Solarex Magazine Ocak-Subat 2017 Sayısı

Page 1




4

Solarex İstanbul’a geri sayım başladı!

10

Zahit Alüminyum konstrüksiyon sistemlerinde, her iklim koşuluna uygun ekonomik çözümler mevcut!

16

“Dikkat! Her Solar Kablo Aynı Değildir...”

40

‘Güneş enerjisi yatırımcıları’ dernek çatısı altında birleşti

52

Yeşil bitkiler ile yerli güneş enerjisi panel üretiminde maliyet düşüyor

56

Güneş Santrallerinde Kesintisiz String Akım Gerilim Ölçümü

İMTİYAZ SAHİBİ İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK İÇ VE DIŞ TİC.LTD.ŞTİ. HÜSEYİN FERRUH IŞIK GENEL MÜDÜR / GENERAL MANAGER MEHMET SÖZTUTAN mehmet.soztutan@img.com SORUMLU MÜDÜR CÜNEYT AKTÜRK cuneyt.akturk@img.com.tr REKLAM MÜDÜRÜ YASEMİN ALBAYRAK yasemin.albayrak@ img.com.tr EDİTÖR GİZEM YILDIZ gizem.yildiz@img.com.tr ART DİREKTÖR İSMAİL GÜRBÜZ ismail.gurbuz@img.com.tr

CONSEPT TASARIM SAMİ AKTAŞ

sami.aktas@img.com.tr FOREIGN RELATIONS İSMAİL ÇAKIR

SOSYAL MEDYA EMİR YENER emir.yener@img.com.tr CTP-Baskı

İhlas Gazetecilik A.Ş.

ismail.cakir@img.com.tr

Merkez Mahallesi 29 Ekim Cad.

KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ

Yenibosna - Bahçelievler / İstanbul

EBRU PEKEL

ebru.pekel@ img.com.tr MUHASEBE VE FİNANS MÜDÜRÜ MUSTAFA AKTAŞ

mustafa.aktas@img.com.tr ABONE

İSMAİL ÖZÇELİK

ismail.ozcelik@img.com.tr BİLGİ İŞLEM

EMRE YENER

emre.yener@img.com.tr

İhlas Plaza No:11 A / 41 Tel: 0 212 454 30 00

ADRES Polat İş Merkezi | Evren Mah. Bahar Cad. No: 3 K: 1 34197 Güneşli- Bağcılar | Istanbul | Turkey Tel: +90 212 604 50 50 | Fax: +90 212 604 50 51 www.solarexmagazine.com. e-mail: yasemin.albayrak@img.com.tr Solarex Magazine yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. Solarex Magazine’nin bütün yayın hakları İSTMAG Magazin San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. İki ayda bir yayınlanır. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.


Güneş uzaktan da aydınlatır her yeri Yaz saatinin uzatılmasıyla birlikte

şu günlerde LEED Sertifikalı yeşil binalar gündeme geldi. LEED

gündüzlerimiz daha aydınlık olacak. İTÜ

Sertifikası edinmiş binaların sayısı 164’e yükseldi ve 2 Mayıs 2017

ve Su Vakfının düzenlediği 10. Uluslararası Temiz Enerji Sempozyumu kapsamında tartışılan kış saati uygulamasının kaldırılmasının

tarihinden itibaren en az C sınıfı enerji kimlik belgesi almayan yapılara iskan verilmeyeceği açıklandı. Ocak-Şubat sayısı için hazırladığımız dosyada; kablo,

bize faydası ne olacak? Öncelikle yaz saati uygulamasının devam kararıyla birlikte karanlıkta

konektör, konstrüksiyon ve montaj gibi GES sistem gereçleri üzerine röportajlar gerçekleştirdik. Bu dosyada ana

kalan mesai saati olmayacak. Gün ışığından daha fazla yararlanmak fikriyle başlatılan uygulama, günü daha enerjik geçirmemizi sağlayacak. Konunun psikolojik

sistem bileşenlerinin yanında konektör, solar kablo ve konstrüksiyon gibi sistem gereçlerinin efektif kullanıma sahip olmasının ve tam performans çalışmasının

etkilerinin de tartışıldığı sempozyumda görüşler; gün ışığı

santral verimi ve ömrü açısından önemli olduğunu

yeterli olmadığında psikolojik rahatsızlıkların meydana gelebildiği

vurguladık. Keyifle okumanız dileğiyle,

ve kış depresyonunun tetiklendiği yönünde. Güneş enerjisi sektörüne baktığımız zaman lisanssız GES projeleri

Güneşli günlerimiz daim olsun…

1000 adete yaklaşırken, Türkiye’nin ilk lisanslı GES’leri Ekim ayında Elazığ ve Erzurum’da faaliyete geçti ve enerji verimliliğinin önem kazandığı Editör

REKLAM İNDEKSİ

Gizem Yıldız

Alka….........................................35

Multi Contact….........................27

Başoğlu Kablo….......................... 9

Tekno Ray…................................. 1

Boru Fuarı….. .........................A.K.İ

Tesa…........................................31

ICSG….. .....................................59

Victron….. ..................................37

Phoenix Contact….....................43

Yem….........................................51

Solarex İstanbul ..........Ö.K.İ./ A.K

Zafer….. .................................. Ö.K.


İstanbul

SOLAREX

Solarex İstanbul’a Geri Sayım Başladı!

Türkiye’de güneş enerjisi yatırımlarındaki hızlanma ve buna ilişkin beklentiler, Solarex İstanbul’un önemini giderek artırıyor. İç pazarın yanı sıra, çevre ülkelerdeki gelişmeler de Solarex İstanbul’u küresel solar oyuncuları için önemli hale getiriyor. Stand satışları aylar öncesinden tamamlanan fuarda, yenilenebilir enerji kaynaklarının önemi konusunda gerek kamuda gerekse özel sektördeki hassasiyet son yıllarda hızla artıyor. Yenilenebilir enerji yatırımlarının hem sayısı hem büyüklükleri giderek artarken, sektöre yönelik etkinlikler de giderek daha ön plana çıkıyor. 300’e yakın firmanın katılım gösterdiği fuarda toplamda 27 bin metrekarelik dört salonda düzenlenen fuar, üç gün boyunca firma seminerleri ve etkinlikleri ile de ilgi çekecek.

4

Ocak - Şubat 2017

Güneş enerjisi için doğru adreste buluşun… “Yenilenebilir bir dünya için” sloganıyla gerçekleştirilen Solarex İstanbul Fuarı, kamu, özel sektör, akademik isimler ve finans dünyasının profesyonellerini yeniden bir araya getirecek. İstanbul Fuar Merkezi’nin 9 – 10 – 11 ve 12. Salonlarda gerçekleşecek fuar, üç gün boyunca yerli ve yabancı ziyaretçilerini ağırlayacak. Solarex İstanbul, güneş enerjisi sektörüne yönelik seminer ve panellere de ev sahipliği yapacak. Daha fazla iş anlaşması için bağlantı ağınızı genişletin… Geçtiğimiz nisan ayında yapılan Solarex İstanbul 2016’ya 161’i yurtiçi, 55’i yurt dışı olmak üzere toplamda 216 firma katılım göstermişti. Almanya, Fransa, ABD, BAE, Bulgaristan,


Çin, Fas, İngiltere, İspanya, İsrail, İsviçre, İtalya, Lüksemburg, Pakistan, Portekiz, Romanya ve Tayvan olmak üzere Solarex İstanbul 2016 Fuarı’nda toplamda 17 ülkeden katılımcı ve ziyaretçi yer almıştı. Yerli ve yabancı 20 bin 153 kişiyi ağırlayan Solarex İstanbul 2016, birçok firmanın birleşmesine, yeni iş ortaklıkları kurmasına, önemli anlaşmalar imzalanmasına da sahne olmuştu. Resmi Havayolu Partneri olarak, Star Alliance ile anlaşan Solarex İstanbul’da uçak biletlerinde %20’ye varan indirimlerden faydalanma imkanı da mevcut. Fuar 6 – 7 Nisan 2017 günleri 19:00’a kadar 8 Nisan günü ise 18.00’a kadar ziyaret edilebilecek. Solarex İstanbul’a KOSGEB’den destek alan katılımcılar başvurularını tamamladı. 10. Uluslararası Solarex İstanbul, KOSGEB tarafından desteklenen fuarlar kapsamında yer alıyor. Uluslararası İhtisas fuarı olan Solarex İstanbul, metrekare başına 150 lira ile 100 metrekareye kadar destekleniyor. Fuara katılım gösteren firmalar, sınırlı sayıdaki KOSGEB desteklerinden faydalanabilmek için, başvurularını tamamladılar. Detaylı bilgileri ve size en yakın il temsilciliklerini öğrenebilmek için www.kosgeb.gov.tr adresini ziyaret etmeniz önemle duyurulur.

İstanbul

SOLAREX

Çevre Dostu, Solarex İstanbul… Temiz, yenilenebilir ve sürekli bir enerji kaynağı olan güneş enerjisinin önemini vurgulayan Solarex İstanbul Fuarı, çevre dostu çözümlerle, sektörü bir araya getiriyor. 6 – 8 Nisan tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde sektöre kapılarını açacak fuar, tüm güneş enerjisi sanayisini bilinçlendirmeyi hedefliyor. 9 -10 -11 ve 12. Salonlarda yapılacak fuara, ücretsiz online davetiye alabilmek için www.solarexistanbul.com adresine girmek yeterli. Daha Detaylı Bilgi Almak İçin: Voli Fuar Ebru Pekel Kurumsal İletişim Müdürü Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B Blok No: 6 – 1 / 41 Kat: 3 Güneşli – Bağcılar/ İstanbul Tel: 0 212 604 50 50 Faks: 0 212 604 50 51 Cep: 0 532 434 81 04 www.voli.com.tr ebru.pekel@voli.com.tr

Ocak - Şubat 2017

5


RÖPORTAJ

Tekno Ray Solar ‘Scada & Uzaktan İzleme Sistemi’ ile anlık veri kontrolü kolaylaşıyor

TEKNO RAY SOLAR Genel Md. Yrd. Mehmet ÖZENBAŞ

Tekno Ray Solar olarak yine bir ilke imza atarak Türkiye’deki şebeke alt yapısına uygun tek Scada & Uzaktan İzleme Sisteminin yazılımı gerçekleştirdiniz. Böyle bir sisteme ihtiyaç olduğunu nasıl belirlediniz? Bir güneş enerjisi santralinde, üretilen elektriğin performans takibinin yapılması, en önemli konuların başında geliyor. Çünkü üretilen elektriğin performansını etkileyen tüm verileri analiz edebilir, hataları eş zamanlı görüp müdahale edebilirseniz ve hatta olası hataları önceden tespit edebilirseniz, santralinizin verimliliğini ve kısaca kazancınızı yüzde 12 oranında artırabilirsiniz. Şu anda Türkiye’de bir güneş enerjisi santralinin verimliliğini bu oranlarda artırabilecek tek yazılım, Tekno Ray Solar’ın geliştirdiği ‘Scada & Uzaktan İzleme Sistemi’dir. Sürecin ilk başlangıcı şuradan kaynaklanmaktadır. Her biri farklı lokasyonlarda bulunan ve kimi zaman müşterilerimizin istekleri doğrultusunda farklı markalarda tercih edilebilen invertörlerin kullanıldığı güneş enerjisi santrallerini tek tek farklı ekranlardan ve uzaktan izlemek vakit kaybına neden oluyordu. Aynı zamanda farklı ekranlardan santralleri izlemek Tekno Ray Solar kalite standartlarına göre de yetersiz kalıyordu. Biz de santrallerimizin tamamını tek bir ekranda görebileceğimiz ve bu sayede müdahale sürelerini en aza indiren ve Türkiye şartlarına uygun olarak tasarlanmış olan bir Scada & Uzaktan İzleme Sisteminin çok büyük avantajlar sağlayacağını yaptığımız istatistiki çalışmalar ve araştırmalar sonucunda gördük ve bu sistem için yatırım yapmaya karar verdik. Buna ek olarak Türkiye’nin şebeke altyapısı ve daha birçok başka yerel değer göz önüne alınarak oluşan farklı ihtiyaçların karşılanmasının, santral işletmecileri ve yatırımcıları için kazanılan satış bedellerinin artırılmasında önemli bir rol oynaması da, sistemi oluşturmamızdaki en önemli kriterlerden biri oldu.

6

Ocak - Şubat 2017

Scada & Uzaktan İzleme Sistemi Tekno Ray Solar’ın tamamen yerli, Türk mühendisliği ile geliştirdiği bir teknoloji… Bu sistemi kullanarak yüzde 12 verim artışı sağlanabileceğini ifade eden Tekno Ray Solar Genel Müdür Yardımcısı Mehmet ÖZENBAŞ, alarm gönderme yöntemiyle güçlendirilen sistemde kullanılan inovasyonla farklı teknoloji ve markalar ile çalışan tesislerin verilerinin aynı ekrandan izlenebilmesinin mümkün olduğunu söyledi.

Tekno Ray Solar’ın ‘Scada & Uzaktan İzleme Sistemi’nin farklılıklarından bahsedebilir misiniz? Her güneş enerjisi santrali kendi içinde uzaktan izleme ile ilgili olarak bir altyapıya sahiptir. Standart bir uzaktan izleme altyapısı ile farklı santralleri aynı ekrandan izlemek mümkün değildir. Tekno Ray Solar Scada & Uzaktan İzleme Sistemi ile santraliniz nerede olursa olsun, santralinizde hangi marka ürün kullanılmış olursa olsun tüm bu yapıyı tek bir ekran üzerinden anlık olarak izleyebiliyoruz. Amaç olarak, ISO 50006 Standartlarını referans alarak çıktığımız yolda, Tekno Ray Solar olarak tamamen yerli yazılım ve istihdam ile üretmiş olduğumuz müşteri odaklı ve ileri teknoloji uzaktan izleme sistemimiz sayesinde, anlık güç, üretim, ışınım, modül sıcaklığı, ortam sıcaklığı, CO2 Salımı Engellemesi, hücre durumu, kazanç (şebekeye satış yapılan sayaç üzerinden reel kazanç okuması, doğru değerlendirme), OG gerilimleri ve frekansları, güç ve akım değerleri, enerji


RÖPORTAJ

kalite kaydedici verileri, trifaze gerilimler, frekans, akım değerleri gibi birçok değer, bakım İşletme programımızın farklı seçeneklerinde kullanıcılarımıza sunulmaktadır. Sistemimiz bu özellikleri ile Türkiye’de tektir. Ayrıca, Tekno Ray Solar uzaktan izleme sisteminde, tüm kayıtlarımız devamlı olarak data server merkezimizde bulunan, Tekno Ray Solar tarafından tüm yatırımları yapılmış ve en üst düzeyde kaliteye sahip Bilgi Veri Merkezi’mizde depolanmaktadır. Yine Türkiye’de tek olan ve tamamen bu işe odaklanmış olan uzman ekibimiz içerisindeki analistlerimiz tarafından devamlı olarak santraller incelenmekte ve tüm üretim, hata, kayıplar aynı merkezden yorumlanmaktadır. Ekiplerimiz 7/24 prensibinde çalıştığı için arıza olması durumunda en kısa sürede bu arızaya müdahale etme imkanımız bulunmaktadır. Yapılan analiz ve önleyici bakımlarımız ile yaşanması muhtemel arızaları önceden tespit ederek müdahale edebildiğimiz gibi, beklenmeyen arızalara da deneyimli servis ekibimizle en kısa sürede müdahale ederek, santral çalışma saatlerini ve verimliliklerini en üst seviyede tutabilmekteyiz. Yazılım ne kadar sürede hayata geçti? Fiziki sürecimizin, yaklaşık 12 ay sürdüğünü söyleyebilirim. Şu anda 3. versiyon yazılımımız ile yatırımcılarımıza hizmet veriyoruz. Tamamen yerli bir şekilde ve Türk mühendisliği ile böyle bir sistemi hayata geçirmiş olmanın verdiği motivasyon ile AR-GE çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Bu sistemi hangi santrallerinizde kullanmaya başladınız ve ne gibi faydalar sağladınız? Türkiye’nin en büyük güneş enerjisi santrali olan 22,5 MW’lık Konya Kızören sahamızda bu sistemi 1 yılı aşkın süredir aktif olarak kullanıyoruz. Buna ek olarak Konya Karapınar, Kayseri Çiftlik ve Ankara Kazan santrallerimizde de sistemimizin aktif olarak kullanıldığını söyleyebilirim. Bu projelerimizin toplam kurulu gücü 33 MW’dir. Her bir santralin arızaları anlık olarak tek bir ekrandan ve

diğer sistemlerde bulunmayan bir özellik olan alarm gönderme yöntemi sayesinde izlenebilmekte olduğu için, sistemin devreye alınması öncesi ve sonrası arasında hizmet verdiğimiz sahalarımız, günlük üretimlerde yaklaşık yüzde 8 ila yüzde 12 arasında daha verimli çalışmaktadır. Tekno Ray Solar Güneş Enerjisi İzleme Sistemi aslında sadece bir yazılım değil, aynı zamanda şirketimizin Bakım & İşletme (O&M) hizmetlerinin bir parçasıdır. Güneş Enerjisi Santrallerindeki Bakım İşletme Hizmetlerinden bahsedebilir misiniz? Güneş enerjisi santral projeleri 2012 yılında konuşulmaya başladığından beri bakım onarımla ilgili yanlış bir algı oluştu. “Güneş enerjisi santralini kuruyorsunuz ve o kendi kendine çalışmaya devam ediyor” algısı yatırımcıları oldukça yanlış yönlendirdi. Çünkü kaynağı ne olursa olsun, hiçbir enerji santrali bıraktığınız yerde çalışmıyor. Kablolar ısınıyor, tarlada kemirgenler bulunuyor, fazla ısıdan gevşeyen cıvata takımları kontrol gerektiriyor, elektriksel ekipmanlarda problemler olabiliyor, açık alanda sıcak soğuk farklılıkları ya da toz / su kaynaklı birçok farklı problem baş gösterebiliyor. Santrallerin düzenli olarak çalışması için rutin olarak kontrollerinin yapılması gerekiyor. Bunu yapmadığınız takdirde 30 yıl ömürlü olarak yaptığınız santrali beş yıl içerisinde kaybedebilirsiniz. Bizim Scada & Uzaktan İzleme Sistemi alt yapımız bu noktada işin komple veri kontrolü tarafını sağlıyor. Biz bu sistemi aynı zamanda bize veri aktaran, o veriyi kaydettiren, veriyle alakalı problem olduğunda geçmişe yönelik veri aramamızı sağlayan bir alt yapı olarak kullanıyoruz. Bakım ve İşletme hizmetlerimizde, tecrübeli, yetkin ve dönemsel yenileme eğitimleri ile sektörün en iyi servis ekibine sahip şirketi olarak; Güneş Enerjisi Santrallerinin kontrolleri, rutin olarak aylık, 3 aylık, 6 aylık ve yıllık bakımlarının yapılması hizmetlerimizin ortak noktalarını oluşturmaktadır. Bununla birlikte, arızalara müdahale, performans ölçümlemeleri ve raporlamaları, dağıtım şirketleri ile ilişkiler ve fatura yönetimi,

Ocak - Şubat 2017

7


RÖPORTAJ

yedek parça yönetimi, hatta arızalanan parçalar için dış ticaret hizmetlerimize varana kadar kapsamlı bir hizmet vermekteyiz. Scada & Uzaktan İzleme Sistemi alt yapımızın bize sağladığı avantajlar ile birlikte, Türkiye’de 4 farklı lokasyonumuzda bulunan ekiplerimiz ile Bakım & İşletme hizmetlerimizi daha verimli bir şekilde sürdürmekteyiz. Türkiye’deki güneş enerjisi santrallerinin veri kaybı ile ilgili herhangi bir çalışmanız oldu mu? Türkiye şuanda hangi noktada? Tekno Ray Solar olarak santrallerin verimini artırma konusunda oldukça iddialıyız. Çünkü biz santrallerin verimi konusunda matematiksel çalışmalar yapıyoruz. Yaptığımız çalışmalarda “Türkiye’de çalışan santrallerde kapamalar ne sıklıkta gerçekleşiyor, inverterlerin arızalanma süresi nedir, herhangi bir bağlantı noktasında ne zaman bir problemle karşılaşılıyor, şebekeden darbeler geliyor mu, geliyorsa ne sıklıkta, orta gerilim şebekesinde voltaj değişimleri var mı, varsa koruma kısımlarında değişiklik yapılması gerekiyor mu?” gibi birçok ve daha artırılabilecek soruların yanıtlarıyla istatistiki veriler elde ettik. Santral uzaktan izlenmediğinde ne kadar verimlilik kaybettiğini ortaya çıkardık. Sonuçlar oldukça çarpıcı! Santralleri uzaktan izlemiyorsanız, santralle alakalı olarak bir alarm sistemi yapılmadıysa ya da bu verileri analiz eden bir ekibiniz yoksa o zaman üretim kaybınız yüzde 12 - 16’lara kadar ulaşabiliyor. Yılsonunda ise tüm fizibilite çalışmaları değişiyor ve elde edilen maddi gelir hedeflerin altına düşüyor. Bununla alakalı olarak hepimizin yapabileceği küçük bir hesabı burada beraber inceleyelim. Diyelim ki, 1 MW’lık kurulu bir santralimiz var ve toplam yıllık 1.800.000 kWh elektrik üretimine sahip. Ülkemizde, özellikle yaz aylarında sulamaların devreye girmesi ve/veya kış aylarında elektrikli ısıtıcıların devreye girmesi sebebi ile şebekede yaşanan frekans / akım / gerilim değişimleri sebebi ile şebekeden gelebilecek darbelere karşı koruma ekipmanlarımız kendilerini otomatik olarak koruma pozisyonuna almaktadır.

8

Ocak - Şubat 2017

Yazın güneşli bir günde, ortalama 9.000 kWh üretim yaptığımız bir günün hemen başında sulamalar devreye girdiği için santralin kendini korumaya alması ve kapatması durumunu ele alalım. Sabah ya da günün herhangi bir saatinde bunun farkına varamadığınız anda günlük 1 MW’lık saha için kaybınız yaklaşık 1.200 USD’dir. Yaptığımız inceleme ve araştırmalar sonucunda bu kayıpların Türkiye ortalamalarına göre yılda 25.000 USD / MW’lık rakamları yani yüzde 10 – 12’leri aşabileceğini hatta ve hatta kestirimci bakım ve analiz yöntemleri ile büyük arızaların önüne geçilmez ise, çok daha büyük zararlara yol açabileceğini gördük. Bu sebeple de yatırımcıların ve finans kurumlarının sürdürülebilir kazançlarını sağlamak, santralin devamlı verimli çalışması için yaptığımız araştırmaların sonuçlarında çok daha verimli çalışan santrallerin ortaya çıkmasını sağladık. Scada & Uzaktan İzleme Sisteminiz ile ilgili ileriye dönük hedefleriniz nelerdir? Scada & Uzaktan İzleme Sistemimiz şu anda Türkiye’de toplam 33 MW’lık Güneş Enerjisi Santralinde aktif olarak çalışıyor. 2017 yılını, GES yatırımcılarının direkt olarak böyle bir izlemenin gerekliliğini yaşayacakları ve anlayacakları bir yıl olarak görüyoruz. Değerlendirmelerimizi bu çerçevede yaptık ve 2017 yılı hedefimizi 80 MW olarak belirledik. Scada & Uzaktan İzleme Sistemimizi ihraç etmek gibi bir hedefimiz de var. Bu konuyla ilgili ilk adımlarımızı attığımızı söyleyebilirim. Daha önce de belirttiğim gibi sistemimizin en önemli özelliklerinden bir tanesi de farklı teknoloji ve markalar ile çalışan tesislerin aynı ekrandan verilerinin izlenebilmesi ve bunun Orta Gerilim sistemlere dahi yapılıyor olması. Özellikle Avrupa ve Latin Amerika pazarındaki santral işletmecilerinin de oldukça büyük ilgisi ile karşılaştık. Geçtiğimiz haftalarda ise bunun ilk meyvesini aldık ve Avrupalı önemli bir santral işletmecisi ile sistemimizin ihracı adına bir ön sözleşme imzaladık.



DOSYA

Zahit Alüminyum konstrüksiyon sistemlerinde, her iklim koşuluna uygun ekonomik çözümler mevcut!

