20062013

Page 8

8 FETHIYE Ne mutlu Türk'üm diyene

Günlük Bağımsız Siyasi Gazete

www.fethiyehaber.com

20 Haziran 2013 Perşembe

MORTIRNAKLAR'IN FİNAL GEZİSİ; DOĞA, KÜLTÜR VE LEZZET, TEKMİLİ BİRDEN

( 16.06.2013 / Metin Denizmen ) Geçen hafta 36. yürüyüş ile sezonu bitirdik. Bu Pazar, çerez sayılacak 2-3 kilometrelik bir yürüyüşle sınırlıyız. Kültür ve lezzet ağırlıklı bir gezideyiz bugün. Bizi, yürüyüş patikalarımıza, kadim halkların ayak izlerini sürdüğümüz yollara ulaştıran ana yolların aşinasıyız artık. Seki'den geçiyoruz, yapılaşmanın hızı şaşırtıcı, herhalde birkaç yıl sonra, Seki sakinleri daha yukarılara göçmeye çalışacak. Seki çıkışındayız, ama; Seki hakkında anonim bilgiler sızmaya devam ediyor Ali Noyan'dan. Herhalde, Seki'lilerin kulakları çınlıyordur; “ Eşen'de kalma, Seki'de yatma “ , “ Seki'liler misafirlerine sadece ekşi erik ikram eder “ gibi. Tabii, bu sözlere yorumlar da farklı oluyor. Ama, bizler, öğreniyoruz, öğrenmeler bitmiyor. Bir ara Göğü Beli'nde mola veriyoruz. 1850 metre rakımda serinliği hissederken, aşağılarda uzanıp giden bereketli Mindar Yaylasını seyrediyoruz. Ardımızda, Akdağlar'ın çatısı Kızlar Sivrisi ( 3070 m ) karlı tepeleri ile ne kadar heybetli, yanı başındaki Ziyaret Tepesi ile kimbilir nelerden dem vurmaktalar. Elmalı'ya giriyoruz, nice bereketli bağlar, bahçeler arasından geçtikten sonra. Sedir ağaçlarının güzelliği ile meşhur Elmalı'yı anlatmaya gerek yok. Elmalı, İsa'dan 500 yıl öncesinde Likya'lara mekan olmuş bir yerleşim. Yörede yapılan kazılar, Likya uygarlığının öz be öz Anadolu halklarından olduğunu kesin bulgularla açıkladığı için ayrı bir öneme sahip. Likya kültür mirası, Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, Selçuklular ardından Osmanlılara yurt olmuş. Semahöyük kazılarında, Elmalı'da yaşamın İ.Ö 2500 yıllarına uzandığının ispatı olan kazılar gün ışığına çıkarılmıştır. Ayrıca, Antalya ilinin en büyük camii ve vakfı olan Ketenci Ömer Paşa Camii ilçenin iftihar ettiği bir kültür abidesidir. Ketenci Ömer Paşa Camii şadırvanı ve anıt çınar ağacı, imaretin tarih kokan kubbelerinin fotoğraflanması ile başlayan kent turumuz, çarşıda soluklanıyor. Kısacık çarşıda bakır cezveler, kap kacaklar arasında kayboluyor hanımlar. Ardından, sıcacık susamlı helvanın, ardından Elmalı'nın olmazsa olmazlarından “ yanıksı dondurma “ nın peşine düşüyoruz.

