GÜZELLİK SANATI ŞUBAT 2013 SAYISI

Page 1


EDİTÖR

Aylık Güzellik ve Yaşam E-Dergisi Yıl: 2013 Sayı: 2 İmtiyaz Sahibi Ertan Acar Medya İlişkileri Danışmanlığı adına Ertan Acar Genel Yayın Yönetmeni: Nurgül Koca Acar Yayın Koordinatörü:

Büşra YILDIZ

Onur Pulat Yayın Koordinatör Yardımcısı: Büşra Yıldız

Merhaba Sevgili Güzellik Sanatı Okurları,

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Metin Koca

Dijital platformda kadına dair en güncel, en kaliteli, en doğru bilgileri bir arada bulabileceğiniz dergimizin Şubat sayısı yine dopdolu yine iddialı yine keyifli…

Reklam ve Pazarlama: Abdullah Sarıkuzu Büşra Yıldız Özge Konci İletişim Adresleri:

Şubat sayımızda; aile, aşk, cinsellik, güzellik, diyet, beslenme ve modaya dair faydalı olabilecek birçok konuyu bulabileceksiniz.

Esentepe Mah. Kasap Sok. Aslan Apt. No:11 D:7 Şişli/İSTANBUL Tel: 0212 272 51 51 Fax: 0212 272 49 50

İş ortamında diyetinizi sürdürmenin ipuçlarından tepeden tırnağa kış bakımına, vintage mobilya modasından burçlara göre seks hayatına, evliliğe ikna etme yöntemlerinden modern çağın hastalığı olan metabolik sendroma kadar birçok konuda bilgi sahibi olabileceğiniz bir sayı hazırladık.

E-mail: editor@guzelliksanati.com ABD Temsilcisi: Prof.Dr.Tevfik Dalgıç Dallas, Texas, USA Tel: 0214 212 43 43 e-mail: tdalgic@gmail.com İngiltere Temsilcisi:

Değerli yazar kadromuz da her ay yeni ve keyifli makaleleriyle sizlerle olacak. Bu sayımızda Davranış Bilimleri Uzmanı Çiğdem Acarsoy, Gazeteci Nurgül Koca Acar ve Ece Ertem sizlerle buluşuyor.

Vehbi Koca 10 Avocet Close Se1 5En London/UK Tel: +44 (0)20 7232 0291 Dijital Yayın Platformu: Dijimecmua

Şimdiden tüm emekçi kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlar keyifli okumalar dilerim. 2

Güzellik Sanatı | Şubat 2013

Sayfa Tasarım: V2 Medya İletişim


İÇİNDEKİLER 4

Vintage Mobilya Modası

6

Ece Ertem- Çocuklar Nasıl Büyür

8

Evliliğe nasıl ikna edersiniz?

10

Nurgül Koca Acar – Alyans bazen bir kelepçe olabiliyor

4

12

Aşk kazalarından kurtaracak ipuçları

22

14

Burçlara göre seks hayatı

18

Renk uyumu ile genç görünün

20

Tepeden tırnağa kış bakımı

22

İş ortamında diyetinizi sürdürmenin ipuçları

24

Çiğdem acarsoy – Neden bize kötü davrananları seviyoruz?

30 8

26

Burçlara göre stil profili

28

Dilek Hanif, Paris Couture Week’ten övgülerle döndü

30

Moda saçtan başlar

32

Kolesterol Düşüren Mucize Yiyecekler Ne Kadar Tüketilmeli?

33

33

Modern çağın hastalığı: Metabolik Sendrom

34

Kadınlar şiddete karşı ayaklandı Güzellik Sanatı | Şubat 2013

3


dekorasyon

Vintage Mobilya Modası

Son yıllarda vintage adını sıkça duymaya başladık. Mobilyalarda olsun kıyafetlerde olsun bu isim pek çok yerde popüler olmuştur. Mobilyalarda düşünüldüğünde tanımı 30 ile 100 yıl arasında yaşamış mobilyalara verilen bir isimdir. Yani aslında modern ile antika arasındaki süreçte üretilen ve tasarlanan mobilyalardır. Zaten antika mobilya da 100 yılı geçen özellikli ürünlere verilen isimdir. Son yıllarda tarz olarak da vintage benimsenmiştir. Bu tarz uygulaması kolay ve rahat bulunan ürünlerden oluşan bir tarzdır. Mobilyalar annemizin veya anneannemizin evlerinde kullandıkları ürünlerdir. Bu tarz kendi tarzını yansıtmak isteyenlere kolaylıklar sağlar. Kolay ulaşılan ve pahalı olmayan mobilyalar tarz olarak da çeşitlidir. Uygun fiyatlı ürünler bulmak için eski mahallelere gitmek veya bitpazarlarını araştırmak yeterlidir. Bu tarz eski mobilyaların atılmadan elden geçirilerek tekrar kullanımını sağlar. Mobilyalar çok eski olmaGüzellik Sanatı SANATI | Şubat | Şubat 2013 2013 4 4 GÜZELLİK


dıkları için ufak tefek bakımla, tadilatla istediğiniz tarza ulaşır veya istediğiniz biçimde kullanabilirsiniz. Ayrıca bu tarz ürünler modern ve klasik tarz mobilyalarla da uyum sağlayacaktır. Bu tip mobilyalar günümüzde modern üreticiler tarafından tasarlanarak üretilmektedir. Ama kıymetlisi elbette orijinal ürünler bulmaktır. Ve kendi tarzımızı yansıtmaktır. Önemli olan bu mobilyaları birlikte kullandığımız mobilyalar ve yerleridir.

Güzellik Sanatı | Şubat 2013

5


dekorasyon

Köşe yazısı

Ece Ertem

Çocuklar Nasıl Büyür Sakınır saklarsınız, gözünüzden esirgersiniz. Hiçbir el ve göz değdirmeden, acıtmadan, incitmeden, bir emanet taşırcasına dikkatli ve özenli, günlerden günlere devredersiniz. Yine de çocukları biz büyütmeyiz aslında. Onları hayat büyütür. Bir gün rahmetli canım babacığım, bembeyaz bir benizle yanıma gelip, beni bir süre anneannemle bırakarak, başka bir ülkeye gitmek durumunda olduklarını söylediğinde, yalnızca on yaşındaydım. Henüz beş yaşında olan kardeşim beraberlerinde gidebilecekti, ancak ben bir ders yılı onlara katılamayacaktım. Çünkü gidecekleri yerdeki okul koşullarının uygunluğu bilinemiyordu ve bu sebeple sene kaybetmem doğru olmazdı. Tüm bunları bir uğultu gibi duyuyor olmam, âşık olduğum babamın beni bırakacağını söylemesinden daha başka bir sebebe dayanıyordu. Henüz ilkokullu bir kız çocuğuydum, ancak bu, izlediğim televizyonu ve okuduğum gazeteleri anlamamı engellemiyordu. Aydın bir öğretmenim ve özel bir ailem vardı. Dolayısıyla biliyordum. İran adındaki komşu ülkenin, tıpkı tarihteki örnekleri gibi, kanlı bir savaşın içinde çırpındığını biliyordum. Vedalaşırken babamın hıçkırarak ağladığını çok iyi hatırlıyorum. Öyle ki ben hiç ağlayamamıştım. O kadar üzgün ve çaresizdi ki… Ben çok uzaklarda kalmıştım. Yıllar sonra ölümüne değin, bir daha hiç böyle ayrılmamıştık. Zaman hızlı ancak zor aktı. Benim devam edeceğim okul ayarlandı, altı ay sonra babama, anneme ve kardeşime kavuştum. O zamandan sonra yaşadığım her şey benim bugünlerimin sebebidir diye düşündüm geriye baktıkça. O zamandan sonra, bir daha hiç kız çocuğu olamadım ben. Diplomatik misyonun çocuklarının devam edebil6

Güzellik Sanatı | Şubat 2013

diği Tehran International School, öğrencileri, öğretmenleri ve fiziki koşullarıyla, bir daha hiçbir araya gelemeyecek renklilikteydi. Bu rengarenk dünyanın siyah beyaz akan zamanında, biz bambaşka ülkelerin bambaşka din, dil ve tarih mirasının evlatları olarak, en kıymetli her şeyimizi yitirmeye an kala yaşadık çoğu zaman. Ailelerimizi ya da canımızı ne uğruna olduğunu bilmeden kaybedebilecekken, bazen sınıfta bazen sığınakta, kırmızı ve beyaz hava saldırısı sirenleri arasında öğrendik hoşgörüyü, farklılığın doğallığını, saygıyı, sevgiyi, dünyayı ve ölümü. Ülkelerimizin paralarını verdik birbirimize. Evden getirdiğimiz türlü tattaki yiyecekleri bölüştük. Başka dillerin selamlaşmalarını öğrendik. Tanrı dedik, Allah dedik, Doğa dedik. Hiç ağlamadık, hep güldük. El ele tutuştuk. Matematik, fizik, kimya vs. bir yana, daha da ötesini öğrendik, konuştuk, dinledik, bekledik. Biz her birimiz büyüyeceğimiz ve dünyanın dört bir yanında savaşın bize öğrettikleriyle yaşayacağımız günleri bekledik. O günler geldiğinde, söyleyeceklerimizi belirledik. Yine de her sirende, göz göze gelmemeye gayret ettik. Gitmeyi istemedik. Özetle: Ben çocuktum. Ta ki sokaktaki o kopmuş parmakları görene değin. Sığınağa koşana, kardeşime sarılıp, babamı annemi ve tüm sevdiklerimi düşününe değin… Ben çocuktum, bir sarsıntıyla yere düşene ve o düştüğüm yer ellerim arasından kayarken, anla zaman arasında bağ kurana değin. Elektriği günlerce görmeyene ve iki hava saldırısı arasında annemle ekmek almaya gidene değin. Okuldan eve götürecek servisin şoförü, radara yakalanmamak için çok alçak uçan uçaklarla burun buruna geldiğinde, bizi bırakıp, hareket halindeki minibüsten atlayana değin. Gözümü kapadığımda, hala o uçağı görebiliyorum. Hatta bir zihin illüzyonuyla pilotu bile görebiliyorum. Servis bir araca çarparak durduğunda,


