İNFAZ BİLGİSİ İLK 7 HAFTA

Page 1

İNFAZ HUKUKU

PROF. DR. FÜSUN S O K U L L U - A K I N C I

INFAZ HUKUKU ADALET MESLEK YÜKSEK OKULU UZAKTAN EĞİTIM DERS N O T U

2011 İSTANBUL ÜNIVERSITESI HUKUK FAKÜLTESI

1


İNFAZ HUKUKU

1. H A F T A

BIRINCI BÖLÜM

İNFAZ HUKUKUNUN KAVRAMLARI

infaz, kelime anlamı olarak, "yerine getirme, bir emri yapma"1 anlamlarına gelmektedir. Hukuksal anlamda ise mahkemeler tarafından verilmiş olup kesinlik kazanmış olan ceza ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesidir. Geniş anlamda ceza hukukunun bir bölümünü teşkil eden ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı, günümüzde ayrı bir hukuk dalı olarak "infaz Hukuku" adıyla incelenmektedir, infaz hukuku 19. yy.ın sonlarından itibaren ayrı bir hukuk dalı olarak ceza hukukundan bağımsızlaşmıştır. infaz hukuku, ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı, bu çerçevede uygulanacak esaslar ve usulleri inceler, infaz süreci mahkeme ilamının kesinleşmesiyle başlar ve verilmiş olan yaptırımın yerine getirilmesinin sona ermesiyle biter. Ancak ceza muhakemesi aşamasında koruma tedbiri olarak tutuklama kararı verildiğinde tutuklulukta geçen süre mahkûmiyet süresinden kabul edilir ve geri kalan süre infaza konu olacaktır. Bu durum infazın başlangıç anı açısından belirtilen kesin hükmün ortaya çıkması bilgisine istisna oluşturur. İnfaz hukukunun kaynakları, öncelikle 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanundur. Bu kanun iki kitaptan oluşur. Birinci kitapta "Amaç ve İlkeler, Hapis Cezası ve Güvenlik Tedbirleri (m. 1-104); ikinci kitapta "Diğer Cezalar, Tedbirler, Koşullu Salıverme ve Tutukluluk" (m. 105-116) yer almaktadır. İkinci kaynak olarak Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük bulunmaktadır. Bu tüzükte ceza infaz kurumlarının yönetimi, ceza ve güvenlik tedbirlerinin ne şekilde yerine getirileceğine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. İnfazın amacı 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 3.maddesinde "Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı ile ulaşılmak istenilen temel amaç, öncelikle genel ve özel önlemeyi sağlamak, bu maksatla hükümlünün yeniden suç işlemesini

1

Devellioğlu Ferit, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, Ankara, 1980. s.521.

2


İNFAZ HUKUKU

engelleyici etkenleri güçlendirmek, toplumu suça karşı korumak, hükümlünün; yeniden sosyalleşmesini teşvik etmek, üretken ve kanunlara, nizamlara ve toplumsal kurallara saygılı, sorumluluk taşıyan bir yaşam biçimine uyumunu kolaylaştırmaktır" şeklinde ifade edilmiştir. Buradaki amaçlara baktığımızda öncelikle 'genel ve özel önlemeyi sağlamak' karşımıza çıkıyor. Genel önleme, cezanın infazı ile topluma suçun neticesinin ceza olduğunun gösterilmesi ve olası suç eylemlerine karşı caydırıcı bir rol oynamasıdır. Bununla suç işleyen ve mahkûm olmuş kişiye yönelik olmayıp topluma bir mesaj niteliğinde olup kamu düzeninin bozulmasının önüne geçmek amaçlanmaktadır. Özel önlemede ise hedef bizzat suç işlemiş olan kişidir. Amaç ise yaptığı hatanın bir yaptırımı olduğunu kendisine hissettirmek, gerektiğinde toplumdan tecrit etmek ve faili iyileştirerek topluma yeniden kazandırmaktır. Kanun, genel ve özel önlemeyi sağlamak maksadıyla, 'hükümlünün yeniden suç işlemesini engelleyici etkenleri güçlendirmekten' bahsetmektedir. Hükümlünün tekrar suç işlemesi istenmiyorsa infaz sonrası da düşünülmelidir. Hükümlüyü suça götüren sebepler doğru tespit

edilmeli

ve

suç

işlemeden bir

hayat

sürdürebilme

kabiliyeti kişiye

kazandırılmalıdır. Bu çerçevede cezaevi ve sonrası evreler için maddi ve manevi eğitim üzerinde çalışılmalıdır. 'Toplumu suça karşı korumak' yine kanunda sayılan infazın amaçlarındandır. Bu çerçevede gerektiğinde suçluyu toplumdan uzaklaştırmak yani hapsetmek de sıklıkla başvurulan bir uygulamadır. Zira çoğu suçlu açısından toplum hayatı içinde ıslah çalışması yürütmek fayda sağlamayacaktır. Hem yaptığı hatanın bedelini ödetmek hem de iyileştirme çalışmalarının başarısını artırmak için hükümlü toplumdan uzaklaştırılmaktadır. Bu yolla hükümlünün topluma yeni bir zarar vermesi de önlenmiş olacaktır. 'Hükümlünün yeniden sosyalleşmesini teşvik etmek' kanunda ifade edilmiş olan özel önleme amacına hizmet eden bir uygulamadır. Topluma kazandırmak için toplumda suç işlemeden yer alabilmesini sağlayacak beceriler kazandırılmalıdır. 'Üretken ve kanunlara, nizamlara ve toplumsal kurallara saygılı, sorumluluk taşıyan bir yaşam biçimine uyumunu kolaylaştırmak' şeklinde kanunda da ifade edildiği gibi topluma kazandırmak amaçlanmıştır. Kanun, iyileştirmek suretiyle topluma kazandırılmasını infazın amacı olarak görürken iyileştirmede başarı ölçütünü de 7. maddesinde göstermiştir. Bu ölçü kanunda "Hapis cezalarının infazında hükümlülerin iyileştirilmeleri amacını güden programların başarısı, elde

3


İNFAZ HUKUKU

ettikleri yeni tutum ve becerilerle orantılı olarak ölçülür. Bunun için iyileştirme çabalarına yönelik olarak hükümlünün istekli bulunması teşvik edilir. Hapis cezasının, kendisinde var olan zararlı etki yapıcı niteliğini mümkün olduğu ölçüde azaltacak biçimde düzenlenecek programlar, usûller, araçlar ve zihniyet doğrultusunda yerine getirilmesi esasına uyulur, iyileştirme araçları hükümlünün sağlığını ve kişiliğine olan saygısını korumasını sağlayacak usûl ve esaslara göre uygulanır" şeklinde konmuştur. infazın amacına ulaşması için hükümlüler ceza infaz kurumlarında güvenli bir biçimde ve kaçmalarını önleyecek tedbirler alınarak düzen, güvenlik ve disiplin çerçevesinde tutulmalıdırlar, infaz kurumlarında hükümlülerin düzenli bir yaşam sürdürmeleri sağlanır. Hapis cezasının gerektirdiği hürriyetten yoksunluk hali, insan onuruna yakışır maddî ve manevî koşullar altında çektirilir. Hükümlülerin, Anayasada yer alan diğer hakları ancak CGTÎHK'da öngörülen kurallar uyarınca kısıtlanabilir. Cezanın infazında hükümlünün iyileştirilmesi konusunda imkân dahilindeki araç ve olanaklar kullanılır. Hükümlünün kanun, tüzük ve yönetmeliklerle tanınmış haklarının dokunulmazlığını sağlamak üzere cezanın infa­ zında ve iyileştirme çabalarında kanunilik ve hukuka uygunluk ilkeleri esas alınır. İyileştirmeye gereksinimleri olmadığı saptanan hükümlülere ilişkin infaz rejiminde, bu hü­ kümlülerin kişilikleriyle orantılı bireyselleştirilmiş programlara yer verilmesine özen gösterilir. Cezanın infazında adalet esaslarına uygun hareket edilir. Bu maksatla ceza infaz kurumları kanun, tüzük ve yönetmeliklerin verdiği yetkilere dayanarak nitelikli elemanlarca denetlenir. Ceza infaz kurumlarında hükümlülerin yaşam hakları ile beden ve ruh bütünlüklerini korumak üzere her türlü koruyucu tedbirin alınmalıdır. Hükümlünün infazın amacına uygun olarak kanun, tüzük ve yönetmeliklerin belirttiği hükümlere uyması zorunludur. Kanunlarda gösterilen tutum, davranış ve eylemler ile kurum düzenini ihlâl edenler hakkında disiplin cezaları uygulanır. Disiplin cezalarına, yetkili merciler, sürelerine uygun olarak hükmederler. Cezalara karşı savunma ve itirazlar da ilgili mercilere yapılır. İnfazın konusu, sonucu mahkûmiyet olan hükümdür. Hüküm, Ceza Muhakemeleri Kanunu'nu m.223/l'de "Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirlerine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür" şeklinde ifade edilmiştir. Mahkeme yaptığı muhakeme sonucunda bir karara varır. Sanık hakkında mahkûmiyet hükmü verebilmesi için sanığın yargılanmış olduğu suçu işlediğinin sabit olması gerekir. Yani mahkeme, atılı suçun sanık tarafından işlendiği konusunda kesin bir kanaate sahip olmalıdır. 4


İNFAZ HUKUKU

infazın koşulu CGTÎHK m.4'de "Mahkûmiyet hükümleri kesinleşmedikçe infaz olunamaz" şeklinde belirtilmiştir. Böylece ceza hükümlerinin yerine getirilebilmesi, o hükmün kesinleşmesi şartına bağlanmıştır. Hükümlerde temyiz süresi yedi gündür. Bu süre hükmün açıklanmasından, hüküm temyiz yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda verilmiş ise tebliğ tarihinden itibaren başlar. On beş yıl ve daha fazla hapis cezaları ise temyiz aşamasında re'sen incelenir. Süresi içinde temyiz başvurusu yapılmadığında hüküm kesinleşir. CMK m.286/2'de sayılan kararlar hakkında temyize gidilemez ve bu kararlar hakkında hüküm verildiği anda kesinleşirler. Temyiz başvurusu yapıldığı halde hükmü veren mahkeme bu başvuruyu reddedebilir. Ret kararına karşı Yargıtay'a başvurulmazsa hüküm kesinleşecektir. Yargıtay da temyiz talebini reddederse hüküm kesinleşecektir. Yargıtay ret kararını yerinde bulmazsa hükmü incelemeye başlar. Hükmü onarsa hüküm kesinleşir. Hükmü bozarsa hükmü ilk derece mahkemesine gönderir, ilk derece mahkemesi Yargıtay'ın bozma kararına uyarsa hüküm kesinleşir. Uymaz da önceki kararında direnirse Yargıtay'ın vereceği hüküm kesindir. Hükmün kesinleştiğinin infaza başlamadan önce görülüp, bilinmesi gerekir. Bunun için her mahkeme ilamının altında hükmün ne zaman ve ne şekilde kesinleştiği yazılır. Hâkim ve­ ya mahkeme başkanı tarafından tasdik ve imza edilir. Bu kaydı taşımayan ilamlar, kesinlikle yerine getirilemez ve kesinleşme kaydının açıklanması için, ilam mahkemesine iade edilir. Cumhuriyet Savcısı, mahkemelerce verilen ve kesinleşen cezaların aynen yerine getirilmesini sağlamakla yükümlü olmakla birlikte o hükmün kanuna uygun olup olmadığını incelemekle de görevli son mercidir. Bu nedenle savcı kesinleşmiş mahkûmiyet hükümlerinde de hükümlü aleyhine bir hataya düşülüp düşülmediğini inceler. Şayet varsa olağanüstü kanun yollarına başvurarak kararın düzeltilmesini sağlar. CMK olağanüstü kanun yollarını göstermiştir. Olağanüstü itiraz, Yargıtay Ceza Dairelerinden biri tarafından verilen bir hükümdeki hukuka aykırılık sebebiyle, re'sen veya talep üzerine 30 gün içinde Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na başvurulmasıdır. Olağanüstü itiraz yoluna gidilebilmesi için itiraza konu olan hükmün Yargıtay Ceza Dairelerinden biri tarafından verilmiş olması gerekir. Bu anlamda istinaf mahkemeleri tarafından verilen kararlar olağanüstü itiraza konu olamayacağı gibi, Yargıtay incelemesinden geçmeyen hükümler ya da YCGK tarafından incelenerek kesinleşen hükümler, olağanüstü itiraza konu olamaz.

5


İNFAZ HUKUKU

Olağanüstü itiraz yoluna, sadece Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından gidilebilir. Bu husus hükümde son derece açık bir biçimde ifade edilmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı olağanüstü itiraza re'sen başvurabileceği gibi talep üzerine de başvurabilir. Olağanüstü itiraza başvurma süresi kural olarak 30 gündür. Olağanüstü itiraz talebi Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na yapılır ve itirazı da bu makam inceleyerek karara bağlar. Diğer bir olağanüstü kanun yolu kanun yararına bozmadır. İstinaf mahkemesi ya da Yargıtay incelemesinden geçmeksizin kesinleşen kararlarda hukuka aykırılık bulunması halinde kural olarak Adalet Bakanının talebi ve bazı hallerde de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının talebi ile hükmün ilgili ceza dairesi tarafından incelenmesidir. Olağanüstü itirazdan farklı olarak buradaki hüküm hiçbir üst merciden geçmeden kesinleşmiştir. Buna göre istinaf ya da temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmiş hükümler olağanüstü temyize konu olmaz. Bu anlamda temyiz ya da istinaf için öngörülen süre dolmadan kanun yararına bozmaya gidilemez. Eğer esas hükümle birlikte temyiz edilecek bir ara karar söz konusu ise burada da esas hüküm için öngörülen sürenin kanun yoluna başvurulmadan geçmesi gerekir. Olağanüstü temyiz yoluna kural olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Adalet Bakanı'nın talebi üzerine başvurabilir. Kanun yararına bozmaya başvurabilmek için herhangi bir süre şartı öngörülmemiştir. Kesinleşmiş hükümler aleyhine başvurulabilecek başka bir yol da yargılamanın yenilenmesidir. Hukuki süreçte adlî hataların düzeltilmesine imkân sağlayan bir yoldur. Yargılamanın

yenilenmesi

yenilenmesine

ancak

olağanüstü

kesinleşmiş

bir

kanun

hükümler

yolu

hakkında

olduğu

için

yargılamanın

başvurulabilir.

Yargılamanın

yenilenmesi, kanunda belirtilen sebeplerin varlığı halinde kararı veren mahkemenin yargılamayı

baştan

itibaren tekrarlayarak

yeniden karar

vermesidir.

Yargılamanın

yenilenmesi başvurusu kural olarak infazı ertelemez. Ancak bu kural kesin değildir. Mahkeme gerekli görürse henüz başlanmamış infazın ertelenmesine ya da başlamış infazın durdurulmasına karar verebilir. Bu konuda mahkemenin takdir yetkisi mevcuttur. Kesinleşen hükmün infazında yetki CGTİHK m.5'de "Mahkeme kesinleşen ve yerine getirilmesini onayladığı cezaya ilişkin hükmü Cumhuriyet Başsavcılığına gönderir. Bu hükme göre cezanın infazı Cumhuriyet savcısı tarafından izlenir ve denetlenir" şeklinde düzenlenmiştir. Kesinleşen ilamlar hükmü veren mahkemenin bulunduğu yer savcılığına

6


İNFAZ HUKUKU

iletilir. Hükmün yerine getirilmesi bu yer Cumhuriyet savcılığınca takip edilir, izleme ve de­ netlemenin anlamı, infazın savcılık tarafından yürütülmesidir. Hükmü veren mahkeme, hükmün kesinleşmesinden itibaren bir hafta içinde, altına kesinleşme kaydını düştükten sonra, hükmü yanındaki C. Savcılığına verir, ilamların zamanında

savcılığa

verilip

verilmediğini

mahkeme

başkanı

veya

hâkim

denetler.