Tam göbeğinde ismine yakışır bir Elma heykelinin bulunduğu parkta, ağaçların gölgesinde çaylarımızı yudumlarken, bir yerleşimin meydanlara ne kadar ihtiyacı olduğunu fark ediyoruz, yüreğimiz burkuluyor bir kez daha. Zira, bugün, bu saatlerde, İstanbul'da, Taksim Gezi Parkı'nda kıyamet anları yaşanıyor. Aklımız ve yüreğimiz gidip geliyor kilometrelerce. 11.30'da, tarih, ticaret ve ermişler diyarı Elmalı'ya veda ediyoruz. Sırada Avlan Gölü var. Bu göl, Aziz Nesin'in hikayelerini andıran bir geçmişe sahip. Uzun vadeli projeksiyon mahrumu Kamu Yönetimi'nin aczini, plansızlığını tokat gibi yüzümüze çarpan bir traji-komik olaylar zincirinden sonra bugün belki keyifli bir yaşam sürüyor. Bu gölün Türk siyasi tarihinde enteresan bir konumu var. bölgedeki arsız toprak ağalarının isteği üzerine demokrat parti iktidarı gölün kurutulmasına karar verir. bu ağalar çevredeki araziler Osmanlı tapularına göre kendi üzerinde olduğu için göl kuruyunca ortaya çıkacak arazinin de kendilerinin olduğunu iddia ederler, elbette köylüler de aksini. Ağalar ile köylüler arasında mücadele başlar. bu mücadeleye zamanın öğrenci hareketi önderleri ve dev-genç de katılır. deniz gezmiş bizzat bölgeye gelir, ağalara karşı mücadele eder. Bu mücadele 1974 Ecevit hükümetine kadar devam eder. bu hükümet zamanında gölün devlet arazisi olduğu kabul edilir. 1978 yılında yapılan bir tünel ile gölün suyu Finike'ye doğru akıtılır ve göl kurutulur. Lakin doğa, kendi dengesini bozan insanoğluna ceza vermekte gecikmez ve bölge de iklim değişir. Bölgedeki sedir ormanları ve ovadaki elma üretimi bu durumdan olumsuz etkilenince gölde tekrar su tutulmasına karar verilir. Ancak başka sorunlar baş gösterir. Karayolları gölün kurutulduğu yıllarda Finike - Elmalı karayolu'nu gölün ortasından geçirdiği için gölde su seviyesi fazla yükseltilemiyordu. Göl de yaz başlarında kuruyordu. Köylüler de "madem yaz başında göl kuruyor iki ay önce su bırakılıp kurutulsun ve bize ekim için zaman kalsın," diyerek tünel kapağını gizlice açıyorlar, bu kez de gölden boşaltılan suların seralarını bastığı Finikeliler isyan ediyordu.

Sonuçta Avlan gölü, 2012 yapılan hatadan dönülerek 4 kilometre uzunluğundaki Karayolu'nun bukağısından kurtarıldı, yol göl kıyısına alındı. Avlan Gölü'nün intikam duygularından vazgeçerek, civar halka bereket kapısı açıp açmayacağı hala merakla beklenmekte. Avlan Gölü'nün yüzeyine, Batı Toros Dağları silsilesinin aksi düşüyor. Kızlar Sivrisi tüm heybeti ile Avlan Gölü'nün içinde sanki. Fotoğraf için güzel ışık ve güzel anlar. Ortalığı kameraların deklanşör sesi kaplıyor. Bir şenlik sunuyor Toroslar, araçlarımız ilerledikçe, tam bir görsel şölen içerisinde yol alıyoruz. Sedir kolonileri asil duruşları ile ne kadar vakurlar. Antik kent Arykanda'ya gidiyoruz bu kez. Likya Federasyonunda bir oyla temsil edilen bu antik kent sakinleri için “ tembel ve zevklerine düşkün “ tanımı yapılsa da; tepesinde heyula gibi yükselen Şahinkaya'nın eteklerindeki mühendislik harikası sulama sistemleri, heroon'lar ( kahramanlara adanmış anıtsal mezarlar ), hamamlar, dimdik ayakta duran bir tiyatro, hala kalabalıkların uğultusunu taşırcasına canlı agorası ile muhteşem ve şaşırtıcı bu antik kent, günün programına alındığı için Yusuf Ceran Hoca'ya minnet borçluyuz. Likya coğrafyasının eşsiz anıt ve kültürel varlıklarına tebelleş olup, büyük bir yüzsüzlükle ülkesine kaçırmış olan hırsızarkeolog İngiliz Charles Fellows, 1838 yılında buraya ulaştığında karşılaştıklarına şaşırıp, dostlarına yazdığı mektupta “ burada her şey muhteşem “ der. Likya kültürü, erken Roma Dönemi'ne damgasını basar ve koca İmparatorluk, Likya'nın kültürel mirasını aynen kabul ederek sürdürür. Heroon'ların içindeki Taş Lahitler ( Sarcophagus ) hazine avcılar kazma darbelerine rağmen yine de alımlılar ve heyecan veriyorlar. Bir an, agora'da, hamama uzanan yollarda salınarak yürüyen Likya'lı, Bizans'lı kadınları düşlüyoruz. Sefahat kentinden günümüze bir yazıt, bir anı var mı bilemem. Ama; detaylı doküman ve bol zaman ile Arykanda'nın tüm kent yapısı ile gezilmesinin farz olduğu yerleşiyor hafızalara. Yöre halkının “ suyun gözü “ dediği

