Matbaa Teknik Nisan'13

Page 1




editör

matbaa&teknik

Türk Matbaacılarını Neler Bekliyor? Değişimler birden olmaz! Uzun süren değişimler kalıcıdır. Türk basım endüstrisi de uzun süre önce başlayan ve zikzaklarla ilerleyen bir değişim süreci yaşamaktadır. Yakın gelecek projeksiyonu ise şudur:

M. Akif Tatlısu akif.tatlisu@img.com.tr

Endüstriyel matbaaların sayısı artacaktır. Bu matbaalar yüksek düzeyde konfügrasyonla donatılmış, matbaalar olacaklar. Halen bu yapıya sahip az sayıda matbaamız var. Ticari ofset, dijital, ambalaj, etiket baskı sistemlerinin bütünleştiği bu hibrid matbaaların dışında bir de odaklanmış endüstriyel matbaalarımız olacaktır ki bunların önemli bir kısmının dış yatırımcıların satın almaları ya da orta ölçekli matbaaların birleşmeleri ile ortaya çıkacakları görünmektedir. Bunun da örnekleri halen vardır. İhracatımız bu matbaalar kanalıyla artacaktır. Orta ölçekli matbaaların dijital/ofset hibrid yapısı ile yeniden tanımlanacağı görülmektedir. Bu matbaaların ana müşteri kitlesi aynı düzeydeki ajanslar olacaktır. Özellikle dört büyük matbaa şehrinin dışında kalan şehirlerdeki matbaaların süratle bu giysiyi giymeleri gerekiyor. Giyebilenler için en az 30 yıllık bir projeksiyon görülmektedir. Küçük ölçekli matbaalarımıza gelince. Hemen her ilimizde bulunan bu matbaalarımız acilen baskı öncesinden sonrasına dijitalleşmelidir. W2P ile başlayan çözümler üretecek, nihai müşterilere hızlı cevap verebilecek yapıya kavuşacak bu matbaalarımızla birlikte Türkiye’deki matbaa sayımızın gerçek kapasitesine dönüşünü görebileceğiz. Takribi küçük ölçekli matbaa sayısı 2 bini aşamayacaktır. Daha doğrusu bu günümüz tüketim gerçekleri ışığında olması gereken rakam gibi görünmektedir. Tabii bu değerlendirmelerden özellikle bölgesel etiket (özellikle kumaş ve kendinden yapışkansız ambalaj etiketçileri) ve iç ve dış mekan dijital baskı matbaalarımız ile serigrafi matbaalarımızı hariç tutuyoruz. Onların önünde asla tükenmeyecek bir pazar var. Matbaacılık nasıl bir iş haline geliyor? Matbaacılık tamamen otomasyona odaklanmış, kısa sürede çok ve yüksek kaliteli işlerin üretilebildiği, düşük kâr oranlarının verimlilik ile dengelendiği bir üretim kolu haline gelmiştir. Bu sebeple daha hızlı ve daha kaliteli olan yoluna devam eder. Fiyat ve iş gücü odaklı matbaacılık hasta adamdır. Son günlerinde huzurlu bir ölümü beklemektedir. Ancak huzur görünmemektedir! Sitede matbaacılık ne kadar doğru? Bana sorarsanız, tamamen yanlış. Evet, Osmanlı’dan bu yana gelen bir Bedesten kültürümüz var. Bu kültür,

daha ziyade nihai tüketicinin günlük satın almaları için düşünülmüştür. Bir üretim sektörü için değil. Şöyle emsalleştirirsem sanırım daha iyi anlaşılacak: Kapalıçarşı kuyumcularla doludur, çeyrek altın ya da ziynet eşyası almak için Kapalıçarşı’ya gidersiniz. Ama kuyum atelyeleri Kapalıçarşı’nın dışında birbirinden bağımsız dükkanlardır. İkinci Matbaacılar Sitesi ve tüm Topkapı Davutpaşa bölgesi matbaacıları tehdit altındadır. Bölgenin boşaltılması ve sanayiden arındırılması inşaatı devam eden Üniversite ve hastanesinin hayata geçmesi ile hız kazanacaktır. Ancak 3. Matbaacılar Sitesi inşaatı da hızla devam etmektedir. Oysa o bölge de çevresindeki Haramidere, Mermerciler gibi sitelere rağmen sanayileşmeye uygun değildir. Bölgede son on yıl içinde hızlı bir yapılaşma vardır ve yeni ilçe olan Beylikdüzü, bir iş alanı değil yaşam alanıdır. Üstelik mevcut inşaatın yol ve altyapı sorunları daha şimdiden görünmektedir. Bu da on sene içinde o bölgenin de boşaltılması anlamına gelmektedir. Tümden ithalata dayalı bir endüstriyiz. Önemli makine üreticilerimizin tüm dünyada kurulumu yapılan makinelerinin getirdiği döviz, cari açığımızı kapatmaya yetmiyor. Bu sebeple teknolojimizi transfer ettiğimiz tüm ülkelerin bizim için ne yorum yaptıklarını umursamalıyız. Kullandığımız teknolojiyi yurtdışından alırken, çalışma prensiplerinde hamasi bir lokalleşme yapamayız. Türkiye son beş yıldır uluslar arası basım endüstrisinin gözbebeğidir. Bunu böbürlenmek ihtiyacımızı karşılamak yerine nakite çevirmek zaruretimiz vardır. Madem teknolojiyi dışarıdan alıyoruz, öyleyse o teknoloji ile ürettiğimiz basılı malzemeleri yurtdışına satalım ki makine üreticilerimizin gayretlerini destekleyerek cari açığımızdan kurtulalım. Tıpkı, Türkiye’den aldığı zeytini cicili bicili şişelerde zeytinyağı olarak Türkiye’ye ve dünyaya pazarlamayı beceren İtalyanlar gibi. Projeksiyonun son basamağı ise dijital dünya ile baskı dünyasının kavgasına yönelik olsun. Kağıtsız bir dünya bekleyenler için üzgünüm. Kaçırdıkları bir gerçek var ki hayatımızın her aşamasında basılı bir kağıt var ve neredeyse hepsi de vazgeçilemez ürünler. Sadece dijital dünyanın baskı dünyasından neleri çalabildiğini görüp ona göre baskı dünyamızı yeniden inşa edelim yeter. Zaten yukarıda bahsettiğimiz değişimin ana temeli de budur! Tıpkı facebook fenomeni olan videoda olduğu gibi herkesin her günün bir anında Emma’ya sesleneceği an gelecektir. Saygılarımla

www.facebook.com/matbaateknik

2

www.twitter.com/matbaateknik


künye

matbaa&teknik

KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ Ebru PEKEL ebru.pekel@img.com.tr MUHASEBE MÜDÜRÜ Mustafa AKTAŞ mustafa.aktas@img.com.tr

GRUP BAŞKANI: H. FERRUH IŞIK İLETİŞİM MAGAZİN GAZETECİLİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. adına İMTİYAZ SAHİBİ Mehmet SÖZTUTAN GENEL MÜDÜR YARDIMCISI ahmet.kizil@img.com.tr Ahmet KIZIL SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ YUSUF OKÇU yusuf.okcu@img.com.tr EDİTÖR Anıl ANALAN anil.analan@img.com.tr GRAFİK TASARIM İpek ERDOĞAN ipek.erdogan@img.com.tr SANAT YÖNETMENİ&BASKI SORUMLUSU

İsmail GÜRBÜZ ismail.gurbuz@img.com.tr REKLAM MÜDÜRÜ M.Akif TATLISU akif.tatlisu@img.com.tr DIŞ İLİŞKİLER MÜDÜRÜ M.Akif TATLISU akif.tatlisu@img.com.tr

ABONE/SUBSCRIPTION İsmail ÖZÇELİK ismail.ozcelik@img.com.tr CTP - BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL Tel: 0212 454 30 00 ADRES/HEAD OFFICE 29 Ekim Cad. No: 23 34197 Yenibosna / ‹stanbul / Turkey Tel: +90.212 454 25 00 Faks: +90.212 454 25 98 www.matbaateknik.com.tr matbaa&teknik® dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. matbaa&teknik® Dergisi’nin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan matbaa&teknik® Dergisi ayda bir yayınlanır. matbaa&teknik® İletişim Magazin Gazetecilik Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin tescilli markasıdır. Articles and news may be reproduced by stating matbaa&teknik® as the source. matbaa&teknik® is published monthly. Advertisements’ responsibilities published in our magazine pertain to advertisers.


içindekiler

Bu Baskılar Çok Farklı

Matbaanın Geleceği Anketi

6

12

7 Soru Sorduk, 11 Uzman Anlattı: Türk Basım Endüstrisini Neler Bekliyor?

Baskıyı Depolamak

16

18

reklam indeksi AKTİF MATBAA MK.............................83 ARAS GRUP....................................57,59 ARGEMAT......................................71,73 ARGES.................................................65 AVRASYA AMBALAJ..........................117 B&G MAKİNA......................................79 BAK-ON..........................................45,47 BİLİM ELEKTRİK VE ELEKTRONİK............9 BUDAK KAĞIT.....................................49 CANPAŞ.................ARKA KAPAK İÇİ,152 DERELİ GRAPHIC......................61,99,111 DURAN MAKİNA.................................63 ELTROMAT..........................................69 ESEN GROUP.......................................11 ESKO TÜRKİYE.....................................25 FERROSTAAL TÜRKİYE.........................21 FEZA CİLT............................................85

FOTOLIA........................... ÖN KAPAK İÇİ FUJİFİLM TÜRKİYE...............................23 FUTURALLIA......................................113 GOSS.....................................................3 GRENSAN.......................................27,29 HEIDELBERG...................................41,43 HP.........................................................7 İHLAS KOLEJİ.....................................119 İHLAS PAZARLAMA...........................127 KRİSTAL İNŞAAT................................121 KUZULUK THERMAL..........................123 MAT KAĞIT.........................................51 MATSET...............................................31 MİTRA..................... ÖN KAPAK, 33, 109 MSM MÜMESSİLLİK........................75,81 ONARAN MATBAA MK........101,103,105

ORHAN ÇAKIL.....................................77 PASİFİK................................................15 PRINTER OFSET....................................87 PRINTWATER.......................................67 PRİNTTEK2013...................................115 QUADTECH.........................................91 RENZTÜRK...........................................17 RICOH TÜRKİYE..............................35,37 SAYDAM.............................................13 SUNCHEMICAL....................................39 TURKUAZ............................................95 ULTRA.................................................53 UPM......................................................1 WESTERN..........................................107 XEIKON-TR...............................89,93,129 XEROX................................ARKA KAPAK


index

Fespa Eurasia İstanbul’da

Heidelberg’te Üç Gün

40

52

Miyakoshi Türkiye’de

600 Renk Kaybetmek İster misiniz?

58

60

Fleksografikte DuPont Cyrel Farkı

Ambalaj Matbaaları İtalya’ya

78

100

aktüel ayın konusu 18

Türk Basım Endüstrisini Neler Bekliyor? Bu dosyamızda ise basım endüstrisindeki gelişmeleri ve pazara yansımalarını ortaya koyabilmek için pazarın en güvenilir uzmanlarına 7 soru sorduk. Bu uzmanlar içinden 11 tanesi kıymetli zamanlarından pay ayırarak sorularımızı cevaplandırarak sizler için önemli ip uçları içeren görüşlerini ve faaliyetleri ve teknolojilerini özetlediler.

90

106 Ambalaj Baskısında Gecko Teknolojisi Huber Group Transfer Mürekkepleri Proje Müdürü Massimiliano Caretta Fantini, flexo ve solvent bazlı roto gravürün ambalaj sektöründe geleceği olduğunu düşündükleri için Gecko teknolojisine yatırım yaptıklarını söylüyor.

print buyer 133 Sedef Davetiye Yurtdışında da Büyüyor

print and publishing

Makine parkına Xerox Color 1000’i ekleyen Sedef Davetiye, kişiye özel hazırladığı davetiyelerle adından söz ettiriyor. Pek çok ülkede bulunan bayileriyle yurtdışında da iddiasını sürdürüyor.

Strategic Cooperation Between Messe Düsseldorf and ESMA

teknoloji

PEPSO – Printed Electronics Products and Solutions Special show at six Düsseldorf trade fairs

142 Esko CDI Spark 2420 Flekso Klişe Pozlandırma Sistemini Piyasaya Sunuyor Yeni CDI, Esko ürün yelpazesini etiket firmaları için genişletiyor


ayın konusu

matbaa&teknik

Matbaanın Geleceği Anketi International Survey of Industry Consultants Reveals Predictions For The Future Of Print Eddy Hagen, “Basım evlerinin kendi düşüncelerini değiştirmesi ve ürün satmak yerine çözümler ve hizmetler sunmaya odaklanmaları gerektiğini” belirtiyor. Basım endüstrisi, endüstriyel ve teknoloji pazarları için halkla ilişkiler ve pazarlama iletişiminde uzmanlaşan bir firma olan duomedia, grafik sanatlar endüstrisindeki önemli danışmanlardan çeşitli görüşler almak için 2012’nin dördüncü çeyreğinde bir anket gerçekleştirdi. Bu uluslararası anketin sonuçları, matbaanın, iletişim karmasında önemli bir rol oynamaya devam etmesi için kendisini bunlara adapte etmesi gerektiğini açık bir şekilde gösterdi. 10 ülkedeki matbaa profesyonelleri, pan-Avrupa iletişim ajansı duomedia tarafından gerçekleştirilen bu araştırmada matbaanın dijital çağda nasıl evrim geçireceği konusunda kendi uzman fikirlerini paylaştı. duomedia ortaklarından Lutt Willems, yapılan yıl sonu duomedia anketinin, matbaa endüstrisinin durumunun doğru bir resmini ortaya koyduğunu belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Dünyanın dört bir tarafındaki profesyonellerin ve etkileyicilerin fikirlerini toplayarak, kârları arttırmak ve matbaanın çapraz medya iletişim karmasında yüksek etkiye sahip bir bileşen olarak bu şekilde devam etmesini sağlamak için baskı hanelerin en önemli odak noktalarını tanımlamalarına yardımcı olabiliriz.” Lutt Willems

Üretimden hizmet endüstrisine geçiş Anketi cevaplayan birçok kişi, yeni bir stratejiye adapte olabilmek için basım evlerine ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Matbaacıların, yalnızca bir tedarikçi olmaktan çıkıp, pazarlama ve iletişim tedarik zincirinde kendilerini ek değer sağlayan hizmet sağlayıcıları olarak tanıtmalarını ve müşterilerle daha yakından çalışmalarını ısrarla tavsiye ettiler. VIGC’de (Grafik İletişimi için Flemenk Organizasyonu) Yönetici ve Akım izleyici olan Eddy Hagen basım evlerinin kendi düşüncelerini değiştirmesi ve ürün satmak yerine çözümler ve hizmetler sunmaya odaklanmaları gerektiğini

6

duomedia, a leading agency specializing in public relations and marketing communications for the graphic arts, industrial, and technology markets conducted a survey in the fourth quarter of 2012 to gain insight from key consultants in the graphic arts industry. The results of this international survey make it absolutely clear that print must adapt in order to continue to play a crucial role in the communications mix. Print professionals and influencers from 10 countries shared their expert opinions on how print will evolve in the digital age, in this study conducted by pan-European communications agency, duomedia. Lutt Willems, partner at duomedia, comments: “The duomedia end-of-year survey provides an accurate snapshot of the status of the print industry. By soliciting the opinions of professionals and influencers from around the globe, we can help print houses identify the most important areas of focus to drive revenue and to ensure that print remains a highly effective component of the cross-media communication mix.”

Moving from a manufacturing to a service industry Many survey respondents identified the need for print houses to adopt a new strategy. They urged printers to go beyond being just a supplier, and to work more closely with customers and brands to establish themselves as value-addedservice providers in the marketing and communication supply chain. Eddy Hagen, Director and Trendwatcher at VIGC (Flemish organisation for Graphic Communication), comments: “Print houses need to change their mindset and focus on offering solutions and services rather than selling products. A marketing manager doesn’t need a printed brochure, he needs a solution to convey his message to his (potential) customers. Identifying the real needs of their customers, will lead to new and interesting offerings. I recently spotted a simple but very effective example of this solutions-oriented mindset: a printer solved the number one issue of a small winery - missed sales - by simply changing the layout of the label. A small change with a big impact. Of course, a change in mindset means



ayın konusu

matbaa&teknik

belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Bir pazarlama müdürünün basılı bir broşüre ihtiyacı yoktur, kendi (potansiyel) müşterilerine bir çözüm iletmeye ihtiyacı vardır. Kendi müşterilerinin gerçek ihtiyaçlarını tanımlamak yeni ve ilginç çözümler sunacaktır. Bu çözüm odaklı düşünce yapısı ile ilgili olarak yakın zamanda basit ancak etkin bir örnek ortaya çıkardım: Bir baskı makinasında yapılan basit bir işlemle etiketin düzenini değiştirilerek bir şaraphanenin bir numaralı sorununu olan satış kaçırma sorunu çözüldü. Büyük etkiye sahip küçük bir değişiklik. Tabii ki düşünce yapısındaki değişiklik, zaman ve kaynak ayırmak anlamına gelir. Eğer bu, şirketinizin yalnızca basılı kâğıt veya basılı ambalaj tedarikçisi yerine pazarlama ve ürün gelişim zincirinde yüksek değere sahip bir bağlantı olarak görülmesi anlamına gelecekse, bunun için çaba harcamaya değer.“

Talep üzerinde baskı isteniyor Anketi yanıtlayanların çoğu, dijital baskı teknolojisi tarafından ortaya çıkartılan kısa vadeli, talep üzerine gerçekleştirilen ve hacmi gittikçe artan işlere dikkat çekiyor. Talep üzerine gerçekleştirilen baskı gün geçtikçe arttığı için yüksek hacimli baskı zaman içerisinde azalacak. Kısa vadeli, talep üzerine gerçekleştirilen baskının gittikçe popüler olmasının nedeni okul kitapları ile gösterilebilir. Çok uzun vakit geçmeden güncellenecekleri için, bunların binlerce kopyasını basmak ekonomik açıdan mantıklı değil. Dijital ile okul, ihtiyacı olduğu kadar kopyayı basabilir ve ihtiyaç duyduklarında, eğitim malzemesi içeriği ile bağlantılı olarak bunları istedikleri şekilde güncelleyebilirler.

Katma değere sahip baskı ürünleri için bir pazar Ankete katılanlar, insanların yeni bir işlev, bir katma değer veya bir fotoğraf gibi, duygusal değer yükledikleri ürünler üretmede büyüme fırsatları olduğunu vurguladılar. Baskı endüstrisinde çalışan serbest çalışan bir gazeteci olan Ed Boogaard, bazı insanların dijital yerine daima basılmış malzemeyi tercih edeceğini belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Örnek vermek gerekirse, birçok insan için basılı fotoğrafların önemli bir yeri var. Bir diz üstü bilgisayarda fotoğraflara bakmak, onlara bir fotoğraf albümünde bakmakla aynı değil. Ayrıca, özellikle kısa vadeli basıma doğru yol alan eğilimlerle beraber magazinler insanlar için gittikçe daha fazla fonksiyonel bir hal alıyor.

Baskıyı Etkileşimli Bir Hale Getirmek Baskıyı etkileşimli hale getirmek ve dijital iletişim stratejileri ile sorunsuz bir şekilde harmanlamak için magazinler, ticari baskı veya ambalajlar, QR Kodları, kişileştirilmiş URL’ler veya attırılmış gerçeklik gibi çeşitli yollar buluyor. 8

investing time and resource. But it’s well worth the effort if it means your company is seen as a high-value link in the marketing and product development chain rather than as just a supplier of printed paper or of printed packaging. This industry will evolve from a product industry to a solutions and services industry.”

Print on-demand is in demand Many survey respondents flagged the growing trend for short-run, on-demand work, which is being facilitated by advances in digital printing technology. High volume printing will decrease over time as more print is produced on demand. A perfect example of why short-run, ondemand work is proving so popular are school books. It doesn’t make economic sense to hold on to thousands of copies when it’s highly likely they’ll need updating before too long. With digital, the school can print as many copies as they need, when they need them, and be able to update content as needed to keep educational materials as relevant as possible.

A market for print products with added value Respondents highlighted that there are growth opportunities in producing products to which people attach a new function, an added value or an emotional value, such as photos. Ed Boogaard, freelance journalist in the printing industry, believes some people will always value print over digital: “For example, for many people, printed photos hold a special place. Looking back at pictures on a laptop just isn’t the same as seeing them in an album or photo book. Also magazines will become more and more functional for people, especially with the trend towards short run printing.”

Making Print Interactive Whether you are talking about magazines, commercial print or packaging, QR Codes, personalized URLs or augmented reality; there are a variety of ways to make print interactive and blend it more seamlessly with digital communications strategies. According to Cary Sherburne, Senior Editor at WhatTheyThink, “Printers view digital alternatives to print as a threat and worry about cannibalization of their printing business. The truth is, this cannibalization will continue to happen, with them or without them. Making print interactive will extend the life and value of print, and it’s not that hard to do. Additionally, adding value by supplementing a printed brochure with a tablet or smartphone app that overlays rich content such as audio, video and more, can add high margin revenue streams and increase customer loyalty.”



ayın konusu

matbaa&teknik

Packaging and labelling sector to continue growing Those surveyed predicted that while commercial print volume will continue falling, the opposite is true for packaging and label printing. As one respondent summed up: “No matter how much digital evolves, you can’t download an ice cream. You’re always going to need packaging.” But with environmentalists pushing for ever-smaller packaging, does this mean a smaller market? Not necessarily, according to one respondent. “You only have to look at Easter eggs to see how packaging has shrunk. But this doesn’t spell the end for packaging printers – it just means there’s more emphasis on creative packaging. Packaging designers and producers can add value to brands’ products by producing creative, attractive packaging, despite having a much smaller ‘canvas’ to work on.” WhatTheyThink’de Baş Editör Carry Sherbourne ‘a göre, “Matbaacılar, baskıya karşı olan dijital alternatifleri, kendi basım işleri için bir tehdit ve yamyamlık olarak görüyor. Gerçek şu ki bu yamyamlık, onlarla veya onlar olmadan devam edecek. Baskıyı etkileşimli bir hale getirmek, baskının yaşamını ve değerini arttıracak ve bu zor bir iş değil. Ayrıca, ses, video ve daha fazlası gibi içerikleri sunan bir tablet veya akıllı telefon uygulaması ile basılı bir broşürü destekleyerek bir artı değer sunmak yüksek marjlı bir gelir akışı ekleyebilir ve müşteri bağlılığını arttırabilir.“

Ambalaj ve etiketleme sektörü büyümeye devam edecek Ankete katılanlar, ticari baskı hacmi azalmaya devam ederken, paketleme ve etiket basımında tam tersinin gerçekleşeceğini ön gördüler. Katılımcılardan biri durumu şöyle özetledi: “Dijital ne kadar evrimleşirse evrimleşsin, bir dondurmayı dijital ortamdan indiremezsiniz. Daima bir pakete ihtiyaç duyarsınız.” Ancak çevreciler daha küçük paketler için baskı yapmaya devam ediyor; bu, daha küçük bir pazar olacağı anlamına mı geliyor? Anketi yanıtlayanlardan birine göre, bu sorunun cevabı: Hayır. “Paketlerin ne kadar küçüldüğünü görmek için yalnızca paskalya yumurtalarına bakmak yeterli. Ancak bu, ambalaj matbaacıları için bir son değil, yalnızca yenilikçi ambalaja daha fazla odaklanılıyor. Ambalaj tasarımcıları ve üreticileri, daha küçük bir ‘canvas’ a sahip olsalar da, yenilikçi ve çekici ambalajlar üreterek markaların ürünlerine ek değer katabilir.”

Sürdürülebilirlik - önemli bir cephe Ankete göre, markalar, daha rekabetçi bir üstünlüğü elde etmek için kendi yeşil

10

ehliyetlerini kullandıkça sürdürülebilirlik daha önemli bir hale gelecek. Bu amaçla katılımcılar, özellikle dijital bazlı şirketler, gelecekte, bugün olduğundan daha fazla çevresel denetleme etkisinin altında kalacakları için, kâğıt bazlı endüstrilerde çalışan bütün şirketlerin kendi sürdürülebilirlik akreditasyonları ve inisiyatiflerini aktarırken daha girişken olmalarını önerdi. Halk arasında kâğıt, kâğıt üretimi çevreye insanların düşündüğü kadar zararlı olmasa bile, hala “kötü adam” olarak görülüyor. Örneğin; ABD, kestiği ağaç sayısından daha fazlasını büyütüyor. Karşılaştırma yapıldığında, dijitale daha sıcak bakılıyor çünkü insanlar elektronik atıkların çevre üzerindeki etkileri hakkında bilinçsizler. Kâğıt endüstrileri bu durumu bir avantaja dönüştürebilir. Çok uzun zamandır bunu savundukları için, daha yeşil uygulamalara olan bağlılıklarını kanıtlamak için çeşitli sürdürülebilir inisiyatiflere sahipler.

Eğitim ve dijitali kucaklamak daha aydınlık bir baskı geleceğinin püf noktasıdır Ankette bahsedilen ortak fikir, baskı endüstrisindeki her bireyin, baskı teknolojisindeki en yeni gelişimler hakkında etrafa daha fazla haber yayması ihtiyacı idi. Bu, kâğıt ile gerçekleşen iletişimin faydalarını satmak için baskı tedarik zincirindeki herkesin daha yakın bir şekilde çalışması anlamına geliyor; çünkü çoğu matbaacı bunun nasıl yapılacağını bilmiyor. Ed Boogaard, dijitale karşı koymanın gereksiz olduğunu belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Dijital ile savaşmanın anlamı yok. Bu kalıcı olacak. Baskı ve dijital kesinlikle beraber yaşayabilir ve birbirini tamamlayabilir. Basım evleri ve tedarikçiler, kâğıdın ve baskının önemli bir rol oynadığı ve ek değer kattığı ve dijitalin etkisiz olduğu alanlara odaklanmalı.”

Sustainability - a crucial battleground According to the survey, sustainability will become even more important, with brands using their green credentials to glean a competitive edge. To this end, respondents suggested that all companies operating in paper-based industries should be more vocal in communicating their sustainability accreditations and initiatives, particularly as digital-based companies will come under greater environmental scrutiny in future than they are today. Among the public, paper is still seen as the ‘bad guy’, despite the fact that paper production isn’t nearly as harmful to the planet as people think. The U.S. grows more trees than it harvests, for example. By comparison, digital gets a much easier ride because many people are totally unaware of the environmental impact of electronic waste. Paper industries can turn this situation to their advantage. They’ve been defending their position for so long, they’ve a host of sustainable initiatives that prove their commitment to greener practises.

Education and embracing digital is key to a brighter print future A common theme that ran throughout the survey was a greater need for everyone in the print industry to spread the word on the latest developments in print technology. This means closer collaboration among everyone in the print supply chain in order to sell the benefits of paper communication, because most printers don’t know how to do this. Ed Boogaard adds that resisting digital is futile: “There’s no point fighting digital. It’s here to stay. Print and digital can certainly coexist and complement each other. Print houses and suppliers should focus on areas where paper and print can play an important role and add value in ways that digital can’t.”



ayın konusu

matbaa&teknik

Bu Baskılar Çok Farklı Hepimizin yakından bildiği lokal lak uygulamalarının tamamının yanı sıra etkileyici efektleri yakalayabilen matbaanın baskı imkanları, özellikle ambalaj ve reklam ürünleri için ideal görünüyor. Şirketin yaptığı baskıları cazip kılan ise yaldız, UV baskı, lokal lak, cast&cure, termal baskı gibi bir çok farklı aplikasyonu bir arada sunuyor olması.

Mehmet Koç ve Arda Koç Gelişen baskı teknolojileri ve yenilikçi baskı fikirleri basım endüstrimizi yeni bir noktaya doğru taşıyor. Baskıda yeni trendleri işlediğimiz bu sayımızda serigrafi ve ofseti kombine ederek şaşılacak ya da beklenmedik etkilere sahip baskılar üretme konusunda iddiasına katıldığımız bir matbaayı ziyaret ettik. Mega Master. Mega Master bizim için nasıl yapılacağını

bilemediğimiz her tür baskı işine çözüm üretebilen bir matbaa. Matbaanın kurucusu Mehmet Koç ve ikinci nesil yönetici adayı Arda Koç ile bir araya geldiğimiz şöyleşiden artı değer katılmış basılı malzemelerinin ne kadar güçlü olacağını anladık. Öncelikle bilmeyenler için Mehmet Koç’u ve Mega Master’ı tanıyalım:

1976’dan bu yana serigrafi işinde Mehmet Koç, serigrafi mesleğine 1976 yılında başlamış. Bu mesleğin çıraklığını, kalfalığını, ustalığını yaptıktan sonra 17 yıl önce Mega Master firmasını küçük bir atölye olarak yarı otomatik makineler ile kurmuş. Gelişen zaman içinde makine parkuru, tam otomatik baskı makineleri ve son teknoloji kalıp çekme makinesi ile yenileyerek bu konuda iddialı, kaliteli, hızlı baskılar yapan bir serigrafi baskı atölyesi haline gelmiş. Koç, daha sonra bu parkura UV ofset, tampon baskı, flok baskı, sıcak selofan hatları ve varak yaldız, özel kesim, PVC kıvırma makinelerini ilave etmiş. Mega Master, bugün bünyesine kattığı CtP ve 6 + Lak 70 x 100 UV ofset baskı makinesi ve 50 kişilik çalışan personeli ile 2 bin 500 metre karelik alanda ISO standartlarında birlikte entegre bir tesis haline gelmiş. Koç, söyleşimizde pazardan gelen talepleri göz önüne alarak değişik mecralara yöneldiklerini, anlattı. Yüksek hızda ve yüksek kalitede

12



ayın konusu

baskı yaptıklarını anlatan Koç, yeni iş imkanlarını da takip ettiklerini, söylüyor: matbaa&teknik: Gelişen baskı teknolojileri, basım endüstrisini hangi yönde etkilemektedir? Mehmet Koç: Türkiye’de basım endüstrisi gelişen teknolojiye çok hızlı adapte olmuş ve rekabet ortamı oluşmasına sebep olmuştur. Gelişen teknoloji, biz matbaacılar için kaliteli baskıları, daha yüksek hızda, daha ekonomik yapma imkanı sağlamıştır.

matbaa&teknik

matbaa&teknik: Gelişen baskı teknolojilerine baskı satın almacılarının tepkisi ne yönde olmuştur. Yeni fikirler, yeni mecralar, yeni uygulamalar açısından değerlendirir misiniz? Mehmet Koç: Bizlerden her geçen gün çok daha farklı, çok daha değişik, daha önce yapılmamış işleri alma talepleri artmıştır. Biz de yenilikleri takip edip, yeni uygulamalar üzerine yoğunlaşarak değişik mecralara yönelmek zorunda kaldık. Yatırım ve incelemelerimizi hep inovasyon ve yenilikçi fikirler üzerine yoğunlaştırdık. Böylelikle bugün ajanslar ve matbaalar

tarafından talep edilen ve sadece bizim yapabileceğimiz işleri yapar hale geldik. matbaa&teknik: Sizce şu anda Türk basım endüstrisindeki yükselen trendler arasında en önemli başlık hangisidir? Mehmet Koç: Her geçen gün üstüne koyarak hızlı bir çıkış içinde olan dijital en önemli yükselen trenddir. matbaa&teknik: Şirketinizin pazarın geliştirilmesi hususundaki gayret ve projeleri var mıdır? Özellikle yeni baskı ve öncesi yatırımlarla gündeminize aldığınız özel baskı işlerinden bahseder misiniz? Mehmet Koç: Yeni yatırımlarımız olan baskı öncesi ve baskı makineleri ile farklı işler ve farklı pazarlara yöneldik. 6000 dpi çözünürlükte kalıp pozlayabilen yeni bir CtP yatırımı ile birlikte 6 + Lak 70 x 100 UV ofset baskı makineleri aldık. Bu makinelere laminasyon ve kesim yapan diğer makinelerimizi modifiye ederek her işi bünyemizde yapabilir hale getirdik. Sıcak yaldızdan sonra soğuk yaldız ve cast and cure baskılarını yaparak üzerine UV baskılar gerçekleştirebiliyoruz. Bu özel baskılar bizi yeni mecralara yöneltti. Her geçen gün daha farklı, daha özel baskı ve yenilikler için çaba sarf eden bir şirket olduk. matbaa&teknik: Mega Master’ın kataloğu mutlaka görülmesi gereken başlı başına bir baskı örneği. Artık hepimizin yakından bildiği lokal lak uygulamalarının tamamının yanı sıra etkileyici efektleri yakalayabilen matbaanın baskı imkanları, özellikle ambalaj ve reklam ürünleri için ideal görünüyor. Şirketin yaptığı baskıları cazip kılan ise yaldız, UV baskı, lokal lak, cast&cure, termal baskı gibi bir çok farklı aplikasyonu bir arada sunuyor olması. Kısacası Mega Master’da pek çok farklı baskı imkanı mevcut. Ajansların bayılacağı türden tüm aplikasyonların yapılabilmesi için yürüttüğü çalışmalardan dolayı Mega Master’ı tebrik ediyoruz.

14



ayın konusu

matbaa&teknik

Baskıyı Depolamak Print to Store

The weekly Verdigris blog by Laurel Brunner We need to change our thinking about print. Yes, it is sustainable, yes it is lovely and yes it is good for the planet. None of this has to change. What has to change is our view of print’s purpose. Most of us tend to think of it as a tool for communications or as a beautiful object, for instance a well-produced book. But it is also a technology independent means of storing data, the ultimate environmentally friendly archive. Think about it. Ever since the advent of digital photography people have been taking and collecting photos. There are trillions of them floating around in the ether and even though we value these images, too rarely do people print them out. Whole generations are creating images that depend on digital technology in order to share and view them. What happens when the digital technologies fade into obsolescence?

Laurel Brunner Verdigris Blog (*) Matbaayla ilgili düşünüşümüzü değiştirmemiz gerek… Evet, sürdürülebilir, evet çok da şirin ve evet gezegenimiz için iyi… Bunların hiçbirinin değişmesine gerek yok. Değişmesi gereken bizim matbaanın amacına olan bakışımız. Çoğumuz onu sadece iletişim için kullanılan bir araç ya da çok güzel bir araç gibi görmeye meylediyor, örneğin çok iyi basılmış bir kitap. Ama o aynı zamanda veri depolamaya yarayan bağımsız bir teknoloji, en son çevre dostu arşiv… Düşünün bir… Dijital fotoğrafın gelişinden bu yana insanlar fotoğraf çekip saklamaya devam ediyorlar. Trilyonlarcası havalarda uçuşuyor ve bunlara kıymet verseler bile insanlar çok nadir olarak onları basıyor. Tüm nesiller paylaşmak ve görüntülemek için dijital teknolojiye bağlı görseller üretiyor. Peki ya dijital teknolojiler önemini yitirdiğinde ne olacak? Aynı şey görsel olmayan içerik için de geçerli, günlükler, aşk mektupları, doğum günü kutlama kartları ve aile yazışmaları. Tüm bu ıvır zıvırı basılı olarak arşivleme fikri aptalca gelebilir, ancak iş arşivlemeye geldiğinde baskı bir sim karttan ya da USB bellekten çok daha güvenilir bir ortamdır. Elinizde kaç tane Bernoulli sürücüsü ya da kaç SCSI kablosu ya da SCSI 16

portu olan bilgisayar kaldı? Bir zamanlar 20 MB Bernoulli dijital depolamada bir numaraydı. Eğer onları görsel ya da veri dosyaları saklamak için kullandıysanız ayrıca bir de Bernoulli uyumlu bir de bilgisayarınızın olması gerekliydi. Kaçımız bunu yaptı? Baskı, teknolojiden bağımsızdır, dolayısıyla basılmış ne kadar arşiviniz varsa uzunca bir süre erişilebilir durumda olacaktır. Evet, korumasız ancak dijital depolamadan daha az korumasız değil. Ve nihai kaderinin çevreye tüm o dergilerden, teyplerden, PET filmlerden, CD’lerden ve DVD’lerden daha az kötü etkisi var. İnsanların dijital depolama aygıtlarından bir gecede kurtulması pek olası gözükmüyor. Ama belki de hepimiz matbaanın çevre dostu bir arşivleme aygıtı olarak önemini değerlendirmek isteyebiliriz. Gerçekten önemi olan şeyler için gerçekten başka bir seçim yok. (*) Verdigris blog şu şirketler tarafından desteklenmektedir: Agfa Graphics (www.agfa.com), Digital Dots (www.digitaldots.org), drupa (www.drupa.com), EFI (www.efi.com), Fespa (www.fespa.com), Heidelberg (www. uk.heidelberg.com), HP (www.hp.com), Kodak (www.kodak.com/go/sustainability), Pragati Offset (www.pragati.com), Ricoh (www.ricoh. com), Unity Publishing (http://unity-publishing. co.uk) and Xeikon (www.xeikon.com).

The same is true for nonimage content, diaries, love letters, birthday greetings and family correspondence. The idea of archiving in print all this sort of trivia may sound silly, but print is a more trustworthy medium than a sim card or USB stick when it comes to archiving. How many Bernoulli drives have you got knocking about and how many SCSI cables and computers with SCSI ports? Once upon a time a 20MB Bernoulli was the leading edge in digital storage. If you used them to archive images and datafiles you also needed to hang onto Bernoulli compatible computer. How many of us have done that? Print is technology independent so whatever you archive in print will be accessible for a very long time. Yes, it is vulnerable but no less so than digital storage. And its ultimate fate has a fine less malign influence on the environment than all that mag tape, PET film, CDs and DVDs. It is highly unlikely that people will ditch their digital media archives overnight. But perhaps we all might want to consider print’s role as an environmentally friendly archiving tool. For the things that really matter there really is no other choice. This blog is yours to use if you want, as long as you fully credit the Verdigris supporters who make it possible: Agfa Graphics (www. agfa.com), Digital Dots (www.digitaldots.org), drupa (www.drupa.com), EFI (www.efi.com), Fespa (www.fespa.com), Heidelberg (www. uk.heidelberg.com), HP (www.hp.com), Kodak (www.kodak.com/go/sustainability), Pragati Offset (www.pragati.com), Ricoh (www.ricoh. com), Unity Publishing (http://unity-publishing. co.uk) and Xeikon (www.xeikon.com).



ayın konusu

matbaa&teknik

7 Soru Sorduk, 11 Uzman Anlattı

Türk basım endüstrisi tüm global basım pazarlarında olduğu gibi bir değişim süreci yaşamakta. Kimi pazarlara göre çok yavaş kimilerine göre ise çok ileride. Kesin olan şu ki hızla değişiyoruz ve bu değişim pazara çok kesin bir şekilde yansıyacak. Nasıl yansıyacak derseniz bence bütün pazarı yepyeni bir kimliğe büründürecektir, derim. Bu konudaki detaylı görüşlerimi altıncı sayfadaki kendi yazımda paylaşacağım. Bu dosyamızda ise basım endüstrisindeki gelişmeleri ve pazara yansımalarını ortaya koyabilmek için pazarın en güvenilir uzmanlarına 7 soru sorduk. Bu uzmanlar içinden 11 tanesi kıymeli zamanlarından pay ayırarak sorularımızı cevaplandırarak sizler için önemli ip uçları içeren görüşlerini ve faaliyetleri ve teknolojilerini özetlediler. Hepsine öncelikle teşekkür etmek isteriz.

18


ayın konusu

matbaa&teknik

Türk Basım Endüstrisini Neler Bekliyor?

Alfabetik isim sırası ile yayınlayacağımız bu çok kıymetli yorumları yapan uzmanlarımız Fuji Film Türkiye’den Ahmet Kocaman, Xerox Türkiye’den Ayşen Şişman, Epson İstanbul’dan Çağdaş Sevgen, Dereli Graphic’ten Fehim Yurdal, Aras Grup’tan Hamdi Kaymak, B&GMakina’dan Hasan Uçar, Filmon’dan Kürşad Özaksel, Xeikon Türkiye’den Nadir Kargı, Heidelberg Türkiye’den Ömer Meray, Ricoh Türkiye’den Öncü Güyer ve Matkim’den Şafak Yılmaz. Böylelikle hem ofset hem etiket hem dijital hem kimyasal hem matbaacı olmak üzere her alandan görüş almış olduk. Eksiklerimiz var ise de mesela flekso gibi, o eksiklerimiz de o alandaki müracaat ettiğimiz uzmanların sıkışık programlarına takıldı. Pazardaki durumunu değerlendirme cesaretine sahip ve gelecek perspektifi üzerinde kafa yoran matbaacılarımıza yön göstereceğini ümid ediyoruz.

19


ayın konusu

matbaa&teknik

Gelişen baskı teknolojileri, basım endüstrisini hangi yönde etkilemektedir? Ahmet Kocaman: Basım endüstrisinde kalite ile birlikte toplam maliyet ön plana çıkmaktadır. Basım endüstrisi rekabette avantaj sağlamak için kalite ile birlikte üretim maliyeti ve çevresel duyarlılık öne çıkmaktadır Ayşen Şişman: Baskı teknolojileri geliştikçe basım endüstrisinin büyüdüğünü rahatlıkla söyleyebiliriz. Daha ileri teknolojiler sayesinde daha az ekipmanla daha az maliyetle daha çok iş üretilebilir duruma geliniyor. Bu da sektörde talebi çoğaltıyor. Baskı teknolojisi geliştikçe hizmet verilen alanlar da genişliyor. Her sektörden, her ölçekten firmanın ve bireylerin taleplerine yanıt verilebiliyor. Baskı endüstrisi gelişen teknoloji ve değişen ihtiyaçlara göre kendini yeniliyor. Bu değişimi gören ve bu değişime ayak uyduran baskı profesyonelleri de yeni yatırımlarla baskı endüstrisini geleceğe taşıyorlar. Çağdaş Sevgen: Her alanda olan gelişmeler gibi, kullanıcılara, baskı teknolojileri endüstrisinde de gelişen teknolojiler birçok fayda sunmakta. Bu gelişmeler cihazların baskı kalitesini, hızını ve ömrünü doğrudan etkilemekte. Ayrıca gelişen teknoloji ile farklı ihtiyaçların giderilmesi için birden çok ürün kullanmak yerine bütün ihtiyaçları tek bir noktadan giderme talebinin çok daha yoğun şekilde karşımıza çıktığını belirtmek isterim. Fehim Yurdal: Günümüzde bilgisayar ve internet ağlarının yaygınlaşmasıyla okuma alışkanlığının hızla değiştiği görülmekte. Özellikle tablet bilgisayarlar hem taşıma kolaylığı hem de kullanım rahatlığıyla her eve girmeye başladı. Artık otobüslerde, metrolarda, kumsallarda herkesin elinde bir tablet var. Bu sayede yüzlerce kitaplık arşivleri yanınızda götürebiliyorsunuz, ayrıca bunların üzerine notlarınızı alıp anında arkadaşlarınıza gönderebiliyorsunuz. Bu durum kısa ve orta vadede geleneksel ofset baskıya olan isteğin azalacağını göstermektedir. Son yıllarda ofset makinelerindeki otomasyonun ve CTP teknolojilerinin gelişmesiyle kısa zamanda ve düşük fireyle baskı gündeme geldi. Baskı adetlerinin azalması karşısında ofset baskı bu tip çözümlerle dijital baskıya göre üstünlüğünü korumaya çalışmakta. Dijital baskının belli adetlerden sonra ofsete göre maliyet avantajını yitirmesi dijital baskının çok gelişememesine neden oldu. Ancak bilgi teknolojilerinin bu hızlı gelişimi, isteğe göre baskı anlayışını daha çok 20

Ahmet Kocaman gündeme getirecektir. Alıcılar tek seferde yüksek miktarda alım yerine parça parça, aylık veya haftalık alımlar yapacaklar. Bunun sonucunda dijital baskı tek çözüm olacaktır.

Bugün artık firmalara ulaşmak internet ve de dijital medya ile eskiye göre çok daha kolaydır ve de aranan tüm bilgi artık masanızdaki bilgisayarınızdadır.

Hamdi Kaymak: Son yıllarda baskı teknolojilerindeki teknolojik gelişmeler, öncelikle baskı kalitesindeki gözle görülür bir artışı beraberinde getirmektedir. Bununla birlikte teknolojik ilerlemelerdeki öncelikli hedef, özellikle baskı firelerini azaltarak yüksek hızda maksimum verimliliği sağlamak olmaktadır. Baskı teknolojilerindeki birçok yeniliğin öncüsü Komori, geliştirmiş olduğu KHS-AI iş yönetim sistemi ile 10. tabakada gerçek renkleri ve 20. tabakada Fogra sertifikasyonlu renk değerlerinin alınabilmesini sağlamaktadır. Yüksek verimliliğin sağlanması çerçevesinde çalışmaların yoğunlaştığı bir başka alan enerji verimliliği üzerinedir. Artık daha az enerji kullanımı ve özellikle de çevreye daha duyarlı enerji yönetimi firmaların öncelikleri arasında bulunmaktadır. Yine Komori firması en son geliştirdiği Lithrone ‘’G’’ serisi ofset baskı makineleri ile muadil diğer baskı makinelerine göre %30 enerji tasarrufu sağlamaktadır. Yine Komori patentli ‘’H-UV’’ baskı teknolojisi ile konvansiyonel UV baskı teknolojilerine kıyasla %80’ lere varan enerji tasarrufu sağlanmaktadır. ‘’Ozon free’’ gaz salınımı ile özel havalandırma sistemlerine olan ihtiyaç ortadan kaldırılmaktadır.

Kürşad Özaksel: Günümüzde, baskı teknolojilerinin sürekli gelişerek değişmesi, yatırımların kısa sürede yenilenmesi gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Bu durum, tüm işletme sahiplerini zorlasa da, iyi hizmet verebilmek için bir zorunluluktur. Geçmişten bugüne yaşanan değişimler, işletmeleri iki farklı şekilde etkilemiştir. Birincisi; hız ve kalite gibi var olan makinelerin özellikleri iyileşmiş, ikincisi ise yeni fikirlere göre yapılandırılmış makinelerle, iş gücü tasarrufu sağlanabilmiştir. Baskı hizmeti veren işletmeler, gelişen teknolojiye bağlı olarak, rekabet içerisinde müşterilerini kaybetmemek için her geçen gün; düşen fiyatlar ve artan kapasite hızlarıyla yarışmak zorunda kalmışlar, yeniliklere ayak uyduramayanlar ise sektörden uzaklaşmışlardır. Bu şartlar içerisinde Filmon olarak biz, tüm teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek müşterilerimize; “zamanında üretim”, “baskıda yüksek kalite” ve “uygun fiyat” kazanımları sağlayabilmek üzere çalışmalarımıza devam etmekteyiz.

Hasan Uçar: Aslında hepimiz basım endüstrisinin şu anki durumunu bilmekteyiz. Bundan yıllar önce Türkiye pazarında üretime alınan tabaka baskı makinelerinin birçoğu bugün de çalışmakta ancak firmaya katkı sağlayamamaktadır. Gelişen teknoloji ve artan rekabet ve artmayan tüketim üretici firmalarını başka çare arayışlarına itmiş ve firmalar uzmanlık alanları haricinde yatırımlarda çare aramışlardır. Bu da ancak ve ancak son kullanıcının işine yaramıştır. Çünkü fiyatlar daha aşağı indirilmiştir.

Nadir Kargı: Bu soruya tabi ki ülkemiz gerçekleri çerçevesinde cevap vermek gerekecek. Çok sıkı bir rekabet ortamının bulunduğu ülkemizde otomatik olarak yeni veya eski ne tür teknoloji olursa olsun basım endüstrisi yapılacak hemen her yatırımda fiyat odaklı davranmaktadır. Bunun ana nedeninin basım endüstrisi müşterisinin de fiyat odaklı davranması ve özellikle yeniliklere ilave prim vermeden “madem öneriyorsun yap ama ilave masraf çıkarma” yaklaşımıyla katma değerli uygulamalara daha başlangıçta kapıyı kapatmasıdır. Genel anlamda özellikle yurtdışı fuarlarda edindiğimiz izlenime göre ülkemiz basım endüstrisi yeni teknolojilere oldukça açık ve ilgili. Araştırıyor, inceliyor ve sorguluyor. Ancak alışılagelmiş bir



ayın konusu

operasyonun dramatik bir değişimle farklı bir operasyona dönüşmesi, eğer halihazırda bu tür sistemleri kullanmıyorsa, soru işaretleri meydana getiriyor ve otomatik olarak “bekle gör” veya “ilk ben olmayayım” veya “birileri alsın hele bir bakalım” yaklaşımı sergileniyor. Yeni olan ve detaylı analiz üzerinden tam olarak anlaşılamayan her teknoloji haliyle soru işaretleri meydana getiriyor. Var olan eski teknoloji ile var olan müşteri memnuniyeti çerçevesinde devam eden operasyonlarını değiştirmek ilk bakışta hemen gerçekleşmiyor. Çağımız öyle bir hale geldi ki devinim çok hızlı ve ayak uyduramayan düşüyor. Zaman içinde, özellikle yeni nesil yöneticilerin, daha fazla dış dünyaya açık olması nedeniyle yeni teknolojilerin sisteme entegre olması için girişimler daha sık görülüyor. Dış dünya, örneğin Avrupa, ile bizim gerçeklerimiz, maliyet parametrelerimiz ve yaklaşımlarımız farklılık gösterse de yeni teknolojiyi gecikmeli de olsa sektör kabulleniyor ve gördüğüm kadarıyla bazı durumlarda çok daha ileriye götürüyor. Ömer Meray: Gelişen baskı teknolojilerinden söz ederken, internet ortamında çıkan yayınlar ile küçük tirajlı işlerin dijital ve hibrid (dijital + ofset) baskıya kaymasını birbirinden ayırmak gerekiyor. Basım sektörünün son 5 yıl içerisinde yeni bir evreye geçtiğini söylemem gerekir. 80 yıllık mazisi olan NewsWeek haber dergisi gibi diğer sektörel dergilerin ve roman türü kitapların internet ortamına taşınması, okul kitaplarının tabletlere yüklenmesi, Avrupa’da kimi gazetelerin kampanya ortamında satış fiyatlarını düşürerek abone müşteri oluşturma çalışmalarını ve kendini yenileyemeyen bazı gazetelerin de kapandığını izliyoruz. Standart ofset baskı işlerinden olan 4-5 renkli + su bazlı lak uygulanmış forma ve dergi türü basılı işlerde dünya üzerinde tiraj kaybı olduğu, mevcut işler üzerinde de matbaaların aşırı rekabet nedeni ile fiyat baskısı altında iş yapmaya zorlandığını gözlemliyoruz.

matbaa&teknik

taleplerini karşılamak üzere tüm sektörlerdeki imalatçılar ürün portföylerini çeşitlendirmeye ve dolayısı ile de ambalaj baskısı yapan matbaalardan farklı ürün ambalaj tasarım ve uygulamalarını talep etmektedirler. Bu nedenle de ofset baskıda karton ambalaj, etiket ve IML ambalajı (dar enli esnek web ve tabaka IML + karton ambalaj) segmentlerinde ise talep artışı söz konusudur. Bu talepleri karşılamak üzere karton ambalaj, flexible etiket üreten matbaalar gelişmiş teknolojilerle birlikte, baskı ve baskı sonrasında farklı uygulamaları da devreye almaktalar. Öncü Güyer: İçerik yönetimi ve çok katmanlı iletişim kanallarının gelişimi ticari basım endüstrisini farklılık oluşturma konusunda daha yenilikçi olmaya doğru itiyor denebilir. Firmaların gelen müşteri isteklerini yanıtlamanın yanı sıra bu istekleri yönlendirici rol oynamaları gerektiği, yani proaktif bir pazarlama anlayışına kayıtsız şekilde geçmeleri gerektiği günümüzün en gerçekçi saptaması olabilir. Standart hizmet sağlayıcılarının yerini, müşterilerinin isteklerini ve müşterilerinin müşterilerini iyi ve doğru analiz eden firmaların alacağı konusu önümüzdeki dönemin en önemli değişimi olacağını söyleyebiliriz. Şafak Yılmaz: Teknolojik gelişmeler dünküne göre bugün daha hızlı ilerliyor ve yarında ve sonraki gün de hız rekorları kırmaya devam edecek. Bu hız ve değişimin sizi ve bizi etkilemeyeceğini düşünmek ise mesnetsiz bir düşünce olur kanaatindeyim ve hatta olaya sadece dijital, ofset mukayesesi ile küçücük bir perspektiften bakmak bizi sadece yanlışlara sürükler. Günümüzde bilinen baskı teknolojilerinin her biri ayrı ayrı iki günde gelişmiş teknolojiler değildir. Birinin varlığı diğerinin gereksizliğini gösteriyor olsa idi sanıldığının aksine ABD

pazarında dahi ofset yatırımları flekso baskı yatırımları ile savaşıyor olmaz, dijitaldeki hızlı yükseliş ve tablet kullanımı hem narrow web hem de gerçek webleri çoktan yok ederdi. Meseleye oyunun neresinde durduğumuza bakarak yaklaşırsak dağınık olmak yerine kendi işimize odaklanırsak her baskı sistemindeki yeniliklerin ayrı ayrı çok değerli olduğunu görebiliriz. Örneğin karton ambalaj sektöründe halen makinelerimizin sınırlarını bilmiyoruz. Makine üreticilerinin geliştirdiği yenilikleri takip etmiyor, özel baskılar için yeterince araştırma yapmıyorsak gene bu alanda işimizi neler yaparak farklılaştırabiliriz düşünmüyorsak düşük kalitedeki rekabetin içerisinde boğulur suçu da kolaylıkla başka sebeplere atabiliriz. Avrupa’daki matbaa ziyaretlerimde gördüğüm en önemli konu çırağından patronuna kadar her birimin yeniliklere aç ve ilgili oluşu idi. Bu sayede müşterilerinin zihnini canlı tutuyorlar, müşterileri de son tüketicilerin zihinlerine ambalajları ile hükmediyor. Yani kısacası dünyada gelişen baskı teknolojileri tüketim alışkanlıklarını değiştiriyor. Asıl soru biz bu değiştirme işleminde neredeyiz?