ben de, ana okullu kardeşim de, diğer arkadaşlarımız da artık çoktan büyümüştük. Bu bizim savaşımızdı. Bizim ülkemiz değildi, bizim halkımız değildi, bizim kaderimiz de olmamalıydı belki, ama işte, bizim savaşımızdı. Biz Türk’tük, Yugoslav’dık, Rus’tuk, Hintliydik, Yunandık, Pakistanlıydık, Koreli’ydik, İngiliz’dik, Bulgar’dık, Ermeni’ydik. Biz müslümandık, hıristiyandık, ateisttik, yahudiydik, budisttik… Bu bizim din, dil, ırk, ülke, tarih savaşımız değildi. Bu bizim hayatta kalma savaşımızdı. Bu bizim insanlık onuru savaşımızdı. Bu hepimizin tek nefes, tek ses, tek yaşamımızdı. Neden oradaydık? Çünkü babam orada görevli idi ve biz “aile bütünlüğü içinde” yaşıyorduk, bağımsız müreffeh hayatlarımız için değil. Anlaşılan o ki, pek çok ülkeden, bizim gibi daha pek çok aile vardı. Yıllar böyle geçti. Görev tamamlanıp yurda döndükten kısa bir zaman sonra, sekiz yıl süren İran Irak savaşı çok ağır, ödenmemiş ve ödenemeyecek faturalarla bitti. Aslında biten tek şey, o coğrafyanın, o dönemlik göreviydi. Ve şairin dediği gibi, her ölüm erken ölümdür. Geçenlerde televizyonda bir şehit eşi şöyle diyordu: “Eşimin telefon hattını kapatmadım. Oradan kendimi arıyorum ve açmıyorum. Sonra kendi telefonuma bakıp cevapsız çağrı görüyorum ve diyorum ki, hay Allah yetişememişim. Ölümünü kabullenmiyorum.” Benim iki oğlum var. Biliyorum ki zaman hızlı geçecek. Bebeklerim çocuk olacak. Çocuklarım delikanlı olacak. Delikanlılarım adam olacak. Anne olarak öncelikli duam, onları bu yolculukta gözetebilmektir. Yok eğer gözetemeyeceksem, yollarda çok güzel ve yürekli insanlarla, aklı selim olarak yürümeleridir. Bilmem, onlara öğrendiklerimi aktaracak vaktim olur mu? Kromozomlarım hangi bilgilerimi onlara aktarmıştır acaba? Bilmem benim kadar yüreklerinden esintiler geçmesi doğru olur mu? Ama biliyorum ki yaşamım onların ellerini, zihinlerini ve sırtlarını boş tutmaya yardım etmekle geçecek. Elleri her an tutunabilmek için boş olacak. Zihinle-

ri yaratılan karmaşalarla dolup doğruyu kaçırmamak için boş olacak, sırtları ise kamburdan ağrı çekmeyip dik durabilmek için boş olacak. Benim çocuklarımın sadece yürekleri, akılları ve damarları dolu olacak. Severek, düşünerek ve hatırlayarak yaşayacaklar. Nefesim yettiğince… Çocuk yetiştirmek hiç de kolay değil; hatta ulvi bir görev. Layıkıyla ve sonsuz sevgiyle besleyemeyeceksen bu dünyaya çocuk getirmek de marifet değil. En önemlisi çocuklara ne dediğiniz değil nasıl örnek olduğunuz önemli. Söylediklerinizi değil dönüp dolaşıp ebeveynlerinin yaptıklarını yapıyorlar, yapacaklar. Fikirlerine, zekasına saygı duyduğum; sohbetine, kahkahasına ve en önemlisi dostluğuna doyamadığım Ayça Çakmak’a teşekkür ederim. Kendisi “hayat tadındadır”. Her zaman söylediğim gibi hayatı güzelliklerde yaşayın, başka bir hayat olmayabilir! Sevgilerimle,

Güzellik Sanatı | Şubat 2013

7


aile

Evliliğe nasıl ikna edersiniz? Erkek arkadaşınızla evlenmek ve onu evlilik yoluna sokmak istiyorsanız nasıl bir strateji uygulamalısınız? İşte merak ettiğiniz o sorunun cevabı… Hangi erkeklerin biyolojik saatleri ‘evliliği’ gösteriyor gelin hep birlikte bir göz atalım: Bekar arkadaşlarla her gece barlara gitmek artık çekici gelmiyorsa 2500 erkek üzerinde yapılan bir anketin sonuçlarıyla hazırlanan ‘Why Men Marry Some Women and Not Others’ adlı kitabın yazarı John Malloy artık bekar arkadaşlarıyla o bar senin bu bar benim dolaşmaktan sıkılan erkeklerin evliliğe hazır olduğunu

8

Güzellik Sanatı | Şubat 2013

söylüyor. Malloy kitabı için konuştuğu 17-70 yaş arası erkeklerin evliliğe hazır hissettiklerinde bir zamanlar favori mekanları olan yerlere artık takılmak istemediklerini itiraf ettiklerini belirtiyor. 30 yaşında evli bir bilgisayar teknisyeni olan Joe T. konuyla ilgili bakın neler söylüyor: ‘Cuma gecelerimi bekarların takıldığı bir barda içerek ve kızlara asılarak geçirirdim. Fakat bir gün o barda eğlenmediğimi as-


lında sadece eğleniyormuş gibi yaptığımı fark ettim ve evde takılma fikri daha çekici gelmeye başladı’. 36 yaşındaki yeni evli Rob F. ise şunları söylüyor: ‘Bir gün artık modellerle yatmak istemediğime karar verdim. Çünkü seviştikten sonra sohbet etmek istediğimi fakat hiçbir zaman böyle bir ortam yakalayamadığımı fark ettim’. Maddi olarak bağımsızlığını kazandıysa Terapist Dr. Tina Tessina konuyla ilgili şunları söylüyor: ‘Erkeklerin bir biyolojik saatleri var fakat bu saat kadınlarınkinden farklı çalışıyor. Birçok erkek bir aile kurmadan önce yeterli bir maddiyata sahip olmak istiyor. Eğer hala kendi faturalarını öderken zorlanıyorsa o zaman artı bir kişinin faturalarını üstlenmek istemeyecektir’. İnternetteki bir arkadaş sitesinin editörü olan Carol Morgan şunları söylüyor: ‘Çocuklara ilgi gösteriyor ve size çok güzel çocuklarınızın olacağını söylüyorsa o evliliğe hazır demektir’. John Malloy ekliyor: ‘Erkeklerin çoğu çocuklarıyla balık tutmak ya da top oynayabilmek için çocuk sahibi olduklarında yaşlarının genç olmasını ister. Üniversite mezunu erkeklerin çoğu 28-33 yaşları arasında evlenmek istiyor. Hukuk, tıp gibi bölümlerde ihtisas yapanlar ise 30-36 yaşları arasında evliliğe sıcak bakıyor. Bir erkek 37’sini geçtiğinde hala bekarsa o erkeğin evlenme ihtimali çok düşüktür. 43. Doğum gününde hala bekarsa o zaman yüksek ihtimalle hayatı boyunca bekar kalacaktır’. Sıfatı ‘erkek arkadaş’ olsa da size kocanız gibi davranıyorsa ‘Date Out of Your League’ adlı kitabın yazarı April Masini erkekler ve evlilik konusunda bakın neler söylüyor: ‘Eğer bir erkek size eşi gibi davranıyorsa, yani sizinle gelecek planları yapıyorsa, sizi ailesi ve arkadaşlarıyla tanıştırıyorsa ve gün içinde sizi arayıp hayatının detayları hakkında bilgiler verip, sizin gününüzün nasıl geçtiğini soruyorsa, bu adam evliliğe hazır demektir’. Beraber olduğunuz erkeğin gelecek için ne düşündüğünden emin değilseniz onun hareketlerine ve sözlerine dikkat edin. Gelecekle ilgili kurduğunuz planları duymazdan geliyor ve bu tarz konularda konuşmak istemiyorsa sevgiliniz nikah masasına oturmaya hazır değil demektir. Bu noktada yapacağınız en güzel şey ona ne hissettiğinizi ve ondan ne beklediğinizi açıkça anlatmaktır. Unutmayın o hazır değilse etrafta evliliğe sıcak bakan bir sürü başka erkek var. Güzellik Sanatı | Şubat 2013

9


aşk & cinsellik

Köşe yazısı

Nurgül Koca Acar

Alyans bazen bir kelepçe olabiliyor Ofisinde yine tempolu, cıvıl cıvıl yoğun telefon trafiği olan yeni bir iş günene başladı. Çalıştığı halkla ilişkiler firmasında üst düzey yöneticiydi. 30’lu yaşlarının sonlarına yaklaşmış bakımlı ve alımlı bir kadındı. Kumral dalgalı saçlarını ensesinde toplayarak bu sayede oval yüzünü ortaya çıkarıyor ve kendisine olgun bir hava katmayı seviyordu. Etrafında çok sevilen sosyal ve eğlenceli bir kişiydi. Kocası ise onun tam zıttıydı. Eşi kırklı yaşlarında oldukça başarılı, tanınmış bir iş adamıydı. Buğday tenli orta yaşına rağmen yakışıklı, hala atletik vücutlu, bakımlı ve zevkli giyinen az ama öz konuşan, entellektüel bir adamdı. Kahverengi gözleri bazen öyle derin bakıyordu ki, ne anlatmak istediğini bu şekilde bakışlarıyla karısına ifade edebiliyordu. Evliliğinin 10’uncu yılıydı ve çocuk sahibi olamamışlardı... İşe gitmek için her sabah evden birlikte çıkıyorlardı. Dışarıdan bakıldığında birbirlerine son derece bağlıydılar ve mutlu bir evliliğe sahiptiler. Aslında rutin bir hayat yaşıyorlardı... Sabah 8’de evden çıkıyor, akşam 8’de eve dönüyorlar, yemek faslı ve TV karşısında ya da kitap okuyarak geçen birkaç saatin ardından 12:30’da uyumaya gidiyorlardı... Evlendikleri günden itibaren arkadaş görüşmeleri, sadece iş ortamı çevresinde oluyordu. Özel günler veya kutlamalar dışında arkadaşları ile görüşmüyorlardı. Kocası kuralcıydı ve eşlerin ayrı ayrı bir sosyal yaşam kurmasına karşıydı. Nereye gidilecekse birlikte gi10

