Kaynak Elektrik Dergisi (Ocak 2015)

Page 1

35. Yıl

www.elektrikdergisi.com

EnErji, ElEktrik, AydınlAtmA, ElEktronik vE otomAsyon mühEndisliği dErgisi

ÜLKE odaLarı yerine il odaları getiriliyor KAYIP KAÇAK BEDELLERİ YENİDEN ALINACAK CIGRE TÜRKİYE KOMİTESİ KURULDU TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK RE SANTRALI TESİD YENİLİKÇİLİK, YARATICILIK ÖDÜLLERİ İTÜ, EMO, GENSED GÜNEŞİ ANLATTILAR AYDINLATMA SEMİNERİ 2015 İKTİDAR POLİTİKALARINI DESTEKLEYECEK İL ODALARI YENİLENEBİLİR ENERJİ LABORATUARI YÜKSEK VERİMLİ ELEKTRİK MOTORLARI AKILLI PANOLAR ENTBUS İLE ENERJİ TÜKETİMİNİ YÖNETMEK

Sayı 308 6 TL Ocak 2015

22 24 26 28 34 42 44 82 88 90 108





w

w

w

.

g

e

r

s

a

n

.

c

o

m

.

t

r

http://www.gersan.com.tr e-mail:info@gersan.com.tr

“TÜRKİYE’nin ÜRKİYE’nin ilk O.G.(12kV) Busbar Sistemi”

MERKEZ HEAD OFFICE

FABRİKA FACTORY

FABRİKA RUSYA FACTORY RUSSIA

ORTA DOĞU OFİS MIDDLE EAST OFFICE

ANKARA OFİS ANKARA OFFICE

İZMİR OFİS İZMİR OFFICE

İstanbul Anadolu Yakası OSB Gazi Bulvarı No:39-41 34953 TUZLA - ISTANBUL - TR T: +90 216 593 00 50 (10) F: +90 216 593 00 60 info@gersan.com.tr

Çaycuma OSB 1 Nolu Meydan 6. ve 7. Sk. Çaycuma - ZONGULDAK T: +90 (372) 638 55 88 / 99 F: +90 (372) 638 55 99

238440,Russia, Kaliningradskaya obl., Bagrationovskii r-n.,pos. Razdolnoe, Papenburgskaya ul. 2. T: +7 4015 666 358 F: +7 4012 341 242 http://www.gersan-r.ru gersan-r@gersan.com.tr

Box No: 9677 P6-93, SAIF ZONE SHARJAH, U. A. E. T: +971 6 5574060 F: +971 6 5574020

Mertebe sok. 26/2 Beştepe Ankara – TURKEY T: +90 312 222 62 94 F: +90 312 222 62 95

Karahasan Atlı İşmrk. 1203/9 Sokak no:3/B YENİŞEHİR-İZMİR T: +90 232 449 88 08 GSM: +90 530 976 99 77





19 - 22 Mart 2015 tarihler arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek “Win Electrotech Uluslararası Enerji, Elektrik ve Elektronik Fuarı” 7. Salon B180 numaralı standımızda sizleri aramızda görmekten mutluluk duyacağız. MAKEL ŞİRKETLER GRUBU






22

24 26 28 30 32 34 36 38 40 42

KAYIP-KAÇAK bedelleri abonelerden yeniden alınacak!

KAYIP-KAÇAK BEDELLERİ ABONELERDEN YENİDEN ALINACAK!

CIGRE TÜRKİYE Ulusal Komitesi Uluslararası platformda yerini aldı TÜRKİYE’NİN en büyük rüzgar santralı’nın açılışı yapıldı 13. TESİD Yenilikçilik Yaratıcılık Ödülleri verildi Makelsan kobi dalında ödül kazandı KKTC’DE yıllık 8,5 milyon TL tasarruf sağlayacak LED projesinin ilk fazını vestel yapıyor SIEMENS türbinleri, Bereketli RES ile 40 bin hanenin enerji ihtiyacını karşılayacak İTÜ, EMO VE GENSED ‘güneşin geleceğini anlatıyor’ etkinliği yoğun bir katılımla yapıldı ALSTOM, toplam değeri 220 milyon Euro’nun üzerinde iki anlaşmaya imza attı BEYOĞLU BELEDIYESİ ve İSKİ, akıllı ev projesi için Makel’i tercih etti MAKEL ödülü araçlar sahiplerine verildi AYDINLATMA semineri 2015

22 44 50 56

KENDİ POLİTİKALARINI destekleyen il odaları yaratmak istiyorlar

ANKARA MEKTUBU Elektrik projeksiyonları ELEKTRİK TARİHİNDE YOLCULUK Elektrik üzerine ülkemizdeki ilk kitap

36


ENERJİ TAŞI MA Sİ STEMLERİ ENERJİ KALİTESİ

sayfa

TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK RÜZGAR SANTRALI’NIN AÇILIŞI YAPILDI

58 65 78

82 88 90 92 106

26

32

BİLİRKİŞİ RAPORLARI “Hat katılım payı kabule şayan değil” ELEKTRİK GÜNCESİ Son bir ayda enerji sektöründe olup bitenler ENERJİ DÜNYASINDAN Dünyadan önemli enerji haberleri YENİLENEBİLİR enerji sistemleri gözlemleme ve uygulama laboratuarı YÜKSEK VERİMLİ elektrik motorları ve yeni standartlar AKILLI PANO ile enerji hedeflerinizi üç aşamada nasıl gerçekleştirirsiniz?

ENERJİ TAŞIMA SİSTEMLERİ ÖZEL BÖLÜMÜ ENERJİ KALİTESİ ÖZEL BÖLÜMÜ

44


VAEST SİLİKON VE KOMPOZİT UYGULAMALARI

a 550 kV’a kadar Silikon Kompozit; • Askı ve Gergi İzolatörleri • Mesnet İzolatörleri • Cihaz (Oyuk) İzolatörleri a Demiryolu İzolatörleri a Epoksi Reçineden dahili veya harici İzolatör, SF6 Gazlı ayırıcı, kesici tüp gövdeleri a OG Ayırıcı / Vakum Tüplü Yük Ayırıcı

VAEST Silikon ve Kompozit Uygulamaları İmalat ve Tic. A.Ş Tel. +90 312 398 11 86 Fax: +90 312 398 02 13 E-mail: info@vaest.com.tr Web: www.vaest.com.tr


w w w . s e v a l k a b l o . c o m





Güneş kadar doğal ve ekonomik Philips LED Lambalar • %90’a varan enerji tasarrufu • Yüksek ışık kalitesi • 25.000 saate varan uzun ömür • Dim edilebilir alternatifler • Anında ışık verir • Sağlık ve doğayla dost teknoloji


YAY IN DAN IŞMA KURULU ELEKTROMEKANIK SANAYII Hüseyin ARABUL Barmek Holding Yönetim Kurulu Başkan› Muzaffer AVCI Elimsan fiirketler Grubu Kurucu orta¤› Mustafa NURDO⁄AN Federal Elektrik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan› Bülent DAMAR Pelka Yön. Kur. Başkan› Dr. Arnold HORNFELD Siemens Türkiye eski Başkan› TRAFO VE ŞALT CIHAZLARI Refik Can ERKÖK ABB Elektrik Transformatör Genel Müdür Yrd. Ergin D‹KMEN TEKON Enerji A.Ş. Teoman ÇET‹N TEKON Enerji A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan› Süleyman KASIRGA EAE Kabin Dan›şman› KONDANSATÖRLER Hakk› ONAT TOKAY Elektrik Ltd. Şti. • VISHAY-ESTA Türkiye Temsilcisi Ahmet BAŞARAN KONDAŞ Genel Müdürü ELEKTRIK MAKINALARI Prof. Dr. Kemal SARIO⁄LU ‹TÜ Elek.-Elektronik Fak. Emekli Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. H. Bülent ERTAN ODTÜ Elektrik Müh. Bölümü ELEKTRIK ‹LETIM VE DAĞITIM SISTEMLERI Dr. T. Tunçay ÇAYLI Yusuf H. KAYA EAE Yönetim Kurulu Başkan› A.G. TESISAT, ŞALT CIHAZLARI Cem BAŞ Legrand-‹malat ve Endüstri Md. Salih Öztekin Elektrik Yüksek Mühendisi Cihan Elektrik Sat›ş Müdürü ELEKTRIKLI ULAŞIM Prof. Dr. At›f URAL Kocaeli Üniv. Kurucu Rektörü Rıza Akçan Elektrik Yüksek Mühendisi

GÜÇ ELEKTRONIĞI Prof. Dr. Nejat TUNÇAY Okan Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekan› Prof. Dr. Hac› BODUR YT Üniversitesi Ö¤r. Üyesi GÜVENLIK U¤ur YERTUT Yestaş Güvenlik Sist. Ltd. Şti. OTOMASYON ENSTRÜMANTASYON Burak CEDETAŞ ABC Cedetaş Otom.Kont.Gn.Md. Levent SÖKMEN Allen-Bradley - Türkiye Ertan SÖYLEMEZ ENELSAN End. Elekt. Gn. Müd. Prof.Dr.Do¤an ‹BRAH‹M Yak›n Do¤u Üniversitesi ÖLÇÜ VE KONT. CIHZ. Ahmet T. UZUNKAYA ENTES Yön. Kurulu Üyesi Ça¤atay KÖKSALO⁄LU DKE Genel Müdürü Ali MANSUR‹ DEMA Yönetim Kurulu Başkanı Halis Erdal GÜREL GEMTA Genel Müdürü O¤uzhan ‹LBAY TERRA Ltd. Şti. Genel Müd. YILDIRIMDAN KORUNMA Çetin TEK‹N Radsan Ltd. Şti. Gn.Müd. Harun SIRMABIYIK Amper A.Ş. Yön. Kur. Bşk. AYDINLATMA Prof. Dr. Mehmet Ş. KÜÇÜKDO⁄U Kültür Üni. Mühendislik ve Mimarl›k Bölümü Başkan› Prof.Dr. Sermin ONAYG‹L ‹TÜ Enerji Enstitüsü ELEKTRIK MÜH. EĞT. Prof. Dr. Ahmet DERV‹ŞO⁄LU İTÜ Emekli Öğretim Üyesi KALITE VE STANDARTLAR Dr. Sait SAMLI SIEMENS- Kalite Yön. Direktörü ANAHTAR TESLIMI SISTEMLER VE FABRIKA ELEKTRIFIKASYONU Ömer OYDAIŞIK SIEMENS - Endüstriyel Hiz. ve Çözümler Bölüm Direktörü MÜHENDIS ÖRGÜTLERI Teoman ALPTÜRK TMMOB ve EMO eski Bşk.

ENERJ‹, ELEKTR‹K, AYDINLATMA, ELEKTRON‹K VE OTOMASYON MÜHEND‹SL‹⁄‹ DERG‹S‹ Yerel Süreli Yay›n Avrupa Bak›r Enstitüsü Türkiye Medya Partneri Say›: 308 - OCAK 2015 Kaynak Yay›n Tan›t›m Reklam San. ve Tic. Ltd. Şti. ad›na Sahibi, Yay›n Yönetmeni Sorumlu Yaz› ‹şleri Müdürü Ersin KAYA ersin@kaynakelektrik.com Genel Yay›n Koordinatörü Ekim N. KAYA ekim.kaya@botego.com Haber Müdürü Nizamettin ÖZBEN nizamettin@kaynakelektrik.com Kapak Kompozisyonu M. Akif D‹LMEN mehmetakifdilmen@hotmail.com Reklam Koordinatörü Ayhan ÜSTÜNER ayhan@kaynakelektrik.com Reklam Müdürü Ziya ALKAN ziya@kaynakelektrik.com Ayda bir ç›kar Sayı fiyat›: 6 TL. Y›ll›k (12 say›) abone bedeli 70 TL. Ö¤renciler için 40 TL. Yönetim Yeri Eski Osmanl› Sk. Ar›kan İş Mrk. No:30 K:2 D:10 34387 Mecidiyeköy-‹ST. Tel: (0 212) 272 59 59 (pbx) Faks: (0 212) 272 33 90 e-mail: nizamettin@elektrikdergisi.com web: http://www.elektrikdergisi.com Ankara Bölge Temsilcisi Ramazan PEKTAŞ JUPİTEK Elk. Elo. Müh. San. ve Tic. Ltd. Şti. Tel: 312-433 74 76 Fax: 312-438 74 77 Bask›: G.M. Matbaac›l›k ve Tic. A.Ş. 100 Y›l Mah. MASS‹T 1. Cad. No: 88 Ba¤c›lar/‹ST. Tel: (0212) 629 00 24-25 Faks: (0212) 629 20 13. ‹mzal› yaz›lar›n düşünsel sorumlulu¤u yazarlar›na, reklam içeri¤inin sorumlulu¤u ilgili firmaya aittir. Dergimizdeki haber ve yaz›lardan izinsiz al›nt› yap›lamaz. Son Bask› Tarihi: ŞUBAT 2015


YAYINCIDAN

www.elektrikdergisi.com

KASAP HAVASI İLE TMMOB ERSİN KAYA ersin@kaynakelektrik.com

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ( TMMOB ), ülkemizin en büyük, en çok üyeye sahip kitle örgütlerinden biri. Yarım milyona yakın üyesi var. TMMOB niceliksel büyüklüğünün yanı sıra, niteliksel olarak da önemli. Ülkenin, yer altı zenginlikleri,tarım, gıda ve hayvancılık, kentsel planlama, konutlar, tüm alt yapı yatırımları, kimya, makine, tekstil, gemi sanayileri, elektrik, elektronik, bilgisayar endüstrilerinin mimarları, yönetici ve yönlendiricileri, planlayıcı ve yatırımcıları hep TMMOB’nin üyeleri.. TMMOB üyeleri, nicel ve nitel ağırlıklarının yanı sıra, ülke düzeyine yayılmış örgütlülükleri ile de benzeri az bulunur bir gücü temsil ediyorlar.24 ayrı dalda bütünleşmiş meslek odaları, yurt çapında 200’ü aşkın şube ve 2500 dolayında temsilcilik ağı ile Türkiye’yi kucaklamaktadır. TMMOB olarak 60 yıllık bir tarihe sahip teknik elemanlar, 1908’den beri süregelen bir örgütlülük birikiminin temsilcisidirler. Türkiye toplumunun , belirttiğimiz özellikleri nedeni ile seçkin tanımlamasını hak eden bu kesimi, son bir-iki aydır örgütleri meslek odaları önderliğinde yoğun bir hareketlilik içindeler. Siyasal iktidarın, odaları bölüp parçalamaya, maddi olarak güçsüzleştirmeye yönelik girişimlerini etkisiz hale getirme amaçlı çeşitli etkinlikler sürdürüyorlar. İktidar ne istiyor? AKP iktidarının TMMOB’ye giydirmeye çalıştığı dar bir gömlek var, bu kesin. Ama bu daraltma hangi formatta gerçekleşecek, hükümetin bu konuda ayrıntılarda kesinleşmiş bir kararı henüz yok. Bilinenler, odaların, kent ve uzmanlık dallarına göre küçük küçük parçalara ayrılacağı, 50’şer üyenin kuruluş için yeterli sayılacağı bir model. Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu örgütlenmesi modeline benziyor. Ama bu modelin mühendis ve mimar odalarına uyması mümkün değil. Çünkü federasyonun alt örgüt birimlerinde çalışma konuları ve dolayısı ile sorunları birbirinden tümü ile farklı meslek grupları var.

Berberler, şoförler, kasaplar, kahvehane sahipleri, bakkallar, lokantacılar her ilde ayrı ayrı odalar kurabilmekteler. Sonra bunlar, federasyonlarda bir araya gelmekteler ve federasyonlar ise konfederasyon bünyesinde bütünleşmekte. Bu yapılanmanın mühendis ve mimar odalarına uygulanabileceğini ummak en hafif deyimi ile bir öngörüsüzlüktür. Kuşkusuz üstlendikleri görevler itibarı ile esnaf grupları da toplumun saygın bireyleridir. Bundan kimsenin kuşkusu olamaz. Ancak örgütlenme modelinde kategorik olarak denk düşünülen, kasaplarla mekatronik mühendislerinin, bakkallarla biyomedikal mühendislerinin, lokantacılarla endüstri mühendislerinin, berberler ile jeoloji mühendislerinin, kahvehanecilerle meteoroloji mühendislerinin, pastacı esnafı ile peyzaj mimarlarının benzer biçimde örgütlenmelerine temel oluşturacak herhangi bir tez bulmak mümkün değildir kanısındayım. Meslek grubu olarak, her biri kendi alanlarında saygın olan esnaflar ile mühendisleri ürün ve hizmetleri, toplumsal konumları, üretim sürecinde yüklendikleri işlevler, öğrenim düzeyleri,kamusal ilişkileri, ekonomiye katkıları, yaratıcılıkları, bilgi ve kültür düzeyleri gibi başlıklardan hiçbirinde aynı kantarda tartmak mümkün değildir. Savunulabilir hiçbir tutarlı gerekçesi bulunmadığı halde TMMOB’ye biçilen bu AKP modelinin arkasındaki nedenler, hükümetin başka alanlardaki politikalarının bir yansıması olarak değerlendirilmek durumundadır. İktidar, muhalif, aykırı görüş istemiyor, yargı yolunun kullanılması dahil, önüne çıkacak tüm engelleri bertaraf etmeyi tercih ediyor. Kasapmış, elektronik mühendisi imiş, berbermiş bilgisayar mühendisi imiş, şoförmüş meteoroloji mühendisi imiş iktidar için fark eden bir şey yok.. İktidarın gözünde “Hepsi aynı havadan çalmaktalar…”


HABER

www.elektrikdergisi.com

KAYIP-KAÇAK BEDELLERİ ABONELERDEN YENİDEN ALINACAK! YENI TASLAK ILE GERI ÖDENEN KAYIP-KAÇAK BEDELLERININ ABONELERDEN GERI ALINMASININ YOLU AÇILABILIR.

E

lektrik Mühendisleri Odası (EMO), TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu`nda görüşülmeye başlanan “Elektrik Piyasası” taslağı ile geriye ödenen kayıp-kaçak bedellerinin abonelerden geri alınmasının yolunu açacağı uyarısında bulundu. EMO Yönetim Kurulu yaptığı yazılı açıklamada, tasarıyla, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun abonelerden alınmasını hukuksuz bulduğu kayıp ve kaçak bedellerinin “maliyet unsuru” olarak faturalara yansıtılmasının yasallaştırılacağını belirtti: “Tasarıya göre, yargı kararıyla kayıp ve kaçak bedellerini geri alan abonelere yapılan ödemeler de mahkeme masrafları dahil olmak üzere yeniden tüm yurttaşlara yansıtılacak. Yurttaşların yargı yoluyla haklarını aramasının önü ise tüketici mahkemelerinin yetkisinin ‘EPDK düzenleyici işlemlerine uygunluk’ kriteriyle sınırlandırılarak kapatılmak isteniyor.” “SANAL MALİYETLER ÇIKARILIYOR’’

Tasarıyla kullanıcılara yeni yükler de getirildiğini vurgulayan EMO tarafından yapılan açıklamada, “Sanki perakende satış hizmet maliyetinin dışındaymış gibi ‘faturalama ve müşteri hizmetleri maliyeti’ ekleniyor. Oluşturulan sanal maliyetlerle, farklı isimler altında, mükerrer tahsilatlarla elektrik kullanıcılarından dağıtım şirketlerine yeni kaynak aktarımı sağlanmak isteniyor” denildi.

24 Ocak

2015

çıkmaktadır. Bu yasa teklifi, bugüne kadar EPDK`nın kayıp ve kaçak hedef oranlarını revize ederken, yasal dayanağı olmayan keyfi bir süreç işletildiğinin göstergesidir” denildi. “ÖZELLEŞTİRME İHALELERİNİN KOŞULLARI DEĞİŞİYOR’’

EMO, “Tasarı ile, ‘kayıp ve kaçak oranı yüksek bölgeler için Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu`nun (EPDK) diğer bölgelerden farklı düzenlemeler yapması’ gibi ucu açık, keyfi bir düzenleme getirilmek isteniyor” dedi ve ekledi: “Hedef kayıp ve kaçak oranlarının değiştirilmesi, özelleştirme ihalelerinin koşullarını sonradan değiştirmek anlamına gelmektedir. Yani ihalelerdeki şeffaflığı yok eden, ihaleyi sakatlayan bir uygulama yapılıyor.” ELEKTRİK FATURALARININ SÜRELERİ UZATILDI

Birçok elektrik abonesinin Ocak ayında gelen faturalara itiraz ettiğine de dikkat çeken EMO, “Bazı elektrik dağıtım bölgelerinde çok sayıda yurttaşın şikayetine neden olan elektrik tüketimlerinin mevcut uygulamadaki 1 aylık süre aşılarak 2015 yılına sarkıtılarak faturalandırılması ve kullanıcıların yüksek tutarlarla mağdur edilmesinin altında da bu yasal düzenleme arayışının yattığı anlaşılmaktadır” dedi.

KAYIP-KAÇAKTA YENİ HEDEF ORANLAR

“TÜKETİCİ DÜN BANKALARA BUGÜN DE DAĞITIM FİRMALARINA TERCİH EDİLDİ’’

Yasa teklifiyle, kayıp ve kaçak gerçekleşmeleri dikkate alınarak yeniden kayıp ve kaçak hedef oranlarının belirlenmesinin söz konusu olacağını da vurgulayan EMO Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada; “Buna da yasal dayanak oluşturulmak istendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda ‘Bugüne kadar yapılan kayıp ve kaçak hedef oranlarının değişiklikleri hangi yasal mevzuata dayandırılmıştır?’ sorusu ortaya

Konuyla ilgili açıklama yapan tüketici dernekleri de yasa tasarısına tepkiliydi. Elektrik tüketimindeki kayıp-kaçak bedeli ile ilgili hazırlanan yasa tasarısını değerlendiren Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, “Hukuk devleti ilkesi ayaklar altına alınmakta.” dedi. 39 milyon elektrik tüketicisinin büyük bir hayal kırıklığı yaşadığını ifade eden Deniz, “Tüketiciler, dün bankalara


HABER

www.elektrikdergisi.com

tercih edilmiş, bugün de siyasî, iktidar tarafından elektrik dağıtım firmalarına teslim edilmiştir.” dedi. Kanun tasarısında tüketiciler aleyhine düzenlemeler bulunduğuna dikkat çeken Deniz, “Tasarıda kayıpkaçak bedelini yasallaştıran, dahası bu bedel ile ilgili olarak yargılama yetkisini sınırlayan düzenlemeler bulunduğu görülmekte.” dedi. Geçmişte bankalar için gerçekleştirilen düzenlemede tüketici aleyhine yapılan oyunların burada da yaşandığını öne süren Deniz, “Bankalar tarafından alınan haksız bedellerin çözüleceği vaadi ile yasalaştırılan ve aksine bu bedellere yasal kılıf oluşturup tüketicilerin yargıdan aldıkları yüz binlerce kararı bir çırpıda yok eden torba yasa oyunu, kayıp-kaçak bedelinde de oynamaya başlamıştır.”dedi. Enerji Bakanı’nı yargı kararlarına uymaya davet ettiklerini söyleyen Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Başkanı Hasan Atak ise, “Yapılacak düzenlemeyle hırsızlama ve dağıtım şirketlerinin çıkarları mı, yoksa tüketici hakları ve dürüst vatandaş mı korunuyor?” diye sordu. Atak, düzenlemenin kamuoyundan gizlendiğini söyledi. Enerji Bakanlığı’nın hazırladığı ve TBMM’ye gönderilen ‘Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’yla elektrik kesme-bağlama ile sayaç okuma bedelleri de kalıcı hale getiriliyor. Tasarıyla, mahkeme kararıyla abonelere yapılacak kayıp-kaçak iade ödemeleri, elektrik faturasına yansıtılacak. Sadece 2014 yılı için yaklaşık 5-6 milyar liralık iade tutarı dikkate alındığında elektrik birim fiyatları önemli oranda zamlanacak. Bakanlık tasarıyla ayrıca, 2006-2010 döneminde kamunun yaptığı yatırımları 2016 tarife dönemine ekleyerek özel şirketlere milyarlarca liralık avantaj sağlıyor.

ABONELER HER FATURADA ELEKTRİĞE YÜZDE 49 ORANINDA HAKSIZ BEDEL ÖDÜYOR

Yargıtay’ın bir kararı verirken, yasalaştırmaya çalışmanın kabul edilebilir bir şey olmadığını söyleyen Tüketici Derneği Başkanı Levent Küçük ise kayıp-kaçak konusunda kamu yararına ve tüketici yararına yönelik bir düzenleme beklediklerini ve bu bedelin kaldırılmasından yana olduklarını söyledi.

34. Yıl

www.elektrikdergisi.com

EnERjİ, ELEKTRİK, AyDınLATMA, ELEKTRonİK VE oToMASyon MüHEnDİSLİğİ DERGİSİ

Prof. Dr. Hüseyin Hızıroğlu: ABD’de mühendislikte unvan kaosu yok (58) EPDK’dan ‘çantacılara’ iptal (28) Veri Merkezlerinde Performans kaybının önlenmesi (54) AKP’nin elektrikte büyüme karnesi (66) AMELİ ELEKTRİK DERGİSİ’ne göre İstanbul’un Elektrik Şebekesi (82) Akıllı güç yönetim sistemi (104) Kızılötesi Termal Kamera (111) WEB sitemizde en çok okunan yazılar (56)

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17 Aralık 2014 tarihli kararında abonelerden alınan geçmiş 10 yıllık kayıp-kaçak bedelinin de iadesi hükmü yer almıştı.

YARGITAY: Kayıp–kaçağı aboneye ödetmek hukuka aykırı

ÖZ E L B Ö L Ü M: RÖ L E

Kaynak ELEKTRİK • SAYI 303 • Ağustos (2014 - 8)

Yıllardır elektrik hizmetinden alınan kayıp-kaçak bedelinin karşısında duran tüketiciler, bu bedeli geri almak için yargıya çok sayıda başvuru yaptı. Bu başvuruların büyük kısmı tüketicilerin lehine sonuçlandı. 17 Aralık 2014 tarihli nihai kararı dışında da Yargıtay, 21.05 2014 tarihli kararında “Elektrik tüketiminden alınan kayıp-kaçak bedelinin hukuk devleti ve adalet düşüncesi ile bağdaşmadığına” hükmetmişti. 17 Aralık tarihli Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı sonrasında binlerce tüketici, bu bedelin iadesi için elektrik dağıtım firmalarına, tüketici hakem heyetlerine ve tüketici mahkemelerine başvurmaya başladı.

Hükümet tarafından yasalaşmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gönderilen tasarıyla, iadelerin faturası yine abonelere kesiliyor. Kayıp-kaçak bedelinin dürüst abonelere yüzde 18,5’lik bedel olarak yansıtıldığını dile getiren Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER) Genel Başkanı Aydın Ağaoğlu, aslında tüketicinin sırtına binen gerçek yükün yüzde 27 olduğunu kaydetti. Aydın Ağaoğlu, “Bu tasarıyla hukuksuzluğu kanuni hale getirmek istiyorlar. Bir elektrik abonesi, tükettiği elektrik bedelinin dışında 9 kalem daha ücret ödemekte. Bunların 4’ü vergi, 5’i ise Deli Dumrul vergisidir. Enerji Fonu, TRT payı, Elektrik Tüketim Vergisi ve Katma Değer Vergisi, arkasında kanun bulunmasına rağmen adaletsiz bir vergilendirme bedelidir. Tüketiciye KDV hariç yüzde 49’luk haksız bedel yansıyor.” diye konuştu.

Dergimizi Android, iPad ve iPhone’dan izleyebilirsiniz.

Sayı 303 6 TL Ağustos 2014

‘’Dergimizin 303.sayısında Yargıtay’ın, kayıp-kaçağın aboneye ödenmesi gerektiği konusundaki kararını kapağımıza taşımıştık’’

25 Ocak

2015


HABER

www.elektrikdergisi.com

CIGRE TÜRKİYE ULUSAL KOMİTESİ ULUSLAR ARASI PLATFORMDA YERİNİ ALDI ELEKTRIK SEKTÖRÜNÜN AKTÖRLERINI BIR ARAYA GETIREREK BUGÜNÜN VE GELECEĞIN ELEKTRIK ENERJISI ÜZERINDE ÇALIŞMALAR YAPAN CIGRE’NIN TÜRKIYE ULUSAL KOMITESI ÇALIŞMALARINA BAŞLADI.

A

ğustos 2014’te CIGRE Yönetim Kurulunda kabul edilen CIGRE Türkiye Ulusal Komitesi’nin, Türk enerji sektörüne ve akademi camiasına tanıtımı, 26 Ocak günü WOW Convention Center’de düzenlenen Panel ile gerçekleştirildi. Panelin açılışını; TESAB Yönetim Kurulu Başkanı Halil ALIŞ ve CIGRE Başkanı Klaus FRÖHLICH birlikte yaptı. Halil Alış açılış konuşmasında: ‘’Bugün burada bu Paneli düzenlememizin esas nedeni olan CIGRE; merkezi Paris’de bulunan ve daha çok teknik çalışmalar yapan, üreticiler için standartlar oluşturan tüm dünyadan 1000’in üzerinde kurum ve kuruluş ve 7500 civarında mühendis, sektör uzmanı, akademisyen, teknisyeni biraraya getirerek bilgi ve tecrübe paylaşımını sağlayan ve elektrik sektörünün geleceğinin planlanmasına yönelik çalışmalar yürüten bir kuruluştur. Ülkemiz enerji sektöründen gerek tüzel kişiler gerekse bireysel üyeler ile 1990 lı yıllardan beri CIGRE üyelikleri bulunmaktaysa da, CIGRE’nin ulusal komite kurulması için gerekli ve yeterli şartları sağlanamadıklrından 2014 yılına kadar Ulusal Komite kurulamamıştır. ENPAY A.Ş den Sn. Selim Yürekten’in girişimleri TEİAŞ Genel Müdürlüğünden uzman arkadaşlarımızın desteği ile son bir kaç yıldır CIGRE Ulusal Komitenin oluşturulmasına yönelik çalışmalar yürütülmüş, değişik alternatifler üzerinde

durulmuştur. Ancak, ülkemizde hukuki olarak uluslararası organizasyonlara üye olunması kanunla düzenlenmiş olup, böyle bir yapılanma hukuki işlemler ve süreç olarak belirli bir süreye yayılmaktadır. İşte bu boyut dikkate alınarak TESAB’ın CIGRE Ulusal Komite görevini üstlenmesinin en dogru yaklaşım olacağı sonucuna varılmıştır. Gerekli şartlar sağlanarak 2014 yılı Temmuz ayında CIGRE’ye müracaat edilmiş ve Ağustos 2014’de Paris’de yapılan CIGRE Yönetim Kurulunda TESAB Türkiye Ulusal Komitesi olarak kabul edilmiştir.’’dedi Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Başkanı Doç. Dr. H. Murat Mercan’ın da açılış konuşmacısı olarak katıldığı Panel’de CIGRE hakkında geniş bilgi veren Klaus Fröhlich ayrıca ulusal komitelerin görev ve işleyişleri konusunda da katılımcıları bilgilendirdi. Yaklaşık 120 kişinin katıldığı organizasyonun ikinci bölümünde ise “CIGRE TÜRKİYE ULUSAL KOMİTESİ ve İLERİYE YÖNELİK PLANLAR” konulu Panel gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü TESAB Yönetim Kurulu Başkan Vekili Kemal Yıldır’ın yaptığı Panele CIGRE Genel Sekreteri Philippe Adam, CIGRE B2 Çalışma Grubu (Havai Hatlar) Başkanı Konstantin Papailıou, Emek Elektrik Endüstrisi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Arabul, Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Kocatepe ve ENPAY A.Ş. Onursal Başkanı

CIGRE Yöneticileri ve panele katılan konuşmacılar toplu halde.

26 Ocak

2015


HABER

www.elektrikdergisi.com

Selim Yürekten konuşmacı olarak katıldılar. CIGRE Genel Sekreteri Philippe Adam yaptığı konuşmada: ‘’Sizlere Cigre’nin uluslar arası platformalarda nasıl çalıştığından söz edeceğim. Bütün üyelerimiz tüm dünyada bir genel kurula bağlılar. Bu genel kurul her iki yılda bir, bir idari konsey seçimi yapar. Bu konsey bir başkan seçer. Şu anki başkanımız Prof. Klaus Fröhlich. Sonra bu idari konsey kararları hazırlamak için bir yönlendirici komite ile işlerini yürütür. Bu 15 üyeden oluşan bir komitedir. Bu organizasyonun içinde hem idari konseyde hem yönlendirici komitede teknik komite başkanı ve bir sayman seçilir. Merkezi ofisi bir genel sekreter yönetiyor. Bugün yapmış olduğum görev budur.’’diyerek görevinden ve Cigre’nin genel sisteminden bahsetti. Prof. Dr. Celal Kocatepe ise konuşmasında: ‘’Öncelikle Cigre Türkiye Ulusal Komitesi ülkemiz için, teknoloji için, insanlık için güzel hizmetler vereceğini temenni ediyorum. Cigre’nin hedefi elektrik sektöründe işbirliğini geliştirmektir. İşbirliğinin öncelikli hedefi sektördür. Sektör ile kurulacak irtibatlarda imalatçılar arge merkezleri ve akreditasyonlar ile bağlantı kurulması şart. Temsilci kuruluşlar ile yapılacak çalışmalarda ise odalarla ve mesleki derneklerle çalışmak gerekiyor.İletişim ve üniversiteler ile yapılan ortak çalışmalar son derece önemli. Örnek olarak Cigre’nin kullandığı çok iyi bir web sitesi mevcut. Bizimde mümkün olan en kısa sürede bu sayfanın Türkçe versiyonunu kullanıma sunmamız gerekiyor. Üniversite ve sanayi arasındaki iş birliği, geliştirilmesi gereken konulardan birisi. Sanayi kuruluşları ile üniversiteler arası bağlantı kopuk olursa sektörün yaşama imkanı kalmaz.’’dedi. Kocatepe sonrasında söz alan Hüseyin Arabul ise: ‘’İlk kez 1970 yılında Paris’te bir fuarda Cigre ile tanıştım ve o günden sonra hep takip ettim. Cigre’nin en önemli özelliği standartlar yapmayan, standartlara yön veren yapısıdır. Olaylara global olarak bakar. Bir mikroskop gibi konuyu alır ve çalışma kurulu içerisinde derinlemesine inceler. Yanlışları ve doğruları çalışma gruplarına anlatır. Bugün onlarla birlikte burada olmaktan mutluluk duyuyorum.’’dedi. CIGRE B2 Çalışma Grubu (Havai Hatlar) Başkanı Konstantin Papailıou ise: ‘’İsviçre’deki Milli Komite’de ‘’Electro Swiss’’ isimli bir kuruluş vardır ve bu İsviçre’nin elektrik idaresi olarak adlandırabilir. Çalışmalar tamamen gönüllü olarak yapılır. Çeşitli kuruluşlar ve çalışma komiteleri büyük fuarlar düzenleyerek biraraya gelir ve bu fuarlarda çeşitli sunumlar gerçekleştirilir. Bu sunumlar öncelikle Milli Komite tarafından incelemeye alınıyor. İncelendikten ve seçildikten sonra merkez ofisin bulunduğu şehre yani Paris’e gönderiliyor. Paris’te bir incelemeden daha geçen projelerden en iyileri seçiliyor ve Paris’te sunumlar gerçekleşiyor. Gördüğünüz üzere Cigre gençlere, girişimci ruhlara şans tanıyor. Umarım Türkiye’nin girişimci ve mucit bireyleri için Cigre büyük bir şans ve umut olacaktır.’’dedi.

TESAB Yönetim Kurulu Başkan Vekili Kemal Yıldır panelistlere plaket takdim etti. Selim Yürekten konuşmasında: ‘’1960’lı yılların ikinci yarısında Almanya’da çalışıyordum. Elime bir Cigre raporu geçti. Sonrasında bazı toplantılara da katıldım. Böyle başladı Cigre sevdam. Hemen hemen her yıl sempozyumlarına katılıyorum. Çünkü gördüm ki Cigre üniversiteler üzeri bir eğitim noktası. Global üreticiler, akademisyenler, kullanıcılar için en büyük tartışma ve tanışma platformu olan Cigre’ de standartlar üzeri etüt ve uygulamalar uygulanıyor. Ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum.’’diyerek sözlerini bitirdi. Konuşmacılar; CIGRE çalışmalarına katılımın özveri ve gönüllülük gerektirdiğini, CIGRE’nin sektördeki gelişmelere ilişkin bir okul gibi faaliyet gösterdiğini ve meslek hayatı için son derece önemli bilgilerden faydanılabilineceği vurguladılar.

27 Ocak

2015


HABER

www.elektrikdergisi.com

TÜRKIYE’NIN EN BÜYÜK RÜZGAR SANTRALI’NIN AÇILIŞI YAPILDI POLAT ENERJI, 150 MEGAVAT GÜCÜNDEKI TÜRKIYE’NIN EN BÜYÜK RÜZGAR SANTRALININ AÇILIŞINI CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYIP ERDOĞAN’IN KATILIMIYLA GERÇEKLEŞTIRDI. YILDA YAKLAŞIK 400 MILYON KILOVATSAAT ELEKTRIK ÜRETIMI YAPACAK SANTRAL, DOĞALGAZ FATURALARININ HER YIL 40 MILYON DOLAR DÜŞMESINI SAĞLAYACAK.

T

ürkiye rüzgar enerji sektörünün lideri Polat Enerji, 150 megavat güce sahip Türkiye’nin işletmedeki en büyük rüzgar enerji santralı Geycek’in açılışını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Bakanların katılımı ile Kırşehir’de gerçekleştirdi. Polat Enerji yetkilileri rüzgar enerji santralı ile ilgili aşağıdaki teknik açıklamalarda bulundular: Temelleri 2012 yılında atılan, Türkiye’nin en büyük operasyonel rüzgar enerji santralı Geycek’te 70 adet rüzgar türbini yer alıyor. Yılda ortalama 400 milyon kilovatsaat elektrik üretecek olan santral, 150 bin kişinin elektrik ihtiyacını karşılayacak. 20 MİLYON AĞACA EŞ...

Geycek Rüzgar Enerji Santralı, yılda 20 milyon ağaç tarafından bertaraf edilebilecek 245 bin ton karbondioksit azaltımı gerçekleştirecek. Bu sayıda ağacın dikim maliyeti ise 50 milyon TL’nin üzerinde... 2014 yılı sonu itibarı ile Türkiye’nin kurulu rüzgar gücü 3.600 megavat civarında ve bu miktar toplam kurulu gücün yüzde 5’ini oluşturuyor. Polat Enerji santralleri ise Türkiye rüzgar kurulu gücünün yaklaşık yüzde 15’ini oluşturmakta. Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü tarafından Türkiye’nin rüzgar enerjisi potansiyeli karada 38 bin megavat ve denizde 10 bin megavat olmak üzere 48 bin megavat olarak belirlendi. Elektrik Enerjisi Piyasası ve

28 Ocak

2015

Arz Güvenliği Strateji Belgesi’ne göre de rüzgar enerjisi kurulu gücünün 2023 yılına kadar 20 bin megavat olması hedefleniyor. Türkiye’nin rüzgarda 20 bin megavata ulaşması yıllık 6 milyar dolarlık doğalgaz faturası ödenmeyeceği anlamına geliyor. 20 bin megavat kurulu güçle yılda 33 milyon ton karbondioksit emisyonu da önlenmiş olacak. Ayrıca bu kurulu güce ulaşabilmek için 240 bin kişi civarında bir istihdama ihtiyaç bulunuyor. YATIRIM TUTARIMIZ 1 MİLYAR DOLARIN ÜZERİNE ÇIKACAK...

Şimdiye kadar 8 rüzgar enerjisi santralının yatırımını hayata geçirdiklerini belirten Adnan Polat, “Polat Enerji rüzgar enerjisi alanında Türkiye’nin en büyük kurulu güce sahip şirketi... Bu liderliğimizi sürdürmek için de yatırımlarımıza devam ediyoruz. Önümüzdeki 3 ila 5 yıl içerisinde kurulu gücümüzü en azından 2 katına çıkarmayı hedefliyoruz. İlk rüzgar enerji santralımiz Burgaz’ı 2007 yılında, Sayalar’ı ise 2008 yılında ticari işletmeye aldık. Bu santrallerimizi sırasıyla 2009’da Soma, 2011’de Seyitali ve 2012’de Poyraz, Samurlu ve Kozbeyli takip etti. En son yatırımımız da 150 megavat kurulu gücü ile şu an Türkiye’nin en büyük operasyonel santralı olan Geycek. 100 megavat’lık kapasite artışı yatırımı devam eden Soma Enerji Santralı projemiz de tamamlandığı zaman 240 megavat kurulu güce ulaşarak Geycek’in rekorunu kıracak. Polat Enerji olarak, toplam yatırım tutarımız 1 milyar doların üzerine çıktı” açıklamasında bulundu.


System pro E comfort MISTRAL® Kendi şaheserinizi yaratın

Yeni system pro E comfort MISTRAL® serisi dağıtım kutuları, endüstri, ticari bina veya konutlar gibi tüm farklı elektrik dağıtım sistemlerinde tek bir ürün serisi ile çözüm sunabilme özgürlüğünü ve esnekliğini vermektedir. System pro E comfort MISTRAL ® serisi dağıtım kutuların, IP41 ve IP65 koruma sınıflarında, sıva altı ve sıva üstü montajına uygun ve 72 modüle kadar çıkabilen ürün seçenekleri bulunmaktadır. Bu yenilikçi ürünler çok yönlülük, verimlilik ve güvenlik açısından ABB’den beklediğiniz benzersiz özelliklerin tümünü karşılamaktadır. www.abb.com.tr/lowvoltage

ABB Elektrik Sanayi A.Ş. Tel : (0) 216 528 22 00 Faks : (0) 216 365 29 44 E-mail : taner.aksoy@tr.abb.com


HABER

www.elektrikdergisi.com

13. TESİD YENİLİKÇİLİK YARATICILIK ÖDÜLLERİ VERİLDİ

MAKELSAN KOBİ DALINDA ÖDÜL KAZANDI TÜRK ELEKTRONIK SANAYICILERI DERNEĞI (TESİD) TARAFINDAN BU YIL 13.’SÜ DÜZENLENEN “TESİD YENILIKÇILIK YARATICILIK ÖDÜLLERI”, 27 OCAK 2015 SALI GÜNÜ SAHIPLERINI BULDU

Ö

dül töreninde konuşan TESİD Yönetim Kurulu Başkanı C. Müjdat Altay, “Günümüzde ulusal ihracat stratejisi oluşturulurken, dış pazarlarda rekabet üstünlüğü sağlayacak hedef sektörlerin başında elektrik ve elektronik sektörü geliyor. Bu ekonomi nezdinde sektörün önemini ve yerini gösteriyor. Elektrik ve elektronik sektörü; tek başına bir sanayi sektörü olmaktan çıkarak, yansıttığı teknoloji ile diğer tüm sektörlerin gelişmesine ve verimliliğin artmasına katkı sağlayan bir sektöre dönüştü. 2023 yılında, dünya ihracatının 34 trilyon dolara, elektrik-elektronik sektörü ihracatının ise 7 trilyon dolara ulaşacağı öngörülüyor. Bu rakam, sektörün toplam ihracat içindeki payının yüzde 21’e çıkacağını gösteriyor. Yüzyılımızın en nitelikli işgücünü

barındıran sektörün hedefi, bölgede Ar-Ge ve üretim üssü haline gelerek elektrik ve elektronik alanında dünya pazarında söz sahibi olmak. Bu hedefi ancak kamu, sanayi, üniversite işbirliğini artırarak ve kendi teknolojimizi üreterek gerçekleştirebiliriz. TESİD Yenilikçilik Yaratıcılık Ödülleri’nin bu yolda önemli bir teşvik unsuru olduğuna inanıyor, tüm katılımcıları kutluyorum” dedi. Netaş CEO’su Altay, bu yarışmanın Türk elektronik sektörü kuruluşlarının yenilikçi ve yaratıcı projelerini desteklemek amacıyla, sektörün yardımlarıyla gerçekleştiğini belirterek bu yılın sponsorları ASELSAN, AVEA, NETAŞ, TUSAŞ ve TTGV’ ye (Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı) teşekkür etti.

