Kaynak Elektrik Dergisi (Mart 2015)

Page 1

35. Yıl

www.elektrikdergisi.com

Sayı 310 6 TL Mart 2015

ENERJI, ELEKTRIK, AYDINLATMA, ELEKTRONIK VE OTOMASYON MÜHENDISLIĞI DERGISI

54 28 34 38 64 70 86 102 104 108

DOSYA : ELEKTRİĞİN MUMLA ARANDIĞI GÜN OTONOM ARAÇLAR GELİYOR IV. ELEKTRİK TESİSAT KONGRE VE SERGİSİ GÜNEŞ ENERJİLİ LED LAMBALAR PROF. DR. RENGİN ÜNVER İLE RÖPORTAJ AGİD BAŞKANI FAHİR GÖK İLE SÖYLEŞİ RAYSIZ ELEKTRİK TRAMVAYLARI SCADA SİSTEMLERİNDE GÜVENLİK TERMOGAFİYE GİRİŞ TEL ÇİTLERDE TOPRAKLAMA YÖNTEMİ

ÖZEL BÖLÜMLER:

AYDINLATMA, EX-PROOF, KABLO, ENERJI VERIMLILIĞI, OG-AG ŞALT&TESISAT





w

w

w

.

g

e

r

s

a

n

.

c

o

m

.

t

r

http://www.gersan.com.tr e-mail:info@gersan.com.tr

“TÜRKİYE’nin İLK ve TEK YERLİ ÜRETİM ELEKTRİKLİ ARAÇ ŞARJ İSTASYONU”

MERKEZ HEAD OFFICE

FABRİKA FACTORY

FABRİKA RUSYA FACTORY RUSSIA

ORTA DOĞU OFİS MIDDLE EAST OFFICE

ANKARA OFİS ANKARA OFFICE

İZMİR OFİS İZMİR OFFICE

İstanbul Anadolu Yakası OSB Gazi Bulvarı No:39-41 34953 TUZLA - ISTANBUL - TR T: +90 216 593 00 50 (10) F: +90 216 593 00 60 info@gersan.com.tr

Çaycuma OSB 1 Nolu Meydan 6. ve 7. Sk. Çaycuma - ZONGULDAK T: +90 (372) 638 55 88 / 99 F: +90 (372) 638 55 99

238440,Russia, Kaliningradskaya obl., Bagrationovskii r-n.,pos. Razdolnoe, Papenburgskaya ul. 2. T: +7 4015 666 358 F: +7 4012 341 242 http://www.gersan-r.ru gersan-r@gersan.com.tr

Box No: 9677 P6-93, SAIF ZONE SHARJAH, U. A. E. T: +971 6 5574060 F: +971 6 5574020

Mertebe sok. 26/2 Beştepe Ankara – TURKEY T: +90 312 222 62 94 F: +90 312 222 62 95

Karahasan Atlı İşmrk. 1203/9 Sokak no:3/B YENİŞEHİR-İZMİR T: +90 232 449 88 08 GSM: +90 530 976 99 77




IEC 61.439-1’ye göre TİP TEST’li Pano Üretimi Kumanda Panosu, Röle Panosu, LCC, SDK Üretimi TEİAŞ ve ITM Şartnamelerine Uygun (380/154/36 kV) AG, Kompanzasyon, MCC, PLC Pano Üretimleri Y.G. ve O.G. Trafo Merkezleri için Destek Hizmetleri PLC-SCADA-RTU Yazılım Hizmetleri Enerji İzleme Yazılımları ve Proses Otomasyonları Endüstriyel Tesislerin Elektrik ve Otomasyon İşleri Montaj, Test ve Devreye Alma Hizmetleri Saç Köşk, Kompanent ve Özel Kabin İmalatları

Hızla büyüyen ve sürekli bir gelişme içerisinde bulunan Enerji Sektörünün ve Sanayi Tesislerinin elektrik, elektromekanik ve otomasyon ihtiyaçlarına “ çözüm mühendisliği ” sunuyoruz.

VERA ELEKTROMEKANİK PANO SİSTEMLERİ MÜHENDİSLİK ve MAKİNE SAN. TİC. A.Ş.

9001

14001

İvedik OSB. 1468. Cad. 2239/1. Sok. No:1 06378 Ostim - Ankara / TÜRKİYE Tel: +90 312 394 54 64 (pbx) Fax: +90 312 394 77 97

info@veraelektromekanik.com

www.veraelektromekanik.com







22

24 26 28 30 32 34 36 38 40 42 44 46 48 14 Şubat

2015

TÜRKİYE’DE Elektrik sistemi çöktü

DOSYA – ELEKTRIĞIN MUMLA ARANDIĞI GÜN

START-UP Teknoloji devlerinden Ar-Ge’ye destek IICEC 6.Uluslararası Enerji Forumu 15 Mayıs’ta OTONOM ARAÇLAR Geri sayım başladı EMSAD 15. Olağan Genel Kurul yapıldı WIN EURASIA Endüstri 4.0 dikkat çekti IV. ELEKTRİK TESİSAT ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ 21-24 Ekim’de İzmir’de yapılacak ELEKTRİK YAZ OKULU İstanbul’da hayata geçiyor GÜNEŞ ENERJİLİ LED LAMBALAR Milyonlarca ev aydınlanacak DÜNYA SAATİ İLE Daha parlak bir gelecek TÜRKİYE VE RUSYA Nükleerde ortak insan altyapısı için ilk adım SCHNEIDER ELECTRIC 5. Çevreci Şehirler Yarışması II. İSTANBUL NÜKLEER SANTRALLER ZİRVESİ Zirve ve karşıt görüşler ICSG 29-30 Nisan’da yapılıyor

54 96


ÖZEL BÖLÜM:

Aydınlatma, Ex-Proof, Kablo, Enerji Verimliliği, OG-AG Şalt&Tesisat

sayfa II.İSTANBUL KARBON ZİRVESİ- 2-3 NISAN’DA İSTANBUL’DA

52 64 70

74 76

50

RÖPORTAJ ATMK Başkanı Rengin Ünver AGİD “Lighting Europe toplantısına ev sahipliği yapıyoruz” MITSUBISHI ELECTRIC “Pazar değişiyor ve biz buna hazırız” ANKARA MEKTUBU Ulusal Sistemin Tarihsel Çöküşü

80

BİLİRKİŞİ RAPORLARI TEDAŞ yüzde 70, işçi yüzde 30 kusurlu

86

ELEKTRİK TARİHİNDE YOLCULUK Raysız Elektrik Tramvayları

89

ELEKTRİK GÜNCESİ Enerji dünyasından ilginç haberler

99 102 104 108

110 147 68

MAKEL’DEN yeni mobil uygulama

ENERJİ DÜNYASINDAN Geçtiğimiz ayın dünyada öne çıkan enerji haberleri MAKALE SCADA sistemlerinde güvenlik nasıl sağlanır? MAKALE Termografinin ilkelerine giriş MAKALE Tel çitler için topraklama yöntemi ÖZEL BÖLÜM Aydınlatma, Ex-Proof, Kablo, Enerji Verimliliği, OG-AG Şalt&Tesisat TEKNOMARKET Huawei UPS seriler ve Fluke kızılötesi kameralar


VAEST SİLİKON VE KOMPOZİT UYGULAMALARI

a 550 kV’a kadar Silikon Kompozit; • Askı ve Gergi İzolatörleri • Mesnet İzolatörleri • Cihaz (Oyuk) İzolatörleri a Demiryolu İzolatörleri a Epoksi Reçineden dahili veya harici İzolatör, SF6 Gazlı ayırıcı, kesici tüp gövdeleri a OG Ayırıcı / Vakum Tüplü Yük Ayırıcı

VAEST Silikon ve Kompozit Uygulamaları İmalat ve Tic. A.Ş Tel. +90 312 398 11 86 Fax: +90 312 398 02 13 E-mail: info@vaest.com.tr Web: www.vaest.com.tr



We put the we in Empower

Doble ile gücünüze güç katın. Life of a Transformer™ Seminar 18-22 Ocak 2015 | Dubai, Birleşik Arap Emirliği | www.doble.com/loatdubai Büyük Güç Transformatörleri Ömür Yönetimlerinde dünyaca bilinen uzmanların tecrübelerini içeren eğitim. Transformatörlerde aniden oluşabilecek problemlerin değendirilmesinde kullanılacak pratik bilgileri endüstrinin ileri gelen uzmanlarından öğreniniz. Takriben bir asırdır Doble, eşsiz bilgi ve tecrübeleri bünyesinde toplamaktadır. Doble bu bilgileri Doble test cihazları kullanıcıları, verdiği servis hizmetleri, ve Life of a Transformer™ ve benzeri seminerlerle müşterileriyle paylaşmaktadır.

Endüstriyi servis hizmetlerimizle, çözümlerimizle ve eşsiz bilgi birikimimizle güçlendiriyoruz




Shield_White_2013

Version 1.1 – 25 October 2013

İşinize değer katıyoruz. MASTER LEDspot Value LED spot lambalar genel aydınlatma uygulamaları için yüksek ışık kalitesini uygun maliyet ile birleştirir. 2700K, 3000K ve 4000K olarak üç farklı renk seçeneği sunarken, 36° huzme açısı sağlar. MASTER LEDspot Value LED spot lambalar dim edilme özelliğine ve 25.000 saat kullanım ömrüne sahiptir.


YAY IN DAN IŞMA KURULU ELEKTROMEKANIK SANAYII Hüseyin ARABUL Barmek Holding Yönetim Kurulu Başkan› Muzaffer AVCI Elimsan fiirketler Grubu Kurucu orta¤› Mustafa NURDO⁄AN Federal Elektrik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan› Bülent DAMAR Pelka Yön. Kur. Başkan› Dr. Arnold HORNFELD Siemens Türkiye eski Başkan› TRAFO VE ŞALT CIHAZLARI Refik Can ERKÖK ABB Elektrik Transformatör Genel Müdür Yrd. Ergin D‹KMEN TEKON Enerji A.Ş. Teoman ÇET‹N TEKON Enerji A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan› Süleyman KASIRGA EAE Kabin Dan›şman› KONDANSATÖRLER Hakk› ONAT TOKAY Elektrik Ltd. Şti. • VISHAY-ESTA Türkiye Temsilcisi Ahmet BAŞARAN KONDAŞ Genel Müdürü ELEKTRIK MAKINALARI Prof. Dr. Kemal SARIO⁄LU ‹TÜ Elek.-Elektronik Fak. Emekli Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. H. Bülent ERTAN ODTÜ Elektrik Müh. Bölümü ELEKTRIK ‹LETIM VE DAĞITIM SISTEMLERI Dr. T. Tunçay ÇAYLI Yusuf H. KAYA EAE Yönetim Kurulu Başkan› A.G. TESISAT, ŞALT CIHAZLARI Cem BAŞ Legrand-‹malat ve Endüstri Md. Salih Öztekin Elektrik Yüksek Mühendisi Cihan Elektrik Sat›ş Müdürü ELEKTRIKLI ULAŞIM Prof. Dr. At›f URAL Kocaeli Üniv. Kurucu Rektörü Rıza Akçan Elektrik Yüksek Mühendisi

GÜÇ ELEKTRONIĞI Prof. Dr. Nejat TUNÇAY Okan Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekan› Prof. Dr. Hac› BODUR YT Üniversitesi Ö¤r. Üyesi GÜVENLIK U¤ur YERTUT Yestaş Güvenlik Sist. Ltd. Şti. OTOMASYON ENSTRÜMANTASYON Burak CEDETAŞ ABC Cedetaş Otom.Kont.Gn.Md. Levent SÖKMEN Allen-Bradley - Türkiye Ertan SÖYLEMEZ ENELSAN End. Elekt. Gn. Müd. Prof.Dr.Do¤an ‹BRAH‹M Yak›n Do¤u Üniversitesi ÖLÇÜ VE KONT. CIHZ. Ahmet T. UZUNKAYA ENTES Yön. Kurulu Üyesi Ça¤atay KÖKSALO⁄LU DKE Genel Müdürü Ali MANSUR‹ DEMA Yönetim Kurulu Başkanı Halis Erdal GÜREL GEMTA Genel Müdürü O¤uzhan ‹LBAY TERRA Ltd. Şti. Genel Müd. YILDIRIMDAN KORUNMA Çetin TEK‹N Radsan Ltd. Şti. Gn.Müd. Harun SIRMABIYIK Amper A.Ş. Yön. Kur. Bşk. AYDINLATMA Prof. Dr. Mehmet Ş. KÜÇÜKDO⁄U Kültür Üni. Mühendislik ve Mimarl›k Bölümü Başkan› Prof.Dr. Sermin ONAYG‹L ‹TÜ Enerji Enstitüsü ELEKTRIK MÜH. EĞT. Prof. Dr. Ahmet DERV‹ŞO⁄LU İTÜ Emekli Öğretim Üyesi KALITE VE STANDARTLAR Dr. Sait SAMLI SIEMENS- Kalite Yön. Direktörü ANAHTAR TESLIMI SISTEMLER VE FABRIKA ELEKTRIFIKASYONU Ömer OYDAIŞIK SIEMENS - Endüstriyel Hiz. ve Çözümler Bölüm Direktörü MÜHENDIS ÖRGÜTLERI Teoman ALPTÜRK TMMOB ve EMO eski Bşk.

ENERJ‹, ELEKTR‹K, AYDINLATMA, ELEKTRON‹K VE OTOMASYON MÜHEND‹SL‹⁄‹ DERG‹S‹ Yerel Süreli Yay›n Avrupa Bak›r Enstitüsü Türkiye Medya Partneri Say›: 310 - Mart 2015 Kaynak Yay›n Tan›t›m Reklam San. ve Tic. Ltd. Şti. ad›na Sahibi, Yay›n Yönetmeni Sorumlu Yaz› ‹şleri Müdürü Ersin KAYA ersin@kaynakelektrik.com Genel Yay›n Koordinatörü Ekim N. KAYA ekim.kaya@botego.com Haber Sorumlusu Can Cengiz can@kaynakelektrik.com Kapak Kompozisyonu M. Akif D‹LMEN mehmetakifdilmen@hotmail.com Reklam Koordinatörü Ayhan ÜSTÜNER ayhan@kaynakelektrik.com Reklam Müdürü Ziya ALKAN ziya@kaynakelektrik.com Ayda bir ç›kar Sayı fiyat›: 6 TL. Y›ll›k (12 say›) abone bedeli 70 TL. Ö¤renciler için 40 TL. Yönetim Yeri Eski Osmanl› Sk. Ar›kan İş Mrk. No:30 K:2 D:10 34387 Mecidiyeköy-‹ST. Tel: (0 212) 272 59 59 (pbx) Faks: (0 212) 272 33 90 e-mail: nizamettin@elektrikdergisi.com web: http://www.elektrikdergisi.com Ankara Bölge Temsilcisi Ramazan PEKTAŞ JUPİTEK Elk. Elo. Müh. San. ve Tic. Ltd. Şti. Tel: 312-433 74 76 Fax: 312-438 74 77 Bask›: G.M. Matbaac›l›k ve Tic. A.Ş. 100 Y›l Mah. MASS‹T 1. Cad. No: 88 Ba¤c›lar/‹ST. Tel: (0212) 629 00 24-25 Faks: (0212) 629 20 13. ‹mzal› yaz›lar›n düşünsel sorumlulu¤u yazarlar›na, reklam içeri¤inin sorumlulu¤u ilgili firmaya aittir. Dergimizdeki haber ve yaz›lardan izinsiz al›nt› yap›lamaz. Son Bask› Tarihi: Mart 2015


YAYINCIDAN

www.elektrikdergisi.com

Tarihte ve günümüzde karanlık bir gün:

31 Mart

ERSİN KAYA ersin@kaynakelektrik.com

Kimin sözü olduğunu hatırlamıyorum, ama güzel ve mantıklı bir düşünceyi dile getiriyor; “Arşiv, asla unutmaz..” Bizim dergi arşivimiz de unutmuyor. “Böyle bir kesinti daha yaşanmıştı yakın yıllarda” diye yola çıkıp, bir karıştıralım, bakalım ne görürüz dedik. Elektronik ortamda değil de tozlu raflarda aradık geçmişi, bana dergiyi elime alıp sayfalarını karıştırmak daha bir tat veriyor hala… Aradığımızı 2006 yılının altıncı, derginin 205. sayısında bulduk. “Her yer (neden) karanlık?” sorusu ile kapaktan verdiğimiz konunun alt başlığı şöyle; “13 ili kapsayan elektrik kesintisinin öyküsü”… Derginin kapağını kaldırmadan anlıyoruz ki, kesinti sadece 13 ili kapsıyormuş, son kesintide olduğu gibi 79 ili etkilememiş. Derginin iç sayfalarında ulusal basının olayı günlerce tefrika ettiğini görüyoruz. Sorumluların ortaya çıkarılması talebinin yanı sıra magazinsel başlıklar da haberleri süslemiş yer yer… Mum ışığında oynayan gelinler, eriyen dondurmalar, lokantalarda karanlıkta yemek yiyen zorunlu romantik yurttaşlar, kesinti nedeni ile konserini erteleyen Deniz Seki’nin dekolteli fotoğrafı ve dönemin Enerji Bakanı Dr. Hilmi Güler’in gülerken değil, sırıtırken çekilmiş bir pozunun yanında, Kayahan’ın ünlü mısrasına gönderme yapan bir manşet; “Siyah beyaz, film gibi biraz”… Siyah-beyaz filmin yönetmeni olarak gösterilen adresler ise bakış açısına göre, değişmekte. Bursa’da bir üretim tesisi devre dışı kalmış, sonra domino etkisi ile sistemin bir bölümü oturmuş. Bu noktaya kadar teşhis ortak, ama öteye geçince sorunun kaynağı farklı, Bakan, otoprodüktörleri suçluyor, elektriğin ucuzladığı saatte üretim dışına çıkıyorlar, diyerek. Otoprodüktörler böyle planlı bir eylem yok derken, teknik görevliler ise OSB’deki 380 kV’luk doğalgaz fideri ayırıcısının yanması arızasına bağlıyorlar olayı. EMO’nun çözümlemesi ise genellikle olduğu gibi, sistemsel ve radikal bir bakışı yansıtıyor. Sorumluyu bulma tartışmalarına bakanlığın kararı ile nokta konur; Kurumun en deneyimli, işi bilen, konuya hakim bürokratı TEİAŞ Genel Müdürü İlhami Özşahin, ilahlara kurban edilmiş, görevden alınmıştır..

2006’dan bu yana dokuz yıl geçti. Bu sürede elektrik sistemimizi etkileyen ne gibi gelişmeler oldu, genel hatlarıyla bir hatırlayalım… Başta enerji bakanımız değişti. Ayaküstü, ezber bozan demeçler vermesiyle bilinen Metalurji Mühendisi Dr. Hilmi Güler gitti, yerine Elektrik Yük. Mühendisi Taner Yıldız geldi. Yeni bakanın tartışılan sakalı dışında sahip bulunduğu mesleki deneyim bakımından avantajlı olması, olumlu beklentiler yarattı. Elektrik sistemimizde özellikle özel sektörün üretim ve dağıtım tesislerini devralma ve bir miktar üretim tesisi kurma yatırımları gerçekleşti. 2006’da 40.755 MW olan kurulu güç bugün 70 bin MW seviyelerine yükseldi. Üretim, 175 milyar kilovat saatten 250 milyar kilovat saate, tüketim 132 milyar kilovat saatten 255 milyar kilovat saate çıktı. Elektriğin kilovat saatine vatandaş 2006’da 12.78 kuruş ödüyordu, bugün 40 kuruş civarında bir bedel söz konusudur. Buna karşılık enerjiye yapılan kamu yatırımları, 2014’te önceki yıla göre yüzde 20 azalarak 3,5 milyar liraya inmiştir. Gözden düşen bir sektör muamelesine tabi tutulan enerji sektörünün kamu yatırımları içindeki payının yüzde 9,4’ten 7,2’ye gerilediğini görüyoruz. Oysa sürdürülebilir bir büyüme için yılda 5 milyar dolarlık yatırım yapılması gereken bir enerji sektörünün varlığından söz edilmektedir. Sayısal verilere paralel olarak ne görüyoruz? Dokuz yıl önce 13 ili kapsayan sistem çökmesi, 71 ile yayılmıştır. Çökmenin nedenine ilişkin teşhis bakan tarafından bir hafta sonra bile tereddütlü olarak açıklanmıştır. İşin en ilginç tarafı ise iktidar destekçisi Akit gazetesinde dile getirilen “ Elektrik arızası paralel yapının işi” iddiası olmuştur. Yatırımlar gereği kadar ve doğru alanlara örneğin iletim sistemine yapılmamıştır. Kamunun, düzenleyici rolü yok sayılmıştır. Sorunun nedenleri uydurma yerlerde aranmış ve yanlış izlenimler yaratılmaya çalışılmıştır. Çöküntünün 31 Mart gibi tarihimizin karanlıkları anımsatan bir gününde gerçekleşmesi “bu olayda ilahi bir uyarı(!) mı var?” düşüncesini akla getiriyor.


HABER

www.elektrikdergisi.com

TÜRKIYE’DE ELEKTRIK SISTEMI ÇÖKTÜ 31 MART SALI GÜNÜ TÜRKIYE’NIN BIRÇOK ILINDE MEYDANA GELEN ELEKTRIK KESINTISI, BAŞTA ANKARA, İZMIR, İSTANBUL GIBI BÜYÜKŞEHIRLER OLMAK ÜZERE 79 ILDE INSANLARI MAĞDUR ETTI. CUMHURIYET TARIHININ EN GENIŞ KAPSAMLI VE UZUN SÜRELI ELEKTRIK KESINTISININ SÜRESINCE SAATLERCE ELEKTRIK SANTRALLERI ÇALIŞMADI VE BAZI VATANDAŞLAR, TRAMVAY, METRO, MARMARAY VE HIZLI TRENDE MAHSUR KALDI. EĞITIMDEN SAĞLIĞA HAYATIN EN HER ALANINI DOĞRUDAN ETKILEYEN KESINTILER SONRASINDAYSA KESINTININ NEDENIYLE ILGILI NET BIR AÇIKLAMA YAPILMADI.

ürkiye Elektrik İletim A.Ş.’nin ‘sistem arızası’ olarak açıkladığı kesintiler saat 10.36.’dan itibaren önce batı illerinde başladı art arda bir saat içinde tüm illere yayıldı. Önce tüketimin fazla olduğu, ardından küçük yerleşim merkezlerinde elektrikler kesildi. Saat 11.30’a kadar tüm illerde elektrikler kesildi. İran’dan elektrik alan Van ve Hakkari’de ise kesinti olmadı. Kesintiye sisteme yönelik ‘siber saldırının’ neden olduğu söylentileri ortaya atılırken, yapılan açıklamalarda Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Bütün ihtimaller araştırılıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nda kriz masası oluşturuldu” dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız: “10.36 itibari ile sistemde çökme oldu sebebini araştırıyoruz” dedi. Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) yetkilileri sorunun enerji açığı ve güç kesintisinden değil, iletim sistemindeki arızadan kaynaklandığını, arızan giderilmesine çalışıldığını söyledi. Boğaziçi Elektrik Dağıtım Şirketi’nden yapılan açıklamada, “Sıkıntının kaynağında TEİAŞ’ın sistemde yaşanan bir sorun olduğunu söyledi. Ülke tarihinin en yaygın elektrik kesintilerinden birinin yaşandığı gün ayrıca ilerleyen saatlerde bazı illerde su kesintileri de görüldü.

T

EMO: KESİNTİNİN NEDENİ İLETİM SİSTEMİNİN ÇÖKMESİ

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO),Türkiye genelindeki elektrik kesintilerinin nedeninin, iletim sisteminin çökmesinden kaynaklandığını ileri sürdü. EMO’dan yapılan açıklamada, “Sorunun dağıtım sistemlerini değil iletim sistemini ilgilendirdiği açıktır” denildi. Ayrıca EMO şu konulara dikkat çekti: “Tarifede yapılan değişiklikle faturadaki diğer kalemlerde artış yapılırken, iletim bedelinde düşüş gerçekleştirilmiştir. Kamuya ait olan iletim ağları için tahsil edilen bedelden yapılan indirim, faturadaki diğer kalemlerde yapılan artışla dağıtım şirketlerine aktarılmıştır. Dolayısıyla iletim sisteminde bakım ve rehabilitasyon eksiklikleri nedeniyle büyük çaplı bir arıza meydana gelmiş olabilir.” Santrallerin devreye girmemesi nedeniyle tüm enterkonnekte sistemini etkileyecek boyutta arıza meydana gelmiş olabileceğine de işaret edilen açıklamada, “Santrallerin devreye girmemesinde bir büyük santralde yaşanmış olan arıza nedeniyle sisteme elektrik vermemesi, bu açığın diğer santrallerden de karşılanamaması ve TEİAŞ’ın da yük attırma yöntemiyle oluşan açığı yönetip planlı elektrik kesintileri yapamamış olmasından kaynaklanabilir” denildi.

(Şebekenin çökmesi süreci ile ilgili ayrıntıları DOSYA sayfalarımızda izleyebilirsiniz.) 24 Mart

2015



HABER

www.elektrikdergisi.com

TÜRKIYE’NIN AR-GE DEVLERINDEN ‘START-UP GELIŞTIRME MODELINE’ TAM DESTEK BILIM, SANAYI VE TEKNOLOJI BAKANI FIKRI IŞIK, TET TARAFINDAN DÜZENLENEN ELEKTRIK-ELEKTRONIK SEKTÖRÜ BULUŞMASI’NDA, TÜRKIYE IHRACATINA GEÇTIĞIMIZ YIL 12,5 MILYAR DOLARLIK KATKI YAPAN SEKTÖR TEMSILCILERI ILE BIR ARAYA GELDI.

E

lektrik-elektronik sektöründe faaliyet gösteren ihracatçı firmaları dinleyen ve sektöre yönelik değerlendirmelerde bulunan Işık, Ar-Ge ve inovasyonda sıçrama yaratacak ‘start-up geliştirme modeli’ önerdi ve Türkiye’de halihazırda bulunan 176 Ar-Ge merkezinin sayısının artması gerektiğini de vurguladı. Arçelik, Vestel, Netaş, BSH Ev Aletleri, Siemens, Schneider Electric, Pamukkale Kablo, ABB Türkiye gibi elektrik-elektronik sektörünün en büyük ihracatçı firmalarının üst düzey yöneticileri ile sektörel dernek ve kurum temsilcileri toplantıya katıldılar.

26 Mart

2015

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, ElektikElektronik Sektörü Buluşması’na katılan firma temsilcilerini görüşlerini dinlerken ve dile getirdikleri konulara yönelik önerilerde bulundu. Toplantıda ihracatın katma değeri yüksek teknoloji boyutunu temsil eden elektrik-elektronik sektörüne ilişkin güncel gelişmeler ve yeni fırsatlar değerlendirilirken; Ar-Ge teşvikleri, yerli üretimin önündeki engeller, nitelikli eleman sıkıntısı gibi temel sorunlar da gündeme geldi ve çözüm yolları tartışıldı. “Yerli üretim mutlaka artırılmalı” mesajı veren Bakan Işık,


Ar-Ge Merkezlerinin sayısının artması gerektiğini vurguladı. Ar-Ge ve inovasyon toplantıda üzerinde en çok durulan konu başlıklarından biriydi. “Açık inovasyon kavramı yerini açık Ar-Ge’ye de bırakıyor ve burada Türkiye olarak geç kalmamak için birlikte çalışacağız” diyen Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, sektöre büyük firmaların startup şirketlerin önünü açacağı, ‘startup geliştirme modeli’ önerisi getirdi. Işık, lisans hakkının firmada, fikri ve sınai mülkiyetin startup’ta kalacağı bu model ile ilgili olarak şunları söyledi: “Sadece Türkiye’nin değil bölgenin startup’larını çalıştırmalıyız. Çin’de orta ölçekli bir firma bile bu yöntemle yüzlerce mühendisi kendine çalıştırabiliyor”. Bakan Fikri Işık’ın bu önerisine Vestel ve Arçelik gibi sektörün Ar-Ge devlerinden de destek geldi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, toplantının sonunda yaptığı değerlendirmede; firmalara daha hızlı, etkin ve kolay hizmet sunabilmek için ‘dijital bakanlık’ olmayı istediklerini, verdikleri hizmetin yılsonuna kadar yüzde 80’ini, daha sonra ise mümkün olan tüm işlemleri elektronik ortama taşımayı hedeflediklerini açıkladı. Elektrik-Elektronik Sektörü Buluşmasına katılan firmalara teşekkür eden Işık, toplantıda gündeme gelen konuların takipçisi olacaklarını da sözlerine ekledi. “Çip teknolojisi Türkiye’de gelişmeli” diyen Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Davut Kavranoğlu ise bilgisayar teknolojilerinin kökten değiştiğine dikkat çekerek; memory teknolojisi, bulut bilişimi, 4G teknoloji gibi geleceği değiştirecek teknolojilerde ülkemizi görmemiz gerektiğini söyledi. Kavranoğlu, elektronik sektörünün bu vizyonu paylaşması ve takip etmesinin önemli olduğunu belirtti. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ise elektrikelektronik sektörünün 2023 ihracat hedefinin 45 milyar dolar, toplam hizmet ihracatı hedefinin 150 milyar dolar olduğunu belirterek, “Türkiye’nin bu alanda da keşfedilmeyi bekleyen büyük bir potansiyeli var” dedi. Bu potansiyeli aktive etmek adına TİM ve TET olarak Ekonomi Bakanlığı ile işbirliği içerisinde Hizmet Sektörlerini 17 grupta ele alarak, 2023 Hizmet Sektörleri Rekabet Gücü Analizi Projesini gerçekleştirdiklerini söyleyen TİM Başkanı Büyükekşi, bu çalışmaların bilişim, telekomünikasyon ve yazılımı da kapsadığını açıkladı..Büyükekşi konuşmasında Almanya örneğini vererek, “Almanya, dijitalleşme ve yazılım endüstrisinde geride olduğunu düşünerek yeni radikal adımlar atmanın peşinde. Almanya, devletin bu alanlara yaptığı harcamalar ve vergisel uygulamalarda iyileştirmeler yaparak birçok bölgede kümelenmeler oluşturmaya ve elektronik, yazılım ve bilişim sektörlerini canlandırmaya çalışıyor. Biz de Türkiye olarak yeni bir atılımla, elektronikte ve

bilişimde bilhassa yatırıma ve insan kaynağına odaklı, kümelenmelerimizi güçlendirerek, ihracatımızda kuvvetli artışlar yakalayabiliriz. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın bu konudaki gayretlerini, yeni yatırımlarını takdirle karşılıyoruz” sözlerine yer verdi. Sektör buluşmasını değerlendiren Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği (TET) Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kemal Ebiçlioğlu, Türkiye ihracatında beşinci sırada yer alan ve geçtiğimiz yıl yaklaşık 12,5 milyar dolarlık ihracata imza atan elektrik-elektronik sektörünün teknoloji geliştirme ve Ar-Ge’de çok önemli bir rol üstlendiğini dile getirdi. Türkiye’nin en büyük Ar-Ge Merkezleri ve patent şampiyonu ihracatçı firmaları temsil ettiklerini ifade eden Fatih Kemal Ebiçlioğlu, “Sadece elektronik ve bilişim sektörlerinde değil tüm sanayi kollarındaki ilerleme ve katma değer artışında domino etkisi yaratacak olan, Sayın Bakanımızın da üzerinde önemle durduğu açık inovasyonun geliştirilmesini destekliyoruz. Bu alanda yapılan çalışmaların, önümüzdeki dönemde hız kazanacağına inanıyoruz” diye konuştu.

27 Mart

2015


HABER

www.elektrikdergisi.com

Fatih Birol ve Güler Sabancı bu yıl da düzenleyiciler arasında

IICEC 6. ULUSLARARASI ENERJI FORUMU 15 MAYIS’TA İSTANBUL’DA TOPLANIYOR SABANCI ÜNIVERSITESI İSTANBUL ULUSLARARASI ENERJI VE İKLIM MERKEZI (IICEC) TARAFINDAN BU YIL ALTINCISI, DÜZENLENECEK ETKINLIK 15 MAYIS’TA CONRAD HOTEL İSTANBUL’DA GERÇEKLEŞECEK.

S

abancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen IICEC Uluslararası Enerji Forumu’nun altıncısı, Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başekonomisti ve IICEC Yönlendirme Kurulu Fahri Başkanı Dr. Fatih Birol’un ev sahipliğinde 15 Mayıs Cuma günü Conrad Hotel İstanbul’da yapılacak. ‘G-20 Antalya Zirvesi Yolunda: Küresel Enerji Güvenliğinin Bugünü ve Yarını’ başlığıyla düzenlenecek forum, Kasım ayında Antalya’da gerçekleşecek olan G-20 Zirvesi gündeminde öne çıkacak olan enerji tartışmalarına temel hazırlayacak bir platform olacak. Forum, dünya genelinde en üst düzey devlet adamları ve enerji sektörünün küresel lider kuruluşlarının üst düzey yöneticileri ile önde gelen üniversitelerin, politika merkezlerinin ve düşünce kuruluşlarının temsilcilerini bu yıl bir kez daha İstanbul’da buluşturacak. ‘G-20 Antalya Zirvesi Yolunda: Küresel Enerji Güvenliğinin Bugünü ve Yarını’ konu başlığıyla

28 Mart

2015

düzenlenecek forumun bu yıl açılışını, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yapması bekleniyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, İsveç Enerji Bakanı, Japonya Başbakanı Başdanışmanı Eiichi Hasegawa, Amerika Birleşik Devletleri Enerji Bakanı Başdanışmanı Melanie Kenderdine’nin konuşmalarının ardından, ‘Enerji Güvenliği: Hükümetlerin G-20’den beklentileri’ ve ‘İş dünyasının B-20’den Beklentileri’ başlıklı iki panel düzenlenecek. IICEC’in, daha güvenli, sürdürülebilir bir küresel enerji geleceği için 2010 yılından bu yana geleneksel olarak düzenlediği forumun diğer öne çıkan konukları arasında; Macaristan Enerjiden Sorumlu Devlet Bakanı Dr. Andras Aradszki, İsviçre Enerji Bakanı Dr. Walter Steinmann, İspanya Dışişleri Eski Bakanı Ana Palacio, Ukrayna’nın Ankara Büyükleçisi Dr. Sergiy Korsunskiy, TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran–Symes, E.ON SE CEO’su Dr. Johannes Teyssen, GE Başkan Yardımcısı John G. Rice, OMV CEO’su Dr. Gerhard Roiss, Edison CEO’su Bruno Lescoeur, Shell Başkan Yardımcısı John Crocker ve EWE AG CEO’su Dr. Werner Brinker yer alıyor.


GE Energy Management Industrial Solutions

Güvenilir Orta Gerilim enerji dağıtım çözümleri

SecoGear

Primer Hava İzole Hücreler • IEC 62271’e tam uygunluk • LSC 2B, PM • UBC Bölge 4 uyarınca sismik test • 50kA’e kadar iç ark dayanımlı tasarım • Kompakt endsütriyel tasarım • Son jenerasyon gömülü kutup teknolojisi • Jeneratör kesicisi uygulamaları • Deniz uygulamaları

GE imagination at work

www.geindustrial.com.tr

SecoRMU

Sekonder Gaz İzole Panolar • 12/24/36kV anma gerilimi • Sabit veya genişletilebilir modüler yapı • 350mm (12/24kV) ve 440mm (36kV) genişliğinde kompakt tasarım • Montaj sırasında gaz dolumu gerektirmez. • 630A, 20kA/3s’e kadar. • IEC 62271, IEC 60265-1, IEC 60282*1, IEC 376-1971, IEC 60529 ve IEC 60694’e uygun


HABER

www.elektrikdergisi.com

OTONOM ARAÇLAR IÇIN GERI SAYIM BAŞLADI KENDI KENDINE GIDEN (OTONOM) ARAÇLAR ABD’DE VE DIĞER GELIŞMIŞ ÜLKELERDE TRAFIĞE AÇIK YOLLARDA TEST EDILMEYE BAŞLANDI.

O

tomotiv sektöründe faaliyet gösteren mühendislik firması AVL Türkiye, sektörün gündemi olan, kendi kendine giden araç sistemlerini yakından takip ediyor. Akıllı araç teknolojileri üzerine Ar-Ge çalışmalarını sürdüren AVL Türkiye, otonom araçlar için değişken hız kontrolü, şerit takip ve uyarı sistemi, otomatik park edebilme, acil durumda otomatik fren yapma, çarpışma önleme, bisiklet/ yaya uyarı sistemlerinin araçlara en uygun şekilde entegrasyonu üzerine çalışmakta. Bu sistemlerde, teknolojinin araçlarda uygulanması aşamasında, aracın verdiği tepkilerin ve sürüşe müdahalesinin istenen seviyeye getirilmesi, sistemlerin performansının değerlendirilmesi ve iyileştirilmesi gibi konularda

çalışmalar yürütmekte. AVL Türkiye Genel Müdürü Dr. Umut Genç, “Kendi kendine giden araçlar, lazer, radar ve kamera gibi pek çok ileri sensör ile donatılmış ve akıllı yazılımlarla idare edilen ‘otopilot’ları olan arabalardır. Herhangi bir koordinat girilerek A noktasından B noktasına gidebiliyorlar. Bu araçların trafiğe açık yollarda testleri yapılmaya başlandı. Bu

araçları 2020’de Türkiye’de de görmeye başlayacağız. 2025’te tüm yeni araçların otonom olacağını öngörüyoruz” diye bilgi verdi. Otonom araçlarla beraber sektörün de evrimleştiğini söyleyen Dr. Genç, “Öncelikle pek çok yeni mühendislik uygulaması otomotiv sektörüne girdi. Bu biz mühendisler için büyük şans, gelecek 20 yıl üzerinde çalışacağımız pek çok yeni konu önümüzde duruyor. Otopilotları en güvenli, en konforlu ve en çevreci şekilde geliştirmemiz gerekecek. Bu sistemlerin motor, transmisyon gibi araçtaki diğer önemli alt sistemlerle ve akıllı trafik yönetim sistemleri en iyi şekilde entegre edilmesi gerekiyor. Güvenlik daha da önemli bir konu olarak kalmaya devam edecek” şeklinde konuştu.

GE GLOBAL YETENEK VE ORGANIZASYON GELIŞTIRME DIREKTÖRLÜĞÜ’NE BELGIN ERTAM ATANDI

G

E Türkiye’de İK’dan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yürüten Belgin Ertam, 169 ülkeden sorumlu GE Global Yetenek ve Organizasyon Geliştirme Direktörü olarak atandı. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunu olan Belgin Ertam, Harvard Business School’da ‘liderlik’ üzerine öğrenim gördü. Ertam, DHL Express’te İnsan Kaynakları Departmanı’nın tüm bölümlerinde, farklı kademelerde sorumluluklar üstlenerek 2004 yılında İnsan Kaynakları Direktörlüğü görevine atandı. Firmanın EEMA Bölgesi İnsan Kaynakları İcra Kurulu üyesi olarak da görev yaptığı bu dönemde, Türkiye’de ilk defa, kurumsal

30 Mart

2015

bir organizasyonda ‘mentorluk’ uygulamasını hayata geçirerek çok sayıda kişiye bireysel mentorluk ve koçluk yaptı. 2008’de ise Microsoft Türkiye’de, İnsan Kaynaklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevini üstlendi. 2013 yılından bu yana GE Türkiye’de İK’dan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı görevini yürüten Ertam, 2015 Ocak ayı itibari ile GE’nin 169 ülkeden sorumlu Global Yetenek ve Organizasyon Geliştirme Direktörü olarak atandı. Yeni görevine Hong Kong’da devam edecek olan Ertam, ülke genel müdürleri ve üst düzeydeki yöneticilerin gelişim ve eğitimlerinden sorumlu olacak.



HABER

www.elektrikdergisi.com

Divan Başkanı : Sait ULUSOY (ULUSOY A.Ş.) Katip Üyeler : Pınar BAYSAL (ORMAZABAL A.Ş.) ve Mikail GÜÇLÜ (ÇAĞ-GÜÇ LTD. ŞTİ.)

Önceki dönem Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Ünsal

EMSAD’IN, 15. OLAĞAN GENEL KURULU ANKARA’DA YAPILDI

1

992 yılında kurulan ve içerisinde ve bugüne kadar yapılan elektromekanik sanayi imalat çalışmalar, devam eden çalışmalar ve sektöründe uyumlu bir bu çalışmaların hangi aşamada olduğu gelişmeyi teşvik etmeyi, araştırma ve konuşuldu. Katılımcıların detaylı veriler geliştirme çalışmalarını desteklemeyi paylaştığı ve sektörün sorunlarının ve yerli ürünlerin uluslararası tartışıldığı etkinlikte ayrıca EMSAD’ın piyasalarda tanıtımını artırmayı gelişimine dayalı istekler, üye sayısının amaçlayan EMSAD’ın (Elektromekanik artırılması, gelir getirici faaliyetlerin EMSAD Yönetim Kurulu Sanayiciler Derneği); 15. Olağan gerekliliği gibi konuların üzerinde Başkanı M. Hikmet ÖZER Genel Kurulu, 20 Mart’ta Swissotel/ duruldu. Gelecek dönem faaliyetlerine Ankara’da üye kurum ve kuruluşların ilişkin önerilerin değerlendirildiği yetkililerinin katılımı ile gerçekleşti. EMSAD bölümde 2015 – 2016 yılları bütçeleri onaylandı. genel kurulu çerçevesinde 2013 – 2014 yılları

2015–16 DÖNEMİ EMSAD YÖNETİM VE DENETİM KURULU ÜYELERİ Genel Kurul’da Derneğin Yönetim ve Denetim Kurulu asil üyeliğine seçilen üyeler; kendi aralarında aşağıda belirtilen şekilde görev bölümü yaptılar. Yönetim Kurulu Başkanı : M. Hikmet ÖZER (ABB ELK. SAN. A.Ş.) Yönetim Kurulu Bşk. Yrd. : Zafer ARABUL (EMEK A.Ş.) Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi : Serdar ÜNSAL (BEST A.Ş.) Yönetim Kurulu Muhasip Üyesi : A. Kartal USLUEL (USLUEL A.Ş.) Yönetim Kurulu Üyesi : Serdar BOZKURT (SIEMENS A.Ş.) Yönetim Kurulu Üyesi : Mustafa GÜNGÖR (GÜNGÖR LTD.ŞTİ.) Yönetim Kurulu Üyesi : T. İlter CAMBAZOĞLU (ALSTOM GRID A.Ş.) Denetim Kurulu Üyesi : Koray SELÇİK (ELKİMA LTD. ŞTİ.) Denetim Kurulu Üyesi : Yücel TÜMAY (PFIFFNER A.Ş.) Denetim Kurulu Üyesi : Pınar BAYSAL (ORMAZABAL A.Ş.)

32 Mart

2015


Relion®. Her türlü uygulama için mükemmel çözüm.

ABB’nin Relion® ailesi güç iletim ve dağıtım sistemlerinin her türlü koruma, kontrol, ölçü ve izleme uygulaması için çalışma ortamından bağımsız olarak maksimum güvenlik ve emniyeti sağlayan en geniş ürün yelpazesini içerir. IEC 61850 standardı baz alınarak tasarlanmış olan kapsamlı Relion® ürün ailesi kullanıma hazır çözümlerin yanında, kullanıcı ihtiyaçlarına uyarlama imkanlarını da birlikte sunar. Röle ile ilgili tüm işlemler için tek bir yazılım kullanılması mühendislik açısından verimlilik ve kolaylık sağlar. ABB teknolojisinin bir eseri olan Relion® ürün ailesine, onun global bilgi ve tecrübesine her türlü uygulamalarınız için güvenebilirsiniz. www.abb.com/relion

ABB Elektrik Sanayi A.Ş. Tel : (0) 216 528 22 00 Faks : (0) 216 365 29 46 E-mail : ramazan.sever@tr.abb.com


HABER

www.elektrikdergisi.com

WIN EURASIA AUTOMATION’DA ENDÜSTRİ 4.0 ÖNE ÇIKTI WIN ELECTROTECH’DEKI DERGIMIZ STANDI ÇOK SAYIDA ZIYARETÇI AKININA UĞRADI. DERGIMIZI TANIYAN ESKI OKURLARIMIZIN YANI SIRA YENI KUŞAKTAN OKURLARIMIZ KAYNAK ELEKTRİK VE PANO DERGILERIMIZLE BULUŞTULAR.

1

9-22 Mart tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen WIN Eurasia Automation, Avrasya’nın en önemli endüstri fuarı olma pozisyonunu bir kez daha pekiştirdi. Sektörün en köklü yayınlarından olan dergimizinin WIN ELECTROTECH’deki standı çok sayıda ziyaretçi akınına uğradı. Dergimizi tanıyan eski okurlarımızın yanı sıra yeni kuşaktan okurlarımız Kaynak ELEKTRİK ve PANO dergilerimizi yakından inceleme fırsatı bularak yazar kadromuzla doğrudan iletişim kurma şansı da yakaladılar. Otomasyon Eurasia, Electrotech Eurasia, Materials Handling Eurasia ve Hydraulic&Pneumatic Eurasia fuarlarını bir araya getiren etkinlik; kablolardan akışkan gücü teknolojilerine, sürücü teknolojilerinden yazılımlara, robot kollarından insansız forkliftlere bir fabrika için gerekli tüm çözümleri tek çatı altında ziyaretçilerine sundu. 21 ülkeden 1581 firmanın yer aldığı fuarda katılımcılar hem gelecek odaklı çözümlerini tanıttılar hem de

34 Mart

2015

Türkiye, Güney Ayrupa, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Eski Sovyet Cumhuriyetleri bölgelerinde yeni iş bağlantıları kurma fırsatı elde ettiler. Fuarı değerlendiren Hannover Messe Bileşim Fuarcılık Genel Müdürü Alexander Kühnel, “Ürün çeşitliliği ile WIN Eurasia Automation, geleceğin fabrikalarına yönelik doğru çözümlere ulaşmak isteyen ziyaretçiler için neden bölgenin lider inovasyon platformu olduğunu kanıtladı,” dedi.

GELECEĞE GIDEN YOL: ENDÜSTRI 4.0

Fuar süresince sıkça karşılaşılan konulardan biri de Endüstri 4.0 oldu. Endüstri dünyasının yeni dönemi Endüstri 4.0, dijital teknolojik gelişmelerin ışığında şekilleniyor ve “akıllı fabrikaları” endüstrinin merkezine taşıyor. Bu yeni gelişmelerle birlikte, artık üretim sürecindeki makina, bilgisayar, sürücü ve kontrol cihazlarının birbiriyle iletiişim kurması; insanlardan neredeyse tamamen bağımsız olarak kendilerini koordine ve optimize edebilmeleri mümkün. Böylece,


üretim süresi, maliyeti ve harcanan enerji miktarı düşerken, üretim kalitesi artıyor. Bu avantajlar göz önünde tutularak; başta Amerika, Almanya ve Japonya’da olmak üzere bu yeni endüstriyel döneme doğru hızlı bir dönüşüm yaşanıyor. Diğer ülkelerin ise rekabet güçlerini kaybetmemek adına, altyapı çalışmalarını hızlıca tamamlayarak bu yeni döneme ayak uydurabilmeleri gerekiyor. WIN Eurasia Automation Fuarı, katılımcılarının sergilediği yenilikçi ürün ve çözümlerle, Türkiye’de Endüstri 4.0’ın gelişimine en büyük katkılardan birini sundu. Otomasyon Eurasia Fuarı’nda ziyaretçiler, en küçük devrelerin bile birbiriyle iletişim halinde olduğu, küçültülmüş ve inceltilmiş komponentlerle hayvan ve insan hareketleri taklit edilerek geliştirilmiş en ileri teknolojiye sahip robot ve robot kollarını görme fırsatı elde ettiler. Özellikle, gıda sektörünün en çok ihtiyaç duyduğu az zamanda daha çok ürün üretme/ paketleme ve bunu yaparken ürüne zarar vermeme hedefine ulaşmak, daha esnek, ve ergonomik robotik kollarla artık daha kolay. Dünyanın en hızlı paketleme robotik kolu Otomasyon Eurasia’da sergilendi. Bir diğer önemli gelişme ise Materials Handling Eurasia fuarında ziyaretçilerle buluşturuldu. Yüksek hareket esnekliğine sahip; dar koridorlarda bile iyi bir performans sağlayan, insansız istiflemedepolama çözümleri fuarda sergilendi. Bu ürünler, bileşimlerindeki akıllı navigasyon ve sensörler sayesinde, rotalarını kolayca bulabiliyor ve engel algılıyıcılar ile kendi kendilerini kontrol edebiliyorlar. Endüstri 4.0’ın etkisi, Electrotech Eurasia Fuarı kapsamında da kendini gösterdi. Fuar boyunca sergilenen IP numarasına sahip ve birbiriyle haberleşebilen elektronik komponentler, akıllı ve inceltilmiş emniyet röleleri gibi çeşitli ürünlerin, üretim süreçlerinin daha etkili bir şekilde kontrolüne

olanak sağladığı gözlemlendi. Hidrolik&Pnömatik Eurasia katılımcıları ise otomasyon teknolojilerindeki gelişmeleri destekleyen yenilikçi akışkan gücü ürünlerini tanıttı. Dört ticari fuar, yeni endüstriyel çağın, entegre üretim süreçlerine yönelik olarak en ileri teknolojiye sahip komponent, sürücü, yazılım, robot ve istifleme-taşıma-depoloma çözümlerini bir araya getirdi. Yeni çağın gerisinde kalmak istemeyen ziyaretçiler ise bu yenilikleri görmek için fuara büyük ilgi gösterdi. WIN Eurasia Automation 2015, dört gün boyunca yaklaşık 77 bin misafiri ağırladı. Yüzde 88’i karar vericilerden oluşan ziyaretçiler, ağırlıklı olarak elektrik-elektronik, otomotiv, makine ve otomasyon sektörlerini temsil etti. Gelecek yılki WIN EurasIa AutomatIon ise 17-20 Mart 2016 tarihleri arasında gerçekleşecek.