Yıllık üretim kapasiteniz ve istihdamınız ile firmanızı tanıtabilir misiniz? Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesinde 65.000 m2si kapalı, toplam 100.000 m2 alanda yer alan 2 ayrı tesisinde 725 çalışan istihdam eden Zahit Alüminyum; Aluminance, Vetrina, Zahit markaları ile alüminyum profil; Aluminance, Vetrina markaları ile kompozit panel ve ZahitSolarfield markası adı altında gün ışığını elektrik enerjisine dönüştüren fotovoltaik güneş paneli üretimi gerçekleştirmektedir. Zahit Alüminyum yıllık 25.000 ton biyet, 25.000 ton ekstrüzyon profil ve 1.680.000 m² kompozit panel üretim kapasitesine sahiptir. Ayrıca 4 BB yüksek verimli hücre teknolojisi ile üretim yapan Türkiye’nin ilk yerli panel üreticisi konumunda olan Zahit Alüminyum 65 megawatt üretim kapasiteli fotovoltaik panel tesisi ile Türkiye’nin en büyük yerli panel üreticileri arasında yer almaktadır. Zahit Alüminyum, tüm bu üretim tesislerinin

10

Ocak - Şubat 2017

“Ancak mükemmeli hedefleyen ideali üretebilir” mottosuyla sektöre efektif çözümler sunan Zahit Alüminyum’u daha yakından tanımak adına firmanın Genel Müdürü Zeki AKBULUT ile bir araya geldik. İstikrar, güven ve kalite dahilinde Ar-Ge çalışmalarının hassasiyetle devam ettiğini belirten Akbulut, geliştirilen ZahitSolarfield güneş panelleriyle de sürdürülebilir kaliteyi pekiştirdiklerini ifade etti.

yanı sıra, yarı mamül hizmeti vermek için 3000 ton/yıl kapasiteli mekanik işlem CNC parkuruna da sahiptir. İSO ikinci 500 büyük sanayi kuruluşu 2015 listesinde 74’üncü sıraya yükselen Zahit Alüminyum; ISO 9001-2008, İSO 14001 ÇYS ve OHSAS 18001 yönetim sistemleri ile TSE, CE, ROHS, Reach sertifikalarına sahip ürünler üretmektedir. Eloksallı ürünler için QUALANOD Avrupa standartlarına uygunluk belgesine; boyalı ürünler için QUALICOAT belgesine sahiptir. Zahit Alüminyum bu yıl kalite belgeleri arasına Qualicoat-Seaside belgesini de eklemiştir. Estal’in (European Association for Surface Treatment on Aluminium) Türkiye temsilcisi Alüminyum Yüzey İşlemleri Derneği (AYİD) tarafından yapılan denetimler sonucu Zahit Alüminyum’un toz boyalı profil ürünleri QualicoatSeaside kalite belgesi almaya hak kazanmıştır. QualicoatSeaside kalite belgesi, özellikle sahil kesimlerde nem oranın yüksek olması dolayısıyla alüminyum profil üzerinde oluşan


DOSYA

filiform tabakasının ortadan kalktığını göstererek uzun ömürlü elektrostatik toz boya kaplama garantisi vermektedir. Ayrıca 65 MW üretim kapasitesine sahip üstün Avrupa teknolojili Zahit Alüminyum fotovoltaik panel üretim tesisi, Kiwa belgelendirme firması denetimlerinden başarı ile geçerek Hollanda merkezli uluslararası Solarif fotovoltaik panel sigorta firması tarafından Solarif sigorta belgesi ile tescillenmiştir. Zahit Alüminyum, solar panel ve panel verimliliği için garanti veren Solarif sigorta belgesine sahip olan ilk ve tek yerli panel üreticisidir ve Solarif kapsamında müşterilerine kalitesi onaylı, güvenli ürünler sunmaktadır. Alüminyum konstrüksiyon kullanımıyla sağladığınız avantajlarla birlikte solar sektöre sunduğunuz çözümleri anlatır mısınız? Solar sistemler için alüminyum taşıyıcıların hafiflik ve kolay montaj olmak üzere iki ana avantajı vardır. Fabrika çatılarına kurulum yaparken en önemli faktör çatı üzerine ilave olarak ne kadar yük geleceğidir. Bu faktör bazı çatılara kurulum yapılamamasına bile neden olabiliyor. Çok uzun zamandır çalışan bir çatı sistemi zaten yorulmuş metaller ya da betonarmeler anlamına gelir. Böyle bir sistem üzerine kurulum yapılırken, solar sistem ne kadar hafif olur ise bizim için o kadar avantajlı olur. Çeliğin yaklaşık ağırlığının 1/3’ü kadar olan alüminyum bu özelliği ile en çok tercih edilen solar sistem materyali olmuştur. Zahit Alüminyum mekanik işlem atölyesinde hazırlanan montaj paftaları ile sahaya sevkedilen alüminyum konstrüksiyonların sahada kolaylıkla kurulumu gerçekleştirilir. Zahit Alüminyum konstrüksiyon sistemleri, şantiye ortamında kesme, delme ve kaynak gibi iş yavaşlatan ve teknik bilgi ve donanıma sahip personellerin yapabildiği hassas işlemlere gerek kalmadan çok daha az işçilik ve sorunsuz bir kurulum ile hızlı bir şekilde elektrik üretimine başlama imkanı sunar.

Zahit Alüminyum Genel Müdürü Zeki AKBULUT

‘Solarif Garanti Belgesi’ne sahip ilk ve tek yerli üretici konumundasınız. Bu garanti belgesi hangi koşullarla kaç yılı kapsıyor? ZahitSolarfield panel ile kurulmuş tesislerde Solarif panel performans sigortası poliçesi yapılabilmektedir. Tesis devreye alınmadan yaklaşık 1 ay önce başvuru yapılıp, 1000m -4000m arasında değişen poliçe bedelleri ile tüm sistem 20 yıllık sigortalanabilmektedir. Sigorta poliçesi 1 yıllık olarak yapılmakta ve her yılın sonunda aynı ticari şartlarda yenilenmektedir. Konstrüksiyon ürünlerinizin Ar-Ge çalışmalarında hangi teknolojileri kullanıyorsunuz? Dünya genelinde piyasaya sunulan sistemleri ve teknik yayınları yakından takip ediyoruz. Ayrıca sadece AR-GE için çalışan çok

Ocak - Şubat 2017

11


DOSYA

iyi bir ekibimiz bulunmaktadır. Sürekli mevcut sistemlerimizin kullanıcıları ile dirsek temasında olup sistemimizdeki aksaklıları çözüyor ve sistemimizi geliştiriyoruz ayrıca yeni sistemler tasarlıyoruz. Yeni sistemlerin profillerini bilgisayar destekli programlar ile rüzgar, kar ve panel yükü gibi kuvvetlere maruz bırakıp analiz ediyoruz. Bu analizleri her profilde sağlıklı sonuç alana kadar yapıyoruz. Son olarak bu parçaların 3D yazıcılar ile prototiplerini üretip fonksiyonelliklerini kontrol ediyoruz. Pazara sunduğunuz solar konstrüksiyon ürünlerinin özelliklerinden bahseder misiniz? Solar taşıyıcı profili olarak alüminyumun tercih edilmesinin en büyük nedeni kolay montajıdır. Ürünlerimiz muadil diğer profillere göre ciddi anlamda montaj rahatlığı konusunda çok ileride bulunmaktadır. Bunun yanında çok geniş bir profil yelpazemiz vardır. Bu ürün çeşitliliği içinde her iklim koşulu düşünülerek (rüzgar, kar vs) ayrı profiller tasarlanmıştır. Bu durum bizim daha ekonomik çözümler sunmamızı sağlamaktadır. 2017 yılı için hedefleriniz ne yönde şekilleniyor? 2016 yılının ikinci yarısından itibaren enerji faktöründeki hareketlilik kısa sürede kapasite kullanım oranlarımızın yükselmesine sebep oldu. Üretim hatlarımızın sınırlarını test ederek darboğazlarımızı tespit ettik. Farklı ekipmanlar ile bu darboğazları aşıp, dünya hücre üreticilerinin daha verimli

12

Ocak - Şubat 2017

hücreler üretme konusundaki gelişmelerini daha yakından takip edeceğiz. Binaların çatı uygulamalarını kapsayan Ar-Ge çalışmalarımız bitmiş olup artık binaların uygun cephelerinde kullanım için çalışmalar başlamıştır. 2017 yılı Grup şirketlerimizde “Enerji Verimliliği” farkındalık eğitimleri ile başlayacaktır. Stratejik yatırımlarımız ise yılın sonlarına kadar anlaşma seviyesine gelmiş olacaktır. Sürdürülebilir farkındalık oluşturmak ve doğayı korumak adına gelişimi önem teşkil eden GES sistemlerinin ülkemizdeki mevcut durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? 2016 itibari ile Türkiye’de bulunan Güneş Enerji Santrallerinin toplam kurulu gücü 745,70 MW seviyesindedir. Fakat bir güneş ülkesi olan Türkiye’nin enerji kapasitesi bu rakamın çok üzerindedir. Güneş enerjisi, yerel uygulamalar için elverişlidir. Enerjiye ihtiyaç duyulan, hemen hemen her yerde güneş enerjisinden yararlanmak mümkündür. Komplike değildir. Kurulumu, uygulaması kolaydır. Güneş enerji santrallerinin yaygınlaşması için uygun olan tüm alanlar kullanılmalı bilhassa çatılarımız güneş sistemleri ile kaplanmalıdır. Böylece boş alan olarak duran çatıların işlev kazanarak enerji üretmesi sağlanabilir. Bol ve tükenmeyen enerji kaynağı olan güneşten daha etkin faydalanmalıyız.


RÖPORTAJ

İnform Elektronik; Projenin her aşamasında yatırımcıya güven veriyor

İnform Elektronik hakkında bilgi verir misiniz? İnform, 500’den fazla yetişmiş kadrosu, 80 kişiyi aşkın mühendis kadrosu ile Türkiye’nin kendi konusunda lider firmasıdır. Firmamız toplam 30.000 m2 kapalı alanda sürdürdüğü faaliyetlerini Türkiye çapında 2’si kendisine ait toplam 21 Bölge bayi ve servis noktası, 1250’yi aşkın bayisi ile Türkiye’de, 85’i aşkın ülkedeki 100’e varan distribütörü vasıtasıyla da dünya çapında yürütmektedir. 35 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren firmamız, 400 VA’ dan 40 MVA’ ya kadar kesintisiz güç kaynakları, güneş panelleri, statik ve otomatik

İnform’un sektöre sunduğu alternatiflerden ve EPC hizmetlerinden bahseden Yenilenebilir Enerji Departman Müdürü Hakan HIZARCIOĞLU, “Yatırımcılar İnform’u tercih ettiğinde güvene sahip olurlar. Bu güven, projenin başından projede kullanılan ürünlerin ömür beklenti sürelerinin sonuna kadar en iyi hizmetin alınacağının garantisidir” açıklamasında bulundu.

voltaj regülatörleri, eviriciler (inverter), doğrultucular, solar charger, 19’’ kabinetler, dikili ve duvar tipi panolar, kabinetler, kuru tip transformatörler, ni-cad, jel ve kuru tip akümülatörler gibi rakipsiz genişlikteki ürün yelpazesi ile üretim, satış ve satış sonrası hizmetlerle çalışmalarına devam etmektedir. Büyük çoğunluğu kendi üretimimiz olan ürünlerimize ek olarak Türkiye distribütörü olduğumuz birçok firmanın ürünlerini de pazarlara sunmaktayız. İnform, 2010 yılından itibariyle Legrand grup firması olarak çalışmalarına devam etmektedir.

Ocak - Şubat 2017

13


RÖPORTAJ

Solar sektöründe geçmişten bugüne sunmuş olduğunuz ürünler, özellikleri ve projelerle ilgili bilgi verir misiniz? On grid, off grid ve hybrid sistemlerle ilgili müşterilerimize anahtar teslim hizmet vermekteyiz. On grid sistemlerde (Şebeke bağlı) büyük güçlü santral kurulumlarıyla birlikte küçük güçte bireysel kullanıcılara yönelik projelerde gerçekleştirmekteyiz. Benzer olarak otopark üzeri uygulamalarda yapmaktayız. 2010 yılında Solarkent projesinde otopark üzeri 180kW gücünde on grid projemizi hayata geçirdik.

Toki kayabaşı konutlarına kurulumunu gerçekleştirdiğimiz proje ise ortak alanların elektrik ihtiyacının karşılanmasına yönelik bir uygulamaydı. Off grid (Şebeke bağımsız) olarak gerçekleştirilen bu projede konutların çatılarına kurulumlar gerçekleştirilmiştir. 2008 yılından itibaren 2000’den fazla çatı üzerine off grid proje uygulaması gerçekleştirdik. 1800 den fazla çatı üzeri kurulumun birbiriyle haberleştirilmesi, izleme sistemlerinin kurulması gibi hizmetleri de başarıyla hayata geçirdik. İnform’un geniş bölge servis ağıyla 2000 proje noktasına bugün itibariyle servis hizmetlerimizi aksattırmadan vermeye devam etmekteyiz. Park aydınlatma sistemlerinde de 2010 yılından itibaren hizmet vermekteyiz. Başta İstanbul’daki parklar olmak üzere birçok parkın güneş enerjisiyle aydınlatılması projesini tamamladık. Hem güneş enerjisi hemde rüzgar enerjisinden faydalandığımız hybrid sistemlerde 1-5kw lık güçlerde 100 den fazla kurulum gerçekleştirdik.

İNFORM Yenilenebilir Enerji Departman Müdürü, Elektronik Yüksek Mühendisi, Hakan HIZARCIOĞLU

mühendislik hizmetlerine, alternatifli ödeme planlarımıza kadar birçok noktada müşterilerimize hizmet vermekteyiz. Kurulumunu gerçekleştirdiğimiz tüm projelerde ana yüklenici olarak hizmet

Aynı zamanda EPC hizmeti de sağlıyorsunuz. EPC anahtar teslim kurulumları hangi hizmetleri içeriyor? Yatırımcılar sizi seçtiği takdirde ne gibi avantajlara sahip olacaklar? Anahtar teslim kurulumlarda, müşterilerimize güneş enerji santrali kurulumu için gereken tüm hizmetleri eksiksiz olarak sağlamaktayız. Güneş panelinin ithal edilmesinden, imar izinleri prosedürlerine, yatırım teşvik belgesi çıkartılmasından,

14

Ocak - Şubat 2017

veriyoruz ve projenin tamamı için anlaşmalarımızı yapıyoruz. GES yatırımcıları İnform’u seçtiğinde güvene sahip olurlar. Bu güven, projenin eksiksiz tamamlanacağının garantisidir. Bu güven, projenin kaliteden ödün vermeyeceğinin garantisidir. Bu güven, proje tamamlandıktan sonra projeye hızlı servis hizmeti verileceğinin garantisidir. Bu güven, yıllar sonra ürünlerle ilgili bir sıkıntı yaşandığında İnform’u muhatap bulabileceğinin verdiği garantidir.


RÖPORTAJ

1MWp - Konya - 2014 Kurulumlarınızda hangi şartlarla kaç yıl garanti sunuyorsunuz? Sektörün yatırımcılar dahil en çok konuştuğu konu garanti konusudur. Güneş enerji santrali onlarca farklı kalemde ürün barındırmaktadır. En başlıca ürünler güneş paneli, inverter, konstrüksiyon, AC-DC kablolar, orta gerilim malzemeleri, enerji nakil hatlarıdır. Santralin neredeyse yarı maliyetini güneş paneli oluşturmaktadır ve yatırımcılarda genel olarak güneş panelinin garantisini sorgulamaktadır. İnform olarak, güneş paneli ithal ettiğimizde, güneş panelinin üretim aşaması sırasında incelemelerde bulunuyoruz. Bu incelemeleri Güneş Paneli üretiminde de çalışmış personellerimiz gerçekleştiriyor. İthal edilen güneş panelleri arasından numuneler alarak TUV’e testlere gönderiyoruz. Güneş Enerji Santralinde birçok farklı özellikte ürün bulunmaktadır. Her bir ürünün ömür beklenti süreleri de birbirinden farklıdır. Kullanılan ürünlere göre 2 yıl, 3 yıl, 5 yıl ve 10 yıl gibi garantiler verilmektedir. Standart ürün ve sistem garantilerinin dışında, sistemin uzun süre verimli çalışabilmesi için yedek parça bulundurma garantileri de önem arz etmektedir. Merkez Teknik Servisimiz 40’dan fazla yetişmiş kadrosuyla hızlı ve kaliteli hizmeti uzun yıllardır müşterilerimize sunmaktadır. Türkiye geneline dağılmış 21 bölge servisimizde hizmetin hızlı ve kesintisiz olarak verilmesinde önem arz etmektedir. Bu güven ile müşterilerimize enerji üretim taahhüdü vermekteyiz. İnform’un tecrübesi ve bölge yapılanması, verdiğimiz enerji üretim taahhüdüyle birleşince müşterilerdeki garanti ile ilgili birçok soru işaretini ortadan kaldırmış oluyoruz. 2016 yılını nasıl değerlendiriyorsunuz? Yıl içinde gerçekleştirdiğiniz projelerden bahseder misiniz? 2016 yılı GES kurulumları açısından başarılı bir yıl oldu. Fakat 2016 yılını çeyrek bazlı incelemek gerekir. İlk çeyrekte yapılan

ön çalışmaların verimli ve fazla olması yılın geri kalanında çok yüksek güçte GES kurulumuna ulaşma imkanı verdi. Güneş enerjisiyle ilgili kuralların netleşmesiyle sektörün ivme kazanacağını düşünüyoruz. Bu ivmelenme diğer ülkelerde olduğu gibi çatı pazarında olacaktır. Türkiye’nin güneşlenme süreleri ve çatı üzeri güneş kollektörlü su ısıtma sistemlerini kullanma ve kurma tecrübesi düşünüldüğünde, Türkiye için çatı pazarı yakındır diyebiliriz. Off grid pazarda, park aydınlatma projelerimize ağırlık verdik. On grid pazarda, GES kurulumlarımız Yozgat, Nevşehir, Kayseri, Konya, Karaman’da devam etti. 2017 yılı için hedefleriniz ne yönde şekilleniyor? GES pazarı tebliğler ve aktörlerin değişmesiyle sürekli değişen hareketli bir pazar. Bir yılı kapsayacak şekilde öngörülerde bulunmak zor olmakla birlikte bazı değişmeyecek gerçekler olacaktır. Bunlar arasında, teşvikli kurulumların artacağını bekliyoruz. Özellikle kamu kurum ve kuruluşlarının kendileri için kurduracağı GES’ler de artış olacaktır. Çatı üzeri kurulumlar artacaktır. 2017 de GES müşteri sayımızı arttırmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda küçük güçte GES kurulumlarımızın sayısını arttıracak çalışmalar yapıyoruz. Sektörde İnform Elektronik’i diğer firmalardan farklı kılan özellikler nelerdir? Bu sorunun ilk cevabı güvendir. ‘Güven’, birçok unsurun bir araya gelmesiyle oluşur. Zaman gerektirir, karşılıklı iletişim gerektirir. Memnuniyet gerektirir. Müşterilerimiz, ilk kurulan projedeki memnuniyetlerinden dolayı devam projelerinde de İnform’u seçmektedir. Bu anlayış, İnform’daki tüm ürün grupları için geçerlidir. 2017 yılının sektör için soru işaretlerinden arınmış bir yıl olmasını temenni ediyorum. Bu kapsamda sektör firmalarıyla, kurumlarla birlikte çalışmalarımıza devam edeceğiz…

Ocak - Şubat 2017

15


DOSYA

“Dikkat! Her Solar Kablo Aynı Değildir...” Türkiye’de bir ilk olan, çift katlı Avrasya Tüneli, Marmaray Ayrılıkçeşme-Üsküdar ve Yenikapı-Sirkeci arasında yer alan tüneller ve Gerede Tünelleri gibi birçok özel projede yer alan Prysmian Group Türkiye, İstanbul Yeni Havalimanı projesine de enerji kablolarıyla hayat verecek. Solar sektörde farkındalığı artırmak adına farklı illerde ve platformlarda “Dikkat! Her Solar Kablo Aynı Değildir…” girişimini başlatarak 10’dan fazla seminer düzenleyen Prysmian Group Türkiye’nin hedef ve faaliyetlerini, OEM ve Özel Kablolar Satış Direktörü İlhan ÖZTÜRK’ten dinledik.

Yıllık üretim kapasiteniz ve istihdamınız hakkında bilgi verir misiniz? Enerji ve telekomünikasyon kabloları endüstrisinde dünya lideri olan Prysmian Group, 130 yılı aşkın deneyimiyle, 50’den fazla ülkede faaliyet göstermektedir. Prysmian Group Türkiye ise 1964 yılında Siemens tarafından Bursa, Mudanya’da kurulan fabrikası ile ülkemizin enerji ve telekomünikasyon sektöründeki kablo talebini karşılamaya başladı. Dünyadaki pek çok Siemens Kablo firması ile birlikte 1999 yılında Pirelli ailesine katılan şirketimiz, 2005 yılında ise uluslararası hisse devrinin gerçekleşmesinin ardından, Prysmian adı altında hizmet vermeye başladı. 2011 yılında ise, Draka firması ile birleşerek tüm dünyada Prysmian Group ismini aldı. Merkezi 1964 yılından bu yana Mudanya’da bulunan Prysmian Group Türkiye bünyesinde bugün yaklaşık 450 kişi çalışıyor. Firmamız, aynı anda enerji ve haberleşme kabloları üretimi yapabilen dünyadaki 9 tesisten biri olarak öne çıkıyor. 220 kV’a kadar tüm enerji kabloları, 3.600 çifte kadar bakır iletkenli haberleşme kabloları, fiber optik kablolar, endüstriyel uygulamalarda kullanılan özel kablolar, Prysmian Group Türkiye’nin ürün yelpazesi içindedir. Draka ile gerçekleşen birleşme sonucunda, demiryolu sinyalizasyon kabloları, asansör sistemleri, stüdyo broadcast kabloları ve özel kabloları da ürün yelpazesine eklendi. Mudanya fabrikamızda ayda ortalama 4.500 ton kablo üretiyoruz. Firmamızın kurulu kapasitesi, uluslararası pazarlarda da rekabet edebilecek seviyededir. Çok geniş bir coğrafyayı kapsayan 40’dan fazla ülkeye ihracat yapıyoruz. Prysmian Group içinde de öncelikli bir ihracat merkezi olan ve 2015 yılında toplam yaklaşık 990 milyon TL olan cirosunun yüzde 29’unu ihraç eden Türk

16

Ocak - Şubat 2017

Prysmian Kablo, Borsa İstanbul’da işlem görüyor. Yüksek teknoloji ürünleri pazarında yer alan Prysmian Group Türkiye, geniş ürün yelpazesi, yüksek teknoloji ve AR-GE yatırımları, uluslararası deneyimi ile Türkiye’de lider konumdadır. Prysmian Group Türkiye, üretim ve operasyondaki başarısı ile dünyadaki diğer grup şirketleri arasında pek çok alanda örnek alınan bir organizasyondur. Solar sektörde gerçekleştirdiğiniz projelerden bahseder misiniz? Sunduğunuz hizmet hangi çözümleri kapsıyor? Solar sektöründe, 2015 ve 2016 senelerinde yapılan kurulumların yarısından fazlasına kablo tedarik etmiş olmak bizi heyecanlandırıyor. Türkiye’de önde gelen prestijli projelerin, yatırımcıların ve EPC’lerin tercih edilen ana PV kablo tedarikçisiyiz. Sektöre sunduğumuz hizmet, ürün anlamında bir solar tesisinde söz konusu olabilecek tüm ürün gruplarını kapsıyor. DC kısmında PV kablo ve konnektörleri, AC kısmında alçak gerilim ve orta gerilim yeraltı kabloları, güvenlik kısmında ise zayıf akım, fiber ve RS485 kabloları tedarik ederek müşterilerimize tek noktadan tedarik etme kolaylığını ve rahatlığını sağlıyoruz. Bunun yanında, sadece ürünle yeterli kalmayıp partner olarak çalıştığımız son kullanıcı, yatırımcı ve EPC’lerin ekiplerini kablo konusunda bilgilendirmek ve donatmak amacıyla, Mudanya fabrikamızda eğitimlerle destekliyor; Ar-Ge ve laboratuvar olanaklarımız sayesinde, kablo bilgilerinin artmasına destek oluyor ve sektördeki rakiplerine karşı farklılaşmaları için aktiviteler düzenliyoruz. Enerji alanında geliştirdiğiniz ‘Solar kabloların’ kullanımı projelerde ne tür farklar sağlıyor? Verimlilikte artış oranı nedir?