Gelişen baskı teknolojilerine baskı satın almacılarının tepkisi ne yönde olmuştur. Yeni fikirler, yeni mecralar, yeni uygulamalar açısından değerlendirir misiniz?

Ancak basım sektörünün az önce belirttiğim ticari baskı yani forma, dergi baskısı yapan firmalar arasında üretim maliyetini düşürebilmek için gelişen teknolojilerden faydalananlar bu segmentteki rekabeti daha az yaşamaktalar. Örnek olarak matbaasının pazarlama bölümünü geliştirmiş ve siparişin alım safhasından başlayarak, üretimdeki makinaları yüksek otomasyona sahip, uluslararası standartlara göre kalite takibi yapılabilen, standart ürüne ilave katma değer kazandıran özel uygulamalar ile birlikte ürünün müşteriye sevk edileceği ana kadar olan süreçleri entegre edebilen firmalar hem daha az fire, daha kısa iş hazırlık süreleri ve olabildiğince yüksek verimlilikte çalışarak kâr marjlarını koruyabilmektedir. Ancak konu ambalaj baskısı olduğunda durum farklılık arz etmektedir. Tüketicilerin 22

Ayşen Şişman



ayın konusu

matbaa&teknik

Ahmet Kocaman: Türkiye deki yüksek rekabet koşulları ve yüksek kalite beklentisi nedeniyle daha sorgulayıcı ve tüm maliyetleri hesaplayarak satın almaya karar veriyorlar. Ayşen Şişman: Baskı teknolojilerinin gelişmesi ve baskı satın almacılarının davranışları, birbirlerini karşılıklı olarak etkilemektedir. Baskı satın almacıların ihtiyaçları değiştikçe baskı teknolojileri gelişirken; baskı teknolojilerinin gelişmesi de taleplere etki etmektedir. Örneğin; kişiye özel, kısa tirajlı, hızlı teslimatlı işlere talep arttıkça dijital baskı teknolojisine olan ilgi de artmış, bu da teknolojinin gelişmesini hızlandırmıştır. Tabii yeni uygulamalar geliştirmeyi teşvik etmiştir. Öte yandan baskı teknolojileri geliştikçe kullanım mecraları da çoğalmıştır. Örneğin yakın bir zamana kadar reklam profesyonelleri işlerinde dijital baskıyı kullanabileceklerinin farkında değillerdi. Bugün gelinen noktada ise; dijital baskı ile neler yapabileceklerini fark etmiş, bu alandan faydalanmaya başlamışlardır. İnternetin yaygınlaşması, akıllı cep telefonları, tablet bilgisayarlar gibi mobil cihazların kullanımının artmasıyla özellikle bu makinelerle çekilen dijital fotoğrafların ve kullanılan fotoğraf ve doküman işleme programları ile yeni baskı ihtiyaçları ortaya çıkmıştır. Mobil yaşam ve çalışma biçimi, yeni nesil baskı ihtiyaçlarını da ortaya çıkarmaktadır. Çağdaş Sevgen: Şu ana kadar “çok iyi” dışında bir tepki almadık desek yeridir. Kullanıcılarımız genelde üretim ve prova sürecine bir bütün olarak bakmakta olan ve konunun tüm adımlarına son derece hakim kişiler. Bu adımların tamamında yapılan uygulamalar için kullanılan kaynakların ortadan kalkması, bu alanda çalışan tüm satın almacıları son derece olumlu etkilemekte. Fehim Yurdal: Satın almacılar açısından bakıldığı zaman Türkiye ve Avrupa’yı ayrı değerlendirmek gerekiyor. Türkiye’de de bulunan çok uluslu tekno marketler, bankalar, süpermarketler Avrupa’da kişiye özel mecralar kullanmakta. Bu internet üzerinden veya basılı malzeme üzerinden olabiliyor. Ancak aynı firmalar bu yöntemleri Türkiye’de uygulamıyor ya da uygulayamıyor. Bir firmanın yaptığı kişiye özel ajanda gibi uygulamalar bir veya iki kez yapılabildi. Aslında Türkiye’de de Avrupa’da kullanılan makineler bulunduğu halde kişiye özel baskı neden yaygınlaşmıyor? Bana göre burada sorun baskıyı satan pazarlamacıların yeterince bilgilendirilmemesinden kaynaklanıyor. Eskiden sorun olarak görülen firmaların veritabanlarını paylaşmak istememesi yeni yazılım teknolojileriyle aşıldı. Firmalar bu verileri kodlayarak yalnız basım amaçlı hazırlayabilirler. 24

Çağdaş Sevgen Pazarlamacılar dijital baskıyı ya yeterince bilmiyor ya da geleneksel baskıyı satmak daha kolay geliyor. Ancak satın almacılar da bu yeni baskı tekniklerini neden talep etmiyorlar, bu da ayrı bir konu. Her apartmanın önüne konan yüzlerce kataloğun ya da gazetelere konulan insertlerin kişiye özel baskı kadar başarılı olmadığını öğrenmeleri gerekiyor Hamdi Kaymak: Gelişen baskı teknolojilerinin getirdiği verimlilik ve otomasyon sistemleri sayesinde maliyet hesaplamalarında da yüksek kontrol sağlanabilmektedir. Bu durum maliyet standardizasyonu sağlamakta ve özellikle baskı satın almacılarının da iş akış takiplerini kolaylaştırmadır. Artık hangi malzemede ne tür maliyetlerle nasıl bir sonuç alınabileceği bilgisi satın almacıların da kontrolünde sağlanmaktadır. Hasan Uçar: Gelişen baskı teknolojileri aslında kendi içlerinde gelişmiş ve çok farklı alternatifler oluşturmuşlardır. Ancak son kullanıcı için bazen hayal kırıklığına sebep olmuşlardır. Burada en çok dikkat edilmesi gereken, yeni fikirlere yatırım yaparken, bu yeni fikri size sunan, tanıtan firmanın ne kadar bu fikre inandığını ve de bildiğini anlamanızdır. Birde bu fikirlerin size yatırımınızı ne kadar sürede geri döneceğini gerçek değer vebilgilerle açıklamalarıdır. Burada en çok üzerinde durulması ve çok iyi analiz edilmesi gereken nokta, hangi alana ve neden yatırım yaptığınızı bilmeniz. Bunun size geri dönüşü ve bu dönüşümde sizin elinizdeki ürünün hangi konumda kalacağı, ne kadar süre daha size kârlı olarak hizmet edeceğidir. Kürşad Özaksel: Türkiye’ de, reklam harcamalarına en fazla bütçe ayıran ilk 500 firma, baskı teknolojilerini yakından takip etmektedir. Bu firmaların satın alma süreçlerinde; kalitede

yüksek, maliyette düşük ürünleri talep etmeleri, baskı sektörünü dolaylı yoldan da olsa yatırıma sevk etmektedir. Tam rekabetin yaşandığı baskı sektöründe sadece hızlı ve kaliteli olmak bile kimi zaman yetmemekte, müşterisine tamamlayıcı veya farklı hizmet götürebilen işletmeler ön plana çıkabilmektedir. Tamamlayıcı veya farklı çözümleri uygun maliyetlere sunabilmek için de ileri teknoloji makinelerine sahip olunması gerektiğini söyleyebiliriz. Örneğin Filmon, ofset amaçlı bir şirket olarak kurulmuşken 2008 yılında yapmış olduğu yatırımlar ve teknolojiyi yakından takip etmesiyle, dijital sektörde de iddialı olduğunu göstermiş, kendi alanından uzaklaşmadan, müşterilerine tamamlayıcı unsur olarak çok çeşitli hizmet vermeye çalışmıştır. Bu alandaki başarıların ardından her yıl dijital yatırımlarımız artarak devam etmektedir. Nadir Kargı: Esas sorun da burada ya! Basım endüstrisi baskı satın alanlara yeni teknolojiler çerçevesinde önerilerde bulunduğunda kabul görmüyor. Baskı satın alıcılar ise var olan standardı bozmak istemiyor. Eğer bir şekilde bir değişim söz konusu olacaksa bu yine fiyat odaklı oluyor ve gelişen baskı teknolojilerinin getirdiği avantajlar, verimlilik ve katma değer imkânları baskı satın alanların ürünlerine yansımıyor. Normalde basım endüstrisinin değil de baskı satın alanların gelişen teknolojileri daha fazla ve yakından takip ederek baskı sektörünü yönlendirmesi, teknolojik yeniliklerle gereksinimlerine cevap vermesini sağlaması ve ayak uyduramayanları da ayıklaması gerekirken, tam tersi bir durum söz konusu. Buna rağmen fiyat rekabeti nedeniyle baskı endüstrisinin önerilerine, yönlendirmelerine baskı satın alanlarca çok olumlu yaklaşılmadığını görüyoruz. Ömer Meray: Satın almacılar standart ürünleri için matbaalara fiyat baskısı uygulamaktalar. Az önce belirttiğim gibi matbaalarımız bu



ayın konusu

matbaa&teknik

odaklanıyor. Bu konunun uzun yıllar etkisini kaybetmeyeceğini, giderek yükselen bir baskı trendi olacağını söyleyebiliriz. Çağdaş Sevgen: Bu sorunuza verilebilecek cevap kesinlikle ‘hız’, ‘güvenilirlik’ ve ‘düşük sahip olma maliyeti’ olacaktır. Kullanıcılar artık ihtiyaçlarını ve bu ihtiyaçları nasıl giderebileceklerini son derece iyi analiz etmekte. Aranılan ürünlerde genelde; bilgisayarda gördüğü renklerin aynısını baskı da alabilme, bunu en hızlı şekilde temin etme ve bu istekleri karşılarken, cihazlarına orta ve uzun vadede düşük maliyete gelir olması büyük önem arz ediyor. Bu nedenlerle Epson tercih eden tüm kullanıcılarımızdan, pantone kataloğu renklerini yüzde 98 oranında oluşturabilen makinelerimiz hakkında son derece iyi geri dönüşler almaktayız. Ayrıca baskı kafasının bir sarf malzemesi olmaması, kullanıcılarımızın tasarruflarına çok önemli bir destek oluyor.

Fehim Yurdal alımla ilgili fiyat baskılarına teknolojilerini yenileyerek, matbaanın üretim süreçlerindeki kapasite kullanımını artırabilmek için en kısa sürede iş hazırlığı, en az fire ile yüksek hızda baskı kalitesinden ödün vermeden yüksek verimlilikle çalışarak, baskı maliyetini düşürmek zorundalar. Öte yandan üretimlerinde farklılık oluşturarak katma değeri yüksek ürünleri müşterilerine sunabilen ve dolayısı ile rekabet ve fiyat baskısından uzaklaşabilen firmalar büyümelerini sürdürmektedir. Ayrıca müşteri segmentine göre üretimde uzmanlaşmak, basılı ürün satın alan müşterilerinin taleplerine alternatif ürün sunabilen ve buna göre yönlendirebilen matbaalar başarılı olmaya devam edecektir. Öncü Güyer: Gelişen iletişim kanalları baskının tek başına yeterli ve etkili olamayacağını net olarak ortaya koyuyor. Bunun en önemli kanıtlarından biri 2013 yılbaşı işlerindeki önemli düşüştür, diyebiliriz. Satın almada bulunan firmalar eskiden takvim, ajanda vb. promosyonlarını çok farklı kanallara taşıyarak geleneksellikten uzaklaşmış alternatif kanallara yöneldiler. Satın almacı firmalar artık “taze” baskının önemini anladılar ve mesajlarını en güncel içerik ile duyurmaya gayret ediyorlar. Şafak Yılmaz: İkinci sorunuza da birincisinde olduğu gibi zincirleme etkileşim cevabını vermenin doğru olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de işler sondan başa geliyor. Avrupa’da ise baştan sona, yani satın almacılar aslında olayın köprüsü vazifesini görüyorlar. Avrupa’da matbaalar yeni bir baskı sistemini kullanabilir bir hal aldıklarında müşterilerini ve satın almacıları bu konuda teşvik ediyor, onlara özel 26

baskılar yapıyor ve fikirlerini, yenilikçi yaklaşımlarını kışkırtıyorlar. Ülkemizde ise baskıda yapılacak herhangi bir ekstra uygulama matbaacılara büyük bir külfetmiş hissi uyandırıyor. Elimizde son model bir baskı makinesi olsa bile kabiliyetlerinin çok az farkındayız. Avrupa’da da aynı makineleri kullanırken her matbaada en az 5-6 çeşit lak uygulanırken ülkemizde lak uygulama çeşitliliği ikiyi ne yazık ki geçmez, farklılaşma olmaz, kârlılık olmaz. En önemlisi satın almacıların ve nihai tüketicilerin iş yapmaya, marketten o ürünü almaya yeterince gönlü olmaz.

Sizce şu anda Türk basım endüstrisindeki yükselen trendler arasında en önemli başlık hangisidir? Ahmet Kocaman: Dijital baskı (geniş format ve dar format yanı sıra etiket) Ayşen Şişman: Kısa tirajlı, kişiselleştirilmiş, değişken veri taşıyan katma değerli baskının ön planda olduğunu düşünüyoruz. Kişiselleştirme müşteri sadakatini güçlendirmek ve müşterilerle olan iletişimi daha etkin hale getirmek için çok etkili bir yöntem. Verilen mesajların geri dönüş oranını arttırdığı ve iletişimi kuvvetlendirdiği için renkli, kişiselleştirilmiş dokümanlara talep her geçen gün artıyor. Tüm sektörlerde etkin olarak ortaya çıkan bu ihtiyaca yanıt verebilmek adına baskı sektörü de kişiselleştirmeye

Fehim Yurdal: Yaptığımız gözlemlere göre dijital baskı ve ambalaj yükselen sektörler olacak. Dijital baskıda inkjet sistemlerin hızı artırması maliyeti düşürmesi sonucu özellikle ofset pazarından daha büyük pay alacağını düşünüyorum. Kitap baskısında da dijital baskı gündeme gelmeye başladı. Yaptığımız hesaplara göre üç bin adedin altındaki kitaplar için inkjet dijital baskı maliyet avantajı sağlamakta. Özellikle yayınevleri için dijital baskı, istenilen adet kadar basmak, stok maliyetinden kurtulmak, depolama giderleri açısından çok büyük imkânlar sunmakta. Kodak Propser 1000 inkjet baskı makinesi dakikada 200 metre baskı hızı ve 70 tram baskı kalitesiyle yakında adından çok söz ettirecek. Ambalaj alanında ise daha değişik uygulamalar gündeme geliyor. Örneğin esnek ambalajda uzun tirajlı işler ve yüksek baskı kalitesi için gravür baskı, tek çözümdü. Ancak Kodak’ın NX teknolojisiyle flekso baskıda da uzun tirajlı işler gravür kalitesinde basılabilmekte. NX klişenin bu başarısı kimi yatırımcıyı etkileyerek gravür makinesi yerine flekso baskı makinesi almaya yöneltmiştir. Hamdi Kaymak: Son yıllardaki gerçekleştirilen tüm teknolojik gelişmelerdeki ana hedefler; iş yönetimlerindeki standartların kontrolü, firelerin azaltılmasıyla sağlanacak düşük maliyetle yüksek verimlilik, hızlı iş teslimi ve her zaman için öncelikli olan yüksek kaliteli üretim olmaktadır. Özellikle son yıllarda gözle görünür olan iş çeşitliliğinin artması fakat tirajların azalması sebebiyle, düşük tirajlı ve hızlı iş teslimi ihtiyaçları dijital teknolojileri daha ön



ayın konusu

matbaa&teknik

plana çıkartmaktadır. Bu sebeple de tüm üreticilerin bu amaçlar doğrultusunda özellikle dijital teknolojilere yönelik yatırım yaptıklarını gözlemlemekteyiz. Hasan Uçar: Bence şu anda Türk Basım endüstrisindeki yükselen trendler arasında, dijital baskı makineleri, etiket baskı makineleri ve ambalaj makineleri gelmektedir.. Bugün hangi yazılı yada dijital ortamda araştırsanız, dijital baskı makineleri ile ilgili yüzlerce haber ve yorum bulabiliyorsunuz. Birde anlamadığın bir nokta daha var. Dergilerde okumaktayım ve halen baskı firmaları, tabaka ofset baskı sektöründe Türkiye’de hala ihtiyaç olduğunu ve yeni yatırımlar olacağı yönünde beyanat vermektedirler. Ben buna gerçekte inanmıyorum. Zaten son 5 yılda Türkiye’de satılan tabaka ofset baskı makinelerindeki adetler ortadadır. Son 5 yılda Türkiye’de firmalar baskı sonrasındaki makineleşme ile ilgili yatırım yapmış böylece dışarıdan aldıkları hizmetleri kendi içlerinde yaparak maliyetlerini azaltma ile kârlılıklarını koruma yoluna gitmişlerdir. Kürşad Özaksel: İçinde bulunduğumuz modern pazarlama çağında, tüm firmalar, ne kadar geniş hedef kitlesi olursa olsun müşterilerine dokunmak istemektedirler. Bu nedenle, pazarlama veya iletişim için kurgulanmış her mesaj, direkt müşterilere ulaşmalıdır. Basılı materyaller için müşterilere dokunabilmenin en iyi yolu mesajı kişiselleştirmektir. Bundan sonraki süreçte üretimin ayrılmaz bir bölümü olan yegâne kavramın “kişiselleştirme” olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Nadir Kargı: Genel olarak baktığımızda belirgin bir trend ve bunun yükselişinden bahsetmek zor. Her firmanın ve müşterisi bazında uygulamaları çerçevesinde politikaları farklılık gösteriyor. Özellikle konvansiyonele alışkın yönetimlerin yerine yeni nesil yönetimlerin gelmesiyle teknoloji ağırlıklı arayışlar ve fark oluşturan uygulamalara yönelik arayışlarda artıyor sanırım. Son zamanlarda baskı sonrası mücellit uygulamalarında çok farklı çalışmaların yapıldığını ve bu uygulamalara cevaz verecek çözümlere yatırım yapıldığını görebiliriz sanırım. Dijital baskının geçmiş yıllara oranla daha fazla konvansiyonel baskı sistemine entegre olduğunu ve buna yönelik yatırımların gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Ömer Meray: Bence küçük tirajlı işlerde dijital ve hibrid baskı ile orta ve yüksek tirajlı işlerde matbaada entegrasyon, üretimde otomasyon, uluslararası standartlardan olan ISO/PSO ve Fogra sertifikasyonları dahilinde çalışma ile 28

Hamdi Kaymak baskı ve baskı sonrası ile ilgili özel efekt uygulamaları değişen ve değişmekte olan trendlere matbaalarımızın önem vermesi gereken konu başlıklarıdır. Öncü Güyer: Dijital etiket baskı sistemleri ve hassas pazarlamaya dönük etkin içerik yönetimi bu başlıkların ilk sıralarında yer alıyorlar. Şafak Yılmaz: Bana sorarsanız Türkiye’de UV baskının değeri çok geç anlaşıldı. Önümüzdeki senelerde ofset, serigrafi ve fleksoda UV baskının artacağını düşünüyorum. Bunun yanında ofset teknolojisinde alkolsüz sağlıklı ve canlı baskıların çok hızlı çoğalacağı da ayrı bir gerçek.

Dijital baskının gelişimi, baskı kalitesi, verimlilik, sürat açısından basım endüstrimize nasıl katkı sağlamıştır? Ahmet Kocaman: Düşük tirajlarda maliyet düşümü sağlamaktadır. Baskı isteklerine çok hızlı cevap verilebilmektedir. Geçmişte manual olarak yapılan değişken data baskısı otomatikleşmektedir. Yüksek kalite nedeniyle daha fazla uygulama alanı bulmaktadır. Geleneksel bazı metotların yerine artık dar formatta ya da geniş formatta dijital baskı yapılmaktadır.

Ayşen Şişman: Dijital baskı teknolojilerinin ilk yıllarındaki hız ve ebat sorunları, o yıllarda bu teknolojilerin çok sınırlı alanlarda kullanılabilmesine neden oluyordu. Ancak zaman içinde gelinen noktada dijital baskı teknolojileri eskiden geleneksel baskı yöntemleri ile yapılan birçok işi kolaylıkla yapar hale gelerek, çoğu alanda ofsetin yerine kullanılabilir olmuştur. Dijital baskı teknolojileri artık hız ve baskı ebadı, kâğıt ağırlığı, baskı kalitesi gibi bir çok farklı parametre açısından matbaacılar tarafından tek başına gönül rahatlığı ile kullanılan sistemler haline gelmiştir. Gelişen yeni ihtiyaçlar, teknolojinin getirdiği yeni baskı uygulamaları ve müşteri talepleri, matbaacılarımızın sahip oldukları geleneksel baskı sistemleri ile bu talepleri belli bir seviyeye kadar karşılayabilirken, diğer taraftan dijital baskı, olayı tamamlar duruma geliyor. Bu durum ürün yelpazesini de geliştiriyor. Dolayısıyla pazar genişliyor, baskı merkezleri işlerini büyütüyor. Çağdaş Sevgen: Kullanıcılarımıza, dijital baskının yaptığı belki de en önemli katkı bu alanda. Geleneksel baskı teknolojilerinde baskı alabilmek çok ciddi bir ön hazırlık ve iş gücü gerektiriyordu. Kullanıcılarımız sadece bir prova baskı için bile yaptıkları tasarım veya ürünleri ilk başta bilgisayarda hazırlayarak, filmini çıkartıyor sonrasında kalıp hazırlama işlemi gerçekleşiyor ve son olarak da baskı hazırlığı son derece zor olan devasa makinelerde hazırlanarak baskıya geçiliyordu. Bu işlemler kullanıcılarımız tarafından ciddi zaman ve para kaybına neden oluyordu. Tam bu noktada dijital baskı sistemleri çok önemli bir kolaylık olarak kullanıcılarımıza hizmet vermeye başladı. Artık kullanıcılarımız bilgisayarda tasarladıkları görselleri sadece bir tuşa



ayın konusu

matbaa&teknik

istenilen noktada değil tabi ki. Konvansiyonel baskı sistemlerine alışkın olan firmalar dijital fiyatlarında hep bir gerileme beklentisiyle yatırımları sürekli ertelemekte ve paralelinde pazar istenilen oranda büyüyememekte. Tabi yaptığım tüm bu yorumlar endüstriyel tip dijital baskı çözümleri kapsamında yapılmaktadır. Yoksa prova baskı anlamında veya copy center kapsamındaki çözümlerden bahsetmiyorum.

Hasan Uçar tıklayarak baskı sürecini başlatabiliyor ve bu konuda oluşan zaman ve para kaybını tamamen ortadan kaldırıyor. Bizim adımıza, son yıllara baktığımızda dijital baskı alandaki pazar büyümesi yüzde 20’nin altına hiç düşmedi. Bu da her gün yeni kullanıcıların bu pazarda yatırım yaptığını göstermekte. Henüz yeni başlamış olması bu yıl için kesin bir şey söylemeyi imkânsız hale getiriyor. Fakat 2013 yılının ilk 2 aylık grafiğine baktığımızda bu büyüme oranımızın bu yıl da devam etmesini beklemekteyiz. Fehim Yurdal: Toner temelli sistemler kısa tirajlı çabuk teslim gerektiren işler için son on yıldır etkin olarak kullanılıyor. Hız ve baskı maliyeti sorunları nedeniyle ofsete rakip değil tamamlayıcı bir sistem oldular. Bu açıdan bakıldığı zaman kısa tirajlı işler için, yüksek baskı kalitesi sunan sistemler Türkiye’nin çeşitli illerinde yaygın olarak kullanılıyor. İnkjet sistemler ise dijital baskıyı yeni bir yere taşıyacak orta tirajlı işler için de iyi bir seçenek olacaktır. Bu konuda Efi’nin Jetrion 4900 inkjet etiket makinesini örnek olarak verebiliriz. Efi inkjet mürekkep fiyatının tonerli sistemlere göre çok düşük olması nedeniyle 100 bin etiketlik baskılarda bile flekso baskıya karşı maliyet avantajı sunmaktadır. Makineye entegre lazer kesim sayesinde etiketler kesilmiş, ayıklanmış ve dilimlenmiş olarak çıkmaktadır. Bu sayede baskı başlangıcı ile iş teslimatı arasında geçen süre 500 metrelik bir iş için 30 dakikadan azdır. Hamdi Kaymak: Dijital baskıdaki kalite ve hız artışı, özellikle son yıllarda düşük eğilimli baskı tirajlarına cevap verebilecek bir teknolojik karşılık oluşturmuştur. Dijital baskı kalitesinin konvansiyonel baskıya çok yaklaştığını gözlemlemekteyiz. Bu anlamda önümüzdeki dönemde 30

özellikle düşük-orta tirajların daha çok dijital baskı teknolojileri sağlanacağı görülmektedir. Dijital teknolojilerin sunmuş olduğu kişiye özel baskı zaten konvansiyonel sistemlerde sağlanamayacağı için bu alan zaten sadece dijitale özel bir üretim alanı oluşturmaktadır. Bu pazarın önümüzdeki dönemlerde daha da artacağı gözlenmektedir. Hasan Uçar: Benim en yoğun olarak ilgilendiğim ve başka başka projeler ile çalıştığım alan etiket baskı ve yardımcı makineleridir. Etiket baskı makineleri ile karşılaştırılan ve alternatif olarak sunulan dijital baskı makinelerinin halen baskı adetlerine göre kârlılık oranları bence çok iyi hesaplanmalı, ona göre yatırım yapılmalıdır. Etiket baskı sektöründe düne kadar yalnızca Letter-Press ve Flekso vardı. Bu her iki bilinen baskı tekniği de çok uzun yıllar sektörde etiket üretiminde kullanılmıştır, halen kullanılmaktadır. Ancak, benim Türkiye pazarına getirdiğim ve sayıları artmakta olan rulo ofset etiket baskı makinelerinde üretim maliyeti hesaplandığında ciddi olarak dijital baskı makineleri ile rekabet ettiği görülecektir. Hatta bu konuda dijital baskı makinelerinin tek rakibidir, diyebilirim. Bu konu önümüzdeki günlerde ki gelişmelerle bence çok daha net olarak ortaya çıkacaktır. Nadir Kargı: Genel çerçevede baktığımızda baskı sektörü müşterileri, baskı satın alıcıları, kısa tiraj, hızlı teslim ve uygun fiyat noktasında tedarikçilerinden beklenti içindeler. Konvansiyonel baskı çözümleri kullanılarak verilen hizmetlerde çok sert bir rekabet ortamı olması ve dolayısıyla fiyatların her geçen gün düşmesi veya artmaması nedeniyle dijital baskı kısa tiraj, hızlı teslim ve fiyat uygunluğu noktasında

Ömer Meray: İlk defa 1993 Ipex fuarında çıkan Indigo dijital baskı makinesinin üzerinden 20 yıl geçmiştir. 20 yıllık bir süreç içerisinde dijital baskının baskı tipi ve kalitesi, hız ve ebat konularında ArGe çalışmalarının devam ettiğini ve devam edeceğini görmekteyiz. Tabii dijital baskının kalitesine, hızına, ebadına, aylık baskı adedine, makine marka ve modellerine göre farklı fiyatlandırmalar söz konusudur. Bugün İstanbul şartlarını konuşmamız gerekirse 500 adedin altındaki esnaf pazarlama, reklam çalışmaları ve kartvizit gibi yüksek baskı kalitesi gerektirmeyen basit işler için neredeyse mahalle başına bir adet dijital baskı üretim yeri mevcuttur. Bu durum bir ihtiyaçtır ve yatırım bedeli düşük dijital makinelerle gereksinimler karşılanabilmektedir. Ozalitçiler ve copyshoplar ise başka bir segmenti temsil etmektedirler. Benim beklentim ise özellikle küçük ve orta ölçekli matbaalarımızın hibrid üretime yani dijital + ofset üretimine geçerek müşterilerinden gelen taleplere göre alternatif üretim yaparak kârlılıklarını koruma yönündedir. Öncü Güyer: Dijital baskı, toplam üretim maliyet kalemleri ve kabul edilebilir baskı kalitesi göz önüne alındığında, içerik yönetiminin etkinliği ve tazeliği bakımından geleneksel firmaların daha dinamik bir pazarlama ve grafik departmanına sahip olması gerektiği konusunda önemli katkılar sağladı.

Dijital-konvansiyonel entegrasyonu hakkında ne düşünürsünüz? Ahmet Kocaman: Matbaalar birbirini tamamlayan iki teknolojiyi aynı anda bulundurarak işin durumuna göre basabilmelidir. Ayşen Şişman: Dijital baskı ile konvansiyonel baskının kesiştiği alanlar da vardır, ayrıştığı birbirinin yerine kullanılamadığı alanlar da vardır. Dijital baskı makineleri; maliyetleri kontrol etmek, hızlı çözüm sağlamak, değişken data kullanmak ve basılacak dokümanın üzerinde kişiselleştirme yapmak istenildiğinde kullanılmaktadır. Çok yüksek miktarlarda ve statik



ayın konusu

matbaa&teknik

alınacak dijital baskı sistemini var olan “iş akış” sistemine ve devamında MIS sistemlerine entegre edebildikleri oranda kalite ve verimliliklerini kontrol edebilecekler ve bu anlamda sıkıntı yaşamayacaklardır. Bu entegrasyona cevap verebilen açık platform çözümler daima tercih edilmelidir. “Gelecek bir gün gelecek” derlerdi ya o günün sanılandan daha yakın olduğu kanısındayım. Genel olarak baktığımızda her ne kadar konvansiyonel baskı uygulamaları fiyat yön vermekteyse de belirli bir kalite anlayışı zaten kabul görmüş durumda. Dijital sistemler baskı kaliteleri başta olmak üzere verimlilik ve esnekliklerini artırdıkları ölçüde konvansiyonel dünyaya entegre olmaya devam edeceklerdir.

Kürşad Özaksel endüstriyel işler için geleneksel baskı yöntemleri, maliyetleri nedeni ile halen daha uygun bir seçenek olarak görülmektedir. Bu nedenle, rekabetten çok iki teknolojinin bir arada kullanılması, birbirini tamamlayan daha geniş bir çözüm yelpazesi sunmaktadır. Özellikle baskı sektöründe konuşulan ve Xerox olarak bizim de her fırsatta ön plana çıkardığımız ofset-dijital entegrasyonu, işi baskı olan her işletmenin kurması gereken bir iş yapma modelidir. Fehim Yurdal: Karma sistemler Avrupa ve Amerika’da yaygın olarak kullanılıyor. Burada amaç değişken veriyi inkjet baskı kafalarıyla, sabit verileri ofset baskıyla gerçekleştirmek. Kodak bu alanda Prosper S serisi inkjet kafalarla dünyadaki en hızlı, baskı maliyeti açısından en uygun sistemi sunuyor. Propser S30 kafayla dakikada 900 metre baskı hızına ulaşılıyor ki, bu en hızlı gazete baskı makinelerine bile entegre edilmesine imkân veriyor. Daha önce belirttiğim gibi bu hizmetin baskı satın almacılarca istenmesi durumunda gerçekleştirilebilecek bir yatırım olarak görünüyor. Hamdi Kaymak: Konvansiyonel baskı yapan firmaların önümüzdeki dönemlerde yeni baskı trendlerin oluşturduğu talepler ve azalan baskı tirajları sebebiyle dijital baskı teknolojilerine yönelik yatırım yönelimlerine gideceğini gözlemlemekteyiz. Yüksek tirajlı sanayi üretimlerinin daha uzun yıllar konvansiyonel teknolojilerle üretileceği bilinmekle birlikte kısa-orta tiraj baskılarında dijital teknolojiler her geçen gün daha çok aktif olacaktır. Bu geçiş döneminde konvansiyonel-dijital baskı merkezleri ayrımı devem edecek olmakla birlikte, zaman içinde birçok baskı firmasının her iki teknolojide de yatırım yapması gerekliliği bir zorunluluk gibi de görülmektedir. Son yıllardaki gelişmeler sayesinde dijital teknolojilerin konvansiyonel baskı makineleri ile aynı platformda da buluşması 32

beklenebilir. Yani konvansiyonel baskı ve dijital baskının avantajlarını tek bir makine üzerinde toplayıp, yeni trendlere yönelik farklı pazarlara yönelik üretim çalışmasının yapılabileceği teknolojilerin duyurumları da yapılmaktadır. Hasan Uçar: Dijital – konvansiyonel entegrasyon tabiî ki çok önemli bir katkı sunmaktadır. Ancak dijital, konvansiyonelin üzerine daha çok katma değer oluşturacak, kişiselleştirme bilgileri ilave etmektedir. Gerçek pazarda kullanılan örneklere baktığımızda, bu henüz Türkiye’de çok fazla kullanılmamaktadır. Dediğim üzere ben etiket sektörü olarak değerlendirme yapıyorum. Nadir Kargı: Bu soruya daha geniş bir perspektiften bakmak gerekir. Dijital-Konvansiyonel entegrasyonuna bence CtP sistemlerini de katmak gerekir. Başlangıçta CtP sistemlerine olan belirgin bir çekingenlik artık yerini “olmazsa olmaza” bıraktı ve CtP sistemlerini paralelinde firmalar dijital ortamda “work flow” (iş akış) kavramıyla tanıştılar ve çabuk adapte oldular. Günümüzde onlarca firma (iç ve dış pazar kalite ve rekabet şartlarının bir zorlaması olarak da) iş akış sistemlerine adapte etti kendisini. Bunun paralelinde dijital dünyanın diğer segmenti olan dijital baskı adaptasyonu teknik olarak bu firmalar için çok daha kolay hale geldi. Baktığımızda POD (talebe göre baskı) uygulamalarına yönelik dijital baskı çözümlerine olan talebin daha canlı olduğunu söylemek mümkün. İncelediğimizde baskı satın alıcılarının en önde gelen talebi, tabi ki fiyat başta olmak üzere, kısa sürede teslim ve gereğinde değişken uygulamaların yapılabilirliği. Bu talebe cevap vermek amacıyla sistemlerine dijital baskıyı başarılı bir şekilde adapte eden veya kurumsal bir firma ile dış kaynak kullanım yapan firma sayısı oldukça fazla. Firmalar, başlangıçta bahsettiğim, satın

Ömer Meray: Sözünü ettiğiniz konu Heidelberg bünyesinde “HEI Flexibility – short run printing” yani “Heidelberg üretim esnekliği konsepti altında kısa tirajlı işlerde çözüm” felsefemizi temsil etmektedir. 2010 Ipex fuarı ile piyasaya sunulan Heidelberg Linoprint model dijital baskı makinesi ve ofset baskının birlikte üretimi, matbaalarımız için ciddi şekilde alternatifli üretim modeli oluşturarak, maliyetlerinin düşürülmesini sağlamaktadır. Kısa tirajlı işlerde dijital baskı ve değişken veri basımı ile üretim maliyetinin düşürülmesi, yüksek kalite gerektiren kısa tirajlı işlerde vitrin olan kapağın ofset, içeriğinin ise dijital ve değişken veri baskısı gibi hibrid işlerin birlikte üretiminin, dijital baskının maliyet açısından yüksek kalacağı tirajlarda ise üretime ofset ile devam etmek Heidelberg’in önerdiği çözümlerden bir tanesidir. Tabii ofset baskı ve baskı sonrasını özel efekt uygulamaları için tasarlamak, üretim esnekliğinin yanı sıra, firmanın kârlılığını da artıracaktır. Öncü Güyer: Ülkemizde bu entegrasyonu başarı ile tamamlamış çok önemli firmalar yer almaktadır. Analiz yeteneği yüksek ve katma değer oluşturma konusunu kendine ilke edinmiş bütün firmalar kaçınılmaz olarak stratejilerini bu yönde geliştireceklerdir.

Gelişen teknolojiler, yatırımcı profilini, meslekî patron profilini ve kurumsallık profillerini etkilemiş midir? Evet ise nasıl? Ahmet Kocaman: Yatırımcının sadece sermaye değil aynı zamanda bilgi birikimi de gerekmektedir.



ayın konusu

matbaa&teknik

satılmaktaydı. Ancak bunların yanında gelen yeni ve çok renkli baskı makineleri ile bu eski makineler firmalara çok fazla katkıda bulunamadı. Rekabetten uzak çalıştılar. Şu anda Avrupa’da çok iyi bilinen marka makineler çok ucuz fiyatlarla satılmakta ve alternatif yatırım arayan firmalar bu markaları bu fiyatlarda çok hızlı bir kararla almaktadırlar. Buna örnek olarak; kısa bir süre önce birlikte maliyet analizlerini yaptığımız firma önerilerimi dikkate almamış, böyle bir yatırım yapmış ancak 67 ay gibi bir süre dayanabilmiş ve kapanmıştır. Burada artık firmalar, çok iyi analizler yapmalı ve yatırım ile birlikte, işletme giderlerini de içine alan projeleri dikkate almalıdırlar.

Nadir Kargı Ayşen Şişman: Kesinlikle etkilemiştir, özellikle aile işletmelerinde ikinci jenerasyon kuşaklar yeni teknolojilere daha vakıf oldukları için yenilikleri de daha hızlı kavrama ve takip etme konusunda sorun yaşamamaktadır. Gelişen teknolojilerin getirdiği iş modelleri, geleneksel iş yapış şekillerini değiştirmiştir. İşin kârlılığı yüksek hacimli işlerden, katma değerli işlere yönelmiştir. Artık işin kârlılığını belirleyen tirajı değildir. Yeni dönem patronları, yeni nesil iş yapma ve pazarlama şekillerini bilen kişilerden oluşmaya başlamıştır. Yeni nesil patronlar dünyadaki gelişmeleri anlık olarak takip etmekte, sık sık yurt dışı seyahatler yaparak gelişmeleri yerinde izlemekte ve işletmeleri için minimum 5’er yıllık işletme ve yatırım planlarını önceden yapmaktadırlar. Yeni nesil baskı işletmeleri, daha kurumsal bir yapılanma içinde faaliyetlerini sürdürme, kurumsal yapılanmalarını iş süreçlerine ve müşteri yaklaşımlarına yansıtmak istemektedir. Böylece kendilerini benzeri diğer yapılardan farklılaştırabileceklerini kavramış durumdadırlar. Çağdaş Sevgen: Kesinlikle etkiledi, diyebiliriz. Dijital baskı cihazları konvansiyonel baskı sistemleri ile karşılaştırıldığında oldukça düşük maliyetli. Bu da, bu alanda yatırım yapmak isteyen kullanıcıların çok daha kolay yatırım yapmasına imkân sunmakta. Artan kullanıcı sayısı, bu kullanıcılar arasındaki ayrışmayı kalite ile sağlamaya başladı. Bu da yenilikçi-tasarlayıcı kadrolara çok daha fazla görev yüklüyor. Ayrışma ve tasarım bu alandaki vizyonu ve görsel kaliteyi oldukça üst düzeye taşıyor. Fehim Yurdal: Basım teknolojilerinin gelişmesi daha kurumsal çalışmayı ve daha iyi bir iş akışının sağlanmasını gerektiriyor. Yalnızca 34

makine almak yetmiyor. Bu sistemi en iyi biçimde kullanacak operatörlerin, yazılımların, baskı sonlandırmanın ve pazarlamacıların da bu sisteme eklenmesi gerekiyor. Amaç makineyi en verimli biçimde çalıştırmak olmalı. Bu yüzden ne iş makineyi beklemeli ne de makine iş akışındaki sorunlar nedeniyle boş durmalı. Teknolojiye uyum sağlamak isteyen firmaların gerek teknik kadrosu gerekse yönetimi fuarlara giderek, firma tanıtımlarına giderek kendilerini geliştirmeliler. Türkiye’de bunu yapan firmaların çoğaldığını görüyorum. Teknolojiye ayak uyduran firmalarda tek karar verici patron yerine takım çalışması öne çıkıyor. İşin her bölümünü ayrı ayrı inceleyip en uygun makine veya sistemi tespit ediyorlar, ondan sonra satın alma sürecine geçiyorlar. Hamdi Kaymak: Teknolojideki hızlı değişim yatırımcı profilinde de değişiklikleri beraberinde getirecektir. Teknolojinin günlük takibi daha çok önem kazanmakta, yeniliklerin hızlı bir şekilde adaptasyonu zorunluluğu daha esnek yatırım modellerini zorunlu kılmaktadır. Bu anlamda esnek iş yönetim sistemleri daha önem kazanmakta ve kurumsallaşma ihtiyacı her geçen gün artmaktadır. Yani daha yenilikçi, modüler bir yönetim sistemi zorunluluğu her geçen gün artmaktadır. Hasan Uçar: Ben yine kendi alanımdan yani etiket sektörümden örnekler vermek istiyorum. Şu anda etiket sektöründe fazla yatırım yapılmaktadır. Burada bazı yanlışlar var ancak yatırımcı bunu dikkate almamaktadır. Bunda çok uzun yıllar önce Türkiye’ye çok fazla ikinci el tabaka bakı makineleri gelmekteydi. Yani Avrupa’nın terk ettiği baskı makineleri Türkiye’de neredeyse peynir ekmek gibi

Nadir Kargı: Adaptasyon! Kilit kelime bu. Teknoloji bir bütün olarak gelişiyor ve sadece baskı ve baskı sonrası anlamında değil aynı zamanda bilgi sistem teknolojileri, kontrol sistemleri, veri tabanı sistemleri, CRM yazılımları, work flow, MIS, SAP ve benzer bir sürü teknolojik gelişme bir anda veya ardı ardına firmaların kapısına dayanıyor. Bu sistem ve uygulamaları temin edip gerektiği gibi değerlendirmek isteyen firmalarda finansal kontrolü elinde bulundurmayı tercih eden ataerkil yapının adaptasyonu önemli. Teknolojik gelişmeler tabi ki kurumsallık profili etkilemekte ve mesleki patron profili yeni nesil akraba yöneticilerin de katkıları ve yönlendirmesi ile firma politikalarında ciddi değişimleri onaylamaktadır. Geçmiş tecrübenin geleceğe yönelik yeni vizyonla sentezinin başarısı oranında firmalar kendilerini yeni teknolojilere adapte edecek ve rekabet yarışında var olacaklardır. Ömer Meray: Bu sorunuzla aslında insan profilinden söz ediyorsunuz. Şahıs firması da olsa, kurumsal bir firmada olsa sonuçta “firma kültürü” esastır. Firmanın gelişen teknolojilere ne kadar açık ve yakın davrandığı, firmanın geleceğini planlarken hedef kitlelerin ve üretim yelpazesinin nasıl olması gerektiğine dair ne tür araştırmalar yaptığı ve projeksiyonlarını sağlam veriler üzerinden düşünmeleri gerekmektedir. Yıllarca tek tip üretim yapan ve pazarın değişen koşullarına karşı kendini yenileyemeyen, farklı üretim yöntemleri ile farklı müşteri segmentlerine yönelik faaliyet göstermeyen firmaların belirli bir süreç içerisinde baskılı ürün satın alanların fiyat baskısı altında ezilmeye başladıklarını görüyoruz. Yıllık bazda büyük hacimde basılı ürün satın alan firmalar karşılarında kurumsal ve profesyonel tedarikçiler görmek istiyorlar. Aynı şekilde doğrudan veya dolaylı basılı ürün ihracatında da uluslararası kalite standartları ortak lisan olarak geçmekte ve matbaalarımızın bu kriterlere uyması gerekmektedir.



ayın konusu

matbaa&teknik

Öncü Güyer: Kurumsallık, birçok sektör mensubuna inanılmaz gelse de önünde sonunda kaçınılmaz gözüküyor. Sadece baskı teknolojilerini bu bağlamda ele almak analizi eksik yapmamıza neden olabilir. Bu şirketlerin tüm çalışanlarının katkıda bulunacağı, kesintisiz ve düzgün bilgi akışını sağlayan ERP çözümlerinin önümüzdeki dönemde en önemli kurumsallık yatırımı olacağını düşünüyorum. Şafak Yılmaz: Gelişen teknolojiler zamanı da hızlandırıyor. Kurumsal bir kimlik içerisinde doğru altyapı olmadan yatırım yapan firmalar son 3 -4 sene içerisinde yerle yeksan oldular. Önümüzdeki dönemde de doğru yatırımcıların yaptıkları yatırımların hakkını verebilmek adına farklılaşmaktan korkmayan aksine bunun zorunluluğunu görebilen yatırımcı profillerinin ayakta kalacağı kanaatindeyim.

Şirketinizin pazarın geliştirilmesi hususundaki gayret ve projeleri var mıdır? Paylaşır mısınız? Ahmet Kocaman: Geçmiş dönemde bayii eğitimi ve çeşitli şehirlerde seminerler düzenledik. Önümüzdeki dönemde Printtek fuarı ve Fespa ayrıca Sign dijital fuarlarına katılacağız. Ayrıca seminerlere devam edeceğiz. Ayşen Şişman: Xerox, tüm sektörün de kabul edeceği gibi sektörün ana oyun kurucu markalarından biridir. Özellikle yüksek kapasiteli dijital baskı teknolojilerinin Türkiye’de yaygınlaşması için yıllardır önemli yatırımlar yapmakta, yaptığı çalışmalarla bu teknolojilerin günden güne Türkiye’de daha fazla kullanılmasını sağlamaktadır. Bundan sonra da yapacağımız çalışmalarla, müşterilerimizin ürün ve çözümlerimizden en iyi şekilde faydalanmaları ve bundan en yüksek oranda geri dönüş alabilmeleri için elimizden geleni yapacağız. İş geliştirme programlarımızla müşterilerimizin işlerini büyütmelerine de yardımcı olmaya çalışacağız.

Ömer Meray nedenle sektörün değişen ihtiyaçlarını çok yakından takip eden bir kadroya sahibiz. Bu sayede yeni geliştirilecek ürünlerimizin tamamına bu ihtiyaçları tam ve en iyi şekilde giderecek özellikleri ekleyebiliyoruz. Bu konudaki en son projemiz bu yıl başında duyurduğumuz Surecolor serilermiz. Bu ürün serisi gamımızda, teknik çizimler için, profesyonel baskı çözümleri için ve tekstil için birçok farklı çözümü kullanıcılarımızın beğenisine sunduk. Bu serilerle birlikte kullanıcılarımız çok daha hızlı, çok daha büyük gamda ve çok farklı medyalara baskı alabilir hale geldi. Fehim Yurdal: Dereli Graphic olarak temsilciliğini yaptığımız markaların alanlarında öncü veya teknolojiye yatırım yapan firmalar olmalarına dikkat ettik. Örneğin Kodak ile bilinen ofset CTP makinelerinin yanında, ilk kez Nexpress dijital baskı sistemlerini Türkiye’ye getirdik. Yine Kodak’ın flekso alanındaki NX teknolojisiyle ambalaj alanına çok önemli bir katkı yaptığımızı düşünüyorum. Bülent Klişe ve Korozo’da çalışan sistemler piyasadan çok olumlu tepkiler aldı. Önümüzdeki aylarda Kodak’ın kitap baskısı yapan Prosper 1000 serisi üzerinde çalışmalarımız olacak.

etmeye çalışmaktayız. Basım sektörüne ilişkin dünyanın her yerindeki ihtisas fuarlarını ziyaret etmekte, yeni teknolojileri hızla Türkiye basım sektörüne kazandırma misyonunu devam ettirmekteyiz. Makine yatırımlarında birincil öncelik yeni yüksek teknolojiler olmakla birlikte; maliyet baskılarının da farkında olarak aynı üretimin daha ekonomik yapılabilmesini sağlayan alternatif teknolojilerin sektöre tanıtılıp, kazandırılması bir başka önceliğimiz olmaktadır. Hasan Uçar: Biz halen rulo ofset etiket baskı makineleri konusunda çalışmalarımıza ve makinelerimizi sürekli olarak geliştirmeye devam etmekteyiz. Çok yakın bir zamanda gelecek olan bir rulo etiket baskı makinemiz ile Türkiye’de bazı etiket üretimlerini ilk defa gerçekleştireceğiz. 2015 olarak planlanan bir diğer - yine ilk olacak ve aynı alanda hizmet verecek- makinemizin ilk prototipi şu anda çalışmaktadır. Tüm sektördeki dostlarıma, arkadaşlarıma sevgi ve de saygılarımı sunarım.

Çağdaş Sevgen: Her şirkette olduğu gibi bizlerin de bu pazarın gelişmesi için bazı projelerimiz var ve her gün yenilerini oluşturmaya devam ediyoruz.

Etiket alanında Efi Jetrion 4900 ML modeliyle inkjet baskı alanında devrim yaptı. Baskıyı ve lazer kesimi tek geçişte yapmasıyla gerçek dijital çözümü Efi sunuyor. Sistemi fuarlarda ve kullanan firmalarda inceledikten sonra, bu teknolojinin Türkiye için de hazır olduğunu gördük. İlk makineyi uzun bir incelemenin ardından Umur Basım aldı. Kurulumu Mart ayı içinde yapılacak.

Kürşad Özaksel: Hem sektörümüz hem şirketimiz için kalifiye işgücünün önemini biliyor ve bu doğrultuda personel seçmeye gayret ediyoruz. İçinde bulunduğumuz yıl itibariyle personelimizin %35’nin matbaa ile ilgili okullarda öğrenim görmüş kişilerden oluştuğunu söyleyebiliriz. 2015 yılı itibariyle bu oranı %60’lara çıkarmayı hedefliyoruz. Almış olduğumuz yönetim kararımız ile 2013 yılı sonuna kadar BASEV’e başvuru talebinde bulunarak matbaacılık sektörünün ahlaki, sosyal ve ekonomik sorunlarının üstesinden gelmek üzerine aktif rol almayı planlıyoruz.

