DERS ZİLİ

Page 1



İÇİNDEKİLER

EDİTÖRDEN Sevgili Okurlar, Dergimizin bu ilk sayısında sizlerle buluşmanın heyecanını ve mutluluğunu yaşıyoruz. Umarım, dergiyi elinize alıp sayfaları arasında gezintiye çıktığınızda sizlerin de benliğini bu heyecan fırtınası sarar. Bir tohum gibi toprağa ektiğimiz “Ders Zili’’ nın filizlenip gelişmesi, kök salması için sizlerin desteğini bekliyoruz. Dergimizin gelişmesine katkıda bulunan herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Sözü artık “Ders Zili’’ ne bırakıyorum. Şimdi ders zili zamanı… N.Selen BÜYÜK ÇELEBİ Türkçe Öğretmeni

1- Vizyon-Misyon Değerlerimiz 2 2- Okul Müdürü Mesajı 3 3- Müdür Yardımcılarımız 4 4- Makale 4-5 5- Rehberlik Servisimiz 6 6- BT Formatör Öğretmenimiz 6 7- Okul Aile Birliğimiz 7 8- Okulumuzda İyileştirme Çalışmalarımız 8-9 10-11 9- Okulumuzdan Haberler 11-12 13-14 10- Etkinliklerimiz 15-16 17-18 19-20 11- Ödüllerimiz 21 12- Rehberlik Servisi Çalışmaları 21-22 23 13- Kulüp Çalışmaları 24-25 26-27 28-29 30-31 14- Bir Yazarımız (Gülten DAYIOĞLU) 32 15- Bir Başarı Öyküsü (Mümin SEKMAN) 33-34 16- Memleket Şiirleri 35 17- Öğrencilerimizden Yansıyanlar 36-37 38 18- Resimlerle Anılar 39 19- Bulmaca 40

Dergi Sahibi: Nurettin ÖZDEMİR (Okul Müdürü) Genel Yayın Yönetmeni: N.Selen BÜYÜK ÇELEBİ( Türkçe Öğretmeni ) Yazı İşleri: Şadiye ÖZDEMİR, Yunus ALTINOK 8/C, Hakan BEKTAŞ 7/B, Buket ÇAĞLAYAN 7/A, Melike ÖNER 7/A Yayın Denetim Kurulu: Ebru TANIŞIK, Yağmur YILDIRIM 7/A, Ayça ANAMERİÇ 7/A,Işık IŞIK8/B,Sinem PAYAL7/A, E-posta: 327791@meb.gov.tr Grafik Tasarım: Çağhan Ofset Matbaacılık Ltd. Şti. Telefon:0312 255 57 84 Kapak Tasarım: Ali BAHAR Fax:0312 256 23 88 Adres: Batıkent Kardelen Mah. 2060. Sok. Web:www.kursadbey.com Yenimahalle/ ANKARA 06370


Sevgili Öğrencilerim, Dergimzin ilk sayısını sizlerle buluşturmanın heyecan ve mutluluğunu yaşamaktayım. Bizlere bu mutluluğu yaşatan basım komisyonumuzun değerli idareci, öğretmen ve öğrencileri ile okul aile birliğimize teşekkür ve takdirlerimi sunarken 2010-2011 Eğitim-Öğretim yılının başarılı ve sağlıklı geçmesini temenni ediyor, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Sevgili Öğrencilerim, Eğitim-öğretim sürecinin öznesi olan sizler okul hayatınızın önemli bir sürecini yaşıyorsunuz. Hayatınız boyunca sizleri mutlu, verimli ve başarılı kılacak yaşam becerilerini, kazanım ve davranışları, bakış açınızı belirleyecek perspektifleri kazanacağınız, her anı çok değerli ve gerekli bir süreç içindesiniz. Bu sürecin çok değişik alanlarda çok değişik araçlarla zenginleştirilmesini kişiliğinize, duruşunuza ve bakış açınızın sağlamlığına, güvenirliğine, geçerliliğine katkı sunduğu unutulmamalıdır. Okulların başarısı öğrenim gören öğrencilerin her yönüne hitap edebilmesine ve kendini gerçekleştirmeleri adına etkinlik ve tecrübelerin ne kadar yaşanabildiğine göre ölçülmelidir. Okulların başarısı; ders işlenen öğretim görülen yer olmanın yanı sıra öğrencilerimizde sosyal, sportif, kültürel aktivitelere ne oranda ulaşabildikleri; nasıl iyi insan, iyi yurttaş, ülke değerlerini önemseyen, ülke kaynaklarını, emeklerini geleceğin yaşanabilinir olmasına seferber edebilen, bu uğurda kafa yoran büyük önder M.Kemal Atatürk’ün hedef olarak bizlere işaret ettiği ülkesini <<Çağdaş medeniyetlerin ötesine taşıma>> misyonu ile donatan bireylerin yetişmesi ile ölçülmelidir. Duyguların yeşerdiği, etkileşimlerin yaşandığı, emeklerin ürüne dönüştüğü eğitim öğretim sürecinde öğrencilerimizin duygu ve düşüncelerinin dergimize yansıyan, yukarıda bir kısmına değindiğimiz bu çabalarını Kürşad Bey İlköğretim Okulu boyutu ile gerçekleştirilme karnesi olarak görmekteyim. Sevgili Öğrencilerim; ‘’Ders Zili’’ dergisi, içinde bulunduğunuz, yaptığınız, yapılmasını arzuladığınız çabalarınızı yatsıtmaktadır. Dergimiz, bu çabaların önemsenmesi, duyarlılık sağlanması, emek verenlerin emeklerinin görülmesi, mucitlere yeni ufuklar açması ve teşvik etmesi açısından önem taşımakla birlikte ayrıca yapılan çalışmalarında kalıcı olmasına vesile olmaktadır. Müdürlüğümüzce çabalarını takdir ettiğimiz öğretmen, öğrenci ve okul aile birliğimizin birlikte başardığı dergimizin birinci sayısının hayırlı olmasını diliyor, Kürşad Bey İlköğretim Okulu ailesinin her ferdine ayrı ayrı teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyorum. Yeni sayılarda buluşmak dileği ile ; Saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Nurettin ÖZDEMİR Okul Müdürü


VİZYONUMUZ

Milli ve evrensel değerleri önemseyen, iletişim ve girişim becerileri gelişkin başarılı ve güvenilir öğrenciler yetiştirmek.

MİSYONUMUZ

*Öğrencilerimizin başarılı olabilecekleri alanları saptamak ve onları desteklemektir. Bu kapsamda; *Bütün öğrencilerimizin öğrenmeyi öğrenmelerini, onların eğitimli, bilgili, becerikli, girişken, kendine güvenen bireyler olarak Türkiye’nin üretken gücünün temel taşları olmaları için çalışıyoruz. *Öğrencilerimizi, içinde bulunduğumuz çağın imkânlarını kullanarak, bilgiye ulaşabilen ve bilgiyi kullanabilen; tutarlı, kararlı, toplumla barışık, milli ve evrensel değerlere hizmet etmeyi kendine amaç edinmiş bireyler olarak yetiştirmek için varız.

KURUMSAL DEĞERLERİMİZ

1. Görevlerimizi yerine getirirken objektiflik ilkesini uygularız, 2. Tüm ilişkilerde insana saygı esasını uygular; çalışan ve hizmet alanların, beklenti duygu ve düşüncelerine değer veririz, 3. Kurumsal ve bireysel gelişmenin “Sürekli Eğitim ve İyileştirme” anlayışının uygulanması sonucu gerçekleşeceğine inanırız ve bu doğrultuda eğitim ve iyileştirme sonuçlarını en etkin şekilde değerlendiririz, 4. Çalışmalarda etkililik ve verimliliğin ekip çalışmalarıyla sağlanacağı anlayışı kabullenilerek ekip çalışmalarına gereken önemi veririz, 5. Kurumsal ve bireysel gelişmelerin bilimsel verilerin uygulama hayatına geçirilmesiyle sağlanacağına inanırız, 6. Kurumda çalışmaların bilimsel veriler doğrultusunda ve mevzuatına uygun olarak gerçekleştirildiğinde başarı sağlanacağına inanırız, 7. Görev dağılımı ve hizmet sunumunda adil oluruz ve çalışanın kurum katkısını tanıyıp takdir ederiz.


MÜDÜR YARDIMCILARIMIZ DENİZ COŞGUN

ÖZLEM TÜMER OMAÇ

GÖREV ALANLARI *1-5. SINIF ÖĞRENCİ İŞLERİ 6-8. SINIF ÖĞRENCİ İŞLERİ *ANA SINIFLARI PLANLI OKUL GELİŞİMİ(TKY-OGYE) *OKUL AİLE BİRLİĞİ BURSLAR –SINAVLAR*OKUL SAĞLIĞI- GÜVENLİĞİ TÖRENLER- KUTLAMALAR *SPORTİF FAALİYETLER PERSONEL –ÖZLÜK *MUHASEBE PROJELER GEZİ-KERMES