DOSYA

Prysmian Group’un dünyadaki solar kablo üreticilerinden en büyük farkı, farklı sektörlerde de faaliyet göstermesidir. Bu sektörlerdeki tecrübemizi, 2000’li yılların başlarında, üretmeye başladığımız solar kablolara yansıttık. Bu tecrübenin desteklediği doğru izolasyon ve kılıf malzemesi sayesinde, Prysmian PV kablolar güvenilirlikleri, uzun ömürleri ve 0 hata performansı ile sektörün en çok tercih edilen ürünleri konumuna geldi. Bizim teknik ekiplerimiz, Almanya’da solar kablolar için bugüne kadar oluşturulmuş tüm uluslararası şartname ve standartların (son yayımlanan EN 50618 dahil) oluşturulmasında teknik grupların içinde yer alarak sektörün sağlıklı gelişmesine de destek vermektedir. Bizim için gurur kaynağı olan başka bir husus ise, 2000’lerin başında üretmeye başladığımız PV kabloların, bugüne kadar gelen süreçte yayımlanmış olan tüm şartname ve standartların taleplerini karşılıyor olmasıdır; bu da aslında bundan önce Prysmian kullanan tüm yatırımcı ve EPC’lerin rahat uyku uyumalarına destek olan önemli bir husus olarak ön plana çıkmaktadır. Ayrıca, Prysmian PV kablolar sektörün 25 sene ömür talebine rağmen sunduğu 30 senelik ömür performansıyla, sistemin ömrünün uzamasına katkıda bulunarak, yatırımcıların gelirlerinin artmasına da yardımcı olmaktadır. Solar kablo üretimini hangi standartlar dahilinde gerçekleştiriyorsunuz? Geçen seneye kadar TÜV standardı, PV kabloların ana üretim standardı idi. Biz tüm PV kablolarımız için, TÜV almakla yetinmeyip, yanına VDE gibi kablo standartları ile de ürünlerimizi belgelendirmeye özen gösteren bir firmayız. Bu husus, ürünün kalitesinin ve performansının farklı kurumlarca test edildiğinin ve kalitesinin bir göstergesi. Bununla birlikte, PV kablolar için ilk defa 2015 senesinde, Avrupa’da bir standart hazırlandı ve yayımlandı: EN 50618. TSE de ilgili standardı, Türkçeye çevirerek aynı sene yayımladı. Prysmian bu hususta da öncülüğünü gösterdi ve yeni yayımlanan EN 50618 standart belgesini ilk olarak alan ve bu standart belgesi kapsamında üretim yapan ilk firma oldu. EN şu anda geçiş aşamasında olmasına rağmen (TEDAŞ 2017 ortasından itibaren EN istemeye başlayacak), biz sektöre EN markalı ürünlerimizi bugünden sunabiliyoruz. EN belgeli ürünülerimizi, ayrıca TÜV belgesi ile ikinci kez sertifikalandırıyoruz. Bunun yanında, Amerika pazarı için UL normuna uygun kablolar da Prysmian Almanya fabrikamızda üretilmektedir. 2016 yılını nasıl değerlendiriyorsunuz? 2016 yılı dünya kablo tüketimi için hızlı ve hatta büyüme ile başladı. Ürün grubu bazında, özellikle fiberoptik kablolarına olan talep ciddi oranda yükselirken, enerji kablolarına olan talep az olsa da artarak devam etti; fakat harici bakır telekom kablolarına talepte bir düşüş görüldü. Türkiye’de ise yılın yarısında inşaat sektörü ilk çeyrekte yüzde 6,5, ikinci çeyrekte ise yüzde 7 büyüme gösterdi ve bu da kablo sektörünü doğrudan etkileyen bir durum olduğundan, kablo sektöründeki büyüme için de pozitif sinyaller verdi. Ancak Temmuz ayında yaşanan gelişmeleri takiben piyasalardaki olumsuz sinyaller, 2012 yılından bu yana düşüş trendinde olan bakır ve alüminyum fiyatlarının artışa geçmesi, döviz kurlarında yaşanan hareketlilik, ekonomik ve siyasi belirsizlikler, Türkiye’ye komşu ülkelerde yaşanan siyasi gelişmeler ve jeopolitik riskler halen devam ediyor ve Türk kablo sektörünü daha temkinli davranmaya zorluyor. Tüm bu gelişmelere rağmen; Sinop ve Akkuyu nükleer santralleri, güneş ve rüzgar enerjisi projeleri, İstanbul Yeni Havalimanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Avrasya Tüneli gibi önemli projelerin yanı sıra, demiryolu altyapısına ve otomotiv endüstrisine yapılan yatırımlar, 2016 yılında da Türkiye’nin enerji konusunda bölgedeki en önemli aktörlerden birisi olacağını gösterdi.

OEM ve Özel Kablolar Satış Direktörü İlhan ÖZTÜRK

Bu yıl firmamız açısından başarılı bir yıl oldu. Attığımız adımların karşılığını, farklı kurumlarca da görüyor olmak bizler için ayrıca önemli. İstanbul Sanayi Odası’nın hazırladığı Türkiye’nin ilk 500 sanayi şirketi sıralamasında, 2015 yılı sonuçlarına göre 96. sırada yer aldık. Ülkemizin en güçlü ilk 100 kuruluşu arasında yer almak bizi son derece gururlandırdı. Prysmian Group Türkiye olarak, Prysmian Group içinde öncelikli bir ihracat merkezi konumundayız. 2015 yılında 990 milyon TL olan ciromuzun yüzde 29’unu ihracattan elde ettik. Yıl içinde pazara sunduğunuz yeni ürünlerden ve gerçekleştirdiğiniz projelerden bahseder misiniz? Gerçekleştirdiğimiz projelerin genelde, birkaç yıla yayılan süreçleri olduğu için, hali hazırda TEİAŞ ile birlikte gerçekleştirdiğimiz Çanakkale Boğazı Denizaltı Kablo Bağlantı Projesi’nden bahsedebiliriz. Bu projenin ilkini tamamladık; şu sıralar ikincisi için çalışmalar sürüyor. 2012 yılında imzaları atılan ilk projenin değeri 150 milyon TL, 2014 yılında başlayan ikinci projenin değeri ise yaklaşık 180 milyon TL.’dir. Bu iki projenin de amacı, Asya ve Avrupa’yı denizaltından birbirine bağlamaktır. Böylelikle Türkiye’nin elektrik iletim ağının Marmara Denizi çevresindeki ring çevrimini tamamlayarak, ülkenin Avrupa tarafındaki ana tüketim merkezleri için Asya tarafından güvenli ve uygun maliyetli bir enerji iletimi sağlayacağız. Prysmian Group Türkiye olarak, üretim teknolojimizin yanı sıra, ürünlerimizin kalitesini de anlatabilmek üzere iletişim projelerimizi hayata geçirmeye devam ediyoruz; servis kalitemizi artırmaya çalışıyoruz. Bu kapsamda son yıllardaki en büyük iletişim kampanyamız olan; doğru kablo kullanımı hakkında sektörü bilinçlendirmeyi ve farkındalık sağlamayı hedeflediğimiz, Türk kablo sektörünün en büyük bilgilendirme ve eğitim girişimi olan ve Prysmian Performans Testi ile desteklediğimiz “Dikkat! Her Kablo Aynı Değildir...” girişimimizi 2012 yılının sonunda başlattık. Şimdiye kadar gerçekleştirdiğimiz 6 farklı aşamada, yaklaşık 3100 kişiye birebir ulaştık. Daha güvenli ve verimli bir dünyada yaşanması gerektiğine olan inancımız ile Türk kablo sektöründeki algıyı güçlendirmek, yüksek performanslı ve maliyette avantaj getirecek çözümlerin tercih edilmesini sağlamayı amaçlıyoruz. Başarısını yurtdışına da taşıyan “Dikkat! Her Kablo Aynı Değildir...” girişimi, Prysmian Group Türkiye’nin desteği ile bu yıl itibariyle, Avrupa’dan başlayarak diğer ülkelerdeki Prysmian Group operasyonları tarafından da uygulanmaya başladı. Prysmian Group Türkiye’den uzmanlar, İngiltere, Hollanda,

Ocak - Şubat 2017

17


DOSYA

İspanya ve İtalya’da “Dikkat! Her Kablo Aynı Değildir...” girişimini hayata geçirecek olan Prysmian Group ekiplerini eğittiler. Türkiye’den sonra ilk olarak girişimi başlatan Prysmian Group İngiltere, İngiltere’de toptancıların, tesisatçıların ve ülkenin en büyük elektrik yüklenicilerinin katıldığı seminerler ve çeşitli etkinlikler düzenledi. Prysmian Group Türkiye’nin desteği ile önümüzdeki dönem içerisinde, Hollanda, İspanya ve İtalya’daki Prysmian Group ekipleri de girişimle ilgili çalışmaları başlatacaklar. Seminerlerinin uygulamalı olarak anlatılabilmesi amacıyla, 7 farklı simülasyon aracı tasarladık ve ürettik. Girişimi başlatan ülkeler, belirledikleri seminerlerin içeriğine en uygun simülasyon aracını tercih edebiliyorlar. Uygulamalı ve teorik olarak gerçekleştirilen seminerlerde doğru kablo seçimi ve kaliteli ürün kullanmanın getirdiği kısa ve uzun vadeli ekonomik avantajların yanı sıra, yüksek performanslı ve maliyette avantaj getirecek çözümlerin tercih edilmesi gerektiğine dair bilgiler veriliyor. İleri teknoloji uygulamalarımız, Türkiye’de akredite olan ilk Ar-Ge laboratuvarımız, tecrübeli ekibimiz ve üst düzey bilgi birikimimizi Mudanya’da hayata geçirdiğimiz “Üretim Akademisi”nde bir araya getirerek, sektörümüzde bir ilke daha imza attık. 2016 Ocak ayında hayata geçirdiğimiz “Üretim Akademisi” nde Prysmian Group ve Prysmian Group Türkiye’nin, çeşitli konularda bilgi ve deneyime sahip, küresel ve yerel uzmanlar tarafından verilecek olan eğitimler, katılımcıların görevlerine ve deneyimlerine göre tasarlanmış, Üretim Esasları, İleri Üretim ve Üretimde Mükemmellik programları olmak üzere üç ana başlıkta toplanıyor. Prysmian Group Türkiye ve Prysmian Group’un diğer ülkelerde faaliyet gösteren çalışanlarının performanslarını artırmaya yönelik olarak, geleceğin üretim müdürlerinin ve fabrika direktörlerinin keşfedilmesi ve yetiştirilmesi amacıyla eğitimler veriyoruz. Şirketimizin gelecekteki başarısı, gerek kuruluş, gerekse bireyler olarak ilerleyebilme, öğrenebilme ve gelişebilme kabiliyetimize bağlı oluğuna inanıyoruz. Prysmian Group Mudanya fabrikasının, Grubun üretim eğitimi için mükemmellik ve uzmanlık merkezi olmasından, ayrıca gerek Türkiye’den gerek yurtdışından global operasyon uzmanlarının eğitim verecek olmasından gurur duyuyoruz. Bunun yanında, yetkili satıcılarımıza en doğru bilgiyi en hızlı şekilde vermek amacıyla, 2015 Mart ayında Müşteri Koordinasyon Merkezi projemizi hayata geçirdik. A Takımı yetkili satıcılarımız, Prysmian Group Türkiye’nin, müşteri temsilcilerinin şahsına tanımlanan şirket e-mail hesaplarından ya da telefon üzerinden bu merkez ile iletişime geçerek hızlı ve güvenilir bilgiye en kısa zamanda ulaşabiliyorlar. Bu yalın iletişim sayesinde, son teknolojiyi kullandığımız çözüm odaklı bu projeyle birlikte, satış ekibimizin yükünü azaltmayı ve müşteri memnuniyetini arttırmayı hedefliyoruz. Ar-Ge merkezimiz, 2015 yılında Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından “Türk kablo sektörünün en kapsamlı tasarım, inovasyon ve ürün geliştirme altyapısına sahip ArGe Merkezi” olarak tescil edildi. Prysmian Group Mudanya Ar-Ge Merkezi 5 bin metrekare alanda 6 bölümden oluşuyor. Merkezde, Malzeme Teknolojileri Laboratuvarı, Yanma Test Laboratuvarı, Enerji Kabloları Test Laboratuvarı ve Telekom ve Fiber Kabloları Test Laboratuvarı bulunuyor. Tasarım ve İnovasyon Ofisi ile Proses Tasarım ve Prototip Geliştirme Ofis’lerinin de yer aldığı merkezde giriş-çıkışlar yüz tanıma sistemleriyle kontrol ediliyor. Binalarda kullanılan kabloların Yapı Malzemeleri Yönetmeliği’ne uygunluğu belgeleyen CPR sertifikası önemli bir konu. Bu konudaki çalışmalarınız konusunda bilgi verir misiniz? Binalarda kullanılan kablolarının Yapı Malzemeleri Yönetmeliği’ne uygunluğu belgeleyen CPR sertifikasını sektörümüzde alan ilk firma olduk. Bu sertifika ile kablolarımızın, ülkemizde uzun yıllardır üzerinde çalışılan, 2011 yılında Çevre

18

Ocak - Şubat 2017

ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayımlanan “Yapı Malzemeleri Yönetmeliği” (CPR - Construction Products Regulation (EU) No: 305/2011) ile güç, kontrol ve iletişim kablolarındaki uygulamaları düzenleyen “EN 50575” standardına uygunluğunu belgelemiş olduk. Yapılarda kullanılan malzemelerinin temel karakteristikleri ile ilgili performans beyanlarını ve malzemelere CE işaretinin iliştirilmesinin kurallarını belirleyerek, kabloların yangına tepki performanslarını tescil eden CPR sertifikası, Yapı Malzemeleri Yönetmeliği’ne uygunluğu belgeliyor. CPR’ın kablo sektöründeki uygulamalarını düzenleyen EN 50575 standardı ise bina ve altyapı dahil olmak üzere, herhangi bir yapıda kullanılan güç, kontrol ve iletişim kablolarının yangına tepki performansı gerekliliklerini, bu gerekliliklerle ilgili testleri ve uygunluk değerlendirmeleri ile ilgili kriterleri belirliyor. Binalarda can ve mal güvenliği, kullanılan malzemelerin yangın esnasında gösterecekleri performans ile bire bir ilişkilidir. Günümüzde inşa edilen yapılarda, yüksek miktarda kullanılan

malzemelerden biri olmalarından dolayı kablo seçimi de güvenli yaşam alanlarının inşa edilmesinde çok kritik ve önemli bir rol oynuyor. CPR – Yapı Malzemeleri Yönetmeliği’nin Avrupa kablo pazarında kalite ve güvenliğin seviyesini yükseltmek için bir dönüm noktasıdır. Tüm Avrupa Birliği ülkeleri ile birlikte, ülkemizde de 1 Temmuz 2017’de zorunlu hale gelecek EN 50575 standardının uygulanmasına geçilmesi sektörümüz için büyük önem taşıyor. Bununla birlikte, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ait Piyasa Gözetim ve Denetim ekiplerinin de piyasadaki kabloları CPR uygunluğu açısından denetleyecek olması, Türk kablo sektöründe de kalite ve güvenlik seviyesinin yükseltilmesi için çok önemli bir rol oynayacaktır. Sadece kabloların değil tüm yapı malzemelerinin de yangına karşı güvenilir hale getirilmesini sağlayacak yeni Yapı Malzemeleri Yönetmeliği ile birlikte, bu standartlara ayak


SEKTÖR

uydurabilen üreticiler hem ürün çeşitlemesine giderek katma değeri daha fazla olan ürünlere odaklanacak, hem de ihracat pazarlarındaki şanslarını daha da arttıracaklar. Prysmian Group Türkiye olarak, kablo sektöründe bu belgeyi alan ilk şirket olmanın gururunu yaşıyoruz. Yapı Malzemeleri Yönetmeliği, tedarik zincirindeki kablo üreticilerinden, son kullanıcıya kadar ciddi bir sorumluluk getiriyor. Güçlü teknik uzmanlığımız ve CPR testleri için akredite edilmiş Mudanya’daki laboratuvarımız ile Türk kablo sektöründe yeni performans beyanı ve CE etiketlemesi sürecinde geçişin rahat olabilmesi için yıllardır büyük çaba içindeyiz. Son zamanlarda yaptığımız yatırımlarla, TÜRKAK’tan akredite laboratuvarlarımız, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından onaylı ilk ve tek kablo Ar-Ge Merkezimiz ve Prysmian Group dünya mühendislerinin eğitildiği Mudanya Üretim Akademisi ile farklılık sağlamaya devam ediyoruz. 2012 yılından itibaren yürüttüğümüz “Dikkat! Her Kablo Aynı Değildir...” girişimimizde üzerinde durduğumuz

kaliteli ve güvenli ürün yolculuğumuzdaki önemli etaplardan birisi olan CPR konusunda da bir ilke imza atarak sektördeki liderliğimizi bir kez daha gösteriyor ve tüm paydaşlarımızı bilgilendirmeye devam ediyoruz. 2017 yılı için hedefleriniz ne yönde şekilleniyor? 2016, şirketimiz ve grubumuz için çok önemli bir yıl oldu; sürdürülebilir başarımız ve gücümüz daha da artarken önemli projeler gerçekleştirdik. Önceki yıllarda olduğu gibi, zorlu koşullardan geçerek 2016 faaliyet yılımızı başarıyla tamamlayacağız. 2017 yılında da sahip olduğumuz bakış açısıyla ve bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz projelere paralel olarak, yolumuza devam edeceğiz. Biz her zaman kendimizle yarışır, bir önceki yıldan daha büyük başarılara imza atmak için çalışırız. Önümüzdeki dönemde de aynen bu şekilde devam edeceğiz.

İstanbul Yeni Havalimanı’na enerji kablolarıyla hayat veriyorsunuz. Kullanılacak ürünlerle birlikte projenin detaylarını açıklar mısınız? Prysmian Group Türkiye olarak, İstanbul’un yeni havalimanı projesine enerji ve zayıf akım kablolarıyla hayat veriyoruz. Mali değeri 7 – 8 milyon Euro’yu bulan ve son teknolojiye sahip enerji kablolarımız, halojenden arındırılmış, düşük duman yoğunluklu ve yangına dayanıklı olma özellikleri ile öne çıkıyor. İstanbul’un yeni havalimanı projesinde yer almaktan büyük gurur duyuyoruz. Temin ettiğimiz kabloların döşenmesi 2016 yılı içinde bitirilmiş olacak. Tamamlanmasıyla birlikte hem İstanbul’un ve ülkemizin ihtiyacı olan büyük bir yatırım hayata geçecek, hem de dünyaya örnek niteliklere sahip bir havalimanına kavuşacağız. Bu yıl ülkemiz adına önemli projelere katkı sağladık. Dünyada ve Türkiye’de ulaşımdan inşaata, benzer birçok önemli projeye kablo tedariğinde bulunan Prysmian Group Türkiye’nin katkı sağladığı projeler arasında Türkiye’de bir ilk olan, çift katlı Avrasya Tüneli, Marmaray AyrılıkçeşmeÜsküdar ve Yenikapı-Sirkeci arasında yer alan tüneller ve Gerede Tünelleri gibi birçok özel proje yer alıyor. Asya ile Avrupa’nın üçüncü kez buluştuğu Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu projelerine, yangına dayanıklı LSOH alçak gerilim ve orta gerilim kabloları, zayıf akım kabloları ve fiber optik kabloları ile değer kattık. Mali değeri yaklaşık 10 milyon lira olan ve son teknolojiye sahip enerji kablolarımız, halojenden arındırılmış, düşük duman yoğunluklu, yangına dayanıklı olma özellikleri ile öne çıkıyor. Prysmian Group Türkiye olarak, yangın sırasında alevi iletmeyen, yoğun duman tabakası oluşturmayan, korozyona elverişli ortam oluşturmayan ve böylelikle can ve mal güvenliğini en üst düzeyde sağlayan LSOH ve FE180 tipi alçak gerilim, orta gerilim ve zayıf akım kablolarının yanında; mini fiber optik kablolar ve bu kabloların üflenerek döşenebildiği çok tüplü boru sistemleri ile bunların aksesuarlarını da bir paket halinde temin ettik. Böylece gelecekte ihtiyaç oluşması durumunda, çok tüplü boru sistemleri ile sistemde boşta kalan mikro tüplere özel olarak üretilmiş mini kablolar üflenerek daha hızı bir şekilde döşenebilecek. Bunun yanı sıra, fiber optik kabloların birbirine ek yapılması, Türkiye’de kullanılan ısı büzüşmeli ek teknolojisi yerine Prysmian Group’un CMJ kompakt ürünü ile gerçekleştirildi. Prysmian Group Türkiye olarak özel üretim gerektiren kablolar alanındaki başarılarımızı birçok projede kanıtlamış olmaktan da gurur duyuyoruz. Santral kurulumunda kullanılan malzemelerin kalitesi, hem santral ömrü, hem de amortisman süresi adına önemli bir konu. Sizce bu konuda gereken özen gösteriliyor mu? Maalesef bu konuda çok pozitif olamıyoruz. Biz geçen sene pazardan 7 firmaya ait PV kablo numunesi topladık ve Mudanya’daki tesislerimizde bu kablolar üzerinde standartta tanımlı olan, 364 adet test gerçekleştirdik. Çıkan sonuç, özellikle kabloların mekanik ve ömrüne direkt etki eden testlerinde yüzde 60’a varan uygunsuzluktu. Bu, piyasadaki kalitesizliğin bir göstergesiydi. Bu kabloların kullanıldığı tesislerin yatırımcıya çok kısa sürelerde problem yaşatacağı çok net bir şekilde görülüyordu. Biz de, sektör lideri olmanın verdiği sorumlulukla, piyasadaki kalite seviyesini artırmak ve son kullanıcıyı bilgilendirmek amacıyla farklı illerde ve platformlarda “Dikkat! Her Solar Kablo Aynı Değildir...” girişimini başlattık ve 10’dan fazla seminer yaparak kalitesiz ürün seçiminin oluşturacağı riskleri ve kaliteli ürün seçiminin avantajlarını anlattık. Maalesef solar sektöründe de kalite konusu ülkemizde hızlı kazanç anlayışının gerisinde kalıyor ve kaliteye olması gereken önem verilmiyor.

Ocak - Şubat 2017

19


DOSYA

Multi Contact Türkiye; Güçlü bağlantılar için özel çözümler

ECS Bölüm Müdürü Artun Istepan SABCIYAN; “Değerli yatırımcılarımızdan ve mühendislik firmalarımızdan sadece malzeme termin talebi değil aynı zamanda bilgi, servis ve çözüm talep etmelerini rica ediyoruz.”

servis birimi ve 50 ülkede temsilcilikleri ile faaliyetlerini sürdürmektedir. Multi-Contact olarak yıllık fotovoltaik konnektör üretimimiz 100 milyon adetin üzerindedir.