Mahkemelerden savcılığa verilen ilamlar infaz defterine kaydedilir, infaz defteri, mahkeme ilamlarının düzenli ve aksamayacak bir şekilde infaz edilmesini sağlamak amacıyla tutulan defterdir, infaz defteri, C. Başsavcılıklarınca tutulur, infaz defteri; sıra numarası, hükümlünün kimliği, T.C. kimlik numarası, ilamı veren mahkeme, ilamın tarih ve numarası, ilamın geldiği tarih, Cumhuriyet başsavcılığının esas numarası, hükmün özeti, evvelce gözaltında ve tutuklu kalmışsa giriş ve çıkış tarihleri, cezaevine girdiği tarih ve saat, cezaevinden çıktığı tarih ve saat, muhafaza tedavi ve tedbirin uygulanmaya başlandığı tarih, muhafaza, tedavi ve tedbirin sona erdiği tarih, ceza bildirme fişinin gönderildiği tarih, tali karar fişi, yerine getirme fişinin gönderildiği tarih ve düşünceler sütunlarını içerir.

7


İNFAZ HUKUKU

8


PROF. DR. FÜSUN S O K U L L U - A K I N C I

INFAZ HUKUKU ADALET MESLEK YÜKSEK OKULU UZAKTAN EĞİTIM DERS N O T U

2011 ISTANBUL ÜNIVERSITESI HUKUK FAKÜLTESI

ı


(2. H A F T A )

IKINCI BÖLÜM CEZALAR VE CEZALARIN İNFAZI

Ceza, suç karşılığında uygulanan yaptırımdır. Ceza kanunda topluma zarar veren fiillerin karşılığı olarak kanunda açıkça belirtilir. Suçluyu çeşitli yoksunluklara uğratır. Yargısal bir kararla ve kanundaki usulle ortaya çıkar. Suçtaki sorumluluk derecesiyle orantılı olarak uygulanır. Cezanın amacı, faile kusurlu hareketini bedelini ödetmek, hukuk düzeninin devam etmesine katkıda bulunmak, toplumun hukuk bilincini kuvvetlendirmek ve başkalarının suç işlemesine engel olmaktır1. Türk ceza sisteminin de kabul ettiği karma görüşe göre cezanın bir kefaret amacı taşıması gerekir. Yani suçun karşılığı olarak suçluya bir bedel ödettirilmelidir. Bu amacın yanında cezanın önleme niteliği de olmalıdır. Yani olası suç fiillerine karşı da caydırıcı olmalı(genel önleme) ve bizzat suçu işleyenin tekrar suç işlememesi için önlemler almalıdır(özel önleme). Suçlu bu önlemlerle yeniden topluma kazandırılmalıdır. Ceza, temel hak ve özgürlükleri sınırlayıcı nitelik taşıdığı için hukuk düzeni açısından son çare niteliğindedir. Cezaevi koşullarının oluşturduğu ortam kişileri psikolojik olarak olumsuz etkileyebilmektedir. Bu nedenle kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezalara alternatif yaptırımlar öngörülmüştür(TCK m.50).Bunun yanında cezanın bireyselleştirilmesi ve etkinliğini artırma adına güvenlik önlemleri ve emniyet tedbirleri de uygulanabilmektedir. Cezanın amacına hizmet etmesi için çeşitli niteliklerde olması gerekir. Öncelikle ceza mutlaka kanunla düzenlenmelidir ve sadece suçu işleyen kişiye karşı uygulanmalıdır. Ceza bireyselleştirilebilir olmalı, insan onuru ile bağdaşabilir olmalıdır. Ceza amacına ulaşması adına suçlu için etkili olmalıdır. Ayrıca ceza devlete az yük getirmeli, gerektiğinde geri alınabilir ve düzeltilebilir olmalıdır. 1

Jescheck Hans-Heinrich, Almanya Federal Cumhuriyeti Ceza Hukukuna Giriş(çev. Feridun Yenisey), İstanbul 1989, s.48.

2


Cezalar hukuki nitelikleri açısından asli-fer'i(ek) ceza, seçimlik-tamamlayıcı ceza şeklinde ayrılabilir. Asli ceza, kanunda suçun asıl karşılığı olarak düşünülen cezadır. Ek ya da fer'i ceza ise kanunda asıl cezaya ek olarak belirlenen cezadır. Bundan dolayı ek cezalar tek başlarına bir ceza olarak hükmedilemezler. Seçimlik cezalar ise bir suçun karşılığı olarak kanunun öngördüğü birden fazla cezalardır. Ancak hâkim bu cezalardan birini seçmek durumundadır. Cezanın etkinliği ve bireyselleştirilmesi adına uygun cezayı seçip verebilir. Asli cezaya yasal sonuç olarak eklenen cezalara da tamamlayıcı cezalar denir. Bunlar ceza mahkûmiyet inin doğrudan sonucu olduğundan hükümde yer almasa bile infaz sırasında uygulaması yapılır. TCK ceza yaptırımlarını, ceza ve güvenlik tedbirleri olarak belirlemiştir. Cezalar hapis ve adlî para cezası olarak belirlenmiştir. Hapis Cezaları Hapis cezaları, özgürlüğün kısıtlandığı cezalardır. Hapis cezası, failin işlediği suç karşılığı olarak kanunda öngörülen süre için özgürlüğünden yoksun bırakılması şeklinde tanımlanabilir. Hapis cezaları, ceza infaz kurumlarında infaz edilir. TCK, hapis cezalarını ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, müebbet hapis cezası ve süreli hapis cezası olarak düzenlemiştir. Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis Cezası Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, hükümlünün hayatı boyunca devam eder ve sıkı güvenlik rejimin göre çektirilir (TCK m.47). Dava zamanaşımı, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıldır (TCK m.66/l-a). Öte yandan, TCK'nın İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı ağırlaştırılmış müebbet cezasını gerektiren suçların yurt dışında iş­ lenmesi halinde dava zamanaşımı uygulanmaz (TCK m.66/7). Ceza zamanaşımı ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda kırk yıldır (TCK m.68/l-a). Taşımış olduğu özellikler sebebiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının infazı ayrıca düzenlenmiştir. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının infaz rejimine ait esaslar şunlardır (ÇGTİHK m.25; Tüzük m.47): a.

Hükümlü, tek kişilik odada barındırılır.

3


b.

Hükümlüye, günde bir saat açık havaya çıkma ve spor yapma hakkı tanınır.

c.

Risk ve güvenlik gerekleri ile iyileştirme ve eğitim çalışmalarında gösterdiği

gayret ve iyi hâle göre; hükümlünün, açık havaya çıkma ve spor yapma süresi uzatılabileceği gibi

kendisi

ile

aynı

ünitede

kalan

hükümlülerle

temasta

bulunmasına sınırlı olarak izin verilebilir. d.

Hükümlü, yaşadığı yerin olanak verdiği ve idare kurulunun uygun göreceği

bir sanat veya meslek etkinliğini yürütebilir. e.

Hükümlü, kurum idare kurulunun uygun gördüğü hâllerde ve onbeş günde

bir kez olmak üzere (f) bendinde gösterilen kişilere, süresi on dakikayı geçmemek üzere telefon edebilir. fHükümlüyü; eşi, altsoy ve üstsoyu, kardeşleri ve vasisi, belirlenen gün, saat ve koşullar içerisinde on beş günlük aralıklarla ve günde bir saati geçmemek üzere ziyaret edebilirler. g.

Hükümlü hiçbir suretle ceza infaz kurumu dışında çalıştırılamaz ve kendisi

ne izin verilmez. h.

Hükümlü, kurum iç yönetmeliğinde belirtilenlerin dışında herhangi bir spor ve

iyileştirme faaliyetine katılamaz. i. Hükümlünün cezasının infazına, hiçbir surette ara verilemez. Hükümlü hakkında uygulanacak tüm sağlık tedbirleri, tıbbî tetkik ve zorunluluklar hariç ceza infaz kurumlarında, mümkün olmadığı takdirde tam teşekküllü Devlet ya da üniversite hastanelerinin tek kişilik ve yüksek güvenlikli mahkûm koğuşlarında uygulanır. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olanların cezaları yüksek güvenlikli kapah ceza infaz kurumlarında infaz edilir (CGTİHK m,9). Yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumları, iç ve dış güvenlik görevlilerine sahip, firara karşı teknik, mekanik, elektronik ve fizikî engellerle donatılmış, oda ve koridor kapıları sürekli kapalı tutulan, ancak mevzuatın belirttiği hâllerde aynı oda dışındaki hükümlüler arasında ve dış çevre ile temasların geçerli olduğu sıkı güvenlik rejimine tâbi hükümlülerin bir veya üç kişilik odalarda barındırıldıkları tesislerdir. Bu kurumlarda bireysel veya grup hâlinde iyileştirme yöntemleri uygulanır (CGTİHK m. 9/1)- Toplam cezasının üçte birini bu kurumlarda geçirerek iyi hâl gösteren hü4


kümlülerin, tutum ve kişiliklerine uygun diğer ceza infaz kurumlarına gönderilmelerine karar verilebilir (CGTİHK m. 9/5). Öte yandan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm edilen kişiye yüksek güvenlikli ceza infaz kurumlarında bulunduğu süre içinde mazeret izni, özel izin veya iş arama izni verilmez (CGTİHK m.93/1). Tekerrür hâlinde işlenen suçtan dolayı koşullu salıverilmeden yararlanabilmek içinse mahkûm olunan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının otuz dokuz yılını çekmek gerekir (CGTİHK m. 108). Yine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar ancak otuz yılını çektikleri takdirde koşullu salıverilmeden yararlanabilirler (CGTİHK m. 107/2). Bununla birlikte ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçtan dolayı verilmişse bu süre otuz altı yıldır (CGTİHK m. 107/4). TCK'nın İkinci Kitap, Dördüncü Kısım, "Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar" başlıklı Dördüncü Bölüm, "Anayasal Düzene ve Bu Düzenin işleyişine Karşı Suçlar"' başlıklı Beşinci Bölüm, "Milli Savunmaya Karşı Suçlar" başlıklı Altıncı Bölüm altında yer alan suçlardan birinin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi dolayısıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde, koşullu salıverilme hükümleri uygulanmaz (CGTİHK m. 107/16). Müebbet Hapis Cezası Müebbet hapis cezası, kural olarak, yaşam boyunca yani ölene kadar devam eden ceza türüdür. Ancak hükümlünün yeniden özgürlüğe kavuşabilme umudunu besleyen bir kurum olarak koşullu salıverme vardır. 5275 s. CGTÎHK m. 107'ye göre müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar yirmi dört yılını çekmekle diğer şartların da varlığı halinde koşullu salıverilirler. Bununla birlikte suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçtan dolayı müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olan hükümlü otuz yılını çekmekle koşullu salıverilir. Tekerrür hâlinde bu süre otuz üç yıldır. Müebbet hapis cezası, hükümlünün hayatı boyunca devam eder. Bu ceza, süreli hapis cezasına uygulanan infaz rejimine göre infaz edilir (Tüzük m.8). Görüldüğü üzere müebbet hapis cezası bakımından özel bir infaz rejimi öngörülmediği gibi koşullu salıverilmeye esas olan süre daha azdır. 5


Müebbet hapis cezası da zamanaşımı yönünden özellik gösterir: Dava zamanaşımı, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi beş yıldır (TCK m.66/l-b). Öte yandan, TCK'nın İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı müebbet cezasını gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi halinde dava zamanaşımı uygulanmaz (TCK m.66/7). Ceza zamanaşımı ise müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıldır (TCK m.68/l-b). Süreli Hapis Cezası Kanunda aksi belirtilmediği sürece, bir aydan az yirmi yıldan fazla olmayan hapis cezasına süreli hapis cezası denir. Ancak yasada suçun cezasının alt ve üst sınırları gös­ terilmişse, mahkeme bu gösterilen sınırlar arasında bir cezaya hükmedecektir. Alt sınır belirtilmiş üst sınır belirtilmemişse, üst sınır en fazla 20 yıl olabilir. Üst sınır belirtilmiş alt sınır belirtilmemişse, bu durumda mahkeme bir ayın altında ceza veremez. Kısa Süreli Hapis Cezası Hükmedilen bir yıl ve daha az süreli hapis cezası kısa süreli hapis cezasıdır. Kısa süreli hapis cezasının önemi ve özelliği, hapis cezasının kısa süreli olması durumunda bu cezanın para cezasına ve bazı başka yaptırımlara çevrilebilme olanağının varlığıdır. Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar m.50'de düzenlenmiştir. Cezanın kısa süreli olup olmadığını belirlemek bakımından yargılama sonunda hükmedilen somut ceza esas alınır. Birden fazla cezaya hükümlülük halinde hapis cezasının kısa süreli olup olmadığının belirlenmesinde her bir cezanın süresi ayrı ayrı göz önünde bulundurulur. TCK'da kısa süreli hapis cezasının bazı tedbirlere çevrilebileceği kabul edilmiştir. Çevirmenin ilk ve objektif nitelikteki koşulu cezaya ilişkin olup, hükmedilen cezanın 1 yıl ve daha az hapis cezası olmasıdır. Sanık birden fazla suçtan mahkûm olmuşsa 1 yıllık sürenin belirlenmesinde toplam ceza miktarı değil, her bir suçtan dolayı alacağı ceza ayrı ayrı ele alınır. Ancak taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hapis cezası uzun süreli de olsa; bu ceza, diğer koşulların varlığı halinde, adlî para cezasına çevrilebilir. Ancak, bu hüküm, bilinçli taksir halinde uygulanmaz (TCK m.50/4).

6


Bilinçli taksir durumunda ise hapis cezasının adlî para cezasına çevrilebilmesi için, kısa süreli hapis cezası olması gereğidir. Bununla birlikte, hâkim her kısa süreli hapis cezasını maddede sayıh yaptırımlardan birine çevirmek zorunda değildir. Nitekim m. 50/1'de "çevrilebilir" denmek suretiyle bu hususa işaret edilmiştir. Hâkim bu konuda tam bir takdir yetkisine sahiptir. Hâkimin takdir yetkisi aynı zamanda adlî para cezasına mı, yoksa seçenek yaptırıma mı hükmedeceği konusunu da kapsamaktadır. Kanun, hâkimin kısa süreli hapis cezasını maddede sayılı yaptırımlardan birine çevirip çevirmeme hususunda karar verirken bazı kriterlerden yararlanabilmesine olanak sağlamıştır. Buna göre hükümlüye ilişkin bazı hususlar hâkimin bu konuda takdir yetkisini kullanırken ona yardımcı olmakta ve böylece objektif bir uygulama olanağı da sağlamaktadır. Bu kriterler aynı zamanda cezanın bireyselleştirilebilmesi bakımından hâkim için son derece önemlidir. Buna göre çevirme halinde suçlunun kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlık ve suçun işlenme sindeki özellikler dikkate alınmalıdır. Öte yandan buradaki sayımın sınırlı olmadığı "sair haller" teriminden anlaşılmaktadır. Hâkim, neden çevirdiği ya da çevirmediği konusunda yasal ve yeterli gerekçe göstermek zorundadır. Aksi halde bu bir bozma sebebi olarak kabul edilmektedir (CMK m.289/1 g). Bazı hallerde çevirme zorunludur (TCK m. 50/3). Buna göre daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak şartıyla mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte on sekiz yaşını doldurmamış veya altmış beş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, maddede yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir. Asıl mahkûmiyet, m. 50 hükmüne göre çevrilen adlî para cezası veya tedbir olduğuna göre (TCK m. 50/5), daha önce özgürlüğü bağlayıcı cezadan çevrilmiş para cezasına mahkûm edilmiş olma, hükmolunan 30 güne kadar özgürlüğü bağlayıcı cezanın para cezasına ya da tedbire çevrilmesine engel değildir. Görüldüğü üzere TCK sadece daha önce hapis cezası ile mahkûm edilmemiş olma koşulunu aramaktadır. Burada mahkemeye, hapis cezasının seçenek yaptırımlardan birine çevirip çevirmeme konusunda takdir yetkisi verilmemiş olmakla beraber, mahkeme yine de hapis cezası yerine seçenek yaptırım olarak adlî para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlardan birine çevirme hususunda, diğer bir deyişle seçenek yaptırımın türünün seçiminde takdir yetkisine sahiptir.