Makale

OKUL YÖNETİCİLERİNİN LİDERLİĞİNİ SINIRLANDIRAN NEDENLER

Yönetim, örgüt amaçlarını gerçekleştirmek için insan ve madde kaynaklarının etkili bir biçimde eşgüdümlenerek işlerin yapılmasını sağlamaktır (Altay, 2006: 14). Günümüzde teknolojinin ilerlemesiyle birlikte yönetimde yeni değerler ortaya çıkmıştır. Yönetimin amacı aynıdır ancak amacın taşıdığı anlam değişmiş ve günümüz koşullarına göre şekillenmiştir. Yöneticiler artık bu yeni değerlere göre ne yapılması gerektiğini bulmak zorundadırlar. Günümüz nitelikli insan gücünü yetiştirecek olan okullarda, yönetici büyük bir rol oynamaktadır. Artık klasik yönetim anlayışıyla başarılı olabilmek mümkün değildir. Yeni yönetim anlayışıyla birlikte liderlik kavramı ön plana çıkmıştır. Okul yöneticiliğinin yerini eğitim-öğretim liderleri almıştır. Okul yöneticilerinin çağdaş okul yöneticisi nitelikleri gösterebilmeleri okul müdürlerinin “okullu” olmalarını gerektirmektedir. Çünkü çağdaş okul yöneticisi; “kapsamlı insan bilgisine ulaşmış, etkili iletişim becerisine sahip, liderlik özellikleri baskın, anadilini doğru ve güzel kullanabilen, felsefe, mantık, uygarlık tarihi okumuş, iletişim teknolojisine hakim, beden ve ruh yönünden sağlıklı, eğitime inanmış yöneticidir”(Açıkalın,1994:6; Akt:Okutan,1998: 2). Okul yöneticilerinin başlıca yönetim alanları, eğitim-öğretim sürecinin yönetimi, insan kaynakları yönetimi, fiziki kaynakların yönetimi, dış çevrenin yönetimi, okul kültürünün ve değişmenin yönetimi olmak üzere beş boyutta toplanabilir (Şişman: 55). Buna göre okul yöneticilerinden beklenen bazı liderlik davranışları bulunmaktadır. Okulun vizyon ve amaçlarının paylaşılmasını sağlamak, okulda geçen zamanının çoğunu eğitim-öğretim işlerine ayırmak, çevrenin ve velilerin okulla ilgili bakış açılarını değiştirerek onların okula desteğini sağlamak, güçlü bir okul kültürü ve ılımlı bir okul iklimi yaratmak ve okulda iyi bir çalışma ve öğrenme ortamının oluşmasını sağlamak, okul yöneticilerinden beklenen liderlik davranışlarından bazılarıdır. Çoğu okul yöneticisi mesailerinin tamamına yakın kısmını ortaya çıkan sorunları çözmek veya sorunla birlikte yaşamanın yollarını aramakla geçirir (Başar: 7). Sorunlarla boğuşan okul yöneticileri asıl işleri olan öğrenci yetiştirme işine çoğunlukla zaman bile ayıramazlar. Sorun çözme onlar için bir amaç halini alır. Bürokratik işlemler, okulun temizliği, araç-gereç ve bina donanımı, disiplin olayları gibi sorunlarla uğraşan yöneticilerden liderlik davranışları göstermeleri beklenemez.


Okul yöneticileri, mevzuatı eksiksiz olarak yerine getirip formel yönetimin gerekliliklerini gerçekleştirseler de çoğunlukla öğrenci başarısı konusunda başarısızdırlar. Bu da mevzuatı odak noktası yapıp, öğrenci başarısını bir kenara bırakmalarından dolayıdır. Öğretmenlerinin başarılarıyla değil de derslere zamanında gelip gitmedikleriyle ilgilenmek zorunda kalan yöneticilerin, öğretmenlerine liderlik etmesi mümkün değildir. Mevzuat okul yöneticilerinin önünü kesmekte ve onların liderlik davranışları göstermelerini engellemektedir. Okul yöneticisinin liderliğini sınırlandıran bir başka sorun da yetki sınırlılığı ve inisiyatif kullanamamasıdır. Okul yöneticisinin okulun performansı ile ilgili geniş yetkilere sahip olması gerekir. Çalışacağı öğretmenleri seçemeyen okul yöneticileri, okuldan çeşitli nedenlerle başka okullara geçen öğretmenlerle çalışmak durumundadır. Bu da okulun verimliliğini düşürmekte ve okul yöneticisinin sağlıklı bir okul kültürü yaratmasını engellemektedir. Eğitim örgütlerimizdeki merkezi yapı, katı bürokrasiye yol açmaktadır. Yeniliğe ve yaratıcılığa kapalı bir yapıda okul yöneticilerinin liderlik davranışları göstermeleri mümkün olmamaktadır. Okul yöneticisi eğitim ve yönetimdeki yeni değer ve anlayışları öğrenmek durumunda olmalıdır. Okul yöneticilerinin on beş-yirmi yıl önce mezun oldukları düşünülürse, o günün anlayışıyla bugünün okullarını yönetmeleri bir kaosa neden olmaktadır. Tabi burada okul yöneticilerini suçlamak büyük haksızlık olacaktır. Okul yöneticiliğinin bir meslek olarak kabul edilmesi ve yöneticilerin yetiştirme programları, hizmet içi eğitim etkinlikleri düzenlenerek bu konuda yetiştirilmeleri gerekmektedir. Okul yöneticileri yeni değerlerle donanırsa ne yapacağını bilecek ve kendisinden beklenen liderlik davranışlarını gösterecektir. Okul yöneticiliği kadrolarına çoğu kez alanlarında yetişmiş kişiler yerine, politik platformda becerili olanlar atanmıştır. Dolayısıyla eğitim önemli kayıplar vermiştir. Eğitim- siyaset ilişkisi, eğitim yöneticiliğinin profesyonel bir alan olmasını engellemiştir (Günay, 2004: 27). Yöneticiler yerlerinden olma endişesiyle olması gerekenleri uygulamayıp, sadece verilen emirleri yerine getirmiştir. Her hükümet değişikliğinde yerlerinden olma endişesi yaşamazlarsa okul yöneticileri başarılı liderlik davranışları göstereceklerdir. Cinsiyet kalıp yargıları, kadının yönetim kademesine gelmesini engelleyen önyargıların temelini oluşturur. İyi yöneticilerin erkek olduğuna ilişkin genel kabul görmüş yargılar, kadının tepe yönetiminde az oranda temsil edilmesine neden olmaktadır (Çelikten; Yeni, 2004: 307-308). Ülkemizde kadın yöneticiler oldukça azdır. Çünkü kadın hem bir anne, hem evini çekip çeviren kişi olarak kariyerine fazla önem vermemektedir. Yöneticilik erkek işi olarak görüldüğünden okul yöneticilerinin çoğu erkektir. Hâlbuki kadınların demokratik ve moral otoriteyi önemsemeleri, duygu ve eğilimlere, işbölümü ve uzmanlaşmaya önem vermeleri erkeklere oranla yöneticilik davranışlarının baskın olduğunu göstermektedir (Çelikten; Yeni, 2004: 312). Eğer kadınların yöneticilik yapamayacağı düşüncesi yıkılabilirse, kadın yöneticiler de beklenen liderlik davranışlarını göstereceklerdir. Yöneticilerin zaman içerisinde ortaya çıkan teknolojik gelişimleri bulundukları ortama uyarlayabilme yeteneklerinin farklılık göstermesi ve öğretimin zamanla değişimine bağlı olarak yöneticilerin bilgilerini organizasyonlara uygulamada sahip oldukları istek ve becerilerin farklılaşması, organizasyonlarda “eski nesil yöneticiler” ile “yeni nesil yöneticiler” kavramlarını gündeme getirmiş ve bu kavramların yönetici yaşlarındaki farklılıklarla ilişkilendirilmesi gereğini ortaya çıkarmıştır (D.Arıcı, 2002: 2). Liderlik davranışlarının genelde genç yaştaki insanlarda bulunacağı düşüncesi yaygın olmakla birlikte nasıl öğrenmenin, kendini yetiştirmenin yaşı yoksa liderlik için de bir yaş sınırı olmamalıdır.” Lider doğulmaz, lider olunur .” (Bennıs: 6). Eğitim ve yönetimde yeni değerlerin ortaya çıkmasıyla, okul yöneticiliğinin önemi artmış ve yöneticilerden bu yeni değerlere ulaştırabilecek liderlik davranışları beklenmeye başlamıştır. Ancak ülkemizdeki eğitim sisteminin yetersizliği yöneticilerin liderlik davranışlarını kösteklemektedir. Bunun için yapılması gereken eğitimde yeni arayışlara gitmek, yeni okul, yeni öğretmen, yeni liderler oluşması için yeni ve yaratıcı çalışmalar yapılması gerekmektedir. Eğitim ve yönetimin amacını bu yeni değerler çerçevesinde gerçekleştirmek gerekmektedir. Özlem TÜMER OMAÇ


REHBERLİK SERVİSİMİZ MERHABA SEVGİLİ ARKADAŞLAR! Biz Okulumuz Rehberlik Servisinde Çalışan İki Rehber Öğretmeniz:

2.Kademe Rehber Öğretmeni: 1.Kademe Rehber Öğretmeni: Ali DEVECİ Gouljan DİNÇER Görevimiz okulumuzdaki öğrencilere yönelik bireysel destek, sağlıklı yönlendirme ve müşavirlik hizmetleri sunmaktır. Hem öğrenci hem öğretmenlerimize hem de velilerimize yardımcı olmak, sorunlara çözüm getirmek, okul ortamında yaşanılan problemlere farklı bakış açısı katmak için özveriyle çalışıyoruz. Bu dergimiz sayesinde size daha rahat ulaşma imkânı bulabileceğimiz için çok mutlu ve umutluyuz. Sizinle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmaya, güzel yazı ve hikâyelerle yanınızda olmaya özen göstereceğiz. Dergimizin 1. sayısı hepimize hayırlı ve uğurlu olsun!

BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ FORMATÖR ÖĞRETMENİ KİMDİR? Formatör Öğretmen: Asıl alanlarının yanında belli bir konuda formasyon yeterlilik eğitim görmüş, beceri kazanmış ve uygulamalarda bu becerilerini kullanan öğretmenlere denir.

Ali BAHAR BT. Formatör Öğretmeni

BT Formatörü sadece eğitimci yönüyle değil, bilgi teknolojileri, iletişim teknolojiler vb. pek çok konuda bilgi donanımına sahip olması ve bu bilgileri sürekli güncel tutan kişidir. Okulumuzun Formatör öğretmeni Ali BAHAR yüklendiği misyonuyla, okul yönetimiyle yeni bir projeye imza atmışlardır. 25 öğretmenimize gelişen bilgi teknolojisiyle ilgili güncel bilgileri vermek için bilgisayar kullanım kursu vermiştir. Okulumuzda görev yapan tüm öğretmenler yeni bilgi ve donanımlar kazanmaları oldukça sevidirici olmuştur.Başarılar dilerim.


OKUL AİLE BİRLİĞİMİZ

2010-2011 ÖĞRETİM YILI OKUL AİLE BİRLİĞİMİZ YÖNETİM KURULU

DENETİM KURULU

YASEMİN ÖNER BÜLENT BARKAN DEMET GÜVEN FİGEN BAŞDAL EBRU ALACA UFUK ERTEM PINAR ÖNER YASEMİN KARAKÜTÜK BERRİN UÇMAK CANAN ÖZMEN JALE METİN YASEMİN BAŞEKMEKÇİ

Görevlerimiz; * Öğrencileri, Türk Millî Eğitiminin Genel Amaçları ve Temel İlkeleri ile Atatürk İnkılâp ve İlkeleri doğrultusunda yetiştirmek üzere okul yönetimi, öğretmenler, veliler ve ailelerle iş birliği yapmak. * Kurs ve sınavlar, seminer, müzik, tiyatro, spor, sanat, gezi, kermes ve benzeri etkinlikler de okul yönetimi ile iş birliği yapmak. * Okulun bina, tesis, derslik, laboratuar, atölye, teknoloji sınıfı, salon ve odaları ile bahçe ve eklentilerinin bakım ve onarımlarının yapılmasına, teknolojik donanımlarının yenilenmesine, geliştirilmesine, ilâve tesis yaptırılmasına, eğitim-öğretime destek sağlayacak araç-gereç ve yayınların alımına katkıda bulunmak. * Okulun ihtiyaçlarını karşılamak için mal ve hizmet satın almak. * Millî bayramlar, anma, kutlama günleri, belirli gün ve haftalar ile düzenlenecek tören ve toplantıların giderlerine katkıda bulunmak. * Eğitim-öğretimle ilgili kurumlar ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yapmak. * Eğitim-öğretimi geliştirmek amacıyla çalışma komisyonları oluşturmak. * Eğitim-öğretimi geliştirici diğer etkinliklere katkı sağlamak.


