlar hakkında ayrıntılı bilgi aldı. FUJIFILM Dijital Baskı Ürünleri Müdürü Murat Özkıray, fuarların bilgi paylaşımları konusunda önemli organizasyonlar olduğunu belirterek, gördükleri ilgiden çok memnun kaldıklarını söyledi. Özkıray, “Bu fuarda, sergilenen makine çeşitliliği nedeniyle ziyaretçiler tarafında en çok ilgili gören standlardan biri olduk” dedi.

Acuity LED 1600 FUJIFILM tarafından tasarlanan “geniş

70

format baskı makinesi” Acuity LED 1600, geleceğe yön verecek olan teknolojilerden biri olarak tanımlanan yüksek performanslı LED kurutma sistemine sahip. LED lambaları çok düşük miktarda ısı yaydığı için, ısıya karşı hassas malzemelerde bile çalışma imkanı sunuyor. Standart UV lambalardan çok daha düşük enerji tüketimine sahip olup, 10 kata kadar daha uzun ömürlüdür. Tüm bu özellikleriyle çevreye en duyarlı baskı makinesidir. Acuity LED 1600 ayrıca üst seviyede bir baskı kalitesi sunar. FUJIFILM Dimatix tarafından tasarlanan baskı kafası, UV mürekkep ve LED kurutma teknolojisinin harmanlanmasıyla pürüzsüz, fotoğraf kalitesinde baskı sonuçları alınır. Makine beyaz renk basma ve lokal lak atma özelliğine sahiptir.

Özellikle açıkhava reklamcılığında önemli bir çözüm olarak sektöre giren UV baskı teknolojisi, hızlı baskı ve kuruma özellikleri ile üretim kapasitesi ve hızında önemli avantajlar sunar. 350 m2/saate varan hızı ve FUJIFILM’in Uvijet mürekkepleri ile desteklenen Uvistar serisi, 5 metre ene kadar baskı ebadı, parlak renkli ve kaliteli baskıları ile sektörün önemli bir çözüm ortağı oldu. Uvistar serisinin geniş ebatta sunduğu önemli yeniliklerden biri de, polietilen gibi yumuşak malzemelerde mükemmel sonuç elde etmesidir. Makinenin 4 veya 8 renk olarak konfigüre edilebilmesinin yanında bu segmentte bulunmayan 25 mm kalınlığa kadar sert malzemeye baskı yapabilme özelliğine sahiptir.

Uvistar PRO8

Acuity Advance

Hızlı ve düşük maliyetli geniş format baskılar için tasarlanan Uvistar, aynı zamanda çok yönlü UV dijital baskı imkanı sağlar.

Fotoğraf kalitesinde yüksek hızlı dijital baskı yapılmasına imkan veren Acuity Advance serisi, standart malzemeler ile göz alıcı baskı sonuçları sunuyor. Acuity Advance serisi, FUJIFILM’in UV teknolojisi üzerindeki birikimi sayesinde yüksek kalite ve baskı hızı ile yatırım maliyetini düşürüyor. Bu sayede yatırımların geri dönüşü kısa sürede gerçekleşiyor. İhtiyaca uygun şekilde kolay konfigüre edilebilmesi sayesinde optimum yatırım maliyeti sunan Acuity Advance serisinin HD2565 ve HS3545 modellerinde rulo ünitesi ve X2 geniş tabla, opsiyon olarak sunulmaktadır. Makine 6 ile 42 pikolitre değişken damla büyüklüğüne sahip olması sayesinde çok yüksek kalitede baskı sunmaktadır. Ayrıca beyaz renk basma özelliği vardır.



kapak konusu

matbaa&teknik

MGI, Türkiye Pazarına Hakim Olacak We Are Aiming to Cover The Market Victor Abergel: “MGI, Bilgitaş’la birlikte tüm piyasaya hakim olmayı ve Türkiye pazarında anahtar bir rol üstlenmeyi hedefliyoruz.”

Victor Abergel: With Bilgitaş we are aiming to cover the market and become the key player in Turkish Market. After the anouncement of this news in the past month, we asked Victor Abergel, the Executive Vice President and International Sales and Development Managing Director of the MGI, about this new cooperation. Claiming that their products are the natural offset complements, Abergel said that they were aiming to be the key player in Turkish market:

Victor Abergel

Murat Ada

Fransız Dijital baskı ve sonlandırma makineleri üreticisi MGI, Türkiye’de temsilci olarak Bilgitaş’ı seçti. Geçtiğimiz ay duyurulan bu haberin ardından şirketin uluslar arası satış ve iş geliştirme başkan vekili Victor Abergel’e bu yeni işbirliğini sorduk. Ofsetin doğal bir tamamlayıcısı olduklarını söyleyen Abergel, Türkiye’de anahtar rol üstlenmeyi hedeflediklerini, söylüyor: matbaa&teknik: Bilgitaş’la birlikte Türkiye pazarına ilk girişiniz mi? Türkiye pazarı ile ilgili olarak ne tip çalışmalar yaptınız? Victor Abergel: Hayır, geçmişte başka firmalarla işbirliğimiz oldu. Ama Türkiye’de ilk resmi açılışımızı Bilgitaş’la yaptık. Geçmişte yerel işbirlikleri yapmıştık. Ürünlerimizin satışını da bu işbirlikleri vasıtasıyla gerçekleştirirdik. Ama 2012 yılından beri Bilgitaş’la resmi ortağız çünkü Bilgitaş kuzeyden güneye doğudan batıya tüm Türkiye’yi kapsayan bir kuruluş.

72

matbaa&teknik: Is that your first activity in Turkey? Did you attempt to enter the Turkish market before? Victor Abergel: No, the real official launch for producing in Turkey was with Bilgitaş. In the past, we used to make local collaborations. We used to sell equipments in Turkey through those collaborations. But since 2012 we have become an official partner with Bilgitaş to cover all the entire country because Bilgitaş has the foundation to cover the country from North to South and East to West. matbaa&teknik: What are your expectations from Bilgitaş? Victor Abergel: Our first expectation is to start installing machines in the graphic art industry. Because today our main core business is the graphic art industry, commercial printing and screen printing industry. We have digital printing equipments and finishing equipments. With Bilgitaş we are aiming to cover the market and become the key player in Turkish Market. matbaa&teknik: We know that MGI is different; you can print on different substances, could you please explain MGI’s



kapak konusu

matbaa&teknik

matbaa&teknik: Bilgitaş’tan beklentileriniz neler? Victor Abergel: İlk beklentimiz grafik endüstrisi için makineler kurmak. Çünkü bizim esas işimiz grafik, ticari baskı ve serigrafi endüstrileriyle. Dijital baskı ve sonlandırma ürünlerimiz mevcut. Bilgitaş’la birlikte tüm piyasaya hakim olmayı ve Türkiye pazarında anahtar bir rol üstlenmeyi hedefliyoruz. matbaa&teknik: MGI, Türkiye’de bilinen dijital baskı çözümlerinden biraz daha farklı; değişik materyaller üzerine baskı yapabiliyorsunuz. MGI’nin çözümlerinden ve vizyonundan bahsedebilir misiniz? Dijital baskı üzerine ne gibi planlarınız var? Victor Abergel: Günümüzde MGI pazardaki büyük markaların bir alternatifi. MGI müşterilere bir alternatif sunuyor. Tüm makinelerimiz tabaka beslemeli konsepte uygun olarak geliştirildi. Çünkü biz bu ürünleri ofset baskı endüstrisine tamamlayıcı unsurlar olarak üretiyoruz. Biz bir milyon kopya basacak makineler üretmiyoruz. Biz kısa ve orta düzeydeki pazarı kapsayan ürünler üretiyoruz. Hangisi bizim için daha kârlı? Masrafı bir dolar üzerinden değerlendirecek olursak, bunun 53 sentinin dijital baskıya harcandığını görürüz. Bu da demek oluyor ki piyasadaki anlayış büyük sayılarda siparişlerden, orta ve küçük sayılarda siparişlere doğru kayıyor. İşte biz de bu nedenle bu makineleri geliştirdik. Diğer sebepler ise; müşterilerimize ve ticari baskı yapanlara yakın olmak ve pazara yüksek kalitede çözümler sunmak. 3600 dpi çözünürlükte baskı yapıyoruz. 70’ten 350 gsm’e kadar baskı yapıyoruz, ayrıca PVC, vinyl, polyester gibi plastik üzerine de baskı alabiliyoruz, zarflara baskı yapabiliyoruz. Her çeşit zarfa baskı yapabilen tek makine bizde var. Makine tüm boyutlardaki zarflara baskı yapabiliyor. Kişiselleştirilmiş zarf pazarı, kısa vadede, müşterilere çok büyük kârlılık sunuyor. Biz ayrıca 1 metreye kadar baskı yapabilme imkanı sağlıyoruz. Bir tek bizim makinelerimiz 4 kırım yapabiliyor. Baskı piyasası bu tarz ürünleri talep ediyor, bunlar esnek ürünler. Az miktar sebebiyle ofsette çok maliyetli olacak bir işi bu makinelere transfer edebilirsiniz. Dijital baskıda fiyatlar uygun olduğu için kârlılık da mümkün olabiliyor. İşte bu bizim vizyonumuz, çok net. drupa Fuarı’nda elektrofotografi ve lazer teknolojisini gördük. Bundan bir sonraki safha ise inkjet teknolojisi olacak. Biz de bu nedenle yeni B2 boyutunda 6 renkli inkjet ve 52’ye 74 spot UV’li online’ı hazırlıyoruz. Bu makinemizi IPEX 2014’te görücüye çıkaracağız. Bugün A3

74

solutions and vision? What’s your plan on digital printing? Victor Abergel: Today MGI is an alternative against the big names in the market. MGI is providing an alternative to the market for the customers. All of our equipments have been developed on the sheet fed machine concept. Because, we develop these products in order to be a complement to the offset printing industry. We are competing with the offset printing. We are not building an equipment to produce 1 million samples. We have built an equipment to cover the short and medium market. What is the more profitable for our industry? When you examine the numbers on the one dollar spent, 53 cents have been spent on digital printing. It shows that the mentality of the market today is changing from the large numbers of orders to short orders and medium orders. And that’s why we have developed these equipments. Other reasons we have developed these equipments are to be close to our customers and commercial printers; to offer the market high quality solutions. We are printing on 3600 dpi. We are printing paper from 70 gsm up to 350 but also plastics such as pvc, vinyl, polyester; we are printing envelopes. We have the only machine which can only print on any kind of envelopes. All formats of envelope can be printed on the machine. Personalized envelope market, in the short run, offers a huge profitability for the customers. Also we are offering the capabilities to print up to 1 meter. We have the only machine which can make to four folders. The printing market is demanding these products, these are flexible tools. They can transfer job from offset that costs a lot of money because of the small quantity. To the digital printing to make profit on it because the cost of production is also very affordable to make profit on it. That’s our vision, our vision is very clear. At Drupa we see electro photography and the laser technology. The next stage will be the inkjet technology and that’s why we are also preparing our new B2 size press 6 color inkjet, 52 by 74 with spot UV online and we will show this machine at IPEX 2014. Today, we know that A3 size is the laser technology, now we are looking for the next level, B2 size with the inkjet technology. Every year we are here, in this exhibition, since 1999. We have been mastering this technology for 15 years. We are the only digital manufacturer offering complete plastic card solution from A to Z. With our meteor 8700 XL,



kapak konusu

matbaa&teknik

boyutunun lazer teknolojisi olduğunu biliyoruz, şimdi bir sonraki safhaya bakıyoruz, inkjet teknolojisiyle B2 ebadı. Biz bu teknolojiyi 15 senedir uyguluyoruz. A’dan Z’ye plastik kart çözümleri sunan tek dijital üreticiyiz. Meteor 8700 XL’imizle PVC’ye baskı yapabiliyoruz ve ofsete kıyasla daha rekabetçiyiz. matbaa&teknik: Ortadoğu’da çok güçlü olduğunuzu görüyorum. Victor Abergel: Evet, bazı yapılanmalarımız var; Dubai, Lübnan ve Ürdün’de güçlü dağıtım kanallarımız var. Suudi Arabistan’da da yeni bir ortağımız olacak. Neredeyse tüm Ortadoğu’yu kapsıyoruz. Tüm Ortadoğu’da 100’den fazla kurulumumuz mevcut. Yeni dijital baskı makinelerimiz var ve drupa’da resmi olarak tanıttığımız yeni bir spot UV inkjet makinemiz var, bir 3D makine. Bu büyük bir başarı. 35’ten fazla sipariş aldık. Kurulumlar başlıyor. Geçen hafta Almanya’da bir kurulum gerçekleştirdik ve iki hafta önce de Finlandiya’da. İsviçre, Belçika, Norveç, Avustralya ve Brezilya’da da kurmaya devam ediyoruz. Ürünü piyasada çok fazla talep gören spot UV kesme işleminde kullanılmak üzere tüm dünyaya yayıyoruz. matbaa&teknik: Türkiye’de hedefleriniz neler? 2013 yılında kaç makine kurmayı bekliyorsunuz? Victor Abergel: 2013 yılında Türkiye’de makine kurulumlarını gerçekleştirmeyi umuyoruz. Mayıs’ta İstanbul’da çok büyük bir fuar var. Bu fuarda tüm ürün portföyümüzü standımızda sergiliyor olacağız. 2013’ten çok fazla beklentimiz var. Bu çok iyi tanınan bir fuar ve sektörden tüm firmalar orada olacak, biz de onları ziyaret ediyor olacağız. Türkiye artık büyüyen bir pazar değil. Türkiye Avrupa’nın geri kalanına kıyasla en çok gelişmiş pazarlardan birisi konumunda. Tek fark işçilik maliyeti… Tüm Avrupa’yla rekabet etme fırsatına sahipsiniz. Yapmanız gereken yeni teknolojilere yatırım yapmak.

76

we can print on PVC. We are competitive compared to the offset. matbaa&teknik: I understand that you are very strong in the Middle East. Victor Abergel: Yes, we have several implementations; we have strong distributors in Dubai, Lebanon and Jordan. We are also appointing a new partner in Saudi Arabia. We are covering almost all the Middle East. We have more than 100 installations all over the Middle East. We have new digital presses but also a new spot UV inkjet machine that we launched officially at Drupa, it is a 3D machine. It is a great success. We received more than 35 orders. Installations are starting now, we have installed last week in Germany and in Finland two weeks ago. We are installing in Switzerland, Belgium, Norway, Australia and Brazil. We are spreading the product all over the world for the spot UV cutting application which is a highly demanded finishing solution for the market. matbaa&teknik: What are your targets for Turkey? How many installations do you expect in 2013? Victor Abergel: We are hoping to install new machines in Turkey in the year 2013. There is a very big exhibition in May, Printtek, in Istanbul. We will have all product portfolio shown on the stand. We have great expectations from 2013. This one is very well known so all the industry will be visiting the exhibition and we will be contacting with them. Turkey is not an emerging market anymore. Turkey is one of the most developed markets when I compare to the rest of Europe. The only difference is the labor cost. You have an opportunity to be competitive to the rest of the Europe. What you need is to invest in the new technology.



kapak konusu

matbaa&teknik

Matset A.Ş.’ den Dört adet HP INDIGO kurulumu… İlk HP Indigo 5600 Makineler Teknik Kart ve Apapresso’ya…

MatSet A.Ş tarafından yapılan basın duyurusunda drupa 2012’den bu yana yapılan HP Indigo yatırımları anlatıldı. HP Indigo Türkiye Dağıtıcısı MatSet A.Ş’nin satış müdürü olarak görev yapan İşcen, İlk HP Indigo 5600 makinelerinin Teknik Kart ve APAPRESSO şirketlerine yapıldığını açıkladı. İşcen’in dergimize göndermiş olduğu açıklama şöyle: “drupa 2012 fuarında görücüye çıkan HP Indigo 5600 dijital ofset baskı makinesinin Türkiye’de ilk kurulumu Teknik Kart firmasında gerçekleştirilmişti. Tkart firma ortaklarından Avni Kara ve Orhan Taşdemir ile Matset A.Ş. yetkilileri arasında yapılan bir seneyi aşkın görüşmeler sonucunda drupa 2012 fuarında imzalar atılmıştır. İkinci kurulum ise APA Uniprint firması bünyesinde kurulmuş olan APAPRESSO firmasında gerçekleşmiştir. APA ailesinin basım dünyasında dördüncü nesil Ercan Apa ile yapılan görüşmeler ve Ali Tümay’ın da araştırmaları sonucu HP INDIGO 5600 modelinde karar kılınmıştır.

HP Indigo 5600’ün Bazı Özellikleri Her iki firmaya da kurulmuş olan 7 renk HP Indigo 5600 dijital ofset baskı makinesine ısıya duyarlı PVC ve benzeri malzeme baskısı için One Shot özelliği eklenmiştir. HP Indigo tabaka makinelerde, her renk önce blankete, blanketten malzemeye transfer edilmekte-

78

dir. Bu özellik ile tüm renkler tek tek blankete, ordan da tek seferde malzemeye transfer edilmektedir. Bu baskı özelliği bizim bobinden bobine çalışan makinelerimizde bulunmaktadır. Normal çalışma modunda ulaşılan baskı kalitesi, şu an piyasada çalışan mevcut UV tabaka ofset makinesinde basılan baskı kalitesine eşdeğerdir, One Shot teknolojisinin özelliği ile hiçbir baskı teknolojisinde olmayan keskinlikte kart baskısı yapılabilmektedir.

Güvenlik Mürekkebi ve Kalın Kit HP Indigo 5600 makineye konulan bir diğer katma değerli özellik özel mor ışıkta gözüken kırmızı UV güvenlik mürekkebi olmuştur. Güvenlik baskısı için farklı imajlarla kombine edildiğinde ürünün taklit riskini azaltan özelliklerden biri olmuştur. Bu özelliklere ilaveten 460 mikron malzemeye baskı için kalın kit ve şeffaf, metalize ve renkli malzemeler için beyaz mürekkep opsiyonu kurulan makinede mevcuttur. Hem Teknik Kart, hem APAPRESSO yeni makineleri ile kısa, orta tirajlı kart üretiminde yüksek kalitede, kişiselleştirilmiş baskılarını son derece hızlı ve firesiz olarak sunabilecektir.

Kubilay Ofset’ e ikinci HP Indigo İzmir Kubilay Ofset firması 2008 senesin-



kapak konusu

matbaa&teknik

de almış olduğu HP Indigo 5500 ile yaşamış olduğu başarıdan sonra, İzmir’de açmış olduğu yeni şubesinde tekrar HP Indigo kalitesinde karar kılmıştır. İkinci makine seçimini HP Indigo 3550 serisinden kullanan Aziz Pazarlıoğlu, yeni şubesinde kurumsal çözümlerinin yanısıra, perakende satışlara da ağırlık vereceğini açıklamıştır. Kubilay Ofset ile birlikte Türkiye’de ikinci dijital makineyi de HP Indigo’dan yana kullanan firma sayısı 10 olmuştur.

Doğa Etiket’in Tercihi HP Indigo 6600 oldu Son HP Indigo kurulumu ise bobin etiket sektörünün hem makine parkı, hem pazar payı hem de uluslararası alanda kazanılmış başarılar itibari ile lider firmalarında Doğa Etiket A.Ş. firmasında gerçekleşmiştir. Firma ortaklarından Bora İnan ve Zafer Akbaş ile yapılan üç seneye yakın görüşmeler sonucunda en doğru seçimin HP Indigo 6600 olduğunda karar kılınmıştır. Son nesil etiket / ambalaj makinesi olan HP Indigo 6600 kısa orta tiraj işlerin daha hızlı ve ekonomik basımı için tercih edilmiştir. 7 renk, 12-450 mikron aralığında her türlü malzemeye baskı imkanı sağlayan HP Indigo 6600, Doğa Etiket firmasına esneklik ve düşük maliyet sağlayacaktır.”

UPM, “Marka Değeri” Kitabının Kâğıt Sponsorluğunu Üstlendi Yenilenebilir hammaddelerden ürettiği ürünleri ve sürdürülebilirlik ilkesine yönelik yatırımlarıyla ön plana çıkan UPM, bu kez de Brand Finance Kurucu ve Yöneticisi David Haigh ile Brand Finance Türkiye Direktörü Muhterem İlgüner’in ortaklaşa kaleme aldığı “Marka Değeri” kitabının kâğıt sponsoru oldu.

“Ölçebilirsen Kontrol Edebilirsin, Kontrol Edebilirsen Yüceltebilirsin” UPM’nin kâğıt sponsorluğunu üstlendiği 325 sayfalık kitap, “Ölçebilirsen kontrol edebilirsin, kontrol edebilirsen yüceltebilirsin” sloganıyla açılıyor ve marka değerinin önemi, stratejik pazarlamanın karar süreçlerine katkısı ve değer tabanlı marka yönetimi gibi güncel konuları işliyor. Bir süredir gündemi meşgul eden “marka değeri” kavramının, bugün, şirketlerin ve ülkelerin, küresel rekabet üstünlüklerini sağlama sürecinde başarılarının ölçümü olarak kabul eden kitap,

80

marka yönetiminin değer oluşturacak şekilde sürdürülebilmesini ise, son yıllarda her kurum ve kuruluş için öncelikli hale getiriyor. Marka değeri ve onu ölçecek çeşitli yöntem-

ler de, bu alandaki bilgi ve birikim eksikliğini gidermek amacıyla okuyucuya sunuluyor. “Marka Değeri” kitabı, Markanın Tanımı, Markaları Lisanslamak, Marka Ağırlığı ve Başarı (Performans) Ölçümler gibi konu başlıklarına sahip.

Yenilikçi Fikirleri Önemsiyoruz Kitabın sponsorluğunu üstlenmekten büyük gurur duyduklarını dile getiren UPM Türkiye Genel Müdürü Gülay Akkuş, “Yenilikçi ve sürdürülebilir yaklaşımımız dâhilinde, şirketlerin uzun vadeli ilerleme ve büyüme hedeflerine katkı sağlayacak bir kavramı derinlemesine inceleyen, sektörel dönüşüme ve iş stratejilerine katkıda bulunan ‘Marka Değeri’ kitabına kâğıt sponsoru olarak destek veriyoruz çünkü her şeyden önce tamamen geri dönüştürülebilen UPM kâğıtlarının satır aralarında özenle taşıdığı yenilikçi fikirleri ve önemli mesajları önemsiyoruz” dedi.



kapak konusu

matbaa&teknik

Avrupa İçin İki Jet Press 720 Fujifilm Confirms Sales of Two Jet Press 720 Presses in Europe FUJIFILM Europe GmbH Genel Müdür Yardımcısı Yasufumi Morimoto, Avrupa’da yapılan iki JetPress 720 baskı makinesi satışının, bu yılın başlarında gerçekleştirilen drupa’da gördükleri ilgi düzeyini doğruladığını belirtti.

Yasufumi Morimoto, Senior Vice President, FUJIFILM Europe GmbH

Fujifilm Avrupa, iki Jet Press 720 dijital mürekkep püskürtmeli baskı makinesinin Avrupa’ya satışının onaylandığını duyurdu. Avusturya ve Fransa’da bulunan matbaalar, şirketin çığır açan B2 dijital mürekkep püskürtmeli baskı makinesine yaptıkları yatırımlarla başı çekiyorlar. Bu dünya çapındaki satışların sayısını on dokuza çıkartıyor. drupa 2012’de, ilk dokuz makinenin Japonya, ABD ve Kanada’da baskı makinesinin ticari olarak satışa sunulmasından itibaren on iki ay içerisinde satıldığı duyuruldu ve diğer sekiz satış bu bölgelerde o tarihten sonra yapıldı. FUJIFILM Europe GmbH Genel Müdür

82

Yardımcısı Yasufumi Morimoto, Avrupa’da yapılan iki JetPress 720 baskı makinesi satışının, bu yılın başlarında gerçekleştirilen drupa’da gördükleri ilgi düzeyini doğruladığını belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Bu matbaacıların her ikisi de Jet Press 720’nin olağanüstü kalitesinden ve verimliliğinden etkilendi ve baskı makinesinin işletmelerinde kullanımının, yeni baskı uygulamalarının yararını görmelerine ve daha büyük kar potansiyelini gerçekleştirmelerine yardımcı olacağına inanıyoruz.” Jet Press 720, B2 kağıdını tek geçişte bastırabilen, dört renkli ve mürekkep püskürtmeli bir baskı makinesi. Bu özellikleri, saatte 2 bin 700 B2 kağıdı üretim hızına ulaşmasını sağlar. Dört değişken nokta boyutuyla 1200dpi x 1200dpi çözünürlüğünü elde etmek için yazıcı kafası teknolojisini kullanır ve bir dijital baskı sistemiyle edinilebilecek kalite açısından çıtayı yükseltir. Görüntülemeden önce, basılan sayfaya primer uygulandığında, Jet Press, standart ofset kağıtlarına (kuşe) ve özel hamur kağıtlara baskı yapabilir. Görüntülendikten sonra, B2 sayfası, bir ofset sayfası gibi işlenebilir ve mümkün olan birçok özel ve mevcut sonlandırma ekipmanına eklenebilir. Sonuç olarak, sonlandırma esnekliği açısından, dijital baskının, ofset baskı olarak işlenmesi her zamankinden daha fazla mümkündür. Her iki baskı makinesi de daha fazla bilginin verileceği 2013 yılı başlarında kurulacak.

Fujifilm Europe announced that orders for two Jet Press 720 digital inkjet presses in Europe have been confirmed. Visionary printers in Austria and France are leading the way with investments in the company’s groundbreaking B2 digital inkjet press. This brings the total sold worldwide to nineteen, following the announcement at drupa 2012 of the first nine machines in Japan, USA and Canada, all achieved within the first twelve months of the commercial availability of the press, and eight further sales in these regions since then. “The sale of two Jet Press 720 presses in Europe validates the high level of interest that we saw at drupa earlier this year,” comments Yasufumi Morimoto, Senior Vice President, FUJIFILM Europe GmbH. “Both of these printers were impressed by the outstanding quality and productivity of the Jet Press 720 and we are confident that the introduction of the press to their businesses will help them reap the benefit of new printing applications and realise greater profit potential.” The Jet Press 720 is a four colour digital inkjet press capable of printing a B2 sheet in a single-pass, resulting in production speeds of up to 2,700 B2 sheets an hour. It makes use of SAMBATM print-head technology to achieve resolutions of 1,200dpi x 1,200dpi with four variable dot sizes, and is set to raise the bar in terms of the quality that can be achieved with a digital printing system. Significantly, by applying a primer to the printed sheet prior to imaging, the Jet Press can print onto standard offset coated and specified uncoated papers. Once imaged, the B2 sheet can be treated like an offset sheet, dropping into existing finishing equipment, with many special finishes possible. As a result, in terms of finishing flexibility, digital print can be treated more like offset print than ever before. Both presses will be installed in early 2013 when further information will be released.



kapak konusu

matbaa&teknik

UV LED teknolojisine sahip Mimaki ürünleri UJF-3042 Serisi bu özelliği ile matbaalar ve ambalaj sektörü tarafından ilk sırada tercih edilen makine. Bunun yanı sıra adetli üretim yapmak isteyen copy center’lar, promosyon firmaları, etiket firmaları da UJF-3042HG’ye büyük ilgi gösteriyor.

Kullanıcısına sınırsız malzeme seçeneği üzerine baskı yapabilme olanağı ile benzersiz çözümler sunan Mimaki UV LED baskı makineleri; rakipsiz kalite ve çok yönlülüğü ile kullanıcıları için limitsiz iş imkânları sağlıyor. Mimaki’nin ilgi gören UV LED baskı makinelerinin genel özellikleri şirketin Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri temsilcisi Pimms’ten yapılan açıklamada şöyle özetleniyor: “Kuruma süresi baskıyı direkt etki eden bir unsur. UV LED makinelerde ekstra kurutma zamanına ihtiyaç duyulmaz. Boya, baskı anında UV ışığına maruz kaldığı için malzeme üzerine tutunur ve kurur. Bu sayede yüksek hızda ve yüksek hassasiyette baskılar alınması sağlanır. Bu özellik; plastikten cama, ahşaptan metale, neredeyse sınırsız bir malzeme seçeneği üzerine baskı yapabilme imkânı sağlar. Soğuk UV LED kurutma ise, malzeme deformasyonunu engeller. Bu sayede ince malzemelere baskı yapılabilir. UV LED teknolojisi, folyo ve benzeri ısı hassasiyetli malzemelere sorunsuz baskı imkânı sağlar. Geleneksel UV boyaları kavisli ve girintili yüzeylerde çatlama sorunu yaşatır. Mimaki’nin esnek UV LED boyası, içindeki özel formülizasyon ile %200 esneme yapabilir. Bu yüzden araç kaplamaya dahi uygundur. UV LED lambaları, geleneksel metal halide lambalara oranla 5 kat daha uzun ömürlüdür. Enerji sarfiyatı ise diğer UV lambalarından 70% daha düşüktür. Mimaki’nin bütün UV LED makinelerinde beyaz+lak(kısmi lak mat veya parlak) ve primer uygulaması standarttır. Yine tüm Mimaki UV LED makinelerde, T.C kanunlarındaki değişiklik ile devlet dairelerindeki bütün tabela ve yönlendirme tabelalarında kullanılması zorunlu hale getirilen Braille alfabesi baskısı yapılabilmektedir.”

84

Selahattin ve Selçuk Aygüler Pimms, geçtiğimiz ay gerçekleştirilen Sign İstanbul Fuarı’nda Mimaki’nin UV LED Flatbed baskı makinesi JFX-1631 Plus ve UV LED masaüstü baskı makinesi UJF-3042HG sergiledi. Çevre dostu baskı teknolojisine sahip JFX-1631 Plus; 50 mm kalınlığında malzemeye direkt baskı yapabiliyor. 6 renk+beyaz+lak ile canlı renkler elde edilir-

ken, baskı sonrası kurutma ünitesi sayesinde 23,6 m2/saat'e varan baskı hızlarına ulaşılabiliyor. JFX-1631 Plus’da rulo malzemelere baskı için rulo ünitesi de mevcut. JFX Plus serisinin 160*310cm ve 160*150cm olmak üzere iki farklı ebat seçeneği bulunuyor. UJF-3042 Serisi ise rakipsiz birçok fonksiyonu ile neredeyse limitsiz ürün ve malzeme çeşitliliğine baskı yapabilme özelliğine sahip. UJF-3042 Serisi; UJF-3042FX modeli ile 50mm, UJF-3042HG modeli ile 150mm kalınlığa kadar malzeme üzerine doğrudan baskı yapabilmekte. UJF-3042 Serisi’nin 6 renk+beyaz boya ve şeffaf vernik özelliği sayesinde; orijinal malzeme üzerine ofset kalitesinde ve renklerinde baskı yapılarak birebir ürün numuneleri hazırlanabilmekte. UJF-3042 Serisi bu özelliği ile matbaalar ve ambalaj sektörü tarafından ilk sırada tercih edilen makine. Bunun yanı sıra adetli üretim yapmak isteyen copy center’lar, promosyon firmaları, etiket firmaları da UJF3042HG’ye büyük ilgi gösteriyor.


kapak konusu

matbaa&teknik

AWA US Semineri

Ink jet ve Dijital Etiket ve Ambalaj Baskı Ink Jet and Digital Label and Packaging Print:

AWA US Seminar The growing applications for digital print in the label and packaging arena are today a focus for both brand owners and the converting industry – and they present both benefits and challenges. Troubleshooting these new pathways, coupled with leading-edge success stories, are the key focus of AWA Conferences & Events’ Ink Jet and Digital Label/Packaging Print Seminar 2013, which takes place in Scottsdale, Arizona, USA, 2930 January 2013, co-located with IMI’s annual Ink Jet Conference.

Broad-ranging program

Etiket ve ambalaj konusunda dijital baskı alanında gelişen uygulamalar bugün hem marka sahipleri hem de dönüştürme sanayisinin odak noktası haline gelmiştir. Bu uygulamaların yararları yanı sıra bir takım sıkıntıları da bulunmaktadır. Modern başarı öyküleriyle bir araya gelen bu yeni yollarla ilgili aksaklıklara çözümler yaratma gibi konular 29-30 Ocak 2013 tarihlerinde IMI’nin yıllık Ink Jet Konferansıyla eş konumlu olarak Scottsdale, Arizona, ABD’de gerçekleşecek olan 2013 AWA Konferansları &Etkinlikleri Ink Jet ve Dijital Etiket/Ambalaj Baskısı Semineri’nin ana odak noktasıdır.

Geniş Kapsamlı Program Avrupa ve Amerika arasında gidip gelen bu yerleşik yıllık seminerin programı marka sahiplerine, dönüştürücülere ve endüstriyel tedarikçilere, dijital ofsetten UV ink jet, termal transfer ve EB görüntüleme; baskı yeteneklerinin temelini oluşturan baskı öncesi platformları; baskı altı malzemeleri, hem kağıt hem film olmak üzere ve mürekkeplere giderek kapsamlı bir hale gelen mevcut seçenekler konusunda geniş kapsamlı güncelleştirme yapabilmeleri için bir fırsat oluşturmaktadır. Konuşmacılar arasında pek çok disip-

linden; Specialty Papers &Films Inc Genel Müdürü Dr. Dene Taylor, Hammer Packaging Corp. Stratejik Ortaklık & Pazarlama Başkan Yardımcısı Lou Lovoli, Durst Image Technology Narrow Web Ürünleri Başkan Yardımcısı Victor Gomez, The Label Printers Tesis Şefi Tom Erickson ve EFI Jetrion Başkan Yardımcısı/Genel Müdürü Sean Skelly gibi uzman kişiler de bulunmaktadır. Önde gelen baskı baskı altı malzeme tedarikçilerinden UPM seminerin Platinyum Sponsorlarıdır.

The program for this established annual seminar that alternates between Europe and the USA represents an opportunity for brand owners, converters, and industry suppliers to gain an in-depth update on the increasinglywide base of available options, from digital offset to UV ink jet, thermal transfer, and EB imaging; the pre-press platforms that underlie the print capabilities; substrates, both paper and film; and inks. Speakers include experts from many disciplines – for example, Dr Dene Taylor, President, Specialty Papers & Films Inc; Lou Lovoli, VP, Strategic Partnership & Marketing, Hammer Packaging Corp; Victor Gomez, VP, Narrow Web Products, Durst Image Technology; Tom Erickson, Plant Superintendent, The Label Printers; and Sean Skelly, VP/GM, EFI Jetrion. Leading printing substrate suppliers UPM are the seminar’s Platinum Sponsors.

