Yuval noah harari sapiens

Page 138

dükkanını buluyorsunuz ve ihtiyacınız olan ayakkabı için elinizdeki elmalardan bir kısmını teklif ediyorsunuz. Ayakkabıcı tereddüt ediyor. Ayakkabılarına karşılık kaç tane elma istemeli? Her gün onlarca müşteriyle karşılaşıyor ve bunlardan bazıları bir torba elma, bazıları değişen kalitelerde buğday, keçi veya kumaş getiriyor; diğerleriyse krala dilekçe yazmak veya sırt ağrılarını iyileştirmek gibi becerilerini öneriyorlar. Ayakkabıcının en son ayakkabılarına karşılık elma alması üç ay önceydi ve o zaman üç torba elma istemişti. Yoksa dört torba mıydı? Gerçi tekrar düşününce bu elmalar tepelerde yetişen güzel elmalar değil, vadide yetiştirilmiş ekşi elmalardı. Öte yandan geçen sefer elmalar daha küçük olan kadın ayakkabıları karşılığında verilmişti. Bu adam ise erkek ayakkabıları istiyordu. Ayrıca, geçtiğimiz haftalarda bir hastalık köydeki sürüleri telef ettiğinden deri zor bulunuyordu, dericiler aynı miktarda deri için artık eskisinin iki katı ayakkabı istiyorlardı. Bunun da değerlendirmeye alınması lazımdı. Takas ekonomisinde her gün ayakkabıcı ve çiftçi onlarca farklı ürünün birbirlerine göre fiyatını yeniden öğrenmek zorundadır. Eğer pazarda yüz farklı ürünün ticareti yapılıyorsa, alıcılar ve satıcılar toplamda 4.950 farklı değişim oranını bilmek durumundalar. Eğer bin adet ürün piyasadaysa bu sefer 499.500 farklı değişim oranıyla baş etmeliler![61] Bunun içinden nasıl çıkılır? Üstelik daha kötüsü de var. Bir çift ayakkabıya karşılık kaç elma gerektiğini hesaplamayı başarsanız bile takas her zaman mümkün değildir. Ticaretin mümkün olması için iki tarafın da elinde diğerinin istediği üründen bulunması gerekir. Ayakkabıcı elma sevmiyorsa ne olacak? Veya o anda istediği şey elma değil de boşanma işlemlerini başlatabilmekse? Çiftçi bu durumda elma seven bir avukat bulup durumu üçlü bir ticarete çevirebilir, ama ya avukatın yeterince elması varsa ve bunun yerine saçını kestirmek istiyorsa? Bazı toplumlar bu durumu merkezi bir takas sistemi geliştirerek çözdüler. Bu sistemde çiftçilerin ve zanaatkarların ürünleri toplanarak ürünler ihtiyacı olanlara dağıtılırdı. Bu tür bir deneyin en büyük ölçeklisi ve en ünlüsü Sovyetler Birliğinde denendi ve fiyaskoyla sonuçlandı. "Herkes yeteneğine göre çalışacak ve ihtiyacına göre ürün alacak" fikri pratikte "herkes olabildiğince az çalışacak ve eline geçirebildiği kadar fazlasını alacak" fikrine dönüşmüştü. Daha orta ölçekli ve başarılı denemeler de gerçekleşmişti ve bunların en ünlülerinden biri de İnka İmparatorluğu'ndaydı. Yine de çoğu toplum, çok sayıda uzmanı birbirine bağlamanın daha kolay bir yolunu buldu: parayı icat ettiler.

Deniz Kabuğu ve Sigara Para pek çok yerde ve farklı zamanlarda icat edildi. Paranın icadı teknolojik bir dönüm noktası değil, zihinsel bir devrimdi. Bu devrim, sadece insanların ortak hayal gücünde


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.