ECS Bölüm Müdürü Artun Istepan SABCIYAN

Yıllık üretim kapasiteniz ve istihdamınız hakkında bilgi verir misiniz? Bugün 4500’ü aşan iş gücü ile Stäubli, 5 kıtada grup şirketleri Schönherr ve Multi-Contact ve Deimo ile beraber 12 endüstriyel noktada üretim birimi, 25 ülkede satış ve

20

Ocak - Şubat 2017

Pazara sunduğunuz ürünler ve özelliklerinden detaylı bir şekilde bahseder misiniz? Stäubli, Türkiye’de İstanbul’daki merkez ofisi ile Bursa, Gaziantep, ve Denizli’deki şubelerinde 60 çalışanı ile Tekstil, Hızlı Bağlantı Elemanları ve Robotik müşterilerine hizmet vermektedir. Elektrik konnektör bölümü olarak fotovoltaik kısımda güneş panelinden invertere kadar olan tüm bağlantı ekipmanlarını (DC solar kablo, orjinal MC4 konnektör, bağlantı kutusu v.b. ekipmanları) üretmekteyiz. Patentli Multilam teknolojisi ile özel olarak üretilmiş olan kontaklar, dişi konnektörlerin tümünde kullanılmaktadır. Markanın fotovoltaik pazarına yönelik ürün yelpazesinde MC4 solar konnektörler, Flex-Sol DC solar kablolar, güneş panelleri için bağlantı kutuları ve konnektörlerimizin montajı için gerekli ekipmanlar bulunmaktadır. MC4, MC4–EVO 2 ve MC4–EVO 3 solar konnektörler yüksek kaliteli, TÜV ve UL sertifikalı, uzun ömürlü, kilitlenebilir ve kolay monte edilebilir yapıdadır. Yeni nesil MC4–EVO 2 ve MC4–EVO 3 solar konnektörler de 1500V DC çalışma


DOSYA

aralığında ve MC4 konnektörler ile birebir uyumludur. Flex-Sol DC solar kablolar 1500V TUV ve UL onaylı, tek damarlı, ince telli, çift izolasyonlu, esnek, iç ve dış ortamlarda kullanıma uygun, alev geciktirici, halojensiz, yüksek sıcaklık direncine ve yüksek mekanik dayanıklılığa sahiptir. Westlake PV-JB/WL bağlantı kutusu MC4 serisi konnekörlerle uyumludur. Kullanılacak olan konnektör ihtiyaca göre MC4 veya MC4–EVO 3 seçilebilir. Westlake bağlantı kutusu ile kristal panellere ribbon bağlantısı kaynak, lehim ya da sıkma yöntemiyle, yatay ya da dikey olarak yapılabiliyor. Bağlantı kutusu panele silikon veya çift taraflı bant sayesinde sabitlenebiliyor. Kablo uzunluğu standart 100 cm, istenildiği takdirde farklı uzunluklarda üretilebiliyor. Bağlantı kutusunun içerisinde 3 adet bypass diyot bulunuyor ve standart 12A değerinde Westlake bağlantı kutusu kablonun da aynı değere ulaşabilmesi şartıyla 1500V DC voltaj değerinde çalışabiliyor. IP65/IP67 koruma sınıfına sahip. Westlake bağlantı kutusu TÜV ve UL sertifikalıdır. Efektif konnektör kullanımının sağladığı avantajlar nelerdir? Multi-Contact tarafından üretilmemiş fakat “MC komponentleri ile uyumlu” veya “MC4 konnektörler ile uyumlu” olarak piyasada tanıtılan ürünler güvenlik ve sabit elektriksel bağlantı ihtiyaçlarını karşılamadığı gibi yine güvenlik nedeniyle orjinal Multi-Contact konnektörleri ile hiçbir şekilde bağlantı yapılmamalıdır. Zira Multi-Contact bu tip bağlantılar sonucunda oluşan zararların sorumluluğunu kabul etmiyor. Bu konuda yatırımcı ve mühendislik firmalarının dikkatli olmaları sistem güvenliği açısından çok önemlidir. Solar panel bağlantı sistemleri tesis ömrünü hangi oranda etkiliyor? Ömür ifadesi DC solar kablo için çalışma saati, fotovoltaik konnektörler için tak-sök sayısı anlamına gelmektedir. Kabloda -40 +90C’de 150.000 saat çalışma ve MC4 konnektör için ise 500 kez tak-sök yapabilme imkanı bulunmaktadır. 25 yılın üzerinde bir sürede aynı iletkenlikte

üretim yapıp en düşük kayıpla çalışabilmektir. Hedefler ve yatırımlar bazında 2016 yılı nasıl geçti? Pazara sunduğunuz ürünler ve özelliklerinden bahseder misiniz? 2016 yılı içerisinde Türkiye’de 200MW’ın üzerinde GES için DC solar kablo ve yine 500MW’ın üzerinde GES için MC4 konnektör tedariki sağlamış bulunmaktayız. Ayrıca aylarca süren mimari planlama ve inşaat alanında geçen yoğun çalışmalardan sonra İstanbul Anadolu Yakası -Tuzla’daki yeni ofis ve tesislerin resmi açılışını 31 Mayıs 2016 tarihinde yaptık. 2017 yılı için hedefleriniz ne yönde şekilleniyor? Lisanssız, lisanlı, YEKA ve çatı tarafta birçok yönetmeliğin yayımlanmasına ve belirsizliklerin ortadan kalkmasına paralel olarak komşu ülkelerin (Kazakistan, Türkmenistan, Azerbaycan, İran, Ermenistan, Ukranya, Dubai, Ürdün ve Lübnan) fotovoltaik pazar faaliyetlerinin ülkemize bağlanmasıyla birlikte Türkiye ofisimizi yoğun bir çalışma dönemi beklemektedir. Santral kurulumunda kullanılan malzemelerin kalitesi, hem santral ömrü hem de amortisman süresi adına önemli bir konu. Sizce bu konuda gereken özen gösteriliyor mu? Son yıllarda ülkemizde devreye giren tesislerinin artmasına paralel olarak daha dikkatli ve özenli malzeme seçimleri yapıldığını gözlemliyoruz. Unutulmaması gereken nokta solar kablo ve konnektör maliyetlerinin toplam sistem maliyetleri içerisindeki oranı yüzde 1 seviyesindedir. Ancak bu denli düşük bir oranda maliyet etkisine karşılık teknik açıdan sistemi taşıyan damarlar olmaları sebebiyle en az diğer ekipmanlar kadar üzerinde düşünülmeli standartların belirlediği ölçülerde değerlendirmeler yapılmalıdır. Eklemek istedikleriniz? Değerli yatırımcılarımızdan ve mühendislik firmalarımızdan bizlerden sadece malzeme değil aynı zamanda bilgi, servis ve çözüm talep etmelerini rica ediyoruz.

Ocak - Şubat 2017

21


haber

SEKTÖR

EBRD, Türkiye’deki en başarılı küçük ölçekli sürdürülebilir enerji projelerini ödüllendirdi

2010 yılında başlatıldığından bu yana, EBRD tarafından yönetilen bu program, esas olarak KOBİ’lerin enerji verimliliğini iyileştirmek üzere finans sağlamayı amaçlıyor. Bu kapsamda programın üçüncü fazı olan TurSEFF III’ün lansmanı da gerçekleştirildi. TurSEFF III kapsamında, önceki fazlara ilaveten, bankalar ile birlikte finansal kiralama (leasing) kuruluşları ile de ortaklıklar kurmak ve belediye projelerine finans sağlamak hedefleniyor. Bugüne kadar katılımcı olan altı yerel bankaya küçük ölçekli sürdürülebilir enerji projeleri için 600 milyon Euro’dan fazla kredi tesis edilmiştir. Bu fon yapısı içerisinde Avrupa Yatırım Bankası ve Japon Uluslararası İşbirliği Bankasının fonları da mevcuttur. 860’dan fazla proje finanse edilmiş ve bu projeler ile toplam 800.000 aracın karbon salımına karşılık gelen yıllık 2 milyon ton karbondioksit eşdeğeri azaltım gerçekleşmesi beklenmektedir. Elde edilen toplam enerji tasarruf miktarı Türkiye’de 3 milyon kişinin tükettiği elektriğe tekabül etmektedir. Yenilenebilir enerji projeleri ile güç ve ısının bir arada kullanıldığı projeler de dâhil olmak üzere TurSEFF ‘in finanse ettiği kurulu

22

Ocak - Şubat 2017

İstanbul’da gerçekleşen törende Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ve ortakları, Türkiye’de enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji alanında Türkiye Sürdürülebilir Enerji Finansman Programı (TurSEFF) altında 2013 – 2016 yılları arasında finanse edilen en başarılı projeleri ödüllendirdi.

güç kapasitesi yaklaşık 400 MW’dır. Bu pastadan en büyük payı yaklaşık yüzde 50’ye karşılık gelen 200 MW ile güneş enerjisi yatırımları almaktadır. MWH Global Türkiye Genel Müdürü Murat Sarıoğlu, “Enerji verimliliği finansmanını daha da genişletmek için “Vakıfbank Ticari Binalarda Enerji Verimliliği Kredisi”, “Vakıfbank Elektrik Motorları İyileştirme Kredisi”, “Türkiye İş Bankası Lisanssız Elektrik Üretim Kredisi” ve “Yapı Kredi Yeşil Kredi Sistemi Geliştirme” olmak üzere dört adet yeşil finansal ürün geliştirip, bunları piyasaya sürmek üzere TurSEFF katılımcı bankalarını destekledik. Farkındalığı arttırmak suretiyle, pazarın büyümesini teşvik ederek kendilerinden sürdürülebilir enerji finansmanını daha ileri seviyelere götürmeleri beklenmektedir.” demiştir. Avrupa Birliği, bu programa, katılım öncesi mali yardım aracı üzerinden, Türkiye Maliye Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın yakın işbirliğiyle teknik yardım ve danışmanlık hizmetleri kapsamında fon sağlayarak destek vermektedir. Bu fon ile EBRD; katılımcı bankalara, yenilenebilir enerji ve kaynak verimliliği projelerine finansman arayan özel sektör kuruluşlarına ve belediyelere proje bazında teknik danışmanlık hizmeti sağlayabilmektedir. Bankalar için ödüller: Denizbank “İklim Değişikliği Önlemede En Başarılı Banka” ödülüne hak kazanmıştır. Denizbank’ın sürdürülebilir enerji yatırımlarındaki becerisi, bankayı TurSEFF kapsamında sera gazı emisyonlarının azaltılmasında en çok başarı gösteren banka haline getirmiştir. Önlenen karbondioksit eşleniği, 240,000 aracın yıllık karbon salımına eşdeğerdir. Türkiye İş Bankası “Güneş Enerjisi Santrali Finansmanında En Başarılı Banka” ödülüne hak kazanmıştır. Güneş enerjisi sektöründe, TurSEFF kapsamında, 90 MW fonlayan İş Bankası, bu tür yatırımlarda öncü konumundadır. Vakıfbank “Enerji Verimliliği Finansmanında En Başarılı Banka” ödülüne hak kazanmıştır. Vakıfbank TurSEFF kapsamında 160 enerji verimliliği projesi finanse ederek, bu alanda en başarılı banka olmuştur. Yapı Kredi “Proje Üretiminde En Başarılı Banka” ödülüne hak kazanmıştır. TurSEFF’e ilk olarak programın II. fazında katılan Yapı Kredi, programa ve onun hedeflerine olan özverisi sayesinde 740’tan fazla proje üretmiştir. Yatırımcılar için ödüller: Doğu Star “İklim Değişikliği Önlemede En İyi Proje” ödülünü kazanmıştır. Denizbank tarafından finanse edilen ve 35,000 aracın yıllık karbon emisyonuna eşit sera gazı salımını engelleyecek olan bu proje, Malatya Büyükşehir Belediyesi işbirliğiyle 2.4 MW kurulu gücünde bir çöp gazı santralinin kurulması ve işletilmesini kapsamaktadır. Malatya Büyükşehir


Belediyesi ve Belediye Başkanı Sn. Ahmet Çakır da, projeye olan katkılarından dolayı bu ödüle ortak olmuşlardır. Esko Enerji “En Yenilikçi İş Modeli” ödülünü kazanmıştır. Denizbank tarafından finanse edilen bu proje kapsamında, İstanbul’da bir hastane ile yatırımın teknik ve finansal risklerini üstlenen Esko Enerji arasında 10 yıl süreli bir sözleşme imzalanmıştır. Bu model sayesinde, hastanenin enerji faturaları kısa bir süre içerisinde azaltılıp, aynı zamanda güç kaynağının da yüksek kalitede kalması ve arzın güvenli hale getirilmesi sağlanmıştır. Esko Enerji yatırımı, TurSEFF kapsamında finanse edilen ilk ESCO (Enerji Hizmetleri Şirketi) projesidir. YBT Enerji “Güneş Enerjisi Santrali Projesi Geliştirmede En İyi Uygulama” ödülünü kazanmıştır. Türkiye İş Bankası tarafından finanse edilen bu proje, Antalya ilinde yüksek kalite standartları gözetilerek kurulan ve işletilen 2 MW kurulu gücünde bir fotovoltaik güneş enerjisi santralini kapsamaktadır. Elfa Enerji “En Yüksek Çevre Standartlarını Uygulayan Proje” ödülünü kazanmıştır. Elfa Enerji, rüzgâr enerjisindeki uzmanlığını en katı çevresel ve sosyal standartları göz önünde bulundurarak kurduğu enerji santraliyle kanıtlamıştır. Türkiye İş Bankası tarafından finanse edilen bu proje, bir “Gönüllü Karbon Piyasası” standardı olan “Gold Standard” tescili almaya hak kazanmıştır. Oğullar Asfalt “Finansal Performansı En İyi Enerji Verimliliği Projesi” ödülünü kazanmıştır. Oğullar Asfalt, zorlu piyasa koşullarına rağmen, enerji giderlerini düşürüp, rekabet gücünü artırarak büyük bir başarıya imza atmıştır. Vakıfbank tarafından finanse edilen bu proje kapsamında, Oğullar Asfalt’ın Antalya’daki mevcut asfalt üretim hattı, fuel-oil yerine LNG kullanan yeni bir sistem ile değiştirilmiştir. Bu sayede üretim kapasitesi artırılmış ve enerjinin daha verimli kullanılması sağlanmıştır. İlayda Hotel “Teknoloji Seçim Aracını En İyi Kullanan Proje” ödülünü kazanmıştır. Teknoloji Seçim Aracı €250,000’nun altındaki yatırımların kredilendirme süreçlerini hızlandırmak amacıyla geliştirilmiştir. İlayda Hotel, Kuşadası’ndaki tesisini sürdürülebilir hale getirmek için, bu aracı kullanarak birçok

haber

SEKTÖR

türde küçük ölçekli enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji yatırımları gerçekleştirmiştir. Projeler Vakıfbank tarafından finanse edilmiştir. Saydam Tekstil “Üretimde Otomasyonu En İyi Kullanan Proje” ödülünü kazanmıştır. Saydam Tekstil, yapmış olduğu proses otomasyonu yatırımlarıyla Bursa’da bulunan fabrikasını geliştirmiştir. Yapı Kredi tarafından finanse edilen bu proje sayesinde, üretimde otomasyon daha etkili bir şekilde kullanılabilmiş, enerji harcamaları azalmış ve hatalı ürün sayısı en aza inmiştir. Kılıç Holding “Kırsalı Elektrikle En İyi Buluşturan Proje” ödülünü kazanmıştır. Kılıç Holding, Muğla, Salih Adası’ndaki maliyeti yüksek ve çevre kirliliğine sebep olan dizel jeneratörlerin kullanımını azaltmak için 100kW gücünde şebekeden bağımsız bir güneş enerjisi sistemi kurmuştur. Proje Yapı Kredi tarafından finanse edilmiştir.

Ocak - Şubat 2017

23


haber

SEKTÖR

Prysmıan Group Türkiye, İstanbul yeni havalimanına enerji kablolarıyla hayat veriyor

Prysmian Group Türkiye, Türkiye’nin en önemli projelerinden olan İstanbul’un yeni havalimanına, değeri yaklaşık 8 milyon Euro tutarında olan son teknolojiye sahip kablolarıyla hayat veriyor.

Prysmian Group Türkiye CEO’su Erkan AYDOĞDU

Dünya çapında enerji ve telekomünikasyon kabloları sektörünün lideri Prysmian Group’un Türkiye operasyonu Prysmian Group Türkiye, İstanbul’un yeni havalimanı projesine enerji ve zayıf akım kablolarıyla hayat veriyor. Mali değeri 7 – 8 milyon Euro’yu bulan ve son teknolojiye sahip enerji kabloları, halojenden arındırılmış, düşük duman yoğunluklu ve yangına dayanıklı olma özellikleri ile öne çıkıyor. İstanbul’un yeni havalimanı projesinde yer almaktan büyük gurur duyduklarını belirten Prysmian Group Türkiye CEO’su Erkan Aydoğdu, “Temin ettiğimiz kabloların döşenmesi 2016 yılı içinde bitirilmiş olacak. Tamamlanmasıyla birlikte hem İstanbul’un ve ülkemizin ihtiyacı olan büyük bir yatırım hayata geçecek, hem de dünyaya örnek niteliklere sahip bir havalimanına kavuşacağız” dedi. Türkiye’nin en önemli projelerinden biri olan ‘Yeni Havalimanı’nın çalışmaları 76.5 milyon metrekarelik dev inşaat alanında büyük bir hızla devam ediyor. Tamamlandığında, yıllık 200 milyonun üzerinde yolcu kapasitesiyle dünyanın en büyük havalimanlarından biri olacak İstanbul Yeni Havalimanı’ndan,

24

Ocak - Şubat 2017

350’den fazla destinasyona uçuş yapılacak. 6 adet bağımsız pisti, yolcu terminalleri, hava trafik kontrol kulesi, apron alanları, katlı otoparklar, havalimanı ve havayolları destek tesisleri gibi ilave yapılarla, Avrupa’nın ve dünyanın en önemli havacılık merkezlerinden biri olacak. Dünyada ve Türkiye’de ulaşımdan inşaata, benzer birçok önemli projeye kablo tedarikinde bulunan Prysmian Group Türkiye’nin katkı sağladığı projeler arasında Türkiye’de bir ilk olan, çift katlı Avrasya Tüneli, Marmaray Ayrılıkçeşme-Üsküdar ve Yenikapı-Sirkeci arasında yer alan tüneller ve Gerede Tünelleri gibi birçok özel proje yer alıyor. “Türkiye’yi Yarınlara Bağlıyoruz…” misyonu kapsamında önemli projelerde yer alarak ülkemizin geleceğine yatırım yapmayı sürdüreceklerini söyleyen Erkan Aydoğdu, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’de her gün büyüyen inşaat sektöründe teknikler gelişirken, biz de Prysmian Group Türkiye olarak yeni trendlere uyum sağlayarak ürün yelpazemizi geliştirmeyi sürdürüyoruz. Prysmian Group Türkiye olarak özel üretim gerektiren kablolar alanındaki başarılarımızı birçok projede kanıtlamış olmaktan da gurur duyuyoruz.”


Şişecam Düzcam mega proje için yeni ürün geliştirdi

Cam sektörünün global oyuncusu Şişecam Topluluğu bünyesinde faaliyet gösteren Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise beşinci büyük düzcam üreticisi Şişecam Düzcam, İstanbul’da yapılan Yeni Havalimanı’nın 200.000 metrekareyi aşan cephe ve çatı ışıklığında tercih edilen ürünleri ile projede yer alacak. 2018 yılının ilk çeyreğinde birinci fazı tamamlandığında yıllık 90 milyon, tüm fazları tamamlandığında ise yıllık 200 milyon yolcuya hizmet sunacak projede; etkin enerji tasarrufu, gürültü kontrolü, estetik, emniyet ve güvenlik ihtiyaçlarına çözümler sunan farklı performanslardaki Şişecam Düzcam ürünleri tercih edildi. Şişecam Düzcam’ın İstanbul Yeni Havalimanı projesi için geliştirdiği üstün nitelikli yeni ürünü ‘Temperlenebilir Solar Low-E Cam’ projenin cephe camlarında kullanılacak. İstanbul Yeni Havalimanı projesinin cephelerinde tercih edilen üstün nitelikli yeni Şişecam Temperlenebilir Solar Low-E Cam ürünü ile oluşturulan Isıcam kombinasyonuyla yüzde 51 ışık geçirgenliği sağlanarak projede ihtiyaç duyulan optimum ışık geçirgenliği ve düşük yansıtma özelliğiyle şeffaf tasarıma imkan sağlanıyor. Ayrıca, İstanbul Yeni Havalimanı projesinde tercih edilen Isıcam kombinasyonu yazın güneş enerjisinin sadece yüzde 29’unun içeri girmesini sağlayarak da hem soğutma

haber

SEKTÖR

Dünyanın en büyük düzcam üreticilerinden Şişecam Düzcam’ın ürünleri, mega projeler arasında yer alan İstanbul ‘Yeni Havalimanı Projesi’ için tercih edildi. İlk etabında 200.000 m2’nin üzerinde cam kullanım alanına sahip olacak İstanbul Yeni Havalimanı projesinin cephe ve çatı ışıklık camlarında Şişecam Düzcam ürünleri kullanılacak.

giderlerinden, hem de sıradan çift cama göre ısı kayıplarını yüzde 50 azaltarak kışın ısıtma giderlerinden tasarruf sağlıyor. Aynı zamanda, temperlenebilme özelliğiyle emniyet ihtiyacını karşılıyor ve cam kırılması sonucunda ortaya çıkabilecek yaralanma risklerini azaltırken, iç ve dış cam kombinasyonunda tercih edilen lamine cam ile güvenlik ihtiyacının yanı sıra gürültü kontrolü de sağlıyor. Çevre dostu bina oluşturulmasına fırsat tanıyor Projenin güneş kontrolüne en çok ihtiyaç duyulan geniş yüzeyli çatı ışıklıklarında tercih edilen Şişecam Temperlenebilir Solar Low-E Cam ise performansıyla çatıda güneş enerjisinin sadece yüzde 26’sının içeri girmesine izin vererek etkin güneş kontrolü ile soğutma giderlerinden tasarruf sağlarken, sıradan çift cama göre ısı kayıplarını yüzde 50 azaltarak, kışın da ısıtma giderlerini düşürüyor. Ayrıca yüzde 40 ışık geçirgenliği sayesinde aydınlık iç mekan etkisinden vazgeçmeden gökyüzünü ve bulutları izlemeyi de mümkün kılıyor. İç cam kombinasyonunda tercih edilen lamine camlar ise güvenlik ihtiyacını karşılıyor. Konforlu bir yaşam alanı sunan ürünler, projede tüketilen enerjiden tasarruf sağlayarak, karbondioksit emisyonunu azaltıyor ve çevre dostu bina oluşturulmasına fırsat tanıyor.

Ocak - Şubat 2017

25


haber

SEKTÖR

TurSEFF 176 Milyon Euro ile güneş enerjisini yatırımlarına ivme kazandırdı

TurSEFF Sürdürülebilir Enerji Mükemmellik Ödülleri Töreni kapsamında bir araya geldiğimiz MWH Türkiye Genel Müdürü Dr. Murat SARIOĞLU yeni mevzuatlar ve TurSEFF III programına dair önemli açıklamalarda bulundu.

EBRD‘nin kredi kullandırımında teknolojiye ve ürün alt kategorisine bağlı yüzdesel limitleri mevcut ve bunlara dikkat ediyoruz. Bazı kredi dilimlerinin belli bir yüzdeden daha fazla olmaması şeklinde düzenlemeler yapılıyor” sözleriyle açıklayan Sarıoğlu, TurSEFF III ile ilgili bilgi vererek devam etti; “Turseff III’te kredi kullandırımındaki bu yüzdesel dağılımları bilmiyoruz ama lanse edileceği şekilde kaynak verimliliği de ilk kez ürün kapsamına alınacak. Basın toplantısında da belirttiğim gibi, kaynak verimliliği de su verimliliği, materyal, hammadde verimliliği gibi çok değişik bir yelpazeyi açıyor. Belediyelerin de faydalı olabileceği TuRSEFFF III kapsamında bu yüzdesel dağılımın akıbeti değişir mi henüz bilmiyoruz, şuan hiçbir şey net değil.”

MWH Türkiye Genel Müdürü Murat SARIOĞLU

“İlave mevzuat ihtiyacı olacak” Yeni mevzuatları lisanslı projelere teşvik olarak yorumlayan Sarıoğlu, bu eğilim sağlanırken öztüketime de önem verildiğine dikkat çekti. Belli bir oranda öztüketimin şart koşulması dolayısıyla lisanssız enerji üretiminde ivmenin biraz düşebileceğini öngördüğünü açıklayan Sarıoğlu, lisanslı enerji üretimi tarafında da yine teşvik anlamında ilave mevzuat değişikliğine ihtiyaç olacağını belirtti. TurSEFF III’te de güneş enerjisi portföyde TurSEFF’in 176 Milyon Euro’yla güneş enerjisi sektörüne çok büyük yatırım yaptığını ifade eden Sarıoğlu, yaklaşık 190 MW kurulu güçle 110 MW’lık bir işletim kapasitesinin gerçekleştiğini söyledi. Sarıoğlu, EBRD’nin bugün açıkladığı TurSEFF III programında da güneş enerjisinin portföyde olacağını belirterek, regülasyonların sektöre nasıl yansıyacağının programı direkt olarak şekillendireceğini belirtti. “Talepler çok önemli” Yenilenebilir enerji dağılımını, “Talepler çok önemli fakat

26

Ocak - Şubat 2017

“Yenilenebilir enerjide gelişimin hız kesmeden devam etmesi gerekiyor” Sarıoğlu sözlerini şöyle bitirdi; “Ülkemizin iklim coğrafyasını düşündüğümüz zaman güneş enerjisi paha biçilmez ve en önemlisi de doğal bir kaynak. Bunun daha çok kullanılması gerektiğini düşünüyorum. Baktığımız zaman 800 MW’tan bahsediyoruz ve bu kurulu güce Türkiye’de 2013 yılındaki mevzuat değişikliğinden sonra 3 yıl gibi bir sürede ulaşıldı fakat bir Almanya ile kıyasladığımız zaman 40,000 MW gibi bir rakam mevcut, yani daha çok yol almamız gerekiyor. Türkiye’nin 2023 hedeflerinde GES kurulu gücü 3000 MW olarak belirlenmiştir ancak güneş ışınım potansiyeli ve yüzölçümü olarak Türkiye bu doğal kaynağı hedeflerini daha da yükseklere çekerek azami ölçüde kullanması ve bu gelişimin hız kesmeden devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla mevzuatlarda bu kurulu güce ulaşmayı teşvik edici bir takım maddeler yer alırsa daha faydalı olacaktır.”



haber

SEKTÖR

ABank’tan, Türkiye’nin geleceğine kredi!

