RUS EDEBİYAT E L E Ş T İR İS İN İN ÖNEMİ
167
geçerli işlevlerini anlayan büyük yazar ve eleştirm enlerin ortak özelliğidir. Bu temel sanat sorununda, Goethe ile Puşkin, m odem estetiğin değil Çernişevski'nin yanaldadırlar. Örneğin, politik yönden tutucu, fakat büyük bir gerçekçi olan Balzac, W aller Scool’ın tarihî rom anlarını çözümledi ğinde onlardaki sanal değerini şöyle özetlem işti: W alter Scoot büyük tarihî olayların kendilerini anlatmaz; onun il gi duyduğu şey, bu olayların nedeni, niçinidir; dolayısıyle kesin bir çarpışm anın tam bir betimlemesini vermez, stra tejinin ya da kullanılan taktiklerin çözümlemesini yapmaz — onun bize verdiği şey, her iki kam ptaki, yenenin çarpış mayı kazanmasının neden kaçınılmaz olduğunu okuyucuya gösterm ek için daha genel bir eylem içine karışıp kaybolan küçük günlük olaylar şeklinde gösterilen İnsanî, toplumsal ve m oral atm osferin b ir tablosudur. Balzac’ın bu estetik yak. laşımı Çernişevski’nin eleştiri ilkeleriyle tamamen aynı çiz gidedir. Bu tü r düşünceler, bir kez doğru olarak konduktan sonra görülebilecekleri kadar açık, belirgin değildir. Çağ daş burjuva edebiyatındaki önemli akım lar tamamen zıt bir durum alm aktadır. Örneğin Zola, rastlantısal nedenin ro mana konulusunu bilim-dışı, sanat-dışı olarak kesin bir bi çimde reddetm iş ve yazarın kendini olayların niçin değil n a sıl olduğunu anlatm akla sınırlandırm asını istem iştir. Zola bu tartışm alı zıtlığı, sözde «bilimsel» kanıtlarla ve anladığı kadariyle m odern doğal bilim yöntem lerine başvurarak des tekliyordu. Kuşkusuz, daha yakından bakınca, kanıtlarının, doğal bilim lerin gerçek pratiğine ve yöntem ine değil burju va ideolojisinin genel bunalımıyla bağıntılı olarak bilimsel yöntem anlayışma yayılmış olan bilgikuram sal bilinemezci liğe (epistem olojik agnostisizme) dayandığı apaçık görülmek tedir. Zola’nın yapıtlarında henüz başlangıç aşam asında bulu nan rastlantısal nedeni reddinin, hem yazar hem de eleştir