Aykırıçay'da köy pazarındayız. Küçücük Arif Köyü'nün çalışkan insanları, ürünlerini sergilemişler, ilgi büyük. Mısırları meşhur buranın duyumları dolaşıyor kulaktan kulağa. Haşlanmış mısırın tazelik ve lezzeti hiç de pişman etmiyor tadanları. Yukarıdan dökülen suyun heybeti ve serinliği ile hemhal oluyoruz sıcağın bastırdığı öğle saatlerinde. Geldiğimiz yollardan geri dönerken, yine sedirler eşlik ediyor, yine Avlan Gölü'nün yüzeyinde Kızlar Sivrisi'ni, Ziyaret Tepesi'ni seyrediyoruz. Cennetimiz Fethiye'den 167 kilometre uzaklaşmışız. Uçarsu ayrımından giriyoruz, 36 kilometre yolumuz var. Tabii, önce Gömbe Kebabı ile taçlandıracağız günümüzü. Tarih boyunca, halkına bereket sunmuş kadim topraklarda ilerliyoruz. Her yer yemyeşil, meyve bahçeleri şiir mısralarını andırıyor. Bugüne kadar gizli kalmış, tarih ve doğa tutkunlarının keşfini bekleyen bir güzellik Gömbe. Antik çağ insanları "Komba" demiş bu efsaneler yaylasına. Artemis adına tapınak yapmış, ardından erken Hıristiyanlık dönemini yaşamış. Ne zaman ki Anadolu ereni Abdal Musa Sultan'ın yolu düşmüş buraya, keramet sahibi olmuş Gömbe'nin buz gibi suları. Bu keramet sürer gider günümüzde de. Kaş'a bağlı Gömbe Yaylası, Türkiye'nin ve batı Toroslar'ın en güzel yaylası. Doğa tutkunları

ile yazın Akdeniz'in kavurucu sıcağından kurtulmak için kaçtıkları serinlik. Gömbe bir yayla köyü. Hristiyanlık döneminde piskoposluk merkezi. Osmanlı döneminde hayvan pazarı imiş. Gömbe Yaylası günümüzde doğal, su ve yeşil zengini bir yayla. Aynı zamanda Türkiye'nin en kaliteli elmalarının yetiştiği bir yöre. Gömbe Yaylası'nın merkezi olan Gömbe Köyü, bin 200 metre yükseklikte. Batı Toroslar'ın en yüksek tepesi olan 2 bin 600 metre yüksekliğindeki Akdağ'ın eteklerinde bir vadide kurulmuş. Vadiden yukarı doğru çıktıkça, derelerin aktığı çınar ağaçlarıyla karşılaşıyorsunuz. Bin 800 metrede Akdağ'ın zirvesinden kopup gelen, aşağı doğru düşen bir şelale var. Bu çağlayanın adına halk Uçarsu diyor. Beyaz köpüklerle kıvrım kıvrım akan bu doğal güzellik Elmalı Ovası'na, Kaş'ın köylerine hayat veriyor. Çayboğazı Barajı'nda toplanan bu sularla, Elmalı Ovası sulanıyor. Uçarsu'nun aktığı noktada çiçekler açmış bu yaz gününde. Uçarsu'nun kaynaklarından biri olan Yeşil Göl, bin 990 metre yükseklikte bir

