sikb 2008 - 39

Page 22

22 Kızıl Bayrak

Gençlik hareketinde yeni dönem...

Sayı: 2008/39 26 Eylül 2008

Ticari Eğitime Karşı Gençlik Koordinasyonu 6. Toplantısı Sonuç Bildirgesi…

Birleşik, kitlesel, devrimci bir gençlik hareketi ve örgütü için mücadeleye! Ticari Eğitime Karşı Gençlik Koordinasyonu’nun 6. Toplantısı 21 Eylül günü BES Kadıköy şubesinde gerçekleştirildi. Çeşitli üniversitelerden gelen katılımcılar, yeni dönem gençlik mücadelesinin gündemleri, gençlik örgütlenmesi sorunu ve Genç-Sen sürecine dair etkili tartışmalar yaptılar. Toplantı, koordinasyonun amaç ve işlevini ele alan açılış konuşmasıyla başladı. Gençlik hareketinin mevcut parçalı ve dağınık tablosunun etkin bir politik müdahaleyle aşılabilmesi ihtiyacına, koordinasyon bileşenlerinin gençlik hareketi gündemlerine dair ortaya koyacakları somut müdahalelerin önemine değinildi. Koordinasyonun bu çerçevede etkin bir tartışma aracı olabilmesinin anlamı üzerine yapılan vurgunun ardından oturum başlıklarının tartışılmasına geçildi. Tartışmalar iki oturum halinde, belirlenen alt başlıklar üzerinden gerçekleşti. Tartışmalar neticesinde ortaya konulan değerlendirmeleri genel çerçevesiyle sunuyoruz.

Gençlik hareketinde yeni dönem mücadele gündemleri: 1) Ticarileşen eğitim ve üniversiteler, mesleki dönüşümler ve geleceksizlik Neo-liberal dönüşümler ekseninde birçok temel hizmetin sermayenin talanına açılarak ticarileştirilmesi eğitim alanında da yıllardır somut bir biçimde kendini göstermektedir. En somut haliyle “paralı eğitim” olarak karşımıza çıkan bu sorun, oldukça derin ve birbiriyle iç içe geçmiş bir dizi başka sorunu da içerisinde barındırmaktadır. Eğitim alınıp satılan bir meta olarak tanımlanmakta, yanı sıra eğitim süreci içerisinde diğer temel gereksinimler de bir bir paralılaştırılmaktadır. Yurt ve yemekhanelerden ulaşıma kadar birçok alan sürekli yüksek zamlara konu olmaktadır. Dönem başında %10 oranında zamlandığı açıklanan har(a)çlar, paralı eğitim saldırısının yeni dönemdeki ilk yansıması olmuştur. Diğer taraftan, meslek ve alanlar da sermaye eksenli yeniden yapılandırma süreci içerisinde birçok dönüşüme uğramaktadır. Üniversite eğitimiyle işsizliği birkaç yıl erteleyen sermaye, bunun yanı sıra ihtiyaç duyduğu ucuz işgücü açısından da yeni düzenlemeler yapmaktadır. Sosyal bilimleri tasfiye eden, formasyon hakkını gasp eden sermaye açısından teknik eleman ihtiyacı daha fazla önem arz eder hale gelmiştir. Kapitalizmin bu ihtiyacına göre arz-talep koşulları yeniden tanımlanırken, diğer taraftan eğitim sistemindeki niteliksiz içeriğin sözde çözümü olarak “yetkinlik” saldırısı karşımıza çıkarılmaktadır. Mühendislik-mimarlık alanında yaşanan bu süreç bir dizi diğer meslek ve alanda da karşımıza çıkmaktadır. Stajyer avukatlık, aile hekimliği gibi uygulamalar da saldırıların diğer adlarıdır. Tüm bunları içine alan “sözleşmeli çalışma”, “performansa dayalı esnek çalışma” gibi uygulamalar yeni mezunları bekleyen saldırıların bir başka ayağını oluşturmaktadır. Ticari eğitim saldırısının, mesleki dönüşümler ve geleceksizlik saldırılarının nasıl bir mücadeleye konu edileceği gençlik hareketinin temel dinamiklerinin belirlenmesi açısından da oldukça önemlidir.