7


TCK m.50/2'ye göre suç tanımında hapis cezası ile adlî para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adlî para cezasına çevrilmez. Örneğin, TCK m. 125 hakaret suçunun cezasını üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası olarak kabul etmiştir. Bu durumda mahkeme böyle bir seçim imkânı varken sanığı üç ay hapis cezasına mahkûm ederse, artık bu üç aylık hapis cezasını adlî para cezasına çeviremeyecektir. Kısa Süreli Hapis Cezasının Çevrilebileceği Yaptırımlar Adli Para Cezasına Çevirme Kısa süreli hapis cezası adlî para cezasına çevrilebilir (TCK m. 50/1). Çevirmede esas alınacak para miktarı TCK m.52/2'de belirtilmiştir. Buna göre bir gün karşılığı en az 20, en fazla 100 YTL olmak üzere adlî para cezasına çevrilir. Bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. Hapis cezası yerine adli para cezasına hükmedilmesi durumunda, söz konusu cezanın ertelenmesi mümkün değildir. Hükümden önce şahsi özgürlüğü sınırlama sonucunu doğuran bütün durumlarda (yakalama, gözaltına alma, tutuklama gibi) geçirilen süreler nedeniyle, adlî para cezasından indirim yapılırken bir gün yüz Türk Lirası sayılır. Gerçekten "Hüküm kesinleşmeden önce gerçekleşen ve şahsi hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran bütün haller nedeniyle geçirilmiş süreler, hükmolunan hapis cezasından indirilir. Adlî para cezasına hükmedilmesi durumunda, bir gün yüz Türk Lirası sayılmak üzere, bu cezadan indirim yapılır." (TCK m.63) Her bir suç için belirlenen kısa süreli hapis cezası ayrı ayrı paraya çevrilmelidir. TCK'da cezaların toplanması öngörülmemiştir. Bu nedenle, her suçtan ayrı ayrı verilen hapis cezaları da toplanmayacağına göre, adlî para cezasına çevrilmeleri de zorunlu olarak ayrı ayrı yapılacaktır. Hapis cezası için bir günün, adlî para cezası için bir Türk Lirasının artakalanı hesaba katılmaz ve bu cezalar infaz edilmez (TCK m. 61/6). Aynen İade, Suçtan Önceki Hale Getirme veya Tazmin Suretiyle Tamamen Giderme

8


Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın giderilmesi yaptırımının infazı, Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük m.51/2'de şu şekilde düzenlenmiştir. a) Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın giderilmesi, suç nedeniyle uğranılan zararın aynen iade edilmesi, suçtan önceki hâle getirilmesi veya tazmin edilmesi suretiyle tamamen giderilmesi şeklinde yerine getirilir, 1. Zararın aynen iade edilmesi; hükümlünün işlediği suç nedeniyle haksız olarak ele geçirdiği şeyi aynen ya da satın almak suretiyle suçtan zarar görene iade etmesidir. 2. Suçtan önceki hâle getirme; suç nedeniyle verilen zararın, hükümlü tarafından ya da başkası aracılığıyla çalışmak, çalıştırılmak, tamir etmek veya buna benzer faaliyetlerle giderilmesidir. 3. Zararın tazmin edilmesi; suç nedeniyle verilen zararın bedelinin suçtan zarar görene ödenerek tazmin edilmesidir. b) Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın miktarı, mahkemece kararda belirtilmemiş ise, 5275 sayılı Kanunun 98 inci maddesine göre Cumhuriyet savcısının talebi ile uğranılan zararın tespiti mahkemeden istenir, c) Mağdurun ya da kamunun uğradığı zararın tamamen giderilmesini içeren kesinleşmiş ilâm, Cumhuriyet başsavcılığına verilir. Cumhuriyet savcısı, zararın otuz gün içinde tamamen giderilmesini hükümlüye tebliğ eder, d) Hükümlü adresine yapılan bu tebligatta gösterilen zararı, otuz günlük süre içinde tamamen gidermezse Cumhuriyet başsavcılığınca, durum hükmü veren mahkemeye bildirilir.

9


PROF. DR. FÜSUN S O K U L L U - A K I N C I

INFAZ HUKUKU ADALET MESLEK YÜKSEK OKULU UZAKTAN EĞİTIM DERS N O T U

2011 ISTANBUL ÜNIVERSITESI HUKUK FAKÜLTESI

ı


(3. HAFTA) Bir Eğitim Kurumuna Devam Etme Kısa süreli hürriyeti bağlayıcı ceza, bir meslek veya sanatı öğrenmeyi sağlamak üzere en az iki yıl süreyle bir eğitim kurumuna devam etmeye dönüştürülebilir. Tüzük m.51/2'de bu tedbir şöyle düzenlenmiştir: a) Bir eğitim kurumuna devam etme yaptırımının infazı, hükümlünün mahkeme kararıyla en az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla gerektiğinde barınma imkânı da bulunan eğitim kurumunda eğitime tabi tutulması suretiyle yerine getirilir, b) Denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğü ya da bürosu, ilgili kurumlarla

işbirliği

yaparak,

bölgelerinde

bulunan

eğitim

kurumlarını

belirler

ve

mahkemelere verir, c) Kesinleşen bir eğitim kurumuna devam etme yaptırımını içeren ilâm Cumhuriyet başsavcılığına verilir. Cumhuriyet başsavcılığınca ilâm denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğüne ya da bürosuna gönderilir. Bu birimlerce yapılacak tebligatta on gün içinde hükümlünün kararın infazı için başvurması istenir. Başvuru halinde hükümlüye eğitim kurumuna devam etme yaptırımının infaz şekli bildirilir. Hükümlünün, haklı, geçerli ve gerektiğinde belgelendirilebilen mazereti olmaksızın on gün içinde gelmemesi ve otuz gün içinde seçenek yaptırımın infazına başlanmaması hâlinde durum Cumhuriyet başsavcılığı aracılığı ile mahkemeye bildirilir. Belirli Yerlere Gitmekten veya Belirli Etkinlikleri Yapmaktan Yasaklanma Kısa süreli hapis cezası, mahkûmiyet süresinin yarısından bir katına kadar süreyle belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmasına dönüştürülebilir. Bu tedbir Tüzük m.51/4'de şu şekilde düzenlenmiştir: a) Belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanma yaptırımının infazı, hükümlünün mahkeme kararıyla mahkûm olduğu hapis cezasının yarısından, bir katına kadar süreyle belirli yerlere gitmekten ya da belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanması şeklinde yerine getirilir,

2


b) Kesinleşen mahkeme kararında gösterilen belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinliklere katılmaktan yasaklanma yaptırımı içeren ilâm Cumhuriyet başsavcılığına verilir. Cumhuriyet başsavcılığınca ilâm denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğü ya da bürosuna gönderilir. Bu birim tarafından, yapılacak tebligatta on gün içinde hükümlünün kararın infazı için başvurması istenir. Başvurması halinde hükümlüye belirli yerlere gitmekten veya belirli

etkinliklere

katılmaktan yasaklanma

yaptırımının

infaz

şekli bildirilir.

Hükümlünün haklı, geçerli ve gerektiğinde belgelendirilebilen mazereti olmaksızın on gün içinde gelmemesi ve otuz gün içinde seçenek yaptırımın infazına başlanmaması hâlinde durum Cumhuriyet başsavcıhğı aracılığı ile mahkemeye bildirilir. İlgili Ehliyet ve Ruhsat Belgelerinin Geri Alınması, Belirli Bir Meslek ve Sanatı Yapmaktan Yasaklanma Bu tedbir hukuk düzeninin sağladığı hak ve yetkiler kötüye kullanılarak veya gereken dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı şekilde suç işlenmesi halinde1 verilen cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, ilgili ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınması, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanması tedbiri şu şekilde düzenlenmiştir: a) Ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınması ile belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanma yaptırımının infazı, mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, hükümlünün ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınması, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanması şeklinde yerine getirilir, b) Kesinleşen ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınması, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan

yasaklanma yaptırımını

içeren

ilâm,

Cumhuriyet başsavcılığına

verilir.

Cumhuriyet başsavcılığınca, ilâm denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğü ya da bürosuna gönderilir. Bu birim tarafından yapılacak tebligatta on gün içinde hükümlünün kararın infazı için başvurması istenir. Başvurması halinde hükümlüye belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanma yaptırımının infaz şekli bildirilir. Hükümlünün haklı, geçerli ve gerektiğinde belgelendirilebilen mazereti olmaksızın on gün içinde gelmemesi ve otuz gün içinde seçenek yaptırımın infazına başlanmaması hâlinde durum Cumhuriyet başsavcılığı aracılığı ile mahkemeye bildirilir. Kamuya Yararh Bir İşte Çalıştırılma

1

Demirbaş Timur, İnfaz Hukuku, Ankara, 2008, s.73.

3


Bu tedbir, rmhkûmun aldığı cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak şartıyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasıdır. CGTÎHK m. 105'de bu tedbirin nasıl uygulanacağı anlatılmıştır: Denetimli serbestlik ve yardım merkezleri, bölgelerinde bulunan bu tür kurumlardan hükümlüleri ne suretle çalıştırabileceklerine dair bilgi alırlar ve hizmetler listesini oluştururlar. Bu üsteler mahkemelere verilir. Mahkeme, bu listelerden uygun gördüğü hizmeti ve süresini hükümlüye önerir ve bunu reddetme hakkına sahip olduğunu hatırlatır. Diğer bir hapis cezasına hükmedildiğinde kamu yararına çalıştırma kararı verilemez. İki yıl veya daha az süre ile hapis cezasına mahkûm olanlardan, hükümlülük süresinin yarısını iyi hâlle geçirenlerin, istekleri bulunmak koşuluyla kendilerinin veya yasal temsilcilerinin veya Cumhuriyet Başsavcılığının istemi üzerine, mahkûmiyet sürelerinin geriye kalan yarısını kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına mahkemece karar verilebilir. Mahkeme kararında belirtilen çalışma esasları ile rejimlere uymama hâlinde, geri kalan ceza aynen çektirilir. Bu tedbir, Tüzük m.51/6'da ise şu şekilde düzenlenmiştir: a) Kamuya yararlı bir işte çalıştırma; hükümlünün, bir kamu kurumu veya kuruluşunda belirli hizmetlerde, mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla ücretsiz olarak çalıştırılmasıdır, b) Denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğü ya da bürosu, bölgesinde bulunan kamu kurum ve kuruluşlarında hükümlülerin ne suretle çalıştırabileceklerine ilişkin olarak bilgi alırlar ve hizmetler listesini oluştururlar. Bu listeler mahkemeye verilir. Mahkeme bu üstelerden uygun gördüğü hizmeti ve süresini hükümlüye önerir ve bunu reddetme hakkına sahip olduğunu hatırlatır, c) Diğer bir hapis cezasına hükmedildiğinde kamu yararına çalıştırma kararı verilemez, d) İki yıl veya daha az süre ile hapis cezasına mahkûm olanlardan, hükümlülük süresinin yarısını iyi hâlle geçirenlerin, istekleri bulunmak koşuluyla kendilerinin veya yasal temsilcilerinin veya Cumhuriyet başsavcılığının istemi üzerine, mahkûmiyet sürelerinin geriye kalan yarısını kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına mahkemece karar verilebilir, e) Çahşma süresinin hesabında hükümlünün çalıştığı kurumun bu konudaki mevzuatı esas alınır,

4


f) Kesinleşen kamuya yararlı bir işte çalışma yaptırımını içeren ilâm Cumhuriyet başsavcılığına verilir. Cumhuriyet başsavcılığınca ilâm, denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğü ya da bürosuna gönderilir. Bu birim tarafından, yapılacak tebligatta on gün içinde hükümlünün kararın infazı için başvurması istenir. Hükümlünün haklı, geçerli ve gerektiğinde belgelendirilebilen mazereti olmaksızın on gün içinde gelmemesi ve otuz gün içinde seçenek yaptırımın infazına başlanmaması hâlinde durum Cumhuriyet başsavcılığı aracılığı ile mahkemeye bildirilir. Uygulamada asıl mahkûmiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen adlî para cezası veya tedbirdir (TCK m.50/5). O halde gerek cezanın ertelenmesi ve gerekse tekerrür açısından hapis cezasının yerine çevrilmiş olan para cezasın veya tedbir esas alınır. Yine bundan sonra hükmolunan kısa süreli hapis cezasının zorunlu olarak adlî para cezası veya tedbirlerden birine çevrilmesi sırasında da önceki hükümlülüğün adlî para cezası ya da tedbir olduğu esas alınır. Hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet Savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek yaptırımın gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesi halinde, hükmü veren mahkeme kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verir ve bu karar derhal infaz edilir. Bu durumda, asıl mahkûmiyet çevrilen yaptırım değil, hapis cezasıdır. Hükmedilen seçenek tedbirin hükümlünün elinde olmayan nedenlerle yerine getirilememesi durumunda tedbir, hükmü veren mahkemece değiştirilir (TCK m. 50/7). Kısa Süreli Hapis Cezalarının Özel İnfaz Şekilleri Hapis cezaları sonuçları ağır olan bir yaptırımdır. Hürriyetin sınırlandığı, kişinin iş ve sosyal hayatından koparıldığı bir

cezadır.

Basit

bir

suçun böyle

bir yaptırımla

cezalandırılması cezanın amacına uygun düşmez. Kanun koyucu, bu olumsuzlukların önüne geçmek için kısa süreli hapis cezalarının özel infaz şekillerine yer vermiştir. Altı ay veya daha az süreli hapis cezası özel infaz usullüne göre çektirilebilir. Özel infaz usulüne tabi tutma hâkimin takdirindedir. Öte yandan cezanın özel infaz usulüne göre çektirilmesi kararı, henüz infaz başlamadan verilebileceği gibi infaza başlandıktan sonra da verilebilir (CGTÎHK m. 110/4).