AWA uzmanlığını geliştirmek Endüstrinin faaliyetlerini sürdürdüğü küresel iş çevreleri de AWA Alexander Watson Associates Başkan ve CEO’su Corey M Reardon tarafından etiket ve ürün dekorasyon piyasaları konusunda bir incelemeden geçiriliceklerdir. 2013 Inkjet & Dijital Etiket & Ambalaj Seminerine online olarak ulaşabilir ve kayıt yaptırabilirsiniz. Web sayfasında aynı zamanda seminerin tüm programına, AWA Konfreans & Etkinliklerinin tüm detaylarına, gelecekteki etkinliklere ve yayınlanan piyasa raporlarına ulaşabilirsiniz. www.awabv.com.

Leveraging AWA expertise The global business environment in which the industry is operating will also be examined in a review of the labeling and product decoration markets from AWA Alexander Watson Associates’ President and CEO, Corey M Reardon. The 2013 Inkjet & Digital Label & Packaging Seminar is now open for registrations, which may be achieved online, where a full seminar prospectus, and details of all AWA Conferences & Events forthcoming events and published market reports, are also available. www.awa-bv.com.

85


aktüel

matbaa&teknik

Ferrostaal Türkiye’de Görev Değişimi Ferrostaal Türkiye CEO’su Murat Büyükgünay: “Ferrostaal bu faaliyetlerini belirli bir kalite çerçevesi içinde bugün de sürdürmektedir. Tabaka baskıda Ryobi ve baskı sonrasında Steinemann - selefon, lak ve serigrafi makinaları, Brausse kesim ve varak yaldız makinaları ve Petratto - katlama ve yapıştırma makinalarının satış, servis ve yedek parça hizmetleri bunların başlıcalarıdır. Yanısıra 2013 yılı içinde başlayacağımız mümessilliklerimiz de olacaktır.”

Aldis Spurdzins Global basım endüstrisinin lider kuruluşlarından biri olan Ferrostaal’ın Türkiye ofisinde görev değişimi gerçekleşti. Intergrafika ile başlayan ve Ferrostaal ile devam şirket yöneticiliği görevini 19 yıldır sürdüren Aldis Spurdzins, görevini yeni CEO Murat Büyükgünay’a devretti. Türk matbaacıları tarafından sevilen bir isim olan Spurdzins’in 23 yıl evvel Camiş Ambalaj’daki görevi sebebiyle İstanbul’a gelmişti. 1993’de Intergrafika şirketinde genel müdür olarak görev başlayan Spurdzins, ülkemize yerleşti ve bizden biri olarak geçen 19 yıl içinde MAN Ferrostaal Türkiye ve Ferrostaal Türkiye olarak isim değişikliğine

86

Murat Büyükgünay giden şirketi yönetti. Spurdzins görev değişimi esnasında dergimize özel olarak yaptığı açıklamada geçen 19 yıllık dönemi keyifli ve heyecanlı olarak tanımladı.

Tüm Dostlara Teşekkür Ediyorum “Keyifli ve heyecanlı bir dönemdi. İyi kötü günlerimiz oldu. Türkiye’deki matbaacıları hep dostum olarak gördüm. 19 yıllık bu geçmişi hep en iyi biçimde hatırlayacağım. Herkese teşekkür ediyorum. Bugün Ferrostaal, çok kuvvetli bir ekiple yoluna devam ediyor. Şirketin yeni Genel Müdürü Ersin Şahin ile ilk günden beri beraberiz.


aktüel

matbaa&teknik

s/s Ersin Satin, Aldis Spurdzins, Murat Büyükgünay, Ersel Oflu Şirketin yeni CEO’su Murat Büyükgünay da 15 yıldır Ferrostaal Merkez’de farklı yönetim kademelerinde çalışıyor. Türkiye’yi yakından tanıyan ve sizinle aynı dili benden daha iyi konuşabilen bir dost. Tüm Ferrostaal ekibinin yeni dönemde çok başarılı olacağına %100 inanıyorum. Hepsi işlerini en iyi şekilde biliyor ve yapıyorlar. Ben de emekliliğe ayrıldığım bugün, tüm dostlarıma tekrar teşekkür ediyorum.” Ferrostaal Türkiye, global şirketin satış portföyüne paralel olarak Ryobi baskı makinelerinin de Türkiye Temsilciliğini devraldı. Şirketin yeni CEO’su Murat Büyükgünay, hem şirketin yeni yapısı hem de hedeflerine ilişkin sorularımızı cevaplandırırken 2013 yılında yeni markalarla varlıklarını sürdüreceklerini, söyledi: matbaa&teknik: Murat Bey, Ferrostaal Türkiye’deki görevinizi tebrik ederiz. Ferrostaal’ın global yapısından kısaca bahseder misiniz? Murat Büyükgünay: Teşekkür ederim. Ferrostaal, Man grubunun bir şirketi olarak global bir ticaret şirketi olup enerji, petrokimya, otomotiv, endüstriyel ekipman tedariği ve proje finansmanı gibi alanlarda faaliyet göstermektedir. Dünyada iyi örgütlenmiş bir ağa sahip olan şirketimiz, basım piyasasında kendini kanıtlamış ve sektöründe en büyük bağımsız basım makinaları tedarikçisi konumundadır ve portföyünde önemli üreticilerin ürünlerini bulundurmaktadır. En başta Ryobi gelmektedir. Dünya çapında

grafik sektörüne bakan 650 yetişmiş çalışanımız bulunmaktadır. Son 15 sene içerisinde Ryobi ile Amerika, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Güney Afrika da işbirliğimiz sürekli artmıştır. Karşılıklı güven üzerine kurulan bu işbirliğinden 2013 itibarı ile Almanya, Rusya, Ukrayna, Beyaz Rusya, Polonya, Baltık Cumhuriyetleri ve Türkiye’de Ferrostaal bünyesinde faaliyet göstermeye başlayacaktır. Ferrostaal bünyesinde yetişmiş Ryobi elemanları bulundurmakta ayrıca Ryobi yedek parça tedarikinde Almanya’da bulunan yedek parça depo merkezi de Ferrostaal tarafından yönetilecektir. matbaa&teknik: Ferrostaal Türkiye’nin basım endüstrisindeki yeri ve temsilcilikleri hakkında bilgi verir misiniz? Murat Büyükgünay: Ferrostaal çeyrek asır önce Intergrafika adıyla faaliyet göstermeye başladığı Türk Basım Endüstrisi'ne dünyanın önde gelen makine üreticilerinin ürünlerini sunmuştur. Otomasyon ve innovasyon temelli gelişmelerde Ferrostaal, sektörün en önemli mihenk taşı konumunda olmuştur. Bu bağlamda zamanla gerçekleşen ürün ve marka değişiklikleri piyasa rekabetini en üst seviyeye çıkarmış ve teknik altyapının gelişimini de artırmıştır. Ferrostaal bu faaliyetlerini belirli bir kalite çerçevesi içinde bugün de sürdürmektedir. Tabaka baskıda Ryobi ve baskı sonrasında Steinemann - selefon, lak ve serigrafi makinaları, Brausse - kesim ve varak yaldız makinaları ve Petratto - katlama ve yapıştır-

ma makinalarının satış, servis ve yedek parça hizmetleri bunların başlıcalarıdır. Yanısıra 2013 yılı içinde başlayacağımız mümessilliklerimiz de olacaktır. matbaa&teknik: Ferrostaal’ın Türkiye’de manroland ile başlayan bir hikayesi var. Şirket unvan değişiklikleri ve global pazardaki değişimlerin yansıması olarak geçen yılların ardından Ferrostaal Türkiye’nin bugünkü vizyonu ve gelecek projeksiyonu nedir? Murat Büyükgünay: Man grubu şirketi olarak Ferrostaal neredeyse 50 seneden beri manroland temsilciliğini Latin Amerika ve Asya’da yürütmüştür. 1991-2009 seneleri arasında ise Ferrostaal Türkiye olarak tabaka ofset ve web ofset makinaları pazarlamıştır. Bu süre içerisinde Ferrostaal Türkiye büyük ebat tabaka ofset alanında piyasada lider konumuna yükselmiştir. Önümüzdeki süreçte grafik sektöründe spesifik sistemler ve ürünlerle varlığımızı devam ettireceğiz. Özellikle Ryobi başta olmak üzere önemli beklentilerimiz var. Grafik sektöründeki çalışmalarımızın yanı sıra Türkiye'de enerji ve çevre teknolojileri alanında kısa, orta ve uzun vadeli projeleri takip etmekteyiz. Özellikle çevre teknolojilerine bağlı geri dönüşüm ekipmanları konusunda iyi bir yol kat ettik ve birkaç proje gerçekleştirdik. Geri dönüşüm ve arıtma teknolojilerinin Türkiye'de orta ve uzun vadede çok daha iyi bir duruma geleceğini düşünüyoruz.

87


aktüel

matbaa&teknik

Konunun Uzmanlarından Teknik Eğitim Semineri

Flekso’dan Daha Fazlasını Elde Edin Flekso sektörünün başlıca tedarikçileri teknik uzmanlardan oluşan bir ekip kurarak 11 Aralık’ta Radisson Blu Conference-Airport Hotel’de bir günlük eğitim semineri düzenledi.

Mustafa Salur

88

Esko, Dupont, Apex, Lohmann ve Siegwerk firmaları bir araya gelerek uzmanlarının flekso alanındaki tecrübelerini düzenlenen eğitim seminerinde sektörle paylaştı. 120 davetlinin takip ettiği eğitim seminerinde; ‘Tutarlılık: Değişkenleri azaltmak’, ‘Densite: Maksimumu hedeflemek yerine optimize etmek’, ‘Üretkenlik: Başarı için takım oyunu’, ‘En iyi pratik: Doğrusu nedir, nasıl yapılır?’ konulu başlıklar altında bilgi alışverişinde bulunuldu. Esko’dan EMEA Bölgesi Flekso İş Geliştirme Müdürü Dan Pulling, Dupont’tan EMEA Bölgesi Teknik Müdürü Jan Scharfenberg, Lohmann’dan Aplikasyon Müdürü Grafik Mühendisi Florian von Hessen, Siegwerk Türkiye’den Teknoloji Müdürü Stephane Bertraux ve Apex’ten Martien Hendriks ile Kris Sentek’in konuşmacı olarak yer aldığı etkinlikte katılımcılar arasında birebir görüşmelerle interaktif bir ortam sağlandı. Etkinlikle ilgili görüşlerini alma fırsatı bulduğumuz Esko Türkiye Satış Müdürü Mustafa Salur ve DuPont Satış ve Pazarlama Müdürü Asuman Yazıcı seminerle ilgili şu bilgileri aktardı:

5 Firmanın Biraraya Geldiği İlk Eğitim Semineri Esko Türkiye Satış Müdürü Mustafa Salur: “Etkinliğimize firma sahipleri dışında, baskı ve baskı öncesi birimlerde teknik konularda uzman niteliği taşıyan kişileri davet ettik. Bu tip bir etkinliği düzenlememizdeki temel amacımız; sektöre yönelik eğitim aktivitelerini geliştirerek, flekso teknolojilerinin bilinirliğini arttırmaktı. Sektörün flekso konusunda yaşadığı çeşitli sıkıntılar söz konusu. Baskıyı etkileyen birden fazla parametrenin böyle bir ortamda tartışılması, konuşulması ve kafalardaki soru işaretlerinin giderilmesi son derece önemliydi. Etkinlik bu alanda Türkiye’de beş firmanın bir araya gelerek düzenlediği ilk seminer olması açısından da önem taşıyor. Flekso baskı teknolojileri açısından oldukça bilgilendirici olan seminer beklentimizin üzerinde bir katılımcı sayısına ulaştı. Farklı sektörlerden katılımcılar seminere ilgi gösterdi. Esko olarak geçmişte sektörü bilgilendirmek ve pazara sunulan yeni teknolojileri paylaşmak için benzer etkinlikler gerçekleştirdik.


aktüel

matbaa&teknik

Asuman Yazıcı Fakat bu seminer kendimizle ilgili ürün paylaşımından öte baskıyı etkileyen unsurların konu başlıkları halinde masaya yatırıldığı her firmanın bakış açısıyla yoğrulup sentezlenen bir formatta sunuldu. Her firmadan alanında uzman isimler katılımcılarla buluştu. Seminer, herhangi ürün tanırımı, firma reklamı ya da satışa yönelik bir eğitim etkinliğinden ziyade alanında uzman kişilerin bilgi ve tecrübelerini paylaştığı bir fikir alışveriş platformu niteliği taşıyordu. Seminerimize akademik çevreden de kişiler davet edildi. Gerek öğretim görevlilerimiz gerekse de bir kısım öğrenci eğitim seminerimizi takip etme fırsatı buldu. Bunda temel amaç bilgi sürekliliğini yakalamaktı. Sektörü ne kadar bilgilendirirseniz bilgilendirin eğitim kurumlarını işin içine dahil etmediğiniz takdirde sacın bir ayağı boşta kalır. 120 kadar davetlinin katıldığı etkinlikte sayıyı daha da arttırabilirdik. Fakat bu ilk seminerde belli düzeyde tutarak yapıyı gözlemlemek istedik. Zaten daha önce farklı firmaların organizasyonuyla gerçekleştirilen benzer seminerlerde bu sayı 30-50 dolaylarında kalırdı. Meslek hayatımda ilk defa 100’ün üzerinde katılımcının dikkatle takip ettiği böyle bir etkinliğe şahit oldum. Aldığımız geri dönüşler ve gelen talepler neticesinde önümüzdeki yıl içinde de daha geniş katılımlı bu tip teknik eğitim seminerleri düzenlemeyi sürdüreceğiz.”

maktan yerine sektördeki firmaların bu alandaki sıkıntılarını anlamak ve onlara daha doğru çözümler sunabilmekti. Gerek katılım düzeyi gerekse de sunumlar açısından bir günlük seminerin herkes için oldukça verimli geçtiğini düşünüyorum. Diğer seminerlerden farklı olarak konunun uzmanları ile karşılıklı fikir alışverişinde bulunabilme imkanı, yöneltilen sorular ile konunun irdelenmesi hem davetliler hem de konuşmacılar açısından çok faydalı oldu. Burada kurulan iletişimin ilerleyen günlerde de devam edeceğini düşünüyorum. Seminerde akıllarına gelmeyen sorular veya özel talepler için seminer sonrasında davetli ve şirketlerin bilgi alışverişi sürecektir.

Bu etkinlikte gerek akademisyenlerin gerekse de öğrencilerin bizimle birlikte olmalarından son derece memnunuz. Zaten eğitim anlamında Marmara Üniversitesi ile uzun yıllara dayanan bir işbirliğimiz var. Kurduğumuz laboratuvarda teknik eğitim konusunda önemli çalışmalar yapılıyor. Ticari bir nitelikten öte müşterilerimizin teknik anlamda karşılaştıkları bir sorunun çözümüne yönelik uygulamaları bu laboratuvarımızda gösteriyoruz. Davetli olarak seminere katılan firma temsilcilerinden aldığımız geri dönüşler oldukça pozitif. Hepsi bu tip etkinliklerin daha sık yapılması taraftarı. Özellikle uygulanan konsepti çok beğendiler. Uzmanlarla direkt iletişim kurma imkanının sağlanması özellikle ilgilerini çekti. Bu olumlu hava önümüzdeki dönem içinde benzer hatta kapsamı ve süresi daha da geliştirilmiş etkinlikler gerçekleştirme heyecanımızı körükledi.”

Kapsam Genişletilecek, Benzer Seminerler Planlanıyor DuPont Satış ve Pazarlama Müdürü Asuman Yazıcı: “Amacımız ürünlerimizi tanıt-

89


aktüel

matbaa&teknik

Heidelberg Türkiye, Karadenizli Matbaacılar İle Buluştu Heidelberg Türkiye, 27 Kasım tarihinde Samsun’da gerçekleştirdiği seminer ve akşam yemeği ile Karadenizli Matbaacılar ile bir araya geldi. 27 Kasım 2012 tarihinde Samsun Yelken Kulübü’nde gerçekleşen seminer ve akşam yemeğine Samsun başta olmak üzere, Giresun, Ordu ve Karadeniz’in birçok il ve ilçesinden 70’den fazla matbaacı katılım gösterdi. Akşamüstü kokteyl ve seminer olarak başlayan etkinlikte açılış konuşmasını gerçekleştiren Heidelberg Türkiye Genel Müdürü Faruk Ekinci; “birkaç aydır planladıkları bu etkinliği gerçekleştirdikleri ve Karadenizli Matbaacılar ile buluştuğu için duydukları mutluluğu ve bu tür etkinlikleri, yıl içerisinde Türkiye’nin her bölgesinde yapmayı planladıklarını” belirtti.

Faruk Ekinci’nin ardından ev sahibi sıfatı ile konuşmasını gerçekleştiren Samsun Matbaacılar Odası Başkanı ve Erol Ofset firma sahibi Hüseyin Yalgın; “Heidelberg Türkiye’nin bölgelerini ziyaret etmesi, bölgedeki matbaalar ve tedarikçiler ile ticari ve dostluk ilişkilerinin daha da kuvvetlenmesini sağlayacağını ve bu şekildeki organizasyonların zaman zaman tekrarlanmasının faydalı olacağını” belirtti. Konuşmaların ardından Heidelberg Türkiye’nin tanıtım filmini izleyen katılımcılar, ardından gerçekleşen Heidelberg Türkiye Ürün Pazarlama Müdürü Ömer Meray’ın Heidelberg’in ürün ve hizmetleri ile ilgili

90

detaylı sunumuna büyük ilgi gösterdi. Gerçekleşen ara ve ikramlar sonrasında söz alan Heidelberg Türkiye İkinci El Makine Bölüm Müdürü Talat Köksal, “ikinci makinede satış öncesi ve satış sonrası hizmetlerini ve özelikle benzersiz hizmetleri olan ikinci el makinede bir yıl servis işçilik garantisi sunduklarını” vurguladı. Seminer sonunda Samsun Matbaacılar Odası Başkanı Hüseyin Yalgın tarafından Heidelberg Türkiye Genel Müdürü Faruk Ekinci’ye Samsun’un simgelerinden Şaha kalkmış at üzerinde Atatürk Heykeli figürü ve çeşitli hediyeler takdim edildi. Gece, tüm katılımcılar ile birlikte yenilen akşam yemeği ile sona erdi.


aktüel

matbaa&teknik

Sahibi İzmir’in Yerlisi, Şirket Yeni Matsel’i Kapatan Kadir Sinan 4P ile İzmirli Matbaacıların Hizmetinde

Sign İstanbul koridorlarında gezerken bu fuarda görmeye çok alıştığımız bir dostumuzu gördük ama başka bir standda oturuyordu. İzmir matbaacılığın önemli isimlerinden biri olan Kadir Sinan’ın yanına oturduk. Sinan, Matsel’den 4P’ye uzanan geçiş öyküsünü biz sormadan anlattı. Sonra da biz sorduk o anlattı: Kadir Sinan: Sizin de bildiğiniz gibi çok uzun süredir hem matbaa tarafında hem de reklam tarafında farklı bir kimlikle hizmet veriyorum. 2012 yılı itibarıyla Mat Grup ile çok dostça, hem geçmişimize hem de geleceğimize saygı duyarak yeniden, yeni işlere açılma konusunda bir kararlılığımız oldu. Ve bunu kendi irademizle sonuçlandırdık. Türkiye gibi mülkiyet anlayışının çok yoğun olduğu bir ülkede ortaklıkları yürütmek çok zordur. Ama biz ortaklığımızı çok uzun bir süre sürdürdük. Kendi adıma Mat Grup ile ortaklığımızdan çok önemli deneyimler kazandım. Onları da tetiklediğimizi, onları da geliştirdiğimizi, onların da bizi geliştirdiğini ifade edebilirim. Sonuç itibarıyla yıllara yaymış olduğumuz tecrübeyi artık bundan sonra yeniden oluşturduğumuz yapılar için kullanacağız. Herkes için hayırlı olmasını diliyorum. Uzunca bir süredir zaten kendi mar-

kamızla ürünleri getiriyorduk. Başta Ege bölgesinde ve İzmir merkezde olmak üzere Bursa’dan Antalya’ya kadar şu anda reklam dünyasına, dış mekan baskıya yönelik bütün ürünlerimizi kendi markamızla satıyoruz. Bildiğiniz gibi makine satışı bizim esas alanımız. Onu da oluşturmak için Agfa ile daha önce Mat Grup’tayken bir işbirliğimiz söz konusuydu. Bu süreçte Agfa ile devam edeceğiz. Bildiğiniz gibi Agfa hem baskı öncesi prosesleri üretiyor hem de dijital konusunda da çok ciddi bir birikime sahip. UV teknolojilerine sahip makineler üretiyor. Öncelikli olarak kendi bölgemizde bu makinelerin satış organizasyonunu Agfa şemsiyesi altında yapacağız. Bu fuar bizim için bir deneyim oldu, bundan sonra daha da hazırlıklı olacağımızı düşünüyorum. matbaa&teknik: Agfa için 2013 yılı nasıl olacak ve sizin işbirliğinizin buna katkısı ne olacak? Kadir Sinan: Agfa’nın Türkiye’deki algısı çok kuvvetli olmasa da ürünler, bunu asla hak etmiyor. Çünkü ürünlerin nitelikli olduğunu biliyoruz; ama geçmişten bu yana gelen bir organizasyon eksikliği nedeniyle Agfa’nın kendi ürünleri pazarda hak ettiği noktada değil. Bizim de pazarda belirli bir

gücümüz, bilinirliğimiz ve sağladığımız güvenimiz var. Bununla birlikte oluşturulacak yeni şemsiye çatıyla Agfa hak ettiği yeri bulacaktır, diye düşünüyorum. Agfa ile birlikte Ege bölgesinde çok aktif olacağımızı düşünüyorum. Çünkü öncelikli olarak biz bu makinelere çok inanıyoruz. Gerek yatırım sınırlarının bizim müşterilerimizi kapsaması, gerekse işletim sisteminin son derece efektif olması sayesinde müşterilerimizin bu yatırımı çok kolaylıkla yapabileceğini düşünüyoruz. Biz de zaten özveride bulunarak müşterilerimizin bu yatırımları gerçekleştirmesi konusunda yeni finans teknikleriyle, yeni organizasyonlarla bu makineleri yavaş yavaş Ege bölgesine konuşlandırmaya başlayacağız. Ben çok başarılı olacağımıza inanıyorum çünkü çok uzun süredir ben bu sektörün içindeyim ve bu makinelere çok güveniyorum. matbaa&teknik: Ağırlık nerede olacak? Baskı öncesinde mi, dijital baskıda mı? Kadir Sinan: İkisinde de eşit miktarda olacak. Bildiğiniz gibi düz yataklı makinelerin Ege bölgesinde ağırlıklı olarak kullanıldığı sektörler var. Ambalaja dönük tabaka baskılar konusunda Ege bölgesi çok hareketli. Bizim öncelikli olarak bu alana kendimizi anlatmamız lazım. Daha sonra zaten mevcut bulunan baskı öncesini hareketlendireceğiz. Bizim Mat Grup’la çalıştığımız dönemde Agfa ile kurduğumuz banyo makineleri var, film çıkışlar var, CtPler var ve bunların ürünleri var. Öncelikli olarak bu ikisi konusunda konuşlanacağız. Ofsete muadil olacak dijital baskı makineleriyle ilgili bu süreci daha uzun görüyorum. matbaa&teknik: Biz de size yeni şirketinizde yeni ürünlerinizle, başarılar ve bugüne kadar bölgenizde gösterdiğiniz başarıyı, yükselen bir seviyede devam ettirmenizi, diliyoruz.

91


aktüel

matbaa&teknik

Orhan Çakıl, 2013’e Yenilenen Kadrosu ile Hazır Sahip olduğumuz 44 yıllık tecrübe ve bilgi birikimimizle “Matbaa Sanatçılarına” ihtiyaç duydukları orijinal kalitede merdane ve insan sağlığına zarar vermeyen çevreye duyarlı matbaa kimyasalları sağlayan biz Orhan Çakıl Ltd.Şti., tecrübeli ekibimizle birlikte 2013 yılı hedeflerimizi ve yeni projelerimizi Basım Sektörümüzle paylaşmak istiyoruz.

Orhan Çakıl şirketi, 2013 yılı için hazırlıklarını en hızlı biçimde sürdürüyor. Bünyesindeki değişiklikler ile yepyeni bir yapıya kavuşan şirketin Genel Müdürü Orhan Çakıl, “Yenilenen ekibimiz ile sürekli olarak övündüğümüz kalite ve hizmet standartlarımızı daha da dinamik ve daha da hatasız iş prensibine uyarlama hedefini benimseyerek pekiştirmeyi hedefledik” diyor. Orhan Çakıl şirketinin 2013 vizyonu ve üretimine ilişkin bilgileri Genel Müdür Orhan Çakıl, Teknik Müdürü Cevdet Toruş, Matbaa Merdaneleri Pazarlama ve Satış Sorumlusu Özgür Tunca ve Flexible Pazarlama ve Satış Sorumlusu Selahattin Şen, anlattılar:

Birçok yeni projemizi 2013 yılında tek tek hayata geçireceğiz Orhan Çakıl: Matbaa medeniyetin önemli bir simgesidir. “Mükemmeliyetçilik” ilkemiz ve hep ilerlemeye yönelik arzumuz doğrultu-

92

sunda, hizmet ve kalitemizden ödün vermeden, kaliteyi bir standart olarak benimseyerek 9 yıl önce Basım Sektöründe ilk adımlarımızı atmaya başlamıştık. Türkiye’de ilk orijinal kalitede merdane üretimi, ilk Alkolsüz (IPA-Free) Baskı uygulaması, Yeşil Basım ve Alkolsüz Baskı eğitim, tanıtım ve bilgilendirme çalışmaları, ilk Rilsan kaplama merdane üretimi ve müşterilerimizin ihtiyaçları doğrultusunda gerçekleştirilen özel projeler, Orhan Çakıl Ltd. Şti.’nin öncülük görevi üstlenerek Basım Sektörümüze getirdiği yeniliklerdir. Sahip olduğumuz 44 yıllık tecrübe ve bilgi birikimimizle “Matbaa Sanatçılarına” ihtiyaç duydukları orijinal kalitede merdane ve insan sağlığına zarar vermeyen çevreye duyarlı matbaa kimyasalları sağlayan biz Orhan Çakıl Ltd.Şti., tecrübeli ekibimizle birlikte 2013 yılı hedeflerimizi ve yeni projelerimizi Basım Sektörümüzle paylaşmak istiyoruz.



aktüel

Selahattin Şen

Sahip olduğumuz üstün teknoloji ve bizlere sağladığı teknik olanaklar sayesinde birçok yeni projemizi 2013 yılında tek tek hayata geçireceğiz ve Basım Sektörümüze var gücümüzle elimizden gelen en iyi hizmeti vermeye devam edeceğiz. Şirketimiz 2013 yılı ilk aylarında çok özel bir ürünü basım sektörümüzün hizmetine sunacak. Bu sürprizimizi yakın zamanda kamuoyuna açıklayacağız. Matbaalarımız için önemli tasarruflar sağlayacak merdane üretim teknolojisini çok daha farklı yeni nesil bir sistemle gerçekleştirmeyi planladık. Yeni nesil üretim sistemimiz sayesinde matbaalarımızın merdane siparişlerini çok daha kısa zamanda ve çok daha ucuz maliyetlerde üreterek teslim edeceğimizi müjdeleriz. Fiyat konusunda da matbaalarımıza önemli kazançlar sağlayacak bu yeni nesil üretim sistemimizi Rilsan kaplama merdanelerde de uygulayacağız. Bunun yanısıra katlama merdaneleri için de geliştirmiş olduğumuz yeni nesil üretim sistemi sayesinde müşterilerimizin siparişleri bir iki günde teslim edilecek ve fiyatı daha ucuz olacak. 2013 yılında Türkiye’nin tek yüksek teknoloji merdane üretim tesislerimizin kapılarını tüm müşterilerimize açacağız. Orhan Çakıl Ltd.Şti. merdane üretim tesislerini ziyaret eden herkes, şirketimizde üretilen merdanelerin, mal kabulünden kalite kontrol ve paketlemeye kadar tüm üretim birimlerinde ölçüm değerlerinin ne kadar titizlikle kontrol edildiğini göreceklerdir. 2013 yılı içinde yepyeni bir “Müşteri Takip Sistemi” başlatacağız. Bu yeni sistemde her müşterinin şirketimizde bir temsilcisi olacak ve sürekli - kesintisiz iletişimde bulunarak problem çözümlerinde yardımcı ola-

94

matbaa&teknik

Cevdet Torus

cak ve her konuda müşterilerimize tam destek verecek. Müşterilerimizin daha uygun fiyatlarda merdane ve kimyasal alabilmesi için yeni yılda “Ödemeyi nakit ver, merdaneyi ve kimyasalı ucuza al” sloganı ile nakit ödemelerde tüm müşterilerimize önemli indirimler sağlayacağız. Arzu eden müşterilerimize, kredi kartı ile uzun vadeli ödeme olanakları da getireceğiz. Türkiye’deki merdane piyasasında tatlı bir rekabet vardır. Ancak merdane üreticileri arasında bizim bir farkımız olsun istiyoruz. Bu bağlamda matbaalarımızın, basım tesislerimizin ve baskı ustalarımızın karşılaştığı baskı problemlerinde tüm müşterilerimize sağladığımız teknik destek, şirketimizin ortaya koyduğu en önemli farktır. Yenilenen ekibimiz ile sürekli olarak övündüğümüz kalite ve hizmet standartlarımızı daha da dinamik ve daha da hatasız iş prensibine uyarlama hedefini benimseyerek pekiştirmeyi hedefledik. Kusursuz ve mükemmel bir baskı için sahip olduğumuz 44 yıllık tecrübemiz, bilgi birikimimiz, tüm teknolojik imkanlar, donanım ve çalışanlarımız sektörümüzün sürekli hizmetindedir.

Tüm “Matbaa Sanatçılarına” hürmet ve teşekkürlerimizi sunarız. Her zaman yenilikçi ve her zaman yeni nesil olarak ürettiğimiz orijinal kalitedeki merdanelerimiz, gerek baskı kalitesine sağladığı büyük katkı ve gerekse uzun ömürlü olması ile uzun vadede müşterilerimize maddi kazanç imkanı da sağlamaktadır. Bize referans olan ve bizlerden memnun kalan tüm “Matbaa Sanatçılarına” hürmet ve teşekkürlerimizi sunarız. 2013 yılı ile birlikte uzun yıllar daha sektörümüze hizmet

Özgür Tunca

etmek ümidiyle yeni yılın herkese hayırlı olmasını dileriz.

Teknik destek vermek, çözüm üretmek ve her konuda yardımda bulunmak ilk hedefimizdir Cevdet Toruş: 1979 yılında Cağaloğlu’nda matbaacılık mesleğine başladım. 20 yılı aşkın süredir çeşitli matbaalarda sürdürdüğüm Ofset Ustalığı görevini yaptıktan sonra matbaa merdaneleri konusunda çalışmalarıma devam ettim. 3 yılı aşkın süredir gerek kaliteli üretimi ve gerekse müşterilere sağladığı teknik destek ile sektörde lider firma olduğuna inandığım Westland merdaneleri Türkiye üretici mümessili olan Orhan Çakıl Ltd. Şti.‘nde Teknik Müdür olarak mesleğime devam etmekteyim. Westland’ın dünyadaki ilk ve tek Kalite Onay Belgeli Lisanslı Üretici Mümessili olarak yıllardır orijinal Westland matbaa merdanelerini Türkiye’de üretiyoruz. Aynı zamanda Amerikan matbaa kimyasalları devi ve Alkolsüz Baskı uygulaması için hazne suyunu dünyada ilk üreten Prisco’nun da mümessili olarak yıllardır Türkiye’de Yeşil Basım’ın öncülüğünü yapmaktayız. İnsan sağlığı ve çevre duyarlılığı ile birlikte kaliteyi her zaman ön planda tutarak, en iyi çözümleri en uygun koşullarda ve en iyi hizmet kalitesiyle tüm basım sektörlerine sunmak en büyük hedefimiz ve değişmez tek ilkemizdir. Müşteri memnuniyeti ve tam destek bağlamında, kazanmış olduğumuz tecrübe ve bilgi birikimine dayanarak değerli müşterilerimize satış sonrasında oluşabilecek tüm baskı problemleri ve aksaklıklarla ilgili teknik destek vermek, çözüm üretmek ve her konuda yardımda bulunmak bizim ilk hedefimizdir.



aktüel

matbaa&teknik

Aynı zamanda konusunda dünya lideri olan Prisco Matbaa Kimyasalları mümessili olduğumuzdan Alkollü, Alkolsüz ve Azaltılmış Alkollü baskılarda müşterilerimize her türlü teknik destek ve bilgi birikimimizi aktarmaktayız. Amacımız müşterilerimizin daha kaliteli baskı yapabilmesi için hem merdane hem de matbaa kimyasalları konusunda her zaman kaliteli hizmet vermek ve bu konularda müşterilerimizin her zaman yanında olarak tam destek vermektir. Piyasada sunmuş olduğumuz üst seviyedeki kalite ve güvence sayesinde bizleri bugünlere kadar hiçbir koşulda yalnız bırakmayıp desteklerini esirgemeyen matbaa sahiplerine ve baskı ustalarına teşekkürü bir borç biliriz.

Hatasız ve sorunsuz ürünlerle her zaman müşterilerimizin hizmetindeyiz Özgür Tunca: Her matbaanın merdane konusundaki ilk kıstası şüphesiz kalitedir. İkinci önemli konu ise, satış ve satış sonrasında diğer firmalara göre farklılığını ortaya koyabilen ve problemlere karşı çözüm sunabilen firma olmasıdır. Eşsiz orijinal kalitemiz ve deneyimli kadromuz sayesinde müşterilerimize arzuladıkları bu hizmeti sunmaktayız. Orhan Çakıl Ltd. Şti. olarak sunduğumuz bu hizmetlerde her gün çıtayı biraz daha yükseltip Türkiye’deki Basım Sektöründe yaşanan problemlerin giderilmesi ve matbaaların üst düzeyde, kaliteli bir baskıya sahip olması için çalışmaktayız. Yapılan yeni yatırım ve teknolojik gelişmeler sonucunda hatasız ve sorunsuz ürünlerle her zaman müşterilerimizin hizmetindeyiz. Yurt dışından gelen hazır standart orijinal kauçuklarımız ve Alman Westland firma-

96

sının denetimi altında yapılan üretim sonucunda piyasadaki rakiplerimize oranla oluşan kalite farkımız fiyatlarımıza o denli farkla yansımamış olup değerli matbaa sahiplerinin hem bütçesine, hem de yüksek baskı kalitesi ve standartlarına hitap etmekteyiz. Amacımız Türkiye Basım Sektörünün her geçen gün Avrupa standartlarında üretim yapabilmesi için merdane ve kimyasal konusunda üst seviyeye çıkartmak ve sektörümüze tüm olanaklarımızla her zaman yardımcı olmaktır. Bu yolda bizlerle birlikte ilerleyen tüm matbaa sahipleri ve baskı ustalarına teşekkürü bir borç biliriz.