Güzellik Sanatı | Şubat 2013

dilmeliydiler, ağır başlı ve diğer insanlarla mesafeli olunmalıydı. Kadının eşi ile birlikteyken sempatikliğinden ve o eğlenceli tavrından eser kalmıyordu. Çünkü samimi duruş kocasına göre basitlikti ve o, bundan asla hoşlanmazdı. Kocası iş nedeniyle sık sık seyahate çıkıyordu. Başlangıçta bir kaç kez bu seyahatlerde kocasına eşlik etti. Birkaç gün sürmesine rağmen sıkıcı toplantılar nedeniyle otel odasında vakit geçirmek zorunda kaldığı için artık çok uzun süredir onunla seyahate gitmez olmuştu. Eşinin sayahate çıktığı zamanlar aslında onun özüne döndüğü, sosyal yaşamını gönlünce yaşadığı, arkadaşlarına yeterince vakit ayırabildiği zamanlar oluyordu. Bu nedenle, eşinin seyahatlerini sabırsızlıkla bekliyordu. Aslında kocasının bu durumdan pek de haberi yoktu. Sorduğunda şirket ya da iş yemeği veya eğlencesi diye bu sosyal etkinlikleri geçiştiriyor, kocası da onun sadakatine emin olduğu için çok da üzerine gitmiyordu. Kadına hayatı artk çok monoton gelmeye başlamıştı... Çocuk yapmayı bile düşündü. Bu seferde üç kişilik hayatı iki kişi yaşayacaktı. Değişen hiç bir şey olmazdı. Bu nedenle vaz geçti... Hayalindeki hayatı yaşayamadığını farkedince, hayali bir hayat yaşamaya başladı. Ara sırada olsa ideal ve engelsiz yaşamak onu mutlu etmeye yetiyordu... Oysa ona göre evlilik, hayatı her anlamda paylaşmaktı. Fakat düşlediği evliliği kuramadığını anladı. Birbir-


lerine aşık olmalarının nedeni, birbirlerine karşı ön yargısız yaklaşmayı başarmış olmalarıydı. Doğrusunu söylemek gerekirse onları evliliğe götüren şey kocasının, onu sıcak, eğlenceli ve dinlemesini bilen, onun da eşini maskesiz ve dürüst bulmasıydı. İkisi de birbirini yalansız ve abartısız sevmişti. 10 yılın ardından gördü ki aslında ikisi de hiç değişmemişti. Kendisi hala sosyal ve kıpır kıpır, kocası ise temkinli ve insanlara hatta kendisine bile mesafeli bir yaşamı tercih ediyordu. Evliliklerinin monotonlaşmasının altında yatan neden kocasının bu durağan ve kontrollü yaşam şekliydi. Aynı evde yaşayan, aynı masada yemek yiyen, aynı yatakta uyuyan ama hiç br şeyin paylaşılmadığı adına “evlilik” denilen alyans ile kelepçelenmiş bir beraberlik... Kocası yine bir iş seyahati nedeniyle şehir dışındaydı. Güne yanlız başladı. Evden çıkarken kocasından bir mesaj geldi telefonuna. “Hayatım Berlin’e ulaştım. Fırsat bulursam ararım. Kendine dikkat et” diye yazıyordu. Boş bir gülümseme belirdi yüzünde. “Sağ salim ulaşmış” dedi kendi kendine ve kısa bir yanıt gönderdi kinayeli bir şekilde; “İyi toplantılar ben de seni özledim”... Eşinin yokluğunu fırsat bilerek o akşam yine kalabalık bir arkadaş grubu ile buluştu. Özenli giyimi ile son derece hoş görünüyordu. Kalabalığın içinde hiç ummadığı biri ile karşılaştı. Üniversite yıllarındaki flörtü ile... Hayranlık ve özlem dolu bakışlarla kadına yaklaştı adam ve bir fransız saraylısı edasıyla elini öptü...

Uzun yıllar sonra yaşanan bu süpriz karşılaşma, kadını anlam veremediği şekilde heyecanlandırdı. Özgür ruhlu biri olduğu ve gençlik döneminde onunla bir gelecek göremediği için terk ettiği adam, büyük bir reklam ajansının genel müdürü olmuştu. Kumral ve yeşil gözlü adam, tıpkı eski günlerdeki gibi çok yakışıklı, eğlenceli, etrafına neşe saçan ve hoş sohbet biriydi. Hiç evlenmemiş ve özgürlüğü seçmişti... Gece boyunca hiç ayrılmadılar. Geçmişi anan sohbetlerin arasında hatta bir ara dans bile ettiler... Kadın bir anda üniversite yıllarına geri döndü. Yanında çılgın eski aşkını görünce evli olduğunu bile unuttu. Sanki o öğrencilik yıllarındaki partilerden birindeymiş gibiydi... Gece çok geç bitti... Aslında bitmesini de çok istemiyorlardı... Ertesi gün tatlı bir yogunlukla ofise gitti. Çünkü o akşam gençlik aşkı ile buluşacaktı. Kendisini ilk randevusuna giden genç bir kız gibi hissediyordu. Bu duyguyu hissetmeyeli ne kadar uzun zaman olmuştu... Ne kadar uzun zaman olmuştu, kendisini beğenilen bir kadın olarak hissetmeyeli. O kadar farklı ve yoğun duygular içindeydi ki bu onun her zamankinden daha neşeli olmasına ve etrafına ışık saçmasına neden oluyordu. Onun bu mutlu tavrı iş arkadaşlarının bile dikkatini çekti... Ofisinde gece için nasıl hazırlanacağına dair planlar yaparken hem masa telefonu hem de cep telefonu aynı anda çaldı. Eşi cep telefonundan, eski aşkı ise ofis telefonundan arıyordu... Acaba ilk olarak hangisine yanıt verecekti?... Siz olsanız monoton bir evliliği, yani alyans denilen kelepçe ile bağlı bir beraberliği mi ya da geçmişten gelen tümü ile benzeştiğiniz eski aşkınız ile heyecan okyanusuna yeniden yelken açmayı mı tercih ederdiniz? Siz olsanız ne yapardınız? Güzellik Sanatı | Şubat 2013

11


aşk & cinsellik

Aşk kazalarından kurtaracak ipuçları Arkadaşlarınızın uyarılarına kulak asmasanız bile, bazı ipuçları sizi bir aşk kazasından kurtarabilir. Hayatlarının aşkını bulan arkadaşlarınız hamile kalıyor ve hatta ikinciyi doğurabiliyor. Siz ise aşkın peşinden giderken bazen hak etmediğiniz tavırlarla karşılaşabiliyorsunuz. Kabullenmek istemeseniz, arkadaşlarınızın uyarılarına kulak asmasanız bile, bazı ipuçları sizi bir aşk kazasından kurtarabilir. Dürüst olmaktan kaçınıp sizden hemen ayrılmayan bir erkekle zaman kaybetmemek ve üzülmemek için bazı ipuçlarına dikkat etmeniz gerekebilir.

Sizinle Sadece Gece Yarısından Sonra Görüşüyor Hoşlandığınız erkeğin size sadece “öylesine” bir kadın olarak bakıyor olmasını kabullenmek çok zordur. Bunu fark edemediğinizde ya da görmezlikten geldiğinizde gözlerinizi açmak isteyen arkadaşlarınıza bile sırt çevirir ve onların sizi hiçbir zaman anlamadığından şikayet edersiniz. Ama sizinle sadece gece yarı-

12

Güzellik Sanatı | Şubat 2013

sı ve evde görüşmek isteyen bir erkek, bizce ancak karanlıkta kalmayı hak ediyor. Ciddi bir ilişki yaşamak istiyorsanız ondan en kısa sürede uzaklaşmalısınız.

Düşüncelerinize önem vermiyor Hayatınızdaki erkekle her zaman aynı fikirde olmayı bekleyemezsiniz. Ama çiftler aynı şekilde düşünmedikleri konular üzerinde uzun uzadıya konuşarak ortak bir paydada buluşmayı başarabilir. Birlikte olduğunuz erkek, savunduğunuz her düşüncenin saçma olduğunu düşünüyor ya da her dediğinize burun kıvırıyorsa uzlaşmak istemiyor demektir. Hiçbir konuda anlaşamayacağınız biriyle nasıl bir birliktelik yaşayabilirsiniz ki?

Dışarıdayken size dokunmaktan kaçınıyor Evin rahatlığında size sarılmaktan, sizinle öpüşmekten çekinmeyen, ellerini üzerinizden hiç çekmek istemeyen bir erkek, dışarıda tam tersi tavırlar ser-


giliyorsa sizin için alarm çanları çalıyor demektir. Dışarıda elinizi tutmamak için elini cebine sokan bir erkek, ya rastlayabileceği arkadaşlarına sizi nasıl tanıtacağı konusunda endişe duyuyor ya da sizin haricinizde başkalarıyla da görüşüyor demektir. Elinizi bile tutmaktan kaçınan bu erkekten en kısa sürede uzaklaşın.

sı kuramıyor ya da size özel meselelerini anlatmıyor mu? Sadece fiziksel yakınlaşmadan bahsetmiyoruz. Sizinle sıkıntılarını paylaşmayan bir erkek, ilişkiyi ciddiye bindirmek istemiyor demektir. Eğer bu erkekten duygusal bir karşılık beklemiyorsanız, bu şekilde takılmaya devam edebilirsiniz. Ama ona karşı bir şeyler hissediyorsanız, ondan uzaklaşmanın yararınıza olacağını söyleyebiliriz.

Sizi evinize bırakmıyor Size önem veren bir erkek, bunu her şekilde göstermek ister. Birlikte akşam yemeği yedikten sonra sizi evinize bırakmaktan hiç rahatsız olmaz, tam tersine size yardımcı olduğu için mutluluk duyar.

Sizinle arasına fiziksel bir mesafe koyuyor Evde baş başayken bile sizinle uzun süre göz tema-

Mesajlarınıza cevap yazması çok zaman alıyor İçinde bulunduğumuz bu teknoloji çağında, birine mesaj ya da e-posta yollamak artık neredeyse ışık hızında gerçekleşiyor. Eğer bir erkek ona yazdığınız mesaja cevap yazmak için saatlerce bekliyorsa çok kaba bir tutum sergiliyor olmasının dışında, sizi umursamıyor demektir.

Güzellik Sanatı | Şubat 2013

13


aşk & cinsellik

Burçlara göre Burçlara göre erkeklerin kadınların seks hayatı! seks hayatı!

