Yaşar kemal ağacın çürüğü can yayınları (hazırlayan alpay kabacalı)

Page 176

gerek. İnsanoğlu ancak kendisi olabildiğinde yaratıcılığına ka­ vuşabilir. Başkasına öykünmek, hangi dalda olursa olsun, ölü­ mü daha baştan kabul etmek demektir. Bizim bugünkü romanı­ mız biçim yönünden de dünya romanı içinde bir ayncalık göste­ riyor. Bunun bir tek sebebi vardır. Bizim arkamızda Dede Kor­ kut destanı, Köroğlu hikayeleri, Anadolu masallan vardır. Bü­ yük Anadolu şiiri ve Nasrettin Hoca vardır. Rus romanının babası nasıl şair Puşkinse, bizim romanımı­ zın babası da Nazım Hikmettir. Kaynağımıza dönmemiz için bi­ ze kaynaklık etmiştir. Dostoyevskinin sözü ilginçtir: "Biz hepi­ miz Gogolün Kaput hikayesinden çıktık," der. Biz de Nazım Hikmete çok şey borçluyuz. Biz azgelişmiş ülke yazarlan epeyce talihliyiz. Örneğin be­ nim elimin altında daha yaşayan capcanlı, fıkır fıkır yaşam kay­ nayan geleneksel edebiyatımız. Homerostan da Nazım Hikme­ te, ondan Şah Turnaya kadar. Bir. elimin altında Gogol'den Fa­ ulkner'e kadar bir dünya romanı. Ben, hiç çekinmeden ustala­ nından birinin de Faulkner olduğunu burada söyleyebilirim. Sözlerimi size ilginç gelmesini dilediğim birkaç sözle bitir­ meyi istiyorum. Flaubert demiş ki, ben Madam Bovaıy'yim. Ba­ na doğru gibi geldi bu söz. Çok düşündüm bu söz üstünde. Tolstoyu düşündüm, bir baktım ki Tolstoy, Nataşa değil. Şaşır­ dım. Ben uzun bir süre sanmıştım ki Tolstoy da Nataşadır. Ba­ kın Balzac Eugenie Grandet, Cervantes 'Dulcinea' değil. Home­ ros 'Helen' değil, Stendhal de 'Sanseverina' hiç değil... Epikkökenine bağlı romanımız çağımıza cevap vermeye ça­ lışıyor. ' Mayıs 1976

176


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.