35 Mart

2015


HABER

www.elektrikdergisi.com

IV.ELEKTRİK TESİSAT ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ SEKTÖRÜ BULUŞTURUYOR LEKTRIK TESISAT ULUSAL KONGRE VE SERGISI’NIN DÖRDÜNCÜSÜ ELEKTRIK TESISLERINDE GÜVENLIK ANA TEMASIYLA 21-24 EKIM 2015 TARIHLERI ARASINDA İZMIR’DE GERÇEKLEŞTIRILIYOR.

lektrik, elektronik, enerji, aydınlatma, otomasyon gibi elektrik mühendisliğinin önemli sektörlerinin yer aldığı Elektrik Tesisat Ulusal Kongre VE Sergisi ile üniversite-sanayi işbirliğinin sağlanması, mühendislik uygulamalarındaki bilimsel ve teknolojik gelişmelerin sunulması, değerlendirilmesi ve tartışılması amaçlanıyor. İlk kez gerçekleştiği 2009 yılından itibaren katılımcı sayısını sürekli olarak arttıran ve en son 2013 yılında düzenlenen III.Elektrik Tesisat Ulusal Kongre ve Sergisi’ne çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarından, üniversitelerden, meslek yüksek okullarından, elektrik, elektronik, inşaat, taahhüt, sanayi sektörlerinden birçok uzman katılmıştı. Her iki yılda bir gerçekleştirilen etkinlik bu yıl 21-24 Ekim 2015 tarihlerinde İzmir’de Tepekule Kongre ve Sergi Merkezinde gerçekleşecek. IV. Elektrik Tesisat Ulusal Kongre ve Sergisi’nde kapsamında VIII. Ulusal Aydınlatma Sempozyumu, II. Güç ve Enerji Sistemleri Sempozyumu, III.Yapı Elektronik Sistemleri Sempozyumu ve SMM Forumu (Serbest Müşavir Mühendis) adı altında 4 ana başlıkta etkinlikler planlanmakta. Elektriksel Tesislerinde Güvenlik teması ile gerçekleştirilecek kongre ve sergi elektrik sektöründe hizmet üreten, uygulayan, tasarlayan, kullanan ve denetleyenlerin bir araya getirildiği bir etkinlik olmasının yanı sıra Kongre ile eş zamanlı olarak düzenlenecek sergi ile birlikte teknolojik gelişmelerin sergilenmesi ve böylelikle elektrik, elektronik, enerji, aydınlatma, otomasyon sektörlerinde faaliyet göstermekte olan veya bu sektörlerden ekipman ve malzeme ihtiyacı olan kişi veya firmalar arasında yeni iletişim olanaklarının yaratılması hedeflenmekte.

E

VIII.ULUSAL AYDINLATMA SEMPOZYUMU

Aydınlatma Türk Milli Komitesi ve TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası işbirliği ile 2001 yılından bu yana her iki yılda bir düzenlenen “Ulusal Aydınlatma Sempozyumu’nun sekizincisi 21-22 Ekim 2015 tarihlerinde İzmir’de Kongre kapsamında gerçekleştirilecek. Görme ve renk, ışık ve ışınım ölçüleri, iç aydınlatma, dış aydınlatma, fotobiyoloji ve fotokimya, görüntü teknolojisi, aydınlatma otomasyonu, kentsel aydınlatma ve ışık kirliliği, yapı yüzü aydınlatması, spor tesisleri aydınlatmaları,

36 Mart

2015

yol, tünel aydınlatmaları, ulaşımda aydınlatma ve sinyalizasyon, LED teknolojileri ve aydınlatma alanındaki çalışmalara, karşılaşılan sorunlara yanıt üretecek etkinlik olması hedefleniyor.

II.GÜÇ VE ENERJI SISTEMLERI SEMPOZYUMU

Enerjinin üretim noktasından son kullanıcıya kadar tüm gelişmelerin izlenmesi, geliştirilen teknolojilerin paylaşılması, sorunların tespit edilerek çözüm önerilerinin geliştirilmesi amacıyla IV.Elektrik Tesisat Ulusal Kongre ve Sergisi kapsamında II.Güç ve Enerji Sistemleri Sempozyumu’nu gerçekleşecek. Sempozyumda, güç ve enerji sistemlerine yönelik ülkemiz ve dünya ölçeğinde yapılan çalışmalar, kamu ve özel sektör temsilcileri, yerel yöneticiler, araştırmacı ve akademisyenler, sanayiciler, mühendisler ve diğer uzmanlar bir araya getirilerek sektörün sorunları masaya yatırılacak.


Ücretsiz broşürümüzü indirmek için son 30 gün! Akıllı Pano çözümlerimiz hakkında detaylı bilgi almak için www.SEreply.com adresini ziyaret edin. Kod: 55394p


HABER

www.elektrikdergisi.com

İSTANBUL’DA ‘ELEKTRIK YAZ OKULU’ AÇILIYOR

T

ürkiye’nin son yıllarda enerji sektöründe attığı adımlar uzman eleman ihtiyacını da arttırmakta. Bu ihtiyacı karşılayabilmek üzere Uluslararası Enerji Ekonomisi Birliği (IAEE) İstanbul’da ‘Elektrik Yaz Okulu’ açacak. Türkiye’nin başta enerji ve ulaşım alt yapısı olmak üzere son yıllarda yaptığı yatırım hamleleri çeşitli sektörlerdeki kalifiye eleman ihtiyacını artırırken, devletin yanı sıra çok sayıda özel kurum ve kuruluş da alanında uzman kişilerin yetişebilmesi için çeşitli eğitim programları düzenliyor. Uluslararası Enerji Ekonomisi Birliği (IAEE) Seçilmiş Başkanı, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, son günlerde Türkiye gündeminde yer alan elektrik sorununu gidermeye yönelik çalışma başlattıklarını kaydetti. Prof. Dr. Kumbaroğlu, IAEE’nin 28-30 Mayıs tarihlerinde ‘Electricity Markets and Regulation’ konulu yaz okulu düzenleyeceğini belirterek, şunları söyledi: “Elektrik piyasaları üzerine düzenlenecek bu program hem IAEE hem de ülkemiz adına ilk olması nedeniyle büyük önem taşıyor. Türkiye, büyüyen ve bu büyümeyi sürdürülebilir kılmak isteyen bir ülke. O nedenle yatırımlarımız hemen her alanda sürekli artıyor. Ama sadece yatırım yeterli değil. Bu

yatırımı iyi yönetebilecek elemanlarınız da olmalı. İstanbul’da düzenleyeceğimiz eğitim programının ‘alanında marka isimler yetiştirilmesi’ hedefine büyük katkı sağlayacağına inanıyorum. Norveç, İtalya Türkiye’den alanında önemli isimlerin yer alacağı bu programın ülkemize, gençlerimize önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum.” Okula katılmak isteyenler ‘info@traee.org’ adresinden başvuruda bulunabilecekler.

İTÜ ROBOT OLIMPIYATLARINDA SEKİZ DALDA YARIŞMA TÜ Kontrol ve Otomasyon Kulübü (OTOKON) tarafından düzenlenen ve Türkiye’nin en saygın robot etkinliklerinden biri olan İTÜ Robot Olimpiyatları, 9-10-11 Nisan tarihlerinde İTÜ Ayazağa Yerleşkesi Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde gerçekleştiriliyor. Bu yıl dokuzuncu kez düzenlenen İTÜRO 2015, robotik alanında çalışan

İ

öğrencileri, akademisyenleri ve endüstri temsilcilerini bir araya getirecek. Uluslararası düzeyde robotik ve kontrol alanında çalışmalar yürüten akademisyenler, üç gün sürecek etkinlikte düzenlenecek; seminer, söyleşi, panel ve sergiler ile robotik ve kontrol alanındaki gelişmeleri katılımcılarla paylaşacak.

8 FARKLI KATEGORIDE YARIŞMA

Monster Platin, Alfanorm, Autodesk, Mitsubishi Electric, Robotistan ve Gilbo altın sponsorluğunda düzenlenecek yarışma, Mikro Sumo, Çizgi İzleyen, Yangın Söndüren, Kendini Dengeleyen Robot, Labirent, Serbest Kategori, Merdiven Çıkan, Senaryo: İnşaat, Renk Seçen ve Basketbol olmak üzere sekiz farklı kategoride gerçekleşecek. İTÜRO 2015’in altın sponsorlarından olan Autodesk, robotlarını Autodesk ürünleri ile üç boyutlu olarak tasarlayan yarışmacılardan dereceye girenleri “Dijital Tasarım Ödülü” ile ödüllendirecek. Monster Abra A5, Roland iModela, VEX Robotik Kiti, Robotistan ve Robot Sepeti yarışmanın diğer ödüller arasında yer alıyor.

38 Mart

2015



HABER

www.elektrikdergisi.com

GÜNEŞ ENERJILI LED LAMBALAR MILYONLARCA EVI AYDINLATACAK

P

hilips, güneş enerjisiyle çalışan Philips LifeLight ürünleri ile özellikle kırsal bölgelerdeki evleri aydınlatmayı hedefliyor. Yüzde 100 enerji verimli LED özellikli Philips LifeLight, Afrika’daki ışık erişimini artırmayı ve kullanılan ilkel aydınlatma kaynaklı zararların azaltılmasını hedefliyor. Kenya’da her hafta çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 75 bin insan, gaz lambaları, odun ateşi ve mumlardan kaynaklanan dumanı soluduğu için hastalanıyor ya da hayatını kaybediyor. Gece ders çalışmak veya iş yapmak gibi sıradan aktiviteleri daha güvenli ve pratik hale getiren yüz 100 enerji verimli güneş enerjili LED aydınlatma ürünü Philips LifeLight ile hastalık ve ölümlerin önüne geçilmesi hedefleniyor. Philips Aydınlatma Doğu Afrika Genel Müdürü Mary Kuria konuyla ilgili olarak şunları kaydetti: “Günümüzde tahmini olarak 560 milyon Afrikalı elektriksiz yaşıyor. Bu insanlar için gece demek ya tamamen karanlık ya da bir mum veya gaz lambasının titreyen ışığı demek. Fakat gaz lambalarının güvenlik ve sağlık riskleri ile yüksek maliyeti (yılda yaklaşık 50 dolar) gibi birçok dezavantajı bulunuyor. Ayrıca, bu lambaların verdiği ışık, günlük aktiviteleri neredeyse imkânsız hale getirecek kadar az. Aydınlatma çözümleri için güneş enerjisinin kullanılması insanların hayatlarında gerçek anlamda bir fark yaratabilir.” Philips Aydınlatma Devlet ve Kamu İlişkileri Sorumlusu Harry Verhaar, “Güneş enerjili LED aydınlatma Philips için, özellikle UNESCO tarafından Işık Yılı ilan edilen 2015’te stratejik öneme sahip. Günümüzde dünya genelinde 1.3 milyar insanın elektriğe ve dolayısıyla da güneş battığında ışığa

erişimi yok; ancak, bu insanları destekleyecek teknoloji mevcut. Afrika, Asya ve Latin Amerika’da hükümetler ve paydaşlarımızla işbirliği yaparak 2030 yılına kadar ışık yoksulluğuna son verecek çözümler üretmeye çalışıyoruz. LED teknolojisi, bu toplulukların gelecekte bağlantılı çözümlere geçiş yapabilmelerine yardımcı olabilir.” dedi.

ODTÜ KUZEY KIBRIS KAMPÜSÜ GÜNEŞ SANTRALI KURUYOR

G

üneş santralı kurmak üzere yaptığı lisans başvurusu kabul edilen ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü, bir MW’lık bir güneş enerjisi santralı kurmak üzere ihale açmak için hazırlık yapıyor. Yıl sonuna kadar santralı kurarak üretime geçmesi hedeflenen ve kampüs fonundan desteklenen bilimsel araştırma projesi kapsamında, içinde bulunulan bölgenin rüzgar ve güneş enerjisi potansiyelini belirlemek üzere ODTÜ Nisan 2012’de 60 metre uzunluğunda, ölçüm cihazları ile donanmış bir direği belirlenen alana yerleştirmişti. 1 yıl boyunca her 10 dakikada güneş ve rüzgar verileri toplayarak bu verileri değerlendiren

40 Mart

2015

ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü, yenilenebilir enerji potansiyelini ortaya koymuştu. Yapılan hesapların, Kampüs dahilindeki güneş enerjisi potansiyelinin, dünyada kurulu güneş enerjisi santrallerinin ortalama veriminin yüzde 85 üzerinde olduğunu gösterdiğini belirten ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü Rektörü Prof. Dr. Turgut Tümer, “Bu veriden hareketle 1 Megawatt’lık bir güneş santralının son derece verimli olacağı sonucuna ulaşarak gerekli lisans başvurusunu yaptık ve başvurumuza olumlu yanıt aldık. İhaleye çıkmak üzere hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Yıl sonuna kadar santralımızı kurarak üretime geçmeyi hedefliyoruz.” dedi.



HABER

www.elektrikdergisi.com

DÜNYA SAATI ILE DAHA AYDINLIK BIR GELECEK

T

üm dünyada eş zamanlı olarak gerçekleştirilen olan ve en büyük çevre hareketi olarak bilinen “Dünya Saati” kapsamında, 28 Mart Cumartesi günü 20.30-21.30 saatleri arasında ışıklar gelecek için kapandı. VİKO, 2015 Dünya Saati kampanyasını ana sponsor olarak desteklerken dünyada doğal kaynakların hızla tükenmesine, küresel iklim değişikliğine ve çevre kirliliğine dikkat çekilmesine destek oldu. WWF-Türkiye tarafından yürütülen Dünya Saati kampanyası 2007 yılında Avustralya’da başlatılmış, 2008 yılından itibaren küresel bir hal almıştı. Yaklaşık 2 milyar kişinin desteklediği en büyük çevre hareketi olarak dikkat çeken kampanya, başta iklim değişikliği olmak üzere, doğal kaynakların bilinçsiz tüketimine ve gezegenimizin karşı karşıya olduğu diğer tüm çevre sorunlarına ortak bir bilinç oluşturmayı, insanları sürdürülebilir yaşam için düşündürmeyi hedefliyor. 2015’teki Dünya Saati etkinliğine Türkiye’de birçok kurum katıldı ve Topkapı Sarayı, Dolmabahçe Sarayı, Ayasofya Müzesi, Süleymaniye Camii, Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprülerinin de bulunduğu 17 sembolik yapı da ışıklarını bir saat boyunca kapatarak bu küresel kampanyaya destek verdi. Konuyla ilgili konuşan VİKO CEO’su Nusret Kayhan Apaydın “Gelecek kuşaklara daha yaşanabilir bir dünya bırakmak hepimizin ortak sorumluluğu. Enerji verimliliği, ülkemiz ve hatta tüm gezegenimiz için her geçen gün önem kazanan, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için alınacak sorumlulukların da önceliğini belirleyen bir kavram. Bu nedenle enerji verimliliği ve doğal kaynakların bilinçli kullanımı konularında ‘Hepimiz Sorumluyuz’ anlayışı ile yaşam faaliyetlerimizi yürütmek durumundayız.” dedi.

42 Mart

2015



HABER

www.elektrikdergisi.com

TÜRKIYE VE RUSYA’DAN NÜKLEERDE ORTAK INSAN ALTYAPISI IÇIN ILK ADIM TÜRKIYE VE RUSYA ARASINDA AKKUYU NÜKLEER SANTRALI’NE YÖNELIK NÜKLEER UZMAN EĞITIM PROGRAMI ILE BAŞLAYAN IŞBIRLIĞININ DIĞER ILERI TEKNOLOJI ALANLARINDA DA UYGULANMASI KARARLAŞTIRILDI.

R

ossotrudnichestvo Federal Ajansı Türkiye Temsilciliği’nin Akkuyu Nükleer’in desteğiyle Rusya Bilim ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdiği yuvarlak masa toplantısında Türkiye ve Rusya resmi kurumları ile şirketlerinden katılımcılar, insan kaynaklarının oluşturulması ve eğitimi konusunda bilgi ve deneyimlerini paylaştı. Toplantıya, Rusya Federasyonu Türkiye Büyükelçisi Andrey Karlov, Akkuyu Nükleer Genel Müdürü Fuad Akhundov ve birçok üst düzey yetkili katıldı. Toplantıda konuşan Karlov, Türkiye ile Rusya arasındaki diplomatik ilişkilerin son dönemde hızla büyüyüp genişlediğini söyledi. Karlov, “Ekonomi, kültür ve siyaset alanlarında büyük başarılara imza attık. 1 Aralık’ta iki ülke lideri bu sonuçları onayladı ve yeni hedefler belirledi” dedi. İnsan kaynaklarının oluşturulmasına yönelik işbirliği kapsamındaki tüm çalışmaların tek tek çok önemli olduğuna dikkat çeken Büyükelçi Karlov, Rusya’da okuyan Türk öğrenciler ve Türkiye’de eğitim gören Rus öğrencilerin iki ülke için de uzman yetiştirme işbirliği programının büyük bir parçası olduğunu kaydetti. Enerji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Necati Yamaç ise nükleer santrallerin inşaat döneminde yaklaşık 10 bin kişinin çalıştığını belirterek, “Akkuyu’nun inşaat döneminde çalışanların yüzde 80’ine yakınının yerli kaynaklarla karşılanacağını düşünüyoruz. Akkuyu’nun işletmesinde 3500 mühendis ve teknisyen yer alacak. Bunun en az 600 mühendisi hem operatör hem de yönetici olacak şekilde Türk olacaktır. Rusya’da nükleer enerji alanında 250 öğrenci eğitim görüyor buna 80 öğrenci daha katılacak ve toplamda bu rakam 600 olacak” ifadelerini kullandı.

44 Mart

2015

AKHUNDOV: “80 KİŞİLİK KONTENJAN İÇİN 6.100 ÖĞRENCİ BAŞVURDU”

Akkuyu Nükleer Genel Müdürü Fuad Akhundov ise eğitim alanındaki işbirliğine, Akkuyu Nükleer Santrali için Rusya’da eğitim verilen Türk nükleer uzmanlar örneğinden başlanmasından gurur duyduğunu söyledi. Akhundov, Rusya ve Türkiye arasında imzalanan hükümetlerarası anlaşma gereği en az 600 öğrencinin eğitilmesi ve onlara iş imkanı sunulmasının hedeflendiğini belirtti. Bu sene için ayrılan 80 kişilik kontenjana 6.100 öğrencinin başvurduğunu açıklayan Fuad Akhundov, “Akkuyu Nükleer Projesi, Türkiye’de bu sektöre başlanması anlamına gelmektedir. İki sene önce beş binin üzerinde başvuru aldık. Türk öğrencilerin sadece nükleer enerjiye olan ilgiden değil gelişen teknolojiye olan ilginin ve öğrencilerinin Rusya’nın eğitimine de ilgi duyduklarını düşünüyorum” diye konuştu. Akkuyu Nükleer Genel Müdürü, Rus Devlet Nükleer Şirketi Rosatom’un 100 milyar dolarlık yurt dışı yatırım portföyü olduğunu hatırlatarak, uluslararası piyasada çok sert bir rekabet ortamında iş yaptığını anlattı. İnsan kaynakları üzerindeki rekabetin çok daha sıkı olduğuna dikkat çeken Akhundov, “Akkuyu’da insan kaynaklarının temeli Rusya’da yetiştireceğimiz Türk nükleer mühendisleri olacak. Rosatom ve Akkuyu olarak içinde bulunduğumuz eğitim programını başarıyla sürdürüyoruz. Artık bu alana uzman düzeyindeki kişilerin vasıf yükseltme programlarını da dahil etmek gerekir” ifadelerini kullandı. Toplantıda, Türkiye ve Rusya arasında uzman personel yetiştirme, burslu eğitim, bilimsel işbirliği gibi bir çok konu masaya yatırıldı.



HABER

www.elektrikdergisi.com

SCHNEIDER ELECTRIC 5. ÇEVRECI ŞEHIRLER YARIŞMASI

S

chneider Electric, şehirlerde yenilikçi enerji çözümlerine odaklanan uluslararası öğrenci yarışması ‘Çevreci Şehirler’de yarı final aşamasına kalan 100 ekibi açıkladı. Schneider Electric’in, şehirlerde yenilikçi enerji çözümleri geliştirilmesini desteklemek amacıyla üniversite öğrencileri arasında düzenlediği Çevreci Şehirler Yarışması’nın (Go Green in the City) finali, önümüzdeki Haziran ayında Paris’te gerçekleşecek. Bu yıl beşinci kez düzenlenen yarışmada yarı final aşamasına kalan 100 öğrenci ekibi açıklandı. Geçmiş yıllarda olduğu gibi seçilen adaylar, Schneider Electric’ten bir danışmanın da desteğiyle şehirlerde enerji yönetimine odaklanmış örnek vaka çalışmaları sunuyor. En az biri kadın olmak üzere iki kişiden oluşan ekipler, şehirler için hayati önem taşıyan konut, üniversite, perakende, su ve hastane sektörlerine yönelik uygulanabilir enerji yönetimi çözümleri tasarlıyor.

168 ÜLKEDEN 12.800’ÜN ÜZERINDE BAŞVURU GELDI

Çevreci Şehirler Yarışması, 2014 yılında özellikle Afrika ve Asya-Pasifik bölgesinin de katılımıyla dünya geneline açık bir yarışma kimliği kazandı. Bu

yılki yarışma için, 168 ülkeden 12.800’ün üzerinde mühendislik ve işletme, lisans, yüksek lisans ve MBA öğrencisi kayıt yaptırdı. Schneider Electric İnsan Kaynakları Direktörü Olivier Blum, “Katılımcı sayısındaki artış, geleceğin yeni nesil mühendis ve liderlerinin gezegenimizi önemsediğini gösteriyor. Bu gençlerin, artan enerji talebinin, sosyal ilerleme ve çevresel koruma ile dengelenmesi gerektiğinin tamamen farkında olduklarını söyleyebilirim” dedi. Yarı finale kalan en başarılı 100 ekibin, Schneider Electric’ten atanmış bir danışman eşliğinde örnek vaka çalışmalarını geliştirmek için 4 haftası bulunuyor. 17 Nisan’da Schneider Electric çalışanlarından oluşan bir jüri tarafından en iyi 12 ekip seçilecek ve bu ekipler, Haziran ayında Paris’te gerçekleşecek finale davet edilecek. Kazanan ekip, Schneider Electric’in VIP konuğu olarak şirketin dünya çapındaki tesislerini gezecek, çalışanlar ve üst düzey yöneticilerle tanışacak. Kazanan ekibe ayrıca Schneider Electric’te çalışma fırsatı sunulacak. Yarışma ile ilgili daha fazla bilgi için www. GoGreenInTheCity.com adresini ziyaret edebilir ve yarışmayı Facebook ve Twitter adresleri üzerinden takip edilebilir.

YENI BIR RES PROJESI

H

areket A.Ş., İzmir Çandarlı’da bulunan Pitane Rüzgar Santrali Projesi kapsamındaki taşıma ve montaj çalışmalarını tamamladı. Hareket, proje dahilinde iki adet 2,5 MW kapasiteli türbin kulelerini Gemlik Çimtaş fabrikasından, 58,5 metre uzunluğundaki kanatları ise İzmir’de bulunan TPİ fabrikasından teslim aldı. Tüm parçaları montaj sahasına taşımasının ardından rüzgar türbini kurulumlarını gerçekleştiren Hareket, yüklerin kaldırma operasyonlarını 600 ton kapasiteli Demag CC 2800-1 NT paletli vinç ile elektrik ve mekanik montajlarını ise konularında uzman montaj ekibi ile tamamladı.

46 Mart

2015



HABER

www.elektrikdergisi.com

II. İSTANBUL NÜKLEER SANTRALLER ZIRVESI TÜRKIYE’NIN IKINCI KEZ EV SAHIPLIĞI YAPTIĞI NÜKLEER SANTRALLER ZIRVESI, GLOBAL VE YERLI ÇOK SAYIDA FIRMANIN YÖNETICI VE TEMSILCILERININ KATILIMIYLA GERÇEKLEŞTI.

G

eçtiğimiz yıl Mayıs ayında ilk kez gerçekleştirilen zirveye nükleer enerji santralleri konusunda hizmet veren global firmaların yönetici ve temsilcileri ile sektörde sorumluluk üstlenmek isteyen yerli firmaların yöneticileri, ulusal ve uluslararası basın temsilcileri büyük ilgi gösterdi. Etkinliğin açılış konuşmasını Zirve Başkanı, Hacettepe Üniversitesi Nükleer Enerji Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şule Ergün yaptı. Türkiye’de yürütülmekte olan iki nükleer santral projesi ile ilgili önemli konuları görüşmek ve bu projelerde alınabilecek rolleri tartışmak için toplandıklarını dile getiren Doç. Dr. Ergün, zirvede nükleer santral projelerinin güncel durumları ve projeler çerçevesinde yapılan çalışmalar ile ilgili bilgi paylaşımları yapılacağını söyledi. Açılış konuşmalarının ardından ‘İklim için Nükleer’ isimli özel gösterimle devam eden program, daha sonra “Nükleer Santral Gelişiminde fon güvenliği için- program yönetimi yardımcı olabilir mi?” konulu konferansa ev sahipliği yaptı. II. İstanbul Nükleer Santraller Zirvesi’nde söz alan Dünya Nükleer Enerji Birliği Başkanı Agneta Rising elektriğin sadece ışık getirmekle kalmayacağını, teknoloji, yiyecek, dolayısıyla devrim getireceğini bildirdi. Bugün dünyada milyonlarca insanın elektriğin nimetlerinden yararlanamadıklarına dikkati çeken Rising, “Hem dünyanın gelişimi, hem de dünyayı kirleten enerji kaynakları yerine temiz dünya ile kaynak sağlayacak enerjiye yönelmeliyiz” dedi. Rising, yaşanılır bir dünya için 21. yüzyılın “temiz enerji yüzyılı” olmasının şart olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti: “Bunun için hepimizin nükleer enerjiye yönelmemiz gerekiyor. Tüm dünyanın refah düzeyini artıracak temiz enerjiye ihtiyacı var. Küresel nükleer kapasite, son yıllarda oldukça büyüdü. Nükleer endüstrinin

odak noktası da batıdan doğuya kayıyor. Bu sevindirici bir gelişme. Yeni jenerasyon reaktörler ortaya çıkıyor. Şu an 70 yeni inşaat reaktör inşaatı var. Lider ülke ise Çin, Rusya, BAE gibi ülkeler. Var olan reaktörler de geliştiriliyor. Düşük karbon kaynaklarının geliştirilmesi gerekiyor. Bu konuda gerek kamu, gerekse özel sektörlerin desteğine ihtiyacımız var. Temiz enerji için el ele vermemiz gerekiyor. Temiz dünya için serbestleştirme nükleer enerji 2 kat artırılmalı, aksi taktirde küresel ısınma iki kat artacak. Hükümetler bu bağlamda bize oyun alanı vermeli, enerji sektöründe rekabet gelmeli.” Zirveye Birleşik Krallık’tan katılan Lord Baron Janvrin ise, bu zirvenin Türkiye’nin nükleer enerjiye adanmışlığını gösterdiğini kaydetti. Enerji konusunda ikilem, hatta üçlemlerle karşılaştıklarını belirten Janvrin, “Enerji altyapılarının yaşlandığı bir dönemdeyiz. Şebekelerin yeniden konfigüre edilmesi, enerji tedarikini daha verimli hale getirmek çok önemli. Nükleer enerji temiz bir kaynaktır, Birleşik Krallık da bu konuda nettir. Karbondioksit salınımını minimum seviyeye düşürmek için tüm dünyanın çalışması lazım” dedi.

NÜKLEER KARŞITI PLATFORM İSTANBUL BILEŞENLERI YAYIMLADIKLARI BIR BILDIRI ILE 2.NÜKLEER SANTRALLER ZIRVESI’NI ELEŞTIRDI. Zirve “uluslararası nükleer tekellerin yerli suç ortakları arama girişimi” olarak tanımlanırken zirveye Elektrik Mühendisleri Odası başta olmak üzere, uzman kuruluşların, mesleki, demokratik kitle örgütü temsilcilerinin, santralın yapılacağı yöre halkının örgütlerinin ve tarafsız bilim adamlarının davet edilmemesi eleştirildi. Çernobil kazasının yarattığı hasarların halen hafızalarda yer aldığını, Fukuşima enkazından hala radyasyon sızdığını hatırlatan bildiri ayrıca bugün Türkiye’nin işçi ölümlerinde dünya üçüncüsü olduğu gerçeğinin altını çizdi.

48 Mart

2015


FORMULA for you. Sizin için do¤ru formül.

ABB’nin yeni kompakt devre kesici ailesi FORMULA, yüksek kalite, güvenilirlik, yeni aksesuar serisi ve kompakt boyutlar› ile sundu¤u montaj kolayl›¤›n›n bir sentezidir. Birçok uygulamada kolayl›kla kullan›labilecek, ayar gerektirmeyen FORMULA sizi hayrete düflürecek. Üç farkl› boyutta 630 ampere kadar olan tipleri ve 250 ampere kadar 1,2,3 ve 4 kutuplu serisiyle FORMULA, sabit termik ve manyetik açma ünitesine (630 amperde sabit elektronik açma ünitesine) sahiptir. FORMULA, sizin için do¤ru formül. www.abb.com.tr

ABB Elektrik Sanayi A.fi. Tel : 0.216.528 22 00 Faks : 0.216.365 29 44 E-mail: hakan.guney@tr.abb.com


HABER

www.elektrikdergisi.com

AKILLI ŞEBEKELER KONGRE VE FUARI 29-30 NİSAN’DA BILIM, SANAYI VE TEKNOLOJI BAKANLIĞI İLE ENERJI VE TABII KAYNAKLAR BAKANLIĞI VE UGETAM’IN HIMAYESINDE DÜZENLENECEK OLAN, “3. ULUSLARARASI İSTANBUL AKILLI ŞEBEKELER KONGRE VE FUARI” İSTANBUL HALIÇ KONGRE MERKEZI’NDE HHB EXPO FUAR ŞIRKETI TARAFINDAN GERÇEKLEŞTIRILECEK.

lk olarak 2013 yılında gerçekleşen “Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler Kongre ve Fuarı ” bu yıl da birçok uzmanın ve akademisyenin katılımıyla yapılacak. Etkinliğe bu yıl “Keynote Speaker” olarak Beyaz Saray’a danışmanlık yapan John McDonald, Akıllı Şebekeler Avrupa Komisyonu Proje Lideri Gianluca Fulli, IEEE PES Türkiye Başkanı Prof. Dr. Ömer Usta katılacak.

İ

ücretsiz ikili görüşmeler gerçekleşecek. Söz konusu ikili görüşmeler fuara katılan şirketlere, yabancı şirketlerle iş birliklerini artırma imkânı sunacak. T.C. Ekonomi Bakanlığı tarafından aynı zamanda “Alım Heyeti” organize edilecek. Fuar alanında 150 yerel ve uluslararası markalar stant açacak olup, ikili görüşmeler ile firmaların bir araya gelmesi sağlanacak.

AÇILIŞ KONUŞMALARI

Prof. Dr. Ümit Doğay ARINÇ ICSG İstanbul 2015 Kongre ve Fuarı Başkanı Mustafa YILMAZ T.C. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı Fikri IŞIK T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Taner YILDIZ T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı

C

M

Y

CM

MY

CY

SEÇKIN KONUŞMACILAR

Sektörel alanda birbirinden tanınmış uzmanların katıldığı ICSG İstanbul 2015’te Amerika Ticaret ve Kalkınma Ajansı Direktörü Leocadia I. ZAK, Almanya Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Uluslararası İlişkiler Yazışma Yönetmeliği Bölüm Başkanı Dr. Annegret Groebel, Uluslararası G3 PLC Birliği Genel Sekreteri Marc Delandre, Barselona Şehir Konseyi CIO , Hollanda Fotovoltaik Endüstrisi Derneği Başkanı James Watson, Global Akıllı Şebekeler Federasyonu İrlanda Başkanı Patrick Turnbull, Hollanda Açık Akıllı Şebekeler Genel Müdürü Mark Ossel, Arap Ülkeleri Yenilebilir Enerji Derneği Başkanı Mohammed Al Ta’ani, Danimarka Üniversitesi Enerji Enformatik öğretim üyesi Prof. Bo Norregaard konuşmacı olarak yer alacaklar. İkili iş görüşmeleri ve ticari anlaşmalar yanında dünyada ve Türkiye’deki enerji sektörünün önemli konu başlıkları ele alınacağı oturumlarda katılımcılar enerji sektörünün önemli konu başlıklarında güncel bilgi edinme ve sunumlara ulaşma imkânı bulabilecekler. Hükümet heyetleri ICSG İstanbul 2015’de ICSG İstanbul 2015 için, Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya, Hollanda, Kanada, Danimarka, İtalya, İspanya, CIS Ülkeleri, Orta ve Doğu Afrika, Güney Amerika ve Orta doğu ülkelerinden hükümet ve bürokrat düzeyinde heyetler fuara katılacak ve

50 Mart

2015

CMY

K

ÖDÜLLER Doktora – Yüksek Lisans Öğrencisi En iyi Bildiri Ödülü, Genç Bilim Adamı En İyi Bildiri Ödülü, Lisans Öğrencisi En İyi Bildiri Ödülleri verilecek. 29-30 Nisan 2015 tarihleri arasında Haliç Kongre Merkezinde gerçekleşecek olan , “3. Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler Kongre ve Fuarı”na; bu yıl kamu kurumları, uluslararası metroloji ve standardizasyon kuruluşları, uluslararası akıllı şebekelerin STK’ları, elektrik, su ve gaz sayacı üretici ve ithalatçı firmaları, elektrik ve doğal gaz dağıtım şirketleri, organize sanayi bölgeleri, belediyeler, uygunluk değerlendirme kuruluşları, otomasyon firmaları, muayene, deney ve kalibrasyon kuruluşları, Ar-Ge firmaları, enerji üretim/iletim/dağıtım firmaları, GSM operatörleri, akıllı bina firmaları ve yazılım firmaları ile ilgili yurt içi ve yurt dışı sektör temsilcilerinden oluşan binlerce uzman ve akademisyenle birlikte 50’nin üzerinde ülkeden 5000 sektör temsilcisinin katılması beklenmekte.



HABER

www.elektrikdergisi.com

II. İSTANBUL KARBON ZIRVESI II. İSTANBUL KARBON ZIRVESI BIRBIRINDEN FARKLI OTURUMLARDA ÇEŞITLI SEKTÖRLERIN TEPE YÖNETICILERINE EV SAHIPLIĞI YAPACAK. ÖZEL SEKTÖRÜN BIRBIRINDEN GÜÇLÜ TEMSILCILERININ DE DESTEĞINI ALAN ZIRVEDE BU YIL ENERJI VE IKLIM DEĞIŞIKLIĞI ALANINDA ULUSAL VE ULUSLARARASI DÜZEYDE TANINMIŞ OLAN ÜST DÜZEY DEVLET YETKILILERI, AKADEMISYENLER, ÖZEL SEKTÖR TEMSILCILERI BIR ARAYA GELIYOR.

B

irbirinden farklı etkinliklere ev sahipliği yapacak zirve ayrıca ilklere de imza atacak. Zirvede, Türkiye’de ilk kez düzenlenen ‘Düşük Karbon Kahramanları’ ödülleri sahiplerini bulurken, ayrıca Türkiye’nin ilk “Sürdürülebilir Etkinlik Yönetim Sistemi” belgesi de bu zirve kapsamında RINA tarafından denetlenecek. İTÜ Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, 2-3 Nisan tarihlerinde düzenlenecek zirvede firmaların üst düzey yöneticilerinin karbon yönetimlerini anlatarak, sürdürülebilirlik iş kültürlerine dair görüş ve önerilerini paylaşacakları belirtti. .”Karbon Yönetimi ve Endüstri” oturumunda çimento, demir-çelik, otomotiv, enerji ve atık bertaraf alanlarındaki lider firmaların zirvedeki yöneticilerini, genel müdürlerini ağırlayacaklarını dile getiren Prof. Dr. Karaosmanoğlu, düzenlenecek oturumun firmaların karbon yönetimleri ile sürdürülebilirlik iş kültürlerinin öğrenilmesi adına son derece önemli olduğunu vurguladı.

DÖRT BÜYÜK BANKANIN YÖNETICILERI ZIRVEDE BULUŞACAK Prof. Dr. Karaosmanoğlu, “Sürdürülebilir Yönetim İyi Uygulamaları” oturumunda da kargo, enerji, kimya, otomotiv ve havaalanı yönetimi için örneklemelerle firmaların sürdürülebilirlik yaklaşımlarını

52 Mart

2015

dinleyeceklerini belirterek, şunları söyledi: “Karbon yönetimi, emisyon azaltımı gibi konularda küçük ve orta ölçekli firmalarımız eylemlerini yürütürken finansmana ihtiyaç duyarlar. II. İstanbul Karbon Zirvesi, bu gerçekten yola çıkarak dört büyük bankanın yöneticilerini de ağırlayacak ve emisyon azaltımı finansmanı konusunda konunun

uzmanları görüş ve önerilerini katılımcılara aktaracak.” II. İstanbul Karbon Zirvesi Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği ve Enerji Verimliliği Derneği tarafından bu yıl ikinci kez düzenlenen II. İstanbul Karbon Zirvesi, 2-3 Nisan tarihlerinde Grand Cevahir Hotel & Convention Center’da kapılarını açacak.



HABER

www.elektrikdergisi.com

Çok Yakında...

Makel Dünyası Avucunuzun İçinde MAKEL’DEN MOBIL

UYGULAMA

K

urumsal mobil uygulaması ile Hakkımızda Makel Dünyası artık herkes için çok daha kolay ulaşılabilir hale geldi. Makel, Ürünler yeni akıllı telefon uygulaması ile müşteri memnuniyetini hayatın her alanına en üst Size Özel seviyede tutmaya çalışıyor. Uygulamayı Google Play Store ve Apple Play Store’lardan ücretsiz hemen indirip anında kullanmaya başlamak mümkün. Kullanıcı dostu ara yüzü ve kişiye özel uygulamaları ile dikkat çeken uygulamada Makel ürünleri hakkında tüm detaylı

bilgilere ulaşmak mümkün. Onun dışında istenilen ürün El Feneri grubu veya seriye yönelik ürün kataloglarına ve fiyat listelerine de Satış rahatlıkla En Yakın Noktası ulaşılabiliyor. Uygulamada en çok dikkat çeken alanlardan biri “Size butonu. İletişimÖzel” ve Destek Kullanıcı uygulama içinde yer alan anahtarlardan birini seçtikten sonra anahtarın montajının yapılacağı duvarın fotoğrafını çekerek anında bir fikre sahip olabilecek. Ayrıca telefon ışığını aç – kapa özelliği ve en yakın satış noktası bilgileri ile Makel Dünyası ulaşılabiliyor.

2M KABLO, ÜNIVERSITE DESTEĞİNE DEVAM EDIYOR

2

ARTRONIC, HUAWEI UPS SERILERINI TANITTI

H

uawei UPS Serileri, Win Electrotech’15 fuarında sergilendi. ARTronic, Tüyap Beylikdüzü’nde gerçekleşen WIN Electrotech 2015 fuarında, İş Ortağı Huawei’nin yeni nesil teknoloji UPS çözümleriyle yer aldı. Sektörde 20. Yılını kutlayan ARTronic, fuarda Yetkili Distribütörlüğünü yaptığı dünyaca bilinen Huawei’ye ait UPS ürünlerini kullanıcılarla buluşturdu. ARTronic’in tanıtımını yaptığı yeni Huawei UPS serileri, ziyaretçilere demo imkanı ile sunuldu. Huawei Modüler UPS 5000-E, Monoblok Yapıda Modüler çözüm sunan 5000-A, Rack&Tower Tip 2000-G ve küçük güçlerde kullanılmak için üzere üretilen 2000-A UPS serileri beğeni topladı. “1” güç faktörlü, gerçek güce sahip yeni nesil Huawei UPS sistemleri, rakiplerine göre emsal güçte 0,8 çıkış güç faktörüne göre % 25, 0,9 çıkış güç faktörüne göre %11 daha fazla güç verebiliyor. Serilerin tümünde yüksek verimlilik, çevre dostu “yeşil enerji” tasarımı önem kazanmış durumda.

54 Mart

2015

M KABLO, Akdeniz Üniversitesi Elektrik Elektronik Kulübü ve Elektrik Port’un düzenlediği “Sektör Günleri”nde yer alarak üniversite & sanayi işbirliğine katkıda bulundu. Akdeniz Üniversitesi’nde gerçekleştirilen Sektör Günleri’nde 2M Kablo İş Geliştirme Mühendisi Sercan ÇAKAROĞLU, RLC günlerinde yoğun ilgi gören ‘Satış Mühendisliği’nin şifreleri”ni tekrar mühendis adaylarıyla paylaştı. Çakaroğlu “Eğer üretilen bir ürünü satamazsanız, o ürünün üretilme sürecini devam ettiremezsiniz” diyerek satışın sürdürülebilirlikte büyük bir öneminin olduğunu belirtti. Yoğun ilgi gören etkinlikte öğrenciler ayrıca KariyerPort oturumunda merak ettikleri soruları uzmanlara sorma şansı buldular.


Tüm Transfer ihtiyaçlarınız için

Birleşik ürünler

Tak - Kullan çözüm

Acil durumlarda elle kontrol seçeneği

NONSTOP

reliable !*

ATyS p: gelişmiş çözüm

ATyS: 125A’ den 3200A’ e kadar tüm uygulamalarınız için eksiksiz ürün gamı Tak - kullan çözüm • Tamamiyle fabrika montajlı, entegre çözüm • Entegre otomatik yapılandırma • Birkaç dakikada hızlı kurulum NONSTOP

Yükün enerjisiz kalmaması için enerji sürekliliği

• ATyS’ ler üzerinde sürekli izleme yapan kontrol rölesi: ürününüzün elektriksel veya otomatik bir komut ile doğru anahtarlama yapabilmesi için sürekli bilgi

Birleşik ürünler

Acil durumlarda elle kontrol • Kolay montaj ve kolay kullanım • Elle kumanda kolu takılı iken uzaktan veya otomatik transfer yapılamaz

ATyS p: gelişmiş çözüm • Ekstra aksesuara ihtiyaç duymadan otomatik transfer • Entegre çift besleme ünitesi • Jeneratör uygulamaları yönetimi • Enerji yönetimi • Bütünleşik webserver yazılımı • Haberleşme seçenekleri

• IEC 60947-6-1 standardına uygun olarak tasarlandı ve test edildi • Onaylı ve belgeli bir üretici çözümü • Kendini ispatlamış teknoloji

ATyS: tüm uygulamalarınıza yanıt verebilmek için beş farklı model mevcuttur.

www.socomec.com Socomec Türkiye · Tel. +90 216 540 71 20-21-22 · info.tr@socomec.com

PUB 10130124 - * ÇOK güvenilir !

Ürünün devamlılığı için sürekli bilgi


DOSYA

www.elektrikdergisi.com

56 Mart

2015


ELEKTRIĞIN

MUMLA ARANDIĞI GÜN

31 MART SALI GÜNÜ TÜRKIYE’DE HAYAT DURDU. ELEKTRIĞI İRAN’DAN ALAN IKI IL DIŞINDA TÜM ILLERDE YAŞANAN GENIŞ ÇAPLI ELEKTRIK KESINTISI SANAYI KURULUŞLARINI VURDU, ULAŞIMDAN EĞITIME SAĞLIKTAN ILETIŞIME YAŞAMIN TÜM ALANLARINI FELÇ ETTI. PEKI BU KESINTININ SEBEBI TAM OLARAK NEYDI? SADECE ÜLKE SANAYISINE BILE 1.1 MILYAR LIRAYA MAL OLAN KESINTININ DIĞER SEKTÖRLERE MALIYETININ NE KADAR FAZLA OLABILECEĞI BILE GÜNLERCE KONUŞULABILIR. ÖZETLE DÜNYANIN EN BÜYÜK 10 EKONOMISI ARASINDA GIRMEYE ÇALIŞAN TÜRKIYE’DE, ELEKTRIK SISTEMININ ÇÖKMESI CUMHURIYET TARIHININ EN BÜYÜK ELEKTRIK KESINTILERINDEN BIRININ YAŞANMASIYLA SONUÇLANDI. ELEKTRIK DERGISI MEDYA, BASIN VE SEKTÖRÜN UZMAN KIŞILERININ YORUMLARI EŞLIĞINDE OLAYI VE SONUÇLARINI TÜM AYRINTILARIYLA ELE ALDI.

57 Mart

2015


DOSYA

www.elektrikdergisi.com

ÜLKE KARANLIĞA GÖMÜLDÜ, HAYAT DURDU

31 Mayıs günü saatler 10.36’yı gösterdiğinde İstanbul, Ankara ve İzmir’in de aralarında olduğu 79 ilde aynı anda elektrik kesildi. Metro, tramvay, Marmaray ve TCDD seferlerinde aksaklıklar ortaya çıkarken, sinyalizasyon sistemi çalışmadı, trafik ışıkları söndü. Elektriğe bağlı olan günlük hayat neredeyse durdu. Kesinti sırasında metro, Marmaray ve asansörlerde kalanlar tahliye edildi. Jeneratörü olmayan okullarda eğitime ara verildi. Bazı hastanelerde sadece yoğun bakım ve acil servislerde jeneratör kullanıldığı için ameliyatlar yapılamadı, hasta muayeneleri gerçekleşmedi, internet kesildi. Havalimanlarında rötarlar yaşandı. Esnaf karanlıkta kalırken ekonomi tamamen durma noktasına geldi.

EMO’DAN SICAĞI SICAĞINA BASIN AÇIKLAMASI

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu 31 Mart günü ülke genelindeki elektrik kesintilerine ilişkin yazılı bir basın açıklaması yayımladı. Açıklamada kesintinin olası nedenlerinin irdelenirken, “Tüm bu yaşananlar AKP iktidarının enerji politikalarının iflas ettiğinin göstergesidir. Özelleştirmeler ve serbest piyasa; ucuz, kaliteli ve sürekli elektrik değil, tam tersine pahalı, kalitesiz ve büyük kesintilere yol açan karanlığı Türkiye’ye getirmiştir” ifadelerine yer verildi. EMO ayrıca yayımladığı bildiri

58 Mart

2015

sonunda bakanlığı derhal bir açıklama yapmaya davet ederek, kesintinin nedenlerinin gizlenmeden açıklanması gerektiğini de vurguladı. Elektrik kesintisinin tartışıldığı dönemde gerçekleşen EMO Koordinasyon Kurulu toplantısında da gündemin önemli maddesi 31 Mart`ta yaşanan karanlık gün ve sonrasında yaşanan gelişmeler oldu. EMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yeşil, aradan 4 gün geçmiş olmasına rağmen; dünyanın 7. büyük elektrik kesintisi olarak adlandırılan elektrik sistemi çöküntüsüyle ilgili AKP iktidarından gerçekçi ve tatmin edici bir açıklama gelmediğine dikkat çekerek 2006 yılı Temmuz ayında 13 ilde 6 saat elektrik kesintisine yol açan santralın fiyatı beğenmeyerek devreye girmediği gerçeğine gözlerini kapatanların, ön yargılı bir yaklaşımla kamuyu suçlarken, kestirmeci bir yaklaşımla özel sektörü aklamaya çalıştıklarını belirtti. EMO Yönetim Kurulu Başkanı Yeşil ayrıca kimi sanal enerji platformlarında da yaşanan sistem çöküntüsü ve bu çöküntünün üzerinin örtülmeye çalışıldığı gerçeği yerine ‘ideolojik` bir bakış açısıyla EMO`nun hedef tahtasına oturtulmaya çalışıldığına şahit olduklarını söyledi. Bu tartışmaların yanı sıra Hüseyin Yeşil, son olarak karanlık günün Japonya ile nükleer anlaşmanın TBMM`den geçirilmeye çalışıldığı, kayıp ve kaçak bedelini yasalaştırmak üzere olan tasarının görüşüldüğü ve Akkuyu nükleer reklamlarına karşı Reklam Kurulu`na başvuru yapıldığı bir zamana denk gelmesini de manidar bulduğunu sözlerine ekledi.


SIBER SALDIRI OLASILIĞI

Elektrik kesintilerinin yaşandığı gün bu kesintilerin sebebinin siber saldırı olabileceği teorisi de ortaya atıldı. Başbakan Davutoğlu ve Bakan Taner Yıldız da yaptıkları açıklamalarda bu olasılık üzerinde durulacağını o gün vurguladılar. Elbette bu önemli bir olasılıktı çünkü elektrik, gaz ya da petrol gibi enerji hatlarına yapılan saldırılar, bilgilerin sızdırıldığı tipik bir siber saldırıdan farklılık gösteriyor. Özetlemek gerekirse saldırganlar endüstriyel kontrol sistemlerine izinsiz giriş yaparak, kontrolü ele geçiriyor ya da hatlara bu yolla zarar verebiliyorlar. Saldırıların, enerji kesintisinin yanında günlük hayatta yol açtığı sorunlarla birlikte maliyetinin epey yüksek ve tespitinin zor olmasıyla bu tip saldırılar, çok fazla konuşulmasa da, enerji hatlarının güvenliği açısından güçlü bir tehdit olmayı sürdürüyor. Türkiye Bilişim Derneği elektrik kesintileriyle ilgili olarak bu doğrultuda bir basın açıklaması yayımladı. “Elektrik kesintisi, kamuoyunda bir siber saldırı olasılığını gündeme getirmiştir. Yetkililerin teknik bir arıza açıklamasına karşın siber saldırı olasılığının düşünülmesini dahi ürkütücü buluyoruz” ifadeleriyle başlayan açıklamada ayrıca ‘siber saldırıların’ ulusal güvenlikleri tehdit etme olasılığına dikkat çekilerek ulusal egemenliğin siber boyutunun özellikle ele alınması gerektiğinin altını çizildi. Dışarıdan gelebilecek

siber saldırılara karşı çözüm önerisi olarak da “Başta yerli ürünler olmak üzere ülke olarak denetleyebileceğimiz çözümlerle hareket etmek zorunda olduğumuz ortadadır. 21. yy.da kendi yerli bilişim çözümlerimizi üretmeliyiz” denildi. Elektrik Mühendisleri Odası Genel Merkez Müdürü Emre Metin, Türkiye’nin Avrupa sisteminden çıkarıldığı iddialarıyla ilgili olarak yaptığı açıklamada: “Türkiye Elektrik Sistemi, ENTSO-E adı verilen ağ üzerinden Avrupa Elektrik Sistemine bağlı. Ancak Türkiye, sistem arızalarının giderilmesinde yaşanan gecikmeler nedeniyle sık sık Avrupa’dan uyarı alıyor. Önceki gün de benzer bir arızanın yaşandığını anımsatan Metin, “Eğer Avrupa Ağından Türkiye çıkarılmış ise; bazı santraller otomatik olarak devre dışı kalmış olabilir. Bu teknik bir arızadır ki giderilmesi uzun sürebilir” dedi.

Türkiye, Avrupa enterkonnekte sisteminden çıkarıldı iddiası

Saatlerce süren elektrik kesintileri süresince ortaya atılan iddialardan biri de Türkiye’nin Avrupa enterkonnekte sisteminden çıkarıldığı ve durumun bundan kaynaklandığıydı. Hürriyet’in haberine göre “ Türkiye kaynaklı bölgesel bir arıza meydana geldi ancak Türkiye bu arızayı gidermekte gecikti. Avrupa Birliği, ‘siz kaliteli elektrik sağlayamıyorsunuz’ diyerek Türkiye’yi AB sisteminden çıkardı. Bugün yaşanan sıkıntı buradan kaynaklanıyor. Sorunun giderilmesi 2-2.5 saatten önce mümkün görünmüyor. Bu daha da uzun sürebilir” iddiasında bulunuldu.

59 Mart

2015


DOSYA

www.elektrikdergisi.com

Yaşanacaklar öngörülebilir miydi?

30 Mart 2015 Pazartesi yine aynı saatte (10:34) büyük güçlü (666 MW) bir santralın çıkması sonucu frekans 48,6 Hz geri dönmüştür. Yan Hizmetler yönetmeliği gereği Primer frekans rezervi, sekonder frekans rezervi, sıcak yedekler ya da tüketim atılması gibi yöntemler kullanılarak sistem ayakta tutulmuştur. 31 Mart 2015 Salı günü (saat 10:36 ) Türkiye elektrik sisteminin çöktüğü zaman yine büyük güçlü (799 MW) bir santralın çıkması sonucu frekans 47 Hz’e kadar inmiş ancak sistem toparlanamayarak frekans 0 Hz olmuştur. İşte Türkiye elektrik sisteminin çöküşü sırasındaki TEİAŞ frekans kayıtları. Frekans geriye döndürülememiş,

sonuç 0 Hz.