5


Konutta înfaz Mahkûmiyete konu suç nedeniyle doğmuş zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesine dair hukukî sorumlulukları saklı kalmak üzere; kadın veya altmışbeş yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları altı ay, yetmiş yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları bir yıl, yetmişbeş yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları üç yıl veya daha az süreli hapis cezasının konutunda çektirilmesine hükmü veren mahkemece veya hükümlü başka bir yerde bulunuyorsa o yerde bulunan aynı derecedeki mahkemece karar verilebilir (CGTÎHK m. 110/2). Özel infaz usulüne karar verecek mahkeme, hükmü veren mahkeme veya hükümlü başka bir yerde bulunuyorsa o yerde bulunan aynı derecedeki mahkemedir (CGTİHK m. 110/1). Bu infaz usulünün gereklerine geçerli bir mazeret olmaksızın uyulmaması hâlinde, cezanın baştan itibaren infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir (CGTİHK m. 110/6). Verilen kararlara karşı itiraz yolu açıktır (CGTİHK m. 1.10/7).Cezanın özel infaz usulüne göre çektirilmesine karar verilenler hakkında koşullu salıverilme hükümleri uygulanmaz (CGTİHK m. 110/5). Konutta infaz, Tüzük m.52/2'de şu şekilde düzenlenmiştir: 1. Bu cezalara ilişkin ilâmlar, Cumhuriyet başsavcılıklarınca infazı amacıyla denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğü ya da bürosuna gönderilir ve cezalar bu birimler tarafından infaz edilir. 2. Konutta infaz hükümlünün mahkemeye beyan etmiş olduğu yerleşim yerinde yapılır. 3. Cezanın bu şekilde çektirilmesine karar verilenler hakkında koşullu salıverilme hükümleri uygulanmaz. 4. Cezaları konutta infaz edilen hükümlülerin meşru ve kabul edilebilir mazeretine binaen konuttan geçici süreli ayrılmayı gerektiren sebeplerin ortaya çıkması hâlinde, bu durum denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğü ya da bürosuna hükümlü tarafından yazılı olarak bildirilir. Talep, Cumhuriyet savcısı tarafından değerlendirilir, 5. Cezaları konutta infaz edilen hükümlülerin talepleri hâlinde konutlarının değiştirilmesine, Cumhuriyet savcısının talebi ile mahkeme tarafından karar verilebilir,

6


6. Hükümlünün konutta infazın gereklerine uyup uymadığı denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğü ya da bürosu tarafından değerlendirilir. Hükümlünün yükümlülüklere aykırı hareket etmesi hâlinde durum, Cumhuriyet başsavcılığına bildirilir. Hafta Sonu înfaz Altı ay veya daha az süreli hapis cezası her hafta cuma günleri saat 19.00'da girmek ve pazar günleri aynı saatte çıkmak suretiyle infaz edilmesine hafta sonu infaz denir (CGTİHK m. 110/1 a). Bu infaz türü Tüzük m.52/1 'de şu şekilde düzenlenmiştir: 1. Hükümlü, her hafta cuma günleri saat 19.00'da kuruma girmek ve pazar günleri de aynı saatte kurumdan çıkmak suretiyle cezası hafta sonları infaz edilir. 2. Bu hükümlüler, kurumlarda diğerlerinden ayrı yerlerde barındırılır. 3. Cezanın bu şekilde çektirilmesine karar verilenler hakkında koşullu salıverilme hükümleri uygulanmaz. Hükümlü, bu fıkrada belirtilen yükümlülüklere uymaması hâlinde, durum, kurum tarafından Cumhuriyet başsavcılığına bildirilir. Geceleri İnfaz Altı ay veya daha az süreli hapis cezası her gün saat 19.00'da girmek ve ertesi gün saat 07.00'de çıkmak suretiyle geceleri infaz edilebilmesine geceleri infaz denir (CGTİHK m. 110/1 b). Geceleri infaz Tüzük m.52/1 'de şu şekilde düzenlenmiştir: 1. Hükümlü her gün saat 19.00'da kuruma girmek ve ertesi gün de saat 07.00'de kurumdan çıkmak suretiyle cezası geceleri infaz edilir. 2. Bu hükümlüler, kurumlarda diğerlerinden ayrı yerlerde barındırılır. 3. Cezanın bu şekilde çektirilmesine karar verilenler hakkında koşullu salıverilme hükümleri uygulanmaz.

7


Hükümlü, bu fıkrada belirtilen yükümlülüklere uymaması hâlinde, durum, kurum tarafından Cumhuriyet başsavcılığına bildirilir. Adli Para Cezası TCK m.52/1 para cezasını, hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesi şeklinde tanımlamıştır. TCK para cezası yaptırımını adli para cezası olarak belirlemiştir. Bu terimin seçilmesinin gerekçesi, idari nitelikteki para cezasından farkının ortaya konulması şeklinde açıklanmaktadır. Buna göre adli para cezası yasada yazılı usule göre belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesi şeklinde tanımlanmaktadır (TCK m. 52/l;CGTÎHKm. 106). Adli para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yedi yüz otuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılmasıyla hesaplanır. Adli para cezasının seçimlik ceza olarak ön­ görüldüğü suçlarda bu cezaya ilişkin gün biriminin alt sınırı, o suç tanımındaki hapis cezasının alt sınırından az; üst sınırı da, hapis cezasının üst sınırından fazla olamaz." düzenlemesi getirilmiştir. Örneğin, hakaret suçunun cezası hapis cezası ya da adli para cezası olarak hükmedilebilir (TCK m. 125). Buna göre hâkim adli para cezasına hükmedecekse gün birimin altı sınırı üç aydan az, üst sınırı da iki yıldan fazla olamaz. Yine hükümde gün birimin sadece üst sınırı gösterilmiş ise alt sınır beş gün; alt sınır gösterilmiş üst sınır gösterilmemiş ise üst sınır yedi yüz otuz gün olacaktır. İlk önce 5 günden az, Kanunda aksi belirtilmeyen hallerde 730 günden fazla olmamak üzere birim gün sayısı belirlenir; daha sonra suçlunun ekonomik ve kişisel durumu göz önünde tutularak bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar bulunur. Bu miktar en az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olabilir (TCK m.52/2). Son olarak belirlenen bu iki rakam birbiriyle çarpılır. Öte yandan adlî para cezası için bir Türk Lirasının artakalanı hesaba katılmaz ve bu cezalar infaz edilmez (TCK m. 61/6). Hâkim kararında, adli para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktarı ayrı ayrı göstermek zorundadır (TCK m.52/3).

8


Hâkim, ya adli para cezasının tamamının ödenmesi için süre verir ya da adli para cezasının taksitler halinde ödenmesine karar verir. Hâkim, kişiye, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, adli para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere süre verebilir. Görüldüğü üzere hâkimin para cezasının ödenmesini erteleyebilmesi mümkündür. Hâkimin adli para cezasının belirli taksitler halinde ödenmesine karar verebilmesi de mümkündür. Bu durumda taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği belirtilir (TCK m. 52/4). Para cezası Cumhuriyet savcısı tarafından da takside bağlanabilir. Adli para cezası hâkim tarafından takside bağlanmamış ise, bir aylık süre içinde adli para cezasının üçte birini ödeyen hükümlünün isteği üzerine geri kalan kısmının birer ay ara ile iki eşit taksitte ödenmesine izin verilir, Taksitin süresinde ödenmemesi hâlinde, verilen ikinci takside ilişkin izin hükümsüz kalır (CGTÎHK m. 106/6). Adli para cezasını içeren ve kesinleşen ilam Cumhuriyet Başsavcılığına verilir (CGTİHK m. 106/2). Birden fazla kişinin birlikte suç işlemeleri veya bir kişinin birden fazla suç işlemesi halinde hükmolunacak para cezalarının her biri için Cumhuriyet Başsavcılığına ayrı ilâm gönderilir. Bundaki amacın cezaların miktarı farklı olabileceğinden, yanlışlık yapılmasını önlemek olduğu ifade edilmektedir. Cumhuriyet savcısı otuz gün içinde adli para cezasının ödenmesi için hükümlüye bir ödeme emri tebliğ eder (CGTİHK m. 106/2; İnfaz Tüzüğü m.56/2). Çağrı kâğıdı, hükümde gösterilen adrese tebliğ edilir. Hükümlü, adres değişikliklerini mahkemeye veya Cumhuriyet Başsavcılığına bildirmekle yükümlüdür. Aksi halde hükümde gösterilen adreste yapılan tebügat geçerlidir (CGTÎHK m. 20/3). Ancak, kurumda bulunan ve kanun hükümlerine göre vasi atanması zorunlu olan hükümlülere yapılacak tebligat, vasilerine yapılır (İnfaz Tüzüğü m.56/2). Şayet mahkeme tarafından adli para cezasının ödenmesi için mehil verilmişse, ödeme emri bu mehil dikkate alınarak gönderilmelidir. Hükümlü, ödeme emrinde belirtilen miktarı ödemelidir. Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarınca hapsedilir. (CGTÎHK m.106/3; İnfaz Tüzüğü m.56/6). Adli para cezasının hapse çevrileceği 9


mahkeme ilamında yazılı olmasa bile söz konusu hüküm Cumhuriyet Başsavcılığınca uygulanır (CGTİHK m. 106/5). Süresinde ödenmeyen para cezasına gecikme zammı uygulanamaz. Adli para cezası yerine çektirilen hapis süresi üç yılı geçemez. Birden fazla hükümle adli para cezalarına mahkûmiyet halinde bu süre beş yılı geçemez (CGTİHK m. 106/7). Bunun için hükümlünün mükerrer olması gerekmez. Tek bir ilâmda birden fazla adli para cezasına hükmedilen hallerde de, birden fazla hüküm var sayılır. Hükümlü, hapis yattığı günlerin dışındaki günlere karşılık gelen parayı öderse hapisten çıkartılır (CGTİHK m. 106/8). 5237 sayılı yeni TCK dışındaki yasalarda yer alan adlî para cezaları gün sistem ile belirlenmediğinden, bunların ödenmemesi halinde, hükümlüler bir gün yüz Türk Lirası hesabı ile hapsedilirler (İnfaz Tüzüğü m.56/11). Adli para cezasından çevrilen hapsin infazı ertelenemez ve bunun infazında koşullu salıverilme hükümleri uygulanamaz. Hapse çevrilmiş olmasına rağmen hak yoksunlukları bakımından esas alınacak olan adlî para cezasıdır (CGTİHK m. 106/9). Kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi durumunda söz konusu cezanın koşulları varsa ertelenebilmesi mümkündür (CGTİHK m. 106/9). Öte yandan, bu şekilde çevrilen adli para cezasının hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde ödenmemesi halinde, hükmü veren mahkeme kısa süreli hapis cezasının tamamen ya da kısmen infazına karar verir ve bu karar derhal infaz edilir (TCKm.50/6; CGTİHK m. 106/10). İnfaz edilen hapsin süresi, adli para cezasını tamamıyla karşılamamış olursa, geri kalan adü para cezasının tahsili için ilam, Cumhuriyet Başsavcılığınca mahallin en büyük mal memuruna verilir. Kalan adli para cezası bu makamlarca 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre tahsil edilir (CGTIHKm. 106/11). Çocuklar hakkında verilen adli para cezası ile kısa süreli hapis cezasından çevrilen adli para cezasının ödenmemesi halinde, bu cezalar hapse çevrilemez. Bu takdirde para cezasının tahsili için ilam, Cumhuriyet Başsavcılığınca mahallin en büyük mal memuruna verilir. Bu makamlarca 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre kalan adli para cezası tahsil edilir (CGTÎHK m. 106/4; İnfaz Tüzüğü m.56/3, 10).

10


PROF. DR. FÜSUN S O K U L L U - A K I N C I

INFAZ HUKUKU ADALET MESLEK YÜKSEK OKULU UZAKTAN EĞİTIM DERS N O T U

2011 İSTANBUL ÜNIVERSITESI HUKUK FAKÜLTESI

1


(4. H A P T A ) ÜÇÜNCÜ BÖLÜM CEZAEVLERİ VE TÜRLERİ

Ceza infaz kurumları, kapalı ceza infaz kurumları, açık ceza infaz kurumları ve çocuk eğitim evleri olmak üzere üç grupta incelenebilir. Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Kapalı ceza infaz kurumları, iç ve dış güvenlik görevlileri bulunan, firara karşı teknik, mekanik, elektronik veya fizikî engellerle donatılmış, oda ve koridor kapıları kapalı tutulan, ancak mevzuatın belirttiği hâllerde aynı oda dışındaki hükümlüler arasında ve dış çevre ile temasın

olanaklı

bulunduğu,

yeterli

düzeyde

güvenlik

sağlanmış

ve

hükümlünün

gereksinimine göre bireysel, grup hâlinde veya toplu olarak iyileştirme yöntemlerinin uygulanabileceği tesislerdir (CGTİHK m. 8). Kapalı ceza infaz kurumları il ve ilçelerde bulunur. Ağır ceza teşkilatı bulunan yerlerdekilere merkez, diğerlerine ilçe kapalı ceza infaz kurumu adı verilir. Ülkemizde kapalı ceza infaz kurumları aynı zamanda tutukevi görevini de yerine getirmekle birlikte, tutuklu ve hükümlüler ayrı yerlerde bulundurulur. Kapalı ceza infaz kurumları kapasitelerine ve mimari yapılarına göre sınıflandırılır. Mimari bir projeye uygun olarak yapılan infaz kurumlarına "tip ceza infaz kurumları" denirken, başka bir amaçla inşa edildikten sonra infaz kurumuna dönüştürülen kurumlara da "tipi olmayan ceza infaz kurumları" denir. Tip infaz kurumlarında bir standarda ulaşılması mümkün olabilmektedir. Tip ceza infaz kurumlarının A tipi, B tipi, C tipi, K tipi gibi örnekleri mevcuttur. Kapalı ceza infaz kurumları yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumları, kadın kapalı ceza infaz kurumları, çocuk kapalı ceza infaz kurumları ve gençlik kapalı ceza infaz kurumlan olarak ayrıma tabi tutulmaktadır. Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları 2


Yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumları, iç ve dış güvenlik görevlilerine sahip, firara karşı teknik, mekanik, elektronik ve fizikî engellerle donatılmış, oda ve koridor kapıları sürekli kapah tutulan, ancak mevzuatın belirttiği hâllerde aynı oda dışındaki hükümlüler arasında ve dış çevre ile temasların geçerli olduğu sıkı güvenlik rejimine tabi hükümlülerin bir veya üç kişilik odalarda barındırıldıkları tesislerdir. Bu kurumlarda bireysel veya grup halinde iyileştirme yöntemleri uygulanır (CGTİHK m.9/1). Bu infaz kurumlarında, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olanlar ile süresine bakılmaksızın, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek veya bu örgütün faaliyeti çerçevesinde, Türk Ceza Kanununda yer alan; İnsanlığa karşı suçlardan (madde 77, 78),Kasten öldürme suçlarından (madde 81, 82),Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan (madde 188), Devletin güvenliğine karşı suçlardan (madde 302, 303, 304, 307, 308),Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlardan (madde 309, 310, 311, 312, 313, 314, 315), mahkûm olanların cezaları infaz edilir. Bununla birlikte kurumların ihtiyacı karşılama bakımından yetersiz olması halinde, diğer kapalı ceza infaz kurumlarının yüksek güvenlikli bölümleri kullanılır (m.9/3). Eylem ve tutumları nedeniyle tehlikeli halde bulunan ve özel gözetim ve denetim altında bulundurulmaları gerekli olduğu saptananlar ile bulundukları kurumlarda düzen ve disiplini bozanlar veya iyileştirme tedbir, araç ve usullerine ısrarla karşı koyanlar bu kurumlara gönderilirler (m. 9/2). Toplam cezasının üçte birini bu kurumlarda geçirerek iyi hâl gösteren hükümlülerin, tutum ve kişiliklerine uygun diğer ceza infaz kurumlarına gönderilmelerine karar verilebilir (m.9/4). F tipi kapalı ceza infaz kurumlan yüksek güvenlikli infaz kurumlarına örnektir Kadın Kapah Ceza İnfaz Kurumları Kadın kapalı ceza infaz kurumları, kadın hükümlülerin hapis cezalarının infaz edildiği Kanunun 8 ve 9 uncu maddelerine göre kurulmuş kurumlardır. Bu kurumlarda iç güvenlik görevüleri kadınlardan oluşturulur (m. 10/1). Bununla birlikte bu maksatla kurulmuş kurumların ihtiyacı karşılama bakımından yetersiz olması halinde, kadın hükümlülerin hapis cezaları diğer kurumların, erkek hükümlülerin kaldığı bölümlerle bağlantısı olmayan bölümlerinde infaz edilir (m. 10/2). Çocuk Kapah Ceza İnfaz Kurumları

