geyikhane esfk aşk

Page 175

Ama Ģu kana susamıĢ Moğol Ordusu gibisini görmedik. Harp sanatını hatmetmiĢler: her biri farklı amaca hizmet eden envai çeĢit silah kullanıyor; her bir neferi cevĢenler kuĢanmıĢ; ĢeĢber, teber, ĢimĢir ve kargıyla donanmıĢ. Bir de zırh delen, bariyerleri geçen, zehir saçan, bedendeki en sert kemiği dahi kırabilen okları var. Bir taburdan diğerine ıslıkla haber salan oklar bile yapmıĢlar. SavaĢta maharetleri öyle geliĢmiĢ ki önlerine çıkanı ezip geçtiler. Buhara gibi yaĢlı Ģehirler bile viraneye dönüĢtü. Hem derdimiz yalnız Moğollar değil ki. Haçlılar buyandan, Bizans bir yandan; tabii bir de ġii-Sünni rekabeti var. Her yandan düĢmanlar tarafından kuĢatılmıĢken barıĢtan ve huzurdan dem vurmak neyimize? ĠĢte bu sebepten Mevlâna gibi tipler sinirimi bozuyor. Herkesin onu bu kadar sevip sayması umurumda değil. Benim nazarımda korkağın teki. Evvelden iyi âlim olabilir ama bugünlerde kâfir ġems'in dümen suyunda. Ġslam düĢmanları heyula gibi baĢımıza dikilmiĢken Rumi gençlere ne nasihat veriyor? Edilgenlik! Ödleklik! Nerde dert varsa, deva oraya gider Nerde yoksulluk varsa, nimet oraya varır MüĢkül nerdeyse cevap ordadır, Gemi nerdeyse su orda... Öyleyse nasıl direnecek, ayakta kalacağız? Mevlâna’nın cevabı hazır: Sabrederek. Ensemize vursunlar, ağzımızdan lokmamızı alsınlar, öyle mi? Mevlâna resmen teslimiyet öğütlüyor. Müslümanları aciz ve itaatkâr bir koyun sürüsüne dönüĢtürmek istiyor. Diyor ki her milletin bir nasibi ve bir mevsimi varmıĢ. Ne yani, vaktimizin dolmasını mı bekleyeceğiz? "AĢk" dıĢında en sevdiği kelimeler: "sabır", "uyum", "huzur", "hoĢgörü", "tevekkül..." Cici bici, Ģeker Ģerbet, ne etliye ne sütlüye bulaĢan onca kuru laf! Ona kalsa hepimiz evde oturup, düĢmanların bizi kesmesini beklemeliyiz. Eminim o zaman deliğinden çıkar, enkaza bakıp, "n'apahm nasip böyleymiĢ, buna da Ģükür" der. Bir de dedikodu duydum; diyorlar ki garip garip laflar etmiĢ geçenlerde: "Camiler medreseler yıkılsın" demiĢ. Bu nasıl laf böyle? Rumi henüz çocukken ailesiyle beraber Afganistan'dan kaçıp Anadolu'ya sığınmıĢ. O dönemin kudretli zenginleri Selçuklu Sultam'ndan açık davet almıĢlar; Rumi'nin babası da onlardan biriymiĢ. Karınları tok, sırtları pek, bir elleri yağda bir elleri balda Afganistan'ın keĢmekeĢinden çıkıp Konya'nın latif bağlarına sığınmıĢlar. Mazisi böyle olan adamın "her Ģe-


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.