Bakan Yıldız’dan 7 gün sonra açıklama

Elektrik kesintisinin bir hafta sonrasında Bakan Taner Yıldız tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi. ‘’İncelemelerimizin ardından bir neticeye ulaştık. Mikrosaniyeler içinde 5 tane iletim hattının devre dışı kaldığını görüyoruz. Doğudan batıya gelen hatların yükü yoğunlaştı.Teknik bir arıza olmakla birlikte, bir işletim hatası olduğu tarafımızdan değerlendiriliyor. Sistem kendisini korumak isterken bunlar yaşandı. TEİAŞ Genel Müdürü görevinden istifa etti. Bazı görevliler de açığa alındı.’’ Bu açıklama kadar TEİAŞ Genel Müdürü’nün istifası da oldukça konuşulmuştu.

60 Mart

2015

Türkiye elektrik sisteminin çöküşü sırasındaki TEİAŞ frekans kayıtları 10:36:07 38168,000 50,025 10:36:08 38169,000 50,020 10:36:09 38170,000 49,999 10:36:10 38171,000 50,044 10:36:11 38172,000 49,461 10:36:12 38173,000 49,403 10:36:13 38174,000 48,622 10:36:14 38175,000 48,272 10:36:15 38176,000 48,192 10:36:16 38177,000 48,132 10:36:17 38178,000 48,041 10:36:18 38179,000 47,998 10:36:19 38180,000 48,011 10:36:20 38181,000 48,012 10:36:21 38182,000 48,810 10:36:22 38183,000 48,299 10:36:23 38184,000 49,994 10:36:24 38185,000 48,217 10:36:25 38186,000 0,000 10:36:26 38187,000 0,000 10:36:27 38188,000 0,000 10:36:28 38189,000 0,000 10:36:29 38190,000 0,000 10:36:30 38191,000 0,000 10:36:31 38192,000 0,000 10:36:32 38193,000 0,000 10:36:33 38194,000 0,000 10:36:34 38195,000 0,000


FATURA TEİAŞ GENEL MÜDÜRÜ’NE KESİLDİ

Elektrik kesintisinde fatura istifası Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız tarafından açıklanan TEİAŞ Genel Müdürü Kemal Yıldır’a çıktı. Taner Yıldız olaydan bir hafta sonra yaptığı açıklamasında iyileştirmeler, yenilemeler, kapasite artırımı ve yeni devreye girecek santrallerin bağlantı hatları çalışmaları sebebiyle Türkiye’nin doğusunu batısına bağlayan eksende 5 iletim hattının devre dışı kaldığını, bu nedenle doğudan batıya giden hatların aşırı yüklendiğini ve oluşan salınımlar nedeniyle bağlantının koptuğunu söyledi. Fakat bu skandal sırasından koltuğunu kaybeden Kemal Yıldır farklı şeyler söylüyordu. İstifası açıklanan Yıldır Türkiye’ye sadece sanayi açısından günde 1.1 milyar liraya mal olan kesintide, devletin “ucuz elektrik” alma çabasının etkili olduğunu söyledi. Yıldır, devredışı kalan doğudaki santrallerden alınan elektriğin batıdan alınan elektrikten daha ucuz olduğunu, bu nedenle doğudan alınamadığında batıdan alınmak yerine beklendiğini ifade etti. Doğudaki hidroelektrik santrallerden 4500 - 5 bin megavatın batıya taşındığını belirten Yıldır, doğudaki santrallerden alınan elektriğin batıdan alınan elektrikten ucuz olduğunu ifade ederek, “Müfettiş korkusu da etkili olmuş. Çünkü ‘neden yüksek fiyatlıyı aldınız’ diye sorarlar. Onlar da ‘nasılsa sorun düzelir’ diye yarım saat beklemişler. Halbuki batıdakinin devreye girmesi lazımdı. Şimdi takır takır devreye alıyorlar. Doğudan batıya gönderilmesiyle aşırı risk alınmış. Hidrolik kökenli

santraller doğuda. Kimin santrali ucuz teklif verirse onu alıyorsunuz” dedi. Elektrik altyapısında sorun görmediklerini belirten Yıldır, “Bütün sistemi etkileyen bir salınım olunca beşik gibi sallanır” diye konuştu. Yıldır, “İstifa kendi tasarrufunuz mu yoksa telkin geldi mi” sorusunu, “İkisini de söyleyebiliriz” diye yanıtladı. (Kaynak: Milliyet)

NE KADAR FIYAT FARKI VAR?

Müfettişlerin, “elektrik alımında HES’leri (hidroelektrik santralleri) tercih edin” telkininin ardında önemli fiyat farkları yatıyor. Yüzde 55’i kamuda olan HES’ler, diğer tür santrallerden çok ucuza elektrik üretiyor. Üretim kaynaklarına göre ortalama maliyet fiyatları şöyle: * HES - 1.49 kuruş/ kWh * Kömürlü santral - 13.12 kuruş/kWh * Doğalgazlı santral - 15.12 kuruş/ kWh

JENERATÖRLERE GÜN DOĞDU

Uzun süren elektrik kesintileri jeneratörleri yeniden akıllara getirdi. Aksa Jeneratör CEO’su Alper Peker yaptığı açıklamada “Elektrik kesintisi başladıktan bir süre sonra jeneratör satın almak için arayanların siparişlerine yetişemedik, talep yüzde 20 arttı. Çağrı merkezimizi arayanların sayısı yüzde 500, web sitemizi ziyaret edenler yüzde 800 arttı. Elektrik kesintisinden mağdur olan birçok üretici jeneratör satın almak için firmamıza yöneldi.” ‘Jeneratöre talep % 20 yükseldi’ dedi.

61 Mart

2015


Ülkemizde, AB-479-T akreditasyon numarasıyla TS EN ISO/IEC 17025 standardına göre akredite, 100 kArms-1 saniye ve 50 kArms-3 saniye süresince kısa devre deneyleri yapılabilen yegane bağımsız laboratuvar...

Akreditasyon kapsamında yapılan deneyler: • Kısa devre deneyleri Irms:100kA-1s Ipeak:250kA • İç ark deneyleri Irms:100kA-1s Ipeak:250kA • Sıcaklık artış deneyleri 0-6000A • İzolasyon deneyleri • Toprak sürekliliği deneyleri • DC direnç ölçüm deneyleri • Sigortaların akım-zaman karakteristik deneyleri




RÖPORTAJ

www.elektrikdergisi.com

ATMK yirmi yıldan bu yana sektörün tüm paydaşlarını çalışma ortamında bir araya getiriyor

ATMK Başkanı, Prof. Dr. Rengin Ünver

“Komitemiz, akademik çevre ile aydınlatma sektörünün tasarım, uygulama ve üretime yönelik kamu ve özel kuruluşlarındaki tüm aktörleri de içine alarak, aydınlatma alanında altyapı oluşturma amaçlı ulusal / uluslararası çalışmalar yürütmeyi ve bu çalışmalar için gerekli platformları oluşturmayı hedefleyen kurumsal bir yapıdır.”


RÖPORTAJ

www.elektrikdergisi.com

Aydınlatma Türk Milli Komitesi’ni ana hatları ile tanıtır mısınız? 2015 te 20. Kuruluş yılını kutlayan Aydınlatma Türk Milli Komitesi (ATMK) 31 Ekim 1995 tarihinde, 22449 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan yönetmelik ile kurulmuş ve faaliyetlerine başlamıştır. Ülkemizde aydınlatma alanında çalışanları bir araya getirme, bilgi üretme, bilgi paylaşma ve aydınlatma konusunda bilinçlenme yaratmak amacıyla bir topluluk oluşturma girişimleri, 1980 li yılların başında dönemin mimar ve elektrik mühendisi akademisyenleri, Yıldız Teknik Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyeleri ile başlamıştır. Bu girişimin hayata geçmesi çeşitli nedenlerle uzamış ve 1995 yılında bu oluşum gerçekleşebilmiştir. Kurucu üyeleri aydınlatma alanında çalışan mimar ve elektrik mühendisi akademisyenler olmakla birlikte ATMK bütünüyle bir akademik kuruluş değildir. Komitemiz, akademik çevre ile aydınlatma sektörünün tasarım, uygulama ve üretime yönelik kamu ve özel kuruluşlarındaki tüm aktörleri de içine alarak, aydınlatma alanında altyapı oluşturma amaçlı ulusal / uluslararası çalışmalar yürütmeyi ve bu çalışmalar için gerekli platformları oluşturmayı hedefleyen kurumsal bir yapıdır. Uluslararası Aydınlatma Komisyonu’nun (CIE, Commission Internationale de L’éclairage) statüsüne uygun olarak kurulan ATMK, kuruluşunun hemen ardından 1996 yılında CIE’ye üye olmuş ve Türkiye’yi temsil etmeye başlamıştır. ATMK’nın CIE’de yer alan 37 ülkenin Ulusal Komiteleri gibi, ülkedeki ışık ve aydınlatma ile ilgili kişi ve kuruluşlarla iletişim içerisinde olma ve onları uluslararası platformda temsil etme gibi görevlerinin yanı sıra ulusal ve uluslararası etkinliklere katılım ve katkıda bulunma, bilimsel ve eğitici toplantılar düzenleme, yayın yapma gibi sorumlulukları bulunmaktadır. Bu bağlamda, ATMK kuruluşundan bu yana geçen 20 yıldır Türkiye’de aydınlatma ile ilgili her türlü paydaşı, özel ve kamu sektörünü, akademisyenleri, tasarımcıları bir araya getirip, güncel bilgilerin paylaşılıp, tartışılabileceği çalışma ortamları yaratmaya çaba ve özen göstermiş ve bunu sürdürmeye de kararlıdır. Aydınlatma Türk Milli Komitesi olarak üye sayımız 2 onur, 2 fahri, 80 kişisel, 79 kurumsal olmak üzere toplam 163’dür. Aydınlatma Türk Milli Komitesi’ne kişisel ve kurumsal olmak üzere iki ayrı tür üyelik söz konusu olup üyelikle ilgili gerekli bilgiler web sayfamızda (www.atmk.org. tr) yer almaktadır. ATMK olarak üyelerimize ve aydınlatma sektörünün paydaşlarına ihtiyaç duydukları konularda destek vermeye hazır olduğumuzu belirtmek istiyor ve sektörde yer almayı planlayan tüm aktörleri, Aydınlatma Türk Milli Komitesi Üyeliği’ne davet ediyorum.

Kuruluştan bu yana düzenlediğiniz ulusal ve uluslararası etkinliklerden söz eder misiniz ? Komitemizin başlıca amaç ve görevleri, aydınlatma alanındaki, çalışmaları izlemek, özendirmek, yürütmek ve desteklemek, bilimsel toplantılar düzenlemek, bilimsel yayınlar yapmak ve Uluslararası Aydınlatma Komisyonu’nda Türkiye’yi temsil etmek gibi özetlenebilir. Geçtiğimiz 20 yıl içinde Komitemiz çalışmalarını kuruluş amaçlarımız doğrultusunda, ulusal, uluslararası etkinlikler olarak iki bölümde örnekleyebiliriz. Ulusal Etkinliklerin başında, 1996 yılından bu yana

“KOMITEMIZIN BAŞLICA AMAÇ VE GÖREVLERI, AYDINLATMA ALANINDAKI, ÇALIŞMALARI IZLEMEK, ÖZENDIRMEK, YÜRÜTMEK VE DESTEKLEMEK, BILIMSEL TOPLANTILAR DÜZENLEMEK, BILIMSEL YAYINLAR YAPMAK VE ULUSLARARASI AYDINLATMA KOMISYONU’NDA TÜRKIYE’YI TEMSIL ETMEK GIBI ÖZETLENEBILIR.”

66 Mart

2015

ATMK Onursal Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ş. Küçükdoğu (önde sağda) ve Prof. Dr. Rengin Ünver ATMK Yönetim Kurulu üyeleri ve bir grup ATMK üyesi ile birlikte

Fuar organizasyonu dergimiz tarafından gerçekleştirilen 3. Ulusal Aydınlatma Kongresinde ATMK yöneticileri Prof Dr. Rengin Ünver (soldan üçüncü), Prof. Dr. Mehmet Ş. Küçükdoğu (soldan dördüncü), Prof. Dr. Müjgan Şerefhanoğlu Sözen (soldan beşinci), Prof. Dr. Sermin Onaygil (sağdan üçüncü), Doç. Dr. (o zaman) Alpin K. Yenel ( sağdan ikinci), AGİD Başkanı Ferruh Gök (en sağda), Yayın Yöntmenimiz Ersin Kaya (en solda)ve Prof. Dr. Haldun Gürmen ( soldan ikinci) ile birlikte...


her 2 yılda bir düzenlediği “ATMK Ulusal Aydınlatma Kongre, Sergi ve Fuarları” gelmektedir. Ulusal kongreler ile sektörde yer alan resmi ve özel kurum, kuruluş çalışanları ile akademisyenlerin bir araya gelmesi, birbirleri ile tanışmaları olanaklı kılınmış ve bilgilerini paylaşabilecekleri bir ortam oluşturulmuştur. Sergi ve fuarlar aracılığı ile aydınlatmanın çeşitli alanlarına yönelik ulusal ve uluslararası firmaların birbirlerini daha yakından izleme fırsatı, daha da önemlisi sektördeki ürünlerin tasarımcı ve kullanıcılara bire bir sunularak tanıtılması sağlanmıştır. Ayrıca, aydınlatma eğitimine yönelik ulusal seminerler gerçekleştirilmiş, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası’nın değişik şubeleriyle işbirliği yapılarak, Türkiye’nin farklı şehirlerinde “Ulusal Aydınlatma Sempozyumu ve Sergileri” düzenlemiştir. Aydınlatma Gereçleri İmalatçıları Derneği (AGİD) ile yakın işbirliği ortamı oluşturularak İstanbul Ticaret Odası (İTO), İstanbul Sanayi Odası (İSO) vb. kuruluşlarca gerçekleştirilen çeşitli seminerlere katkı verilmiştir. Uluslararası başlıca etkinliklerimiz CIE Mid-Term Meeting kapsamında, CIE toplantıları ile eş zamanlı “İstanbul 2001 International Lighting Congress and Fair” adlı uluslararası kongre ve sergisinin, 2002 yılında “Balkan Light II” kongre ve sergisinin, 2009 yılında “11th European Lighting Conference-Lux” konferansının İstanbul’da düzenlenmesi sıralanabilir. Ayrıca, Avrupa Standartlar Komitesi’nin “CEN/TC 169 Light and Lighting (Işık ve aydınlatma)” bölümünün 2014 yılı toplantısı da İstanbul’da gerçekleştirilmiştir. Bunlara ek olarak, Avrupa ülkelerinde aydınlatma konusunda çalışanların oluşturduğu “Lux Europe” organizasyonuna üyelik ve Yönetim Kurulu’nda yer alma, Balkan ülkeleri ile işbirliği yaparak “Balkan Aydınlatma Birliği (Balkan Lighting Society)” nin kurulması ve Yönetim Kurulu’nda Türkiye’nin temsil edilmesi söylenebilir. ATMK’nın teknik etkinlikleri ise CIE’ ye benzer biçimde her biri ışık ve aydınlatmanın belli bir alanını kapsayan bölümlerin sorumluluğunda yürütülmektedir. Böylece, Türkiye, Uluslararası Aydınlatma Komisyonu’nun teknik bölümlerindeki komitelerde başkan ve üye olarak yer almakta ve CIE yayınlarının oluşturulmasına katkıda bulunmaktadır. Konuyu toparlayacak olursam ATMK bu güne kadar düzenlediği ve destek verdiği uluslararası ve ulusal aydınlatma kongreleri, eğitim seminerleri bağlamında aydınlatma ile ilgili alanlarda ülke kalkınmasına, bilim ve teknolojinin gelişmesine yönelik çalışmalar yapılması için önderlik etmiş ve etmeye devam edecektir.

UNESCO’NUN 2015 YILINI “ULUSLARARASI IŞIK YILI” ILAN ETMESINI DE GÖZ ÖNÜNE ALAN KOMITEMIZ, “10. ULUSAL AYDINLATMA KONGRESI” NIN ANA TEMASINI “AYDINLATMADA YENI TEKNOLOJILER VE VERIMLILIK” OLARAK BELIRLENMIŞ VE KONUNUN AYRINTILI OLARAK ELE ALINIP TARTIŞILABILECEĞI BIR ORTAM OLUŞTURMAYI HEDEFLEMIŞTIR.

5. Balkan light kongresi 2012 Belgrad

Bu yılki kongrenin ana teması ve kongreden beklentilerinizi nasıl açıklayabilirsiniz? Bilindiği gibi aydınlatmanın temel malzemesi olan “ışık” bir enerji türüdür ve günümüzde yapay ışığın elde edilmesinde “elektrik enerjisi” nden yararlanılmaktadır. Aydınlatma konusunda, bilim ve teknolojilerdeki gelişmeler doğrultusunda doğal - yapay ışık kaynaklarına yönelik her geçen gün yeni sistemler, aygıtlar (armatürlerin) kullanıma sunulmaktadır. Bu olgul, Işık ve Elektrik enerjileri ile kurulan aydınlatma düzenlerinin amaca uygun ve verimli bir biçimde kurgulanmasını giderek daha da güncel ve önemli kılmaktadır. Bunların yanı sıra UNESCO’nun da 2015 yılını “Uluslararası Işık Yılı” ilan etmesini de göz önüne alan Komitemiz, “10. Ulusal Aydınlatma Kongresi” nin ana temasını “Aydınlatmada Yeni Teknolojiler ve Verimlilik” olarak belirlenmiş ve konunun ayrıntılı olarak ele alınıp tartışılabileceği bir ortam oluşturmayı hedeflemiştir. Kongremizde, ana temaya yönelik bildiri ve firma uygulama sunumları, CIE Başkanı Prof. Dr. Ann Webb’in “Dünyayı Aydınlatmak: Kalite ve Eşitlik (Lighting the World: Quality and Equality)” başlıklı sunumu ve “Kentler, Işık ve Enerji Verimliliği” konusunda bir panel de yer almaktadır. Kongremizin amacı, aydınlatma sektöründeki özel

67 Mart

2015


RÖPORTAJ

www.elektrikdergisi.com

ATMK Aydınlatma Semineri 2015-1, eğitmen ve katılımcılardan bir grup kurumları, akademisyenleri, tasarımcıları kısacası tüm paydaşları bir araya getirerek güncel bilgi ve teknolojileri paylaşmaktır. Nitekim kongredeki sunumların ve paylaşılan bilgilerin, kongremizin amaca katkı koyan çalışmalar olarak, ülkemizde ışık ve aydınlatma alanındaki tüm aktörler için yararlı sonuçlar sağlayacağına inanıyorum. Ayrıca kongremize paralel olarak ATMK, Aydınlatma Gereçleri İmalatçıları Derneği (AGİD) ve UBM –NTSR Fuar ve Gösteri Hizmetleri A.Ş. katkıları ile “İstanbulLight 2015, 9. Uluslararası Aydınlatma Teknolojileri Fuarı” düzenlenmiştir. Kongre ve fuarın eş zamanlı yapılması, kongre katılımcılarının sektördeki güncel gelişmeleri yakından izleyebilmelerine ve fuarda yer alan uygulamacıların Kongremize katkıda bulunmalarına olanaklı kılmaktadır. ATMK olarak, kongre ve fuarlar aracılığı ile özel ve kamu kuruluşlarının akademik çevre ile olan ilişkilerinin giderek güçlendiğini ve katkıların arttığını yakından izlemekteyiz. 2015’ te düzenlenen kongre ve fuarın da söz konusu ilişkileri daha da geliştireceği ve sürekliliği sağlayacağına inanıyoruz.

ATMK Türkiye aydınlatma sektörüne ne gibi katkılarda bulunuyor? Komitemizin biraz önce örneklediğim ulusal ve uluslararası kongre, sergi vb. etkinlikler ile kuruluş amaçları doğrultusunda ülkemiz aydınlatma sektörüne gerek akademik gerekse tasarım, üretim ve uygulama alanlarında çok olumlu katkılar sağladığını söylemekten gurur duyuyorum. Bu katkılar, başta ülkemizde aydınlatmanın bir bilim dalı olarak tanıtılması olmak üzere, akademik yayın sayısının büyük bir ivme ile artması hem kamu hem de özel sektöre verdiğimiz destek ile

aydınlatma tekniğinin yaygınlaşarak doğru tasarım, üretim ve uygulamaların gerçekleşmesi, aydınlatma alanındaki standartların oluşturulması ve mevcutların geliştirilmesi olarak sıralanabilir. Özellikle son yıllarda çalışmalarımız meyvesini vermeye başladı. Türkiye’nin değişik illerinde düzenlediğimiz etkinlikler bağlamında yaptığımız açınımlar ile bu gün ülkemizde gerek kişisel gerekse kurumsal olarak aydınlatma konusunda çalışan kişi ve kurum sayısındaki artış bu durumun bir göstergesidir.

Uluslararası aydınlatma etkinliklerinde Türkiye’nin bulunduğu düzey hakkında neler söyleyebilirsiniz? Komitemiz kuruluşunun hemen ardından 37 ülkenin üye olduğu Uluslararası Aydınlatma Komisyonu’nunda Türkiye’yi temsil etmeye, bölümlerin çalışma ve yayınlarında yer almaya başlamıştır. Bunlara katılan bir kişi olarak benim ve diğer arkadaşlarım ortak izlenimimiz, ülkemiz bilim insanlarının diğer ülkelerdekilerle eşdeğer bilgiye sahip olduğudur. Benzer durumu, katıldığımız uluslararası kongrelerde de görmekteyiz. Ülke olarak, uluslararası toplantılarda hem katılımcı sayısı hem de yapılan çalışmaların niteliği bakımından belli bir ağırlığımız bulunmaktadır. Ülkemizdeki tasarımcı ve üretici kuruluşların sayısı özellikle son yıllarda artmıştır. Konu uluslararası fuar katılımı açısından ele alındığında, ülkemiz katılımcılarının sundukları ürünlerin diğer ülke ürünleri ile yarıştığını ve çoğu durumda onlardan daha iyi nitelikte olduğunu da sevinerek burada ifade etmek istiyorum. Daha bir açık anlatımla Türkiye uluslararası aydınlatma sektöründe hem bilim insanları hem de kurumları ile aranılan bir ülke konuma gelmeye başlamıştır.

TÜRKIYE ULUSLARARASI AYDINLATMA SEKTÖRÜNDE HEM BILIM INSANLARI HEM DE KURUMLARI ILE ARANILAN BIR ÜLKE KONUMA GELMEYE BAŞLAMIŞTIR. 68 Mart

2015


2020’lerde LED mevcut aydınlatmaların yüzde altmışının yerini alacak Dünyada ve Türkiye’de LED aydınlatmanın gelişimine ilişkin saptama ve öngörülerinizi okurlarımızla paylaşır mısınız? Bilim ve üretim teknolojilerindeki gelişmelere paralel olarak 2000’li yıllardan bu yana aydınlatma alanında LED’lerin kullanımı artmıştır. Önümüzdeki yıllarda daha da yaygınlaşacaktır. Aslında bu durum geçmişte diğer lambalar için de yaşanmıştır. Yeni bir ışık kaynağı üretildiğinde, bunun uygulamada kabul edilmesi ve sektördeki gerçek yerini alması belli bir zaman aralığını gerektirir. Bu süreçte, ışık kaynağının ışık akısı (lm), ışıksal verim (lm/w), renk (K, Ra) vb. özellikleri daha iyiye doğru ilerler, ilk yatırım bedeli (fiyatı) kullanımı arttıkça düşer. LED’lerin aydınlatma sektöründeki yeri ve etkileri konusu, ancak LED’lerin hem olumlu hem de olumsuz yönlerinin bilinmesi ile doğru bir biçimde ifade edilebilir. Burada, LED’lerle ilgi bazı durumları hatırlatmanın yararlı olacağını düşünüyorum. Bir yapay ışık kaynağının ömrünün uzun olması, aydınlatma düzeninin kullanım ve bakım giderlerini azaltacağı için olumlu bir özelliktir. LED’ lerin ömürleri için kullanıma sunulduğu ilk yıllarda 100 000 saat gibi çok uzun süreler verilmekteydi. Ancak bu gün için uygulamadaki örneklere bakıldığında ömürlerinin ortalama olarak 20 000-40 000 saat dolaylarında olduğu görülmektedir. Bu değerler güncel diğer lambaların kimilerine oldukça yakındır. LED’lerle ilgili bir başka konu ise renksel özellikleridir. Uygulamada, renksel özellikler için, renksel izlenim (sıcak, ılık, soğuk, vb.), renk sıcaklığı (Tc; Kelvin) ve renksel geriverim sınıfı/ indisi (1A, Ra 100 vb.) tanımlanmaları kullanılır. Türkiye ve Dünya’da kullanılan aydınlatma standartlarda pek çok işlev için renksel geriverim indisi (Ra) değerinin 80 den büyük olması önerilmektedir. Oysa LED’ler için genelde renk sıcaklığı (K) vermekte, renksel geriverim indisi (Ra) değeri beyan edilmemektedir. Bu

durum aydınlatma tasarımcıları ve kullanıcılar için kimi belirsizliklere /olumsuzluklara yol açabilmektedir. Işıksal verimlerinin (lm/w) yüksek olması ve fiziksel boyutlarının diğer ışık kaynaklarına göre çok küçük olması LED’in olumlu yönüdür. Ancak, halen ışık akısı bakımından, uygulamada bir adet LED’in tek başına aydınlatmada kullanımı olanaklı olmayıp, aygıtlarda birden fazla LED yer almaktadır. Bu olgu, LED aygıtın, tasarımı, geriverimi, ısıl performansı vb. konular hem üreticiler hem de kullanıcılar için büyük önem kazanmaktadır. Yani, LED’ler ana elemanları chip, sürücü, soğutucu olan bir bütünün, bir parçası olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca, LED’lerin ışıksal özelliklerinin ölçülmesi, tanımlanması ve belirlenmesinde yararlanılabilecek uluslararası ve ulusal standartlar henüz kesinleşmemiştir. Bu durum, üreticilerinin ürünlerini sınamasını güçleştirmekte ve daha da önemlisi tüketiciler tarafından ürün güvenilirliğinin sorgulanmasına yol açmaktadır. Kısacası, LED ve LED aygıt teknolojisinde her geçen gün yeni gelişmeler ve ilerlemeler ortaya çıkmakla birlikte, ilgili standartların oluşturulma hızı o denli yüksek değildir. Konuyla ilgili çevrelerde, 2020’lerde LED’li aydınlatmaların % 60 gibi büyük bir oranda mevcut aydınlatmaların yeri alacağı söylenmektedir. Bu öngörüye ben de katılıyorum. Gerek yurt dışında gerekse yurt içinde LED kullanımının giderek yaygınlaştığını hepimiz izliyor ve görüyoruz. Bu gün için özellikle yapı yüzü ve yol aydınlatmalarında LED kullanımı sıklıkla karşımıza çıkıyor ve LED kullanımını teşvik edici düzenlemeler yapılmaya başlandı. LED’ler günümüzün ve yakın geleceğimizin yapay ışık kaynağıdır. Ancak, kullanımı konusunda tüm özellikleri incelenmeli ve değerlendirilmesi doğru yapılmalıdır. Unutulmamalıdır ki, aydınlatma açısından önemli olanın, ışığın nerede, nasıl, hangi yöntemle üretildiği değil, aydınlatma konusunun gereklerine göre ışığın biçimlendirilmesi ve aydınlatma tekniğinin temel kurallarından ödün vermeyen tasarımlar oluşturulmasıdır.

69 Mart

2015


RÖPORTAJ

www.elektrikdergisi.com

Türkiye’deki aydınlatma eğitimini değerlendirir misiniz? Türkiye’de aydınlatma eğitimi 1960 lı yıllarda itibaren Yıldız Teknik Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümlerinin lisans programlarındaki derslerle başlamıştır. Elektrik fakültelerinde durum benzer olmakla birlikte, dersler ağırlıklı olarak aydınlatma tesisatı biçiminde yürütülmekteydi. 1970’lerde sonra ise aydınlatmaya yönelik yüksek lisans ve doktora programları gündeme gelmiş, aydınlatma dersi veren kurumların sayısı çoğalmaya başlamıştır. Günümüzde ise, mimarlık ve elektrik bölümlerinde gerek lisans gerekse lisansüstü programlarında aydınlatmaya yönelik derslerin sayısında belirgin bir artış olduğu gözlemlenmektedir. Bu durum doğal olarak, ülkemizde aydınlatma eğitimi almış kişi sayısının yanı sıra toplumda bu alana yönelik farkındalık ve bilincin de belli bir oranda artmasını sağlamıştır. Öte yandan, bilindiği gibi belli bir konuda eğitim verilebilmesi, o konuya yönelik derslerin programlarda yer alabilmesi o alanda uzmanlaşmış eğitici bir kadronun varlığına bağlıdır. Türkiye’de halen aydınlatma alanında çalışan akademisyen sayısı yeterli değildir. Bu durum üniversitelerin eğitim programlarında aydınlatma derslerinin yer alamamasına, mimar ve elektrik mühendisi adaylarının aydınlatma öğrenmeden mesleklerine başlamalarına yol açmaktadır. Üniversitelerimizde henüz aydınlatma alanına yönelik lisans ya da lisansüstü programları bulunmamaktadır. Ancak, aydınlatma konusunda yetkin akademisyenlere sahip sınırlı sayıdaki üniversitelerde okuyan öğrencilerin, gerçekten çok şanslı olduklarını belirtmekte yarar görüyorum. Bu nedenle ATMK olarak “aydınlatma eğitimi” ne çok önem verdiğimizin altını bir kez daha çizmek istiyorum.

PROF. DR. RENGİN ÜNVER KİMDİR?

Türkiye’de aydınlatma konusunda yapılması gereken başlıca çalışmalar için yaklaşımınızı öğrenebilir miyiz? Herhangi bir konuda başarılı çalışmalar yapabilmek, güncel ürünler ortaya koyabilmek için öncelikle o konuya özgü tüm bilgilerin edinilmesi gereklidir. Bilgi edinilmesinin temel koşulu ise o konuda gerekli ve yeterli eğitimin alınmasıdır. Daha öncede ifade ettiğim gibi, Türkiye’de aydınlatma eğitimi günümüzden yaklaşık elli yıl önce, sayılı eğitim kurumlarının lisans ve lisansüstü programlarında verilmeye başlamıştır. Eğitim kurumları sayısının özellikle son on yılda hızla artmasına karşın, eğitmen sayısının aynı hızda artmamış olması, aydınlatma sektörünün ihtiyaç duyduğu eğitimli kişilerin yeterli sayıya ulaşmasını engellemektedir. Bu bağlamda düzenlediğimiz eğitim seminerleri başta olmak üzere kongrelerimizi Türkiye’de ışık ve aydınlatma bilinci, bilgi ve teknik yayın birikimi oluşturulmasına katkı sağlayan birincil etkinlikler olarak görüyoruz. Ayrıca, ışık ve aydınlatma bilincinin oluşması için yalnızca yüksek öğrenim düzeyinde değil anaokulundan başlayarak eğitimin tüm kademelerinde gerekli düzenlemelerin yapılması en akılcı çözüm olacaktır. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de, 2000’li yıllardan bu yana LED’lerin aydınlatma alanındaki payının giderek artmasının, üretici, tasarımcı ve kullanıcıların aydınlatma alanına olan ilgisini arttırdığı da bir gerçektir. Ülkemiz aydınlatma sektörü hızla ilerlemekte, gelişmekte ve büyümektedir. En olumlu sonuçların Türkiye aydınlatma sektörünün paydaşları olan tüm kişi, kurum ve kuruluşların bir bütün olarak çalışması, bilgi ve deneyimlerini bir araya getirmesi ile elde edilebileceği açıktır. Bu bağlamda, ATMK’nın kuruluş amaç ve görevleri doğrultusunda sektörde yer alan ve almayı planlayanlara gerekli desteği vermeye açık olduğumuzu vurguluyor, sektörün tüm aktörlerine Aydınlatma Türk Milli Komitesi’ne üye olma çağrısını yapıyor, uyumlu birlikteliklerle daha büyük güçlerin doğabileceğini hatırlatmak istiyorum.

Lisans eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde; yüksek lisans eğitimimi aynı fakültenin Fiziksel Çevre Kontrolü ve Denetimi Bilim Dalı’nda tamamladıktan sonra, Yıldız Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Yapı Fiziği (Çevre Çözümlemesi ve Denetimi) Bilim Dalı’nda asistan olarak çalışmaya başladı. Işık ve Renk konularına yönelik doktora çalışmasını da yaptığı bu kurumunda halen Mimarlık Bölümü Yapı Fiziği (Çevre Çözümlemesi ve Denetimi) Bilim Alanı’nda Profesör olarak görevini sürdürüyor. Başta Aydınlatma ve Renk olmak üzere Yapı Fiziği kapsamına giren konularda pek çok bilimsel çalışma ve yayını bulunmaktadır. Aydınlatma Türk Milli Komitesinin kuruculardan olup halen 7. Dönem Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütüyor. CIE (Commission Internationale de l’Eclairage, Uluslararası Aydınlatma Komisyonu) Görme ve Renk Bölümü (Division 1) Türkiye temsilcisi olan Prof. Dr. Rengin Ünver, AIC’nin (Association Internationale de la Couleur, Uluslararası Renk Birliği) Türkiye gözlemcisi ve Renk Eğitimi çalışma grubu üyesidir.

70 Mart

2015



RÖPORTAJ

www.elektrikdergisi.com

AGİD: “Lighting Europe (Avrupa Aydınlatma Birliği) toplantısına ev sahipliği yapıyoruz” Aydınlatma Gereçleri İmalatçıları Derneği ( AGİD ) Yönetim Kurulu Başkanı Fahir Gök derneğin son yapısal durumu, çeşitli düzeylerde yürütülen çalışmalar, kuruluştan bu yana kaydettiği aşamalar ve öngörülen hedeflere ilişkin sorularımızı yanıtladı. Önceki dönemde AGİD üye sayısının şimdiye kadar görülmedik bir oranda artarak 80’lere yükseldiği görülüyor. Bu olgunun hangi politika ile sağlandığı konusunda bilgi verir misiniz? Bunun en önemli nedenlerinden birisi olarak altı yıl önce yaptığımız tüzük tadilatı ve tüzüğümüzün titizlikle uygulanması gösterilebilir. Bugün itibariyle 85 üyeye ulaştık ve bu sayı çok yakında 100 e ulaşacak. Diğer bir neden ise sektörde yaşanan dinamizm ve sektöre giren yeni aktörler. Bilindiği üzere sektör çok ciddi teknolojik gelişim göstererek LED teknolojilerine geçti ve bu yüzden birçok yeni firma sektöre giriş yaptı. Belki son bir sebep olarak AGİD’ in kuruluşundan bu güne yapmış olduğu çalışmalar, üyelere ve sektöre verdiği çeşitli hizmetlerden söz edilebilir.

AGİD şu andaki üye grubu ile Türkiye aydınlatma sektörünün ne kadarını çatısı altında barındırıyor, alt sektörler bazında değerlendirerek açıklar mısınız? Bizim yaptığımız çalışmalara göre dernek olarak sektörün yüzde 50’ den fazlasını temsil ediyoruz. Üyelerimiz imalat çeşidi olarak nerede ise ürün gruplarının tamamına kapsayacak şekilde üretim yapmakta ve aynı zamanda tüm AB ülkelerine ihracat yapmaktadır. Bütün bu faaliyetler çerçevesinde sektöre hizmet veren birçok yan sanayi firmasına çok ciddi katma değer sağlıyoruz.

Şu sıralar AGİD üyelerinin başta gelen sorunları ve bu sorunların çözümüne ilişkin olarak yönetim kurulunuzun yapmakta olduğu çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz? 72 Mart

2015

Fahir Gök AGİD Y. K. Başkanı

Şu an için en büyük sorunumuz haksız rekabet ve bu kapsamda yapılan çalışmalar. Geçtiğimiz yıl bu konuda çok ciddi mesafeler kat ettik. Ekonomi, Sanayi ve Gümrük Bakanlıkları ile muhtelif görüşmeler yaptık ve belli bir noktaya geldik. Yakın zamanda ithalatta haksız rekabet konusunda önemli gelişmeler yaşayacağımızı, kalitesiz mal ithalatında ciddi tedbirlerin hayata geçeceğini tahmin etmekteyiz.


AGİD’in yılda iki kez düzenlediği Genişletilmiş Sektör Toplantısı’ndan bir görünüş.

LED aydınlatmacılığının Türkiye’deki şu andaki durumu ve gelişme sürecine ilişkin bir yorum yapar mısınız? LED sadece Türkiye değil, tüm dünyada hızla yayılan bir akım. Ülkemiz bu konuda hızlı değişim gösteren ülkelerden birisi. Konvansiyonel aydınlatma sanırım birkaç özel ışık kaynağı dışında tamamen kalkacak ve LED tüm aydınlatma elemanlarında kullanılır hale gelecektir. Bu konuda kamu binaları ve yerel idareler de hızlı bir değişim yaşamakta olup, özellikle sokak aydınlatmasında çıkan son yönetmelik ile bu alanda da dönüşüm başlayacaktır. Bu arada OLED konusunda yaşanan gelişmeleri de göz ardı etmemek gerekir. Sanırım bu teknoloji de yakın zamanda çok geniş alanlarda aydınlatmaya uygulama sahası bulacak.

Aydınlatmanın toplum yaşamındaki yeri ve önemi konusunda kamuoyunu bilgilendirme ve bilinçlendirme konusu gündeminizde hangi boyutta yer alıyor, bu konuda yaptığınız ne gibi çalışmalar var? Aydınlatma doğrudan insan sağlığı ve psikolojisini etkileyen çok önemli bir unsur. Özellikle günümüzde yaşam konforunu yükseltmek için doğru aydınlatmaya ihtiyacımız var. Ancak, enerji tasarrufunu göz ardı etmemek lazım. Enerjisi tamamen dışa bağlı bir ülke olan ve yolda 60 milyar dolar seviyesinde ithalat yapan Türkiye enerji verimliliği çerçevesinde çok ciddi projeleri yavaş, yavaş hayata geçirmeye başlamıştır. Bu konunun toplumda öncelikli konu haline gelmesi

“DERNEK ÇATISI ALTINDA BULUNAN FIRMALARDA KONUYLA ILGILI ÜNIVERSITE ÖĞRENCILERINE STAJ IMKANI SAĞLIYORUZ. İTÜ, YILDIZ, AYDIN, ÖZYEĞIN, KÜLTÜR ÜNIVERSITELERI ILE ORTAK PROJELER HAYATA GEÇIRIYOR VE SEKTÖRE DÖNÜK TÜM ÜNIVERSITE ÇALIŞMALARINA KURUM OLARAK DESTEK VERIYORUZ” 73 Mart

2015


RÖPORTAJ

www.elektrikdergisi.com

sebebi ile kamuoyunda belli bilinçlenme sağlanmıştır. Tabii ki, bu bilinçlenmenin yaygınlaştırılması ve geniş alanlarda uygulanması için ilave çalışmalar yapılması gerekmektedir. Biz AGİD olarak yapmış olduğumuz tüm çalışmalarda, panel ve seminerlerde konuyu gündeme getiriyor, bu konuda tüm paydaş kurumlar ile ortak projeleri hayata geçirmeye gayret gösteriyoruz.

Aydınlatma Türk Milli Komitesi ile geçmişten bugüne yoğun bir işbirliği içinde olduğunuzu biliyoruz. Bundan başka sektörel ve mesleki kuruluşlar ile ortak çalışmalarınız var mı? ATMK kuruluşundan bu güne en yoğun işbirliği gerçekleştirdiğimiz, birlikte fuarlar, seminer ve paneller organize ettiğimiz bir kurum. Hali hazırda İstanbulLight fuar ve Kongresini UBM organizasyonu altında birlikte hayata geçiriyoruz. Bu çalışmalarımızı daha ileriye götürüp bugüne kadar sürdürdüğümüz üniversite-sanayi işbirliği çalışmasını daha ileriye taşıyacağız. ATMK Dışında bir çok meslek örgütü ile işbirliği yapıyor, müşterek projeleri hayata geçiriyoruz. İSO, İMMİB gibi meslek kuruluşları yanında İMSAD, ETMK, EMO, ENVER gibi derneklerle de ortak çalışmalar yürütüyoruz.

AGİD’in kamu kurum ve kuruluşları nezdinde yeri ve prestijine ilişkin neler söyleyebilirsiniz? AGİD kurulduğu günden bu tarafa sergilediği tutarlı ve tarafsız tutumu ile gerek sektörde gerekse kamuda belli bir saygınlığa erişmiştir. Buna örnek olarak 2013 yılında üye olduğumuz ELTEK organizasyonunu gösterebiliriz. Sanayi Bakanlığı bünyesinde bulunan bu organizasyon elektrik elektronik sektöründe çalışma komitesi olup AGİD olarak bu komiteye katkı sağlamaktayız. Ayrıca, Çevre Bakanlığı ile yürüttüğümüz işbirliği çerçevesinde kurmuş olduğumuz AGİD ticari işletmesi ile atık toplama konusunda Yetkili Kuruluş olma çalışmalarımız yakın zamanda sonuçlanacaktır. Bunun dışında sektörle ilgili tüm resmi kurum ve kuruluşlar AGİD’ i sektörün yegane temsilcisi olarak tanınmakta olup, sektör adına bu kurumlara gerekli destek ve katkı tarafımızdan verilmektedir.

Yurt dışındaki mesleki kuruluşlarla ilişkilerinizde ne gibi gelişmeler ve programlanmış çalışmalar var? Bilindiği üzere LE, Avrupa Aydınlatma Birliğinin kurucu üyesiyiz ve AGİD adına denetçilik görevi tarafımdan sürdürülmektedir. Bu kurumun Nisan ayında düzenlenecek Dernek Başkanları toplantısı

74 Mart

2015

AGİD Yönetim Kurulu Üyeleri IstanbulLight fuarı süresince Istanbul da gerçekleşecek olup, tüm organizasyonlara AGİD ev sahipliği yapacaktır. Bu sektörümüz adına çok önemli bir olay ve başarıdır. LE dışında yurt dışında ve özellikle Uzak Doğuda yerleşik benzer birçok kurumla centilmenlik ve işbirliği anlaşmaları imzaladık. Türk Alman Sanayi ve Ticaret Odası ve Zhaga adlı standart kuruluşu diğer bir işbirliği yaptığımız kurumlara örnek verilebilir. Bahse konu kurumlarla yurt içi ve yurt dışında ortak paneller düzenliyor ve yurt dışında ki panellerde konuk konuşmacı olarak katılıyoruz.

Özgün aydınlatma ürünlerinin tasarlanmasını destekleme alanında, aydınlatma uzmanı ve mühendisi yetiştirilmesi konularında tasarı ve çalışmalarınız var mı? ISO ile birlikte düzenlediğimiz genişletilmiş sektör toplantılarında konun taraflarını bir araya getiriyor, eğitici ve öğretici organizasyonlar düzenliyoruz. Ayrıca, dernek çatısı altında bulunan firmalarda konuyla ilgili üniversite öğrencilerine staj imkanı sağlıyoruz. İTÜ, Yıldız, Aydın, Özyeğin, Kültür Üniversiteleri ile ortak projeler hayata geçiriyor ve sektöre dönük tüm Üniversite çalışmalarına kurum olarak destek veriyoruz.

Desteğinizle önemli aşamalar kaydeden İstanbulLight fuarının bugün geldiği boyutu değerlendirir misiniz? İTÜ Taşkışla koridorlarında küçük bir sergi ile başlayıp geldiğimiz noktaya bakarsanız aslında bugün bulunduğumuz yeri daha iyi anlayabiliriz. Yola çıkarken bir hedefimiz vardı; ‘’İstanbulLight ı bir merkez üssü haline getirmek ve sektörün bölgedeki en büyük fuar ve uluslararası boyutta buluşma noktası yapmak’’ AGİD, ATMK VE UBM ortak çalışması ile bu hedefe doğru adım adım ilerliyoruz.


1995 yılından beri Yetkili Temsilcisi ve Dağıtıcısı olduğumuz MEGGER SWEDEN AB ürünlerine ilaveten aşağıda belirli İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri’nde üretilen MEGGER ürünleri dağıtımının da Nisan 2015’ den itibaren Şirketimiz tarafından yapılmakta olduğunu Sayın Müşterilerimize saygıyla duyururuz : -

Koruma Röleleri Test Cihazları Yüksek Akım Koruma Test Cihazları Trafo Test Cihazları Enerji Kalitesi Test Cihazları İzolasyon Test Cihazları >1 kV Enerji Faktör Test Cihazları Toprak Test Cihazları Alçak Direnç Test Cihazları Batarya Test Cihazları İzolasyon Test Cihazları <1kV Çok-Fonksiyonlu Kurulum Test Cihazları Yağ Test Cihazları TDR Kablo Test Cihazları

Daha ayrıntılı bilgi için hizmetinizdeyiz. Bizi hemen arayınız ! Saygılarımızla, D TEMSİLCİLİK VE TİCARET LTD.ŞTİ. Darülaceze Caddesi, Başak 1 Sokak, Genç Konak Sitesi, B Blok, Daire: 1 34384 Şişli / İSTANBUL Telefon: +90-212-248 17 41, 240 79 52 Faks: +90-212-240 23 92 e-mail: dtemsilcilik@superonline.com www.dtemsilcilik.com


RÖPORTAJ

www.elektrikdergisi.com

“Pazar değişiyor ve biz buna hazırız”

WIN Fuarı’nda Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri İş Geliştirme Yöneticisi Tolga Bizel ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Tolga Bizel Mitsubishi Electric’in mevcut teknolojileri, otomasyon dünyasındaki yenilikleri ve 2015 yılı hedeflerinden bahsetti. Mitsubishi Electric bu fuarda ziyaretçilere neler sunmakta? Türkiye’de Marmaray projesi ve Türksat 4A-4B uydularındaki teknolojisiyle dikkat çeken Mitsubishi Electric Türkiye, fabrika otomasyon ve klima sistemlerinin satış ve satış sonrası hizmetlerini veriyor. Ayrıca iletişim uyduları, asansör, güç kaynakları ve ulaştırma bağlantılı altyapı işlerine de destek sağlıyor. Fuarda, Türkiye’nin yeni otomasyon devrimine hazır olduğunu gösteren Yeni Nesil Fabrika Otomasyonu ve CNC Ürünlerimizi sergiliyoruz. Bu ürünler geniş bir yelpazeye dağılmış durumda. Mitsubishi Electric Fabrika Otomasyon Sistemleri; operatör arayüzünü sağlayan ekranları, makinaların logic kontrol ihtiyaçlarını sağlayan sistemleri, birçok altyapı hizmetinin ve sanayi kuruluşlarının tesislerinin kontrol edilmesini sağlayan SCADA sistemlerini portföyünde bulunduruyor. Bu fuar bizim için çok önemli çünkü sergilediğimiz ürünlerimiz inanılmaz özelliklere sahip ve fabrika otomasyonunda çığır açacak nitelikte. Bu gördüğünüz yeni nesil ürünlere bakınca Türkiye’de fabrika otomasyon alanında yaşanacak büyük değişimin ayak seslerini duyuyoruz. Fuarda tüm ürünleri entegre şekilde sunuyoruz. Fuarın bizim için geçtiğimiz fuarlardan temel farkı bu. Daha önce bu ürünleri bağımsız şekilde görüyorduk fakat bu fuarda ürünlerin tamamını entegre şekilde görmek mümkün. Bunun sebebiyse özellikle Avrupa’da başlayan yeni endüstri evresi Endüstri 4.0, bu terime Asya’da ise e-f@ctory deniliyor.

Nedir e-f@ctory? Bildiğiniz üzere insan hayatı her gün gelişerek çeşitleniyor. İhtiyaçlarımız da kişiselleşiyor. Örneğin cep telefonunuzun özelliklerinin size özel olmasını istiyorsunuz. Otomasyon dünyasında da durum aynı. Endüstri 4.0’ın ortaya çıkışının altında insan ihtiyaçlarının içinde siber sistemlerin de yer aldığı otomasyon sistemleri ile karşılanmak istenmesi yatıyor. Dijital fabrika yaklaşımı olarak da nitelendirilen bu sistem, pazarlarda artan rekabette ürünlerinizi optimize ederek size avantaj sağlıyor. Optimize edilmiş ürünler

76 Mart

2015

sayesinde müşterilerinizin ihtiyaçlarını karşılayabilirsiniz. Bunun için de henüz fabrikanızı kurmadan bilgisayar ortamında ihtiyaç ve verimliliğini görmeli ve buna göre yatırım yapmalısınız. Mitsubishi Electric bu fuarda dijital fabrika konusunda ne gibi imkanları müşterilerine sunabileceğini anlatıyor. Burada sergilediğimiz her ürün internette haberleşebiliyor ve kendi kendini optimize edebiliyor. Endüstri 4.0 konusunda Avrupa’da Almanya, Asya’da da Japonya bu konseptin lideri konumunda. Aslında Japonya’da bu sistem yıllardır kullanılıyor. Fabrikalarda makineler insanlardan bağımsız olarak verimliliği artırıcı hamleler yapabiliyor. Dolayısıyla Mitsubishi Electric, ürünlerini bu yeni kavrama uygun hale getirdiğini ziyaretçilere gösteriyor. Fuarda özellikle yeni platformumuz tümleşik yazılım içeriyor. Yani fuarda fabrikaların üretim sistemlerinden, ERP sistemlerinden online haberleşerek en dipteki sensör, motor, ekran konseptini nasıl tümleştirebileceğimizi gösteren yazılımları da tanıtıyoruz. Söz konusu sistem elbette verimliliği de artırıyor.

Yakın zamanda otomasyon verimliliğini artırmaya yönelik çalışmalarınız olacak mı? Evet, yakın zamanda otomasyon verimliliğini artırmaya yönelik çalışmalarımız olacak. Mitsubishi Electric’in piyasaya sunduğu teknolojik çözümleri kullanacak sistem partnerlerimizi ve katılmak isteyen müşterilerimizi pazardaki yenilikleri daha hızlı deneyimleyebilmeleri için bir eğitim sürecinden geçirmek istiyoruz. Bu yaklaşık iki yıl sürecek bir çalışma. Bu eğitimleri iki üniversite ile birlikte gerçekleştireceğiz, bunlardan biri Doğuş Üniversitesi diğeri Bursa Teknik Üniversitesi. Buradaki eğitim kadrosunda yer alan eğitmenlerimizle birlikte bizim sistemlerimizin inovatif olarak otomasyon dünyasında nasıl daha fazla kullanılabileceğini araştıracağız. Bu süreçte endüstride bize gelen proje ihtiyaçlarını üniversitedeki eğitim platformlarına taşıyarak hep beraber pazara daha yenilikçi çözümler üretmeye çalışacağız.