Artık ambalaj pazarında da varız Selahattin ŞEN: 2004 yılından beri orijinal kalitede, orijinal hammadde ve malzemeler kullanarak dünya markası Westland matbaa merdanelerini Türkiye’de başarıyla üreten, Westland firmasının Kalite Onay Sertifikasına sahip Lisanslı Üretici Mümessili Orhan Çakıl Ltd. Şti. olarak 2013 yılı içinde yepyeni ürün ve hizmetlerle Esnek Albalaj sektöründe de iddalı olmayı hedefliyoruz. Basım Sektöründe kazandığımız haklı başarı ve müşteri memnuniyeti sonucu Esnek Ambalaj Sektörüne de kaliteli ürün ve hizmet sunmak için sektör ile ilgili planlamış olduğumuz birçok yeni yatırımları adım adım gerçekleştirmekteyiz. Rotagravür, Flekso, Baskı Sleeveleri ve Prasörleri, Laminasyon, Tutkal Merdanesi ve Nipleri, Ekstruder, Dilme gibi sektörde bulunan makinaların kaplama ve milli imalatlarını da yapmaya başladık. Alman Westland firmasının 100 yıla yakın tecrübesi, bilgi birikimi, know-how ve teknik desteği ile bu sektörde bulunan değerli müşterilerimize kusursuz hizmet sağlamak amacındayız.


aktüel

matbaa&teknik

digi:media 2013 Ertelendi digi:media 2013 will not be held as planned:

Too much reserve of the supply sector The digi:media trade fair of 10 to 12 April 2013 will not be held as planned. Even though the international supply sector explicitly welcomed the innovative concept of the specialist trade fair for commercial publishing and digital printing, the indications are that participation by the industry will not be sufficient to truly mirror the sector. With its slogan “Content meets Technology meets Business”, digi:media 2011 wanted to provide a solution-oriented congress and trade show platform to cover cross-media communications for all media channels and to address the entire workflow including all relevant visitor target groups. The compelling triad of content, technology and business and the interactive nature of the trade fair and congress programmes were responsible the particular success of digi:media 2011. “It was our challenge for 2013 to further develop this innovative concept and to consolidate or cautiously build upon the success of the first show”, says Manuel Mataré, Director of digi:media. This was successfully completed for the expert programme; the “content” pillar of digi:media has been completed thanks to the broad network of co-operations with sectoral associations, specialist publishing houses and stakeholders. The trade fair segment of digi:media 2013 – i.e. the “technology” pillar - presents a totally different picture. Cancellations, cutbacks of exhibition space - but above all the pronounced reserve shown by representative players in the sector do not let us expect a digi:media which will do justice to its own quality claims and the interests of the industry. “It was a hard decision for us to cancel digi:media 2013. But given the current state of registrations and the unlikely prospect of a radical turnaround in registration patterns, it was time to pull the ripcord”, says Manuel Mataré in explaining the motivation of Messe Düsseldorf. “We carefully analysed the pros and cons – especially because of the particularly strong commitment of our partners”, continues Manuel Mataré. “But one thing is clear: Messe Düsseldorf always has been and always will be a reliable and responsible partner of industry. In this context, it was also important for us to give planning certainty to the exhibitors who have registered already and not to confront these companies with short-term decisions.” digi:media 2013 will therefore not be held in its proven format and design. But, in a dialogue with the cooperation partners, there will be a timely examination whether and to what extent individual elements of the ‘content’ part can and will be realised in Düsseldorf in future.

2013 Nisan ayında yapılacağı açıklanan ve ilki 2011’de gerçekleştirilen digi:media fuarının yapılmayacağı açıklandı. Messe Düsseldorf’tan yapılan açıklamada başarılı başlanmış bir fuarın başarısının devam etmesi için geliştirilmesi gerekiyor, denildi.

10-12 Nisan 2013 tarihleri arasında yapılacak olan digi:media ticaret fuarı planlandığı gibi devam etmeyecek. Uluslararası tedarik sektörü ticari yayıncılık ve dijital baskı alanında uzmanlaşmış yenilikçi ticaret fuarı konseptini açık bir şekilde hoş karşılamasına rağmen, göstergeler sektör katılımının sektörü doğru şekilde yansıtmaya yeterli olmayacağını gösteriyor. digi:media 2011, “İçerik teknolojiyle, teknoloji medya ile buluşuyor” sloganı ile, tüm medya kanalları için çapraz medya iletişimlerini kapsayacak ve ilgili tüm ziyaretçi hedef gruplarını içeren kapsamlı bir iş akışına yönelecek şekilde bir kongre ve ticaret fuarı platformu sunmak amaçlandı. digi:media 2011’in başarısından içerik, teknoloji ve işletmeler ile ticaret fuarının interaktif yapısı ve kongre programları sorumlu. digi:media Müdürü Manuel Mataré: “2013 için görevimiz, ilk fuarın başarısının ardından güçlenmek amacıyla bu yenilikçi konsepti daha da geliştirmek.” Bu, uzman programı ile başarılı bir şekilde gerçekleştirildi. Sektörel birlikler, özelleşmiş yayın evleri ve paydaşlardan oluşan geniş ağda yapılan iş birliği sayesinde digi:media’nın önemli bir üyesi olan “içerik” tamamlandı. Ticaret fuarı segmentindeki digi:media 2013 (“teknoloji” üyesi) tamamen farklı bir resim ortaya koyuyor: Sergi alanlarının iptali, azaltılması fakat

herşeyden önemlisi, sektördeki temsilci oyuncular tarafından gösterilen belirgin rezerveler, kendi kalite iddialarının ve endüstrinin çıkarlarının hakkını verecek bir digi:media beklememize izin vermiyor. digi:media 2013’ü iptal etmenin kendileri için zor bir karar olduğunu belirten Manuel Mataré, Messe Düsseldorf’un motivasyonu açıklarken sözlerine şöyle devam etti: “Ama kayıtların mevcut durumu ve kayıt örneklerindeki radikal geri dönüş beklentisi göz önüne alındığında, paraşütün ipinin çekilme zamanı gelmişti. Özellikle ortaklarımızın güçlü taahhütleri nedeniyle, avantajları ve dezavantajları dikkatli bir şekilde analiz ettik. Ama açık olan bir şey var ki; Messe Düsseldorf her zaman güvenilir ve sorumlu bir sektör ortağı oldu ve olmaya devam edecek. Bu kapsamda, kayıt yaptırmış olan fuar katılımcılarına planlama konusunda kesin bilgi verilmesi ve bu şirketleri kısa vadeli kararlar ile karşı karşıya getirmemek bizim için önemliydi.” Bu nedenle digi:media 2013 kanıtlanmış formatı ve tasarımı ile yapılmayacak. Ama, iş birliği ortakları ile yapılan bir görüşmede, gelecekte Düsseldorf’ta “içeriğin” bireysel öğelerinin gerçekleştirilip gerçekleştirilmeyeceği ve ne ölçüde gerçekleştirileceği konusunda zamanında bir inceleme yapılacak.”

97


aktüel

matbaa&teknik

FujiFilm, Eğitim Toplantılarına Devam Ediyor Son yıllarda çevre dostu ürünleriyle gündeme gelen Japon teknoloji devi Fujifilm, baskı teknolojilerindeki yeni ürünlerini sektörle paylaşmaya devam ediyor. Geçtiğimiz ay İstanbul’da gerçekleştirilen “Fujifilm Çevre Dostu Ürünler” konulu toplantıyı bu kez Ankara ve İzmir’de yapan Fujifilm, “Az Kimyasallı Kalıp Teknolojileri” başta olmak üzere çevreci ürünlerini tanıttı. Matbaa ve ticari baskı sektörü temsilcilerinin yanı sıra bayilerinin de hazır bulunduğu toplantılarda Fujifilm’in geniş ürün gamı da paylaşıldı.

Fujifilm Dış Ticaret A.Ş. Türkiye Başkanı Jun Higuchi, Fujifilm Grafik ve Medikal Sistemler Genel Müdürü Cengiz Metin, Fujifilm Grafik Sistemler Koordinatörü Ahmet Kocaman, Fujifilm Türkiye yöneticileri ve matbaa-baskı sektöründen firma temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantılardan ikincisi 28 Kasım 2012 tarihinde Ankara Barcelo Altınel Otel’de, üçüncüsü ise, 19 Aralık 2012’de İzmir Hilton Otel’de gerçekleştirildi. Sektörde yer alan profesyonellerin ve Fujifilm bayilerinin hazır bulunduğu her iki toplantıda da Fujifilm’in baskı sektöründeki yeni ürünlerinin avantajları ortaya kondu. Artan rekabet koşullarının ticari baskı sektörünü, verimliliği yükseltecek ve maliyetleri azaltacak üretim biçimlerine yönelttiğine dikkat çeken Fujifilm Grafik ve Medikal

98

Sistemler Genel Müdürü Cengiz Metin, Türkiye pazarında bu ürünlerin kullanımını teşvik ederek çevreye verdikleri önemin altını çizdi. Fujifilm’in dijital baskı sistemleri ve çevreye duyarlı baskı kalıpları ile pazar ihtiyaçlarını karşılayacak ürünlerin ve çözümlerin sunumunu desteklemeyi hedeflediğini belirten Metin, “Şu anda birçok ticari matbaa kendi ofset baskı makineleri için verimlilik artırıcı arayışlara girdi. Fujifilm’in yeni kimyasalsız kalıbı Brillia PRO-T3, baskı ve matbaa sektörüne kolay ve sorunsuz üretim olanağı sunuyor. Bu ürünümüzde su ve kimyasal kullanılmadan çok hızlı ve yüksek kaliteli baskı yapmak mümkün. Üretimde verimlilik, kalite ve çevre duyarlılığına önem veren firmalar bizim hedef kitlemiz olarak yer alıyor” dedi.


aktüel

matbaa&teknik

ZAC Sistemi Fujifilm Grafik Sistemler Koordinatörü Ahmet Kocaman ise, “banyo koşullarını ve doğru tazeleme miktarını hesaplama imkanı veren” ödüllü kalıp banyolama sistemi ZAC hakkında bilgi verdi. Fujifilm tarafından tüm dünyada ZAC sistemine sahip 6 bin makinenin kurulumunun yapıldığını belirten Kocaman, bu sistemin kimyasal kullanımı en aza indirme, daha az su kullanımı, kolay servis imkanı, daha az bakım ihtiyacı, uzatılmış banyo ömrü ve hızlı kalıp üretimi ile diğerlerinden ayrıştığını belirtti. ZAC sisteminde, yüzde 75 daha az kimyasal tüketiminin mümkün olduğunu, ayrıca, monitör üzerindeki akıllı tazeleme sistemi sayesinde banyo koşulları ve tazeleme miktarının hesaplanarak istenilen oranlarda yapılabilmesi sayesinde banyo ömrünün 15.000m2’ye veya 4 aya çıktığını belirten Kocaman, “Bu durumda kazanan dünyamız oluyor. Formülünde diğer banyolarda bulunan silikat’ı barındırmayan ZAC, kimyasalı banyo makinesi içinde kristalleşmeye yol açmadığından, çok daha kolay temizlenir. Bu da düşük bakım ve çalışma maliyeti demek” dedi. Fujifilm teknolojilerini kullanan iş ortaklarının tecrübelerini ve kullandıkları sistemlerin sağladığı avantajları aktardıkları konuşmaların ardından hep birlikte yemek yendi. Her iki toplantıya katılanlar arasında çekilen kuralarda ise, toplam 4 kişiye Fujifilm’in yurtdışı fabrikalarına gezi hediye edildi.

Hedef 100 milyon euro’luk satış Geçtiğimiz yıl global cirosu yaklaşık 22 milyar euro’ya ulaşan Fujifilm, etkin olduğu ülkelerin yanı sıra gelişmekte olan ülkelere açılarak dünyadaki pazar payını artırmayı planlıyor. Bu amaçla Türkiye’de 1989 yılından beri hizmet veren distribütör firmasını satın alarak, Haziran 2012 itibariyle Türkiye pazarında aktif bir oyuncu haline gelen marka, 21.6 Milyon TL ödenmiş sermayesiyle dikkat çekiyor. Fujifilm Dış Ticaret A.Ş, 3 yıl içerisinde yüzde 100 büyüme, 2014 yılında ise 100 Milyon euro’luk satış elde etmeyi planlıyor.

99


aktüel

matbaa&teknik

FESPA Avrasya 2013 ARED Ortaklığı FESPA Eurasia 2013 Partners With ARED Turkish member association to provide support to new FESPA event Açık Hava Reklamcıları Derneği (ARED) yeni FESPA etkinliğine destek sağlıyor.

FESPA Eurasia 2013, üyelerinden biri olan Türkiye Açıkhava Reklamcıları Derneği ile gerçekleştirdiği ortaklıkla büyümeye devam ediyor. Türkiye’de ilk kez düzenlenecek olan FESPA Eurasia Fuarı 3-5 Ekim 2013 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşecek. 2001 yılından bu yana FESPA üyesi olan ARED’in 232 üyesi bulunuyor. Kuruluş, FESPA Eurasia 2013’e ziyaretçi ve içerik sağlamada stratejik ve istişari bir rol üstlenecek. FESPA üyesi, fuardan elde edilecek gelir fazlasını baskı sektörüne yarar sağlayacak bölge çapındaki yeni etkinlikler ve projelere yatırmak üzere teslim alarak, FESPA’nın Profit for Purpose programından doğrudan faydalanacak. Uluslararası fuarlar düzenleyen bir kurum olarak FESPA Eurasia; Doğu Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Orta Asya piyasalarıyla yakın bağlar kurmayı hedefleyen bir pazarlama planı geliştirerek, Türkiye dışından baskı çözümleri sağlayıcılarının kazanılmasına odaklanacak. FESPA Fuar ve Etkinlikler Genel Müdürü

100

Neil Felton konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yapıyor: “Bölge ülkeleri, birleşik GSMH artış oranları olan %4.82 (*Trading Economics) ile Japonya, ABD ve Avustralya gibi ülkeleri geçerek, iş yapmak için son derece cazip birer seçenek olarak ortaya çıkıyor. Piyasayla ilgili olarak yaptığımız kapsamlı görüşmeler esnasında üreticiler ve baskı çözümleri sağlayıcılarından aldığımız olumlu geribildirimler ve destek bizi çok mutlu etti. Stratejik planımız çerçevesinde FESPA, eğitim, networking imkanları ve en iyi uygulamaları sağlayarak, bölgeye birinci sınıf bir fuar getirmiş olacak. Bunu gerçekleştirebilmek ve yerel baskı firmalarının ihtiyaçlarına hizmet edecek bir etkinlik sunabilmek için de, bize mükemmel piyasa bilgileri sağlayan yerel dernek ARED ile birlikte çalışıyoruz.” ARED’in Başkanı ve Standart Tim adlı görsel iletişim ürünleri şirketinde Satış ve Pazarlama Direktörü olan Halil Eligür’ün açıklaması ise şöyle: “Türkiye baskı ve reklam tabelaları sektörü, yeni fikirler ve yenilikçi

FESPA Eurasia 2013 is gaining significant momentum by partnering with its member association, ARED (Acikhava Reklamcilari Dernegi), the Sign Association of Turkey. The inaugural FESPA Eurasia show will take place from 3-5 October 2013 in Istanbul, Turkey. ARED has been a member association of FESPA since 2001 and has over 232 members. The organisation will have a strategic and consultative role in delivering visitors and content at FESPA Eurasia 2013. The member association will benefit directly from FESPA’s Profit for Purpose programme by receiving surplus revenues from the show to reinvest in new activities and projects for the benefit of the print community across the region. As an organiser of international exhibitions, FESPA Eurasia will focus on attracting print solution providers (PSPs) from outside of Turkey by developing a marketing plan to engage with markets in Eastern Europe, Middle East, North Africa and Central Asia. FESPA’s Managing Director of Exhibitions and Events, Neil Felton, comments: “The combined GDP growth rate of the countries in the region is 4.82% (*Trading Economics) out-performing countries such as Japan, USA and Australia, making it a very attractive proposition for doing business.” He continues: “We have been delighted with the positive feedback and support we have received from manufacturers and PSPs during in-depth discussions with the market. As part of our strategic plan, FESPA will bring a world-leading exhibition to the region providing education, networking opportunities and best practice. Imperative to achieving this, we are working with local organisation ARED, who provide exceptional local market knowledge enabling us to create an event that caters for the needs of local printers.” Halil Eligur, President of ARED, and Sales & Marketing Director at sign company Standart Tim comments: “The Turkish print


aktüel

matbaa&teknik

formatlar elde edebileceği bir ticari fuara ihtiyaç duyuyor. Biz de, dernek olarak, uluslararası bir sektörel fuarın yerel seviyeye taşınmasında daha aktif bir rol oynamak istedik. FESPA Eurasia’nın çalıştığımız piyasanın ihtiyacı olan bir fuar olduğunu düşünüyoruz. Piyasada büyümenin sürdürülmesi açısından bizimle benzer amaç ve hedeflere sahip olduğundan, FESPA’nın bizim için ideal etkinlik ortağı olduğu görüşündeyiz. FESPA Eurasia 2013 ziyaretçileri, sektörün ihtiyaçlarına göre hazırlanmış yenilikçi ürünlere, teknolojilere, uygulamalara ve eğitim amaçlı içeriklere erişim olanağına sahip olacaklar. İstanbul, FESPA Eurasia 2013 süresince, reklam tabelaları, serigrafi baskı ve dijital baskı camiasının küresel sektörel liderleri ve bölgesel firmalarının merkezi konumuna gelecek!” FESPA Eurasia 2013, bölgedeki baskı firmalarından büyük destek görüyor. ETF Operasyonlar Direktörü Samir Sadıkoğlu şunları söylüyor: “FESPA Eurasia camiamıza taze kan sağlayacak ve sektörü ileri taşımak üzere katalizör görevi yapacaktır.” FESPA Eurasia 2013 hakkında daha fazla bilgi edinmek ve kayıt yaptırmak için www.fespaeurasia.com internet sitesini ziyaret edebilirsiniz.

and sign sector is in need of new ideas and fresh formats from a trade exhibition. As an association we have wanted to take a more active role in delivering an international industry exhibition on a local level and feel FESPA Eurasia is what our market needs. FESPA has similar goals and objectives to ours in terms of sustaining the growth of the market, so we believe they are the ideal event partner.” Halil continues: “Visitors to FESPA Eurasia 2013 will have access to innovative products, technologies, applications and educational content tailored to market-specific requirements. During FESPA Eurasia 2013, Istanbul will become a hub for global industry leaders, and for the regional sign, screen and digital printing community!” The launch of FESPA Eurasia 2013, has gained strong support from printers in the area. Samir Sadikoğlu, Chief Operation Officer, ETF, comments: “FESPA Eurasia will bring new life to our community; it will be the catalyst to push the industry forward.” For more information on FESPA Eurasia 2013 and to register your interest in attending the event, please visit www.fespaeurasia.com


kapak konusu

matbaa&teknik

Baskının, Geleceği Var Print Has a Future Heidelberg, baskının gücünü vurgulamaktaki iddiasını ve vizyonunu sürdürüyor. Şirketin yıl sonu basın konferansındaki sunumları ile özellikle internetin baskı karşısındaki yükselişi yalanını ispatladığını düşünüyorum.

Heidelberg yıl sonu medya konferansı, 11 Aralık tarihinde Almanya Heidelberg’te gerçekleştirildi. Avrupa’dan otuz editör ve uzmanın takip ettiği konferans, Heidelberg Wiesloch’ta Hall 11’de başladı. Ambalaj ve geniş format temalı yılsonu konferansı Heidelberg merkezinde “geleceğin baskı uygulamaları” ve Hei Eco sunumları ile tamamlandı. Dünyanın baskı makineleri konusunda bir numarası olan Heidelberg’in efsane başkanı Bernhard Schereier’in vedası ve yeni başkan Dr. Gerold Linzbach’ın editörler ile tanışması, toplantının önemli noktaları olarak akılda kaldı. Heidelberg’in, drupa 2012’de ofsetin asla sona ermeyecek varlığına atıfta bulunması dikkat çekmişti. Görünen o ki Heidelberg, baskının gücünü vurgulamaktaki iddiasını ve vizyonunu sürdürüyor. Programda özellikle internetin baskı karşısındaki yükselişi yalanını ispatladığını düşünüyo-

102

Heidelberg continues its claim and vision in emphasizing the power of printing. I think that with the company’s presentation at the year-end press conference, they have especially succeeded in proving the untruthfulness about the internet’s rise against printing.

Heidelberg held the year end press conference on December 11 in Heidelberg, Germany. The conference that was tracked by thirty editors and experts from Europe started in Hall 11 at the Heidelberg Wiesloch. The year-end conference with a packaging and wide format theme was concluded with the “printing applications of the future” and Hei Eco presentations. The farewell of Bernhard Schereier, legendary president of the world’s number one company in printing machines Heidelberg, and the introduction of the new president Dr. Gerold Linzbach to the editors, left its mark as one of the most significant moments in the meeting. Heidelberg’s contention at the Drupa 2012, that offset will never end, had attracted a lot of attention. It looks as though Heidelberg is continuing its claim and vision in emphasizing the power of printing. I think that in the program, the particular untruth about the internet’s rise against printing has been proven. I especially interpreted Dr. Martin Schmitt’s pre-


kapak konusu

matbaa&teknik

Kilian Renschler

rum. Özellikle Dr. Martin Schmitt’in geleceğin baskı uygulamaları sunumu ve bu sunumdaki “Baskının Geleceği Var” mottosunu basım endüstrisi adına önemli bir başkaldırı olarak yorumladım. Konferans Ambalajdan sorumlu başkan yardımcısı Kilian Renschler’in sunumu ile başladı. Renschler’in sunumundan öne çıkan notlara gelirsek: 2011 yılı ambalaj pazarı büyüklüğü 478 milyar euro. Bu Pazar içinde en büyük payı Heidelberg’in de çözüm sunduğu kağıt, karton ve plastik ambalajlar alıyor. Bu kategorideki üretim konuları ise etiketler, karton kutular, esnek ambalaj ve oluklu yer alıyor. Pira kaynaklı bu araştırma-

ya açıklık getiren yine Pira tarafından yapılan araştırmada artan nüfus ve artan ambalaj Pazar payı bölgelere göre ayrıldığında ortaya çıkan sonuç: Nüfusu hızla artan Asya Pasifik (%51) daha az nüfus artışına sahip Avrupa’ya göre (%13), ambalaj pazarında daha yavaş büyüyor. Ambalajda en hızlı büyüme %23 ile Avrupa’da. Onu Kuzey Amerika (%23), Asya Pasifik (%21), Japonya (%10) ve Latin Amerika ve diğerleri (%11) takip ediyor. 2007’den sonra bir miktar küçülerek 474 milyar euro’dan 2009’da 436 milyar euroya gerileyen ambalaj pazarı 2011’de 478 milyar euro ile tekrar yükselişe geçti.

Hans Börncke

sentation about the printing applications of the future and his “Printing has a future” motto, in the presentation as a significant defiance in the name of the printing industry. The conference started with the vice president in charge of packaging Kilian Renschler’s presentation. When we look at the notes that were highlighted in Renschler’s presentation: The size of the packaging market in 2011 was 478 billion Euros. The paper, cardboard and plastic packaging solutions offered by Heidelberg, constitute the largest portion of the market share. The production subjects in this category are labels, cardboard boxes, flexible packaging and corrugated products. In the research done by Pira that clarified this research that was also by Pira, when the rising population and rising packaging market shares are distributed according to regions the results are: The Asia Pacific region (51%) with a higher rate of population increase, is growing slower in the packaging compared to Europe (13%) which has a slower rate of population growth. The fastest growth in Packaging was in Europe at 23%. It is followed by North America (23%), Asia Pacific (21%), Japan (10%) and Latin America and the others (11%). The packaging market receded to a certain extent after 2007 from 474 billion s to 436 billion Euros and started to grow again in 2011 to reach 478 billion Euros. The 2016 projection is 561 billion Euros. When it is examined from the Heidelberg perspective, 41% of the 101 billion Euros packaging market share is comprised of flexible packaging and 39% is comprised of cardboard boxes. When we take a look at the printing techniques that are used, flekso constitutes a 40% share and sheet fed offset a 33% share. While all of these figures indicate growth in the packaging market, it also shows the growth of sheet fed offset in the packaging market. Another striking detail from Renschler’s presentation was about the Heidelberg Print Media Center. The center is 4 thousand square meters. It houses six printing machines, two shape cutting and four folding and adhesion machines. In the center where there are 40 employees; now pay attention to this: 520 demos are done per year and every year one thousand Heidelberg customers are accepted as guests here. Now don’t you think that this is the answer to the question that has

103


kapak konusu

matbaa&teknik

Bernhard Schereier 2016 projeksiyonu ise 561 milyar euro. Heidelberg cephesinden bakıldığında ise 2011’deki 101 milyar euroluk ambalaj Pazar payının %41’i esnek ve %39’u karton kutulardan oluşuyor. Kullanılan baskı teknikleri açısından bakıldığında ise flekso %40, tabaka ofset ise %33 paya sahip. Tüm bu rakamlar ambalaj pazarındaki büyümeye işaret ederken tabaka beslemeli ofsetin de ambalaj pazarındaki büyümesini gösteriyor. Renschler’in sunumundan ilgi çeken bir detay da Heidelberg Print Media Center ile ilgili. Merkez 4 bin metrekare büyüklüğünde. Altı baskı makinesi, iki şekilli kesim ve dört katlama yapıştırma makinesi barındırıyor. 40 kişinin çalıştığı merkezde; buraya dikkat: yıllık 520 demo yapılıyor ve her yıl bin Heidelberg müşterisi ağırlanıyor. Bu da son zamanların özellikle Ipex etrafında kümelenen -fuara niçin girmiyorlar sorusunun cevabı değil mi, sizce de? XL145 ve XL162 ürün yöneticisi Hans Börncke ise VLF baskı makineleri hakkında bilgi verirken yine pazarı değerlendirdi. Börncke’nin sunumundan akılda kalan motto ise Heidelberg VLF çözümleri için kullanılan “not! me too design” yani (Heidelberg’in eşsiz makine teknolojisi) oldu. Ambalajın (%52) yanı sıra ticari baskılar (%12), yayıncılık (%5), W2P (524) ve sergileme ve satış destek ürünleri (%7) pazarlarında kullanılan XL145 ve XL162 ile Heidelberg Avrupa’da %60 pazar payına ulaşmış durumda. Heidelberg’te R&D merkezinden devam eden toplantı Hei Eco sunumu ile sona erdi. R&D merkezinden aklımda kalanı yukarıda

104

yazmıştım. Hei Eco sunumu ise matbaacılık işinde yeni bir ufuk açıyor aslında. Yeşil matbaalar. (Yeşil matbaayı da içeren yeni ufuklara ilişkin değerlendirmemi köşe yazımda okuyabilirsiniz.) Heidelberg’in, ambalaj, ekoloji, yayıncılık ve geleceğin baskısı konularını anlatan basın bültenlerini ise ileriki sayfalarda okuyabilirsiniz. Son olarak Scherier’in Heidelberg ile bütünleşmiş bir isim olarak basım endüstrisinde bıraktığı etkinin önemine ve Dr. Linzbach’ın akşam yemeğinde paylaştığı baskının geleceği vizyonuna dikkat çekmek isterim. Heidelberg, basım endüstrisini domine etmeyi sürdürüyor ve elektronik karşısında baskının gücünü ortaya koyuyor.

recently been grouped together especially by Ipex of – why don’t they enter the fair? While XL145 and XL162 product manager gave information about the VLF printing machines, he also made an assessment of the market. The motto that stuck in our heads from Börncke’s presentation was the “not, me too design” that is used for Heidelberg VLF solutions (Heidelberg’s unique machine technology). With the XL145 and XL162 that are used in commercial printing (12%), publications (5%), W2P (524) and in the exhibit and sales support products (7%) in addition to packaging, Heidelberg has reached 60% of the market share in Europe. The meeting that continued from Heidelberg’s R&D center, was concluded with the Hei Eco presentation. I wrote what I had remembered from the R&D center above. The Hei Eco presentation actually opened up a new horizon in the printing business. Green printing houses. (You can read about by assessments on the new horizons including green printing houses in my column). You can also read about Heidelberg’s press bulletins on packaging, ecology, printing and printing of the future in the forthcoming pages. Finally, I would like to draw your attention to the significance of the impact that is made on the printing industry by Scherier as a name that is integrated with Heidelberg and Dr. Linzbach’s vision on the future of printing that he shared at dinner. Heidelberg continues to dominate the printing industry and emphasize the power of printing against electronics.


aktüel

matbaa&teknik

Baskının Geleceği Burada Future of Print is Here Heidelberg, ileriye dönük baskı uygulamalarını Araştırma ve Geliştirme Merkezi’nde (FEZ) vitrine çıkarıyor.

Araştırma ve Geliştirme Başkanı Frank Kropp için, FEZ’in Yenilik Galerisinin amacı, baskının geleceğini aktif olarak şekillendirmek ve Heidelberg’in yapabildiklerini sunmaktır. For Head of Research and Development Frank Kropp, the purpose of the FEZ's Innovation Gallery is to actively shape the future of print and highlight just what Heidelberg is capable of.

Heidelberger Druckmaschinen AG (Heidelberg), Heidelberg tesisinin Araştırma ve Geliştirme Merkezi’nde (FEZ) yenilikçi baskı işlemlerine dayanan ileriye dönük uygulamasını vitrine çıkarıyor. drupa 2012’deki başarılı Yenilik Galerisi, Heidelberg’in matbaanın geleceğini şekillendirmede önemli bir rol oynamayı planladığı alanları ortaya koyan sergilerle birlikte, şu anda FEZ’de ziyaret edilebilir. Pazara hazır ve gösterim ürünleri, yüzey sonlandırma ve baskılı elektronik alanında hali hazırda nelerin mümkün olduğunu gösteriyor. 3D nesneler üzerine baskı, dijital görüntüleme ve kurutma gibi diğer uygulama alanları da, geleceğin öncü teknolojileri olarak gösteriliyor. Heidelberg Araştırma ve Geliştirme Başkanı Frank Kopp, FEZ’in yeni Yenilik Galerisi’nin, Heidelberg’in neleri başarabildiğini ortaya koymayı amaçladığını belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “drupa’da uygulama odaklı konulara önem verdik. Gelecekte, FEZ’in Yenilik Galerisi, diğer temel konuları kapsayacak ve gerçekleştirilen ilerlemeyi belgeleyecek. Ayrıca, gelecek gelişmelerin tam kapsamını ortaya koyabil-

mek için bazı alışılmadık şeyler de sergileyeceğiz.” FEZ'in Yenilik Galerisi, baskılı iletişimin kâğıt ile sınırlı olduğu devrin çoktan sona erdiğini gösteriyor. Heidelberg, bu uygulamaların, markalı malların imalatçıları, reklam ajansları ve baskı medya şirketleri için büyük bir potansiyel sunduğuna inanıyor ve geleneksel baskı görüntüsünün ötesine geçmek için tam da bu gruplarla diyaloğa girmek ve araştırma laboratuarlarında elde edilen ilerlemeye kısa bir bakış sunmak istiyor. Kropp, matbaanın büyük bir geleceği olduğunu belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Bu geleceği şekillendirmekte aktif bir rol oynayacağımızı ifade ediyoruz. Bu hem geleneksel hem de fonksiyonel matbaa için ve dekoratif öğelerin baskısı için geçerlidir.”

Etkileyici yüzeyler, yeni sonlandırma efektleri Geleneksel tabaka beslemeli ofset baskıda ürünleri rakiplerinden ayıran bir uygulama, piyasaya sürülmek üzere hazırlandı. FEZ’in Yenilik Galerisi’nin “Etkileyici yüzeyler” bölümünde , “Cristala” yenilikçi konsep-

Heidelberg showcases visionary print applications at its Research & Development Center (FEZ)

Heidelberger Druckmaschinen AG (Heidelberg) is showcasing visionary application concepts based on innovating printing processes at the Heidelberg site's Research & Development Center (FEZ). The successful Innovation Gallery at drupa 2012 can now be visited at the FEZ, with exhibits highlighting the areas where Heidelberg is looking to play an active role in shaping the future of print. Market-ready and demonstration products show just how much is already possible in the area of surface finishing and printed electronics. Other areas of application, such as printing on 3D objects, digital imaging, and drying are displayed as pioneering technologies for the future. As Frank Kropp, Head of Research and Development at Heidelberg, explains: “The FEZ's new Innovation Gallery is intended to highlight what Heidelberg is capable of. At drupa, we focused on application-oriented topics. In the future, the FEZ's Innovation Gallery will cover other key topics and document the progress made. We will also be exhibiting some extraordinary things to highlight the full scope of future developments.” The FEZ's Innovation Gallery demonstrates that printed communication has long ceased to be confined to paper. Heidelberg believes such applications offer great potential for manufacturers of branded goods,

105


aktüel

matbaa&teknik

advertising agencies, and print media companies and is looking to enter into dialog with exactly these groups to move beyond the conventional image of print and provide a glimpse of the progress being made at its research laboratories. “We are making it clear that print has a real future and that we will play an active role in shaping this future. This applies to both conventional and functional printing and to the printing of decorative elements,” says Kropp.