3


Çocuk tutukluların ya da çocuk eğitim evlerinden disiplin veya diğer nedenlerle kapalı ceza infaz kurumlarına nakillerine karar verilen çocukların barındırıldıkları ve firara karşı engelleri olan iç ve dış güvenlik görevlileri bulunan, eğitim ve öğretime dayalı kurumlardır (m. 11/1). On sekiz yaşını doldurmamış olan kişiler çocuk olarak adlandırılmaktadır (TCK m.6). On iki-on sekiz yaş grubu çocuklar, cinsiyetleri ve fizikî gelişim durumları göz önüne alınarak bu kurumların ayrı ayrı bölümlerinde barındırılırlar. Böylece bu yaş grubundaki çocuklar arasında istismar ve kötü muameleler en aza indirilmeye çalışılmaktadır. Bu hükümlüler, kendilerine özgü kurumun bulunmadığı hallerde kapalı ceza infaz kurumlarının çocuklara ayrılan bölümlerine yerleştirilirler. Kurumlarda ayrı bölümlerin bulunmaması halinde, kız çocukları kadın kapalı ceza infaz kurumlarının bir bölümünde veya diğer kapah ceza infaz kurumlarının kendilerine ayrılan bölümlerinde barındırılırlar. Bu kurumlarda çocuklara eğitim ve öğretim verilmesi ilkesine tam olarak uyulur. Gençük Kapah Ceza İnfaz Kurumları Gençlik kapalı ceza infaz kurumlan, cezanın infazına başlandığı tarihte on sekiz yaşını bitirmiş olup da yirmi bir yaşını doldurmamış genç hükümlülerin cezalarını çektikleri, eğitim ve öğretim esasına dayalı, firara karşı engelleri olan, iç ve dış güvenlik görevlileri bulunan kurumlardır (m. 12/1). Bu hükümlüler için ayrı bir kurum kurulamadığı takdirde, yukarıdaki fıkra kapsamındaki hükümlüler, diğer kapalı ceza infaz kurumlarının gençlere ayrılan bölümlerinde bu maddedeki esaslara göre barındırılırlar. Öte yandan yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumlarında infazı gereken suçlardan hüküm giymiş olan gençlerin cezaları, gençlik kapalı ceza infaz kurumlarının güvenlikli bölümlerinde yerine getirilir. Açık Ceza İnfaz Kurumları Açık ceza infaz kurumları, hükümlülerin iyileştirilmelerinde, çalıştırılmaları ve meslek edindirilmelerine öncelik verilen, firara karşı engelleri ve dış güvenlik görevlisi bulunmayan, güvenlik bakımından kurum görevlilerinin gözetim ve denetimi ile yetinilen kurumlardır (m. 14/1). Açık ceza infaz kurumları ihtiyaca göre ayrıca; Kadın açık ceza infaz kurumları, Gençlik açık ceza infaz kurumları, şeklinde kurulabilir. Öte yandan ilk kez suç işleyen ve iki

4


yıl veya daha az süreyle hapis cezasına hükümlü bulunanların cezaları doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilebilir (m. 14/3). Açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerden kınamadan başka bir disiplin cezası alanlar ve hükümlü oldukları suçtan başka bir fiilden dolayı haklarında tutuklama kararı veya soruşturma konusu olan suçun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı yedi yıldan az olmayan bir başka suçtan soruşturması veya böyle bir suçtan tutuksuz yargılaması devam etmekte olanlar ile yaş, sağlık durumu, bedensel veya zihinsel yetenekleri bakımından çalışma koşullarına uyum sağlayamayacakları saptananlar, kurum yönetim kurulunun kararı ile kapalı ceza infaz kurumlarına geri gönderilirler. Bu karar, infaz hâkiminin onayına sunulur (m. 14/4). Çocuk Eğitim Evleri Çocuk eğitim evleri; çocuk hükümlüler hakkında verilen cezaların, hükümlülerin eğitilmeleri, meslek edinmeleri ve yeniden toplumla bütünleştirilmeleri amaçları güdülerek yerine getirildiği tesislerdir. Bu kurumlarda firara karşı engel bulundurulmaz; kurum güvenliği iç güvenlik görevlilerinin gözetim ve sorumluluğunda sağlanır (m. 15/1). Kurum içinde veya dışında herhangi bir eğitim ve öğretim programına devam eden ve on sekiz yaşını dolduran çocukların, eğitim ve öğretimlerini tamamlaya- bilmeleri bakımından yirmi bir yaşını bitirinceye kadar bu tesislerde kalmalarına izin verilebilir (m. 15/2). Bu tesislerde bulunan çocuk hükümlüler, kural olarak, kapalı ceza infaz kurumlarına gönderilmezler. Ancak haklarında tutuklama kararı bulunanlar ve çocuk eğitim evlerinden disiplin veya diğer nedenlerle kapalı ceza infaz kurumlarına nakillerine karar verilen çocuklar istisnadır.

5


PROF. DR. FÜSUN S O K U L L U - A K I N C I

İNFAZ HUKUKU ADALET MESLEK YÜKSEK OKULU UZAKTAN EĞÎTIM DERS N O T U

2011 İSTANBUL ÜNİVERSÎTESİ HUKUK FAKÜLTESI

1


(5. H A F T A )

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM HÜKÜMLÜLERİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ

CGTİHK m.26 vd. maddelerde hükümlünün yüktirolülükleri sıralanmıştır. C-ezayı çekme, güvenlik ve iyileştirme programına uyma (m.26), sağlığın korunması kurallarına uyma (m.27). bina ve eşyanın korunması (28) ve hfikTimlülerin çalıştırılması (m. 29). Cezayı Çekme, Güvenlik ve İyileştirme Programma Uyma Hükümlü, hapis cezasının yerine getirilmesine katlanmak, bu amaçla düzenlenen infaz rejimine uygun tutum ve davranışlar içinde bulunmak ve ceza infaz kurumunun güvenlik ve iyileştirme programlarına tam bir uyum göstermekle yükümlüdür. Buna göre her ne amaçla olursa olsun, bilerek kendi yaşamlarım ve bedensel bütünlüklerini tehlikeye düşürecek eylemlere girişmeleri, cezanın yerine getirilmesine katlanma yükümlülüğünün ihlali sayılır. Sağlığın Korunması Kur allar ma Uyma Hükümlü, sağlığının korunması ve salgın hastalıkların önlenmesi için gerekli ve alınmış tedbirlere uymak, kişi sağlığı için tehlike doğuran durumları gecikmeksizin kurum yönetimine bildirmek, kendi ve içinde yaşadığı ortamın temizliğine uygun davranışlar göstermek zorundadır. Yine hem kendi, hem de diğer hükümlülerin sağlığmı tehlikeye düşürebilecek eylemlerden kaçınmakla yükümlüdür. Bina ve Eşyanm Korunması Hükümlü, barındırıldığı odayı, kurum binasını, yönetimce kendisine bırakılan şeyleri düzenli bir biçimde kullanmak ve bunlarla diğer kişilere ait eşyayı özenle korumakla yükümlüdür. Hükümlüler, kurumlarda yaşamları sırasında, kanunlarla belirtilen esas ve kurallara uymak zorundadır. Hükümlülerin, kurum içindeki yaşamları sırasında ayrıca dikkat etmeleri gereken kurallar İnfaz Tüzüğü m. 83'de sıralanmıştır:

2


a) Hükümlüler, iş atölyelerinde, eğitim yerlerinde, ortak faaliyetlerin sürdürüldüğü diğer ortamlarda ve kalmakta oldukları mekânlarda yatma saatinden sonra başkalarını rahatsız edecek şekilde konuşamaz. b) Hükümlüler yazı, resim ve işaretlerle yapılan gizli münasebetler ve ahlâka aykırı söz ve hareketlerde huhınamaz. Parola mahiyetinde anlaşılmaz sözler kullanamaz. c) Hükümlüler birbirlerine karşı dürüst davranmak zorundadır. Diğerleri üzerinde hiçbir surette nüfuz icra edemez. d) Hükümlüler, yatılan yerlerde, atölyelerde, yemekhanelerde ve eğitim kurumlarında sigara içemez. Ancak; gündüzleri havalandırma bölümlerinde, geceleri ise, kalınan mekânların uygun bölümlerinde ayrılan yerlerde ve pencereler açılmak suretiyle sigara içilebilir. e) Hükümlülerin kumar niteliğinde olan oyunları oynaması yasaktır. Kumar niteliğine haiz olmamak şartı ile hangi oyunlara izin verilebileceği iç yönetmeliklerde gösterilir. f) Hükümlüler alkollü içkiler içemez, uyuşturucu, uçucu ve uyarıcı maddeler kullanamaz. g) Hükümlüler, kuruma veya diğer hükümlülere ait eşyayı izinsiz olarak alamaz ve bunları tahrip edemez. h) Hükümlüler, kurumun eşyasını veya aletlerini kullanıma sunuldukları işlerden başka İşlerde kullanamaz. ı) Hiilfiimliiler. yaşadıkları, çalıştıkları ve ortak etkinliklerde bulundukları mekanların temizliğini yapmak zorundadır. Hükümlülerin Çalıştırılması Türk infaz hukuku sisteminde hükümlünün çalışma zorunluluğu bulunmaz. Kurum hekimi tarafından ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı olduğu belirlenen meslek sahibi olmayan hükümlüler ile meslek sahibi olan istekliler, kurum imkânları ölçüsünde belirlenen ücret karşılığında atölye veya iş yurtlarında çalıştırılabilirler (CGTİHK m.29/1). Çalıştırmanın amacı, hükümlülerin salıverilmelerinden sonra yaşamlarını sürdürecek meslek ve sanatları öğrenmelerini sağlamak, çalışma ve üretme isteklerini geliştirmek veya 3


güçlendirmektir. Çalıştırmada hükümlünün yeteneği, becerisi, eğilimi, zihinsel ve bedensel durumları göz önünde bulundurulur (CGTİHK m. 29/2). Açık ceza infaz kurumlarında bulunanlar ile kapalı ceza infaz kurumlarında bulunup da açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanmış hükümlüler, kurum dışındaki iş alanlarında çalıştırılabilirler. Açık ceza infaz kuramlarında bulunanlar ceza infaz kurumu görevlileri gözetiminde, kapalı ceza infaz kurumunda bulunanlar ise iç ve dış güvenlik görevlilerince ahnacak tedbirler altında çahştınlırlar. Açık kurumlarda bulunanlar ile kapalı kurumlarda bulunup da açık kuruma ayrılmaya hak kazanmış hükümlüler, kurum dışındaki iş alanlarında çalıştırılabilir. Açık kurumda bulunanlar, kurum görevlileri gözetiminde; kapak kurumda bulunanlar ise, iç ve dış güvenlik görevlilerince alınacak tedbirler altmda çalıştırılır. Kapalı kurumda bulunan hükümlülerden, açık kuruma ayrılmaya hak kazanmış ve haklarında açık kuruma ayrılma konusunda idare ve gözlem kurulunca karar alınmış olanlar, açık kuruma nakil istememeleri hâlinde kurum dışındaki adalet hizmetine tahsis edilen yerlerde iç güvenlik görevlileri nezaretinde çalıştırılabilir. Çocuk eğitim evlerinde bulunan hükümlülerin, kurum dışında çalıştırılmaları sırasında kurum görevlilerinin gözetim ve muhafazası aranmaz. İş alanlarına sahip kuruluşların hükümlü çalıştırmaları teşvik olunur. İnfaz Tüzüğü m.98'de kurum içinde ve kurum dışında çalıştırmada uygulanacak ilkeler şöyle sıralanmıştır: (1) Hükümlüler, kurumlarm içinde veya dışmda iş yurduna ait atölye, tesis ve benzeri üniteler ile kurum dışındaki başka işyerlerinde çalıştırılabilirler. Bu çalışmalarına karşılık hükümlülere iş yurtları kurumu yüksek kurulunca belirlenen ücret ödenir. Açık kurumlardaki hükümlülerden iş temin edildiği halde çahşmayanlar, İşi savsaklayanlar, boykot edenler, sürekli

hastalığı

sebebiyle

çalışamayacak

durumda

olanlar ve

düzenine

uyum

sağlayamayanlar, iş yurdu yönetim kurulu kararı ve infaz hâkiminin onayı ile kapalı kurumlara iade edilirler. (2) Hükümlüler kurum dışında kendi işyerlerinde veya üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımlarına ait iş yerlerinde çalıştırılamazlar. Bu tür işyerlerinde çalıştığı tespit edilen hükümlüler birinci fıkra hükümlerine göre kapalı laıruma iade edilir. Gerekli özeni göstermeyen idareciler hakkında da yasal işlem yapılır.

4


(3) Kurum dışında çahştınlma işveren veya temsilcisi ile iş yurdu bulunan kurumlarda iş yurdu müdürü, iş yurdu bulunmayan kurumlarda ise mahalli Cumhuriyet başsavcısının imzaları ile düzenlenen protokol çerçevesinde gerçekleştirilir.

Protokolde ücret, çalışma

saatleri, ulaşım, iaşe, güvenlik, protokolün süresi ve diğer hususlar düzenlenir. Hükümlülere verilecek ücret, on altı yaştan büyükler için uygulanan asgari ücretten aşağı olamaz. Protokol, onay için İş yurtları Kurumu Daire Başkanlığına gönderilir. (4) Hükümlüler en az iki kişiden oluşan ekipler halinde çalıştırılır. (5) Kurum dışında çalışan hükümlülerin çalışma güvenliği işverence sağlanır. İş kazalarının ve meslek hastalıklarının yasal yükümlülüğünden işveren sorumludur. (6)

Kurum

dışında

çalıştırılan

hükümlülerin,

çalıştıkları

işyerlerinde

gece

barındırılmalarına izin verilmez. Çalışılan yer kurumlarına yakınsa, geceleri kurumlarına dönmeleri zorunludur. Kurumların bulunduğu yerin dışında bir işyerinde çalıştırılan hükümlülerin gece barmdırılmaları, çalıştıkları yere en yakın açık kurumda, bulunmadığı takdirde kapalı kurumun hükümlü ve tutuklularla irtibatı olmayan bir bölümünde sağlanır. Çocuk hükümlülerin çalıştırılması yalnızca meslek eğitimine yönelik olur. Öğretim kurumlarına veya örgün eğitime devam eden çocuk ile genç hüldimlüler, öğretim yılı içinde atölye ve işyerlerinde çalıştırılmazlar (CGTİHK m. 29/3). Öte yandan çocuk eğitim evlerinde bulunan hükümlülerin, kuram dışında çalıştırılmaları sırasında kurum görevlilerinin gözetimi ve muhafazası aranmaz (CGTİHK m 30). Kurum yönetimi, cezasmm en az bir yılını iyi halli olarak çekmiş bulunan hükümlüleri, durumlarına uygun kurum içi hizmetlerde çalıştırabilir. Çocuk hükümlüler, kendi yaşam alanları veya eğitsel amaçlar dışında çalıştırılamazlar.

Bununla birlikte,

hükümlü,

yöneticilerin ve görevlilerin kişisel işlerinde çahştırılamaz (CGTİHK m.31). Çalışan hükümlülere ürettiklerinden elde edilen gelirden, çalışmaları karşılığı ücret ödenir ve bu hükümlüler sosyal haklardan yararlandırılırlar. Sosyal güvenlik kurumlarına tabi olanlar ile bunların hak sahiplerine yapılan her türlü yardım ve giderler, kendi mevzuatları çerçevesinde ilgili sosyal güvenlik kurumunca karşılanır (CGTİHK).