Mitsubishi Electric yeni geliştirdiği ürünlerde enerji verimliliği konusuna nasıl yaklaşıyor? Enerji hayatımızda hep bizimle olan fakat yeterince önemseyemediğimiz bir konu. İnsan hayatı çeşitlendikçe enerji daha da kıymetli bir hal aldı. Avrupa’da enerji tüketimi optimizasyonu konusunda birçok araştırma yapılıyor. Mitsubishi Electric olarak da en önemli misyonlarımızdan biri çevrenin korunması. Temiz bir çevrenin gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için enerjinin de dikkatli bir şekilde üretilmesine taraftarız. Bununla ilgili enerji optimizasyonu ürünlerimizdeki en önemli konumuz. Tüm teknik kaygıların önünde Mitsubishi Electric’in bu kıymetli enerjiyi en verimli şekilde kullanmak üzere tasarlanmış, bu konuda birçok sertifikası ve ödülleri olan ürünleri bulunuyor. Ürünlerimiz içinde istenildiğinde kullanmadıkları enerjiyi enerji aldıkları şebekeye geri verecek şekilde tasarlanmış olanları da mevcut. Bunun yanında enerjinin üretilmesinden tüketilmesine kadar olan sürecin tamamını izleyebilecek sistemlere de sahibiz. 2007’de Mitsubishi Electric’in aynı zamanda 100. yıldönümü olan 2021 yılına denk gelen uzun dönemli çevresel yönetim vizyonumuz “Çevre Vizyonu 2021” oluşturuldu. Bu vizyon çerçevesinde; çevresel duyarlılığı teşvik etmek, düşük karbon salımı ve geri dönüşüm konularındaki bilinci artmış bir toplum yaratmak en temel hedeflerimiz arasında yer alıyor. Mitsubishi Electric’in gerçekleştirdiği geniş çevre programının yeni sloganı ise “Eco Changes For a Greener Tomorrow” yani “Daha Yeşil Bir Gelecek İçin Ekolojik Değişimler”. Bu slogan Mitsubishi Electric’in çevre koruma teknolojileri ve üretimdeki uzmanlığı sayesinde daha yeşil bir gelecek yaratmak ve ekolojik olarak sürdürülebilir bir topluma ulaşmak için sarf ettiği sürekli çabaları ifade ediyor. Mitsubishi Electric, çevre yönetimi konusundaki tutumunu ifade eden Ekolojik Değişim (Eco Changes) felsefesi ile evler, ofisler, fabrikalar, altyapı çalışmaları

ve hatta uzay için yaptığı işler aracılığıyla sürdürülebilir bir toplumun gerçekleştirilmesine katkıda bulunuyor. Mitsubishi Electric’in, daima gelişimin peşinde olma, dolayısıyla değişiklikler yapma motivasyonunu temsil eden “Changes for The Better” (Daha İyisi İçin Değişim) kurumsal bildirisiyle aynı doğrultuda olan Ekolojik Değişim, markanın müşterileriyle birlikte çevreyi daha iyisi için değiştirme çabasını temsil ediyor.

Türkiye’de sahip olunan pazar memnun edici boyutta mı sizce? Türkiye jeopolitik konumu itibariyle etrafı hızla değişen bir bölgede bulunuyor. Değişim olan yerlerde imkanlar da olur. Mitsubishi Electric de bunun farkında ve Türkiye pazarına çok önem veriyor. Sebebi de genç nüfusumuzun eğitime yatkın olması ve çevremizdeki pazarın geliştirilmeye uygun olması. Önemli bir potansiyele sahip olan Türkiye pazarında olmak büyük bir fırsat. Genç bir nüfusa sahip Türkiye’de endüstrinin hızla büyüyeceğine, fabrika otomasyonuna ve enerji verimli teknolojilere olan ihtiyacın artacağına inanıyor ve Mitsubishi Electric olarak bu zorlu göreve adres olarak kendi teknolojimizi gösteriyor. Mitsubishi Electric’in felsefesi teknoloji ile toplumu zenginleştirmek. Türkiye’de de aynı felsefeyi takip ediyor ve Türkiye’ye değer katmak için çalışıyoruz.

2015 yılından beklentileriniz neler? Kurulduğu günden bu yana hızlı bir büyüme gösteren Mitsubishi Electric Türkiye, 2015 mali yılında 12 milyar Yen, yani yaklaşık 270 milyon Türk Lirası ciro hedefliyor. Geçtiğimiz yıl faaliyetlerimizi büyük ölçüde genişleterek güçlü bir büyüme sağladık. Türkiye’deki faaliyetlerimizi genişlettikçe ve markamızın varlığına güç kattıkça sağladığımız istihdamın da artacağına inanıyoruz. Gelecek nesillerin eğitimine katkı sağlamayı çok önemsiyoruz ve Türkiye’de tümleşik otomasyon içine entegre edilmiş robot teknolojisi konusunu sahiplenmeyi hedefliyoruz.

TOLGA BIZEL KIMDIR? 1991 yılında Elektrik ve Elektronik Mühendisi olarak Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden mezun oldu. Yaklaşık iki buçuk yıl kadar Makine Kimya Endüstrisi Taksan Takım Tezgahları Fabrikası için Ar-Ge projeleri yapan Ortadoğu Teknik Üniversitesi’ne bağlı Mustafa Gökler Vakfı’nda proje mühendisi olarak çalıştım. Şişecam grubunda Tezsan Takım Tezgahları Fabrikası’nda yaklaşık üç yıl proje mühendisliği görevini yürüttü. Bu görevin sonrasında Siemens için yaklaşık 14 yıl boyunca endüstri otomasyonu ve hareket sistemleri üzerine çalıştım. Bunun son üç yılında OEM Ülke Müdürü oldu. Şu anda da Mitsubishi Electric Türkiye’de Fabrika Otomasyon Sistemleri İş Geliştirme Yöneticisi olarak görev alıyor.

77 Mart

2015


Tuncay Derman, Mart 2015

ULUSAL SİSTEMİN TARİHSEL ÇÖKÜŞÜ 31 Mart 2015 günü 10:36, Türkiye siyasal ve elektrik enerjisi tarihine ülkemizin yaşadığı en büyük ulusal elektrik sistemi (Enterkonnekte Sistem) çökmesi olarak geçmiş bulunuyor. Van ili gibi bir iki izole bölge şebekesi dışında tüm Türkiye en kısası sekiz saat olmak üzere yarım günü aşan bir süre elektriksiz, karanlıkta kaldı. Yaşam durdu. Ulusal elektrik sistemimizdeki çökme (collapse) sonucu ortaya çıkan devasa elektrik kesintisi belki bugüne kadar yaşananlar içinde süre olarak en uzunu değildi. Ancak ülke çapında en geniş alana yayılmış olanı, neredeyse tüm ülkeyi kapsayanı idi. Belki de, gerçek sebebini uzun süre öğrenemeyeceğimiz bir enerji kaybı olayı idi. Anımsanacağı gibi kayda değer olarak bundan yaklaşık dokuz yıl önce 1 Temmuz 2006’da Batı ve kısmen İç Anadolu bölgemizle sınırlı kalan bir sistem çökmesi yaşandı. Ancak bu olay ne süre ne de etkilediği bölge genişliği bakımından son sistem çökmesi olayı ile mukayese edilemez. Geçen yüzyılın 70’li yılları sonlarıyla 80’li yılları başlarında ortaya çıkan iletim sistemi arızaları ile yaşanan daha ziyade elektrik tüketimi yüksek olan İstanbul, Ankara gibi illerimizi etkileyen bölgesel elektrik kesintilerinin süresi belki haftalar sürecek kadar uzundu ama nedeni çok farklıydı. Türkiye, bilindiği gibi 70’li yılların hemen başında uzun yıllar süren siyasal direniş kırılarak kamu kurumu olarak kurulan Türkiye Elektrik Kurumu (TEK)’nun faaliyete geçmesi ve 10 yıl gibi kısa bir sürede ülkemizin en ücra köşelerine ulaşan bir elektrik ağı şeklinde Türkiye İletim Sistemi’ni kurup işletmeye almasıyla ilk kez Ulusal Elektrik Sistemi’ (Enterkonnekte Sistem)’ne sahip olmuştur. Yeni kurulan Ulusal Elektrik Sistemi’nin 154 kV gerilim yapısından sonra ilk uygulamalarından olan 380 kV’luk çok yüksek gerilimli şebekenin ilk direkleri de dönemin Fırat üzerindeki ilk baraj ve hidroelektrik santralında üretilen elektrik enerjisinin Batı’ya iletilmesi için dikilmiştir. 80’li yılların başında kuzey ve güney olarak birbirine paralel iki hat olarak inşa edilen 380 kV’luk Keban- Ankara- İstanbul iletim sisteminin özellikle büyük menzilli Sıvas Pınarbaşı-Gürün kesiminde 25 kadar çelik plonu kimsenin

78 Mart

2015

öngöremediği çok ağır kış şartlarında aşırı buz yükü nedeniyle devrilerek hatlar kopmuştur. O tarihte Türkiye’de bu hatların yaklaşık bin km’lik bir güzergâhta ilettiği gücü karşılayacak bir üretim tesisi bulunmadığı için çaresiz kopan iletim hatlarının ağır kış koşullarında onarımı beklenmiş, bu da oldukça uzun sürmüştü. Çok ağır çalışma koşullarında gerçekleştirilen bu büyük onarımın değerli meslektaşım Ataman Kınış başta olmak üzere bugün, yaşamını yitirmiş ve yaşamda olan isimli, isimsiz fedakâr kahramanlarını minnetle anıyorum. Son 31 Mart sistem çökmesine en yakın olay ise yukarıda sözünü ettiğimiz 1 Temmuz 2006 Batı bölgesi sisteminin çökmesidir. Bu olayda anımsadığımıza göre kamunun Bursa’da kurulu Ovaakça doğalgaz kombine çevrim santralı bir iletim hattı arızası nedeniyle devre dışı olup sisteme güç aktaramaz duruma gelmişti. Sistemden çıkan büyük gücün öncelikle karşılanması için iki seçenek vardı. Birinci seçenek denenmiş, Konya Seydişehir’deki kamuya ait Alüminyum kompleksi ile birlikte Antalya’da özel şirkete devredilmiş olan Oymapınar Baraj ve HES’den sisteme güç aktarılması talep edilmiş, ancak özel şirketle bağıtlanmış olan Yan Hizmetler Anlaşması’nın yükümlülük getiren hükümlerine rağmen şirketten sorumsuzca red yanıtı alınmıştır. Bunun üzerine ikinci seçeneğe başvurulmuş, sistemde eksilen güce denk olarak Balıkesir ilini besleyen iletim tesisi geçici olarak devre dışı edilmiştir. Yani, geçici de olsa zorunlu olarak seçilen Balıkesir ili gece karanlığında elektriksiz bırakılmıştır. Bu sırada Balıkesir’de oğlunun sünnet düğününü yapan bir iktidar milletvekili tepki gösterip siyasilere , onlar da teknik yetkililere sorumsuzca baskı yapıp Balıkesir iletim hattını tekrar devreye aldırınca Türkiye Ulusal Elektrik Sistemi’nin Batı ve kısmen Orta Anadolu kesiminde kaçınılmaz olarak sistem çökmüştür. Kısacası siyasilerin kaprisi ve bencilliği yüzünden göz göre göre sistemin çökmesine yol açılmıştır. Bu sorumsuzluğun bir yaptırımı olması gerekiyordu. Ancak bu adaleti göremedik. Bu olaydan siyasal iktidarın ve onun enerji yönetimlerinin ne kadar ders aldığını da bilmiyoruz. Son yaşanan ülke çapında sistem çökmesi ise günümüz


Enerji Bakanı’nın ifadesindeki gibi Türkiye’de bir ilktir. Son sistem çökmesinden iki gün sonra “Olaya teşhisi koyduk, İnşallah bir daha olmaz” temennisiyle medya önüne çıkan, bir yandan da “(Türkiye çapındaki büyük çökmenin yol açtığı) Elektrik kesintisinin nedenini henüz bilmiyoruz, İzmir Aliağa bölgesinde birbirini ardı ardına (Domino etkisiyle) tetikleyen yapının, Atatürk Barajından (Baraj ve Hidroelektrik Santralı’ndan), Çukurova bölgesinden ve Elbistan’dan (Afşin-Elbistan Termik Santralı’ndan) çıkan iletim hatlarının açması ve frekansın düşmesiyle beraber olduğunu gözlemledik ama bunu tetikleyen sebebin ne olduğunu, bir müdahale mi, teknik gerekçelerle mi, yoksa bir manipülasyonla mı ilgili olduğu konusunda nihai cümleyi kullanmıyor, söyleyemiyoruz” diyen Enerji’nin Bakanı 17 Aralık 2013’de ortaya çıkan yolsuzluk kasetlerini ne alâka örnek göstererek “Siber saldırı ihtimal dahilinde. 17 Aralık-25 Aralık sürecinde bunların ne kadar delik deşik edildiğini hep beraber gördük ama buna siber saldırı demem için ‘bu sistemin, bu arzın tetiklenmesine sebep budur’ demem için şu an erken” derken, şu izlenimini de aktarıyor: “Otuz üç yıldır işi sadece iletim olan arkadaşlarımızla konuştuğumuzda böyle bir olasılığın (bu çapta bir sistem çökmesinin) bugüne kadar gerçekleşmediğini söylediler”. Son büyük sistem çökmesi olayından sonra konuyu teknik bilgi birikimleri çerçevesinde ele alarak İnternet ve medya ortamında kamuoyundan ziyade bu tür olayların içinde yaşamış teknik elemanları teknik doğrulara dayalı olasılıklarla bilgilendirmeye, bilgi alışverişi ortamına sokmaya çalışan meslektaşlarımızı içtenlikle kutluyorum. ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği bölümü öğretim üyesi değerli dostum Prof. Dr. Osman Sevaioğlu bu grubun başını çekti diyebiliriz. Sevaioğlu’nun, Enerji Bakanı’nın mırıltılarını anında şöyle yanıtladığını görüyoruz: “ Olayımız (olasılıkla) şöyle olmuştur: 1. Sistemde 700-1200 MW arası anlık güç kaybı ortaya çıkmıştır. 2. Bu büyük güç kaybı için sistemde yedek yoktur (EPDK, TEİAŞ’a soruşturma açabilir). 3. Siber saldırı, terör saldırısı, sisteme sabotaj yapılması safsatadır. 4. Özel sektörün ticari kaygılarla bilinçli olarak santrallarını devreye almadığı zayıf ihtimaldir. Özel sektörün anlaşmayla bağıtlanmış yükümlülüğüne rağmen özellikle ticari nedenlerle devreye girmeyi kabul etmemesinin lisans iptaline varan ağır yaptırımı vardır (EPDK tarafından). 5. Nükleer santralları ülkemiz için gerekli, vazgeçilmez göstermek için bir senaryonun gerçekleştirildiği hikâyedir. Diğer bir değerli meslektaş dostum Teoman Çetin ise sisteme siber saldırı konusunda deneyimlerine dayanarak şunları söylüyor: “Sisteme dışarıdan siber bir saldırı sistemin bu hale gelmesine sebep olmaz. Belki yük tevzi yazılımları devre dışı kalır. Ama frekans rölelerine etkisi olmaz. Çünkü frekans röleleri frekansa duyarlı olarak çalışır.” Sevaioğlu hocamız, Enerji Bakanı’nın 2 Nisan’daki teşhisine de teknik yanıtını vermeden edemiyor: “Yıldız açıkla-

masında, aynı anda peş peşe üç hat sıra ile açtı. Bunun olma ihtimali 86.400’de bir” diyor. Bakana bunu kim anlattı ve yanılttı ise hayret bir şey. Konunun özeti “cascade opening (CO)”dir. CO’e örnek: Elektrik sistemimizde 1000 MW kapasiteli iki iletim hattımız olsun. Bu hatlardan akan güç de her birinde 600 MW olsun. Hatlardan birinde kısa devre arızası yaşandı. Hat işletme dışı oldu. Tek hatta kaldık. İşletmede olan hattan bu durumda 1200 MW güç akacak. Hat, kapasitesini aşan 200 MW’a 5-10 dakika dayanabilir. Eğer bu 200 MW’lık fazlalık hattan bir durumda atılamazsa (uygun bir hatta transfer edilemezse) bu hat da işletme dışı olur. İşler bu noktada kötüleşir. 1200 MW’ın da işletme dışı olmasıyla Elektrik Sistemi’nin civardaki (iletim sisteminde civar 200-500 km demektir) hatlarda 1200 MW güç (yük) artımı olur. Bu yük artımı o hatların taşıma kapasitesini aşıyorsa saniyeler sonra bu hatlar da işletmeden çıkar. Cascade opening, yani domino etkisiyle servis dışı olayını meslek mensubu herkes bilir. Osman hoca başka örnek de veriyor. Yerimiz yetersiz. Ona girmiyorum. Enerji Bakanı “teşhisi koyduk İnşallah…” dediği halde açıklamasa/açıklayamasa da, siber saldırı ve terör saldırısı üzerine kuşkularını araya soksa da özellikle Osman Sevaioğlu hocamızın gönüllü yoğun mesaisi ve yerinde tespitleri ile son büyük sistem çökmesinden iki üç gün sonra üç aşağı beş yukarı çökmenin kesin diyebileceğimiz nedeni ortaya çıkmış bulunuyor. Şöyle ki: Baş neden: İletim Sistemimizdeki kapasite yetersizliği olarak görünüyor. n-1 kuralı: Bir eleman (generatör ünitesi, hat ya da trafo) devre dışı olduğunda (istenmediği halde herhangi bir nedenle aniden işletme dışı olduğunda) sistemin, bu eleman devreden çıktıktan sonra geri kalan kısmı sağlıklı bir biçimde (ayakta kalarak sistem dizaynının yapısı gereği) işletmeyi sürdürebilmelidir. Olayımızda Domino etkisi durumunda eleman devreden çıkınca geride kalan elemanlar sağlıklı bir biçimde(ayakta kalarak) işletmeyi sürdüremiyor. Olasılıkla şu gelişme yaşanıyor: TEİAŞ alt sistemi Çukurova bölgesini besleyen iletim hatlarından biri devre dışı olunca geriye kalan hat(lar)ın, üzerlerine devre dışı olan hattın gücü yüklense de işletmede kalmaları gerekirdi. Bu olmamıştır. Yani işletmede olan (geriye kalan) hat(lar) da kısa bir süre (saniyeler) sonra üzerine gelen ek yükü karşılayamayarak devre dışı olmuştur. Bu durumda Ulusal Elektrik Sistemi’mizde Domino Etkisi ile Batı santrallarından başlayarak üretim sistemimizin işletme dışı olduğu anlaşılıyor . Tüm bunlar TEİAŞ iletim sisteminin , dolayısıyla TEİAŞ’ın kontrolündeki ve sorumluluğundaki Ulusal Elektrik Sistemi’mizin yetersiz olduğunu göstermektedir. TEİAŞ İletim Sistemi emergency durumunda çökmektedir. Oysa

79 Mart

2015


Türkiye Elektrik İletim Sistemi sadece normal işletme durumunda değil, emergency durumunda da sağlıklı bir biçimde ayakta kalabilmeli, işletmeyi sürdürebilmelidir. Çağımızda bunun cihaz kurulum, ayar ve işletmesi ile eğitimli eleman olarak etkin teknik önlemleri vardır.

31 MART VAKASI Türkiye’yi ilk kez bu çapta karanlıkta bırakan (moralden vazgeçtik) büyük maddi kayıplara yol açan bu olayın medya ayağına gelelim. 31 Mart 2015 bu ülke tarihine bir kez daha karanlık bir gün olarak geçti…Seçim öncesi provokasyon kaygısı yaşıyoruz… 7 Haziran’da bir partiyi, hükümeti değil rejimi seçeceğiz”. 1 Nisan basımı “KARANLIĞA GİRDİĞİMİZ GÜN” manşeti atılmış olan Cumhuriyet gazetesinin kapak sayfasındaki başyazıda bu değerlendirme yapılmış bulunuyor. Aynı günün diğer gazetelerinin kapak manşetlere göz atıyoruz. Milli Gazete’de “KISA DEVRE” birinci sayfa manşeti altında “Türkiye, kimi ülkelerin bir yılda yaşadığı gündemi bir günde tüketti. Önce dünyada eşi benzeri olmayan (tüm yurdu kapsayan) bir Elektrik kesintisi yaşandı (o kadar). Hayatın durma noktasına geldiği Türkiye’de elektriğe ne oldu şaşkınlığı yaşanırken Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın Çağlayan adliyesinde rehin alınmasıyla ülke sarsıldı. Bunlar yaşanmasaydı Türkiye’nin 1 numaralı gündemi, Balyoz davasında 236 sanığın beraat etmesi olacaktı” alt yazısı yer alıyor. “Çalı dolanılan” bu manşette yalın gerçeğin üstüne şal örtülmesi çabası sırıtıyor. Çünkü yalın gerçek üstü ne kadar örtülürse örtülsün Elektrik kesintisi olayının ötesinde aynıyla şöyle: “Ülkemizin yetiştirdiği, adaleti temsil eden değerlerden bir yargı mensubumuz daha (Cumhuriyet savcımız Mehmet Selim Kiraz) alçakça şehit edildi. Siyaset ve yargı dünyamızın Ergenekon’dan sonra yüz karası Balyoz davasına (ülkemiz için canlarını ortaya koymuş olan 236 vatan evladı için) geç de olsa nihayet silme beraat kararı çıktı. Tüm ulusalcılar, yurtseverler tarafından beklendiği gibi ‘Keser döndü, sap döndü’, sıra kumpasları kuranlara geldi.” Nitekim Sözcü gazetesi “KARANLIK GÜN, İktidar Yüzünden Sonunda Türkiye’nin Ampulü Patladı”, “Çağlayan Adliyesi’nde Kanlı Baskın: DEVLET SAVCISINI KORUYAMADI” ve BALYOZ’DA BERAAT: Adalet Yerini Buldu ama Ölen Öldüğüyle Silivri Zindanında Yatan Yattı-

ğıyla Kaldı” ilk sayfa manşetleriyle yalın gerçeğin hakkını veriyor. Aynı gazete Sistem’deki çökmeyi şöyle haberleştiriyor. “Geçen seçimde kedilerin trafolara girmesi sonucu kesildiği söylenen elektrik, dün ülke genelinde kesildi. Nedeni ve sorumlusu bulunamadı. İktidar acizlik içinde kaldı. Millet perişan oldu. Seçimde de bu yaşanırsa şaşırmayın…” TV’lerden sonra 30 dolayında gazetede birinci sayfa manşete çıkan ülke çapındaki Elektrik kesintisinde ortak kelime genellikle “karanlık” idi. Bu, gün boyu süren uzun kesintinin nedeni bilinmiyordu. Yurt dışındaki Enerji Bakanı gecikmeli olarak ilk ağızda “İzmir’de devre dışı kalan santral domino etkisi yarattı” diyordu. Kısa bir süre sonra domino etkisinin İzmir’de değil Güney’de (Çukurova’da) başladığı ortaya çıkacaktı. Suçlanan Batı’daki özel sektöre ait santral yetkilileri de üretim faaliyetlerinin domino etkisine neden olmadığını, aksine kendilerinin dahli olmadan oluşan domino etkisiyle sistemde önemli güç kaybı ortaya çıkması sonucu işletme dışı kaldıklarını açıklıyorlardı. Sistem’in çökmesinden dört gün sonra Necati Doğru, gazetesindeki köşesinde şunları yazdı: “Dört koca gün doldu. Enerji Bakanı, ‘Elektrik iletim sisteminin neden çöktüğünü’ henüz anlatamadı. Demek ki, bilmiyor. Acizliği var. Elektrik isyan etti. Bilgisizliği çarptı. Adam kayırmayı kavurdu. Torpil sistemini titretti. VIP listesini yaktı. Demek ki, ‘Elektrik iletim hatlarını yöneten merkez (kumanda) odasına torpilli, partinin adamı, VIP listesinin yakını, bilgisiz ve meslek becerisi olmayan ehliyetsiz insanları doldurdular’. Onlarla buraya kadar. Sistemin merkezini (beynini) yönetemediler. Elektrik üreten santralları birer saniye arayla sistemden çıkartan nedeni/nedenleri bulup önleyemediler. Çöktü hatlar. Ülke saatlerce karanlık! Bunun için Enerji Bakanı dört gün sonra ‘İnşallah bir daha tekrarlanmaz’ diyor. İşimiz ‘İnşallah’a kaldı.” BİR ELEKTRİK KESİNTİSİ BİN TEORİ OLDU ÇIKTI Sistem çökmesinin ertesi günü 1 Nisan’da Taraf gazetesi “KESİNTİNİN NEDENİ SAATLERCE AÇIKLANMADI” manşetini attı. Doğruydu. Nitekim, olay günü hepimiz gündüz karanlığında siyasi otoriteden arızanın ne olduğu, ne zaman sonlanacağı konusunda dört gözle haber beklerken TEİAŞ genel Müdürü’nün “Sistemde aniden 3 bin MW güç kaybı oldu. Yedek sistem devreye girmiş ama yetmemiş” dediği gazetelerde haber oluyordu. Başba-

ENERJİ BAKANI “TEŞHİSİ KOYDUK İNŞALLAH” DEDİĞİ HALDE AÇIKLAMASA/ AÇIKLAYAMASA DA SİBER SALDIRI, TERÖR SALDIRISI ÜZERİNE KUŞKULARINI ARAYA SOKSA DA ÖZELLİKLE OSMAN SEVAİOĞLU HOCAMIZIN GÖNÜLLÜ YOĞUN MESAİSİ ve YERİNDE TESPİTLERİYLE SON BÜYÜK SİSTEM ÇÖKMESİNDEN İKİ ÜÇ GÜN SONRA ÜÇ AŞAĞI BEŞ YUKARI ÇÖKMENİN KESİN DİYEBİLECEĞİMİZ NEDENİ ORTAYA ÇIKMIŞ BULUNUYOR 80 Mart

2015


kan da Enerji Bakanı gibi gecikmeli olarak “Enerji arzında bir sıkıntı yok. İletimde arıza olduğunu düşünüyoruz” diye savuşturucu bir açıklama yapmaz mı? Devamında “Her türlü ihtimali araştırıyoruz. Terör saldırısı olabilir mi, onu da araştırıyoruz. Enerji Bakanlığı’nda kriz masası kuruldu”, derken Enerji Bakanı da sözleşmiş gibi“Terör mü, Siber saldırı mı, teknik arıza mı araştırıyoruz” diyordu.

TEİAŞ İLETİM SİSTEMİNİN DOLAYISIYLA TEİAŞ KONTROLUNDAKİ ve SORUMLULUĞUNDAKİ ULUSAL ELEKTRİK SİSTEMİMİZİN YETERSİZ OLDUĞUNU GÖSTERMEKTEDİR. TEİAŞ İLETİM SİSTEMİ EMERGENCY DURUMUNDA ÇÖKMEKTEDİR. OYSA TÜRKİYE ELEKTRİK İLETİM SİSTEMİ SADECE NORMAL İŞLETME DURUMUNDA DEĞİL, EMERGENCY DURUMUNDA DA SAĞLIKLI BİÇİMDE AYAKTA KALABİLMELİ, İŞLETMEYİ SÜRDÜREBİLMELİDİR.

Bu beyanlar, madende 301 can giderken düşünülmeden olayın trafo patlaması nedenine, seçim sayımları aşamasında 40 yerde aynı zaman diliminde paralel elektrik kesintisi yaşanırken olayın komik bir biçimde kabinlere giren trafo kedileri nedenine bağlanmasını anımsatıyor ve inanılırlığını kaybediyordu. Böylece sinyali alan medyada, özellikle gazetelerde bir bölümü iyice abuk teoriler daha ilk günden ortalığa dökülmeye başladı. Yukarıda da belirtildi. Siber saldırı, terör saldırısı, özel şirketlerin sistemdeki güç açığını karşılamayı reddetmesi (2006’daki Oymapınar reddi unutulmamış), Nükleer Enerji’nin vazgeçilmez gösterilmesi çabası sayılıp döküldü. Bu sırada Meclis’ten Üçüncü Nükleer Santral konusunda bir yasanın torbalanıp geçirilmesi ve Cumhurbaşkanı’nın yurt dışında “üçüncü nükleeri mutlaka yapacağız” sözleri teorilerin üzerine tuz biber ekmekte gecikmedi. Akit isimli gazete ve benzerleri daha da ileri giderek ölçüyü kaçırıyor ve TEİAŞ çalışanlarından aldığı bilgiye dayanarak “olayda (yani sistemin bu denli çökmesinde) iletim şebekesine yerleşen paralellerin parmağı olduğunu” ifşa (!) ediyordu. Bu arada Sivil Toplum Örgütleri kategorisindeki meslek odaları mensuplarının sanal ve gerçek medyada yer bulan, konuya kamuoyunun anlayacağı dilde ve mantıkta teknik bir açıklama getirmekten uzak, enerji özelleştirmelerini, taşeron sistemini, nükleer enerjiyi baş sorumlu gösteren tek düze açıklamaları kamuoyunda yeterli bir algı yaratmıyordu. Sevaioğlu hoca, “Şimdi herkes TEİAŞ sisteminin güçlendirilmesi gerektiğinde hemfikir ise sorum şu” diyerek şu soruyu soruyordu: “Elektrik faturalarına bakarak ben bu ‘İletim Sistemi Kullanma Bedeli’ denilen gider kalemini ödemem diyenler ve bu gideri ödememek için dava açanlara ne demeli?” Aslında bu son sistem çökmesinden, olay geçiştirildikten sonra öncelikle siyasal iktidar, onun Enerji Bakanlığı ve

diğer ilgili sorumlu kuruluşlar tarafından çıkarılacak çok önemli dersler olmalı. Bu konuda bugüne kadar pek Enerji gündemine gelmeyen, getirilmeyen Pompa Sistemli Hidroelektrik Santrallar konusu günümüz gündeminde sıcak bir noktada duruyor. İki meslektaşımız (Bora Buyruk- ENTEK ve Haluk Direskeneli) bu konuyu sorularıyla ve belli başlı ülkelerdeki pompaj sistemli HES’lerin listesini vererek gündeme getiriyorlar. Sorularından en can alıcı olanı şu: “Ulusal Elektrik Sistemi’mizin çökme nedeni yetkililer tarafından doğru düzgün açıklanmaz, bu neden hâlâ tartışılır durumda iken üç adet nükleer santralın üçü de (yaklaşık 15 bin MW) işletmede olsaydı durumumuz ne olurdu?” Devam ediyorlar: “Sistem çökünce devre dışı olan Nükleer Santrallar nasıl soğutulacaktı? En az 8 saat nasıl stand-by’da kalacaklardı? Nasıl yeniden işletmeye alınabileceklerdi? Sistem çökerken neden hızlı yük atmalar yapılmadı? Bunları yapamayan insan yeteneği ile Avrupa Enterkonekte sistemiyle nası l entegre olunabilecek?” Bu meslektaşlarımıza bu önemli konuyu en iyi zamanlama ile ortaya attıkları için teşekkür borçluyuz. Bilindiği gibi büyük kurulu güçlerdeki nükleer santrallar temel yük santralları kategorisindedir. Nükleer santrallar, Puant yük santralları kategorisindeki Hidroelektrik santrallar ve Doğalgaz Kombine Çevrimleri gibi kolayca devreden çıkarılıp yine kolayca işletmeye alınamazlar. Gece şebekenin yükleri önemli oranda azaldığında nükleer santralların nominal yükleri devrede kalmaya devam edeceğinden bu yükleri emecek tüketim unsurlarına ihtiyaç vardır. Çok ülkede bu görevi Pompa sistemli HES’ler yapmaktadır. Ülkemizde Pompa sistemli HES yoktur. Türkiye’de üç adet dev güçte nükleer elektrik üretim tesisi kuracakları ile övünenlerin ve bir kısmı için uygulama başlatanların bu çok önemli gerçekten haberleri var mı acaba? Dahası, Nükleer’in sayılıp dökülen yaşamsal risk ve tehlikelerinin ötesinde üretimlerini dengelenmesi konusundaki küçümsenmeyecek risk ve tehlikeden haberleri, bilgileri var mıdır? Bu soruları niçin gündeme getiriyorum. Çünkü, bilgileri ve ilgileri olsaydı, özellikle siyasetin zirvesindekiler açıklamakta zaman kaybetmezlerdi diye düşünüyorum. Son 31 Mart Ulusal Elektrik Sistemi tarihsel çökmesinin, oluşturduğu tüm maddi ve moral kayıplara karşın yarar getirecek tek yönü de bu Pompa sistemli HES’lerin anımsanarak kamuoyu gündemine getirilmesi olmalı. Tabii ders almayı akıl edenler olursa…

81 Mart

2015


BİLİRKİŞİ RAPORLARI PROF. DR. OSMAN SEVAİOĞLU’NUN ARŞIVINDEN

TEDAŞ YÜZ 70, İŞÇİ YÜZDE 30 KUSURLU DAVA KONUSU: RÜCUEN TAZMINAT

BİLİRKİŞİ HEYETİNE VERİLEN GÖREV Mahkemenizin, konusu yazılı olan dava dosyası üzerindeki ara kararında; “...NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİNE, Davacı SSK Başkanlığı Vekili tarafından davalı aleyhine açılan Rücu’en tazminat davasının yapılan yargılamasında verilen ara karan gereğince, Mahkememiz dosyası kusur oranının tespiti yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılması için ekleriyle birlikte dizi pusulasına ekli olarak gönderilmiş olup, Mahkemenizce seçilecek, konusunda uzman olan üç kişilik bir Bilirkişi Heyetinden oluşan bilirkişilere dosya ve eklerinin tevdii ile yeminleri yaptırılarak iddia ve savunma doğrultusunda bilirkişilerden alınacak raporun dosyamız ve ekleri ile birlikte duruşmanın atılı olduğu mahkememize iade edilmesi rica olunur.” şeklinde verilen yazılı talimatı uyarınca taraflara atfı kabil kusurlar, kusur oranları ve aidiyetleri üzerinde görüş ve kanaat belirtmek ve bu hususta bir kusur raporu hazırlamak üzere Bilirkişi Heyeti olarak resen görevlendirilmiş olmamız üzerine tarafımıza tevdi edilen dosya tetkik edilmiştir. Heyetimizin dava konusu kazanın meydana gelmesinde tarafların varsa, kusurları ve oranları üzerinde vardığı görüş ve kanaati belirtmek üzere işbu rapor hazırlanmıştır. 2.Dava Konusu İş Kazası Davalı ile sigortalı Elektrik Tesis Bakım (ETİP) Ustası olarak görev yapan H.G kendisine verilen yazılı talimat gereğince, sabah saat 09:30 sularında çıktığı demir sokak direğindeki arızalanan bir lambayı değiştirdikten sonra aşağıya inerken tutunduğu tırmanma engelinin yerinden kopması sonucunda yere düşerek yaralanmıştır. 2.1. Davacı Tarafın İddia ve Talebi Davacı Taraf Sayın Vekili Mahkemeye ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde özetle; AÇIKLAMALAR: Sigorta Müdürlüğümüzde işlem gören işyeri sigortalılarından H.G’ye geçirdiği ve maluliyeti ile sonuçlanan iş kazası nedeniyle 147,382,000 TL geçici iş göremezlik

82 Mart

2015

ödeneği ödenmiş, 28,163,460 TL tedavi masrafı yapılmış, 18.370,66 YTL peşin sermaye değerli gelir bağlanmış toplam 18.546,20 YTL kurum zararı meydana gelmiştir. Kaza sigortalının arızayı gidermek amacıyla çıktığı elektrik direğinden inerken tırmanma demirinin kırılması yüzünden düşerek yaralanması şeklinde meydana gelmiştir. Olay nedeniyle kurum müfettişi tarafından yapılan tahkikat sonucu düzenlenen raporda; olayın iş kazası olduğu kazanın meydana gelmesinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nün 3. ve 4. maddelerine aykırı hareket eden İşverenin kusurunun bulunduğu tespit edilmiştir. Sigortalı tarafından davalı aleyhine İş Mahkemesi’nin açılan tazminat davası sonucunda verilen karar Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmiştir. Anılan kararla İşverenin %70 oranında kusurunun bulunduğu, gerçek maddi zarar tavan zararının 48,216,603,556 TL olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle kusur durumu, gerçek maddi zarar tavam, maddi tazminatta hüküm altına alınan miktar göz önüne alınarak yapılan hesaplamada 12.982,33 YTL kurum zararının sarf ve onay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini tem in en dava açma zorunluluğu doğmuştur. HUKUKİ NEDENLER: 506 sayılı yasanın 26. maddesi ve ilgili mevzuat hükümleri SUBUT DELİLLER: -İş Mahkemesi dosyası -Peşin sermaye değerli gelir bağlama karar ve tabloları -Geçici iş göremezlik belgesi X -Bilirkişi incelemesi -Ve sair delillerimiz” demiştir. Davalı Tarafın Cevabı Davacı Taraf Sayın Vekili Mahkemeye ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde özetle; “Konu: Davaya Karşı cevaplarımız ve delillerimizin sunulması hakkında. CEVAPLARIMIZ: Müvekkil kurum aleyhine açılan işbu dava hukuki mesnetten yoksun olup yerinde değildir reddi gereklidir. Şöyle ki; Kazada yaralanan müvekkil kurumun işletme şefliğinde 1475 sayılı yasaya tabi işçi olarak çalışmakta iken iş kazası geçirmiştir. Bu kazanın oluşumuyla


ilgili olarak müvekkil kuruma herhangi bir kusur izafe edilmesi mümkün değildir. Kazazede işçi olayın olduğu tarihte lamba arıza onartmaya gitmiş ve arızayı giderip işini bitirdikten sonra direkten inerken eldiven kullanmaması sonucu terli ellerinin kayması ve emniyet kemeri üzerinde olduğu halde onu bağlamaması sonucu yerden üç metre yükseklikte iken düşmüş ve kazanın oluşumuna sebebiyet vermiştir. İşçimiz bunları bilebilecek durumda olup gerekli teçhizata sahip ve aynı zamanda her türlü eğitimini almış tecrübeli bir işçidir. Tarafsız olarak incelendiğinde bu işçimizden bu derece basit bir hata yapması beklenemez. Kendisine teslim edilen ve giymesi konusunda özellikle talimat verilen emniyet eşyalarını kullanmayan işçimiz bu hususa riayet etmemiştir. Bu sebeple kazanın oluşumunda kendisinin ağır bir kusuru bulunmaktadır. Kusur oranlarının tespiti babında Mahallinde keşif yapılarak ve tanıkların dinlenmesi suretiyle inceleme yaptırılmasını talep ediyoruz. Davacı tarafın talep etmiş olduğu tazminat miktarı da son derece yüksektir. Miktar itibariyle de davayı kabul etmiyoruz. Davacı taraf için belirlenen maluliyet oranını kabul etmiyoruz. Maluliyetin yeniden tespiti hususunda rapor aldırılmasını arz ve talep ediyoruz. Davacı tarafça gerekçe gösterilen Mahkeme dosyasında SSK taraf durumunda değildir. Bu yönüyle dosyamızda kaziyei muhkeme olarak esas alınması mümkün değildir. Müvekkil kurumun olayda kusuru olmadığı inancındayız. Kusur incelemesi yapılmasını talep ediyoruz. Tüm bu sebeplerle haksız ve yersiz olan işbu davanın Reddine karar verilmesini arz ve talep ederiz. Hukuki Sebepler: Bk Humk,İş yasası, 506 sayılı yasa, ve ilgili mevzuat. Subuti Deliller: Görevlendirme yazıları, arıza vardiya defteri, arıza kayıtları, eğitim belgeleri, olayla ilgili tutulan tutanaklar, mahallinde keşif, tanık ve her türlü kanuni delil. NETİCE: Arz olunan nedenlere binaen davacıların haksız ve yersiz olan işbu rücuan tazminat davasının REDDİNE, yargılama giderleri He ücreti vekâletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini bilvekale arz ve talep ederim. Ek: Vekâletname DELİL LİSTESİ Kazazedeye ait sağlık raporu, Davacının gördüğü eğitime ilişkin belgeler, (13 adet) Hizmet akti, İş kazası bildirim formları ve ilgili yazılar, Görev emri ve vardiya cetveli, Yönetmeliği okuduğuna ve aldığına dair beyan, Olay yeri tespit tutanağı, Davacı ile ilgili alınan sağlık raporları (kaza sonrası) Varsa Ceza Dosyası, Mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi, Tanıklarımız Y.G / M.U Delillerimizin toplanmasını arz ve talep ederiz.” demiştir. Dosya Kapsamından Tespit Edilen Hususlar Dosya kapsamının incelenmesinden aşağıdaki hususlar

tespit edilmiştir. Kazazede İşçi Davalı bağlı sigortalı işçi olarak görev yapmaktadır. Kazazede İşçi ilkokul mezunudur. Kazazede İşçi 1956 doğumludur ve de dava konusu iş kazasının meydana geldiği tarihte 42 yaşındadır. Kazazede İşçi dava konusu iş kazası sonucunda % 23 oranında sakat kalmıştır. Davalı tarafından dava konusu iş kazası meydana geldiği esnada Kazazede İşçi ve ekip arkadaşlarına “bomlu araç” olarak bilinen “sepetli” veya “kovalı” araç olarak bilinen ve personelin direğin çıkmasına gerek kalmamasını sağlayarak bakım onarım işlerini kolaylaştıran bakım onarım aracı temin ve tahsis edilmemiştir. Dava konusu ihtilaf ile ilgili Mevzuat 4.1. İş Kanunu Madde 73 İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 2 Her İşveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için bu tüzükte belirtilen şartları yerine getirmek, araçları noksansız bulundurmak, gerekli olanı yapmakta yükümlüdür, işçiler de bu yoldaki usul ve şartlara uymak zorundadırlar. 4.2 iş Kanunu Madde 73 İşveren, işçilerine yapmakta oldukları işlerinde uymaları gerekli sağlık ve güvenlik tedbirlerini öğretmek, iş değiştirecek işçilere yeni işinin gerektirdiği bilgileri vermek zorundadır. 4.3 İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü Madde 353 Elektrik tesisatı cins ve hacmine göre ehliyetli elektrikçiler tarafından yapılacak, bakım ve işletmesi sağlanacaktır. 4.4 E.K.A. T. Y. Madde 59. 60, 61, 62, Yeterli güvenlik önlemleri alınmadan ve özel araç kullanılmadan yüksek gerilim altında hiç bir şekilde çalışma yapılamaz. 4.5. E. T. E. Y. Madde 2-12, Her türlü elektrik tesislerinde işler ve bu tesislere yakın yerlerdeki çalışmalar aşağıdaki işlemlerden sonra yapılacaktır. Tesisin bütün kesme kaynakları besleme noktalarından ayrılacaktır. Kesme cihazları üstüne gerekli işaret levhaları konulacaktır. Topraklama ve kısa devre işlemleri yapılacaktır. Çalışma müsaadesi tanzim edilecektir E.K.A.T.Y. Madde 4 Kuvvetli akım tesisleri her türlü işletme durumunda cana ve mala herhangi bir zarar vermeyecek ve tehlike oluşturmayacak biçimde yapılmalıdır. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü Madde İşverenin, işyerinde teknik ilerlemenin getirdiği daha uygun sağlık şartlarını sağlaması, kullanılan maki nal art a alet ve edevattan herhangi bir şekilde tehlike gösterenleri veya hammaddelerden zehirli veya zararlı olanları yapılan işin özelliğine ve fennin gereklerine göre bu tehlike ve zararları azaltan alet ve edevatta değiştirmesi; iş kazalarını önlemek üzere işyerinde alınması ve bulundurulması gerekli tedbir ve araçları ve alınacak diğer iş güvenliği tedbirlerini devamlı surette izlenmesi esastır. İ.G.T. Madde 303, 346, 347 Onarılacak hava hatları, her iki devreden çıkartıldıktan

83 Mart

2015


sonra ayrıca topraklanacak, onarım işçilerine emniyet kemeri ve diğer uygun kişisel koruma araçları verilecektir ve bu koruma araçlarının iş başında kullanılması sağlanacaktır. Yargıtay Her İşveren, işyerinde geniş anlamda doğmuş ve doğabilecek tüm tehlikeleri yeterince kontrol ederek önlemek zorundadır. Yargıtay H. G.K. İşveren, kendisine mevzuatın yüklediği önlemleri, işçinin tedbirli ve dikkatli bulunması takdirinde gerekmediği düşüncesiyle almaktan imtina edemez. Yargıtay 10. Çalışanların beden ve ruh sağlığının korunmasında önemli olan bir tedbirin alınmasının hakkaniyet ölçüleri içerisinde İşverenden istenip istenmeyeceği değil, aklın, ilmin, fennin ve tekniğin böyle bir tedbirin alınmasının gerekil görüp görmediği hususlarıdır, işyerinde alınacak tedbirler işçinin görgüsüne, dikkatine ve tecrübesine göre gerekmeyeceği düşünülemez. 4.12. Yargıtay 10. H.D. 06.04.1982 T, 1757/1960E. İşveren iş yerinde tüm önlemleri almakla ve koruyucu malzemeyi kullandırmakla yükümlüdür. 4.13. İş Kanunu Madde 73 Çalışanlarda çalışmalarında şahsi korunmalarına gereken özeni göstermek zorundadırlar. 5. İnceleme, Görüş ve Kanaat Heyetimiz tarafından dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda taraflarca kazanın meydana gelmesindeki katkı, kusur ve sorumlulukları ile ilgili olarak ihlal edilmiş olan tüzük, yönetmelik hükümleri ve Yargıtay kararları yukarıdaki kısımda bir özet halinde sıralanmıştır. Çok sayıda ve aynı anlamda olması ve yer darlığı nedeniyle bu mevzuat hükümlerinin burada ayrı ayrı incelenmesi mümkün olamamıştır. Tüm bu mevzuatta “İşveren tarafından, işyerinde iş güvenliği ile ilgili olarak alınması gereken tedbir ve önlemleri sürekli olarak izlenmesi, kontrol edilmesi, ettirilmesi, görülen aksaklık ve kusurların ortadan kaldırılması, kaldırılmasının sağlanması ve çalışanların da bu yöndeki hükümlere uymasının gereği” vurgulanmaktadır. 5.1. Bilirkişi Heyetimiz tarafından raporun bu kısmında, Davalı İşverenin işyerinde bomlu araç kullanılmasının sağlanması hususundaki ihmal, kusur ve sorumluğu incelenecektir. Şehir içindeki elektrik direklerinde ve hatlarda düşme riski olan mahallerde yapılan bakım/onarım çalışmalarında, işçilerin emniyetle ve rahatlıkla çalışabilmelerinin sağlanması için günümüzde üzerinde hidrolik sepeti bulunan “bom”lu iş makinaları kullanılmaktadır. Kaza tarihi itibarı ile bu tür iş makinaları ülkenin her yerinde bu tür düşme riski olan işlerde kullanılmaktadır. Tüm gelişmiş ülkelerde şehir içinde hat bakım ve onarım işleri “bomlu araç” tabir edilen merdivenli veya krikolu bu tür asansörlü araçlarla yapılmaktadır.