“Cristala” yenilikçi konsepti, güçlü bir şekilde vurgulanmış parlak sonuç üreten yeni yüzey sonlandırma efektlerinin yolunu açıyor. Baskılı kayıt, baskı altı malzeme üzerinde sanki kabartmalı işlenmiş gibi gözüken ve hissettiren sağlam yapılar sergiliyor. The “Cristala” creative concept paves the way for new surface finishing effects that produce a strongly accented gloss finish. The printed record exhibits fine structures on the substrate that look and feel as though they have been embossed.

ti, mevcut süzülme kaplama ekipmanının yeni sonlandırma efektleri üretmek için nasıl kullanılabileceğini gösteriyor. Özel olarak hazırlanmış baskı öncesi verileri, tabaka beslemeli ofset endüstrisinde oldukça eşsiz olan güçlü bir şekilde vurgulanmış parlak efektle yapılandırılmış yüzeyler oluşturur. Yapılandırılmış kaplamalar eğim açısına ve görüntüleme yönüne bağlı olarak farklı parlak efektler oluşturur. Sergi, geometrik çizgilere, dokulara, süslere sahip yüzeylerden ve yakın tonlamalı görüntülerden örnekleri ve baskı örneklerini de içerir.

Baskıdan akıllı yüzeyler – interaktif, aydınlatıcı ve akıllı Fonksiyonel baskı alanındaki birçok uygulama, gelecek için vizyondan biraz daha

Geleceğin ambalaj rafı için “Akıllı Raf” fikirleri, damgalı, elektronik olarak aktif öğelere sahip ambalajların kullanımını içeriyor. “Smart Shelf” ideas for the packaging shelf of the future involve the use of packaging with imprinted, electronically active components.

106

Fascinating surfaces create new finishing effects

fazlasını ifade eder. Heidelberg’in entegre elektronik yapıya sahip interaktif baskılı kimlik kartları şeklinde, FEZ’in Yenilik Galerisinde vitrine çıkardığı touchcodes isimli baskılı, akıllı yüzeyler, pazara hazır aşamaya halihazırda ulaşmış olan bir uygulama örneğidir. Bu tipte bir touchcode kartı iPad üzerine yerleştirildiğinde, belirli bir içeriğe erişim sunan bir uygulama veya internet tarayıcısı açılır. Kart böylece korunan veya kapalı uygulamalarda elektronik bilgiler için kopya korumalı bir lisans olarak görev yapar ve örneğin, mobil terminallere bir köprü oluşturur. Geleneksel QR kodlarının aksine, akıllı telefon kullanarak fotoğraf çekmeye ihtiyaç yoktur. Touchcode, bir kağıt anahtar olarak görev yapar ve sadece ekran üzerine yerleştirilir. Heidelberg, Chemnitz merkezli Printechnologics GmbH ile işbirliği içinde,

One application that sets products apart from the competition in traditional sheetfed offset printing is already set for market launch. In the “Fascinating surfaces” section of the FEZ's Innovation Gallery, the “Cristala” creative concept, demonstrates how existing drip-off coating equipment can be used to produce new finishing effects. Specially prepared prepress data creates structured surfaces with a strongly accented gloss effect that is quite unique in the sheetfed offset industry. Structured coatings create different gloss effects depending on the angle of inclination and the direction of viewing. The exhibition also includes examples of surfaces with geometric lines, textures, ornaments, and contone images and typographical samples.

Intelligent surfaces from the press – interactive, illuminating, and smart Many applications in the area of functional printing are still little more than visions for the future. Printed, intelligent surfaces called touchcodes that Heidelberg is showcasing in the FEZ's Innovation Gallery in the form of interactive printed ID cards with an integrated electronic structure are one example of an application that has already reached the market-ready stage. Placing a touchcode card of this kind on an iPad opens an app or web browser that offers access to specific content. The card therefore serves as a copy-protected license for electronic information in protected or closed applications, for example, thus building a bridge to mobile terminals. Unlike conventional QR codes, there is no need to take a photo using a smartphone. The touchcode acts as a paper key and is simply placed on the display. In cooperation with Chemnitzbased Printechnologics GmbH Heidelberg has developed touchcode technology applications for particular market segments and shows, how these applications can be employed.


aktüel

matbaa&teknik

Another example of an intelligent surface is a film-based lighting element that takes the form of “printed light”. The lighting effects are based either on electroluminescence or on printed OLEDs (organic LEDs, light-emitting diodes). They can be applied to folding cartons either as a solid area or as an informative detail in the form of numbers, text, or logos. Printed electronics in print products thus constitute the lighting elements of the future. Heidelberg is currently working on advanced concepts for decorative light on larger areas.

Akıllı yüzeyler gösterim alanında, OLED’lere (organik LED’ler, ışık yayan diyotlar) sahip baskılı aydınlatma öğeleri gösteriliyor. A printed lighting element with OLEDs (organic LEDs, light-emitting diodes) is on show in the intelligent surfaces display area.

belirli pazar bölümleri ve gösterimleri için bu uygulamaların kullanımına ilişkin touchcode teknolojisi uygulamaları geliştirdi. Akıllı yüzeyin başka bir örneği ise, “baskılı ışık” şeklini alan bir film esaslı aydınlatma öğesidir. Aydınlatma efektleri, elektriksel ışıldamaya veya baskılı OLED’lere (organik LED’ler, ışık yayan diyotlar) dayanır. Bunlar, katı bir alan olarak veya sayılar, metin veya logolar şeklinde bilgilendirici ayrıntılar olarak katlanan kartonlara uygulanabilirler. Baskı ürünlerine basılan elektronikler böylece geleceğin aydınlatma öğelerini oluştururlar. Heidelberg şu anda daha geniş alanlarda dekoratif ışık için gelişmiş konseptler üzerinde çalışıyor. Heidelberg’den başka bir yeni uygulama ise, geleceğin ambalaj rafı için konseptler sunan “Akıllı Raf”tır. Bu durumda, hem katlanan karton hem de rafın yüzeyi, rafın dolum seviyesi gibi bilgileri iletmek için basılı elektronik öğelerle donatılır. Bu teknoloji, müşteriyle etkileşim için satış noktası uygulamalarıyla da kullanılabilir.

Her yüzeyde baskı – 3D dahil FEZ’in Yenilik Galerisinin “her yüzeyde dekoratif baskı” bölümü, herhangi eğimli bir yüzeyde baskı için olası uygulamaları vitrine

çıkarıyor. 2D yüksek verimlilik sahibi endüstriyel baskıdan 3D’ye doğru gelişim hala ilk aşamalarda olsa da, başlangıç uygulamaları hali hazırda mevcut. Buradaki odak noktası, mobilya, spor eşyaları, oyuncaklar, arabalar, endüstriyel ürünler, mimari öğeler gibi günlük nesnelerin ve tüm bina cephelerinin, özelleştirilmiş ve uygunsa tersine çevrilebilir tasarımlarla nasıl dekore edilebildiğidir.

Yüzey kurutma ve dijital görüntüleme FEZ’in Yenilik Galerisinin “kurutma ve yapılandırma yüzeyleri” bölümünde, enerji tasarruflu UV LED kurutucu, modülleri ve baskı altı malzemeyi değil sadece mürekkebi ısıtan ve işlem mühendisliği perspektifinden avantajlı bir gelişme olan lazer kurutma teknolojisi dahil olmak üzere, yeni kurutma teknolojileri ve sistemleri sunuluyor. En önemli faydası ise, baskı ve baskı sonrası arasındaki bekleme süresinin sert bir şekilde kısalması oluyor. Gösterimde ayrıca, kısmi kurutma veya yüzeylerin yapılandırılmasını sağlayan bir lazer modülü konsepti de mevcut. Bu dijital, çok kanallı modül, dijital görüntüleme alanında daha fazla potansiyel gelecek uygulama olasılığını oluşturuyor.

Heidelberg, Speedmaster SX 52 için enerji tasarruflu DryStar UV LED kurutucuyu geliştirdi. Heidelberg has developed the energy-efficient DryStar UV LED dryer for the Speedmaster SX 52.

Another new application from Heidelberg is the “Smart Shelf”, which delivers concepts for the packaging shelf of the future. In this case, both the folding carton and the surface of the shelf are equipped with printed electronic components to communicate information such as the shelf's fill level. This technology can also be used with point-of-sale applications for interaction with the customer. Printing on any surface – including 3D The “decorative printing on any surface” section of the FEZ's Innovation Gallery showcases possible applications for printing on any curved surface. Although the development from 2D high-productivity industrial printing to 3D is still in the early stages, initial applications are already possible. The focus here is on how everyday objects such as furniture, sports goods, toys, cars, industrial products, architectural elements, and entire facades can be decorated with customized and, if appropriate, reversible designs.

Surface drying and digital imaging In the “drying and structuring surfaces” section of the FEZ's Innovation Gallery new dryer technologies and systems are presented, including energy-efficient UV LED dryer modules and a laser drying technology that heats only the ink and not the substrate, a development that is advantageous from a process engineering perspective. The major benefit is that the waiting times between press and postpress can be cut drastically. The display also features a laser module concept that enables the partial drying or structuring of surfaces. This digital multi-channel module opens up the possibility of further potential future applications in the area of digital imaging.

107


aktüel

matbaa&teknik

44. Yılda 4 Kalite Belgesi Birden

Türkiye’nin ilk yerli matbaa mürekkebi üreticisi Dyo Matbaa Mürekkepleri, sektörünün lideri konumunda bulunuyor. Bu yıl 44’üncü kuruluş yıldönümünü kutlayan şirket, 4 kalite belgesi birden alarak, üretiminin tüm aşamalarında kaliteden ödün vermeyen yaklaşımını da tescillemiş oldu. TS EN ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi, TS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği, TS ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti ve Şikâyet Yönetim Sistemi belgelerinin ardından ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi belgesini alan Dyo Matbaa Mürekkepleri, sektöründeki bu belgeye sahip ilk şirket. Enerjinin verimli kullanılması amacıyla, diğer yönetim sistemleri ile entegre yürütülen ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi, belirlenen enerji politikası doğrultusunda; enerji kaynaklarının etkin kullanımı, enerji tüketiminin kontrol altında tutulması ve enerji yönetim sisteminin performansının sürekli iyileştirilmesine dayanıyor. Sektördeki 45’inci yılı olan 2013’e, kalitesini ve enerji verimli üretimini tescilleyerek giren Dyo Matbaa Mürekkepleri, üretim teknolojisi ve Ar-Ge altyapısı ile farklılaşan Manisa’daki fabrikasında bölgenin en büyük, Avrupa’nın ise ilk beş matbaa mürekkepleri tesisi olarak, beş alt sektörde birden üretim yapıyor.

108

Küresel ısınmanın sonuçlarının her geçen gün daha da ağır hissedildiği günümüzde, enerji verimliliği üzerinde en çok durulan konulardan biri haline geldi. Çevrenin korunması için önemli bir zorunluluk olan enerji verimliliğinde, bireylerden sanayiciye hepimize sorumluluklar düşüyor. Bu yıl üç kalite belgesi alan Dyo Matbaa Mürekkepleri, kalite süreçlerine enerji verimliliğini de ekledi ve ISO 50001 Enerji Yönetimi Sistemi Belgesi ile sektöründe bir ilke imza attı.


aktüel

matbaa&teknik

Adobe 30’uncu Yaşını Kutluyor Dünyanın en önde gelen teknoloji şirketlerinden biri olan Adobe geçtiğimiz günlerde 30’uncu yaşını kutladı. Yenilikçi çözümleriyle farklı alanlarda kurumların, şirketlerin ve profesyonellerin işini kolaylaştıran ve iş süreçlerine tam 30 yıldır değer katan Adobe, önümüzdeki dönemde de geçmişten gelen büyük birikimini “dijital deneyimlerle dünyayı değiştirme” vizyonuyla harmanlayarak geleceğe daha da emin adımlarla yürümeyi hedefliyor. Bir dünya markası haline geldi

1982’de Başlayan Yolculuk Adobe, 1982’nin Aralık ayında John Warnock ve Chuck Geschke tarafından kuruldu. Warnock’un ve Geschke’nin kurduğu küçük çaplı yazılımevi bugün artık dünyanın dört bir yayında alanının en önemli markasını olarak tanınan büyük bir teknoloji devine dönüştü. Merkezi ABD’nin California eyaletinde San Jose’de bulunan Adobe, dünya çapında 11 bine yaklaşan çalışan sayısına sahip. Şu

anda gelirlerinin yarısından çoğunun ABD dışından elde eden Adobe’nin bu yönü de şirketin artık bir dünya markası olduğunun en önemli göstergelerinden biri. Adobe’nin ürünleri aynı zamanda birçok dünya diline de uyarlanmış durumda ve dünyanın dört bir yanında kreatif profesyoneller ve bilgi çalışanları tarafından kullanılıyor.

2008 Yılından Bu Yana Ofisiyle Türkiye’de Adobe Türkiye’de de 2008 yılından bu yana kendi ofisiyle ve alanında uzman ekibiyle birlikte pazarda faaliyetlerini başarıyla sürdürüyor. Adobe Türkiye Ofisi; 2008’de 3 kişi olarak başladığı yolculuğu bugün hepsi alanının en yetkin isimlerinden olan 15 kişilik ekibiyle sürdürüyor. Adobe’nin 30. yaşını kutlamasıyla ilgili konuşan Adobe Akdeniz Ülkeleri Bölge Müdürü Tolunay Tomruk, “Adobe olarak 30’uncu yılımızı kutlamaktan dolayı mutlu ve gururluyuz. Bu 30 yıl zarfında Adobe, sundu-

ğu çözümlerle her zaman standartları oluşturmuş ve zamanında yaptığı hamlelerle de sektörün standartlarını her zaman bir adım öne taşımıştır” derken, şunları söyledi: “Dijital teknolojilerle sürekli ve hızla dönüşen dünyamızda, Adobe kullanıcılarını bu yeni dünyaya en iyi şekilde hazırlıyor. Adobe olarak son yıllarda dijital yayıncılık ve tasarım alanından marka gücümüzü genişleterek dijital pazarlama çözümlerini de sunacak şekilde kendimizi yeniden tanımladık. Forrester’in 2012 araştırmasına göre şu an dijital pazarlama çözümlerinde de lider konumdayız. Şu anda Adobe içeriğin üretilip, dağıtılması, analizi ve paraya çevrilmesi döngüsünü uçtan uca sağlayan bir teknoloji sağlayıcısı olarak tekiz. Adobe olarak pazardaki öncü ve farklı konumumuzu geleceğe ve daha nice 30 yıllara taşımak istiyoruz. 2008 yılından bu yana Türkiye ofisiyle birlikte yerel pazarda güçlenen konumumuz da artarak devam edecektir”.

Dyo Matbaa Mürekkepleri’nde Kuruluş Yıldönümü Heyecanı Sektörünün lideri 44. yılını Manisa’daki fabrikasında kutladı

Türkiye’de ilk kez yerli matbaa mürekkebi üretimini başlatan ve Türk sanayisinin gücünü attığı sağlam adımlarla kanıtlayan Dyo Matbaa Mürekkepleri, kuruluşunun 44’üncü yılını Manisa fabrikasında çalışanlarıyla birlikte kutladı. Müşterilerinin ihtiyaçlarına en etkili çözümleri sunma amacıyla faaliyetlerine devam eden Dyo Matbaa Mürekkepleri, gerçekleştirdiği pek çok ilk ve her yıl daha da yükselen başarı çıtasıyla sektörün öncüsü olmanın gururunu yaşıyor. Yaşar Topluluğu’nun 67’inci, Dyo Matbaa Mürekkepleri’nin 44’üncü kuruluş yıldönümü kutlamasının yapıldığı törene; Yaşar Holding Onursal Başkanı Selçuk Yaşar, Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı İdil Yiğitbaşı, Yaşar Holding Boya Grubu Başkanı Ahmet Yiğitbaşı ve Dyo Matbaa

Mürekkepleri Genel Müdürü İrfan Çimen katıldı. Dyo Matbaa Mürekkepleri’nin; kaliteli üretim, hizmet güvencesi ve müşteri memnuniyetini ön planda tutarak, ilk günkü heyecanıyla faaliyetlerini sürdüreceğinin vurgulandığı konuşmaların ardından, şirkette 5 yıldan 25 yıla kadar görev alan çalışanlar Hizmet Onurlandırma Sertifikası ile ödüllendirildi. Kuruluşunun 44’üncü yılında aldığı 4 kalite belgesiyle, üretiminin tüm aşamalarında kaliteden ödün vermeyen yaklaşımını tescilleyen Dyo Matbaa Mürekkepleri, 2012 yılında da büyümesini sürdürdü. Matbaa mürekkepleri sektöründe liderliği elinde tutan şirket, 15’in üzerinde ülkeye ürünlerini ihraç ediyor. 109


aktüel

matbaa&teknik

Alman Sauer Merdanelerini Mürkem Üretecek

112 Yıllık Tecrübe, Türkiye’de Sauer Şirketler Grubu ile yaptığımız Türkiye’de tek lisanslı üretici anlaşması, Sauer şirketler grubunun mevcut en son yenilikçi teknolojisinin tesis edilen iletişim ağı ile Mürkem’e aktarılması, Mürkem’de çalışanların Türkiye’de veya diğer tesislerde yapılan rutin eğitim çalışmalarına katılmasını ve Sauer üretim tesislerinden rutin sevkiyatlarla Türkiye’deki merdane üretim tesisine devamlı orijinal kauçuk ve yardımcı malzeme gönderilmesini kapsamaktadır.

Mürsel Özeren ve Kemal Yeter tarafından kurulan Mürkem Baskı ve Tekstil Merdaneleri, dünyanın ünlü ve en eski merdane markalarından Sauer baskı merdaneleri şirketler grubu ile orjinal baskı merdanelerinin Türkiye’de üretimi için lisans anlaşması yaptı. Şirket genel müdürü Mürsel Özeren, konu ile ilgili olarak dergimize yaptığı açıklamada “Mürkem Baskı ve Tekstil Merdaneleri Mürsel Özeren –Kemal Yeter Ortaklığı, olarak merdane sektöründe uzun yıllar boyunca edindiğimiz bilgi ve tecrübelerimizi yeni kalite anlayışı ve merdane sektöründeki tüm taleplere cevap verme ilkesi ile birleştirerek merdane üretimine başladık.” dedi ve ekledi: “Sektördeki ihtiyaçlar için en son teknoloji ile orjinal ithal kauçuk kullanarak somut çözümler üretmeyi ve bunları müşterilerine en uygun fiyatlarla sunmayı kendimize ilke edindik ve yüksek müşteri memnuniyetini de ön planda tutuyoruz. Şirketimiz, İkitelli Organize Sanayi Bölgesindeki üretim tesisimizdeki eksiksiz makine parkuru, uzmanlaşmış ve deneyimli çalışanlarımız ile matbaalardaki tabaka ofset, web ofset ve gravür baskı makineleri gibi her türlü baskı makinelerinin orijinal merdane ve mil ihtiyaçlarına cevap verecek üretim, kalite kontrol teknik bilgi ve donanıma sahiptir.” Özeren dergimizin sorularını cevaplandırdı ve hem Sauer hem de lisans anlaşması hakkında şu bilgileri verdi:

110

Mürsel Özeren matbaa&teknik: Sayın Özeren, okuyucularımıza biraz Sauer hakkında bilgi verir misiniz? Ne büyüklükte bir fabrikadan bahsediyoruz? Mürsel Özeren: Merkezi Almanya’nın Berlin şehrinde bulunan Sauer Şirketler Grubu Almanya’da 3, İtalya’da 1, Fransa’da 2, Avusturya’da 1, Amerika Birleşik Devletlerinde 1 ve İspanya’da 2 olmak üzere dünyada toplam 10 adet üretim ve dağıtım tesisine sahiptir. Sauer Şirketler grubunun temeli 1900 yılında Berlin’de kitap baskı merdaneleri döküm tesisi olarak atılmış ve o günden beri muhtelif yıllarda gruba 9 fabrikanın ilavesi ile toplam 30 bin m² alanda ailenin

dördüncü kuşak yönetiminde Sauer Şirketler Grubu olarak EUROGRAPHIC, EUROWASH, EUROTECHNIC ve EUROSERVIS markaları altında 400 çalışanı ile faaliyetine devam etmektedir. matbaa&teknik: Sauer ile yaptığınız lisans anlaşmasının detaylarından bahsedebilir miyiz? Mürsel Özeren: Sauer Şirketler Grubu ile yaptığımız Türkiye’de tek lisanslı üretici anlaşması, Sauer şirketler grubunun mevcut en son yenilikçi teknolojisinin tesis edilen iletişim ağı ile Mürkem’e aktarılması, Mürkem’de çalışanların Türkiye’de veya diğer tesislerde yapılan rutin eğitim çalışma-


aktüel

larına katılmasını ve Sauer üretim tesislerinden rutin sevkiyatlarla Türkiye’deki merdane üretim tesisine devamlı orijinal kauçuk ve yardımcı malzeme gönderilmesini kapsamaktadır. Sauer Merdane Fabrikalarının ürünlerinden grafik merdanelerini tüm ünlü baskı makinelerinde kullanılmak üzere talep eden matbaaların yanı sıra Sauer sanayi merdanelerini gıda, ahşap, folye,tekstil ve makine sanayilerinde kullanmayı amaçlayan kuruluşlar yalnız kanıtlanmış teknik başarıların sonuçlarından istifade etmekle kalmayacak aynı zamanda Sauer Merdane Fabrikalarının 100 yıldan fazla süregelen ve kalite odaklı üretim becerisinin sonuçlarından da faydalanmış olacaklar. matbaa&teknik: Sauer ile yaptığınız bu anlaşma yalnızca merdane üretimini mi kapsıyor? Mürsel Özeren: Tabii ki hayır. Sauer Merdane Fabrikaları, lisansör partneri olarak şirketimize orijinal merdane ve kauçuktan başka aynı sektöründe kullanılan baskı yardımcı maddeleri, yıkama bezleri, nemlendirme katkı malzemeleri, kauçuk altı astarlar, kauçuk yapıştırıcıları, metal miller, yıkama ve bakım malzemeleri gibi yardımcı ürünleri de tedarik etme imkânı vermektedir. Türkiye’deki tesislerimizde üretilen ürünler Sauer’in kalite standartları kapsamında ve onun yenilikçi teknolojisinin garantisi altında sunulmaktadır.

matbaa&teknik

Kemal Yeter

Mürsel Özeren

Şirketimiz, İkitelli Organize Sanayi Bölgesindeki üretim tesisimizdeki eksiksiz makine parkuru, uzmanlaşmış ve deneyimli çalışanlarımız ile matbaalardaki tabaka ofset, web ofset ve gravür baskı makineleri gibi her türlü baskı makinelerinin orijinal merdane ve mil ihtiyaçlarına cevap verecek üretim, kalite kontrol teknik bilgi ve donanıma sahiptir.

Sauer üretim tesislerinden rutin sevkiyatlarla Türkiye’deki merdane üretim tesisine devamlı orijinal kauçuk ve yardımcı malzeme gönderilecek.

MÜRKEM’in en büyük başarısı 112 yıl önce Almanya’da kurulmuş olan , merdane ve kauçuk üretiminde dünyanın önde gelen merdane üretim kuruluşlarından Sauer Şirketler Grubu ile Türkiye’de orjinal merdane üretimi için lisans anlaşması yapmış olmasıdır.

111


aktüel

matbaa&teknik

Müller Martini Ambalaj Baskısı Semineri yapıldı Package Printing Seminar held by Muller Martini Ambalaj sektöründe web ofset baskıya olan ilgi artıyor. Müller Martini, 20 ve 21 Kasım tarihlerinde Maulburg, Almanya’da Pres Eğitim Merkezinde yapılan seminer süresince ambalaj sektörünün firmanın sunduğu pek çok yeniliğin avantajlarından nasıl faydalanabileceğini gösterdi. Uzman eğitmenler, veri hazırlama ve ısıyla sertleşen modern mürekkeplerden VSOP ve Alprinta baskı presi teknolojilerine kadar 100’den fazla katılımcıya çeşitli rekabet avantajlarını tanıttı.

Interest in web offset printing is increasing in the packaging industry. Muller Martini demonstrated how the packaging industry can take advantage of its many innovations during a seminar at its Training Center Presses in Maulburg, Germany on November 20 and 21. The expert instructors presented various competitive advantages to over 100 participants, ranging from data preparation and modern thermosetting ink technologies to VSOP and Alprinta printing press technology.

Seminer katılımcıları Müller Martini’nin VSOP web ofset baskı makinesinin canlı tanıtımını ilgiyle izlediler. PI 1690 Verpackungsdruck-Seminar im Training Center Druck in Maulburg.jpg Muller Martini Package Printing Seminar: Interested seminar participants during the live presentation of the VSOP web offset printing press.

The seminar was opened with a talk by one of the over 100 participants. Alberto Maria Cavalli, Managing Director of Constantia Novis in Romania, recounted his positive experiences with an Alprinta 74 V that was put into operation three years ago. As a market leader for web offset printing presses in the packaging industry, Muller Martini impresses with its diverse range of applications, offering support not only as a machine manufacturer but also in applications technology. “Paper labels are less and less in demand today, which is why we needed to find a new strategic goal,” said Alberto Maria Cavalli. “The market for film labels continues to grow steadily, and we wanted to remain flexible. The Alprinta 74 V allowed us to significantly increase our

Seminer, 100’den fazla katılımcıdan birinin yaptığı konuşma ile başladı. Romanya’daki Constantia Novis’in İdari Müdürü Alberto Maria Cavalli, üç yıl önce faaliyete geçen Alprinta 74 V ile yaşadıkları olumlu deneyimi anlattı. Ambalaj sektöründe web ofset baskı makineleri alanında piyasa lideri olan Müller Martini, sadece makine üretici olarak değil, aynı zamanda uygulama teknolojisine destek sağlayan çeşitli uygulamaları ile etkiledi. Kağıt etiketlere olan talebin günümüzde giderek azaldığını belirten Alberto Maria Cavalli bu

112


aktüel

competences and range of products.” Today, Constantia Novis produces labels for various types of packaging, mostly for the beer and beverage industry. The seminar featured presentations held by acknowledged specialists from longstanding partner companies. They talked about issues such as data handling and printing plate manufacture with CTP (Computer To Plate), working with proven ink systems in the food industry, the use of various materials as well as the manifold areas of production with the stepless, variable size web offset printing technology. The participants were impressed by the fact that polyethylene could be printed on using a web offset printing press, offering them a new area of application for this technology. Another important reason why the large number of seminar participants visited Maulburg was to see the live presentations of both the VSOP and Alprinta V web offset printing presses, featuring challenging jobs for the packaging industry such as printing on substrates like PE (polyethylene), OPP (oriented polypropylene) and PET (polyethylenterephthalat) as well as quick changeovers from one job to the next. The advantages of this technology were also showcased, including the extremely cost-efficient offset printing plates, the hybrid technology in connection with flexo printing, high printing quality and quick changeovers. The market for the package printing industry continues to grow, which is reason enough for many graphic arts companies to expand their range of products by offering printing for flexible packaging, labels and cardboard. According to a market study by PIRA International, the global turnover rate for the packaging industry is expected to increase by nearly 23 percent by 2016, from approximately 670 billion USD to 820 billion USD.

matbaa&teknik

nedenle yeni bir stratejik hedef bulmaları gerektiğini belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Film etiket piyasası sürekli büyümeye devam ederken biz de esnek kalmak istiyoruz. Alprinta 74 V rekabet gücümüzü ve ürün çeşitliliğimizi önemli ölçüde arttırmamıza olanak sağladı.” Günümüzde, Constantia Novis çoğu içecek sektörü için olmak üzere çeşitli ambalaj tipleri için etiketler üretiyor. Seminerde, uzun geçmişe sahip ortak şirketlerden bilgi sahibi uzmanlar tarafından yapılan sunumlara yer verildi. Bu uzmanlar, kademesiz, değişken boyutlu web ofset baskı teknolojisi ile çeşitli üretim alanlarının yanı sıra veri işleme, CTP ile baskı kalıbı üretimi, gıda sektöründe kanıtlanmış mürekkep sistemleri ile çalışma, çeşitli malzemelerin kullanımı gibi konular hakkında konuşmalar yaptı. Katılımcılar, bu teknoloji için yeni bir uygulama alanı sunarak bir web ofset baskı makinesi kullanılarak polietilene baskı yapılabilmesinden etkilendi. Çok sayıda seminer katılımcısının Maulburg’u ziyaret etmesini bir başka önemli nedeni de, bir işten diğerine hızlı geçişin yanı sıra, PE, OPP ve PET gibi malzemeler üzerine baskı yapmak gibi ambalaj sektörü için ilgi çekici işler yapan VSOP ve Alprinta V web ofset baskı makinelerinin canlı sunumlarını görmekti. Son derece maliyet etkin ofset baskı plakaları, flekso baskı ile bağlantılı hibrit teknoloji, yüksek baskı kalitesi ve hızlı iş değiştirme dahil, bu teknolojinin sağladığı avantajlar da gösterildi. Ambalaj piyasası büyümeye devam ediyor. Bu da pek çok grafik sanatı firmasının esnek ambalaj, etiket ve karton için baskı sunarak ürün çeşitliliğini genişletmesi için yeterli bir neden. PIRA International tarafından yapılan bir piyasa çalışmasına göre, ambalaj sektöründeki küresel ciro oranının 2016 yılına kadar %23’e yakın oranda artarak 670 milyar USD’den yaklaşık 820 milyar USD’ye çıkması bekleniyor.

113


aktüel

matbaa&teknik

Matbaa Meslek Dosyası - III

Nasıl Bir Matbaacılık Eğitimi – Nasıl Bir Matbaa Meslek Lisesi

M. Akif Tatlısu - Biricik Matbaa Meslek Lisemiz’in inşaatı sürüyor. Üzerinde konuşmalar da devam ediyor haliyle. İnşaat hızla yürüdüğüne ve önümüzdeki eğitim öğretim yılında yeni binamızda eğitim başlayacağına göre şimdi binanın mesleki donanımını konuşuyoruz. Dosyamızın üçüncü bölümünde biraz bu konuya değinmek istiyorum. Okulumuzda öğretmenlik yaptığım dönemde yaşadığım sıkıntılardan biliyorum ki bugün ulaşılan öğrenci sayılarına bakıldığında pratik eğitim çok kolay değil. Niçin değil mi, dediniz. Kısaca özetleyeyim. Diyelim ki bir tek ya da çok renkli ofset baskı makinemiz var. Otomasyona haiz olabilir ya da olmayabilir. Teori nedir, makine çalışır baskı yapar, öğrenciler de baskı makinesi nasıl çalışır, nasıl ön ayar yapılır, baskıya nasıl müdahale edilir, öğrenirler. Oysa bu mümkün değil. Çünkü ne kadar mekanik bir model olursa olsun bir makine başında ancak üç hadi bilemediniz beş öğrenci tutabilirsiniz. Zaten operasyonu yöneten de öğretmen ve teknisyen olacağından öğrenci blanket temizlemek, merdane yıkamak ve hadi çok iyi ise kalıp söküp takmaktan öteye 114

geçemez. Öyle ya poza ya da kutur ayarı yapmak her öğrenciye nasip olmaz. Özetle makine eğitimi sınıfın %80’i için temaşadan müteşekkildir ki bir müddet sonra da sıkıntı verir. Sonra öğrenciyi oyalamak için (Cahit Hocanın hayatta ise kulakları çınlasın) tram çalışması ile resim yaptırmak zorunda kalırsınız. Her öğrencinin makinenin her hangi bir aşamasında müdahil olamayacağını bizzat yaptığım son sınıf öğrencilerinin Beceri Sınavlarındaki tespitimdir. Velev ki makine perfektörlü, sekiz ünite ve de hatta tam otomasyonlu olsun. Durum daha da zorlaşacaktır. (Burada dipnot olarak belirteyim ki bizim gibi dinozorların, hocaların hocalarından Erdoğan Çakır’dan Adnan Yüksel’den bir şeyler öğrenebilmemiz en önemli sebebi sınıflarımızın beşer onar kişi olması idi. Hepimiz makine başında çalışma için bol bol zaman bulurduk.) Tabii bir de işin diğer yüzü var. Diyelim ki sınıflardaki öğrenci sayılarını düşürdünüz, çok iyi bir öğretim tatbiki ve takibi yaptınız. O makinede üretecek iş gereklidir. O işi pozlayacağınız kalıplar, mürekkep, kimyasal vb. dışında tonlarca da kağıt ihtiyacı hasıl olur ki temrinlik malzeme olarak özetleyeceğiniz bu malzemeler için binlerce TL gereklidir. Sonuçta o temrinlik malzeme de çöp olmaktadır, çünkü hayali işler üretirsiniz. Duyuyor gibiyim, döner sermaye diye bir şey var, piyasaya iş yapılır diyenler var. Üç yıl boyunca MML’nin döner sermayesinden sorumlu olmuş teknik müdür muavini olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki eğer piyasaya ya da kurumlara döner sermaye kapsamında iş yapıyorsanız, maliyetler ve teslim süresi gibi kaygılar nedeniyle bu işlere öğrencileri dahil edemezsiniz, teknisyen ya da öğretmen işi basar, döner sermayesini de tıkır tıkır alır. Öğrencilere de hiçbir şey öğretemezsiniz yani geri teper. Bu durumda MML’de öğrenci, öğretmen ve de idareci olmuş en öz hakiki MML’li olarak niçin bu kadar negatif şey yazdığıma gelelim. Maalesef yukarıda yazdıklarım ger-


aktüel

matbaa&teknik

Zeytinburnu İbrahim Müteferrika Endüstri Meslek Lisesi derslik inşaatı 13/12/2012

çektir. İzan dahilinde düşünenler de derhal hak vermekle mükelleftir. Peki ne yapacağız? Pratik eğitimini denetim ve kurallarını en iyi biçimde öğrenci lehine düzenleyerek (yani öğrencinin getir götürden üretime taşınmasını sağlayarak) piyasaya taşımak lazımdır. Peki okulda sadece teorik eğitim yapacaksak niçin kocaman atelye binası yapıyoruz, niçin atelye derslerimiz var bu nasıl mesleki eğitim derseniz onun da cevabı hazır. Bakın önerim nedir? Şu bizim 76 model Roland Favorit’imizi baskı atelyemize kapakları hariç kuralım. Kazan nedir, kauçuk nedir, poza nedir, kutur nedir, tüm çıplaklığıyle ortada dursun. Gerçek baskı yerine simülasyonla öğrencilerimize ilk yılda baskının nasıl bir şey olduğunu, makinenin en mahrem yerlerine kravatını kaptırma korkusu olmadan girip çıkmalarını sağlayarak öğretelim. Bu eğitim tamamlamak için youtube’da sayısız örneği olan simülasyon videolarının yenileri ya da hazır çekilmişlerinin tercümesini yaparak akıllı tahtalarda öğretim aracı olarak kullanalım. Baskı öncesinde de öyle. Aynı uygulamayı ikinci el bir CtCp cihazı ile yapabiliriz. Üstelik orada simülasyon ya da teknik detay videoları bulmak daha da kolaydır. Su ve mürekkep birbirini nasıl iter? Laser nasıl olur da emülsiyon kaplanmış alüminyum üzerinde pozlama yapar, görmek ancak böyle mümkün müdür? Evet! CtP’nin kapalı kapakları altında neler oluyor, anlatarak anlamak mümkün değil. Bu durumda falan yerde ıskartaya çıkmış bilmem kaç yılından kalma eski teknolojili bir makineyi çalıştırmaya uğraşarak koca atelye-

den üç öğrenciyi kurtarmak yerine mesela bir gestetneri bütün sınıfa teker teker söktürüp tekrar taktırmak ofseti nasıl öğretir, flekso hakkında nasıl bir kolay geçiş sağlar, düşünebiliyor musunuz? Bir serigrafi kalıbının ampul ile pozlandığı laboratuarda kalıp pozlamanın detayları akıllara kazınmaz mı, mesela? Bence yeni binayı eski makineler ile doldurmak gayreti yerine gerçek simülasyon videoları ile akıllı tahtalarda eğitim yapalım, bütün bu birikimleri de gerçek matbaalarda hayata geçirelim, ne dersiniz?