OKULUMUZDA YAPILAN İYİLEŞTİRME ÇALIŞMALARI *KANTİNİMİZ YENİLENDİ

*KONFERANS SALONU YAPILDI

Konferans salonumuzun yapılmasında ve okulumuz sınıf kapılarının yenilenmesinde emeği geçen Yenimahalle Belediye Başkanımız Sayın Fethi YAŞAR başta olmak üzere, ilgili birim amir ve çalışanlarına şükran ve teşekkürlerimizi sunuyoruz.

*SINIF VE DERSLİKLERİMİZ YENİLENDİ:

Sınıflarımızda önemli yatırımlar yapıldı ve sınıflarımıza teknolojik donanımlar kazandırıldı.


OKULUMUZDA YAPILAN İYİLEŞTİRME ÇALIŞMALARI *ÖĞRETMENLER ODAMIZ YENİLENDİ

Ayrıca; * Okul güvenliğine sağlamda yardımcı olacak GÜVENLİK KAMERASI kuruldu. *Okuldaki bütün derslik işlik ve odaların KAPIları Yenimahalle Belediyemizce yenilendi. Desteklerinizle gerçekleştirilen bu çalışmalarımız sayesinde öğrencilerimiz teknolojik araç ve gereçlerle donatılmış, estetik bir yapıya kavuşturulmuş sınıflarımızda eğitim-öğretim görmekteler. TC. 2010-2011 YENİMAHALLE KÜRŞAD BEY İLKÖĞRETİM OKULU MÜDÜRLÜĞÜ DESTEK VE TALEP MESAJI Eğitime gönül vermiş, kurum, işletme kişi ve sivil toplum örgütlerinin değerli yönetici ve yetkililerine; Eğitim sürecinde çağın gerektirdiği insani yaşam alanları; eğitim standartlarına sahip donanım ile teknolojik altyapını ve eğitimin kalitesini arttıracak her türlü araç gereç ve yatırım ihtiyacımıza yönelik bilgileri içeren aşağıda ayrı ayrı belirtilen kalemlerden tamamının veya bir kısmının üstlenilmesi halinde eğitim ortamımız istenen düzeye erişecektir. Vereceğiniz katkı ve desteklerinize öğrenci, veli ve öğretmenlerimiz adına şimdiden teşekkürlerimizi sunar, YARDIMLARINIZI BEKLERİZ. Unutmayalım ki! Eğitim sadece okullara ve eğitimcilere bırakılamayacak kadar önemli bir memleket meselesidir. Saygılarımızla Nurettin ÖZDEMİR Kürşad Bey İlköğretim Okulu Müdürlüğü ve Okul Aile Birliği Adına

OKULUMUZDA YAPILMASINI ARZU ETTİĞİMİZ BEKLEDİĞİMİZ ALANLARA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR:

DESTEKLERİNİZİ

1-TARIMSAL UYGULAMA ALANI:*Okulumuzun arka tarafında yer alan okulumuza ait tapulu 5000 m2 arsanın ÖĞRENCİLERİN MEYVE BAHÇESİ olarak düzenlenmesini arzuluyoruz.


BU PROJE İÇİN YAPILMASI GEREKENLER:

*Alanın meyve bahçesine uygun hale getirilmesi düzeltilmesi veya teraslanması *Etrafının bahçe çiti ile çevrilmesi *Uygun alana bir adet sera yapılması

2-OYUN BAHÇESİ:

*Zeminin kilitli taş veya benzer uygun bir malzeme ile kaplanması *Oyun ve spor alanları yapılması ( Satranç, oyun çizgileri, kum havuzu, tırmanma ve jimnastik ) *Spor amaçlı aletlerin yerleştirilmesinin sağlanması

3-PERSONEL VE SERVİS ARAÇ PARK YERİ

Personel ve öğrenci servis araçları için kullanılan otoparkın zemininin uygun bir malzeme kaplanarak düzenlenmesine acil ihtiyaç duyulmaktadır.

4-SPOR ALANI:

*Okulumuza ait tapulu alanın halı saha spor tesisi olarak düzenlenmesi *Halı saha yanına yönetim dinlenme ve hazırlık alanları olmak üzere prefabrik eklentilerin sağlanması


5-KAMERİYE:

Zemininin altyapısı hazırlanmış olan fotoğraftaki alana kamelya yapılması, oturma banklarının konulması düşünülmektedir. Okulumuzun derslik işlik ve atölye dışında kullanılacak uygun alanların bulunmaması nedeniyle veli ve öğrencilerimizin öğlen beslenme ve beklemelerinde yağmur ve güneşten korunmalarını sağlayacak 2 adet KAMERİYE ve ÇARDAKLARA acilen ihtiyacımız vardır. 6-BAHÇE DUVARI:

Okulumuzun bahçe duvarlarının ve demirlerinin en son durumu fotoğraflarda da görüldüğü gibi kötü durumda olup acilen bakım ve güçlendirme çalışmalarının yapılması gerekmektedir. Okul girişindeki duvarların kaplamasının yapılması, okul isim tabelası konulması ve duvar küpeştelerinin yapılması gerekmektedir. 7-OKUL GİRİŞİ VE ATATÜRK BÜSTÜ

*Atatürk büstünün kaide ve zemininin çukurda kaldığından yükseltilmesi gerekmektedir. *Okul girişi merdivenlerinin düzenlenmesi gerekmektedir. (Andezit taşı ile kaplanması, merdiven üst kısmının koruma çatısı yapılması gerekmektedir. )

OKULUMUZDAN HABERLER BİR ÇOCUKTAN SESLENİŞ Beni yetiştirirken vazgeçeceğiniz 10 şey ya da küçük yaşlı bireyin manifestosu 1- Ben sizin çocuğunuzum, bana hizmetinize adanmış biri muamelesi yapmayın. Benim yapmam gerekenleri de kendiniz yaparak beni güdük bırakmayın.


OKULUMUZDAN HABERLER 2- Hata yapmama izin verin ki, gerçekten hataysa sonuçlarını görüp ders alayım. Hata değilse siz ders alın. 3- Her istediğimi bana almayın. Size karşılıksız kimse bir şey vermiyor. Her şeyin bir çalışmayla elde edileceğini öğrenmeme izin verin. Sonuçlar, çalışmanın ürünüdür. 4- Benim özgürlüğüm sizin özgürlüğünüzdür. Bir yere gitmek istediğimde beni bırakın. Bana kaçta döneceğimi değil, ilkeler söyleyin.’İyi insanla birlikte ol ve kendini koru.’ gibi söz benim için saat kaçta döneceğimden daha anlamlı ve yararlı. Yoksa ben yapacağımı gündüz gözü de yaparım. 5- Okulun amacı öğrenmektir. Derslerden kaç aldığımı değil, bir şey öğrenip öğrenmediğime bakın. Beni yarın yaşamda ayakta tutacak olan aldığım notlar değil, öğrendiklerim olacaktır. 6- Benimle ilgili fikirleriniz elbette var. Ama arada benim ne düşündüğümü, ne hissettiğimi sorun ve gerçekten dinleyin. Aramızdaki sorunların çoğu iletişimsizlikten kaynaklanıyor. Konuşmak kadar dinlemeyi de öğrenelim. 7- Ben dürüst olmak istiyorum, beni yalan söylemek zorunda bırakmayın. Size yalan söylemeye başlarsam, bazen bilmeniz gerekenleri de öğrenemeyeceksiniz. 8- Söylediklerinize karşı çıktığımda size değil, söylediklerinize karşı çıkıyorum. Siz de bana değil, söylediklerime karşı çıkın. Kelimeler incinmez; ama bizler inciniriz. Yani “Sen aptalsın.” değil “Bu söylediğin fikir güzel değil.” diyelim birbirimize. 9- Toplum içinde gurur duyacağınız bir birey olmam, sizin bana bir birey gibi davranmanıza bağlı. Sizden beklediğim şey tek başına sevgi değil, aynı zamanda saygı. Küçüklerime sevgi, büyüklerime saygı hikâyesi, geçen yüzyılda kaldı. Benden saygı istiyorsanız ben de sizden saygı istiyorum.

Anasınıfı öğrencileri, Anıtkabir gezisinde, Ata’nın huzurunda.

*1. Sınıflarımızın Etkinlikleri:

1-B SINIFINDAN DÖKÜLEN SEVGİ BULUTLARI Biz Eylül ayında yeni ufuklara açılmak için yola çıktık. Önce okula kaydımız yapıldı. Hazırlıklar büyük bir titizlikle başladı. Okulun açıldığı gün geldi. Önce okulun bahçesinde sıra olduk. Anasınıfı öğretmenimizi gördük. Hepimize çok büyümüşsünüz dedi. Hepimiz sevinçten uçtuk. Okul müdürümüz ve öğretmenlerimiz geldi. Kura çektik. Arkadaşlarımızın bazılarını tanıyor bazılarını tanımıyorduk. Ama tanıştık. Palyaçoyla eğlendik. Hayvanlarla dost olduk. Sınıfımızı güzelleştirdik. Okuma yazma öğrendik. Atamızı ziyaret ettik. Ona sevgi, saygı, bilgi, başarı, dostluk götürdük. Biz çok çalışıyoruz, seni hiç unutmadık dedik. Tıka basa doyduk. Sirke gittik. Çok ama çok eğlendik. Oyuncak sergisine gittik. Çoook eski oyuncakları gördük. Topaç çevirdik. Yeni yılda eğlendik. Hediye aldık, hediye verdik. Yaşasın karne günü geldi. En güzeli tatil geldi. Karnemizi aldık. Başköşeye koyduk. Arkadaşlarımızı özledik. YAŞASIN


OKULUMUZDAN HABERLER OKULUMUZ YİNE AÇILDI. 1-B sınıfının sevgi bulutları dedik neden mi? Çünkü bulutlar her yerde… Beyaz, mavi, kara bulutlar… SEVGİ BULUTLARI…Hayata sevgiyle bakan SEVGİ BULUTLARI……..