Bizim adımıza en önemli konulardan bir tanesi, kullanıcılarımızın ihtiyaçlarına yönelik doğru ürünleri sektörün hizmetine sunmak. Bu

Hamdi Kaymak: Aras Grup olarak sektöre ilişkin tüm yeni gelişmeleri yerinde takip

Nadir Kargı: Öncelikle baskı operasyonlarındaki parametrelere bakmamız gerekecek;

36



ayın konusu

genel olarak 3 adet parametreden bahsetmek mümkündür. Bunlar; (1) Kalite, (2) Performans, hız ve (3) Baskı maliyeti. Tabi ki bunların toplamında genel anlamda verimlilik. Halen var olan dijital baskı teknolojileri bu 3 parametrenin 3’ünde de gerekli olarak kriteri karşılayamamaktadır. Hızlıysa kalite düşüktür, kalite yüksekse hız düşüktür ve aynı zamanda pahalıdır v.s. Xeikon, bilindiği gibi 2 farklı alanda ürün yelpazesi bulunan bir markadır. Bunlar doküman baskı ve diğeri de etiket & ambalaj baskı. drupa 2012’de teknolojik anonsu yapılan TRILLIUM projesinin 2014 ikinci yarısında pazara sunulacak olup, yukarıda bahsettiğim 3 kriterdeki olumlu özelliklerine ilaveten bilinen Xeikon özelliklerini de taşımak durumundadır (tam rotasyon, limitsiz boy baskı, one-pass duplex baskı, kaplamasız standart ofset kapıda baskı vb.) Yani hızlı, kaliteli ve ekonomik baskıya kavuşmak artık bir hayal değil tabi ki. Özelikle konvansiyonel ve rotasyon sistem kullanıcılarının Xeikon TRILLIUM’a ilgi göstereceğine inanıyoruz. Ayrıca Xeikon tarafından üretilmekte olan BASYSPrint CTcP sistemleri konvansiyonel kalıba pozlandırma yapan sistemlerde halen pazar lideri konumundadır ve tüm sektörlere yönelik uygulamaları ile oldukça yenilikçi bir ürün yelpazesidir. Diğer taraftan etiket ve ambalaj sistemlerine yönelik olarak Xeikon 3xxx serisi ürün yelpazesi ile bilinen Xeikon 1200x3600 dpi’lık kalitesi ve özellikleriyle pazarda gelişmeye devam etmektedir. Günümüzde artık geleneksel matbaa uygulamalarına ilave olarak flexo, letter press, serigrafi v.b. teknolojileri aynı çatı altında görmek mümkün olmaktadır. Flexo ve Letter press klişe üretiminde de Xeikon tarafından üretilen ThermpFlexX sistemi de yine bu kapsamdadır. Bu çoklu operasyonların gerektirdiği genel renk ve kalite yönetim çözümünü ise sadece Xeikon gerçekleştirmekte X800 sistemi sayesinde Xeikon dijital baskı dahil tüm teknolojilerle kontrol edilebilir ve kaliteli bir üretim yapmak mümkün olabilmektedir.

matbaa&teknik

Öncü Güyer Ömer Meray: Biz Heidelberg Türkiye olarak, sürekli gelişmeyi, matbaacılık sektöründe öncülüğü esas alarak, müşterilerimizin daha kârlı, daha rekabetçi bir şirket olmalarını sağlamayı kendine vizyon edinmiş bir firmayız. Vizyonumuzu gerçekleştirebilmek için müşterilerimizin yanında olarak, okullarımız da dahil olmak üzere sektöre yönelik eğitimler ve seminerler düzenleyerek, dünya pazarlarındaki yeni ve değişen trendler üzerine bilgiler vererek farkındalığı ve pazarlama açılımlarını artırmaya çalışıyoruz. Proje safhasında müşterilerimizin üretim süreçlerinde maliyetlerini düşürebilmeleri için makine bazında konfigürasyon ve otomasyon alternatiflerini, üretim birimleri arasında Prinect yazılım ve iş akış programları ile firma içi entegrasyonu ve nihai ürün bazında farklılık oluşturabilmeleri için de baskı ve baskı sonrası efekt uygulamaları için detaylı bilgiler veriyoruz ve gerektiğinde de Heidelberg Almanya merkezimizde müşterimizin kendi işini, kendi malzemeleri ile baskısını gerçekleştirerek yatırımla birlikte ulaşabileceği nihai ürünleri somut olarak sunuyoruz. Baskı öncesi, baskı, baskı sonrası, sarf malzemeleri, teknik servis ve yedek parça konularında düzenlediğimiz uygun fiyat ve uygun

Şafak Yılmaz 38

ödeme şartları ile satış kampanyaları düzenleyip müşterilerimizin ihtiyaçlarına en uygun şartlarda ulaşmalarına yardımcı olmaya çalışıyoruz. Üretimde ve uluslararası ilişkilerde geçerli olan ISO/PSO ve Fogra sertifikasyon uygulamalarına yönelik eğitimler sağlayarak üretimde standardizasyonu elde etmeleri yönünde hizmet veriyoruz. Üretimde yüksek ve sabit baskı kalitesi standardizasyonunun sürekliliğini sağlamak için de satış sonrasında teknik servis anlaşmaları ve Heidelberg Saphira sarf malzemeleri ile müşterilerimizin yanında oluyoruz. Önümüzdeki günlerde Heidelberg Linoprint dijital baskı makinesi ve konvansiyonel ofset baskının birlikte üretimi ile müşterilerimizin daha esnek bir üretim yelpazesine kavuşmalarını sağlamaya başlayacağız. Öncü Güyer: Ricoh Türkiye olarak en önemli projelerimiz hizmet verdiğimiz firmalara etkin döküman yönetimi sunmaktır, diyebiliriz. Bu bağlamda firmaların sadece baskı kanalı üzerinden iletişim hizmeti vermesinin yerine, kendilerine çoklu iletişim kanallarını kullanma konusundaki hizmetlerimizin artarak devam edeceğini söyleyebilirim. Şafak Yılmaz: Şirketimiz 1969 yılından beri matbaacılık sektörü için kimyevi maddeler üreten bir şirket. Matkim yaptığı her işte öncü ve liderlik vasfını korumuş olan bir firma. Son dönemde de Amerika Birleşik Devletleri kökenli ABC Allied firması ile Avrupa, Ortadoğu ve Afrika kıtasındaki üretim ve satış konusunda ortaklık imzaladı. Özellikle alkolsüz baskı ve matbaacılıkta sorun çözümü odaklı çalışan bu firma ile Matkim, bu yıldan itibaren Türkiye ve diğer ülkelerde sağlıklı baskının anahtarını en küçük işletmeye kadar indirecek. Artık matbaalarımız tehlike potansiyeli yüksek işyerleri olmaktan çıkmaya başlayacaklar. Bu konuda yakın gelecek için bizi yakından izlemenizi öneririm.



aktüel

matbaa&teknik

Tabaka Ofset Endüstrisinin %52 ile Lideri

Heidelberg’de Üç Gün Heidelberg Türkiye Genel Müdürü Faruk Ekinci: “Heidelberg 170 ülkede 250 yerel acenta ile 200 bin müşteriye hizmet veriyor. Fabrikada sadece araştırma geliştirme için bin 300 mühendis çalışıyor. Servis ekibi ise 3 bin 500 kişi. Üretiminin %85’ini Almanya dışına taşıyan Heidelberg’in satışlarının %46’sı Türkiye’nin de arasında bulunduğu gelişen pazarlarda müşteri buluyor. Heidelberg %52 ile tabaka ofset pazarının lideri. Kalan %48’lik payı ise diğer iki Alman ve iki Japon baskı makinesi üreticisi yönetiyor.”

Heidelberg Türkiye VIP İnovasyon Günleri başlığı ile İstanbul, Ankara ve İzmir’de bulunan 12 matbaadan 19 yöneticiyi Almanya’nın Heidelberg şehrinde ağırladı. 20 -21-22 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilen etkinlikte soluksuz takip ettiğimiz bir Heidelberg şovu gerçekleşti.

40

Tarihi Heidelberg kalesi ve şehir turu ile tamamlanan ilk günün ardından ikinci gün Heidelberg Print Media Academy ve Print Media Center’da gerçekleştirilen sunumlarla tamamlandı. Heidelberg Doğu Avrupa Bölgesi Ürün Müdürü Sarkis Servic’in

rehberliğinde gerçekleştirilen etkinlikte Heidelberg Türkiye’den şirketin Genel Müdürü Faruk Ekinci, Satış ve Pazarlama Müdürü Ömer Meray, Bölge Müdürü Korhan Emen ve Satış Müdürleri Tolgahan Toskaya ve Oğuz Karcı, matbaacılarımıza eşlik ettiler.



aktüel

matbaa&teknik

Print Media Academy İki günlük etkinlik gerçekten soluk kesen bir hızla tamamlandı. Çünkü Heidelberg’in göstermek istediği çok sayıda yenilik ve teknoloji vardı. Print Media Center’da Prinect sunumu ile başlayan ralli, merkez’deki tüm makine ve çözümlerin tanıtıldığı sunumlar, interaktif bölümler ve Print Media Academy turu ile tamamlandı. Kısaca Print Media Academy’den bahsedelim. PMA, Heidelberg’in tam merkezinde baskının tüm evrelerini temsil eden dev üç ayaklı at heykelinin hemen arkasında yer alıyor. Heidelberg’in şeffaflık politikasını atıfta bulunan şeffaf bina, bir baskı makinasına benzetilerek tasarlanmış. Binanın içinde göreceğiniz baskı kazan şeklindeki sütunların dışında girişdeki dev kırmızı nokta ve onu çevreleyen havuz ise ofset baskıyı yani mürekkep ve suyu simgeliyor. Bina tüm eğitim toplantıları ile PMA eğitimleri için kullanılıyor. Üst katlarında da Heidelberg’in yönetim ofisleri bulunuyor.

“Off-line olarak: Prinect Easy Control, Prinect AXIS Control, Prinect Image Control. In-line olarak ise: Prinect Impress Control, Prinect Inspection Control. Ayrıca Press Center, Color workflow ve Pressroom Manager Prinect’in diğer bileşenleri.”

Print Media Center – Tüm Makineler Birarada PMC’deki sunumların ikinci bölümünde ise baskı öncesi, baskı ve sonrası çözümlerinin bir arada sergilendiği alandaki sunumlar ve birebir görüş ve bilgi alışverişi imkanı verilen interaktif bölüm vardı. Bu bölümde gördüğümüz çözümler, Anicolor ile başlayıp SM52, XL75, SM74, SX74, SX102, XL 106, CX102’e ulaşan baskı çözümleri; baskı sonrasında ST100, ST450, ST500 tel dikiş makineleri, Eurobind 600 ve 1300 ve PRO kapak takma makineleri ve nihayetinde Stahlfolder kırım katlama makineleri olarak sıralanabilir. Bu arada yeni Stahlfolder yatırım kararı alan Neşe Matbaacılık yöneticisi Abdullah Erçin’in yorumlarını dinleyelim:

Prinect ile %100 otomasyon Geçelim Print Media Center’a. PMC, tüm Heidelberg çözümlerinin bir arada bulunduğu bir merkez. Merkezde tüm; baskı yönetim, baskı öncesi, baskı ve baskı sonrası çözümlerini bulmak mümkün. PMC’deki ilk sunum hayranlık uyandıran Prinect sunumuydu. Aslında matbaacılığın nasıl bir iş haline dönüştüğünü ve artık kalıp çekip basmaktan ve kırıp katlamaktan ve kapak takmaktan çok öte bir şey haline geldiğinin ispatı. Özetle Prinect, tamamı Heidelberg çözümlerinden oluşan bir matbaada, işin matbaaya girişinden ciltlenmesine varan tüm prosesi bir yazılım üzerinde %100 otomasyonla idare etmeyi sağlıyor. Bu kadar basite indirgemek doğru mu bilemiyorum ama gelen işin ofset ya da dijitalde basılması kararını vermenizi sağlayacak verileri size sağlamakla başlıyor, dataları sizin istediğiniz her aşamada kullandığınız her makineye transfer ediyor, hangi makinede ne kadar sürede üretim yaptığınızı raporluyor, arada bir mesela ofsette baskı yaparken provaya ihtiyacınız varsa işi tek tıkla dijitale gönderip bir adet basılmasını sağlıyor. İlk ve üretim sonrası nihai maliyetlerinizi hesaplıyor. Kısaca işlerinizi sizin yerinize takip ediyor, kontrol ediyor ve verimliliğinizi artırıyor. Tabii burada altı çizilmesi gereken en önemli noktalardan biri Heidelberg’in ana mottolarından biri olan yüksek verimlilik. Çünkü en kısa zamanda (en kısa baskı hazırlık süresi), en doğru baskı tekniği (dijital ya da ofset) ile ve en iyi kalite ile basmanızı (her tabakada aynı kalite) sağlayan ve en az fireyi taahhüt eden bir bütün. Prinect ile bütün matbaanızı yönetebilirsiniz. Prinect Ürün Müdürü Juergen Mittman, 2000 yılında üzerinde çalışmaya başladıkları ve 2008’den bu yana pazara sundukları ve dünyada 600 matbaada kullanılan Prinect’in MIS, W2P, dijital baskı ve ambalaj olmak üzere dört ana başlığı olduğunu, anlatıyor. Mittman’a göre Prinect şu sistemleri içeriyor: 42

Abdullah Erçin: “Heidelberg’i hayal ettiğimden bir adım önde gördüm” “Bu benim ilk fabrika gezim değil. Daha önceki makine alımlarımızda da değişik fabrikaları gezdik. Matbaayla alakalı yatırım yapacağımız zamanlarda veya yatırım yapmış olduğumuz makinelerle alakalı tesisleri gezdik. Bu tesislere yaptığımız geziler, turistik gezi olmalarının dışında en büyük faydası şu ki; bu firmalar pazarı bizden daha iyi okuyorlar, dolayısıyla pazarı onların yorumlarından öğrenmek veya onların nasıl yorumladığını görmek bizim için önemli. Heidelberg gezisinde benim anladığım kadarıyla şirket şu anda ağırlıklı olarak ambalaj sektörüne yönlenmiş. Bu da gösteriyor ki dünya matbaa pazarında ambalajla alakalı bir yükselme bekleniyor. Tabii bunu dönüşte ortaklarımızla değerlendireceğiz. Özetle bu gezilerin böyle bir faydası var; fabrikalar ne tür işlemlere devam ediyor, ne tür imalatlara ağırlık veriyorlar veya dünyada daha çok neler talep



aktüel

ediliyor bunları görmüş oluyoruz. Bir de yatırım yapmış olduğunuz makinenin ve firmanın arka planını görmüş oluyorsunuz. Bir de firmanın bu işe ne kadar ciddiyetle eğilmiş olduğunu görüyorsunuz. Şunu özellikle belirteyim; Heidelberg’i hayal ettiğimden bir adım önde gördüm.”

Dördüncü Stahlfolder yatırımı “Matbaamızda şu anda çalışan üç tane Stahl katlama kırma makinemiz var. Bunlardan memnunuz, açıkçası memnun olduğumuz için de ihtiyaç meydana gelince başka bir makine düşünmedik. Yalnız bu defa katlama makinesi alırken özellikle olmasını istediğimiz şeyler vardı. Bunlardan bir tanesi “forma okuma”. Benim için çok önemli. Bu opsiyon makine, sayfayı çift aldığı zaman beyaz sayfayı okumasının dışında, hatalı formayı da okuyor ve ters yüklemeyi de algılıyor. Dolayısıyla bir işin hatalı katlanma ihtimali ortadan kalkmış oluyor. Bunu opsiyonu özellikle istedik, çünkü sürekli otomasyona ağırlık veriyoruz. Tesisimizi gezenler bilirler, son birkaç yılda yapmış olduğumuz yatırımlarda tamamen otomasyona odaklandık. Bizim kesinlikle ülke olarak bundan sonra verimliliğe önem vermemiz lazım.”

matbaa&teknik

artı değer kazandıran inline uygulamalar ki Drip-off, sıcak ve soğuk varak, iriodin laklar, metalür ve metal mürekkepler bunlardan bir kaçı- işten işe hızlı geçiş, düşük fire, yüksek baskı kalitesi, sürdürülebilir kalite, inline ve tam otomatik renk ölçüm sistemleri baskının öne çıkan başlıkları oldu. Baskı sonrasında ise tam otomasyon, hızlı üretim, yine az fire vb. tüm verimliliğe odaklanmış detaylar bütünü PMC’nin dikkat çekici kısa notları olarak size aktarabileceklerimiz. Anicolor sunumunu yapan yapan Sarkis Servic, makinenin avantajlarını özetlerken şu bilgilere yer veriyor:

Verimliliği artırmalıyız “Gerek otomasyonla gerekse atıl kapasitenin doğru kullanımı ile. Verimlilik açısından atıl olan makineleri kullanıma almak yeni yatırım yapmaktan daha uygun olacaksa bu tercih edilmeli. Döndüğümüzde ortaklarımızla bu konuda istişare yapacağız. Şu anda pazarlamayla alakalı kurmuş olduğumuz bir firma var ama bunu biz bunu daha çok dış ticaretle kullanalım istiyoruz. Ancak iç pazarda da böyle bir oluşum lazım. Sektörde böyle bir birlik sağlanabilir mi sağlanamaz mı, onu da zamanla göreceğiz. Biz buna açığız, her zaman için meslektaşlarımızla birlikte hareket etme, bilgiyi, tecrübeyi ve kapasiteyi paylaşma gibi bir niyetimiz var. Dışarıdan da böyle bir sinerji alabilirsek başarabiliriz. Bence verimliliği atıl kapasiteyi kullanarak artırabiliriz. Aksi halde ülkeyi makine çöplüğüne döndürmüş oluruz. Kendi aramızdaki rekabeti artırırız, bu durum da kendi kendimizi bitirmek olur. Bunlarla alakalı bazı organizasyonlar yapılabilir. Bu sebeple henüz bu yönde bir faaliyeti olduğunu göremediğimiz tüm dernek ve odalarımızı bu konuda fikir geliştirmeye davet ediyorum.”

Yeni Trendlere yönelik çözümler

“Anicolor mürekkep ünitesi, konvansiyonel mürekkep ünitesi bulunan baskı makinesine göre “90:50:50” sloganı ile bilinen % 90 daha az kağıt firesi, % 50 daha az hazırlık süresi ve % 50 daha yüksek verimliliğe sahiptir. Son derece hızlı ve stabil mürekkepleme sayesinde baskı tabakaları en uygun ofset baskı kalitesine sadece 10 tabaka fireden itibaren ile ulaşabilmektedir. Speedmaster SM/SX 52 Anicolor serisi ofset baskı makinelerinden dünya çapında şu ana kadar 250’nin üstünde baskı makinesi ve 1,200 civarı baskı ünitesi kuruluşu gerçekleşmiştir. Ticari, ambalaj ve etiket alanında faaliyet gösteren matbaalar baskı makinelerini kısa tirajlarda rekabetçi şartlarda kullanabilmektedir. Anicolor mürekkep üniteli ofset baskı makinelerinin 4 renkten on renge kadar, perfektör (ön/ arka baskı) ve UV teknolojili opsiyonları üretilmektedir.”

Fatih Uğurluoğlu: “Etkileyici bir tur” PMC turunda Stitchmaster tel dikiş makinesinin dikey tel dikiş özelliğini ilgi çekici bulduğunu anlatan Sprint Başkanı Fatih Uğurluoğlu, ticari bir matbaa olduklarını ve tur boyunca gördüğü çözümlerin etkileyici olduğunu anlatıyor:

Print Media Center’daki uzun turda gelişen baskı tekniklerine paralel geliştirilmiş Heidelberg’in yeni çözümleri en çok ilgi çeken sunumlar oldu. Bu sunumlar içinde ön plana çıkan ise dijital baskıyı birebir karşılayan 10 tabakada temize geçen ve kısa tirajlı işler için ideal çözüm Anicolor ile Drip-off yani ofsette kısmi lak baskısı imkânı da ilgi çeken başlıklar arasındaydı. Bunun yanı sıra temel konunun baskının ederini artırmaya yönelik 44



aktüel

“Butik çalışan bir matbaayız. Şirketimizin yapısını ticari matbaa olarak özetleyebiliriz. POP üzerine baskı yapan hıza odaklı bir matbaayız. Bu sebeple özel olarak otomasyona önem veriyoruz ve matbaamızın iş akışını kontrol edecek bir yazılım üzerinde çalışıyoruz. Şu anda kendi yazılımızla çözüyoruz. Bu konu ile ilgili olarak uzun zamandır sürdürdüğümüz tüm çalışmaların verdiği tecrübe ile Prinect’in de önemli bir çalışma olduğunu söylemem gerek. Heidelberg, benim kullandığım bir marka değil. Fuarlar haricinde inceleme imkânım olmamıştı. Dolayısıyla benim için merak uyandıran bir turdu. Fabrikayı ve demoları görmek benim için çok etkileyiciydi. İlgi alanımızın dışında daha çok ambalajlara yönelik bir ürün gamı sergilendi. XL 145 ve XL 162 çok enteresandı. İşten işe geçiş sürati, kâğıt yükleme, otomatik kalıp değişimi gibi işlemleri neredeyse bir 50x70 makine hızında yapılabilmesi en çok ilgimi çeken konu oldu.”

matbaa&teknik

Merter’e göre turun en ilgi çekici makinesi servo motor kullanan katlama makinesi olmuş:

Üçüncü gün – Wiesloch Heidelberg üretim tesisleri ve Hall 11

İnovasyon Günlerinin üçüncüsü Heidelberg’in Walldorf – Wiesloch’taki fabrikasında geçirildi. Wiesloch’da bulunan Hall 11’de Heidelberg’e ilişkin bilgileri paylaşan Heidelberg Türkiye Genel Müdürü Faruk Ekinci’den aldığımız bazı bilgileri paylaşarak Heidelberg’in ne kadar büyük bir üretici olduğu hususunda fikir edinelim: “Heidelberg 170 ülkede 250 yerel acenta ile 200 bin müşteriye hizmet veriyor. Fabrikada sadece araştırma geliştirme için bin 300 mühendis çalışıyor. Servis ekibi ise 3 bin 500 kişi. Üretiminin %85’ini Almanya dışına taşıyan Heidelberg’in satışlarının %46’sı Türkiye’nin de arasında bulunduğu gelişen pazarlarda müşteri buluyor. Heidelberg %52 ile tabaka ofset pazarının lideri. Kalan %48’lik payı ise diğer iki Alman ve iki Japon baskı makinesi üreticisi yönetiyor. Heidelberg, 1914 – 1985 arası dönemin popüler baskı makinesi maşalı baskı makinelerinden 161 bin 95 adet satmış. 1974 – 2012 arası ise 120 bin ünite 70 x 100 Speedmaster satışı gerçekleştirmiş. Ana fabrikası Almanya’da bulunan Heidelberg’in Sidney ve Çin, Quinpu ile birlikte 16 üretim alanı bulunuyor. Dünyanın en büyük matbaa makineleri üretim sitesi olan Wiesloch – Walldorf 863 bin metrekarelik bir alan kaplıyor. 5 bin 500 kişinin çalıştığı Wiesloch, Heidelberg’in tüm dünyaya yedek parça tedarik ettiği World Logistic Center’i de içeriyor.” Günün son ziyareti olarak gezilen World Logistic Center’da her gün giriş ve çıkış yapılan parça sayısı 18 bin. Tam otomasyonla çalışılan merkezden direkt olarak tüm ülkelere dağıtım yapılıyor. Yüksek güvenlikli merkezden çıkan tüm paketler havaalanı güvenliği standartlarında hazırlanıyor ve hiç açılmadan uçak ile aktarım sağlanıyor.

“Biz Heidelberg kullanan bir matbaa değiliz. Matbaamızda bugüne kadar hep başka markalar oldu. Bu yüzden Heidelberg’i tanımak açısından iyi bir tur oldu. Beklentilerimi de karşıladı. Biz bu teknolojilerle iç içe yaşıyoruz. İşimiz gereği tüm trendleri ve teknolojik gelişmeleri zaten takip ediyoruz. Ancak özellikle iki nokta, tel dikiş ve katlama makinelerindeki servo motor ki sanıyorum büyük ihtimalle elektrik kullanımını da azaltan bir fonksiyondur- ve kutu katlama yapıştırma çözümündeki Braile baskı opsiyonları ilgimi çekti. Ticari bir matbaa olduğumuz için ambalaj ile çok iç içe değiliz daha ziyade butik ambalaj üretiyoruz. Bu sebeple VLF için bir şey söyleyemem ancak servo motorlu tel dikiş bizim için faydalı bir yatırım olabilir. Bunun dışında özellikle Prinect’in de iyi bir çözüm olduğunu söyleyebilirim ama biz zaten Prinect’in sunduğu çözümleri kendi bünyemizde tamamen dijital ortamda çözüyoruz.”

Hall 11 – Heidelberg VLF Baskı, Varimatrix şekill kesim ve Diana katlama yapıştırma makineleri

Wiesloch’ta bulunan Hall 11, Heidelberg’in VLF baskı makineleri ve ambalaja odaklanan çözümlerinin sergilendiği ve demolarının gerçekleştirildiği bir alan. Eylül 2007’de resmi açılışı yapılan Hall 11, 35 bin metrekare bir alan kaplıyor ve inşası için 45 milyon euro harcanmış. Turumuzun Hall 11 bölümünde XL 145 ve XL 162 makineleri üzerinde özel demoları izleme imkanı bulduk. Bu bölümde Heidelberg’in yaygın algının aksine ambalaj baskısındaki iddiası görme mümkün.

İşimiz gereği tüm gelişmeleri takip ediyoruz Türk basım endüstrisinin köklü şirketlerinden biri olan Karakter Color yöneticisi Derya Merter de turu Heidelberg’i yakından tanımak için faydalı bir etkinlik olarak değerlendiriyor. Ticari bir matbaa olduklarını anlatan 46

Sarkis Servic: “Heidelberg olarak ambalaj sektöründe tek bir merkezden komple çözüm sunucusu olarak müşterilerimizin karşısına çıkmamız çok ilgilerini çekti.”



aktüel

matbaa&teknik

Heidelberg Doğu Avrupa Bölgesi Ürün Müdürü Sarkis Servic, tur ile ilgili olarak dergimize yaptığı değerlendirmede ambalaj sektöründe komple çözüm sunucu olarak ilgi çektiklerini, anlatıyor: matbaa&teknik: Heidelberg müşteri turunda ana amaç neydi? Sarkis Servic: Birçok ziyaretçimiz Heidelberg’i ilk kez ziyaret ediyor. Ana hedefimiz firmamızı temsil etmek ve çeşitli görüş alışverişleri ve ilişkiler konusunda ziyaretçilere daha yakın olmak. Elbette, biz orada kendilerinin gelecek konusundaki kişisel ihtiyaçlarını da öğrenmek istiyoruz. matbaa&teknik: Bir müşteriniz ile görüşürken hangi teknoloji onlara daha çekici geliyor? Sarkis Servic: Grup içerisindeki karışık iş kollarına bakıldığında özel bir ortak teknoloji belirlemek zor. Müşterilerin ilgisini özellikle endüstride büyüyen üretim segmentlerine göre uyarlanan Prinect matbaa işletim sistemi diye tabir edilen yazılım ve donanımlarının işlevselliği çekiyor. Ayrıca AutoplatePro kalıp takma sistemine sahip yeni Speedmaster SX 74’de yüksek ilgi oranına sahip. Kişisel olarak Anicolor teknolojimizin müşterilerin en büyük ilgi odağı olduğunu söyleyebilirim. Bunun muhtemelen Türk pazarına yönelik de olması gerekiyor. Ayrıca, Heidelberg olarak ambalaj sektöründe tek bir merkezden baskı öncesi, baskı ve baskı sonrası ürünleri ile Prinect iş akış ve yazılım programları ile birlikte komple çözüm sunucusu olarak müşterilerimizin karşısına çıkmamız çok ilgilerini çekti. Kendini kanıtlamış XL teknolojisinin büyük ebat XL145 (106x145cm) ve XL162 (121x162cm) uygulanmış olması ve Heidelberg büyük ebat makinelerinin sadece 3 yıl içerisinde dünyanın en büyük ambalaj firmalarınca kullanılmaya başlanmış olması da dikkat çeken diğer bir konuydu. Tabii WLC Dünya Lojistik Merkezinden siparişten itibaren aynı gün içerisinde yedek parça sevkiyatını gerçekleştiren otomatik ve robotik teknolojik sistemlerini de çok beğendiler. matbaa&teknik: Bu turdan sonra yeni bir satış projesi veya yeni bir makine kuruluşu bekliyor musunuz? Sarkis Servic: Tur sırasındaki görüşmelerimize dönüp baktığımızda, müşterilerimizden olumlu geri dönüşler aldık. Şimdi bizim görevimiz misafirlerimizi matbaalarında daha iyi verimlilik ve daha kârlı çözümler için ürünlerimiz ile desteklemekle birlikte onlardaki potansiyel gelişmeleri öğrenmektir. Kanımca çözümler bulunulması adına iyi bir başlangıç yaptık ve bu konuda iyimserim. matbaa&teknik: Heidelberg’in drupa sırasında satışlarda açık ara önde olduğunu biliyoruz. Türkiye ve Doğu Avrupa kısmında drupa 2012 sonrası durum nedir? Sarkis Servic: drupa fuarı beklendiği gibi sektörümüzde dört yıl içerisinde gelen en yüksek sipariş adedi ile önemli bir destek verdi. Fuar basılı medya sektörü için önemli bir teşvik niteliğindedir. Gelen siparişlerin seviyesi sektöre olan güvenin geri geldiğini göstermektedir. Dünyanın birçok köşesinde beklemedeki yatırımlar şu anda devam etmekte. Biz 80 civarındaki ülkeden 550’si ofset baskı olmak üzere 2 bin civarı sipariş aldık. drupa endüstriyel fuarında gelen 890 milyon Euro’luk sipariş, yatırımlardaki ivmenin altını çizmektedir. Tüm bu veriler bize müşterilerimizin Heidelberg’e bir iş ortağı olarak duydukları güveni göstermektedir. Heidelberg, Doğu Avrupa Bölgesi’nde geçen yıla oranla % 27’lik bir artış göstererek 93 milyon Euro’luk satış gerçekleştirmiştir. Heidelberg Türkiye’de drupa 2012 fuarının da etkisiyle mali yıl sona ermeden ciro hedeflerine ulaşmış durumdadır. Printtek 2013 fuarını da kapsayan yeni mali yılda da Türkiye ekibimizin aynı başarıyı göstereceğinden eminiz.

48

matbaa&teknik: Yeni tur programı için herhangi bir planınız bulunuyor mu? Eğer müşteriler sizlere katılarak Heidelberg’in yenilikçi teknolojilerini görmek isterlerse ne yapmalılar? Sarkis Servic: Evet, Heidelberg Türkiye, hali hazırda özel hedefleri olan yeni bir grup belirlemiş durumda. Müşterilerin Heidelberg’in herhangi bir teknolojisini yerinde görmek istemesi durumunda ülkede bulunan Heidelberg ofisi ile veya doğrudan genel merkezimiz ile temasa geçebilirler. Heidelberg’in 170 ülkede 250’den fazla satış ve servis birimi bulunmaktadır. matbaa&teknik: Heidelberg’in tabaka ofsette rakiplerine karşı konumu nedir? Sarkis Servic: Pazardaki farklılaştırma ile belirgin bir müşteri yönlendirmesi ve yüksek verimliliği beraberinde getiriyor. Yüksek seviyede otomasyon, şeffaflık, ağ üzerine kurulmuş üretim süreçleri ve güvenilir maliyet kontrolü firmanızın bugün ve gelecekteki rekabetçiliğini sağlıyor. Heidelberg’in entegre üretim ve yönetim bileşenleri çözümlerinin yanı sıra Heidelberg Systemservice teknik servis hizmetlerinin kapsamlı teklifleri sayesinde makinelerin maksimum kullanılabilirliği sağlanarak başarılı bir iş modelinin temeli oluşturulmaktadır. matbaa&teknik: İlave bir mesajınız var mı? Sarkis Servic: Önümüzdeki önemli bir etkinlik olarak Türkiye’de 17-22 Mayıs 2013 tarihleri arasında düzenlenecek olan Printtek fuarı bulunuyor. Şunun gururla söyleyebilirim ki fuar sırasında Türkiye’de henüz gösterilmemiş bir teknolojiyi göstereceğiz. Çok ilginç ve etkili bir iş konseptini canlı üretimde göstermek için herkesi fuara bekliyoruz. Bir bakışta kârlılığı göstereceğiz.



aktüel

matbaa&teknik

Hedef, Sıfır Hata, Üst Düzey Kalite ve Maksimum Verimlilik Dergimiz matbaa&teknik’in de basıldığı İhlas Gazetecilik A.Ş, Ink Academy eğitimleri almış basımevleri arasına katıldı.

İsa Akbal Mart ayında 2013 yılı Ink Academy eğitim takvimini duyuran M. Huber Türkiye aynı zamanda kurumsal eğitimlerini de sürdürüyor. Ink Academy Türkiye Eğitim Koordinatörü ve M. Huber Türkiye Teknik Müdürü Münir Demirel, yeni dönemde genel eğitimlerinin sayısının azaltıldığını ve maksimum verim için kurum odaklı, özel eğitimlerin sayısının artırıldığını söylüyor. Demirel, bu tarz eğitimlerin müşterilerin kendi tesislerinde verilmesi ve uygulamalı olmasından ötürü baskı problemlerinin kolayca ortaya çıkarılabildiğini ve akabinde giderilebildiğini dolayısıyla da kalite artırma çalışmalarına direkt olarak etki ettiğini anlatıyor.

İhlas Gazetecilik, Verim ve Kalitesini Artırıyor Dergimiz matbaa&teknik’in de basıldığı İhlas Gazetecilik A.Ş, Ink Academy eğitimleri

almış basımevleri arasına katıldı. M. Huber Türkiye ile İhlas Gazetecilik arasında yapılan görüşmeler ve fikir alışverişleri sonucunda çerçevesi belirlenen eğitimler 7 farklı toplantıda gerçekleştirilen eğitimlere tüm ilgili birim çalışanları katıldı. Eğitimleri takiben farklı günlerde yapılan ziyaretlerdeki uygulama çalışmaları ile de verilen eğitimlerin üretime katkı süreci denetleniyor. İhlas Gazetecilik A.Ş Baskı Öncesi Hazırlık Teknik Müdürü İsa Akbal, değişen piyasa şartlarının kalitesiz üretimi dışlayacağını ve toplam kaliteyi ön planda tutan baskı tesislerinin hayatını sürdürebileceğini, söylüyor. Bu sebeple Ink Academy eğitimlerine başladıklarını anlatan Akbal, daha önce yapılan eğitimlerin üzerine hem daha geniş kapsamlı hem de interaktif bir program ile baskı öncesinden sonrasına tüm çalışanların katılması ile daha ileri bir düzeyde eğitim hedefledik, diyor. Akbal, göre baskı öncesinden başlayıp teslimata kadar tüm

üretimde sıfır hata, üst düzey kalite ve maksimum verimliliğe ulaşmayı hedeflediklerini ve yapılan çalışmaların eğitim sonrası üretimdeki etkilerini takip ettiklerini sonucun fevkalade olduğunu, sözlerine ekledi.

Eğitim 7 Ayrı Başlıkta Yapıldı İhlas Gazetecilik için gerçekleştirilen Ink Academy eğitim programı 7 ayrı sınıftan oluştu. Bunlar: 1-Renk Algılama Temel Bilgileri (Renk Algılama, Renk Sıcaklığı, Işık, Metamerizm, Çevre, Gözlemci) I. ve II. vardiya çalışanlarına ayrı ayrı verildi. 2-Renk Ölçme Temel bilgileri, Uygulamalı Densitometre ve Spektrofotometre Kullanımı 3-Ofset Baskıda Renk Yönetimi 4-Ofset Baskıda Nemlendirme ve Hazne suyu (Haznesuyu için doğru su kalitesi, işlenmemis su, arıtma, hazne suyu konsantresinin bileşenleri ve özellikleri, hazne suyunun kontrolü ve ölçülmüş değerlerin yorumu 5-Baskıda Kalite (Baskıda kalite kontrol, renk yönetimi, kontrol şeritleri, densite değerlerinin ölçülmesi, nokta şişmesi, gri balans, trapping) 6-Ofset Baskı Mürekkepleri (Mürekkepte olması gerekli özellikler, mürekkep içerikleri ve fonksiyonları, mürekkep kalite kriterleri, mürekkep dayanım özellikleri) 7-Baskı Hazırlık Aşamasında Dikkat Edilecek Hususlar

50



aktüel

matbaa&teknik

FESPA Eurasia İstanbul’da! FESPA Eurasia in Istanbul! Fespa Fuar Müdürü Michael Ryan, dergimiz matbaa&teknik’i ziyaret etti. Ofisimizde ağırladığımız Ryan’a göre 3 – 5 Ekim 2013 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilecek olan FESPA Eurasia’ya tüm dünyadan yüksek katılım bekleniyor. Tüm üreticilerin ve matbaacıların yanı sıra öğrenciler ve ziyaretçilerin de yüksek katılım göstermesi beklenen ve CNR’da düzenlenecek olan FESPA Eurasia ilk kez Türkiye’de. Bu etkinlikle ilgili tüm bilinmeyenleri FESPA Fuar Yöneticisi Michael Ryan’a sorduk. matbaa&teknik: FESPA’nın gelecek etkinliklerinden bahseder misiniz? Michael Ryan: Öncelikle sırada Haziran ayında düzenlenecek olan FESPA Londra var. Bu bizi çok heyecanlandırıyor çünkü tüm dünyadan yoğun şekilde olumlu tepkiler aldık. Bize göre bu bir takım işi, merkezimiz Londra’da ve bu kendimize yakın bulduğumuz bir etkinlik olacak. Tüm dünya bizim ev bildiğimiz şehre gelecek. Aşağı yukarı 25 bin kişinin katılmasını bekliyoruz. En son düzenlenen FESPA’ya 22 ila 24 bin arasında katılım oldu. Önümüzdeki FESPA’da ise hedef 25 bin kişi. Her şeyden önce çok dinamik ve muhteşem bir sektör olan serigrafi de orada olacak. Ve de geniş format sektörü, biz gerçekten geniş formata ağırlık veriyoruz. Ekim 2013’te de İstanbul’da olacağız.

52

Michael Ryan, FESPA Exhibition Manager, visited our magazine matbaa&teknik®. According to Ryan, whom we hosted in our office, high level of participation in FESPA Eurasia from all over the world is expected. FESPA Eurasia, in which a high level of participation from students and visitors along with all manufacturers and printers is expected, will be organized for the first time in Turkey in CNR. We asked everything about the exhibition to FESPA Exhibition Manager Michael Ryan. matbaa&teknik: Could you please tell us about the future events of FESPA? Michael Ryan: First of all we have FESPA event coming up in London in June. The response globally was fantastic. For us, we are a team based in London, so the world is coming to our home city. We estimate 25 thousand individuals. At the last big FESPA show we had a meeting; we had just over 22 thousand - 23 thousand visitors but we are looking to attract 25 thousand. First of all you have the screen printing industry, which is an amazing sector, so dynamic and inspiring and then the wide format industry, at FESPA we really focus on large format printing. We will be here in Istanbul in October 2013.

matbaa&teknik: Pekçok FESPA organizasyonu var. Siz hangi bölgelerden sorumlusunuz? Michael Ryan: Ben FESPA’nın fuar yöneticisiyim. Tüm portfolyodan sorumluyum aslında ama bu dönemde ağırlıklı olarak Meksika ve Avrasya. Avrasya gerçekten dört gözle beklediğim bir etkinlik, muhteşem gittiğini söyleyebilirim.

matbaa&teknik: Are you responsible for Europe or Eurasia only? Michael Ryan: I am Exhibition Manager. I am responsible across the complete portfolio. My main focus at the moment is for Mexico and Eurasia. Eurasia is an event which I am looking forward to, it is going incredibly well.

matbaa&teknik: FESPA Avrasya ile ilgili yorumlarınızı alabilir miyiz? Michael Ryan: Size güncel bir haber vereyim; geçtiğimiz hafta fuar alanını genişlettik. Normalde CNR Expo’nun 6. ve 7. hollerini tutmuştuk ama etkinliği tanıttığım ve düzenlemeye

matbaa&teknik: Could you please tell your comments about FESPA Eurasia? Michael Ryan: Just to give you an update, the great is that last week we increased the size of the space for the exhibition. We had originally hall 7 and 6 at the CNR Expo and I could



aktüel

matbaa&teknik

see from the first few weeks of promoting an organizing the event, I thought to myself “This is not enough.” People were asking us for options and space. I was planning and planning and it got to a stage where we increased the space because of the high demand. Because the printers and suppliers have a high perception of FESPA and they take FESPA as a very large event. Besides, Istanbul needs FESPA. This is a very large and established event and we increased the space in order to do that. And the responses have been fantastic. Also from the wide format printing side, signage and textile printing as well… In Turkey you have such an established textile community and industry. For us to organize a FESPA show here is fantastic. I have so many ideas and content to provide for the exhibition. But more importantly there are seminars, conferences, the learning, networking and trainings. We are very lucky as FESPA because we are all board members of printers. It is also the very same here in Turkey. First of all we have been very lucky that we have the support of ARED but also the members of ARED (Open-Air Advertisers Association) and their board. I have been in FESPA for ten years and in those ten years the industry, the productivity has boomed and established. We need to educate the entire market. The customers of printers are very important. So the advertising agencies, the productive people; we need to tell them, this is exactly what we want. We have a great network of associations and contacts throughout the entire Eurasia region. Istanbul as a location is superb. It is a modern, dynamic, European city. başladığım ilk günden beri buranın yeterli olmayacağını düşünüyordum. İnsanlar bize opsiyonları ve yerleri soruyorlardı. Ben de durmadan düşünüyordum ve öyle bir noktaya geldi ki yüksek talepten dolayı alanı genişlettik. Çünkü matbaacıların ve tedarikçilerin FESPA algısı oldukça yüksek ve FESPA’yı çok büyük bir etkinlik olarak kabul ediyor. Ayrıca İstanbul’un FESPA’ya ihtiyacı var. Çok kaliteli bir etkinlik ve biz de bunu yerine getirebilmek için yerimizi büyüttük. Geri dönüşler ise oldukça olumluydu. Geniş format baskı bakımından, tabela baskı bakımından hem de tekstil baskı bakımından… Türkiye’de çok köklü bir tekstil sektörünüz var. Bizim için burada bir FESPA organizasyonu düzenlemek müthiş bir şey. Benim de fuarla ilgili birçok yenilikçi fikrim ve içeriklerim var. Burada önemli olan, konferanslar, yeni çevreler ve eğitimler. FESPA olarak çok şanslıyız çünkü hepimiz matbaaların yönetim kurulundayız. Türkiye’de de bu böyle. Öncelikle burada ARED (Açık Hava Reklamcıları Derneği)’in desteğini aldığımız için çok şanslıyız ama ayrıca ARED üyelerinin ve yönetim kurulunun da desteğini aldık. 10 yıldır FESPA’da görev yapıyorum, bu geçen 10 yıl boyunca sektör ve üretkenlik inanılmaz boyutlara ulaştı. Bizim de tüm pazara 54

eğitim vermemiz gerekiyor. Matbaaların müşterileri çok önemli… Dolayısıyla, reklam ajanslarına ve üretken insanlara bunu anlatmalıyız, bu gerçekten çok önemli, bunu yapmak istiyoruz. Tüm Avrasya bölgesinde çok iyi kurulmuş bir iletişim ağımız var. İstanbul ise yer seçimi olarak muhteşem. İstanbul tam bir Avrupa şehri… matbaa&teknik: FESPA Eurasia fikri nasıl oluştu? Biliyorsunuz ki SIGN İstanbul gibi çok başarılı bir fuar var ve yeni ortağınız ARED de onları destekliyordu. Fikirlerini değiştirdiler ve artık sizinle birlikte çalışıyorlar. İstanbul’da ne gördünüz? Size bu kararı aldıran etkenler nelerdi? Michael Ryan: Biz FESPA olarak bir federasyonuz. Bizim çok büyük bir yatırım planımız var. Sektöre geçtiğimiz 10 yılda 3 milyon Eurodan fazla yatırımda bulunduk. Bu yatırımların neredeyse tümü eğitimlere ve kurulan birliklere harcandı. Bünyemizde dünya çapında 37 üye kuruluş var. Yaptığımız etkinlikler de büyük destek alıyor. İstanbul pazar olarak uzun süredir izlediğimiz bir şehirdi. Birçok FESPA etkinliğinin aday listesindeydi. İnsanlar bize devamlı FESPA’nın ne zaman İstanbul’a geleceğini soruyordu.

matbaa&teknik: How was the FESPA Eurasia decision made? Because as you know, there is SIGN Istanbul, a very successful exhibition and your new partner ARED used to support them. They changed their minds and now they are working with you. What did you see in Istanbul? What are the reason main reasons behind this decision? Michael Ryan: As FESPA, we are a federation for the industry. Our investment program is huge. We invested over 3 million Euros in the industry in the last 10 years. That is all about education, training and establishing the associations. We have 37 member associations worldwide. Our events find great support. And Istanbul as a market, is a city which we have been looking for a very long time. It has been on the short list of many of the big FESPA events. People have always been saying to us: “When is FESPA coming to Istanbul?” It provides a dynamic audience. ARED is a tremendous association in Turkey. They support the sector with many events and activities and trainings for the community. FESPA coming to Istanbul gives them the opportunity to increase


aktüel

that support for the industry. But it also gives FESPA an opportunity to open it up to the new markets. Istanbul is a perfect location. If you are coming from Ukraine, from Azerbaijan, from Middle East or North Africa, it is the perfect location. FESPA event will be a great event for Turkish market. What is very important for FESPA is that we showcase more for the industry, seminars, education, training… This is for four sectors. So basically in FESPA event we focus on wide format printing, the sign industry which also includes digital signage because as you know FESPA is just acquired screen media in the UK so screen media is a great event for digital signage, these are parts that you will see at the show in Istanbul. We have also got digital textile printing which is a growing market in Turkey. If you are a printer and not printing on textiles right now, then you have to be. Because it opens up so many huge markets for you… Turkish textile market is huge. Also you have garment decoration so you have the screen printing, you have the embroidery and this sector has been one which is at the heart of FESPA as well. I have great contacts and relationships with the supplier here in Turkey. It is really important for us to give education to those companies. matbaa&teknik: We know there two FESPA; FESPA and FESPA Digital. Which one of these is FESPA Eurasia? Michael Ryan: FESPA Eurasia will incorporate digital printing and screen printing, as well as the sign industries… Simply because the Turkish screen printing market is huge. People in Europe are wondering what is happening in screen printing, the truth for screen printing in Europe is that it is getting more industrial. Screen printing is a technology whatever surface you want to print on, you can do it with screen printing. The whole process of screen printing has changed. It is fully automated. I have already been in talks with both ESMA (European Specialist Printing Manufacturers Association) and the large manufacturers in Europe to say “I have an exciting concept for FESPA Eurasia.” I just want to show the whole process, I want to show people how they can improve every part of their business. This is really important for Turkey. matbaa&teknik: Former President of ARED said that this FESPA would be a different FESPA because they would cover all digital printing industry. The former president added that therefore all digital print companies would come here and this FESPA would be a great event. Do you think it is true? Michael Ryan: What is interesting about our sector is that it has changed so much in the last 5 years. For example, FUJI FILM… They

matbaa&teknik

FESPA dinamik yapıda bir katılımcı kitlesine sahip. SIGN İstanbul ise yerel pazar için çok güzel bir fuar. Ayrıca ARED de inanılmaz bir kuruluş, gerçekleştirdikleri organizasyonlar, verdikleri eğitimlerle sektörü destekliyorlar. FESPA’nın gelişiyle de bu desteği artıracaklar. Bu FESPA’ya yeni pazarlara açılma fırsatını da beraberinde getiriyor. İstanbul, FESPA için mükemmel bir adres. Çevre ülkelerden gelen katılımcılar için ulaşmak büyük kolaylık. FESPA Türkiye pazarı için çok büyük bir etkinlik olacak. FESPA için önemli olan bir başka şey ise sektör için eğitim, seminerler ve bunun gibi birçok şeyi vitrine çıkaracak olmamız. Tüm bu çalışmalar dört sektör için… FESPA’da bizim esas sektörlerimiz; baskı, dijital tabelayı da kapsayan tabela endüstrisi, dijital tekstil baskı ki eğer bir matbaaysanız ve tekstil baskı yapmıyorsanız, bence hemen yapmaya başlamalısınız çünkü tekstil işi size bir sürü kapı açacaktır ve Türkiye’de tekstil pazarı çok büyük. Ayrıca hazır giyim sektörü de var, bu sektör FESPA’nın merkezinde olan bir başka sektör. Türkiye’deki tedarikçilerle bağlantılarımız var. Bizim için bu firmalara eğitim verecek olmak çok önemli bir şey. matbaa&teknik: İki FESPA var bunu biliyoruz; FESPA ve FESPA Digital. FESPA Eurasia bunlardan hangisi? Michael Ryan: FESPA Eurasia hem dijitale hem de serigrafiye aynı zamanda da tabela endüstrisine hitap edecek. Çünkü Türkiye’de serigrafi pazarı çok büyük. Avrupa’da serigrafiyle ilgili gerçek şu ki serigrafi Avrupa’da sanayileşiyor. Hangi yüzeye baskı yapmak isterseniz isteyin bunu serigrafiyle başarabilirsiniz. Tüm serigrafi süreci değişti. Tamamen otomatikleşti. ESMA (Avrupa Özelleştirilmiş Baskı Birliği) ve Avrupa’daki büyük üretici firmalarla görüştüm ve onlara FESPA Eurasia’dan bahsettim. İnsanlara işlerini nasıl geliştirebileceklerini göstermek istiyorum. Bu da Türkiye için çok mühim bir şey. matbaa&teknik: ARED’in eski başkanı bu FESPA’nın farklı bir FESPA olacağını çünkü tüm dijital sektörü kapsayacağını belirtti. Dolayısıyla tüm dijital baskı firmalarının buraya geleceğini ve bu FESPA’nın çok büyük bir etkinlik olacağını dile getirdi. Bu doğru mu? Michael Ryan: Sektörümüzle ilgili ilginç olan bir şey varsa o da son 5 yılda çok değiştiğidir. Örnek vermek gerekirse FUJI FILM. Ben işe başladığımdan beri FUJI fuarlara hiç katılım göstermiyordu. Ya da HP, ben FESPA’da çalışmaya başladığımda Indigo makineleri vardı ama bu kademe kademe ilerleyen bir süreç. Şimdi tüm bu ve benzeri büyük firmalar FESPA katılımcısı oldu. Xerox da daha yeni katıldı, Londra’da. Tüm bu firmalar büyüyor ve gelişiyor. HP’de bu sene 55


aktüel

Indigo makinesiyle orada olacak ve verdiği eğitimlerle bu makineyi satın almayı düşünmeyen kişilere makineyi daha rahat anlatabilecek. Bana sorarsan bir matbaacı olarak neyi basabilirsin diye, cevabım “istediğin her şey” olacaktır. Çünkü en nihayetinde bu iş sizi başka bir yere taşıyacaktır. Dolayısıyla adım adım ilerlemeliyiz. Sanıyorum ki bu ilk senemizde en iyi bildiğimiz şeye yani geniş format baskı, tabela endüstrisi ve serigrafiye odaklanacağız. matbaa&teknik: En son düzenlenen FESPA’ya Türkiye’den kaç matbaa katılmıştı? Michael Ryan: En son düzenlenen FESPA’ya öyle sanıyorum ki Türkiye’den 600 ziyaretçi gelmişti. Tüm listeyi gözden geçirmiştim, bu nedenle hatırlıyorum. FESPA London’a erken kayıt yaptıran ziyaretçiler arasında Türkiye 13. sırada. Bu daha öncekilerden çok daha yüksek bir katılım olacağını gösteriyor. Burada ARED’le b rlikte çalıştığımız için de bu sayıların arttığını görebiliyoruz. Geçmişte vize sorunu yaşanıyordu. matbaa&teknik: Bu sene hem FESPA Eurasia hem de FESPA London var, sizce bu sebeple ziyaretçi sayısında azalma olacak mı? Michael Ryan: Bence FESPA’ya dana önceden de katılan kişiler iki etkinliğe de katılıyor olacak. Türkiye’den tanıdığım matbaacılar var ve Londra’ya geleceklerini bana bildirdiler. Ayrıca FESPA’yı düzenlemek için son 3 – 4 aydır da Türkiye’ye gelip gidiyorum ve bu süreçte çok iyi ilişkiler kuruldu. Bence Londra’daki fuara katılım yükselecek. Fuarcı bakış açısıyla da söyleyebilirim şu anda Türkiye’den Londra’ya gelecek olan ziyaretçi sayısında maksimuma ulaştık ve bu sayı hala artıyor. Çünkü etkinlik süresince sizin dilinizde seminerler, konferanslar ve eğitimler olacak, tüm bunları sizin insanlarınız gerçekleştirecek. matbaa&teknik: Fuar katılımcılardan bahsedecek olursak sanırım FESPA Eurasia’da bir sıkıntı var. Mesela HP ve Konica Minolta FESPA London’a merkez ofisleriyle katıldı. Bu tip firmaların bölge ofisleri ve dağıtımcıları da var. FESPA Eurasia’da gerçekten bu büyük firmalar adına orada kim olacak? Michael Ryan: Konica’yı ele alırsak Japonya ofisi direkt olarak katılıyor olacak. Direkt olarak temasta olduğumuz tüm üretici firmalar örneğin HP gibi, biz tüm bu firmalara global olarak yaklaşıyoruz. FESPA’ya katılacak tüm firmalarla görüştüm ve onlara Türkiye ile ilgili bilgi verdim. Onlara hem Türkiye’den hem de çevre ülkelerden katılım olacağını belirttim. Türkiye’deki fuarda hem üreticileri hem de dağıtıcıları görmek isterim. Ayrıca saydığımız tüm bu markaların temsilcilerinin de orada olacağından emin olacağım. Benim için satış müdürleriyle, bölge müdürleriyle ve satış ekipleriyle FESPA adına görüşmek çok iyi oldu. Onlara bu aktivitenin İstanbul’da da düzenleneceğini ve birçok ziyaretçinin gelmesini beklediğimizi bildirdim. İlgi gittikçe büyüyor. Firmalara da İstanbul’da ürünlerini tanıtmaları konusunda cesaretlendiriyorum çünkü Türkiye’nin o ürüne ihtiyacı olduğunu çok iyi biliyorum. matbaa&teknik: FESPA’ya katılacak olan matbaalara bir mesajınız var mı? Michael Ryan: Ortaya çıkan yanlış tarih söylentilerine son vermek adına söylüyorum ki etkinlik 3 ve 5 Ekim 2013 tarihleri arasında gerçekleşecektir. Tarihler değişmeyecektir. Ayrıca duyduğuma göre İstanbul’da Ekim ayında havalar güzel oluyormuş. Ulaşımda bir sorun olmayacağını düşünüyorum.