NOT: Bu arada tüm bu yazdıklarım bir kenara olmak üzere İMMDD’nin makine peşindeki koşuşturmaları devam ediyor. Konuya benden biraz daha gerçekci baktıkları aşikar. Önümüzdeki ay okul için tedarik aşamasına gelinmiş yeni makinalara ilişkin bilgileri bu sayfada paylaşmış olacağız. İMMDD ve okulumuzla ilgili tüm gelişme ve yorumları facebook’ta SULTANAHMET MATBAAMESLEK LİSESİ MEZUNLARI gurubundan takip edebilir ve katkıda bulunabilirsiniz. Resimler için Soner Yalçınöz’e teşekkür ederiz.

Zeytinburnu İbrahim Müteferrika Endüstri Meslek Lisesi atelye inşaatı 13/12/2012

115


aktüel

matbaa&teknik

Paperworld 2013, 26 Ocak’ta Sahne Alıyor Kağıt, kırtasiye ve ofis ürünleri dünyasının nabzını tutan, sektörün en önemli fuarı Paperworld, 26 – 29 Ocak 2013’te Frankfurt’ta yapılacak. Fuara Türkiye’den 34 firma katılıyor

Detlef Braun, Messe Frankfurt Yönetim Kurulu Üyesi

Kağıt, kırtasiye ve ofis ürünleri dünyasının nabzının attığı Paperworld, bu yıl 26 – 29 Ocak 2013 tarihleri arasında Frankfurt’ta gerçekleşecek. Geçtiğimiz yıl bin 800 katılımcı firma ve dünyanın dört bir yanından 49 bin 350 ziyaretçi ağırlayan Paperworld, hem Frankfurt’un, hem de dünyanın en “uluslararası” fuarlarından biri haline geldi. Geçtiğimiz yıl eş zamanlı düzenlenen Paperworld, Christmasworld ve Creativeworld fuarları büyük bir sinerji oluşturdu ve 3 fuar toplamda 155 ülkeden 87 bin uluslararası ziyaretçiye ulaştı. Ziyaretçi kalitesinde ve uluslararası siparişlerde önceki yıla göre artış gözlendi. Messe Frankfurt Yönetim Kurulu Üyesi Detlef Braun, 2012 fuarını şu şekilde değerlendirdi: “Bu fuar üçlümüz, uluslararası satın almacılar için gerçek bir mıknatıs. Bunu ziyaretçi sayılarımızdaki istikrardan görebiliyoruz. Daha da heyecanlandırıcı ve cesaretlendirici olan ise katılımcılar ve satın almacılar tarafından bize belirtilen büyük sipariş miktarları”.

116

Türkiye’den 34 Katılımcı 1000’e Yakın Ziyaretçi Olacak Paperworld, Türkiye’de kağıt, kırtasiye ve ofis ürünleri sektörünün de en gözde organizasyonu. Fuara bu yıl 34 Türk firma katılacak. Paperworld fuarını Türkiye’den her sene 850’yi aşkın profesyonel ziyaretçi ziyaret ediyor. Paperworld , 4 gün boyunca sektörün en son ve en yeni ürünlerini geniş bir yelpazede aynı çatı altında toplayacak. Fuarda her yıl olduğu gibi yılın en yeni kağıt ürünleri, kalemleri, ofis ve okul malzemeleri, masa üstü aksesuarları, pc/printer ürünleri, hediyelik eşya ürünleri, sanat ve grafik art malzemeleri, yazı araç ve gereçleri, kaplama kağıtları, tebrik kartları ve yayınlar ziyaretçilerle sunulacak. İyileştirilmiş hol yapısı sayesinde Paperworld 2013’te sayısız ürün grubu yeniden düzenlenecek. Paperworld Direktörü Michael Reichhold, “Yeni hol düzenlemesi hem ziyaretçilere hem de katılımcılara birçok avantaj sunacak. Yeni düzenleme ile ürün


aktüel

matbaa&teknik

Paperworld Forum, kağıt, ofis malzemeleri ve kırtasiye üzerine önemli sunumlar içeren bir organizasyon.

grupları birbiri ile çok daha uyum içinde olacak”diyor. Brunnen, Durable, Edding, Faber-Castell, Schneider/Novus/Dahle ve Uhu gibi sektörün ana oyuncuları da dahil olmak üzere pek çok büyük, orta ve küçük ölçekli firma, 10 fuar holünde uluslararası kağıt, kırtasiye ve ofis ürün yelpazelerini sergileyecek. Katılımcılar, ürün sunumlarının yanı sıra yeni iş kontakları edinmeye ve müşterileriyle iletişim kurmaya büyük önem gösteriyorlar.

Paperworld Etkinlikleri Ziyareçiler ve katılımcılar, fuarda sektörün en yeni ürünlerini takip etmenin yanı sıra, ilgiyle izleyecekleri önemli konferanslar, sempozyumlar ve workshop’lara da katılma fırsatı bulacak. Paperworld Forum, kağıt, ofis malzemeleri ve kırtasiye üzerine önemli sunumlar içeren bir organizasyon. Sektör uzmanları pazarlamadan sürdürülebilirliğe, dijital pazarda yeni satış kanallarından hizmet kalitesine değerli profesyonel bilgilerini katılımcılarla paylaşacak. Fuar kapsamında birçok özel show ve yarışma gerçekleşecek. Fuara damgasını vuracak olan “Paperworld Trend Show”, yeni ürün trendlerini ve fikirlerini görmek isteyenler için kaçırılmaz bir etkinlik olacak. Bu Trend Show’da ziyaretçiler en yeni renkleri, şekleri ve malzemeleri keşfetme fırsatı bulacak. Tebrik kartları yarışmasının 10. Yıldönümü Paperworld 2013’te yapılacak. Yenilikçi tasarım öğrencilerinin sıra dışı tebrik kartı fikirleri Paperworld’de 10.kez ödüllendirilecek. Fuar ziyaretçileri ister Facebook üzerinden ister fuarda en beğendikleri tebrik kartlarını oylayabilecek. Paperworld, bu yarışma ile sanat, tasarım ve grafik tasarım öğren-

cilerinin hayal güçlerini destekliyor. Bu yıl fuarda olacak yeni bir etkinlik ise “Quick and easy ways to wrap with the WOW factor!” Bu canlı sunumda hediye paketleme ve trendleri konusunda dünyaca tanınmış Arona Khan, canlı bir gösteri yapacak. Burada perakendeciler ürünlerin nasıl basit ve hızlı, aynı şekilde özel bir dokunuşla paketleneceğini görecekler. Hangi okazyona ait bir hediye olursa olsun paketleme için özel ipuçları verecek. Yazıcı araçları ve aksesuarları geri dönüşüm sektörü alanındaki ürün ve hizmetlerin sergileneceği Remanexpo da yine Paperworld kapsamında yer alacak. Fuar, “Yılın Ürünü”, “Yılın Sektör Kişiliği” gibi pek çok ödül töreni ve farklı etkinlikler de de ev sahipliği yapacak.

Paperworld ve Türkiye 1991 yılından beri Paperworld Fuarı’na katılan Türk kırtasiye firmaları bu yıl da fuara yoğun katılım gösteriyor. Her geçen yıl daha da büyüyen Türk kırtasiye pazarından bu yıl 34 firma Paperworld’e katılıyor. Paperworld fuarı dünyanın dört bir yanından gelen firmalarla yeni iş ve ortaklık anlaşmalarının yapılabileceği kaçırılmaz bir buluşma platformu. Türk firmaları Paperworld fuarında hem sahip oldukları ürün çeşitliliğini dünyaya gösterecek, hem de yeni firmalarla ortaklık yapabilecek. Satın alıcılara ve üreticilere, dünyanın dört bir yanında farklı pazarlara girme ve yeni iş bağlantıları kurma imkanı sunan Paperworld Frankfurt, kırtasiye dünyasına yön veren yeni trend ve ürünlerin sergileneceği önemli bir buluşma platformu görevi görecek.

117


aktüel

matbaa&teknik

Teşekkürler Sayın Başkan... Thank You Mr President... John Dangelmaier, PrintCity Birliği ve üyeleri adına sürdürdüğü 12 yıllık görevinin ardından 31 Aralık 2012 tarihinde emekli oluyor. John Dangelmaier chairing the members panel session at the February 2012 PrintCity Alliance International Media Event at Schloss Hohenkammer, near Munich. John Dangelmaier, Münih yakınındaki Schloss Hohenkammer’da Şubat 2012’de yapılan PrintCity Birliği Uluslararası Media Etkinliğinde üyelerin panel oturumuna başkanlık yaptı.

PrintCity Birliğinin üyeleri 2001 yılından beri Başkanlık yapan ve 31 Aralık 2012 tarihinde emekli olacak Helmut (John) Dangelmaier’a büyük bir “teşekkür” borçlu. Dangelmaier PrintCity’e katıldığı zaman drupa 2000’in ardından Birliğin ilk günleriydi ve John, tüm birliğin dünya genelindeki faaliyetlerini ve PrintCity ekibini yönlendirmede ve büyümesine yardımcı olmada lider bir role sahipti. Grafik Sektöründeki ve FOGRA ve GATF gibi araştırma kuruluşları ile Web Offset Champion Group gibi çapraz endüstri kuruluşları bünyesinde 40 yılı aşkın deneyime ve 12 yıl süreli MEGTEC Başkanlığı deneyimine sahip John Dangelmaier, bu benzersiz sektör deneyimini PrintCity’ye taşıdı. John, sahip olduğu yetki ve bilgi ile Uluslararası Konferanslarda, Seminerlerde, Haber Konferanslarında ve Birliğin Yıllık Kongresinde PrintCity’yi temsil etti. manroland web sistemleri ve PrintCity Başkan Yardımcısı Josef Aumiller, John Dangelmaier’ın Birliğie sağladığı katkıyı şu sözlerle ifade etti: “Benzersiz bir fikir için,

118

başarılı olmak için çok arzulu olan benzersiz insanlar gerekiyor. John küresel tedarik sektöründe oldukça saygı görüyordu. PrintCity’ye sihirli dokunuşu, tüm üye şirketleri tek bir hedefi desteklemeye odaklamak için insanları bir araya topladı ve baskıyı daha başarılı hale getirdi.” Weilburger Graphics ve tüm PrintCity üyelerinin temsilcisi Arno Dürr John ile birlikte çalışmanın her zaman bir mutluluk olduğunu belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “PrintCity’yi canlandırdı ve sahip olduğu tüm deneyimi, bilgiyi ve kişisel ağını PrintCity’yi mükemmelleştirmek için sundu.” John Dangelmaier’ın Birlik için çalışmasının önemini özetleyen PrintCity İdari Müdürü Rainer Kuhn, onun tavsiyeleri ve yol göstericiliği olmasaydı bu kadar çok sayıda katma değerli müşteriye sahip olamayacaklarını ve dünya çapında tanınamayacaklarını belirtti ve uzun yıllardır devam eden çalışma arzusu, tutkusu ve arkadaşlığı için John’a teşekkürlerini sundu.

John Dangelmaier, President of PrintCity since 2001, is stepping down on December 31st, 2012 following twelve years service on behalf of the Alliance and its members. Members of the PrintCity Alliance have a big ‘Thank You’ for Helmut (John) Dangelmaier, their President since 2001, when he steps down on December 31st, 2012. When he joined the Alliance it was in its early days following drupa 2000, and John played a leading role in guiding and helping grow all alliance worldwide activities and the PrintCity team. With more than 40 years in the Graphic Industry and experience of working within research organisations FOGRA and GATF, cross-industry organisations such as the Web Offset Champion Group, plus being President of MEGTEC Systems for 12 years, John Dangelmaier brought PrintCity unique industry experience. John has represented PrintCity at International Conferences, Seminars, News Conferences and the Alliance Annual Congress, with authority, knowledge and good business advice. Josef Aumiller, manroland web systems and Vice President of PrintCity emphasised John Dangelmaier’s contribution to Alliance activities by saying, “A unique idea needs unique people, acting with great passion to make it successful. John was extremely well regarded in the global supply industry. His magic touch at PrintCity was to bring people together, to focus all member companies in supporting one overall target: making print more successful.” Arno Dürr, Weilburger Graphics and representative for all PrintCity members confirmed, “It has always been a pleasure to work with John. He has lived PrintCity and offered all his experiences, knowledge and personal network, to make PrintCity successful.” Summarising the importance of John Dangelmaier’s work for the Alliance, Rainer Kuhn, PrintCity Managing Director concluded, “We could not have achieved the significant member added value or worldwide market recognition, without his advice and guidance. My special thanks to John for his commitment, passion and friendship over so many years.”


aktüel

matbaa&teknik

Sappi, Gräfe Druck’un Algro Design® Kullanarak Kazandığı Başarıyı Kutluyor Sappi Celebrates Gräfe Druck’s Algro Design® Success Yüksek kaliteli Algro Design üzerindeki yenilikçi sonlandırma işlemi prestijli endüstri onayını aldı.

Gräfe Druck’un Sappi’nin Algro Design’ı üzerine yenilikçi baskı yapma yararı endüstri tarafından onayladı. Dikkat çekici “Güzel” poster sıcak yaldız teknolojisi ile Deutscher Drucker PrintStars 2012’de beğeni kazanmış olan fotoğraf sanatının fantastik bir kombinasyonu. İsviçreli makine üreticisi Gietz’in şirket broşüründe çok sayıda sonlandırma tekniğinin kullanılması Druck & Medien tarafından düzenlenen Druck ödüllerinde şirketin Yılın Sonladırmacısı ödülünü almasını sağladı. Posterde sıcak yaldız ve sofistike gofrajın mükemmel şekilde uygulanması Deutscher Drucker PrintStars 2012 jürisinin ilgisini çekti. Proje, son teknoloji sıcak yaldız folyosu ve kalıp kullanılarak oluşturulan en etkili görsel efekt nedeniyle ödül kazandı.

“Güzel” poster, drupa’da sıcak yaldız folyosu üreticisi Leonhard Kurz Stiftung & Co.KG, Fürth ile reklamcı g.a.s. Unternehmenskommunikation GmbH, Fürth; fotoğraf stüdyosu Mierswa-Kluska, Münih; Gräfe Druck und Veredelung GmbH, Bielefeld ve yaldız kalıp üreticisi hinderer + mühlich, Göppingen arasındaki iş birliğinin ardından Sappi’nin Algro Design cihazında canlı bir gösterimle basılmıştı Jüri, kazananı seçerken “sonlandırmadaki yeniliğini, etkileyici gofrajı ve yüksek kaliteli görünümünü” yorumlayarak şunları ekledi: “Bu çalışma, sıcak yaldız teknolojisinin nihai üründe meydana getirebileceği etkiyi net bir şekilde gösteriyor.” Gräfe Druck’un bin 500 kopyalık Gietz şirket broşürü web ofset olarak 5/4 renkli basıldı ve Almanya’daki Bielefelder Druckerei’de çoklu sonlandırma geçişi kullanılarak tamamlandı. İlk olarak, UV kaplama uygulandı, bunu Seamless-Laser ile yapılan soğuk folyo transferi, parlak siyah rölyef gravürleme izledi ve daha sonra gümüş ve altın üzerine rölyef kesimi gravürlemesi yapıldı. En son yaldız baskı tekniği uygulandı. En yüksek kaliteli baskı altı malzemelerinde yüksek kaliteli sonlandırma etkisinin nihai ürünün fark edilmesini sağladığını belirten Sappi SBB Karton İşletme Müdürü Lars Scheidweiler sözlerine şöyle devam etti: “Sappi’nin Algro Design’ının müşterilerin bunu elde etmesine imkan sağlayan performansından memnunuz. Gräfe Druck’un başarısı sonuçların ne kadar etkili olabildiğini ve katma değerli piyasa farklılaşmasına nasıl dönüşebildiğini gösteriyor.”

Gräfe Druck’s decision to produce highly creative print on Sappi’s Algro Design has won a double industry recognition. The show-stopping “The Beautiful” poster incorporates a fantastic combination of hot stamping technology and photographic art that won acclaim at Deutscher Drucker PrintStars 2012, while the use of a variety of finishing techniques on Swiss machine manufacturer Gietz’s company brochure gained the company Finisher of The Year status at the Druck awards organised by Druck & Medien. It was the perfect execution of hot stamping and sophisticated embossing on the Beautiful poster that piqued the judges’ interest at this year’s Deutscher Drucker PrintStars 2012. The project won the prize for most impressive visual effects created using state-of-the art hot stamping foils and dies. “The Beautiful” poster was printed on Algro Design from Sappi in a live demonstration at drupa following collaboration between the hot stamping foil manufacturer Leonhard Kurz Stiftung & Co.KG, Fürth, the advertiser g.a.s. Unternehmenskommunikation GmbH, Fürth; the photo studio Mierswa-Kluska, München; Gräfe Druck und Veredelung GmbH, Bielefeld; and the hot stamping die manufacturer hinderer + mühlich, Göppingen. In choosing the winner, the judges commented its ‘innovation in finishing, the impressive embossing and its high quality looks.’ They added, “This clearly presents the impact hot stamping technology can bring to the end product.” Gräfe Druck’s 1.500 copies of Gietz’s company brochure were printed web offset 5/4 colour and completed using multiple finishing passes at their Bielefelder Druckerei in Germany. First, UV varnish was applied, followed by cold foil transfer with a Seamless-Laser, shiny black relief cut engraving and then a relief cut engraved in silver and gold. The final finishing technique was foil stamping. “High quality finishing effects on the highest quality substrates ensure that the final product will be noticed, and we are delighted that the performance of Sappi’s Algro Design is allowing customers to achieve just that,” comments Lars Scheidweiler Sappi’s Business Manager SBB Cartonboard. “Gräfe Druck’s success shows just how effective the results can be and how that can translate into value-added market differentiation.” Image caption: The show-stopping “The Beautiful” poster incorporates a fantastic combination of hot stamping technology and photographic art that won acclaim at Deutscher Drucker PrintStars 2012

119


aktüel

matbaa&teknik

Heidelberg Tek Bir Kaynaktan Çözümler Sunuyor

Ambalaj Piyasası Büyüyor Heidelberg offers complete solutions from a single source

The packaging market is growing Ambalaj üreticilerinin daha yalın süreçler aracılığı ile verimliliği arttırmak amacıyla müşterileri için ECR ve JiT kavramlarını geliştirebilmesi gerekecek.

Heidelberger Druckmaschinen AG (Heidelberg), ambalaj baskısı sektöründeki katma değerli zincir için uygun hizmetler ve danışmanlık desteği dahil, kişiye özel çözümler sunuyor. Bunlar Heidelberg tarafından yayınlanan ambalaj bülteninde özetleniyor. Bu bülten, ambalaj piyasasının gelişmeleri ile ilgili gerçekler ve rakamlar ile hem mevcut hem de gelecekteki piyasa eğilimlerine dayanarak Heidelberg’in ambalaj piyasasının ihtiyaçlarını nasıl çözümlere dönüştürdüğünü gösteriyor. Ayrıca ambalaj segmentindeki

120

mevcut portföy ile bağlantılı hizmetlerin genel durumunu sunuyor.

Rakamlarla Ambalaj Pazarı Küresel yıllık ambalaj satışları 2010 yılında yaklaşık 517 milyar AVRO iken artarak 2016 yılında yaklaşık 630 milyar AVRO olacak (rakamlar, Pira 2012). Bu büyüme bir yandan, artan refah ve nüfus nedeniyle gelişmekte ve büyümekte olan ülkelerde ambalaja olan artan talep ile yönlendirilirken, bir yandan da, endüstrileşmiş batı ulus-

What's more, packaging manufacturers will need to be able to develop ECR and JiT concepts for their customers to boost efficiency through even leaner processes. Heidelberger Druckmaschinen AG (Heidelberg) offers tailored solutions for the entire value-added chain in packaging printing, including appropriate services and consulting support. These are now summarized in a white paper. Based on facts and figures relating to the development of the packaging market, and to both current and future market trends, the paper demonstrates how Heidelberg turns the packaging market's requirements into solutions. It also provides an overview of the entire current portfolio in the packaging segment and the associated services.

Some Numbers From Packaging Market Global annual packaging sales will grow from approximately EUR 517 billion in 2010 to approximately EUR 630 billion in 2016 (nominal figures, Pira 2012). On the one hand, this growth is being driven by the rising demand for packaging in developing countries and emerging markets due to increasing prosperity and growing population figures. On the other, the packaging market in western industrialized nations is benefiting from greater variety and increasing competition at the point of sale. Paper and board packaging accounts for the largest share of the packaging industry. Global folding carton production has grown by around 2.5 percent per year since 2005 and this upward trend will conti-


aktüel

larındaki ambalaj piyasası satış noktasında daha fazla çeşitlilik ve artan rekabetten faydalanıyor. Kağıt ve karton ambalajlar ambalaj sektöründeki en geniş paya sahip. Küresel karton ambalaj üretimi 2005 yılından beri yılda %2,5 civarında büyüme gösterdi ve bu yukarı yönlü eğilim devam edecek. Heidelberg karton ambalaj üretimi için geliştirdiği çözümler ile bu segmente odaklanıyor. Bu yüksek kaliteli ve yüksek hacimli üretim segmentindeki müşteriler her şeyi tek bir kaynaktan elde ediyor. Bu, baskı öncesi, baskı ve baskı sonrası ekipmanlarını, hizmetlerini, sarf malzemelerini ve danışmanlığı kapsıyor. Dünya genelinde, ambalaj baskı firmaları tarafından 70x100 cm formatında 250 civarında Peak Performance baskı makinesi kullanılıyor. Ambalaj sektöründe istekler listesinde yüksek olan maksimum üretim verimliliği katma değerli zinciri entegre eden, sektördeki tek çözüm olan uçtan uca Prinect Ambalaj İş Akışı kullanılarak elde edildi. Heidelberg doğal kaynakların tüketimini, kâğıt atıklarını azaltan ve enerji tasarrufu sağlayan çözümler sunarken, odak noktası çevre olarak belirlendi.

İki Yeni Kavram - ECR ve JiT Artık daha kısa çalışmalara doğru eğilim yok. ECR (Efficient Consumer Response Verimli Tüketici Cevabı) ve JiT (Just in Time Tam Zamanında) üretim kavramları için markalı ürün üreticilerinden gelen artan talepleri karşılayan daha verimli ve maliyet etkin bir üretim sağlamak amacıyla her iş için optimum çalışma uzunluğunu kullanmak önemlidir. Yakın gelecekte, daha otomatik ve verimli kontrol süreçleri gerekli olacak. Bu,

matbaa&teknik

sadece ekipmana ve iş akışına uygun teknolojiyi entegre ederek mümkün olacak. Ayrıca, ambalaj üreticilerinin daha yalın süreçler aracılığı ile verimliliği arttırmak amacıyla müşterileri için ECR ve JiT kavramlarını geliştirebilmesi gerekecek.

nue. Heidelberg is focusing precisely on this segment with its solutions for producing folding cartons. Customers in this high-quality segment and in high-volume production obtain everything from a single source. This includes prepress, press, and postpress equipment, services, consumables, and consulting. Worldwide, around 250 Peak Performance presses in the 70 x 100 cm (27.56 x 39.37 in) format are being used by packaging printing companies. Maximum production efficiency, which is high on the wants list in the packaging industry, is achieved using the end-toend Prinect Packaging Workflow – the only solution in the industry that integrates the complete value-added chain. The focus here is firmly placed on the environment, as Heidelberg provides solutions that reduce the consumption of natural resources, cut down on paper waste, and save energy.

Two New Trends – ECR and JiT The trend is no longer exclusively toward shorter runs. It is vital to use the optimum run length for each job to ensure more efficient and cost-effective production that will meet the growing demand from producers of branded goods for ECR (Efficient Consumer Response) and JiT (Just-in-Time) production concepts. Even more automated quality and efficiency control processes will therefore be necessary in the near future – something that will only be possible by integrating the appropriate technology in equipment and the workflow. What's more, packaging manufacturers will need to be able to develop ECR and JiT concepts for their customers to boost efficiency through even leaner processes.

121


aktüel

matbaa&teknik

İTO’da Dijital Yayıncılık Masaya Yatırıldı İstanbul Ticaret Odası’nda (İTO) "Dijital Yayıncılık ve Matbaacılık Sektörüne Etkileri" konulu bir toplantı gerçekleştirildi.

İstanbul Ticaret Odası’nda (İTO) düzenlenen bir toplantıda, "Dijital Yayıncılık ve Matbaacılık Sektörüne Etkileri" masaya yatırıldı. İTO'nun Sirkeci'deki merkez binasında düzenlenen toplantının açılış konuşmasını yapan İTO Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Develioğlu, dijital yayıncılığın geleneksele rakip olmadığını vurgulayarak şuan matbaacılık için endişe edilecek bir durum olmadığının altını çizdi. Dijital yayıncılığın dünya genelindeki yaygınlığının çok düşük düzeyde seyrettiğini de aktaran Develioğlu sözlerini şöyle sürdürdü: '”Dijital yayıncılık ayrı bir yayın türüdür. Geleneksel yayıncılığın karşısında değildir. ABD'de şuan yayıncılığın ancak yüzde 5'i dijital ortamda. Dijital yayıncılıktan korkacak bir durum yok. Şuan Türkiye’de ise dijital yayınclığın sektördeki payı yüzde 3 civarındadır.” Dijital ortamda okunan gazete ve dergilerin yüzde 89'unun ücretsiz okunmakta olduğuna da dikkat çeken Mehmet Develioğlu, dış ülkelerdeki kültür yatırımlarının önemini vurgulayarak, yabancı bir ülkeye yatırım yapmadan önce oraya kültürün gitmesinin işleri kolaylaştıracağını söyledi.

Teknoloji Gelişiyor, İşler Düşüyor Oturum Başkanı Erhan Erken ise, mat-

122

baacılıkta teknoloji yönünden gelişmeler yaşanırken, iş yönünden gerileme gözlendiğini söyledi. Erken, bu durumu aşmak için son gelişmeleri çok iyi okuyup ona göre pozisyon almak gerektiğini kaydetti.

Dijital Kütüphane Dönemi Toplantıda söz alan Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Prof. Dr. Onur Bilge Kula, Türkiye'deki İl Halk Kütüphaneleri sayısının artmaya devam ettiğini, dijital kitap konusunda dünyadaki hız ne ise Türkiye’de de aynı olduğunu söyledi. Kula, kütüphanelere dijital kitap satın almak için hazırlık da yaptıklarını belirtti.

Dijital Yayıncılığa Sektörün Bakışı Toplantıda, Komedya Bilişim Ltd. Şti. Genel Müdürü Erol Dilaver "Dijital Baskı ve Matbaacılıktaki Yeni Gelişmeler", Basın Yayın Birliği Dijital Yayın Danışmanı Mahmut Güleç "Dijital Yayıncılık ve e-Kitap", İTİCÜ Medya İletişim Sistemleri Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Celalettin Aktaş "Dijital Yayıncılık ve Sosyal Medya", Rota Haber Genel Yayın Yönetmeni Ünal Tanık "Dijital Yayıncılık ve İnternet Medyası" konulu birer konuşma yaptı. Toplantı, soru-cevap bölümüyle sona erdi.


aktüel

matbaa&teknik

Ambalaj Tasarımcıları için Yeni Kitap A New Book For Packaging Designers Tümü ambalajlanmış çağdaş ambalaj tasarımının uluslararası özeti Tüketici bir ürüne bakarken ambalajın bir satışın yapılmasına neden olabileceğini veya engel olabileceğini görüyor. Pentawards her yıl, tüm dünyadan tasarımlara ödüller vererek ambalaj sanatını ödüllendiriyor. Tasarımcılar, içecek, gıda, vücut, lüks ve diğer piyasalarda beş ana kategoride ve en az 44 alt kategoride rekabet ediyor.

30 ülkeden 400’den fazla çalışma seçeneği sunan bu kitap 2011-2012 yılları arasında Pentawards kazananlarının tümünü bir araya getiriyor. Featuring a selection of over 400 works from 30 countries, this book brings together all the Pentawards winners from 2011 and 2012

30 ülkeden 400’den fazla çalışma seçeneği sunan bu kitap 2011-2012 yılları arasında Pentawards kazananlarının tümünü bir araya getirerek ambalajın her türünde yapımış en iyi işleri sergiliyor. Kitabı okuyanlar, tasarım sektörü liderlerini ve günlük yaşamımızın parçası olan bu işlerin arkasındaki acentelere yön veren tanıtıcı deneyleri, ürün açıklamalarını ve çok sayıdaki görüntüyü keşfedecek. Bu ilham kuyusu sadece tasarım ve pazarlama profesyonellerini hedef almıyor, aynı zamanda yenilikçi ambalaj sürecini de hedef alıyor.

All wrapped up An international roundup of contemporary packaging design Packaging is a highly underrated art form. As the first thing a consumer sees when looking at a product, the packaging can make or break a sale. Every year, the Pentawards celebrate the art of the package by presenting awards to designs from around the world. Designers compete in five main categories—beverages, food, body, luxury, and other markets—and no fewer than 44 sub-categories. Featuring a selection of over 400 works from 30 countries, this book brings together all the Pentawards winners from 2011 and 2012, providing a vivid demonstration of creativity in every form of packaging. Readers will discover, through introductory essays, product descriptions and plenty of images, what drives design industry leaders and agencies behind these creations which are so much part of our everyday lives. This well of inspiration is not just aimed at design and marketing professionals but anyone with an interest in the creative process of packaging.

SunJet Yeni Dijital Düşük Migrasyon Teknolojisi

EtiJetTM LM UV’ yi Narrow Web İçin Piyasaya Sürdü Sun Chemical ve onun ana şirketi, DIC Corporation'ın küresel inkjet bölümü SunJet®, dijital etiket pazarı için yeni düşük migrasyon UV mürekkep başlığı EtiJetTM LM UV’ yi Eylül 2012’de Labelexpo Americas 2012 fuarında tanıtmıştı. SunJet®, her tür piezo baskı kafası için uygun yeni platform inkjet teknolojisi geliştirdi. Şirketten yapılan açıklamada şu bilgilere yer veriliyor: “Gösterilebilir migrasyon seviyelerinin standart cıva lambalı hava kür mürekkeplerinin <10ppb’ den küçük olan migrasyon düzeylerini gösterebilir. Bütün mürekkep bileşenleri Avrupa pozitif listeleri, İsviçre Nizam ve EuPIA listelerinde yeralır. Mürekkeplerde gıda ambalajları için yüksek endüstri standartlarını karşılamak için, özellikle Nestle listesinde dışlanan malzemeler kullanılmaz.”

Küresel İş Müdürü Pete Saunders ‘’SunJet’in OEM müşterileri kendi ekipman, etiket ve ambalaj dönüştürücülerini sağlamak konusunda istekli. Bu durum müşterilerin düşük migrasyonlu inkjet teknolojisini bir

seçenek olarak gördükleri anlamına geliyor. Sun Chemical’ın düşük migrasyon teknolojisindeki geniş bilgi ve tecrübesinin yanısıra mevzuata uygun bir sertifikalı test laboratuvarı da bulunmaktadır. Bunun yanı sıra ambalaj tasarım ve üretim süreci ile de müşterilerine destek vermektedir.Biz bu yeni inkjet teknolojisinin geliştirebileceği yeni fırsatlar için heyecanlıyız’’ diyor. UV inkjet baskısı artık etiket ve ambalaj uygulamalarında yaygınlaşmış durumda. Marka sahipleri, paket tasarımcıları ve dönüştürücüler dijital baskı yeteneklerinin bilincinde ve bunu içeren, gıdalar dahil olmak üzere birçok uygulama için tasarım aşamasında. EtiJetTM LM UV aynı zamanda gıda dışı uygulamalarda ve standart etiket stoklarının basımında mümkün olan maksimum operasyonel esnekliği sağlıyor. 123


aktüel

matbaa&teknik

KOBİ’ler İçin İş Çözümleri İş teknolojileri konusunda tüm şirketlerin çözüm ortağı olan Medyasoft, “KOBİ’ler İçin İş Çözümleri” Anadolu turunu tamamladı. KOBİ’lerin verimliliklerini artırarak dış dünyaya açılmalarını sağlamak için şehre özel program hazırlayan Medyasoft, Anadolu turunun sonuncusunu Kahramanmaraş’ta gerçekleştirdi. Bilişim dünyasının dev isimleri Adobe, Autodesk, Kaspersky, SAP ve Wacom ile 300’ün üzerinde KOBİ, kamu ve eğitim kurumuna ulaşan Medyasoft, 2013 için hedef büyüttü. Yeni yılda 2 bin şirkete ulaşmayı hedefleyen Medyasoft, yeni nesi iş çözümleri ile KOBİ’leri bölgesel güç haline getirmeyi hedefliyor. Kurumlara yazılım, güvenlik ve eğitim alanında uçtan uca çözümler sunan Medyasoft, “KOBİ’ler için iş çözümleri” Anadolu turu kapsamında altıncı ve son durağı olan Kahramanmaraş’taydı. Medyasoft, iş ortaklarıyla birlikte geliştirdiği yeni nesil iş çözümlerini, iş dünyasında rekabet avantajı sağlamak ve sektörde fark yaratmak isteyen Kahramanmaraşlı KOBİ’lere tanıttı. KOBİ’lerin verimliliklerini artırarak dış dünyaya açılmaları için şehre özel program hazırlayan Medyasoft’un 2012 yılındaki son durağı olan Kahramanmaraş’ta, Adobe, Autodesk, Kaspersky, ve Wacom’un yeni nesil iş çözümleri tanıtıldı. Mimar, mühendis, inşaat profesyonelleri, matbaacılar, grafik tasarımcıları, yayıncıların yanı sıra kamu kurumları ve üniversiteler için geliştirilen yazılım ve güvenlik çözümleri aktarıldı.