5


PROF. DR. FÜSUN S O K U L L U - A K I N C I

INFAZ HUKUKU ADALET MESLEK YÜKSEK OKULU UZAKTAN EĞİTIM DERS N O T U

2011 ISTANBUL ÜNIVERSITESI HUKUK FAKÜLTESI

ı


(6. H A F T A )

BEŞİNCİ BÖLÜM HÜKÜMLÜLERİN HAKLARI

1982 Anayasasında "kimsenin insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamayacağı" açıkça ifade edilmiştir. Benzer düzenleme AİHS m. 3'de işkence, insanlık dışı veya onur kırıcı ceza ve muamele yasağı şeklinde ifade edilmektedir. Özellikle hapis cezaları özgürlükleri ciddi şekilde sınırlamaktadır. Ancak infaz sistemi insanlık onuruna yakışır bir şekilde oluşturulmalıdır. Hükümlü hakları, savunma hakkı, özel hayat ve kişilik hakları, bilgi edinme hakkı, keyfi-kötü muamele ve işkence görmeme hakkı, haberleşme hakkı, ayrımcılık yasağı, ibadet hakkı, sağlık hakkı, dış dünya ile bağlantı kurma hakkı, müdafi ile görüşme hakkı, din ve inanç özgürlüğü, ifade özgürlüğü, bilimden yararlanma ve sanat hakkı, aile ile ilgili hakları, haberleşme özgürlüğü, kanun yollarına başvurma hakkı şeklinde sıralanabilir. Savunma Hakkı Hükümlü, avukatı ve noter ile görüşme hakkında sahiptir. Hükümlünün avukatı ile vekâletnamesi olmaksızın görüşmesi de mümkündür. Buna göre hükümlü, avukatlık mesleğinin icrası çerçevesinde avukatları ile vekâletnamesi olmaksızın en çok üç kez görüşebilme hakkına sahiptir. Avukat ve noter ile görüşme, meslek kimliklerinin ibrazı üzerine, tatil günleri dışmda ve çalışma saatleri içinde, bu iş için ayrılan görüşme yerlerinde, konuşulanların duyulamayacağı, ancak güvenlik nedeniyle görülebileceği bir biçimde yapılır. Avukatlar, vekâletnameleri olsa da aynı anda birden fazla hükümlü ile görüşme yapamazlar. Avukatların savunmaya ilişkin belgeleri, dosyaları ve müvekkilleri ile yaptıkları konuşmaların kayıtları incelemeye tâbi tutulamaz. Yabancı ülkelerde haklarında soruşturma veya kovuşturma yapılmakta olan, yabancı ülke veya uluslararası yargı mercilerinde dava açmak isteyen, leh veya aleyhine açılmış davası olan Türk vatandaşı veya yabancı uyruklu hükümlülerle yabancı uyruklu avukatları, bu soruşturma ve kovuşturma, açılacak veya açılmış davalarla sınırlı olmak ve vekâletname 2


sunmak koşuluyla görüşebilirler.

Vekâletnamesi olmayan yabancı uyruklu avukatlar,

hükümlü ile Türkiye barolarına kayıtlı bir avukatla birlikte görüşme yapabilirler. Kültür ve sanat etkinliklerine katılma, ifade özgürlüğü Ceza infaz kurumlarında, olanaklar çerçevesinde, kültürün ve sanatın çeşitli dalları ile ilgili programlar hazırlanır ve hükümlülerin bunlara katılmaları teşvik edilir. Bu programların temel hedefi, hükümlülerin ifade yeteneklerini geliştirmelerini ve bilgilerini artırmalarını sağlamaktır. Kurumun kültür ve sanat programları, Adalet Bakanlığınca belirlenen esaslara göre ku­ rum en üst amiri tarafından düzenlenir. Bu maksatla Devletin kültür ve sanat işleriyle görevli kuruluşlarından gerekli yardımlar için başvurulur. Hükümlülerin ifade özgürlüğü çerçevesinde gerçekleştirebilecekleri yaym etkinlikleri de mümkün olup buna ilişkin çalışmalar kurumda çalışma esaslarmı düzenleyen hükümlere ve bu husustaki koşullara bağlıdır. Kütüphaneden yararlanma Ceza infaz kurumlarında, kurumun büyüklüğüne göre, kütüphane veya kitaplık yer alır. Kurumlarda eğitim faaliyetleri çerçevesinde verilen derslere kaynaklık edecek kitaplarm yanı sıra olanaklar ölçüsünde hükümlülerin boş zamanlarını değerlendirmelerini, okuma alışkanlığı edinmelerini ve kültür bakımından ufuklarını geliştirmelerini sağlayacak kitaplar da bulundurulur. Kütüphane hizmeti, imkânı bulunmayan kurumlar için gezici kitaplıklarla da yerine getirilebilir. Süreli veya süresiz yayınlardan yararlanma hakkı Hükümlü, mahkemelerce yasaklanmamış olması koşuluyla süreli ve süresiz yayınlardan bedelini ödeyerek yararlanma hakkına sahiptir. Resmî kurumlar, üniversiteler, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile mahkemelerce yasaklanmamış olması koşuluyla Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanman vakıflar ve kamu yararına çalışan dernekler tarafından çıkartılan gazete, kitap ve basılı

3


yayınlar, hükümlülere ücretsiz olarak ve serbestçe verilir. Eğitim ve öğretimine devam eden hükümlülerin ders kitapları denetime tabi tutulamaz. Ancak kurum güvenliğini tehlikeye düşüren veya müstehcen haber, yazı, fotoğraf ve yorumları kapsayan hiçbir yaym hükümlüye verilmez. Telefonla görüşme hakkı Kapalı kurumda bulunan hükümlüler, belgelendirmeleri koşuluyla eşi, üçüncü dereceye kadar kan ve kaym hısımları ve vasisi ile telefon görüşmesi yapabilirler. Hükümlüler, haberleşme veya iletişim araçlarından yoksun bırakılma veya kısıtlama cezası ile hücreye koyma cezasmm infazı sırasında olmamak koşuluyla, idarenin kontrolünde bulunan ve kurumun uygun yerlerine yerleştirilen telefonları kullanabilirler. Disiplin cezaları olsa bile, anne, baba, eş, çocuk ve kardeşlerin ölüm veya ağır hastalıkları veya doğal afet hâllerinde, hükümlülerin telefon görüşme hakları hiçbir şekilde engellenemez. Açık ve kapalı kurumlardaki hükümlüler; altsoy, üstsoy, eş ve kardeşlerinin ölüm, ağır hastalık veya doğal afet hâllerinde, kuruma ait telefon ve faks cihazından derhâl yararlandırılır. Bu halde, yapılan telefon konuşmaları o haftaya ait konuşma hakkından sayılmaz. Görüşmeler, tutanak ile belgelenir ve tutanaklar özel bir dosyada saklanır. Hükümlüler, telefon görüşmesi hakkına sahip oldukları konusunda bilgilendirilir. Kurum personeü hükümlülere tahsis edilen telefonları kullanamaz. Hükümlülerin telefonla görüşme gün ve saatleri, kurumda bulunan telefon adedi, başvuru sırası, kurumun asayiş ve güvenliği dikkate alınarak idare tarafından belirlenir. Hükümlüler görüşebilecekleri yakınlarından bir veya birden fazla kişi ile haftada bir kez ve bir telefon numarasıyla bağlantı kurarak kesintisiz görüşme yapabilir. Herhangi bir nedenle görüşme gerçekleşememişse daha önceden bildirilen numaralardan bir diğeriyle görüşebilir. Konuşma süresi görüşme başladığı andan itibaren on dakikayı geçemez. Ancak tehlikeli hükümlü oldukları idare ve gözlem kurulu tarafından belirlenen hükümlüler onbeş günde bir kez olmak ve on dakikayı geçmemek üzere sadece eşi, çocukları, annesi ve babası ile görüşebilir. Hükümlünün, kurumun güvenliğini tehlikeye düşüren, suç oluşturan veya bir suça azmettirme ya da yardım etme sonucunu doğurabilecek konuşmalarda bulunduğu dinleme

4


sırasında belirlendiğinde, görüşme derhal kesilir. Bu halde hükümlü hakkında adli veya idari soruşturmaya esas olacak işlemler kurum en üst amiri tarafından yapılır. Suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgütün yöneticiliğini yapmaya devam eden, bu konuda herhangi bir yöntemle, kurum içi veya dışındaki kişilere talimat veya mesaj veren hükümlülere idare ve gözlem kurulu kararıyla telefon görüşmesi hiçbir şekilde yaptırılmaz. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan hükümlüler, idare ve gözlem kurulunun uygun gördüğü hallerde ve onbeş günde bir olmak üzere eşi, altsoy ve üstsoyu, kardeşleri ve vasisi ile on dakikayı geçmemek üzere görüşebilir. Telefonla görüşme ücreti, görüşmeyi yapan hükümlü tarafından karşılanır. Görüşme için kullanılan telefon kartları kurum kantininde satılır. Müdürü bulunmayan kurumlarda telefon kartları, ücreti hükümlülerden alınmak koşuluyla görevli memurlar tarafından temin edilir. Hükümlü bu maddede belirtilen telefonla görüşme hakkını kullanabilmek için "Telefon Görüşme Formu" doldurur. Bu formda; telefon görüşmesi yapmak istediği kişiler ve bunlarla olan yakınlık derecesini, görüşme yapmak istediği sabit, cep telefon numaraları ile yurtdışı telefon numarasını, telefon görüşmesi yapacağı yakınlarının açık adreslerini belirtir ve gerekli belgeler eklendikten sonra idareye verir. İdare gerekli gördüğü takdirde gideri hükümlüden alınmak koşuluyla formdaki bilgilerin doğruluğunu araştırabilir. Telefon görüşme formunda yer alan bilgilerde değişiklik olması halinde hükümlü yeni bir form düzenleyerek idareye bildirir.

Hükümlü tarafından formda gösterilmemiş olan kişilerle telefon görüşmesi

yaptırılmaz. Hükümlünün formda belirttiği bilgiler varsa değişiklikler deftere kaydedilir. Bu deftere, ayrıca telefon görüşmesi yapmak isteyen hükümlünün haberleşme veya iletişim araçlarmdan yoksun bırakılma veya kısıtlama cezası olup olmadığı ve varsa hücreye koyma cezasmın infazına başlanıp başlanmadığı yazılır. Defter, bu işle görevlendirilmiş ikinci müdürün kontrolünde güvenlik ve gözetim servisi tarafından tutulur. Defterin sayfaları numaralanır ve mühürlenir; kaç sayfadan ibaret olduğu kurum müdürü tarafından tasdik olunur. Defterler, her an denetime hazır hâlde bulundurulur. Telefonla konuşmak isteyen hükümlüler, "Telefon Görüşme İstek Formu" doldurarak idareye verir. Bu formlar, hükümlü telefon görüşme defteri ile karşılaştırılır. Telefonla 5


görüşmeye engel hâlleri bulunmayan hükümlülerin isim listesi bu işle görevli ikinci müdür tarafından kontrol ve tasdik edilerek infaz ve koruma başmemurluğuna verilir. Müdürü bulunmayan kurumlarda bu işlem infaz ve koruma başmemuru tarafından yapılır. Telefon görüşmesi yapmak isteyen hükümlünün bu görüşmeyi yapmasına engel bir hâli bulunması hâlinde bunun sebepleri gerekçelendirilmek suretiyle tutanağa yazılır ve bu tutanağın içeriği hükümlüye bildirilerek dosyasına konulur. Konuşma sırası gelen hükümlünün kurum içindeki tehlikelilik durumu da dikkate alınarak gerekli güvenlik önlemleri alınmak suretiyle telefon görüşmesi yapılacak yere getirilir. Hükümlü, öncelikle konuşmasına kendi adını ve soyadını söyleyerek başlar. Görüştüğü karşıdaki kişiye, adını, soyadını ve telefon numarasını tekrar etmesini isteyerek konuşmasma devam eder. Bu işlemin yapılması zorunlu olup, konuşma bittikten sonra, telefon görüşme istek formunun konuşmanın yapıldığına ilişkin bölümü doldurulur, konuşmayı yapan hükümlü ve görevli memur tarafından imzalanır. Bu formdaki bilgiler, deftere kaydedilmek üzere güvenlik ve gözetim servisine verilir. Hükümlülere dışarıdan telefon açılmak suretiyle görüşme yaptırılmaz.

Telefon

görüşmeleri Türkçe yapılır. Ancak, hükümlünün Türkçe bilmemesi veya görüşeceğini bildirdiği yakınının mahallinde yaptırılacak araştırma ile Türkçe bilmediğinin tespit edilmesi halinde, konuşmanın yapılmasına izin verilir ve konuşma kayda alınır. Kayıtların incelenmesi sonucu, konuşmanın suç teşkil etme ihtimali olan faaliyetler için kullanıldığının anlaşılması durumunda, bir daha hükümlünün aynı yakını ile Türkçeden başka bir dille konuşmasına izin verilmez. Yabancı uyruklu hükümlülerin görüşmeleri için bildirdiği telefon numaralarının, bildirilen kişilere ait olup olmadığı, ayrıca; görüşmek istenen kişinin, belirtilen kişi olmadığı yönünde bir şüphe bulunması hâlinde, ilgili konsolosluk makamlarından bilgi istenir. Görüşme yapılması talep edilen telefon numaralarmm kime ait olduğunu gösteren, yetkili makamlarca düzenlenmiş resmî evrakın Türkçe tercümesi, hükümlünün yasal temsilcisi veya yakınları tarafından da ibraz edilebilir. Hükümlüler, açık ve kapalı kurumlarda, çocuk eğitim evlerinde araç telefonu, telsiz telefon veya cep telefonu ve benzeri iletişim araçlarını bulunduramaz ve kullanamaz.

6


Açık kurumlar ile çocuk eğitim evlerinde bulunan hükümlüler, ücretli telefonlarla serbestçe görüşme yapabilirler. Çocuk hükümlülerin telefonla konuşması hiçbir şekilde kısıtlanamaz ve engellenemez. Hükümlünün radyo, televizyon yayınları ile internet olanaklarından yararlanma hakkı Hükümlü, kurumlarda merkezi yayın sistemi bulunduğu takdirde bu sisteme bağlı olarak radyo ve televizyon yayınlarını izleme hakkına sahiptir. Merkezi yaym sistemi bulunmayan

kurumlarda,

yararlı

olmayan

yayınların

izlenmesini

ve

dinlenmesini

engelleyecek önlemler alınmak suretiyle bağımsız anten kullanılarak televizyon ve radyo izlenmesine ve dinlenmesine izin verilir. Bu cihazlar, bedeli kendisi tarafından ödenmek koşuluyla hükümlü adma kurumca satın alınır. Dışardan gelenler tarafından getirilen radyo, televizyon ve bilgisayarlar kuruma alınmazlar. Kapalı ve açık kurumlar ile çocuk eğitim evlerinde ancak, eğitim ve iyileştirme programları çerçevesinde kurum yönetimince belirlenen yerlerde görsel ve işitsel eğitim araç ve gereçlerinin kullanımma izin verilebilir. Eğitim ve iyileştirme programları gerekli kıldığı takdirde

denetim altmda

internetten yararlanılabilir.