56

matbaa&teknik

were never a FESPA exhibitor when I first started. Or HP for example, when I joined FESPA, HP had the Indigo machines, this process has gradually progressed. Now all the big companies like these have become exhibitors in FESPA. Xerox has just joined us in London. All of these companies are growing and developing. HP will be in London with the Indigo machine. They see it as a great opportunity to educate people who do not consider this equipment but to complement that with their existing portfolio. If you ask me as a printer right now, I would say to you; “I will print whatever you want.” Because ultimately you will get to somewhere else with that business. So we have to take it step by step. I think in the first year we will focus on what we know best which is certainly the wide format printing, the sign industry and the screen printing industry. matbaa&teknik: How many printers visited last FESPA? Michael Ryan: I would say in the FESPA 2010 which was the last big show, I think we have had approximately 600 visitors from Turkey. I have been through the entire list so this is how I remember. Turkey currently is in the, from the early registration in London, number 13 on list of registrations for the show. That’s way above what they have been before. We are working with ARED and we can see those numbers growing. The visa has been the problem in the past. matbaa&teknik: This year you have FESPA London and FESPA Eurasia. Do you think that you will lose some visitors? Michael Ryan: I think that the people who have been to FESPA before will always travel. So they will come to both events. I have lots of friends in Turkish market and they told me that they were coming to London. I have been in Turkey for the last 3 or 4 months and we really established good relationships. I think the numbers for London will get larger people will definitely come because they are more interested. From an exhibition point of view we have actually reached a large number of Turkish visitors in London and this is growing every week. The message for you in Istanbul is that there will be conferences, there will be seminars and there will be education in your language, by your people. matbaa&teknik: When we consider exhibitors, I think there is a problem in FESPA Eurasia. For example HP and Konica Minolta participated in FESPA London with their head offices. These kinds of companies have regional offices and distributors as well. Who will really participate in FESPA Eurasia? Michael Ryan: For instance Konica Minolta’s Japanese office is exhibiting directly. All the manufacturers we are talking to directly like HP, we as FESPA are approaching them on a global level. I have talked to all companies which are exhibiting in FESPA and informed them about Turkey. I told them that there will be exhibitor from both Turkey and neighboring countries. I would like to see both manufacturers and the distributors in the show in Turkey. And I will also make sure that the representatives of these brands will be there as well. I am working really hard. It was good for me to talk to sales managers, the regional sales managers and regional sales teams from a FESPA level. I said to them: “This event is coming to Istanbul.” We expect a lot of visitors from Turkey but also from the region. The interest is growing. I am encouraging companies to exhibit their products in Istanbul because I am aware that Turkey needs that product. matbaa&teknik: Do you have any messages for printers which will exhibit in FESPA? Michael Ryan: I am just explaining the dates just to give an end to rumors: FESPA Eurasia will be organized between 3 and 5 October 2013. There will be no change in the dates. Besides, as far as I know the weather is good in October in Istanbul. I think the participants will have no problems with accessing the fair ground.



aktüel

matbaa&teknik

Japonya’nın Büyük Baskı Makinesi Üreticisi

Miyakoshi, Türkiye’de Ultra AŞ 2012’nin son döneminde almış olduğu Miyakoshi yarı rotatif etiket baskı makinası ve dijital baskı makinaları temsilciliği ile pazara yeni bir soluk getirmeyi hedefliyor. 1988 yılından bu yana matbaacılık ve ambalaj sektörüne yönelik makineler üreten Ultra, son dönemde dijital ile yapmış olduğu atılımlarını Japon baskı makinesi üreticisi Miyakoshi’nin temsilciliğini bünyesine katarak taçlandırmış oldu. Ultra Aş Genel Müdürü Erçin Mesçi Miyakoshi temsilciliklerine ilişkin yaptığı açıklamada şu bilgileri verdi:

makinelerini geliştiren Miyakoshi , aynı sektör için ink jet baskı makinalarınıda üretime almıştır. İlk dijital baskı makinası olan MPS9500 modelini ilk olarak 1999 yılında piyasaya sürmüştür. Bütün dünyada temsilcilikler ve ofisleri vasıtası ile satış ve pazarlama yapmaktadır. Bizim Türkiye’de satmayı hedeflediğimiz ürün grubu bu iki gruptur, yani semi-rotary etiket baskı makinaları ve dijital ink jet baskı makinaları.”

1946’dan Bu Yana

“Süreç Tamam, Biz Hazırız”

“Miyakoshi 1946 yılında sürekli form baskı makinası üretilmek amacıyla Japonya’nın Chiba kentinde kurulmuş bir şirkettir. Aslında bu açıdan bakıldığında bizimle çok paralel bir çizgidedir ki Ultra’da sürekli form harman makinaları üreterek ticari hayatına başlamıştır. Şirket 5 ayrı fabrikada toplam 560 kişi ile yıllık 14 milyar Yen ciro yapmaktadır. Şirketin üretimleri arasında; Sürekli form baskı makinaları, UV Ofset yarı rotatif etiket baskı makinaları , letterpress etiket baskı makinası , web offset kitap baskı makinası , sleeve web offset baskı makinası , dijital ink jet renkli baskı makinası bulunmaktadır. Son yıllarda etiket sektörünün hızlı büyümesi Miyakoshi firmasının üretimlerindeki ağırlığı bu sektöre kaydırmasını sağlamıştır. Sürekli form marinalarında edindiği deneyimi ile ofset etiket baskı

“Uzun süredir görüşmelerimiz devam ediyordu. Yurtdışı fuarlarda da zaten sürekli kontak halindeydik. 2012 yılı sonunda Miyakoshi ‘den bir heyeti fabrikamızda ağırladık. Firmamız, yaptığımız işler ve ülkemizdeki pazar çalışmaları hakkında bilgiler verdik. Neticesinde ise anlaşma imzalandı ve süreç başlamış oldu. Daha sonrasında biz bir iade-i ziyaret gerçekleştirerek Japonya’ya Miyakoshi’nin merkez ofisine gittik. Fabrikaları gezdik. Makinaları yakından gördük, teknik eğitimler aldık ve artık kendimizi hazır hissettiğimiz için tanıtım çalışmalarına başladık.”

Miyakoshi Yarı Rotatif UV Offset Etiket Baskı Makinası “2002 yılından beri üretilmekte olan ve 10” , 13” veya 16” web genişliğine sahip MLP yarı rotatif baskı makinalarından Japonya pazarına 50’den fazla kurulum yapılmış olup, üretimlerinin %10’undan fazlasını bu makina üretimi oluşturmaktadır. Servo sürücülü MLP serisinde her ünitede bulunan servo motorlar sayesinde her ünitenin ayrı ayrı kontrol edilmesini, makina çalışırken bile ünitelerde ayar ve kalıp değişiminin yapılabilmesini mümkün kılmaktadır. Otomatik kontrol sağlayan Techno-E system sayesinde makinanın ilk sıfırlaması ve ünitelerin birbirlerine göre registeri otomatik olarak yapılmaktadır. Makinanın konfigürasyonu müşteri isteklerine göre planlanmakta olup, bobin boşaltma, laminasyon , rotatif, manyetik kazanlı etiket kesim, dilimleme, bobin sarma, flexo baskı, sıcak yaldız, emboss, serigrafi, ofset baskı üniteleri makina konfigürasyonundaki ünitelerdir”

58



aktüel

matbaa&teknik

600 Renk Kaybetmek! İster misiniz? Hiçbir matbaacı ya da tasarımcı renk kaybı istemez. Hele bu kayıp 600 gibi büyük rakam ise. Oysa Pantone kataloglarını yenilemeyenler için 600 renk eksik demek, anlamına geliyor.

Carola Seybold

Pantone Türkiye Temsilcisi Odak Kimya’nın yöneticilerinden Ayla Çuhadaroğlu, 2010 yılından sonra Pantone katalaoglarını yenilemeyenlerin 600 rengi kaybettiklerini, söylüyor. Çuhadaroğlu’na göre her yıl yenilenen kataloglar yeni renkler içeriyor ve mevcut renklerde de farklı tonlamalar ortaya çıkıyor. Bu da ellerinde farklı versiyonlar bulunan müşteri, tasarımcı,

Paul Graham 60

ajans ve matbaa dörtgeni arasında gerçek bir renk eşleştirmesi yapılamamasına sebep oluyor. Bu da iade baskılara sebep olan olan en önemli faktörlerden biri. Pantone katalogları her yıl pazarın talepleri ve trendler göz önünde bulundurularak yenileniyor. 2010 yılından bu yana ise 600 yeni renk ilave edilmiş.



aktüel

matbaa&teknik

Pantone’dan 50. yılına özel seri… Profesyonel renk standartları tedarikçisi Pantone, 50. kuruluş yılına özel Pantone Plus Serisi’ni tasarladı. Sınırlı sayıda üretilen Pantone Plus Serisi; grafik tasarımların, baskıların, ambalajların, web tasarımlarının, animasyonların ve video profesyonellerinin analog ve dijital ihtiyaçlarını yerine getiren bütünlüklü bir renk sistemi olarak sektöre yeni bir soluk kazandırıyor. X-RITE Pantone Türkiye Temsilcisi Odak Kimya’nın kurucuları Ayla Çuhadaroğlu ve Mine Kalaylı’nın ev sahipliğinde, 13 Mart 2013 Çarşamba günü Point Hotel Barbaros’ta gerçekleştirilen basın toplantısında, Pantone EMEA Yöneticileri şirketin 50. Yılı ve sınırlı sayıdaki özel edisyonu hakkında sunum yaptı.

50 Yıllık Renk İlhamı Konuşmacılardan Pantone EMEA Bölge Yöneticisi Carola Seybold, renk yönetimi ve ilham konularında yepyeni bir devrim ateşlediklerini belirterek heyecanlarını şöyle anlatıyor: “Pantone’nin 50 yıllık renk ilhamını kutlamak amacıyla Pantone Plus Serisi için özel yıldönümü kutlama serisi ambalaj ve kaplamaları tasarladık. Yeni serimizle birlikte sektöre birçok yenilik getireceğiz. Plus serisinin, rengin gelecekteki 50 yılını nasıl şekillendireceği konusunda sabırsızlanmaktayız.”

Üç Özel Eklenti ile Birlikte Sunuluyor Pantone EMEA Satış Direktörü Paul Graham ise, daha teknik bilgiler vererek “bin 677 eşleştirme rengi, yeniden düzenlenen aydınlatma göstergesi ve renk yönetici yazılımı ile birlikte yeni Pantone Plus Serisi, renk iletişiminde 62

oluşturduğu küresel standartı daha da yükseklere taşıyarak sektöre yenilik ve hareket getirecektir.” şeklinde konuştu. 1963 yılında piyasaya sürülen orijinal Pantone Uyum Sistemi bazında olan Pantone Plus Serisi, tasarımdan üretime kadar olan tüm yaratıcılığı destekleyen komple bir renk araçları koleksiyonu sunuyor. Bin 677 renk, Pantone Renk Yönetimi Yazılımı, Işık Göstergesi ve Colour Checker Fotoğraf Hedefi, yeni serinin sunduğu özelliklerden birkaçı…

Fikirlerin Rengi Pantone… Pantone renk yazılımı sayesinde bu bin 677 renk, Adobe ® Creative Suite® 6 ve QuarkXPress® 9 dahil olmak üzere popüler tasarım yazılımlarına entegre edilebiliyor. Aynı zamanda da doğru renk çoğaltımı ve görselleştirmesi için kullanıcılara özel PANTONE renk profilleri oluşturulabiliyor. Daha iyi performans için yeniden formüle edilen yeni bir Işık göstergesi sayfası, renk değerlendirmesi için ideal ışık şartlarını sağlıyor. Renk köprüsü dâhilinde bulunan Colour Checker Fotoğraf Hedefi ise dijital görüntü renk düzeltmesine yardımcı oluyor. Bütünlüklü bir renk sistemi sunan ve sınırlı sayıda üretilen Pantone Plus kitapçıkları ve talimatları; üzerinde metalik kaplamalar ve 50. yıl logosuna ilave olarak formül kılavuzu ve renk köprüsü seti hediyeleri ile birlikte satılıyor. Pantone ana hatları ve portatif kılavuz stüdyosu dâhil olmak üzere dokuz parçalık set, yeniden tasarlanan şık taşıma kutusuyla profesyonellerin beğenisine sunuluyor. Sınırlı sayıda üretilen seriye www.pantone.com/plus adresinden veya dünya çapındaki Pantone satıcılarından ulaşılabilir.



aktüel

matbaa&teknik

Pasifik Trading, Sermes Elektronik ile Servis Anlaşması İmzaladı Pasifik Trading, Sermes Elektronik ile manroland tabaka makinelerinin satış sonrası servisi için Yetkili Servis anlaşması imzaladı.

12 Mart 2013 tarihi itibari ile yürürlüğe giren anlaşma ile uzun yıllardır sektöre bağımsız servis hizmeti veren Sermes Elektronik, Pasifik Trading’in manroland tabaka makineleri Yetkili Servis’i oldu.

Pasifik Trading Destekleyecek Bu tarihten itibaren, Sermes Elektronik,

manroland tabaka makinelerinin baskı ve eğitim dahil olmak üzere, mekanik ve elektrik montajı, garanti hizmetlerinin yerine getirilmesi ile normal servis işlemlerinde Pasifik’in Yetkili Servis’i olarak hareket edecek. İmzalanan anlaşmaya göre, Sermes Elektronik bu hizmetleri yaparken, Pasifik Trading’den her türlü desteği alacak. Bu destekler arasında, personelin, gelişmelere göre, manroland eğitimlerinin

yenilenmesi, yedek parça tespit programının ortak kullanılması gibi hususlar da yer alıyor.

Hedef: Daha Yüksek Müşteri Memnuniyeti Pasifik Trading Yönetim Kurulu Başkanı Şafak Okaygün konu ile ilgili olarak “Uzun yıllardır, manroland tabaka baskı makinelerine başarılı ve tutarlı hizmet vermekte olan Sermes Elektronik ile Yetkili Servis anlaşması yaptığımız için mutluyuz. Bu işbirliği ile manroland kullanıcılarının memnuniyetini daha da artıracağımıza inancım tam. Müşterilerimiz dilerlerse bizi veya direkt olarak Sermes Elekronik’i arayıp servis talebinde bulunabilecekler. Biz Pasifik Trading olarak, müşterilerimizin isteklerinin yerine getirildiğinin, takipçisi olmaya devam edeceğiz”, dedi. Sermes Elektronik Yönetim Kurulu Başkanı Ogün Yıldırım ise “Bu işbirliği ile müşterilerimize bugüne kadar verdiğimiz hizmetleri daha da ileriye götürme şansımız oluştu. Pasifik Trading’in deneyimli kadrosu ile birlikte çalışarak müşterilerimizin bu işbirliğinden kazançlı çıkmalarını sağlamak arzusundayız” diye konuştu.

64



aktüel

matbaa&teknik

Yüksek Kaliteli Su Bazlı Mürekkeplerde Sinerji Synergy in High-Quality Water-Based Inks Heubach ve hubergroup uzmanlıklarını birleştiriyor Heubach and hubergroup combine their expertise ve ürün segmentlerini güçlendiriyor. and the strengths of their product segments

Ink experts hubergroup and pigment specialists Heubach have joined forces in a strategic partnership for water-based inks. The collaboration brings together the wealth of experience of both partners.

Mürekkep uzmanı hubergroup ve pigment uzmanı Heubach su bazlı mürekkepler için stratejik bir ortaklık kurarak güçlerini birleştirdi. Bu işbirliği ile her iki firmanın çok kıymetli deneyimleri bir araya geliyor. 200 yılı aşkın süredir pigment üretimi yapan Heubach, bu işbirliğinin bir parçası olarak, hubergroup ile birlikte geliştirilen, mükemmel renk şiddeti ve parlaklık ile benzersiz şok dayanıklılığı sunan su bazlı pigment pastalar üretiyor. hubergroup, çok çeşitli uygulamalar için ambalaj sektörünün modern ihtiyaçlarını mükemmel şekilde karşılayacak yeni bir su bazlı flekso baskı mürekkebi sistemi oluşturmak amacıyla mürekkep geliştirmedeki engin teknik bilgisi ile bu temel konsantreleri özel olarak tasarlanmış diğer bileşenler ile birleştiriyor. Bu çalışmaların ve birlikteliğin sonucu olarak, maksimum kalite ve ekonomi sunan ambalaj mürekkepleri üretimi için bir modüler kullanıcı sistemi olan yeni HYDRO-X GA/MGA ürün serisi elde ediliyor. hubergroup yeni HYDROX sistemini iki yeni sürüm halinde sunuyor: 66

GMP-uyumlu üretim için GA serisi ve gıdayla temas eden ambalaj için en önemli parametre olan migrasyon açısından maksimum güvenilirlik için MGA serisi. Sadece birkaç sistem bileşeni kullanan çeşitli mürekkep formülleri için ideal bir başlangıç noktasını temsil ediyor.

As part of the collaboration, Heubach, which has been manufacturing pigments for over 200 years, is producing water-based pigment preparations developed jointly with hubergroup offering excellent color strength and gloss and outstanding shock stability. hubergroup, with its extensive know-how in ink development, combines these basic concentrates with other specially designed components to form a new water-based flexo printing ink system that perfectly meets the modern requirements of the packaging industry for an extremely wide range of applications. The result is the new HYDRO-X GA/MGA product range, a modular user system for the production of packaging inks offering maximum quality and economy. hubergroup is offering the new HYDRO-X system in two versions: GA for GMP-compliant production and the premium variant MGA for maximum reliability in terms of migration, for packaging that comes into indirect contact with food - with all the associated market benefits. It represents the ideal starting point for a wide range of ink formulations using just a few system components.



aktüel

matbaa&teknik

Sauer, Mürkem İle Türkiye’de Büyümesini Sürdürüyor Mürsel Özeren: “Öncelikle ürünlerimizden ve hizmetimizden memnun olacak müşteri sayımızı arttırmak, Sauer ile kurduğumuz işbirliğini pekiştirmek istiyoruz.” her ay kauçuk ithalatı yapıyoruz. Yılbaşından itibaren de merdane üretimine başladık. Teknoloji transferi konusunda Sauer’den büyük destek almaktayız. Sauer’in aynı zamanda yönetim merkezi olan Berlin’deki merdane fabrikası ve hammadde üretiminin de yapıldığı İtalya’daki fabrikası ile devamlı temas halindeyiz. Üretim tekniği ve kalite prosesleri ile ilgili tüm talimat ve standardlar konusunda bilgi alış verişi seri bir iletişimle devam ediyor. Yılbaşından itibaren üretimini yaptığımız merdaneler matbaalarda sorunsuz olarak kullanılmaya başlandı. Matbaalarla aramızda şeffaf iletişim ile tesis edilen yüksek kalite -uygun fiyat odaklı işbirliğimiz gelişerek devam edecektir.

Ocak 2013 itibariyle 112 yıllık Alman merdane üreticisi Sauer ile üretim anlaşması imzalayan Mürkem Matbaa ve Tekstil Merdaneleri, ilk üç ayını tamamladı. Şirketin kurucusu Mürsel Özeren’e geçen üç aylık dönemdeki gelişmeleri sorduk. Yılbaşından bu yana birçok matbaada Sauer markalı merdanelerin kullanılmaya başlandığını anlatan Özeren, “Matbaalarla aramızda şeffaf iletişim ile tesis edilen yüksek kalite -uygun fiyat odaklı işbirliğimiz gelişerek devam edecektir”, diyor: matbaa&teknik: Mürsel Bey, yılbaşında Alman merdane üreticisi Sauer ile başlattığınız işbirliği ile ilgili gelişmeleri öğrenmek istiyoruz. Teknoloji transferi hususunda ne durumdasınız? Ticari olarak üretim ve hizmete başladınız mı? Mürsel Özeren: Sauer ile lisans anlaşması yaptıktan hemen sonra ilk kauçuk ithalatını geçtiğimiz Aralık ayında yaptık. Rutin olarak 68

matbaa&teknik: Pazardan gelen tepkiler nasıl? Bugüne kadar çalıştığınız matbaaların ürettiğiniz merdanelere ilişkin değerlendirmeleri hakkında bilgi verir misiniz? Mürsel Özeren: Merdanelerini kapladığımız matbaalardan kısa zamanda çok olumlu tepkiler almaya başladık. Kalitemizden ve hizmetlerimizden çok memnun olduklarını belirtiyorlar, yeni merdane ihtiyaçlarını tarafımıza yöneltmeye başladılar ve siparişlerin zamanla artacağına inanıyoruz. Şirketimizin, merdane sektöründe, dünya çapındaki bir kurumun lisansı ve orijinal kauçuğu ile üretilen merdane ihtiyacına büyük ölçüde cevap vereceğine ve bu konuda büyük bir boşluğu dolduracağına inanıyoruz. matbaa&teknik: Sauer ile ilgili olarak geçen üç ay sonrası edindiğiniz tecrübe, Sauer’in tanınırlığı ve yıl sonuna kadar olan hedefleriniz nelerdir? Mürsel Özeren: Sauer gibi asırlık bir kurum ile lisans anlaşması yaparak çalışmaya başlamak bize büyük güven vermekte ve çeşitli


aktüel

teknik yardım imkânları sağlamaktadır. Bir asırdan fazla dünyanın çeşitli ülkelerinde 10 fabrikada yaptığı merdane ve kauçuk üretimleri ile sektörde kendini ispatlamış lider bir kurumun tecrübelerinden yararlanmak imkânı, bizim Türkiye’deki merdane sektöründe amaçladığımız hedeflere emin ve sağlam adımlarla ulaşmamızı sağlayacaktır. 2013 yılı, Mürkem olarak planladığımız bazı hedeflere ulaşacağımız bir yıl olacaktır. Bu hedefler öncelikle ürünlerimizden ve hizmetimizden memnun olacak müşteri sayımızı arttırmak, Sauer ile kurduğumuz işbirliğini pekiştirmek ve eğitim uygulamaları için Sauer ve Mürkem’in karşılıklı ziyaretlerini gerçekleştirmektir. Bu yıl sonuna kadar daha etkin bir tanıtım ile matbaa sektöründe Mürkem ve Sauer adını yaygınlaştırarak müşteri sayımızı arttırmayı hedefliyoruz. Üretime başlamamızın üzerinden uzun bir süre geçmemesine rağmen ürettiğimiz merdanelerden aldığımız pozitif tepkiler bize doğru yolda olduğumuzu göstermektedir . Gelecek Nisan ayında Sauer’in İtalya’daki fabrikasını ziyaret edeceğiz. Buradaki amacımız Sauer ile iş birliğimizi pekiştirmek, iş birliğimizin sınırlarını genişletmek, merdane ve kauçuk üretim tekniklerini yerinde incelemektir. Mayıs ayında da Sauer Şirketler grubu başkanı A. Sauer aynı amaçlarla tesisimizi ziyaret için İstanbul’a gelecektir. 2013 yılının sonbaharında ise uzun süreli bir eğitim programı için Sauer firmasından bir teknik ekip tesisimizde bulunacaktır. 2014 yılı ise şirketimizin kurumsallaşması ile ilgili adımların atılacağı bir yıl olacaktır. matbaa&teknik: Sauer ile ilgili bilgilerimizi tazeler misiniz? Mürsel Özeren: Merkezi Almanya’nın Berlin şehrinde bulunan Sauer Şirketler Grubu merdane ve merdane kauçuğu üreten dünya çapında dev bir kuruluş olup Almanya’da 3, İtalya’da 1, Fransa’da 2, Avusturya’da 1, Amerika Birleşik Devletleri’nde 1 ve İspanya’da 2 olmak üzere dünyada toplam 10 adet üretim ve dağıtım tesisine sahiptir Sauer Şirketler Grubu’nun temeli 1900 yılında Berlin’de kitap baskı merdaneleri döküm tesisi olarak atılmış ve o günden beri muhtelif yıllarda gruba 9 fabrikanın ilavesi ile toplam 30 bin m² alanda ailenin 4. kuşak yönetiminde Sauer Şirketler Grubu olarak Eurographic, Eurowash, Eurotechnic ve Euroservice markaları altında 400 çalışanı ile faaliyetine devam etmektedir. matbaa&teknik: Eklemek istedikleriniz ? Mürsel Özeren: Dünya çapında 112 yıllık merdane ve kauçuk firması Sauer’in her türlü desteği ile yaptığımız üretimlere güveniyoruz. Matbaalar bize hem ticari hem de teknik açıdan kesinlikle güvenebilirler. Yüksek kalite - uygun fiyat ilkemizden kesinlikle taviz vermeyeceğimizden emin olabilirler.Taleplere özel çözümler sunmak en önemli amaçlarımızdandır. Ayrıca eklemek istediğim, matbaa sektörüne olan teşekkür borcumuzdur: Açık ve şeffaf işletme anlayışımızı, sunduğumuz hizmet kalitesini, sektörde uyguladığımız yüksek kalite - en uygun fiyat ilkemizi, partnerimizden aldığımız büyük teknik destekle ve temin ettiğimiz orijinal hammadde ile yaptığımız merdane üretimindeki titizliğimizi ve kalitemizi takdirle karşılayan, siparişleri ile bizi motive eden ve bizden desteklerini esirgemeyen tüm matbaa yetkililerine ve çalışma arkadaşlarına teşekkür ederiz.

matbaa&teknik


aktüel

matbaa&teknik

Ambalaj Endüstrisinde Heidelberg’in Yeri Ömer Meray: “Heidelberg olarak biz neresi olursa olsun oradayız. 170 ülkede faaliyetteyiz ve servis ve parça olarak her zaman yanınızda olacağız.”

Heidelberg Türkiye, KASAD üyeleri için gerçekleştirdiği Ambalaj Seminerinde şirketin ambalaj endüstrisine yönelik çözümlerini anlattı. Heidelberg merkezden Thomas Hellinger, Thomas Roeben ve Thomas Geiger katıldılar. Heidelberg Türkiye İstanbul merkez ve Ankara ve İzmir yetkililerinin katıldığı seminerin moderatörlüğünü ise Heidelberg Türkiye Genel Müdürü Faruk Ekinci yaptı. İlk başlık olan “Büyük Ebat Uygulamaları” konusundaki sunumu Thomas Hellinger yaptı.

Hellinger: “Kalite Kontrol Çok Önemli” Hellinger, firmanın geçmişinden kısa bir kesit sunarak başladığı konuşmasında tabaka baskı makinelerde 170 ülkede kurulu 200 binin üzerinde makine ve 2012 itibariyle yüzde 52’lik pazar payı ile lider konumda olduğunun altını çizdi. Kalite kontrole bilhassa çok önem verdiklerini söyleyen Hellinger, ürettikleri her makinenin tek tek test edilip müşteriye öyle teslim edildiğini vurguladı. Almanya Walldorf’daki ana fabrikadaki 5 bin işçinin sadece %20’sinin kalite kontrol için çalıştığını, belirten Hellinger ayrıca ekiplerinin 7 gün 24 saat çalıştığını ve yedek parçaların tek bir noktadan, 70

Almanya’nın Wiesloch kentindeki “World Logistic Center”dan tüm dünyaya gönderildiğini belirtti. Eğitimi de çok önemsediklerini söyleyen Hellinger, bünyelerindeki “Print Media Academy” aracılığıyla sürekli eğitimler verdiklerini söyledi. Hellinger, Heidelberg’in baskı öncesinden baskı sonrasına kadar her şeyi sağlayabildiğini de sözlerine ekledi.

Ambalaj Endüstrisinde Heidelberg Heidelberg’in ambalaj endüstrisine yönelik çalışmalarını özetleyen Hellinger, 1986’da CD (Carton Druck) serisi ile başladıkları çalışmaları şöyle özetledi: “Ambalaj endüstrisine yönelik ürün portföyümüzü artırarak genişlettik. Kesim, katlama yapıştırma makineleri ve en son olarak büyük ebat makineleri XL serisi olmak üzere ambalaj endüstrisine tam bir çözüm sağlama noktasına geldik. Uluslar arası ambalaj üreticilerinin tercih ettiği baskı makine tedarikçisi haline geldik. İlk seri üretim 2009 yılında başladı. Büyük ebat makinelerimizde her konfigürasyon mevcut. 8 renge kadar üniteler, laklı ya da çift laklı makineler, UV makineler ve perfektörlü makineler gibi. 2009’dan bu yana 80’in üzerinde büyük

ebat makine kurulumu gerçekleştirdik. Bu makinelerin üçte ikisinden fazlası ise ambalaj endüstrisi için kuruldu. Türkiye’de de bir makinemiz önümüzdeki ay kurulacak. Bu ilginin en önemli sebebi ise üretim maliyetleri. Tüm bu uluslar arası yatırımcılar üretim maliyetlerimizi inceledi ve Heidelberg seçtiler.”

Heidelberg’in Ambalaj Baskısında Sunduğu Avantajlar “Heidelberg’in ambalaj baskısında performansı artıran en önemli bölümlerinden biri de kuruma bölümü. Uzun bir kuruma mesafesi var. Diğer üreticilerin en uzun çıkış mesafesi 7,9 metreydi. Heidelberg’in en kısa çıkış mesafesi ise 8,2 metre. Bunu UV’li makinelerde 11,3 metreye kadar artırma imkânımız var. Makinenin birkaç karakteristik özelliğinden bahsetmek istiyorum. Girişten bahsedersek çok küçük bir eğim (%10 civarında) söz konusu. Sensörler kağıdı sürekli takip ediyor ve durmayı engelliyor. Çünkü her durma %4 üretim kaybına sebep oluyor. Kağıt transferi çok düzgün ve yatay. Bütün makineyi aynı anda yıkama imkanı var. Makine çalışırken yıkama bezleri değişebilir. Hazne folyosu sayesinde mürekkeple metalin teması



aktüel

matbaa&teknik

Faruk Ekinci

engelleniyor ve mürekkep değişimi kolaylıkla yapılabiliyor. Folyo sayesinde haznelerde kalibrasyona da gerek yok. Makineyi ömrü boyunca aynı şekilde çalıştırabilirsiniz. Bu, değişik yerlerde ve zamanlarda ürettiğiniz işlerde hep aynı standartlarda sonuç almanızı sağlıyor. Kısa tirajlı işler için bir buçuk dakikada kalıp değiştirebilirsiniz. Merdaneleri soğutmak içinse iki ayrı sirkülasyon var ve bu sayede daha dengeli bir sıcaklık dağılımı sağlayabiliriz. Yine blanketi değiştirmek için sadece iki dakika yeterli. Üç dakikada aniloks merdaneleri değiştirebilirsiniz. Özellikle spot lak çalışıyorsanız bu register ayar toleransları ile kalite yakalama şansımız var.”

2 Yılda Amorte Edebilirsiniz “Kurutucuların ne kadar çok enerji sarf ettiğini bilirsiniz. Özellikle Almanya’da elektriğin çok pahalı olduğunu söyleyebilirim. Ancak tükettiğiniz elektrikle bastığınız tabaka sayısını oranladığınızda Heidelberg’in bağımsız bir kuruluşa yaptırdığı ölçüme göre rakiplerine kıyasla daha düşük elektrik tüketimi yaptığı görülüyor. Kurutucuların tabakaya çok yakın olması sayesinde efektif kurutma sağlıyoruz. Tüm bu saydığım avantajlar, yıllık 500 bin euroya kadar kazanç sağlamanıza yardımcı olabilir. Bu da iki senede makinenin amorte edilebileceğini gösteriyor.”

Prinect İle Birbiri İle Konuşan Makineler Hellinger’in ardından Baskı Öncesi ve Prinect Renk Yönetimi Servis Müdürü Metin Çiçek, “Prinect Package Designer, 2 ve 3 Boyutlu Ambalaj Tasarım ve Montaj Uygulamaları” başlıklı sunumunu yaptı. Sunumuna Heidelberg’in Prinect ürünlerini tanıtarak başlayan Çiçek, ürünlerin Türkiye’de her ne kadar az bilinse de dünyada çokça 72

kullanıldığını belirtti. Çiçek baskı sonrasından tasarım aşamasına kadar her çeşit çözümlerinin mevcut olduğunu belirterek, “Bu sayede rakiplerimize kıyasla tam entegrasyon sağlayan tek iş akış yazılımı Prinect’tir. Kurduğumuz otomasyonla daha az hata, hızlandırılmış işe başlama gibi daha az fire gibi avantajlarla yüksek kalitede ve tekrar işlerde daha düzgün baskılar alabiliyoruz” açıklamasını yaptı.

sunumuna devam etti. Roeben, bu makinelerde opsiyonel olarak dip kilit sisteminin kullanılabildiğine dikkat çekerek, “Bu makineyle temel olarak düz kutularınızı katlayıp yapıştırabilirisiniz” dedi. Roeben kutu yapıştırma için de Easygluer 100 makinesini anlattı. Roeben son olarak ana makineye eklenebilecek çevre birimlerinden de bahsederek sözlerine son verdi.

Gallus İle Karton ve Esnek Ambalaj Web to Print Kullanımı Arttı Önemli bir yenilikten söz etmek istediğini belirten Çiçek, “Web to print dediğimiz iş akışı aynı zamanda artık kutu ambalaj sektörü için de geçerli. Amerika’da 2002 yılında web to print üzerinden çalışan firmalar yüzde 2 civarındayken, şu anda yüzde 52’ye varmış durumda” şeklinde konuştu. Çiçek konuyla ilgili, “Ambalaj konseptinin oluşturulmasının ardından Prinect workflow dediğimiz yazılımlar sayesinde yapılan işleri piyasaya web üzerinden sunabilirsiniz” açıklamasını yaptı. Çiçek’in ardından sahneye gelen Heidelberg’in Ambalaj Baskı Sonrası Çözüm Yetkilisi Thomas Roeben, sözlerine müşterilerini baskı sonrası kesim ve katlama çözümleriyle desteklemeyi amaçladıklarını belirterek başladı.

Benzersiz Sistemler Heidelberg’in Varimatrix serisini tanıtarak sunumuna devam eden Roeben, “Heidelberg, Wupa firmasını satın aldı ve bu sayede yıllardır benzersiz sistemler üretiyor” açıklamasında bulundu. Roeben ayrıca, makinelerin her çeşit kutuda kullanılabileceğine dikkat çekti.

Diana 45 Kutu yapıştırma makinelerinden de bahseden Roeben, Diana 45 modelini tanıtarak

Seminerin ikinci kısmında Gallus Group – Orta ve Doğu Avrupa Satış Müdürü Thomas Geiger, “Gallus Rotatif Ambalaj Baskısı Çözümleri” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Etiket baskı makinesi olarak bilinen Gallus’un ambalj endüstrisi için ortaya koyduğu çözümlerin altını çizen Geiger, Gallus ICS 670 için, “Bu son teknolojilerle donattığımız bir makine, daha geniş, daha farklı bir otomasyonu var ve buna bağlı olarak sağladığı çıkış çok daha yüksek” açıklamasını yaptı.

Az Maliyet Yüksek Getiri Makinenin avantajlarına da değinen Geiger, “Piyasadan gelen farklı taleplere de cevap vermek, hızlı teslimat yapmak aynı zamanda da daha az maliyetle yüksek getiri sağlamak için biz bütün bu makineleri inline konseptli bir platformun üzerine oturtuyoruz, çünkü bu işler ayrı ayrı platformlarda gittiği zaman verimliliğinizi kaybedip maliyetleriniz yükselebiliyor” şeklinde konuştu. Heidelberg Türkiye Ürün ve Pazarlama Müdürü Ömer Meray ise “Ambalaj Dünyasındaki Trendler” i anlattı. Ambalaj pazarıyla ilgili bilgiler aktararak sözlerine başlayan Meray, “2011 yılında ambalaj sektörü 461 milyar Euro’luk bir kapasiteye sahipti. Bu 461 milyar Euroluk kapasiteyi oluşturan segmentler ise kağıt, karton, plastik, metal, cam ve diğerleri olarak



aktüel

matbaa&teknik

sıralanabilir. Bunların içindeki baskılı ürün kapasitesi ise yaklaşık 210 milyar Euro” açıklamasını yaptı.

şartlarını biraz daha iyileştirebilmek için daha teknolojik makineler üretmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

Türkiye’de Karton Pazarı Büyüyor

Sürdürülebilirlik

Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de karton tüketiminin artacağına işaret eden Meray, “Karton işlenmesinde 2000 ve 2011 yılları arasında Türkiye’de güçlü bir büyüme söz konusu. Bizde durum böyleyken Avrupa ülkelerinin bir kısmında düşüş var” dedi.

Marka sahipleri kendi faaliyetlerinin sürdürülebilirliğini sağlamaya çalışıyor. Dolayısıyla fiyat baskılarına maliyet düşürerek yanıt vermeye çalışıyorlar, bu da yapılan işin kalitesini etkiliyor. Bizim enerji tasarrufuyla ilgili Heidelberg olarak bir Star konseptimiz var. Bu kapsamda kompresörlerin birbirini kompanse etmesi, belli bir hıza geldiklerinde kompresörlerin devre dışı kalıp maliyetleri düşürmesi gibi işlemler söz konusu olabiliyor.

Her İhtiyaca Uygun Çözüm

Thomas Hellinger

Baskı öncesi, baskı ve baskı sonrası ile toplam çözüm sunduklarını belirten Meray, “En küçük ebat olan 35x50’den en büyük ebat olan 190 cm’e kadar hangi müşterimiz ne ebatta çözüm istiyorsa ona göre bir çözüm sunabiliyoruz” dedi.

Thomas Roeben

Meray: “Heidelberg Olarak Yanınızdayız” Meray konuşmasında katılımcılara şu mesajı verdi: “Matbaalar arasında global pazara giren, global pazara girmeye çalışan, ambalaj ürünü alan firmaların baskısına yönelik olarak aynı zamanda büyük matbaaların başka matbaaları alması yani konsolidasyonlar, satın almalar söz konusu oluyor, Heidelberg olarak biz neresi olursa olsun oradayız. 170 ülkede faaliyetteyiz ve servis ve parça olarak her zaman yanınızda olacağız.” Meray’ın ardından sözü kapanış konuşmasını yapmak üzere bir kez daha Heidelberg Türkiye Genel Müdürü Faruk Ekinci aldı. Söze Ömer Meray’a teşekkür ederek başlayan Ekinci şunları kaydetti: “Gördüğünüz gibi Heidelberg ambalaj sektöründe A’dan Z’ye, baskı öncesinden baskı sonrasına kadar tüm makinelerle size hizmet verebilecek kapasiteye sahiptir. Elimizden geldiğince, en iyi şekilde sizlerle bu konuları paylaşmak istedik. Umarım günlük işlerinize ve gelecek planlarınıza bir katkıda bulunmuştur. Ayırdığınız zaman için çok teşekkür ediyorum.”

“Biz baskı öncesi, baskı ve baskı sonrası entegrasyonu sağlamaya çalışıyoruz” diyen Meray, bunu Prinect iş akışı ve yazılım programlarıyla sağladıklarını belirtti.

Daha Teknolojik Ürünler Ambalajdaki trendlere de değinen Meray, “Pazarda 3 tane oyuncu var. Bunlardan bir tanesi basılı ambalaj ürününü satın alanlar, perakendeciler, yani dağıtım kanalları olan firmalar, ambalaj üreticileri ve size bu makineleri tedarik eden firma olarak biz (Heidelberg) varız. Dağıtım kanalları vasıtasıyla kendi ürününü satmaya çalışan firmalar kendi dağıtımlarını optimize etmek üzere yeni sistemler belirliyorlar. Daha kısa tirajlı işler matbaaların üzerinde bir baskı oluşturuyor ve dolayısıyla uzun dönemli sözleşmeli işlerin daha azaldığını görüyoruz. Bunun karşılığında da Heidelberg’in ilk etapta yaptığı şey matbaacılarımızın ve üreticilerimizin 74

Thomas Geiger


aktüel

Michael Huber Türkiye’nin Antalya yeni bayisi Aykut Ltd. Şti.

Michael Huber Türkiye, Antalya bayisi olarak Aykut Kağıtçılık ile anlaştığını duyurdu. Şirketten yapılan kısa açıklamada: “Antalya Bölgesi matbaacılarının yakından tanıdığı, benimsediği ve güvendiği Aykut Kağıtçılık Şubat 2013 itibariyle Michael Huber Türkiye Antalya bölge bayiliğini almıştır. Antalya, Isparta, Burdur il ve ilçelerinde hizmet verecek olan Aykut Gazete Dergi Kağıt Kırtasiye ve Matbaa Malzemeleri San.Tic. Ltd. Şti., Michael Huber Türkiye’nin bölgedeki faaliyetlerini başarıyla sürdürecektir” denildi. Aykut Kağıtçılık şirketinin Antalya Bölge Bayii olarak 2005 yılında kurulan Aykut Ltd. Şti. 2008 yılında şu anki ünvanı alarak bölgesindeki çalışmalarını geliştirerek sürdürmeye başlamıştır. Şirketten yapılan açıklamada “Devam eden bu yolda her zaman müşterilerimizin memnuniyeti ilk prensibimiz olmuştur. Üstün hizmet kriterimiz, deneyimli ve profesyonel kadromuz, güçlü stok ve kaliteli ürün anlayışımızla bölgenin sektöründe en önde gelen firmalarından birisi olmanın haklı gururunu yaşamaktayız” denildi. M. Huber Türkiye, özellikle Anadolu’daki matbaacıların işlerini geliştirmelerine yönelik çalışmaları ile dikkat çekmeye devam ediyor. Eğitim programı Ink Academy’yi Anadolu’ya taşıyan M. Huber Türkiye temsil edildiği bölgelerdeki matbaacılar için de eğitim çalışmalarını sürdürüyor. Şirketin teknik satış ve destek sorumluları, değişik illerdeki matbaa ziyaretleri ile teknik destek hizmeti vererek baskı kalitesinin artırılması için çaba sarf ediyorlar. Antalya da M. Huber Türkiye’nin bu anlamda en çok önem verdiği bölgelerden biri olarak gösteriliyor.

matbaa&teknik


aktüel

matbaa&teknik

Ambalaj Endüstrisinin Geleceği DuPont Gıda Ambalajı Günü Yapıldı

DuPont tarafından 12 Mart 2013 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilen “Ambalaj Endüstrisinin Geleceğini Birlikte Tasarlayalım” konulu etkinlikte, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen katılımcılarla bir araya gelen Türkiye’deki gıda ve ambalaj endüstrisinin temsilcileri, ambalaj endüstrisinin geleceğini, ambalaj dünyasındaki en son buluşları, teknolojileri ve yenilikçi trendleri değerlendirdiler. Çok sayıda yerli ve yabancı katılımcının yer aldığı bir günlük etkinlikte açılış konuşmasını yapan DuPont Avrupa Gıda Endüstrisi Çözümleri Direktörü Heike van de Kerkhof, gıda, enerji ve insanların ve çevrenin korunması konularının DuPont için öncelikli alanlar olduğunu belirtti. Bugün 7 milyar kişi olan dünya nüfusunun 2015 yılında 9 milyara yükseleceğine işaret eden Kerkhof, günümüzde dünya üzerinde gerçekleştirilen toplam gıda üretiminin üçte birinin ziyan olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu: “Söz konusu bu büyük kayıp, önemli ölçüde gelişmemiş hasat tekniklerine, depolama, işleme, ambalajlama, dağıtım, saklama ve tüketim koşullarına bağlı. Özellikle ambalaj kalitesinin geliştirilmesi, bu büyük miktardaki gıda kaybının önlenmesinde önemli rol oynayabilir.” Etkinlikte söz alan DuPont Ambalaj ve 76

Endüstriyel Polimerler Pazar Geliştirme Müdürü Heiko Schenck, FAO’ya göre her yıl dünya üzerinde tarladan sofraya kadar yaşanan süreçte ziyan edilen gıda miktarının 1.3 milyar ton olduğunu söyledi. Her yıl dünyada yaşanan bu gıda kaybının dünyadaki toplam sera gazı oluşumuna katkıda bulunan en büyük etkenlerden biri olduğunu bildiren Schenck, gıda kaybının büyük bir maliyet kalemi oluşturduğunu ve DuPont’un geliştirdiği ambalaj çözümleri sayesinde önemli oranda tasarruf sağlandığını söyledi. Schenck ambalaj tasarımında sürdürülebilirlik konusunda açıklamalarda bulundu ve DuPont Ambalaj Çözümleri olarak sürdürülebilirliği çok boyutlu olarak ele aldıklarını belirtti. Ambalaj atıklarının geri dönüşümü, yenilenebilir kaynaklar kullanılarak üretilen ambalajların kullanımının yaygınlaştırılması ve ambalajların daha az hammadde kullanacak şekilde yeniden tasarlanması ile ilgili aktif çalışmaları olduğundan bahsetti. Bu alanda kendi araştırma geliştirme faaliyetlerine ek olarak farklı alanlarda işbirliklerine de çok önem verdiğinin altını çizdi. “Ambalaj endüstrilerinde inovasyon” konusunda dünyadaki son teknolojileri anlatan Berndt + Partners Yönetim Kurulu Başkanı Thomas Reiner, ambalaj endüstrisinde sahip

olduğu potansiyel sayesinde Türkiye’nin, trendleri takip eden değil, teknolojileri geliştiren ve yönlendiren lider bir rol üstlenebileceğini söyledi. Reifenhauser Güney Avrupa Bölge Direktörü Eugen Friedel, ambalaj filmleri üretim teknolojisindeki son teknikleri ve üretim teknolojisindeki yeniliklerin tüketiciye ulaşan ambalajın performansı ve sürdürülebilirliğine olan etkilerini anlatt DuPont Baskı Teknolojileri Bölümü Avrupa Pazarlama Direktörü Yunuen Sanchez, Cyrel®’in markaları nasıl desteklediği hakkında bilgiler sunarken, görsel tasarımların gerçeğe dönüştürülmesi konusunda ip uçları paylaştı. Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Matbaa Eğitimi Bölümü Baskı Anabilim Dalı Başkanı Efe Gençoğlu da gerçekleştirdiği sunumunda, gelişen ambalaj pazarında flekso baskının rolünden bahsederken ekonomik değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’deki gıda, ambalaj ve matbaacılık sektörünün temsilcilerinin yoğun ilgi gösterdikleri etkinlik esnasında katılımcılar ambalaj endüstrisinin geleceği konusunda fikir alışverişinde bulunurken, dünyadaki en son teknolojileri de yakından izleme fırsatı buldular. Etkinlik poster sunumlarıyla son buldu.



aktüel

matbaa&teknik

Fleksografikte DuPont Cyrel farkı 12 Mart’ta Ceylan Intercontinental Hotel’de düzenlenen “Ambalaj Endüstrisinin Geleceğini Birlikte Tasarlayalım” başlıklı konferans kapsamında DuPont Ambalaj Grafikleri EMEA Pazarlama Direktörü Yunuen Sanchez ve DuPont Ambalaj Grafikleri Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Satış Müdürü Asuman Yazıcı ile DuPont Cyrel’i de sorduğumuz bir söyleşi gerçekleştirdik. matbaa&teknik: Ambalaj ve flekso tüm dünyada büyüyor. Cyrel bu büyümeyi nasıl destekliyor? Yunuen Sanchez: Ambalaj sektöründeki bu büyüme eğilimini çok yakından takip ediyoruz. Bu büyümeyi sunduğumuz yeni teknolojilerle destekliyoruz. Böylelikle değer zincirindeki önemli oyunculara daha fazla üretken olma fırsatını da sunmuş oluyoruz. Bu da daha hızlı üretim, daha hızlı baskı ve daha yüksek miktarlarda üretim anlamına geliyor. Ayrıca, enerjiden ve maliyetten tasarruf bakımından da tüm değer zincirine ve pazara faydası oluyor. Cyrel’ı farklı kılan nedir? matbaa&teknik: Yunuen Sanchez: Kesinlikle teknolojimiz, sunduğumuz yenilikler ve de insanlarımız… Sistemli bir şekilde çalışıyoruz. Sektördeki diğer oyuncularla işbirliği içindeyiz ve markaların değerini iyi anlıyoruz, müşterilerimizin hangi teknolojiye ihtiyaç duyduklarını da iyi anlıyoruz ve onlara en doğru çözümü sunmaya çalışıyoruz. Bunu sağlayabilmek için de çok geniş ve sağlam bir çözüm yelpazemiz var.