TESİD Yönetim Kurulu Üyeleri ve yarışmada ödül kazanan firma yetkilileri

TESİD 2014 YENİLİKÇİLİK YARATICILIK ÖDÜLLERİ TESİD – Işık Üniversitesi Jüri Özel ödülü Firma: AVEA Ürün: Mobil Uzaktan Lontrol yeteneği KOBİ DALINDA VERİLEN ÖDÜLLER

KOBİ Dalında Yenilikçi Ürün Ödülü Firma: LOGO Ürün: SGT UTM Bütünleşik Güvenlik Sistemleri KOBİ Dalında Ürün Geliştirme Süreci Ödülü Firma: İDEA TEKNOLOJİ Ürün: Dağıtım ve Tedarik Zinciri Yönetimi TODAY KOBİ Dalında Yenilikçiliğin Ticarileştirilmesi Ödülü Firma: MAKELSAN Ürün: Levelups

30 Ocak

2015

BÜYÜK FİRMA DALINDA VERİLEN ÖDÜLLER

Büyük Firma Dalında Yenilikçi Ürün Ödülü Firma: HAVELSAN Ürün: Uçuş Görev Planlama Sistemi Büyük Firma Dalında Ürün Geliştirme Süreci Ödülü Firma: ASELSAN Ürün: Yazılım Tabanlı Telsizler – HF Telsiz Ailesi Büyük Firma Dalında Yenilikçiliğin Ticarileştirilmesi Ödülü Firma: KUVEYT TÜRK Katılım Bankası Ürün: eXtreme Teller Machine



HABER

www.elektrikdergisi.com

KKTC’DE YILLIK 8,5 MILYON TL TASARRUF SAĞLAYACAK

LED PROJESININ ILK FAZINI VESTEL YAPIYOR

K

ıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nun (KIBTEK) düzenlediği LED Aydınlatma dönüşümü ihalesinin ilk etabı olan Lefkoşa Bölgesindeki 10 bin adet yol armatürü değişimi projesini Vestel-Çeliksan konsorsiyumu kazandı. KIBTEK ihalesi ile toplam 55 bin adet yol armatürünün LED’e dönüşümü hedefleniyor. Dünyada çok az örneği bulunan dönüşüm projesi tamamlandığında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) yıllık 19 milyon kWh ve 8,5 milyon TL tasarruf sağlanacağı bildirildi. KKTC’nin LED dönüşümüne yönelik yapılmış ilk ve tek girişimde yer almaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan şöyle konuştu: “Vestel Ar-Ge mühendisleri tarafından geliştirilen, yerli üretim ve tasarım LED sokak aydınlatma armatürleri ile ülke genelinde yüzde 90 enerji tasarrufu

hedefliyoruz. Vestel LED Aydınlatma olarak KKTC’de olduğu gibi Türkiye’de de aynı dönüşümü gerçekleştirmeye adayız.” Rekortmen LED yol aydınlatma ürünü kullanılacak Türkiye’de LED aydınlatma sektörünün lideri Vestel, KKTC’deki LED dönüşümünü 145 lm/w verimliliğe sahip 13 w gücündeki yol aydınlatma ürünü ile gerçekleştirmeyi hedefliyor. Lefkoşa’da halen 125 w’lık civa buharlı armatürler kullanılmakta. Gerçekleştirecekleri işin hem değiştirilecek armatür adedi hem de sağlanacak enerji tasarrufu açısından dünyada örnek bir proje olduğunu belirten Erdoğan, “Finansal kurgusu açısından da örnek bu proje sayesinde KKTC’de herhangi bir ön yatırım yapılmadan tüm yol armatürleri enerji verimli LED ürünlerle değiştirilecek. Vestel olarak bu çapta bir projenin ilk etap ihalesini kazanmak bizim için büyük bir gurur” dedi.

TEİAŞ’IN İKİ ÖNLİSANS GÜNEŞ İHALESİ SONUÇLANDI ŞANLIURFA-DIYARBAKIR BÖLGESINDE KURULACAK 7 MW`LIK GÜNEŞ SANTRALI IÇIN DEGÜN ENERJI SIIRT, BATMAN, MARDIN BÖLGESINDE KURULACAK 9 MW’LIK GÜNEŞ SANTRALI IÇIN RA ENERJI ÖN LISANS ALDI.

T

ürkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi (TEİAŞ) güneş enerjisine dayalı üretim tesisi kurmak üzere aynı sahada ve/veya aynı bağlantı noktasına ve/ veya aynı bağlantı bölgesine bağlanmak için birden fazla başvuru yapılan yerler için iki paket halinde açtığı yarışma ihalelerinin ilki gerçekleştirildi.

32 Ocak

2015

RA ENERJİ’YE SİİRT, BATMAN VE MARDİN’DE GES LİSANSI

Siirt, Batman, Mardin bölgesinde kurulacak 9 MW’lık güneş santralı için RA Enerji ön lisans aldı.

TEİAŞ, güneş enerjisine dayalı üretim tesisi kurmak üzere yapılan önlisans başvurularının 2. paket yarışmasında Şanlıurfa-Diyarbakır bölgesini Degün Enerji kazandı.

TEİAŞ güneş enerjisine dayalı üretim tesisi kurmak üzere aynı sahada ve/veya aynı bağlantı noktasına ve/veya aynı bağlantı bölgesine bağlanmak için birden fazla başvuru yapılan yerler için iki paket halinde açtığı yarışma ihalelerinin ilki de aynı gün bugün gerçekleştirildi.

Degün Enerji, 7 MW`lık santral için MW başına en yüksek teklif olan 1,591,080 TL vererek önlisans almaya hak kazandı.

TEİAŞ, güneş enerjisine dayalı üretim tesisi kurmak üzere yapılan ön lisans başvurularının 2. paket yarışmasında Siirt, Batman, Mardin bölgesini RA Enerji kazandı.

Şanlıurfa-Diyarbakır bölgesindeki 7 MW için 7 başvuru yapıldı. İlk olarak Anel-Degün Enerji 1.591.080 TL/MW teklif sundu. 125,000 TL/MW’lık teklifi Volkanik GES tarafından sunulurken Celal Enerji 501,000 TL/MW’lık teklifi verdi. Merih Enerji 505,000 TL/MW, Tetosol Enerji 263,000 TL/ MW , FASEL Elektrik 145,000 TL/MW teklif verdiler.

RA Enerji 9 MW’lık santral için en yüksek teklif olan MW başına 611,500 TL teklif vererek yarışmayı kazandı. 9 MW`lık Siirt-Batman-Mardin bölgesi için 4 başvuru yapıldı. Bu bölgeye ilk teklif 151,001 TL/MWile Yenitek Enerji`den geldi. 2.Teklif ise 571,002 TL/MW ile Bayen Enerji tarafından sunuldu.


3” genişliğinde dokunmatik ekran

Türkçe menü

Renkli grafikler

Devre kesiciler gücü açar ve kapar. SACE Emax 2 gücü yönetir.

ABB SACE Emax 2 sisteminizi korur, yükleri ve jeneratörleri yönetir, ölçüm yapar ve enerji kalitesini analiz eder. Bu ürün; standart sistem tasarımlarından, karmaşık otomasyon şebekelerine kadar tüm projelere kolayca entegre olur, beklediğiniz kolaylık ve güvenilirliği garanti eder. www.abb.com.tr

ABB Elektrik Sanayi A.Ş. Tel : (0) 216 528 22 00 Faks : (0) 216 365 29 44 E-mail : asli.yagli@tr.abb.com


HABER

www.elektrikdergisi.com

SIEMENS TÜRBİNLERİ, BEREKETLİ RES İLE 40 BİN HANENİN ENERJİ İHTİYACINI KARŞILAYACAK BEREKETLI RÜZGÂR ENERJI SANTRALIYÜKSEK VERIMLILIK VE DÜŞÜK IŞLETME GIDERLERI SUNAN SIEMENS TEKNOLOJISI TERCIH EDILDI. BEREKETLI RES TAMAMLANDIĞINDA SIEMENS RÜZGÂR TÜRBINLERI YILLIK 85 BIN TON KARBONDIOKSIT SALIMINI ÖNÜNE GEÇEBILECEK.

S

iemens ve Kinesis Enerji, kurulu gücü 32 MW olan ve yıllık 100 GWh üretim kapasitesine sahip olacak olan Bereketli Rüzgâr Enerjisi Santralı için Ankara’da anlaşma imzaladı. Tokat ili Reşadiye ilçesinde bulunan Bereketli Beldesi’nde yaklaşık 1700 metre rakımda kurulacak Bereketli Rüzgâr Enerjisi Santralı sahada en fazla üretimi sunması nedeniyle Siemens türbinleri tercih edildi. Santral 113 metre kanat çapı ve 83,5 metre kule yüksekliğine sahip 10 adet Siemens SWT-3.2-113 Direct Drive Türbini dönecek. Bu türbinler ‘integral blade’ yani birleşim noktası olmayan kanat teknolojisi nedeniyle yüksek güvenirlik sunuyor. ‘Direct drive’ teknolojisiyle dişli kutusuz türbinler yüzde 50 daha az dönen ekipman ile kompakt bir tasarım ve yüksek verim sağlıyor. Güneş ve rüzgar enerjisi yatırımları yapan Kinesis Enerji, kurulumun yanı sıra santralın destek ve bakım hizmetlerinde de Siemens uzmanlığını tercih etti ve Bereketli Rüzgâr Enerjisi Santralı için 5 yıllık Servis ve Bakım Anlaşması yapıldı. Bereketli Rüzgâr Enerjisi Santralı’nın Ekim-Kasım 2015’te üretime geçmesi planlanıyor. Kinesis Enerji 2015

34 Ocak

2015

yılı sonu itibariyle Türkiye’de tamamı yenilenebilir kaynaklardan elektrik üreten santrallerı ile toplamda yaklaşık 65 MW kurulu güce ulaşmayı hedefliyor. Siemens Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis, Kinesis Enerji ile başlayacak yeni işbirliğinden memnun olduklarını dile getirerek şunları söyledi: “Siemens dünyamızın sürdürülebilir geleceği için çalışmaya devam ediyor. Her geçen gün artan enerji ihtiyacı, hepimizi yenilenebilir enerji kaynakları üzerine düşünmeye yönlendirirken biz de stratejilerimiz ve portföyümüz ile bu amaç için çalışıyoruz. Bu proje tamamlandığında yıllık 85 bin ton karbondioksit salımını engelleyecek ve 40 bin hanenin yıllık elektrik ihtiyacını karşılayacak. Siemens içerisinde yalnızca rüzgâr projelerine odaklanan ve büyük başarılara imza atan özel bir ekibimiz var. Bu ekip ile gerçekleştirdiğimiz çalışmalarımızda müşterilerimizle bir iş ortağı gibi çalışıyor ve onlar için fark yaratıyoruz.” Kinesis Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Hasan İnaloğlu ise İtalya’da başlayan güneş enerjisinden elektrik üretme başarılarının, Türkiye’de Siemens ile rüzgâr enerjisinde sürdüğünü ve Kinesis Enerji’nin yenilenebilir enerji yatırımlarına yurt içi ve yurt dışında devam edeceğini belirtti. Rüzgâr yatırımlarında Siemens’le oluşan sinerjinin gelecek dönemdeki yatırımlarında da devam edeceğini umduklarını ifade eden İnaloğlu; “Bereketli Rüzgâr Enerjisi Santralı projemizde Siemens gibi alanında uzman bir kurum ile çalıştığımız için son derece memnunuz. Projemizin yüksek verimlilikle çalışacağına ve kayda değer üretim değerlerine ulaşarak çok başarılı bir yatırım olacağına inanıyorum. Projede ekibimizin Siemens ile yaratacağı sinerji başarımızın en önemli yapı taşı olacaktır” dedi.



HABER

www.elektrikdergisi.com

İTÜ, EMO VE GENSED ‘GÜNEŞİN GELECEĞİNİ ANLATIYOR’ ETKİNLİĞİ YOĞUN BİR KATILIMLA YAPILDI EMO, İTÜ VE GENSED`IN BIRLIKTE DÜZENLEDIĞI `GÜNEŞIN GELECEĞI ANLATILIYOR` ETKINLIĞI, 23 OCAK 2015 GÜNÜ SAAT: 09-17.00 ARASINDA İTÜ MASLAK KAMPÜSÜ SÜLEYMAN DEMIREL KÜLTÜR MERKEZI`NDE YAPILDI. 300`Ü AŞKIN KATILIMCININ ILGIYLE IZLEDIĞI ETKINLIK BU ALANDA BUNDAN SONRA YAPILACAK IŞBIRLIĞININ VE YENI ETKINLIKLERIN HABERCISI OLMA NITELIĞINDEYDI.

“GES Yatırım Süreci ve Mevzuatı” konusunda konuştu.

S

üleyman Demirel Kültür Merkezi‘nde saat: 09.00‘da başlayan etkinlikte ilk önce açılış konuşmaları yapıldı. İTÜ Rektörü Prof.Dr. Mehmet Karaca, İTÜ Elektrik-Elektronik Fakültesi Dekanı Prof. Dr.Serhat Şeker, EMO İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Beyza Metin ve GENSED Başkanı Prof.Dr.Şener Oktik‘in açış konuşmalarında; güneş enerjisinin önemi ve bu alandaki aktörlerin işbirliği içinde bulunmasının gelecek açısından kıymeti üzerine görüş ve dilekler belirtildi. Açılış konuşmalarının tamamlanmasının ardından Prof. Dr.Şener Oktik, “Dünyada ve Türkiye‘de Pv’ nin son durumu‘ üzerine bir sunum yaptı. Daha sonra önceden belirlenen program doğrultusunda oturumlara geçildi. Lisanslı Güneş Enerjisi Santralı (GES) Yatırımları ve Mevzuatı‘nın ele alındığı ve moderatörlüğünü EMO İstanbul Şubesi’nden Selçuk Esen‘in yaptığı ilk Oturumda, Müslüm YİĞİT (MGM Gözlem Sistemleri Daire Başkanlığı-Makine Mühendisi) “Güneş Ölçüm Sistemleri ve Ölçüm Tebliği” başlıklı sunumu yaparken, Hakan ERKAN (GENSED Başkan Yardımcısı)

36 Ocak

2015

Lisanssız Güneş Enerjisi Santralı (GES) Yatırımları ve Mevzuatı başlıklı ikinci Oturum yöneticiliği Şubemizden Gazi İpek tarafından yapıldı. Oturumda; Leyla Arslan (TEDAŞ - ElektrikElektronik Mühendisi) “Mevzuat ve Projelerin değerlendirilmesi” başlığı altında sunum yaparken, Kürşat Tanrıöven (KCETAŞ -Üretim Bağlantı ve AR&GE Şefi) “Lisanssız Üretimde Dağıtım Şirketlerinin Rolü” konusunu irdeledi. Bu oturumun üçüncü konuşmacısı olan Alican Ekin (GENSED Yönetim Kurulu Üyesi) “GES Uygulamaları ve Karşılaşılan Sorunlar” konusunu ele aldığı bir sunum yaptı. Güneş Yatırımlarının Değerlendirilmesi ( hukuk, finans ve sigorta) başlıklı üçüncü Oturumun moderasyonu GENSED Yönetim Kurulu Üyesi Levent Gülbahar tarafından yapıldı. Oturumda; Av.Özlem Döğerlioğlu (GENSED Yönetim Kurulu Üyesi) “Sürecin Hukuksal Açıdan Değerlendirilmesi”, Serhat Çelikel (Finansal KiralamaPazar Geliştirme&Satıcı İlişkileri Bölüm Mdr.) “Güneş Enerjisi Projelerinde Finansman”, Gülen Kısacık (Enerji Sigortaları Grup Müdürü) “Güneş Enerjisi Projeleri için Sigorta Çözümleri” başlıklı sunumları yaptılar. Her oturumdan sonra yapılan soru cevap bölümünde katılımcılar da hem sorularını hem de katkılarını ifade ettiler.



HABER

www.elektrikdergisi.com

ALSTOM, TOPLAM DEĞERİ 220 MİLYON EURO’NUN ÜZERİNDE İKİ ANLAŞMAYA İMZA ATTI ALSTOM, 950 MW KIRIKKALE DOĞALGAZ KOMBINE ÇEVRIM SANTRALI’NIN ANA EKIPMAN TEDARIKI ILE SANTRALIN UZUN DÖNEM BAKIMINA YÖNELIK, TOPLAM DEĞERI 220 MILYON EURO’NUN ÜZERINDE OLAN IKI SÖZLEŞMEYE IMZA ATTI. SANTRALIN, MAYIS 2017’DE IŞLETMEYE ALINMASI BEKLENIYOR.

K

ırıkkale Doğalgaz Kombine Çevrim Santralı Projesi; bir ACWA Power iştiraki olan ve Samsung Construction and Trading (SCT) şirketinin de hissedar olarak katıldığı ACWA Güç Elektrik İşletme ve Yönetim Sanayi ve Ticaret A.Ş. (ACWA Güç) tarafından geliştirildi. Sözleşmeler kapsamında Alstom, projenin anahtar teslimi mühendislik, tedarik ve yapımından (EPC) sorumlu olan Samsung Construction and Trading (SCT) şirketine, iki adet GT26 gaz türbini, iki adet atık ısı kazanı (HRSG), bir adet buhar türbini ve üç adet turbo generatör tedarik edecek. Alstom, inşaat aşamasında SCT’ ye

montaj ve devreye alma alanında süpervizörlük hizmetleri sunacak. Alstom ayrıca termal destek hizmetleri kapsamında, işletme dönemi için 20 yıla kadar uzun süreli bakım ve desteği de sağlayacak. Sözleşmelerle ilgili açıklama yapan Alstom Türkiye Ülke Başkanı Adil Tekin,“Derin bilgi birikimimizi ve uzmanlığımızı bu projeye kattığımız için gururluyuz. Bu iki ünite, en son nesil Alstom GT26 gaz türbinlerinin Türkiye’deki ilk uygulaması olacak.GT26 gaz türbinleri, operasyonel esnekliği, yüksek verimliliği ve emre amadeliği ile müşterimiz için maksimum proje getirisi sağlamada kritik bir rol oynayacak” diye konuştu.

YILIN İNOVATIF KOBİ ÖDÜLÜNÜ MEDEL ELEKTRONIK KAZANDI

2

9 Ocak tarihinde KOSGEB tarafından Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun katılımlarıyla, üçüncü KOBİ ve Girişimcilik Ödülleri, KOSGEB’in yeni Başkanı Recep Biçer’in KOSGEB’te gerçekleştirdiği ilk organizasyon oldu. Ödül töreninde, üç ana ve yedi alt kategoride başarılı olan KOBİ ve girişimcilere verilen olan Yılın İnovatif KOBİ Ödülü Medel Elektronik Elektrik Mak. Ürt. Ve Paz. San. Tic. Ltd. Şirketi’nin oldu. “Son üç yıl içinde ar-ge ve inovasyon faaliyetleri ile mevcut/yeni pazarlara başarı ile sunulan ürün, hizmet, uygulama, yöntem veya iş modeli fikri ile başarı elde eden” Medel, 15 faydalı model belgesi, 7 marka tescil belgesi, 18 tasarım tescil belgesi ve 4 TUBİTAK projesi ile bu ödülü almaya hak kazandı.

38 Ocak

2015



HABER

www.elektrikdergisi.com

BEYOĞLU BELEDİYESİ VE İSKİ, AKILLI EV PROJESİ İÇİN MAKEL’İ TERCİH ETTİ TARIHI BEYOĞLU BELEDIYESI BINASI ILE İSKI SANCAKTEPE VE SULTANBEYLI YÖNETIM BINALARI MAKEL AKILLI EV VE OTOMASYON SISTEMLERI ILE YENILENIYOR.

M

akel Şirketler Grubu, Troya Müzesinden sonra yenileme çalışmaları süren tarihi Beyoğlu Belediye binası ile İski’ye ait Sancaktepe ve Sultanbeyli yönetim merkezleri için aslına uygun olarak restore edilen Beyoğlu Belediye binası tamamlandığında, belediye başkanlık makamı, belediye meclisi ve destek birimleri binada göreve devam edecek. Enerji tasarrufuna yönelik olarak projede Makel Smarthome Akıllı Bina Otomasyon Sistemi ile aydınlatma, perde ve bazı iklimlendirme elemanları otomasyon sistemi kapsamında akıllı anahtar ve uzaktan erişim (iphone,ipad vs.) cihazlarıyla kontrol edilebilecek. Sistem sayesinde enerji tüketimi azaltılarak enerji tasarrufu

sağlanacak, bununla birlikte akıllı anahtarlara yüklenecek çeşitli çalışma koşullarına uygun senaryolarla, aydınlatma ve diğer elemanlar, içinde bulundukları koşula uygun olarak çalışacak. İski Yönetim Binaları’nda ise enerji verimliliğini sağlamak amacıyla aydınlatma otomasyonu ile bu çerçevede aydınlatmaların merkezi ve uzaktan erişim ile kontrolü ve izlemesi mümkün olacak şekilde projelendirildi. Her iki projede de tüm aydınlatma otomasyon sistemleri Makel Smarthome ürünleri ile gerçekleştirecek.

YENİ YILDA AYDINLIK DİLEKLER YARIŞMASI

M

akel Şirketler Grubu, Facebook sayfasında yeni yıla özel bir uygulama gerçekleştirdi. “2015 Yılı İçin Aydınlık Dilekler Uygulaması” ile kullanıcılar, sevdiklerine Makel ürünlerini kullanarak en güzel dilekleri yazdılar. En fazla beğeni alanlara ödüller verildi. Uygulama üzerinde kayıtlı Makel anahtar ve özel desenleri kullanarak kendi yılbaşı kartlarını oluşturan kullanıcılar, eskiden olduğu gibi kendi mesajlarını ve iyi dileklerini yazarak istedikleri kişiye gönderdiler. En güzel veya en anlamlı mesajı yazan kullanıcılar diğerleri tarafından beğenildi ve bu şekilde oylama yapıldı. En fazla beğeniyi kazanan üç kişiye hediyeler verildi. Facebook üzerinden yayınlanan yarışamaya 5283 katıldı ve 1000 adete yakın kart oluşturuldu. Kazananlar ise şöyle sıralandı: Tezcan Şentürk - Fakir Gala Fritöz Ali Ulaş - King Ekmek kızartma makinası Pakize Cesur – Gold Master Elektrik Süpürgesi

40 Ocak

2015



HABER

www.elektrikdergisi.com

MAKEL ÖDÜLÜ ARAÇLAR SAHİPLERİNE VERİLDİ “BIRLIKTE KAZANDIK ŞIMDI PAYLAŞMA ZAMANI” SLOGANI ILE 01 AĞUSTOS - 30 EYLÜL TARIHLERI ARASINDA BAŞLAYAN KAMPANSINDA ILE KAZANILAN FORD TRANSIT COURIER VE DIĞER MARKA ARAÇLAR SAHIPLERINE TESLIM EDILDI. 10 AYRI ILDE YAPILAN TESLIMATLARIN YERINDE OLMASI BÜYÜK ILGI GÖRDÜ. SON TESLIMLER 27 ARALIK’TA İSTANBUL’DA GERÇEKLEŞTI.

K

ampanya sonunda 200 araçlık dev bir filoyu iş ortaklarına teslim eden Makel Şirketler Grubu, araç teslimatlarını 09-27 Aralık tarihleri arasında bölge illerinde Ford Bayilerine ait merkezler üzerinden gerçekleştirdi.

Kampanya araç kazanımı ile sınırlı değildi. Aralık ayında 300 kişinin katılımı ile büyük ilgi gören Makel - Umre ziyareti ile geçtiğimiz Ocak ayında gerçekleşen Makel - Pattaya seyahati bu kampanyanın yanında Makel iş ortaklarına hediye olarak verilmesi büyük ilgi gördü. Ankara, Konya, Burdur, İzmir Adana, Gaziantep Kahramanmaraş, Samsun, Trabzon ve final olarak İstanbul dahil olmak üzere toplam 10 ilde devir-teslim organizasyonlarının düzenliği kampanyada tüm araçlar sahiplerine eksiksiz teslim edildi. Birlikte yemek yenildiği ve sohbetlerin gerçekleştiği organizasyonlarda geçen bir yılın değerlendirmesi de yapıldı. Makel yetkilileri kampanya sonucundan memnun olduklarını, oluşan talep ve katılımı sevindirici bulduklarını belirttiler.

TÜRKIYE’NIN ILK KAMU RÜZGAR ENERJISI İHALESINİ İTALYAN ŞİRKETİ LEİTWİND KAZANDI RÜZGAR ENERJISI SEKTÖRÜNDE UZMAN İTALYAN ŞIRKETI LEITWIND, TOKAT’TAKI KAMU BINALARINA ENERJI SAĞLAYACAK TÜRKIYE’NIN ILK KAMU IHALESINI ULUSLARARASI KATILIMCILAR ARASINDA KAZANDI.

İ

talyan Leitner grubunun rüzgâr enerjisi sektöründe uzmanlaşmış Leitwind şirketinin imzaladığı sözleşme, Tokat’taki kamu binalarına enerji sağlayacak olan 1MW gücünde bir rüzgar türbininin yapılmasını ve iki sene süreli bakım hizmetlerini kapsıyor. Proje 18 ayda hayata geçecek.

42 Ocak

2015

Projeyle beraber Tokat bölgesindeki ikinci Leitwind LTW80 1.0MW rüzgâr enerjisi tesisi gerçekleşecek. Firma planlama işleri, altyapı inşaatları, ruhsat ve müsaadelerin temin süreci, tesisin üretimi ve montajı ile bakım hizmetleri dahil birçok işi bir arada yapabiliyor. Tesisin, enerji tasarrufu sağlamasının yanı sıra yerel olarak yeni iş olanakları da sunacağı bildirildi.Leitner Grubu için bu ihalenin kazanılması Türkiye’deki verilmliliğin daha da geliştirilmesi anlamına geliyor. 2012 senesinin Mayıs ayında halatlı sistem tesisleri alanında faaliyet gösteren şube olarak açılmış bulunan Leitner Turkey Bursa’da ikinci şubesi olan Leitwind Turkey branch‘ı açıyor. Bu şubede stratejik bir görev yürütülüyor. Uludağ kayak merkezinde Leitner tarafından iki teleferik tesisi yapılmış olup, yeni tesisler de öngörülmektedir. Şirketin Yetkili Yöneticisi Anton Seeber “Türkiye’nin Leitwind için önemli bir piyasa olduğunu” açıklayarak, “söz konusu bu ihalenin, tüm Grup adına, Türkiye’de gösterilen büyük gayretlerin kanıtı” olduğunu ifade etmiştir. Leitwind yakın bir geçmişte gerek şehir içi ulaşım ve gerekse kayak merkezlerinde birçok teleferik ihalesi kazanmıştı. Ve şimdi de ikinci rüzgâr enerjisi tesisini almış oluyor.


Ö Z G E N

Üretim

E L E K T R Ý K

V E

T Ý C A R E T

Ta a h h ü t

A . Þ .

Müþavirlik

Bus-Bar Sistemleri • Ana Daðýtým Panolarý • Çekmeceli Panolar • MCC Panolar • Aydýnlatma ve Priz Panolarý Mimik Kumanda Panolarý • Metal Clad Hücreler • Metal Köþkler • Mobil Köþkler Fiberoptik Altyapýlar Havaalanlarý • Raylý Sistemler • Otoyol ve Tüneller • Pompa Ýstasyonlarý • Hidroelektrik Santraller Trafo Merkezleri • Silo Tesisleri • Endüstriyel Tesisler

1. Organize Sanayi Bölgesi Göktürk Caddesi No:8 06935 Sincan - Ankara 0(312) 267 10 25 0(312) 267 10 28 info@ozgen.com

w w w . oz g e n . co m


HABER

www.elektrikdergisi.com

44 Ocak

2015



RÖPORTAJ

www.elektrikdergisi.com

BEYZA METİN İKTİDARIN TMMOB GİRİŞİMİNİ YORUMLADI:

KENDİ POLİTİKALARINI DESTEKLEYEN İL ODALARI YARATMAK İSTİYORLAR Geride kalan yılın 24 Aralık gününden bu yana, mühendis ve mimar odaları, merkez ve şubeleri yoğun bir çalışma içindeler. Anılan günkü Resmi Gazete’de yayımlanan bir tebliğ ile, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ve ilgili odalar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının idari ve mali denetimi altına alınmak isteniyordu. TMMOB ve Oda yöneticileri bir yandan basına ve kamuoyuna yaptıkları açıklamalarla bu iktidar girişiminin anayasaya aykırı olduğunu duyururken, paralel olarak üye tabanlarının katıldığı yürüyüş, kitlesel basın açıklamaları ve bakanlık önüne siyah çelenkler bırakma gibi eylemlerle iktidarı protesto ettiler. Mühendis ve mimar odalarının bakanlık denetimi altına sokulmak istenmesi girişiminin ardındaki nedenleri nasıl

Siyasal iktidar odalara ve TMMOB’ye nasıl bir düzen getirmek istiyor?

TMMOB 1954 yılında mühendislik alanını düzenlemek üzere, anayasayla kurulmuş kamu kurumu niteliğinde bir yapı. Birlik’e bağlı şu an 24 ayrı ihtisas odası var. EMO da bu odalardan biri. Her odanın ülke düzeyinde şubeleri bulunuyor. Örneğin EMO’nun 14 şubesi, 14 ayrı iller grubunu temsil ediyor. Şubelere bağlı il ve ilçe temsilcilikleri var. Şube kongremizde şube yöneticilerimiz ve delegelerimiz seçilir, delegelerimiz merkez yönetim kurulunu seçer; ama merkez yönetim kurulunun almış olduğu karar direkt bizim kararımızdır ve kendi başına insanlar oda açamazlar, ge-

46 Ocak

2015

değerlendirdikleri ve girişimleri geçersiz kılmak amacı ile yaptıkları planları EMO İsanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Beyza Metin ile görüştük. Beyza Metin, “odalar mesleki çalışma değil siyaset yapıyor” şeklindeki iddiaları yanıtladığı söyleşimizde iktidarın girişiminin önlenememesi durumunda, bir “B Planlarının olup olmadığı” konusundaki sorumuzu da yanıtladı. EMO İstanbul Şubesi Başkanı ile yaptığımız söyleşinin son bölümünü ise “Yaşadığımız toplumun bir bireyi ve bir genç kadın mühendis olarak Beyza Metin” başlığı altında oluşturduk. Söyleşinin son bölümünü dergimizin web sitesinde (www.elektrikdergisi.com) okuyabilirsiniz.

nel kurullarda karar verilmesi gerekir. Genel kurullarda delegasyonun onayıyla yeni bir şube açılıyor, şu an, 50 kişiden fazla mühendisin olduğu her yerde il odaları kurulacak. Ben, Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesinin Yönetim Kurulu Başkanıyım; ama o zaman, İstanbul Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı olacağım. İktidar neden böyle bir şey istiyor, buna da bakmak gerekiyor. Bizim bünyemizde, elektrik, elektronik, biyomedikal, kontrol, elektronik haberleşme gibi mühendislikler var. Bunların her biri ayrı oda kurabilecek; İstanbul Elektrik Mühendisleri Odası, İstanbul Elektronik Mühendisleri Odası, İstanbul Haberleşme Mühendisleri Odası, İstanbul Yazılım Mühendisleri Odası gibi.

Aslında bizim gücümüz ve toplumda getirdiğimiz ses biraz da bu birliğimizden kaynaklı. Biz, trafo patlamalarında da, elektrik dağıtımındaki kayıp-kaçaklarda da söz söyleyen bir meslek odasıyız, aynı zamanda elektromanyetik alanlarda da söz söyleyen bir meslek odasıyız. Bizi disiplinler olarak ayırdıkları zaman, bu birliği de bozuyor; çünkü bizim meslek alanımız hep birbiriyle bağlantılı. Zaten kendisinin oda olması gereken ya da böyle talebi olan meslek grupları, Bilgisayar Mühendisleri Odasında olduğu gibi, ayrı oda kurabiliyor; ama bunun da meslektaşların onayından geçmesi gerekiyordu, genel kurullardan geçmesi gerekiyordu. Bunu ortadan kaldırıyor. Bu yapıda, 700800 il odası olacak TMMOB’de. Şu an TMMOB’nin, EMO’nun belli bir politik hattı ve belli bir duruşu var-


dır. Örneğin, biz nükleer santrallere karşıyızdır ya da elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesine karşıyızdır ve burada Odanın herhangi bir yerindeki insanlar aynı şeyleri savunurlar. Yalnız, burada iktidar kendiyle birlikte proje üretecek, kendi yaptıkları kentsel dönüşüm, dağıtımın özelleştirilmesi, nükleer ve benzeri noktalarda kendisini destekleyecek bir yapı kurmaya çalışıyor. Genel kurullarımızda aldığımız kararlar vardır bizim. Genel kurullarda aldığımız kararların, delegasyonumuzla aldığımız kararların çok da dışına çıkmayız. Elektrik Mühendisleri Odasındaki yöneticilerin hiçbiri dağıtım şirketlerinin kasalarındaki paralarla özelleştirilmesine “Evet” demez ya da bugün toplumu rahatsız eden kayıp-kaçak oranlarının faturalara yansıtılmasına “Evet” demez. Şubenin kongresini kazanan hangi grup ise, o, görüşünü savunabilir.

Savunabilir, evet, engel yok; ama şu an iktidarın yapmaya çalıştığı, TMMOB’nin birliğini bozmak. Şöyle düşünün: Birbiriyle iletişim halinde, birbiriyle organik bağı olan bir meslek örgütü yapısını hepsi birbirinden bağımsız hareket edebilecek uydular haline getirmek istiyor. EMO’nun İstanbul, Ankara, İzmir ve benzeri odaları olacak, o odalar merkezi seçecek, delegasyonlar da TMMOB’yi seçecekler. Böyle bir yapıyı kuruyor. Zaten bu yasa taslağını da sürekli değiştiriyorlar. Bizim duyumlarımıza göre, 3-4 defa belli maddeleri değiştirdiler, çünkü birbiriyle çok tutarsız. Mesela ilk taslakta kamu kurumu niteliğini ortadan kaldırıyordu. Şimdi kalkmıyor mu?

Şu an yeni taslakta kamu kurumu niteliğini ortadan kaldırmıyor, ama bu haftalık olarak değişiyor. Seçimlerde nispi temsil var mı?

Nispi temsil TMMOB delegasyonunda var yeni taslakta. İlk taslakta, şube yönetim kurulları dâhil her

EMO İsanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Beyza Metin yerde nispi temsil vardı, şimdi sadece TMMOB delegasyonunda nispi temsil var. Nasıl bir mantıkla yapıldığını da çok anlayamıyoruz, çünkü sürekli değiştiriliyor. İktidarın bu hedefleri gerçekçi nedenlere dayanıyor mu?

“Nasıl bir düzen getirmek istiyor” derken, bu sadece yapısal bir değişiklik değil. İktidarın TMMOB’yle uğraşmasının aslında kendileri açısından gerçekçi nedenleri var; çünkü baktığınız zaman, TMMOB’nin her zaman bağımsız ve özerk bir yapısı olmuş. Biz kamu kurumu niteliğinde meslek örgütüyüz, ama hiçbir yer ile maddi bir bağımız olmayıp bütün gücümüz üyelerimizden ve ürettiğimiz hizmetler-

den geldiği için, herhangi bir siyasi yapının güdümünde değiliz. Böyle olduğundan kaynaklı da birçok noktaya tarafsız yaklaşabiliyoruz ya da vermiş olduğumuz raporlar belli grupların çıkarına uymuyor. Mesela, Sayın Cumhurbaşkanı 2008 yılında miting meydanlarında, “Ben bir sürü iş yapmak istiyorum, ama bu meslek odaları var ya, bu meslek odaları benim önümü kesiyor” diyordu. Nasıl kesiyormuş?

Örneklerini vereceğim. 2009’da kanun hükmünde kararnameler çıktı, 2013 yılında TMMOB Yasa Taslağı çıktı. Aslında çok uzun zamandır bir plan var TMMOB’ye karşı ne

47 Ocak

2015


RÖPORTAJ

www.elektrikdergisi.com

var örneğin? Elektrik Mühendisleri Odası açmış olduğu davalarla Türk Telekom’un özelleştirilmesini üç kere durdurmuştur. Yargı yoluyla engelliyor. Çünkü kamu kurumu niteliğinde meslek örgütüsün. “Bunlar siyaset yapıyor, özelleştirmeye karşı” diyebilirsiniz burada. Kamu yararını savunmak anayasal olarak bize verilmiş bir görev olduğu için, bir ülkenin iletişiminin ve haberleşmesinin yok pahasına bir yabancı sermayeye satılmasının kamu yararına olmadığını düşünüyoruz meslektaşlar

olarak ve burada açmış olduğumuz davalarla engel oluyoruz. Mersin Akkuyu’da yapılacak olan nükleer santral... Elektrik Mühendisleri Odası burada da engelledi, daha sonra devletlerarası ikili anlaşmayla yaptılar. “Türkiye’deki elektriği ucuzlatacağım” savıyla, mevcut olandan çok daha fazla bedelle Rus şirketine alım garantisi vererek, atık sorunu çözülmeden ve en verimli tarım arazilerinin üzerinde, deniz suyunu alıp kullanarak ve oradaki deniz yaşamını bitirecek bir nükleer santrale biz “Evet” diyemeyiz.

Nasıl bir kent yaşamı, enerjinin insan hakkı olduğuna dair nasıl bir çözüm sunabiliriz, kentlerimizi nasıl düzenleyebiliriz, tarihi dokumuzu nasıl koruyabiliriz, enerji verimliliğini nasıl artırabiliriz, buralarda biz, bütün kamu kurumlarıyla ortak çalışmaya açık yapılarız aslında; ama burada yapmış olduğumuz çalışmalar da görülmüyor. Bakın, 2007 yılında çıkan Enerji Verimliliği Yasası. Bize “Her şeye muhalefet ediyorsunuz” diyorlar, ama biz bunu sonuna kadar destekledik ve yapmış olduğumuz birçok etkin-

“KAMU YARARINI SAVUNMAK SİYASET YAPMAK DEĞİLDİR” Örneğin, Taksim Topçu Kışlasının iptal davası. Orada Mimarlar Odasının açmış olduğu bir dava var ve gerçekten işin ehli insanların görüşleriyle hazırlanmış olduğu için de bir şekilde yargı bunu iptal ediyor. Burada TMMOB’nin gücünü bölmek, gelirlerini kısmak, üyeleriyle bağlantılarını keserek arkasını boşaltmak uğrunda karşısında bir muhalefet istemiyor iktidar. Çünkü şu an çıkan Torba Yasa sadece TMMOB için yapılan bir torba yasa değil; mesela, İmar Kanununda, Yapı Denetim Kanununda, birçok kanunda değişiklikler var bu çıkan kanunda Biliyorsunuz, daha evvel, bir yerin yapılaşmaya açılması için bir anayol geçmesi gerekiyordu, anayola cephesi olması gerekiyordu, şu an bunu ortadan kaldırıyor. Bu ne demek? Bu, bütün kıyıların, ormanlık arazilerin yapılaşmaya açılması demek. Buralarda bizim açtığımız davalara dayanak olan yasa maddelerini ortadan kaldırarak, bir şekilde bunun da önünü kesiyor. Ne yapacak; kentsel dönüşüm yapacak. Çünkü üretim yok ülkede, sanayileşme yok, kalkınma hamleleri yok; son yıllarda

48 Ocak

2015

kent üzerinden, kent rantı üzerinden kendini yürüten bir ekonomi var. İnşaat sektörünün içerisinde olduğu durumu görüyorsunuz. Üçüncü Köprü üzerinde de bizim açmış olduğumuz davalar var. Bunları ortadan kaldırmak istediği için, önünde engel istemediği için de bunu söylüyor. Örneğin şu söyleniyor: “Bizim ülkemizde nükleer santrale ihtiyaç var.” Biz diyoruz ki, “Sizin yapacağınız nükleer santral, ülke elektriğinin yüzde 5’ini, yüzde 10’unu dahi karşılamayacak.” Ama kayıp oranları yüzde 17-18’lerde. Avrupa’da bu kayıp-kaçak oranları yüzde 7-8’lerde. Biz iki tane nükleer santralden kurtulabilirsiniz elektrik dağıtım hatlarını iyileştirerek. Ama ne yazık ki, özelleştirme sürecinde elektrik dağıtım şirketlerine “Bu kayıp-kaçak oranlarını vatandaşa yansıtabilirsiniz” sözü verildiği için şu an kayıp oranlarını faturalara yansıtıyorlar. Bu kamu yararına mıdır? Mesela biz bunu söylediğimiz zaman siyaset yapıyor oluyoruz. Aslında onun karşısında bir şey söylediğimizde siyaset yapıyor

olmuyoruz, doğruyu söylüyor oluyoruz. Buralarda da biz gücümüzü nereden alıyoruz; bir şekilde şubeler arası koordinasyondan, bir şekilde merkezimizle bağımızdan. Çünkü herhangi bir yerde oluşan bir bilgi bize çok sağlıklı akabiliyor. Ama bu yapıyı bozmak istiyorlar, kendi başına hareket edebilen odalar istiyorlar. Nükleer santrale “Hayır” diyen bir Elektrik Mühendisleri Odası var; ama bunu il odalarına böldüğü zaman, nükleer santrale “Evet” diyen bir il odası yaratmak istiyorlar, belediyelerle ortak projeler yapan kurumlar istiyorlar. Böyle bir şey kurarak bağımsız yapısını da ortadan kaldırmak istiyorlar. Okuyucularınıza şunu da söylemekte fayda var: Hangi iktidar olursa olsun, CHP de olsa, HDP de olsa, MHP de olsa, bir şekilde kamuya zarar verecek projelerin her zaman karşısında durduk, duracağız da. Bunun, anayasayla bize verilen kamu kurumu niteliğinde meslek örgütü olmanın gereği olduğunu düşünüyoruz.


liklere kamu temsilcilerini de davet ettik; ama hiçbir şekilde bizim etkinliklerimize gelmediler. Örneğin, elektromanyetik alanlarla ilgili yaptığımız çalışma. Burada biz manyetik alanların insan sağlığına zararlarıyla ilgili bir çalışma yaparken nasıl bir siyasi çalışma yapıyor olabiliriz? Bilgi Teknolojileri Kurumunun temsilcilerini çağırıyoruz, gelmiyorlar ya da enerji verimliliğiyle ilgili yapmış olduğumuz çalışmalara gelmiyorlar. Bu konuda sağlıklı projeler yapılırsa arkasında olacağımızı her yerde söyledik; ama Enerji Hanım, ENVER ya da ampul dağıtmaktan öteye geçmedi. Böyle olduğu zaman, biz de eleştirdiğimizde siyaset yapıyor oluyoruz. Örgütlenme biçimi olarak başka modeller var mı; mesela Baroda, Tabipler Birliğinde, Odalar Birliğinde?