Odaklandığı alanlar arasına ‘yenilenebilir enerji’ sektörünü de ekleyen ABank, fotovoltaik güneş enerjisi sektör lideri Tekno Ray Solar tarafından, Burdur Çallıca’da, kurulan güneş enerjisi santrali için; 96 ay vadeli, 6 milyon dolarlık finansman desteği sağladı.29 Aralık 2016 itibariyle geçici kabulü yapılarak işletmeye alınan Burdur Çallıca GES’in, yıllık toplam 10.7 milyon kWh elektrik üretimi gerçekleştireceği belirtildi. Konya-Kızören’de üretime geçirdiği GES ile Türkiye’nin en büyük güneş enerjisi santraline sahip olan Tekno Ray Solar’ın, 7.4 milyon dolarlık yatırım ile kurduğu bu yeni santralinin; 1,2 MW gücünde 5.5 üniteden oluşan 6,6 MW’lık güce sahip olduğu ifade edildi. Ayrıca proje sayesinde, 20 bine yakın ağacın kurtarılması ve 10 bin tona yakın karbondioksit salınımının önüne geçileceği vurgulandı. Toplamda 125 bin m2’lik alan üzerine kurulu olan yeni santral,

28

Ocak - Şubat 2017

Sektör ve müşteri odaklı stratejisiyle hedeflerine emin adımlarla ilerleyen ABank ile Türkiye’de güneş enerjisi sektörünün en büyük projelerine imza atan Tekno Ray Solar’dan örnek proje işbirliği…

Tekno Ray Solar’ın Türkiye’nin şebeke alt yapısına uygun olarak geliştirdiği, konusunda ilk ve tek olan ‘GES Uzaktan İzleme Sistemi’ ile takip ediliyor. Düzenlenen açılış töreninde konuşan ABank Ticari Bankacılıktan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mete Hakan Güner, yenilenebilir enerji kaynaklarının, sürdürülebilir bir ekonomi ve ülkemizin ve dünyanın geleceği için hayati bir önemi olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Bu finansman desteği, sektör ve müşteri odaklı bankacılık stratejimizin önemli bir örneğidir. Bu konuda, bir sektör lideriyle işbirliği yapmaktan ve en önemli projelerinden birine finansal destek sağlamaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Tekno Şirketler Grubu’nun bundan sonraki projelerinde de birlikte çalışmayı ümit ediyoruz.” Tekno Şirketler Grubu CEO’su Altay Coşkunoğlu ise, Türkiye olarak enerjide dışa bağımlı bir ülke olduğumuzu ve enerjinin, ülkemizdeki cari açığın en temel kaynağını oluşturduğunu vurgulayarak; “Türkiye olarak enerji stratejimizi doğru planlayabilir ve her sene enerji ithalatı için ödediğimiz tutarı GES yatırımlarında kullanabilirsek, enerji ithalatımızı yüzde 75 oranında azaltabilir ve yaptığımız yatırımın karşılığını 3 sene içerisinde geri alabiliriz. Güneşi olmayan Almanya 44 GW kurulu GES gücüne sahip. Çin’in toplam yatırımları 50 GW’yi aştı ve ABD, sadece 2016 yılında 20 GW yatırım yaptı” dedi. Tekno Şirketler Grubu CFO’su Berna Meriç ise, “ABank yenilenebilir enerji kaynaklarına gösterdiği hassasiyeti, bu projemize sağladığı finansman desteğiyle ispatladı. Bu tür proje finansmanlarına, ülkemizdeki finans sektörünün bakış açısı ABank gibi devam ettiği sürece, hem kendi kendini ödeyen yatırımlar giderek büyüyecek hem de çevreci enerji desteklenmiş olacak. Bu bilinçle sektör lideri firmamız Tekno Ray Solar’a vermiş oldukları destekten dolayı ABank’a teşekkür eder, daha birçok projeye birlikte imza atmayı dileriz” dedi.


Adana, Panasonic teknolojisine geçecek; güneşi enerjiye çevirecek…

Güneş enerjisinin lideri, üstün Panasonic teknolojisi… Güneş enerjisi alanında 40 yılı aşkın deneyimi bulunan ve tüm dünyada 1 milyarın üzerinde güneş hücresi yatırımı gerçekleştiren Panasonic, Adanalı sanayici ve yatırımcıları Güneş Panelleri ve Güneş Enerjisi Santralleri hakkında bilgilendirmek üzere bir seminer verdi. Adana Sheraton Grand Hotel’de gerçekleşen, santral kurulumunda ve güncel yönetmeliklere ilişkin ürün seçiminde dikkat edilmesi gerekenler konusunda bilgi verilen seminere, yatırımcı ve sanayiciler büyük ilgi gösterdi. Panasonic Ürünleri Grubu Satış Müdürü Koray Yıldız’ın katıldığı seminerde, VİKO by Panasonic Güneş Sistemleri Satış Sorumlusu Özgün Kan da en verimli güneş paneli olarak bilinen Panasonic HIT Solar Modüller ile ilgili bir sunum yaptı. Yeni yönetmelikler ile ilgili değerlendirmelerin yanı sıra katılımcılara Panasonic’in sunduğu avantaj ve fırsatlar da aktarıldı. Türkiye, günde ortalama 7.2 saat, yılda ise 2.650 saat güneş alıyor… Uzmanlar ülkemizin güneş enerjisini kullanmak için son derece elverişli olduğunu ifade ediyor. Konum olarak Türkiye, Avrupa’nın en güneyinde bulunmakla beraber güneş potansiyeli

haber

SEKTÖR

Adana ülkemizde yıl içinde en fazla güneş alan illerin başında geliyor. Bu da güneş enerjisinden yararlanmak için büyük bir olanak sağlıyor. En verimli güneş paneli olarak bilinen HIT güneş enerjisi teknolojisinin mucidi, dünya markası Panasonic de ülkemizde güneş enerjisi kullanımının artması için Adana Adana Sheraton Grand Hotel’de güneş enerjisi yatırımcıları ve sanayicileri için önemli bir seminer gerçekleştirdi.

açısından günde ortalama 7.2 saat, yılda ise 2.650 saat güneşlenme saatine sahip durumda. Yani Türkiye’nin en kuzey noktasında bulunan bir şehrimiz bile Avrupa’nın herhangi bir yerinde kurulan santralden daha fazla güneşlenme süresi, ışınım ve elektrik üretebilirliğine sahip bulunuyor. Bununla beraber ülkemizde yatırımların İzmir’den Van’a doğru bir çizgi çekersek, bu hattın altında kalan kısımlarda yoğunlaştığı görülüyor. Özellikle MEDAŞ, KCETAŞ, AKDENİZ EDAŞ, AKEDAŞ ve TOROSLAR EDAŞ bölgeleri en popüler olan alanları temsil ediyor. Türkiye genelinde ortalama olarak iyi ekipmanlarla kurulmuş sağlıklı projeler, 6-8 sene içinde geri dönüşünü tamamlayarak tesisin kara geçmesini sağlıyor. Panasonic, ülkemizde ödüllü projeler gerçekleştiriyor… Panasonic şu ana kadar güneş enerjisi çalışmaları kapsamında; Türkiye’nin en büyük tracker sistemi olan 4,6MW’lık ve Enerji Bakanlığı’ndan enerji verimliliği ödülü almış 500kWp’lık çatı santrallerinin yapımını başarıyla tamamladı. Bu ödüllü santrallerin dışında yine geçici kabulü TEDAŞ tarafından yapılmış olan 4MW’lık, kurulum ve sevkiyat aşamasında olan 11,6 MW’lık ve üretim aşamasında olan 7,5 MW’lık projeleri bulunuyor.

Ocak - Şubat 2017

29


AKTÜEL

Enerji Kimlik Belgesi olmayan binalara iskan verilmeyecek

2011 öncesi yapılmış binaların 2 Mayıs 2017 tarihine kadar, Enerji Kimlik Belgesi sahibi olması zorunlu hale getirildi. En az C Sınıfı belge almayan yapılara iskan verilmeyecek. Enerji Kimlik Belgesi, gayrimenkullerin kira ve satış fiyatlarını da etkileyecek.

Toplu yaşam alanlarına profesyonel yönetim hizmeti sunan Astra Yönetim Hizmetleri ve Ticaret A.Ş.’den İzzet Benveniste, 50 metrekarenin üzerindeki tüm yapıları ilgilendiren bu önemli düzenleme hakkında şu bilgileri verdi: “Enerji Kimlik Belgesi, binaların enerji ihtiyacının ve dolayısı ile enerji tüketim sınıfının belirlendiği ve beyan edildiği belgedir. Binanın enerji pasaportudur. Enerji Kimlik Belgesi ile binanın ısıtma, soğutma, sıcak su, aydınlatma ve havalandırma sistemlerine ait tüketim değerleri ve bunların enerji sınıfı belirlenir ve beyan edilir. Enerji Kimlik Belgesi’nde binanın yıllık enerji tüketim miktarı, binanın ısı yalıtım özellikleri, ısıtma/soğutma sistemlerinin verimi ve binada enerjinin tüketildiği diğer alanlar göz önünde bulundurularak hesaplanır. “A, B, C, D, E, F, G” ile belirtilen ölçek dahilinde sınıflandırılır. C sınıfının altındaki yapılara kullanım izni yok Enerji Kimlik Belgesi, tıpkı beyaz eşyalardaki gibi verildiği binanın enerji performansını göstermektedir. “A sınıfı” en yüksek, G sınıfı” ise en düşük enerji verimliliği sınıfını temsil etmektedir. Ülkemizde Türk Standartları Enstitüsü (TS 825) standardına göre ısı yalıtımı yapılmış binaların büyük çoğunluğu “C sınıfı”

30

Ocak - Şubat 2017

dır. Ülkemizdeki “B sınıfı ve üstü” binalar, ağırlıklı olarak standartta belirtilenden minimum ısı yalıtım kalınlıklardan daha yüksek ısı yalıtım kalınlıklarına sahip binalardır. “G” harfi ise verimsiz binayı sembolize etmektedir. Yeni binalara Enerji kimlik Belgesi düzenlenebilmesi için bina enerji sınıfının azami “C” olması gerekmektedir. Eğer bina olması gereken yapı ve yalıtım standartlarını karşılamıyorsa binanın enerji sınıfı C’nin altında olacaktır. Böylece Enerji Kimlik Belgesi düzenlenemeyeceği için yapı kullanım izni de alamayacaktır. A-B-C sınıfı binalara talep artacak 2017 yılından sonra tüm bina alım-satım ve kiralamalarında enerji kimlik belgesinin ibraz edilmesi zorunlu olacaktır. Böylece satın alan veya kiralayan aldığı yapının enerji sınıfının ne olduğunu bilecek ve tercihini buna göre yapabilecektir. Ayrıca enerji sınıfı yüksek olan binaların yalıtımı, cam-pencere sistemleri ve ısıtma-soğutma-havalandırma sistemlerinin kaliteli ve verimli olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bu nedenle enerji sınıfı yüksek (A-B-C Sınıfı) binalara olan talep gün geçtikçe artacak ve bu da mutlaka yapı fiyatlarına yansıyacaktır.



haber

SEKTÖR

REPG Energy projesi efektif kullanımıyla dikkat çekecek

Tet-Arge Proje Pazarında Enerji Üretim, İletim ve Dağıtımına Yönelik Uygulamalar kategorisinde ikincilikle ödüllendirilen Hasan AYARTÜRK, proje detaylarını Solarex Magazine ile paylaştı.

veya değişken manyetik alanda düşük gerilimli alternatif akım olarak elektrik gücü üretilir. Sistemde hiçbir hareketli parça bulunmamaktadır. Bilinen diğer yenilenebilir enerji kaynakları gibi doğal sınırlara bağlı değildir. Prototipi tamamlanan projenin, elektrik üretimine başlanmıştır. Protototip üzerinde optimizasyon çalışmaları devam etmektedir. Haziran 2017 tarihine kadar endüstriyel ürünün tamamlanması ve Aralık-2017 tarihine kadar yasal sertifikasyon faaliyetlerinin tamamlanarak pazara çıkışı hedeflenmektedir. Ürünün bir ev tipi ısıtıcı kombi boyutlarında ve kombi cihazının sökülerek yerine montajının yapılabileceği teknik ölçülerde olduğu düşünülürse, hermetik tip baca bağlantısı ile evlerde mutfakta kurulumu yapılabilecektir. Cihazın aynı zamanda sıcak su üretimi de gerçekleştirebildiğinden kombi fonksiyonunu da görebilmektedir” şeklinde açıkladı. “Bilinen yenilenebilir enerji sistemlerine farkla havanın nem oranından faydalanıyor” Kendi lisansı ve kendi patentleri ile yenilikçi yenilenebilir Yenilikçi bir yenilenebilir enerji sistemi RePG Energy Proje Sorumlusu Hasan Ayartürk proje detaylarını, “Bilinen yenilenebilir enerji sistemlerinden farklı olarak ozmos ve difüzyon prensipleri ile enerji kaynağı olarak neme doymamış havayı kullanarak oluşturduğu akış gücünü türbin ve jeneratör kullanmadan doğrudan elektrik gücüne dönüştüren yenilikçi bir yenilenebilir enerji sistemidir. Bilinen teknikte yarı geçirgen membran olarak bilinen sadece su moleküllerinin geçişine izin verip diğer moleküllerin geçişine izin vermeyen membran vasıtası ile tuzlu su ve tatlı su kullanılarak ozmos prensibi ile hidrolik basınç oluşturulur. Hidrolik basınç RePG AWC modülü ile hava akış gücüne dönüştürülür. Hava akış gücü ile birlikte tuzlu suyun su kısmı hava içinde difüze edilerek tuz yoğunluğu arttırılır ve sistemin sürdürülebilir olarak çalışması sağlanır. Tuzlu su partiküllerinin elektrik yük taşıma özelliğinden faydalanılarak yüksek voltajlı doğru akım üretilir ve yüksek voltaj sayesinde düşürülen hava elektriksel direnci ve akış gücü kullanılarak sabit manyetik alanda düşük gerilimli doğru akım

32

Ocak - Şubat 2017


enerji sistemleri alanında faaliyet gösteren RePG Enerji Sistemleri Sanayi ve Ticaret şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Hasan AYARTÜRK, ULUTEK’i ve sunduğu imkânları değerlendirdi. RePG Enerji, konut ve endüstriyel uygulamalar için bilinen teknikten farklı yenilenebilir enerji kaynağına dayalı elektrik jeneratörü üretimi ve kurulumu alanında faaliyet göstermektedir. Kuruluşun diğer faaliyetleri, elektrikli ve hibrit araçlar için yenilenebilir enerji kaynağına dayalı menzil uzatıcı, konvansiyonel araçlar için yenilenebilir yakıt üretim sistemleri, yenilenebilir enerji kaynağına dayalı iklimlendirme sistemleri ve havadan içme suyu elde edilmesi sistemlerinin üretimi ve uygulamalarını gerçekleştirmektir. Bilinen teknikteki yenilenebilir enerji sistemlerinden farklı olarak havanın nem oranından faydalanarak elektriğe dayalı güç üreten bir proje üzerinde çalıştıklarını belirten Ayartürk, İlk ürünün ulusal şebekeye 2017 Aralık ayında bağlanacağını açıkladı. Yeni fikirlerin hayata geçmesinde girişimcilerin desteklenmesi konusunda ULUTEK’in önemli katkılarda bulunduğuna dikkat çeken Ayartürk, ARGE yeteneği ve geleneğine sahip uluslararası firmaların

haber

SEKTÖR

bölgede AR-GE yapabilmeleri için gerekli teknolojik altyapının sağladığını söyledi. “Gerekli olan tek şey doğru iş fikrini bulmaktır” Ayartürk, Türkiye’de Girişimcilere verilen destekler ile ilgili olarak, “RePG Enerji olarak, teknolojik bir yenilik içeren ticari değere sahip bir iş fikriniz varsa, bu iş fikrinizi hayata geçirmeniz için girişimcilere verilen desteklerin fazlası ile yeterli olduğunu fiilen yaşayarak gördük. Özellikle kuluçka merkezleri doğru bir iş fikri girişimcileri, pazara çıkış aşamasına kadar takip ediyor ve destekliyor. Çalışabileceğiniz bir ortam, teknik - ticari danışmanlık, iş modeli eğitimleri, fikri haklar destekleri, proje ortağı bulma, tedarikçi bulma, girişimcilere verilen sermaye ve proje desteklerinden faydalanma, yatırımcı veya kurucu ortak bulma hatta ürününüzü satacağınız kişiler ve kurumlar ile buluşturma ve proje fazında iken satış anlaşmalarının yapılması. Özetle, ürününüzü satma garantisi dâhil, bu imkânların hepsine Teknokentlerin kuluçka merkezlerinin herhangi bir ücret talep etmeden sağladıkları hizmetler ile ulaşılabiliyor. Gerekli olan tek şey doğru iş fikrini bulmaktır” dedi.

Ocak - Şubat 2017

33


haber

SEKTÖR

Alman EWE Grubu’ndan Türkiye’ye 120 milyon Euro yatırım

Almanya’nın en büyük enerji şirketlerinden EWE AG’nin Türkiye’deki iştiraki EWE Turkey Holding, önümüzdeki üç yılda Türkiye’ye 120 milyon Euro’ya yakın yatırım yapacağını açıkladı. Planlanan bu yatırım, yakın geçmişe kıyasla önemli bir artış. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ı Ankara’daki makamında ziyaret eden ve Türkiye’deki yatırım planlarını açıklayan EWE AG Yönetim Kurulu Başkanı Matthias Brückmann ve EWE Turkey Holding Genel Müdürü Dr. Frank Quante, bilgi teknolojileri ve enerji verimliliği alanlarındaki faaliyetleriyle de Türkiye’de daha da büyümek istediklerini belirttiler. Türkiye’ye ve Türk ekonomisine güvendiklerini belirten EWE Grubu üst düzey yöneticileri, EWE Grubu’nun Türkiye’deki yatırımlarına hız kesmeden devam edeceğini aktardı. Matthias Brückmann: “EWE Grubu yatırımlarına hız kesmeden devam etti. Bu yatırımlar, EWE Grubu’nun Türk ekonomisine olan güveninin bir kanıtıdır.”

34

Ocak - Şubat 2017

Türkiye’de enerji, telekomünikasyon ve bilgi teknolojileri sektörlerinde 10 yıldır faaliyet gösteren Almanya’nın köklü şirketlerinden EWE’nin Yönetim Kurulu Başkanı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat ALBAYRAK ile Ankara’da görüştü ve EWE Turkey Holding’in gelecek üç yılda yaklaşık 120 milyon Euro yatırım planladığını açıkladı.

EWE Grubu Türkiye’deki faaliyetlerini kararlılıkla sürdürüyor Enerji Bakanı Berat Albayrak’ı ziyaretlerinde Matthias Brückmann, Türkiye’de gaz, elektrik ve telekomünikasyon sektörleri arasında yakınsamayı hayata geçiren ilk şirket olduklarına dikkat çekerek, enerji verimliliği projeleriyle de büyük oranda tasarruf sağlayarak ekonomiye katkıda bulunduklarını açıkladı. Ayrıca EWE’nin çevre dostu enerji ve teknolojiye yönelik stratejisini enerji verimliliği aktivitelerine odaklanarak Türkiye’de de uygulayacaklarını sözlerine ekledi. Bay Brückmann, “Bursagaz, Kayserigaz, EWE Enerji, Enervis, Millenicom ve BTC Türkiye şirketlerimiz ve 1.200’e yakın çalışanımız ile müşterilerimize, sektöre ve ülkemize kalıcı değerler sunmak üzere çalışmalarımıza devam edeceğiz.” diyerek sözlerini tamamladı.



haber

SEKTÖR

Kibar Holding CEO’su Tamer Saka, Amerikan Türk Konseyi’nin Başkan Yardımcılığına getirildi

Kibar Holding CEO’su Tamer SAKA, Washington’da düzenlenen 35. ABD Türkiye İlişkileri Konferansı’nda Amerikan Türk Konseyi’nin Başkan Yardımcısı olarak atandı.

Kibar Holding CEO’su Tamer SAKA,

Kibar Holding CEO’su Tamer Saka, Amerikan Türk Konseyi’nin (The American-Turkish Council / ATC) Başkan Yardımcılığı görevine getirildi. Öncü bir bağımsız bir iş konseyi olan ATC, üyelerine Türkiye ve ABD’deki karşılıklı yatırım ve iş olanaklarını geliştirme konusunda yardımcı olmayı ve ABD - Türkiye arasındaki ilişkileri daha da güçlendirmeyi amaçlıyor. Tamer Saka, Kibar Holding’den önce ulusal ve uluslararası

36

Ocak - Şubat 2017

birçok saygın kurumda üst düzey yöneticilik yapmıştır. 2011’de Kibar Holding bünyesine katılan Saka, halen Kibar Holding’in CEO’su ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak görevini sürdürmektedir. Başkan yardımcılığına seçilen Saka, “Amerikan Türk Konseyi, Türkiye ile ABD’de arasında ekonomik işbirliğinin, yatırım ve iş olanaklarının geliştirilmesi açısından her zaman önemli bir rol oynamıştır. ATC olarak çalışmalarımızı artırmak amacıyla elimizden gelenin en iyisini yapmaya devam edeceğiz” dedi.



haber

SEKTÖR

Yingli Solar ve SolarAid işbirliğiyle dünyanın en hesaplı güneş lambası

Dünyanın en büyük güneş paneli üreticilerinden birisi olan ve herkes için güvenilir yeşil enerji sağlama misyonuna sahip olan Yingli Solar, yoksulluk ve iklim değişikliğiyle mücadelede öncü uluslararası yardım organizasyonu SolarAid ile işbirliği yaparak Afrika’daki yoksul ve enerjiye erişimi sorunlu olan bölgelerdeki insanların hayatını kolaylaştırmak amacıyla güneş enerjisiyle çalışan, dünyanın en hesaplı lambası SM100’ü üretti. Afrika’da 598 milyon insan karanlıkta Güneş lambası, Yingli Solar Avrupa tarafından, İngiltere’deki bir tasarım

38

Ocak - Şubat 2017

Merkezi Çin’de bulunan ve dünyanın en büyük güneş paneli üreticilerinden biri olan Yingli Solar, yoksulluk ve iklim değişikliğiyle mücadele eden SolarAid ile işbirliği yaparak, güneş enerjisiyle çalışan, dünyanın en hesaplı lambasını üretti.

ajansının desteğiyle üretildi. SolarAid’in amacı Afrika’da elektriğe erişimi kısıtlı olan 598 milyon kişiye elektrik götürmek ve Afrika’nın kırsal bölgelerinde kullanılabilecek, sağlam ve dayanıklı. 9 bin adet lamba Afrika’ya ulaştı SolarAid CEO’su Nick Sireau: “10 yıl önce SolarAid’de çalışmaya başladığımda Afrika için üretilen lambaların fiyatı 25 ABD dolarını buluyordu. Geçen 10 yılda fiyatlar düştü ve SolarAid olarak dünyanın en ucuz maliyetli güneş lambasını ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaktan gurur duyuyoruz. Böylece Afrika’da evlerde artık gazyağı lambası kullanılmayacak. Gazyağı


lambaları hem sağlığa zararlı hem de yangın çıkarma riski çok yüksek” dedi. Afrika’da milyonlarca ev aydınlanıyor SolarAid, Ağustos 2016 tarihinden itibaren Uganda, Malawi ve Zambiya’da 9 bin adet güneş lambasının dağıtımını gerçekleştirdi. Nick Sireau, lambaların güneş ışığı ile şarj olduktan sonra 5 saatten uzun süre parlak ışık verdiğini belirterek “Lambayı masa lambası olarak kullanmak mümkün, ayrıca duvara da asılabiliyor. Dikdörtgen tasarımı sayesinde ayaklarından bağımsız olarak kullanılabiliyor ve ellerin serbest kalması gerektiğinde bir bantla kafa lambasına dönüştürülebiliyor” diye konuştu.

haber

SEKTÖR

Çocuklar ders çalışabilecek Yingli Solar Avrupa Genel Müdürü Darren Thompson: “Afrika’daki milyonlarca yoksul aileye güvenilir ışık kaynağı olacak bu lamba sadece hayatları kurtarmakla kalmayacak, gece karanlığında ışık vererek çocukların eğitimine de katkıda bulunacak. Bu projede SolarAid için mümkün olabilecek en düşük fiyattan dayanıklı ve yüksek kaliteli güneş lambası üretmekten gurur duyuyoruz. Elektrikten yoksun yaşayan milyonlarca insanın yaşam kalitesi bu sayede artacak. Yingli Solar olarak ‘Herkes İçin Güvenilir ve Hesaplı Yeşil Enerji” misyonumuzu bu proje ile hayata geçirmenin mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.

