Ufukların Sultanı

Page 59

Kirman'dayken kaleme aldığı ve ayın safhalarını açıklayan Haüu Eşkâlü'l-Ka-mer adlı risalesi elinde, Semerkand'a dönmüştür. Anlaşılan, Uluğ Bey'in öfkesini ancak bu değerli telif eserini takdim ederek yatıştırabilmiştir. Semerkand'a tekrar yerleştikten sonra Uluğ Bey'in Ali Kuşçu'yu bir ara görgü ve bilgisini artırması için Çin'e de gönderdiğini ve dönüşünde onun dünyanın yüzölçümünü, ayrıca meridyenleri hesap ettiğini biliyofatih bu, meçhull 1 63 ruz.6 Uluğ Bey'in Semerkand'da yaptırdığı ünlü rasathanenin Gıyaseddin Cemşid'den sonraki müdürü Kadıza-de-i Rumi'nin vefatı, Ali Kuşçu'ya ikbal kapılarım açmıştır. Rasathanenin yöneticiliğine getirilmiş olan Ali Kuşçu, "Uluğ Bey Zîci" diye bilinen ve medreselerde asırlarca kullanılacak olan önemli bir astronomik cetvelin (gök haritası veya yıldız katalogunun) tamamlanmasına yardım ettikten başka, bu önemli esere bir de şerh kaleme almıştır-7 Ne var ki, Ali Kuşçu'yu, yakınlığını kazandığı, hatta bir öğrenciden ziyade evladı ve dostu gibi muamele gördüğü Uluğ'Bey'in, oğlu Abdüllatif Mirza ile düştüğü siyasî bir ihtilaf sonucunda çıkan ayaklanma sırasında, 1449 yılında (tam tarihi, 27 Ekim 1449)8 onun tarafından katledilmesi (veya katline seyirci kalınması) üzerine Semerkand'dan iyice soğumuş görüyoruz. Sultan Abdüllatif Mirza'nın bazı davranışlarından duyduğu "teessür" ve "nefret", sonunda onu Hacca gitmek bahanesiyle bir zamanların erişilmez ilim yuvası Semerkand'm renkli bilimsel çevresinden koparmış ve yoldayken uğradığı Ak-koyunlularm başkenti Tebriz'e yerleşmeyi tercih etmiştir (1450). Tam bu sırada Afganistan'daki Herat şehrine kadar giderek Fatih devrinin bir başka kuyruklu yıldızına, Ne-Jâhatü'l-Üns müellifi Molla Câmi'ye selam verirken görürüz Ali Kuşçu'yu.9 Ömrünün sonlarına doğru Fatih Sultan Mehmed, Molla Cami'yi de istanbul'a çağırarak sevgili başkentini onun söz şehrâyinlerine teslim istemiştir ya, ne çare ki, görüşmelerine ramak kalmışken Fatih'in ömrü vefa etmemiş, üstad Molla Cami, Konya'ya vardığında acı haberi almıştır: Sultan, yapacağı bir sürü işi 1 6 4 [ ufukların sultanı / fatih sultan mehmed kendisinden sonrakilere emanet bırakarak son seferinde, Gebze'de ruhunu teslim etmiştir. Molla Cami'nin Farsça kaleme aldığı ünlü "Fatih Kasidesi", bu yolculuğu sırasında telif edilmiş olmalıdır.10 Ali Kuşçu, Tebriz'de Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'm maiyetine girmiş ve onun tarafından, gerginleşen siyasî ilişkilerde "arabuluculuk" yapması için Fatih Sultan Mehmed'e elçi olarak gönderilmiştir. Semerkand-h âlim, bu görevi üstlenirken, hem kendi hayatında, hem de Osmanlı bilim ve fikir hayatında bir dönüm noktası teşkil edecek adımları atmaya memur edildiğinden habersizdir. Ali Kuşçu İstanbul'da istanbul'a elçi olarak gelen Ali Kuşçu, değerli adama baktı mı, gözünden tanıyan Fatih'in derhal dikkatini çekmiş ve padişah onun aklî ilimlere olduğu kadar naklî ilimlere de olan derin vukufiyetine hayran kalmıştır. Kendisine derhal iş teklifinde bulunmuş, hatta istanbul'da kalması hususunda ısrar etmiştir. Bu cazip tekliften memnun olan, Uluğ Bey'den sonra kaybettiği ve özlediği hakiki bilim hâmisi ile karşı karşıya olduğunu gören Ali Kuşçu ise Tebriz'e dönüp elçilik görevini tamamladıktan sonra tekrar geleceği vaadinde bulunarak istanbul'dan ayrılmıştır. Nitekim Fatih'in mesajını Uzun Hasan'a ilettikten sonra verdiği sözünü tutmuş, ailesi ve 100 kişilik kalabalık maiyetiyle birlikte Osmanlı topraklarına ve nihayet istanbul'a dönmüştür. Bu yolculuğunda Semerkandh âlime "menzil başına" bin akçe yolluk ödendiğini (Lütfi Göker ve Tosun Terzioğlu'nun zannettiği gibi, kesinlikle "günlük bin akçe" değil) ve Osmanlı sınırında kendisini bir ulema fatih bu, meçhulll 65 heyetinin karşıladığını biliyoruz. Sadece bu cömertçe ödenen yolluk miktarı bile Fatih'in gerçek ilim adamlarına duyduğu sayği ve sevgiyi


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.