Türk Tabipler Birliğinde mesela il oda birimleri var. İstanbul Tabip Odası, Ankara Tabip Odası, Adana Tabip Odası vardır, bir de birlik vardır üstte, Türk Tabipler Birliği vardır. Barolar?

Barolar da öyle, ama şöyle değil mesela: Ceza Hukukçuları Odası ya da Göz Hastalıkları Doktorları Odası, Göğüs Hastalıkları Doktorları Odası gibi bir ayırım yok; bütün avukatlar, bütün doktorlar tek bir meslek odasına üye. Ama bizde öyle değil. Bizde, herkesin kendi meslek disiplinine göre odalar var, onun üzerinde de bir birlik var. Bunun arasındaki bütün bağı ortadan kaldırmak istiyorlar. Yapmaya çalıştıkları bu. Tabip Odaları ve baroların sayısı 80’i bulmaz. Ama bu yapıda, bizim 700-800 il odamız olacak, ortalıkta meslek odası enflasyonu olacak ve bu kadar çok ses çıktığı zaman da ciddiyeti kalmayacak. Bir de şöyle maddeler getiriyor. Bizim 15 bin üyemiz var. Genel kurullarımızda ilk başta çoğunluklu genel kurul toplarız, daha sonra ikinci hafta çoğunluğu katamıyorsak

Biz kamu kurumu niteliğinde meslek örgütüyüz, hiçbir yer ile maddi bir bağımız olmayıp bütün gücümüz üyelerimizden ve ürettiğimiz hizmetlerden geldiği için, herhangi bir siyasi yapının güdümünde değiliz. çoğunluksuz genel kurul toplarız. Bu yeni yasayla, 15 bin mühendisin yarısından fazlasının genel kurula katılması zorunlu. Katılmazsa nasıl olacak?

Katılmazsa, biz genel kurulumuzu toplayamıyoruz. Genel kurul toplayamayan bir meslek örgütü olacak. Ayrıca, seçimlere gelmeyen meslektaşlarımızı da cezalandırmamızı öngörüyor. Odaların yetkisindeki birçok kalemi de Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlıyor ve meslektaşlar sopa gösterilerek seçimlere getirilecek. Daha evvelki seçimlerde, kamu kurumlarından özel otobüslerle insanların seçimlere taşındığını, tehdit edildiklerini meslektaşlarımızdan öğrendiğimiz, “Şu grubun atmadığın oy pusulasını getireceksiniz” gibi şeylerle karşılaştık. İktidar burayı seçimlerle alamıyor, böyle çoğunluk zorunluluğu getirerek, cezalandırma yapısını getirerek, bir şekilde burayı ele geçirmek istiyor olabilir ya da genel kurullarını toplayamayan işlevsiz yapılar haline getirmek istiyor olabilir. Mühendislerin çalışma koşulları açısından baktığınızda, 7-8 bin mühendisle bir genel kurul yapılabilir durumda değildir; bu her yerde çoğunlukla yapılır ilk başta, daha sonra çoğunluğu toplayamıyorsanız bir sonraki hafta bunu katınlanlarla yaparsınız. Bizim genel kurullarımızı yapmamızın da önüne geçen bir süreç haline gelecek bu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı…

Bizim hazırlamış olduğumuz yönetmelikler vardır, örneğin, biz, Elek-

trik İç Tesisat Yönetmeliği hazırladık ve bunu Resmi Gazete’de yayınladık. Şimdi bunu Çevre ve Şehircilik Bakanlığının onayına sunuyor, 6 ay içerisinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı onaylamazsa da direkt çöpe atıyor. Düşünün ki, bizim meslektaşlarımızla kendi aramızda hukukumuz var, serbest çalışan meslektaşların ücretlerini belirleriz ya da en az ücret yönetmeliklerimiz vardır piyasadaki meslektaşlarımızın mağdur olmaması için ya da sahte mühendislerin proje yapmasını engellemek için yapmış olduğumuz denetimler vardır; biz bunları kendi yönetmeliklerimizle yaparız. Üyelerle beraber karar verip biz bunu yapıyoruz komisyonlarda. Bunları ortadan kaldırmak istiyor. Bizim serbest çalışan meslektaşlarımızla kendi aramızdaki hukuku dağıtıp, o işleri kendileri yapmaya çalışıyor. Bir şekilde bizim yapmış olduğumuz yönetmelikleri, hoşuna gitmeyen yönetmelikleri yayınlamayacak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı. TMMOB’ye dağıtılan bu yeni yeni yapı, mühendislerin çalışma yaşamına ne gibi zorluklar getirecek?

Biz, serbest çalışan meslektaşlarımızın haklarını savunuyoruz, alanda sahte mühendislerin bu işi yapmasının önüne geçiyoruz, asgari ücretler koyuyoruz, meslektaşların özlük haklarını koruyoruz. Burada bunların hepsini ortadan kaldıracak. Zaten şu an dağıtım şirketleri serbest çalışan meslektaşların yapmış olduğu birçok işi yapıyor. Bizim burada da girişimlerimiz var. Odaların bütün bağlarını kopartıp, daha sonra bu işlerin hepsini büyük şirketlere verecekler. Şöyle düşünün: Bakkallar kapanacak, “Yaşasın süper marketler” olacak. Böyle bir hale geliyor. Ama bu taslağı sürekli deniyorlar. Bunu tartıştırıyorlar, tepkiye bakıyorlar, tepki gelirse geri çekiyorlar. Şu an muhtemelen iktidarın kendi çevresindeki insanların da bundan rahatsız olmasından kaynaklı ilk aşamada geri adım atmış olabilir-

49 Ocak

2015


RÖPORTAJ

www.elektrikdergisi.com

ler; ama Avrupa Birliği sürecinde, görüşmelerde zaten mühendislikmimarlık hizmetlerinin yüzde 70’ini piyasalaştırma sözünü verdi iktidar. Bu yüzden de burada daha merkezi yapılar istiyor. Odaların görüşüne aykırı gelen şeylerin hukuki yolla engellendiğinden bahsettiniz. Bundan başka odalar üyeleri için neler yapıyor, odalar mesleki çalışma yapmıyor iddiaları haklı mı?

Bir defa, mesleğinizi icra etmek için meslek odasına üye olmaya zorunlusunuz. Bu anayasayla zorunlu, ama biz bu zorunluluğu çok uygulamıyoruz. Örneğin, siz bugün bir işyeri açacağınız zaman ticaret odasına kayıtlı olmak zorundaysanız, mühendislik unvanı kullanacağınız zaman da meslek odasına kayıtlı olmak durumundasınız. Bize anayasayla verilen meslek alanı düzenleme çalışmaları yapıyoruz. Birçok alanda, meslektaşlarımızın kendi alanlarında, elektriktir, elektroniktir, yazılımdır, bunlarla ilgili sempozyumlar gerçekleştiriyoruz, teknik seminerler yapıyoruz, serbest çalışan mühendislerin hangi koşullarda çalışacaklarını ve kendi aralarındaki ilişkilerin nasıl olacağını düzenliyoruz, meslektaşlarımıza hukuki destek veriyoruz, hukuk danışmanlığı veriyoruz, özlük haklarına dair mühendislik asgari ücreti çalışmamız var biliyorsunuz. Bugün SGK ile yapmış olduğumuz protokolde, bir mühendisin alacak olduğu minimum ücreti biz belirliyoruz. Bu, piyasada bir düzenleme getiriyor. Eğer mühendis unvanıyla çalışacaksanız, 3 bin TL brüt ücretiniz yatmak zorunda. Bu alanları düzenliyoruz. Bunun dışında, üyelerimize sağladığımız ferdi kaza sigortası gibi belli kalemler var, sosyal etkinliklerimiz oluyor. Mesela, tiyatro, gezi, mühendislerin bir araya gelip sosyal alanda paylaşımda bulunacakları etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Enerji sempozyumları gerçekleştiriyoruz, birçok kongre gerçekleştiriyoruz, fuarlar düzenliyoruz. Aslında meslektaşların bir

50 Ocak

2015

araya geleceği ve sorunlarını tartışabileceği, çözüm önerileri olacak işler yapıyoruz. Örneğin, Asansör Komisyonumuz çalışmalar yapıyor. Raporlar sunuyoruz, “Bunların bu şekilde olması gerekiyor” diye. Yönetmelikler hazırlıyoruz. Bugün birçok iş kaleminde, işin hangi kurallara göre yapılacağı, Elektrik Mühendisleri Odasının hazırlamış olduğu yönetmeliklerle belirleniyor. Bunları düzenliyoruz. BaktığıKendi başına hareket edecek odalar istiyorlar, nükleer santrala hayır diyen bir Elektrik Mühendisleri odası var, nükleer santrala evet diyen bir il odası yaratmak istiyorlar.

nız zaman da, bunların hepsi bizim meslektaşlarımız için. Belki çok fazla insan, “Oda bizim için ne yaptı?” diyor; ama vermiş oldukları aidatlar 10 lira, bir sigara parası, çıkartmış olduğumuz yayınlar, vermiş olduğumuz ajandalar, üyelerimize göndermiş olduğumuz SMS’ler, baktığınız zaman, bunları bile karşılar durumda değil aslında. Bir şekilde mühendislerin dayanışma örgütü meslek odaları da, bu alanda fedakârca çalışan kadroları da var. Ne tür etkinliklerle iktidarın girişimlerini engellemeye çalışıyorsunuz, bu etkinliklerde üye tabanının desteği için neler söyleyebilirsiniz?

Bu girişimi engellemek için, üyelerimize bilgilendirme toplantıları gerçekleştiriyoruz. Sadece üyelerimize değil; çünkü mezarlıkların,


otoparkların özelleştirilmesine kadar giden bir torba yasayla karşı karşıyayız. İlk taslakta, insanların tapu hakkını tamamen ortadan kaldıran bir madde vardı; tapunuz olsa bile, alınan bir kararla, sizden bağımsız olarak oturduğunuz mekân için bir imar kanunu çıkartabiliyorlar. Orta halli bir semtte oturuyorsunuzdur, evinizin ederi 100 bin liradır; ama bir karar çıkartıp, sağlam olmasına rağmen, “Ben buraya dairesi 500 bin lira olan bir site yapacağım ve buradaki farkı sen ödeyeceksin” diyebiliyordu. Şu an bunda belli geri adımlar var. Bunlarla ilgili bilgilendirme yapıyoruz; hem halkımıza yapıyoruz, hem meslektaşlarımıza yapıyoruz. Forumlar gerçekleştiriyoruz. 14 Şubatta TMMOB olağanüstü Genel Kurulunu topluyor. Tüm Türkiye’den, tüm illerden odalarımızın delegeleri, yöneticileri, temsilcileri Ankara’ya gideceğiz ve bu taslağı nasıl geri çektireceğimize dair bir çalışma gerçekleştireceğiz.

Hangi iktidar olursa olsun, CHP de olsa, HDP de olsa, MHP de olsa, bir şekilde kamuya zarar verecek projelerin her zaman karşısında durduk, duracağız da. Bunun, anayasayla bize verilen kamu kurumu niteliğinde meslek örgütü olmanın gereği olduğunu düşünüyoruz.

Basını geziyoruz. Size de teşekkür ederiz bizim sesimizi duyurmakta aracı olduğunuz için. Köşe yazarlarını bilgilendiriyoruz, televizyon kanallarına çıkıyoruz ve bunun ne anlama geldiğini anlatıyoruz. Çünkü bu sadece TMMOB için yapılan bir şey değil.

fiyatlarında düşüş olması gerektiği zaman, bu düşüşü yapmadıklarında, TMMOB bunu sürekli inceliyor ve halkı bilgilendiriyor. Bu olmayacak. TMMOB olmadığı zaman, iş güvenliğiyle ilgili çalışmalar olmayacak. Burada yapmış olduğumuz azımsanamayacak bir çalışma var, azımsanamayacak bir emek var. Birçok alanda denetim hizmeti olmayacak. Meslektaşların yapmış oldukları işleri bizler denetliyoruz, üyelerimizin sicillerini tutuyoruz ve gerekirse, bunun üzerinden, meslek onuruna, meslek etiğine aykırı davranan meslektaşlar için cezalandırmalarda da bulunuyoruz. Bunlar da olmayacak. Bu yüzden, demokratik kamuoyunun oldukça iyi bir desteği var.

Demokrasi güçleri odaları destekliyor mu?

Avrupa Birliği nezdinde girişimler var mı?

Demokratik kamuoyunun desteği arkamızda. İstanbul Meslek Odaları Koordinasyonu da geçen hafta bir açıklama yaptı. Tabipler Birliği, Baro, Diş Hekimleri Birliği, birçok alanda meslek örgütleri bizim yanımızda. Sendikalar da destek açıklamalarını yapıyorlar. Çünkü alanda TMMOB’nin olmaması birçok kesimi etkileyecek. TMMOB’nin olmadığı durumda, şöyle düşünün: Karadeniz’de yapılan onlarca, yüzlerce mikro HES’lerin zararlarıyla ilgili olarak topluma bilgilendirme olmayacak. Biliyorsunuz, şu an kayıp oranlarını vatandaşa yansıtıyorlar. TMMOB olmadığı zaman toplum bunu bilmeyecek ya da elektrik

Avrupa Birliği nezdinde, belli meslek odalarının, Mimarlar Odasının ya da bazı meslek odalarının uluslararası birliklere üyelikleri var; bu uluslararası birliklere üyelikleri olan meslek odaları diğerlerini bilBu yasa taslağını geçirdikleri zaman bizler de kendi örgütlenmemizi, kendi yapımızı nasıl koruyacağımızı oturup, şapkamızı önümüze koyup düşüneceğiz; ama şu an bu bizim gündemimizde değil.

gilendiriyor. Oda adına yurtdışına gidip bir yerde konuşacağımız zaman, Bakanlıktan izin almamız gerektiği gibi, şu ana kadar uygulamadıkları bir maddeyi tekrardan uygulamaya başladılar. Diyelim ki, her şeye rağmen bu yasa tasarısı gerçekleşti, TMMOB’yi istedikleri kalıba soktular diyelim, düşündüğünüz bir B planı var mı kafanızda?

Biz şu an tüm gücümüzle bu yasayı engellemeye çalışıyoruz, şu an bir B planı düşünmüyoruz; çünkü bunu düşündüğümüz takdirde bunu kabul etmiş olacağız. Bu yasa taslağını geçirdikleri zaman bizler de kendi örgütlenmemizi, kendi yapımızı nasıl koruyacağımızı oturup, şapkamızı önümüze koyup düşüneceğiz; ama şu an bu bizim gündemimizde değil. Yasa taslağını geçirtmemek için, tamamen ona fokuslanmış durumdayız. Ama şunu söylemek gerekir ki: Bizler varız. Yetkilerimizi alabilirler ya da belli maddi kaynakları kesmeye çalışabilirler; ama bu örgüt 60 yıldır var. 80’lerde de böyle bir müdahaleye maruz kalmış. Beş katlı binalarda değil de tek odada da olsa, bir şekilde bu mühendisler olduğu sürece çalışmalarına devam edecektir. Biz bir şekilde çalışmalarımızı ertelemeyeceğiz, iptal etmeyeceğiz. Eğer ki bunu geri püskürtemezsek, yeni durum oluşursa da ne olacağını oturup konuşacağız. Elbette bizler de yasaları inceliyoruz. Şu an dava hazıklıklarımız var. Yapılmak istenen düzenleme anayasaya aykırı; Taksim Topçu Kışla projesi iptal edildi, yayalaştırma projesi iptal edildi; ama orada duruyor. Bir süre TMMOB’nin bütün yetkilerini kısacak, o sürede örgütlülüğü dağıtacak, daha sonra da yargıyla kazansak da haklarımız bize geri verilmiş olacak. Plan bu. Ama biz ikinci bir şeyi düşünmüyoruz, geçirmeyeceğiz bu yasayı ve şu anki yapımızla da çalışacağız. Böyle düşünüyoruz.

51 Ocak

2015


Kaynak Elektrik, Ankara Mektubu, Tuncay Derman, Kasım 2014

ELEKTRİK PROJEKSİYONLARI TMMOB Elektrik Mühendisleri odası (EMO) yayını Elektrik Mühendisliği dergisinde geçen yılın yaz aylarında bir meslektaşımız, Elektrik sektörümüzün öteden beri önemli tartışma konusu, hatta bir dönem yüksek yargı konusu yapılmış olan “Elektrik Kapasite Projeksiyonu Raporları”nı oldukça geniş biçimde irdeleyerek bazı sonuçlara varmış bulunuyor. Elektrik Enerjisi sektöründe Kapasite Projeksiyonu her dönemde güncelliğini koruduğundan, aradan dört ay dolayında bir zaman geçmiş de olsa yeni yılın ilk Ankara Mektubu’nda bu konuyu ele almanın yerinde olacağını düşündüm. Meslektaşımızın Elektrik Enerjisi Kapasite Projeksiyonu konusuyla ilgili olarak ulaştığı sonuçlara, katılmadığım bazı bölümlerinin gerçeğini belgelerle dile getirerek ve değinmediği bazı önemli sonuçları ekleyerek genelde katıldığımı söyleyebilirim. Elektrik Enerjisi’nde Kapasite Projeksiyonu adını verdiğimiz olgunun, yıl bazında belli bir vadeye ilişkin talep (tüketim) tahmini çalışması olduğu biliniyor. 2000’li yıllara kadar Devlet Planlama Teşkilâtı (DPT) Müsteşarlığı’nın büyüme rakamları türü verileriyle Enerji’de bu tahminler 10 yıldan aşağı olmayan vadelerle “Uzun Dönemli Planlama” adı altında yapılıyordu. Enerji Sektörü’nde 2000’li yılların hemen başında Serbest Piyasa dönemine geçilince Planlama olgusunun Projeksiyon’a dönüştüğü ve tahmin tablolarının bu kez 5 yıllık vadelere göre hazırlandığını görüyoruz. Adı ister Planlama, ister Projeksiyon olsun, sonuçta yapılan iş bir takım tahminlerden ibarettir. Burada önemli olan bu tahminlerin sağlam verilere dayalı, geleceği öngören olabilecek en isabetli tahminler olmasıdır. Bu tahminlerin büyük sapmalar göstermesi 1- “Elektrik Talep Tahminlerinden Yansıyan Plansızlığın Faturası Ağır: Kılavuzsuz Piyasanın Dümeni”, Bülent Damar, EMO Enerji Çal.Gr.Bşk. Elektrik Mühendisliği dergisi, Ağustos 2014, s. 451.

52 Ocak

2015

kabul edilemez. Ancak burası Türkiye, her şey olanaklı. Enerji/Elektrik kapasite projeksiyonlarında/tahminlerinde artı yöndeki sapmaların büyük çıkmasına neden olan çok önemli bir etkene sayın meslektaşımızın, eksi yöndeki sapma değerlerinden söz etmesine karşın değinmediği görülüyor. Elektrik tahminlerinde yanılmaya yol açan bu önemli etkenin, zaman zaman dünyada ve ülkemizde etkisini gösteren Ekonomik Krizler olduğu biliniyor. Ekonomik Krizler, Elektrik tüketimini mutlaka önemli boyutta azaltır, hatta yaşanan örneklerde görüldüğü gibi Elektrik Enerjisi talep büyümesini grafiklerde negatif bölgeye çeker. Yani Ekonomik Kriz yaşanan dönemlerde ülkelerin toplam Elektrik tüketimleri, ülkenin ekonomik büyüme rakamlarını sollayarak bir önceki yıla göre daha az, hatta eksi yönde çıkmaktadır. Ekonomik krizler ve zamanı isabetli olarak önceden öngörülemez. Dolayısıyla bu olgu dikkate alınmadan Enerji/Elektrik Kapasite Projeksiyonları sapmalarından söz edilmemesi gerekir. EMO dergisindeki inceleme yazısında yer verilen projeksiyon tablolarında 5. (1990) ve 6. (1994) Enerji Kongreleri ne ait olduğu belirtilen Elektrik projeksiyonları ve sapmalarının baz alındığı görülüyor. Yazıda bu Enerji Kongreleri’nde yapılan talep tahminlerinin devlet bağlayıcılığı ve kurumsallığı olmadığı ileri sürülüyor. Dolayısıyla bu Enerji Kongreleri olasılıkla EMO gibi sivil toplum kuruluşları tarafından düzenlenmiş olabilir. Ne var ki EMO ya da benzeri meslek kuruluşları tarafından Elektrik Projeksiyonu, dolayısıyla projeksiyon rakamları üretimi yapılmadığına, bu yetki doğrudan Enerji Bakanlığı ve ana üretim noktasında yasal yetkili olarak Bakanlığın ilgili kuruluşu olan daha önce TEAŞ (Türkiye Elektrik Üretim, İletim A.Ş.), günümüzde TEİAŞ (Türkiye Elektrik iletim A.Ş.)’a ait olduğuna göre bu kongrelerde kullanılan projeksiyon rakamlarının ana üretim noktasında TE-


TEİAŞ Elektrik Projeksiyonları ve Sapmaları Tablosu ve 1.000.000 TL’lık banknot.

İAŞ tarafından üretilenler olduğunun kaçınılmazlığı ortaya çıkıyor. Böyle olduğu içindir ki ben, doğrudan Elektrik Enerjisi uzun dönemli projeksiyonlarının (tahminlerinin) ana üretim noktası TEİAŞ’ın arşivimdeki farklı bir projeksiyon ve projeksiyon sapmaları tablosunu kullanarak bu incelemeye katkıda bulunacağım. TEİAŞ’ın projeksiyon tablosu 1994-2005 on iki yıllık dönemine ait. Kamunun projeksiyon ana üretim merkezinin yaklaşık 20 yıl önceki çalışmasını ele almamın nedeni, günümüz siyasal ve Enerji yönetimleriyle birlikte meslek odalarımızın geçmişte büyük projeksiyon hataları ve sapmaları yapıldığı iddiasına da yanıt vermektir. Çünkü, söz konusu büyük projeksiyon hatalarının ve sapmalarının günümüzden on iki yıl önceki geçmiş döneme değil son on - on iki yıla ait olduğunu, sadece benim verdiğim TEİAŞ projeksiyon ve sapma tablosu değil, EMO dergisinde verilen projeksiyon ve sapma tabloları da doğruluyor.

Değerli meslektaşımızın yazısındaki projeksiyon tablolarında tüm dönemleri (1994-2012) kapsadığı anlaşılan eleştirilerinde klâsik hale gelmiş bir eleştiri biçimine başvurularak, sadece 2012’ye kadar olan son 10 yıl değil 2002’den önceki 10 yıla yakın süreyi de kapsayan dönem için “Tabii bu denli yüksek sapma oranlı tahminlere bağlı olarak alınan yatırım kararları da gerçekçi olmamıştır. ‘Karanlıkta kalacağız’ iddialarıyla mobil santrallar ve gaz santralları gibi çok yüksek fiyatla Elektrik alınan yatırımlar yapılmış ve yapımından bir süre sonra alım garantisi kapsamındaki Elektrik üretilmediği halde kapasite bedeli ödenen tesisler ortaya çıkmıştır” denilmektedir. Öncelikle anımsatarak belirtmeliyim ki, ülkemiz Elektrik sektörünün kamu bölümünde bir dönem (20012008) Enerji Bakanları başta olmak üzere kamu Enerji yönetimlerine bu tür iddialarla açılan siyasi davaların görüldüğü Yüce Divan ve Yüksek Mahkemeler hüküm kararlarında bu tür isnatlar, iddialar varit görül-

53 Ocak

2015


memiş ve suçlamalar/suçlananlar genellikle aklanmıştır. Daha da ötesi, Yüksek Mahkeme hüküm ve gerekçeli kararlarında da vurgulandığı gibi örneğin özel sektörün Mobil Santral adı verilen Elektrik üretim sistemlerinde üretilen Elektrik Enerjisi’nin kamu tarafından alım zorunluluğu/garantisi diye bir şey hiçbir zaman olmamıştır. Özel sektörün doğalgaz ya da diğer yakıtlara ve hidrolik ve rüzgar enerjilerine dayalı Elektrik üretimlerinde de iddiadaki gibi Elektrik üretilmediği halde bu santrallara alım garantisi nedeniyle kapasite bedeli ödendiği de söz konusu değildir. Bu tür iddialar masa başında üretilmiş temeli olmayan varsayımlardan ibarettir. Ben bu konuda -üstelik Yüksek Yargı incelemesinden geçerek hükme bağlanmış olan- uygulamadaki gerçekleri yansıtan sonuçlara bakarım. Projeksiyonlara ve projeksiyonlarda sapma konusuna gelirsek, TEİAŞ’ın sözünü ettiğim “Elektrik Enerjisi Talep ve Talep Tahmin Sapmaları” tablosunda olduğu gibi inceleme konusu EMO projeksiyon tablolarında büyük talep tahmin sapmalarının % 50’leri aşan inanılmaz değerlere çıkmasının salt 2001-2012 döneminde, yani neredeyse tamamının günümüz siyasal iktidarı ve onun Enerji yönetimi yıllarında gerçekleşmiş olduğu dikkat çekmektedir. 2001-2012 döneminin Ekonomik Kriz etkisindeki ilk iki yılını (2001 ve 2002) saymazsak akıl almaz projeksiyon sapmalarının tamamı günümüz siyasal ve Enerji yönetimlerinin ‘başarılıyız, Enerji’yi ikiye katladık’ diye yere göğe sığdıramadıkları on yıllık (2003-2012) dönemine aittir. Büyük Ekonomik Kriz yaşanan bir yıl olan 2001’den önceki yıllarda ise Elektrik Enerjisi gelecek tahminlerindeki sapmaların sıfır ya da sıfıra yakın artı ve eksi değerlerde olduğunu, yani olabildiğince isabetle gerçekleştiğini görüyoruz. Sayın meslektaşımız bu kritik duruma değinme yerine, tablosundaki 17 yıllık projeksiyon döneminin tamamını (1996-2012) esas alarak bir sonuca varıyor ve mobil santrallar ve gaz santralları yatırımlarını öne sürmesinden de görüldüğü gibi özellikle 2000’li yıllara girilmeden önceki dönemi hedef alıyor. Oysa, yazarın tanımıyla kesinlikle devlet bağlayıcılığı olan TEİAŞ’ın mektubumun ekinde de yer alan “Elektrik Enerjisi Projeksiyon ve Sapmalar Tablosu (1994-2005)”nda herhangi bir suç unsuru görülmemiştir ki bu tablo, Yüksek Mahkemelerin ve öncelikle Yüce Divan’ın bir dönemin suçlanan Enerji Bakanları ve bürokratları hakkında beraat kararlarını vermesinde başta gelen kanıtlardan biri olmuştur. Belgeler gösteriyor ki, Enerji sektörümüze mal olduğu kesin olan “Elektrik Enerjisinde arz yetersizliğimiz 2- Söz konusu projeksiyon tablosu, 2004-2007 döneminde Enerji Bakanları yargılamalarını yapan Anayasa Mahkemesi’ne (Yüce Divan’a) istem üzerine TEİAŞ tarafından gönderilmiştir.

54 Ocak

2015

ELEKTRİK PROJEKSİYON TABLOLARINDA TALEP TAHMİNLERİ SAPMALARININ % 54,6 GİBİ İNANILMAZ DEĞERLERE ÇIKMASININ SALT 2001-2012 DÖNEMİNDE, YANİ NEREDEYSE TAMAMININ GÜNÜMÜZ SİYASAL İKTİDARI VE ONUN ENERJİ YÖNETİMİ YILLARINDA GERÇEKLEŞTİĞİ DİKKAT ÇEKMEKTEDİR var, önlem alınmazsa karanlıkta kalacağız” ya da “En pahalı Elektrik olmayan Elektrik’tir” türü slogan haline gelen söylemler sanıldığı gibi halkımızın beynine “Elektrik yatırımı olsun, Elektriğimiz yansın da nasıl olursa olsun” zihniyetinin yerleştirilmesi propagandası, dolayısıyla amacının bir ürünü değil, iyi düşünülmeden uygulanan politik kararlar nedeniyle yaşanan Enerji/Elektrik krizlerinin, arz eksikliği sıkıntısının, arz-talep dengesizliğinin, dolayısıyla gerçeğin ta kendisidir. Bu gerçek, 2000 yılına girilirken Elektrik Enerjisi’nde arz sorununun had safhaya geldiği dönemin koalisyon hükümeti Başbakanı’nın (Bülent Ecevit) bizzat konuya el koyması sonucu bir önlemler dizisinin uygulamaya konulmasıyla ortaya çıkan devletin resmi belgesiyle (Başbakanlık, DPT, Hazine, Enerji Bakanlığı Müsteşarları imzalı 27 Mayıs 2000 tarihli tarihi belge) açıkça ortadadır. Buna karşın aradan bir yıl bile geçmeden (7 ay sonra) Beyaz Enerji adı takılan bir operasyonla Enerji Bakanları ve Enerji Yönetimlerine yargı sürecinin yolu açılmıştır. Buradaki temel suçlama, sayın meslektaşımızın sözünü ettiği “Karanlıkta kalacağız” söylemi halkı kandırma olarak nitelenerek ülkemizin gereksiniminin üzerinde özellikle doğalgaz santralının yapımına davetiye çıkarılıp büyük kamu zararlarına yol açılması iddiasıdır. Sözü edilen doğalgaz santrallarını yatırım finansmanının tamamını karşılayan yerli ve yabancı şirket ortaklıkları kurmuştur. Kamu Enerji Yönetimlerinin suç konusu yapılan kusuru, bu santrallarda üretilecek Elektrik Enerjisi’ne “alım garantisi” verilmesidir. Varsayım: “Gereksinim olmadığı için üretilemeyecek Elektriğe ‘alım garantisi’ verilmesi nedeniyle, bu santrallar doğalgazla çalıştığı için ithal konusu doğalgazın tüketilememesi durumunda sözleşmelerdeki ‘al ya da öde’ hükmü sebebiyle tüketilmeyecek doğalgaza yüksek bedeller ödenmesidir.” Hatta daha da ileri gidilerek “Ülkemizin gereksinimi olmayan doğalgaz santrallarının fazla kapasitesinin kullanımı öne geçirildiğinden kamunun kurulu hidroelektrik santralları ile özellikle linyit santrallarının devre dışında bırakılmak zorunda kalınması sonucu hem bu santralların doğalgaz santrallarına göre çok


ucuz elektrik üretiminden yararlanılamadığı, hem de yerli linyitlerimizin değerlendirilmesinden vazgeçildiği için çift yönlü büyük kamu zararları oluşmasına yol açılmasıdır.” “Özel sektöre kurdurulan yüksek üretim kapasiteli doğalgaz öncelikli Elektrik üretim tesislerine ülkemizin gereksinimi olmadığı halde bu tesislerin özel sektöre kurdurulduğu” başta gelen iddiadır. Bunları ben söylemiyorum. Açınız dönemin (2003-2004) Enerji ile ilgili Meclis Araştırması ve Soruşturması tutanaklarını ve raporlarını Yüce Divan iddianamelerini, hepsi bu tarihe mal olmuş bulunan belgelerde yazılıdır. Bugün hâlâ aynı iddiaların peşinde olanların, ne Meclis tutanak ve raporlarına, ne Yüce Divan iddianamelerine, dolayısıyla Yüce Divan hüküm ve gerekçeli kararlarına, ne de devletin resmi (TEİAŞ) Enerji İstatistik raporlarına göz atmayı düşünmemeleri, göz atıyorlarsa da bu resmi belgelerde yazılanları umursamamaları garip ve şaşırtıcı değil midir? Ülkemizin gereksinimi olmadığı halde özel sektöre kurdurulan yüksek üretim kapasiteli Elektrik Üretim tesislerinin başında kapasite büyüklüğü itibarıyla Yap-İşlet modeliyle kurdurulan dördü ithal doğalgaza, biri ithal kömüre dayalı beş santral gelmektedir. Bu beş Yap-İşlet modeli santralın toplam Elektrik üretim kapasitesi 45 milyar kWh/yıl dolayındadır (yani, kurulup işletmeye girdikleri tarihteki Türkiye Elektrik Enerjisi toplam tüketiminin üçte biri, bugünkü Türkiye Elektrik Enerjisi toplam tüketiminin beşte biri) ve bu büyük kapasitedeki doğalgaz yakıtlı Elektrik santralları 2004 yılına kadar ticari işletmeye geçerek Türkiye Ulusal Elektrik Şebekesi (Enterkonnekte Sistem)’ne, dolayısıyla ülkemiz Elektrik Enerjisi talebinin sağlıklı olarak karşılanmasına önemli/yaşamsal katkıda bulunmuşlardır, bulunmaya devam etmektedirler. Konunun gerçeğini göz ardı edenler kabul etmeyip aksini ileri sürseler de, Devletin resmi istatistiklerinde yer aldığı gibi geçen yüzyılın 90’lı yılları sonlarında Türkiye, Elektrik Enerjisi talebinin (Elektrik tüketim ar-

“ELEKTRİK ENERJİSİNDE ARZ YETERSİZLİĞİMİZ VAR, KARANLIKTA KALACAĞIZ” YA DA “EN PAHALI ELEKTRİK OLMAYAN ELEKTRİK’TİR” TÜRÜ SLOGANLAR SANILDIĞI GİBİ HALKIMIZIN BEYNİNE “ELEKTRİK YATIRIMI OLSUN DA NASIL OLURSA OLSUN” ZİHNİYETİNİN YERLEŞTİRİLMESİ AMACININ, PROPAGANDASININ ÜRÜNÜ DEĞİL, YAŞANAN ELEKTRİK KRİZLERİNİN, DOLAYISIYLA GERÇEĞİN TA KENDİSİDİR

tışının) karşılanmasında tartışmasız sıkıntılı bir döneme girmiştir. Elektrik Enerjisi talebini önemli oranda düşüren peş peşe gelen iki Ekonomik Kriz’e rağmen Elektrik arz-talep dengesizliği etkisini sürdürmüştür. Yukarıda belirtildi. Dönemin koalisyon hükümeti Başbakanı bu önemli ülke sorununa el koymak durumunda kalmıştır. Ortaya çıkan zorunluluk kapsamında sözünü ettiğimiz doğalgazın ağırlıklı olduğu ithal yakıtlara dayalı santral yatırımlarının özel sektör tarafından gerçekleştirilmesinin önü açılmıştır. Bu santralların özellikle ülkemizi doğalgazda dışa ve tek ülkeye bağımlılık oranını yükselttiği doğrudur. Ancak, işte tam burada kimilerinin beğenmediği o sloganı kullanacağım. “Ülkemizin karanlıkta kalmaması için” bir-bir buçuk yıl gibi en kısa sürede kurulabilecek doğalgaz santralları yatırımları yaşama geçirilmiştir. Özellikle dışa bağımlılık sakıncası nedeniyle bu doğalgaz santrallarının bir an için kurulmamış olduğunu varsayalım. Ülkemizi Elektrik darboğazından hangi güneş ya da rüzgar santralı kurtarabilecek, günümüz siyasal yönetimi döneminde iktidara geldiklerinden itibaren neredeyse yedi yıl işletilmeyen Enerji Serbest Piyasası, yapılmayan Enerji yatırımları sonucu bugün Türkiye, Elektrik talebinin sağlıklı olarak karşılanması noktasında nerede olacaktı? Sözünü ettiğimiz beş Yap-İşlet modeli santralın ve onlarla birlikte 2003 yılından önce yatırımları başlatılan neredeyse tamamı suç konusu yapılarak yüksek yargıya taşınmış olan santralların yaklaşık 65 milyar kWh’e ulaşan üretim kapasiteleri toplamının, günümüz siyasal iktidarının 10 yıllık (2003-2012) döneminin 100 milyar kWh dolayında gerçekleşmiş olan Elektrik talep artışının üçte ikisini karşılamış olduğunu unutmayalım. Başka bir ifadeyle, günümüz siyasal iktidarının 10 yıllık (2003-2012) döneminin 100 milyar kWh dolayındaki Elektrik talebinin (tüketiminin) sadece üçte biri günümüz siyasal iktidarı döneminde, o da ağır biçimde suçlanıp yargı karşısına çıkarılan geçmiş dönemin siyasal iktidarlarının gerçekleştirdiği Enerji Serbest Piyasası yasaları sayesinde özel sektör yatırımcıları tarafından karşılanmıştır. Devlet, döneminin tamamında, yani son 12 yıllık dönemde (2003-2015) kamu kaynaklarıyla Elektrik Enerjisi üretim yatırımı projesi ele almamış, bu alanı tümüyle özel sektöre bırakmıştır. O zaman yakın geçmişin siyasal iktidarları ve onların Enerji yönetimleri dönemi hedef alınarak tekrarlanmasından bir türlü vazgeçilmeyen ‘Karanlıkta kalacağız’ iddialarıyla mobil santrallar ve doğalgaz santralları gibi çok yüksek fiyatla Elektrik alınan yatırımlar yapılmış ve yapımından bir süre sonra alım garantisi kapsamındaki Elektrik üretilmediği halde kapasite bedeli ödenen tesisler ortaya çıkmıştır” türü aslında hiçbir dayanağı, aslı-astarı, kanıtı olmayan saptama-

55 Ocak

2015


ları sürdürerek, buradan üretilen “Elektrik Enerjisinde arz yetersizliğimiz var, önlem alınmazsa karanlıkta kalacağız”, “En pahalı Elektrik olmayan Elektrik’tir”, “Elektrik yatırımı olsun, Elektriğimiz yansın da nasıl olursa olsun” türü sloganları halkı yanıltmak, gerçeklerin üzerini örtmek amaçlı propagandaların kurguları olarak göstermekle nereye varılabilir? Günümüz siyasal iktidarı ve onun Enerji yönetimine eleştiri yöneltilecekse, Türkiye Enerji Sektörü’nde yakın geçmişte yaşananlar gerçekçi biçimde analiz edilmeden kulaktan dolma söylemler ve sloganlarla yola çıkmak günümüzde yapılan yanlışların net olarak görülmesini engelleyecektir. Çünkü sektörde yapılan asıl yanlışların zaman göstergesi, Elektrik talep (tüketim), üretim, projeksiyon ve sapma tablolarının hangisine bakarsanız bakın, günümüz Enerji Yönetimlerini, dolayısıyla günümüz siyasal iktidarını işaret etmektedir. Aslına bakılırsa, aksi yöndeki, yani ekonomide, yatırımda, ülke kalkınmasında, büyümede son derece başarılı olduklarıyla, Türkiye tarihinde 90 yılda yapılamayanı yaptıklarıyla, kısacası ülke yönetiminde bugüne kadar hiçbir yönetimin ulaşamadığı düzeydeki başarılarıyla övünen günümüz siyasal iktidarının, iktidarlarının on ikinci yılı sonuna gelindiği aşamada akla gelen her yaşamsal faaliyetin neredeyse tamamında, enflâsyonda, döviz kurunda, cari açıkta, GSYİH’da, kısacası ekonomide, ekonominin desteklediği önemli ekonomik değerler yaratan yatırımda, büyümede, istihdamda, yoksulluğun giderilmesinde, dolayısıyla Enerji’de hedeflediği hiçbir rakamı tutturamadığı, feci şekilde sınıfta kaldığı medyanın manşetlerinden inmemektedir. Bir ekonomi yazarı gazetesindeki köşesinde Hükümetin açtığı Ekonomi Paketleriyle ilgili olarak bakınız hangi soruları soruyor ve yanıtını da kendisi nasıl veriyor: “Neden bunca dönüşüm programı, bunca eylem planı? İktidarda olduğu geçtiğimiz 12 yıl boyunca hiçbir şey yapmadı mı bu parti? Tam üstüne bastınız. Yapmadı!.. Ekonomi, paket açmakla toparlansa idi dünyada fakir ülke kalmazdı. Paket yerine fabrika açmayı deneseler ya…” Bu durumda, hangi amaçla olursa olsun yapılacak Enerji/Elektrik üretim-tüketim, projeksiyon, sapma inceleme ve analizlerinde odak noktasına, uzak geçmişle (1990-2000 ve öncesi) ilgili saplantılar bir yana bırakılarak doğrudan yakın geçmişin (2003-2015) gerçek sorumlusu günümüzün siyasal iktidarı ile onun kamu Enerji yönetimlerinin oturtulması gerekmiyor mu?

56 Ocak

2015

lerinden söz etmeye başladı. Daha anlaşılanı 1 ABD Doları = 1 TL olacak denilmeye başlandı. Çünkü, o dönemde TL inanılmaz bir enflâsyonun kurbanıydı. 1 TL diye bir para yoktu. Onun yerini 1.000.000 TL (1 milyon TL) almıştı. Bugünkü 10 kuruşumuzun yerinde ise 100.000 TL (100 bin TL) değerinde metal para vardı. Sözlerini tuttular, dediklerini çok geçmeden yaptılar. Paramızdan altı sıfır attılar. Bunu da öğünç/ başarı konusu yaptılar. Ama çoğumuz hâlâ 1 TL’na 1 milyon, 1000 TL’na 1 trilyon demekten vazgeçmedik. Doğrusu da bu galiba. Ne var ki, “ülkeye biz getirdik” iddiasıyla çok sözünü ettikleri istikrarın, ülkenin hemen tüm faaliyet sahalarında olmadığı gibi öncelikle ekonomide esamesinin okunmadığı geçen zamanda ortaya çıktı. İnsanımız, günümüzde 1 ABD Doları = 2,3 TL’nı gördü. 1 dolar=1 TL hayali mazi oldu. Affınıza sığınırım, bizim evde günde 1 rulo Tuvalet kağıdı, 2-3 günde bir rulo Havlu kağıt tüketilir. Bu tüketim normal. Normal olmayan 1 rulo T. kağıdının 1 TL’na, 1 rulo H. kağıdın neredeyse 2 TL’na terfi etmesi. Oysa yaşamımızın vazgeçilmezi bu temizlik malzemesi kağıtların rulo fiyatı TL’ndan 6 sıfır atılırken şimdikinin yarısından da az TL ile satın alınabiliyordu. Enerji yöneticilerimiz, son on yılda Enerji’mizin (sözü edilen Elektrik Enerji’miz) ikiye katlandığını beyan ediyor. Akabinde Ekim (2014) başında vazgeçilmez önemli ihtiyaç maddemiz olan Elektrik Enerjisi faturalarımıza % 10 dolayında zam getiriliyor. Böylece son 10 yılda Elektrik Enerjisi fiyatı dörde katlanmış oluyor. Bundan söz eden yok. Enerji’de bir gelişmeden söz ediliyorsa, bu gelişimin fiyatla değil, talep (tüketim) artışıyla ve artan bu kapasitenin kazasız belâsız karşılanabilmesiyle ilgili olması gerekir. Son 10 yılda (2003-2012) Elektrik Enerjisi talebinde, beyan edildiği gibi iki kata ulaşamadığımızı Dergimizin geçen yılın Ağustos sayısında (s.303) Ankara Mektubu’nda belgeleriyle kanıtladık. Aslında son 10 yıldaki gelişiminde iki kat bile artamayan Elektrik Enerjisi talep miktarının değil de, son tüketiciye direkt yansıyan fiyatı dört kattan da fazla artan Elektrik Enerjisi’nin ve fiyatı iki kattan da fazla artan diğer bir vazgeçilmez önemli ihtiyaç maddemiz olan T. kağıdında ve H. kağıttaki gelişimin kamuoyu ile paylaşılması gerekiyor.