Her erkeğin seks dünyası birbirinden farklılık gösterir... Her erkeğin seks dünyası birbirinden farklılık gösterir... Erkekleri seks sırasında anlamak güç olsa da, burçların etkisinden kurtulmaları imkansızdır. Hangi burç nasıl sevişir, nasıl bir seks hayatı var,seks sırasında nelerden hoşlanır gibi kafanızı kurcalayan tüm soruların yanıtı burada... Koç: Koç burçları fazlasıyla egoisttir ve eğer duygusal bir kadınsanız kesinlikle koç erkeklerinden uzak durmalısınız! Aşk oyunlarından pek hoşlanmayan koç erkekleri için seks bir gerekliliktir. Koç burcu erkeği her yerde ve her zaman seksyapabilir, bittikten kısa bir süre sonra yeniden başlayabilir ve partnerlerini mutlu etmeden bırakmazlar. Boyun bölgelerinin öpülmesinden çok hoşlanırlar. 14

Güzellik Sanatı | Şubat 2013

Burçlara karşı inanın ya da inanmayın ama bir gazete veya dergide gözünüze çarptığı an hepiniz okumadan geçemiyorsunuz. Burçlara karşı inanın ya da inanmayın ama bir gazete veya dergide gözünüze çarptığı an hepiniz okumadan geçemiyorsunuz. Burçlar ilginizi çekmese de seks hayatınızda ne kadar etkili olduğunu merak etmiyor olamazsınız. Her burcun cinsel hayatlarında neler ön planda, nasıl bir seks hayatları var sizler için bir araya getirdik. Koç: Koç kadınları ateşli, sabırsız ve fantezi dünyaları geniştir. Baskın olmayı seven koç kadınlarıseks sırasında da üste olmayı tercih eder ve kovboy pozisyonu onun için biçilmiş bir kaftan gibidir. Eğer bir koç kadını ile birlikteyseniz; her seksdeneyiminizde farklı bir kim-


Boğa: Boğa erkekleri müthiş tutkuludur. Eğer ki bebek sahibi olmak istiyorsanız bu kesinlikle boğa erkeğinden olmalıdır. Onlar için seks büyük bir tutkudur ve ön sevişmeden asla vazgeçemezler. Farklı ortamlarda da seks yapmaktan hoşlanan boğa erkelerinin favori mekanları arasında banyo yer almaktadır. İkizler: Değişken ruh haline sahip olan ikizler erkekleri, seks konusunda da farklı kadınlarla birlikte olmak isteyebilir. Onlar için seks mekanı hiç önemli değildir. Ofiste, arabada, belki gizli bir kuytuda… Yeter ki hayal gücünü kullanmak istesin. Öpüşmek onun en büyük hobisidir. Yengeç: Yengeç erkekleri biraz ana kuzusudur. Onlarla iyi bir seks yapmak istiyorsanız öncesinde güzel bir yemek hazırlayıp, ufak dokunuşlarla sekse hazırlayabilirsiniz. Yengeç erkekleri fantezilerden hoşlanırlar ancak sadece kendi yataklarında… Bu sebeple farklı mekanlarda fantezi yapmayı denemezseniz iyi ederseniz. Aslan: Seks konusunda kendisine oldukça fazla güvenen aslan erkekleri, yatakta hakimiyetin kendilerinde olmasını isterler. Kusursuz bir seks hayal ediyorsanız onun isteklerine uymak zorundasınız.

likte karşınıza çıkacak ve sizi fantezi dünyasına alacaktır. Boğa: Seks konusunda boğa kadını kadar ateşlisi yoktur. Boyun bölgesine ekstra duyarlı olan boğa kadınları eğer size güvenmişse seks sırasında sınırları zorlamaktan asla çekinmez. İkizler: İkizler kadınını mutlu etmek zordur. Monotonluktan nefret eder. Eğer ki ikizler burcu bir kadınla beraberseniz seks hayatınızı renklendirmek için sürekli yenilikler ve sürprizler yapmanız gerekecektir. Ruhsal yönden kendini sekse hazır hissettiği zaman asla sevişmek istediğini söylemekten çekinmezler. Yengeç: kulağına fısıldayacağınız güzel bir söz onu tahrik etmek için yeterlidir. İlk başlarda sakin gibi gözükse de tutkulu ve ateşli bir kadına dönüşerek sizi şaşırtacaktır. Kaşık pozisyonunda erotik dokunuşlar yengeçleri etkilemek için şahane bir tercih olacaktır. Aslan: Aslan burcu kadınları tahrik etmeye bayılırlar! Önce yaklaşır, erotik tavırlarla aklınızı başınızdan alır daha sonra kendini çeker. Fantezi dünyası oldukça geniş olan aslan kadınlarının sekste sınırları yoktur.

Güzellik Sanatı | Şubat 2013

15


aşk & cinsellik

Başak: Başak erkekleri partnerlerinin her istediklerini kusursuzca yerine getirir ancak yeri geldiğinde de eleştirmesini çok iyi bilir. Başak erkekleri, sekste yeniliklere fazla açık değildir, belirli çizgileri vardır. Bu sebeple fazla macera aramayın. Gösterişli kıyafetli kadınlara asla hayır diyemezler. Terazi: Bir terazi erkeğini elde etmek zordur. Sadece güzel kadınlarla seks yapmaktan hoşlanırlar. Çabuk ve vahşi bir seks asla ona göre değildir. Her anın tadını çıkararak yaşamak ister. Seks yaptığı mekan da en az seviştiği kadın kadar güzel ve çekici olmalıdır. Akrep: Akrep erkekleri adeta seks için yaratılmışlardır. Onlar için güzel, çirkin kadın ya da mekan fark etmez. Seks konusunda aceleci olsalar da parterini mutlu etmeme gibi bir durum söz konusu değildir. Akrep erkekleri aç kalabilir ama seks olmadan yaşayamazlar! Yay: Bir yay erkeği ile beraberseniz siz yatakta adeta bir kraliçe gibi hissettirecektir. Ancak sadece sizi değil, tüm kadınları! Bu yüzden ateşli bir seks hayatı yaşadıktan sonra sizi umursamayabilir. Sınırları zorlamaktan hoşlanır ve yavaş bir seks hayatını sevmezler.

16

Başak: Başak kadınlarını etkilemek biraz zordur. Gerçekten aşık olmadan kimseyle kolay kolay bir ilişkiye girmezler. Ama bir başak kadınıyla sevişme şerefine nail olursanız; onun aslında ne kadar ateşli olduğunu göreceksiniz. Ufak bir masajla başlayan dokunuşların ardından, soluğu aniden banyonda sevişirken alabilirsiniz. Terazi: Bir romantizm tutkunu olan terazi kadınlarının en hassas bölgesi kalçalarıdır. Öyle her ortamdaseks yapmaktan hoşlanmazlar. Yavaş ve emin adımlarla ilerleyen teraziler, havaya girdiklerinde ise sizi zevkin doruklarına çıkarır. Akrep: Sekste baskın taraf olmayı tercih eden akrep kadınları kontrolleri ellerinde isterler. Tüm burçlariçerisinde en ateşli ve tahrik etmeyi seven burç akrep kadınlarıdır. Bu hallerinin yanında narin ve naziktirler. Hayal gücü ve fantezi dünyasına kapılırsanız sizi mutlu etmemek için hiçbir engel yoktur. Yay: Yay kadınları genellikle seks sırasında üstte olmak isterler. Cinselliğe oldukça fazla düşkündürler ve biraz çapkındırlar. Sekste sıradanlıktan ve uzun süren sevişmelerden hoşlanmıyorlar.

Oğlak: Oğlak erkeklerini tatmin etmekte, tatmin olmakta zordur. Siz onu uyarmazsanız saatlerce aynı seks pozisyonunda kalabilir ve sizi sıkabilir. Günlük yaşantısındaki mesafesi seks hayatında da geçerlidir. Gerçekten güvendiği bir partner bulmadan sevişmek istemez.

Oğlak: Oğlak kadınları ilk başta biraz utangaç olsalar da yavaş ve nazik davranışlarınızla onu tutkulu bir kadına dönüştürebilirsiniz. Şehvetli oğlak kadınları günü birlik ilişkilere dayalı seksten asla hoşlanmasalar da size güven duyarsa yatağın patronu o olacaktır.

Kova: Kova erkeklerini tek eşli görmek neredeyse imkansızdır. Gizemli bir kadınsanız, aklını başından almanız oldukça kolaydır. Seks konusunda utangaç gibi gözükseler de seks oyuncaklarını ilişkinize dahil ederek onları hem eve hem kendinize bağlayabilirsiniz.

Kova: Kova kadınları cinsellikle ilgili fikirlerini paylaşmaktan asla utanmazlar ve eğer canı istemiyorsa seks yapmaları imkansızdır. Ancak canı istediği zaman sizinle rahatça her türlü seks oyununu yapabilir ve aklınızı başınızdan alabilir.

Balık: Balık erkekleri tabir-i caizse tam bir ayran gönüllüdür. Onları etkilemek çok kolaydır. Bu yüzden yanında sürekli farklı birini görebilirsiniz. Seks sırasında partnerlerinin kendilerini yönetmesinden büyük keyif alırlar. Hayal gücü kuvvetli olarak bilinen balıkların fantezi dünyaları da çok geniştir.

Balık: Duygusal ve hayal gücü yüksek olarak bilinen balık burçlarının seks hayatındaki etkileyici ve ilginç fantezilerine ortak olmanız için biraz sabretmeniz gerekebilir. Bir balık burcu kadınıyla beraberseniz ona karşı daima romantik olmanız gerekir. Karşılığında sizi tutku ve fantezileriyle ödüllendirecektir.

Güzellik Sanatı | Şubat 2013


diyet & beslenme

Hollywood Diyeti’nin öncüsü Victoria Backham Spice Girls grubunun eski üyesi ve modacı Victoria Beckham, Hollywood diyetinde öncü oldu. Beckham’ın favori kitabı ‘Honestly Healthy’, Hollywood ‘un yeni beslenme şekline göre hazırlandı. Sienna Miller’ın kardeşi Natasha Corrett’in hazırladığı kitap, alkali beslenme için örnekler veriyor. Şarkıcı Robbie Williams da bu diyete göre beslenen ünlüler arasında yer alıyor. Williams’ın yanı sıra birçok Hollywood yıldızı da bu diyeti uyguluyor.

Alkali Diyeti nedir? Her yiyecek sindirim sonrasında ya asit ya alkali artıklar bırakır. Alkali, asidin zıddıdır ve asitleri alkaliler yok eder. Yiyeceğin kendisinin asit olmasının önemi yoktur, önemli olan sindirim sonrası son ürünlerdir. Örneğin limon asitli bir besindir ama sindirim sonrası vücudu alkali yapar. Alkali diyet günlük alınan asitlenme yapan besinlerin yanına alkali besinleri eklemek üzerine kurulu bir dengeleme diyetidir.

Mutsuz olduğumuzda neden fazla yemek yeriz?

Neden stresli ve üzüntülü olduğunuz zamanlarda daha çok yemek yediğinizi hiç düşündünüz mü? Ofiste çalışırken üzerinize çöken stres ve sizi kaplayan hüzün, bir şeyler atıştırmak isteğini tetikler. Uzun ve yorucu bir gün boyunca bunu kaç kez tekrarladığınızı düşünün. Atıştırmak bir nevi yatıştırıcı görevi görür. %80’lik bir dilimde çalışanlar bu tip durumlarda tatlılar, çikolatalar, bisküviler gibi sağlıksız besinler tercih eder. Ankete dahil olan 3,000 kişilik gruptan %25’i ise ailesinde yaşanan sorunların ardından kendilerini yemek yiyerek rahatlattığını ifade ediyor. Şaşırılan bir sonuç ise eski kıyafetlerinin içine kilo aldığı için giremeyen ve bu nedenle yemeğe yönelenlerin oranının %19 olması. Tüm bu istatistikler göz önüne alındığında hepimiz günlük koşuşturma sırasından toplamda tam 1 saat 40 dakika boyunca yemek düşünüyoruz. Uzmanlar, bu durumun çok normal olduğunu belirtiyor. Üzüntü ve stres anlarında harekete geçen hormonlar iştahın artmasını sağlayabiliyor. Düşen kan şekeri açlık hissini arttırdığı için de yemeğe yönelmek

gayet normal oluyor. Uzmanların asıl dikkat çektiği konu ise, bu tip durumlarda salata veya meyve suyu gibi daha sağlıklı besinleri tercih etmek.

