Türkler ve uzaylı ataları

Page 62

beyaz yıldızdan inmiş insanların (Bu Venüs gezegenidir) M.Ö 18 617 yılında Gobi Denizi adasında yerleştiğini, önce bir kale, sonra bir kent yaptıklarını ve adayı, yeraltı galerileriyle karaya bağladıklarını hatırlatmaktaydı. Gerçi tarih "Brahman Levhalan"na dayandırılmıştır. Olaylar gerçekten şaşırtıcı ve başka pek çok öyküde yankısını buluyor. Himalayalar'm eteklerinde Bohistan Mağaralan'nda, bir gök haritası ele geçirilmişti. Astronomlar, bu haritanın doğru olmakla birlikte bizim çizdiğimiz haritalara uymadığım fark ettiler. Bu haritada yıldızlar 13 bin yıl önceki konumlarında dizilmişlerdi. Resimde Dünya ile Venüs'ü bağlayan çizgiler özellikle dikkat çekiyordu. Bu harita, 1925'de Amerikan "National Geographic Magazine"de yayınlandı. Buna benzer bir olay da 1778 yılında Paris Belediye Başkanı ve Fransa Krallık Astronomu olan Jean Sylvain Ba-üh/nin araştırmaları bilim dünyasında şok edici bir gelişme olarak algılandı. Misyonerlerin Hindistan'dan getirdikleri haritaları incelerken bilgin bu haritaların binlerce yıllık olması gerektiği sonucuna varmıştı. Haritalar Hindistan'da yapılmış olamazlardı çünkü oradan görülemeyecek yıldızları da kapsıyordu. Bailly yaptığı hesaplar sonucunda haritaların çizildiği noktayı saptayabildi. Burası bugünkü Gobi Çö-lü'nün uzandığı bölgeydi. Astronom çok haklı olarak bundan, Hintlilerin bu haritayı kendiliklerinden çok daha eski ve ileri bir uygarlıktan miras almış olmaları gerektiği sonucuna vardı. Uzaydan gelen ziyaretçilerin bu haritaları çizmiş olduğunu düşündü. Ruslar, Ortaasya'da yaptıkları araştırmalarda binlerce ve binlerce yıl önce, uzay gemileriyle getirilmiş araç ve gereçlere bile rastladıklarını öne sürüyorlar. Türkistan ve Gobi Çö-lü'ndeki mağaralarda bulunmuş, seramikten ve camdan, yarımküre biçiminde, ucu içinde bir damla cıva bulunan koni, biçiminde garip araçlardır. Hiçbir bilim adamı bu araçları açıklayamamıştır. — 127 — ALI BEKTAN M.Ö 669 -626 arasında hüküm süren, en büyük Asur Hükümdarı AssurbanipaTin tufan öncesi belgeleri de kapsayan bir kitaplığı vardı. Bu tarihçilere hak vermemizi gerektiren, kralın bir gün bir grup bilgine söylediği sözler çok anlamlıdır. Kral şöyle diyor: "Çok çok eski zamanda orada aşağıda bugün duvarları bile yok olmuş bir çok güçlü kent yükseliyordu. Ama biz orada yaşayan halkların dilini biliyoruz, O dili levhalar üzerine kazınmış olarak muhafaza ediyoruz. Tarihçi Gerard Heym'e göre ancak bir kısmı çevrilebilen bu levhalarda önemli bilimsel sırlar vardır. Bugün yalnız matematik veriler öğrenüebilmiştir ki bu kadarı bile bizleri yeterince şaşırtıyor. Karmaşık çarpma ve bölme tabloları, kare ve küp tabloları buna benzer başka şeyler gibi. Tüm bu bilgiler batan Mu Kıtası'ndan gelmektedir. Mezopotamya uygarlıklarından bu bilgileri alan Yunanlılar kendileri bulmuş gibi kullanmışlar, Avrupa Medeniyeti'de onlardan alarak kullanmıştır. İkinci bilgi alış verişi ise İslâm Bilginleri'nin yazdıkları kitapları Ortaçağ da, Üniversitelerinde okutarak almalarıdır. Sonuçta Batı medeniyetinin kökleri, Doğu Medeniyetine dayanmaktadır. Bir örnekle devam edelim; 1962'de Bağdat yakınlarında, Tel Dibae'de arkeologların bulduğu bir levha, bu söylentileri açık bir biçimde doğruluyor. Bu levhada Si-samlı bilge ve matematikçinin dünyaya gelmesinden en aşağı 1500 yü önce Babilliler tarafından kazılmış olan Pitagor teoremi bulunmaktadır. Günümüzden binlerce yıl önce yaşayan insanların modern kıyafetlerle Avrupa'ya yaptıkları geziler sırasında bu insanları gören ilkel insanlar onları mağara duvarlarına çizdiler. Tıpkı Glozel toprağının altında uyuduğu gibi: Fransa'da Vichy'nin güneyinde küçük bir köydür ve 1924'de tümüyle bir rastlantı sonucu, 10 ile 15 bin yü öncesinden kaldığı sanılan tuğlalar, üzeri kazılı levhacıklar, iki küçük kadeh, iki küçük balta ve kimi yazılar bulunmuştur. Daha sonra da


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.