ENFLÂSYON, ELEKTRİK ENERJİSİ VE T. KAĞIDI

Tek haneli enflâsyon hesabı yapmakta ısrarlı olanların dikkatine sunulur. Enflâsyon hesabında ping pong topunun fiyat artışını boş verin. Herkesin ihtiyacı T. kağıdına bir göz atın. En yoksulumuzu bile (tabii kullanabiliyorsa) 1 rulo T. kağıdı=1 TL lüksüne kavuşturduğunuzla övünüp gurur duyun.

Günümüz siyasal iktidarı, seçim kazandıktan kısa bir süre sonra TL’nı ABD Doları’na endeksleyecek-

Kaynak Elektrik, Ankara Mektubu, Ocak 2015


ÖZGEN


ELEKTRİK TARİHİNDE YOLCULUK OSMAN BAHADIR

ELEKTRIK ÜZERINE ÜLKEMIZDEKI ILK KITAP Ülkemizde elektrik konusunda yazılmış ilk kitap, şimdiki bilgilerimize göre Yahya Naci Efendi’nin (ö.1824) yazmış olduğu Risale-i Seyyale-i Berkiyye adlı kitaptır. Ancak bu kitap basılamadan el yazması kitap olarak kalmıştır. Kitabın yazarı Yahya Naci Efendi, 19. yüzyılın başında Mühendishane’de Fen dersleri ve Fransızca dersi vermektedir. Yahya Naci Efendi, 1812’de Fransızca’dan çeviri yoluyla hazırladığı 17 yapraktan oluşan bu kitapta elektriğin özelliklerini deneylerle tanıtmaya çalışmaktadır. Yazarın bu kitapta yaptığı önemli bir şey de, elektrikle ilgili Avrupa’da kullanılan terimlere Türkçe karşılıklar bulmaya çalışması olmuştur. Yahya Naci Efendi, bu kitabı hazırlarken büyük olasılıkla Mühendishane kütüphanesinde bulunan Fransızca kitaplardan yararlanmış olmalıdır. Kütüphanede özellikle Fransız fizikçi ve zoolog Mathurin-Jacques Brisson’un (1723-1806) kitapları vardı. Ayrıca Ebubekir Ratip Efendi’nin terekesinden çıkan ve Mühendishane kütüphanesine verilen kitaplar arasında elektrik üzerine yazılmış üç adet Fransızca kitap olduğunu biliyoruz. Profesör Feza Günergun, Brisson’un Traite elementaire ou principes de physique (3 cilt) adlı eserinin son cildinin “De l’electricite” başlıklı XIX. Bölümü ile Risale-i Seyyale-i Berkiyye’nin metni karşılaştırıldığında, bu bölümün Yahya Naci Efendi’ye kaynaklık etmiş olabileceğini söylemektedir. Nitekim sürtme ile statik elektrik yüklenmiş olan bir cam tüpün, kendisine yaklaştırılan cisimleri önce çektiğini ve sonra da ittiğini gösteren kitaptaki ilk deney, yazarın Brisson’dan yararlandığına işaret etmektedir. Ayrıca metin benzerliğinin yanı sıra her iki yazarın sunduğu çizimler de aynıdır. Ancak Yahya Naci Bey şüphesiz Brisson’un kitabındaki bilgileri özetleyerek vermektedir. Kitap esas olarak, elektrik üretme, cisimlerin elektriklenmesi, elektriğin cisimlere etkisi ve elektriğin özelliklerinin çeşitli deneylerle açıklanmasına yöneliktir. Kitapta yer alan birinci deneyde, elle ovulan bir cam borunun, oluşan elektrik sebebiyle hafif cisimleri kendisine çekme deneyidir. İkinci deney, hızla dön-

58 Ocak

2015

Yahya Naci Efendi’nin Risale-i Seyyale-i Berkiyye adlı basılmamış kitabının sonundaki resim.

dürülen bir çıkrığın hareket ettirdiği cam küre ovulduğunda, küre etrafında elektrik (seyyale-i berkiyye) oluştuğunu açıklamaya yöneliktir. Üçüncü deneyde, insan vücudunun elektriği ilettiği ispat edilir. Dördüncü deneyde, dibinde delikler bulunan metal ve su dolu bir kap, üretece bağlı borulardan birinin üzerine yerleştirilirse, borunun ve kabın iletim ile elektriklendiği gösterilir. Beşinci deney, bir adamın parmağını üretece yaklaştırması durumunda bir kıvılcım görüldüğü, gök gürültüsüne benzer bir ses duyulduğu ve adamın elinin acıdığı anlatılır. Altıncı deneyde, bir kaşık içindeki asit, iletim yoluyla elektriklenmiş bir adamın parmağının ucundan kaşığa geçen kıvılcım ile alev alır ve böylece elektriğin iletim yoluyla aktarıldığı ispatlanmış olur. Yedinci deney, elektrik çarpması deneyidir. Kitapta anlatılan deneylerin Mühendishane’de yapıldığına dair herhangi bir ifade bulunmamaktadır. Elektriğin bulutlardan da elde edileceğini belirten yazar, adını vermeden B.Franklin’in ünlü uçurtma dene-


yini anlatır. Ayrıca fizikçilerin yüksek binaların en yüksek noktalarına ince uçlu mızraklar ve bunlara bağlı zincirler yerleştirerek kötü hava şartlarında yıldırımın zararlarından korunduklarını belirtir. Burada paratonerin tarifini ve nasıl işlediğini vermektedir. Ancak bu alet için Osmanlıca bir karşılık vermez. 19. yüzyılın sonunda bu alet için paratoner veya siper-i saika terimi kullanılacaktır. Yahya Naci Efendi, elektrik kelimesini önce seyyale-i kehrübaiyye diye çevirmiş, fakat daha sonra kehrüba ve berk (şimşek)in yaptığı işin ve etkinin benzer olduklarını düşünerek seyyale-i kehrübar yerine seyyale-i berkiyye terimini türetmiştir (Mühendishane başhocalarından İshak Efendi ise, Yahya Naci Efendi’den sonra yazdığı kitabında berkiyye yerine doğrudan elektrikiyye terimini kullanmıştır). Yahya Naci Efendi, berk kökünden çekilmiş olan teberrük, müteberrik, müberrak kelimelerini elektrik kelimesinin türevleri için kullanarak birçok yeni kelime türetmiştir. Ülkemizdeki bilinen ilk elektrik kitabının yazarı olan Yahya Naci Efendi, kitabını bugünkü dilimizle şu sözlerle bitirmektedir: “Dünyanın üzerinde ve ekvatora paralel olduğu farzedilen paralel daireler ekvatordan uzaklaşıp güney ve kuzey kutuplarına doğru yaklaştıkça, belirlenmiş oranda küçülür. Yerküre’nin ekseni etrafındaki hareketi ekvator civarında çok hızlı, kutuplar tarafına gittikçe daha yavaş olduğundan, yerkürenin hava ile ekvator civarında sürtünmesi kutuplardaki sürtünmesinden daha fazladır. Bu yüzden tropik bölgelerde ve yakınlarında elektrik daha çok ve şiddetli bir şekilde oluşur. Aksine kutuplara yakın yerlerde elektrik daha az oluştuğu gibi etkisi de çok az olur, belki de hiç olmaz. Zelzele, girdap, bora, sakırga, hortum vb. atmosferik olayların meydana gelmesinin, birikmiş ve hareketli elektriğin bir yerden bir yere geçişinden kaynaklandığı zannı ağır basar. Elektrik ile ilgili olarak anlatılan bazı deneylere ve problemlere ilişkin bilgilerin burada kısaca özetlenmesi yeterli görünmüştür. Bilinmelidir ki, yukarıda kaleme alınan elektriğin özellikleri, ilginç belirtileri halen Mühendishane-i Amire-i Berriye’de Dördüncü Hoca’nın hizmetinde görevli bendeniz Yahya Naci tarafından Avrupa’lı bilginlerin eserlerinden derleme ve özetleme yoluyla Türkçeye aktarılmış olup, Yüce Tanrı’nın yardımıyla 1227 (1812) yılı Zilkade ayında tamamlanmıştır. Başarı Allah’tan gelir; başvuru ve geri dönüş yine ancak O’nadır.” Yararlanılan Kaynak Feza Günergun; “Deneylerle Elektriği Tanıtan Bir Türkçe Eser: Yahya Naci Efendi’nin Risale-i Seyyale-i Berkiyye’si”, Osmanlı Bilimi Araştırmaları, Atilla Bir Armağanı özel sayısı, Cilt IX, Sayı 1-2, 2007/2008, s. 19-50.

59 Ocak

2015


BİLİRKİŞİ RAPORLARI PROF. DR. OSMAN SEVAİOĞLU’NUN ARŞIVINDEN

“HAT KATILIM PAYI KABULE ŞAYAN DEĞİL” DAVACI TARAF : APART OTEL TESISLERI ADINA M. Ç. VEKILI : AV. Ç. C. DAVALI TARAF : ELEKTRIK DAĞITIM MÜESSESESI MÜDÜRLÜĞÜ VEKILI : AV. A. Ö. DAVA KONUSU : ALACAK 1. BİLİRKİŞİ HEYETİNE VERİLEN GÖREV Asliye Ticaret Mahkemesinin duruşmasında verilen; T.C. Asliye Ticaret Mahkemesi Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine Davacı Apart Otel Tesisleri adına M. Ç. İle Elektrik Dağıtım Müessesesi Müdürlüğü arasında Mahkememizde görülen Alacak davası nedeniyle; Dosyamız ekleri ile birlikte gönderilmiş olup, iddia ve savunmalar doğrultusunda; Dosyanın Mahkemenizce Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümünden seçilecek iki elektrik mühendisi ve bir hukukçudan oluşturulacak Bilirkişi Heyetine tevdii ile Bilirkişilere, tüm dosya içeriği, tarafların iddia ve savunmaları ile Yargıtay Bozma İlamı da dikkate alınmak suretiyle, Davacının Davalıdan isteyebileceği bir hak ve alacağının bulunup bulunmadığı, varsa, tüm fer-ileri ile birlikte hüküm kurmaya yeterli, gerekçeli ve ayrıntılı bir rapor düzenlenmesi ve düzenlenecek rapor ile birlikte dosyamızın (talimatımızın) duruşmanın atılı bulunduğu tarihinden önce Mahkememize iadesi rica olunur. şeklindeki yazılı talimat uyarınca Davacı tarafın alacak iddiasının yerine olup olmadığının ortaya çıkarılması ve bu hususta bir Bilirkişi Heyeti raporu hazırlanması için Bilirkişi Heyetimize resen verilen görev üzerine tevdi edilen dosya tetkik edilmiştir.

60 Ocak

2015

Bilirkişi Heyetimizin dava konusu ihtilaf üzerinde vardığı görüş ve kanaati belirtmek üzere işbu rapor hazırlanmıştır. 2. DAVA KONUSU 2.1. Davacı Tarafın İddia ve Talebi Davacı Taraf Sayın Vekilinin Mahkemeye ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde özet olarak; Davacı Apart Otel Tesisleri’nin elektrik ihtiyacının karşılanabilmesi için elektrik direkleri ve diğer elektrik tesisatının masrafları Müvekkiline ait olmak üzere Müvekkili tarafından tesis edilmesi şartı ile Davacı Apart Otel Tesisleri adına M. Ç. ile Davalı Elektrik Dağıtım Müessesesi Müdürlüğü arasında Enerji Müsaadesi Protokolü’nün imzalandığını, bu Protokole dayalı olarak Müvekkilinin masrafları kendisine ait olmak üzere, sözkonusu elektrik direkleri ve diğer elektrik tesisatını tesis ettirdiğini, halbuki kamu hizmeti yürüten bir kuruluş olan Davalı Tarafın sözkonusu elektrik direkleri ve diğer elektrik tesisatını tesis edilmesi için gerekli yükümlülükleri ve maliyetleri üstlenmesinin gerektiğini, Müvekkilinin hukuken kendisine ait olmayan bir edimi ve maliyetlerini üstlenmiş olması nedeniyle zarar ve ziyana uğramış olduğunu, Müvekkiline bu şekilde bir edim yüklenmesinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, bundan da öte, Davalı Tarafın Müvekkili tarafından tesis edilmiş olan bu elektrik hattı ve diğer altyapı üzerinden bağlantılar yaparak ve bu bağlantılar üzerinden üçüncü şahıslara elektrik dağıtım hizmeti vererek kira bedeli şeklinde ilave gelir ve kâr elde etmiş olduğunu ve bu şekilde sebepsiz zenginleşmiş olduğunu, Davacı Tarafça üçüncü şahıslardan sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak tahakkuk ve tahsil


edilen sözkonusu hat ve altyapı tesisleri kira bedelinin Davalı Taraftan geri alınarak Müvekkiline ödenmesinin gerektiğini, sözkonusu altyapı tesislerin inşa maliyetine karşılık olarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000 TL nin, öte yandan, Davalı Tarafça Müvekkili tarafından tesis edilmiş olan bu elektrik hattı ve diğer altyapı üzerinden bağlantılar yaparak ve bu bağlantılar üzerinden üçüncü şahıslara elektrik dağıtım hizmeti vererek kira bedeli şeklinde elde edilen ilave gelir ve kâra karşılık olarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000 TL nin Davalı Taraftan alınarak Müvekkiline ödenmesini, bu meblağlara alacak hakkının doğduğu tarih olan tesisin inşa tarihinden itibaren faiz işletilmesine ve bu faizin de talep edilen alacağın üzerine eklenmesini dava ve talep etmektedir. 2.2. Davalı Tarafın Davaya Cevabı Davalı Taraf Sayın Vekilinin Mahkemeye ibraz etmiş olduğu davaya cevap dilekçesinde özet olarak; Usule ilişkin olarak; Yeninden yapılandırma sonucunda Müvekkilinin tüzelkişilik ünvanının Elektrik Dağıtım Müessesesi Müdürlüğünden “Elektrik Dağıtım A.Ş. İl Müdürlüğü”ne dönüştürülmüş olduğunu, bu nedenle de, Elektrik Dağıtım Müessesesi Müdürlüğü aleyhine açılmış olan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesinin gerektiğini, ayrıca zamanaşımı nedeniyle, zamanaşımı defi talebinde de bulunduklarını, Müvekkilinin yıllık yatırım programında olmayan yatırım taleplerinin ancak bu talebin yapanların masrafları üstlenmesi karşılığında düzenlenen “Enerji Müsaadesi Protokolü” ile karşılanabildiğini, Davacı Tarafça yapılan bu tesislerin yatırım maliyetlerinin mer-i mevzuat hükümleri gereğince Müvekkili tarafından üstlenilmesinin mümkün olmadığını, mer-i mevzuat hükümleri gereğince bu maliyetlerin Davacı Tarafça karşılanmasının gerektiğini, Davacı Tarafın Müvekkiline verdiği enerji talebi dilekçesine istinaden Müvekkili tarafından yazılan cevap yazısı ile;“Yeni Uyum Sitesinin seksiyoner direğinden alınan bir branşman hattı ile trafo direğine kadar olan SBA tip direklerle (santrifüj beton direklerle) 400 kVA kurulu güçlü trafonun konulacağı trafo direğine kadar olan OG enerji nakil hattının bu hattın bitim noktasındaki trafo direği üzerinde kurulu 400 kVA güce sahip özel trafonun tesisine ve bu trafo üzerinden Davacı Tarafa ait tesislere elektrik temin edilmesine müsaade edilmiş olduğunu, nitekim Davacı Tarafın da “Enerji Müsaadesi Protokolü”ndeki bu şartları bilerek ve de kabul ederek 400 kVA kurulu güce sahip özel trafoyu ve bu trafoyu besleyen OG enerji nakil hattını tesis etmiş olduğunu, buna dayalı olarak da Davacı Tarafa “Enerji Verme Protokolü”nün imzalanmış ve yürürlüğe konulmuş olduğunu, bunlardan da öte, mer-i mevzuat hükümleri gereğince, sözkonusu tesisin¬ Geçici Kabulünün yapılmasını müteakiben mülkiyetinin ve işletme yetkisinin bila-bedel Müvekkili

Kuruluşa devredilmesinin gerektiğini, sözkonusu tesisin¬ Geçici Kabulünün yapılmasını müteakiben mülkiyetinin ve işletme yetkisinin bila-bedel Müvekkili Kuruluşa devredilmesinin gerektiğini hususunda mer-i mevzuat hükümlerinin bu yönde olmasına rağmen, Davacı Tarafın buna yanaşmadığını, tam tersine, Davacı Tarafın sözkonusu 400 kVA lık trafoyu Noter senedi ile üçüncü bir şahsa devredildiğini, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 8. Maddesinde yer alan hüküm gereği, Müvekkilinin sözkonusu hattın üzerinden üçüncü şahıslara elektrik dağıtım hizmeti verebilmek için bağlantı yapmaya hak ve yetkisinin olduğunu, nitekim Müvekkilinin bu hak ve yetkisini kullanarak sözkonusu hattın üzerinden üçüncü şahıslara elektrik dağıtım hizmeti verebilmek için bağlantı yaptığını ve elektrik verdiğini, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 8. Maddesinde yer alan hüküm gereği, Müvekkilinin sözkonusu hattın üzerinden üçüncü şahıslara elektrik dağıtım hizmeti verebilmek için bağlantı yapması ve elektrik vermesi nedeniyle Davacı Tarafa herhangi bir nedenle “hat kirası” vs. gibi bir alacak kalemi adı altında herhangi bir borcunun mevcut olmadığını, yukarıdaki kısımda ifade edilen tespit ve gerekçe doğrultusunda, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 8. Maddesinde yer alan hüküm gereğince, Müvekkilinin sözkonusu enerji nakil hattı ve bu hattan beslenen direk üstü 600 kVA lık özel trafonun tesisi ve bu tesisten Müvekkili tarafından üçüncü şahıslara elektrik dağıtım hizmeti verilmiş olmasından dolayı Davacı Tarafa herhangi bir borcunun olmadığının tespit edilmesini ve davanın reddedilmesinin gerektiğini ifade etmiştir. 3. DOSYADA MEVCUT BİLİRKİŞİ HEYETİ RAPORLARI 3.1. Bilirkişi Sn. T.S. ve Heyet Arkadaşları tarafından hazırlanarak Asliye Ticaret Mahkemesinin Asliye Ticaret Mahkemesinin sayılı dosyasına ibraz edilen bila-tarih Bilirkişi Heyeti raporu Dosyada Bilirkişi Sn. T. S. ve Heyet Arkadaşları tarafından hazırlanarak Asliye Ticaret Mahkemesinin Asliye Ticaret Mahkemesinin sayılı dosyasına ibraz edilen bila-tarih Bilirkişi Heyeti raporu mevcuttur. Bu raporun sonuç kısmında Bilirkişi Heyeti tarafından; Taraflar arasında imzalanmış olan ve halen de geçerli olan Elektrik Satış Sözleşmesinin 1. Maddesinde yer alan hüküm gereğince, Davacı Tarafın; “Üçüncü şahıslarca Davalı Tarafa ödenen Hat Katılım Payının kendisine geri ödenmesinin gerektiği” yönündeki talebinin haklı ve yerinde olduğu, ancak sözkonusu hat üzerine bilahare bağlanan yeni abonelerce Davalı Tarafa ödenen hat katılım paylarının hesaplanmasında esas alınan güçlerinin

61 Ocak

2015


ve bu güçlerin toplam değerinin dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden belli olmaması nedeniyle Davacı Tarafa ödenmesi gereken hat katılım payının hesaplanmasının mümkün olamadığı, yapılması gereken şeyin, Davalı Tarafça temin, tedarik ve ibraz edilecek bilgi ve belgelere dayalı olarak dava konusu edilen elektrik tesisinin 2004 ve 2007 yıllarına dayalı olarak fiyat artış katsayıları da dikkate alınarak keşfinin çıkartılmasının gerektiği, sözkonusu tesisin 2004 yılı itibarı ile keşfinin 5.469,28 TL olduğu, bu keşfin dava tarihi itibarı ile bedelinin 8.094,53 TL olduğu, ve yine Davalı Tarafça temin, tedarik ve ibraz edilecek bilgi ve belgelere dayalı olarakdava konusu edilen elektrik tesisine bilahare bağlanan yeni abonelerce Davalı Tarafa ödenen hat katılım paylarının hesaplanmasında esas alınan kurulu güçlerinin ve bu güçlerin toplamının bulunması ve bu değerin 400 kVA lık trafo kurulu gücüne oranı bulunarak Davacı Tarafın alacağının hesaplanmasının gerektiği, ayrıca Davacı Tarafça Davacı Tarafa fazladan yaptırılan işin bedeli olan ve bu şekilde Davacı Tarafın uğramış olduğu zarar ve ziyanın bedeli, Sözleşme tarihi itibarı ile 3.366,05 TL, dava tarihi itibarı ile 4.982,75 TL nin fer-ileri ile birlikte Davalı Taraftan alınarak Davacı Tarafa ödenmesinin gerektiği, Davacı Tarafın Davalı Taraftan ayrıca “hat kirası” adı altında bir bedel talep edemeyeceği, esasen mevzuatta böyle bir bedelin biriminin de mevcut olmadığı, birimi olmayan bir şeyin ölçülmesinin ve bedelinin hesaplanmasının mümkün olmadığı, ifade edilmiştir.

2- 5.000 TL direk ve diğer tesisatın kurulumu için harcanan bedelin dava tarihinden kanuni faizi ile birlikte Davalıdan tahsiline, fazla istemin reddine, ... şeklinde bir hüküm tesis edilmiştir.

4. DAVA KONUSU İHTİLAF İLE İLGİLİ MAHKEME KARARLARI:

Dava konusu ihtilaf ile ilgili mevzuat hükümlerinden bir kısmı Bilirkişi Heyetimiz tarafından seçilerek aşağıda verilmiştir.

4.1. Asliye Ticaret Mahkemesinin Kararı Asliye Ticaret Mahkemesi Kararı ile; Bilirkişi Sn. T.S. ve Heyet Arkadaşları tarafından hazırlanarak Asliye Ticaret Mahkemesinin Asliye Ticaret Mahkemesinin sayılı dosyasına ibraz edilen bila-tarih Bilirkişi Heyeti raporuna istinaden; Dosya kapsamından Davalı TEDAŞ’ın kurum olarak yapması gereken direk ve tesisat kurumunu Davacı Tarafa yaptırdığı, bu işin bedelinin yapım tarihi itibarı ile 5.469,28 TL olduğu, Davalı TEDAŞ’ın bu kurulum nedeniyle başka abonelere de hizmet vermesi ve bu işten gelir elde etmesi nedeniyle kurulumun bedelini karşılaması gerektiği anlaşıldığından, Davacının kurulum bedeline yönelik talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiş, Davacı Tarafça talep edilen kira bedeli yönünden ise, yaptırılması gereken Bilirkişi incelemesi için gerekli masraflar verilen kesin süre içinde karşılanmadığından, Bilirkişi incelemesi talebinden vazgeçilmiş sayıldığının kabulü gerekmiş ve bu yöndeki iddia kanıtlanamadığından talebin reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davanın kısmen kabulü ile,

62 Ocak

2015

4.2. T.C. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığının Kararı T.C. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığının özet olarak; Davacı Taraf Vekili Bilirkişi Kurulu raporuna karşı gerekçelerini de göstermek sureti ile itiraz etmiştir. Mahkemece Davalı Taraf Vekilinin rapora yönelik itirazları üzerinde durulup değerlendirilerek Bilirkişi Heyetinden ek rapor, ya da gerektiğinde başka bir bilirkişi Kurulundan yeni bir rapor alınarak tüm deliller tartışılıp, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle Davacı Taraf Vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, hükmün Davalı Taraf yararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre Davalı Taraf Vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ... Şeklinde bir ilam ile Asliye Ticaret Mahkemesi Kararı ile BOZULMUŞTUR. 5. İLGİLİ KANUN VE YÖNETMELİK HÜKÜMLERİ

Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin dava konusu ihtilaf ile ilgili kısmı seçilerek aşağıda verilmiştir. Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği (25 Eylül 2002 tarihli ve 24887 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.) (Mülga) Bir başka müşteri mülkiyetindeki tesisten faydalanma Madde 8 — Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi, mevcut müşterinin bağlantı anlaşması hükümleri çerçevesinde, sözkonusu müşterinin mülkiyetindeki branşman hattı ve müştemilatından yeni bağlantı taleplerini karşılayabilir. Bir başka müşteriye ait branşman hattının kullanılabilmesi için ödenmesi gereken hat katılım payının, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından belirlenmesinde; a) Branşman hattı ve müştemilatının toplam yatırım maliyetinin, branşman hattının ortak kullanılacak kısmına tekabül eden miktarı, b) Branşman hattı yatırımının tamamlandığı tarih ile bağlantı talebinde bulunan başvuru sahibinin başvuru tarihi arasındaki süre zarfında Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanmış yeniden değerleme oranları,


c) Branşman hattının kalan amortisman süresinin toplam amortisman süresine oranı,

Ayrıca, Taraflar arasında imzalanan “Enerji Müsaadesi Protokolü”nde yer alan Madde-9 da;

d)

Tesisinizin yapılan kontrolde uygun görülmesi halinde, Müessesemizin Müşteriler Müdürlüğünce “Enerji Satış Sözleşmesi” imzalanacaktır. Teşekkülümüzden enerji alan ve alacak tüketiciler, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun 25.09.2002 tarihli ve 24887 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ile 11.08.2002 tarihli ve 24843 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği ve bu Yönetmeliklerin Geçici ve değişen hükümlerine tabi olacaktır. denilmektedir.

Bağlantı talebinde bulunan başvuru sahibinin öngörülen bağlantı gücünün branşman hattında mevcut bağlantı güçleri toplamına oranı, dikkate alınır.

Hesaplanan hat katılım payına ilgili taraflarca yapılacak itirazların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından gerekçeli olarak yanıtlanması zorunludur. Taraflar arasında anlaşma sağlanamadığı durumlarda Kuruma başvuruda bulunulabilir. Hat katılım payı, branşman hattının mülkiyet sahibi ile branşman hattına bağlanacak gerçek veya tüzel kişi arasında varılan mutabakat çerçevesinde yeni müşteri tarafından mevcut müşteriye ödenir. Ödemeye ilişkin belgenin dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiye ibraz edilmesinden sonra dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi ile branşman hattına bağlanacak gerçek veya tüzel kişi arasında bağlantı anlaşması imzalanır ve 7 maddede yer alan yükümlülüklerin de yerine getirilmesi kaydıyla yeni müşterinin dağıtım sistemine bağlantısı yapılır. (Mer-i) Bir faydalanma

başka

müşteri

mülkiyetindeki

tesisten

(30 Aralık 2005 tarihli ve 26039 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile değiştirilmiş şekli) Madde 8- Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi, herhangi bir müşterinin mülkiyetindeki branşman hattı ve müştemilatından ancak müşterinin bağlantı anlaşması hükümleri çerçevesinde ve müşterinin ortak kullanımında olan dağıtım tesislerini devralmak suretiyle yeni bağlantı taleplerini karşılayabilir. 6. İNCELEME, GÖRÜŞ VE KANAAT Dosyada mevcut Taraf Vekillerinin iddia ve savunmaları, ibraz edilen belgeler, deliller ve diğer belgelerin Bilirkişi Heyetimiz tarafından incelenmesi sonucunda tespit edilen hususlar ve varılan görüş ve kanaat aşağıda verilmiştir. 6.1. Bilirkişi Heyetimiz tarafından raporun ilk kısmında Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin tarafları bağlayıcılığı hususu incelenecektir. Taraflar arasında imzalanmış olan Elektrik Satış Sözleşmesinin Ek-Madde-1 olarak düzenlenen madde hükmünde; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından hazırlanan “Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği” ve 17.02.2000 tarihli 23697 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Kompansasyon Tebliği” bu Sözleşmenin ayrılmaz birer parçasıdır.” denilmektedir.

Ayrıca, Taraflar arasında imzalanmış olan “Enerji Müsaadesi Protokolü”nün; “Talebinizin karşılanması için uymak zorunda olduğunuz koşullar”başlıklı 2. Maddesinin D bendinde; “Tesis edeceğiniz ayırım hattınızdan ileride enerji almak isteyen tesislere hak iddia etmeden hat kullanma izni vermeniz gerekmektedir.” denilmektedir. Ayrıca, Abonelik Sözleşmesinin 1. Maddesinde; “20.02.2001 tarih ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayalı olarak hazırlanan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 04.11.1984 tarihli ve 1856 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliği, ek ve değişiklikleri ile birlikte Sözleşmenin dayanağı ve vazgeçilmezidir. Bu yönetmeliklerde Sözleşme tarihinden sonra yapılacak değişiklikler Sözleşmenin yenilenmesini gerektirmez.” denilmektedir. Bilirkişi Heyetimiz yukarıdaki kısımda bir özet halinde verilmiş olan “Abonelik Sözleşmesinin Ek Madde-1 Maddesi” “Enerji verme Müsaade Protokolü”nün 9. Maddesi, “Enerji verme Müsaade Yazısı”nın 2. Maddesinin D Bendi”, “Abonelik Sözleşmesinin 1. Maddesi”nde özet olarak ifade edilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere; “Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği”nin Taraflar arasında imzalanan abonelik Sözleşmesinin ayrılmaz bir parçası ve dayanağı olduğu, bu nedenle de, tarafları bağladığı yönünde bir görüş ve kanaate sahip bulunmaktadır. Bilirkişi Heyetimiz bu noktada Bilirkişi Sn. T. S. ve Heyet Arkadaşları tarafından hazırlanarak Asliye Ticaret Mahkemesinin ve 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyasına ibraz edilen bila-tarih Bilirkişi Heyeti raporunda yer alan; “Sözleşmede bulunmayan hiçbir TEDAŞ Genelgesinin, Yönetim Kurulu Kararının, Yönetmeliklerin ve sözleşme harici uygulamaların hükmü yoktur.” şeklindeki ifadenin; • Hukukun temel prensiplerinden birisi olan “normlar hiyerarşisini ihlal eden”, • Bu nedenle de, yasal dayanaktan yoksun

63 Ocak

2015


bir iddia olduğu yönünde bir görüş ve kanaate sahip bulunmaktadır. Bir Yönetmeliğin, (Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin) yaptırım gücü normlar hiyerarşisine göre bir üst norm olması nedeniyle sözleşmenin taraflarını bağlar. Kısaca ifade edilmesi gerekir ise, hiçbir sözleşme hükmünün yönetmeliklere aykırı olamayacağının kabul edilmesi gerekmektedir. 6.2. Bilirkişi Heyetimiz tarafından raporun bu kısmında Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 8. Maddesinin değiştirilmiş şeklinin dava konusu ihtilafa nasıl uygulanmasının gerektiği hususu incelenecektir. Yukarıdaki kısımda da ifade edildiği gibi, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 8. Maddesi 30 Aralık 2005 tarihli ve 26039 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile değiştirilmiştir.Dava tarihinin 28.06.2006 olduğu dikkate alınırsa, bu değişikliğin dava konusu ihtilaf için mer-i olduğunun ve esas alınmasının gerektiğinin kabul edilmesi gerekmektedir. Yukarıdaki kısımda metni verilen sözkonusu madde hükmünde kısaca; Bir başka müşteri mülkiyetindeki tesisten faydalanma (30 Aralık 2005 tarihli ve 26039 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile değiştirilmiş şekli) Madde 8- Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi, herhangi bir müşterinin mülkiyetindeki branşman hattı ve müştemilatından ancak müşterinin bağlantı anlaşması hükümleri çerçevesinde ve müşterinin ortak kullanımında olan dağıtım tesislerini devralmak suretiyle yeni bağlantı taleplerini karşılayabilir. denilmektedir. Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 8. Maddesinin 30 Aralık 2005 tarihli ve 26039 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile değiştirilmiş yeni halinde; Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi, herhangi bir müşterinin mülkiyetindeki branşman hattı ve müştemilatından yeni bağlantı taleplerini karşılamak için faydalanabilmesi ancak, müşterinin bağlantı anlaşması hükümleri çerçevesinde ve müşterinin ortak kullanımında olan dağıtım tesislerini devralmak suretiyle mümkün olabilecektir. denilmektedir. Yukarıdaki kısımda bir örneği verilmiş olan sözkonusu madde hükmünden de anlaşılacağı gibi, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 8. Maddesinin 30 Aralık 2005 tarihli ve 26039 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile değiştirilmiş yeni halinde “Hat Katılım Payı” adı altında bir alacak/ödeme kalemi artık yoktur. Bu nedenle de, Davacı Tarafça alacak talebine dayanak yapılan iddianın esasını teşkil eden “Hat Katılım Payı”

64 Ocak

2015

adı altında ifade edilen talebin dava tarihi itibarı ile yasal dayanağı mevcut değildir. Bilirkişi Heyetimiz yasal dayanağı olmayan bir talebin ise hukuken himaye edilmemesi gerektiği yönünde bir görüş ve kanaate sahip bulunmaktadır. Bilirkişi Heyetimiz bu noktada, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 8. Maddesinin 30 Aralık 2005 tarihli ve 26039 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile değiştirilmiş yeni halinde yer alan; Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi, herhangi bir müşterinin mülkiyetindeki branşman hattı ve müştemilatından yeni bağlantı taleplerini karşılamak için faydalanabilmesi ancak, müşterinin bağlantı anlaşması hükümleri çerçevesinde ve müşterinin ortak kullanımında olan dağıtım tesislerini devralmak suretiyle mümkün olabilecektir. şeklindeki ifadenin Davalı Tarafa yüklediği “devralmak suretiyle” şeklindeki ifadenin anlamının da incelenmesi gerektiği yönünde bir görüş ve kanaate sahip bulunmaktadır. Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 8. Maddesinin 30 Aralık 2005 tarihli ve 26039 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile değiştirilmiş yeni halinde Davalı Tarafın Davacı Tarafa ait tesislerden üçüncü şahıslara elektrik dağıtım hizmeti verebilmesinin ancak; “müşterinin ortak kullanımında olan dağıtım tesislerini devralmak suretiyle” mümkün olabileceği ifade edilmiştir. Bu hükümdeki; “devralma suretiyle” şeklinde ifadenin Davacı Tarafın rızası ile “Davacı Taraftan tesisin işletme ve mülkiyet hakkını devralmak suretiyle” anlamını taşıdığı açıktır. Bir başka ifade ile, Davalı Tarafça sözkonusu tesislerden üçüncü şahıslara dağıtım hizmeti verilebilmesi ancak Davacı Tarafın rızası ile “Davacı Taraftan tesisin işletme ve mülkiyet hakkını devralmak suretiyle” olabilecektir. Davalı Tarafın bunun dışında, Davacı Tarafın rızası hilafına, kendi lehine veya üçüncü şahıslar lehine herhangi bir müdahalesi yasal dayanaktan yoksun, kanunda “el-atma” olarak kabul edilen fiil anlamına gelecektir. Öte yandan, Davalı Taraf Sayın Vekili tarafından Mahkemeye ibraz edilen savunma dilekçesinde; “Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 8. maddesi üzerinde yapılan 31.12.2005 tarihli değişiklikten önceki dönemdedava konusu edilen tesisten Davacı Taraf dışında hiç kimsenin yararlandırılmadığı” ifade edilmiştir. Bilirkişi Heyetimiz Davalı Taraf Sayın Vekili tarafından öne sürülen yukarıdaki savunmanın, aksinin ispatlanması yönündeki yükümlülüğün, eğer varitse, iddia sahibi olan Davacı Tarafa ait olmasının gerektiği düşüncesi ile, kabule şayan olduğu yönünde bir görüş ve kanaate sahip bulunmaktadır.


Bir başka ifade ile, Bilirkişi Heyetimiz Davacı Tarafın Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 8. maddesi üzerinde yapılan 31.12.2005 tarihli değişiklikten önceki dönemde dava konusu edilen “Hat Katılım Payı” ile ilgili olarak alacağının mevcut olmadığı yönünde bir görüş ve kanaate sahip bulunmaktadır. 6.3. Bilirkişi Heyetimiz tarafından raporun bu kısmında Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 8. maddesi üzerinde yapılan 31.12.2005 tarihli değişiklikten sonraki dönemde “Hat Katılım Payı” ile ilgili olarak alacağının mevcut olup olmadığı hususu incelenecektir. Davacı Tarafın Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 8. maddesi üzerinde yapılan 31.12.2005 tarihli değişiklikten sonraki dönemde “Hat Katılım Payı” ile ilgili olarak alacağının mevcut olup olmadığı hususunda şunlar söylenebilir; Öncelikle, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 8. maddesi üzerinde yapılan 31.12.2005 tarihli değişiklikten sonraki dönemde “Hat Katılım Payı” adı altında bir alacak/ödeme kaleminin mevzuatta (Yönetmelikte) mevcut olmadığının kabul edilmesi gerekmektedir. Bu düşünce doğrultusunda, Bilirkişi Heyetimiz tarafından Davacı Tarafça Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 8. maddesi üzerinde yapılan 31.12.2005 tarihli değişiklikten sonraki dönemde bu hususta bu alacak kalemi ile ilgili olarak yaptığı talebin reddedilmesinin gerektiği yönünde bir görüş ve kanaate sahip bulunmaktadır. Bu kabulün ardından ise, Davacı Tarafın sözkonusu tesisin kullanımı ile ilgili haklarının Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 8. maddesi üzerinde yapılan 31.12.2005 tarihli değişiklikten sonraki şekli esas alınarak incelenmesi ve de değerlendirilmesi gerekmektedir. Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 8. Maddesinin 30 Aralık 2005 tarihli ve 26039 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile değiştirilmiş yeni halinde; Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi, herhangi bir müşterinin mülkiyetindeki branşman hattı ve müştemilatından yeni bağlantı taleplerini karşılamak için faydalanabilmesi ancak, müşterinin bağlantı anlaşması hükümleri çerçevesinde ve müşterinin ortak kullanımında olan dağıtım tesislerini devralmak suretiyle mümkün olabilecektir. denilmektedir. Davalı Tarafın sözkonusu tesis üzerinden Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 8. maddesi üzerinde yapılan 31.12.2005 tarihli değişiklikten sonra; a) Enerji Müsaadesi Protokolü ile OG sisteminden bağlantı yaparak Y. İnşaat Ltd. Şti.’ne,

b) 13.03.2007 tarihli Enerji Müsaadesi Protokolü ile OG sisteminden bağlantı yaparak N.Y.’ye elektrik Dağıtım hizmeti verdiği bir vakıadır. Bununla birlikte, Bilirkişi Heyetimiz her iki bağlantının da Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 8. maddesi üzerinde yapılan 31.12.2005 tarihli değişiklikten sonra yapılmış olduğunu dikkate alarak bu bağlantılardan dolayı Davacı Taraf lehine bir “Hat Katılım Payı” adı altında bir alacak/ödeme talep hakkının doğmadığı yönünde bir görüş ve kanaate sahip bulunmaktadır. Bununla birlikte, Bilirkişi Heyetimiz Davalı Tarafça yukarıdaki kısımda bir liste halinde verilmiş olan üçüncü şahıslara dava konusu edilen tesisler üzerinden dağıtım hizmeti verilmiş olmasının Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 8. Maddesinin 30 Aralık 2005 tarihli ve 26039 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile değiştirilmiş yeni hali esas alınarak Davacı Tarafın alacak talebi bakımından incelenmesinin gerektiği yönünde bir görüş ve kanaate sahip bulunmaktadır. Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 8. Maddesinin 30 Aralık 2005 tarihli ve 26039 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile değiştirilmiş yeni halinde Davalı Tarafın Davacı Tarafa ait tesislerden üçüncü şahıslara elektrik dağıtım hizmeti verebilmesinin ancak; “müşterinin ortak kullanımında olan dağıtım tesislerini devralmak suretiyle” mümkün olabileceği ifade edilmiştir. Bu hükümdeki; “devralma suretiyle” şeklinde ifadenin Davacı Tarafın rızası ile “Davacı Taraftan tesisin işletme ve mülkiyet hakkını devralmak suretiyle” anlamını taşıdığı açıktır. Bir başka ifade ile, Davalı Tarafça sözkonusu tesislerden üçüncü şahıslara dağıtım hizmeti verilebilmesi ancak Davacı Tarafın rızası ile “Davacı Taraftan tesisin işletme ve mülkiyet hakkını devralmak suretiyle” olabilecektir. Davalı Tarafın bunun dışında, Davacı Tarafın rızası hilafına, kendi lehine veya üçüncü şahıslar lehine herhangi bir müdahalesi yasal dayanaktan yoksun, kanunda “el-atma” olarak kabul edilen fiil anlamına gelecektir. Bununla birlikte, Bilirkişi Heyetimiz; 28.04.2004 tarihli ve 5752 sayılı Enerji Müsaadesi Protokolü’nün; “Talebinizin karşılanması için uymak zorunda olduğunuz koşullar”başlıklı 2. Maddesinin D. Bendinde yer alan; “Tesis edeceğiniz ayırım hattınızdan ileride enerji almak isteyen tesislere hak iddia etmeden hat kullanma izni vermeniz” şeklindeki düzenlemenin Davacı Tarafça itirazsız olarak kabul edilmiş olmasının ve bu şarta dayalı olarak kendisin enerji verilmiş olmasının Davacı Tarafça “sözkonusu tesis üzerinden üçüncü şahıslara dağıtım hizmeti verilmesi hususunda” yapılmış bir feragat ve rıza gösterme anlamına geldiği, bu nedenle de, Davacı Tarafça “sözkonusu tesis üzerinden üçüncü şahıslara dağıtım hizmeti verilmesi hususundaki” hak ve taleplerinden

65 Ocak

2015


vazgeçilmiş olduğunun kabul edilmesi gerektiği yönünde bir görüş ve kanaate sahip bulunmaktadır. 6.4. Bilirkişi Heyetimiz tarafından raporun bu kısmında Davacı Tarafça dava konusu edilen elektrik tesisinin C.S. isimli üçüncü şahsa devredilmiş olmasının huzurdaki davada onun taraf olma ehliyetini ortadan kaldırması hususu incelenecektir. Davacı Tarafça dava konusu edilen elektrik tesisi ve bu tesis tarafından beslenen Apart Hotel Tesisi tarihli tapu devir senedi ve Noterliğin; “Davacının Merkez Mahallesi, Üniversite Caddesi No. 65, Çiftlikköy, Mersin adresinde bulunan direk üstü 600 kVA lık (Bilirkişi Heyetimizin Notu: 400 kVA olacak, zira direk üstünde 400 kVA dan daha büyük güçte Trafo tesisine müsaade edilmemektedir), elektrik trafosunun C. S.’ye devredilmesine rıza ve muvafakat gösterdiğine” ilişkin noter kaydı ile devredilmiştir. Daha sonra bu belgelerle yazılı olarak Davalı Tarafa başvuran C.S., Davacı Tarafa ait olan elektrik aboneliğinin kendi üzerine devredilmesini talep etmiştir. Bu talep Davalı Tarafça da uygun bulunarak Davacı Tarafa ait olan elektrik aboneliği bu tarihi itibarı ile C. S.’ea devredilmiştir. Bilirkişi Heyetimiz Davacı Tarafın dava konusu elektrik tesisi ve bu tesis tarafından beslenen Apart Hotel Tesisini senedi ve “Davacının adresinde bulunan direk üstü 600 kVA lık (Bilirkişi Heyetimizin Notu: 400 kVA olacak, zira direk üstünde 400 kVA dan daha büyük güçte Trafo tesisine müsaade edilmemektedir), elektrik trafosunun C. S.’ye devredilmesine rıza ve muvafakat gösterdiğine” ilişkin noter kaydı ile devretmiş olmasının ve yerine hukuki halefi olarak C. S.’nin geçmiş olmasının, onun huzurdaki davada dava konusu edilen alacak talebini yapabilmek için sahip olması gereken taraf olma ehliyetini ortadan kaldırdığı yönünde bir görüş ve kanaate sahip bulunmaktadır. 7. SONUÇLAR Bilirkişi Heyeti olarak, dosyada mevcut Taraf Vekillerinin iddia ve savunmaları, ibraz edilen belgeler, deliller ve sözleşme ve dosya muhteviyatının incelenmesi sonucunda yukarıdaki kısımlarda detaylı olarak izah edilen tespit ve gerekçe doğrultusunda; 7.1. Davacı Tarafın Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 8. maddesi üzerinde yapılan 31.12.2005 tarihli değişiklikten önceki dönemde dava konusu edilen “Hat Katılım Payı” ile ilgili olarak alacağının mevcut olmadığı, 7.2. Davacı Tarafın Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 8. maddesi üzerinde yapılan 31.12.2005 tarihli değişiklikten sonraki dönemde dava konusu edilen “Hat Katılım

66 Ocak

2015

Payı” ile ilgili olarak alacağının Enerji Müsaadesi Protokolü’nün; “Talebinizin karşılanması için uymak zorunda olduğunuz koşullar”başlıklı 2. Maddesinin D. Bendinde yer alan; “Tesis edeceğiniz ayırım hattınızdan ileride enerji almak isteyen tesislere hak iddia etmeden hat kullanma izni vermeniz” şeklindeki düzenlemenin Davacı Tarafça itirazsız olarak kabul edilmiş olmasının ve bu şarta dayalı olarak kendisin enerji verilmiş olmasının Davacı Tarafça “sözkonusu tesis üzerinden üçüncü şahıslara dağıtım hizmeti verilmesi hususunda” yapılmış bir feragat ve rıza gösterme anlamına geldiği, bu nedenle de, Davacı Tarafça “sözkonusu tesis üzerinden üçüncü şahıslara dağıtım hizmeti verilmesi hususundaki” hak ve taleplerinden feragat etmiş olduğunun kabul edilmesi gerektiği, 7.3. Ayrıca, Davacı Tarafın dava konusu elektrik tesisi ve bu tesis tarafından beslenen Apart Hotel Tesisini tapu devir senedi ve “Davacının Merkez Mahallesi, Üniversite Caddesi No. 65, Çiftlikköy, Mersin adresinde bulunan direk üstü 600 kVA lık (Bilirkişi Heyetimizin Notu: 400 kVA olacak, zira direk üstünde 400 kVA dan daha büyük güçte Trafo tesisine müsaade edilmemektedir), elektrik trafosunun C.S.’ye devredilmesine rıza ve muvafakat gösterdiğine” ilişkin noter kaydı ile devretmiş olmasının ve yerine hukuki halefi olarak C.S.’nin geçmiş olmasının, onun huzurdaki davada dava konusu edilen alacak talebini yapabilmek için sahip olması gereken taraf olma ehliyetini ortadan kaldırdığı 7.4. Tüm bu tespit ve gerekçelere dayalı olarak Davacı Tarafça Davalı Tarafa yönelik olarak yapılan “Hat Katılım Payı” ile ilgili alacak talebinin kabule şayan olmadığı yönünde bir görüş ve kanaate varıldığını ifade eden işbu Bilirkişi Heyetimiz raporu, karar verme ve hüküm tesis etme yetkisi elbette Sayın Mahkemenize ait olmak üzere, tasviplerinize saygı ile sunulur. 8. BİLİRKİŞİ HEYETİ (SOYADINA GÖRE ALFABETIK SIRA ILE) Mehmet BİLGİN, Hukukçu, Ankara Barosu,Ankara Öğr. Gör. Dr. H. Feza CARLAK, Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 06531, Balgat, Ankara. Prof. Dr. Osman SEVAİOĞLU, Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 06531, Balgat, Ankara.