Güzellik Sanatı | Şubat 2013

17


cilt & makyaj & estetik

Renk uyumu ile

genç görünün

Porselen gibi pürüzsüz bir yüz, etkileyici gözlere kim sahip olmak istemez? Doğru yapılmış profesyonel makyaj ile hiç biri imkansız değil. Açık tenliler makyaj malzemeleri içinde bronz ve bakır allıklar bulundurmalı

Açık tenli kadınlarda makyaj her zaman risklidir. Beyaz ten üzerine yapılacak yanlış uygulamalar, kötü sonuçlara yol açabiliyor. Açık tenli kadınlar, makyaj öncesi baz oluştururken açık renk fondöten kullanmalı. Fildişi rengi fondöten, cildi dengelemeye yardımcı olacaktır. Cilt lekesi için sıcak şeftali, pembe ve tonları tercih edilebilir. Açık renkli bazın ardından allık tercihi bronz, şeftali ve bakır tonlarından yana kullanılmalı. Göz farı seçiminde kahverengi, haki ve toprak tonları tercih edilebilir. Makyaj uzmanları siyah göz farı ve kalem kullanmaktan kaçınılmasını, bunun yerine kahverengi kalem ve rimelin daha iyi sonuç vereceğini söylüyor. Makyajı tamamlamak için şeftali ve pembe tonlarında rujlar iyi sonuç verecektir.

Buğday tenlilere gül ve erik renkleriyle profesyonel makyaj

Orta ton cilt rengine sahip olanlar için makyaj teknikleri çok da farklı değil. Profesyonel makyaj izlenimi yaratmak için öncelikle doğru fondöten veya kapatıcı kullanmak gerekiyor. Koyu renk bir astar ile nötr renklerle kapatıcı kullanılarak makyaj desteklenebilir. Buğday tene sahip kadınlar, daha parlak bir cilt görünümüne sahip olmak için gül ve erik renklerini kullanabilirler. Bej, kahverengi ve karamel gibi renkleri, altın ve gümüşle kombine edip canlı bir görünüm elde edilebilir. Kavun ve kayısı tonları da ışıltılı bir gölge vermek için karıştırılıp kullanılabilir. Eğer orta tonlarda bir cildiniz varsa; koyu mor ve canlı mavi kullanmaktan kaçınmanız gerekiyor. Çünkü göz üzerinde kullanılan canlı bir mavi, gözü şişmiş veya morarmış gibi gösterebilir. Buğday tenliler profesyonel makyaj için ruj 18

Güzellik Sanatı | Şubat 2013

tercihini canlı turuncu ve canlı pembe renklerinden yana kullanabilir. Böylelikle makyajda renk uyumu sağlanmış olur.

Esmerler, ateşli kırmızı ve kahverengi mercan rujlarla makyajda renk uyumu sağlamalı

Koyu renk bir cilt tonunuz varsa cilt rengini ön plana çıkarmak için kullanılacak makyaj malzemeleri ışıltılı ve parlak pembe tonlarında seçilmeli. Böylelikle daha canlı makyaj modelleri elde edilebilir. Makyaj teknikleri konusunda en önemli konu doğru makyaj malzemelerini kullanmak . Yüzünüzde ön plana çıkarmak istediğiniz yerlerde daha canlı tonlar kullanmak gerekiyor. Özellikle esmerler gözlerinin güzelliğini ortaya çıkarmak için altın, gümüş, çikolata ve zümrüt yeşili, mor ve lacivert gibi renkleri kullanmalılar. Kırmızı tabanlı gölgeler de çekici gözleri oluşturmada yardımcı olacaktır. Bronz ve dut renkli allık ile derin sıcak pembe, fuşya ve kayısı allık renklerini tercih edebilirsiniz. Dudaklarınızda bal rengi altın ışıltı, karanlık berry renkler, koyu kırmızı ve derin mürdüm tonları uyum sağlayacaktır. Esmerler ayrıca ateşli kırmızı ve kahverengi mercanları da deneyebilir.



cilt & makyaj & estetik

Tepeden Tırnağa

Kış Bakımı

Kış aylarında deriyi etkileyen en önemli faktörler soğuk hava, kuru hava, klimalar ve kaloriferle ısınan kapalı ortamlardır. Bu sorunlara engel olabilmek için deri bakımında izlenebilecek 10 adım aşağıdaki şekilde sıralanabilir: Temizlik: Yüz ve vücudumuza, kurumaya engel olmak amacıyla kremli veya yağlı sabun ve jeller kullanılmalıdır. Nemlendirme: Yüz ve vücut deri tipine uygun nemlendiriciler (gliserin, vazelin, üre, laktik asit, hyaluronik asit içerenler) her banyodan sonra uygulanmalı ve kuruluğa engel olunacak şekilde nemlendiriciler daha sık sürülmelidir. 20

Güzellik Sanatı | Şubat 2013

Peeling: Kışın deri tipine göre sıklığı ayarlanarak glikolik asit, retinoik asit veya salisilik asit içeren jel, krem veya maskelerle derinin ölü tabakası yenilenmesi mutlaka sağlanmalıdır. Güneş koruması: Kış aylarında da güneş koruması devam ettirilmelidir. Özellikle karda (yansıma nedeniyle), yüksek yerlerde güneşin etkisi artar. Yağmurlu havalarda bile güneş açtığında ışığa duyarlı ciltler en az SPF: 15 – 30 arası sprey, krem veya losyon formlarındaki koruyuculardan kullanmalıdırlar. Anti - aging: Retinoik asit, glikolik asit, askorbik asit ve peptidler, krem, serum, maske şeklinde uygulanmalı; sistemik olarak antioksidan vb. gerekli maddeler kap-


sül veya tablet formlarında alınmalıdır. El bakımı: Soğuk havalarda gliserin, vazelin, lanolin içeren el kremleri daha sık uygulanmalı, el sabunları kremli veya yağlı olmalı, eldiven kullanılmalıdır. Ayak bakımı: Kış günlerinde kalın çoraplar, bot, çizme içinde uzun süre kalan ayaklara salisilik asit ve üre içeren krem ve pomadlar düzenli olarak uygulanmalıdır. Ayrıca mantar öldürücü maddelerin sprey, pudra, köpük, krem şeklinde uygulanması, mantar enfeksiyonlarına karşı ayakları korumaktadır. Saç bakımı: Saçları soğuk hava ve çevre kirliliğinden korumak için yumuşak şampuanlar ve saç kremleri uy-

gulanması, saçları – tırnakları güçlendiren biotin, çinko, demir kullanılması kışın özen gösterilmesi gereken bir diğer konudur. Tırnak bakımı: Tırnaklar da soğuk havalarda daha çok kırılmakta ve incelmektedir. El kremleri, tırnakları korumak için yeterli olmamaktadır. Bu nedenle tırnak koruyucu kremlerin düzenli kullanılmasına dikkat edilmelidir. Beslenme: Beslenme de deriyi korumak için dikkat edilmesi gereken bir faktördür. A, C, E vitaminleri, çinko, bakır, demir, selenyum alımı yanında zayıflama diyetlerinin abartılmaması ve yağ, karbonhidrat kısıtlamasının dozunda yapılması önemlidir.


diyet & beslenme

İş ortamında diyetinizi sürdürmenin ipuçları Tutarlı Diyet’in sahibi ve yaşam koçu Gizem Tutar, yoğun koşuşturma içindeki şehir insanına ofiste de uygulanabilecek basit önerilerle sağlıklı beslenmenin, verilen kiloyu korumanın ve sağlıklı kalmanın yol haritasını çiziyor. Şehir hayatında sağlıklı beslenme ütopik değil Uzun çalışma saatleri ve yoğun iş yükünün getirdiği zamansızlıktan muzdarip olan 21. yy insanı, gününün büyük kısmını ofis ortamında geçiriyor. Hal böyle olunca sağlıklı kilo vermeyi, kilosunu korumayı ve sağlıklı yaşamayı hedefleyen şehir insanının ofis ortamında sağlıklı beslenmek için nelere dikkat etmesi gerektiğini bilmesi gerekiyor. Yaygın kanının aksine sağlıklı beslenmenin hiç de zor ve pahalı olmadığını söyleyen Gizem Tutar ofis insanına öncelikle su tüketimine dikkat etmesini öneriyor. Yoğun çay kahve tüketiminin de etkisiyle ihmal edilebilen su tüketiminin günde en az 1 litre olması gerektiğine dikkat çekiyor. Bunun için yoğunluk ve zaman sıkıntısı yaşayanlara su tüketimini iş saatleri içine ve evde oldukları saatlere yaymalarını, unutkanlara da masaları üzerinde “Su İç” yazan su şişesi bulundurmalarını öneriyor. Tutar, sağlıklı beslenmenin diğer bir önemli konusunun kahvaltı olduğuna dikkat çekiyor. Şehir insanının erken kalkma, yol uzunluğu, zamansızlık gibi nedenlerle ihmal ettiği kahvaltısız bir güne başlamanın sağlığını, o günkü performansını ve iş verimini olumsuz etkileyeceğini söylüyor. Poğaça yemenin kahvaltı etmek olmadığını söyleyen diyetisyen evden çıkmadan kahvaltı edilemiyorsa 1-2 kraker, 2-3 kuru kayısı veya 1 bardak süt ile bir açılış yapıp, iş yerine ulaşıldığında hemen kahvaltı etmenin alışkanlık haline getirilmesini öneriyor. Tutar ayrıca gün içerisinde halsizlik, uyku hali ve verimsizlik gibi sorunlarla karşılaşılmaması için mutlaka ara öğünler yenilmesini öneriyor. Yolda yürürken ısırılan simidin veya ikindi kaçamağı olarak yenen çikolatanın 22