Ocak - Şubat 2017

39


haber

SEKTÖR

Zorlu Enerji’den Pakistan’a 200 MW daha güneş yatırımı

Çankaya Köşkü’nde Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Binali Yıldırım, Pakistan Başbakanı Navaz Şerif ve her iki devlet yetkililerinin katılımı ile gerçekleştirilen niyet anlaşmasında imzayı Zorlu Holding ve Zorlu Enerji Yönetim Kurulu Üyesi Olgun Zorlu atarken, konuyla ilgili açıklamada bulunan Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu, “Güneş alanındaki yatırımlarımızın artmasının, dost ve kardeş ülke Pakistan ile aramızdaki ekonomik ve toplumsal bağları daha da güçlendirmesini temenni ediyoruz” dedi. Pakistan’ın ilk rüzgar enerji santralinin yatırımcısı olan Zorlu Enerji, geçtiğimiz haftalarda imzaladığı 100 MW’lık güneş enerjisi yatırımına 200 MW’lık yeni bir proje daha ekliyor. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Binali Yıldırım, Pakistan Başbakanı Navaz Şerif ve her iki devletin yetkililerinin katılımı ile Çankaya Köşkü’nde düzenlenen niyet anlaşması imza törenine katılan Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu, “Yurtdışında yenilenebilir enerji alanında ilk yatırımımızı yaptığımız ülke olan Pakistan’da geleceğin en önemli enerji kaynaklarından biri olduğuna inandığımız güneş enerjisi alanında yatırımlarımızla büyümekten büyük bir mutluluk duyuyoruz. Geçtiğimiz haftalarda yaptığımız ve Pakistan Hükümeti tarafından 3 yıl sonra kabul edilen ilk ve en büyük

40

Ocak - Şubat 2017

Zorlu Enerji, Pakistan’daki 100 MW’lık güneş enerjisi yatırımını, 200 MW’lık ikinci proje için imzaladığı niyet anlaşması ile büyütüyor.

yenilenebilir enerji başvurusu olan 100 MW’lık güneş enerjisi anlaşmamıza güç verecek bu yeni yatırımımızla, Grubumuzun bölgedeki ticari alanını artırarak hedeflediğimiz büyümeye ulaşmayı ve Türkiye’nin bölgedeki gücünü artırmayı planlıyoruz. Bu bakımdan iki anlaşmanın da her iki ülke için hayırlı olmasını diliyorum” açıklamasında bulundu. “Pakistan’daki güneş enerjisi yatırımlarımızın kurulu gücünü 300 MW’a ulaştırmayı hedefliyoruz” Konuyla ilgili açıklamada bulunan Zorlu Enerji Grubu Başkanı Sinan Ak ise şöyle konuştu “Pakistan’da geçtiğimiz ay açıkladığımız 100 MW kurulu gücündeki Quaid-e-Azam projemize yenisini eklemek üzere önemli bir adım atıyoruz. Pakistan, bizim için dost ülke olmasının yanı sıra yenilenebilir enerji yatırımlarımızda önemli bir merkez. Pakistan’da ilk rüzgar enerjisi projesini hayata geçirmiş bir şirket olarak, güneş enerjisinde de referans projelere imza atmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Yine Pencap eyaletinde planladığımız yeni projemizle birlikte Pakistan’daki güneş enerjisi yatırımlarımızın kurulu gücünü 300 MW’a ulaştırma hedefindeyiz.” Zorlu Enerji, geçtiğimiz ay duyurduğu 100 MW kurulu gücündeki Quaid-e-Azam projesini bu yıl içinde hayata geçirmeyi hedefliyor.


haber

SEKTÖR

‘Güneş enerjisi yatırımcıları’ dernek çatısı altında birleşti Ateş Uğurel’in öncülüğünde ilk kuruluş çalışmaları başlatılan GÜYAD’ın kurucu üyeleri Limak Enerji, Polat Enerji, EnerjiSA, Seul Grup, Engie, Enel, Akfen, Turcas, Tekno Grup, T Dinamik, Zorlu Enerji, Erikoğlu, BorusanEnbw, Çalık Enerji, Cengiz Enerji, Alarko, Güriş, EneryaSTFA ve Kibar Holding’den oluşuyor.

Yoğun katılım ile açılışı gerçekleştirilen EIF 9.Uluslararası Enerji Kongresi ve Fuarı birçok ilke de imza atıyor. Güneş enerjisi sektörünün gelişimine önderlik etmek amacıyla sektörün liderleri tarafından GÜYAD (Güneş Enerjisi Yatırımcıları Derneği) EIF’te kuruldu. Kuruluş açıklaması ve imza törenini EIF’te gerçekleştiren derneğin 17 kurucu üyesi bulunuyor. GÜYAD’ın öncelikli amacı sektördeki sorunları çözmek ve yatırımları arttırmak…

“Öncelikli hedefimiz yatırımları arttırmak” GÜYAD Başkanı Birol Ergüven: “Güneş enerjisi sektörünün büyümesi için ve bürokrasiye, kamuya ve özel sektöre her türlü desteği vermek için bir araya toplandık. Aynı zamanda Türkiye’de teknolojinin geliştirilmesini ve yatırımların artmasını destekleyecek bir sivil toplum kurumu olacağız. Şu anda 17 kurucu üyemiz var. Türkiye’nin böyle bir çalışmaya ihtiyacı vardı. Güneş enerjisi sektörü içinde yatırımcıların bir araya geldiği derneği kurmak için büyük çaba sarf ettik. Bütüncül bakış açısı ile yatırımcının önünde duran problemleri gidermek istiyoruz. Güneşle su ısıtmakta Türkiye ilk üçte yer alıyor. Doğru adımlar atarsak güneş enerjisi sektöründe dünyada ilk sıralarda yer alabiliriz. Paydaşlarının tamamının faydası için uzlaşılmış önerilere kılavuzluk yaparak yatırımcılara destek olmak adına adım attık. Her şey sektörün gelişmesi için” açıklamasında bulundu.

Türkiye’nin en büyük yüzer güneş enerjisi sistemi Büyükçekmece Gölü üzerine kurulacak TYT, Tübitak desteği ile geliştirdiği Türkiye’nin ilk yüzer güneş enerjisi sistemi Hydrosolar’ı İstanbul Enerji ile birlikte Büyükçekmece Gölüne kurmak için İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile anlaşmaya imza attı. Türkiye’nin en büyük yüzer güneş enerjisi sisteminin kurulumu 2017 Ocak’ta başlayıp ilk çeyreğinde tamamlanacak. 1 yıllık izleme süreci sonrasında, İstanbul’un diğer göllerine kurulum yapılması planlanıyor. İstanbul’daki göllerin tümüne Hydrosolar kurulmasıyla 10,5 milyon kişinin yıllık su ihtiyacı sadece engellenen buharlaşma ile karşılanabilir olacak. TYT Ekibi; “Umutla rejenaratif gelecek için çalışıyoruz. İnanıyoruz ki yaptığımız her kurulum ile bu geleceğe bir adım daha yaklaşıyoruz.”

Ocak - Şubat 2017

41


haber

SEKTÖR

Trina Solar güneş panelleri Türkiye’nin en büyük güneş enerjisi projelerinden birinde tercih edildi

Yahyalı Güneş Enerji Santrali (Kayseri) Ağustos 2016’da şebekeye bağlanmış olup, santralin yaklaşık olarak yılda 12.500 MWh elektrik üretimi yapacağı öngörülüyor. Bu miktar 2.000 hanenin elektrik ihtiyacına denk gelmektedir. Santrale, Trina Solar firmasına ait 33.800 adet polikristal 60 hücreli 260W gücündeki Honey serisi panelin (TSM-PC05A) kurulumu yapılmış olmakla birlikte, tesis, an itibariyle Türkiye‘deki en büyük 10 güneş enerjisi projesinden birisi olarak kabul edilmektedir. Santral, İç Anadolu’da Kayseri ilinin Yahyalı ilçesinde 160.000 m2 alan üzerine kurulu bulunmaktadır. Projeyi yenilenebilir enerji projeleri konusunda uzman olan Citus Power firması geliştirirken, aynı zamanda EPC (Mühendislik-Satınalma-İnşaat) rolünü de üstlenmiştir. Türkiye Finans Katılım Bankası tarafından finanse edilen projenin planlama aşaması 2014 yılının sonunda başlamış ve 2015 yılında ise TEDAŞ (Türkiye Elektrik Dağıtım Şirketi) tarafından proje onayını almıştır. Trina Solar, planlandığı gibi panellerin teslimatını 2015 son çeyreği ve 2016 ikinci çeyreği arasında çeşitli kurulum aşamaları içinde yapmıştır. Kurulum 2016 yaz aylarında tamamlanmış olup, tesis Ağustos ayından beri şebekeye enerji vermektedir. Santralin ürettiği elektrik, devlet tarafından on yıl boyunca Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması kapsamında satın alınacaktır. Cihan Kıykaç (Citus Power İş Geliştirme Direktörü), “Citus

42

Ocak - Şubat 2017

Trina Solar Limited (TSL), fotovoltaik güneş panelleri, güneş enerjisi çözüm ve hizmetleri sunan dünya çapında lider üretici olup, Türkiye’nin en büyük güneş enerjisi projelerinden birisi için toplam 8,8 MWp çıkış gücünde fotovoltaik güneş paneli tedariği gerçekleştirdi.

Power olarak kendi projelerimize yatırım yapıyor; rüzgar enerjisi ve güneş enerjisi sistemleri planlıyor, geliştiriyor, kuruyor ve işletiyoruz. Vizyonumuz ve hedefimiz, bu projelerin her adımında, sektördeki uzmanlıklarında en iyi olduklarını ispatlamış iş ortaklarıyla çalışma doğrultusundadır. Bu anlayışla hareket ederek, güneş panellerinin güneş enerjisi santrallerindeki en önemli bileşen olduğunun bilinciyle, bu önemli projede Trina Solar ile birlikte çalışmaya karar verdik“, diye açıklıyor ve ekliyor, “Trina Solar’ın güneş panellerinin kanıtlanmış kalitesi, elektrik üretim performansı ve Tier-I düzeyindeki panel üreticileri arasındaki lider konumu, kararımızdaki en önemli etmenler olmuştur. Trina Solar’ın mali gücü, uzun vadeli bir yatırımda garanti koşullarının sağlanması bakımından kendilerini güvenilir bir iş ortağı olarak temin etmektedir.” Projeyle ilgili konuşan Doruk Özülü (Trina Solar Ülke Müdürü, Türkiye); “Citus Power’ın profesyonel ekibiyle, gelişen Türkiye güneş enerjisi pazarında bu kadar önemli ve büyük bir projede işbirliği yapmak bizi oldukça memnun etmiştir”, diyor ve ekliyor, “Sadece panellerimizi tercih ettikleri için değil, aynı zamanda projenin başarılı biçimde hayata geçirilmesindeki güzel ekip çalışması için de Citus Power’a teşekkür ediyoruz. Citus Power’ın ticari, teknik ve hukuki alanlardaki tecrübesi, Türkiye pazarına daha verimli biçimde güneş paneli tedariği sağlamamıza yardımcı olmuştur.”



haber

SEKTÖR

EkoRE Güneş Enerjisi A.Ş.’nin Genel Müdürü Oğuzhan Haznedar

EkoRE’den Konya’ya 75.000 metrekarelik güneş enerjisi santrali

EkoRE, 2017 yılında tamamlamayı hedeflediği beş güneş enerjisi santralinden ilki olan Konya Kulu projesini hizmete soktu. 75 bin metrekare üzerine kurulan ve 5 MW güce sahip bulunan Konya Kulu santralinin ardından yine Konya’nın Akören ilçesinde ve Osmaniye, Antalya, Aydın, Tokat illerinde faaliyete geçecek olan santrallerle birlikte EkoRE’nin enerji üretiminde kurulu gücü toplamda 25 MW’a ulaşacak. Toplam lisanssız GES portföyünü 120 milyon Euro’luk bir bütçeyle 100 MW’a

44

Ocak - Şubat 2017

çıkarmayı hedefleyen EkoRE’nin CEO’su Serhan Süzer, küresel hedefleri doğrultusunda yurtdışında da faaliyet göstereceklerini söyledi. Türkiye’nin yenilenebilir enerji sektöründeki en saygın şirketleri arasında yer alan EkoRE’nin Konya’nın Kulu ilçesinde kurduğu güneş enerjisi santrali (GES) faaliyete geçti. 5 MW’lık kurulu güce sahip olan Konya Kulu GES, test aşamasını tamamlayarak Kasım 2016 itibariyle enerji üretimine başladı.


75.000 metrekare alan üzerine kurulan santral, EkoRE’nin kurulu kapasitesi 25 MW’ın üzerinde bulunan yapılmaya hazır GES projeleri serisinin ilk ayağı konumunda bulunuyor. EkoRE’nin Konya Kulu’daki santralinde toplamda 19.328 güneş paneli ve 165 inverter bulunuyor. Yılda 8.000 MWh’ın üzerinde elektrik üreterek 2.750 civarında hanenin enerji ihtiyacını karşılayacak olan santral, bir sene içerisinde 5.500 tonun üzerinde karbonun atmosfere salınımını engelleyerek doğaya önemli katkı yapacak. EkoRE olarak güneş enerjisi santralleri proje serisine Konya Akören ve Osmaniye Düziçi’nde devam edeceklerini belirten EkoRE CEO’su Serhan Süzer, şu bilgileri verdi: “Devam eden çalışmalarımız arasında toplam 25 MW’ın üzerinde GES projesi bulunuyor. Bu projelerin ilk ayağı olan 5MW’lık Konya Kulu projesinin faaliyete geçmesiyle birlikte şimdi sırada fazlar halinde devreye alacağımız Konya Akören, Osmaniye, Antalya, Aydın ve Tokat illerinde bulunan güneş enerji santrallerimiz bulunuyor.” Serhan Süzer, güneş enerjisi alanındaki yatırımlarının yanı sıra ilk rüzgar enerjisi santralini (RES) İzmit’in Kandıra ilçesinde 5 MW kurulu kapasiteyle kurmakta olduklarını da belirtti: “EkoRE olarak yenilenebilir enerji sektöründe pek çok farklı alanda projeler yapıyoruz ve yalnızca Türkiye içinde değil, küresel çapta da hedeflere sahibiz. Bunun için teknolojiye yatırım yapmaya başladık. Wafer, hücre ve modül süreçlerini kapsayan entegre bir üretim tesisinin temellerini Niğde Bor OSB’de attık. Tek taraflı hücrede minimum yüzde 22, çift taraflı (bi-facial) hücremizde de yüzde 25’in üzerine çıkacağımız ürünümüz bizi dünya güneş enerjisi konjonktüründe en üst sıralara taşıyacaktır. Hedefimiz Türkiye’den bir dünya markası çıkarmaktır.” EkoRE Şirketler Grubu bünyesinde çalışmalarını sürdüren EkoRE Güneş Enerjisi A.Ş.’nin Genel Müdürü Oğuzhan Haznedar, güneş enerjisi sektörünün tüm dünyada hızlı bir yükselişte olduğunun altını çizdi: “Bu alanda eğer bilinçli hareket etmiyor ve sektörün gereksinimlerini doğru kavrayamıyorsanız sürdürülebilirlik sağlamanız mümkün değil. Şirketimiz güneş enerjisi alanında yüksek bir odaklanmayla, hem yurtiçi hem de yurtdışına yönelik detaylı bir hareket planıyla ilerliyor. Güneş enerjisi alanındaki yatırımlarımızla ülke ekonomisine, istihdama ve doğaya katkı sağlamak en büyük hedefimiz. Dünyanın en

haber

SEKTÖR

önemli güneş enerjisi firmalarıyla know-how paylaşımı yapıyor, kendi Ar-Ge birimimizle sektörümüz adına değer sağlamaya devam ediyoruz.” EkoRE, Türkiye’nin ilk güneş paneli üretim tesisiyle Niğde’de yüzlerce kişiye istihdam sağlayacak Alanında uzun dönemli planlama çalışmalarıyla hareket eden sayılı şirket arasında bulunan EkoRE’nin yenilenebilir enerji sektörüne katkısı güneş ve rüzgar enerjisi santralleriyle sınırlı değil. Sektörde teknolojiye de yatırım yapan EkoRE, geçtiğimiz aylarda wafer, hücre ve modül üretim süreçleri ile birlikte Türkiye’nin ilk güneş paneli üretim tesisinin inşasına Niğde’de başlamıştı. EkoRE Solar Enerji Endüstrisi A.Ş. Genel Müdürü Zorlu Yalnız konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Niğde Bor Karma Organize Sanayi Bölgesi’nde 40.000 m2 alanda inşa edilmekte olan tesisimiz tamamlandığında yüzlerce kişiye istihdam sağlayacak, ihracat yapacak ve böylelikle ekonomimize önemli katkı sağlanacak. Minimum 600 MWp gücünde panel üretim kapasitesiyle hem bölgenin hem de Türkiye’nin güneş paneli ihtiyacını karşılayacak üretim tesisinin 2018 yılının ilk yarısında tamamlanarak üretime başlamasını hedefliyoruz.”

Ocak - Şubat 2017

45


haber

SEKTÖR

China Sunergy (CSUN), Amerika’da 400MW / yıl Kapasiteli Yeni Üretim Tesisi Kurmak İçin Anlaşma İmzaladı

Güneş Hücresi ve Güneş Panelleri üretiminde uzman olan China Sunergy Co. Ltd., bugün yaptığı açıklama ile global ortağı Seul Holding Pte Ltd bünyesindeki Seul Energy Manufacturing Pte Ltd ile birlikte kurdukları Sunergy America LLC şirketleri adına Amerika Birleşik Devletleri Kaliforniya Eyaleti’nin Sacramento şehrinde yer alan ve yıllık 400 MW üretim kapasitesine sahip olması planlanan yüksek verimli güneş paneli üretim fabrikası binası için anlaşma imzaladı. Üretim tesisinin 2017 yılının Eylül ayı içerisinde faaliyetlerine başlaması bekleniyor. CSUN, global operasyonlarının bir parçası olarak attığı bu adım neticesinde, devreye girecek tam otomatik güneş paneli üretim tesisinde Dünya’nın ikinci büyük güneş enerjisi pazarı olan Kuzey Amerika’daki müşterilere yüksek verimli güneş paneli tedariki yapacaktır. CSUN’ın CEO’su Tingxiu Lu yorumunda “ Global stratejimizin adımı olarak CSUN logolu ABD Menşeili güneş paneli üretmekten ve oradaki müşterilerimize yerel hizmetler ve çözümler sunmaktan dolayı mutluyuz. Tam otomatik ve yüksek teknolojili üretim yapan yeni fabrikamız, şirketimizin Kuzey Amerika’daki pazar payını artırmaya yönelik önemli bir adım olacaktır. Bu yatırım ile ABD’de 200 kişinin üzerinde istihdam ve yerli ekonomiye katma değer sağlanacaktır “ dedi ve açıklamasına; “Fosil yakıtların maliyetleri arttıkça, güneşten sağlanan çevre dostu enerjinin de önemi artmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki üretim tesisimiz ile hem küresel tedarik zincirimizi daha da geliştirecek hem de gümrük vergileri gibi pazar giriş bariyerlerinden sakınmış olacağız” şeklinde ilave etti İmza töreninde konuşan Seul Holding Yönetim Kurulu üyesi Egemen Seymen, “Gurubumuzun iştiraklerinden CSUN firmasının 2007 yılından itibaren başta Kaliforniya olmak üzere ABD genelinde toplam altı bölgede satış ofisleri mevcut, 2014 yılının sonunda Amerika pazarındaki Çin’den ithal edilen güneş panellerine getirilen gümrük vergilerinden sonra, hemen 2015 yılının başında Amerika Birleşik Devletleri’nde güneş

46

Ocak - Şubat 2017

paneli üretim tesisi kurmak için kolları sıvadık. ABD Ticaret Bakanlığı’nın da katkı ve destekleriyle fizibilite ve pazar araştırma çalışmalarımızdan tamamladık. 2016 yılında yer seçimi, ekipman ve hammadde tedariki ile ilgili anlaşmalarımızı bitirerek fabrikamızı hayata geçirmenin önemli adımlarını attık. Türkiye’deki fabrikalarımızdan da özellikle son iki yıldır Kuzey Amerika pazarına ihracat gerçekleştirmemiz, ABD’de üretim tesisi kurmamızın en önemli etkenlerinden birisi oldu” şeklinde paylaşımda bulundu. Seymen ayrıca “Türkiye’nin en büyük güneş paneli üretim tesisini İstanbul’da kurarak, kuruluşumuzun üçüncü yılında Türkiye’nin en büyük ilk 500 sanayi kuruluşundan birisi olduk ve ülkemizdeki yatırımlarımızı artırmaya karar verdik. Ülkemize duyduğumuz sevgi ve güven neticesinde 300MW olan yıllık üretim kapasitemizi 2016 yılı sonunda devreye giren yeni fabrikamızla birlikte yıllık 500MW kapasiteye çıkardık. Yeni yatırımlarımızla 700’den fazla işçimizle hem ekonomimize hem ihracatımıza gururla katkı yapıyoruz. Türkiye’deki başarılarımızı, Kuzey Amerika gibi rekabetçi bir pazarda da kurduğumuz yeni fabrikamız ile pekiştireceğimizi ümit ediyorum” açıklamasında bulundu. SolarBaba https://www.shutterstock.com/tr/image-photo/power-plantusing-renewable-solar-energy-170843429?src=qUvRSswVPp oZteqmk3AfnA-1-37


Fronius Solar Enerji 2017’de 25. yılını kutluyor!

