dim,
kulaklarımızla duymadık mı? Floryada gece, deniz
kıyısı, hafif esen mi? Sıvaslı çocuk
bahar,
bahar meltemi,
ne güzel değil
bu güzel balıarda işemik kokuyordu.
Kokusu bu güzel bahar havasına karışıp burnumuzun di reğini kırmıyor mu, olsun, kırsın, bu işemik büyüiüdür, vazgeçilmezdir. Hayalleri, mitleri, büyülenmeleri hep apa çıktı... Ama bu hayata, ayaza, kışa, kire, pisliğe, acıya, polis hakaretine büyülenmişlerdi. .. Onları
her gün, her
gün sopaya çeken, Sirkeci istasyonundaki
zalim polisin
dayağına
bunlar
·
dim.
·
büyülenmişlerdi.
Büyülenmişlerdi
Bozulmuşlar. Vazgeçmezler ·Güçlü
kurnaz.
insanlardır bunlar,
İnsanlık gibi
efen
büyülerinden . . .
güçlü, zayıf,
insanlardır bunlar . ...
zavallı, saf,
Yankesicilikle
rinde, adam öldürmelerinde, adam öldürmelerinde bile . . .
Ç
Bunlar adam da öldürürler. Esrar da içerler, ka akçılık da yaparlar.. .
Bunların ırzına da geçerler
koskocaman
adamlar ... Çok çocuk, çok çocuk bu yaşamdan çekip alın mak istendi a1Jla, olmadı. Bunlar bitmişler, tükenmişler... Bunlar böyledirler, budurlar. • İflah olmazlar. Burada Sirkeci gannda, Harem iske lesinde,
Beyoğlunda,
başlarlar,
ömürlerini
surlarda, de
Kumkapıda,
burada
Yenikapıda
bitirirler. Toplum
bun
larsız olmaz. Çocukların bu davranışianna ad koyamayız. Içlerinde bir kötülük yılanı var desek, bilime aykın kaçar. .. Içlerindeki şeytan? Bunları herhangi bir biçimde kurtar ınağa çalışmak ham hayaldir.
•
Ne deyim, Allah belanızı versin. Bana gelince, üç ay, üç aydan da daha çok bu ço cukların yaşamıarına karıştım. Onlarla dost oldum. Bana çok güvendiler. Isteseydim onlarla birlikte arpacılığa, sö ğüşçülüğe, tufacılığa çıkabilirdim. Bu yaştan sonra artık bana yakışmaz, değil mi? Bunu çocuklara söyledim, ki� mi güldü, kimi ciddiye aldı, kimi de anlayışlı davraqdı. Onlara karışamayacağımın üzüntüsündeydim. Dehşet, can lı, hareketli bir yaşamları vardı. Başkaldırmışlardı. Belki onlar insanlığın içindeki başkaldırmaydılar. yitirmiyorlardı. 64
Sevinçlerini