Güzellik Sanatı | Şubat 2013

ara öğün olmadığını belirten diyetisyen ara öğün olarak, hafif ve kan şekerinizi dengede tutacak taze yada kuru meyveleri, süt ürünlerini, küçük sandviçleri veya piyasada bulunan diyet bisküvi ve krakerleri tercih edebileceğinizi söylüyor. Gün içinde öğün atlanılmamasını, öğlen yemeği yemeğe fırsatı olmayanların da et, tavuk veya balıklı sandviçlerle %100 meyve suları veya ayran gibi sağlıklı içecekleri tercih etmelerini öneriyor. Günün ortasında toplantıya girenlerin, masadaki yağlı ve kalorili kurabiye tarzı atıştırmalıklardan uzak durmasını söyleyen Tutar, varsa peynirli kanepelerden 1–2 tane tüketebileceğinizi; eğer bu şansınız da yoksa sütü bol açık bir kahve içebileceğinizi söylüyor. Bu konuda anlayışın değiştiğini, sağlıklı beslenmenin iş verimi açısından önemini kavrayan firma sahiplerinin toplantılarda kuru meyveler veya kolay tüketilebilecek taze meyveler servis ettirmeye başladıklarını da sözlerine ekliyor. Günü sürekli arabada geçenlere ve arabadan inecek vakti olmayanlara torpido gözünde fındık, badem, ce-


viz, kuru kayısı, kuru üzüm, kuru erik gibi sağlıklı ara öğün atıştırmalıklarının yanı sıra, peynirli veya ton balıklı bir sandviç bulundurmalarını öneriyor. Ayrıca acil durumlarda tüketilmek üzere torpidoda pastörize kutu süt bulundurmanın da iyi bir seçenek olabileceğini söylüyor. Akşam yemeği çok geç saate kalanlara hafif bir menü tercih etmelerini öneren Tutar, bunun da mümkün olduğu kadar öğle yemeklerine uydurulmasını; örneğin öğlen sebze yendiyse akşam et çeşitlerinin tercih edilmesini öneriyor. Her iki öğünde et yemek zorunda kalanların salatayı bol tüketmesini ve yanında haşlama - ızgara sebze yemesini; her iki öğünde sebze tüketildiyse, protein ihtiyacını karşılamak için yoğurt, ayran veya peyniri ya da salatanın peynirli, ton balıklı veya mercimekli olanının tercih edilmesini söylüyor. Günün yorgunluğunu iş çıkışı gezmesiyle atmak isteyenlere hafif bir içkinin yanında patates kızartması yerine beyaz leblebi, fındık, badem, ceviz gibi daha sağlıklı besinlerin tercih edilmesini ve sonrasındaki akşam yemeğinde de ekmek tüketilmemesini öneriyor. Fark etmeden kilo almamıza neden olan 5 alışkanlık Tutarlı Diyet’in sahibi ve yaşam koçu Gizem Tutar, yoğun koşuşturma içindeki şehir insanı için kiloyu korumanın en az kilo vermek kadar önemli olduğunu belirtiyor. Öğün atlamanın, porsiyon kontrolü yapamamanın, ayakta yemek yemenin, şurubu, şekeri ve kremasıyla bir seferde minimum 350 kalori almamıza sebep olan kahve keyiflerinin ve brunchla başlayıp, fastfood restoranında sona eren hafta sonu kaçamaklarının şehir insanının fark etmeden kilo almasına neden olan 5 yanlış alışkanlığı olduğunu söylüyor.

Verdiğimiz Kiloyu Korumanın ve Sağlıklı Kalmanın Yolları Diyetisten Gizem Tutar, uzun saatler çalışan ofis insanının zayıflamak konusunda en çok sıkıntı çektiği konunun da, diyetini ev dışında sürdürmek olduğunu belirtiyor. Oysa gün boyu iş yerinde veya dışarıda olan bireylerin birkaç ufak püf noktasına dikkat ederek ve normal yaşantılarını aksatmadan kilo verebileceğini söylüyor. Hem zayıflamanın uzun süreli ve sağlıklı olmasını sağlamak hem de verilen kiloların arka kapıdan geri girmesini önlemek için dikkat edilmesi gereken noktaları da şu şekilde özetliyor.

İşe restoranda sizin için en doğru yemeği seçerek başlayın ve porsiyon ölçülerinize dikkat edin. Çorba, ızgara et, tavuk, balık ile sirkeli veya limonlu bir salata bu konudaki en iyi seçimler olacaktır. Tokluk hissinin yaklaşık 20 dakikada oluştuğunu düşünerek yemeğinizi yavaş yiyin ve en az 30 kere çiğneyin. Tatlısız yapamayanlardansanız sütlü tatlıları, düşük yağlı dondurmaları yada milk-shakeleri tercih edin. Hepimizin başına zaman zaman geldiği gibi kendinizi fastfood restoranına gitmekten alıkoyamadıysanız salata barlardan güzel ve sağlıklı seçimler yapabilirsiniz. İlle de hamburger yiyecekseniz daha çok yemenize sebep olabilecek promosyon kampanyalarını görmezden gelerek mesela double burger yerine normal hamburger tüketin. Tabi ki mayonezsiz ve az ketçaplı olanından… Ayrıca sadece hamburger ve pizzanın değil, yolda yürürken bir yandan yemeye çalıştığımız simit, poğaça, ekmek arası köfte ve döner gibi besinlerin de fast-food kategorisine girdiğini aklınızdan çıkartmayın. Acil durumlar için çantanızda mutlaka bir adet meyve veya bir paket diyet bisküvisi bulundurun. Açlık hissettiğiniz anlarda bunları yemeniz, ilk yiyeceğiniz öğünde tokluk hissi yaratarak daha az kalori almanızı sağlayacaktır. Ayrıca daha sağlıklı seçenekler için işyerinize yemeğinizi kendiniz götürebilir ve devrimci bir ruhla arkadaş toplantılarınızı börek gününden sağlık partilerine çevirebilirsiniz. İş yerindeki yemeklerinizde bol salata, kepekli sandviçler, birkaç porsiyon meyve, kutu süt veya ayranı tercih etmek restoranlardan alacağınız kaloriyi yarı yarıya düşürecektir.

Güzellik Sanatı | Şubat 2013

23


aile

Köşe yazısı Çiğdem ACARSOY - Davranış Bilimleri Uzmanı

Neden bize kötü davrananları seviyoruz? Resmini çiz derler bilirsiniz; düşünmek, hayal etmek çok önemlidir, hayallerinin resmini çiz ama gerçekten çiz. Üşenme kolaj çalışmaları yap. Panolar hazırla, düşünce gücünü aktive et. Kuantumdan yararlan. Geceleri uyumadan önce hayal etmek önemlidir. Her şeyin bilimsel bir açıklaması var; beyin dalgaları yavaşladığı zaman bilinçli yanın düşüncelerine kulp takamıyor ve bilinçaltına işliyorsun ufaktan ufaktan… Dahası beyin hayal ile gerçeği ayırt edemiyor. Şöyle açıklayayım mesela, elinize bir kalem alın, dikkatlice bakın ve gözlerinizi kapatıp o kalemi düşündüğünüzde beyinde uyarılan noktaların aynı olduğu gözlemlenmiş, yani beyin hangisinin düşünce, hangisinin gerçek olduğunu çok net ayırt edemiyor. İşte bizde bu boşluklardan yararlanarak hayallerimizi gerçek yapabiliyoruz. Buraya kadar her şey çok güzel hep derler ki; “Bir cennet resmi yap ve gir içine”. Bu kalıbı çok duyduk, hiç yabancı değil bize. Peki, o zaman ne biçim cennet bu? Ben mi yaptım şimdi bu cenneti? İnsanlar hayat boyu ruh eşini arar. Hayalinde resimler oluşturur; şöyle beni sevmeli, böyle iyi davranmalı… Ben “leb” demeliyim o da “lebi” diye tamamlamalı. (Niye hep leblebiyse! Yazık, günah keçisi yaptık bu leblebiyi de, bir rahat bıraksak artık şunu!) Der der gider Ennn uymayanını bulur. Ve o Ennn tanım dışı olanına, Ennn büyük aşkını verir, karşılığında da Ennn büyük yaraları açılır. 24

Güzellik Sanatı | Şubat 2013

Kanar… Kanar… Kanar… Pek çok teori var bunların sebebi ile ilgili; Diyorlar ki, geçmiş hayatlara kadar uzanıyor, gel temizleyelim. Diyorlar ki, bilinçaltından kaynaklanıyor, sende değersizlik inancı var ve sen kendine değer vermediğin için bunu çekiyorsun, gel düzeltelim. Diyorlar ki, bakış açın yamuk, gel doğrultalım. Diyorlar ki, kısmetin kapalı, gel açalım… E şimdi eksik kalmak olmaz bende bir şeyler söylemeliyim; Birincisi, bir yere gitmeyin, eğer gidecekseniz, tabii ki önce içinize gidin, sonrada anne babanıza bir bakın. Eğer bir erkek iseniz ve dırdırcı, dominant bir anneniz varsa, o zaman sakin ve huzurlu bir kadın tabii ki hoşunuza gider. Ve onu bir kenara koyup takdir edersiniz fakat sizi çeken aslında anneniz gibi kadınlar olur, ona alışkınsınızdır… O her neyse, onu ararsınız. Mutsuzluksa bile, siz o mutsuzlukta, kendinizi ait olduğunuz yerde, yani gözünüzü açtığınızda gördüğünüz o ilk evde hisseder ve o mutsuzluğun içinde aslında huzur bulursunuz. Nasıl bir paradoks değil mi? Ama maalesef doğru. Kızlar içinde baba model… Anneyi döven bir baba onları büyütmüşse, çok büyük bir ihtimalle aynı şeyi bilinçaltı bulup karşısına getirecektir. Alkolik bir baba alkolik bir kocayı, aldatan bir baba aldatan kocayı, sorumsuz bir baba da aynen sorumsuz


bir kocayı çekecek hayatına. Gördüğü ilk sevgi modeli, ilk aşkı, babası öyledir çünkü. Hatta annem düzeltememişti babamı ama ben bu adamı düzeltebilirim diye bile düşünecek bilinçaltı ve mücadele başlayacak böylece farkında bile olmadan… Bu paradokstan çıkmak önce bunun farkına varıp sonra vazgeçmeye çalışmakla olur, tabi vazgeçmek isterseniz.

Ve ben ‘Şeytanın Avukatı’ olsam derim ki; Hedef kimdi? Ailesine bakıp modelle, oldu bu iş!? Aman sakın!!! Sadece arının, her şeyden, herkesten. Geçici mutluluklar uğruna, kalıcı bedeller ödemeyin ve ödetmeyin. Güzellik Sanatı | Şubat 2013

25


moda

Burçlara göre stil profili Kadınların en fazla ilgilendiği iki alan: Moda ve Astroloji. Her kadın moda trendleri ile yakından ilgilenir ve kendine has bir tarz yaratır. Yarattığı tarz onun karakterinin de yansımasıdır aslında. Karakter diyince de akıllara astrolojik kimlik gelir. Peki Astroloji stilimizi nasıl etkiler?

