itham ediyorum - ayaan hirsi ali

Page 25

Çarpışan normlar - modern yaşama açılış olarak entegrasyon

Konunun dini-kültürel yanlan bu denemenin birinci bölümünde ele alınıyor. Üç yazara - Armslrong, Lewis ve Pryce Jones - dayanarak Đslam dininin modern toplum öncesi gelenek ve görenekleri korumaya çok elverişli olduğunu göstermeye çalışacağım. Özellikle Đslam'da din ve kültür birbirine sıkıca bağlıdır. Batılı ölçülere göre kabul edilemiyecek uygulamalar Kuran surelerine gönderme yapılarak kabul edilebilir duruma getirilir, yasallaştırlrır. Đslamm zihinsel dünyası, bu dînin varoluşundan birkaç yüzyıl sonra içine girdiği durgunluğu yansıtmaktadır. Bunun devamında kısaca, Hollanda'daki Müslüman göçmenlerin arka planım tasvir edeceğim. Yanı sıra, modernlik öncesi zihinsel yapının etkileri de ele alınacak. Daha sonra entegrasyon sorununa ilişkin, son on yılda Hollanda yönetiminin politikalarına etkide bulunan dört yaklaşım gündeme gelecek. Burada sözkonusu olan politik-hukuksal, (saf) sosyoekonomik, çokkültürlü ve sosyo- kül türel yaklaşımlardır. Bu yaklaşımlar daha sonra eleştirel olarak ele alınacak, bunu yaparken de, Müslüman göçmenlerin ilk bölümde belirtilen arka plandaki dini-kültürel özelliklerini ne oranda dikkate aldıklarına bakacağım. Benim hipotezim sudur: geleneksel Đslam'ın temel ilkeleri, belirli bir etnik grubun eski gelenekleri de ona eklenmiş olarak, Hollanda toplumunun temel değer ve normlarıyla çatışır. Gelinen toplumun geçerli değerlerini devralmamak, beraberinde geürilen kültürel değerlere tutunmak Hollanda'daki Müslümanların içerisinde bulunduğu sosyal-ekonomik bakımdan geri kalmışlıklarını büyük oranda açıklar.

Toplumsal önem Niçin bu denemede sadece Müslümanların entegrasyon problemleri üzerinde duruluyor? Şüphesiz ki, (Müslümanların dışında bir kaç grubu daha belirtirsek) Surinamlılar, Antililer, (Hristiyan) Ganalılar ve Çinlilerde de entegrasyon problemleri bir ro) oynamaktadır. Ama Müslümanların Hollanda gibi modern batılı bir topluma uymada kendilerine özgü, dinleri ve kültürlerinden kaynaklanan sorunları vardır. Müslümanların dini ve kültürel temellerine ilişkin bilgi sahibi olmadan yapılan her konuşma muğlaklaşır. Bu çerçevede »Müslüman* kavramından bir tek tanrıya, yani Allah'a ve Muhammed'in onun peygamberi olduğuna ve onun öğretisinin Kuran'da yazılı olduğuna inananlar anlaşılır. Burada söz konusu olan, »ilahi hakikatten türetilmiş bir normlar ve değerler sistemi ile bu sisteme dayanan ve üstün bir ahlaki düzenin apaçık yansıması sayılan bir toplum biçimi içeren, kültür oluşturucu' faktör olarak din«dir.' Müslüman gençlerin giderek azalan oranda camiye gitmesi, kesinlikle onların kendilerini Müslüman saymadıkları anlamına gelmez. Aynı zamanda dinin gereklerini pratikte yerine getirmeyen çok sayıdaki Müslüman için de, dini inançları kişiliklerinin özü, değer ve normlarının kaynağı olarak kalır. Üzerinde konuştuğumuz Müslümanlar en basta Türkiye ve Fas'tan işçi göçüyle gelenler ve (genellikle Hollanda'da doğan) çocuklarıdır. 2000 yılında, resmi olarak kayda geçmiş Türklerin sayısı 309.000, Faslıların da 262.000'dir. Yamsıra son on yılda ilticacı göçü, örneğin Đrak'tan (38.000), Somali'den (30.000), Afganistan'dan (26.000) ve iran'dan (24.000), önemli boyutlara ulaşmıştır. Pakistan, Tunus ve Cezayir'den 2000 yılında yaklaşık 35.000 kişi Hollanda'ya gelmiştir.2 Doğumlar ve evlenerek gelmeler sonucu olarak 47


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.