YAŞASIN TATİL YAŞASIN KARNE…

İkinci sınıflar olarak Anıtkabir’e gezi düzenleyip Atamıza sevgi ve şükranlarımızı sunduk. 2-B Sınıfı I.Dönem Performans Ödevleri sınıfta sunuldu 2-B sınıfı öğrencileri birbirinden güzel ve değişik çalışmalarını sergileyerek sunumlarını yaptılar. Öğrencilerimizin bu sosyal etkinlik çalışmaları sayesinde ne kadar yaratıcı ve başarılı oldukları görüldü.


OKULUMUZDAN HABERLER

Üçüncü sınıflar olarak Anıtkabir’e gezi düzenledik, öğrencilerimize çevre bilinci aşıladık ve okulumuzdaki tiyatro gösterilerine katıldık. 4/C SINIFI

4/C Sınıfı Öğretmen ve Öğrencileri 10 Kasım Atatürk’ü Anma Programında


ETKİNLİKLERİMİZ

Canlıların yaşam alanları (kuş ve karınca yuvaları) ve kültürel değerlerimiz sınıfta.

İskeleti İnceledik

Akciğer Modeli (solunum )

Stetoskop yaptık

7-A sınıfı öğrencileri öğretmenleri TÜLİN TURAN ve AYFER PAMİR eşliğinde 27 / 0 1 / 2011 tarihinde sinemaya giderek stres attılar.


ETKİNLİKLERİMİZ

7-A sınıfı 2010-2011 Eğitim Öğretim Yılı I.Dönem karnelerini sınıf rehber öğretmenleri TÜLİN TURAN’dan sevinçle alarak, yarıyıl tatiline girdiler.

SOSYAL BİLGİLER

FOTOĞRAF SERGİSİ

Sözcüklerin bittiği yerde başlar çizimler, renkler… Tarif edemediğiniz duygularınızı bazen bir resimde buluverirsiniz… Yaşamın karesidir o an çekilmiş fotoğraflar… Bizler 7/A ve 7/B sınıfı öğrencileri Türkçe performans ödevi olarak hazırladığımız “GÖRSELLERİ YORUMLAMA” çalışmasıyla eleştirel düşünmeyi, durumları farklı bakış açılarıyla değerlendirebilmeyi ve doğa-insan bütününü irdeleyebilmeyi öğrendik. Bu sunumlar sırasında kimi zaman güldük kimi zaman hüzünlendik. En önemlisi biz görünenin üzerindeki perdeyi kaldırmayı, öze ulaşmayı öğrendik. Sınıftaki sunumlarımızdan ilham aldık ve çalışmalarımızın en güzellerini okulumuzda sergilemeye karar verdik. Farklılıkları yakalayabileceğimize inanarak bir araya geldik; 24 Ocak’ ta açtığımız sergiye ise “ GÖRÜNENİN ÖTESİNDEKİ” adını verdik Çalışmamızda bize pusula olan ve “Gülmek için mutlu olmayı bekleme, gülmeden de ölebilirsin.” (V.Hugo) felsefesini aşılayarak yaşama sürekli pozitif açıdan bakabilmenin önemini vurgulayan Türkçe öğretmenimiz EBRU TANIŞIK’a sonsuz teşekkürler…


Böyle hazırlandık ve…

Sonuçta sergimizi açtık…

İŞTE YORUMA AÇIK GÖRSELLERİMİZDEN BAZI KARELER

Boğulmasın sigara dumanında çocuklar…

Ellerinde kılıçla destanlar yazan milletimiz, artık aklın ve bilimin gücüyle yeni ufuklara yol almalıdır…

Ne mutlu hayata pozitif açıdan bakabilene…

O an çekilmiş bir fotoğraf kimi zaman yaşamın acı tarafını aktarır bize…

Hayallerinizle yaşar; hayallerinizle ölürsünüz

Özverisiz sevgi olur mu hiç?

Başarımızın ardındaki kadromuzla gurur duyuyoruz ve emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz…

KÜRŞAD BEY İLKÖĞRETİM OKULU MÜDÜRLÜĞÜNCE DÜZENLENEN “ÇEVRE BİLİNCİ” KONULU RESİM YARIŞMASI SONUÇLANDI; Okulumuz bünyesinde yapılan “Çevre Bilinci” ile ilgili resim yarışmasında dereceye giren öğrencilere okul müdürü Nurettin ÖZDEMİR ödüllerini takdim ederek, bundan sonrada başarılı çalışmalarının devamını diledi.


ETKİNLİKLERİMİZ “ÇEVRE BİLİNCİ” KONULU RESİM YARIŞMASINDA DERECEYE GİREN VE ÖDÜL ALAN ÖĞRENCİLERİMİZ 1.OKUL BİRİNCİSİ 4/B Sınıfından Efe Yiğit AKKUŞ 2.OKUL İKİNCİSİ 4/A Sınıfından Ece TURCAN 3.OKUL ÜÇÜNCÜSÜ 7/A Sınıfından Rahime YILDIRIM İlköğretim Haftası:

İlköğretim Haftası kapsamında anasınıfı ve birinci sınıf öğrencilerimize okulun korkulacak bir yer olmadığını, sıcak bir yuva olduğunu göstermek, onların okula uyumunu kolaylaştırmak amacıyla hediyeler verildi ve palyaço gösterisi yapıldı.

Yine İlköğretim Haftası kapsamında okul bahçesinin dış duvarına tüm sınıfların katılımıyla renkli boyalarla el izleri yapıldı. Bu etkinlikle birlikte öğrencilerimiz ve okulumuz arasında güçlü bir bağ kurulmuş oldu. Öğrencilerimiz kendilerinden bir iz taşıyan okulumuzu daha çok sahiplendiler. Ankara’nın Başkent Oluşu:13. EKİM


ETKİNLİKLERİMİZ 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ: Bir milleti hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum olarak yaşatan da, köleliğe, yoksulluğa düşüren de eğitimdir. M.Kemal ATATÜRK

Öğretmenlik bir tutku, bir sevdadır. Mensubu olmaktan her an onur ve şeref duyduk.

Törenler yaptık.

Emekli olan öğretmenlerimize Hizmet Şeref Belgesi verildi.

10 KASIM ATATÜRK’Ü ANMA TÖRENİ

Emekli olan öğretmenlerimizi okulda ağırladık. Kendilerine uzun ve sağlıklı ömürler diliyoruz. Nazım AKINCI Sema ÖZGÜN Atanur DEMİRCİ

Atamızı sevgiyle, saygıyla, minnetle andık.

CUMHURİYET BAYRAMIMIZI COŞKUYLA KUTLADIK


ETKİNLİKLERİMİZ

OKULUMUZ KUTLAMA KOMİTESİ Özlem Tümer OMAÇ Müdür Yrd. Adnan KAYA Beden Eğitimi Ebru TANIŞIK Türkçe Nursel ARSLAN 3/C Sınıf İlker GÜRLEK Sosyal Bilgiler Aydan AKÇAY 4/B Sınıf Ebru AYAŞLIOĞLU Müzik Ali BAHAR Formatör

<<Ankara Okuyor>> Okulumuz öğrenci, öğretmen ve anne babalarla birlikte okuyor! <<İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜMÜZCE YÜRÜTÜLEN KAMPANYA ÇERÇEVESİNDE KİTAP OKUMA SAATLERİ UYGULAMASINA OKULUMUZ BÜNYESİNDE 15 GÜNDE BİR VELİLERİMİZİDE DÂHİL EDEN OKULUMUZ OKUMA SAATLERİNİ OLDUKÇA ANLAMLI VE VERİMLİ HALE GETİRMİŞTİR. BU UYGULAMA VELİLERİMİZE ÇOCUKLARI İLE BİRLİKTE KİTAP OKUMA ZEVKİNİ YAŞATTIĞINDAN OLDUKÇA İLGİ GÖRMEKTE VE TAKDİR KAZANMAKTADIR. >>

“ Okumadan edindiğim biricik fayda bilgisizliğimi gittikçe daha iyi görmek olmuştur. “ ( DESCARTES )


ÖDÜLLERİMİZ BEYAZ BAYRAK:

Okul sağlığı, okul hijyen ve temiz yaşam ortamlarını sağlama kriterlerine uygun bir ortam yaratılmasına destek veren okul aile birliğimize öğretmen, öğrenci ve destek personelimize teşekkürlerimizi sunuyoruz. UYGULAMALI ÇEVRE EĞİTİM PROJESİ:MAVİ GÖK YEŞİL YAPRAK

Başarılı olmak emek, bilgi, birikim ve özveri ister. Bunu sürdürülebilir kılmak kararlılık ve süreklilik ister. Zor olan başarıların korunması ve geliştirilebilmesidir. Zoru başaracağından en küçük bir şüpheye kapılmadığımız eğitimci kadromuzu öğrenci ve Okul Aile Birliğimizi tebrik ediyor, her alanda üstün başarılar diliyoruz.

REHBERLİK SERVİSİ ÇALIŞMALARI Okul rehber öğretmenlerimiz Gouljan Dinçer ve Ali Deveci tarafından eylül ayı içerisinde ikinci kademe öğrenci ve velilerine okul kuralları ve verimli ders çalışma yöntemleri hakkında sunum yapıldı. Bunun yanı sıra dönem içerisinde öğrencilerimize ve velilerimize yönelik seminerler düzenlenmiştir. Düzenlenen seminerler: • Yedi – On Dokuz Yaş Aile Eğitimi Semineri • İnternet Kullanımı Semineri • Çocuklarda Görülen Uyum ve Davranış Bozuklukları Semineri • Ergeni Tanıma Semineri Bu seminerlerle velilerimizin dikkati çocuk ve ergen davranışları üzerine yoğunlaştırıldı. Okul-veli işbirliğinin önemi bir kez daha vurgulandı.


Öğrenci davranışlarını değerlendirme kurulu ilköğretim kurumlar yönetmeliği kapsamında öğrencilerde beklenen davranışlar ile ilgili bir dizi bilgilendirme toplantıları düzenlemiş aynı kapsamdaki toplantılarla velilerimiz ve öğretmenlerimizde bilgilendirilmiştir. Bilgilendirme toplantıların yararlı olduğu ve öğrencilerimizin de beklenen davranışları göstermiş olmaları oldukça sevindiricidir. Okulumuz öğrenci davranışlarını değerlendirme kurulu olarak öğrencilerimize teşekkür ve takdirlerimizi sunarız.

