yorumlayabilirler. İlginç olarak, aynı tanım tutarsızlığı doktorlar arasında da olabilmektedir. Konstipasyon tanımını bu subjektivite ve tutarsızlıktan arındırmak için Roma kriterleri (Rome criteria) olarak bilinen bazı tanım kriterleri geliştirilmiştir ve geliştirilmeye devam etmektedir. Buna göre (örneğin Roma kriterleri): I) haftada iki veya daha seyrek dışkılama, II) aşırı ıkınma, III) sert/katı gaita çıkarma IV) tam boşalamama hissi kriterlerinden/semptomlarından en az iki tanesinin üç aydan daha uzun süre olması durumunda konstipasyon tanısı kesinleşmektedir. Ancak, kişide İBS (irritabl barsak sendromu) olmaması ve laksatif kullanmıyor olması koşuluyla.
Kadın ve erkeklerde görülme sıklığı nedir? Arada farklılıklar var mı? Konstipasyon daha sıklıkla kadınlarda ve ileri yaşlarda sorun olur. Doktor başvurularında kadın/erkek oranı 4/1’dir. Kadınlarda daha sık rastlanması temel olarak iki unsura dayandırılmaktadır.
Birincisi, habitüel konstipasyon (yani yaşam tarzı ve alışkanlıklara bağlı kabızlık) hanımlarda daha sıktır. Bunun da muhtemel nedeni kadınların sosyal yaşamda daha duyarlı ve tutucu olmalarıdır. Daha az ve konsantre yemeleri, daha sık diet yapmaları, ev dışında yemek ve tuvalete gitmekten imtina etmeleri, yurt yaşamı ve evlilik gibi sosyal değişimlerden daha fazla etkilenmeleri gibi unsurlar özellikle genç hanımlarda yaygın olarak konstipasyona sebep olmaktadır. Kabızlık sorunu kadınlarda menapoz sonrasında daha da yaygın hale gelmektedir. Öyle ki, orta yaş ve üstü hanımların ev toplantılarında sıklıkla bu ortak sorunlarını tartıştıkları öne sürülmüştür. Bu durumda altta yatan neden ise genellikle rektosel (barsak fıtığı) mevcudiyetidir.
Çocuklarda da görülüyor mu?
Evet. Kabızlığın üçüncü sırada sık görüldüğü grup çocuklardır. Yeni doğanlarda Hirschprung gibi kalıtsal rahatsızlıklar, hipotiroidi, sağlam çocuklarda anne sütünden inek sütüne geçiş, anal fissür (çatlak) gelişmesine reaksiyoner olarak tuvaletten kaçmak gibi pek çok nedenden dolayı çocuklarda da sık rastlanan bir problemdir. Bir başka uzmanlık alanını ilgilendirdiği için bu yaş grubuyla ilgili daha ayrıntılı konuşmaktan imtina edeceğim. Pediatrik cerrahlar ve pediatrik gastroenterologlar çocuklardaki kabızlık konusunda daha yetkinlerdir.
Çözümü nasıl?
Ne yazık ki az önce bazı ana hatlarına değindiğimiz ilkeleri hekimlerin çoğu da çok iyi anlamamış olabiliyorlar ve her düzeyde doktorun karşısına sık çıkan bu grubu, bazı laksatifler verilerek gönderiliyor. Önce kabızlığın nedeninin tam ve kesin olarak ayıklanması, sonra da bu hedefe yönelik doğru stratejinin ustaca uygulanması esastır. Yine vurgulayalım ki topluma yaygın konstipasyon vakalarının çoğu, posasız diet, hareketsizlik gibi nedenlerle olan habitüel kabızlık şeklindedir.
Beslenme şekli nasıl olmalı?
Sadece emilen gıda kısımlarının yararlı olduğu, atılan posanın gereksiz olduğu, insanların formülize edilmiş tabletlerle dahi beslenebileceği tarzında bilim kurgusal bir yanlış anlamayı önce düzeltmek gerekiyor. Aslında besinlerimizdeki posanın da (örneğin marul yaprağındaki sellüloz – non-starch polisakkaridler-NSP) barsak hareketleri ve florasının düzenlenmesi, yağ metabolizması, bazı vitaminlerin emilimi gibi pek çok fizyolojik unsura katkıları vardır. Örneğin kahvaltıda meyve salatası, öğle yemeğinde sebze yemeği ve yoğurt, akşam yemeğinde de zeytinyağlı yeşil salata bulundurulması dahi sebat edildiğinde çoğu habitüel kabızlığı çözecektir. Bazı hastalıklarda çorba veya yoğurda kepek eklenerek posanın artırılması gerekebilir. Gastrointestinal hastalıklar alanında uzman bir diyetisyenin yardımını almak da doğru olur. Posalı diet önerilmesinde de dikkat edilmesi gereken noktalar vardır. Özellikle kepek eki gibi unsurlar çok hızlı ve fazla miktarda başlanırsa hastada aşırı gaz oluşumu ve karın ağrısına neden olacak ve hasta ilk fırsatta bu diyeti terkedecektir. Önerilecek diyetin ucuz, kolay anlaşılır ve kolay uygulanır olması gereğini unutmayalım. Posa alımının artırılmasıyla paralel olarak su içmenin de artırılması yerinde olur. Besin içeriğine ek olarak, kişilerin öğün atlamamaları ve özellikle sabahları kendilerine daha fazla zaman ayırıp erken kahvaltı yapmaları da çok önemlidir. Daha önce de değindiğimiz kronobiyolojik ilkeler gereği sabah tuvalete gidilmesinin de olanaklı hale getirilmesinin tek yolu budur.
Kronik kabızlığı olan bir kişinin mutfağında bulundurması ve bulundurmaması gereken gıdalar nelerdir?
Posalı yiyeceklerin uygun miktar ve tarzda tüketilmesinin temel ilkelerini zaten anladığımızı düşünüyorum. Erkekler de dahil herkesin haftada bir-iki defa organik pazarlar, semt pazarları, kaliteli manavlar gibi yerlere uğrayıp alış-veriş yapma alışkanlığını kazanmalarını öneriyoruz. Mutfakta ve buzdolabında bazı rafların çeşitli ve bol miktarda taze meyveler, marul, salatalık, roka, tere, ceviz, badem, kabak çekirdeği gibi besinlerle dolu tutulması gerekir. Kaçınılması gerekenler ise çok fazla değildir. Çok fazla koyu çay ve kola tüketilmesinin uzun vadede kabızlığı artırabildiği öne sürülmüştür. Önemli olan, yapılması gerekenleri bilmek ve yaşam tarzına yerleştirmektir.
Egzersizin kronik kabızlığa faydaları var mı? Ne tür sporlar bu sorunun giderilmesinde yardımcı oluyor?
Aerobik tüm egzersizler gastrointestinal hareketleri (motilite) düzenleyici etki yaparlar. Hatta pasif olarak tüm vücut vibrasyonu denilen titretme işleminin bile kolon hareketlerini artırdığı saptanmıştır. Önemli olan antrenmanın/performansın süresi ya da ağırlığı değil, düzenli yapılmasıdır. Özellikle koşu/jogging, yüzme gibi sportif faaliyetlerin katkısı çoktur.