Elektrikgüncesi BASINDAN SEÇILMIŞ HABERLER

Enerji • Elektrik • Ekonomi • Politika • Olaylar

ELEKTRİK İHTİYACINI KENDİ RÜZGAR SANTRALINDAN KARŞILIYOR

AKŞAM

B

oğaziçi Üniversitesi yenilenebilir enerjide bir ilke imza attı. Kilyos Sarıtepe Kampüsü, kendi işlettiği rüzgâr enerji santralıyla yenilenebilir rüzgâr kaynağından enerjisini sağlayan dünyadaki ilk üniversite kampüsü olacak. Boğaziçi Üniversitesi Rüzgâr Enerji Santralı (BÜRES) projesi dâhilinde kurulan rüzgâr türbini, 27 Aralık 2014’te elektrik üretmeye başladı. BÜRES projesi ile Boğaziçi Üniversitesi “Dünyada tüm elektrik ihtiyacını sahip olduğu ve kendi işlettiği rüzgâr enerji santralından karşılayan ilk üniversite kampüsü” haline geliyor.

Projeyi hayata geçiren Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu “Girişim ile Üniversitemiz Yeşil Kampüs olma yolunda örnek teşkil edecek bir aşamayı daha tamamlarken, Sarıtepe Kampüsümüzün Üniversitemiz bünyesindeki yerini farklı bir boyuta taşıyan bu proje ile sürdürülebilir yaşam alanları yaratma yolundaki kararlılığını bir kez daha göstermiş oldu.” dedi. Rüzgar santralının Kalkınma Bakanlığı’nın desteğiyle kurulduğunu ifade eden Barbarosoğlu bu sayede Sarıtepe Kampüsü’nün yıllık enerji ihtiyacının tamamını karşılanacağını belirtti.

67 Ocak

2015


260 MİLYON LİRALIK ELEKTRİK BORCU ÖDENMEZSE 5,5 MİLYON KİŞİ SUSUZ KALABİLİR BUGÜN

D

iyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak illerinde belediyeler ile köy içme sularına ait elektrik borcu 260 milyon TL’ye ulaştı. Belediyelerin her gün artan borçlarını ödememesi nedeniyle, hizmet bölgesinde elektrik dağıtımı yapan Dicle Elektrik şirketi, yeni yılda borçlu belediyeler ile köy içme sularının elektriğini kesme kararı aldı. Adı geçen 6 ilde borcu bulunan 100’den fazla belediye ve köyün içme suyu şebekesinin elektriğinin kesilmesi halinde, yaklaşık 5,5 milyon kişinin susuz kalma ihtimali bulunuyor. Belediyelerin elektrik borcu, 2014 sonu itibariyle 260 milyon TL’yi buldu. Dicle Elektrik Perakende Dağıtım AŞ’den (DEPSAŞ) alınan bilgilere göre, şirketin elektrik dağıtım bölgesinde yer alan 6 ildeki 109 belediye, elektrik şirketine borçlu. Bu da söz konusu illerdeki belediyelerin nerdeyse tamamının önemli sayılabilecek miktarda elektrik borcu olduğu anlamına geliyor.

68 Ocak

2015

3 GÜNDE ÖDEDİĞİ ELEKTRİĞİN PARASINI, AYLARCA TAHSİL EDEMİYOR

Elektrik sektörünün uzmanları, bu borçların ödenmemesi durumunda Dicle Elektrik’in hem bireylere hem de belediyelere hizmet vermekte büyük güçlük yaşayacağını işaret ediyor. Uzmanlar, buna gerekçe olarak da diğer elektrik dağıtım şirketleri gibi Dicle Elektrik’in de satın aldığı elektriğin parasını peşin ödüyor olmasını gösterdi. Uzmanlara göre, Dicle Elektrik’in 3 gün içinde ödediği elektriğin parasını belediyelerden aylarca tahsil edememesi şirket faaliyetleri açısından hayati bir tehdit oluşturuyor.Belediyelerin elektrik borcunu ağırlıklı olarak arıtma tesisleri, içme ve kullanma suyu ile park, bahçe aydınlatması gibi kalemler oluşturuyor. Köylerin borcu ise içme suyu şebekesinde ve pompajda kullanılan elektrikten kaynaklanıyor. Bu nedenle elektrik şirketinin borçlarından ötürü belediye ve köylerde elektrikleri kesmesi halinde, aralarında Diyarbakır, Şanlıurfa ve Mardin gibi 3 büyükşehir belediyesinin de bulunduğu yüzlerce yerleşim biriminde ortalama 5,5 milyon kişinin susuz kalma ihtimali bulunuyor.



ELEKTRİK ABONESİ, KAYIP-KAÇAK TUTARINI İNTERNET ÜZERİNDEN DE ÖĞRENEBİLİR ZAMAN

Y

argıtay’ın, elektrik abonesinden alınan kayıp-kaçak parasının iadesi yönündeki kararı aboneleri sevindirdi. Kayıp-kaçak tutarlarını öğrenmek isteyen aboneler, dağıtım şirketlerinde uzun kuyruklar oluşturuyor. Ancak aboneler, Bilgi Edinme Kanunu kapsamında internet üzerinden de kayıp-kaçak tutarlarını öğrenebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, elektrik abonelerinden kayıp-kaçak parası alınamayacağını karara bağladı. Yargıtay ayrıca aboneden alınan geçmiş 10 yıllık tutarın da iadesine hükmetti. Yargıtay’ın nihai kararı 36,8 milyon elektrik abonesi için emsal teşkil ediyor. Abonelerin faturalarındaki kayıp-kaçak bedelini geri alabilmesi için öncelikle ilgili dağıtım şirketinden geçmiş 10 yıllık tutarı öğrenmeleri gerekiyor. Bunun için aboneler, şirketlerin kapılarında uzun kuyruklar oluşturuyor. Enerji Yönetimi’nden bir kaynak, elektrik abonelerinin gereksiz yere kuyrukta beklememeleri için Bilgi Edinme Kanunu’ndan yaralanabilecekleri bilgisini verdi. Nedeni, kısa bir süre öncesine kadar elektrik dağıtım şirketleri kamu kuruluşu olan Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ’ye (TEDAŞ) bağlı hizmet veriyordu. Şirketlerin bütün fatura bilgileri de TEDAŞ sisteminde mevcut. Ancak TEDAŞ’a göre, dağıtım şirketleri özelleştirme kapsamında devredildiğinden başvurular ilgili şirket veya EPDK’ya yapılacak. Bu da gösteriyor ki kamu kuruluşları kayıp-kaçak konusuna girmek istemiyor. Enerji Yönetimi, ivedi olarak yasal bir düzenleme yaparak bu karmaşaya son vermeli ve vatandaşın işini kolaylaştırmalı. Elektrik faturalarındaki kayıp-kaçak parası tartışmaları Yargıtay’ın kararıyla sona erdi. Zaman, kararı basında ilk kez 23 Aralık 2014’te “Yargıtay elektrikte son noktayı koydu: Kayıp-kaçak bedeli aboneye geri ödenecek” başlığı ile kamuoyuna duyurdu. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 17 Aralık 2014 tarihli nihai kararıyla, bir elektrik abonesinin faturadaki kayıp-kaçak bedelini dağıtım şirketinden istemesiyle başlayan hukukî süreçte tarihî karara imza attı. Daha önce abone lehine verdiği karara dağıtım şirketinin itirazını görüşmek için 17 Aralık’ta toplanan Genel Kurul, “Hırsızın kullandığı kaçak enerji, dürüst vatandaştan tahsil edilemez.” diyerek aboneden kayıp-kaçak bedeli alınamayacağına hükmetti. Bu nihai karar uyarınca dağıtım şir-

70 Ocak

2015

keti, geçmiş 10 yıllık dönem için aldığı kayıp-kaçak bedelini de aboneye iade edecek. 36,8 milyon abone için emsal niteliğini taşıyan karar doğrultusunda sadece 2014 için 5-6 milyar liralık bedelin iadesi talep edilebilecek. Yargıtay’ın kayıp-kaçak bedelinin aboneye iade edilmesi kararına rağmen Enerji Bakanı Taner Yıldız, kayıp-kaçak bedelini kalıcı hale getirmek için kanun çıkarılacağı açıklaması yaptı. Ancak tüketicilere göre bu haksızlık. Tüketiciler Birliği Başkanı Avukat Bülent Deniz’e göre aboneler, faturada ödediği tutarı belgeledikten sonra 2 bin lira altı alacaklar için Tüketici Hakları Hakem Heyeti’ne başvuracak. Üstü tutar için mahkemelere gidilecek. Yeni bir kanun çıksa bile geçmiş 10 yıllık alacakları ortadan kaldırmıyor. Burada Enerji Yönetimi’nin yapması gereken iş, 36,8 milyon abonenin kayıp-kaçak bedelinin iadesini kolaylaştırmak olmalı. İNTERNETTEN BAŞVURU YAPILABİLİR

Elektrik aboneleri, Bilgi Edinme Kanunu kapsamında www.tedas.gov.tr internet adresi üzerinden ad, soyad, TC kimlik No ve abone No’ları ile başvuru yaparak geçmiş döneme ilişkin kayıpkaçak bedellerini öğrenebilir. Yasa gereği Bilgi Edinme başvurularının 15 gün içinde cevaplanması gerekiyor. Tüketiciler Birliği Federasyonu Başkanı Avukat Bülent Deniz, başvurularda yasal süreye dikkat çekiyor. Avukat Deniz, abonelerin cevap verilmemesi veya yeterli cevap verilmemesi durumunda Bilgi Edinme Üst Kurulu’na başvuru hakkı olduğuna vurgu yapıyor. Ancak yasa gereği abonelerin kayıp-kaçak tutarlarını öğrenmeleri için elektrik faturalarının kendi adına olması gerekiyor. TEDAŞ ise konuyla ilgili olarak, “20 dağıtım şirketinin özelleştirilmesi tamamlanarak, dağıtım şirketlerinin özel sektöre devri gerçekleştiğinden, ilgili dağıtım şirketine ve/veya elektrik piyasasında düzenleyici kurum olan EPDK’ya başvurulması gerekmektedir.” bilgisini verdi. Kamu kurumları, vatandaşların Bilgi Edinme Kanunu kapsamındaki başvurularına cevap vermek zorunda. “Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Esas ve Usuller Hakkında Yönetmelik”e göre kurum ve kuruluşlar, başvuru üzerine istenen bilgi veya belgeye erişimi 15 iş günü içinde sağlamaları gerekiyor.



İNGİLTERE, NORVEÇ’TEN ELEKTRİK İTHAL EDECEK

TRT HABER

İ

ngiltere, yaklaşık yatırım maliyeti 2 milyar avroyu bulacak bir hat yoluyla Norveç’ten elektrik ithal etmeye hazırlanıyor.

İngiltere ve Norveç’i birbirine bağlayacak elektrik hattı projesiyle ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Norveç merkezli Statnett enerji şirketinin Kurumsal İletişim Direktörü Christer Gilje, hattın inşasına yıl içinde başlamayı hedeflediklerini kaydetti. Elektrik hattının döşenmesine bu yıl başlayıp, 2020’de projeyi tamamlamak istediklerini belirten Gilje, Norveç’te hidroelektrik santrallerinden başlayacak elektrik hattının 700 kilometrelik kısmının deniz altından İngiltere’ye ulaşmasının planlandığını dile getirdi. Gilje, “Toplamda yatırım miktarının 1,5-2 milyar avro civarında olması bekleniyor. Bu proje yüzde 50 ortaklık yapısına dayanıyor. Yatırımın yüzde 50’si bizim şirketimiz tarafından, diğer yarısı ise İngiltere’nin elektrik idaresi (National Grid) tarafından gerçekleştirilecek” dedi. İki ülke arasında kurulacak elektrik hattının son derece karlı bir yatırım olacağını belirten Gilje, 2020 yılında projenin ta-

72 Ocak

2015

mamlanmasıyla yaklaşık 1,400 megawatt elektrik enerjisinin bu hattan transfer edilebileceğini belirtti. İngiltere’ye ihraç edilmesi planlanan elektrik enerjisinin Norveç’teki hidroelektrik santrallerinden elde edileceğinin altını çizen Gilje, inşaat çalışmalarına başlanması için İngiliz regülatörlerin onayının beklendiğini bildirdi. Norveç’in kamu şirketi olan Statnett, toplamda 150 elektrik santralıyle yaklaşık 11 bin kilometrelik bir elektrik dağıtım hattını işletirken, aynı zamanda İsveç , Finlandiya, Rusya, Danimarka ve Hollanda’ya da uzanacak yeni enerji hattı projeleri üzerinde çalışmaya devam ediyor. İNGİLTERE TUNUS’TA GÜNEŞ TARLALARI KURMAYI PLANLIYOR

İngiltere, enerji bağımlılığını çeşitlendirmek için alternatif kaynaklarını çeşitlendirecek kapsamlı yatırım planları üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Londra merkezli İngiliz şirketi Nur Energie Üst Yöneticisi (CEO) Kevin Sara, AA muhabirine, Tunus’ta kurulması planlanan güneş enerjisi tarlalarından elde edilecek enerjiyle Avrupa’da İngiltere başta olmak üzere toplam 2 milyon konutun elektrik ihtiyacının karşılanacağını açıklamıştı.


Yüksek Performans! MultilamTechnology Multilam Contacts

Yeni yüksek performans Multilam LA-CUDD Multi-Contact‘n yeni kompakt tasarm Multilam LA-CUDD yüksek akm kontaklar için yeni standartlar belirler: ▪ ▪ ▪ ▪ ▪

çarpc akm yük kapasitesi ve ksa devre direnci çok düşük kontak direnci ve çok yüksek iletkenlik neredeyse kaypsz güç iletimi ve kontak noktasnda çok düşük s önemli ölçüde daha küçük ve ekonomik sistem komponentlerine uygun güç ve maliyetten tasarruf

Mükemmel yaprak kontaklar vakum,yağ ve gaz ortamlarnda, orta ve yüksek voltaj aralğnda ş veya sürgülü kontaklar için ve hatta makinalar ve kurulumlarda özel yüksek akm kontaklarna uygundur. Multi-Contact 50 yldr sizlere yüksek kaliteli mühendislik ve hizmet sunmaktadr. Özel olarak geliştirdiğimiz kontak çözümlerimiz MC Multilam teknolojisine dayanmaktadr. Global organizasyonlarda görüşmek üzere: www.multi-contact.com > News > Exhibitions


ELEKTRİK TÜKETİMİ 255 MİLYAR KİLOVATSAATİ AŞTI MİLLİYET Türkiye’de geçen yıl elektrik tüketimi, önceki yıla göre yüzde 3,7 artarak 255 milyar 490 milyon kilovatsaat oldu. Elektrik üretimi ise önceki yıla göre yüzde 4,2 artarak 250 milyar 381 milyon kilovatsaate ulaştı. AA muhabirinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerinden derlediği bilgilere göre, Türkiye’de sanayi ve ekonominin gelişmesi ve artan nüfusa paralel olarak elektrik üretimi ve tüketimi de her yıl artış gösteriyor. Geçen yıl en fazla elektrik tüketimi 24 milyar 187 milyon kilovatsaatle ağustos ayında gerçekleşti. En düşük tüketim ise 19 milyar 376 milyon kilovatsaatle ekim ayında oldu. Üretimde aslan payı doğalgazın. Geçen yıl elektrik üretiminde doğalgaz, yüzde 46,7’lik pay ile ilk sırada yer aldı. Toplam elektrik üretiminin yüzde 15,7’sini hidroelektrik santralleri, yüzde 14,1’ini linyit, yüzde 13,4’ünü ithal kömür, yüzde 3,2’sini rüzgar ve yüzde 0,9’u da jeotermal kaynaklardan sağlandı. Elektrik üretiminin yüzde 27,3’ü kamu santrallerinden, kalan kısmı özel sektöre ait santrallerden karşılandı. Üretilen elektriğin 70 milyar kilovatsaatlik kısmı Elektrik Üretim AŞ ve bağlı ortaklıklardan, 180 milyar kilovatsaati de özel sektör tarafından sağlandı. Türkiye’de geçen yıl kullanılan elektriğin yüzde 2,9’u ise komşu ülkelerden ithal edildi. Öte yandan Türkiye’de geçen yıl 14 Ağustos’ta elektrik üretimi ve tüketiminde rekor kırılmıştı. Bu tarihte elektrik üretimi 818 milyon kilovatsaat olurken, tüketim ise 831 milyon kilovatsaate ulaşmıştı.

74 Ocak

2015


Ülkemizde, AB-479-T akreditasyon numarasıyla TS EN ISO/IEC 17025 standardına göre akredite, 100 kArms-1 saniye ve 50 kArms-3 saniye süresince kısa devre deneyleri yapılabilen yegane bağımsız laboratuvar...

Akreditasyon kapsamında yapılan deneyler: • Kısa devre deneyleri Irms:100kA-1s Ipeak:250kA • İç ark deneyleri Irms:100kA-1s Ipeak:250kA • Sıcaklık artış deneyleri 0-6000A • İzolasyon deneyleri • Toprak sürekliliği deneyleri • DC direnç ölçüm deneyleri • Sigortaların akım-zaman karakteristik deneyleri


ÜNIVERSITENIN ELEKTRIĞININ “SONSUZ ENERJI” ILE KARŞILANMASI HEDEFI RADİKAL

M

ehmet Akif Ersoy Üniversitesinin elektrik ihtiyacının bir bölümünün rüzgar enerjisinden karşılanması amacıyla başlatılan çalışma kapsamında kurulan rüzgar ölçüm istasyonundan, bölge için “yatırıma eşdeğer” sonuçlar alındı. Bu yıl sona erecek rüzgar ölçümlerinin ardından projenin yatırım boyutu incelenecek. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinin (MAKÜ) elektrik ihtiyacının bir bölümünün, ‘’Sonsuz enerji’’ olarak nitelendirilen rüzgardan karşılanması amacıyla başlatılan çalışma kapsamında kurulan ölçüm istasyonundan olumlu sonuçlar elde edildi. MAKÜ Mühendislik Mimarlık Fakültesince 2013 yılında, Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA) ile üniversitenin Bilimsel ve Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından desteklenen “Kampüsümüze Rüzgar Tohumları Ekiliyor” isimli proje çalışması başlatıldı. Proje koordinatörlüğünü Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serdar Salman, teknik danışmanlığını Mühendislik Mimarlık Fakültesi Öğr. Gör. Alper Kerem’in yaptığı çalışma kapsamında üniversitenin İstiklal Yerleşkesi’ndeki yüksek bir alana rüzgar ölçüm istasyonu kuruldu. Öğr. Gör. Alper Kerem, AA muhabirine yaptığı açıklamada, rüzgar ölçüm istasyonundaki sensörlerle rüzgar hızını, yönünü, sıcaklığı, nemi ve basınç değerlerini anlık ölçtüklerini söyledi. “VERİLER YATIRIMA EŞDEĞER DÜZEYDE GİDİYOR”

Bu ölçümlerle bölgedeki rüzgar enerjisinin potansiyelini belirlemek istediklerini anlatan Kerem, “Yaklaşık 12 aydır ölçümler yapıyoruz. Ortaya çıkan değerleri analiz ediyoruz. Şu

anki veriler bizim için gayet olumlu. Veriler yatırıma eşdeğer düzeyde gidiyor” dedi. Kerem, 2013 ve 2014 yıllarında Türkiye ‘de küresel ısınma kaynaklı olduğu tahmin edilen, rüzgar hızlarında düşüş yaşandığını bildirdi. Normalde rüzgar hızı ölçümünde 12 aylık süre yeterken, kendilerinin bu süreyi 24 aya çıkarmayı düşündüklerini anlatan Kerem, 2015 yılı verilerini de görmek istediklerini kaydetti. Ölçümler tamamlandıktan sonra ellerindeki verilerle analiz ve yatırım boyutlarını inceleme aşamasına geçeceklerine dikkati çeken Kerem, şöyle konuştu: “Üniversitenin İstiklal Yerleşkesi’nin elektrik enerjisinin bir kısmını rüzgar türbininden, rüzgar enerjisi santrallerinden karşılamayı düşünüyoruz. Ekonomik getirisini şimdiden öngörmek zor. Verileri analiz etmeden net rakamlar veremeyiz ama şu ana kadar elde ettiğimiz veriler yatırıma eşdeğer gidiyor. Biz de artık yavaş yavaş sponsor arayışına giriyoruz. İlgili firmalardan sponsorluk desteği talep ediyoruz.” “SONSUZ ENERJİ”

Rüzgar enerjisinin kaynağının güneş olduğunu dile getiren Kerem, güneşin yeryüzündeki noktaları eşit derecede ısıtamamasından kaynaklanan ısı farkı oluştuğunu, bunun rüzgarı doğurduğunu ifade etti. Kerem, “Dolayısıyla rüzgar için ‘sonsuz enerji’ kavramını kullanıyoruz. Rüzgar enerjisi temiz bir enerjidir. Doğaya herhangi bir zararlı gaz salınımında bulunmaz. Termik santrallerin aksine çevreye karbondioksit ve benzeri gazları göndermez. Bu tür gazlar belirli zamanlarda asit yağmurlarına neden oluyor. Bunlarda çevreyi olumsuz etkiler. Bundan dolayı rüzgar enerjisini tercih ettik” diye konuştu. “57 BİN AĞACIN YAPTIĞI KARBONDİOKSİT TEMİZLEME İŞİNİ YAPIYOR”

Kerem, rüzgar türbinlerinin kuşların ölümüne neden olduğu ve çıkardığı sesin insanları rahatsız ettiği yönünde iddialar olduğunu hatırlattı. Günümüzde son teknoloji ile üretilen ve uçuş güzergahında olan rüzgar türbinlerinin kuşlara zararının neredeyse yok denilecek kadar az olduğunu vurgulayan Kerem, “250 metre uzaklıktaki bir rüzgar türbininden çıkan ses ortalama 45 desibeldir. Oysa bir ofiste çıkan gürültü 70, otomobil içerisindeki ses 80-90 desibel değerlerindedir. Ayrıca ortalama 500 kilovat gücündeki rüzgar türbini, 57 bin ağacın yaptığı karbondioksit temizleme işlemine denk bir işi üstleniyor” diye konuştu.

76 Ocak

2015


We put the we in Empower

Doble ile gücünüze güç katın. Life of a Transformer™ Seminar 18-22 Ocak 2015 | Dubai, Birleşik Arap Emirliği | www.doble.com/loatdubai Büyük Güç Transformatörleri Ömür Yönetimlerinde dünyaca bilinen uzmanların tecrübelerini içeren eğitim. Transformatörlerde aniden oluşabilecek problemlerin değendirilmesinde kullanılacak pratik bilgileri endüstrinin ileri gelen uzmanlarından öğreniniz. Takriben bir asırdır Doble, eşsiz bilgi ve tecrübeleri bünyesinde toplamaktadır. Doble bu bilgileri Doble test cihazları kullanıcıları, verdiği servis hizmetleri, ve Life of a Transformer™ ve benzeri seminerlerle müşterileriyle paylaşmaktadır.

Endüstriyi servis hizmetlerimizle, çözümlerimizle ve eşsiz bilgi birikimimizle güçlendiriyoruz


MOODY’S: 2015 ENERJİ ŞİRKETLERİ İÇİN ZOR BİR YIL OLACAK CUMHURİYET

YILDA 1.2 MILYARLIK

ENERJI CEPTE KALACAK SABAH

K

ış aylarında artan enerji faturasının vana kullanımıyla azaltılması mümkün. ETADER, tedbirlerle 1.2 milyarın cepte kalacağını açıkladı

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun enerjide tasarruf kampanyasına Enerji ve Isı Tasarrufu Derneği de (ETADER) destek verdi. Merkezi sistemle ısınan binalara yönelik çalışma kapsamında evlerde ısı kaybının nerelerde yaşandığı belirlenerek kalorifer peteklerine termostatik vanalar takılıyor. Bu yolla yıllık 1.2 milyar liralık enerjinin tasarruf edileceğini belirten ETADER, çok basit önlemlerle cepte kalacak bu paranın cari açığı da azaltacağını vurguladı. KİŞİ BAŞI 500 TL’LİK KÜLFET

ETADER Başkanı Zafer Yavuztürk, Türkiye’de yaklaşık 2 milyon konutun merkezi ısıtma sisteminde olduğunu belirterek “Bu konutlar ısınmaya yılda yaklaşık 3 milyar lira ödüyor. Ülkemizde ciddi miktarda enerji israfı var. Bilinçsiz ısı tüketiminin ek külfeti senelik 500 TL” dedi. 500 liraya takılacak bir vanayla bu israfın önüne geçmenin mümkün olduğunu anlatan Yavuztürk şöyle konuştu: “OECD ülkelerinin iki katı enerji kullanıyoruz. Oysa Türkiye’nin enerji tasarruf potansiyeli yüzde 30. Bunu yapabiliriz.” ETADER Başkanı Zafer Yavuztürk, ABD örneğinde de görüldüğü gibi en büyük enerji kaynağının tasarruf olduğunu vurguladı. Yavuztürk, “Üstelik bu kaynak sürekli ve çevre dostudur. Bu nedenle ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğini güvenle kurabilmek için enerji ve ısı tasarrufu yapmaktan başka çaremiz yok” dedi.

78 Ocak

2015

U

luslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, küresel petrol ve gaz endüstrisinin düşük petrol fiyatları nedeniyle zorlayıcı bir yıla girdiğini belirtti.

Petrol fiyatlarındaki düşüşü değerlendiren Moody’s açıklamasında, “Temmuz 2014’te yaklaşık 95 dolar olan petrol varil fiyatlarının yaklaşık 55 dolar seviyesine düşmesini etkileyen bir dizi unsur var. Düşüşü özellikle OPEC ülkeleri dışında ABD gibi ülkelerde üretimin artması, küresel petrol talebindeki yavaşlama ve Suudi Arabistan’ın OPEC ülkelerinin ve dünyanın yönlendirici üreticisi olarak devam etmeme kararı alması etkiliyor” ifadelerine yer verildi. Moody’s’in Kurumsal Finans Genel Müdürü Steven Wood, konuya ilişkin, “Eğer petrol fiyatları 2015 boyunca 55 dolar seviyesinde kalırsa, kazançlardaki kayıp, arama ve üretim şirketlerini vuracak ve bu da yeniden yatırım için gerekli sermayenin azalmasına neden olacak” değerlendirmesinde bulundu. Arama ve üretim faaliyetlerine ayrılan sermayenin azalmasının petrol sahalarını işleten şirketlerin de üzerinde stres unsuru olabileceğine dikkati çeken Wood, şunları kaydetti: “Eğer petrol fiyatları 2015’te ortalama 75 dolar seviyesinde olursa, Kuzey Amerika’daki arama ve üretim şirketleri geçen yıla kıyasla harcamalarını bu yıl yüzde 20 azalmak durumunda kalabilir. Eğer petrol fiyatları 60 doların altında kalırsa, harcamalardaki azalış yüzde 30-40 aralığını bulabilir.” Moody’s, daha önceki açıklamasında, petrol ihracından elde ettikleri gelire bağımlı olan ve büyük çaplı harcama programlarına devam etmek zorunda kalacak ülkelerin, düşük petrol fiyatlarına uyum sağlamakta zorluk çekebileceğini belirtmiş, “Düşük petrol fiyatları 2015 yılında küresel ekonomik büyüme için pozitif olacak” ifadesini kullanmıştı.

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K



2015’in sekiz güneş enerjisi trendi

80 Ocak

2015

Hazırlayan: Bengi Yıldırım

www.elektrikdergisi.com

ENERJİ DÜNYASINDAN

Her çeyrek, GTM Araştırma üç ayın en önemli bilgilerini derliyorlar. 2014’ün son çeyreğinden derlenenler:

Benzin fıyatındaki 17 haftalık düşüş son buldu ABD Energy Information Administration (EIA)’a göre, ABD’de benzinin ortalama satış fıyatındaki 18 haftalık düşüş son buldu. 17 haftalık bu düşüş EIA’nın 1995’te açıkladığı 24 hafta içinde 14 sent/galon düşüşünden beri en uzun sürenfıyat düşüşüydü. Ayrıca 2008’deki 15 haftada yüzde 58’lik düşüşten beri yüzde olarak da en yüksek olarak kayıtlara geçti. http://www.energyglobal.com/downstream/petrochemicals/03022015/ Increase-in-gasoline-price-175/

1.

Çin’in yeni tarifesiyle panel fıyatlar watt başına 65 sent’in altına düşebilir.

2.

Yüksek verimli modül teknolojileri öne çıkıyor.

3.

Megawatt ölçeğindeki güneş enerjisi operasyonları ve bakımı piyasasında bir çok fırma piyasadan pay alabilmek için savaşıyor.

4. Enversör üreticileri şebeke entegrasyonu konusunda yenilikler bulmak için araştırmalar yapıyor. 5.

Net enerji sayaçları ABD dışında da popülerlik kazanıyorlar.

6. Sanayide kullanılacak olan 4 gigawatt’tan fazla güneş enerjisi RPS gereksinimleri dışından elde edildi. 7.

Ev tipi güneş enerjisi üniteleri watt başına 3 dolardan daha düşük bir fıyata kurulacak.

8. Ev tipi güneş enerjisi sektöründe borçlar öne çıkıyor.

http://www.greentechmedia.com/articles/read/ The-Most-Important-Trends-in-Solar-in-8-Charts


Shell kutuplarda petrol aramaya kararlı Shell, yasal engelleri aştığı ve protestoları görmezden geldiği takdirde Kutup Denizi’nde petrol aramaları yapma konusunda ısrarcı. Firma, proje gerçekleşmese bile ekipmanlar bölgede hazır bulunacakları için projenin 1 milyar Dolar’a mal olacağını açıkladı. Shell Yöneticisi Ben van Beurden, delme işlemi gerçekleşmezse hayal kırıklığına uğrayacağını söyledi. Greenpeace ve onun gibi birçok çevreci kuruluş Shell’in petrol arama çalışmalarını keseceği umuduyla Kutuplarda petrol arama projesine şiddetle karşı çıkıyorlar. http://www.theguardian.com/business/2015/jan/29/shell-determined-arctic-oil-drilling-summer

Almanya açık denizde 1 GW’a ulaştı Kuzey ve Baltık denizine yerleştirilen 258 türbinden sonra toplam kapasitenin 1049,2 MW’a ulaştığı açıklandı. Alman Rüzgar Enerjisi Kurumu’na göre, 528.9 MW’lık 142 yeni türbin şebekeye bağlandı. Kurum, toplamda 1.2 GW kapasitelik 268 türbinin daha bağlanmak üzere hazır beklediğini aktardı. Almanya Açık Deniz Rüzgar Enerjisi Kurumu Yönetim Kurulu üyesi Norbert Giesei 2015 sonunda kapasitenin 3 katına çıkmasını beklediklerini açıkladı. http://www.windpoweroffshore.com/article/1329393/germany-reaches-1gw-offshore

81 Ocak

2015


Hazırlayan: Bengi YILDIRIM

www.elektrikdergisi.com

ENERJİ DÜNYASINDAN

Japonya enerji depolama ve verimlilik artırma çalışmalarına 779 Milyon Dolar ayırıyor Japonya Ekonomi, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı küçük ölçekli işletmelerin enerji verimliliği artırabilmelerine yardımcı olmak amacıyla 93 Milyar Yen (779 Milyon Dolar)’lik bir bütçe ayırmayı planlıyor. Bakanlık, bütçenin işetmelerin kullandıkları aletlerin daha verimli olanlarla değiştirilmesi için ayrıldığını açıkladı. Bir başka hedefse şebekeleri yenilenebilir enerjiye daha uygun hale getirebilmek. Bunun içinse 81 Milyar Yen’lik bir bütçe oluşturulduğu belirtildi. http://www.renewableenergyworld.com/rea/news/article/2015/01/japan-sets-aside-779-million-for-energy-storageand-efficiency-development

SunEdison Hindistan’da 4 Milyar Dolarlık güneş paneli fabrikası kuracak Başbakan Narenda Modi’nin yenilenebilir enerji kulanımını artıma çabaları doğrultusunda, SunEdison Hindistan’daki en büyük güneş paneli üretim fabrikasını kurmak için 4 Milyar Dolarlık yatırım yapacak. Maryland Heights, Missouri merkezli şirket fabrikayı kurmak için Hindistan enerji tedarikçisi Adani Girişimcilik’le birlikte çalışacak. http://www.renewableenergyworld.com/rea/news/article/2015/01/sunedison-to-build-4-billion-solar-manufacturing-plant-in-india

82 Ocak

2015


Petrol Fıyatlarının düşmesi Fortune 500 enerji şirketlerine milyarlarca dolar kaybettirdi Exxon ve Chevron geçen yazdan beri piyasa değerlerinden toplam 95 Milyar Dolar kaybettiler. Geçen yazın ortasından beri petrol fıyatlarının yüzde 55 düşmesi sebebiyle, son 6 ay enerji şirketleri için çok zor geçti. Bundan dolayı dünyanın en büyük enerji şirketlerinin piyasa değerleri milyarlarca Dolar düştü. En çok değer kaybeden Exxon ve Chevron’un ardından, yüzde 26 değer kaybeden ConocoPhilips ve Occidental Petroleum geliyor. http://fortune.com/2015/01/09/energy-companies-market-value/

Mısır İsrail’den doğal gaz almayı düşünüyor Devlet kanalına konuşan Mısır Petrol Bakanı, enerji problemlerini giderebilmek adına İsrail’den doğalgaz almayı düşündüklerini açıkladı. Mısır, yıllardır enerji eksikliği çekiyor. Bu sebeple yeni doğal gaz kaynakları arıyorlar. Ancak, İsrail’den doğal gaz ithalatı yapmak Mısır için problem teşkil ediyor. Çünkü halk Filistin işgali dolayısıyla İsrail’e güvenmiyor. http://www.reuters.com/article/2015/01/14/ egypt-israel-gas-idUSL6N0UT1AH20150114

83 Ocak

2015


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

YENILENEBILIR ENERJI SISTEMLERI GÖZLEMLEME VE UYGULAMA LABORATUARI Ahmet NAYİR1,2 Recayi (Reg) PECEN2 1Fatih Üniversitesi, 34500 Büyükçekmece, İstanbul, Turkey, anayir@fatih.edu.tr 2Electrical Engineering Technology University of Northern Iowa, ITC 39 Cedar Falls Iowa 50614-0178, www.uni.edu/~pecen ÖZET

Bu makalenin asıl amacı rüzgar- güneş hibrid güç sistemi ve birleşik kablosuz sensörler ve labview gözlemleme düzeneğiyle, elektrik mühendisliği programları öğrencileri ve öğretim üyeleri için yenilenebilir enerji alanında eğitim ve araştırma olanağını desteklemek rapor ve mevcut dizaynları geliştirmektir. Önerilen proje mevcut ve gelecek yenilenebilir enerji teknolojilerinin ihtiyaç duyduğu laboratuar imkanlarını kolaylıkla karşılayacaktır. Önerilen sınama ortamı gerçek zamanlı elektrik güç sistemleri ve ilavesiyle öğrencilere kullanma izni verecektir. Öğrencilerin rüzgar güneş güç sisteminde şebeke bağlantı tecrübeleri, gerçek zamanlı veri izleme sistemi özelinde değer kazanacaktır. Anahtar Kelimeler: Yenilenebilir Enerji Teknolojileri, Bilim, Mühendislik, Öğrenci, Öğretmen ABSTRACT

The main objective of this paper is to report and present design and implementation of solar- wind hybrid power system and associated wireless sensors and LabView based monitoring instrumentation systems to provide a teaching and research facility on renewable energy areas for students and faculty members in Electrical Engineering Technology (EET) programs. The proposed project is part of a program initiative to improve laboratory facilities to better reflect on the current and future renewable energy technologies. The proposed testbed will allow students to be educated and trained in the utilization of real-time electrical power systems and additionally will allow them to gain valuable “hand-on” experience in setting up a real- time data acquisition system specifically in grid- tied wind- solar power systems. Key words: Renewable Energy Technology, Science, Engineering, Teacher, Student

1. GİRİŞ Enerji, yenilenebilir enerji ve geleneksel enerji kaynakları adı altında iki farklı başlık altında toplanabilir. Özellikle 19. yüzyılda endüstrideki hızlı gelişme ile birlikte kömür, Petrol ve doğal gaz kullanımı gün geçtikçe artış gösterdi. Doğal enerji kaynaklarının tüketiminin hızla artmasıyla birlikte yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarına olan ihtiyaç her geçen gün daha çok kendisini hissettirmiştir. Başlangıçta katı yakıt kullanımı, beraberinde petrol gibi sıvı yakıt kul-

84 Ocak

2015

lanımı ile yeni bir anlam kazanmıştır. Sıvı yakıt kullanımı, taşınması daha kolay olan gaz yakıtlarla kolayca yaşam alanımıza dahil olmuştur. Elektrik enerjisinin kullanımı modern hayatımızı kolaylaştırmıştır. Bu katı- sıvı ve gaz yakıt kullanımı bir anlamda insan hayatındaki son yüzyıldaki hızlı değişimi özetlemesi bakımından ayrı bir anlam taşımaktadır. Başlangıçta geleneksel enerji kaynaklarından elde edilen elektrik enerjisi, yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları sayesinde günümüzde çok çeşitlen-

miştir. Fosil kaynakların hızlı bir şekilde tükenmesiyle; güneş, rüzgâr, dalga, biokütle, jeotermal, hidrolik ve hidrojen enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı büyük bir önem kazanmıştır. Yenilenebilir enerji; kömür, petrol gibi sonu olan kaynaklara muhtaç olmamızı engeller. Aynı zamanda yerel ölçekte yeni iş olanaklarının yaratılması, yatırımların ülke içinde kalması, daha az hava kirliliği, enerji arzı seçeneklerinin artması, enerji güvenliğinin sağlanması, temiz enerji tek-


