"Sendika ’’En doğal hakkımız olan grevimizi uygulamaya başlayacağız, işçi sınıfının birliği ve dayanışması için işçiden yana olan tüm kuruluşların yardımı ve desteğini sağlamayı amaç edindik. Bu yardımlaşma konusunda sizin de katkıda bu lunmanızı dileriz.1'diyor mektubun bitiminde” "Bu ilginç ibret belgesini" hâlâ birleşmemekte direnen sanki bölük pörçük olmakta işçinin çıkarı varmışçasına hareket eden tüm sendikacılara sunuyorum. Belki akılları başına gelir diye. Ve Devlete bir çift sözüm var: Devlet gasıp olamaz. Devlet hak yemez. Devlet dürüsttür. Devlet adildir, ama devleti temsil edenlerin yaptığına bak ey devlet baba ve.ey devlet baba, sen kimin, nasıl kafaların elindesin, şimdi bu yazıyı oku da ânla. Hasançelebi demir ve çelik tesislerinde grev var..." (Cumhuriyet GazetesiO 15.9.1976- Fikret Otyam) Uzakta da olsa amacı ve inancı bir olanın ayrı gayrisi olmaz. Güç katar güçsüz bırakılanların eylemlerine., 4
.
10 Eylül 1976 gecesi, Hekimhan ve yörenin en uzun gecesiy di. Sanki güneş dağların ardında bağlanmıştı. Bir türlü şafak at mıyordu. Birbirlerine "haydi gidek, orada sabahlayak" diyorlar dı. ■ 1 ■ ■ Yaşlı analar "amaney yavrularım, bu gece pippis ürüyalar gördüm. Zalimler bişey ederler.." rüyalarını anlatıyor ve gençle re öğüt veriyorlardı. Gençler, ellerindeki boya kutularıyla, fırçalarıyla yavaş ya vaş köye dönüyorlardı. Dağlar taşlar yazılarla donatılmıştı. Te pelerin ardında şafak belirtileri sabahı müjdeliyordu. Hazırlık lar hayvanlara yüklenerek yollara koyuldular. Sabahın ıssızın da davulum "GÜM 1.1... GÜM I" sesleri dağdan dağa, köyden köye yankılanıyordu grev müjdesiydi bu GÜM.. GÜM’LER. Grev, grev ! naraları ve insan seli tepelerin gölgesinde beliri yordu. Yolların kenarları, tepelerin yamaçları, taşların üstü: 46