84 Mart

2015

Kırsal kesimde de olsa, bakım ve onarım çalışmalarının kolay olması bakımından OG ve AG direklerinin yol kenarına dizilmesi genel bir alışkanlıktır. Bu nedenle bu direklerin yolda ilerleyebilen bir araçla (bomlu araçla) bakımlarının yapılması mümkün ve çok kolaydır. Bu aracın sepetine binen işçi, kumanda kolları vasıtası ile direk hizasına gelinceye kadar sepet içinde kalmakta, bu hizaya geldikten sonra ise gerekli olması durumunda sepetten çıkmakta ve direkteki çalışmaları emniyetli bir şekilde yapabilmektedir. Bu tür araçlarda işçinin yere düşme riski yoktur. Aracın balkonunun (sepetinin) tabanı kauçukla kaplı olduğu için elektriğe çarpılma riski, direkte elektrik kaçağı olsa bile yoktur. Bu şekilde bomlu araçlar yardımıyla yürütülen bakım onarım çalışmalarında bile zaruri bir güvenlik önlemi olarak hattın elektriğinin kesilmesi şarttır. Ancak bu sayede, işçinin yere düşme riski ortadan kalkmaktadır. Bilirkişi Heyetimiz, 7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 2’de yer alan hükmün İşvereni bomlu araç kullanılması hususunda icbar ettiği görüşündedir. Bu madde hükmünde; “Her işveren işyerinde çalıştırdığı işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için bu tüzükte belirtilen şartları verine getirmek, gerekli araçları noksansız olarak bulundurmak ve gerekli olanı yapmakla yükümlüdür” denilmektedir. Ayrıca, aynı yönetmeliğin 4. maddesinde; “İşveren Kuruluşun işyerinde teknik ilerlemelerin gerektirdiği daha uygun, güvenli ve sağlık şartlarını sağlaması, kullanılan malzemeler ve makinalarla alet ve edevatın herhangi bir şekilde tehlike gösterenleri, işin özelliğine ve fennin gereklerine göre bu tehlike ve zararları azaltan gerekli tedbirleri alması ve diğer iş güvenliği tedbirlerini devamlı surette izlemesi esastır” denilmektedir. Ayrıca, Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği, Madde 62. de; “Yaptırılan iş, sağlık ve yaşam için tehlikeli ise, iş* yaptıran, çalışanları gerekli koruyucu malzemelerle donatmak zorundadır” denilmektedir. (Yüksek yerlere çıkışta bomlu araç kullanılması vb.) Ayrıca, Ekte Nitekim ekte bir örneği sunulmuş olan Yargıtay kararında da tehlike arzeden yerlerde insangücü yerine ekte bir fotoğrafı verilmiş olan “bomlu” iş makinası kullanılmasının gereği ve önemi ifade edilmektedir. Bu kararda; “Söz konusu kusur raporu, 506 sayılı Yasanın 26.ncı maddesine uygun değildir. İşçinin beden ve ruh sağlığının korunmasında önemli olan yön, bu tedbirin alınmasının hakkaniyet ölçüleri içinde işverenden istenip istenemeyeceği değil, aklın, ilmin, fen ve tekniğin böyle bir tedbirin alınmasını gerekli görüp görmediği hususlarıdır. Bu itibarla işverenin, mevzuatın kendisine yüklediği tedbirleri, işçinin tecrübeli oluşu veya dikkatli çalıştığı takdirde gerekmeyeceği gibi bir düşünce ile almaktan sarfınazar etmesi kabul


edilemez.” denilmiştir. Bu madde hükümlerinde yer alan “teknik ilerlemelerin gerektirdiği daha uygun, güvenli ve sağlık şartlarını sağlaması” veya “gerekli koruyucu malzemelerle donatmak zorundadır” devimleri ile içinde bomlu araçların da bulunduğu her türlü teknik gelişme kastedilmektedir. Nitekim, günümüzde tüm uygar ülkelerde bu tür bakım onarım çalışmalarının bomlu araç kullanılarak yapıldığı ortadadır. Bilirkişi Heyetimize göre, İşveren kuruluşa atfedilebilecek en önemli kusur, işçilerini hala direğe tırmanmak zorunda bırakmış olmasıdır. Tüm yasal düzenlemeler insan hayatının kutsallığına saygı gösterilmesini öngörür. Bu husus, T.C. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 17.04.1984 Tarihli, E. 2029/2140 Sayılı yukarıda metni verilen Kararında; “İs Kanunu Madde 73’e göre işveren, salt mevzuatta öngörülen önlemleri değil, kutsallaştırılması gereken insan yaşamına saygı çerceveşinde günümüz bilim ve teknolojisinin öngördüğü önlemleri dahi almakla yükümlüdür. Her halde çalışan kimsenin iş güvenliği işçinin kendi dikkatine bırakılamaz” şeklinde ifade edilmiştir. Bu cümle ile işverenin günümüz bilim ve teknolojisinin öngördüğü önlemleri almaktaki sorumluğunu vurgulanmaktadır. Bu sorumluluğun içine elbette işçinin direkten yere düşmeye karşı korunabilmeleri için gerekenlerin yapılması, yani, işyerinde iş güvenliğinin sağlanması için modern gelişmelerden faydalanılması, gelişmelerin ortaya koyduğu bomlu araç gibi işgüvenliği araç ve gereçlerin tedarik edilmesi de girmektedir. Esasen, bu husus, yukarıda metni verilen 1475/2869 Sayılı İş Kanunu Madde 73, 7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 2, 4 te vazedilen amir bir hükümdür. Bilindiği gibi, bunlardan madde 4. te yer alan hükümde; “İşveren Kurulusun işyerinde teknik ilerlemelerin gerektirdiği daha uygun, güvenli ve sağlık şartlarını sağlaması, kullanılan malzemeler ve makinalarla alet ve edevatın herhangi bir şekilde tehlike gösterenleri, işin özelliğine ve fennin gereklerine göre bu tehlike ve zararları azaltan gerekli tedbirleri alması ve diğer iş güvenliği tedbirlerini devamlı surette izlemesi esastır” denilmektedir. Bilirkişi Heyetimiz, içinde bulunulan maddi şartların bir işyerinde işgüvenliği ile olarak alınması gereken tedbir ve önlemlerin ihmal edilmesi için bir gerekçe teşkil etmemesi gerektiği görüşündedir. Tüm gelişmiş ülkelerde kullanılan bomlu aracın dava konusu işyerinde kullanılmıyor olması işveren kuruluşun bir kusurudur, ihmalidir. Özet olarak işyerinde bomlu araç kullanılmaması ile kazanın meydana gelmesi arasında güçlü bir illiyet bağı mevcuttur. Özet olarak, Bilirkişi Heyetimiz tarafından 7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 4’te yer alan hüküm doğrultusunda çalışanların iş güvenliğinin sağlanması bakımından zaruri önemi haiz “bom”lu aracı temin

etmekte ihmalkâr davranmış olan ve işçilerini, özellikle şehir içi ndeki dağıtım bölge leri n d e ha la direğe tırmanmak zorunda bırakmış olan İşveren Kuruluşun kazanın meydana gelmesinde asli bir oranda kusurlu olduğunun kabul edilmesi gerektiği yönünde bir görüş ve kanaate varılmıştır. Bilirkişi Heyetimiz 7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 4’te yer alan hüküm doğrultusunda çalışanların iş güvenliğinin sağlanması bakımından zaruri önemi haiz “bom”lu aracı temin etmekte ihmalkâr davranmış olan İşveren Kuruluşa bu hususta asli bir oranda kusur atfedilmesi gerektiğini düşünmektedir. 2. Bilirkişi Heyetimiz tarafından raporun bu kısmında Davalı Tarafın Dava konusu iş kazasının meydana gelmesindeki kusur ve katkısı ve ihlal edilen mevzuat hükümler incelenecektir. İş Kanunu Madde 73, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 2 Her İşveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için bu tüzükte belirtilen şartlan yerine getirmek, araçları noksansız bulundurmak, gerekli olanı yapmakla yükümlüdür, işçiler de bu yoldaki usul ve şartlara uymak zorundadırlar. Bu maddedeki hususlar İşveren tarafından sağlanamadığından, İşveren kusurludur. İş Kanunu Madde 73 İşveren, işçilerine yapmakta oldukları işlerinde uymaları gerekli sağlık ve güvenlik tedbirlerini öğretmek, iş değiştirecek işçilere yeni işinin gerektirdiği bilgileri vermek zorundadır. Bu maddedeki hususlar İşveren tarafından sağlanamadığından, İşveren kusurludur. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü Madde 353 Elektrik tesisatı cins ve hacmine göre ehliyetli elektrikçiler tarafından yapılacak, bakım ve işletmesi saplanacaktır. Bu maddedeki hususlar işveren tarafından sağlanamadığından, işveren kusurludur. E.K.A.T.Y. Madde 59, 60, 61, 62, Yeterli güvenlik önlemleri alınmadan ve öze! araç kullanılmadan yüksek gerilim altında hiç bir şekilde çalışma yapılamaz. Bu maddedeki hususlar İşveren tarafından sağlanamadığından kusurludur. E.T.E.Y. Madde 2-12, Her türlü elektrik tesislerinde işler ve bu tesislere yakın yerlerdeki çalışmalar aşağıdaki işlemlerden sonra yapılacaktır. Tesisin bütün kesme kaynakları besleme noktalarından ayrılacaktır. Kesme cihazları üstüne gerekli işaret levhaları konulacaktır. Topraklama ve kısa devre işlemleri yapılacaktır. çalışma müsaadesi tanzim edilecektir Bu maddedeki hususlar işveren tarafından sağlanamadığından, işveren kusurludur. E.K.A.T.Y. Madde 4 Kuvvetli akım tesisleri her türlü işletme durumunda cana ve mala herhangi bir zarar vermeyecek ve tehlike oluşturmayacak biçimde yapılmalıdır.

85 Mart

2015


Bu maddedeki hususlar İşveren tarafından sağlanamadığından, İşveren kusurludur. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü Madde İşverenin, işyerinde teknik ilerlemenin getirdiği daha uygun sağlık şartlarını sağlaması, kullanılan makinalarla alet ve edevattan herhangi bir şekilde tehlike gösterenleri veya hammaddelerden zehirli veya zararlı olanları yapılan işin özelliğine ve fennin gereklerine göre bu tehlike ve zararları azaltan alet ve edevatla değiştirmesi; iş kazalarını önlemek üzere işyerinde alınması ve bulundurulması gerekli tedbir ve araçları ve alınacak diğer iş güvenliği tedbirlerini devamlı surette izlenmesi esastır. Bu maddedeki hususlar işveren tarafından sağlanamadığından, İşveren kusurludur. İ.G. T.Madde 303, 346, 347 Onarılacak hava hatları, her iki devreden çıkartıldıktan sonra ayrıca topraklanacak, onarım işçilerine emniyet kemeri ve diğer uygun kişisel koruma araçları verilecektir ve bu koruma araçlarının iş başında kullanılması sağlanacaktır. Bu maddedeki hususlar İşveren tarafından sağlanamadığından, İşveren kusurludur. Yargıtay Her İşveren, işyerinde penis anlamda doğmuş ve doğabilecek tüm tehlikeleri yeterince kon trol ederek önlemek zorundadır. Yargıtay H. G.K İşveren, kendisine mevzuatın yüklediği önlemleri, işçinin tedbirli ve dikkatli bulunması takdirinde gerekmediği düşüncesiyle almaktan imtina edemez. Yargıtay Çalışanların beden ve ruh sağlığının korunmasında önemli olan bir tedbirin alınmasının hakkaniyet ölçüleri içerisinde İşverenden istenip istenmeyeceği değil, aklın, ilmin, fennin ve tekniğin böyle bir tedbirin alınmasının gerekil görüp görmediği hususlarıdır, işyerinde alınacak. Tedbirler işçinin görgüsüne, dikkatine ve tecrübesine göre gerekmeyeceği düşünülemez. Yargıtay 10. H.D. 06.04.1982 T, 1757/1960E. İşveren iş yerinde tüm önlemleri almakla ve koruyucu malzemeyi kullandırmakla yükümlüdür. 3. Bilirkişi Heyetimiz tarafından raporun bu kısmında Kazazede İşçinin dava konusu iş kazasının meydana gelmesinde yapmış olduğu kusur ve katkı incelenecektir. Korkuluk demirleri yetkisiz kimselerin direğe tırmanmalarına engel olmak için konulmuş basit metal çubuklardır. Bu çubuklar üzerine basan insanı taşıyabilecek şekilde imal edilmiş değillerdir. Esasen bu çubukların görevi bu da değildir. Bir başka ifade ile, Bir direğe tırmanmak için korkuluk demirine basılmaz. Korkuluk demirlerinin görevi, direğe tırmanmaya çalışan yetkisiz bir kimseye daha fazla yükseğe çıkmaması için ona bir uyarı yapmaktan ibarettir. Bir başka ifade ile, direğe tırmanmak isteyen kimse, korkuluk demirini aşarak direğe tırmanmaya devam ettiği takdirde, meydana ge-

86 Mart

2015

lecek can ve mal kaybından hukuken artık direğin maliki olan kuruluş değil, o kişinin kendisi sorumlu olur. İş Kanunu Madde 73 Çalışanlar da çalışmalarında şahsi korunmalarına gereken özeni göstermek zorundadırlar. İş Kanunu Madde 73 te ifade edilen bu edimin verine getirilmesi hususunda Kazazede tarafından dikkatsiz, tedbirsiz ve de ihmalkâr davranılmış olunması, yani direkten inerken, direğe değil de, korkuluk demirine basmış olması ve vücudunun ağırlığını bu demire vermiş olması nedeniyle, kendisinin dava konusu iş kazasının meydana gelmesinde asli bir oranda olmasa da tali bir oranda kusurlu olduğunun kabul edilmesi gerekecektir. 4. Bilirkişi Heyetimiz tarafından raporun son kısmında taraflara atfedilmesi gereken kusur oranları hususunda dosyada mevcut Bilirkişi Heyeti raporlarından hangisinin kendi görüş hususu incelenecektir. Bilirkişi Heyetimiz tarafından dosyada mevcut bilirkişi raporları incelenmiştir. Bu inceleme sonunda, yukarıda ifade edilen görüşler ve dosyada tespit edilen maddi olgular doğrultusunda taraflara atfedilmesi gereken kusur oranları bakımından Bilirkişi C. G. ve Heyet Arkadaşları tarafından hazırlanarak T.C. İş Mahkemesinin dosyasına ibraz edilen Bilirkişi raporunda varılmış olunan görüş ve kanaatin tamamen isabetli olduğu ve kendi görüş ve kanaati ile tamamen aynı yönde olduğu yönünde bir görüş ve kanaate varmıştır. Sonuçlar Dosya muhteviyatı, tarafların iddia ve savunmaları, diğer belge ve deliller Heyetimize tevdi edilen görev doğrultusunda incelenmiş ve değerlendirilmiş olup, Heyetimizin taraflara atfedilmesi gereken kusurlar ve oranları ve gerekçeleri hususunda varmış olduğu görüş ve kanaat aşağıda açıklanmıştır. Dava konusu kaza, 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 11. Maddesi’nin (A) fıkrasının (a) ve (b) bentlerine göre bir iş kazasıdır. Bilirkişi Heyeti olarak, dava dosyası incelenmiş yukarıda detayları ile açıklanan görüş ve kanaat doğrultusunda, dava konusu iş kazasının meydana gelmesinde, Yukarıdaki kısımda bir özet halinde ifade edilen görev, edim ve sorumluluklarını yerine getirmekte ihmalkar davranış olan işveren TEDAŞ Elektrik Dağıtım Müessese Müdürlüğü’nün %70 (YÜZDE YETMİŞ), Yukarıdaki kısımda bir özet halinde ifade edilen görev, edim ve sorumluluklarını yerine getirmekte ihmalkar davranış olan Kazazede İşçi’nin % 30 (YÜZDE OTUZ)oranlarında kusurlu olduklarının kabul edilmesi gerektiği yönünde bir görüş ve kanaate varılmıştır. Herhangi bir kasıt unsuru bulunmayan kazada, dosyada mevcut bilgilere göre başkaca taraf, kişi ve kuruluşlara kusur atfedilemeyeceği yönünde bir görüş ve kanaate vardığımızı belirten işbu bilirkişi raporu, karar verme ve hüküm tesis etme yetkisi elbette Sayın Mahkemenize ait olmak üzere, tasviplerinize saygı ile sunulur.


T.C. YARGITAY Hukuk Dairesi YARGITAY İLÂMI Mahkemesi: İş Mahkemesi Tarihi: 2005 Davacı: Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı Adına Av. A.D. Türk Telekomünikasyon A.Ş. adına Av. S.A. Davacı, iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan peşin değerli gelirler ile yapılan harcama ve ödemeler nedeniyle uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir. Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davacı, geçirdiği iş kazası sonucu %10.20 oranında sürekli iş göremez duruma giren sigortalıya bağlanan gelir ve yapılan harcamaların %60’na tekabül eden Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiş, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Davaya konu somut olay; davalı Türk Telekomünikasyon A.Ş.’de arıza tesis ve nakil işçisi olarak çalışan F.B. telefon hatlarındaki arızayı gidermek için sekiz metrelik ağaç direğe merdivenle çıktıktan sonra dengesini kaybederek düşmesi sonucu meydana gelmiştir. Kazanın, çıktıktan hemen sonra emniyet kemerini bağlamaması nedeniyle mi, yoksa emniyet kemerini bağlayıp arızayı giderdikten sonra indiği sırada mı meydana geldiği konusunda kazalının çelişkili beyanları mevcuttur. Mahkemece; sigortalı tarafından açılan tazminat davasında tespit edilen ve hükme esas alınan kusur raporunda; sigorta olayının, işin tehlike riskinden ileri gelen bir iş kazası olduğu, köylerde sepetli araba ve kaldıraç kafes kullanma imkânı olmadığı, merdivenin kaymasından ve kırılmasından kaynaklanan bir kaza olmadığı, işverene ya da sigortalıya yüklenebilecek bir kusur olmadığı belirtilmiştir. Söz konusu kusur raporu, 506 sayılı Yasanın 26.ncı maddesine uygun değildir. İşçinin beden ve ruh sağlığının korunmasında önemli olan yön, bu tedbirin alınmasının hakkaniyet ölçüleri içinde işverenden istenip istenemeyeceği değil, aklın, ilmin, fen ve tekniğin böyle bir tedbirin alınmasını gerekli görüp görmediği hususlarıdır. Bu itibarla işverenin, mevzuatın kendisine yüklediği tedbirleri, isçinin tecrübeli oluşu veya dikkatli çalıştığı takdirde gerekmeyeceği gibi bir düşünce ile almaktan sarfınazar etmesi kabul edilemez. Anılan ödevin, bilirkişi heyetince açıklanan düşünceler gibi sınırlandırılması görüşü; çalışana, sadece bir üretim aracı gözüyle bakan, insan yaşamının kutsallığını yok sayan, hukukça korunması gereken en temel değerin “insan” olduğu gerçeğini göz ardı eden yönüyle de isabetli kabul edilemez. Çalışma hayatında süre gelen kötü alışkanlık ve geleneklerin varlığı, işverenin önlem alma ödevini etkilemez. İşveren 4857 sayılı İş Kanununun 77. maddesi ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü hükümleri kapsamında çalıştırdığı sigortalının beden ve ruh tamlığını korumak için yararlı her önlemi, amaca uygun biçimde almak, uygulamak ve uygulatmakla yükümlüdür. Kusur oranlarının saptanmasında, ihlal edilen mevzuat hükümlerinin belirlenmesi, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkatin neler olduğunun eksiksiz olarak kusur raporuna ve dava dosyasına yansıtılmasında yasal zorunluluk vardır. O halde, davacı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ - Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11.05.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

87 Mart

2015


ELEKTRİK TARİHİNDE YOLCULUK OSMAN BAHADIR

RAYSIZ ELEKTRIK TRAMVAYLARI Fen Alemi, Cumhuriyet döneminin ilk popüler bilim dergisidir. Aylık bir dergi olan Fen Alemi, Ocak 1925-Aralık 1926 tarihleri arasında 24 sayı yayımlanmıştır. Nüshasının 10 kuruş olduğu belirtilen derginin isminin altında “Fennin terakkiyat ve tatbikatından bahseden aylık mecmuadır” ibaresi bulunmaktadır. Bu yazının hemen altında da, “Müessisi: Elektrik mühendisi, müderris Mehmed Refik” sözleri yer almaktadır. Dergi, küçük boy, resimli ve 24 sayfadır. Fen Alemi dergisinin Eylül 1341 (1925) tarihli 9. sayısında, derginin kurucusu ve yayın müdürü Mehmed Refik beyin “Raysız Elektrik Tramvayları” başlıklı bir yazısı yer almaktadır (s.160161). Mehmed Refik beyin bu yazısı tam olarak şöyledir: “Büyük şehirlerde inşa olunan raylı elektrik tramvaylarından gerek ahali ve gerek tramvay şirketlerinin pek büyük istifade temin eylemekte oldukları cümlenin malumudur. Memleketimizde ilk evvel İstanbul’da inşa olunan ve İzmir, Konya ve Bursa gibi mühim şehirlerimizde inşası mukarrer (kararlaştırılmış) olan raylı elektrik tramvayları şüphesiz mühim ihtiyacatı temin eder. Herhangi bir müessesede olduğu gibi elektrikli tramvay inşası tasavvur edildiği vakit, meseleyi bir kere de mali nokta-i nazardan tetkik ederek sarf edilecek sermayeye mukabil ne miktar temettü (kazanç) istihsal edileceğini hesap etmelidir. Bir metroluk ray ferşiyatı (döşenmesi) bugünkü fiyatlarla asgari elli liraya mal olduğundan, raylı elektrik tramvayları mesarifi açıkça gereklidir. Bu sebebe menbi (bağlı olarak) bervechi bala (yukarıda) yapılan mali hesabat üzerine bazen bir şehir için bunun karlı bir tesisat olamayacağını tezahür edince raylı elektrik tramvayı inşasından sarfı nazar edilmesi (vazgeçilmesi) zarureti hasıl olur. Bu takdirde raysız elektrik tramvayları hakkında bir proje ve keşif tanzimiyle bir kere de böyle bir tesisatın ciheti maliyesini tetkik etmek lazımdır. Şekil 1’de görüldüğü üzere raysız elektrik tramvayları manzara-i hariciye (dış görünüş) itibariyle adi bir otobüsten farklı değildir. Ancak arabanın tekerlekleri bir benzin motoru marifetiyle değil, fakat bir elektrik motoru vasıtasıyla tahrik edilir. Bu motor arabanın altına vaz olunarak (koyularak) dişli çarklar vasıtasıyla dingili tahrik eder. Elektrik motorunu çevirmeye muktezi (gerekli) elektrik cereyanı, tramvaylarda olduğu gibi sokağın üzerine gerilmiş

88 Mart

2015

bakır teller vasıtasıyla elektrik merkezinden sevk olunur. Yalnız, raylı tramvaylarda cereyan merkezden bir tel vasıtasıyla motordan geçirilip buradan raylara ve raylar vasıtasıyla merkeze avdet ettiği halde, raysız tramvaylarda biri vürud (geliş), diğeri avdet (dönüş) cereyanına mahsus olmak üzere iki havai tele ihtiyaç meydana gelir. Havai tellere sürterek cereyanı motora isal etmekle( ulaştırmakla) mükellef olan ve “trole” namıyla yad olunan (anılan) demir çubuklar gerek araba üzerinde ve gerek tele temas mahallinde birer mafsal ile techiz edildiğinden, arabanın yol üzerinde sağa veya sola gitmesi mümkündür. Bu nevi arabalar, raylı tramvay tesisatı mevcut bir şehrin sokaklarından da bilatesisat-ı mahsusa (özel bir tesisat olmaksızın) mürur edebilir (gidebilir). Bunun için Şekil 2’de görüldüğü vechile arabanın üzerindeki demir çubuklardan cereyanın avdetine mahsus olanı arabanın çatısı üzerine indirilir ve arabadan sarkıtılan bir demir çubuk raya temas ettirilir. Bu takdirde elektrik cereyanı raylı tramvaylarda olduğu gibi havai telden “trole” vasıtasıyla motora ve buradan raya intikal ederek ray vasıtasıyla elektrik merkezine avdet eder. Şunu da ilave-i beyan edelim ki, bu gibi tesisatta müstamel (kullanılmış) mütemadi (sürekli) cereyanın tevettürü (gerilimi), tenviratta (aydınlatmada) olduğu gibi 110 veya 220 volt değil fakat umumiyetle elektrikli tramvaylardaki gibi 500 ila 600 volt olmak üzere intihab edilir (seçilir). Eğer mevcut bir elektrik merkezindeki dinamolar mütemadi cereyanlı değilse veya bu tevettürü temin etmiyorlarsa, civa buharlı subaplar istimaliyle (kullanılmasıyla) arabaların tahrikine elverişli bir cereyan şekli tevlid edilir (yaratılır). İşte raylı elektrik tramvaylarının karlı olmadığı birçok ahvalde ve bilhassa tenvirat-ı elektrikiyye (elektrikle aydınlatma) için bir elektrik merkezine malik olan şehirlerimizde nispeten daha ucuza mal olan bu gibi raysız elektrik tramvaylarının menfaat temin edeceği fikrindeyiz. Bu gibi tramvaylar İngiltere’nin Bradford şehrinde, Fransa’nın Mulhouse şehrinde ve Cezayir’de Konstantin şehrinde elyevm (hali hazırda) işlemektedir. Mecmuamızın kabı üzerindeki şekil de Paris civarında işletilmek üzere inşa olunan bir arabayı gösterir. Elektrik mühendisi müderris Mehmed Refik”.


Bu görselde görülen raysız tramvay arabası, altmış yolcuya kadar alabilir. Elektrik cereyanı arabanın çatısı üzerindeki demir çubuklardan biri vasıtasıyla motora ve buradan diğer çubuk vasıtasıyla tekrar havai hatta avdet eder.

Bu şekil, raylı bir sokaktan raysız tramvay arabasının nasıl geçtiğini gösteriyor. Trole çubuklarından biri arabanın çatısı üzerine yatırılmıştır. Elektrik cereyanı, raya temas eden bir çubuk vasıtasıyla elektrik merkezine avdet eder.

89 Mart

2015



Elektrikgüncesi BASINDAN SEÇILMIŞ HABERLER

Enerji • Elektrik • Ekonomi • Politika • Olaylar

IRAK PETROLÜNDEN

3 MILYAR DOLAR CIRO DÜNYA

Ş

u ana kadar Irak’tan 57 tankerle 47 milyon varil petrol sevkiyatı yapıldığını belirten Enerji Bakanı Yıldız, “Bunun mali karşılığı 3 milyar dolar” dedi. Enerji Bakanı Taner Yıldız, Türkiye ve Irak arasındaki enerji işbirliği kapsamında Irak’tan Türkiye’ye 57 tankerle 47 milyon varillik petrol sevkiyatı olduğunu ve bunun mali değerinin yaklaşık 3 milyar dolar olduğunu söyledi. Dünyanın en zengin petrol rezervlerine sahip Irak’ın kaynakları petrol boru hattı üzerinden Ceyhan’a taşınıyor. 1 Eylül itibariyle Uluslararası Enerji Ajansı Direktörlüğü görevini üstlenecek olan Fatih Birol ile İstanbul’da gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yıldız, Türkiye ve Irak arasındaki enerji işbirliğine ilişkin soruları yanıtlarken, “Türkiye’ye Irak’tan şu anda 57 tankerle yaklaşık 47 milyon varillik sevkiyat oldu, bu sistemi kurduktan sonra. Bu, neredeyse 3 milyar dolarlık ciro demektir” dedi.

91 Mart

2015


VAHŞI ÇÖP ALANI

“IŞIK” SAÇIYOR RADIKAL

M

alatya’da vahşi çöp depolama alanında kurulan “Çöp Gaz Elektrik Üretim Santrali” sayesinde çöpten günlük ortalama 2,2 megawattlık elektrik üretiliyor. Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Çakır: “Gelecekte 12 megawattlık enerji üretmeyi planlıyoruz. Bu da Türkiye’ye örnek bir proje olacak” dedi. Malatya’da vahşi çöp depolama alanında kurulan “Çöp Gaz Elektrik Üretim Santrali” sayesinde günlük 50 bin kişinin elektrik ihtiyacını karşılayacak enerji üretiliyor. Kentte 40 yılı aşkın süredir kullanılan ve şehre yakın bir alanda bulunan vahşi çöp depolama alanının çevreye ciddi zararları bulunduğunu anlatan Çakır, bu alanın özellikle yaz aylarında kötü kokular yaydığı, metan gazı nedeniyle risk oluşturduğu ve çevre kirliliğine yol açtığını söyledi. Çakır, bu olumsuzlukları bertaraf etmek için çalışma başlattıklarını, ve hazırladıkları projeyle hem enerji üretildiğini hem de alanın ıslah edildiğini dile getirdi. Alanın ıslahıyla yeraltı sularının da çöp sularından etkilenmesini engellemeye çalıştıklarını belirten Çakır, bu kapsamda bir yıl önce açtıkları “Çöp Gaz Elektrik Üretim Santrali”nin bir yıla yakın bir süre önce açıldığını hatırlattı. Santralin işlemesi sayesinde alandaki çöpten 2,2 megawattlık

92 Mart

2015

elektrik üretilmeye başladığını dile getiren Çakır, “Yani burada yaklaşık 10 bin hanenin elektriğini üretiyoruz. Nüfus bazında bakıldığı zaman 50 bin kişiye yetecek enerji üretiliyor. Burada çevre de son derece sağlıklı bir şekilde ıslah edildi. Koku ve çöpün yanması gibi bütün olumsuz koşullar giderilmiş oldu” dedi. ÇÖP ALANINDA ORGANIK TARIM YAPILACAK

Alandaki ıslah çalışmaları kapsamında bölgeye 60-70 bin kamyon dolgu yapıldığını ve binlerce çam fidanı dikildiğini anlatan Çakır, ağaçların da yetişmesiyle buranın nezih bir bölge olacağını söyledi. Vahşi çöp alanındaki ısıdan da faydalanacaklarını kaydeden Çakır, ileri ki süreçte alana sera kuracaklarını ve organik tarım yapılabileceğini ifade etti. Çakır, önümüzdeki yıl serayı hayata geçirmeyi planladıklarını belirtti. Kentte kurulan Katı Atık Bertaraf Depolama sahasında da elektrik üretimi konusunda çalışmalar yapmayı planladıklarını ifade eden Çakır, böylece çöp depolama alanlarındaki enerji üretimin de artacağını vurguladı. Çakır, “Enerji üretiminde önümüzdeki dönemde yeni bir safhaya geçeceğiz. Şu an orada 2,2 megawattlık enerji üretiyoruz. Gelecekte 12 megawattlık enerji üretmeyi planlıyoruz. Bu da Türkiye ‘ye örnek projelerden biri daha olacak” diye konuştu.



ENERJI KOOPERATIFLERI GELIYOR MİLLİYET

L

TÜRKIYE GÜNEŞTEN 10 GW GÜÇ ALACAK BBC

D

ünyadaki güneşe dayalı elektrik üretim kapasitesinin bu yıl sonunda 57 bin MW’ye ulaşması bekleniyor. Türkiye’de ise 2023 sonuna kadar 10 bin MW’lik kurulum bekleniyor. Hem elektrik fiyatları hem de çevre tahribatına karşı hassasiyetin giderk artması, dünyada güneşe dayalı elektrik üretimi yatırımlarını tetikliyor. Türkiye’de de Cumhuriyet’in 100’üncü yılında 10 bin MW’lik güneşe dayalı elektrik üretim kapasitesi oluşturulabileceği belirtildi. Uluslararası Güneş Enerjisi Topluğu Türkiye Bölümü (GÜNDER) Başkanı Dr. Kemal Gani Bayraktar, Türkiye’de 2023 yılına kadar 10 bin MW’lik (10 GW) güneşe dayalı elektrik üretim kapasitesi oluşacağı öngörüsünde bulundu. Güneş enerjisi alanındaki girişimciler, profesyoneller, akademisyenler ve kamu temsilcileri İstanbul Kongre Merkez’nde (ICC) düzenlenen İntersolar Türkiye Zirvesi’nde bir araya geldi. İntersolar ve GÜNDER işbirliğinde düzenlenen “Türkiye’nin güneşi” temalı Zirve’de konuşan GÜNDER Başkanı Dr. Kemal Gani Bayraktar, enerji talebindeki artarken fiyatların da giderek yükselmesinin güneş enerjisinden yararlanmayı daha önemli kıldığını söyledi. Elektrikteki fiyat ve talep artışının güneş enerjisi alanında önemli gelişmelere yol açacağını belirten Dr. Bayraktar, Türkiye’de 2023 yılına kadar elektrik üretmek üzere en az 10 GW gücünde güneş enerjisi santrali kurulmasını öngördüklerini belirtti. Bayraktar, güneş ışınımı açısından Almanya’dan yüzde 60 daha ileride olmasına rağmen Türkiye’deki kurulu gücün henüz Almanya’nın binde 1’i düzeyinde olmasının da, yatırım potansiyelinin büyüklüğünü gösterdiğini vurguladı. Intersolar CEO’su Markus Elsasser de, Türkiye’nin çok önemli bir güneş enerjisi potansiyeli bulunduğunu vurguladı. Elsasser, “Dünyada elektrik fiyatları artarken, güneş enerjisi gittikçe ucuzluyor. Türkiye Almanya’dan yüzde 60 daha fazla güneş ışınımına sahip olduğu halde kurulu gücü çok az. Türkiye’de devletin enerji desteği giderek güneşe kayacak. Türkiye de enerjide ithalata bağımlı bir ülke. 2023 yılında enerjisinin yüzde 30’unu yenilenebilir enerjilerden karşılayacak” diye konuştu. Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Yusuf Yazar da Türkiye’nin dünyada yenilenebilir enerjinin her alanında potansiyeli bulunan nadir ülkelerden biri olduğunu vurguladı. Yazar şunları söyledi: “Güneşte çok önemli potansiyelimiz var. Türkiye hidrokarbon kaynakları bakımından fakir bir ülke. Elektrik üretiminin neredeyse tamamı ithal doğalgaza bağımlı. Bu sebeplerle yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmak ve yaygınlaştırmak çok önemli. Bu konuda yapılan Ar-Ge çalışmalarını destekliyoruz.”

94 Mart

2015

isanssız Elektrik Üretimi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Kıroğlu, “Lisanssız elektrik üretimindeki potansiyelin önünün açılması için enerji kooperatifleri kurulmasını destekliyoruz. EPDK ile üzerinde çalıştığımız düzenleme çok yakında duyurulacak” dedi. Kıroğlu, yaptığı açıklamada, lisanssız elektrik üretiminin Türkiye’ye hem istihdam hem de enerji bağımsızlığını sağlama konusunda fayda sağlayacak önemli bir alan olduğunu söyledi. Lisanssız elektrik üretiminde 6 binin üzerinde başvuru olduğunu ve 3 bine yakın projenin trafodan bağlantı kapasitesi izni aldığını dile getiren Kıroğlu, şöyle devam etti: “Bin 700 proje de Bakanlık onayı için bekliyor. 100’ün üzerinde güneş projesi devreye girdi. Lisanssız elektrik üretimindeki potansiyelin önünün açılması için enerji kooperatifleri kurulmasını destekliyoruz, bunun için bir düzenleme gerekiyor, EPDK ile üzerinde çalıştığımız düzenleme çok yakında duyurulacak. Enerji kooperatifi ile ayrı ayrı tesisler kurmak yerine bir tane daha büyük tesis kurma mantığı getirilecek. 7 yatırımcı bir araya gelerek bir kooperatif kurabilecek ve tüketimlerini üretim yapacakları tesisten sağlayabilecek.” Enerji kooperatifi ile yatırımcıların hem daha kısa sürede hem de daha ucuza elektrik üretimi yapabileceklerini ifade eden Kıroğlu, bu kooperatiflerin en fazla işleyebileceği alanın sulama birlikleri olduğunu kaydetti.

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K



ADLIYE ÇATILARINA RÜZGÂR SANTRALI DÜNYA

T

Başsavcı Fehmi Tosun, Çağlayan Adliyesi’ndeki görevi sırasında burada bir rüzgâr enerjisi projesi başlattı. Hedef, Adliye Binası’nın çatısından hiç eksik olmayan rüzgârı elektriğe dönüştürüp binada kullanılmasını sağlamaktı. İşte Başsavcı Fehmi Tosun, bu projenin takibi ve büyütülmesine yönelik çalışmalar için gece gündüz demeden sık sık Çağlayan’a gelmeye devam ediyor. Fehmi Tosun’un liderliğinde İstanbul Adalet Sarayı’nın çatısına kurulan 14 kW güçteki rüzgâr türbininin tasarımı da, teknolojisi de üretimi de, kurulumu da yüzde 100 yerli. Ancak Adliye Çatısı’na kurulan bu rüzgâr santralinin hayata geçirilmesi çok da kolay olmamış. İLK SOMUT DESTEK VALI MUTLU’DAN

Çağlayan Adliyesi RES projesine ilk somut destek İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’dan gelmiş. Başsavcı Tosun, “Ama dönemin valisi Hüseyin Avni Mutlu’ya anlattığımızda her şey değişti. Kendisi sağ olsun bize inandı ve hemen çalışmalar için ihtiyaç duyduğumuz kaynağın bir kısmını karşıladı. Çevre Koruma Fonu’ndan 250 bin TL’lik bir kaynak sağladı.” Mali destek sağlanınca çalışmalar hızlanmış. Tasarım konusunda İTÜ Arı Teknokent’teki kuluçka merkezinde bir şirketi bulunan Barış Erdem katkılarını sunmuş. Bu süreçte Balıkesir Ayvalık’ta yüzde 100 yerli teknolojiyle rüzgâr türbinleri üreten Northel Enerji’nin CEO’su Cem Yalçın da devreye girmiş. Nihayet, geçtiğimiz yılın sonlarında türbin Çağlayan’a getirilip Adliye’nin çatısına monte edilmiş. Sistemin ilk testlerinden olumlu sonuç alınınca Çağlayan Adliyesi RES’in 1 Ocak

96 Mart

2015

2015 tarihi gecesi üretime geçmesi sağlanmış. Ama bu öyle güllük gülistanlık bir ortamda değil, saatte 100 kilometre hızla esen o geceki fırtına altında çalışılarak gerçekleştirilmiş. Sözü Başsavcı’ya bırakalım: “1 Ocak 2015 tarihinde türbini şebekeye bağladık. 1 Ocak günü yaşanan kar fırtınası sırasında biz ekip olarak buradaydık, çalışıyorduk. O gece rüzgâr hızı saniyede 26 metreyi bulmuştu. Yani saatte 100 kilometreye yakın rüzgâr ve -9 derece soğukta buradaydık.” ÇATIDA RÜZGÂR ÖLÇÜMLERI SÜRÜYOR

Adliyenin çatısına fiziki olarak aynı türbinden 60 adet daha sığabileceği hesaplanıyor. Başsavcı Tosun, “Hedefimiz 50’ye yakın türbin kurmak. Tabii hangi noktalara ve ne şekilde yerleştirebileceğimizi belirlemek için rüzgâr ölçümlerini tamamlamamız gerekiyor. Bu amaçla, halen Çağlayan Adliye binasının çatısındaki 37 farklı noktada rüzgâr ölçümümüz devam ediyor. Buradaki rüzgâr karakteristiğini de çıkarıyoruz” diyor. VERIMLILIĞI DAHA DA ARTIRILACAK

Başsavcı Fehmi Tosun’un verdiği bilgiye göre Çağlayan Adliyesi’nin çatısına kurulan türbin 5 metre/saniye rüzgâr hızında otomatikman devreye giriyor. Aşırı hızlı esecek rüzgârda kendisini koruyacak mekanizmaları da mevcut. Başsavcı, uzaktan izleyebildikleri, gerekirse müdahale edip açıp kapatabildikleri bu türbinleri daha da geliştirerek, 3 m/s rüzgâr hızında start alabilecek noktaya taşımayı hedeflediklerini de söylüyor.


ATIL ARAZIYI, PROJEYLE ENERJI ÜRETIM ÜSSÜNE ÇEVIRDILER AA

V

an’ın Çatak ilçesinde güneş enerjisiyle elektrik üretimine başlayan Çatak Belediyesi, elektrik giderlerini azaltırken, rüzgar enerjisiyle elektrik üretimi için de proje başlattı. Çatak Belediye Başkan Yardımcısı Keve: - “Güneş enerjisi projesinde 150 kilovatlık bir elektrik enerjisi üretilecek. Güneş enerjisinden sonra pervane sistemine de geçeceğiz inşallah” dedi. Kalkınma Bakanlığı’ndan aldığı destekle atıl durumdaki arazide güneş enerjisi sistemiyle elektrik üretimine başlayan Van’ın Çatak Belediyesi, bu yolla hem belediyenin enerji tüketimini karşılamaya hem de ilçe halkının daha iyi hizmet almasını sağlamaya çalışacak. Çatak Belediye Başkanlığı, Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı’nın (DAKA) Yenilenebilir Enerji Kaynakları Kullanımının Özendirilmesi Mali Destek Programı’na sunduğu “150 KWP Tirifaze Şebekeye Bağlı Fotovoltaik Güneş Enerjisi Sistemi Alımı ve Montajı” Projesi’yle ilçenin enerji sorununa çözüm üretmeyi hedefliyor. Güneş enerjisi yatırımıyla belediyenin enerji girdi maliyetlerini azaltmayı ve ilçede yenilenebilir enerji kaynağı kullanımına yönelik yatırımları artırmayı amaçlayan belediye, 882 bin 448 liraya mal olan tesisle belediyeler başta olmak üzere bölgedeki kamu kurumları, sanayici, kent sakinleri, çiftçi ve bu alanda yatırım yapmak isteyen girişimcileri teşvik etmek istiyor. Bölgenin günlük güneş görme saatlerinden yola çıkarak hesap yapan belediye, hesaplamalara göre, ülkeye yıllık 478 bin 200 kilovat elektrik enerjisi kazandırılmasını ve bununla ortalama yıllık 130 bin lira katma değer artışı bekliyor. Bunun yanında fosil yakıtlarının kullanılmaması, karbonmonoksit gazı salınımı ve enerji dağıtımındaki yüzde 15’lik kayıpkaçak ile iletim maliyetinin azaltılması, ilçenin bölgede güneş enerjisi üretim üssü olabilmesine zemin hazırlanmasını da hedefleri arasına koyan belediye, ilçenin sahip olduğu önemli bir potansiyeli böylece ekonomik değere dönüştürmenin mutluluğunu yaşıyor. HEDEFTE RÜZGAR ENERJISINDEN ELEKTRIK ÜRETIMI VAR

Bir ay önce hizmete aldıkları Güneş Enerji Sistemi tesisiyle ilgili AA muhabirine konuşan Çatak Belediye Başkan Yardımcısı Evin Keve, belediyeyi devralırken su ve enerji potansiyelini ortak şekilde kullanmayı amaçladıklarını söyledi. Projenin önceki dönem belediye tarafından hazırlandığını, kendilerinin ise devreye sokarak üretime geçtiklerini hatırlatan Keve, şöyle devam etti: “Bu proje İller Bankası’ndan kredi çekilerek gerçekleştirildi. Güneş enerjisi projesinde 150 kilovatlık bir elektrik enerjisi üretilecek. Bu enerji de belediyemizin aboneliği olan bölgelerde mahsup edeceğiz. O kısımdan sonra geriye kalan 25 bin lira gibi bir rakamı belediye bütçesine geçireceğiz. Onunla beraber biz enerjiyi bol miktarda üretelim diyoruz. Tabii bu bölge de

kullanıma açık olmayan bir bölgeydi. Biz o yüzden bu bölgeyi seçtik. Sonraki yıllarda buradan verim alırsak, projenin devamı da gelecektir. Tabii bu güneş enerjisi tek olmayacak. Karadeniz Bölgesi’nde pervane sistemiyle elektrik enerjisi üretimi oluyor. Burada da yüksek dağlarımız mevcut ve biz de bununla ilgili bir proje başlatacağız. Güneş enerjisinden sonra pervane sistemine de geçeceğiz inşallah. Bunun da örnek bir proje olacağına eminiz.”Keve, iş adamlarını, bu alanda ilçeye yatırım yapmaya davet etti. Bölgedeki ormanlık alanların köylüler tarafından tahrip edilmemesi için köylerde güneş enerji sistemiyle ilgili daha önce çalışma yapıldığını hatırlatan Keve, köydeki çoğu evin çatılarına güneş enerji sistemlerinin kurulduğunu, bunun da ağaç kesiminin önlenmesi amacıyla yapıldığını ifade etti.

97 Mart

2015


ENERJI VERIMLI ÜRÜN DÖNEMI BAŞLADI DÜNYA

E

nerji Hanım, Enerji Çocuk, Enerji Verimli Sanayi ve Enerji Verimli Ulaşım projeleriyle toplumun her kesimine ulaşmayı hedefleyen Enerji Verimliliği Derneği, şimdi de enerji verimli ürün dönemini başlatıyor. Dernek geçen hafta Türkiye’de üretilen ürünlerin enerji verimliliği konusunda tek bir noktadan “Enerji Verimli Ürün” niteliğinde olup olmadığını tespit etmeyi amaçlayan “Enerji Verimli Ürün Etiketi” nin tanıtımını gerçekleştirdi. Enerji Verimliliği Derneği, enerjinin etkin ve verimli kullanılabilmesi için farkındalık oluşturmak, bilimsel ve teknik araştırmalar yaptırmak ve sonuçlarını kamu kuruluşları ve vatandaşlar ile paylaşarak verimliliği artırmak için Türkiye genelinde projeler geliştiriyor. Enerji Verimliliği Derneği Başkanı İbrahim Çağlar, bir ürünün, enerjiyi verimli kullanıp kullanmadığının tespitinin tek bir noktadan yapılması gerektiğini vurguluyor. TSE Başkanvekili Fahrettin Önder de açılışta yaptığı konuşmada, Enerji Verimliliği Derneği ile böyle bir projeye imza atmaktan dolayı mutlu olduklarını ifade etti. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Ulaştırma Bakanlığı’nın desteklediği çalışmayla, enerji verimliliğine katkı sağlayan firmalara “Enerji Verimli Ürün” etiketi verilecek. Enerji Verimliliği Derneği ile TSE arasında imzalanan protokol çerçevesinde, gerekli testler ve onaylar TSE tarafından yapılacak, onaylanan ürüne ise etiket Enerji Verimliliği Derneği tarafından verilecek olup, ürün enerji verimliliği bakımından Enerji Verimliliği Derneği ve TSE ortak güvencesi altına alınacak.

98 Mart

2015

KAREKOD UYGULAMASI VEYA SMS SORGU SISTEMI

Proje kapsamında, gerçek ve tüzel kişilerin üretmiş oldukları ürünlerin enerji verimli ürün niteliğinde olup olmadığı, TSE’nin yapacağı inceleme, denetim, test ve değerlendirme kriterleri ile ilgili ürünün “Enerji Verimli Ürün Etiketi” alıp alamayacağına dair rapor düzenlenecek. TSE’nin düzenlediği rapor doğrultusunda ise Enerji Verimliliği Derneği tarafından koşulları sağlayan firmalara “Enerji Verimli Ürün Etiketi” verilecek. Projeye teknoloji desteği, Enerji Verimliği Derneği İletişim ve Teknoloji Sponsoru Turkcell tarafından sağlanıyor. Turkcell, Enerji Verimliliği Derneği’nin Türk Standartları Enstitüsü işbirliğinde hazırlayarak uygulamaya koyacağı Enerji Verimli Ürün Etiket Projesi’nde ürün etiketlerinin karekod uygulaması veya SMS sorgu sistemi ile sorgulanmasını sağlayarak destek sağlayacak. TANER YILDIZ’DAN SANAYICILERE ÇAĞRI

Geçtiğimiz hafta yapılan tanıtım toplantısında Enerji Bakanı Taner Yıldız, enerji verimli ürün konusunda şu bilgileri verdi: “2012 yılının başından itibaren startını verdiğimiz Enerji Verimliliği konusuna bir yenisini daha ekliyoruz. Enerji Verimli Ürün Etiketi projesini vatandaşlarımızla, sanayicimizle buluşturuyoruz. Ben burada sanayicilerimizin, ticarethanelerimizin enerji verimli ürünlerini mutlaka TSE’den onaylatmasını beklediğimizi belirtmek istiyorum.”


“GÜNEŞ PILLI SULAMA MAKINESI” FUARIN GÖZDESI OLDU AA

Ş

anlıurfa GAP Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nün patentini alarak Uluslararası Konya Tarım Fuarı’nda görücüye çıkardığı Mobil Güneş Pilli Sulama Makinesi, 2 günde 150 sipariş aldı - Fuar açılışındaki konuşmasında Başbakan Davutoğlu’nun da bahsettiği makine, güneş enerjisiyle 14 saat kesintisiz çalışıyor, saatte 70 ton su çıkarabiliyor Şanlıurfa GAP Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nün patentini alarak Uluslararası Konya Tarım Fuarı’nda görücüye çıkardığı Mobil Güneş Pilli Sulama Makinesi, 2 günde 150 sipariş aldı. Fuarın açılışına katılan Başbakan Ahmet Davutoğlu, henüz seri üretimi olmayan ve Şanlıurfa’da bir demirci atölyesinde yaptırılan makineden övgü ile bahsederek incelemelerde bulunmuştu. Güneş enerjisinden faydalanan makine, 14 saat kesintisiz çalışarak saatte 70 ton su çıkarabiliyor. Proje koordinatörü Ümran Atay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 13. Uluslararası Konya Tarım, Tarımsal Mekanizasyon ve Tarla Teknolojileri Fuarı’nda görücüye çıkardıkları Mobil Güneş Pilli Sulama Makinesi’ne çok yoğun bir ilgi olduğunu söyledi. Seri üretim yapacak bir iş adamı aradıklarını ifade eden Atay, daha fuarın ilk iki gününde 150 sipariş aldıklarını dile getirdi. Atay, “Başbakanımızın fuar açılışındaki konuşmasında bu makineden bahsetmesi ilginin artmasını sağladı. Fuar boyunca makineyi inceleyen çiftçilerimiz talep ediyorlar, ilgi süper. İki günde 150 sipariş aldık. Bir firma devralsaydı 150 talebi karşılamak için çalışıyor olacaktı” dedi. Makine hakkında bilgi veren Atay, mobil olarak istenilen araziye götürülebildiğini ve farklı arazilerde tek sistemle sulama yapılabildiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

“Güneşi otomatik takip ettiğinden dolayı özellikle bizde, Şanlıurfa şartlarında 14 saat kesintisiz çalışabiliyor. Otomatik takip sisteminde hidrolik güç de çalışıyor. Hidrolik güç hem destek görevi yapıyor hem de güneş takibini gerçekleştirebiliyor. Sistemimiz saatte 70 ton su çıkartabiliyor. 170 metre derinliğe kadar inebiliyor. Bu sistemimiz örnektir. Daha küçük ya da daha büyüğü yapılabilir.” Proje üzerinde 2007 yılından buyana çalıştıklarını ve makineyi 2010 yılında TÜBİTAK’a verdikleri “Seyyar Güneş Pilli Sulama Sistemli Prototip Bir Makinenin Kurulumu ve Diğer Enerji Kaynaklı Sulama Sistemleriyle Uygulamaya Dönük Etkinliğinin Araştırılması Projesi ile geliştirdiklerini anlatan Atay, projenin geçen sene tamamlandığını, bu yıl da Türk Patent Enstitüsünden patentini aldıklarını dile getirdi. DEMIRCI ATÖLYESINDE DOĞDU

Makineyi Şanlıurfa’daki bir sanayi sitesinde bulunan demirci atölyesine yaptırdıklarına işaret eden Atay, şu bilgileri verdi: “Bu makinenin projesi TUBİTAK’tan geçtikten sonra imalatını bir demirci atölyesinde yaptırdık. Atölyede yapıldığından dolayı imalatı yaklaşık 4,5 ay sürdü. Önümüzde bir örneği yoktu. Yap boz yöntemiyle tamamlandı. Bir firma patent hakkını bizden alarak seri üretime geçerse daha kısa sürede üretilebilir. Arazideki elektrik masrafları göz önüne alındığında 2 yılda kendini amorti edebiliyor.” Ümran Atay, proje ve Mobil Güneş Pilli Sulama Makinesi’ne destek veren Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ile Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğüne teşekkür etti.

99 Mart

2015


TÜRKIYE

AVRUPA

DÖRDÜNCÜSÜ

AA

T

ürkiye’nin doğalgaz ithalatı, Ocak’ta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 4,30 artışla 4 milyar 997 milyon metreküpe çıktı. Türkiye doğalgaz talebinde ise Avrupa’da 4. sırada yer aldı. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), ocak ayına ilişkin Doğalgaz Piyasası Sektör Raporu’nu açıkladı. Buna göre, geçen yıl Ocak’ta 4 milyar 791 milyon metreküp olan doğalgaz ithalatı, bu yılın aynı ayında yüzde 4,30 artışla 4 milyar 997 milyon metreküpe ulaştı. En fazla doğalgaz ithalatı, 2 milyar 689 milyon metreküple Rusya’dan yapıldı. İran, 810 milyon metreküple ikinci, Azerbaycan 577 milyon metreküple üçüncü sırada yer aldı. Sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithalatı ise toplam 920 milyon metreküp olarak gerçekleşti. Aynı dönemde, üretimi yapılarak satışa sunulan doğalgaz miktarı yüzde 26,28 düşerek, 35 milyon 45 bin metreküpe indi. Tekirdağ, 23 milyon 59 bin metreküp üretimle en fazla doğalgaz üretimi yapılan il olurken, Adıyaman 30 bin metreküple en az üretimin gerçekleştiği il oldu. Geçen yıl Ocak’ta 5 milyar 432 milyon metreküp olan doğalgaz tüketimi ise yüzde 0,62 artarak 5 milyar 466 milyon metreküpe yükseldi. Konutlar 2 milyar 73 milyon metreküple en çok doğalgazı tüketirken, 1 milyar 12 milyon metreküple elektrik santralleri ikinci sırada yer aldı. TÜRKİYE’NİN DOĞALGAZ TALEBİ ARTTI

Öte yandan Türkiye, doğalgaz talebinde Fransa’yı geride bıra-

100 Mart

2015

karak Avrupa’da İtalya’nın ardından 4. sırayı aldı. Brüksel merkezli Eurogas verilerinden derlenen bilgilere göre, Avrupa’nın doğalgaz talebi geçen yıl, önceki yıla göre yüzde 11 azalarak 460,7 milyar metreküpten 409 milyar metreküpe geriledi. Almanya, 76,2 milyar metreküplük doğalgaz talebiyle ilk sırada yer aldı. İngiltere, 71 milyar metreküple ikinci, İtalya 60,7 milyar metreküp doğalgaz talebiyle üçüncü oldu. Türkiye, 47,5 milyar metreküple İtalya’nın ardından Avrupa’da 4. sırada yer aldı. Gaz talebi 38,6 milyar metreküpe düşen Fransa, bir basamak gerileyerek Türkiye’nin ardından 5. oldu. Türkiye’nin 2013 yılındaki doğalgaz talebi 44,4 milyar metreküp olarak gerçekleşmiş, Fransa’nın talebi ise 46,1 milyar metreküp olmuştu. TÜRKİYE’NİN TALEBİ 2013’E GÖRE YÜZDE 7 YÜKSELDİ

Avrupa gaz talebindeki 51,6 milyar metreküplük düşüşün, Türkiye’nin 2014’teki doğalgaz talebi olan 47,5 milyar metreküpten daha fazla olması dikkati çekti. Avrupa’nın doğalgaz talebindeki düşüşün en büyük nedeni sert geçmeyen kış koşulları olarak gösterildi. Kömür fiyatlarının düşmesi, güneş, rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına talebin artmasının da doğalgaz talebinin azalmasında etkili olduğu belirlendi. Avrupa ülkelerinin tamamında doğalgaz talebi düşerken Türkiye’nin doğalgaz talebinin 2013 yılına göre yüzde 7 yükseldiği gözlendi.