krater gölü. Suyunun rengi yeşil, buz gibi. Büyüklüğü 50 dekar. Suları Akdağ'ın doruklarından geliyor. Gömbe kebabında sıra. Saatler öncesinden sipariş verilmezse, muhteşem oğlak etinin kokusunu teneffüs ederek, kebabın servis edilmesini beklemek işkenceye dönüşebilir. Daha Elmalı yolunda siparişlerimiz verildi, Yusuf Hoca'nın kusursuz organizasyonu hiç aksamıyor. Masalarımıza oturup, havuzdaki alabalıkları seyreyleyelim demeye kalmadan, Gömbe Kebabı tepsileri sürülüverdi önümüze. Huzursuz etmeyelim katılamayanları ve bu kebap faslını burada keselim isterseniz. Eh, final gezisinde hiç değilse 2-3 kilometre de olsa yürünmeli. Her yerinden köpüklü sular fışkıran bir alemin içinde yukarılara yol alıyor, sonra Yeşilgöl'e uzanan patikalara vuruyoruz kendimizi. Ardından, dimdik dağların eteğinde, fantastik bir panorama karşısında büyüleniyoruz. Bulutların, güneş ışığını

THINKMAPS EĞİTİMİNİN FAYDALARI Çok uzun ders notları tek bir sayfaya not alınabilir. Örneğin 400 sayfalık bir kitap tek bir sayfaya not alınabilir. Alınan bilgi haritası notları çok kısa sürede tekrar yapılabilir. Alınan zihin haritası notları en fazla altı tekrarda ezberlemeden tamamen hafızaya kayıt olur. (Tony Buzan) Öğrenilen dersler hafızada çok uzun süreli kalır. Öğrenilen bilgiler çok kısa sürede tüm ayrıntılarıyla hatırlanır.

REFERANSLARIMIZDAN BAZILARI ĦŎ

ŖÑÕB BÎ QÑ I ҌьÒ

Ġ ÔŘ Ŗ Ĝ ÒPÒÖ ĦÞǾÞÖ ÕMǾ

Ī ŎNÑǾP FŎÕÕÑŊÑ KMÕŎQMĘMO Ñ ÑOÒǾĦŎÕÑÓÒ

ĜĞGĖ I B BÎ

ĜÕÒP ĠÑŌ ÕÑǾĦŎÕÑÓÒ

Ì Þ ÕM ŌÒQÑǾŒÒPÑŒÒ

ĜŇÒǾŌÑ ĦŎÕÑÓÒ ÑQǾÑ ĦŎÕÑÓÒ ŒÔ ŇMǾĖPMP ǾÔ B BÎ ŒÔ ŇMǾ ŎŃÞÔ ŌÒQÑǾŒÒPÑŒÒ

ŒPMŌNÞÕİ ÒŃMǾÑP ŌÒQÑǾŒÒPÑŒÒ ŒPMŌNÞÕĖ ǾÑÕ ŌÒQÑǾŒÒPÑŒÒ ĘÒÕÑŃÒÔ ŌÒQÑǾŒÒPÑŒÒ GŎ Þ ŌÒQÑǾŒÒPÑŒÒ ĘMO Ñ ÑOÒǾ ŌÒQÑǾŒÒPÑŒÒ

ADRES: Baha Şıkman Caddesi 313 Sokak No: 4 Kat 1 TAŞYAKA Tel.: 0252 611 33 71 - 0544 611 33 71 Gsm: 0535 203 75 69


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.