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

nolojilerinin ucuzlayarak daha geniş kitlelere farklı ölçeklerde sunulması gibi birçok avantaja sahiptir. Yenilenebilir enerji tartışmalarında alternatif enerjilerin fosil yakıtlara göre daha pahalı olduğu dile getirilir. Bununla birlikte, fosil yakıtların hükümetler tarafından sübvanse edildiği göz ardı edilmektedir. Fotovoltaik, güneş enerjisini elektrik akımına dönüştürme teknolojisidir. Fotovoltaik güneş panelleri, hemen hemen her yerde ve her büyüklükte altyapı projesinde kullanılabilir. Uzun ömürlüdür, kirliliğe yol açmaz, gürültü yapmaz, yakıt gerektirmez ve kullanıcıların zaman ve emek israfını önler. Olumsuz yönleri ise yüksek başlangıç maliyeti, performansın hava koşullarına göre dalgalanması, enerjinin depolanması sorunu, elektrikli sistemler hakkında yeterli derecede bilgi sahibi olma zorunluluğu olarak sayılabilir. Rüzgâr enerjisi sistemleri bedelsiz bir enerji kaynağı olan rüzgârdan yararlanır. Uzun ömürlüdür, yakıt gerektirmez, kullanıcıların zaman ve emek israfını önler. Olumsuz yönleri, fotovoltaik güneş panelleriyle benzerdir. Karma pilli fotovoltaik/ rüzgâr sistemi bu olumsuz yönlerin bazılarını ortadan kaldırmaya yardımcı olur. Pil değişimi için plan yapmak çok önemlidir. Güneş enerjisi kullanarak enerji üretilmesi yenilenebilir enerji kaynağı uygulamalarından en popüler olanıdır. Güneş kollektörleri, fotovoltaik hücreler ve güneş bacası uygulamaları kaynağı güneş olan enerji üretme yöntemlerindendir. Güneşin ısınım enerjisi, yer ve atmosfer sistemindeki fiziksel oluşumları etkileyen başlıca enerji kaynağıdır. Dünyadaki madde ve enerji akışları güneş enerjisi sayesinde mümkün olabilmektedir. Rüzgâr, deniz dalgası, okyanusta sıcaklık farkı ve biokütle enerjileri, güneş enerjisinin değişim geçirmiş biçimleridir. Güneş enerjisi, doğadaki su döngüsünün gerçekleşmesindede

rol oynayarak, akarsu gücünü oluşturmaktadır. Doğal enerji kaynaklarının pek çoğunun kökeni olan güneş enerjisinden, ısıtma ve elektrik elde etme gibi amaçlarla doğrudan yararlanılmaktadır.1 Günümüzde enerji kaynaklarının sınırlı olması, tüketimin sınırlandırılması ve alternatif enerji kaynaklarının araştırılması birçok ulusal ve uluslararası projeleri zorunluluk haline getirmiştir. Hibrit yenilenebilir enerji sistemleri enerji alanında yapılan teknolojik çalışmalarla dahada popüler olmaya başlamıştır. Güneş, rüzgar ve diğer yenilenebilir enerji teknolojileri geleneksel enerji kaynaklarına adapte edilebilecek şekilde dizayn edilmeye başlanmıştır. Bu makalede güneş ve rüzgar enerjisi ve teknolojileri hakkında kısa öz bilgiler verilmektedir. Bu bilgiler ışığı altında yeni model yenilenebilir enerji sistemleri gözlemleme ve uygulama laboratuarı kurulumu hakkında bilgi verilmiştir. Rüzgar ve güneşten elektrik enerjisi elde etme teknolojilerinin daha iyi anlatılabilmesi için öğrencilere dönük laboratuarın özellikleri anlatılmaktadır. Aynı zamanda hibrit enerji sistemleri ve bunların şebekeye bağlantıları hakkında öğrenciler uygulamalı derin bilgiye sahip olacaktır.2,3 Bir sayfa kadar güneş enerjisi ile alakalı yapılan çalışmalar, bir sayfada rüzgar enerjisi ile alakalı bilgi verilmiştir. 2. GÜNEŞ ENERJİSİ

Güneş panelleri veya polar PV modüller, güneş enerjisini doğrudan elektrik enerjisine çeviren yarı iletken malzemeden yapılmış devre elemanıdır ve kullanım alanları her geçen gün hızla yaygınlaşmaktadır. Güneş pilleri, elektrik enerjisinin gerekli olduğu her uygulamada kullanılabilir. Güneş pili modülleri uygulamaya bağlı olarak, akümülatörler, invertörler, akü şarj denetim aygıtları ve çeşitli elektronik destek devreleri ile birlikte kullanılarak bir güneş pili sistemi oluştururlar. Bu sistemler, özellikle yerleşim yerlerinden uzak,

elektrik şebekesi olmayan yörelerde, jeneratöre yakıt taşımanın zor ve pahalı olduğu durumlarda kullanılırlar. Şebeke uyumlu alternatif akımın gerekli olduğu uygulamalarda, sisteme bir invertör eklenerek akümülatördeki DC gerilim, 220V, 50Hz’lik sinüs dalgasına dönüştürülür. Şebeke bağlantılı güneş pili sistemleri yüksek güçte santral boyutunda sistemler şeklinde olabileceği gibi daha çok görülen uygulaması binalarda küçük güçlü kullanım şeklindedir. Bu sistemlerde örneğin bir konutun elektrik gereksinimi karşılanırken, üretilen fazla enerji elektrik şebekesine satılır, yeterli enerjinin üretilmediği durumlarda ise şebekeden enerji alınır. Böyle bir sistemde enerji depolaması yapmaya gerek yoktur, yalnızca üretilen DC elektriğin, AC elektriğe çevrilmesi ve şebeke uyumlu olması yeterlidir. Güneş pili sistemlerinin şebekeden bağımsız olarak kullanıldığı tipik uygulama alanları aşağıda sıralanmıştır: • Şebekeden uzak konutlar, dağ evleri ya da yerleşim yerlerinden uzaktaki evlerde TV, radyo, buzdolabı gibi elektrikli aygıtların çalıştırılması, • İlk yardım, alarm ve güvenlik sistemleri • Bina içi ya da dışı aydınlatma, park, bahçe, sokak, cadde aydınlatma sistemleri • Haberleşme istasyonları, kırsal radyo, telsiz ve telefon sistemleri, telekomünikasyon sistemleri • Tabela ve totem aydınlatma sistemleri • Tarımsal sulama amaçlı pompalama sistemleri • Kara ve deniz İşaretlemeleri, deniz fenerleri, • Trafik sinyalizasyon ve uyarı sistemleri • Havuz pompa sistemleri • Soğutma cihazları

85 Ocak

2015


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

Tablo 1: Türkiye’nin güneş enerjisinden yararlanma potansiyeli Bölgeler Toplam Enerji Güneşlenme Süresi (kWh/m2/yıl) (saat) Güneydoğu Anadolu

1460

2993

Akdeniz 1390 2956 Doğu Anadolu 1365 2664 İç Anadolu 1314 2628 Ege 1304 2738 Marmara 1168 2409 Karadeniz 1120 1971 • Elektrik kesintisi ve depremler için acil aydınlatma sistemleri • Petrol boru hatlarının katodik koruması, • Metal yapıların (köprüler, kuleler vb) korozyondan koruması, • Elektrik ve su dağıtım sistemlerinde yapılan telemetrik ölçümler, hava gözlem istasyonları, • Orman gözetleme kuleleri, • İlaç ve aşı soğutma. TÜRKIYENIN GÜNEŞTEN YARARLANMA POTANSİYELİ

Türkiye’de yüzeyin aldığı ortalama güneşlenme miktarı yılda 1310 kWh/m2‘dir. Bu değer günlük 3.6 kWh/m2 civarındadır (EİE). Bir günlük güneşlenme süresini ise 7.2 saat olarak hesaplanmaktadır. Güneşten verimli oranlarda yararlanılabilen gün sayısı yılda 110 gün gibi yüksek bir seviyededir. Türkiye’nin güneş enerjisinden yararlanma potansiyeli (Tablo 1) en fazla olan bölgesi Güneydoğu Anadolu Bölgesi’dir.

Türkiye’nin brüt güneş enerjisi potansiyeli 87.5 milyon ton petrole eşdeğerdir. Bu değerin 26.5’i ısıl kullanıma, 8.75’i ise elektrik üretmeye uygundur. Günümüzde bu potansiyelin yüzbinde ikisinden yararlanmaktadır. 2.1 Güneş Enerjisi ile Çalışan Gezi Teknesi örneği Güneş enerjisi, temiz bir enerji türü olduğundan fosil kaynaklı enerji ihtiyacını ortadan kaldırır. Güneş enerjisinin en uygun kullanım alanlardan biri de gezi tekneleridir. Yaz aylarında sezonun açılması ile başlayan geziler, güneşin en verimli olduğu zamana işaret etmektedir. Gezi teknelerinin güneşli günler, geniş alan ve nispeten düşük hız gereksinimi ile birleşmesi ile ortaya çıkan bu fikir kullanıcılara temiz ve ekonomik bir yöntem sunmaktadır. Teknenin hareket etmediği zamanlarda aküler şarj edilir, gerektiği anlarda güneş panellerine takviye şeklinde kullanılır. PV/T hibrit kolektörlerin kullanılması halinde, kolektörler deniz suyu ile soğutularak daha verimli bir hale getirilmektedir.

Dizel motor yerine elektrikli motor kullanıldığından daha sesiz, küçük ve ucuz bir motor kullanılır. Bu sayede temiz ve gürültüsüz bir çevreye sahip olmak mümkündür. Dünya yüzünde yirmi milyondan fazla gezi teknesi vardır. Sadece Amerika birleşik devletleri on milyondan fazla motorlu gezi teknesine sahiptir. Bu botlar atmosphere 472 ton petrol ve ürünlerini atmosfere yaymaktadır[4]. Deniz ulaşım araçları vasıtası ile her yıl 236 ton petrol ve petrol ürünü su yüzeyine bırakılmaktadır. Bu durum üniversitelerin ilgili bölümlerinin inceleme konusu olmuştur. 17 yıldır, üniversite öğretim elemanları ve öğrencilerinin katılımıyla, akademik yılın sonunda, universiteler arası güneş enerjisi ile çalışan elektrikli tekne yarışmaları düzenlenmektedir. Yarış beş gün boyunca, mühendislik dizaynı, projelendirme, işçilik ve su yüzeyinde manevra, sürat, slalom ve dayanıklılığı içermektedir. University of Northern Iowa solar boat takımı Haziran 2009 ve 2010 yılının haziran aylarında Fayetteville, Arkansas ta düzenlenen 16. ve 17. üniversiteler arası yarışmalarda dünya üçüncülüğünü elde etmiştir.5 Bu proje ile öğrencilerin motivasyonu artmış ve üniversitenin dünya seviyesinde tanınması sağlanmıştır. 3. RÜZGAR ENERJİSİ

Rüzgar enerjisi, güneş radyasyonunun yer yüzeylerini farklı ısıtmasından kaynaklanır. Yer yüzeylerinin farklı ısınması, havanın sıcaklığının, neminin ve basıncının farklı olmasına, bu farklı basınç da havanın hareketine neden olur. Bir başka ifadeyle, güneş ışınları olduğu sürece rüzgar olacaktır ve rüzgar güneş enerjisinin bir dolaylı ürünüdür. Dünyaya ulaşan güneş enerjisinin yaklaşık %2 kadarı rüzgar enerjisine çevrilir. Rüzgar enerjisinin önemini anlatan yeteri sayıda makaleler yazılmıştır.6 Rüzgar enerjisinin kullanım alanları; • Elektrik üretme

Şekil 1. Gövde dizaynı tamamlanmış UNI Solar tekne (by Solid Works TM)

86 Ocak

2015

• Pilleri şarj etme


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

Şekil 2. Rüzgar çiftliği geliştirmek ve işletmek için gerekli başlıca ana işlemler • Su depolama • Taşımacılık • Su pompalama • Tahılların öğütülmesi • Soğutma olarak özetlenebilir. 3.1 Rüzgar Gücü Hesabı Rüzgar gücü, rüzgar enerjisinin bir ölçümüdür. Yer seçimi veya ölçüm hataları ile yapılabilecek küçük rüzgar hızı hataları bir rüzgar türbini yatırımında büyük hatalara neden olabilmektedir. Bu nedenle, rüzgar türbini yeri seçilmeden önce, doğru ve sürekli bir rüzgar çalışması yapılmalıdır. Rüzgar enerjisinin modellenmesi, kontrolu ve kumandası ile alakalı çalışmalara devam edilmektedir[7]. Rüzgarın Güç eşitliği; W = 0.5 r A v3 eşitliği ile verilir. W: güç/enerji r: hava yoğunluğu A: kanat alanı v: rüzgar hızı Hava yoğunluğu yükseklikle, sıcaklıkla ve hava cepheleri ile değişir. Rüzgar gücü hesaplamalarında, hava cephelerinin etkisi önemsenmeyecek kadar küçüktür, böylece hava yoğunluğu formülü şöyledir: P = 1.325 P/T T: Fahrenheit + 459.69 olarak sıcaklık P: Yüksekliğe göre düzeltilmiş Mercury basıncı (inch) Tipik ortalama hava sıcaklığı (59°F) deniz seviyesine indirgenerek hava yoğunluğu için bir standart değer

kullanılabilir. Bu durumda güç eşitliği basit olarak aşağıdaki hale gelir: Basitleştirilmiş Güç Eşitliği Metrik Birimler W = 0.625 A v3 W: Güç (watt) V: Rüzgar hızı (m/s) A: Rüzgar türbini kanatları tarafından süpürülen alan (m2) A = p r2 r: Rotor yarıçapı (m) Basitleştirilmiş bu denklemden anlaşılabileceği gibi, bir sistemden elde edilecek enerji, rüzgar hızının küpü ile doğru orantılıdır. Ayrıca elde edilecek güç, rüzgar türbin kanatlarının süpürdüğü alan dolayısıyla rotor yarıçapının karesi ile orantılıdır. Günümüzde tek tek rüzgar santralı kurma yerine ticari amaçlı rüzgar çiftliklerinin sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Rüzgar çiftliklerinin donanım ve işletmesi için gerekli olan başlıca ana unsurlar şekil 2 de gösterilmiştir[8]. En fazla miktardaki maliyeti rotor, gövde ve kuleyide içine alan türbin imalatı tutmaktadır (%60-85) [9]. Geleceğe dönük olarak, kontrol ve kumanda sistemlerinin yanı sıra, fiziksel görüntünün dizayn edilmesi konusundada geniş araştırmalar yapmak gerekmektedir.10 Bir rüzgar santrali inşa edilmeden önce, yatırımcı planlanan projenin mali detaylarını mümkün olan en az belirsizlikle risk analizlerini

bilmek ister. Bir rüzgar santralini finanse eden kuruluş, finanse etmeden önce proje için seçilen rüzgar türbininin söz verildiği şekilde işleyeceğinden ve borcun ödenmesi için gereken geliri sağlayacağından emin olmak ister. Bu da düşük risk güvenilir enerji verimliliği demektir. Bilindiği gibi rüzgar laboratuarları ISO 17025 standardına göre akredite olmalıdır. Bu laboratuarlarda, detaylı hazırlanmış ölçüm direği kurulum raporları, günlük olarak okunan rüzgar verileri, haftalık olarak gerçekleştirilen veri kalite kontrolleri ve aylık ve yıllık rüzgar verileri analizi raporları ile, güvenilir ve akredite rüzgar ölçüm hizmetleri sunulmalıdır. Hedef, rüzgar ile ilgili ölçümlerdeki belirsizlikleri en aza indirerek ilgililere güvenilir sonuçlar sunmaktır. Bu bilgiler ışığında yenilenebilir enerji ile alakalı ölçümlerin dahada önemli olduğu anlaşılmaktadır. Buda yetişmiş insan gücü manasını taşımaktadır. Kaliteli eğitim teori ile birlikte uygulamanın yapılabildiği laboratuar ortamlarında gerçekleştirilmektedir. 4. PROJENİN KAPSAMI

Bu projede teklif edilen 12 kW. rüzgar- güneş güç ve aletler sistemi, 10kW. rüzgar (208/240V. AA 50 hz.) ve 2 kW. (24V.) güneş paneli kapsamaktadır. Bu sistem enerji alanında eğitim alan ön lisans, lisans ve lisans üstü öğrencilere, geleneksel ve yenilenebilir enerji sistemleri, hibrit sistemler, akıllı sistemler, AA/DA elektrik olayları ile ilgili derslerde yar-

87 Ocak

2015


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

dımcı olmaktadır. Sistem aşağıdaki esaslarda gerçekleştirilmektedir. Rüzgar ve güneş elektrik üretim sistemi kablolu ve kablosuz olarak gözlemleme yapılacağı için, geleneksel güç laboratuarlarından tamamen farklı olmaktadır. Kablolu, kablosuz izleme yöntemleri ve kullanılan yazılımlar görsel olarak uygulanmaktatır. Güç kalitesi, alternatif akım ve doğru akım etkileşmesi dünyada kullanılan gerçek değerlerle çok yakından derinlemesine öğrenilmektedir. Kararsız güç analizleri ustalıkla alternatif akım ve gerilim gözlemlemeleri için yapılmaktadır. Rüzgar, güneş güç sistemlerinde enerji, çevre ve ekonomi ilişkileri öğrencilerin motivasyonunu artırmak

için, ilgili çalıştaylarla anlatılmaktadır. Güneş ve rüzgar enerji teknolojileri tek tek anlatılmaktadır. Hibrid güneş ve rüzgar güç sistemleri öğrenildikten sonra genel güç sistemlerinin tanımlaması daha kolay yapılmaktadır. Güneş enerjisi ile sadece aktif güç elde edilmektedir. Rüzgar enerjisi ile hem aktif hem de reaktif güç elde edilmektedir. Tanımlamalarla elektrik enerji sistemlerinin birbirine birleştirilmesi daha doğrulukla anlaşılmaktadır. Aktif güç, reaktif güç, görünen güç kavramları görsel olarak öğrencilere anlatılmaktadır. 5. RÜZGAR- GÜNEŞ HIBRIT ÜNİTESİNİN KURULUŞU

Hibrit unite rüzgar turbini ve güneş paneli olarak iki elektrik üretim kay-

Şekil 3. Rüzgar- güneş güç sistemi

nağından oluşmaktadır. Bu kaynaklar şebekeyle senkronize çalışacak şekilde parallel bağlanmaktadır. Bu bağlantılar laboratuar ortamında rüzgar- güneş elektrik enerji kaynağının bağlantı şekillerini öğrencilere uygulamalı anlatılabilmek için görsel tasarlanmıştır. Projenin blok diyagramı şekil- 3 de gösterilmiştir. Rüzgar turbini çelik direğin üzerine yaklaşık 30 metre yükseklikte kurulmaktadır. 2 kW. gücü elde edebilmek için 20 adet güneş paneli kullanılmaktadır. Sistemi tanımlamak için ilgili benzetme şekil-4 gösterilmiştir. 10 kW. rüzgar turbini yüksek güvenlikli ve az bakım gerektirdiği için permanent magnet generator seçilmiştir. Türbin kanatları fiber glastan imal edilmiştir. Turbinin diğer bir özelliğide düşük akım ve gerilime karşı korumak için periyodik olarak şebekeyle uyumlu olarak sistemi yenilemektedir. Sistemde akım, gerilim, güç ve harmonik bozulması verilerini gözlemleyerek gerektiğinde kullanabilmek için analizörler kullanılmaktadır. Geçici olarak AA/DA ölçümleri için sayısal panel metreler monte edilmektedir. Şekil 5 te kontrol aygıtlarının yerleştirilmesi ve veri elde etme fonksiyonel blok diyagramı ile gösterilen sistem kullanıcı ile etkileşimli olmaktadır. Rüzgar turbini, güneş paneli ve ana bilgisayar arasında iletişimi sağlamak için kablolusuz sensörler kullanılmaktadır. Yeni model yenilenebilir enerji sistemleri gözlemleme ve uygulama laboratuarı kurulumu ile aşağıda sıralanan çalışmalar uygulamalı olarak öğrenci ve öğretim elemanları tarafından yapılmaktadır. • Anemometre de okunan bilgilerin depolanması ile yıllık enerji üretiminin izlenmesi • Yük değişimlerinden dolayı geçiş olaylarının izlenmesi

Şekil 4. Rüzgar turbini, güneş paneli ve laboratuar arasında kablosuz iletişim ve kontrol cihazı sistemi.

88 Ocak

2015

• DA ve AA sistemlerinde gerilim, akım ve güç ölçümleri • AA akıllı şebeke sistemlerinde yük


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

Şekil 5. Kontrol aygıtlarının yerleştirilmesi ve veri elde etme fonksiyonel blok diyagramı değişiminden dolayı gerilim, akım ve güç geçişlerinin izlenmesi • Sistemin tamamının efektifliğinin ölçülmesi ve gözlemlenmesi • Rüzgar türbini kurulu düzeninde gövde üzerindeki elemanların titreşimlerinin sensör modülü ile ölçülmesi ve gözlemlenmesi • Yıllık rüzgar hızı, yönü, sıcaklık gözlemlemesi ve bilgi depolanması • IEC 61400-11:2002. standardında rüzgar turbine gürültüsünün ölçülmesi • Tahmine dayalı olarak sıcaklıkların izlenip karşılaştırılması • Rüzgar hızının azalması, türbülansı, anahtarlama olayları ile güç kalitesinin gözlemlenmesi reaktif güç, gerilim dalgalanması ve harmonik izlenmesi • Ani yük değişimlerinde AA/DA etkileşiminin gözlemlenmesi • Sıcaklık değişiminin sistemin tamamına etkilerinin gözlemlenmesi • Şebeke ve ani yük değişimleri gibi ani rüzgar değişimleri boyunca sistemin tamamının kablosuz sensörler vasıtası ile takipedilmesi. Gerilim ve frekans kontroluyla akıllı şebeke üzerinde yeni kontrol şemaları geliştirerek yeni projeler hazırlamak.

6. SONUÇLAR

Önerilen rüzgar-güneş güç ve donanım/veri izleme sistemi laboratuarı AA şebeke sistemi ile senkronize çalışmaktadır. Yeni model yenilenebilir enerji laboratuarı ile ön lisans, lisans ve lisans üstü öğrencilerinin hibrit enerji sistemleri ile alakalı teorik bilgileri uygulama ile beslenmektedir. Güç sistemlerinin öğretilmesinde Fizik, İstatiksel analiz, Bilgisayar programlama, Elektrik devreleri, Analog cihazlar, Sayısal elektronik, Geleneksel ve yenilenebilir enerjinin temelleri, Elektrik makinaları, Programlanabilir lojik kontrol (PLC), Elektromekanik, Ölçme ve korumanın temelleri, Enerji iletimi, Kablolu ve kablosuz sensör teknikleri, Ağ yapıları v.b derslerin uygulamalı yapılmasına imkan vermektedir. 7. KAYNAKLAR 1. Varınca, Kamil B.; Gönüllü, M. Talha “Türkiye’de Güneş Enerjisi Potansiyeli ve Bu Potansiyelin Kullanım Derecesi, Yöntemi ve Yaygınlığı Üzerine Bir Araştırma”, I. Ulusal Güneş ve Hidrojen Enerjisi Kongresi 21-23 Haziran 2006 2. Recayi (Reg) Pecen, Ahmet Nayir, Design and Implementation of a 12 kW Wind- Solar Distributed Power and Instrumentation System as an Educational Testbed for Electrical Engineering Technology Students, Modern Electric Power Systems 2010 (MEPS’10), 2010, Wroclaw,

POLAND, http://www.meps10. pwr.wroc.pl/submission/data/ papers/16.4.pdf 3. Recayi (Reg) Pecen, Ahmet Nayir, Promoting STEM to young students by Renewable Energy Applications, Modern Electric Power Systems 2010 (MEPS’10) 2010, Wroclaw, POLAND, http://www.meps10.pwr. wroc.pl/submission/data/papers/ P59.pdf 4. McKinney M.L., Schoch R.M., Environmental Science: Systems and Solutions, Jones and Bartlett Publishers, 1998. 5. World Championship on Solar Boating June 2010 results http://www. solarsplash.com/results/event10. php 6. Ahmet Nayir, Wind Energy New Trends, 6. th international conference, TPE10, tebriz, İran, 2010, s-547555 7. L. Jedut, E. Rosolowski, A. Nayir, Modeling and Control of Wind Turbine, 6. th international conference, TPE10, tebriz, İran, 2010, s-552- 556 8. Life-Cycle Energy and Greenhouse Gas Emissions of Nuclear Power in Australia, ISA, The University of Sydney 3 November 2006 9. Rehman S. Prospects of wind farm development in Saudi Arabia. Renewable Energy 2005; 30(3) 447463. 10. Marty Stimson, New Design Trends harnessing the Vision, 2010 IAWIND Conference, April6, 2010.

89 Ocak

2015


Özgür Biliz Satış Direktörü / Elektrik Mühendisi VEM Elektrik Motorları ve Kontrol Sistemleri Ltd. Şti.

YÜKSEK VERİMLİ ELEKTRİK MOTORLARI VE YENİ STANDARTLAR Günümüzde enerji kaynaklarının ne kadar kısıtlı olduğu ve artan talebin yaratacağı dar boğazdan kaçınabilmek için mevcut enerjiyi verimli kullanmanın ne derece gerekli ve tek çıkış yolu olduğundan bahsetmeye bile sanırım gerek yoktur. Endüstride elektrik enerjisini mekanik/ hareket enerjisine çevirmede en çok kullanılan ekipmanlar elektrik motorlarıdır. Herhangi bir imalat yapmak için “bir şeylerin hareket etmesi gerekmekte”, diye düşünecek olursak elektrik motorların ne derece önemli ve yoğun kullanıldığını hissedebiliriz. Aslında gerçekten de rakamlar gösteriyor ki sanayide kullanılan toplam elektrik enerjisinin yaklaşık %70’i elektrik motorları üzerinde harcanmaktadır! Bir elektrik motorunun gücünden bahsedilirken, örneğin 100kW’lık bir motor olsun, bu güç, motorun miline verdiği mekanik gücün bir ifadesidir. Motorun şebekeden çekeceği güç ise tamamen motorun ne kadar verimli olduğu ile alakalıdır. Örneğin motor %90 verimli ise bu durumda giriş gücü 100/0.9=111kW’lar civarındadır. Bu hayali örnek için maalesef 11kW’lık güç ile sürekli olarak faturalar kabarmakta, gereksiz bir aktif harcama yapılmakta ve belki daha da kötüsü çevre ısıtılmaktadır. Çünkü kayıp enerji ısı enerjisi olarak dönüşür… IE<n> olarak adlandırılan verimlilik standartları için VEM, şu an otoritelerin şart koştuğu tüm standartlarda imalat yapmakla beraber, gelecekte zorlayıcı olarak devreye girecek ancak günümüzde standardı henüz sadece taslak olarak hazırlanmış ve kanuni zorlaması halihazırdabulunmayan verimlilik standartlarında da imalat yapmaktadır. Çünkü, birçok son kullanıcı, kanuni zorunluluk adına değil, yaptıkları amortisman hesabı ve beraberinde çevreye saygılı olma adına, kanunun asgari şart koştuğu standartların ötesinde taleplerde bulunmaktadır. Ülkemizde şu an standart asenkron motorlar için zorunlu minimum verimlilik sınıfı IE2, önümüzdeki yıl – eğer bir değişiklik olmazsa – devreye girecek verimlilik sınıfı IE3 olmakta, ancak VEM, az önce bahsettiğimiz gibi bazı modellerinde şimdiden IE4 standartlarında da imalat yapmaktadır. VEM Holding GmbH, geçtiğimiz Ekim ayı başlarında, Almanya’da 13.sü yapılan teknik kongreye ev sahipliği

90 Ocak

2015

yaptı. Kongre, üniversitelerden konunun uzmanları ve endüstrinin ve sektörün ileri gelmiş firmalarının yoğun katılımlarıyla gerçekleşti. Kongrede enerji verimliliği trendinin geleceği, yeni ölçüm teknikleri, yeni standartlar ve benzeri teknik konularadetaylıca yer verildi. Bu konferans ve sunulan bilgiler ile tazelediğimiz konu ile alakalı bilgileri paylaşmak isterim: IEC ve CENELEC yoğun bir şekilde standartların ve kılavuzların yenilenmesini ve geliştirilmesini istemektedir. Haziran 2014’de, şebekeden çalışan motorlar için verimlilik (kayıp) ölçüm sistemlerinin 2. Versiyonu yayınlanmıştır (IEC60034-2-1 Ed.2.0). Buradaki temel prensip, ölçüm sistemlerinin daha hassas yapılabilmesiydi. 1. Versiyonla karşılaştırıldığında, bu yeni versiyonun dokümanı ciddi bir şekilde geliştirildi. Elektrik motoru denince en yoğun kullanılan yapılar (Asenkron motorlar, Senkron motorlar, DC motorlar vb.) kendine has bölümlerde ayrı ayrı ele alınarak okunabilirlik ve anlaşılabilirlik arttırılmıştır. Ayrıca, modern araç-gereçlerin gelişen kabiliyetlerini göz önüne alarak ölçüm toleransları da daha hassas istenmiştir. Gelecekte verimlilik konusu sadece motor (ürün) bazında değil, komple sistem bazında standartlarca tarif edilecek ve ölçülecektir, bu standartların ve yöntemlerin çalışmaları başlatılmıştır. Gelecekte artık elektrik motorlarında verim kriteri, sadece bir noktadaki verimlilik değil, bir matris şeklinde farklı devirler ve farklı yüklenmeler için ölçülecektir. Bu sayede işletmelerde, yükün doğası gereği farklı devir/yük noktalarında çalıştırmak üzere de motorlar kendi aralarında kıyaslanabileceklerdir. Hatta benzer bir yaklaşım, komple sistemlere de uygulanması için devam etmektedir. Burada sistemden kastedilen motor, motor öncesi frekans konvertörü ve motor sonrası yükün hep birlikte oluşturduğu komple yapıdır. Bu konsepti ifade eden standartlar da IES<n> olarak adlandırılacaktır. Bu yeni standartların taslakları (FprEN 50598-2) şimdiden yazılmıştır. EN50598 standardı, elektrikle drive edilen sistemlerinde ekolojik dizayn kurallarını belirler ve 0.12kW’tan 1000kW’a kadar kapsamaktadır. Bu standardın getirdiği enerji verimliliği kazançlarının hesabı birden fazla


kriterin hesaplanması ile oluşur: Motor, frekans konvertörü, motor yol verici ve yükün çalışma rejimleri… EN 50598, IES sitemini kullanarak enerji verimlilik sınıfını belirler. VEM olarak bizler, alçak gerilim 3 fazlı AC motorlarımız için bu standarda göre testlerimizi başlatmış olup, standartlar yürürlüğe girmeden veri bankamızı oluşturmaktayız. Veri bankamızda şimdilik 0.75kW – 375kW arası motorlar mevcuttur ve her geçen gün artmaktadır. Bu sayede VEM olarak bizler, gerek motor olarak gerekse motor ile frekans konvertörü birlikte çalışması olarak IES2 standartlarını sağlamaktayız; Geçen Kazım ayında SPS IPC fuarında VEM standında girilen parametrelere göre verimlilik sınıfını hesaplayan programı sergilemiş bulunuyoruz. Bu program aynı zamanda pompa ve fan yükleri için çalışma ve rejim şartlarını da hesaba katmaktadır. Frekans konvertörü (sürücü) ile birlikte çalışan motorların verimliliğini ölçmek için ise yine farklı bir standart yazılmıştır (IEC 60034-2-3 Ed1.0). Buradaki temel farklılık, frekans konvertörünün sinüs olmayan motor beslemesinin yarattığı özel durumlar ve ilave kayıpların da hesaba katılması ve ölçülmesidir. Şu anki standart sadece asenkron motorları kapsamakla beraber gelecekte yenilenecek versiyonları diğer motor tiplerini de kapsayacaktır. Bu bağlamda ölçümlerin aynı bazda olabilmesi için standartlar, kullanılacak frekans konvertörünün PWM (pulse width modulation – darbe genlik modülasyonlu) çalışmasını ve fakat over-modulation (çıkış voltajını daha yükseltebilmek adına sinüs şeklinden ödün verilerek motora çıkış verme tekniği) yapılmamasını şart koşmuştur. Buradan elde edilecek ölçümler farklı motorları karşılaştırmak için referans olarak kullanılabilir. Ancak yine de bilinmelidir ki teknik olarak tüm bu standartlar tutulsa bile laboratuvar ortamı verileri ile gerçek sahadaki farklı mekanik yüklere bağlı olarak çalışan motorların gerçek kayıpları aslında tam olarak bu laboratuvar verileri ile bire bir örtüşmeyecektir. Bu konuya bir benzetme ile yaklaşmak gerekirse; herkesin yakından bildiği ve araba alırken şehir içi / şehir dışı yakıt tüketimi verilerinin karşılaştırılması verilebilir. Arabaları tasarruflu olmak bazında birbiri ile karşılaştırırken bu veriler kullanılabilir. Neticesinde bu verilerin arkasında standartlarla tarif edilmiş ölçüm teknikleri ve kılavuzları olacaktır. Ancak yine de kullandığımız arabanın gerçek yakıt harcaması tamamen bizim kullanma alışkanlıklarımıza, aldığımız yol ve şartlarına bağlı olarak değişecektir…

Bu yeni ölçüm yöntemleri ve kriterleri çok daha fazla pratik ve tecrübe gerektirdiği için Avrupa’da CENELEC’de bir çalışma grubu kurulmuştur. Bu grup IEC 60034-2-3 otoriteleri ile yakın temas ile çalışmaktadır. Farklı markaların benzer motorları test laboratuvarlarında ve bağımsız merkezlerde testlere tabi tutularak elde edilen ilk raporlar çıkmış ve gelecekle alakalı olarak pozitif sinyaller şimdiden ortaya konulmuştur. Gelecekte verimlilik sınıfları (IE sınıfları) iki kırılımda karşımıza çıkacaktır. Bunlardan birincisi şebekeden çalışan motorlardır ve bu ilk kısım Mart 2014’de yayınlanmıştır. 2008’deki ilk versiyondan farklı olarak kapsam ciddi bir şekilde arttırılmıştır. Artık 0.12kW’tan 1000kW’a kadar güç aralığı, 2 – 8 kutuplu motorlar kapsanmaktadır. Ve IE4 sınıfı da eklenmiştir. İkinci kısmın ilk taslağı ise (IEC60034-30-2)2014 yılı başlarında yayınlanmıştır. Bu kısım ise motorların frekans konvertörleri ile birlikte çalışmaları durumu içindir. Güç aralığı 0.12kW’tan 1000kW’a kadar olup, nominal hızları 600 – 6000rpm olan motorlar içindir. Tanımlanmış verimlilik sınıfları (IE1V-IE4V), frekans konvertörü çıkışgeriliminin şeklinin sebep olduğu ekstra harmoniklerin yaratacağı kayıplarını da ölçecek şekilde konumlandırılmıştır. Konvertör çıkış geriliminin bu doğal yapısından dolayı verimlilik değerleri, şebekeden direkt beslenen motorla birebir kıyaslanırsa, daha düşük olacaktır. Elbette konvertör kullanımının sunduğu hız kontrol yapabilme, bunun getirdiği proses avantajı ve zaman zaman prosesi farklı yönetmenin getirdiği ciddi büyük enerji tasarrufu imkanları ayrı bir konudur. Basınç kontrolü yapmak için sabit devirli çalışan bir motoru kullanıp pompa çıkışında vana kullanmak yerine, motoru frekans konvertörü ile sürerek prosesin ihtiyacına göre motorun hızını ayarlı yapmak, bu bağlamda frekans konvertörlerinin sunabileceği enerji tasarrufu konseptine güzel bir örnektir… Enerji tüketimi demek maliyet demektir. Ancak enerji ihtiyaçlarımızın öyle hızla arttığı bir çağdayız ki belki de esas problemimiz yakın bir süreçte enerjinin yüksek maliyetli olmasından öte, bulunup bulunamamasına gelecektir. Yazının en başında da değindiğimiz gibi mevcut üretebildiğimiz enerjimizi israf etme lüksümüzün olmadığını bilen tüm bilinçli kullanıcılar; sadece elektrik motorlarında da değil, öncelikli olarak enerji tüketimi yoğun olan yerlerden başlayarak ama sonunda tüketimin olduğu her noktada tasarruf imkanlarını araştırmalı ve yeni teknolojileri kullanarak verimliliğini artırmalıdır.

91 Ocak

2015


SCHNEIDER ELECTRIC AKILLI PANO • TANITICI REKLAM

AKILLI PANO İLE ENERJİ HEDEFLERİNİZİ ÜÇ AŞAMADA NASIL GERÇEKLEŞTİRİRSİNİZ? SCHNEIDER ELECTRIC AKILLI PANOLAR, KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ BİNALARI MALİYET TASARRUFU VE ÇEVRESEL UYUMLULUK KAVRAMLARIYLA BİRLEŞTİRİR. Çoğu ülkede enerji talebinin neredeyse %40’ının binalar tarafından tüketilmesi sonucu giderek daha az bulunur hale gelen kaynakların sorumlu biçimde tüketimi aşılanırken binaların çevre üzerindeki etkileri azaltılmalıdır. Dünya genelinde yasal düzenleyici kurumlar, binalara yönelik çevresel performans kriterleri uygulamaya başlamıştır. Sadece büyük ölçekli kuruluşların inceleme kapsamına alınması değil, kamu binaları, ticari tesisler ve oteller gibi küçük ve ortak ölçekli binaların da enerji ve iklim düzenlemeleriyle uyumlu olmaları beklenmektedir. Düzenlemelere uyulmasıyla bina sahipleri aynı zamanda finansal anlamda fayda sağlayacaktır. Başlangıç olarak daha düşük faturalar anında tasarruf sağlayacaktır. Mülk konumu gibi enerji verimliliği de varlık değerini belirleyen bir faktör haline gelmiştir. Enerji verimliliği sistemine sahip binalar, mülk değerini artırabilmekte, yeniden satışı kolaylaştırabilmekte ve kira oranlarını yükseltebilmektedir. SÜREKLİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR ENERJİ TASARRUFLARI

Enerji tasarrufu sürekli bir süreç olduğu için, tesis yöneticilerinin enerji kullanımı verilerine her zaman erişim sağlaması gerekmektedir. Dahası, bilgilerin zamanında elde edilmesi, kolay anlaşılması ve uygulanması

92 Ocak

2015

gereklidir. Akıllı Panolar, enerji performansını izlemeye ve optimize etmeye yardımcı olan bilgi yönetim sistemlerine gerçek zamanlı aktarım için enerji ölçümlerini merkezileştirerek bu önemli gereksinimlere eğilmektedir. Schneider Electric tarafından üretilen güvenilir pano bileşenlerinden oluşan Akıllı Panolar, uygulama ve bakımı kolaylaştırmak için teknisyenlerinin becerilerinden faydalanmaktadır. “Ölç”, “bağlan” ve “tasarruf et” üzere üç adımda, Akıllı Panolar sürdürülebilir enerji tasarrufu için görsel veri analizine olanak sağlamaktadır. ENERJİ TASARRUFU ‘ÖLÇÜM’ İLE BAŞLAR

Schneider Electric’in enerji yönetimi çözümlerinin temel bir dayanağı, “yalnızca ölçebildiğini yönetebilirsin” şeklindedir. Yazarlar Jean-Paul Genet ve Cliff Schubert’nin Schneider Electric’in Küçük ve Orta Ölçekli Binalar İçin Ölçüm Sistemi Tasarlama isimli tanıtım yazısında belirttiği gibi ‘Enerji verimliliği girişimlerinin tamamında bulunan ortak bir özellik, enerji tüketiminin güvenilir ve hatasız bir şekilde ölçülmesi ve izlenmesidir’. Akıllı Panolar, ‘Ölç’ ile ilk önemli adımı gerçekleştirmektedir. Son on yıl boyunca Schneider Electric, Akıllı Panolar üreterek düşük gerilimli pano teknolojisinde bir devrim yaratmıştır:


• Hataları ve manuel izleme zorluklarını ortadan kaldırarak WAGES değerlerini kaynak üzerinde otomatik hale getirir. • Koruma ve kontrol; yenilikçi ACB’ler, MCCB’ler, MCB’ler ve DIN rayına monte edilen kontrol üniteleri tarafından sağlanır. • Enerji ölçerler, lokal ekran ünitelerinden anında görüntülenebilen çeşitli parametreler sağlar. • Acti 9 modülleri gibi haberleşme olanaklarıyla zenginleştirilmiştir. Bileşenler, bu ilk adımı daha kolay, daha güvenli ve daha verimli hale getirmek için binanın elektrik altyapısına sorunsuz bir şekilde entegre edilir. BASİT VE GÜVENLİ VERİ ERİŞİMİ İÇİN ‘BAĞLAN’

Akıllı Panolar; güvenilir, kurulumu ve kullanımı kolay ekranlar ile Enerlin’X haberleşme sistemi üzerindeki Ethernet ve Modbus arabirimlerini kullanır. Bilgi, en verimli ağlar aracılığıyla güvenli bir şekilde iletilir: • Bileşenler arasında, panoların içinde bulunan Modbus SL • Binaların içinde bulunan

ve panoları ve bilgisayarları bağlayan, kablolu ya da WiFi Ethernet, • Schneider Electric tarafından sunulan çevrimiçi hizmetlere erişim için DSL veya GPRS üzerinden Ethernet. Enerji uzmanları, nerede olurlarsa olsunlar, artık binanın kalıcı olarak güncellenen verilerine dayanarak öneriler sunabiliyor. HER ZAMAN HER YERDEN ‘TASARRUF’

Gerçek zamanlı yerinde izleme ve kontrol Ethernet’e bağlı dokunmatik ekran üzerinde: • temel elektrik bilgilerini ve elektrik ağıyla ilgili alarmları gösterir, • çeşitli ekipmanların kontrolüne (açma, kapama, sıfırlama...) izin verir. Ortak tarayıcılı bir bilgisayar ekranında: • > yerel Ethernet arabirimlerinde barındırılan web sayfalarının izlenmesini gösterir, • > alarm olayları, otomatik e-posta bildirimleri oluşturur,

• > çeşitli ekipmanların kontrolüne (açma, kapama, sıfırlama...) izin verir. ÇEVRİMİÇİ ENERJİ YÖNETİMİ HİZMETLERİ

StruXureWare Energy Operation; açık, ölçeklenebilir ve güvenli bir enerji yönetim bilgi sistemiyle veri toplamayı otomatik hale getirmektedir. Ardından Schneider Electric’in enerji yönetimi hizmetleri ekibinin yardımıyla veriler, müşterilerin tesislerinin performansını sürekli biçimde anlayabilmelerini sağlamak için uygulamaya konabilir bilgilere dönüştürülür. Energy Operation, şirketlerin mevcut sistemlerine yaptığı yatırımlarını destekler ve kurum genelinde ortak bir anlayış için sonuç ve performansın geniş bir kitleye iletilmesini sağlamak amacıyla kullanılabilir.

