Malicozum120

Page 189

MALİ

ÇÖZÜM

kanıtının içerdiği muğlâklık, müphemlik ise belirsizliktir. Denetim süreci içerisinde denetçi çeşitli teknikler, prosedürler uygular. Bunların sonuçları incelenen hesap veya finansal tablonun doğruluğu hakkında denetçide bir kanaatin oluşmasını sağlar. Ne var ki bu teknik ve prosedürler ilgilenilen hesabın yüzde bütün denetim amaçlarını gerçekleştirdiği şeklinde yorumlanamaz. Örneğin denetçinin stoklarla ilgili olarak örnekleme yoluyla bir inceleme yaptığını varsayalım. Denetçi yaptığı örneklemede her hangi bir eksiklik veya hata bulamamış ve olumlu bir kanaate ulaşmış olsun. Bu durumda denetçinin “stoklar hesabının tamamında bir hata yoktur” yorumuna ulaşması doğru olmayacaktır çünkü uyguladığı teknik gereği, denetimin kısıtlarından dolayı, bir genelleme yapılabilmesi doğru değildir. Denetim kanıtları yapısal olarak belirsizlik içerirler. Bunun finansal tabloların tamamına yansımış hali ise denetim riski olarak ifade edilir. Bu ayrım önemlidir çünkü denetim riskinin tarafsız bir ölçümü istenmesi durumunda yapılacak modellemede bu tanımlamalara ihtiyaç duyulacaktır. Belirsizlik durumunda karar alıcıların, değerlendirdikleri belirsizlik tiplerine uygun olarak çeşitli matematiksel teorilerden faydalanabilmeleri mümkündür. Bunların başında Bayesyen olasılık anlayışı, bulanık küme mantığı, kanaat fonksiyonları, rassal setler, kaba kümeler anlayışı gelmektedir. Günümüzde karar alıcılar ilgilendikleri konuya göre bu uygulamalardan birini tercih edebilecekleri gibi birkaç modelin “bulanık kümeler ile olasılık anlayışının bir arada kullanılması gibi” bir arada kullanıldığı hibrit modellerden de faydalanabilirler. Biz çalışmamızda denetim riskinin hesaplanmasında literatürde en çok kullanılan bayesyen anlayış ile Dempster-Shafer teorisinin kanaat fonksiyonları yaklaşımını kullanacağız. 3.Kanıtsal Mantık Yaklaşımı Kanıtsal mantık basitçe kanıtlar vasıtasıyla akıl yürütme olup, Lowrance, Garvey ve Strat tarafından 1986 yılında ortaya konmuş bir tanımsal kavramdır. (Lowrance, Garvey ve Strat, 1986) Bu konudaki ilk çalışma 1975 yılında ilaç alanında Gordon ve Shortliffe tarafından yapılmıştır. (Shortliffe ve Buchanan, 1975, 367) (Gordon ve Shortliffe, 1985, 336) Kanıtsal düşüncenin iki temel boyutu vardır. Birinci boyutun ilgilenilen kanıtın yapısıdır. İkinci boyut ise delilin içerdiği belirsizliğin gösterilerek karar için delillerin birleşik etkisinin hesaplanmasıdır. (Srivastava, 2010,133) Denetim kanıtları denetim amacı bakımından bir ağ yapısı arz ederler. Her 36

KASIM - ARALIK 2013


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.