TÜRKÇÜLÜĞÜN ESASLARI - ZİYA GÖKALP (pdf)

Page 36

35

TÜRKÇÜLÜĞÜN

ESASLARI

ramış olduğu mazlûmiyete benzetiyorlardı. O zaman Türkmenlerin büyük bir kısmı bu müşabehete aldanarak baba ocağından ayrıldılar. Ketıdi kendilerine ayrı bir edebiyat, ayrı bir felsefe, ayrı bir mâbed yaptılar. Maamafih dînen Osmanlılardan ayrılmamış olan Sünnî Türkler de, harsen Osmanlı emperiyalizmine tâbi olmadılar. Bunlar da kendi kendilerine millî bir hars yaparak, Osmanlı medeniyetine karşı tamamiyle lâkayıt kaldılar. Osmanlı medeniyetinin güzidelerine havas denildiği gibi, Türk harsının da ozanları, âşıkları, babaları ve ustaları vardı. Demek ki, memleketimizde iki türlü güzideler mevcuttu. Bunlardan birincisi sarayı temsil ediyordu, bu zümrenin maişetini temin eden de saraydı. Meselâ, Osmanlı şairleri saraydan caize almakla geçindikleri gibi, Osmanlı musikişinasları da sarayın ver- . diği ihsanlarla, maaşlarla geçinirlerdi. Halkın saz ve söz şairleri ise, halkın hediyeleriyle yaşarlardı. Ülemayı rüsum namını alan Osmanlı üleması; Kazaskerlikte, Kadılıklarda yüksek maaşlar ve arpalıklar alırlardı. Halk hocalarından ve şeyhlerinden ibaret olan Türk diniyatçılarmı ise, yalnız halk beslerdi. Bu sebeple, güzel sanatlarda ve sair sanayide rehberlik eden ustalar, yiğitbaşılar ve âhi babalar yalnız halk sınıfından yetişirler ve daima halk ve Türk kalırlardı. Görülüyor ki, hars ile medeniyeti birbirinden ayıran, harsın bilhassa duygulardan, medeniyetin bilhassa bilgilerden mürekkep olmasıdır. İnsanda duygular usule ve iradeye tâbi değildir. Bir millet, diğer milletin dinî, ahlâkî, bediî duygularını taklit edemez. Mesela Türklerin islâmiyetten evvelki dininde Gök Tanrı mükâfat Tanrısı dır. Mücazata karışmaz, Mücazat ilâhı Erlik Han isminde başka bir üstûrevî (mitolojik) şahsiyettir. Tanrı yalnız cemal sıfatiyle tecelli ettiği için, eski Türkler


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.