Fronius Solar Enerji Bölümü 1992 yılında kurulduğundan beri güvenilirliği, kalitesi ve tecrübesiyle öne çıkmaktadır. Fronius’un hedefi, gelecek yıl global solar lideri pozisyonunu daha da genişletmektir. Solar teknoloji uzmanı bunun için müşterilerine çok sayıda geliştirme içeren kapsamlı bir ürün portföyü sunmaktadır. Fronius International GmbH’nın Solar Enerji Bölümü Müdürü Martin Hackl şu şekilde açıklamada bulundu; “Tüm yenilikler, dünya çapındaki enerji ihtiyacının yüzde 100’ünün yenilenebilir enerji kaynaklarından tedarik edileceği bir enerji geleceği hedefleyen 24 saat güneş vizyonunu desteklemektedir.” Fronius Solar.web ile Enerji Verimini Arttırın Tesisin uzaktan izlenmesi için online hizmet sunan Fronius Solar.web için geliştirilen Rest API sunucu arayüzü, bu yenilikler arasında öne çıkmaktadır. Ethernet temelindeki açık arayüz, kullanıcıların sunucudaki inverter değerlerini harici sistemlere aktarma imkanı sağlamaktadır. Solar.web’deki enerji optimizasyonu da aynı şekilde yenidir. Online portal üzerinden müşteriye, enerji tüketimini saat temelinde hesaplayan haftalık bir görünüm sunulmaktadır. Bu verilerin yardımıyla müşteriyle bir depolama görseli üzerinden, şebekeden kullanmak yerine ne kadar enerjiyi kendi üretip tüketebileceği gösterilmektedir. Böylelikle otarşi oranı yüzde 80’e kadar çıkmaktadır. Yeni hava durumu fonksiyonu ise güncel hava verilerini kaydederek ve bunları örneğin tüketim esnasında dikkate alarak enerji optimizasyonunu daha da düzeltmektedir. Solar.web’de diğer bir yenilik ise Remote inverter yazılım güncellemesidir. Kullanıcı bu

haber

SEKTÖR

Güneş enerjisi alanında yenilikçi teknolojilerin öncüsü olan Fronius, bu yıl dönümü vesilesiyle ürün portföyünü daha da genişletiyor. Bunların arasında Fronius Solar.web, online portaldaki akıllı ilave opsiyonlar ve modüler elektronik alanındaki çözümler de bulunuyor.

yazılım sayesinde tek bir tıklamayla uzaktan inverter yazılımını hızlı, kolay ve verimli bir şekilde, tesise gitmesine gerek kalmadan güncelleyebilir. Yenilikler yeni yılın ilerleyen günlerinde dünya çapında sunulacaktır. Modül elektronik ve depolama sistemleri çözümleri verimi ve güvenliği arttırıyor 2017 yılında Fronius müşterilerini solar panel optimizasyon alanında da yeni çözümler beklemektedir. Bu yenilikler, gelecekteki NEC standartlarını (National Electrical Code) geleneksel Level Power Electronics modüllerine göre daha kolay, daha verimli ve daha masrafsız karşılamaktadır. Böylelikle Fronius daha bugünden yarının US güvenlik standartları için uygun donatıma sahiptir. Ayrıca bu yenilikçi teknolojiler enerji verimini artırmaya ve bu sayede tesis planlamasını kolaylaştırmaya da katkı sağlamaktadır. Fronius bu sayede müşterilerine bireysel ihtiyaçlara göre uyarlanabilen modern ve açık bir sistem sunmaktadır. Fronius yeni yılda depolama sistemleri konusunda da ürün portföyünü geliştirmiştir. Başarının sırrı Araştırmacı ve sürekli yeni, keşfedici çözüm arayışı ile teknoloji lideri olarak kabul edilen Fronius, her üründe mükemmel verimliliği hedefliyor. Süreklilik, sağlıklı büyüme ve bağımsızlık vizyonu ile tüm dünyada yenilenebilir, daha ucuz enerji üretiyor ve sürdürülebilir enerji kullanımı sayesinde sonraki jenerasyonlara daha ekolojik bir dünya sağlamayı amaçlıyor.

Ocak - Şubat 2017

47


haber

SEKTÖR

Eaton, AES’nin Advancion® enerji deposunu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’da sunmaya saşladı

EMEA’da Eaton’un Elektrik Sektöründe Pazarlamadan sorumlu Başkan Yardımcısı Cyrille Brisson

Eaton, Advancion enerji depolama sistemlerini anahtar teslimi tedarik edecek, destek sağlayacak ve başlangıçta Orta ve Doğu Avrupa, İskandinav ülkeleri, İngiltere ve Güney Afrika ile Fas da dahil olmak üzere bazı Afrika ülkelerinde enerji dağıtım şirketleri, endüstriyel ve büyük ticari müşterileri, bağımsız güç üreticileri ve güç sistemi operatörleri ile doğrudan uzun vadeli olarak çalışmayı temin edecektir. Eaton ayrıca, Advancion tasarımına ek Eaton ürünleri katmak ve özel güç dönüştürme teknolojisi gibi Advancion sertifikalı bileşenler sağlamak için AES Energy Storage ile yakın temas halinde çalışıyor. AES Energy Storage’in Advancion’u, pazardaki en kanıtlanmış enerji depolama çözümüdür. Kasım 2015’te son tasarımı tanıtılan Advancion 4, endüstri lideri kompakt bir ayak izine, optimize edilmiş bir tasarıma ve müşterilerin kazançlarını arttırmalarına, operasyon maliyetlerini düşürmelerine ve sistem güvenilirliğini en yüksek seviyeye çıkarmalarına izin veren patentli bir dağıtım kontrol sistemine sahiptir. Teknoloji, yeni nesil yazılımları, donanımı ve bir mimariyi entegre ediyor. Mimari, 100 kW’ın altından 1,000 MW’ın üstüne kadar, herhangi bir yeniden yapılanma olmaksızın 15 dakikadan dört saatin üzerine kadar süreklilik sağlayabilen

48

Ocak - Şubat 2017

Güç yönetimi şirketi Eaton (NYSE: ETN), şebeke stabilitesi ve anlık tepe güç talepleri için altyapıya yardımcı olmak amacıyla, entegre enerji depolama sistemlerinin çekirdeğini oluşturacak AES’nin Advancion® akü altyapılı enerji depolama sistemlerinin hazır olduğunu duyurdu.

standart konfigürasyonlar için, ölçeklenebilen lityum-ion akü racklarını birleştiriyor. Advancion, enerji dağıtım şirketlerine ve güç aktarımı operatörlerine, enerji depolama sistemlerinin stratejik olarak yerleştirilmesi ve dağıtım sistemleri veya güç üretimi varlıklarının optimizasyonu yoluyla sistem yatırımlarını biraz erteleme fırsatı sunuyor. Ayrıca, anlık tepe güç ve güvenilirlik ihtiyaçlarını karşılamanın klasik yollarına komple akü temelli bir alternatif sağlıyor, böylece şebekenin stabilitesini iyileştirirken, aşırı bir besleme durumunda şebekenin gücünü kapatıyor. Advancion’un büyük ticari ve endüstriyel kullanıcılardaki kurulumu, önemli kazançlar sağlayacaktır, bunların arasında şarj talep yönetimi ve değişken yük yoluyla elektrikten ve operasyonel masraflardan önemli oranda tasarruf elde edilmesi de vardır. Bu müşteriler, kendi işyerlerinde üretimi, tüketimi ve yenilenebilir enerji tüketiminin parasallaştırılmasını maksimuma çıkarabilir veya şebeke seviyesinde kısıntıları en aza indirebilirler. Advancion ayrıca gücün sürekliliğini sağlayabilir ve hemen yedek güç sağlayarak ve dizel jeneratörlerin black startına izin vererek, güç kalitesindeki dalgalanmalar veya kesintilerden hassas ekipmanları koruyabilir. Sonuçta müşteriler, elektrik arz talep dengesini korumak için şebeke operatörleri tarafından kullanılan talep karşılama ve frekans düzenleme pazarlarına katılarak ek gelir elde edebilecekler. “Advancion çok sayıda ihtiyacı yanıtlayan esnek bir teknoloji” Eaton’un ilk odağı, EMEA bölgesindeki önemli ülkeler ve pazarlara Advancion enerji depolama teknolojisini sağlamak olacaktır. EMEA’da Eaton’un Elektrik Sektöründe Pazarlamadan sorumlu Başkan Yardımcısı olan Cyrille Brisson, “Advancion, çok sayıda pazar ihtiyacına yanıt veren oldukça esnek bir teknolojidir. Örneğin, zayıf şebeke bağlantıları olan ülkelere göre özel uygulamalara sahiptir, böylece elektriğin sürekliliğini garanti ederken diğer ülkelerde de güç hattı yoğunluğunu rahatlatabilir. Madencilik gibi belirli ağır endüstriyel sektörlerde enerji depolama, uzak bölgelere güç sağlama açısından çok değerli bir araçtır” dedi. Şebekenin pek çok yenilenebilir enerji kaynağı tarafından kesintili beslenen diğer pazarlar için Advancion teknolojisi, şebeke istikrarı ve dengeleme için oldukça etkin araçlar sunuyor. Enerji depolama, Avrupa’da yenilenebilir enerjinin


haber

SEKTÖR

kullanımını genişletme ve akıllı şebekeler geliştirmede önemli bir rol oynayabilir ve Eaton bu trendde en önde yer alıyor. AES Energy Storage’in Başkanı John Zahurancik, “Advancion, on yıllık şebeke ölçeğinde akü temelli enerji depolama sistemlerini tasarlamak ve kurmaktan ve otuz yıllık enerji müşterilerine hizmet vermekten öğrenilen dersleri birleştiriyor. Advancion, zamanla uzun vadeli sahiplerinin ihtiyaçlarını karşılayacak olan denenmiş bir platform ve mimariden ilk günde değer almak üzere tasarlanmıştır” dedi. Advancion’un tasarım esnekliği, Avrupa’daki son iki ticari yerleşim tarafından karakterize edilmiştir. Kuzey İrlanda’da, Carrickfergus’da Kilroot Güç İstasyonuna kurulan bir Advancion dizisi, 10 MW birleşik enerji deposu sağlıyor. Teknoloji, talep tepeye çıktığında devreye giren klasik elektrik santrali tarafından sağlanan servise akü temelli bir alternatif olmaktadır ve Kuzey İrlanda ekonomisi için, güvenilir, düşük karbonlu bir elektrik sistemini desteklemek amacıyla güvenilir, akıllı ve rekabetçi bir maliyete sahip araçlar sağlar. Hollanda’da, Vlissingen’de bağımsız bir mekâna yerleştirilmiş olan 10 MW’lık Advancion dizisi, iletim sistemi operatörü TennT’ye gelişmiş bir şebeke istikrarı sağlarken, büyük klasik elektrik santrallerine olan bağımlılığı da azaltıyor. Eaton’dan Cyrille Brisson, şirketin ürün portföyüne Advancion’u eklemesinden çok mutlu olduğunu söyledi ve şunları ekledi: “Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’da müşterilere enerjiyi yönetmelerinde yardımcı olmak ve enerji dağıtım şirketlerini desteklemekle geçen 50 yıldan fazla deneyimi ile Eaton, güvenli, uygun maliyetli bir elektrik şebekesinin otomasyonu, korunması ve optimizasyonu için müşterileri ile birlikte çalışarak geçen uzun bir geçmişe sahiptir.”

Ocak - Şubat 2017

49


haber

SEKTÖR

Asunim ve Phoenix Solar Türkiye’nin ilk lisanslı Güneş Enerji Santralini devreye aldı

Frankfurt borsasında işlem gören uluslararası ölçekli Phoenix Solar ile Asunim Grup’un üye firmalarından Asunim Türkiye 9.1 MWp büyüklüğündeki Solentegre GES’i yatırımcısı olan Akfen Yenilenebilir Enerji adına başarıyla devreye aldı. Türkiye’nin doğusunda yer alan Elazığ ilinde bulunan santralin tüm bakanlık kabulleri gerçekleştirildi. Zorlu arazi koşullarına rağmen santralin kurulumu 4 ayda tamamlandı. Solentegre Projesi, Avrupa Birliği Gelişim Bankasının destekleriyle uygulamaya alınması yönüyle de bir ilk özelliği taşıyor. Bununla birlikte Solentegre GES, lisanslı proje olması sebebiyle tek bir arazide devreye alınmış ve ayrı ayrı 1 MW santrallerden oluşmayan Türkiye’nin en büyük Güneş Enerji Santrali’dir. Asunim Türkiye Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Umut Gürbüz

50

Ocak - Şubat 2017

Solarentegre GES aynı zamanda Türkiye’de tek arazi üstünde yer alan en büyük Güneş Enerjisi Santrali olma özelliğini taşıyor…

“ Akfen Yenilenebilir Enerji’ye ait bu zorlu projeyi ilgili yasalara uygun bir şekilde başarılı olarak gerçekleştirdiğimiz için çok gururluyuz. Hali hazırda yüksek olan pazar payımızı daha da artırdığımız için de mutluyuz. Önümüzdeki dönemde yeni lisanslı projelerin kurulumlarına başlayacağız” şeklinde görüşünü belirtti. Phoenix Solar Orta Doğu Genel Müdürü Klaus Friedl “Asunim ile olan güçlü işbirliğimiz ve stratejik ortaklığımız Türkiye pazarındaki varlığımızı güçlendiriyor. Fotovoltaik santrallerin planlanması ve kurulumundaki tecrübemiz ile beraber zamanında ve uygun bütçe ile gerçekleştirdiğimiz projeler ticari hacmimizi artırmamıza yardımcı oluyor.” diyerek görüşünü belirtti.



Yetenek

GENÇ

Yeşil bitkiler ile yerli güneş enerjisi panel üretiminde maliyet düşüyor Erciyes Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümünde okuyan Halit ÇETİN, Klorofil ile ucuz, çevreci güneş paneli üretmek isimli projesiyle Tet ArGe proje pazarında Enerji Üretim, İletim ve Dağıtımına Yönelik Uygulamalar kategorisinde birinci oldu.

Proje Sorumlusu Halit ÇETİN

Projeye güneş enerjisinin pazar payını artırmaya yönelik araştırmalar ile başlayan Halit Çetin, projenin esasını yüzde 100 yerli kaynak kullanımına dayandırarak çalışmalarını bu yönde sürdürdü.

52

Ocak - Şubat 2017

Amortisman süresini 2-3 yıla indirgemek mümkün Klorofil tercih sebebini, “Klorofilden Güneş ışığının etkisiyle kopan 2 elektron, metal oksit elektrotlar yardımıyla doğru akıma dönüştürülür. Ürettiği elektriğe oranla çok düşük üretim maliyetine sahiptir. Klorofil panelleri kurulum maliyetini 5-6 yılda amorti etmektedir. Eğer ticari elektrik üretim tesisi kurulursa bu amorti süresi 2-3 yıla kadar düşmektedir. Silikon tabanlı paneller ile kurulan üretim tesislerinin amorti süresi, Klorofil tabanlı panellerden %55 daha uzundur. Bu durum Klorofil tabanlı panelleri ticari faaliyetler için iyi bir aday olarak göstermektedir. Üretim aşamasında panelin verimi ortamdaki tozlardan ve diğer taneciklerden çok az etkilenmektedir. Ayrıca hatalı üretilen paneller çok düşük maliyetler ile geri dönüştürülerek tekrar hatasız üretim için kullanılabilmektedirler. Bu özellikler bize daha rahat, daha ucuz ve daha hızlı üretim imkanı sağlamaktadır. Esnek hücre tasarımı sayesinde güneş panelimiz özel korumaya ihtiyaç kalmadan doğrudan güneş tarlalarında kullanılabilecektir. Bu özellik kurulum maliyetini düşürmektedir. Üretilen hücreler aşırı sıcağa ve soğuğa karşı dayanıklıdır. -25 ve +65 santigrat sıcaklık arasında çalışmasını sıkıntısız bir şekilde sürdürmektedir. Klorofil tabanlı hücrelerde sıcaklığa bağlı verim düşmesi olduğunda organik panellerin aksine, sıcaklık normale döndüğü zaman panelin çalışma verimi de normale dönmektedir. İnce katmanlı üretim tekniği sayesinde daha önce güneş panellerinin kullanılmadığı veya kullanılıp yeterli ilgi görmediği pazarlara da girebileceğiz. Mesela; Cep telefonları ve cep telefonu kılıfları, tabletler ve


dizüstü bilgisayarlar, giyilebilir teknolojiler (kıyafetler, pencere perdeleri, bileklikler ve kolyeler), kamp çadırı kaplamaları ve bina dış yüzey kaplamaları, elektrikli araba ve hibrit araba kaplamaları, ev ve fabrika çatısı kaplamaları, güneş tarlaları ve güneş panelli çatı kiremitleri vb. Klorofil tabanlı güneş panellerinin üretiminde kullanılan hammaddelerin büyük bir kısmı geri dönüştürülerek tekrar kullanılmaktadır. Bu sayede üretim aşamalarında ortaya çıkan atık maddelerin çevreye verdiği zarar en aza indirilmektedir. Ömrünü tamamlamış güneş hücrelerine geri dönüşüm işlemi uygulayarak yeniden kullanmamız mümkündür” şeklinde açıklayan Çetin, yeşil bitkilerden klorofili ayıklandıktan sonra ortaya çıkan bitki

Yetenek

GENÇ

klorofil ile yaptığı çalışmalar sayesinde en iyi 40 proje arasına girip mansiyon ödülü almıştır. Klorofil ve bitkisel pigmentler konusunda uzmanlaşmıştır. Projenin Ar-Ge kısmı üzerine yoğunlaşmaktadır. Emre BORLU; Üretim ve kontrol prosesleri üzerinde çalışan Borlu, üretim hattının maliyetini, üretim yöntemini ve tasarımını hesaplamaktadır. Bu sayede daha ucuza ve daha verimli üretim hattı oluşturulması mümkün olmaktadır. Mehmet Emre ORUÇ; Kişisel becerileri pazarlama ve satış konusuna çok uygundur. Bunun farkında olarak çeşitli seminerlere katılmış olup projenin halkla ilişkiler kısmında görev almaktadır.

posasını doğal gübre veya hayvan yemi olarak kullanıp projeye önemli ölçüde gelir sağlanabileceğini ekledi. Projeye katkıda bulunanlar Talha ÇETİN; 2011 senesinden beri klorofil ile ilgili çalışmalar yapmaya devam eden Çetin, çözüm kumbarası yarışmasında

Ocak - Şubat 2017

53


RÖPORTAJ

Anko Enerji, sektörde bir ilk olan pasif soğutma ve yangın önlemine sahip ürünler sunuyor

Anko Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp PARLAK enerji depolamaya dair sektörel değerlendirmede bulundu. Ar-Ge çalışmalarına önem verdiklerini belirten Parlak, akü seçimiyle ilgili uyarıda bulundu; “Akü seçimi yapılırken sadece ilk yatırım maliyetine değil, paketin içerdiği güvenlik unsurları, döngü sayıları ve tasarım ömürlerine göre seçim yapılması sınırlı kaynakları bulunan ülkemiz ve yatırımcılarımız için daha faydalı olacaktır.”

Anko Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp PARLAK

Öncelikle firmanızı kısaca tanıyabilir miyiz? Anko Enerji, 2013 yılında Enerji sektöründeki 4 yıllık deneyimimiz sonucu kuruldu. Artan enerji ihtiyaç ve maliyetleri, küçülen cihazların yüksek ve sürekli enerji ihtiyaçları lityum akülerin parlak geleceği konusunda bizi yönlendirmiştir. Bu gereksinimler doğrultusunda önceleri ithalatla başladığımız bu yolculuk şuan ArGe’si tarafımızdan yapılan ürünlerimiz ile devam etmektedir. Şirket politikamız, Avrupa kalitesinde ve Uzakdoğu maliyetlerine yakın ürün üretimi üzerinedir. Türkiye üretimlerimiz 96 volta kadar seri ve isteğe bağlı ürünlerden ulaşmakta olup, elektrikli araç çözümlerimizi Avrupalı partnerimiz ile sunmaktayız. Ürünlerimiz sektörde bir ilk olarak pasif soğutma ve yangın önlemine sahiptir. Böylece Solion lityum aküler yüksek döngü sayıları, geniş sıcaklık aralığında çok daha güvenli bir şekilde hizmet vermektedir. Bütçemizin büyük bir kısmını oluşturan Ar-Ge çalışmalarımız sonucu ortaya çıkan ve testleri bitirilen seri ürünlerimiz 2016 Kasım sonunda tüketiciler ile buluştu. Depolamanın yenilenebilir enerji alanındaki avantajları nelerdir? Yenilenebilir enerji kaynakları doğanın bize sunduğu bir güzellik olup, her güzelin bir kusuru vardır mantığı ile her istediğimiz an bize çözüm üretememektedir. Güneş ve rüzgar enerjisinin anlık olarak ürettiği enerji, o anki kullanımdan fazla olması halinde ya kullanılamadan yitip gidecek ya da bir şekilde depolanması gerekecektir. Üretim maliyeti çok az olan bu enerji fazlasının

54

Ocak - Şubat 2017

ihtiyaç halinde kullanılması için depolanması ile hem ilk yatırımın amortisman süresi azalır hem de karbon salınımının azalmasına katkı sağlanır. Enerji depolama hususunda karşılaşılan sorunlar nelerdir? Bu alanda pazara sunduğunuz çözümlerden bahseder misiniz? Genel olarak enerji depolamada kurşun asit ve jel tip aküler kullanılmaktadır. Bu tip aküler icatlarının üzerinden oldukça uzun bir süre geçmesine rağmen çalışma mantıkları ve tasarımlarında çok büyük değişiklikler gerçekleşmemiştir. Bakım ihtiyaçları, düşük döngü (doldur-boşalt-Cycle) sayıları, gaz salınımları, çalışma dar sıcaklık aralıkları, enerji yoğunluklarının düşük oluşu ve düşük akım değerleri bu tip akülerin zayıf taraflarını oluşturmaktadır.Tasarımı ve üretimi tarafımızdan yapılan Solion Lityum Aküler, konvansiyonel akülerin bu dezavantajlarını taşımamaktadır. Özellikle, ürünlerimizdeki pasif soğutma sistemi ile çalışma sıcaklık aralığı -10 / + 55 C arası bir boyuta ulaşmıştır. Kapalı alanlarda hayati tehlike oluşturan ‘gaz salınımı’ Solion aküler için söz konusu değildir. Kullanıcıya özel üretimlerimiz ile 20.000’e varan döngü sayıları ve kapasitenin 5 katı şarj-deşarj oranını sunmaktayız. Verimi arttırmak adına enerji depolama seçimlerinde nelere dikkat edilmelidir? En çok tercih edilen enerji depolama yöntemi nedir sebebiyle birlikte açıklar mısınız? Konvansiyonel akülerde kullanıcılar açısından pek dikkate


RÖPORTAJ

alınmayan unsur, şarj - deşarj verimleridir. 2016 yılında yaptığımız bir çalışma ile sanayide çokça kullanılan elektrikli forklift akülerindeki şarj veriminin yüzde 55 olduğunu tespit etmiş bulunmaktayız. Elektrik motor üreticilerinin yüzde 1 verim için yarıştığı bir piyasada, akülerdeki yüzde 45’lik kayıp maalesef pek değinilen bir konu olmamıştır. Bu araştırmadan yola çıkarak varılacak sonuç; maalesef en verimli güneş paneli veya rüzgar türbini seçimi yapılırken, bu sistemi yüzde 45’lik konvansiyonel bir sistemde depolama yoluna gidiyoruz. Doğru seçimi yapılan şarj cihazı ve lityum akü ile yüzde 95 şarj verimi sunan bir sistem, kullanıcıya yüzde 40 gibi oldukça büyük bir tasarruf sağlayacaktır. Ayrıca yüksek iç dirence sahip konvansiyonel aküler, kullanılmadıkları zamanda bile kendi enerjilerini oldukça fazla tüketebilmektedir. Anko

en küçük hacimde, en az kütle ve en ucuz şekilde giderilmek istenmektedir. Son 5 yıl içerisinde lityum hücre fiyatlarının düşmesi, yeni teknoloji ile arttırılan döngü sayıları; lityum aküleri enerji depolama alanında konvansiyonel aküler ile rekabetçi hale getirmiştir. Şuan için şebekeden bağımsız sistemlerde, konvansiyonel akülerin sıkıntılarından dolayı lityum akülere geçiş başlamıştır. Bu ihtiyaç mertebesinde, ülkemizi kalitesiz ve tehlikeli Çin akülerine ve gereksiz pahalı Avrupa Akülere muhtaç bırakmadan ülkemizde bu çözümü halkımıza ve sanayicimize sunmak Anko Enerjinin hedefidir. Yenilenebilir enerjinin kullanımında büyük önem taşıyan depolama sistemlerinin mevcut durumunu ve muhtemel geleceğini değerlendirir misiniz? Şuan için Off-Grid uygulamalarında kullanılan konvansiyonel depolama sistemlerinden dolayı istenilen sistem memnuniyetine ulaşılamamaktadır. Lityum akülerin kullanımının artmasıyla total sistem verimindeki artışa bağlı olarak enerji depolama uygulamalarının kat ve kat artacağını düşünmekteyiz.

Enerji olarak Solion Akülerimizde, iç direnci düşük olan lityum hücreler tercih etmekteyiz. Standartlarımızı karşılayan iç direnç şarj verimi yüzde 95’i aşan akülerimiz, uygun şarj cihazları ile birlikte kullanıldıklarında total verim olarak yüzde 95’in altına düşmeyecektir. Enerji depolama sistemleri hususunda vizyonunuz nedir? Enerji, insan varlığının kaçınılmaz bir ihtiyacı olmuştur. Bu ihtiyaç

Son olarak okuyucuya ve sektör temsilcilerine vermek istediğiniz bir mesaj var mı? Her ne kadar lityum aküler bu kadar avantaj sunsa da, içerdiği yanıcı-patlayıcı riskinden dolayı bir tehlike de barındırmaktadır. İlk bakışta, ucuz görünen kalitesiz bazı lityum aküler, aslında çok pahalıya mal olabilmektedir. Akü seçimi yapılırken sadece ilk yatırım maliyetine değil, paketin içerdiği güvenlik unsurları, döngü sayıları ve tasarım ömürlerine göre seçim yapılması sınırlı kaynakları bulunan ülkemiz ve yatırımcılarımız için daha faydalı olacaktır.

