Aşkın gözyaşları Sems Tebrizi

Page 48

Her yolun bir adabı vardır. Allah’ı sevmenin de bir adabı vardır. Derviş, sadece gönlü geniş ve ruhu gezgin bir sufi demek değildir ki!... Dergâhın bahçesinde güllerin yanında Mevlâna ile hasbıhâl ediyorduk. Mevlâna’yı ziyarete felsefecilerden bir grup geldi. Soruları olduğunu bildirdiler. Mevlâna onlara beni göstererek: — Benim sorularımı cevaplayana sorun, diye bana havale etti. Bunun üzerine, gelen felsefeciler üç sual sormak istediklerini belirttiler. — Sorun, dedim. İçlerinden birini başkan seçtiler. Hepsinin adına o soracaktı. Sormaya başladı: — Allah var dersiniz, ama görünmez, göster de inanalım. Öbür sorunu da sor. — Şeytanın ateşten yaratıldığını söylersiniz, sonra da ateşle ona azap edilecek dersiniz hiç ateş ateşe azap eder mi?” dedi. — Peki, öbürünü de sor. — Ahirette herkes hakkını alacak, yaptıklarının cezasını çekecek diyorsunuz. Bırakın insanları canları ne istiyorsa yapsınlar, karışmayın, dedi. Bunlar mı sorularınız şimdi benim peşimden gelin size cevapları vereyim. Kalktık, dergâhın bahçe duvarı için kerpiç yapan müritlerin yanına vardık. Yerden kurumuş bir kerpiç aldım ve adamın başına vurdum. Soru sormaya gelen felsefeci yanındakilerle apar topar Konya kadısına gittiler. Mevlâna “Şimdi ne olacak” der gibi bakıyordu. Onun aklından geçenleri okudum: Meraklanma bekle gör, sorularının cevabını öyle alacaklar ki dergâhına tövbeye hidayete gelecekler. Şimdi mahkeme görevlisi bizi kadıya çağırana kadar namaz kılalım. Aradan yarım sat geçmişti, haber geldi, birlikte kadının huzuruna vardık. Kadının odasında bizim şaşkın filozoflar hazır ol vaziyetinde bekliyorlar, kerpici yiyen kafası sarılı olarak olup biteni


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.