“300’ün üzerinde kobi ve eğitimciye ulaştık” Günümüz iş dünyasının rekabetçi pazar koşullarında, sektörde fark yaratıp, karlılığı artırmak için hızlı ve doğru stratejilerin ancak yeni nesil iş teknolojileriyle gerçekleşebileceğine dikkat çeken Medyasoft Genel Müdürü İhsan Taşer, “Türkiye’nin dünyanın dev ekonomileri arasında yer alabilmesi için KOBİ’ler büyük önem taşıyor. Medyasoft olarak KOBİ’lerin de ellerindeki bilgi ve veriyi değere dönüştürmeleri, hızlı karar alabilmeleri, aynı zamanda da devler ligine hazırlanabilmeleri için İstanbul, İzmir, Eskişehir, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Kocaeli’de 7 etkinlik düzenledik. Bilişim dünyasının dev

124

İhsan Taşer

isimleri Adobe, Autodesk, Kaspersky, SAP ve Wacom'un yanısıra iş ortaklarımızla gerçekleştirdiğimiz toplantılarda 300’ün üzerinde KOBİ ve eğitimciye ulaştık. Bilgi merkezli üretim, doğru kararların alınması ve karlılıklarını maksimum düzeye çıkarabilecekleri yeni nesil iş çözümlerini tanıttığımız bu toplantılardan olumlu geri dönüşler aldık. 2013 yılında da aldığımız bu geri dönüşler sayesinde ‘KOBİ’ler için iş çözümleri’ etkinliğimizi daha fazla ilde gerçekleştireceğiz” dedi.

“KOBİ’leri bölgesel güç yapacağız” Şehre özel olarak hazırlanan toplantıların sadece KOBİ’ler için değil, kamudan eğitime kadar her alan için büyük önem taşıdığına dikkat çeken İhsan Taşer, 2013 yılında

Anadolu turu kapsamında hedeflerinin 2.000 şirkete ulaşmak olduğunu söyledi. Medyasoft Genel Müdürü ihsan Taşer sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeni nesil iş teknolojileri bilgi paylaşımından kurum içi iletişime kadar şirket içindeki tüm birimlerin bilgiyi tek bir havuzdan yönetmesine olanak tanıyor. Sunduğu esnek yapı ile iş akışını basitleştirip hızlandıran, maliyetleri kontrol altında tutup fikirlerin düşünce hızında hayata geçebilmesi için esnek çözümler sunan yeni nesil iş teknolojilerini 2013 yılında da hız kesmeden tanıtmayı sürdüreceğiz. Başta KOBİ'lerimiz olmak üzere işlerinde yeni nesi iş çözümlerini kullanmak isteyen tüm şirketleri bu teknolojilerle dünya standartlarına kavuşturup, bölgesel güç olabilmeleri için birebir mesai harcayacağız.”


aktüel

matbaa&teknik

DPP 10. Yılını Kutladı

Doğan Grubunun Dergi pazarlama ve planlama şirketi DPP 10. yaşını personeli ve 10 yıllık iş ortağı yayınevleri ile birlikte kutladı. Ottoman Place Taksim Square Otelde yapılan kutlama gecesine DPP ve Yaysat’ın yöneticilerinin yanında birçok yayınevi ve dergi grubu katıldı. 10. Yılını dolduran yayınevlerine de plaket takdim edildi. DPP, portföyündeki grup içi ve müşteri tüm ürünler için satış noktası bazlı planlama hizmeti sunuyor. DPP’nin planlama ve pazarlama hizmeti verdiği 133 yayınevine

ait, 546’sı yerli, 733’ü yabancı 1279 çeşit ürünün bayilere ve satış noktalarına dağıtımı ise Yaysat tarafından yapılıyor. DPP’deki uzman planlamacılar hergün yeniden planlama yaparak zaman, enerji tasarrufu sağlıyor ve müşterilerin ürüne ulaşmalarını kolaylaştırıyorlar.

İhlas Dergi Grubuna Plaket Geceye katılan İhlas Dergi Grubu dağıtım sorumlusu Hakkı Günerkan’a da bugüne kadarki iş ortaklığından dolayı plaket verildi.

ETİ Bilgisayar Sign İstanbul 2012 Fuarı’ndaydı Fuardaki standında ziyaretçileri ağırlayan Eti Bilgisayar ekibi, İstanbul ve Anadolu’dan tüm müşteri ve bayileri ile bir araya gelmenin mutluluğunu yaşadıklarını ifade ettiler. Eti Bilgisayar Genel Müdürü Ahmet Yanıkoğlu, uzun yıllardır profesyonellerin üretkenliklerini artıran Corel yazılımlarını Türkiye pazarına sunduklarını belirterek, kendileri ile çalışan çok sayıda iş ortağı ile özellikle son yıllarda tarihi bir atılım kaydettiklerinin altını çizdi. Fuar süresince mini eğitim seminerleri veren Eti Bilgisayar Ürün Müdürü Hatice Cesur CorelDRAW Graphics Suite X6 sürümünün sektörel kullanımlarını ve yeniliklerini şöyle özetledi: “Tamamen yenilenmiş tipografi motoru, hızlı ve esnek yeni renk stilleri ve harmonisi, güçlü şekillendirme yetenekleri ile yeni CorelDRAW Graphics Suite X6 , gra-

fik profesyonellerine bugüne kadar üretilmiş olan en güçlü ve farklılaşan araçları sunuyor. Ayrıca, yenilikçi odaklı bu sürümde, tasarım dünyasına, geliştirilmiş iş akışı ve performans, teknolojinin ve araçların en ileri sürümleri ile çalışma ve tasarım projelerini güvenle yürütme olanakları sunuluyor.”

Fuar süresince tüm potansiyel kullanıcılara, lisanslı kullanım detayları hakkında bilgi veren ve tavsiyelerde bulunan Eti Bilgisayar yasal departmanı yetkilileri, bilinçlendirme aktivitelerinin de ürün tanıtımı kadar önemli olduğunu, sektörel fuarların bu anlamda da büyük fayda sağladığını vurguladı.

125


print buyer

matbaa&teknik

Verimlilik İçin Technotrans Abdullah Erçin: Technotrans’ın sunduğu sistemle üretim verimliliği elde ettiğimiz gibi hem çevresel açıdan hem de malzeme tasarrufu noktasında çeşitli kazançlar elde ettik. İstanbul’daki en büyük yayın matbaalarından biri olan Neşe Matbaacılık’ı ziyaret ettik, geçtiğimiz ay. Amacımız şirketin son yatırımlarından Technotrans pompa sistemlerini konuşmaktı. Hazır bir araya gelmişken dijital yayıncılık, e-okul ve dershanelerin kapatılması vak’alarının yayın matbaalarına nasıl etkileri olabileceğini sorma imkânını da değerlendirmek istedik. Abdullah Erçin, herkes tarafından bilinen piyasa gerçeklerine paralel olarak optimum üretim ve verimliliğin artırılmasının altını çiziyor. Technotrans Türkiye Temsilcisi Bak-On Mühendislik Satış Yönetici Tamer Yenibeken, mürekkep pompalama sisteminin ekonomik ve çevresel kazanımlarına dikkat çekerken Erçin, Technotrans yatırımının verimlilik ve kârlılık gerekleri için ortaya çıkan bir gereklilik olduğu, söylüyor: matbaa&teknik: Daha verimli çalışmak adına yakın dönem içinde gerçekleştirdiğiniz önemli yatırımlar var. Bu yatırımlar ve mevcut sistemlerin verimli kullanımının önemiyle ilgili neler aktarmak istersiniz? Abdullah Erçin: Piyasa olarak 12 yıl önceki kalıp fiyatlarının altında rakamlara çalışıyoruz. Bu 2000 yılından bu yana şirketlerin kâr-

126

larını arttıramadığını gösteriyor. Fakat maliyetler her geçen gün yükseliyor. Mevcut yapı içinde işletmelerin faaliyetlerini sürdürebilmeleri için sistemlerini maksimum verimle kullanması gerekiyor. Technotrans yatırımı da sistemi verimli kullanmaya yönelik gerçekleştirdiğimiz hamlelerden bir tanesiydi. Artık işletmeler hem personellerini hem de makinelerini verimli kullanmak mecburiyetinde. Hataları sıfırlayarak fireleri düşürmek durumundayız ki ayakta kalmayı başarabilelim. Son dönem gerçekleştirdiğimiz makine yatırımlarını sistemlerin verimli kullanımı yönünde yaptık. Amacımız daha az elemanla daha fazla otomasyon kullanarak hatasız işi çıkarabilmek. Giderleri de minimum seviyeye çekebilirsek hedefimize ulaşmış olacağız. Technotrans’ın sunduğu sistemle üretim verimliliği elde ettiğimiz gibi hem çevresel açıdan hem de malzeme tasarrufu noktasında çeşitli kazançlar elde ettik. Yeni sistemle özellikle kutu diplerinde kalan fire açısından çok önemli bir kârımız var. Daha önce 32 ünite web sistemimizde uyguladığımız BakOn’un sunduğu başarılı Technotrans’ın otomatik mürekkep besleme çözümünün manu-

el olanını 34 ünitelik tabaka sistemimizde de kullanmayı uygun bulduk. Şirket içi verimliliğimizi otomasyona yönelerek arttırdık. Verimliliği arttırma noktasında son olarak yeni bir program hazırladık. Yazılımını bizim üstelendiğimiz programla işin müşteriden alınmasından malzeme tedariğine, üretiminden sevkiyatına kadar tüm süreci kontrol edilebiliyoruz. Tüm iş kontrolümüz altında. Matbaayı gezmeden tüm üretim süreçlerini ofisimizden takip edebiliyoruz. İstediğimiz anda ekranımızda her hangi bir makinedeki iş akışını bütün ayrıntılarıyla görebiliyoruz. Bu ekranları iş akışında birbirini takip eden birim yetkilileri de görebildiği için gereksiz zaman kayıpları ortadan kalkıyor. İhtiyaçlar önceden saptanmış oluyor. Üretim alanımızda genel olarak otomasyon ağırlıklı bir sisteme geçişimizle personel kullanımıyla hata oranını minimuma çektiğimizi söyleyebilirim. Otomatik toplama, yükleme ve paletleme uygulamalarıyla süre açısından da önemli avantajlar elde ettik. Şuan toplam 5 kişiyle saatte 12 bin kitap üretimi gerçekleştirebiliyoruz. Günlük 340 bin Amerikan cilt, 650 bin tel dikiş üretim kap-


print buyer

matbaa&teknik

asitesine sahibiz. Bugün itibariyle gerçekleştirdiğimiz işle ilgili otomasyonumuzun tamamlandığını söyleyebiliriz. Yeni yatırımlar gerçekleştirildiği takdirde belki ek uygulamalara ihtiyaç duyulabilir. matbaa&teknik: Tamer bey Technotrans sisteminin kurulumuyla Neşe Matbaacılık ne tür kazanımlar elde etti? Sistem önceki kurulumlarda düşünüldüğünde yayın basan matbaalar için daha mı ideal? Tamer Yenibeken: Mevcut sistem yüksek volümlü işler yapan firmalarda mürekkep kontrolüyle önemli miktarlarda mürekkep tasarrufu sağladığı gibi atık giderleri konusunda da ciddi avantajlar sunuyor. Özellikle organize sanayi bölgelerinin birçoğunda boş kutuların atılımı çevresel etkiler nedeniyle yasaklanmıştır. Gelen taleplerin çoğunluğunda bu soruna çözüm sunulması etkili oldu. Sistem ayrıca personel verimliliğine de katkıda bulunuyor. Neşe Matbaası’ndaki uygulamanın farklı bir özelliği de talebin onlardan gelmesiydi. Konuyla ilgili hesaplamalarını yaptıktan sonra Technotrans’a geçmenin kârlı olduğunu gören firma temsilcileri bize gelerek böyle bir yatırım düşündüklerini aktardılar. Technotrans mürekkep pompalama sistemi, ünite sayısı yüksek matbaalar için daha idealdir. Sonuçta bu sistemin bir amortisman bedeli var. Matbaanın bu bedeli ne kadar sürede amorte edeceği yatırım öncesi hesaplaması gereken bir noktadır. Neşe Matbaacılık, mevcut iş potansiyeli nedeniyle bu sistemi 3 yılda amorte edebiliyor. Firma yapısına göre değişen bu süreler 1 yılla 7-8 yıl arası değişebilir. Örneğin bir yıl da karşılayacak potansiyeli olan bir firmanın bu sistemi hemen kurdurması gerekiyor. Çevresel atıkların güvenli şekilde doğaya zarar vermeden imhasının önemi her geçen gün artıyor. Yasal zorunluluklar dışında firmalarında bu konuya duyarlı olması gerekiyor. Atığı minimuma indirme konusunda önemli katkılar sağlayan mürekkep besleme çözümü sağlıklı bir çevre oluşturmaya yönelik önemli bir yardımcıdır. matbaa&teknik: Abdullah Bey, biraz da yayın matbaalarının durumunu konuşalım. Dijital yayıncılık alanındaki gelişmeler ile devletin dershaneler konusundaki kararlarından faaliyet gösterdiğiniz alanın nasıl etkileneceğini düşünüyorsunuz? Abdullah Erçin: Dijital yayıncılık konusundaki gelişmeler kısa vadede bizi olmasa da küçük ölçekli matbaaları

olumsuz yönde etkileyecektir. Orta ve uzun vadede ise sektörün geneline etki edecektir. Özellikle kitapların dijital ortamda okunmaya başlanması baskı adetlerin düşmesine neden olacak, bu da yatırımları yavaşlatacaktır. Zaman içinde sektörde kapanan firmalardan dolayı ortaya çıkan pazar sektör firmaları arasında paylaşılacak olsa da genel bir daralmadan söz edilebilir. Bazı firmaların zaman içinde farklı alanlara özellikle de ambalaja yöneleceğini düşünüyorum. Yeni yatırımlarını bu alanlara kayacaktır. Şuan şirket olarak bekle gör politikası izliyoruz. Yatırımla ilgili bir karar vermiş değiliz. Öncelikle önümüzü görme niyetindeyiz. Yakın dönem için gerek tirajlarda gerekse de ürün çeşitliliği açısından bir daralma beklemiyoruz. Dershaneler kapatılsa dahi dershane öğrencisinin kullandığı yayınlar yayınlanmaya devam edecektir. Toptan dershane aracılığıyla dağıtılan yayınlar belki bayilik belki de abonelik sistemiyle yine okuyucusuna ulaştırılacak. Dershanelerin kapatılma düşüncesi var fakat kapatılmanın şekli şuan tam belli değil. Bu durum netleştiği takdirde piyasayla ilgili daha doğru saptamalarda bulunmak mümkün olabilir. Mevcut beklentiler dahilinde şirket yapımızda bir küçülme ve daralmaya gitmeyeceğiz. Fakat 2013 yılı

için kafamızdaki yatırım planlarında beklemeye karar verdik. Belirsizlik nedeniyle sadece büyümeyi durduruyoruz. Mevcut sistemimizi en verimli şekilde kullanma noktasında çalışmalarımız ise sürecek. matbaa&teknik: Belirsizlik ortamında bekleyeceğinizi ifade etseniz de orta vadede yeni yatırımlar planlıyor musunuz? Farklı bir alana yönelme düşüncesi var mı? Abdullah Erçin: Sekiz renkli makine yatırımına yönelik düşüncemiz hala saklı duruyor. Net bir tarih şekillenmese de bu yatırımı sonunda gerçekleştireceğiz. Ama günün şartları gereği biraz daha bekleme taraftarıyız. En uygun zamanda uygun şartlarla gerçekleştirmek için beklemedeyiz. 2013 yılında şartların biraz daha iyi olacağını düşünüyoruz. Belirsizlik ortamı yılın ilk aylarıyla birlikte ortadan kalkacaktır. Kriz yaşayacağız, işler duracak düşüncesine katılmıyorum. Sektörümüzde yıllardır faaliyet gösteren bir işletme olarak her dönem çeşitli krizler yaşadık. Sektörümüz kendi krizini kendi oluşturma konusunda oldukça profesyoneldir. Ülkenin genel ekonomik yapısında bir değişim gözlenmeden de yanlış tercih ve stratejilerin sonucunda firmalar ciddi sıkıntılar yaşayabiliyor. Çok kırılgan bir sektöre sahibiz. Ufak dalgalanmalar dahi çok ciddi sonuçlar doğurabiliyor. İşletme sermayesi sağlam olmayan, tedarikçi ve müşterisinin desteğiyle işlerini sürdüren firmaların olumsuz koşullara direnebilecek yapıda olması zaten beklenemez. Neşe Matbaası olarak bizler tüm yatırımları doğru hesaplamalar neticesinde yapmayı tercih ediyoruz. Akılcı tercihlerimiz neticesinde şuan iyi durumdayız. İşletme sermayesi olarak güçlü bir yapıya sahibiz.

127


print buyer

matbaa&teknik

Ada Matbaacılık İkinci Tensor Yatırımını Yapacak Tensor Sells Two Press Towers and a Folder To Premier Turkish Printer Tensor, Türkiye’nin en önde gelen matbaalarından Ada Matbaacılık’a 2 Kule ve Katlamadan oluşan yeni bir satış gerçekleştirdi. Amerikan single-width web ofset baskı makinesi üreticilerinden Tensor International LLC; Ada Matbaacılık’a yapılan son baskı makinesi satışını duyurdu. Tensor ürünleri, Türkiye temsilcisi Pasifik Mümessillik’ten yapılan açıklamaya göre yeni baskı makinesi, şaftsız sürücü sistemi, DRCS tam kapalı devre register kontrolü, otomatik bobin yan poza, tansiyon ve masa kumandalı boya sistemi ile donatılmış olup kurulacak bu ikinci Tensor baskı makinesi ile Ada Matbaacılık eğitim kitapları basımı işinde kapasitesini misliyle artıracak.

Tensor Kalitesi, Pasifik’in Teknik Desteği İle Birleşince Ada Matbaacılık’ın sahibi Abbas Çarhoğlu yatırım kararına ilişkin olarak ” Okul kitapları basım kapasitemizi artırmak istiyorduk. İkinci Tensor baskı makinesinin ihtiyaçlarımızı karşılamada en uygun çözüm olacağını saptadık” dedi. Abbas Çarhoglu yatırım kararını nasıl aldıklarını ise şu şekilde belirtti: “Tensor baskı makinelerinin kalitesi, sağlamlığı ve bakımının kolaylığı bizi çok etkiledi. İşten işe geçişlerdeki hızı ve pratikliği Tensor ve Pasifik Mümessilik’in mükemmel teknik desteği ile birleşince, Tensor markasına yarırım kararı almamız çok kolay oldu.”

Mükemmel Baskı Kalitesi İçin Dizayn Edildi Yüksek kaliteli baskı ve verimlilik, gözönüne alınan ilave faktörleri oluşturuyor. Tensor’ün Satıştan sorumlu Genel Müdürü ve İdari İşler Yönetim Kurulu Başkanı Mike Pavone , Tensor’ün üstünlüğünü “İlk devreye girişteki fire ve mürekkep tüketimini minimuma indiren yüksek otomasyon ve tüm baskı süresince mükemmel baskı kalitesinin korunması olarak” özetledi ve “T-400BE baskı kulelerinin blanket kazanı eksentriklerinde kullanılan özel rulman128

lar ile kauçuk ve baskı kazanlarındaki kordon sistemi ve konik helikal dişlileri ile mükemmel baskı kalitesini yakalamak üzere dizayn edildiğini “ekledi. Mike Pavone, ayrıca “Ada Matbaacılık’ın Tensor markasına gösterdiği güven bizim için paha biçilmez bir değer taşımaktadır. Sürekli gelişerek büyüyen bu Yayın Grubu tarafından seçilmiş olmaktan gurur ve onur duyuyoruz” dedi. Pasifik Mümessillik Yönetim Kurulu Başkanı Şafak Okaygün ise “Ada Matbaacılık’a güçlü teknik destek sağlamak için çok çalıştık. Bu yeni yatırım kararı ile önder bir basımevi tarafından bir kez daha tercih edildiğimizi görmekten büyük mutluluk duyuyoruz” şeklinde belirtti. Ada Matbaacılık , M. Abbas Çarhoglu tarafından, 2000 yılında, aynı grupta buluna Dörtel Yayıncılık’ın baskı sonrası ve cilt işlerini yapmak amacıyla kurulmuştur. Ada’nın okul kitapları basmaya başlaması, ilk Tensor baskı makinesinin kuruluşuyla olmuştur. Ada’nın ilave bir T-400BE baskı kulesi, UV kurutucu ve tutkallama ünitesi yatırımıyla birlikte 2009 yılında ürün hattına yüksek kaliteli insertler ve dergiler eklenmiştir. Ada Matbaacılık, halen Ankara’da 5000 metrekarelik bir alanda ve üretim hattında çalışan 50 personel ile hizmetlerine devam etmektedir.

Tensor International LLC, a U.S. manufacturer of single-width web offset press equipment, is pleased to announce its latest press sale to Turkish book and magazine producer, Ada Matbaacilik Co. Ltd. Two footprint shaftless T-400BE towers and an H-50 folder will be delivered and installed at Ada Matbaacilik during the start of 2nd quarter, 2013. The new press is well equipped with a shaftless drive system and DRCS closed loop register controls, web guiding, infeeds and remote inking system. Ada Matbaacilik plans to print school books on the new standalone press. This is the second Tensor pressline to be installed at the Ankara, Turkey print location. The Tensor products are successfully represented by Pasifik Trading in the Turkish market. “We needed to increase our schoolbook production capacity and determined another Tensor press would fit our requirements nicely,” said Abbas Carhoglu, owner of Ada Matbaacilik. “We’ve been impressed with the Tensor press’ quality, durability and ease of maintenance. The ability we have to perform quick changeovers between jobs, combined with receiving excellent technical support from Tensor and Pasifik Trading, helped us with our decision,” said Carhoglu. High quality print and efficiency were also key factors considered. “The high level of automation will reduce start-up waste and ink consumption while maintaining excellent quality during a complete production run,” said Mike Pavone, Tensor’s COO and VP of Sales. “The T-400BE towers are designed for quality print results with pre-loaded bearing-mounted eccentrics, bearers on the blanket and plate cylinders, and helical drive gears for smoother gear movement.” Pavone remarked, “Ada Matbaacilik’s trust in Tensor is invaluable to us and we are proud to be selected to work with this exceptional group of people as they continue to grow their business.” “We have worked hard to provide strong product and customer care to Ada Matbaacilik, and we’re pleased to be recognized and approved by this leading printer,” said Safak Okaygun, Chairman, Pasifik Trading.


print buyer

matbaa&teknik

40. Kez Ambalaj sektörü geleceğe iyi hazırlandı 40th show! The packaging industry is well prepared for the future Yeni fuar için 17-20 Kasım 2014’ e randevu verildi!

19-22 Kasım 2012 tarihleri arasında dört gün süren uluslararası ambalaj fuarı EMBALLAGE, bin 300 katılımcı, 500’den fazla marka ve 85 bin 774 profesyonelin katılımı (uluslararası profesyonellerin %36’sı) ile sektördeki kayda değer dinamizmi gözler önüne serdi. Zorlu ekonomik koşullara rağmen, sorunlar halledildi ve stratejiler oluşturuldu. Günümüzde, nicel açıdan piyasalar büyümekte olan ekonomiler tarafından; niteliksel açıdan ise daha olgun piyasalardaki yenilikler tarafından yönlendiriliyor. EMBALLAGE tedariğin talebi karşıladığı mükemmel bir etkinlik. Emballage Müdürü Véronique Sestrières, Emballage ve Manutention’ın açılmasından önce elde edilen iyi göstergeler dört günlük fuar süresince yapılan son derece yüksek kaliteli sözleşmeler ile takviye edildiğini belirti ve sözlerine şöyle devam etti: “Tatmin olmuş kişilerden alınan önemli miktarda geri bildirim mevcut. Bu durum ziyaretçilerin projeleri olduğunu ve bu iki fuardaki katılımcıların mevcut korkak bir tutumu yansıtmadığını gösteriyor. Bu da, bir kere daha, sektörün bir öneri kaynağı olduğunu ve çeşitli iş sorunlarına cevap verebildiğini kanıt-

lıyor. 2012 fuarı enerji veriyor ve Paris’in küresel topluluğun önemli bir piyasası olduğunu onaylıyor.” 40. etkinlik kutlamasında Emballage 2012’in zengin bir etkinlik programı vardı: “Ambalajı seviyorum, 1947’den beri” sergisi, son yıllarda toplumdaki gelişmeyi ve ikonik ambalajların geçmişe yönelik bakış açısını yansıttı. Ambalaj yenilikçilik alanı 2012 katılımcılarından yenilikçilik örneklerini bir araya getirdi. Bu yıl, ambalaj uzmanları komitesi tarafından için 11 yenilik görüldü. 6 adet uluslararası tasarım okulu tarafından oluşturulan canlandırıcı Dikkat Çekici Ambalajlama ve Alternatifler sergisi günlük yaşamlarımızı kuşatan ambalajlara yeni alternatifler sundu. 2012 yılında, Emballage fuarı uluslararası kapsamını daha da genişletti. Japonya, Çin, Tayvan, Türkiye, Rusya, Polonya, Moldova, Tunus ve Almanya gibi ülkelerden gelen çok sayıda delegasyon ağırlandı. Fuarda 100 civarında ülke temsil edildi ve EMEA bölgesine ağırlık verildi. Yeni fuar için 17-20 Kasım 2014’ e randevu verildi!

With 1,300 exhibitors, more than 500 brands represented and an attendance of 85,774 professionals (36% international), spread over the four days of the international packaging exhibition, held from 19 to 22 November 2012, Emballage displayed the remarkable dynamism present in the sector. Despite the harsh economic climate, challenges are met and strategies established. Today, in quantitative terms, the markets are driven by the emerging economies; and, in qualitative terms, by innovation in the more mature markets. More than ever before, Emballage proved to be the perfect crossroads, where supply meets demand. For Véronique Sestrières, Director of Emballage: “The good indicators, obtained prior to the opening of Emballage and Manutention, were consolidated by the extremely high quality contacts made during the four days of the show. There was considerable feedback from satisfied attendees, demonstrating that visitors had projects for the most part and that the business climate in the two exhibitions did not reflect the current “cold feet” attitude. Once again, this proves that the industry is a source of proposals and is able to respond to the diverse business challenges. The 2012 exhibition was energising, confirming Paris as a key marketplace for the global community.” To celebrate its 40th show, Emballage 2012 had a particularly rich programme of events with: The exhibition “I love Pack, since 1947”, an exclusive retrospective of iconic packaging, mirroring the development of society in the last few decades The PACK INNOVATION area, assembling the quintessence of innovation from 2012 exhibitors. This year, 11 innovations were distinguished by the PACK EXPERTS Committee The refreshing exhibition Remarkable Packaging and Alternatives, produced by 6 international design schools, which presented bold and creative alternatives to the packaging that wraps up our daily lives. In 2012, Emballage consolidated its international reach even further. Numerous delegations were welcomed, from countries such as Japan, China, Taiwan, Turkey, Russia, Poland, Moldavia, Tunisia and Germany. Overall, some 100 countries were represented at the exhibition, with a strong emphasis on the EMEA region. Make a date for 17 to 20 November 2014 for a new exhibition!

129


print buyer

matbaa&teknik

RONAN Makina’dan Yeni Giyotin Kurulumu Ronan Makina, Çankırı, Şabanözü’nde faaliyet gösteren ÇANKUTSAN Ambalaj’a 165 cm. eninde programlı giyotin kurdu.

Yatırımla ilgili bilgi veren Ronan Makina Satış Sorumlusu Erdal Güneş şunları aktardı: “Giyotin kesim makinelerimiz, artık iç piyasada tanınmakta ve tercih edilmekte, Çankutsan’a bu alımda, Ronan’ı tercih ettiği için teşekkür ederiz. Makinelerimiz son derece sağlam döküm gövdeye ve kaliteli elektronik desteğine sahip. İmalatında Alman teknolojisini benimsenmiş, sağlamlığın kullanım kolaylığının maksimum seviyede olması sağlanmış. Teknik Özellikleri Ful havalı tablalı, djital göstergeli, merkezi yağlamalı, fotoselli emniyet tertibatlı, hassas ve milimetrik kesim yapabilme özelliği ve geniş bir hafıza kapasitesine sahip olan makinelerdir. Çeşitli genişlikteki makine üretimi yapılabilmekte, zengin yedek parça ve uzman teknik ekibimizle hizmet vermekteyiz.

• Dijital display • Tam bilgisayar destekli • Tam hidrolik • Son sistem, güvenli ve kolay bıçak değiştirme imkanı vardır. • Sağlam döküm, sağlam makinedir. • Hidrolik pres tansiyonu isteğe göre ayarlanabilir.

• Hareketli kağıt siperi (tarak) yanlardan çelik raylarla desteklenmiş olup, zamanla çarpık kesme ihtimali ortadan kaldırılmıştır. • Tamamı hava tabladır. • Güvenlik için foteselli (Infrared) • 1 yıl garanti, 1 yıl ücretsiz yedek parça ve teknik servis. • Kolay kullanım menüsü. Konuyla ilgili açıklamada bulunan, Çankutsan Firma Sahibi Necdet Hacıbayramoğlu makinelerinden son derece memnun olduklarını ve sorunsuz olarak çalıştırdıklarını dile getirerek, bu noktada Ronan Makina’ya teşekkürlerini bildirdiklerini söyledi. Firma yetkililerinden Deniz Karakaya ise “Firmamıza bu genişlikte bir giyotin ihtiyacı oluştuğunda, makinenin sağlamlık, pratiklik ve kolay anlaşılır bir kullanıma sahip olması gerekliliği ve tabii ki fiyat açısından cazip olması tercih sebebiydi. Hem ekonomik hem de kaliteli olması teorik olarak mümkün değilmiş gibi gözükse de Ronan Makine bu taleplerimize tam manasıyla cevap verdi. Giyotinimizi şu anda faal ve sorunsuz olarak kullanıyoruz.Makinemizden ve Ronan Makine’dan çok memnunuz” dedi.

130


print buyer

matbaa&teknik

IMEX Group’ta Hareketli Günler IMEX Group’un üçüncü PRATI kalite kontrol makinesi kurulumu tamamlandı. Firma ayrıca yakın dönem içinde etiketleme ve buhar tünelleri konusunda IMX – SSL150’nin de Türkiye temsilciliğini üstlendi.

BİLNET’e Üçüncü Kurulum Etiket sektörünün en önemli firmalarından biri olan Bilnet, Kalite kontrol makineleri için yeniden Prati ve IMEX Group’u tercih etti. Daha önceden bünyesinde bulunan Prati Saturn model ve film paketli Prati Jupiter modelinin yanı sıra makine parkuruna yeni bir Jupiter modelini ekledi. Şu anda bütün dünyada en çok tercik edilen kalite kontrol makinesi markası olan Prati’nin , Türkiye’de çalışan makine sayısı 20 ‘ye yaklaştı. Bilnet yetkilileri kalite kontrolde şeffaf ve ince malzemeler dahil her türlü malzemede Prati makinadan memnun olduklarını ve çok verimli çalıştıklarını aktardılar.

Yeni Temsilcilik, Yeni Teknoloji Özellikle son zamanlarda kozmetik ve gıda firmalarının çok tercih ettiği shrink sleeve (giydirme) etiketlerinin aplikasyonu için kullanılan etiketleme ve buhar tünelleri ile ilgili yapılan çalışmalar sonuçlandı ve IMEX Group IMX – SSL150 makinesini Türkiye’ye getirmeye başladı. Bobin sleeve etiketleri öncelikle şişelerin üstüne geçirdikten sonra konveyör sayesinde bir tünele ulaştıran ve arkasında bir buhar jeneratörü sayesinde üretilen sıcak buharı tünelin içerisine aktarıp, etiketlerin şişe üzerindeki son formunu almasını sağlayan sistemlerin birleşmesinden oluşuyor. Etiketlerin boyutlarına göre maks. 150 şişe / dakika hızına ulaşabiliyor.

131


teknoloji

matbaa&teknik

PSO Sertifikasyonu

Müge Mengüberti Sheet-fed Ofset Mürekkepleri Araştırma Uzmanı PSO Partner

Müjde Özdemir Web Ofset Mürekkepleri Araştırma Uzmanı PSO Partner

132

Ofset baskıda renk açısından kalite beklentileri, ambalaj çeşitliliğinin artması, kurumsal müşterilerin ve reklam verenlerin standart renk beklentileri, ürünlerin rafta bilinirliklerinin renkle olan bağlantısı gibi nedenlerle artmaktadır. Ölçüm tekniklerindeki ilerlemelerle renklerin uluslararası iletişiminde kullanılan sayısal ifadelere dönüştürülmesini sağlayan spektrofotometrik ölçümler yaygınlaşmaktadır. Bu gelişmeler baskı kontrollerini operatörün yorumundan bağımsız hale getirerek, ölçülebilir değerler haline gelmesini sağlamıştır. Bu durum operatörün de işini kolaylaştırmaktadır. Hızla gelişen teknoloji ve buna paralel olarak artan müşteri beklentileri basım sektöründe ölçüm standartlarının yaygınlaşmasını zorunlu kılmaktadır. Büyük kurumlar ve uluslararası alanda faaliyet gösteren firmalar logo ve özel renklerine ait Lab spektral değerlerini de matbaalara vermektedirler. Baskı çok parametreli bir işlem olduğu için kalite değerlendirmesinde baskı öncesi, sarf malzemeleri, baskı ve baskı sonrası tüm adımlarda kalite parametrelerine uyumlu seçimler ve ölçümler yapmak gerekmektedir. “ISO 12647 Trikromik baskıda renk ayrımı, doğrulaması ve baskı için Proses Kontrolü” standardı proses baskıda belirli şartlar altında tekrarlanabilir baskılar elde etmenin yöntemini açıklamaktadır. Baskının, baskı öncesi işlemleri ve işleyişi de kapsayacak şekilde standardizasyonudur.