Yunuen Sanchez DuPont’un Avrupa pazar payı hakkındaki yorumlarınız nelerdir? matbaa&teknik: Yunuen Sanchez: Cyrel’ı tanıtan firma DuPont’tur ve 35 seneden uzun bir süredir de flekso pazarını geliştirmeye devam ediyor. Bu da pazarda çok önemli bir oyuncu olduğumuzu gösteriyor. Aynı zamanda sunduğumuz yeni teknolojilerle de pazarda iyi bir yere sahibiz. Geleceğin hangi baskı teknolojisinde olduğunu düşünüyorsunuz? Flekso mu, gravür mü yoksa ofset mi? matbaa&teknik: Yunuen Sanchez: Fleksonun çok yüksek bir büyüme olanağı bulunduğuna inanıyoruz. Piyasa trendlerinden, farklı

Asuman Yazıcı 78

kaynaklardan gelen bilgilerden ve ayrıca kendi pazar algımızdan da anladığımıza göre sürdürülebilirlik, ulaşılabilirlik ve esneklik anlamında flekso birçok avantaj sağlıyor. Fleksonun büyümeye devam edeceğinden şüphemiz yok. Ne tip ambalajlar gelecekte daha çok talep görecek? Flexible mı, karton ambalaj mı? matbaa&teknik: Yunuen Sanchez: Biz flexible ambalajın hızla büyümeye devam edeceğini görüyoruz. Çünkü bu, pazardaki talebe, eğilime ve nüfusa da bağlı olarak gelişiyor. matbaa&teknik: Türkiye pazarı için değerlendirmeleriniz neler? Asuman Yazıcı: Flekso Türkiye pazarında olağanüstü bir gelişme kaydetti. Özellikle gravürden ve hatta ofsetten de pay alarak… Ayrıca son zamanlardaki trendlere uygun olarak tasarımlar çok sık değiştirildiği için artık flekso tercih ediliyor. Avrupa’da yaptığımız ürün bazındaki yenilikleri Türkiye’ye de yansıtıyoruz. Ortadoğu’ya baktığımızda ise Türkiye’nin Ortadoğu için bir rol model olduğunu görüyoruz. Ortadoğu pazarında bütün yeniliklerin ilk durağı Türkiye oluyor. Dolayısıyla flekso Türkiye’de büyüyen, dinamik ve büyümeye de devam edecek olan bir pazar. matbaa&teknik: Son olarak eklemek istediğiniz bir mesaj var mı? Yunuen Sanchez: Türkiye kesinlikle bizim odağımızda. Burada yerel bir takımımız var, müşterilerimizle yakın ilişkilerimiz var ve Türkiye büyümeye devam ediyor. Bunu kesinlikle desteklemeye devam edeceğiz.



aktüel

matbaa&teknik

Sistrade, ICE & CCE Europe 2013 Fuarına Katıldı Sistrade, yenilikçi teknolojilerin kullanımı, müşteri memnuniyeti ve şirket personellerinin tamamlanması ve geliştirilmesinden kaynaklanan hizmet/iş büyümesinin üzerinde duruyor. Mart ayında yapılan ICE & CCE Europe 2013, Uluslararası Dönüşüm Fuarı, dünyanın her yerinden dönüşüm uzmanlarını bir araya getirdi. Farklı iş süreçlerindeki Sistrade uzmanlığı, şirketler için kendilerine katma değer oluşturacak entegre üretim yönetiminin %100 Web tabanlı bir çözüm ile sağlanmasına yardımcı oluyor. Sistrade® Print MIS|ERP yazılımının ayırt edici faktörlerden birisi, bu çözümün dünyanın her ülkesinde adapte edilebilir olması. Sistrade’in globalleşme süreci, tüm dünyada onaylanmış olan yüzlerce başarılı uygulamalar ile ne kadar çok olumlu olduğu kanıtlandı. Sistrade® Print, istenilen herhangi bir dilde ya da aynı anda birden çok dilde uygulanabilen ve kullanılabilen çok dilli bir platform haline geldi. Sistrade’in dünya çapındaki çeşitli ülkelerde müşterileri ve iş ortakları var. İspanya, Almanya, İtalya, Fransa, BAE, Slovenya, Polonya, Ekvador, Belarus, Tayland, Kolombiya, Hollanda, Litvanya, Türkiye, Tunus, Lübnan, Meksika. Amacı ise giderek daha rekabetçi bir hal alan elektronik pazarında ortak kararlar yoluyla müşterilerine için somut sonuçlar elde etmek için, onlara yenilik ve katma değer sağlamak adına müşterileri ile iş ortaklığı kurmak. Sistrade, yenilikçi teknolojilerin kullanımı, müşteri memnuniyeti ve şirket personellerinin tamamlanması ve geliştirilmesinden kaynaklanan hizmet/iş büyümesinin üzerinde duruyor. Sistrade, ICE & CCE Europe 2013 - fuarında sunumunu yaptığı yeni özellikler şunlar:

Ambalaj ve Flekso Ambalaj için geliştirilmiş olan yeni MIS|ERP Sistrade® Print özellikleri - 2013 CAD/DXF dosyası aktarma aracı ve yönetimi - CAD/DXF dosyalarının kolayca aktarımı; Su yolunu değiştirebilme; Tabaka hatları, ölçüsü ve kenar payları bilgisi; Aktarılan dosyalara dayalı yeni modellerin oluşturulması; Kesim bıçakları türleri ve ebatlarının güncellenmesi. Paketleme ve yükleme hesabı için yeni araç - Paketlemesi yapılacak ürün ile ilgili tüm bilgilerin yapılabilmesi imkanı; Paketleme kolisinin karton/oluklu mukavva türü; Her bir koli içindeki ürün miktarı bilgisi; Palet türü ve ebatlarının 80

tanımı; Palet başına kaç kat koli koyulacağının belirlenebilmesi; Yükleme başına palet sayısı ve tır/konteynır tanımı. Ekstrüzyon Teknik Veri Sayfasi - Ekstrüzyon süreci ile ilgili teknik bilgiler; ekstrüzyon türü (Dökme veya Darbeli), makine hızı, korona işlemi, darbeli kalıplama, darbeli baş sıcaklığı ve formülasyon; Bobin başına kullanılacak metre, çap, ağırlık bilgilerinin sınırlanması imkanı ile Ambalaj işlemlerinin detaylı kontrolü; Baskı süreci ile birleştirilmiş Ekstrüzyon süreci tanımlayabilme imkanı. Reçine Karışımı Teknik Veri Sayfası - Reçine Karışımı süreci ile ilgili teknik bilgiler, makine kızı ve formülasyon bilgileri dâhilinde; Tam olarak kullanılacak malzemeler ile birlikte işlenecek formülasyonların detaylı bilgileri. Sistrade, Güneydoğu Avrupa’da Genişliyor Sistrade Software Consulting S.A, Uluslararası genişlemenin bir parçası olarak, Ljubljana, Slovenya bir temsilci açarak Güneydoğu Avrupa’daki varlığını güçlendiriyor. 2013 yılının Temmuz ayında Avrupa Birliği’ne Hırvatistan’ın katılım ile Avrupa’da yeni bir pazar açılıyor. Sloven’yadiki başarılı ticari anlaşma sonrası, bölgenin geleceği için ve çözümlere açık olan Sistrade Ljubljana bir temsilcilik açtı. Ülkelerin dil ve coğrafi yakınlığı ile Sistrade operasyonlarını genişlemenin yanı sıra Güneydoğu Avrupa bölgesinde ürün ve hizmetlerini tanıtmak ve tanıtımı için büyük bir fırsat sağlıyor. Sistrade, bölgedeki ticari ve teknik kapasitenin güçlendirilmesine, yerel destek veren ve 2013 yılında piyasada satış hacmini artırmayı hedefleliyor. Sistrade’in Güneydoğu Avrupa bölgesinde genişlemesi, 2004 yılında esnek ambalaj sektöründeki ilk müşterisi olan Amba Co. ile başlamıştı. Sloven şirketi baskı ambalajında gıda, ilaç, tütün ve kimya endüstrilerinde faaliyetlerini sürdürüyor. Sistrade Ljubljana’da iş temsilcisine ek olarak, baskı ve ambalaj sanayinde 22-25 Mayıs arası Zagreb’te gerçekleşecek Intergrafika fuara katılıyor ve ayrıca Plovdiv Bulgaristan’da 1518 Mayıs arası PrintCom fuarını ziyaret edecek.


aktüel

ICE 2013, Dönüşüm Uzmanları İçin Yeni Fikirler ve Uzmanlık Alanları

19 – 21 Mart 2013 tarihleri arasında dünyanın dört bir yanındaki dönüşüm uzmanları bir kez daha bu önemli etkinlik için bir araya geldi. 19 ülkeden 400 katılımcıyı bir araya getiren 8. ICE Europe (Uluslararası Dönüşüm Fuarı) kağıt, film, folyo ve dokunmamış malzemelerin dönüşümü için kullanılan çok çeşitli makine, sistem ve aksesuarlara yer verdi. Dünya çapında esnek paketleme çözümlerine giderek artan talep ve katma değerli ürünler için oluşan güçlü pazar ile, fuarda dönüşüm sektörü için heyecan verici iş fırsatları ortaya çıkıyor. ICE Europe gelecekteki trendleri takip etmek ve şirketleri için doğru ekipmanı seçmek isteyen dönüşüm uzmanları için birinci tercih. ICE Europe 2013, yeni materyallerin işlenmesi, kaplamalar ve yapışkanlardaki yenilikler, esnek materyallerin güçlendirilmesi ve akıllı ölçüm sistemleri gibi bu hareketli sektörün geleceği için pratik çözümler sunmanın yanında, sektördeki en son trendlere yer verdi.

matbaa&teknik


aktüel

matbaa&teknik

Mark Andy ve Rotoflex İçin Yeni Bir Mümesllik Mark Andy and Rotoflex Sign New Distributor for Turkey Focus Print Solution, Mark Andy ve Rotoflex’in Yeni Türkiye Temsilcisi Oldu.

Focus Print Solution supports converters in the growing market

Focus Print Solution has recently signed on as the new distributor and representative in Turkey for Mark Andy narrow- and mid-web printing equipment and Rotoflex finishing solutions. Based in Istanbul, Focus Print Solution aims to serve the strong demand for Mark Andy and Rotoflex machines in the Turkish label industry, providing sales, business development, customized printing solutions, spare parts and service support for existing and new clients in the region. Tom Cavalco Focus Print Solution, Mark Andy dar ve orta en flekso baskı makineleri ve Rotoflex finishing çözümlerinin Türkiye’deki yeni dağıtımcısı olmak üzere bir anlaşma imzaladı. İstanbul’da bulunan Focus Print Solutions, Türkiye etiket pazarında Mark Andy ve Rotoflex makinelerine olan yüksek talebe; bölgedeki hali hazırda var olan ya da yeni müşterilere satış yaparak, iş geliştirerek, kişiye özel baskı hizmetleri sunarak, yedek parça ve destek sağlayarak hizmet etmeyi hedefliyor. Focus Print Solutions Genel Müdür ve kurucusu Orhan Yıldırır etiket sektöründe 20 yıldan fazla teknik deneyime sahip. Yıldırır, sektörde tercih edilen bir ortak olarak, hali hazırda var olan ve potansiyel müşterilerine en gelişmiş hizmeti ve desteği sunmayı ve uzun soluklu işbirliği taahhüt ediyor. Mark Andy Inc. Avrupa Satış Direktörü Tom Cavalco, “Focus Print Solutions’la anlaşmaya vardığımız için heyecanlıyız. Focus çalışanları tarafından gösterilen bağlılık bizi Mark Andy ve Rotoflex müşterilerinin Türkiye’de hem satışta hem de satış sonrası destekte iyi hizmet alacağı konusunda cesaretlendiriyor” açıklamasını yaptı. 82

General Manager and founder of Focus Print Solution, Orhan Yildirir is an industry expert with over 20 years technical experience in the labeling field. His commitment is to provide current and potential customers with state of the art service and sales support, becoming the preferred partner in the industry. The company pays acute attention to customers and partners; leading to long term relationships with clients and suppliers. Focus Print Solution provides solutions for several specific markets – food & beverage labels, thermal labels, laser labels, pharmaceutical labels – as well as providing technical consultation for printing customized labels for clients in Turkey. “We are excited to bring Focus Print Solution on board,” states Tom Cavalco, European Sales Director for Mark Andy Inc. “The commitment shown by the Focus staff encourages us that our Mark Andy and Rotoflex customers in Turkey will be well attended to for any sales or service need.” In addition to new equipment, Focus also specializes in the trade of reconditioned machines sales and parts sales for several machine models.



aktüel

matbaa&teknik

FESPA Eurasia Katılımcıların Talebi Üzerine Fuar Alanını Büyütüyor FESPA Eurasia Increases Floor Space Due to Exhibitor Demand FESPA Türkiye’deki fuarın alanını ilk planlamaya göre %32 büyütüyor

Due to increasing demand from new and existing exhibitors requesting to take larger stands currently unavailable in the halls, FESPA has now decided to move the exhibition into larger halls, making it one third bigger than its original size. This expansion takes the show to 21,000 m2 (gross).

FESPA Eurasia is a show specifically designed for printers in this region. For the first time, FESPA will be in a position to deliver an event presenting new product innovation, technological advancements, applications, plus relevant conference content and new ideas, right to the Eurasian visitor’s doorstep.

İstanbul’da ilk defa 3 – 5 Ekim 2013 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan FESPA Eurasia 2013‘e daha 7 ay varken fuar alanının %80’den fazlası çoktan tahsis edildi bile, açıklaması yapan Fespa yönetimi yeni ve mevcut katılımcıların daha geniş stand alanı taleplerinin artması üzerine FESPA fuarı daha büyük salonlara taşıyarak ilk planlamaya göre üçte bir daha büyütmeye karar verdi. Bu genişlemeyle fuar alanı brüt 21.000 m2’ye çıkmış oluyor. FESPA Eurasia özellikle bu bölgedeki baskı hizmetleri şirketleri için tasarlanmış bir fuar. FESPA yeni ürün inovasyonları, teknolojik gelişmeler, uygulamalar ve konuyla ilgili konferanslar ve yeni fikirler sunan bir etkinliği ilk defa Avrasya bölgesindeki ziyaretçilerin kapısına kadar getirerek organize ediyor olacak.

Bu kadar yoğun ilgi hiç görmedim FESPA Yönetici Müdürü Neil Felton : “Fuar sektöründeki 17 yılımda ilk defa yapılacak bir fuara daha önce hiç bu kadar yoğun ilgi görmedim. FESPA Eurasia için gördüğümüz yoğun ilgi, sektörün FESPA kalibresinde bir etkinliğe duyduğu isteği gösteriyor. Stand alanlarını artırmak isteyen katılımcılarla yaptığımız olumlu görüşmeler pazarın canlılığını ve FESPA markasının gücünü gösteren cesaret verici kanıtlardır. ARED’in yerel pazardaki uzmanlığı ve FESPA’nın bölgede yaptığı ciddi yatırımlar birlikte düşünüldüğünde ARED ile olan ortaklığımızın da FESPA Eurasia’nın şu ana kadarki başarısında kilit rol oynadığına inanıyoruz.” 84

FESPA Eurasia farklı olacak Felton sözlerini şöyle sürdürdü: “FESPA’nın tüm fuarlarında ana ekseni oluşturan eğitimsel içerik FESPA Eurasia‘yı bu bölgedeki diğer fuarlardan farklı kılacaktır. FESPA, baskı hizmetleri şirketlerinin işlerini karlı bir şekilde geliştirmelerine yardımcı olmak üzere en son trendlerle ilgili bilgilerini paylaşan önde gelen uzmanların olduğu ve en iyi uygulama örneklerinin gösterildiği eğitimsel programlar sunmasıyla dünya çapında bir üne sahiptir.”

Katılımcıların görüşleri Solvetex Genel Müdürü Mehmet Efe FESPA Eurasia’nın önemi üzerine şöyle dedi: “Bizim işimiz için FESPA Eurasia’ya katılmamız önemli, çünkü uluslararası bir fuar. FESPA global bir marka, Türkiye’de ve dünyanın diğer taraflarında saygın bir marka ve biz bu fuarı gerçekleştirecekleri ve fuarın büyüklüğünü artıracakları konusunda onlara güveniyoruz.” Optimum Digital Planet firma sahibi Taner Güven: ”FESPA Eurasia’ya gelen yoğun talebe, ki fuar alanının büyütülmesi ihtiyacını doğurdu, şaşırmadım. Türkiye pazarının henüz değerlendirilmemiş büyük potansiyeli olduğunu düşünüyoruz ve fuara katılmayı gerçekten heyecanla bekliyoruz. Bu bölgedeki bir FESPA fuarının kesinlikle büyük bir başarı olacağına inanıyoruz.”

FESPA Managing Director Neil Felton comments: “In my 17 years in the exhibitions sector, I have never seen such an overwhelming response to a launch event. The level of interest we are experiencing for FESPA Eurasia underlines the market’s appetite for an event of FESPA’s calibre. The positive conversations we are having with exhibitors wanting to increase stand size is an encouraging testament to the buoyancy of the market and the strength of the FESPA brand. We also believe our partnership with ARED, with their local market expertise - coupled with the significant investment FESPA is making in the region - has been pivotal to the success of FESPA Eurasia so far.” Felton continues, “The educational content which is central to all FESPA events will make FESPA Eurasia different to any other show serving this region. FESPA is renowned worldwide for delivering leading educational programmes securing key experts to share knowledge on the latest trends and examples of best practice to help print service providers develop their businesses profitably.” Mehmet Efe, General Manager, Solvetex comments on the significance of FESPA Eurasia: “It is important for our business to exhibit at FESPA Eurasia, primarily because it is an international event. FESPA is a global brand, respected brand in Turkey, as well as the other parts of the world and we trust them to deliver and increase the size of the show.” Taner Güven, Owner, Optimum Digital Planet adds: “I am not surprised by the huge demand FESPA Eurasia has experienced, which has resulted in a need for the show to increase in size. We are really looking forward to exhibiting at the show as the Turkish sector has massive untapped potential. We believe that a FESPA exhibition in this region is sure to be a great success.”



aktüel

matbaa&teknik

Endüstriyel Baskı Fuarı InPrint Nisan 2014’de Yapılacak InPrint Exhibitor Bookings are Ahead of Target 8-10 Nisan 2014 tarihleri arasında Hannover’de yapılacak olan InPrint Fuarı için katılımcı alanlarının yaklaşık % 40’ının satıldığı, duyuruldu.

The InPrint Show, which takes place 8-10 April 2014 in Hannover, has already sold 40% of exhibitor space, as companies demonstrate an eagerness to be part of this new event whilst gaining advantage of the special founder booking rates which expire in April 2013. According to research consultancy, IT Strategies, industrial print has a market valuation of €80 Billion and with a CAGR for industrial inkjet of 11%, it is not surprising there is high interest for an event that connects innovative print technology with the manufacturing sector. Industrial print is widely regarded as the next big opportunity for print technologies, as traditional print markets either level off, or contract further.

Marcus Timson Yapılan açıklamada “Bu durum şirketlerin bu yeni etkinliğin bir parçası olmak için sabırsızlandığını gösteriyor. Rezervasyonların oranı Nisan 2013 için yapılanlardan çok daha fazla” deniyor. FM Brooks şirketi tarafından organize edilen ve endüstriyel baskı konusunu işleyecek olan InPrint fuarı için yapılan açıklamada şu bilgilere yer verildi: “Araştırma danışmanları, BT Stratejilerine göre endüstriyel baskının piyasa değeri 80 milyar euro ve endüstriyel inkjet için yıllık büyüme oranı %11. Bu nedenle, yenilikçi baskı teknolojisi ile üretim sektörünü birbirine bağlayan bir etkinliğe büyük ilgi gösterilmesi şaşırtıcı değil. Endüstriyel baskı, genellikle baskı teknolojileri için büyük bir fırsat olarak kabul ediliyor.” Endüstriyel baskı teknolojilerindeki yeniliklerin sergilenmesine odaklı bir ticaret fuarı olan InPrint konusunda yüksek bir talep olduğunu belirten FM Brooks Müdürü Frazer Chesterman, fuarda aynı zamanda üretim süreçlerine de yer verildiğinin altını çizdi. 86

Frazer Chesterman FM Brooks Müdür Yardımcısı Marcus Timson ise şunları söyledi: “InPrint’e katılmak için yapılan girişimler bizim için ilham verici. Çünkü bu fuar baskı teknolojisi üreticilerin üretim sektöründeki yeni piyasalara açılmak istediğini kanıtlayan bir fuar.” Almanya genelinden ve Asya ve Güney Amerika gibi diğer önemli üretim merkezlerinden çok sayıda üretim karar alıcısını çeken Hannover Messe ile birlikte yer alan InPrint, baskı teknolojisi sektörü ile endüstriyel üretim karar alıcıları arasında pan-Avrupa ölçeğinde ve uluslararası ölçekte bir bağ kurmayı başardı. Baskı teknolojisi sektöründeki katılımcılar, yeni piyasalara açılan niş etkinlikler için güçlü destek sağladıklarını açıkça gösterdi. İnkjet grafik üretiminde olgunlaştı ve ambalajlama, seramik, cam, tekstil, iç tasarım ve dekorasyon uygulamalarının yanı sıra basılı elektronikler ve enstrümantasyon üretimi gibi daha işlevsel uygulamalara aktarıldı, prova, prototipleme ve 3D Baskı yenilikleri ile yeni gelir fırsatları sunuldu.

‘There is no doubt that there is a high demand and enthusiasm for InPrint, a trade show that is focused upon showcasing innovation in industrial print technologies within the manufacturing process.’ says Frazer Chesterman, Director, FM Brooks. ‘And it is inspiring for us to receive such a superb reception for InPrint as it proves that print technology manufacturers want an event that opens up new markets in the manufacturing sector ‘ adds Marcus Timson, Co-Director, FM Brooks. ‘What is also clear is there is no support for the concept of adding another event alongside a traditional graphic show as this will not attract a manufacturing audience’ Chesterman concludes. InPrint is uniquely co-located with the Hannover Messe which attracts a large attendance of manufacturing decision makers from across Germany and other key manufacturing centres such as Asia and South America, meaning InPrint is perfectly placed to succeed in bridging the gap between the print technology sector and industrial, manufacturing decision makers on a panEuropean and international scale. Exhibitors within the print technology sector have clearly indicated a strong level of support for niche events that open up new markets. As a process, inkjet has matured in graphic production and is now fully transferable into new applications in packaging, ceramics, glass, textile, interior design and decor as well as more functional applications such as printed electronics, medical and instrumentation production as well as proofing, prototyping and 3D Print innovation providing a spectacular array of new revenue opportunities. InPrint has been developed over a period of the past 12 months with contributions from leaders and experts across the print spectrum and founder partners and ambassadors will be announced in April 2013.



aktüel

matbaa&teknik

Informa Exhibitions’ın Ipex 2014 hakkındaki açıklaması Informa Exhibitions’ statement about Ipex 2014 Canon Avrupa’nın Ipex 2014’den çekilmesi duyurusuna karşılık fuar organizatörü Informa Exhibition’dan yapılan açıklama şöyle:

Peter Hall, Managing Director, Informa Exhibitions, comments: “Ipex has been an integral part of the international printing industry for over 100 years, and therefore we do not wish to compromise the brand’s credibility. We will collaborate with all stakeholders to determine the role Ipex has to play to provide today’s printer and their customers with the ideas, insights and solutions to effectively promote the power of print media and its integration in the marketing mix. Further to these consultations, we will issue a statement about the future direction of Ipex shortly. “The Informa Group remains committed to delivering world class events with the support of key industry stakeholders and we will announce our plans in due course.”

Ipex 2014’s emerging market focus makes show a strategic event for many Picon members Comment by: Tim Webb, General Secretary, Picon:

Informa Exhibitions İdari Müdürü Peter Hall, Ipex’in 100 yılı aşkın süredir uluslararası baskı endüstrisinin dahili bir parçası olduğunu belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Bu nedenle markanın güvenilirliğinden taviz vermek istemiyoruz. Günümüzün matbaacılarına ve onların müşterilerine baskı malzemelerinin gücünü ve pazarlama karmasına entegrasyonu desteklemek amacıyla fikirler ve çözümler sunmak için Ipex’in oynaması gereken rolü belirlemek için tüm paydaşlarla iş birliği yapacağız. Bunlara ilave olarak, Ipex’in gelecekteki yönü hakkında bir bildiri yayınlayacağız.” “Informa Group, önemli endüstri paydaşlarının desteği ile birinci sınıf etkinlikler sunmayı taahhüt ediyor. Planlarımızı zamanı gelince duyuracağız.” Ipex, bu basın bildirisinin yayınlanmasından 13 gün sonra matbaa&teknik gibi iş ortaklarına bir açık mektup yayınladı. Mektubun hülasası 88

“As the UK economy struggles to emerge from the recession, the UK government is constantly reminding the country’s manufacturers that we are expected to play a significant role in ‘rebalancing the economy’ away from an overdependence on financial services and towards exports. The fall in the value of sterling in recent months helps, but this is counterbalanced by the uncertain economic outlook in both the Eurozone and the US. As a result, UK manufacturers are looking even more eagerly to emerging markets. “Which is why members of Picon, the leading association for UK manufacturers and suppliers to the printing sector, has welcomed Ipex 2014’s pledge to focus on attracting visitors from the still-expanding regions of Asia, the Middle East and Latin America. In contrast to the flat growth


aktüel

Ipex 2014’ün yapılacağı idi. Ipex yönetimi bin 600’den fazla matbaacı ile bir tür anket yapmış. Bu anket sonucuna göre matbaacılar, yenilikleri ve fırsatları daha çok anlamak istediklerini söylemişler. Özellikle baskının karışım ya da miks pazarlama içindeki durumu ya da içinde yer alabilmek için neler yapmaları gerektiğine dair bilgi isteyen matbaacılar için Ipex, baskı satın almacılarının, matbaacıların ve onların müşterilerinin bir araya getirileceği, bir ağ oluşturabilecekleri bir ortam sağlama kararı aldığını bildiriyor. Baskı arzı zinciri adını verdikleri bu topluluğun yeniliklere adapte olmasını ve baskının geleceğini inşa etmesini, sağlayacaklarını söyleyen Ipex yöneticileri, Ipex baskının kalbinde eğer siz de öyleyseniz siz de Ipex’te olacaksınız, diyor. Bu arada Picon genel sekreteri Tim Webb’ten de Ipex 2014 hakkında bir açıklama geldi. Yan sütunda ingilizcesini okuyabileceğinz bu açıklamada Webb, Ipex 2014’ün gelişen pazarlara odaklanmasının fuarı bir çok Picon üyesi için stratejik bir etkinlik haline getirdiğini, söylüyor. Ipex markasının gelişen pazarlarda

89

matbaa&teknik

görkemli bir güce sahip olduğunu 2010 Ipex’inde Ortadoğu ve Asya’dan 14 bin karar verici ziyaretçinin Ipex’i ilk kez ziyaret ettiğine dikkat çekiyor. Ancak Webb’in dikkate almadığı bir konu var ki Ipex 2014 katılımcılar açısından sürekli yara almayı sürdürüyor. Bu durumda Ipex 2014 için özellikle Türkiye’den ziyaretçi almak neredeyse imkânsız. Şimdilik bizim için yapılacak tek şey 2014 programlarımızı yapmadan once Informa Exhibition şirketinin yapacağı yeni hamleleri beklemek olacak.

in the developed economies, the combined value of these and other print media economies is forecast to grow from $273 billion in 2011 to $303 billion in 2014. “We are confident, too, that Ipex 2014 will deliver on this pledge, because the Ipex ‘brand’ has already demonstrated its pulling power in these regions. The overseas attendance at Ipex 2010 was 8% up on 2008, a rise driven in large part by visitors from the Middle East and Asia. A further powerful statistic was the 14,000 senior international managers for whom 2010 was their first Ipex. “And print service providers from these emerging markets will come to Ipex 2014 wishing to learn. Most are hungry to understand the new industry being shaped by digital and cross media and are prepared to invest. Ipex has always been the show where visitors expect to see many products that are ‘ready to buy’, not simply technology demonstrations. “And these visitors, remember, were drawn to Birmingham. Factor into the equation the global appeal of London, plus an International Delegation Programme specifically targeted at senior decision-makers in emerging markets and Ipex 2014 has high strategic importance for many industry suppliers.”


aktüel

matbaa&teknik

Hızlı büyüyen Basılı Elektronik Pazarı

Messe Düsseldorf ve ESMA arasında Stratejik İşbirliği Fast-growing Printed Electronics Market

Strategic Cooperation Between Messe Düsseldorf and ESMA PEPSO – Altı Düsseldorf ticaret fuarında Basılı Elektronik Ürünleri ve Çözümleri Özel Gösterisi “Basılı Elektronikler, Messe Düsseldorf’un önde gelen ilgili fuarlarını düzenlediği bir çok kullanıcı sektörde git gide daha çekici bir hale geliyor. PEPSO’yu oluştururken, ona kendi platformunu sağladık ve onu, perakende ticareti, cam işlemesi, paketleme, baskı ve ilaç ile ilgili diğer ticaret fuarlarına entegre ediyoruz,” şeklinde anlatıyor. “Belli hedef gruplarında Basılı Elektronik üreticilerine pazarlama vitrini sunmak için ideal bir pozisyondayız.” PEPSO gösterileri şu ticaret fuarlarında planlanmaktadır. COMPAMED 2013, EuroShop 2014, EuroCIS 2014, glasstec 2014, interpack 2014 and drupa 2016. Current information on PEPSO hakkındaki güncel bilgilere www.pepso-global.de adresinden ulaşılabilir.

Işıklı çocuk kitapları, ışık veren yufka inceliğindeki fayanslar ve mobil telefon şarj aletlerine sahip el çantaları – baskı elektronik ile birleştiğinde birçok dilek gerçeğe dönüşüyor. Yeni yöntemler, çeşitli potansiyele sahip uygulamalar, maliyeti uygun üretim ve kitle pazarına uygun bir çekicilik sunmakta. Laboratuvarda geliştirildikten sonra, Basılı Elektronikler artık, çok geniş yelpazedeki sektörde büyük bir pazar potansiyeli olan endüstrileşmiş bir alan haline geldi. Messe Düsseldorf bu modaya ayak uyduruyor ve Düsseldorf fuar merkezinde altı adet ilgili ticaret fuarı ile PEPSO – Basılı Elektronik Ürünleri ve Çözümleri özel gösterisini organize ediyor. Messe Düsseldorf’un Yönetim Müdürü Yardımcısı olan Hans Werner Reinhard

90

Basılı elektronik ürünleri ve çözümleri alanında karşılıklı destek hedefi ile Messe Düsseldorf ve görüntü, dijital ve flekso teknolojisinin özel basım üreticileri birliği olan ESMA, artık stratejik bir işbirliği içerisine girdiler. ESMA’nın CEO’su Peter Buttiens şu şekilde anlatıyor: “Baskı endüstrisi Fonksiyonellik ve Elektronik uygulamaları dikey bir şekilde entegre etmeye hazırdır. Bu anlaşma, Messe Düsseldorf’un dünya standartlarındaki fuarlarının kapsadığı bir çok endüstriyi ve pazarları kucaklamak adına baskı topluluğu için ideal bir fırsattır.” İki ortak, kendi halkla ilişkilerini ve internet faaliyetlerini bir ağ ile bağlayacak, birbirinin etkinliklerini pazarlayacak ve ilgili ortaklık etkinliklerinde kendilerini sergileyeceklerdir. Messe Düsseldorf, Düsseldorf’ta 6 ve 7 Mart tarihlerinde yapılacak olan AFIP (İleri Fonksiyonel & Endüstriyel Baskı) fuarında bir bilgi standı ile temsil edilecektir. Karşılığında, ESMA kendisini ilgili Messe Düsseldorf ticaret fuarlarında temsil edecektir.

PEPSO – Printed Electronics Products and Solutions Special show at six Düsseldorf trade fairs Children’s books with light switches, waferthin luminous tiles and handbags with inbuilt mobile phone chargers – when printing meets electronics, many wishes may come true. The new methods promise diverse potential applications, inexpensive production and mass market appeal. Once confined to the laboratory, Printed Electronics has now become an industrialised field with huge market potential in a wide range of sectors. Messe Düsseldorf is responding to this trend and organising the special show PEPSO – Printed Electronics Products and Solutions at six relevant trade fairs at the Düsseldorf exhibition centre. “Printed Electronics is becoming attractive in many user sectors for which Messe Düsseldorf stages the respective flagship fairs. In establishing PEPSO, we have therefore given the subject a platform of its own and are integrating it in the trade fairs for the retail trade, glass processing, packaging, printing and medicine,” says Hans Werner Reinhard, Deputy Managing Director of Messe Düsseldorf, explaining the strategy. “We’re in an ideal position to offer producers of Printed Electronics marketing showcases for specific target groups.” PEPSO showings are planned at the following trade fairs: COMPAMED 2013, EuroShop 2014, EuroCIS 2014, glasstec 2014, interpack 2014 and drupa 2016. Current information on PEPSO can be found at: www.pepso-global.de. With the goal of mutual support in the field of printed electronics products and so-


aktüel

lutions, Messe Düsseldorf and ESMA, the European association for specialist printing manufacturers of screen, digital and flexo technology, have now entered into strategic cooperation. “The printing industry is ready to vertically integrate Functionality and Electronic applications. This agreement is an ideal opportunity for the printing community to embrace the many industries and markets covered by Messe Düsseldorf’s range of world class exhibitions,” explains Peter Buttiens, CEO of ESMA. The two partners will network their public relations and internet activities, market each other’s events and present themselves at the relevant partner events. Messe Düsseldorf will be represented with an information stand at the coming AFIP – Advanced Functional & Industrial Printing – in Düsseldorf on 6 and 7 March. In return, ESMA will be presenting itself at the relevant Düsseldorf trade fairs.

ESMA and AFIP ESMA is the association for manufac-

91

matbaa&teknik

turers, printers and consultants in specialist printing, including printing technologies such as digital and screen. The printing world is changing more and more towards functional, technical and industrial printing applications and these areas are the focus of ESMA to further knowledge development throughout the industry. ESMA is a growing association and provides many benefits that can assist you with being at the forefront of specialist printing in Europe. Organised by ESMA, Advanced Functional & Industrial Printing 2013 (AFIP) will take place in Düsseldorf on 6-7 March. During the two-day conference, 20 high-level technical presentations will cover innovative possibilities and potential applications with screen and digital printing. Applications will cover different markets such as consumer goods, automotive and medical, as well as industrial areas including film insert moulding (FIM / IMD), printed electronics and functional printing. Space is limited so please visit www.afip2013.org now for the full conference programme and online registration.

ESMA ve AFIP ESMA, dijital ve görüntü gibi basım teknolojileri de dahil olan özel baskı ile uğraşan üreticiler, baskıcılar ve danışmanlar birliğidir. Baskı dünyası gittikçe, işlevsel, teknik ve endüstriyel baskı uygulamarına dönüşüyor ve bu alanlar, endüstri içerisinde bilgi gelişimini sağlamak için ESMA’nın odağı olmuş durumdalar. ESMA büyüyen bir birliktir ve Avrupa’da özel baskıcılığın en ön sırasında yer almanıza yardımcı olabilecek bir çok faydalar sunar. ESMA tarafından organize edilen , 2013 Advanced Functional & Industrial Printing (İleri Fonksiyonel & Endüstriyel Basım) 2013 (AFIP), 6-7 Mart tarihlerinde Düsseldorf’da gerçekleştirilecektir. İki günlük konferans boyunca 20 adet yüksek seviyedeki teknik sunumlar görüntü ve dijital basıma sahip yenilikçi fırsatlar ve potansiyel uygulamalara değinecektir. Uygulamalar, tüketici ürünler, otomotiv ve medikalin yanı sıra film giriş kalıplaması (FIM/IMD), basılı elektronikler ve fonksiyonel basım gibi endüstriyel alanların da içerisinde olduğu farlı pazarları kapsayacaktır. Alan sınırlıdır bu yüzden bütün konferans programı ve online kayıt için hemen www. afip2013.org adresini ziyaret edin.


aktüel

matbaa&teknik

Müller Martini Grubun Kurucusu 96 Yaşında Hayatını Kaybetti Founder of Muller Martini Group Dies at the Age of 96 Müller Martini Grubun kurucusu ve grafik sanatlar sektöründe makine üretiminin öncüsü Hans Müller; 96 yaşında, İsviçre, Zofingen ’de hayata veda etti. Hans Müller tarafından 1946 yılında geliştirilen ilk bloknot ve forma tel dikiş makinesi ile başlayan süreç, firmayı küresel bir gruba dönüştürdü. Bugün dünya genelinde Müller Martini tarafından geliştirilen yenilikçi çözümler ve servisler, matbaalar ve mücellitlerin, grafik sanatlar pazarında kendilerini en başarılı şekilde konumlandırmalarını sağlamaktadır. Birçok Müller Martini üretimi makine, hala kurucusu ve basılı malzemenin endüstriyel olarak üretiminin gerçekleşmesinde kilometre taşları oluşturmada öncülük eden Hans Müller’in damgasını taşımaktadır. İlk not defterinin tel ile dikilmesini takiben, beş yıl sonra Hans Müller ilk kapak takma makinesini, akabinde 1954 yılında otomatik forma beslemeli ve üç ağızlı bıçak ile kombine edilmiş tel dikiş makinesini geliştirdi. O dönemde rakip ürünler en çok, saatte 1000 kopya tel dikiş yapabilirken, Hans Müller’in geliştirdiği ve hayranlık veren teknik uzmanlığı sayesinde hız üç katına çıkarken tel ile dikilen ürünlerin kalitesinde de büyük ilerleme kaydedildi. 1958 yılında Hans Müller, tüm grafik sanatları endüstrisini şaşkınllık içinde bırakan “uçan dikiş kafalarını” uygulamaya geçirerek, ilk defa durdur-başlat olmaksızın dikiş yapılmasıyla üretim hızında kayda değer bir artış sağladı. 1964 yılında Maulburg – Almanya’da Grapha baskı makineleri fabrikasını kurduktan sonra, 1969 da İsviçre Felben’de bulunan Martini AG; 1998 yılında Almanya Bad Mergentheim‘da bulunan VBF Buchtechnoligie ile entegrasyonunu sağlayıp, uluslararası satış ve servis ağını da geliştirmek suretiyle, grubu, grafik sanatları endüstrisinde öncü bir sistem sağlayıcı olarak konumlandırdı. Şirketin başarısının en büyük dayanağı Hans Müller’in, yıllar boyunca, Müşterilerin ihtiyaçlarına odaklı yaklaşımıdır. Bu yaklaşımını, 92

kendisiyle yapılan bir röportaj esnasında şu sözlerle ifade etmiştir: “Mutluyum ki, ürettiğimiz makinelerle, beklentileri yüksek ve sezgileri güçlü Müşterilerimize yenilikçi ve pazarın ihtiyaç duyduğu çözümlere haiz makineler sunmayı başarabildik. Bazı çözümlerimiz tümüyle Müşterilerimiz tarafından verilen fikirlere uygun olarak geliiştirildi; bazıları ise Müşterilerimiz ile oluşturduğumuz yakın işbirliğinin sonucudur”. Başarıyı etkileyen bir diğer faktör ise, şirketin çalışanlarına büyük değer vermesinde gizlidir. Bu durumu kendisi şu şekilde ifade etmiştir: “Pek çok insana heyecan verici görevler vermiş olmak beni gururlandırıyor”. İlerleyen yaşına rağmen, şirketin Zofingen’deki merkez ofisine düzenli olarak gitmeye devam etmesini, Hans Müller’in şirkete ve çalışanlarına olan derin bağlılığının bir sonucu olarak görmek gerekir. Hans Müller’in ebediyete intikali ile dünya, on yıllarca grafik sanatları endüstrisini biçimlendiren önemli bir liderini de yitirmiş oldu. Müller Martini Türkiye temsilcisi Pasifik Trading Yönetim Kurulu Başkanı, Şafak Okaygün “1987 yılından beri birlikte çalışma imkanını bulduğum, sanayimizin efsane liderlerinden Hans Müller’in kaybından büyük üzüntü duydum. Hans Müller gibi bir hayata bu kadar çok başarıyı sığdıran insan sayısı pek azdır. Değerli Müller ailesine başsağlığı diliyorum” dedi.

What started out in 1946 with the first pad and booklet stitching machine developed by Hans Müller gave rise to a global company group that enjoys outstanding international renown. Today, innovative system solutions and services from Muller Martini on all continents enable printing houses and finishing companies to position themselves successfully on the graphic arts market. Many Muller Martini machines still bear the hallmark of company founder Hans Müller, a trailblazer who set several crucial milestones for the industrial production of print products. Five years after the first pad stitching machine, he constructed the first perfect binder, followed by the first saddle stitcher with automatic signature feeders, coupled with a three-knife trimmer in 1954. While the competition at that time could stitch at most 1,000 copies per hour, the new fully automated machine quadrupled that rate and even offered improved quality thanks to Hans Müller’s technical expertise. In 1956, he astounded the graphic arts industry with “flying stitching heads”, which for the first time stitched without stop and go, enabling a further significant increase in production speed. With the founding of the Grapha printing press factory in Maulburg, Germany (1964), the integration of Martini AG in the Swiss village of Felben (1969) and of VBF Buchtechnologie in the German town of Bad Mergentheim (1998), and the development of a worldwide sales and service network, the group consolidated its position as the leading system provider in the graphic arts industry. The company’s success was based on the constant focus Hans Müller placed on the needs of customers over the years. “I’m happy that I’ve managed to provide our discerning customers with innovative and market-driven solutions in the form of our machines. Some solutions were developed in response to suggestions by customers and in close cooperation with them,” he once said in an interview. Another important factor for success was the high esteem in which the company holds its employees. “I find it highly gratifying that I could give many people interesting tasks.” It is indicative of Hans Müller’s deep commitment to the company and its employees that he went almost daily to his office at the Muller Martini head office in Zofingen even at an advanced age. With Hans Müller’s passing, the world has lost a pioneer who shaped the graphic arts industry for decades.


aktüel

matbaa&teknik

New International Sales Manager for QuadTech QuadTech, Inc. announced the appointment of Chuck Irons as its new International Sales Manager. Mr. Irons will oversee the sales efforts of the technology leader worldwide, with the exception of the Americas. He brings over 33 years of printing industry experience to his new role, having previously held positions with Contiweb, Heidelberg, and Goss International. “We are thrilled to get someone of Chuck’s caliber on our team,” says QuadTech President, Karl Fritchen. “His extensive experience in our industry complements the team we have in place in Europe and Asia. Chuck’s strengths as a networker and team player will help to keep us focused on the growth opportunities we have identified.” Chuck Irons comments: “From my past experience in this industry, I’m very familiar with

93

QuadTech’s role in driving the industry forward, standardizing quality, and making print

more profitable. I was drawn to the company by their global reach, and by their strong commitment to innovation. In 2012, QuadTech developed more new products than in any prior year of its 34-year history. This makes us wellplaced to raise the long-term competitiveness of our customers.” QuadTech is also aggressively adding more sales agents to its international network. “We’ve already announced the appointment of ColorConsulting S.r.l. (Italy) this year,” says Fritchen. “We have also reached agreement with six more agents, which we’ll announce in the coming weeks. And we expect that number to rise before the end of the year. Rather than shrinking back during difficult economic times, we’re seeing growth potential for our customers, and increasing interest in QuadTech solutions.”


aktüel

matbaa&teknik

Kodak, Yenilikçi Dijital Baskı Çözümleri Kodak Showcases Innovative Digital Print Solutions at Gulf Print & Pack 2013 KODAK NEXPRESS Altın ve Sedef Kuru Mürekkep KODAK NEXPRESS Gold and Pearlescent Dry Ink efektleri baskı iletişimlerine ‘etkileyici’ yön effects adds ‘wow factor’ sunuyor to print communications

Kodak will showcase a raft of innovative print solutions at Gulf Print & Pack 2013 on Stand B1, Hall 4 at the Dubai World Trade Centre, April 8 – 11.

Kodak, 8-11 Nisan tarihleri arasında Dubai Dünya Ticaret Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan 2013 Gulf Print & Pack Fuarında, B1 Standı, Salon 4’te pek çok yenilikçi baskı çözümlerini sergileyecek. Ziyaretçiler, KODAK NEXPRESS Digital Production Color Press’in sunduğu dikkat çekici fırsatları, yüksek rekabete sahip pazarda kendilerini ortaya çıkarmak isteyen matbaacılara yardımcı olabilecek olan Kodak’ın NEXPRESS Beşinci Görüntüleme Ünitesi Çözümleri ile tanıklık edebilecekler.

Göz kamaştırıcı bir başarı elde edin KODAK NEXPRESS SX3300 Digital Production Color Press, tek bir seferde renkleri, altın ve sedef (henüz ticari olarak mevcut olmayan teknolojik gösterimler) efektleri, Kodak’ın eşsiz in-line boyutsal baskısını, yüksek kaliteli lak baskısını, in-line fligranını veya lak baskısını ayırt edebilen Kodak’ın NEXPRESS Beşinci Görüntüleme Ünitesi Çözümlerinin ayrıcalıklı ve yenilikçi çözümlerini ortaya koyacak. drupa’da duyurulan, çarpıcı yeni mürekkepler, mükemmel baskı ürünleri üretmeye ve markaların, özellikle kitap 94

Visitors will be able to witness the new attention-grabbing possibilities of the KODAK NEXPRESS Digital Production Color Press with Kodak’s NEXPRESS Fifth Imaging Unit Solutions that help printers differentiate themselves in a highly competitive market. Achieve sparkling success The KODAK NEXPRESS SX3300 Digital Production Color Press will demonstrate the extensive creative features of Kodak’s NEXPRESS Fifth Imaging Unit Solutions which enable spot colors, gold and pearlescent (technology demonstrations, not yet commercially available) effects, Kodak’s unique in-line dimensional printing, high-quality gloss, in-line watermarking, or coating in a single pass. Announced at drupa, the striking new inks help to produce stunning print products and help brands win the battle for consumers’ attention – particularly for book covers and direct mail applications. The NEXPRESS Press will also be showing the impact of its Long Sheet option for increased job flexibility and throughput. Komal Sharma, Managing Director Kodak, Middle East & Africa, believes the new inks will have a big impact: “The metallic Gold sparkle



aktüel

matbaa&teknik

kapakları ve doğrudan posta uygulamaları için tüketicilerinin dikkatini çekmelerine yardımcı oluyor. NEXPRESS Pres ayrıca, arttırılmış iş esnekliği ve üretilen iş için kendi uzun tabaka seçeneğinin etkisini de gösterecek. Kodak Orta Doğu ve Afrika İdari Müdürü Komal Sharma, yeni mürekkeplerin büyük bir etki meydana getireceğine inandığını belirtti ve sözlerine şöyle devam etti “Metalik Altın kıvılcım efekti, doğrudan posta, sertifikalar, fotoğraf ve bilet gibi uygulamalara farklı bir özellik ve yeni bir bakış açısı ekliyor. Altın efektinin altına çeşitli işleme renklerinin farklı kombinasyonlarını koyarak altın tonlu renk tonları da elde edilebiliyor. Altın efektini tecrübe etmek için yalnızca ME Printer ve Printweek ME Mart kapaklarını veya standımızdaki çeşitli pazarlama iletişim broşürlerini ve davet örneklerini inceleyin.” KODAK NEXPRESS Platformundaki Print Genius üretkenlik ve kalite kontrol araçları takımındaki eşsiz bir öğe olan Akıllı Kalibrasyon Çözümü (ICS) 3. sürüm yazılımı, baskı değişmezliği ve hızlı işlemeyi garanti altına alıyor ve üretim serisinde baskı makinelerinin en yüksek düzeyde ortaya koydukları kaliteyi sürdürmelerine yardımcı olan % 20 oranında daha hızlı olan bir işleme süresi sunuyor.

Ayrıntılı portföy vitrine çıkarıldı Kodak, KODAK Stream Inkjet Teknolojisini kullanan KODAK PROSPER S-Serisi Imprinting Sistem’inin yenilikçi imkânlarını vurgulayacak. PROSPER Imprinting Sistemi kullanıcılara, karma bir kurulum oluşturma ve kişiselleştirilmiş, yüksek ölçekli ürünler üretme fırsatını sunuyor. Rulo beslemeli lazer baskıyla karşılaştırıldığında daha hızlı iş devri süresi, düşük maliyetler ve yüksek üretkenlik ile, sistemin mevcut ekipmanlara ve üretim işlemlerine entegre edilmesi çok kolay oluyor. Karma baskı, kuruma süresini ortadan kaldırarak üretim zamanında yaklaşık iki gün kazandırıyor ve kağıtların ofset baskı makinesinden geçişinde inline baskıya imkân sağlıyor. Gösterilecek olan ürün, drupa’da da sunulan KODAK SONORA XP işlemsiz kalıp olacak. Yüksek kalitede termal görüntüleme sunan ve plaka işlemesini tamamen ortadan kaldıran SONORA XP kalıpları, üretimi arttırıyor, operasyonları basitleştiriyor ve plaka yapımı için gerekli olan adım sayısını düşürerek maliyetleri azaltıyor. SONORA XP kalıpları, daha az zemin alanı talep ederken ve enerji tüketimini azaltırken, ekipman işlemesi ve kimyasallarla ilgili bütün maliyetleri ortadan kaldırıyor — bunların hepsi baskının çevresel izdüşümünü azaltmak 96

effect adds something different and breathes new life into applications like direct mail, certificates, photo and tickets. You can also create variations of gold-toned tints, by putting combinations of process colours underneath the gold effect. Just check the ME Printer and Printweek ME March covers to experience the Gold effect or come and view a wide range of marketing communication leaflets and invitation samples at our booth.” The Intelligent Calibration Solution (ICS) version 3 software, a unique element in the KODAK NEXPRESS Platform’s Print Genius suite of productivity and quality control tools, ensures print uniformity and fast processing and enables a 20 percent faster processing time helping printers maintain peak quality throughout the production run.

Extensive portfolio showcased Kodak will highlight the creative possibilities of the KODAK PROSPER S-Series Imprinting System, which uses KODAK Stream Inkjet Technology. The PROSPER Imprinting System allows users to create a hybrid set-up and produce personalised, highly targeted products. With faster job turnaround time, lower costs and higher productivity for imprinting applications when compared to roll-fed laser printing, the system is easy to integrate with existing equipment and production processes. Hybrid printing enables imprinting on the sheets inline as they pass through the offset press, eliminating drying time and saving up to two days in production time. Showcased will be the drupa-launched KODAK SONORA XP Process Free Plate. Offering high-quality thermal imaging and the complete elimination of plate processing, SONORA XP Plates increase productivity, simplify operations, and remove costs by reducing the number of steps required for platemaking. SONORA XP Plates completely eliminate all costs associated with processing equipment and chemistry, while requiring less floor space and reducing energy consumption— all great for reducing the environmental footprint of printing, but even better for its bottom line. What makes SONORA XP Plates unique is that they offer all the benefits of process free, plus the productivity and print capabilities that printers expect from mainstream plates.



aktüel

matbaa&teknik

için mükemmel ancak en alt satır için daha da iyi. SONORA XP kalıpları eşsiz yapan, bütün işlemsiz ortamın faydalarını sunması ve baskıcıların yaygın plakalardan bekledikleri üretimi ve baskı kapasitesini ortaya koyması. Kodak, KODAK ACHIEVE Hepsi Bir Arada CtP Sistemi’nin, ilk defa dijital görüntülemeye geçen veya o alanda daha yüksek bir performansa geçiş yapmak isteyen müşteriler için kendisinin son teknoloji ürünü olan görüntüleme ve plaka teknolojileri hakkında düşük maliyetli bir erişimde bulunabileceklerini anlatmaktan mutluluk duyacak. Sharma konuyla ilgili şunları söyledi: “Pozlayıcı, kalıplar, iş akışı yazılımı, işleme ve kimyasallar da dâhil olmak üzere, CtP Sistemi’nin tamamı, muhteşem görüntü kalitesi, baskıda gerçek istikrar ve operasyonel verimlilik gibi Kodak’ın Termal Görüntüleme Teknolojisinin sağladığı bütün faydaları şimdi bütün matbaacılar sunuyor. Düşük kimyasal kullanımı ve düşük artık, potansiyel masraf tasarrufu ve iyileştirilmiş bir çevresel izdüşüm gibi özellikler de bütün baskıcılar tarafından kullanılabiliyor.” Fuarda 1067 x 1524mm ölçülerine kadar KODAK FLEXCEL NX kalıplarını destekleyen KODAK FLEXCEL NX Wide Sistem’in örnek görüntüleri mevcut olacak. KODAK FLEXCEL NX Plates, ofset ve roto gravüre eşit bir kalite sunmaya ek olarak, geniş renk skalası, etkin mürekkep transferi ve geleneksel dijital fleksografik kalıplara oranla daha iyi baskı tutarlılığı sayesinde baskı odası etkinliğinde önemli bir ölçüde iyileştiriyor. İş akışı, sayfaların etkin bir şekilde üretimini ve baskıya teslimatını yönetiyor. Standda KODAK INSITE Prepress Portal Sistemi ve KODAK PRINERGY 6 İş Akışı Sistemi’nin canlı gösterilerini sunan iki adet iş akışı istasyonu bulunacak. Ödüllü PRINERGY Workflow iyileşen baskı öncesi kabiliyetler, kişiselleştirilebilen otomasyon, üçüncü parti entegrasyonu ve ileri derece renk ve görüntülüme becerilerini arayan ticari baskı ve ambalaj şirketlerince yaygın bir şekilde kullanılıyor. PRINERGY Workflow 6’nın en yeni sürümü, üretim planlaması ve iş amacı ile teşvik edilen birleşik iş yönetimi sağlayarak bir adım ileriye gidiyor ve üretim işlemlerinde düşük maliyetleri beraberinde getiriyor. INSITE Prepress Portal Sistemi, müşterilere, baskı öncesi operatörlerine ve hizmet teknisyenlerine, uzaktan iş yapma önerimi, süreç gözlemi, iş birliği ve uzaktan kontrol ve onay için güvenli bir web erişimi sağlayarak iş akışının en önemli noktalarını otomatik hale getitiyor. Sharma sözlerini şu şekilde bitirdi: “Fuarda müşteriler ve olası tüketiciler ile tanışmak, onların belli ihtiyaçlarını anlamamız adına bize bir fırsat veriyor ve ayrıca onların ihtiyaçlarına göre hangi KODAK Çözümüne ihtiyaç duyduklarını anlamamıza yardımcı oluyor. Ayrıca onların gelirlerini ve kârlılıklarını arttırmaları için yeni yollar arıyoruz. Bu şekilde baskı haneler ile ortaklaşa çalışarak, müşterilerimizin kendi işlerini büyütmelerine yardımcı oluyoruz.”