Hükümlü,

odasmda bilgisayar

bulunduramaz. Ancak, Bakanlığın uygun görmesi halinde eğitim ve kültürel amaçlı olarak bilgisayarın kuruma alınmasına izin verilebilir. Bu haklar, idare ve gözlem kurulu kararı ile tehlikeli hükümlü oldukları saptananlar veya örgüt mensubu hükümlüler bakımından kısıtlanabilir. İşlediği suçun nitelik ve işleniş biçimi göz önüne alındığında, toplum için ciddi bir tehlike oluşturan, kurumdaki tutum ve davranışlarıyla, suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgütün yöneticiliğini yapmaya devam eden, bu konuda herhangi bir yöntemle, kurum içi veya dışındaki kişilere talimat veya mesaj veren hükümlülerin, idare ve gözlem kurulu kararıyla televizyon yaymlarmı izlemesine ve bilgisayar ile internetten yararlanmasına izin verilmez. Hükümlünün mektup, faks ve telgrafları alma ve gönderme hakkı Hükümlü, kendisine gönderilen mektup, faks ve telgrafları alma ve ücretleri kendisince karşılanmak koşuluyla, gönderme hakkına sahiptir. Hükümlü tarafından gönderilen ve kendisine gelen mektup, faks ve telgraflar; mektup okuma komisyonu bulunan kurumlarda bu komisyon, olmayanlarda kurumun en üst amirince denetlenir. 7


Kurumun asayiş ve güvenliğini tehlikeye düşüren, görevlileri hedef gösteren, terör ve çıkar amaçlı suç örgütü veya diğer suç örgütleri mensuplarının örgütsel amaçlı olarak haberleşmelerine neden olan, kişi veya kuruluşları paniğe yöneltecek yalan ve yanlış bilgileri, tehdit ve hakareti içeren mektup, faks ve telgraflar hükümlüye verilmez. Hükümlü tarafından yazılmış ise gönderilmez. Hükümlü tarafından resmî makamlara veya savunması için avukatına gönderilen mektup, faks ve telgraflar denetime tabi değildir. Dışarıdan gönderilen hediyeleri kabul etme hakkı Kapalı kurumlardaki hükümlü, mensup olduğu dinin bayram günlerinde, yılbaşında ve nüfus kaydmda belirtilen doğum günlerinde dışardan gönderilen ve kurum güvenliği için tehlikeli olmayan hediyeyi, bazı şartlar altında kabul edebilir. Hükümlü hediye olarak ancak kitap veya giyim eşyası kabul edebilir. Hediye, ziyaretçi tarafından verilebileceği gibi posta veya kargo yolu ile de gönderilebilir. Gönderilen eşya, güvenlik kontrolünden geçirilir. Kurumlarda bu amaçla "Hediye Kayıt Defteri" tutulur. Bu defterde, hediye olarak gönderilen eşyanın nitelikleri ve miktarı, hediyenin kuruma gönderiliş, geliş ve hükümlüye tesüm tarihleri, hediyeyi gönderenin, alıcının veya getirenin kimlik bilgileri, posta veya kargo yoluyla gelmediyse getirenin imzası, hediyenin hükümlü tarafından teslim alındığına ve tesüm edildiğine dair hükümlü ve görevli memurun imzası bulunur. Kişi, kurum veya kuruluşlar tarafından hükümlülere dağıtılmak üzere dışarıdan toplu olarak getirilen veya gönderilen hediyelerin dağıtımında Cumhuriyet başsavcılığının izni aranır. Bir kişiden aynı tarih için bir kez hediye kabul edilebilir. Kurumda annesiyle birlikte kalan çocuklara, durumlarına uygun gıda maddesi, ihtiyaca uygun eşya ile kuruma girmesi yasak olan eşyaların oyuncakları hariç olmak üzere diğer oyuncaklar hediye olarak gönderilebilir veya verilebilir. Açık kurumlar ile çocuk eğitim evlerinde barındırılan hükümlülere gönderilecek hediyelerin cins ve miktarı kurum müdürü tarafından belirlenir. Din ve vicdan özgürlüğü Hükümlü, kurumda, mensup bulunduğu dinin ibadetlerini, düzeni bozmayacak ve çahşmayı engellemeyecek biçimde serbestçe yerine getirebilir ve ibadette kullanılan eşyayı,

8


dini yaşamı bakımından zorunlu olan kitap ve eserleri temin ve bulunduğu yerlerde muhafaza edebilir. Hükümlünün, mensup bulunduğu dinin görevlilerince ziyaret edilmesine ve onlarla iletişim kurmasına, kurum güvenliğini tehlikeye düşürmemek koşuluyla izin verilir. Hükümlülere Verilen İzinler ve Hükümlülerin Nakli Cezaların infazının amaçlarından biri de hülcümlüleri topluma kazandırmaktır. Bu amaç doğrultusunda infaz rejimi şekillendirilmektedir. Bu amacı destekleyen uygulamalardan biri de infazın gevşetilmesidir. infazın gevşetilmesi uygulamalarından biri de hükümlülere verilen izinlerdir. Yüksek güvenlikli kurumlarda bulunanlar dışındaki hükümlülere mazeret izni, özel izin veya iş arama izni verilebilir. İzinde geçen süreler hükümlülükte geçmiş sayılır. Mazeret İzni Mazeret izni iki ayrı koşulda verilebilir. Belli bir sürenin iyi halle geçirilmiş olması koşuluna bağlı olarak verilebileceği gibi infaz kurumunda geçirilen süreye bakılmaksızın da verilebilir. Belli Bir Sürenin İyi Halle Geçirilmiş Olması Koşuluna Bağlı Olarak Verilen Mazeret İzni Hükümlülük süresinin beşte birini iyi halle geçirmiş olanlara hükümlünün isteği ile bu izin verilebilir. Ana, baba, eş, kardeş veya çocuğunun ölümü nedeniyle ceza infaz kurumu en üst amirinin önerisi ve Cumhuriyet Başsavcılığının onayı ile izin verilebilir. Yine ana, baba, eş, kardeş veya çocuklarından birisinin yaşamsal tehlike oluşturacak önemli ve ağır hastalık hallerinin veya deprem, su baskmı, yangın gibi felaketler nedeniyle zarara uğradıklarının belgelendirilmesi koşuluyla kurum en üst amirinin görüşü, Cumhuriyet Başsavcıhğmm önerisi ve Adalet Bakanlığmm onayı ile yol dışında on güne kadar mazeret izni verilebilir (m.94/1). Gidilecek mesafe göz önünde bulundurularak gidiş geliş için toplam dört günü geçmemek üzere yol izni verilir (İnfaz Tüzüğü m. 138/2). Koşulları bulunsa dahi mazeret izni verilmesi zorunlu değildir. İnfaz Kurumunda Geçirilen Süreye Bakılmaksızın Verilen Mazeret İzni 9


infaz kurumunda geçirilen süreye bakılmaksızın da hükümlüye mazeret izni verilmesi mümkündür. Buna göre tehlikeli hükümlüler hariç olmak üzere, hükümlünün, kurumun bulunduğu il sınırları içinde olmak ve dış güvenlik görevlisinin refakatinde bulunmak şartıyla, talebi ve Cumhuriyet Başsavcısının onayı ile ana, baba, eş, kardeş ve çocuk cenazesine katılmasına ölümün ve ölen kişiyle yakınlığının belgelenmesi kaydıyla izin verilebilir (CGTİHKm.94). İzin verilmesi sırasında dikkat edilecek hususlar İnfaz Tüzüğü m.

138/4'da

belirtilmiştir: Gidilecek yerin yol ve hava şartlarının uygun olması gerekir. Hükümlünün iznini geçireceği yere gitmesinde sakınca olup olmadığına ilişkin, gideceği yerde bulunan kolluk görevlilerine tahkikat yaptırılır. Hükümlü ile hasta olduğu belirtilen kişi arasmdaki yakınlık derecesinin nüfus idaresinden alınacak kayıt ile belgelendirilir. Hastalığı belgeleyen resmi raporun, biri hastalığın uzmanı olmak üzere en az iki uzman hekim tarafından imzalanmış olması gerekir. Ölüm ve ölen kişiyle yakınlığının resmi belge ile tespit edilir. Deprem, su baskmı, yangm gibi felâketler nedeniyle verilecek mazeret izinlerinde söz konusu mazeretin, Cumhuriyet başsavcılığı tarafından, ilgili kuruluşlardan araştırması yaptırılarak tespit edilmiş olması aranır. Mazeret izni verilen hükümlü kapalı kurumda ise mutlaka dış güvenlik görevlilerinin refakatinde, harcırah ve yol giderleri hükümlü tarafından karşılanmak kaydıyla, açık kurum ya da çocuk eğitim evlerinde ise refakatsiz gönderilir. Mazeret izninin reddi de olasıdır. Buna göre hükümlünün mazeret izin talebi, Cumhuriyet başsavcılığınca uygun görülmemesi halinde durum, gerekçesiyle birlikte hükümlüye bildirilir. Cumhuriyet başsavcılığının kararı gerekçeli olmalıdır. Bu kararlara karşı İnfaz Hâkimliklerine itiraz edilebilir. Özel İzin Hükümlülerin

infaz

sürecinde

aileleriyle

bağlarını

sürdürmelerini

veya

güçlendirmelerini ve dış dünyaya uyumlarını sağlamak amacıyla verilen izindir. Buna göre açık kurumlarda bulunanlarla, kapalı kurumda olup da açık kurumlara ayrılmaya hak kazandığı halde, nakledileceği kurumun kapasitesi ve/veya hükümlünün yaşı ve sağlığı gibi nedenlerle açık kurumlara gidemeyenler ile çocuk eğitimevlerinde bulunanlara, aileleriyle 10


bağlarını sürdürmelerini veya güçlendirmelerini ve dış dünyaya uyumlarını sağlamak amacıyla kurum en üst amirinin önerisi ve Cumhuriyet başsavcılığının onayı ile yılda en çok üç kez olmak üzere her defasında yol hariç üç güne kadar izin verilebilir (CGTİHK m.95; İnfaz Tüzüğü m. 140/1). Kaçmayacağı yönünde hakkında kanaat oluşanlar ile işyurdu çalışmaları ve diğer iyileştirme programlarına uyum göstermiş olanlardan hükümlülük süresi on beş yıl ve daha fazla kalanlara yılda bir defa, hükümlülük süresi on yıldan on beş yıla kadar kalanlara yılda iki defa, hükümlülük süresi on yıldan az kalanlara yılda üç defa, izin verilir. İzinler o güne kadar infaz edilen sürenin hükümlülük süresinden indirilerek bulunacak süreye göre hesaplanır. Haklarında özel izin kullanılmasına karar verilen hükümlülere kurumdan ayrılmadan önce kurum idaresince "izin belgesi" düzenlenerek verilir. Bu belge, hükümlünün iznini geçireceği yer Cumhuriyet başsavcılığınca onaylanır. Hükümlülerin özel izin kullanmasında iç ve dış güvenlik görevlilerinin gözetimi aranmaz. Gidilecek mesafe göz önünde bulundurularak gidiş geliş için toplam dört günü geçmemek üzere yol izni verilir. Belirlenen sürelere uygun olarak izne gönderilen hükümlüler, aynı yıl içinde, infaz ettikleri ceza süreleri dikkate alındığında yeni izin hakları elde ederlerse, bir kez daha izne gidebilme imkânından yararlanırlar. İş Arama İzni Hükümlülerin normal yaşantılarına döndüklerinde uyum sorunu ile karşılaşmamaları ve iş bulma olanakları sağlanmak üzere verilen izindir. Ceza infaz kurumlarında hükümlülük sürelerinin en az altı aymı kesintisiz geçirmiş ve koşullu salıverilmelerine bir ay kalmış hükümlülere kurum en üst amirinin önerisi ve Cumhuriyet Başsavcılığının onayı ile çalışma günleri içinde sekiz saate kadar izin verilebilir. İzin süreleri, hükümlünün kalmakta olduğu kurumun bulunduğu il sınırları içinde kalan işyerleri ve yardım kuruluşları ile görüşme süresi göz önüne alınarak saptanır. Hükümlülerin iş arama izni kullanmasmda dış güvenlik görevlilerinin gözetimi aranmaz. İzinden dönmeyen veya iki günden fazla bir süre geçiren hükümlüler hakkında TCK'nın 292. ve izleyen maddelerinde yazılı hükümler uygulanır. İzin süresini iki gün veya daha az bir süre geçiren hükümlüler hakkında disiplin işlemi yapılır. İzinli iken firar eden hükümlüye bir daha izin verilmez. 11


PROF. DR. FÜSUN S O K U L L U - A K I N C I

INFAZ HUKUKU ADALET MESLEK YÜKSEK OKULU UZAKTAN EĞİTIM DERS N O T U

2011 ISTANBUL ÜNIVERSITESI HUKUK FAKÜLTESI

ı


(7. HAFTA) Hükümlülerin Nakli Hükümlünün bir infaz kurumundan diğer bir infaz kurumuna götürülmesine nakil denir. Tutuklu ve hükümlülerin duruşma, savcılık soruşturması, hastalık veya smav gibi nedenlerle geçici olarak infaz kurumu dışına çıkarılması ve görev bitiminde infaz kurumuna teslim edilmesine ise sevk denir. Sevk geçici bir durumken nakil süreklilik arz etmektedir. Hükümlüler, kendi istekleri veya toplu sevk, disiplin, asayiş ve güvenlik, hastalık, eğitim, öğretim, suç ve yargılama yeri nedenleriyle başka bir kuruma nakledilebilirler (m.53/1). Hükümlü nakilden önce aranır ve kurum hekimine, yoksa diğer bir resmî hekime muayene ettirilir; muayene sonucu yola çıkarılamayacağı anlaşılanlar, kurumun en üst amirince derhâl resmî bir sağlık kuruluşuna sevk edilir. Mazeretinin, biri hastalığın uzmanı olmak üzere en az iki uzman hekimin imzaladığı ve hastane başhekiminin onayladığı resmî rapor ile belgelenmesi hâlinde nakil, mazeret ortadan kalkıncaya kadar geri bırakılır ve durum Adalet Bakanlığına bildirilir (m.53/2). Naklin Çeşitleri 1.Kendi İstekleri ile Nakil Hükümlüler,

kendi

istekleri

ile

bulundukları

kurumdan

başka

kurumlara

nakledilebilirler. Bunun için öncelikle gitmek istedikleri kurumlardan durumlarma uygun en az üç yeri belirten bir dilekçe vermeleri gerekir. Nakil giderlerini peşin olarak ödemeyi kabul ederler. Koşullu salıverilmelerine beş aydan az süre kalmamış olması gerekir. İyi hal göstermeleri, disiplin cezası almamış veya kaldırılmış olmalıdır. İstekte bulunulan kurumda yer, kapsama gücü ve sınıfının uygun bulunması ve tutukevi olmaması gerekir. Mahkûmiyet sürelerine uygun hükümlülerin barındırıldığı bir kurum olmamalıdır. Daha önce disiplin nedeniyle ayrılmak zorunda kaldıkları kurum olmaması gerekir. Kendi istekleriyle nakledilen hükümlüler nakledildikleri kurumlarda, eğitim öğretim veya hastalık nedeniyle nakil hariç, bir yıl kalmak zorundadırlar. Çocuklar bakımmdan bu süre altı ay olarak uygulanır. 2.Disiplin Nedeniyle Nakil