OKULUMUZ ÖĞRENCİ DAVRANIŞLARINI DEĞERLENDİRME KURULU ADI-SOYADI GÖREVİ Özlem TÜMER OMAÇ Müdür Yardımcısı Ali DEVECİ Rehber Öğretmen İlker GÜRLEK II. kademe Ahmet ÇERÇİ I. kademe

Size bizden güzel bir hikâye UYUYAN ASLANLA KABADAYI SIÇAN Aslan yan gelmiş yatmış, hor hor uykuya dalmış. Sıçanın biri deliğinden çıkmış. Başlamış aslanın üzerinde oynayıp cirit atmaya. Aslan uyanmış, tedirgin tedirgin bakınmış; -Ne oluyor üstümde diye aranıyorken kapı önünden geçen bir tilki aslanın bu durumunu görünce, hemen taşı deliğine koymuş, aslanı alaya almış: “Ne o aslan kardeş, sen de minicik bir sıçandan mı korktun? Ne ayıp ne ayıp? Aslanlığa bu yaraşır mı hiç? “ demiş. Aslan burnundan solumuş: -Sıçandan mıçandan korktuğum yok... Benimkisi sadece merak! Uyuyan koca aslanın üstünde kim, hangi kabadayı dolaşmayı göze almış? Ben asıl onu merak ettim, demiş. (Hayatta güvenli olun, küçük, dış görünüşte önemsiz gibi gelen şeylere aldırmazlık etmeyin. Kişinin gerçek güçlülüğü çoğu zaman bu çeşit davranışlardan doğar ) Aisopos (Ezop) Masalları

KENDİNİZİ TANIYABİLMEK İÇİN…. Kendini tanıma, kişinin kendisi hakkındaki bazı bilgilerin farkında olması demektir. Kendini tanıma becerisi gelişmemiş olanlar, başkalarının onlar için hazırladığı dünyayı yaşayarak, “kendisi” olma şanslarını kaybederler. Bir insanın hedeflerini belirleyebilmesi, sağlıklı seçimler yapabilmesi, olaylar karşısında


nasıl tepkiler vermesi gerektiğini bilmesi, kısaca “kendisi” olması; büyük oranda kişinin kendini tanımasıyla mümkündür. Bunu sağlamak için; kendi iç dünyanızın farkında olmanız, duygu ve düşüncelerinizi ayırt edebiliyor olmanız, bütün bunları da hem kendinizin hem de başkalarının davranışlarını anlama amacıyla kullanmanız çok önemli. Çok önemli olan bir başka nokta da; geleceğinizle ilgili doğru bir rota belirleyebilmeniz için kendinizi tanımanız gerekiyor. KENDİNİZİ TANIYABİLMEK İÇİN… “Nelerden hoşlanırsınız? Neleri sevmezsiniz? Yetenekleriniz neler? Hangi konularda başarılı değilsiniz? İlgi duyduğunuz konular neler? İnsanlar sizi nasıl tanır, bilir? Olumlu ve olumsuz özellikleriniz neler? Başarılı ve başarısız olduğunuz alanlar neler?... Kişiliğinizde en çok hoşunuza giden yanlar neler? Bugüne kadar başardığınız en zor iş neydi? Yaşamınızda en çok gurur duyduğunuz şeyler neler? Ne tür işlerde diğer insanların çoğundan daha iyisiniz? Kişiliğinizin en çok hangi özelliğini beğeniyorsunuz? Bugüne kadar sizi en çok mutlu eden şey neydi? En çok ağladığınız zamanı hatırlıyor musunuz? Bugüne kadar kendinize iyi bir dost bulabildiniz mi? Bugün bulunduğunuz konumdan memnun musunuz? Kendinizi hiç ödüllendirdiniz mi? Kendinizi suçladığınız zamanları hatırlıyor musunuz? Kendinizi hangi konularda becerikli hissediyorsunuz? Kendinizi hangi konularda yetersiz hissediyorsunuz? Kendi ayaklarınızın üzerinde durabiliyor musunuz? Gerektiğinde hayır diyebiliyor musunuz?” Bu gibi sorulara kendinizi hiç kandırmadan cevap verebilmelisiniz. Çünkü kendinizden asla kaçamazsınız! Çünkü mutlu ve başarılı bir geleceğin ilk adımı; artılarınızı, eksilerinizi, sevdiklerinizi, sevmediklerinizi, ilgilerinizi, başarılarınızı, başaramadıklarınızı; kısacası kendinizi tanıyabilmek…

SİZİ EN İYİ TANIMLAYAN ÖZELLİKLERİ LİSTEDEN BELİRLEYİN. KENDİNİZLE, KİŞİLİĞİNİZİ KEŞİF YOLCULUĞUNA ÇIKARIN. Arkadaşçıl lİşbirlikçi Bencil Çekimser İyimser Girişken Meraklı Şaşkın Rahat Hırslı Tembel Korkak Sabırlı Şüpheci Alıngan Neşeli Başarılı Yalnız Sevilen Saygılı Özgür Uzlaşmacı Mutlu İçe kapalı Umutsuz

Kendine güvenen


KULÜP ÇALIŞMALARIMIZ

Öğrencilerimizin bireysel gelişimlerine katkıda bulunmak, grup içinde uyumlu çalışmalarını sağlamak, sorumluluk duygusu aşılamak, sosyalleştirmek, çeşitli alanlarda yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olmak amacıyla okulumuzda on üç kulüp mevcuttur. Bu kulüplerimizden birkaçının çalışmalarına göz atalım. ÇEVRE KULÜBÜ: Çevre Kulübünde yer alan öğrencilerimiz Teknoloji ve Tasarım öğretmeni Halime Kazancı önderliğinde Mamak Katı Atık Depolama Tesislerine gezi düzenlediler. Bu geziyle birlikte katı atıkların depolanmadıkları zaman çevreye ne kadar zararlı olabileceğini, doğadaki ekolojik dengeyi nasıl bozabileceğini tüm çıplaklığıyla gördüler ve katı atık geri dönüşüm kutularının önemini kavradılar. Bu bilinçle okulumuzda bulunan katı atık geri dönüşüm kutularının kullanımının yaygınlaşması için arkadaşlarına önderlik ettiler. Böylece öğrencilerimizde çevre bilinci oluştu.

SATRANÇ KULÜBÜ : Okulumuzun Matematik öğretmeni Ebru YILMAZ Satranç Kulübü bünyesinde turnuva düzenledi. Bu turnuvada dereceye giren öğrencilerimiz: 1. 7/C Yaşar Kağan Bülbül 2. 6/C Ertuğrul Başar 3. 7/A Can Kayacan

Dereceye giren öğrencilerimize ödülleri okulda yapılan törenle verildi. Onların sevincini, heyecanını gören diğer öğrencilerimizde de satranç öğrenme isteği doğdu.


KULÜP ÇALIŞMALARIMIZ FOTOĞRAFÇILIK KULÜBÜ :

Okulumuz Fotoğrafçılık Kulübü, öğretmenleri eşliğinde Âşık Veysel sergisini gezmişlerdir. SİVİL SAVUNMA KULÜBÜ:

Yangın ve tahliye tatbikatı yapıldı BESLENME DOSTU OKUL PROJESİ

‘‘BESLENME DOSTU OKUL PROJESİ’’ kapsamında okulumuz konferans salonunda öğrenci velilerimize yönelik seminer toplantısı düzenlendi. Seminer toplantısına Ankara İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli olan iki diyetisyen de katılarak velilerimizi ‘‘Sağlıklı Beslenme ve Obezite’’ konusunda bilgilendirdiler. Ayrıca okulumuz öğrencileri de sunumları ve oratoryo, skeç vb. etkinlikleriyle seminere katkıda bulundular. Okulumuzda ‘‘BESLENME DOSTU OKUL PROJESİ’’ kapsamında okulumuz I.Kademe öğrencilerine yönelik meyve günleri düzenlenecektir. Tarihleri aşağıda belirtilmiştir. Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma

: : : : :

Elma Günü Portakal Günü Mandalina Günü Muz Günü Ayva Günü

BESLENME DOSTU OKUL PROJESİ KURULU


KULÜP ÇALIŞMALARIMIZ ÇEVRE BİLİNCİ KONULU RESİM YARIŞMASI

Okulumuz Mavi Gök Yeşil Yaprak Projesi kapsamında düzenlenen Çevre Bilinci konulu resim yarışmasında 1. 4/B sınıfından Efe Yiğit Akkuş, 2. 4/A sınıfından Ece Turhan, 3. 7/A sınıfından Rahime Yıldırım olmuştur.

Yıl boyunca yapılan çalışmalardan örnekler. Küçük Ressamlarımızın eserlerinden bazıları.

Çocuklarımızla işte böyle çalıştık ve atık malzemelerin de işe yarayabileceğini gördük


KULÜP ÇALIŞMALARIMIZ

Bunları Biliyor musunuz? *Geri dönüştürülen bir ton cam atık ile 100 litre petrol tasarrufu sağlandığını biliyor muydunuz? *Plastik ambalaj atıklarının geri dönüşümünden elyaf içeren tekstil ürünleri, atık su boruları ve marley gibi malzemeler üretildiğini biliyor muydunuz? *Sadece 1 metal içecek kutusunun geri dönüşümünden elde edilen enerji ile 100 Watt’lık bir ampulün 20 saat çalıştırıldığını biliyor muydunuz? *Geri dönüştürülen bir ton kağıt/karton atık ile 17 ağacın kesilmesinin önlendiğini biliyor muydunuz? *Kompozit ambalaj atıklarının geri dönüşümünden karton koliler, yalıtım malzemeleri ve mobilya gibi ürünler üretildiğini biliyor muydunuz? ÇEVRE DUYARLILIĞI OKULUMUZUN KÜLTÜRÜ HALİNE GELMEKTEDİR .Projeye emek veren proje aktivistleri öğretmen ve öğrencilerine teşekkür ediyoruz.