98

Kodak will be happy to discuss how the KODAK ACHIEVE All-In-One CTP System offers affordable access to its state-of-the-art imaging and plate technologies, ideal for customers transitioning to digital imaging for the first time or upgrading to a higher level of performance in that region. Sharma states: “Including platesetting, plates, workflow software, processing, and chemistry, the complete CTP System delivers all the benefits of Kodak’s Thermal Imaging Technology such as exceptional image quality, true stability on press and operational efficiencies accessible now to all printers. With low-chemistry usage and reduced waste, potential cost savings and an improved environmental footprint can also be enjoyed by printers.” There will be samples on display of the KODAK FLEXCEL NX Wide System, which handles KODAK FLEXCEL NX Plates up to 1067 x 1524mm (42 x 60in). In addition to delivering quality equal to offset and rotogravure printing, KODAK FLEXCEL NX Plates significantly improve press-room efficiency, due to their wide color gamut, efficient ink transfer, and better print stability than traditional digital flexographic plates. Workflow manages the efficient production and delivery of pages to the press. On the booth there will be two workflow stations, running live demos of the KODAK INSITE Prepress Portal System and KODAK PRINERGY 6 Workflow System. The award-winning PRINERGY Workflow is widely used among commercial print and packaging companies seeking increased prepress capabilities, customizable automation, third-party integration, and advanced color and screening proficiencies. The newest version of PRINERGY Workflow 6 goes even further by providing unified job management driven by production planning and job intent, resulting in reduced costs in the manufacturing process. The INSITE Prepress Portal System automates some of the most critical workflow steps by providing secure web access to customers, prepress operators and service reps for remote job submission, progress tracking, collaboration, remote proofing and approvals. Sharma concludes: “Meeting with customers and prospects at the show is an opportunity to understand the specific challenges they are facing, and allows us to determine which KODAK Solutions are best suited to their needs. We also explore new ways they can increase revenue and drive profitability. By working in collaboration with print houses this way, we partner with our customers to help them grow their business.”


aktüel

Focus on Takeover of Flexotecnica in Italy KBA plans acquisition in growing flexible packaging market

Healthy finances make it possible for Koenig & Bauer AG (KBA) to invest in growth markets. Following the entry into the promising digital print market at Drupa 2012 with an inkjet web press produced at KBA’s main plant in Würzburg, the takeover of Flexotecnica in Tavazzano, near Milan, signals the entry into the growing print market for flexible packaging (especially films). Flexotecnica is a subsidiary of Officine Meccaniche G. Cerutti (OMGC), an Italian company specialized in gravure for packaging and publication with headquarters in Casale Monferrato near Turin. With approx. 100 employees Flexotecnica builds and merchandises central-cylinder flexo presses for printing on various flexible packaging materials. So far the Italian company is mainly present in Europe and in some overseas markets. The manufacturing of parts has been completely outsourced. KBA views this planned takeover as an opportunity to expand its strong market position in the folding carton market into a further growing packaging segment by using its own international organisation. The price for the majority stake in the Italian company will be in the high single-digit million euros, following adjustments on the basis of agreed items made on the settlement date. The acquisition has already been approved by the KBA supervisory board. The final takeover by KBA is still subject to conditions which have to be met in the next few months, e.g. review by antitrust authorities. Both parties have agreed not to disclose any further details concerning the takeover at this time.

matbaa&teknik


aktüel

matbaa&teknik

Ambalaj Matbaaları İtalya’ya! Eğer işiniz ambalaj üretimi ise Converflex muhakkak gitmeniz gereken bir fuar. Geçtiğimiz ay içinde Milan’da Converflex ile ilgili bir basın konferansı gerçekleştirildi. Konferansa İtalya ve diğer Avrupa ülkelerinden toplam 20 dergi davet edilmişti. Eğer işiniz ambalaj üretimi ise Converflex muhakkak gitmeniz gereken bir fuar. Geçtiğimiz ay içinde Milan’da Converflex ile ilgili bir basın konferansı gerçekleştirildi. Konferansa İtalya ve diğer Avrupa ülkelerinden toplam 20 dergi davet edilmişti. (Türkiye’yi temsilen matbaa&teknik dergisinin davet edilmesi bizim için bir onur oldu.) Organizasyon İtalya’da bulunan COM (comunicazione B2B, marketing, relazioni pubbliche, organizzazione eventi) tarafından organize edildi. Şirketin kurucusu Maria Laura Lombardini, toplantının moderatörlüğünü bizzat yaptı. Konferansa sırasıyla BST (kalite kontrol sistemleri), CAMIS (flekso kalıp montaj ve sökme sistemleri üreticisi), GAMA (mürekkep kontrol sistemleri), hubergroup (baskı mürekkep ve kimyasalları), Kodak (flekso CtP sistemleri), Re (converting için üretim ekipmanları) ve Uteco Group (flekso ve gravür baskı makineleri) şirketleri katıldılar.

Maria Laura Lombardini İtalya’nın basım ve ambalaj endüstrileri için düzenlediği eş zamanlı iki fuar; Grafitalia ve Converflex 7 – 11 Mayıs tarihleri arasında Milan’da bulunan Feira Milano fuar merkezinde gerçekleştirilecek. Bu eş zamanlı iki fuardan Grafitalia, basım endüstrisine yönelik bir fuar ve aslında lokal bir organizasyon. Ancak İtalya ambalaj makineleri üretimi alanında lider ülkelerden biri. Bu sebeple Converflex uluslararası bir organizasyon kimliğine sahip. Birçok İtalyan üretici bu fuara çok önem veriyor. Yeniliklerini Converflex’te sergilemeye hazırlanıyorlar. Her iki fuar da Türkiye’deki matbaacıların yabancı olmadığı organizasyonlar. Geçtiğimiz versiyonlarında pek çok Türk matbaacı ziyaret etmişti ve üretici şirketlerimiz katılımcı olarak yer almıştı. Bu yıl Printtek 2013 ile çok yakın tarihlerde gerçekleşecek. Bu sebeple bu sene az katılımcı olduğunu düşünüyorum. Türkiye’den sadece Gür-İş Makine yer alıyor. 100

Bu şirketlerin ve İtalyan flekso baskı makine üreticisi OMET’in fuarda tanıtacağı yenilikleri ilerleyen sayfalarda okuyabilirsiniz. Ben bu yazıda beni etkileyen bir iki noktadan bahsetmek istiyorum.

Avrupa’nın Gözü Türkiye’nin Üzerinde Öncelikle bir kez daha gördüm ki Avrupa’nın gözü Türk basım endüstrisinin üzerinde. Bunun en önemli sebebi tabii ki güçlü görünen Türkiye ekonomisi. Nüfusumuz, genç oluşumuz, gelişen pazar oluşumuz, ambalaj endüstrisinde çok geniş ve büyüyen bir pazara sahip olmamız diğer klasik sebepler. Beni en çok şaşırtan bir diğer nokta da basın konferansındaki katılımcıların Türkiye’yi ve Türk matbaalarını yakından tanıyor olmaları ve düzenli ziyaret ediyor olmaları. BST zaten İstanbul’da bir ofise sahip. hubergroup da öyle. Kodak Türkiye’de ambalaj alt yapısı güçlü olan bir distribütöre sahip (Dereli Graphic). Uteco, Yıldız A,Ş ile işbirliğini geçtiğimiz yıl İstanbul Ambalaj fuarında açıklamıştı. GAMA Türkiye pazarı için CAMIS, Isra Vision, ABB ve ocme gibi güçlü partnerlere sahip İ&C şirketi ile çalışıyor ve düzenli Türkiye ziyaretleri yapıyor.

Son tespitim ise ekonomik olumsuzlukların Avrupa’nın canını çok yakmış olması. Herkes kötü ekonomiden bahsediyor. Özellikle İtalya için son seçimlerden ortaya çıkan kaosu da eklemeli. Bana 10 - 15 yıl öncesinden çok tanıdık gelen bu can yakıcı gelişmelerin Avrupa, özellikle İtalya için çok uzun sürmeyeceğini düşünüyorum. Benim iddiam o ki eğer sanayiniz varsa ekonomik problemler gelip geçicidir. Tıpkı Almanya’nın otomotiv ve ağır sanayiye sahip olması gibi İtalya’nın ambalaj makine üretimi onları ayakta tutacaktır. İspanya ve Yunanistan gibi turizme adanmış ülkelerin ise vay haline demekten başka aklıma gelen bir şey yok.

Milan’da Sizi Bekleyenler Var İtalyan Centerexpo Spa tarafından organize edilen ve yine İtalyan ambalaj birlikleri ACIMGA ve ASSOGRAFICI tarafından desteklenen Converflex fuarı, Türk ambalaj matbaacılarını en yeni gelişmeleri göstermek üzere bekliyor. Türkiye medya partneri olarak http://www.grafitalia.biz/grafitalia/eng/ cooperating-media biz bu fuara ilişkin bilgileri size aktarmaya devam edeceğiz. Fuarın ilk günleri fuar alanında olacağız ve dergimizin Mayıs 2013 sayısı fuar alanında medya merkezinde dağıtılıyor olacak. Fuara ilişkin bilgilere http://www.converflex.it adresinden ulaşabilirsiniz.



aktüel

matbaa&teknik

BST Italia Converflex 2013’te yeni standartları tanıtıyor BST Italia presents new standards on Converflex 2013 Kalite güvencesi için yeni çözümler İtalya’da ilk defa tanıtılıyor

New solutions for quality assurance shown in Italy for the first time

BST Italia, a subsidiary of BST International GmbH, presents trendsetting innovations and well proven quality assurance systems at Converflex in Milan (hall 3, booth K03/L04). Highlights on the largest booth in company’s history are QCenter, QCenter.Spectral and new developments for web guiding applications. Visitors are also informed about the new BST solutions for production optimization and measurement of flat web materials.

Paolo Tamburrini BST Italia, BST International GmbH’nin bağlı bir kuruluşu ve Milano’da yapılacak Converflex’de (Salon 3, Stant K03/L04) kanıtlanmış kalite güvence sistemlerini ve çığır açan yenilikleri tanıtacak. Şirket tarihinin en büyük standında vurgulanan ürünler QCenter, QCenter.Spectral ve web kılavuzluk uygulamaları için yapılan yeni gelişmeler olacak. Ziyaretçiler, üretim optimizasyonu ve flat bobin malzemelerinin ölçülmesi için geliştirilmiş yeni BST çözümleri hakkında bilgilendirilecek.

denetleme gibi işlevleri entegre ediyor. Operatör sezgisel dokunmatik ekran arayüzü aracılığı ile renk ölçümü, zoom, görüntü ayrıntıların seçimi ve bobin genişliğinin izlenmesi gibi her türlü eylemi kontrol ediyor. QCenter ayrıca yüksek çözünürlüklü HDTV kalitesinde tam tekrarı birebir görüntüleme özelliğine sahip.

En son yapılan drupa’da en çok dikkat çeken ürün, çalışan bobinlerin üretim kontrolünde standartlar oluşturan QCenter.Spectral inline spektral ölçüm sistemini içeren modüler QCenter ürün hattı oldu. Ve italya’da ilk defa gösterilecek.

Inline spektral ölçüm sistemi QCenter. Spectral baskı üretiminde belirtilen renkler ile ilgili güvenilir inline ve çevirim dışı verileri elde edilmesi amacıyla sektörün artan ihtiyaçları için çözüm sunuyor. X-Rite ile yapılan yakın geliştirme ortaklığı sayesinde inline ölçüm sonuçları ve elde tutulan sabit sonuçlar ile ilk defa karşılaştırılıyor. Bu, renk kalitesinin kontrolü ve iş akışı basitleştirilmesi için geliştirilen yeni endüstriyel standart.

Çok çeşitli özelliklerin merkezi kontrolü için çok yönlü modüler bir ürün hattı olan QCenter bobin denetleme ve tek bir platformda %100

Bunun yanı sıra, başarılı bobin kılavuz kontrolörü ekr 500 Plus’un dijital olarak geliştirilmiş şekli olan ekr 500 dijital İtalya’da ilk defa

102

Being a real show stopper on last drupa, the modular QCenter product line including the QCenter.Spectral inline spectral measurement system set the standards in the production control on running webs. Now it will show in Italy for the first time. QCenter is a sophisticated, modular product line for centralized control of numerous features: It integrates functions such as web inspection and 100% inspection on a single platform. Via the intuitive touch screen interface, the operator controls any actions such as color measurement, zooming, selection of image details and monitoring of the entire web width. In addition, QCenter features the oneto-one display of the complete repeat in high resolution HDTV quality. The inline spectral measurement system QCenter.Spectral provides the solution for the ever growing need of the industry to obtain both reliable inline and offline data on specified colors over the entire print production. Due to the close development partnership with X-Rite the results of inline measurement and measurement with stationary handhelds are comparable for the first time. This is the new industrial standard for color quality control and workflow simplification. Also presented for the first time in Italy is



aktüel

matbaa&teknik

ekr 500 digital, the digital enhancement of the successful web guiding controller ekr 500 Plus. By changeover to digital technology ekr 500 digital provides simpler connectivity and ease of operation. In combination with the newly designed CompactGuide rotating frame guide, the customer gets a Plug & Play system for a broad range of web guiding tasks. By the recent acquisition of BST ProControl (former Betacontrol and Protagon), BST enlarged the product portfolio by solutions for flat web materials like layer thickness and basis weight measurement. In Milan, visitors will get some informations about the production optimization possibilities these solutions offer. Moreover, the capabilities of well-established products for quality assurance on running webs, like CLS Pro 600 and SUPER HANDYScan 4000 will be present. “Converflex is the unique platform to present our sophisticated solutions”, says Paolo Tamburrini, Managing Director of BST Italia. “Our visitors get a comprehensive overview of the production-optimizing benefits our systems offer in daily practice”.

tanıtıldı. ekr500 dijital teknolojisine geçiş ile dijital baskıda daha basit bağlanabilirlik ve faaliyet kolaylığı sağlanıyor. Yeni tasarlanmış CompactGuide döner çerçeve kılavuzu ile müşteriler çok çeşitli bobin kılavuzluk görevleri için Tak Çalıştır sistemi elde ediyor. BST ProControl ile (eski adıyla Betacontrol ve Protagon), BST tabaka kalınlığı ve temel ağırlık ölçümü gibi düz web malzemeler için çözümler geliştirerek ürün portföyünü genişletti. Milano’da ziyaretçiler bu çözümlerin sunduğu üretim optimizasyonu fırsatları hakkında bilgi sahibi olacak. Bunun yanı sıra, CLS Pro 600 ve SUPER HANDYScan 4000 gibi çalışan webler ile ilgili kalite güvencesi için geliştirilen ürünler tanıtılacak. BST İtalia İdari Müdürü Paolo Tamburrini “Converflex’in şirketlerinin sunduğu çok yönlü çözümleri tanıtmak için benzersiz bir platform olduğunu söylüyor: “ Ziyaretçilerimiz sistemlerimizin günlük uygulamada sunduğu üretim optimize edici faydalar hakkında ayrıntılı bilgi ediniyor.”

104



aktüel

matbaa&teknik

Ambalaj Baskısında Gecko Teknolojisi Huber Group Transfer Mürekkepleri Proje Müdürü Massimiliano Caretta Fantini, flexo ve solvent bazlı roto gravürün ambalaj sektöründe geleceği olduğunu düşündükleri için Gecko teknolojisine yatırım yaptıklarını söylüyor.

Massimiliano Caretta Fantini

Converflex’in basın konferasında bir araya geldiğimiz Huber Group Transfer Mürekkepleri Proje Müdürü Massimiliano Caretta Fantini’ye Huber Group’un stratejilerini ve Gecko teknolojisini sorduk. matbaa&teknik: Huber’in global pazardaki yerinden bahseder misiniz? Massimiliano Caretta Fantini: Dünya mürekkep pazarında ilk 3 içindeyiz. 2012 senesinde yaklaşık 840 milyon Euro ciromuz oldu. Bu ciroya dünya çapında 3 bin 600 çalışanımızla ulaştık. matbaa&teknik: Hangi segmentte daha güçlüsünüz? Massimiliano Caretta Fantini: Geleneksel olarak ticari baskılar, ofset ve benzerlerinde güçlüyüz ama şimdi hubergroup olarak tüm mürekkep sistemlerinde iddialıyız; özellikle ticari baskılarda kullanılan mürekkeplerde, gazetelerde kullanılan mürekkeplerde, güvenlik mürekkeplerinde ve polyester baskıda öne çıkıyoruz. 106

matbaa&teknik: Bir mürekkep üreticisi olarak sizce hangi teknolojinin ambalaj sektöründe bir geleceği var? Massimiliano Caretta Fantini: Flexo ve solvent bazlı roto gravürün kesinlikle bir geleceği olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle Gecko teknolojisini geliştirmek için çok fazla çaba harcadık. matbaa&teknik: Baskı altı malzemelerle ilgili neler söyleyeceksiniz? Massimiliano Caretta Fantini: Gecko teknolojisi ve diğer teknolojilerle birlikte üretimimiz tüm baskı altı malzemeler üzerine yapılan uygulamaları kapsıyor. matbaa&teknik: Türkiye’yi her ay ziyaret ediyorsunuz ve Türkiye’yi iyi tanıyorsunuz. Bu ziyaretlerin sebebi nedir? Massimiliano Caretta Fantini: Bu ziyaretlerim özel uygulamalar için oluyor ayrıca Türkiye’de hubergroup’un bir ofisi var biliyorsunuz. Ayda bir yahut iki ayda bir gelme sebebim



aktüel

matbaa&teknik

ise süblimasyon mürekkepleri gibi özel uygulamaları geliştirmek. matbaa&teknik: Türkiye pazarıyla ilgili yorumlarınız neler? Massimiliano Caretta Fantini: Avrupa’ya ve diğer pazarlara kıyasla Türkiye’de iyi bir potansiyel var. Avrupa’da geçtiğimiz yıl toplam ambalaj tüketimi resmi verilere göre yüzde 3 ile 4 arasında düşüş gösterdi. Ama Türkiye pazarına güveniyoruz, çünkü burada geleceğe yönelik imkânlar ve potansiyel mevcut. Türkiye’de tüketim artıyor ayrıca global pozisyonu da çok iyi. Türkiye jeopolitik yönüyle de avantajlı konumda. Farklı fiyatlarıyla Türkiye, Avrupa’da bir trend olmuş durumda. matbaa&teknik: Son olarak bize Gecko’yla ilgili bilgi verir misiniz? Massimiliano Caretta Fantini: Biz Gecko teknolojisini geliştiriyoruz. Bu teknoloji flexible ambalaj alanındaki her çeşit uygulamayı kapsıyor. Solvent bazlı mürekkepler, tüm ham maddeler ve bileşenler İtalya’nın Vicenza şehrinde üretiliyor. Bu ürünler daha sonra Huber Türkiye’nin İzmir’deki fabrikasına gönderiliyor. Konsantre şekilde gönderdiğimiz bu ürünler sayesinde Türkiye’de hazır mürekkep üretilebiliyor. Bunları gönderdiğimiz iki ayrı nokta daha mevcut. Bunlardan birisi Almanya’nın Celle kentinde ve bir diğeri de Hindistan’da. Ve artık Türkiye’ye de bunları gönderiyoruz. matbaa&teknik: hubergroup’un stratejisine ilişkin bir mesaj vermek ister misiniz? Massimiliano Caretta Fantini: hubergroup bir mürekkep üreticisi ama aynı zamanda daha çok servis sağlayıcısı. Müşterilerimizi renk karışım ve renk ölçüm hizmetimizle de destekleyen bir kuruluşuz. Color Consulting başlığı altında QuadTech ve X-Rite işbirliği ile ambalaj matbaacılarına yönelik inline renk ve mürekkep kontrol çözümü sunuyoruz. Ayrıca matbaalara da bilgi transferi yapıyoruz. Biz sattığımız miktarla değil de daha çok kaliteyle öne çıkmak istiyoruz. Yeniliğe ve çözüme odaklanmak istiyoruz. Massimiliano Caretta Fantini’nin Converflex basın konferansında değindiği üretim konuları ve ürünlerine ilişkin bir özeti de aşağıda aktarıyoruz. Fantini’nin son olarak altını çizdiği sadece satış değil yenilik ve çözüme odaklanmak stratejisi aynı zamanda hubergroup’un global sloganına da yansıyor: Mürekkepten daha fazlası.

Gecko – Solvent bazlı ambalaj baskısı için evrensel mürekkep sistemi Minimum ürün ve bileşen ile çok sayıda uygulamayı kapsamaya imkân sağlayan benzersiz 108

modüler bir mürekkep sistemi olan Gecko, gıda ambalajlarının güvenliği için günümüzün yüksek düzeydeki taleplerine uyum sağlayacak şekilde özel olarak tasarlandı. Gecko ürün serisinin temelinde, Gecko Base konsantre serisindeki çeşitli mürekkeplerin formüle edilmesine imkân sağlayan kullanımı kolay bir karıştırma sistemi bulunuyor. Gecko’nun çok yönlülüğü, modern ambalajlamanın karmaşık ihtiyaçlarına uygun özel ürünlerden oluşan geniş kapsamı bir katalogla destekleniyor. Baskı ve nihai ambalaj performansı açısından en güvenilir mürekkep sistemlerinden biri olduğu onaylanan Gecko, tüm üretim süreçlerinde, mürekkep yönetimini optimize ederek ve baskı geri dönüşleri ile mürekkep atıklarını azaltarak üretkenliği yüksek düzeyde tutmak üzere tasarlandı.

Hydro-X – Çok yönlü su bazlı sıvı mürekkep sistemi HYDRO-X ürün portföyü çok çeşitli fleksografik baskı uygulamaları için tasarlandı. Bu modüler sistem konsantreler, dolgu maddeleri, kaplamalar, katkı maddeleri, özel maddeler ve daha iyi sıvı mürekkep uygulamaları kapsayan hizmetlerden oluşuyor.

Sublimatic Transfer Mürekkepleri – Her türlü yüzeye uygulanabilen somut fikirler! Sublimatic Transfer Mürekkeplerinin araştırmaları, üretimi ve pazarlaması, 70’li yılların başından beri Huber Italia’nın geçmişinin bir parçası. Huber Italia’daki teknolojik ve ticari gelişmelerin merkezi olma konumunu koruyan şirketin Transfer Birimi, hubergroup’un en modern teknolojilerine sahip. Ayrıca, kağıt ve dekorasyon için Sublimatic Transfer Mürekkepleri alanındaki küresel oyunculardan biri olarak Grubun bağlı şirketlerinin desteğini de alarak piyasayı doğrudan yönetiyor.

!nkredible – Son derece gelişmiş bir teknoloji marka haline geliyor !NKREDIBLE mürekkeplerin ve pigmentlerinin üretim şekillerini açıklıyor. Kullanılan renkli mürekkepler canlı renkler ve optimum baskı özellikleri elde etmeye imkân sağlayan özel bir teknoloji kullanılarak üretiliyor. Ayrıca, heatset, coldset, web ve tabaka uygulamalar için de mürekkep serileri mevcut.

NewV – UV kürlenen mürekkepler, vernikler, katkı maddeleri için güçlü bir marka Taze, yoğun renkler, mükemmel akış özellikleri ve sürekli yüksek kaliteyi aynı zamanda sağlama gibi çok sayıda avantajlar sunan UV mürekkeplerine ailesine ait bir mürekkep olan


aktüel

NewV, ofset, letterpress ve flekso’dan hibrit baskıya kadar çok sayıda farklı baskı altı malzeme ile kullanılmaya uygun bir ürün. Bunu yanı sıra, artık piyasada tüm UV işlerinizi yapmanıza imkân sağlayan tek bir ürün serisi bulabilirsiniz!

Acrylac – Yüksek kaliteli baskı ürünleri için mükemmel finishing Dünyanın önde gelen basım evleri ile yakın iş birliği içinde geliştirilmiş olan Acrylac, dikkat çekici etkiler, birinci sınıf finishing ve koruma sağlayan son derece su bazlı bir kaplama sistemidir. ACRYLAC portföyü standart ürün serisi ile genel kaplama uygulamalarını kapsar, Extra ve Plus serileri ile daha fazlasını sunar.

CORONA-MGA – Sertifikalı düşük migrasyonlu mürekkep sisteminin avantajları! hubergroup, gıda ambalajlarına uyum sağlamak amacıyla, CORONA-MGA ile dünyanın ilk düşük migrasyonlu baskı mürekkebi sistemini geliştirdi. CORONA-MGA mürekkepler ve vernikler duyusal olarak nötr ve sadece gıdayla temas açısından incelenmiş migrasyonsuz maddeler içeriyorlar. CORONA-MGA mürekkepleri ve vernikleri katı GMP şartnamelerine göre formüle ediliyor ve ayrı üretim hatlarında üretiliyorlar. Bu ürünler kalite güvencesinin bir parçası olarak kirlenme açısından analitik testlerden geçiriliyor. Baskı için MGA-System kullanan gıda maddesi ambalajlarının üreticileri mevcut gıda maddesi ambalaj mevzuatlarına uyum sağlamaya uygun ve hazır durumdalar. NewV pack MGA – Düşük migrasyonlu UV ofset mürekkep gıda maddeleri ambalajlamasında UV baskısı yapılırken belirsiz migrasyonu sona erdiriyor! NewV pack MGA, garantili düşük migrasyonlu özellikleri ile piyasanın ilk UV ofset mürekkebi olma özelliğine sahip. Bu mürekkeplerin filmi sadece migrasyonsuz maddeler veya gıda ile temas açısından değerlendirilmiş maddeler içeriyor. Piyasada mevcut olan diğer ürünlerin aksine, düşük migrasyon özelliği, tamamlanmamış kürleme koşullarında da elde ediliyor. hubergroup UV ürünleri için yazılı bir garanti şeklinde bu güvenceyi veren dünyanın ilk mürekkep üreticisi.

matbaa&teknik


aktüel

matbaa&teknik

Uteco Group Converflex 2013’te Uteco Group at Converflex 2013 Vice President Marketing & Sales in Uteco Group Leonardo Gobbi talks about their exhibiting of Converflex. “This Coverflex Show takes place during a critical moment of the Italian and global economy” says Gobbi and adding: “It is very important, for the machine and converting equipment manufacturers in the packaging field, to deeply understand the market dynamics and the needs of our customers in order to help them to be competitive and work with profit. Our proposals to the market must answer questions such as: Increase of the converters’ and printers’ margins Increase of their productivity and efficiency Sustainability and environmental friendly Uteco Group Pazarlama ve Satış Başkan Yardımcısı Leonardo Gobbi, bu seneki Coverflex Fuarının İtalya ekonomisi ve kürsel ekonomi açısından önemli bir zamanda yapıldığını belirtti ve şunları ekledi: “Bu fuar, ambalaj sektöründeki makine ve converting ekipmanı üreticilerinin rekabet edebilmesine ve kârlı çalışmasına yardımcı olmak açısından piyasa dinamiklerini ve müşterilerimizin ihtiyaçlarını derinlemesine anlaması için çok önemli bir etkinlik. Piyasaya önerilerimizde şu sorulara cevap verilmesi gerekiyor: Matbaacıların kâr paylarının arttırılması

Uteco Group face these key aspects through technical and technological solutions in continuous development which are then applied to our Products, being these printing or special machines for converting market.” “These solutions are developed through four fundamental Uteco’s stones” The Product The Excellence, applied to the Product and the Technology

Üretkenliğin ve verimliliğin arttırılması

The Eco-compatibility

Sürdürülebilir ve çevre dostu olma

The Service

Başka bir deyişle, piyasa bizden sürekli gelişen piyasaya ve piyasanın değişen ihtiyaçlarına uygun yenilikçi çözümler ve yukarıda belirtilen taleplere cevap verecek öneriler sunmamızı istiyor. Uteco Group, converting sektöründeki baskı veya diğer özel makineler gibi ürünlere uygulanan sürekli gelişmelerle ilgili teknik ve teknolojik çözümlerde bu durumlarla karşı karşıya geliyor.” “Bu çözümler Uteco’nun dört temel taşı aracılığı ile geliştirildi” Ürün 110

In other words the market is asking us to present innovative solutions and proposal aimed to respond to the above mentioned requests which are constantly evolving ad adapting to the continuous market changes.

“As a consequence, concepts like the reduction of waste and unproductive periods, the increase of the productivity and quality of the final product and the production planning are implemented in the Product by means of technical solutions, also patented, to give competitive advantages to our customers. The sustainability, which perfectly matches with the environmental aspect of the business, is also taken into consideration in the machine engineering and new technologies applied to all Uteco Products and these are the fundamental columns of internal R&D which is also carried out through collaborations with Universities and International Research Centers.


aktüel

Ürüne ve Teknolojiye uygulanan Mükemmellik Eco-uyumluluk Hizmet “Sonuç olarak, atıkların azaltılması ve üretken olmayan dönemler gibi kavramlar, üretkenliğin ve nihai ürün kalitesinin artması ve üretim planlama teknik çözümler aracılığı ile ürüne uygulanır. Bunu yanı sıra, müşterilerle rekabet edebilme avantajı sağlamak amacıyla patentlenir. Makine mühendisliğinde, işletmenin çevresel bakış açısı ile mükemmel uyum sağlayan sürdürülebilirlik ve tüm Uteco Ürünlerine uygulanan yeni teknolojiler dikkate alınır. Bunlar, Üniversiteler ve Uluslararası Araştırma Merkezleri ile iş birliği yapılarak gerçekleştirilen dahili AR-GE çalışmalarının temel taşları. Ürün gibi Hizmet de çok önemli olmalı. Bu nedenle Uteco her zaman çoğu durumda durmadan çalışması gereken müşteriye yakın olmak amacıyla hem Verona’daki Merkezinde hem de dünya genelindeki pek çok yerde hizmet ekibini güçlendiriyor.” Uteco için mükemmellik benzersiz çözümler sunarak ürün, hizmet ve sürdürülebilirlik elde etmenin temeli. “Ambalaj Converting Sektörü için İtalya’daki en önemli etkinlik olan Converflex Fuarı tüm müşterilerin yukarıda bahsedilen konuları Uteco ekibi ile görüşmesi için doğru fırsat olacak. Umuyoruz ki, uygun olmayan ekonomiye rağmen çoğu converter fuarı ve Salon 3’de bulunan D19-E12 numaralı standımızı ziyaret edecek.”

The Service, like the Product, must be top quality and for this reason Uteco is reinforcing the service team both at its HQ in Verona and in several places all over the world, to be always close to the customers who, in most of the cases, need to work non-stop.” Uteco Excellence is in fact life motif of the Product, the Service and the Sustainability through unique solutions. “Converflex Show, the most important Italian event for the Industry of Converting in Packaging , will be the right opportunity for all customers to thoroughly discuss all above mentioned subjects with Uteco Team. Our hope is that, notwithstanding the non-favorable economy, many converters will visit the show and our Booth D19-E12, located in the Hall 3”

matbaa&teknik


aktüel

matbaa&teknik

Yeni Pnömatik Brake EXtreme Converflex’de THE New Pneumatic Brake EXtreme at Converflex makinelerimizde yeni ve yenilikçi pnömatik brake EXtreme’i tanıtacağız. Converting sektöründeki uzun yıllara ve ArGE büromuz tarafından yapılan sürekli araştırmalara dayanan deneyimin sonucu olan EXtreme sağlanabilecek en iyi performansı elde etmek amacıyla tanıtıldı ve test edildi. Üniversitenin Mühendislik Bölümü ile iş birliği içinde geliştirilen EXtreme, çok yönlü hesaplama yazılımı ve en iyi mühendislik kullanılarak piyasanın artan taleplerini karşılamak üzere piyasaya sürüldü.”

En Uzun Ped Kullanım Ömrü

Re Controlli Industriali, converting sektörü için üretim ekipmanları konusunda dünyaca tanınmış bir İtalyan şirketi. Şirket yönetici Roberto Galbiati, Converflex basın konferansında şirketin fuar planlarını ve sergileyeceği yeni çözümleri anlattı: “Sürekli büyüyen şirketimizdeki teknisyenlerimiz 35 yılı aşkın deneyime sahip. Bu da piyasa tarafından iyi bilinene ekipmanlarımızı tamamlamak için AR-GE’ye önemli ve sürekli yatırımlar yapmamıza imkân sağlıyor. Converting sektörü için önemli bir fuar olan Converflex süresince (Stand B29-C28) sektör için geliştirilmiş ekipmanlarımızda gelişmeler kaydedildi. Demo

“Hem tasarım hem de çalıma prensibi açısından bütünüyle patentli olan ürün, endüstriyel frenleme uygulamalarında yeni bir çağ açan EXtreme, kompakt boyutlarda piyasadaki en yüksek performansı ve en uzun ped kullanım ömrünü garantiliyor. Benzersiz performansı garantilemek ve tüm müşterilerin ihtiyaçlarını karşılamak için tüm fren ayrıntıları en küçük parçasına kadar dikkatle incelendi ve tasarlandı. En yeni nesil kendinden havalandırmalı ve kanallı akış disk freni tüm önemli alanlarında yüksek düzeyde soğutmayı garantiliyor, tüm çalışma devri boyunca kaliteyi ve düzenliliği garantiliyor. Alüminyum muhafaza, yüksek ısı dağılımını garantilemek ve operatörün brake’i sökmeden pedleri kontrol etmesini kolaylaştırmak amacıyla tasarlandı. Kullanılan pedler, kesinlikle asbest içermeyecek şekilde ve daha yüksek performans ve uzun kullanım süresi garantileyen bileşenler seçilerek tasarlandı. Tüm bu önemli ayrıntılar çevre e operatör sağlığı göz önüne alınarak incelendi ve tasarlandı.”

Re Controlli Industriali is an Italian company well-known in the world for the production of equipments for the converting industry. Roberto Galbiati, informed their new Pneumatic Brake Extreme in pre-Converflex press conference: “A constant growth and the experience gained by our technicians in more than 35 years, have allowed us to make important and continuous investments in R&D to complete our wide range of equipments well-known by the market. During Converflex (booth B29C28), the important exhibition for the converting industry, in addition to show the improvements made to our wide range of equipments for the sector on a demo machine, we will present the new and innovative pneumatic brake EXtreme. EXtreme is the result of years of experience in the converting industry and the continuous researches made by our R&D office, that has introduced and tested innovative and unique materials to obtain the best performance that EXtreme is able to provide. EXtreme, designed in cooperation with the Engineering Department of University by using the most sophisticated calculation software and the best engineering, borns to satisfy the requests of an increasingly demanding market. Fully patented, both in design and operation principle, it represents a new era in the industrial brake applications; EXtreme guarantees high performance in compact dimensions and a longest pads life span than all brakes on the market.”

“The pads, absolutely asbestos free” “All brake details have been studied and designed taking care to all the minimal particulars to guarantee unmatched performance and to satisfy all customers’ requirements. The latest generation self-ventilated and canalized flow disc guarantees an high cooling of all the critical areas of the brake, ensuring quality and regularity during all the working cycle. The aluminium housing has been designed to guarantee an high heat dissipation and to facilitate the pads control to the operator, without dismantling the entire brake. The pads, absolutely asbestos free, have been designed selecting compounds that guarantee elevated performance and long life span. All these important details have been studied and designed taking care of the respect for the environment and the operator’s health.”

112



aktüel

matbaa&teknik

Omet’in 50.Yılı Converflex’te Kutlanacak

Converflex 2013 in The Year of OMET 50th Anniversary OMET couldn’t miss the appointment with Converflex 2013 in Milan, the show dedicated to converting, package printing, labelling and the tissue industry. Arrived this year at its 10th edition, Converflex is staged contemporarily with Graphitalia and Graphic Arts; in 2009 it hosted 258 exhibitors and over 30,000 international visitors. Protagonist of OMET booth at Converflex will be the history of OMET, from foundation back in 1963 to today’s success as a leading company in the narrow and mid-web printing and tissue converting industries with more than 250 employees and 1000 machines installed worldwide and a turnover for the sole Machines Division of 52 M€ in 2012. The history of OMET starts on a very cold Friday of February, 1963, when machines did not exist yet for real but were all in the head of Angelo Bartesaghi and his first co-operators. Since 1963, the company has come a long way, always in the path of the purest innovation.

OMET, Milan’daki Converflex 2013 fuarında kuruluşunun 50. yılını kutluyor olacak. Bu yıl 10.’su düzenlenen Converflex, kendisi gibi 10. yılında olan Grafitalia ile birlikte sahne alıyor; etkinlik 2009 yılında 258 katılımcı ve 30 binin üzerinde uluslar arası ziyaretçiye ev sahipliği yapmıştı. Converflex’te OMET standının kahramanı, kurulduğu 1963 yılından bugüne, dar ve orta web baskı sektöründe dünya çapında 250’den fazla çalışanı ve 1000 makinesinin yanı sıra sadece Makine Bölümü’nün 2012 yılında yaptığı 52 milyon Euro ciroyla sektördeki lider firma olma özelliği taşıyan -OMET’in tarihi- olacak. OMET’in tarihi henüz makinelerin gerçekten olmadığı ancak sadece Angelo Bartesaghi ve yardımcılarının düşüncelerinde olduğu 1963 Şubat’ının çok soğuk bir Cuma’sında başlıyor. 1963’ten beri firma en saf yeniliğin izinden asla ayrılmadan çok uzun bir yol kat etti.

Fuar Standından Lecco’daki Tesislere Fuardaki stand OMET’in tarihine ve teknolojik gelişimine bir yolculuk yaptıracak. Ziyaretçiler OMET’in en yeni ürün gamındaki makinelere “dokunma ve hissetme” şansını şirketin Lecco’daki tesislerinde yakalayacak, ayrıca şaşırtan gösterilere de şahitlik edecekler. Lecco’da sergilenecek makineler ise şöyle; bir adet Varyflex V2, tanıtımı yeni yapılan sleeveli ofset, bir adet XFlex X6 ve bir adet de 114

If the booth at the fair is a trip into OMET history and technological progress, at the company premises in Lecco visitors will have the chance to ‘touch and feel’ the most recent machines of OMET range and witness surprising demos. The machines on display in Lecco will be one Varyflex V2, one XFlex X6 equipped with the newly launched offset groups with sleeves and one XFlex X4, combining tradition – the printing cylinder – to the most advanced electronics. The machines for tissue converting were recently re-named as TV503 line – singlelane modular machine for napkins production and TV840 – double-lane converting machine for high production of printed napkins. Lecco Open House is scheduled from Tuesday to Friday from 10 am to 5 pm. A free shuttle service will be available to take customers from Milan to Lecco and back. OMET personnel on booth will be more than happy to accompany visitors inside the history of OMET and give all the information needed to reach Lecco and enjoy the visit of the company and the demos at best. OMET 50 Years Anniversary: A Year Full of Celebrations and Renewed Commitment to Customers. OMET Srl officially entered on February the 1st 2013 the 50th year from foundation and is preparing to celebrate the occasion with a series of events dedicated to customers, the press and the employees.



aktüel

matbaa&teknik

XFlex X4. Bu makineler geleneksel baskıyı en gelişmiş elektronik teknolojilerle kombine ediyor. Islak mendil katlama makineleri TV503 – tek hatlı mendil üretimi için kullanılan bir makine- ve TV840 – çift hatlı yüksek tirajlı baskılı mendil katlama makinesi- serisi olarak yeniden adlandırıldı. Lecco Open House Salı’dan Cuma’ya (7, 8, 9,10 Mayıs) sabah 10’dan akşam 5’e kadar ziyaret edilebilecek. Müşterileri Milan’dan Lecco’ya getirip götürecek ücretsiz bir servis de olacak.

OMET 50’nci Yıl Dönümü: kutlamalarla ve sadakatle dolu bir yıl. OMET Srl, 1 Şubat 2013 tarihinde resmen kuruluşunun 50’nci yılına girdi ve bunu müşterilerine, basına ve çalışanlarına adanmış bir dizi etkinlikle kutlamaya hazırlanıyor. OMET Lecco bu çok önemli kilometre taşına henüz ulaştı ve kutlamayı sonuna kadar hak ediyor. Firmanın zaman içinde bu kadar büyümüş olmasın dolayı gurur verici bir şey. Buna ek olarak firmanın mendil katlama ve dar ve orta web baskı pazarlarındaki yerini muhafaza etmesi, ayrıca güçlenerek şu anda tüm dünya tarafından bilinen bir marka haline gelmesi; hatta isminin kalite, güvenilirlik ve sürekli yenilenme ile eş anlamlı hale gelmiş olması da ayrı bir gurur kaynağı. 50 yıl kutlanmayı ve hatırlanmayı hak eden bir başarı. Bu nedenle OMET, firmanın çeşitli seviyelerindeki paydaşları için etkinlikler düzenlemeye karar verdi.

Kutlamalar Yıl Boyunca Sürecek Kutlamalar Mart 2013’te Barselona’da Tissue World’e katılımla başlayacak. Burada 50. Yıldönümü’ne adanmış bir stand olacak. Ardından ticari basına ve kanaat önderlerine adanmış büyük Mayıs kutlamaları gelecek. Burada Milan’da düzenlenen Converflex Show’la paralel olarak düzenlenen etkinlik ile “OMET 50 yıllık Tutku ve Mükemmellik”i görücüye çıkacak. Bunların da ardından matbaacılık ve ambalaj sektörünün büyük dünya tüketicilerine adanmış bir gala yemeği olacak ve “It’s Tissue”ya danışman olarak katılım gerçekleşecek. Aralarında OMET’in de bulunduğu İtalya’daki ıslak mendil sektörünün on iki liderini ziyareti de kapsayan ve 22 ve 30 Haziran 2013 tarihleri arasında bir hafta boyunca sürecek olan konferanslar, sosyal etkinlikler ve openhouse’lar düzenlenecek. Kutlamalar, sonbaharda da devam edecek ve Brüksel’deki bir etiket ve ambalaj fuarı olan Labelexpo Europe 2013 katılımıyla en muhteşem anlarından birini yaşayacak. Bu fuarda OMET yeni görüntüsüyle büyük bir etki oluşturacak. Kutlamalar tüm OMET Grubu çalışanları için hazırlanan bir iç etkinlikle sona erecek. 50. yıl açılışı yüksek sayıdaki katılımcı ve sunulan işlerin kalitesi konulu bir Fotoğraf Yarışması olarak hatırlanacak. Yıldönümü OMET çalışanları ve onların saygıdeğer aileleri için düzenlenen bir spor etkinliğiyle son bulacak.

116

OMET Lecco just reached this important milestone and has the credentials to celebrate. There is something to be proud of how the company has grown over time and has consolidated its position in the tissue converting and narrow and mid-web printing markets, strengthening a brand now recognized worldwide and synonymous with quality, reliability and continuous innovation. Fifty years is a goal that deserves to be celebrated and remembered. For this reason OMET has decided to realize a few events dedicated to the company’s stakeholders at various levels. Celebrations will begin with the participation to Tissue World in Barcelona in March 2013 with a booth dedicated to the 50th Anniversary, soon followed by the great May celebrations that will include an event dedicated to the trade press and opinion leaders - where the company Monograph “OMET 50 years of Passion and Excellence” will be unveiled, - an open house organized in parallel with Converflex Show in Milan and, to follow, the central events: a gala dinner dedicated to major world customers in the printing & packaging sector and the participation as advisors to “It’s Tissue”, a week of conferences, social happenings and open doors events that will include a visit to the twelve leaders of the tissue market in Italy – among whose OMET - scheduled for the week of June 22nd to 30th, 2013. After the summer holidays, the celebrations will continue and live one of their greatest moments with the participation to Labelexpo Europe 2013 in Brussels, a show dedicated to labels and packaging, where OMET will reveal a new look with great effect. The celebrations will end with an internal event dedicated to the employees of the entire Group OMET. If the opening of the year of the 50th had been a Photo Contest remembered for the large number of participants and quality of the works presented, the Anniversary year will be closed with a sport event for the employees of OMET and respective families. It is tradition that each big anniversary is the occasion for renovation. In fact, O-Pac, company in the OMET Group active in the production of wet wipes - moved recently to a new plant and the Division OMET Systems in Motion was transferred to Valmadrera, near Lecco, in a larger and more modern complex. For what concerns OMET Machines Division the anniversary year saw the separation into two different factories: the manufacturing plant of printing presses remained in Via Polvara while the tissue converting branch was relocated at the end of 2012 to the historical site OMET in Via Caduti a Fossoli, renovated inside and out and equipped with a new powerful photovoltaic system. The site of Via Polvara is undergoing some renovations in the exterior look and in some of the internal structures, including the Technology Center, core of the activity of OMET in the packaging market.



aktüel

matbaa&teknik

Baskı sektörü için Kodak teknolojisi ve kalitesi Kodak for printing industry: technology and quality

Michele Piolli

Olgunlaşmış bir baskı tekniği olarak kabul edilen ve mevcut piyasa ihtiyaçlarının pek çoğuna pratik ve uygun bir şekilde cevap vermeye hazır olan fleksografi, piyasada yaşanan önemli yenilik ve başarı döneminden faydalanıyor. Bununla birlikte, en uygun teknolojinin uygulanması özellikle daha fazla raf etkisi, benzersizlik ve öngörülebilirliğin yanı sıra ürünlerinde daha iyi renk tonları, daha az atık, bekleme süresi ve maliyet isteyen satınalmacılar ve matbaacılar için gerçek bir fark meydana getirebiliyor. Bunların yapılmasındaki amaç, süreçlerin mümkün olduğunca standartlaştırılması, kalıp tüketimi ve çevresel etkilerin azaltılması. Tüm bunlar için Kodak Flexcel NX kalıp üretim sistemi tavsiye ediliyor. Bu sistem, (UV ekspozürü esnasında oksijen kısıtlamasının, özellikle vurgulanmış alanlarda yuvarlaklaşmış profiline neden olduğu geleneksel dijital flekso kalıp üretiminin aksine) sağlam taban ve güçlü taşıyıcıya sahip tam düz tabana sahip yatay noktalar üretmek amacıyla UV ekspozürü esnasında tüm oksijeni ortadan kaldırıyor. Bu durumun baskılar üzerindeki faydaları oldukça açık: daha yüksek kalite ve öngörülebilirlik, baskıların işten işe ve turdan tura farklılık göstermemesi, birbirinin aynı olması, daha az duraklama süresi, daha hızlı başlatma; 118

vurgulanan yerlerde baskı hataları olmadan daha geniş ton aralığı, daha yumuşak vurgular ve geçişler, daha iyi kontrast elde ediliyor. Görüntülerin dosyadan kalıba değişmeden aktarılmasına imkân sağlayan tek fleksografik sistem olan Kodak Flexcel NX’in çözünürlüğü 300 lpi’ye kadar çıkabiliyor ve aynı ofset ayrımları kullanılarak, işlerin gravürden ofsete, dijital ve flekso baskıya taşınabilirliğini sağlayarak standart CMYK olarak spot renkler üretilebiliyor. Bunun yanı sıra, süreklilik açısından prova ve baskı arasında önemli iyileştirmeler elde edilebiliyor. Dosyadan kalıba 1:1 üretim yapılabiliyor, ardından mikro metinler ve mikro çizgiler hassas şekilde basılabiliyor, ilave masraf olmadan katma değerli sonuçlar elde edilebiliyor. Bu performanslar ve yüksek kaliteli baskı, fleksografide yeni fırsatlar ve uygulamalara yol açıyor.

Gerçek sürdürülebilirlik Flekso matbaacıları için sürdürülebilirlik doğru kalıp tipinin seçilmesi anlamına geliyor: termal bir kalıp seçmek mi daha iyi, yoksa su veya solventli mi? Çevre açısından en iyi seçenek ne? Bu doğru soru değil: kullanıcı kalıp seçiminin sürdürülebilirlik hedefi üzerinde nasıl en

The flexographic industry is enjoying a period of significant innovation and success in the market, it can be indeed considered a mature printing technique, ready to respond in a practical and convenient way to many of the current market requirements. However, the implementation of the most suitable technology can make a real difference. Especially for printbuyer and printers who want a greater shelf impact, uniformity and predictability, better tonal range with a wider color gamut, to reduce waste, downtime and costs, to have a standardized process as much as possible, to reduce plates consumption and the environmental impact. The response is Kodak Flexcel NX plates production system. This system - unlike traditional digital flexo plate making where oxygen inhibition during UV exposure causes round dot profile especially in highlight areas - eliminates all oxygen during UV exposure to produce full amplitude flat-top dots with sturdy bases and strong shoulders. Benefits in printing are obvious: higher quality and predictability, print uniformity from job to job and from turn to turn, less downtime and faster start-up; wider tonal range without print imperfections in highlights, softer highlights and passages, better contrast. The Kodak Flexcel NX is the only flexographic system that allows the unchanged reproduction of images from file to plate. The resolution up to 300 lpi and spot colors can be reproduced in CMYK standard, using the same offset separations, ensuring job portability from gravure, offset, digital and flexo printing; furthermore you can get a significant improvement in consistency between proof and printing. As you can obtain 1:1 reproduction



aktüel

matbaa&teknik

from file to plate and then accurate printing of microtexts and microlines, you can produce value-added printed matters with no additional expenses. These performances and high quality printing open new doors and new applications to flexography.

Real sustainability

fazla etkiye sahip olacağını sormalı. Atıkların azaltılması bunu garantiliyor çünkü kalıp performansı öngörülebilirliği, benzersizliği, tekrarlanabilirliği, üretkenliği, verimliliği ve atıkları etkiliyor: süreçte sadece %1 atık azalması, kalıp üretim teknolojisinin seçimi ile belirlenenden etkiden daha önemli. Çevre açısından Kodak Flexcel NX’in hedefi mümkün olduğu kadar fazla atık tasarrufu yapmanıza imkân sağlamak. NX kalıpları kullanan müşteriler baskı odalarında atıkları ortalama %25 azaltıyor. Bunun yanı sıra, daha az kalıp kullanarak çevresel etki de azaltılıyor: bu durum, yeniden kullanım olmadan kalıpları depolamaya ve yeniden kullanmaya imkân sağlayan NX kalıpları ile mümkün oluyor. Burada amaç, aynı kalıp takımları ile daha uzun baskı çalışmaları elde etmek, çizgi ve tramları aynı kalıpta birleştirmek ve dört renkli baskı süreci ile daha fazlasını keşfedebilmek, daha fazla süreklilik ve genişletilmiş baskı özgürlüğü sağlamak.

