AHMET SIK - 000KITAP DOKUNAN YANAR (IMAMIN ORDUSU)

Page 65

Açılan soruşturmalar ve suç duyuruları nedeniyle o dönemde görevden el çektirilen emniyet görevlilerinin neredeyse tamamı, kendilerini kapsamayan Sicil Affı Kanunu’ndan da faydalanarak ve açtıkları davaları kazanarak teşkilata hem de kritik noktalardaki görevlerine döndü. Fethullahçı oldukları gerekçesiyle soruşturulan bu personelin birçoğunun görev yeri ise İDB’ydi. Bu görevlendirmeleri dönemin İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, DGM’nin verdiği “takipsizlik” kararıyla gerekçelendirecekti. O dönemde cemaatçi bir yapının içinde örgütlü olmaktan çok, sadece inanç sahibi oldukları için soruşturulan bu personeli “koruyan” Sabri Uzun yıllar sonra, “O tarihlerde bu adamların sadece görevleriyle ilgilendim; hiçbir personelimi inançlarına göre tasnif ederek, cezalandırma yöntemini seçmedim. Ama bugünlere gelindiğinde yapılanlara bakıldığında şimdiki örgütlenmeyi o günlerde görememişim” diyecekti. Yürütülen soruşturmaların kaynağı durumunda olan R.Y. de polislik mesleğine dönenler arasındaydı. Ancak yürütülen soruşturmalarda verdiği ifadeleri, ihbar mektuplarında yazdığı suçlamaların her birinin kendisine tehdit ve vaatlerle imzalattırıldığını savunacaktı. Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın fezlekesinde de R.Y.’nin suçladığı cemaat içinde yer alan polisler tarafından tehdit edildiğine yer verilmişti. Bir tarafta devletin Emniyet Müdürlüğü’nün yöneticileri bir tarafta da teşkilat içinde örgütlenmeye çalışan cemaatin mensupları bulunan bu kavgada R.Y. de güçlü olanı o zaman görmüş ve cemaatin isteklerini yerine getirmişti. Bildik bir yöntem: İhbar mektupları Hileli kura soruşturmasının böyle sonuçlanmasının başka sebepleri de vardı elbet. Uzun yıllar üst düzey emniyet müdürü, hatta İstihbarat Daire Başkanı olarak görev yapmış ve açılan birçok soruşturmaya tanık olmuş bir yetkilinin anlatıklarından yola çıkarak bu sebeplerin neler olduğunu irdelemekte fayda var. Anlatacağımz sebepler, şimdi sıkça eleştiri konusu olan polisteki Fethullahçı yapılanmayı kıracak fırsatların nasıl acemice yapılmış hatalar ya da iktidar kavgaları yüzünden ya da bizzat hukuksuzluğu soruşturacak olanların hukuk dışına çıkması nedeniyle bir yere varmadığını da anlamamızı sağlıyor. Ergenekon soruşturmalarının hemen öncesinde ve soruşturma sırasında sıklıkla karşımıza çıkan ihbar mektupları gönderilmesi, bugünkü kadar yaygın olmasa da emniyet içinde “mesleki rekabet” gibi görünen yöntemlerin başında geliyordu. En önemli suçlama ise tarikatçılık, Fethullahçılık ya da genel adıyla irticacılıktı. Fethullahçı olarak bilinenler kendilerini “ülkücü, laik, demokrat” kimliğiyle gizliyor ve cemaatten olmayanları İDB’den uzaklaştırmak için “irticacı, tarikatçı, Fethullahçı” suçlamalarıyla ihbar mektupları yazıyorlardı. Bu durum öyle bir hale gelmişti ki kim Fethullahçı kim değil bilinemiyordu. Bu şekilde hazırlanmış kimi listeler de bizzat cemaate yakın olan kişilerce kamuoyuna sızdırılıyor ve bu şekilde 64


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.