KÜRŞAD BEY İLKÖĞRETİM OKULU OKULLARDA ORMAN PROJESİ

2010-2011 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI KÜRŞAD BEY İLKÖĞRETİM OKULU ORMAN PROGRAMI EYLEM PLANI


KULÜP ÇALIŞMALARIMIZ OKUL ORMAN KOMİTESİ Öğrenci Timinden bir öğrenci temsilcisi Işıl IŞIK Müdür Yardımcısı Özlem Tümer OMAÇ Koordinatör Öğretmen Halime KAZANCI İlgili Veliler Bülent BARKAN, Figen BAŞDAL İlgili Öğretmenler Murat SÖNMEZ, Üsküdar ÇAM İlgili Kuruluş Temsilcisi Aynur BAYRAKTAR

ÖĞRENCİ ORMAN TİMİ LİSTESİ 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17

8/A 8/C 6/C 8/B 8/A 6/B 8/B 7/A 7/B 7/B 6/A 7/C 7/C 6/C 6/C 8/C 7/C

219 768 508 800 810 1053 1056 992 966 572 1033 994 1026 820 716 740 1147

ZEYNEL ÇOKLU NAGİHAN ALTINDAŞ FATMANUR TAŞCI IŞIL IŞIK ONUR IŞIK BÜŞRA KARACA MUHAMMED ENES TORUNOĞLU ERKAN BALABAN BULUT ÖZTÜRK ALİM FURKAN BÜYÜKTAŞ BURAK KESMEN YAŞAR NALBANT MEHMET AYGÜN SELİNAY COŞGUN UMUTCAN KAYA EVRİM DİLARA DEĞİRMEN BUKET TUNÇ

‘‘BU BENİM ESERİM’’ PROJE YARIŞMASINDA İL ELEMELERİNE KATILMAYA HAK KAZANAN PROJEMİZ: Proje adı: Asitli İçeceğin Hücre Bölünmesine Etkisi Proje hazırlayan Öğrencinin adı:Selin Berfe AYDIN Proje Rehber öğRetmeni:Arife ÖKSÜZ Fen ve Teknoloji Öğretmeni


KULÜP ÇALIŞMALARIMIZ

Bu benim eserim proje yarışmasına okulumuz 19 projeyle ilçe değerlendirmelerine katılmış olan öğrencilerimiz İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde yapılan değerlendirme sonucu projemiz ildeki değerlendirmeye hak kazanmıştır.Asitli içeceklerin hücre bölünmesine etkilerine projeksiyon tutan projemizin il değerlendirmelerin de de başarılı bir sıralamada yer alacağını düşünüyoruz .Fen ve Teknoloji Öğretmeni Arife ÖKSÜZ’ü ve öğrencimiz Selin Berfe AYDIN’ı tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz. MÜZİK FAALİYETLERİ Yedi iklim Anadolu

Müzik öğretmenimiz Ebru AYAŞLIOĞLU okul içi ve okul dışı etkinliklere geniş kapsamlı katılım sağlamakta olup önemli çalışmalar sürdürmektedir. Yedi İklim Anadolu Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde sürdürülen ülke genelinde önemli başarılar sağlayan bir koro. Öğretmen ve öğrencilerimiz bu koroda aktif görev alma onur ve gururunu yaşamaktadırlar.Tebrik ediyoruz YEDİ İKLİM KOROSU OKUL KORİSTLERİMİZ: FADİME ŞAHİN LENA

GÖKÇE BAY SILA KARAKÜTÜK CANSELİ EDA TIPYARDIM MELİKE ÖNER SERRA BAŞOL ATACAN KÜRKÇÜ SEVİLAY AKYARCI BUKET ŞAHİNKAYA GİZEM PAYAL RAHİME YILDIRIM İREMNUR BARKAN RÜVEYDA GÜRBÜZ TUĞÇE VURGUN DİLARA DOĞAN F.EREN KALELİOĞLU MERVE POLAT BAŞAK ACER DİLARA KAYTAR ASLIHAN TURHAN EZGİ ECEVİT ALÇİN KOŞAR ZEYNEP BİLEN SELİNAY COŞKUN

ALEYNA KOCAASLAN ZEYNEP BİLEN DUYGU KARADABAN GÖZDE NUR CEVİT ALTUĞ ÇİÇEKDAĞI SELİNAY COŞKUN MELİS DENİZCİ LENA GÖKÇE BAY ASLIHAN TURHAN GÖZDE NUR CEVİT ALÇİN KOŞAR


DEMOKRASİ EĞİTİMİ VE OKUL MECLİSLERİ:

Demokratik süreçlerde her türlü çalışma ve propaganda zemini oluşturuldu Öğrenci ekiplerinin dozunda rekabet ve çekişmelerine sahne olan okul meclisi seçimleri sonucu 2010-2011 Eğitim öğretim yılı için OKUL MECLİS BAŞKANLIĞINA 7/B sınıfı öğrencisi Buse BAYHAN Başkan yardımcılığına ise 5/A sınıfı öğrencisi Büşra ÇELİK seçilmişlerdir. BEDEN EĞİTİMİ (SPOR KULÜBÜ)

NEDEN SPOR YAPARIZ VE DE YAPMALIYIZ

Sevgili Öğrenciler, her zaman her yerde spor! Kitleye spor! Herkese spor! vb. sloganları zaman zaman duyarız, ama pek düşünmeyiz, sanki bizlere herkes moda olsun diye konuşuyor gibi gelir. Bir İngiliz atasözü “ Tanrı adildir, insanların fazla yük taşımasına müsaade etmez kilolu insanları dünya yükünden kurtarmak için erken yanına alır.” der. Burada bahsi geçen şey fazla kilolu insanların uzun yaşama şansının normal kilolu insanlara göre daha kısa olmasıdır. İnsan iskelet sistemini oluşturan kemik ve kasların kendilerini taşıması için gerekli olan kandaki enerji damarlar yoluyla taşınır, kanı kalbimiz vücudumuza pompalar, devamlı, düzenli ve güçlü bir kalp ise sürekli düzgün şekilde çalışmayla oluşur. Ne demiş bir atasözü “İşleyen demir ışıldar.” Bundan şunu çıkarıyoruz; zihinsel ve fiziksel olarak çalışmak insanların güçlü ve sağlıklı olmasını sağlar, kanımızı vücudumuza taşıyan damarlarda tıkanma olmaz. Bugün şehirleşmeyle ve pasif yaşamla artan damar ve kalp hastalıkları düzenli spor yapan insanlarda çok az görülür. Spor ve fiziksel aktiviteler insanın ruhsal olarak dinlenmesine olanak verir, aynı zamanda zihinsel olarak dinç olmasını sağlar. Bunun için Büyük Önder M. Kemal Atatürk” Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.” demiştir. Öyleyse ne yapmalıyız? İşte en çok bunun üzerinde iş işten geçmeden düşünmek gerekiyor. Çözüm için çok fazla alternatif aramaya gerek yok. Spor, sağlıklı beslenme, düzenli yaşama, zararlı maddelerden uzak durma, insana yeter. Spor, hayatımızda oyunlar, koşular, jimnastik, yürüme, yüzme vb. şeklinde vardır. Bu


aktiviteleri yaparken hepsinin yapılış şeklini ve başlamadan önce neler gerektiğini öğrenip uygulamalıyız. Bir spor çalışmasından önce uygun kıyafetler giymeliyiz (spor ayakkabısı, eşofman vb.) Mutlaka kaslarımızı ısınma koşusu ve kültür-fizik (açma-germe) hareketleriyle esas çalışmaya hazırlamalıyız. Örnek verecek olursak futbol oynayan bir kişi ısınmadan futbol topuna vurmamalı, aksi halde kaslardaki fibrincikler ve ince lifler atar, bunun sonucu erken sakatlanmalar ve düşük performansa neden olur. Yukarıda kısa şekilde anlatmaya çalıştığımız, sporun gerekliliğini yerine getirebilmek için okullarda beden eğitimi ve spor dersleri konulmuştur. Belki sahalar yetersiz, spor salonları yok; ama gene de bu derslerden en iyi şekilde yararlanmak gerekir. Maalesef bazı öğrencilerin bu dersleri gereksiz gibi görmeleri bu derslerden en iyi şekilde yararlanmalarını engelliyor. Sadece dersler değil ders dışında daha fazla spor ve fiziksel aktiviteler için zaman ayırmalıyız. Bunun için yaşadığımız Batıkent semti birçok yere göre çok iyi. Çevremizde spor sahaları yürüyüş ve koşu pistleri var. Bilgisayar da futbol ile ilgili bir oyun oynamak belki hoşça vakit geçirmemize neden olur, ama sahada futbol oynamamız hem hoşça vakit geçirmemize hem bedensel ve zihinsel olarak güçlenmemize neden olur, ayrıca uzun süre bilgisayar başında kalmak iskelet sistemimizde bozulmalara neden olur.(kamburluk, düşük omuz gibi) Elbette spor yaparken beslenmemize de dikkat etmek gerekiyor. Hem olanaklar elverdiği ölçüde doğal beslenmek hem de hazır besinlerden (hamburger vb.) kaçınmak gerekiyor. Günümüzde şehir ve büro yaşamının insanlara getirdiği en büyük sağlık tehlikesinin başlıcalarından birisi şişmanlıktır (obezite). Elbette sadece spor yapmak çok etkili bir aktivitedir; ama mutlaka doğru beslenme, uygun şekilde dinlenme yani düzgün yaşama ve sağlığa zararlı alışkanlıklardan uzak durmaya da dikkat etmeliyiz. Yukarıda kısaca anlatılmaya çalışılan sorunlar bile hemen spor yapmaya başlamamızın nedenidir. Hepinizi derslerde, mahallenizde, sitenizde voleybol, futbol, basket oynamaya, bisiklet sürmeye, eğer aileniz olanak sağlıyorsa bir spor kulübünde, herhangi bir spor branşında çalışmalar yapmaya çağırıyorum. Unutmamamız gereken şey spor ders çalışmaya engel değildir; ama bizler planlamamızı ona göre yapmalıyız. Kürşad Bey ilköğretim Okulu tarihinde pek çok sporcu öğrenci okul birincisi olarak adını şeref listesine yazdırmıştır. Hepinize başarılı bir dönem ve dergimizin okulumuza hayırlı olmasını diliyorum. Adnan KAYA Beden Eğitimi Öğretmeni


BİR YAZARIMIZ GÜLTEN DAYIOĞLU Sevgili Çocuklar, bu sayımızda sizlere çocuk edebiyatının usta kalemlerinden Gülten Dayıoğlu’nu tanıtacağız. 1935’te Kütahya’nın Emet ilçesinde doğdu. İstanbul’da Atatürk Kız Lisesi’ni bitirdi. Bir süre Hukuk Fakültesi’nde öğrenim gördü. Dışarıdan sınavlara girerek ilkokul öğretmeni oldu. On beş yıllık hizmetten sonra 1977’de istifa etti. Romanlar, öyküler, radyo ve televizyon oyunları yazdı. 1965’ten beri eğitim ve öğretim sorunlarıyla ilgili görüşlerini Cumhuriyet ve Milliyet gazeteleri ile çeşitli dergilerdeki yazılarıyla dile getiriyor. Daha çok çocuk edebiyatıyla uğraştı. 1963-1971 yıllarında çocuklar için, birer hikâyelik yirmi altı küçük kitap yayınladı. Altı-dokuz yaş grubu için 20 kitaplık “Ece ile Yüce” isimli bir de dizi hazırladı.