KOÇ

YENGEÇ

Koç kadını oldukça güçlü ve rekabetçi bir

Yengeçlerin kendilerine özgü stil yaratma-

karakterdir. Koç burcu harekete geçmeyi

da adeta içgüdüsel bir yetenekleri vardır

temsil eder. Bu nedenle bu burca mensup

diyebiliriz. Çok yumuşak, dokunaklı ve sa-

kadınlar genellikle iddialı kıyafetleri seç-

natçı bir kişiliğe sahip olduğundan pastel

mekten çekinmezler. Kaliteli kumaşa sahip

ve toprak tonları tam onlara göredir. Çaba

giysileri, çok iyi dikilmiş elegan parçalardan

harcamadan feminen ve şık görünmeyi

oluşur. Aynı zamanda içinde rahat hareket

başaran nadir burçlardandır. Yengeçlere

edebilecekleri yalın, maskülen, sportif ve

pantolondan çok etek ceket takımlar ya-

keskin hatlı kıyafetleri tercih ederler.

BOĞA Bir boğa kadını kesinlikle feminen bir görünüme sahiptir. Bu nedenle kıyafetlerinde de kadınsı bir hava yaratmaya özen gösterir. Peplum etekler, vücudu saran ve iyi dikilmiş şık elbiseler, leopar gibi kadınsılığı vurgulayan desenler tam ona göredir. Unutmayın, keskin hatlar, parlak renkler ve karışık desenler onun stiline asla uygun de-

kışacaktır.

ASLAN Alışverişe gidip hiçbir masraftan kaçınmamak onun en büyük özelliği. Lüks giyim, stras taş ve deri Aslan kadınını tanımlıyor. O her zaman en iyisini ister, en iyisini sever. Sarı rengin tüm tonları, sıcak renkler, kırmızı ve turuncu onun rengidir. Diz boyu elbise ve uzun pantolonlar Aslan kadını için süper bir seçim olacaktır.

ğildir. Kibar ve kaliteli kumaşları sever. Altın aksesuarlarla kıyafetinin zarafetini arttırır.

BAŞAK Bir başak kadınının kıyafetlerinde ince de-

İKİZLER

26

taylar ve mükemmeliyetçilik öne çıkar. Giy-

Diğer burçlarla karşılaştırıldığında tam bir

sileri temiz ve hatasız olmalıdır. Bu nedenle

gardıroba sahip olan tek burç olarak ta-

iyi dikimli kaliteli parçalara yönelir. Ancak

nımlanabilir. Mini etek ve şık bir jeanle, stili

aynı zamanda biraz tutumlu olduğundan

arkadaşları arasında kıskançlığa neden ola-

iyi markaların indirim zamanını bekler ya

bilir. Hem spor hem abiye bir tarza sahiptir.

da outlet mağazalarından alışveriş yapar.

İnce pantolonlar favorilerindendir. İkizler

Parlak renkler ya da fazla aksesuar kulla-

kadını renklerle oynamalı, farklı kontrastlar

nımı asla ona göre değildir. Sade şıklıktan

yaratmalıdır. Mavi, turkuaz, yeşil, gümüş

yana olan Başaklar için kolejli stilini yansı-

onun renkleridir

tan elegan blazer’lar biçilmiş kaftandır.

Güzellik Sanatı | Şubat 2013


TERAZİ

OĞLAK

Terazi kadını her zaman olduğu gibi kıya-

Çekiciliğiyle bilinen Oğlak kadını için sade

fetlerinde de denge ve uyum arar. Elegan

ve rahat kıyafetler uygundur. Uzun palto-

siyah, gül kurusu tonlarından kırmızıya

lar ve şallar, onlar için her zaman doğru

uzanan tonlar onun sofistike ve feminen

tercihler olacaktır. Vintage parçalara gardı-

tarzını yansıtır. Abartılı, fırfırlı ve fazla gös-

roplarında her zaman yer vardır. Genellikle

terişli kıyafetler ya da moda kurbanı olmak

siyah, bej, gri, yeşil ve lacivert renklerini ter-

asla ona göre değildir. Terazi kadını za-

cih eden Oğlak kadını, aksesuarda seçimini

mansız klasik parçalarla günün modasını

gümüş ve altından yana yapar. Mini etek,

yansıtan parçaları mükemmel bir biçimde

şık bir saat ve yuvarlak burunlu ayakkabı-

yan yana getirir. Kimi zaman da transparan

vazgeçilmezleri arasına adını yazdıracaktır.

parçalar ya da dantellerle seksapelini ortaya koymaktan çekinmez.

AKREP Tarzı duyarlı, kışkırtıcı olmalı ama asla kaba olmamalıdır. Daha yumuşak kumaş ve derileri tercih etmeli. Yüksek topuklular ve çizmeler akrep kadını için yeri doldurulamaz ayakkabılar olmalı. Akrep kadını seçimlerinde ve kararlarında cesur olmaktan çekinmez. Kırmızı, siyah, beyaz, altın ve vişne renkleri onun favorileri arasında. Kısa elbiseler, çizgili kazaklar ve çizmelere dolabında yer açmalı.

YAY

KOVA Sanatsal ve moda yeteneği yadsınamaz bir kadın! Bu nedenle zevkine ve içgüdüsüne dayanarak kendi rotasını çizebilir ve kendi modasını yaratabilir. Kova kadınının rahat tarzı, erkek giyiminin bazı parçalarıyla bütünlük kazanabilir. Ceket ve pantolon onun feminen imajını tamamlayacak, maskülen bir görünüm elde etmesini sağlayacaktır. Siyah, beyaz, lacivert, leylak ve mor favori renkleri arasında bulunur. V yaka kazaklar ve deri giysiler Kova kadınının gardırobunda yer almalıdır.

Yaylar tüm burçlar içinde en özgür ruhlu

BALIK

ve en maceraperest olan burçtur. Bu ne-

Baştan çıkartıcı ve hayalperest Balık kadını,

denle kıyafetleri son derece pratik ve spor-

çevresindekilerin dikkatini çekmek için ya-

tif olmalıdır. Hareketli yaşamı seven yaylar

ratılmıştır. Sıcacık kabanlar, romantik jileler

için moda global bir anlam taşır. İlhamını

ve jeanler onun rahat ancak şık giyim tarzı-

Afrika’dan alan desenler, ekolojik parçalar,

na uygundur. Gümüş, altın ve inci küpeler

el yapımı takılar ve daha birçok eksantrik

ile kolyeler Balık kadınının daha zarif gö-

parçayı onun üzerinde görmek hiçte şa-

rünmesini sağlayan ince detaylardır. Mavi-

şırtıcı değildir. Bu karışım herhangi birinin

nin tüm tonları, leylak, mor, yeşil ve ışıltılı

üzerinde kötü durabilir ama akıllı yaylar

renkler Balık kadınının vazgeçilmezleridir.

bu ilginç parçaları uyumlu bir biçimde yan

Şık bir bluz, jean ve gümüş bir çanta her

yana getirmeyi başaracaklardır.

zaman kurtarıcısı olacaktır. Güzellik Sanatı | Şubat 2013

27


moda

Dilek Hanif, Paris Couture

Week’ten övgülerle döndü Dünyaca ünlü moda tasarımcımız Dilek Hanif merakla beklenen 2013 Bahar Dalı Koleksiyonu’nunu, Paris Couture Week kapsamında düzenlediği bir sergi ile modaseverlerin beğenisine sundu. Hanif’in Armaggan işbirliği ile özel olarak dokunan kumaşlarla hazırladığı koleksiyonu, 22 Ocak 2013 tarihinde Paris Hotel Crillon’da gerçekleşen özel sunumla moda dünyasına tanıtıldı. Couture tasarımlarının sergilenmesinde dünyanın en önemli etkinliği kabul edilen ve birbirinden değerli moda markalarının defile ve sergileriyle görsel bir şölene dönüşen “Paris Couture Week”, 21 - 24 Ocak 2013 tarihleri arasında moda dünyasını buluşturdu. Dior, Chanel, Elie Saab ve Valentino gibi dev markaların yer aldığı Paris’teki büyük buluşmada merakla beklenen “2013 Bahar Dalı Koleksiyonu”nu sergileyen Dilek Hanif modaseverlerden tam not aldı. 2004 yılından bu yana Paris Couture Haftası’na katılarak dünya moda devlerinin yanında Türk modasını temsil eden ünlü tasarımcı, her sene olduğu gibi bu sene de tüm dünyanın ilgi odağı oldu. Dünyanın farklı ülkelerinden gelen moda editörlerinin büyük ilgisi ve beğenisiyle karşılaşan Hanif, “2004 yılından bu yana Dilek Hanif markasıyla Paris Couture Week’e katılıyoruz. Burada olmaktan ve tasarımlarımızı dünyaya tanıtmaktan son derece memnunuz. Her sunumda bir öncekinden daha fazla ziyaretçiyle buluşuyoruz. Bu yıl da çok ciddi bir ziyeretçi sayısına ulaştık. İlk kez canlı mankenlerle yaptığımız sunumun ardından cansız mankenlerle gerçekleştirdiğimiz sergi ziyeretçilerimizin çok hoşuna gitti. Böylece koleksiyonun tüm detaylarını inceleme şansı buldular.Dolabımın Aldığımız övgü dolu sözler her sene daha davazgeçilmezleri artan bir mutluluk ve gururla Türkiye’ye dönmemizi sağlıyor” sözleriyle mutluluğuçeşitli modellerde nu dile getirdi.

gömlekler ve

Dilek Hanif, “2013 Bahar Dalı boğazlı kazaklar. Koleksiyonu”nda Osmanlı ve Selçuklu desenlerini modern çizgilerle ve doğal boya kumaşlarla birleştiriyor Dilek Hanif’in her zaman rafine ve elegan tarzıyla dikkat çeken koleksiyonu, Armaggan’ın özgün, geleneksel baskı tekniği uygulaması, el işçiliğiyle dokunan, organik boya ve baskılarla çeşitlendirilmiş özel kumaş28

Güzellik Sanatı | Şubat 2013


larıyla göz kamaştırıyor. İlk kez bu tür bir işbirliğiyle hazırlanan couture koleksiyonundaki parçalar, 16. Yüzyıl Osmanlı sanatının en değerli örneklerinden kabul edilen ve üretimi dünyada yalnızca Armaggan tarafından yapılabilen ‘Kemha’ kumaşının ihtişamıyla da zenginleşiyor. Koleksiyonda modernizm ile etnik detayları birleştirerek elegan bir tarz oluşturan Hanif, Osmanlı’nın romantik bahar deseninden hareketle bedenden eteklere doğru inen el işlemelerini, Selçuklu’nun art-deco tarzıyla harmanlayarak asırlık bir şıklık sunuyor.