Kodak İtalya ve İspanya’da sahneye çıkıyor Kodak İtalya’dan Michele Pioli, “her zaman müşterilerine yakın duran bir şirket olan Kodak, Milano ve İspanya’da yapılacak etkinlikleri kaçırmayacak” diyor ve ekliyor “Kodak’ın 711 Mayıs 2013 tarihleri arasında Rho-Milan fuar merkezinde düzenlenecek olan Grafitalia’ya ve 17-23 Nisan tarihleri arasında Barselona’da düzenlenecek olan Graphispag Digital’e yaptığı katılım başvurusu onaylandı Kodak, bu ticaret fuarlarına katılarak görüntüleme, ticari baskı ve ambalajlama işlerine yeniden odaklanma becerisini tekrar doğrulama fırsatına sahip olacak. Grafitalia ve Graphispag, potansiyel müşteriler ile ilişkiler ağını sağlamlaştırmanın, mevcut müşterilere destek sağlamanın, onlarla daha yakın çalışmanın ve verimlik ile karlılığı arttırmalarına yardımcı olmanın mükemmel bir yolu.”

120

For flexo printers sustainability means choosing the correct type of plate: is it better to choose a plate with thermal development or water or solvent? Which is the best choice for the environment? This is not the right question: the user must ask how his plate choice will have the greatest impact on the overall goals of sustainability. Reducing wastes guarantees it because the plate performances affect predictability, uniformity, repeatability, productivity, efficiency and waste: a reduction of only 1% of waste in the process is more important than the impact determined by the choice of a plate production technology. The environmental objective of Kodak Flexcel NX is to allow you to save as much waste as possible, all other elements will follow accordingly. Customers using NX plates refer an average waste reduction of 25% in their press room. Also by using less plates, the environmental impact is reduced: this is possible with NX plates, which allow to store and reuse plates without remakes, to achieve longer printruns with the same set of plates, to combine line and screens in the same plate and to be able to exploit more the four color printing process, providing greater consistency and expanded impression latitude.

The Kodak offer on display in Italy and Spain Kodak has always been close to its customers, so the company could not miss the next important events in Milan and Spain, in fact it has confirmed its participation at Grafitalia, to be held at the exhibition center in Rho - Milan from 7 to 11 May 2013 and Graphispag Digital , which will take place in Barcelona April 17 to 23. By participating in these trade shows Kodak will have the opportunity to reaffirm their will to refocus its business in imaging, commercial printing and packaging. Grafitalia and Graphispag are the perfect way to consolidate the network of relationships with potential clients, to provide substantial support to existing customers, working more closely with them and helping them to improve efficiency and profitability.



aktüel

matbaa&teknik

GAMA Mürekkep Kontrol Sistemleri GAMA at Converflex 2013 GAMA, Converflex 2013’de (Salon 03 Stant H19-K12) yeni mürekkep kontrol sistemlerini dünyada ilk defa sergileyecek. GAMA Satış ve Pazarlama Direktörü Sante Conselvan

GAMA will present a wide variety of new solutions for Printing and Converting at Converflex from 7 to 11 May 2013, at Hall 03 Stand H19-K12. GAMA will show the consolidate solutions of VIS G23, G24, G25, G27 control process systems, with measurement technology defined “drop ball”, the G26 with “tuning forksvibration” technology to control the viscosity of the ink-varnish-adhesives and the G90 for temperature control of inks. The new innovative VIS G28 and VIS G29 systems will be introduced for automatic control of viscosity, pH and temperature with “vibration” technology. These systems benefit from the following features: Easy to use Friendly interface Compactness Lack of mechanical parts subject to constant wear Reduced maintenance Integration into the conduit for sending ink to the press Compliance with anti-explosion standards

GAMA, 7-11 Mayıs 2013 tarihleri arasında yapılacak olan Converflex’de Salon 03’deki H19-K12 numaralı standında baskı ve converting alanındaki yeni çözümlerini sergileyecek. GAMA fuarda ayrıca VIS G23, G24, G25, G27 kontrol süreci sistemleri için geliştirilen çözümlerini de sergileyecek. Stantta “drop ball” olarak tanımlanan ölçüm teknolojisine, mürekkep vernik tutkallarının viskozitesini kontrol eden “tuning forks-vibration” teknolojisine sahip G26’ya ve mürekkeplerin sıcaklığını kontrol eden G90’a yer verilecek. Viskozitenin, pH’ın ve sıcaklığın otomatik olarak kontrol edilmesi için yeni geliştirilen VIS G28 ve VIS G29 sistemleri ile birlikte “titreşim” teknolojisi tanıtılacak. Bu sistemler aşağıdaki özelliklerden faydalanıyor: Kolay kullanım Dost arayüz Kompaktlık Sürekli aşınmaya maruz mekanik parçaların olmaması Azaltılmış bakım Makineye mürekkep göndermek için kanala entegrasyon 122

Patlama önleyici standartlarla uyum

Energy saving

Enerji tasarrufu

Low environmental impact

Düşük çevresel etki Diğer ürünler yenilikçi kontrol sistemlerini tamamlayacak: mürekkep sarfiyatının belirlenmesi için G200 ve verilerin yönetilmesi ve faaliyetlerin otomatik işlenmesi için G100, G150 ve G300.

Flekso ve Gravür baskı sektörleri için VIS G29 G29 sisteminin çok yönlü SW’si su bazlı mürekkeplerin viskozitesinin ve pH’ının kontrol edilmesine imkân sağlıyor ve eğer gerekirse hassas baskı kalitesi ve flekso veya gravür baskı makinelerinden maksimum performans elde etmek amacıyla stabilizörlerin ilave edilmesi ile otomatik olarak düzeltmeler yapıyor. Sistem operatör ile gerçek zamanlı bilgi sunarak iletişim kuruyor ve üretimin sonunda bir rapor yayınlıyor. Operatör gelecekteki baskılar için ayar ve “iş” parametrelerinden tasarruf edebiliyor. Veri takımı, nihai maliyet kontrolü için Şirketin yönetim sistemine gönderilebiliyor. 22° - 25 ° arasında sıcaklık istikrarının elde

Other products will complete the series of innovative control systems: G200 for the detection of ink consumption and G100, G150 and G300 for managing data and automatic process of activities.

VIS G29 for Flexo and Gravure printing industries The sophisticated SW of G29 system allows the control of the viscosity and pH of the water-based inks and, if necessary, automatically makes corrections by means of the addition of stabilizers for accurate print quality and to obtain the maximum performance of the Flexo or Gravure presses. The system communicates -in real time- information to the operator and issues a report at the end of the production. The operator can save set-up and “Jobs” parameters for future reprints. The data set can be sent to the management system of the Company for final cost check.



aktüel

matbaa&teknik

The VIS G29 can be integrated with the G90 ink temperature control system to obtain a stability of temperature, with recommended values between 22 ° -25 °, and to reduce the generation of foam for an excellent qualitative yield during the printing process.

VIS G28 for the Publishing Industry The VIS G28 is a process control system of viscosity and temperature for solvent based inks. It’s the ideal solution for the publishing industry.

New solutions and new market segments for GAMA The G100 has been realized from the experience of GAMA in packaging. It’s an offline system that, by a densitometer and or spectrodensitometer, linked to the Viscosity System, reads the density values of the colour scale of a printed product, and sends the detected data to the Supervisor. In case density data are not in line with the expectations, the GAMA Supervisor will set new values of viscosity, for a correct ink-solvent formula of the different colours, in order to obtain the accurate density.

edilmesi ve baskı süreci boyunca mükemmel randıman sağlamak amacıyla köpük oluşumunun azaltılması için VIS G29, G90 mürekkep sıcaklık kontrol sistemine entegre edilebiliyor.

Yayıncık Sektörü için VIS G28 Solvent bazlı mürekkepler için viskozite ve sıcaklığın süreç kontrol sistemi olan VIS G28 yayıncılık sektörü için ideal bir çözüm.

GAMA için yeni çözümler ve yeni piyasa segmentleri GAMA’nın ambalaj alanındaki deneyiminden elde edilen G100, bir dansitometre ve/veya spektro dansitometre aracılığı ile Viskozite Sistemine bağlı olan, basılı bir ürünün renk ölçeğinin yoğunluk değerlerini okuyan ve algılanan verileri Supervisor’a gönderen çevirim dışı bir sistem. Yoğunluk verilerinin beklentiler ile aynı doğrultuda olmaması durumunda, GAMA Supervisor, hassas yoğunluğun elde edilmesi için, farklı renklerin doğru mürekkep-solvent formülünün elde edilmesi amacıyla yeni viskozite değerleri ayarlayacak. G150 ise, renk değişikliklerinin telafi edilmesi amacıyla verilerin yönetilmesine imkân sağlayan bir denetleme sistemi ile bağlantılı bir çözüm. Denetleme sistemi baskı süresince yoğunluk ve LAB verilerini anında GAMA Supervisor’a gönderiyor ve (eğer renk yoğunluğu veya LAB değeri tercih edilen değerlere göre değiştirildiyse) doğru yoğunluğu elde etmek ve 124

delta E’yi iyileştirmek amacıyla viskozite değeri otomatik olarak değiştiriliyor. G200 Baskı süreci boyunca mürekkep tüketimini denetleyen bir sistem. Kullanılan miktar ile ilgili işlenmiş veriler basılı ürünün objektif maliyet hesaplaması için tüketilen mürekkebin değeri ile birlikte tahmini verileri karşılaştırmaya imkân sağlıyor. Yeniden baskı yapılması durumunda hızlı başlatmaya imkân sağlamak için tasarlanan bir sistem olan G300 sayesinde, operatör bir bar kod okuyucu kullanarak bir baskı numunesinde veya müşteri klasöründe raporlanan verileri okuyor ve arşivlenen Supervisor ve “İş” ten otomatik olarak geri çağırıyor. Dijital İş klasörü, viskometrelerin yeniden ayarlanması için çeşitli renklerdeki tüm veri ve viskozite parametrelerini içeriyor. Müşteriler, kurulan sistemlerin işlevselliğini ve kullanım kolaylığını arttırmak için yeni güncellemeleri kontrol edebiliyor.

Geleceğe bakış GAMA, baskı makinelerinde sistemlerinin uygulamasının ve entegrasyonunun devam etmesi ve müşterilere daha fazla fayda sağlamak amacıyla Flekso ve Gravür baskı makinesi üreticilerinin AR-GE departmanları ile iş birliği yapıyor. GAMA, Süreç ve kalite kontrol sistemleri alanında Lider olarak tanınmak amacıyla ödüllü teknolojilerini kullanmaya devam edecek.

The G150 is a solution linked with an inspection system, that enables the management of data in order to compensate colour variations. During printing, the inspection system sends, on the fly, the density and LAB data to the GAMA Supervisor and - if the colour density or the LAB value have been modified compared to the preferred values - the viscosity value is changed automatically to obtain the correct density and to improve the delta E. The G200 is the detection system of ink consumption during the printing process. The processed data related to the quantity used allow to compare the estimate data with the values of ink consumed for the objective cost calculation of the printed product. The G300 is a system designed to allow a fast start-up in case of reprinting. Using a bar code reader, the operator reads the data reported in a print sample or customer folder and automatically recalls from the Supervisor the “Job” archived. The digital Job folder contains all the data and viscosity parameters of various colours, for an immediate calibration of viscometers. Customers can also check for new updates to facilitate the functionality and ease of use of the currently installed systems.

Looking to the future GAMA cooperates with the R&D departments of Flexo and Gravure printing press manufacturers, for continued implementation and integration of their systems in the presses and to offer more benefits to customers. GAMA will continue to use his winning technologies to be recognized as Leader in process and quality control systems.



aktüel

matbaa&teknik

CAMIS Flekso Kalıp Montaj Sistemleri CAMIS at Converflex 2013 CAMIS, baskı öncesi aşamasında üretkenliği arttırmak ve flekso kalıp montajında iş akışı kontrolününe yönelik yeni çözümleri Converflex 2013’de (Salon 03, stant h19-k13) tanıtacak.

CAMIS introduces at converflex 2013 (hall 03, booth h19-k12) new solutions to increase the productivity in the pre press stage and guarantees the total work flow control in flexo plate mounting At Converflex, in Milan-Rho from 7 to 11 May 2013, CAMIS will introduce the new plate demounting system CAMIS DM, equipped with the new TAPER SLIDE tape applicator, that will take a series of advantages in the flexo plate production. These products sustain the CAMIS winning series of IRIFLEX, IRISLEEVE, IRISMALL. plate mounting systems and the roto-press ROTOCAM for the flexible package printing. With this product line CAMIS presents itself as the expert in the print production of flexo packaging and thanks to modularity of its systems, it is able to satisfy specific customer needs.

Mike Attard

CAMIS, 7-11 Mayıs 2013 tarihleri arasında Milan-Rho’da yapılacak olan Converflex’de, yeni TAPER SLIDE yapıştırma bantı aplikatörü ile donatılmış ve flekso kalıp üretimine avantaj sağlayacak olan yeni kalıp sökme sistemi CAMIS DM’yi tanıtacak.

performanslı baskı makineleri, yeni register ve baskı kontrol sistemleri tesislerin üretkenliğini ve nihai ürünlerin kalitesini arttırdı.

Bu ürünler CAMIS’in ödüllü serileri IRIFLEX, IRISLEEVE, IRISMALL. Kalıp montaj sistemleri ile esnek ambalaj baskısı için roto-press ROTOCAM’ın devamlılığını sağlıyor. CAMIS bu ürün serisi ile kendini flekso ambalajlamanın baskı üretiminde uzman olarak tanıtıyor ve sistemlerinin modülerliği sayesinde özel müşteri ihtiyaçlarını karşılayabiliyor.

Kalıp montajı aşaması, süreçlerin daha yüksek düzeyde standardizasyonu ile flekso sürecinin kullanılabilirliğini ve esnekliğini korumak için doğru çok yönlülük düzeyi ile hassas dengeleme yapılması gereken karmaşık bir süreç. Bu nedenle, günümüzde, kalıp montajı aşaması sadece “register” ile ilgili değil, aynı zamanda her biri aşağıda belirtilen özel hedeflere sahip olan farklı aşamalara sahip karmaşık bir faaliyet:

Flekso baskı öncesindeki değişen ihtiyaç için çözümler Son birkaç yılda flekso yeni teknolojik çözümler geliştirerek sadece birkaç yıl önce inanılmaz olan kalite düzeyine ulaştı. Yüksek 126

Baskı öncesi aşamasında dikkatler arttırılmış kalıp üretimine ve daha yüksek performanslı bant özelliklerine yoğunlaştırıldı.

Mükemmel bant uygulaması Register’da kalıp montajında en yüksek düzeyde hassasiyet

Solutions for the changed need in flexo prepress In these past few years flexo has push hard on new technological solutions, reaching a level of quality unbelievable just a few years back. High performance presses, new register and printing control systems have increased the productivity of the plants and overall quality of the finished products. In the pre-press stage the attention was often concentrated in improved plate production and tape specs, with higher performances. The plate mounting stage is a complex process where there is the need to balance accuracy with the right level of sophistication to maintain the usability and flexibility of the Flexo process with a higher level of standardization of the process. For this reason today the plate mounting stage is not only about “registration” but is a complex activity with different phases each one with its specific aims: perfect tape application highest accuracy in mounting plates in reg-



aktüel

matbaa&teknik

ister perfect plate mounting without distortion and damage repeatability All these aims are successfully satisfied by the CAMIS line of plate mounting systems, with dedicated solutions for each single aspect of the process. This is the “Total workflow control” concept of all CAMIS products. Mike Attard: “Our goal is the total quality” CAMIS wants to expand this concept outside the plate mounting stage, even by modifying the traditional workflow of the pre press stage to increase its productivity if necessary. The first step of this path is the presentation of new CAMIS DM plate demounting system. This new system automates the plate removal and avoids damages on the polymer or the liner base, essential to ensure the reusability of the plates and in fact the economy of the flexo printing. In order to optimize the work flow of the pre-press stage, CAMIS DM can be fitted with our TAPER SLIDE tape applicator, to obtain the following advantages:

Bozulma ve hasar olmadan mükemmel kalıp montajı Tekrarlanabilirlik Tüm bu hedefler, sürecin her aşaması için özel çözümleri bulunan CAMIS serisi kalıp montaj sistemleri tarafından başarılı bir şekilde yerine getiriliyor. Bu, tüm CAMIS ürünlerini “Toplam iş akışı kontrol” kavramı. Camıs’tan Mike Attard: “Hedefimiz toplam kalite” CAMIS, gerekirse üretkenliğini arttırtmak amacıyla baskı öncesi aşamasının geleneksel iş akışını değiştirerek bu kavramı kalıp montaj aşamasının dışına genişletmek istiyor. Bu yolda ilk adım yeni CAMIS DM kalıp sökme sisteminin tanıtılması. Bu yeni sistem kalıp sökülmesini otomatikleştiriyor ve kalıpların yeniden kullanılabilmesini ve flekso baskısının ekonomikliğini sağlamak amacıyla polimer veya taşıyıcı tabakanın hasar görmesini engelliyor. Baskı öncesi aşamasının iş akışını optimize etmek amacıyla CAMID DM’ye TAPER SLIDE bant aplikatörü takılabilir. Böylece şu avantajlar elde edilir: Montaj aşamasın performansları maksimize edilir 128

Zayıf bant uygulaması ile bağlantılı tüm hatalar önlenerek baskı kalitesi arttırılır Bant uygulaması ile bağlantılı baskı duraklama süreleri azaltılır Zaman, atık ve maliyetlerden tasarruf edilir

maximizing performances of the mounting stage increasing print quality by avoiding all the defects linked to poor tape application reducing press downtimes linked to tape application saving time, waste and costs.


aktüel

matbaa&teknik

Unique Solutions at Converflex 2013

At the forthcoming Converflex exhibition, which takes place in Milan 7 to 11 May 2013, BOBST will present on stand F19-G18 in hall 3 its comprehensive range of equipment and services developed to enable converters in the Folding Carton, Corrugated Board and Flexible Materials printing and converting industries to achieve maximum levels of efficiency and productivity. Details of the latest innovations in sheetfed equipment designed to increase productivity in customers’ die-cutting, folding and

129

gluing, and hot foil stamping processes will be presented. These include the new EXPERTCUT 106 PER die-cutter equipped with the latest productivity improving devices, the MASTERCUT 145 PER for larger formats and the EXPERTFOIL 142 world’s first format VI hot foil stamper. Latest developments for in-line processing include systems such as the ACCUCHECK, the ACCUBRAILLE GT and the GYROBOX modules for folder gluers. For web-fed equipment, BOBST will showcase the latest developments in gravure and

flexo printing, laminating, special coating and vacuum metallizing. These range from the latest configurations of Rotomec gravure printing presses and the new F&K 20SIX platform of flexo printing solutions, to the BOBST General Registron® Hawkeye pinhole detection system and the AlOx process breakthrough development for coating a wide range of plastic films, through to special coating machines for applications in the industry segments of labelstock and release lines, adhesive tapes and specialties. A real treat for the international visitors to the exhibition will be the possibility to actually view gravure printing and laminating machines in operations at the Open House that will take place in Bobst Italia’s Technology Center from 7 to 10 May. For the visitors’ convenience, every day of the Open House a complimentary shuttle bus will link the exhibition grounds to BOBST production plant in San Giorgio Monferrato.


print buyer

matbaa&teknik

Atilla Özdemir:

“Matbaada Son Yatırım Diye Bir Şey Yoktur.” Omaks Ajans ve Matbaacılık Heidelberg Varimatrix 105 CS şekilli kutu kesim makinesi ile baskı sonrasına güç kattı. Omaks Ajans’ın son yatırımı ile ilgili firmanın satıştan sorumlu yöneticisi Atilla Özdemir ile görüştük. Özdemir, son yatırımlarına ilişkin soruları cevaplandırırken müşterilerin ve onların beklentilerinin kendilerini ileri ittiğini ve yatırım döngüsünün asla durmadığını, söylüyor:

Omaks Ajans ve Matbaacılık firma sahibi Burhan Özdemir

Omaks Ajans ve Matbaacılık olarak kuruluşunuz ve ilk faaliyete geçişiniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Atilla Özdemir: Omaks ile birlikteliğimiz 1998 yılında başladı. Aslında firma 1995 yılı kuruluşlu olmasına rağmen, Yüzyıl Matbaacılar Sitesinde faaliyetlerine devam eden Omaks ile ortak olarak başladık ve komple devraldık sonrasında; kuruluşumuzu yaklaşık 500 m²’lik bir alandan bugün 12 bin m²’lik kapalı alana sahip olan Beylikdüzü tesislerine vardıran bir süreç yaşadık. Kurulduğumuz günden bu yana müşterilerimize ofset baskılı karton ambalaj ürünleri konusunda kaliteli ve profesyonel çözümler sunmaktayız. Bugünkü üretim kapasiteniz nedir? Atilla Özdemir: Yeni yatırımlarımızla yıllık 7 bin ton karton üretebilecek kapasiteye ulaştık. Ancak hedefimiz ve vizyonumuz 2014 yılında planlanan yatırımlar ile bu kapasiteyi daha da arttırmak yurtdışında ve ülkemizde daha çok firmaya ulaşmaktır. Müşteri profiliniz nedir? Hangi sektörlere hangi tür ürünler ile üretim gerçekleştirmektesiniz? Atilla Özdemir: Ürün ambalajında kullanılan blisterden, iç kutulara, otomatik dolum hatları ile uyumlu ilaç, kozmetik ve şekerleme ve sakız kutularından farklı kilit mekanizmalarına sahip kutulara, teşhir amaçlı market-reyon stantlarından yüksek mukavemetli ofset sıvamalı ambalajlara ve taşıma kolilerine kadar müşterilerimizin ambalaja dair ihtiyaç duyabileceği tüm hizmeti vermekteyiz.

130

Müşteri odaklı bir misyonu benimseyen Omaks, %50 üretim %50 hizmet anlayışıyla yola çıkarak müşterilerinin beklentilerini en hızlı şekilde karşılamayı kendine hedef belirlemiştir. Omaks bu yaklaşımıyla kurulduğu tarihten bugüne kadar; ilaç, kırtasiye, gıda, şekerleme, endüstri ve daha birçok farklı sektörde yer alan Türkiye’nin önde gelen kuruluşlarına entegre ambalaj çözümleri sunmaktadır. Kurumsal çözüm ortağımız, oluklu mukavva ambalaj sanayinde hizmet vermekte olan kardeş firmamız Verpak Ambalaj ile müşterilerimizin iç ambalajlarının yanı sıra dış ambalaj ihtiyaçlarını da karşılamaktayız. Tek noktadan ambalaja çözüm üretebilmek müşterilerimizi daha az yormakta, daha ekonomik çözümler sağlamaktadır. Sizce Omaks Ajans’ı Ambalaj Sektöründe rakiplerinden ayıran en belirgin özellikler nelerdir? Atilla Özdemir: Bizi rakiplerimizden ayıran en önemli özelliğimiz; müşterimize sunduğumuz çözüm odaklı hızlı ve kaliteli hizmet anlayışımızdır. Müşterilerimizle beraber büyümek onların çözüm beklentileri olmak Omaks’taki en belirgin özelliktir. Tarım ve Köy İşleri belgesinden sonra Temmuz 2013 olarak planlanan hızlı bir şekilde hazırlıklarını sürdürdüğümüz BRC belgesini alacağız. Ve denetimi müşterilerimiz adına sağlayacağız. Böylelikle gıda ve ilaç sektörü ağırlıklı olmak üzere beklentileri karşılamış bir Omaks olacağız. Yeni yatırımınız olan Heidelberg Varimatrix 105 CS şekilli kutu kesim makinesinde beklentilerinizi karşılayan en önemli özellikler nelerdir? Atilla Özdemir: Şirketimizde artan üretim kapasitesi nedeniyle baskı sonrası olan kesimde tıkanmalar ve iş birikimleri yaşamakta idik. Heidelberg Varimatrix 105 CS şekilli kutu kesim


print buyer

matbaa&teknik

Heidelberg Türkiye Satış Müdürü Murat İleri (Solda) ve Omaks Ajans ve Matbaacılık Satış Yöneticisi Atilla Özdemir (Sağda); Heidelberg Varimatrix 105 CS şekilli kutu kesim makinesi önünde makinesinin alınmasıyla, kesimdeki sıkışıklıkları da gidermiş olduk. Üretimimizin daha verimli ve hızlı olmasını sağladı. Bu son yatırımızla birlikte matbaanızın baskı sonrasındaki kapasitesi ne kadar arttı ve Omaks Ajans’ın geleceğe yönelik

131

büyüme hedefleri nelerdir? Atilla Özdemir: Matbaada en son yatırım diye bir şey yok teknoloji ile beraber hep bir şeyler yapmalısınız. Yapılan yatırımların geri dönüşleri yapılanlara entegre sağlamak için yeni yatırımlar bu hep bir döngü ve hep böyle devam eder matbaanın hayatında. Şu anda baskı sonrası kapasitemiz beklentileri karşılıyor ancak

durmak yok tabii ki. Müşterilerimiz ve beklentileri bizleri hep ilerilere itiyor zaten. OMAKS’ın geleceğe yönelik yatırımı insan aslında şu anda, bilinçli, eğitimli, profesyonel kadro oluşturuldu zaten bunun devamın da alınacak kalite belgeleri ile taçlandırılacak, daha büyük, daha bilinçli bir OMAKS olacağız. Büyüme kendiliğinden gelecektir diye düşünüyoruz.


print buyer

matbaa&teknik

1987’den Bu Yana Gıda Ambalajı Sektöründe Faaliyet Gösteren Ayhan Kutu’nun

CtP Tercihi Konita Thermal

2012 de Esenyurt’ta kendisine ait fabrika binasına taşınan başarılı aile şirketlerinden Ayhan Kutu, ISO 9001, ISO22000 ve HACCP belgeleri doğrultusunda gıda ambalajı üretimi yapıyor. Üretim ve hizmetlerine geniş ürün yelpazesi ile devam eden fabrika, Türkiye genelinde ve yurtdışında isim yapmış birçok kuruluşa hizmet veriyor.

Baskı Ekipmanları ve Araçlar derneği (PEIAC), Kore Baskı Araştırma Enstitüsü (KPRI) ve Hong Kong Matbaacılar Derneği ( HKPA) tarafından ulusal baskı endüstrisinin en iyi 10 markasından biri olarak ödüle layık görülmüş. Şirketin 7/24 saat hizmet veren, 73 kişilik mühendis ve teknisyen kadrosu mevcut.”

Şirketin satış ve pazarlama müdürü Nihat Ayhan, yeni fabrika binasına taşındıktan sonra büyüyen kapasitenin ihtiyacını karşılamak CtP yatırımına karar verdik, diyor:

Konita’nın Avantajları

“Tercihimizdeki en önemli etken ESEN ile uzun süredir malzeme tedariği konusunda süregelen işbirliğimiz ve buna dayalı güven oldu.”

Ödüllü CtP Konita Konita CtP sistemleri Türkiye temsilcisi Esen Group’tan yapılan açıklamada Konita’nın dünyada bin 200 civarında çalışan CtP cihazının bulunduğuna dikkat çekiliyor: “Konita, hem ulusal hem de uluslararası pazarda güven duyulan, itibarlı ve büyük bir şirket. Dönem dönem dünyaca bilinen şirketlere fason üretim yapmış ve yapmaya devam etmekte. Dünyada bin 200 civarında çalışan CtP makineleri mevcut. 2010 yılında, Baskı Teknolojisi Çin Derneği (PTAC), Çin 132

Nihat Ayhan ise Konita tercihlerinde rol oynayan detayları şöyle sıralıyor: “Makine, kullanım açısından çok basit ve otomasyonu yüksek. Makinede iş temel olarak operatörün tekelinden çıkarılmış. Az yer kaplaması, sessiz ve hızlı olması, monofaze olması (özel bir elektrik tesisatı gerektirmemesi) hepsi birer avantaj. Farklı ebat kalıba geçerken kullandığı süre dinamik otofokus özelliği sayesinde çok kısa. Bir diğer avantajı da makinede kullanılan önemli parçaların kalitesi. Makinede, önemli parçalar yüksek kaliteli parçalardan kullanılmış.” Ayhan, sözlerini şöyle tamamlıyor: “Konita Uv (CtCP ) serileri ise, Lazer diyotunun Uv ve pozlanan kalıp çeşidinin konvansiyonel olması dışında tamamen aynı özelliklere sahip fakat biz kalıp kalitesini göz önünde bulundurarak, thermal teknolojiyi tercih ettik.”


print buyer

matbaa&teknik

Sedef Davetiye Yurtdışında da Büyüyor Makine parkına Xerox Color 1000’i ekleyen Sedef Davetiye, kişiye özel hazırladığı davetiyelerle adından söz ettiriyor. Pek çok ülkede bulunan bayileriyle yurtdışında da iddiasını sürdürüyor. “Dijital baskı pazarı büyüyor” Sektörle ilgili değerlendirmede de bulunan İsmail Kurtaran, dijital yatırımlar artarken sektördeki dijital baskının payının da arttığını belirtti. İsmail Kurtaran; “Özellikle az tirajlı ve kişisel baskı işlerinde dijital baskı giderek yaygınlaşıyor. Dijital baskının sağladığı zaman avantajı, baskı adedi esnekliği, kişisel baskılar, değişken data uygulamaları, az tirajlı işlerde maliyet avantajı, baskı öncesi hazırlığın tamamen bilgisayar destekli olması, baskı kalitesi gibi konular dijital baskının önemini arttırıyor” dedi. İsmail Kurtaran, baskı sektöründe konularında uzman firmaların artış göstermesinin de sektörün gelişimi için önemli olduğunun altını çizdi.

Xerox’un yüksek kapasiteli renkli dijital baskı sistemleri, Türkiye’nin her yerindeki baskı sektörünün lider firmaları tarafından tercih ediliyor. İstanbul’un en köklü davetiye baskı merkezlerinden Sedef Davetiye de makine parkına Xerox’un yüksek kapasiteli renkli dijital baskı sistemi Xerox Color 1000’i ekledi.

sağladığı en büyük fayda gelişmeleri yakından takip edebilmek, deneyimlerimizi paylaşabilmektir. Dijital baskı sektörüne Xerox’un iş ortağı olarak giriş yapmamızın isabetli bir karar olduğunu düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

Xerox Color 1000 yatırımını özellikle kısmi lak uygulayabilmesi ve gelişmiş teknik özellikleri dolayısıyla tercih ettiklerini söyleyen Sedef Davetiye Firma Sahibi İsmail Kurtaran; “Xerox Color 1000 sayesinde, yaptığımız uygulamalarda kendimiz lak etkisi yaratabiliyoruz. Xerox Color 1000’in saatte 6,000 dakikaya varan baskı hızı, yüksek baskı kalitesi ve kolay kullanımı da zaman ve maliyet tasarrufu sağladı. Xerox Color 1000 ile çok önem verdiğimiz hizmet kalitemizi daha da arttırdık” dedi.

Xerox Color 1000’i daha çok kişiselleştirilmiş işlerde tercih ettiklerini söyleyen İsmail Kurtaran, kişilleştirmenin öneminin de altını çiziyor. İsmail Kurtaran; “Günümüzde kişiselleştirilmiş baskının önemi giderek artıyor. Foto kitap ve foto albüm, okul yıllıkları, kartvizit, etiket, broşür, takvim, şirket tanıtım ve sunum dosyaları gibi uygulamalarda kişiselleştirme giderek yaygınlaşıyor. Biz de Sedef Davetiye olarak Xerox Color 1000 gibi yüksek teknolojili ürünlerle sürekli geliştirdiğimiz makine parkurumuz, yazılımlarımız, deneyimli grafik ve teknik kadromuzla her türlü kişisel baskı uygulamalarını yapabilir durumdayız” dedi.

Xerox Color 1000’in kalitesi ve teknik özellikleri kadar Xerox markası ile çalışmanın da kendileri için önemli olduğunu söyleyen İsmail Kurtaran; “Dijital baskı konusunda yatırım kararı aldığımızda, sektörde yer alan pek çok firma ile görüşmelerimiz oldu. Görüşme yaptığımız firmalar arasından Xerox’u tercih etmemizde, alacağımız baskı sisteminin teknik özellikleri kadar, Xerox’un uzun vadede güvenilir bir iş ortağı olması, ihtiyacımız olan her konuda düzenli ve zamanında bilgi aktarımı yapması ve teknik destek konusundaki güvenilirliği bizim için önemli kriterler oldu. Xerox, dünyada sektörünün öncü ve lider markası. İş ortaklığımızın

“Kişiselleştirme artık çok önemli”

Sedef Davetiye’de, yapılan işlerde en iyiye ulaşmak için baskı sistemlerinin yanı sıra yazılımlara da önem veriliyor. Sedef Davetiye’nin kullandığı yazılımlar arasında grafik programlarının yanı sıra, Mphoto ve değişken data programları bulunuyor. Bu tür yazılımların fotoğraf albümü ile fotoğraf kitap tasarım ve baskıları için gerekli olduğunu söyleyen İsmail Kurtaran, müşteri ilişkilerinin takibi ve geliştirilmesi için de CRM programı kullandıklarını belirtti.

İsmail Kurtaran, sektörün önemli konularından biri olan ofset ve dijitalin birarada kullanılmasına yönelik görüşlerini de paylaştı: “Ofset ve dijital birbirinin rakibi değil, tamamlayıcısı konumundadır. Ofset giderek dijitalleşirken, dijital de gerek baskı ebatları gerekse de baskı hız ve kalitesiyle ofsete yaklaşmaya çalışmaktadır. Zaman içerisinde dijital ve ofset, işbölümü ve işbirliğiyle birbirlerinin olmazsa olmaz parçaları haline gelecektir” yorumunda bulundu.

Önümüzdeki dönemlerde ihracata yoğunlaşacağız Teknoloji yenileme ve kapasite artışına yönelik yatırımlarını büyük oranda 2012 yılı içerisinde tamamladıklarını söyleyen İsmail Kurtaran, önümüzdeki dönemlerde AR-GE çalışmalarına önem vereceklerini belirtti. Özellikle ihracata yönelik pazar araştırma, geliştirme, yurtdışı fuar ve tanıtım faaliyetleri de Sedef Davetiye’nin yoğunlaşacağı konular arasında olacak. 1980 yılında ticari hayatına başlayan Sedef Davetiye, İstanbul’da faaliyet gösteriyor. Davetiye sektöründe Sedef, Kıvılcım ve Ebru olmak üzere üç markası bulunurken; Fantezi Zarf alanında DolceVita markası ile hizmet veriyor. Başta davetiye ve zarf üretimi olmak üzere lüks kutu, ambalaj ve etiket üretiminde kullanılan sedefli kağıt üretimi yapan Sedef Davetiye’nin yurtiçinde 54, yurtdışında ise 41 bayisi bulunuyor. Sedef Davetiye şu anda Almanya, İtalya, İngiltere, Yunanistan, Romanya, Avusturya, Makedonya, Suudi Arabistan, Rusya, Özbekistan, Sırbistan, Türkmenistan başta olmak üzere pek çok ülkeye ihracat yapıyor. 133


print buyer

matbaa&teknik

Kalite, Verimlilik, Kârlılık ve Güven İçin Ali Topal: “Heidelberg Varimatrix 105 CS şekilli kutu kesim makinesi temini ile üretim kalitemizin artması, verimlilik, kârlılık ve güvenlik sağlanmıştır.”

Lithosan basım firma sahibi Ali Topal

Türkiye’de ilaç sektörünün büyük karton kutu tedarikçilerinden olan Lithosan Basım, drupa sonrası Heidelberg Türkiye’den gerçekleştirdiği Varimatrix 105 CS şekilli kutu kesim makinesi ile üretiminde % 15’lik verimlilik artışı sağladı. Konu ile ilgili olarak bilgi veren Lithosan Basım firma sahibi Ali Topal, “Lithosan tüm faaliyetlerinde insanı en değerli varlığı olarak kabul eder,“ diyor. Sayın Topal, kuruluşunuz ve ilk faaliyete geçişiniz ve bugünkü faaliyetleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Ali Topal: Eski Tab-İş matbaasının sahibi, uzun yıllar matbaacılık sektörüne hizmet veren babam Mevlüt Topal’ın yanında çocukluğumdan beri işe giderek matbaacılığı zamanla kendime meslek edindim. Öğrendiğim bilgi ve tecrübeler ile 1984 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nde eğitim alırken kurduğum Lithosan, ilk olarak Cağaloğlu’nda faaliyete geçti. Günümüzde Lithosan; Güneşli’de 3 bin m2’lik kapalı alanda, 7 bin ton/yıl kağıt işleme kapasitesine sahip olup grafik tasarım, CtP, 134

ofset baskı, dispersiyon lak, UV lak, şekilli kesim, giyotin kesim, kutu katlama ve yapıştırma gibi karton ambalaj konusunda tüm prosesleri kendi bünyesinde yapabilen, kutu ve prospektüs başta olmak üzere etiket, broşür, dergi, poster gibi ürün yelpazesi ile entegre bir kuruluş olarak 75 kişilik kalifiye personel, mühendis ve yönetim kadrosu ile özellikle ilaç sektörü olmak üzere Türkiye’nin tanınmış yerli ve yabancı firmalarına hizmet sunmaktadır. Firmamız 1999 yılında bağımsız bir kuruluş olan DNV tarafından değerlendirilip ISO 9001 belgesini alarak, kaliteye bakışına yeni bir boyut kazandırmıştır. 2003 yılına gelindiğinde ise ISO 9001/2000 versiyonu Kalite Yönetim Sistemimiz, TÜV tarafından belgelendirilmiştir. Yine TÜV tarafından güncellenen ISO 9001:2008 versiyonu ile müşterilerimizin kalite gereksinimlerini karşılayacak ürün/hizmeti sunmakta ve iyi yönetim uygulamaları konusunda destek alarak kalite yönetim sistemi devam ettirilmektedir. Kalite yönetim departmanının yöneticiliğini üstlenen kızım Elif Topal ile birlikte nesilden nesile matbaacılık mesleğini aktarmayı, karton ambalaj sektöründe ve ülke ekonomisi içerisinde yararlı bir kuruluş olarak hizmet vermeyi, lider ve öncü olmayı sürdürmeyi, üretim ve


print buyer

matbaa&teknik

Heidelberg Türkiye Satış Müdürü Murat İleri (Solda), Lithosan Basım firma sahibi Ali Topal (Ortada) ve Heidelberg Türkiye Bölge Satış Müdürü Tolgahan Toskaya (Sağda); Heidelberg Varimatrix 105 CS Şekilli Kutu Kesim Makinesi önünde

hizmet kalitesini sürekli arttırmaya dayalı çalışmaların devamlılığını sağlamayı; müşteri odaklı yönetim anlayışı, teknik bilgi birikimli uzman ve eğitimli kadrosu, uygun üretim yöntemleri ve doğru teknoloji kullanımıyla kaynakların verimli kullanılması sayesinde iş verimliliğini elde ederek en kısa zamanda, en uygun fiyata, en kaliteli ürün ve hizmeti sunmayı amaçlamaktayız. Sizce Lithosan’ı Ambalaj Sektöründe rakiplerinden ayıran en belirgin özellikler neledir? Ali Topal: Lithosan tüm faaliyetlerinde insanı en değerli varlığı olarak kabul eder. Üretilen ürünlerin sağlığın ve yaşam kalitesinin devam ettirilmesini sağlaması ise; ilaç sektörünün hayati önem taşıdığını göstermektedir. Bu sebeple; çalışma şartlarının daha sağlıklı ve güvenli olmasını sağlamak, sürekli iyileştirme, oluşabilecek her türlü kayıpları en aza indirme ve önleme öncelikli hedeflerimizdendir. Bu bilinç ile kullandığımız hammaddelerin seçiminden başlayarak üretimin her aşamasında, kalite sistemimiz çerçevesinde doğal kaynakların tasarruflu kullanılması, toprağa, suya ve atmosfere verilen zararların en aza indirgenmesi sağlanarak sağlığa ve çevreye duyarlı üretim yapmaktayız. Bununla birlikte, ürün ve hizmetlerimiz müşterilerimiz tarafından ne kadar beğenilirse, şirket değerimizin de o kadar artacağına inanmaktayız. Bu nedenle, üretim ve yönetimin tüm birimleri sürekli olarak gözden geçirilerek, tüm faaliyetlerin geliştirilmesini ve iyileştirilmesini sağlayan bir kalite yönetim anlayışımız vardır. Ayrıca; 2004 yılından beri ERP sistemi kullanarak üretim ve yönetimle ilgili tüm işlemlerin otomasyonunu sağlamaktayız. Güvenli standartların oluşumuyla gerçekleştirilen kalite

sistemi çerçevesinde, üretimin her aşamasında kontroller yapılarak, tüm bulgular ERP sistemine kaydedilmekte ve takibi sürdürülmektedir. ERP sistemi desteğiyle yapılan istatiksel çalışmalarla şirket organizasyonu geliştirilmekte, personel performansları değerlendirilerek gerekli görülen konularda eğitimler ve düzenlemelerle iş gücü verimliliği sağlanmaktadır. Önleyici yaklaşım ile hataların oluşumu ve tekrarı engellenmektedir. Şirket organizasyonunun gelişimi için yapılan savurganlığı önleme, maliyetleri düşürme, işlem zamanlarını kısaltma, etkin planlama, kalitenin devamlılığını sağlama, iyileştirme ve geliştirme çalışmaları, performans değerlendirmeleri, uygun üretim yöntemlerin seçimi, teknolojinin takibi, teknik bilgi birikimi, her biri kendi alanında uzman ve eğitimli çalışan kadromuz sayesinde iş gücü verimliğimizi arttırarak üretim ve yönetimdeki kalitemizin sürekliliği sağlanmaktadır. Olanaklar dahilinde maksimum performansı göstererek ihtiyaç duyulan ürünleri en kısa zamanda, en kaliteli ve en ekonomik şekilde üretmenin yanı sıra, müşterimizi matbaacılıkla ilgili olarak yönlendirmek, bilgilendirmek, ihtiyaçlarını tam anlayarak sorunlarına çözüm üretmek ve sorunlarını sahiplenmek gibi hizmetleri de sunmaktayız. Bu bağlamda; sorunların çözümünü sadece bir görev olarak değil, aynı zamanda müşterimizle ilişkilerimizi geliştirici bir imkan olarak değerlendirmekteyiz. Ürünü müşteri gözüyle değerlendiren kalite yönetim çalışanlarımızın katkısı ile çalışma ihtiyacının temeli olan müşteri memnuniyeti sürekli artmaktadır. Müşterilerimizle diyalogumuz, üretim aşamasıyla sınırlı kalmayıp, ürün tesliminden sonra da devam etmektedir. Müşteri beklentileri, talep ve eleştirileri değerlendirerek,

gerekli düzeltici ve önleyici tedbirler alınıp, yeni düzenlemeler, iyileştirmeler ve yatırım planları yapılmaktadır. 2012 yılındaki yatırım planlarımız dahilinde Hadımköy’de yeni fabrika binasının yapılması ve bu süreç içerisinde ilave üretim makinelerinin temin edilmesi kararlaştırılmıştır. Fabrika proje çalışmalarına başlanmış olup, 2014 ortasında binanın inşaatının tamamlanması planlanmıştır. Bu kapsamda, 2012 yılı sonunda 1 adet Heidelberg Polar 115 cm programlı giyotin kesim, 1 adet Heidelberg Varimatrix 105 CS şekilli kesim ve 1 adet Omega Allpro 70 cm yapıştırma makinelerinin satın alımı gerçekleştirilmiş ve makineler üretime alınmıştır. Yeni yatırımınız olan Heidelberg Varimatrix 105 CS şekilli kutu kesim makinesinde beklentilerinizi karşılayan en önemli özellikler nelerdir? Ali Topal: Heidelberg Varimatrix 105 CS şekilli kutu kesim makinesi de Hadımköy’de yapılması planlanan yeni fabrika yatırım planımızın bir parçasıdır. Heidelberg Varimatrix 105 CS şekilli kutu kesim makinesi temini ile üretim kalitemizin artması, verimlilik, kârlılık ve güvenlik sağlanmıştır. Baskı öncesi ve baskı aşamalarına yönelik yüksek performanslı ürünleri gibi baskı sonrası aşama için üretilmiş bu makine ile hem üretim hem de tasarım açısından aynı performans yakalanmaktadır. İhtiyaca yönelik makine aksamlarının esnek olması ve makine özellikleri ile daha kaliteli üretim yapılabilmektedir. Ayar aşamasındaki otomasyon ve kolaylık sayesinde eski Heidelberg şekilli kesim makinelerine göre üretim öncesi hazırlık süresi daha hızlı gerçekleştirilebilmektedir. Ayıklama ünitesinin 135


print buyer

matbaa&teknik

Lithosan Basım, Heidelberg Varimatrix 105 CS Şekilli Kutu Kesim Makinesi’nin no-stop özelliği sayesinde işe göre maksimum üretim hızlarında kesintisiz üretim sağlamaktadır.

olması, üretimde etkinlik sağlamaktadır. Performansı arttırmakla beraber fireleri azaltmaktadır. Süratli yapısı ve ‘nonstop’ özelliği ile özellikle yüksek tirajlı işlerde hem zaman hem de üretim miktarı açısından fayda sağlamaktadır. Makine tasarımının modern görünüşünün yanı sıra ergonomik yapısı ve kapalı aksamlarının olması ile daha güvenli üretim yapılabilmektedir. Dokunmatik ekran menüsü ve kolay kullanımı ile üretime hızlıca ve tek tuşla müdahale edebilme özelliği sayesinde makine operatörünün işi kolaylaşmaktadır.

sayesinde sektörel gelişmelerin takibini sürdürmekte ve her zaman işbirliği içerisinde olmayı sağlamaktayız. Lithosan’ı kurduğumda satın aldığım ilk makine; 1974 model 46x57 pompalı Heidelberg idi. Şuan üretim parkurumuzda 4 adet baskı öncesi, 3 adet baskı ve 5 adet baskı sonrası olmak üzere toplam 12 adet Heidelberg makinemiz bulunmaktadır.

Heidelberg ile uzun yıllara dayanan işbirliğinizden biraz bahsedebilir misiniz? Ali Topal: Heidelberg sektöre getirdiği yenilikler, bilgi ve iş tecrübesi, teknik servis hizmet kalitesi, uzman kadrosu, müşteri odaklı yönetimiyle her zaman öncü bir firma olmuştur. Heidelberg’in bu özellikleri ile tüm iş hayatım boyunca ve yatırım planlarımda desteğini gördüm.

Makinelerimiz için Heidelberg ile yaptığımız teknik bakım ve arıza anlaşmamız sayesinde uzman teknik servis kadrosu her zaman çözüm odaklı yaklaşımları ile problemleri hızla gidermektedir. Düzenli olarak makinelerimizin bakımları yapılmakta, sürekli gözden geçirilmekte ve bu sayede makinelerimizin yeni ve sağlam kalması sağlanmaktadır. Tüm Heidelberg personelinin müşteri memnuniyeti esasına dayalı tutumu ile ihtiyacın belirlenmesindeki anlayış ve gayreti sonucundaki bilgi veya tecrübe paylaşımlarının Lithosan’ın gelişimine katkısı çoktur. Firma kültürlerimizin de birbiriyle örtüşmesi sayesinde işbirliğimiz çok uzun yıllara dayanmaktadır.

Yeni makinelerin tanıtımı, bilgilendirme ve karşılıklı iletişimi geliştirme amacıyla Heidelberg’in düzenledikleri etkinlikler

Bu son yatırımızla birlikte matbaanızın kapasitesi ne kadar arttı ve bu doğrultuda

136

Lithosan’ın geleceğe yönelik büyüme hedefleri nedir? Ali Topal: Üretimimizdeki darboğaz kesim bölümündeydi. Bu açığımızı kapatmak üzere Drupa 2012 fuarında yaptığımız incelemeler sonucunda, Heidelberg Varimatrix’i satın almaya karar verdik. Bu makinenin dahil edilmesi ile üretimde akıcılık sağlanmış olup kesim bölümündeki darboğaz giderilmiştir. Bununla birlikte, üretim kapasitesinde %15’lik bir artış sağlanmış ve kalite hedeflerinde gelişim gösterilmiştir. Mevcut yerimizdeki kapasitemizle Türkiye’deki ilaç sektörü karton ambalaj ihtiyacının minimum %20’sini karşılamaktayız. Yatırım planımız dahilinde yeni binaya taşındıktan sonra ilave olarak Heidelberg CTP, ofset ve kesim makinelerini üretim parkurumuza eklemeyi planlamaktayız. Bu sayede, pazar payını arttırarak sektördeki liderliğimizin sürdürülmesini amaçlamaktayız. Kuruluşumuzdan bu yana Heidelberg yatırımlarımız sayesinde güvenle, kaliteli ve verimli üretim yapabilmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Bu röportaj sayesinde çözüm ortağımız olan Heidelberg ailesine bugüne kadar ki işbirliği ve desteğinden dolayı teşekkürlerimizi sunarız.


print buyer

matbaa&teknik

Konimat İçin Heidelberg SM52 İzmir’in Butik Matbaası Konimat Matbaacılık, Speedmaster SM 52-4 ile kalitesini bir adım öteye taşıdı.

Konimat Matbaacılık Firma Sahibi Abdullah Erdoğan (Solda), Heidelberg Ege Bölge Satış Müdürü Emrah Korugan (Ortada Solda), Heidelberg Matbaa Malzemeleri Ege Bölge Satış Müdürü Ömür Pamuk (Ortada Sağda) ve Konimat Matbaacılık Yöneticisi Serdar Erdoğan; yeni yatırımları Speedmaster SM 52-4H ofset baskı makinesi önünde

İzmir Çamdibi’nde faaliyet gösteren Konimat Matbaacılık, Heidelberg Türkiye’den ikinci el olarak yatırımını gerçekleştirdiği yüksek ve uzun çıkışlı Speedmaster SM 52-4H renkli ofset baskı makinesi ile üretimini güçlendirdi. Konimat Matbaacılık Firma Sahiplerinden Abdullah ve Serdar Erdoğan, konu ile ilgili sorularımızı yanıtladı. Konimat Matbaacılık olarak hangi yıl kuruldunuz? O günden bugüne nasıl bir gelişim gösterdiniz? Abdullah Erdoğan: Firmamız Konimat ismi ile 2006 yılında kuruldu. Daha önceden Barlem Matbaacılık ismi ile 1990’dan beri sektörün içindeyiz. Firmamız butik işler üzerine uzmanlaşmış bir aile firmasıdır ve her türlü üretim ve yönetim süreçlerimizi kendi içimizde halletmekteyiz. İlk makinenizi hangi yıl aldınız ve takip eden en önemli diğer yatırımlarınız nelerdir? Abdullah Erdoğan: Faaliyetimize çift renkli GTO 52 ile başladık. Daha sonra makine

parkımıza pompalı diye tabir edilen Kord 64 eklendi. Ofset baskı anlamında bünyemize en son 4 renkli ve yüksek çıkışlı Speedmaster SM 52’yi ekledik. Şu anda en son yatırımımız haricinde GTO 52-2, harman, selefon, katlama, bıçak ve sıvama makinelerimiz ile faaliyet göstermekteyiz. Müşteri profiliniz nedir? Hangi sektörlere hizmet vermektesiniz? Abdullah Erdoğan: Firmamız her türlü sektörden firmalar ile doğrudan çalışmaktadır. Genellikle fason baskı yapmıyoruz. Üretimimizin büyük bir kısmını tekstil etiketleri ve anlaşmalı matbaa işleri ile ticari işler oluşturmaktadır. En son yaptığınız ikinci el makine yatırımında, Heidelberg Türkiye’yi seçmiş olmanızdaki nedenler, kriterler nelerdir? Serdar Erdoğan: Heidelberg ailecek güven duyduğumuz bir firma ve markadır. Heidelberg Türkiye’den ikinci el yatırımı yaparak yatırımımızın daha garantili bir şekilde geri döneceğine inandık. Makinemizin tam revizyonlu ve eksiksiz

çalışır bir şekilde bize teslim edilmesiyle yanılmadığımızı gördük. İleride makinemizi değiştirme yolunda şartlar doğarsa bir sonraki kullanıcısına içimiz rahat bir şekilde devredebiliriz. Bu son yatırımızda beklentilerinizi hangi özellikler karşıladı? Bu doğrultuda kapasiteniz ne kadar arttı ve ilerisi için hedefleriniz nelerdir? Serdar Erdoğan: Makinenin baskı hızı, yüksek baskı kalitesi, düşük firesi ve işten işe geçişlerdeki konforu ile teslim sürelerinde sağladığı rahatlık beklentilerimizin üzerinde performans almamıza sebep oldu. Butik olarak çalıştığımızdan dolayı ekstra vardiya sıkıntımız olmuyor. Şu anki kapasitemiz daha fazla işlerin gelmesine ortam hazırladı. Makine sayesinde 4-5 adet büyük ölçekli müşteri portföyümüze katıldı. Makinemiz iş anlamında şu anda % 100 dolmadı ancak iş kapasitesini doldurduğumuzda veya aştığımızda 70x100 ebadında yatırım düşünebiliriz.