ESERLERİ: ÇOCUK KİTAPLARI: ROMAN ÖYKÜ Fadiş (1971) Uçan Motor (1965) Dört Kardeştiler (1971) Şenlik Günü (1983) Suna’nın Serçeleri (1974) Kır Gezisi (1983) Yurdumu Özledim (1977) Azat Kuşu (1984) Ben Büyüyünce (1979) Deli Bey (1984) Dünya Çocukların Olsa (1981) Kumluktaki Yavru Martı (1984) Ölümsüz Ece (1985) Sıcak Ekmek (1984) Kafdağı’nın Ardına Yolculuk (1987) Uçurtma (1984) Parpat Dağının Esrarı (1989) Neşeli Boyacı (1988) Midas Kartalının Gözleri (1991) Küskün Ayıcık (1989) Tuna’dan Uçan Kuş (1992) Yaşanmış Hayvan Öyküleri I-II (1991) Yeşil Kiraz (1992) Leylek Karda Kaldı (1991) Leylek Karda Kaldı (1979) Kırmızı Bisikletin Binicisi (1965) ÖDÜLLERİ: 1965 Yunus Nadi Yarışması Öykü Ödülü ikinciliği, Döl ile 1974 Arkın Çocuk Edebiyatı Öykü Ödülü Leylek Karda Kardı ile 1987 Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Koç Vakfı Öykü Ödülü, Gül Gelin adlı öyküyle 1987 Kültür ve Turizm Bakanlığı Çocuk Edebiyatı Ödülü, Kafdağı’nın Ardına Yolculuk ile 1989 İzmir Büyükşehir Belediyesi Çocuk Romanı Ödülü, Parpat Dağı’nın Esrarı ile 1990 Altın Kitap Ödülü


BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ Çocuk felci yüzünden iki bacağı elinden alınan, ilk cümlelerini yedi yaşında kurmaya başlayan, “topal“ Seyfettin nereden nereye geldi, nasıl geldi? Asıl engellerin dışımızda değil içimizde olduğunu kanıtlayan Seyfettin Işık “ kendini engelletmeme “ hikâyesini İnsan İsterse’ye anlattı… Yıl 1978. 9 Eylül günü, saat 22:00 sularında, Kayseri’nin Develi ilçesinin, eski adıyla Aygözme köyünde çatısı kerpiç, tek katlı, iki odası olan bir evin giriş kapısının eşiğinde dünyaya gözlerini açtı Seyfettin. O gelince güneş doğmuştu sanki o haneye. Annesi dört kız çocuğu dünyaya getirmiş, sonuncusu daha bir yaşını doldurmadan geri gitmişti. Bir sonraki olursa erkek olmalıydı. Öyle de olmuştu zaten. O gelince coşku geldi, sevinç geldi, neşe geldi. Öyle bir bakıldı ki, bu ilgi o günün şartlarında harikuladeydi. Köyde sevilecek çocuklar onu kıskanıyordu. Yıl 1979.Seyfettin şiddetli bir ateşle, sebebini ve adını bilmedikleri bir hastalığa yakalanmıştı. Babası gidip fitil aldı önce. Pazartesi olunca doktora götürecekti, hafta sonu nereden bulacaklardı doktoru? İki gündür ateşini düşürmek için bildikleri bütün yolları deniyordu köylü. Ancak ateşi düşmediği gibi Seyfettin’in durumu gittikçe kötüleşiyordu. Belki Pazartesiye bile çıkmazdı. Pazartesi olmuştu ama Seyfettin inat etmiş, ölmemişti. Doktora götürmek farzdı bu sefer. Ümitsizce Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesine götürüldü. Doktor, hastalığının “ çocuk felci “ olduğunu ancak geç kalındığını teşhis etti. O anda yapılacak tedavi yapılıp taburcu edildi. Evet, Seyfettin sakat kalacaktı artık. Anne baba “ ölse kurtulurdu “ diye düşünmeye korkuyordu ebeveyn içgüdüsüyle. Böyle düşündükleri için suçluluk duygusuna kapılıyorlardı. Babasıyla birlikte camiye gidiyor, ona öğretildiği gibi “ Allah’ım bana ayak ver “, “ Allah’ım bana ayak ver “ diye dua ediyordu. Bu sözler onun ilk sözcükleriydi. 1985 yılında Adana Numune Hastanesinde ameliyat oldu. 3 ay hastane hayatından sonra köye dönüşü muhteşemdi. Camları naylondan olan yeşil bir cip ile kayalıkların derelerin taşlı yollarını aşındırarak köyüne vardı. Köyünde onu sabırsızlıkla bekliyorlardı. Çünkü o artık yürüyebilecekti. Seyfettin cipten inince iki uzun bacaklı yürüme cihazı ve iki uzun değneğiyle kardeşlerinin karşısında duruyordu. Bir o anlam veremiyordu kardeşlerinin şaşkın bakışlarına. Ona kalsa o normaldi zaten. Onlar gibi biriydi. Yürüyemediğinin bile farkında değildi. Tamam, onlar ayağa kalkıp yürüyerek gidiyordu gidecekleri yere, Seyfettin ise ya emekleyerek gidiyordu ya da kardeşlerinin sırtında gidiyordu. Önemli olan varmak değil miydi gideceğin yere! Bir yıl sonra Adana’ya taşındılar. O da okula kaydedildi. Her ne kadar cihazlarına ve değneklerine alışmak / katlanmak zorunda kalsa da, ablalarının sırtında ilkokulu bitirmişti. Konuşması yok denecek kadar kötüydü. Orta ikinci sınıfa başarıyla geçen Seyfettin’e babası, “ Artık ev yaptırıyoruz oğlum, annen evin masraflarını karşılayacak, ben de maaşımı olduğu gibi eve yatıracağım. Sen artık büyüdün, kendi işini kendin hallet, masraflarını kendin karşıla, ne yapacağına kendin karar ver. “dedi. Okulunu bırakamazdı, devam edecekti. Devam etmesi için iş bulması gerekiyordu. Daha önce hiçbir işte, hiçbir yerde çalışmamıştı. Bunu da bırakın, hiçbir yeri bilmiyordu, çarşıya bile gitmemişti. Nasıl iş bulacağına dair hiçbir fikri yoktu, nasıl iş isteneceğini de bilmiyordu. Hiçbir işte çalışmayan, dünyada hangi mesleklerin olduğunu bilmeyen, 16 yaşında birine


kim hangi işi verirdi ki? Daha konuşmayı bile beceremiyordu. Cesareti yoktu, korkuyordu her şeyden. Ne yapabilirdi? Nasıl yapabilirdi? Gidip herkese, “ İş istiyorum, çalışmam gerek, okula devam etmek için çalışmalıyım,“ demeye karar verdi. Kimisi hiç dinlemeden, “ Patron yok! “ dedi. Kimisi, “ Allah versin! “ dedi. Önce buna bir anlam veremedi. Sonradan anladı ki insanlar kendisini “ dilenci “ zannediyorlardı. “ Olsun, “ dedi içinden. “ Ben öyle olmadığıma göre onlar yanılıyorlar. “ Devam etti iş aramaya… Bir tesadüf sonucu Sakatlar Derneğini buldu. Oradan da yapabileceği bir iş olup olmadığının cevabını istedi. Eline bir deste gazete tutuşturdular. “ Çalışmak istiyorsan bu gazeteleri satacaksın, “ dediler. O gün 35 tane gazete sattı. Okulların açılma zamanı yaklaşmıştı. Her gün daha çok satmaya çalışıyor, bunun için izlediği yolların hepsini deneme yanılma yoluyla keşfediyordu. Bir ay içinde derneğin en çok gazete satan elemanı olmuştu. Okullar açıldı. Artık Seyfettin daha çok sevilip sayılıyordu. Bütün okul ihtiyaçlarını kendi aldı, hatta kendine bir kasetçalar bile aldı. Evdeki itibarı arttı. Öğleden önce okuluna gidiyor, öğleden sonra gazete satıyordu. Hava kararıp iş yerleri kapanıncaya kadar çalışıyordu. Derneğin çıkardığı gazete kapandı ve dernek üyeleri tarafından tiyatro grubu kuruldu. Seyfettin bu grubun en iyi elemanıydı. Ama tiyatro zaman zaman turneye çıkıyordu. Okulu nedeniyle turnede çalışamayan Seyfettin okul harçlığı bittiği zaman, rapor alıp okulundan izinli sayılıp, il dışına gidiyor, yine çalışıyordu. İş konusunda ne kadar tecrübe edinirse o kadar çok farkında oluyordu eksikliklerinin. En büyük eksikliği her zaman olduğu gibi konuşamamaktı. Çalışırken de kendince en iyi şablonu ezberleyip, o şekilde başarı sağlıyordu ama onun dışında sosyal iletişimi inanılmaz derecede kötüydü. Konuşamama konusunda kimden öğüt dinlese kitap okuması öneriliyordu. Seyfettin bunu iyice abarttı ve aldığı kitapları sesli sesli, her harfin hakkını vererek, radyoda spikermiş gibi, kürsüde hatipmiş gibi okumaya başladı. 22 yaşında penisilin iğnesinden aksayarak yürüyen harika bir kızla evlendi. Seyfettin 2001 yılında İstanbul’da Peksem ( Pozitif Engelsizler Kültür Sanat ve Eğitim Merkezi ) adında kendi tiyatro grubunu kurdu. Eşiyle birlikte geçmişteki deneyimlerini birleştirerek “ İş İlanı “ adlı komedi tiyatro oyununu yazdılar. Seyfettin konuşamama sorununu çoktan çözdü. Ayda en az 4-5 defa kalabalık önünde konuşma yapıyor. Konuştuğu zaman konuşmasının içeriği bir yana, topluluk önündeki rahatlığı ve güzel konuştuğu için takdir topluyor. Bu konuda almış olduğu teşekkür belgesi bile var. O belgeyi gözü gibi koruyor ve “ 10 yıl önce hayal edemediğim yerdeyim, “ diyor. Eşi de grubun sanat yönetmeni. Mümin SEKMAN “ İNSAN İSTERSE “ isimli kitaptan kısaltılarak alınmıştır.