Avustralya’da dalgalardan elektrik ve temiz su üreten sistem geliştirildi

Hazırlayan: Can Cengiz

www.elektrikdergisi.com

ENERJİ DÜNYASINDAN

Solar Impulse yolculuğa devam ediyor

Solar Impulse dünyanın çevresinde güneş enerjili uçuş projesinin on iki ayağından 4’ünü tamamlayarak günümüzün çevreye duyarlı toplumunun havacılık teknolojisinde büyük bir dönüm noktasını geçti. Yakıtsız olarak beş veya altı gün ve gece uçmanın benzersiz güçlüğüyle yüzleşen Solar Impulse mühendisleri, sorunsuz işlevsellik için boyut, ağırlık, basınçlandırma ve diğer teknolojik yapılandırmaların kritik önemde olduğu son derece karmaşık bir yapı tasarlamak için şirketin 3D prototip oluşturma, analiz, simülasyon ve birlikte çalışma programı yönetim uygulamalarını kullandı. Bu dijital teknoloji Solar Impulse’ın, tam anlamıyla devrim niteliğindeki uçuşa başlamadan önce sanal olarak oluşturulması ve kendi çalışma ortamında analiz edilmesini sağladı. Uçağın 72 metrelik kanat açıklığı ile Boeing 747’den geniş ve uçak büyük ölçüde, saatte 90 kilometre seyir hızında ihtiyacı olan kaldırma kuvvetini sağlarken mümkün olduğunca hafif karbon fiber bileşenlerden meydana geliyor. Kaynak: Euronews

101 Mart

2015

Avusturalya deniz kuvvetleri dalgalardan temiz enerji ve su elde etmenin çalışmalarını yapıyor. Dünyada bir ilk olarak duyurulan teknoloji sıfır karbon emisyonu ile yenilikçi bir enerji üretim sistemi barındırıyor. Böylece sürekli olarak enerji ve temiz su kaynağı elde ediliyor. Carnegie Wave Energy Limited tarafından sağlanan jeneratörler bir ağ ile birbirlerine bağlanıyor. Mevcut dalga jeneratörlerinin aksine bu jeneratörler deniz yüzeyinin biraz daha altında tutuluyor. Bu sayede yüzeydeki dalgalardan korunuyor ve yüzey altından gelen akımlar ile elektrik üretiyor. Jeneratör elektriği ve ürettiği basınçlı temiz suyu kıyıdaki santrallere iletiyor. Ancak temiz olsa da su civardaki elektrikli geçişim tesislerinde filtreleme işlemleri için kullanılıyor. İlerleyen dönemlerde suyun şehir şebekesine bağlanması da mümkün. Hali hazırda 3 adet 240kW’lık CETO 5 adlı jeneratörler proje kapsamında kullanılıyor. Proje kendisini ispat ederse 2016 yılında 1MW gücünde CETO 6 adındaki daha büyük jeneratörler kurulacak ve çok daha fazla enerji üretiminin önü açılacak. Kaynak: Carnegiewave


AB ülkelerinin Malta dışında hepsi enerji verimliliğinde sınıfta kaldı

Kaynak: Euractiv

Hazırlayan: Can Cengiz

www.elektrikdergisi.com

ENERJİ DÜNYASINDAN

Avrupa Birliği’nin, Malta dışında tüm üyeleri hakkında, AB Enerji Verimliliği Direktifini iç hukuklarına aktarmadıkları gerekçesiyle hukuki süreç başlatıldı. İtalya, Malta, Kıbrıs ve İsveç, kuralları 5 Haziran 2014 tarihine kadar tamamen iç hukuka geçirdiğini söylerken, beş ülke de belirlenen tarihten sonra uyum sağladıklarını duyurdu. Ancak AB yürütme organının sınavını yalnızca Malta’nın geçtiği görülüyor. Komisyon’un enerji sözcüsü Anna-Kaisa Itkonen, düzenlediği bir basın toplantısında, Macaristan, Yunanistan ve Bulgaristan’ın bu doğrultuda hiçbir gelişme bildirmediğini söyledi.

İran ile nükleer müzakerelerde anlaşma sağlandı İran’ın mevcut santrifüj sayısı yaklaşık 19 bin. İran, bu sayıyı 6 bin 104’e indirecek ve bu santrifüjler birinci jenerasyon olacak. Bu sayının da sadece 5 bin 60’ı uranyum zenginleştirmede kullanılabilecek.

İsviçre’nin Lozan kentinde İran ile 5+1 ülkeleri arasında devam eden nükleer müzakerelerde anlaşma sağlandı. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, yaptığı açıklamada İran ile 5+1 ülkeleri arasında yürütülen nükleer müzakerelerde kilit konulara çözüm bulunduğunu ve taslak hazırlamaya başladıklarını söyledi. Buna göre taslağın 30 Haziran’a kadar hazır olması gerektiğini belirtti.İran ile P5+1 ülkeleri arasında varılan uzlaşının ardından açıklanan bildiriye göre, İran 10 yıl boyunca uranyum zenginleştirmede kullanılan santrifüjlerinin üçte ikisinden fazlasını azaltacak. İran’ın mevcut düşük seviyede zenginleştirilmiş uranyum stoğunun üçte ikisi ülke dışına çıkarılacak. İran, en az 15 yıl yüzde 3,67’den fazla uranyum zenginleştiremeyecek. İran’ın nükleer programı 10 yıl boyunca gözetim altında olacak ve fazla santrifüjler ve uranyum zenginleştirme altyapısı Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun gözetiminde bir yerde tutulacak. Nihai anlaşmanın taslağı hemen yazılmaya başlanacak, 30 Haziran’a kadar taslak metin hazırlanmış olacak. 30 Haziran’da belirlenen hedeflere ulaşılırsa nihai anlaşma imzalanacak. Kaynak: Enerji Enstitüsü

102 Mart

2015


AB, Trans-Kafkasya doğalgaz boru hattı projesini canlandırmak istiyor

Ukrayna, Rusya’dan doğalgaz alımını tamamen kesecek

Avrupa Birliği’nin, Türkmen gazını Hazar Denizi ve Türkiye üzerinden Avrupa Birliği’ne taşıyacak Trans-Kafkasya boru hattına ilişkin görüşmeleri tekrar canlandırmak ve sürece Avrupalı enerji şirketlerini de dahil etmek istediği bildirildi. Reuters’a konuşan AB’nin Türkmenistan nezdindeki Maslahatgüzarı Denis Daniilidis, Avrupa Komisyonu’nun Enerji Birliği’nden sorumlu üyesi Maros Sefcovic’in önümüzdeki aylarda Trans-Kafkasya boru hattı projesine ilişkin görüşmeleri tekrar başlatmak için Türkmenistan’ı ziyaret edeceğini söyledi. Türkmen gazını Hazar Denizi, Azerbaycan ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıması planlanan proje üzerinde, siyasi, ekolojik ve mali belirsizlikler sebebiyle yıllardır ilerleme kaydedilemiyor. Kaynak: EurActiv

Ukrayna Enerji ve Kömür Bakanı Vladimir Demçişin, “Rus gazını satın almamızın gereği yok. Avrupa’dan satın aldığımızdan daha yüksek fiyata Rusya’dan doğalgaz almak anlamsız” dedi. Rusya’nın Kiev için 100 dolar olarak belirlediği doğalgaz indiriminin süresi 31 Mart tarihinde sona eriyor. Rusya Enerji Bakanı Aleksandr Novak, 2015 yılının ikinci yarısında Ukrayna için doğalgaz fiyatının, 100 dolar indirim ile birlikte 279-249 dolar civarında olmasının beklendiğini açıklamıştı. Rus basınında çıkan yorumlarda ise Ukrayna’nın blöf yaptığı, Rusya’dan gaz almadan idare etmesinin mümkün olmadığı savunuluyor. Kaynak: Enerji Haber

103 Mart

2015


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

SCADA SISTEMLERINDE GÜVENLIK NASIL SAĞLANIR Yrd. Doç. Dr. Erginer UNGAN, Yaşar Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğr. Gör. Dr. Mahir KUTAY, Yaşar Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü SCADA (Yönetimsel Kontrol ve Veri Toplama Sistemleri) üretim ve altyapı sistemlerinin merkezi olarak izlenmesini ve denetlenmesini sağlamaktadır. Kontrol işlemi otomatik ya da gerektiğince işletmen tarafından yapılabilir. SCADA sisteminin işlevleri aşağıda özetlenmiştir: • Üretim sisteminin işleyişinin merkezi olarak izlenmesi. • Üretim sistemi üzerinde merkezi denetimin sağlanması. • Üretim denetiminde kullanılan insan gücünün azaltılması. • Üretim sisteminin işleyişi ile ilgili verilerin depolanması. • Üretim sisteminin verimlilik çözümlenmesinin yapılması. • Üretim parametrelerinin gerektiğinde uzaktan değiştirilmesi. • Arıza alarmlarının gözlenmesi ve gerekli tedbirlerin hızla alınması. SCADA sistemi başlıca üç bölümden oluşur: • Üretimde kullanılan PLC’ler (programlanabilir mantıksal denetleyiciler), ölçme sistemlerinin bağlandığı IED ler(akıllı gömülü sistemler) ve RTU’lar (sahadan ölçüm bilgisi toplama birimleri). • Üretim alanı ile kontrol merkezi arasında bilgi alışverişini sağlayan, bakır, fiber ya da telsiz bağlantıları kullanan haberleşme ağı. • Kontrol merkezinde kontrol ve bilgi depolama işlemini yapan bilgisayarlarlar, yazılımlar, grafik ekran sistemleri ve iletişim cihazları. Teknolojinin hızlı gelişmesi sonucunda SCADA sistemleri artık dış dünya ile bağlantısı olmayan bağımsız sistemler olmaktan çıkmıştır. Üretim ve altyapı şirketleri IT (bilgi işlem servisleri) ile SCADA sistemleri arasında internet bağlantısı kurarak farklı bölgelerde bulunan üretim ve altyapı tesislerinden gerçek zamanlı veri toplayabilmektedir. Geçmişte toplanması ve işlenmesi aylar sürebilen üretim ve verimlilik raporları kısa sürede alınabilmektedir. SCADA sisteminin genel yapısı Şekil-1”de gösterilmiştir. Üretim ve altyapı şirketlerinin yeni teknoloji ile sağladığı faydalar beraberinde bazı çok önemli riskleri de getirmiştir. Üretim ve altyapı sistemleri artık internet üzerinde gelebilecek pek çok tehdide açık hale gelmiştir ve bu tehditler dünyanın bazı noktalarında gerçekleşmiştir.

104 Mart

2015

Şekil 1 - SCADA Sistemi Genel Yapısı

SCADA Sistemine Yönelik Tehditler SCADA sistemleri başlangıçta üretime hız ve verimlilik kazandırmak amacıyla tasarlanmışlardır. SCADA ve IT sistemleri arasında çevrimiçi bilgi iletişiminin başlaması, SCADA sistemlerini dünyanın herhangi bir noktasından gelebilecek saldırı tehditlerine açık hale getirmiştir.2010 yılında İran’da bulunan uranyum zenginleştirme tesislerine yapılan ve daha sonra ‘stuxnet’ olarak adlandırılan virüs saldırısının geliştirme programını en az iki yıl geciktirdiği açıklanmıştır. Önemli üretim ve altyapı tesisleri yeterli önlemler alınmazsa internet üzerinden gelebilecek bir saldırıyla kolaylıkla devre dışı kalma ya da zarar görme tehdidi altındadırlar. SCADA sistemlerinin gelebilecek saldırılar karşısındaki zayıf yönleri aşağıda özetlenmiştir: • SCADA sistemleri IT personelinin ilgi alanı ve bilgisi dışındadır. • SCADA sistemleri IT’de kullanılan sistemlere göre oldukça uzun kullanım ömrüne sahiptir. Bu nedenle güvenlik konusuna geçmişte yeterli önem verilmemiştir. • SCADA-IT arası haberleşmede standart IT veri iletimi protokolleri kullanılmaktadır. Bu zayıflıkların bir sonucu olarak SCADA sistemleri de birçok IT tehdidinin etki alanı içine girmektedir: • Ülkeler ve gizli servisler. • Organize suç örgütleri. • Rakip şirketler. • Genel ya da özel amaçlar için üretilmiş zaralı yazılımlar. (virüs, solucan, truva atı vs.)


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

• • •

Politik amaçlarla hareket eden gruplar. Çevreci amaçlarla hareket eden gruplar. Eğlence ya da ün kazanmak amacıyla saldırı düzenleyen bireyler. • Şirketten ayrılmış ve şirketle uyuşmazlık içinde bulunan personel. • Çalışmakta olan şirket personeli. SCADA sistemine sızmayı başaran bir saldırgan sistemin bütün bilgisini silebilir, kopyalayabilir ve değiştirebilir. Üretim sistemini kapatabilir ya da başka bir çalışma moduna sokarak telafisi güç zararlar verebilir. Tehditlere Karşı Alınabilecek Tedbirler SCADA sistemlerinin IT sistemlerinden tamamen ayrılması bir tedbir olarak düşünülebilir. Bu durumda özellikle farklı coğrafi bölgelerde tesisleri bulunan şirketlerin sahadan bilgi toplaması önemli ölçüde yavaşlayacaktır. Sistemin tamamen internetten ayrılması içeriden gelebilecek tehditleri önleyememektedir. Bu nedenle içeriden gelebilecek tehditlerin de mümkün olduğu kadar azaltılması en önemli amaçlardan biri olmalıdır. SCADA sistemlerinin güvenliğinin artırılması için alınabilecek başlıca önlemler aşağıda verilmiştir: • IT sistemi anti-virüs, FW, IDS/IPS gibi olanakların kullanımıyla dış saldırılara karşı her zaman korunaklı durumda olmalıdır. • Sahada bulunan ekipman dolapları fiziksel olarak korunmalı, yalnızca yetkili personel girişine izin verilmeli ve mümkünse kamera sistemi ile izleme yapılmalıdır. • Güvenlik bir şirket kültürü olarak benimsenmeli, IT ve bütün saha personeli bu konunun öneminin anlaşılabilmesi için eğitilmelidir. • IT-SCADA bağlantısı SCADA giriş noktasında bir katman-3 FW ile korunmalıdır. IT sisteminde bulunan güvenlik katmanlarının aşılması durumunda ikinci bir savunma katmanı olacaktır. • Sahaya yeni alınan PLC, IED gibi cihazların güvenlik özelliklerinin bulunmasına dikkat edilmelidir. • SCADA sistemi alt ağlara bölünmeli ve her ağın girişine bir katman-2 FW konulmalıdır. Katman-3 FW’lar katman-2’de çalışan kötü amaçlı yazılımları tespit edemez. PLC, IED gibi sahada kullanılan cihazlar yapıları gereği haberleşmelerinde katman-2 yi kullanılırlar. Bu tedbirin alınması özellikle içeriden yapılan saldırılarda oluşan zararın sınırlandırılmasında önemli rol oynayacaktır. • İnsansız çalışan uzak yerleşkelerle haberleşmede telsiz haberleşme kullanılması durumunda şifreleme ve kırılması güç iletişim protokolleri kullanılmalıdır. • Özellikle ekipman üreticisi firmalara bakım amaçlı verilen çevirmeli ağ bağlantıları sisteme giriş için bir arka kapı oluşturabileceği için sistemden tamamen ayrılmalıdır. Ancak gerektiğinde fiziksel olarak bağlanmalı ve iş bitiminde tekrar kesilmelidir. • IT ve SCADA sistemleri için belli zaman aralıklarında de-

Şekil 2 - SCADA Sistemlerinde Uygulanan Güvenlik Önlemleri

ğiştirilen şifre uygulaması yapılmalıdır. SCADA sistemleri için kullanılan parametre veri dosyaları yalnızca okunabilir konuma getirilmeli, değişiklik durumunda yetkili personel görevlendirilmelidir. SCADA sistemi için IT sistemlerinde olduğu gibi bir veri yedekleme çizelgesi belirlenmelidir. Bu işlem gerçekleştirilirse sistem bilgilerinin ve parametrelerinin bir saldırı sonucunda kaybedilmesi durumunda, normal üretime geri dönüşte kaybedilen zaman azalacaktır. Şekil-2’de uygulanan güvenlik önlemleri gösterilmiştir.

Sonuç SCADA sistemlerinin güvenliği günümüzde birçok ülke tarafından ciddiyetle ele alınmaktadır. Bu konuda ANSI, NIST, EPRI gibi kuruluşların standart geliştirme çabaları vardır. Geliştirilen yeni standartların izlenmesi ve uygulanmaya çalışılması yararlı olacaktır. TSE’nin IT güvenliği konusunda geliştirdiği standartlardan ve sertifikasyonlardan da yaralanılabilir. Gelişen teknoloji getirdiği vazgeçilmez faydaların yanında yeni tehlikeleri de beraberinde getirmiştir. Bu durumun tamamen giderilmesi mümkün değildir. En kötü duruma göre her zaman hazırlıklı olmak üretim, altyapı tesisleri ve ülkemiz için çok önemlidir. Kaynak : • Radvanowsky, R.S., Brodsky, J. “Handbook of SCADA/Control Systems Security”, CRC Press, 2013. • Macaulay, T., Singer, B.L. “ Cyber Security for Industrial Control Systems:SCADA, DCA, PLC, HMI and SIS”, Auerbach Publications, 2013. • Radvanowsky, R.S., McDougall, A. “ Critical Infrastructure: Homeland Security and Homeland Preparedness”, CRC Press, 2013. • “White Paper-Architecture for Secure SCADA and Distributed Control System Networks”, Juniper Networks, 2010. • “White Paper-Understanding Deep Packet Inspection for SCADA Security”, Tofino Security, 2012. • “White Paper-A Strategic Approach for SCADA and Distributed Control System Networks”, IBM, 2007. • Stouffer, K., Falco, J. “ Guide to Industrial Systems Security”, Recommendations of the National Institute, of Standarts and Technology (NIST), 2011.

105 Mart

2015


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

TERMOGRAFİNİN İLKELERİNE GİRİŞ Netes Mühendislik

KIZILÖTESİ TERMOGRAFİ VE TERMAL GÖRÜNTÜLEYİCİLERE GİRİŞ Termal görüntüleyiciler, kızılötesi termografi ilkelerine dayanarak çalışırlar. Termal bir görüntüleyici, elektrikli sistemlere, mekanik sistemlere ve bina çevre kaplama yapısına ilişkin arıza giderme, bakım ve denetleme için, maliyet tasarrufu sağlayan ve sık sık da para kazandıran bir test aracı olarak kullanılır.

KIZILÖTESİ TERMOGRAFİ: Kızılötesi termografi ışınımı ve bununla ilişkili olarak yüzey sıcaklığını algılamak ve ölçmek üzere, elektronik optik cihazlar kullanma bilimidir. Işınım, ışıyan enerji (elektromanyetik dalgalar) doğrudan bir iletim ortamı olmaksızın hareket ederken ortaya çıkan ısı hareketidir. Modern kızılötesi termografi, ışınımı algılamak ve ölçmek ve bunu denetleyen yapı veya ekipmanın yüzey sıcaklığı ile ilişkilendirmek üzere, elektronik optik cihazlar kullanılarak uygulanır. İnsanlar kızılötesi ışınımı her zaman algılayabilmişlerdir. İnsan derisindeki sinir uçları, ± 0.009 °C (0.005 °F) kadar küçük sıcaklık farklılıklarına cevap verebilmektedir. Had safhada hassas olmalarına karşın insan sinir uçları, hasarsız termal inceleme için kötü bir biçimde tasarlanmıştır. Örneğin, insanlar karanlıkta sıcakkanlı av bulabilen hayvanların ısıl yeteneklerine sahip olsaydı bile, herhalde yine de daha iyi ısı algılama araçlarına ihtiyaç duyulurdu. İnsanlar ısıyı algılama fiziksel sınırlamalara sahip oldukları için, ısıya karşı hassas mekanik ve elektronik cihazlar geliştirilmiştir. Bu cihazlar, sayısız uygulamaya ilişkin termal denetlemelere yönelik olarak, herkesçe kabul edilmektedir. KIZILÖTESİ TEKNOLOJİNİN TARİHÇESİ “Kızılötesi”nin kökeni, bu dalga boyunun elektromanyetik ışınım spek-

106 Mart

2015

trumunda tuttuğu yere atıfta bulunan “kızıldan daha ötede” dir. “Termografi” kavramı, sıcaklık resmi anlamına gelen kelimelerin köklerinden elde edilmiştir. 1800’de güneş ışığı ile deneyler gerçekleştirmiş olan alman gökbilimci Sir William Herschel, termografinin kökeni ile onurlandırılabilir. Hassas, cıvalı bir termometreden yararlanan Herschel, prizma içinden güneş ışığını geçirerek ve her rengin sıcaklığını ölçtüğü yerlere, çeşitli renklere termometreyi tutarak, kızılötesi ışınımı keşfetti. Herschel dışarı, kırmızı ışığın ötesine, “dark heat” (karanlık ısı) olarak bahsettiği bir alana hareket ettiği zaman, sıcaklığın arttığını keşfetti. “Dark heat” şu anda kızılötesi olarak bilinen ve elektromanyetik ışınım olarak kabul edilen, elektromanyetik spektrum bölgesiydi. Yirmi yıl sonra Alman fizikçi Thomas Seebeck, termoelektrik etkiyi keşfetti. Bu sıcaklık pilinin erken bir versiyonu olan ısıl gözenin, 1829’da İtalyan fizikçi Leopoldo Nobili tarafından keşfine öncülük etti. Bahsedilen basit kontaklı cihaz, iki birbirine benzemeyen metal arasındaki gerilim farkının, sıcaklık ile birlikte değişmesi önermesine dayanmaktadır. Kısa bir süre sonra Nobili’nin partneri Macedonio Melloni ısıl gözeyi, ısıl çift göze (seri durumda bir ısıl göze düzenlemesi) halinde geliştirdi ve 9,1 m’lik (30’) bir mesafeden vücut sıcaklığını algılayabilecek biçimde, bunun üzerindeki termal ışınıma odaklandı. 1880’de Amerikalı gökbilimci Samuel

Langley, 304 m’den (1000’) daha uzaktaki bir inekten gelen vücut sıcaklığını algılamak için, bir bolometreden yararlandı. Bir bolometre gerilim farklılığını ölçmekten çok, sıcaklıktaki değişmeyle ilişkili olarak elektriksel dirençteki değişimi ölçer. Sir William Herschel’in oğlu Sir John Herschel 1840’ta, evaporagraf olarak adlandırılan bir cihaz kullanarak, ilk kızılötesi görüntüyü oluşturdu. Termal görüntü, ince bir yağ tabakasından yansıyan ışık vasıtasıyla elde edilmişti. Termal görüntüleyici, kızılötesi dalga boyu spektrumunda, ekipmanla doğrudan temas gerçekleştirmeksizin sıcaklık modellerini algılayan bir cihazdır. (Şekil 1-1 e bakınız.) Termal görüntüleyicilerin erken versiyonları, ışık ileten dedektörler olarak bilinirlerdi. 1916’dan 1918’in sonuna dek Amerikan mucit Theodore Case, ısıtmadan daha çok, fotonlarla doğrudan etkileşim yoluyla bir sinyal üretmek için, ışık ileten dedektörlerle deneyler gerçekleştirdi. Sonuç daha hızlı, daha hassas, ışık ileten bir dedektördü. 1940’lar ve 1950’ler boyunca termal görüntüleme teknolojisi, artan sayıda askeri uygulamaya destek vermek üzere geliştirildi. Alman bilim adamları ışık ileten dedektörün soğutulmasıyla genel performansın arttığını keşfetti. 1960’lara kadar termal görüntüleme, askeri olmayan uygulamalar için kullanılmadı. İlk termal görüntüleme sistemleri hantal, veri sağlamada yavaş ve düşük seviyede çözünürlüğe sahip olmalarına karşın, bunlardan büyük


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

Şekil 1-1. Termal bir görüntüleyici, ekipmanla doğrudan temas gerçekleştirmeksizin kızılötesi dalga boyu spektrumunda sıcaklık modellerini algılayan bir cihazdır.

elektrik iletim ve dağıtım sistemlerinin denetlenmesi gibi endüstriyel uygulamalar amacıyla yararlanıldı. Askeri kullanıma yönelik olarak 1970’lerde sürdürülen ilerlemeler, bina tanımlaması ve malzemelerin tahribatsız testi gibi uygulamalar için kullanılabilen, ilk taşınabilir sistemleri ortaya çıkardı. TEKNOLOJİ TÜYOLARI Termal Görüntüleyicilerin orijinal versiyonları termal görüntüleri, siyah-beyaz katot ışınlı tüplerin (CRTs-cathode ray tubes) kullanımı vasıtasıyla açığa çıkarırdı. Kalıcı kayıtlar, fotoğraf veya manyetik bantla mümkündü. 1970’lerdeki termal görüntüleme sistemleri dayanıklı ve güvenilirdi, fakat görüntülerin kalitesi modern termal görüntüleyicilere kıyasla düşüktü. 1980’lerin başından beri termal görüntülemeden tıbbi amaçlarla, temel endüstride ve bina denetlemeleri için geniş biçimde yararlanılmaktadır. Termal görüntüleme sistemleri tamamen radyometrik görüntüler üretmek üzere ayarlanırdı ki radyometrik sıcaklıklar, görüntüdeki her yerde ölçülebilsin. Radyometrik görüntü, görüntüdeki çeşitli noktalar için sıcaklık ölçüm hesaplamalarını içeren, termal bir görüntüdür. Termal görüntüleyicileri soğutmak için kullanılmış olan sıkıştırılmış veya sıvılaştırılmış gazın yerini almak üzere, güvenilir termal görüntüleyici soğutucuları geliştirildi. Daha az pahalı, tüp temelli, piroelektrik vidikonlu (pyroelectric vidicon – PEV ) termal görüntüleme sistemleri de geliştirilmiştir ve yaygın

biçimde üretilmiştir. Radyometrik olmamalarına karşın PEV termal görüntüleme sistemleri hafiftiler, portatiftiler ve soğutma olmadan çalışabiliyorlardı. 1980’lerin sonlarında odak düzlem matrisi (focal-plane array-FPA) olarak bilinen yeni bir cihaz, ordudan ticari piyasalara sunuldu. Odak düzlem matrisi (FPA), bir merceğin odak düzlemindeki kızılötesini algılayan detektörlerin bir dizisinden oluşan (tipik olarak dikdörtgen biçiminde), görüntü algılayan bir cihazdır. (Şekil 1-2’ye bakınız.) Bu, başlangıçtaki taramalı detektörler üzerinden gerçekleştirilen önemli bir ilerlemeydi ve sonuç, görüntü kalitesinde ve uzamsal çözünürlükte bir artıştı. Modern termal görüntüleyicilerdeki tipik dizinlerin, 16x16’dan 640x480’e kadar sıralanan pikselleri vardır. Bu anlamda bir piksel bir FPA’nın kızılötesi enerjiyi algılayabilen en küçük bağımsız unsurudur. Özel uygulamalar için 1000x1000’den fazla piksele sahip dizinler mevcuttur. İkinci rakam ekranda gösterilen yatay satırların sayısını temsil ederken, ilk rakam ise dikey sütunların sayısını temsil eder. Örneğin, 160x120 dizini, toplam 19,200 piksele eşittir (160 piksel x 120 piksel = toplam 19,200 piksel) Çeşitli detektörlerden yararlanan FPA teknolojisinin gelişimi, 2000 yılından beri tırmanıştadır. Uzun dalga boylu termal görüntüleyici, 8 µm ve 15 µm arasındaki bir dalga boyu bantı içinde kızılötesi enerjiyi algılayan, termal bir görüntüleyicidir. Bir mikron (µm), bir milimetrenin binde birine (0,001 m) eşit bir uzunluk

Şekil 1-2. Bir odak düzlem matrisi (FPA), bir merceğin odak düzlemindeki ışığı algılayan piksellerin bir dizisinden (tipik olarak dikdörtgen biçiminde) oluşan, görüntü algılayan cihazdır.

ölçüsü birimidir. Orta dalga boylu bir termal görüntüleyici ise, 2,5 µm ve 6 µm arasındaki bir dalga boyu bantında kızılötesi enerjiyi algılayan, termal bir görüntüleyicidir. Hem uzun hem de orta dalga boylu termal görüntüleme sistemleri şu anda, sık sık görüntü birleştirmeli ve 0,05 °C (0,09 °F) veya daha düşük termal hassasiyetli olarak, tamamen radyometrik versiyonlar halinde hazırdır. Bu sistemlerin maliyeti geçtiğimiz on yıl boyunca on kattan daha fazla düşmüştür ve kalite çarpıcı biçimde artmıştır. Dahası, görüntü işlemek amacıyla bilgisayar yazılımı kullanımı da son derece artmıştır. Neredeyse tümü ticari yollardan elde edilebilen modern kızılötesi sistemler, analizi ve rapor yazmayı kolaylaştırmak üzere yazılımdan yararlanırlar. Raporlar çabucak oluşturulabilmekte ve internet üzerinden elektronik olarak gönderilebilmekte veya PDF gibi ortak biçim halinde saklanabilmektedir ve çeşitli tiplerde dijital depolama cihazlarında kaydedilebilmektedir. TERMAL GÖRÜNTÜLEYİCİNİN İŞLEYİŞİ Termal görüntüleme sistemlerinin nasıl işlediğine ilişkin genel bir bilgiye sahip olmak yararlıdır çünkü bir termografi uzmanı için ekipmanın sınırlamaları içinde çalışmak son derece önemlidir. Bu ise en hassas algılamaya ve potansiyel problemlerin en hassas analizine izin verir. Termal görüntüleyicinin amacı, algılamaktır. Şekil 1-3 e bakınız.

107 Mart

2015


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

108 Mart

2015

Şekil 1-3. Hedef, termal bir görüntüleyici ile incelenecek olan nesnedir. Termal bir görüntüleyicinin amacı, hedef tarafından yayılan kızılötesi ışımayı algılamaktır.

Şekil 1-4. Tipik termal görüntüleyicilerin merceği, mercek muhafazasını, ekranı, kumanda araçlarını ve el bağlama askısıyla tutamacı içeren, çok sayıda ortak bileşeni vardır.

TEKNOLOJİ TÜYOLARI: Devam eden enerjiyi koruma ihtiyacı nedeniyle belediyeler ve devlet kurumları, askeri termal hava haritalarına uyum gösterilerek yapılan, havadan kızılötesi taramalardan yararlanıyorlar. Bu taramaların amacı kamuya, ikamet eden kişilere ve işyerlerine, binalarındaki ısı kaybına ilişkin bilgi sağlamak. Termal görüntüleme sisteminde elektronik aletler tarafından okunan gerilim veya elektrik direncindeki bir cevap, genellikle bir değişiklik olarak sonuçlanan biçimde kızılötesi ışınım, termal görüntüleyicinin optik araçları vasıtasıyla bir dedektör üzerine odaklandırılır. Termal görüntüleyici vasıtasıyla üretilen sinyal, bir görüntü ekranı üzerinde elektronik bir görüntüye (termogram) dönüştürülür. Bir termogram, farklı renk tonlarını, hedefin yüzeyi üzerindeki kızılötesi ışınım dağılımı ile örtüştüğü yer olan bir görüntü ekranı üzerinde elektronik olarak işlenmiş bir hedef görüntüsüdür. Termografi uzmanı bu basit süreçte, hedefin yüzeyinden yayılan, ışıyan enerjiye tekabül eden termogramı görüntüleyebilir. Termal Görüntüleyicinin Bileşenleri Tipik termal görüntüleyiciler merceği muhafazasını, ekranı, detektör ve işleme elektronik cihazlarını, kumanda araçlarını, veri depolama cihazlarını ve

veri işleme ve rapor oluşturma yazılımını içeren çok sayıda ortak bileşenden oluşur. Bu bileşenler, termal görüntüleme sisteminin tip ve modeline bağlı olarak değişiklik gösterebilir. (Şekil 1-4’e bakınız.) Genellikle termal görüntüleyicilerin

saha kullanımına yönelik olarak, aygıtı, yazılımı ve ilişkin diğer ekipmanı korumak üzere, bir taşıma muhafazası vardır. Mercekler: Termal görüntüleyicinin en az bir merceği vardır. Görüntüleyici bir mercek kızılötesi ışınımı alır ve bunu


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

Şekil 1-6. Kumanda araçlarıyla sıcaklık aralığı, termal ölçüm menzili ve seviye gibi önemli değişkenlerde ve diğer ayarlarda belirlemeler yapılabilir.

kızılötesi bir dedektör üzerine odaklar. Detektör cevap verir ve elektronik ( termal ) bir görüntü veya termogram oluşturur. Termal bir görüntüleyicinin üzerindeki mercek, gelen kızılötesi ışınımı dedektör üzerine toplamak ve odaklamak için kullanılır. Çoğu uzun dalga boylu termal görüntüleyicinin mercekleri, germanyumdan (Ge) yapılmıştır. İnce yansıma önleyici astar tabakaları, merceklerin geçirimini artırır. Ekranlar: Termal görüntüleyicinin üzerine konumlandırılmış sıvı kristal görüntülü (LCD) inceleme ekranı üzerinde, termal bir görüntü açığa çıkarılır. Çeşitli saha konumlarında karşı karşıya kalınan farklı aydınlatma koşulları altında kolayca incelenebilmesi için LCD inceleme ekranı, yeterince geniş ve parlak olmalıdır. Bir görüntü sık sık batarya, şarj, tarih, saat, hedef sıcaklığı (°F, °C veya °K olarak), görülebilir ışıklı görüntü ve sıcaklığa ilişkin bir renk spektrumu anahtarı gibi bilgiler de sağlayacaktır. (Şekil 1-5 e bakınız.)

Şekil 1-5. Termal görüntüleyicinin üzerine konumlandırılmış sıvı kristal bir ekran (LCD) üzerinde, termal bir görüntü açığa çıkar.

Detektör ve İşleme Elektronik Cihazları: Detektör ve işleme elektronik c,hazları, kızılötesi enerjiyi işleyerek kullanılabilir bilgiye dönüştürmek için kullanılır. Hedeften gelen termal ışınım, genellikle elektronik yarıiletken bir malzeme olan detektör üzerine odaklandırılır. Termal ışınım, detektörden gelen ölçülebilir bir tepki üretir. Bu tepki, termal görüntüleyicini gösterme ekranında termal bir görüntü oluşturmak üzere, termal görüntüleyici içinde elektronik olarak işlenir. Kumanda Araçları: Ekran üzerindeki termal bir görüntüyü düzeltmek için, kumanda araçlarıyla çeşitli elektronik ayarlamalar yapılabilir. Sıcaklık aralığı, termal ölçüm menzili ve seviye, renk paletleri ve görüntü birleştirme gibi değişkenlere elektronik ayarlamalar yapılabilir. Ayarlamalar aynı zamanda yayma kuvvetine ve yansıtılan arka plan sıcaklığına da yapılabilir. (Şekil 1-6 ya bakınız.)

Veri Depolama Cihazları: Termal görüntüleri ve ilişkin verileri içeren elektronik dijital dosyalar, farklı tiplerde elektronik hafıza kartları veya depolama ve transfer cihazlarında depolanır. Pek çok kızılötesi görüntüleme sistemi, tümleşik, görülebilir ışıklı bir kamera ile elde edilmiş ilişkin bir görsel imajın yanında, tamamlayıcı ses veya metin verilerinin depolanmasına izin verir. Veri İşleme ve Rapor Oluşturma Yazılımı: En modern termal görüntüleme sistemleri ile birlikte kullanılan yazılım, hem etkilidir hem de kullanıcı dostudur. Dijital olan termal ve görülebilir ışıklı görüntüler, çeşitli renk paletleri kullanılarak görüntülenebildikleri ve tüm radyometrik parametrelere ve analiz fonksiyonlarına daha ileri ayarlamaların yapılabildiği yer olan, kişisel bir bilgisayara aktarılır. İşlenmiş görüntüler daha sonra rapor şablonlarına eklenir veya bir yazıcıya gönderilir, elektronik olarak depolanır yada bir internet bağlantısı aracılığı ile müşterilere gönderilir.

109 Mart

2015


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

TEL ÇITLER IÇIN TOPRAKLAMA YÖNTEMI Dr.- Elk. Müh. Tahir Tuncay Çaylı

Özet: Son zamanlarda büyük şehirlerde apartman yöneticileri tarafından çıplak tel çitlerle çevrilen işgal edilmeleri belediyelerce önlenemeyen kamu alanlarının etrafındaki çitleri, en azından bir canlının elektrik kaçağı nedeniyle ölümüne veya yaralanmasına fırsat vermeden Topraklama Yönetmeliğinin ilgili hükümlerine göre topraklattırılmak zorundadır.

Ö

zellikle büyük şehirlerimizde araç sayılarının artması ile birlikte, apartmanlar arasında Belediyelerce otopark alanı olarak bırakılmış olan alanların girişleri, hariçten gelen arabaların bu park alanlarını kullanmalarını önlemek amacıyla, son 20-30 senedir apartman yöneticilerince bariyerler yaptırılarak kapatılmıya başlanmış, hatta hiçbir izin alınmaksızın yaygınlaşan bu bariyerleme işlemi belediyelere ait yolların dahi kapatılmasıyla devam etmiştir. Bu kanunsuzluklara ses çıkartılmamasından cesaret alan apartman yöneticileri, son 5-10 senedir apartmanlarının tapularında kayıtlı olan mücavir alanları da aşarak kamunun kullanımına açık olması gereken park alanlarını, spor tesislerini, yaya yollarını da, yine herhangibir izin almaya gerek görmeksizin tel çitlerle çevirerek kendi apartman sahiplerinin yaşama alanlarını genişletmekte ve buralara sadece kendi tanıdıklarının kullanımlarına sunulan çardaklar yapmaktan çekinmemektedir. Belediyelere bu kanunsuzluklar için yapılan şikayet müracaatları ise, şikayetin ana konusuna değinilmeyen yazışmalarla geri çevrilebilmektedir (Şekil 1). Yazışmalardan anlaşılacağı üzere, apartman yöneticilerinin kamu alanlarını işgallerine gösterdikleri “asayişi sağlamak adına” bahanesi, belediye yetkililerince kabul görmekte, diğer vatandaşların kamu alanlarını kullanma hakkı korunmamaktadır.

Şekil 1 – Bakırköy Belediyesi’nden kamu alanlarının işgal edildiğine dair yapılan şikayetler için alınan cevaplar

110 Mart

2015


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

Aslında başka belediyeler ile aynı konuda yapılacak yazışmalar için alınacak cevaplar da Şekil 1’de gösterilen yazışma örneklerinin benzerleri olacaktır. Kamu alanlarını bariyerlere ek olarak tel çitlerle çevirip işgal ederek asayiş kuvvetlerinin görevlerini üstlenmek bahanesiyle yaşam alanlarını genişletmiş olan apartman yöneticileri ile birlikte, aslında kamu haklarını korumakla yükümlü olan yetkili merciler de, bu kanunsuz tutum, yükümlülüklerini azalttığı için, vatandaşların haklarının ihlal edilmesi karşılığında da olsa, durumdan umursamazlıkla memnun görünmektedir. Oysa, hem bu bariyerlerle birlikte tel çitleri konunun uzmanı olmayan işçilere yaptıran apartman yöneticileri, hem de bu kanunsuzluklarla baş edemeyerek yapılanlara her ne nedenle olursa olsun göz yuman belediye yetkililerinin atladıkları çok önemli bir konu mevcuttur. 21.08.2001 tarihli 24500 sayılı Resmi Gazetede, o tarihteki son Avrupa Normlarından faydalanılarak hazırlanıp yayımlamış ve tüm binalarda kullanılması zorunlu kılınmış olan Elektrik Tesislerinde Topraklama Yönetmeliğinin Ek-F Bölümündeki “İşletme Elemanlarının ve Tesislerin Topraklanması için Özel Önlemler” başlıklı kısmın F.1 paragrafında /1/ “F.1 Elektrik kuvvetli akım tesisleri etrafındaki çitler: Çıplak metal çitler topraklanmak zorundadır. Bunun için, örneğin her köşede birden fazla topraklama noktası kullanılmak zorundadır. Yerel koşullara uygun olarak (çitin topraklama tesisinin içinde veya dışında olması durumuna göre) toprak bağlantısı, ya YG topraklama sistemine bağlantı yapılarak veya özel topraklayıcılarla yapılmalıdır. Bir tesisi çevreleyen çitteki bütün mekanik kesintiler (örneğin kapılar), çit bölümleri arasında tehlikeli potansiyellerin meydana gelmesi önlenecek şekilde bağlanmalıdır.” şartı öngörülmüştür. Apartmanların etrafındaki çıplak tel çitler, çoğunlukla elektrik motorlarıyla çalışan bariyerlere bağlı olduğu gibi, üzerlerindeki metal kapılara yine 220 V ile çalışan uzaktan kumandalı otomatik kapı zilleri

YALITKAN MALZEME ILE KAPLANMIŞ ÇITLERIN ÇIPLAK METAL KISIMLARI TOPRAKLANMAK ZORUNDA DEĞILDIR. veya kilitleri monte edilmektedir. Bu cihazların çoğu da yetkili elektrikçiler yerine, apartman görevlilerine monte ettirilmektedir. Bu gibi 220 V ile beslenen cihazlar monte edilmemiş olsa dahi, bu çıplak tel çitler sokak aydınlatma direklerinin birkaç metre uzağında ve trafo merkezlerinin de etrafına monte edilmiş durumdadır. Dolayısıyla tüm bu elektrik cihazlarında ortaya çıkabilecek bir toprak kaçağı, her an o anda çıplak tel çite dokunmakta olan bir canlının ölümüne neden olabilecektir. İşte bu durumu önlemek için Topraklama Yönetmeliğinde, çıplak tel çitlerin, binalar için şart koşulmuş bulunan temel topraklaması ve genel topraklama sistemi ile çok noktadan bağlanması şart koşulmuştur. Bu şartlar sağlansa dahi, çıplak tel çitlerin genel topraklama sisteminin dışında kalan tarafına, çit boyunca, çitten, kol mesafesi olan 1 m uzaklıkta, 80 cm derinliğe gömülecek, yönetmelikte uygun görülen çıplak iletkenlerle topraklama yapılmak zorundadır. 2001 senesinden önce temel topraklaması yönetmeliklerimizde şart koşulmadığı için, bu gibi yapıların etrafındaki tel çitlerin ise her iki tarafında, çit boyunca, çitten 1 m uzaklıkta, 80 cm derinliğe gömülecek uygun çıplak topraklama iletkenleri ile bu topraklamanın mutlaka yapılması zorunludur. Hemen her ay Elektrik Mühendisleri Odası tarafından yapılan topraklama eğitimlerine çok sayıda elektrik mühendisinin katılmış olmasına rağmen, bugün yapılmakta olan binaların çoğunda

da, maalesef bu yönetmelik hala uygulanmamaktadır. Bizzat hukukçulardan alınan bilgiye göre, yönetmelikte konunun sorumluları açık şekilde belirtilmiş olmasına rağmen, kanunlarımız herhangibir canlı ölmeden, bu yönetmeliği uygulamayan sorumluları cezalandıramamaktadır. Yönetmeliğin uygulanmamasından dolayı bir canlının ölmesi veya yaralanması durumunda ise, konu bilirkişinin bilgisine dayalı olarak yazacağı rapora göre değerlendirilmektedir. Bugüne kadar kimsenin dikkat etmediği bu konu, herhangibir canlının ölümüne fırsat vermeden, Elektrik Mühendisleri Odamızın Elektrik Dağıtım Müesseselerine ve onların da belediye yetkililerine yazacakları resmi yazılarla acilen gündeme getirilmek ve belediye yetkililerince işgalleri önlenemeyen kamu alanlarındaki tel çitler, yönetmeliğe uygun olarak topraklattırılmak zorundadır. Aksi takdirde, bir canlının hayatını kaybetmesi veya yaralanması durumunda, sırasıyla apartman yöneticisi, belediye yetkilileri ve özellikle trafo merkezlerinin etrafındaki bu çitleri tespit etmesi gereken dağıtım şirketi yetkilileri canlının hayatından sorumlu olacaktır. Apartman yöneticileri, yaptırdıkları tel çit topraklamalarının Yönetmeliğe uygun olduğunu kanıtlamak üzere, Elektrik Mühendisleri Odası’nın ilgili Bölümünden sertifika almak zorunda olmalıdır. Kaynak : 21.08.2001 tarihli 24500 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmış olan Elektrk Tesislerinde Toptaklama Yönetmeliği

111 Mart

2015


TOY AYDINLATMA AYDINLATMA • TANITICI REKLAM

112 Mart

2015


113 Mart

2015


FAM ENERJİ AYDINLATMA • TANITICI REKLAM

ICAO VE IALA STANDARDLARINA UYGUN UÇAK İKAZ VE DENIZ IKAZ LAMBALARI FAM Lighting olarak dünyaca ünlü uçak ikaz lambası üreticilerinden Obsta (Fransa), Orga (Hollanda), IVSolar (İspanya) ve Delta-Box (Fransa) markalarının ve deniz ikaz lambası üreriticisi olan MSM Mediterráneo Señales Marítimas (İspanya) markasının Türkiye’de ki tek yetkili temsilcisi olarak ürünlerini Türkiye piyasasına sunmaktayız. Günümüzde tüm yüksek yapılarda, binalarda, telekom kulelerinde, bacalarda, köprülerde, vinçlerde ve rüzgar türbinlerinde hava taşıtlarına karşın güvenlik için ICAO önerilerine uygun uçak ikaz lamabaları kullanılması gerkemektedir, ayrıca deniz ikaz için kullanılan lambalar, fenerler ve deniz şamandıralarının IALA standartlarına uygun olması gerekir. Bütün markalarımız ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü) tarafından Annex 14‘te belirtilen tüm teknik şartlara ve IALA standartlarına uygun lambalar üretmekte olup tüm test belgelerine sahiptirler.

114 Mart

2015

UÇAK IKAZ LAMBA ÇEŞITLERIMIZ: •

Düşük Yoğunluklu (Low Intensity) uçak ikaz lambaları 45 metreye kadar sabit tek renk kırmızı olarak kullanılmaktadır Orta Yoğunluklu (Medium Intensity) uçak ikaz lambaları 45 metre ile 150 metre arası flaşlı olarak tek renk Kırmızı, tek renk Beyaz veya Kırmızı (Gece) / beyaz (Gündüz) olarak kullanılmaktadır Yüksek Yoğunluklu (High Intensity) uçak ikaz lambaları 150 metre üzeri yapılarda tek renk Beyaz olarak kullanılmaktadır Solar Uçak Ikaz Lambaları ulaşımı zor, Elektrik olmayan ve bakım gerektirmeyen alanlarda tercih edilmektedir. Havai hatlarda kullanılan ikaz lambaları yüksek gerilim hatlarında bakım gerektirmeden çalışmaktadır Yedekli ikaz lambaları



ABB AYDINLATMA • TANITICI RÖPORTAJ

ABB, LED AYDINLATMALARINI YILDIRIMDAN KORUYOR

FRANSA’NIN GÜNEYINDE HAUTESPYRÉNÉES’DE BULUNAN FABRIKA YILDIRIMDAN VE AŞIRI GERILIMLERINDEN KORUNMA KONUSUNDA ABB’NIN KÜRESEL UZMANLIK MERKEZIDIR. 80 YILI AŞKIN SÜREDIR FARKLI UYGULAMALAR IÇIN ÇÖZÜM SAĞLAMAK AMACIYLA ÜRÜN GAMIMIZI SÜREKLI GELIŞTIRIYORUZ.

ABB sizlere LED teknolojisine sahip yeni aydınlatma sistemi için yıldırımdan korunma çözümünü sunuyor. Aydınlatma, modern hayatımızdaki başlıca ihtiyaçlarımızdan biridir. Belediye bütçelerinin yüzde 50’den fazlası kamu alanı aydınlatması için ayrılmış durumdadır. LED teknolojisi, maliyet azaltma ve enerji verimliliği gereksinimlerini karşılayan çok yönlü bir aydınlatma kaynağıdır. LED aydınlatma sistemi, elektrik tüketimini azaltmak için gerçek bir çözümdür (elektrik faturalarından tasarruf sağlar), ama aynı zamanda aydınlatma kirliliğini azaltarak daha yüksek bir aydınlatma verimliliği ve uzun hizmet ömrü nedeniyle daha az bakım gerektirmesiyle de ekolojik bir çözüm sağlar. Ancak kamusal sokak aydınlatması özellikle LED teknolojisinin çıkışından bu yana endüstriyel kaynaklı veya yıldırımdan kaynaklanan doğal kaynaklı geçici aşırı gerilime son derece duyarlıdır. Bu durum, AC şebekesinden (anahtarlama işlemleri) veya yıldırım dalgalanmasından doğan elektrik arızalarına neden olabilir. LED aydınlatma genellikle uzun kablolar üzerinden elektrik

Sokak aydınlatma tesisatı için parafudur kullanım örneği L1 L2 L3 N

Otomatik sigorta veya kartuş sigorta

Otomatik sigorta veya kartuş sigorta

Otomatik sigorta veya kartuş sigorta Otomatik sigorta veya kartuş sigorta

OVR T2 40 275 P TS

Saha dağıtım panosu

OVR T2-T3 N1 15-275S SL

Aydınlatma direği no. 1

= Koruma önceliği için devre kesici zorunludur. (devre açma kapama)

116 Mart

2015

Otomatik sigorta veya kartuş sigorta Otomatik sigorta veya kartuş sigorta

OVR T2-T3 N1 15-275S SL

Aydınlatma direği no. 2

Otomatik sigorta veya kartuş sigorta Otomatik sigorta veya kartuş sigorta

OVR T2-T3 N1 15-275S SL

şebekesine bağlı olduğundan, darbeler bu kablolar üzerinde yükselerek ilerlemektedir. ABB’nin bu uygulamalar için yeni bir aşırı gerilimlerden koruyucu cihaz sunmasının nedeni budur. OVR T2+3 N1 15-275S SL size ihtiyacınız olan tüm faydaları sağlayacaktır. Kompakt tasarımı (tek modül genişliğinde), DIN rayı montajı, faz ve nötr için önceden çekilmiş kabloları sayesinde, bu parafudur kolaylıkla küçük güç kaynağı kutularına (Lamba direği muhafazası, trafik ışıkları, otoparklar, otobüs durakları, billboard, dekoratif aydınlatma ...) takılabilir. Lamba direklerinin altında bulunan muhafazalara kurulumu, uygun ekipman (örn. personel yükseltici vinçler) olmadan ulaşılması zor olan lambaların hizmet kesintilerini, hasarı ve sürekli değişimi önler. Böylece her arızada gerekecek vinç masraflardan da tasarruf sağlar. Parafudur, bir yedekleme koruması olarak sistem güvenliği veya hizmet sürekliliğine önceliği sağlamak için kartuş taşıyıcı şeklinde bir devre kesici ile kullanılmalıdır. Buna ek olarak aşırı gerilimlerden koruyan OVR SL, ilk yüksek geçici gerilimden sonra bile sistemi koruma altında tutan emniyet rezerv sistemi ile donatılmıştır. Bu ürün, güç muhafaza terminal bloğunda kolay bir kurulum sağlayan 17 cm uzunluğunda önceden çekilmiş kablo ile (faz ve nötr) alttan kablolanmıştır. Topraklamanın bağlı olması gerekir. Alttan kablolama tasarımı, IP32 koruma derecesiyle, yoğunlaşma problemlerini önlemek için de mükemmel bir yoldur. ABB Yıldırımdan Korunma Çözümleri: Yeni uygulamaları korumak için sürekli inovasyon!