Derin yırtmaç ve transparanların ön plana çıktığı parçalar, drapelerle hareketlendirilerek feminen bir şıklığı gözler önüne seriyor. Tek taraflı drape toplamalar, sırt dekolteleri, Osmanlı’dan modernize edilerek çalışılan şalvar pantolonlar pelerinlerle zenginleştiriliyor. Ağırlıklı olarak açık ve yarı saydam renklerin hakim olduğu koleksiyonda, pudra, somon, karamel tonları, fildişi, kum renkleri ve ten renginin yanı sıra amber gold, bal rengi de koleksiyonu renkleriyle özel kılan diğer unsurlar arasında yer alıyor. Güzellik Sanatı | Şubat 2013

29


moda

WELLA ile Moda Saçtan Başlar Anne Hathaway, Cameron Diaz, Eva Herzigova ve Sienna Miller gibi birçok ünlü ismin saçlarını teslim ettiği WELLA Marka Elçisi Saç Stilisti Sascha Breuer’in 2013 İlkbahar&Yaz trendlerini sihirli dokunuşlarıyla gösterdiği WELLA lansmanı, moda denince son dönemde akla gelen en popüler ikili Hakan Akkaya ve Özge Ulusoy’un katılımıyla gerçekleşti. Yeni sezon trendlerinden “Füzyon”u Özge Ulusoy’un saçlarında uygulayan Breuer, bu saç modelini yeni sezonda sıkça göreceğimizi belirtti. Yeni saç rengi ile beğeni toplayan Özge Ulusoy ise değişiminin sırrını paylaştı. Sezon trendlerini Moda Tasarımcısı Hakan Akkaya anlatırken, daha önce kullandığı açık renk saçlarını şimdi Koleston Çikolata Kahve Köpük Boya ile saç rengini

30

Güzellik Sanatı | Şubat 2013

değiştiren Özge Ulusoy ise tarzı ile konuşulmak isteyen kadınlara ipuçları verdi; “Wella ürünleriyle sadece üç adımda kusursuz saçlara sahip olabilirsiniz” diyen Özge Ulusoy, “İlk adım olarak teninize uygun bir saç rengini seçmekle başlayabilirsiniz. Ben saç rengimi Koleston Köpük Boya ile değiştirdim ve yüz hatlarımı daha çok ortaya çıkaran yeni saç rengimdem çok memnunum, yeni saç rengimin tarzımı bütünlediğini düşünüyorum ve çok olumlu tepkiler alıyorum iyi ki değiştirmişim” diyor ve şöyle devam ediyor; “Mesleğim gereği saçlarımı sık sık şekillendiriyorum, birçok farklı saç modeli uyguluyorum. Bence şık görünmenin sırrı saçlardan başlıyor çünkü saçlarınız giysilerinizde yakaladığınız modanın en etkili tamamlayıcısı. Kıyafetinizin daha iyi durmasını sağlayan en önemli ayrıntı saçlarınız. Saçlarım istediğim gibi olmazsa ne giyersem giyeyim kendimi iyi hissetmem. Bu yüzden saçlarımın sağlıklı ve güzel görünmesi benim için çok önemli.” Ünlü Moda Tasarımcısı Hakan Akkaya ise “Artık şık görünmek çok kolay, sadece birkaç küçük ipucuna ihtiyacınız var. Örneğin bu sezon bol paça pantolonlar kadın modasına maskülen bir duruş getiriyor. Ama marifet, erkeksi kıyafetleri feminen dokunuşlarla yumuşatmakta. Bunu da canlı bir saç rengi ve modeli ile sağlayabilirsiniz. Evde etkili saç bakım ve şekillendirme ürünlerini kullanarak kolayca oluşturabileceğiniz saç stiliniz ile tarzınızı tamamlayabilirsiniz” diyor. Moda dünyasının en tanınmış ve simgeleşmiş saç stillerine imza atan WELLA Marka Elçisi Saç Stilisti Sascha Breuer, 2013 İlkbahar&Yaz trendlerini paylaştığı yeni WELLA lansmanında, her kadının kendini güzel hissetmesi için ilk adımın tene uyan bir saç rengi seçmekten geçtiğini belirtiyor. “Saç renginiz ifadenizi yumuşatabilir ya da sertleştirebilir. Bu yüzden hiç şüpheniz olmasın ki ten renginizle uyumlu bir saç rengi size en yakışan renktir.” diyor.


Güzellik Sanatı | Şubat 2013

31


sağlık & yaşam

Kolesterol Düşüren Mucize Yiyecekler Ne Kadar Tüketilmeli? Uzman Diyetisyen&Yaşam Koçu Gizem Şeber Uyarıyor… Kurubaklagiller: Kuru fasulye, nohut, yeşil mercimek gibi besinlerin içerisinde bulunan çözünür lifler, kötü Hutlu kolesterol olarak anılan LDL kolesterolü düşürmeye yardımcıdırlar. Yapılan bir bilimsel araştırmada; her gün 1 porsiyon kurubaklagil tüketimi, 6 haftada kan kolesterol seviyelerini %10 azaltmıştır. Haftada en az üç kez kurubaklagiller sofralarımızda yer almalı. Kuruyemişler: Fındık, badem ve ceviz gibi kuruyemişler, düzenli tüketildiklerinde kan kolesterol seviyelerini düşürmeye yardımcıdırlar. İçerdikleri çoklu doymamış yağ asitleri de, damar sağlığının korunmasına yardımcı olurlar. Yapılan bilimsel çalışmalara göre, günde ortalama 40 gram kuruyemiş tüketmek, kötü huylu kolesterolü düşürmeye yardımcı olur. Soya ürünleri: İçerdikleri fitat ve izoflavonlar sayesinde düzenli tüketildiklerinde kolesterolü düşürücü etki gösterirler. Soframızda çok alışkın olmadığımız soya ürünlerine soya sütü, tofu veya soya kıyması olarak yemeklerde, çorbalarda yer verebiliriz. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) önerilerine göre; günde 25 gram soya proteini tüketmek, kötü huylu kolesterolü düşürmeye yardımcı olur. Avokado: Avokadoda; iyi huylu kolesterol olan HDL’yi yükselten ve LDL’nin düşmesine yardımcı olan tekli doymamış yağ asitleri bulunur. Aynı zamanda diğer bütün meyvelere oranla, kolesterol düşürmeye yardımcı etkisi olan beta sitosterolleri yapısında daha fazla bulundurur. Günde ¼ veya ½ avokado tüketmek kan kolesterolünü düşürmek konusunda yol katetmeyi sağlar. Çikolata: Bitter çikolatanın içerdiği antioksidanlar, kalp sağlığının korunmasına yardımcıdır. Bazı bilimsel çalışmalar, kakaoda bulunan antioksidanların iyi huylu kolesterolü yükseltmeye yardımcı olduğunu göstermiştir. Günde 30 gram bitter çikolata tüketmenin, kötü huylu kolesterolün vücutta okside olmasına engel olduğu bilinir. Bitkisel steroller: Bitkilerin yapısında bulunan bu mad32

Güzellik Sanatı | Şubat 2013

de, vücuttan kolesterol emilimini azaltarak, düzenli tüketimde kolesterolü düşürmeye yardımcı etki gösterir. Bitkisel sterollerin kolesterolü düşürücü etki göstermesi için günde 2 gram tüketilmeleri gereklidir. Bazı bilimsel çalışmalarda aşırı tüketimlerinin damar sertliği riskini arttırabileceği gösterilmiştir. Piyasada bulunan bitkisel sterol eklenmiş ürünleri kullanan kişiler, eğer yüksek kolesterol sebebi ile ilaç kullanıyor iseler, doktorlarına danışmalılar.


Modern çağın hastalığı metabolik sendrom

Her gün sabah kalkıp işe kahvaltı yapmadan mı çıkıyorsunuz, trafikte kayda değer bir zaman geçirip bütün gün masa başında mı çalışıyorsunuz, bilgisayar karşısında hareketsizce işinizi yapıp, öğle yemeğini hızlı yemeklerle geçirip akşam eve gelindiğinizde yemeklere saldırıp televizyon karşısında uyuyakalan insanlardan mısınız?

O zaman çağımızın hastalığı metabolik sendroma yakalanmış olabilirsiniz. Nişantaşı Hospital Dahiliye bölümü doktoru Dr. Tuğrul Mert Kıvanç çağımızın hastalığı metabolik sendroma karşı uyarıyor. Modern şehir hayatının getirdiği hareketsiz yaşam ve yüksek kalorili beslenme, sendromun ortaya çıkmasını etkileyen en önemli faktördür. Metabolik sendrom basit olarak; insanın yaşının ilerlemesi kalp damar hastalığı veya şeker hastalığına yakalanma olasılığını arttırır. 20. yüzyılın başında adından bile söz edilmeyen bu sendrom günümüzde bir çığ gibi büyüyüp salgın hal almıştır. Tedavi edilmezse Kalp ve damar hastalıkları, kalp krizi ve felç geçirme olasılığı, geometrik olarak

artar ve ani ölümler görülebilir. Önlem alınmadığında; hipertansiyon, insülin direnci, tip 2 diyabet, kalp ve damar hastalıkları gibi tüm olumsuz sonuçlar en geç 7 yıl içinde ortaya çıkarabilir. Metabolik sendromdan korunmanın temeli sağlıklı yaşam şeklini benimsemektir. Güzellik Sanatı | Şubat 2013

33


sağlık & yaşam

Kadınlar

şiddete karşı ayaklandı Kadına şiddeti protesto amacıyla 14 Şubat Perşembe günü tüm dünyada 1 milyar insanın aynı anda dans edeceği “One Billion Rising” etkinliğine Beşiktaş Belediyesi Kent Konseyi Kadın Meclisi destek verdi. Etkinliğin İstanbul ayağı ünlü isimlerin de katılımı ile Beşiktaş’ta yapıldı. Dünyada ve Türkiye’de çok ciddi bir sorun olan kadına karşı şiddet 14 Şubat Perşembe günü çok farklı bir etkinlikle protesto edildi. Dünyanın farklı metropol kentlerinde, kadına şiddete karşı olan kadınlar ve erkekler protestolarını dans ederek ortaya koydu. “One Billion Rising” (Bir Milyar Ayaklanıyor) adlı etkinlik İstanbul’da da Beşiktaş Belediyesi Kent Konseyi Kadın Meclisi’nin desteği ile Beşiktaş’ta yapıldı. 14 Şubat Perşembe günü tüm dünyayla aynı anda Beşiktaş Barbaros Meydanı’nda gerçekleşen etkinliğe çok sayıda ünlü de katıldı. 34

Güzellik Sanatı | Şubat 2013


Güzellik Sanatı | Şubat 2013

35



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.