MEMLEKET ŞAİRLERİNDEN MEMLEKET ŞİİRLERİ Sen yoksun Boşuna yağıyor yağmur Birlikte ıslanamayacağız ki Boşuna bu nehrin Çırpınıp pırpırlanması Kıyısında oturup göremeyeceğiz ki Uzar uzar gider Boşuna yorulur yollar Birlikte yürüyemeyeceğiz ki Özlemler de ayrılıklar da boşuna Öyle uzaklardayız Birlikte ağlayamayacağız ki Seviyorum seni boşuna Boşuna yaşıyorum Yaşamı bölüşemeyeceğiz ki Aziz NESİN KARLI KAYIN ORMANINDA Karlı kayın ormanında Yürüyorum geceleyin. Efkârlıyım, efkârlıyım, Elini ver, nerde elin? Ay ışığı renginde kar, Keçe çizmelerim ağır. İçimde çalınan ıslık Beni nereye çağırır?

Paranı ver, gönlünü ver, canını ver Ama SIRRINI VERME! … Günlerini say, kazancını say, büyüklerini say Ama YERİNDE SAYMA! … İşini beğen, aşını beğen, eşini beğen Ama KENDİNİ BEĞENME! … Emek ver, kulak ver, bilgi ver Ama SAKIN BOŞ VERME! … Fidan büyüt, çocuk eğit, yoksul besle Ama KİN BESLEME! … Davet et, hayret et, ülfet et, affet Ama İHANET ETME! … Kitap oku, meslek oku, dünyayı oku Ama LANET OKUMA! … Sınıfını geç, hayatını seç, rakibini geç Ama GÜLÜP GEÇME! … Gönül al, dost al, yoldaş al Ama BEDDUA ALMA! … Yaklaş, tanış, konuş, uzaklaş Ama UŞAKLAŞMA! … Doğrul, sayrıl, evril, devril Ama EĞRİLME! … Hislen, tasalan, seslen, uslan Ama PASLANMA! … İtil, ütül, atıl, katıl Ama SATILMA! … Mevlana Celaleddin Rumi

Memleket mi, yıldızlar mı, Gençliğim mi daha uzak? Kayınların arasında Bir pencere, sarı, sıcak.

Kar tertemiz, kar kabarık, Yürüyorum yumuşacık. Dün gece on bir buçukta Ölmüş Berut, tanışırdık.

Memleket mi, daha uzak, Gençliğim mi, yıldızlar mı? Bayramoğlu, Bayramoğlu, Ölümden öte köy var mı?

Ben ordan geçerken biri : “Amca, dese, gir içeri.” Girip yerden selâmlasam Hane içindekileri.

Bende boz bir halısı var Bir de kitabı, imzalı. Elden ele geçer kitap, Daha yüz yıl yaşar halı.

Geceleyin, karlı kayın Ormanında yürüyorum. Karanlıkta etrafımı Gündüz gibi görüyorum.

Eski takvim hesabıyle Bu sabah başladı bahar. Geri geldi Memed’ime Yolladığım oyuncaklar.

Yedi tepeli şehrimde Bıraktım gonca gülümü. Ne ölümden korkmak ayıp, Ne de düşünmek ölümü.

Şimdi şurdan saptım mıydı, Şose, tirenyolu, ova. Yirmi beş kilometreden Pırıl pırıldır Moskova...

Kurulmamış zembereği Küskün duruyor kamyonet, Yüzdüremedi leğende Beyaz kotrasını Memet.

En acayip gücümüzdür, Kahramanlıktır yaşamak : Öleceğimizi bilip Öleceğimizi mutlak.

Nazım Hikmet Ran 14 Mart 1956, Moskova, Peredelkino


ÖĞRENCİLERİMİZDEN BİLMECELER (4/C – Ata Yıldırım)

1)Futbolcunun gözleri aşırı derece miyop olursa ne olur? 2)Temel Fadime’yi buzluğa koymuş. Neden? 3)Muazzez Abacı sahnede kıpırdayamıyormuş. Neden? 4) En çok araba olan ilimiz hangisidir? 5)Adamın biri bilgisayar başında uyuyakalmış. Ertesi gün nezle olmuş. Neden? 6)İki domates yolda gidiyormuş, birinin üzerinden otomobil geçmiş, diğeri ona ne demiş? :) 7)Uçak düşmüş. Ama kimse ölmemiş. Neden? 8)Şeker çaya ne demiş? 9)Dünyanın en iyi döndüğünü kim bilir? 10)Çalmak fiilinin gelecek zamanı nedir? 11)Bir adam OMOyla yıkanmış ve maymuna dönüşmüş. Neden? 12)Birinci olan ilimiz?

CEVAPLAR

1)Hakem 2)İlişkileri bozulmasın diye.3)Hatıralar sarmış dört bir yanını 4)Kars! 5)Windows açık kalmış. 6)Yürü salça! 7)Pamuk Banka düşmüş.8)Kahvaltıda buluşalım.9)Sarhoşlar.10)Hapis.11) Çünkü OMO ile yıkanan her şey ilk günkü gibi olur.12)Van!

DÜŞÜNDÜREN BİLMECELER ( Yasmin Ece – Y.Emre ŞAHİN)

Hangi tene krem sürülmez? (Antene) Hangi piller patlar? (Torpiller) Buzdolabına giren sineğe ne olur? (Yazık olur) Elmayı yerken kurt bulmaktan daha kötü olan nedir? (Yarım kurt bulmak ) Düşünen file ne denir? (Filozof)

FIKRALAR

Deli ( 4/C – Ata YILDIRIM ) Bir gün doktorlar, tımarhanede yaptıkları araştırmada en akıllı deliyi seçeceklermiş. Bir gün delilerden biri bahçede bulunan havuza düşmüş ve boğulmak üzereymiş. Delilerden biri havuza düşen arkadaşını kurtarmaya çalışmış. Bunu gören doktorlar arkadaşını kurtaran deliyi yanlarına çağırmışlar ve “seni en akıllı seçiyoruz” demişler. Doktorlardan biri: “Peki kurtardığın arkadaşını çağır da sana teşekkür etsin” demiş. Deli: “Gelemez ki!” Doktor: “Neden gelemezmiş?” Deli: “Çünkü kuruması için onu astım!”

Herkes Burada Mı? ( 8/C – Hande SABDURMAZ )

İhtiyar İzak ölüm döşeğindeydi. Bütün aile onun son sözlerini dinlemek için başucuna toplanmıştı. İzak sordu: _ Anneniz burada mı? _Evet baba. _Ya kızım Rebeka? _Burada.


_Öbür kızım Rachel? _O da burada. _Oğlum Salomon? _Evet baba. _Büyük oğlum Temel? _Evet baba. Baba İzak birden gözlerini açıp, kalan bütün gücüyle bağırdı; _Peki, dükkânda kimi bıraktınız?

FIKRA ( 5. Sınıflar )

Bir gün Ali’nin annesi makarna yapar fakat süzgeci bulamaz ve Ali’ye sorar -Ali süzgeç nerede? Ali cevap verir: -Süzgeç delik deşik olmuş. Çöpe attım...

Espriler- ( 5. Sınıflar )

1-Sakla samanı inekler aç kalsın... 2-Şeytan diyor ki kalk ders çalış ama ben akıllı çocuğum şeytana uymam... 3-Edison ampulü buldu ama parasını biz ödüyoruz... 4-En güzel veli toplantısı annemin gelmediğidir... 5-Öğrenciyi altın sıraya oturtmuşlar ille de teneffüs demiş

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ? Hava Durumunu Söyleyen Diş Macunu ( 4/C –Ada ÇELİK ) Sabahları dişlerinizi fırçalarken, o gün havanın nasıl olacağını da öğrenmek ister misiniz? ABD’deki MIT’den(Masseachusettes Teknoloji Enstitüsü)araştırmacılar, bu fikri gerçekleştirmek için ilginç bir diş macunu kutusu tasarlamışlar. Bu diş macunu kutusu küçük bir bilgisayara bağlı. Bilgisayar, internete bağlanıp o gün havanın nasıl olacağına ilişkin verileri alıyor. Daha sonra diş macununa havanın durumuna göre yeni tatlar eklenmesini sağlıyor. Örneğin, diş macunun tadı biraz fazla naneliyse o gün havanın soğuk olacağını anlıyorsunuz. Nane yerine tarçın tadı geliyorsa anlıyorsunuz ki hava sıcak olacak. Diş macununun üzerinde ince mavi bir çizgi varsa bu da yağmur yağacağı anlamına geliyor. Yüzüğe Benzeyen Fare Yaptılar (4/C Ada Çelik) Bugüne kadar çeşit çeşit bilgisayar faresi gördünüz. Peki, hiç yüzüğe benzeyenini gördünüz mü? Bir firma, parmağa takılarak kullanılabilecek bir fare üretmiş. Fare, bilgisayara kablosuz olara bağlanıyor. Kullanmak için işaret parmağına takılıp üzerindeki alanda başparmağın gezdirilmesi yeterli. Böylece masaya kolunuzu dayamanıza gerek kalmadan, arkanıza yaslanıp bilgisayarınızı kontrol edebiliyorsunuz. Atom Bombası ( 4/C- Ece – Emre Şahin) Atom bombası, patlamanın kontrolsüz çekirdek tepkimesi yoluyla sağlandığı bomba modelidir. Çekirdek tepkimesi zincirleme ve çok hızlı gerçekleştiğinden, devasa bir enerji açığa çıkar ve bu da patlama ile beraberinde şok dalgası yaratır.


Tarihi: İlk deneyler kamuoyunda gizli bir şekilde yapılmıştır. Bu deneyler 1940’larda Klimorton’da gerçekleşmiştir. Deneylerin yapıldığı bölgeye yakın yerlerdeki kasabalarda daha sonraki yıllarda engelli doğum oranları aşırı bir şekilde artmıştır. Dahası deneylerde yer alan askerlerin ilerde kanser oldukları konusunda bilimsel birçok tıbbi bilgi uzun seneler kamuoyundan saklanmıştır. II. Dünya Savaşı sırasında, Manhattan Projesi adıyla, ilk çalışmalar başladı. 1942 yılında ABD’nin New Mexico eyaletindeki Los Alamos bölgesinde gizlice bir grup ünlü bilim adamı toplandı. Robert J. Oppenheimer öncülüğünde 3 yıl çalıştıktan sonra ilk bombayı yapmayı başardılar. Aynı esnada Tennessee eyaletinin Oak Ridge kasabasında gizli bir üs daha kuruldu. Burada da patlayacak zengin malzemenin üretimi çalışmaları başladı. 6 Ağustos 1945 sabahı ilk atom bombası Enola Gay isimli bir bombardıman uçağı ile Hiroşima’ya atıldı. 3 gün sonra 9 Ağustos’ta Nagasaki’ye atıldı.

RESİMLERLE ANILAR


RESİMLERLE ANILAR


BULMACA


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.