Faşizme Karşı Mücadele

Page 48

Otoriterleşme ve milliyetçilik Son yıllarda sadece Türkiye’de değil, genel olarak dünyada yaşanan siyasi gelişmeleri açıklarken bir otoriterleşme eğiliminden söz etmek mümkün. Bu eğilime eşlik eden bir diğer küresel olgu ise, zaman zaman ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına kadar varan milliyetçilik. Otoriterleşme dendiğinde, doğal olarak, aklımıza hemen önce Türkiye ve Erdoğan ve ardından Putin, Trump, Orban gibi isimler ve giderek artan baskı geliyor. Ancak dünyada otoriterleşme bu dört isimden ibaret olmadığı gibi sadece baskı da demek değil. Bir yandan tüm Avrupa’da aşırı sağ yükselirken diğer yandan Vietnam, Kamboçya, Filipinler gibi ülkelerde otoriter rejimler ya da askeri diktatörlükler kendisini iyice sağlamlaştırıyor. Otoriterleşme adı altında değerlendirdiğimiz tüm bu rejimlerde görülen ortak özellikleri ise şöyle sıralamak mümkün: Birincisi, bu rejimleri sadece otoriter değil, Ahmet İnsel’in de bir yazısında belirttiği gibi otoriter kapitalist rejimler olarak adlandırmak daha doğru olabilir. Çünkü, neo-liberal konsensüsün çökmesiyle birlikte ABD’den Filipinler’e ve Türkiye’ye kadar devletin ekonomiye daha çok müdahil olduğu, özgürlüklerin feda edilmesi karşılığında devlet eliyle hızlı kalkınmanın ve zenginleşmenin vaat edildiği bir eğilim var. Özellikle jeo-politik rekabetin her geçen gün daha da kızıştığı günümüzde en çok ve en hızlı zengin olmanın büyük avantaj sağlayacağına inanılıyor.

48

Böylesi bir vaadin bedeli ise her türlü demokrasi ve özgürlük kırıntısının oluşturduğu sözde tehdidin ortadan kaldırılması oluyor. Son zamanlarda bütün dünyada gazeteci cinayetlerinde yaşanan artış tesadüf değil. Sadece Erdoğan değil, bütün dünyada liderler daha merkezi, gücün tek elde yoğunlaştığı yönetimler kurmak istiyorlar ve bunun faydalarına halkı ikna etmeye çalışıyorlar. Sokak eylemlerini ve hak mücadelelerini kriminalize etmek yine bütün bu tür rejimlerde görülen ortak bir diğer özellik. İngiltere’de bu yıl Eylül ayında, 1932’den beri ilk kez üç çevre aktivisti tutuklandı. Ekim ayında görülen duruşmada serbest bırakıldılar ancak sonuçta bu bir aylık tutuklulukları bile akvitistlere verilen bir gözdağıydı. Yani, otoriterleşme adı altında ifade ettiğimiz olgu aslında ekonomik, siyasi ve toplumsal alanda birbirine paralel olarak yaşanan ve birbiri ile de bağlantılı bir dizi süreçten oluşuyor ve üstelik bu süreç Türkiye’ye özgü değil, tüm dünya benzer rotaya girmiş durumda. Bu rotaya herkesin ikna olmasını sağlayacak en uygun ideolojik zemini ise milliyetçilik sağlıyor. Amerika’yı, Türkiye’yi, Macaristan’ı ‘yeniden büyük yapmak’ Trump’tan, Erdoğan’a ve Orban’a kadar tüm liderlerin en büyük vaadi kendi ülkelerini ‘yeniden büyük yapmak’, yani ‘büyük Türkiye’yi kurmak, ‘Amerika’yı yeniden büyük yapmak’, ve hatta


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.