Ocak - Şubat 2017

55


haber

MAKALE

Güneş santrallerinde kesintisiz string akım gerilim ölçümü

*Düşük Maliyetle Yüksek Kazanç… Alpay Samen Phoenix Contact Elektronik Tic. Ltd. Şti. Kontrol & Endüstri Çözümleri ürün grubu Pazarlama ve Teknik Servis sorumlusu asamen@phoenixcontact.com www.phoenix contact.com.tr

vardır ve servis hizmetleriyle ilgili iki firmayla çalışmaktadır. Grenergy Renovables şebekeye bağlı 45 MWp, ellerindeki projelerle birlikte toplam 100 MWp gücü yönetmektedir. Şirket fotovoltaik endüstrisindeki saygın üreticilerle ortaklığa giderek birinci sınıf uygulama ve sürdürülebilir güvenilirlik konularında sağlam adımlar atmıştır. Bu amaç doğrultusunda güneş santrallerinin sahipleri, yatırımcılar ve lokal yetkililer ile yakın işbirliği esastır. Şeffaf ilişkiler etkin bir iş modeli kurulmasında yardımcı olmaktadır. Grenergy Renovables bu görüşü güneş santrallerinin teknik tarafında da uygulamaktadır.

İspanyol şirketi Grenergy Renovables megawatt mertebelerinde büyük güneş santralleri çalıştırmaktadır. Yatırımcılara yıllık garanti getirilerini ödeyebilmek için Murica santralindeki string akım ve gerilimleri Phoenix Contact’ın Solarcheck sistemiyle izlenmektediBüyük güneş santralleri genellikle birkaç megawatt güç üretir. Bu santrallerde üretilen güç çevre dostudur. Ayrıca güneş santralleri zararlı yakıt veya hareketli parça kullanarak çevreye olumsuz etki yaratmaz, gürültü ve koku yaymaz. Bu santrallerde gerçekleşen süreçler karmaşık değildir. Elektrik enerjisine dönüştürülmek üzere güneş ışığını alan güneş panelleri yerleştirilir. Bu basitlik güneş santrallerinin kurulup kendi kendine bırakılarak çalıştırılabileceğini düşündürebilir. Bu izlenim santrallerin uzak bölgelerde kurulup işletilmesiyle güçlenir. Bununla birlikte görünüşteki basitlik yakından incelendiğinde karmaşık hale gelir çünkü bu santrallerde çok büyük deneyim ve sofistike ekipman gerekir. Merkezi Madrid’de yer alan Grenergy Renovables güneş ışınlarının temiz ve sonsuz bir enerji kaynağı olduğunu ortaya koymuştur. Bu tanınmış sistem entegratörü uzun yıllardır güneş santrallerinin geliştirilmesi, planlanması ve işletilmesiyle ilgili başarıyla faaliyet göstermektedir. Şirketin 25 çalışanı

56

Ocak - Şubat 2017

Sorun kaynakları getiriyi düşürür 2 MWp gücündeki bir güneş santrali 10,000 adet güneş paneli, çeşitli ölçülerde birkaç kilometre kablo ve farklı bağlantı ve anahtarlama noktasından oluşur. Santralin tasarımını optimize etmek için paneller önce uygun bir noktada paralel olarak kombine edilen ve kollektör hatlarıyla invertörü besleyen string adı verilen yapıda seri olarak bağlanır. Bu yapı Grenergy Renovables tarafından Murcia bölgesinde de kullanılmaktadır. Bu güneş santralinin nominal gücü 2 MWp olup yıllık 3.25 million kWh garanti getirisi vardır. Murcia santralindeki güneş panelleri 512 string şeklinde bağlıdır, bir kollektör hattı oluşturmak üzere bir kutu içinde 16 string gruplanmıştır. Toplam 32 string box kutusu vardır, her birinde ana invertörü besleyen bir kollektör hattı vardır. Bu İspanyol güneş santrali teknik ve ekonomik açıdan optimum şekilde kurulmuştur. Ancak yine de güneş panelleri, kablolar ve bunların bağlantı noktaları potansiyel hata kaynaklarıdır. Eskiyen paneller, hayvanların zarar verdiği kablolar ve diğer arızalar getiriyi düşüren faktörlerdir. Bu nedenle işletmenin basitliğine rağmen güneş santralleri denetimsiz kendi başlarına çalışacak şekilde bırakılmamalıdır. Santrali işleten firma yıllık bir getiri garantisi veriyorsa santralin optimum şekilde çalışmasını sağlamaya Şekil 1: 18 string için string box kutusu tasarımı, iki Solarcheck SCK-M-8S-20A string akımı ölçüm ilgi duyması normaldir. cihazı ve sekiz ölçüm modülü için SCK-C-Modbus haberleşme modülü.


Web sayfası akım bilgilerini gösterir Güneş santrallerini izlerken ölçüm yaparken harcanan çaba ile maliyet arasında denge kurulmalıdır. Her bir string akımınıngerilimin ölçülmesi santralleri izlemenin ideal yoludur çünkü bu akımların karakteristiği çeşitli faktörlerin getiriye nasıl etki ettiğinin iyi bir göstergesidir. Grenergy Renovables bu iş için Phoenix Contact’ın Solarcheck sistemini kullanmaktadır. Solarcheck sisteminin ölçüm modüllerinin her biri Hall sensörü ile string akımını temassız algılayan sekiz akım ölçüm kanalı içermektedir. Kutu başına 16 string ölçülmesi için her string box kutusuna iki ölçüm modülü monte edilir. Ayrıca Solarcheck modülleri 16 string grubun gerilimini de algılar. Kutunun açıldığını tespit etmek için ölçüm modülünün bir dijital girişi kapı kontağına bağlanır (Şekil 1). Solarcheck modüllerinde elde edilen veriler iki kablolu kılavuz ile doğrudan ilgili haberleşme modülüne aktarılır. Her haberleşme modülü sekiz ölçüm modülünü toplar ve besler ve verileri Phoenix Contact’ın üst seviye ILC 170 ETH 2TX Inline kontrolörüne RS485 arayüzü ile aktarır (Şekil 2) . ILC 170 ETH 2TX kontrolörü Solarcheck sisteminin verilerini işler ve RS485 bağlantısı üzerinden Modbus RTU ağına aktarır.

haber

MAKALE

ilgilidir. Hatalardan kaynaklanan kayıplarla güneş ışığının şiddetindeki değişimleri ayırt etmek için güvenilir bir yol sağlamak amacıyla Murcia’da radyasyon sensörü kullanılmaktadır. Elektrik akımı üretimiyle ilgili sağlanan en önemli iki bilgi tipi akımın operasyonel performansı ve toplam getirinin değerlendirilmesidir. Bu noktada string akım ve gerilimlerinin izlenmesi gelen enerjiyi kontrol ederek invertörün verimini kontrol etmek için doğru bir baz oluşturur. String akımı güneş panelinden invertöre kadar çeşitli hataların göstergesidir çünkü bu sorunlar çoğunlukla stringin iletkenliğini veya temas noktalarını etkilemektedir. String modüller paralel bağlandığı için invertörde herbir string akımı değişimlerini tespit etmek mümkün değildir. Dolayısıyla string akımlarının ölçülmesi her bir stringin düzgün çalıştığını izlemek için uygun bir yol sağlar (Şekil 4). Güneş santralinin çalışmasına birçok faktör etki ettiği için hata tanımlarını olaylar ve harici faktörlerle ilişkilendirmek çok önemlidir. Phoenix Contact string izleme sistemleri Grenergy Renovables’in bu alanda büyük tecrübe kazanmasını ve dolayısıyla bakım stratejisini optimize etmesini sağlamıştır. Örneğin şirket tipik hata tanımlarını ayırt edip gerekli tamir çalışmalarını belirledi. Bu bilgi şirketin tepki sürelerini kısalttı ve çeşitli sorunları yönetirken harcanan çabayı azalttı dolayısıyla bakım ve yedek parça masrafları düştü.

(Şekil 2) Dolayısıyla tüm sistem ölçüm modüllerine bağlı sadece sekiz haberleşme modülü ile kapsanır. Haberleşme modülleri her dört string box kutusu için bir kullanılır ve Phoenix Contact’ın StepPS-1AC-24DC-0.75 güç kaynağıyla beslenir. Inline kontrolör Solarcheck sistemiyle Murcia güneş santralinde ölçülen tüm sinyalleri toplar. Sonra ILC 170 ETH 2TX kullanıcın tanımladığı görselleştirme için verileri hazırlar ve santral operatörünün bilgilere her an ulaşabilmesi için bir Web sayfasına ekler (Şekil 3).

(Şekil 4) Ham veri Ham veri değerlendirme örneği: çıkış kapasitesi düşen string.

Phoenix Contact Solarcheck string izleme sisteminin ağ yapısı.

(Şekil 3) Bakım çalışmalarını azaltmak için sorun tanımlarını olaylarla ilişkilendirmek Güneş panellerin ürettiği akım doğrudan güneş ışınlarıyla

Phoenix Contact Solarcheck string izleme sistemi esnek yapısıyla İspanyol Grenergy Renovables şirketinin beklentilerini karşılamıştır. Bu sistem lokal şartlara göre düzenlenmiş güneş santrallerinin uygun ölçü ekipmanlarıyla donatılmasını sağlamıştır. Böyle bir izleme sistemi harici faktörler ve dahili hatalarla ilgili operatörün deneyimini geliştirerek bakım programı, malzeme planlaması ve insan gücünü optimize etmektedir. Dolayısıyla string akımlarının izlenmesi, çevre dostu enerji üretiminin şeffaflığını önemli ölçüde destekleyen sağlam bir operasyonel kontroldür.

Ocak - Şubat 2017

57


haber

SEKTÖR

Viko Şimdi Aydınlatma Sektöründe, Led Ürünlerle Işığın Gücü Kontrolünüzde…

Elektrik anahtar ve priz sektörünün lider ismi VİKO by Panasonic, birbirinden kaliteli ürünleriyle aydınlatma alanında da adından söz ettiriyor.

Yuvarlak ve kare sıva altı LED ürünlerin yanı sıra sıva üstü LED ürünlerle de aydınlatma sektörüne yeni standartlar getiren marka; evler, ofisler, salonlar, vitrinler, okullar, oteller, hastaneler, sergiler, koridorlar ve asansörler için en ideal seçenekleri sunuyor.

nesil teknolojiler ve ürünler geliştiren VİKO by Panasonic, şimdi yenilikçi felsefesini aydınlatma ürünlerinde de ortaya koyuyor. Güçlü kuruluş, Yuvarlak ve kare sıva altı LED ürünlerin yanı sıra sıva üstü LED ürünlerle ister yaşam ister çalışma alanları için en uygun aydınlatma seçeneklerini sunuyor.

VİKO by Panasonic en uygun aydınlatma seçeneklerini sunuyor… Kapalı alanlarda, özellikle de yaşam alanlarında konforlu zaman geçirebilmek için ışığın rengi ve konumlandırılması büyük önem taşıyor. Öte yandan aydınlatma ürünleri de hoş bir atmosfer sağlamakta etkin rol oynuyor. İyi aydınlatma, mekan kullanıcılarının ruhsal yapısının istenildiği noktaya çekilmesini sağlayabiliyor. Mimaride değişen trendler de artık tavanın ortasına asılan bir lamba ile tüm odanın aydınlatılması anlayışını çoktan geride bırakmış durumda. Yaşam alanının uygun noktalarındaki aydınlatmalar ile mekanın ve mobilyaların karakterleri çok daha iyi yansıtılabiliyor. Sürdürülebilir ve aydınlık bir gelecek için yeni

Üstün teknoloji, VİKO by Panasonic ile aydınlatma ürünlerinde… VİKO by Panasonic tarafından geliştirilen LED aydınlatma ürünleri, dahili plug-in soketi ile yüksek verimli sürücüye sahip bulunuyor. Bu sayede kolayca monte edilebilirken, bakım ve onarım da kolaylaşıyor. TUV, CE ve RoHs sertifikasyonları ile onaylı gerçek değerler sunuluyor. Ayrıca ürünler 3 yılı simüle eden yaşlandırma testlerine tabi tutulup başarılı olduktan sonra satışına onay veriliyor. Bununla birlikte ürünlerin yüksek renksel geriverim doğruluğu Ra > 80 olarak ifade ediliyor. Ürünlerin bir diğer özelliği ise yüksek enerji verimliliği ile çalışması (Yüksek güç faktörlü LED ürünler Pf > 0.95)…

58

Ocak - Şubat 2017



haber

SEKTÖR

Schneider Electric, Asya’da enerjiye erişemeyen aileler için ‘Aydınlat’ projesini başlattı

Enerjiye erişimin temel bir insan hakkı olduğuna inanan Schneider Electric, Life is On mottosuyla, herkes için her yerde ve her an hayatın devam etmesini sağlamak amacıyla pek çok hanenin güvenli, güvenilir, verimli ve sürdürülebilir bir enerjiye ulaşabilmesi konusunda çalışmalar yürütüyor. Bu kapsamda, enerji yönetimi ve otomasyonda global uzman olan Schneider Electric, Asya Pasifik bölgesi genelindeki kırsal toplulukların elektriğe erişimini sağlamayı amaçlayan ‘Aydınlat’ (Light It Up) programını başlattığını duyurdu. Schneider Electric çalışanları, 2016 yılının Eylül-Kasım ayları

60

Ocak - Şubat 2017

12 ülkede kırsal bölgelerde yaşayan toplulukların elektriğe erişimini sağlamak amacıyla ‘Aydınlat’ projesini hayata geçiren Schneider Electric, 1.800’ün üzerinde taşınabilir güneş enerjili LED lambası ‘Mobiya’ dağıtıyor. Proje kapsamında Asya kıtasında bulunan 12 ülkede yaşayan toplamda 1.300 ailenin elektriğe ve aydınlatmaya erişimin sağlanması ile bu toplulukların yaşam koşullarının iyileştirilmesi amaçlanıyor.

boyunca Asya Pasifik bölgesindeki 12 ülkede bulunan kırsal topluluklara 1.800’den fazla Mobiya güneş lambası dağıtacak. Aydınlatma ve mobil şarj amacıyla kullanılan taşınabilir Mobiya ürün yelpazesi, bir günlük güneş enerjisi ile 48 saate kadar aydınlatma sağlayan, enerji tasarruflu ve çevre dostu ödüllü LED lambalarından oluşuyor. Ekonomik ve sosyal gelişimin en büyük itici güçlerinden biri, enerjiye erişim olduğunu vurgulayan Schneider Electric Doğu Asya, Japonya ve Pasifik Global Tedarik Zinciri Kıdemli Başkan Yardımcısı Damien Dhellemme, “2015 tarihli Dünya Enerji


Görünümü raporuna göre, dünya üzerinde yaşayan yaklaşık 1,3 milyar insanın bugün hala modern enerjiye erişimi bulunmuyor ve bir milyar insan ise yalnızca güvenilir olmayan elektrik şebekelerine erişebiliyor. Dünyadaki enerji açısından yoksun insanların önemli bir bölümü Asya’da yaşıyor. Myanmar ve Kamboçya gibi ülkelerde, kırsal alan elektrifikasyonu yüzde 18 gibi düşük rakamlarda seyrediyor. “ dedi. Enerjiye Güvenli ve Temiz Erişim Sürdürülebilir kalkınmayı teşvik etme ve enerjiye güvenli ve temiz erişim sağlama taahhüdünün şirketin DNA’sına kazındığını belirten Dhellemme, son altı yıl içinde Schneider Electric’in, 5 milyon kişinin enerjiye erişiminin sağlanmasına katkıda bulunduğunu ve hedefin önümüzdeki 10 yıl içinde 50 milyon kişiye ulaşmak olduğunu vurguladı. Bir kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) programı olan “Aydınlat” (Light It Up) projesi ile Schneider Electric çalışanlarının yanı sıra Asya Pasifik’te bulunan 17 ülkeden Schneider Electric iş ortakları ve müşterileri, toplamda 1.800’den fazla Mobiya güneş lambası satın aldı ya da satın alınmasına sponsor oldu. Bu lambalar, elektrik enerjisine maddi nedenlerle erişim sağlayamayan toplamda 1.300’ün üzerinde aileye elektrik ve aydınlatma sağlayarak bu toplulukların yaşam koşullarını iyileştirmek

haber

SEKTÖR

amacıyla 12 ülkede bulunan kırsal topluluklara dağıtılacak. Lambaların dağıtılacağı ülkeler ile şunlar: Bangladeş, Brunei, Kamboçya, Endonezya, Laos, Malezya, Moğolistan, Myanmar, Pakistan, Filipinler, Tayland ve Vietnam. Her seviyede inovasyon ile ‘Aydınlat’ Schneider Electric Doğu Asya, Japonya ve Pasifik Global Tedarik Zinciri Kıdemli Başkan Yardımcısı Damien Dhellemmes, ‘Aydınlat’ projesi ile ilgili olarak, “Schneider Electric olarak enerjiye erişimin temel bir insan hakkı olduğuna ve enerjinin herkes tarafından kullanılabilir hale getirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu projenin, uzak toplulukların güvenli, güvenilir, verimli ve sürdürülebilir enerjiye erişebilmesine anlamlı seviyelerde katkıda bulunmak isteyen çok sayıda tarafı bir araya getiriyor olmasından ötürü mutluyum. Light It Up programı ile birlikte, her seviyede enerji inovasyonu yaklaşımımızı bu bölgedeki kırsal ve uzak topluluklar ile paylaşmak için sabırsızlanıyoruz.” dedi. Schneider Electric’in “Her Seviyede İnovasyon” platformu, şehirleri yeniden şekillendirmek, endüstrileri dönüştürmek ve bağlı ürünler, edge kontrolü ve uygulamalar, analitikler ve hizmetler aracılığıyla yaşamı zenginleştirmek amacıyla Nesnelerin İnternetinin gücünden ve vaadinden faydalanıyor.

Ocak - Şubat 2017

61


haber

SEKTÖR

Boğaziçili Profesörden yenilenebilir enerjide çığır açan buluş

Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Kerim AVCI, biyodizel üretiminin bir yan ürünü olan ve arz fazlası bulunan gliserol maddesinden düşük enerji maliyeti ve yüksek verimle yüksek saflıkta hidrojen elde edilmesi yönünde önemli aşamalar kaydedildiğini açıkladı. Avcı, bu sayede enerji ithalatında önemli bir tasarrufa gidilebileceğini kaydetti.

Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Kerim AVCI

Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Kerim Avcı ve ekibi, petrokimya endüstrisinin önemli maliyetlerinden biri olan enerji kullanımını azaltma yönünde önemli çalışmalara imza atıyor. Prof. Dr. Avcı, enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmanın yolu olarak, yenilenebilir nitelikli kaynaklardan daha fazla yararlanılması gereğine dikkat çekiyor. 2012’de tamamlanan ve TÜBİTAK tarafından desteklenen ‘Katalitik Sentez Gazı Üretiminin Mikro Akış Koşullarında

62

Ocak - Şubat 2017

İncelenmesi’ projesi kapsamında, mevcut uygulamalara göre yüzde 45’e varan daha düşük enerji girdileriyle metandan sentez gazı üretilebileceğini ortaya koyan Prof. Dr. Kerim Avcı, şimdi de biyodizel üretiminin bir yan ürünü olan ve arz fazlası bulunan gliserol maddesinden düşük enerji maliyeti ve yüksek verimle yüksek saflıkta hidrojen elde edilmesi yönünde çalıştıklarını belirtiyor. Prof. Dr. Ahmet Kerim Avcı, özellikle enerji ve kimya sektöründe geleceğin üretim süreçleri arasında önemli bir


yere sahip olması beklenen mikrokanal reaktörler konusunda dünyada mevcut sayılı bilim insanları grubu içinde yer alıyor. Prof. Dr. Avcı, grubuyla birlikte bilgisayar destekli ve deneysel yöntemlerle yürüttükleri araştırmalarında mevcut uygulamalara göre daha düşük enerji girdisiyle sentez gazı ve hidrojen üretiminin yapılabileceği birimlerin temeli olan katalitik mikrokanal reaktör teknolojisi üzerinde çalışıyor. Bu teknoloji sayesinde kolayca ölçeklendirilebilir, taşınabilir ve hammadde kaynağının bulunduğu yere kurulabilir nitelikteki üretim birimlerin tasarımı ve işletimi ve enerji maliyetlerinin önemli düzeyde aşağıya çekilmesi mümkün olacak. Büyük ölçekte bir sanayi tesisi için düşünüldüğünde çok daha düşük maliyetli bir dönüşüme imkân tanıyan ve aynı zamanda karbon salınımını da daha düşük seviyelere çekebilen bir ‘Mikrokanal Reaktör’ sistemi geliştirdiklerini anlatan Prof. Dr. Avcı, ülkemizde bu alanda bir ilki gerçekleştirdiklerini vurgularken, bu tür uygulamaların ulusal platformlarda geliştirilmediğini ve sanayinin genellikle bu teknolojileri yurtdışından alma yoluna gittiğini de belirtti. Prof. Dr. Avcı, “Türkiye’de sanayi tarafında, özellikle kimya, petrokimya ve rafinasyon endüstrilerinde üretim birimleri genellikle anahtar teslim olarak yurtdışından satın alınıyor. Reaktör, katalizör gibi üretimde kritik rol oynayan bileşenlerin geliştirilip endüstriyel ölçekte uygulanması konusunda ülkemizde yapılan çalışmalar yetersiz. Bu durum biraz da endüstrimizin bakış açısı ile bağlantılı. Garantili

haber

SEKTÖR

üretim açısından anlaşılabilir, ancak sürekli dışa bağımlı oluyorsunuz. Bizim çalışmamız ise maliyeti düşük ve hızlı şekilde ölçeklendirilebilen üretim birimlere temel olması bakımından da avantajlı” şeklinde konuştu. Avcı şunları kaydetti; ‘’Son yıllarda oldukça ilgi gören ve araçlarda motorin ile doğrudan karıştırılarak kullanılabilen biyodizelin üretimi sırasında yan ürün olarak gliserol ortaya çıkıyor. Ürün karışımının yaklaşık olarak ağırlıkça yüzde 10’unu oluşturan gliserolün üretim hacmi, son yıllarda global ölçekte biyodizele olan talep nedeniyle ciddi bir artış gösteriyor. Bu durum talepten çok daha fazla miktarda gliserolün ortaya çıkmasına neden oluyor. Bu bağlamda gliserol ucuz ve yenilenebilir nitelikli bir hidrokarbon olarak dikkat çekiyor. Bizim elde etmek istediğimiz son ürünler hidrojen ve sentez gazı. Hidrojen petrokimya ve rafinasyon süreçlerinde kritik bir hammadde olup, aynı zamanda doğrudan yakıt pilleri ile elektriğe çevrilebiliyor. Sentez gazı ise kritik ürünler olan metanol, amonyak ve sentetik hidrokarbonların hammaddesi. Hidrojen ve sentez gazının ticari uygulamalardaki başlangıç maddesi ise doğal gaz. Kararlı yapısından dolayı doğal gazın dönüşümü yüksek sıcaklıklar gerektiriyor. Ancak gliserol kullandığınızda pahalı ve kıymetli bir hammadde olan doğalgazı daha az tüketiyor ve saklamış oluyorsunuz. İthalatımızın en büyük kalemlerinden biri enerji olduğu göz önüne alındığında bu alandaki yüzde 1’lik bir tasarrufun bile ülkemiz için çok büyük önem taşıdığı ortadadır.”

Ocak - Şubat 2017

63



İSTANBUL METAL FUARLARI TRIOSU

www.borufuari.com www.borufair.com

www.telfuari.com www.tel-fair.com

www.rulosacfuari.com www.coilfair.com

Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesinin Uluslararası Nitelikteki En Büyük Fuarı MENA’s premier platform for the wire and cable industry

Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde tel ve kablo endüstrisinin tek buluşma platformu

23 - 25 March 2017

23 - 25 Mart 2017

Istanbul Expo Center Yeşilköy, Istanbul, Turkey Visiting hours 10:00 – 18:00

Istanbul Fuar Merkezi Yeşilköy, İstanbul, Türkiye Ziyaret Saatleri 10:00 – 18:00

Organizer / Organizatör Voli Fuar Hizmetleri A.Ş. Tel : +90 212 604 50 50 / Fax : +90 212 604 50 51 Email : info@voli.com.tr

DESTEKLEYEN KURULUŞLAR

MEDYA PARTNERLERİ

BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.