Necip Fazıl Kısakürek _ Aynadaki Yalan

Page 43

edemezdim. Bu kızın cinnete kadar varan ruh sar'asmı yakından bilirdim ama bu kadarını bekleyemezdim. — Peki, dedi savcı; gerekirse mahkemede şahitlik edersiniz. Naci, hapishaneye Mine'yi görmeye gitti. Naci'yi avukat odasına aldılar ve kızı getirdiler. Mine tutuklu haliyle, her zamanki ihmalci giyiminden 92 daha boşverici... Solcuların kullanmaya pek meraklı olduğu kelimeyi patlattı: — Merhaba!.. — Merhaba Mine!.. — Ne o?.. Beni görmek için tutuklanmamı mı bekliyordun? — Bu da galiba kendini aratman için yeni bir numara..., — Ne numarası be!.. Bu kadar pahalı numara mı olur? Burada da mı felsefe? — Geç!.. Ben seni tutuklayan rejim ölçüsüne senin ka-fandaki rejim derecesinde inanmadığım için ziyaretine geldim. Seni mazlum gördüğüm için değil, asıl seni tutuklayan zihniyeti zalim bulduğum için... — Ya senin rejimin olsa bize ne yapardın? — Zahmetsizce asardım! — Biz de sana aynı şeyi yaparız, ama eskinin son gü-I cünü sende gördüğümüzü inkâr etmeyiz. Hiçbir şeye inan-I mayanlarla, senin gibi, devrini yitirmiş bir şeye inanan-j lar arasındaki farka hürmet ederiz. Naci, hapishanede bile yiğit bir küstahlık tavrından 'vazgeçmeyen Mine'yi tepeden tırnağa süzdü.— Seni görmeye gelmemin bir sebebi de şu-. Senin, öldürülmek: üzere sıraya koyduğun insanlar arasında beni en başta gösteren bir liste bulunmuş, doğru mu?.. — Böyle bir liste olduğu doğru... Ama nasıl bulmuşlar, haberim yok... Her halde beni tutukladıklarından sonra aramış olmalılar evimi... — Nasıl izah edersin bunu... Gerçekten öldürecek miydin beni? — Evet! — Niçin?.. Fikirde birbirimize zıt olduğumuz için mi? Başlarımızı aynı fikir yastığına koyamadığımız için mi? — Evet, başlarımızı aynı yastığa koyamadığımız için... 93 — Ben fikir yastığı dedim. — Ben de sadece yastık diyoruml Mine öyle bir tavır içindedir ki, nerede ve ne vaziyette olduğunun bile farkında değil... Naci atılıp kapıyı açtı ve orada bekleyen gardiyana seslendi: — Konuşmamız bitti; hanımı koğuşuna götürebilirsiniz! , Mine arkasından lâf yetiştiriyor: — Seni yaşatmayacağım, Naci! Şu komünistlerin sahtelik temeli üzerine bazan yine sahte tarafından ne fedakârlıklara, ne samimîliklere ulaşabildiklerini görüyor da'insanın hayretten çatlayacağı geliyor. Dâva ahlâkı, vazife şevki, fedakârlık ruhu, gözükarahk seciyesi gibi faziletler olanca kaynağını ve hakikatini îslâm-da bulurken, bütün bu kıymetlerin, marka müslümanlan-na veda etmesi ve komünistlerde karar kılması izah kabul eder mi hiç? Naci bu halin de izahını buldu: — Bu tecelli de îslâmiyetin şanına ayn bir delildir. Đslâmiyet evvelâ inanmayı, sonra da bu inanç etrafında ebediyen yeni ve sağlam bir ruh ve ahlâk yapısına malik olmayı emreder. Bu yapı porsuyup çökmeye başlayınca da iman gıdasını alamaz ve ölü bir markadan ibaret kalır. Asırlardan beri süren nice tesirler altında, somaki • mermerden mantarlaşmış çürük tahtaya döndürülen eski yapı, bütün ruhî kıymetlerin düğüm noktası vecd ve aşk kaybedilince, işte böyle bedava tarafından komüniste geçiyor ve karşısına gerçek vecd ve aşkın, onu bir hamlede ezip külünü havada


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.