E L E Ş T İR E L V E T O P L U M C U G E R Ç E K Ç İL İK
143
Lenin bu ayrımı tam bir açık seçiklikle yapmıştı; savaş em per yalizmin tipik sonucuydu. Lenin, emperyalizm çağında ulusal savaşlar olamayacağını ileri sürenleri eleştirerek «bir çağ bir çok olayların toplamıdır; yalnız tipik olanı değil, daha başka birçok öğeyi de bir araya getirir,» diyordu. Sanat ve edebiyatta ise tipik olayların çokluğu ve deği şikliği önemlidir. Evrimin bir döneminin en önemsiz yan-ürünleri bile bir tip niteliğiyle karşımıza çıkabilirler; böyle olma sı da sanat eserinin uzun ömürlülüğü için gerekli olabilir. Bi limde (ve politikada) tipik olanla olmayanın kesinlikle bir birine karşıt olmasına karşılık, edebiyatta şu ya da bu şekilde tipik olmayan sahici bir karakter yoktur. Doğada sadece bi reysel özellik olan bir şey, bunun edebî biçimde yansıtılışmda tipik bir nitelik kazanabilir. Edebiyatta ayrıntıların önem sırasına göre düzeni, gerçekliği doğal bilimden değişik, fa kat en az onun kadar eksiksiz olarak yansıtır. Sanatta siyasal kavram ların dogmacı ve mekanik bir şekilde uygulanması bu yüzden çok sınırlayıcıdır. Hele bu dogmacılık, Stalin döne minde olduğu gibi, öznel yaklaşımı ile gerçekliği bûzar ve sa natçıyı kendi keyfî tipoloj isini benimsemek zorunda bırakır sa. Böyle bir tipolojinin kullanılması toplumcu doğalcılığın katılığını ve cansızlığını yeterince açıklar sanıyorum. Buraya kadar daha çok bu doğalcılığın sınırlı yanlan üze rinde durduk. Bin dokuz yüz yirmilerde, m arksist Alman eleş tirmeni Franz Mehring, Alman doğalcılığı ile ilgili başarılı in celemesinde, bu akımın eksik yanlarının nasıl özel bir rom an tizm türüyle tam am lanm ak zorunda kaldığını göstermişti. Ger çekten de, bu romantizmin (on dokuzuncu yüzyılın başında Fransız Devrimine tepki olarak ortaya çıkan tarihsel nitelik teki romantizmin değil de, o zamandan beri alıştığımız belir siz ve genelleştirilmiş romantizm türünün) doğalcılığın «vic dan azabı» olduğu söylenebilir. Tabiî bu açıklama, sorunun yalnız duygusal ve sanatsal yanını cevaplandırır. Fakat, aynı zamanda bu romantizm anlayışının değişik dönemlerde ve