Aydınlatma direği no. 3

= Servis sürekliliği için devre kesici önerilir (sistem parafudur değşikliklerinde enerjili kalacaktır)

Alper Çelebi ABB Alçak Gerilim Ürünleri DIN Rayı Ürünleri Ürün Müdürü



GERSAN AYDINLATMA • TANITICI REKLAM

G-BUS VE LED TEKNOLOJISININ EVLILIĞI: LED-BUS (Busbar Enerji Hatları Üzerinden Haberleşen LED Aydınlatma Otomasyon Sistemi)

ÜLKEMIZDE TÜKETILEN TOPLAM ELEKTRIK ENERJISI IÇINDE AYDINLATMANIN PAYI DIKKATE DEĞERDIR. AYDINLATMADA VERIMLILIĞIN OTOMASYON SISTEMLERI ILE SAĞLANMASI SAYESINDE HEM GÖRSEL, HEM DE EKONOMIK RAHATLAMA SAĞLANACAKTIR. BÜYÜK BIR HIZLA ILERLEYEN LED TEKNOLOJISI DE YAKIN GELECEKTE MEVCUT AYDINLATMA SISTEMLERININ YERINI ALACAKTIR. YÜKSEK ENERJI TASARRUFU, ISI YAYMAMASI, ÇOK UZUN ÖMÜRLÜ OLUŞU, ÇEVREYE DUYARLI OLMASI VE BAKIM GEREKTIRMEMESI AKLA ILK GELEN ÖNEMLI ÖZELLIKLERIDIR.

118 Mart

2015

Tüm bu özelliklerin bir araya gelmesi ile ortaya LED-BUS ürünü çıkmaktadır. Bu ürün sayesinde busbar sistemleri, G-Bus otomasyon sistemi ve Led aydınlatma sistemi bir arada kullanılarak aydınlatma otomasyon ve kontrol sistemlerinde en son teknolojiler bir arada kullanılmış olmaktadır. G-BUS Otomasyon sistemi; çok sayıda cihazın bağlanabildiği, kompakt yapıda, düşük maliyetli, kolay kurulan ve her cihazın adreslenebildiği bir otomasyon sistemidir. Mevcut klasik aydınlatma sistemlerinde Enerjiyi taşıyan kablolar, Kabloyu ve Aydınlatma sistemini destekleyen kablo kanal sistemleri, Aydınlatma armatüründe (Floresan, Sodyum veya Metal) kullanılan balast ve starter, Pano ve aydınlatmayı kumanda edecek şalter, kontaktör, role, buton vb. ürünler kullanılmaktadır ve kullandığınız her bir ekipman elektrik enerjisi tüketmekte, ısı yaymakta, gereksiz alan işgal etmekle beraber arızalanması halinde yenisi ile değiştirilmesi gerekmekte ve ekonomik olarak sürekli harcama kalemi yaratmaktadır. G-BUS Otomasyon sistemi; ile elektrik hattı üzerinden çift yönlü haberleşme yapılarak, herhangi bir

data kablosuna ihtiyaç duyulmadan, busbar sistemine bağlı tüm yüklerin açılıp kapatılabilindiği ve aydınlatma elemanlarında ışık şiddetinin dimlenerek ayarlanmasına imkan verilmektedir. Otomasyon sistemi, elektrik hattıyla bilgisayar arayüzü arasından iletişimi sağlayan bir modem ve önceden adreslenmiş çıkış fişlerinden oluşmaktadır. Busbar çıkış fişi içerisinde bir alıcı modülü olup, bu fişler aracılığı ile aydınlatma ve benzeri elektriksel cihazlar beslenebilir. Çıkış fişlerinin içersindeki alıcılar, cihazın kontrolüne ilişkin komutları busbar enerji hattı üzerinden alarak istenilen fonksiyonları yerine getirirler. Bu fonksiyonlar açma kapama, dimleme olabileceği gibi, cihazlara bilgi gönderme ve ya geri besleme alma gibi komutlar olabilmektedir. Bir sistem üzerindeki alıcı sayısı sadece sistemin toplam yük akımı ile sınırlıdır. Bilgisayar yazılımda gruplar ve zamanlandırılmış görevler oluşturularak ilgili alıcıların istenilen zamanda fonksiyonları gerçekleştirmesi sağlanır. Ayrıca modemin bir sunucu bilgisayara bağlanması ile hem yerel ağ üzerinden hem de internet üzerinden otomasyon sistemine erişim mümkündür. Bu şekilde sunucuya, bilgisayar ara yüzünün


yüklü olan her bilgisayardan kullanıcı adı ve şifresi ile bağlanılarak sistemdeki cihazların kontrolünü uzaktan gerçekleştirmek mümkündür. Sistemin önemli özellikleri, düşük maliyetli olması, data kablosu gerektirmemesi ve kolay kurulumdur. Kablolu bir otomasyon sisteminde her bir cihazın kontrolü için bu cihazlara ulaşan kablonun döşenmesi ve gruplar oluşturmak için çeşitli ek elemanlar gerekmektedir. Kablosuz sistemlerde ise modemlerin ve modüllerin maliyeti oldukça fazladır. Bu tip maliyeti yüksek sistemler yüksek hızlarda veri taşıma kapasitesine sahiptir. Aydınlatma uygulamalarda daha küçük veri paketleri ve basit uygulama komutları kullanıldığından dolayı bu tip veri ağı sistemleri ekonomik değildir. Ayrıca G-Bus otomasyon sistemi modülleri busbar uyumlu fişler yapısında olduğundan dolayı kurulum oldukça basittir ve halihazırda busbarlar kullanılmış yapılara da rahatlıkla uygulanabilme imkanı vardır. G-Bus otomasyon sistemi kurulurken yüklerin yapı içerisindeki konumlarını belirten yapıya ait kroki ara yüz yazılımının bulunduğu servera yüklenir. Bu şekilde servera bağlanıldığında kullanıcılar bu kroki üzerinden istedikleri noktadaki aydınlatma veya cihazı etkinleştirip pasifleştirebilirler. G-BUS AVANTAJLARI : 1. Veri iletimi elektrik hattı üzerinden gerçekleştiği için, harici veri iletim kablosuna ihtiyaç duymamaktadır. 2. Çift yönlü haberleşme yapılmaktadır. 3. Bilgisayara RS232 portundan yada TCP/IP’den bağlanabildiği için otomasyondaki yükler arayüz programıyla uzaktan kontrol edilebilmektedir. 4. GERSAN A.Ş. Firmasının ürettiği busbar kanalları ile uyumlu yük kontrol modülleri sayesinde kolay montaj sağlanmaktadır.

5. Her modülün kendine ait adresi olması, her bir yükün birbirinden bağımsız veya grup olarak kontrol edilebilmesini sağlamaktadır. 6. Yük kontrol modülleri, ayrıca verici olarak da çalışarak, yük hakkında durum bilgisi verebilmektedir. 7. Dim edilebilen aydınlatma ürünlerini harici bir dimmer ihtiyacı olmadan dim edebilmektedir. 8. Tek bir otomasyon modemi ile 3 fazlı sistemlerdeki bütün fazlardaki yükler kontrol edilebilmektedir. G-BUS OTOMASYON SISTEMI KULLANICI ARAYÜZÜ • Mekan planları ile uyumlu görsel arayüz • Her cihazın ayrı ayrı adreslenmesi • Her birini tek tek, gruplananlar ya da tamamına komut verebilme • Zamanlı görevler vererek enerji tasarrufu • Sensörler ile uyum sayesinde otomatik kontrol • Uzaktan ve mobil erişim imkanı ***LED lambalarının doğrusal akışı, aydınlatılan alana doğrudan ışık alınmasını sağlayarak, tek tip aydınlatmayı büyük ölçüde arttırır ve ışık kaynakları arasında aydınlatılamayan karanlık alanları azaltır ve yayılan ışık optimum şekilde kullanılarak enerji tüketimi ve ışık kirliliği azaltılır. LED lambaların aydınlatma verimliliği, enerji tasarruflu lambalardan (CFL) veya geleneksel olarak sokak aydınlatma sistemlerinde kullanılan yüksek basınçlı sodyum lambalardan (HPS) daha yüksektir (lümen/watt olarak ifade edilir). Buna ek olarak, LED lambalar eski akkor elektrik ampullerine kıyasla sekiz kat daha fazla parlaklık sunar. LED teknolojisi, iç ve dış mekan kullanımlarına yönelik akıllı aydınlatma sistemlerinin tasarımı konusunda diğer tüm lamba türlerinden çok daha üstündür. Aslında,

119 Mart

2015


GERSAN AYDINLATMA • TANITICI REKLAM

LED lambalar dimmer, volumetrik sensör, zamanlayıcı gibi cihazların kullanılmasını gerektiren uygulamalar için de idealdir. Işık yoğunluğundaki çeşitliliğin yanı sıra, diğer ışık kaynaklarının aksine enerji tasarrufu sağlaması, LED’lerin daha uzun süre kullanılmasına yardımcı olur. LED’lerde ayrıca ışık açma ve kapama işlemi sınırsız kez yapılabilir; bu, performansı veya çalışmayı etkilemez. Uzun kullanım ömürlerine bağlı olarak, LED lambalar sürekli hizmet kesintisinin önlenmesine, hasar ve değiştirme gerekliliğinin ortadan kalkmasına yardımcı olur ve bakımla ilgili olarak olağanüstü tasarruf sağlar. LED lambalar, köprüler, çok yüksek binalar gibi aydınlatma sistemlerinin kurulum ve bakımının karmaşık ve pahalı olduğu uygulamalarda veya güvenlik aydınlatmalarında son derece pratiktir. *** Yukarıda sayılan teknolojileri bir araya getiren GERSAN ELEKTRİK A.Ş. nin üretimi olan LED-BUS, GL Aydınlatma Busbar sistemi, G-BUS otomasyon sistemi ve LED aydınlatma ekipmanı ile entegre çalışan ve Aydınlatma otomasyonu için olmazsa olmaz özellikleri

120 Mart

2015

toplu olarak kullanabilme olanağı sağlayan bir sistemdir. Sistemi herhangi bir bilgisayardan arayüz ile kumanda etmek, yakmak-söndürmek, ışık akısını azaltmak veya yükseltmek, belirli zamanlarda yakıpsöndürüp veya güvenlik aydınlatmasına geçmesinin talimatını vermek bir tık ile mümkündür. Gerektiğinde program dışı çalışabilmesi için sisteme hareket sensörleri eklenerek otomatik hale de getirilebilir. Bu sistem gereksiz malzeme kullanımı ile ciddi bir ekonomi sağlarken, enerji verimliliğine olan katkısı ile yıllarca boşa harcanacak enerjiyi sisteme geri kazandıracaktır. Kamu kurumlarında 2008 yılında sadece ekonomik ampul kullanılması ile yıllık kazanımın 41.000.000.- TL olduğu düşünüldüğünde, Toplam sektör içerisinde ve dünyanın diğer bölgelerinde edinilecek kazanımlar sayesinde sistemimiz talep patlaması yaşayacaktır. M.SERDAR ŞALCI Teknik Ürün Müdürü / GERSAN A.Ş.



MAKEL AYDINLATMA • TANITICI REKLAM

MAKEL’DEN YENI SERILER

MAKEL ÜST SEGMENT GRUBUNDA CELLIA, MODÜLER SERI VE SON OLARAK PAZARA SUNDUĞU LUMIA ANAHTAR VE PRIZ SERILERI ILE GÖZ DOLDURUYOR.

“HAYAT AYDINLIKTIR… AYDINLIK “CELLIA”DIR! Yaşamındaki tüm ayrıntıların özel olmasını hedefleyen, farklı olmaya ve estetiğe daha fazla önem verenler için özel olarak tasarlanan Cellia anahtar-priz serisi tüketicilerine zevkli seçenekler sunuyor. Zarif, ince tasarımı ve her zevke hitap edecek çerçeve ve tuş renkleri ile mekanlara yeni bir soluk getiren Cellia ürünleri günlük yaşamda önemli bir yer tutan ışık, enerji ve dataya ulaşma işlevini mükemmel yerine getirerek, bir anahtar-priz grubunun ötesinde tüm beklentileri en iyi şekilde karşılayacak şekilde dizayn edildi.

122 Mart

2015

Birçok kullanım amacına cevap veren 34 farklı fonksiyona sahip Cellia anahtar-ve priz serisi, 6 farklı renkte çerçeve ve 7 farklı renkte kapak seçenekleri ile her zevke uygun çözümler sunuyor. Cellia bulunduğunuz ortama yeni ve şık bir soluk getiriyor. Cellia anahtarları üzerinde yer alan mavi led şık hem fonksiyonellik hem de şık bir dekorasyon öğesi olarak hemen göze çarpıyor Cellia anahtar-priz serisi, alanında dünyanın en saygın bağımsız kalite kontrol onay kuruluşlarından biri olan Alman VDE Prüf-und Zertifizierungsinstitut GmbH VDE Testing and Certification Institute” tarafından, kullanım süresi, ürün yüzeyi kalitesi ve ürün dayanıklılığı testlerinden başarı ile geçerek Alman – VDE Firması tarafından “QLabel” ve Gold Quality’’ ünvanını kazandı. YENI BIR DÜNYANIN ANAHTARI “LUMIA” Lumia anahtar-priz serisi, metal, corian, masif ahşap ve cam çerçeve seçenekleri ile modern ve minimalist dünyanın tasarımlarını yaşam


alanlarına getirmeyi amaçlıyor. Makel Lumia serisi birbirinden cazip renk ve malzeme seçenekleri ve çok sayıdaki tuş ve kapak kombinasyonu ile yepyeni bir dünyanın kapılarını aralıyor. Artık duvarlar Makel Lumia ile yeni bir anlam kazanıyor. İnce ve keskin hatlarıyla duvarlara farklı bir şıklık katan Lumia serisi, anahtar ve prizin ötesinde bir dekorasyonun önemli bir öğesi olarak karşımıza çıkıyor. Lumia serisi ürünler birbirinden farklı renk ve malzeme seçenekleri ile mekânlara yeni sıcak dokunuşlar taşıyor. Mermer görünümü ile bulunduğu mekânın havasını farklı kılan Corian serisi; Dusk, Aurora, Sandstone ve Blackquartz renk seçenekleri ile mekânlara yeni bir soluk getiriyor. Cam seçeneği ile de dikkat çeken Makel Lumia “cam” serisi, şeffaflığın ve duruluğun bulunduğu her mekâna ayrı bir parlaklık ve şıklık katıyor. Makel Lumia cam serisi siyah, beyaz, mavi ve yeşil seçenekleri ile cam malzeme ve aksesuarlarla mükemmel uyum sağlıyor. Makel Lumia metal serisi, mekânlara bambaşka bir hava katıyor. Bulunduğu her mekânda şıklığı ile göz dolduran Lumia metal serisi, siyah, saten, ve gümüş, seçenekleri ile seçkinliğin yeni çerçevesi ve klasiğin zarafeti ile buluşuyor. Doğal tarzıyla Lumia wood serisi ise dekorasyonu tamamlayacak sıcaklığı evinize getiriyor. Lumia Ahşap Serisi yeni trendlerin öncüsü olacak. LUMIA STONE SERISI Kendilerine özgü doğal yapısı ve renkleri ile günümüz dekorasyon dünyasının vazgeçilmezleri arasında yer alan doğal taşlar yaşam alanlarında farklılıklar yaratacak. Makel Lumia anahtar ve priz seriş içerisinde yer alan doğal taş çeşitleri, taşın doğal yapısından gelen enerjiyi odalarımıza taşımaya hazırlanıyor. Yeşil, gri, beyaz ve antrasit renkleri ile elektrik anahtarları ve prizler kendine has bir çizgiye ve stile sahip olacak. Minimalist tasarımları, ince

ve keskin hatları ile Lumia doğal taş serisi elektrik anahtarları ve prizler, dekorasyonda detayların ne kadar önemli olduğunu gözler önüne seren bir seri olma konusunda iddialı bir dokunuş sergiliyor MODERN MEKANLARA ÖZGÜ KONSEPT TASARIMLAR “MAKEL MODÜLER SERI” Son yıllarda hızla gelişen modern mimari ile yenilenen yaşam alanları için farklı tasarımlarda ürünleri ile dikkat çeken Makel, zerafet ve fonksiyonelliğin birleşimi “Makel Modüler Seri” ile konfor ve fonksiyonelliği bir arada sunuyor. İki modülden yedi modüle kadar tek bir çerçeve altında aynı anda birçok farklı fonksiyonu bir arada (Data, priz, telefon, anahtar gibi) bulunduran Makel Modüler Seri dar alanlar için pratik çözümler sağlıyor. Farklı renklerdeki tuş, kapak ve çerçeve seçenekleri ile de dikkat çeken Makel Modüler Seri, tasarımda farklılığı ve fonksiyonelliği arayan modern binaların yeni gözdesi oldu.

Cellia Modüler Seri, ince yumuşak hatları soft renkleri ve anahtarlarında kullanılan led ışık teknolojisi ile dikkat çekiyor. Teknolojiyi zerafet ile birleştiren Cellia Modüler Seri, zevkli tasarımı ile plastik ve metal olmak üzere 2 farklı seçenek sunmaktadır. 18 farklı renk plastik çerçeve, 6 farklı renk metal çerçeve ve 4 farklı renk modül seçeneği ile modern mekanlarınıza Cellia`nın zarafetini yansıtacaktır. Kare Modüler Seri, keskin hatları sadelikle buluşturarak günümüzün modern çizgilerini yansıtmaktadır. 18 farklı renk çerçeve ve 4 farklı renk modül seçeneği bulunmaktadır. Anahtarlarında neon ışık teknolojisini kullanılmaktadır. Milanta Modüler Seri, her açıdan farklı bir görsellik sunan üstün tasarımı ile 18 farklı renk çerçeve ve 4 farklı renk modül seçeneği sayesinde modern mekanlarınıza şıklık katacaktır. Anahtarlarında neon ışık teknolojisini kullanılmaktadır. Sıva altı modüler İtalyan ve yuvarlak kasalardaki tesisatlara uygun alt yapı çözümleri sunan Makel Modüler Seri, anahtardan dimmere kadar 52 fonksiyon seçeneğinin bir arada kullanılmasına imkân sağlıyor. Kare Modüler Metal Seri; Daha fazla anahtar fonksiyonunun bir arada kullanılmasına imkân veren Kare Modüler Metal Seri göz alıcı dekoratif görüntüsü ile dikkat çekiyor. Tamamlayıcı, yenilikçi ve etkileyici tasarımıyla Kare Modüler Metal mekanlardaki yeni buluşma noktası haline geldi. İki modülden yedi modüle kadar tek bir çerçeve altında aynı anda birçok farklı fonksiyonu bir arada (Data, priz, telefon, anahtar gibi) bulunduran Kare Modüler Metal Seri dar alanlar için pratik çözümler sağlıyor. Saten, siyah, metalik gümüş ve dore çerçeve seçenekleri ile de dikkat çeken seri, tasarımda farklılığı ve fonksiyonelliği arayan modern binaların yeni gözdesi oldu.

123 Mart

2015


PROTAŞ

Kapak Konusu

EX-PROOF • TANITICI REKLAM

WIN Electrotech’te Sergilenecek Ürünler

LED’li Exproof Aydınlatma Armatürleri Protaş

Aydınlatma alanında LED kullanımının sağladığı avantajlar, önümüzdeki yıllarda yaygınlaşarak devam edecektir. Bu gelişimi göz önünde bulundurarak LED teknolojisini exproof aydınlatma ürün gamında uygulamaya başlayan Protaş, LED tüplü ve LED şeritli aydınlatma armatürlerinin ATEX tip sertifikalarını 2014 yılı içinde tamamlayarak ürünleri piyasaya sunmuştur. Exproof malzemelerin patlayıcı ortamlarda can ve mal kaybını engellemek için sahip oldukları yapıları ile LED teknolojisi birleştirilerek patlayıcı ortamlarda kullanılması zorunlu aydınlatma elemanlarında enerji verimliliğinden faydalanmak için mükemmel bir fırsat yakalanmıştır. Böylelikle geleneksel floresan armatürlerle aynı aydınlatma düzeyi elde edilirken, LED teknolojisinin enerji tasarrufu konusundaki büyük avantajlarından faydalanılabilecektir. Endüstriyel gelişmeleri ve teknolojik yenilikleri yakından takip ederek, bunları kendi bünyesinde uygulayan Protaş, dünya standartlarına uygun exproof elektrik malzemelerini ülkemizde üretmekte yirmi beşinci yılını geride bırakırken, Türkiye’de ATEX sertifikalı LED armatür üreten ilk firmalardan biri olmayı başarmıştır.

***************************************************************************************************** Exproof ürünler, endüstride havada bulunan kimyasal veya tozlardan dolayı parlayıcı-patlayıcı özellik taşıyan ortamlarda kıvılcım sebebiyle patlama ve yangın tehlikesini önleyerek can ve mal kaybını engellemek için kullanılan özel yapıya sahip mekanik ve elektriksel teçhizatlardır. Bu malzemeler, özel Oksijen

Sıcaklık

Yanıcı Madde 1 I 3e Electrotech

124 Mart

2015

Şubat 2015

yapıları sayesinde cihazda oluşabilecek arkları muhafaza ederek dış ortamla temas haline geçmesini engeller. İçeride oluşan bu ark, alev çıkmasına sebep olsa da, cihaz mahfazası onu kendi içerisinde soğutarak dışarıya sızdırmama özelliği taşır.



EKSEN MÜHENDİSLİK EX-PROOF • TANITICI REKLAM

EX- PROOF ÜRÜNLER Yanıcı ve patlayıcı gaz ortamlarında, rafinerilerde, dolum tesislerinde ve buna benzer risk teşkil eden patlayıcı gazın sürekli mevcut olduğu kimya, ilaç, boya , parfüm fabrikalarında kullanılan Ex-Proof aydınlatma armatürleri ve anahtarları,start stop ve acil stop butonları, Ex-Proof çakar ikaz, siren, telefon ve el fenerleri, ex -proof kablo rakorları ve bağlantı parçaları, irtibat kutuları ve panolar, ex-proof tanker topraklama cihazı, ex proof motorlar. Ex-proof duvar tipi, kanal tipi, çatı tipi ve santrifüj tipli fanlar stoklu olarak bulunan ürünlerimizin bazılarıdır. Eksen Mühendislik Elektrik Sanayi Tic. Ltd. Şti. EX-PROOF ( Alevsızdırmaz ) elektrik malzemeleri İtalyan COSIME, İngiliz DIALİGHT PEPPERS firmaları ile WAROM ve COOPER CEAG ATEX sertifikalı ürünlerinin Türkiye temsilcisidir. İthalatını yaptığımız tüm ex-proof ürünler ATEX sertifikalı ve CE

126 Mart

2015

belgelidir. Son teknoloji ex-proof led ürün satışlarımızda stoklu olarak başlamıştır Ayrıca Coelbo, Cemp, Wolf, Helios, Ostberg, Tepex, Teleindustria, Kromamec markalı ATEX Sertifikalı CE Normlu ürün satışlarımız vardır. Bu ürünler dünyanın dört bir yanında kullanılmakta olup teknik destek ve garanti konularında müşterilerimize Avrupa kalitesini sunmanın gururunu taşımaktayız. Ex-proof fanlarda ürünün tamamını kapsayan ( motor + pervane komple akuple ) ATEX sertifikalıdır. HELIOS ve ÖSTBERG markalı fanlar stoklu olarak bulunmaktadır. Eksen Mühendislik geniş ürün yelpazesi ve stoklu ürünleri ile müşterilerine en iyi hizmeti sunmakta ve gerektiğinde malzeme keşfi, seçimi, montajı ve uygulama alanları belirlenmesi konusunda teknik destek vermeyi sürdürmektedir.



PANELEX EX-PROOF • TANITICI RÖPORTAJ

“FİRMAMIZ ELEKTRİKLE İLGİLİ TÜM SEKTÖRLERLE ÇALIŞIYOR”

PANELEX PANEL SİSTEMLERİ VE EX-PROOF ÜRÜNLER GENEL MÜDÜRÜ YAVUZ BALTACI

PANELEX’IN KURULUŞU NASIL GERÇEKLEŞTI? Aslında 20 yıldan fazladır sektördeyim. Ancak 3 sene kadar önce deneyimlerimi kendi adıma değerlendirme cesareti gösterebildim. İş ortağım Celal Arslan’la daha önce çalıştığımız firmadan arkadaşız. Onun da sektörde 15 yıllık deneyimi var. Uzmanlığımız alçak gerilim elektrik panoları. Ayrıca ex-proof ürünlerle ilgili olarak önemli bir fırsat olduğunu düşündük. Firmamızın adı da buradan, panel ve ex-proof’dan geldi. ÜRÜN GAMINIZDAN BIRAZ BAHSEDER MISINIZ? İki temel ürün grubumuz var: Endüstriyel ürünler ve ex-proof ürünler. Bu kapsamda hem Türkiye’de hem de dünyada iyi bilinen markaların ürün ve çözümlerini sağlıyoruz. Önemli markalarımızdan birisi Alman Rose Systemtechnik firması. Hem

128 Mart

2015

endüstriyel hem ex-proof ürünleri var. Özellikle makine ve proses otomasyonunda kullanılan operatör panelleri için taşıyıcı kol sistemleri lokomotif ürünlerimiz arasında. Bu ürün grubunda çok geniş bir ürün yelpazesine ve rekabetçi fiyatlara sahibiz. Aynı markanın diğer endüstriyel ürünleri alüminyum ve GRP bağlantı kutuları ile el tipi komanda ve kontrol kutularıdır. Endüstriyel ürünler grubunda bir diğer önemli markamız EAE Elektroteknik. Bildiğiniz gibi EAE Türkiye’nin en önemli panel üreticilerindendir. Hem bizim için hem de müşterilerimiz açısından memnuniyet verici ve yakın bir işbirliği içinde çalışıyoruz. Bu ürün grubunda iş güvenlik ürünleri de sağlamaya başladık. Örneğin Safety Jogger markasının iş eldivenleri ile iş ayakkabılarını getiriyoruz. Yakında bu ürün grubu için başka markalarımız da olacak. Yakın gelecekte ısı ile daralan makaron ve kablo bağları ile ilgili



PANELEX EX-PROOF • TANITICI RÖPORTAJ

çalışmamız da sonuçlanacak ve umuyorum ki bu ürünleri de hem yüksek nitelikli hem de uygun fiyatlı olarak sağlamaya başlayacağız. Ex-proof ürün grubunda lokomotif markamız yine Rose. Ex-e tipi alüminyum, GRP ve paslanmaz terminal kutuları ile kumanda kutuları konusunda fiyat ve taslim süresi açısından çok iddialıyız. Rose’nin diğer pek çok üretici ile yapmış olduğu küresel anlaşmalar çerçevesinde örneğin İtalyan FEAM markasının alevsızdırmaz ürünleri ile aydınlatma armatürlerini de sağlayabiliyoruz. Bu ürün grubunda yeni markamız ise Çin’den CZ. Tüm Çin ürünlerinin düşük nitelikli ve düşük fiyatlı olduğu ile ilgili düşünceleri yıkacağımız önemli bir marka olacak. Aydınlatma armatürleri ve fiş priz grubu ile başlayan ilişkilerimizi yakın gelecekte daha kapsamlı bir iş birliğine dönüştürmek yönünde önemli çalışmalarımız var. 2015 yılı için önemli hedeflerimizden biri ihracat. En son KAR grubunun Erbil Khurmala Petrol Sahası projesi ile ilgili ürünlerini teslim ettik. İhracatımızın toplam satışlarımız içindeki payını arttırmak için bazı yatırımlarımız var. YAVUZ BALTACI KIMDIR? PanelEx Genel Müdürü Yavuz Baltacı; 1993 yılında İTÜ Elektrik Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Mezun olmadan çalışmaya başladı. İlk çalışmaya başladığı firmada 19 yıl çalıştı. Satış Yöneticisi olarak çalışmalarını sürdürdü. 2012 Yılında ise PanelEx’i kurdu.

130 Mart

2015


SEVAL KABLO KABLO • TANITICI RÖPORTAJ

‘DÜNYA IÇIN ÜRETIYORUZ’

SEVAL KABLO GENEL MÜDÜRÜ DENIZ KARAMERCAN ŞIRKETIN HEDEFLERI, VIZYONU VE IŞE YAKLAŞIMIYLA ILGILI BİLGİ VERDİ: SEVAL KABLO, 1980 YILINDA DENIZLI’DE 300 M2’LIK BIR ATÖLYEDE ENERJI KABLOLARI ÜRETMEYE BAŞLADIĞI SERÜVENINI GÜNÜMÜZE KADAR TAŞIMIŞ OLUP 35. YILINI KUTLADIĞI 2015 YILI ITIBARIYLE 70.000 M2 KAPALI, 100.000 M2 BIR ALANA SAHIP 6 ENTEGRE TESIS IÇERISINDE HEM YURT IÇI PAZARA HEM DE DÜNYANIN YAKLAŞIK 70 ÜLKESINE IHRACAT GERÇEKLEŞTIRMEKTEDIR. Yönetim Kurulu Başkanımız Hasan Ali Turgut’un ticari yaşantısının her anında çalışanlarına vermiş olduğu tek öğüt olan ‘’Dürüst Ticaret’’ ilkesiyle yola çıkan; müşterilerine kaliteli ürün-kaliteli hizmet sunmayı hedefleyen firmamız bünyesinde bulunan 400 çalışanı ile sektörde söz sahibi olan bir kablo üreticisi olmayı başarmıştır. Bu başarının temelinde Teknoloji ve Ar-Ge için yapılan yatırımlar, insana ve çevreye duyarlı hizmet politikaları, çalışanlarına birer aile ferdi; müşterilerine özenle ağırlanacak misafir yaklaşımında bulunulması bizi biz yapan faktörlerdendir. Seval Kablo olarak gelecekteki hedefimiz başarılarımızın daim olmasını sağlamak ve ‘’Dünya’nın önde gelen kablo üreticisi’’ olarak hem şirketimiz hem de ülkemiz için katma değer yaratmaktır. Firmamız entegre 6 üretim tesisinde PVC tesisat kabloları 0,6/1 kV alçak gerilim enerji kabloları, profire markalı alev yaymayan ve

zehirli gaz çıkarmayan kabloları, havaalanı pist aydınlatma ve trafik sinyal kabloları, kauçuk bazlı enerji kabloları, kontrol kumanda kabloları ve 42 KV’ya kadar orta gerilim bakır ve alüminyum iletken kablolar gibi 100’ün üzerinde ürün çeşidi üretebilme kabiliyeti ile sektöründe ürün çeşitliliği klasmanında lider konumdadır. Firmamız yıllık 42 ton bakır işleme ve 70. 000 ton pvc /hffr granül işleme kapasitesi ile sektörün önde gelen firmaları arasındadır. Önce ve daima kaliteli üretim politikası ile Seval Kablo imal ettiği ürünleri TSE-HAR, IEC-BASEC , EN ,SASO , VDE ,KEMA ,GOST standartlarına CE direktifine ve Rohs belgesine uygun bir şekilde üretmektedir. Seval KABLO sahip olduğu 9 uluslararası kalite belgesi ve 100’ü aşkın sertifikasıyla bu alanda sektör liderliğini üstlenmiştir. Bunun yanı sıra Seval Kablo Dünya çapında bir ilki gerçekleştirmiş;


SEVAL KABLO KABLO • TANITICI RÖPORTAJ

alçak gerilim ve orta gerilim kabloları için dünyanın her yerinde geçerliliği bulunan ürünlerimizden kaynaklı oluşabilecek hasarlara karşı 10.000.000 TL ürün sorumluluk sigortasını Zürich Sigorta’ya yaptırmasıyla ürünlerine olan güvenini bir kez daha ispat edip, taçlandırmıştır. Seval Kablo bünyesindeki Seval Export ile ‘Dünya için Üretiyoruz’ sloganından hareketle kuruluşundan bugüne dünyadaki tüm sektörel gelişmeleri ve pazarı yakından takip ederek ürün portföyünü geliştirmiş ve günümüzde 70 ülkeye ihracat yapan Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu içerisinde 2014 yılı 118’inci ihracatçı firması; sektörün Denizli birincisi ve Türkiye alanında ihracat üçüncüsü olmayı başarmıştır. Tüm yatırımlarında olduğu gibi ihracatta da önce alt yapı vizyonuyla gireceği pazarın ürünlerini yerinde analiz edip o ülkeye ait kalite sertifikalarını alan ve ülkesinin marka değerine katkıda bulunan Seval Kablo beş kıtada hizmet vermektedir. İhracat yaptığı bir çok ülkede kablo pazarının lideri ve en çok talep edilen marka olan Seval Kablo ürünleri başta İngiltere olmak üzere, Fransa, İtalya, Ortadoğu, Afrika ve Amerika Birleşik Devletleri gibi

132 Mart

2015

ülkelerde birçok projede tercih edilmiş ve iş ortaklarından defalarca teşekkür belgeleri almıştır. Maalesef piyasamızda standart dışı üretimlerin yıllardır önüne geçilemediği aşikar. Standartlara uymayan yalıtım malzemelerinin kullanıldığı, zayıf et kalınlığı, düşük metraj üretimlerinin var olduğu haksız bir rekabet ortamı mevcut. B u tip üretimler aynı zamanda hem ihracat kanadında hem de enerjisel kayıplara yol açan, milli servetimizi zedeleyen bir husustur. Biz Seval Kablo Ailesi olarak çözüm

ortaklarımıza ve bu noktada bizden destek ve bilgi talep eden kablo kullanıcılarına yönlendirmeler yapıyoruz. İlgili mevzuat gereği numuneler alarak standartlara göre testler yaptırmaya teşvik ederek bilinçlendirme yolunda gidiyoruz. Kablo gibi hayati önem taşıyan, kalabalıkların enerji iletimini sağlayan bir malzemenin hakkaniyetli üretimini önemsiyoruz. Yapılabilecek olan çeşitli şikayet portalları ve anında denetim kontrol kanallarının oluşturulmasını destekliyoruz.



ERSE KABLO KABLO • TANITICI REKLAM

KALITE VE KALITENIN SÜREKLILIĞINE ÇOK ÖNEM VERIYORUZ

ERSE KABLO 1996 YILINDA KURULMUŞ OLUP, INŞAAT, AKILLI BINALAR, OTOMASYON, SANAYI VE GÜVENLIK SEKTÖRLERININ GELIŞIMINE PARALEL OLARAK BÜYÜYEREK, GÜNÜMÜZ ZAYIF AKIM KABLO ÜRETICILERI ARASINDA SEKTÖRÜN ÖNEMLI VE GÜÇLÜ FIRMALARI ARASINDA YERINI ALMIŞTIR.

Bugün toplamda 20.000 m2 kapalı alana sahip İstanbul Silivri’deki fabrikasında; haberleşme, yangına dayanıklı, sinyal kontrol, kumanda, enstrüman, veri iletişim, coaxial, LAN, gemi ve yat sektörlerine hitap eden kablo türleri üretmektedir. 67 Beyaz yakalı (21 lisans, 3 yüksek lisans derecesine sahip) 155 mavi yakalı personeli bulunmaktadır. Kurulduğu tarihten bu yana kaliteden ödün vermeyen, gelişime açık ve müşteri odaklı yaklaşımı ile çözüm ortakları için katma değer yaratan öncü kablo üreticileri arasında yer alan Erse, İstanbul Satış ve Pazarlama Merkez Ofisi, Ankara Bölge Satış Ofisi, Adana, Antalya, İzmir ve Bursa Bölge Temsilcilikleri ile hizmet vermektedir. Lojistik hizmetleri de 3000 m2 lik alana yayılmış şehir merkezinde yer alan ana deposundan gerçekleştirilmektedir. Erse Kablo üst yapıda inşaat sektörüne, gemi tipi kablolarıyla gemi sektöründe ve marin gruplarında, telekomünikasyon alt yapı sektöründe ve endüstriyel

134 Mart

2015

tesislerde enstrüman tipi kablolarda son dönemde ön plana çıkmış durumdadır. Tüpraş, Petkim, İsdemir gibi büyük sanayi tesislerinin özel projelerinde ERSE kabloları kullanılmıştır. Koaksiyal kablo, sinyal kontrol kabloları, veri iletişim kabloları, halojeniz yangına dayanıklı kablolar, haberleşme kabloları, harmonize kablolar, enstrüman kabloları, silikon kablolar, gemi tipi kablolar ve her tip özel kabloları kendi bünyesinde üreterek geniş bir ürün yelpazesi ile kablo sektöründe aktif bir rol oynamaktadır. Ulusal ve uluslararası standartlara göre üretilen ürünlerin yanı sıra, özel müşteri şartnameleri ve isteklerine göre de üretim yapılabilmektedir. Bütün ürünlerimize uluslararası sertifikalar alınarak müşterilerimize, tüketicilerimize Avrupa standartlarında kablo ürün grubu yelpazesi sunmaktayız. Yurt içi ve yurt dışı büyük projelerde kullanılan özel kabloları ve zayıf akım kablolarında yeni bir çağ açacağına inandığımız E90 sistem


devamlılık testinden başarıyla geçen kablolarımız için aldığımız belgeyi, son dönemde gerçekleştirdiğimiz Ar-Ge çalışmalarının sonuçları arasında göstermek mümkündür. Erse Kablo olarak Ar-Ge departmanımızın çalışmaları neticesinde Türkiye’de bir ilki hayata geçirdik. Yangına dayanıklı ürün grubumuz Ervital, uluslararası saygın bir kuruluş olan MPA NRW’nin laboratuvarlarında DIN 4102-12 (E30-E90)’ye uygun olarak sistem süreklilik testlerini başarıyla geçti ve bu alanda VDE kalite belgesi almaya hak kazanan ilk ve tek firma olduk. Böylece de taahhüt ettiğimiz ve sağladığımız E90 yangın dayanım standardını belgeledik. Ar-Ge ye çok önem veren bir firmayız. Satışlarımıza baktığımızda özel kablo üretimimiz önemli bir yer tutmaktadır. Bunu sağlamanın yolu iyi bir Ar-Ge yönetimine sahip olmamızı gerektirir. Müşteri taleplerinin erken tanımlaması ve müşteri tatmini odaklı bir üretim – çözüm sistemi kurmak iççin Ar-Ge departmanımız sürekli genişleyen bir vizyonla çalışmaktadır. Ar-Ge bizim için olmazsa olmaz noktalardan bir tanesidir. Ar-Ge’ye yatırım yapmazsanız geleceğe yatırım yapmıyorsunuzdur. Kaliyete ve kalitenin sürekliliğine büyük önem veren Erse tüm organizasyonlarında uygulamayı prensip edindiği ISO 9001: 2008 Kalite ve Yönetim Sistemi, NQA ve VDE tarafından belgelendirilmiştir. Almış olduğu “VDE, MPA, Gümrük Birliği Sertifikası (Rusya) Yangın Sertifikası (Rusya), TÜRKLOYDU, ABS, RINA, BV, LR, TÜV, RoHS, TSEK ve TSE” belgeleri, firmamıza ve ürünlerine duyulan güvenin destekleyici unsurlarıdır. Erse çıktığı kalite yolculuğunda güvenilir ve kaliteli ürünlerini koşulsuz müşteri memnuniyeti ile birleştirerek müşterilerinin değer verdiği bir marka olmuştur. Yangına dayanıklı ürün gruplarını Ervital ve Ervital

Fire Safe markaları adı altında toplayan Erse Kablo Ervital markalı ürünlerini Alman Standartları Enstitüsü VDE tarafından sertifikalandırılan ilk Türk firması olmanın gururunu yaşamaktadır. Kumanda kabloları grubunda Erflex, silikon kablolar grubunda ise SIMH VITAL markaları ile tescillenmiş olan Erse Kablo sürekli genişleyen vizyonuyla sektörün lider firmaları arasında yer almaktadır. Tüm ürün gruplarını RoHS ve CE standartlarına uygun şekilde üreten Erse Kablo, ürettiği yangına dayanıklı, patentli ERVITAL kabloları ile çevre ve insan sağlığına verdiği önemi göstermektedir. Erse “toplam kalite yönetiminin” bir takım çalışması olduğunun bilincindedir ve bu anlamda üst yönetimden en alt birimdeki çalışanına, tedarikçilerine kadar bu anlayışı benimsemektedir. Bu sistem doğrultusunda ISO 9001, IS0 14001, ve OHSAH 18001yönetim sistem standartlarının gerekliliklerini yerine getirmeyi ve hedeflerin etkinliğini sürekli geliştirmeyi taahhüt eder. Bu bağlamda toplam kalite ve mükemmellik kavramlarının hayata geçirilmesi açısından Ulusal Kalite Hareketi ve Kalder’e üyedir. Sürekli gelişim hedefi gösteren Erse kaynakları etkin kullanan, çevre ve insan sağlığına saygı duyan, müşteri memnuniyeti ve güven üzerine kurulu hizmet anlayışıyla pazardaki etkinliğini arttırmak amacındadır. Rusya ve Amerika Türkiye için önemli pazarlardır. Tabi ki Rusya coğrafi konumu ve uzun yıllardır devam eden ticari ilişkilerimiz nedeniyle daha ön planda görünüyor. Aynı zamanda şunu unutmamak gerekir ki Rusya’da Türk malı itibar görüyor ve belirli bir kalite imajı var. Bu imaja özellikle şimdi de devam eden fakat bir dönem Rusya’yı ihracatın parlayan yıldızı yapan ENR ilk 100 listelerine girmiş Türk Müteahhitlik şirketlerinin katkısı çok fazladır. Bu ülkenin diğer önemli özelliği ise kültürel, ticari ve teknik anlamda bulunduğu coğrafyayı etkisi altına almış olmasıdır. Çok uzun yıllar bir arada yaşayan bu ülkelerde son dönemde değişmeye başlasa bile halen kablo anlamında Rus standartları kullanılmaya devam etmektedir. Erse Kablo olarak değişen şartlara ve standartlara hızlı bir şekilde uyum sağlıyoruz. Bu nedenle Gost-R sertifikasının yerini alan Gümrük Birliği sertifikasını ilk alan firmalardan biri olduk. Amerika ise başlı başına bir konudur. Amerika Birleşik Devletlerini ayrı tutarsak, çünkü orada tamamen uluslararası kabul görmüş standartların dışında bir yapı söz konusu; Amerika kıtası çok cazip ve gelişmekte olan bir pazar. İhracat rakamlarına baktığınızda bu kıtaya olan ihracatları yeterli görmeyebilirsiniz ama malumunuz Türkiye her ürün grubunda en büyük İhracatını Avrupa’ya yapıyor. Ürettiğimiz kablolar Amerika’ya ulaşmıyor değil sadece konjonktürel olarak, ticari şartlar ve koruyucu anlaşmalar nedeniyle Avrupa üzerinden gidiyor. Özellikle güney Amerika’da konuşulan dilleri incelerseniz ne demek istediğimi daha net anlayabilirsiniz.

135 Mart

2015


ERSE KABLO KABLO • TANITICI REKLAM

Erse Kablo olarak hedefimiz; teknolojik yatırımlarla desteklediği kaliteli ve güvenli ürün yapısıyla ve üstün hizmet anlayışıyla müşterilerinin ihtiyaçlarına birebir cevap veren, çalışanlarının beklentilerini en üst düzeyde tutan yeniliğe ve gelişime açık lider kablo üreticisi olmaktır. Ayrıca, kaliteden ödün vermeyen, gelişime açık, dinamik kadrosu ile girişimci, sağduyulu, müşteri odaklı yaklaşım ile rekabet gücü yüksek, çevreye duyarlı, güvenilir ve çözüm ortaklarımız için katma değer oluşturan öncü kablo üreticileri arasında yer almak olacaktır. Güvenilir kalite, satış öncesi ve satış sonrası sağlanan hizmet kalitesi ve hızın yanı sıra stok gücü, Erse Kablo’yu rakiplerinden ayıran özelliklerdir. Erse Kablo, saydığım bu özeliklerin bir sonucu olarak günümüzün en prestijli projelerinin yanı sıra piyasadaki satıcı, toptancı firmaların raflarında en yaygın şekilde ürünleri görülebilecek firmaların arasına girmiştir. Erse Kablo, aynı zamanda zayıf akım kablolarında “kaliteye ve kalitenin sürekliliğine” verdiği önemle sektörde belirleyici konumdadır. Erse Kablo’nun kuruluş hedefinde, alanında liderliği kendine hedef belirlemiştir. Bunu başarmak adına kazanımlarını şirket gelişimine, insan yatırımına adamış bir firma olmasıdır. Geldiği noktada Silivri’de 20.000 m2 alan üzerine kurulu ve 200’den fazla çalışanı olan bir marka. Müşterilerine iyi ve hızlı hizmet verebilmek için şehir merkezine yakın Habiblerde 3000 m2’lik lojistik merkezi bulunmaktadır. 2015 yılı itibariyle yeni fabrika yatırımımızı tamamlamış bulunmaktayız. Gerek makine parkurundaki modernizasyon ve otomasyon gerekse kapasite artışıyla faaliyetlerimize hız kesmeden devam edeceğiz. Bu yatırımımızla kapasitemizde %30 luk bir artış hedefliyoruz. Yurtiçi piyasada liderliğini birçok büyük projeyle pekiştiren Erse Kablo yurtdışı piyasalarda da gerek kalite gerek müşteri odaklı yaklaşımıyla rekabetçi bir rol oynamaktadır. İhracatta benimsediğimiz temel nokta kendi markamızla katma değeri yüksek ürünler ile müşteri taleplerine en kısa sürede cevap vererek global pazarlarda rekabetçi olmaktır. İhracat yaptığımız ülkelerin başında İngiltere, Almanya, Avusturya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Litvanya, Rusya, Gürcistan, Kazakistan, Mısır, İsrail, Irak, Ürdün, Katar ve Kuveyt yer almaktadır Üretimimizin %42’si ihraç edilmektedir. İhracat oranımızın % 51’i Avrupa pazarlarına gönderilmekte ve ilk sırada İngiltere, Avusturya ve Fransa gelmekte geri kalan diğer pay ise Rusya başta olmak üzere Türkiye cumhuriyetlerine ve Ortadoğu’ya dağılan bir pazar yapısına sahibiz. İhracattaki ürün gamımız, endüstri tesisler ve üst yapı büyük projelerle ön plana çıkmakta. Uluslararası alanda marka değeri yüksek SamsungHundai gibi firmaların bender listelerinde olan bir

136 Mart

2015

firmayız. Uluslararası dev projelerin bender listesinde olan bir firma olarak ürünlerimiz sanayi tesisleri ve üst yapı özel projelerde kullanılmaktadır. Erse kablo olarak büyüme hedefini sadece makine parkuruna dayalı kapasite artışı olarak görmemektedir. Erse bugün ve gelecek için sürdürülebilir başarının çalışanlarının profesyonel gelişimine bağlı olduğu ilkesini kabul eder. Bu anlamda çalışanlarımıza yapılan yatırım sürdürülebilir başarısının ve aynı hedef ve vizyona koşmanın en değerli anahtarıdır. Erse Kablonun güvenilir kalitesi, satış öncesi ve satış sonrası sağlamış olduğu hizmet kalitesi ve hızı, stok gücü rakiplerine göre üstün yönleridir. Bunun sonucu olarak ta Erse Kablo’yu günümüzün en prestijli projelerinde görebildiğiniz gibi piyasada satıcı, toptancı firmaların raflarında görebileceğiniz en yaygın firmasıdır. Bunun sonucu olarak da Erse, kablo iç pazarında Pazar payı en büyük firmadır.

ERSE KABLO AYNI ZAMANDA ZAYIF AKIM KABLOLARINDA “KALITEYE VE KALITENIN SÜREKLILIĞINE” VERDIĞI ÖNEMLE SEKTÖRDE BELIRLEYICI KONUMDADIR.



PYSMIAN GROUP TÜRKİYE KABLO • TANITICI REKLAM

DRYLAM KILIF SİSTEMİ

DRYLAM KILIF SISTEMI; PETROL VE GAZ SEKTÖRÜ GIBI ZORLU ENDÜSTRIYEL KOŞULLARDA KULLANILAN KABLOLARDA, KIMYASALLARA DAYANIMI YÜKSEK POLIMERIK KATMANLAR VE METALIK NEM BARIYERININ BIRLIKTE UYGULANMASIYLA, KURŞUN KILIFSIZ ALTERNATIF ÇÖZÜM SUNMAKTADIR.