137


print buyer

matbaa&teknik

Üretkenlik, Güvenilirlik ve Esnekliğini Artırmak İçin HP T410 Increase Production, Reliability and Flexibility

Milanese print on-demand specialist updates production facilities adding new press to supplement existing HP T300 Color Inkjet Milano merkezli “talep üzerine baskı” uzmanı Web Press

şirket halihazırda sahip olduğu HP T300 Renkli Mürekkep Püskürtmeli Baskı Makinesine yeni üretim araçları ekledi.

HP announced that Rotomail Italia Spa, of Vignate (Milan), Italy, has installed an HP T410 CWP as part of its commitment to providing cutting-edge print-on-demand services, powered by market leading technology. Rotomail chose HP as its preferred digital press partner in 2010 when the company installed an HP T300 Color Inkjet Web Press. The two digital inkjet web presses and the company’s HP Indigo W7200 Digital Press form Rotomail’s extensive digital capabilities for transpromotional, direct mail and book production. “We chose the HP T410 Color Inkjet Web Press because our HP T300 has enabled us to achieve outstanding results on all fronts,” explained Alessandro Antonuzzo, marketing manager, Rotomail Italia. “This new press is based on the same technology, but runs at a higher speed and offers a superior print quality. For print quality and productivity I maintain that the T410 Color Inkjet Web Press is the best press currently on the market.” Rotomail was one of the first companies in the world to use full-colour inkjet print technology and is today one of the main European producers of digital colour print direct from electronic data.

İtalya-Milano merkezli veri basım şirketi Rotomail Italia Spa HP T410 CWP baskı makinesini kullanmaya başladı. Rotomail Italia piyasa lideri bu teknolojiden faydalanarak müşterilerine talep üzerine baskı hizmetlerini en iyi şekilde sunma kararlılığını sergileyecek. Rotomail bir HP T300 Renkli Mürekkep Püskürtmeli Web Baskı makinesi kullanmaya başladığı 2010 yılından beri HP’yi dijital baskı ortağı olarak tercih ediyor. Şirketin iki dijital mürekkep püskürtmeli baskı makinesi ve HP Indigo W7200 Dijital Baskı Makinesi, Rotomail’in 138

doğrudan mektup ve kitap üretimine yönelik kapsamlı dijital becerilerini oluşturuyor. Rotomail Italia Pazarlama Müdürü Alessandro Antonuzzo konuyla ilgili şu açıklamayı yapıyor: “HP T410 Renkli Mürekkep Püskürtmeli Baskı Makinesini seçmemizin sebebi HP T300’ün tüm cephelerde mükemmel sonuçlar üretmemizi sağlamasıdır. Bu yeni baskı makinesi aynı teknolojiye dayanıyor fakat daha hızlı çalıştığı gibi daha yüksek bir baskı kalitesi sunuyor. T410 Renkli Mürekkep Püskürtmeli Baskı Makinesi, baskı kalitesi ve üretkenlik söz

“We have been particularly impressed with the flexibility of the HP T-series presses,” continued Antonuzzo. “They can be used for applications ranging from transactional print to the highest quality book production. We will use the new T410 Color Inkjet Web Press to print colour transactional communications for clients ranging from financial institutions to utilities companies. “With this press, a finishing line that we have patented, and a software modification that HP swiftly implemented to meet our requirements, we can print books of different


print buyer

matbaa&teknik

formats from the same web of paper. We will be able to increase our presence in the publishing print-on-demand sector, printing covers on the HP Indigo W7200 Digital Press which enjoys the same functionality. This is a remarkable level of flexibility,” Antonuzzo concluded.

konusu olduğunda kendi pazarındaki en iyi seçenek olarak öne çıkıyor.” Rotomail dünyada tamamen renkli mürekkep püskürtmeli baskı teknolojisini kullanan ilk şirketler arasında ve halihazırda elektronik verilerden doğrudan renkli dijital baskı alan belli başlı Avrupalı üreticiler arasında yer alıyor.

T- serisi makineler yeni gelişmiş püskürtmeli mürekkep baskı başlığı teknolojisi ve kaliteden ödün vermeden yüksek hızda baskı yapmaya olanak tanıyan nano teknoloji pigment mürekkep ile donatılmış bulunuyor.

The HP T410 Color Inkjet Web Press can print 100 per cent variable data content at speeds up to 5,000 colour pages a minute and almost 7,000 mono pages a minute, with a scalable web width up to 1066.8mm. The press can print up to 140 million A4 format colour images a month at up to 183m/ min (175 million in mono at 244m/min). HP T-series presses are equipped with the new advanced technology inkjet print heads and with nanotechnology pigment inks capable of helping to achieve high speeds without compromising quality.

“HP T serisi baskı makinelerinin özellikle esnekliğinden etkilendik” diyen Rotomail Italia Pazarlama Müdürü Alessandro Antonuzzo açıklamalarını şöyle sürdürüyor: “Bu baskı makineleri işleme yönelik baskıdan en yüksek kalitede kitap üretimine kadar değişken uygulamalar için kullanılabiliyor. Biz de T410 Renkli Mürekkep Püskürtmeli Baskı Makinesini finansal kurumlardan destek birim şirketlerine kadar değişen aralıktaki müşterilerimiz için renkli işleme yönelik iletişim materyalleri basmak için kullanacağız. Yine bu makine aracılığıyla patenti bize ait bitirme hattı ve HP’nin gereksinimlerimizi karşılamak için hızlı bir şekilde yerleştirdiği yazılım değişimi sayesinde aynı kağıt ağından farklı biçimlerde kitaplar basabileceğiz. Aynı işlevselliğe sahip HP Indigo W7200 Dijital Baskı Makinesi ile kapaklar basarak talep üzerine baskı sektöründeki mevcudiyet seviyemizi daha da artıracağız. Böylesine yüksek seviyede bir esneklikten çok memnunuz.” HP T410, yüzde 100 oranda değişken veri içeriğini dakikada 5 bine kadar renkli sayfa ve neredeyse dakikada 7 bin tekli sayfa hızlarında bastırabiliyor. Tüm bunları 1066,8mm ölçeklenebilir ağ genişliği ile sunuyor. Makine 183m/ dk seviyesine kadar hızda, ayda 140 milyon A4 formatında renkli görüntüler basabiliyor. HP

139


print buyer

matbaa&teknik

Doveton Press, ikinci Heidelberg Linoprint C 901’i bünyesine kattı Doveton Press adds a second Heidelberg Linoprint C 901 Yeni dijital baskı makinesi müşterilerin değişen tirajlar, maliyet ve kalite konularında beklentilerini karşılıyor

Their second Heidelberg Linoprint C 901 gives UK printer Doveton Press an unprecedented degree of flexibility in the production of print jobs Doveton Press is adding a second Linoprint C 901 from Heidelberger Druckmaschinen AG (Heidelberg) this month. This means it will be running three offset litho presses - a Speedmaster SM 74-4+L, and two Speedmaster SM 52 Anicolor, a five-colour and a four-colour plus coater - alongside two Linoprint C 901 digital presses.

Doveton Press, ikinci Heidelberg Linoprint C 901 dijital baskı makineleri sayesinde basılı işlerin üretiminde bugüne kadar görülmemiş derecede esneklik kazandı. Their second Heidelberg Linoprint C 901 gives Doveton Press an unprecedented degree of flexibility in the production of print jobs.

Doveton Press matbaası, Heidelberger Druckmaschinen AG (Heidelberg)‘den bu ay itibari ile ikinci Linoprint C 901 dijital baskı makinesi yatırımı gerçekleştirdi. Bu yatırım, bir adet Speedmaster SM 74-4+L, biri beş renkli ve diğeri dört renkli ve lak üniteli olmak üzere iki adet Speedmaster SM 52 Anicolor ile birlikte iki adet Linoprint C 901 dijital baskı makinesinin bir arada çalışacağı anlamına geliyor. Firmanın Genel Müdürü Gavin Savage; “Ofset ve dijital bugünün pazarında belirgin paya sahip durumda. Değişen tirajlar göz önüne alındığında müşterilerimizin maliyet ve kalite beklentilerini karşılamak için her ikisine de ihtiyacımız var. Dijital baskı alanına geçtiğimiz yıl giriş yaptık, C 901, kalitesi ve verimliliği ile bizi etkiledi. Kişiselleştirme işleri ve çok kısa tirajları karşılayabilmemiz sayesinde işlerimizi çeşitlendirebiliyoruz. Ofset ve dijitalin birlikte kullanımı bize maksimum müşteri getirisini ve bizim de onlara 140

en uygun bütçeler ile ihtiyaç duydukları özelliklerdeki ürünleri doğru teknolojiler ile sunmamızı sağlıyor. Linoprint dijital baskı makineleri yardımcı düzeyde makineler, bizim için Anicolor ofset baskı makinelerinin sunduğu hızlı hazırlık, minimum atık ve genel verimliliği sağlayamazlar. Anicolor baskı makinelerimiz ayrıca özel renkler, laklar ve metalik renkleri kullanabilmemize olanak sağlıyor.” şeklinde konu hakkındaki görüşlerini dile getirdi.

Managing director Gavin Savage says: “Offset litho and digital each have a place in today’s market. We need both to meet the varying run lengths and cost and quality expectations of our customers. We diversified into digital last year and the quality and productivity of the C 901 has impressed us. We can mop up personalisation work and handle very short runs now. Operating both litho and digital allows us to give individual customers the maximum choice and we help them to find the right technology to suit their budget and each product’s specific quality requirements. The Linoprint presses are definitely additional machines and not replacements for the Anicolors which continue to impress us with their fast makeready, minimal waste and overall productivity. They also allow us to offer special colours, seals and metallics.”

Doveton Press, İngiltere’nin Bristol kentinde bulunan 44 yıllık geçmişe sahip bir ticari matbaa. Firma matbaacılık hizmetleri paralelinde grafik tasarım ve kapsamlı baskı sonrası hizmetleri sunuyor. Mark ve Gavin Savage kardeşler, babalarının kurduğu firmada müşterilerine geniş bir yelpazedeki yüksek kaliteli pratik ve promosyonel basılı ürünleri rekabetçi fiyatlar ile kişisel ve verimli bir hizmet anlayışı ile sunuyor.

Doveton Press is a 44 year old general commercial printing company based in Bristol. It offers graphic design and comprehensive finishing in addition to its printing services. Brothers Mark and Gavin Savage who now run the company their father set up are committed to providing customers with a personal and efficient service, providing a wide range of good quality practical and promotional printed products at competitive prices.

Doveton Press, çevre kurallarına sıkı bir

Doveton Press sticks to its environmental


aktüelbuyer print

matbaa&teknik

policy – the company was one of the first print shops to experiment with and use environmentally friendly and post consumer waste papers and has built up considerable experience in their use. All their waste paper is collected and recycled, with any redundant stock sent free to the ‘Scrap Store’ to be used in schools etc.

şekilde bağlı bir matbaa ve firma tüketim sonrası atık kağıt kullanımı konusunda ilklerden birisi olup bu konuda büyük bir tecrübe kazanmış. Firmanın tüm atık kağıtları hurda kağıt merkezlerinde toplanıyor ve daha sonra okullarda kullanılmak üzere yeniden dönüştürülüyor.

In November 2008 Doveton Press Ltd became successful in gaining membership of a certified FSC group chain of custody scheme as well as PEFC group chain of custody scheme.

Doveton Press Ltd., 2008 yılının Kasım ayında FSC grup sertifikasının yanı sıra PEFC grup zincirinin üyeliğini edinmiş.

Chris Matthews, digital product manager of Heidelberg UK, says: “It’s great to see Doveton Press return for a second press, testament to the effectiveness of this technology. We are having a strong run on digital press sales. Customers like the Linoprint label. They feel secure in buying from Heidelberg, knowing that they will benefit from a robust mid range machine that can produce quality work on a broad range of stocks. Heidelberg’s Prinect workflow solutions, colour knowledge and strong support credentials certainly help us to secure a high volume of digital printing business.”

Heidelberg İngiltere’de Dijital Baskı Ürün Müdürü olan Chris Matthews; “Doveton Press’in ikinci dijital baskı makinesini aldığını görmek bu teknolojinin verimliliğinin bir kanıtıdır. Dijital baskı makinesi satışı üzerinde ciddi bir çalışma yapıyoruz. Müşterilerimiz Linoprint etiketini seviyorlar ve Heidelberg’den kaliteli üretim gerçekleştiren ve geniş malzeme aralığında baskı yapabilen güçlü bir orta ölçekli makine yatırım gerçekleştirdikleri için kendilerini güvende hissediyorlar. Heidelberg’in Prinect iş akışı çözümleri, renk bilgisi ve güçlü destek kriterleri dijital baskı işinde yüksek hacmimizi korumamıza yardım etmektedir” diyor.

It was last year that Heidelberg announced it was promoting the Linoprint C commercial brand and Linoprint L packaging range of digital presses alongside the proven Speedmaster offset lines.

Heidelberg, geçen yıl yeni Speedmaster ofset baskı makinesi modellerinin yanında ambalaj ve etiket için Linoprint L ile ticari baskı için Linoprint C dijital baskı makinesi serilerinin tanıtımını gerçekleştirmişti.

141


teknoloji

matbaa&teknik

Esko CDI Spark 2420 Flekso Klişe Pozlandırma Sistemini Piyasaya Sunuyor Esko Launches CDI Spark 2420 Flexo Plate Imager Yeni CDI, Esko ürün yelpazesini etiket firmaları için genişletiyor

New CDI expands Esko offerings for tag and label printers Esko announced a new addition to its market-leading family of CDI flexo plate imagers with the introduction of the CDI Spark 2420. This new, compact system incorporates the quality and performance for which Esko’s CDI family is renowned. The CDI Spark 2420 is designed for narrow web label converters and combines a different image size with greater plate material flexibility. The new CDI Spark 2420 is thus perfectly positioned to capture business opportunities in the growing tag and label market.

Esko, CDI Spark 2420’nin tanıtımıyla pazar lideri CDI flekso klişe pozlandırma sistemleri yelpazesine yeni bir ürün eklediğini duyurdu. Bu yeni, kompakt sistem, Esko CDI yelpazesinin en önemli özellikleri olan kalite ve performansı sunuyor. Dar enli etiket baskısı yapan firmalar için tasarlanmış olan CDI Spark 2420, farklı pozlandırma ebatlarını geniş malzeme esnekliğiyle birleştiriyor. Bu nedenle, yeni CDI Spark 2420 büyüyen etiket pazarındaki iş fırsatlarını yakalamak için mükemmel konumlandırıldı.

“CDI Spark 2420; CDI Spark 1712, 2120 ve 2530’u kapsayan portföyümüzün tamamlayıcı parçası oldu. Daha önce büyük CDI 2530’un uygun bir seçenek olmadığını düşünen müşterilerimiz için klişelere daha uygun, daha ekonomik bir çözüm getirdi. Ayrıca Esko’nun müşterilerini dinlediğini ve onların ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayan çözümler sunduğunu gösteriyor.”

Esko Dijital Flekso Kıdemli Ürün Müdürü Jan Buchweitz, “FINAT’a göre, 2012/13 yıllarında dünya çapındaki tüm baskı teknolojilerinin karşısında etiket talebinin büyümesi yaklaşık %6-7 olarak gerçekleşirken, global etiket talebinin önümüzdeki yıllarda artmaya devam etmesi bekleniyor. (kaynak www.finat.com) Küçük ve orta ölçekli baskı şirketlerinin bu büyüme fırsatlarından faydalanabilmelerine yardımcı olmak için, bu yeni ebatlı CDI’yı tanıttık. Mevcut ürün yelpazemize muhteşem bir ek oldu,” diyor:

Etiket pazarında, yüksek kaliteli fleksoda ve baskı uygulamaları açısından daha geniş çeşitlilikte artan bir talep bulunuyor. CDI Spark 2420, bu ihtiyacı karşılayabilmek için 609 mm x 508 mm’lik (24”e 20”) ebatlara kadar olan klişeler için tasarlanmış ve çok geniş yelpazede malzemeler kullanılabilir. Bunlar dijital flekso klişeleri, kimyasalsız film, dijital letterpress klişeleri, dijital metal bazlı letterpress klişeleri ve dijital serigrafiyi kapsıyorlar. Kalınlığı ne olursa olsun, flekso klişeleri vakumlu tamburun üzerinde

142

Etiket pazarının artan ihtiyaçlarını karşılıyor

“According to FINAT, global label demand across all print technologies is expected to continuously grow in the coming years, while world label demand growth for 2012/13 is approximately 6-7% (1). To help small to medium printing operations capitalize on these growth opportunities, we introduce this new size CDI. It’s the perfect complement to our existing range,” says Jan Buchweitz, Esko Senior Product Manager, Digital Flexo. “The CDI Spark 2420 fits neatly into our portfolio that includes the CDI Sparks 1712, 2120 and 2530. It provides a more cost-effective solution that better fits plates for those customers that would previously have considered the larger CDI 2530 as the most suitable option. It demonstrates Esko’s commitment to listen to our customers and to provide solutions that best meet their needs.”

Addressing growing needs of tag and label market The tag and label market is increasingly demanding high quality flexo and a wider diversity of printing applications. To address this, the CDI Spark 2420 is designed to image plate


aktüel teknoloji

sizes up to 609 mm x 508 mm (24“ by 20“) and also handle a wider range of plate materials. These include digital flexo plates, chemistry free film, digital foil-based letterpress plates, digital metal-based letterpress plates and digital silk screens. Operation is aided by EasyClamp, which securely holds flexo plates of any thickness on the vacuum drum. Understanding its customers’ need to continually expand capabilities and market reach, Esko provides an imaging resolution upgrade path on the CDI Spark 2420. Customers can choose the standard 2000ppi to 2540ppi or upgrade to High Res 2540ppi to 4000ppi or HD Flexo 4000ppi in combination with high definition screening. This helps them offer the exceptional quality sought by brand owners. In addition, the CDI Spark 2420 comes with the choice of Optics 7.5, Optics 10 or Optics 15. As performance speed is determined by the optics, customers have the flexibility to choose the optics to match their current workflow and business growth. “With the enhanced CDI Spark range, tag and label printers can find an upgradeable system that matches their investment levels and that delivers the quality and performance they need today,” concludes Buchweitz. “Small to medium companies can develop at their own pace, confident that they can meet the future expectations of all customers – large or small.”

matbaa&teknik

sağlam bir şekilde tutan EasyClamp bu işlemlere yardımcı oluyor. Müşterilerinin kapasitelerini sürekli artırma ihtiyacı duyduklarını ve pazardaki beklentilere cevap vermeleri gerektiğini anlayan Esko, CDI Spark 2420 ile pozlandırma çözünürlüğünü de arzu edildiğinde, daha yüksek çözünürlüklere artırma imkânı sağlıyor. Müşteriler, standart 2000ppi ve 2540ppi arasında seçim yapabiliyor ya da 2540ppi ve 4000ppi arasında Yüksek Çözünürlüklü optik sistemine geçebiliyor veya yüksek çözünürlüklü pozlandırma ile birlikte HD Flekso 4000ppi’ı kullanabiliyorlar. Bu durum, marka sahiplerinin aradığı olağanüstü kaliteyi sunmalarına yardımcı oluyor. Ayrıca, CDI Spark 2420 Optik 7.5, Optik 10 veya Optik 15 seçenekleriyle birlikte geliyor. Performans hızı optikler tarafından belirlendiği için, müşteriler mevcut iş akışları ve şirket büyümelerine uygun optiği seçme esnekliğine kavuşuyorlar. “Geliştirilen CDI Spark yelpazesi ile, etiket firmaları yatırım seviyelerine uygun ve şu anda ihtiyaç duydukları kalite ve performansı sunan, geliştirilebilir bir sistem edinebiliyorlar,” diyor Buchweitz. “Küçük ve orta ölçekli şirketler, küçük veya büyük müşterilerinin gelecekteki tüm beklentilerini karşılayabileceklerinden emin olarak, kendi belirledikleri tempoyla büyüyebiliyorlar.” 143


teknoloji

matbaa&teknik

Daimler, Heidelberg yazılımını kullanıyor Leading Automaker Uses Heidelberg Software for Development Work Heidelberg’in CAx Quality Manager yazılımı dünya çapındaki tüm müşteri merkezlerinde kalite kontrol için kullanılıyor.

Daimler AG firması, Heidelberger Druckmaschinen AG (Heidelberg)‘in yazılımını tüm geliştirme birimlerinde CAD ortamındaki üretim verilerinin (CAx data) kalitesini kontrol etmek için kullanıyor. CAx verilerinin kalitesi, maliyetleri ürünün yaşam döngüsü boyunca önemli şekilde etkiliyor. Heidelberg’de Ekipmanlardan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi olan Stephan Plenz; “Daimler’in Heidelberg yazılımını kullanma kararı, güvenilirliğimize verilmiş büyük bir oydur. Basılı medya endüstrisi dışında müşteri segmentlerine yenilikçi ürünlerimizi kullanarak girmek stratejimizdeki bir dönüm noktasıdır” diyor.

Heidelberg CAx Kalite Yöneticisinde bir düğmeye dokunularak, geliştirme ve üretimden montaj ve servise kadar tüm süreç zinciri için ürün kalite verileri kontrol edilebilir. Kullanıcılar tek tek bileşenleri, komple montajları veya çizimleri kontrol edebilmektedir. Sistem, hataları göstermekte, düzeltmeler önermekte ve belgelediği tüm sonuçlar ile hataların tespiti ve erken bir aşamada düzeltilmesini sağlamaktadır. Ayrıca varolan CAx verilerin kalitesini artırarak ürünlerin değiştirmesi ve daha da geliştirilmesi için sağlam bir temel sağlamaktadır. Heidelberg, yaklaşık altı yıldır kendi CAx veri kontrol sistemini kullanmakta ve yazılımı sürekli olarak geliştirmektedir. Geçerli sürümün sezgisel kullanım ve hızlı kontrol süreci gibi özel faydaları bulunmaktadır. Kullanıcılar, yazılımı mevcut iş çevrelerinde eğitim çok gerek kalmadan kullanabilir ve aynı zamanda kendi rutin denetimlerini ekleyebilmektedir. Dahası, yazılım, CAD-modellerinin dahili konfigürasyonunu özelleştirilmiş yöntem ve standartlar ile desteklemektedir. Heidelberg, CAx Quality Manager yazılımını 2012 yılı yazında tanıttı ve ürünün faydaları sayesinde 30’dan fazla yeni müşteri kazandı.

Heidelberg Mühendislik Danışmanlığı

Heidelberg, CAx Quality Manager yazılımı ile yeni müşteri segmentlerine yelken açıyor With the Heidelberg CAx Quality Manager the company is moving into new customer segments.

144

Heidelberger Druckmaschinen AG CAx kalite Yöneticisi yazılımının dağıtım ve satışını Heidelberg mühendislik danışmanlığı aracılığıyla gerçekleştirmektedir. (www.heidelberg.com/ engineering). Bu birim, CAD, CAM, CAE ve PLM alanları konusunda oldukça yetenekli bir uzmanlık merkezidir. İşgücünün süreç zinciri ile ilgili ve CAx / PLM süreçlerini optimize etmek için tasarlanmış çözümler geliştiren müşterileri ile yakından çalışır tüm ilgili konularda sektörler bir dizi şirketlerin danışmanlık ve eğitim hizmetleri vermektedir.

Daimler AG is now using software from Heidelberger Druckmaschinen AG (Heidelberg) at all its development sites to check the quality of product data in the CAD environment (CAx data). The quality of CAx data has a key impact on costs throughout the product life cycle. “Daimler’s decision to use software from Heidelberg is a major vote of confidence in us,” says Stephan Plenz, Member of the Management Board responsible for Heidelberg Equipment. “It is a milestone in our strategy of using innovative products to break into customer segments outside the print media industry.” At the touch of a button, the CAx Quality Manager from Heidelberg checks the quality of product data for the entire process chain – from development and production to assembly and service. Users can check individual components, complete assemblies, or drawings. The system indicates errors, suggests corrections, and documents all results, which enables errors to be identified and rectified at an early stage. It also improves the quality of the existing CAx data, which provides a sound basis for modifying and further developing products. Heidelberg has been using the system to check its own CAx data for around six years and has been continuously improving the software. Particular benefits of the current version include intuitive operation and the speed of the checking process. Users can run the software in their existing work environment without much need for training and can also add their own checking routines. What’s more, the software supports the configuration of CADmodels in line with customized CAx methods and standards. Heidelberg launched the CAx Quality Manager onto the market in summer 2012 and has so far won more than 30 customers with the benefits of the product.

Heidelberg Engineering Consulting Heidelberger Druckmaschinen AG distributes CAx Quality Manager through Heidelberg Engineering Consulting (www.heidelberg. com/engineering). This unit is a highly specialized center of competence for CAD, CAM, CAE, and PLM. Its workforce advises and trains companies from a whole range of sectors on all relevant issues related to the process chain and works closely with customers in developing solutions designed to optimize CAx/PLM processes.


teknoloji

matbaa&teknik

“%100 gıda güvenli” Dijital Baskı Makinesi Konica Minolta, çevreye duyarlı, “foodsafe” sertifikasına sahip baskı makinesi bizhub PRESS C8000’i Türkiye’de satışa sundu. Bizhub PRESS C8000, dakikada 80 sayfa renkli A4 baskı hızıyla hem yüksek tirajlı üretim kapasitesi hem de çevreye duyarlı toner teknolojisi ile farklılık gösteriyor.

Konica Minolta, bizhub PRESS C8000 model çevreci baskı makinesini Türkiye’de satışa sundu. Şirketin konu ile ilgili açıklamasında “bizhub PRESS C8000 olağanüstü performansı ve rahat kullanım özelliklerinin yanında TÜV Rheinland Langenhagen, Almanya tarafından verilen “yüzde 100 food safe” sertifikasına sahip olmasıyla dikkat çekiyor”, denildi: “Dakikada 80 sayfa A4 renkli baskı hızı, ofsete yakın renk kalitesi, net metin ve çizgiler için Simitri® HD+ polimerize toner teknolojisi, tutarlı renk üretimi için otomatik yoğunluk kontrolü, doğru dubleks baskılama için en yüksek arkalı-önlü görüntü oturtma özellikleri bulunan bizhub PRESS C8000’in zımbalamadan ısısal ciltlemeye kadar çeşitli dahili sonlandırma seçenekleri de bulunuyor.”

“yüzde 100 foodsafe” sertifikasını aldı. Bu sertifika Konica Minolta’nın Smitri HD+ toner teknolojisi kullanılan bizhub PRESS C8000’inden alınan çıktıların gıda paketlemelerinde yüzde 100 güvenle kullanılacağını belgeliyor. Konica Minolta’ya ait Smitri HD+ toner teknolojisi, karbon salınımını da düşüren teknolojisiyle doğa dostu. Konica Minolta’nın “foodsafe” sertifikalı diğer ürünleri ise Smitri HD yeşil toner teknolojisine sahip bizhub PRESS C6000, C7000/P.”

Bizhub PRESS C8000’de foodsafe sertifikalı toner teknolojisi kullanıyor “Profesyonel dijital baskı kalitesinde mükemmeliyetçiliğin ve performansın yanında sürdürülebilir çevre sorumluluğu ile tasarım ve üretim yapan Konica Minolta, bizhub PRESS C8000 baskı makinesinde kullandığı Simitri® HD+ toner teknolojisiyle “foodsafe” sertifikasına da sahip. Bizhub PRESS C8000, TÜV Rheinland LGA Products GmbH tarafından yürütülen gıda ile temas konusunda, baskılı kağıt kriterleri katalogundaki tüm testleri başarıyla geçerek, 145


teknoloji

matbaa&teknik

Tek Sarımlı Kalıp Katlamalı Sarıcılar İle Hermetik Kapatılmış Ambalajlar

Üstün, Hoş ve Korumalı Single-Wrap Die-Fold Wrappers Gain Hermetic Seals

Premium, Pretty and Protected Çikolata ve şekerlemeleri yalnız bir ikram olmaktan çıkaran belli ve özel bir şey, yani bunları bir tutku dünyasına dönüştüren bir kalite vardır. Belki bu, kakaonun geçmişteki kutsal çağrışımı, belki çikolata yemenin beynimizde salgılanmasına yol açtığı çok sayıda uyarıcı kimyasal ya da ağızda eriyen ipeksi dokusu olabilir. İster yatmadan önce iştahla şekilde yenilen birkaç kare, ister öğle yemeğinden sonra ofiste elden ele dolaşarak paylaşılan bir kutu olsun, iyi yapılmış şekerlemelerden elde edilen ve yıllarca tekrar tekrar yenmesine rağmen kaybolmayan bir tatmin vardır.

Alexander Schmitz, Bosch Packaging Technology Şirketi olan Sapal SA’da Genel Müdür

Ürün ambalajının en güzel şekerleme ürünlerinden aldığımız tatta oynadığı rolü kesinlikle küçümseyemeyiz. İster raftaki albeni açısından, ister ürün bütünlüğünün sağlanması ve sürdürülmesinde, ister hediye olarak şekerleme verildiğinde ilk büyük izlenimini oluşturmada olsun, deneyimin temel bir parçasını oluşturur. Ambalajlama, güzelce hazırlanmış bir ürünün orijinal tat ve kokusunu korumada da hayati bir önem taşır. Çikolata ve şekerleme markaları, yoğun piyasa koşullarında öne çıkmak ve marka sadakati oluşturmak istediklerinde mevcut ambalajlama seçeneklerini dikkatlice değerlendirmeli ve tercihlerinin üründeki kaliteyi doğru yansıttığından emin olmalıdır. Tüm kıvrım ve katlamaların barın altına yerleştirildiği ve estetik açıdan hoşa giden kalıp katlamalı paketler, önde gelen çikolata üreticileri tarafından yıllardır kullanılmaktadır. Bunlar, ürünü popüler kesintisiz sarımlı alternatiflerinden ayıran bir zariflik katar. Kalıp katlamalı ambalajların sunum açısından bir avantaj ve görsel cazibe sunmasına karşılık, kesintisiz sarımlı (ve ambalajı hermetik olarak kapatılmış) çikolatalar geleneksel olarak, ürünün korunması açısından avantajı ellerinde tutar. Eskiden, kurcalandığını belli eden ambalaj kapatmaları yalnız alüminyum folyo ve kağıt tabanlı alüminyum folyonun kullanıldığı kalıp katlamalı ambalajlarda mümkündü. Bununla beraber, bu malzemeler kolay delinir ve şekerleme kalemleri için birim başına maliyet açısından çoğu üretici tarafından çok pahalı olarak değerlendirilir. Ayrıca, bu kapatmalı kalıp katlamalı ambalajlama yöntemi küçük barlar

146

By Alexander Schmitz, General Manager, Sapal SA, a Bosch Packaging Technology company There is a certain, special something that transforms chocolates and confectioneries into more than just a treat; a quality that takes them into the realm of indulgence. Perhaps it is the historically sacred connotations of cocoa; maybe it is the many, stimulating chemicals that eating chocolate causes our brains to release; it could certainly be the silky melt-inthe-mouth texture. Whether it is a few squares wonderfully eaten before bedtime, or a sharing box handed around the office after lunch, there is a satisfaction derived from well-crafted confectioneries that is not diminished through years of repeated eating. Crucially, we cannot underestimate the role that product packaging plays in our enjoyment of the finest confectionery products. It forms a key part of the experience, whether in terms of on-the-shelf allure, conveying and maintaining product integrity, or creating a great first impression when offering confectioneries as a gift. Packaging is also vitally important in preserving the original flavors of a finely crafted product. When looking to stand-out in a crowded market place and develop brand loyalty, chocolate and confectionery brands must consider carefully available packaging options and ensure their choice accurately reflects the quality of the product it contains. Aesthetically pleasing die-fold packages, where all tucks and folds are situated on the underside of the bar, have been used for years by premium chocolate manufacturers. They convey an elegance that sets products apart from popular flow-wrapped alternatives. While die-fold packaging has an edge in terms of presentation and visual appeal, flowwrapped (and hermetically sealed) chocolates have traditionally held the advantage in terms of product protection. Previously, tamper-evident sealing has only been possible in die-fold packaging with the use of aluminum foil and paper-backed aluminum foil. However, these materials are easy


teknoloji

matbaa&teknik

to pierce and regarded by most manufacturers as too expensive in terms of cost-per-unit for confectionery items. In addition, this method of sealed die-fold packaging was only available for chocolate tablets and not for smaller bars. Now, chocolate manufacturers no longer have to sacrifice product quality for a strong visual impact. With the new polypropylenecompatible Starpac 600 HL from Sapal, a Bosch Packaging Technology company, hermetically sealed single-wrap die-fold packaging is possible for small- to medium-sized chocolates. This means that top chocolate brands can realize the shelf appeal they need to stand out from the crowd while ensuring the utmost in product protection. To give an idea of the benefits offered by hermetically sealed die-fold packaging, we will look at its ability to satisfy three specific trends; product safety and integrity, product quality and sustainability.

Safe and secure First amongst the requirements of chocolate packaging is that it maintains the integrity of the product. Today’s safety-conscious consumers rightly demand that their chocolates are protected from the influence of outside factors, such as cross-contamination or insect infiltration as well as any attempts at malicious tampering. These needs have prompted some confectionery brands to over-protect their items, and many others to regard flow wrapping as the only viable means of packaging chocolates. Clearly, it is not only the threat of malicious tampering that has seen the rise of product over-protection and dominance of hermetically sealed, flow-wrapped packaging. Heightened manufacturer and consumer awareness of health and safety issues, brands’ ethical responsibilities and the increased risk of both regulatory actions and individual lawsuits keep hermetic, airtight packaging at the top of manufacturer priority lists. Facilitated by new packaging technology, tamper-proof and airtight die-fold wrappers offer the very best in product safety to satisfy the most meticulous demands. With these new wrappers, contamination by dust or insects is impossible, and tampering of any kind immediately apparent. Product integrity does not come at the cost of convenience - die-fold wrappers are easily opened by way of a simple tear-tape around the circumference of the bar.

için uygun olmayıp, yalnız çikolata tabletleri için kullanılabiliyordu. Artık çikolata üreticilerinin güçlü görsel etki için ürünün kalitesinden ödün vermeleri gerekmiyor. Bir Bosch Packaging Technology şirketi olan Sapal’ın sunduğu yeni ve polipropilen uyumlu Starpac 600 HL ile, ambalajı hermetik olarak kapatılmış tek sarımlı kalıp katlamalı ambalaj küçük ile orta büyüklükteki çikolatalar için mümkün. Bu imkan, üst düzey çikolata markalarının bir yandan en üstün ürün koruması sağlarken diğer taraftan kalabalık piyasada öne çıkmak için ihtiyaç duydukları raf cazibesini hayata geçirebilecekleri anlamına gelir. Ambalajı hermetik kapatılmış kalıp katlamalı ambalajın sağladığı faydaların ne olduğuna dair bir fikir vermek için belirli üç eğilim olan ürün güvenliği ve bütünlüğü, ürün kalitesi ve sürdürülebilirliği karşılama yeteneğine bakacağız.

Güvenli ve emniyetli Çikolata ambalajlarının gereklilikleri arasında birincisi ürünün bütünlüğünü sağlamasıdır. Günümüzün güvenlik açısından bilinçli tüketicileri çikolatalarının haklı olarak çapraz kontaminasyon veya böcek girişinin önlenmesi ya da kötü niyetli kurcalama gibi dış etkilerden korunmasını talep ediyorlar. Bu ihtiyaçlar bazı şekerleme markalarını ürünlerini aşırı korumaya ve çok sayıda diğer markayı, kesintisiz sarımı çikolataları ambalajlamanın tek yolu olarak görmeye itti.

Intact and tasty

Açıkçası, ürünlerin aşırı korunmasının ön plana çıkmasının ve ambalajı hermetik olarak kapatılmış, kesintisiz sarımlı ambalajın baskınlığının tek nedeni kötü amaçlı kurcalama değildir. Üretici ve tüketicilerde sağlık ve güvenlik meselelerine dair artan farkındalık, markaların etik sorumluluğu ve hem düzenlemeye yönelik eylemlerdeki hem de bireysel davalardaki artan risk hermetik, hava sızdırmaz ambalajlamayı üreticilerin öncelik listelerinin en üstüne çıkardı.

Hermetically sealed wrappers do not only maintain product safety – they also ensure quality by locking in the original flavors, upholding the intended taste of the product and

Yeni ambalajlama teknolojisinin kolaylaştırmasıyla kurcalamayı önleyici ve hava sızdırmaz kalıp katlamalı sarıcılar en titiz talepleri karşılamak için ürün güvenliğinde en iyiyi sunuyor. Bu 147


teknoloji

matbaa&teknik

preventing product damage. This is particularly important in the case of premium-quality chocolate, into which so much time and expertise is invested in perfecting taste and texture. Non-hermetically sealed chocolate can take on the flavors and aromas of other food products placed in close proximity, either on the supermarket shelf or at home in the fridge or cupboard. For example, a premium dark chocolate can easily have its flavor altered merely by being placed next to a packet of minty chewing gum. To ensure consumer satisfaction, it is also essential that the products arrive non-broken. While hermetic seals protect the product after it is packaged, gentle handling and conveying are essential to reduce product damage during the packaging process. For thermo-sensitive foods such as chocolate, it is also important to protect the product from high temperatures such as those encountered when applying the hot glue needed to secure the longitudinal seal lap in die-fold packages. yeni sarıcılarla toz ya da böcek kontaminasyonu imkansızdır ve her türlü kurcalama derhal fark edilir. Ürün bütünlüğü uygunluktan feda edilerek kazanılmıyor; kalıp katlamalı sarıcılar barın çevresinde basit yırtmalı bant aracılığıyla kolayca açılabilir.

El değmemiş ve lezzetli Ambalajı hermetik olarak kapatılmış sarıcılar yalnız ürün güvenliğini sağlamakla kalmaz, orijinal tat ve kokuları hapsederek, ürünün arzulanan tadını koruyarak ve ürün hasarını önleyerek kaliteyi de sağlar. Bu durum, tadın ve dokunun mükemmelleştirilmesinde çok fazla zaman ve tecrübe yatırımı yapılan üstün kalitedeki çikolatalarda özellikle önemlidir. Ambalajı hermetik olmayan şekilde kapatılan çikolata süpermarket raflarında ya da evdeki dolap veya buzdolaplarında yakın yere yerleştirilen diğer gıda ürünlerinin tat ve kokularını alabilir. Örneğin, üst kalite bir siyah çikolatanın tadı ve kokusu naneli sakız paketinin yanına konulduğunda kolayca değişebilir. Müşteri memnuniyetini sağlamak için ürünlerin kırılmadan ulaşması da önemlidir. Hermetik kapatılmış ambalajlar ürünü ambalajlandıktan sonra korumakla beraber, ambalajlama sürecinde üründe hasarı azaltmak için nazik işlem ve taşıma gereklidir. Çikolata gibi ısıya hassas gıdalarda, kalıp katlamalı paketlerde boylamasına kapatmanın üst üste binmesini sağlamak için gerekli olan sıcak tutkal uygulamasında olduğu gibi yüksek sıcaklıklardan ürünü korumak da önemlidir. Sapal’ın en yeni kalıp katlamalı ambalajlama teçhizatı Starpac 600 HL ile ürünler basınçsız, manivelaya takılmış besleme girişleri ve

148

yenilikçi fazlama sistemleri kullanılarak beslenir ve ardından yüksek hız ve doğruluk ile sarılarak bir katlanır kutuya yerleştirilir. Sarım malzemesini hermetik olarak kapatmak için ısı ve nihai kat yerini kapatmak için tutkal noktaları, ürünün etkilenmesine izin verilmeden uygulanır. Bunun sonucunda, tüketicilere yalnız aromalı ve görsel olarak albenili ürünler sunulur.

Sürdürülebilir ve verimli Üreticiler ve tüketiciler uygun ve hava sızdırmaz ambalajların çevresel maliyetin artışı pahasına uygulanmaması gerektiğinde hemfikirdir. Kalıp katlamalı ambalajlama, enerji açısından verimli olarak üretilen polipropilen gibi ‘yeşil’ ve pahalı olmayan malzemelerin kullanımına imkan tanımada yüksek derecede sürdürülebilirdir. Son teknoloji makineler, yoğun perakendeci fiyat baskısı zamanında kayda değer maliyet tasarruflu bir fayda olan minimum malzeme tüketimine imkan tanıyan hassas katlanır kutular ile daha büyük verimlilik içeren üstün kalıp katlamalı paket oluşturabilir. Nazik muamele de özellikle kolayca delinebilir alüminyum malzemelerle karşılaştırıldığında hasarlı kalemlerin bir sonucu olarak ürün israfının azaltılmasında doğruluğu kanıtlanmış bir yoldur.

Kaliteli çikolata markaları için yeni bir seçenek Artık çikolata üreticileri tamamına sahip olabilirler; bir taraftan en üst düzey kalite sağlarken, diğer taraftan zarif, kalıp katlamalı çikolata ambalajı ile ürünlerinin şımartan kalitelerini ileri sürebilirler.

With the latest die-fold packaging equipment from Sapal, the Starpac 600 HL, products are fed gently by the use of pressure-less, cantilever built infeeds and innovative phasing systems, and then wrapped with high speed and accuracy in a folding box. The heat to hermetically seal the wrapping material as well as the glue spot to close the final fold are applied without affecting the product. This results in the delivery of only flavorful, visually appealing products to consumers.

Sustainable and efficient Manufacturers and consumers agree; attractive, convenient and airtight packaging must not come at an increased environmental cost. Die-fold packaging is highly sustainable in allowing the use of ‘green’ and inexpensive materials such as polypropylene that are produced energy-efficiently. Cutting-edge machinery is able to create the premium die-fold package with greater efficiency with precise folding boxes that allow minimal material consumption– a significant cost-saving benefit in a time of intense retailer price pressure. Gentle handling is also a proven way of reducing product waste as a result of damaged items - particularly in comparison to aluminum materials that can be easily pierced.

A new option for quality chocolate brands Now chocolate manufacturers can have it all – they can assert the indulgent qualities of their product with elegant, die-fold chocolate packaging, while simultaneously ensuring the utmost in quality.


teknoloji

matbaa&teknik

Uyum İçinde Sunulan Yenilikler

Yüksek verimlilik, esneklik, maliyet tasarrufu ve düşük enerji tüketimi gıda üreticilerinin paketleme hatlarından beklediği özelliklerden sadece birkaçıdır. Kısa bir süre önce, ultrasonik yapıştırma sistemine sahip ilk yatay akışlı paketleme makinesi, Sigpack HCUR Bosch Paketleme Teknolojisi tarafından piyasaya sürülmüştür. Makine, yatay akışlı paketleme makinelerine yönelik yeni bir ürün besleme ünitesi olan Akıllı Taşıma sistemi (ITS) ile entegre edilebilir. Sigpack HCUR tanınmış Sigpack HCx makine platformu esas alınarak geliştirilmiştir. Yeni ultrasonik yapıştırma teknolojisi ile donatılmış makine, dakikada 800 adede çıkan üretim kapasitesi ve 80 metrelik maksimum film hızı ile yüksek kaliteli paketler üretir. Yatay akışlı paketleme makinesi ile ITS sisteminin entegre edilmesi, dünya genelinde paketleme teknolojisindeki son yeniliklerden biridir. Yüksek hızlarda aralıksız üretim sağlanabilmesi için, ürünlerin filme düzenli şekilde beslenmesi son derece önemlidir; bunun da aşılması zor bir sorun olduğu görülmüştür. Bosch Paketleme Teknolojisi tarafından geliştirilen ITS sistemi bu ihtiyacı karşılamaktadır. Sistem ürün akışındaki düzensizlikleri dengeler, tanımlı alanlar oluşturur ve ürün ile film hızı arasında uyum sağlar. ITS sistemi her ürünün paketleme makinesine ayrı olarak beslenmesini sağlar ve ara ve hızlandırma hattı içeren yaygın besleme zincirini ortadan kaldırır. Geleneksel yöntemlerde istikrarlı ürün aralıkları, aralığı durdurmak ve ardından tekrar hızlandırmak suretiyle yapılır. ITS sisteminde de aynı ilkeden yararlanılır, ancak gereken süre ve depolama alanı daha azdır. Ek olarak, sistem hassas ve birikmeyen gıdalar ile bar gibi şekerleme ürünlerinin dikkatle taşınmasını sağlar. ITS sistemi küçük bir sapma yarıçapı sayesinde ürünleri, yatay akışlı paketleme makinesinde doğrudan paketleme malzemesine taşıyabilir. Sistem kompakt tasarımına rağmen yüksek üretim kapasitesi sağlar.

ITS, lineer motorlar ile tahrik edilen, 30’dan fazla taşıyıcı konveyörün bağımsız olarak ve aşınmadan hareket ettiği mekatronik bir sistemdir. Her taşıyıcı konveyör bir programlanabilir lojik kontrol ünitesi (PLC) tarafından izlenir ve sürekli olarak denetlenir. Yüksek hassasiyet ve dinamik gereklerini karşılamak için, Ethernet tabanlı gerçek zamanlı bir veri yolu sistemi kullanılır. Bu özellik ITS sisteminin saniyede üç metrenin üzerinde bir hıza ulaşmasını sağlar. Birçok konumlu algılama sistemi, bütün proses boyunca, her taşıyıcı konveyörün tam konumunun tespit edilmesini sağlar - bir referans işletim döngüsüne gerek yoktur.

Philipp Schenker Ürün Sorumlusu Bosch Paketleme Teknolojisi

Ürünler ITS sistemi aracılığıyla Sigpack HCUR yatay akışlı paketleme makinesine beslenirken, makinenin çözücü makarasından gelen film tüp şeklini alır ve uzun kenarı, bugüne kadar akışlı paketleme makinelerinde kullanılan sıcak veya soğuk yapıştırma teknolojilerinin yerini alan ultrasonik yapıştırma teknolojisi kullanılarak yapıştırılır. Sıcak yapıştırmanın aksine, ultrasonik yapıştırmada çenelerin önceden ısıtılması gerekmez, bu da kayda değer miktarda enerji tasarrufu sağlar. Bu yöntemde, termoplastik malzemeler ısı yerine yüksek frekanslı titreşimler yayılarak birleştirilir. Yapıştırma için gerekli enerji yalnızca hassas yapıştırma bölgesinde oluşturulur. Ultrasonik yapıştırma yöntemini kullanmanın diğer bir avantajı da, besleme sisteminin ısınmamasıdır. Isı yalnızca doğrudan çenelerde oluşur. Makinenin üretim sırasında durması halinde, bu özellik dolayısıyla, ürünlerin erimesi riski söz konusu değildir ve ürün firesi daha azdır. Ultrasonik yapıştırma teknolojisi enerjini doğrudan kontrolünü mümkün kılarak, bir rampa işlevine olanak sağlar, yani üretim kolayca durdurulup ardından tekrar başlatılabilir. Yapıştırma işlemi filmin geçtiği özel bir yapıştırma penceresi içerisinde yapılır ve böylece işlemdeki

149


teknoloji

matbaa&teknik

hız değişimlerine esnek bir şekilde yanıt verilebilir. Ayrıca, makineyi yapıştırma dikişlerinin kalitesinden ödün vermeden sıfırdan dakikada 800 ürün paketleme kapasitesine doğrudan çıkarmak mümkündür. Söz konusu yüksek hızlarda sıcak yapıştırma yönteminin kullanılması durumunda, yapıştırma düzeneklerinin soğutulması veya ısıtılması zaman aldığından, yapıştırma dikişleri açık kalabilir veya yanabilir. Ultrasonik yapıştırma yönteminin diğer bir avantajı da, üreticilerin daha düşük maliyetli ince filmler kullanmasına olanak sağlaması ve dolayısıyla, malzeme maliyetlerini düşürmesidir. Bugüne kadar sıcak yapıştırma yönteminde kullanılan filmlerin yerine daha ince ve çok daha düşük maliyetli filmler kullanılabilir. Ultrasonik yapıştırmada boyuna ve enine dikişler daha ince olduğundan daha az paketleme malzemesi gerekir. Daha yüksek verimlilik sağlayan ultrasonik yapıştırma yöntemi kullanılarak çok daha yüksek işlem hızlarında başka maliyet tasarrufu olanakları da oluşturulabilir. Bosch’un ultrasonik yapıştırma teknolojisi ürün güvenliği açısından kesin avantajlar da sunar. Yapıştırma dikişinde kirlilik olması durumunda, yeni teknoloji düşük yapıştırma kalitesi riskini azaltır. Ultrasonik yapıştırma ekipmanı tarafından üretilen titreşimler ürün kalıntılarını dikiş bölgesinden uzaklaştırır ve böylece dikişin güvenli olmasını sağlar. Ultrasonik yapıştırma teknolojisinin kullanımı makinenin çalışması açısından da faydalıdır. Yapıştırma çenelerine film yapışması, malzeme yığılması ve yapıştırılmamış paket üretimi ihtimali düşüktür. Bu da, temizlik işlemlerini azaltır ve duruş süresini aşağıya çeker. Ultrasonik 150

yapıştırma yöntemi soğuk bir teknoloji olduğundan, sıcak yapıştırma çenelerinde temizlik yapılması gerekmez, dolayısıyla operatörün yanık yaralanmalarına maruz kalma riski azalır. Bu durum, gıda üreticileri açısından, çalışma süresi ve operatör güvenliğinde önemli ölçüde artış anlamına gelir. Bosch Paketleme Teknolojisi Ürün Sorumlusu Philipp Schenker, “Sürdürülebilirliğin yanı sıra esneklik ve yüksek verimlilik müşterilerimiz açısından son derece önemlidir. Ultrasonik yapıştırma yöntemi ile sağlanan düşük enerji tüketiminin beraberinde getirdiği maliyet tasarrufu, malzeme tasarrufu ve yüksek makine kullanırlığı çok daha fazla hareket özgürlüğü sağlamaktadır. ITS sistemi üretim hacminin düzenlenmesi açısından da yüksek bir esneklik sunmaktadır” açıklamasında bulunuyor. ITS ile donatılmış ultrasonik yapıştırma sisteminin kullanımı gıda üreticilerine avantaj sağlar: Bir tarafta, ultrasonik yapıştırma yönteminin kullanımı geleneksel yapıştırma teknolojilerine düşük maliyet ve işlem verimliliği sağlayan bir alternatif sunar. Diğer tarafta, ITS geleneksel besleme sistemlerine kıyasla esneklik, hız ve alan gereksinimleri açısından önemli avantajlar sunar. Ultrasonik yapıştırma teknolojisi ve ITS sisteminin yukarıda belirtilen avantajlarına ek olarak, Sigpack HCUR makinesi dokunmatik panelleri ve çeşitli işlem parametrelerinin ayarlanması ve kaydedilmesini sağlayan kullanıcı dostu fonksiyonları ile elverişli kontrol sistemleri sunar. Makinenin tasarımı tüm makine parçalarına kolayca ulaşılmasını sağlar.


akt端el

151

matbaa&teknik

151





Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.