2


Hükümlü, hücreye koyma cezasmı gerektiren eylemlerde bulunması halinde kurum yönetimince hakkında disiplin işlemi yapılır ve kurum en üst amirinin istemesi halinde bakanlıkça başka kurumlara nakledilebilir. Disiplin cezaları yeni kurumlarda çektirilir. Bu hükümlüler nakledildikleri kurumlarda, mahkeme kararı, kurum güvenliği, can güvenliği veya hastalık sebepleriyle nakil hariç, altı ay kalmak zorundadırlar. 3.Zorunlu Nedenlerle Nakil Kurumların elverişsiz ve yetersiz kalması, kapsama gücünün aşılması, kullanılamaz hale gelmesi, asayiş, güvenlik, doğal afet, yangın ve büyük onarım gibi zorunlu nedenlerle başka kurumlara nakledilmeleri gerekli görülen hükümlüler, yargı çevresi dışında Adalet Bakanlığınca belirlenen ve konumlarına uygun olan diğer kurumlara nakledilebilirler. 4.Hastahk Nedeniyle Nakil Hastaneye şevki zorunlu görülen hükümlü, bulunduğu yere en yakın tam teşekküllü Devlet veya üniversite hastanesinin hükümlü koğuşuna yatırılır. Bu hastanelere gönderilen hükümlülerin başka yerlerdeki hastanelere şevki, sağlık kurulu raporuyla, acil ve yaşamsal tehlikesi bulunması hâlinde, varsa biri hastalığın uzmanı olmak üzere iki uzman hekim tarafından verilip, başhekim tarafından onaylanan ve hastalığın sebebi, tedavinin hangi sebeple bulunduğu hastanede gerçekleştirilemediği, hastaya nerede ve ne tür bir tedavi gerektiğini açıkça belirten bir raporla mümkündür. Bu durumda da en yakın ve hükümlü koğuşu bulunan Devlet veya üniversite hastaneleri tercih edilir. Hükümlünün bu hastanelerde kontrol ve tedavisinin devam edip etmeyeceğinin sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi gerekir. Belgelendirilemediği takdirde hükümlü ait olduğu kuruma iade edilir. Hükümlü, acil haller dışmda özel sağlık kuruluşlarında tedavi edilemez. Acil hallerin varlığı halinde Adalet Bakanlığma bilgi verilir. Hükümlü, sağlık nedenleriyle bulunduğu kurumda kalmasının uygun olmadığı, kurum hekiminin önerisi ve en üst amirinin isteği üzerine almacak sağlık kurulu raporuyla belirlendiği takdirde, başka kurumlara nakledilebilir. Nakillerde Ahnacak Tedbirler Hükümlülerin kuruma veya başka bir yere götürülüp getirilmesi sırasında, halkla bir araya gelmelerine ve başkaları tarafından görülmelerine engel olacak tedbirler alınmalıdır. 3


Hükümlü, havalandırma ve ışık durumu yetersiz araçlarla, eziyet verici veya onur kırıcı şekilde nakledilmemelidir. Nakil sırasında alınacak tedbirler, hükümlünün firarını önleyici ve yukarıdaki fıkrada yazılı engelleri gerçekleştirici sınırları aşamaz, birbirleriyle ve görevlilerle herhangi bir tartışmaya girmelerini engelleyici boyutları geçmemelidir. Açık kurumlar ile çocuk eğitim evleri arasındaki nakiller veya kapalı kurumlardan açık kurumlara ve çocuk eğitim evlerine nakiller, infaz ve koruma memuru nezaretinde yapılır. Kapalı kurumlara nakiller dış güvenlik görevlilerince yerine getirilir.

Nakil sırasında

hükümlünün iaşe ve bedensel ihtiyaçları giderilir. Nakledilecek hükümlüye ait, elbise ve diğer eşyası, bu konuda görevlendirilen kurum personelince, iki nüsha halinde düzenlenecek bir makbuz karşılığı geri verilir. Makbuzun bir sureti imza karşılığı hükümlüye verilir, diğer sureti ise defterinde saklanır. Hükümlünün bankada şahsi parasının bulunması hâlinde, bu para, nakledileceği kurumun bankadaki "Hükümlü Emanet Para Hesabı"na kayıt edilmek üzere gönderilir. Nakledilecek hükümlüye ait gözlem ve sınıflandırma dosyası ile sevk evrakı nakli gerçekleştirecek görevliye teslim edilir. İnfaz dosyası, nakledildiği kuruma ulaştırılmak üzere, derhal ilgili yer Cumhuriyet başsavcılığına gönderilir. Naklen gelen hükümlü hakkında, kuruma yeni gelen hükümlülere ilişkin işlemler uygulanır. Hükümlünün, kabul odalarında bekletilmesi sırasında yapılacak işlemde, naklen geldiği kurum tarafından sevk sırasında gönderilen hükümlüye ait gözlem ve sınıflandırma dosyası ile sevk evrakı da dikkate alınır(İnfaz Tüzüğü m.169-171).

4


ALTINCI BÖLÜM İNFAZ KURUMLARINDA DÜZEN VE GÜVENLİK

Kurumların iç güvenliği, Adalet Bakanlığına bağlı başgardiyan ve gardiyanlardan oluşan infaz ve koruma görevlileri tarafından sağlanır. Dış güvenlik ise jandarma tarafından üstlenilmiştir. İç güvenlik görevlileri, gerektiğinde dış güvenlik görevlileri ile işbirliği yapar. Açık kurumlar ile çocuk eğitim evlerindeki idare ile infaz ve koruma görevlileri; firarların önlenmesi, asayiş ve disiplinin sağlanması için gözetim ve denetimle yükümlüdürler (İnfaz Tüzüğü m.44). Hükümlüler, kural olarak, diğer odalardaki hükümlüler ve kurum görevlileri ile temasta bulunamazlar. Bunu sağlamak üzere kapalı ceza infaz kurumlarında oda ve koridor kapıları kapah tutulur. Ancak kurum hekimine, revir, hamam ve berbere gitme, başka odaya nakil, hastane ve duruşmaya gönderme ve başka kuruma nakil, tahliye, ziyaret, arama, sayım, denetim, eğitim, öğretim, spor ve iyileştirme çalışmaları, kurumda çalıştırma, kurullara çağrılma, ölüm, deprem veya yangın gibi olağanüstü haller, cezaevi idaresince gerekli görülen diğer durumlarda kapılar açılır. İnfaz Kurumlarında Bulundurulabilecek Eşyalar İnfaz kurumlarmda bulunan tutuklu ve hükümlüler kural olarak koğuş, oda ve eklentilerinde kişisel eşya, gıda, tıbbi malzeme ve diğer ihtiyaç maddelerini bulundurabilirler. Hangi eşya ve maddelerin bulundurulabileceği "Ceza İnfaz Kurumlarında Bulundurulabilecek Eşya ve Maddeler Hakkında Yönetmelik"te olarak düzenlenmiştir. Koğuş, oda ve eklentilerinde kantinden temin edilebilen sebze, meyve ve diğer gıda maddeleri bulunabilir. Ceza infaz kurumunda, annesiyle birlikte kalan çocuklara ve süt emziren annelere, cins ve miktarı doktor tarafından belirlenen ihtiyaç duydukları gıda maddelerini bulundurmalarına izin verilir (m.4). Mutfak teşkilatı bulunmayan ceza infaz kurumlarında, yemek yapılabilecek herhangi bir yerin olmaması durumunda, hükümlülerin kaldıkları koğuş, oda ve eklentilerinde, idare 5


tarafından verilen ve yemek yapmada kullanılacak her türlü gıda maddesi ve malzemesinin yeteri kadar bulundurulmasına izin verilir. Ancak yemek yapmada kullanılan tüp gibi yanıcı ve parlayıcı madde veya malzemeler, yemek pişirilmesinden sonra, oda veya koğuşun dışmda, idarenin kontrolünde bir bölüme alınır. Kurumun fiziki imkânları müsait olduğu takdirde, aradaki bağlantmm standartlara uygun ve güvenlik bakımından sakınca oluşturmayacak şekilde, tüpün; koğuş veya oda dışında, ocağın ise; koğuş veya odada bulundurulmasına izin verilebilir (m.5). Koğuş, oda ve eklentilerinde, her hükümlü için kantinden temin edilmek şartıyla bir adet uç kısmı sivri olmayan on santimetre uzunluğunda bıçak, plastik veya yumuşak metalden imal edilmiş çatal yemek ve çay kaşığı, 0.50 mm. kalınlığında iki adet metal yemek tabağı ve ikişer adet cam su bardağı ile çay bardağı ve tabağı bulundurulabilir (m. 6). Hükümlülerin koğuş, oda ve eklentilerinde birer adet palto, manto ve mont, iki adet ceket veya ceket yerine kullanılabilen hırka, dört adet pantolon ve/veya etek, bayan için iki adet elbise, bir takım eşofman, dört adet gömlek, iki adet kazak, iki takım pijama, bir spor ayakkabısı, bir kışlık ayakkabı, bir iskarpin, üç adet tişört, iki adet kravat, bir adet kemer, gerektiği kadar iç çamaşırı, çorap, bir terlik, havlu ve bir bornoz ile kaşkol, 25.11.1925 tarihli ve

671

sayılı

Şapka

İktisâsı Hakkında

Kanuna

aykırı

olmayan bir

adet

şapka

bulundurulmasma izin verilir. Hükümlüler; ceza infaz kurumu dışmdan getirilmesine izin verilen giyim eşyalarından eskiyenlerini, yenileriyle değiştirebilir (m. 7). Hükümlü, mahkemelerce yasaklanmamış olması koşuluyla süreli ve süresiz yayınlardan bedelini ödeyerek yararlanma hakkına sahiptir. Resmi kurumlar, üniversiteler, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile mahkemelerce yasaklanmamış olması koşuluyla Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve kamu yararına çalışan dernekler tarafmdan çıkartılan gazete, kitap ve basılı yayınlar, hükümlülere ücretsiz olarak ve serbestçe verilir. Eğitim ve öğretimine devam eden hükümlülerin ders kitapları denetime tâbi tutulamaz. Kurum güvenliğini tehlikeye düşüren veya müstehcen haber, yazı, fotoğraf ve yorumları kapsayan hiçbir yaym hükümlüye verilmez (m. 8). Koğuş, oda ve eklentilerinde, kantinden temin edilmek koşuluyla, bir adet otuzyedi ekran televizyon ile elektrikli su ısıtıcısı, saç kurutma makinesi ve büro tipi buzdolabı ile kurumun bulunduğu coğrafi bölgenin iklim koşulları dikkate alınarak, her koğuş veya odada bir adet vantilatör bulundurulmasına izin verilebilir. Ayrıca her hükümlü, kurum kantininden 6


satın almak kaydıyla bir adet kulaklıklı küçük el radyosu bulundurabilir. Oda sistemine geçmemiş ceza infaz kurumlarında, koğuşların durumuna göre, bir adet büyük ekranlı televizyon ile buzdolabı bulundurulmasına izin verilebilir. Aydınlatma dışındaki elektrik giderleri hükümlü tarafından karşılanır (m. 9). Her hükümlüye, elektrikli olmamak ve idarece belirlenen saatlerde kullanılmak koşuluyla, vurgulu çalgılar dışında saz, ud, gitar, kemence, keman, flüt, mızıka, ney, kanun gibi müzik aletlerinden birisi verilebilir. Birden çok hükümlünün bulunduğu oda veya koğuşlarda, bu konuda bütün hükümlülerin rızalarının alınması zorunludur (m. 10).

Her

hükümlüye, mensup olduğu dinin ibadetlerinde kullanılan eşyayı, dini yaşamı bakımından zorunlu olan kitap ve eserleri temin ve bulundurmasına izin verilir (m.ll). Hükümlüler, koğuş, oda ve eklentilerinde hekim raporuyla belgelendirilmek koşuluyla, sağlıkları için gerekli protez ve benzeri tıbbı araçları ve eşyaları bulundurabilir (m. 12). Hükümlüler, koğuş, oda veya eklentilerinde, kantinden temin edilmek koşuluyla kişisel ve çevresel temizliklerini temin için tarak, saç fırçası, sabun, kese, diş macunu, diş fırçası, tıraş sabunu, şampuan, parfüm, krem, saç boyası, çakısı bulun-mayan tırnak makası, plastik saph tıraş bıçağı, beş adet plastik elbise askısı, çamaşır mandalı ve gündelik hayatta kullanılan plastik eşyalar ile idarece uygun görülen uzunlukta çamaşır ipi bulundurabilir. Merkezi sıcak su sistemi kurulmamış ceza infaz kurumlarında, koğuş veya odaların mevcuduna göre, hükümlülerin banyo ve diğer temizlik ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla, idare; koğuş veya odaların dışmda yeteri kadar tüp gaz bulundurur (m. 13). Hükümlülerin, gerekli malzemeler kantinden temin edilmek koşuluyla, el işi faaliyetlerini, ceza infaz kurumlarmm uygun bölümlerinde yapmaları esastır. Ceza infaz kurumunun güvenliğini bozmamak kaydı ile bu faaliyetlerin devamına koğuş, oda ve eklentilerinde izin verilebilir. Maket bıçağı, tornavida gibi kesici ve delici alet ile boyama ve yapıştırmada

kullanılan

madde

ve

malzemelerin

koğuş,

oda

ve

eklentilerinde

bulundurulmasına izin verilmez (m. 14). Hükümlüler, oda sistemine geçmiş ceza infaz kurumlarmm koğuş, oda ve eklentilerinde, bir adet kafes ile bir çift kanarya, bülbül veya muhabbet kuşu gibi küçük kafes kuşu bulundurabilir. Henüz oda sistemine geçmemiş diğer ceza infaz kurumlarında, kafes ve kuş sayısı idare tarafından belirlenir. Koğuş veya odada kuş bulundurulabilmesi için, birlikte

7


kalan hüktimlülerin rızalarının alınması zorunludur. Hükümlülerin kendilerini geliştirmeleri için gerekli görülen eğitim ve kültürel çalışmalarında kullanabilecekleri malzemeleri, koğuş, oda ve eklentiler dışmda, idare tarafından uygun görülecek yerlerde ve denetim altında bulundurmasına ve kullanmasına kurum olanakları çerçevesinde izin verilebilir. Hükümlüler, kendilerine idare tarafından verilen nevresim takımı ve battaniye dışmda, kantinden temin edilmek şartıyla bir adet nevresim takımı ve iklim koşulları değerlendirilerek idarenin uygun göreceği sayıda battaniye bulundurabilir. Kantinden temin edilmek koşuluyla, her odada bir adet, on kişiden fazla mevcudu olan koğuşlarda ise iki adet, kumar niteliğinde olmayan ve idarece belirlenen, satranç takımı gibi oyunlara ait malzemeler bulundurulabilir. Her oda veya koğuşta, idare tarafından yaptırılan panolara asılmak ve kurum kantininden temin edilmek koşuluyla birer adet Türk bayrağı, Atatürk resmi, gazete kupürü, haber, yazı fotoğraf ve takvim bulundurulabilir. Her hükümlünün kendisine ayrılan yattığı yer veya dolabında, aile fertlerinin fotoğraflarına ait albüm bulundurmasına izin verilir. Hükümlüler nişan ve evlilik yüzüğü, küpe, kolye, toka, tespih ve kol saati ile kantinden temin edilmek koşuluyla bir adet masa saati ve bir adet top bulundurabilir. Bayan hükümlüler, kantin aracılığı ile satın aldıkları makyaj malzemelerini koğuş veya odalarında bulundurabilir. Ceza infaz kurumu iş yurdu yönetim kurulunca kantinde satışma karar verilen, yönetmelikte sayılmayan ve kurum güvenliğini tehlikeye düşürmeyen eşyalarm stok oluşturmayacak şekilde koğuş, oda ve eklentilerde bulundurulmasına izin verilebilir. Açık ceza infaz kurumlarında ve çocuk eğitim evlerinde bulunan hükümlüler, kapalı ceza infaz kurumlarında bulundurulabilecek eşyalara ek olarak, ceza infaz kurumunun güvenliğini tehdit etmemek ve kanunlara aykırı olmamak koşuluyla, cins ve miktarı idare ve gözlem kurulu tarafından belirlenen giyim, gıda ve diğer eşyalarmı koğuş, oda ve eklentilerinde bulundurabilir (mi 6).

8


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.