Geliştirilen kablolar, kurşun kılıf yerine sandviç şeklinde iki polimerik katmana ilave olarak bir adet metalik katmandan oluşmaktadır. Tüm katmanların beraber oluşturduğu sistem ile kabloların; zorlu endüstriyel koşullara, nem, asit, agresif inorganik kimyasallara, hidrokarbonlar ve solventlere karşı dayanıklılığı arttırılmıştır. Kritik çevre ve ortam koşulları için geliştirilen DRYLAMTM, kurşun kılıflı kablolarla kıyaslandığında kablo ağırlığı ve çapı azalmakta, daha küçük bükme yarı çapı sayesinde serim kolaylığı sağlamaktadır. GIRIŞ Petrol & Gaz ve benzer zorlu endüstri koşullarının geçerli olduğu yerlerde en büyük problem, plastik kablo kılıflarının nem ve kimyasallara karşı geçirgenliğidir. Kabloya zarar veren bu malzemeler organik olarak hidrokarbon ve solventler, inorganik olarak asit ve bazlar olarak listelenebilir. Bu malzemelerin kablo izolasyonuna penetrasyonu, kablo ömrünü azaltmaktadır. Kabloya zarar veren bu tür

138 Mart

2015

malzemelere karşı kullanılan geleneksel çözüm, kurşun kılıflı kablo kullanımıdır. Petrol & Gaz sektörü ve benzeri ortamlar için iyi bir çözüm olmasına rağmen, kurşun kılıflı kabloların ağırlığı kablonun taşınmasını ve serilmesini güç bir hale getirmektedir. Bu uygulamaya alternatif olarak Prysmian Group Türkiye inovatif bir çözümle, kurşun kablo ile aynı karakteristik özelliklere sahip, ancak daha hafif ve kolay kablo serim imkanı sunan DRYLAMTM Kılıf Sistemi’ni geliştirmiştir. DRYLAM teknolojisi enstrüman kabloları, fiber optik kabloları ve bunların LSZH (Low Smoke Zero Halogen - Düşük Halojen ve Duman Yoğunluklu ) versiyonlarındaki kablo tiplerine de uygulanabilmektedir. ENSTRÜMAN KABLO TASARIMI Kablolar, IEC 60228 standardına uygun sınıf 1, 2 veya sınıf 5 bakır veya kalaylı bakır iletken üzerine XLPE izolasyon uygulanması, damarların ikili, üçlü, dörtlü şeklinde eğrilmesi ve ekranlanması (isteğe bağlı) ile oluşturulmaktadır. Özün üzerine iletkenleri elektromanyetik etkilerden


koruyacak ekran katmanı ve sonrasında kimyasal ve nem koruması sağlayan DRYLAM Kılıf Sistemi uygulanır. Galvanizli çelik tel zırh, kabloya ekstra sağlamlık ve mekanik koruma sağlar. Zırhın üzerine son olarak PE, PVC ya da LSZH dış kılıf uygulanır. Enstrüman kablolar EN 50288-7 standardına göre veya BS 5308 standardı esas alınarak tasarlanabilir. DRYLAM kabloları: • Alev yayılımı için özel Prysmian bileşiği PVC ya da LSZH dış kılıf uygulaması • Yangına dayanıklılık için mika bant uygulaması • PVC, LSZH ya da PE gibi farklı iç ve dış kılıf özellikleri ile üretilebilir. DRYLAM KILIF SISTEMI Örnek enstrüman kablo tasarımının katmanları, aşağıda verilen resimde detaylandırılmıştır. DRYLAM 3 farklı katmandan oluşmaktadır: Polietilen kaplı alüminyum bant (PE/Al/PE)(Boylamasına uygulama) Polietilen kılıfın ekstrüzyonu sırasında alüminyum banttaki PE katmanları, üst üste yapışarak (A) mükemmel nem geçirmezlik özelliği sağlanmaktadır. Ek olarak, alüminyum bant elektromanyetik etkilere karşı koruma sağlamaktadır. Polietilen kılıf Ekstrüzyon sırasında, metalik bant üzerindeki PE kaplama, kılıf PE (B) yapışarak kabloya olağanüstü mekanik özellikler sağlamaktadır. Bunun yanında, PE kılıf asit ve bazlar gibi inorganik kimyasallara karşı dirençlidir. Modifiye poliamid Modifiye PA, polietilen kılıf üzerine uygulanmaktadır. Bu malzeme, hidrokarbon ve solventler gibi organik kimyasallara karşı, yüksek oranda dayanıklıdır. DRYLAM KILIF SISTEM ÜSTÜNLÜKLERI Kimyasalların, özelikle Petrol & Gaz endüstrisinde kullanılan yağ ve hidrokarbonların, kablo katmanlarından geçerek kablo izolasyonuna penetrasyonu, kablonun ömrünü kısaltmaktadır. Kablo içine penetrasyon olan hidrokarbon konsantrasyonu incelendiğinde, PVC ve DRYLAMTM kılıflı kablolar arasındaki fark, aşağıdaki grafikte gösterilmiştir. DRYLAMTM kılıflı kabloda düşük konsantrasyonda olan hidrokarbon miktarı, DRYLAM kılıfsız kabloda yüksek seviyede tespit edilmiştir. DRYLAM kablosundaki her bir katman, aşağıdaki dayanıklılık özelliklerine sahiptir. DRYLAM KABLOSUNDAKI HER BIR KATMAN, AŞAĞIDAKI DAYANIKLILIK ÖZELLIKLERINE SAHIPTIR. Metalik bariyer: Nemli ortamlar için koruma sağlar. Metalik bariyer + HDPE: Nemli ortamlar dahil asit, alkali gibi inorganik kimyasallara dayanıklılık sağlar. Metalik bariyer + HDPE + Modifiye PA: Nemli, asitli, alkali gibi inorganik ortamlar dahil hidrokarbonlar, yağlar ve solventler gibi agresif tesis ortamlarında koruma sağlamaktadır.

Nem Asit/Alkali Hidrokarbon/yağ

Metalik bariyer

HDPE

Modifiye PA

++ --

+ ++ +

+ ++

DRYLAM KABLONUN KURŞUN KILIFA GÖRE YAPISAL ÖZELLIKLERINDEKI DEĞIŞIM KULLANICILARA FAYDALARI : Daha hafif kablo; daha düşük taşıma maliyetleri, daha hızlı ve kolay kablo serim avantajı sağlar. Daha küçük kablo ve bükme yarıçapı; daha düşük kablo destekleyici altyapı masrafına imkan tanır. AYRICA DRYLAMTM KABLOLARI ÇEVRE DOSTUDUR VE KURŞUN MALZEMESI IÇERMEMEKTEDIR. SONUÇ DRYLAM kabloları; asit , alkali gibi inorganik ortamlar dahil hidrokarbonlara dayanıklığa ve nem geçirmezliğe karşı güvenilir çözüm sunmaktadır. Ayrıca DRYLAM kabloları, kurşun kılıflı kablolara göre daha hafif olmaları, daha küçük çap ve bükme yarıçapına sahip olmaları nedeni ile, kullanım kolaylığı ve avantaj sağlamaktadır.

Zekeriya Şirin, Barış Sönmez, Serdar Büyük, Gerard Pera

139 Mart

2015


2M KABLO KABLO • TANITICI REKLAM

KABLOLARDA YAŞLANMA VE SEBEPLERI

İNSANLAR GIBI KABLOLAR DA ÇEVRESEL ETKENLERDEN VEYA YAPISAL BOZULMALARDAN DOLAYI BAZI DEĞIŞIMLERE UĞRAYABILIR VE ZAMANLA YIPRANABILIRLER. BU DURUM KABLO YAŞLANMASI OLARAK IFADE EDILIR. BU YAZIMIZDA “KABLO YAŞLANMASI NEDIR?” VE “YAŞLANMAYA SEBEP OLAN ETKENLER NELERDIR?” SORULARININ CEVAPLARINI BULABILIRSINIZ.

140 Mart

2015

KABLOLARIN GENEL YAPISI Kablolar, bakır veya alüminyum iletkenlerinin yalıtkan bir maddeyle kaplanmasıyla oluşturulmuş ve elektrik akımının iletilmesi için kullanılan ekipmanlardır. Kullanılan iletkenin ya da yalıtkanın cinsine ve özelliklerine göre farklı kullanım alanlarına uygun kablo çeşitleri mevcuttur. Elektrik ve Elektroniğin insan hayatındaki yeri tartışılmaz bir öneme sahiptir. Telefon, bilgisayar, televizyon gibi ev elektroniğinde, ulaşım sistemlerinde, haberleşmede, aydınlatmada ve en önemlisi bütün bu ihtiyaçları karşılamak için üretilen elektrik enerjisinin taşınmasında kablolar kullanılmaktadır. Ayrıca her bir alan için kullanılan kablo da tür olarak farklılık göstermektedir. Çünkü kablolar kullanım alanlarına göre farklı çevre şartlarına uyumlu olarak üretilmeli ve kullanıldığı alanın çevre şartlarında sorunsuz olarak görev yapmalıdır.

KABLO YAŞLANMASI NEDIR? Sektörel çevrelerde kablo yaşlanması olarak adlandırılan durum kablonun eskimesi veya yıpranması olayıdır. Bir kablo yapısal olarak farklı maddelerden oluşturulabilir. Fakat her maddenin zamanla değişime uğraması kaçınılmaz bir sonuçtur. Bir kablonun yapısına baktığımızda en iç kısımda iletken yapının en dış kısımda ise yalıtkan yapının (yalıtkan kılıf) bulunduğunu görürüz. İletken yapının görevi gerekli elektriksel enerjiyi veya sinyali iletmek iken yalıtkan kısım da bu işlevin sorunsuz gerçekleşmesi için gerekli korumayı sağlamakla görevlidir. Bir ya da daha çok etkenden dolayı kabloların yalıtkan kısımlarında meydana gelen kalıcı değişimlere yaşlanma (eskime) denir. Yalıtkan kılıf hem elektriksel yalıtımı sağlamakta hem de kabloya mekanik bir destek sağlamaktadır. Dolayısıyla yalıtkan kılıfın bu görevlerindeki zorlanmalar ve yıpranmalar zamanla kablo


yalıtkanlarının deforme olmasına ve yaşlanmasına neden olmaktadır. KABLOLARDA YAŞLANMAYA SEBEP OLAN ETKENLER NELERDIR? Kablolarda yaşlanmaya ve deformasyona sebep olan etkenler 4 ana başlık altında incelenebilir: Elektriksel etkenler Kabloların iletken kısmında elektrik enerjisinin geçişi sırasında meydana gelen kısmi boşalmalar, ağaçlanma, sıcaklık artışı ve reaktif akım gibi etkiler kabloların deforme olmasına neden olur. Çevresel etkenler Kabloların bulunduğu ortamlar da kabloların yıpranmasına ve yaşlanmasına neden olabilir. Kablonun bulunduğu ortamın sıcaklığı, kablonun geçtiği yerdeki basınç etkisi ve kablonun kullanıldığı yere göre havanın ya da toprağın nemi çevresel etkilere örnek olarak verilebilir. Isıl etkenler Isıl etkenler sıcaklığın etkisiyle kabloların yalıtkan kısmında

meydana gelen değişimlerdir. Bu değişimler fiziksel ya da kimyasal olarak ortaya çıkabilir. Yalıtkan kılıfın ısının etkisiyle genleşmesi bu konuya örnek olarak verilebilir. Mekanik etkenler Mekanik etkenler dışardan gelen ve genelde kabloya temasın gerçekleşmesiyle oluşan bozucu olaylardır. Kablonun bükülmesi, kablo üzerinde kir birikmesi, kesici bir etkinin olması, yüzeylerin kabloyu aşındırması ve darbeler ile mekanik etkenler örneklendirilebilir. Bir Kablonun Yaşlandığını Nasıl Anlarız? Kablo yaşlanmasının da insan hastalıkları gibi belirtileri vardır. Bu belirtilere bakılarak kablonun yaşlandığını anlayabilir ve alınması gereken önlemleri ya da uygulanması gereken işlemleri geç olmadan yapabiliriz. KABLONUN YAŞLANDIĞINI GÖSTEREN BELIRTILER • Yaşlanan bir kabloda izolasyon zayıflar ve kayıplar artar. • Kablo yalıtkanında yapısal bozulmalar ve kimyasal

değişimler meydana gelir. Kablo yalıtkanları yaşlanmanın etkisiyle koruyucu özelliğini kaybeder ve kabloda ısınmalar meydana gelir. Isınan kablolarda akım taşıma kapasitesi düşer. Kablolarda kısmi elektriksel boşalmalar meydana gelir ve bu da elektrik güç sistemlerinde kaliteyi düşürür. Kablonun dış kısmında kırık ve çatlaklar oluşur.

KABLOLARA UYGULANAN YAŞLANDIRMA TESTI 2M Kablo laboratuvarlarında uygulanan yaşlandırma testinde kabloların dayanıklılığı, kullanım ömrü, çevre şartlarına karşı gösterdiği değişimler belirlenerek analizler yapılmaktadır. Yaşlandırma testinde kabloları meydana getiren malzemeler sıcak, soğuk, nemli, sulu, yoğun güneş ışığı altında gibi farklı ortam şartlarına maruz bırakılır. Bu koşullar altında belirli bir süre bekletildikten sonra yaşlandırma testi öncesi kablo malzemelerinden alınan numune ile test sonrası alınan numuneler karşılaştırılarak bu malzemelerin dayanıklılığı test edilir.

141 Mart

2015


ABB ENERJİ VERİMLİLİĞİ • TANITICI REKLAM

YENI STANDARTLAR ILE DEĞIŞENLER

1 OCAK 2015 TARIHI ELEKTRIK MOTOR KULLANICILARI IÇIN BÜYÜK BIR GÜN. BU TARIHTEN ITIBAREN STANDARTTA BELIRTILEN ÜRÜNLER MINIMUM IE3 ENERJI VERIMLILIĞI SINIFINI KARŞILAMAK ZORUNDA. BU DURUM, TASARIMCILARDAN SON KULLANICILARA KADAR TEDARIK ZINCIRINDE BULUNAN HER ÜYE IÇIN BELIRLI ZORUNLULUKLAR DOĞURMAKTADIR.

1 Ocak 2015 günü, elektrik motorunu bir makinada veya entegre bir sistemde kullanan bütün kullanıcılar için önemli bir gün. Bu tarihten itibaren EC640/2009 ve EU4/2009 düzenlemeleri uyarınca, DOL (Direct on Line) kullanılan motorlar için minumum IE3 ( International Energy Efficiency Class 3 ), sürücü ile kullanılan motorlar için minumum IE2 motor kullanımı zorunlu hale gelmektedir. Yasa bir ve üç fazlı, 7.5 kW -375 kW güç aralığındaki motorları kapsamaktadır. 1 Ocak 2017 tarihinden itibaren ise düzenleme ( EU MEPS - European Minimum Energy Performance Standard) 0.75 kW – 375 kW arası güçleri kapsayacak şekilde genişletilecek. MEPS uyarınca sadece Avrupa’da yaklaşık 30 milyon motorun yüksek verimli motorlar ile değiştirileceği ön görülmekte olup böylelikle yıllık 5.5 milyar kWh elektrik enerjisi tasarrufu ile karbondioksit emisyonunda 3.4 milyon tonluk bir düşüş hedeflenmektedir. Peki, yeni IE3 dünyasına kolayca uyum sağlayabilmeleri için motor üreticilerinin, makina imalatçılarının, sistem entegratörlerinin ve son kullanıcıların bilmeleri gerekenler nedir? MOTOR ÜRETICILERI Yeni yasa motor üreticileri için ulaşılması gereken hedefler belirlemektedir ve bu hedefler doğrultusunda ürünlerin en yüksek kalitede üretilmesi gerektiği algısı kolayca oluşmaktadır. Motor üretim prosesi çok fazla değişmemesine rağmen, yeni ürünlerin dizayn edilmesi, yeni makinaların alınması ve daha kaliteli ara malzemelerin kullanılması kaçınılmaz olarak üretim maliyetlerini arttırmaktadır. Yasa, saygıdeğer motor üreticileri için yüksek güvenilirlik , servis kontratları, teknik ve kurulum

142 Mart

2015

destekleri gibi konularda farklarını ortaya koyarak pazarda gerçek değerlerini gösterebilmeleri için bir fırsat sunmaktadır. MAKINA IMALATÇILARI Yeni yasa özünde en fazla motor üreticilerini etkilese de üreticilerin ürün yelpazesi değişeceği için elbette makina imalatçıları da bu durumdan etkilenecektir. Özellikle Avrupa’ya ihracat yapan büyük ölçekli imalatçılar için bütün IE3 motorları tek bir tedarikçiden bulabilmeleri oldukça önemlidir. Makina imalatçıları makinelerinde veya uygulamalarında IE3 motor kullanımına öncelik vermeli ve tedarikçilerini ihtiyaçları konusunda bilgilendirmelidir. Örneğin , hız değişiminin gerekli olmadığı sabit tork uygulamalarında IE2 motor ve sürücü kullanmak gereksiz yere maliyeti artıracaktır. Bunun yerine IE3 veya daha yüksek verimli motorlar tercih edilebilir. Firmalar ayrıca yeni ürünlerin satınalma süreçlerini ve lojistiklerini nasıl etkileyeceğini de göz önünde bulundurmalıdır. Örneğin bir IE3 motor aynı güçteki IE2 motordan daha büyük olabilir. IE3 enerji sınıfına ulaşmak için motorun yapı büyüklüğü, uzunluk ve bağlantı noktalarında değişiklikler gerekli olabilir. ABB başta olmak üzere bazı üreticiler dizaynlarında bu durumu göz önünde bulundurarak IE2 motorların IE3 motorlar ile değişimini kolaylıştırmak için gerekli önlemleri almıştır. IE3 motorlar mevcut daha düşük verimli motorlar ile aynı yapı büyüklüğünde üretilerek üreticinin makinanın mekanik yapısında değişiklik yapma zorunluluğu ortadan kaldırılmıştır. SISTEM ENTEGRATÖRLERI Sistem entegratörleri enerji verimliliği konusundaki gelişmeleri takip ederek, ülkemizde kullanımı


henüz zorunlu olmayan en yüksek verim sınıfına sahip motorları kullanmalı,hizmet verdikleri son kullanıcıları bu konuda yönlendirmeli ve verimli motor kullanımına teşvik etmelidirler. Bu firmaların yüksek verimli motorlar ile sundukları optimal çözümler ve öneriler rakipleri karşısında öne geçmelerini sağlayacaktır. Örneğin, değişik hızlı , sabit yük veya düşük devirli uygulamalarda yüksek verimli motorlar ile birlikte sürücülerin kullanılması en verimli yol olacaktır. Sürücüler, uygulamayı iyileştirme, prosesin bakım maliyetlerini düşürme ve dikkate değer bir enerji kazancı sağlama gibi artı değerler sağladıkları uygulamalarda kullanılmalıdır. SON KULLANICILAR Enerji maliyetlerini üstlenen son kullanıcı olduğu için bu maliyetleri düşürecek her etmen son kullanıcı açısından oldukça önemlidir. Son kullanıcılar açısından IE3 motor kullanım zorunluluğu kurulum maliyetlerini ortalama %15 ila

%20 arasında arttırmaktadır fakat bu ekstra maliyet ortalama iki yıl gibi kısa bir süre içinde amorti edilmektedir. Örneğin 200 kW 1500 Rpm bir ABB motoru ele alalım. Bu motor 0.1 Euro/kwh birim enerji maliyeti ile yılda 8000 saat çalışsın. IE2 motorun yıllık enerji maliyeti 167.890 Euro iken IE3 motorun yıllık enerji maliyeti 166.666 Euro dur. IE3 motor yıllık 1.224 Euro, aylık 102 Euro kazanç sağlamaktadır. Örnekte belirtilen motorun amorti süresi iki yılın altında olacaktır. Diğer önemli bir konu ise motor yönetim sistemi ve firmanın bu konudaki politikasıdır. Eğer son üç yıl içinde bu politika gözden geçirilmedi ise şu anda gözden geçirmenin tam zamanı! Motor yönetim sistemini uygulamak oldukça basit bir süreçtir. Yapılması gereken ilk şey ihtiyaç duyulan motoru belirlemek ve motor verimlerini gözden geçirmektir. Yedek olarak stok tutulan ürünler kontrol edilmeli ve yönetmeliğe uygun olmayan düşük verimli

motorlar yüksek verimli motorlar ile değiştirilmelidir. Daha önceki dönemlerde IE3 motorlar tam anlamı ile hazır olmadığı için IE2 motorlar IE3 motorlar ile değiştirilmemiş olabilir fakat artık olası ilk duruşta motorları yüksek verimli motorlar ile değiştirmek mümkün olacaktır. Başlangıç noktası olarak uzun kullanım nedeniyle proseste en fazla enerjiyi harcayan yılda ortalama 7000-8000 saat çalışan motorlar seçilebilir. Arıza yapıp sarılması gereken motorlar en az verim kaybı olacak şekilde uzman kişilerce sarılmalı, sarım maliyeti ve daha sonraki verim kontrol edilerek gerekli olması durumunda motor yüksek verimli yeni bir motor ile değiştirilmelidir. Unutulmamalıdır ki bazı durumlarda yüksek verimli yeni motor alımı daha az maliyetli olabilmektedir. İşletme gözden geçirilerek kritik uygulamalar için yedeklemenin yapıldığından emin olunmalı. Kritik uygulamalar için “ Motor arıza yaparsa ne yaparım?” sorusu sorulmalı ve cevaplar doğrultusunda bir plan hazırlanmalıdır. Böylece ani üretim duruşu nedeniyle yaşanacak kayıplar en aza indirilecektir. TEDARIKÇILERINIZ ILE BIRLIKTE ÇALIŞIN! Herkes için ortak mesaj, bütün kullanıcıların tedarikçileri ile ortak çalışarak yeni düzenlemelerin kendilerini nasıl etikleyeceğini öğrenmek ve satınalma stratrejilerini bu doğrultuda oluşturmaktır. Doğru ürünleri en iyi şartlarla tedarik etmek için doğrudan motor üreticisi ile veya firmanın distribütörü ile çalışmak çok önemlidir. Ana motor üreticileri yüksek verimli motor üretimine öncülük ederek kullanıcılarını da yüksek verimli motor kullanımı konusunda yönlendirmelidirler. Doğru ürünleri kanunda belirtilen tarihlerde piyasaya sunmadaki asıl görev motor üreticilerine düşsede, global enerji verimliliği konusunun “başkasının problemi” olduğunu düşünmek doğru bir tutum olmayacaktır.

143 Mart

2015


SIEMENS ENERJİ VERİMLİLİĞİ • TANITICI REKLAM

SIEMENS ÜRÜNLERI İLE DAHA FAZLA ENERJI TASARRUFU

TÜRKIYE’DE ÖZELLIKLE ENERJI YOĞUN OLAN SEKTÖRLERDE ENERJI VERIMLILIĞI KONUSUNDA ÇALIŞMALAR YAPILIYOR. ÖZELLIKLE ELEKTRIK ENERJISI TASARRUFU KONUSUNDA TAHRIK SISTEMLERINDE VERIMLI SINIF MOTORLARIN KULLANILMASI VE PROSESE UYGUN ŞARTLARDA SÜRÜCÜ UYGULAMALARINI SIKLIKLA GÖRMEKTEYIZ.

Enerji verimliliği konusunun endüstriyel tesislerde artarak devam etmesi ve sürdürülebilirliğin sağlanması fabrikalardaki farkındalıkla ilgilidir. Bu farkındalık fabrika geneline yayılmalı, genel müdürden sahadaki operatöre, muhasebeden insan kaynaklarına kadar herkesi enerji yönetim sistemine dahil etmelidir. Enerji verimliliği sadece elektrik faturasındaki düşüş olarak değil bütün enerji tüketimlerine yönelik yapılacak verimlilik arttırıcı unsurları içermelidir. ENERJI VERIMLILIĞININ SÜRDÜRÜLEBILIR BIR DÜNYA İÇIN ÖNEMI Enerji kaynakları kısıtlı ve enerji tüketimlerimizin sonucu oluşan çevresel etkiler geri döndürülemez. Aynı zamanda enerji maliyetleri de sürekli artış göstermekte. TÜİK verilerine göre Türkiye, geçen yıl enerjiye 60,1 milyar dolar ödedi. IMF’ye göre bu rakam 2017 yılında 70 milyar doları geçecek. Bu sebeple Türkiye için enerji tasarrufu çok önemli bir konu. MÜHENDISLIK ÇÖZÜMLERI SEÇIMI VE UYGULAMASI NOKTASINDA YAŞANAN SORUNLAR Siemens Türkiye olarak sağladığımız danışmanlık hizmetleri; ISO 50001 danışmanlık hizmeti, verimlilik artırıcı proje başvuruları danışmanlık hizmeti ve enerji etüdüdür. ISO 50001 kurumsal bir çalışmadır. Fabrikaların enerji ve kalite birimleri ile beraber yürütülür. Verimlilik kapsamındaki bir çalışma olan enerji etüdü hizmeti de, tesislerde bütünsel olarak gerçekleştirilmektedir. Endüstriyel tesislere söz konusu çalışmayı uygularken basınçlı hava sistemlerinden kazanlara, buhardan elektrik motorlarına, fanlardan kompresörlere ilgili tüm

144 Mart

2015

tüketiciler ve sistemler kontrol edilir. Saha çalışmasının ardından etüt raporu hazırlanır. Bu rapor, Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü standartlarına uygundur ve içerisinde verimlilik artırıcı projeler yer almaktadır. Şu ana kadar gerçekleştirmiş olduğumuz etüt çalışmaları sonucu ortaya çıkan tasarruf rakamı 80 milyon TL’dir. Verimlilik artırıcı proje başvuruları ise senede 1 veya 2 kere Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü tarafından açılan ve fabrikaların enerji tasarrufu projelerini sundukları, bu projeler karşılığında hibe ile ödüllendirildikleri bir süreçtir. Bir EVD firması olarak Siemens de teknik anlamda bu projeleri takip etmektedir. ENDÜSTRIYEL ÜRETIM ALANINDA YAKLAŞIMIMIZ Siemens, enerji verimliliğine bütünsel bir bakış açısı ile yaklaşıyor. Siemens olarak bu konudaki bakış açımız ISO 50001’le de örtüşmektedir. Tesislerde olması gereken enerji yönetimi, bu standartta detaylı bir şekilde tariflenmiştir. Biz, ISO 50001’de tarif edilmiş olan enerji politikasının belirlenmesi, planlamanın yapılması, uygulamaya geçilmesi ve kontrol edilerek sürdürülebilir iyileştirmelerin gerçekleştirilmesini öğütleyen adımlara 3 boyut daha ekledik. Hizmetlerimizi, ürün ve çözümlerimizi “Şeffaflık”, “Farkındalık” ve “Verimlilik” isimli başlıklar altında topluyoruz. Çözümlerimizden ilk olarak enerji izleme sistemlerinden bahsedebilirim. Enerji izleme sistemlerinin kurulum aşamasında ilk adım sahadaki ölçümler noktalarının netleştirilmesi ve gerekli altyapının sağlanmasıdır. Siemens Sentron PAC adlı enerji analizörü ailesi elektrik ölçümleri için idealdir. Söz konusu cihazlar, kullanılacakları yere göre seçilip tekliflendirilmektedir. Enerji izleme sistemi başlığında ise çeşitli


çözümlerimiz yer almaktadır. Simatic altyapısına aşina olan endüstriyel tesislerde enerji izleme sistemleri WinCC scadası olmaktadır. Bina teknolojileri kısmında enerji izlemeden bahsettiğimiz zaman da Sentron Powermanager çözümümüzle ilerlemekteyiz. Daha kapsamlı raporlamalar istendiğinde Simatic B.Data çözümü ile çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz. Motor ve sürücü uygulamaları önemli bir yer teşkil etmektedir. Motorların enerji verimliliği sınıfları standartlarla belirlenmiş durumdadır. Tesisler, en üst verimlilik sınıfındaki motorları yani IE3 ve IE4 tercih etmelidir. Verimli motorların ilk satın alma maliyeti daha yüksek olmakla birlikte bir motorun toplam yaşam döngüsü içinde sağlanan enerji tasarrufunun yanında bu fark oldukça küçük kalmaktadır. Motor, tek başına bir verimlilik unsuru olmakla birlikte çalıştığı yere ve çalışma prensibine göre sürücü uygulamalarıyla verimlilik arttırılabilmektedir. Sinamics ailesi sürücülerimizde PID uygulamaları, rejenatif çalışma modu, active line modülü, eşit yaşlandırma ve kaskad çalışma gibi çeşitli opsiyonlarla tasarruf sağlamak mümkündür. YENILIKÇI TEKNOLOJILERIMIZ 2015 yılında danışmanlık hizmetlerimiz bütün hızı ile devam etmektedir. Bütün ürün ailelerinde her sene yenilikler yapılmakta ve bu yenilikler ilgili ürün yöneticileri tarafından çeşitli organizasyonlarda müşterilerimizle paylaşılmaktadır. Bugünlerde özellikle gündemimizde olan konu IE4 verimlilik sınıfına ait motorlara olan talepler. Mevcut motorların yerine uygun yeni ürünün önerilmesi ve geri ödeme süresi hesabı ile fizibiliteyi müşterilerimize teklifimizle beraber olarak sunuyoruz. Böylece birçok müşterimize yatırımlarında en son teknolojiyi kullanmaları konusunda rehberlik etmeye çalışıyoruz.

VERIMLILIĞI NASIL ÖLÇÜMLÜYORUZ? Çok yakın bir dönemde benzer proseslere sahip iki farklı müşterimizde orta gerilim sürücü uygulamaları ile ciddi miktarlarda enerji tasarrufu sağladık. Çalışmalarımıza öncelikle saha ölçümleri ile başladık. Debi kontrolü klape ile sağlanıyordu. Ölçüm değerlerimiz ve fan üretici firmasının verilerinden yola çıkarak sistemin en verimli çalışma aralığını uzmanlarımız belirledi. Projenin müşterilerimiz tarafından uygun bulunmasına müteakip uygulama için gerekli olan sürücüyü ve saha enstrümanlarını tedarik ettik. Proje kapsamında sahada gerçekleştirilen alt yapı çalışmalarında süpervizörlük hizmeti verdik. Sürücü ve enstrümanlar tarafımızca devreye alındı ve prosesin ihtiyaçlarına uygun olarak tarafımızca geliştirilmiş olan

enerji verimliliği algoritmasının otomasyon sistemine entegrasyonu ve sistemin optimizasyonunu sağlandı. İlk devreye girme anından itibaren proje öncesi ve sonrası ölçümler karşılaştırılmaya başlandı, beklenen tasarruf miktarları yakalandı. Yeni yıl ile ilgili en büyük hedefimiz danışmanlık hizmetlerimizi; verimlilik artırıcı proje başvuruları, ISO5001 danışmanlığı ve enerji etütleri olmak üzere bütün başlıklarda daha fazla sayıda müşterimize sunmak ve endüstriyel tesislerde farkındalığı artırmaktır. Böylece enerji verimliliği konusunda müşterilerimize yol haritası çizmeyi ve yapmaları gereken yatırımlara hız kazandırmayı hedeflemekteyiz.

Müjde BAKIR Servis Marketing Yöneticisi

145 Mart

2015


VİKO OG – AG ŞALT & TESİSAT • TANITICI REKLAM

VİKO OTOMATİK SİGORTALAR Viko Otomatik Sigortalar, elektrik dağıtımı ile ilgili konut, ticari ve endüstriyel uygulamalarda sürekli gelişmekte olan ihtiyaçları karşılamak üzere tasarlanmış olup, elektrik tesisatında etkin ve güvenilir bir koruma sağlar. Bağlı bulunduğu elektrik tesisatını aşırı akım ve kısa devrelere karşı koruyan ve sistemi kumanda etmeye yarayan bir üründür. Viko Otomatik Sigortalar, termik ve manyetik koruma özellikleriyle, B ve C tip açma karakteristiğinde, 3kA, 4,5kA, 6kA ve 10kA kısa devre kesme kapasitelerinde üstün ve tam koruma sağlar. İhtiyaca uygun, 1 Amperden 125 Ampere kadar beyan akım değerlerinde, aksesuar kullanımına uygun yapısıyla ve 1, 2, 3 ve 4 kutuplu kullanım seçeneği bulunmaktadır. TEKNIK ÖZELLIKLER • 1P – 1PN – 1P+N – 2P – 3P – 3P+N – 4P kutup seçenekleri • B ve C Tip Açma Karakteristiği • 1, 2, 4, 6, 10, 16, 20, 25, 32, 40, 50, 63, 80, 100, 125 A beyan akım değerleri • 3kA, 4.5kA, 6kA ve 10kA kısa devre kesme kapasitesi YAPISAL ÖZELLIKLER • Yüksek kesme kapasitesine göre dizayn edilmiş gövde yapısı • Düşük güç tüketimi ile enerji tasarrufu • IP 20 sınıfı elle temasa karşı yüksek korumalı bağlantı terminalleri • Kablo, iğne ve çatal tipi busbar girişine uygun bağlantı terminalleri • Oluşan etkin arkı söndürmek için 12 plakalı hücre • Hatalı kablo bağlantısını önlemek için korumalı terminaller • Sigorta üzeri etiket yeri • ON-OFF ihbar göstergesi

146 Mart

2015

• • •

Uzun ömür için AgC4 kontak yapısı Tek kutup yapısında faz + nötr seçeneği Geniş aksesuar çeşitleri

VİKO KAÇAK AKIM RÖLELERİ Kaçak Akım Koruma Rölesi’nin görevi, yalıtım hatasından kaynaklanan hata akımını algılamak ve algılanan kaçak akım değerinin belirlenen değerlerin üzerine çıkması durumunda bağlı bulunduğu devreyi kesmektir. ViKO Kaçak Akım Röleleri elektrik temasına ve yangın riskine karşı korunmak için kullanılması zorunlu bir üründür. 30mA’da Hayat (İnsan Koruma), 300mA’da da Tesisat (Yangın Koruma) koruma fonksiyonunu gerçekleştirir. Kaçak akım rölelerinin çalışması, devreye giren akımların toplamı ile çıkan akımların toplamının eşit olması prensibine dayanır. Herhangi bir fark akımında cihaz sistemdeki kaçak akımı algılayarak enerjiyi kesmektedir. Kaçak akım tehlikeli eşik değerlere ulaştığında insan hayatını tehdit edebilecek boyutta risk taşımaktadır. Aynı zamanda yalıtım hatasından kaynaklanan kaçak akım belli değerlerde yangın tehlikesi oluşturmaktadır. Kaçak Akım Koruma Röleleri sisteme ek maliyet getireceği düşünülerek tesisatlarda kullanılmaz ise, maddi ve manevi kayıplar yaşanabilir. İnsan hayatının ve yaşam alanlarının yangınlardan korunması için tesisatlarda kaçak akım rölelerinin mutlaka uygun standartlar göz önünde bulundurularak seçilmesi, topraklama sistemi ve otomatik sigortaların yanında sistem tamamlayıcısı olarak kullanılması gerekmektedir. TEKNIK ÖZELLIKLER • 2 veya 4 kutup • 30mA ve 300mA hata akım kesme değeri


25A, 32A, 40A, 63A, 80A beyan akım değerleri

YAPISAL ÖZELLIKLER • Basit ve sağlam çalışma mekanizması • Kablo, iğne ve çatal tipi busbar girişine uygun bağlantı terminalleri • Düzenli kontrol için aylık test butonu • Elektrik şokları ve yangına karşı üstün koruma • IP 20 sınıfı elle temasa karşı yüksek korumalı bağlantı terminalleri Viko Kaçak Akım Koruma Röleleri, güvenli tasarımı ile birlikte basit ve sağlam bir çalışma mekanizmasına sahip olup, yenilik ve verimlilik, esneklik ve işlevselliği birleştirerek konut, ticari ve endüstriyel sektörde kullanım için tasarlanmıştır.

1NO+1NC, 2NO+2NC, 3NO+1NC, 1NO+3NC, 2NO, 2NC, 4NO, 4NC Yedek Bobin; 24V, 48V, 110V, 220V, 380V Pnömatik Zaman Rölesi; Çekmede ve Düşmede Gecikmeli 0.1 - 3s, 0.1 30s, 10 - 180s Sönümleme Elemanları; Varistör, RC Filtre, Diyod

VİKO KONTAKTÖRLER Viko markalı kontaktörler; 9 Amper’den 780 Amper değerine kadar uzanan geniş ürün gamına sahiptir. Kolay ve güvenli montajı sayesinde Viko markalı kompakt şalterler ve termik röleler ile birlikte kullanıldığında tesisatlarda maksimum güvenlik sağlar. 24V ‘tan 400V ‘a kadar AC/DC bobin gerilim değer seçenekleri bulunmaktadır. EN 60947-4-1 standardına uygundur ve geniş aksesuar seçeneklerine sahiptir. Kontaktörler; Güç Kontaktörleri (3 kutuplu); 9 A - 780 A arası, 24V dan 400V a kadar AC / DC bobin gerilimleri, AC3 Çalışma Sınıfı Güç Kontaktörleri (4 kutuplu); 9A- 95A amper değerlerinde, 24V dan 400V a kadar AC / DC bobin gerilimleri, AC3 Çalışma Sınıfı Mini Kontaktörleri; 6A ve 9A akım değerlerinde, 24V AC/DC ve 230V AC bobinli Kapasitif Kontaktörler; Anma Kondansatör Gücü (kVAr) değerlerinde 12.5 – 16.7 – 20 – 25 – 33.3 – 40 – 60 Aksesuarlar; Yardımcı Kontak Blokları;

147 Mart

2015


LOVATO ELECTRIC OG – AG ŞALT & TESİSAT • TANITICI REKLAM

LOVATO KONTAKTÖRLERI, 90 YILLIK TECRÜBENIN ESERI 1922 yılında İtalya’nın Bergamo şehrinde kurulan Lovato Electric ilk üretimini kontaktörler olarak gerçekleştirmiş ve günümüzde yılların vermiş olduğu tecrübe ve birikimle Orange serisi yeni nesil kontaktörleri ile kalitesini bir kez daha ispatlamıştır. Endüstriyel elektriğin yıllardır vazgeçilmez tek unsuru olan kontaktörler uzun yıllar boyunca birçok boyut ve özellikte sunulmuş ve günümüzde ise artık elektrik panolarında ciddi yer kaplayan bir ünite olmaktan çıkmıştır. 9A’den 38A’e kadar AC3 uygulamalarda kullanılan Orange serisi kontaktörler 45mm genişliği ile bu gelişimin en büyük ispatı olmuştur. Aynı zamanda kontaktörlerin dizaynında dikkat edilen tek unsur kompak boyutu olmayan Orange serisi yeni nesil az tüketimli bobinleri ve geniş işletme gerilimi aralıklarıyla da öne çıkmaktadır. Ek olarak yeni nesil kontaktörler gelenek haline gelmiş laminen manyetik çekirdekler yerine kalıcı mıknatıslı çekirdekle donatılmıştır, bu da kontaktörün gözle görülür şekilde operasyon verimliliği sağlamıştır. Lovato Electric iki tür bobin sumaktadır bunlar AC ve DC bobinler olmak üzere 12-24-48-60-110-220 ve 440V mertebelerindedir. 24 ve 48VDC modelleri sahip oldukları düşük tüketim ile rahatlıkla elektronik sistemlerde kullanılmaktadır. Kullanıcı sahip olduğu AC

148 Mart

2015

kontaktörlerin işletme gerilimine göre hiçbir alete gereksinim kalmadan el ile söküp gerçekleştirebilmektedir. Bobinlerin hem altında hem de üstünde bulunan toplam 4 adet gerilim girişleri montaj esnasında pano dizaynı için kullanıcıya rahatlık sağlamaktadır. Aynı zamanda Orange serisi ile Lovato Electric’in kendi kendini temizleyen kontakları ile kontaktörün uzun zaman sorunsuz olarak devrede kalmasını sağlar. Her operasyonunda sürtme şeklinde kapanan kontaklar zamanla üzerinde oluşan kiri temizliyerek kontaktörün altında bulunan kanalardan dışarı atmaktadır. Kısacası Orange serisi kontaktörler her türlü ortamda çalışabilme yeteneğine sahiptir. Raya montaj mandallarında bulundurduğu keçe ile çok sarntılı panolarda bile ray üzerinde kaymasını engelleyen dizaynı kolaylık sağlamaktadır. Aynı zamanda temle sorun olan her kontakörün her panonun rayına oturmama sorunu eklenen keçe pabucu ile engellenmiştir. Sahip olduğu aksesuarla da göz dolduran Orange serisi aksesuar montajında da hiçbir alete gerisin duydurmadan anında el ile sökülüp çıkarılabilmektedir. Ayrıca Lovato Electric’in diğer ürünlerinede kolayca adapte edilebilen aksesuarlara sahip olan Orange serisi genel olarak pano dizaynında kullanıcıya zaman kazandırmakta, işçilik maliyetini düşürmektedir. Üç kutuplu ve 4 kutuplu modellerini isteğe göre sunan Lovato Electric bazı modellerin 4NK veya 2NA+2NK kontaklarıyla kullanım çeşitliliği sağlamaktadır. Kalitesini uluslarası sertifikalarla da kanıtlamış olan Orange serisi kontaktörler sahip olduğu UL ve CSA sertifakalrı ile kanıtlamakla kalmayıp, her türlü ortamda kullanılabileceğini de Denizcilik Sertifakası Lloyd ile kanıtlamıştır.


Bilgisayar

Otomasyon

Elektrik

Elektronik

YENİ FLUKE TiX640, TiX660, TiX1000 KIZILÖTESİ KAMERALAR YENI FLUKE UZMAN SERISI KIZILÖTESI KAMERALAR ÜSTÜN GÖRÜNTÜLEME DENEYIMIYLE OLAĞANÜSTÜ AYRINTIYA SAHIP GÖRÜNTÜLER OLUŞTURMANIZI SAĞLAR. FLUKE UZMAN SERISI TERMAL GÖRÜNTÜLEME CIHAZLARIYLA DENETIM DOĞRULUĞU, ÇOK YÖNLÜLÜK VE HIZ KAZANIN. • Daha fazla tanılama bilgisi. Bir kızılötesi görüntüde ne kadar çok ayrıntı görürseniz, o kadar fazla bilgiyle çalışmanız gerekir. Bu Fluke Uzman Serisi termal görüntüleme cihazları size hem ayrıntı hem bilgi sağlar. • Süper yüksek çözünürlüklü resimler. Super Resolution moduylaa, maksimum ayrıntı sunan net görüntüler almak için standart moddan dört kat fazla çözünürlük ve piksel elde edin (TiX-1000’ de 3,1 milyon, TiX660’da 1,2 milyon piksele kadar). • Geniş 5,6 inç döner LCD ekran, hareket alanı kısıtlı aygıtların üzerini, altını ve çevresini daha kolay denetlemenizi sağlar. • 800 x 600 piksel çözünürlüklü Eğilebilir LCoS renkli viewfinder ekran gün ışığı uygulamalarında harika görüş sağlar. • Gelişmiş odaklama sistemleri, hızlı ve hassas odaklanmış görüntüler için manüel, otomatik odakama, LaserSharp® Otomatik Odaklama ve EverSharp çok odaklı kayıt özellikleri sunar. • Maksimum objektif esnekliği alanda değiştirilebilen

isteğe bağlı objektiflerle (2x ve 4x telefoto objektifler ve iki geniş açılı objektif) yüksek çözünürlüklü görüntüleri yakın ve uzak mesafeden yakalamanızı sağlayarak, çoğu durumda bir kuleye veya bacaya tırmanma gerekliliğini ortadan kaldırır. • Gri ölçek ve ful renkli görüntüleme çeşitli uygulamalarda kullanılabilir. • Sesli ve yazılı notlarla video yakalama özelliği sorunlu noktaları belgelemenizi daha da kolaylaştırır. • Fluke Connect™ kablosuz uyumluluk, ekip çalışmasına yönelik Fluke Connect® mobil uygulamasıyla Denetleyicilerin akıllı telefonlara ve iPad’lere görüntü ve ölçümler göndermesini sağlar.* • Portatif çok yönlülük ve birlikte verilen boyun askısı, merdiven çıkmanız gerektiğinde kamerayı taşımanızı kolaylaştırır.

149 Mart

2015


Güvenilir, Verimli, Kullanışlı ve Akıllı: Huawei UPS Serileri ARTRONIC’IN TÜRKIYE YETKILI DISTRIBÜTÖRÜ OLDUĞU HUAWEI UPS ÇÖZÜMLERI, ÖZELLIKLE DATACENTERLAR VE IT UYGULAMALARI IÇIN GÜVENILIR, VERIMLI, KULLANIŞLI VE AKILLI ÇÖZÜMLER SUNUYOR. Huawei’nin Yeni Teknoloji Tek Faz UPS Serisi Huawei UPS 2000-A 1-3 kVA Huawei UPS 2000-A serisi batarya kullanımını en aza indiren geniş giriş gerilim aralığı, sürekli ve yüksek kalite AC güç sağlayan online çift çevrim tasarım ile yüksek güvenilirlik sağlar. LCD ekran ile gerçek-zamanlı izleme ve yönetim, dahili akü kullanımı, hızlı ve kolay yönetim ile de yüksek kullanılabilirlik gibi özelliklere sağip olan Huawei UPS 2000-A Ufak ve orta ölçekli işletmeler, büyük işletmelerin şubeleri, banka şubeleri ve küçük veri merkezleri, ağlar, iletişim sistemleri, otomatik kontrol sistemleri ve diğer hassas ekipmanlar ile Ev ve ofis ortamlarında rahatlıkla kullanılabilir. Huawei UPS 2000-G Serisi Giriş terminallerinde 5kA kapasiteli yıldırıma karşı korumalı tasarımı ile ön plana çıkan Huawei UPS serileri, akü kullanımını azaltmak için 80-280VAC gerilim aralığında çalışma, yüzde 100 yükte 176-280VAC giriş gerilim aralığı sunuyor. Ayrıca yüzde 40 - yüzde 100 yük aralığı için 80-176Vac lineer değişen gerilim aralığı ve önemli komponentler (DC bara kondansatörleri, fanlar ve aküler) için hata öncesi alarm göstergesi ile yüksek güvenilirlik sağlıyor. Huawei UPS 2000-G serisi, çok kısa sürede ve çoklu adetlerde sektör lideri banka referansı ve Osmanlı arşivi gibi önemli referanslarının tercihleri olarak, sistemlerinin kesintisiz ve güvenle çalışmasını sağlıyor.

150 Mart

2015

Huawei UPS 5000-A Huawei UPS 5000-A serisi özellikle; çok geniş giriş gerilim aralığı olması ve verimlilik değerleri ve self test özelliği ile ön plana çıkıyor. Online modda %96, ECO modda %99’a varan verimlilik değerlerini sağlayan seri Akıllı Uyku Teknolojisi ile verimliliği daima en üst seviyede koruyor. 5kA yıldırım koruması (giriş terminalleri koruması ile de yıldırım nedeniyle oluşan arızaların en aza indirgenmesi), 6 kV darbe gerilim koruması, çift harici güç girişli tasarımı ile tek noktadan besleme hatalarını en aza indiren özellikleri ile maksimum güvenliği hedefliyor.


qYENI FLUKE 568

EX KENDINDEN EMNIYETLI KIZILÖTESI TERMOMETRE KENDINDEN EMNIYETLI SICAKLIK ÖLÇÜMLERI. DÜNYANIN HER YERINDE. Yeni Fluke 568 Ex Kendiliğinden Emniyetli Kızılötesi Termometre, dünyanın her yerinde, Sınıf I Bölüm 1 ve Bölüm 2 veya Bölge 1 ve 2 tehlikeli ortamlarda kullanabileceğiniz bir üründür. Ham petrol, kimyasal, petrol, gaz veya ilaç ortamlarında çalışıyorsanız 568 Ex ile tüm dünyadaki Ex sınıfı bölgelere dünyanın en güvenilir test araçlarının güvenilirliğini de yanınızda taşıyorsunuz demektir. Basit kullanıcı arabirimi ve yazılım tuşlarıyla Fluke 568 Ex, karmaşık ölçümleri bile kolay hale getirir. Yalnızca birkaç düğmeye basarak hızlıca gezinin, emisiviteyi ayarlayın, verileri kaydedin veya alarmları açıp kapatın. Tüm dünyadaki başlıca değerlendirme kuruluşlarından sertifikalı bu kendinden emniyetli araçta hepsi bir arada. Ergonomik bir tasarıma sahip, dayanıklı ve kullanımı kolay Fluke 568 zorlu endüstriyel, elektriksel ve mekanik ortamlara uyum sağlayabilir. •

• • • • • •

• • • •

Sınıf I Bölüm 1 ve Bölüm 2 veya Bölge 1 ve 2 tehlikeli ortamlar için dünyanın tanınmış güvenlik kuruluşlarına ait kendinden emniyet sertifikalarıyla uyumludur -40°C ile 800°C (-40°F ile 1472°F) arasında ölçüm IR termometreyi güvenli şekilde zararlı alanlara taşımak için İletken Taşıma Kutusu Yazılım tuşları ve grafik ekranıyla gelişmiş özelliklere kolayca ulaşın 50:1 uzaklık-nokta oranıyla uzaktaki küçük nesneleri ölçün Mini konektör K tipi termokupl (KTC ) probu ile uyumlu Dahili malzeme tablosu ve ayarlanabilir emisivite özelliğiyle her türlü yüzeyde güvenle ölçüm yapın 99 veri noktasına kadar kaydetme ± %1 ölçüm hassaslığı sayesinde cihazların sorunlarını güvenle çözün Beş farklı dil seçeneğine sahip kullanışlı arabirim İki yıl garantili


KAYNAK ELEKTRİK DERGİSİ MART 2015 ARKA KAPAK

EPC ENERJİ

ARKA KAPAK İÇİ ÖN KAPAK İÇİ

İNFORM

İSTANBUL LIGHT

62

LAPP KABLO

135

LİTPA

119

REÇBER KABLO

2A MÜHENDİSLİK

93

LÖSEV

88

ABB

31, 47

MAKEL

7

AKTİF MÜHENDİSLİK

39, 41

MST ELEKTROTEKNİK

45

ARDIÇ

8

NETES MÜHENDİSLİK

51

BEST

18

ÖZDİRENÇ

BÜSTYAL

60

ÖZGEN ELEKTRİK

ÇAĞDAŞ (SEVAL) KABLO

15, 131

D TEMSİLCİLİK

73

DELTEC

149

DKE ELEKTRİK

1

EAE ELEKTRİK

49

EKSEN MÜHENDİSLİK

125

152 43, 61

PANELEX

127

PELSAN

115

PHILIPS AYDINLATMA PROTAŞ SCHNEIDER SIEMENS

19 123 35 23, 29

EL-KO

9

SOCOMEC

53

EMEK ELEKTRİK

4

TEKON ENERJİ

16

EMS

69

TEST TÜM

ENTES

17

TOY AYDINLATMA

FAM ENERJİ

113

ULUSOY ELEKTRİK

GEMTA

91

VAEST

GENERAL ELECTRIC

27

VERA ELEKTROMEKANİK

GERSAN

3

HASÇELİK

5

VİKO

151 10, 11 2 14 6 37

OKUYUCU İLGİ FORMU Bu sayımızda, reklam ve yeni ürün sayfalarında tanıtımı yapılan ürün ve hizmetler ve ilgili firmalara ilişkin ayrıntılı bilgi edinmek istiyor iseniz lütfen 0(212) 272 33 90 no’lu faksımıza ya da; Eski Osmanl› Sokak Ar›kan ‹ş Merkezi No:30 Kat: 2 Daire: 10 Mecidiyeköy/‹STANBUL adresine gönderebilirsiniz. İsteğiniz ilgili firmaya bildirilecektir.


35 YILDIR “Kesintisiz Güç”lü ortağınız!

Kesintisiz Güç Kaynakları Line Interactive 450VA - 2000VA Online 1kVA - 800kVA ( Tek Modülde ) Statik Transfer Anahtarları 1 Faz / 2 Kutup 32 - 120A 3 Faz / 3-4 Kutup 50 - 800A Özel Üretim Cihazlar Frekans Konvertörleri İnverterler Solar Sistemler

www.tescom-ups.com info@tescom-ups.com


Sismik Performans Tes : 11 Mart 2014, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araş rma Ens tüsü, Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı Sarsma Masası Laboratuarı. 36 kV, 20 Ohm, 1000 A, 5 sn, IP23, Giriş Hücreli Nötr Topraklama Direnci.

Faz-toprak arıza akımlarını Nötr Topraklama Dirençleri kullanarak sınırlandırabilirsiniz. Elektrik İle m Sistemi Arz Güvenilirliği ve Kalitesi Yönetmeliği’ne göre; 

154 kV sistemi dağı m sistemine bağlayan bir transfomatörün sekonder sargısının nötr noktası 1000 A’lik direnç üzerinden topraklanır.

Jeneratörlerin nötr noktası direnç üzerinden topraklanır.

Jeneratör topraklama direnci, faz toprak arıza akımının rezis f ve kapasi f bileşenlerinin birbirine eşit olması şar na göre hesaplanarak tespit ve tesis edilir.

2015 NÖTR TOPRAKLAMA DİRENÇLERİ Tip Testleri ve Deprem Testleri başarıyla tamamlandı. Yeni Fiyatlarımızla, SATIN ALIRKEN DE KAZANACAKSINIZ... Öz Direnç Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. Organize Sanayi Bölgesi, Lacivert Cadde, No:3 BURSA Tel: 0 224 242 91 33 Faks: 0 224 242 91 37 E-posta: mail@ozdirenc.com



117 Aral覺k

2014


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.