93 Ocak

2015


EUROTRAY ENERJİ TAŞIMA SİSTEMLERİ • TANITICI SÖYLEŞİ

KURUMSAL TECRÜBEMİZİ, KALİTE ANLAYIŞIYLA BİRLEŞTİREREK MÜŞTERİLERİMİZE EN UYGUN ÇÖZÜMLERİ SUNMAKTAYIZ

Firmanızı tanıtır mısınız? Firmamız 1989 yılında metal sektöründe faaliyet göstermek üzere Çemesan şirketler grubunun bünyesinde kurulmuş olup 2010 yılından itibaren Eurotray markasıyla müşterilerine hizmet vermektedir. Ekip olarak müşteri memnuniyetini başlıca ilke olarak benimsemekteyiz. Ürettiğiniz ürünler ve teknik özellikleri ile ilgili bilgi verir misiniz? Yapıların enerji dağıtımı veya haberleşme için kullanılan tesisatlar, izole elektrik kablolarının güvenli bir şekilde taşınması, sabitlenmesi ve desteklenmesini sağlayan birbiriyle uyumlu birimlerden oluşan sistemlerdir. Kablo kanalı sistemleri genellikle ticari ve endüstriyel yapılarda kablo yönetimi için kullanılan sistemler olup kullanım yerine göre farklı tipleri mevcuttur. Türkçe’de yaygın olarak kablo kanalı olarak bilinse de tiplerine göre kablo tavası, kablo taşıyıcısı, kablo tepsisi, kablo merdiveni isimlendirmelerine de rastlanır. Sistemi oluşturan elemanlar tek tek ele alındığında fiziksel özellikleri ve üretim teknikleri açısında çok karmaşık

ürünler değildir. Fakat parçası olacakları tesisatın güvenlik riskleri ve çok uzun yıllar kullanılma hedefleri göz önüne alınırsa hammaddeden montaj hizmetine kadar titiz ve kaliteli bir üretim sürecine sahip olması gereken ve ciddi mühendislik gerektiren ürünlerdir. Sahip bulunduğunuz yerli ve uluslararası standart belgeleri ve kalite sertifikalarına ilişkin bilgi verir misiniz? • TSE (Kablo Tava ve Merdiven sistemleri ürün sertifikamız TS EN 61537/2007) • ISO 9001/2008 Kalite Yönetim Sistemi • CE (işareti, tüketicilerin Topluluk tarafından emniyetli olarak sınıflandırılan ürünleri tespit etmesini kolaylaştırmakta ve bu işareti taşıyan ürünler, tüketicilere yüksek kaliteli ürünler sunulmasını sağlamak için, ambalaj, etiket ve emniyetle ilgili standartlara uygunluğunu göstermektedir. • GOST(Rusya ihracatlarında gerekli Ülke sertifikasıdır.) Ürünlerinizin uluslararası pazarlardaki kullanımına ilişkin açıklamalar yapar mısınız? Ürünlerimiz özellikle Orta Doğu ve Afrika’da birçok önemli projede

kullanılmıştır. Fakat, bizim için asıl sevindirici olan 2014 yılı içerisinde birçok çok uluslu taahhüt şirketinin tedarikçi listesine girmeyi başarmış olmamızdır. Son birkaç senede yaptığımız yoğun pazarlama ve akreditasyon çalışmalarımızı tatmin edici somut karşılığını bu seneden itibaren almaya başlayacağız. Sektörün sorunlarına ilişkin düşünceleriniz? Bizlere göre üzücü olan ürün kalitesinin göz ardı edilerek sadece fiyata endeksli bir pazar oluşturulmaya çalışılmasıdır. Piyasada kalite problemlerinin olduğunu söyleyebiliriz. Bu durum, dünyada örnek gösterilen ve birçok başarılı işe imza atmış Türk inşaat ve elektrik sektörünün kesinlikle hak etmediği bir durumdur. Müşterilerimiz de çok iyi biliyor ki, enerji ve elektrik sektörü hatayı affetmez. Bize göre, her şey standartlara uygun ve belirli kalitede olmalıdır. Bu sebeple, Eurotray ailesi olarak, kaliteden ödün vermeden fakat aynı kalitedeki ürünü en iyi fiyatla müşterilerimize sunmaktayız. Kurumsal tecrübemizi, kalite anlayışıyla birleştirerek müşterilerimize en uygun çözümleri sunmaktayız. Kullanıcılara önerileriniz... Kablo taşıyıcı sisteminin seçimine baz oluşturacak uygulama alanı, kullanılacak kablolar, ortamın korozif direnci, tesisatta oluşacak ısı gibi bilgilerin doğru tespiti, ürünlerin kullanım verimliliğini doğrudan etkilemektir. Bu sebeple, projenin ihtiyacına en üst düzeyde cevap verebilecek sistemin tasarımı ve üretimi için, kullanıcılarımızdan teklif aşamasında teknik ekibimizle istişare halinde kalmalarını rica ediyoruz.

Metin KAYA EuroTray Genel Müdürü

94 Ocak

2015


Eurotray olarak, metal sektöründe faaliyet gösteren şirketler grubumuzun biriktirdiği kurumsal tecrübeyi uzun süredir elektrik sektörüne aktarmaktayz. Kablo taşma sistemlerine yönelik geniş ürün yelpazemizle ve konusunda uzman ekibimizle ülkemiz dahil olmak üzere Afrika, Asya ve Avrupa’nn gelişen pazarlarnda yer alan değerli müşterilerimizin spesifik ihtiyaçlarna uygun en doğru çözümü en hzl şekilde sağlamaktayz.

KABLOLAR DOĞRU YOLDA Eurotray Metal Kablo Taş. ve Elekt. San. Tic. Ltd. Şti. Merkez Organize Deri Yan Sanayi Bölgesi YC 8-9 Parsel 20.Yol Aydnl Tuzla, İstanbul, Türkiye

Fabrika İmes Organize Sanayi Bölgesi Çerkeşli OSB Mh. İmes Bulvar No:22 401 Ada 4. Parsel Dilovas Kocaeli, Türkiye

Ankara Bölge Müdürlüğü Çetin Emeç Bulvar 6.Cadde No:46/6 Aşağ Öveçler Ankara, Türkiye

Tel. +90 216 591 05 40 Fax. +90 216 591 03 47

Tel. +90 262 290 14/15/16/17/18/19 Fax. +90 262 290 26 19

Tel. +90 312 472 8670 Fax. +90 312 472 8674

info@eurotray.com / www.eurotray.com info@


ARDIÇ ELEKTRİK ENERJİ TAŞIMA SİSTEMLERİ • TANITICI REKLAM

TAKLİT ETMİYORUZ, ÖNCÜLÜK EDİYORUZ

Yıllardır hem iç piyasada hem de yurtdışı satışlarını sektörün bilinen ve tanınan imalatçılarından olan Ardıç Elektrik son yıllarda yaptığı yatırım ve yeniliklerle sektöre yön vermeye devam ediyor. Avrupa kalitesini Uzakdoğu fiyatlarıyla müşterilerine sunmaya çalışan ARDIÇ Elektrik, tamamen hızlı ve kaliteli üretime yoğunlaşarak her zaman bir adım önde olmayı başarmaktadır. Bilinen klasik yöntemlerin dışında çok daha sağlam, yeni ve özgün ürünler yine Ardıç Elektrik’ten! Ardıç Elektrik en son geliştirdiği yeni merdiven modeli ile tüm rakiplerine fark atmaya devam ediyor. Ardıç’ın patentini aldığı bu özgün tip kablo merdiveninin, tasarımı, projesi, kalıplarının yapımı ve tüm işlemleri tamamen özgün olarak ARDIÇ tarafından tasarlandı. Tünel, metro ve havalimanı yapan projecilerin yıllardır bitmeyen güvenlik ve risk sorunlarını ARDIÇ Elektrik, bu geliştirdiği ürün ile sonlandırdı. AYRICA YÜKSEK NAKLİYE MASRAFLARINA YİNE ARDIÇ “DUR” DİYOR. Ve iddia ediyoruz ki bu yeni kablo merdivenleriyle dünyadaki en hızlı sıcak daldırma merdiven teslimatı yine ARDIÇ’ta. Bu yeni tip kablo merdivenin pek çok özelliği ve farklı yanları bulunmaktadır, fakat en çok göze çarpan özellikleri aşağıdaki gibidir 1- Türkiye genel olarak fay hattında ve deprem kuşağında yer aldığından ve maalesef depremler ülkemizde çok sık görüldüğünden, bu ürün deprem bölgelerinde rahatlıkla ve güvenle kullanılabilecek şekilde tasarlandı.

96 Ocak

2015

6- Yeni ürün parçalar haline alındığında depolamada çok büyük kolaylık ve rahatlık sağlamaktadır. Sadece 18-20 metrekare bir alana 2-3 tır yüke denk gelecek ürün stoklanabilecektir. 7- Müşterilerin stok maliyetleri çok daha az olacaktır. Çünkü modüler sistem kablo merdivenleri çok daha ekonomiktir. 2- Ayrıca titreşim ve sarsıntıların sürekli olduğu metro istasyonları, tüneller ve havalimanları gibi yerlerde emniyetli olarak ARDIÇ kablo merdivenleri kullanılabilir.

8- Yeni tip merdivenlerin modüler olarak parçalar halinde alınması durumunda, sadece plastik çekiç ve katalogdaki talimatlar yardımıyla çok kolay montaj yapılabilir.

3- Her zaman “önce emniyet ve insan “ ilkesiyle hareket eden ARDIÇ, yeni ürününde hiçbir şekilde kaynak kullanmamaktadır. Zamanla ve titreşimin etkisiyle kaynaklar çatlamakta ve hatta kopmaktadır, fakat bu yeni üründe bu tür riskler tamamen ortadan kaldırılmıştır.

9- Yeni tip merdivenler yan kenar ve basamaklar ayrı ayrı alındığında, sipariş durumunda hızlı teslimat kolaylığı ve merdiven ölçülerinde esneklik imkanları sağlamaktadır.

4- Bu yeni tip merdiven bitmiş ürün olarak satın alınabileceği gibi, modüler olarak yani parçalar halinde de satın alınabileceğinden, nakliye sırasında “hava” için para ödemeye son! 5- Nakliye masrafları neredeyse 1/3 kadar azalmaktadır. Bir başka deyişle nakliye masrafları 3 kat daha UCUZ olacak.

10- ARDIÇ’ın sadece Avrupa’lı rakiplerinde benzer tip ürün vardır, fakat o ürünlerin montajında cıvata, somun veya perçin kullanmak gerekmektedir, ama bu gibi sistemler sarsıntı ve vibrasyon olan yerlerde emniyetli değildir, ARDIÇ ürünleri ise birbirine geçmeli olduğundan sağlam, güçlü ve emniyetlidir. 11- Dünyada sıcak daldırma kablo kanallarında en hızlı teslimat ARDIÇ’tadır.



DLX ELECTRIC ENERJİ TAŞIMA SİSTEMLERİ • TANITICI REKLAM

DLX ELECTRIC KABLO KANAL SİSTEMLERİ / YAPISAL KABLOLAMA ÜRÜNLERİ

DLX ELECTRIC, yönetim kurulu başkanı Metin Azuz, DLX ELECTRIC ile ilgili bilgiler verdi. Metin Azuz sektördeki 30 yılı aşkın tecrübesini genç DLX Electric firmasına yansıtmıştır. DLX ELECTRIC , müşteri ihtiyaçlarını ve taleplerini Türk ve Dünya standartlarında karşılamaya devam etmektedir. DLX ELECTRIC, Istanbul Kırac Esenyurt ‘taki tesislerinde teknolojik altyapısı, inavatif yeni ürün tasarımları, eğitimli personeli ile müşteri odaklı faaliyetlerine devam etmektedir. Üretiminin %35’ini dört kıtada mevcut 40 ‘ın üzerindeki ülkeye ihraç etmektedir. Genç DLX electric kuruldugundan bu yana her yıl %100 büyüme gerçekleştirmiştir. Yurtiçinde bayi ağı sisteminde müşterilerine ulaşmaktadır. Ürün gamı içinde Kablo Kanal Sistemleri ve Aksesuarları, Elektrik Tesisat Boruları (Halojen free ve yanmaz plastik spiral ve aksesuarları, Düz Rijid Borular ve aksesuarları , Celik izoleli spiraller) ,

98 Ocak

2015

ups, şebeke, data ve telefon prizleri, delikli pano içi kablo kanalları, döşeme üstü kablo kanal sistemleri, Döşeme şap altı dağıtım buatları, aliminyum burotik/ ofismatik sistemleri yer almaktadır. DLX ELECTRIC, ISO 9001-2008 kalite yönetim sistemine , TSE, VDE, VDE ROHS, CE gibi kalite standart sertifikalrına hazidir. ARGE faaliyetlerimizle beraber yeni ürün gruplarını geliştirmeye devam ediyoruz. Bunların neticesi olarak 2015 yılı içinde yeni seri ve ebatlarda kablo kanal sistemlerini üretim planına alınmıştır. 2023 yılına kadar planlarımız hazır olup , %100 milli bir şirket olarak , müşterilerimizin talepleri doğrultusunda ürün gamımızı geliştirerek ülkemize, müşterilerimize çalışanlarımıza, tedarikçilerimize kısacası tüm çözüm ortaklarımıza fayda sağlamaya devam edeceğiz. Efsane devam ediyor…



GERSAN ENERJİ TAŞIMA SİSTEMLERİ • TANITICI SÖYLEŞİ

ŞİARIMIZ, KALİTELİ ÜRÜN VE HİZMETİ EKONOMİK FİYATLA SUNMAKTADIR Firmanızı tanıtır mısınız? GERSAN A.Ş, üretimlerine 1980 yılında başlamış ve bugüne dek 35 yıllık bir deneyime sahip olmuştur. Kalite politikamız, müşterilerimizin isteklerini karşılayacak kaliteli ürün ve hizmetleri en ekonomik şekilde sunmak, zamanında teslim etmek, hizmetin ve kalitenin sürekliliğini sağlamaktır. Hedefimiz kaliteli ve iyi malzemeyi sürekli olarak üretmektir. GERSAN A.Ş. yüzde 100 yerli sermayeli ve yüzde 60 oranında BIST’ekote olmuş bir şirkettir. Bugün itibariyle, Tuzla-İstanbul merkezli yönetimimizle DubaiBAE bünyesinde kendi ofisimiz yer almaktadır ve üretimlerimizi 50.000 metrekare kapalı alana sahip Çaycuma-Zonguldak fabrikamızda, 350 personel ile “sürekli kaliteyi” temin edecek şekilde yapmaktayız. Rusya ve çevresindeki ülkeler ile Türki Cumhuriyetlere hizmet vermek adına faaliyete geçirdiğimiz Kaliningrad Rusya fabrikamız da ilgili pazar için çok avantajlı bir konuma sahip olmuştur.

100 Ocak

2015

Gerek ürünlerimizde kullandığımız üretim prosesleri ve kullanılması gerekli hammadde esasları, gerekse ürün özelliklerinin en son teknik ve teknolojik gelişmelere paralel olması ile üretilen malzemelerin mükemmeliyete ulaşmasını sağlamıştır. Bunu sürekli kılmak için de onlarca AR-GE faaliyeti gerçekleştirmekte ve gerekli ulusal-uluslararası kalite belgelendirmelerine eksiksiz sahip olmayı prensip edinmiştir. Bu sayede üretimlerinin yüzde 75’ini uluslararası firma ve projelere ihraç eden bir firma konumuna gelmiştir. Ürettiğiniz ürünler ve teknik özellikleri ile ilgili bilgi verir misiniz? ALÇAK GERİLİM (A.G.) BUSBAR sistemlerindeki ürünlerimizle Dünya’daki en etkili üretimlerden birisine sahibiz. A.G. sistemlerimizin 25A’den 6000A’e kadar tamamı eloksal kaplı Alüminyum dış gövdeye sahiptir. Alüminyum kasa, paslanmaya karşı pregalvaniz gövdeye uygulanması zorunlu olan boya maliyetini de ortadan kaldırarak kurulum maliyetlerini en aza indirger. Kullandığımız iletkenler kalay kaplı Bakır veya Alüminyum olaraktır. Sistem


160A ve üzeri akım gruplarında 4 metre olarak üretilmektedir. Busbar sisteminin 4 metre olması daha az ek ve buna bağlı olarak da daha az gerilim düşümü ve daha az işçilik oluşturacağından kullanıldığı yerlerde büyük ekonomik kazanımları da beraberinde getirmektedir. Ek noktalarında renk değiştiren ve tekrar kullanılabilen tork cıvatamız tork anahtarı olmadan montajı ve sonrasında gözle kontrolü sağlayabilen standart bir özeliktir. Her bir parça üzerinde yer alan termal etiketimiz ile çalışan sistemin termal kamera olmaksızın gözle kontrolünü sağlayabilen standart bir özelliktir. Firmamız ürettiği tüm mamuller, Busbar ile ilgili istenen uluslararası en güncel IEC/TS EN 61439-6 standardındaki tüm tip testlerine ayrı ayrı sahiptir. ORTA GERİLİM (O.G.) BUSBAR sistemlerinde yeni reçine izolasyonlu GR serisi IP68 O.G. Busbar, Türkiye’nin İLK ve TEK Orta Gerilim (12kV) Reçine Busbar Sistemidir. GERSAN A.Ş. tarafından geliştirilen ve yerli olarak imal edilebilen ürün reçine izolasyona, gerekli elektriksel ve mekanik dayanıma sahip olacak şekilde tasarlanmış tamamı reçine gövdeye ve ilgili tüm aksesuarlara sahiptir. Ek noktalarındaki birleşme detayı da dahil tamamı IP68 korumalı bir yapıya

sahip sistem, diğer reçine sistemlerde kullanılan hammadde yapısından çok daha dayanıklı ve ekonomik bir tasarıma sahiptir. Sistem, yüksek izolasyon dayanımı sayesinde 12kV’a kadar olan anma çalışma gerilimlerinde kullanılabilme, yüksek ısı dayanım kapasitesine ve alev iletmeyen bir yapıya sahip benzersiz bir üründür ve aynı zamanda A.G. (1kV) 5 baralı sistemlerin yerine de kullanılabilen Türkiye’nin İLK ve TEK yerli ürünüdür. G-BUS OTOMASYON sistemi, yerli tasarım ve uluslararası patentli teknolojisi ile elektrik hattı üzerinden çift yönlü haberleşme yapılarak, herhangi bir ilave data / kontrol kablosuna ihtiyaç duyulmadan, busbar sistemine bağlı tüm yüklerin on / off / dim yapılabildiği ve enerji okumaizleme yapılmasına imkan vermektedir. Sistemin en önemli özellikleri, düşük maliyetli olması, data / kontrol kablosu gerektirmemesi ve kolay kurulumdur. Kablolu bir otomasyon sisteminde her bir cihazın kontrolü için bu cihazlara ulaşan kablonun döşenmesi ve gruplar oluşturmak için çeşitli ek elemanlar gerekmektedir. Kablosuz sistemlerde ise modemlerin ve modüllerin maliyeti oldukça fazladır. LED-BUS AYDINLATMA sistemi ileG-BusOtomasyon sistemi ve LED Aydınlatma sistemi bir arada kullanılarak aydınlatma otomasyon ve kontrol sistemlerinde en son teknolojiler bir arada kullanılmış olmaktadır. GERSAN A.Ş. nin üretimi olan LED-BUS, aydınlatma Busbar sistemi, G-BUS otomasyon sistemi ve LED aydınlatma ekipmanı ile entegre çalışan ve Aydınlatma otomasyonu için olmazsa olmaz özellikleritoplu olarak kullanabilme olanağı sağlayan bir sistemdir. Yüksek tavan, alçak tavan, otopark ve yol-cadde-sokak aydınlatmaları için ayrı ayrı seçenekler sunmakta olup, gereksiz malzeme kullanımı ile ciddi bir ekonomi sağlarken, enerji verimliliğine olan katkısı ile yıllarca boşa harcanacak enerjiyi sisteme geri kazandıracaktır. G-CHARGE ARAÇ ŞARJ sistemi ve istasyonlarımız uluslararası standartlara haiz olarak akredite test

laboratuvarından tip test belgelidir. TÜBİTAK destekli bir proje ile tüm yönetim sistemi tasarımı ve yazılımı tarafımızdan yapılan ürünlerimizde projeye uygun olarak her çeşit kombinasyon gerçekleştirilerek tüm araç ve yapılara uygun üretilebilmektedir. Son yaptığımız çalışmalarla istasyonların bünyesine DC kaynak ilaveleri ile hızlı şarj konusunda da netice alınarak istasyonların yaygınlaşmasının yanında şarj sürelerinin de kısalması adına önemli ilerlemeler kaydedilmiştir.Bundan sonraki aşamada şarj istasyonlarının uzaktan izlenmesi ve akıllı şebekeye uyumlu olarak kontrol edilebilmesi konusunda denemelerimizin neticesini alarak geleceğe uygun olarak şekillendirmeye devam edeceğiz. KABLO KANALLARI, merdivenleri, askı sistemleri ve aksesuarlarında kalitesi ve geniş üretim portföyü ile GERSAN A.Ş. ulusal ve uluslararası boyutta aranan rakipsiz bir marka olmuştur. 35 yıllık bu konudaki üretim ve pazarlama tecrübesi, hammadde seçimindeki titizlik, kaplama tekniklerindeki üretim kalitesi ve bu proseslerin tamamını tek çatı altında uygulaması nedeniyle sevkiyatı yapılan malzeme son kullanıcıya tam bir mükemmeliyet içerisinde ulaşmaktadır. Sıcak daldırma sistemi, özel plastik kaplamalı kablo kanal imali için gerekli kaplama fırını ve elektrostatik fırın boya imalatını kendi sistemimiz içinde yapmaktayız. GERSAN A.Ş. ürünleri istek üzerine, sıcak daldırma galvanizli, elektro galvanizli, TSE 822’ye göre pregalvanizli, paslanmaz çelik (304316 kalite), Poly-etilen kaplamalı ve elektrostatik fırın boyalı olarak imal edilerek kullanım yerine göre bir seçim yapma imkanı vermektedir.

101 Ocak

2015


onayların da alınması ile marka ve ürün çeşitliliğimiz Dünya çapında geçerliliğini kabul ettirmiştir. Ürünlerinizin uluslararası pazarlardaki kullanımına ilişkin açıklamalar yapar mısınız? A.G. Busbar Sistemlerimiz Latin Amerika pazarında 3M markası altında kullanılmaktadır, ALSTOM, AREVA, NEXANS, SIEMENS, ABB, MITSUBISHI, SKENGINEERING gibi dünyaca ünlü firmaların projelerinde yer almaktayız. Üretimlerimizin kalitesi nedeniyle ihracatımız toplam üretimlerimizin yüzde 75’ini geçmektedir. Sektörün sorunlarına ilişkin düşünceleriniz?

DÖŞEME ALTI sistemlerinde yeni ürettiğimiz buatımız ve yeni şekillendirdiğimiz döşeme altı kanal sistemi ile yeniliklerimiz hiç durmadan devam etmektedir. 18 ayrı noktadan yükseklik ayarı ayrı-ayrı yapılabilen, tek bir malzeme ile betonda, mermerde, yükseltilmiş döşemede kullanılabilen, kapağı açık kalmamak üzere dizayn edilmiş, kilit mekanizması ile açması ve kapaması kolayca yapılabilen, 8 adet monofaze priz, 8 adet RJ45 priz ve 3 adet GH tip sigortayı aynı anda içinde barındırabilen ve istenen renkte sipariş verebileceğiniz bir malzemeyi tek bir gövdede oluşturduk. Bu konuda çalışmaları yaparken normları göz ardı etmedik. TS EN 50085 ve BS 4568 standardındaki atıfları baz alarak çalışmalarımızı yaptık. Bunun yanı sıra Dünya üzerinde BS standartlarını ve İngiliz normunu kullanan ülkelere satış yapmak amacı ile buatımızı bu ülkelerde kullanılan BS tipi prizlere uygun hale getirerek revize ettik. TOPRAKLAMA ve yıldırımdan

102 Ocak

2015

korunma sistemlerinde kabul edilen yeni standartlara uygun olarak imal edilen bakır ve galvaniz topraklama malzemelerini, teknik detaylara sahip deneyimli kadromuz denetiminde üretmekteyiz. Gerek Faraday kafesini, gerekse paratoner sistemlerini oluşturmak için gerekli binlerce standart veya özel malzemeyi firmamızda üretmekteyiz. Bu üretimlerde malzemenin kullanım amacına ve bu konuda olması gerekli TS EN 50164 standardında anlatılan spektlere uygunluk esas alınmaktadır. Sahip bulunduğunuz yerli ve uluslararası standart belgeleri ve kalite sertifikalarına ilişkinbilgi verir misiniz? Kalite sisteminde ISO 9001, ISO 14001 ve ISO 18001 sertifikalarına sahip yapımız ile birlikte, üretilen tüm ürünler kendine has en son geçerli ulusal ve uluslararası test ve sertifikalara sahip olarak sürekli gelişmektedir. Bunun yanında ilgili yabancı pazarların gerektirdiği yerel belgelendirme ve

Ulusal ve uluslararası pazarda kaliteli ve sürekli hizmet verebilmek, uzun soluklu bir çalışmadır. Kısa vadede gerçekleşmesi zor olan bu çalışmaların kazanımları uzun vadede son derece kalıcı olacaktır ve bu da markalarımızın uzun süreler kalıcı olmasını sağlayacaktır. İnsan olarak çok pratik olduğumuz bir gerçektir ve bu avantajımızı kısa vadeli, bencil amaçlar uğruna kullanmak yerine uzun vadeli ve etkileşimli bir şekilde kullanmak çok etkili olacaktır. Bu amaçla sektör içerinde yıkıcı bir rekabet yerine yapıcı bir rekabet ile ulusal ve uluslararası pazarlara ürün ve hizmetler sunmak tüm tarafların kazanımlar elde ettiği bir yaşam sürmemizi sağlayacaktır. Kullanıcılara yönelik önerileriniz var mı ? Enerji ve zamanımızın çoğunu daha verimli, daha ekonomik ve daha teknolojik ürün ve çözümlere ayırarak fayda sağlamaya ve üretmeye çalıştığımız bu süreçte, kullanıcılarımızın biz üreticilerle sürekli etkileşimde olmalarını da sağlamaya çalışıyoruz. Kullanıcılarımızın da bizleri kendi üretim ortakları olarak görerek yönlendirmeleri ve birlikte yol alabilmemiz daha dinamik ve etkili olmamızı karşılıklı olarak sağlayacaktır.

Mustafa Serdar ŞALCI GERSAN A.Ş. Ürün ve Pazarlama Müdürü



GERSAN ENERJİ TAŞIMA SİSTEMLERİ • TANITICI REKLAM

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK ORTA GERİLİM (12kV) REÇİNE BUSBAR SİSTEMİ: “GR”

Dünyada yaygın olarak kullanılan ve alçak/orta gerilim güç dağıtım ve iletim sistemi türü olan busbar sistemi, yüksek kısa devre dayanımı (50kA den 150kA e kadar), yarım asırlık mekanik ömür ve düşük elektriksel kayıpları, yüksek elektriksel verimlilik özellikleri ile diğerler sistemlerden ayrılmaktadır. Gersan Elektrik’in yeni reçine izolasyonlu GR serisi IP68 OG Busbar, Gersan Busbar sistemlerinin bir parçasıdır ve Türkiye’nin İLK ve TEK Orta Gerilim (12kV) Reçine Busbar Sistemidir. TÜBİTAK Projesi aracılığıyla geliştirilen ve yerli olarak imal edilebilen ürün

104 Ocak

2015

reçine izolasyona, gerekli elektriksel ve mekanik dayanıma sahip olacak şekilde tasarlanmış tamamı reçine gövdeye ve ilgili tüm aksesuarlara sahiptir. Ek noktalarındaki birleşme detayı da dahil tamamı IP68 korumalı bir yapıya sahip sistem, diğer reçine sistemlerde kullanılan hammadde yapısından çok daha dayanıklı ve ekonomik bir tasarıma sahiptir. Sistem, yüksek izolasyon dayanımı sayesinde 12kV’a kadar olan anma çalışma gerilimlerinde kullanılabilme, yüksek ısı dayanım kapasitesine ve alev iletmeyen bir yapıya sahiptir. Özel imalat tekniği ile üretilen ve parçasız, eksiz yekpare bir yapıya sahip olarak 3mt boyunda imal edilen gövdesi sayesinde “GR IP68 OG Busbar sistemi”, aynı zaman AG (1kV) 5 baralı sistemlerin yerine de kullanılabilen Türkiye’nin İLK ve TEK yerli ürünüdür. 32kV şebeke frekanslı izolasyon dayanımına sahip olarak güvenilirliğini kanıtlamış ve projelerde rahatlıkla uygulanabilecek ekonomik ve yapısal tasarıma sahip olarak dizayn edilmiştir.



OBO BETTERMANN ENERJİ TAŞIMA SİSTEMLERİ • TANITICI SÖYLEŞİ

KABLO TAVASININ EVRİMİ

YENİ NESİL TAVALARIN SAĞLADIĞI AVANTAJLARI FARKLI BİR BAKIŞ AÇISIYLA İNCELEMEK ARTIK KAÇINILMAZ OLMAKTADIR…

Günümüzde teknoloji oldukça hızlı bir şekilde gelişiyor. Bu değişimin izlerini diğer alanlarda olduğu gibi kablo tavaları üzerinde de gözlemlemek mümkün. Sac kalınlıklarını azaltarak taşıma kapasitelerini arttırabilmek artık hayal değil. Standartların DIN EN ISO 61537’ye göre şekillendiği yeni nesil kablo tavaları, her geçen gün yaşamımızdaki yerini daha da sağlamlaştırıyor. Dolayısıyla yeni nesil tavaların sağladığı avantajları farklı bir bakış açısıyla incelemek artık kaçınılmaz olmaktadır… Otomobil sektörünü incelediğimizde söz konusu çalışmalar hakkında

Gökçehan DEMİRKIR Key Account Manager OBO Bettermann Ltd. Şti.

106 Ocak

2015

elde edilmiş en çarpıcı sonuçlarla karşılaşabiliyoruz. Zira güvenlikten ödün vermeden yakıt tüketimini azaltabilmek en önemli ARGE çalışmalarından bir tanesi olarak kabul edilmektedir. Bu doğrultuda hazırlanan yeni gövde tasarımlarının hemen hepsinde “ince sac” yapısı ön plana çıkmaktadır. Burada en dikkat çekici konu, daha ince bir sac kullanarak daha yüksek mekanik mukavemetin nasıl elde edilebildiğidir. Bu sorunun cevabını teknolojinin katkıları ile vermek mümkün: “formlu yapı” İşte yeni nesil kablo tavalarında da otomobiller gibi “formlu yapı” teknolojisi kullanılmakta ve daha işlevsel sonuçlar elde edilmektir.


“FORMLU YAPI” DEDİĞIMİZ ÜRETİM TEKNİĞİNİN, SEKTÖREL FAYDASININ YANINDA

“İnce Sac” üzerine bombeli delikler açıldıktan sonra ana bükümler ve kıvrımlar saca işlenir. Bu işlemler sonucunda oluşan yapı, sacın gözle görülemeyecek bir oranda esneyerek daha yüksek taşıma kapasitesine ulaşmasını sağlar. Ağır hizmet tipi özellikler de bu sayede kazanılır. Bu işlemin ortaya çıkardığı başarılı sonuçları ve işlevsel kazanımları şöyle sıralamak mümkün: Yeni nesil 0,75mm tavalar, eskinin 1,5 mm tavalarına göre %10 daha yüksek taşıma kapasitelerini rahatlıkla

sağlayabilmektedir. Kazanılan avantajlar bununla da sınırlı kalmamakta, yapıya binen yük oranı da yarı yarıya azaltılmaktadır. Olası bir deprem senaryosunda oluşabilecek hasar ve yaralanmaların önüne geçmek mümkün olmasa da, kullanılan daha hafif sistemler daha az hasara ve yaralanmaya sebebiyet verecektir. Teknolojinin üretim tekniklerine ve uygulama detaylarına sağladığı faydanın sevindirici olduğu kuşkusuzdur. Ancak “formlu yapı”

dediğimiz üretim tekniğinin, sektörel faydasının yanında çevresel faydasını da göz ardı etmemeliyiz. Tamamen yeşil bir teknolojiyi kullanmadığımız aşikârdır. Ancak “ince sac” ve “formlu yapı” sayesinde üretilen yeni nesil tavalar, ham madde ihtiyacını yarı yarıya azaltarak en azından bu kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlamaktadır. Günümüz şartları göz önüne alındığında, yeni nesil kablo tavaları daha az tüketim ve daha temiz bir gelecek olarak bizlere geri dönecektir.

107 Ocak

2015


SIEMENS ENERJİ KALİTESİ • TANITICI REKLAM

ÇOK DAHA HASSAS ÖLÇÜM VE YÖNETİM İÇİN ENERJİ ANALİZÖRLERİ

Enerji verimliliği ve enerjinin yönetimi dünyada hızla önem kazanan bir konu olarak dikkat çekmektedir. Bu sebeple firmaların ürettiği yeni cihazlar sadece enerjiyi ölçmede değil, enerjinin detaylı bir şekilde analizini yapmakta da kullanılabilmektedir. Farklı haberleşme protokollerini destekleyen bu cihazlar; kullanıcı tanımlı ekran göstergeleri, kapsamlı hafıza işlevleri, yüksek hassasiyet ve emniyete sahip olmaları sebebiyle kullanıcıların dikkatini çekmeyi başarmıştır. TÜM ÖLÇÜM İŞLERİ İÇİN SIEMENS SENTRON PAC ENERJİ ANALİZÖRLERİ Kompakt ve yüksek performanslı enerji analizörü SENTRON PAC; elektrik besleyiciler ve münferit tüketiciler için enerji tüketim değerlerini saptar. Ayrıca sistem durumunun ve enerji kalitesinin değerlendirilmesi için önemli ölçüm değerleri sunar. Bu enerji analizörleri, standart olarak belirlenen entegre iletişim arayüzleri sayesinde, verimli enerji yönetimi için mükemmel bir temel oluşturur. SENTRON PAC Enerji Analizörü; ne zaman, nerede ve ne kadar enerji kullanıldığını gösterir. SENRTON PAC Enerji analizörleri 3 ürün altında toplanmaktadır; • SENTRON PAC3100 – dijital ölçüm için maliyet etkin bir cihaz

108 Ocak

2015

• SENTRON PAC3200 – hassas enerji ölçümü konusunda uzman • SENTRON PAC4200 – iletişim ve izleme konusunda uzman Bir bakışta avantajlar: • Kolay montaj ve devreye alma • Dört fonksiyon düğmesi ve sade mesaj göstergeleriyle kolay kullanım • Çoklu ve küresel uygulanabilirlik (IP65, birçok dilde mesaj göstergesi, uluslararası onaylar) • Entegre iletişim arayüzüyle çeşitli sistemlere kolay bağlantı • Dijital giriş ve çıkışlar aracılığıyla çeşitli izleme ve kontrol işlevleri • Kompakt tasarım PAC 3100 MODELİ Kompakt pano tipi olan ürün 50’nin üzerinde büyüklüğün ölçümünde kullanılır (akım; gerilim; frekans; aktif, reaktif ve görünen faz başına güç toplamı; güç faktörü; aktif ve reaktif güç (çekilen, verilen); maksimum ve minimum değerler; tek fazlı ölçümlerde ve 3 ve 4 iletkenli şebekelerde çok fazlı ölçümler). 400/480 V’a kadar üç fazlı endüstriyel şebekelere doğrudan bağlanabilir (CATIII). Daha yüksek gerilimlerin gerilim trafosu ile ölçümü, x/1A ve


x/5A akım trafosu için ayarlanabilir trafo çevrim oranı ve akım yönü özelliği bulunmaktadır. 2 adet dijital giriş ve 2 adet dijital çıkışa sahip olan PAC 3100 ürünü IP 65 koruma sınıfına sahiptir. Cihaz, üzerinde büyük ve aydınlatmalı LCD ekrana (128x96) sahip olduğundan aynı anda birden fazla bilginin görünmesini sağlar. Haberleşme protokolü olarak entegre edilmiş olan Modbus RTU protokolünü destekleyen cihazın 9 farklı dil seçeneği bulunmaktadır. PAC 3200 MODELİ Kompakt pano tipi olan ürün 50’nin üzerinde büyüklüğün ölçümünde kullanılır(Akım, Gerilim, Aktif-Reaktif Güç, Güç Faktörü, Frekans, 17. harmoniğe kadar THD(Total Harmonic Distortion). 400/690 V’a kadar üç fazlı endüstriyel şebekelere doğrudan bağlanabilir (CAT III). Daha büyük gerilimlerin gerilim trafosu ile ölçümü, trafo çevrim oranı ve akım yönü özelliği bulunmaktadır. Bir dijital giriş ve bir dijital çıkışa sahip PAC 3200 ürünü IP 65 koruma sınıfına sahiptir. Cihaz üzerinde entegre edilmiş Ethernet arabirimi bulunmaktadır. Haberleşme protokolü olarak Profibus, Modbus ve Seabus protokollerini desteklemektedir. Büyük ve aydınlatmalı LCD ekrana sahip olan PAC 3200 cihazında şifre koruması özelliği bulunmaktadır. Ayrıca 6 sınır değere kadar izleme ve sınır değerlerin lojik komutlarla (AND/OR) kontrol imkanı sağlamaktadır. PAC 4200 MODELİ Kompakt pano tipi (96*96) olan ürün, 200 adet elektriksel büyüklüğün ölçümünde kullanılır. (Akım, Gerilim, Aktif-Reaktif Güç, Güç Faktörü, Frekans, THD - Total Harmonic Distortion). 400/690 V’a kadar üç fazlı endüstriyel şebekelere doğrudan bağlanabilir (CAT III). Daha yüksek gerilimlerin gerilim trafosu ile ölçümü, x/1A ve x/5A akım trafosu için ayarlanabilir trafo çevrim oranı ve akım yönü özelliği bulunmaktadır. 2 adet dijital giriş ve

2 adet dijital çıkışa sahip PAC 4200 ürünü; IP 65 koruma sınıfına sahiptir. 3-31 arası akım/gerilim harmoniklerin faz başına ölçümleri yapılabilmektedir. Cihaz üzerinde entegre edilmiş Ethernet arabirimi bulunmaktadır. Haberleşme protokolü olarak Profibus, Modbus protokollerini desteklemektedir. 12 sınır değere kadar izleme ve sınır değerlerin lojik komutlarla (AND, OR, NAND, NOR, XOR, XNOR) kontrol imkanı sunar. Minimum ve maksimum değerleri tarih ve saat ile kayıt altına alabilme özelliğine sahip ürün; aktif ve reaktif güçlerin 15 dakikalık ölçüm periyodunda 40 günlük kayıtlarını tutabilme, 4000’den fazla işletim ve sistem olayının kaydını alabilme ve alınan ölçüm değerlerini bar grafik olarak cihaz üzerinden gösterebilme yeteneklerine sahiptir. Sentron PAC 4200, entegre Gateway işlevi sayesinde basit seri bağlantılı RS485 arayüzlü cihazları bir ethernet ağına bağlamak için kullanılabilmektedir. Böylelikle, birden fazla alt konumdaki cihazı aldıkları verileri Modbus RTU üzerinden Sentron PAC 4200‘e gönderebilirler. Sentron PAC 4200, bu verileri entegre 10/100 Mbit/s ethernet arayüzü üzerinden güç yönetim sistemine aktarabilir. 3 FAZ ELEKTRONİK ELEKTRİK SAYACI PAC 1500 4 quadrant elektrik enerjisi ölçümü için tasarlanmıştır. Din raya monte edilebilir. LCD ekrana sahip sayaçlar sayaç standardı EN 50470’e uygun olarak dizayn edilmiştir. 80 Ampere kadar direk akım bağlama imkanı sunar. Ayrıca akım trafosu modeli ile (../5 A den 10000/5 A kadar) aktif ve reaktif enerjiyi ölçer. Klas olarak Klas

1 sınıfında yer almaktadır. SO çıkışı ile puls olarak sinyali PLC sistemine bilgi gönderir. Üzerinde entegre olarak optik port bulunmaktadır ve Ölçü Aletleri Yönetmeliği’ne (MID) göre kalibre modelleri mevcuttur. PAC PROFIBUS HABERLEŞME MODÜLÜ Profibus haberleşme modülü PAC 3200 ve PAC 4200 serilerinde kullanılmaktadır.Prof,ibus üzerinden cyclic olarak data transferi sağlar ve 9600-12000 bit/s arasındaki tüm hızları destekler. PAC RS 485 HABERLEŞME MODÜLÜ PAC 3200 ve 4200 serilerinde kullanılmaktadır.Modbus RTU ve SEAbus protokollerini destekler ve 4800-38400 bit/s arasındaki haberleşme hızlarını destekler. DIO MODÜLÜ PAC 4200 ürünü ile kullanılan bu modül ile giriş sayısı 10,çıkış sayısı 6 ya kadar yükseltilebilir. Yukarıda genel özellikleriyle anlatılan cihazlar Sentron Power Manager programı ile kolaylıkla konfigüre edilebilir. Ayrıca Sentron Power Manager programı ile veri alma (sistem verimliliği ve oluşan kayıpların analizi), uzaktan kontrol etme (açma/kesme, arıza bildirimi), faturalandırma, verilerin değerlendirilmesi, görselleştirme ve arşivleme (istenen tüm bilgiler) işlevleri yerine getirilebilmektedir. Cihazlar ile ilgili daha ayrıntılı bilgi için http://www.siemens.com/ powermanagementsystem adresini ziyaret edebilirsiniz.

Erdoğan BAYRİ Siemens Sanayi ve Ticaret A.Ş.

109 Ocak

2015


ENTES ENERJİ KALİTESİ • TANITICI REKLAM

ENTBUS ENERJİ İZLEME SISTEMİ İLE ENERJİ VERİMLİLİĞİ SAĞLAMAK VE ENERJİ TÜKETİMİNİ YÖNETMEK ENERJİ İZLEME YAZILIMLARINA NEDEN İHTİYAÇ DUYULMAKTADIR?

hesaplanır, enerji tüketimi kontrol altına alınarak enerji verimliliği sağlanır.

Birim maliyeti hesaplamak ve enerji tüketimlerini kayıt altına almak

Zincir mağazalarda şubeler arası enerji tüketimlerini karşılaştırmak ve tek lokasyondan izleme gerçekleştirmek

Endüstriyel tesisler rekabet edebilmek için üretim maliyetlerini düşürmek zorundadır. Bunun için birim üretim maliyetlerinin alt bileşenlerinin hesaplanması gerekmektedir. Birim maliyet hesabı yapılırken elektrik, su, gaz tüketimleri sayaçlardan alınır. Bu verilerin bir sistemde kayıt edilmesi ve geriye dönük raporlarının alınabilmesi gereklidir. Bu sistemin kurulması için ölçü aletleri, sayaçlar, haberleşme modülleri ve yazılım gerekmektedir. Entbus enerji izleme yazılımı ile sahada bulunan cihazların ölçtüğü güç ve enerji paremetreleri anlık olarak izlenir, ayrıntılı bir şekilde kaydedilir raporlanır ve böylece işletmelerde birim maliyetler kolayca

110 Ocak

2015

Enerji izleme ve enerji verimliliği konularının, endüstriyel tesislerin dışında zincir mağazalar, bankalar, benzin istasyonları gibi işletmelerde de önemi artmaktadır. Bu gibi yerlerde şubeler arası enerji tüketim oranlarının karşılaştırılması gereklidir. Aynı ölçekli şubelerin tüketimlerinin aynı olması beklenir, ancak şubeler arası enerji tüketim değerleri karşılaştırılarak verimsiz harcanan enerji ortaya çıkmaktadır. Entbus enerji izleme sistemi ile İstanbul, Ankara, İzmir gibi farklı illerde birçok şubesi bulunan işletmelerin enerji tüketimleri tek bir merkezden izlenebilmektedir.