Standartın ayrılmış bölümleri farklı baskı tekniklerine hizmet etmektedir. *Part 1 : Parametreler ve ölçüm metodları *Part 2: Ofset baskı *Part 3: Veb Ofset baskı *Part 4: Gravür baskı *Part 5: Serigrafi baskı *Part 6: Flekso baskı Ofset Proses Standardı (PSO) Alman Baskı ve Medya Birliği (bvdm) , FOGRA ve UGRA'nın işbirliği ile geliştirilmiş ISO 12647’ye ilave olarak tüm işleyişi de kapsayan bir sistemdir. PSO Standardı; ISO 12647’nin tüm aşamalarının yanı sıra * Baskı öncesi için veri değişimleri ( ISO 15930-6; ISO 15930-7) * Baskı mürekkepleri (ISO 2846-1; ISO 2846-2) * Ölçüm ve görüntüleme (ISO 3664; ISO 13655) aşamalarını da kapsamaktadır. ISO 2846 Trikromik Baskı Mürekkeplerinin Renk ve Transparanlık Derecesi Standardı ; ISO 12647 standardına uygun baskı yapabilmek için ISO 2846 sertifikasına sahip mürekkep kullanmak gerekli bir ön şarttır. Bu standardın faklı baskı mürekkeplerine göre ayrılmış bölümleri; * ISO 2846-1 Sheet-fed Ofset / Heat-Set Mürekkepleri


teknoloji

matbaa&teknik

* ISO 2846-2 Veb Ofset Mürekkepleri * ISO 2846-3 Gravür Mürekkepleri * ISO 2846-4 Serigrafi Mürekkepleri * ISO 2846-5 Flekso Mürekkepleri ISO 2846 standardı proses baskı mürekkeplerinin laboratuar koşullarında ve belirlenmiş baskı altı malzemeleri üzerine alınan baskılarda spektrofotometrik değerlerini ifade eder. ISO 12647 belgelendirmesi gerçek baskı koşullarında alınan baskıların, renk tonu ve ton değeri artışının (TVI) spektrofotometrik ve densitometrik değerlerini ifade eder. FOGRA bağımsız bir sertifikasyon kurumu olarak ISO 2846 için proses baskı mürekkeplerinin, ISO 12647 için matbaaların bu standartlara uygunluğunu laboratuar şartlarında test ederek onaylamaktadır.

Neden PSO Belgesi almalıyız? Standartlar dahilinde baskı yapmak ve ISO 12647 belgesini almak için matbaaların baskının tüm aşamalarını kontrol altına alarak renk yönetimini uygulamaları gerekmektedir. Renk yönetimi yüksek maliyetli bir iş olarak görülse de kalite beklentilerinin yüksek olduğu rekabetçi piyasa şartlarında uygulayıcılarına artı değer kazandırmaktadır. Yüksek baskı kalitesi için; • Baskıda hedef renge ulaşmak • Renk yönetimi teknikleri ile prova-baskı uyumu Baskı öncesi- baskı arasındaki denge; • Zemin renklerde tanımlanmış hedef değerler • Ton değeri artışını standart hale getirmek Matbaanın imajı için Avantajları; • Kalitesi belgelenmiş üretim zinciri ile çalışmanın matbaaya kazandırdığı prestij • Matbaanın üretim kalitesinin ölçülebilirliği ve izlenebilirliğinin sağlaması • Orjinale uygun baskı sonuçları elde edilebilmesi Matbaa Çalışanları ve yöneticileri için avantajları; • Teknik şartlardan bağımsız olarak baskının tekrarlanabilmesi • Tüm aşamaları açıkça tanımlanmış üretim akışı • En az hata ile çalışma • Hataların önlenmesi ile azalan zaman ve iş kayıpları / azalan üretim maliyetleri • Fire sayısını azaltıp, işe hazırlık süresini

kısalttığı için ekonomik fayda • Her aşamada tekrarlanabilir sonuçlar ve yüksek kalite Matbaa müşterileri için avantajları; • Zamanında teslimat • Kalite garantisi • İşlerin güveli bir şekilde tekrarlanabilir olması • Farklı işlerde birbiri ile uyumlu renkler PSO Belgesinin çeşitleri ; Sadece baskı öncesi (Pre-press only) Baskı ve baskı öncesi (Pre-press and press) Sadece baskı (press only)

. Baskı öncesi işlemler (renk yönetiminin uygulanması) . Baskı Test baskısına kadar olan tüm aşamalardaFOGRA PSO Partner eşliği ve desteği vardır. Test aşamasına gelindiğinde Partner gözlemci görevini alır. Baskıyı izler, gerekli miktarda örnek alıp FOGRA’ya iletir. Tabaka Ofset için ; Baskı ayarından sonra 5000 adet baskı/tekyüz Web Ofset için; Baskı ayarından sonra 10000 adet baskı/tek ya da çift yüz (tek yüz değerlendirilir) 5. Değerlendirme * baskı öncesi kısmının denetlenmesi - iş akışı - sorumluluklar - profilin belirlenmesi * baskı öncesi - monitör kalibrasyonları - ortamın uygunluğu - test formunun oluşturulması * test baskısı (contract proof print) * CTP * baskı - pH/iletkenlik kontrol - baskı numuneleri (FOGRA’ya iletilecek) FOGRA ve bvdm tarafından yapılan değerlendirmeler yapılır; * FOGRA’nın değerlendirmesi (2 hafta) * bvdm değerlendirmesi (2 hafta) 6. Onay (2 yıl geçerli) * FOGRA’nin ve PSO insider web sayfasında sayfasında listelenir. 7. 1 yıl sonra ara kontrol

PSO Sertifikası ön koşulları ; * Standardizasyon çalışmalarına başlamadan firmanın bilgi ve cihaz yatırımlarını öngörmesi gerekmektedir. Renk yönetimi; ekran kalibrasyonu, test baskı makinası, kontrol stripleri, renk ölçüm cihazları Kalıp hazırlama; kalıp densitometresi Baskı kontrol; spektrofotometre, densitometre, ışık kabini, * Her aşama sorumlular ve ekipler belirlenmelidir.

Tüm bu kalite beklentilerine cevap verebilecek yapıdaki mürekkepleri üretmekte olan bir firma olarak mevcut tüm trikromik ofset mürekkeplerimize “ISO 2846-1 Trikromik baskı mürekkeplerinin renk ve transparanlık derecesi” belgesi alınmıştır. Dyo Matbaa Mürekkepleri olarak Manisa'daki yeni fabrikamızda üretmekte olduğumuz ofset proses serilerinin tamamı FOGRA sertifikalı mürekkeplerdir ve matbaaların standartlaşma çalışmalarıiçin kullanımına sunulmuştur.

PSO Sertifikalandırma aşamaları ; 1. Matbaa Fogra sertifikalı PSO Partner ile iletişime geçer (anket formu); Matbaanın mevcut durumu ile ilgili ön bilgilendirmedir. Fogra ile iletişimin ilk adımıdır. 2. Danışmanlık süreci (şartların sağlanması) matbaa hazır olana kadar Matbaanın makine /kağıt tipine göre hedef değerlere ve proses kontrol uygulamalarına hazırlık ve altyapı oluşturulması adımıdır. Bu süre matbaanın şartlarına bağlı olarak değişecektir.Bu aşamada sistem kalibrasyonu yapılır. 3. Sertifikasyon kontratının imzalanması 4. Test bakısı; . Formlarının gönderilmesi (öncesinde makine ve kağıt tipi belirlenmiş olacak)

Dyo Matbaa Mürekkepleri FOGRA belgeli mürekkeplerinin yanısı sıra PSO Belgelendirmesinde matbaalara destek vermektedir. Bizler FOGRA PSO Partner olarak müşterilerimizin yardım, destek ve danışmanlık ihtiyaçlarına cevap vermekteyiz. Matbaanın tüm sistemini kontrol altına alarak, sürdürülebilir kalite standartlarında baskılar yaptığının bir ispatı olan PSO Belgelendirme sürecine dahil olmaktan, bu meşakkatli süreçte tüm matbaacı dostlarımızın yanında olmaktan gurur duyuyoruz. Dyo Matbaa Mürekkepleri olarak müşterilerimizin işbirliği ve destekleri ile onların ihtiyaç ve beklentilerine cevap verecek Arge faaliyetlerinde bulunmayı sürdürecek ve sektörün beklentilerini karşılamaya devam edeceğiz.

133


teknoloji

matbaa&teknik

Giydirme Etiketler – Eğilimler ve Bağlantılı İş Fırsatları Etiket endüstrisi, ekonomik krizden çok hızlı bir şekilde sıyrıldı ve dünya çapında % 5 artış göstereceği tahmin ediliyor. En belirgin büyüme BRIC ülkelerinde (Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin) bekleniyor. Giydirme etiketler için küresel büyüme oranı% 8-10 gibi yüksek bir miktar olduğu tahmin ediliyor. Aşağıdaki grafikte, tek tek etiketleme teknolojisi yüzdesi pay göstermektedir. 2010 yılında hammadde bazında 43,4 milyar metrekare etiket üretimi gerçekleşmiştir.

Emre Tezcan Heidelberg Türkiye Gallus Rotatif Etiket ve Karton Baskı Makineleri Satış Müdürü

Global giydirme etiket pazarı, diğer etiket teknolojilerine göre daha fazla gelişme ve büyüme gösteriyor. Etiket teknolojilerindeki yeni materyaller ve etiket üretiminde buna bağlı maliyet düşüşleri bu büyümeyi açıklar vaziyettedir. Ancak, giydirme etiketlerin pazardaki başarısı, ambalaj ve etiket sanayisinde PET şişelere uygulanan giydirme etiketlerin geri dönüştürülebilmesi gibi yeni fırsatlar da doğurabilmektedir. Bu yazımızda giydirme etiket pazarı hakkında daha fazla bilgi sunacağız.

Giydirme Etiketlerin Uygulama Alanları

Yeni shrink giydirme etiket teknolojisi Şimdiye kadar, streç sleeve teknolojisi aşağıdaki nedenlerden dolayı yaygın olarak kullanılamamıştır: a)Çok zayıf gerilme özelliklerinden dolayı, bu teknoloji tüm şişe şekilleri için kullanılamadı. b)Baskı malzemesi çok çeşitli uygulamalar için yeterince transparan değildi.

Giydirme etiketler, sıklıkla hızlı tüketim mallarının (FMCG) tüm alanında kullanılmaktadır. En önemli alanlar aşağıdaki tabloda da görüleceği üzere içecek, endüstriyel ürünler, kişsel ürünler, gıda ve kozmetik alanlarıdır.

Shrink giydirme etiket örnekleri

Yeni shrink giydirme etiket (SSL) baskı malzemeleri Bugüne kadar endüstride kullanılan shrink giydirme etiket baskı malzemeleri ön işlemler dahil bir çok süreçten geçtikten sonra etiket baskı makinelerinde de ayrıca

134

işleme tabi tutulmakta idi. Günümüzde, yeni PET ve OPS baskı malzemeleri makinelerin çalışma prensipleri doğrultusunda daralmış hale getirilmiştir. Bu baskı malzemelerinin en büyük faydası ayrı bir şekillendirme adımı yapılarak etiket başına maliyeti azaltmasıdır. Bu yeni malzeme ile, etiket işleme adımları; baskı, dilme ve sevkiyattan oluşmaktadır. Bir lazer ışını etiketleme makinesi içinde bir mil üzerinde, basılı düz folyoyu keser ve bir tüp haline getirilir. Bu tüp daha sonra, bir daralma tünelinden geçirilir kap ya da şişe, üzerine çekilir. Bu shrink etiketler, kabın şeklini alır.

Yeni teknoloji, önde gelen etiket üreticileri ve pazar lideri etiket baskı makineleri üreticilerinin ortaklaşa operasyonları ile mevcut streç giydirme etiketi’in dezavatntajlarını elimine etmek üzere geliştirildi. Yeni folyo baskı malzemesi çokaçık ve % 55 oranına kadar ve giydirme etiket uygulamalarında % 70’e kadar gerilme payına sahiptir. Dahası shrinkleme tüneli etiketin shrinklemesi için artık gerekli olmayacak.


teknoloji

matbaa&teknik

Fujifilm, Teknolojisiyle Farklılaşıyor Ar-Ge yatırımları sayesinde sürekli geliştirilen teknolojisi ile “Dijital Baskı Ürünleri”nde farklılaşan Fujifilm, Sign İstanbul Uluslararası 14. Açıkhava Reklamcılığı Fuarı’nda Uvistar PRO8, Acuity Led 1600 ve Acuity Advance makinelerinin tanıtımını yaptı.

Fujifilm’in açıkhava reklamcılığına yeni bir soluk getirecek olan geniş format baskı makinesi Acuity LED 1600, hızlı ve düşük maliyetli olmasının yanı sıra çok yönlü Uvistar PRO8 Dijital Baskı Makinesi ve fotoğraf kalitesinde yüksek hızlı dijital baskıya imkan veren Acuity Advance UV Flatbed Dijital Baskı Makinesi müşterilerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Fujifilm yöneticileri ve teknik ekibinin de hazır bulunduğu fuarda, sektör temsilcileri yeni sistemler ve sağladığı avantajlar hakkında ayrıntılı bilgi aldı. Fujifilm Dijital Baskı Ürünleri Müdürü Murat Özkıray, fuarların bilgi paylaşımları konusunda önemli organizasyonlar olduğunu belirterek, gördükleri ilgiden çok memnun kaldıklarını söyledi. Özkıray, “Bu fuarda, sergilenen makine çeşitliliği nedeniyle ziyaretçiler tarafında en çok ilgili gören standlardan biri olduk” dedi.

Acuity LED 1600 Fujifilm tarafından tasarlanan “geniş format baskı makinesi” Acuity LED 1600, gele-

ceğe yön verecek olan teknolojilerden biri olarak tanımlanan yüksek performanslı LED kurutma sistemine sahip. LED lambaları çok düşük miktarda ısı yaydığı için, ısıya karşı hassas malzemelerde bile çalışma imkanı sunuyor. Standart UV lambalardan çok daha düşük enerji tüketimine sahip olup, 10 kata kadar daha uzun ömürlüdür. Tüm bu özellikleriyle çevreye en duyarlı baskı makinesi konumunda. Acuity LED 1600 ayrıca üst seviyede bir baskı kalitesi sunuyor. Fujifilm Dimatix tarafından tasarlanan baskı kafası, UV mürekkep ve LED kurutma teknolojisinin harmanlanmasıyla pürüzsüz, fotoğraf kalitesinde baskı sonuçları alınır. Makine beyaz renk basma ve lokal lak atma özelliğine sahip.

Uvistar PRO8 Hızlı ve düşük maliyetli geniş format baskılar için tasarlanan Uvistar, aynı zamanda çok yönlü UV dijital baskı imkanı sağlıyor. Özellikle açıkhava reklamcılığında önemli bir çözüm olarak sektöre giren UV baskı teknolojisi, hızlı baskı ve kuruma özellikleri ile üretim kapasitesi ve hızında önemli avantajlar sunuyor. 350 metrekare/saate varan hızı ve Fujifilm’in UVIJET mürekkepleri ile desteklenen Uvistar serisi, 5 metre ene kadar baskı

ebadı, parlak renkli ve kaliteli baskıları ile sektörün önemli bir çözüm ortağı oldu. Uvistar serisinin geniş ebatta sunduğu önemli yeniliklerden biri de, polietilen gibi yumuşak malzemelerde mükemmel sonuç elde etmesidir. Makinenin 4 veya 8 renk olarak konfigüre edilebilmesinin yanında bu segmentte bulunmayan 25 mm kalınlığa kadar sert malzemeye baskı yapabilme özelliğine sahip.

Acuity Advance Fotoğraf kalitesinde yüksek hızlı dijital baskı yapılmasına imkan veren Acuity Advance serisi, standart malzemeler ile göz alıcı baskı sonuçları sunuyor. Acuity Advance serisi, Fujifilm’in UV teknolojisi üzerindeki birikimi sayesinde yüksek kalite ve baskı hızı ile yatırım maliyetini düşürüyor. Bu sayede yatırımların geri dönüşü kısa sürede gerçekleşiyor. İhtiyaca uygun şekilde kolay konfigüre edilebilmesi sayesinde optimum yatırım maliyeti sunan Acuity Advance serisinin HD2565 ve HS3545 modellerinde rulo ünitesi ve X2 geniş tabla, opsiyon olarak sunulmaktadır. Makine 6 ile 42 pikolitre değişken damla büyüklüğüne sahip olması sayesinde çok yüksek kalitede baskı imkânı sağlıyor. Ayrıca beyaz renk basma özelliğine de sahip.

135


teknoloji

matbaa&teknik

Elektronik Bileşenler için Süreç Maliyetlerindeki Sorunun Çözülmesi Solving a problem in process costs for electronic components Gelişmiş kendinden yapışkanlı etiket teknolojisine dayanan Schreiner ProTech’in son yeniliği, elektronik ürün üreticileri için önemli maliyet ve zaman tasarrufu sağladı ve prestijli uluslararası etiket yarışında beğeni kazandı.

Jules Lejeune, FINAT İdari Müdürü

Günümüzde çoğu elektronik cihazda bulunan hassas parçalar için nihai ürüne eklenmeden önce üretici tarafından dikkatli sonlandırma uygulamaları gerekir. Düzgün çalışmalarının sağlanması için toz, nem ve tuz serpintisi girişinden korunmaları ve ürünün kullanım ömrü süresince kalıcı olacak (tanımlama ve onay amacıyla) barkodlu bir isim plakası (genellikle özel olarak geliştirilmiş kendinden yapışkanlı bir etiket yapısı) taşımaları gerekir. Üretim sonrası bu faaliyetler gereklidir ama zaman alır ve maliyetlidir ve genellikle elle montajı yapılması gerekir. (Özellikle de küçük bileşenlerin.)

Entegre Bir Çözüm Kendinden yapışkanlı etiketler esas alınarak, yüksek teknoloji çözümlere odaklanan Schreiner ProTech (Schreiner Group, Oberschleissheim, Almanya bünyesinde bir iş ünitesi) cevabı buldu. Şirket hem basınç dengeleme contasını (PCS) hem de kalıcı kendinden yapışkanlı isim plakasını tek bir laminasyonda birleştirerek otomatik ve manüel uygulama için elektronik bileşene bir ruloda sunan entegre bir çözüm geliştirdi. Bu özel laminasyon PCS’nin performansına veya isim plakasının dayanıklılığına hiçbir şekilde gölge düşürmeyecek. Aksine, sistem bugün otomotiv, tüketici elektroniği, elektrikli mallar ve medikal piyasalar gibi sektörlerdeki elektronik cihaz üreticileri için hem zaman hem de maliyette önemli azalmalar sağlıyor.

136

by Jules Lejeune, Managing Director FINAT Sensitive parts in today’s many electronic devices require careful finishing treatment by the manufacturer before they can be added to the finished product. They must be protected from the ingress of dirt, moisture, and salt spray to ensure that they will function properly, and they must carry a barcoded nameplate – usually a specially-developed self-adhesive label construction – which must last the life of the product – for identification and authentication purposes. These post-production activities are essential but time-consuming and costly, and often involve hand assembly, particularly on smaller components.

An integrated solution Schreiner ProTech – a business unit within the multi-disciplinary Schreiner Group, Oberschleissheim, Germany – which focuses on high-technology solutions based on selfadhesive labelling, has found the answer. The company has developed an integrated solution that combines both the pressure compensation seal (PCS) and the durable self-adhesive nameplate into a single laminate, delivered on a roll, for automatic or manual application to the electronic component. This special laminate does not in any way compromise the performance of either PCS or nameplate durability. Conversely, the system is today delivering significant reductions in both time and cost for manufacturers of electronic devices in, for example, the automotive, consumer electronics, electrical goods, and medical markets.

How the self-adhesive laminate contributes The self-adhesive label laminate, combining a face material, adhesive layer, and release-coated protective liner, is a versatile product that allows choices at every label.


teknoloji

matbaa&teknik

The Schreiner ProTech nameplate-integrated pressure compensation seals employ a printed film membrane as the face, partnered with an adhesive chosen for optimal performance on the component’s substrate (metal, medium- and low-surface energy plastics such as HDPE and polycarbonates). To ensure reliable ventilation performance for the PCS and optimal printability of the durable label, Schreiner ProTech’s BleedStop technology – which controls the flow of the thick layer of adhesive necessary for durable label applications on what are often rough or irregular surfaces – is added to the adhesive layer. The laminate is completed with a reliable backing liner whose silicone coating allows the PCScum-nameplate to be smoothly and accurately positioned on the substrate via an automatic or hand-held dispenser.

International standards and compliances Schreiner ProTech consults closely with customers to define and meet specific needs – including meeting international standards and compliances such as REACH, RoHS, IMDS, WEEE, and UL and CSA certification. The printed message on the nameplate is the guarantee of a product’s safety and authenticity, so its printability, durability, and legibility (both by scanner and by the naked eye) are also essential. Schreiner ProTech nameplates also meet this requirement, and may be supplied to the component manufacturer either as pre-printed or blank labels for subsequent individual on-site printing.

‘A focussed development project’ Says Michael Spörl, product manager, Schreiner ProTech: ‘The development of this practical, cost-saving solution was the result of a focused development project involving a specialist team within the company, working to our customers’ defined needs. It is a real contribution to lean manufacturing in a labour-intensive production arena, and we can supply our customers’ needs quickly, around the world.’

Innovation award In the 2012 FINAT Label Awards – an international competition focussing on selfadhesive label applications across a broad arena – the Schreiner ProTech pressure compensation seals in nameplates were recognised as a true innovation. Full details of the product are available via the Schreiner ProTech website, www.schreiner-protech.com, and of the 2012 FINAT Label Awards via www.finat.com/Awards.

Kendinden Yapışkanlı Laminasyon Nasıl Katkı Sağlıyor? Üst yüz malzemesi ile yapışkan bir yüzeyi ve kaplanmış taşıyıcı koruyucu liner’in birleştiği kendinden yapışkanlı etiket laminasyonu her etikette seçim yapmaya imkan sağlayan çok yönlü bir üründür. Schreiner ProTech isim plakası entegre edilmiş basınç dengeleme contalarında yüz olarak, bileşen baskı altı malzemesinin (metal, HDPE gibi orta ve düşük yüzey enerjili plastikler ve poli karbonatlar) optimal performans göstermesi için seçilmiş bir yapışkan bulunan baskı yapılmış bir film membran bulunuyor. PCS için güvenilir havalanma performansı ve dayanıklı etikette optimal basılabilirlik sağlamak için yapışkan tabakaya, Schreiner ProTech’in genelde kaba veya düzensiz yüzeylerdeki dayanıklı etiket uygulamaları için gerekli olan kalın yapışkan tabakasının akışını kontrol eden BleedStop teknolojisi eklenir. Laminate, silikon kaplaması otomatik veya el ile çalışan bir dağıtıcı aracılığı ile PCS-Cum isim plakasının sorunsuz ve hassas konumlandırılmasına olanak sağlayan güvenilir bir arka liner ile tamamlanır.

Uluslararası Standartlar ve Uyumlar Schreiner ProTech, özel ihtiyaçları (REACH, ROHS, IMDS, WEEE ve UL gibi uluslararası standartlar ve uygunluklar ile CSA belgelendirmesi dahil) belirlemek ve karşılamak için müşteriler ile yakın incelemeler yapar. İsim plakasına basılan mesaj ürünün

güvenliğinin ve orijinalliğinin garantisidir. Bu nedenle, baskı yapılabilme özelliği, dayanıklılığı ve okunabilirliği (hem tarayıcı tarafından hem de çıplak gözle) gereklidir. Schreiner ProTech isim plakaları aynı zamanda bu ihtiyacı karşılar ve tesiste bireysel baskı için önceden baskı yapılmış veya boş etiketler olarak bileşen üreticisine tedarik edilebilirler.

‘Odaklanmış Bir Gelişme Projesi’ Schreiner ProTech Ürün Müdürü Michael Spörl, bu pratik, maliyet tasarruflu çözümün geliştirilmesinin odaklanmış bir gelişme projesinin sonucu olduğunu belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Bu projeye şirket bünyesinde, müşterilerimizin belirlenmiş ihtiyaçları konusunda çalışan özel bir ekip de dahil oldu. Bu, iş gücü açısından yoğun bir alanda yalın üretime yapılan gerçek bir katkıdır ve tüm dünyadaki müşterilerin ihtiyaçları hızlı bir şekilde tedarik edilebilir.”

Yenilikçilik Ödülü 2012 FINAT Etiket Ödülleri’nde (geniş bir alanda kendinden yapışkanlı etiket uygulamalarına odaklanan uluslararası bir yarışma) isim plakalarındaki Schreiner ProTech basınç dengeleme contaları gerçek bir yenilik olarak kabul edilmiştir. Ürünlerin tüm ayrıntıları www.schreinerprotech.com adresindeki Schreiner ProTech web sitesi aracılığı ile, ödüllerin tüm ayrıntıları ise 2012 FINAT Etiket Ödülleri www.finat.com/Awards adresi aracılığı ile elde edilebilir.

137


teknoloji

matbaa&teknik

Mürekkep Şirketleri, Renkli Sistemlerde Ekipman ve Yazılım Tedarikçileriyle Güçlerini Birleştiriyor Ink Companies Ally with Equipment, Software Suppliers on Color Systems Sean Milmo(*) Avrupa Editörü Daha güçlü markalama, alışveriş modellerindeki değişiklikler ve tıbbi ürünler gibi sektörlerdeki yeni düzenlemeler, Avrupa’da ambalajlama için çok daha etkin renk yönetimine olan ihtiyacı artırıyor. Bölgenin matbaa endüstrisi, daha fazla renk tutarlılığı ve kalitesi elde edilmesine yardımcı olacak standartlar belirlemek konusunda hala mücadele ediyor. Bununla birlikte, girişimlerin çoğu, mürekkep üreticileriyle güçlerini birleştiren ekipman ve yazılım tedarikçilerinden geliyor ve böylece, matbaacılar ve son kullanıcılar, bu tedarikçileri belirli renk yönetimi sistemleriyle özdeşleştiriyor. İki temel paralel eğilim mevcut. Birincisinde, Uluslararası Standardizasyon Teşkilatı (ISO) gibi kuruluşlar aracılığıyla Avrupa baskı endüstrisindeki renkler üzerinde yavaşça eş standartlar oluşturuluyor. Diğerinde ise, itici güç, matbaaların, müşterilerinin ve mürekkep üreticileri gibi tedarikçilerin daha iyi renk tutarlılığı ve kalitesi elde etmelerine yardımcı olmak için, renk yönetim sistemleri pazarlayan donanım ve yazılım şirketlerinden geliyor. Bazı mürekkep üreticileri, bu sistemlerin en yenileriyle yakından ilişkili hale geldiler. Sun Chemical, bu yılın başlarında, kendi SmartColour renk eşleştirme sisteminin teknoloji haklarını, X-Rite ve Pantone’ye devretti, böylece dijitalleştirilmiş renk paletini, marka sahiplerinin ve ambalaj converter’larının ulaşabileceği bir online bulut kaynağı kullanan yeni PantoneLive düzeninin temel yapısı haline geldi. Sonuç olarak SunChemical, sistem için tercih edilen mürekkep tedarikçisi olarak seçildi. ISO aracılığıyla sektör standartlarının düzenlenmesine yardımcı olan Grafik Teknolojisi Araştırma Derneği (FOGRA) baskı

138

öncesi teknolojisi başkanı Andreas Kraushar, şu anda, ambalaj gibi baskı sektörlerinde renkli standardizasyonun üç seviyede faaliyet gösterdiği bir aşamada olunduğunu belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Endüstri uzmanlarının kesit çalışmasıyla düzenlenen ve insanların renkli baskılarının kalitesini ve tutarlılığını bir standarda göre kontrol edebilmesini sağlayan ISO standartları var. Ayrıca, ekipman imalatçıları ve yazılım şirketleri tarafından uygulanan fiili standartlar mevcut. Bunlar, mevcut çalışma uygulamalarının etkinliğinin artırılmasına yardımcı olur. Son olarak, ekipman ve işlemler için çalışma verimliliği seviyelerini belirleyen teknik sertifikasyon şemaları var.” Çoğu mürekkep üreticisi, matbaaların müşterilerin tercihleri doğrultusunda tüm bu standart seviyelerine uymalarına yardımcı olmayı hedefleyen bir strateji takip ediyor. Bu, spektrofotometre gibi ölçüm ekipmanından verileri, RGB ve CMYK gibi renk çoğaltma sistemleri için ölçüm ekipmanından verilerle karşılaştırmaya çalışmak anlamına gelebilir. Mürekkep üreticileri için giderek artan bir sorun, standardizasyon eğilimine rağmen, standartları geliştiren kuruluşların, temel renk tanımlarında birbirlerinden farklılık gösterebilmesidir. Yakın zamanda ortak şirketi Danaher Corp. aracılığıyla X-Rite/Pantone’yi devralan ve bir yazılım ve ölçüm ekipmanı şirketi olan Esko’nun pazarlama müdürü Jan de Roeck, iki öncü standardizasyon kuruluşunun, iki farklı cyan renk tanımı oluşturduğunu belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Bu durumda, müşterilerin hangisini tercih ettiğine bağlı olarak, işlemlerini ve formüllerini bu standartların her birine uyacak şekilde ayarlamak converter’ların ve mürekkep tedarikçilerinin görevidir.”

By Sean Milmo(*) European Editor More high powered branding, changes in shopping patterns and new regulations in sectors like pharmaceuticals are accelerating the need for even more effective color management in packaging in Europe. The region’s printing industry is still striving to draw up standards that help achieve more color consistency and quality. Instead, much of the initiative is coming from equipment and software providers with whom ink producers are forming alliances, so that printers and end-users identify them with specific color management systems. There are two main parallel trends. One is slowly establishing uniform standards on color in the European printing industry through bodies like the International Organisation for Standardisation (ISO). With the other, the impetus is coming from hardware and software companies marketing color management systems to help printers, their customers and suppliers like ink producers ensure greater color consistency and quality. Some ink makers have become closely linked with the latest of these systems. Sun Chemical transferred earlier this year the technology rights of its own SmartColour color matching system to X-Rite and Pantone so that it could become the foundation for the new PantoneLive scheme, using an online cloud resource for making digitized color palette accessible to brand owners and packaging converters. SunChemical has as a result been selected as the preferred ink supplier for the system. “We’re now at a stage where color standardization in printing segments like packaging are operating on three levels,” explained Andreas Kraushar, head of prepress technology at Graphic Technology Research Association (FOGRA), which helps draw up sector standards through ISO. “There are ISO standards which are drawn up by a cross-section of industry experts and which enable people to check against a standard the quality and consistency of their color printing,” he continued. “Then there are the


teknoloji

de facto standards applied by equipment manufacturers and software companies. These help raise the efficiency of existing working practices. Finally, there are the technical certification schemes, which set operating efficiency levels for equipment and processes.” Most ink producers follow a strategy aimed at helping printers to comply with all of these levels of standards in line with the preferences of their customers. This can mean trying to reconcile data from measuring equipment like spectrophotometers with data from measuring equipment for color reproduction systems such as RGB and CMYK. One growing problem for ink producers is that despite the trend to standardization, organizations developing standards can still differ on definitions of basic colors. “Two leading standardization organizations have, for example, created two different definitions of cyan,” said Jan de Roeck, marketing director at Esko, a software and measuring equipment company which, through its parent company Danaher Corp., recently took over X-Rite/Pantone. “It is then a matter for the converters and ink suppliers to adjust their processes and formulations to comply with each of these standards according to which one the customers prefers.”