Koordinasyon bileşenleri tarafından tüm bu saldırılar, sermaye düzeninin toplam saldırılarıyla bütünlüğü içinde ve özgün boyutlarıyla önümüzdeki dönemde ele alınacaktır. 2) Düzen içi çatışmalar ve gençliği tutumu Düzen güçleri, “laik/anti-laik” adı altında süren iç çatışmasına gençliği de dolaysız bir biçimde yedeklemeye çalışmaktadırlar. Kendi içlerinde çatışırken, öte yandan, eğitimin ticarileştirilmesi, gençliğe geleceksizliğin dayatılması, emperyalizme uşaklık, Kürt halkına yönelik imha ve inkâr vb. birçok saldırıda ise sorunsuz bir biçimde ortaklaşmaktadırlar. Koordinasyon bileşenleri açısından üniversitelerde yürütülecek mücadelede düzen içi çatışmanın teşhiri büyük bir önem taşımaktadır. Yürütülecek çalışmada, birçok hak gaspı ve saldırıda ortaklaşan sermaye kliklerinin mevcut sömürü düzeni üzerinde durdukları, düzene karşı bütünlüklü bir mücadele verilmesi gerektiği her açıdan vurgulanacaktır. AKP eksenli sermaye kampının sözde darbe karşıtlığına yedeklenen liberallerin hezeyanları da, anti-emperyalist ve laik geçinen diğer cephenin söylemleri de etkin bir biçimde teşhir edilecektir. “Çeteleşmiş devletten ve çürüyen düzenden hesap sormaya!” şiarının yanı sıra “Devletin derini devletin ta kendisidir!” sloganı çalışmanın ana söylemleri olacaktır. Koordinasyon bileşenleri “salt AKP karşıtlığı” politikasına dair de söz söyleyeceklerdir. AKP’nin bir hükümet partisi olmaktan öte devlette söz sahibi olma hedefi nedeniyle sürecin özgün yanları bulunsa da, bu hiçbir biçimde mücadeleyi “AKP karşıtlığı”na indirgemenin gerekçesi olamaz. 3) Anti-demokratik uygulamalara, soruşturma ve baskılara karşı mücadele Bugün gençlik içerisinde politik çalışma yürüten güçlerin soruşturma ve cezalarla karşılaşması kaçınılmazdır. Sermaye düzeninin toplum üzerinde yarattığı baskı ve terörün üniversitelerdeki adı çoğunlukla soruşturma ve cezalar olmaktadır.

Soruşturma terörünün yanısıra turnikeler, kameralar, ÖGB’ler vb. mücadeleye karşı kullanılan diğer araçlardır. Bunların yetmediği yerde ise üniversite içlerine faşistler, ulusalcı çeteler, çevik polisler sokulmaktadır. Koordinasyon bileşenleri açısından soruşturmalar ile baskı ve teröre karşı yürütülecek mücadele önümüzdeki dönemde de önemli bir yerde durmaktadır. Soruşturmalara karşı mücadele hiçbir biçimde tek başına bir hukuksal mücadeleye indirgenemez. Üniversite gençliğinin güncel mücadele talepleriyle birleştirilecek bir biçimde örülecek soruşturma karşıtı mücadele koordinasyon bileşenlerinin hedefi olacaktır. 4) Faşist ve şovenist gericilik karşısında halkların kardeşliği mücadelesi Üniversitelerde anti-demokratik uygulama ve baskılar Kürt sorunu eksenli mücadelede de sıklıkla yaşanmaktadır. Sermaye devleti kendi demokrasisi sınırlarında dahi Kürt sorunu üzerinden söz söylenmesine tahammül edememektedir. DTP’nin kapatılması süreci, “anadilde eğitim” talebi üzerinden yakın süreçte yaşananlar bunun örnekleridir. Koordinasyon bileşenleri, üniversitelerde de tırmandırılan faşist-şovenist gericiliğe karşı “Yaşasın halkların kardeşliği!” şiarını güçlü bir biçimde yükselteceklerdir. Anadilde eğitim talebi üzerinden gelişebilecek baskılara karşı sistemli bir teşhir faaliyeti yürütecekler, “Eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim istiyoruz!” şiarını öne çıkaracaklardır. 5) Emperyalist saldırganlık ve anti-emperyalist mücadele Yakın dönemde, emperyalistler arası çekişmelerin ve gerici hesaplaşmaların halklar üzerinde yarattığı yıkıma Kafkaslar üzerinden bir kez daha tanık olunmuştur.“Kapitalizm savaş demektir!” şiarı bir kez daha doğrulanmıştır. Emperyalist işgallerin ve saldırganlığın taşeronluğunu yapan Türkiye, izlediği politikalarla Kafkaslar’da akan kanın da dolaysız sorumlularından


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.