Yöneticiler ve çalışanlar arasında farklı yetkilendirmeler ile sistemin düzenli olarak çalışması sağlanır. Enerjiyi verimli kullanmak ve marka algısına katkı sağlamak Şirketler rekabet için enerji tüketimlerini azaltırken aynı zamanda marka değerlerine katkı sağlamaktadırlar. Yeşil enerji kullanımı yaygınlaşırken ve özendirilirken bu uygulamalar şirket politikaları olarak müşterilere pazarlanmaktadır. Bu sistemleri kuran ve gerekli analizleri yaparak enerjiyi verimli kullanan işletmeler rakiplerinden bir adım daha ileride olacaklardır. İŞLETMELERİN BU SİSTEMLERE NEDEN İHTİYAÇLARI VARDIR? • Enerji maliyetlerinin azaltılması • Yeni yatırımlar için mevcut elektrik hatlarının kapasitesinin hesaplanması • Enerjinin bölge bazında ne kadar ve hangi zaman aralığında tüketildiğinin belirlenmesi • Sahaya gitmeye gerek kalmadan verilere İnternet üzerinden erişim • Kontrol ve bakım faaliyetleri için SMS ve e-mail ile alarm gönderimi • Üç zamanlı elektrik sayaçlarında tüketim için uygun zaman dilimi seçimi İŞLETMELERİN İHTİYAÇ DUYDUKLARI YAZILIM ÖZELLİKLERİ NELERDİR? • Verilerin anlık olarak izlenebilmesi • Rapor alabilme (geriye dönük kayıtlar, özelleştirilmiş rapor araçları ve grafiksel gösterim) • Elektriksel parametrelerin (kompanzasyon oranları, enerji kalitesi) ve farklı parametreler ölçen (gaz, su, basınç vb.) sayaçların tek bir sistemde izlenebilmesi • Otomatik raporlama ile istenilen periyodlarda kullanıcıların belirlediği raporların e-mail ile otomatik olarak yollanması

• Donanım ve yazılımın aynı firma tarafından tedarik edilmesi ve sistem kurulumunda teknik destek sağlanması ENTBUS ENERJİ YÖNETİMİ SİSTEMİ Kullanıcıya özgü sistem mimarisi ile gerekli çözümleri uygulayabilme Entes’in kullanıcılara sunmuş olduğu Entbus enerji izleme yazılımı, kullanıcıların talep etmiş olduğu özellikleri bir sistem içerisinde toparlamaktadır. Sahada birbirinden uzak noktalarda bulunan sayaçların ve dijital ölçü aletlerinin haberleşme modülleri kullanarak internet üzerinden izlenmesini sağlamaktadır. Dijital ölçü aletleri ve sayaçlarla haberleşme Modbus\TCP protokolü kullanılarak gerçekleştirilir. Dijital ölçü aletleri ölçmüş oldukları elektriksel parametreleri Modbus register’larında tutarlar. Haberleşme modülleri bu registerları sorgulayarak almış oldukları verileri İnternet bağlantısı ile entbus yazılımına aktarmaktadır. Elektrik, su, doğalgaz gibi sayaçlar tüketimlerini pals çıkışı ile aktarmaktadır. Pals çıkışı olan sayaçlar Entes EPC-12 pals toplayıcı ile haberleştirilmektedir.

AVM ve zincir mağazalar

Elektrik dağıtım ve iletim şirketleri

Sayaç tarifelendirmelerine göre maliyet analizi yapabilme Farklı zaman dilimleri için birim fiyat ücretlendirilmeleri farklı olmaktadır. Bu durum kullanıcıların aynı miktarda tüketim için daha fazla para ödemelerine sebep olacaktır. Elektrik, su, gaz gibi tüketimlerde kullanıcıların hangi zaman diliminde ne kadarlık bir tüketim yapmış olduklarını öğrenmeleri gerekmektedir. Entbus enerji izleme yazılımı ile tarifelendirmeyi yapmamız mümkündür. Tarife sistemini hesaba katarak alınan raporlar sonucu elektrik, su, gaz tüketimlerinin hangi zaman dilimlerine kaydırılacağı analiz edilebilmektedir. Enerji izleme yazılımını kullanan işletmeler hangi bölümlerde hangi zaman aralığında ne kadarlık tüketim yaptıklarını analiz etmeyi görsel raporlarla kolaylaştırabilmektedirler.

Endüstriyel tesisler

Ticari binalar, kamu binaları, üniversite ve hastaneler

111 Ocak

2015


EATON ELEKTRİK ENERJİ KALİTESİ • TANITICI REKLAM

EATON BREAKER VİSU İLE YAZILIM VE GÖRÜNTÜ BİRARADA Güç yönetim şirketi Eaton, Breaker Visu’nun yeni yazılım ve görüntü kombinasyonu ile system ve makina imalatçıları için modern güç dağıtımına yönelik, düşük maliyetli ve kullanıma hazır komple bir çözüm sunmaktadır. Breaker Visu sistemi, 48 devre kesicinin ve ölçüm cihazının verisini renkli bir ekranda görselleştirebilmekte ve aynı zamanda verileri kayıt altına alabilmektedir. Paket çözümü, 7’veya 3.5’renkli ekrandan ve önceden hazırlanmış görüntüleme ile kayıt yazılımından oluşmaktadır. Bu, kullanıcının kurulum esnasındaki programlama ihtiyacını ortadan kaldırmakta ve ayrı ayrı ekranlara ihtiyaç duyulmamaktadır. Otomatik konfigürasyonu kendiliğinden yapan bir işletme sistemi olarak Breaker Visu, kurulum ve devreye alma için

112 Ocak

2015

gereken çabayı en düşük seviyeye indirmektedir. Aynı zamanda, yeni işlevler de içermektedir. Breaker Visu bu özellikleriyle NZM devre kesicilerinin ana kontaklarındaki aşınmayı kullanıcıya belirtmekte, belirli bir control merkezine doğru merkezi veri aktarımı için ağ geçidi olarak çalışabilmekte ve ilk olarak harici sistemlerle Modbus RTU üzerinden haberleşebilmektedir. Breaker Visu sistemi, tesislerin merkezi izleme ve enerji tüketimlerine yönelik olarak, system ve makina imalatçıları için daha basit ve daha düşük maliyetli bir çözüm sunmaktadır. Yeni sürümde Breaker Visu, tesis verisini ağ geçidi aracılığıyla ve Modbus TCP ile daha yüksek seviyedeki bir control sistemine aktarabilmektedir. Harici cihazlar, Modbus RTU kullanılarak, kayıtların konfigürasyon dosyası


sayesinde görüntüleme ve kayıt sistemine aktarılarak birleştirilmektedir. BreakerVisu akım, anahtarlama durumları ve yük uyarıları gibi verileri devre kesicilerden hızlı ve net bir şekilde almaya yardımcı olur ve alınan bu bilgiyi dinamik olarak bir http sayfası üzerinde gösterir. Ekranı ise, kullanıcının tüm çalışma verisini açık bir şekilde görüntülemesini sağlar. Ekranın yanı sıra, Ethernet TCP/IP aracılığıyla uzaktan erişim imkânı da sağlanmaktadır.Tüm olaylar, system tarafından otomatik olarak bir dosya içerisine kaydedilir. Buna ek olarak, yazılım aynı zamanda kendi ayarlarını yapabilmektedir. Bu da, bağlanan cihazların otomatik olarak tespit edilmesi, olay ve enerji kaydının her zaman etiketlenmesi anlamına gelmektedir. Veriyi değerlendirmek için ihtiyacınız olan tek şey Office programlarını içeren basit bir bilgisayardır. Kullanıcılar, DIN EN ISO 50001 çevre standard çerçevesinde Breaker Visu’yu enerji verimliliğinin iyileştirilmesi için kullanabilir. Harici sistemlere açık olması, değişken topolojisi ve ağ geçidi fonksiyonu Breaker Visu’yu bağımsız, esnek bir güç

yönetim çözümü haline getirmektedir. Breaker Visu sistemi ayrıca, xEffect serisinin kompakt devre kesicileri olan NZM3-MC ve NZM4-MC verilerinin otomatik tanımasını sağlar.Entegre ölçme ve izleme fonksiyonları ile bu parçalar, artık her bir fazın akım ve gerilim değerlerine denk düşen güç ve enerji değerleri ile birlikte ölçebilmekte ve aktarabilmektedir. Entegre ölçme fonksiyonları geleneksel sistemler ile karşılaştırıldığında, yer tasarrufu sağlamakta ve kurulumu kolaylaştırmaktadır. Haberleşme, Modbus RTU veya SmartWire-DT’ye yönelik ara yüz modülleri aracılığıyla uygulanmaktadır.Sonrasında veri Eaton Breaker Visu’ya veya özelleştirilmiş control sistemine aktarılabilir. Devre kesiciler, aşınma belirtme fonksiyonu (BreakerHealth) ile birlikte sunulmaktadır ve bu, kullanıcıya şalterin yapmış olduğu anahtarlama işlemlerini gösterir. Breaker Visu bu özelliği ile devre kesicilerin çalışma durumuna ilişkin her zaman en güncel bilgiyi sunmaktadır.Buna ek olarak, XMC ölçme ve haberleşme modülleri ile birlikte Breaker Visu, mevcut tesislerin modern enerji

ölçümü ve değerlendirmesi ile kolay bir şekilde donatılmasını sağlamaktadır. Eaton’un NZM XMC – TC - MB transdüser modülü, XMC serisinin donanım iyileştirmesi için uygun olan yeni bir modülüdür. TC modülü (TC: Transdüser), makina veya tesiste mevcut akım transformatörlerinin gerilim ölçümünü ve kabloların kullanımını sağlamaktadır. Raya monte modül hızlı bir şekilde kurulabilir ve kısa bir kablolama ile Modbus RTU aracılığıyla Breaker Visu bünyesinde entegre edilebilir. 5 A ikincil akım için standartlaştırılmış akım transformatörlerine bağlanabilir. Transformatör çevrim oranı ve diğer ayarlar, Eaton Modbus Konfigüratörü aracılığıyla kolay bir şekilde yapılabilir. Kompakt boyutu sayesinde, modül anahtarlama paneli üzerine kompakt bir şekilde kurulabilir. Eaton portföyündeki NZM kompakt devre kesiciler, NRX serisi IZMX16 / IZMX40 açık tip devre kesiciler, IZM26 serisi açık tip devre kesiciler ve NZM-XMC’nin haberleşme modülleri Breaker Visu üzerinden entegre edilebilir.

113 Ocak

2015


MARKE ELEKTRONİK ENERJİ KALİTESİ • TANITICI REKLAM

OMICRON CMC256 PLUS KULLANILARAK GÜÇ KALİTESI İZLEME CİHAZLARININ TESTİ GİRİŞ Günümüzde güç sistemleri kapasitelerinin limitlerinde kullanılarak, besleme gerilimi üzerinde zararlı etkileri olan non-lineer yüklerin artmasına sebep olmaktadır. Bunun sonucunda Avrupa’daki güç sistemlerinin birçoğu yaygın ve uzun süreli elektrik kesintileri riskiyle karşı karşıya kalmaktadır. Tüketici elektrik sistemlerinin artan hassasiyetiyle beraber güç sistemlerindeki artan parazit seviyeleri, gerilim kalitesini donanımlar ve tüketiciler açısından önemli bir konu haline getirmiştir. Bu nedenle Avrupa Elektrik ve Gaz Düzenleyicileri Grubu (ERGEG), CENELEC’e sunulmak üzere EN 50160 güç kalitesi standardına düzeltmeler içeren bir dosya hazırlamıştır. Bu dosya uygun ölçüm ekipmanlarıyla değerlendirilen güç kalitesine ilişkin artan talebi kanıtlamaktadır. Bu tartışma sırasında nadiren gündeme getirilen konulardan biriyse güç kalitesi izleme cihazlarının referans ölçümleridir. Enerji ölçümünün test edilmesine ilişkin süreçler birtakım değişken kalibrasyon spesifikasyonlarıyla tanımlanmaktadır. Buna rağmen, enerji kaynağının kalitesiyle ilgili tutarlı saptamalar yapılmasını sağlayacak ölçümlerle ilgili bağlayıcı kurallar bulunmamaktadır. Oysa güç kalitesi analizörlerinin harmonikler, titreşimler, gerilim dengesizlikleri ve çukurları gibi parametreleri saptama yetenek ve güvenilirliklerini doğrulama isteği her geçen gün artan bir talep olarak karşımıza çıkmaktadır. Tüketiciler dağıtılan enerjinin nitelik ve niceliğinin hassas bir şekilde ölçülmesini tedarikçilerinden talep etmektedirler. Bu makale, güç kalitesi izleme cihazlarının Güç Kalitesi Sinyal Generatörü Test Modülü eklenmiş bir Omicron CMC256Plus test cihazı

114 Ocak

2015

kullanılarak basit ve hızlı şekilde test edilme sürecini ele almaktadır. STANDARTLAR Güç Kalitesi ele alındığında üzerinde durulması gereken birincil standartlar IEC 61000-4-30 (2003) ve EN 50160 (1994)’tür. IEC 61000-4-30 standardı 50/60HZ güç kaynağı sistemlerindeki güç kalitesi parametrelerinin ölçüm metodlarını ve sonuçların yorumlanmasını tanımlamaktadır. Standart, gerilim ve akımı içeriyor olsa da odak noktası gerilimdir ve özellikle şebeke bozukluklarının nedenlerini bulmakta faydalı olacak birtakım akım ölçümlerini de içermektedir. Ölçüm cihazlarının fonksiyonlarını tanımlayan standart, buna rağmen bir yapılandırma rehberi değildir. Ölçüm metodlarını tanımlamakla beraber, limit değerlerinden bahsetmez. IEC 61000-4-30 standardı EMC’nin bir parçasıdır ve 2 cihaz sınıfından bahseder. Eğer taahhüte tabi uygulamalar, standartlara uygunluk sertifikaları, vs. gibi hassas ölçümler gerektiren durumlarda A Sınıfı (Class A) cihazların kullanılması gerekmektedir. B Sınıfı (Class B) cihazlar ise istatistiksel araştırmalar, sorun giderme uygulamaları ve buna benzer yüksek hassasiyet gerektirmeyen durumlarda kullanılabilmektedir. EN 50160 standardı ise genel güç sistemlerindeki besleme gerilimi karakteristik özelliklerini tanımlar. EN 50160 bir EMC standardı değildir ama Avrupa’daki beklenen gerilim kalitesini tanımlar. GÜÇ KALİTESİ KARAKTERİSTİKLERİ (GERİLİM KALİTESİ) Güç Frekansı (IEC 61000-4-30; 5.1) Güç kalitesi izleme cihazları her 10 saniyede bir frekans görüntülemelidir. Bu frekans tam sayıdaki döngülerin,


Şekil 1: 8.8 Hz ve ∆V/V=10% ile sinusoid modülasyon

Şekil2: 2 Hz ve ∆V/V=10% ile dik açılı modülasyon

Şekil 3: Periyodik Geçici Gerilimler

Şekil4: 50Hz sinüs dalgasının üzerine %10’da konmuş 5.harmonik

bu döngülerin kümülatif sürelerine bölünmesiyle elde edilir. Döngü sayısı ve döngü süresi sıfır çaprazlamayla tespit edilir. Örneğin, 9.996 saniyelik bir süredeki 499 tam döngü 499/9.996 şeklindeki hesaplamayla frekansı 49.92Hz olarak bulmamızı sağlar. Gerilim Genliği (IEC 61000-4-30; 5.2) Bu parametre TRMS değerinin (True Root Mean Square; harmonikler, DC komponentler, vs. içerir) 10 döngü (50Hz) veya 12 döngü (60Hz) periyodunda ölçümüyle elde edilir. Titreşim (IEC 61000-4-30; 5.3 → IEC 61000-4-15) 0.005 Hz ve 35 Hz arasındaki frekans değerlerinde gerçekleşen sürekli gerilim değişimleri, aydınlatma ekipmanlarının (hassasiyet ve boyutlarına da bağlı olarak) parlaklıklarının değişimine ve buna bağlı olarak ortamda bulunan insanların ruh haline etki ederek, insan sağlığı üzerine endirekt bir etki yaratmasına neden olabilmektedir. Titreşimin anlık değerleri “algılanabilirlik birimi” P ile

ifade edilmektedir. Bu değerin farklı zaman dilimlerindeki ağırlıklandırılmış ortalaması tipik 10 dakikalık algılanabilirlik değeri Pst’yi vermektedir (kısa dönem değeri). Pst’nin 1 değeri, algının eşik eğeridir. Uzun dönem Plt değeri ise (genellikle 2 saat) 12 Pst değerinin ortalamasının alınmasıyla elde edilmektedir. Gerilim Çukur ve Tümsekleri (IEC 61000-4-30; 5.4) Bir gerilim çukuru iki parametreyle tanımlanır: tanımlanmış bir limit değerin altında kalınması (genellikle nominal değerin %70-90’I arası) ve bu durumun süresi. Çukur olayı, gerilimin limit değer artı gecikme değerine (genellikle nominal gerilimin %2’si) ulaşmasıyla beraber son bulur. Bu durum gerilim tümsekleriyle karşılıklı olarak gerçekleşir. Gerilim Kesintisi (IEC 61000-4-30; 5.5) Gerilim kesintisi iki parametreyle tanımlanır: tanımlanmış bir limit değerin altında kalınması (örneğin nominal gerilimin %5’I) ve bu durumun süresi. Kesinti olayı, gerilimin limit değer artı gecikme değerine

(genellikle nominal gerilimin %2’si) ulaşmasıyla beraber son bulur. Geçici Gerilimler (IEC 61000-4-30; 5.6) Alçak gerilim sistemlerdeki geçici gerilimler için uygulanır. Geçici akım varyasyonlarının oluşumunda rol oynadıkları için geçici akım olayları da ilgi alanına girmektedir. Döngü süreleriyle karşılaştırıldığında geçici gerilim/akım olayları kısa veya çok kısa sürelerdedir. Standartlara bağlı kalınarak belli sinyal şekilleri tanımlamak zor olmakla beraber şu şekilde ifade edilebilir: 10MHz’e kadar düşük genlikteki ve süresi 200 µs’ye kadar olan frekanslar veya 1MHz’e kadar daha büyük genlikteki ve süresi 2ms’ye kadar olan frekanslar. Gerilim ve akım pikleri 6kV veya 5kA’e kadar ulaşabilir. Tipik geçici gerilim/akım olayları tristör devreleri nedeniyle oluşan 1-2 ms’lik periyodik çentikler halindedir. Gerilim Dengesizliği (IEC 61000-4-30; 5.7) Gerilim dengesizliği durumunda, bir negatif seri komponenti ve/veya bir sıfır seri komponenti, pozitif seriye ek

115 Ocak

2015


olarak mevcuttur. Gerilim dengesizliği, negatif serinin pozitif veya sıfır serisine oranının yüzdesel değeri olarak tanımlanabilir. Gerilim Harmonikleri (IEC 61000-4-30; 5.9 → IEC 61000-4-7) Standart 9kHZ’e kadar spektral komponentlerin ölçümü için cihazlara atıfta bulunurken, açıkça 50. harmonike kadar aralık tanımlamaktadır. Harmonikler temel frekansın tam katlarıdır. Gerilim Araharmonikleri (IEC 61000-430; 5.9 → IEC 61000-4-7) Araharmonikler, takip eden iki harmonik arasındaki frekansın spektral komponentlerdir. Araharmoniklerin analizi ve tanımlanması için spektral çizgiler arasındaki 5 Hz’lik mesafe, fastFourier dönüşü (FFT) için kullanılan 200 ms’lik zaman yiv uzunluğunun ters değeridir.

Şekil5: PQ Sinyal Generatörü’nün farklı test durumlarını içeren test görüntüsü

AF Uzaktan Kumanda Sinyalleri (IEC 61000-4-30; 5.10) Burada audio-frekans taşıyıcı 50/60 Hz sinüs dalgasının (örneğin 316.67 Hz’in bir araharmoniği) üzerine konur. Araharmonik fonksiyona karşıt olarak, güç kalitesi analizörü tüm spektrumu araharmonikler için taramamalı, bilinen bir audio frekans için belirlenmiş sinyali aramalı ve genliğine karar vermelidir. Hızlı Gerilim Değişimi (IEC 61000-430; 5.11) Hızlı gerilim değişimleri, RMS değerinin bir kararlı gerilim seviyesinden diğerine hızlı dönüşümleridir. Uygun eşik değerlerinin tanımlanması gerekmektedir: minimum değişim oranı, kararlı durumun minimum süresi, iki kararlı durum arasındaki minimum fark ve kararlı durumların istikrarı. RMS eşik değerleri her zaman gerilim çukur ve tümseklerinin limitleri dahilindedir. Pozitif veya Negatif Gerilim Sapması (IEC 61000-4-30; 5.12) Avrupa’da bu kriterlere verilen önem oldukça düşüktür. Şebeke geriliminin tanımlanmış nominal değerlerden pozitif veya negatif sapmasını ifade eder. Şebeke geriliminin ağırlıklı pozitif sapması, işletim komponentlerinin ömürleri üzerinde etki edebilir ve

116 Ocak

2015

Şekil6:Frekans Varyasyonu

istenmeyen yüksek enerji tüketimine sebep olabilir. TEK BİR SİNYAL KAYNAĞI KULLANARAK GÜÇ KALİTESİ ANALİZÖRLERİNİN TEST VE KALİBRASYONU TEST GÖRÜNTÜSÜ Test görüntüsü tekil test durumlarının birleştirilerek bir test serisi oluşturulmasını sağlar. Tekil bir test durumu IEC 61000-4-30 standardında tanımlanmış her parametre için geçerlidir. Birkaç tekil testin uygun görülen kombinasyonu gruplar halinde birden fazla defa tekrarlanmak üzere bir araya getirilebilir. Test serisi “Wait (Bekleme)” ve “Assessment

(Değerlendirme)” durumlarıyla tamamlanabilir. Her iki durumda da, nominal değerler test objelerine beslenmeye devam eder. Wait (Bekleme) durumu örneğin Güç Kalitesi Analizörü üzerinde ayarlamalar yapmak veya takip eden test aşamalarında değişiklik/yenilik yapmak amacıyla kullanılabilir. Bu özellike Test Universe yazılımının tamamı için geçerli olan özgün bir özelliktir. Assessment (Değerlendirme) durumu ise bir veya daha çok test durumunun yürütülmesinin ardından manuel değerlendirmeler yapmak üzere kullanılır. Tüm test serisini birden fazla defa yürütmek de mümkündür.


Şekil7: Geçici Gerilim

Bir güç kalitesi analizörünün fonksiyon ölçümü için en makul yöntem CMC256Plus test cihazı gibi yeterince hassas bir sinyal kaynağı kullanmaktır. Tutarlılık kontrolü amacıyla yapılacak basit bir fonksiyon doğrulama işlemi için sinyal kaynağının hassasiyetiyle ilgili büyük beklentiler yoktur. Ancak, eğer kalibrasyondan bahsediyorsak, test ekipmanımızın 5 kat daha hassas olması gerekmektedir. “Gerilim genliği” için gereken hassasiyetle karşılaştıracak olursak CMC256Plus’ın onaylanmış değerleri bize 2:1 oranında yüksek hassasiyet sunacaktır. CMC256Plus’ın tipik değerleriyle yapılacak bir karşılaştırmanın sonucu ise bize 5:1 oranını verecektir. Kullanım esnasında gözlemlenecek pratik değerler, yeni kalibre edilmiş bir CMC256Plus’ın özellikle 100V, 230V gerilim seviyelerinde 0.04% rd. + 0.01% rg. onaylanmış maksimum hatadan çok daha hassas olduğunu gösterecektir. Kalibrasyondan sonra ölçüm hataları genellikle 0.015 % rg. + 0.005 % rd seviyelerindedir. Tanımlanmış sıcaklık koşullarında ise hata seviyesi çoğunlukla 0.01% değerini aşmamaktadır. Sonuçta, CMC256Plus’ın kalibrasyon amacıyla kullanıma uygunluğu ve -eğer gerekirse- kalibrasyonun takip edilebilirliği ve kısa kalibrasyon süreleri konularındaki değerlendirmeler kullanıcılara bırakılmıştır.

Şekil8:Gerilim Harmonikleri

GÜÇ KALİTESİ (PQ) SİNYAL GENERATÖRÜ YAZILIM MODÜLÜ PQ Sinyal Generatörü modülü Omicron CMC test cihazlarıyla beraber sunulan Test Universe Ver. TU2.2x yazılımına eklenebilen bir opsiyondur. Yazılım, test serilerinin ve serinin tekil parçalarının istendiği sıklıkta tekrarını tanımlamaya izin verir. Eğer test objesi ikili çıkış sağlamaktaysa, modül test sonuçlarını otomatik olarak değerlendirebilir. Eğer test objesi için böyle bir durum yoksa, değerlendirmenin manuel olarak yapılması da mümkündür. Manuel değerlendirme durumu için, test belli bir anda kısa süreliğine “Değerlendirme Durumu” kullanılarak durdurulabilir. Cihaz değerlendirme durumundayken test objelerine nominal gerilim beslemeye kesintisiz olarak devam eder. TEKİL DURUM TİPLERI İÇİN DETAY GÖRÜNTÜLER Frekans: Nominal frekanstan başlayarak, frekans değeri ayarlanabilir bir oranda değişir ve orijinal değerine geri döner. Geçici Gerilim: Bu durum kullanılarak, geçici gerilim olaylarını simüle etmek mümkündür (pratikte, kommütatör akımlarından kaynaklanır). Derinlik, süre ve başlangıç noktası ayarlanabilir. Gerilim Dengesizliği: Gerilim

dengesizlikleri doğal sistem içinde veya mutlak değerler ya da pozitif seri komponentlerine bağlı simetrik komponentler tanımlanarak ayarlanabilir. Gerilim Harmonikleri: 2. ila 50. Harmonikler (50Hz’de) mutlak değerler veya temelden faz kayması olan nominal gerilimin yüzdesi olarak saptanabilir. Gerilim Çukur ve Tümsekleri: Nominal gerilimden başlayarak bir limit değerin altında ve üstünde kalınması durumu simüle edilir. Süre ve değişim oranı ayarlanabilir. Bir CMC256Plus ve PQ Sinyal Generatör Test Modülü kullanarak güç kalitesi analizörlerinin testi gözle görülür biçimde hızlı ve çok daha kolay biçimde yapılabilir. Bu yazılımla, otomatik ve yarıotomatik olarak yürütülmüş testler otomatik olarak oluşturulan bir test raporunda birleştirilebilir. Sinyal tipi titreşimler, geçici gerilimler ve gerili araharmoniklerin PQ Sinyal Generatörü test modülüyle 3-fazlı çıkışı cihazın yeni geliştirilen özellikleridir. Bugüne kadar, güç kalitesi fonksiyonlarının testi için gerek yazılım gerekse donanım için büyük yatırımlar gerekirken CMC256Plus PQ Sinyal Generatörü test modülüyle bu alanda yenilikçi ve ekonomik bir çözüm sunmaktadır.

Reinhard Kuntner, OMICRON Electronics, Austria

117 Ocak

2015


DGS ENERJİ ENERJİ KALİTESİ • TANITICI REKLAM

DGS ENERJİ TEİAŞ KABULÜNÜ İÇEREN HİZMETLER SUNUYOR

DGS ENERJİ Ocak 2013’ten beri akredite sunduğu TÜRKAK tarafından onaylanıp, TEİAŞ tarafından da resmi internet sitesinin Yan Hizmetler sayfasında ilan edildiği üzere TS EN ISO IEC 17020 A Tipi Akreditasyonu ile yoluna devam etmektedir. Enerji Üretim Santrallerinde Primer Frekans Kontrolü, Sekonder Frekans Kontrolü, Reaktif Güç Kontrolü, Anlık Talep Kontrol Muayeneleri, Oturan Sistemin Toparlanması Muayeneleri, Bekleme Yedekleri Muayeneleri yapmak ve ilgili kanun, mevzuat ve standartlar çerçevesinde muayene hizmetleri vermek, almak, performans test muayenelerini gerçekleştiren DGS Enerji, yeni adresinde hizmet vermeye devam etmektedir. DGS Enerji sahip olduğu bilgi ve tecrübeyi, müşterileri ile paylaşmanın heyecanını duyuyor. Kurulduğu günden bu yana onlarca başarılı yan hizmet muayenesi gerçekleştiren uzman bir kadroya sahip olan DGS Enerji; testlerin icrası, tutanak ve raporlarının sunulması ve TEİAŞ Kabulünü içeren hizmetleriyle müşterilerine anahtar teslim çözümler sunuyor.

118 Ocak

2015

Son teknoloji veri kayıt ekipmanları ile gerçekleştirmiş olduğu testler sonrası hazırlanması gereken tutanaklar en hızlı şekilde müşterilerine sunulabilmektedir. Verilen hizmetlerin temelini oluşturan elektrik enerjisinde kalite bozukluklarını iyileştirme, aşağıdaki başlıklar altında incelenebilir. Harmonik bozulma, sistem oturmaları, dalgalanma, darbeler, düşük veya aşırı gerilim ile geçici olaylardır. Bu değerler düzenli olarak uygun bir şekilde ölçülüp raporlanmalı ve uzman mühendisler tarafından değerlendirilmelidir. Sistemlerde bulunan jeneratör, trafo, kondansatör ve motorlarda aşırı sınma kullanabilir güçte azalma, kayıplarda artma ve güç faktöründe düşme, nötr hattında aşırı akım

oluşması, rezonans ve yüksek gerilim delinmesi sorunlarından birini veya birkaç tanesini gerçekleşmekteyse tesisatta harmonik problemler oluşur ve sisteme zarar vermeye başlar. Enerji kalite problemlerinin karşımıza çıkmaları ise enerji kaynağının besleme gerilimi kalitesi ile tesisattaki yüklerin tipine bağlıdır.

Aynı zamanda Primer Frekans Kontrolü, Reaktif Güç Kontrolü, Sekonder Frekans Kontrolü, Oturan Sistemin toparlanması gibi hizmetler ile işletme sahipleri hem ek gelir elde edip hemde enterkonnekte sistemin daha kaliteli olmasına yönelik çalışmalar yapılmaktadır. İlgili hizmetlerin testleri alanında uzman mühendisler ile DGS Enerji tarafından gerçekleştirilip raporlanmaktadır.


KOZTEK ELEKTRİK ENERJİ KALİTESİ • TANITICI REKLAM

SEL-3355 DAYANIKLI BİLGİSAYAR PLATFORMU

DAYANIKLI DONANIM TASARIMI İLE 10 YIL GARANTİ SUNAN BU ÖZEL BİLGİSAYAR, FAN DÂHİL İÇERİSİNDE HERHANGİ HAREKETLİ HİÇBİR PARÇA İÇERMEZ.

SEL bilgisayarları tipik bilgisayarlardan 10 kat daha geliştirilmiş arıza istatistik değerleri (MTBF) sunan, gelişmiş hata düzelten hafızası (ECC) ve diğer teknolojileri ile kritik işlevlerin güvenilirliğini arttırır. İçerisinde bulunan bağımsız denetim sistemi sayesinde, problemleri algılar, alarm üretebilir, besleme gerilimi kesintilerini ve ana işlemciyi sürekli denetler. Güvenilir İşletme Performansı - En Zorlu Çevre Standartlarına göre test edilmiş ve tasarlanmıştır. SEL-3355 Dayanıklı bilgisayar platformunu yüksek gerilim enerji tesislerine, endüstriyel, resmi ve askeri tesisler gibi kritik önemdeki prosesleri içeren alanlara kurabilir. Masaüstü veya panel tipi bilgisayar gibi ofis ortamları için tasarlanmış bilgisayarlara kıyasla çok daha güvenilir bir işlem platformu sunar. SEL-3355, sarsıntı, şok, elektriksel gürültü, darbeler ve aşırı ısı farklılıklarına göre tasarlanmıştır.

Öne çıkan benzersiz özellikleri:

UYGULAMALAR İÇİN ESNEK ÇÖZÜMLER

• 24VDC, 48VDC, 110VDC, 220VDC/AC gibi besleme seçenekleri

SEL-3355, 3 adet ethernet portu, 6 adet USB portu, 16’ya kadar çıkabilen seri portlar, VGA, IRIG-B giriş/çıkış seçenekleri, I/O kontrol ve alarm seçenekleri ile konfigüre edilebilir. Aynı zamanda Windows® 7 Ultimate 64-bit, Windows 7 Professional, Windows Server® 2008 R2 Standard veya Linux® işletim sistemlerinden herhangi biri seçilebilir.

• 10 yıl uluslararası benzersiz SEL garantisi • Dual-Core 2.5GHz Intel Core i7 veya Quad-Core 2.1GHz Intel Core i7 işlemci seçeneği • Hiçbir hareketli parça içermeyen çok güvenilir donanım (fan, dönen sabit disk v.s. yoktur)

• Çok dayanıklı ve uzun ömürlü güç kaynağı (MTBF > 2500 yıl) • -40…+75°C arası çalışma sıcaklığı, 15kV Elektrostatik boşalma dayanımı, 15g mekanik darbe dayanımı • Doğrudan çift fiber optik ethernet port seçeneği

• Doğrudan IRIG-B zaman senkronizasyonu girişi ve çıkışı • 8GB, 16GB, 32GB Flash sabit disk seçenekleri (tek veya çift) • 60GB, 120GB ve 250GB Solid State sabit disk seçenekleri (SSD) • 16 adet RS232/RS422/RS485 seri port seçenekleri • Standart 1 adet doğrudan dijital giriş, programlanabilir 1 adet alarm kontak çıkışı • Microsoft® Windows® Embedded, Windows® 7 Ultimate, Windows Server® 2008, Linux Bundle— SEL Daemon and Ubuntu 10.04 LTS (64-bit), Linux Bundle—SEL Daemon and Ubuntu 10.04 LTS (32-bit) gibi geniş • Haberleşme, RTU, HMI, SCADA yazılımları ile birlikte sipariş etme olanağı

119 Ocak

2015


NETES MÜHENDİSLİK ENERJİ KALİTESİ • TANITICI REKLAM

FLUKE 430 SERİSİ II ÜÇ FAZLI GÜÇ KALİTESİ VE ENERJİ ANALİZÖRLERİ her bir olayın 100/120 döngülerini (50/60Hz) yakalar. • Otomatik Geçici Mod: 435 ve 437 Serisi II analizörleri, tüm fazlarda 6 kV’ye kadar aynı anda 200 kHz dalga biçimi verilerini yakalar. TEKNİK VERİLER Yeni 430 Serisi II Güç Kalitesi ve Enerji Analizörleri, güç kalitesi analizinde en iyiyi ve ilk defa olarak enerji kayıplarını parasal olarak ifade etme yeteneğini sunar. Yeni Fluke 434, 435 ve 437 Serisi II modelleri üç fazlı ve tek fazlı güç dağıtımı sistemlerindeki güç kalitesi sorunlarını bulmaya, tahmin etmeye, önlemeye ve gidermeye yardımcı olur. Ayrıca, Fluke patentli enerji kaybı algoritması olan Birleşik Güç Ölçümü, kullanıcıya bir sistem içerisindeki enerji israfınin kaynağını tam olarak bulmasını sağlayarak harmonik ve dengesizlikten kaynaklanan enerji kayıplarını ölçer ve miktarını belirler. • Enerji kaybi hesaplayıcısı: Klasik aktif ve reaktif güç ölçümleri, dengesizlik ve harmonik gücü miktarları, gerçek sistem enerji kayıplarını dolar cinsinden tam olarak bulmak için belirtilir (diğer yerel para birimleri de kullanılabilir). • Güç invertör verimliliği: İsteğe bağli DC pens kullanılarak güç elektroniği sistemlerinin AC çıkış gücü ve DC giriş gücü aynı anda ölçülür. • PowerWave veri yakalama: 435 ve 437 Serisi II analizörleri elektrik sistemi dinamiklerini (jeneratör ilk çalıştırmaları, UPS açma/kapama vs) karakterize etmek için hızlı RMS verilerini yakalar, yarı döngü ve dalga biçimlerini gösterir. • Dalga biçimi yakalama: 435 ve 437 Serisi II modelleri kurulum olmadan, tüm modlarda algılanan

120 Ocak

2015

• Tam Sınıf-A uyumlu: 435 ve 437 Serisi II analizörleri uluslararası IEC 61000-4-30 Sınıf-A standardına göre testler gerçeklestırır. • Ana şebeke sinyali: 435 ve 437 Serisi II analizörleri belirli frekanslarda dalgalı kontrol sinyallerinden parazitleri ölçer. • 400 Hz ölçümü: 437 Serisi II analizörü, aviyonik ve askeri güç sistemleri için güç kalitesi ölçümlerini yakalar. • Gerçek zamanlı sorun giderme: İmleçleri ve yakınlaştırma araçlarını kullanarak eğilimleri analiz eder. • Endüstrideki en yüksek güvenlik derecelendirmesi • Tüm üç fazın ve nötrün ölçümü: Beraber verilen ve en sıkı yerlere uymak üzere tasarlanan gelişmiş ince esnek kablo içeren dört esnek akim probu ile. • Otomatik Eğim Belirleme: Tüm ölçümler herhangi bir kurulum olmadan daima otomatik olarak kaydedilir. • Sistem İzleme: EN50160 güç kalitesi standardına göre tek ekranda on güç kalitesi parametresi. • Kaydedici fonksiyonu: Kullanıcı tanımlı aralıklarda en fazla 600 parametre için bellekte her türlü test koşulu yapılandırılabılır. • Grafik görüntüleme ve rapor oluşturma: Sağlanan analiz yazılımı ile. • Pil ömrü: Li-iyon pil paketinde sarj başına yedi saat çalışma süresi.

Servis girisinde kullanim için 600 V CAT IV/1000 V CAT III derecelendirmeli. BİRLEŞİK GÜÇ ÖLÇÜMÜ Fluke’un Birleşik Güç Ölçümü sistemi (UPM) aşağı- dakileri ölçerek kullanılabilir gücün en kapsamlı görünümünü sağlar: • Klasik Güç (Steinmetz 1897) ve IEEE 1459-2000 Gücü Parametreleri • Ayrıntılı Kayıp Analizi • Dengesizlik Analizi Bu UPM hesaplamaları güç kalitesi sorunlarından kaynaklanan enerji kaybının parasal maliyetini belirlemekte kullanılır. Bu hesaplamalar tesise özel diğer bilgilerle birlikte bir tesisin israf edilen enerjiden dolayı ne kadar para kaybettiğini nihai olarak belirleyen bir Enerji Kaybı Hesaplayıcısı tarafından hesaplanır. ENERJİ TASARRUFLARI Enerji tasarrufları geleneksel olarak izleme ve hedefleme ile, diğer bir ifadeyle bir tesisteki büyük yükler bulunarak ve çalışmaları optimize edilerek elde edilir. Güç kalitesinin maliyet miktarı ancak kayıp üretim ve elektrik teçhizatındaki hasardan kaynaklanan ariza süresi cinsinden belirlenebiliyordu. Birleşik Güç Ölçümü (UPM) yöntemi simdi bunun ilerisine gidiyor ve güç kalitesi sorunlarından kaynaklanan enerji israfını keşfederek enerji tasarrufları sağlıyor. Fluke’un Enerji Kaybı Hesaplayıcısı, Birleşik Güç Ölçümünü kullanarak bir tesisin enerji israfından dolayı ne kadar para kaybettiğini belirler. DENGESİZLİK UPM, tesiste tüketilen enerjinin daha kapsamli dökümünü verir. (Zayıf güç faktöründen kaynaklanan) reaktif gücün ölçümüne ek olarak UPM,


üç fazlı sistemlerde her bir fazın eşit dağılımlı olmayan yüklenme etkisi anlamındaki dengesizlikten kaynaklanan enerji israfını da ölçer. Dengesizlik sıklıkla, her bir fazda çekilen akımın mümkün olduğunda eşit olmasını sağlamak amacıyla yükleri farklı fazlara yeniden bağlayarak düzeltilebilir. Dengesizlik, etkileri en aza indiren bir dengesizlik reaktans aygıtı (ya da filtresi) tesis ederek de düzeltilebilir. Dengesizlik sorunları motor arızasına yol açabildiğinden ya da teçhizatın beklenen ömrünü kısaltabildiğinden dolayı dengesizliğin düzeltilmesi, tesiste temel iyi kurum idaresi olmalıdır. Dengesizlik enerji israfına da yol açar. UPM’nin kullanılması bu enerji israfıni en aza indirebilir ya da ortadan kaldırabilir, böylece paradan tasarruf edilir.

HARMONİK UPM, harmoniğin varlığından dolayı tesisinizde israf edilen enerjinin ayrıntılarını da verir. Kullandığınız ya da komsu tesislerdeki yüklerden dolayı tesisinizde harmonik olabilir. Tesisinizdeki harmoniğin varlığı şunlara yol açabilir: • aşırı ısınan transformatör ve iletkenler • devre kesicilerin rahatsız edici sekilde açılması

• elektrikli teçhizatın erken arızalanması Mevcut harmonikten dolayı israf olan enerjinin maliyet miktarının belirlenmesi, harmonik filtrelerin satın alınmasını gerekçelendirmek için gereken yatırım getirisi hesaplamasını basitleştirir. Bir harmonik filtresi tesis ederek harmoniğin olumsuz etkileri azaltılabilir ve enerji israfı ortadan kaldırılabilir. ve daha güvenilir isletimi netice verir.

121 Ocak

2015


122 Ocak

2015


123 Ocak

2015


124 Ocak

2015


125 Ocak

2015


NETES MÜHENDİSLİK

126 Ocak

2015



KAYNAK OMİS ENERJİ

ELEKTRİK A.K.

HASÇELİK

5

HES KABLO

33

İNFORM

A.K.İ.

HÜRRİYET YENİ BİR İŞ

77

REÇBER KABLO

Ö.K.İ.

İSTANBUL LIGHT

16

KABKOM

10

ABB AKTİF MÜHENDİSLİK

11, 27,31 37, 39

LÖSEV

124

ARDIÇ

95

MAKEL

7

BEST

18

ÖZGEN ELEKTRİK

BROTHER

43

PHILIPS AYDINLATMA

BÜSTYAL

73

PROTAŞ

DELTEC

57

SEVAL KABLO

15

41, 55 19 4

DKE ELEKTRİK

1

STAUBLI

71

DLX ELEKTRİK

97

SIEMENS

29

EAE ELEKTRİK

103

TEKON ENERJİ

75

EL-KO

9

TEST TÜM

EMEK ELEKTRİK

8

ULUSOY ELEKTRİK

127 2

EMS

67

VAEST

14

ENTES

17

VERA ELEKTROMEKANİK

EUROTRAY

93

VİKO

GEMTA

69

WIN 2015

128

GERSAN

3

ZEYBEK

101

6 35

OKUYUCU İLGİ FORMU Bu sayımızda, reklam ve yeni ürün sayfalarında tanıtımı yapılan ürün ve hizmetler ve ilgili firmalara ilişkin ayrıntılı bilgi edinmek istiyor iseniz lütfen 0(212) 272 33 90 no’lu faksımıza ya da; Eski Osmanl› Sokak Ar›kan ‹ş Merkezi No:30 Kat: 2 Daire: 10 Mecidiyeköy/‹STANBUL adresine gönderebilirsiniz. İsteğiniz ilgili firmaya bildirilecektir.


129 Ocak

2015


WIN EURASIA Automation WIN FUARLARI KAZANDIRIR! Uluslararası Endüstriyel Otomasyon Fuarı. Endüstriyel Otomasyon Dünyasını Tek Bir Yerde Keşfedin.

19-22 Mart 2015 Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi, İstanbul • Türkiye win-fair.com

Hannover-Messe Bileşim Fuarcılık A.Ş. Tel : 0212 334 69 00 0212 324 44 43 Email : info@hf-turkey.com info@bilesim.com.tr

Destekleyenler

Resmi Seyahat Acentası

/winfairs /winfairs

BU FUARLAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR.




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.