Drivers for Color Standards Among the major drivers behind more uniformity in color printing in packaging is a desire by brand owners to ensure that the colors in the packaging of their products have a consistent appearance in supermarkets and other retail outlets around the world. Another influence is the impact of regulations, particularly in Europe, aimed at combating counterfeiting of products such as pharmaceuticals. These are laying down standards along supply chains, including packaging converters and their material suppliers. In both cases, the desire and push for higher quality standards in printing and its materials, such as inks, comes from globalization and a greater use of the Internet to communicate designs, specifications and information down the packaging supply chain. Different color management systems, centered on color measurement hardware and software, have been introduced to try to minimize the differences in color reproduction between the various workflow stages in packaging. These stretch from the client providing general color and material specifications, the graphic designers supplying image and artwork with more specific printing and digitalized color specifications, the prepress service provider of color separations and even more detailed breakdowns of color information, the ink producers and other material suppliers and finally the packaging converter.

matbaa&teknik

Renk Standartları için Faktörler Ambalaj üzerindeki renkli baskıda daha fazla benzerlik talebinin arkasında yatan başlıca faktörlerden biri, marka sahiplerinin, ürünlerinin ambalajlarındaki renklerin dünyanın her yerinde bulunan süpermarketlerde ve diğer perakende satış noktalarında tutarlı bir görünüme sahip olmasını istemeleridir. Diğer bir etki ise, özellikle Avrupa’da, tıbbi ürünler gibi ürünlerin taklit edilmesiyle savaşmayı amaçlayan düzenlemelerdir. Bunlar, ambalaj converter’larını ve onların malzeme tedarikçilerini içeren tedarik zincirleri boyunca standartlar ortaya koymaktadır. Her iki durumda da, baskıda ve mürekkepler gibi baskı malzemelerinde daha yüksek kalite standartları isteği ve buna yönelik çaba, küreselleşmeden ve tasarımları, özellikleri ve bilgileri ambalaj tedarik zincirine iletmek amacıyla daha fazla internet kullanımından kaynaklanmaktadır. Ambalajlamadaki çeşitli iş akışı aşamaları arasında renk çoğaltmada farklılığı en aza indirgemek için, renk ölçüm donanımına ve yazılımına odaklanan farklı renk yönetim sistemleri piyasaya sürülmüştür. Bunlar, genel renk ve malzeme özelliklerini sağlayan müşterilerden, daha özel baskı ve dijitalleştirilmiş renk özelliklerine sahip resim ve çizimleri sağlayan grafik tasarımcılara, renk ayrımlarını ve renk bilgisinin daha detaylı analizini sağlayan baskı öncesi hizmeti tedarikçilerine, mürekkep üreticilerine, diğer malzeme tedarikçilerine ve son olarak da ambalaj converter’larına kadar uzanır. Mürekkep üreticisinin görevi, farklı baskı altı malzemelerin ve baskı işlemlerinin renkler üzerindeki etkilerini dikkate alarak, özel ambalaj tasarımlarının renk değerlerini mümkün olan en yakın derecede karşılamak için converter’a veya matbaaya esneklik veren mürekkepleri formüle etmektir. Sun Chemical, PantoneLIVE’ın Sun Chemical mürekkep formüllerine dayanan renk tanımlama sisteminin getirdiği avantajların, “gerçek baskı işlemleriyle gerçek baskı altı malzemeler üzerinde gerçek mürekkepten” elde edildiğini söylüyor. Sonuç olarak, marka sahiplerinin, marka renklerinin, geri dönüştürülmüş karbon kutudan parlak filme veya beyaz polipropilen’e kadar geniş çeşitlilikteki baskı altı malzemelerde üzerinde nasıl çoğaltılacağını tahmin edebileceğini de ekliyor. Mürekkep şirketi, küresel marka rengi kontrolü üzerine kendi çalışmalarına bir örnek olarak, PantoneLive’ı ve kendi Sun Branding Çözümlerini kullanan, ABD

Heinz’ın Birleşik Krallık merkezli uluslararası besin markası, Heinz Beanz’i veriyor. Heinz, Sun Chemical’ın yardımıyla, markanın tüm ambalaj baskı altı malzemeleri ve üretim işlemleri için renk standartları oluşturdu. Bu, tolere edilen renk farklarında beş kat düşüş ve rengin tedarik zinciri boyunca doğru iletimi için bir sistem ile birlikte renk sapmalarında sınırları içeriyor. PantoneLIVE, son zamanlarda piyasaya sürülen ve spektral verilere dayanan bulut renkli veri sistemlerinden biridir. GMG Color, bu yılın başlarında, spektral verilerin kullanıcılara web aracılığıyla kanalize edildiği bulut tabanlı bir renk yönetimi sistemi olan GM CoZone’u piyasaya sürdü. Spektral veya spektro fotometrik verilere dayanan sistemlere ek olarak, bir nesneden veya nesnenin içerisinden yansıtılan ışığı ölçen yoğunluk ölçümü ve ışığı RGB bileşenlerinin içerisine insan gözünün algısına benzer bir şekilde kıran renk ölçümü gibi diğer ana renk ölçümü teknolojilerinden elde edilen verilere sahip şemalar mevcuttur. Bazı renk yönetim sistemleri, esasen yoğunluk ölçümlerine veya renk ölçümlerine dayanır ya da ikisini birleştirir veya birini ya da her ikisini spektro fotometrelerden edinilen verilerle ilişkilendirir. Konica Minolta Sensing Europe’dan Claas Bickeboeller, yakın zamandaki bir FOGRA konferansında renk ölçümüne dayanan standartın önemine dikkat çekerek ölçümü gördüğümüz gibi yapmamız gerektiğini belirtti. Spektral verilere dayanan renk yönetimi şemaları, baskı işlemlerini kolaylaştırmaya eğilimlidir ve bu da daha az mürekkep kullanımı nihai sonucunu getiriyor. Tüketici ambalajı konusunda global bir üretici olan, ABD Chesapeake’in Birleşik Krallık şubesi, PantoneLIVE dijitalleştirilmiş renk paletini benimsedikten sonra mürekkep envanterini azalttı. 3 bin kadar farklı mürekkep stoklamak yerine, şu anda sadece 537 mürekkep stokluyor. İngiltere, Leicester’da bulunan Chesapeake tesisinin operasyon müdürü Jon Drennan, Dijital renk hedefi, belirli bir renk referansı için sadece bir mürekkebe ihtiyaç olduğu anlamına geldiğini belirtti. Uluslararası olarak tanınmış mevcut renk yönetimi sistemleri, baskı öncesi verilerinin alış-verişine, basılmış renklerin karakterizasyonu için verilere ve iş akışı belgesi dosya formatlarına ilişkin standartlara odaklanmaya da eğilimlidir. Matbaa endüstrisindeki ISO standartları ise, öncelikle ofset baskıyı ele

139


teknoloji

alırken daha düşük bir ölçüde, özellikle ambalaj sektöründe bulunan fleksografik, gravür ve serigrafi baskısını kapsar. Dijital baskıda, özellikle ambalajda renk yönetimi için, bir ISO standardı serisi düzenlemek amacıyla adımlar atılmıştır. Fakat bu, matbaa sektörünün birçok bölümü için olduğu gibi, standartlar üzerinde uluslararası bir anlaşmaya varmanın zorluklarının bir örneğini temsil eden yavaş bir süreçtir. FOGRA, ilk kez dört yıl önce, bir dijital baskı çalışma grubu oluşturdu. Son haber bülteninde, ISO 15311 olarak numaralandırılmış olsa bile, standart serisinin çoğunun hala konsept aşamasında olduğunu bildirdi. Standart serisinin bir bölümü olan ISO 15311-1, Teknik Şartname olarak belirlendi ve bu da onun geçici uygulama için olası bir standart olduğunu gösteriyor. Fakat standart serisinin diğer iki parçası hala “0 aşamasında”. Çalışma grubunu son genel toplantısı, ilgili konularda, altı ret, altı kabul ve bir (İsviçre) çekimser oy ile çıkmaza girdi. FOGRA, kullanılan baskı görüntüsü kalitesi ölçümlerinden bazılarının yeterince olgun olmadığına dair endişeler bulunduğunu belirtti. Ufukta, ambalaj sektörünün bazı temel bölümleri için, ISO standartlarını tamamlamak amacıyla, yasal destekle birlikte İyi İmalat Uygulaması (GMP) standartlarının uygulanacağı umudu görünüyor. Bunlar, ambalaj mürekkeplerindeki kimyasalların ambalajlı gıda ürününe geçmesini engellemek amacıyla, Avrupa Birliğinde gıda ambalajlama sektörüne zaten dahil edildiler. Şu anda AB, ambalajlar dahil olmak üzere, tıbbi ürünlerde standart altı malzemelerin kullanılmasıyla ve taklit ile savaşmak amacıyla yasa sunuyor. Bu yasa, GMP standartlarının, tıbbi ürün kimyasallarının üretiminden ambalajlamaya kadar tıp tedarik zinciri boyunca uygulanmasını içeriyor. De Roeck, şu anda özellikle tıbbi ürün ambalajlarıyla ilişkili olan herhangi bir GMP standardının olmadığını belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Bu, ISO standartlarından farklı çünkü GMP, özellikle yanlış gidenleri önlemek veya bir şeyler yanlış gittiğinde düzeltmek amacıyla baskı iş akışı içerisindeki çalışma süreçlerine odaklanır.” Bu yüzden, mürekkep üreticileri, sadece, ticari şirketler ve ISO gibi uzlaşı standartları için kurumlar tarafından sunulan gönüllü standartlar ile ilgili değil, aynı zamanda hükümetlerin zorunlu kıldığı düzenleyici standartlar ile ilgili de endişe duymalılar. Avrupa Editörü Sean Milmo, kimya endüstrisi kapsamında uzmanlaşan Birleşik Krallık, Essex’ten bir yazardır.

140

matbaa&teknik

The ink makers’ task is to formulate inks which gives the converter or printer the flexibility to meet as closely as possible the color values of specific packaging designs, taking into account the effects on colors of different substrates and printing processes. Sun Chemical says that the advantages of the color definition system of PantoneLIVE, based on Sun Chemical’s ink formulations, is that it is derived from “real ink on real substrates with real printing processes.” Consequently, brand owners can predict how their brand colors will reproduce on a wide variety of substrates – from recycled carbon board to clear film or white polypropylene, it added. The ink company cites Heinz Beanz – a UK-based international food brand of Heinz of the U.S. – as an example of its work on global brand color control, using PantoneLive and its own Sun Branding Solutions. With Sun Chemica;’s help, Heinz has created color standards for all packaging substrates and production processes for the brand. These include limits on color deviations, with a six-fold reduction in the range of tolerated color differences and a system for accurate communication of color through the supply chain. PantoneLIVE is one of a number of recently introduced cloud color data systems based on spectral data. GMG Color, launched earlier this year its GMG CoZone, a cloud-based color management system with spectral data being channeled to users through the web. In addition to systems based on spectral or spectrophotometric data, there are schemes with data derived from the other main color measuring technologies of densitometrics, which gauges light reflected from or through an object, and colorimetrics, which breaks the light down into its RGB components in a way similar to the perception of the human eye. Some color management systems rely mainly on densitometers or colorimeters or combine both or relate one or both to data from spectrophotometers. Claas Bickeboeller of Konica Minolta Sensing Europe stressed at a recent FOGRA conference the importance of standard based on colorimetrics. “We must measure as we see,” he said. Color management schemes based on spectral data tend to streamline printing processes, with the ultimate result that fewer inks are used. The UK branch of Chesapeake of the U.S., a global producer of consumer packaging, has reduced its inventory of inks after adopting the PantoneLIVE digitized color palette. Instead of stocking as many as 3,000 different inks, it now stores only 537. “The digital color target means that only one ink is needed for a given color reference,” said Jon Drennan, operations manager at Chesapeake’s plant at Leicester, England. Current internationally recognized color

management systems also tend to be focused on standards for exchange of prepress data, data for characterization of printed colors and workflow document file formats. ISO standards in the printed industry also tend to cover mainly offset printing, and to a lesser extent flexographic, gravure and screen printing, particularly in the packaging sector. There have been moves to draw up an ISO standard series for digital printing, especially for color management in packaging. But it is proving to be a slow process, which typifies the difficulties of gaining international agreement on standards for many segments of the printing sector. FOGRA first set up a digital printing working group four years ago. In its latest newsletter, it reports that much of the standard series is still in the concept stage, although it has been numbered ISO 15311. One part of the standard series – ISO 15311-1 – has been designated a Technical Specification, indicating that it is a prospective standard for provisional application. But the two other parts of the standard series are still in “stage 0.” The last plenary meeting of the working group ended in deadlock on pertinent issues, with six countries voting against, six for and one (Switzerland) abstained. “There were concerns that some of the used print image quality measures are not mature enough,” FOGRA said. Looming on the horizon is the prospect that for some key sections of the packaging sector Good Manufacturing Practice (GMP) standards will be applied with legal backing to supplement ISO standards. They have already been introduced into the food packaging segment in the European Union to combat the problem of migration of chemicals in packaging inks into the packaged food product. Now the EU is introducing legislation to combat counterfeiting and use of sub-standards materials in pharmaceuticals, including packaging. This includes a stipulation that GMP standards be applied throughout the medicine’s supply chain from the production of pharmaceutical chemicals through to packaging. “There are no GMP standards at the moment which relate specifically to pharmaceutical packaging,” said Mr. de Roeck. “It would be different to ISO standards because GMP applies more specifically to working processes within the printing workflow to prevent things going wrong, or if something does go wrong, to correct it.” Hence, ink producers may have to worry much more about not only the voluntary standards introduced by commercial companies and organization for consensus standards like the ISO, but also regulatory standards imposed by governments. (*)European Editor Sean Milmo is an Essex, UK-based writer specializing in coverage of the chemical industry.


teknoloji

matbaa&teknik

Önümüzdeki Beş Yılda Hayatımızı Değiştirecek Beş Yenilik IBM’in her yıl açıkladığı 5’te 5 listesine bu yıl bilgisayarların bir nevi görmeye, duymaya, koklamaya, dokunmaya ve tatmaya başladığı bir dönem damgasını vuruyor. Bilişsel sistemler devrinde bu önemli dönemece gelinmesiyle bilgisayarlar çalışma, yaşama ve iletişim kurma metotlarımızı fark edilir biçimde değiştirmeye aday. IBM bugün önümüzdeki beş yıl içinde bireylerin yaşam, çalışma ve birbirleriyle etkileşim kurma biçimini değiştirebilecek potansiyele sahip yedinci “IBM 5’te 5” inovasyon listesini duyurdu. Bu listede yer alan 5 yenilik şu şekilde: Dokunma: Telefonu kullanarak dokunabileceğiz. Görme: Bir piksel binlerce sözcüğe bedel olacak. Duyma: Bilgisayarlar önemli olan şeyleri duyacak. Tatma: Dijital tat alıcılar, daha akıllı yemek yemeye yardımcı olacak. Koklama: Koku alma hissine sahip bilgisayarlar üretilecek. IBM’in 5’te 5 listesi, bu dönüşümleri mümkün kılabilecek, dünya çapındaki IBM Ar-Ge laboratuvarlarında yaratılan teknolojilerin yanı sıra piyasadaki ve toplumdaki eğilimlere de dayanıyor. Yeni liste, IBM’in bilişsel sistemler çağı olarak tanımladığı önümüzdeki bilgi işlem çağına zemin hazırlayan yenilikleri bulup çıkarıyor. Yeni nesil bilgisayarlar, yaşadığımız dünyadan öğrenecek, bu dünyada olanları benimseyecek, algılayacak ve deneyimlemeye başlayacak. IBM listesindeki tahminler, bu yeni çağa ilişkin özellikle bir alana odaklanıyor: kendilerine özgü biçimde bilgisayarların insanların görme, koklama, tatma, dokunma ve duyma duyularını taklit etme yetenekleri. Yeni duyurulan IBM “5’te 5” listesini değerlendiren IBM Türk Teknoloji Lideri Kıvanç Uslu, “Dünyanın değişik yerlerindeki IBM laboratuvarlarında çalışan bilim insanları, bilgisayarlara etraflarındaki dünyayı algılamalarına yardımcı olacak ilerlemeler sunmak için işbirliği yapıyorlar. İnsan beyni nasıl birden çok duyuyu kullanarak dünyayla etkileşim kuruyorsa bilişsel sistemler de en kar-

maşık zorlukları daha iyi anlamamıza yardımcı olacak bu gibi ilerlemeleri bir araya getiriyor. Bilgisayarların duyu yetenekleri, farkındalığımızı artıracak ve daha üretken olmamızı sağlayacak fakat bizim adımıza düşünmeyecek. Bilişsel bilgi işlem sistemleri, karmaşıklık içerisinde yolumuzu bulmamıza, artan bilgilerin hızına yetişmemize, daha bilinçli karar almamıza, sağlığımızı ve yaşam standardımızı optimize etmemize, hayat biçimimizi zenginleştirmemize, coğrafi uzaklık, dil, maliyet ve erişim zorlukları gibi engelleri aşmamıza yardımcı olacak” diye konuştu. IBM’in geleceğe yön verecek “5’te 5” listesinin detayları şu şekilde:

Telefonla dokunmak Gelinlik arayışınızda, akıllı telefonunuzu kullanarak, incelenen gelinliğin saten ya da ipek kumaşının dokusunu veya duvağın dantelini ekran yüzeyinden hissedebildiğinizi hayal edin. Ya da dünyanın öbür ucundaki el işi

bir üretimin boncuklarının ve örgülerinin detaylarını hissedebildiğinizi düşünün. Önümüzdeki beş yıl içinde perakende gibi sektörlerde mobil cihazı kullanarak bir ürüne "dokunabilmek", büyük bir dönüşüm yaratacak. IBM’deki bilim insanları, sanal dokunma hissi veren “haptic” teknolojileri, kızılötesi ve baskıya duyarlı teknolojileri kullanarak perakende, sağlık gibi sektörler için uygulamalar geliştiriyorlar ve alışveriş sırasında cihazın ekranındaki öğenin resmine temas ederek kumaşı hissedebilmek ve tipini anlamak için dokunmaya benzer bir algı yaratıyorlar. Telefonların titreşim özelliklerinden yararlanarak nesnelere kendilerine özgü- kısa hızlı ya da uzun süreli ve güçlü- titreşim modelleri sunulacak ve dokunma deneyimi yaratacak. Titreşim modeli; ipek, keten ya da pamuklu kumaşı birbirinden ayrıştıracak ve fiziksel olarak gerçekten dokunmak ile benzer bir algının oluşturulmasına yardımcı olacak. Şu anda oyun sektöründe var olan sanal dokunma hissi veren “haptic” ve grafik teknolojilerini kullananlar, son kullanıcıyı benzer bir ortama götürüyorlar. Bu noktadaki fırsat ve zorluk ise, teknolojiyi her an her yerden ulaşılabilir kılmak, günlük deneyimlerimizle iç içe olduğunu sağlamak ve yaşamımıza daha fazla içerik katmasına olanak tanımak. Bu teknoloji, günlük hayatın her noktasında karşımıza çıkacak ve cep telefonlarını çevremizle doğal ve kullanımı kolay etkileşim kurmamızı sağlayan araçlara dönüştürecek.

Görme yetisine sahip bilgisayarlar Dijital Medya Analizi, Araştırması ve Yönetimi Uygulamalı Çalıştay’ına göre yılda 500 milyar fotoğraf çekiliyor. YouTube’a dakikada 72 saatlik video yükleniyor. Küresel medikal tanı görüntüleme pazarının 2016 yılına kadar 26,6 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

141


teknoloji

Günümüzde bilgisayarlar, etiketlediğimiz ya da başlık koyduğumuz metinlere göre resimleri algılayabiliyor ve resmin asıl içeriğiyani geri kalan bilgiler- gizemini koruyor. Önümüzdeki beş yıl içinde sistemler, yalnızca resimlerin ve görsel verilerin içeriğine göre onları tanımakla kalmayacak, aynı zamanda piksellere anlamlar yükleyerek insanların fotoğraflara bakıp yorumladığı gibi anlamlar çıkarmaya başlayacaklar. Gelecekte “insan beynine benzer” yetenekler, bilgisayarların renk, doku modelleri gibi bilgileri ve özellikleri analiz etmesini ve görsel medyadan öngörüler çıkarmasını sağlayacak. Bu da; sağlık, perakende ve tarım gibi sektörler de son derece önemli bir etki yaratacak. Beş yıl içinde bu yetenekler, MRI, CT taramaları, X ışınları ve ultrason görüntüleri gibi büyük hacimli medikal bilgilerden anlamlar çıkararak belirli bir anatomiyi ya da patolojiler hakkında bilgi elde etmek için sağlık hizmetlerinde uygulamaya konacaktır. Bu görüntülerdeki kritik noktalar, insan gözüyle görülemeyebilir veya çok dikkatli bir ölçüm gerektirebilir. Sağlıklı ile hastalıklı dokuları birbirinden ayırt etmek gibi; görüntülerde nelere dikkat edileceği konusunda eğitilerek ve bunları hastanın geçmişte geçirdiği hastalık kaydı ve bilimsel çalışmalarla ilişkilendirerek "görme" yetisine sahip sistemler yaratılacak. Bu sistemler, doktorların tıbbi sorunları daha kısa sürede ve daha doğru bir biçimde saptamasına yardımcı olacak.

Önemli olan şeyleri duyan bilgisayarlar Etrafınızdaki seslerin ne ifade ettiğini ve söylenmeyenleri anlayabilmeyi ister miydiniz? Önümüzdeki beş yılda dağıtık akıllı sensörler sistemi ses basıncı, titreşimler ve ses dalgaları gibi öğeleri farklı frekanslarda algılayacak. Ormandaki ağaçların devrilebileceğini ya da yakın zamanda yaşanabilecek bir heyelanı öngörmek için bu girdileri yorumlayacak. Böyle bir sistem çevrede olup bitenleri “dinler” ve hareketleri ya da bir maddedeki gerilimi ölçer ve olası bir tehlikeye karşı bizi uyarır. İnsan beynini andıran bu sensörler ham sesleri saptar. Bu toplayan bir sistem, görsel veya dokunsal bilgiler gibi diğer “modaliteleri” de dikkate alır, öğrendiklerine dayanarak sesleri kategorilere ayırır ve yorumlar. Yeni sesler saptandığında da sistem, önceki bilgilere ve modelleri tanıma yeteneğine dayanarak sonuçlar üretir. Örneğin, “bebeklerin konuşmaları” bir dil olarak anlaşılmaya başlayacak ve ebeveynlere ya da doktorlara bebeklerin ne

142

matbaa&teknik

anlatmaya çalıştığı hakkında bilgi verilecek. Sesler, bir bebeğin davranışını ya da gereksinimini yorumlamak için tetikleyici bir faktör olabilir. Gelişmiş bir konuşma tanıma sistemine bebeğin çıkardığı seslerin- açlık, terleme, yorgunluk, acı- ne anlama geldiği öğretilerek; kalp atışı hızı, nabız ve sıcaklık gibi fizyolojik ya da duyulara ait diğer bilgilerle sesleri ve mırıltıları ilişkilendirmeye başlar. Duyguları öğrenerek ve mod durumlarını algılayarak sistemler; önümüzdeki beş yıl içerisinde karşılıklı bir konuşmanın içeriklerini, tonlamalarını, duraksamalarını saptayabilecek ve analiz edebilecek. Bu yöntem; müşteri çağrı merkezi etkileşimini iyileştirme ya da değişik kültürlerle akıcı etkileşim kurulmasını sağlayacak daha verimli diyalogların önünü açma gibi faydalar sağlayacak. IBM’deki bilim insanları şu anda dalga

Bilgisayar, besinlerin tüm kimyasal yapısını ve insanların neden bazı tatları sevdiğini belirlerken algoritmalardan yararlanabilecek. Bu algoritmalar, kimyasalların birbiriyle etkileşimlerini, aromaların bileşenlerinin karmaşık moleküler yapılarını ve birbiriyle bağlantılarını inceleyecek ve algı modelleriyle beraber bu bilgileri cazip lezzetleri öngörmek için kullanacak. Sadece sağlıklı besinleri daha cazip ve lezzetli hale getirmekle kalmayıp lezzet ve tat deneyimini en üst düzeye çıkarmak için tasarlanan sistem, alışılmamış besin kombinasyonlarıyla da bizleri şaşırtacak. Örneğin, diyabet hastaları gibi özel bir beslenme programına gereksinim duyanların kan şekerini düzenleyici fakat aynı zamanda da damak tadına hitap eden tatlar ve yemek tarifleri geliştirecek.

Koklayan ve tanı koyan bilgisayarlar

enerjisi dönüştürme makinelerinin titreşimlerini ve seslerini anlamak ve denizdeki yaşamı nasıl etkilediğini öğrenmek için; ses dalgalarını yakalayan ve analiz edilmesi için alma sistemine gönderen su altı sensörlerini kullanarak İrlanda’nın Galway Körfezi’ndeki sualtı gürültü düzeylerini yakalamaya başladılar.

Hem daha akıllı hem de daha lezzetli yemek için dijital tat alıcılar Yenilikçiliğe yönelik oluşturulmuş farklı tip bir bilgi işlem sistemini kullanarak sağlıklı besinlerin daha lezzetli olabileceğini düşünün. IBM araştırmacıları, şeflerin en lezzetli yemek tariflerini keşfetmek ve eşi benzeri olmayan tarifleri bulabilmek için kullanabilecekleri bir bilgi işlem sistemi geliştiriyor. Sistem, yemeklerde kullanılan malzemeleri moleküller düzeyinde ayıracak ve besin bileşenlerinin kimyasını bireylerin tat ve koku tercihlerinin arkasındaki psikolojiyle birleştirecek. Sonra da bunu milyonlarca yemek tarifiyle karşılaştırarak yeni tat kombinasyonları yaratacak. Bu tip bir sistem, lezzetli ve aynı zamanda sağlıklı olan alternatif tarifler sunarak daha sağlıklı beslenmemize de yardımcı olacak.

Önümüzdeki beş yıl içinde bilgisayara ya da cep telefonlarına yerleştirilmiş küçük sensörler, soğuk algınlığı ya da diğer hastalık risklerini saptayacak. Nefesteki binlerce molekülün, kokunun ve biyolojik belirtinin analizi ile hangi kokuların normal, hangilerinin olağan dışı olduğunu belirleyecek. Karaciğer ve böbrek rahatsızlıkları, astım, diyabet ve epilepsi gibi çeşitli hastalıkların ilk aşamalarını izlemeyi ve doktorlara tanı ve görüntüleme aşamasında destek sağlamayı mümkün kılacak. Halihazırda IBM’deki bilim insanları sanat eserlerini korumak için çevre koşullarını ve gazları algılayan bir çözüm sunuyor. Bu inovasyon, sağlık sektörünün karşı karşıya olduğu en önemli sorunlardan biri olan klinik hijyeninin sağlanması alanında da uygulanmaya başlıyor. Önümüzdeki beş yıl içinde IBM teknolojisi, yüzeylerde dezenfektan “kokusu” taraması yaparak odaların temizlendiğinden emin olacak. Yeni kablosuz “mesh” ağları kullanılarak çeşitli kimyasallardaki veriler, sensörler aracılığıyla toplanacak ve ölçülecek, devamlı olarak yeni kokuları öğrenecek ve bunlara uyum sağlayacak. Sensör ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler ve derin öğrenme sistemleri sayesinde sensörler, daha önce mümkün olmayan yerlerdeki verileri ölçebilecek. Örneğin, bilgisayar sistemleri, tarım sektöründe ekinlerin toprak koşullarını analiz etmek ya da "koklamak" için kullanılabilecek. Kentlerde ise bu teknoloji sığınma, hijyen ve kirlilik gibi sorunların gözetim altında tutulması için kullanılarak, şehir yöneticilerine bu gibi sorunları kontrol altından çıkmadan denetleyebilme fırsatı tanıyacak.


teknoloji

matbaa&teknik

Heidelberg, baskı sonrası ekipmanı için nötr karbon uygulama sunuyor Heidelberg now offers carbon neutralized for its postpress equipment Şimdi makinelerle birlikte karbon denkleştirme için iklim sertifikaları da tedarik ediliyor. Büyük etkiye sahip küçük bir katkı – maliyet, satın alma fiyatının yaklaşık yüzde 0,1’ine eşit

Doris Wallner-Bösmüller, müşterilerine iklim zararsız baskı ürünleri seçeneğini sunuyor. Onun basımevi, Heidelberg’den karbon denkleştirmeli Stitchmaster ST 450 saddlestitcher satın alan ilk şirket. Doris Wallner-Bösmüller offers her customers the option of climate-neutral print products. Her print shop is one of the first to have purchased a carbon-offset Stitchmaster ST 450 saddlestitcher from Heidelberg.

Heidelberger Druckmaschinen AG (Heidelberg), çevresel taahhütünü, bir üst düzeye çıkartıyor. Müşteriler artık, ticari baskı için tüm baskı sonrası ekipmanını, karbonu denkleştirilmiş olarak alabilecek. Bu ekipman, katlama makinelerini ve tüm çalışma genişliklerindeki Stahlfolder TH / KH serisi teslimatlarını, tüm Stitchmaster ST 100, ST 350, ST 450 ve ST 500 modellerini ve Eurobind 600, Eurobind 1300 ve EurobindPro’dan oluşan tüm Eurobind makinelerini içeriyor. Heidelberg, imalat ve sevkiyat sırasında üretilen sera gazı miktarını müşteriye özel olarak hesaplıyor ve ilgili CO2miktarını denkleştirmek için iklim sertifikası satın alıyor. Ödenen toplam miktar, Afrika’da bulunan Togo ülkesinde bir iklim koruma projesini destekliyor. Heidelberg, bir yıldan uzun süredir, tüm baskı makineleri için bu hizmeti

Climate certificates for carbon offsetting now also supplied with machines. A small contribution with a big impact – costs equivalent to around 0.1 percent of the purchase price Heidelberger Druckmaschinen AG (Heidelberg) is taking its environmental commitment to the next level. Customers can now have all postpress equipment for commercial printing supplied with carbon offsetting. This includes the folding machines and deliveries of the Stahlfolder TH / KH family in all working widths, all Stitchmaster ST 100, ST 350, ST 450, and ST 500 saddlestitchers, and the entire family of Eurobind adhesive binders comprising the Eurobind 600, Eurobind 1300, and Eurobind Pro. Heidelberg calculates the amount of greenhouse gas generated during manufacturing and shipment on a customer-specific basis and purchases a climate certificate to offset the relevant amount of CO2. The sum paid supports a climate protection project in the African country of Togo. Heidelberg has been offering this service for all its presses for more than a year now. Here, too, projects in Togo are the beneficiaries. This initiative enables print shops and postpress businesses to demonstrate their green credentials to customers. They receive the certificate along with the specific machine to which it relates. If the machine is resold in the future, the certificate can still be used. Heidelberg pays NatureOffice for the certificate and the TÜVapproved climate protection organization then uses the proceeds to support climate protection projects in Togo. A number of trees corresponding to the amount of the

143


teknoloji

matbaa&teknik

greenhouse gas CO2 generated during the machine's manufacture and shipment are planted in a protected reforestation area. Over their lifetime, these trees will remove the same amount of CO2 from the atmosphere in the form of biomass. A small contribution with a big impact – costs equivalent to around 0.1 percent of the purchase price The additional cost of a climate certificate when purchasing a postpress machine is comparatively low, amounting only to around 0.1 percent of the total purchase price. For a combination folding machine in the 70 x 100 centimeter (27.56 x 39.37 inch) format, an average of ten metric tons of CO2 is generated, which results in an offsetting cost of EUR 200. In this particular case, 27 trees are planted. Doris Wallner-Bösmüller, memnun bir şekilde, “Heidelberg, iklim koruma hedeflerimizi destekliyor,” diyor. Stitchmaster ST 450 ve Stahlfolder KH 66 katlama makinesi, karbon denkleştirmeden yararlanıyor. “Heidelberg supports our climate protection ambitions,” says a delighted Doris Wallner-Bösmüller. Both the Stitchmaster ST 450 and the Stahlfolder KH 66 folding machine benefit from carbon offsetting.

sunuyor. Togo’daki projeler de bunlardan yararlanıyor. Bu girişim, basım evlerinin ve baskı sonrası işletmelerin yeşil kimliklerini müşterilere göstermesini sağlıyor. Sertifikayı, ilgili olduğu özel makineyle birlikte alıyorlar. Makine gelecekte yeniden satılırsa, sertifika tekrar kullanılabiliyor. Heidelberg, sertifika için NatureOffice’e ödeme yapıyor ve TÜV onaylı iklim koruma kurumu da geliri Togo’daki iklim koruma projelerini desteklemek için kullanıyor. Makinenin imalatı ve sevkiyatı sırasında üretilen sera gazı CO2 miktarına karşılık gelen sayıda ağaç, korunmuş bir ağaçlandırma alanına dikiliyor. Yaşam süreleri boyunca bu ağaçlar, aynı miktarda CO2’yi atmosferden biyokütle formunda çıkaracaklar.

Büyük etkiye sahip küçük bir katkı – maliyet, satın alma fiyatının yaklaşık yüzde 0,1’ine eşit Bir baskı sonrası makinesi alırken iklim sertifikasının ek masrafı nispeten düşüktür ve toplam satın alma fiyatının yaklaşık yüzde 0,1’i kadardır. 70 x 100 formatında bir kombinasyon katlama makinesi için, ortalama on metrik ton CO2 üretilir ve bu da 200 Avro denkleştirme maliyetine sebep olur. Bu durumda, 27 ağaç ekilir.

Endüstrideki eşsiz hizmet, müşteriler tarafından benimseniyor Heidelberg’den iklim zararsız baskı sonrası ekipmanı satın alan ilk müşterilerden biri, yaklaşık 75 çalışana sahip olan

144

Avusturyalı aile şirketi Bösmüller. Çevresel yatırımlarının arkasındaki sebebi açıklayan GenelMüdürDoris WallnerBösmüller, bir süredir müşterilerine baskı ürünleri için karbon denkleştirmesi sunduklarını ve talebin sabir bir şekilde arttığını belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “İklim koruması, şirketimizin tamamında bir odak noktasıdır. Uzun vadeli yatırım kararlarımızda da önemli bir rol oynuyor. Bugüne kadar, Heidelberg, karbon denkleştirmesine sahip bir baskı sonrası ekipman sağlayan tek şirket oldu. BirStitchmaster ST 450 saddlestitcher ve Stahlfolder KH 66 katlama makinesinde karar kıldık. Doğal olarak, temel öncelik, iki yeni makinenin üretim gereksinimlerimizi sağlaması fakat Heidelberg’in iklim koruma hedeflerimizi desteklemesi de bizim için bonus niteliğinde. Bu etkenleri yatırım kararlarımıza gittikçe daha fazla dahil ediyoruz.” Baskı sonrası ekipmanın eklenmesiyle, Heidelberg, iklim zararsız üretimden yararlanan ürün portföyünü sistematik olarak genişletiyor ve iç üretim işlemlerini de basitleştiriyor. Heidelberg baskı Sonrası Ticari Ürün Müdürü Christian Elsner, iklim zararsız düşünce ve eylemlere başlamanın, günlük çalışma süreçlerinin bir parçası ve bölümü haline gelmesinin onalr için önemli olduğunu belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Sonuç olarak, bir iklim zararsız makineyi yapılandırmak ve tedarik etmek, diğer herhangi bir seri makinede olduğu kadar kolay. Amacımız, ürünlerimizi günlük normlarda, iklime karşı bilinçli olarak geliştirmek ve pazarlamak”.

Customers already benefit from service unique in the industry One of the first customers to purchase climate-neutral postpress equipment from Heidelberg is the Austrian family business Bösmüller, which has around 75 employees. “We have been offering our customers carbon offsetting for their print products for some time now, and the demand is growing steadily,” says Managing Director Doris Wallner-Bösmüller, explaining the reasoning behind her environmental investment. “Climate protection is a focal point throughout our company. It also plays an important role in our long-term investment decisions. To date, Heidelberg is the only company that can supply postpress equipment with carbon offsetting. We have decided on a Stitchmaster ST 450 saddlestitcher and a Stahlfolder KH 66 folding machine. Naturally, the main priority is to ensure that the two new machines cover our production requirements, but the fact that Heidelberg supports our climate protection ambitions is a bonus. We are increasingly factoring such considerations into our investment decisions,” she adds. With the addition of postpress equipment, Heidelberg is systematically expanding its portfolio of products that benefit from climate-neutral production and also simplifying internal production processes. “It was important to us from the outset that climate-neutral thinking and actions should also be part and parcel of our day-to-day work processes. As a result, it's now just as easy to configure and supply a climate-neutral machine as any other series machine. Our aim is to make climate-conscious development and marketing of our products the daily norm,” says Christian Elsner, Product Manager with Heidelberg Postpress Commercial.




Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.